ataum e-bültenataum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/360/2017/02/ebulten-26.pdf · alev...

27
Üniversiteler Arafta, Öğrenciler Sokakta Betül YILDIZHAN sayfa 9 Gazeteciler Konuşuyor Sarkozy Dinliyor Erencan TEZCAN sayfa 10-11 ATAUM e-bülten KASIM 2010 Kontrollü Açılımı Katolik Kilisesi’nin doğum kontrol, kürtaj ve homoseksüellik karşıtı görüşleri, yüzyıllar önce temellenen ve ku- rumsallaşan kilisenin Hıristiyanlık öğretisinin bir sonucu olarak görülür. Bugünlerde bütün dünyayı şaşırtan gelişmeyse, Papa Benedikt’in, doğum kontrol yöntemlerini belli sınırlamalar çerçevesinde ve özellikle sağlık gerekçesiyle bazı şartlar altında kabul etmesi oldu. Vatikan’ın yüzyıllardır süren politikasına tamamen aykırı olmasa da bir ölçüde devrim niteliği taşıyan ve prezervatif kullanılmasını belli şartlara ve sağlık gerekçeleri- ne bağlasa da ilk kez onaylayan Papa’nın açıklamaları, Vatikan’da değişimin ilk işaretleri olarak okunabilir.(devamı 3.sayfada) MESELE SAĞLIKSA, UYGUN OLABİLİR Alev YILDIRIM Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi Yıl 3 - Sayı 26 Avrupa Gündemi... üyelik ve diğer talepleriniz için [email protected] 'Ayaklı Çernobil' Castor En Tehlikeli Yükünü Taşıdı Esra DERE sayfa 14-15 Portre: Charles de Gaulle Yeşim ÖZTÜRK sayfa 20-21 Guantanamo Adaleti Emre ALPAY sayfa 4 Dolar ve Yuan Savaşında Bir Yaralı: Euro Esra AKGEMCİ sayfa 16-17 Stuttgart 21 Projesi Nazlı AKGÜN sayfa 13 Benim Avrupam Bülent DURU sayfa 27 Vatikan'ın Papa XVI. Benedikt, kadim “Humanae Vitae” öğretisine gönülden bağlı olduğunu belirtmekle birlikte, geçmişte öngörülemeyen bazı durumların, yani AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıkların, korunma yöntemlerine bakışı yumuşatma ihtiyacı doğurduğu görüşünde. Vatikan’ın ilgili öğretisine göre, bir günahın ürünü olsa da, dünyaya gelecek canlının hayatına son verme (kürtaj) veya dünyaya gelmesine engel olma (doğum kontrolü), tanrının iradesine karşı çıkmak anlamına gelmekte ve onun için de bü- yük günahlar arasında yer almakta.

Upload: others

Post on 09-Feb-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Üniversiteler Arafta, Öğrenciler Sokakta

Betül YILDIZHANsayfa 9

Gazeteciler Konuşuyor Sarkozy Dinliyor

Erencan TEZCANsayfa 10-11

ATAUMe-bülten

KASIM 2010

Kontrollü Açılımı

Katolik Kilisesi’nin doğum kontrol, kürtaj ve homoseksüellik karşıtı görüşleri, yüzyıllar önce temellenen ve ku-rumsallaşan kilisenin Hıristiyanlık öğretisinin bir sonucu olarak görülür. Bugünlerde bütün dünyayı şaşırtan gelişmeyse, Papa Benedikt’in, doğum kontrol yöntemlerini belli sınırlamalar çerçevesinde ve özellikle sağlık gerekçesiyle bazı şartlar altında kabul etmesi oldu. Vatikan’ın yüzyıllardır süren politikasına tamamen aykırı olmasa da bir ölçüde devrim niteliği taşıyan ve prezervatif kullanılmasını belli şartlara ve sağlık gerekçeleri-ne bağlasa da ilk kez onaylayan Papa’nın açıklamaları, Vatikan’da değişimin ilk işaretleri olarak okunabilir.(devamı 3.sayfada)

MESELE SAĞLIKSA, UYGUN OLABİLİRAlev YILDIRIM

Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi Yıl 3 - Sayı 26Avrupa Gündemi...

üyelik ve diğer talepleriniz için [email protected]

'Ayaklı Çernobil' Castor En Tehlikeli Yükünü Taşıdı

Esra DEREsayfa 14-15

Portre:Charles de Gaulle

Yeşim ÖZTÜRKsayfa 20-21

Guantanamo Adaleti

Emre ALPAYsayfa 4

Dolar ve Yuan Savaşında Bir Yaralı: Euro

Esra AKGEMCİsayfa 16-17

Stuttgart 21 Projesi

Nazlı AKGÜNsayfa 13

Benim AvrupamBülent DURU

sayfa 27

Vatikan'ın

Papa XVI. Benedikt, kadim “Humanae Vitae” öğretisine gönülden bağlı olduğunu belirtmekle birlikte,geçmişte öngörülemeyen bazı durumların, yani AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıkların, korunma

yöntemlerine bakışı yumuşatma ihtiyacı doğurduğu görüşünde.

Vatikan’ın ilgili öğretisine göre, bir günahın ürünü olsa da, dünyaya gelecek canlının hayatına son verme (kürtaj) veya dünyaya gelmesine engel olma (doğum kontrolü), tanrının iradesine karşı çıkmak anlamına gelmekte ve onun için de bü-yük günahlar arasında yer almakta.

Çeklerin Kişisel Bilgi Koruma HakkıZahide Tuğba ŞENTERZİ

Çeklerin

Zahide Tuğba ŞENTERZİ

Çek Cumhuriyeti’nin AB sis- ki hangi hanelerin kalıp han-temine uyum sürecinde yap- gi hanelerin çıkması gerekti-tığı düzenlemeler tartışma- ği konusunda anlaşamıyor. ları da beraberinde getiriyor. Eleştirilerin ve akabinde ge-Çek Cumhuriyeti, biyometrik len düzeltmelerin ardı arkası pasaport için parmak izi ver- kesilmiyor. Adres ve kimlik me yaşını 6 olarak belirler- numarası yerine geçen do-ken, yaşanılan “kişisel bilgi- ğum numarası çıkarsa kişisel lerin korunması hakkı” tar- bilgiler korunacak ama kim-tışmasının ikinci aşamasına lik tespiti zorlaşacak, vatan-da geçmiş görünüyor. Ne- daşlar parayla hüvviyetlerini den mi? Çünkü elektronik kanıtlamak zorunda kala-kimlik devrine hazırlanan cak... Çare? Topu vatandaş-yasa-koyucular, kimliklerde- lara atmak!

2 ATAUMe-bülten

Eskiden Çeklerin kimlikleri- ması öngörülen bir diğer bil-ne işveren, geçici adres ve ya- giyse “anahtar” niteliğindeki pılan aşılar da işlenirdi. doğum numarası ki, böyle 1991’e kadar dağıtılan def- bir değişiklik daha çok za-ter şeklindeki bu kimlikler man alacağa benziyor. Zira 2005’den itibaren geçerli de- öngörülen tarih 2020 ol-ğil. Yalnız 1936’dan önce do- makla birlikte daha önce ğup süresiz kimlik alan va- “anonim kod” sisteminin ge-tandaşlar eski kimliklerini ha- liştirilmesi gerekiyor. Bu sis-len kullanabiliyor. Ancak temle önümüzdeki dönemde 2005’te verilmeye başlanan her bireyin bir barkodu ola-kimliklerde bile eş ve çocuk- cak ve sadece barkod okuyu-ların ismlerinin yanı sıra do- cusu olanlar kişilerin özel bil-ğum numaraları da yazılıyor. gilerine ulaşabilecek! Yani bir kişi üzerinde aile Yasa değişikliğini öneren fertlerinin bilgilerini de taşı- İçişleri Bakanlığı’na göre, nü-yor. 2012’de verilmeye baş- fus cüzdanlarında şimdiye lanacak çipli elektronik nü- kadar bulunan birçok detay fus cüzdanlarındaysa eski- aslında gereksiz, çünkü ka-den yer alan birçok bilgi sili- mu kurumlarının hepsi mer-necek gibi gözüküyor. İçişleri kezi sistemi kullanarak kim-Bakanlığı, hazırladığı ilk ya- lik tespiti yapabiliyor. Ama sa değişikliğinde, medeni buna da kimlik bilgilerinin hal, daimi adres ve doğum sadece kamu kurumlarıyla numarasının yeni kimlikler- ilişkilerde kullanılmadığı ge-den tamamen çıkmasını iste- rekçesiyle itiraz geliyor. mişti. Belirtilen hanelerin cüzdan-Değişikliklerin nedeni aslın- lardan çıkarılması demek in-da basit ve mantıklı. “Mede- sanların bugüne kadar ban-ni hal” hanesi, nüfus cüz- ka, noter, hastane vb. yerler-danlarında evli, bekâr, dul gi- de kimlikleriyle ispatladıkları bi nitelemelerin yanına yeni bilgileri başka şekillerde ka- tandaşlara getirdiği maddi Yeni düzenlemelenin akıllar-kabul edilen homoseksüel- nıtlamak zorunda kalmaları külfetin yanı sıra nüfus cüz- da bıraktığı bir başka soru lerin yasal evliliklerinin de be- demek. Nasıl mı? Çek Cum- danlarında bazı bilgilerin ek- işaretiyse, sözü geçen çip/ lirtilmesini gerektirecekti. Oy- huriyeti’nde bundan bir süre sikliği de teknik sıkıntılara ne- barkod sisteminin ne kadar sa bu denli kişisel bilgilerin önce vatandaşla kamu ku- den olabilecek. Milletvekili insani olduğu yönünde. Yeni nüfus cüzdanlarında yer al- rumlarını buluşturmak için de olan Doktor Jirí Kosku- ve ciddi bir ticari pazar oluş-ması her açıdan “ayrımcılık” CzechPoint sistemi tasarlan- ba’ya göre, insanların kim- turup oluşturmayacağı da olacaktı. Bu nedenle yeni dı ve uygulamaya geçirildi. liklerinde daha fazla bilgi bu- tartışılan bu sistemin, gizle-kimliklerde “medeni hal”in CzechPoint projesinin ana lunması onların hayatlarını nen bilgilerin gelecekte kim-olmaması gerektiği genel ka- amacı, vatandaşın tek bir işi- kurtarabilir. Örneğin bilinci lerin eline geçeceği sorusu-bul görmüş durumda. Yapıl- ni halledebilmek için birçok yerinde olmayan bir hasta- na vereceği yanıt da epey ması planlanan ikinci deği- kurumu dolaşmasını önle- nın ailesine ulaşılması ge- muğlâk kalmaya mahkûm.şiklikse komünist rejim kalın- mek ve verilerin tek merkez- rektiğinde yeni kimliklerle Sonuç olarak eleştiriler ya-tısı “daimi ikametgah” hane- den istenilen yerlere ulaş- bu mümkün olmayabilir. Has- pıldı ve hükümet kısmi ola-sinin zamanla (2017) kaldı- masını sağlamak. Ancak bu tane hastaların aile fertlerini rak geri adım attı. Düzeltme rılmasıydı. Bu bilginin kimlik- hizmet ücretsiz değil. İnsan- tespit edemeyebilir ve “has- sonrası oylanan ve mevcut lerden çıkarılması görüşü- lar kimliklerinden belirli bil- tanın çıkarılması”, “hastayla bulunan 154 milletvekilinin nün bir diğer gerekçesiyse in- gilerin silinmesi halinde hüv- ilgili bilgi verilmesi” imzkan- 100’ünün evet dediği oyla-sanların adreslerini yenile- viyetlerini ispatlamak için sızlaşabilir. Milletvekili Sta- madan geçen düzenlemeye dikleri sıklıkta kimliklerini ye- CzechPoint sırasında bekle- nislav Polcak da bu çerçeve- göre, belirtilen bilgiler oto-nilememeleriydi. Hem va- yip her alacakları belge veya de en büyük sorunun hasta- matik değil isteğe bağlı ola-tandaşların çoğu zaten ken- işlem için 30-100 Çek kronu neler olduğunu kabul ediyor rak silinebilecek. Yani vatan-dilerine ait olmayan adres- (2-8 TL) arasında para öde- ve hastaneleri çip/barkod daşlar sıkıntı çekmeye karşı-lerde kayıtlı görünüyorlardı. mek zorunda kalabilir. okuyucularını almaya zorla- lık bilgilerinin korunmasına Nüfus cüzdanından çıkarıl- Planlanan düzenlemenin va- yamayacaklarını belirtiyor. kendileri karar verecek...

Yasa değişikliği ve gerekçeleri

Kişisel Bilgi Koruma Hakkı

KASIM 2010

Alev YILDIRIM

Vatikan'ın Kontrollü AçılımıAlev YILDIRIMATAUM

e-bülten3

Vatikan’ın, doğum kontro- ne temellendi. Ruh, insanda tına son vermeyi (kürtaj) ve- Buna göre, Yahuda Onan'a, lüne uzun zamandır tama- ilahi olan yanı temsil eder- ya dünyaya gelmesine engel "kardeşinin karısıyla evlen" men karşı olmasının ardında ken, beden, günahların kay- olmayı (doğum kontrolü) da dedi, "kayınbiraderlik göre-yatan neden, Katolik inancın nağı olarak görülmeye baş- yine büyük günahlar olarak vini yap. Kardeşinin soyunu Augustinus’tan beri sürege- landı. Doğuştan günahkâr ol- görüyor. Zira bu da, öğretiye sürdür." Ama Onan doğacak len öğretisinden ileri gelir. ma düşüncesi de bu anlayış- göre, tanrının iradesine karşı çocukların kendisine ait Vatikan’ın doğum kontrolü tan ileri geldi; bedenin gü- çıkmak anlamına gelmekte olmayacağını biliyordu. Bu karşıtlığının anlaşılması için nahkâr eylemi sonucunda ve kesinlikle caiz değil. yüzden ne zaman kardeşinin öncelikle, öğretinin temel hayata gelen insan, dünyaya Vatikan’ın doğum kontrolü karısıyla yatsa, kardeşine soy noktası olan ve bedeni gü- da günahkâr olarak gelir. Au- konusundaki tavrı her za- yetiştirmemek için menisini nahların kaynağı olarak gö- gustinus bu durumu, İtiraflar man net oldu aslında: Her yere boşaltıyordu. Bu yaptığı ren Katolik öğretinin ana hat- adlı eserinde şu şekilde ifade türlü doğum kontrolü yönte- Rabbin gözünde kötüydü. Bu larının bilinmesi gerekir. 13. eder: “Anam bana kötülük m in e tamamen karşıtlık ve yüzden Rab onu da öldürdü. yüzyılda Katolik kilisesi tara- içinde gebe kaldıysa, anne- hatta bunun bir nevi “günah” Bu hikâye, yaratıcının irade-fından “aziz” ilan edilen min karnında günahla bes- olduğu inancı. Doğum kont- sine karşı gelmenin cezalan-Augustinus’la birlikte büyük lendimse... nerede ve hangi rolünün yanlışlığı şeklinde yo- dırılmasına dairdi ve Katolik ölçüde kurumsallaşan Kato- zamanda masumdum?” Ka- rumlanacak anlatı, ilk defa, Kilisesi bu öğretiyi yüzyıllar-lik öğreti, neo-platonik fel- tolik öğretisi, öte yandan, bir kutsal kitapta yaratılış konu- ca benimsedi.sefenin etkisiyle, katı bir günahın ürünü olsa da, dün- sunun anlatıldığı ilk bölüm-“ruh-beden” ayrışması üzeri- yaya gelecek canlının haya- de geçer (Genesis, 38:8-10)

Vatikan'ınBitmeyen TartışmasıTeolojik nedenler

Modern zamanlarModern zamanlara bakıldı- la tüm dünyada yayıldığı ilişkin yaptığı vaazda, korun- pa XVI. Benedikt geçtiğimiz ğındaysa, durum aslında çok 1981 ve sonrasına denk gel- manın insanları sahtekârlığa yıllarda yaptığı yurtdışı gezi-da farklı değil. Aslında mesi, bu açıdan anlamlıdır. ittiğini” söyler. Zaten “korun- lerinde verdiği vaazlarda do-1966’da doğum kontrolü ko- Papa’ya ve Katolik Kilisenin ma” sahtekârlığıyla sapkın ğ u m kontrolüne olan karşıt-nusunda yapılan Papalık Ko- dogmatik öğretisine olan ilişkilerin yaygınlaşacağı ve lığını sıklıkla dile getirmiş ve misyonu toplantı larında b ağ lıl ık, K atoliklerin çoğun- meşru hale geleceği düşün- tepki çekmişti. VI. Paul’ün aleyhte otuz oya karşı do- lukta olduğu devletlerde bile cesi, Papa II. John Paul döne- “Humanae Vitae” öğretisine ğum kontrol yöntemlerinin büyük tepkilerle karşılanma- mi boyunca Vatikan’ın temel bağlı olduğunu belirten, yani kullanılması yönünde kulla- ya başlar. II. John Paul’ün şiarı olmuştu. yapay doğum kontrol yön-nılan beş oy, papalığın do- Vatikan’ı, AIDS ve cinsel yol- 19 Nisan 2005’te yeni papa temlerine halen karşı olan ğum kontrolü konusunda la bulaşan hastalıkların arttı- seçilen ve XVI. Benedikt un- Benedikt, 20 Kasım 2010 ko-gevşemiş olduğu sonucunu ğı bir dönemde, bu hastalık- vanıyla göreve başlayan Al- nuşmasında da aslında Vati-çıkarmakta. Fakat Papa VI. ların “sapkın”lıktan kaynak- man Ratzinger döneminde kan öğretisine tümüyle karşı Paul, 25 Temmuz 1968’de landığına dair olan görüşle- de Vatikan’ın kesin karşıtlık çıkmıyor. Besbelli ki, Huma-doğum kontrolü karşıtı duru- rini keskin bir şekilde ifade politikası devam etti; ta ki Be- nae Vitae öğretisinin kabul şunu yineleyecek konuşma- eder. Öyle ki, Papa II. John nedikt “bazı durumlarda” edildiği 1968’de tahmin edi-lar yapar ve “Humanae Paul, HIV virüsünün ortaya prezervatif kullanımını meş- lemeyen ya da öngörüleme-Vitae” öğretisini yineler. Hu- çıktığı Kasım 1981’de mo- ru gördüğüne dair açıklama- yen bazı durumların, yani manae vitae, "insan yaşa- dern dünyada ailenin rolüne sını yapana kadar. Oysa Pa- AIDS gibi cinsel yolla bula-mına dair" anlamına gelen şan hastalıkların, korun-Latince terimdir ve insan ya- maya bakışı sağlık gerekçe-şamını ilgilendiren bütün ko- siyle biraz esnetmeyi kaçınıl-nularda, özellikle kürtaj ve maz kıldığını düşünüyor. doğum kontrol yöntemleri Nitekim korunma yöntemle-konusunda, insan yaşamının riyle ilgili yaptığı yeni yorum-dokunulmazlığı ilkesini sa- lar, özellikle sağlık konusu vunur ve bir nevi klasik Kato- üzerinde temellenmiş: Papa lik öğretiyi yineler: Her türlü özellikle, AIDS’e yakalanma yapay korunma yöntemine riskinin önlenmesi için ve da-mutlak karşıtlık. ha “insani” bir cinsellik süre-Papa VI. Paul sonrası papalık cine girilmesi için “korun-makamını 1978’de devralan ma”yı bir adım olarak gördü-ve 2 Nisan 2005’teki vefatı- ğünü belirtiyor. Bu durumda, na değin görev yapan Papa Papa’nın Vatikan’ın kadim II. John Paul’ün de bu konu- görüşlerine radikal anlamda daki tavrı oldukça katıydı. Ni- karşı çıkmadığı muhakkak. tekim 455 yıl sonra Vatikan Ancak yine de, şimdiye değin dışından gelen ilk papa olan cinsel yollarla bulaşan has-Polonyalı John Paul, “cinsel talıkları önlemek için dâhi ol-korunma, bariz bir şekilde sa cinsel rizayet (haramdan günah olarak değerlendirilir kaçınma) hariç her türlü do-ve kullanımı hiçbir durumda ğum kontrolü yöntemini ya-haklı gösterilemez” demişti. saklayan Vatikan politikası-Görev yaptığı dönemin cin- nın kısmen de olsa dışına çı-sel devrim çağına ve daha kıldığı da bir gerçek.da önemlisi HIV virüsü tanı-sının ilk kez konulduğu ve hız-

KASIM 2010

Guantanamo AdaletiEmre ALPAY

Guantanamo Adaleti

Amerika Birleşik Devletleri dan önce olduğu gibi bugün tan’da gözaltına alındıktan amele suçlarının varlığı da ve İngiltere’nin 2001’de Dün- de bir Etiyopya vatandaşı s on ra b ir İngiliz istihbarat yet- hükümet kanalıyla resmen ya Ticaret Merkezi’ne yapı- olarak İngiltere’de yaşayan kilisinin kendisini “ziyaret kabul edilmiş oldu.lan saldırı lardan sonra Muhammed’in BBC’deki e ttiğ i” , s onra Fas’a gönderil- İşkencenin İngiltere ve ABD’ 2002’de askeri hapishane a çı klamaları üzerine bir baş- diği ve burada yoğun işken- nin güvenlik politikalarını olarak kullanmaya başladığı savcı harekete geçti ve söz ko- ceye maruz kaldığı ortaya çık- oluşturmada kullandığı sıra-ve bu tarihten itibaren dünya nusu insan hakları ihlallerin- tı. Üstelik bahse konu dan bir araç olduğu gerçeği kamuoyunun gündemine sık- de İngiliz makamlarının her- “ziyaret” ve Muhammed’in bugünlerde bir başka haber-lıkla gelen Guantanamo hangi bir sorumluluğunun m a ruz kaldığı muameleler le daha kamuoyunun gün-Üssü, bugünlerde yine gün- olup olmadığının anlaşılma- konusunda İngiliz hükümeti demini meşgul eder vaziyet-demde. Malum, hapishane- sı için soruşturma başlattı. de CIA tarafından bilgilendi- te. ABD eski başkanı George de El Kaide ve Taliban örgüt- İngiltere’de yaşarken uyuş- rilmiş. W. Bush, görevdeki 8 yılını an-leriyle ilgisi olduğundan turucu bağımlılığından kur- Ortalığa saçılan tüm bu bil- lattığı anı kitabı “Karar “şüphelenilen” kişiler “göze- tulabilmek için Afganistan’a giler Muhammed ve diğer Noktaları”nda (Decis ion tim” altında tutuluyor ve is- gittiğini iddia eden ve zanlılar karşısında davalı du- Points), 11 Eylül saldırılarıyla tihbarat örgütleri tarafından 2002’de El Kaide üyesi olma rumunda olan İngiliz hükü- Irak ve Afganistan savaşları-sorgulanıyor. “Misafirler”, suçlamasıyla Pakistan’da tu- metini zor duruma düşürdü. na geniş yer vermekte. Bu sü-ABD hukuk sistemine göre tuklanan Muhammed, aley- Herkes davanın seyrinin baş- reçte kullanılan “sorgulama ne savaş suçlusu ne de adi hine hiçbir kanıt bulunama- ka hangi insan hakları skan- teknikleri”nin talimatını biz-suçlu oldukları için mahke- masından dolayı Guantana- dallarını gündeme getirece- zat kendisinin verdiğini ya-melerden de herhangi bir ko- mo’dan yıllar sonra azad ğ in i m erak ederken İngiliz zan Bush, bundan da asla piş-runma talep edemiyorlar. edilmişti. İngiltere’ye döner hükümeti ustaca bir manev- manlık duymadığını dile ge-Öyle ki, Uluslararası Af dönmez -savcılık soruştur- rayla konuyu gündemden dü- tiriyor. Örgütü yıllık raporlarında ha- masına ek olarak- İngiliz hü- şürdü. Adalet Bakanı Ken- Görevden ayrılan İngiliz hü-pishanede yaşanan işkence kümetini olaydaki ihmal ve neth Clarke, parlamentoda kümet yetkilileri de zanlılara ve insanlık dışı muameleleri kasıtları dolayısıyla dava etti. yaptığı bir konuşmada, hü- işkence yapılmasının dünya-insan hakları skandalları B in ya n Muhammed’le ben- kümet aleyhine dava açan ve nın ve kendilerinin güvenliği olarak tanımlıyor. Ancak bu zer durumda bulunan Bişher İngiliz vatandaşı olan eski için ne kadar yerinde bir ka-yazının konusu bir insan hak- el Ravi, Cemil el Banna, Ric- “terör zanlıları”nın avukatla- rar olduğunu anlatan kitap-ları skandalından ziyade bir hard Belmar, Ömer Degha- rıyla anlaşmaya varıldığını lar yazarlar mı bilinmez. pazarlık skandalı… yes ve Martin Mubanga adlı duyurdu. Buna göre, İngiliz Ama dünyanın çeşitli yerle-Eski Guantanamo tutuklula- “terör zanlıları” da İngiliz hü- hükümeti Guantanamo’da rinde kendi vatandaşlarını is-rından Binyan Muhammed, kümetini yabancı istihbarat tutulan 12 kişiye milyonlarca tihbarat örgütleri vasıtasıyla İngiliz istihbarat örgütlerinin servisleriyle birlikte İngiliz va- sterlin tazminat ödemeyi ka- gözaltına alan, başka ülke-Amerikalı yetkililere verdiği tandaşı olan ya da ülkede bu l etti. Basına sızan bilgiler lerde işkence yapan ve bu bilgiler nedeniyle işkence oturma izni olan kişilere iş- arasında zanlılardan birinin olayların yargıya taşınma-gördüğünü bir yıl önce iddia kence etmek ve/veya işken- bir milyon altı yüz bin sterlin ması için bu defa kişilere taz-etmişti. Serbest bırakılması- ce edilmesine göz yummak tazminat alacağı yer alıyor. minat ödeyen İngiltere’nin nın ardından BBC’ye verdiği suçlamalarıyla dava etmiş İngiliz hükümeti tazminat m il li güvenlik politikasında mülakatta tutuklanmadan durumda. ödeme kararını, hiç şüphe bazı çelişkiler olduğu gün gi-önce Pakistan, Afganistan ve Bir mahkeme, Mayıs 2010’ yok ki, hükümetin açılacak bi aşikâr. Çelişkilerle dolu Fas’ta da ABD’lilerin işken- da, Binyan Muhammed ve di- davaların yaratacağı maliye- milli güvenlik karnesi biraz cesine uğradığını söyleyen ğer davacıların iddialarıyla il- ti ve mahkemenin incelen- da “kişisel” bir sorun ama za-Muhammed, sorgusunun gili olarak İngiliz hükümeti- mesini istediği 500 bin bel- yıflarla dolu insan hakları yüzde 70’inin İngiliz ma- nin 500 bin sayfalık belge ge n in açıklanmasının gü- karnesi için aynı şeyi söyle-kamları tarafından verilen açıklamasını talep etti. Mu- venlik politikalarında açabi- mek pek mümkün değil.bilgilere dayanılarak yapıldı- hammed’le ilgili yapılan in- leceği yaraları düşünerek al-ğını öne sürdü. Tutuklanma- celemelerde, 2002’de Pakis- dı. Tabii işkence ve kötü mu-

Emre ALPAY

KASIM 20104 ATAUMe-bülten

New York Times’ın bir habe-ri, yıllardır bir söylenti olarak dolaşan CIA’in Nazileri koru-yup korumadığı mevzusuna bir açıklık getirdi. Gazetenin iddiasına göre, açıklanan ra-porlar birçok Nazinin ABD ta-rafından korunduğu ya da is-tihdam edildiğini gösteriyor.Söz konusu rapor, Nazileri sı-nır dışı etmek için ABD’de 1979’da kurulan Adalet Ba-kanlığı Özel Soruşturmalar Dairesi (Justice Deparment’s Office of Special Investigati-ons) araştırmacıları tarafın-dan kaleme alınmış ve on bin civarında Nazinin burs, iş ve benzeri şekilde istihdam edilerek ABD’ye yerleştirildi-ğini gösteriyor. Raporu ya-zanlar “hükümetin Nazi ta-kipçileriyle işbirliği” yaptığı konusunda hemfikir. Rapo-run hikâyesiyse konunun va-hameti açısından ilgi çekici. ABD’de de arşiv bilgilerini ve bu tip raporları yayınlayan-ların büyük yaptırımlarla kar-şılaşmasına neden olan hu-kuki düzenlemenin de etki-siyle yazıldıktan sonra yakla-şık 4 yıl boyunca yayınlan-mayan ve gizlenen raporun kısmen de olsa kamuoyuna sızması, Ekim 2010’da kısal-

porun altı yıllık bir çalışma- madığını söyleme ihtiyacı lerle yıllardır bir efsane gibi tılmış versiyonun yayınlan-nın ürünü olduğunu fakat as- duydular. Peki, rapor esas d o la şan CIA’in Nazileri koru-masını da beraberinde getir-la “resmi” olarak tamamlan- olarak hangi çarpıcı örnek- ma mitosunu gerçek kıldı?di. Yine de Dair çalışanları ra-

Naziler Tanık Koruma Programında!Görkem ÖZİZMİRLİ

‘Ölüm Meleği’ ve diğerleriRapor en başta Almanya’ d a , 1982’de 72 yaşında ha- cidi olarak NASA tarafından ğı ortaya çıktı. MOSSAD ve daki “ötekileri” imha etme yatını kaybeden Bolschwing ödüllendirildi! Auschwitz’de b irçok başka Nazi avcısının planlarının kurucularından b undan pek de fazla etkilen- ikizler, cüceler, siyah gözlü- peşinde olduğu Mengele’nin olan Otto Von Bolschwing’in medi. Başka bir örnek de Art- ler, Çingeneler ve Yahudiler nasıl olup da bu takibattan de 1954’te CIA hesabına ça- hur L. Rudolph. O da Nazi Al- üzerinde yaptığı dehşete dü- kurtulduğu ve kafa derisinin lıştığını ortaya koydu. Şahsın manyasında Mittelwerk sa- şürücü deneylerle bilinen ve Daire’ye ulaştığı ise tam bir eski bir Nazi olduğunu vaş malzemeleri fabrikasın- Brezilya’da ölen ünlü doktor muamma.1981’de fark eden Daire, sı- da çalışan bir bilim insanıydı. Joseph Mengele’nin kafa de-nır dışı kararı için uğraşsa Ama Saturn V roketinin mu- risinin de Daire’de saklandı-

Naziler Tanık Koruma Programında!5ATAUM

e-bülten

Devlet gizliliği mi şeffaflık mı?Aslında bu durum yıllardır rarken, bu ideolojinin yan- sürecin devlet eliyle nasıl da işbirlikçisi ülkeden sınırdışı söylenegelen bir hikâyenin is- daşlarının teknik ve maddi çı- ivedilikle destekleniverdiğini edildi. Ve zaten Soğuk patlanmasından ibaret. Zira karlar gereği kullanılması- ortaya koyuyor. Savaş’ın bitmesiyle dünyada örneğin İsviçre’nin Holoca- nıysa olumluyor. Raporda Rapora dair başka bir tartış- daha çok Nazi de hâkim kar-ust ile katledilen Yahudilerin “eziyet görmüşlere güvenli sı- ma da tam da burada patlak şısına çıktı. Çünkü öncelikle altınlarını sahiplenmesi gibi ğınak olmakla gurur duyan veriyor. İfade veren Yahudi- anti-komünist politikalar için birçok vakanın “normal” ad- Amerika, zorbalara sığınak lerin güvenilirlikleri tartış- kullanılan paramiliter grup-dedilmesi, CIA ya da başka olmaya başladı” denirken, maya açılırken raporun ABD lar Soğuk Savaş’ın bitişiyle bir kurumun Nazi artıklarını zorba ve eziyet görmüş ta- Adalet Bakanlığı tarafından önemini kaybetti. İkinci ne-korumasının altında yatan nımları muğlâklaştıkça Men- 2006’dan beri gizlenmesi bir den ise daha önce farklı kim-gerçeklerden biri. İşin içine gele, Bolschwing gibileri za- gündem maddesi dâhi ola- liklerle resmi devlet görevin-“komünizmle mücadele” gi- limlikten “haklarındaki ger- mıyor. Oysa özellikle Nazile- de olan bu kişilerin önemli bi reel çıkarlar girince, doğ- çeklerin gizlenmesi devlet çı- ri sınır dışı etmek için kurulan bir kısmının emekli olması ve ruların ya da iyinin yaratımı karına olanlar” seviyesine bir birimin, kuruluş tarihinin artık devlette ihtiyaç duyul-da haliyle Mengele’yi “ama yükseliyor. Bu bağlamda ra- 1979 olması da oldukça ilgi maması sebebiyle korunma-o olmasa tıp ve genetik bilimi porda ortaya çıkartılan şey- çekici. Bilindiği gibi 1979 ve ması. Birçoğu zaten ya yaşın-bu kadar hızlı ilerleyemezdi” ler aslında, Avrupa’da ve sonrası, Soğuk Savaş’ın artık dan ötürü hayatını kaybetti gibi meşrulaştırma yollarına ABD’de sürekli yükseliş tren- ideolojik olarak bir yumuşa- ya da “yaş haddinden ötürü sapıyor. Bu meşrulaştırma bi- dinde olan ırkçılık hareketle- ma içine girdiği bir dönem. cezasını dışarıda çekecek.”çimleri kan dondurucu imha rinin, Skinhead akımını N ite k im D air e’ nin çalışmala-pratiklerinin mucidi Nazi a na rş ist b ir düşünden ırkçı rına başladığı 1979’dan bu-ideolojisini “kötü” olarak ku- bir aksiyonerliğe dönüştüren güne kadar 300 kadar Nazi

Görkem ÖZİZMİRLİ

KASIM 2010

İsveç: Göçmen Avcısı YakalandıBahar BAŞER6

İletişim Adres: Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM)

Cemal Gürsel Caddesi, 06590 Cebeci, Ankara

Telefon: 0 (312) 362 07 62

Faks: 0 (312) 320 50 61

Web: www.ataum.ankara.edu.tr/ebulten

E-posta: [email protected]

Editör: Erdem DENK

Tasarım: Volkan KAYA

* Yazılarınızla katkıda bulunmak için [email protected] adresine email atabilirsiniz.* ATAUM E-Bülten’de yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. ATAUM'un resmi görüşü değildir.

* Bu e-bülten içinde yer alan özel kullanım lisanslı tüm yazı ve görsellerin bütün hakları ATAUM`a aittir.* Bu e-bülten, kaynak gösterilerek kopyalanabilir, dağıtılabilir, basılabilir.

Sahibi: ATAUM adına Çağrı ERHAN · Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: B. Erdem DENK · Yayının Türü: Süreli (Aylık) · Basım Yeri: Ankara Üniversitesi Basımevi, İncitaşı Sokak No:10 06510 Beşevler/ANKARA Tel: 0(312) 213 66 55 · Basım Tarihi:

ATAUMe-bülten

ATAUMe-bülten

İsveç:

İsveç’in Malmö kentinde ay- ruluyordu. Bu durumda, so- şünülüyor. Polis, delillerin ye- büs suçundan yargılanacak. lardır göçmenleri hedef alan kağa çıkmamak da bir tedbir terli olduğunu düşünse de, Saldırılar, yükselen ırkçılık keskin nişancı olduğu sanı- olmuyordu. Tanıkların ifade- şüpheli kişi suçlamaları red- trendine bağlanıyor. İsveç’in lan şüpheli, nihayet geçtiği- lerine göre, saldırgan genel- detmekte. Yapılan basın A ft on bl ad et gazetesi de miz Ekim içinde yakalandı. de geceleri hareket ediyor ve açıklamasında adı açıklan- Mangs’ın babasının söyle-İsveç’in üçüncü büyük kenti kurbanlarını siyah saçlı veya mayan şahsın, 2003’ten beri diklerini okuyucularına akta-olan Malmö, birçok yabancı koyu tenli kişiler arasından meydana gelen ve çözüle- rıyor: “Oğlum İsveç’in göç-kökenli vatandaşa ev sahip- seçiyordu. Öte yandan, geç- meyen birkaç olayla da ilişki- menler tarafından ele geçi-liği yapıyor. Bu durum, şehir- tiğimiz yılın Ekim ayında bu si bulunabileceği konuşulu- rilmesinden korkuyordu.” Bu de yabancı düşmanlığının saldırıların hedefi olan ve ha- yor İsveç’te. Öte yandan, her olay, İsveç’te bir ilk değil ne yükselmesini de “kaçınıl- yatını kaybeden Trez Pers- ne kadar polis şüphelinin yazık ki. 1991 ve 1992 yılla-maz” hale getiriyor. Geçtiği- son, saldırganın kurbanları k imliğini açıklamaktan ka- rında da benzer vakalar miz yıl içerisinde göçmenleri arasında tek yabancı kökenli çınsa da, Expressen gazetesi Stockholm ve civarında ya-hedef alan 15’ten fazla sal- olmayan kişiydi. 20 yaşında- “Peter Mangs” ismini İsveç- şanmıştı. Birçoğu yabancı kö-dırı olmuştu. Bu olaylar üze- ki genç kadın da yabancı kö- lilere duyurdu bile. Aynı ga- kenli olan 11 kişi öldürül-rine İsveç polisi Malmö’de gö- kenli bir arkadaşıyla araba- zete, başka bir haberinde müş, birçok kişi de silahlı sal-rev yapmak üzere özel bir s ın d a otururken sayısız kur- de, polisin yaptığı testler so- dırılarda yaralanmıştı. “La-ekip kurdu ve göçmenlerin şunun hedefi olmuş, arkada- nucunda saldırılarda kulla- ser Man” lakaplı saldırgan kâbusu bir süreliğine son bul- şı (beki de “asıl” hedef) ağır nılan mermilerin Mangs’ın si- daha sonra yakalanmış ve du. Olaylar Malmö’de panik biçimde yaralanmıştı. lahından çıktığının belirlen- 1994’te müebbet hapis yaratıyordu, çünkü kurban- Malmö’de bir kişiyi öldüren diğini öne sürdü. Zanlı, Ekim cezası almıştı.lar otobüs duraklarında, so- ve birçoklarını yaralayan sal- 2009-Ekim 2010 arasında kakta veya ofislerinin ya da dırganın 38 yaşında eski bir geçen sürede işlediği bir ci-evlerinin penceresinden vu- güvenlik görevlisi olduğu dü- nayet ve yedi cinayete teşeb-

Göçmen Avcısı YakalandıKASIM 2010

Bahar BAŞER

İzinsiz Yerleşim KanunuAydan DOĞAN

İzinsiz Yerleşim Kanunu

Hollanda’da 1970’ler ve nı, çünkü boş evlere izinsiz lerans söz konusuydu; oysa dı. Yasa yürürlüğe 1 Ekim 80’ler boş evlerde izinsiz ya- yerleşenlerin artık genelde yeni yasa bu toleranstan ta- 2010’da gireceği için Ekim’ şamanın altın çağı olarak ka- göçmenler ve yabancılar ol- mamen uzaklaşarak izinsiz in ilk haftası boyunca Ams-bul ediliyor. O dönemde ya- duğunu dile getiriyor! yerleşimi her koşulda yasak- terdam’ın ün lü merkez şanan büyük hareket, ev fi- Yeni düzenleme yapılmadan lıyor. “Dam Meydanı ”nda tepkile-yatlarında spekülatif artışla- önceki uygulamaya göre, Y as a ta sarısının görüşülme- rini göstermek üzere binler-rın yanlış olduğu düşünce- izinsiz yerleşimciler eğer ye başladığı 2009’dan itiba- ce Hollandalı toplandı. Ayrı-sinden hareketle fahiş kira- “işgal ettikleri” evde 1 yıldan ren yasa karşıtları da protes- ca protestolar Hollanda’yla ları engelleme ve tarihi bina- uzun süredir yaşanmıyorsa tolara başladı. Örneğin Ekim da sınırlı kalmadı: İspanya, ların korunmasının teşvik et- cezalandırılmıyordu. Aslında 2009’da bini aşkın kişi Çek Cumhuriyeti, Avusturya, me düşüncelerinden destek teknik olarak aksi de yasaktı U t recht’te toplanarak pro- Estonya ve Almanya’daki alarak mümkün olmuştu. An- ama tahliye için evsahibinin testo yaptı. Verilen tepkinin Hollanda elçiliklerinin önün-cak günümüzün yasak yanlı- mülkle ilgili kesin, somut temel sebebi, yasanın geç- de de protestolar yapıldı. ları artık bu tip “idealist” ba- planları olması şartı aranı- mesi durumunda pek çok in-kış açısına gerek kalmadığı- yordu. Dolayısıyla fiili bir to- sanın evsiz kalacak olmasıy-

Nedir bu izinsiz yerleşim?

Özellikle öğrencilerin tercih masına en başından beri kar- özel hayata, aile yaşantısına oldu. Hüküm, "doğal olarak" ettiği “sahipsiz evleri işgal ş ı o l duklarını ortaya koymuş- ve bir eve sahip olma hakkı hükümetin tepkisine yol açtı ederek ikamet etme yönte- lardı. Ancak Amsterdam po- olduğu şeklindeki hükmü- ve Adalet Bakanı Teeven ka-mi” açık müeyyidelerle do- lisi tahliye çalışmalarını baş- nün kişilerin evini mahkeme rara hiçbir şekilde katılmadı-natılmış yasa-dışı bir eylem lat bile. Şu anda Amster- kararı olmadan kaybede- ğını açıkladı. haline getirilince öğrencile- dam’da yaklaşık 200-300 sa- memesini de garanti altına Bu yargı müdahalesi yasa rin ekonomik olarak karşıla- hipsiz mülke izinsiz yerleşmiş aldığı görüşünde. Mahke- karşıtlarının yüzünü güldür-yabilecekleri ev sayısı da ha- bin 500 kadar kişi olduğu meye göre bunun tek istisna- se de hükümet kararını uy-liyle yetersiz kalmaya başla- tahmin ediliyor; bu rakam ya- sı ulusal güvenlik ve toplum- gulamasına imkân tanıyacak dı. Aslında yasağın nasıl uy- saklamanın akla dâhi gel- sal güvenlik meseleleri ya da bir çözüm bulma çabası için-gulanacağı belediyelerin, mediği 1970’lerde 20 bin ci- ülkenin ekonomik refahı o- de. Ancak, her ne kadar emniyet müdürlerinin ve sav- varındaydı! labilir. Mahkeme, yasanın bu 1980’lerin felsefesi yasayla cıların eline kalmış durum- Ancak, tam tahliyeler başla- gerekçeleri karşılamadığına ortadan kalksa da yasanın da. Savcılar yasaya rağmen mışken şaşırtıcı bir mahkeme ve Adalet Bakanlığı’nın ko- uygulanıp uygulanmaması-izinsiz mülklerde yaşayan ki- kararı süreci askıya aldı. Söz nuyla ilgili bir politikasının nın her halükarda yerel oto-şilere karşı tavırlarını değiş- konusu yeni yasanın Avrupa da hâlâ olmadığına dikkat çe- ritelerin elinde olduğu göz tirmeyeceklerini açıklamış İnsan Hakları Sözleşmesi’ne kiyor. Dolayısıyla, yapılacak önüne alınırsa, düzenleme-du rum da. Ams ter dam, aykırı olduğunu ileri süren her tahliyenin insan hakları- nin uygulamada pek bir de-Utrecht, Rotterdam ve Lahey Lahey’deki temyiz mahke- na aykırı olacağı mahkeme ğişiklik yaratması da beklen-belediyeleri de yasanın çık- mesi, Sözleşme’nin herkesin tarafından karara bağlanmış miyor diyebiliriz.

Yasa sonrası

Aydan DOĞAN

İlk olarak koalisyon ortağı Hı- partisi VVD sayesinde tartışı- tılmasını da talep ediyordu. Ancak 1 Ekim’de yürürlüğe ristiyan Demokrat Parti lır oldu. Diğer sol partilerin Ve PVV’nin desteği alınabil- giren yeni yasayla yasakla-(CDA) ve muhalefetteki Hı- de itirazı nedeniyle süreci ya- sin diye öngörülen ceza su- nan “terk edilmiş evlerde ristiyan Birlik tarafından sal çerçeveye kavuşturmak r e si 4 aydan 1 yıla uzatılmış- izinsiz oturma”, tam uygu-2009’da gündeme getirilen için gerekli çoğunluk İslam tı. Sonuçta parlamentonun l an maya başlamışken La-İzinsiz Yerleşim Kanunu, ko- karşıtı parti olarak bilinen onayını alan tasarı, senato- hey’de alınan mahkeme ka-alisyonun diğer ortağı İşçi PVV’nin desteğiyle sağlandı. dan da geçince ülkede rarıyla işler “karıştı.” Ve pek Partisi’nin (PvDA) destek ol- Yasaya karşı çıkması “zaten” “izinsiz yerleşim” yasaklandı. çok insanın evsiz kalması bir maması nedeniyle daha son- beklenmeyen Geert Wil- Yasada 1 yıl öngörülen ceza, süre daha ertelenmiş oldu. ra Haziran 2010’da yapılan ders’in partisi, mülklerde e ğe r t ah liy eler sırasında şid-seçimlerden birinci çıkacak izinsiz yaşayanlara karşı ön- dete başvuranlar olursa 2 yıl olan- dönemin muhalefet görülen hapis cezasının uza- 8 aya kadar da uzatılabiliyor.

KASIM 2010

Aydan DOĞAN

7ATAUMe-bülten

Baban ve ya ya kın bir ra da profesör kadrosuna f ın da n tespit edilmiş durum- lerdir tuz basıp duruyorlar. akraban üniversitede öğre- atanmış. Dahası, kızın kocası da. Bakan yardımcısına gö- İşin kötü tarafı, adam kayır-tim üyesi ise o zaman gele- da aynı eşi gibi yardımcı re, “üniversitelerde olan bu ma, siyaset başta olmak üze-ceğin yüzde yüz garanti doçentlik kadrosu almış. Da- tarz olaylar topluma iyi bir ör- re toplumun her katmanına altındadır! Bu bir reklam slo- hası, yardımcı doçentlik alan nek teşkil etmiyor ve kamuo- yayılmaya başladı. Ve artık ganı mı? Maalesef değil. Bu, kocanın erkek kardeşi de y un u n tepkisini çekiyor.” Bu bu durum yaradan çok A tina Üniversitesi’ndeki o dönemde bölüme kadrolu nedenle, “dosya savcılığa kangren haline gelmiş du-İlahiyat Fakültesi’ne bağlı o la ra k girmiş. Dahası, bö- sevk edilecek ve üniversite- rumda. olan Sosyal Teoloji Bölümü’ lüm başkanının diğer kızı da lerin hukuki statüsü de göz- Da ha ön ce ki A TA UM nün şimdiki durumunu yan- daha önce yardımcı doçent d en geçirilecek”. E-Bülten yazılarında da be-sıtmakta. olan kız kardeşinin danış- Olayların başkahramanı lirtildiği gibi, Yunanistan’da-Ama isterseniz şöyle sırayla manlığıyla doktora unvanı Panagiotis Hristinakis, iddia- ki bu ekonomik kriz aslında başlayalım anlatmaya. Yu- kazanmış. Tabii bu arada ai- ları yalanlamıyor ama kendi- altın bir fırsat olabilir. Kriz, nanistan Milli Eğitim Bakanı lenin en küçük ferdi de bu ni savunmadan da edemi- tartışma götürmez derin Müsteşarı Ioannis Panare- silsileye katılmadan ede- yor: "Ben bölüm başkanıyım olumsuzluklarına rağmen en tos’un Atina Üniversitesi’ne memiş ve bu bölüm başkanı- diye neden çocuğum aynı azından nepotizmin azalma-gönderdiği mektuba göre, nın küçük oğlu da İlahiyat branşta doktora yapamıyor, sına neden olabilir. Tabii, so-“nepotizm” gerekçesiyle sos- Fakültesi’nden mezun ol- anlayamıyorum? Ayrıca bu- runun yok olacağını söyle-yal teoloji bölümünün kapa- maksızın ve mastır bile al- nu yasaklayan bir yasaya da mek oldukça güç ve gerçek tılacağı açıklandı. Gerekçey- madan bölümde doktora rastlamadım. Bütün atama- dışı. Çünkü mutlaka ve mut-se, bu bölümün "aile şirke- programına başlamış. lar da yasalara uygun bir şe- laka bu fenomen varlığını ti"ne dönüştürüldüğü düşün- Bölümümün kapatılmasına kilde yapılmıştır.” göstermeye devam edecek. cesi. Karar gerekçesi aslında yönelik karar veren Bakanlı- Nepotizm nepotizm nepo- Ama ümit edelim ki, Yunan oldukça eskilere, ta 2004’e ğın dayandığı hukuki gerek- tizm! Türkçe söyleyecek olur- üniversitelerinin imajını ze-dek uzanıyor. Bölüm başkanı çelerse kısaca şöyle: Yakın sak, “adam kayırma”. Yunan deleyen bu olay sonuncu ol-o lan Panagiotis Hristi- akrabalara doktora unvanı toplumunun kanayan yara- sun. Her ortamın küf kokusu nakis’in kızı, babasının vermek bilim etik kurallarına sı… kanıksansa da en azından danışmanlığıyla 2004’te ters düşmekte ve öğretim B u ya ra 1974’ten beri akademik ortamlar en azın-doktorasını tamamlayıp kısa üyesi alınması için öngörü- kanıyor ve siyasetçiler bunu dan bu anlamda “steril” kal-sürede yardımcı doçent len yasal prosedürün uygu- durdurmak yerine işlerine sın ve saygınlığı korumaya kadrosunu almış. 3 sene son- lanmadığı da Bakanlık tara- yaradığı için bu yaraya sene- devam etsin.

Yunan Üniversiteleri Genetik Mirası TartışıyorChristos TEAZIS

Christos TEAZIS

8 ATAUMe-bülten

Genetik Mirası TartışıyorYunan Üniversiteleri

KASIM 2010

9Üniversiteler Arafta, Öğrenciler SokaktaBetül YILDIZHAN

Üniversiteler Arafta,Öğrenciler Sokakta

Betül YILDIZHAN

ATAUMe-bülten

İtalya’da pek çok eylemiyle kanı Maria Stella Gelmini ta- büyük tepkisine yol açtı. He- şitli yerlerinde oldukça dik-tepki toplayan Hükümet, bu rafından hazırlanan eğitim nüz oylanmamış reform pa- kat çeken eylemler yapıyor.sefer de üniversitelerin tep- reformu, hem öğrencilerin keti için binlerce öğrenci ve kisini üzerine çekti. Eğitim Ba- hem de öğretim üyelerinin öğretim üyesi İtalya’nın çe-

Gelmini tasarısıİtalya’yı ayağa kaldıran olay- konular ise, ilk iki düzenle- araştırmacının iş sözleşme- konulan tasarruf tedbirleri, lı reform paketi, üniversitele- me. Reform çerçevesinde, le ri ni yenilemeyerek tasarruf binlerce öğrenci tarafından re ayrılan mali kaynağın e ği tim d e 9 milyar Euro tuta- yapmayı amaçladıklarını sa- protesto ediliyor. İrlanda, Yu-azalması, üniversite perso- rında bir kesintiye gidilmesi vunuyor. Böylece, 13 bin kişi- nanistan, İspanya ve Portekiz nellerinin kadro kazanması, öngörülüyor ve bunun yanı sı- nin işten çıkarılması gün- besbelli ki iflas bayrağını çek-üniversitelerin en küçükler ra özelleştirmelere de kapı demde. mek üzere olan ülkeler. Eko-dahil tüm eğitim kurumlarıy- aralanıyor. Bu reform paketi ve kesintiler nomik krizdeki İtalyan Hükü-la birleşmesi, iç uzman idari Reforma yapılan ikinci eleşti- aslında İtalya’ya özgü değil. meti de son birkaç yılda pek kurullarının akademi dünya- riyse, sözleşmeli personelin AB’ye üye pek çok ülke eko- çok kesintiye gitti. Üniversi-sına girişi ve rektörlerin gö- kadroya geçirilmesiyle ilgili nomik kriz nedeniyle çeşitli teler de bu kesintilerden na-rev süresinin azalması gibi talepleri karşılamıyor olma- kesintilere gidiyor. İngilte- sibini alan kurumlardan biri.düzenlemeler içeriyor. Tasa- sı. Hükümet, belirli süreli re’de de bütçe açığının ka-rısının en çok eleştiri aldığı kontratları olan on binlerce patılması için uygulamaya

Dikkat bu Anıt’ta eylem var!Öğrenciler ve öğretim üyele- anıtları arasında yer alan ri hükümetin bu girişimine Pisa’daki Pisa Kulesi’ni ve sessiz kalmadı. Yasa tasarısı- Roma’daki Colosseum’u pro-nın görüşüldüğü sırada Ro- testo alanı olarak seçmesi ol-ma’da parlamento binasını du. Colosseum’da protesto kuşatan protestocu binlerce gösterisi yapmak isteyen öğ-öğrenci, senatoyu işgal etme renciler turnikelerden atladı, girişiminde bulundu. Polis bir kısmı üzerinde "Kesintiye göstericilere sert bir şekilde ve Kâra Hayır" yazılı pankart-müdahale ederken yirmiye larını asmak için tarihi yakın öğrenci yaralandı. kalıntının cephesine tırman-Çıkan arbedede Temsilciler dı. Pisa’daysa yaklaşık 2 bin Meclisi Başkanı Gianfranco öğrenci turistlerin geçişini en-Fini ve Senato Güvenlik Mü- gellemek için kulenin etrafı-dürü Francesco Capelli de ya- na bir insan zinciri oluşturdu ralandı. Fini, olayla ilgili ola- ve kulenin tepesinden afiş rak, Senato Başkanı Renato sarkıtmak için kuleye çıkıldı. Schifani'ye bir mektup gön- Bu esnada turistler dışarı çı-derdi: "Senato önündeki gös- karıldı ve kule ziyarete kapa-teri esnasında yaşanan tıldı. Afiş asıp protesto göste-olayları büyük bir kaygıyla risi yapan öğrenciler her iki öğrenmiş bulunmaktayım. şehirde de tarihi anıtlardan Ülkemizdeki demokrasinin ayrılıp şehrin içerlerini ilerle-kalbi olan parlamentoyu he- di. Gösterilerin şehir merke-def alan bu şiddet eylemini zine taşması üzerine trafikte kararlı biçimde kınıyorum.” de aksamalar yaşandı.Öte yandan, öğrenci ve öğ- Protestocu öğrenciler adına form tasarısının eğitim siste- larını, ayrıcalıklarını ve de retim üyelerinin eylemleri Se- yapılan yazılı açıklamada, mini zayıflatacağını savunu- statükoyu desteklemiş olu-nato baskınıyla sınırlı kalma- “hükümetin yasa tasarısı, y or ve protestolarına sonuna yorlar" diyor ve Bersani’yi öğ-dı. Tüm şehirlerde üniversi- üniversiteyi de araştırmacı- kadar devam etmekte kararlı rencileri istismar etmekle suç-telerin işgal edilmesiyle baş- lığı da mahvetmeyi amaçla- olduklarını söylüyor. luyor. la yan, Ro ma, Padova, makta. Biz, öğrencileri de ül- Prostestocular, Demokrat Par- Hükümet, Temsilciler Mecli-Bolonya, Milano gibi kentler- keyi de düşünmeden hazır- ti lideri Pier Luigi Bersani’yle si’nde yasa üzerinde yapılan de üniversitelilerle polisi kar- lanan bu tasarıya karşıyız. Mi- aynı partinin Puglia bölgesi oylamada beklediği desteği şı karşıya getiren birçok ça- lano, Floransa, Roma, Na- yöneticisi Niki Vendola ve bulamadı. Fakat yasanın ka-tışmanın yaşandığı protesto- poli ve Catania da dâhil ol- “Değerler İtalyası”nın lideri deri ya da öğrencilerin lar ülke çapında devam etti. mak üzere Torino'dan Paler- Antonio Di Pietro tarafından protestolarındaki başarısı 30 Milano’da bulunan Politec- mo'ya varana dek üniversite- destekleniyor. Tasarının mi- Kasım’da yapılacak nihai oy-nico Üniversitesi’nde öğren- leri işgal eden arkadaşla- marı Bakan Gelmini’yse, lamada belli olacak. Yasa ta-ciler ve öğretim üyeleri oku- rımız, okul ve fakültelerde yö- Bersani'nin Roma La Sapi- sarısının kabul edilmemesi lun çatısına çıkarak eylem ya- netime el koymuş durumda. enza Üniversitesi'ndeki pro- durumunda, hükümetin parken, Torino’da öğrenciler Gelmini tasarısı, üniversite- testocuları ziyaret etmesini m a ddi kesintiyi hangi alan-seslerini tren istasyonunu iş- nin başına dikilmek istenen eleştirerek, "sol kesimler öğ- dan yapacağı konusuysa ayrı gal ederek duyurdu. bir mezar taşıdır. İstikbali- rencileri istismar ediyor. bir merak konusu. Zira son Bu eylemlerin en dikkat çeki- mizle oynanmasına izin Tasarıyı protesto edenler, k riz in “s osyal kesintileri” ka-ci olanıysa, binlerce öğrenci- vermeyeceğiz” ifadeleri bu- esas itibarıyla hâlihazırdaki çınılmaz kıldığına inanç nin İtalya’nın ünlü tarihi lunuyor. Protestocular, re- üniversite sisteminin baron- tam…

KASIM 2010

Gazeteciler Konuşuyor Sarkozy Dinliyor!Erencan TEZCAN

Erencan TEZCAN

Fransa, banliyö ayaklanma- kında yolsuzluk haberleri ya- min edilen detaylı bilgilerle tihbarat biriminin başı Ber-ları, peçe yasağı, L’Oreal- pan gazetecilerin fişlenmesi, gazetecilerinin irtibatlarına, nard Squarcini’ye göre, hükümet ilişkileri, “seyahat ilişkilerinin açığa çıkartılması yani bilgi kaynaklarına ulaş- amaçları gazetecileri fişle-insanları”yla Çingenelere ve özellikle bilgi kaynakları- mak hedefleniyor. Bu alt biri- mek değil “yüksek önemi ha-karşı yürütülen ayrımcı poli- nın öğrenilmesi için DCRI min üyelerinin emekli istih- iz konularda ulusal çıkarların tikalar ve emeklilik reformu- bünyesinde bir birim oluştur- baratçılar olduğu da iddialar temini için” gayret göster-nun ardından, yeni bir siyasi duğunu öne sürüyor. Bu biri- arasında. mek. Squarcini, Sarkozy’nin tartışmanın ortasında. Kasım min gazetecilerin bilgilerinin Hükümet cephesindeyse in- bu konuda herhangi bir ta-başında haftalık Le Canard arşivlenmesi için telekomü- kâr politikası izleniyor. Her lepte bulunmadığını da ekle-Enchaine dergisinde çıkan id- nikasyon şirketleriyle işbirliği ne kadar Sarkozy iddiaları meyi ihmal etmedi. İçişleri dialara bakılırsa, Sarkozy, içerisinde çalıştığını ifade “ sa çm al ık” olarak nitelendir- Bakanı Hortefeux ise, konuy-kendisi ve çevresi hakkında eden Angeli, özellikle Fran- se ve alt birimin varlığını ka- la ilgili yaptığı açıklamada, “hassas konular”da “rahat- sa’daki önemli yolsuzluk bul etmese de, kontra- ülkede KGB veya STASİ ben-sız edici” yazılar yazan gaze- skandallarının ortaya çıkarıl- istihbarat örgütü DCRI bu ko- zeri bir siyasi polisin bulun-tecilerin takip edilmesini ulu- ması amacını güden gazete- nuda doğrudan ve kesin bir madığını ve gazetecilerin fiş-sal istihbarat teşkilatı DCRI’ cilerin hükümetle istihbara- yalanlama yolunu seçmedi. lenmediğini söyleyerek hü-den şahsen talep etmiş. tın hedefinde olduğunu söy- “Bizim işimiz terörist eylem- kümeti savundu. Ona göre, İddiaların sahibi olan Clau- lüyor. Ona göre, telekomü- lerin önlenmesiyle ilgilidir, ülkede işler kapalı kapılar ar-de Angeli, Sarkozy’nin hak- nikasyon şirketlerinden te- gazetecilerle değil” diyen is- dında yürümüyor.

Peki, DCRI neyin nesi?Doğrudan İçişleri Bakanlı- riyeti olan bu kontra-istih- bakıldığında, polis istihbara- resel tehdit unsurları”nın ta-ğı’na rapor vermekle yü- barat örgütünün esas işlevi, tı ve genel istihbarat birimle- kibi amacını taşıyan “klasik” kümlü olan ve iki ayrı istih- terörist faaliyetlerle siber suç rinin birleşmesiyle oluşan bu bir örgüt. Ki nihayetinde res-barat biriminin birleşmesiyle ve tehdit unsuru oluşturan yeni teşkilat, 21. yüzyıl “yeni mi işlevleri arasında gazete-kurulan örgüt, 2008’de faa- grupların yahut toplumsal ko- casusluk” anlayışının birebir cilerin takibi de yok!liyete geçti. Sekiz ayrı müdü- nuların takibi. Genel olarak yansıması olan ve yeni “kü-

Konu meclisteGazetecilerin takip edilmesi manı geldiğini” ve “bağımsız nin patronu Bernard Squar- laşık iki buçuk saat boyunca iddiasının gündeme gelme- bir komisyonun konuyu c ini ve E m niy et Müdürü Fre- dinlendi.sinin ardından Sosyalist Parti araştırması gerektiğini” söy- deric Pechenard, senatör ve ve Yeşiller, konu hakkında ledi. Bu taleplerin de etkisiy- milletvekillerinden oluşan “açıklama yapılmasının za- le başlayan süreçte, DCRI’ bir komisyon tarafından yak-

Gazeteciler KonuşuyorSarkozy Dinliyor!

10 ATAUMe-bültenKASIM 2010

Fişlenen gazeteciler Takip edildiklerini ileri süren rafından görevlendirilmiş is- ların daha önemli boyutu- Öte yandan, Fransa’nın gazeteciler, fişlenme iddiala- tihbaratçılar tarafından fiş- nuysa, 2002’de Pakistan’ın önemli gazetelerinden Le rının ardından kamuoyuna l enmiş ve takip edilmiş. Karaçi kentinde yaşanan ve Monde da DCRI’yi gazeteci-açıklamalarda bulundu. Bun- Bettencourt davası, son ay- on bir Fransız vatandaşıyla lerin izlenmesi konusunda ların başında, Bakchich Info larda Fransa gündeminde bir Pakistanlının ölümüyle so- suçlamakta. Malum, Karaçi internet sitesinin yöneticiliği- büyük yer alan ve L’Oreal’in nuçlanan saldırı oluşturuyor. ve Bettencourt konuları dâhil ni yapan gazeteci Nicholas vergi kaçırması karşılığında Bu konuyu inceleyen Fransız diğer ciddi yolsuzluk haber-Beau geliyor. Yazara göre, Sarkozy’nin seçim kampan- yargıcına göre, saldırı El Kai- leri, Sarkozy’nin hâlihazırda Sarkozy ve ekibi son yıllarda yasına maddi yardımda bu- de tarafından değil, Chi- büyük düşüş gösteren popü-ortaya çıkan ve internet ha- lunması gibi ciddi iddiaları rac’ın cumhurbaşkanı olma- laritesinin daha da düşmesi-berciliği yapan Mediapart, bünyesinde bulunduran s ını n a rd ın dan Pakistan’la ku- ne neden olmuştu. Bu iki Bakchich Info gibi siteleri ya- önemli bir mesele. Karaçi tar- rulan karşılıklı rüşvet ağının olayın incelenmesinin yara-kından takip ediyor. Internet tışmasıysa yine bir seçim kesilmesine misilleme olarak tacağı muhtemel kamuoyu haberciliği yaparken fişle- kampanyasıyla ilgili. İddi- gerçekleştirilmiş ve saldırıda tepkisi iktidar cephesinde bü-melere maruz kalan bir diğer alara göre, Sarkozy’nin Ma- Pakistan ordusunun parmağı yük endişeye neden olmuş ol-site ise Mediapart ve iki mu- liye Bakanı olduğu 1995 yı- var. İki meselenin ne kadar malı ki, Sarkozy, Kasım son-habiri. Mediapart’a göre, Ka- lında, Pakistan’a satılan üç ciddi olduğu ortada ve bu ko- larında Karaçi meselesiyle il-raçi ve Bettencourt meselele- denizaltından alınan komis- nularda araştırma yapan ga- gili soru soran gazetecilere riyle alakalı haber yapan iki yonlar dönemin Başbakanı zetecilerin takip edildiği iddi- “sübyancı” yakıştırmasında çalışanı, bilgi kaynaklarının Balladour’un başkanlık kam- asıysa durumu Sarkozy için bulunmaktan kendisini ala-öğrenilmesi amacıyla ve doğ- panyasında Jacques Chi- daha da vahim hale getiri- madı.rudan üst düzey bir yetkili ta- rac’a karşı kullanılmış. İddia- yor.

Ya çalınan bilgisayarlar?Telekomünikasyon şirketleri- sı da bir başka soru işaretini Monde’da çalışan Gerard nin kaynaklarını öğrenmeye nin işbirliğiyle gerçekleştiril- zihinlere getiriyor. Zira bir in- Davet’in Bettencourt dava- çalıştığını fark ettiğini söylü-diği iddia edilen fişlemeler dı- ternet haber sitesi olan sıyla ilgili çalışmalarının yer yor.şında Fransa’da önemli me- Rue89’un 20 kadar bilgisa- aldığı bilgisayarı için de ge-seleleri araştıran gazetecile- yarı bu şekilde çalınmış du- çerli. Davet, araştırması sü-rin bilgisayarlarının çalınma- rumda. Aynı durum Le resince, Fransız gizli servisi-

İddiaların basın özgürlüğü tecilerin bilgi kaynaklarını azından birisinin (“Mavi”) ek- gürlük, nam-ı diğer Liberté, bağlamında değerlendiril- saklı tutma hakkının korun- sik ya da solmakta olduğunu banliyödekilerden ve Çinge-mesiyse, durumun vahame- muş olmasına rağmen orta- gösteriyor. Bir bakış açısına nelerle “seyahat insanla-tini ortaya koyuyor. Ocak ya atılan bu iddialar, Fran- göre Fransa’da zaten hep rı”ndan sonra şimdi de gaze-2010’da çıkan yasayla gaze- sa’nın ünlü üç renginden en hassas bir zeminde olan öz- tecilerle test ediliyor.

Basın özgürlüğü: Liberté?

Gazeteciler Konuşuyor Sarkozy Dinliyor!Erencan TEZCANKASIM 2010 11ATAUM

e-bülten

Elbette bir de bu projenin ma- Pavel Telicka, “düzenlemeler şim/ulaşım ağları kurulma- yor. Bu ilginin doğal sonucu liyeti söz konusu. Rail Balti- yapmaya ihtiyacımız var. Pro- sını anlayışına dayanmakta. (ve belki de nedeni) ise, Rail ca’nın hayata geçirilmesi ko- jeyi zamanında ve daha ucu- Nitekim çeşitli otoyolların, Baltica’nın daha sonraki nusunda iki alternatif yönte- za gerçekleştirmeyi sağlaya- demiryollarının, limanların, aşamalarda bir şekilde Al-min olduğu bilinmekte. Bi- cak fikirler sunmalıyız” de- havaalanlarının da yer aldığı manya’ya bağlanması ola-rinci seçenek, ülkeler arasın- mişti. 30 öncelikli koridor projesi cak.daki mevcut demiryollarının Rail Baltica projesi aynı za- mevcut. AB’nin bu paketin yapılacak yatırımlarla mo- manda AB’nin Trans-Avrupa finansmanı için ayırdığı büt-dernize edilerek geliştirilme- Ağları politikası kapsamı içe- çe de 250 milyar Euro civa-si. Bu tercihin maliyeti yakla- risinde de yer almakta. AB rında. Bu politikalar çerçeve-şık olarak 1.5 milyar Euro. Di- yetkilileri bu politika üzerin- sinde gerçekleştirilecek olan ğer seçenekse sıfırdan yeni de 1990’dan beri çalışmak- projelerle özellikle Doğu bir demiryolu ağı inşa etmeyi ta. Öyle ki, Avrupa Komisyo- Avrupa’nın Orta Avrupa’ya içermekte ve bu da yaklaşık nu, Trans-Avrupa Ağları poli- daha iyi bir şekilde eklem-olarak 2.4 milyar Euro gibi tikası içerisinde ele alınacak len me si nin sağlanması bir maliyet anlamına gel- projelerin teknik ve finansal amaçlanmakta. AB’ye üye ol-mekte. Uzmanlar tümüyle olarak desteklenmesi için m a larına rağmen tarihsel ne-maddi nedenlerle birinci se- Ocak 2006’da ayrı bir yürüt- denlerle hala Rusya nüfu-çeneğin olabilirliğinin daha me ajansı kurdu. AB’nin bu zunda olan ülkelerin bu du-fazla olduğu görüşünde. Ni- politikası, enerji ve ulaşım ağ- rumlarından sıyrılıp Birlik’le tekim geçtiğimiz yıl Litvan- larının geliştirilmesiyle 27 d ah a yoğun ilişkiler içerisine ya’nın başkenti Vilnius’da üyenin birbirine bağlanması girmesine yönelik adımlar gerçekleştirilen forumda v e h at ta Avrupa Komşuluk Po- atılmak isteniyor. Ve besbelli açıklamalarda bulunan pro- litikası çerçevesinde komşu ki özellikle Almanya bu hu-jenin Avrupa Koordinatörü ülkelerle daha sağlıklı ileti- susa çok büyük önem veri-

Avrupa Yapımı Bir Baltık Projesi: Rail BalticaAhmet ERDOĞAN

Estonya, Litvanya ve Leton- nülmekte. lerin anlaşmaya yeni yıla gi- ifade edilmekte. Ayrıca de-ya’nın 2010 sona ermeden A slında Rail Baltica’nın öykü- rilmeden imza atacaklarını miryolu ağının diğer ucu da ekonomi, yönetim ve ulusla- sü biraz daha eskilere da- iddia etmekte. Ancak imza- Litvanya (Kaunas) ve Letonya rarası ilişkiler alanlarında da- yanmakta. İlk somut girişim- ların atılmasından sonra an- (Riga) üzerinden devam edip ha yakın ilişkiler kurmayı s e, A B Komisyonu yetkilileri- laşmanın yürürlüğe girmesi Polonya (Varşova) toprakla-amaçlayan ve ‘Rail Baltica’ gi- nin 2007’de bir fizibilite ça- için bir de ülke parlamento- rına uzanmakta. Nitekim geç-bi bir projeyi de kapsayan üç- lışması gerçekleştirmesi ol- larının onayı gerekmekte. tiğimiz Mayıs ayında Polonya lü bir anlaşmaya imza ata- du. Konu daha sonra üç Bal- Ülkelerarası bir demiryolu sınırından Litvanya’ya (Ka-cakları Baltık basınında yer tık ülkesinin ulaştırma ba- projesi olan Rail Baltica, üç unas) doğru gidecek olan de-almakta. Yeni işbirliği yolları kanlarının 2009 sonunda Baltık ülkesini birbirine bağ- miryolunun yapımına baş-bir yanan özellikle de “Rail Litvanya’nın Palanga kentin- lamakla sınırlı değil. Bir AB ta- landı bile. Yani, Baltık ülkele-Baltica” gibi bir ülkelerarası de yaptıkları senelik toplan- sarısı olan bu proje, Finlan- rinin de anlaşmayı onayla-demiryolu projesini hayata tıda ele alındı. Litvanya Baş- diya ve Polonya’yı da kapsa- masıyla demiryolunun 2014 geçirme fikri Baltıklarda cid- bakanı Dalia Grybauskaite, makta. Letonya, Litvanya ve itibariyle Kaunas’a ulaşması di heyecan yaratmış durum- aynı yıl Vilnius’da gerçekleş- Estonya üzerine yaklaşık bin beklenmekte. Gerçi her ne da. Malum, AB’ye üyeliğinin tirilen forumda, “üç Baltık ül- kilometrelik demiryolunun kadar güzergâh böyle olsa ardından Avrupa’ya ekono- kesinin anlaşmaya vardığını kurulmasını içeren ilk aşama da, geçtiğimiz yıl Estonya’nın mik olarak da daha yoğun ve Rail Baltica’nın en az mali- tamamlandıktan sonra Es- bu rotaya tepkisi oldu. Eston-bir şekilde eklemlenme y et ile g e rçe kleştirileceğini” tonya’nın başkenti Tallinn ile yalı yetkililer gerçekleştiril-amacı, bölge ekonomisinin açıkladı. Daha sonra da Helsinki’yi bağlayacak olan mesi planlanan Rail Balti-ilk öncelikleri arasında. L eto n ya İle tiş im Bakanlığı Ba- bir tünelin yapılması da ca’nın St. Petersburg’a bağ-O yüzden Rail Baltica’nın ki- sın Servisi, anlaşmanın 2010 planlanmış durumda. Söz ko- lanmaması durumunda pro-şilerin ve malların serbest do- başında onaylanma ihtimali- nusu bu tünel yapılana ka- jenin çok da yararlı olma-laşımına katkı sağlama açı- nin olduğunu duyurdu. Şim- darsa iki kent arasındaki bağ- yacağı görüşünde.sından oynayacağı rolün böl- dilerdeyse konu tekrar gün- lantının ticari feribotlar ara-geyi canlandıracağı düşü- demde ve Baltık basını ülke- cılığıyla gerçekleştirileceği

AvrupaYapımı Bir Baltık Projesi:

Rail Baltica

Ahmet ERDOĞAN

Maliyet

KASIM 2010ATAUM

e-bülten12

13Stuttgart 21 ProjesiNazlı AKGÜN

Stuttgart 21 ProjesiNazlı AKGÜN

Stuttgart 21 projesi, şu sıra-lar en çok tepki alan kentsel dönüşüm projelerinden biri. Uzun yıllardır üzerinde tartı-şılan ve 2007’de kabul edi-len S21, korunması gereken tarihi eser statüsündeki Stuttgart Merkez Garı’nın kıs-men yıkılmasını ve demir yol-larının yeni baştan inşa edil-mesini kapsıyor. Garın mi-marı Paul Bonatz'ın torunu Peter Dübbers, gar binasının yıkılmasını engellemek için gereken yasal yollara baş-vurmuş olsa da, mahkeme Deutsche Bahn şirketinin ga-rın kanatlarını yıkmasına izin veren kararını açıkladı bile. Öte yandan, son kamuoyu araştırmalarına göre, kentli-lerin yaklaşık yüzde 65’i is-

karılacak olması belli ki halkı ların yarattığı etkiyi geri ka- relerini kısaltacağını belirtir-tasyonun kısmen yıkılıp yeni çok kızdırıyor. zanmak için en az 30 bin ye- ken, projeye karşı çıkanlar istasyonun yeraltına inşa

ni ağacın dikilmesi gereki- adına toplantıya katılan Tü-edilmesine ve Stuttgart- S21 projesiyle 100 dönüm-yor. Mitingde konuşan mi- bingen Belediye Başkanı Bo-Münih yönünde yepyeni bir lük alandaki ağaçların kesil-mar Roland Ostertag, Stutt- ris Palmer’e göreyse yük ta-tren hattı yapılmasına karşı. mesinin yanında Budapeş-gart tarihinin bu parkta baş- şımacılığı açısından bir geti-Nüfusu 480 bin olan kentte te’den sonra Avrupa’nın ladığını vurguluyor ve bunu risi olmayacak projenin istih-her hafta yaklaşık 60 bin kişi ikinci büyük kaplıca kenti umursamadan şehri yok et- damı artıracağı yönünde de de S21 projesine karşı pro- olan Stuttgart’taki yeraltı su-meye kalkan “tarihsiz politi- bir kanıt yok.testo yürüyüşleri düzenliyor. ları da zarar görme tehlike-kacılar”a kızıyor. Sonuç olarak eğitim ve sağlık Tüm bu demokratik muhale- siyle karşı karşıya. Ayrıca böl-

fete ve tepkilere rağmen yı- gede geçen yıl yapılan dene- Deutsche Bahn AG Şirketinin gibi bir çok alanda mali sı-kım işlemleri başladı ve polis me kazılarında sayısız bina Başkanı Rüdiger Grube, eski kıntı yaşanırken ihtiyaç ol-protestoculara oldukça sert kaymaya, binaların temel ve Eyalet Bakanı Erwin Teufel ve madığı düşünülen böylesine tepki veriyor. duvarları çatlamaya başla- Eyalet Çevre Bakanı Tanja bir projeye milyonlarca

mıştı. Projenin uygulanma- Gönner, S21 projesine des- Euro’nun harcanmasına S21 projesiyle tren garının sıyla Hohenheim Üniversi- tek almak için miting düzen- halk onay vermiyor. Üstelik yer altına çekilmesi, havaa-tesi’ndeki tarihi sarayın te- lerken S21 projesine hayır di- polis tarafından yapılan sert lanı ulaşımının yeraltı tünel-mellerinin sarsılması da söz yen 50 bin kişi de Stuttgart müdahaleler de Alman dev-lerinden sağlanması ve orta konusu. Bahnhof önünde toplanmış- letinin halkın isteklerine ku-Avrupa’nın Fransa’dan baş-

tı. Daha önceleri taraflarla lakları tıkadığını gösteriyor. layarak Slovakya üzerinden Projeye karşı aylardır ger-ayrı ayrı görüşen arabulucu Bu arada, Başbakan Angela Bal kan la ra bağ lanması çekleştirilen eylemlere çeşitli Demokrat Birlik Partisi eski Merkel “Stuttgart 21 projesi-planlanıyor. Ayrıca yapılacak yaşlarda ve farklı sosyal Genel Sekreteri Heiner, bu nin bölgenin ve 21. yüzyılın yeni binalarda alışveriş mer- gruplara mensup insanlar ka-sefer tarafları canlı yanında en görkemli ve gurur verici kezleri de açılacak ama halk tılıyor. Ayrıca çeşitli müzik tezlerini savunmaları için yu- projesi olduğu” görüşündey-hiç de umursamıyor bunu! grupları da protestolara kon-varlak masa toplantısında ken belediye meclisinde en Proje kapsamında 16 tünel, serleriyle destek veriyor. Pro-bir araya getirdi. Deutsche az 40 yıldır muhafazakâr 18 köprü, 37 üst geçit ve top- testolarda yaratıcı pankart-Bahn Yönetim Kurulu Üyesi CDU’ya ait olan çoğunluk bi-lamda 117 km yeni ray döşe- lar dışında Attac, Yeşiller, Lin-Volker Kefer, projeyle Stutt- leşimi de bu süreçte ilk kez necek. Böylece Stuttgart- ke ve MLPD bayrakları da gö-gart kentinin 100 hektar gibi değişti ve Yeşiller bu projeye Tübingen arası 61 dakika- rülüyor. Toplumsal bir hare-geniş bir yatırım alanına ka- muhalefetleriyle mecliste dan 41 dakikaya, Stuttgart- kete dönüşen protesto gös-vuşacağını, ana tren garının güç kazanmış oldu.Ulm arasıysa 54 dakikadan terilerinde halk polisin sert kapasitesinin genişleyeceği-28 dakikaya inecek. Yani müdahalesiyle karşı karşıya ni ve yeni hattın seyahat sü-tüm bu yıkımlar ve harcama- kalıyor. Polisin sıktığı tazyikli

larla yaşam tam yirmi dakika suyla gözleri kör olan yaşlı kolaylaşacak! adam bunun yalnızca bir ör-

neği.Uzun yıllar Devlet Demir-yolları’nda önemli görevler- Halkın bu sert müdahalelere de bulunmuş bir uzman, ba- karşın aylardır protestolara sına yaptığı açıklamada devam etmesine rağmen “Hızlı tren ICE 1995’te bu Schlossgarten’daki asırlık hattı 2 saatte alırdı, bugün 2 8 2 ağacın kesilmesine de ise 2 saat 20 dakikada alı- başlandı. Ciddi bir hava kirli-yor,” diyor. Nedeni ise tüm liği olan bu şehirde şu an ke-Almanya’da rayların ve tren- silmekte olan yaşlı ağaçlar lerin bakımına son on yılda aslında şehrin akciğerleri iş-yapılan yatırımın hemen he- levini görüyordu. 100 yıllık men sıfır olması. Durum böy- bir ağacın günde 10 bin litre leyken tarihi tren garının kıs- oksijen ürettiği ve sıcak gün-men yıkılması, asırlık ağaç- lerde havayı yaklaşık 3 dere-ların kesilmesi ve tüm bunla- ce soğuttuğu düşünüldüğün-rın 10 milyar Euro masraf çı- de 282 yaşlı ağaç yerine on-

ATAUMe-bülten KASIM 2010

'Ayaklı Çernobil' Castor En Tehlikeli Yükünü TaşıdıEsra DERE

Alman kamuoyunun uzun za- metinin kullanım dışı bırakıl- rına göre Angela Merkel’in de engellemiş oldu. mandır hararetle tartıştığı ması planlanan on yedi nük- başbakanlığındaki muhafa- Evet şimdi Almanya’nın adı nükleer atık konusu, çevreci- leer enerji santralinin kapa- zakâr-liberal koalisyon hü- bir kez daha nükleer enerjiy-lerin protestoları ve muhale- namayacağı yönündeki ka- kümeti bu adımla enerji şir- le yan yana anılıyor. Ama bu fetin eleştirileri sayesinde rarı ülkedeki nükleer karşıtı ketlerinin isteklerine boyun d e fa nükleer enerji santral-kayda değer bir zemine otur- muhalefeti iyiden iyiye güç- eğerken, yenilenebilir eneri leriyle değil, nükleer enerji du. Zira Ekim sonunda hükü- lendirmişti. Nükleer karşıtla- kaynaklarının geliştirilmesini atıklarıyla.

Castor, Fransa’nın Norman- tiyle oy oranını hızla artırdığı mızı kart” sloganlarının yük- ce sürekli dile getirilen bu diya bölgesi Valognes’ten düşünülen Yeşiller Partisi’yle seldiği protestolarda organi- bağlantı, Almanya Çevre Ba-yüklenerek Almanya’nın Gor- Sol Parti’nin milletvekilleri ey- zatörlerden Kertsin Rudek, kanı Norbert Röttgen tara-leben nükleer atık deposuna lem alanındaki yerlerini aldı. “hükümete olan inancımızı fından reddediliyor. Bakan doğru yol alan ve tehlikeli Öndeki üç vagonu Alman ve kaybettik. Siyaseti, şirketler r a dyoaktif atıkların depolan-nükleer atıklar taşıyan trenin Fransız çevik kuvvet ekipleri- için değil de yurttaşlar için ması konusuyla nükleer adı. Taşınan bu “tehlike”nin ne ayrılan Castor’un Hessen’ yaptıklarını ispatlayana ka- santrallerin işletim süreleri-miktarı, Çernobil felaketinde da iki saat durdurulması ba- dar güvenimizi kazanamaz- nin uzatılması kararı arasın-açığa çıkan nükleerin iki katı, şarılmıştı ve nükleer atık tre- lar” diyerek Ekim sonunda da bir bağlantı olmadığı gö-yani 123 ton. Fransa’da iş- ni, yüzlerce eylemcinin ken- Federal Meclis tarafından r üş ün de. Röttgen, bu görü-lenip yola çıkan bu tehlike, dilerini tren raylarına zincir- onaylanan Merkel hükümeti şünü şu ifadelerle savunu-Almanya’da onbinlerce kişi- lemesi üzerine nükleer atık- kararını hatırlattı. Greenpe- yor: “Radyoaktif atıkları de-nin protestosuyla karşılandı. ların kamyonlara aktarılaca- ace Uluslararası Direktörü polama meselesiyle nükleer Dannenberg şehrinde, yara- ğı Dannenberg’e 68 saat ge- Kumi Naidoo da, Merkel’e santrallerin işletim süreleri-tacakları tehlike sebebiyle cikmeyle ulaştı. Bu kez ey- “kendinizi dev şirketlerin ta- nin uzatılması konusu birbi-trenden indirilecek atıkları lemlere karayolları sahne ol- hakkümünden kurtarın” çağ- rinden bağımsız. 40 yıldan bölgelerinde istemeyen 3 du. Sonuç ise tüm eylem ve rısı yaptı ve nükleer enerji f a zl a bir süredir nükleer bin protestocu vardı. Yakla- mücadelelere rağmen de- üreten şirketlerle işbirliği yap- enerji kullanıyoruz. Bu sant-şık 2 bin kişi rayların etrafın- ğişmedi. Bu “ayaklı Çerno- mak yerine hükümetin yeni- rallerden elektrik elde edili-da toplanarak trenin geçişini bil” 92 saatte planlandığı ye- lenebilir enerjiye ağırlık ver- yor, bu işlemin sonucunda engellemeye çalışıyor, yüz- re, yoksul Dannenberg’e m e si g e rektiğini söyledi. Nük- da nükleer atık meydana ge-lerce çiftçi de 600 traktörle ulaştı. leer enerji santralleri ve nük- liyor. Bu konuda geçmişten eyleme destek veriyordu. “Gorleben’den geçemezsi- leer atık treni konuları ara- gelen bir yükümlülüğümüz Nükleer enerjiye muhalefe- niz” ve “Atom enerjisine kır- sında var olduğu çevreciler- var.” Oysa Röttgen, iki ay ön-

Çernobil’in iki katı büyüklüğünde!

‘Ayaklı Çernobil’ Castor 14 ATAUM

e-bülten

En Tehlikeli Yükünü Taşıdı

KASIM 2010

Esra DERE

Nükleer atık treninden şikâ- gili olarak tüm ülkenin işini yet eden yalnızca çevreciler kendi başına üstlenmiş olu-değil. Farklı bir sebeple de ol- yor. Bu ülkenin tamamını il-sa Gorleben nükleer atık de- gilendiren bir görevdir. Cas-posunun bulunduğu Aşağı tor seferinin sonunda polis Saksonya Eyaleti’nin Başba- kullanımı ve artırılan güven-kanı David McAllister, seferin lik önlemlerinden kaynakla-güvenliğini sağlamak için or- nan ek 20-25 milyon Euro taya çıkan ilave maliyetten şi- harcamanın Aşağı Saksonya kâyetçi. Bu maliyetin nükleer Eyaleti’ne kalması hiç adil atıkların nakliyesinden ziya- değil” diyerek hem protesto-de protesto gösterilerinden culara hem Merkel hüküme-kaynaklandığını dile getiren tine sitem ediyor.Başbakan, “Aşağı Saksonya Eyaleti Castor seferleriyle il-

Maliyet?

Neden Dannenberg?Dannenberg eski Doğu Al- atıklara hayır diyemeyecek nasıl olsa bir şey demez, za- yor. Yani Dannenberg’in nük-manya ile Batı’nın sınır böl- kadar fakir olduğu düşünü- ten paraya muhtaç insanlar. leer çöplük olarak seçilmesi gesinde, Elbe nehrinin kıyı- lüyor(du). Ne var ki, Dan- Dolayısıyla buraya nükleer tesadüfî veya bilinçsiz bir ter-sında bir şehir. Birleşmeden nenberg halkı yoksulluğun atıkları bırakırsak herhangi cih değil. Bu tercihin arkasın-sonra yatırım yapılmadığın- hayır demeye engel olma- bir şekilde sorun yaşamayız’ daki -varsa- bilimsel kriter-dan sanayisi neredeyse hiç dığını gösterdi. Eylemlerde diye düşünüldü ama burada lerse henüz aydınlığa kavuş-yok. İlkel teknolojiyle sadece yer alan Yeşiller Partisi Eş şu anda tam tersini görüyo- muş değil.tuz çıkartılıyor. Dolayısıyla bu- Başkanı Cem Özdemir de bu ruz, onbinlerce insan sokak-rada yaşayanların nükleer g ö rüşte: “Buradaki insanlar lara dökülmüş vaziyette” di-

15ATAUMe-bülten

Hükümet nükleer enerjiden vazgeçmezse?Hükümet, nükleer santralle- isim bulunabilmiş değil. Hü- nucunu doğuracağa benzi- Partisi’nden başkası değil. rin faaliyet sürelerinin uzatıl- kümetin nükleer enerjiye yor. Yapılan yorumlar hükü- Ne var ki, Hükümet nükleer masını “Almanya’yı ileriye gö- Almanya’nın kapılarını ardı- metin kendi sonunu kendi el- enerjiden vazgeçmedikçe türecek yol” olarak tanıttı. na kadar açma yolundaki l er iy le hazırladığı yönünde. çevreciler çevreyi, hükümet-Fransa’da işlenmiş nükleer a dımlarını çevrecilerin üzeri- Çevrecilerle hükümet ara- se oylarını yitirecek.atıkların Dannenberg’te de- ne basarak atması, en büyük sındaki bu mücadeleden kar-polanmasınaysa henüz bir k a yg ısı olan oy kaybetme so- lı çıkacak olansa Yeşiller

cesine kadar nükleer sant- şesi nedeniyle son bulmuştu. vurguluyor. Castor seferine rilemeyeceğini söylemekten rallerin faaliyet sürelerinin Röttgen bu endişeye bir kez yönelik protestolara bir de- de geri durmuyor. Nitekim uzatılmaması için çaba sarf daha yol açmamak için olsa receye kadar hak verdiğini protestocular ve polis arasın-etmiş, ancak koalisyonda çat- gerek nükleer atık treni ve de belirten Bakan, protesto- da uzun süren çatışmalar gö-lağa sebep olan bu çabası santraller arasında hiçbir lara gölge düşüren şiddet ey- zaltılarla sonuçlandı.partinin oy kaybetmesi endi- bağlantı olmadığını ısrarla lemlerine müsamaha göste-

KASIM 2010'Ayaklı Çernobil' Castor En Tehlikeli Yükünü Taşıdı

Esra DERE

Esra AKGEMCİ

Güney Kore’nin başkenti na erdi. Dünyanın en büyük dev ekonomi Çin ve ABD’nin da bırakıyor. G-20 Zirvesin-Seul’da 11–12 Kasım 2010 yirmi ekonomisini beşinci para birimlerinin değerini dü- den IMF yönetim kurulunda-tarihlerinde gerçekleşen son kez bir araya getiren zirveye şük tutmak için uyguladıkları ki iki koltuğunu kaybederek G-20 Zirvesi, daha öncekiler damgasını vuran konuysa, stratejiler, ortak para birim- çıkan Avrupa ülkeleri, dolar gibi tartışmalarla başladı ve kuşkusuz muhtemel “kur leri Euro’yu bu kadar kolay ve yuan arasındaki rekabet-küçük çaplı uzlaşmalara eş- savaşları” oldu. Rekabet güç- manipüle edemeyen Euro ten de yara almaya devam lik eden büyük vaatlerle so- lerini korumaya çalışan iki Bölgesi ülkelerini zor durum- ediyor.

Zirve öncesindeki en önemli Juncker’a göre, ABD böle ya- çizgiden çok uzakta görünü- G-20 liderlerine bir mektup ve en ilginç tartışma, şüphe- parak, Çin’in eleştirdiği poli- yorlar” diye konuşmuştu. gönderen Obama, dünya siz ABD’nin hem eleştiren tikalarını farklı yollarla ken- Juncker, ayrıca bu kararın ge- ekonomisindeki dengelerin hem de eleştirilen taraf oldu- disi de uyguluyor. Zira FED’in lişmekte olan ülkelere ser- yeniden düzenlenmesi ge-ğu para birimleri arasındaki QE2 (renewed quantitative maye akışını artırmaktan ve rektiğini, “1930’dan bu yana çatışmayla ilgiliydi. ABD, easing) adıyla anılan bu ka- bu ülkeleri daha fazla borca güçlü reformlarıyla finansal Çin’i para biriminin değerini rarı, mal ve hizmetlerin fiyat- sokmaktan başka bir işe ya- sistemi onaran” ABD’nin olması gereken düzeyden larını yükselterek yatırımcı- ramayacağını da söylemişti. G-20 partnerleriyle birlikte kasten düşük tutarak küresel ları ABD dışında varlık alımı- Alman Maliye Bakanı Wolf- bu sorumluluğu da üstlene-piyasada haksız rekabete ne- na yöneltecek, dolar satışını gang Schäuble da, piyasaya ceğini açıkladı. Açık olan, bu-den olmakla suçluyordu. artıracak ve dolayısıyla dola- dolar saçmanın hiçbir soru- gün yaşanan küresel ekono-ABD’ye yöneltilen en büyük rın değerini de düşürmüş n u çö zm eyeceği, FED’in QE2 mik krizin kaynağında ABD eleştiriyse, Amerikan Merkez olacak. kararının tek kelimeyle olduğuna göre, sağlıklı bir Bankası FED’in 2011’de 600 Juncker, zirve öncesinde “ anlamsız” olduğu görüşün- ABD ekonomisinin dünya milyar dolarlık devlet tahvili “G-20 masasına oturacak de. ekonomisinin lehine olduğu. satın almak için para arzını Avru-palıların Amerikalı mes- FED politikalarını savunan G -20 ülkelerinin FED’i eleş-artırma planlarıydı. lektaşlarının son para politi- Obama ise, “ABD ekonomisi tirmelerinin sebebiyse, para Lüksemburg Başbakanı ve kalarını sorgulamaları ge- için iyi olanın bütün dünya e- politikasını belirlerken bu po-Euro Bölgesi maliye bakan- rek, çünkü daha önceki k on om is i için iyi olacağı” dü- litikaların küresel sonuçlarını larının başkanı Jean-Claude G-20 zirvelerinde uzlaşılan şüncesinde. Zirve öncesinde göz ardı etmesi.

G-20 Zirvesi öncesi tartışmalar

Dolar ve Yuan Savaşında Bir Yaralı: EuroEsra AKGEMCİ

Dolar ve Yuan SavaşındaBir Yaralı: Euro

Avrupa IMF’deki hakkından ödün veriyorZirve öncesi Güney Kore’nin ları, para birimleri ve ulusla- görüştü. Özellikle Çin’in Al- munda küresel ekonomide Gyeong ju şeh rinde 23 rarası ticaretteki dengesizlik- manya, Fransa ve İngiltere gi- daha çok sorumluluk alacağı Ekim’de bir araya gelen le ri n y an ı sıra Uluslararası Pa- bi IMF’nin güçlü üyelerinden ve para birimini kasıtlı olarak G-20 ülkeleri maliye bakan- ra Fonu (IMF) reformlarını da biri haline gelmesi duru- düşük tutma politikasından

16 ATAUMe-bültenKASIM 2010

vazgeçeceği yaygın fikirler s ı k onusunda uzlaşmaya va- mektupta, bu karara uyarak rını kaybetmemek için sonu-arasındaydı. Sonunda, Avru- rıldı. AB Komisyonu Başkanı IMF reformlarını uygulaya- na kadar direnen Avrupa ül-pa ülkelerinin Fonun yöne- José Manuel Barroso ve AB caklarını ve Avrupa’nın vere- keleri için bu bir özveriden tim kurulundaki sekiz koltu- Konseyi Başkanı Herman ceği bu özverinin bir dönüm çok mecburiyetmiş gibi gö-ğunun ikisinden vazgeçerek Van Rompuy, G-20 liderleri- noktası olacağını açıkladı. rünüyor. yerini gelişen ülkelere açma- ne sundukları 5 Kasım tarihli Ne var ki, IMF’deki ağırlıkla-

Ekonomik krizin dünya ge- önem taşıyor. Dünya ekono- sunmayı değil, bunun yanı sı- G-20’nin başarılarını göre-nelinde panik yaratmaya baş- misinin yüzde 80’inden faz- ra uzun dönemli küresel b ilm e k i çin belki de biraz da-la dı ğı Ka sım 2008’de lasını temsil eden G-20 ülke- ekonomik koordinasyonu ha beklemek gerekiyor.Washington’da toplanan ilk leri, sadece krizi aşmak için sağlayacak adımlar atmayı G-20 zirvesi gibi sonuncusu kısa dönemli çözüm önerileri da hedefliyor. Bu yüzden da kritik bir zamanda ger-çekleşti. İlk zirvede birçok st-rateji uygulamaya konmuş, G-20 dünya ekonomisi için büyük bir umut olarak ortaya çıkmış, hatta Sarkozy’nin de-yişiyle “yeni bir Bretton Woods” doğmuştu. Bugün gelinen noktada, G-20 zir-velerinin henüz dünya eko-nomisinin ihtiyaçlarını karşı-layabilecek mekanizmaları hayata geçiremediği ve kü-resel düzeyde çözüm ürete-mediği ortada. Yine de bu zir-veler, küresel ekonomi politi-kalarında değişen dengeleri ve dünya ekonomisindeki güncel tartışmaları gözler önüne sermeleri açısından

17

“Sesler yükselmeye başladı, kasından kaçınacakları ko- fakat Obama’nın ülkelerin ti- G-20’nin 2010 Güney Kore tartışmalar o kadar alevlen- nusunda anlaştıklarını “Seul caret açıkları ve fazlalarının zirvesi, gelişmekte olan ülke-mişti ki, nefes almak için ka- Eylem Planı”yla açıkladılar. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın lerin sorunlarına dikkat çek-pı la rı aç mak zo run da Fakat bu karara ve üzerlerin- yüzde 4’üyle sınırlandırılma- mek a ma cıy la ilk kez kaldık.” G-20 Başkanlar Ko- deki yoğun baskıya rağmen sı önerisi reddedildi. Ekono- Asya’da, G-7 üyesi olmayan mitesinde Güney Kore adına ABD ve Çin, mevcut para mileri daha çok ihracata da- bir ülkede yapıldı. Seul’da sı-konuşan Kim Yoon-Kyung, politikalarını sürdürmeye de- yanan Çin ve Almanya gibi ül- kı güvenlik önlemleri alındı. Seul’daki “hararetli” zirvede vam ediyor. keler bu öneriye beklenildiği Fakat diğer G-20 Zirvelerin-yaşanan gerilimli anları bu Zirvede ayrıca küresel dü- gibi karşı çıktı. G-20 liderleri de görmeye alıştığımız bü-sözlerle aktarıyor. G-20 li- zeyde ülkelerin ticaret açık- de önümüzdeki yıl küresel yük çaplı eylemler olmadı. derleri, bu atmosferde iki larında görülen dengesizlik- çapta bir ticaret anlaşmasına Protestolar bu defa küçük gün süren zirve sonunda re- lerle mücadele için bazı ilke- varmaya söz vererek zirve- grupların gösterileriyle sınırlı kabetçi devalüasyon politi- ler de belirlenmeye çalışıldı, den ayrıldı. kaldı.

Zirveden notlar

Zirvenin ardından…

ATAUMe-bülten KASIM 2010

Dolar ve Yuan Savaşında Bir Yaralı: EuroEsra AKGEMCİ

Prensin Yadım Kuruluşu(da) Yolsuzluğa BattıEmrecan ERDOĞAN

Prens Charles’in Ulusal Sağ- görevli, dolandırıcılık ve kara başkanı George Gray oldu- zanç elde edildiği yönündeki lık Hizmeti’nde daha yaygın para aklama şüphesi ile geç- ğu anlaşılan 49 yaşındaki gö- soruşturma kapsamında tamamlayıcı ilaç kullanılabil- tiğimiz günlerde yakalandı. revli, Prensin vakfa armağan Londra’da bir karakolda gö-mesini amaçlayan yardım Daha sonradan Prensin ettiği 300 sterlin tutarındaki zaltına alındı.kampanyasında çalışan bir “Birleşik Sağlık Vakfı”nın eski kitaplar vesilesiyle yolsuz ka-

Prensin Yardım Kuruluşu (da)

Yolsuzluğa Battı

Birleşik Sağlık Vakfı, vücu- Güvenli ve ispatlanmış ta-dun kendi kendinin iyileştir- mamlayıcı ilaçların temel me gücünü aktive etmeye yö- ilaçlarla ne kadar uyum için-nelik özel doğal maddeler- de çalışabileceğini göster-den oluşturulan ilaçlara da- mek için Prince Charles tara-yanması nedeniyle yumuşak fından 1993’te kurulan Va-tedavi sistemi olarak anılan kıf, kurucusundan da önemli “hemopati”yi ve bu çerçeve- destek görmekte. Tabii alter-de de bitkisel ilaçları ve diğer natif tıp adına desteklenen tamamlayıcı ilaçları teşvik b u gir işim ve kurumun daha ediyor. Vakıf, hemopati ve di- sonra başka alternatiflere yö-ğer tamamlayıcı ilaçlara ver- nelmesi, eleştiri yağmuruna diği desteğin yanında diğer tutulmasına neden olmuş alternatif tıp endüstrisine ver- durumda.diği hibelerle de bilinmekte.

‘Alternatif’ yardım kuruluşu

Exeter üniversitesinden al- den elde ettiği 1 milyon sitesi’ne resmi bir şikâyette tesi de Şubat’ta hemopatinin ternatif tıp uzmanı Profesör Euro’nun dışında da kaynak bulundu. Ancak, Prensin bah- psikolojik yararının dışında Edzard Ernst, Prensin Hol- sağlıyormuş. Profesör Ernst’ se konu yolsuzluğa bulaşan başka faydasının olduğuna landa kaynaklı şirketinin sat- in vakfa kaynak sağlamak v a kf ı s ağlık alanında kendi ki- dair herhangi bir bulgu ol-tığı alternatif tıp ürünlerinin için satılan tamamlayıcı ilaç- şisel görüşlerinin bir sözcüsü madığını ve bu tarz ürünlerin tam bir dolandırıcılık olduğu ların fahiş fiyatlı ve tamamen gibi kullanıldığı görüşü de ka- üreticilerinin bu ürünlerle görüşünde. Söz konusu şir- işlevsiz olduğunu açıklaması muoyunda mevcut. hastalıkları tedavi ettikleri id-ket ve Prensin diğer bazı tica- üzerine Prensin özel sekrete- Öte yandan, Avam Kama- dialarını artık öne sürmeme-ri girişimleri, vakfa vergiler- ri Sir Michael, Exeter Üniver- ra’sı Bilim ve Teknoloji Komi- leri gerektiğini açıkladı.

Yardım kuruluşu kime ‘yardım’ ediyor

Emrecan ERDOĞAN

Özellikle İngiltere’de son dö- misyon’un baş yöneticisi kılmış oluyor. Ancak Komis- cirit attığına inanmadığını an-nemde oldukça artan bu tür Sam Younger ise hükümetle yon’un desteği olmadan za- cak tıpkı diğer kurumlar gibi yardım kuruluşlarındaki yol- hem fikir değil. Younger, Bir- ten son derece yoğun olan yardım kuruluşlarının da yol-suzluk vakalarına karşı hü- leşik Krallık’ta yaklaşık 180 polisin bu konuyla yeterince suzluğa karşı kırılgan olduk-kümet de önlem alma der- bin yardım kuruluşu olduğu- baş edip edemeyeceğiyse ları görüşünde olduğunu söy-dinde. Yolsuzluklarla müca- nu ve ortaya atılan her iddia- şüpheli gözüküyor. Zira sa- lüyor. Ona göre, Komisyon, delede önemli bir araç olan yı araştırabilecek durumda dece geçtiğimiz yıl tam 500 il- yardım kuruluşlarına bu tür “Yardım Kuruluşları Komis- olmadıklarını söylüyor. Ama gili yolsuzluk ve mali usul- yolsuzluklarla mücadele et-yonu”nun bütçesini de yüzde belli miktarda yardım riske süzlük raporu yayınlandı Bir- mede önemli katkılar sağla-27 oranında düşürmeyi girdiğinde soruşturma yapa- leşik Krallık’ta. yabilir ve gelecek yolsuzluk planlayan hükümet, Komis- bileceklerini de ekliyor. Bu Bu yüksek rakam konunun tehditlerinden korunmaları yonun bu yeni bütçe ayarla- durumda da çoğu yolsuzluk ciddiyetini de gözler önüne için daha iyi pozisyon alma-masına kendisini adapte s or uşt ur m asının yürütülmesi seriyor. Ama Younger yolsuz- larına yardımcı olabilir.edebileceğini düşünüyor. Ko- görevi tamamen polise bıra- luğun yardım kuruluşlarında

Artan yolsuzluk azalan bütçe paradoksu

Kısacası, adada yardım ku- nin kurduğu ve gözettiği bir söz konusu kurumların yol- dan kısıtlanıyor oluşu, konu-ruluşlarının yolsuzluk skan- yardım kuruluşunun da böy- suzlukla mücadelede kendi- nun Britanya Hükümeti tara-dalları birbiri ardına patlak lesi bir skandala bulaşması si ne önemli rol biçilen Yar- fından hala yeterince ciddiye veriyor ve son olarak Prens olayın hangi boyutlarda ol- dım Kuruluşları Komisyon’un alınmadığını gösteriyor. Charles gibi “saygın” bir kişi- duğunu gösteriyor. Ancak bütçesinin hükümet tarafın-

Sonuç olarak

KASIM 201018 ATAUMe-bülten

Tribünden Avrupa

Emre DEMİR

Ay yıldızlı armaya sahip Türk beraberliğimiz” açısından Peki, İrlanda’nın Drogheda gibi, bordo-mavi renklere sa-takımları arasında Beşiktaş, takdire şayan örnekler. El- kentinin futbol takımı olan hip olduğunu söylesek, Bursaspor, Karşıyaka ilk akla bette herhangi bir Türk takı- Drogheda United’ın ay yıl- “haber” olur mu? Ece Ayhan’ gelenler. Bingöl Belediyes- mının, ay yıldızlı armaya sa- dızlı bir arması bulunduğunu ca söy leyecek o lursak: por, Nusaybin Demirspor ve hip oluşunun pek bir haber ve bu liman kentinin, tıpkı bi- “Dönüp tarihe bakmak Cizrespor ise “milli birlik ve değeri yok. zim liman kentimiz Trabzon lazım!”

'Büyük Kıtlık'

İrlanda’da kolbastı

Malum, 19. yüzyılın ortaları 1839 tarihli Tanzimat Fer- Dublin, yükümüz insani da malzemelerini bırakabi-İrlanda’da büyük kıtlık döne- manı’yla demokratikleşme- yardım” sloganıyla yola lecekleri en uygun liman, miydi. Kıtlıktan dolayı 1 mil- ye ve batıya açılmaya başla- çıktı… O yıllarda helikopter- İrlanda’nın doğu kıyısında, yon İrlandalı hayatını kay- yan Osmanlı, büyük kıtlık dö- den gemiye inen komando- Dublin’in kuzeyinde bulunan betti, 2 milyonu da Ameri- neminde İrlanda’ya yardım lar yoktu belki ama İngilizler Drogheda’ydı . Ta r ih se ka’ya göçmek zorunda kaldı. etmekten de geri kalmadı. yardım gemilerinin Dublin’e 1847’ydi.O yıllarda İstanbul’da I. Ab- İrlanda’ya yardım götüren girmesine başka yöntemler-dülmecit’in saltanatı vardı. Osmanlı gemileri “rotamız le izin vermedi. Gemilerin, gı-

Besbelli ki, Drogheda halkı raftar malzemeleri Türkiye- kulüpler düzeyinde de res- Tarih’ adlı kitabın tanıtım top-Türklerden gelen bu yardım İrlanda hattında değiş tokuş miyete dökülme zamanı gel- lantısına katılan Dublin Bü-elini unutmadı. Kentin sem- edildi. “Köprü bakımı” yapıl- di görüşü yaygın. Droghe- yükelçimiz kanalıyla Dışişleri bolüne ay yıldız eklendi. Hat- dı, yapılıyor. da’nın bu talebi Dublin Bü- Bakanlığı’na yaptığı öneri ku-ta kentte başka Türk izleri de Geçtiğimiz yaz, Brian Whe- yükelçiliği tarafından Anka- lübümüze ulaştırıldı. Whelan görmek mümkün. Nitekim İr- lan adlı bir araştırmacı, ra’ya, Ankara’dan da mektubunda aynı renkleri ta-landalı futbolseverlerin tabi- Drogheda futbol takımının ta- Trabzon’a iletildi bile. Trab- şıyan iki kulüp arasında riyle “Turks”, yani kentin fut- rihini kaleme alan bir kitap zonspor’un resmi internet si- 2006 yılından itibaren yakın bol takımı olan Drogheda y a zd ı: DUFC: A Claret and tesinden verdiği yanıtsa şöy- ilişkiler kurulduğu, karşılıklı United FC, 1919’da kuruldu. Blue History. Kitabın tanıtımı le: forma ve flama değişimleri 1847’deki yardımı unutma- için Drogheda’da bulunan “İrlanda 1.Ligi takımlarından yaşandığı vurgulanırken kar-yan Droghedalılar, futbol ta- Westcourt Otel’de bir etkin- Drogheda United ile kardeş deş kulüp ilişkisi kurulması-kımının armasına da ay yıldız lik düzenlendi ve burada da kulüp olunması yönündeki n ın da söz konusu olabilece-koydular. Hoş bir tesadüf, bu yazar ve Drogheda Belediye öneriye yönetim kurulumuz ğine dikkat çekildi. Türk Dı-liman takımının renkleri de Başkanı Paul Bell’in yanı sıra olumlu cevap verdi. Buna gö- şişleri Bakanlığı tarafından bordo-mavi oldu. Bu renkler, Türkiye’nin Dublin Büyükel- re kulübümüzle aynı renkleri kulübümüzün görüşlerinin is-Drogheda’yla Türkiye ara- çiliği İkinci Kâtibi Kemal ta şı ya n ve Osmanlı İmpa- tenmesi üzerine yönetim ku-sında ikinci bir köprü kurul- Onur Erken de hazır bulun- ratorluğu tarafından 1847 yı- rulumuz tarafından verilen masına da vesile oldu –ki du. Brian Whelan’ın boynun- lında İrlanda halkına gönde- cevapta böylesi bir talebin “drogheda” da Kelt dilinde da da bordo-mavi bir atkı var- rilen yardımın ulaştırıldığı memnuniyetle karşılanaca-“köprü” anlamına gelmek- dı ama (!) atkının üzerinde şehrin takımı olan Drogheda ğına dikkat çekildi. Böylelikle teydi! Drogheda ve Trab- Trabzonspor yazmaktaydı. United’la önce taraftar ba- taraflar arasındaki kardeş ku-zonspor taraftarları zaman D r oghedalılar, Trabzons- zında başlayan diyalog süre- lüp süreci resmen başlamış içinde birbirlerini internet p or ’la k ard eş kulüp olmak is- ci resmi boyuta ulaştı. Drog- oldu.”üzerinden buldular da. Kar- temekteler. İki takım taraf- heda United FC kulübünün şılıklı olarak atkılar, forma- tarları arasında gayrı resmi tarihini kaleme alan Brian lar, bayraklar ve bilumum ta- olarak başlayan ilişkilerin, Whelan’ın ‘Bordo Mavi Bir

Drogheda: İrlanda’daki Trabzon

İrlanda Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk temastı. McA- di. Abdullah Gül’le yaptığı se, “İrlanda halkı, eşine az Mary McAleese, Mart 2010’ leese, İrlanda’nın, AB yolun- görüşmede 1845-1850 ara- rastlanır bu yardımı hiçbir za-da Türkiye’yi ziyaret etti. Bu daki Türkiye’ye desteğini vur- sındaki büyük kıtlığa ve man unutmadı” dedi.ziyaret, İrlanda’yla Türkiye g u ladı ve iki ülke arasında ta- Osmanlı’nın o dönemdeki arasında devlet başkanları rihten gelen dostluğa değin- yardımına değinen McAlee-

‘İrlanda halkı, yardımınızı hiçbir zaman unutmadı’

Devamı var! (Abdülhamit’in takımı: Porstmouth) Avrupa’nın tek ay yıldızlı takımı Drogheda United mı? Ne mutlu ki, yeni bir yazı konumuz daha var: Premier Leaugue takımlarından Porstmouth ’un ay yıldızlı armasının öyküsü…

“Evet, bu Avrupa, Atlan- piyade yüzbaşı olarak 1914’ dikkat çekmişti. Sabit savun- ateşkes görüşmelerine baş-tik’ten Urallar’a, bu Avrupa, te Fransız ordusu adına Bi- ma hatları yerine tank ve u- lamasının ardından ateşkese bütün Avrupa, Dünyanın ka- rinci Dünya Savaşı’na katıl- çaklar yardımıyla yapılacak karşı çıkarak 17 Haziran'da derini tayin edecek” sözleri- dı. Hatta bu dönemde Al- sa vun ma sa vaş la rı nın Londra'ya gitti ve 18 Haziran nin sahibi Fransa Cumhur- manlara esir düştü. Ateşkes başarılı olacağını savunu- günü Londra radyosundan başkanı General de Gaulle, imzalandıktan sonra ise Po- yordu. Bu nedenle Maginot Fransızlara seslenerek sava-hem Fransa’nın bugünkü si- lonya bir lik lerinin Kızıl Hattı’nı savunanlarla anla- şı sürdürmelerini istedi. Erte-yasi yapısının kurulmasında, Ordu’ya karşı sürdürdüğü sa- şamıyordu. 1937’de albaylı- si gün Fransız gazetelerinde hem de Avrupa Birliği fikrinin vaşta Polonyalıların yanında ğa yükseltilerek bir tank ala- yayınlanan bu konuşması hayata geçirilmesinde büyük yer aldı. yının başına getirildi ve İkinci halk desteği de buldu. Amacı rol oynamıştı. Aslında asker 1921’de Saint-Cyr Askeri Dünya Savaşı’ndaki başarı- Fransız sömürgelerinin as-kökenli olan Cumhurbaşka- Akademisi'de askerlik tarihi ları 1940’ta tuğgeneralliğe keri güçlerini kullanmaktı ve nına göre politika, politikacı- eğitimi vermeye başladı. yükseltilmesini sağladı. Aynı ateşkesi kabul etmeyen di-lara bırakılamayacak kadar 1925’te Yüksek Savaş Kon- dönemde Reynaud hüküme- ğer Fransızlarla birlikte önemli bir meseleydi. seyi ikinci başkanı olan Ma- tinde Milli Savunma Bakan- Özgür Fransa Kuvvetleri'ni 22 Kasım 1890’da Lille’de reşal Pétain’in kabinesinde lığı ve Savaş Bakalığı kurdu. Bu arada, Temmuz dünyaya gelen Charles And- görev aldı ve bu dönemde si- Müsteşarlığı yaptı. Savaş bo- 1940’da Fransa ile Alman-re Joseph Marie de Gaulle, yaset ve askeri strateji konu- yunca Almanlara teslim ol- ya’nın barış imzalaması so-Paris ve Belçika’da öğrenim larında yazılar yazdı, yayın- ma fikrine şiddetle karşı çıktı. nucu Vichy Hükümeti kurul-gördükten sonra Saint-Cyr ladı. Askerlik hakkında orta- Mareşal Pétain'in iktidara du.Askeri Akademisi'ne gitti ve ya koyduğu yazılar oldukça gelmesi ve Almanya’yla E ve t, “k ar iy erinde” İngilte-

Portre

Yeşim ÖZTÜRK

Portre

Hiçbir zaman ulus-ötesi bir Avrupa bütünleşmesi taraftarı olmadı. Ona göre "Avrupa Birliği” uluslar-arası bir organizasyon olmalıydı. Yani de Gaulle’ün asıl ilgilendiği güçlü bir Avrupa ya da bütünleşmiş

bir Avrupa’dan ziyade, güçlü bir Avrupa’yı arkasına alarak daha güçlü olan, lider bir Fransa idi.

Charles de Gaulle

re’nin yeri yadsınamaz önemdeydi ama, her ne ka-dar direniş hareketini İngil-tere’de başlatsa da, Fransız ordusunun zor anlarında İngiltere’nin Fransadaki as-kerlerini çekmesini ihanet olarak algıladığı ve Fran-sa’nın Almanya’yla ateşkes yapmasının nedenlerinden biri olarak İngiltere’yi gördü-ğü söylenir. Bu durum kimi çevrelerce, de Gaulle’ün son-raki yıllarda açıkça görülen İngiltere karşıtlığının psiko-lojik nedenidir. Ayrıca Vichy Hükümeti yerine Özgür Fransa’nın gerçek Fransa hü-kümeti olarak İngiltere ve ABD tarafından tanınmayışı da Generalin bu nefretinin nedenlerinden bir diğeridir.Özgür Fransa Kuvvetleri’nin komutanı olarak 1944’te Fransa’ya geri dönen de Ga-ulle, ülkesinde kahraman olarak karşılandı. Fransızla-rın özgürlük savaşçısıydı ve yeni hükümeti kurma hakkı o-na aitti. Fransa Cumhuriyeti Geçici Hükümeti böylelikle kuruldu ve yeni Fransız ordu-su müttefiklerin yanında yer alarak ülkenin tam olarak kurtuluşuna katkıda bulun-du. Hükümet aynı zamanda ülkeyi yeniden düzenleyerek önemli reformlar yapmakla meşguldü. Ancak de Gaulle siyasal partilere fazla özgür-lük sağlayan IV. Cumhuriyet anayasasını beğenmiyordu. Çünkü anayasada hükümet

nemde Cezayir’de yapılan- lar’a” kadardı ve İngiltere’yi 1966’da NATO’nun askeri başkanının yetkileri geniş de-lardan sorumludur) zaman i çi ne almıyordu. Bu nedenle kanadından çekilme kararı ğildi. Bu nedenle 1946’da hü-içinde besbelli ki bu savaşın 1963 ve 1967’de olmak üze- aldı. SSCB ile ABD arasında-kümet başkanlığı görevin-Fransa için hem ekonomik re iki kere İngiltere’nin Avru- ki bir çatışmanın Avrupa top-den istifa etti. Ardından kur-hem de toplumsal yönlerden pa Ekonomik Topluluğu’na r aklarında yaşanacak olması duğu Fransız Halkı Topluluğu zararlı olduğuna kanaat ge- üyeliğini veto etti. Hiçbir za- ve kendi ülkesinin böyle bir partisi bölününce 1953’ te si-tirdi. Fransız halkının da sü- man ulus-ötesi bir Avrupa bü- savaşa girmesini istememesi yasetten çekildi.regelen savaşla ilgili tutumu tünleşmesi taraftarı olmadı. sonucu SSCB ve 1964’te ta-Mayıs 1958’de Cezayir’de giderek bir karşıtlığa dönü- Ona göre Avrupa “Birliği” n ıd ığ ı Çin’le de iyi ilişkiler kur-Fransa’nın sömürge yöneti-şüyordu. 1962’de yapılan uluslararası bir organizas- maya dikkat etti. Kısacası de mine karşı başlayan ayak-halkoylaması sonucu Ceza- yon olmalıydı. Yani de Gaulle kendi ülkesinin çıkar-lanmaların ortaya çıkardığı yir bağımsız olurken de Ga- Gaulle’ün asıl ilgilendiği güç- larını sonuna kadar savunan bunalım sonucu Cumhur-ulle, Fransa içinde kendisini lü bir Avrupa ya da bütünleş- ve büyük güçler karşısında başkanı Colty’nin çağrısı önceden desteklemiş olan miş bir Avrupa’dan ziyade, kendine güvenen bir Fransa üzerine yeniden iktidara ge-“Cezayir Fransanındır!” gö- güçlü bir Avrupa’yı arkasına yaratmaya çalışan bir devlet len de Gaulle, 1958’de yapı-rüşünü savunanların nefreti- alarak daha güçlü olan, lider adamıydı. lan halkoylaması ile V. Cum-ni kazandı. bir Fransa idi. Aynı kaygılarla Sonunu hazırlayan şeyse, huriyeti kurdu. “Yarı-baş-1965’te yapılan seçimlerde 1965’te Fransa’nın ünlü Fransa’da bir öğrenci hare-kanlık sistemi” olarak adlan-yeniden cumhurbaşkanı se- “Boş Sandalye Politikası”nı keti olarak başlayıp işçilerin dırılan ve cumhurbaşkanının çilerek Fransa’nın büyük güç- uyguladı. Ortak tarım politi- de desteğini alan 68 olayları halk tarafından seçilerek par-ler karşısında kararlı bir tu- kası için yeniden yapılandı- oldu. Artan enflasyon ve iş-lamento karşısında bir güç tum sergilemesi yönünde r ala ca k bütçede üye devlet- sizlik de eklenince “de Ga-oluşturmasına neden olan adımlar attı. Soğuk Savaş yıl- lerin rolünün biterek toplulu- ulle’ün baskıcı yönetimi” sistem böylece ortaya çıkmış larında Avrupa’nın açık he- ğun özerk bir bütçeye sahip halk hareketlerini de bera-oldu. Fransa’da uygulanan def konumuna gelmesinden olmasına itiraz etmiş, ancak berinde getirdi. 1969’da böl-bu sistemin de Gaulle tara-ve ABD çıkarları doğrultu- Fransa’nın tek başına kara- gesel yönetimle Senato re-fından yaratılma nedeni, ken-sunda Avrupa çıkarlarının ze- rın alınmasını veto edeme- formu konusunda yapılan disinin iktidarını sürekli kıl-delenmesinden endişeleni- mesi üzerine, Fransa 8 ay bo- halkoylaması başarısızlıkla mak istemesi ve bu sistemin yordu. Ülkesinin Avrupa’nın yunca karar alma sürecinin sonuçlanınca halk desteğini i-bunu sağlayan yegâne yol ol-lideri olacağı bir yapılanma hiçbir aşamasına katılmaya- yice kaybettiğini düşünerek ması şeklinde yorumlanır. Bu ile büyük bir güç olabileceği- rak topluluktan en ufak bir cumhurbaşkanlığından istifa görüşe göre de Gaulle ikti-ne inanıyor, bu amaçla Al- kararın dahi çıkmasını en- etti ve siyasetten ayrıldı. 9 Ka-darı denetleme yetkilerine sa-manya ile ilişkileri düzeltme- gellemişti. Sorun “Lüksem- sım 1970’te geçirdiği kalp kri-hip olarak partilerin gücünü nin sorun olmadığını düşü- burg uzlaşısı” ile aşıldı ancak zi sonucu öldü ancak yarattı-azaltacak ve iktidarını sürekli nüyordu. Ayrıca İngiltere’yi de Gaulle’ün kararlı ve aşırı ğı yarı-başkanlık sistemi ha-kılacaktır. de Kıta Avrupası’ndan farklı milliyetçi tutumu her daim len işlemekte ve Fransız halkı 21 Aralık’ta yeni kurulan olduğu için kendi “Avrupa” kendisini hissettiriyordu. gözündeki “milli” ve “kurta-cumhuriyetin cumhurbaşka-yapılanması içinde tasvir et- Benzer şekilde, Fransızların rıcı” imajı halen korunmak-nı olan de Gaulle, başlangıç-miyordu. Zaten yaptığı Avru- Amerikan çıkarlarına hizmet ta.ta Cezayir’e karşı sert bir tu-pa tanımı “Atlantik’ten Ural- etmeyeceğini söyleyerek tum takınsa da (ki bu dö-

21Portre: Charles De GaulleYeşim ÖZTÜRKATAUM

e-bülten KASIM 2010

İnsafsızlığın elinden çok şey nı dinlediği Mağripli yiğit ko- yalini kurmuş, elinden dü- anlatmıştı Shakespeare yıllar gelir, / Onun insafsızlığı da mutana olan aşkına karşılık şürmediği mendilini kokla- önce. Bir düşü en güzel ye-canımı alabilir; / Ama asla le- bulan Desdemona, babası- yarak varmıştı Kıbrıs adasına rinde karanlığa sürükleyen keleyemez benim sevgimi. na ve babasının sunduğu ra- ve başlayan yeni hayatına. bir karabasandı, Iago. Ot-Kaybolan mendiline yanar- hat hayata sırtını dönüp aş- Oysa aşkın ve kıskançlığın el- hello’nun yaveri olmak iste-ken, kocasının yüreğine dü- kının peşi sıra düşmüştü yol- lerinde boğulacağını anladı- miş, ne var ki olamamış, bu şen ateşten bir haber ölümü- lara. Akdeniz’in ortasındaki ğında son nefesini alıyor ola- görevi Cassio’ya kaptırarak nü bekliyordu. Saatlerce hi- savaşa doğru yol alırken, ko- caktı. Büyük bir aşkın üstüne büyük bir hayal kırıklığı ya-kâyelerini, kahramanlıkları- casıyla geçireceği yılların ha- düşen gölgelerin hikâyesini şamıştı. Tüm bunların yanın-

Pınar Dilan SÖNMEZ

Kasım'da AvrupaMacar Devrimi (Kasım 1956)

İnsanlığın farkında dahi ol-madan içine düştüğü çıldır-mışlık hali süregelen düze-nin sonuna işaret ediyor, yük-selen ulus-devletler impara-torlukları parçalayarak erit-meye hazırlanıyordu. 1914 senesinde Gavrilo Princip’in kurşunuyla ateşlenen sava-şın ardından kurulacak ya da kurulmaya çalışılacak yeni düzende dünya, ikinci bir bü-yük savaşın onu beklediğini bilmeden devrimini yaşıyor-du. Orta Avrupa’nın beş yüz yıllık Habsburg Hanedanlığı çökerken imparatorluktan doğan yeni ulus-devletler olan Avusturya ve Macaris-tan da Avrupa’nın değişen sı-nırlarında kendi dönüşümle-rine gebe birer ülke olarak deviniyorlardı. 16 Kasım 1918 tarihinde Mihaly Ka-roly liderliğinde bağımsızlı-ğını ilan eden Macaristan Halk Cumhuriyeti’nde kuru-lan yeni yönetim, savaş son-rasında beliren toprak an-laşmazlıklarıyla ve ülke için-deki istikrarsızlıklarla uğraş-mış, kısa zamanda da halk-tan gelen desteği kaybetmiş-ti. Bunun ardından ülkedeki düzenli ve organize silah gü-cüne sahip tek grup olan “Kırmızılar” yani komünistler harekete geçmiş, eşitlik, adalet ve kaybedilen toprak- men ardından Sovyetler Bir- gün endişeleri artan Sovyet- sürdürürken, SSCB Macaris-ların geri alınacağı vaatleriy- liği Komünist Partisi 20. ler Birliği’yse çareyi Imre tan’ın Varşova Paktı’ndan çe-le ülkenin idaresini ele al- Kongresi’nde alınan kararlar Nagy’yi hükümetin başına kilmesi görüşmelerinin baş-mışlardı. Ne var ki gerek Doğu Avrupa ülkelerinde ha- getirmekte bulacak, böylece lamasını kabul edecek, ne Avrupa’nın içinde bulundu- reketlenmeleri doğurmuş ve demokratikleşme girişimle- var ki bu görüşmeler devri-ğu konjonktür gerekse bek- bu ülke halkları, hâkim siste- rine belli ölçüde izin verile- min de Imre Nagy’nin de so-lenen Sovyet desteğinin bir mi ve bu sistemin koşullarını rek devrim boşa çıkarılacak- nunu getirecekti. Bu görüş-türlü gelmemesi “Kırmızı- yüksek sesle eleştirmeye baş- tı. Ne var ki devrimin çoktan melerden birine giderken lar”ı zayıflatmış ve komünist- lamışlardı. Poznan’da başla- yolunu bulup büyüdüğü Imre Nagy’nin tutuklanma-lerle “Beyazlar” arasında be- yan ayaklanmanın ardından Macaristan’da bu siyasi ma- sının ardından Sovyet asker-liren kavgadan beyazlar ga- ekim ayında başlayan göste- nevra işe yaramayacaktı. Bu leri büyük bir hızla Budapeş-lip çıkmıştı. Toprak kayıpları, riler ve örgütlenmeler gün- koşullar altında bürokrasiyle te’ye girecek ve müdahale kargaşa ve ölümlerle başla- den güne büyümüş ve kitle- kitleler arasında sıkışıp kalan kanla sona erecekti. Geriye yan Bağımsız Macaristan ta- ler politik arenada doğrudan Imre Nagy’nin de yapabile- devrimin simgesi ortası rihi, aynı yüzyılın ortasında bir aktör olarak yer almaya ceği pek fazla bir şey kalma- (“orak-çekiç” kısmı) delinmiş yeniden kaynayacaktı. baş lamış lardı. SSCB’nin mıştı. Halktan gelen taleple- bayraklar kalacaktı. Maca-İkinci Dünya Savaşı sonra- Macaristan’dan çekilmesi, ri, Macaristan’ın Varşova ristan tarihinin belki de en sında Sovyetler Birliği’nin et- serbest seçimlerin yapılması, Paktı’ndan çıkması da dâhil önemli dönüm noktaların-ki alanına giren Macaristan, özgürlüklerin genişletilmesi olmak üzere kabul ettiğini d a n biri olarak 1956 Devri-resmen bağımsız olmasına ve Imre Nagy başkanlığında açıklayacaktı. Ülke içinde ör- mi, çoğunda göre de aslın-rağmen diğer Doğu Avrupa bir hükümetin kurulması gibi gütlenmeler Budapeşte’den da bürokratik sistemin bu-ülkeleri gibi fiilen SSCB kont- taleplerle yola çıkan on bin- diğer şehirlere bir bir yayılır yurganlığına karşı verilmiş rolünde hareket edebiliyor- ler karşısında hükümetin eli ve hala Sovyet askerleri bir savaş olmuştu.du. Stalin’in ölümü ve he- kolu bağlanmıştı. Her geçen Macaristan’da varlıklarını

‘Othello’ İlk Kez Sahneleniyor (1 Kasım 1604)

“Tarih tıpkı satrançta binler- rin esir kampına taşıyordu. olguları açıklamaya çalış- merkezli bir tarih anlayışını ce hamle kombinasyonu ol- Bu esirlik döneminde, onu mıştı. Çözmesi gereken tek benimsediği ya da düşünce-ması gibi, her zaman deği- bir adım öteye taşıyacak s or un un z amanın farklı hız- ler tarihine neredeyse hiç de-şen, yine de her zaman aynı olan ve hiçbir kaynak mater- larda hareket ettiğini göster- ğinmeden ekonomik ve coğ-olan, monoton bir oyundur.” yal kullanmadan yazdığı “La mek olduğunu söyleyen ta- rafî tarihe odaklanışına geti-Fernand Braudel Mediterranée et le monde rihçi, tarihsel zamanı, coğra- rilen eleştirilere rağmen kav-Tarih nedir? Büyük adamla- mediterranéen à l’époque fi zaman, toplumsal zaman şaktaki adam olmuş, gele-rın hikâyelerinin anlatıldığı, de Philippe II” (Akdeniz Dün- ve bireysel zaman olarak üçe neğin hem doğrudan miras-savaşlar ve sonu gelmez y as ı v e II. Felipe) isimli dok- ayırmıştı. “Maddi Medeniyet çısı hem de yenilikçisi olarak olaylarla dolu kalın bir kitap tora teziyle Annales okulu- ve Kapitalizm” adlı üç ciltlik tarihe geçmişti. Tarihsel algı-mı, yoksa yalnızca siyasete nun ikinci kuşak temsilcisi e s er inde dünya tarihini aşa- nın parçalanmasına ve yüz-ve diplomasiye odaklan- olarak Febvre’den mirası ğıdan yukarıya bir piramit bi- yıllarca durduğu zeminden maktan öte insanı temel d ev ra lac a ktı. Braudel, yapıt- çimde açıklamış ve tarihi kaymasına imkân tanımıştı. alan toplumun en uç nokta- larında ekonomi, coğrafya farklı zaman yapılarına böl- 27 Kasım 1985’te hayata ve-larına kadar inerek her kat- ve sosyoloji gibi diğer disip- müştü. Ona göre tarih türdeş da etti.manın geçmişine, bugününe linlerden de yararlanarak in- bir yapı değildi, zamana ve ve geleceğine dokunan yak- sanla çevre arasındaki ilişki mekâna göre farklılıklar gös-laşımlar bütünü mü? 15 b ağ la m ınd a tarihsel olay ve terebiliyordu. Braudel, Batı-Ocak 1929’da yayın hayatı-na başlayan Annales Dergi-si, “Tarih” disiplininde başla-yacak bu değişimin öncüsü olacak ve tam da bu soruya odaklanacaktı. Marc Bloch ve Lucien Febvre’nin öncülük ettiği Annales, esas olarak 1940’ların sonunda ikinci ku-şak hareketiyle ve bu hare-ketin tartışmasız en önemli is-mi Fernand Braudel’le bir okul haline gelecek ve dün-yaya egemen olan genel ta-rih anlayışını etkileyecekti. Yaşamının her anında “Ta-rih”le iç içe olan bir köy öğ-retmeninin oğ luydu ve Cezayir’de ya da Paris’te bir tarih öğretmeniydi. Ne var ki yüzyılın ilk yarısı felaketleri çağırıyor, Braudel’i Sao Pau-lo Üniversitesi’ndeki göre-vinden alarak önce Fransız ordusuna oradan da Nazile-

Fernand Braudel (24 Ağustos 1902- 27 Kasım 1985)

Kasım`da AvrupaPınar Dilan SÖNMEZ 23

da bir de komutanıyla karısı Emilia hakkında çıkan dedi-kodular Iago’nun Othello’ya karşı nefretinin günden güne büyümesine yol açmıştı. İntikam hırsıyla yoğrularak çevresindeki herkese zarar veren bir canavara dönüşen Iago, Othello’nun hayatını alt üst edecek çirkin planını adım adım uygulayacaktı. Önce kıskançlık zehrini akı-tacaktı Othello’nun içine; sonra bir bir kanıtlar yaratıp inandıracaktı onu Desdemo-na ile Cassio’nun sahte aşkı-na. O aşkın kanıtı olacaktı Othello’nun sevgilisine ver-diği mendil ve o mendil ki Desdemona’nın namusunu simgeleyecekti. Othello’nun aşkı nefretle büyüyecek ve kıskançlık hastalığıyla sevgi-lisini yatağında boğacaktı. Emilia’nın çığlıklarıyla çınla-yan duvarların şahitliğinde çözülecekti dili Iago’nun kılı-cını sapladıktan sonra karısı-na. Othello ise sapladıktan bu… / Benim için, akılsızca, gedyası olan Othello, 1 Ka- kabullenemeyişindeki ırkçılı-sonra kılıcını Iago’ya, kendi- ama çok seven biri, deyin / sım 1604 tarihinde ilk kez ğa atıf yapan bu trajedi, dün-ni hançerleyecekti, ağzından Kolayca kıskanmayan, ama Londra’da Whitehall Palace’ ya tarihinin en önemli eser-dökülen şu cümlelerin ardın- bir kez de kıskandı mı / Ken- da sahnelenmişti. Kıskanç- lerinden biri olarak hala ya-dan: “Size bir çift sözüm var dini kaybeden biri diye söz e- lık duygusuna, aşka ve hatta şamakta.ayrılmadan önce. / Devlete din benden.” Desdemona’nın babasının bazı hizmetlerim oldu, bilinir Shakespeare’in ikinci tra- Othello’yu bir damat olarak

ATAUMe-bülten KASIM 2010

15. yüzyılın sonlarına yakla- nın da bulunduğunu söyle- Bu arada hemen vurgula-şılırken farklı yerel yönetim- mekte yarar var. Ayrıca bu makta yarar var: “Turuncu” ler şeklinde dağınık bir siyasi bayrağın tarih içindeki öne- aslında hala ve hep “mili görünüm sergileyen Fla- mi de çok büyük, çünkü bu renk” konumunda. Öyle ki, manlar, Burgundy Dükü IV. bayrak dünyanın ilk üç renkli 19. yüzyılın sonlarından gü-Philip’in (1478-1506) çaba- bayrağı olma özelliğini taşı- nümüze dek nisanın son gü-sıyla tek bir çatı altında ilk makta! nü kutlanmakta olan “Kra-kez birleşti. Bir araya gelen liçe Günü (Koninginnedag)” Batavian Cumhuriyeti’nin Flamanların ilk bayrakları da ya da milli yas günleri gibi u lu sal sembolübu birleşmeyle doğdu. Bu özel anlarda kırmızı-beyaz-bayrak Burgundy Dükü IV. mavi renkli bayrağa “turun- Batavian Cumhuriyeti’nin Philip’in beyaz bir zemin cu” forsun eklenmesiyle ö m rü gib i b u bayrağında öm-üzerinde kırmızı bir Burgun- oluşturulan bayrak kullanılı- rü pek uzun olmadı. 1806’da dy haçı bulunan bayrağıydı. yor. En popüler halini futbol Hollanda Krallığı’nın kurul-

sahalarından da bildiğimiz m asıyla kırmızı, beyaz ve ma-Prens’in Bayrağı üzere, zaten Hollandalılar vi renklerden oluşan bayrak

da bir çok plat form da kabul edildi, çünkü krallığın 1581’e gelindiğinde Flaman “oranges/portakallar” diye başındaki isim olan Louis Bo-Cumhuriyeti (1581-1795) ku- anılıyor. naparte halkı bir araya geti-ruldu ve kurulan yeni cum- 1795’e gelindiğinde Flaman ren milli fikirlere mümkün ol-huriyet “Prens’in Bayrağı”nı Cumhuriyeti’nin ardılı ola- duğunca saygılı davranılma-hiçbir değişikliğe uğratma- rak Fransa egemenliği altın- sı gerektiği inancındaydı. Bu dan benimsedi. Fakat bay- da Batavian Cumhuriyeti sebeple eski üç renkli bayrak

Burgundy Dü kü IV. rak kısa bir tarihsel süreç içe- (1795-1806) kuruldu. Bir yıl yeniden canlandırıldı. Ama Philip’in bayrağı risinde ufak değişikliklere uğ- sonrasında ise kırmızı, beyaz bu yöndeki politikaları Na-

radı ve turuncu rengin yerini ve mavi renklerden oluşan peleon Bonaparte tarafın-1500’lü yılların ortalarına kırmızı aldı, mavi renkse da- bayrağın sol üst köşesine dan hoş karşılanmadı ve Hol-doğru gelinirken bugün Fla- ha da koyulaştı. 1600’lerin cumhuriyetin arması eklen- landa 1810-1814 yılları ara-man dediğimiz, ama o dö- ortalarında ise Prens’in Bay- di. Bu armada Batavian sında son Fransız egemenliği nemde “alçak ülkeler” ola- rağı tamamen ortadan kalk- Cumhuriyeti’nin ulusal sem- dönemini yaşadı. İşte bu dö-rak anılan bölgede Protestan tı. Genel bir görüşe göre bay- bolü ve özgürlüğün simgesi nemde bugünkü Hollanda öğretisi halk arasında hızla rağın kırmızı, beyaz ve mavi olan Hollanda Bakiresi “çi- topraklarında -kısa bir yayılmaktaydı. Bu dönemde olarak değiştirilmesi fikrinin menler üzerinde, yanında dönem için de olsa- Fransız Flamanlar İspanya Kralı II. 1596’da ortaya çıktığı ileri sü- bir aslanla, elindeki mızra- bayrağının dalgalandığını Philip (1527-1598) hüküm- rülmekte, ama elimizde bu ğın u cun da Özgürlük görmekteyiz. ranlığı altındaydı ve II. Philip konu hakkında yeterli ve so- Şapkasını taşırken” resme- 1815 Viyana Kongresi son-bir Protestan karşıtıydı. Bu se- mut bir bilgi bulunmamakta. dilmekte. rasında Hollanda Birleşik beple halkı “yola getirmek” Elimizde yeterli bilginin bu- Krallığı (1815-1839) kurul-adına vergi oranlarını halkın lunmadığı bir başka alansa, du ve bu krallık da kırmızı, be-gelir seviyesini gözetmeksi- turuncu rengin yerine kırmızı yaz ve mavi şeritlerden olu-zin yukarılara çekti. Halka rengin neden/nasıl geldiği şan bayrağı aynen benimse-başka yollarla da eziyet et- soruları olmakta. Bu konuda di. Bu bayrak 1840’ta kuru-mekteydi. Ayaklanma kaçı- ortaya atılan görüşlerden il- lacak olan Hollanda Krallığı nılmazdı. Destekse bir başka ki, turuncu rengin elde edil- tarafından da aynen benim-kraldan geldi: Çocukluğun- mesi yönteminde yaşanılan senecek ve bugüne kadar de-da Luther öğretisiyle yetişmiş ufak değişikler sonucu koyu Batavian Cumhuriyeti Bay- ğişmeden gelecektir.bir Kalvinist olan Oranj Dükü kırmızı bir rengin ortaya rağıWilliam. Yine kaçınılmaz ç ıkt ığı ve daha sonrasında da olarak Seksen Yıl Savaşları bu rengin bayrakta benim-patlak verdi (1568). Önceleri sediği yönünde. Konu hak-pek iyi durumunda olmayan kında öne sürülen ikinci gö-Protestanlar 1572’de Briel- rüşe göre, Oranj Hane-le’yi ele geçirince rüzgâr ters danlığı’nın bölge üzerindeki döndü. İşte bu tarih aynı za- ününü yitirmesiyle turuncu manda Flamanlar arasında renk kırmızıyla değiştirilmiş. “Prinsavlag” denilen ve Fla- Üçüncü görüşse, açık mavi manların ikinci bayrağı olma ve turuncu renklerin belirsiz özelliği taşıyan “Prens’in renkler olduğu, özellikle de-Bayrağı”nın ortaya çıktığı ta- nizde bu renkleri ayırt etme-rih de olmakta. Bayrağa ba- nin zor olması nedeniyle kıldığında, Oranj Hanedan- renklerin koyu mavi ve lığı’nın etkisi hemen göze kırmızı olarak değiştirildiği çarpmakta, çünkü hanedan- yönünde.lığın armasında bulunan tu-runcu, beyaz ve mavi rengin üstten aşağıya doğru yatay biçimde aynen bu bayrağa yansıtıldığını gözlemlemek-teyiz. Diğer yandan genelde üç şeritten oluşan Prinsav-lag’ın renk sıralaması koru-narak altı, yedi, dokuz ve on Flaman Cumhuriyeti’nin bir şeritten oluşan formaları- ikinci bayrağı

Avrupa`nın BayraklarıYiğit KÖSEOĞLU

Hollanda

Hollanda Bayrağı

BASINDA TÜRKİYE - ABİLİŞKİLERİNİN 50 YILI

BASINDA TÜRKİYE - ABİLİŞKİLERİNİN 50 YILI

Türkiye-AB ilişkileri, çeşitli iniş-çıkışlara rağmen tarafların bir şekilde sürdürmekte kararlı göründükleri ve somut gelişmelerin çok ötesinde anlam yükledikleri bir süreç. Bu 50 yıllık sürecin kimisi unutulan kimisi de belleklerde yer eden halkalarının basının farklı kanatları tarafından nasıl haberleştirildiği de önemli. Zira yazılı basın, sadece tarihsel gelişmeleri bir bütünlük içinde değerlendirmek ve siyasal süreçlerin izini sürmek açısından değil, ilgili gelişmelerin yaşandıkları andaki algılanış ve yansıtılış şekillerini tespit etmek açısından da ziyadesiyle “öğretici” olabilir. Farklı dönemlerde farklı gelişmeler konusunda Türkiye’de oluşan farklı algıları çarpıcı bir şekilde tespit etme olanağı yaratacağı için...

2 Kasım 2005'te Birgün gazetesinde yayınlanan bu haber,ATAUM tarafından hazırlanmakta olan “Basında Türkiye-AB İlişkilerinin 50 Yılı“ başlıklı kitaptan alınmıştır.

Avrupa sözcüğü bizim zihin lamıştı. Bundan yaklaşık on rayla bağlantılı olan şeyler ol- ni olduğunu unutmamak ge-dünyamızda sihirli bir yere sa- beş yıl önce, ilk kez bir Avru- madığını, asıl olarak farklı rekir. Altyapının gelişmesi bir hip. Fiziksel yakınlığından mı- pa kentine, Londra’ya adım kültürlere saygı, engellilere süre sonra toplumsal davra-dır bilinmez ama bir yandan attığımda, dünyanın ikinci uygun olanaklar sunma, ta- nış kalıplarının değişmesini ona ulaşmak için çabalayıp büyük gücünün – o zamanlar rihi ve doğal değerlere saygı sağlıyor: Sözgelimi, met-duruyor, bir yandan da sü- Çin, Hindistan falan ortada gibi kentsel kültürle olan ko- roların giderek yaygınlaş-rekli ondan veryansın ediyo- yoktu – her şeyinin çok bü- nularda sıkıntı çekeceğimizi maya başlaması sayesinde ruz. Ona karşı duygusal yük, çok görkemli olacağını düşünüyorum. Bir başka de- yürüyen merdivenin yalnızca durumumuz “Avrupa Avrupa düşünüyordum. Oysa ne bü- yişle, kentsel standartlarına sağ tarafında durulacağını, duy sesimizi” diyen futbol slo- yük gökdelenler vardı, ne de ulaşma açısından asıl soru- sol tarafın yürüyerek çıkmak ganına eşitlenmiş durumda. büyük otoyollar; televizyon- nun ekonomik ya da tekno- isteyenler için ayrıldığını an-Amerika için böyle bir şey söz dan, dizilerden bildiğimiz lojik değil de kent yaşamına lamaya başladık. Yine de Av-konusu değil örneğin. Avru- Thames Köprüsü bile küçü- ve kültürel değerlere ilişkin rupa ölçülerinde bir kentsel pa bizim için, ulaşılmak iste- cük görünüyordu; Boğaz olduğunu söylemek istiyo- ya şam dü ze ni ne ulaş-nen bir mertebe, kızgınlık du- Köprüsü’nün yanına bile rum. mamızın çok uzun zaman yulan bir coğrafya. Onun y ak la şa mazdı. Giriş bölümüne gönderme alacağına kuşku yok. adını duyunca komşu kızına Sonra orada biraz daha ka- yaparak söylemek gerekirse, Avrupa’yla ilişkimizi, daha duyulan karşılıksız aşkın ya- lınca aradaki farkın büyük- özellikle son yıllarda yerel yö- doğrusu ona ulaşmak için rattığı ikircikli duygu duru- lüklerde değil de küçük netimlerin gelirlerinin art- kentsel mekânda seçtiğimiz mundan kurtulamıyoruz. Bir ayrıntılarda gizli olduğunu masına para lel o la rak yolları düşününce aşkına kar-yandan ona ulaşmak, birlik- anlamaya başladım. Örne- kentlerimiz –kendisini pahalı şılık bulamayan çaresiz gen-te olmak istiyor, bir yandan ğin gün ler geç se bi le elbiselerle sevdiğine beğen- cin pahalı kıyafet peşine düş-da yenmek istiyoruz onu. ayakkabılar hiç tozlanmıyor, dirmeye çalışan âşık gibi– alt- mesi geliyor insanın aklına. Siyaset dünyası da aynı ruh- trafik sessizce işliyor, karşı- yapı, teknoloji gibi konular- Oysa biliyoruz ki ona ancak sal durumun içinde. Ulusal- dan karşıya geçen yayalara da önemli bir atılım içine bize ihtiyaç duyduğu anda cılarımız ondan gelen her is- yol veriliyor, içten olmasa da girdiler, hatta kimi konular- kavuşacağız. O zaman da hâ-teği şüpheyle karşılasa da herkes birbirine teşekkür d a A vr upa standartlarına lâ bu aşk sürer mi bilinmez… “muasır medeniyet seviyesi- edip duruyordu. yaklaşmak üzereler. Ancak ni”nin oradan belirlendiğini Avrupa dillerinde kent (city) a ynı şeyi kentsel yaşamın, biliyorlar; İslamcılarımız da ile uygarlık (civilisation) kent kültürünün geliştirilme-kendi muhafazakâr yaşam sözcüklerinin aynı kökenden si konusunda söylemek çok tarzlarının ancak oradan ge- geldiğini derslerde öğren- güç; zaten olanaklı da değil. lecek özgürlük uyarılarıyla miştim ama kentin yalnızca Bunun için kentsel birikimin, güvenceye alınacağına ina- gelişmiş altyapıyla, otoyo- davranış kalıplarının bir iki nıyorlar. Kürdü, Alevisi, llarla, yüksek binalarla değil, kuşak sonrasına aktarı-İslamcısıyla bütün bir toplum belki bundan da fazla insan- lmasını beklemek zorunda-olarak hem ondan nefret l ar ın b irbirine ve yaşam bi- yız sanki. Ancak büsbütün ediyor, hem de çok şey çimlerine saygı duyma- umutsuz olmaya da gerek bekliyoruz ondan… larıyla, yönetime katılma- yok; 1950’lerden sonra baş-Dolayısıyla bu coğrafyada ya- larıyla, göstermelik de olsa layan kentleşme serüveni-şayan biri olarak Avrupa hak- farklı yaşam biçimlerine hoş- mizin Avrupa’ya göre çok ye-kında bir şeyler yazmak çok görü ile bakabilmeleriyle zor. Bu işi ancak, “fili görme- oluştuğunu anlamam çok den, yalnızca bir tarafını sonraları bulmuştu. tutarak” yapabilirmişiz gibi- Avrupa kenti deyince insanın me geliyor. Ben de bu kolay- aklına hemen planlı gelişme, cılığa saparak, kafamdaki Av- tarihi ve doğal varlıklara say-rupa imgesini kendi çalışma gı, temiz çevre, yaya odaklı alanımdan, kentlerden yola ulaşım, engellilere, yaşlılara çıkarak aktarmaya çalışa- özen gibi şeyler geliyor. Bu cağım. Siyasetin, kültürün, özellikler açısından Avru-iktisadın, kısacası bütün ya- pa’nın kat kat gerisinde ol-şam biçimlerinin sahne aldı- duğumuzu söylemeye gerek ğı kentler bunun için çok da yok. Ancak önümüzde sorun kötü bir seçim olmayabilir. olarak duran şeyin altyapıyı Avrupa ile ilk tanışıklığım bü- yenilemek, yeni metro hatla-yük bir hayal kırıklığıyla baş- rı kurmak gibi teknoloji ve pa-

KASIM 2010

BENİM AVRUPAM

Bülent DURU

Komşu Kızı

ATAUMe-bülten

AvrupaGündemi...

bulmak isteyene not:sadece elektronik posta kutusunda bulunur...

ATA

UM

-BİM

(11-2

010)