belgelerle ii. abdülhamid dönemi
TRANSCRIPT
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 1/207
BEYAN YAYINLARI Ankara Cad. No:49,3 344,0 Cağaloğlu-İstanbul Tel:0212.512 76 97 526 50 10
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 2/207
İÇİNDEKİLER
Önsöz, 7Sultan II. Abdülhamid'in Dış Siyasetinde Tarikatların Rolü, 9
Sultan II. Abdülhamid'in Çin SiyasetineDair Bir Vesika, 15Sultan Abdülhamid'in Hac Siyaseti, 23 Ermeni MeselesiNereden Kaynaklanıyor?, 29 Fransanın OsmanlıDevletinde Beslediği Nifak Odakları, 3719. Yüzyılda Osmanlı Devletine Karşı Yapılan İsyanlardaİngilterenin Rolü, 43 Osmanlı Devletine Karşı Yapılanİsyanlarda İngiliz-Fransız Silah Kaçakçılığı, 49 Sultan II.Abdülhamid Devrinde Osmanlı Devletinde MisyonerOkulları, 57 Sultan Abdülhamid Döneminde İstanbul'daKız Mektepleri, 65II. Abdülhamid'in Hilafeti Hakkında Yazılmış Arapça BirRisâle ve Bununla İlgili Kırk Hadis, 71 Pekin HamidiyyeÜniversitesi, 99 Ondokuzuncu Yüzyıl OsmanlıSiyâsetinde Rol Oynayan Tarikatlara Dâir Bir Vesika, 111
Sultan II. Abdülhamid ve Çin Müslümanları, 125 II.Abdülhamid'in Çin Müslümanlarını Sünni MezhebineBağlama Gayretlerine Dair Bir Belge, 133Sultan II. Abdülhamid'in Çin'e Gönderdiği Enver PaşaHeyetiHakkında Bazı Bilgiler, 139Sultan II. Abdülhamid'in Uzak Doğu'ya Gönderdiği Ajana
Dair, 155
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 3/207
II. Abdulhamid Dönemi Yemen Valisi Osman NuriPaşa'nın Yolsuzluklarına Dair İmzasız Bir Layiha, 159Fransa'nın Kuzey Afrika'daki Sömürgeciliğine Karşı
Sultan II. Abdülhamid'in Panislamist Faaliyetlerine AitBir Kaç Vesika, 185
Said-i Nursî ve Meşrutiyet, 206
Ermeni Kilisesi ve Sultan Abdulhamid, 214
Enver Paşalar, 219Sultan II. Abdülhamid'in Nişan VermeSiyaseti, 225 Abdulhamid Hanın Hal
Edilmesi, 233
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 4/207
İleride okuyacağınız satırlar aslında bir kitap olarakhazırlanmadı. Bunlar, çeşitli dergilerde yayınlamışolduğumuz değişik makalelerden ve ilmi konferanslara
sunduğumuz tebliğlerden ibârettir.Bir kaç sene içinde yazmış olduğumuz makaleleribir sınıflamaya tabi tutunca, Sultan II. Abdülhamid'le ilgiliolanların, bir yekûn teşkil ettiğini gördük.
Yakın arkadaşlarımızın devamlı ısrarı üzerine,dağınık olarak basılmış olan bu makaleleri bir arayatopladık; ve bir kitap halinde neşrine karar verdik.
Şurası acı bir gerçektir ki, ilmi -üniversiteyi kas-tediyoruz- dergilerde yazılanların çoğu, geniş okuyucukitlesine ulaşamıyor, kütüphanelerin camlı dolaplarınıniçinde hapsolunup kalıyor. Oysa ki, çok değerli olan bubilgileri, kamu efkarına takdim etmek lazımdır.
İşte biz, makalelerimizi bu şekilde neşretmeyekarar verince, bu gayeyi güttük. Bu makalelerimizi de-
ğişik ortam ve zamanlarda yazdığımızdan dolayı bazıtekrarların olması tabiidir. Buna rağmen, makalelerinorijinalitesini bozmamak için bu tekrarları çıkartmadık;ve bunlara katlanmayı okuyucumuzdan da rica ediyoruz.Kitabın tertibinde de, -konular değişik olduğundan-herhangi bir mevzu veya kronolji sırası gözetmedik.Onları sadece neşir tarihlerine göre sıraya koyduk.
Böylece okuyucu, Sultan II. Abdülhamid'le ilgili herhangibir konuyu okumak isteyince, kitabın tamamını okumakmecburiyetinde kalmayacak, dilediği konuyu müstakilolarak okuyabilcektir.
Otuz üç sene Osmanlı Devletinin en çileli döne-minde devleti idâre eden Sultan II. Abdülhamid, çokdeğişik şekillerde ele alınıp incelenen tarihi bir şahsi-yettir.
Biz bu konuda, şu yöntemi uyguladık; duygusalolarak ona "Ulu Hakan" demediğimiz gibi, ona iftiraederek de, ermeni ve yahudiler gibi ona "Kızıl Sultan" dademedik. Biz sadece onun yaptıklarını zikretmekleyetinerek, hükmü okuyucuya bıraktık.
İnsaflı olalım biraz: 19. yüzyılın imkanlarıyla,
herkesin -kendi çevresi dahil- ona düşman olduğu birdönemde, dünyanın öbür ucunda olan Çin'de, Pekin'de;
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 5/207
kapısında Osmanlı bayrağı dalgalanan "Pekin HamidiyyeÜniversitesi"ni açabilen Abdülhamid'e niçin "Kızıl Sultan"diyelim?
İstanbul'dan, Pekin'e; Hindistan'dan, Türkistan'a;Suriye'den, Cezayir'e, Afrika içerilerine kadar, bugünedek eserleri ayakta durup "Hamidiyye" mührünü taşıyanSultan Abdülhamid'e, bir-iki ermeni veya
sevindirmek için neden "Kızıl Sultan" diyelim?İlerideki-tamamen belgelere dayanan -sahifelerokununca, onun gerçekten Kızıl Sultan olmadığı görü-lecektir.
Şu ayetle sözümüzü bağlayalım:"Rabbimiz, unut-tuklarımızdan ya da yanıldıklarımızdan dolayı bizi so-rumlu tutma. Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğingibi bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi ba-ğışla. Bizi esirge. Sen bizim Mevlamızsın. Kafirler top-luluğuna karşı da bize yardım et" (Bakara suresi, 286).
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 6/207
İhsan Süreyya SırmaSULTAN II. ABDÜLHAMİD'İN DIŞ
SİYASETİNDE TARİKATLERİNROLÜ
Sultan Abdülaziz'in, sebebi hâlâ çözülememiş olanesrarengiz ölümünden ve V. Murat'ın iki ay kadar süren
kısa saltanatından sonra, II. Abdülhamid Osmanlı tahtınaoturdu.
Abdülhamid, sadece kendinden önceki dönemler-den intikal eden ekonomik güçlüklerle değil; aynı za-manda, Doksan üç Harbinin ortaya çıkardığı dış baskıylada karşı karşıya geldi.
Midhat Paşa'nın empoze ettiği Anayasayı, aynıAnayasanın 113. maddesine1 dayanarak ilga edip sıkı-yönetim ilan eden Abdülhamid; siyasi iktidarı eline ge-çirip, kendisini pasif bir halife halinde, sadece dini me-selelerle meşgul bir hale getirmek ve Devletin hakimiolmak isteyen Midhat Paşa'yı2 başbakanlıktan alıp, onuyurt dışına sürdü.
İçeride bu hadiseler olurken, dışarıda, bir yandanFransa Kuzey Afrika'yı istila ediyor, öbür yandan daRusya ve Balkanlar, Osmanlı Devletini yıkmak için iş-birliği yapıyorlardı.
Osmanlı Devletini paylaşmak için Batı'da projeleryapılıyor3 ve bu projeler iktizasınca Filistin'de bir ya-1 Bu madde için bk. Salnâme-i Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye İstanbul,
1298, s. 24-25; İhsan Süreyya Sırma, Quelques documents inéditssur le role des canfreries (tariqat) dans la politique panis-lamique duSultan Abdülhamid II. İslâmi İlimler Fakültesi Dergisi, Ankara, 1979,Sayı.3, s.283 vd.
2 Archives du Minister edoes Affaires etrangres de France, NS? Turquie,no:408, s.296.
3 Bk. T.G. Djuvara, Cent projets de partage de la Turqui, (Türkiye'yiPaylaşmanın Yüz Projesi), Paris, 1914.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 7/207
hudi devleti, Doğu Anadolu'da bir ermeni devleti kurul-mak isteniyordu.İşte bu fikirlerin tahakkuku için, özellikle Tanzimat
Fermanının azınlıklara getirdiği haklardan istifade edenhıristiyan Batı dünyası, Osmanlı Devletini sıkıştırıyor,-tıpkı bugün olduğu gibi- anarşik hadiseler çıkartıyor,ortaya "Hasta Adam" ve "Şark Meselesi"4 gibi görüşler
atıyordu. İstanbul'da ve Devletin diğer köşelerindeyapılan bu gizli faaliyetlerin hangi yollarlapropagandasının yapıldığı hakkında, Fransa'nın o za-manlar İstanbul'da bulunan Sefiri, Fransız hariciyesine şubilgileri veriyor: "...Majestelerinin5 fotoğraflarını taşıyangravürler, Hüseyin Avni Paşa, Midhat Paşa ve MehmetRüşti Paşa'nınkilerle beraber, ekseriyeti ermeni olanhamallar tarafından iki-üç kuruşa satılmaktadır. Ermeni
hamallar, bu gravür ve portreleri Bible-Houses6 veMason localarıyla ilişkileri olan şahıslar vasıtasıyla eldeetmektedirler"7
Panislamist siyasetiİşte Sultan Abdülhamid, hıristiyan Batı dünyasının,
Haçlı seferlerinin devamı olarak sürdürdükleri bu
faaliyetlerine karşı koymak için, kendi panislamist si-yasetini ortaya koydu. Tonynbee'nin dahi endişe duy-duğu ve panislamist siyasetiyle, Sultan Abdülhamid, Batıdünyasına karşı bütün Müslümanları bir bayrak altındatoplamayı düşünüyordu.8
Abdülhamid, bu siyasetiyle Batıya karşı çıkıp, er-meniler vasıtasıyle çıkartılan isyânları sert bir biçimde
bastırınca, ermeniler ona "Kızıl Sultan" (Le Sultan Rouge)demeye başladılar9. İşte bugün dahi Kızıl Sultan derken,kimleri sevindirdiğimizin farkında değiliz.4 Bk. Eduard Driaut, La Question d'Orient, Paris, 1938.5 Yani Fransız kralı.6 İstanbul'da bulunan Hıristiyan Misyoner Teşkilâtı.7 Archives du Ministère des Affaires etrangeres France, NS, Turquie, no:
405, s. 54.8
Bk. Arnold J. Toynbes, La Civilisation â l'epreuve, Paris, 1951, s. 2289 Bk. Gilles Roy Le Sultan Rouge, Paris, 1936.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 8/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 9/207
dini ve siyasi reisleri İstanbul'da ikamet eden ve SultanAbdülhamid'in şeyhi olan Şeyh Zafir'dir, sayıları çokolup, bazan Libya'da çok aktiftirler"18. Aynı vesikanındevamında şunlar yazılıdır: "... İslâm'ın ön gördüğühedeflere varmak, yani emperyalist bütün yabancılarıyok etmeye ulaşmak için, bütün tarikatlar, aynıpropaganda usullerine başvurmaktadırlar."
Fransa Konsey Başkanının sorması üzerine, onlarınCidde Konsolosunun Paris'e gizli olarak yazdığı 20 Nisan1902 tarihli cevabî yazıda Şazeli Şeyhinin OsmanlıDevlet idâresindeki etkinliği ve panislamizme olan
katkıları şöyle anlatılmaktadır;"İmparatorluğun içlerinde olduğu gibi dış işlerinde
de çok büyük bir itibara sahib olan bu büyük Müslümanzatın nüfuz ve hareketi büyük bir ehemmiyeti haizdir.O'nda Din'e ve Taht'a olan desteğin en sağlam misaligörülür. İslâm itikadının müdafaası ve Hilafet'in ihyasıiçin her gün biraz daha yayılan hamiyet ve gayreti, onun
başına mübalağalı bir hürmet halesi geçirdi. Mevsukanbildirildiğine göre, onun eseri şayan-ı dikkat derecedebüyüktür. Büyük Şeyhi olduğu tarikatı, yenidenteşkilatlandırarak, -birkaç sene içinde- bu tarikatıkuvvetli ve korkulacak bir müessse haline çevirmiştir.Böylece bu tarikat, hem dini ve aynı zamanda askeri birhüviyet kazanmıştır. Bu tarikatın kuvvetli olmasına
sebep bir çok amil vardır. Her şeyden evvel, çok güzelbir şekilde teşkilatlandırılmış olan silsile-i meratibi vebütün müridlerinin kesin olarak teslim olduğu, tesirkabûl etmeyen disiplinli ve müridlerinin sayılarınınfevkalade kabarık oluşumdandır. Usta bir şekilde Türk
politikasının gereklerine göre düzenlenmiş veya onauydurulmuş olan itikatları Müslümanların heyecanagelmiş rüyalarına ve hararetli hayallerine ümid vermişebenziyor. Yalnız dini menfaatler için çalıştıklarınıgösteren tarikat müridleri, aynı zamanda kendileriniPanislamizm propagandasına adamışlardır."19
Batı'ya karşı en çok korkulacak faaliyetler
18 Bk. İhsan Süreyya Sırma, Fransa'nın Kuzey Afrika'daki Sömürgeciliği.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 10/207
Osmanlı siyasetinin Batı'ya karşı en çok korkulacakfaaliyetlerinin tarikatlar olduğunu söyleyen FransızKonsolosu, yazısını şöyle devam ettiriyor:
"Şunu iddia edebileceğimi zannediyorum ki, bu ikitarikat imtiyazlı olup, gayretleri ve siyasi faaliyetleri ile,iman eserinden başka hiç bir şeyleri görülmeyen bütündiğer İslâmî cemaatleri geride bırakmaktadırlar. Hülasaolarak -kuvvetli teşkilatları, müntesiblerinin çokluğu,sahib oldukları zenginlik ve yukarıdan gelen özel himayesebebiyle-, bu iki tarikat, bugün için, Türk siyasetinin enfaal ve en korkulacak aletleridir.20
Batı'ya karşı bu şekilde mücadele veren tarikathareketini tesirsiz hale getirmek için de, Fransız Kon-solosu Paris'e şu tavsiyelerde bulunuyor:
"Mümkün mertebe, sağlık ve ekonomik sebepleribahane ederek Müslüman tebaamızın Hicaz'a yapacak-ları Hacc'ı zorlaştırıp azaltmak.
Birbirlerine rakip olan tarikatlara bir takım imti-yazlar tevcih ederek, bu rekabetin artmasına yardımetmek... Burada bizi ilgilendiren husus, bu rekabeti,kendi menfaatimiz yönünde işletmektir.
Büyük Şerifin (Mekke Şerifinin) bizim için desteğinive teveccühünü kazanmak".21
Bu tavsiyeler daha sonra gerçekleştirilerek, tari-katları Osmanlı siyasetinden koparıp, kendi menfaatle-rine hizmet ettirmenin yollarını araştırmak üzere, Fransızhükümeti, "Service des Affaires Musulmanes etSahariennes" diye bir teşkilat kurmuştur".22
Netice olarak denilebilir ki, tarikatlar Sultan Ab-dülhamid'in dış siyasetinde önemli bir rol oynamıştır.Onun panislamizm denen dış siyaseti de, kendisine KızılSultan lakabını takan ermeni ve yahudi komitacılarınıhimaye eden batı dünyasına karşı ortaya konmuştur
19 Bk. İhsan Süreyya Sırma, Ondokuzcu yüzyıl Osmanlı Siyasetin-
de büyük rol oynayan tarikatlara dair bir vesika, Tarih Dergisi,İstanbul, 1978, Sayı, XXXI, 185.20 Ay. es.21 Ay. es. s. 186.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 11/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 12/207
Var gücüyle Osmanlı Devleti'ne yüklenen ve onuparçalayıp paylaşma fikrini23 gerçekleştirme peşindekoşan Batı dünyasına karşı ekonomik yetersizliktendolayı-fiili bir kuvvetle çıkamayan II. Abdülhamid, pasif bir mücadeleye girişmiştir.
Ermeni isyânlarını bastırdığı için Abdülhamid'e "LeSultan Rouge" (Kızıl Sultan)24 lakabını takan Batı,Osmanlı bünyesindeki azınlıkları, yani gayr-i müslimleri
isyâna teşvik etmekle kalmamış, Anadolu dışındakiMüslümanlar arasında da bir ırkçılık (racisme) cereyanıbaşlatarak, bunları da İstanbul'dan koparmayaçalışmıştır. Batı emperyalizminin bu faaliyeti, sırf eko-nomik üstünlük sağlamak olmayıp, meselenin kökenin-
de, Orta Doğu'da hıristiyanlığı yerleştirme düşüncesiyatıyordu ki, bu XI. yüzyılda başlatılan haçlı savaşlarınınbir devamı idi.25
Bu sömürgeciler, esas gayelerini gizlemek için, bi-limsel araştırmalar yapmak bahanesiyle, yüzlerce ca-susu Orta Doğu'ya göndermişlerdir26 ki, bunların çoğunuhıristiyan veya yahudi misyonerler teşkil etmekteydi.
Bunlar, Anadolu dışındaki Müslümanlara, OsmanlıDevletini sömürgeci, kendilerini de bu sömürüden kur-tarıcı (liberatuer) olarak tanıtıyorlardı.27
Sultan Abdulhamid, Batı'nın bu faaliyetlerine karşıkoymak için, isyân çıkarılmak istenen Anadolu dışındakiMüslümanlardan faydalanmak ve yardımlarını sağlamakgayesiyle, Hilafet merkezi olan İstanbul'dan çok uzakta
25 C. Brockelmann, Histoire des Peuples et des Etats İslamiaues,Paris 1949 s. 190.
26 Albert Deflere, Voyoge, au Yemen Paris, 18.86. s.10; Es'ad Cabirb. Osman Râgıb Yemen, el yaz. İstanbul Üniversitesi MerkezKütüphanesi, no.TV 4250, s. 11
27 Gaston Rouet, La question du Yemen, dans Questions Diploma-tiqueset Coloniales, Paris, 16 April 1910, No:316, c.29 s.490. İhsan SüreyyaSırma, Ondokuzuncu Yüzyıl Osmanlı Siyasetinde büyük rol oynayan
tarikatlara dair bir vesika. İstanbul Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi,İstanbul, 1978, XXXI. 183 vd. Victor Berard, Le Sultan, İslam et lesPulssances Paris 1907 S 36
23 T.G. Djuvara, Cent projest de partage de La Turquie, Paris,1914.
24 Gilles Roy, Le Sultan Rouge Paris, 1986. Maalesef bugün dahitarihçilerimizin bir kısmı, Osmanlıya küfür, Ermeniye iltifatolan bu "Kızıl Sultan" tabirini pervasızca kullanmaktadırlar.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 13/207
olan Müslümanları, tarikat şeyhleri28 veya özeltemsilciler vasıtasıyla "Halife" sıfatı etrafında toplamayaçalışmıştır ki, onun bu siyasi-dini faaliyetine"panislamizm" denmiştir. O bu amaçla, Türkistan'a,Hindistan'a29, Afrika'ya30 Uzak Doğu'ya31, yani Çin ve Japonya'ya kadar32 adamlarını göndermiştir.
Pekin Hamidiye ÜniversitesiAbdülhamid, Çin'e gayr-i resmi adamlarını gön-
derdiği gibi, oradaki müslümanlarla ilişki kurup, onları,kendisine bağlamak gayesiyle resmi heyetler de gön-
dermiştir ki, Enver Paşa heyeti, bunlardan bir tanesidir.33
Onun bu faaliyetleri kısmen semeresini de vermiş ve ÇinMüslümanları, onun adına -kapısında Osmanlı Bayrağıdalgalanan- Pekin Hamidiye Üniversitesi'ni açmışlardır.34
Bilindiği gibi, Çin de 19. yüzyılın sonlarında, BatıAvrupa ülkelerinin sömürmeye çalıştıkları yerler ara-sındaydı ki, Hindo-Çin bölgesi sömürge haline getiril-
mişti bile. İşte Uzak Doğu'nun ve dünyanın bu büyükülkesinde, Müslümanlar da büyük bir yekûn tutuyordu.Bizzat resmi Çin istatistiklerine göre, 1900 yıllarında,Çin'deki Müslüman nüfusu 70 milyonu aşıyordu.35
31 İhsan Süreyya Sırma, Quekques documents inédits sur le roledes canfreries (tariqat) dans la politique pan-İslâmique du Sul-tan Abdülhamid II. İslami İlimler Fakültesi Dergisi, Ankara,
1979, III, 283; İhsan Süreyya Sırma. Sultan II. Abdülhamid'inUzak Doğu'ya gönderdiği ajana dair. Bu makale 6-9 Şubat 1978tarihleri arasında İstanbul'da Milli Türkoloji kongresine tebliğolarak sunulmuştur.
32 İhsan Süreyya Sırma, Sultan II. Abdülhamid'in Çin Müslüman-larını Sünni mezhebine bağlama gayretine dair bir belge. İstan-bul Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, İstanbul, 1979 XXXII, 559,İhsan Süreyya Sırma, Sultan II. Abdülhamid ve Çin Müslüman-ları, İstanbul Edebiyat Fakültesi İslâm Tetkikleri Enstitüsü
Dergisi, İstanbul, 1979, CVII, cüz, 3-4 s. 199.33 İhsan Süreyya Sırma. Sultan II. Abdülhamid'in Çin'e gönderdiğiEnver Paşa Heyeti hakkında bazı bilgiler, İslâmî İlimler Fakül-tesi Dergisi, Ankara, 1980, IV. 159 vd.
34 İhsan Süreyya Sırma. Pekin Hamidiye Üniversitesi, İslâmi İlim-ler Fakültesi Prof. M. Tayyip Okiç armağanı. Ankara. 1978,s. 159 vd.
35 Archives du Ministère des Affaires Etrangres Françaises, N.S.Chine, Vol, 81, 1900. s.171-172.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 14/207
Budist veya diğer dinlerdeki Çinlilere nazaran dahaşuurlu ve aktif olan Çinli Müslümanların zaman zamanBatılı sömürgecilere karşı isyân ettiklerini görüyoruz.36
Şu ana kadar bulabildiğimiz arşiv belgelerine göre,II. Abdülhamit'in Çin Müslümanlarıyla olan ilişkisi, 1899isyânlarıyla başlamıştır. Elimizdeki belgelerdenanlaşıldığına göre, 1899 yılında Müslüman ayaklanma-larına, Müslüman olmayan Çinlilerin de iştirak etmesiyle,Çin'deki durumun, oradaki Batılı sömürgecileri rahatsızetmeye ve onları endişelendirmeye başlaması üzerine;Avrupalılara karşı yapılan bu isyânları yatıştırmak için,
Alman İmparatoru II. Guillaume, Sultan II. Abdülhamid'emüracaat etmiş ve hatta onu bu yolda teşvik etmiştir.37
Abdulhamid ve ÇinliMüslümanlarII. Guillaume'un teklifine müsbet bir cevap veren
Abdulhamid, bu şekilde Çin Müslümanlarıyla ilişkikurmaya başlamıştır. Ancak şunu hemen belirtelim kiAbdülhamid'in Çin Müslümanları nezdindeki bu girişimiII. Guillaume'un istediği şekilde gelişmemiş; bilakisoradaki Müslümanların daha düzenli bir şekilde teşki-latlanmalarına sebep olmuştur. Bu durum II. Guüla-ume'un gözünden kaçmamış; başlangıçta, Abdülha-mid'in Çin'de girişeceği hareketleri maddeten destekle-yeceğine söz veren Alman Hükümeti, bu sözünden vaz-geçmiştir.38 Ve öyle anlaşılıyor ki, Alman İmparatoru,Sultan Abdülhamid'e yaptığı bu teklife pişman olmuş;onun bu teklifi sanki "Çin'deki dağınık Müslümanlarıteşkilatlandır" babında ve hatırlatma olmuştur. Yine
elimizdeki belgelerden anlaşıldığına göre, Abdülhamid II.Guillaume'un arzusu dâhilinde Çinli Müslümanları
yatıştırmak şöyle dursun, onlara bu isyânlarında yar-dımcı olmuştur. Onun gayesi, Avrupa Devletlerini Uzak
Darby ve Thiersant. De I'İnsurrection Mahometane dans la ChineOccidentale, dans Journal Asitique Paris, 1874, serie VII, s.l-31;Daniela Gluli Tozzi, La Grande Rivolta Musulmana Nello Yünn della-metâ del XIX secola: Antecedenti fasi inizali, Bk. Revista DegliOrientale, 54, 1980, s.359-379.İhsan Süreyya Sırma, Sultan II. Abdülhamid'in Çin'e gönderdiği EnverPaşa Heyeti Hakkında bazı bilgiler, belge no:7. Ay. es.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 15/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 16/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 17/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 18/207
SULTAN ABDÜLHAMİD'İN HAC
SİYASETİ
Hilafet'in Osmanlı Devleti'ne geçmesinden, Atatürktarafından ilgasına kadar, hiç bir Osmanlı SultanHalifesi'nin hacca gitmemiş olması, günümüze kadar
tarihçilerin çözemediği bir muamma olmaya devamediyor.
Bilindiği gibi, hicri 8. senenin Ramazan ayında Hz.Peygamber (s.a.s.) Mekke'yi fethetti. Bunu takibeden 9.sene de Müslümanları hacca göndererek, Hz. Ebu Bekirr.a.'ı "Hac Emiri" tayin etti.
Hz. Ebu Bekir (r.a.) yanındaki hacı adaylarıyla
Mekke'ye giderken, Zul-Huleyfe denen yere vardığında;Hz. Peygamber s.a.s.'in, onun ardından gönderdiği Hz. Alir.a. çıkageldi. Hz. Ali r.a., Resulullah s.a.s.'in şu emrinigetirmişti: Bundan böyle, hiç kimse çıplak olarak Kabe'yitavaf edemiyecek, ve bu seneden sonra, Müslümanolmayan hiç kimse hacca gidemiyecektir.
Müteakip sene, yâni hicretin onuncu yılında, hac
ibadetini bizzat Hz. Peygamber s.a.s. yönetti. Böylece o,hem Devlet Başkanlığını, hem de hac emirliğini birdenyaptı. Bu hac esnasında, Müslümanlar için çok önemliolan bu siyasi ibadeti, en ince teferruatına kadar Müs-lümanlara öğretti.
Hz. Peygamber s.a.s.'in vefatından sonra, onunraşid halifeleri de bu dini vecibeyi yerine getirmekten
geri durmadılar; gidemedikleri senelerde de, kendi yer-lerine haccı yönetecek emir'leri tayin ettiler.
Emeviler zamanında ise, iç savaşlar ya da başkasebepler öne sürülerek halife-sultanlar, bu büyük ibadetiihmal etmeye başladılar.
Abbasiler zamanında, bu dini vecibe daha ciddiyealındı; ve mesela Harun Reşid, hilafeti boyunca her iki
senede bir hacca gitti. Gitmediği senelerde de, eskidenolduğu gibi hac emirleri tayin etti.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 19/207
Emevilerden itibaren uyulan fetvaya dayanarak,halifenin uzun müddetle devlet merkezini terketmesinin,bazı siyasi mülahazaları, yani sakıncaları berabergetireceği söylenmiş ve maalesef, hiç bir Osmanlı Sul-tan-Halifesi, hacca gitmemiştir.
Cem Sultan ve Genç Osman'ın bu yolda teşebbüs-leri olmuşsa da 44 , onlar ne sultandılar, ne de halife...
Mamafih, Osmanlı Sultan-Halifeleri de, hacca git-memelerine rağmen, haccı idâre etmek üzre Surre Eminive Hac emirlerini göndermeyi ihmal etmediler. Yine buihmallerine rağmen, "Harmeyn-i Şerifeyn" dediğimizMekke-Medine'ye, her zaman en güzel hediyelerigöndererek, o konudaki hassasiyetlerini gösterdiler.Onları 'hacca gitmediler' diye tenkid ederken, belkihaklarını da teslim etmemiz gerekir.
Saltanatı döneminde, "Tanzimat" denen felâketgibi, bir çok kusurları olan, Osmanlı donanması için ge-mileri Lloyd Şirketinden kiralarken, yani donanmanınsavaş, hatta nakliye gemileri yokken, haşmetli Dolma-bahçe Sarayını yaptıran ve de şarap içmekten çekinme-yen Sultan Abdülmecid'in bile Haremeyn'e karşı olansaygısını göstermek için İlmiye Salnâmesinden45 şu sa-tırları okuyalım:
"Cennetmekân Âbdülmecid Han Hazretleri Ravza-ıMutahhara-i Risâletpenâhinin ta'mir ve tezyin-i zahi-resine fevkalâde sûreti itina gösterdi, İstanbul'da kıy-metdâr levhalar, avizeler, kitaplar ve şâir ma'mulâtı
bedi'a ve mensucat-ı nefise takdimiyle arz-ı ubudiyyet ve niyaz-ı şefaat olunuyordu.
Hazret-i Padişahın takdim olunan eşya arasında bir levhaya nazar-ı padişahane ve arifaneleri müsadif oldu ki-şah-ı şahan-ı cihan Abdülmecid-mısraı muharrer idi.Ruh-ı latif-i Muhammedi'ye mütevessil olan cinan-ı
44 Ayrıntılar için bk. D'Ohsson, Tablau Generale de l'Empir Otto-man, Paris MIDDC. LXL, III, 247-257.
45 Daru'l-Hılâfeti'l-aliyye, matbaa-âmire, 1334, s. 611; ayrıca bk. İ.Süreyya Sırma, l'lnstitution et les biogpraphies des şayh al-İs-lâm sous le regne du Sultan Abdülhamid 11. s. 98-99.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 20/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 21/207
Sultan Abdulhamid, parçalanmakta olan, bütünAvrupanın göz diktiği Osmanlı Devletinin kurtuluşununtek ümidini, Müslümanların birleşmesinde gördüğü için,kendine özgü, dinî-siyasi bir faaliyet göstermiştir. Onunbu yeni siyasetinden maksadı, Anadolu dışındaki bütünMüslümanları kendisine bağlamak olduğundan, dünyaMüslümanlarının yeniden örgütlenerek Batıemperyalizmine karşı birleşmelerini istiyordu. Bunuyaparken de, üzerinde taşıdığı Hilâfet sıfatındanyararlanıyordu ki, onun Panislamist siyaseti budur48.
Sultan Abdülhamid'in Devlet'in sınırları dahilinde
başlatmış olduğu demiryolları ve telgraf hatları şebekesiprojeleri de, aslında onun panistlamist siyasetinin birparçasıdır.
Sultan Abdulhamid, başlatmış olduğu ve Medine'yekadar ulaştırdığı demiryolları vasıtasıyla, İslâmdünyasındaki ulaşımı kolaylaştırmak ve her sene hacciçin Mekke'ye giden binlerce, milyonlarca Müslüman
vasıtasıyla İslâmî birliği temin etmek istiyordu. Bu si-yasetinin bir gayesi de, Mekke Şerifinin rolünü en azaindirmek, ve onun dünya Müslümanları -en azından
hacıları- üzerindeki nüfuzunu kaldırmak, böylece bütünMüslümanları fiilen olmazsa bile, hiç olmazsa "siyaseten"İstanbul'a bağlamaktı49
Sultan Abdülhamid, temsil etmiş olduğu "hilâfef'in debu konuda birinci derecede rol oynayabileceğinibildiğinden, kendinden önceki Osmanlı Sultanlarının
yapmadığını, ya da yapamadıklarını yapmaya kararveriyor ve kendi gayretiyle bitirilen telgraf hattıyla,Mekke Şerifi'ne gönderdiği ilk telgrafta, Medine'ye var-mış olan demiryolu Mekke'ye varır varmaz, hac içinMekke'ye gideceğini bildiriyordu50
Ne var ki, Sultan Abdülhamid'in ve Devletinindüşmanı olan güçler, buna müsaade etmedikleri gibi,demiryolunun Mekke'ye varmasına da mani oldular.Sultan Âbdülhamid'e karşı, İttihad ve Terakki gibi"çağdaş (!) düşünce"liler'le yahudi ve hıristiyanlar yani
Bk. La Civilisation a l'epreuve, Paris, 1951, s. 228.İhsan Süreyya Sırma, 11. Abdülhamid'in İslâm Birliği Siyaseti,İstanbul, 1985, s. 34 vd. .
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 22/207
suya düşürüp, yok yere Osmanlı Devletini Birinci CihanSavaşına sokarak, hem de bu iş için, tıpkı SultanAbdülhamid'in hal'i için yazılan fetva gibi çağdaş birfetvayı Şeyhülislama imzalatarak, Osmanlıyı Batı'nınuşağı yaptılar.
Çağdaş(!) Jön Türk Enver Paşa, çağdışı dedikleriMüslümanlara 'sizi mürteciler! İrtica getirdiniz! Hepinizinkafasını keseceğiz!" diye bağırıp, tehditler savurarak,efendileri olan Batı'yı memnun etmek için şöyle sloganatıyordu.
"Artık ne Bulgar var51 ne Yunan; ne Rum var, ne Yahudi ne Müslüman. Aynı mavi gök altında, hepimizeşitiz !"52
İttihad ve Terakki çetecileri, aynı mavi gök altındaMüslüman ve gayrimüslimin statüsünü, Allah'ın ka-nununa rağmen, aynı yaptılar amma; Müslümanlarla
aynı seviyeye, hatta daha üst seviyelere çıkarttıklarıErmenilerin kurşunlarıyla öldüler. Hürriyet kahramanı(!)diye nesillere yutturulan ve Sultan Abdülhamid'in halfetvasını tabanca zoruyla Şeyhülislam ZiyauddinEfendi'ye imzalatan Talat Paşa gibi...
Tarih daha neler yazacak?... Yeter ki Müslümanlar,münâfıkları hakkıyla tanısın! Yeter ki Müslüman kendisini
sömüren Allah düşmanlarına artık payanda ve destekolmasın! Onlara "evet" demesin!..Öyle garipleşti ki dünya, % 90'ı kendisine Müslü-
man diyen bir ülkede, Müslümanlara "azınlık" denmeyebaşlandı.
Nur içinde yatsın, ne güzel demişsin üstad:"Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!"...
49 Ay. es. s.46-47.50 Victor Berard, Le Sultan, l'Islam et les Puissances, Paris, 1907,
s.191.
51 Bu cümleye bakarak, kimlerin Bulgarları başımıza bela ettiğini
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 23/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 24/207
fermanı "kendi milli gayelerinin tahakkukuna yarayacakbir vesika" olarak telakki ediyordu.55
Tanzimat'a kadar Tıbbiye Mektebine (Tıp Fakül-
tesine) giremeyen gayr-ı müslimler, Tanzimat Fermanınınkendilerine sağladığı haklardan istifade ederek bumektebe öğrenci, hatta hoca bile olmuşlardır. İstan-bul'daki yahudi hahamlarının müracaatı ve Sultan Ab-dülmecid'in fermanıyla yahudilere özel muamele bileyapılmış, "Yahudiler, dinleri üzerine Tıbhânede yiye-cekler, içecekler ve diledikleri gibi âyin ve ibâdet yapa-caklar" diye, saraydan irâde çıkmıştır.56
Bundan sonra da, Anadolunun fakir Müslümanıyerine, İstanbul'daki zengin ermeni, yahudi ve rumlar Tıbbiye Mektebi'nde okumuşlar ve daha sonra mektebinidâresi tamamen bunların eline geçmiştir. İşte senelercebu müessesenin başında idârecilik yapan Ermeni MarkoPaşa da bunlardandır.
Jön Türklüğün temeli bu mektepte atıldığından ve Jön Türkler, Sultan II. Abdulhamid aleyhinde Ermenikomitacılarıyla birleştiklerinden dolayıdır ki TıbbiyeMektebinden bahsediyoruz. Nitekim bir Jön Türk olanİstanbul Eski Belediye Reisi Cemil Topuzlu, hatıratında57
şunları yazmaktadır:
"... Fransız Büyük ihtilâlinden aldığımız örneküzerine hemen her vakit hürriyet, müsâvât, adalet ta-raftarı ve Sultan Hamid istibdadının da şiddetle aley-hindeydik. Son sınıf talebeleri koğuşlarda yatmazlar;dörder, beşer yataklı odalarda bulunurlardı... geceleriarkadaşlar bir araya gelince padişah aleyhinde ihtilâledavet eden bir takım yazılar yazar, şapirgrafla basar,
bunları gizlice diğer sınıftaki arkadaşlara ve hatta haricebile dağıtırdık... Jön Türklük hareketi orada (yani Tıbbiye
54
Bk. İhsan Süreyya Sırma, Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerleri, 3.Baskı, İstanbul, 1984, s.34.55 İslâm Ansiklopedisi, Tanzimat maddesi56 Bk. İhsan Süreyya Sırma, Yahudilerin İlk Defa Osmanlı Tıp Fa-
kültesine Kabulü'ne dair bir vesika. Türk Kültürü Dergisi, An-kara, Şubat, 1979, sayı. 196.
57 80 Yıllık Hatıralarım, İstanbul, 1939, s. 18-21.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 25/207
Mektebinde) doğmuştu. Marko Paşa hem mektebi, hemde sarayı mükemmelen idâre ederdi."
Jön Türkler gerçeği Yine Cemil Topuzlu, İstanbul'daki merkezlerini de
şöyle anlatıyor: "...Merkezi o sıralarda Beyoğlu'ndaküçük bir apartmandaydı. Devam eden âzanın ekserisiecnebi ve "Lövanten" hekimler, ve reisimiz de Sertabib-iHazret-i Şehriyârı Mavroyani Paşa idi. Benden başka Türk, Müslüman olarak hiç bir âza yoktu."58
Jön Türkler'in, Sultan Âbdülhamid'e karşı Ermeni
çeteleriyle birleştiklerine dair iki rapor da, aynen şuşekildedir:
"Kulları her ne kadar teveccühü şahânelerindenmehcur ve birtakım kimselerin haysiyetine tecavüzleriyüzünden münkesir ve mağdur isem de, pek küçük yaş-tan beri nimet-i hümâyunlarıyla perverde olduğumdan, Jön Türk ve Ermeni komitelerinin birleşmesi neticesi
olarak Cenova'da son verilen karar mucibince nefs-ihümayunlarına suikast için tertibat alındığını ve ben-degân-ı şahânelerinden Diran Kelekyan59 Efendinin buhaberi teyid ettiğini arzederim. 1321 Mayıs 17 Kahire"60
Alman sosyalistlerinden Hangi Andolf un ihbarı:"Her ne kadar Osmanlı İmparatoru Sultan Hamid
Han Hazretleri sosyalist umdelerine karşı menfi hareket
buyurmakta ise de, Alman menafi'ine hadim olmasıhasebiyle Jön Türk ve Ermeni ve bulgar komitelerininnefs-i şahane aleyhinde icrasını tasavvur ettiklerisuikastın çok geçmeden ikâma intizar eylediğinibildirmeyi kendime bir vazife bildiğimi arzederim.5.11.190461
Nitekim, bu raporların ihbar ettiği gibi çok geç-
meden meşhur bomba hadisesi olmuş, Ermenilerin ter-tipledikleri bu suikast neticesinde, bir çok insan hayatını
58 Ay. es. s.6959
Diran Kelekyan, Türkçe-Fransızca lügatini yazan Ermeni bilgi-ni.60 Tahsin Paşa, Abdülhamid ve Yıldız Hatıraları, İstanbul, 1931,
s. 189.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 26/207
kaybetmiş, Sutan Abdulhamid de Allah'ın bir lütfüolarak, yara almadan kurtulmuştu.
Doksanüç harbinden sonra yapılan Ayestefanos ve
Berlin Antlaşmalarında Ermenilere bazı siyasi haklarveriliyorsa da Abdulhamid, Devleti'nin güvenliğiaçısından bu maddeleri çalıştırmamış ve onun bu tutu-mu üzerine, Ermeniler Batı'nın teşvik ve yardımlarıylaisyânlarını çoğaltmışlardır.
Ermeniler, 1889'da Cenevre'de Hinçak ve 1890'da Tiflis'te Taşnak partilerini kurdular.62
Sultan Abdulhamid, 1894'de isyân eden SasunErmenilerini sert bir şekilde bastırınca, İngiliz ve Fransızhükümetleri, olayı -sureta tetkik etmek üzere-Türkiye'yeheyetler gönderdiler. Bu karışıklıkların sebebinintamamen Ermeniler olduğu tesbit edilmesine rağmen,mesele adı geçen devletler tarafından saptırıldı ve"Abdulhamid, Sasun'da Ermeni katliamı yapıyor" diyeyaygaralar koparıldı.
30 Mayıs 1894'de Fransız hariciye bakanlığınagetirilen M. Hanatoux Sultan Abdülhamid'in Müslümanve gayr-i müslim reayasına çok iyi davrandığını, onlarınhaklarını koruduğunu ilan etmesine rağmen, tarafsız
konuştuğu için kale alınmamış ve bir müddet sonra dagörevinden alınmıştır.
Görevinden alınan M. Hanataux, Revue de Paris'in1 Aralık 1895 sayısında Ermenilerin Abdulhamidtarafından katliam edilmediklerini, bilakis onun bütünvatandaşlarına adil davrandığını söylüyor ve şöyle de-
vam ediyor:"...Abdulhamid, esmer, soluk yüzlü, endişeli bakışlıve güzel elleri olan bir adamdır. O bu nazik eliyle, Afrikave Asya ortalarından Balkanlara kadar olan İslâmdünyasının bütün fertlerini birbirine bağlarken; aynınazik eliyle Kudüs ve Çanakkale boğazının anahtarlarınıda tutmaktadır: Küçük ve nazik ve fakat gerçekte çok
meşgul olan bir el"63
O zamanlar Ermenileri hararetle destekleyen İn-â
Ay.yer. Jean Pierre Alem, l'Armenie Paris, 1962, s.49.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 27/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 28/207
ettirdiler. Bir Arnavut, bir Rum, bir Yahudi ve bir Ermeni,İttihat ve Terakki hükümetini temsilen SultanÂbdülhamid'e hal' fetvasını götürdüler.67
Sultan Abdülhamid'den sonra gelen Hükümetlerzamanında da Ermeni tehcirine karar verildi.
1914'de bazı reformlar istemek ve Ermenilere bazıhaklar elde etmek için, Erzurum, Sivas, Trabzon, Van,Bitlis, Diyarbakır ve Hartum vilayetlerine Avru-pa'danheyetler gönderildi. Ancak aynı sene Birinci Cihan Savaşı
patlak verince, hayetler geri döndü.
Rusya ile yapılan bütün savaşlarda Haçlı ordularınayardım ettikleri gibi68 Ruslara yardım eden Ermeniler,isyânlarla olduğu gibi antlaşmalarla da birşey eldeedemeyince, 1974' kadar sakin durdular.
1974 Kıbrıs savaşından sonra bütün Avrupa -baştaAmerika olmak üzere- Türkiye'ye ambargo uygulayınca,Ermeni terörünü de yeniden başlattılar.
Netice şu oluyor ki, 19. yüzyıl Ermeni isyânlarınasıl emperyalist Batı dünyasından kaynaklanıyor idiyse,bugünkü terör de oradan kaynaklanmaktadır.
66 Bk. İhsan Süreyya Sırma, l'Institution et les Biographies des
Şeyh-al-islam Sous le règne du Sultan Abdülhamid II, Stras-bourg, 1973, s.l64.vd.67 Gorges Young, Constantinople, des origines o nos jours, Fransız-
ca tercümesi, Paris, 1948, s.312.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 29/207
FRANSANIN OSMANLIDEVLETİNDE BESLEDİĞİ
NİFAK ODAKLARI
Batı misyonerlerinin, Hz. İsâ a.s.'ı dahi üzecek olanmenfî faaliyetleri, çok eskiden beri başlamış olup,günümüzde dahi devam etmektedir.
Bu korkunç faaliyetin, Hz. İsâ a.s.'ı üzen tarafı, o-nun adına çıkılıp, dinin emperyalizme âlet edilmesidir. Yani, misyonerlerin zahiren görünen faaliyetleri, hıris-tiyanlığın neşri olmakla beraber, tarih ve özellikle 19. ve20. yüzyıllar bu sinsi hareketin esas gayesinin Batıemperyalizmine öncülük etmesi ve ona yol göstermesiolarak ortaya koymuştur .Aksi takdirde Batı devletlerininmisyoner teşkilatlarına açıktan açığa bu kadar yardımetmeleri nasıl izah edilir?
Özellikle 19. yüzyılda, Osmanlı Devleti'nin çeşitliyerlerinde çıkartılan isyân ve anarşinin en büyük des-tekçileri de Batı'nın beslemiş olduğu misyoner teşkilat-larıdır.
Meselâ İngiliz misyoner teşkilatlarının Müslümanlarhakkında almış olduğu kararlardan sadece ikisinizikredelim:
"Karar no 6: Müslüman ülkelerinde, her tarafınemniyetsiz bir hâle gelmesi sağlanacak; bunun için şehir
ve köy merkezlerinde karışıklıklar (anarşi) çıkarılacaktır.Bu karışıklıkları çıkaranlar, kötülük yapanlar , fitneciler,eşkiyalar ve yol kesenler, her vesileyle mü-kâfatlandırılacak ve bunların silah ve paraları İngilteretarafından temin edilecektir."69
Yeşilköy: Fransiskenler manastırı
69 Bk. İhsan Süreyya Sırma, Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerleri, İstanbul4. Baskı, s. 112.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 30/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 31/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 32/207
Sultan Abdülhamid'i hal'etme pahasına Ermenilere buhakları verdiklerini75 tarihçiler öğrenecek veöğreteceklerdir.
O zaman, hiç kimse Müslümana mürteci diyemi-yecek, "Elhamdülillah ben de Müslümanım" deyip, İs-lâm'a, Allah'la ve Müslümanlarla mücâdele edenleringerçek dinleri ortaya çıkacaktır.
Allah şöyle buyuruyor:"Zalimlerin yaptıklarından Allah'ı gâfil zannetme
sakın. O, zalimleri, gözlerinin şaşkınlıktan fırlayacağı bir
güne erteliyor."76
19. YÜZYILDA OSMANLIDEVLETİNE KARŞI YAPILANİSYANLARDA İNGİLTERENİNROLÜ
Bilindiği gibi, İngilizlerin; daha umumi olarak da,Hıristiyan dünyasının fiili olarak İslâm devletlerine
Bk. İhsan Süreyya Sırma, Yahudilerin ilk defa Osmanlı Tıp Fakültesinekabûlüne dair bir vesika. Türk Kültürü, Ankara, Şubat, 1979, sayı:196, s.228 vd.Bk. İhsan Süreyya Sırma, II. Abdülhamid'in İslâm Birliği Siyaseti,
İstanbul, 1985, s. 109-110. Kur'an-ı Kerim, İbrahim sûresi, 42.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 33/207
başlamış olan bu saldırılar, 19. ve 20. yüzyıla kadar de-vam edegelmiştir.
Ne varki, önceleri tamamen askeri olan bu saldı-
rılar anında, 17. ve özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda başkayöntemler de kullanmaya başlamışlardır ki, bunlarmisyoner-casus faaliyetleridir.
Bu yıkıcı misyoner faaliyetlerinin başladığı 18. ve19. yüzyıllarda , en büyük İslâm devleti olan OsmanlıDevleti olduğundan, bu devlet gizli saldırı faaliyetlerininhedefi olarak seçilmiştir.
Misyoner casuslarına bu konudaki direktifleri verenLondra Misyoner Teşkilatı Başkanı, hedef ve gayelerinişöyle açıklıyordu:
"Biz ingilizlerin müreffeh ve saadet içinde yaşa-mamız için, müslümanlar arasına nifak tohumlarınıekmemiz lâzımdır. Onların içinde ihtilâf kıvılcımlarınıtutuşturmalıyız. Biz, Osmanlı Devletinin her tarafına
fitne sokarak, onu yıkacağız. Böyle yapmazsak, İngilizler gibi küçük bir millet, nasıl müreffeh olur? İşte Hempher,bunun içindir ki, İslâm dünyasını nifak ve fesad ateşinevermeden, onları tefrikaya sokmadan geri gelme!Osmanlı Devleti ve İran, zayıf dönemlerini yaşıyorlar.Onun için mümkün mertebe halkı, idârecilere karşıkışkırt! Şunu unutma ki tarih, bütün inkılabların,idârecilerden memnuniyetsizlik ve halkın ayaklan-masından kaynaklandığını göstermiştir. Her yerde nifak ve tefrikadan bahset, onları birbirine düşür!... Eğer sen,İslâm ülkelerinde, Sünni-Şii kavgasını başlatabilirsen,Büyük Britanya'ya en büyük hizmeti yapmış ola-caksın!"77
İngiliz misyoner teşkilâtı, Osmanlı Devletini yıkmakiçin, teşvik edilecek ihtilâfları da şu şekilde tesbit ediyor:1.Kabile ihtilâfları,2.Arazi ihtilâfları,3.Dinî ihtilâflar,4.Milliyetçilik.78
Misyonerlerin esas gayelerinin İngiliz siyâsetinehizmet etmek olduğu, bizzat kendileri tarafından ifâdeedilmiştir. Misyoner Herbert bu konuda şunları söylüyor:
"Bu cemiyetin zahirî vazifesi Protestanlığı neşr veta'mim etmek gizli görevleri ise İngiliz siyâset ve men
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 34/207
fâatini te'min için keşfiyatta ve teşvikatta bulunmak-tır."79
İngiliz siyâsetinin, müslümanların yaşadığı ülkelerehakim olabilmesi için de, İslâm'ın yok edilmesi gereğivurgulanmış, bunu nasıl yapacaklarına dair kitaplar dahiyazmışlardır ki, bunların en ilginci, misyoner-casusHampher'in yazmış olduğu "İslâm'ı nasıl yok edelim?"adlı kitaptır.80
İngiltere, Osmanlı Devletine karşı yapılacak olanisyânları teşvik için, sadece misyoner-casus değil; kâşif,turist, topoğraf v.s. gibi ilim adamları kisvesinde de
ajanları gönderiyor, özellikle Arap müslümanları isyânadavet ediyordu.
İngiltere Hariciyesi tarafından görevlendirilen bucasusların yapacakları tek şey, Osmanlı Devletine karşıisyân başlatmak ve yerli halka İngiltere'yi kurtarıcı, yânihâmi göstermekti. Bunun için de cazip bir bahanebulmuştu; İstanbul'daki Halife'yi devirip, yerine Arap birHalife seçmek! Böyle bir teklifle, Osmanlı Halifesiningayr-ı meşru olduğunu empoze etmeye çalışan İn-
giltere'nin amacı, kendi siyâsetine âlet etmek üzere İs-lâm'ın kutsal topraklarını ele geçirmek ve müslüman-ların hâmisi görünerek, onları Osmanlı Devletine karşıkışkırtmaktı.81 Bunun içindir ki İngiltere, halife olmaküzere, Sultan Abdülhamid'in yerine Mekke Şerifini teklif ediyordu.82
Bazı kaynaklarda83, ünlü Cemaleddin Afgani'nin
dahi bu hilâfet meselesine karıştığı, 1885'de İngiltere'yiterkedip Orta Doğu'ya gittiği ve onun gayesinin Arabis-t ' idi İ lâ i hilâf ti l d k k l k
77 Hâtirât-ı Hampher, Casus-ı İngilizi der memâlik-i İslâmî, Farsçatercümesi, Dr. Muhsin Mueyyidi, Tahran, 1361, s.42.
78 Bk. İhsan Süreyya Sırma, Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerleri, İs-tanbul, 1985, 4. Baskı, s. 118.
79 Bk. Ahmed Hamdi, Alem-i İslâm ve İngiliz Misyonerleri-İngilizmisyonerleri nasıl yetiştiriliyor, İstanbul, 1334, s. 19 vd.
80 Hâtırât-ı Hampher, s.87
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 35/207
lâfete geçirmek olduğu; buna da muvaffak olamazsa,Necid'de medenî(!) bir İslâmi saltanat vücuda getirmekistediği belirtilmektedir.
Kaynaklarda bu hadiseyi okuyunca, -doğruluğuhalinde- Sultan Abdülhamid'in, Cemaleddin Afgani'yeneden güvenmediği daha iyi anlaşılıyor.
Bu hilâfet meselesi yanında, İngiltere Araplarabağımsızlık vadederek onları Türklere karşı isyâna davet
edip kışkırtıyor84 bu vaadlerle de Arap şeyhlerini vekabile reislerini kendisine bağladıktan sonra, top-raklarına el koyuyordu.85
Yemen'e gitmekte olan bir Osmanlı Paşasını kar-şılamak için, Osmanlı bayrağı asan Sultan Abdullah b.Ömer'e; Aden'deki İngiliz temsilcisi General Blair birmektup göndererek, onu bu haraketinden dolayı şöyleikâz ediyor:
"...Bir Osmanlı vatandaşı imişsiniz gibi, niçin Türkbayrağı astınız? Bu haberin doğru olmadığını ümidediyoruz... Sizden bilgi almak için Arap86 adındakigemimizi gönderiyoruz." Belge şöyle devam ediyor:"Dostluğumuzun bir nişânesi olmak üzere, küçük birhediye olan 25 dolar gönderdik."87
İngiltere, Osmanlı Devletine karşı olan bu siyase-tini özellikle Araplar arasında yürüttüğü için, bu gizligörevleri üstlenecek olan ajanlarına çok güzel Arapçaöğretiyor, onları İslâm dini sahasında da eğitiyordu.Onlar, bu amaçla, "Arap kıyafetine bürünerek, Arapçakonuşarak, onları aldatıp bağımsızlıktan sözederek; fa-kat herşeyden evvel, kendi adalarının çıkarlarını gözö-nünde tutarak çalıştılar."88
Osmanlı Devletine yönelik bu gizli Örgütlerin entehlikelileri muhtedi kılığına girip müslüman olduklarını
81 Bk. İhsan Süreyya Sırma, Osmanlı Devletinin Yıkılışında Ye-men İsyanları, İstanbul, 1980, s.92-93.
82
Foreigne Office Archives, No:4529, s.27, 334, 337; Victor Berard,Le Sultan, I'İslam et Les Puissances, Paris; 1907, s.5183 Murtaza Müderrisi, Seyyid Cemaluddin ve endişeyâh-ı û, câp-ı
çihârum, Tahran, 1353, s.227.84 Rene Pinon, l'Emripe Ottoman, Paris, 1909, s.378
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 36/207
karışarak, onları çeşitli vaadlerle isyâna davet edenmisyoner-casuslardı.
Meselâ, Abdullah Mansur takma adını alıp, müs-
lüman olduğunu iddia eden; fakat aslında, İngiliz hari-
ciyesinde görev yapan Wayman Bury bunlardan bir ta-nesidir.
Mr. Bury, Orta Doğu'daki misyonundan sonra
Londra'ya dönüp yazmış olduğu "Arabia Infelıx or the Turks in Yemen" (London, 1915) adlı kitabında, bu kabilfaaliyetlerini uzun uzadıya anlatmaktadır.
İngiltere'nin Osmanlı Devletine karşı özellikleArabistan ve Yemen'de çıkartılan isyânlarda teşvikçi vekışkırtıcı olarak kullandığı ajanlardan birisi de, Hacı Alitakma adıyla faaliyet gösterip esas kimliğini gizleyen Mr.
Wavell'dır. Nitekim yukarıda adı geçen W. Burry,arkadaşı Wavel'den bahsedince, onun da, başka birmisyoner-casus olan Mr. Harris gibi, kıyafet değiştirilip Yemen'e gönderilen bir ajan olduğunu söylemektedir.89
Hacı Ali takma adıyla Yemen'e giden Mr. Wavell,misyonerlerin merkezi olan Hudeyde'ye inmiştir. Duru-mundan şüphelenen Osmanlı makamları Sana'ya gidişini
yasakladıkları halde, o gizlice San'a'ya kaçmış ve oradabazı faaliyetlerde bulunmuştur. San'a'da yakalananWavell, emniyet altında tekrar Hudeyde'ye yollanmakistenince, anlaşılmaz bir şekilde ortadan kaybolmuştur.Uzun araştırmalardan sonra tekrar bulunan Wavell, yerlihalk gibi yüzünü boyamış, belinde bir peştemal veelbiseleri altında bir fişeklik taşıyordu. Üzerinde yapılanaramada, iki pasaport çıkmış; bunlardan biri İngilizHariciyesi tarafından verilen ve Arthur Bengual'a aitpasaport diğeri de Marsilya'daki Osmanlı
85 Muhammedi Hilâl, Hıttay-ı Yemâniyye hakkında ma'lumât, el,yaz. İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi no: TY 6622, s.5a-5b.
86 İngilizler, Arapları kandırmak için gemilerine bile Arap adı ta-kıyorlardı.
87 Foreigne Office Archives, 78, no:4529, s.3388 Alfred Fabre-luce, Deuil au Levant, Paris, 1950, s.252.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 37/207
Konsolosluğundan, Zengibarlı Ali b. Muhammed adınaverilmiş pasaporttur. Wavell'in kendi ifadesinden, İngilizordusunda çalışan bir subay olduğu anlaşılmış veHudeyde'deki İngiliz konsolosluğuna teslim edilmiştir.90
Arapları bu şekilde Osmanlı Devletine karşı isyânadavet eden İngiltere, kendi safına geçen şeyh ve kabilereislerini gerek para, gerekse silâh yönünden des-teklemiş; kendi menfaatleri için bu konuda hiçbir fedâ-kârlıktan çekinmemiştir.
Meselâ; elimizdeki vesikalardan anlaşıldığına göre, Yemen'de Osmanlı Devletine karşı isyân eden Mehdiİdris, İngilizlerden çok miktarda para almış, bu parayı daçıkarttığı isyânlarda kullanmıştır.91
19. yüzyılda, Osmanlılara karşı yapılan isyânlardakullanılan silâh ve cephânenin çoğu da, Fransa veİtalya'nın yanında, özellikle İngiltere tarafından sağla-
nıyordu.Öyle ki, bu konu, yâni İngiltere'nin Osmanlılara
karşı organize ettiği silâh kaçakçılığı, iki devlet arasındabir takım nota ve protestoların teatisine sebebiyetvermiştir ki, burada bunun teferruatına girmiyoruz.92
İngilizler yanında, Osmanlıyı parçalamaya kararvermiş olan bütün Batılı devletlerin93 müştereken güt-
tükleri bir taktik de, Osmanlıların İslâm'ı gerilettiği id-diasıydı. Avrupalı ajanlar, Araplara şöyle diyorlardı:"Önceleri İslâm, güzel ve mükemmel bir medeniyetolup, ilim, şiir, sanat ve icadlar barınağı iken, Osman-lı'yla beraber O'na gerileme, cehâlet ve kısırlık girmiş-tir."94
Batılı ajanların bu telkinleri bir takım arap müel-
lifler üzerinde de tesirler göstermiş, onlar da bu fikirlerieserlerinde işlemişlerdir. Mısırlı tarihçi Ahmed Emin bileşöyle demektedir:
9l Ay. arşiv no.555, Dosya no:3, 261192 Ayrıntılar için bk. T.C. Başbakanlık Arşivi, Yıldız tasnifi, kısım
no:14, evrek no.330, zarf:126, karton no:893
K. T.G. Djuvara, Cont projets d portage de la Turquie, Paris 19494 Bk. V.Berard, a.g.e. s. 16
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 38/207
"Devlet işleri Türklerin eline geçince, memleketihüzün ve ızdırap kapladı. Onlar İranlıdan ve Arap'tannefret ederler. Birbirleriyle de anlaşamazlar. Mala karşıaç gözlü olup, doymasını bilmezler."95
İngiltere Osmanlı tebaası olan ve irken Türk ol-mayan müslümanları bu şekilde kandırdıktan sonra,onların milli duygularını da kışkırtarak, isyân etmelerineyardımcı olmuştur. Bu yeni akımda da, yâni milliyetçilikkonusunda da, özellikle Osmanlı Devletinin gayr-ımüslim tebaasından istifade ediliyordu.
Batı'nın, Osmanlı Devletini parçalamak için pro-pagandasını yaptığı milliyetçilik akımı, Pan-Türkizm, Pan-Arabizm gibi hareketlerin doğmasına sebep oldu ki, buörgütlerin üyeleri incelendiğinde, ekseriyetinin gayr-ımüslim oldukları görülecektir.96
Osmanlı Devletinin son dönemlerinde de, Law-rance'lerle, yahudi Karasu'larla, Ermeni Aram'larlabirleşen bu türedi örgütler, Sultan Abdülhamid'i devi-recek ve İngiltereye bayram ettireceklerdir.97
Osmanlı Devletine Karşı Yapılan İsyanlarda İngiliz-Fransız Silâh Kaçakçılığı
Bugün bile, bir devleti yıkmak için örgütlenengrupların istifâde ettiği en önemli yöntemlerden birisi,belki başta geleni silah kaçakçılığıdır.
19. yüzyılda Osmanlı Devletini parçalayıp, buparçaları kendi aralarında paylaşmak için, Avrupadevletleri adetâ yarışmışlardır. Bu paylaşma işinin nasılyapılacağı, projeler halinde hazırlanmış,98 OsmanlıDevletine "Hasta adam" denilerek sun'i olarak bir Şarkmeselesi (Question d'Orient) ortaya atılmıştır.99
95 Ahmed Emin, Zuhru'l-İslâm, el-Kahire, 1964, 1.1096 İhsan Süreyya Sırma, II. Abdülhamid'in İslâm Birliği Siyaseti,
İstanbul, 1985, s.20 vd.97 Bk. Ayes, s. 105 vd.98 Bu projeler için bk. T.G. Djuvara, cent projets de partage de la
Turquie. Türkiye'yi paylaşmanın yüz projesi, Paris 1914.99 Bk. Eduard Driaut, La Question d'Orient, Paris, 1938.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 39/207
Bereket versin ki, Avrupa devletleri çoğu kez bukonuda anlaşamamış ve Gustave Le Bon'un deyişiyle100
"İstanbul yüzünden", yâni İstanbul'un kimin payınadüşeceği meselesinden dolayı, Türkiye paylaşılama-mıştır.
Şüphesizdir ki, böyle sınırlı bir araştırmada, Ba-tı'nın Osmanlı Devletine karşı yönelttiği bütün yıkıcıfaaliyetlerden söz edemeyiz. Biz, bu eylemlerin bir kısmınıteşkil eden; Osmanlı Devletine karşı Avrupa'nın veözellikle İngiltere ve Fransa'nın yürüttüğü silah ka-çakçılığını ele alacak; bu konudaki birkaç arşiv vesikasınıdeğerlendirmeye çalışacağız. Bunu yaparken de, sadeceII. Abdülhamid dönemi olan 19. yüzyılın sonları ve 20.yüzyılın başlarında Yemen ve Arabistan kıyılarındayapılan silâh kaçakçılığını mevzubahs edeceğiz.
Bilhassa 19. yüzyılda, sömürgeci ve yayılmacı po-litikalarıyla sadece Uzak Doğu ve Afrika değil, OrtaDoğuda da faaliyetlerini yoğunlaştırdılar.
Osmanlı Devletine karşı uygulanacak yeni yöntem
şuydu: Osmanlı Devletinin; irken Türk olmayan tebaasınıDevlet'e karşı isyân ettirmek ve bunun için her türlüimkânı hazırlamak.
Bir yandan, Avrupa'nın baskısıyla ilân edilen Tanzimat Fermanının kendilerine sağladığı haklardanbilistifade gayr-ı müslimler isyân ederken, öbür yandanda, müslüman olan Araplara da Osmanlıların, veya daha
somut olarak Türklerin İslâm'ı gerilettiği fikri aşılanarak,müslüman Araplar İslâm'ı ve Hilâfet'i kurtarmaya davetediliyorlardı.
Batı'nın kışkırtmalarıyla Osmanlı Devletine karşıbaşlatılan isyânların gayesine ulaşması için, İngiltere veFransa, hatta İtalya, Kızıldenize her türlü silahıulaştırıyor; isyâncı Araplara dağıtıyordu.
100 Premieres consequences de la Guerre Paris 1916 s 251
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 40/207
Kızıldeniz boyunca, Yemen ve Arabistan kıyılarındayapılan bu silah kaçakçılığını; İngiltere Aden'den, Fransaise sömürge haline getirdiği Cibuti'den idâre ediyordu.101
İngiltere, mahalli aşiret reislerine bazı şahsimenfaatler sağlayarak, onlara Osmanlı Devletine karşıistiklâl mücadelelerine girme fikri aşılıyor ve İngilizkışkırtmalarına kanan bu kabile reisleri İngiltere'ninsağladığı silâh ve diğer imkânlarla isyân ediyorlardı.Üstelik, İngiltere bunu yaparken de, bazan bu kabilelerinistiklâllerini resmen savunur duruma düşüyor ve bunuOsmanlı Devletine bildirmekten çekinmiyordu.102 İngiliz
Devleti bu siyasetle, sureta Arap kabilelerinin hamisipozisyonuna giriyor; meselenin aslından habersiz kabilereisleri vasıtasıyle Osmanlı topraklarında sömürgeodaklarını kuruyordu. Osmanlı Devleti notalar vererek buişe müdâhele etmek isteyince de, İngiliz hükümeti,kabile reislerinin kendisine bağlılıklarını bahane ederek,onların hâmisi sıfatıyla haklarını koruduğunu, Devlet
adamları Lord Salisbury'nin ağzından ifâde ediyordu.103
Nitekim İngiltere bu maksatla Scott adındakikruvazörünü Yemen ve Arabistan sahillerine göndermiş;onun bu hareketi, Osmanlı Devleti ile gerginliğe sebepolmuştur. Bu konu ile ilgili bir vesikada, aynen şunlarıokuyoruz:
"14 Nisan 1319 tarihli tezkere-i hususiyye sûretidir.
İngiltere'nin dört top ve 140 neferi hâmil Scottnâmında bir kruvazörü Hudeyde'ye gelerek, karantinemünâsebetiyle ihtilât etmemiş iken, kaçakçılar tarafın-dan sanbuklarla esliha ihrâc edeceği bahanesiyle Zebilekazası sevahiline giderek harice efrâd çıkarmış oldu-
ğu ve vapurun hareket ve muamelesini Konsoloshanecebir eser-i hayır hahî sûretinde gösterilmiş ise de, vapurdanharice çıkan zabıtan ve efrâdın günlerce kabâil içindegezerek İngiltere himâyesine girerlerse her türlütekaliften azade ve her nev i ticarette serbest bırakıla-cakları yolunda lisân kullandıkları ihbarat ve tahkikat-ıahireden anlaşıldığı Yemen vilâyet i celilesinden arz ve
101 Bk. T.C. Başbakanlık Devlet Arşivi, Yıldız tasnifi, kısım no.14,evrak no.330. zarf no:126, karton no:8
102 T.C. Hariciye Arşivi, Siyasi, 479, dosya: 1899.103 Bk. aynı vesika.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 41/207
efrâd çıkarması nizâmât-ı sıhhiyeye münâfi olduğu gibi,eslihay-ı harbiyyenin men'i içün sefain-i ecnebiyyeninsevahil-i Osmaniyyede ta'kibat ve müdahalat icraetmelerine bir güne lüzum ve hak tasavvur edilemiyeceğide derkâr bulunmuş olduğundan ve bundan dolayıİngiltere hükümetine beyân-ı şikâyet edilmekle berabersevahil-i Osmaniyyede kaçakçılık ve bu türlü hâlâtvukûuna meydan verilmemek için oralarda sefâin-i Os-maniyyenin dolaştırılması lâzım geleceğinden keyfiyetinona göre Meclis-i Mahsus-ı Vükelaca teemmül vemüzakeresiyle kararatın bamazbata arz-ı hakpay-ı ali
kılınması şerefsudur buyurulan irade-i seniyye-i cenab-ıhilafet penahi icab-ı alisinden olmağla ol babda emru-ferman."1
İngilterenin isyâncılara silah temin etmek üzeregörevlendirdiği Scott kruvazörünün faaliyetleri hakkında,27 Nisan 1902 tarihinde, Hariciye nazırı Tevfik Paşatarafından Osmanlı Devletinin Londra sefiri olan
Antopulos Paşa'ya çekilen telgrafta şöyle denilmektedir."Yemen valisi, İngiliz donanmasına ait Scott kru-
vazörünün Zebile kazası kıyılarına gelerek, subay vetayfalarını karaya çıkardığını telgrafla haber verdi. Herne kadar İngiliz konsolosluğu, adı geçen kruvazörün buhareketinin kötü niyetli değil, bilâkis kaçakçılarvasıtasiyle sanbuklarla yapılan silah kaçakçılığını ön-
lemek için olduğunu belirttiyse de, İngiliz subay ve tay-faları kabileler arasında dağılarak, günlerce kalmışlar veyerli halka, İngiltere'nin himayesine girdikleri takdirdeher türlü hürriyete sahip olacaklarını ve kurtulacaklarını(!) propaganda etmişlerdir."105
Scott kruvazörü önceleri Hudeyde'ye karantinabahanesiyle Hudeyde'ye yaklaşmış, fakat karantina işini
bir tarafa bırakarak yukarıda belirtildiği gibi Zebilesahillerine subay ve asker çıkararak Osmanlılar aley-hinde propaganda yapmışlardır.
Kaldı ki, silah kaçakçılığını önleme hakkı, İngilteregibi yabancı devletlerin değil, Osmanlı Devletinindi.
Scott kruvazörünün bu hareketi üzerine, OsmanlıDevletinin İngiltere'ye verdiği protesto notasına karşılık
olarak, İngiltere'de 12 Haziran 1902 tarihli bir cevabinota vermiştir.106
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 42/207
Görüldüğü gibi, İngiltere'nin Osmanlı Devleti sı-nırları dahilinde giriştiği menfi propaganda ve teşvikettiği silah kaçakçılığı o dereceye varmıştır ki, devletlerarası nota teatilerine sebebiyet vermiştir.
Bir yandan İngiltere, öbür yandan da Fransanınyürüttüğü bu silah kaçakçılığının tafsilatı hakkında birbaşka vesikamız şu bilgileri vermektedir:
"Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye MüdürriyetiŞubesi
... Hudeyde Mutasarrıflığına yazılan 14 Eylül 1329
tarihli ve 113 numaralı tahriratın sûreti:Yemen kıt'asında iğtişaşat-ı dahiliyyeyi günbegüntevsi ve kabâilin temerrüd ve isyânını tezyide vasıta-ı yegâne olan esliha ve cephanesinin Afrika sahilinde bu-lunan ve Fransa müstemlekesinin iskelesi olan Cibutinam mahalden idhal edilmekte olduğu ma'lum-ı alileri-dir...
"Cibuti'de Avrupalılardan mürekkeb bir esliha vecebhane celbederek Fransa hükümetinin ruhsat-ı mah-susasiyle Cubiti'ye ihraç ederler, İşbu eslihanın kısm-ı
küllisi gümrükten imrâr edilerek, doğrudan doğruya şi-mendifer vasıtasıyle Habeşistan'a sevkolunur. Yemensahiline sevkolunacak eslihayı Cibuti'de bulunan veFransa hükümetinin taht-ı muhafazasında olan silahdeposunu naklettikten sonra, balada isimleri arz ve ta-dat kılınan esliha kaçakçıları tarafından peyderpey mubayaa edilerek Yemen sahillerine sanbuklarla sevko-lunur. Fransa, İngiltere, İtalya hükümetleri kendi ban-dıraları altında bulunan sefain-i sağire ile esliha naklinemüsaade etmediklerinden silah kaçakçılığı, Osmanlısancağı hamil sanbuklar tarafından icra kılınır.107
"Cibuti'den, bir ğara tüfengin hadd-i a'zami olarak fiyatın iki ve asgari olarak dokuz ve bir sandık cep-hanenin 68 ila 72 riyaldir."
Fransa ile İngiltere, yâ da umumi olarak Batı'nınbütün müstemlekeci devletleri, bu silah kaçakçılığındanfevkalade büyük meblağlar halinde döviz kazan
105 Ay. vesika.106 Bk. ekte sunduğumuz, vesika, no:4
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 43/207
"Fransa hükümeti, her bir tüfenkten ihracında 5frank resm istifade eder."
Fransa memurlarının bu kaçakçılara nasıl yardımcı
olduklarını da vesikamız şöyle anlatmaktadır:"Silah kaçakçıları kumpanyadan aldıkları tüfenk vecebhaneyi alarak hükümet memurlarının nezareti al-tında sanbuklara tahmil ettikten sonra Fransa müs-temlekesinin diğer iskelelerine çıkarılmaması için hü-kümetten terfik olunan devriye sanbuk veya vapurla hu-dud haricine kadar sevkettikten sonra serbest bırakılır-lar, İşbu hudud Perim adası karşısında, Afrika sahilinceCebel-i Siyan nâm mahaldir."
Silâh kaçakçılığının yapıldığı mevsim hakkında daaynı vesikada şu bilgiler verilmektedir:
"Silah kaçakçılığı ekseriyetle cenub rüzgarlarınınhululettiği kış mevsiminde icra kılınır. Kaçakçıların bumevsimi intihabda maksadları, şiddetli rüzgarların sevk ve tesiriyle az zamanda mahall-ı maksudlarına vasılolmak ve Yemen'de me'mur bulunan tasarruf sefaininevsaf-ı matlubeyi haiz olmamasından istifade eyle-mektir... Kaçakçılar Cibuti'den hareketle Fransa hudu-dunu geçip bitaraf sulara girdikten sonra Perim'den iti-baren Cebel-i Ruzfer (), Cebel-i Bernir (), Cebel-i Yutr ()kanallarından bilistifade, gece dahi seyrederek bir günbir gecede Kumran'dan bed'ile el-Burk istikametine ka-dar devam eden arızalı şahlarla muhat cezair-i haliy arasında girip, mukaddema ihzar edilmiş olan casuslarındelaletiyle emin bir vaziyette Yemen sahilindeki mersay-ıhaliyyeye girerler..."108
Yemen ve Arabistan kıyılarında silâh kaçakçılığıyapan İngiliz, Fransız ve İtalya gemilerini kontrol içinHariciye Nezareti hukuk müşavirleri tarafından arzedilenmazbatada da bu kaçakçılara karşı alınan tedbirler şöylesıralanmaktadır:
"Esliha ve mühimmât-ı haribiyye kaçakçısı olmalarıhususunda emârât-ı kaviyye gösteren merâkib-ibahriyye gidilip, mevridi, veche-i azimeti, tabiiyeti vehamulesinin cinsi ve bu gibi ahvâli sual ve evrakı mu-
Hariciye arşivi, siyasi, 548 Bk. ekte vesika, no.5
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 44/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 45/207
Hariciye arşivi, siyasi, Dosya no:548, evrak no: ,27/169 Bk. ektesunduğumuz vesika no:6
SULTAN II. ABDÜLHAMİD
DEVRİNDE OSMANLIDEVLETİNDE MİSYONEROKULLARI
Osmanlı Devleti kurulduğu günden itibaren, gay-rimüslimlerle bir arada yaşamış ve 19. yüzyıla kadar daaralarında fazla bir problem çıkmamıştır. O halde, içiceve karşılıklı saygı esasına göre birbiriyle yaşayan bu
gruplar, neden birden bire düşman kesildiler?İzafi de olsa, bizim kanaatımıza göre bunun biricikve tek sebebi, Tanzimat ve ardından da Islahat fer-manlarıyla azınlıkların müslümanlar gibi aynı statüyegetirilmiş olmalarıdır. Nitekim tarihimizdeki binlerceferman içerisinde en meşhur olan bu iki fermanın ila-nından sonradır ki azınlıklar, kendilerine hukuken ve-
rilmiş olandan daha fazla haklar istemişler, anarşikhareketlere girişmişlerdir. Islahat Fermanı gayrimüs-limleri o denli şımarttı ki, Maraş'ta ferman okunduktansonra, bir İngiliz tüccarı şehrin hakimine sövme cesaretibulup, bir adam dahi vurmuştu ki; ayaklananmüslümanlar, Islahat fermanına rağmen, bu İngilizinevinin yakıp kendisini de öldürdüler.110 Maalesef bu garipfermanın sıkıntılarını hâlâ çekiyoruz. Değilse, Hakkari'debir İngiliz, neferi Türkiye Cumhuriyetinin sınırlarıiçerisinde Türkiye Cumhuriyeti Kaymakamını nasıltartaklayabilir! İşte mesele, Osmanlı Devletinin İslâmiyapısını, zorla batı hukuk anlayışına göre ve her zamanonların istediği gibi ayarlamaktan kaynaklanıyor.
110 Ayrıntılar için bk. Cevdet Paşa, Tezakir, Ankara, 1986, 10 nolu
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 46/207
Fakat biz burada, azınlıkların sebebiyet verdiklerianarşik hadiselerde, bilhassa Misyoner Okulları'nınoynadıkları rol üzerinde durmak istiyoruz.
Arşiv kaynaklarımıza bakılırsa, Osmanlı Devletibünyesinde açılmış olan misyoner okullarının %90'ınayakınının Sultan II. Abdulhamid döneminde ruhsatlarınakavuştuğu, yâni onun döneminde açıldıkları görülecektir.
Abdulhamid gibi siyasi bir dehanın, bu nifakodaklarına nasıl olup da müsamaha ettiğini, tehlikelerinigörmezlikten geldiğini, doğrusu hâlâ anlamış değiliz.Çünkü Devlet'in değişik bölgelerinden Devlet Merkezi'neulaşan resmi evrakta, bu mekteplerin birer nifak odağıolduğu açıkça belirtiliyor. Buna rağmen her gün bumekteplerin sayısı artıyor ve devlet buna bir sınırlamadahi getirmiyor.
Söz konusu bu misyoner okulları, bilhassa 19.yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başlarında Osmanlı Dev-leti'ni bir ağ gibi sarmış, nerdeyse bu okulların girmediğiköşe kalmamıştır. Bunlardan sadece Amerika misyonerokullarının isimleri, Osmanlı Arşivlerinde yüzlercesahifeyi doldurmaktadır.
Maarif Nezaretiyle ilgili kanunun 129. maddesinegöre111 Mekâtib-i Hususiyye, yâni özel okullar arasındaaddedilen Misyoner okullarının, prensip olarak Sa-daret'den ruhsat çıktıktan sonra açılabilmesine rağmen,pratikte hiç te böyle olmamıştır.112 Mesela 1319 yılıitibariyle, yapılan istatistiklere göre İstanbul'dakiAmerika Misyoner okullarının çoğu ruhsatsızdır.113 Öyleanlaşılıyor ki, yabancı devletler, bu ruhsat işini fazlaönemsememişler, canlarının istediği yere mektebi
açtıktan sonra, "nasılsa bunun ruhsatını alacağız" deyip,faaliyetlerini yürütmüşlerdir. Nitekim bu şekilde açılmışolan mekteplerin çoğu için sonradan ruhsat alınmış; ya
İlgili maddenin bir cümlesinde, "mekteplerde kesinlikle politikayapılmayacağı" emrediliyor ki, calib-i dikkattir. Ne var ki bu
misyoner okullarının çoğunda Osmanlı Devleti aleyhinde politikalaroluşturulmuştur.Ayrıntılar için bk. Başbakanlık Devlet Arşivi, Yıldız Maruzat Defteri,no: 12425.Bk. Ay. Arşiv, Yıldız, Resmi vrakı, no: 122/88
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 47/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 48/207
Hıristiyan karışımı olabiliyordu. Arşiv vesikalarımızınverdiği bilgilere göre, bu okulların çoğu Amerikalı mis-yonerlerin bazan gizli, bazan aşikâr olan faaliyetleri so-nucunda yaptırılmışlardır. Devletin siyasi bir değişikli-ğinde, misyoner okulları kapatılmasın veya istimlâkedilmesin diye temlikten açılıyor; ancak mülk edinil-meyince, evler kiralanarak Hıristiyanlıkla ilgili tedrisatyürütülüyordu.
Osmanlı Devlet bünyesinde her dile tercüme edil-miş olan İncil'leri satma işini de misyonerler organizeediyor, bayilik hakları onlardan başkasına verilmiyor-
du.120 Bütün bu misyoner faaliyetlerinin Amerikalımisyoner müfettişlerce teftiş edilebilmesi, bu misyoner-lerin Osmanlı Devleti'nin her köşesine keyf ma yeşacanlarının istediği zaman gidebilmeleri gerçekten dü-şündürücüdür. Günümüzde bile, Doğu Anadolu'da (Ağrı,Kars) ikliminin pek cazib olmadığı mevsimlerde bile Batıülkelerinin Büyükelçilerinin yoğun ziyaretleri aklımıza
aynı endişeleri getirmektedir.Kısaca demek istiyoruz ki, bu misyoner okullarının
açılma gayesi, bize anlatıla geldiği gibi, biçare Hı-ristiyanların (!) dinlerini öğrenebilme endişesi değil,genelde siyasi ve müslümanların aleyhine geliştirilenanarşi mektepleridirler. Bunun böyle olduğunu gösteren
yüzlerce belge elimizde mevcuttur. Şimdi bu belgelerdensadece bir tanesini ekli olarak sunacağız.
Netice olarak şunu belirtmek istiyoruz ki, OsmanlıDevleti'nin bünyesinde faaliyetlerine müsaade edilmişolan bu misyoner okullarının gayesi dinî değil, tamamensiyasîdir. Biz bütün dinlere ve de görüşlere saygılıdavranılmasından yanayız. Zaten dinimiz de bunuâmirdir. Yeter ki, İslâm'ın bu hoşgörüsü suistimaledilmesin. Hattâ devrini incelemekte olduğumuz SultanII. Abdulhamid, bu müsamahayı o derece ilerigötürmüştür ki, seleflerinin geleneğini adetâ yıkmış,İstanbul-Büyükdere Vapur iskelesi karşısında bulunanErmeni Katolik Kilisesinin duvarına, "Halife Sultan
Abdulhamid-i Sani bu kilisenin yapımına yardım et-miştir." yazılı mermer levhanın konulmasına izin ver-
119 Bk. Yıldız Resmi evrakı, no: 127/22. 120
Ay. tasnif, no:125/103.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 49/207
müslümanlar arasında infiale sebebiyet verilebileceğidüşüncesiyle, çıkan kararda "suret-i hafiyyede" ibâresikonulmuştur.121
Sultan II. Abdulhamid'in bu riskli müsamahasınarağmen azınlıklar buna layık olmadıklarını gösterdiler vekendilerine karşı beslenen iyi niyetleri hep kötüyekullandılar.
BelgeBâb-ı Âli Daire-i Umur-ı DahiliyeAded:1020
Huzûr-ı Âli-i Sadâret Penâhî'yeMa'ruz-ı çâker-i kemîneleridir ki,
Mister George (?) namında Amerikalı bir Protestanmisyonerinin Garzan kazasında, Hıristiyan ahali sakinolan Rıdvan cihetine gelerek, mektebi teftiş veProtestanların kilise ittihaz ettikleri hânede beytutetetmiş olduğu ve o civarda bazı yerleri gezip dolaştıktan
sonra avdet edeceği, Mutasarrıflığından bildirildiğine vemerkûmun Bitlis'te harekât-ı mefsedetkârânesi mesbukolduğu misillü, el-yevm Bitlis'te mukim Mister Kohl namAmerikalı Protestan misyonerinin ve onu himayeetmekte olan İngiliz Konsolosunun o havalide Protestanmekteblerini teksir ve himayelerini te'yid etmek gibitasaddiyatı ve Amerika Hükûmetince imtiyazlarınıntevsi'ine teşebbüs olunacağından bahisle, mu-amelelerine o vakte kadar olsun mumana'at olunmasıhakkında mutalabât ve ifadâtı vukubulmakta olduğuna
Yıldız Arşivi Hususi, no: 184/65.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 50/207
sûreti tesri-i muamelat komisyonu ifadesiyle leffentakdim kılındı. Ehiren Van'da bir hastahane ile bir ec-zahane inşasına ruhsat taleb eden Amerikalı doktor Raşir(?) namında biri dahi Fransa muessesatı hakkındakikarardan kendileri de müstefid olacaklarına dair Amerikasefaretinden malumat aldıklarını beyan eylediği geçendeVan vilayetinden bildirilmesiyle bilmuharebe HariciyeNezaret-i celilesinden alınan tezkere-i cevabiyedeHükûmet-i Seniyyenin Amerika müessesatına duvel-isairenin müessesatına bahşolunan veya alınacak olanaynı imtiyazatı ihsan buyurması iltimasiyle salifu'z-zikr
Amerika müessesatının esamisin mubin Sefaret-imumaileyhadan i'ta olunun defterin tercümesi 9 Zilhicce320 tarihinde makam-ı Sami-i Fehimanelerine takdimkılındığı gösterilmiştir.
Amerika misyonerlerinin Anadolu vilâyat- ı şaha-
nesinin Ermeni sakin kasabât ve kurasında tevsi-i mü-essesat teşebbüsatı bir müddetten beri pek ilerlediğimuhaberat ve iş'arattan anlaşılmakta olduğu gibi ge-çende Merzifon Amerika mektebi idâresiin nâm-ı müs-tearla bir takım arazi mubayaa ederek ve alelusul Hü-kûmet-i mahalliyyeden ruhsat istihsal etmeksizin arazi-yimezkûreyi duvar içine alarak mekteb harîmini tevsi'eyledikleri ve esas maksadları erbab-ı mefsedetten olanmekteb muallimlerinden ve ahaliden bazılarının hususihaneler inşasiyle bunları mekteb içerisindebulundurarak, ilerde taraf-ı Hükümetten tasîb ve işkâleyol bulmak ve bu türlü teftişattan masun bir halde kalıp,menvi zamirlerini serbestçe icraya firsatyâb olmaktanibâret idüğü, Sivas vilayetinden bildirilmiştir. Gerçimezkur mektebin esasen ruhsat-ı resmiyeye marbût
olduğu Maarif Nezaret-i aliyyesiyle cereyan edenmuharebeden müsteban olmuş ise de, idâre ve tedrisa-tınca ve kâffe-i muamelatınca ol babdaki emr-i âli hakm-icehline tevfik-i hareket edilmek ve yapılacak ilavat vetevsiat için dahi usul ve emsali vecihle tahkikat vetedkikat icrasından sonra bil isti'zan -ı şeref-mutaallikbuyurulacak irâde-i seniyye-i Hazret-i mülkdâriye göre
iktizası ifâ kılınmak lâzım geleceğine mebni bu babdacânib-i vilâyete vesayay-ı icabiye ifâ ve bildirilmiş
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 51/207
tavsiye ve inbâ edilmiş olup, ancak Merzifon mektebiidâresinin şu hareketi sair Amerika misyonerlerininmenviyatını izhara kâfi bulunmakla beraber Ermenilerinçoğu firir veya hicret sûretiyle Amerika'ya gitmiş ve'l-ângitmekte bulunmuş olup başlıca Ermeni fesad-ıkavmiyyeleri merkezleri dahi Amerika'da bulunduğunazar-ı dikkate alınınca, bunların işbu müessesatvasıtasiyle makasid-i müfsidkâranelerini tervic ederek,ifsadat ve tevsilata ne suretle yol bulacakları ve Hükû-met-i mahalliyece takyidin ve tabassuratın bilahare nemertebe semersiz kalacağı nümayan olacağına ve Ne
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 52/207
zaret-i müşarun ileyhanın siyak-ı işarına nazaran icab-ımaslahat ifası re'y-i sâmiy-i cenab-ı Sadaretpenahilerinemanuttur. Ol babda emr u ferman Hazret-i Veliy-yu'l-Emrindir. 5 Safer 321, 19 Nisan 319.(Başbakanlık Yıldız Arşivi, Res. no: 122/88)Nâzır-ı umur-ı dahiliye
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 53/207
SULTAN ABDULHAMİDDÖNEMİNDE
İSTANBUL'DA KIZMEKTEPLERİ
Geçmişin hadiselerini isâbetli değerlendirebilme-miz için, geçmişi her boyutu ile öğrenmemiz lâzımdır.Çünkü tarihi olguları tek veya birkaç yönüyle değerlen-dirmeye kalkışsak, nesiller boyu düzeltemeyeceğimizhatalara düşeriz. Bunun içindir ki, mümkün mertebe,hadiseleri, bütün boyutlarıyla, bütün vesikalarıyla elealalım diyoruz.
Örneklendirmek gerekirse, yazımıza konu olanSultan Abdulhamid, tek yönlü ve de kasıtlı olarak yıllardırmenfi mânâda bize öğretilmiş, Ermenilerin uydurmuşolduğu "Kızıl Sultan" sıfatıyla kafalarımıza yerleştirilmekistenmiştir. Ve maalesef, çocuklarımızın dimağlarına buşekilde yerleştirilmiş olan imajı silmekte güçlükçekiyoruz. Ve tabiidir ki, Abdulhamid' en çok kızan
Ermeniler ve Yahudiler -tabiî onları sevenleri de katmaklâzım- bu manzaraya sevinmekte, Abdulhamid'eküfredilmesini alkışlamakta, belki de ödüllendir-mektedirler.
Ne varki, bizim de şahısları efsâneleştirmememiz,beşer oldukları için, bir çok hataları olabileceğini hesabakatmamız gerekir. Böyle yapmazsak, yâni davaları
şahıslara bağlarsak, şahısların ölümüyle, yâ da ihâne-tiyle, davalar yara alır, belki de çöker. Onun içindir ki,şahısları davalara bağlamak lâzım, davaları şahıslaradeğil!
Bu bağlamda, demek istiyoruz ki, çok güzel hiz-metleri olan Sultan Abdulhamid'in de, -beşer olmasıhasebiyle- hataları vardır, ve olması tabiîdir.
Kanaatimizce, şu son yıllarda hatta son yüzyılıntamamında en çok üzerinde durulan Osmanlı Sultanı
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 54/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 55/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 56/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 57/207
Küçük Mustafa Paşa Kız Rüştiye MektebiBirinci Muallime: Fatma Refika Hanım İkinciMuallime: Bedriye Hanım Muallime: FatmaUlviye Hanım Muallime: Fethiye Hanım.
Küçük Mustafa Paşa Kız Rüştiye Mektebi
(UCıb-yâr'da)Birinci Muallime: HuriyeHanım İkinci Muallime:
Şevket Hanım.Hamidiyye Kız Mektebi (Mukriköyü'nde)Birinci Muallime: Hafiza Hanım İkinciMuallime: Seher Hanım.
Kadıköy Hamidiyye Kız Rüştiye MektebiBirinci Muallime: Binnaz Hanım İkinci
Muallime: Naime Hanım İkinci Muallime:Leyla Hanım133
Ay. yer.Ay. yer.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 58/207
II. ABDÜLHAMİD'İN HİLAFETİHAKKINDA YAZILMIŞ ARAPÇABİR RİSALE VE BUNUNLAİLGİLİ KIRK HADİS134
Sultan II. Abdülhamid'in iç ve dışsiyeseti, bulunan yerli ve yabancı arşivvesikalarıyla yepyeni boyutlarkazanmaktadır. Abdulhamid devri, malesef çoğu kez hissi çalışmalara konu olmuş; odevrin gerçek veçhesini ortaya koymaktanziyade, ya çokça yerilmiş veya çokça
övülmüştür. Özellikle bu tarih dilimiüzerinde yazılmış olan Batı kaynakları,sübjektif olmaktan da öteye gitmişlerdir. Vebu kitaplar daha ziyade İmpara-torluk'takargaşa çıkaran Yahudi-Ermeni çevreleri,veya bunların sempatizanları tarafındanyazılmıştır. Bunun da tek sebebi,Abdülhamid'in Filistin'i almak isteyen Yahudilerle, Doğu Anadolu'da müstakil birdevlet kurmak isteyen Ermenilere karşıçıkmasıydı. Ve yıllardır, Osmanlı tebasıolarak yaşayan bu iki gayr-ı musliniunsurun, böyle birden istiklal mücadelesinebaşlamaları 19. yüzyıl Batıemperyalizminin bir kışkırtmasından başka
bir şey değildir.Bir taraftan İmparatorluk'tan yeni topraklar ko-
parılmağa çalışırken, diğer taraftan de sömürgehaline getirilmiş olan İslam toprakları elde tutulmakisteniyordu. Fakat işin tuhaf tarafı, memleket içindede adeta Batı sömürgeciliğini destekler mahiyetteçalışmaların yapılmış olmasıdır. Bunlar, Batı'nın
Osmanlı Devleti'ni kötüleme yöntemleriniuygulamışlar ve onların Osmanlılar için kullandıkları
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 59/207
cümleden olarak; Ermenile-rin Sultan Abdulhamidiçin uydurdukları Kızıl Sultan (le Sultan Rouge)135
tabiri hemen alınmış ve Türk tarihlerine geçirilmiştir.Elbette ki Abdülhamid'in hataları olmuştur. FakatErmeni isyânlarını bastırdı diye, ona Kızıl Sultandemeye hakkımız olmamak gerek. Kaldı ki,Ermenilerin kestiği müslümanların sayısı, öldürülenErmeni eşkiyalarının sayısından çok daha fazladır.
Batı, bununla yetinmeyerek; gayr-ı müslimleriisyâna teşvik ettiği gibi, Anadolu dışındakimüslümanlar arasında da bir ırkçılık (racisme)cereyanı başlatarak, bunları da İstanbul'dankoparmaya çalışmıştır. Batı emperyalizminin bufaaliyeti sırf ekonomik üstünlük sağlamak olmayıp,bu meselenin kökeninde, Orta Doğu'da Hıristiyanlığıyerleştirmek yatıyordu ki bu XI. yüzyılda başlatılanHaçlı savaşlarının bir devamı idi.136 Bu sömürgeciler,esas gayelerini gizlemek için,bilimsel araştırmalaryapmak bahanesiyle, yüzlerce casusu Orta Doğu'ya
göndermişler137, ve bu arada da binlerce tarihbelgeleri, yazıtlar ve heykelleri kaçırarak138, Batımüzelerine koymuşlardır.
Fakat maalesef, bu sözde bilim adamlarınınesas gayesi bilindiği halde, bunlara karşı OsmanlıDevleti tarafından yeteri derecede önlemalınmamıştır 139.
Bu misyoner kaşif veya bilimadamları, gayelerine ulaşmak için,müslüman dillerini öğrenmişler140 ve
135Bak. Gilles Roy, Le Sultan Rouge, Paris, 1936.136C. Brockelmann, Histoire des Peuples et des Etats İslamiques,
Paris, 1949, s. 190.137 Bak. Es'ad Cabir b. Osman Rağıb, Yemen, İstanbul Üniversite-
si Kütüphanesi, T.Y.nr. 4250, s. 11; Albert Deflers, Voyage au Yemen; Journal d'une excursion botanique, Paris, 1889, s. 10.138 Paul-Emile Botta, Relation d'un voyage dans le Yemen. Paris,
s. 27.139Başbakanlık Arşivi, Yıldız tasnifi, Kısım no: 1. Evrak no: 88/26, Zarf no: 88, Karton no: 12.140P.E.Botta (Aynı eser, s. 59), bir Arap Şeyhine yazdığı bir mek-
tupla ilgili şunları yazıyor: "II avait 'été fort etonné de voir unelettre écrite en arabe par un Europén"(Bir Avrupalı tarafından
yazılmış Arapça mektubu görünce çok şaşırmıştı).
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 60/207
müslüman aileler arasına sızabilmek içinkendilerini doktor olarak tanıtmışlardır.Fransız yazar Botta151 bu konu ile ilgili şuitirafta bulunuyor: "Kendimi doktor olaraktanıttım. Zira önemli olan, bir bahane idi...Üstelik, asıl ve uydurma amaç için buyörelere ilk gelenin ben olmadığımıöğrendim"152.Misyoner Batı bilimadamlarının yöntemlerinden birisi de,Osmanlı devletini sömürgeci, kendilerini debu sömürüden kurtarıcı (liberateur) olaraktanıtmalarıydı153.
Osmanlı İmparatorluğu, Avrupalılartarafından bu şekilde tehdid edilirken;Sultan Abdulhamid de bu hücumlara karşıbir "contre attaque"da bulunmak için, dışsiyasetinin önemli bir kısmını teşkil edenPanisla-mizme başvurmuştur. O, busiyasetiyle, Anadolu dışındaki tüm
müslümanları kendisine bağlayarak, Batıkarşısına çıkmak istiyordu. Bumüslümanları kendisine bağlayabilmek içinde Hilafet unvanından yararlanmakistiyordu ki, onun panislamizm siyaseti
budur.
151Aynı eser, s. 62.
152Bu şekilde müslümanları kandıran Claudie Fayein adındaki fransız
bir kadın da, bunu açıkça itiraf etmektedir. (Une Française au Yemen,dans, Comptes Rendus Mensuels de l'Académie des ScienceColaniales, Paris, 1955, c. 15, s. 485).
153Bak. M. Emin Paşa, Yemen kıt'asının ma'muriyyetine ve daim-ma asayişde bulunmasına dair tedabir, İstanbul ÜniversitesiKütüphanesi, T.Y. nr. 4615, 2b, 4a,7a, P.E.Botta, aynı eser, s 38.Muhammed Hilal, Hıttay-ı Yemaniyye hakkında ma'lumat İst.Üniversitesi Kütüphanesi, T.Y.nr. 6622, 3b-4a, Gaston Rouet, LaQuestion du Yemen dans, Questions Diplomatiques et Colaniales.Paris, 16 Avril 1910 c. 29, no:316,s. 490, Y.M.Goblet , La Révolteau Yemen, les tendences séparatistes des arabes et leurPretention de fonder un Emirat Indépendant, dans, Le Tour duMonde, Paris, 1911, c. 117.s.61, Barbier de Meynard, Notice surl'Arabie Meridionalle d'après un document turc, Publication del'Ecole des Langues Orientales Vivantes, Paris, 1883, no: 9. s. 93.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 61/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 62/207
tarafından yazıldıktan sonra, Yemen eskimüftilerinden Ahmed el-Hafzi'nin imzasının atıldığı dadüşünülebilir. Zira risalenin dili, bir Arabın kullanacağıArapçaya pek benzememektedir. Ancak, risaleninmüellifi olan Ahmed el-Hafzi hakkında fazla bilgibulamadığımızdan bütün bunlar ihtimaldir. Onunhakkında bildiğimiz tek şey, onun esir olarakİstanbul'a götürüldüğü, kendisinin Yemen'in eskimüftisi olduğudur.
Risalenin yazarı Ahmed el-Hafzi, Yemen ve Asirbölgesindeki müslümanları, Sultan Abdülhamid'eisyân etmekten vazgeçirmek ve onları Halife'ye itaatetmeye sevk etmek için ve cihadın fazileti hakkındayazdığı bu ve başka risalelerini, basılmak üzereMaarif Nazırı Cevdet Paşa'ya verdiğini de risaleninsonunda belirtiyor. Fakat maalesef bu te'lifattan hiçbirini bulamadık. Bu bakımdan, el-Hafzi hakkındafazla bir şey söyleyemiyecek, sadece tercümesiniyaparak, metinde zikredilen hadis-i şerif, ve ayet-i
kerimeleri göstermek gayesiyle dip notları ilaveettiğimiz bu risalesini sunmakla yetineceğiz:
Risâle şöyle başlıyor"Allah'tan muvaffakiyyet ve en doğru
yola hidayetini dileyerek, O'na hamd veşükrederim. Salat ve selam, O'nunnehiylerinden kaçan ve emirlerine uyan Hz.
Muhammed(s.a.s.)'e, onun âline veashabına, yardımcılarına ve ehl-i beytineolsun.
İslam Sultanı'na avam ve havasınitaat etmeleri için gerekli surette irşadyapılmadığını ve ulemanın bu işiyapmaktan çekindiklerini görmem üzerine,
yirmisi İslam Sultanı'na itaat, ve yirmisi,cihadın fazileterine dair olan; sikaravilerden rivayet edilmiş, senetleri
kuvvetli kırk sahih hadisi toplamayabaşladım.
Risalenin başında yazarına ait mühür yer alıyor.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 63/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 64/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 65/207
bizzat oralarda İslam askeri olan Osmanlı ordularının,mevzilerde ve saf başlarında ne şekilde cesu-raneçarpıştıklarını gördüm de, o günlerdeki harekat sırasındaşu beyitleri söyledim:
Savaşta kaçmayı bilmez, Hücumda, "benim gibi kimolur? derler Dağ zirvelerine tırmanarak, Küfrü yıkıncayadek vuruşurlar. Dağdaki karlara rağmen savaşır, Dağlargibi güzel kokarlar. Yere akan kanlar sel olup giderken,Savaş gece gündüz devam eder, Sanki yıldırım veşimşek gibi, Ateşin alevleri aydınlatıcı olur. Sanki dağlarabulutlar yağıyor, Ve bu, üzerinde yapılan savaştan ilerigeliyor. Oradaki kestane ve çam ağaçları beyaz, Oradamüslüman hür ve alnı açıktır. Biri şehid olurken, birdiğeri esir oluyor. Ve sonunda düşman kırılıyor?
Atlar dolu dizgin koşuyor,Mızraklar da uçuyor.
Onlar büyük kişiler olup, gerektiğinde, savaşmeydanında savaşçı kesilirler. 1293 senesinin şevvalayında, İslam Sultanı"nın155, 70.000'e yakın askeri, içinde500.000'e yakın kafir bulunan müstahkem kaleler ve
sağlam surlara hücum ettiler. Ve orada küfür askerleri,Allah'tan kaçabileceklerini sanarak, kalelerine sığındılar.
Fakat Allahu Ta'ala'nın buyurduğu gibi, "Onlar da,kalelerinin kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı.Ama Allah'ın azabı onlara beklemedikleri yerden geldi,kablerine korku saldı"176. Ve Kur'an, yardımı umanmazlum için şöyle der: "Zafer Allah'tandır, ve zaferyakındır"157.
153Gazi Osman Paşa.154Ahmed Muhtar Paşa.155Sultan II. Abdulhamid
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 66/207
Müslümanların bu hücumu üzerine kafirler, Aziz veCebbar olan Allah'ın," onları toplayacağı kıyamet günü,sanki gündüz, birbirleriyle sadece tanışacakları bir saatkadar kalmış gibidirler."158 dediği gibi oldular. Vemüslümanlar, kafirlerin ümidlerini kırıp, yurtlarını vemallarını ganimet olarak aldılar. "İnkar edenlere ise,yıkım ve yokluk olsun! Allah onların işlerini boşaçıkarır159. Ve o kafirler, tahkim edilmiş kalelerinde,üstüste yığılmış tahtalar gibi oldular. Şevval, zilhicce gibioldu. Ve kafirler en çirkin uğultularla bağrıştılar.Müslümanlardan bir mücahid de, savaş meydanındanşöyle seslendi." Bu günler, haram olan zilhicce günleri
gibidirler. Kurbanlarınız çoğaldı. Ve onlar Sırat üzerindebineklerinizdir. Allah'a hamd olsun ki, bozularak kaçtılar."Hudutlarda, yevmiyeleri 600.000 Osmanlı cü-neyhi' olan600.000 muharibi vardı. Bundan dolayı,
Yüce Din'i himaye eden; kuvvetli, zayıf herkesi teca-vüzden koruyan Din'in değişmemesi için elinden geleniyapan Sultanımız tebrike şayandır. Gerçekten bu Os-manlı silsilesi ve Hazret-i aliyye-i sultaniyye, yeryüzünün
her tarafında vakariyle temayüz etmiştir. Lütuf denizinden, kendisine Meleü'l-ala'da Hilafet kudretibağlanan bu Sultan'ı bize ihsan eden Allah'a hamd ol-sun. Cihadlarının yapıldığı yerlerde, yorulmadan inayetiyazılan bu Sultan'a itaat etmekte bizi muaffak kılanAllah'a şükürler olsun. Elinde tuttuğu ülkelerin sınırboylarının yüzünü İslam'la güldürdü. Abdulhamid,sarsılmaz azme ve sayısız askeriyle kafirlerin ülkelerinehakim olmuş, bu ülkelerin boğaz ve geçitlerini mü-cahitlerin emrine sunmuştur. "Peygamberler yardım
156 Kur'an, Haşr, 2. Bu ayet-i kerime, Medine'deki YahudilerdenBenu Nadir kabilesinin Hz. Peygamber'e suikast düzenlemeleri
üzerine nazil olmuştur. Yahudiler, daha önce Hz. Peygamberleyaptıkları antlaşmayı bu şekilde bozunca Hz.Peygamber deaskerlerini yanına alarak bu ihanetlerinin cezasını vermek istedi.Hz. Peygamber'in geldiğini gören Yahudiler kalelerine sğındılar.Fakat kaleleri onları kurtarmaya kafi gelmedi. (Bak. İbn Hişam,es-Siretü-n Nebeviyye, Mısır, 1955, IV, 190.) Elimizdeki risaleninyazarı da Rusların ihanetini Yahudilerin ihanetine benzetiyor.
157Kur'an, es-Saf, 13.158Kur'an, Yunus, 45.
159Kur'an, Muhammed suresi, 8. *Osmanlı Lirası
160Kur'an, İbrahim, 15.161Hadis-i Şerif, Bak. Buhari, Cihad 22, 112, 156; Müslim, Cihad
2, İmare 146; Ebu Davud, Cihad 89; Tirmizi, FedailüI'Cihad 23;Ahmed b. Hanbel, Müsned. IV, 354-396.
162Kur'an, es-Saf, 4.
163Kur'an, Enbiya, 105.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 67/207
mücahitler onların yüzbinlerce olan gücünü sarsarak,düşmanlarının burunlarını kırdılar; savaşçıların ordusunudağıtarak, kollarını kestiler. Ve onlara, "Cen-net'inkılıçların gölgesinde "161. olduğunu öğrettiler. Onlarhakkında umumi ve hususi olarak cihad delilleri venaslar geldi. "Doğrusu Allah, kendi uğrunda, kenetlenmişbir duvar gibi, sıra halinde savaşanları sever"162. Bumücahitler, ticaretlerinde kazançlı, savaşlarında da öğütvericidirler. "And olsun ki, Tevrat'tan sonra Zebur'da dayeryüzüne ancak iyi kullarının mirasçı olduğunuyazmıştık"163. O mücahidler, İslam Hi-lafeti'ninpeyklerinden bir nokta, imanı Hilafet ağacının birer
meyvesidirler. Öyle ki, ilmin tamamı, alimlerin bildiği gibibir noktadır, onlardan "elif birliktir ki, bunu allameleranlamışlardır; "ba" öyle bir andır ki, alimler onuişaretlemişlerdir; "cim" kavuşanların düşündüğücennettir ve "dal" sadıkların takdis ettikleri u-lu birağaçtır.
Eski tarihlerde, Asir Livası'nın büyük bir devlettarafından alınacağı ve Allah'ın onlara bu kuvvetli devletitakdir ettiği bilinmiyordu; taki, onları sömürgecidevletlerden koruyan bir hami ve kötü fiillerden sakın-dıran bir idâreci ki hâlâ onlara irşad yolunun ve birlikolmanın faydalarını haber veren Devlet, yani bizim Os-manlı Devletimiz onların bütün sevdiklerinden dahasevgili, arzu edilenlerin en çok arzu edileni oldu. Yemen
San'a'sı ve diğer ülkeler, eski devir kralları ve orayahakim olan sultanlarla medenileştiler. Bin Himyer kralıoraya sahip oldular. Taki, Nişvan el-Himyeri'nin dediğigibi, "hiç bir korku ve ürkme görmeden bin kral buradayaşadı." Hatta dendi ki: Herhangi bir melik, isterse bütünyer yüzüne sahip olursa olsun San'a'ya sahip değilse ona"Halife" demek doğru olmaz. Ve Yemen San'a'smdan
önce bir taş diğerinin üzerine konmamıştır. Oraya otuzbin peygamber girmiş ve Cibril(a.s.) da oraya ayakbasmıştır. Ondan sonra da, bizim İslam Devletimiz, Sinan
164Bak. İslam Ansiklopedisi, Sinan Paşa mad.
165Bak. Kutbüddin Mekki, el-berkül'-Yemani fi fethi'l-Osmanî, er-Riyâd, 1967, s.98; Hayrullah Efendi, Devlet-i Aliyye-i -Osmaniyye
Tarihi, İstanbul, 1292, XIII, 11-12; Ahmed Raşid, Tarih-i Yemen ve
San'a İstanbul, 1291, I, 89; Rüşdi, Yemen Hatırası, Dersaadet,1325, s. 28.166Daha ziyade Lala Mustafa Paşa diye bilinir
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 68/207
Paşa164, Hasan Paşa, Özdemir Paşa.165 Mustafa LalaPaşa166 ve Süleyman Paşa167 vası-tasiyle el-Mutahhar b.Şerefüddin zamanında oraya sahip oldu. Bundan dolayı,Emirü'l-mü'minin ve Halifetü Seyyidi'l-Mürselin'i tebrikeder. Yemen vilayetinden ve Asir bölgesinden, kim burisalemi görürse, itaat edilmesi gerekenlere itaatetmekle acele etsin!
Şurası muhakkaktır ki, ben vatanımdan (Ye-men'den) esir olarak çıktım ve oraya büyümüş olarakdöndüm. Emirü'l-mü'minin olan müslümanların Sulta-nıyla yüzyüze geldim; ve onun bereketinden Kur'an'ın
nassına ve ademoğlunun Efendisi'nin hadis-i şerifineuygun olarak ehl-i iman ve ehl-i İslam için nasihatlarte'lif ettim,ve basım işini de, alim ve ariflerin, yenilerinve eskilerin efendisi, saltanat ve imaretin tacı, müşirlikve vezirliğin övüncü, Devletlu Ahmed Cevdet Paşa'ya-Allah onu dilediği bütün hayırlara kavuştursun- havaleettim. Tevfik Allah'tandır.
Tarih: 25 cemazi'el-ahir 1307"Risalenin yazarı, aşağıdaki kısa girişten sonra bukonuda topladığı kırk hadisi sıralıyor.
Kırk hadisin girişi:
Allah'tan muvaffakiyet ve en doğru yola hidayetinidileyerek, O'na hamd ve şükrederim. Salat ve selamO'nun nehiylerinden kaçan ve emirlerine uyan Hz. Mu-
hammet! (s.a.s.)'e, onun âline ve ashabına, yardımcıla-rına ve ehl-i beytine olsun.
İslam Sultanı'na avam ve havasın itaat etmeleriiçin gerekli surette irşad yapılmadığını ve ulemanın bu işiyapmaktan çekindiklerini görmem üzerine, yirmisi İslamSultanı'na itaat ve yirmisi cihadın faziletlerine dair olan;sıka ravilerden rivayet edilmiş, senetleri kuvvetli kırk
sahih hadisi toplamaya başladım.Müellifi, el-Hakir Ahmed el-Hıfzi b. Abdi'l- Halik,
Yemen diyarının sabık müftisi ve Sünnet-i Nebeviyyeninkölesi. Allah ondan kabûl etsin.
Hadislerin Türkçe mealleri:
1. Hadis: Ebu Hureyre(r.a.)'ın rivayetine göre Hz.Peygamber(s.a.s.) şöyle buyurdu:" Her kim bana itaatederse o Allah'a itaat etmiştir. Her kim bana isyânederse Allah'a isyân etmiştir Her kim emîre itaat
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 69/207
ederse, bana isyân etmiştir"168.
2.Hadis:... Yahya ibn Husayn, ninesi Ummu'l-Husayn(r.a.)'dan: Yahya dedi ki: Ben veda haccında Resulullah(s.a.s.) ile beraber hacc ettim. Resulullah bir çok sözlersöyledi. Sonra ben ondan işittim ki, şöyle buyuruyordu: "Eğer sizin üzerinize,sizleri Allah'ın Ki-tabı'na göre sevkve idâre edecek olan kesik yahut siyah bir köle bile valitayin edilirse, sizler onu dinleyiniz ve itaat ediniz"169.
3.Hadis: Enes ibn Malik(r.a.)'dan rivayete göreResulullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Ey ashabım!Valilerinizin, komutanlarınızın emirlerini dinleyiniz veonlara itaat ediniz; üzerinize tayin olunan vali, başı siyahüzüm gibi saçlı Habeşi bir köle bile olsa"170.
4.İbn Ömer(r.a.)'in rivayetine göre, Peygamber (s.a.v.)şöyle buyurmuştur: "Müslüman olan kişiye, hoş-
lanmadığı hususlarda amirlerini dinlemek ve itaat etmekvacibdir. Ma'siyet ile emredilmesi müstesnadır. Ma'siyetile emrolunursa onları dinlemek ve itaat etmekyoktur"171.
5.Hadis: Ubadetu'bnu Samit(r.a.) şöyle demiştir: BizResulullah'a zorlukda, kolaylıkla, neş'ede, kederde vebaşkalarının bizim üzerimize tercih edilmesi hallerinde
dinlemek, itaat etmek, emaret sahibi olan kimselerleemirlik hususunda çekişmemek, her nerede bulunarsakbulunalım, muhakkak hakkı söylemek, Allah yolundahiçbir kimsenin levm ve kötülemesinden korkmamaküzere biat edip söz verdik"172
6.Hadis: İbn Ömer (r.a.) rivayet ederek dedi ki:
Resulullah (s.a.s.)'e onu dinlemek ve itaat etmek üzere
bi t ttiği i d bi " li i d ldiği k d "di
168 Buhari, Cihad 109; Müslim, İmare 32, 33; Nesai, Bi'at 27; İbnMace, Cihad 39. 169Müslim, İmare,37; Tirmizi, Cihad 28; İbn
Mace, Cihad 39. 170 Buhari, Ezan 56, Ahkam 4; İbn Mace, Cihad, 39.171 Buhari, Cihad 108; Müslim, İmare 34, 34; Ebu Davud, Cihad
87; İbn Mace Cihad 40. 172 Buhari, Ahkam 43, Fiten2; Müslim, İmare 41. 82
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 70/207
7.Hadis: Ebu Hureyre(r.a.) rivayet ederek dedi ki:Resulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Her kim İslam Devletbaşkanından, hoşlanmayacağı kötü bir şey görürsesabretsin. Çünki her kim İslam toplumundan bir karış
ayrılır da ölürse muhakkak onun ölümü bir cahiliyetölümüdür"174
8.Hadis: Ebu Hureyre(r.a.) rivayet ederek dedi ki:Resulullah (s.a.s.)'in, "Kim itaati bırakıp, böylece ce-maat'tan ayrıldıktan sonra ölürse cahiliyye ölümü ileölmüştür"dediğini duydum175
9.Hadis: Avf ibn Malik(r.a.)'ın rivayetine göre, Resulullah
şöyle buyurdu: "İmamlarınızın (yani Devletbaşkanlarınızın) hayırlıları, sizin kendileri,onlarm dasizleri sevmekte bulunduklarınız ve onların sizlere duaetmekte, sizlerin de kendilerine dua etmekte oldukları-nızdır. Devlet başkanlarınızın şerlileri ise sizin kendilerinebuğz etmekte, onların da sizlere buğz etmektebulundukları, ve sizin onlara, onların da size sövüp lanet
etmekte bulunduklarınızdır". Ya Resulullah! Onlara karşı kılıçla muharebeyekalkışmayalım mı? denildi, Resulullah: "Sizin içinizdenamazı kıldırdıkları müddetçe hayır. Valilerinizdenhoşlanmadığınız bir şey gördüğünüz zaman, onun yap-tığını sevmeyiniz. Fakat itaattan da el çekmeyiniz" bu-yurdu176.
10. Hadis: Hz. Ebu Bekir(r.a.) şöyle dedi. Resulul-lah (s.a.s.) şöyle buyurdu:" Sultan, Allah'ın, yeryüzün-
de fakirleri koruyan gölgesidir ki, onunla mazluma yar-dım edilir. Kim Allah için dünyada çalışan Sultan'a ik-ramda bulunursa, Allah da Kıyamet gününde ona ik-ramda bulunur"177
173Buhari, Ahkam 43, Emare 90; Nesai, Bi'at 24; İbn Mace, Cihad, 41;Muvatta, Bi'at 1; Ahmed b. Hanbel, Müsned. 2.174Buhari, Ahkam 4, Fiten 2; Müslim, İmare 55, 56; Darimi, Siyer
75; Müsned, I. 275.
175Nesai, Tahrim 28.
176Müslim, İmare 65, 66; Tirmizi, Tefsir 4, 49,
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 71/207
11.Hadis: Hz. Aişe (r.a.)'nın rivayetine göre, Resulullah(s.a.s.) şöyle buyurdu: " Sultan, velisi olmayanın velisidir.Şayet adil olursa ona ecir vardır; raiyyenin de kendisinemüteşekkir olması lazımdır. Fakat zulüm ederse ona
günah olup, raiyyenin de sabretmesi lazımdır"
178
12.Hadis: Resulullah (s.a.s.)'e şöyle soruldu:"YaResulullah, öyle amirlerimiz var ki, kendi haklarını bizdenisterler ve bizim hakkımızı da reddederler. Bu konuda neemredersiniz? Resulullah (s.a.s.) şöyle dedi: "Onlarıdinleyiniz ve itaat ediniz. Onlar, yapmakla mükellef oldukları şeyden, siz de yapmakla mükellef olduğunuz
şeyden mes'ulsünüz"179
.13.Hadis: Abdullah ibn Ömer(r.a.) Resulullah (s.a.s.)'denşöyle duyduğunu söyledi: "Her kim İslam devletotoritesine itaattan bir el kadar ayrılırsa, Kıyametgününde Allah'a fiili hususunda lehine hiç bir hüccetiolmayarak kavuşacaktır. Her kim de boynunda, İslâmDevletine bir bağlılık biati olmayarak ölürse, cahiliyet
ölümü ile ölür"180
.14.Hadis: Haris el-Eş'ari (r.a.)'dan, dedi ki; Resulullah(s.a.s.) şöyle buyurdu: Size beş şeyi emrediyorum:cemaat olmak (birlik olmak), emir dinlemek, itaat etmekve Allah yolunda cihad etmek. Ve her kim ki bir karışkadar cemaattan ayrılırsa bilsin ki o, boynundan İslambağını çıkarıp atmıştır; meğer ki, kendini düzeltsin"181.
15.Hadis: Ziyad el-'Adevi'den; o şöyle dedi: İbn Amir
minberde, -üzerinde ince bir elbise olduğu halde-hutbeokurken, ben Ebu Bekrete ile beraber minberin altındaoturuyordum. Ebu Bilal dedi ki:" Emirimize baksanızafasıkların elbisesini giymiş". Ebu Bekrete de şöyle dedi:Ben Resulullah (s.a.s.)'in şöyle buyurduğunu duydum:"
Kim Allah'ın sultanını dünyada küçük düşürürse, Allah daonu küçük düşürür182.
177el-Acluni, Keşfü'l-Hafa, Beyrut, 1351, Hadis no: 1487.178Ebu Davud, Nikah 11; Tirmizi, Nikah 15; İbn Mace, Nikah 15;
Darimi, Nikah 11; Müsned, I, 25.179 Buhari, Zekat 4, Ezan 54, Ahkam 4; Müslim, İmare 36, 49, 50;
Tirmizi, Fiten 30; İbn Mace, Cihad 39.180Müslim, İmare 58; Müsned, III, 446,
181Ebu Davud, Sünne 27; Tirmizi, Edeb 78; Müsned, III, 332. 84
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 72/207
16.Hadis: Hz. Aişe (r.a.)'nin rivayetine göre, Resulullah(s.a.s.) şöyle buyurdu:" Allah bir emir'e hayır vermekisterse, ona sadık bir vezir verir; unuttuğunda hatırlatır,hatırlarsa ona yardım eder. Fakat Allah o emire hayır
istemezse, ona kötü bir vezir verir; unutursa hatırlatmaz,hatırlarsa, ona yardım etmez"183.
17.Hadis: Ebu Said el-Hudri (r.a.)'ın rivayetine göreResulullah(s.a.s.) şöyle buyurdu: Şayet bir emir,reayasını şüpheye düşürecek olursa, onları ifsad etmişolur184.
18.Hadis: Ebu Umame(r.a.)'nın rivayetine göre
Resulullah(s.a.s.) şöyle buyurdu: "Allah hiç bir peygam-ber veya halife göndermemiştir ki onun iki maiyeti ol-masın; birisi ona iyiliği emreder, ve nasibini alır, diğeride ona kötülüğü emreder ve nasibini alır. Masum olanda, Allah'ın esirgediğidir"185.
19.Hadis: Ebu Zerr (r.a.)'ın rivayetine göre Resulullah(s.a.s.) şöyle buyurdu:"Sizler ve benden sonra gelecekolan imamlar bu fey'e nasıl da sahip olmak isterler?"Bunun üzerine ben dedim ki: "Seni hak üzere gön-derene yemin ederim ki, kılıcımı boynuma vurur sanayetişirim". Resulullah (s.a.s.) buyurdu: "Sana daha güzelbir yol göstereyim mi, bana yetişinceye kadar sabret"186.
20.Hadis: Ebu Derda (r.a.)'ın rivayetine göre, Resulullah(s.a.s.) şöyle buyurdu: " Allahu Ta'âlâ buyurdu ki: Ben,Benden başka ilah olmayan Allah'ım. MeliklerinSahibi'yim. Meliklerin kalbleri Benim elimdedir. ŞayetBenim kullarım Bana itaat ederlerse, onların meliklerininkalblerini merhamet ve şefkate çeviririm; şayet Banaisyân ederlerse, meliklerinin kalblerini sertleştirir gaddaryaparım. Bunun sonu da azabdır. O halde, idârecilerinize
beddua etmekle vakit geçirmeyip, Bana zikr ve yakarışladua edin ki, idârecelerinizin üzerinizdeki baskısını izale
182Tirmizi, Fiten 47.183Ebu Davud, İmare 4.
184Ebu Davud, Edeb 37.185Buhari, Ahkam 452, 55, Kader 8; Nesai, Bi'at 32; Müsned, III,39.
186 Buhari,İlim 6, Ezan 95,122, İ'tişam 21, Cihad 12; Müslim,İman 10, İmare 15, Lli'an 4; Ebu Davud, Sünne 29.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 73/207
21.Hadis: İbn Azib (r.a.)'dan, dedi ki: "Yüzü zırhla kapalıbir adam gelip Resulullah (s.a.s.)'e şöyle dedi:"
Ya Resulullah, savaşayım mı, müslüman mı ola-yım?".Resulallah (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Önce müslü-
man ol, sonra savaş!". O da müslüman oldu, savaşa ka-tıldı ve şehid oldu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s.)şöyle buyurdu: "Çok az iş yaptı, fakat çok mükafat ka-zandı"188.
22.Hadis: Ebu Hureyre(r.a.)'ın rivayetine göreResulullah(s.a.s.) şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Düşmanlakarşılaşmayı temenni etmeyiniz. Allah'tan afiyetisteyiniz. Fakat düşmanla karşılaşınca da, savaşa karşısabrediniz"189.
23.Hadis: Abdullah b. Abr ibni'l As(r.a.)'ın rivayetine göreResulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Allah yolunda ölüm,dinden başka her şeyin keffareti olur"190.
24.Hadis: Ebu Hureyre (r.a.)'ın rivayetine göreResulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Bir kafir ile onun katiliebedi olarak ateşte birleşmezler"191.
25.Hadis: Ebu Mes'ud el-Ensari(r.a.) dedi ki: Bir adamResulullah (s.a.s.)'in yanma, yularlanmış bir dişi devegetirdi, ve şöyle dedi: "Bu, Allah yolunda sadakadır".Bunu üzerine Resulullah (s.a.s.) : "Bu bir deveyemukabil, sana Kıyamet gününde yedi yüz yularlı devevardır" buyurdu192.
26.Hadis: Zeyd b. Halid el-Cehmi(r.a.)'ın rivayetine göre
Resulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Kim bir gaziyi teçhizederse, o cihada gitmiş gibi olur; ve kim gazinin geridebıraktığı çoluk çocuğuna bakarsa o da cihada gitmiş gibiolur"193.
187Hilyetü'l -Evliya'da, Ebu Derda, hadisi olarak geçer.188Buhari, Cihad 13; Müsned, IV, 291-293.
189Buhari, Cihad-112, 152, Müslim, Cihad,19, 20; Ebu Davud, Ci-had 89; Darimi, Siyer 6.
190 Tirmizi, Fedaillü'l-cihad 13.
191Müslim, İmare 130, 131; Ebu Davud, Cihad 10; Nesai, Cihad
192Müslim, İmare, 132; Nesai, Cihad 46; Darimi, Cihad 12; Müs-ned IV, 121; V, 274.
193 Buhari, Cihad 38; Müslim, Cihad 135; Ebu Davud, Cihad 20; Tirmizi, Fedailü'l-cihad 6; Nesai, Cihad 44; Darimi, Cihad 26;
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 74/207
27.Hadis: Süleyman ibn Büreyde(r.a.)'ın rivayetine göreResulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:"Mücahidlerinkadınlarına hürmet etmek vazifesi, geride kalanlarüzerine, analarına yapacakları hürmet vazifesi gibidir.
Geride kalanlardan herhangi bir kimse mücahidlerdenbirine ailesi hususunda işlerini görmek ve yardım etmeküzere ona halef olur da mücahidin ailesi hususundamücahide hainlik yaparsa, o hain Kıyamet günündemuhakkak tevkif olunacak da hıyanet ettiği mücahid o-nun amelinden istediğini alacaktır. Öyleyse ey benidinleyenler! o mücahidin, hainin hasenelerini almaktakirağbeti ve o makamda bunlardan ne kadar çoğaltacağı,yani kendine mümkün olursa hasenelerden hiçbir şeybırakmayacağı hususunda ne zannediyorsunuz."194.
28.Hadis: Bera (r.a.) dedi ki: Resulullah (s.a.s.)'e,
Ensar'dan bir kabile olan Nebit oğullarından bir kimsegeldi ve "Ben şehadet ediyorum ki Allah'tan başka hakilah yoktur ve sen muhakkak onun kulu ve elçisisin"
dedi. Sonra ileri atılarak, şehid oluncaya kadar Allahyolunda savaştı. Resulullah (s.a.s.) onun için şöyle bu-yurdu: "Şu zat az amel yaptı fakat çok ecre nail oldu"195.
29.Hadis: Ubeydullah b. Kays babasından şunu rivayetetti. O dedi ki: Ben de Resulullah (s.a.s.)'in şöylebuyurduğunu duydum: "Cennetin kapıları, kılıçlarıngölgesi altındadır"196.
30.Hadis: Enes b. Malik (r.a.) şöyle dedi: Resulullah(s.a.s.) şöyle buyurdu: "Samimi olarak şehid olmakisteyene, şehid olmasa bile şehidlik verilir"197.
31.Hadis: Enes b. Malik (r.a.) şöyle dedi. Resulullah
(s.a.s.) şöyle buyurdu: "Her kim, samimi olarak Allah'danşehid olmak isterse, döşeği üzerinde ölürse bile, Allah o198
195Buhari, Cihad 13; Müslim, İmare 144.
196Buhari, Cihad 22, 112, 152; Müslim, Cihad,2, İmare 146; Ebu
Davud, Cihad 89; Tirmizi, Fedailü'l-Cihad 23; Müsned IV, 354.197 Müslim, İmare 156, 157, Nesai, Cihad 36; İbn Mace, Cihad. 15;
Darimi, Cihad 15; Müsned.V, 244.198Müslim, İmare-157: 167; Nesai, Cihad 36.
199Müslim, İmare-163; Tirmizi, Cihad 39; İbn Mace, Cihad 7;Müsned, V, 440, Cihad 19.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 75/207
32.Hadis: Selman (r.a.) şöyle dedi: Ben Resulullah(s.a.s.)'in minber üzerinde şöyle buyurduğunu duydum:"Siz de düşmanlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvetve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın ki,
bununla Allah'ın ve sizin düşmanınızı korku-tasınız"ayetini (Enfal, 60) okudu ve "gözünüzü açın, kuvvetancak (silah) atmaktır, kuvvet ancak (silah) atmaktır,kuvvet ancak (silah) atmaktır" dedi199.
33.Hadis: Selman(r.a.) şöyle dedi: Ben, Resulullah(s.a.s.)in şöyle buyurduğunu işittim: "Bir gün ve bir gece(İslâm için) nöbet beklemek,bir ay oruç tutup nafilenamaz kılmaktan daha hayırlıdır .Ve bu kişi nöbette ikenölürse ameli ona sayılır, rızkı üzerine gönderilir vehilekardan emin olur"200.
34.Hadis: Cabir ibn Semure (r.a.)'ın rivayetine göreResulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Bu din, daima ayaktaduracak, Kıyamet kopuncaya kadar müminlerden birtaife onun yolunda savaşmaktan asla vazgeçmi-yecektir"201.
35.Hadis: Ukbet'ibnu 'Amr (r.a.) dedi ki: Ben Resulullah
(s.a.s.)'in şöyle buyurduğunu duydum: "İstikbalde sizebir çok memleketler fetholunacak ve Allah sizlere kifayet
edecektir (yani düşmanlarınıza karşı sizlerikoruyacaktır). Bunlar olunca da, sakın sizden hiçbirinizsilahlarını kullanmaktan aciz kalmasın"202.
36.Hadis: Ebu Hureyre(r.a.) şöyle dedi. Resulullah(s.a.s.) buyurdu ki: "Allah yolunda savaşmadan ve Allahyolunda savaşmayı arzulayıp bunu konuşmadan ölenkimse, münâfıkların bir grubundanmış gibi ölmüş
olur"203.37 Hadis: Abdullah b Amr(r a ) dedi ki: Resulullah
200Müslim, İmare 167; Ebu Davud, Cihad 14, 23201Buhari, Nafakat 3; Müslim, İmare 172; Ebu Davud, Sünne 16;
Müsned, II, 413, 467.
202Müslim, İmare 168;Müsned, IV, 157.203Müslim, İmare 158; Ebu Davud, Cihad 17; Nesai, Cihad 2; Darimi,Cihad 25; Müsned, II, 169.204Müslim, İmare 153, 154; Ebu Davud, Cihad 12; Nesai, Cihad
15; İbn Mace, Cihad 13; Müsned, II, 169.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 76/207
müfreze ferdleri ganimet alır ve selamette kalırsaecirlerinin üçte ikisini muhakkak dünyada almış olurlar.Ganimet alamayan ve isabet alıp zarar gören bir ordubirliği, yahut müfrezesi de muhakkak ecrini tamalacaktır"204.
38.Hadis: İbn Abbas (r.a.) dedi ki, Resulullah (s.a.s.)şöyle buyurdu: "Fetihten sonra artık (Mekke'denMedine'ye) hicret yoktur. Bundan sonra Mekke'denyalnız cihad ve faziletler tahsili niyeti ile çıkılabilir.Binaenaleyh cihada seferber olmanız istendiği zamanderhal seferber olunuz"205.
39.Hadis: "Ebu Hureyre (r.a.) dedi ki, Resulullah (s.a.s.)şöyle buyurdu: "Allah yolunda yaralanan bir kimsemuhakkak Kıyamet gününde yarası kan saçarak, rengikan renginde, kokusu misk kokusu olduğu haldegelecektir"206.
40.Hadis: Ubeydullah İbn Ömer (r.a.)'dan, dedi ki:Resulullah (s.a.s.) savaştan dönünce üç defa tekbirgetirir ve şöyle derdi: "İnşaallah döndük. Allah'ımızasecde eder, hamd ve kulluk ederek tövbeli bir şekildedönüyoruz. Allah va'dine sadık olarak kulunu muzafferkıldı ve hizibleri hezimete uğrattı"207.
Kırk hadis bitti.
205Buhari, Cihad 1, 27, 194; Müslim, İmare 86; Nesai, Bi'at 15;Darimi, Siyer 69; Müsned, I, 226, 316.206Buhari, Cihad 10; Müslim, İmare 103, 105; Nesai, Cenaiz 82;
İbn Mace, Cihad 15; Darimi, Cihad 15.207İbn Hişam es-Siretu'n-Nebeviyye, Mısır, 1955,1, 264-265.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 77/207
metnin arapçası
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 78/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 79/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 80/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 81/207
Arapça Risalenin İlk Sahifesi
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 82/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 83/207
Kırk Hadisin baş kısmı
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 84/207
PEKİN HAMİDİYYEÜNİVERSİTESİ
Osmanlı devleti tarihi, maalesef henüz, gerektiğigibi incelenmemiştir. Beş yüz sene kadar uzun bir tarihesahib olan Osmanlı Devleti'nin arşiv vesikaları olsun,çeşitli kütüphanelerde bulunan binlerce el yazması kitapolsun, ciddi araştırmacılar beklemektedir.
Şüphesiz, ilim cehd isteyen bir savaştır. Bu sa-vaşta, sabır, sebat ve fedakarlık en büyük silahlardır. Buyüzden, Osmanlı Devleti Tarihini birinci elden kaynaklarlayazmak,-ki asıl olan budur-, büyük bir cehd ve fedakarlığıgerektirir. Vesikaların % 90'ı bakir olarak beklemektedir.Bu bekaret, geçtiğimiz yüz yıl için de aynıdır. Tarihçilerarasında gördüğümüz tezatlar, belki de tüm vesikalarınelden geçirilmemesinden ileri geliyor. Bilhassa Sultan II.Abdulhamid devri böyledir.
Osmanlı Devleti'ne göz koymuş olan Avrupa Dev-letleri, II. Abdulhamid devrinde bu faaliyetlerini daha daartırdılar. Azınlıkların fazla olduğu yerlerde isyânlarçıkartarak, bunlara bağımsızlık hayallerini aşıladılar. Yoksa, senelerdir, Osmanlı Devleti'nde bakanlıklara kadaryükselen Yahudi ve Ermeniler niçin daha evvel
bağımsızlık düşünmediler? Avrupalı'nın sürdüğü Yahudileri, II. Abdulhamid besledi diye mi kendisine isyânettiler?
İşte Sultan II. Abdulhamid, içte azınlıklar meselesi,dışta Avrupa Devletlerinin baskısı ile karşı karşıyabulunuyordu. Bu iki faktöre, babası Sultan Abdülmecidve amcası Sultan Abdülaziz'den miras kalan ekonomik
buhranı da katmak lazımdır.Sultan II. Abdülhammid, bütün bunların üstesinden
gelebildi mi? Şüphesiz ki hayır. Şayet cevap müsbetolsaydı, II. Abdulhamid, Sultan olarak ölürdü; sakıt Sultanolarak değil. Fakat bu demek değildir ki o hiç bir şeyyapamadı.
Sultan II. Abdülhamid'in Avrupa'ya karşı olanmücadelesinde en çok dayandığı kuvvet, onunpanislamist görüşleridir Onun bu görüşleri çoğu kez
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 85/207
tatbikat sahası da bulmuştur. II. Abdülhamid'in kendipanislamist görüşlerini tatbik alanına koymak içinkullandığı en büyük silah üzerinde taşımış olduğu "İslamHalifesi" sıfatı, ve bu sıfatın emrinde olan tarikatşeyhleridir208. Sultan II. Abdulhamid, bu vasıtalarla Afrikaiçerilerine, Türkistan'a ve hatta Çin'e kadar elini uzatmış,ve oralarda kendi şahsında Osmanlı İslam Halifesi adınahutbeler okutmuştur."Onun, Çin, Fas, Hindistan, Buharave bilhassa imparatorluğun eski vilayetleri olan Mısır, Tunus, Bosna, Kafkasya v. s. gibi, gayr-ı müslimlerinkanunlarının idâresi altına düşmüş yerlerde adamları
vardı"209.Arnold J. Toynbee gibi muasır Avrupa düşünürleri,
Sultan II. Abdülhamid'in panislamizminden bugün dahiendişe duymaktadırlar210.
Aşağıda suretlerini sunduğumuz vesika, Sultan II.Abdülhamid'in tesir sahasını göstermek yönünden büyükbir ehemmiyeti haizdir. Vesikada görüldüğü üzere,
Pekin'de II. Abdulhamid adına bir üniversite açılıyor, vekapısında Osmanlı bayrağı dalgalanıyor.
Biz bu vesikayı, Fransız Hariciye Arşivlerinin Çindosyalarından elde ettik. Aynı olayı tevsik eden bir ha-
beri de Tercüman'ı Hakikat gazetesinin 5 Mart 1908tarihli nüshasında tesbit ettik. Her iki vesikanın muh-
teviyatı birbirinin aşağı yukarı aynı olduğu için büyük birihtimalle, Fransızca olan vesika, o tarihlerde İstanbul'dabulunan Fransız elçisinin, Tercüman'ı Hakikatgazetesinden yaptığı tercümedir. Bu hadisenin o zamankiÇin gazetelerine de geçtiği kuvvetle muhtemeldir. ZiraÇin Maarif Bakanı bizzat üniversitenin açılışına katılmayakarar vermiş ve fakat o gün çıkan bir kar fırtanası bukararın yerine getirilmesine mani olmuştur.
208Bak. İhsan Süreyya Sırma, Fransa'nın Kuzey Afrika'daki Sö-mürgeciliğine karşı Sultan II. Abdülhamidin Panislamist faaliyetlerineait bir kaç vesika, İstanbul Edebiyat Fakültesi, Tarih Enstitüsü Dergisi,İstanbul, 1977, sayı, 7-8,s. 158.209Victor Berard, Le Sultan, l' İslam et les Puissances, Paris.
1907, s. 36.210La Civilisation à I'epreuve, Paris, 1951, s. 228.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 86/207
Pekin Hamidiye Üniversitesi ile ilgili Çince kay-nakları da araştırmak üzere, şimdilik bu iki vesikayısunmakla yetiniyoruz.
Fransızca vesikanın Türkçeye tercümesi:Pekin'de Hamidiyye ÜniversitesiPekin mektubu:Mukaddes İslam Dini'ne inanan müminlerin, bu
dine olan imanı, sadakat ve bağlılıkları hakkında doğrubir hüküm vermek, takdir etmek, ve olup biteni anlamakiçin, bu Dinin girebildiği kıt'a ve memleketlerde bizzatyaşamak, ve kendi gözleriyle görmek lazımdır. Uzak
Doğu ve bilhassa, sayılarının milyonlarca olduğu Çin'demüslümaların Halifemize, milletimize Allah'ın bize lütfüolan ve yeryüzünde Peygamberimizin canlı temsilcisiolan Padişahımıza karşı gösterdikleri sadakat ve hürmetaşkının canlılığını hakkıyla anlatmak ve yazmak mümkündeğildir.
Çinde yaşayan bütün müslümanlar, yalnız Padi-
şahımızdan bahsetmekte ve ona karşı övgülerde bulun-maktadırlar. Camilerde, onun adının zikredildiği herseferde, müminlerin yüzünü nurlandıran ruhani bir sa-adet ve sevinç aksi farkedilir. Diğer Çinlilere nazaran Çinmüslümaîarı daha çalışkan ve daha çok gelişme vefazilet taraftarıdırlar. Şüphe yoktur ki bu iyi neticeler,İslam Dini'nin öğrettiği erdem ve faziletin bir neticesidir.
Bütün bu kabiliyetlerin yanında Çinli müslümalarınimanları da çok kuvvetlidir.
Sadece Pekin'de 38 tane cami vardır. Binlercemüslüman, günde beş defa ibadetlerini yapmak ve Ha-life'ye dua etmek için bu camilere gelirler. Cuma günleri,Arapça okunan hutbeler, Pekin Müftisi ve diğer dinadamları tarafından Çin diline tercüme edilir.
Okumuş ve rençber Çinli müslümanlar, çocuklarınınilim ve irfandan nasiplerini alabilmeleri için, Çinİmparatorluğu'nun çeşitli yerlerine müslüman çocukla-rına mahsus okullar açmışlardır.
Bazı eserlerde, Pekin'de tüm olarak yalnız üç ca-minin olduğunu ve sadece 12.000 mümin olduğunuokuduk. Bu bilgiler iki asır evvelki duruma göre doğrudur.
Biraz evvel dediğimiz gibi, Pekin'de binlerce müslümanınibadetlerini yaptıkları 38 tane cami vardır.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 87/207
Her caminin büyük bir medresesi vardır. İslamieğitimle gercekleştilen gelişmeyi kanıtlamak için, bumüesseseler birer delil olarak gösterilebilir. Bir müddetönce de, bu tesislerin dışında, yeniden büyük bir mües-sese kuruldu ki, ona Padişahımızın ismini vererek, "PekinHamidiyye Üniversitesi" diye adlandırdılar.
Bu tesisin temelinin atıldığı gün binlerce Çinlimümin, Sultan Hazretleri için Hak Ta'ala'ya dua ve ni-yazda bulundular. Çinlilerin, bu yeni müsseseyi bizimşanlı Padişahımızın adıyla adlandırma arzuları, her türlüövgüye şayandır. İnşaat tamamlandığı için, geçtiğimiz
günlerde de açılış merasimi yapıldı.O gün Pekin Müftüsi, çok sayıda ulema ve binlerce
mümin bu bayrama iştirak ettiler. Çin Maarif Ba-kanlığından çok sayıda büyük zevat da o gün hazır bu-lundular. Bizzat Bakan da, merasime iştirak etme kararınıalmıştı; fakat o gün çıkan büyük bir kar fırtınası, veBakan'ın evinin Hamidiyye Üniversitesine iki saat kadar
uzakta oluşu, Bakanın merasime iştirakini önledi.Merasimin sonunda, Arapça bir konuşma yapıldı,
ve Padişahımız için dua okundu. Konuşma ve dua, Müftitarafından Çinceyi tercüme edilerek müslümanlara tebliğedildi. Müslümanların çoğu sevinçlerinden ağlıyordu.Müslüman Çinliler, diğer Çinlilere benzemiyorlar; onlar,büyük bir dini bağla birbirlerine bağlı olup, şerefli ve iyi
kimselerdir. Bizim dini lisanımız olan Arapça'nın belağatve tatlılığı, müessesenin kapısına çekilmiş olan OsmanlıBayrağının şanı, bu ince kalpli insanlarıheyecanlandırmaya ve göz yaşlarını tahrik etmeyeyetiyor.
Çin'de yaşayan müslümanların şimdiki sayısının40-50 milyona yükselmiş olduğu söyleniyordu. Fakat bu
hususta yapılan bir istatislik, bu sayının doğru olmadığınıgösterdi. Çin Hükümeti'nin diğer kaynaklara dayanan,Nüfus Sayım İdaresi'nden alınan bilgilere göre, Çinmüslümanlarının bugünkü sayısı 70 milyon kadardır211
Pekin HamidiyyeÜnniversitesine dair,
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 88/207
Tercüman-ı Hakikat Gazetesinin2 safer 1326
(5 Mart 1908) tarihli sayısındaçıkan makaleninsûreti
Pekin "Daru'l ulumi'l
Hamidiye" MedresesiPekin'den mektup:Hurşid-i pertev efruz-ı İslamiyet'in neşr-i füyuz-ı
hidayet eylediği memalik ve büldanda mütemekkin bü-tün ehl-i imanın hasbe'd-diyane Asitan-ı aliyyin-i Hilaafet-i Mukaddese-i İslamiyye'ye karşı perverde ettikleriihtisasat-ı ubudiyyet ve sadakat ve revabıt-ı aliye-i ma-
habbetin bihakkın takdir-i derecatı ancak oralarda bu-lunarak, bu tezahürat-ı ihlas gayatı, bu rabıta-ı kaviyye-iubudiyyetmendane asarını re'yul ayn görmekle mümkünolabilir. Aksa-yı Şarkta ve bi't-tahsis milyonlarca ehl-iİslam bulunan Hıtta-i Cesime-i Çin'de mütemekkin ihvan-
ı Dinin makam-ı kudsiyet-i ittisam-ı Hilafet-i 'Uzma'ya veala'l husus haslet-i pakize ve secaya-yı aleviyye-i fıtriyyeile mütehalli ve min kibeli'r-Rahman ümmet-i naciye-iİslamiyye ve Millet-i Muazzama-yı Osmaniyyeye birMevhibe-i celile-i Sübhani olan Zat-ı Hilafetsemat-ı Zişan,Halife-i adaletnişan, Vekil-i Resul-i Rabb-i Müste'anEfendimiz Hazretleri hakkında hasbe'd-diyane perverde
ettikleri hissiyyat-ı pakize-i ihlas ve ubudiyyet, her türlütakdiratın fevkindedir. Hıtta-ı Çin'de mütemekkin ehl-iimanın lisan-ı itilasında daima mahamid-i celile-i Hazret-iHilaafetpenahi olduğu gibi, bütün cevâmi' ve mesâcid-işerifede nâm-ı me'âliy-i ittisâm-ı Hilâfetpenâhinin yâd veedâ olunduğu zaman, cibâh-ı ehl-i imânda tecellinümaolan âsâr-ı server ve inbisat, neşve-i ruhani, bütün safvetve samimiyetle nazar-ı takdir ve istihsanı celb eder. Çinmüslümanları Hıtta-ı mezkûrede mütemekkin anasır-ı sa-
211 Archives du Ministère des Affaires Etrengeres Françaises. N.S.Chine, Vol. 81. 171-172
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 89/207
ireye nisbetle daha ziyade çalışkan, muhib-i terakki,fazail-i ahlakiyye ve hasail-i bergüzide ile mütehallidirler.Bu hasail-i mümtaze, Din-i Mübin-i Ahmediyye'nin asar-ıtelkinat-ı aliyesinden olduğuna şüphe yoktur. Çinmüslümanlarının hüsn-ı ahlak ve siretleriyle beraberbilhassa salabet-i diniyyeleri vardır.
Yalnız Pekin'de otuz sekiz cami'-i şerif mevcuttur.Buralarda binlerce ehl-i İslam tarafından evkat-ı ham-sede eda-yı salat olunarak ed'iye-i vacibu'd-diye-i Haz-ret-i Hilafetpenah a'zami yad ve tezkar kılınmakta ol-duğu gibi cuma güneri arabiyyu'l ibâre kıraat olunanhutbeler, Pekin Müftisi ve ulema-yı saire-i mahalliyetarafından Çin lisanına bi't-tercüme medamin-i aliy-ye-sicemaat-ı müslimine telkin olunmaktadır.
Çin müslümanları maarifperver ve çalışkan ol-dukları cihetle evladlarmın ni'met-i celile-i maariftenhissemend olmalarını arzu ettikleri için Hıtta-yı Çin'inhavali-yi muhtelifesinde müslümanlara mahsus yüzlercemüessesat-ı ta'limiyye ve medaris-i ilmiyye vücudagetirmişlerdir. Bazı asarde, Pekin'de üç cami-i şerif ile oniki bin muvahhidinin mevcudiyetinden bahs edilmişolduğu görülmüş ise de bunun iki yüz sene evveline aitbir ma'lumat olduğuna şüphe yoktur. Bugün, söylediği-miz gibi, nefs-i Pekin'de otuz sekiz cemi-i şerif veme'abid-i çesimede edayı fariza-ı ibadet eden binlerce
ehl-i İslam vardır.Her cami-i şerifin, mükemmel ve muntazam bir
medressi mevcudtur. İşbu müessesat-ı ilmiyye, Çin'dema'arif-i İslamiyye'nin derece-i terakkisine güzel birermisal teşkil eder.
Bundan evvel Çin müslümaları tarafından mevcudailaveten, te'sisi takarrür eden, bir medrese-i il-miyye,teberrüken nam-ı kutsiyyet ittisam-ı Hilafetpenah-ıa'zamiye izafetle "daru'l Ulumi'l Hamidiyye" tes-miyyeolunarak vaz-ı esas-ı resm-ı behini icra ve bu vesile ilebinlerce ehl-i iman tarafından mahamid-i celile-iHilafetpenah- a'zami bihulusi'l bâl yad ve eda kılınmıştı.Medrese-i mezkurenin nam-ı uluviyet-i ittisamı Halife-ia'zamiye nisbet edilmesi hakkında Çin müslü-manlarının
izhar ettikleri şu arzu-yı dindarane sezavar-ı takdir vesitayiştir. Pekin "Daru'l Ulumi'l Hamidiyye" Medresesinin
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 90/207
inşaatı ahiren peziray-ı husn-ı hitam olmakla resm-iküşadi kılınmıştır.
Resm-i küşada Pekin Müftisi faziletlu Efendi
Hazretleriyle ulemay-ı mahalliye ile Pekin müslüman-larından binlerce halk hazır bulunmuştur. Pekin Ma'arif-iUmummiyye Nezaretinden bir çok erkan ve ümera dahiresm-i küşadda hazır bulunmakta idiler. Çin Ma'arif Nazırının dahi resm-i mezkurda bulunması mukarrer idi.Çünki Çin Ma'arif Nazır'nın bulunduğu mahall, "Daru'l-Ulumi'l-Hamidiyye"nin bulunduğu mahalle iki saatlikmesafede kaindir. Resm-i küşadın hitamında ed'iyye-i
vacibu'tte'diye-i Cenab-ı Hilafetpenahi yad ve tezkarkılınmıştır. Nutuk ve du'a-yı beliğ, mezkur Pekin Müftisi,Faziletlu Efendi Hazretleri tarafından Çinceye tercüme vehüzzara tebliğ ve tevhim
edilmiştir. O esnadehüzzar arasındaağlayanlar pek çok idi.Çin müslümanları,anasır-ı saireyebenzemezler. Ciddensalabet-i diniyye ilemütehalli, halûk ve iyi
kalblidirler. Lisan-ı Din-i mübin olmağla, haiz-işeref-i bipayan olanArapçanın ahang-ibelagat ve ihtişamı ve"Daru'l Ulumi'lHamidiyye"nin
kapısındatemevvücnüma-yıhidayet olan Liva-yıFevz-i ihtivayıOsmani'nin manzara-yı uluviyyet-i intiması,kulûb-ı safiyyeyi haki-
katen lebriz-i teessürve istiğrak eyliyor idi.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 91/207
Bu suretle resm-iküşad miskiyyü'l-hitam olduktan sonrahüzzar dağılmıştır.
Çin'demütemekkin ehl-iİslam şimdiye kadar40-50 milyon kadartahmin olunuyordu.Fakat bu tahmindeisabet olmadığı bu
kerre icra kılınantahkikattananlaşılmıştır. ÇinNüfus-i UmummiyyeNezaretiyle diğermevsuk mahallerdenolunan tahkikata
nazaran Çinmüslümanları 40-50milyon değil, 70milyon olduğutebeyyün etmektedir.26 Zilhicce sene 1325
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 92/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 93/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 94/207
ONDOKUZUNCU YÜZYILOSMANLI SİYÂSETİNDE ROLOYNAYAN TARİKATLARA DÂİR
İ İ
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 95/207
19. yüzyılda, ve bilhassa Sultan II. Abdulhamiddevrinde, Avrupa Devletleri olanca güçleriyle OsmanlıDevleti'ni parçalayıp, paylaştırmak sevdasına düşmüş-lerdi. Bu gayeleri için de, her türlü vasıtaya başvur-muşlardır. Batı Dünyası'nın Osmanlı Devleti'ne karşı
giriştiği bu faaliyetleri burada sıralamak imkansızdır.Mamafih, dini cemaatların, bu faaliyetlerde olan öne-minden bahsetmek, faydadan hali değildir.
Sultan II. Abdülhamid'in, Batı emperyalizmine karşıkullandığı en büyük silah, tarikatlardır. Bu tarikatlarvasıtasiyle, müdafii olduğu "Panislamist" fikirlerini, bütünİslam Dünyası'na yaymış, ve bu faaliyetlerinin yardımıyla
-belki -otuz üç sene saltanatta kalabilmiştir. "Onun,bütün kabilelerde, hatta en asi olan bedeviler arasındabile temsilcileri vardı"212. "Onun, Çin, Fas, Hindistan,Buhara ve bilhassa imparatorluğun eski vilayetleri olanMısır, Tunus,Bosna, Kafkasya v.s. gibi, gayr-ı müslimlerinkanunlarının idâresi altına düşmüş yerlerde adamlarıvardı.213. Bu şeyhlerin en ileri gelenleri, Ebu'l Huda, ŞeyhRahmetullah, Seyyid Hüseyn el Cisr ve Muhammed Zafirgibi kimselerdi214.
Arnold J. Toynbe'nin; bugün dahi uykuda olduğu, vefakat uyanacak olursa, İslam'ın vurucu esprisi üzerinde
hesaplanamayacak derecede psikolojik bir tesiryapacağı bilinen dediği215, Abdülhamid'in panislamizmi,Avrupalıları endişeye düşürdüğü için onlar da hücuma
212 Victor Berard, Le Sultan, I 'Islam,et les Puissaances, Paris,1907, s. 31.
213Victor Berard, Aynı eser, s. 36.214Andre Duboscq, l'Orient Mediterraneen, Paris, 1917, s. 155-
156; V. Berard, s.32; Gilles Roy, Le Sultan Rouge, Paris, 1936, s.28.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 96/207
oynayan tarikatların faaliyetlerini kösteklemek için,ellerinden geleni yapmışlardır.
İşte, aşağıda tercümesini sunduğumuz vesika, butarikat faaliyetlerinin bir kısmına, ve Fransa'nın bu fa-aliyetlere karşı düşündüğü tedbirlere dairdir.
Fransa KonsolosluğuCiddeCidde, 20 Nisan 1902Siyasi MeselelerBölümü
Sayın Delcasse HazretleriDışişleri BakanıParis
Sayın Bakan,Konsey Başkanı'nın sorularına cevap.Siyasi Bölüm kaşesi altında, bana göndererek beni
şereflendirdiğiniz, Zat-ı alilerinin 5 Şubat tarihli soruvarakasını aldım. Hacc'ın gerektirdiği bir sürü meş-galeler, daha evvel cevap yazmamı engelledi; lakin ke-sin olarak Cidde'yi terk etmeden evvel bunu yerine ge-tirmek istiyorum.
Bize karşı olan düşmanca manevralarından kork-mamız gereken Müslüman tarikatlarının hareketleriniizlemek için her ne kadar - görünüşte-iyi mevzilenmişisem de, zat-ı alinizden saklamamam lâzımdır ki, benim-bu gibi işlerdeki- rolüm çok sınırlıdır.
İlk olarak şunu belirteyim ki, bu tarikatların Cid-de'deki hareketi, hissedilir derecede azdır. Büyük birihtimalle bu hareket, Avrupalılara kesin bir şekilde ka-patılmış olan Mekke ve Medine'de yürütülmektedir ki,-Hac sayesinde -oradan bütün İslam merkezlerine ya-yılmaktadır.
İkinci olarak da, bizzat ben, çok sıkı bir şekilde gözaltında bulunduruluyorum. Burayı idâre eden amir, banakarşı o kadar büyük bir emniyetsizlik içindedir ki, en
küçük hareketlerime varıncaya kadar beni gözetliyor, vebenim yerli halkla olan ilişkilerimi çok yakından izliyor.
215 La Civilisation a I'epreuve, Paris, 1951, s. 228.112
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 97/207
Bu gibi şartlar altında, Müslüman tarikatlarınıngizliliğinin içine nasıl sızılabilir?
Bununla beraber, benim için toplanılması mümkün
olan bilgilere dayanarak, ve bizzat kendi müşaha-delerimin yardımıyla Sayın Konsey Başkanı'nın sorduğusorulardan bir kaçına cevap vermeğe çalışacağım.
1- İstanbul'daki Şazeliye- Medeniye tarikatlarınınbüyük şeyhinin kuvvet ve hareketi?
- İmparatorluğun216 içişlerinde olduğu gibi, dışiş-lerinde de çok büyük bir i'tibara sahib olan - bu büyük
müslüman zatın nüfuz ve hareketi, büyük bir ehemmi-yeti haizdir. O'nda Din'e ve Taht'a217 olan desteğin ensağlam misali görülür. İslam itikadının müdafaası veHilafet'in ihyası için her gün biraz daha yayılan hamiyyetve gayreti, onun başına mübalağalı bir hürmet halesigeçirdi. Mevsukan bildirildiğine göre, onun eseri şayan-ıdikkat derecede büyüktür: Büyük Şeyhi olduğu tarikatı,yeniden taşkilatlandırarak, - bir kaç sene içinde- butarikatı kuvvetli ve korkulacak bir müessese halineçevirmiştir. Böylece bu tarikat, hem dini ve aynızamanda askeri bir hüviyet kazanmıştır. Bu tarikatınkuvvetli olmasına sebep bir çok amil vardır. Her şeydenevvel, çok güzel bir şekilde teşkilatlandırılmış olan
silsile-i meratibi (hierarchie), ve bütün müridlerinin kesinolarak teslim olduğu, te'sir kabûl etmeyen disiplini; vemüridlerinin sayılarının fevkalade kabarık oluşundandır.
Usta bir şekilde Türk politikasının gereklerine göredüzenlenmiş veya ona uydurulmuş olan itikadları,müslümanların heyecana gelmiş rüyalarına ve hararetlihayallerine ümid vermişe benziyor. Yalnız dini menfaatleriçin çalıştıklarını gösteren tarikat müridleri, aynızamanda kendilerini Panislamizm propagandasınaadamışlardır. Mamafih, bu tarikat hareketinin özel olarakbize karşı yönelik olduğunu duymadım; tarikatınprogramı, çok daha geniştir.
2 Büyük Şeyh'in Mekke Medine ve Cidde'de bu
216Osmanlı İmparatorluğunun.
217Osmanlı Tahtı'na.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 98/207
Söylemeye hacet yoktur ki, Mekke'deki Hacc'ınpanislamik fikirlerin yayılması yönünden olan ehem-miyeti, Şazeliye-Mediniye tarikatlarının Büyük Şeyhi'ningözünden kaçmamıştır. O, Mekke ve Medinedekizaviyelerin başına, cemaatı arasında bilgi ve takvası ileen tanınmış ve en hamiyyetli olan müntesiblerini yer-leştirmiştir. Bu mukaddimlerin hacı kitlesi üzerinde olantesiri çok büyük olmalıdır. Zira onlar, davaları için lazımolan belli başlı elemanları, dini otoriteye, tarikatın büyükŞeyhi'nin işgal ettiği yüksek makamdan gelen nüfuza, venihayet, Hacc'ın muazzam gelirinin bir kısmına
sahiptirler.Şazeliye-Medeniye için söylediklerim kendileri
hakkında teferruatlı bilgi toplamam mümkün olmayanRufaiye için de söylenebilir. Şunu iddia edebileceğimizannediyorum ki, bu iki tarikat imtiyazlı olup, gayretlerive siyasi faaliyetleri ile, iman eserinden başka hiç birşeyleri görünmeyen bütün diğer İslami cemaatları geride
bırakmaktadırlar. Hülasa olarak, kuvvetli teşkilatları,müntesiblerinin çokluğu, sahip oldukları zenginlik, veyukarıdan gelen özel himaye sebebiyle bu iki tarikat,bugün için, Türk siyasetinin en faal ve en korkulacakaletleridir. 114
3- Bunların, Mekke Büyük Şerifi'nin indinde olanrolü v.s.?
Tarikatın bu büyük hakimiyetini kıskanan, vemü'minlerin efkarı üzerinde kimseyle paylaşmadansaltanat kurmak isteyen Büyük Şerif, mukaddes vila-yetlerde, adı geçen tarikatların artan üstünlüğüne pekde iyi olan bir gözle bakmayacaktır. Zaten Hicaz arabları-ve Arabistan Yarımadasının tamamını buna ilaveedebileceğimi sanıyorum- içten, Türklerden nefret edi-
yorlar. Sevmedikleri bir hükümetin haris niyetlerinehizmet etmeğe de zor muvafakat edeceklerdir. Fakat,gerekli uysallığı terk ettiği anda, İstanbul'da kendisinehalef olması muhtemel birinin yedekte bulunduruldu-ğunu bilen Büyük Şerif, ustaca, Türk Hükümeti'yle aynıdavayı güttüğünü, ve kendi görüşlerini ikinci planabıraktığını yutturuyor, ve fakat, el altından, onun bütün
proje ve davalarını muvaffakiyetsizliğe uğratmak içinelinden geleni yapıyor, işte, direkt olarak kara yolu ileİstanbul'u Mekke'ye bağlayacak olan telgraf hattında
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 99/207
böylece anlaşılmış oluyor. O, çok iyi biliyor ki,merkezle218 direkt olarak bağlantı kurulduğu gün, o,kendi evinde (memleketinde) Efendi olamayacak, ve fa-kat o, bütün hareketlerini, sözlerini ve hatta düşünce-lerini kendisine dikte ettirecek, haris politikanın oyuncağıolacaktır.
4- Adı geçen tarikatların tarassutu, tesirlerininazaltılması, ve tesirlerinin bizim yararımıza kazanıl-ması imkanları.
Bizimle ilgili ve Kuzey Afrika'daki müstemlekele-rimizin emniyet ve muhafazası için gereken hususlaragelince:
1- Mümkün mertebe, sağlık ve ekonomik sebepleribahane ederek, müslüman tebaamızın Hicaz'a ya-pacakları Hacc'ı zorlaştırıp azaltmak.
2-Birbirine rakip olan tarikatlara, bir takım imtiyazlar
tevcih ederek, bu rekabetin artmasına yardım etmek.Şurası muhakkaktır ki, Şazeli, Medeni ve Rufailere karşımünhasıran yapılan bu lütuf ve ihsan, İslam'ın diğercemaatları arasında ateşli bir rekabet doğurdu: Buradabizi ilgilendiren husus, bu rekabeti, kendi menfaatimizyönünde işletmektir. -Diğerleriyle beraber- Senusiler, çokgayr-ı memnundurlar. Denildiğine göre, Osmanlı
Hükümeti'ne kuşku veren Şeyhlerin haris niyyetleriyüzünden, oldukça itibarsız bir durumdadırlar.
3-Büyük Şerifin, (bizim için) desteğini ve teveccühünükazanmak.
Sunmakla şeref duyduğum saygılarımın kabûlüistirhamiyle
Mütevazi ve size çok mut'i
olan hizmetkarınız İmza219
218 İstanbul'la.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 100/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 101/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 102/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 103/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 104/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 105/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 106/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 107/207
SULTAN II. ABDULHAMİD VE ÇİNMÜSLÜMANLARI
Sultan II. Abdülhamid'in dış siyaseti her nedense gereği gibi araştırma konusuyapılmamış, ve maalesef bu konuda yazılanların çoğu -lehte veya aleyhte olsun-hissi
olmaktan öteye gidememiştir.Sultan II. Abdulhamid, ya batılı yazarların tesiri altında kalınarak "Kızıl Sultan" olarak
gösterilmiş; yahut bu görüşe bir reaksiyan olarak, göklere çıkarılmıştır.
Kaanatimize göre, bu iki tutum yerine, tamamen belgelere dayalı ilmî bir çerçeveiçirisinde bu konuyu ele alıp incelemek gerekir. Ancak belgelerin ışığı altında onunsiyasetinin müsbet,veya menfi tarafları ortaya konulabilir. Bu husus, sadece II.Abdülhamidiçin değil, tüm tarihi hadiselerin gerçeğe en yakın bir şekilde tesbiti için bir zarurettir.
Biz bu küçük makelemizde, Sultan II. Abdülhamid'in dış siyasetinin bir parçasıolan"panislamizm" siyaseti içinde, Çin'de yürüttüğü siyasi ve dini faaliyetlerinden bahsedeceğiz.
Öteden beri Osmanlı Devleti'ni yıkmayı gaye edinen emperyalist Batı Dünyası, II.Abdulhamid devrinde bu faaliyetini daha da artırarak onun için bir çıban başı olmaya
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 108/207
başladı. 19. yüzyıla kadar Osmanlı Devleti'nde sakin ve itaatkar tebaa olan azınlıklar,Batı'nın teşvik ve tahriki ile ve özellikle Tanzimat Fermanı'nı müteakip, yer yer isyânlarçıkartarak, bağımsızlık yaygaralarını koparttılar. Ermeniler Doğu Anadolu'da birErmenistan,Yahudiler de Filistin'i istiyorlardı. Oysa ki
Avrupalılar, Filistin için kışkırttıkları Yahudilere her türlü zulmü yapmışlar ve onlarıAvrupa'dan sürmüşlerdi.Bu siyasi meseleler yanında, Osmanlı Devleti mali bir kriz içinde bulunuyordu.Bütün bunlara karşı, Sultan II. Abdulhamid,'in ne düşündüğü ve ne yaptığı konumuz
olmadığından, onun Çin'de yürüttüğü panislamist faaliyetlerinden bazılarını ele alacağız.
Sultan II. Abdulhamid, bu problemlere karşı koymak için, Anadolu'nun dışındakimüslümanlardan faydalanmak ve onların da yardımını sağlamak istemiştir.Bunu yaparkende Hilafet merkezi İstanbul'dan çok uzakta olan müslümanları, tarikat şeyhleri veya özeltemsilciler vasıtasiyle"Halife" sıfatı etrafında toplamaya çalışmıştır ki, onun bu siyasi dinifaaliyetine kısaca panislamizm denmişti.
II. Abdulhamid, bu gayeyle, bilhassa gayr-ı müslimlerin idâresi altında bulunanmüslümanlarla, temsilcileri vasıtasıyle temasa geçmiş, ve onları kısmen gizli de olsaİstanbul'a bağlamayı başarmıştır.
Bu cümleden olarak, Türkistan'a, Afrika'ya220, Japonya'ya ve biraz sonra sözünüedeceğimiz Çin'e kadar adamlarını göndermiştir.
Victor Berard bu hususta şunları yazar: "Onun, Çin, Fas, Hindistan, Buhara vebilhassa İmparatorluğun eski vilayetleri olan Mısır, Tunus, Bosna, Kafkasya v.s. gibi gayr-ımüslimlerin kanunlarının idâresi altına düşmüş yerlerde adamları vardı"221. Arnold J. Taynbee'nin, onun bu siyasetinden bugün dahi endişe duyması bundan dolayı değilmidir?222 Sultan II. Abdulhamid zaman zaman Çin'e heyetler ve temsilciler göndermiş, vebunlar vasıtasiyle müslümanları Osmanlı Hilafeti'ne bağlamayı başarmıştır.
Bu heyetlerin en mühimi, Enver Paşa başkanlığında 1901 yılında Çin'e gönderilenheyettir. Enver Paşa, maiyyetinde hanımı, bir yüzbaşı, iki katip, iki molla223, iki asker ve birkaç hizmetçi olduğu halde Çin'e gitmiş ve oradaki müslüman Çinlilerle temas kurup,durumlarını inceledikten sonra da Türkiye'ye dönmüştür224.
Enver Paşa'nın ayrılışını müteakip, Şangay'da çıkarılan l'Echo de Chine adlı fransızcagazetenin 16 ağustos 1901 tarihli sayısının baş makalesinde şöyle yazılmaktadır.
220Bak. İhsan Süreyya Sırma, Fransa'nın Kuzey Afrika'daki sö-mürgeciliğine karşı Sultan II. Abdülhamid'in Panislamist faaliyetlerineait bir kaç vesika. Tarih Enstitüsü Dergisi, İstanbul, 1977,Sayı, 7-8s.158
221Le Sultan, l'Islam et les Puissances,Paris, 1907, s. 36.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 109/207
"Le Khalife et les Musulmans Chinois"La mission ottomane dirgée par le general Enver-Pacha, qui a quitte recemment
Shanghai pour rentrer en Europe par la Siberie, a été de la part des journaux etrangersl'objet d'appreciations trés diverses quant â sa portee et son efficacite Dans son No, du 12 juin dernier le journal allemand Der ostasiatische Lloyd afirmait que "Enver -Pacha s'etaitassure que les musulmans de toute le Chine reconnaissaient le Khalife de Constantinoplecomme leur chef spirituel et que meme dans des questions de politique interieure, ils lui
accordainent les droits d'un juge"225
. Yukarıdaki fransızca metnin türkçesi şöyledir:
Sibirya üzerinden Avrupa'ya dönmek için, bir müddet önce Şangay'ı terk edengeneral Enver Paşa'nın başkanlık ettiği Osmanlı heyetinin tesir ve ehemmiyeti, yabancıgazeteler tarafından çok çeşitli değerlendirilmiştir. Bir Alman gazetesi olan Der Osta-siatische Lloyd, geçtiğimiz 12 haziran numaralı sayısında belirtiyor ki: "Enver Paşa, bütünÇin müslüman-larının İstanbul Halifesi'ni manevi liderleri olarak tanıdıklarını, ve hatta içsiyasetle ilgili meselelerde dahi ona hakim olma haklarını vermekte olduklarına kanaat
getirmiştir.II .Abdülhamid'in Çin'deki bu tesirini kıskanan ve bu tesiri-kendi çıkarı için- en azaindirmek isteyen ve İngiliz basınını temsil eden North China News gazetesi, 25 haziran1901 tarihli sayısının baş makalesinde, II. Abdülhamid'in Çin'deki bu tesir ve nüfuzunuinkar etmekte ve onun Çin'de tanınmadığını iddia etmektedir.
Fakat aynı gazetenin 1 Temmuz tarihli sayısında çıkan bir yazıda, bu ingiliz iddiasınınyersiz olduğu belirtilmiş ve şu hususlar da ilave edilmiştir.
"II' y était dit entre autres choses que le nom du Sultan est si bien connu en Chineque des priéres sont dites chaque jour à son intention dans toutes les mosguees deI'empire"226. Yani," Diğer hususlar içinde deniyor ki; Sultan'ın adı Çin'de o derecede iyitanınmaktadır ki, İmparatorluğun (Çin imparatorluğu) bütün camilerinde hergün okunandualar, onun adına okunmaktadır".
222La Civilisation à I'epreuve, Paris, 1951,s. 228.223Elimizdeki belge "molla" kelimesinden hangi ilmi kariyerinkastedildiği hakkında bilgi vermemektedir.224Archives du Ministère des Affaires Etrangères Françaises.N.S.ChineVol,81,s.29
225Archives du Ministère des Affaires Etrangères Françaises.N.S.Chine, Voli, 81,s. 41.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 110/207
İngiltere, Çin'deki müslümanları İngiliz Kralı'na bağlamak için, karşı taarruza geçmişve İngiliz Kralını adeta "Ulu'l emr" olarak Çin müslümanlarına empoze etmeğe çalışmıştır.Bunu haber olan II. Abdulhamid, Çin müslümanlarını İngiliz kralına değil, İslam Halifesi'neyani kendisine tebi olmaları için uyarmış, ve yukarıda gördüğümüz gibi bunda muvaffak daolmuştur.
Elimizdeki belgeden anlaşıldığına göre, o sırada Çin'de bulunan fransız basını veözellikle L'Echo de Chine, İngilizlere karşı Sultan II. Abdülhamid'i desteklemekte veMaverdi'nin El-ahkamu's-sultaniyye adlı kitabına dayanarak, Çin müslümanlarını şöyleuyarmaktadır:
"II ressort de ce court, mais nécessaire, exposé théolagique et juridique (la religionet le droit formant corps dans l'İslam) que tout musulman, quelle que soit d'ailleurs sarace ou sa patrie est tenu d'obéir,en pensée et en action, aux chefs des musulmans, c'est-à-dire avant tout au Khalife. Celui qui se refuse à cette obbeissanca tombe dans l'impiété
s'il en manque à la loi qu'en action, et dans la mécréance, s'il la méconnait en pensée eten acte. 11 ne saurait donc plus être compté parmi les enfants du Prophète et s'il peut seglorifier encore d'être le fidele sujet de l'Empereur de Chine ou du Roi d'Angletere, il acessé d'etre musulman. Avant de se séparer ainsi de la communauté des Croyants peut-être ferait-il sagement de méditer la parole du grand mystique persan Djelal-ed-din-Roumi:
Can-i gurk-o can-ı seg ez hem cüdast Müttehid, canha-ı merdan-ıHuda'st.
Carol-BHV 227.
Adı geçen l'Echo de Chine gazetesi baş makalesinin yukarıdaki son bölümünde de
şöyle denmektedir:"Kısa fakat zaruri olan kelami (theologique) ve hukuki (İslam'da din ve hukuk birvücut olduğundan) bu açıklamadan anlaşılıyor ki, ırkı ve vatanı ne olursa olsun, hermüslüman düşüncesinde ve hareketinde, müslüman reislerine, yani her şeyden evvelHalife'ye itaat etmek mecburiyetindedir. Kim bu itaatten sarf-ı nazar ederse, hareketleriylekanuna karşı kusur ettiğiden, günahkar; şayet bu itaati düşünce ve hareketiylereddederse, küfre girmiş olur. Böylece o kimse artık Peygamber ümmetinden
sayılmayacak, ve o kimse hâlâ Çin İmparatoru'na veya İngiliz Kralı'na saygılı bir tebaaolduğunu öğünerek ilan ediyorsa, o artık müslümanlığına son vermiştir. Bu şekilde
müminlerin cemaatinden ayrılmadan evvel, belki akıllıca büyük mutasavvıf Celaleddin-iRumi'nin şu sözüne hayran kalmak daha faydalı olur:
226 Aynı yer..128
227 Aynı yer
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 111/207
"Kurtla köpeğin ruhları birbirinden ayrıdır,
Ancak, Allah yolundakilerinin ruhları birdir."Carol -BHV.
Fransa'nın Sultan II. Abdülhamid'i bu şekilde desteklemesinin belki tek sebebi, KuzeyAfrika'daki müslüman tebaasının da II. Abdulhamid tarafından kendi aleyhlerineçavrilmesinden duydukları korkudan ileri gelmektedir. Nitekim fransız gazetecisinin yukarı-da saydığı, Halife'ye itaat hükümleri, sadece Çin'deki müslümanlar için değil, kendi tabiri
ile "ırkı ve vatanı ne olursa olsun" her müslüman için geçerlidir.Ancak Çin müslümanları,Fransa'nın Kuzey Afrikadaki müslümanları nasıl sömürdüğünden habersiz olduklarından, buşekilde düşünmemişlerdir. Ve böyle düşünmediklerinden dolayı aynı zamanda ortada olanİngiliz-Fransız çekişmesinin devamını sağlamak gayesiyle, II. Abdulhamid, Fransa'nınÇin'deki bu tutumunu kabûl eder bir tavır takınmış, ve belki de el altından desteklemiştirde.
Fransız siyaseti, bu tutumuyla Osmanlı Devleti'ne Kuzey Afrika'daki müslümanlarıunutturmak istemiştir. Fakat II. Abdulhamid, sureta bir harekette bulunmadıysa da, KuzeyAfrika'ya gönderdiği tarikat şeyhleri (bilhassa Şazeli ve Medeni tarikatları şeyhleri) ve özeltemsilcileri vasıtasile ora müslümanlarını da uyarmış, ve resmen olmazsa bile gizli birşekilde onları manen İstanbul Hilafeti'ne bağlamıştır228.
Sultan II. Abdulhamid bir sene sonra, yani 1902 yılında aynı gaye ile Muhammed Aliadındaki bir ajanı Çin'e göndererek, oradaki müslümanlarla temasa geçirmiştir.Muhammed Ali Çin'in Mandchoue eyaletinde WANG adında bir imamın misafiri olmuş vefaaliyetlerini oradan yürütmüştür. O tarihlerde Çin'de bulunan Fransa elçisi, bu konudaşunları yazmaktadır:
"İstanbullu olan Muhammed Ali, İstanbul molla-larının elbisesini giymekte, ve kendisine Uzak-Do-ğu'daki dindaşlarını ziyaret etmek için, tatile çıkmışbir "turist hoca"süsü vermektedir. O, bundan dört seneevvel de muhtemelen aynı görevle buralara kadar gel-
miş, ve Malezya, Siam, Koşinşin ve Japonya'yı ziyaretetmiştir. O şimdi, İstanbul'dan itibaren Bombay, Sin-gapur, Bataiva, Bangkok, Saigon ve Şangay'a uğradık-tan sonra gittiği Japonya'dan geliyor... Muhammed Al-i'nin, Japonya'da, Yokohama limanında bir cami inşasıiçin Japon Devlet adamları, ve Yokohama'daki müslü-man tüccarlarla görüşmeler yapmış olması lazım. Sayı-ları otuz kadar olan bu tüccarlar, Hindli, Arap ve İran-lılardan müteşekkül olup, mezheplerinin farklılığınarağmen, "kafirlerin" içinde yalnız kaldıklarından, İs-lam, onları birlik halinde tutmaktadır........... Muhammed
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 112/207
Ali fevkalade Arapça konuşmakta, ve bu, onun, buradaki Kur'an okuyabilmek için Arapçaöğrenmiş olan müslüman liderleriyle kolayca anlaşmasını sağlıyor. Muhammed Ali, biraz daİngilizce bilmektedir ki, bu lisanı, yaptığı seyahatlardan öğrendiğini söylüyor"229.
Çin'deki bu siyasi faaliyetler yanında, kültürel faaliyetlere de rastlıyoruz. Bunun engüzel örneği 1909 yılında, Pekin'de II. Abdulhamid adına açılan ve kapısında Osmanlıbayrağı dalgalanan "Pekin Hamidiyye Üniversitesidir. Bu üniversitenin açılışı münasebetiy-
le Fransa'nın Pekin elçisinin Paris'e gönderdiği mektubunun bir bölümünde şöyledenmektedir.
"Çin'de yaşayan müslümanlar, yalnız Padişah'tan bahsetmekte ve ona karşıövgülerde bulunmaktadırlar. Camilerde, onun adının zikredildiği her seferde müminlerinyüzünü nurlandıran ruhani bir saadet ve sevinç fark edilir.
"... Sadece Pekin'de 38 cami vardır. Binlerce müs-
lüman, günde beş defa ibadetlerini yapmak ve Halife'yedua etmek için bu camilere gelirler. Cuma günleri,Arapça okunan hutbeler, Pekin müftisi ve diğer dinadamları tarafından Çin diline türcüme edilir. Çocuk-ların ilim ve irfandan nasiplerini alabilmeleri için, Çinİmparatorluğu'nun çeşitli yerlerinde müslüman çocuk-larına mahsus okullar açılmıştır.......Her caminin büyükbir medresesi vardır. İslami eğitimle gerçekleştirilen gelişmeyi kanıtlamak için. bumüesseseler birer delil olarak gösterilebilir. Bir müddet önce de, bu tesislerin dışındaaniden büyük bir müessese kuruldu ki, ona Padişahın ismini vererek, "Pekin HamidiyyeÜniversitesi" diye adlandırdılar. Bu tesisin temelinin atıldığı gün binlerce Çinli mümin,
Sultan Hazretleri için Hak Ta'ala'ya dua ve niyazda bulundular."...Çin Hükümeti'nin diğer kaynaklara dayanan Nüfus Sayım İdaresi'nden alınan
bilgilere göre, Çin müslümanlarının bugünkü sayısı 70 milyon kadardır"230.Şüphesiz bu konuda daha çok belge vardır. Bu belgeler de araştırılıp, bulunduktan
sonra, Sultan II. Abdülhamid'in Çin müslümanları ile olan ilişkisi daha da gün ışığınaçıkacaktır.
228Bak. Makalenin ilk dipnotu.229İhsan Süreyya Sırma, Sultan II. Abdülhamid'in Uzak-Doğüyagönderdiği ajana dair. Adı geçen makale, 1. Milli TürkolojiKongresin'de 8 şubat 1978 tarihinde bildiri olarak sunulmuştur.
230 İhsan Süreyya Sırma, "Pekin Hamidiyye Üniversitesi", İslamiİlimler Fakültesi, Prof. M. Tayyib Okıç armağanı, 1978,s. 159vd.251 T.G.Djuvara, Cent projets de partage de la Turquie, Paris,
1914.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 113/207
II. ABDÜLHAMİD'İN ÇİN MÜSLÜMANLARINI SÜNNİMEZHEBİNE BAĞLAMA GAYRETLERİNE DAİR BİRBELGE
Osmanlı Devleti tarihinin en kritik döneminde iktidara gelmiş olan II. Abdulhamid,sayısız problemlerle karşı karşıya kalmıştır. Ekonomik sıkıntılar, azınlıkların bağımsızlıkistemeleri, Avrupa'nın Osmanlı Devleti'ni parçalayıp paylaşma projeleri231, bunların başındagelmektedir.
İkinci Sultan Abdülhamid'in bahis konusu edilen problemlere karşı ele aldığıtedbirlerden bir tanesi de, Osmanlı imparatorluğu dışındaki bütün müslümanları OsmanlıBayrağı altında toplamak ve onlardan istifade etmekti. Bu husus ise onun panislamist
siyasetiydi.O, bu gayesine ulaşmak için özellikle tarikat şeyhlerinden faydalanmıştır232.Kendilerinden faydalanılan bu tarikat şeyhleri, çeşitli tarikatlara mensub olup, SuriyeliEbu'l Huda, Şeyh Rahmetullah, Seyyid Hüseyin el-Cisr ve Muhammed Zafir, bunların öndege-lenleriydi233. Bu adamlarını, Afrika'ya234, Hindistan'a, hatta Çin'e235 kadar gönderip,kendi adına hutbe okutturan II. Abdulhamid Çin müslümanlarıyla da özel bir ilişki kurmuş;onlara zaman zaman heyetler göndermiştir ki, bu heyetlerin en mühimi, Enver Paşa baş-kanlığında, 1901 yılında gönderileni idi236.
Sayıları o zamanlar 70 milyonu aşkın olan Çin müslümanları II. Abdülhamid'inhilafetini tanımışlar ve onun adına Pekin Hamidiyye Üniversitesini kurmuşlardır237.
231 T.G.Djuvara, Cent projets de partage de la Turquie, Paris,1914.
232 İhsan Süreyya Sırma, "Ondokuzuncu Yüzyıl Osmanlı Siyase-tinde büyük rol oynayan tarikatlara dair bir vesika", İstanbul
Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, İstanbul, 1978, sayı XXXI s.183 vd. İhsan Süreyya Sırma, "Quelques documents ineditssur le role des confreries (tariqat) dans la politique panislami-que du Sultan Abdulhamid II", Atatürk Üniversitesi, İslamiİlimler Fakültesi Dergisi, Erzurum, 1978.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 114/207
Sultan Abdulhamid, bu siyasetinde, bilhassa Sünni mezhebini yaygınlaştırmayı amaçedinmişti. Çünki onun için, Sünnileri Osmanlı Hilafetine bağlamak daha kolaydı. Mesela Yemenliler, Zeydi mezhebine mensup oldukları için Abdülhamid'i Halife olaraktanımamışlar ve onu tanımadıkları için de, kendisine isyân etmişlerdir238. İşte onun Sünniliğiyaymaktaki gayesi buydu.
Aşağıda,sunduğumuz belge239 de Fransız Hariciye arşivlerinde bulduğumuz, II.
Abdülhamid'in Çin'deki müslümanları Sünni mezhebine bağlanmaları için gösterdiği
gayreti belirtmektedir.
Belgenin Türkçe TercümesiFransa Cumhuriyeti
Paris, 7 mayıs 1908İstanbul Elçiliği Gönderildi no: 170Çin'deki müslümanlara dair
Pekin Büyük Ahundu'nun , bu yakınlarda Sultan'a gönderdiği malumatın metninibildirdiğim Çin müslümanlarını Sünni mezhebine bağlamak için gösterdiği gayretlerhakkında bazı bilgiler ulaştırdı. M. Bapot, aynı zamanda merkeze240 gönderilen iki Türkulemadan müteşekkil heyetin elde ettiği neticeleri ve Elçiliğimizin kendilerine göstermişolduğu iyi hizmeti de bildirmiştir.
233Victor Berard, Le Sultan, l'islam et les Puissances, Paris. 1907,s.32,Andre Duboscq, l'Orient Méditerranéen, Pa-ris,1917, s. 155-156.Gilles Roy, Le Sultan Rouge, Paris, 1936,234İhsan Süreyya Sırma, "Fransa'nın Kuzey Afrika'daki sömürge-
ciliğine karşı Sultan II. Abdülhamid'in panislamist faaliyetlerineait bir kaç vesika", İstanbul Edebiyat Fakültesi, Tarih EnstitüsüDergisi, İstanbul, 1977, sayı 7-8, s. 157 vd.
235 İhsan Süreyya Sırma, Sultan II. Abdülhamid'in Uzak-Doğu'yagönderdiği ajana dair. Bu makale, 6-9 şubat 1978 tarihlerindeİstanbul'da yapılan 1. Milli Türkoloji Kongresi'ne tebliğ olaraksunulmuştur.
236 Archives du Ministère des Affaires étrangères Françaises, N.S.
Chine, No: 881,s.29.237İhsan Süreyya Sırma, "Pekin Hamidiyye Üniversitesi", AtatürkÜniversitesi İslami İlimler Fakültesi tarafından Prof. Muhammed TayyibOkiç için hazırlanan Armağan, Erzurum, 1978,238Başbakanlık Devlet Arşivi, İrade Dahiliye, no: 96875. Bu konu-
daki belgede şunlar yazılmaktadır: "San'a bir defa daha Zeydilereline geçecek olur ise, onları oradan ihraç müstahil olduğu gibi,Saltanat-ı Seniyye'nin bu hareketi, yılanı kendi esvabı içindeterbiye etmekten başka bir şey değildir. Esbab-ı
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 115/207
Size, geçtiğimiz Ocak ayının 15'inde gönderdiğim aynı mevzuya dair habere atfen,ekte, Bakanımızın telgrafının bir sûretini, faydalı olur maksadiyle takdim etmekle şeref duyarım.
Bakan adına yetkili Uzak Doğu Müdür Yardımcısı
Belgenin Fransızca Metni Amb. de la
Rep. Franc,
à ConstaantinopleExpédié
No: 170
Paris, le 7 mai 1908Musulmans en ChineNotre Représentant en Chine, à qui j'avais communiqué le texte d'une adresse que
le grand Ahound de Pekin avait envoyé récemment au Sultan, m'a fait parvenir quelques
idications sur les efforts faits par Abdul Hamid en vue de rattacher les musulmanschinnois au dogme sunnite. M. Bapot m'a signalé en meme temps les résultats obtenus,au cours de leur mission, par les deux ulemas turcs envoyés dans la Capitalle, et les bonsoffices qui leur ont été prêté par notre légation.
En me référant à la communication que je vous ai adressé le 15 janvier dernier, surle même sujet, j'ai l'honneur de vous envoyer, ci-joint à toutes fins utiles, copie de ladépêche de notre ministre.
Pour le Ministre et par autorusationLe sous directeur d'extemme-Orient
Ma'ruzaya mebni San'a'daki istihkamları, tabyaları hedm ileorasını ufak bir kasaba haline ifrağ ve idâresini bir mutasarrıf
veya kaymakama tevdi ile merkez-i vilayeti, sekenesi umu-miyyetle süniyu'l-mezheb olan sahil tarafında münasebetli birmevkie nakl eylemek ve merkez-i vilayet olacak kasabayı aki-deleri sağlam ve Hükumet-i Seniyye'ye sadık Türk, Kürt ve Araplaiskan eylemek ve Taiz cihetinde dahi bir vilayet teşkiliyle,Zeydilerin kuvvet ve şevketini kesr eylemek ve amal-ı fesadiştihalarının ğayr-ı kabil-i husul olduğunu göstererek, kendilerinibu fikirden vaz geçirmek iktiza ettiği ma'ruzdur".
239 Archives du Ministdere Des Afaires etrangeres Fraçaises, N.S.Chine, No: 81,s. 174
* Yâni, hocanın,240 Pekin'e
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 116/207
SULTAN II.ABDÜLHAMİD'İN ÇİN'EGÖNDERDİĞİ ENVER
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 117/207
PAŞA HEYETİ HAKKINDABAZI BİLGİLER
Sultan II. Abdülhamid'in dış siyaseti, ortaya çıkanarşiv vesikalarıyla yepyeni boyutlar kazanmaktadır.
Özellikle yabancı devlet arşivleri, bu konuda oldukçailginç bilgiler ihtiva etmektedir. Bu bakımdan, bizim kendiarşivlerimizde de araştırma yapma zaruretimiz olduğugibi, yabancı arşivlerde de tarihimiz açısından araştırmayapmamızda büyük yarar vardır. Bilhassa bazı olaylarındaha iyi anlaşılabilmesi ve meselelerin gerçek yönlerininortaya konması için yerli ve yabancı arşiv vesikaları
arasında bir mukayese yapmak şarttır.Mesela, Sultan II. Abdülhamid'in; Çin müslü-manlarıyla olan münasebetleri bu konuda zikredilmeyedeğer. Nitekim bu konuda henüz anlaşılmayan noktalarvardır. Mesele iyice vuzuha kavuşmadığı için, insanınaklına bazı sualler takılıyor:
1.Sultan II. Abdülhamid'in; Çin müslümanlarıyla temasa
geçmesi, onun panislamist siyasetinin bir parçası mıdır?2.Yoksa, İngiliz ve Fransız kaynaklarının iddia ettileri gibi,Avrupalılara karşı Çin'de isyân eden müslümanlarıyatıştırmak için, Alman imparatoru II. Guillaum'um,Sultan Abdülhamid'i teşvik etme neticesi midir ki, bunufırsat bilen Abdulhamid, orada da panislamist fikirleriyaymıştır?
Bu soruların cevabı, ancak Alman ve Osmanlı ar-şivlerinde bulunacak yeni vesikalarla belki verilecektir.Bu konudaki Çin arşivlerini de şüphesiz yabana at-139
mamak gerekir. Ancak, Çince bilmeyişimiz ve Çin Devletarşivleri hakkında bir bilgi sahibi olmayışımız, bu ihtimali-
şimdilik- imkansız gösteriyor. Fakat, 19. yüzyılda bazıdevletlerin dış yazışmaları Fransızca yapıldığı için, Çin'de
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 118/207
Bilindiği gibi, Sultan II. Abdülhamid'in dış siya-setinde, onun panislamist düşünceleri büyük rol oynu-yordu. O, bu siyasetinde bazı müsbet neticeler de alma-mış değil.
Bazan bir tarikat şeyhini241, bazan bir mollayı taAfrika içerilerine, Uzak Doğu'ya242 kadar yollayarak,oralarda yaşayan müslümanları, kendi "Hilafet" unvanıetrafında toplamaya çalışan Abdulhamid, bu faaliyetleriniKuzey Afrika'da da yürütmüştü 243.
Fransız Hariciye arşivlerinde bulduğumuz bazıbelgelerden de, onun bu faaliyetlerini Çin ve Japonya'dadahi yürüttüğünü244 görüyoruz245. Onun Çin'deki tesiri okadar büyük olmuştur ki, Pekin'de onun adına bir İslam
Üniversitesi açılmış ve kapısında Osmanlı Bayrağıdalgalanmıştır246.
Sultan Abdülhamid'in Çin'e gönderdiği heyetlerdenbirisi de, Enver Paşa heyetidir ki, biz bu makalemizde, bukonuda Fransız Hariciye arşivlerinde bulduğumuz bazıbilgileri arz edeceğiz.
Belge No: 1Pekin, 4 Haziran 1901
"Sayın Bakan,
241 İhsan Süreyya Sırma, Ondokuzuncu yüzyıl Osmanlı siyasetin-de büyük rol oynayan tarikatlara dair bir vesika, İstanbulEdebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, Sayı:XXXI, İstanbul, 1978, s.183.
242 İhsan Süreyya Sırma, Sultan II. Abdülhamid'in Uzak Doğu'yagönderdiği ajana dair. (Bu makale 6-9 Şubat 1978 tarihleriarasında İstanbul'da yapılan 1. Milli Türkoloji kongresine tebliğolarak sunulmuştur.).
243 İhsan Süreyya Sırma, Fransa'nın Kuzey Afrika'daki sömürge-ciliğine karşı Sultan II. Abdülhamid'in panislamist faaliyetlerineait bir kaç vesika, İstanbul Edebiyat Fakültesi Tarih EnstitüsüDergisi, Sayı: 7-8, İst, 1977, s. 157 vd. Ayrıca bak. İhsan SüreyyaSırma, Quelques documentes inedits sur le role des confreries(tariqat) dans la politique panislamique du Sultan Abdulhamid II.İslami İlimler Fakültesi Dergisi, Sayı: 3, Ank. 1979.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 119/207
Zat-ı alileri, mektubuma ek olarak, Sultan tara-fından, Çin müslümanlarıyla ilişki kurmak üzere gö-revlendirilmiş olan Türk heyeti konusundaki genelgeyibulacaklardır. Şimdiki şartlar muvacehisinde, AlmanHükümeti tarafından tavsiye edildiği söylenen bu ko-nudaki Bab-ı Ali niyetlerini öğrenmekte fayda mülaha-za ediyorum. Kouang-Si, Kouang-Tong ve özelliklemüslümanların yoğun olduğu Yunnan'da gelişen birpanislamist hareket tehlikeli olabilir ve ben, neye malolursa olsun, Zat-ı alinizin aracılığıyla İstanbul'dakiElçimizden, Enver Paşa heyetinin gayesi hakkında bil-
gi elde etmeye çalışacağım...."247
Belge No: 2Pekin 4 Haziran 1901
Efendim,Sultan'ın görünüşte Avrupa, Orta Doğu ve Uzak
Doğu müslümanları arasında mevcut olan ilişkileri dahaçok geliştirmek için görevlendirdiği, fakat asıl gayesininne olduğu iyece bilinmeyen bir Türk heyetini Çin'egönderdiğini biliyorsunuz. Bu heyet Şangay'a vardı.General Enver Paşa'nın başkanlık ettiği heyette, ikisekreter, iki alim, iki başı bozuk' ve bir çok personelbulunmaktadır.
Bizim Hindo-Çin'deki sömürgelerimize komşuolan bölgelerde çok sayıda müslümanın olması hasabiy-le çok yakından izlememiz gereken panislamist tema-yüllerin bir işareti olabilir "248
244 Bak. İhsan Süreyya Sırma, Sultan II. Abdulhamid ve Çin Müs-lümanları, İstanbul Edebiyat Fakültesi, İslam Tetkikleri EnstitüsüDergisi, İstanbul, 1979, c: VII. Sayı:3-4,s.l99 Ayrıca bak. İhsanSüreyya Sırma, Sultan II. Abdülhamid'in Çin müs-lümanlarınıSünnî mezhebine bağlama gayretlerine dair bir belge, İstanbulEdebiyat Fakültesi, Tarih Dergisi, sayı: XXXII, İst. 1979, s.559.
245 Sultan Abdülhamid'in bu gayeyle Malaya(Malesiya) ya da bazı
temsilciler gönderdiği rivayet ediliyor. Biz bu konuda Malezyaarşiv idâreceleriyle temasa geçtiğimiz halde, maalesef müsbetveya menfi bir netice alamadık.
246 Bak. İhsan Süreyya Sırma, Pekin Hamidiyye Üniversitesi, İs-lami İlimler Fakültesi, Prof. M. Tayyib Okiç Armağanı, Ankara,1978 s. 159.
247 Archives du Ministère des Affaires Etrangères FrançaisesN.S.Chine, No: 81, 1901-1911,s. 4.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 120/207
Şangay, 12 Haziran 1901"Sayın Bakan,...General Enver Paşa, Sultan'ın, bizzat İmparator
Guillaum'un teşvikiyle, Çin'li isyâncıların (Boxers) sebepolduğu ayaklanmalara karışmamaları ve onları sakinolmaya davet etmek için, kendisini müslüman halklarınyanına elçi olarak göndermeğe karar verdiğini itiraf etti.
Bütün talimat kendisine, Çin'deki Alman ajanlarvasıtasiyle ulaşıyor olmalı.
Şangay'daki Fransız Genel Konsolosluğu, hatırı
sayılır derecede kalabalık bir Osmanlı tebaası hamisiolduğundan, General Enver Paşa, buraya varışından üçgün sonra beni ziyarete geldi. Ve ben, kendisinin olduğugibi, hanımının da Şangay'daki ikametlerini en güzel birşekilde geçirmeleri için emrine girdim.
Daha ilk ziyaretinde, Çinli dindaşlarının sayısı,dağılımı ve kuvvetleri hakkında,en ibtidai bilgilerdenmahrum olduğunu hemen farkediyordum.
Daha buraya hareketinde, asıl görevi hakkındakendisine belli bir talimat verilmediğinden, çok endişeligörünüyordu. Bunun dışında, belli başlı Çin şehirlerinde
ve özellikle Şangay'da çok uzun zamandan beri kendihallerine terk edilmiş müslüman halklara, süslü "Hilal"sancağını göstermek için Türk konsolosluklarınınkurulmasının ve bilhassa ateşli müslümanların daha çokolduğu bölgelere hareket(action) ışıkları saçan merkezlerkurulmasının faydası üzerinde konuşuyordu.
Onun ikinci görüşmemizde, Pekin'deki Alman el-
çiliğinden beklediği talimatı almadığından rahatsız ol-duğunu sezdim. Kendisi o sırada, Şangay'daki İngilizkuvvetleri Komutanı General Treagh'ın, kendisine,Çin'deki bölgelere girmesinin tehlikeli olacağını ve buşekilde, hiç bir neticeye ulaşamayacağını, fakat Hindis-tan sınırındaki müslüman merkezlerden geçmeği arzuettiği takdirde, İngiliz Hükümetinin bu seyahatini ger-
çekleştirmek için bütün kolaylıkları temin etmekten şeref duyacağını söylediğini bildirdi.
* Osmanlı Ordusunda gönüllü asker.248 Archives du Ministère des Affaires etrangeres Françaises, N.S.
Chine, No:81, 1901-1911,s. 5.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 121/207
Nihayet dün üçüncü kez onu Avusturya Genelkonsolosluğunun şerefine verdiği akşam yemeğindegördüğümde, Almanlar tarafından "alçakça terkedil-diklerini" ve bu işte İmparator Guillaume'un bir oyuncağı,daha doğrusu aleti olduklarını doğrudan doğruyaSultan'a bildirdiğini söyledi.. Mareşal Waldersee'nin gi-dişinden sonra da Almanya için bu meselenin kapandı-ğını ve artık kendisine ihtiyacı olmadığından, kendisinekarşı nazik bile davranılmadığını ilave etti.
- İkinci bir husus da şudur ki, Heyeti buraya getirenAlman vapurundaki bütün masrafları Almanya tarafından
karşılanmıştır. Kaldı ki, o, Almanlara karşı şartlanmışolmamak için, bütün bu masrafların geri verilmesiniSultan'dan istemiştir.
Geri kalan günlerini Şangay'da en güzel şekildegeçirmesi ve Sultan tarafından Çin'de İslamiyet'i geliş-tirmek gayesiyle kendisine verildiğine inandığım vazi-fesinin gerçek yönü üzerinde bilgi elde etmek için elim-
den geleni yapıyorum..."249.
Belge No: 4Şangay, 3 Haziran 1901
"Alman İnparatorunun teşvikiyle, Çin müslüman-
larıyla görüşmek üzere General Enver Paşa başkanlığındagönderilen Türk Heyeti dün Şangay'a vardı. Heyet, bütüntalimatını Alman Konsolosu vasıtasiyle alıyor.
Pekin'deki elçimiz durumdan haberdar edilmiş-tir..."250.
Belge No: 5Şangay, 24 Haziran 1901
"Sayın Bakan,Zat-ı alilerine bildirmekle şeref duyarım ki, General
Enver Paşa, evvelki gün yani ayın 22'sinde, başkanıbulunduğu Osmanlı Heyetiyle birlikte, Vladivostok yo-luyla Türkiye'ye geri dönmek üzere Şangay'dan ayrıldı.Bu yolculuk, burada bir görevle bulunan Rus askeri
ataşesi Albay Dessino tarafından düzenlendi.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 122/207
Enver Paşa'yı sadece Fransız ve Ruslar Yolcu etti.Bu arada, Alman ve İngilizlerin yokluğu göze çarpıyordu.
...Bunun aksine olarak Ostasiatische Lloyd gaze-
tesi, Halife'nin Çinli müslümanlar üzerindeki dini kuv-vetini kabûl etmektedir. O, Çin siyasetinin gelişiminde,
yakından izlenmesi gereken yepyeni bir faktörün ortayaçıkabileceğine inanmaktadır. Bu da, Sultan'ın, her-hangibir müslüman ayaklanmasında, onlara yardımkasdiyle yapabileceği müdaheleden ileri geliyor. Yineaynı gazete, Enver Paşa'nın, bütün Çin müslümanlarınıİstanbul Sultanı'na kendi dini Reisleri olarak kabûlettiklerini ve hatta iç meselelerde bile ona baş vurup,tavsiyelerini almaya hazır olduklarını müşahade ettiğinibildirmektedir.
...Bununla beraber, Alman gazetesinin yazdıklarınınaksine olarak, Enver Paşa, Çin'in diğer bölgeleri hakkındahiç bir bilgiye sahip olmadığı gibi, Çin'in iç bölgelerindekidindaşlarını kendisine gösterdikleri ilgiden de habersizdir.O, Şangay'a vardığı zaman, Çin müslümanları meselesihakkında o kadar bilgisizdi ki, bu konuyu inceleyen bazı
kitapları kendisine vermeğe mecbur olduk. Üstelik enibtidai bir şekilde bile olsa, İslam Dini'ne bağlı olanÇinlilerin sayıları, kuvvetleri, teşkilatlanmaları ve butoplumun siyasi alanda olan önemi hakkında en ufak birmalumat sahibi değildi. Nitekim o, "Sultan Elçisi" sıfatiyleÇin müslümanları arasında kazandığı büyük prestiji veonlar üzerinde yapılabilecek tesirleri ölçebilecek fırsatı
dahi bulamamıştır. Zira, o, biz Avrupalıların Şangay'dakimalikanelerimizin dışına çıkmamıştır.Bu arada, Şangay'daki Çin ırkına mensup olan
müslümanların nasıl onun etrafında candan toplandık-larını ve nihayet ihtiyaç olduğu takdirde, mahalliidârecileri onların lehine hareket etmeye davetedebileceğine inandıkları ve kendilerinden olan yabancı
bir devlet adamını (mandarin) bulduklarından ne kadarmesut olduklarını hayretler içinde müşahade ettiğimi
249Adı geçen arşiv, N.S.Chine, No: 81, 1901-1911,s.6-8.250Aynı yer.s. 2.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 123/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 124/207
vatandaşları içine almaktadır. Aralarında tüccarlar,maden kuyularının büyük bir kısmını işleten sanayiciler;kılıç taşıdıkları halde, kalemlerini de kulanmasmı bilençok sayıda bakan, vali ve generaller vardır.
Şayet Avrupa Kuvvetlerinin bayrakları yanında,Osmanlı Bayrağı da Çin surlarında dalgalanmış olsaydı,bu 70 milyon müslümanın hararetli "hoşamedi"duygularıyla karşılaşacaktı"253.
Belge No: 7Pekin, 3 Ekim 1901
"Sayın Bakan,Çinli müslümanların varlığı ve onların Çin İmpa-
ratorluğunun kaderi üzerindeki rolünün önemi, bilhassa,Sultan'ın gönderdiği Osmanlı Heyetinin gelişi mü-nasebetiyle, daha çok dikkati çekti. Her ne kadar Şan-gay'daki konsolosumuz bu heyetin faaliyetleri hakkındasize günü gününe bilgi verdiyse de, bunun tarihçesiniözetlemek ve onun gönderilmesini hazırlayan şartları vegeri çağrılmasını belirtmek gereğini duydum.
İstanbul'dan çekilen 12 Aralık 1900 tarihli telgraf,Sultan'ın ilk defa Uzak Doğuda'ki dindaşları yanındamüdahaleye girdiğini haber verdi: "Yıldız'da anlatıldığınagöre Çinli müslümanları sükunete davet etmek ve onlarlaHalife arasındaki ilişkileri kuvvetlendirmek için bir ulema
heyetinin Çin'e gönderilmesi fikri büyük bir kuvvettengelmiştir."
Bundan evvel, Times'in Pekin'deki muhabiri Dr.Morisson'un gönderdiği 6 Aralık tarihli telgrafı gelmişti.
O, bu telgrafta, General Tong-Fou-Siang'a karşı büyükgüçlerin baskısı ile Dul İmparatoriçe'nin gönderdiğifermana dair" Çinli bir memurun mektubunu" özetli-yordu. Bu tedbir, güya bir Alman birliğinin, Saray'a gelenyiyeceklere mani olmak için Hanneri ve Mavi Çay'danilerlemeye hazırlandıkları haberi üzerine Dul Im-
paratoriçe tarafından alınmıştır. Sözü geçen telgrafta,aynı memur Tong-Fou-Siang'ın Kansou'ya gönderilmesive 5000 müslüman askerinin terhisinin, bir müslümanayaklanması tehlikesini artırmaktan başka bir şeye
253 Adı geçen arşiv, N.S.Turquie, 1899-1900,No:167.s. 206-
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 125/207
Şurayı kaydetmek gerekir ki, olaylardan anlaşıl-dığına göre, müslümanlar arasında çıkmasından korkulanhareket, Almanların, İmparator Sarayına ve Yang-Tse-Riang vadisi boyunca, Si-Nigan-Fou'ya karşı yönelttiklerihareketin dolaylı bir neticesidir. Çin Hükümeti üzerindekibu hareketi, bir karşı koyma olarak bu şekilde birayaklanmaya götürünce, bu teşebbüslerinden çıkmasımuhtemel neticenin sakıncalarını bertaraf etmek içinböyle bir yola başvurmaları gayet tabiidir.
Gerçekten de, İstanbul'dan gelen 2 Ocak 1901 ta-rihli bir telgrafta, açık olarak Osmanlı Heyeti fikrinin
Alman İmparatorundan neşet ettiği ve Türkiye'nin UzakDoğu'daki manevi prestijini artıracağı için Sultan'ahararetle tavsiye edildiğini belirmektedir.
Hatta Abdülhamid'in bu konuda Osmanlı menfa-
atleriyle bu kadar yakından ilgilenen II. Guillaume'a birteşekkür mektubu dahi yazdığı söyleniyor.
Bunu takiben 5 Marta kadar da, artık bu heyettenbahsedilmiyordu ki, bu tarihte bu seyahatin masraflarınıkarşılayacak dövizi bulmak için, Sultan'ın gösterdiğisabırsızlığa rağmen, Türkiye'nin o gün karşı karşıyabulunduğu iktisadi buhran sebebiyle, nazırlar hiç bir şeyyapamadılar. Nihayet, bazı telgrafların, Rus Hükümeti'ninbu seyahate karşı olduğunu bildirmelerine rağmen,Heyet'in hareketi 1 Mayısta resmen açıklandı.
Bir ay sonra Heyet Şangay'a vardı. Heyet, Sultan'ınharb yaveri Enver Paşa, hanımı, bir yüzbaşı, iki katip, ikihoca, iki asker ve birçok hizmetçiden müteşekkildi.
Heyetin başkanı hakkında vereceğim bazı bilgiler,faydadan hali değildir. Zira bu bilgilerin, onun Şan-gay'daki ikameti esnasında, kendisiyle resmi ilişkilerdebulunanlar tarafından bilinmediği anlaşılıyor: Enver Paşa,1878 de Türk ordusunun resmi bir subayı olarak Ruslarlasavaşıp ölen bir Polonyalı Kont'un oğludur. Bizzat EnverPaşa da Sultan'ın itibar ettiği şahsiyetlerden olup, daha Türk-Yunan harbi sırasında da Sultan tarafından gizliheyetlerde görevlendirilmişti. 45 yaşında olan Enver Paşatahsilini Fransa'da yaptığı ve Chaptal lisesinde yetiştiğiiçin Fransızcayı çok rahat konuşuyor. Onun, İstanbul'da
yaşayan Türk asıllı hanımından dört çocuğu olup,beraberinde Şangay'a getirdiği kadın, onun ikinci
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 126/207
adamın, aynı şekilde Avrupa usulüne göre yetiştirilmişAvusturyalı olan kızı-dır.."Enver" adı da, onun "Edouard"olan esas adının bozulmuş şeklidir. Zira bilindiği gibimüslümanların soyadları yoktur. Şunu ilave etmekgerekir ki ona, refakat eden ve şüphesiz onunhareketlerini denetleyen hocalar olmayınca, sigara vealkol içmekten korkmamaktadır. Ve öyle anlaşılıyor ki, buheyetin başına seçilmesi, onun İslam prensiplerineuymasından ziyade Sultan'a olan bağlılığınınsamimiyetinden ileri gelmektedir.
Heyetindeki personelin giderleri dahil, Enver Pa-
şa'nın, hareketinden önce yolculuk masrafları olarakDevlet hazinesinden aldığı paranın yekûnu 500 Türklirasıdır ki, bu meblağ 12.500 Franga tekabül etmektedir.Ayrıca kendisi ve yanındakilerin Alman vapuru ile olanseyahatları, İmparator Guillaume'un Hükümeti'nin birdüşüncesi gereğince bedava sağlanmıştır. Süveyş'ekadar Alman konsolosları onu karşılamış ve gemiye
gelerek ona talimatlar ulaştırmışlardır. Fakat oradan Çin'evarıncaya kadar, Berlin'den hiçbir şey alamayınca, sükut-ı hayale uğradı. O, Şangay'a varışında, ayrılışında olduğugibi, Alman Genel Konsolosu Dr. Kuappe'in gelip ona sontalimatı bildirmesi gerekiyordu. Oysa ki Enver Paşa onaricada bulunarak kendisine bir talimatın gelipgelmediğini öğrenmek için Pekin'deki elçiliğe telgraf
çekmesini istimişti. Fakat Pekin'deki elçilik, bu telgrafacevap verme zahmetine bile katlanmadı. Enver Paşa,Almanların bu katı kararı karşısında gerçeği kabûl etmişve kendi tabiriyle "alçakça terkedildiğini" itiraf etmiştir.
Gerçekte, heyet'in gelişinden önce, Mareşal Wal-dersee'nin ayrılışı, bu heyetin Alman nokta-i nazarındanolan önemini ortadan kaldırıyordu. Bundan sonra bu
heyet, Mareşal'in perstijini yükseltemeyecek ve bir nevikendi emirlerini alıp, II. Guillaume'un hamileri olarakgözüktüğü bütün Çin İmparatorluğundaki müslümanlararasına götürmek için Sultan'ın temsilcisi olan bir Türkgeneralini yanında göremeyecektir. Almanİmparatorluğunun, bu son zamanlarda bir çok misalleböyle birdenbire ters dönerek tutum değiştirmesinin vebaşlangıçta kendisinin teşvik ettiği görünen bu heyetinmüslümanlar nezdindeki teşebbüsünü terk etmesi,bunun tek izah şeklidir
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 127/207
Bu şekilde, desteksiz, talimatsız, parasız olarakkendi haline bırakılan Enver Paşa, ancak kendisinin geriçağrılmasını isteyebildi. O, bunu, Almanların böyle yüzseksen derece dönüşü ile ortaya çıkan durumu izahederek Sultan'dan taleb etti. Ve öyle anlaşılıyor ki, Al-manlara karşı medyûn kalmamak için, daha evvel ya-pılan masrafların da kendilerine geri ödenmesini efen-disinden rica etmiştir.
Almanlar tarafından terk edilen Enver Paşa,Şangay'daki diğer Devlet temsilcileri arasında kendisinedestek olacak arkadaşları bulmakta gecikmedi.
Avusturya Genel Konsolosu, kendisine refakat edenhanımı sayesinde254 Enver Paşa şerefine büyük bir akşamyemeği verdi. İngiliz kuvvetleri kumandanı General Treagh, onu, bir baluçi(baloutchi) yani Sünni müslümanalayını teftişe davet ederek, seyahat için, mümkün olanbütün kolaylıkları kendisine te'min etmeye çalışıyordu.Heyetin Çin'in iç bölgelerine girdiği takdirde,
karşılaşabileceği tehlikeleri anlattı. Şüphesiz İngilizHükümeti, heyetin şimdiye kadar yalnız Rus tesirininkendini gösterdiği Çin Türkistanı'nın tamamen müslümanolan halklarının içinden geçerek oralarda OsmanlıBayrağını gezdirmesini- kendi menfaatları açısından çokarzuluyordu. Diğer yandan, İngilizlerin, Hindistan'dakimüslüman tebaasına, Sultan Temsilcisini bir nevi kendi
himayelerinde seyahat ederek gösterebilmeleri, onlariçin hiç de fena olmayan bir husustur. Böyle bir teşebbüs,bu bölgelerde her zaman için korktukları yeni cihadhareketlerine, genellikle gizli yürütülen panislamizmfaaliyetlerine ve özellikle bu bölgelerde kendisini tekİslam müdafi olarak gösteren Afgan Emiri'ne karşı biremniyet olacaktır. Fransa, Osmanlı Heyeti'ni çeviren buağırlama yarışında geri durmadı. Bu heyet, Fransızarazisinde bulunan ve üzerinde Hilal Bayrağınındalgalandığı bir otelde kalıyordu. Enver Paşa, gelişininüçüncü gününde konsolosumuzu ziyarete gittiğinde,konsolosumuz, Almanların kendisine göstermediğialakayı gösterdi; ve şehirdeki ikametinin güzel geçmesiiçin çaba sarfetti. Ruslar da, şüphesiz İngilizlere karşı
254 Yukarıda gördüğümüz gibi, Enver Paşa'nın beraber getirdiğihanımı Avusturya asıllıydı.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 128/207
Rus imparatoluğu'nu ziyaret ederek Karadenize varmasıiçin Sibirya yolunu dönüş için seçmesini sağladı.Seyahat, Rusya'nın Şangay'daki askeri ateşesi ile buşekilde kararlaştırıldı; ve Enver Paşa, kaldığı otelde,temasta bulunduğu konsoloslara bir veda yemeğiverdikten sonra, 22 Haziran günü Japonya, veVladivostock'a gitmek üzere hareket etti. İngiliz veAlmanların, temsilci bile göndermedikleri uğurlamayayalnız Fransız ve Rus konsolosluk personeli katılmıştı.
Çin'deki ikametleri sırasında, Enver Paşa heyetinin
Çinli dindaşları ile ne gibi münasebetleri oldu? Herşeyden evvel, Heyet azalarının, Uzak Doğu'daki İslamiyethakkındaki derin ve kesin olan cehaletlerini kaydetmekgerekir. Üstelik Enver Paşa, Çin hakkında hiç bir bilgisahibi değildi: Buraya gelişinde, Singan ve Saray'ınbugünkü yerini dahi bilmediği gibi memleketin içindebulunduğu vehameti bile göz önüne alamıyordu. O,
tehlikesiz ve hiçbir zorlukla karşılaşmadan Çin'in içbölgelerine kadar girebileceğini ve bütün kapılarınkendisine açılacağını, sadece Sultan'ın elçisi olmasınabağlıyordu. Şanghay'da kendisine yapılan ikazlar, göz-lerini açmaya başladı ve görevini burada durdurma kararıüzerinde müessir oldu. Ayrıca, ilk harfinden bile habersizolduğu bu önemli mesele üzerinde kendisine bazı veriler(données) te'min etmek gayesiyle, ona Dabry de
Thiersant'ın "Le Mahometisme en Chine" gibi kitaplarvermeye mecbur olduk.
Enver Paşa'yı, Çinli müslümanlarla temasa geçir-mek gayesiyle Fransız Konsolos Yardımcısı ve polislerirefakatinde müslümanların yaşadığı bölgeye bir geziyapıldı. Sayıları 200-300 civarında olan ve kendileriniterkedilmiş, güçsüz veya azınlıkta olduklarını sezen bu
müslümanlar, yabancıdan yardım talebi için, Asyalıların omeşhur gelenekleriyle onu ağırlamak için fevkala-de biritina göstermeye koyuldular. Ayrıca, sayıları 50 kadarolan ve çoğunluğunu Yahudilerin teşkil ettiği ve normalolarak Fransız konsolosluğu'na kayıtlı bulunan bir OrtaDoğu'lu grup, tabiiyetinde bulundukları Sultan'ın Elçisineta'zim ve hürmetlerini takdim etmek için geldiler. İşte
Enver Paşa sayıları çok büyük olan Çinli müslümanlardante'sirini icra edebildikleri bunlardır. Oysa ki, asıl ondan
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 129/207
beklenen, bütün Çin müslümanlarıyla temasa geçip,te'sir icra etmesiydi.
Şanghay'daki, Çin'e ve Türkiye'ye yabancı olan
müslümanların yanında da pek mesut olmadı. İngilizgeneralinin, onu, aynı dinden olan bir Hint birliğini de-netlemeye nasıl davet ettiğini söylemiştim.. Anlatıldığınagöre, Enver Paşa, bunlardan bir subaya Emiru'lMü'min'inelçisi olduğunu söylediğinde subay, bir tek Emirtanıdığını, onun da Hindistan İmparatoru olan İngiliz Kralıolduğunu söylemiş. Bu hadise, Şanghay'da basılanAvrupa gazetelerine polemik konusu oldu. İngilizler,Hindistan'daki sömürgelerini nazar-ı itibara alarak, busubayın cevabını müdafaa ediyorlardı. Şanghay Fransızgazetesi "Echo de Chine" de bu polemiğe karışarak, M.Bonin'in kaleminden, imzasız olarak yayımladığı birmakalede, meseleyi İslam hukuku açısından inceledi.
"Halife ve Çin müslümanları" adlı bu makale255,ekte bulacağınız gibi, 16 Ağustos 1901 tarihli Echo de
Chine'de yayımlandı. Şurası muhakkaktır ki, meselenindini bir şekilde ele alınıp tefsir edilmesi, Cezayir ve Tunus'taki sömürgelerimiz için bir tehlike arzetmekte-dir;kaldı ki bu mesele, oralarda çokça konuşulmaktadır.Siyaset, her zaman kesin çareler getirmez; onun içinzannediyorum ki, Çin İmparatorluğu'ndaki Hıristi-
yanların hakları gözetildiği gibi, Müslümanların dahaklarının gözetilmesinde fayda vardır. Fransa, Papa'nın
kendi iç işlerine müdahele etmesini kabûl etmez; fakat,burada olduğu gibi, Orta Doğu'da da, Kilise Reisi'nin dedefalarca belirttiği gibi, Hıristiyanların himaye haklarıkonusuna destek olmaktadır256.
255 Bu makalenin metni için bak. İhsan Süreyya Sırma, SultanAbdulhamid ve Çin Müslümanları, İstanbul Edebiyat Fakültesi,İslam Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, İstanbul, 1979. Cilt:VII. Sayı: 3-4s. 199.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 130/207
SULTAN II. ABDÜLHAMİD’İNUZAK DOĞU'YA GÖNDERDİĞİ
AJANA DAİR
Sultan II. Abdulhamid, Osmanlı Devletimi içindebulunduğu krizden kurtarmak ve bilhassa Avrupa'nınbüyük devletlerine karşı ayakta tutabilmek için çeşitlimetodlar kullanmıştır. Onun, bu çabasında muvaffak olupolmadığı konumuz dışında kaldığı için, biz sadece onunmedodlarından biri olan "Panislamizm"üzerindeduracağız. Sultan Abdulhamid, Avrupa devletlerine karşıkoyabilmek için, Anadolu'nun dışındaki müslümanlardanda istifade etmek istemiş ve İstanbul'a uzak olan bumüslümanları, tarikat şeyhleri veya biraz sonra sözünüedeceğimiz Muhammed Ali gibi özel ajanlar vasıtasiylekendi "Halife" sıfatı etrafında toplamaya çalışmıştır ki,onun kısaca panislamizmi budur.
O, bu gayeyle Çin'e, Japonya'ya, Afrika içerlerine257
kadar elini uzatmış, faaliyetlerini yürütmüştür. Biz bu kısa
tebliğimizde, Çin'e gönderilen Muhammed Ali adındakibir ajandan söz edeceğiz. Fakat bu konudaki belgeyisunmadan evvel, o tarihlerde, Çin'deki müslümanlarhakkında bir iki cümleyle bilgi vermekte fayda mülahazaediyoruz.
Kaynakların bildirdiğine göre, o tarihlerde Çinmüslümanlarınm sayısı 70 milyonu geçmekte ve yalnız
Pekin'de 38 cami bulunmaktadır. Bu konuda Prof. Mu-hammed Tayyib Okiç için İslami İlimler Fakültesi'ndehazırlanan M.Tayyib Okiç Armağanı'nda yazdığımız
makalede ayrıntılı bilgi olduğundan bu kadarla iktifaediyoruz. Ancak şunu da ilave etmek isteriz ki, 1908 yı-
257 Afrika'daki bu faaliyetler için bak. İhsan Süreyya Sırma, Fransa'nınKuzey Afrika'daki Sömürgeciliğine karşı Sultan II. Abdülhamid'inPanislamist faaliyetlerine ait birkaç vesika, Tarih EnstitüsüDergisi, İstanbul. 1977, Sayı, 7-8,s. 157 ve dev.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 131/207
Pekin Hamidiyye Üniversitesi açılmıştır ki, yukarıda adıgeçen armağan için hazırladığımız makale bu konudadır.
Fransız arşiv belgelerinden öğrendiğimize göre,
Sultan Abülhamid, ayrıca Çin'deki müslümanları SünniMezhebine bağlama çabası içindeydi.258
Şimdi de, Sultan Abdülhamid tarafından UzakDoğu'ya gönderilen Osmanlı ajanı Muhammed Ali'ye ait, Türkçeye çevirdiğimiz belgeyi görelim:
Fransa Cumhuriyeti
Çin Elçiliği Pekin, 18 Haziran 1902Siyasi ŞubeNo: 99Çin MüslümanlarıSayın DelcasseDışişleri Bakanı, v.s...,v.s....
Paris
Bir seneden beri, Pekin bölgesi müslüman şefleriyletemas kurmasına izin verdiğim M. Bonin'in kurduğuilişkileri, 3 Haziran tarihli mektubumla takdim etmekleşeref duydum. Bu şefler sayesinde, 3 Ekim 1901 tarihliraporumda tafsilatlı olarak bilgi verdiğim Enver Paşamisyonu ile ilgili olup, Çin'e gönderilen, Sultan'ın gizli birajanının gelişini öğrenebildi.
Adı Muhammed Ali olan yeni görevli, geçtiğimizayın ilk günlerinde Pekin'e varıp, Mandchoue merkeziningüneyini kaplayan Çin şehrinin, Müslüman bölgesinin iki
dini liderlerinden biri olan İmam WANG'ın evine misafir
oldu. İmam Wang, bu gelen şahsın gelişini derhal M.Bonin'e haber verip, kendisiyle bir çok kez mülakatyapmasını sağladı.
İstanbullu olan Muhammed Ali, İstanbul mollala-rının elbisesini giymekte, ve kendisine Uzak-Doğu'dakidindaşlarını ziyaret etmek için, tatile çıkmış bir "turisthoca" süsü vermektedir. O, bundan dört sene evvel de,
muhtemelen aynı görevle, buralara kadar gelmiş, veMalezya, Siam, Kosinşin ve Japonya'yı ziyaret etmiştir. Oi di İ b l'd i ib B b Si B i
258 Archives du Ministère des Affaires Etrangères Françaises,Chine,N.S. Vol.81,P. 172
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 132/207
Japonya'dan geliyor. Türkiye'nin Bombay konsolosluğutarafından kendisine verilen ve Batavia konsolosluğundavize ettirilmiş olan normal bir pasaport taşımaktadır.
Muhammed Ali'nin, Japonya'da Yokohama lima-nında bir cami inşası için, Japon Devlet adamları ile Yokohama'daki müslüman tüccarlarla görüşmeler yapmışolduğu anlaşılıyor. Sayıları otuz kadar olan bu tüccarlar,Hindli, Arap, ve İranlılardan müteşekkil olup,mezheblerinin farklılığına rağmen, "kafirlerin" içindeyalnız kaldıklarından, İslam, onları birlik halinde tut-maktadır. Muhammed Ali'ye göre, bu görüşmelere aracı
olan kişi, Japon Parlamentosunda üye olan TA-KA-DAadında biridir. Filhakika, bu isimde birinin olduğu ve bukimsenin Japonya'nın en büyük ihracat ve ithalatmüesseselerinden birinin sahibi olduğu hakkında, bana Tokyo'da teminat verilmiştir. Zaten bunun içindir ki,Muhammed Ali, Yokohama'daki cami meselesinihalletikten sonra deniz yoluyla İstanbul'a dönmek üzere
Pekin'den ayrıldı.Muhammed Ali, fevkalade Arapça konuşmakta, ve
bu, onun, buradaki Kur'an okuyabilmek için Arapçaöğrenmiş olan müslüman liderleriyle kolayca anlaşmasınısağlıyor. Muhammed Ali, biraz da İngilizce bilmektedir ki,bu lisanı, yaptığı seyahatlarda öğrendiğini söy-
lüyor. Görevinin asıl gayesi hakkında çok ihtiyatlıdır. Obu arada, M. Bonin'e İstanbul Hariciye Bakanlığında birmemur olan Hakkı Bey'le direkt temasta olduğunu, vetopladığı bilgileri ona gönderdiğini bildirmiştir. Mu-hammed Ali, Sultan'ın şimdiye kadar Yunnan ve Kaşgarmüslümanlarından başka, Çin'in diğer bölgelerine
yayılmış olan ve henüz kullanılmamış, muazzam bir güçolan müslümanlardan habersizdi. Muhtemeldir ki, EnverPaşa misyonu, bu konuda uyarıcı olmuş, ve MuhammedAli'nin dini karakteri, mütevazi yaşantısı ve keskinzekası, şüphesiz ona kalabalık ve resmi heyetiyle gelenşaşalı generalin yapamadığı bazı şeyleri görme vesöylemeyi sağlıyor.
Enver Paşa gibi, Muhammed Ali de Şangay'da veburada müslümanlarla Çin limanlarındaki Osmanlı te-
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 133/207
ajanlarının arasındaki iyi ilişkilere şaşmış, ve bu durumuderhal İstanbul'daki muhatabına bir mektupla bildirdiğinisöylemiştir. Ona göre kendi tebaasının menfaatınaolarak tarafımızdan alınmış olan bu itinaya memnunkalan Türk Hükümeti, kendi ajanlarından birini devamlıolarak Çin'de yerleştirme niyetinde değildir.
Bu bir kaç teferruatın zat-ı alinizi ilgilendireceğinive Fransa'nın Uzak-Doğu'da Çin müslümanlarına karşıolan tutumu konusunda yukarıda zikri geçen raporlardasöylediklerimi doğrulayacağını düşündüm.
Samimi saygılarımın Sayın Bakan tarafından kabûlüdileğiyle imza259.
II. ABDULHAMİD DÖNEMİ YEMEN VALİSİ OSMAN NURİPAŞA'NIN YOLSUZLUKLARINA
DAİR İMZASIZ BİR LAYİHA260
Osmanlı Devleti'ni senelerce meşgul eden Yemenisyânlarının bir çok sebebi yanında, oraya gönderilenidârecelerin beceriksizliği ve şahsi tasarruflarını dazikretmek lazımdır. Yemen Valisi Osman Nuri Paşa dabunlardan biridir.
Adı geçen vali, Yemen'e varır varmaz, kendi başınabuyruk olmuş, ve Osmanlı siyasetine tamamen zıt olan
bir idâre sistemi kurmuştur. H.1305- 1306 tarihleriarasında Yemen valiliğinde bulunan Osman Nuri Paşa,
259 Archives du Ministère des Affixes Etrangères Françaises, ChineN.S. vol 81, varak, 97-99.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 134/207
şeyhlere yaptığı zulümle halkın nefretini kazanmış veadeta halkı isyâna davet etmiştir.
Aşağıda sunduğumuz belge, bu hadiseleri anlat-
maktadır. Osmanlı Devleti'nin dış siyasetine bir nebzeışık tutacak olan bu gibi belgelerin yayınlanmasındafayda, ve belki de zaruret vardır.
Layihanın metni:
Yemen Villayeti iki, iki buçuk milyon nüfusu şamilve vilayat-ı saireye nisbetle üç vilayete muadil bir vilayetve Devletçe islah ahvaline ve vilayât-ı saire gibi bir an
evvel tamamiyle medeniyyete idhaline ve her cihettenterakkisine sa'i olunmakta olduğu halde valiyu'l ahakkiDevletlu Osman Nuri Paşa hazretlerinin zamanında pekçok tedenni etmiş ve Yemen ahvali, cihat-ı sairedenmuzmahil bir hale gelmiş ve eğleb eshabı mürevvic-i
efkarı bulunmalarından naşi, livalara mutasarrıf ta'yinettiği zatların ve nesb ettiği kaymakamların su-iidâresiyle mu'amelat-ı nâbecâsı ve gerek kendisininmüteneffizan ve ahali hakkında şiddeti ve menafi-izatiyesi uğrunda harekat-ı müstebidanesi gibi muamel-lattan ileri gelmiş ve bu gibi mu'amelattan dolayı ahalicebir nefret-i azime hasıl olmuş olduğundan ve kendisininbatş ve şiddetinden ihtizâren değil ahali, ümera-ıaskeriyeden ve erkan-ı vilayetten bile hiç bir kimse şakk-ı şuffeye ictisar edemiyeceğinden ve her türlü İslahatakabil ve ahalisi muti bulunan vilayet-i mezkureninmezalim ve istibdadla muzmahil olması tecviz bu-yurulmayacağını bildiğimden hasbe'l hamiyye vali-imüşârûn ileyhin ahvâli ve muamelât-ı müstebidane vemezalimkarane ve kanun şikestanesinden kalemle arzı
kabil olabilenlerden bazılarını ber vech-i ati maddeten vemufassalan arz ve ihbarı cür'etyab oldum.
Birinci madde: Ehl-i servetten bulunan meşayihigetirerek habs ve tazayyuk etmeğe alışmış olan vali-yimüşarun ileyh Zeranik nam mahallin Şeyhini dahiBeytu'l Fakih'de bulunduğu sırada getirerek hod be hodhabs ve ihtilattan men gibi muamelatla tazyik etmesiyleaşiretinin efradı derhal vadi-i isyâna saparak, telgraf tellerini kat' ve telgraf çavuşunu dahi tuttukları gibi 30
260 Başbakanlık Devlet Arşivi, Yıldız Tasnifi, kısım no, 18, Evrak no.553/217. zarf no. 93, karton no.35.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 135/207
ileyhin bulunduğu Beytu'l Fakih etrafına toplandıklarındabunları def etmek için asakir-i mevcudeye verilmek üzrevukubulan talebiyle gönderilmiş olan cephane mahsurkalmış ve bir rivayete nazaran zabt edilmiştir. Bununüzerine vali-yi müşarun ileyh bi'l mecburiyye Hiraz'daniki tabur asakir-i şahane taleb etmiştir.
İkinci madde: Edyan ve mezahibin hürriyeti Dev-let-i Aliyyece muttahaz usul-i iktizasından olduğu halde,vali-yi müşarun ileyh Yemen ve bi'l husus San'aahalisinin ekserisi Mezheb-i Zeydi'den bulunmalarımülabesesiyle ezanda "Hayyi ala hayri'l amel" kelimeleri
kıraat etmeleri ve Hz. Ali ile bazı sahabe-i kiramı"Sallallahu eleyhi vesellem" ile yad etmeleri, mezhebleriiktizasından iken vali-yi müşarun ileyh, bu adet-i ka-dimeyi ref etmek tasavvuruyla bir takım evamir i'tasiy-leahalice bir heyecan-ı azim hasıl olarak San'a etrafındabulunan nevahi kabilinden yedi sekiz bin nüfusu te-cemmu ve cuma günü adetlerinin men olacağı sırada
ihtilal icra edecekleri şuyu bularak, bunun üzerine,San'a'da bulunan asakirin esliha ve mühimmatı istihzaridilmiş ise de San'a'nın müteneffizanından bulunanReisu'l ulema Seyyid Ahmed el-Keysi Efendi valininyanına azimet edip, işin bilahare fena olacağını ihtar veikdamatiyle, ezhan-ı ahali bir dereceye kadar sükunetbulmuş ve bu halin vali-yi müşarun ileyhin istibdad
ve(?)261
ni ne dereceye kadar ileri götürdüğünü ve buistibdatın devamı.Üçüncü madde: Yemen vilayetinin varidatça ve
Aden ile vilayet-i mezkure beyninde vaki' Nevahi-yitıs'a'nın nezaket-i idâreleri cihetiyle diğer sancaklaranisbetle Aden hududunda bulunmasiyle sayahatça enehemmiyetli bulunan Taiz sancağı mutasarrıflığına henüz
bir rütbeye nail olmamış ve vüllat-ı sabıka zamanlarındabir müddet-i cüz'iyye bulunduğu iki üç kaymakamlıkvekaletlerinde hiç birinden bera'et-i zimmet mezbatasıolmağa muvaffak olmamış olup, Kahtaba'ca tahsilattan.Ve Anis kaymakamlığında zabtiye-i muvakkat maaşındanve hükümet konağı hanesinden dahi inde'l istintak sâbitolup bir müddet dahi vali-yi es-bak Saadetlu Fevzi Paşahazretlerinin zamanıda taht-ı tevkife alındığı halde,
bera'et veya men-i muhakemesi henüz verilmemiş olanMustafa Bey namında birisini yemden mir-i miran rütbe-i
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 136/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 137/207
Altıncı madde: Vali-yi müarun ileyh bunca mu-amelat ve mezalim-i müstebidane ile dahi iktifa etmi-yerek, adeta kavanin-i Devleti hiç hükmünde konmuş-çasına bir takım muamelat icra etmektedir ki, ez cümlehükm vermek selahiyyetini haiz komisyonlar teşkilinikavanin-i Devlet katiyyen men etmişken, vali-yi müşarunileyh "masalih-i araban" namiyle maiyyeti mürevvic-iefkarı bulunan adamlardan mürekkeb komisyon teşkilederek mehakim-i adliyede arzusu vecihle faslolunmayacak mevad-ı cinaiyyeyi komisyon-ı mezkurahavale ederek orada keyfe ma yeşa istediğini tahliye ve
istediğini habs ve tevkif ettirmektedir.Yedinci madde: Cidde'de bulunduğu vakit, meşhur
olan mesaviyi ahvalinden dolayı adem-i istihdamıhakkında makamatı aliyeden evamir-i adide vürud etmişve fakat vali-yi müşarun ileyhin ta Hicaz'da bulunduğuzamandan beri mürevvicc-i efkarı bulunmuş olan veokumak ve yazmak bile bilmeyen Kayserili Mustafa
Efendi nam zatı vali-yi müşarun ileyh Yemen'e muva-salatiyle beraber belediye riyasetine tayin etmiş ve mu-maileyhin mensubi bulunduğu valinin efkarına hizmetarzusuyla vuku'bulan muamelat-ı nâlâyıkası haric-ita'dad bulunmuştur ki, ez cümle daire-i belediye birmahkeme şeklini alarak, mehakim-i adliyede davasınıkaybeden eşhası oraya müracaatiyle mahkemenin hük-
mü hiç mesabesine konularak istediği gibi muamele vehüküm edilmekte ve darb ve cerh maddelerinden ceza-ınakdi alınmaktadır.
Sekizinci madde: Vali-yi müşarun ileyhin mürev-vic-i efkarı bulunan Taiz mutasarrıfı mumaileyh MustafaBey her ne efkara mebni ise Aden Şeyhi'ni dahibirdenbire habs ve tevkif etmesi üzerine istida'a-yı
ma'delet ve merhamet zımnında merkezi vilayete gelmişolan Şeyh-i merkumun mahdumlarının ifadelerine vali-yimüşarun ileyh evvel emirde atf-ı nazar etmekten başkakendilerini dahi habs etmişken ba'dehu bir birine birerhil'at iksa ettirerek ve pederlerinin tahliyesine emirvererek kendilerini tahliye etmiştir. Şeyh-i merkumunevvela oğullarıyla beraber hod be hod habs ve merkez-ivilayette oğullarının hepsinden sonra her birinin birhü'atla ve pederlerinin tahliyesi emriyle berabertahliyeleri ne hikmete müstenid bulunduğu
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 138/207
dikkattir.
Dokuzuncu madde: San'a belediye reisi Ali BulbuliEfendi'yi vali-yi müşarun ileyh San'a'ya muvasalatıyla
beraber hemen azl ederek, yerine beraberce getirdiğimumaileyh Mustafa Efendi'yi tayin ederek, reis'i habs vetevkif etmiş iken ba'dehu anı meclis-i idâre azalığınatayin etmiştir. Reis-i mumaileyhin azli, bir sebeb-ikanuniye müstenid ise, beraat etmeksizin diğer memu-riyyete tayini, ve müstenid değil ise hod be hod azli veba'dehu tazyik ve habs ne esbab ve hikmete mebni bu-lunduğu şayan-ı tefekkürdür.
Onuncu madde: Hudeyde müftisi MuhammedEfendi, bir çok zamandan beri müftilik makamında bu-lunarak hüsn-i hali hasebiyle vülat-ı sabıkanın tahsininemazhar olduğu halde, valiyi müşarun ileyh Beytu'lFakih'de bulunduğu sırada, nezdine gelmiş olan vemüfti-yi mumaileyhle nefsaniyyeti bulunan birisininarzusu veçhile müftiy-i mumaileyhi hod be hod azl ede-
rek, yerine diğer bir adam tayin etmiştir. Halbuki, birmüftinin azli ve diğerinin nasbi, ahalinin taleb ve intihabıve Makam-ı Celil-i Meşihat'ın tasdik ve tensibi üzerinevuku bulması lazımeden iken vali-yi müşarun ileyh hodbe hod kendi kendine azl ve tayin etmiş ve bu hal dahiderece-i istibadını göstermeğe delil-i kafi bulunmuştur.
On birinci madde: Yerim kazası kaymakamı Hasan
Fenni Efendi kaymakamlık-ı mezkure tayininden henüzdört beş mah mürur etmeksizin kaza-yı mezkurunağniya ve en büyük meşayihinden bulunan Ahmed Salahnam kimse kaymakam-ı mumaileyh emval-ı miri içunkendisini sıkıştırmış olmasından naşi, merkez-i vilayetegelip suret-i zahirede vali-yi müşarun ileyhin dairemüdiri bulunan Hüsni Efendi ile bi'l mu'arefe bir kaç gün
sonra kaymakam-ı mumaileyh azl edilmiştir.On ikinci madde: Rida kazası kaymakamı Hasan
Efendi aleyhinde li ecli't-teşekki kaza-ı mezkurun me-şayihinden Et Tayri nam şahs merkez-i vilayete gelmişise de evvel emirde kendisine ve şikayatma havale-isem ve i'tibar etmekten başka şeyh-i merkumun su-iahval ve mezalimle müştehir bulunduğunu vali-yi mü-
şarun ileyh bile kaymakamı mumaileyh'e iş'ar ettiğihalde beraberce alarak götürmüş olup, bu muamelatınhik t i hükü t f k l l d ğ t f iki
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 139/207
On üçüncü madde: Vali-yi müşarun ileyh mehakim-i adliyeden taleb olunan eşhasın mehakime gönde-rilmemesini dahi emr etmekte olup, Hudeyde'nin enbüyük eğniyasmndan bulunan Dahman Efendi aleyhineHudeyde kumandaniyle sair bazı taraflardan ikameolunan davalar içun mahkeme-i bidayetten bacelbnametaleb edildiğinde derhal vali-yi müşarun ileyhe müracaatetmesi üzerine müşarun ileyh dahi merkumunmahkemeye gönderilmemesini Hudeyde mutasarrıflığınatelgrafla emir vermiştir.
On dördüncü madde: Anis kaymakamı Ziya Bey,
kararname mucibince valiyi sabik zamanında mütte-himiken, valiyi müşarun ileyh, itham-ı mezkura itibaretmeyip iki mah mukaddem Zebid KaymakamlığınaDersaadet'ten gelmiş olan Şihab Bey'i bi'l azl mütte-him-i mumaileyhi yerine tayin etmiş ve Şihab Bey Der-saadet'e avdetinde, intihab-ı memurin komisyonu tara-fından iade-i memuriyeti emr olunmuş iken vali-yi mü-
şarun ileyhin istibdad ve mezaliminden bi'ttehaşi iade-imemuriyeti kabûl etmemiştir. Mumaileyh Ziya Bey'imüttehim iken vali-yi müşarun ileyh diğer kaymakamlığatayin etmesi celib-i nazar-ı dikkattir.
On beşinci madde: Yemen rüsumat nezaretinemülhak Hudeyde rüsumat müdiriyyetinden bazısı mu-harref ve bazısı musanna olarak Hudeyde tüccarlarından
on nefer kesane verilmiş olan imrariye tezkerelerindendolayı mezkur Hudeyde rüsumat müdiri AbdülkadirEfendi ve saire aleyhinde ikame olunan dava neticesindetüccar-ı merkum rüsumat sandığının zayi etmiş olduğu180.000 kuruşun tahsil ve istifasına ve müdir-imumaileyhin azline ve rüfekasının dahi birer suretlemahkumiyyetlerine meclis-i idâre-i vilayetçe hükm
olunmuş ise de hazine dava vekaleti tarafındanvakubulan temyiz istidası üzerine Şura-yı Devletçehükm-i vaki nakz ile zayiat-ı rüsumiyyenin cezaen birmislinin daha tahsili ve tüccar-ı merkumenin de kanun-ıcezayı tevkifen tahdid-i mücazatları lüzumu emr u izbarve evrak takımiyle iade ve tesyar olunmuş iken vali-yimüşarun ileyh tüccar-ı merkumeyi cezadan ve vermişoldukları yüz seksen bu kadar bin kuruşun bir mislinidaha verdirmemek emeliyle evrak-ı mebhuseyi mevki-imuameleye koymamakta ve bu yüzden hazine-i celilenin
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 140/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 141/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 142/207
olan Mustafa Bey namında birisini yeniden mir-i miranrütbe-i refi'asıyla tayin ederek sinn-i sabıkada her aymerkez-i vilayette otuz bin riyal gönderilmekte iken,şimdi dört beş mah zarfında ancak yirmi sekiz bin riyaligönderip bundan dolayı vilayetin idâresini azim birbuhrana düçar etmesi ve kendisinin efkarına hizmetetmekte olan mumaileyh Mustafa Bey Muknibe namkaryeye giderek meşhur zengin-i meşayihten bulunanŞeyh Abdulvaris'in hanesine hücum ve(?) ahalininhanelerini harab etmesi ve şeyh-i merkumu Adenhududuna firara mecbur ederek ve kabaili kat-ı tarikle
bir çok yolar kapanması .Vali-yi sabik aziz Paşa tahisatiçun hiç asakir-i nizamiyye taburları sevk etmeksizin birsene zarfında umum asakir ve memurin-i mülkiyyeyedokuz maaş i'ta ve sarf ettiği halde vali-yi müşarun ileyhher tarafa asakir-i nizamiyye taburları sevk etmiş ikendokuz mah zarfında bazılarına ancak iki maaş i'ta ederekbazılarına henüz bir maaş vermemesi ve Yemen
vilayetinde gınaca şöhretli bulunan meşayih ve a'yanıbirer vesile ile evvel emirde ihafe ettikten sonrabunlardan istihsal-ı emniyyet içun rızasını istihsaledenler tahlis-i nefs etmesi ve hatta Hudeydetüccarından ve servet ve ğına ile meşhur liva meclis-iidâre azasından Dahman Efendi israfla mevsuf imiş gibimalının lüzum-ı haczi hakkında naib tarafından merkez-ivilayete gönderilen bir adem-i mahsusun vürudu üzerinetenfiz etmemesi ve bunca muamelat ve mezalim-imüstebidane ile dahi iktifa etmiyerek kavanin-i Devlet'inahkamı hilafında maiyyeti adamlarından mürekkebkomisyon teşkil ederek mevaddı-ı cinaiyyeyi orada rü'yetettirerek istediğini tahliye ve habs ve tevkif etmesi veCiddede bulunduğu vakit mesavi-yi ahvalinden dolayıadem-istihdamı hakkında evamir vürud etmiş olan
Mustafa Efendi namında okumak bilmeyen birisinibelediye riyasetine tayin ederek daire-i belediyyeyi birmahkeme şekline koyması ve mehakimi adliyededavasını ğaib edenlere, orada bi'l müraca'at istediği gibimuamele ve hüküm vermesi ve Taiz mutasarıfı olup,mürevvic-i efkarı bulunan Mustafa Bey'in habs ve tevkif ettiği Aden şeyhinin istid'a-yı ma'dalet ve merhamet
zımnında merkez-i vilayete gelmiş olan oğullarını dahivali-yi müşarun ileyh evvel emirde habs ettikten sonra
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 143/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 144/207
hapishânede vefatetmiş iken vali-yimüşarun ileyh esbaba-ı vefatını bile tahkik et-memesi ve cümleistibdadından olarakbir takım adamlarıKumran adasına nefyettiği gibi bila hükmİlmî Efendi namında birmemuru hod be hod
tard ve yine hükümDersaadet'e nefyineemir vermesi gibimuamelat-ımüstebidane ve kanunşikestanesindentahtiren ve kalemen
arz ve ihbarı kabilolabilenlerin bazısışimdilik balada bast vetafsil edilmiş olmağlaol babda emr u fermanmen lehu'l emrindir.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 145/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 146/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 147/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 148/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 149/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 150/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 151/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 152/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 153/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 154/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 155/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 156/207
FRANSA'NIN KUZEY AFRİKA'DAKİSÖMÜRGECİLİĞİNE KARŞI
SULTAN II. ABDÜLHAMİT'İNPANİSLAMİST FAALİYETLERİNEAİT BİR KAÇ VESİKA
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 157/207
Sultan Abdülaziz'in ölümünden262, ve Sultan Mu-rad'ın iki ay devam eden saltanatından sonra, II. Ab-
dülhamid Osmanlı tahtına geçti. 1876-1909 yıllarınatesadüf eden bu saltanat, imparatorluğun en kritik de-virlerini yaşamıştır.
Doksan üç harbi dediğimiz 1877-78 Rus harbinden,Osmanlı Devleti yenik çıkmış ve Kıbrıs Adası İngilizlerebırakılmakla, Rusya ile antlaşma temin edilebilmiştir(Ayestefanos ve Berlin Antlaşmaları).
Mithat Paşa'nın Sultan Abdülhamid'e teklif ettiğimeşrutiyetin ömrü fazla olmamış; ve bizzat Mithat Pa-şa'nın olumsuz ve isabetsiz davranışlarından dolayıSultan tarafından yürürlükten kaldırılmıştır. Bunumüteakip de Sultan Abdülhamid Anayasanın 113.maddesine dayanarak263 Mithat Paşa'yı yurt dışınasürmüştür.Bazı kaynaklara göre, Sultan Abdülhamid,
Mithat Paşa'nın sert muamelelerinden çekinmiş ve adıSultan Abdülaziz'in katline karıştığı için onu yurt dışınasürmüştür.264
19. yüzyılın sonlarına doğru, Osmanlı imparator-luğu her taraftan sıkıştırılmaktadır. Bir taraftan Fransa, Tunus ve Cezayir'i istila ederken diğer taraftan da Rusyave Balkan ülkeleri Osmanlı Devleti'ni yıkmağaçalışıyorlardı. Avrupa'nın Osmanlı Devletini paylaşmaemelleri henüz suya düşmemiş265, Doğu Anadolu'da birErmenistan, Filistin'de bir yahudi devleti istenmektedir.Avrupalılar, Türkiye'ye karşı olan bu müşterek ga-
yelerinde birleşmişler ve ortaya sun'i bir "Şark Meselesi"çıkarmışlardır266. Bu sahada yüzlerce kitap yazılmış ve
262Sultan Abdülaziz'in ölümü, bugün dahi çözülememiş bir mu-ammadır. Bazı kaynaklara göre, Sultan Abdülaziz, tahttan indirilişinedayanamamış, intihar etmiştir. Diğer bazılarına göre de o, Mithat Paşave arkadaşlarının tertiplediği bir suikastla katledilmiştir. Doktorların bumevzuda verdikleri rapor da yeterli olmadığından, yeni vesikalarınbulunmasına kadar bu mevzu muammalığını sürdürecektir.263113. madde: "Devlet emniyetine tehlikeli olduğu, güvenilir kay-
naklardan öğrenilen herhangi bir şahıs Sultan tarafından yurtdışına sürülebilir" Bak.Archives de Ministère des AffairesEtrangères Françaises, Turquie, 1877,kitap no:408, s. 296.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 158/207
Osmanlı Devletinin bütün unsurları biribirine düşman birhale getirilmiştir.
İşte, Sultan Abdülhamid, bu emperyalist Avrupadevletlerine karşı, otuz üç sene süren bir oyalama poli-tikası gütmüştür267. Sultan Abdülhamid'in muvaffak olupolmadığı konumuz olmadığından, biz sadece onunAvrupa emperyalizmine karşı Kuzey Afrika'da güttüğü268
panislamist faaliyetlerine ait bir kaç vesika sunacağız.
Sultan Abdülhamid, parçalanmakta olan ve bütünAvrupa'nın göz diktiği Osmanlı Devletinin kurtuluşununtek ümidini, tevhid-i İslam'da, yani Panislamizm'degörmüştür. Ve bunu te'min etmek, için, "Halifelik" sıfatınıkullanmaktan çekinmemiştir. Ve uzun264Aynı yer, s. 292265Bak. T. G. Djuvara. Cent projest de partage da la Turquie 1914.266Bak. Driaut, Edouard, La Question d'Orient, Paris. 1938.267Bak. Andre Duboscq, l'Orient Mediterraneen.impressione et essaissur quelques element du probleme actuel, Paris, 1917,s.7-10.268Sultan Abdülhamid, bu faaliyetlerini sadece Afrika'da değil,
Hindistan'da, Arabistan'da hatta Çin'de yürütmüştür.zamandan beri ilk defa "Halifelik", Osmanlı siyasetindebeynelmilel bir vasıf almıştır. Sultan Abdülhamid,dünyanın dört bir tarafına temsilciler göndererek, adınahutbeler okutturmuş ve müstemleke halinde olanmüslüman milletleri, bağımsızlık savaşma (cihada) teş-vik etmiştir.
Sultan Abdülhamid, bu emelinde muvaffak olmakiçin, bilhassa tarikat şeyhlerinden istifade etmiştir. Buşeyhler çeşitli tarikatlara mensup olup, bunlardan önsafta olanları, Ebu'l Huda, Şeyh Rahmetullah, SeyyidHüseyin el-Cisr ve Muhammed Zafir'di.269
Kuzey Afrika'da (Libya, Tunus, Cezayir) panisla-mizm hareketlerini yürüten tarikatlar bilhassa Şazeliye
ve Medeniye tarikatlarıydı. Bu tarikatların şeyhleri herfırsatta Osmanlı Devletini Avrupa Emperyalizmine karşıdesteklemişlerdir. Gerçi aralarında, maddi menfaatkarşılığında Osmanlı Devleti aleyhine çevrilenler vardır,fakat bunlar çok ekalliyetteydiler.
Konuların detayına inmeden, ve konu üzerindeyorum yapmadan, Sultan Abdülhamid'in Kuzey Afrika'da
giriştiği faaliyetleri tevsik eden belgeleri ve bu belgelerin Türkçe tercümelerini vermekle yetiniyoruz.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 159/207
VESİKA-I270
18 Temmuz 1902
D. P. 110 Tarabya, 9 Temmuz 1902Panislamik Propaganda
Siyasi İdareSınıflama
Seri: B, Karton:80, Dosya:3.271
Bizim temsilcimiz, İstanbul'da mevcut, belli başlı ikimüslüman tarikatı hakkında, İçişleri Bakanlığı tarafındanverilen iki soru cetveline verilen cevapları gönderdi.
Bizim temsilcinin zannına göre, panislamikpropagandanın tesiri bilhassa, bütün müslüman millet-lerinin, Sultan'ın272 kuvvetli oluşuna dair olan kanaat-lerinden ileri geliyor. Sultan'ın Kuzey Afrika'daki (Mağrib)bu prestijini yıkmak için yapılacak en isabetli şey,Sultan'ı bizim Tunus üzerindeki hakimiyetimizi tanımayasevketmektir. Ve bu yol, imkansız olduğundan, şimdilikimparatorluğun273 Tunuslu hacılarını ve seyyahlarını, yerliidârecilerle temas kurmaktan alıkoymakla yetinmemizlazımdır. Bardo antlaşmasından evvel Beylik Hükümeti,Libya'daki vatandaşlarının menfaatlarını kolluyordu.Bugün için, bizim konsolosluklarımız, değil Osmanlıidârecilerle meşgul olmak, onlarla ilgili her işi baştansavıyorlar. İşte bu sert muamele, bura halklarını,müslüman tarikatlara sığınma zorunda bırakıyor. Belki
bu sert muameleyi bir süre için ta'dil etme ve buhalklara, onların tek dayanağı Sultan olmadığınıgösterecek yeni bir siyaset gütmek gerekecektir.VESİKA-IIGizli Trablusgarb
Siyasi İdare
SınıflamaSeri: B, Karton: 80, Dosya: 3.
269Andre Duboscq, a.g.e. s. 155-56270Vesikalara ilave edilen dip notları bize aittir. İ.S.S.271Bu vesikalar, Fransız Dışişleri Bakanlığı arşivinden çıkarılmıştır.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 160/207
İstanbul Sultanı'nın274, İslami, yâni dini olan Şa-zeliye- Medeniye tarikatı vasıtasıyla yaptığı panislamikfaaliyetlerine ait siyasi malumat.
Sorular275
Şazeliye-Medeniye tarikatının sahip olabileceği
veya idâre ettiği Mistrata, Gharian, Misselata ve Gha-dames zaviyelerinin276 ehemmiyeti, tekkeleri ve panis-lamik propaganda yaptıkları yerler hakkında bilgi ve-rilmesini rica ederim.
Onları idâre eden siyasi ve dini reisleri, yâni İs-tanbul'da ikamet eden büyük Efendileri ile devamlımünasebette midirler?
Bu tarikatlar ve şeyhleri, onun tesirinde kalıp,Kuzey ve merkezi Afrika müslüman toplulukları üzerindeherhangi bir harekette bulunuyorlar mı?
Bizim istila ettiğimiz veya tesir sahamız içinde olandiğer müslüman bölgelerde veya Tunus'ta, kendipanislamik akidelerini yaymak için lüzumlu olan neşirimkanları var mı?
İstanbul Sultanı277 lehindeki panislamik hareketingücünü kırmak, ve gerektiğinde onları, İslam DünyasındaFransız tesirini çoğaltmaya yöneltmek için, veHükümeti'in278, Libya'daki Şazeliye -Medeniye tarikat-larının şeyhleri ve ajanları tarafından teşvik edilebilecekolan hareketlerden tamamiyle haberdar olmakla eldeedeceğimiz menfaatin tesbiti için lüzumlu diğer bütün
malumatı kısaca veriniz.Cevaplar:Şazeliler, az bir masrafla, Gherian, Meselata, Me-
surata ve Ghadames'de bir kaç zaviye yürütmektedirler.Benim malumatıma göre bu tarikatın Libya'da az müridiolup, burada zayıf tesiri vardır. Bu tarikat'ın
272Sultan Abdülhamid.273Osmanlı imparatorluğunun.274Sultan Abdülhamid.
275 Bu sorular Fransa'dan sorulmakta ve Trablusgarb'taki Fransız
Konsolosu cevap vermektedir.276Zaviye, bilhassa Kuzey Afrika'da tarikat tekkesi olarak kul-l l kt d
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 161/207
Mısır'daki hareketinin daha tesirli ve daha yaygın olupolmadığını bilmiyorum.
Bunun aksine, Medeniler279, ki dini ve siyasi reisleri
İstanbul'da ikamet eden ve Sultan Abdülhamid'in şeyhiolan Şeyh Zafir'dir, sayıları çok olup, bazen Libya'da çokaktiftirler. Trablusgarb ve banliyösünde, Zaviye'de,Garbia'da, Tabur'da, Bou Yamailde, Zuara'da Libyadağında, Essahel'de, Zliten'de, Sulhak'da, Eşşatiya elFuki, Eşşatiya bölgesinde, Agar'ın doğusunda ElGaradah'ta, Agar'ın batısında Mahrugah'ta, Şyaati böl-gesi olan Agar'da, Morzuk bölgesi olan Eşşatya'da,
Ghadames'de zaviyeleri vardır.İslam'ın öngördüğü hedeflere varmak, yani müs-
tevli bütün yabancıları yok etmeye ulaşmak için, bütüntarikatlar aynı propaganda usullerine baş vurmaktadırlar.Sadece mucizelere ait rivayetler, ve Hıristiyanlığınüzerine kazanılacak olan nihai zaferin müjdesiyledir ki,bu tarikatlar, cahil Afrika halklarını coşturuyorlar, fakat
onların şarlatanlığı280 olayların gerçekliiğine her zamanüstün gelmiyor. Ben 1882-83 de bu genel konsoloslukvekaletine bakarken beni görmeye gelen bir çok TunusluBüyük Reis, benim nasihatlarım ve onların haklarınınkorunacağına dair garantim üzerine, göçlerinden vazgeçmişler ve bir kısmı da kara yoluyla yüz bini geçenkabileleriyle281 Sultan'ın panislamik ajanı olan, Şeyh
Zafer'in kardeşi Si282
Kasım'ın cesaretlendirme vetehdidlerine, ve Osmanlı Hükümetinin para yardımları vegüzel vaadlerine rağmen, Tunus'a geri dönmüşlerdir.Bizim ikramlarımızla, bunların reisleri olan müslümanlar,Osmanlıların ve Şuyuh'un (şeyhlerin) kendilerine
halelendirip, gözlerinde parlattığı hayat zevklerindendaha kıymetlilerine ve maddi imkanlara sahip
olmuşlardır.
279Medeniye tarikatına mensup olanlar.
280Zavallı Afrikalının Avrupa emperyalizmine karşı çıkışını, me-
deni(!) Avrupalı, şarlatanlık olarak tavsif ediyor.281 Bu yüz binlerce Tunuslu, Fransa, Tunus'u işgal ettikten sonraFransızların zulmünden kurtulmak için Libya'ya doğru göçetmişlerdir.
282 Si, Seyyid kelimesinin Kuzey Afrika'daki telaffuz şeklidir.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 162/207
Kuzey Afrika Trablus'unda, siyasi ve dini müslümancemiyetlerinin, kendi propaganları ve fikirleri hizmetinderesmi bir yayın organları yoktur. Gayeleri, Avrupakuvvetlerinin müslüman memleketlerindeki gelişmesineve özellikle Fransa'nın Afrika'ya sızma hareketine karşımücadele etmek için olan bütün proje ve tertibatlar,Arapların, Sudanlıların ve Türklerin gölgesinde hazırlanıpdüzenleniyor. Libya Araplarının, Osmanlı idâresindenmemnun gibi gözükmeleri, onun ilmine ve adaletinekarşı gösterdikleri büyük saygıdan değil fakat onlarıngözünde, Sultan'ın, Halife ve din reisi oluşundandır. işte
Arapların, ona hürmet edip itaat etmeleri, bu halifelikunvanından dolayıdır. Bunun için Araplar, herhangi birAvrupa hükmetinin hakimiyeti altına girmek gayesiyleondan (Sultan'dan) kopmak için, ona ve Hükümetinekarşı herhangi bir fitne-fesada girişmiyeceklerdir. VeLibya'yı hakimiyetleri altına aldıklarından bu yana Bab-ıAli, bu bölgelerdeki Araplarda, kendine karşı beslenen bu
fikirlerin devamını elinde tutmasını bilmiş ve bu gayesiiçin de, yerli nüfuzlu şahıslardan istifade etmiştir ki Bab-ıAli,bu şahıslar aracılığıyla, Vadai sultanlarıyla, ŞeyhSenusi ile ve Afrika'nın bütün Arap ve Zencilerindenyardım görme kuvvetine sahiptirler. Bir tek kelimeylesöyleyecek olursak, Osmanlı Hükümeti, İslamtaassubuyla, Avrupa'ya karşı kendine bir silah yapıyor,ve bu silahı, kendisiyle mücadele edilemez bir durumasokmaya çalışıyor. Sultan'ın283 büyük himayesinde veŞeyhülislamla Mekke Şerifinin yönetimi altında olan bugeniş siyasi dini cemiyetin, Avrupalıların Afrika'ya sızmave ilerleme fikirlerine karşı mücadele için gösterdiklerigayret,
şimdiye kadar önemli neticeler vermemiştir. Rekabetler,
kıskançlıklar ve adi iştahlar, bu silahı o şekilde ke-mirmektedir ki, o (yani bu silah) umumi bir plan, devamlıve enerjik bir şekilde gerçekleştirmek için lüzumluimkanlar hazırlanamamıştır. Çeşitli tarikatlar, dahaziyade biribirlerinden ayrı yaşamaktadırlar. İşin aslında,uyuşmazlık halinde olanlar, müridlerdir. Afrika'daki
İslamiyet için en tehlikeli ve sıkıştırıcı anın geldiği, veSultan-Halife Abdülhamid'in panislamik hayallerinin birer
283 Sultan Abdülhamid.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 163/207
birer düştüğünü gördüğü bu sıralarda284 Afrika'daki İslamdünyasının bu şartların üstesinden gelmek için yeteriderecede gücü olacak mıdır? Osmanlıların ve Afrikalılarınduygusuzluk ve tutarsızlığı karşısında bu çok zayıf birihtimaldir. Fakat biz, bu bölgelerde var gücümüzlekendimizi ilan etmedikçe, ve kendimizi hürmet edilir vetanınır tek efendileri olarak görmek istediğimizi onlarasert bir şekilde göstermedikçe, geçmişte olduğu gibi, buibtidai ve basit halklar, güvenci sarsacak ve düzenimizitehlikeye düşürecek zamansız saldırılar, ayaklanmalar veentrikalarına devam edeceklerdir. Muhakkak ki
Fransızların prestiji ve Orta Afrika'da tesirimiziyerleştirmek için, Rabah'ın askeri gücünü tamamenyıkarak, Sahra bölgesini muzaafferane bir şekildegeçerek ve Zinder'i işgalederek çok şey yaptık. Fakatbelki bu, yeterli olamayacaktır; zira Şeyh Senusi'ninprestiji ve Afrikalıların, Vadai'nin ma'sumiyetine ait olaninançları devam etmektedir. Karakterleri, iğfal edilmeye
çok müsait olan zenci toplulukları kendi fikirlerineçevirip, bize karşı teşkilatlandırmamaları için, Afrika'yasızma gayemizin ışığı altında, maddi varlıkları ve manevitesirleri yönünden çok zor bir durumda bulunanMüslüman tarikatlara a-man verilmemesi, acil ve temelesas olmalıdır. Belki,
Şeyh Senusi'nin tesiri altında olan Vadai, bize karşı di-renecektir; fakat bu memleket, zengin, verimli ve sıh-hata uygundur. Her tarafta suya rastlanır. Şu halde,kuvvetli bir ordu burada kolayca mevzilenebilir; ve bubölgelerdeki şefler, bizim en kuvvetli olduğumuzu anla-dıkları an, çabucak bize dost muamelesi yapacaklar, vehimayemize gireceklerdir. Ancak, biz onlara esas gaye-mizin onlarla ticari münasebetler kurmak olduğunu ve
dinlerine, adetlerine hürmet edeceğimizi göstermemiz
285 Bütün emperyalist memleketler, bu çareye başvurmuşlar ve birçoğu da muvaffak olmuştur. Hatta Afrika'daki emperyalizm,Avrupa'nın özel surette yetiştirdiği papaz-doktor misyonerlerlebaşlamıştır. Hatta Afrikalıları, güya tedaviye giden papaz-doktorlar bu hastaların ellerinden yiyeceklerini dahi almışlardır.Şayet yukarıdaki sözler samimi olsaydı, yani Avrupa'nın işgalettiği milletlerin hak ve hukukuna riayet etmiş olsaydı. Bugün
için, Tunus, Cezayir ve Zenci Afrikası niçin kendi dillerinibilmiyorlar? Avrupalılar, bunu yasakladılar da ondan... Bu, tıpkı
ğ
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 164/207
lazımdır285. Çünkü Vadai bölgesi, Orta Afrika'nın yerlihalkı gözü önünde bu bölgelerin en önemli devletidir.Çünkü burası onların gözünde, cevher-i ilahi'nin muha-fazasında olduğundan ve Şeyh Senusi tarafından ko-runduğundan bir dokunulmazlığa sahiptir. İşte bununiçin, askeri müdahalemizi ilk olarak buraya yapmamızgerekir. Bu askeri hareketi aşılayacak olan siyasi tavır veiyilik(!) daha sonra gelecektir. Ve bu bölge, teslimiyetiniaçıkça ilan edecek olursa aynı şekilde Kanem, Kaouar-Bilma ve Tuareg halkı da bizim hakimiyetimiz önündesaygıyla eğileceklerdir; ne tarikatların va'zları ve
vaadleri ve ne de kerametleri bu maddi hadiseye karşıüstün gelecektir. Osmanlı ve tarikatların hareketihakkında, Sultan'ın Ulak'ı olan Si Hamza'ya rağmen,Libya'ya sığınmış olan 200.000 Tunuslunun 1882-83 yı-lında İslam toprağını terk ederek, Tunus'ta himayemizegirmeyi tercih ettiklerini, misal olarak göstermemişmiydik?
21 Mart 1899 tarihli Fransız-İngiliz antlaşmasıylabizim olan bütün bölgeler, kaşiflerin bildirdiklerine göreişletilebilir durumdadırlar. Fakat bu toprakları, bizimkontrolümüz altında, yerli halka işletmek için, onlaraemniyet sağlamamız ve herkesin maddi menfaatlarınıninkişafını sağlayacak ve onlara da kalkınma şansıtanıyacak bir rejim olmalıdır286. Ve bu neticeye, ancak
stratejik noktaların işgal edilmesi ile ulaşılır. Kervanlaryolundaki stratejik noktalar, Zinder, Kaouar-BilmaGhat'ın karşısında seçilecek bir nokta(Recep el Hocaadındaki bir kervancı, çok sulak olan ve Türk köyü Ghatile Aghir arasındaki bölgeyi haber verdi) ve halenyerleşmiş olduğumuz Remasenin olarak belirlenebilir.Devamlı olarak, çok sıkı takibat durumunda, bizedüşman olan tarikatlar, bizim lehimizde olan tarikatlarınkarşı çıkmasıyla geçmişte olduğu gibi, bu ibtidai halklarüzerinde uğursuz tesirlerini gösteremiyeceklerdir.287
Böylece Osmanlı Hükümeti anlayacaktır ki bundan böyle,otuz seneden beri Orta Afrika'da giriştiği taassup ve
286Yerli halkın kalkınması için hiçbir zaman bu şans tanınmamıştır.287Dikkat edecek olursak, Afrika'daki tarikatların, Afrikalı halküzerindeki tesiri uğursuz olarak gösteriliyor. Bunun aksine Fransızlar,
Afrika'nın halklarını ezip sömürecek, onları öldürecek; bu, normal birhareket olarak gösteriliyor.288 C i ki k ükü i i
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 165/207
savaş faaliyetlerinin teşekkülüne mani olacakdurumdayız, ve yine anlayacaktır ki bu entrikalaradevam etmek lüzumsuzdur. Böylece, takviye mer-kezlerinden kopmuş olan bu zincir sayesinde ülkenin(Afrika'nın) gerçek efendileri olacağız. Şayet müsteşar-larımız teşebbüs emaresi gösterecek olurlarsa, biz sa-dece Çat bölgesi kervan ticaretini lehimize çevirmekdeğil, buna bir gelişme vermeye de muvaffak olabili-riz288. Ve demiryollarının inşaatı gibi büyük düşünceler,bu tecrübeden sonra ve lüzumu muhakkak olunca gelir.
İmza: Lacau Fransız UmumiKonsolosu Afrika Trablusu, 12Şubat 1902 VESİKA -III-Siyasi İdare
Seri: B, Karton: 80, Dosya: 3.
Şazeliye-Medeniyye müslüman tarikatı vasıtasıylaİstanbul Sultan'ının yaptığı panislamik harekete dair
siyasi istihbarat.Sorular:
Tunus'taki Şazeliye-Medeniye tarikatının dini yapısıve ehemmiyeti hakkında mümkün mertebe tafsilatlı bimuhtıranın yapılması rica olunur.
Bilhassa, Sfaks Zaviyesinin Şeyhi, İstanbul'daikamet eden idâreci rolündeki Büyük Reis'in tesiri altında
kalıyor mu? Hükümette, çok sayıda müridi var mı?Cezayir, Libya ve Ghadames'teki mensuplarıyla temaskuruyorlar mı?
Şazeliye-Medeniye tarikatının toplandıkları diğeryerleri belirtiniz. Onları idâre edenlerin siyasi ehemmi-yetini, değerini ve isimlerini belirtiniz.
İslam Dünyasında Fransız tesirini çoğaltmaya yö-
neltmek için ve Hükümet'in Tunus'taki Medeniye tari-katının şeyhleri tarafından teşvik edilebilecek olan ha-reketlerin ehemmiyetinden haberdar olmakla elde ede-ceğimiz menfaatin tesbiti için lüzumlu diğer bütün ma-lumatı kısaca veriniz.
Cevaplar:
Bu tarikatın en itibarlı sayılan şahsiyeti, Sidi
Muhammed el-Tahir b. Abd el-Varis, bu tarikatın Tunus'anasıl girdiğini, aşağıda geleceği gibi anlattı.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 166/207
"Bu tarikat, Fas Bölgesinde, el-Gavs el-ekber namıaltında tanınan ceddim Sidi Abd el-Varis tarafındankuruldu.
"Babam Ahmed, hac farizasını yerine getirmek içinFas'tan hareketle Mukaddes yerlere gittiğinde Mekke'deFas'ın Mevla El Arabi heyeti mucibince, Mekke Dergah vezaviyelerinin başında bulunan anne tarafından ceddimolan Şeyh Sidi Muhammed b. Hamza Ca'fer el Medeni ile
buluştu."Babam, Mekke'de bir çok sene kaldıktan sonra
Trablusgarb'a gitti ve orada evlendi. Ve hemen sonra,genç hanımıyla, Tunus'a gelip yerleşti ve tarikat için çoksayıda mürid topladı" (Hicri 1259)
Bundan sonra,biribirinin arkasından, onun gay-retiyle, onun tedrisini tebliğ için on bir tekke kuruldu ki
adları şöyledir: Tunus'ta bir zaviye.Suse'de bir zaviye.Sfaks'ta bir zaviye.
Teburba'ya 2 kim. uzaklıkta (Cebel Miana) da birzaviye
Beni Mazon kabilesinde iki zaviye: biri Sidi EbuHaris, diğeri de Od b. Mulahem'e aittir.
Kasra'da bir zaviye(Maktar'ın sivil kontrolü).
(Ayn Male'ye yakın olan) Matavr yerleşim biri-minde, Mogod kabilesinde bir zaviye.
Binzert yerleşim biriminde bir zaviye (D'ouao-uda)289 Zagvan'da (Sidi Saad)'da bir zaviye.
Bunlara dört toplantı yerini de ilave etmek lazım-dır:1.Beja yerleşim biriminde zaviye2.Khoumir'in evinde.3.Zegalma kabilesi hudutlarına yakın olan Meceryerleşim biriminde.
289 "Douaouda" kelimesinden murad ne olduğu anlaşılamamıştır.196
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 167/207
4. Tozem'de.
Sidi Ahmed b. Abd el Vares'in şeyh ve dervişleredeğer vermeyen ve Bey290 Muhammed Sadık'ın Başba-
kanı olan Mustafa Haznedar'ın üzerine nüfuzu vardı.Sahilin isyâncıları olan Huarmirler(1867) üzerine kuv-vetler gönderildiğinde, o, Sidi Ahmed'i kuvvetleriylegönderdiyse de, her tarafta tüfekle karşılandı.
Onun büyük oğlu, Sidi Muhammed el-Tahar, TunusZaviyesinin hal-ı hazırdaki şeyhidir. Bununla beraberBeylik onun bu unvan altında tanınması için bir fermançıkarmamıştır. Ve onun 5 Rebiü-l-evvel 1289 tarihindebabasından aldığı icazetten başka bir şeyi yoktu.
Sidi Muhammed el Tahar, Tunus'taki diğer Me-deniye zaviyelerinin şeyhleri veya mukaddemleri üze-rinde bir üstünlük iddia etmektedir ki, bu çok az kabûledilen bir şeydir. Onun bizzat Tunus'ta Si Sadık es-Sahravi291 adında bir rakibi vardır. O, iki kardeşi, Bel-Kasım ile İzzeddin ve İstanbul Şeyhi Ca'ferle dargınvaziyettedir. Bu yabancı ailenin kolları, onun itibarınıyıkarak, propagandasını akim kılmıştır.
Aynı şekilde, Tunus' un Medenileri (Medeni tarikatımensupları), Kadiriye, Şazeliye ve Rahmeniye gibi büyükmüslüman tarikatlarının gözünde, ehemmiyetsiz birekalliyet teşkil etmektedir.
Tunus şehri ve civarında, aralarında, Faslıların veGadamelilerin de bulunduğu yetmiş medeniyye292 vardır.
Diğer tarikatlar etrafında toplananlara gelince;
bunların gerçek sayısını bilemiyeceğiz. Fakat bunlarınsayısını iki yüz ellinin üzerine çıkarmak hakikatin dışınaçıkmak demektir. Sfaks zaviyesindekilerin yirmi kadar
olduğunu biliyoruz ki bu, müreffeh bir zaviye olmaktanuzaktır.
290Bey, Tunus ve Cezayir'i idâre eden şahıslara denirdi.291Si Sadık, ipek dokuyucusu olan bir Tunusludur. O, şeyhlik teş-
bihini, General Hayrettin'i Tunus'ta görmek için gelen İstanbulŞeyhi Ca'ferin elinden devralmıştır. Müridleri takriben on kadardır.
O, bu müridlerini Sidi el Halfavi zaviyesinde toplamaktadır.(Metinde geçen dip notudur).292 Bu medeniye'lerin, zaviye mi, mürid mi, oldukları, tasrih edil-
memiştir.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 168/207
Yalnız Maktar Müfettişinin istatistiklerine göreki,Kesra Zaviyesi bunun içine girmektedir, Od Ayar, OdAvun ve Kesra Halifeliğinde, Medeniyelerin 1302'yeçıkarıldığı doğrudur. Fakat öyle görülüyor ki bu hesaptaMedeniyeler ile Şazeliler biribirlerine karıştırılmıştır, vebu sayının % 95' i Şazelilerdir.
Güney Tunus'ta Medeniler sadece isim olarak bi-linmektedir: -Nefzaoua-Cerid-Gabes-Gafsa-, Bu, kayra-van'da da aynı şekildedir. Grombalia, Kef ve Tala ta-raflarında bunlar bilinmemektedir.
Tebursa bölgesindeki zaviye, Sidi Belkasem b.Ahmed b. Abd el Varis'in manevi idâresi altındadır. O-nundayısı, ona resmi bir tevcih kazandırmak istediyse de,kendisine bu tevcih verilmemiştir. Çünkü Bey'inHükümeti yerli tarikatları her türlü yabancı tesirdenkurtarmayı kendine prensip edinmişti.
Beja bölgesindeki zaviye Sidi Belkasem'in kardeşiSid İzzeddin'e aittir, fakat bu başka bir anneden olduğuiçin, Ca'fer ailesine yabancıdır.
Ebu Haris zaviyesi ise bunların yeğeni olan SidiAhmed b. el Hac el Arabi'ye aittir. Sfaks zaviyesi, tari-katın mukaddemi olan Si Muhammed b. Abd Allah er-Rezki tarafından idâre edilmektedir. Bu, dini görevleriniifadan ziyade, ticarete vaktini veren bir tüccardır. O, hertürlü "dini tebliğ" fikrine sırt çevirmiştir.
Zagvan zaviyesi, hareketi ve endişeli bir şahısolup, Mekke'ye gidip yerleşen Si El Hac Tahar b. el HacSaad et-Tebbani tarafından idâre ediliyordu ki, yerinekimse geçirilmemiştir.
Kendi hallerine bırakılmış olan müridler de çok aztoplanmakta ve bu toplantılarına çok az kişi iştiraketmektedir.
Yukarıda adları geçen Medeniye zaviyelerine aitdiğer toplantı yerlerinin başında "mukaddem"lerden ol-madığından ve bunlar da itibarsız olduklarından, isim-lerini zikr etmede bir fayda mülahaza etmedik.
Yurarıda geçen bilgilerden şu netice çıkıyor ki, yeniteşekkül eden Medeniye tarikatı Tunus'ta çok az
gelişmiştir; ve o, inkişaf edeceği yerde, inkiraz etmek-tedir. Bu tarikata mensup olan çeşitli gruplar, müşterek
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 169/207
bir idâreden mahrum olduklarından aralarında hiç birbağ mevcut değildir. Bu tarikatın şeyhlerinin, verimli birşekilde bizimle mücadele edecek durumları yoktur, vene şekilde olursa olsun, bizim nüfuzumuzu müslümanmemleketlerinde artıracak bir durumları da yoktur.
Belkasem b. Abd el-Varis, medeni olarak değil, fa-kat Tunus Cemiyetindeki itibârları dolayısıyle, Sultan'ınŞeyhi'ne ulaklık yapabilir. Bunun, siyasi bir rol oynamayamüsait olduğunu, hiç bir şey garanti edemez. Şayet birgün o, kendini, siyasete kaptıracak olursa, dahaevvelden onu ihbar etmiş olan kardeşi Sidi Muhammed
ve Taher, bunu bize haber vermekte kusuretmiyecektir.293
VESİKA-IV Siyasi İdare SINIFLAMASeri: B, Karton: 80 Dosya: 3
ISultan Abdülhamid'in panislamist şefi Muham-med
Zafir'i bütün sadakatine rağmen, Bingazi'de Me-deniye tarikatının panislamik yönden olanhareketi, hiç bir şekilde kendini göstermemiştir. Bu
tarikat, Sultan'ın lüzumu halinde, yabancı biristilaya karşı mücadele edebilecek düzenli bir ordukurmak gayesi ile çıkardığı fermanın hükümlerineuyup, askerlik yapmak istemeyen Cyrenaiguehalkını itaata sevk etmek için hiç bir teşebbüstebulunmamıştır.
II
Medeniye tarikatının Bingazi'de zaviyeleri veBingazi'ye yaya olarak 7 saat süren bir merkezleri vardır.Derna'da Jektabya'da da birer zaviye vardır. Jha-dan,Ghat, Fizan, Sornu ve Vadai'de de başka zaviyelerivardır. Fakat buna rağmen bu tarikatın, Bingazi ve Vadaiarasındaki ve Senusilerin sıkı kontrolü altında kalankervan yolu üzerinde hiç bir tesirleri yoktur.
Senusi ve Medeniye tarikatlarının birleşmeleri içinbazı teşebbüsler olduysa da bir sonuç vermedi ve her iki
293 Bu son cümle, Osmanlı Sultanı lehine çalışma ihtimali olan birtarikat şeyhinin kardeşlerinin, fransızlar tarafından nasıl eldeedildiklerini göstermektedir.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 170/207
tarikat tamamen biribirinden ayrı kaldılar. Ve bubirleşmenin müteşebbilerinden biri olan Sidi el Beşir,dört beş aydan beri Mistrata'ya çekilmiş, ve orada...294
yaşıyor. Şayet Trablusgarb'taki Fransa UmumiKonsolosluğu, mahir bir aracıya sahip olabilirse belkipara vasıtasıyla bunu (Sidi el Beşir'i) istihbarat ajanıolarak kullanabiliriz.III
Panislamizm, bazı hallerde ve bazı müslümangrupları arasında kafire karşı kullanılan bir nefret vetahrik vasıtası olarak kabûl edilebilir; fakat bu, gayesi
belli,ve devamlı bir idâresi olan siyasi bir sistem değildir.Böyle bir taşkillatlanmanın rüyası, nüfuzlu şeyhlerinsadakatini kazanmasını bilen Sultan'ın zihnini işgal etti.Fakat onun bir neticeye varması, şüpheli gibi görünüyor.Filhakika, müslüman tarikatları biribirlerine karşıolmadıkları gibi, aralarında bir ittihad da yok
tur. Bu tarikatlar inkişaf ettikçe, dağılıyorlar ve eskiasıllarından bir şey muhafaza etmeksizin, yeni tarikatlarkuruyorlar. Üstelik, tarikatların tesir gücünden kıskananulema ve şurefa, bu tarikatlarla daima muadeleetmişlerdir. Şu halde Avrupa medeniyeti, bugüne kadarhareketleri tecrid edilmiş olan ve aralarında hiç bir bağbulunmayan bu tarikatların birliğinden yılmamalıdır.295
Sultanların296 Halifesine gelince: Arabistan'da, Suriye'deve Kuzey Afrika'da, Arap kanından olan milletler Halife'yiancak korkularından kabûl etmişlerdir297. Yemen'de vebilhassa Hicaz'da isyân, mahallileşmiş bir vaziyet arzediyor, ve artık Türkler, şehirlerin dışında kalan yerlerdehüküm sürmüyorlar. Fakat şurası muhakkaktır kiMekke'nin büyük Şerifi'nin Arabistan kabileleleri
üzerinde nüfuzu vardır. Ve Şerifin kendisi de onu tayineden Sultan'ın şahsının emrindedir. Fakat onun, göçebehalkın gözündeki kuvvet ve hükmü, mevcut şeyhlere
294 Bu cümledeki bir kelime okunmamıştır.
295Yukarıdaki cümleden de anlaşılacağı üzere, Afrika'yı sömürmekisteyen yalnız Fransa değil, tüm Avrupa ülkeleridir.296Sultan tabiri, Afrika'daki küçük devletlerin reisleri için kulanı-
lıyordu. Halife ise, Osmanlı Halifesi idi.297 Halbuki 19. asırda böyle bir korku mevzubahis değildir. Şayet
olsaydı, Halife, oraları tarikat şeyhleri ile değil, askerle idâreederdi. Üstelik, Kuzey Afrika'nın çoğu 1881 den itibaren
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 171/207
düşmanlığından ileri geliyor. Suriye'den Mekke'ye birdemiryolu inşaatını kapsayan panislamik proje de,gerçekleştirilemiyecek bir ütopyadır298. Bu projenin elealındığı şartlar ve Osmanlıların kendi kaynaklarıyla böylemühim bir eserin yapımına geçip bunu işletmeiktidarından mahrum olduğu düşünülürse, durum dahaiyi anlaşılır. Türlerin Yunanlılara karşı kazandıklarızaferler, tüm İslam Aleminde büyük bir yankı uyandırdı.Fas'tan İran'a, Hindistan'a kadar... Fakat müslümanhalkların sempatisi sık sık onların muhalifi olan Türkleredeğil, ezeli düşman olan Hiristiyanları yenen mü'minlere
karşıdır.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 172/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 173/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 174/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 175/207
SAİD-İ NURSÎ VE MEŞRUTİYET
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 176/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 177/207
gördüğündendir ki meşrutiyetçi oluyor. Değilse, ortadahiç bir şey yokken neden meşrutiyet fikri ortaya atılsın?
Aslında problem şundan kaynaklanıyor: Bizim in-
sanımız, bazı şahısların hatâ yapamayacaklarına inan-dıklarından, meseleleri anlamakta da güçlük çekiyorlar.Onlara göre, meselâ Abdülhamid hatâ yapmaz. Said-iNursî yanılmaz. Oysaki böylesi düşünceler, İslâmî anlayışla bağdaşmaz. Her şeyden önce Abdulhamid'inbir sultan olduğunu ve onun zamanında da saltanatındevam ettiğini kabûl edelim. Ancak bunu söylerken, Jön Türkler gibi insafsız konuşmayalım.
Şimdi de Bediuzzaman'ın meşrutiyetçiliğine geridönelim:
Said-i Nursî, Abdulhamid'in saltanatının yerinegelmesini istediği meşrutiyet'e o kadar inanmaktadır ki,o şöyle diyor: "Her ne inşâ ettim ise, üstadımız olanmeşrutiyetten öğrendim."300
Jön Türklerin meşrutiyetlerine inanmayan Kürtlerede şöyle anlatıyor meşrutiyet'i:
"Nurdan zarar gelmez... Gelirse, huffaşa (yarasa-lara) gelir, murdar şeylere gelir. Bütün kuvvetimle, yalnızKürdistan'a değil, belki âleme işittirecek tarzda bağırarakmüjde veriyorum ki, umum İslâm'ın, lâsiyyemâ (özellikle)Osmanilerin, bahusus ekrad'ın (Kürtlerin) saadetinin fecr-i sadıkının geldiğini- Ebu'l-Alâ el-Ma'arrî'nin inadına bile
olsa-görüyorum. Faraza şu devletin yarı milleti,pahasında verilseydi, yine erzan (ucuz) ve zulmetleberaber yansaydı yine ucuz..."301 Said-i Nursî bucümleleri kullandığında da Jön Türk meşrutiyeti iktidardabulunuyordu. Fakat bu sırada Do-ğu'da bulunanBediuzzaman, İstanbul'daki meşrutiye^!) uygulamasınıgörmüyordu. Onun içindir ki o şöyle diyordu:
"Dağ ve sahrayı medrese ederek meşrutiyet'i dersverdim." Ve bu meşrutiyetin Jön Türk meşrutiyeti ol-duğunu da açıkça beyan ediyor
299Bk. İçtimai Reçeteler, Tenvir Neşriyat, İstanbul 1990, s.44.300Said-i Nursî, Münazarat, Konstantiniyye, 1329, s.6.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 178/207
"...Hükümetin hedef-i maksadı olan meşrutiyet-imeşru'ayı beyan edeceğim. İşte meşrutiyet, "Yönetimdeonlarla istişare et." 'Onların işi, aralarında istişaredir."âyet-i kerimelerinin tecellisidir ve meşveret-i şer'iyye-dir. O vücud-ı nuranînin, kuvvete bedel, hayat-ı haktır.Kalbi marifettir. Lisanı muhabbettir. Aklı kanundur,şahıs değildir. Evet meşrutiyet, hakimiyyet-i millet-tir.....Siz de sefine-i Nuh (Nuh'un gemisi) gibi emniyetediniz (yâni gelmiş olan meşrutiyete güveniniz). Herkesibirer padişah hükmüne getiriyor. Siz de hürriyetper-verlikle padişah olmaya gayret ediniz.302Esas insaniyet
olan cüz'î ihtiyâr'ı temin eder, azad eder. Siz de câmid(donuk) olmaya razı olmayınız. Üç yüz milyondan ziyadeehl-i İslâm'ı, bir aşiret gibi birbirine rapteder. Zirameşveret, perdeyi attı. Milliyet göründü, harekete geldi.Milliyet içinde, İslâmiyet ışıklandı, teprenmeye başladı.Zira milliyetimizin ruhu İslâmiyettir.303 Ruh-ımeşrutiyet, Şeriattandır, hayatı da on-
dandır."304
Said-i Nursî'yi meşrutiyetçi yapan başka bir saik
de İslâm'ın gayrı-müslimlerce ve özellikle Avrupa'cayanlış bilinmesidir. O, bu konuda da şöyle diyordu:
"Avrupa bizdeki cehalet ve taassub müsaadesiyleŞeriat'ı hâşâ ve kellâ müsaid-i istibdâd zannettiklerindennihayet derecede kalben dağdar idim. Onların zanlarmıtekzib etmek için meşrutiyeti herkesten ziyade Şeriatnamına alkışladım.... Meşrutiyeti, meşrû'iy-yet unvanı ile
telakki ve telkin ederiz."305
Kısaca, Üstadın gelmesini arzuladığı meşrutiyet,İslâm esaslarına dayalı olan devlet şeklidir.
b. Said-i Nursî'nin, 1909 JönTürk meşrutiyetini destekleyip,desteklemediği meselesine
301Ay. es. s.12.302Bütün bu görüşler Abdulhamid'e karşı kullanılıyor.
208
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 179/207
Bizzat Said-i Nursî, 1909 Jön Türk meşrutiyetinidesteklediğini söylediğine göre; o halde anlaşılmayanhusus nedir, onun üzerinde duralım:
Belgeler öyle gösteriyor ki, Bediuzzaman Said-iNursî, başlangıçta Jön Türklerin gerçekten Şeriat'a dayalıbir meşrutiyet getireceklerine inandığı için bumeşrutiyetin müdafii kesildi.
Gerçek odur ki, Said-i Nursî'nin müdafaasını yaptığımeşrutiyet ile, Jön Türklerin getirmek istediği meşrutiyetbirbirinden tamamen farklı şeylerdir. Fakat Bediuzzaman,başlangıçta bu farklılığı bilmiyor ve bunun için Jön Türk
meşrutiyetçilerini samimi zannederek onları
destekliyordu. Nitekim O, yukarıda bir nebze arzettiğimizgibi gerek İstanbul'da, gerekse Doğu
Anadolu'da Jön Türk meşrutiyetine karşı çıkan Kürtleriyatıştırmak, onları meşrutiyetin meşruluğuna inandırmakiçin hayli çaba sarfetmiştir.306
Hattâ bu gayeyle, o günün imkânsızlıklarını kâle
almayarak Doğu'nun Kürt aşiretlerini teker teker gezmişve onlara meşrutiyeti anlatmıştır.
Bediuzzaman Said-i Nursî, Jön Türk meşrutiyetinekarşı ayaklanan müslüman kürtleri yatıştırdıktan sonraİstanbul'a dönünce; hiç de beklemediği hadiselerlekarşılaştı. Kendi tabiriyle ayne'l-yakîn gördü ki Jön Türklerin tesis ettikleri meşrutiyet'le, kendisinin anladığımeşrutiyet arasında hiç bir benzerlik yok. Jön Türkler "bizFransız inkılâb-ı kebirini örnek alıyoruz!" diye bağırırken;o, İslâmî meşveretten sözediyordu ki, bunların birbiriylealakası yoktu. İşte bunun içindir ki o, hiç tereddütetmeden Jön Türk meşrutiyetine de karşı çıktı; ve bugörüşlerinden dolayı da, Jön Türk Cuntası tarafındanhapishâneye atıldı.
Çünkü Jön Türkler, başka bir deyişle İttihad ve Terakki, ilhamlarını Fransız devriminden aldıkları için,Avrupai bir idâre sistemi istiyorlardı Buna göre bir
303Münazarat, s. 15-16.304Ay. es. s. 35.305Ay. s. s. 45. Üstad'ın "meşrutiyet-i meşru'a" dediği sahih meş-
rutiyet için bk. II. Abdulhamid'in İslâm Birliği Siyaseti adlıkitabımız, Sultan Abdulhamid'in hal'i bölümü.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 180/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 181/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 182/207
yâni üniversite açsaydı; kim bilir, belki olaylar dahabaşka gelişmiş olacak, daha yeni yeni ihmâl edildiğisöylenebilen Doğu ve Güneydoğu Anadolumuz'la BatıAnadolu arasındaki bu uçurumlar olmayacaktı.... Nevarki biz tarih'e böyle varsayımlarda bulunamıyoruz.Çünkü olmamış. Ve ne çare ki tarih, olması gerekenideğil olmuş olanı anlatılıyor bizlere...
Bu küçük yazımızı noktalarken, bazı kardeşlerimizediyeceğimiz odur ki: Allah'ın Kur'an'da emrettiği gibi, bir
fâsıktan bize bir haber geldi mi, o haber hakkında hükümvermeden önce onu araştıralım! Yoksa bilmeden kulhakkı yemiş oluruz da, bunun farkına bile varamayız! Birde şunu bilelim ki tarih, duygusallıkla değil, gerçekbelgelerle yazılır. Ve müslüman kardeşimizi ithametmeye kalkışmadan önce, gerçekleri iyi tesbit edelim!Gazetelere yazı yazmış olmak için değil, insanlara yararsağlamak için makale yazılmalı! Ve gerçekler acı da olsa,onları duygularımızın arzuladığı gibi değil, oldukları gibiyazmalıyız; tâ ki biz de aynı hatâları işlemeyelim.Bediuzzaman'ı, Sultan Abdulhamid'le uyum içinde görmeçabası gösteriyoruz ki, gerçek o değil! O, sonuna kadarAbdülhamid saltanatının karşısındaydı. Ne var ki yine O,meşrutiyetle hiç bir alakası bulunmayan Jön Türkrejimine karşı da, -samimi olduğu için- çıkmasını bildi!
Gerçekleri öğrenmekten korkmayalım artık! Çünküyolumuz uzun, vecibelerimiz sayısız ve düşmanlarımızacımasız...
ERMENİ KİLİSESİ VE SULTANABDÜLHAMİD
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 183/207
Kurulduğu günden itibaren, İslâm Devletinin, kenditebaaları olan gayrimüslimlere karşı daima müsbettavırları olmuş; Devlet'e karşı sadakatlerini sürdürdüklerimüddetçe, onların dinî yaşantılarına hiç bir şekildemüdahale edilmemiş; meselâ laiklerin müslümanlarauyguladıkları gibi, ne onların yortu'larına, ne de
paskalyalarına karışılmıştır.Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Medine'de İslâm Devletini
kurmasından, Osmanlıların sonuna kadar, hiç birmüslüman Devlet Başkanı, ya da müteşebbisi, kısa birsüre önce313 Çalışma Bakanı olarak görev yapmış olanMehmet(!) Moğoltay'ın, "müslümanlar kurban kesecek-leri için onlara maaşlarını vermem!" dediği gibi, gayri-
müslimlere karşı "gasıp" olmamış, emirlerinde çalışanişçilere, "kiliselere, ya da manastırlara yardım edeceği-niz için maaşlarınızı vermiyoruz" dememişler; bilakisAllah'tan korktukları için, ve de bugünkü münâfık de-mokratlar gibi laik(!) olmadıklarından, onların haklarınıgünügününe ödemişlerdir.
Mamafih, İslam Devletinin tebaası olan gayri-
müslimler de genelde müslümanlarla oldukça uyumlu birhayat sürdürmüşler; ayrı ayrı dinlere mensup insanlar,İslâm Devletinin garantörlüğü altında sakin bir hayatsürdürmüşlerdir.
1839 Tanzimat Fermanının ilânıyla beraber, bizmüslümanların da, Osmanlı tebaası olan gayrimüslim-lerin de hayatları altüst oldu; Osmanlı Devleti bünye-
sinde bulunan müslüman halklar, milliyetçilik hare-ketleriyle birbirlerine düşerken, gayrimüslimler de, ba-ğımsızlık için isyân hareketlerini başlattılar.
İşte, ne müslüman, ne de gayrimüslim, hiç kimse-ye bir yarar sağlamayan Tanzimat hareketinin, kur-
313 Mayıs, 1994.214
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 184/207
müslümanlarla iyi ilişkiler içerisinde bulunan Ermeniler, Tanzimat hareketiyle beraber isyân etmeye başladılar.Oysaki onlar, Osmanlı Devleti nezdinde o kadar itibarsahibi idiler ki, onlardan sefirler hatta bakanlar bileatanıyordu.
Daha sonraları ardı kesilmeyecek olan bu isyânlaraşüphesiz bütün Ermeniler katılmıyor; bunlardan hakkıteslim edenler, Osmanlı Halifesini, kendi DevletBaşkanları olarak görmeye devam ediyorlardı. Öylesinedevam ediyorlardı ki, koruması altında bulunduklarıHalife'nin adını kendi kiliselerinin duvarına yazmayı,
kendileri için bir şeref telakki ediyorlardı. Nitekim arşivbelgelerinde bunun somut bir örneğini de görüyoruz.
1885 (Hicri 1303) yılında, İstanbul Büyükdere'debir kilise inşa eden Ermeniler, kiliselerinin duvarınaastıkları mermer bir levha üzerine, zamanın Halifesi olanSultan Abdulhamid'in adını da yazarak orayı şe-reflendirmek istemişlerdir.
Gerek müslümanlar, ve gerekse gayrimüslimleraçısından, "kilise duvarına Müslümanların Halifesininadını yazmak iyi mi oldu, kötü mü oldu; ya da bunun dinî açıklaması nedir?" sorusuna, yeri olmadığı için cevaparamıyor, sadece tarihçi olarak bir tesbitte, bir mü-şahadede bulunuyoruz. Bu tesbit de Başbakanlık DevletArşivinde bulduğumuz bir belgeye dayanıyor. Sadrazam
Kamil Paşa tarafından kaleme alınan belgede314 şunlarıokuyoruz:
"Büyükdere'de vapur iskelesi karşısında ErmeniKatolik milletine mahsus olarak inşa olunan kilisenin
adaletli Padişah'ın saltanat dönemine tesadüf ettiğinedair mermer üzerine kazılarak yazılan bir levhanın, ki-lisenin münâsip bir yerine konularak asıldığı ve Hıristiyanmabetlerine bu şekilde levha asılması, ilk defa bukilisede vukubulduğu Patrik Efendi tarafından ifadeolunup mezkur kiliseye öyle bir levhanın asılması, Er-meniler tarafından adalet sahibi Padişah'a bir kat daha
sevgi ve sadakatlarını gösterme maksadından ilerigelmiş ise de, bunun şimdiye kadar emsâli olmadığıh ld ilk d f k kili ö l bi l h l i
314 Yalnız belgeyi verirken, okuyucularımızdan yeni neslin de an-layabilmeleri için kısmen sadeleştirdik.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 185/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 186/207
1)Ermeniler, ve tabii diğer gayrimüslimler, OsmanlıDevleti içerisinde o kadar serbest ve rahat hareketetmektedirler ki, Müslümanların Halifesinin adını kiliseyeyazmak gibi çok önemli bir konuda dahi, Devlet'ten izinalmaya lüzum görmüyorlar. İşin asıl ilginç yanı daşurasıdır ki, Osmanlı Devleti, Ermenilerin bu hareketinitesadüfen öğrendiği halde, Ermeni cemaatına karşı enufak bir serzenişte dahi bulunmuyor.
2)Belgenin içeriğinden de anlaşıldığı gibi, müslümanlartarafından eleştirilme riskiyle karşılaşma pahasına daolsa, Osmanlı Devleti gayrimüslim tebaaya elinden
geldiğince müsamahayla yaklaşıyor, MüslümanlarınHalifesinin adının bir kiliseye yazılmasına bile gözyumuyor.
3)Osmanlı Devleti, Müslümanlar açısından büyük birtaviz sayılabilecek olan bu harekette bulunmasınarağmen, maalesef Ermeniler, bu geniş müsamahayı
kötüye kullanmışlar ve kendilerine büyük haklar tanımışolan Sultan Abdulhamid'e, ilk defa Kızıl Sultan316 tabirinikullanarak Avrupa'da kitaplar yayınlamışlardır317.
4)Belgede dikkatimizi çeken bir başka husus da şudur:
Osmanlı Devleti, Sultan Abdulhamid'in adının kiliseduvarına yazılmasında bir beis görmüyorsa da,müslüman kamu oyunda menfi bir kanaatin oluşmasınamahal bırakmamak için de bu gibi hareketlerde oldukçamahremane hareket ediyor; müslüman halkı, Devlethakkında suizanna götürecek her hareketten titizliklekaçıyor.
5)Avrupa devletlerinin kışkırtmalarıyla isyânlara318
kalkışmadan önce, bölgede de görüldüğü gibi,gayrimüslim cemaatlarla Osmanlı Devleti arasında öy-lesine güzel bir diyalog mevcuttur ki, hiç bir zorunlu-lukları olmadığı halde, Müslümanların Halifesinin adınıkendi kiliselerinin duvarındaki mermere kazıyabiliyor.
Başbakanlık Devlet Arşivi, Yıldız Tasnifi, Hususi, no: 184/65.217
316 Mesela, Gilles Ruy'un bu konuda yazmış olduğu Abdülhamid, Le
Sultan Rouge (Paris, 1936) adlı kitabı bu kabilden yazılmış kitaplararasındadır.
k l i i bk S l bdülh id i İ lâ i liği
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 187/207
6)Bundan şu sonuç da çıkıyor ki, İslâm'ın saltanatdönemlerinde bile, müslüman ve gayrimüslimler, bugündünyanın çeşitli bölgelerinde uygulanmakta, hattadayatılmakta olan demokratik(!) rejimlerde olduğundançok daha fazla bir dini serbestiye sahiptiler. Bunun da birtek doğal sebebi vardır: Allah'ın kendi dini olan İslâm'la,biz insanlara vermiş olduğu hüriyet ve şahsiyet. Tarih debunun hiç bir zaman ölmeyecek olan şahididir!
ENVER PAŞA'LAR
Son dönem tarihimizde adı Enver olan iki tane paşavardır ki, birisi çok, diğeri ise hemen hiç bilinmemektedir.
Biz, Türkiye'de fazla bilinmeyen, fakat yüklendiği
misyon açısından bilinmesi gerektiğine inandığınız EnverPaşa'dan başlamak istiyoruz.
19. yüzyılın başlarından itibaren, Osmanlı Devle-ti'nde "Batıcılık" cereyanının başlamasıyla birlikte, düzeçıkarılmak istenen devlet iktisadiyatı, bu batıcılarınyetkililere telkin edip tatbikat sahasına koydukları yanlışuygulamalar; devleti, daha güçsüz, daha tedbirsiz, ve
daha müsrif bir hâle getirerek, onu Batı'ya bağımlıkonumuna soktu. Özellikle tarihimizin en karasahifelerinden birini teşkil eden "Tanzimat Hareketi", bizi,bize "Hasta Adam" yaftasını vuran Avrupa'nın,parmakları arasında oynattığı, ve dilediği tarafa sürdüğübir "pion" hâline getirdi. Devleti idâre eden(oynayandememek için), ve yaşı on beş-on altıyı geçmiyen "Çocuk Sultan" Sultan Abdulmecid'in, duruma hâkim ol-maması/çocukluğundan dolayı olamaması, ve bu özelli-ğinden dolayı, etrafını çevreleyen, ve bir bakıma onuidâre eden "Batı'nın adamları"nın elinde bir kukla du-rumunda olması, bir an önce Osmanlı Devleti'ni parça-layıp paylaşma plânlarını yapan Avrupa'nın319 Osmanlıüzerinde kurmak istediği egemenliğin yollarını açıyor,işlerini kolaylaştırıyordu.
319 Bk T G Djuvara Cent projets de partage de la Turquie (Türkiye'yi
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 188/207
Askerine postal parası bulamayan320 Devlet'inÇocuk Sultanı Abdulmecid( daha doğrusu onu arkaplânda sevk ve idâre eden zevat), Fransızlara borçlana-rak Boğaz'da Dolmabahçe Sarayı'nın yapımını sürdü-rüyor, bu borçlanmadan dolayı da Batı'ya daha çok ba-ğımlı hâle getiriyordu Müslümanları.
Sultan Abdulmecid, ardından Sultan Abdulaziz, veAbdülaziz'in, bugüne dek hâlâ esrarı çözülememiş olanölümünden sonra iktidara getirilen V. Murat'ın iki aykadar süren saltanatından sonra, Osmanlı tahtına SultanII. Abdülhamid oturdu.
Abdülhamid, babası Sultan Abdulmecid'in "Tan- zimat" ve "Islahat"larma, amcası Sultan Abdülaziz'inesrarengiz ölümüne, ağabeyi Sultan V. Murat'ın batıcılocalarla olan ilişkilerine şahit ola ola, daha doğrusu bubirbirinden karmaşık olan hadiseler içinde büyüye bü-yüye, yaşıya yaşıya Osmanlı Saltanatına gelmiş; olupbiteni, kimin samimi, kimin hâin olduğunu çok iyi bili-
yordu.Meşruti idâreyi getirmek isteyen, ve onu sultan
Abdulhamid'e kabûl ettirerek, anayasasını ilân etti-ren(1876) Midhat Paşa, çok geçmeden saltanat hevesinekapıldı; ve Abdulhamid'i diskalifiye ederek, OsmanlıDevlet idâresini kendi eline alma hayallerini kurmayabaşladı. Oysaki Abdülhamid, Midhat Paşa'nın, Sultan
Abdulaziz'e yaptıklarını, ve onun güvenilir bir şahsiyetolmadığını biliyordu. Onun için, Midhat Paşa'nın "meş-rutiyeti isteme" fikrinde samimi olmadığı kanaatinevararak, meşrutiyeti, ve anayasasını yürürlükten kaldırdı.O dönemde İstanbul'da bulunan Fransız Büyükelçisi,kendi hükümetine bu konuda şu bilgileri yazıyor:
"... Elde ettiğim çok ciddi bilgilere dayanarak söy-
liyebilirim ki Sultan, Midhat paşa'nın siyasi iktidarı ele
geçirip, Padişah'ı 'Pasif bir Halife" halinde, siyasi işlerekarışmayıp, sadece dini meselelerle meşgul bir hâlegetirmek ve Devletin tek hakimi bir diktatör olmak için
bazı entrikalar çevirmek üzere olduğunu, gizli polisivasıtasıyle öğrenince, onu Sadrazamlıktan(Başba-k l k ) l di d ü dü"321
320 Ayrıntılar için bk. İhsan Süreyya Sırma, Osmanlı Devletinin Yıkılışında Yemen İsyanları, Üçüncü bas. İstanbul, 1994.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 189/207
Bu şekilde Midhat Paşa handikapından kurtulanSultan Abdülhamid, takip eden senelerde kendisine özgüolan "mutlak idâresi"ni kurdu; ve bu idâresini "İslâm birliğisiyaseti"yle devam ettirdi.
Abdülhamid, Osmanlı Devletinin bünyesinde hal-ledilmesi gereken bir sürü sosyal, siyasal ve ekonomikmeseleleri yanında, bir an önce Osmanlı'yı parçalayıpyutmak isteyen Avrupa emperyalizmiyle de mücadeleetme durumundaydı. Elinde bulunan imkânlar, düşma-nınkine nazaran yok mesabesinde olduğundan, onun dışpolitikası, karşıdaki canavara yutulmamak için, iktidarı
boyunca yürüttüğü oyalama politikasıydı322. "Onun bütünkabilelerde, hatta en asi olan bedeviler arasında biletemsilcileri vardı"323. Çoğu tarikat şeyhleri olan bu gizlitemsilceler, Türkistan'a, Hindistan'a, Afrika'ya, Japonya'ya, hatta Çin'e kadar gönderilmiştir.
İşte bu İslam birliği siyaseti gereğince kendileriyletemas kurulan Çin müslümanlarına da heyetler gön-
derilmiştir ki, bizim söz konusu ettiğimiz, ve fakat fazlatanınmayan Enver Paşa da, Sultan Abdülhamid ta-rafından bu amaçla Çin'e gönderilen temsilcilerden birtanesidir. Enver Paşa, 1848 olayları sırasında OsmanlıDevleti'ne iltica edip müslüman olan, ve 1878'de Os-manlı ordusunun resmi bir subayı olarak Ruslarla savaşıpölen bir Polonyalı Kont'un oğludur324. Polonya asıllı bu
Enver Paşa, Abdulhamid'in emrine ittibaren, Çin'e
giderek oradaki müslümanlarla görüşmüş, sonra da
Sibirya üzerinden İstanbul'a geri dönmüştür325.
İkinci, ve meşhur olan Enver Paşa'ya gelince:Bu Enver Paşa hakkında yazılmış o kadar çok
neşriyat vardır ki, biz de bunlara bir yenisini katmakistemiyoruz. Ancak Türkistan'da katıldığı serüvendensonra orada ölen, ve büyük çabalar(!) sonucunda yapılan
bir antlaşma ile mezarı açılarak geçtiğimiz ay kemikleri Tacikistan'dan Türkiye'ye getirilen, ve Cum-
321Fransız Hariciye Arşivi, N.S. Turquie, 1877, no:408, s.277.
322André Duboscq, L'Orient Méditerranéen, Paris, 1917, s.7-10.323Victor Bérard, Le Sultan, L'Islam et les Puissances, Paris,
1907, s.31.324 Bu konudaki diğer ayrıntılar için bk. Fransız Hariciye Arşivi,
- -
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 190/207
mesaisini ayırdığı bu Enver Paşa hakkında da bir kaç sözsöylemek istiyoruz.
Osmanlı Devletini, içine düştüğü çukurdan çıkar-
mak, ve de Halifeleri olduğu dünya müslümanlarını Batıemperyalizmine karşı korumak gayesiyle yürütmüşolduğu "İslâm Birliği Siyaseti"326 ile Devleti ayaktatutmasını bilen, veya en azından onu batmaktankurtaran Sultan Abdulhamid'in karşısına; Ermeni, Yahudive Rumlarla birleşip, onlarlarla aynı idealleri paylaşan Jön Türkler çıktı ki, ülkenin bunca ekonomik krizinerağmen, büyük masraflarla kemikleri Türkistan'dan
Türkiye'ye getirilen meşhur Enver Paşa da işte bu mahut Jön Türklerdendi. Sultan Abdulhamid'i devirmek içinSelanik'ten gelen, ve uyguladıkları terörle İstanbul'ukana bulayan "Hareket Ordusu"nun promotörlerindenbirisi de, keza bu Enver Paşa'ydı. "Hürriyet ordusu(!) dadenen bu orduda, Hıristiyan gönüllüler, bilhassaBulgarlar ve Yunanlılar vardı"327. Sanki Enver Paşa ve
arkadaşlarının yardımlarıyla, gayrımüs-limler müslümanavına getirilmişlerdi İstanbul'a... 1325(1907) senesi
Nisanının onuncu cuma günü İstanbul'a giren328 ordu,darağaçları kuruyor, gayrimüslimlerin keyfi içinmüslümanları asıyordu. Bu keyif içinde olan Jön Türktemsilcisi Enver Paşa, etrafa bağırarak bundan duyduğusevinci şu şekilde dile getiriyordu:
"Artık ne Bulgar var, ne Yunan; ne Rum var, ne Yahudi, ne müslüman... Aynı mavi gök altında, hepimizeşitiz!"329. Müslüman'la Yahudi'yi eşit yapmışlardı amma,darağaçlarında sallananlar Yahudi değil, Müs-lümanlardı!...
Sonra II. Meşrutiyet ilân edildi. Ama Jön Türkler hâlâhızlarını alamamıştı. Sultan Abdulhamid'i hallettiler. Hem
de İslâm Hukukuna tamamen aykırı bir fetva ile... Çünkümahut fetva tüfek namlularının altında Şeyhülislâm'aimzalattırıldı Üstelik Şeyhülislâm'ın şahsında İslâm'a
325 Sultan Abdulhamid'in Çin'de yürütmüş olduğu İslâm Birliği Si-yaseti çalışmalarını araştırmam sırasında adına rastladığım buEnver Paşa hakkında, bizim Osmanlı Arşivinde de mutlakabelgeler vardır. Bu belgelere dayanılarak, tarihimizin bilinmeyenbilinmeyen bu şahsiyeti hakkında, daha orijinal bilgiler debulunabilir.
326Batılılar buna "Panislamisme" diyorlar.327George Young, Constantinople, Paris,1948, s.304.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 191/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 192/207
SULTAN II.ABDULHAMİD'İN
NİŞAN VERMESİYASETİ
Yaptıkları hizmetler karşılığında birilerine liyakat,şeref, takdir alameti olmak üzere, kendilerine, devletbaşkanları ya da ünlü başka kimseler tarafından nişanlarverilmesi âdeti, çok eski tarihlere dayanır.
Nişanlar, üzerlerinde kimin tarafından, kime, vehangi hizmetinden dolayı verildiği yazılı olan, ve ekse-riyetle göğüse takılan; altın, gümüş gibi kıymetli madenparçalarıdır.
Devletlerarası nişan teatilerinin siyasi anlamdakigayesi, nişanla taltif edilmiş olan kişinin, kendisine nişanvermiş olan devlet aleyhinde çalışmamasını temin, yada böyle bir çalışması varsa, bunu en aza indirmektir.Bir de insanlık yararına yapmış oldukları büyükhizmetler karşılığında kendilerine nişan verilenler vardırki, bunlar siyasi olmaktan uzak, liyakat nişanlarıdır.
Birilerine nişan verme, Batı ülkelerinde olduğugibi, Osmanlı Devletinde de uygulamasını bulmuş olaneski bir adettir.
Keza Cevahirci Yakub Nişastacıyan Efendi'den satın
alınmış olan Murassa Mecidi plakına ilâve olunmaküzere kordon ucuna asılan ufak kıt'a bir aded murassanişanı'nın bedeli için 7.500 kuruş verilmiştir333.
Osmanlı Sultanları içerisinde, en çok nişan vereniise, şüphesiz Sultan II. Abdülhamid'dir. Onun zama-nında, yeni yeni nişanlar ihdas edilmiş, neredeyse bütün
halk kesiminden insanlara nişanlar tevcih edilmiştir.Sultan Abdulhamid'in kendinden önceki Osmanlı
333 Aynı Arşiv, İrade Defterleri, Dahiliye, no:95868.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 193/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 194/207
bağlıydı. Fakat bütün nişanların, bu prosedürden geçmezorunluğu da yoktu. Bazen doğrudan doğruya Padişah,uygun gördüğü, ya da kendisine verilmesinde yarargördüğü kimselere dilediği nişanı verirdi.
Tevcih edilmiş olan nişanlar çok değişik olmasınarağmen, biz burada ayrıntılarına girmiyecek336, sadecebazı misâller vermekle yetineceğiz.
Başarılı tüccar veziraatçilere nişan
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 195/207
Sultan Abdülhamid, Devletin iktisadı için çok önemarzeden ticaret ve ziraatte başarı gösterenlere, onlarıdaha da teşvik için nişanlar verirdi.
Meselâ Bursa'da ipek böcekçiliği "terbiyesi" ve ti-careti ile meşgul bulunan Rum Cemaatı'nın ileri gelen-lerinden Kristo Doleydi'ye, ipek böcekçiliği konusundagösterdiği gayretten ve bu işle geçimlerini sağlamaktaolan fakirlere, ipek böceği tohumu sağlamada yapmışolduğu yardımlarından dolayı, kendisine DördüncüRütbe'den bir kıt'a Mecidi Nişanı verilmesi için, Hüda-vendigar Vilâyeti Valisi Mahmud Celaluddin 16 Cema-
ziyel-evvel 1308 tarihli bir yazı ile Ticaret ve Nafia Ne-zaretin'e müracaatta bulunmuştur. Ticaret Nezareti debu müracaatı yerinde bularak 27 Cemaziyel-ahire 1308tarihli yazısıyla Sadaret'e; Sadrazam Kamil Paşa da 18
Ramazan 1308 tarihli 'arîza'siyle konuyu Padişah'a ar-zetmiştir. Padişah'ın da bu nişanın verilmesi için mü-saade ettiğine dair ferman da, Devlet Sekreteri Sürey-ya'nın kaleme aldığı 19 Ramazan 1308 tarihli yazı ile
ilgili yerlere bildirilmiştir337.Resmi görevlerde başarıgösterenlere nişanDevletin herhangibir dairesinde çalışanlar da, iş-
lerinde fevkalade başarı gösterince, Sultan'ın nişanlarınamazhar olurlardı.
Mesela Anadolu Kavağı Limanı'nda çalışan BinbaşıMehmed Bey, denize düşenleri kurtardığı için, DahiliyeNezareti'nin teklifiyle, ve Sadaret Makamının da 9Ramazan 1308 tarihli arîza'sı üzerine, Padişah tara-fından ilgilinin, daha önce sahip olduğu rütbeleri terfiettirilmiş, ve aynı ayın 12'nde çıkan buyruldu ile kendi-sine bir kıt'a tahlisiyye madalyası verilmiştir338.
Sultan Abdülhamid, sadece elit tabakadan olanlaradeğil küçük rütbeli memurlara da nişanlar tevcih
336 Bu konudaki ayrıntılar için bk. Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı TarihDeyimleri ve Terimleri Sözlüğü, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul,1971, nişan maddesi.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 196/207
yazmış olduğu 22 Şa'ban 1308 tarihli yazıda, böyle birnişanın verilme gerekçesi şöylece anlatılmaktadır:
"Ma'ruz-ı çaker-i kemineleridir ki,
Hasan Paşa Karakolhânesinde müstahdem üçüncüsınıf polis komiserlerinden Hüsnü Bey'in, gerek ifayı
vazifede ve gerek bir kaç defa yangın söndürme hiz-metinde fevkalade sa'i ve gayreti görüldüğü gibi, içindebulunduğumuz Rumi ayın'ın 9. Cumartesi günü akşamüzeri Vezneciler'de bulunan kurabiyeci dükânından zu-hur eden yangında, herkesten evvel yetişerek ve sön-dürme tedbirlerini ifa ederek yayılmasına meydan bı-rakmaksızın ateşi söndürmeye muvaffak olduğu mu-
saddak olmasına binaen ve mesa'iy-i vakıasına mükâ-faten ve emsalini terğîben mumaileyhin Dördüncü Rüt -
beden bir kıt'a Mecidi Nişan-ı Zişani'yle taltifi vabeste-imüsaade-i celile-i dâver-i fehimâneleridir. Ol babda emru ferman Hazret-i Veliyyul-Emrindir339".
Kadınlara şefkat340 nişanıSultan Abdülhamid, reayasından kadın olanlara da
zaman zaman nişanlar veriyor, ve tıpkı diğerlerinde
olduğu gibi, bunda da müslüman-gayrımüslim ayırımıgözetmiyordu. Bu bağlamda, onun bir ermeni kadınatevcih etmiş olduğu şefkat nişanı manidar, ve buna mi-saldir.
Bu konu ile ilgili arşiv belgesinde, aynen şunlarıokuyoruz:
"Yıldız Sarayı Hümayunu
Başkitâbet Dairesi
337 Ayrıntılar için bk. Aynı Arşiv, İrade Defterleri Dahiliye,no:95870. .
338 Aynı Arşiv, İrade Defterleri, Dahiliye, no:95775.(Belge no:l)228
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 197/207
Ermeni Katolik cemaati ileri gelenlerinden, Mansur ve İlyas Naum efendilerle Bağdad'da mukim İskender Nasur ve Haleb'de mukim Vasil Balatyan efendilerinuhdelerine Rütbe-i salise341 tevcihi ve adı geçen cemaatsarraflarının ileri gelenlerinden Antuan Efendi Farraş'ın
zevcesi Virsini Hanım'a dahi Üçüncü Rütbe'den Şefkat Nişan-ı hümayun'n ihsanı, Ermeni Katolik Patrikitarafından Padişahlık yüksek makamından istenmekteolduğundan, münasip olduğu takdirde, gereği için,Sadaret makamından Padişahlık yüksek makamına arzolunacağı emr u ferman-ı hümâyun Hazret-i
Hilâfetpenahi icab-ı alisinden bulunmuş olmağla olbabda emr u ferman Hazret-i veliyyu'l-Emrindir. 20Şa'ban 1307 ve 18 Mart 1307
Serkâtib-i Hazret-i-Şehriyari Süreyya"342
Osmanlı reayasınınyabancılardan nişan kabûlü
Müslüman olsun, olmasın, Osmanlı Devletinin re-ayasından olan kimseler, kendilerine yabancılar tara-fından bir nişan verildi mi; usulen Devletin iznini al-madan bu nişanı takmazlardı. Yabancılardan nişan kabûletmenin prosedürü de kısaca şöyle oluyordu: Kendisinenişan tevcih edilen zat, bu nişanların kendisineverildiğini, ve bu nişanları takmak için Devlet'ten izin
istediğini, bağlı bulunduğu Vilâyet Valiliği'ne bildirir.Valilik, ilgilinin müracaatını alıp, bir üst yazıyla Dahiliye
339Aynı Arşiv, İrade Defterleri, Dahiliye, no:95769.340Şefkat nişanı; savaş, zelzele, yangın, su baskını, deprem gibi
sosyal felâketlerde, gerek şahsi olarak, gerekse verdiği par-alarla topluma yararlı olan kadınlara verilen nişanın adıdır. Bunişan; birinci, ikinci, ve üçüncü olmak üzere üç çeşitti. "Nişan,altından yapılmış olup ortası göbekli ve üzeri güvez minalı beşköşe bir yıldız şeklindeydi. Yıldızların köşelerinde, her biridokuzar şualı (güneş ziyalı) gümüş parçalar bulunup buşuaların en ortadakinin ucu iki tarafındaki altın yıldızın uçlarınınhizasında bulunduğundan nişanın umumi heyeti on köşeli birgüneş şeklini alırdı...."(Bu konunun ayrıntıları için bk. Mehmet
Zeki Pakalın, a.g.e. 111,315).341Rütbe-i salise, Osmanlılarda Devlet tarafından verilen mülkiyenişanlarından bir tanesidir.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 198/207
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 199/207
1) Arşiv belgelerine dayanarak verdiğimiz bilgi-lerde görüldüğü gibi, Sultan Abdülhamid, Ermeni Katolikileri gelenlerinden, Mansur ve İlyas efendilerle,Bağdad'da yaşamakta olan İskender Nasur, ve Haleb'deyaşamakta olan Vasil Balatyan'dan, yangın sön-
dürmelerde fedâkârlık gösteren komiserlere, limanlardaçalışan personele kadar, her kesimden insana nişantevcih etmiştir.
2)Sultan Abdülhamid, nişan verme siyasetinde kadınlarıda ihmâl etmemiş, Ermeni cemaatinden AntuanEfendinin hanımı Virsini Hanım'da örneği görüldüğü gibi,gayrimüslim kadınlara bile nişanlar vermiştir. Ve
kadınlara verilmiş olan nişanlar, genellikle Şefkat Nişanıolmuştur. Sultan Abdülhamid, bütün eksikliklerinerağmen, mensubu bulunduğu dinin gereği olarak, inancıne olursa olsun, bütün reayasına elinden geldiğinceşefkatli davranmayı benimsemiş, ve bunu tatbikatıyla daortaya koymuş bir sultandır. Elbette ki onun hatalarıvardı; ve de bu hataların sayısı da hayli kabarıktı. Fakat
bu, onun bazı konularda gerekeni yapmasına manideğildi. Sultan Abdulhamid'in, belki bir kadının takdirinialmaya ihtiyacı yoktu. Ama o, ırkı ve dini ne olursaolsun; reayasından her kesimin gönlünü kazanmak, onuşefkatle idâre etmek istiyordu.
3)Uzak Doğu'dan, Avrupa'ya; Orta Asya'dan GüneyAfrika'ya; Arabistan yarımadasından, Libya'ya kadar
olan ülkelerin hemen tamamında, onun vermiş olduğunişan ve madalyalara rastlamak mümkündür. Fakatyukarıda da belirttiğimiz gibi, biz Sultan Abdulhamid'in,sadece 1308 yılında vermiş olduğu bir kaç nişan'a dairarşiv belgelerini alıp değerlendirdiğimizden, daha fazlaayrıntılara girmedik. Belki bizim bu tebliğle yaptığımız,bu konuda yapılabilecek bir çalışmaya işaret etmek, vebelki de bunun mütevazı ilk adımını atmak olacaktır.Nitekim bu konuda yapılacak daha kapsamlı biraraştırmanın, çok daha fazla belgeler ortaya koyacağınave belki de Sultan Abdulhamid'in genel siyaseti ile ilgiliyeni değerlendirmeleri de beraber getireceğineinanıyoruz.
ABDÜLHAMİD HANIN HALİ Sİ
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 200/207
Sultan Abdülhamid, 1876 yılında iktidara gelirgelmez Midhat Paşa tarafından kendisine empoze edilipkabûl ettiği Anayasa ve Meşrutiyet idâresini, aynıAnayasanın 113. maddesine dayanarak yürürlükten kal-
dırıp, Devletin idâresini eline aldı. Çünkü başlangıçtamilletin yararına böyle bir idâre şekli istediğini ifade e-den Midhat Paşa daha sonraki hareketleriyle, milletideğil, kendi şahsî çıkarlarını ve Batının emperyalistmenfaatlarını ön plâna aldığını göstermiş, Sultan Ab-dulhamid'de bu entrikaların farkına vararak, onu baş-bakanlıktan uzaklaştırmıştır.347
Sultan Abdülhamid'i pasifleştirip, Devlet idâresinieline geçirmek isteyen Midhat Paşa'nın neler düşündüğühakkında, kendileriyle çok sıkı-fıkı olduğu, Fransa'nınİstanbul Sefiri tarafından Paris'e çekilen 6 Şubat 1877tarihli telgrafta şöyle denilmektedir:
"... Elde ettiğim çok ciddi bilgilere dayanarak söy-leyebilirim, k i Sultan, Midhat Paşa'nın siyasi iktidarı
eline geçirip kendisini pasif bir halife halinde, sadecedinî meselelerle meşgul bir hâle getirmek ve Devletintek hakimi bir diktatör olmak için bazı entrikalar çevir-mek üzere olduğunu, gizli polisi vasıtasıyla öğrenince,onu başbakanlıktan azledip yurt dışına sürdü..."348
Midhat Paşa'nın görevden alınma sebeplerindenbirisi de, söz konusu Anayasayı hazırlarken, Osmanlı
Devlet adamlarından ziyâde, İngilizlerle istişare etmiş349
olmasındandır.Midhat Paşa'nın uzaklaştırılmasından sonra, SultanAbdülhamid bütün uygulamaları kendi tasarrufunaalarak Devlet'i yeniden ele aldı.
Midhat Paşa gibi, Osmanlı Devletinde Batı'nınempoze ettiği şekilde durmadan reform isteyenler, kendihamileri olan Avrupa'ya kaçtılar ve Sultan Abdülhamid
aleyhinde faaliyet göstermeye başladılar.Jön-Türklerin arzusu
347Bkz. İhsan Süreyya Sırma, Sultan II. Abdulhamid'in Dış Siyasetinde Tarikatların Rolü, İslâm Mecmuası, sayı 15.348Archives du Ministère des Affaires Etrageres Françaises, N.S.
Tuquie, 1877, no.277
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 201/207
Kendilerine Jön-Türk veya İttihad-Terakki üyelerilakabını takan bu kimselerin, bir tek arzusu vardı:Batının arzuladığı biçimde Sultan Abdülhamid'i devir-mek!..
Sultan Abdülhamid, bir yandan bunlarla, diğer
yandan da bunların babaları olan batıyla uğraşıyordu.Biz, bu sayfalarda onun Panislamizm diye tavsif
edilen bu siyaseti350 üzerinde durmayacak, onun hall'inianlatmaya çalışacağız.
1908 yılında, Sultan Abdülhamid, yürürlüktenkaldırdığı Meşrutiyeti tekrar yürürlüğe koydu.
Halk, memnuniyetlerini ifade etmek için çeşitli
nümayişler yapmış, hattâ Bab-ı Meşihata kadar gelen bunümayişçilerin arasında bulunan bazı kışkırtıcıanarşistleri, Şeyhülislâm Cemaleddin efendi zorla sus-turabilmiştir. Onlardan birisi, Osmanlı Devletinin Şey-hülislâmına şöyle bağırmaktan çekinmiyordu:
"Bu defa da hürriyetimizi vermeyecek olursanız,hepinizin kellesini uçururuz."351
Bu anarşistler arasında Kör Ali adında bir hoca davardı ki, ortalığı velveleye vermekle kalmamış, köprüden
geçen Şeyhülislâmlık arabasının camlarını kırarakŞeyhülislâm'a hakaret etme cüretini göstermiştir.352
Halbuki aradıkları hürriyet kendilerine verilmişti... Birzamanlar dünyayı titreten koca Osmanlı DevletininŞeyhülislâmına, halkın içinde küfretmekten daha fazlane hürriyet istenirdi bilinmez ki?..
Avrupa'yı memnun etmek Ama onların istediği Meşrutiyet ve Kanun-i Esasid ğildi O l k ikâ l l i hûdî
349 Edwin Pears, Life of Abdül-Hamid, London, 1917, s.36.350 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bk. İhsan Süreyya Sırma, Fran-
sa'nın Kuzey Afrika'daki Sömürgeciliğine karşı Sultan II. Abdul-hamid'in Panislamist Faaliyetlerine ait birkaç vesika.; Onduku-zuncu yüzyıl Osmanlı siyasetinde büyük rol oynayan tarikatlaradair bir vesika; Sultan II. Abdülhamid ve Çin Müslümanları; Pe-kin Hamidiyye Üniversitesi; Quelques document inedist sur leröle des confreries dans la politique pan-İslamiste du Sultan Ab-dülhamid II. Abdulhamid'in Uzak Doğu'ya gönderdiği ajana dair,adlı makalelerimiz.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 202/207
etmek için Sultan Abdülhamid'i devirmekti. Ona "KızılSultan" diyenler de bunlardı...
Bütün bu olup bitenlere dayanamayan ŞeyhülislâmCemaleddin Efendi istifa etti ve yerine Rumeli KazaskeriZiyauddin Efendi Şeyhülislâm tayin edildi. (22 Muharrem
1327)353
Ertesi günü, Harbiye Nazırı Recep Paşa'nın bir kalpkrizi sonucu öldüğü öğrenildi. Fakat İttihad ve Terakkigazeteleri, bunun Abdülhamid tarafından hazırlanmış birkomplo olduğunu ilân ettiler.354
Bu şekilde, İttihad ve Terakki tarafından galeyanagetirilen halk, sokaklara döküldü; bunun neticesinde,
Osmanlı tarihinde çokça lafı edilen ve Sultan Ab-dulhamid'e maledilmeye çalışılan 31 Mart hadisesimeydana geldi.
351Şeyhülislam-ı Merhum Cemaleddin Efendi Hazretlerinin Hatırat-ıSiyasiyyesi, İstanbul, 1336, s.4
352Ali Fuad Türgeldi, Görüp İşittiklerim, Ankara, 1949, s. 13353 İhsan Süreyya Sırma, L'Institution et les biographies des Sayh
al-İslam sous le regne du Sultan Abdülhamid II, s. 161354 Cemil Topuzlu, 80 Yıllık Hatıralarım, İstanbul, 1996, s.86.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 203/207
Bu hadisenin Sultan Abdülhamid'le hiçbir ilgisiolmadığını, insaf sahibi bütün tarihçiler kabûl etmişlerdir.Fakat İttihat-Terakki tarihçileri (!), bu hadisenin onun
tarafından hazırlandığını- bunca vesaike rağmen-yazmakta devam etmişlerdir.Olayların içinde yaşamış olan Şerif Paşa konu ile
ilgili şunları yazmaktadır:"Meşrutiyetin iâdeten te'sisinden sonra mevkî-i
iktidara gelenlerin, ahvâl-i memlekete adem-i vukufı vekıllet-i tecrübesi ve sunûf-ı askeriyyeyi umûr-ı siyasiyeyekarıştırması hasebîle irtikâb olunun hatiat, 31 Mart
hadisesinin tevlid edip hâkân-ı müşârün ileyh (yâniAbdülhamid), bu işde kat'a dahi ü te'sîri olmamasınamebnî müdâhalâtdan ve sefk-i dimadan ictinab ileiltizam-ı bî-taraf eylemiş ise de o zaman hâkim mevki-inde bulunan İttihad ve Terakki Cem'iyeti, vak'a-i mez-kûreden bil'l-istifâde müşarun ileyhi hal' eyledi. Onunilân-ı meşrutiyetten i'tibaren kavâid-i meşrûtiyete mu-hâlif bir hareketde bulunmadığı sâbit olmasına görehakkında çıkarılan fetvanın muhteviyâtı şâyân-ı hay-rettir.355
İstanbul'da bu hadiseler olurken, yine Jön-Türk-lerden İsmail Canbulat, "Meşrutiyet mahvoldu" diye,Selanik'e bir telgraf çeker.356
Bu telgraf üzerine, Selanik'te bulunan HareketOrdusu, İstanbul'a yürüdü. "Hürriyet Ordusu" (!) da
denen bu orduda, hıristiyan gönüllüler, bilhassa bul-garlar ve yunanlılar vardı"357
Hareket Ordusu 1325 senesi Nisanının onuncuCuma günü akşam üzeri İstanbul'a girdi.358
Jön-Türklerin temsilcisi Enver Paşa şöyle bağırı-yordu:
355İbnulemin Mahmud Kemal İnal'dan naklen, Son Sadrazamlar,İstanbul, IX, 1926.356Bu zatın, şu anda Lübnan'da bulunan Dürzi lideri Canbulat'la
akrabalığı var mı, yok mu, bilmiyoruz.357Georg Young, Constantinople, Paris, 1948, s. 304.358A. Fuad Türgeldi, a.g.e. s. 36.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 204/207
"Artık ne bulgar var, ne yunan; ne rum var, neyahûdi, ne Müslüman. Aynı mavi gök altında, hepimizeşitiz!"359
Köprüde darağaçları kurularak onlarca Müslümanasıldı.... İnsan kanına susamış olan bu işgalcilerden Arif
Hikmet Paşa şöyle diyordu:"Hu kadarla olmaz, hiç olmazsa yüz kişi olmalı!"360
Bunlar suçlu mu arıyor, asmak için adam mı; bilinmiyorki!..
Hareket ordusunun Devlet'i işgaline hiçbir müda-halede bulunmayan Sultan Abdülhamid'e, yeni kabinezorla kabul ettirildi.
Sıra Sultan'ın hal'inegelmişti... Jön Türklerin getirdikleri yeni kanunlara göre her ne
kadar Müslümanla gayr-ı müslim eşit tutuluyorsa da,kendilerine karşı umumî bir isyân çıkmasın diye, SultanAbdülhamid'in hal'ini fetvaya bağlamak istediler vesüngüler altında düzmece bir fetva yazdırarak şer'î bir
cinayet işlediler.Fetva alma işini Talat Paşa üzerine almıştı. Fetva
emini Nuri efendiye giderek, onu zorla Meclis-i Me-busan'a götürmek istedi. Nuri efendi, "ben hastayım,gidemem" diye mazeret beyan edince, kendi ahlâk an-layışını olduğu gibi ortaya koyan Talat Paşa, "neniz var?'diye sordu. Nuri Efendi, "İdrarımı tutamıyorum" deyince. Talat Paşa, "Efendi, iş bu hâle geldikten sonra donuna daişesen ben seni zorla alıp götürürüm; ördeğini deberaber al!" diye tehdid ederek birlikte götürmüştür.361
Meclis-i Mebusan'a götürülen Fetva Emini istenilenfetvayı yazmayınca, Mebusandan Elmalılı Hamdi
Efendi, arzu edilen fetvayı yazıp, zorla Şehülislâm Zi-yauddin Efendi'ye imzalattılar.
359G. Young a.g.e. s. 294.
360A. Fuad Türkgeldi, a.g.e. s. 37.
361Ay. es. s. 42. Ne gariptir ki, Talat Paşa, Müslümanlarla eşit tuttuğu
bir ermeni tarafından öldürülmüştür.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 205/207
Sultan Abdulhamid'in hal'i için yazılan bu fetva(!)tarihte daima hukukî bir cinayet olarak kalacaktır.
Fetvanın muhtevasından bir iki madde alırsak, bufetvanın bir fetva mı, yoksa bir iftirânâme mi olduğuortaya çıkar:
Mahut fetvada, Sultan Abdulhamid'e şu suçlar is-nâd ettiriliyor:1.Bazı şer'î mühim meseleleri Şeriat kitaplarından ihrâc.2.Şeriat kitaplarını yasaklamak, yırtmak ve yakmak,3.Devlet hazinesini israf etmek,4.Milleti, şer'i sebeplere dayanmadan haps vekatletmek,
5.Vatandaşlara zulmetmek.6.Ahvâl ve umûr-ı müslimini bi'l-külliye muhtel kılacakfitne-i azîme ihdâsında ısrar ve mukâtele ikâ ettiği...362
Kendisine suç olarak isnâd ettirilen bütün bumaddelerin birer iftiradan ibâret olduğunu, tarihî vesi-kalar ortaya koymuştur.
İşin garip tarafı şudur ki, söz konusu fetvada,
Müslüman mebusların, Sultan'ı hal' edecekleri belirtili-yor. Oysa ki, Meclis-i Mebusan'da bir çok gayr-i müslimmebus vardı.363
Nitekim hal fetva'sını sultana bildirmek için gidenheyet, bunlardan seçilmiştir.
Demek ki, kurulan İttihad ve Terakki cuntası, er-meni, rum ve yahudi mebuslarını da Müslüman mebussayıyordu.
"Sana lâzım mı olmak âleme cellâd lazımsa!"365
Sözümüzü, hal'i tebliğe giden şahıslar hakkındaLütfî Simavî Bey'in söylediği şu sözlerle bitirelim:
"...Hâkân-ı sabıka keyfiyet-i hal'ini tebliğ etmeküzere intihâb edilen âyan a'zâsından ve müşârünileyhin
362İddiaların tamamı için bk. sunduğumuz fetva sûreti.363Archives du Ministère des Affaires Etrangères Françaises, N.S.
Turguie, 1908-1909, p. 17.
365Ay. es, s.37.366İbnulemin Mahmud Kemal İnal'dan naklen, Son Sadrazamlar, IX.1299.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 206/207
eski yâverlerinden Arif Hikmet Paşa jandarmalıktanyetişen Drac Meb'usu Es'ad Paşa Toptani, ayandanErmeni Katolik Aram ve Selanik mebusu yahudi Karasuefendilerin, otuzüç sene makâm-ı hilâfetde bulunmuş birhükümdâra nasıl gönderilebildiğini ve bu 'afv olunmazhatâ ve silinmez lekenin, kimlerin re'yi ve tensîbîleirtikâb edildiğini ta'mik etmiyorum. Bu cihetin tasrîhi vemüsebbiplerinin ilân ve teşhirini mufassa l târihyazanlara bırakıyorum..."366
Böylece Müslümanların halifesi, gayr-ı müslimmebusların oylarıyla hal' edildi.
Burada, "Fetva gayr-ı müslim mebusların oyunasunulur mu? Fetva süngü altında yazdırılır mı?, Fetva,müftiye zorla imzalatılır mı?" gibi hukukî meselelere-ihtisasımız olmadığından- girmiyoruz.
Zorla Yazdırılan FetvaZorla yazdırılan fetva, Meclis-i Mebusan'da oyasunulup zorla kabûl ettirilerek, Sultan Abdülhamid hal'edildi: yerine Sultan Reşad getirildi.
8/14/2019 Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi
http://slidepdf.com/reader/full/belgelerle-ii-abduelhamid-doenemi 207/207
Bu terör havasında, zorla kabûl ettirilen fetva oy-laması hakkında Ali Fuad Türkgeldi şunları yazıyor:
"Yine Talat Paşa'dan mesmuum olduğuna görehal'in icrâsı günü Hey't-i âyan ve meb'ûsân Ayasof-ya'daki dâirede Ayan reisi Sa'id Paşa'nın taht-ı riyâse-
tinde içtimâ' ederek hal' karârı ita edildiği ve bu karârıkabûl edenlerin ayağa kalkması sûretiyle rey toplandığısırada kendisi de Sa'id Paşa'nın yanında durup hoca-lardan ayağa kalkmamış olanlar üzerine hışım ile atf-ınigah etmekte, onlar da derhal ayağa kalkmakta imiş.Ayan tarafından da bazı kalkmayanlar olduğundan Sa'îdPaşa kulağına eğilerek "efendim, biraz da bu tarafabaksanız!" demiştir.364
Terör fetvası istihsâl edildikten sonra, fetvanınSultan Abdülhamid'e tebliği kalmıştı.