babalar günü
TRANSCRIPT
24.10.1945
Ahmet Saim Alkaya nüfus sayımının yapıldığı günde
doğar…..
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.Ağladım.
Zamanla ışıkta yaşamayı ögrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladim
sevdiklerimi. ..Ağladım.
Yaşamayı ögrendim.Dogumun, hayatın bitm
eye başladığı an oldugunu;
aradaki bölümün, ölümden
çalınan zamanlar oldugunu
ögrendim.
Zamanı ögrendim.Yarıştım onunla…
Zamanla yarışılmayacagını,
zamanla barışılacağını,
zamanla ögrendim…
Insanı ögrendim.Sonra insanların içinde iyiler ve
kötüler oldugunu…Sonra da her insanın
içindeiyilik ve kötülük bulundugunu
ögrendim.
Sevmeyi ögrendim.Sonra güvenmeyi…Sonra da güvenin
sevgiden daha kalıcı oldugunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine
kuruldugunuögrendim.
İnsan tenini ögrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulundugunu.
..Sonra da ruhun
aslında tenin üstünde oldugunu ögrendim.
Evreni ögrendim.Sonra evreni
aydınlatmanın yollarını ögrendim.
Sonunda evreni aydinlatabilmek için
önce çevreniaydınlatabilmek
gerektigin ögrendim.
Ekmeği ögrendim.Sonra barış için ekmegin bolca
üretilmesi gerektigini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,
bolca üretmek kadar önemli oldugunu
ögrendim.
Okumayı ögrendim.Kendime yazıyı
ögrettim sonra…Ve bir süre sonra
yazı, kendimi ögretti bana…
Gitmeyi ögrendim.Sonra dayanamayıp
dönmeyi…Daha da sonra
kendime ragmen gitmeyi…
Dünyaya tek başına meydan okumayı
ögrendim genç yaşta…Sonra kalabalıklarla
birlikte yürümek gerektigi fikrine
vardım.Sonra da asıl yürüyüşün
kalabalıklara karşı olması gerektigine
aydım.
Düşünmeyi ögrendim.Sonra kalıplar içinde
düşünmeyi ögrendim.Sonra sağlıklı
düşünmenin kalıpları yikarak düşünmek
oldugunu ögrendim.
Namusun önemini ögrendim evde…
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk
oldugunu;gerçek namusun, günah
elinin altindayken, günaha el
sürmemek oldugunu ögrendim.
Gerçegi ögrendim bir gün…
Ve gerçegin acı oldugunu…
Sonra kararında acının, yemege
oldugu kadar hayata da
lezzet kattığını ögrendim.
Her canlının ölümü tadacağını, ama
sadece bazılarınınhayatı tadacağını
öğrendim
Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla
severim.Olur ya …
Kalp durur …Akıl unutur …
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur …
H.z Mevlana
04.02.1956
İnci Alkaya karlı bir günde doğar…..
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor Kaldırımlarda
yağmur kokusu Ben sana mecburum
sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir aksam üstü ansızın
yorulur Tutsak ustura
ağzında yasamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yasamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında
deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem Haftalar ellerimde
ufalanıyor Ne yapsam ne tutsam nereye
gitsem Ben sana mecburum
sen yoksun.
Belki haziranda mavi benekli çocuk
sun Ah seni bilmiyor
kimseler bilmiyor Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş
içindesin Kötü rüzgar
saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yasamak düşünsem Sus deyip adınla başlıyorum İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak Ben sana
mecburum bilemezsin.Attila İlhan
1970 ler…
İstanbul da kaderleri bağlanınca….
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,Kocaman denizlerde
ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;Sen hem bir hastalık
hem de sağlık gibisin... . Özdemir Asaf -
AŞK
Zulmü pek çok insafı az
Hayata karşı aşkımızNe etseler ki
çatlamazBir sabır taşı aşkımız.
Samanlık seyran dediğin
Aşkımız aşk ile zenginDünyada her güzelliğinYol arkadaşı aşkımız.
.
Alın yazım alın yazınYıldızım oldu yıldızınTemeli sağlığımızın
Herşeyin başı aşkımızCahit Sıtkı Tarancı -
AŞKIMIZ
12.12.1975
Hoşgeldin Hilal…
Nasıl söylesem bilmem,
Ve anlatsam ne ile?Bu öyle bir duygu ki
Gelmez kaleme, dile..
Sen varsın bakışımda,Her nefes alışımda,İçimde ve dışımda,Günahlarımda bile!
Gözümde, hayalimdeHiç sorma ki neler
var...Sendedir ufuklarıVe ancak sana
kadar... !
Dünyayı iki şeydenİbaret bilirim ben;
Biri, her şey olan sen!Biri, sen olmayanlar!
ENİS BEHİÇ KORYÜREK - SEVGİ
06.10.1980
Hoşgeldin Elvan…
Yaratan bizleri insan yarattı
Muhabbet insana, cana muhabbet
Cümle mahlukatın üstünde tuttu,
Muhabbet insana, cana muhabbet.
Ne mutlu ki bize insan olmuşuz,
İnsan sevgisini gerçek bilmişiz,
İnsanın dalında açıp gülmüşüz,
Muhabbet insana, insan olana.
.
İnsan olan insan gelsin beriye
Kimi kara, kimi çalar sarıya,
Aslolan hayattır bakma deriye,
Muhabbet insana, cana muhabbet.
RUHİ SU – YARATAN BİZLERİ İNSAN YARATTI
Aşkın aldı benden beni Bana seni gerek seni Ben yanarım dün ü
günü Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim Ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
Aşkın aşıklar oldururAşk denizine daldırırTecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni
Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni
19.04.2004
Hoşgeldin AYÇA…
Sufilere sohbet gerekAhilere ahret gerekMecnunlara Leyla
gerekBana seni gerek seni
Eğer beni öldüreler Külüm göğe savuralar Toprağım anda çağıra Bana seni gerek seni
Cennet cennet dedikleri Birkaç köşkle birkaç huri İsteyene Ver anlarıBana seni gerek seni
Yunus'dürür benim adım Gün geçtikçe artar odum İki cihanda maksudum Bana seni gerek seni
YUNUS EMRE – AŞKIN ALDI BENDEN BENİ
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan
koşar gibi yürüyüşün
karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
uzak uzak yıldızlarla çevrilmiş kainatin
karanlık boşluklarında akıp giderken zaman
adımla nasıl berabersem öylece beraberiz
seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye
gönlümüz mutluluğa inanmış olmanın gururuyla rahat
koltuğumuzun altında birer dinamit gibi kellemiz
ve sonra her zaman her ölümlüye
aynı şartlar altında kısmet olmayan
gerçekleri görmenin aydınlığı alınlarımızda
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın.
ATİLLA İLHAN – ADIMLA NASIL BERABERSEM