baĞlantilarin katilik deĞerlerİnİn yapilara olan … · raf sistemleri ele alınarak bu...
TRANSCRIPT
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
237
BAĞLANTILARIN KATILIK DEĞERLERİNİN YAPILARA OLAN
SİSTEMSEL ETKİSİNİN İNCELENMESİ
Ahmet ATAK*, Aydın ŞIK
1, Sibel VELİOĞLU
2
*, 1: Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü
2: Türk Havacılık Uzay Sanayii AŞ, Yapısal Mühendislik Müdürlüğü
*:[email protected], 1:[email protected], 2:[email protected]
ÖZET
Yapısal sistemler kendi içlerinde alt sistem ve elemanlardan oluşurlar. Alt sistemler ve bu sistemlerin
ana sisteme montaj ve entegrasyonunda bağlantı elemanlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Çünkü ana
sistem, alt sistem ile montaj ve entegrasyonu tamamlandığı zaman fonksiyonel görevlerini yerine
getirebilir. Yapıların sistemsel statik dayanım ve dinamik davranışları, yük taşıyıcı malzeme ve statik
kesit özellikleri kadar bağlantıların dayanımı ve katılık özellikleri de önemli derecede etki etmektedir.
Bağlantı elemanlarının katılığının etkisi, kesit ölçülerinin sistem ölçülerine göre çok düşük olduğu;
ince yapısal sistemlerde etkisi daha yüksektir. Çelik yapı, iskele ve raf yapıları gibi ince yapısal
sistemlerde de bağlantı elemanları kullanılarak montaj ve entegrasyon sağlanmaktadır. Dolayısıyla
köşe bağlantıları ve sabitleme elemanlarının dayanımı ve stabilizasyonu tüm sisteme etki etmektedir.
Ancak sistemsel yapı hesaplamaları yapılırken, emniyetli tarafta kalarak, yapılar katı (rigit) veya
dönebilen mafsal yaklaşımıyla modellenmektedir. Bağlantılar dönebilen mafsal olarak
modellendiğinde daha büyük kesitler gerekmekte ve sistemin kinematik hale gelip çökmemesi için de
destek elemanları eklenmektedir. Bu yaklaşımla çok fazla bağlantı elemanı gerektiren yapılarda
yapının ağırlığının çok fazla artması ve dolayısı ile maliyetin artmasıyla sonuçlanmaktadır. Diğer
tarafta katı yaklaşımı ile sistem modellendiğinde bağlantı yerleri gereksiz olarak aşırı emniyetli ve
sistemin elastikiyeti oldukça az olduğundan ani aşırı yüklenmeler sonucunda birden çökme kazaları
meydana gelerek can kaybına yol açabilmektedir. Bu nedenle, başta ince yapılarda olmak üzere,
bağlantı elemanları gerçek katılık değerleri ile modellenmesi ve ön görülen yükler altında testlerle
doğrulanması gerekmektedir. Bu araştırmanın amacı ince yapı bağlantı elemanlarını gerçekçi
modelleyerek yapısal sistem tasarım yaklaşımını irdelemek ve bu konuda duyarlılık oluşturmaktır. Bu
modelleme yöntemi ile hem maliyetin azaltılması hem de yanlış modellemeden kaynaklı olası
kazaların önlenmesi hedeflenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Bağlantı elemanları, bağlantı katılık değeri, iskele ve raf yapıları
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
238
ABSTRACT
Structural systems are composed of their subsystems and elements. Connection parts are required
through subsystems and their assembly and integration to the main system. The reason of that main
system can be functional when it’s assembly and integration is completed with subsystem. The load
carrier material and static cross-sectional properties, as well as the strength and stiffness properties
of the connections, have a significant effect on the structures systematic static strength and dynamic
behavior.
The effect of the rigidity of the fasteners is very low in thin structural systems where cross-sectional
dimensions are very low compared to system dimensions. Assembly and integration are ensured with
the connection parts at the systems such as steel structure, scaffolder and shelf structure. Therefore,
corner joints and fixing parts strength and stabilization effects whole system. However, while systemic
structure calculations are made, the structures are modeled with rigid or rotatable hinges approach
to remain on the safe side. Larger cross-sections are required when the connections are modeled as
rotatable hinges and support elements are added to prevent the system to be kinematic and collapsed.
With this approach, in structures that require a lots of fasteners, the weight of the structure increases
too much and thus the cost increases. On the other hand, when the system is modeled with an infinite
rigid approach, since the joints are unnecessarily over-secure and the elasticity of the system is very
low, sudden crashes may result in collapse accidents resulting in loss of life. For this reason,
fasteners, especially in thin structures, need to be modeled with real stiffness values and verified by
tests under prescribed loads. The aim of this research is to examine the structural system design
approach by realistic modeling of thin structure fasteners and to create sensitivity on this subject.
With this modeling method, it is aimed to both reduce the cost and prevent possible accidents caused
by wrong modeling.
Keywords: Connections, connection stiffness values, scaffolder and shelf structures
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
239
1. GİRİŞ
Ülkemizdeki tüm iş kazalarının yüzde 12'si, ölümle sonuçlanan iş kazalarının ise yüzde 34'ü
yapı iş yerlerinde meydana gelmektedir. İnşaat işlerindeki kazaların yüzde 38'i yüksekten
düşmeden, yüksekten düşmelerin yüzde 25'i ise cephe iskelelerinde yaşanmaktadır. Bu
durum bize iskele güvenliğinin önemini göstermektedir. Bu yüzden iskeleler gibi sistemlerin
tasarımında bağlantı elemanları yapının güvenliğini sağlamak açısından büyük önem arz
etmektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından Güvenli İskele Projesi
kapsamında yayınlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından Cephe İskeleleri isimli çalışmada
iş güvenliği açısından konu ele alınarak istatistiki açıdan yaşanan kaza sayıları detaylı olarak
verilmiş ve konunun önemi iş sağlığı açısından vurgulanmıştır [1]. Bu çalışmada teorik
olarak tasarlanan çerçeve, raf ve iskele sisteminde sistem bütünlüğünü koruyacak şekilde
bağlantı elemanlarının seçimindeki önemli kriterler üzerinde durulacaktır. Kavramsal tasarım
aşamasında yapıların bağlantılarının serbestlik derecesi, sabitleme noktalarının belirlenmesi
gibi konularda takip edilecek metottan bahsedilecektir. Bağlantı elemanlarının ne olması
gerektiği oluşturulan metot ile elde edilen bilgiler ışığında seçilebilir.
Bir sistemde meydana gelen yapısal tepkiler doğrudan sistemde meydana gelen yer
değiştirmeler, iç kuvvetler ve sisteme harici olarak uygulanan yükün tipi ve büyüklüğü ile
ilgilidir. Bir yapı yapısal bütünlüğünü sağlaması için aşağıdaki 4 adımı sağlamalıdır;
1) Yapının doğru bir şekilde karakterize edilmesi,
2) Yapının doğru bir şekilde sınıflandırılması,
3) Yapının uygun bir şekilde modellenmesi,
4) Yapının idealize edilmesi.
Yapının uygun bir biçimde karakterize edilebilmesi için kullanılacak malzeme türü ne olursa
olsun yapısal bütünlük bozulmayacak biçimde tüm sistem ve alt sistem elemanları kullanım
amacına uygun olacak biçimde seçilmelidir.
Yapının doğru bir şekilde sınıflandırılabilmesi ise sistemin katılığı, dayanımı ve sünekliği ile
ilgili bir durumdur. EUROCODE3’te yapıların nasıl sınıflandırılması gerektiği üzerinde
durulmuştur [2]. Yapının kullanım amacına uygun olacak biçimde sistemin katılığı: katı,
yarı-katı veya pimli bağlantı olacak şekilde belirlenir. İnşaat iskelesi gibi yapılarda sistemin
katı olarak sınıflandırılması ani yükleme durumlarında sistemde ani çökmelere neden
olduğundan yarı-katı olarak sistem tasarımı gerçekleşir. Ancak uydu gibi yapılarda sistem
üzerinde bulunan hassas elektronik elemanların fonksiyonel özelliklerinin yapısal
titreşimlerden etkilenmemesi için yüksek katılık gerekmektedir.
Şekil 1’de yer alan M(moment)-φ(açısal dönme) grafikleri bir sistemin çökmeden çalışır
durumda olması için tanımlanacak olan katılık, dayanım ve süneklik aralığının sınırlarını
göstermektedir.
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
240
Şeğkil-1: Yapısal Bir Sistemin Sınıflandırılması
Sistemin karakterizasyonu ve sınıflandırması yapıldıktan sonra bağlantı elemanları amaca
uygun olacak biçimde tanımlanarak sistemin tam modellemesi sağlanmalıdır. Bu kapsamda
ne tip bağlantı elemanı kullanılacağı, sistem için tanımlanan serbestlik dereceleri göz önünde
bulundurularak seçilmelidir. Son olarak ise sistemin idealizasyonu yapılarak sistemin
gerçeğe en yakın biçimde modellenmesi sağlanmalıdır [2].
Şekil-2: Yapısal Bir Sistemin İdealizasyonu
Bir bağlantı elemanının doğru modellenmesi yapının mekanik davranışını doğru tespit
edebilmek açısından çok önemlidir. Yapıların modellenmesinde kullanılacak bağlantı tipleri
katılık ve dayanım değerleri göz önünde bulundurularak Tablo1’deki gibi özetlenmiştir [2].
Tablo-1: Yapıların Sınıflandırmasına Göre Modellemede Kullanılacak Bağlantı Tipleri
KATILIK DAYANIM
Tam Dayanım Kısmi Dayanım Pimli
Katı Sürekli* Yarı-Sürekli** -
Yarı-Katı Yarı-Sürekli Yarı-Sürekli -
Pimli - - Kolay***
*Eksenel ve dönme serbestlikleri kısıtlı ** Eksenel ve dönme serbestlikleri kısmen kısıtlı *** Belirlenen yönlerde dönme serbestlikleri açık
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
241
Tablo-2: Bağlantı Tiplerine Göre Analiz Tiplerinin Sınıflandırılması
BAĞLANTI MODELİ ANALİZ TİPİ
Elastik Analiz Katı-Plastik Analiz Elastik-Plastik Analiz
Sürekli Katı Tam-Dayanım Katı/Tam Dayanım
Yarı-Sürekli Yarı-Katı Kısmi-Dayanım
Katı/Kısmi Dayanım
Yarı-Katı/Tam Dayanım
Yarı-Katı/Kısmi Dayanım
Kolay Pimli Pimli Pimli
Tablo 2’ye göre iskelet bir yapının elastik analizi için sadece katılık değerini kontrol etmek
yeterlidir. Katı-plastik analiz için bir bağlantının dayanımı ve dönme kapasitesi kontrol
edilmelidir. Diğer tüm durumlar için katılık ve dayanım parametreleri bağlantı modeline
dahil edilmelidir [3]. Kullanılan bağlantı tiplerine göre Şekil 3’te yer alan Moment-Dönme
grafikleri elde edilerek sistemde kullanılacak elemanlar seçilmelidir.
Şekil-3: Katılık Değerlerine Göre Sistem Yüklerinin Belirlenmesi
Eğer plastik bölge için tasarlanmış bir bağlantı elemanının katılığı biliniyor ise elastik
analizde bu değer kullanılarak plastik bölgedeki sistemin davranışı incelenebilir. Bu şekilde
daha gerçeğe yakın değerler elde edilmiş olur [2].
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
242
Şekil-4: Plastik bölgedeki yapının davranışının tespit edilmesi için elastik analiz tipinde kullanılacak
katılık değerinin tespit edilmesi
(Sj,ini: Elastik bölge katılık değeri, Sj,sec: Plastik bölge katılık değeri)
(Mj,ini: Elastik bölge için belirlenen moment değeri, Mj,sec: Plastik bölge için belirlenen katılık değeri)
Iuliana PISCAN ve arkadaşları çalışmalarında cıvataların modellenmesi için değişken katılık
değerleri altında sistemdeki kuvvet-katılık değişimini incelemişler ve doğrusal bir modelde
doğrusal olmayan sonuçlar elde etmeyi başarmışlardır. Cıvataların üzerine uygulanan
kuvvetin belirli bir stiffness değerinden sonra değişmediği sonucunu elde etmişlerdir. Bu da
plastik bölgede tasarım yapmayı sağlayacak bir modellemenin elastik analiz sonucu ile elde
edilebildiğini göstermektedir [3].
J. MAREŠ ve arkadaşları sandviç paneller üzerine gerçekleştirdikleri bir çalışmada elastik
bölgede yapılan analiz sonuçlarına göre elde edilen katılık eğrisi ile test sonuçlarını
karşılaştırdılar. Sonuç olarak elastik bölgede elde edilen tahmini katılık değerinin test
sonuçlarına göre plastik bölgede çok daha yüksek kaldığını gördüler. Bu çalışmada elastik
bölgeye göre yapılan analizlerin sonuçlarına göre tasarlanan ürünlerin emniyet faktörünün
çok yüksek olduğunu göstermektedir [4].
Jerome Montgomery çalışmasında cıvata modellemesi için RBE2, beam ve solid elemanlar
kullanarak elde ettiği yer değiştirme sonuçlarının birbirine yakın olduğunu görmüştür.
Çalışma beam elemanlar için uygun katılık değerleri kullanılmasının doğru sonuçlar
vereceğini göstermektedir [5].
M.E. Kartal ve arkadaşları çalışmalarında katı, yarı-katı ve pimli sistemler üzerine detaylı bir
çalışma yaparak yarı-katı bağlantı modellemesinin yapılardaki önemini vurgulamışlardır [6].
Marcela N. Kataoka ve arkadaşları beton yapılar üzerine yaptıkları çalışmalarında sistemin
sadece katılık değerinin kontrol edilmesinin yapının güvenliği açısından yeterli olmadığını,
yapısal bütünlük için başka parametrelerinde kontrol edilmesi gerektiğini vurgulamışlardır
[7].
Türk Standartları Enstitüsü’nün tasarlanan iskele yapı ve sistemleri için yayınlanmış
standartları bulunmaktadır. Bunlardan TS EN 12810-1 ön yapımlı bileşenlerden oluşan
cephe iskelelerinin mamul özelliklerinden bahsederken TS EN 12810-2 ise özel yapısal
tasarım metotlarından bahsetmektedir. Ayrıca TS EN 12811-1 performans gerekleri ve genel
tasarım kriterlerinden, TS EN 12811-2 malzeme bilgilerinden ve TS EN 12811-3 yükleme
deneylerinden bahsetmektedir. Tasarlanan iskelelerin kavramsal tasarım aşamasından üretim
ve test faaliyetlerine kadar tüm aşamalarında TSE tarafından belirtilen gereklilikler göz
önünde bulundurulmalıdır [8].
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
243
Ayrıca yüksek yapılarda tasarım aşamasında rüzgâr yüklerinin de yapıya olan etkisi hem
statik hem dinamik olarak sistem dayanımı açısından kontrol edilmelidir. Bunun ile ilgili
olarak Eurocode3 temel alınarak E. Şafak yaptığı bir çalışmada rüzgâr hızını ve basıncını
numerik olarak modellemiş ve binalara etkiyen rüzgâr yüklerini hesaplamıştır [9]. Ayrıca
yapılara etki eden karakteristik yükler (kalıcı yükler, hareketli yükler, kar, buz ve rüzgâr
yükleri) TS498-1997 ve TS ISO 9194-1997 standartlarında belirtilmiştir. 2007 Deprem
yönetmeliğinde ise deprem yüklerinden bahsedilmektedir. S. Güvensoy tarafından
yayınlanan “Çelik Yapıların Tasarım, Hesap ve Yapım Esasları” konulu seminer notları
detaylı olarak yapıların tasarımında göz önünde bulundurulması gereken yüklerin hesaplama
yöntemlerinden bahsetmektedir [10].
2. METODOLOJİ
Bu çalışmada bağlantı elemanlarının modellenmesi ile ilgili olarak çerçeve yapılar, iskelet ve
raf sistemleri ele alınarak bu yapıların mekanik davranışı incelenmiştir. Bu kapsamda her bir
model için aşağıdaki sistem parametreleri kontrol edilmiştir;
Tablo-3: Tasarlanan mekanik sistemler için incelenen parametreler
Mekanik Sistem İncelenen Parametreler
Çerçeve Yapı Moment Vektörleri
İskele Yapı Kuvvet/Deplasman Eğrileri
Raf Yapı Kuvvet/Deplasman Eğrileri Moment/Dönme Grafikleri
Dönme/Katılık Grafikleri
2.1. Çerçeve Yapı İçin Sistem Tasarımı ve Analiz Sonuçları
Çerçeve yapı için belirlenen sistemin boyutları ve kesit ölçüleri Şekil 3’te verilmiştir. Yapı
sonlu elemanlar analiz programı kullanılarak modellenmiş ve sistem üzerinde yayılı moment
ve kuvvetlerin elde edilebilmesi için toplamda 130 adet 1 boyutlu CBEAM eleman
kullanılmıştır. Malzeme olarak AL7050 kullanılmıştır. Sistemin elastisitesi 71700 MPa,
poisson oranı 0,33 ve yoğunluğu 2,83e-06 kg/mm3 olarak alınmıştır.
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
244
(a)
(b)
Şekil-3: Çerçeve Yapılara Örnek Durum Modeli
a) Oluşturulan çerçeve yapının geometrik ölçüleri b) Kullanılan elemanların kesit ölçüleri
Çerçeve yapının modellenmesinde Şekil 4’te yer alan toplam 6 adet konfigürasyon
kullanılmıştır. Çerçeve ayaklarındaki serbestlik dereceleri Nod1 ve Nod2’ye, yukarıda
bulunan bağlantılardaki serbestlik dereceleri ise Nod3 ve Nod4’e tanımlanmıştır. Nod1 ve
Nod2’de serbestlik derecesi Tek Nokta Kısıtı ile tanımlanmıştır. Ayrıca Nod3’e z yönünde
tek nokta kısıtı verilmiştir. Her bir konfigürasyon için yapıya 1000N kuvvet (F) Şekil 4’te
gösterilen yönlerde kullanılmıştır. Nod3 ve Nod4 bağlantısı için elemanların 6 yönde katılık
değerlerini sağlamaya imkan vermesi ve birbirine göre göreceli hareketini görebilmek için
CBUSH elemanlar kullanılmıştır.
Şekil-4: Çerçeve Yapının Modellenmesinde Kullanılan Farklı Konfigürasyon Tipleri
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
245
Tablo 4’te her bir konfigürasyon tipi için belirlenen bağlantı serbestlik dereceleri
tanımlanmıştır.
Tablo-4: Çerçeve Yapıda Kullanılan Bağlantı Serbestlik Dereceleri
Şekil 5’de ise sonlu elemanlar modelinde kullanılan global eksen takımı yer almaktadır.
Şekil-5: Çerçeve Modelinde Kullanılan Serbestlik Dereceleri
Sonlu elemanlar analizinde doğrusal statik analiz metodu kullanılarak sistemin belirlenen
noktalarda uygulanan kuvvet altındaki davranışı incelenmiştir. Sonuçlar Şekil 6’da
gösterilmiştir.
Şekil-6: Çerçeve Modeli Doğrusal Statik Analiz Sonuçları
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
246
Tablo-5: Çerçeve Modeli Doğrusal Statik Analiz Yer Değiştirme, Kuvvet Katılık Sonuçları
2.2. İskele Yapı İçin Sistem Tasarımı ve Analiz Sonuçları
İskele yapılar inşaatlarda sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışmada kullanılan iskele yapının
boyutları ve sistemde kullanılan elemanların kesiti Şekil 7’de gösterildiği gibidir. Yapı sonlu
elemanlar analiz programı kullanılarak CBEAM elemanlar ile modellenmiştir. Tüm
bağlantılar CBUSH elemanlar ile oluşturularak sadece 1, 2, 3 yönündeki katılıklarına
değerler atanmıştır. Bu değerler 1,0e+05 N/mm ile 1,0e+13 N/mm arasında değiştirilerek yer
değiştirme/katılık grafikleri elde edilmiştir. Malzeme olarak AL7050 kullanılmıştır.
Şekil-7: İskele Yapılara Örnek Durum Modeli ve İskele Modeli Tasarım Detayları
ÇERÇEVE KONFİGÜRASYONU 1
Nod1 Nod2 Nod3 Nod4
Noktasal Sabitlenmiş Bağlantı Serbestlik Dereceleri 1,2,3,4,5,6 1,2,3,4,5,6 1,2,3 1,2,3
Yer Değiştirme (mm)_x 0 0 0,281 0,279
Tek Nokta Kısıt Kuvvetleri (N)_x -502,034 -497,966 0 0
Katılık_x (N/mm) 1786,598 1784,824
ÇERÇEVE KONFİGÜRASYONU 2
Nod1 Nod2 Nod3 Nod4
Noktasal Sabitlenmiş Bağlantı Serbestlik Dereceleri 1,2,3,4,5,6 1,2,3,4,5,6 1,2,3,4,5,6 1,2,3,4,5,6
Yer Değiştirme (mm)_x 0 0 0,112 0,109
Tek Nokta Kısıt Kuvvetleri (N)_x -504,559 -495,441 0 0
Katılık_x (N/mm) 4504,991 4545,330
Nod1 Nod2 Nod3 Nod4
Noktasal Sabitlenmiş Bağlantı Serbestlik Dereceleri 1,2,3,4,5,6 1,2,3,4,5,6 1,2,3 1,2,3,4,5,6
Yer Değiştirme (mm)_x 0 0 -0,165 -0,166
Tek Nokta Kısıt Kuvvetleri (N)_x 294,259 705,741 0 0
Katılık_x (N/mm) 1783,388 4251,452
Nod1 Nod2 Nod3 Nod4
Noktasal Sabitlenmiş Bağlantı Serbestlik Dereceleri 1,2,3,4,5,6 1,2,3,4,5 1,2,3,6 1,2,3,4,5,6
Yer Değiştirme (mm)_x 0 0 0,178 0,177
Tek Nokta Kısıt Kuvvetleri (N)_x -786,752 -213,248 0 0
Katılık_x (N/mm) 4419,955 1204,791
Nod1 Nod2 Nod3 Nod4
Noktasal Sabitlenmiş Bağlantı Serbestlik Dereceleri 1,2,3,4,5,6 1,2,3,4,5 1,2,3 1,2,3,4,5,6
Yer Değiştirme (mm)_x 0 0 0,354 0,353
Tek Nokta Kısıt Kuvvetleri (N)_x -632,683 -367,317 0 0
Katılık_x (N/mm) 1787,240 1040,558
Nod1 Nod2 Nod3 Nod4
Noktasal Sabitlenmiş Bağlantı Serbestlik Dereceleri 1,2,3,4,5 1,2,3,4,5 1,2,3,4,5,6 1,2,3,4,5,6
Yer Değiştirme (mm)_x 0 0 -0,436 -0,438
Tek Nokta Kısıt Kuvvetleri (N)_x 498,909 501,091 0 0
Katılık_x (N/mm) 1144,287 1144,043
ÇERÇEVE KONFİGÜRASYONU 5
ÇERÇEVE KONFİGÜRASYONU 6
ÇERÇEVE KONFİGÜRASYONU 3
ÇERÇEVE KONFİGÜRASYONU 4
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
247
İskele yapıya Şekil 8’de gösterilen yükler dikey ve yatay olarak aynı anda uygulanmıştır.
Dik kuvvetler iskele yapının üzerine binecek dikey yüklemeleri temsil ederken yatay
yüklemeler rüzgar durumunda oluşabilecek yanal kuvvetleri temsil etmektedir. Kuvvet
uygulanan noktalarda uygulanan yükün elemanlar boyunca yayılabilmesi için RBE3
elemanlar kullanılmıştır. İskele ayaklarına uygulanan tek nokta kısıtları Şekil 8’de
gösterilmiştir. Sistemde yüklere bağlı yer değiştirme çıktılarını görebilmek için doğrusal
statik analiz gerçekleştirilmiştir.
Şekil-8: İskele Yapı Ayak Bağlantı Kısıtları ve Dikey/Yatay Yönde Uygulanan Yükler
Şekil 9’da iskele yapı için gerçekleştirilen doğrusal statik analiz sonuçları yer almaktadır. X,
Y ve Z yönünde elde edilen maksimum yer değiştirmelerin katılık değerlerine göre grafikleri
çizilmiş ve sonuçlar bölümünde grafikler yorumlanmıştır.
a) X yönü yer değiştirme/katılık grafiği b) X yönü yer değiştirme/katılık grafiği detay
gösterim
c) Y yönü yer değiştirme/katılık grafiği d) Z yönü yer değiştirme/katılık grafiği
Şekil-9: İskele Yapının Doğrusal Statik Analiz İle Elde Edilen Kuvvet/Yer Değiştirme Grafikleri
(1)
(2)
(3)
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
248
2.3. Raf Yapı İçin Sistem Tasarımı ve Analiz Sonuçları
Raf yapılar genellikle depo alanlarında eşyaların saklanması amacı ile kullanılmaktadır. Bu
çalışmada kullanılan raf yapının boyutları ve sistemde kullanılan elemanların kesiti Şekil
10’da gösterildiği gibidir. Yapı sonlu elemanlar analiz programı kullanılarak CBEAM
elemanlar ile modellenmiştir. Tüm bağlantılar CBUSH elemanlar ile oluşturularak sadece 1,
2, 3 yönündeki katılıklarına değerler atanmıştır. Bu değerler 1,0e-01 N/mm ile 2,09e+10
N/mm arasında değiştirilerek yer değiştirme/katılık ve moment/dönme grafikleri
oluşturulmuştur. Malzeme olarak AL7050 kullanılmıştır.
a) Raf model boyutları b) Beam eleman kesiti
Şekil-10: Raf Yapılara Örnek Durum Modeli Ve Raf Modeli Tasarım Detayları
Raf yapıya Şekil 11’de gösterilen yükler (600N) dikey olarak uygulanmıştır. Dik kuvvetler
raf yapının üzerine binecek yüklemeleri temsil etmektedir. Kuvvet uygulanan noktalarda
yükün elemanlar boyunca yayılabilmesi için RBE3 elemanlar kullanılmıştır. Raf ayaklarına
ve duvara bağlantı noktalarında uygulanan tek nokta kısıtları Şekil 11’de gösterilmiştir.
Sistemde yüklere bağlı yer değiştirme çıktılarını görebilmek için doğrusal statik analiz
gerçekleştirilmiştir.
Şekil-11: Raf Yapı Ayak/Bağlantı Kısıtları ve Dikey Yönde Uygulanan Yükler
(Şekil 12 ve Şekil 13’te yer alan daire içine alınan bağlantı için çizdirilmiştir.)
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
249
Tablo 6’da bağlantıların değişken katılık değerlerine karşılık gelen moment ve dönme
değerlerini göstermektedir. Şekil 12 ve Şekil 13’te raf yapı için gerçekleştirilen doğrusal
statik analiz sonuçları yer almaktadır. X yönünde elde edilen maksimum yer
değiştirme/katılık ve y yönünde moment/dönme-dönme/katılık grafikleri çizilmiş ve sonuçlar
bölümünde grafikler yorumlanmıştır.
Tablo-6: Değişken Bağlantı Katılık Değerlerine Karşılık Gelen Moment/Dönme Değerleri
Şekil-12: Raf Bağlantısının Doğrusal Statik Analiz ile Elde Edilen
Yer Değiştirme/Katılık Grafiği (X Yönü)
a) Moment/dönme grafiği(y-yönü) b) Dönme/katılık grafiği(y-yönü)
Şekil-13: Raf Bağlantısının Doğrusal Statik Analiz ile Elde Edilen
Moment/Dönme-Dönme/Katılık Grafikleri
X Y Z X Y Z2,81E+03 -1,25E+04 -1,54E+04 3,05E-01 1,28E-01 3,40E-02 2,09E+10
2,81E+03 -1,25E+04 -1,54E+04 3,04E-01 1,01E-01 1,01E-01 1,00E+09
2,81E+03 -1,24E+04 -1,53E+04 3,08E-01 1,12E-01 1,12E-01 1,00E+06
2,81E+03 -5,70E+03 -8,66E+03 5,95E-01 1,01E-01 1,08E-01 1,00E+04
2,81E+03 -5,39E+03 -6,01E+03 7,58E-01 1,03E-01 1,07E-01 5,00E+03
2,81E+03 -1,04E+02 -3,30E+03 1,07E+00 1,22E-01 1,03E-01 2,00E+03
2,81E+03 5,62E+03 5,96E+01 8,29E+00 1,42E+00 2,24E-01 1,00E+02
2,81E+03 5,80E+03 2,49E+02 5,33E+01 1,38E+01 1,78E+02 1,00E+01
2,81E+03 3,22E+03 2,59E+02 6,95E+01 2,62E+01 1,79E+02 5,00E+00
2,81E+03 3,22E+03 2,68E+02 8,57E+01 6,79E+01 1,79E+02 1,00E+00
2,81E+03 3,23E+03 2,70E+02 8,96E+01 8,77E+01 1,79E+02 1,00E-01
Max Dönme (0)Katılık (N/mm)
Moment (Nmm)
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
250
3. SONUÇLAR
Sonuç olarak çerçeve, iskele ve raf için yapısal sistemlerin mekanik davranışları belirlenen
yükler altında incelenmiş ve aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkmıştır;
1) Çerçeve yapısında kullanılan bağlantıların belirlenen yükler altındaki mekanik
davranışı;
Şekil 7’den de anlaşılacağı üzere bağlantı elemanları en büyük yer değiştirmeyi
konfigürasyon-6’da yapabilmektedir. Genel olarak diğer konfigürasyon tiplerine
bakıldığında sistemin katılığı diğer tasarımlara göre en düşük değeri almaktadır
(Konfigürasyon-5 Nod5) hariç). Ayrıca ayaklara binen yük dengeli olarak dağılmaktadır.
Ancak bu durumda sistem elemanlarının taşıdığı momentler maksimum düzeye
ulaşmaktadır. Bu tasarımda sistemin taşıdığı yük bağlantı elemanlarından ziyade sistem
elemanlarına binmektedir. Bu durumda sistemin yüksek momentleri taşıyabilmesi için
kesitlerin büyümesi riski doğmaktadır. Optimum tasarım için sistem mukavemeti ayrıca
kontrol edilmelidir.
Konfigürasyon-2 ise bağlantı elemanlarının en rijit olduğu ve deformasyonun en düşük
olduğu modeldir. Yapılarda bağlantıların bu şekilde yapılması hem maliyeti arttırmakta hem
de aşırı yük altında ani çökmelere neden olmaktadır. Bu çalışmanın amacı bu tip
tasarımlardan ziyade sistemin deformasyonuna izin verecek yarı-katı bağlantıların
tasarımlarda kullanılmasıdır.
2) İskele yapısında kullanılan bağlantıların belirlenen yükler altındaki mekanik
davranışı;
Şekil 9’da yer alan yer değiştirme/katılık grafikleri incelendiğinde sistemin belirli bir
stiffness değerinin altında kinetik hale gelerek çöktüğünü görmekteyiz. Belli bir katılık
değerinden itibaren ise bağlantılardaki katılık değerinin değişmediği görülmektedir. Buradan
hareket ile bağlantı katılıklarının sistemi fazla katı yapacak kadar yüksek olmayacak şekilde
seçilmesi gerekirken diğer bir yandan da sistemi kinetik hale getirecek ve çöküntüye
uğratacak kadar da düşük olmayacak şekilde seçilmesi gerekmektedir. Sistemde maksimum
yer değiştirmeler X yönünde gözlenmiştir. Şekil 9-b’ye bakılacak olursa 1,0e+09 N/mm
üzerindeki katılık değerlerini sisteme katmanın sistem katılığına hiçbir etkisi olmamaktadır.
Dolayısı ile maliyet açısından optimum bir tasarım elde edebilmek için bu noktaya dikkat
edilmeli, yapı ve bağlantıların mukavemeti ayrıca kontrol edilmelidir. Yarı-katı yaklaşım ile
sistemi modellemek için ise katılık değeri 1,0e+08 civarında bir değer olarak da sistem
dayanım sonuçlarına göre seçilebilir. Elde edilen grafikler sistem bağlantıları için uygun
katılık değerleri seçildiğinde doğrusal analiz yöntemi kullanılarak doğrusal olmayan sonuçlar
elde etmenin mümkün olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak yarı-katı yöntem kullanılarak
yapılan analizlerin yapının elastik-plastik bölgedeki davranışını gerçeğe en yakın olarak
modellediği düşünülmektedir.
3) Raf yapısında kullanılan bağlantıların belirlenen yükler altındaki mekanik
davranışı;
Şekil 12 ve Şekil 13 sistemin seçilen kısıtlar altındaki davranışının oldukça katı olduğunu
göstermesine rağmen elde edilen grafikler sistemin beklenen davranışını ortaya
çıkarmaktadır. Şekil 12 1,0e+06 N/mmm katılık değerinden sonra sistem davranışının
değişmediğini, bu seviyeden sonra sistemi daha katı yapacak bir bağlantı elemanının sadece
maliyeti artıracağını göstermektedir. Yapının yarı-katı bölgede tasarlanması için bağlantı
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
251
katılıklarının gerçek değerlerinin 1,0e+4 N/mm civarında seçilmesi uygun olacaktır. Sistem
1,0e+2 N/mm değerinden sonra ise kinetik hale gelmeye başlamaktadır. Bu durum Şekil 13-
b grafiğinde 1,0e+2 N/mm altındaki değerler için dönme değerlerindeki aşırı artış ile kendini
göstermektedir. Şekil 13-a ise 1,0e+4 Nmm değerinin üzerindeki bağlantı katılık değerleri
için bağlantının aşırı moment değerlerine maruz kalmasına neden olmaktadır. Bu ise
istenmeyen bir durumdur.
Bu çalışmada, iskele ve raf yapıları için bağlantı elemanlarının katılık değerinin sistemin
davranışını nasıl etkilediği incelenmiş ve kesit alanı uzunluğuna göre düşük olan bu tarz
yapıların modellenmesinde takip edilmesi gereken yöntem oluşturulmuştur.
4. KAYNAKÇA
1) ÇSGB, 2014, İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından Cephe İskeleleri, İSG Genel Müdürlüğü.
2) Weynand, K., 2014, Design of Structural Steel Joints (Eurode3 Background and
Applications), European Commission, Belgium.
3) Piscan, I., 2010, Finite Element Analysis of Bolted Joint, Proceedings in Manufacturing
Systems, Vol. 5, No. 3 ISSN 2067-9238.
4) MAREŠ, J., Modelling of Joints of Sandwiches Panels, Department of Steel Structures,
Czech Technical University in Prague, Thákurova 7, 166 29 Praha, Czech Republic.
5) Montgomery, J., Methods for Modeling Bolts in the Bolted Joint, Siemens Westinghouse
Power Corporation, Orlando, FL.
6) Kartal, M.E., 2010, Effects of Semi-Rigid Connection on Structural Responses,
Electronic Journal of Structural Engineering.
7) Kataoka, M. N., 2014, Parametric Study of Composite Beam-Column Connections
Using 3D Finite Element Modelling, Journal of Constructional Steel Research 102, 136–
149.
8) TS EN 12810-1 Ön yapımlı bileşenlerden oluşan cephe iskeleleri - Bölüm 1: Mamul
özellikleri
TS EN 12810-2 Ön yapımlı bileşenlerden oluşan cephe iskeleleri - Bölüm 2: Özel
yapısal tasarım metotları
TS EN 12811-1 Geçici iş donanımları - Bölüm 1: İş iskeleleri - Performans gerekleri ve
genel tasarım
TS EN 12811-2 Geçici iş donanımları - Bölüm 2: Malzeme bilgileri
TS EN 12811-3 Geçici iş donanımları - Bölüm 3: Yükleme deneyleri
9) Şafak, E., 2012, Yüksek yapılardaki Rüzgar Yüklerinin Hesabı, İnşaat Mühendisleri
Odası 4. Ulusal Çelik Yapılar Sempozyumu, TMH-471-2012/1
10) Güvensoy, S., 2016, Çelik Yapıların Tasarım, Hesap ve Yapım Esasları, İnşaat
Mühendisleri Odası.
KAYNAK KONGRESİ 11. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI
252
ÖZGEÇMİŞLER
Sibel VELİOĞLU, 1979 yılında İzmit’te doğdu. Lisans (2002) ve Yüksek Lisans (2010)
eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü’nde tamamladı. 3 yıl boyunca Bilkent
Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi, EMT Elektronik Mühendislik ve Koçak
Farma İlaç ve Kimya A.Ş.’de çalıştıktan sonra son olarak Türk Traktör Ar-Ge Genel Müdür
Yardımcılığı Tasarım Analiz ve Simülasyon Bölümü’nde Gürültü ve Titreşim Uzmanı (8 yıl)
olarak çalışmıştır. Mayıs 2019 itibari ile Türk Havacılık Uzay Sanayii firması Uzay
Sistemleri Müdür Yardımcılığı/Yapısal Mühendislik Bölümü’nde Yapısal Analiz Uzmanı
olarak görevine devam etmektedir.
Ahmet ATAK, 1962 yılında Afyon Sandıklı’da doğdu. Ortaöğretimini Türkiye’de
tamamladıktan sonra 1980 yılında Almanya’ya gitti. 1992 yılında Bochum Ruhr Üniversitesi
Makine Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisans derecelerini aldı. 22 yıl Almanya’da
çeşitli firmalarda yüksek mühendis olarak çalıştı. 2012 yılının başında Türkiye’ye dönüş
yapıp TÜBİTAK’ta yürütme komitesi sekteri olarak çalışmaya başladı. Şubat 2018 tarihi
itibariyle başlamış olduğu Türk Havacılık Uzay Sanayii firması Uzay Sistemleri Müdür
Yardımcılığı bünyesinde Yapısal Mühendislik Müdürlüğü görevine halen devam etmektedir.
Aynı zamanda, Gazi Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nde doktora eğitimini
sürdürmektedir.
Aydın ŞIK, 1966 yılında Erzincan’da doğdu. 1990 yılında Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim
Fakültesi Teknoloji Eğitimi Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek Lisans ve Doktora
çalışmalarını Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, End. Teknoloji Eğt. Anabilim
Dalı’nda tamamladı. 2010 yılında Doçent ve 2017 yılında Prof. Dr. ünvanlarını aldı. Halen
Gazi Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nde görevine
devam etmektedir.