tÜrkÇe tabanli kÜtÜphane otomasyon programlari...
Post on 21-Feb-2020
16 Views
Preview:
TRANSCRIPT
T.C.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
BİLGİ VE BELGE YÖNETİMİ ANABİLİM DALI
TÜRKÇE TABANLI KÜTÜPHANE OTOMASYON PROGRAMLARI VE
ÜNİVERSİTE KÜTÜPHANELERİNDE UYGULANMASI
Yüksek Lisans Tezi
İlknur Ünal Orhan
Ankara -2006
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİLGİ VE BELGE YÖNETİMİ ANABİLİM DALI
TÜRKÇE TABANLI KÜTÜPHANE OTOMASYON PROGRAMLARI VE
ÜNİVERSİTE KÜTÜPHANELERİNDE UYGULANMASI
Yüksek Lisans Tezi
İlknur Ünal Orhan
Tez Danışmanı
Doç. Dr. Doğan Atılgan
Ankara -2006
I
ÖNSÖZ II. Dünya Savaşı sonlarına doğru tüm dünyayı etkisi altına alan bilgi patlaması ve
bunun doğal sonucu olarak gerçekleşen belge patlaması bilginin, devletlerin gelişmişlik
düzeylerini, diğer dünya devletleri ile olan ilişkilerinde ki saygınlık ve onurunu belirleyen en
önemli unsur haline gelmesine neden olmuştur.
Toplumların her kesiminde önemi gün geçtikçe artan, belirginleşen bilgi, günümüzde,
ülkeler için en önemli kaynak olarak görünmekte, gayri safi milli hasılanın gelişimi için enerji
kadar önemli olduğu kabul edilmektedir. Bilgi her türlü üretim sürecinin vazgeçilmez, temel
girdilerinden birisi halini almıştır.
Toplumlardaki bilgi artışı, bilgiyi en kısa zamanda ihtiyaç sahiplerine iletme
gerekliliğini doğurmuştur. Aynı zamanda, baş döndürücü bir hızla gelişen teknoloji, ihtiyacı
olan bilgiye en kısa zaman içerisinde en etkin ve verimli şekilde ulaşmak isteyen
kullanıcıların kütüphane ve bilgi merkezlerinden beklentilerinin değişmesine neden olmuştur.
Artan bilgiyi en iyi şekilde organize ederek hızlı bir biçimde kullanıcıların hizmetine sunmak
sorumluluğu hisseden kütüphanelerin/ kütüphanecilerin yardımına yine teknoloji yetişmiştir
ve daha iyinin, daha kalitelinin üretilmesi için bilgi paylaşımının gerekliliğini gören
insanoğlu, bilgi paylaşımı için bilgisayar ağlarını geliştirmiştir. 1960’lı yılların başında,
modern teknolojinin ürünlerinden olan bilgisayarların kütüphanelere girmesi kütüphanecilik
işlemlerini, hizmetlerini ve anlayışını bir adım öteye götürmüştür. Bilgisayarların
kütüphanecilik işlemlerinde kullanımı kütüphane otomasyonunu doğururken, kaynakların ve
hizmetlerin daha kısa süreler içerisinde daha çok kişiye ulaşması sağlanmıştır. İlerleyen
yıllarda yine teknolojinin insanlığın hizmetine sunduğu uzaktan iletişim, internet olanakları
ile kütüphanecilik işlemleri bir anlamda boyut değiştirmiş, ağlar üzerinden yürütülmeye
başlanmıştır. Ve günümüzde sağlama, kataloglama, ödünç verme, süreli yayınların denetimi
gibi tüm kütüphanecilik işlemleri ağlar aracılığı ile çoğu zaman, zaman ve mekandan
bağımsız, birbirleri ile entegre çalışan modüllerden oluşan sistemler aracılığı ile
gerçekleştirilmektedir.
Ancak, yoğun olan bilgi trafiğinin düzenli olarak akışını sağlamak ve yönetmek için
sağlam bir altyapı ile birbirinden haberdar bilgi kaynaklarına ihtiyaç vardır. İşte bu noktada
hem kütüphanecinin, hem de kullanıcıların yapacakları çalışmaları kolaylaştırabilmek, ihtiyaç
II
duyulan bilgiye en kolay ve etkili biçimde ulaşmalarını sağlayabilmek için kullanılan
bütünleşik kütüphane otomasyon sistemlerine büyük görevler düşmektedir ve günümüzde bu
amaca hizmet edebilmek amacı ile yerli kurum ve kuruluşlar tarafından üretilmiş olan Türkçe
tabanlı kütüphane otomasyon programları sıklıkla kullanılmaktadır.
Özellikle, bilimsel düşünce ve yaratıcılığın en verimli biçimde hayat bulduğu,
araştırmaların etkin bir şekilde yürütüldüğü üniversitelerin, vazgeçilmez bir parçası olan,
amacı bağlı bulunduğu üniversite içerinde ve yakın çevresinde bilimsel araştırma ve
geliştirme çalışmalarını desteklemek, her gün gelişip ilerleyen, yeni yayınlarla zenginleşen
dünya biliminin son verilerini izlemek olan üniversite kütüphanelerinin hemen hemen tamamı
kütüphanecilik işlem ve hizmetlerini bir otomasyon programına dayalı olarak
gerçekleştirmektedir.
Bu nedenlerle çalışmamızda, Türkçe tabanlı kütüphane otomasyon programlarının
kullanım, kapsam, içerik özellikleri incelenmiştir. Kullanımları esnasında karşılaşılan avantaj
ve dezavantajları üniversite kütüphaneleri bağlamında ele alınmıştır. Ayrıca kullanılan
kütüphane otomasyon programlarının, kütüphanecilik literatüründe yer alan standartları
taşıyıp, taşımadığı üniversite kütüphanelerinde çalışan kütüphane personeline uygulanan
anket çalışması ile belirlenmeye çalışılmış, mevcut programlar arasında karşılaştırmalar
yapılmıştır.
Çalışma boyunca, düşünce ve önerileri ile beni yönlendiren Danışman Hocam
Doç. Dr. Doğan Atılgan’a; değerli fikirleri ile çalışmaya katkı sağlayan diğer hocalarıma,
görüşme isteğimi ilgiyle karşılayan ve sorularımı cevaplamak için vakit ayıran tüm kütüphane
çalışanlarına, aileme ve büyük desteği ile sonsuz sabrı için eşim Selçuk Orhan’a teşekkür
ederim.
İlknur Ünal Orhan
III
İÇİNDEKİLER
Önsöz I
İçindekiler III
Kısaltmalar V
Tablolar Listesi VII
I. BÖLÜM
Giriş 1
Amaç ve Hipotez 3
Kapsam 4
Yöntem 5
Düzen 6
Kaynaklar 6
II. BÖLÜM: KÜTÜPHANE OTOMASYONU
II. A. Kütüphane Otomasyonunun Doğuşu 8
II. B. Kütüphane Otomasyonunun Gelişimi 15
II.B.1. Kütüphane Otomasyonunda Yazılım ve Donanım Seçimi 22
II.B.2.Sağlama İşlemleri 27
II.B.3. Kataloglama İşlemleri 33
II.B.4. Süreli Yayın İşlemleri 49
II.B.5. Dolaşım (Ödünç Verme) İşlemleri 53
II.B.6. Bilgi Erişim İşlemleri 57
III. BÖLÜM: ÜNİVERSİTE KÜTÜPHANELERİNDE KULLANILAN
TÜRKÇE TABANLI KÜTÜPHANE OTOMASYON PROGRAMLARI
III. A. Türkiye’de Kütüphane Otomasyonunun Bugünkü Durumu 64
IV
III.B. Türkçe Tabanlı Kütüphane Otomasyon Programlarının 71
Kullanım, Kapsam ve İçeriği
III.B.1. Bliss Kütüphane Bilgi Sistemi 72
III.B.2. İskenderiye Kütüphane Bilgi Sistemi 73
III.B.3. Kybele Kütüphane ve Belge Erişim Sistemi 75
III.B.4. Milas Kütüphane Otomasyon Programı 77
III.B.5.Yordam 2001 Kütüphane ve Bilgi Belge Otomasyon Programı 78
IV. BÖLÜM: TÜRKÇE TABANLI KÜTÜPHANE OTOMASYON
PROGRAMLARININ ÜNİVERSİTE KÜTÜPHANELERİNDE
UYGULANMASI
IV.A. Kullanıcı Anketi 82
IV.B. Kullanıcı Anket Bulguları ve Değerlendirilmesi 84
IV.B.1.Genel Sorular Bölümünün Değerlendirilmesi 89
IV.B.2. Kataloglama Bölümü Değerlendirilmesi 100
IV.B.3. Sorgulama (OPAC) Bölümü Değerlendirilmesi 106
IV.B:4. Ödünç Verme (Dolaşım) Bölümü Değerlendirilmesi 110
IV.B.5. Süreli Yayınlar Bölümü Değerlendirilmesi 116
IV.B.6. Sağlama Bölümü Değerlendirilmesi 120
V. BÖLÜM: SONUÇ VE ÖNERİLER
V.A. SONUÇ 130
V.B. ÖNERİLER 136
- ÖZET 138
- SUMMARY 139
- KAYNAKÇA 140
- EK 153
V
KISALTMALAR
AACR: Anglo- Amerikan Kataloglama Kuralları ANKOS: Anadolu Üniversite Kütüphaneleri Konsorsiyumu ANSI: American Natitional Standart Institute ASCII : American Standard Code for Information Interchange BLBSD: İngiliz Ulusal Kütüphanesi’nin Bibliyografik Hizmetler Bölümü BLİSS: Bilkent Bilgi Erişim Sistemi BNB: British National Bibliography CD: Compact Disk CD- ROM: Compact Disk- Read Only Memory DOS: Dewey Onlu Sınıflama Sistemi
DOI: Dijital Object Identifier
DTD: Document Type Definition DVD: Dijital Video Disk FTP: File Transfer Protocol GML: Generalized Markup Language
HTML: Hypertext Markup Language
HTTP: Hypertext Transfer Proctokol
IFLA: Kütüphane Dernek ve Kurumları Milletlerarası Federasyonu
ISBD: International Standart Bibliographis Description ISO: The International Organization for Standardization KYBELE: Kütüphane Yönetim ve Belge Erişim LC: Kongre Kütüphanesi MARC: Machine Readable Catalog MERLIN: İngiliz Ulusal Kütüphanesi Makinece Okunabilir Kütüphane Bilgi Hizmeti
VI
MİLAS: Mikrobeta Library Automation System OBES: Ortak Belge Sağlama Projesi OCLC: Online Computer Library Center OPAC: Online Public Access Catalog OSTI: Britanya’da Bilimsel ve Teknik Bilgi Ofisi SGML: Standart Generalized Markup Language
SPSS: Statistical Packages of Social Sciences
TCP/IP: Transmission Control Protocol/Internet Protocol
UBC: Evrensel Bibliyografik Denetleme UNAK: Üniversite ve Araştırma Kütüphanecileri Derneği VEDES: Ulakbim Veritabanları ve Elektronik Dergiler Ev Sahipliği
VTLS: Virginia Tech Library System
XML: Extensible Markup Language
VII
TABLOLAR ve GRAFİKLER LİSTESİ
1. Tablo: Üniversite Kütüphaneleri ve Kullandıkları Otomasyon Programları 84 2. Tablo: Üniversite Kütüphanelerinin Mevcut Programları Kullanmaya Başladıkları 86 Yıllar 3. Tablo: Kullanılan Arayüzün Kullanıcı Dostu Olması Durumu 87 4. Tablo: Menüler Arası Geçiş Kolaylığı 88 5. Tablo: Yedekleme Kolaylığı 88 6. Tablo: İnternet Uyumu 89 7. Tablo: IP Aralığı Erişim Kontrolü 90 8. Tablo: Program Kodlarının Kullanıcıya Verilmesi Durumu 90 9. Tablo: Kütüphaneci/ Kullanıcıya Modül Bazında Yetki Verilmesi Durumu 91 10. Tablo: Güncellemelerde Veri Bütünlüğünün Korunması Durumu 91 11. Tablo: Çoklu Dil Desteği Durumu 92 12. Tablo: Türkçe Karakter Sorunu 93 13. Tablo: Çoklu Kullanıcı Desteği 93 14. Tablo: Sınırsız Kayıt İmkanı 94 15. Tablo: Tek Merkezden Yönetim Durumu 94 16. Tablo: Online Teknik Destek İmkanı 95 17. Tablo: Üretici Firma Garantisi 96 18. Tablo: Sistemin Yurtiçinde Kullanıcılarının Bulunması Durumu 96 19. Tablo: Sistemin Yurtdışında Kullanıcılarının Bulunması Durumu 97 20. Tablo: MARC Standardını Destekleme Durumu 98 21. Tablo: MARC’ın Tüm Alanlarının Kullanılabilirliği Durumu 99 22. Tablo: İçeri Veri Transferi Durumu 99 23. Tablo: Dışarı Veri Transferi Durumu 100
VIII
24. Tablo: Dewey ve LC Sınıflama Sistemlerini Destekleme Durumu 100 25. Tablo: Veri Giriş Alanlarında Karakter Sınırı Durumu 101 26. Tablo: Otorite Dosyaları Oluşturulması Durumu 101 27. Tablo: Bkz. Ve Ayr.Bkz. Göndermelerinin Yapılabilmesi Durumu 102 28. Tablo: Katalog Kayıtlarına Resim Eklenebilme Durumu 102 29. Tablo: Her Yayın İçin Ödünç Süresi Belirleyebilme Durumu 103 30. Tablo: Her Yayın İçin Belirlenen Ödünç Süresinin Kullanıcılar Tarafından 103
Görüntülenebilmesi Durumu
31. Tablo: Materyal Türüne Göre Detaylı Listeleme Durumu 104
32. Tablo: Basit Sorgulama Yapılabilme Durumu 104
33. Tablo: Gelişmiş Sorgulama Yapılabilme Durumu 105
34. Tablo: Katalog ve Demirbaş Detaylarının Sorgulanması Durumu 106
35. Tablo: Sorgu Sonuçları Üzerinden Sorgulama Durumu 106
36. Tablo: Serbest Metin Sorgulaması Durumu 107
37. Tablo: Sorgulama Sonucundaki Kayır Sayısı Durumu 107
38. Tablo: Detaylı Kullanıcı Bilgisi Kaydı Durumu 108
39. Tablo: Kullanıcı Bilgisine Resim Eklenilmesi Durumu 108
40. Tablo:Bölüme ve Alınan Kitap Sayısına Göre Listeleme Durumu 109
41. Tablo: Her Gruba Farklı Yetki Tanımlayabilme Durumu 109
42. Tablo: Her Esere Göre Verilen Ödünç Süreleri Durumu 110
43. Tablo: Ödünç Sürelerinin Saatlik, Günlük Ayarlanabilmesi Durumu 110
44. Tablo: Rezerve Durumu 111
45. Tablo: Sistemin Uyarı Vermesi Durumu 111
46. Tablo: Hatırlatma Yazılarının Gönderilme Durumu 112
47. Tablo: Online Ödünç Süresi Kontrolü Durumu 112
IX
48. Tablo: Online Rezervasyon İmkanı 113
49. Tablo: Güncel Duyuru Hizmeti Durumu 113
50. Tablo: Düzensiz Süreli Yayınların İzlenmesi Durumu 114
51. Tablo: İçindekiler, Abstract Bilgilerinin Kaydedilmesi Durumu 114
52. Tablo: İstek Ödeme Detaylarının Listelenebilmesi Durumu 115
53. Tablo: Ciltleme Detaylarının İzlenebilmesi Durumu 115
54. Tablo: Eksik Sayı İsteme Durumu 116
55. Tablo: Abonelik Süresi Bitiminde Uyarı Verilmesi Durumu 116
56. Tablo: Abonelik Yenileme Yazılarının Hazırlanması Durumu 117
57. Tablo: Süreli yayınlar Hakkında Listeler Alınması Durumu 117
58. Tablo: Sağlama Bölümünün Kataloglama İle Eş Zamanlı Olması Durumu 118
59. Tablo: Sipariş No Üzerinden Erişim Durumu 118
60. Tablo: Siparişteki Materyallerin Görüntülenmesi Durumu 119
61. Tablo: Kullanıcı İsteklerinin Kayıt Edilmesi Durumu 119
62. Tablo: Kullanıcı İsteklerinin Online Yapılabilmesi Durumu 120
63. Tablo: İsteklerin Fakülte Bölüm Bazında Listelenebilmesi Durumu 120
64. Tablo: Harcamaların Bütçelenmesi Durumu 121
65. Tablo: Alınacak Listelerinin Gönderilmesi Durumu 121
66. Tablo: Firma Kıyaslama Durumu 122
67. Tablo: Tüm Alanlardan Sorgu Yapabilme Durumu 122
68. Tablo: Üniversitelerin Kullandıkları Programlardan Memnun Olma Durumları 124
1. Grafik: Verilen Evet/ Hayır Cevaplarının Programlara Göre Dağılımı 125
1
I. BÖLÜM GİRİŞ
Günlük hayatta insanoğlunun yaşamını geliştirip, ilerlemek için yaptığı tüm işlerde
kullandığı temel hammadde bilgidir. Bilgi olmadan herhangi bir işin yapılması, gelişmenin
sağlanması ve ilerlemenin kaydedilmesi düşünülemez. Gerek teknolojik, gerekse sosyo-
ekonomik ve kültürel alanlarda, her an çeşitli yollardan bilgi üretimi yapılmaktadır. İnsanın
yaşadığı tüm zaman dilimlerinde bilgi her zaman ön planda yer almıştır. Öyleki, gelişmişliğin
ölçü birimi sahip olunan bilgi, bilginin etkinliği de yeni bir bilgi üretimi olmuştur.
Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi, eskiden ürettiği çelik ve enerji miktarı ile ölçülürken
artık; enformasyon teknolojisini oluşturan mikroelektronik, telekominikasyon ve bilgisayar
teknolojilerinin imkanları ile elde edilen, işlenen, iletilen, saklanan bilgi miktarı ile ölçülmeye
başlanmıştır. Bireyler ve toplumlar için ekonomik, sosyal, kültürel değeri ve işlevi giderek
artan; her fırsatta herkes tarafından vurgulanan bilgi, yaşamakta olduğumuz çağa Bilgi Çağı,
içinde bulunduğumuz topluma da Bilgi Toplumu adınının verilmesine neden olmaktadır.
Bilgi toplumu olarak adlandırılan içinde bulunduğumuz dönemde üretim biçimine
bağlı olarak meydana gelen ekonomik, politik, teknolojik ve kültürel dönüşüm, bilim
dallarının genişlemesine, uzmanlaşmanın ve yayın sayısının artmasına; dolayısıyla da bilgi
üretiminin çeşitlenmesine neden olmuştur. Bu yeni dönemde üretilmiş bilgiye yeni bilgi
eklenilmesi ve paylaşılır kılınması isteği ve çabası yatmaktadır. Üretilen her yeni bilginin
paylaşımı ve toplumun yararına sunulması gerekmektedir. Çünkü, bilgi toplumuna bilgi
herkes için gereklidir düşünce yapısı hakimdir.
Son otuz yılda üretilen toplam bilgi hacminin, bundan önceki 5000 yılda üretilen bilgi
hacminden daha fazla olması ve mevcut bilgilerin tüm insanlığın hizmetine sunulması
gerekliliği, geniş etki alanına sahip bir iletişim sistemi ile her noktaya ulaşan bilgi ve iletişim
ağının gerekliliğini doğurmuştur. Teknolojide ki ilerlemeler neticesinde, insanoğlunun yirmi
birinci yüzyılın en büyük buluşlarından birisi olan bilgisayarlar ile tanışması tüm dünyanın
alışkanlıkları değiştirmiş, iletişim alanında çığır açmıştır. İlerleyen yıllarda farklı yazılımlar,
uç donanımları ve başta internet ile etkileşimli multimedia olmak üzere çeşitli uygulamalar,
mevcut sosyal ve ekonomik ilişkileri temelden etkileyerek bilgi toplumunu oluşturan tüm
2
kurum ve kuruluşları temelden etkilemiş, iş ve hizmet politikalarında teknolojiye yönelik
belirgin bir dönüşüm başlatmıştır.
Tüm dünyada yaşanan bilgi artışı ve teknolojide ki baş döndürücü gelişmeler, bilginin
depolandığı ve halkın tüm kesimlerinin kullanımına sunulduğu çeşitli türdeki kütüphanelerin
de hem sayısal hem de dermeleri (materyal türü) açısından çoğalarak, gelişmesine ön ayak
olmuştur. Değişen kullanıcı ihtiyaçlarına cevap verebilmekte zorlanan, artan yayın sayısını
kontrol altına alabilme konusunda sıkıntılar yaşamaya başlayan kütüphaneler, tüm dünyayı
etkisi altına alan bu değişim rüzgarından uzak duramamış ve 1960’lı yılların başında
teknolojinin en büyük kazanımlarından olan bilgisayarlar ile tanışmışlardır.
Kütüphaneler de birer bilgi işleme sistemleri olarak düşünüldüklerinde bilgisayar ve
iletişim teknolojisindeki gelişmelerin kütüphaneler için ne denli önemli oldukları ortaya
çıkmaktadır. Çünkü, insanlığın binlerce yıldır üretmekte olduğu her alandaki her türlü bilgi ile
bilgileri içeren yazılı-basılı-görüntülü-sesli bilgi kayıtlarının, bilgi materyalinin toplandığı,
yorumlandığı, işlendiği, düzenlendiği, korunduğu ve kullanıma sunulduğu bilgi kurumları,
kütüphaneler ve bilgi merkezleri, bugün bilgi teknolojisi olanaklarının en yaygın olarak
kullanıldığı alanların başında gelmektedir.
Bilgisayarların kütüphanelerde kullanılmaya başlanması ile tüm işlem ve hizmetlerde
büyük bir hız ve başarı elde edilmiştir. İlerleyen yıllarda internetin de insanlar için
vazgeçilmez bir hal alması, kütüphanecilik mesleğinin şekil ve boyut değiştirmesine neden
olmuştur.
Özellikle, öğrencilerin mesleki, entellektüel ve estetik şekillenmelerine ortam
sağlamasının yanı sıra, insanın ve doğanın çözülmemiş sorunlarına ışık tutan ve bilimin
sınırlarını zorlayıcı çalışmalar yapan eğitim- öğretim ve araştırma kuruluşları şeklinde
tanımlayabileceğimiz üniversiteler ile üniversitelerin kalbi olarak adlandırılan üniversite
kütüphaneleri (Aslan, 1990:37) bu değişim rüzgarından en fazla etkilenen kurumlar
olmuşlardır. Üniversiteler içinde son derece önemli bir yere sahip olan üniversite
kütüphaneleri, hizmetlerinin etkinliğini arttırmak amacıyla zaman içerisinde olan değişimleri
iş ve hizmetlerine yansıtmak, çağa ayak uydurmak mecburiyeti ile karşı karşıya gelmişlerdir.
3
Bugün, tüm üniversite kütüphanelerinde, bilgi kaynaklarının dokümantasyonlarına ait
verilerin kayıt, sınıflandırma, ayıklama, hesaplama, özetleme, depolama, güncelleme,
çoğaltma ve iletme işlemleri bilgisayar ve iletişim araçlarının, buna bağlı olarak otomasyon
kavramının gerektirdiği niteliklere uygun olarak gerçekleştirilmektedir. Kimine göre
bilgisayarlaşma, kimine göre otomatikleşme süreci olarak adlandırılan bu yeni düzene
kütüphanelerin kolay ve hızlı uyum sağlayabilmelerinde ise şüphesiz bu işlemlerin
yapılmasında, hizmetlerin verilmesinde büyük kolaylıklar sağlayan, tüm kütüphanelerde
kullanılmakta olan bütünleşik kütüphane otomasyon programlarının payı çok büyüktür.
Ancak, ülkemizde sıklıkla kullanılan yalnızca dört adet kütüphane otomasyon programı vardır
ve bu programların her birinin kendi içerisinde bir takım eksikliklerinin olduğu
düşünülmektedir.
Oysa, bilgiye dayalı bir dönüşüm sürecinin hakim olduğu, sürekli eğitimin ön plana
çıktığı, bilgi teknolojilerinin günlük yaşamın parçası haline geldiği bilgi toplumunda,
ekonomik imkanları sınırlı üniversitelerin bu yeni dünya düzenine adapte olabilmelerinde
büyük görevler üstlenen kütüphane otomasyon programlarının geliştirilmesi ve dünya
standartlarını yakalayabilmesi, kütüphanecilik mesleğinin gelişimi için daha da önemlisi
kısıtlı olan bütçelerden büyük payların yurt dışında üretilmiş olan yazılımlara yatırılmaması
için gerekli aynı zamanda üzerinde dikkatle durulması gereken önemli bir konudur.
Bilgi toplumu olarak tanımlanan yeni dünya düzeni içerisinde önemli bir yeri olan
kütüphanelerin çağın gerektirdiği şekilde hizmet vermelerine imkan tanımak için daimi
gelişimin sağlandığı bir düzenin sağlıklı biçimde sürdürülebilmesi bir zorunluluktur.
25 Haziran 1998’de Gençlik ve Medya Komitesi’nin Avrupa Parlamentosu’na sunduğu
Modern Dünyada Kütüphanelerin Rolü başlıklı raporun eklerinin birinde de ifade edildiği gibi
“kütüphanelere yatırım yapmak, demokrasiye ve eşitliğe yatırım yapmaktır”.
AMAÇ VE HİPOTEZ
Bilgisayar ve iletişim teknolojisinde yaşanan baş döndürücü gelişmeler güncel ve
doğru bilgiye en hızlı şekilde ulaşılmasına imkan tanırken, bilgilerin sağlandığı, düzenlendiği
ve ihtiyacı olan kişiye sunulduğu kütüphaneler de bu gelişmelere kayıtsız kalamamışlardır.
1960’lı yıllarda başlayan kütüphane otomasyonu çalışmalarında tam anlamıyla verim alınması
4
1980’li yıllarda mümkün olmuştur ve bugün bilgisayarlar kütüphanelerin olmazsa olmazı
haline gelmiştir.
Çalışmanın amacı; öncelikle kütüphane otomasyonu alanında, ilk günden bu zamana
kadar yapılan çalışmaları ve bugünkü durumu ortaya koymak, ikinci olarak; Türkiye’deki
devlet üniversitelerinin kütüphanelerinde kullanılmakta olan Türkçe tabanlı kütüphane
otomasyon programlarını incelemek ve son olarak mevcut otomasyon programlarının sahip
oldukları özellikleri, standartları belirleyebilmek ve kullanıcılarının memnuniyet durumlarını
tespit edebilmektir. Bu noktadan yola çıkarak çalışmanın problemi; “Üniversite
kütüphanelerinde kullanılan Türkçe tabanlı kütüphane otomasyon programları literatürdeki
mevcut standartları ne ölçüde sağlamaktadır ve mevcut kullanıcılar programlardan memnun
mudur?” olarak saptanmıştır.
Yukarıda verilen probleme yanıt olması düşünülen araştırma hipotezi ise “Üniversite
kütüphanelerinde kullanılan Türkçe tabanlı kütüphane otomasyon programlarının her birinin
kendi içerisinde bir takım eksikliklerinin bulunduğu” şeklindedir.
KAPSAM
Araştırmamız, ülkemizde mevcut olan ve birçok üniversite kütüphanesi tarafından
kullanılan Türkçe tabanlı kütüphane otomasyon programları ile bu programları kullanan
devlet üniversitelerinin kütüphanelerini kapsamaktadır. Her bir programın dört adet
kullanıcısı araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırmaya konu olan kütüphaneler ve
kullanmakta oldukları kütüphane otomasyon programları aşağıdadır:
- Abant İzzet Baysal Üniversitesi : BLISS Kütüphane Bilgi Sistemi
- Adnan Menderes Üniversitesi: MİLAS Kütüphane Otomasyon Sistemi
- Anadolu Üniversitesi: KYBELE Kütüphane ve Bilgi Erişim Sistemi
- Ankara Üniversitesi: MİLAS Kütüphane Otomasyon Sistemi
- Atatürk Üniversitesi: YORDAM Kütüphane ve Bilgi Belge Otomasyon Programı
- Cumhuriyet Üniversitesi: YORDAM Kütüphane ve Bilgi Belge Otomasyon
Programı
- Gazi Üniversitesi: BLISS Kütüphane Bilgi Sistemi
- Gaziantep Üniversitesi: BLISS Kütüphane Bilgi Sistemi
5
- Gaziosmanpaşa Üniversitesi: MİLAS Kütüphane Otomasyon Sistemi
- Hacettepe Üniversitesi: BLISS Kütüphane Bilgi Sistemi
- İnönü Üniversitesi: KYBELE Kütüphane ve Bilgi Erişim Sistemi
- Marmara Üniversitesi: YORDAM Kütüphane ve Bilgi Belge Otomasyon Programı
- Niğde Üniversitesi: MİLAS Kütüphane Otomasyon Sistemi
- On Dokuz Mayıs Üniversitesi: KYBELE Kütüphane ve Bilgi Erişim Sistemi
- Uludağ Üniversitesi: KYBELE Kütüphane ve Bilgi Erişim Sistemi
- Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi: YORDAM Kütüphane ve Bilgi Belge Otomasyon
Programı
Araştırmamızın kapsamına alınan kütüphanelerin Yönetim, Kataloglama, Süreli
Yayınlar, Ödünç Verme (Dolaşım), Sağlama Birimlerinin çalışanları ile görüşülmüştür.
YÖNTEM
Araştırmada seçilen konu hakkındaki bilgi kaynaklarını belirleyebilmek amacı ile
literatür taraması yapılmış, konu ile ilgili bilgilerin tespiti, konunun incelenmesi ve
açıklanmasında Betimleme Yönteminden faydalanılmıştır. Saim Kaptan, Bilimsel Araştırma
Teknikleri adlı eserinde betimleme yöntemini şu şekilde açıklamaktadır:
“ Bunlar olayların, objelerin, varlıkların, kurumların, grupların ve çeşitli alanların “ne”
olduğunu betimlemeye, açıklamaya çalışan incelemelerdir. Bunlar, “nedir?” sorusuna
cevap bulmaya yöneliktirler. Bununla mevcut durumlar, koşullar, özellikler aynen
ortaya konmaya çalışırlar. Betimleme araştırmaları, mevcut olayları daha önceki olay
ve koşullarla ilişkilerini de dikkate alarak durumlar arasındaki etkileşimi açıklamayı
hedef alır. Bu yönteme dayanan araştırmalarla durumu nedir? Neredeyiz? Ne yapmak
istiyoruz? Nereye hangi yöne gitmeliyiz? Oraya nasıl gitmeliyiz? Gibi sorulara mevcut
zaman kesiti içinde olduğu düşünülen verilere dayanılarak cevap bulmak istenir.
Genellikle bir survey yöntemi olan betimleme, grupla ilgili genişliğine (Cross-
Sectional) bir çalışmadır. Bu tür araştırmalar, çok sayıda obje ya da denek üzerinde
belirli bir zaman kesiti içinde yapılmaktadır. Betimleme, olayları, obje ve problemleri
anlama ve anlatmada ilk aşamayı oluşturur. Bilimsel etkinlikler olayların
betimlenmesiyle başlar. Bu sayede onları iyi anlayabilme, gruplayabilme olanağı
sağlanır ve aralarındaki ilişkiler saptanmış olur (Kaptan, 1982:63).
6
Veri toplama tekniği olarak ise; “belli bir amaca yönelik olarak kaynakları bulma,
okuma, not alma ve değerlendirme işlemleri” (Karasar, 1998:183) anlamına gelmekte olan
belgesel tarama tekniği kullanılmıştır. Ayrıca, üniversite kütüphanesi çalışanlarına anket
uygulanmıştır ve Ankara’da bulunan üniversite kütüphanesi çalışanlarından görüşme tekniği
ile veriler toplanmıştır.
Anket verilerinin değerlendirilerek grafiklerin ve tabloların oluşturulmasında
SPSS 13.0 istatistik programı kullanılmıştır.
DÜZEN
Araştırma 5 bölümden oluşmaktadır. Bölümler ve içerikleri aşağıdaki gibidir:
1. Bölüm, Giriş Bölümü olup kütüphane otomasyonun önemine değinilmekte,
araştırmanın amacı ve hipotezi açıklanmaktadır. Araştırma yöntemi, çalışma alanı,
araştırmanın düzeni ve araştırmada kullanılan kaynaklar hakkında bilgi verilmektedir.
2. Bölümde, kütüphane otomasyonu hakkında genel bilgiler verilmektedir. Doğuşu,
gelişimi ve bugünkü durumu incelenmektedir. Uygulanma alanları, sağladığı olanaklar,
taşıması gereken standartlar üzerinde durulmaktadır.
3. Bölümde, ülkemizde üniversite kütüphanelerinde kullanılmakta olan Türkçe tabanlı
kütüphane otomasyon programlarının kapsam ve içerikleri incelenmektedir.
4. Bölümde, araştırma kapsamında bulunan üniversite kütüphanelerindeki çalışanlara
uygulanan anketin sonucunda elde edilen verilerin incelendiği ve değerlendirildiği bölümdür.
Kullanılan kütüphane otomasyon programlarına yönelik özelliklerin, yaşanılan sorunların,
mevcut eksikliklerin değerlendirilmesi yapılmaktadır.
5. Bölüm, elde dilen bulguların ışığında çıkarılan sonuçların ve önerilerin yer aldığı
bölümdür.
7
KAYNAKLAR
Araştırma kapsamında yer alan “kütüphane otomasyonu”, “kütüphane otomasyon
programları”, “kütüphane yazılımları”, “library automation”, “library automation software”,
“üniversite kütüphaneleri”, “MARC” gibi konu başlıkları ile ilgili olarak basılı ve elektronik
kaynaklar değerlendirilmiştir.
Söz konusu konu başlıkları altında var olan bilgi kaynaklarının belirlenebilmesi ve
temel verilerin elde edilebilmesi için aşağıdaki temel kaynaklar kapsamında taramalar
yapılmıştır:
- Library and Information Science Abstract on CD- ROM (1969- 2000/ 09)
- Library Literature (1970- )
- ISI Web of Science
- Türkiye Bibliyografyası (1935- )
- Türkiye Makaleler Bibliyografyası (1952- )
- Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni Dizin (1952- 1992)
- Türk Kütüphaneciliği Dizin (1993- 2006)
- Y.Ö.K. Tez Veritabanı
Aynı zamanda, araştırmamızda ele alınan kütüphane otomasyon programları hakkında
bilgilerin verildiği şu sayfalardan yararlanılmıştır.
- http://blisscat.bilkent.edu.tr/hakkinda.php
- http://kybele.anadolu.edu.tr/update/kygenel.htm
- http://www.milasweb.com
- http://www.yordam.com/v2/yazilim.asp
Kütüphanecilik alanında düzenlenmiş kongre, konferans, toplantı vb. bildirilerinin
toplandığı kaynaklar incelenmiştir ve güncel elektronik kaynaklara erişebilmek için Google,
Yahoo, Hotmail tarama motorlarından yararlanılmıştır.
Ayrıca, araştırma kapsamında uygulanan anketin oluşturulmasında Türker Baş’ın
“Anket” isimli kitabı, anket verilerinin SPSS programı ile değerlendirilmesi aşamasında Şener
8
Büyüköztürk’ün “Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı” ile Kazım Özdamar’ın “SPSS
ile Biyoistatistik” eserleri kullanılmıştır. Çalışmanın tümünde Niyazi Karasar’ın
“Araştırmalarda Rapor Hazırlama” isimli eserine ve Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü’nün web sayfasında yayınlanmakta olan “Tez Yazım Yönergesi”’ne
başvurulmuştur.
9
II. BÖLÜM KÜTÜPHANE OTOMASYONU II.A. KÜTÜPHANE OTOMASYONUNUN DOĞUŞU
Sosyo-ekonomik gelişme sürecinde toplumlar, ilkel toplumdan tarım toplumuna, tarım
toplumundan sanayi toplumuna, günümüzde ise sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş
şeklinde farklı gelişme aşamaları yaşamışlardır. İnsanlık tarihinde iz bırakan bu gelişme
aşamalarının birincisi, ilkel çağdan 18.yüzyıl’a kadar olan zamanı kapsayan, insanları göçebe
yaşam tarzından toprağa ve yerleşik düzene bağlayan, tarım toplumu olarak adlandırılan
dönemdir. Bu dönemde üretimin temel kaynağı tarımdır. Tarım alanında çalışanların oranı,
toplam nüfusun ortalama olarak %70-80’nini oluşturmuştur (Kocabaş, 1998:1) .
İkincisi, Avrupa’da buhar makinesinin icadı ve endüstride kullanımının
yaygınlaşması ile başlayan, toplu üretimin ve eğitimin önem kazandığı, tarımda çalışan
nüfusun giderek azaldığı, makine ile üretimin yaygınlaştığı, dolayısıyla şehirlerde ve sanayi
bölgelerinde işçi adı verilen yeni bir sınıfın ortaya çıktığı sanayi toplumu aşamasıdır. Tipik bir
sanayi toplumunda çalışan işçi oranı, ortalama %75-80 olarak öngörülmektedir (Kocabaş,
1998:2) .
Üçüncüsü ise, kitlesel refahın, bilginin ve nitelikli insan gücünün önem kazandığı
halen içinde bulunduğumuz bilgi toplumu aşamasıdır.
İlkel toplumda doğanın verdikleriyle yetinen insanlık, tarım toplumunda ekip-biçerek
daha çok üretmeyi başarmıştır. Sanayi toplumu döneminde ise toprağın yerini makineler
almıştır. Mekanik düşünce ve mekanik teknolojinin ürünü olan makineler sanayi toplumunun
yapı taşlarıdır. Tarım toplumunda toprağın sahipleri olan aristokrat sınıflar ile sanayi
toplumunda sermayenin sahibi olan sosyal sınıflar, toplumun egemen sınıflarını
oluşturmuşlardır (Erkan, 1998:9).
20 yüzyılın son çeyreğinde ise, özellikle 1970’lerde üretimde otomasyonun giderek
yaygınlaşması, işçi sınıfının azalmasına ve toplumsal yapıdaki etkinliğinin giderek
kaybolmasına yol açmıştır. Otomasyonun artması, beraberinde “emek yoğun” dönemden
“bilgi yoğun” döneme geçilmesine neden olmuştur. Artık daha çok çalışan değil daha çok
okuyan, düşünen ve bilen toplumların üstünlük sağladığı bir dönem başlamıştır (Kocabaş,
10
1998:10-11). Hammaddesi insan ve bilgi olan bu yeni toplum yapısı ile birlikte daha önceki
toplum yapılarında ki madde ve maddenin üretiminin yerini bilgi ve bilginin üretimi almıştır
(Erkan, 1998:11). İşte, toprak ve sermaye yerine, bilginin temel üretim aracı olduğu bu yeni
toplum düzenine de, bilgi toplumu denilmektedir.
Bilimsel, teknolojik, stratejik, ekonomik, sosyolojik araştırmaların yoğunlaştırılması,
bilgilenme hakkının genişletilmesi ve yaygınlaştırılmasına dönük çalışmaların yapılması, bilgi
hizmeti veren kurumsal yapıların daha güncel kapsamda ve aktif olarak halkın bilgi
gereksinimini karşılamaya dönük olarak tasarlanması ve yaygınlaştırılması, teknik bilgiden
araştırmacıların, en kısa sürede, en etkin biçimde yararlanmasına yönelik kurumsal yapıların
oluşturulması ve geliştirilmesi gibi değişimler bilgi toplumu olma yolunda ki ülkeleri
derinden etkilemiş ve toplumsal bir değişim sürecinin içine sürüklemiştir (Kocabaş, 1998: 10–
11).
Bilgi toplumu kavramının çok çeşitli tanımları ile karşılaşılmaktadır. Bu tanımlar,
kimi zaman bilginin işlenmesi, depolanması ve dağıtımından meydana gelen teknolojik
gelişmeler ön plana çıkarılarak dile getirilmektedir, kimi zaman da gayri safi milli hâsılanın
kaçta kaçının enformasyon-bilgi sektöründen elde edildiğine ya da enformasyon-bilgi
sektöründe çalışan işçi sayısının toplam işgücü oranına bakılarak yapılmaktadır.
Aslan bir makalesinde bilginin işlenmesi noktasına dikkat çekerek, bilgi toplumunu,
“toplumsal değişim ve ekonomik gelişme konusunda ki, geleceğe yönelik beklentilerin ve
yaşam biçiminin giderek artan düzeyde, bilgiye ve onun kullanımına dayalı olduğu bir toplum
yapısıdır” şeklinde tanımlamaktadır (Aslan, 1990:12).
Bu yeni dünya düzeni ile birlikte ulusal sınırlar önemini yitirmiş, üretim ve tüketim
küreselleşmiştir. Bilginin ve bilgi teknolojilerinin toplumsal kültürel ve ekonomik alanlarda
en önemli etkenler olduğu yeni bir dönem başlamıştır. Bunun temel göstergelerinden birisi
Sayın, Tonta’nın da bir makalesinde belirttiği gibi, günlük konuşma dilimize giren “bilgi
çağı”, “bilgi ekonomisi”, “bilgi patlaması”, “bilgi yönetimi” gibi sözcüklerdir (Tonta,1999:
363).
Artan yeni bilgiler insanoğlunu yeni araştırmalar yapmaya yöneltmiştir. 1982 yılında
ABD’de 584.000 $, 1983’de Japonya’da 85. 287 yen ve İngiltere’de 210.000 sterlin bilimsel
11
araştırmalar için harcanmış olup harcamalar aynı düzeyde kalmamakta sürekli bir artış
göstermektedir. Bilim adamı sayısı da her 15 yılda bir iki katına çıkmaktadır (İstanbul
Üniversitesi, 1985: 4).
Ancak zaman içerisinde bu araştırmalar o kadar yoğunlaşmıştır ki, artık bilim adamı
neyi bilip neyi bilmediğini dahi bilememe sorunu ile karşı karşıya kalmıştır. 1959’da ABD’de
1.25 milyar dolar; 1962’de İngiltere’de 12 milyon sterlin çift araştırmalar yüzünden boşuna
harcanmıştır (İstanbul Üniversitesi, 1984: 4). Bu durumun üstesinden gelebilmek için, bilim
adamları elde ettikleri bulguları yayın yaparak duyurmak zorunda kalmışlardır. Araştırmacı ve
araştırma sayısının artması, yayın sayısının da artmasına neden olmuştur. Özellikle, 2. Dünya
Savaşı sonlarına doğru tüm dünyada “bilgi patlaması” ve bunun doğal sonucu olarak yayın
patlaması gerçekleşmiştir (İstanbul Üniversitesi, 1985: 6).
Bilginin herkes için gerekli olduğu bu yeni dünya düzeninden en çok etkilenen
kurumlar ise, şüphesiz devletlerin gelişmişlik düzeylerini, diğer dünya devletleri ile olan
ilişkilerindeki saygınlık ve onurunu belirleyen bilginin, bilgi toplumunu oluşturan bireyler ile
buluşmasına aracılık eden, tüm dünyada paylaşılmasını sağlayan ve halkla sürekli etkileşim
halinde bulunan kütüphaneler olmuştur
Sayın Keseroğlu’nun çarpıcı bir biçimde vurguladığı gibi “toplumların hoşgörü
sınırlarını; insan özgürlüğüne verdiği özeni ya da özensizliği; gerçek demokrasiye olan
inancını ya da inançsızlığını; insanın bağımsızlığını, onuruna olan saygısını o toplumu
oluşturan insanları bilgi ile buluşturan kütüphaneleriyle ölçebiliriz” (Keseroğlu, 2004: 14).
Özellikle, bilimsel düşünce ve yaratıcılığın en verimli biçimde hayat bulduğu,
araştırmaların etkin bir şekilde yürütüldüğü üniversitelerin bünyesinde kurulan, amaçları bağlı
oldukları üniversitenin eğitim ve araştırma faaliyetlerini desteklemek olan üniversite
kütüphaneleri bu yeni dünya düzeninden büyük ölçüde etkilenmişlerdir.
Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi büyük ölçüde üniversitelerinin eriştiği düzeye bağlıdır.
Üniversiteler bilgi ve düşüncelerin korunması, eğitim- öğretim, araştırma, basım- yayım,
bilginin yorumlanması ve yayılması gibi etkinliklerle yükümlü kuruluşlardır. Bu işlevleri
gerçekleştirebilmeleri de gerekli alt yapı öğelerinin sağlanması ile mümkündür ve
12
üniversitelerin en önemli alt birimi, öğesi kütüphaneleridir. İyi örgütlenmiş ve çağdaş
gelişmeleri izleyebilen bir kütüphane bilim dünyası için yaşamsal bir öneme sahiptir (Çelik ve
Uçak, 1993:115-116).
Ve Sayın Baysal’ın belirttiği gibi, “üniversite kütüphanesi, üniversite içinde ve yakın
çevresinde bilimsel araştırma ve geliştirme çalışmalarını desteklemek, her gün gelişip
ilerleyen, yeni yayınlarla zenginleşen dünya biliminin son verilerini izlemekle yükümlü
kurumlardır (Baysal, 1991:12).
Ekonomik, politik, teknolojik ve kültürel alanlarda ki bu dönüşüm sonucunda
genişleyen bilim dalları, artan yayın sayısı ve genişleyen bilgi üretimi. Bilginin depolandığı
ve gelişiminin takip edildiği, yeni teknolojiye temel teşkil edecek eski bilgiyi bulunduran,
araştırmanın yapılabileceği kaynağı ve yeri sağlayan kütüphanelerin hem sayısal hem de
dermeleri (materyal türü) açısından çoğalarak gelişmesine, verdikleri hizmetlerin makinalara
dayalı olarak standartlaşmasına ve hızlanmasına ön ayak olmuştur.
Esasında kütüphanelerde mekanikleşme hareketi, ilk olarak 1800 yılların sonlarında
daktiloların kullanılmaya başlamasıyla gerçekleşmiştir. Daktiloların kullanılması ile birlikte,
kitap kartlarının yazılma ve çoğaltılmasında standartlaşma ve düzenli bir görünüm
gerçekleşmiş, kütüphane hizmetleri kısmen de olsa kolaylaşmış, hızlanmış ve maliyet
azalmıştır (İstanbul Üniversitesi, 1984). Bu olumlu sonuçlardan dolayı, teknolojinin getirdiği
yenilikler yavaş yavaş kütüphanelerde de görülmeye başlanmıştır. Hollerith’in ortaya
çıkardığı delikli kart sistemi bunlardan birisidir. Sayın İsmet Binark’ın, “Bilgi İşlem: Bilgi
İşlem Sistemleri Tarihçe Bilgisayarlar ve Ülkemizde ki Durum” başlıklı makalesindeki delikli
kart bilgi işlem sistemlerinin tarifi şu şekildedir: “Bu sistemde, kaynak belgeler (source
document) üzerindeki bilgi, delikli kartlara aktarılmaktadır. Kart üzerindeki her delik bir
rakam, harf veya işaretin karşılığıdır. Bir kart üzerinde 80 sütun ve 12 sıra olduğundan, 80
işaret bulunmaktadır. Her kart, bir bilgi birimi (unit of information) olarak kabul edilmektedir.
Bilgiler delikli kartlar üzerine, delme makineleri ( key punch) ile delme suretiyle aktarıldıktan
sonra, bu bilgilerin doğruluğu sağlama makinelerinde kontrol edilmekte, sınıflama ve
sıralama işlemleri ise sıralama makinelerinde yapılmaktadır. Eğer iki ayrı kart grubu
birleştirilmek istenirse, o takdirde birleştirici makineleri kullanılmaktadır. Ayrıca, bir karttan
daha fazla sayıda istenirse, bu delme makinelerinde sağlanabilmektedir. Bir grup kartın kopya
13
edilmek istenmesi halinde ise, çoğaltıcı makineleri kullanılmaktadır. Delikli kartlar üzerine
aktarılmış olan bilgiler kart okuyucu (cardreader) veya yorumlama (interpreter) makineleriyle
yazıya dönüştürülmektedir” (Binark, 1979 :182-206).
1940 yıllarında Ralp Parker tarafından ilk kez Texas Üniversitesi ödünç verme
işlemlerinde kullanılan bu karmaşık yapıya sahip delikli kart sistemi, o dönemde
kütüphanecilik alanında çığır açmıştır (Parker, 1950:903-905).
İleriki yıllarda kopyalama ve çoğaltma işlemlerinde kullanılan fotokopi makinelerinin
kütüphanelere girmesiyle birlikte, zaman ve insan gücünün daha rasyonel kullanımı ve hizmet
akışının daha da süratlenmesini sağlanmıştır.
Ancak bilimsel ve teknolojik alanda yapılan araştırmaların sayısının artması ile basım
yayım tekniklerindeki gelişmeler sonucu basılı kaynak sayısındaki hızlı artış, bibliyografik
denetim ve kütüphanelerde bu kaynaklara yer bulma ve işleme sorunlarını gündeme
getirmiştir. Ayrıca sayıları milyonları bulan basılı materyalin yıpranmasının önlenmesi ve
hizmete sunulması da büyük sorun yaratmıştır. Böylece, Mikro formların ortaya çıkışı ile yer,
yıpranma, çalınma, kütüphanelerarası materyal alışverişi, dizinlerde bütünlüğün sağlanması,
kataloglamada hız ve koleksiyonun araştırma kapasitesinin arttırılması gibi sorunlara büyük
ölçüde çözüm bulunmuştur (Lowell, 1968:704).
Mikro formların gelişmesi ve kütüphanelerde kullanılması, bir diğer teknik gelişmeye
ortam hazırlamıştır ve eğitimde basılı materyal kadar, göze ve kulağa hitap eden materyallere
de ihtiyaç olduğu gözlemlenmiştir. Görsel- işitsel materyal adı verilen bu yeni tekniğin gerek
eğitimde gerekse toplum kültürü üzerinde oynadığı rolün önemi ortaya çıktığında
kütüphanelerde bu uygulamaya kayıtsız kalamamışlardır.
Gerçekleşen tüm bu gelişmelere rağmen, her yıl katlanarak artan bilgi ve belgeleri
denetleyebilmek için bilgiyi işleyen sistemlerin de buna paralel olarak güçlendirilmesi
zorunlu bir hal almıştır ve gerekli belge ve bilgilerin toplanmasında, işlenmesinde,
gereksinim duyulduğunda en kısa sürede erişilmesinde büyük kolaylık ve hız sağlamış olan
bilgisayar ve iletişim teknolojileri kütüphaneler için devrim yaratmıştır.
14
Çağımızın en tipik özelliği toplumların büyük bir hızla değişmesidir. Toplumlardaki
değişmeyi hızlandıran en belirgin etmenler ise teknoloji, iletişim ve ekonomi alanlarında
görülmektedir.
Öğrenen birey, bilgi insanını, bu bireylerin çalıştıkları örgütler, öğrenen örgütü,
öğrenen toplum bilgi toplumunu oluşturmaktadır (Akın, Baransel ve Aykut, 1996:261). Bilgi
toplumunun gelişme dinamiğini ise, bilgisayar teknolojisi, bilgisayara dayalı enformasyon ve
internet şebekeleri ile veri bankaları yönlendirmektedir.
Bu hızlı değişime ayak uydurabilmek için, üretilen her türlü bilginin süratle
toplanması gerekmektedir. Zaman ve maliyet açısından daha verimli sonuçlar alabilmek için
planlama, programlama ve kontrol metotlarının yanı sıra birtakım yardımcı makinelerin
kullanılması, geliştirilmesi gerekmektedir ki bu yardımcı makinaların en önemlisi şüphesiz
bilgisayarlardır.
İlk geliştirildikleri dönemden bugünkü gelişme düzeyine erişmeden önce bir çok
kuşaktan geçen bilgisayarların, hacim olarak küçülmeleri, kapasitelerinin artması ve maliyetin
düşmesi kütüphanelerin de bilgisayarlar ile tanışmalarını sağlamıştır. Ancak, Sayın, Yılmaz’ın
da bir makalesinde belirttiği gibi; bilgisayarların kütüphaneler de kullanılmaya başlanması ile
gerçekleşen değişim kütüphanelerin amacına yönelik olmamıştır. Hedef, amacı değiştirmeden
çalışma biçiminde gelişme kaydetmektir (Yılmaz, 1987:192).
Koşullardaki tüm bu değişimleri öngörerek, kütüphanelerin önceden gelişmelere
adapte olmaları gerekmektedir. 1995 yılında ABD’de Gartmer grubunun başlattığı bir
çalışmaya göre, 2001 yılına kadar geçen 5 yıl içerisinde kütüphanelerin kurumlar içerisindeki
çalışma biçimleri ve rollerinin %70 oranında değişeceği ve bu gelişmeler sonucu
kütüphanelerin, bilgi yönetimi uygulamaları içerisinde kendilerini tanımlamazlarsa ortadan
kalkma tehlikesi içerisine düşecekleri dile getirilmektedir. Prusak’ın ABD de 1990-95 yılları
arasında 165 büyük kuruluşun kütüphanesinde yaptığı araştırmada, kuruluşların 1995 yılına
kadar geçen 5 yıl içerisinde %10’nunun ortak kullanılan kütüphaneleri kapattığı , %30’unun
kütüphanelerindeki hizmetleri sınırlayıp çalışanların bir kısmını çıkardığı ve kurumların
%70’inin herhangi bir bina içerisinde kütüphane hizmetlerini gerçekleştirmek yerine işe
dönük enformasyon sağlayan çeşitli ortamlarda bilgi hizmetini tanımlamaya yöneldiği, ağ
altyapısına uyumlu bilgi yönetim sistemlerine geçmeye çalıştığı dile getirilmektedir. Bu
15
gelişmeler, artık kütüphane ve bilgi hizmetleri bağlamında hiçbir şeyin geçmişteki gibi
olmayacağının önemli sinyalleri olarak değerlendirilmelidir. Bilginin seçimi, sağlanması,
organizasyonu ve yayımına duyulan gereksinimin geçmişten çok daha fazla hissedildiği
çağımızda, bu gelişmeler, elektronik ortamda hızlı, gerekli formda, zamanında, ve çağa
uygun, kurumsal yaklaşımların uzantısı olarak bilgi hizmetlerinin tanımlanması gereksinimini
ortaya çıkarmaktadır ( Prusak, 1995:35).
Kütüphaneler de birer bilgi işleme sistemleri olarak düşünüldüklerinde bilgisayar ve
iletişim teknolojisindeki gelişmelerin kütüphaneler için ne denli önemli oldukları ortaya
çıkmaktadır. Çünkü, insanlığın binlerce yıldır üretmekte olduğu her alandaki her türlü bilgi ile
bilgileri içeren yazılı-basılı-görüntülü-sesli bilgi kayıtlarının, bilgi materyalinin toplandığı,
yorumlandığı, işlendiği, düzenlendiği, korunduğu ve kullanıma sunulduğu bilgi kurumları,
kütüphaneler ve bilgi merkezleri, bugün bilgi teknolojisi olanaklarının en yaygın olarak
kullanıldığı alanların başında gelmektedir.
Araştırma ve teknoloji geliştirme, kütüphane ve enformasyon hizmetleri birbirini
tamamlayan alanlardır. Kütüphane hizmetlerinin çağdaş ve erişilebilir hale getirilmesi, coğrafi
farklılıkların ortadan kaldırılması, enformasyon ve iletişim teknolojilerinin maliyet yarar
sağlayacak hale getirilmesi, kaynak paylaşımı için standartların belirlenmesi ve ulusal
kütüphane politikalarının uyumlu hale getirilmesi şarttır (Merola, 1999).
Bilgi çağını yaşamakta olan insanoğlu çağın gerektirdiği bir etkinlik ve hızla,
gereksinim duyduğu bilgi, belgeye, gereksinim duyduğu yerde ve zamanda erişebilmelidir. Bu
da teknoloji destekli bilgi-kütüphane hizmeti ile mümkündür. Sundukları bilgi hizmetlerini
duvarların ötesinde tanımlamak durumunda olan kütüphaneler ve bilgi merkezleri, sadece
yayınların depolandığı ortamlar olmaktan çıkartılarak, bilgisayar ağlarından nasıl
faydalanılabileceği konusunda aydınlatılmalıdır. Aksi takdirde, bilgi ve kütüphane hizmetleri,
karar almak için geçerli güncel ve doğru bilgilere kısa sürede erişimi mümkün kılmayı
başaramayacaklardır (Tonta, 1987:19). Aynı zamanda, yeni ortamda “bilgi yöneticisi” ve
“enformasyon analisti” rolüne soyunmakta olan kütüphaneciler de, değişen kurumsal
anlayışın uzantısı olarak çalışmalarını ve politikalarını belirlemek mecburiyetindedirler
(Klobas, 1997:39-40).
16
Günümüzde sosyo- ekonomik gelişme sürecini hızlandırmak, üretimi ve verimliliği
hızlı, daha etkin bir şekilde arttırmak, aynı zamanda insana yatırımın sürekliliğini sağlamak
ve tüm bu gelişmelerin sosyal ve kültürel yaşamımız üzerindeki olumlu etkilerini günlük
hayatımızın tüm noktalarında hissedebilmemiz için yeni temel teknolojilerin ve bilgi
toplumunun tanımlanması, içeriklerinin tam olarak anlaşılmasının önemi ne kadar büyük ise;
en önemli amaçları, sürekli artan bilgiye kullanıcıların ulaşımını sağlamak ve toplumun
yüksek hacimli bilgiden en iyi biçimde yararlanmasına yardımcı olmak olan kütüphane ve
bilgi merkezleri için bilgisayar ve iletişim teknolojisindeki gelişmelerin takibi ve hayata
geçirilmesi de o derece büyük önem taşımaktadır.
II.B. KÜTÜPHANE OTOMASYONUNUN GELİŞİMİ
II. Dünya Savaşı’ndan sonra bilimsel araştırmaların artmasına paralel olarak,
gerçekleşen yayın patlaması, gelişen teknoloji ile birlikte basılı materyal sayısının hızla
artmasına neden olmuştur. Bu durum, okuyucularına en doğru, en kapsamlı ve en doğru
hizmeti verebilme çabasında olan kütüphaneleri doğrudan etkilemiştir. Niteliği değişen
okuyucunun isteklerini karşılayabilmek için kütüphanelerde yapısal ve hizmet açısından
birçok değişiklik gerçekleşmiştir. Kütüphaneler, birer kitap deposu olmaktan çıkıp, modern
teknolojinin tüm olanaklarından yararlanan, okuyucunun niteliğine ve isteklerine uygun,
araştırmaya yönelik, doğrudan bilginin kendisine en çabuk ve en doğru bir şekilde ulaşmayı
amaçlayan kurumlar haline gelmişlerdir.
Jesse H. Shera, bu konunun önemine değinerek şöyle demektedir: “Bilim ve
teknolojiye dayalı, başarılı, çağdaş bir toplum için, kayıtlı materyalin her türünün öneminin
artması; kütüphaneciyi araştırma yapmaya, kayıtlı enformasyonun yalnızca bilim adamları
tarafından değil iş dünyası, endüstri ve hükümetler tarafından da kullanılmasını sağlamak
üzere yeni metot ve teknikleri uygulamaya zorlamıştır” ( Shera, 1973).
İşte bu gibi nedenlerle; sadece ulusal değil, evrensel bilgiye ulaşma, toplama,
düzenleme ve her düzeydeki kullanıcıya en hızlı, en uygun ve en doğru şekilde ulaştırma
görevini üstlenmiş olan kütüphaneler teknoloji ve iletişim alanlarında olan tüm gelişmeleri
yakından takip etmek mecburiyeti ile karşı karşıya kalmışlardır.
17
Bilgisayarların kütüphanelerde kullanılmaya başlanması yaklaşık olarak 1960’lı
yıllarda gerçekleşmiştir. 1961’de Southern Illinois Üniversitesi 1963’ te Toronto Üniversitesi
ve Kongre Kütüphanelerinde ilk denemeler yapılmıştır. Bilgisayarların kütüphanelerde
kullanılmalarının nedenleri ve gereklerinin tartışıldığı bu yıllarda Martin Lowell’in şu tanımı
ilginçtir: “ bir kütüphane, bilginin tanımlanması ve işlenip ihtiyaç halinde kullanılabilmesini
kolaylaştıran, depolayan bir sistemdir ki, bu aynı zamanda bilgisayarın tarifidir” (Lowell,
1968:711).
Bilgisayarların kütüphane işlemlerinde etkin bir biçimde kullanılması çalışmalarının
en önemlisi 1965 yılında başlatılan MARC (Machine Readable Catalog- Aygıtla Okunabilir
Kataloglama) projesidir. Merkezi kataloglama uygulaması olan Marc projesi ile
kütüphanelere dağıtılan katalog kayıtları klasik fişler üzerinde değil, bilgisayarın
okuyabileceği manyetik bantlar üzerindedir. Yayınlara ilişkin bibliyografik bilgiler bu
bantlara kataloglama işlemlerini gerektirdiği biçimde programlanarak kaydedilip istenildiği
zaman yine bilgisayarlar aracılığı ile geri alınabilmektedir. Katalog kayıtlarının bulunduğu
bantların çoğaltılması ve bunların bilgisayara sahip başka kütüphanelere dağıtılarak
yararlanmalarının sağlanması, bilgisayara dayalı uygulanmış kataloglama işlemlerinde,
merkezi kataloglamaya özdeş bir işbirliğinin kapılarını açmıştır (Sefercioğlu, 1977:120-126).
1966’da Kongre Kütüphanesi’nin başlattığı bu proje, önce Amerika Birleşik
Devletleri’nin, sonra Anglo- Amerikan ülkelerinin, daha sonra bilgisayarı bulunan başka
ülkelerin araştırma kütüphanelerince benimsenmiştir ve böylece uluslar arası bir nitelik
kazanmıştır (Sefercioğlu, 1977:126). Yine aynı yıllarda başlatılan bu tür projelerin çoğu
Batch Processing sistemi üzerine kurulmuştur. Bu sistemde, makinenin okuyabileceği bilgiler
(delikli kart, delikli bant, manyetik bant), bu bilgilerin işlenmesi ve çıktılarıyla (basılı liste,
basılı katalog kartları, raporlar ve dolaşım kartları) ilgili programlar bulunmaktadır (Overhage
ve Harman, 1965: 120).
1965’te yapılan, “Report of a Plannig Conference on Information Experiments” adlı
konferans; kütüphanecileri, mühendisleri, endüstricileri, yayıncıları, hükümet temsilcilerini ve
enformasyoncuları bir araya getirmesi ve kütüphanelerin otomasyonu ile ilgili büyük
adımların atılmasını sağlaması açısından oldukça önemlidir. Konferansta “INTREX” adı
altında 1970 yıllarında kullanıma hazır olabilecek, büyük üniversite kütüphanelerinin
18
programlanarak merkezileştirilebilmesi ile ilgili bir projenin prensipleri görüşülmüştür
(Overhage ve Harman, 1965:125). Bu projenin tamamlanması 8 yıl sürmüştür.
Bu dönemdeki önemli olan diğer bir olay ise; 1966 yılında Oxford’daki Brasenose
Koleji’nde kütüphane otomasyonu konusunda yapılan Anglo- Amerikan konferansıdır. Bu
konferans, kütüphanecileri ve bu alanda çalışan bazı lider Amerikan kütüphanecileri ile
British Museum, Bodleian kütüphanesi ve Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi gibi belli
başlı derleme kütüphanelerinden temsilcileri biraraya getirmiştir. Toronto Üniversitesi’nde
bilgisayarca üretilen kitap formundaki katalog hakkında bilgi ve büyük bir üniversite
kütüphanesinden yeni bir bilgi aktarım sistemine geçiş için tasarım sağlamayı amaçlayan
INTREX projesinin ayrıntıları görüşülmüştür (Tedd, 1988:121).
1967 yılından itibaren, Britanya’da Bilimsel ve Teknik Bilgi Ofisi (OSTI),
kütüphanelerde ‘housekeeping’* sistemlerini geliştirmek için birçok proje desteklemiştir.
OSTI’den para alan kütüphaneler ödenek koşullarının bir parçası olarak rapor üretmek
zorunda bırakılmışlardır. Bu raporların tamamı toplanıp, düzenlenerek İngiliz
kütüphanelerinde ki, kütüphane ‘housekeeping’ sistemlerini tüm yönleriyle kapsayan,
kütüphanecilik okulu öğrencileri ve bilgisayar sistemleri ile ilgilenen kütüphanecileri
hedefleyen kitaplar şekline dönüştürülmüştür (Tedd, 1988:123).
1966’lı yıllarda ABD’deki Kongre Kütüphanesi’nde (LC) başlayan MARC (makinece
okunabilir kataloglama) projesi uygulamalarının çok karmaşık olduğu fark edilmiştir ve
böylece 1968 yılında OSTI ve BNB (British National Bibliography)’de bu projeyi
desteklemeye başlamışlardır. OSTI, BNB’de makinece okunabilir bir bibliyografik tutanağın
gereklilikleri konusundaki bir olurluluk çalışmasını finanse etmiştir. MARC tutanağının
yapısının tasarımında LC ve BNB arasında yakın işbirliğinin önemi büyüktür ( Tedd, 1988).
Tutanak yapısının amacı, makinece okunabilir formda ki bibliyografik tanımların belirli bir
uygulama için gerektiğinde yeniden formatlanabilir iletişimi olanaklı hale getirmesidir.
* house keeping sistemler: kütüphanelerin gün be gün işleyişi için sürekli yapılması gereken
sağlama, kataloglama, ödünç verme ve süreli yayın denetimi gibi rutin işlemler.
19
1968 ile 1974 yılları arasında LC ve BNB tarafından gerçekleştirilen, MARC’ın
kullanımı büyük ölçüde deneyseldir. MARC’taki gelişmeler genellikle ulusal kütüphanelerde
kütüphane otomasyonundaki gelişmelerle yakından ilgili olmuştur. İngiliz Ulusal
Kütüphanesi’nin kurulmasından önce, bir raporda yeni ulusal kütüphanenin MARC’a dayalı
kataloglama hizmetleri sunması gerektiği savunulmaktadır. Nitekim, BNB, İngiliz Ulusal
Kütüphanesi’nin Bibliyografik Hizmetler Bölümü’ne (BLBSD) dönüştüğü zaman MARC’a
dayalı çeşitli hizmetler sunmuştur. Bu hizmetlerden birisi olan LOCAS (Yerel Kataloglama
Hizmeti), kütüphanelere kendi mevcutlarının bilgisayar çıktısı mikrofiş (COM) kataloğunu
sağlamıştır ve 1983 yılında seksen civarında kütüphane LOCAS’ın müşterisi olmuştur
(Binark, 1979:194). 1970’lerden beri ise, Marc standardı (UNIMARC) birçok ülkede ulusal
bibliyografyaların üretimi için kullanılmaktadır. Makinece okunabilir formdaki bibliyografik
verilerin ulusal ajanslar arasında uluslar arası düzeyde değişimini kolaylaştırmak için evrensel
bir MARC tutanağı ( UNIMARC) tasarlanmıştır.
MARC ve INTREX projelerinden sonra kütüphanelerde “On-line Interactive
Computer System” adı verilen sistemlerin kullanıldığı ve geliştirildiği görülür. Bu sistemler,
temelde bir merkezin birçok kullanıcı tarafından anında, terminaller ve ara sistemler
yardımıyla kullanılmasından ibarettir (Benge, 1970:39).
Kütüphane otomasyonu çalışmalarında, 1970’li yılların başında yaşanan diğer iki
önemli gelişme ise; OCLC ve teknolojideki büyük atılım olarak gösterilen, düşük maliyetli ve
birçok işi aynı anda yapabilme kapasitesine sahip mikrobilgisayarların geliştirilmesidir.
Bunlara ek olarak, depolanmış bilgiye hızlı erişim araçlarının çevrimiçi işlemleri desteklemesi
de önemli bir gelişme olarak gösterilmektedir (Barrentine, 1991:24-25).
1975’li yıllara gelindiğinde ise, İngiliz Ulusal Kütüphanesi Makinece Okunabilir
Kütüphane Bilgi Hizmeti (MERLIN) adıyla genel amaçlı karmaşık bir veri tabanı yönetim
sistemi geliştirmeye başlamıştır. MERLIN çevrimiçi, kitap siparişi, sağlama, ödünç verme,
kataloglama sistemlerini içermekteydi (Tedd, 1988:116).
1977 yılında İngiliz Ulusal kütüphanesinin otomatik bilgi servisi (BLAISE)
aracılığıyla UK ve LC MARC tutanaklarının çevrimiçi aranması olanaklı hale getirilmiştir.
1985’de ise İngiliz Ulusal Kütüphanesi otomatik hizmetleri için gelecekteki planlarını
açıklayarak, mevcut BLAISE, toptan (batch) ve çevrimiçi hizmetlerinin yerini alacak iki
20
yazılım paketi (BRS/ Search ve WLN) sağlandığını açıklamıştır. Yeni sistem BLAISE 2
Sistemi ya da BS2 olarak bilinecektir. Sistemin karmaşık çevrimiçi arama ve erişim
özellikleri, İngiliz Ulusal Kütüphanesi’nin bölümleri için çevrimiçi kataloglama ve katalog
kütüklerinin yaşatılmasını sağlamayı amaçlamaktadır (Tedd, 1988:121).
Aynı dönemlerde, Amerikan Askeri araştırma projesi olan İleri Savunma Araştırma
Projesi (DARPA- Defense Advansed Research Project Agency) kapsamında, sadece 15
bilgisayarın birbirine bağlanması ile hayat bulan internet 1980 yılına gelindiğinde tüm
dünyada teknolojik açıdan önemli adımlara sahne olmuştur ve tüm dünya World Wibe Web
ile 1991 yılında tanışmıştır.
İnsanların her geçen gün gittikçe artan "üretilen bilgiyi saklama/ paylaşma ve ona
kolayca ulaşma" istekleri sonrasında ortaya çıkmış bir teknoloji olan internet yardımıyla
günümüzde pek çok alandaki bilgilere kolay, ucuz, hızlı ve güvenli bir şekilde erişebilmek
mümkündür. Internet bir bilgi denizine ya da büyükçe bir kütüphaneye benzetilmektedir.
Ülkemizde de 1986 yılından itibaren BITNET ağına bağlanmaya başlanılmıştır.
BITNET ve yine bu dönemlerde oluşturulan TUVAKA (Türkiye Üniversiteler ve Akademik
Kuruluşlar Ağı) ağları özellikle 1993 yılında ihtiyaçları cevap verememeye başlamışlardır. Bu
nedenle, TUVAKA-TRNET ve ULAKBIM (Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi) oluşumu
ile ülkemizdeki akademik ağ omurgası yapılmış ve yüksek hızlı internet çıkışları
oluşturulmuştur (Tekman,1996:308). ULAKBİM bünyesinde ki ULAKNET ana omurgası ile,
İstanbul, Ankara ve İzmir arasında yüksek hızlı bir üçgen bağlantı (her biri 34 MBit/San ATM
ile sağlanmaktadır. Yurtdışı internet çıkışları ise, Ankara'dan 2 tane 4 MBit/san (Digex) ve 1
tane 2 MBit/san (UUNet) ile gerçekleşmiştir. Ayrıca, Ulaknet ile ticari ağ (TTNet) arasında
34 MBit/san (Ankara), TURNET'e de 2 MBit/san (İzmir) hızlarında bağlantılar mevcuttur
(http://yunus.hacettepe.edu.tr/~sadi/dersler/ebb/ebb467-guz2000/umut-p.html).
İletişim, iletim ve erişim alanlarında ki tüm bu gelişmeler neticesinde, kütüphanelerde
öncelikle sağlama, kataloglama ve ödünç verme işlemlerinde kendini göstermiş olan
bilgisayarlar. Daha sonra internetin de sağladığı büyük imkanlar ile benzer işlemlerin
bilgisayara dayalı olarak gerçekleştirilmesinde büyük adımlar atılmasını sağlamıştır. Tüm bu
işlemlerin ağlar aracılığı ile internet üzerinden de verilmesine imkan tanıyarak (Arslantekin,
1998 :314) kütüphanecilik mesleğinde büyük değişimlerin gerçekleşmesine neden olmuştur.
21
Kütüphanelerde ki bilgi belge kullanımı, saklanmasını ve erişim hızını büyük ölçüde
değişirken, kütüphaneyi dünyaya, dünyayı kütüphaneye taşıma imkanı elde edilmiştir.
Bügün kütüphane ve bilgi merkezlerinin bilgisayarlar ve internet aracılığı ile
gerçekleştirdikleri hizmetleri şu başlıklar altında listelemek mümkündür (Türkiye’de, 1984:6):
1- bilgi ve/ veya belgenin kütüphanede var olup olmadığını izleme işleminde,
2- sipariş (abone ve/veya satın alma) kütüklerinin oluşturulması ve siparişlerin
izlenmesinde,
3- belgelerin bibliyografik ve içerik tanımlarının: kataloglama, sınıflandırma, dizinleme,
özet çıkarma, katalog kayıtlarının hazırlanması ve çoğaltılması işlemlerinde,
4- kütüphane materyalinin fiziksel olarak kullanıma hazırlanmasında,
5- ödünç verme işlemlerinin yürütülmesinde,
6- materyalin saklanması ve korunmasında,
7- yönetimle ilgili faaliyetlerde.
Özellikle araştırmaların ve eğitimin en önemli destek birimi olan üniversite ve
araştırma kütüphaneleri, bilgisayar ve internetin en etkin şekilde kullanıldığı kurumlar
olmuşlardır. Bilginin yaygınlaşması ve buna pararel olarak ayrıntılı, özetlenmiş ve günlük
bilgiye duyulan ihtiyacın artması, özellikle bu kütüphaneleri teknoloji kullanımına itmiştir.
İletişim ve bilginin paylaşımını en üst seviye çıkartarak, kullanıcılarının bilgilendirilmesinde
büyük rol oynayan internet, kütüphaneler arası işbirliğinde de vazgeçilmez bir teknoloji aracı
olmuştur.
1960’lı yıllardan beri kütüphaneler ve bilgi merkezlerinde gündeme gelen bu
gelişmeler başlangıçta birkaç kütüphane ve belirli alanlarda gündeme gelse de ilerleyen yıllar
içerisinde, otomasyon kapsamına giren kütüphane hizmetlerinin karmaşıklığı ve bu
karmaşıklığın üstesinden gelebilmek için yapılması gereken çalışmaların entelektüel düzeyleri
de yükselmiştir. Böylece, kütüphanelerde hizmet veren kütüphaneci ve bilgi uzmanları,
teknolojik çağın içinde hizmet vermenin bilincine ve gururuna erişmiştir (Tuncer, 1986:9).
Esasında bilgisayarların kullanılmasıyla yaşanan bilgisayarlaşma, otomatikleşme veya
otomasyon kavramı, düzgün çalışan her kütüphanede yapılması gerekli tekrarlayıcı faaliyetler
22
için ayrılmış personel zamanını azaltmak amacıyla kullanılmaktadır ve literatürde kabul
görmüş tanımlarından bazıları şu şekildedir:
• Otomasyon; bir işlemin yapılması için veya kendi harekete geçen, kendi işleyen
veya kendi kontrolünü kendi yapan bir grup makinenin tasarımı, gelişmesi, metot ve
tekniklerini kapsayan bütün bir araştırma alanı. Otomasyon, tam otomatik çalışan bir
makine, işlem veya alet yapımındaki teori, sanat veya tekniği içerir. Kısaca, bir
işlemin otomatik yolla gerekleştirilmesidir. Bilgisayarlar ve bilgisayarlarda mevcut
karar verme yeteneğinden ötürü (ki, gerçekte, işlemin durumu hakkında
bilgisayarlardan alınan bilgiyle işlemi kontrol ve idare eder) önemli bir rol oynar
(Bloomberg ve Evans, 1989:19).
• Otomasyon; kütüphanelerde sürekli gerçekleştirilen, doküman sağlama,
kataloglama, ödünç verme, süreli yayınların denetimi ve danışma hizmetlerinin
bilişim sistemlerine dayalı olarak gerçekleştirilmesi, kütüphane yönetiminde
bilgisayar kullanımı ve uzak iletişim teknolojisi başta olmak üzere enformasyon
teknolojisinin tüm ürünlerinden yararlanmaktır
• Otomasyon; günün ileri tekniklerini ve olanaklarını kullanarak, kuruluşlardaki
işlemleri ve karar almaları elden geldiğince önceden programlanmış biçimde
gerçekleştirmek amacı ile yapılan bir yazılım/ donanım bütünleşmesidir. Ancak, bu
bütünleşme başarılı bir şekilde yapılıp yürümekte olsa bile teknolojideki gelişmeler ,
yeni olanaklar ve yöntemler durmaksızın izlenir. Zamanı geldiğinde bunlar, mevcut
sisteme katılır ya da yeni bir sistemi tasarlamanın nedeni olur. Bu özelliği ile
otomasyon bir anlık durağan bir olay değil, durmayan, kesilmeyen bir süreçtir
(Aydın, 1985:9).
Otomasyon; kendi başına çalışan bir sistem değildir, insan gerektirir. Sorunları kendi
başına çözmez sadece yardımcı olur, haber verir. Üretim maliyetlerini düşürür, işletme
kolaylığı ve konfor sağlar, ürün kalitesini arttırır. Süreklilik ve standardizasyon sağlar. Ancak,
iş disiplini ve organizasyonu, işletim ve bakım planlaması, üretim birimleri arasında iletişim
ile personel eğitimi ve adaptasyonu gerektirir. Tüm bunların kusursuz işleyebilmesi için de;
insan insiyatifini en aza indiren, olası insan hatalarını karşılayabilen, alternatif iletişim
yöntemi sunabilen, otomatik yedekleme sistemine sahip, işletim parametreleri kolaylıkla
değiştirilebilen, diğer sistemler ile kolaylıkla entegrasyonu sağlanabilen, maksimum düzeyde
23
güvenlik önlemlerine sahip, üretim ve işletim ile ilgili sürekli raporlar üretebilen bir yazılım
gereklidir.
Marty Blommberg’in Kütüphane Teknisyenleri İçin Teknik Hizmetlere Giriş kitabında
da belirttiği şu gerçek gözden kaçırılmamalıdır; “değişik kütüphane işlemleri otomasyona
geçirilmiştir, kütüphanenin kendisi değil” (Blommberg ve Evans, 1986:19) .
Sayın Binark, bilgisayarların yukarıda sayılan kütüphane hizmetlerinde kullanılması,
esas itibariyle programlama olarak bilinen tekniğe dayanmaktadır. Programlama, çözülecek
problemi veya bir başka işlemi, bilgisayarın çözümleyebileceği basit safhalar haline
getirmektir. Bilgisayara verilen bilgilerin, ne şekilde işleneceği ve neticede neyin
istenildiğinin açık ve detaylı bir şekilde bildirilmesi gerekmektedir. Verilecek talimatların
tamamına program bu talimatların hazırlanmasına da programlama denilmektedir (Binark,
1979:185) diyerek esasında bilgisayarların kütüphanelerde geniş bir alanda kullanılmasını
sağlayan ana unsurun yazılım olduğuna dikkat çekmektedir.
II.B.1. Kütüphane Otomasyonunda Yazılım Seçimi
Gerçekleştirilecek olan kütüphane uygulamalarının doğru işlenmesi, doğru
geliştirilmesi için önemli olan iki tür yazılım vardır. Bunlardan; birincisi sistem yazılımı ,
ikincisi ise uygulama yazılımıdır.
Sistem yazılımı; işletim sistemlerini, uygulama programlarını ve programlama dillerini
içerir. Bir bilgisayarın işlemesini, işlemleri derleyicilerin ve yorumlayıcıların denetlenmesini
sağladığından bir insanın merkezi sinir sistemine benzetilebilir. Kullanıcılar ile bir bilgisayar
donanımı arasında köprü görevini görmektedir (Arslantekin, 1998:231). Bibliyografik
listelerin hazırlanması, materyallerin ödünç verilmesi, iade alınması, süreli yayın denetimi,
katalog kaydı girişi v.b. spesifik işlemlerin gerçekleşmesini ise uygulama yazılımı
sağlamaktadır.
Kütüphanelerde bilgisayarlardan maksimum faydalanabilmek için öncelikle,
kütüphanenin işlevlerini bütünlük ve tutarlılık içinde ele alarak, kullanıcı ile kütüphanenin
çeşitli bilgi erişim sorunlarına çözüm getirilmeli, daha sonra ise bu çözümler bilgisayarın
anlayabileceği komutlara dönüştürülmelidir (Tunçkanat, 1979:109-115). Geleneksel yollar ile
24
gerçekleştirilen kütüphane faaliyetlerini hızlandırmak amacı ile otomasyona geçmeyi
planlayan tüm kütüphanelerin yazılım seçimi aşamasında öncelikle sistem analizi çalışmaları
yapmaları şarttır. Çünkü; sistem analizi, kurumların kendilerini geliştirmelerinde ve
problemlerin çözümlerini ortaya çıkarmalarında yardımcı olur (Tunçkanat, 1979:115).
Kütüphanenin yapısı, çalışma sisteminin durumu, mevcut kaynakları ile insan gücü, kullanıcı
profili, bütçesi ve programın çalıştırılacağı bilgisayarlar dikkate alınarak kütüphanenin işleyişi
ve hizmet akışı bozulmadan yeni teknolojilere entegre edilmesi gerekmektedir.
Otomasyona geçmek isteyen kütüphaneler yazılım seçiminde genelde iki yol
izlemektedirler. Tercih edilen birinci yol, yazılım şirketlerince hazırlanmış paket kütüphane
otomasyon yazılımlarının satın alınmasıdır. İkinci yol ise; kurumların kendi bünyelerindeki
mevcut programcılara istekleri doğrultusunda özel bir otomasyon yazılımı hazırlatmaları
şeklindedir.
Kütüphaneler otomasyon uygulamaları ile ilk tanıştıkları dönemlerde genellikle kurum
programcıları tarafından hazırlanan yazılımları kullanmayı tercih etmişlerdir. Ancak, bu
seçeneği tercih eden kurumların yazılımlarının, tüm isteklere cevap verebilecek şekilde
hazırlanması kütüphaneci ve programcı arasındaki diyalogun düzeyine bağlı kalmıştır ve
programdaki pürüzler, kullanıldıkça ortaya çıktığından sonradan giderilmeye çalışılmıştır. Bu
durum maliyetlerin yükselmesine neden olmuş hatta çoğu zaman projenin yeniden
tekrarlanmasını gerektirmiştir. Örneğin; Hacettepe Üniversitesi Tıp Merkezi
Kütüphanesi’nde ilk otomasyon çalışmaları 1969 yılında başlamış olmasına rağmen çeşitli
nedenlerden dolayı 80’li yılların başında ara verilmiş ve 1989’da ikinci deneme
gerçekleşmiştir (İlhan, 1989:93).
1970’lerin sonunda piyasada kütüphaneler için hazırlanmış pek fazla paket yazılım
bulunmamaktaydı. Ancak, günümüzde kütüphanecilikle ilgili her tür işlem için farklı türde
yazılımlar mevcuttur. Bugün paket yazılım kullanmayı tercih eden kütüphanelerin karşılarına
iki yönlü bir seçenek çıkmaktadır. Bunlar yurt dışından veya yurt içinden sağlanacak
yazılımlardır. Yurt dışından alınacak yazılımın ülke koşullarına uyması şartı ilk dikkat
edilmesi gereken noktalardan birisidir. Uluslar arası standartlarda ve çok dilli (multi
language) çalışabilen sistemler tercih edilmelidir. Şüphesiz, uluslararası standartlarda
sağlanacak bir yazılım, örneğin veri aktarımında, birçok yönden kolaylık sağlayacaktır
(Arslantekin, 1998:235). Fakat, yazılımın uygulanması sırasında doğabilecek aksaklıklarda
25
yurt dışından gelmesi gereken uzmanın yol ve konaklama giderleri ile bu süre zarfında
kütüphanede hizmetinin durması ihtimali ile yüksek lisans ücretleri gözden kaçırılmaması
gereken önemli ayrıntılardır.
Yazılımın yurt içinde bir yazılım şirketinden sağlanması durumunda ise, eğer yazılım
uluslar arası standartlara uygunsa, sistemin dili v.b. gibi birçok yerel sorunla
karşılaşılmayacaktır. Bu program yurt içinde bazı kütüphanelerde uygulanmış olacağından
daha önceki uygulamaları yerinde inceleyebilme imkanı olacaktır. Ayrıca, yazılım hakkında
verilecek eğitim, aksaklıklar sırasında üretici firma ile irtibat kurabilme imkanı yurt dışından
sağlanacak yazılımlara oranla çok daha ucuza, çok daha kısa zamanda gerçekleştirilebilecektir
(Arslantekin, 1998:235).
Kütüphanede kullanılması düşünülen yazılım, ister kurum programcılarına
hazırlattırılmış özel bir yazılım olsun, ister yurt içinden ya da yurt dışından sağlanmış olsun,
yapılan yatırımdan zarar görmemek, zaman kaybını önlemek ve çağın gerektirdiği teknolojiyi
kütüphanelerde sorunsuz yaşabilmek için değişik kişilerce farklı şekillerde dile getirilen şu
özelliklerin bir yazılımda olmasına dikkat edilmelidir:
• Kütüphane otomasyon yazılımında ki tüm modüller bütünleşik yapıda olmalıdır.
İçerdiği tüm kütüphane hizmetleri arasında entegrasyonu sağlamalı, yani hizmetler
arası bilgi alış verişine imkan vermelidir (Özturan, 1993:105).
• Yazılımının tümü İnternet ve web teknolojileri ile entegre olarak istemci/ sunucu
mimarisinde çalışabilmelidir.
• Yazılım gerçek zamanlı (real time) olarak çalışabilmelidir. Uygulama işlemleri
sırasında dosyaların birinde yapılacak değişiklik ya da yenilik ile ilgili diğer
dosyalara da anında yansımalıdır (Rowley, 1993:25).
• Yazılımda her kütüphanede değişebilecek durumlar için parametreler bulunmalıdır.
Kütüphaneci sistemin bütün fonksiyonları kütüphanenin politikaları çerçevesinde,
zaman içerisinde değişen kurallar doğrultusunda programcının müdahalesine gerek
kalmadan istediği gibi ayarlayabilmelidir (Rowley, 1993:25).
• Kullanıcılar sistem yöneticileri tarafından her modül için farklı erişim seviyelerinde
ve farklı haklarda yetkilendirilebilmelidir. Kullanıcılar yaptıkları ekleme, silme,
26
güncelleme, bilgi girme ve bilgi görüntüleme gibi işlemleri yetkileri dahilinde
yapabilmeliler (Özturan, 1993:106).
• Yazılım çoklu kullanıcı (multi user) özelliğine sahip olmalıdır. Birçok kişi sistemi
aynı anda kullanabilmeli, aynı anda aynı sorgulamaları yapıp, aynı dosyalar üzerinde
çalışabilmelidir.
• Sistem çoklu dil (multi language) desteğine sahip olmalıdır. Kullanıcıların tercihine
bağlı olarak farklı dillerde arayüzlerde çalışma imkanı olmalıdır.
• Yazılım hem kullanıcılar hemde kütüphaneciler tarafından kolay kullanılabilmelidir
(kullanıcı dostu). Kullanışlı menülere sahip olabilmeli, yardım menüleri içermeli ve
gerekli uyarı, hata mesajlarını vermelidir.
• Sistemin yedeklemeleri hem otomatik hem de manuel olarak yapılmalıdır. Otomatik
olarak yedek almak tercih edildiği takdirde, yedekleme periyodu günlük, haftalık ya
da aylık olarak alternatifler sunmalıdır.
• Kütüphane yetkilileri tarafından belirlenebilen parametrelere göre sistemde,
istatistiksel rapor ve listeleme işlemleri yapılabilmelidir.
• Sistem tarafından barkod ve sırt etiketleri, katalog kartları, hazırlanacak raporlar,
mektuplar, demirbaş defterleri ve her türlü döküm üretilebilmelidir ve bu
dökümlerin çıktıları her türlü yazıcıdan alınabilmelidir.
• Sistem ödünç verme, stok kontrol gibi işlemlerde barkod kullanılmasına uygun
olmalıdır.
• Sistemdeki sunucu bilgisayar ya da bilgisayarlarının güvenliklerinin tam olarak
sağlanması için gerekli konfigürasyonların yapılmış olması şarttır.
• Yazılımın sağlandığı üretici firmanın güvenilirliği ve sürekli teknik desteği yazılım
seçiminde dikkate alınması gereken bir başka noktadır. Özellikle zaman içerisinde
yazılımın geliştirilmesi ile oluşturulacak yeni sürümlerin uygulanması aşamasında
yapılması tahaddüt edilen indirim ya da önceliklerin belirlenmesi sistemin
devamlılığı için önemlidir.
Günümüzde kitap siparişinden , kullanıcı eğitimine, web üzerinden belge sağlama
işleminden, ödünç alınmış yayınların takibi ve süre uzatılmasına kadar tüm kütüphanecilik
hizmetlerini (Çukadar ve Sönmez, 2002) bilgisayara dayalı olarak gerçekleştirilebilmektedir.
Ancak bu noktada, yukarıda sayılan birçok özelliğe sahip , birbirleri ile entegre çalışan farklı
modüllerden oluşan, bütünleşik kütüphane sistemlerine büyük işler düşmektedir. Çünkü,
27
kütüphaneler amacı olan, yaşayan ve her daim gelişen sistemlerdir ve alt sistemler olarak
adlandırılabilecek çeşitli bileşenlerden (teknik hizmetler, okuyucu hizmetleri, yönetim vb.)
oluşmaktadır. Bütünü oluşturan bileşenlerin birisinde olacak değişim tüm sistemi
etkileyecektir. Birbirleriyle etkileşim içinde bulunan sistemler birbirlerinden bağımsız
düşünülemezler. Her alt sistem, mantıksal olarak birbirine bağlı bir grup işlemden meydana
gelmektedir ve her işlem belirli işlevlerin gerçekleşmesi sonucunda belirli kararların alınması
ve işlemlerin tekrar edilmesi ile ilgilidir. Yalın anlamıyla, sistem elemanlarının tam bir sonuca
varmak için birlikte çalışması anlamına gelen bütünleşik kütüphane sisteminin farklı kişilerce
dile getirilmiş tanımları şu şekildedir:
Ganeway’e göre bütünleşik bir sistem “ ortak bir veri tabanı kullanan ve iki veya
daha fazla alt sistemi olan kullanıma hazır ve çevrimiçi erişilebilen kütüphane sistemidir”
(Ganeway, 1984:4 ).
Epstein’in bu konuda ki görüşleri ise;
- gerçek zamanlı, etkileşimli erişim sistemi;
- tüm kütüphane işlevlerini yerine getirmek için bir terminalden erişilen
tek bir veri tabanı,
- kütüphanenin mevcut bibliyografik kayıtlarını göstermek, depolamak ve
işlemek için çevrimiçi bir sistem;
- genel bir veri tabanıdır (Epstein, 1984:1302) şeklindedir.
Esasında, bilgisayara dayalı bütünleşik bir sistemin hangi kütüphane işlevlerini
kapsaması gerektiği süregelen bir tartışma konusudur. Bazı uzmanlar personel izleme
kayıtlarına kadar bu işlevleri çok ayrıntılı olarak ele alırken, bazıları bunun sistemi
karmaşık hale getirmekten başka bir işe yaramayacağını, önemli olan kütüphanenin temel
işlevlerini (katalog, ödünç verme, sağlama, süreli yayın kontrolü, bilgi erişim) yerine
getirebilecek bütünleşik bir sistemin sağlanması olduğu görüşünü savunmaktadırlar
(Dikeç, 1988:43).
Kütüphanede yürütülen iş ve hizmetleri en iyi şekilde yürütebilecek bir yazılıma
karar verildikten sonra yapılması gereken diğer bir işlem donanım seçimidir. Seçilen
yazılım hangi tür bir bilgisayar sistemi üzerinde çalışıyorsa o tür bir donanım edinme
28
yoluna gidilmelidir. Donanımın önce seçilmesi yazılımda bir takım kısıtlamaların
yapılmasına neden olabilir ya da sistemi olumsuz yönde etkileyebilir. Seçilen donanım;
yazılımın etkili ve güvenilir bir biçimde işlemesini sağlamalıdır. Çok kullanıcılı ve çok
işlemli uygulamaları destekleyebilmelidir. İşletim hızı girdi- çıktı hızlarına uygun
olmalıdır, satın alındığı dönemin tüm teknolojik özelliklerini taşımalıdır (İlhan, 1988:60).
II.B.2. Sağlama İşlemleri
Sağlama, en eski kütüphanecilik işlemidir. II. Dünya Savaşı sonuna kadar, çoğunlukla
bağışlara dayanan kütüphane hizmetlerinin çehresi, kitap ticaretinin ve bütçe olanaklarının
gelişmesine paralel olarak satın alma işlemlerinin ortaya çıkmasıyla değişmiştir. Satın
almaların artmasıyla kütüphaneler de sağlama bölümleri kurulmaya başlanmıştır (Kayaoğlu,
1999:107) ve 1960’lı yıllarda teknolojinin gelişimi sonucunda kütüphane işlemlerinde
bilgisayarlardan faydalanılmaya başlanması ile , sipariş hazırlama, fon kullanımı, kayıtların
kontrolü ve fon hesaplaması gibi fiziksel faaliyet ağırlıklı işlemler gerçekleştirildiğinden
otomasyona geçirilen ilk birimler de yine sağlama birimleri olmuştur. Bilgisayara dayalı
olarak gerçekleştirilen ilk sağlama sistemi ise 1957 yılında Hissouri Üniversite
Kütüphanesi’nde kullanılmıştır (Bloomberg ve Evans, 1989:25).
Sağlama, dermeyi güncel ve yararlanılabilir kılmak amacıyla, neyin kütüphane
dermesine katılacağını belirleyen seçim aşaması ile başlayan ve materyalin dermeye dahil
edilebilmesi için gerçekleştirilen bir dizi rutin işlemler sürecidir.
The ALA Glossary of Library Information Science adlı yayında sağlamanın tanımı şu
şekildedir:
“Alınmasına karar verilen bilgi kaynaklarının satın alma, değişim ya da bağış yoluyla
kütüphaneye kazandırılması, satın alınan bilgi kaynaklarının fatura işlemleri ve sağlama
işlemleriyle ilgili kayıtların tutulması” (ALA, 1983:3). Sağlama, metodolojik bir yaklaşım ve
iyi örgütlenme gerektiren teknik ve rutin bir işlemdir. Materyal seçim ve sağlama işlemi,
kütüphanelerin derme oluşturma aşamasının temelini oluşturmaktadır ve istenilen materyal,
kitap, süreli yayın, cd, dvd v.b., hangi türden olursa olsun satın alma, bağış, değişim veya
derleme yollarından birisi ile elde edilir. Ancak, satın alma, diğer üç sağlama yoluna göre
daha dikkatli kontrol edilmesi gereken doğrudan kütüphanenin mali kaynakları ile ilgili olan
bir yöntemdir.
29
Zaman zaman sağlama ile sipariş terimleri birbirlerinin yerine kullanılsalar da sipariş
sadece satın alma ile ilgiliyken, sağlama satın alma dışındaki bağış, değişim ve derleme
yollarını da içerir. Sağlamanın satın alma ile eş anlamlı kullanılmasının asıl nedeni, belki de
satın almanın en önemli sağlama yolu olmasıdır.
Sayın Kayaoğlu’nun belirttiği gibi sağlama bölümü genel ve özel amaçlara sahiptir.
Kitap ve medya ticaretine ilişkin bilgiyi geliştirmek, seçim ve derme geliştirme sürecine
yardımcı olmak, dermeye eklenecek olan materyal istek işlemlerini gerçekleştirmek, derme
geliştirme için ayrılan ödenekleri ve fonları düzenli olarak izlemek, gerekli tüm kayıtları
tutmak ve ödenek ile fonların harcanmasına ilişkin raporları oluşturmak genel amaçlar
arasında ifade edilirken; materyali mümkün olduğunda hızlı sağlamak, iş sürecini basit
kılmak, en düşük düzeyde birim maliyeti tutturmak, diğer kütüphane birimleri ve satıcı
firmalarla yalın ve samimi çalışma ilişkileri kurmak, sağlama bölümünün iç amaçları olarak
belirlenmiştir (Kayaoğlu, 1999:115).
Sağlama bölümünün genel ve iç amaçlarına, kütüphane dermesine materyal sağlama
yollarına ve bu süreçte izlenen aşamalara, politikalara derme geliştirme politikaları adı
verilmektedir.
Derme geliştirmenin politikalarının amacı, hedeflenen kullanıcı grubunun bilgi
gereksinimini karşılayacak nitelikteki materyallerin seçim işlemini gerçekleştirmektir. Bu
süreç, kütüphanecilerin hedeflenen kullanıcı grubunu ve onların bilgi gereksinimlerini
tanımlamasını sağlayacak işlemler gerçekleştirmeyi zorunlu kılmaktadır.
Derme geliştirme politikaları, kütüphane materyallerinin seçimi esnasında yol
göstermenin yanı sıra; sahip olunan derme hakkında fikir verir, öncelikleri belirler, bütçeleme
sürecine yardım eder, kaynak paylaşımı ve ortak derme geliştirme politikasını destekler,
entellektüel özgürlük haklarını korur ve sansürü önler çünkü kütüphane kendi dermesini
gözler önüne serer, bağış kitaplarının alınıp alınmayacağını belirler, materyallerin seçilip
seçilmemesini belirler ve hangi yayının sürekli alınıp alınmayacağına karar vermede yardımcı
olur (Johnson, 1994). Çünkü sağlama süreci, kütüphane türü, büyüklük ve yönetimsel yapıya
göre farklılıklar göstermektedir. Bunun en büyük nedeni, her kütüphanenin başlı başına özgün
bir yapısının olmasıdır. Her kütüphanenin içinde bulunduğu genel çevre aynı olsa bile, özel
çevresi ve koşulları farklıdır.
30
Bu farklılığa rağmen Gardner, kütüphanelerin geleneksel yollarla belge sağlama,
işlemlerinde ki seçim kriterlerini; kalite (güvenilirlik, kesinlik, tarafsızlık, verilerin güncelliği,
uygun kapsam ve kapsamın derinliği), kütüphane ile ilgililiği (uygunluk, konu ile ilgili olması
ve kütüphane potansiyeli), estetik ve teknik yönler (stil, estetik açıdan kalite, fiziksel
özellikler ve özel özellikler) ile maliyet (Gardner, 1981) başlıkları altında gruplandırmaktadır.
Sağlama işlemlerine yön veren en etkili başlık şüphesiz maliyettir. Hiçbir kütüphane,
tüm bilim dallarında evrensel yayın toplamayı gerçekleştirebilecek mali güçte değildir. Yılda
6-7 bin civarı kitap yayınlanan ülkemizde ise araştırma ve geliştirmeye en çok harcamanın
yapıldığı üniversite kütüphanelerinde ki kişi başına düşen kitap sayısının birçok ülke ile
karşılaştırıldığında oldukça gerilerde olduğu görülmektedir.
Basılı materyal sağlanması işlemlerinde dahi gerekli bütçeye sahip olmayan
kütüphaneler günümüzde büyük bir hızla gelişen teknoloji ve değişen kullanıcı ihtiyaçları
sonucu hayat bulmuş olan yeni materyal türlerini kütüphanelerine sağlayabilme sıkıntısını
yaşamaktadırlar. Kütüphanelerin dermeleri artık bir kütüphanenin fiziki olarak sahip olduğu
değil, erişim sağladığı kaynaklarla sınırlı hale gelmiştir, eskiden kütüphanelerde sadece elle
tutulabilir somut bilgi kaynakları bulunurken şimdi yalnızca bilgisayar ekranlarından
izlenebilen ama elle tutulamayan elektronik bilgi kaynakları da dermede ki yerlerini
almışlardır.
• Herhangi bir kütüphanenin dermesinde yer alan cd-rom’lar, elektronik dergiler, ağ
üzerindeki veri tabanları, internet ortamında yer alan bilgi kaynakları ve elektronik
ortamda yer alan tüm kaynaklar (Davis, 1997:391) şeklinde literatürde tanım bulan
elektronik kaynaklar, araştırmacılara sunduğu; güncel bilgiye erişim olanağı ,
kaynakları depolamak için gereksinim duyulan yer ve maliyet sorunlarını azaltması,
kullanıcıların söz konusu kaynaklara erişimde fiziksel olarak kütüphaneye gelmeye
zorunluluğunu ortadan kaldırması, birden fazla kullanıcının eş zamanlı olarak aynı
kaynağı kullanabilmesi avantajları (Al ve Al, 2003: 10), nedenleri ile özellikle
üniversite kütüphanelerinde yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Daha önce sadece
basılı materyallerden oluşan kütüphane dermeleri Gorman’ın da bir makalesinde
belirttiği gibi büyük değişime uğrayarak günümüzde şu şekilde
gruplandırılmaktadırlar (Gorman, 2002:498-499) :
31
• Elle tutulabilir (tangible) bilgi kaynakları: monograflar, ses bantları, görüntü bantları,
slide formlar, mikroformlar. Bu tür kaynaklar kütüphanenin sahibi olduğu ve
kütüphanenin içinde yer alan kaynaklardır.
• Elle tutulamayan (intangible) ama bilgi kaynağı olarak bilgisayar ekranından
izlenebilen elektronik bilgi kaynakları: cd-rom, kütüphane bilgisayarına yüklenmiş
bazı veri tabanları. Bu tür kaynaklar kütüphane bilgisayar sistemine bağlı bir uç ile
kullanıcıların çoğu zaman hiçbir ücret ödemeksizin elde edebileceği elektronik bilgi
kaynaklarıdır.
• Yine elle tutulabilen bilgi kaynakları: monograflar, ses bantları, görüntü bantları v.b.
bilgi kaynaklarından oluşur ama kütüphanelerarası ödünç verme ya da diğer kaynak
paylaşım projeleri ile kullanılabilen ve başka kütüphanelerin sahibi olduğu bilgi
kaynaklarıdır.
• Yine elle tutulamayan bilgi kaynakları ki bunlar başkaları tarafından yaşatılan,
bilgisayar ortamındaki veri tabanlarıdır. Bu bilgi kaynakları da ücretsiz ya da ücretli
sunulur.
Elektronik kaynakların kütüphane dermelerinin vazgeçilmez bir parçası haline
gelmesi, beraberinde bu kaynakların nasıl sağlanacağı, seçimi ve değerlendirilmesinin nasıl
yapılacağı konularını gündeme getirmiştir (Al ve Al,2003: 9). Geleneksel yollarla belge
sağlama, işlemlerinde ki seçim kriterlerine ek olarak, bulundukları ortam ve kullanım şekilleri
itibariyle büyük farklılıklar gösteren bu yeni kaynakların seçim ve sağlanmasında dikkat
edilmesi gereken yeni kriterler belirlenmiştir. Bu kriterleri; kapsam, içerik, işlevsellik,
maliyet, lisanslar, teknik özellikler başlıkları altında gruplandırmak mümkündür.
Artan bilgi miktarı ile daha fazla yayını sağlama zorunluluğu, elektronik bilgi
kaynaklarının varlığı (depolama, depolanan bilgilere erişim ve bu iki işlem için gereken
bilgisayar donanımı için harcanan paralar) zaten son derece kısıtlı olanaklarla hizmet vermeye
çalışan kütüphaneleri, maliyeti düşürmek ve verilen hizmetleri daha etkin kılabilmek için
teknik işlemler ve sağlamada işbirliği politikaları (Atılgan, 1998:52) uygulamaya sevk
etmiştir.
İşbirliği iki ya da daha fazla kütüphanenin, kullanıcılarına daha gelişmiş hizmet
vermek için birlikte çalışmaları olarak tanımlanmaktadır (Boisse, 1995:89). Kütüphanelerin
32
özellikle dermelerini ve insan kaynaklarını ortak kullanması, basılı ve elektronik dermesini
geliştirme konusunda diğer kütüphanelerle ortak kararlar alarak bütçesini daha akılcı
harcaması, kısaca, masrafları arttırmadan hizmet kalitesini yükseltme ve derme geliştirme
konusunda diğer kurumlarla her konuda iletişim kurmasıdır.
Sayın Tonta’nın da bir makalesinde belirttiği gibi, elektronik bilgi kaynaklarının
merkezi olarak sağlanabilmesi ve depolanabilmesi, bu kaynaklara dağıtık bir ortamda
erişilebilmesi (Tonta, 1999:497) imkanı coğrafi olarak birbirinden uzakta bulunan
kütüphanelerin bu kaynakları işbirliği içerisinde daha ekonomik olarak elde etmelerini
mümkün kılmaktadır.
Ülkemizde bu amaçla 1999 yılında ANKOS (Anadolu Üniversite Kütüphaneleri
Konsorsiyumu) kurulmuştur. Bilimsel bilgiye erişimi arttırmak ve üniversite kütüphaneleri
arasında iletişimi güçlendirmek açısından önemli görevleri yerine getiren ANKOS (Atılgan,
2005), üniversite ve araştırma kurumlarındaki kullanıcıların, çeşitli yayınevlerinin elektronik
dergi ve veri tabanlarına lisans anlaşmaları çerçevesinde, internet üzerinde erişim sağlayarak
elle tutulamayan bilgi kaynaklarını, üye kütüphanelerin dermelerine kazandırmaktadır.
1999 yılında 3 veri tabanına 12 kurum üyeliğiyle başlayan Ankos, 2001 de 11 veri
tabanı 39 kurum; 2002 de 16 veri tabanı 59 kurum; 2003 de 20 veri tabanı 78 kuruma
ulaşmıştır. 2000 yılında kurumların abone oldukları toplam veri tabanı 139 iken bu sayı 2002
de 239 ve 2003 de 411’e yükselmiştir. Son iki yılda ise %72 oranında büyüme göstererek,
kurumların erişebildikleri toplam tam metin ve e-dergi sayısını 10 binin üzerine çıkarmayı
başarmıştır
(http://internet.cervantes.es/internetcentros/biblioteca/Coobiblioestambul/Ktphanelerarasi%20
isb..ppt#28).
Bu amaca hizmet etmek için gerçekleştirilen, yine fiziki olarak sahip olmaktan öte
erişebilen tüm kaynaklara sahip olabilme düşüncesi ile hareket edilen, kütüphanelerarası
ödünç verme ya da diğer kaynak paylaşımı projeleri ile kullanılabilen ve başka kütüphanelerin
sahibi olduğu bilgi kaynakları olarak tanımlanabilen elle tutulabilen bilgi kaynakları grubuna
giren materyallerin sağlanabildiği diğer bir proje ise OBES (Ortak Belge Sağlama) Projesidir.
Gazi Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, ODTÜ ve Ulakbim kütüphaneleri arasında
düzenlenmiştir. Anlaşma gereği bu üniversite kütüphanelerinin kullanıcıları, proje
33
kapsamındaki bu kütüphanelerin herhangi birisinin dermesinde bulunan süreli yayınlardan
sadece fotokopi ve posta ücreti karşılığında yararlanabilmektedirler (Küçük ve Al 2004:9).
Bu alanda gerçekleştirilen bir başka konsorsiyum çalışması da ULAKBİM aracılığıyla
gerçekleştirilmiştir. Ulakbim Veritabanları ve Elektronik Dergiler Ev Sahipliği (VEDES)
adını taşıyan projeyle, üniversite ve araştırma kütüphaneleri ile araştırmacıların bibliyografik
ve öz veri tabanlarına, tam metin kaynaklar ve elektronik dergilere erişimlerinde önemli
iyileştirmeler sağlamak üzere çeşitli birincil ve ikincil kaynaklara ulusal ölçekte ev sahipliği
yapmak amaçlanmıştır (Küçük ve Al 2004:10). Ancak, ANKOS’un kurulmasıyla birlikte bu
proje ile ilgili sorumluluklar ANKOS’a devredilmiştir.
Konsorsiyum kurma çalışmalarına mesleki bir örgüt olan ÜNAK’da katılmıştır.
ÜNAK/ OCLC, üniversite ve araştırma kütüphanecileri derneği ve OCLC’ nin 19 Eylül 2000
yılında Ankara’da ve 21 Eylül 2000 de İstanbul da yaptığı iki seminerle konsorsiyum
oluşumunu başlamıştır. Konsorsiyuma girmeyi düşündüğünü belirten 39 kütüphaneye,
toplantıda karar verilen OCLC Basic Package+Wilson Select Fulltext Paketi, 16 Ekim-17
Kasım 2000 tarihleri arasında deneme amaçlı erişime açılmıştır. 4 Aralık 2000’de
Ünak/OCLC konsorsiyumu kurulmuştur ve deneme amaçlı açılan veri tabanlarına erişim
kesintisiz olarak devam ettirilmiştir
(http://internet.cervantes.es/internetcentros/biblioteca/Coobiblioestambul/Ktphanelerarasi%20
isb..ppt#28).
Türkiye’de işbirliği alanında birçok proje ve uygulama hayata geçirilmiştir. Bunların
bir kısmı başarılı olmuş, bir kısmı ise başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Kütüphanelerarası işbirliği bilgi, kaynak (para ve insangücü), planlama ve örgütlenme
becerisi ile "ortak akıl" gerektirir. İşbirliği yapılacak projeleri ve öncelikleri saptamak için
bilgiye ihtiyaç vardır. Kütüphaneler işleyişleri, bilgi hizmetleri ve bilgi teknolojisi alanındaki
genel yönelimler (trends) konusunda bilgili olmak zorundalar. Oysaki kütüphanelerimize
alınan kaynakların kullanım istatistikleri, bilgi hizmeti sağlamanın ekonomik yönü ve
performans ölçütleri hakkında elimizde çoğu zaman sağlıklı yönetim bilgileri
bulunmamaktadır. Sağlam derme geliştirme politikaları, sürekli olarak toplanan bu tür
34
kullanım bilgilerine dayandırılarak geliştirilmediği (Tonta, 1999:512) takdirde sağlama
işlemlerinde maksimum verim elde edilemeyecektir.
Nasıl ki elektronik ortamda ki materyallerin seçimi, sağlanması, hizmete sunulması
aşamalarında kütüphaneler işbirliği içerisine girerek, zorlu olan bu süreci kolaylaştırmayı
hedefliyorlarsa, geleneksel materyallerin seçimi ve sağlanması aşamasında da kütüphanecilere
yardımcı olmak amacıyla hizmet veren kuruluşlar vardır. 1998 yılından beri büyük firmalar
kütüphanecilere web üzerinden kitap tanıtımı ve kitap siparişi olanağı sunmaktadırlar. İnternet
ortamında yayın siparişi olanağı sunan firmalardan en yaygın olarak bilineni ise Amazon.com
isimli kuruluştur. Bunun yanı sıra; Ingram Book Company ile ortaklaşa R.R.Bowker ve Baker
& Taylor kütüphanelere üyelik esasına dayalı kitap tanıtımını içeren Web hizmetleri
sunmaktadır. Yine Baker&Taylor’ın Prevue veri tababnında yazar, resimleyen, ISBN,
yayıncı, yayın tarihi, cilt, eser adı, konu başlıkları, fiyatı ve sınıflandırma bilgilerini içeren 2.2
milyon bibliyografik künyeye erişim olanaklı olup 500.000 bibliyografik alıntı ve kitap
tanıtımlarına erişim mümkündür. Ayrıca, The Brodart Company’nin Book Express Plus’ı
sipariş isteklerini tamamıyla kataloglanmış, rafa konulmaya hazır halde iki gün içinde
kütüphaneye teslim edebileceğini iddia etmektedir (Rogers, 1998:99).
II.B.3. Kataloglama İşlemleri
Bilgisayarlar kütüphanelerde ilk kullanılmaya başlandığı yıllarda, genellikle katalog
kartlarının, kitap kataloglarının ve mikroform kataloglarının üretiminde hızlı yazım aracı
olarak kullanılmışlardır. Ancak ilerleyen yıllarda, hızla artan yayın sayısının katalogcuların
işini zorlaştırmış olması, katalogların sağlıklı bir şekilde denetlenmesinin imkansız bir hal
alması ve klasik kataloglama işlemlerinin son derece karmaşıklasması nedenleri ile bilgi
erişimde aksaklıkların meydana gelmeye başlaması sorunları kütüphanelerin dermelerin de
bulunan katalog fişlerini bilgisayarca okunabilir şekle dönüştürmelerini (Atılgan, 1991:1)
gerekli kılmıştır.
Esasında kataloglama; kayıtlı bilginin aktarılması, katalog indeks ve kavramsal dizin
gibi araçlarla bu bilgilere erişimi sağlayan bir düzenlemedir. Kütüphanede bulunan her türlü
bilgi taşıyıcısı materyal ve bilgi taşıyıcı ortamın (kitap, e-kitap, süreli yayınlar, video kaset,
cd-rom, makale, veri tabanı, harita vb.) bibliyografik bilgilerinin önceden belirlenmiş kurallar
doğrultusunda bir veri tabanında depolanması işlemidir. Bu veri tabanı kütüphane
35
kaynaklarının içeriğini görmeden kullanıcıya materyal hakkında bilgi verir (Çukadar ve Çelik,
1999: 6). Bilginin ne zaman, nerede, kim tarafından üretildiğinin belirlenmesi- bibliyografik
denetim- kütüphanecilerin yaptıkları işin her aşamasında gereklidir.
İyi bir kütüphane hizmeti vermek, iyi düzenlenmiş katalog bilgilerine sahip olmayı
zorunlu kılar. Anglo Amerikan Kataloglama Kuralları kitabının editörü olan ünlü katalogcu
Michael Gorman bu konu hakkında ki görüşlerini şu şekilde dile getirmektedir:
“Kataloglama kütüphaneciliğin temelidir. Sanıyorum ki bütün alanlardaki iyi
kütüphaneciler kataloglama konusunda bilgi sahibidir. Danışma kütüphanecisi sadece bilginin
nasıl düzenlendiği konusunda değil aynı zamanda kataloglama ve sınıflamanın temel yapısını
ve bilginin genelden özele doğru düzenini de takip eder. Derme geliştirme ve yönetme ile
ilgili kütüphaneciler sorumluluklarını sınıflamanın konu guruplarına ve konu başlıklarına göre
yerine getirirler. Bir çocuk kütüphanecisi çocuğa iyi bir kitap önerebilmek için kataloglama
tecrübesinden yararlanarak konuya ya da yaşa göre gruplandırmaları düşünecektir (Gorman,,
2002 :11).
Var olan bilgiye erişim, yazılı tarihin başlangıcından günümüze, araştırmacıları ve
kütüphanecileri ilgilendiren ve uğraştıran bir alan olmuştur ve günümüze kadar bilgiyi
denetim altına almak için değişik yöntemler uygulanmıştır. Bilinen ilk bibliyografya MÖ
2000 yıllarda Sümerler tarafından hazırlanmıştır. İleriki yıllarda kütüphanelerde ki kitaplar
raflarda giriş sırasına göre dizilmiş, bu yeterli olmamış alfabetik dizinler ve kataloglar
hazırlanmıştır. Amaç daima “nerede ne var?” sorusuna cevap vermek ve bilgiye erişim
sağlamak olmuştur (Alakuş, 2001:1). Çünkü, bilgi denetim altına alındıkta güvenilirlik
kazanmış, ona sahip olana güç katmıştır. Yayınlanmış bilgiye erişebilmenin temel şartı olan
kayıt altına almak işlemi belirli kurallara, standartlara uyularak gerçekleştirilmek zorundadır.
Bu nedenle, yüzyıllar boyunca, sınıflama sistemleri, alfabetik yazar listeleri, kataloglama
kuralları, konu başlıkları, thesarauslar, MARC formatları, metadata uygulamaları vb
yöntemler, kurallar ve standartlar geliştirilmiştir. Böylece, uygulanan bu standartların
yaygınlaştırılması ve herkes tarafından anlaşılır olmasının sağlanması, bibliyografik
denetimin gerçekleşmesini ve bilgiye erişimin uluslar arası düzeye ulaşmasını olanaklı
kılacaktır (Atılgan, 1988:1). Kataloglamada standartlaşmaya gidilmesi çabalarının hiç
kuşkusuz bir nedeni de ; kataloglama işlemlerinin pahalıya mal olmasından kaynaklanan
36
sorunlardır. Kataloglama işlemlerinde tekbiçimlilik sağlanarak bir yayını değişik yer ve
zamanlarda kataloglayan kişilerin aynı yolda hareket etmeleri mümkün olacaktır.
Kataloglamada evrensel bir birlik sağlama konusunda atılan ilk adım, 1961 yılında
IFLA (Kütüphane Dernek ve Kurumları Milletlerarası Federasyonu) tarafından Paris’te
düzenlenen Kataloglama İlkeleri Milletlerarası Konferansı’dır. Bu konferansta kabul edilen
ilkeler ilerleyen yıllar içerisinde pek çok ülke tarafından benimsenmiştir ve uygulanmıştır.
Ancak, bu konferansta alınan karar ve belirlenen ilkelerin gerçek anlamda evrensel bir nitelik
kazanması 1967 yılında Anglo- Amerikan Cataloging Rules (Anglo- Amerikan Kataloglama
Kuralları) eserinin yayınlanması ve bu gelişmenin arkasından 1969 yılında yine IFLA
tarafından Kopenhag’da düzenlenen “Kataloglama Uzmanları Toplantısı”nda alınan kararlar
doğrultusunda gerçekleştirilen UBC (Evrensel Bibliyografik Denetleme) programınca
gerçekleştirilen ISBD (International Standart Bibliographis Description) çalışmalarıdır
(Atılgan,1987:73). İngilizce konuşulanlar başta olmak üzere, dünyanın pek çok ülkesinde ki
kütüphaneciler, kendilerine yeni kurallar hazırlamak yerine, Anglo- Amerikan Kurallarını
kendi dillerine çevirerek ve kendi ihtiyaçlarına uyarlayarak kullanmayı tercih etmişlerdir
(Sefercioğlu, 1977:126). Tüm bu gelişmeler neticesinde de merkezi kataloglama uygulaması
olan MARC (Machine Readable Cataloging- Makinece Okunabilir Kataloglama) projesi
gündeme gelmiştir. 1966 yılında Kongre Kütüphanesi’nin başlattığı bu proje öncelikle
Amerika Birleşik Devletleri tarafından daha sonra da bilgisayarı bulunan diğer ülkelerin
araştırma kütüphaneleri tarafından benimsenmiştir. Ancak, zaman içerisinde MARC-I projesi
adı verilen bu çalışmanın istenilen nitelikleri tam olarak karşılayamadığı sonucuna varılmıştır
ve 1968 yılında yeni bir format geliştirilerek buna da MARC-II formatı denilmiştir. MARC-I
den farklı olarak bu yeni format, kitapların yanı sıra haritalar, notalar, süreğen yayınlar ile
müzik eserlerini de nitelemek için standartlar geliştirmiştir. Bir başka yenilik ise kullanılan
karakter (harf, rakam, noktalama işaretleri) sayısının artmasıdır (Atılgan, 1991:10).
MARC-II formatı 1971 yılında Amerikan standardı, 1973 yılında da ISO-2709 kod
numarası ile uluslar arası standart olarak kabul edilmiştir. ISO- 2709 standardının birinci
basımı yapılmıştır (Bayter, 2004:110).
Birçok ülke kendi ulusal gereksinimleri doğrultusunda, kendi MARC biçimlerini
oluşturmuşlardır. Ülkelerin kendi gereksinimleri doğrultusunda oluşturdukları MARC
biçimlerinden en bilinen ve en yaygın kullanılanları ise USMARC ve UKMARC tır. Ancak,
37
ülkelerin farklı yapıda veri giriş biçimi kullanmaları, veri değişiminde güçlük yaratmış,
zamana içerisinde uluslararası nitelikteki UNIMARC biçimi geliştirilmiştir (Baydur; 1982:39-
40).
Dünyadaki tüm bu gelişmelere Türkiye’de kayıtsız kalmamış ve 1974 yılında Kültür
Bakanlığı’nın öncülüğünde, kütüphanecilikle ilgili resmi ve özel kuruluşlar ile bu konuda
eğitim veren üniversitelerin temsilcilerinin oluşturduğu kataloglama ile ilgili bir Yan Kurul
kurulmuştur. Kurulan bu kurul Anglo Amerikan Kataloglama Kurallarının Türkçe’ye
çevrilmesini kararlaştırmıştır ve bunun ülke çapında yaygın bir şekilde kullanımı sağlamak
için faaliyetlerde bulunmuştur (Sefercioğlu, 1977:125.). Ayrıca, 1973 yılında ISO tarafından
uluslar arası standart olarak ilan edilen MARC formatının birinci basımı Türkçe’ye çevrilerek
TS/2783 kod numarası ile 1977 yılında yayınlanmıştır.
Günümüzde ise gelişen teknoloji ile birlikte ortam değiştiren kütüphane materyallerini
elektronik ortamda da standartlara uygun şekilde tanımlayabilmek ve düzenlemek için 1997
yılının sonralarına doğru MARC 21 formatı geliştirilmiştir.
Tüm bu çalışmalardaki temel amaç; kütüphanelerde ki mevcut dermenin yani verilerin
bilgisayarda depolanması ve kullanıcıların bu verilere yine bilgisayar aracılığı ile
erişilebilmesini sağlamak böylece zaman ve maliyetten tasarruf sağlayabilmek için bilgisayar
ortamında bir veri tabanı (database) oluşturmaktır.
Bir veri tabanı aynı türdeki kayıtların (record) birleşmesinden oluşmaktadır. Bu
kayıtlar da, bibliyografik niteleme ve dolayısıyla erişimde son derece önemli olan veri
alanlarından (field) oluşacaklardır. Kayıtlardaki bu alanlar sayesinde, aynı türdeki veriler aynı
alan içinde yer alacağından, depolamada ve erişimde (veri tabanı bünyesinde) standartlaşma
ve hız sağlanacaktır. Alanlar tüm benzer kayıtlarda ortak olan noktalardır. Her kayıtta bu
alanlara veri girilmesi zorunlu olmamakla birlikte, tüm kayıtlarda bu alanların yapısı aynı
olmalıdır (Arslantekin, 1998:315). Ayrıca, veri girişi yapılan bu alanlar sabit ve değişen
olmak üzere iki türlüdür. Yayın dili gibi uzunluğu belli olan alanlar sabit alanlar iken eser adı,
yazar, yayınevi gibi alanlar ise uzunluğu belli olmayan değişen alanlardır.
Uzun uğraşlar sonucunda bugünkü şeklini alan çevrimiçi kataloglar, kullanıcıların
aradıkları bilgiye, bilgisayar ortamında yazar, konu ya da eser adı gibi verilerle erişebilmesini
sağlar. Çevrimiçi kataloglar, bilgiye erişim açısından kullanıcılara çok büyük kolaylıklar
38
sağlamaktadır. Mesela, aranan bir yayının yazar adı ya da kitap adı bilinmese bile
kullanıcıların sadece bir anahtar kelimeyle, ilgili yayınların dökümüne anında
ulaşabilmelerine imkan sunar. Bu da, kullanıcının araştırma yaparken zaman kazanmasını
sağlayan önemli bir avantajdır. Bazı çevrimiçi kataloglarda, kütüphanelerin kaynaklarının
bibliyografik bilgilerinin yanı sıra başvuru kaynaklarının ve süreli yayınlarda ki makalelerin
tamamı verilmektedir. Çevrimiçi kataloglar, bir kütüphanedeki mevcut dermenin tam olarak
kullanımını sağlarken, dermelerini bilgisayar ortamına aktaran kütüphanelerin, gerektiğinde
birbirlerinin kaynaklarını tarayarak, kaynak paylaşımı açısından kütüphaneler arası ödünç
verme işlerinde de büyük kolaylık ve hız sağlamıştır (Kakırman, 2001:173).
Bilgisayar ve iletişim teknolojilerinde ki baş döndürücü gelişmelere paralel olarak hız
ve çeşitlilik kazanan kataloglama hizmetlerini çağın gerektirdiği şekilde gerçekleştirebilmek
ve yine teknik gelişmelerden dolayı artan yayın türlerini tanımlayabilmek için kataloglama
kurallarının da sürekli gözden geçirilerek yenilenmesi gerekmektedir. Sayın Baydur’un da bir
makalesinde belirttiği gibi, kataloglama kuralları dinamiktir (Baydur, 1982:50).
Daha öncede belirtildiği gibi, kataloglar kütüphane koleksiyonuna ulaşmayı sağlayan
anahtarlardır (Atılgan, 1987:71) ve bir bilgi kaynağının katalog bilgisinin oluşturulması
sırasında kullanıcıların kütüphaneden beklentileri dikkate alınarak, bilgi kaynağına hızlı ve
etkin bir şekilde ulaşabilmelerini sağlamak, katalogları geliştirmek ve en kullanılır hale
getirebilmek amaçlarını gerçekleştirmek için MARC standardının yanı sıra sınıflama
sistemleri, konu başlıkları listeleri, thesarauslar , indeksler, otorite dosyaları, kataloglama
kuralları gibi birçok kural, yöntem ve standartlardan faydalanılır. Tüm bu düzenlemeler
gerçekleştirilirken gözden kaçırılmaması gereken en önemli nokta ise ayrıntılar arasında
kaybolmadan katalogun kullanımını, hizmetlerin verimliliğini arttırmaktır.
Özellikle, diğer tüm kütüphaneler arasında okuyucusu, ekonomik olanakları, personeli
vb. ile belli özellikler taşıyan, kullanıcı kitlesini çoğunlukla konusunda uzmanlaşmış
araştırmacıların oluşturduğu, kataloglama konusunda eğitim almış uzman personele sahip
olan üniversite kütüphanelerinde kataloglama hizmetlerinin çağdaş düzeyde tutulması şarttır.
Bu kütüphanelerde ancak, uluslar arası standartlara uygun, yeterince ayrıntılı, doğru ve güncel
olarak hazırlanacak bibliyografik kayıtlarla katalogun amacına uygun hizmet verilebilir
(Baydur, 1987:18).
39
Kataloglama işleminin diğer bir boyutu da dizinleme (indeksleme) işlemidir.
Dizinleme depolanmış bilgiye tekrar erişimin sağlanabilmesinde rol oynayan faktörlerden
biri, belki de en önemlisidir (Arslantekin, 1991:195). Dizin, bir doküman ya da doküman
grubu içerisindeki kişi adı, yer, özellikle konu vb. noktalarda dokümana erişimi sağlayan bir
araçtır. Dizinleme işlemi ise, bu erişim araçlarının çeşitli kurallar doğrultusunda vücuda
getirilmesi olarak nitelenmektedir (Arslantekin, 2001:63).
Kataloglama mevcut koleksiyonun (dergi, kitap) erişimine yönelikken, dizinleme
doğrudan koleksiyonun içeriğine (makale, vd.) erişime yöneliktir (Bayter, 2004:108).
Yine Sayın Tonta’nın da bir makalesinde vurguladığı şu nokta konumuz açısından
önemlidir: “…bir bilgi erişim sisteminin temel işlevi, kullanıcıların bilgi ihtiyaçlarını
karşılaması muhtemel dermede ki ilgili belgelerin tümüne erişmek, ilgili olmayanları
ayıklamaktır. Bunun için iki koşul yerine getirilmelidir. İlki, dermeye eklenen her belgenin
temel özellikleri geleneksel veya otomatik olarak gerçekleştirilen dizinleme işlemleri
sırasında belirlenmeli ve her belge için içerik belirteçleri (dizin terimleri) oluşturulmalıdır. Bir
belge için oluşturulan söz konusu içerik belirteçleri bilgi erişim sırasında belgenin tamamını
temsil etmek üzere kullanılır. İkincisi ise, kullanıcılar belgelere verilen bu içerik belirteçlerini
doğru olarak tahmin edip sorgu cümlelerini ona göre oluşturmalıdır. Bir başka değişle,
kullanıcının bilgi ihtiyacını ifade etmek için kullandığı terimler ile belgeyi temsil eden içerik
belirteçleri birbirleriyle karşılaştırılır ve çakışan belgelere erişilir” ( Tonta, 1995).
Bilgi erişimin etkinliği dizinlemenin başarısına bağlıdır.Uzman kişiler tarafından
hazırlanmış kapsamlı bir dizinin kullanıcılara, istedikleri konulardaki dokümanlara kolay ve
isabetli erişmelerini sağlayacaktır. Bununla beraber genellikle alfabetik olarak listelenmiş
mantıksal bir düzen içerisinde sıralanan konu başlıklarını sunması gerekmektedir ve
dizinleme işlemi, bir dokümanın kişilerce taranarak , belli kurallar ve teknikler doğrultusunda
incelenerek, dokümanı ifade eden terim ya da terimlerin saptanması şeklinde manuel (elle
yapılan) olarak gerçekleştirilebileceği gibi insan kullanmaksızın, bir program veya bir dizi
kurallar bütünüyle, bilgisayarlar tarafından mekanik ya da otomatik olarak da
yapılabilmektedir. Ancak, dizinleme işlemi elle yapıldığında daha sağlıklı olmaktadır
(Arslantekin, 2001:63).
40
Dizinleme işleminin yavaş ilerlemesi ve maliyetinin yüksek olması en önemlisi
kullanıcıların sorgulamada kullanacağı anahtar kelimelerin dizinde kullanılan sözcüklerle
çakışmaması ihtimali çok yüksektir. Çünkü, kullanıcılar konu uzmanları tarafından kullanılan
sözcüklere (örneğin; Kongre Kütüphanesi Konu Başlıkları Listesi) aşina değildirler
(Arslantekin, 2001:63). Bu nedenle, kullanıcıların bilgiye erişimde kullanabilecekleri anahtar
kelimeler ile dizinlerde kullanılan terimlerin çakışmasını sağlamak için kullanılan bir diğer
yöntem de Kavramsal Dizin ya da Gömü olarak da adlandırılan Thesauruslardır.
Bilim terimleri sözlüğünde thesaurus; gömü başlığı altında, bir bilgi erişim dizgesinde
dermenin kapsamına giren kavram ve konuları belirten, anahtar sözcükleri, bunlar arasındaki
anlamsal ve üreysel ilişkiler ile birlikte, devingen bir biçimde içeren bir söz dağarı ya da
sözlük şeklinde tanımlanmaktadır (Köksal, 1981:46).
Denetimli ve dinamik bir yapısı olan thesaurus, belirli bir bilim dalındaki sözcüklerin
eş anlamlılarını, kelimeler arasındaki hiyerarşiyi, ilişkileri göstermekte, doğal dil, teknik dil
ve terminolojide ki belirsizlikleri ortadan kaldırmakta, her konu uzmanının aynı konudaki bir
olay ya da durum için aynı kelimeyi kullanmasını sağlamaktadır. Böylece, çoğu zaman
hakkında bilgi bulabilmek için bilmediği bir şeyi tanımlama mecburiyetinde kalan
araştırmacılara yol göstermektedir.
Temelde denetim altında ki sözcüklerden oluşmaktadır ve amaçları da sözcüklerin
denetim altına alınmasıdır. Thesaurus içinde yer alan anahtar sözcüklerin birbirleri ile
ilişkisinin en yalın gösterimi ise şu şekildedir:
BT (Broader Term) Geniş Anlamlı Terim: Bunlar konu içinde daha genel kavramları
belirleyen sözcüklerdir. Geniş terimlerin altında yer alan sözcükler alt kategorileri gösterir ve
daha spesifik anlamlar taşırlar.
NT (Narrower Term) Dar Anlamlı Terim: Bunlar alt kategoriler için kullanılan spesifik
sözcükler olup, ilgili geniş terimlerin altında peş peşe alfabetik olarak dizilirler.
RT (Related Term) Bağlantılı Terim: Eş ağırlıklı benzer anlamlı sözcükler hiyerarşik
düzende Geniş ve Dar anlamlı olarak değerlendirilmeden, birbirleriyle ilişkilendirilir.
(Baydur, 2000).
41
Bilgisayarlar ve bilgi ağlarında görülen baş döndürücü gelişmeler sonucunda iletişim
kurma yollarını ve bilgi erişim yöntemlerini tamamıyla değişmiş olan araştırmacıların
teknolojinin sağladığı en büyük avantajlardan birisi olan elektronik ortamı kullanmaya
başlaması ile kütüphanelerde dermelerinde bulunan (telif sorunu olmayan) materyalleri
elektronik ortamda da kullanıcılarının hizmetine sunma gerekliliğini hissetmişlerdir.
Ancak, günden güne denetimsiz bir şekilde büyüyen (web sitelerinin sayısı her 4 ayda
2 katına çıkmaktadır ve internet 15 milyarı aşan kelimeden oluşan dev bir ansiklopedi olarak
tanımlanmaktadır.) elektronik ortamdaki bilgi kaynaklarına erişimin her geçen gün
zorlaşması, kimi zaman da imkansız bir hal alması (Küçük ve Al, 2001:173), her tür bilginin
herkesin erişimine açık olmaması, kaynakların adreslerinin sık aralıklarla değişmesi ya da
belirli zaman dilimleri içinde silinmesi sorunları (Küçük ve Al, 2003:169) bu uçsuz bucaksız
kütüphaneyi düzenleme gerekliliğini gözler önüne sermiştir.
Sayın Baydur’un belirttiği gibi; çağımızda bilgi adeta sanal ortamda başı boş
uçmaktadır ve şu anda da tıpkı yıllar öncesinde olduğu gibi bilgiyi denetim altına almak için
yoğun uğraşlar devam etmektedir. Daha önce açıklanan belli başlı yöntem ve standartlar, tıpkı
bir zamanlar gerçek kütüphanelerde uygulandığı gibi, bugün sanal kütüphanelere uygulanarak
bilgi yine kontrol edilmeye çalışılmaktadır (Baydur, 2000).
Elektronik ortamda da kütüphaneler arasında bilgi paylaşımının etkin bir biçimde
yürütülebilmesi, tam isabetli sorgulamaların yapılabilmesi, üzerinde arama yapılan belgenin
konusu, yazarı ya da yayım tarihi gibi bilgilerin anlaşılması, kaynakların özelliklerinin iyi bir
şekilde tanımlanması ile mümkündür. Bu da standart bir yöntemin varlığı ile sağlanabilir.
Çünkü, teknoloji gelişse, yazılım ya da donanımlar değişse de, ancak belli standartlara
dayanarak kaydedilmiş bilgilerin uzun dönemde kalıcılığı ve erişimi mümkün olacaktır. Bu
nedenle de bugün sınıflaması olmayan bu büyük hacimli bilgi yığınını düzenleyerek bilgi
erişimini geliştirmek için var olan yöntem ve standartlara ek olarak birçok standartlar
geliştirilmiştir. Bu standartları şu şekilde gruplandırmak mümkündür:
1- Kodlama standartları,
-ASCII
- Unicode
42
2- İşaretleme standartları
- SGML
- HTML
- XML
- Z39.2 (Bibliyografik Bilgi Değişim Standardı)
3- İletişim standartları ve protokolleri
- TCP/IP, FTP, HTTP
- Z39.50 (Bilgi Erişim Hizmet ve Protokolü) (Alır,2002:2).
1- Kodlama Standartları
ASCII Amerika Bilgi Değişim Standart Kodu - (American Standard Code for Information
Interchange)
Bilgisayarda kodlanmamış hiçbir veriye erişilemez. Bilgisayarlar, rakamlarla
çalıştıkları için harf, rakam ya da sembolleri 0 ve1’den oluşan rakamlarla algılar. ASCII, her
karakterin 0 ve 1 ile tanımlandığı 7-bitlik karakter setidir (Alır, 2002:4).
Bilgisayar ortamına girilen harfler ya da karakterlerin burada anlam kazanabilmesi
için, bilgisayar işlemcisine gönderilmeden önce ASCII koduna dönüştürülmesi
gerekmektedir. ASCII İngilizce’deki harfler, rakamlar ve semboller için uygundur. Ancak
İngilizce’de yer almayan bazı harfler, karakterler veya semboller sorunlara yol açmıştır.
Örneğin, ASCII kullanarak Rusça, Japonca gibi dillerde yazmak imkansızdır (Kyrnin, 2003).
Unicode-Tekbiçim Kod
Unicode’dan önce karakterleri tanımlamak için kullanılan kodlama sistemleri tüm
karakterleri tanımlamak için yeterli olmadıkları gibi farklı kodlama sistemleri ile iletişim
kuramayarak çakışmalara ve karışıklıklara neden olmaktaydı. Özellikle veri paylaşımı
sırasında verinin zarar görmesine, okunmaz halde iletilmesine meydan vermekteydi. Bu
nedenle ortak olarak kullanılacak platform, dil ya da programlardan bağımsız bir kodlama
sistemi geliştirilmiştir (Unicode, 2002:a). 16 bit karakter setinden oluşan ve 65 binden fazla
karekter içeren bu kodlama diline Unicode- Tekbiçim kod adı verilmiştir.
43
2- İşaretleme Standartları
1970’lerden sonra, kütüphanelerde otomasyonun yaygınlaşması ile birlikte,
kütüphanelerin dermelerinde ki mevcut materyaller hakkında oluşturdukları bibliyografik
bilgilerin değişimi gündeme gelmiştir ve bu bilgi değişim için birtakım standartlar
belirlenmiştir. Bu standartları;
- Kayıt Yapısı Standartları (ortak iletişim formatları- SGML, HTML, XML, ISO
2709/Z39.2)
- İçerik Standartları (formata girilecek bilgileri düzenleyen ortak kurallar topluluğu-konu
başlıkları listeleri, gömüler ) şeklinde 2 başlık altında incelemek mümkündür (Alır,
2005:4).
Kayıt yapısı standartlarının kütüphanelere sağlamış olduğu en önemli yararını ,
kurumlar arasında verilerin, her uygulamaya yönelik ara yüzlerin tasarımına gerek kalmadan
değiştirilebilmesine olanak sağlaması ve aynı standardı kullanan farklı yazılımların bir birini
ikame edebilmesi (yazılımın değiştirilmesi durumunda yeni yazılımın sorunsuzca veri anlayıp
işleyebilmesi ) olarak ifade edebiliriz (Küçük ve Soydal, 2003).
Genel olarak kullanılan kayıt yapısı standartları SGML, HTML,VE XML’dir.
Bibliyografik bilgi değişim alanında kullanılan kayıt yapısı standartlarından en çok kullanılanı
ise MARC’tır. (MARC tan daha önce bahsedildiği için burada tekrar edilmeyecektir)
Standart Genel İşaretleme Dili ( SGML- Standart Generalized Markup Language)
SGML, elektronik dokümanların (web sayfalarının) bölümlerinin bilgisayar tarafından
metin olarak algılanabilmesi için kodlanmasını sağlayan dillerden birisidir. SGML’nin
yaratılmasının amacı; elektronik dokümanların farklı bilgisayar platformlarında değişiminin
sağlanabilmesi için o dokümanların yapısını tanımlayan kurallar oluşturmaktır (Alır, 2005:5).
Metin ve belgelerin kolay bir şekilde taşınabilmesi, paylaşılabilmesi ve işlenebilmesi
için ilk işaretleme dili olan GML (Generalized Markup Language), 1960 yılı sonlarında
IBM’de yapılan araştırma çalışmaları sonucunda ortaya çıkmıştır. GML 1978’de ANSI’de
(American Natitional Standart Institute) oluşturulan bir grup tarafından geliştirilerek SGML
44
adı altında 1986 yılında ISO (The International Organization for Standardization) kurumunca
uluslararsı bir standart olarak kabul edilmiştir (Olgun, 1999:23).
Bu işaretleme dili, web de yayın yapan herkes için kendi dilini oluşturmasına gerek
kalmadan, dünyaca geçerli standart bir dil kullanmalarına imkan tanır.
SGML işaretleme dili, belgelerin tanımlanmasında DTD (Document Type Definition-
Doküman Tip Tanımı/Belge Tipi Tanımı) adı verilen belge tip tanımlarını kullanmaktadır.
DTD belge oluşturulurken elemanların tanımlanmasını sağlamakta, organizasyonel yapısını
belirlemekte, böylece standart bir tanımlama ile belgenin başka ortamlarda da anlaşılır
olmasını sağlanmaktadır (Alır, 2005:5).
SGML çok güçlü bir dil olmasına rağmen, son derece karmaşık yapısı olduğundan ve
yüksek uygulama geliştirme maliyetine sahip olmasından dolayı yaygın bir şeklide kullanımı
olmamıştır. Bu nedenle, 1989 yılında internet ortamında belge paylaşımını kolaylaştırmak için
web uygulamalarının temel öğelerinden biri olan HTML dili geliştirilmiştir. HTML bir
SGML uygulaması olarak geliştirilmiştir. Diğer bir değişle HTML dilinin yapısı SGML
dilinde tanımlanmıştır (Olgun, 1999:21).
Hipermetin (üstmetin) İşaretleme Dili (HTML-Hypertext Markup Language)
HTML dili bir belgenin içerdiği başlık, font, resim ve tablo gibi bilgileri bilgisayar
ortamında standart bir şekilde görüntülemek ve biçimlendirmek için geliştirilmiş bir dildir.
Çok temel olarak bir HTML kodu bir web tarayıcısına (browser) web sayfasının kullanıcıya
nasıl görünmesi gerektiğini söyler (Olgun, 1999:28).
HTML kullanarak elektronik dokümana listeler, tablolar, metin dışı dosyalar (ses,
görüntü, grafik v.b) , formlar eklemek mümkündür (Alır, 2005:6).
Ayrıca, HTML dili World Wide Web’in gelişimi için standartlar oluşturmak amacıyla
Massachusetts Institue of Technology tarafından kurulan World Wide Web Konsorsiyumu
(W3C) tarafından, kullanılması resmi olarak da önerilmiştir ve bununla birlikte Microsoft
Internet Explorer ve Netscape’s Navigator gibi internetteki dokümanları görüntüleyebilmeyi
sağlayan büyük tarayıcılar tarafından da desteklenmektedir (Olgun, 1999:29).
45
Genişleyebilir İşaretleme Dili (XML-Extensible Markup Language)
HTML işaretleme dilinin veri sunumunda başlık (title), alt başlık (sub title) gibi bazı
temel alanları sunulabilmesine ya da başka bir sayfaya bağlantı (link) verilebilme imkanları
tanımasına rağmen metin üzerinde bazı yerlere vurgu eklenmesi, harf ve rakamların
büyüklüklerinin (font) değiştirilmesi veya koyu, italik gösterilmesi gibi konularda yetersiz
kalması XML standardının geliştirilmesine neden olmuştur.
HTML gibi SGML’in alt kümesi olarak oluşturulan XML, HTML’in sahip olmadığı
bazı tanımlama özelliklerine ve veri sunumunda esnekliğe sahiptir (Küçük ve Soydal, 2003).
XML, genişletilebilir bir yapıya sahiptir. Platform ya da işletim sisteminden
bağımsızdır, uluslararası ve yerel kullanıma imkan tanımaktadır. Bir XML belgesinde,
önceden tanımlanmış öğeleri kullanmak yerine, istenilen öğeler yaratılabilir ve bunlara
istenilen adlar verilebilir.
ANSI Z39.2 ISO 2709 Bibliyografik Bilgi Değişim Standardı (Bibliographic Information
Interchange)
İlk kez 1973 yılında ABD’de ANSI Z39.2 adıyla ortaya çıkarılan bu standardın 1996
yılında ISO 2709 Standardı adı ile son versiyonu yayınlanmıştır.
MARC yapısında da kullanılan ISO 2709, İşletim sistemleri arasında veri değişimini
sağlayabilmek için gerekli olan komutları içerir. Her biçimde materyali tanımlamak için
kullanılabilmekte ve her türlü ortamda yer alan kayıtların birbirleriyle iletişim kurmasını
sağlayabilmektedir (Alır, 2005:8).
3- İletişim Standartları ve Protokolleri
Elektronik ortamda gerçekleştirilecek olan veri iletiminin, güvenli ve veri kaybı
olmaksızın gerçekleşebilmesi için temel protokoller vardır. Bunları şu şekilde tanımlamak
mümkündür.
46
TCP/IP (Transmission Control Protocol/Internet Protocol)- İletim Denetim Potokolü/ İnternet
Protokolü
Internetin temelini oluşturan TCP/IP protokolü, internet üzerinde farklı ortamlarda
bulunan bilgisayarları IP numarası ile kimliklendirmekte ve TCP ile birbirlerine bağlayarak
aralarında başarılı bir şekilde iletişim kurmalarını dolayısıyla bilgi paylaşımını sağlamaktadır.
FTP (File Transfer Protocol )- Dosya Aktarım Protokolü
Internete bağlı olan iki bilgisayar arasında dosya aktarımı yapılmasına olanak tanıyan
bir protokoldür. FTP internet üzerinde dosya paylaşımının en kolay ve güvenli yoludur.
Özellikle son yıllarda oldukça popüler olan mp3 dosyalarının transferinde kullanılmaktadır
(Alır, 2005:8).
İstemci/sunucu ilişkisi ile çalışan FTP protokolü hem istemci bilgisayarın hem de
sunucu bilgisayarın içeriğinin ortadan bölünmüş bir pencere sayesinde yan yana
görüntülenebilmesini ve sadece dosyaları sürükleyerek transfer işleminin
gerçekleştirilebilmesine (FTP Planet 2003) imkan tanımaktadır.
HTTP (Hypertext Transfer Proctokol)- Hipermetin Aktarım Protokolü
Bilgilerin internet aracılığıyla transferini sağlayan sistem olan World Wide Web’in
temel protokolüdür (Alır, 2005:9).
Bağlantısız bir protokol olduğu için, dosyaların kolaylıkla, etkin ve hızlı bir şekilde
transfer edilmesini sağlamaktadır. Örneğin FTP gbi bağlantı temelli bir protokolde sunucuya
bağlanıldığında dosya aktarılıp tamamlansa bile bağlantı devam etmektedir. HTTP sunucuları
ise yalnızca aktif bağlantılar ile sınırlıdır. İstemciler sunucuya bağlanıp istekte bulunurlar,
karşılık alıp istedikleri dosyayı transfer ettikten sonra işlem bitmiştir, bağlantı saklı
tutulmadığı için işlem tamamlandığında hiçbir sistem kaynağı meşgul etmez (Küçük ve
Soydal, 2003).
Z39.50 (Information Retrieval Application Service Definition and Protocol Specifications) -
ISO23950 Bilgi Erişim Hizmet ve Protokolü
47
Birbirinden uzak ve birbirleri ile türdeş olmayan farklı yapıdaki veri tabanlarını tek bir
noktadan, yazılım ve donanımdan bağımsız olarak tarama imkanı verir. Özellikle birbirinden
çok uzaktaki farklı yazılımlar kullanılan kütüphane kataloglarının, tek bir noktadan
taranabilmesi imkanı sunması kütüphaneler için önemini arttırmaktadır.
Metadata (Üstveri)
İnternet üzerindeki bilgi kaynaklarına erişimde ki temel sorunları; Internet’te yer alan
bilginin hacminin çok büyük olması, bu bilgiye erişim araçlarının yetersizliği, her tür bilginin
herkesin erişimine açık olmaması, kaynakların adreslerinin değişmesi ya da belirli bir zaman
dilimi (44 gün) içinde silinmesi şeklinde gruplandırmak mümkündür (Küçük, 2003:169).
Araştırmacıların elektronik ortamda karşılaştıkları bu gibi bilgi erişim sorunlarının önüne
geçebilmek amacı ile yukarıda adı geçen bir çok standart ve protokol geliştirilmiştir. Tüm bu
protokollerin dayandığı temel nokta Internet denilen sınırı ve düzeni olmayan uçsuz bucaksız
kütüphaneyi dizinleyebilmek ve elektronik ortamdaki bu bilgilerin gelecekte de yaşamlarını
sürdürerek erişilebilirliklerini sağlamaktır. Bunu gerçekleştirebilmek için günümüzde aslında
kütüphanecilere hiçte yabancı olmayan metadata kavramı, anahtar rolünü üstlenmektedir.
Metada (üstveri) ‘nin sıklıkla karşılaşılan, en yalın tanımı ; veri hakkında veri/bilgi
şeklindedir (Miller, 1996). Literatürde bu terim hakkında karşılaştığımız diğer tanımları ise şu
şekildedir:
• metadata, bir bilgi kaynağını tanımlayan, açıklayan, yerini belirten ya da onun kolayca
bulunmasına, kullanılmasına ya da yönetimini sağlayan planlanmış (yapısallaştırılmış)
bilgidir (Ergün,2003).
• metadata, bir doküman hakkında bilgidir. Bu bilgi kullanıcılara dokümanın yararlı
olup olamayacağı hakkında yardımcı olmak için dokümanı tanımlamak ve dokümanı
kullanıma hazır bir şekilde bulundurmak içindir (Yonaitis, 2002:99).
Tüm bu tanımlarda ortak nokta, metadatanın bir bilgi kaynağını tanımlamak için
gerekliği olduğudur. Kütüphane dermesi için kart katalogun tanımı ne ise, elektronik
kaynaklar için de metadata aynı anlama sahiptir (Küçük ve Al, 2001:77).
CDWA, ADAM, Olsen Rehberi, Runeberg projesi gibi, farklı alanlar için geliştirilmiş
farklı metadata standartları ve projeleri mevcuttur. Farklı metadata türlerinin ortaya
48
çıkışındaki en önemli etken, farklı yapıya sahip bilgi türlerinin (html metin, coğrafik görüntü,
hareketli görüntü, tıbbi görüntü, arşiv belgesi gibi) farklı işlenmesi (sağlama, saklama,
paketleme gibi) ve hizmete sunulmasıdır (Küçük ve Al, 2001:173).
Ancak, farklı türdeki bilgi kaynaklarını standart bir biçimde tanımlama ve tek bir
tarama işleminde farklı türlere erişebilmek için geliştirilmiştir olan, konu ve kaynak tipi
ayrımı gözetmemesi nedeni ile de diğer tüm standartların ve projelerin dışında kalan Dublin
Core (DC) Üst Veri Element Seti, Metadata kavramı ile bütünleşmiştir.
Dublin Core standardı ile elektronik ortamındaki bilgi kaynaklarını tanımlayabilmek
için 15 data öğesi geliştirilmiştir. Bunlar:
• Title (eser adı)
• Author or Creator (yazar ya da yaratan)
• Subject and Keywords (konu ve anahtar kelimeler)
• Description (tanım)
• Publisher (yayıncı)
• Other Contributors (diğer katkıda bulunanlar)
• Date (tarih)
• Resource Type (kaynak tipi)
• Format (biçim)
• Resource Identifier (kaynak tanımlayıcı)
• Source (kaynak)
• Language (dil)
• Relation (ilişki)
• Coverage (kapsam)
• Rights Manegement (hakların yönetimi) (Küçük ve Al, 2001:173).
Web de bulunan belgelerin metadatasını oluşturabilmenin 2 farklı yolu vardır. Bu
yollardan birincisi, belgeleri oluşturan kişi tarafından html taglarda tanımlama bilgilerinin
49
verilmesi, ikincisi ise bir araç aracılığı ile (editör ve yaratıcılar) metadatayı oluşturmaktır
(Küçük ve Al, 2001:173).
Son günlerde yaygınlaşan bir diğer yöntem ise World Cat (The OCLC Online Union
Catalog) sisteminden faydalanmaktır. 59 milyonun üzerinde bibliyografik kayıta sahip olan bu
sistem 94 ülkede 55 binin üzerinde üye kütüphane tarafından kullanılmaktadır. Üyelik esasına
göre çalışan ve tüm standartları destekleyen bu sistem ile üyeler, veritabanını tarayarak
buldukları kayıtları kendi sistemlerine transfer edebilmektedirler.
Bir web sayfası hazırlanırken kaynağı detaylı bir şekilde tanımlamak için kullanılan
yazılımlar tarafından oluşturulan metadata kaydı üzerinde daha sonra gerek duyulduğu
takdirde ekleme, çıkarma gibi düzenlemeler yapılabilir. Böyle olunca da Marc kayıtları birer
metadata olarak görülebilir ve basılı bir kaynağın kaydı ile aynı materyalin elektronik
ortamdaki versiyonu arasında bibliyografik elementler ve kullanılan Marc alanları farklılıklar
göstermektedir. MARC 21 de bilgi kaynaklarının elektronik versiyonu için 006, 856 gibi
Marc tag alanları eklenmiştir.
Marc veri yapısında ki 856 (Elektronik erişim ve yer numarası-URL) alanı,
bibliyografik kayıtla ilgili elektronik ortamda erişilebilirlik koşullarının, kaynağın elektronik
yer ve adresini belirlemede kullanılır. Bu alan her kayıtta belirtilen kaynağa, elektronik
ortamda ulaşabilme olanağı varsa kullanılmaktadır ya da basılı olan bir eserin elektronik
ortamdaki sürümünü belirtmede yararlanılır (Arslantekin, 2001:65).
Ancak, URL adreslerinin kısa süreler içinde değişmesi ya da silinmesi sorunu
maalesef kaçınılmazdır. Bunun önüne geçebilmek amacı ile CrossRef/DOI (Dijital Object
Identifier) olarak adlandırılan dijital nesne tanımlayıcı numaralar geliştirilmiştir. 21.yüzyılın
ISBN’i olarak nitelendirilen bu numara ile dijital nesnelere ilişkin tek ve sürekli bir numara
atanmaktadır. Her büyüklükteki nesneye, derginin tamamına veya bir imaja bile DOI
numarası verilebilmektedir. Bir URL adresi girildiğinde, o URL adresi değişmiş olsa da, DOI
numarası sayesinde araştırmacı URL adresinin içeriğine yönlendirilmektedir (Küçük ve Al,
2001:81-82).
50
Ayrıca, DOI numarası, bibliyografik denetim ve kaynak keşfetme, elektronik
içindekiler sayfası, elektronik ticaret, telif hakkı yönetimi, üretim izleme gibi farklı birçok
alanda da kullanılmaktadır.
Bilgi üretmek ve yaymak için kullanılan teknoloji; bu bilgiyi bulmak, süzmek,
düzenlemek ve özetlemek için bir yöntem yoksa yararsızdır. Yapılan tüm bu çalışmalara,
geliştirilen standartlara rağmen, Sayın Tonta’nın belirttiği gibi ne yazık ki internet
ortamındaki bilgileri keşfetmek, bulmak, satmak, satın almak, transfer etmek, tanımlamak,
dizinlemek, göstermek, bastırmak, depolamak ve bu bilgilere erişmek için geliştirilen
teknolojiler, henüz üretim ve dağıtım için kullanılan teknolojiler kadar gelişmemiştir (Tonta,
2000:106). Bilgi denetim altına alabilme çabaları halen devam etmektedir ve teknolojideki
değişim/ gelişim devam ettikçe de büyük bir hız ile devam edecektir.
II.B.4.Süreli Yayın İşlemleri Süreli yayın, daha çok güncel olaylarla ilgili ya da özel bir alandaki en son gelişmelere
dikkati çeken, sonsuza dek yayımlanacağı varsayılarak, düzenli olarak yayımlanan yayınlara
denir (Küçük, 1989:8). Başka bir değişle, aynı adla devamlı seri halinde ya da yılda en az bir
defa yayınlanması şartıyla belirli zaman aralıklarında yayınlanan, her sayısı üzerinde tarih ve
numarası bulunan, içeriği değişik yazarlar tarafından hazırlanmış makalelerden oluşan yayın
türüdür.
Süreli yayın terimi genel olarak dergiler, gazeteler, yıllıklar, düzenli olarak yayınlanan
raporlar, konferans metinleri vb. belirli aralıklarla, sürekli olarak çıkacakları kabul edilen
yayınları kapsamına almaktadır (İlhan, 1988:65).
Akademik çalışma ve bilimsel araştırma faaliyetlerinde en güncel bilgileri vermesi
bakımından, özellikle üniversite kütüphanelerinde en fazla kullanılan kaynaklar süreli
yayınlardır. Araştırmacıların yürüttüğü bilimsel çalışmalara destek vermede, çok hızlı bir
şekilde yeni teknolojilerin üretildiği dünyamızda bu gelişmeleri takip etmede, yeni ürün
ortaya konulduğunda, bu ürünü en kısa zamanda duyurmada vb çok değişik konularda süreli
yayınlar öncü rol oynamaktadır.
Süreli yayınlara ait işlemler ilk olarak 1969 yılında California Üniversite
Kütüphanesi’nde bilgisayara dayalı olarak gerçekleştirilmiştir. Aynı yıl Quebec Laval
51
Üniversite Kütüphanesi’de süreli yayın denetiminde bilgisayarlardan faydalanmaya
başlamıştır ve bu alandaki ilk uygulamalar genellikle bir veya birkaç kütüphanenin sahip
olduğu süreli yayınlardan toplu katalog üretimi şeklinde olmuştur (Kilgour, 1970:125).
Sayın Yılmaz’ın da belirttiği gibi otomasyon ile , çok sayıda tarama stratejisine
kavuşulmuş, rutin işlemler en basite indirgenerek işlemlerin takibi kolaylaşmış, her türlü
adresleme tekniğine uyum sağlanmış, istenilen kapsamda ve yapıda çıktıların elde edilmesi
sağlanmış, yerel ve ulusal bilgi ağları kurabilme, kurulmuş ağlara üye olabilme avantajları
gündeme gelmiştir (Yılmaz, 1991:202).
Ancak, süreli yayın işlemlerinin otomasyona geçirilmesi, bu yayınların kolay ele
geçirilememesi , zaman zaman adlarının değişmesi, ek sayı/ özel sayı çıkarmaları, yayımına
ara verilmesi ya da yayıncısının değişmesi gibi güçlüklerden dolayı sıkıntılı ve gecikmeli
gerçekleşebilmiştir. Aynı zamanda kütüphanelerde uygulanmaları da sınırlı sayıda kalmıştır.
Kütüphanelerin bu konuda ki ilk izlenimleri ise; bu işlemlerin bilgisayardan takip edilmesinin
zor bir süreç olduğu ya da bilgisayar ile denetlemek için iyi bir işlem türü olduğu şeklinde
farklılıklar göstermiştir.
Otomasyona geçirilmiş süreli yayın birimlerinin temel işlevlerini şu başlıklar altında
incelemek mümkündür: (Tonta, 1987:9)
• Kütüphanenin yapısına uygun süreli yayının seçim ve siparişinin yapılması,
• Siparişlerin üretilmesi; süreli yayın aboneliklerinin çoğu önceki siparişlerin
yenilenmesi biçimindedir. Aboneliğin ne zaman yenilenmesi gerektiği, süreli yayının
dermeye ilk kaydı yapılırken sisteme belirtilir ve zamanı geldiğinde sistem
kütüphaneciyi uyarır. Ancak, ülkemizde süreli yayınlar plansız bir şekilde
sağlanmaktadır. Örneğin, Ankara’da 22 adet kütüphanenin her birisi önemli bir tıp
dergisi olan Lancet’a abonedir. Index Medicus, Science Citation Index gibi (Tonta,
1996:208) diğer önemli süreli yayınlar içinde bu durum çok farklı değildir. Oysa,
kısıtlı bütçeleri ile en iyi hizmeti vermeye çalışan kütüphanelerimiz, bütçelerinin çok
büyük bir kısmını ayırdıkları bu tür yayınları, ortak sağlama yoluna giderek minimum
maliyet ile elde edebilirler ve son zamanlarda bu sorunun önüne geçebilmek adına
konsorsiyum çalışmaları hız kazanmıştır.
• Gelen süreli yayınların işlenmesi; süreli yayınların temel giriş öğesi genellikle yayın
adı bilgisidir. Bir süreli yayın mevcut ilk sayı/cilt dikkate alınarak kataloglanır. Ancak,
52
süreli yayınların sık sık isim veya yayın tarihini değiştirmesi kataloglanması sürecini
zorlaştırmaktadır. İsmi değiştiği takdirde süreli yayını tekrar kataloglamak
gerekmektedir. Ayrıca, mevcut sayılar belirli aralıklarla ciltlenerek devam eden
sayıların bir arada tutulması sağlanabilir. Ancak, süreli yayınların cilde hazırlanması
aşamasında karşılaşılabilecek zorlukların en büyük nedeni de yine devamlılığından
kaynaklanmaktadır. Çünkü, cilt içinde yer alması gereken sayının gelmemiş olması
ciltleme işinin askıya alınması demektir. Neyin ne zaman ciltleneceği konusunda karar
vermek oldukça önemlidir (Keskinkılıç, 1998:26). Araştırmacılara en güncel bilgiyi
sunduğu için üniversite kütüphanelerinin dermesinde önemli bir yere sahip olan süreli
yayınların ciltleme işlemlerinin yapılacağı zaman aralıkları iyi bir şekilde planlanıp
yürütülemezse, yayının içeriğindeki bilgiler güncelliğini yitirebilir. Bunlara ek olarak
süreli yayın kayıtları üretilirken diğer materyal türlerinden farklı yaklaşımlar
gerektirebilmektedir. Örneğin, bu yayın için sınıflandırma yapılması pek tercih
edilmemektedir. Bunun nedeni, süreli yayınların diğer bilgi kaynağı
koleksiyonlarından farklı yerde kullanıcıya sunulması ve araştırmacılar tarafından
isminin kesinlikle bilinmesidir. Kendilerine ayrılan salonda konu başlıklarına ve
isimlerine göre yerleştirilmeleri çok daha etkili olmaktadır (Keskinkılıç, 1998:27).
• Mevcut süreli yayınların izlenmesi; bir kütüphanede verilen süreli yayın hizmetlerinin
verimi ve başarısını izleme işlemi belirler. İzleme işlemi yalnızca gelen sayıların
sisteme işlenmesi, kayıt altına alınması anlamına gelmemektedir. İzleme, süreli yayın
bölümüne gelen yayınların düzenlenmesi, cit/sayı numaralarının kontrolü ve bunların
kayıtlara geçirilmesi, gelmeyen cilt/sayıların uyarı işleminde kullanılmak üzere
listelerinin çıkarılması, dolaşım hizmetlerinde kullanılacak yayınların belirlenmesi,
ciltlenmeye hazır olanların belirlenmesi, cilde gönderilmesi ve eğer kütüphane süreli
yayınları sınıflıyorsa üzerine sınıflama numarasının iliştirilmesi gibi bir dizi işlemin
gerçekleştirilmesi sürecidir.
• Süreli yayınlardan yararlanma daha çok kütüphane içinde olmakla birlikte, ödünç
vererek yararlandırma yoluna da gidilmektedir. Ancak diğer yayınlara göre adet ve
süre açısından süreli yayınların ödünç verilmesi farklılıklar gösterir. Makalelerin kısa
sürede okunması, güncel bilginin kullanıcılara fırsat eşitliği ilkesi göz önüne alınarak
iletilmesi, kısa sürede ve az sayıda ödünç verilemesine neden olmaktadır (Küçük,
1989:76).
53
Süreli yayınların üniversite kütüphanelerinin dermesinde büyük öneminin ve yerinin
olması, onların bütçede de önemli paylara sahip olması anlamına gelmektedir. Diğer taraftan
her geçen gün artan maliyetleri dermedeki diğer kaynaklara oranla en pahalı kaynaklar haline
gelmelerine neden olmuştur.
Günümüzde ise değişen kullanıcı ihtiyaç ve istekleri sonucunda elektronik dergi
kavramı literatürdeki yerini almıştır. Belirli aralıklarla yayınlanan, dijital formda dağıtılan ve
belli bir konudaki hakemli makalelerden oluşan bir derme (Keller, 2005:2) anlamına gelen
elektronik dergiler kısa bir süre içerisinde araştırmacıların vazgeçilmezi haline gelmiştir.
Uzmanların bir kısmına göre, günümüzün bilimsel e-dergilerinin bir çoğu, geleneksel
kağıt tabanlı ürünün yalnızca dijital temsili olduğu yönündedir. Diğer bir kısım ise geleceğin
elektronik dergisinin, multimedya ve karşılıklı etkileşim özellikleri taşıyacağı ve bugünün
dergileriyle karşılaştırıldığında önemli ölçüde artı değer sunacağı, basılı derginin dijital
kopyaları şeklindeki bu günkü durumlarının sadece geçiş evresini temsil ettiği yönündedir
(Keller, 2005:2).
Bir taraftan bu tarz görüş ayrılıklarından kaynaklanan tartışmalar sürerken öte yandan
değerlendirme ve basım sürelerinin basılı dergilere oranla çok daha kısa olmasının (2-6 hafta)
sağladığı bir avantaj ile güncel bilgiye erişimin son derece hızlı gerçekleşebilmesi, kağıt ve
baskı masrafı olmamasından dolayı maliyetinin düşük olması, multimedya sunum imkanı
sunarak video görüntü, animasyon, interaktif sunum gibi hem göze hem de kulağa hitap eden
farklı sunum biçimleri avantajları sayesinde bugün araştırmacılar tarafından elektronik
dergiler basılı dergilere oranla daha fazla tercih edilmekteler.
Bu bölüme kadar ele alınmış olan sağlama, kataloglama ve süreli yayın işlemleri,
kütüphanelerin teknik hizmetler bölümünü meydana getiren birimlerdir. Bu üç bölümün etkin
bir şekilde hizmet vermesi, kütüphanenin diğer tüm hizmet birimlerini yakından
ilgilendirmekte ve verilecek hizmeti, alınacak kararları doğrudan etkilemektedir.
54
II.B.5. Dolaşım (Ödünç Verme) İşlemleri
Dolaşım (ödünç verme) işlemleri, kütüphanede verilen kullanıcı hizmetlerinin temelini
oluşturmaktadır. Kütüphanenin dermesine eklenen her materyalin kullanıcının hizmetine
sunulması işlemidir ve bir kütüphanenin etkinliğini, verimliliğini göstermesinde yardımcı olan
en önemli bölümdür.
Kütüphane ve bilgi merkezleri, dermelerinde mevcut olan basılı ve görsel-işitsel
materyallerin, kullanıcıları tarafından kütüphane dışında da kullanılabilmesi amacıyla,
kurumun yapısı ve politikası dahilinde belirleyebileceği süreler içerisinde ödünç verirler. Bu
uygulama ile hedeflenen, kütüphane dermesinden daha fazla kişinin, daha yüksek yoğunlukta
ve verimlilikte faydalanabilmesini sağlamaktır. Kütüphaneler bu amacı gerçekleştirebilmek
için ödünç alma/ verme, süre uzatma, ceza ödeme, üye takibi gibi süreklilik ve ciddi kontrol
gerektiren işlemler gerçekleştirirler. Sayın İlhan’ın da belirttiği gibi, kütüphaneler, ödünç
verme işlevini gerçekleştirirken sürekli olarak değişen bilgileri tutmak, birbirinin aynısı olan
rutin birçok işlemi tekrarlamak zorundadırlar (İlhan, 1988:62).
Ayrıca Sayın, Erol ödünç verme işlemlerinin tanımını şu şekilde yapmaktadır;
“katalog bilgisi ile okuyucu bilgilerini birlikte kullanarak ödünç verme ve iade işlemlerinin
izlenmesi, gözden geçirilmesi, mevcutların ve okuyucu üzerinde olanların gösterilmesi, para
cezalarının hesaplanması, hatırlatma ve uyarı notlarının üretilmesi, koleksiyonun kullanım
oranına ilişkin istatistiklerin tutulması işlemlerinin tümü” (Erol, 1990:20).
Dolaşım işlemlerinin gerçekleşebilmesi şu çalışmaların yapılmasını gerektirmektedir:
• Kullanıcının (okuyucunun) üyelik kaydı,
• Kullanıcının materyal ödünç alma durumunun kontrolü (üzerinde başka bir
materyal ya da ceza durumunun olup olmadığının kontrolü),
• Kullanıcıya kaynağın ödünç verilmesi,
• Süre bitiminde kaynağın iadesinin kabulü,
• Kullanıcının kaynağı zamanında teslim edip etmediğinin kontrolü,
• Zamanında teslim edilmeyen kaynaklar için ceza uygulanması (Keskinkılıç,
1998:18).
55
Bu işlemleri bilgisayara dayalı olarak gerçekleştirme çalışmaları, 1960’lı yıllarda
başlamıştır. İlk uygulamalar 1962 yılında Picatinny Arsenal ve Watson Research Center’da
gerçekleştirilmiştir (Kilgour, 1970:222). Gerçek zamanlı ödünç verme sistemi ise ilk olarak,
1968 yılında Bell Laboratuarları Kütüphanesi’nde uygulanmıştır (Kilgour, 1970:223).
Ödünç verme sistemleri; ödünç alma işlemini gerçekleştirecek olan kullanıcının isim,
adres, telefon numarası, kullanıcı kategorisi (kurum içindeki görevi, statüsü) gibi kişisel
bilgilerini, ödünç alınacak materyalin, adı, yazar adı, yer numarası, demirbaş numarası gibi
tanımlama bilgilerini ve ödünç verme süresi hakkında bilgi şeklinde gruplandırılabilecek üç
tür bilgiyi düzenlemek ve saklamak için tasarlanmışlardır (Arslantekin, 1998:316) bununla
beraber kütüphaneye sağlanan, kataloglanarak kullanıcıların hizmetine sunulan materyalin
dermedeki veya dolaşımda ki durumunun takibini hızlı ve hatasız gerçekleştirebilmek
hedeflenmiştir. Yapılan işlemlerin tekrarlanır türden oluşu, işlemlerin diğer işlemlerden
kolaylıkla ayrılabilirliği nedeni ile ödünç verme alanındaki otomasyon çalışmaları,
kütüphanelerin diğer hizmet alanlarındaki çalışmalara oranla daha başarılı olmuştur. Bu
başarıyı doğuran nedenlerden biride, ödünç verme sisteminde kullanılan bilginin çok uzun ve
karmaşık olmamasıdır.
Ve günümüzde teknolojik gelişmelerin etkisiyle diğer kütüphane işlemlerin de olduğu
gibi ödünç verme (dolaşım) hizmetleri de web üzerinden kullanıcı hizmetleri adı altında
kullanıcıya sunulmaktadır. Özellikle belge sağlama ve kütüphaneler arası ödünç verme
hizmetleri, bugünün koşullarında, kütüphane ve bilgi merkezlerinin vazgeçilmez hizmetleri
arasında yerlerini almışlardır. Ayrıca, web üzerinden materyal ödünç alınabilmesi, süre
uzatımı ya da rezervasyon işlemlerinin yapılabilmesi, zamanını en verimli ve etkili şekilde
kullanmak isteyen araştırmacıların dikkatini her geçen gün daha fazla çekmektedir.
Yine, iletişim ve bilgisayar teknolojisindeki gelişmeleri kütüphane hizmetlerine
taşımaya çalışan uzmanlar yakın bir gelecekte sesli süre uzatma sistemlerinin kütüphanelerde
kullanılabileceğini belirtmektedirler. Gelen telefon aramalarının sesli süre uzatma sistemi
tarafından karşılandığı, kullanıcıların belirli işlemler için telefonlarının belli tuşlarına
basmalarını söyleyerek, süre uzatma işlemi boyunca rehberlik almalarını, doğru yerlerde
kendi kimlik numaralarını ve ödünç alınmış materyallerin numaralarını tuşlamalarını
sağlayan. Ayrıca giden mesajların tele-mesaj aracılığıyla gönderildiği ve ödünç verme
modülünü düzenli tarayan bir sistemin hangi kullanıcıların aranacağını belirleyerek bu kişiler
56
ile iletişim kurulmasını, ödünç süresi dolmuş materyallerin bilgilerini veya rezerv edilmiş
materyallerin alınmaya hazır olanlarının durumunun bildirilmesini gerekli mesajları
göndererek (Pulman, 2002:161-162) insan gücüne gerek kalmaksızın sadece makine
etkileşimi ile gerçekleştirebilecek bu sistemin dolaşım işlemlerinde çığır açacağı
düşünülmektedir.
Geçmiş yıllarda kütüphaneye gelen kullanıcıyı ödünç almak istediği materyal ile
buluşturan kütüphaneciler bugün, ihtiyacı olan bilgiye en kısa sürede erişmek isteyen
araştırmacılara elektronik ortamda belge sağlama hizmeti vermektedirler ve bu hizmet
beraberinde kütüphaneler arası ödünç verme hizmeti (Inter Library Loan: ILL) adı altında
yeni bir anlayış, işbirliği ve konsorsiyum çalışmalarını getirmektedir.
Kütüphaneler arası ödünç verme işlemi, farklı yerlerdeki kütüphanelerden birinde
bulunan materyalin ya da kopyasının o kütüphane tarafından, talep eden başka bir kütüphane
için erişilebilir kılınması işlemi olarak tanımlanmaktadır (Küçük ve Soydal, 2003:22). Diğer
bir değişle, kütüphanelerin kendi koleksiyonlarında bulunmayan materyali istek halinde,
kullanıcıları için yurt içinden veya yurt dışından sağlamaları hizmetidir.
Sayın, Soğuksu 2003 yılında gerçekleştirilen “Elektronik Gelişmeler Işığında
Araştırma Kütüphaneleri” sempozyumunda, belge sağlama hizmetinin Koç Üniversitesi Suna
Kıraç Kütüphanesi’nde veriliş şeklini şu şekilde açıklamaktadır: “Kütüphanenin sahip olduğu
basılı ya da elektronik bilgi kaynaklarından sağlanamayan makaleler, işbirliği içinde
olduğumuz diğer kütüphanelerden ve Ulakbim’den sağlanmaktadır. Bu hizmet, Koç
Üniversitesi öğrencilerine, öğretim üyelerine ve personeline ücretsiz olarak verilmektedir.
Öğrencilerin bir defada 5 makale, öğretim üyeleri ve personelin bir defada 10 makale isteme
hakları vardır. Yurt içinde bulunamayan makaleler yurt dışından, çoğunlukla British Lending
Library’den sağlanmaktadır. Yurt dışından belge sağlama servisinin ücreti de Kütüphane’nin
bütçesinden karşılanmakta olup, okuyucular hiçbir ücret ödememektedirler. Ancak bu hizmet
şu an için öğretim üyeleri ve personel ile sınırlıdır” (Soğuksu, 2003:30).
Ancak, kütüphaneler arası ödünç verme işlemini kütüphanede kullanılan otomasyon
sistemi dahilinde gerçekleştirebilmek için mevcut programın, Kütüphaneler arası Ödünç
Verme Veri Elemanları (Interlibrary Loan and Data Elements) olarak literatüre giren Z39.63
(ISO 101160/1) Protokolünü desteklemesi gerekmektedir. Z36.63 Protokolü; talep edilen
materyallerin gönderilmesi ile ilgili bilgilerin ve bunların cevaplarının hızlı ve düzgün bir
57
biçimde düzenlenmesini sağlar. Aynı zamanda, işlemlerin bir standartla yürütülerek kurumlar
arası bilgi akışının düzenlenmesine, bilgi paylaşımının etkin bir hal almasına, kurumların
kendi insiyatiflerini kullanarak formlar ve veri alanları oluşturmamalarını aynı ifadeleri farklı
anlamlarda kullanmamalarını sağlar (Küçük ve Soydal, 2003:23).
Ve Z39.63 için kullanılan temel veri alanlarını 12 başlık altında incelemek
mümkündür. Bunlar (NISO 1990):
• Hareket bildirimi (Transaction identification)
• Ödünç alan bildirimi (Borrower identification)
• Ara bildirim (Intermediary identification)
(Burada, sistem kullanıcısı bilgileri, kütüphane ismi, adresi, elektronik posta adresi,
faks telefon numarası gibi alt başlıklar bulunmaktadır.)
• Ödünç veren bildirimi (Lender identification)
• Materyal tanımlaması (Item description)
(Burada ödünç verilen materyal hakkında bilgiler verilir.)
• Doğrulama (Verification)
• Kullanıcı bildirimi (Patron identification)
• İstek Koşulları (Request conditions)
(Materyalin hangi vasıta ile gönderileceği, onaylanabilecek azami fiyatı, ihtiyaç
duyulan tarih, telif hakkı gibi bilgilerin doldurulduğu alt başlıklar bulunmaktadır)
• Yanıtlanmış alan (Filled response)
(Yanıt tarihi, materyalin gönderilme tarihi, sigortalı olup olmadığı, gecikmiş olup
olmadığı gibi bilgilerin girildiği alt başlıklar bulunmaktadır.)
• Yanıtlanmamış alan (Unfilled response)
(Bu alanda, materyalin sağlanamama nedenlerinin, örneğin; “rafta yok”, “rezerv
bölümünde”, “kullanımda”, “kayıp”, “limiti aşan ücret” şeklinde belirtilmesi
istenmektedir.)
• Diğer ödünç veren yanıtı (Other lender responses)
• Ödünç alan yanıtı (Borrower responses)
(Bu alanda, ödünç verenin materyali ödünç verme koşullarına materyali talep edenin
yanıtları, elde tutma süresi, iptal talebi, yenileme talebi gibi bilgiler girilebilmektedir.)
58
Kullanıcılara daha etkin ve verimli dolaşım hizmeti verilebilmesi için gerekli olan tüm
bu işlem ve hizmetlerin bir otomasyon programının dolaşım modülüne dayalı olarak
gerçekleştirilmesi, kütüphanenin hizmet performansını değerlendirebilmesini sağlayacak,
etkinliğinin ve verimliliğinin belirlenmesinde yol gösterici olacaktır. Özellikle bu modülden
sağlanacak olan geri bildirimler, kütüphanelerin orta ve uzun vadede ki stratejik planlarını ve
kararlarını doğrudan etkileyecektir. Kütüphanenin geçmişte ki ve içinde bulunduğu zamanda
ki durumunu görerek hizmet politikasını, hedeflerini amaçlarını belirlemesine, ödünç verme
ve sağlama politikalarının oluşturulması aşamasında daha sağlıklı kararlar alabilmesine imkan
tanıyacaktır.
II.B.6. Bilgi Erişim İşlemleri
OPAC (Online Public Access Catalog)
Tüm kütüphane ve bilgi merkezlerinin amacı, kullanıcılara istedikleri bilgileri en kısa
zamanda iletebilmektir. Günümüzde, bilgi ve bilgi kaynaklarının sayısındaki hızlı artış
bilginin her geçen gün değer kazanmasına neden olmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak,
kullanıcı gereksinimleri, bilgi kaynaklarından ziyade bilginin kendisine erişim isteği (Küçük,
1999:267) şeklinde değişime uğramakta ve mevcut tüm ilgili bilgiye en kısa sürede
erişebilmek büyük önem kazanmaktadır.
Enformasyon ve iletişim teknolojideki gelişmeler her alanda olduğu gibi bilginin
dağıtımı ve erişimindeki geleneksel yapıyı da değiştirmiştir. Geleneksel kütüphaneleri kitap
ve belgeleri saklayıp hizmete sunan kurumlar olmaktan çıkarıp kitap, dergi, okuma salonu
gibi fiziksel öğeleri olmayan, kullanıcılarına elektronik kanallardan bilgi sağlayan haftanın 7
gün 24 saati açık kurumlar şekline sokmuştur. Bilginin elektronik ortamda kullanımının
yaygınlaşması, beraberinde evrensel boyuttaki bilgiden yararlanabilme anlayışını getirmiş
böylece coğrafi yerleşim bölgeleri ve uzaklıklar bilgiye erişim için engel olmaktan çıkmıştır.
100’den fazla koleksiyon, arşiv ve araştırma kütüphanesinin kataloglarını gösteren ve
40 milyondan fazla kaydı bulunan bir veritabanına sahip “Araştırma Kütüphaneleri Birliği
Ağı (RLIN)” nın mevcut kataloglarına erişim sağlamak, Amerikan Yüksek Mahkemesi’nin
kararlarının, karardan 15 dakika sonra öğrenilebilmek ve çevrimiçi kataloglardan
üniversitelerin kataloglarına, sözlüklerden, rehberlere hızlı bir şekilde internet üzerinden
doğrudan erişim sağlamak günümüzde mümkündür (Kakırman, 2001:173).
59
Bilgisayara dayalı olarak yapılan bilgi erişim işlemlerinin basılı bibliyografik
kaynaklardan elle yapılan taramaya göre daha avantajlı olması araştırmacıları her geçen
internete yönlendirirken kütüphanelerin de kataloglarını internet ortamında hizmete
sunmasına neden olmaktadır. Bu avantajların başında hız gelmektedir. Güncel bilginin önemi,
araştırmacıların zaman kaybına tahammülünün olmaması taramadaki hızı önemli hale
getirmektedir. Ayrıca, elektronik ortamda gerçekleştirilen bilgiye erişim çabalarının basılı
ortama göre daha esnek olması, bilgiye sınırlı noktalardan değil, bir kaydın içerdiği bir çok
noktadan erişebilme imkanı (Arslantekin, 1998:318) araştırmacıların dikkatini çekmektedir.
Bu nedenle internet aracılığıyla erişilebilen bilgi sistemlerinin sayısı hızla artmakta, bu
sistemler üzerindeki bilgi kaynakları da giderek çeşitlenmektedir. Yakın zamana dek
bilgisayar ağları aracığıyla çoğunlukla metin (text) türü bilgilere erişim sağlanabilirken,
günümüzde grafik, ses, görüntü ve diğer görsel işitsel veriler içeren çokluortam (multimedya)
türü bilgiler de internet üzerinden hizmete sunulmaktadır (Tonta, 1996:216). İstemci/ sunucu
modelinde çalışan bu sistem aracılığı ile kullanıcı kendi bilgisayarında, bir web tarayıcısı
aracılığıyla üzerinde dokümanlar bulunan bir bilgisayarı sorgulamaktadır. Sunucuya, aranan
dokümanları tanımlayan anahtar kelimeler gönderilmekte, sunucu bu kelimelere uyan
elektronik nesneleri bir program kanalıyla sorgulamakta ve sonuçları bir liste olarak istemci
bilgisayara iletmektedir ve kullanıcı bunların arasından istediği dokümanları kendi
bilgisayarına aktarabilmektedir (Akgül, 1996:245).
Esasında çevrimiçi kütüphane katalogları Sayın Tonta’nın da bir makalesinde belirttiği
gibi; kullanımı genellikle komut dillerine ya da mönüye dayalı, kolayca ve çoğu zaman
ücretsiz erişilebilen bibliyografik veri tabanlarıdır ( Tonta, 1996:218). Kullanıcılar tarafından
araştırılan bilgi kaynağının kütüphane dermesinde olup olmadığı, kütüphanede var ise hangi
koleksiyonda, hangi formatta olduğu, ödünç alınıp, alınamayacağı konularında bilgi verirler
ve bu veri tabanlarında bilgi erişim; otomasyon programlarının tarama modülünde önceden
tanımlanmış olan, kütüphanelerde standart bir yapıda oluşturulan veri alanlarından, erişim
uçlarından oluşmaktadır. Sözü edilen bu alanlar arasında yazar adı, eser adı, makaleler için
dergi adı, yayın yeri, yayınevi, yayın yılı, ISBN, ISSN, konu başlıkları, sınıflama numarası
v.b. sayılabilir. Ayrıca, eserin kopya sayısı, ödünç verilip verilemeyeceğine ilişkin verilerin
girildiği alanlar da bir veri tabanında yer alabilmektedir. Erişim amacıyla kullanılan yazar adı,
eser adı gibi alanlara girilecek veri uzunluğu değişebilir uzunlukta iken eserin rafta olup
60
olmadığını ya da türünü belirten alanlar sabit uzunlukta verilerin girildiği alanlardır. Veri
girişinde zamandan tasarruf sağlamak, standartlaşma ve bellekte yer kaybının önüne
geçebilmek adına sabit uzunluktaki alanlara çoğu zaman 0- 1 gibi kodlar da girilebilmektedir
(Arslantekin, 1998:316).
Ancak, bibliyografik verinin kullanıcı tarafından önemli görülen, erişim amacıyla
taramada kullanılan, alanları, genellikle değişken uzunluktaki alanlardır ve bir bilgisayarla
tarama işlemlerinde şu yollar izlenmektedir (Deschatelets, 1986:127):
1- Kullanıcı gereksinimi.
2- Taramanın ilk adımı olan gereksinimin kavramlara, terimlere veya kelimelere
dönüştürülmesi; konu sınırlamalarının yapılması.
3- Gerekiyorsa veri tabanı ya da veri tabanlarının seçimi.
4- Seçilen veri tabanı doğrultusunda dizinleme dillerinin hangisinin kullanıldığının
saptanması ve bu doğrultuda terimlerin doğrulanması.
5- Veri tabanında kullanılan özel yardımcılar aracılığı ile terimlerin bilgisayara verilmesi,
gerekiyorsa terimler arasında bağlantı kurulması.
6- Tarama işleminin yapılması.
7- Tarama sonuçlarının ekranda gösterilmesi ya da kağıt veya başka bir elektronik ortama
aktarılması.
Ancak, bilgisayarlar ile gerçekleştirilen bir taramanın nitelik açısından gerçek anlamda
başarılı sayılabilmesi; anlamlılık, bütünlük (kapsam), yenilik gibi özellikleri taşımasına
bağlıdır . Sayın Alkan’ın belirttiği gibi anlamlılık; bir taramanın eriştiği künyelerin o taramayı
yapan kullanıcının gerçek bilgi ihtiyacını karşılama derecesidir (Alkan, 1995:92) ve bilgi
erişim hizmetlerinin değerlendirilmesinde anahtar rolünü üstlenmektedir. Taramalarda
anlamlılık tarama stratejilerinin doğru belirlenebilmesi ile doğru orantılıdır. Bu nedenle
kullanılan bütünleşik kütüphane otomasyon sistemlerinin, kullanıcıyı tarama stratejisi
oluşturma aşamasında yönlendirmesi önemlidir.
Kullanıcıların taramalarda zaman zaman yaşadıkları başarısızlıkların nedenleri ve
çözüm önerileri şu şekildedir:
61
• Araştırmacının tarama stratejisinin doğru olarak belirleyememesi: Sorgu cümlesinde
yer alan terimlerin, taramanın yapılacağı veritabanının dizin diline çevrilmesi
gerekmektedir. Bu çeviri, konuyu karşılayabilecek uygun dizin terimlerinin veya konu
başlıklarının dizin dilinde yer alıp almadığının belirlenmesine bağlıdır. Terimler arası
ilişkiler, gönderme ve yöneltmeler strateji hazırlama aşamasında çok yararlı olan
unsurlardır. Dizinci tarafından kullanılan terim ve kavramları, sorgu cümlesinde yer
alan kavramlarla etkili bir biçimde çakıştırabilmeye dayanmaktadır (Alkan, 1995:93).
Eğer, terim yazar adı, eser adı veya konu gibi tek alandan yapılacaksa tarama
kolaylıkla gerçekleştirilebilir. Ancak konu ya da terim birden fazla alan içinde
aranacaksa, terimler arasında bir kombinasyon kurma gerekliliği ortaya çıkmaktadır ve
bu durumda literartür de genel kullanım bulan “Bole Mantığı” aracılığı ile tarama
yapmak başarı yüzdesini arttırmaktadır. İngiliz matematikçi George Bole tarafından
geliştiren teknik, sorgu terimleri arasında “AND”, “OR” ve “NOT” ilişkisi kurulması
mantığına dayanmaktadır. “AND” ilişkisi arasında bulunduğu iki terimin birden aynı
dokümanda bulunması şartını koyarken, “OR” operatörü, arasında bulunduğu iki
ifadeden yalnızca birinin dokümanlarda bulunmasının yeterli olduğunu belirtir.
“NOT” ilişkisi ise arasında bulunduğu iki sorgu teriminden ikincisinin tarama ile ilgisi
olmadığını, her iki ifadenin birlikte geçtiği dokümanların istenmediği sadece birinci
ifadenin bulunduğu dokümanlara erişimin sağlandığı ilişki biçimidir (Arslantekin,
1998:319-320). Ayrıca, Bole operatörlerinin yanı sıra, bugün birçok uygulama
yazılımında mevcut olan “>”, “<” ve “=” sembolleri, “NEAR” yakınlık operatörü ve
taramada kullanılacak anahtar kelimenin kısaltılmış halini (truncation) girerek “*”,
“?”, “$” sembolleri ile kök olarak kabul edilmesini sağlayan işlemciler taramalarda ki
başarı oranlarını yükseltmektedir.
• Araştırmacıların bilgisayar taraması sırasında karşılaşabilecekleri diğer bir sorun,
girilen terimlerin büyük ya da küçük harf olarak algılanması sorunudur. Genellikle
kullanılan uygulama yazılımları bu sorunu kendi bünyelerinde çözümlemektedir ancak
bunun denenmesi ve daha sonra taramanın gerçekleştirilmesi (Cooper, 1996:332)
araştırmacıların zaman kaybı yaşamalarını büyük ölçüde önleyecektir.
• Yukarıda sıralanan teknik bilgi yetersizliklerinin yanı sıra, bireyin zaman içinde
edindiği bilgi birikimi, bu birikimin ifade edilmesi, konuya yakınlık derecesi, bireyin
kelime hazinesi, bilgi tarama ortamındaki mesajlar, uyarılar ve bunların özümsenmesi
kişinin bilgi arama davranışlarını etkilemektedir (Michael, 1994:499). Bilgi
gereksinimi özel ve fizyolojik bir güdü olup, bireyin zihninde oluşmaktadır. Kişi
62
kendisini doğrulama, mevcut olan bilgisini arttırma, kendisini geliştirme gibi değişik
amaçlarla bilgiye ihtiyaç duymakta ve bilgi arama davranışı içine girmektedir.
Hissedilen gereksinim, bireyi uyarmakta ve bilgi gereksinimine eşlik eden güdü veya
güdüler, bireyi bilgiyi arama eylemi içine itmektedir (Wilson ve Walsh, 1999:2). Bilgi
gereksinimi ve bilgi arama davranışı aynı amaca yönelik, birbirini tamamlayan
kavramlardır. Bilgi arama davranışı bilgi gereksinimi sonucu oluşabileceği gibi, elde
edilen her bilgi yeni bilgi gereksinimleri de yaratabilmektedir (Uçak ve Güzeldere,
2006:16-17).
Sayın Karakaş’ın da ifade ettiği gibi, geleneksel olarak kütüphanecinin görevi, bilgi
kaynaklarının kullanımı ile ilgili olarak araştırmacılara yardımcı olmaktır. Enformasyon
devrimi bu görevi bir adım ileri götürerek, kütüphane yetkilisinin araştırmacıyı olabildiğince
iyi bir bilgi kullanıcısı yapmak üzere çaba göstermesini (Karakaş, 1996:344) mecburi
kılmaktadır. Kullanıcıların bilgi eksikliğinden kaynaklanan zaman zaman kişilerin ihtiyaçları
olan bilgiye erişememelerine ya da mevcut sistemi bir daha kullanmamalarına neden olan bu
tarz teknik konular da, kütüphaneciler kullanıcıların çevirmeni olmaya devam edeceklerdir.
Tarama işlemi yapılan sistemden (veritabanı) kaynaklanan tarama başarısızlıklarının
nedenleri ve çözüm önerileri ise aşağıdaki gibidir:
• Sistemde mevcut katalog kayıtlarına uygun dizin terimlerinin verilmemiş olması:
Dermeye eklenen her belgenin temel karakteristikleri (örneğin yazar adı, kitap adı,
konusu…) dizinleme işlemi sırasında belirlenmektedir. Tarama işlemlerinin
yürütülmesinin temelini dizinleme oluşturur. Tarama ve dizinleme birbirinden
soyutlanamayan, birbirini tamamlayan süreçlerdir. Sistemin dizin dili yeterli değilse,
dizinci tarafından bir yayın için en uygun konu terimleri seçilmemişse, dizinleme
işlemi doğru ve yeterli olarak yapılmamışsa başarılı bir bilgi erişim süreci
gerçekleştirilemez (Alkan, 1995:316). Bu sorunun giderilebilmesi için dizinleme
işlemi yapan kütüphanecilerin her belgeye dizin terimleri ya da konu başlıkları vermek
için kavramsal dizinlerden veya sözlüklerden yararlanmaları gerekmektedir. Erişimin
depolamada başladığı gerçeği gözden kaçırılmamalıdır.
• Bilgi erişim sisteminin kullanıcı ara yüzlerinin görünümü sade ve kulanımı kolay
olmadır. Ayrıca, çeşitli sorgulama seçeneklerinin bulunması, kullanıcının bir sonraki
aşamada ne yapması gerektiğini söyleyebilecek ya da sistem tarafından yaratılan
63
geribildirim mesajlarıyla alternatif stratejiler önerebilecek (örneğin, yardım ekranları,
aramanın statüsü, ne yapılması gerektiği gibi) daha da önemlisi erişilen örnek kayıtlar
ışığında kullanıcıya, sorgulamasında değişiklik yapma olanağı verebilecek bir yapıda
olmalıdır (Tonta, 1995:306) ve bilgi erişim sisteminin tasarımında “Bir kullanıcı için
bilgi edinmek bu bilgiye sahip olmamaktan daha zahmetli ve sıkıntı verici hale geldiği
anda bilgi erişim sistemleri kullanılmamaya başlar” düşüncesini savunan Mooers
Yasası göz ardı edilmemelidir.
Çevrimiçi kütüphane katalogları otomasyon programının bir parçası olduğuna göre
otomasyon programının kapasitesi kadar kullanıcıya seçenek sunarak, sorgusuna cevap
verebilmelidir. İyi bir çevrimiçi kütüphane katalogunun temelinde kaliteli ve standartlara
uygun bir otomasyon programı vardır ve kaliteli, standartlara uygun bir otomasyon programı
tüm bu özelliklere ek olarak birbirinden farklı arama davranışlarını benimsemiş bilgi
merkezlerinin tek bir ara yüzle ve alışılmış arama davranışları üzerinden sorgulanabilmesini
sağlayan Z.3950 (Arslantekin, 200?) Protokolünü desteklemelidir.
Kütüphanelerin OPAC modüllerinin kullanımı, kütüphanenin sağlama, kataloglama,
süreli yayınlar, bölümlerinin ne kadar verimli çalıştığını ve kütüphane işlemlerinden ne kadar
yararlanıldığını sergiler. Çevrimiçi kütüphane katalogları kütüphanelerin vitrinidir ve
kullanıcıları memnun ettiği oranda kullanılır.
Kullanıcı hizmetleri grubuna giren süreli yayınlar, dolaşım (ödünç verme), ve bilgi
erişim (OPAC) işlemleri birimleri, kütüphanelerin temel bilgilerinin elde edildiği bölümlerdir.
Kullanıcı hizmetleri birimlerinden elde edilen bilgiler tüm kütüphane sisteminin performans
ve kalitesini belirler.
Görüldüğü gibi, tüm kütüphane işlem ve hizmetleri birbirleri ile iç içe geçmiş
durumdadır. Aralarında kesin bir ayrılık olmadığı gibi her anlamda birbirlerini destekledikleri
ve entegre çalıştıkları görülmektedir. Tüm modüller arasında organik bir bağ söz konusudur.
Oluşturulan yapay bölümler, aynı amaca hizmet eden parçalardır ve otomasyon sisteminin
başarısı, bu parçaların başarısının toplamıdır.
64
Sonuç olarak, kütüphane hizmetlerinin verilmesinde kütüphane otomasyon sistemleri
önemli görevler üstlenmektedirler. Günümüz teknolojisinin insanlığın hizmetine sunduğu en
yararlı kaynaklardan birisi olan internet ile birlikte kütüphanelerin uzaktan erişime olanak
vermesinde, uygun, verimli, esnek ve kendi içinde sürekli ihtiyaçlara cevap verebilecek
kütüphane otomasyon sistemlerine gerek vardır (Çukadar ve Çelik, 2002).
Ancak, birbirleri ile entegre çalışan modüllerden oluşan otomasyon sistemlerinin
hayata geçirilmeleri, kütüphaneler için vazgeçilmez olduğu kadar, oldukça zorlu bir süreçtir.
Sayın Arslantekin’in “Kütüphane Otomasyonu’nda Yazılım Sorunu” başlıklı makalesinde de
belirttiği gibi; kütüphanelerin otomasyona geçerken danışman niteliğinde başvuracakları bir
kuruluşun ülkemizde bulunmaması da bu zorlu süreçte kütüphanecilerin yalnız kalmasına
neden olmaktadır. Oysa, yurtdışında bu konuda danışmanlık hizmeti veren kuruluşların
olduğu bilinmektedir. Örneğin; Londra’da bulunan Kütüphane Otomasyon Merkezi (Library
Automation Center)’ne kütüphane otomasyonu sistemi ve hizmeti sağlayan kuruluşlar
çalışmalarının örneklerini göndermekte; burada isteyen kütüphanecilerin bunları incelemesine
olanak sağlamaktadır. Satıcı bu merkezi bir pazarlama aracı olarak görmekte; kütüphaneciler
ise çeşitli yazılımları karşılaştırmalı olarak burada inceleyebilme şansını yakalamaktadırlar
(Arslantekin, 1998:239).
Bu zorlu süreci etkileyen diğer temel faktörlerin; nitelikli personel, gerçekçi zaman
planlaması ile sistem analizi, yeterli bütçe ve kurum yönetiminin desteği olduğu gerçeklerini
gözden kaçırmadan; kütüphanenin amacına, politikasına ve en önemlisi hedeflerine en uygun
otomasyon programının seçiminde, gelişen teknoloji ile birlikte görev tanımları da büyük
ölçüde değişmiş olan, bilgi uzmanı, bilgi yöneticisi, enformasyon analizi olarak tanımlanan,
kütüphanecilere büyük görevler düşmektedir.
65
III. BÖLÜM
ÜNİVERSİTE KÜTÜPHANELERİNDE KULLANILAN TÜRKÇE TABANLI
KÜTÜPHANE OTOMASYON PROGRAMLARI
III.A. TÜRKİYE’DE KÜTÜPHANE OTOMASYONUNUN BUGÜNKÜ DURUMU
İnsanlık tarihinin her döneminde bilginin elde edildiği, koruma altına alındığı,
düzenlenerek kullanıma sunulduğu merkezler olma özelliğini taşıyan kütüphaneler eğitimin
her düzey ve türünde onu tamamlayıcı, bütünleyici bir araç olarak kabul edilmeli ve
kullanılmalıdır (Uysal, 1986:38). En üst düzeydeki eğitim/ öğretim kurumlarından en alt
düzeydeki eğitim/ öğretim kurumlarına kadar bilginin iletilmesi ne derece önemli ise, bu
bilgilerin depolanıp, korunarak kullanıcılara aktarılmasında da kütüphaneler o derece
önemlidir.
Araştırma, teknoloji geliştirme, kütüphane ve enformasyon hizmetleri birbirini
tamamlayan alanlardır. Mevcut gelişmelere ayak uydurmak zorunluluğunda olan
kütüphanelerin, sundukları tüm hizmetleri çağdaş ve erişilebilir kılmak, coğrafi farklılıkları
ortadan kaldırmak, enformasyon ve iletişim teknolojilerini maliyet yarar sağlayacak duruma
getirmek ve kaynak paylaşımını hayata geçirebilmek, standartların belirlenmesi, belirlenen
standartların kütüphane politikalarına uyumlu hale getirilmesi ile mümkün olacaktır (Merola,
1999).
Günümüzde pek çok kurum, kütüphane ve bilgi hizmetlerini duvarların ötesinde
tanımlayabilme çabasındadırlar. Kütüphaneciler de bilgi profesyonelleri, değişen kurumsal
anlayışın uzantısı olarak çalışmalarını ve politikalarını belirlemek durumunda kalmaktadırlar.
Yeni ortamda kütüphaneciler “bilgi yöneticisi” ve “enformasyon analisti” rolüne
soyunmaktadırlar (Klobas, 1997:39-40).
Ülkemizde kütüphaneler örgütlenmeleri, hizmet alanları ve teknolojik alt yapıları
bakımından farklılıklar göstermektedir ancak türü ne olursa olsun bugün tüm kütüphaneler
değişen kullanıcı istekleri doğrultusunda bilgiyi elde etme, saklama ve ihtiyacı olan kişi ile
buluşturma noktasında teknolojinin gerektirdiği değişimi işlem ve hizmetlerine yansıtma
çabası içersindedirler.
66
Türkiye de en yaygın teşkilat yapısına sahip olan kütüphane türü okul
kütüphaneleridir. Okul kütüphaneleri; okulda çalışan ve öğrenim gören tüm okul
mensuplarına, öğrenimi destekleyici her türlü kitap ve bilgi sağlayan materyali sunarak, bu
kişilerin eleştirel düşünce yapısına sahip her türlü formdaki ve ortamdaki bilginin etkin birer
kullanıcıları olmalarını sağlamayı hedefleyen merkezlerdir (Güngör, 2001:252).
Ancak, ne yazık ki bilgi hizmetleri ve teknolojik alt yapı olarak en geride yer alan
kütüphane türleri de yine okul kütüphaneleridir. Aslında eğitim işleminin bütünleyicisi bir rol
oynaması gereken okul kütüphaneleri adeta okuldan kopmuş bir parça, yük gibi
görünmektedirler. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet vermekte olan okul
kütüphanelerinin büyük bir çoğunluğu bugün kullanıcılarına hizmet verebilecek yapıda dahi
değildir. Ülkemizde yalnızca kolej/ özel okulların bünyesindeki kütüphaneler hizmetlerini
otomasyona taşımayı başarabilmişlerdir ve bütünleşik bir otomasyon programı aracılığı ile
tüm işlem ve hizmetlerini bilgisayarlara dayalı olarak gerçekleştirmektedirler.
Öncelikle okulları internete taşımak büyük önem taşımaktadır. Böylece interneti
büyük bir kütüphane olarak kullanmayı sağlayacak projeler hayata geçirilmelidir. Ülkemizde
de Milli Eğitim Bakanlığı okulları bilgisayarlaştırmak ve internet ile buluşturmak için
çalışmalar yürütmektedir. Bu çalışmaların başarıya ulaşması halinde ülke çapında 2500
ilköğretim ve lise düzeyindeki okula internet erişimi sağlanmış olacaktır. Fakat, bunun
gerçekleşebilmesi için MEB önemli bir bütçeye gereksinimi vardır (Atılgan, 2005).
Bilgi çağında bilgiye önem veren, gelişmeleri yakından takip eden, kendi yaşamlarına
gerekli uyarlamaları yapabilen daha da önemlisi bilgi üretebilen kişilere olan ihtiyaç artmıştır
ve bu becerilere sahip bireylerin yetişmesinde ilköğretimde aldıkları eğitimin kalitesi
önemlidir.
Ayrıca, okul kütüphanelerinin istenilen düzeye gelebilmeleri için sosyal bir kuruluş
olarak dayandığı, yöneldiği ilke ve amaçların neler olduğunu, verecekleri hizmetin şekil ve
tabiatını sağlayan bir programın geliştirilmesi gerekmektedir. Bu yapılmadıkça personel,
koleksiyon, bütçe ve bina ihtiyaçları tamamıyla sağlanmış dahi olsa kütüphanelerin
fonksiyonlarını gereğince yerine getirebilmeleri mümkün olmayacaktır (Soysal, 1998:177).
67
Diğer bir kütüphane türü ise, halkın üniversitesi olarak bilinen halk kütüphaneleridir.
Halk kütüphanelerinin literatürde bulunan tanımlarından birisi; cins, yaş, milliyet din, dil,
eğitim, kültür, sosyo ekonomik düzey ve politik görüş farkı gözetmeden, her türlü kütüphane
materyalini çeşitli iletişim yolları aracılığıyla insanlığın hizmetine ücretsiz sunarak onlara
ömür boyu eğitim ve özgür zaman değerlendirme olanağı veren, toplumla bütünleşip, sağlıklı
kamuoyunun oluşmasına olanak sağlayan toplumun ekonomik, sosyal, eğitsel, kültürel ve
teknik kalkınmasını destekleyen kuruluşlardır (Sağlamtunç, 1990:54) şeklindedir.
Halk kütüphaneleri bireylerin ve sosyal grupların yaşam boyu öğrenmesi, bağımsız
karar vermesi ve kültürel gelişmesi için temel bir koşul olarak görünmektedir (Yalvaç,
2004:43). Bu temel koşulun varolması ve geleceğe taşınması ise halk kütüphanelerinin,
bireyin eğitim, kültür ve enformasyon gereksinimlerini en iyi şekilde karşılaması ile mümkün
olacaktır.
Bilgiye yerel bir geçiş kapısı olan halk kütüphanelerinin halkın tamamına hizmet
veriyor olması onları toplumun aynası konumuna sokmaktadır. Buna rağmen, halk
kütüphanelerimizin internet bağlantısı ve bilgi hizmetlerinin verilmesinde bilişim
teknolojilerinin kullanılması konusunda aşması gereken önemli sorunlar bulunmaktadır. Bu
sorunların başında ise halk kütüphanelerimizin internet hizmetlerini yürütmelerini
gerektirecek bütçeye sahip olmamaları gelmektedir (Atılgan, 2005).
Ancak kısıtlı bütçelerine ve personel yetersizliği, derme yetersizliği, bina yetersizliği
gibi birçok soruna rağmen Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü
bünyesinde hizmet vermekte olan halk kütüphanelerimizin büyük bir çoğunluğu (daha çok
şehir merkezlerinde bulunanlar) hizmetlerini bilgisayara dayalı olarak gerçekleştirmeyi
başarmışlardır.
1997 yılı eylül ayında T.C. Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel
Müdürlüğü’ne bağlı onbir kütüphane için geliştirilen İskenderiye Kütüphane Bilgi Sistemi,
ilerleyen yıllarda altmış il ve ilçe kütüphanesinde kullanılmaya başlanmıştır. Aynı dönemlerde
Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü bu yazılımın ülke genelinde 1400 halk
kütüphanesinde kullanımının gerçekleşebilmesi için lisans hakkını satın almıştır. Ancak, 2005
yılına gelindiğinde büyük bir hızla ilerleyen teknolojiye ayak uyduramayan, 10 milyonu aşkın
kayıta sahip olan tüm halk kütüphanelerinin tek bir merkezden yönetilmesine alt yapı olarak
68
izin vermeyen İskenderiye Kütüphane Bilgi Sistemi’nin üretici firması olan Dizge Elektronik
Danışmanlık ve Bilgi Teknolojileri Ltd. Şti. ‘de kuruma gerekli teknik desteği verememiştir.
Bu nedenlerden dolayı Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü, Dizge
şirketi ile 2006 yılı için bakım ve teknik destek sözleşmesini yenilemeyerek aralarındaki
anlaşmayı fes etmiştir. Yine aynı senenin ocak ayında Mikrobeta firmasının ürettiği ve
geliştirdiği MİLAS Kütüphane Otomasyon Programı’nı kullanma kararı almışlardır. Şu anda
eski sistemdeki kayıtların MİLAS Programına aktarımı işi devam etmektedir ve önümüzdeki
günlerde ilk etapta 73 il halk kütüphanesi tek merkezden yönetilebilecek şekilde bu programı
kullanmaya başlayacaklardır. Ve ilerleyen yıllarda bakanlık bütçesi dahilinde geriye kalan
tüm halk kütüphanelerinin de bu sisteme entegre edilmesi planlanmaktadır.
Otomasyon programı projesinin yanı sıra halk kütüphanelerinin gelişimi için önemli
olan diğer bir projede 2001 yılının mayıs ayında başlatılmış olan Pulman Projesidir. Pulman
Projesi e-Avrupa ve e-Türkiye sürecinde, halk kütüphanelerinin rolünü güçlendirmeyi ve
özellikle AB üyesi ülkeler ile aday ülkelerdeki halk kütüphaneleri arasındaki ilişkiyi
geliştirmeyi amaçlayan uluslarararası bir işbirliği projesidir.
Üniversite kütüphaneleri ise teknolojik gelişmelerin yarattığı bu değişim sürecinde
bilgi ve teknolojik alt yapısını geliştirmeyi başarabilmiş, bir anlamda çağı kısmen de olsa
yakalayabilmişlerdir. E-Türkiye sürecinde önemli bir alt yapıyı oluşturan internet erişimi ve
elektronik bilgi kaynaklarının sağlanmasında önemli yollar almışlardır ve önceki yıllarda
genelde telnet servisleri aracılığıyla çevrim-içi hizmet veren, kamu erişimine açık kütüphane
katalogları, son yıllarda web teknolojilerinde görülen gelişmeler ve kullanımda yaygınlık
nedeniyle web ortamına taşınmıştır.
Mevcut üniversitelerimizin büyük bir çoğunluğu, Kütüphane ve Dokümantasyon
Daire Başkanlıkları örgütlenmesi altında, çoğunluğunu akademik uzman kadrolarının
oluşturduğu kütüphaneciler ile hizmet vermektedirler (Atılgan, 2005) ve hemen hemen
tamamı tüm kütüphanecilik işlemlerini yerli ya da yabancı firmalar tarafından geliştiren
kütüphane otomasyon programları ile gerçekleştirmektedirler.
İstanbul Bilgi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Koç
Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve Ege Üniversitesi kütüphaneleri yabancı bir firma
69
tarafından geliştirilen yurtdışı kaynaklı Innopac Bütünleşik Kütüphane Sistemi’ni
kullanmaktadırlar.
Uluslar arası ölçekte tanınmış 25 yıldır bu sektörde hizmet vermekte olan Innovative
Interfaces, Inc. firmasının gelişmiş olduğu Innopac yazılımı bugün tüm dünyada 42 ülkede,
akademik kütüphaneler, halk kütüphaneleri, konsorsiyumlar, hukuk kütüphaneleri, tıp
kütüphaneleri ve kolej kütüphaneleri gibi farklı düzeylerdeki binin üzerinde kütüphane
tarafından kullanılmaktadır. Web üzerinden çalışan sistem, bir otomasyon programında
olması gereken Marc standardı, Z.3950 standardı gibi tüm standartları desteklemektedir.
Güvenilir ve esnek bir alt yapıya ve kullanıcı dostu bir arayüze sahip olan program sağlama,
süreli yayınlar, kataloglama, dolaşım, dijital kaynaklar, opac gibi modüllerden oluşmaktadır
(http://www.iii.com/mill/acq.shtml)
Ne yazık ki, ülkemiz üniversite kütüphanelerinde Z.3950 protokolü ile taranabilen tek
sistem Innopac’tır. İstanbul Bilgi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Koç Üniversitesi,
Sabancı Üniversitesi ve Ege Üniversitesi kütüphaneleri hem kendi kataloglarını Z.3950
üzerinden taramaya açabilmekteler, hem de Z.3950’yi destekleyen kütüphane katalogu,
veritabanı (örneğin, ERIC, Econlit, oclc, Fisrt Search, WorldCat…) ya da diğer kaynakları
tarayabilmektedirler. Bu sistemi kullanan kütüphanelerin kataloglarını tarayabilmek için
kullanıcıların özel bir programa ihtiyacı yoktur. Yukarıda sayılan kütüphanelerden herhangi
birisinin katalog tarama sayfasına bağlanarak, beş kütüphaneyi birden tarayıp sonuçları toplu
halde görebilirler. Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi de Innopac yazılımı kullandığı halde
Z.3950 modülüne sahip olmadığı için, bu protokol aracılığı ile taranabilmesi şu an için
mümkün değildir (Mazlumoğlu, 2001).
Ayrıca, ülkemizde ki Innopac sistemini kullanan kütüphanelerin Innopac programı ile
ilgili teknik konular, mesleki uygulamalar, verilen hizmetler, yeni gelişmeler hakkında fikir
ve bilgi alışverişinde bulunabilmesi amacıyla oluşturulmuş Türkiye Innopac Kullanıcıları
Grubu (TUR- IUG) adında bir grup mevcuttur.
Yurtdışı kaynaklı bir yazılım kullanmayı tercih eden diğer üniversitemiz ise Orta
Doğu Teknik Üniversitesi’dir. ODTÜ Kütüphanesi’nde 1995 yılından beri VTLS Inc.
Tarafından geliştirilen VTLS (Virginia Tech Library System) Web Gateway sistemi
kullanılmaktadır.
70
Akademik tabanlı, uluslararası standartlara uygun, dünya çapında kullanılan bir sistem
olan VTLS yazılımı bugün tüm dünyada 32 ülkede 900’ü aşkın kütüphane tarafından
kullanılmaktadır. Sistem, bütün kütüphane fonksiyonlarını içeren bütünleşik ve modüler bir
yapıya sahiptir ve teknolojideki en yeni gelişmeler otomasyona sistemine sürekli olarak
entegre edilerek, sistem fonksiyonlarını zenginleştirmekte, kullanımını kolaylaştırmaktadır
(Karasözen ve Küçükkavasoğlu, 1999:90).
VTLS sisteminin imaging sürümü ise görüntü ve benzeri materyal girişlerinde ve
dijital kütüphane oluşumlarında çözümler sunmaktadır. Fiziksel materyalin dijitalizasyonunda
kullanılan tarayıcı hizmetleri, dijital dermenin organizasyonunda kullanılan indeksleme
hizmetleri, bulma ve gösterim amacıyla kullanılan araçlardan oluşan yazılım ürünleri imaging
sürümünde yer alan temel hizmetlerdir (http://www.vtls.com/Products/imaging.shtml).
Yerli firmalar ya da kurumlar tarafından üretilen ve geliştirilen Türkçe tabanlı
kütüphane otomasyon programlarına ve kullanan kütüphanelerimiz ise Anadolu
Üniversitesi'nce geliştirilen ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Haliç
Üniversitesi , İnönü Üniversitesi tarafından kullanılmakta olan KYBELE Kütüphane ve Belge
Erişim Sistemi; Bilkent Üniversitesi’nce geliştirilen ve Bilkent, Beykent ve Başkent gibi
üniversiteler tarafından kullanılmakta olan BLISS Kütüphane Bilgi Sistemi; özel bir yazılım
şirketi tarafından geliştirilmiş ve pazarlanmakta olan Atatürk Üniversitesi, Cumhuriyet
Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Marmara Üniversitesi gibi çok sayıda üniversite
kütüphanesinde kullanılmakta olan YORDAM 2001 Kütüphane ve Bilgi Belge Otomasyon
Sistemi; Dizge Elektronik Danışmanlık ve Bilgi Teknolojileri şirketi tarafından geliştirilen
Atılım Üniversitesi Kütüphanesi’nde kullanılan İskenderiye Kütüphane Bilgi Sistemi ile
Mikrobeta Şirketi tarafından geliştirilen Ankara Üniversitesi, Adnan Menderes Üniversitesi,
Niğde Üniversitesi gibi üniversiteler tarafından kullanılmakta olan MİLAS Kütüphane
Otomasyon Programı ‘dır.
Otomasyon sistemlerinin hayata geçirilmeleri, kütüphaneler için vazgeçilmez olduğu kadar,
oldukça zorlu bir süreçtir. Çeşitli özellikte ve fiyatlarda birçok kütüphane otomasyon
programının mevcut olması, bir taraftan kütüphanecilerin tek bir programa bağlı kalmamaları
avantajını sağlarken diğer taraftan zaten zorlu bir süreç olan karar verme sürecini daha da
zorlaştırabilmektedir. Bu nedenle kurumlar, bu süreci etkileyen en temel faktörleri, nitelikli
personel, gerçekçi zaman planlaması, yeterli bütçe ve kurumun desteği şartlarını sağladıktan
71
sonra seçim ve karar verme aşamasında Sayın Karasözen ile Küçükkavasoğlu’nun belirtmiş
oldukları aşağıdaki başlıklara da dikkat etmeleri gerekmektedir (Karasözen ve
Küçükkavasoğlu, 1999:96-97):
• Yazılım seçiminde sadece tam anlamıyla hazır olan programların
değerlendirilmesi önemlidir. Oldu, olacak, çalışmalar devam ediyor denilen
yazılımları en baştan eleyiniz.
• Firmalar bu işte satış için bulunmaktalar ve yapabileceklerinden daha fazlası
için söz verebilirler. Siz kendi sisteminiz için gerekli olan ihtiyaçlarınızı
belirleyiniz ve istekleriniz konusunda kararlı olunuz.
• Yazımla ilgili gerçekçi beklentilere sahip olmanızda ve hiçbir yazılımın
kusursuz olmadığını bilmenizde yarar vardır.
• Seçmeyi düşündüğünüz sistemin mevcut kullanıcıları ile görüşüp, sistemin
özellikleri ve üretici firma hakkında bilgi edinmeniz gerekmektedir.
• El kitapları ve diğer dokümanlar, sistem kurulduğunda verilmesi gereken
kullanım/ kullanıcı eğitimi gibi konular baştan görünmeyen gizli masraflar
olabilir. Bu konuları en baştan konuşmanız gerekmektedir.
• Hem yazılım hem de donanım açısından desteğin anlamını iyice
sorgulamalısınız (örneğin ek ücret almadan problemler için kaç kez destek
alınabilecek, problemlerin çözümü ne kadar süre alıyor? vs.)
72
III. B. TÜRKÇE TABANLI KÜTÜPHANE OTOMASYON PROGRAMLARININ
KULLANIM, KAPSAM VE İÇERİĞİ
Bilginin en önemli üretim faktörü olduğu günümüzde, teknoloji kullanımının
işletmelerin, kurum ve kuruluşların performansını arttırarak rekabet avantajı sağladığı bilinen
bir gerçektir. Kıran kırana rekabetin yaşandığı, müşterilerin ya da kullanıcıların zevk ve
tercihlerinin hızla değiştiği bir ortamda tüm kurumların bilişim teknolojilerine uyum
sağlayabilme istekleri ihtiyaçtan ziyade zorunluluk haline gelmiştir.
Otomasyon kavramının kütüphanelerde yeni yeni kullanılmaya başlandığı yıllarda,
hakim olan anlayış sadece kurumların bilgisayar sahibi olabilmesi fikri idi. İlerleyen yıllarda
kurum programcıları tarafından hazırlanan yazılımları kullanmaya başlayan kütüphaneler
böylelikle, günübirlik gerçekleştirdikleri tüm kütüphanecilik işlemlerini daha hızlı ve verimli
bir şekilde yapabilme fırsatını yakalamış oldular. Ancak, kurum programcılarının hazırlamış
oldukları yazılımların gelişiminin, programcı ile kütüphaneci arasındaki diyalog ile sınırlı
kalması ve en önemlisi de programın eksikliklerinin kullanıldıkça ortaya çıkması sorunları
hem maliyetin yükselmesine neden olmuştur hem de büyük zaman kayıplarına. Bu olumsuz
sonuçlar nihayetinde bu işin çokta kolay bir süreç olmadığını, uzman kişiler tarafından
gerçekleştirilecek bir ekip çalışması ile en iyi sonuç alınabileceği düşüncesinde birleşilmesine
ortam hazırlamıştır.
1970’li yılların sonlarına doğru otomasyon çalışmalarında ki hızlı gelişmeler
neticesinde, kütüphaneler kimi zaman bir üniversite bünyesinde geliştirilen kimi zaman da
ticari bir firmanın hazırladığı bir çok paket program ile tanışmışlardır. Günümüzde bu alanda
hizmet veren bir çok kurum kuruluş ile onların ürettikleri farklı özellikte, farklı standartlarda
birçok bütünleşik kütüphane otomasyon sistemi mevcuttur.
Ve ülkemizdeki yerli firmalar tarafından hazırlanan Türkçe tabanlı bu kütüphane
otomasyon programlarının sıklıkla tercih edilenleri BLISS, İSKENDERİYE, KYBELE,
MİLAS ve YORDAM kütüphane otomasyon programlarıdır.
73
III.B.1. Bliss Kütüphane Bilgi Sistemi
Bilkent Üniversitesi tarafından geliştirilen BLISS Kütüphane Bilgi Sistemi (Bilkent
Library Information Services System) projesine, 1988 tarihinde başlanılmıştır. Uygulamalar
Data General MV 2000 sistemi üzerinde COBOL programlama dilinden SQL kullanılarak
geliştirilmiştir ve kişisel bilgisayarlarda da çalışabilen BLISS PC versiyonu piyasaya
sürülmüştür. Ancak ilerleyen yıllarda LINUX işletim sisteminin yaygınlaşması ile LINUX
üzerinde çalıştırılmıştır ve 1999 yılının ilk yarısında BLISS- LINUX versiyonu hizmete
sunulmuştur (http://blisscat.bilkent.edu.tr/hakkinda_tarihce.php). Bugün BLISS programının
UNIX, LINUX ve PC olmak üzere üç farklı versiyonu vardır.
BLISS- UNIX ile BLISS- LINUX versiyonları kataloglama, bilgi erişim (OPAC),
sağlama, dolaşım (ödünç verme), sayım, istatistik gibi modüllerden oluşurken BLISS-PC
versiyonunda sağlama, sayım ve istatistik modülleri bulunmamaktadır.
MARC standardını destekleyen sistem, Dewey ve LC sınıflama sistemlerini de
desteklemektedir ve çok kullanıcılı ortamlarda çalışabilecek şekilde tasarlanmış,
geliştirilmiştir.
Kataloglama:
Bir kütüphane dermesinde bulunabilecek her türlü materyalin künye ve cilt/ kopya bilgileri
kaydı yapılabilmektedir. Standart Marc formatında saklanan bilgilerin girişleri doğrudan
kütüphaneci tarafından yapılabileceği gibi CD, disket ve online veritabanlarından da transfer
edilebilmektedir.
Ödünç Verme (Dolaşım):
Okuyucu grupları kütüphanenin yapısına ve politikasına bağlı olarak isteğe göre
belirlenebilmektedir. Aynı zamanda, okuyucu gruplarına göre değişik ödünç verme hakları
tanımlanabilmekte (hangi okuyucu grubunun hangi yayın türlerinden bir defada kaç adet
alabileceği gibi) ve okuyucu grupları ve yayın türlerine göre ceza miktarı ya da af süresi
belirlenebilmektedir. Ayrıca, kullanıcı internet üzerinden, üzerindeki yayınları, yayın ödünç
74
alma haklarını, kullanıcı bilgilerini, kütüphane üyelik bilgilerini, rezerve kayıtlarını
görebilmekte, rezerve koyup, kaldırabilmekte ve kullanıcı şifresini değiştirebilmektedir.
Sağlama:
Sağlama modülü bir yayının sipariş kaydının yapılışından kataloga transfer aşamasına kadar
geçtiği tüm evrelerin kontrolünü yapmaktadır. Sipariş, fatura, satıcı takibi işlemlerinin
yapılmasına imkan tanır. Fatura işlemleri, yeni fatura kaydı, mevcut olanı düzeltme, silme,
tarama işlemlerini gerçekleştirirken sipariş işlemleri yeni sipariş kaydı açılması, var olan
kayıtın düzeltilmesi, silinmesi, gelen siparişlerin kataloga aktarılması, sipariş tarama, sipariş
kontrolü gibi işlemleri gerçekleştirmektedir.
Bilgi Erişim (OPAC):
Yayın adı, yazar adı, konu başlığı kriterleri ile birlikte isteğe göre farklı tarama uçları
belirlenebilmektedir. “ve- veya- değil” operatörleri ile detaylı taramalar yapılabileceği gibi
daha önce taranarak elde dilmiş tarama sonuçlarının bulundurulduğu kümeler üzerinden de
sorgulamalar yapılabilmektedir.
III.B.2. İskenderiye Kütüphane Bilgi Sistemi
1997 yılında T.C.Kültür Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü’ne bağlı 11
kütüphane için Dizge Elektronik Danışmanlık ve Bilgi Teknolojileri San. Tic. Ltd. Şti.
tarafından geliştirilen İskenderiye yazılımı Oracle veritabanı üzerinde geliştirilmiştir.
Tüm modüller üzerinde kullanıcıların faydalanabileceği yardım pencereleri mevcuttur.
Sistemden pdf, html, xml vb formatlarında çıktılar alınabilmekte bu raporlar kullanıcıların e-
mail adreslerine gönderilebilmektedir. Marc standartlarını destekleyen İskenderiye yazılımı
son versiyonu ile tamamen web üzerinden işlem yapabilir hale getirilmiştir.
75
Kataloglama:
Kütüphanede bulunan her türlü materyalin Marc formatı ile sisteme girilmesini sağlamaktadır.
Veri girişi esnasında, kullanıcıya mevcut otorite dosyası otomatik olarak gelmektedir.
kullanıcı otoriteyi bu listeden seçerek kayıt altına almaktadır.
Süreli Yayınlar:
Sistemde süreli yayın katalog bilgilerine ve sayı bilgilerine ilişkin bilgiler tutulmaktadır.
Süreli yayın sayı bilgilerine ilişkin geliş tarihi, cilt, sayı, varsa açıklama bilgileri kayıt altına
alınabilmektedir. Aynı zamanda süreli yayınların sayıları içerisindeki makalelerin sisteme
girişinin yapılması da mümkündür.
Ödünç Verme (Dolaşım):
Üye bilgileri, rezervasyon bilgileri, istatistik bilgileri ve ödünç verme işlemlerine ilişkin
döküm işlemlerinin gerçekleştirildiği modüldür. Üyelere ait detaylı iletişim bilgisi ve
fotoğrafları sisteme girilebilmektedir. Üyenin e-posta adresi sisteme kayıt edildiğinde, üyenin
ilgilendiği konu ve süreli yayın bilgilerinin de sisteme girişi yapılarak ilgili konularda
materyalin kütüphaneye gelmesi durumunda kullanıcıya haber verilmektedir. Ayrıca, üyelere
doğum günü, yılbaşı vb günlerde otomatik olarak e-posta gönderilmektedir.
Sağlama:
Ön kataloglama, sipariş, fatura, gelir/ gider işlemleri bu modülde yapılmaktadır. Sipariş
miktarı listesi, sipariş listesi, fatura bilgileri, firma etiket dökümü, firma listesi, gelir gider
tablosu gibi çeşitli liste ve raporların alınabilmesini sağlamaktadır.
Bilgi Erişim (OPAC):
Her düzeyden kullanıcıya hitap edebilecek, kullanıcı dostu bir arayüze sahiptir. İnternet
tabanlı olması sayesinde sisteme kaydedilen her katalog anında ek bir işlem yapılmasına
gerek kalmaksızın gerçek zamanlı olarak sorgulanıp, kullanıma sunulabilmektedir
(http://www.dizge.com.tr/yazilim.html).
76
İskenderiye Kütüphane Bilgi Sistemi Atılım Üniversitesi Kütüphanesi tarafından
kullanılmaktadır.
III.B.3. Kybele Kütüphane ve Belge Erişim Sistemi
1988 yılından beri Anadolu Üniversitesi Bilgisayar Araştırma ve Uygulama Merkezi
(BAUM) tarafından geliştirilen, KYBELE yazılımı USMARC’a dayalı, Dewey ve LC
sınıflama sistemlerini destekleyen bir yazılımdır.
Başlangıçta IBM MainFrame’leri üzerine geliştirilmiş ve text ekran ortamında çalışan
yazılım 1999 yılı içinde grafiksel ortama dönüştürülerek Windows 95/98 ortamında çalışabilir
hale getirilmiştir (http://KYBELE.anadolu.edu.tr/update/kygenel.htm).
Sağlama, kataloglama, ödünç verme, rezerv materyaller, sorgulama, süreli yayınlar,
güncel bilgi duyurusu, yönetim, kütüphanelerarası işbirliği modüllerinden oluşmaktadır.
Kataloglama:
Standart kataloglama faaliyetlerine ek olarak demirbaşlar ve elektronik ortamda bulunan diğer
materyallerle künyelerin ilişkilendirilmesini, özellikle internet ortamından katalog taraması
yapan kişilere, ilintili olduğu materyallerin görüntülenmesini olanaklı kılmaktadır (Aslan,
2001:123). Ayrıca, yazar adı, konu, dizi adı olmak üzere 8 değişik alanda otorite dizini
yaratılmasını sağlamaktadır. Katalog kaydı yapılan materyallere resim, ses, görüntü dosyaları
eklenebilmektedir. İçindekiler sayfası eklenen bir süreli yayının internet üzerinden sorgulama
yapacak bir kullanıcı tarafından görüntülenebilmesi mümkündür.
Süreli Yayınlar:
Kataloglanması yapılan süreli yayınların gelen, gelmeyen, geciken sayılarını izleme
işlemlerinde kullanılmaktadır. Süreli yayınların tanıtım bilgilerini, sayı bilgisini bu bölüme
kayıt etmek mümkündür.
77
Ödünç Verme (Dolaşım):
Standart ödünç verme hizmetlerine ek olarak, ödünç aldığı materyali iade etme süresi gelen
kullanıcılara önceden hatırlatma yazısı gönderilebilmektedir. Bu işlem e-mail ile ya da yazılı
ortamda gerçekleştirilmektedir. Bu modül ile entegre çalışan rezerve materyaller modülü ile,
dermedeki mevcut materyallerin belli bir süre için, örneğin 1 öğretim yılı için rezerve
edilmesi sağlanabilmektedir.
Sağlama:
Kullanıcılardan gelen sağlama isteklerinin kaydından başlayıp, bunların siparişinin verilmesi,
faturalanması gibi tüm aşamalarının kontrolünü gerçekleştirmektedir.
Bilgi Erişim (OPAC):
Katalog türlerine göre sınırlamalar yaparak anahtar sözcük, konu adı, eser adı, yazar adı gibi
erişim uçlarından sorgulama yapılmasına imkan tanımaktadır. Aynı zamanda “=, ?, *”
mantıksal operatörleri aracılığı ile sorgulamalara sınırlılıklar getirilebilmektedir.
Bu modüllere ek olarak KYBELE Sistemi; değişik kütüphanelerin birbirleriyle
materyal alışverişinin söz konusu olduğu durumlarda, bu tür isteklerin doğrudan internet
ortamından ya da bu bölümde görevli yetkili kütüphaneci tarafından sisteme aktarılmasını
sağlayabilen kütüphanelerarası işbirliği modülüne sahiptir. Gelen isteklerin ne oranda
karşılandığı, sisteme geri dönülüp dönülmediği, isteğin yerine ulaşıp ulaşmadığı bilgilerini bu
modül ile izlemek mümkündür (Aslan, 2001:124).
Ayrıca, KYBELE yazılımında yetkilendirme özelliği bulunmaktadır. Her modülün bir
şifresi vardır. örneğin, kataloglama modülünün şifresini bilmeyen bir kişi bu modülü
kullanamamaktadır. Eğer yönetim, yetkilendirme işlemini modül bazında değil de kişi
bazında yapmak isterse, herkese ayrı bir şifre vermesi yeterli olacaktır. Bugün, İnönü
Üniversitesi, Haliç Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi ve 19 Mayıs Üniversitesi
kütüphanelerinde kullanılmaktadır.
78
III.B.4. Milas Kütüphane Otomasyon Programı
1981 yılından beri kütüphane otomasyonu alanında hizmet vermekte olan Mikrobeta
Ltd. Şti. tarafından hazırlanan MİLAS Kütüphane Otomasyon Programı 2002 yılında Linux
işletim sistemi üzerinde çalışan MİLAS 2.0’ı üretmiştir ve geliştirmeye devam etmektedir.
Sistemin şu anda kullanılan versiyonu MİLAS 4.123 versiyonudur.
Tüm modüllerin web üzerinde çalıştırıldığı, kurumlarda mevcut olan internet alt
yapısından başka ek bir donanıma ihtiyaç duyulmadan kullanıma sunulabilen MİLAS yazılımı
Marc standardını desteklemektedir. Marc’ın tüm temel alanlarını ve alt alanları kütüphaneciler
istekleri doğrultusunda kullanabilmektedirler. Marc standardı sayesinde dünyadaki diğer Marc
tabanlı kütüphanelerden veri transferi yapılabilmekte ve kullanan kütüphanelerin verilerini
Marc tabanlı başka bir kütüphanenin transfer etmesine imkan vermektedir.
Sistemin web tabanlı olması teknik destek verilmesi gerektiğinde on-line bağlantı
sağlanarak anında soruna çözüm bulunmasını sağlamaktadır. Kullanıcı dostu arayüzleri ile her
düzeyden kullanıcıya hitap etmektedir ve sistemin, modüller içindeki her bir işlem için her bir
kütüphaneciye yetki tanımlayabilme özelliği mevcuttur.
MİLAS yazılımı kataloglama, süreli yayınlar, ödünç verme, sorgulama, yönetim, basım modüllerinden oluşmaktadır.
Kataloglama:
Basit ve gelişmiş düzeylerde veri girişi imkanı sunmaktadır. Aynı zamanda kütüphaneciler
farklı materyal tipleri için farklı veri giriş şablonları yaratabilmektedirler. LC ve Dewey
sınıflama sistemlerini desteklemektedir. Marc’ın tüm alanlarının ve kurallarının kullanımına
izin veren sistemin veri giriş alanlarına sınırsız karakter bilgi girişi yapılabilmektedir.
Süreli Yayınlar:
Süreli yayınlar ile ilgili olarak, katalog bilgilerinin haricinde içindekiler sayfası, kapak resmi,
eski sayı bilgileri, izleme ve ciltleme bilgileri kayıt edilebilmektedir. Hangi cildin içinde
toplam kaç sayının ve hangi sayıları olduğu takip edilebilmektedir.
79
Ödünç Verme (Dolaşım):
Okuyucu grupları ve her bir materyal için farklı ödünç verme parametreleri
belirlenebilmektedir. Ödünç alma, iade, süre uzatımı, rezervasyon işlemleri aynı ekran
üzerinden yürütülmektedir. Kullanıcı kitabı geç getirdiğinde ya da rezerv sıralamasına
uyulmadığında sistem kütüphaneciye uyarı vermektedir.
Bilgi Erişim (OPAC):
Ve, veya bağlaçları ve diğer mantıksal operatörler kullanılarak sınırsız sorgu parametresi
tanımlanabilmektedir. Basit ve gelişmiş olarak iki düzey sorgulama seçeneği sunan sistem
katalog kayıtlarına eklenen tam metinler içerisinden herhangi bir kelimeyi sorgulayabilme
imkanı sunmaktadır.
MİLAS Kütüphane Otomasyon Sistemi Ankara Üniversitesi, Gaziosmanpaşa
Üniversitesi, Adnan Menderes Üniversitesi ve Niğde Üniversitesi kütüphanelerinde
kullanılmaktadır.
III.B.5. Yordam 2001 Kütüphane ve Bilgi Belge Otomasyon Programı
YORDAM programı YORDAM firması tarafından 2001 yılında geliştirilmiş
FileMaker program dili ile yazılmış bir kütüphane otomasyon programıdır.
Program Uluslar arası MARC formatını desteklemekte olup MARC standardının tüm
alanlarının kullanımından ziyade Türkiye kütüphanelerinde kullanılan alanlar ile
sınırlandırılmıştır. Anglo- American Kataloglama Kuralları II çerçevesinde her türden
kütüphane için sınırsız alanda basit, orta ve ileri düzeyde veri girişi yapma imkanı sağlayan
çok kullanıcılı ve internet uyumlu bir kütüphane programıdır. Tamamen kütüphanecilerin
istekleri doğrultusunda hazırlanmış olan program yıllardır İntranet ve internet ortamlarında
kullanılmaktadır. İlk üretildiği günden bugüne kadar sisteme, otuzbin’e yakın konu başlığı,
ikibinbeşyüz’e yakın yazar otorite dosyası ve on iki binin üzerinde cutter-sanborn tablosu
eklenmiştir.
80
Kullanıcıların yapılmasını istediği ekleme ve değişiklikler en kısa sürede
gerçekleştirilmektedir. Programı kullanan diğer kütüphanelere tanıtılarak görüşleri ve
işlemlere uygunluğu konusundaki düşünceleri sorulmakta ve bu görüşler doğrultusunda
programa eklenen herhangi bir özellik diğer tüm kullanıcılara da ulaştırılmaktadır. Örneğin;
süreli yayınlar ile ilgili konularda Bahçeşehir Üniversitesi Kütüphanesi’nin, satın alma ile
ilgili işlemlerde Doğuş ve Marmara Üniversitesi Kütüphanelerinin, konu başlıklarının
hazırlanmasında Mimar Sinan Üniversitesi Kütüphanesi’nin katkıları ve görüşleri alınarak
standart bir yapı yaratılmıştır (Çelik, 2001:135).
Ülkemiz kütüphanecilerinin ihtiyaçları sonucunda oluşturulan YORDAM yine onların
ihtiyaçları doğrultusunda gelişimini sürdüren, esnek yapılı, modüler yapıda bir yazılımdır.
Birbirleri ile entegre çalışan modüllerin özellikleri ise şu şekildedir:
Kataloglama:
Materyallerin bibliyografik kayıtları materyalin türüne göre tasarlanan ekranlar aracılığı ile
girilmektedir. Veri girişi için gerekli görülen alanlar (yayın türü, yayın yeri, yayınlayan,
basım kaydı, konu başlığı gibi) kütüphanenin talebi olduğu takdirde, programcılar tarafından
açılır menü haline getirilebilmektedir (Sönmez, 2001:136). Ayrıca, fotoğraf, mikrofilm,
mikrofiş, slayt görüntüleri, ses yüklenebilmektedir. Dewey, LC vb sınıflama sistemlerinin
kullanımı mümkündür. Yazar, eser adı, sınıflama numarası gibi alanlarda otorite kontrolü
yapılmaktadır ve veri girişi yapılacak tüm alanlara 64.000 karakter bilgi girilebilmektedir.
Ayrıca, kataloglamada Marc standardını destekleyen tüm kütüphanelerden veri transferi
yapılabileceği gibi OCLC, WorlCat ve YORDAM2001 Toplu Kataloğu gibi veritabanlarından
da kayıt alınabilmektedir.
Süreli Yayınlar:
Bibliyografik bilgisi girilmiş olan her türlü süreli yayın aylık, haftalık, günlük ya da düzensiz
periyotlarda takip edilebilmektedir. Bir kez kataloglanan süreli yayın sayı bazında takip
edilmektedir ve olan sayılar ile birlikte gelmeyen ya da beklenen sayıları da kayıt altına almak
mümkündür. Her bir süreli yayın kaydına içindekiler sayfası klavye veya tarayıcı aracılığıyla
eklenebilmektedir.
81
Ödünç Verme (Dolaşım):
Kullanıcıların tüm kimlik bilgileri istenilirse fotoğrafı ile birlikte kayıt edilebilmektedir.
Ödünç verme, süre uzatımı ve iade işlemleri aynı ekran üzerinden yapılabilmekte, bunun
yanında materyallere ve kullanıcıya ait her türlü istatistikler alınabilmektedir. Üyeler ödünç
takiplerine web üzerinden ulaşabilmekte, uzatma, rezervasyon vb. işlemleri verilen yetkileri
dahilinde online yapabilmekteler.
Sağlama:
Kütüphanenin satın alma kayıtlarının tutulduğu ve siparişlerin takip edildiği bu modül
kataloglama modülüyle bağlantılı olarak çalışmakta, bu modülde bulunan kitaplar okuyucu
tarafından da "siparişte" uyarısı ile görülebilmektedir. Siparişten gelen materyal demirbaş
kaydı yapılıncaya kadar "teknik serviste" uyarısı ile okuyucuya duyurulmaktadır. Teknik
serviste kataloglanması tamamlanan materyal kullanıma sunulmaktadır. Ayrıca, bu modülde
üyelerin internet üzerinden yaptıkları kitap, süreli yayın vb. istekleri tutulmakta, kütüphaneci
bu istekleri sipariş modülüne aktarabilmektedir. İstekte bulunan üyeye otomatik olarak
isteğine dair e-posta gönderilmekte ve o kişinin onayı istenmektedir. Bu kişinin vereceği
olumlu ya da olumsuz onay kütüphaneci tarafından görülmekte ve istek bu onaya göre
siparişe alınabilmektedir.
Bilgi Erişim (OPAC):
YORDAM 2001, kullanıcıların sorgulamalarını daraltarak erişim isabeti yüksek sonuçlar elde
edebilmelerini sağlayabilmek için “Ve-Veya, Büyüktür, Küçüktür, Büyükeşittir” gibi tüm
mantıksal operatörlerin kullanılabileceği, her düzeyden kullanıcıya hitap edebilecek kullanıcı
dostu bir arayüzle işlem yapabilme imkanı sunmaktadır.
Bu özellikler sahip olan YORDAM 2001 fiyatlandırma işlemlerinde kütüphanelere beş
kullanıcılı sistem paketi sunmaktadır. Yetkili kullanıcı sayısının arttırılması durumunda
maliyeti artmaktadır ve bugün Türkmenistan Milli Kütüphanesi, Manas Üniversitesi Merkez
Kütüphanesi gibi yurt dışından da kullanıcısı olmakla birlikte tüm ülkede 60’a yakın
üniversitenin merkez ve fakülte kütüphanesinde kullanılmaktadır.
82
Yazılımların üretici firmaları ile görüşerek ya da internet üzerinde tanıtım amaçlı
verdikleri bilgiler ışığında hazırlanan bu bölümde verilen bilgilerin geçerliliğinin test
edilebilmesi için bundan sonraki bölümde bu programları kullanan üniversite
kütüphanelerinin çalışanları ile , sistemlerin özellikleri ve kullanımları hakkında bir anket
çalışması düzenlenmiştir. Bu anket çalışması ile hedeflenen ülkemizde üretilmekte,
geliştirilmekte ve özellikle üniversite kütüphanelerinde kullanılmakta olan Türkçe Tabanlı
Kütüphane Otomasyon Programlarının, çalışmamızın daha önceki bölümlerinde belirtilen,
kütüphane otomasyonunda ki mevcut standartları taşıyıp taşımadıklarının araştırılmasıdır.
83
IV. BÖLÜM
TÜRKÇE TABANLI KÜTÜPHANE OTOMASYON PROGRAMLARININ
ÜNİVERSİTE KÜTÜPHANELERİNDE UYGULANMASI
IV.A. KULLANICI ANKETİ
Son yıllarda görülen teknolojik gelişmeler ve bu gelişmelerin elektronik ortama
yansıması bilginin üretimi, elde edilmesi, düzenlenmesi ve hizmete sunulması faaliyetlerine
farklı bir yaklaşım, bakış açısı getirmiştir. Bu durum, yüzyıllar boyunca ihtiyacı olan kişiyi,
ihtiyaç duyduğu bilgiye eriştirmek sorumluluğunu üstelenen kütüphanelerin hizmet
anlayışlarını ve kullanıcılarının onlardan beklentilerini de büyük ölçüde etkilemiştir.
Özellikle, bilimsel bilginin üretildiği üniversitelerin vazgeçilmez bir parçası durumunda ki,
amacı araştırmacılara alanlarındaki en güncel bilgiyi sunmak olan üniversite kütüphaneleri
teknolojide ki bu değişim ve gelişimden en çok etkilenen kurumlar olmuşlardır.
Bundan önceki yıllarda sadece belli başlı kütüphanelerde teknolojinin sağladığı
avantajlardan söz edilirken, bugün hemen hemen tüm üniversite kütüphaneleri işlem ve
hizmetlerini teknolojinin sunduğu imkanlar ile daha hızlı ve etkin bir şekilde
gerçekleştirmektedirler. Günümüzde, ticari kurum ve kuruluşların da kütüphanelere
donanımdan, bütünleşik kütüphane sistemlerine kadar geniş bir yelpazede hizmet sunması
şüphesiz bu geçişi hızlandırmaktadır. Ancak, kütüphaneler için otomasyona geçiş süreci
oldukça zorlu, bir o kadar da mali anlamda külfetli bir süreçtir. Çünkü, kurumun yapısına
uygun, ihtiyaçlara en iyi şekilde cevap verebilecek, literatürdeki standartları taşıyan bir sistem
seçilmediği takdirde hem boşa zaman ve emek harcanmış olacaktır hem de zaten kısıtlı olan
bütçeden büyük bir pay.
Bugün ülkemizde üniversite kütüphanelerimizin kullanmakta olduğu, Türkçe tabanlı
dört farklı kütüphane otomasyon yazılımı mevcuttur. Bunlar, daha önceki bölümde içerik ve
özellikleri belirtilen, Bilkent Üniversitesi tarafından geliştirilmekte olan BLISS Kütüphane
Bilgi Sistemi, Anadolu Üniversitesi tarafından geliştirilmekte olan KYBELE Kütüphane ve
Belge Erişim Sistemi, Mikrobeta Ltd. Şti. tarafından geliştirilmekte olan MİLAS Kütüphane
Otomasyon Programı ve Yordam firması tarafından geliştirilmekte olan YORDAM 2001
Kütüphane ve Bilgi Belge Otomasyon Programı’dır.
84
Çalışmamızın bu bölümünde, bu programları kullanan üniversite kütüphanesi
çalışanlarına uygulanmış olan anket çalışması sonucunda elde edilen veriler karşılaştırmalı
olarak sunulacak, mevcut programların, kütüphane otomasyonu konusunda literatürde kabul
görmüş standartlara sahip olup, olmadığı ve kullanan kütüphanecilerin bu programlardan
memnun olup olmadıkları, memnun değillerse bu memnuniyetsizliğin nedenleri çözüm
önerileri ile birlikte verilecektir.
Anket soruları; cevaplayan yetkiliye ait, “Bulunduğu Üniversite, Çalıştığı Birim,
Kullanılan Otomasyon Programı gibi bilgilerin edinilmesi amaçlanan birinci bölüm ile
başlamakta, tüm sistem hakkında genel soruların bulunduğu ikinci bölüm, kataloglama birimi
ile ilgili olan üçüncü bölüm, sistemin sorgulama (opac) sayfası hakkındaki soruların
bulunduğu dördüncü bölüm, ödünç verme (dolaşım) birimi ile ilgili beşinci bölüm, süreli
yayınlar birimi hakkındaki altıncı bölüm ile devam etmekte ve sağlama- satın alma birimi
çalışanlarının cevaplayabileceği yedinci bölüm ile son bulmaktadır.
IV.B. KULLANICI ANKET BULGULARI VE DEĞERLENDİRİLMESİ
Elde edilecek verilerde tutarlılık sağlanabilmesi amacıyla mevcut kütüphane
otomasyon programlarını kullanan dörder adet üniversite kütüphanesi tercih edilmiştir.
Örneklem olarak ele alınan üniversitelerin dörder adet seçilmesinin diğer bir nedeni de,
mevcut programlardan bazılarının, sadece dört üniversite kütüphanesinde kullanılıyor
olmasıdır.
Tablo 1’de üniversiteler ve kullandıkları kütüphane otomasyon programları
listelenmektedir. Bu tabloya göre; Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Gazi Üniversitesi,
Gaziantep Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi Kütüphanelerinde BLISS Kütüphane Bilgi
Sistemi, Anadolu Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, On Dokuz Mayıs Üniversitesi ve Uludağ
Üniversitesi Kütüphanelerinde KYBELE Kütüphane ve Belge Erişim Sistemi, Adnan
Menderes Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi ve Niğde
Üniversitesi Kütüphanelerinde Milas Kütüphane Otomasyon Programı, Atatürk Üniversitesi,
Cumhuriyet Üniversitesi, Marmara Üniversite ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Kütüphanelerinde ise YORDAM 2001 Kütüphane ve Bilgi Belge Otomasyon Programı
kullanılmaktadır.
85
Kullanılan Otomasyon Programı
Otomasyon Programını Kullanmakta Olan Üniversite Kütüphanesi
BLISS
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Gazi Üniversitesi Gaziantep Üniversitesi Hacettepe Üniversitesi
KYBELE
Anadolu Üniversitesi İnönü Üniversitesi On Dokuz Mayıs Üniversitesi Uludağ Üniversitesi
MİLAS
Adnan Menderes Üniversitesi Ankara Üniversitesi Gaziosmanpaşa Üniversitesi Niğde Üniversitesi
YORDAM
Atatürk Üniversitesi Cumhuriyet Üniversitesi Marmara Üniversitesi Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Tablo 1: Üniversite Kütüphaneleri ve Kullandıkları Otomasyon Programları
Üniversitelerin Türkçe tabanlı kütüphane otomasyon programlarını kullanmaya
başladıkları yıllar kronolojik sırayla Tablo 2’deki gibidir.
Buna göre, Anadolu Üniversitesi 1986 yılından beri KYBELE programını
kullanmaktadır. Onu 1990 yılında yine KYBELE programı kullanmaya başlayan On Dokuz
Mayıs Üniversitesi ile 1994 yılında BLISS programını tercih eden Gazi Üniversitesi takip
etmektedir. 1999 yılında YORDAM programını kullanmaya başlayan Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi, aynı yıl BLISS programını alan Hacettepe Üniversitesi ile Abant İzzet Baysal
Üniversitesi ve kesin olmamakla birlikte yaklaşık aynı tarihlerde yine BLISS programını
kullanmaya başlayan Gaziantep Üniversiteleri yaklaşık yedi yıldır aynı programla hizmet
vermeye devam etmektedirler. 2000 yılında YORDAM programını tercih eden Marmara
Üniversitesi, 2001 yılında KYBELE programını kullanmaya başlayan Uludağ ve MİLAS
86
Programını kullanmaya karar veren Gaziosmanpaşa Üniversitelerini 2002 yılında YORDAM
kullanan Atatürk Üniversitesi, yine YORDAM kullanan Cumhuriyet Üniversitesi, KYBELE
kullanmaya başlayan İnönü Üniversitesi ile MİLAS kullanmaya başlayan Adnan Menderes
Üniversiteleri izlemektedir. Ve 2003 yılında Niğde Üniversitesi, 2005 yılında ise Ankara
Üniversitesi MİLAS programını kullanmaya başlamışlardır.
Kullanılan Otomasyon
Programı
Kullanmakta Olan Üniversite
Kütüphanesi
Kullanmaya Başladığı Yıl
KYBELE
Anadolu Üniversitesi
1986
KYBELE
On Dokuz mayıs Üniversitesi
1990
BLISS
Gazi Üniversitesi
1994
YORDAM
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
1999
BLISS
Hacettepe Üniversitesi
1999
BLISS
Abant İzzet Baysal Üniversitesi
1999
BLISS
Gaziantep Üniversitesi
1999
YORDAM
Marmara Üniversitesi
2000
KYBELE
Uludağ Üniversitesi
2001
MİLAS
Gaziosmanpaşa Üniversitesi
2001
YORDAM
Atatürk Üniversitesi
2002
YORDAM
Cumhuriyet Üniversitesi
2002
KYBELE
İnönü Üniversitesi
2002
MİLAS
Adnan Menderes Üniversitesi
2002
MİLAS
Niğde Üniversitesi
2003
MİLAS
Ankara Üniversitesi
2005
Tablo 2: Üniversite Kütüphanelerinin Programları Kullanmaya Başladıkları Yıllar
87
Bu durumda, en köklü programın KYBELE Kütüphane ve Belge Erişim Sistemi
olduğu söylenebilir ve ankete katılan üniversitelerin yaklaşık %50 ‘sinin kullandıkları
otomasyon programını son beş yıl içerisinde edindikleri görünmektedir. Üniversite
kütüphaneleri, şu anda kullanmakta oldukları programları kullanmaya başlamadan önce ya
otomasyon programı kullanmamakta ya da standart olmayan kendi ihtiyaçları doğrultusunda
oluşturdukları programları kullanmaktaydılar ancak, daha önce kullandıkları bu programlar
araştırmaya dahil edilmemiştir.
IV.B.1. Genel Sorular Bölümünün Değerlendirmesi
Anketin genel konuları içeren bölümünde yer alan ilk soru, kütüphane kataloglarının
vitrini olan arayüzlerin kullanım kolaylığının ölçülebilmesini hedeflemektedir. Aşağıda
görüntülenen Tablo 3’de, KYBELE ve YORDAM kullanıcılarının tümünün kullanmakta
oldukları sistemlerin arayüzünden memnun oldukları, fakat BLİSS ve MİLAS kullanıcıları
için durumun tam tersi olduğu, her ikisinin de kullanıcılarının %75’nin arayüzden memnun
olmadıkları sadece %25’lik bir kesimin memnun olduğu görünmektedir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
3
4
KYBELE
4
4
MİLAS
1
3
4
YORDAM
4
4
Tablo:3 Kullanılan Arayüzün Kullanıcı Dostu Olması Durumu
88
Tablo 4’te listelenen, menüler arasında geçişin mümkün olup olmadığını ölçen soruda
%100 oranında başarıyı sadece YORDAM programı gösterebilmiştir. BLISS programı %75,
KYBELE programı %50, MİLAS programı ise %25 oranında olumlu cevap alabilmiştir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
3
1
4
KYBELE
2
2
4
MİLAS
1
3
4
YORDAM
4
4
Tablo 4: Menüler Arası Geçiş Kolaylığı Tablo 5’ te; kütüphaneler için çok önemli olan yedek almak işlemlerinde mevcut tüm
programların sorunsuz çalıştığı görünmektedir. *
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 5: Yedekleme Kolaylığı
* Ayrıca, yüzyüze görüşülerek anket sorularının cevaplandığı kütüphaneler, kendi
belirledikleri zaman aralıklarında sistemin yedeğini alarak, bir CD/ DVD ortamında bu
yedekleri depoladıklarını belirtmekteler.
89
Ankete katılan tüm kütüphanecilerin olumlu yanıt verdiği bir başka soruda, Tablo 6’te
görüntülenen “Program, başka bir ara programa ihtiyaç duymaksızın internet uyumlu olarak
çalışabiliyor mu?” sorusudur. Elde edilen veriler neticesinde, mevcut tüm programların çağı
yakından takip ettikleri, tüm gelişmeleri zaman kaybetmeden sistemlerine entegre ettikleri
düşünülebilir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 6: İnternet Uyumu
Programların kullanıcı ve yetkili kullanıcı (kütüphaneci ve yönetici) için IP kontrollü
çalışıp çalışmadığına ilişkin soruya verilen yanıtlar Tablo 7’de listelenmiştir. Bu soruya
ankete katılan toplam on altı kişiden sadece Milas programının kullanıcısı olan bir kişi
“Hayır” cevabını vermiştir. Ancak, MİLAS programının diğer kullanıcılarının programda IP
aralığı erişim kontrolü özelliğinin mevcut olduğunu belirtmiş olması, “Hayır” yanıtı veren
kütüphanenin, programın bu işlevini bilmediğini düşündürmektedir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
3
1
4
YORDAM
4
4
Tablo 7: IP Aralığı Erişim Kontrolü
90
Tablo 8’de görüntülenen; kütüphaneler için zaman zaman sorun haline gelebilen bir
konu olan yazılımın kodlarının belli şartlar ve sözleşmeler karşılığında, üretici kurum/ kuruluş
tarafından programın kullanım lisansını satın alan kullanıcıya verilmesi durumu hakkındaki
soruya YORDAM kullanıcılarının tamamı kodların verildiğini söylerken, KYBELE
kullanıcılarının %75’i “Evet”, %25’lik kısmı ise bu konu hakkında “Fikrim Yok” demektedir.
MİLAS kullanıcılarının yarısı kodların verilmediğini diğer yarısı kodların verildiğini
belirtmiştir. BLISS kullanıcılarının ise yarısı kodların kullanıcıya verildiğini diğer yarısı ise,
kodların verilip verilmediği konusunda fikir sahibi olmadığı söylemiştir. Kullanılan
programın kodlarının kullanıcıya veriliyor olması, programın üniversite tarafından
güncelleştirilmesi ve kurumun ihtiyaçlarına uydurulması bakımından yararlı görünmektedir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
2
2
4
KYBELE
3
1
4
MİLAS
2
2
4
YORDAM
4
4
Tablo 8: Program Kodlarının Kullanıcıya Verilmesi Durumu
Kütüphaneciler açısından, farklı birimlerde çalışan yetkililerin birbirlerinin işlemlerine
müdahalede bulunmamasını (yanlışlıkla data düzeltilmesi, eklenmesi, silinmesi), şifre
verilerek sistemi internet üzerinden kullanabilen kullanıcılar açısından ise, kütüphanenin tüm
işlem ve hizmetlerini görememesi, sadece yetkisi dahilinde olan bölümleri (OPAC- basit ve
gelişmiş sorgulama, ödünç verme- üzerindeki materyalleri izleme, rezerve yapabilme vb.)
görüntüleyebilmesini sağlayan, modül bazında yetkilendirme işlemini, tüm programların
desteklediği Tablo 9’da listelenmektedir.
91
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 9: Kütüphaneci/ kullanıcıya Modül Bazında Yetki Verilmesi Durumu
Gelişen teknoloiye paralel olarak, gelişmelerini devam ettirmek ve yenilikleri
programa entegre etmek mecburiyetinde olan üretici kurum/ kuruluşlar bu işlemleri yaparken
kütüphanenin mevcut datalarına zarar vermemelidirler. Aksi takdirde, her güncellemede
meydana gelen data kaybı ya da yeni bir özellik eklemek isterken mevcut olan başka bir
özelliğin ortadan kalkması, düzgün çalışmaması kütüphaneler için ciddi problemlere yol
açacaktır. Bu konuda, anket çalışmamıza katılan üniversite kütüphanelerinden sadece bir
BLISS kullanıcısının sorun yaşamakta olduğu görünmektedir (Tablo 10).
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
3
1
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 10: Güncellemelerde Veri Bütünlüğünün Korunması Durumu
Tablo 11’de görüntülendiği gibi, çoklu dil desteği konusunda KYBELE
kullanıcılarının tamamı olumlu cevap vermiştir. BLISS kullanıcılarından bir kişi bu konu
hakkında “Fikrim Yok” derken diğer %75’lik kısım “Evet” yanıtını vermiştir. MİLAS ve
YORDAM kullanıcılarından ise birer kişi “Hayır”, diğer %75’lik bölüm “Evet” cevabını
vermiştir. Ancak KYBELE, MİLAS ve YORDAM programlarının kullanıcılarının yüksek
92
oranda olumlu yanıt vermiş olması, bu programların çoklu dil desteği özelliğini taşıyor
oldukları düşüncesini güçlendirmektedir.*
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
3
1
4
KYBELE
4
4
MİLAS
3
1
4
YORDAM
3
1
4
Tablo 11: Çoklu Dil Desteği Durumu
Tablo 12’de görüntülenen Türkçe karakter sorununu yoğunlukla YORDAM
programının kullanıcılarının yaşadığı söylenilebilir. Sistemin “ı- i” harflerini ayırt
edememesinin, sorgulamalarda büyük sorunlar yaşanmasına neden olduğu belirtilmektedir.
BLISS ve MİLAS kullanıcılarının yalnızca %25’i, KYBELE programı kullanıcılarının ise
%50’si Türkçe karakter sorunu yaşadıklarını söylemişlerdir. Tüm programlarda geriye kalan
kullanıcılar bu konuda herhangi bir sorun ile karşılaşmadıklarını belirtmişlerdir
* Milas programı UNICODE yapıdadır ve dil tablolarının çevrilmesi ile MARC standardının
desteklediği tüm dillerde kullanılabilme özelliğine sahiptir. Buna rağmen, diğer programların
kullanıcıları, kullandıkları sistemlerin sadece Türkçe ve İngilizce’yi desteklediğini
belirtmişlerdir
93
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
3
4
KYBELE
2
2
4
MİLAS
1
3
4
YORDAM
3
1
4
Tablo 12: Türkçe Karakter Sorunu Durumu
Tablo 13’de listelenen “Sistemin Çoklu Kullanıcı Desteği var mı?” sorusunun
cevabıdır. Bu soruya bir BLISS kullanıcısı “Fikrim Yok” derken, MİLAS ve YORDAM
kullanıcılarından birer kişide “Hayır” cevabını vermişlerdir. KYBELE kullanıcılarının
tamamının olumlu yanıt vermiş olduğu bu soruya BLISS, MİLAS ve YORDAM
kullanıcılarının %75 oranında “Evet” cevabını vermiş olması, tüm programların çoklu
kullanıcı desteğini sağlamakta olduklarını göstermektedir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
3
1
4
KYBELE
4
4
MİLAS
3
1
4
YORDAM
3
1
4
Tablo 13: Çoklu Kullanıcı Desteği
94
Kütüphanelerin durağan değil de sürekli büyüyen, genişleyen, dinamik bir yapılarının
olması, kullanılan programlarda kayıt sınırı şartı olmamasını gerektirmektedir ki tüm
kullanıcılar bu soruyu olumlu cevaplamıştır (Tablo 14). Ancak, bu özelliğin yazılım kadar
kullanılan donanımın kapasitesine de bağlı olduğu vurgulanmaktadır
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 14: Sınırsız Kayıt İmkanı
Farklı mekanlarda ki ve farklı coğrafyalarda ki kütüphaneleri aynı çatı altında,
birbirinden bağımsız bir şekilde, ancak istenildiği takdirde birbirleri üzerinde, yetkileri
dahilinde işlem yapabilme hakkına sahip olarak yönetebilmek, merkezi yönetimin sağlanması,
merkezi kataloglama faaliyetlerinin gerçekleşebilmesi, merkezi sağlama faaliyetlerinin hayat
bulması gibi bir çok konuda kütüphanelerin işlerini kolaylaştıracak, işlemlerde
standardizasyon sağlayacaktır. Tablo 15’de listelenen bu durumun, KYBELE, MİLAS ve
YORDAM programları tarafından sağlandığı görünmektedir. BLISS programı kullanıcılarının
ise, %50’si olumlu yanıt verirken diğer %50’lik kısın “Fikrim Yok” yanıtını vermiştir.*
* Tek merkezden yönetim konusunda verilebilecek en iyi örnek, Ankara Üniversitesi’ne bağlı
yirmi beş adet fakülte kütüphanesinin 2005 yılında, merkezi yönetim sağlanacak şekilde aynı
anda, MİLAS programını kullanmaya başlamaları olduğu söylenilebilir.
95
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
2
2
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 15: Tek Merkezden Yönetim Durumu
Ankete katılan tüm kütüphaneciler tarafından olumlu yanıtlanan diğer bir soru;
Tablo 16’te verilmekte olan “Programın, internet üzerinden gerektiğinde müdahale edilmeye
ve servis verilmeye uygun olup, olmadığı” sorusudur. Böylece, gerektiğinde internet
üzerinden kullanıcılarına teknik destek veren üretici kurum/ kuruluşlar sorunların en kısa
sürede cevaplanmasını sağlayarak, sorun yaşanan kütüphanelerdeki iş akışının yavaşlamasını
hatta çoğu zaman haftalarca sürebilecek bekleme süresini ortadan kaldırmaktadırlar.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 16: Online Teknik Destek İmkanı
96
Kütüphaneler programın kullanım lisansını ilk aldıklarında, sistem genellikle 1 yıl süre
ile üretici kurum/ kuruluşun garantisi altında olmaktadır. Bu süre zarfında geliştirilecek olan
versiyon güncellemeleri de dahil olmak üzere tüm bakım ve teknik destek herhangi bir ücret
talep edilmeksizin verilmektedir. Ancak, sonraki yıllarda bu hizmetlerden yararlanmak
isteyen kurumlar, üretici kurum/ kuruluş ile belli bir ücret karşılığında yıllık teknik destek ve
bakım sözleşmesi yapmak mecburiyetinde kalmaktadırlar. Programı alma kararı veren kurum,
satın alma esnasında bu gibi konuları üretici kurum/ kuruluş ile detaylı bir şekilde görüşerek
net rakamlar edinmeli, yapılacak olan sözleşmede bu rakamlar bir madde olarak
belirtilmelidir. Aksi takdirde, ilerleyen dönemlerde yüksek bakım ücretleri, versiyon
güncelleme ücretleri ya da lisans ücretleri ödemek zorunda kalınabilir. Ankete katılan
kütüphanecilerden yalnızca bir BLISS kullanıcısı bu durumun tespiti amacıyla yöneltilmiş
olan soruya “Hayır” cevabını vermiştir. Diğer programların tüm kullanıcıları ise olumlu yanıt
vermiştir (Tablo 17). Elde edilen veriler, tüm programların üretici firmalarının garantisi
altında olduğunu göstermektedir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
3
1
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 17: Üretici Firma Garantisi
97
Tablo 18’de listelenen ve tüm kullanıcıların olumlu yanıt verdiği soru; “Sistemin
Türkiye’de lisanslı kullanıcı/ kullanıcıları var mı?” sorusudur.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 18: Sistemin Yurtiçinde Kullanıcılarının Bulunması Durumu
Bu bölümün son sorusu olan “Sistemin yurtdışında lisanslı kullanıcı/ kullanıcıları var
mı?” sorusu ise Tablo 19’da görüntülenmektedir. Tablo 19’da listelenen verilere göre BLISS
programının yurtdışında kullanıcısı bulunmamaktadır. MİLAS programının ise yurtdışında
kullanıcısının bulunduğu anlaşılmaktadır. KYBELE programının kullanıcılarının yarısı bu
soruya olumlu yanıt verirken diğer yarısı “Fikrim Yok” yanıtını vermiştir. YORDAM
kullanıcılarının ise %75’i “Evet”, %25’i ise “Fikrim Yok” demektedir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
2
2
4
MİLAS
4
4
YORDAM
3
1
4
Tablo 19: Sistemin Yurtdışında Kullanıcılarının Bulunması Durumu
98
Mevcut programların referans listeleri incelendiğinde; BLISS programının yurt
dışında, KKTC Gazimağusa’da bulunan Doğu Akdeniz Üniversitesi tarafından, yurtiçinde ise
onu aşkın üniversite kütüphanesi, sayısı yirmiyi aşan devlet veya özel statülü kurum/ kuruluş
ile kolej kütüphanesinde kullanılmakta olduğu görünmektedir.
KYBELE ve MİLAS programlarının yurt dışında kullanıcısı olmamakla birlikte
yurtiçinde dörder adet üniversite kütüphanesi ile bazı devlet veya özel statülü kurum/
kuruluşlar tarafından tercih edildiği tespit edilmektedir. Aynı zamanda, Milas programını
kullanan kolej kütüphaneleri de mevcuttur.
YORDAM programı ise yurtdışında ve yurtiçinde en çok kullanıcıya sahip olan
programdır. Yurtdışında Türkmenistan Milli Kütüphanesi ile Manas Üniversitesi Merkez
Kütüphanesi’nde kullanılmakta olan program, yurtiçinde sayısı altmışı aşan kurum ve kuruluş
ile çok sayıda kolej kütüphanesi tarafından kullanılmaktadır.
IV.B.2. Kataloglama Bölümü Değerlendirmesi
Anket çalışmamızın üçüncü bölümü olan Kataloglama Birimi hakkındaki soruların ilki
sistemin kataloglama işlemlerinde MARC standardını destekleyip desteklemediğinin tespitine
yönelik bir sorudur ve tüm kullanıcılar programlarının MARC standardını desteklediğini
belirtmektedir (Tablo 20).
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 20: Marc Standardını Destekleme Durumu
99
Tablo 21’de görüntülenen, tüm kullanıcıların olumlu yanıt vermiş olduğu soru
“MARC standardının tüm temel ve alt alanları kullanılabiliyor mu?” sorusudur. Ancak,
YORDAM firması yetkilerinin internet sayfalarında belirtmiş oldukları; “Yordam 2001
uluslar arası MARC formatına uygun Türkiye kütüphanelerinde kullanılan alanlarla
sınırlandırılmış MARC formatı özelliğine sahiptir. Yordamda bu format 110 ayrı alandan
oluşturulmuş…..” ifadesi 999 temel ve binlerce alt alanı olan MARC formatının tüm alan ve
alt alanlarının YORDAM programında standartlara uygun olarak kullanılmadığı düşüncesini
yaratmaktadır.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 21: Marcın Tüm Alanlarının Kullanılabilirliği Durumu
Tüm programların %100 başarı elde ettiği diğer bir soru da Tablo 22’de listelenen
“Program dünyada ve Türkiye’de kullanılan bütün MARC uyumlu programlardan ve
veritabanlarından (OCLC CAT vb.) kayıt alabilme özelliğine sahip mi?” sorusudur.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 22: İçeri Veri Transferi Durumu
100
Tablo 23’de mevcut verileri transfere açabilmek konusunda yalnızca bir BLISS
kullanıcısının olumsuz cevap verdiği görünmektedir. Geriye kalan BLISS kullanıcılarının ve
diğer programların tüm kullanıcılarının olumlu yanıt vermiş olması, mevcut programların
tamamının bu özelliği desteklediği görüşünü güçlendirmektedir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
3
1
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 23: Dışarı Veri Transferi
Mevcut tüm sistemlerin Dewey ve LC Sınıflama Sistemlerini desteklemekte oldukları
Tablo 24’de elde edilen veriler ile netlik kazanmaktadır.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 24: Dewey ve LC Sınıflama Sistemlerini Destekleme Durumu
101
Tablo 25’den elde edilen verilere göre, KYBELE kullanıcılarının tamamının veri girişi
esnasında karakter sınırı sorunu yaşamadığını, ancak, YORDAM kullanıcılarının %75’nin,
BLISS kullanıcılarının %50’sinin ve MİLAS kullanıcılarının %25’nin veri girişi esnasında
karakter sınırı sorunu yaşadıklarını görmekteyiz.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
2
2
4
KYBELE
4
4
MİLAS
1
3
4
YORDAM
3
1
4
Tablo 25: Veri Giriş Alanlarında Karakter Sınırı Durumu
Veri girişi esnasında sistemin otomatik olarak yazar adı, konu, dizi vb. otorite dizinleri
oluşturma durumunun tespiti için yöneltilmiş olan, Tablo 26’de listelenen soruya; MİLAS ve
YORDAM kullanıcılarının tamamı olumlu yanıt verirken, BLISS kullanıcılarının %75’i
“Hayır”, %25’i “Fikrim Yok” yanıtını vermiştir. KYBELE kullanıcılarının ise, %75 “Evet”,
%25’i “Hayır” demiştir. Bu durumda BLISS programı haricinde diğer programların veri girişi
esnasında otomatik olarak otorite dosyası oluşturulması özelliğine sahip oldukları
düşünülmektedir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
3
1
4
KYBELE
3
1
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 26: Otorite Dosyalarının Oluşturulması Durumu
102
Tablo 27’de yalnızca KYBELE programının Bkz. ve Ayr.Bkz. göndermeleri ile her
yayın ile ilgili sınırsız sayıda izleme bilgisi verebildiği görünmektedir. YORDAM ve BLISS
programlarının bu özelliği desteklemediği, MİLAS programının ise %50 oranında başarı elde
ettiği tespit edilmiştir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
2
2
4
YORDAM
4
4
Tablo 27: Bkz. Ve Ayr.Bkz. Göndermelerinin Yapılabilmesi Durumu
Tablo 28’de görüntülenen, katalog kaydı girişi esnasında materyallere TIF, GIF,
JPEG, BMP formatlarında resim eklenebilmesi özelliği hakkında sorulmuş olan anket
sorusuna, YORDAM kullanıcılarının tamamı olumlu yanıt verirken, KYBELE ve MİLAS
kullanıcılarının %75’i, BLISS kullanıcılarının ise sadece %25’i olumlu yanıt vermiştir. Yine,
BLISS, KYBELE ve MİLAS kullanıcılarının %25’i bu soruya “Hayır” cevabını verirken
BLISS kullanıcılarının %50’si “Fikrim Yok” demiştir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
1
2
4
KYBELE
3
1
4
MİLAS
3
1
4
YORDAM
4
4
Tablo 28: Katalog Kayıtlarına Resim Eklenebilme Durumu
103
Tablo 29’dan elde edilen verilere göre; katalog kaydı girişi esnasında, yalnızca
YORDAM ve KYBELE kullanıcıları her materyal için ödünç verilme süresi
belirleyebilmekteler. BLISS kullanıcılarının %75’i, MİLAS kullanıcılarının ise %50’si
kullandıkları programların bu özelliği desteklemediğini belirtmekteler.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
3
4
KYBELE
4
4
MİLAS
2
2
4
YORDAM
4
4
Tablo 29: Her Yayın İçin Ödünç Süresi Belirleyebilme Durumu
Her yayın için belirlenen ödünç sürelerinin kullanıcılar tarafından görüntülenip
görüntülenmediğinin tespitine yönelik sorulmuş olan anket sorusunun cevabı ise Tablo 30’da
listelenmektedir. Buna göre, BLISS, KYBELE ve YORDAM programları bu özelliği %100
oranında desteklemektedir. MİLAS programının kullanıcılarının ise yarısı bu özelliğin
programlarında bulunduğu diğer yarısı ise bulunmadığını belirtmiştir.
104
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
2
2
4
YORDAM
4
4
Tablo 30: Her yayın İçin Belirlenen Ödünç Süresi Durumunun Kullanıcılar Tarafından
Görüntülenebilmesi Durumu
Tüm kullanıcıların “Evet” yanıtını vermiş oldukları bu bölümün son sorusu ise Tablo’
31’da görüntülenen, kütüphanecinin, kütüphanede hangi yayın türünden kaç adet materyal
olduğunu, hangi makineden kaç kayıt girildiğini, kütüphanede bulunan İngilizce kitapların
kaç adet olduğunu vb. istatistiki bilgileri öğrenmesini sağlayacak listeleri alıp alamadığını
görebilmek amacı ile sorulmuştur.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 31: Materyal Türüne Göre Detaylı Listeleme Durumu
105
IV.B.3. Sorgulama (OPAC) Bölümü Değerlendirmesi
Sistemin sorgulama (OPAC) sayfası hakkındaki soruların bulunduğu dördüncü
bölümün ilk iki sorusu programlarda basit ve gelişmiş sorgulama seçeneklerinin bulunup
bulunmadığının tespitine yöneliktir.
Tablo 32 ve 33’te listelenen verilere göre; tüm programlarda basit sorgulama özelliği
mevcuttur. Ancak, BLISS programı büyüktür, küçüktür, büyükeşittir gibi mantıksal
operatörlerin kullanımı ile gelişmiş sorgulama yapılabilmesi özelliğine sahip değildir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 32: Basit Sorgulama Yapılabilmesi Durumu
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 33: Gelişmiş Sorgulama Yapılabilmesi Durumu
106
Tablo 34’de göründüğü üzere katalog ve demirbaş bilgilerinin tamamından sorgulama
yapılabilmesi imkanını KYBELE programı haricindeki tüm programlar %100
sağlayabilmektedir. KYBELE kullanıcılarının ise sadece %50’si bu soruya olumlu yanıt
vermişlerdir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
2
2
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 34: Katalog ve Demirbaş Detaylarının Sorgulanması Durumu
Tablo 35’den elde edilen sonuçlara göre, sorgulama sonuçları üzerinden tekrar
sorgulamalar yaparak, daha özel sonuçlara ulaşılmasını KYBELE programı haricinde ki diğer
tüm programlar sağlamaktadır.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 35: Sorgu Sonuçları Üzerinden Sorgulama Durumu
107
Ayrıca tüm programların, katalog kaydına girilen herhangi bir kelimeden sorgulama
yapılarak sonuca erişilmesini sağlayan serbest metin sorgulaması özelliğini destekledikleri
görünmektedir (Tablo 36).
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 36: Serbest Metin Sorgulaması Durumu
Ancak Tablo 37’de, sorgulama sonucunda elde edilmek istenilen kayıt sayısının
belirlenebilmesi özelliğini yine yalnızca, KYBELE programının taşımadığı sonucuna
varılmaktadır.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 37: Sorgulama Sonucundaki Kayıt Sayısı Durumu
108
IV.B.4. Ödünç Verme (Dolaşım) Bölümü Değerlendirmesi
Beşinci bölüm olan ödünç verme (dolaşım) birimi ile ilgili olan ve yoğunlukla üye
takibi konusunda sorular yöneltilen bu bölümde de KYBELE programı kullanıcıları, sistemin
detaylı kullanıcı bilgisi kayıt edilmesine imkan tanıdığını, fakat kullanıcı resimlerinin sisteme
eklenilmesi özelliğinin mevcut olmadığını belirtmişlerdir. Diğer programlarda ise bu iki
soruda %100 oranında başarı elde edilmiştir (Tablo 38- 39).
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 38: Detaylı Kullanıcı Bilgisi Kaydı Durumu
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 39: Kullanıcı Bilgisine Resim Eklenebilmesi Durumu
109
40.ve 41. Tablolarda görüntülenen; üye listelerinin bölümlere ve toplam alınan kitap
sayılarına göre alınabilmesi ile her gruba farklı yetki tanımlanabilmesi durumlarının tespitine
yönelik olan sorulara tüm kullanıcılar olumlu cevap vermişlerdir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 40: Bölüme ve Alınan Kitap Sayısına Göre Listeleme Durumu
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 41: Her Gruba Farklı Yetki Tanımlayabilme Durumu
110
Bu bölümün beşinci ve altıncı sorularının listelendiği 42 ve 43. Tablolarda
görüntülenen verilere göre, MİLAS programı haricindeki diğer tüm programların kullanıcıları
her esere saatlik ve günlük ödünç verilme süresi belirleyebilmekteler. Milas kullanıcılarının
ise, sadece %25’i bu sorulara olumlu yanıt vermiştir. Geriye kalan %25’lik kısım her esere
ödünç verme süresi belirleyebildiklerini fakat bunun saatlik/ günlük olamadığını , %50’yi
oluşturan bölüm ise bu konuda herhangi bir fikirlerinin olmadığını söylemişlerdir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
1
1
2
4
YORDAM
4
4
Tablo 42: Her Esere Göre Verilen Ödünç Süreleri Durumu
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
1
1
2
4
YORDAM
4
4
Tablo 43: Ödünç Sürelerinin Saatlik, Günlük Ayarlanabilmesi Durumu
111
Bu bölümde tüm programların %100 oranında başarı elde ettikleri diğer sorular 44. ve
45. Tablolarda listelenen; “ Okuyucunun ödünç alma isteği, istenilen eserin tüm kopyalarının
dışarıda olması durumunda rezerve işlemine dönüştürülebiliyor mu? sorusu ile “Kullanıcı
önceden belirlenen sınırları aştığında -ödünç kitap verme sınırı, gün opsiyonu- sistem uyarı
veriyor mu?” sorularıdır.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 44: Rezerve Durumu
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 45: Kullanıcı Yetkilerini Aştığında Sistemin Uyarı Vermesi Durumu
112
Yine elde edilen sonuçlara göre, süresi içerisinde iade edilmeyen yayınlar için seçimli
olarak hatırlatma formlarının kullanıcıların posta/ e-posta adreslerine gönderilebilmesi
imkanını MİLAS programı haricinde ki tüm programlar sağlamaktadır (Tablo 46).
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 46: Kullanıcılara Hatırlatma Yazılarının Gönderilmesi Durumu
Kullanıcıların online ödünç süresi kontrolü ve yine online rezervasyon işlemi yapıp
yapamadıklarının tespiti amacı ile hazırlanmış olan, Tablo 47 ve 48’de listelenen sorulara, her
iki tabloda da tüm BLISS ve YORDAM programı kullanıcıları olumlu yanıt verirken,
KYBELE kullanıcılarının %75 bu özelliklerin sistemlerinde mevcut olduğunu belirtmişlerdir.
MİLAS kullanıcılarının ise, %25’i bu özelliklere sahip olmadıklarını belirtmişlerdir. Geride
kalan %75’lik kesimin ise bu konu hakkında bilgi sahibi olmadıkları görünmektedir.
113
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
3
1
4
MİLAS
1
3
4
YORDAM
4
4
Tablo 47: Online Ödünç Süresi Kontrolü İmkanı
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
3
1
4
MİLAS
1
3
4
YORDAM
4
4
Tablo 48: Online Rezerve İmkanı
Kullanıcılara, kendileri ile alakalı, güncel duyuru hizmetinin verilmesi işlemini,
YORDAM programının gerçekleştirdiği, BLISS programının ise gerçekleştirmediği
görülmektedir. KYBELE kullanıcılarının yarısı bu soruya olumlu yanıt verirken diğer yarısı
olumsuz yanıt vermişlerdir. MİLAS kullanıcılarından ise sadece bir kişi olumlu yanıt
vermiştir. Diğer kullanıcılarının tamamı bu özelliğin sistemlerinde bulunmadığını
belirtmişlerdir (Tablo 49).
114
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
2
2
4
MİLAS
1
3
4
YORDAM
4
4
Tablo 49: Güncel Duyuru Hizmeti
IV.B.5. Süreli Yayınlar Bölümü Değerlendirmesi
Süreli yayınlar birimi ile ilgili soruların bulunduğu beşinci bölümün ilk sorusu,
kütüphaneye düzensiz gelen süreli yayınların izlenmesinin yapılıp, yapılamadığının tespiti ile
ilgilidir. Bu soruya verilen cevaplar Tablo 50’de görüntülemektedir. Buna göre; KYBELE ile
YORDAM programının bu konuda sorunsuz çalıştığı görünmektedir. BLISS kullanıcılarından
sadece bir kişi bu soruya olumlu yanıt verirken, diğer kullanıcıları “Fikrim Yok” cevabını
tercih etmişlerdir. MİLAS programı ise %75 oranında olumlu cevap almıştır. MİLAS
programının bu soruda %75 oranında olumlu cevap almış olması bu özelliğe sahip olduğu
düşüncesini güçlendirmektedir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
3
4
KYBELE
4
4
MİLAS
3
1
4
YORDAM
4
4
Tablo 50: Düzensiz Süreli Yayınların İzlenmesi Durumu
115
Tablo 51’den elde edilen verilere göre, YORDAM programının süreli yayınların
içindekiler ve abstract bilgilerinin kayıt edilmesine imkan tanıdığı görünmektedir. KYBELE
ve MİLAS programları bu konuda % 75 oranında başarı gösterirken, BLISS programı sadece
%25’lik bir başarı yakalayabilmiştir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
3
4
KYBELE
3
1
4
MİLAS
3
1
4
YORDAM
4
4
Tablo 51: İçindekiler, Abstract Bilgilerinin Kaydedilmesi Durumu
MİLAS ve BLISS programlarının, süreli yayınlar ile ilgili istek ve ödeme detaylarının
ekran ve/ veya yazıcıdan alınmasına imkan vermedikleri görünmektedir. Bunun nedeni,
BLISS kullanıcılarının %75’nin, MİLAS kullanıcılarının ise tamamının bu soruya olumsuz
yanıt vermiş olmalarıdır. KYBELE ve YORDAM programları ise %75 oranında olumlu yanıt
alarak, bu hizmeti verdikleri varsayımını güçlendirmektedirler (Tablo 52).
116
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
3
4
KYBELE
3
1
4
MİLAS
4
4
YORDAM
3
1
4
Tablo 52: İstek, Ödeme Detaylarının Listelenebilmesi Durumu
Tablo 53’de KYBELE ve YORDAM programlarının ciltleme detaylarının
izlenebilmesi işlemini %100 oranında başarı ile gerçekleştirebildikleri belirtilmektedir.
MİLAS programının ise %75 oranında olumlu yanıt alması bu özelliği destekliyor olması
düşüncesini desteklemektedir. Ancak, BLISS programının yalnızca %25 oranında “Evet”
cevabı almış olması ciltleme detaylarının izlenebilmesine imkan tanımadığını göstermektedir .
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
3
4
KYBELE
4
4
MİLAS
3
1
4
YORDAM
4
4
Tablo 53: Ciltleme Detaylarının İzlenebilmesi Durumu
117
Eksik sayıları bulunan herhangi bir süreli yayın ile ilgili eksik sayı isteme yazılarının
otomatik olarak sistem tarafından hazırlanıyor olması özelliğine sadece KYBELE programın
sahip olduğu Tablo 54’de listelenen veriler ile tespit edilmektedir. MİLAS ve YORDAM
programlarının kullanıcılarının tamamı bu soruya olumsuz yanıt verirken BLISS
kullanıcılarının yalnızca %25 olumlu yanıt vermiştir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
3
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 54: Eksik Sayı İsteme Durumu
Abonelik süresi biten bir yayın için, ilgili uyarıların kütüphanecinin belirlediği süre
öncesinde otomatik olarak verilip verilmediğini tespit etmek amacıyla yöneltilmiş olan anket
sorumuza KYBELE kullanan kütüphanelerin tamamı olumlu yanıt verirken, diğer tüm
programlar için başarı elde edilememiştir (Tablo 55).
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
3
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 55: Abonelik Süresi Bitiminde Uyarı Verilmesi Durumu
118
Tablo 56’da görüntülenen, “Abonelik yenileme yazıları istenildiği anda yazıcıdan
alınabiliyor mu?” soruna karşılık olarak da yine yalnızca KYBELE programının
kullanıcılarının tamamı olumlu yanıt vermiştir. YORDAM ve MİLAS kullanıcılarının tamamı
bu özelliğe sahip olmadıklarını belirtirken, bir BLISS kullanıcısı bu özelliğin programda
mevcut olduğunu belirtmiştir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
3
4
KYBELE
4
4
MİLAS
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 56: Abonelik Yenileme Yazılarının Hazırlanması Durumu
Kütüphanede günlük, haftalık, aylık, yıllık kaç adet süreli yayın var, hangi firmalardan
en çok yayın satın alınmış, cilde giden ve ciltten gelen yayınların sayıları vb. birçok detaylı
listeler alınabilmesi özelliğine %75 oranında olumlu yanıt almış olan KYBELE programı ile
%100 oranında olumlu yanıt alan YORDAM programlarının sahip oldukları görünmektedir.
Tablo 57’de görüntülenen bu soruya BLISS ve MİLAS programları %25 oranında olumlu
yanıt almışlardır.
119
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
3
4
KYBELE
3
1
4
MİLAS
1
3
4
YORDAM
4
4
Tablo 57: Süreli Yayınlar Hakkında Listeler Alınması Durumu
IV.B.6. Sağlama Bölümü Değerlendirmesi
Anket çalışmamızın son bölümü sağlama- satın alma birimi ile ilgili sorulardan
oluşmaktadır. Ancak, MİLAS Kütüphane Otomasyon Programının Sağlama Modülüne henüz
sahip olmaması, anket çalışmamızın bu bölümündeki soruların BLISS, KYBELE ve
YORDAM sistemlerini kullanan kütüphaneler tarafından değerlendirilmesine neden olmuştur.
Bu bölümün ilk sorusu olan “Sağlama modülünün kataloglama modülü ile entegre ve
eş zamanlı çalışabiliyor mu?” sorusuna alınan cevaplar Tablo 58’de görüntülenmektedir.
Buna göre; KYBELE ve YORDAM programlarında bu özellik mevcuttur. Her iki programın
kullanıcılarının %100 oranında olumlu cevap verdiği görünmektedir. BLISS kullanıcılarının
ise, yalnızca %25’i olumlu yanıt vermiştir, geriye kalan %75’lik bölüm ise bu özelliğin
mevcut olmadığını belirtmektedir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
3
4
KYBELE
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 58: Sağlama Bölümünün Kataloglama İle Eş Zamanlı Olması Durumu
120
Yine iki program için de, kataloglama bölümünde kaydı girilen bir kaydın satın alma
bilgilerine sipariş no üzerinden erişim imkanı, %100’lük bir başarı oranı ile mevcuttur. BLISS
programının ise %25 oranında başarı elde ettiği görünmektedir (Tablo 59).
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
3
4
KYBELE
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 59: Sipariş No Üzerinden Erişim Durumu
Tablo 60’dan elde edilen verilere göre, KYBELE ve YORDAM programları aracılığı
ile sorgulama yapan kullanıcıların siparişteki materyalleri görebilme imkanları vardır. BLISS
kullanıcılarının ise yalnızca %25’i olumlu yanıt vermiştir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
3
4
KYBELE
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 60: Siparişteki Materyallerin Görüntülenmesi Durumu
121
Kütüphaneye bağlı veya dışarıdan gelen materyal isteklerinin alınması ve
kaydedilmesi özelliği Tablo 61’de listelendiği üzere, KYBELE, YORDAM ve BLISS
programları ile mümkün görünmektedir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 61: Kullanıcı İsteklerinin Kayıt Edilmesi Durumu
Yine KYBELE ve YORDAM programları kullanıcıların materyal isteklerinin online
yapılmasına imkan tanırken BLISS programı, kullanıcı isteklerinin online yapılmasına imkan
tanımamaktadır (Tablo 62).
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
1
3
4
KYBELE
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 62: Kullanıcı İsteklerinin Online Yapılabilmesi Durumu
Bununla beraber sadece KYBELE ve YORDAM programları kurum içinden veya
kurum dışından gelen bu isteklerin kurum dışı, kurum içi, fakülte, bölüm düzeylerinde
görüntülenmesini sağlamaktadır (Tablo 63).
122
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 63: İsteklerin Fakülte, Bölüm Bazında Listelenebilmesi Durumu
Tablo 64 ve 65’de görüntülendiği gibi, BLISS, KYBELE ve YORDAM programları
harcamaların bütçelendirilmesi ile çalışılan firmalara alınacak materyaller ile ilgili listeler
gönderilmesi işlemlerini yapmaktadırlar.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 64: Harcamaların Bütçelendirilmesi Durumu
123
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 65: Alınacak Listelerinin Gönderilmesi Durumu
Programın, gerektiğinde sistemde kayıtlı olan üç firma arasında geçici kıyaslama
yaparak en düşük fiyatı veren firmaları listeleyebilmesi özelliğini ankete katılan
programlardan hiçbirinin gerçekleştirmediği Tablo 66’da görüntülenmektedir.
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 66: Firma Kıyaslama Durumu
Son anket sorumuz olan, bu modüle ait tüm alan bilgilerinden detaylı sorgulamalar
yapılıp yapılamadığının tespitine yönelik, Tablo 67’de listelenmekte olan sorumuza, sadece
YORDAM kullanıcılarının tamamı olumlu yanıt vermişlerdir. Bu soruya BLISS ve KYBELE
programlarının kullanıcılarının tamamı ise olumsuz yanıt vermişlerdir.
124
Kullanılan Otomasyon Programı
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
TOPLAM
BLISS
4
4
KYBELE
4
4
YORDAM
4
4
Tablo 67: Tüm Alanlardan Sorgu Yapabilme Durumu
Bütünleşik kütüphane otomasyon programlarındaki modüllerin değerlendirilmesinden
sonra ankete katılan kütüphane yöneticilerine yöneltmiş olduğumuz ve esasında yapılan
anketin anahtarı durumundaki soru ise “Kullanılan Otomasyon Programından memnun
musunuz?” sorusudur. Ancak ; bu soruya verilen cevapların listelendiği Tablo 68’da da yine
BLISS ve MİLAS kullanıcılarının olumsuz yanıt verdikleri görünmektedir. Ankete katılan
YORDAM ile KYBELE kullanıcılarının tamamı, kullanmakta oldukları programlardan genel
anlamda memnun olduklarını belirtirlerken, BLISS kullanıcılarından sadece Abant İzzet
Baysal Üniversitesi ile Gaziantep Üniversitesi Kütüphanelerinin, MİLAS kullanıcılarından ise
yalnızca Ankara Üniversitesi Kütüphanecilerinin kullandıkları programdan memnun oldukları
sonucuna varılmaktadır. Yine MİLAS kullanıcısı olan Gaziosmanpaşa Üniversitesi
Kütüphanesi’nin çalışanları ise, bu konuda karasız olduklarını, programın eksiklerinin çok
olduğunu ve üretici firmanın sorunların çözümü konusunda ki geri dönüşünün uzun
sürdüğünü, mevcut eksikliklerin giderildiği takdirde memnun olabileceklerini belirtmişlerdir.
Hacettepe Üniversitesi ile Gazi Üniversitesi kütüphanelerinin çalışanları ise, BLISS
programının kütüphanelerinin istek ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek kapasitede olmadığını,
iş yoğunluğu daha düşük ve dermesi daha sade olan kütüphaneler için uygun bir program
olabileceğini ancak kendilerine yeterli gelmediğini dile getirmekteler. Özellikle bu iki
üniversitenin süreli yayınlar birimi programın yeterli gelmediğini vurgulamaktalar ve tüm
işlemlerini hala manuel olarak, kartoteksler aracılığı ile verdiklerini belirtmekteler. Süreli
yayınlar birimi çalışanları, kütüphaneye gelen süreli yayınların izlenmesi işlemini kartlar ile
yaptıklarını, bu kartların arka yüzüne yayının katalog bilgilerini (eser adı, abonelik başlama
tarihi, periyodu, hangi firmadan geldiği, fiyatı vb.), ön yüzüne ise izleme bilgilerini girerek
takip ettiklerini dile getirmişlerdir.
125
Kullanılan Programdan Memnun Olma Durumu
BLISS
KYBELE
MİLAS
YORDAM
TOPLAM
EVET MEMNUNUM
Abant İzzet Baysal Üniversitesi
1
1
Anadolu Üniversitesi
1
1
Ankara Üniversitesi
1
1
Atatürk Üniversitesi
1
1
Cumhuriyet Üniversitesi
1
1
Gaziantep Üniversitesi
1
1
İnönü Üniversitesi
1
1
Marmara Üniversitesi
1
1
On Dokuz Mayıs Üniversitesi
1
1
Uludağ Üniversitesi
1
1
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi TOPLAM
1
1 11
HAYIR MEMNUN DEĞİLİM
Adnan Menderes Üniversitesi
1
1
Gazi Üniversitesi
1
1
Hacettepe Üniversitesi
1
1
Niğde Üniversitesi TOPLAM
1
1 4
KARARSIZIM
Gaziosmanpaşa Üniversitesi TOPLAM
1
1 1
Tablo 68: Üniversitelerin Kullandıkları Programlardan Memnun Olma Durumları
126
Kullanıcıların anket sorularının tamamına vermiş oldukları Evet/ Hayır cevaplarının
programlara göre dağılımının görüntülendiği Grafik 1’de listelenen durum da Tablo 68’de
görüntülenen, programlardan memnun olunup olunmaması durumuna verilen cevapların
sonuçlarının doğruluğunu desteklemektedir. Buna göre; anketin genelinde tüm sorulara en
çok olumlu yanıt alınan program YORDAM iken en az olumlu yanıtın geldiği program
MİLAS’dır.
PROGRAM
yordammilaskybelebliss
Cou
nt
300
200
100
0
CEVAP
Evet
Hayir
Fikrim Yok
GRAFİK 1 : VERİLEN EVET/ HAYIR CEVAPLARININ PROGRAMLARA GÖRE DAĞILIMI
Ankete katılan tüm kütüphanecilerin verdikleri cevaplar neticesinde, yerli kurum/
kuruluşlar tarafından üretilen mevcut Türkçe tabanlı bu dört kütüphane otomasyon
programından yalnızca, YORDAM ve KYBELE programlarının diğer iki yazılıma göre
üniversite kütüphanelerinin ihtiyaçlarını karşılayabilmede yeterli oldukları sonucu elde
edilmektedir. Her iki yazılımında anketimize katılan tüm kullanıcıları, mevcut sistemlerinden
memnun olduklarını belirtmektedirler.
127
Anket çalışmamızdan, genel anlamda elde edilen sonuçlar ise şu şekildedir:
• Bu anket çalışmasında sadece 16 adet üniversite kütüphanesi örneklem olarak
alınmıştır. Ancak, günümüzde ülkemiz üniversite kütüphanelerinin hemen hemen
tamamı, kurumun bilgi işlem çalışanları tarafından geliştirilmiş ya da ticari
firmalardan sağlanmış bir kütüphane otomasyon programına dayalı olarak iş ve
hizmetlerini yürütmekteler. Bu çalışma sonucunda elde edilen sonuçlardan bir tanesi,
çalışmamıza katılan üniversite kütüphanelerinin 20 yılı aşkın bir süredir, kurumlarının
bünyesinde ki bilgi işlem çalışanları tarafından hazırlanan yazılımları kullanmaktan
ziyade ticari kurum/ kuruluşlar tarafından üretilen, geliştirilen paket halinde sunulan
bütünleşik kütüphane otomasyon programlarını kullanmayı tercih ettikleri yönündedir.
• Web üzerinden ya da kurum içerisinden kullanıcıya ulaşılmasını sağlayan, bir anlamda
kütüphanenin dışarıya açılan penceresi, çehresi olarak nitelendirilebilecek opac
sayfaları ile yetkili kullanıcıların görebildiği sistemin diğer sayfalarının, kullanım
kolaylığı ve yönlendirici bilgilere sahip olma durumları incelendiğinde yarı yarıya bir
başarı elde dilmiştir. Kullanılan programlarının iki tanesinin arayüzünden
kullanıcılarının memnun olmadığı anlaşılmaktadır.
• Sistemlerin veri tabanlarında ki bilgilerin, istenilen zaman aralıklarında kolaylıkla
yedeklenebildiği, tüm programların başka bir programa ihtiyaç duyulmaksızın internet
uyumlu olarak çalışabiliyor olması, istenilen IP aralığından bağlanacak olan
kullanıcılara haklar, yetiler verilebilmesi özelliği, sistemi oluşturan her modül
içerisinde kullanıcı/ kütüphaneci bazlı yetkilendirme yapılabilmesi, sınırsız veri kaydı
yapılabilmesi, online teknik destek, en az bir yıl süre ile üretici firma garantisi altında
olma, güncellemelerde veri bütünlüğünün korunabilmesi özelliklerini tüm
programların desteklediği sonucu elde edilmiştir.
• Yine çoklu dil ve çoklu kullanıcı desteği verilebilmesi durumunu tüm programların
yüksek oranda sağlayabildiklerini görmekteyiz. Ancak, YORDAM programının
kullanıcıları karakter sorunu yaşamaktalar.
• YORDAM ve BLISS yazılımlarının yurt dışında da kullanıcıları bulunmaktalar. Yine
yurt içinde en fazla kullanıcıya sahip olan yazılım YORDAM’dır.
• Tüm programların MARC standardını destekliyor olması sevindirici bir durumdur
ancak, hemen arkasındaki MARC’ın tüm alanlarının kullanımı mümkün mü sorusuna
verilen cevaplar da YORDAM yazılımını kullanan kütüphanelerin tamamının olumlu
yanıt vermesi düşündürücüdür. Çünkü, YORDAM yazılımı firmanın kendisinin
128
oluşturmuş, geliştirmiş olduğu, literatürde adı geçmeyen TÜRKMARC formatını
kullanmaktadır ve sadece 110 adet MARC alanı mevcuttur. Alt alanların kullanılması
gibi bir durum söz konusu dahi değildir. Ve bu durum, MARC standardının
katalogcular tarafından çokta iyi bilinmiyor olabilmesi ihtimalini doğurmaktadır.
• Kataloglama konusunda karşılaşılan diğer bir sorun ise, programların Bkz.- Ayr.Bkz.
göndermelerinin kullanımına izin vermemeleridir. Oysa, kullanıcıların dermedeki ilgili
materyallerin tamamına erişebilmesi bu göndermelerin katalog girişi esnasında her
materyal için yapılmasına bağlıdır. Otorite dizin dosyalarının oluşturulması durumunu
ise tüm programların gerçekleştirdiği görünmektedir. Ancak, YORDAM programının,
veri girişine hız ve verim sağlamak amacıyla oluşturulan otorite dosyalarının, veri
girişi esnasında kullanımına izin vermediği tespit edilmiştir. Örneğin, yazar otorite
dosyasında bulunan bir yazarın isim ve soyadı kayıt edilirken sistem sadece bu ismin
dosyada olduğunu belirtmektedir. Veri girişi yapan kütüphanecinin dosyada kayıtlı
olan bu ismi veri giriş alanına çekebilme şansı bulunmamaktadır.
• Tüm programlar basit ve gelişmiş düzeyde sorgulama seçenekleri sunmaktadırlar.
Sadece BLISS programı, büyüktür, küçüktür, büyükeşittir gibi mantıksal operatörlerin
kullanımına imkan sunmamaktadır.
• Sorgulama sonuçları üzerinden tekrar sorgulama yaparak, spesifik sonuçlar elde
edebilme özelliğine KYBELE programı sahip değildir.
• Sorgu sonucunda elde dilmek istenilen kayıt sayısının belirlenebilmesi özelliği de
KYBELE programında mevcut değildir.
• Katalog ve demirbaş detaylarının tamamından sorgulama yapılabilmesi özelliğini tüm
programlar %100 oranında desteklerken, KYBELE programı için bu başarı yüzdesi
%50’lerde kalmıştır. Sorgulama faaliyetlerinin tespitine yönelik soruların büyük bir
kısmına olumsuz yanıt veren KYBELE programının bu alanda, diğer programlara
nazaran eksik olduğu tespit edilmiştir.
• Ödünç verme biriminde, tüm dolaşım kullanıcılarının detaylı bir şekilde kullanıcı
bilgileri tüm programlara kayıt edilebilmektedir. Ancak, kullanıcıların resimlerinin
sisteme eklenilmesi özelliğini sadece KYBELE programı desteklememektedir.
• Tüm yazılıların parametrik bir yapısı vardır. Hem her modül bazında yetkilendirme
yapabilmek, hem de materyale göre ya da kullanıcı grubuna göre ödünç alma yetkisi
belirleyebilme özelliklerine tüm yazılımlar sahipler.
129
• Süresi içerisinde iade edilmeyen yayınlar için, kullanıcının posta adresine otomatik
hatırlatma formları gönderilmesi özelliği MİLAS programında bulunmamaktadır.
• Üyelere programdan kendileri ile alakalı özel ve genel bilgilerin duyurulması işlemini
yalnızca YORDAM programı gerçekleştirmektedir.
• Düzenli ve düzensiz süreli yayınların izlenmesi işlemlerinde BLISS ve MİLAS
programlarında sorunlar yaşandığı görünmektedir.
• Süreli yayınlara ait içindekiler, abstract bilgilerinin katalog kaydına girilebilmesi
özelliği ise BLISS programı haricindeki programlar tarafından sağlanmaktadır.
• Tüm yayınlar ile ilgili istek ve ödeme detaylarının listelenebilmesi ile ciltleme
detaylarının izlenebilmesi özellikleri yalnızca KYBELE ve YORDAM programlarında
mevcuttur.
• Eksik sayıları bulunan herhangi bir yayın ile ilgili eksik sayı isteme yazılarının
otomatik olarak yazdırılabilmesi özelliği sadece KYBELE programında vardır.
• Abone süresi biten bir yayın ile ilgili uyarıların kullanıcının belirlediği süre öncesinde
otomatik olarak verilebilmesi özelliğinin de sadece KYBELE programında bulunması
bu programın diğer programlara göre süreli yayın modülünde daha başarılı olduğu
fikrinin gelişmesine neden olmaktadır. KYBELE programının bu modülde ki
başarısını bu modülde ki YORDAM programı takip etmektedir.
• BLISS programının sağlama modülünün işlevsel olmadığı belirtilmektedir. MİLAS
programı ise sağlama modülüne sahip değildir.
• KYBELE ve YORDAM programlarının sağlama modülleri kataloglama birimi ile eş
zamanlı çalışmaktadır.
• KYBELE ve YORDAM programlarında sorgulama yapan kullanıcılar siparişteki
materyalleri görebilmekteler. Ve dermeye eklenilmesini istedikleri materyallerin
kaydını sisteme girebilmekteler. Kütüphaneciler, kullanıcılardan gelen bu materyal
isteklerini fakülte, bölüm, kurum içi, kurum dışı şeklinde görüntüleyebilmekteler.
• Tüm programlar, tüm modüllerde detaylı listeler alınabilmesini sağlamaktadır.
• Ankete katılan KYBELE ve YORDAM programlarının kullanıcılarının tamamı,
BLISS programı kullanıcılarının %50’si, MİLAS programı kullanıcılarının ise %25’i
kullanmakta oldukları programlardan memnun olduklarını belirtmekteler.
130
Ülkemizde geliştirilmekte olan Türkçe tabanlı kütüphane otomasyon programlarının
her birinin kendi içerisinde bir takım eksiklikleri olduğu, hiç birisinin tam anlamı ile tüm
standartları desteklemediği görünmektedir. Bu durum, bütçeleri iyi olan, büyük üniversite
kütüphanelerini yurtdışında ki yazılımlara yönlendirmektedir. Üniversitelerin kütüphanecilik
bölümleri, meslek dernekleri ve en önemlisi Milli Kütüphane öncülüğünde, kütüphanecilik
literatüründeki standartları taşıyan ulusal bir kütüphane otomasyon programının oluşturulması
kütüphanecilik mesleğinin gelişimi için gereklidir. Aynı zamanda, bu ihtiyaç giderildiğinde
üniversite kütüphaneleri bütçelerini, rakamları çoğu zaman 100 bin$’ları bulabilen yazılımlara
ayırmak yerine diğer ihtiyaçları için kullanabilme şansını yakalamış olurlar.
131
V. BÖLÜM
SONUÇ VE ÖNERİLER
V.A. SONUÇ
Bilginin yoğun olarak üretildiği ve aynı yoğunlukla tüketildiği çağımızda, insanlık
tarihinin bir ilki yaşanmaktadır. Bu ilk yaşanmakta olan çağın isminin aynı zamanda yaşayan
topluma da verilmesidir. Yani günümüzde bilgi, hem çağı hem de toplumu nitelemektedir.
Bilim ve teknolojide yaşanan baş döndürücü gelişmeler ve bilginin ekonomik bir değer olarak
toplumsal ve bireysel yaşamda yer bulması, bu nitelemelerin temel nedeni olarak karşımıza
çıkmaktadır.
II. Dünya Savaşı’ndan sonra bilimsel araştırmaların artmasına paralel olarak,
gerçekleşen yayın patlaması, gelişen teknoloji ile birlikte basılı materyal sayısının hızla
artmasına neden olmuştur. Bu durum, kullanıcılarına en doğru, en kapsamlı ve en iyi hizmeti
verebilme çabasında olan kütüphaneleri doğrudan etkilemiştir. Niteliği değişen okuyucunun
isteklerini karşılayabilmek için kütüphanelerde yapısal ve hizmet açısından birçok değişiklik
gerçekleşmiştir. Yirmi birinci yüzyılın en önemli buluşlarından birisi olan, uygulandığı her
alanda insan gücünün erişemeyeceği hız, yanılmazlık, güvenilirlik ve doğruluk sağlayan
bilgisayarların 1960’lı yıllarda kütüphanelere girmesi ise, tüm kütüphanecilik işlemlerini bir
adım öteye götürmüştür. Kütüphaneler, birer kitap deposu olmaktan çıkıp, modern
teknolojinin tüm olanaklarından yararlanan, okuyucunun niteliğine ve isteklerine uygun,
araştırmaya yönelik, doğrudan bilginin kendisine en çabuk ve en doğru bir şekilde ulaşmayı
amaçlayan kurumlar haline gelmişlerdir.
Bilginin depolandığı ve bilgiye erişimin sağlandığı organizasyonlar olan kütüphaneler
yüzyıllar boyunca personel, derme, bütçe gibi olanaklarıyla hedefledikleri kullanıcı grubuna
gereksinim duydukları bilgiyi en kısa sürede ve hızlı bir biçimde iletebilmeyi amaç
edinmişlerdir. Ve kütüphaneler, temel amacı olan bilgilendirme işlevini, bilgisayar
teknolojileri sayesinde daha etkin, daha hızlı ve daha doğru olarak gerçekleştirme olanağına
kavuşmuşlardır.
Özellikle akademik çalışmaların yapılarak bilimsel bilgilerin üretildiği üniversitelerin
bünyesinde hayat bulan, amacı; bağlı olduğu üniversitenin amaçlarına yönelik bilgi
132
kaynaklarının sağlanması yoluyla koleksiyonun düzenlemesi ve denetim altında tutulmasını
gerçekleştirmek, bilgi hizmetleri tasarlayarak sunmak, öncelikle bağlı olduğu üniversitenin
her biriminin bilgi ihtiyacını karşılamak olan üniversite kütüphaneleri bilim ve teknoloji
dünyasında ki bu değişim ve gelişimden en çok etkilenen kurumlar olmuşlardır.
Bilgi içeren her türlü bilgi kaynağını en verimli şekilde kullanma gereksinimi, artan
iletişim hızı, gerekli bilgilerin fazlalığı, bu bilgilerin süratle elde edilmesi ve işlenmesi
zorunlulukları, değişen kullanıcı ihtiyaçları ve beklentileri sonucunda, materyalin
kütüphaneye sağlanması, materyalin tanımlanması, analizi, dolaşımı ve yönetimi gibi pek çok
kütüphane işleminin bir arada gerçekleştirilmesini sağlayan, bilgiye ve materyale ulaşımı
kolaylaştıran, kütüphaneler arası kaynak alışverişinin gerçekleştirilmesinde önemli rol
oynayan bütünleşik kütüphane otomasyon sistemlerini gündeme getirmiştir.
Birbirleri ile entegre çalışan modüllerden oluşan kütüphane otomasyon sistemlerinin
geliştirilmesi ile kütüphanelerde günlük, rutin işlemler daha kısa sürede, daha az emek ve para
harcanarak yapılmaya başlanmıştır. Bilgisayara dayalı kütüphanecilik işlemlerinin hayata
geçirilmesi ile, her şeyden önce kütüphanelerdeki iş akışı değişmiştir. Örneğin, geleneksel
kütüphane sisteminde, materyalin sağlanması sırasında yapılan bir takım işlerin kataloglama
esnasında yinelenmesi bilgisayara dayalı kütüphane sistemleri sayesinde ortadan kalkmıştır.
Kütüphanede her hangi bir işi yapmak için gerekli olan personel sayısında büyük bir
artış olmaksızın daha fazla iş yapılabilmesi sağlanmıştır. Böylece personel giderleri azalmış
ancak bilgisayar sisteminin giderleri ortaya çıkmıştır. Bununla beraber, personelin niteliği de
ön plana çıkmaktadır. İleri teknoloji ürünü olan karmaşık ve hassas bilgisayar sistemlerinin
kullanımı ve yönetilmesi, kütüphane personelinin belli niteliklere sahip olmasını
gerektirmektedir. Kütüphanecilik bilgisi yanında bilgisayar kullanımı, bilgisayar teknolojileri,
veri tabanları, bilgi ağları vb alanlarda bilgi sahibi olması mecburidir.
Bilgisayara dayalı sistemlerin kütüphanelerde kullanılmaya başlanması ile sağlanan
bir diğer avantaj ise işbirliği, kaynak paylaşımı ve standartlaşma konularında görünmektedir.
Bilgi kaynaklarının daha akıllıca kullanılması ve savurganlığı önleme konusundaki çalışmalar
bu sistemler sayesinde büyük bir hız ve kolaylık kazanmıştır. Bunun nedeni, kütüphane
otomasyonun başlıca amaçlarından birisinin standartlaşmaya gidilerek evrensel bilginin ulusal
ve uluslar arası boyutta değişimini ve erişimini hızlandırmak ve kolaylaştırmak olmasıdır.
133
Kütüphanecilik mesleği için standartlaşma, standartların oluşturulması ve
kullanılması, kütüphaneler arasında işbirliği ve kaynak paylaşımı için bir zorunluluktur.
Standartlaşma kütüphanelerin donanımını, yazılımını, dokümantasyon ürünlerini, zihinsel
işlemleri etkiler, kullanılan yöntem ve teknikleri basitleştirir ve iyileştirir, üretilen hizmetler
arasında uyumu sağlar. Böylece standartlaşmayla kütüphane işlemleri hızlanır, maliyetler
düşer, gecikmeler önlenir ve bilgi- belge değişimine olanak sağlanır.
Ancak, kütüphanelerin iş ve hizmetlerini bilgisayarlara/ otomasyona aktarma süreçleri
zor ve masraflı bir süreçtir. Ülkemizde kütüphane otomasyonu çalışmaları başlangıçta,
yetersiz teknoloji ile bu konudaki bilgi eksikliği nedenleri ile başarısızlığa uğramış ve bir çok
kurumun zaman, emek ve para kaybetmesine neden olmuştur. Bugün bile zaman zaman
kurumların bu tarz sıkıntılar yaşamasına neden olan sorunlar ise şunlardır:
• Otomasyon faaliyetlerinin kütüphanelerin bağlı bulunduğu üst kurumun
kütüphaneye tanıdıkları olanaklar çerçevesinde geliştirilmiş olmasıdır.
Kuruluşların bu konuya ilişkin istekleri ve destekleri gelişimi belirleyici en
önemli etken olmaktadır.
• Ülkemizde kütüphane otomasyonu alanındaki gelişmeleri izleyecek ve bu
gelişmeler çerçevesinde otomasyon faaliyetlerini yönlendirecek bir kuruluşun
olmaması.
• Uygulamaya geçen kütüphanelerde önce donanımın sağlanması, sonra
yazılımın elde edilmesi. Oysa, yazılım belirlenmesi, daha sonra uygun
donanım edinilme yoluna gidilmesi her zaman daha sağlıklı sonuçlar
alınmasını sağlamaktadır.
• Ve yazılımı kuruluş içinde bir yazılım grubunun oluşturduğunda daha
ekonomik ve faydalı olacağına olan yanlış inanış. Oysa bu yol , profesyonel
programcıların dahi uzun zamanını alması (1-3 yıl), yine yazılımda giderilmesi
uzun zamanlar alabilecek birçok hata ve eksikliğin ortaya çıkması nedenleri ile
ekonomik değildir. Bugün birçok kurum/ kuruluş tarafından üretilen,
geliştirilen bir paket program almak, yazılımın çabuk teslim edilmesi,
sürümünün olması, teknik desteğinin bulunması gibi nedenler ile çok daha
avantajlı görünmektedir.
134
İnsanoğlu içinde bulunduğu dönemde, mücadelenin en büyüğünün her geçen gün
büyük bir hızla çığ gibi artan bilginin, denetimi boyutunda yaşamaktadır. Böylesine bir
ortamda özellikle akademik çevrelerin sorunlarını bilgiye dayalı çözebilmeleri için bilgi
kaynaklarına ulaşma, bu kaynaklar arasında yer alan çeşitli bilgilerden gereksinim duyulanları
seçme, seçilen bilgileri gereksinimler doğrultusunda düzenleme, yorumlama, saklama,
paylaşma ve istendiğinde onlara yeniden erişimi sağlamaları gerekmektedir. Günümüzde
kütüphanelere bu konularda destek vermek ve yardımcı olmak amacı ile yerli kurum/
kuruluşlar tarafından geliştirilmiş/ geliştirilmekte olan kütüphane otomasyon programlarına
büyük işler düşmektedir. Her şeyden önce bu programların kütüphane otomasyonu
konusunda literatürde yer edinmiş olan standartlara sahip olması ve teknolojiye paralel olarak
gelişimlerini sürekli hale getirmeleri şarttır.
Bu düşüncelerden hareketle çalışmamızda, Türkiye’deki üniversite kütüphanelerinde
kullanılmakta olan, yerli kurum/ kuruşlar tarafından üretilmiş Türkçe tabanlı kütüphane
otomasyon programlarının mevcut durumu, özellikleri, avantaj ve dezavantajları nelerdir
sorularına yanıt aranmıştır. Çalışmanın problemi: “Üniversite kütüphanelerinde kullanılan
Türkçe tabanlı kütüphane otomasyon programları literatürdeki mevcut standartları ne ölçüde
sağlamaktadır ve mevcut kullanıcılar programlardan memnun mudur?” olarak
şekillendirilmiştir.
Çalışmamızın sonucunda ise, “Üniversite kütüphanelerinde kullanılan Türkçe tabanlı
kütüphane otomasyon programlarının her birinin kendi içerisinde bir takım eksiklikleri
bulunmaktadır” şeklinde belirlenen hipotezimizin, elde dilen veriler doğrultusunda doğru
olduğu saptanmıştır.
Bu çalışmada, ülkemizde ki yerli kurum/ kuruluşlar tarafından geliştirilmekte olan
BLISS, KYBELE, MİLAS ve YORDAM kütüphane otomasyon programları ve bu
programları kullanmakta olan on altı üniversite kütüphanesi araştırma kapsamına alınmıştır.
Araştırma yöntemi olarak betimleme yöntemi uygulanmış, veri toplama aracı olarak da anket
tekniğinden yararlanılmıştır.
Kullanılan programların hangi standartları, özellikleri taşıdıklarını ve programları
kullanan kütüphanecilerin genel anlamda programlardan memnun olup olmadıklarının
saptamasına yönelik olarak üniversite kütüphanesi çalışanlarına anket uygulanmıştır.
135
Anketteki sorulara verilen istatistiki verilerin SPSS programı aracılığı ile
değerlendirilmesi sonucunda ise; söz konusu programların her birinin kendi içerisinde bir
takım eksiklikler ve sorunlar yaşadığı, buna rağmen ele alınan dört programdan iki tanesinin
tüm kullanıcılarının memnun oldukları sonucuna varılmıştır.
V.B. ÖNERİLER
Araştırmadan elde edilen veriler ve bu verilerin değerlendirilmesi sonucunda aşağıdaki
öneriler geliştirilmiştir:
Kütüphane otomasyonunun gerçekleşmesini ve yaygınlaşmasını engelleyen personel,
bütçe, teknolojik ve örgütsel sorunlar vardır. Kütüphane otomasyonu, kütüphanecilerle
bilgisayar uzmanlarının bir arada çalışmasını gerektiren bir alandır. Bu nedenle üniversitelerin
bilgi ve belge yönetimi bölümlerinde otomasyon bilgileri daha yoğun verilmelidir.
Otomasyona giriş düzeyi bilgilerinin yanı sıra uygulamaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Temel kavramlar verilmeli ve kütüphane otomasyonunun gerekliliğini vurgulayıcı,
uygulamada izlenecek yöntem ve teknikleri öğretici konulara ağırlık verilmelidir. Ayrıca,
halen çeşitli kütüphanelerde görev yapmakta olan personelin kütüphane otomasyonu
konusunda bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bunun için kurslar düzenlenmelidir.
Üniversitelerin kütüphanecilik bölümleri ile işbirliğine gidilebilir. Diğer bir önerimizde,
mesleki örgütlenmeyi üstlenmiş meslek dernekleri bünyesinde Kütüphane Otomasyonu
Komisyonu kurularak mesleki eğitim programlarının buradan yürütülmesi şeklindedir.
Kütüphane otomasyonu çoğu zaman yüklü harcamalar yapılmasını gerektirmektedir.
Donanım ve yazılım edinme maliyeti yüksektir. Kütüphanelerin sınırlı bütçeleri yeterli
gelmemekte, bir çok proje hayata geçirilmeden noktalanmaktadır. Bu sorunun üstesinden
gelebilmek için kütüphanelerin bütçeleri giderlerle orantılı olarak arttırılmalıdır veya
kurumların genel bütçelerinden ayrıca kütüphane otomasyonu çalışmaları bir pay ayrılmalıdır.
Kütüphanelerde kullanılan yazılımların kurum programcıları tarafından
hazırlandığında uzun vadede bir çok sorun ile karşılaşılacağı unutulmamalıdır. Bu durum
yazılım maliyetini yükseltmekten başka, programcıların kütüphanecilik bilgisi ile orantılı
olarak işletimde yazılım hataları (bugs) oluşmasına neden olacaktır. Bu gibi nedenlerle
136
kütüphanelerin hazır yazılım edinmeleri ve kullanmaları uzun vadede çok daha avantajlı ve
karlıdır.
Ancak, ticari amaçlı firmalar tarafından üretilmiş paket bir programın alımı esnasında
kütüphanecilerin, programın şu özellikleri taşıyıp taşımadığına dikkat etmeleri gerekmektedir:
1- Yazılımın amaca ve bütçeye uygunluğunun tespiti: Bunun için ne yapmak istendiği,
neye gereksinim duyulduğu çok iyi saptanmalıdır. Sağlanması düşünülen yazılımın,
ihtiyaç duyulandan fazlasını yapıp yapmadığı da önemlidir. Şayet orta düzeyde bir
program ihtiyacı karşılıyorsa çok çok güçlü, karmaşık yapılı, daha pahalı ve öğrenmesi
daha zor olan bir program elde etmek gereksiz olabilir.
2- Yazılımın ne tür donanımla ve hangi işletim sistemiyle çalıştığının belirlenmesi:
Kütüphanenin bilgisayarı var ise yazılımın bu donanımla çalışıp çalışmayacağı,
donanımı yoksa (ki doğru olan donanımın yazılımdan sonra elde edilmedir) yazılımın
çalışacağı donanımın fiyatı, depolama kapasitesi, gerektirdiği özellikler ve işletim
sistemi açısından kütüphanenin koşullarına uygun olup olmadığının araştırılması
gerekmektedir.
3- Yazılımın üretici kuruluşunun bilgisayar ve kütüphane bilimi konusundaki bilgi
düzeyi, bu alanda verdiği hizmetlerin durumunun öğrenilmesi: Yazılım üreticisinin
yeterliliği ve güvenilirliği kesinlikle araştırılmalıdır. Bu alanda ne kadar süredir hizmet
verdiği, daha önce gerçekleştirmiş olduğu projelerin başarısı ve yeterliliği gibi
konularda bilgi sahibi olmak önemlidir.
4- Yazılımın diğer kütüphaneler tarafından kullanım süresi ve başarısı: Yazılım ne kadar
süre ile piyasada kullanılmakta sorusunun cevabı mutlaka öğrenilmelidir. Çünkü, bir
yazılım ne kadar uzun süredir kullanılıyorsa, bu durum hem onun başarısını,
kullanıcılarının memnuniyet durumunu gösterir, hem de gelişimini tamamlamış
olduğunu, hatalar ve kullanıcı isteklerinin en aza indirilmiş olması anlamına gelir.
Yazılımın başarısı yazılımı kullanan kurum ve kuruluşların kütüphanecileri ile
görüşerek saptanmalıdır.
5- Yazılımın öğrenme kullanma kolaylığı ve sayfa düzenleri: Komutların ekranda menü
şeklinde verilip verilmediği, yönlendirmelerin yeterince açık ve anlaşılır olması, cevap
süresinin yeterli olması önemlidir. Sistemin kullanıcılara sunduğu, tarama stratejisi,
hata mesajları ya da diğer yönlendirici bilgiler, sayfa üzerinde hemen dikkat çekecek
formatta yazılmalıdır. Bu bilgilerin, kullanıcı açısından önemli olduğu ilk bakışta
137
algılanabilmelidir. Yine sayfa üzerinden verilen yönlendirici bilgilere, ifadelere özen
gösterilmelidir. İfadeler hemen anlaşılacak şekilde açık, kısa ve öz bir dille
verilmelidir. Kullanıcının erişmek istediği kaynakla ilgili bilgiye kapsamlı bir
formatta, mümkün olan en kısa sürede, fazla çaba harcamadan ve sıkılmadan erişimine
yardımcı olmak önemlidir. Bu nedenle, arayüz tasarım çalışmalarının, kütüphaneciler,
bilgisayar programcıları ve sistem tasarımcıları gibi farklı alanlarda uzman kişilerin
oluşturacağı bir grup çalışması ile yürütülmesi gerekmektedir. Yine tasarım
aşamalarında, sistemin denemesi ve eksikliklerinin giderilebilmesi için ön çalışmaların
yapılması da dikkat edilecek noktalar arasındadır. Sistemin işleyişi hakkında yapılacak
bu çalışmalar arasında kullanıcı çalışmalarını eklemek de mümkündür. Kullanıcılara
uygulanacak testler veya görüşmeler sonucu elde edilecek geri bildirimler, en az
sistemden alınan geribildirimler kadar önemlidir. OPAC sayfaları ve sistemin diğer
sayfalarının arayüzleri sürekli kendilerini yenilemek zorundadır. Sistemin
işlevselliğinin, güncel olduğu sürece artacağı gerçeği unutulmamalıdır.
6- Yazılımla ilgili dokümantasyonun durumu: Yazılım ile ilgili bilgileri taşıyan
materyaller (kullanıcı el kitapları- yazılı teknik özellikler) alınmalıdır. Hatta son
zamanlarda CD’ler üzerinden sunulan öğretici materyaller bulunmaktadır. Bunlar
yazılım hakkında bilgi sahibi olmak isteyen kullanıcılar için önemli ve yararlıdır.
7- Yazılımın genişleme ve veri değişimlerine uygunluğu: Bugünkü gereksinimi
karşılayan bir yazılım gelecekte yeterli olmayabilir. Genişleme olanağının bulunması
gelecekte de programın işlevselliğini yitirmemesini sağlayacaktır.
8- Üretici firmanın destek ve eğitim olanağı: Alınan yazılımın ne kadar süre ile üretici
firmanın garantisi altında olduğu, kullanım esnasında karşılaşılabilecek sorunlarda
teknik desteğin nasıl verileceği ve sistemin kullanımının öğretilebilmesi için verilen
kullanıcı eğitiminin nasıl, ne şekilde, nerede, kaç kişiye, ne kadar süre ile verileceği
sorularının yanıtları mutlaka öğrenilmelidir. Yazılım üreticisi ile bu konuların açık bir
şekilde dile getirildiği garanti ve bakım sözleşmesi yapılmalıdır. Aksi takdirde,
ilerleyen günlerde bu hizmetleri alabilmek için yazılım üreticisine ödeme yapmak
gerekebilmektedir.
9- Versiyon güncellemeleri: Teknoloji geliştikçe ve kullanıcı ihtiyaçları değiştikçe,
kullanılmakta olan yazılımların da tüm bu yeniliklere ve ihtiyaçlara cevap verebilecek
düzende sürekli olarak yenilenmesi geliştirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde
kullanıcılarının çağın gerisinde kalacak, gelişime açık olmayan programlarda bir süre
sonra piyasadan silinecektir. Ancak, bazı yazılım üreticileri bakım anlaşması
138
kapsamında yeni versiyonları kullanıcılara yüklemekteler bazıları ise bu yeniliği para
karşılığı yapmaktadır. Bu konuda yazılım üreticisiyle bir anlaşma yapılmalıdır.
10- Yazılımın kullanılarak denenmesi: Yazılım alınmadan önce mutlaka (1hafta- 1 ay
süre) ile kurumda kullanılarak denenmelidir.
Hizmetlerinde otomasyona geçiş aşamasında olan kütüphaneler, kütüphane
otomasyonu gerekliliğini yeniden gözden geçirerek kütüphanenin türü, politikası, hizmet
niteliği, kütüphane dermesi, kullanıcı gereksinimleri, binası, bütçesi çerçevesinde ele alıp
değerlendirmelidirler. Kütüphanenin mevcut sistemini değiştirmesi mutlaka beraberinde
birtakım sorunları da getirmektedir. Bunun için ön hazırlık yapılmalı, maliyet çıkarılmalı, iş
çizelgeleri hazırlanmalıdır. Fizibilite çalışması, kütüphane yönetimi tarafından bizzat
yapılmalı ve sonuç rapor edilmelidir.
Kütüphane hizmetleri ve otomasyonu alanındaki gelişmeler, en yeni teknik ve yöntemler
yakında izlenmeli, bu konuda özellikle uluslar arası kuruluşların geliştirdiği standartlara uyum
sağlanmalıdır.
Kütüphane otomasyonunda önemli olan sürekliliğin sağlanmasıdır. Otomasyona başlayıp
sonradan vazgeçmek işlemleri büsbütün karmaşıklaştırmakta ve çözümü güçleştirmektedir.
Kütüphaneler sonradan vazgeçecekleri bu tür çalışmalara başlamamalıdır.
Sonuç olarak, kütüphaneler insanların bilgi gereksinimlerinin karşılandığı ve bilginin
depolandığı mekanlar olarak varlıklarını sürdürmektedir. Teknoloji ile birlikte geçmişteki
durumlarından birçok açıdan farklılıklar göstermektedirler. Halen bilginin en büyük
depolayıcısı ve düzenleyicisi olmalarına rağmen var olma nedenleri değişmiş, derme
oluşturmadan bilgiye erişime kadar gözle görülür geniş bir çevreye yayılmıştır. Söz konusu
değişim süreci kütüphane içi ve dışında meydana gelen değişimdir. Kütüphane yönetimi bu
değişimlerden ne kadar çabuk ve doğru biçimde bilgi edinebilir ise kütüphanenin geleceğine
yönelik stratejik kararlar da o kadar çabuk ve doğru biçimde alınır. Kütüphanelerin iyi bir
biçimde yönetilebilmeleri için kütüphane sistemini oluşturan parçaların ve onların sistem
bütünü içerisindeki işlemlerinin açık bir biçimde tanımlanması gerekmektedir.
139
ÖZET
Tüm dünyada yaşanan bilgi patlaması ve bunun doğal sonucu olarak yaşanan yayın
patlaması nedenleri ile artan yayın hacmi, teknolojideki gelişimlere paralel olarak değişen
kullanıcı ihtiyaçları, modern teknolojinin en büyük kazanımlarından olan bilgisayarların
kütüphanelerde yaygın olarak kullanılmasını sağlamıştır. Böylece, tüm işlem ve hizmetlerde
büyük ölçüde hız, kolaylık ve verim katmak sağlanmıştır.
Şüphesiz bilgisayarlar çağımızın en önemli buluşlarındandır. Uygulandığı alanlara
insan gücünün erişemeyeceği hız, yanılmazlık, güvenilirlik ve doğruluk sağlayan
bilgisayarların kütüphanelerde kullanımı 1960’lı yıllarda başlamış, kullanım alanlarının
artmasına paralel olarakta her geçen gün uygulamaya geçen kütüphane sayısı artmıştır.,
Bu çalışmanın amacı; öncelikle kütüphane otomasyonu alanında, ilk günden bu
zamana kadar yapılan çalışmaları ve bugünkü durumu ortaya koymak, ikinci olarak;
Türkiye’deki üniversite kütüphanelerinde kullanılmakta olan Türkçe tabanlı kütüphane
otomasyon programlarını incelemek ve son olarak mevcut otomasyon programlarının
literatürdeki standartları taşıyıp taşımadığını aynı zamanda kullanan kütüphanelerin
programlardan memnun olup olmadıklarını tespit edebilmektir.
Çalışmanın sonucunda ülkemizde üniversite kütüphaneleri tarafından kullanılmakta
olan dört adet kütüphane otomasyon programının olduğu her birinin kendi içerisinde bir takım
sorunlar, eksiklikler yaşadığı ve yalnızca bu dört programdan iki tanesinin kullanıcılarının
programlardan memnun olduğu tespit edilmiştir ve ülkemizde, kütüphane otomasyonu
alanında ki gelişmeleri izleyecek ve bu gelişmeler çerçevesinde otomasyon faaliyetlerini
yönlendirecek bir kuruluşun olmamasının bu konudaki çalışmaları olumsuz yönde etkilediği
düşünülmektedir.
140
SUMMARY
Information bomm in all over the world and publication capacity which increases
because of publication bomm, a natural outcome of information bomm, users’ needs changing
parallel to developments in technology ensure widespread use of computers, which is the best
profit of modern technology, in the libraries. In this way ; speed, easiness and output are
obtained in all processes and duties.
Computers are, certainly, the most important invention of our time. Computers which
ensure speed to which human power cannot reach perfection, reliability and straightnees
started to be used in the libraries in 1960s and the number of library carrying out the use of
computers increases parallel with the increase of using fields day by day.
The aim of this work is, firstly, to reveal the works which were done from the first day
to this time and the situation for today; secondly; to examine library automation programs in
Turkish foundation which are used in university libraries in Turkey and lastly, to establish
whether existing automation programs have standards in literature, at the same time whether
libraries which use these programs are satisfied with programs.
At the end of this work, it is determined that there are four library automation
programs which are used by university libraries in our country and that there are some
problems and shortage in each of them and that users are satisfied with only two of these four
programs. It is thought that lockness of an organization, follows the developments in library
automation field and directs automation activities in the frame of these developments,
influences negatively.
141
KAYNAKÇA
Akata, Emin. 2001. “Bilgiden bilişime”, 21. Yüzyıla Girerken Enformasyon Olgusu Ulus
Sempozyumu Bildirileri 19- 20 Nisan 2001 Hatay içinde (9-15). Yay. Hazl. Tülay
Fenerci ve Oya Gürdal. Ankara: Türk Kütüphaneciler Derneği.
Akbulut, Mustafa. 1982. Teknolojik gelişmelerin kütüphanelere etkisi ve milli kütüphanelerde
bibliyografik denetim. (Yayımlanmamış Doktora Tezi) Ankara, Ankara Üniversitesi.
Akgül, Mustafa. 1996. “Internet’te tarama sistemlerinin kurulması= Building internet search
engines”, Türk Kütüphaneciliği, 10 (3): 244- 264.
Akınoğlu, Hatice Gür. 1987. Kütüphanecilik alanında makinelerin kullanılması ve
değerlendirilmesi. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Ankara, Ankara
Üniversitesi.
Aksakal, Ali. 1999. “Bilişim teknolojisindeki gelişmeler ve kütüphanelere etkileri”, Türk
Kütüphaneciler Derneği, 13 (1): 70- 72.
Aktan, C. Can ve Tunç, Mehtap. 1998. “Bilgi toplumu ve Türkiye”, Yeni Türkiye Dergisi,
Ocak- Şubat 1998: 118- 134.
Alakuş, Meral. 2001. “Bilgi evreninden evrensel bilgi merkezine: İnternetin düzenlenmesi”
[Çevrimiçi] Elektronik adres:
http://72.14.207.104/search?q=cache:XgBfKQ4pF14:inet-
tr.org.tr/inetconf10/bildiri/52.doc+kataloglama+standartlar%C4%B1&h1=tr&g1=tr
&ct=clnk&cd=37&lr=lang_tr [04.04.2006].
Alır, Gülten. 2002. “Standartlar ve Protokoller” [Çevrimiçi] Elektronik adres:
http://yunus.hacettepe.edu.tr/~gulbun/standartlar26122005.doc [20.03.2006].
Alkan, Nazlı. 1995. “Bilgi taramalarında temel başarısızlık nedenleri= The prime causes of
literature search failures”, Türk Kütüphaneciliği, 9 (2): 91- 102.
142
Alkan, Nazlı. 1995. “Bilgi taramalarının nitelik açısından değerlendirilmesinde bütünlük
(kapsam), yenilik, tarama çıktısı ve kullanıcı çabası ölçütleri”, Türk Kütüphaneciliği,
9 (3): 315- 324.
Al, Umut ve Al, Pınar. 2003. “Elektronik bilgi kaynaklarının seçimi”, Bilgi Dünyası, 4 (1): 1-
14.
Aslan, Hüryaşa. 2001. “KYBELE”, Kütüphanecilikte Yeni Gelişmeler, Kavramlar, Olgular:
37. Kütüphane Haftası bildirileri 26 Mart- 01 Nisan 2001 içinde (123- 129). Yay.
Hazl. Ali Can ve diğerleri. Ankara: Türk Kütüphaneciler Derneği.
Aslan, Selma. 1990. “Bilgi toplumu ve kütüphaneler”, Bildiriler: Türk Kütüphaneciler
Derneği 40. Yıl Kütüphanecilik Kurultayı (30 Kasım- 1 Aralık 1989- Ankara), Haz.
Doğan Atılgan, Fahrettin Özdemirci, Türk Kütüphaneciler Derneği, s.12.
Arslantekin, Sacit. 1991. “Bilgisayara dayalı indeksleme”, Kütüphane- Enformasyon- Arşiv
Alanında Yeni Teknolojiler ve TÜRKMARC Sempozyumu Bildiri Metinleri 1- 4 Ekim
1991, Beyazıt Devlet Kütüphanesi içinde (194- 199). Yay. Hazl. Hasan S. Keseroğlu.
İstanbul: Türk Kütüphaneciler Derneği İstanbul Şubesi.
Arslantekin, Sacit. 1998. “Kütüphanelerde bilgisayar kullanımı: Veri tabanlarına bilgi
depolama ve erişimde dikkat edilecek temel noktalar= Usage computer in libraries:
Basic points to concern in information storage and Access for database”, Türk
Kütüphaneciler Derneği, 12 (4): 313- 322.
Arslantekin, Sacit. 2001. “Elektronik kaynakların dizinlenmesi”, Kütüphanecilikte Yeni
Gelişmeler, Kavramlar, Olgular: 37. Kütüphane Haftası Bildirileri 26 Mart- 01
Nisan 2001 içinde (63- 67). Yay. Hazl. Ali Can ve diğerleri. Ankara: Türk
Kütüphaneciler Derneği.
Arslantekin, Sacit. 200?. “Bütünleşik kütüphane sistemlerinde gelişmeler” [Çevrimiçi]
Elektronik adres: http://www.istanbul.kutuphaneci.org.tr/pulman/sa1.pdf
[18.04.2006].
143
Atılgan, Doğan. 1987. “Kataloglamada standartlaşma”, Türk Kütüphaneciliği, 1 (2): 71- 78.
Atılgan, Doğan. 1988. “Kataloglamanın standartlaşmasında milli kütüphanelerin rolü”, Türk
Kütüphaneciliği, 2 (1): 42- 47.
Atılgan, Doğan. 1991. “Bilgisayarlarla kataloglama projesi”, Türk Kütüphaneciliği, 5 (1): 9-
13.
Atılgan, Doğan. 1998. “Üçüncü bin yıla girerken kütüphanelerimiz”, Türk Kütüphaneciliği,
12 (1): 47- 53.
Atılgan, Doğan. 2005. “e- Türkiye sürecinde kütüphaneler”, [Çevrimiçi] Elektronik adres:
http://eprints.rclis.org/archive/00005634/01/e-turkey.pdf [17.04.2006].
Aydın, Köksal. 1985. “Bilgisayar kullanımının toplumsal etkileri: İşsizlik sorunu ve
ekonomi”, Türkiye Bilişim Derneği Dergisi, 1 Aralık 1985, s.9.
Barrantine, James. 1991. “Library automation software”, Automation Services For Libraries,
Annaden.J.: Vendor Relation Pres, 24- 32.
Baş, Türker. 2001. Anket Ankara: Seçkin Yayınevi.
Baydur, Gülbün. 1982. Evrensel bibliyografik denetim (UBC) ve Türkiye Bibliyografyası.
(Yayımlanmamış Doktora Tezi) Ankara: Hacettepe Üniversitesi.
Baydur, Gülbün. 1987. “Üniversite kütüphanelerinde Anglo- Amerikan kataloglama
kuralları”, Türk Kütüphaneciliği, 1 (1): 17- 19.
Baydur, Gülbün. 2000. “Bilginin evrensel düzeyde elde edilebilirliği”, [Çevrimiçi]
Elektronik adres:
http://64.233.179.104/search?q=cache:k_RxeTh9D4EJ:ab.org.tr/ab2000/dokumanlar
/baydur-bildiri.doc+ISBD&hl=tr&gl=tr&ct=clnk&cd=3&lr=lang_tr [05.04.2006].
144
Baysal, Jale. 1991. “Türkiye’de kütüphanelerde bilgisayar kullanımının temel sorunları”,
Kütüphane- Enformasyon- Arşiv Alanında Yeni Teknolojiler ve TÜRKMARC
Sempozyumu Bildiri Metinleri 1-4 Ekim 1991, Beyazıt Devlet Kütüphanesi içinde
(14-19). Yay. Hazl. Hasan S. Keseroğlu. İstanbul: Türk Kütüphaneciler Derneği
İstanbul Şubesi.
Bayter, Mustafa. 2004. “Geleneksel kataloglamadan elektronik ortamdaki bilginin
organizasyonuna geçiş”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Bilgi
ve Belge Yönetimi Bölümünün Kuruluşunun 50. Yılı Anısına içinde (108-119). Yay.
Hazl. Doğan Atılgan. Ankara: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi
Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü.
Benge, Rond. C. 1970. Libraries and cultur change. London: Clive Bingley
Binark, İsmet. 1979. “Bilgi işlem, bilgi işlem sistemleri, tarihçe, bilgisayarlar ve ülkemizde ki
durum”, Türk Kütüphaneciler Derneği, 18 (4): 166- 170.
Bloomberg, Marty ve Evans, G. Edward. 1989. Kütüphane teknisyenleri için teknik hizmetlere
giriş. Çev. Nilüfer Tuncer. Ankara: Türk Kütüphaneciler Derneği.
Boisse, J. A. 1995. “Library cooperation: a remedy but not a panacea”, IFLA Journ, 21 (2):
89- 93.
Boss, W. Richard ve Harrison, Susan. 1986. “Automating acguisitions”, Library Technology
Reports, 2 (5) September- October: 482.
Bozkurt, Halil. 1976. “Cutter tablosunun Türk kütüphaneleri için uygulanması”, Türk
Kütüphaneciliği, 15 (1): 37- 43.
Büyüköztürk, Şener. 2005. Sosyal bilimler için veri analizi el kitabı: istatistik, araştırma
deseni, SPSS uygulamaları ve yorum. Ankara: Pagem Yayıncılık.
Cooper, Michael D. 1996. Design of library automation system: file structures, data
structures and tools. New York: Wiley Computer Publishing.
145
Çelik, Ahmet ve Uçak, Nazan. 1993. “Üniversite kütüphaneleri üzerine”, Hacettepe
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi 10 (2): 115- 121.
Çelik, Sönmez. 2001. “Kütüphanelerde otomasyon programı seçimi ve Doğuş Üniversitesi
Kütüphanesi’nin Yordam 2001 Bilgi ve Belge Otomasyon Programı tecrübesi”,
Kütüphanecilikte Yeni Gelişmeler, Kavramlar, Olgular: 37. Kütüphane Haftası
Bildirileri 26 Mart- 01 Nisan 2001 içinde (130-141). Yay. Hazl. Ali Can ve
diğerleri. Ankara: Türk Kütüphaneciler Derneği.
Çömlekçi, Kamil. 13 Mayıs 2005. “ÜNAK toplu katalog projesi”, V. ÜNAK- OCLC
Toplantısı, İzmir: Yaşar Üniversitesi. [Çevrimiçi] Elektronik adres:
http://www.unak.org.tr/oclc5/tkproje.ppt [25.04.2006].
Çukadar, Sami ve Çelik, Sönmez. 1999. “İnternete dayalı uzaktan öğretim ve üniversite
kütüphaneleri: We based distance learning and university libraries” [Çevrimiçi]
Elektronik adres:
[Çevrimiçi] Elektronik adres: http://www.yayinara.com/ya/y1.asp?SiteID=5455
[02.03.2006].
Çukadar, Sami ve Çelik, Sönmez. 2002. “Araştırmacıların bilgiye erişimde kullandıkları
araçlar: online kütüphane katalogları, veri tabanı arayüzleri ve arama motorları”
[Çevrimiçi] Elektronik adres: http://inet-tr.org.tr/inetconf8/bildiri/92.doc
[18.04.2006].
Davis, T. 1997. “The evuation of selection activities for elektronic resources”, Library
Trends, 45 (3):391- 403.
Deschatelets, Giles. 1986. “The three languages theory in information retriev”, International
Classification, 13 (1): 126- 132.
Dikeç, Münevver. 1988. Bilgisayara dayalı kütüphane ve bilgi sistemleri: Bilkent Üniversitesi
Kütüphanesi için alternatif bir sistem seçimi ve değerlendirilmesi. (Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi) Ankara, Hacettepe Üniversitesi.
146
Epstein, Susan Baerg. 1984. “Integrated systems”, The Electronic Library, 109 (12): 1302-
1303.
Ergün, Canan. 2003. “Metadata ve kütüphanelerde kullanımı” [Çevrimiçi] Elektronik adres:
http://www1.ku.edu.tr/files/library/activities/86.doc [20.04.2006].
Erkan, Hüsnü. 1998. “Bilgi toplumu ve bilgi toplumuna geçiş”, Bilgi ve Toplum içinde (9-19).
Yay. Hazl. Veysel Bozkurt ve diğerleri. İstanbul: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı.
Erol, Nuray. 1990. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin mevcut ödünç verme sisteminin
otomasyon tasarımı ve sistem analizi. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi)
Ankara, Hacettepe Üniversitesi.
FTP Planet. 2003. FTP 101- “A Beginner’s Guide” [Çevrimiçi] Elektronik adres:
http://www.ftp-planet.com/ftpresources/basic.htm [24.01.2006].
Ganeway, David C. 1984. Integrated online library system: principles, planing and
implemantation. Whie Plains, New York: Knowledge Industry Publications.
Gardner, R. K. 1981. Library collections: Their origin, selection and development. New
York: McGrawHill.
Gorman, Michael. 2002. “Why teach cataloging and classification”, Cataloging and
Classification Quarterly, 34 (2): 495- 510.
Güngör, Nalan. 2001. “Dünyada ve Türkiye’de okul kütüphanelerindeki son gelişmeler”,
Kütüphanecilikte Yeni Gelişmeler, Kavramlar, Olgular: 37. Kütüphane Haftası
Bildirileri 26 Mart- 01 Nisan 2001 içinde (252-258). Yay. Hazl. Ali Can ve
diğerleri. Ankara: Türk Kütüphaneciler Derneği.
Intrex report of a planning conference on information transfer experiments, Sept. 3, 1965. Ed.
By. Carl F. Overhange and R. Joyce Harman, Cambridge,: Mass, M.I.T. Pres: 102-
133.
147
İlhan, Gülsema. 1988. Türkiye’de kütüphane otomasyonu ve sorunları. (Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi) Ankara, Hacettepe Üniversitesi.
Johnson, P. 1994. “Collection development polices: a cunning plan”, Technicites, 14 (6): 3.
Kakırman, Asiye. 2001. “Teknolojik gelişmelerin kütüphanelere etkisi”, Türk
Kütüphaneciliği, 15 (2): 172- 177.
Kaptan, Saim. 1982. Bilimsel araştırma teknikleri ve istatistik yöntemleri. Ankara: Rehber
Yayınevi.
Karasar, Niyazi. 1999. Bilimsel araştırma yöntemi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Karakaş, Sekine. 1996. “Enformasyon devrimi sürecinde kütüphanecinin rolü= Role of the
librarian in Information revolution”, Türk Kütüphaneciliği, 10 (4): 339- 349.
Karasözen, Bülent ve Küçükkavasoğlu, Fulya. 1999. “ODTÜ Kütüphanesi otomasyon sistemi
seçim ve kuruluş aşamaları”, Bilgi Çağı Bilgi Merkezleri ve Bilgi Teknolojileri
içinde (87-98). Yay. Hazl. Mustafa Akbulut, Fatoş Subaşıoğlu. Ankara: Ankara
Üniversitesi.
Kayaoğlu, Dilek. 1999. Derme oluşturma ve geliştirme: İ.Ü. Merkez Kütüphanesi’nde bütçe
yönetimi Nisan 1994- Kasım 1997. İstanbul: Mavibulut Yayınları.
Keller, Alice. 2005. “Elektronik dergilerin gelecekteki gelişimi: Bir defli saptama ve
incelemesi”, Çev. Hülya Kayaoğlu. Türk Kütüphaneciliği, 19 (2): 1- 20.
Keseroğlu, Hasan S. 2004. Kütüphane- bilgi belge merkezi kurma kütüphane programı yazma
kılavuzu. İstanbul: Nesil Yayınevi.
Keskinkılıç, Mustafa. 1998. Bilgi otomasyonu ve kütüphane işlemleri üzerine bir uygulama.
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Erzurum, Atatürk Üniversitesi.
148
Kilgour, Frederick G. 1970. “History of Library Computerization”, Journ of Library
Automation, 3 (3): 220- 225.
Kocabaş, Şakir. 1998. “Bilgi toplumu mu bilen bir ulus mu olmalı?”, Yeni Türkiye (21. Yüzyıl
Özel Sayısı), 20 (2): 1324- 1333.
Koç, Kemalettin. 1999. “Kütüphanelerde bilgisayarlaşma ve internet kullanımının hizmet
verimliliğine katkısı”, Türk Kütüphaneciliği, 13 (3): 288- 292.
Köksal, Aydın. 1981. Bilişim terimleri sözlüğü. Ankara: Türk Dil Kurumu.
Köksal, Aydın, Baransel, Cesur ve Aykut, Mustafa. 1996. Yazılım: Doğmakta olan bir
endüstri. Ankara: Türkiye Bilişim Derneği.
Kurulgan, Mesut. 2005. “Bilgi toplumunun kütüphaneler üzerine etkisi”, Ünak’05 Bilgi
Hizmetlerinin Organizasyonu ve Pazarlanması 2- 24 Eylül 2005 Kadir Has
Üniversitesi, İstanbul. [Çevrimiçi] Elektronik adres:
http://www.unak.org.tr/unak05/sunum/pdf/mkurulgan.pdf [23.10.2005].
Küçükcan, Berrin, Işık, Erdal ve Yıldız, Gülten. 2003. “Kütüphanelerarası işbirliği”,
[Çevrimiçi] Elektronik adres:
http://internet.cervantes.es/internetcentros/biblioteca/Coobiblioestambul/Ktphanelera
rasi%20isb..ppt#1 [ 16.04.2006 ].
Küçük, Mehmet Emin. 1989. Otomatikleşmiş süreli yayın denetim sistemleri: Ankara’da
bulunan üniversite kütüphaneleri için sistem seçimi. (Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi) Ankara, Hacettepe Üniversitesi.
Küçük, Mehmet Emin. 1999. “Kütüphanelerde www kullanımı”, Türk Kütüphaneciliği, 13
(3): 267- 275.
Küçük, Mehmet Emin ve Al, Umut. 2001. “Metadata kavramı”, Bilgi Dünyası, 2 (2): 169-
187.
149
Küçük, Mehmet Eöin ve Al, Umut. 2003. “Üst veri standartları ve uygulamaları”, Hacettepe
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 20 (1): 167- 185.
Küçük, Mehmet Emin ve Soydal İrem. 2003. “Dijital kütüphanelerde standartlar ve
protokoller” [Çevrimiçi] Elektronik adres:
http://64.233.179.104/search?q=cache:pP39oV5vN7gJ:bilisimsurasi.org.tr/listeler/tb
s- egitim/2003/Dec/att-0059/03-Kaynak_a_digistandards8-7- [20.03.2006].
Külcü Özgür. 2001. “Toplumsal ve ekonomik değişim sürecinde bilgi ve bilgi hizmetleri”,
Türk Kütüphaneciliği, 15 (1):3- 19.
Klobas, Jane. E. 1997. Information services for millenium organizations libraries and
knowledge management”, Libraries for the millenium; implications for manafers
içinde (64-69).
Kyrnin, J. 2003. What is ASCII? And how does it relate to web development? [Çevrimiçi]
Elektronik adres: http://html.about.com/library/weekly/aa090800b.htm
[24.01.2006].
Lowell, Martin A. 1968. “The changes ahead”, Library Journal, 63 (2): 700- 711.
Mazlumoğlu, İsmet. 2001. “TUR- IUG Z.3950 ve Toplu tarama” [Çevrimiçi] Elektronik
adres: http://listeci.itu.edu.tr/pipermail/tur-iug/2001-November/000455.html
[24.04.2006].
Merola, Giovanna. 1999. “Overview of the telematics for libraries programme: key issues and
achivements”, Consolidating the European Librarries Space Conference Preceedings
17 November 1999, Luxemburg [Çevrimiçi] Elektronik adres:
http://www.cordis.lu/libraries/events/fp4ce/speech/merola.html [25.01.2006].
Michael, Dee Andy. 1994. “What is used durung cognitive processing in information retrival
and library searching?”, Eleven sources of search information Journ of the American
Society for Information Science, 45 (7): 498- 514.
150
Miller, P. 1996. “Metadata for the masses” [Çevrimiçi] Elektronik adres:
http://www.ariadne.ac.uk/issue5/metadata-masses [05.03.2006].
NISO. 1990. ANSI/ NISO Z39.63- 1989 Interlibrary loan data elements. New Brunswick:
Transaction Publishers.
Olcay, Erol. 1997. “Elektronik bilgi kaynakları ve derme geliştirme politikaları” [Çevrimiçi]
Elektronik adres: http://inet-tr.org.tr/inetconf3/bildiriler/kutuphane.htm
[17.04.2006].
Özdamar, Kazım. 2001. SPSS ile biyoistatistik. Eskişehir: Kaan Kitabevi.
Özturan, Meltem. 1993. “Kütüphane otomasyonu için yazılım seçimi”, Türk Kütüphaneciliği,
7 (2): 101- 106.
Parker, H. Rapahel. 1936. “The punched card method in circulation work”, Library Journal,
61 (1): 903- 905.
Pasguinelli, Art. 2003. Information technology advances in libraries” [Çevrimiçi] Elektronik
adres: http://www.sun.com/products-n-
solutions/edu/whitepapers/pdf/it_advances.pdf [19.04.2006].
Prusak, L. Matarazo. 1995. Vues of corporate libraries: A survey of senior manager.
Washington: Special Libraries Associations.
Rogers, Michael. 1998. “Infotech”. Library Journal, 123 (3): 99- 100.
Rowley, J. E. 1993. Abstracting and indexing. London: Clive Bingley.
Rukancı, Fatih ve Anameriç, Hakan. 2003. “Bilgi toplumu ve toplumun bilgilenmesinde
kütüphanelerin rolü” [Çevrimiçi] Elektronik adres:
http://www.humanity.ankara.edu.tr/bilgibelge/ogrelfiles/ha/blg-topve-tpl-blg.doc.9
[20.04.2006].
151
Sağlamtunç, Tülin. 1990. “Toplumun kalkınmasında halk kütüphanelerinin rolü”, Türk
Kütüphaneciler Derneği 40. Yıl Kütüphanecilik Kurultayı 30 Kasım- 1 Aralık 1989,
Ankara: Türk Kütüphaneciler Derneği.
Sefercioğlu, Necmeddin. 1977. “Kataloglamada milletlerarası gelişmeler”, Türk
Kütüphaneciler Derneği Bülteni, 26 (83): 121- 134.
Shera, Jesse H. 1973. Knowing books and men; knowing computers too. Littleton, Colo Lib.
Unlimites Inc.
Soğuksu, Derya. 2003. “Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi’nde elektronik ortamda
sunulan danışma hizmetleri ve kullanıcı eğitimi”, Elektronik Gelişmeler Işığında
Araştırma Kütüphaneleri Sempozyumu Bildirileri içinde (29-33). Yay. Hazl. Fatih
Rukancı ve diğerleri. Ankara: Ankara Üniversitesi.
Soysal, Özer. 1998. Türk kütüphaneciliği: bilginin yazgısı. Ankara: Türk Kütüphaneciler
Derneği.
Tedd, Lucy A. 1988. “Bilgisayara dayalı kütüphane sistemleri: son yirmi yılın gözden
geçirilmesi”, Çev. Yaşar Tonta, Türk Kütüphaneciliği, 2 (3): 117- 119.
Tekman, Erkan. 1996. “Ulusal araştırma ağları ve ULAK- NET projesi”, Türk
Kütüphaneciliği, 10 (3): 307- 316.
The ALA Glossary of library and information science. Heartstill Young vd. Chicago.
Titiz, Tınaz. 1998. “Bilgi toplumu ve kolektif akıl dağıtmak” Bilgi ve Toplum içinde (27-36).
Yay. Hazl. Veysel Bozkurt ve diğerleri. İstanbul: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı.
Tonta, Yaşar, 1995. “Bilgi erişim sistemleri” [Çevrimiçi] Elektronik adres:
http://yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/yayinlar/kitap/bolum-2.pdf [01.04.2006].
Tonta, Yaşar. 1995. “Bilgi erişim sistemleri= Information retrival systems”, Türk
Kütüphaneciliği, 9 (3): 302- 314.
152
Tonta, Yaşar. 1996. “Internet, elektronik kütüphaneler ve bilgi erişim”, Türk Kütüphaneciliği,
10 (3): 215- 230.
Tonta, Yaşar. 1996. “Ulusal bilgi altyapısı ve internet= The nation information infrastructure
and internet”, Türk Kütüphaneciliği, 10 (3): 205- 211.
Tonta, Yaşar. 1998. “Ulusal akademik ağ ve bilgi merkezi”, Bilim ve Teknik, 31 (364): 66- 71.
Tonta Yaşar. 1999. “Bilgi toplumu ve bilgi teknolojisi”, Türk Kütüphaneciliği, 13 (4): 363-
375.
Tonta, Yaşar. 1999. “Kütüphanelerarası işbirliğinin neresindeyiz?”, Türk Kütüphaneciler
Derneğinin Kuruluşunun 50. Yılı Uluslar arası Sempozyum Bildirileri 17- 21 Kasım
1999, Ankara içinde (495-514). Ankara: Türk Kütüphaneciler Derneği.
Tonta, Yaşar. 2000. “Elektronik yayıncılıkta son gelişmeler”, Bilgi Dünyası, 1 (1): 106.
Tuncer, Nilüfer. 1986. “Kütüphanelerde bilgisayar kullanımının getirdiği sorunlar”, Türk
Kütüphaneciler Derneği Bülteni, 35 (2): 8- 15.
Tunçkanat, Hansın. 1979. Hacettepe Üniversitesi kütüphaneleri bilgisayara yönelik süreli
yayınlar sistemi. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Ankara, Hacettepe
Üniversitesi.
Türkiye’de kütüphanelerarası işbirliği üzerine bir değerlendirme= An evulation on library
cooperation in Türkey 2004. Mehmet Emin Küçük (ve diğerleri), Türk
Kütüphaneciler Derneği, (2): 1- 18.
Türkiye’de Kütüphanecilik Alanında Bilgisayar Uygulamaları I. Sempozyumu, 7-9 Mayıs
1984. Sonuç raporu. 1984. İstanbul: İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik
Bölümü.
153
Uçak, Nazan Özenç. 1995. “Teknolojik yenilikler ve geleceğin kütüphaneleri= Technologic
advances impacting libraries and librartes of the future”, Türk Kütüphaneciliği, 9
(1): 49- 55.
Unicode. 2002. “What is Unicode” [Çevrimiçi] Elektronik adres:
http://www.unicode.org.unicode/standart/WhatIsUnicode.html [24.03.2006].
Uysal, Neşecan. 1986. “Kütüphanenin eğitimdeki yeri”, Türk Kütüphaneciler Derneği
Bülteni, 35 (3): 34- 40.
Wilson, Tom ve Walsh, A. 1999. “ Information behaviour: An interdisciplinary perspective”
[Çevrimiçi] Elektronik adres: http://www.shef.ac.uk/~is/publications/prelims.htm
[16.03.2006].
Yalvaç, Mesut. 2004. “21. yüzyıla girerken halk kütüphaneleri: yaratıcı kütüphane
hizmetleri”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Bilgi ve Belge
Yönetimi Bölümünün Kuruluşunun 50. Yılı Anısına içinde (43-50). Yay. Hazl. Doğan
Atılgan. Ankara: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Bilgi ve Belge
Yönetimi Bölümü.
Yılmaz, Tuncer. 1987. “Kütüphane ve bilgisayar”, Türk Kütüphaneciliği, 1 (4): 191- 195.
Yılmaz, Tuncer. 1991. “Çözümlenmesi gereken bir sorun: Süreli yayınların otomasyonu”,
Kütüphane- Enformasyon- Arşiv Alanında Yeni Teknolojiler ve TÜRKMARC
SempozyumuBildiri Metinleri 1- 4 Ekim 1991, Beyazıt Devlet Kütüphanesi içinde
(200-203). Yay. Hazl. Hasan S. Keseroğlu. İstanbul: Türk Kütüphaneciler Derneği
İstanbul Şubesi.
Yonatis, Robert B. 2002. Understanding accessibility: A guide to achieving compliance on
web sites and intranets, New Hamphire: Hi Software Publishing.
154
EK:
Üniversite Kütüphaneleri Çalışanlarına Yöneltilmiş Olan Anket Soruları:
Sayın İlgili, Bu anket ülkemiz üniversite kütüphanelerinde kullanılmakta olan yerli kaynaklı, Türkçe tabanlı kütüphane otomasyon programlarının kapsamı, içeriği, kullanımı esnasında karşılaşılan avantaj ve dezavantajlarını en önemlisi de literatürde kütüphanecilik alanında kabul görmüş standartları ne kadar taşıyıp, taşımadığını belirleyebilmek amacı ile hazırlanmıştır. Anketimizi içtenlikle yanıtlamanızı diler. Katıldığınız için teşekkür ederiz. ANKETİ CEVAPLAYAN YETKİLİNİN Bulunduğu Üniversite/ Fakülte:
İsim Soyad:
Yetkilinin Çalıştığı Birim:
Kütüphanede Kullanılan Otomasyon Programının Adı:
Programın Hangi Tarihten Beri Kullanıldığı:
Kullanılan Otomasyon Programından Memnun Musunuz?
155
KÜTÜPHANE OTOMASYON PROGRAMI TEKNİK ÖZELLİKLER
YAZILIM ÖZELLİKLERİ
A- GENEL
EVET
HAYIR
• Sistem kullanıcı dostu bir arayüze ve kullanım esnasında yol gösterici yardım menülerine sahip mi?
• Sistemde sayfalar arası geçiş ana sayfaya dönmeden her ekrandan yapılabiliyor mu?
• Sistemin veri tabanında ki bilgiler kolaylıkla yedeklenebiliyor mu? Zaman periyodu ayarlanabiliyor mu?
• Program, başka bir ara programa ihtiyaç duymaksızın internet uyumlu olarak çalışabiliyor mu?
• Sistemde IP numarası erişim kontrolü yapılabiliyor mu?
• İstenilen IP numarası aralıkları belirtilerek, bu IP aralığından erişim yapacak olan kullanıcılara, elektronik yayın, tam metin, tez vb. dermedeki özel materyallere erişim hakkı verilebiliyor mu?
• Programın yazılım kodları belirli şartlar/ sözleşmeler karşılığında alıcıya verilebiliyor mu?
• Her modül içerisinde kullanıcı/ kütüphaneci bazlı yetkilendirmeler yapılabiliyor mu?
• Sisteme uygulanan yazılım güncellemelerinde istem ve veri bütünlüğü korunabiliyor mu?
• Sistemin çoklu dil desteği var mı? • Sistemin tüm modülleri Türkçe ile tam uyumlu olarak çalışıyor mu? Karakter
sorunları yaşanıyor mu?
• Sistemin çoklu kullanıcı desteği var mı? • Sistem sınırsız kayıt imkanı tanıyor mu? • Tek merkezden yönetilebilecek şekilde çoklu kütüphane olarak kullanım desteği
var mı?
• Program en az 1 yıl üretici firma garantisi altında mı? • Program, internet üzerinden gerektiğinde müdahale edilmeye ve servis verilmeye
müsait mi?
• Sistemin Türkiye’de lisanslı kullanıcı/ kullanıcıları var mı? • Sistemin yurtdışında lisanslı kullanıcı/ kullanıcıları var mı?
B- KATALOGLAMA
EVET
HAYIR
• Sistem kataloglama işlemlerinde MARC standardını destekliyor mu? • MARC standardının tüm temel ve alt alanları kullanılabiliyor mu? • Program dünyada ve Türkiye’de kullanılan bütün MARC uyumlu programlardan
ve veritabanlarından (OCLC CAT vb.) kayıt alabilme özelliğine sahip mi?
• Sistem içeriden veri transferine izin veriyor mu?
156
• Sistem Dewey ve LC sınıflama sistemlerini destekliyor mu? • Yazar adı, eser adı, dizi, not bilgileri vb diğer bütün alanlarda veri girişi
esnasında karakter sınırı var mı?
• Veri girişi esnasında yazar adı, konu, dizi, yayıncı otorite dosyaları otomatik olarak hazırlanabiliyor mu?
• “Bkz. ve Ayr.Bkz.” göndermeleri ile her yayın ile ilgili sınırsız sayıda izleme bilgisi verilebiliyor mu?
• Kataloglanan eserlere TIF, GIF, JPEG, BMP formatında resimler ilintilenebiliyor mu?
• Programda ödünç verme süresi kataloglama esnasında her bir yayın için tanımlanabiliyor mu?
• Okuyucu bu yayının ödünç alınıp alınamayacağını, alınabilecek ise kaç saatlik veya günlük olacağını görebiliyor mu?
• Kütüphaneci, kütüphanede hangi yayın türünde kaç adet materyal var, hangi makineden kaç kayıt girilmiş, kütüphanede bulunan İngilizce kitaplar kaç adet vb. gibi listeler alınabiliyor mu?
C- SORGULAMA
EVET
HAYIR
• Sorgulama herhangi bir kişinin bir şey bilmesini ve istediği bilgiden başka bir şey yazmasını gerektirmeyecek kadar basit düzeyde yapılabiliyor mu?
• Ve, veya operatörleri ile büyüktür, küçüktür, büyükeşittir gibi mantıksal operatörler yardımı ile sorgulamalar yapılabiliyor mu?
• Katalog ve demirbaş bilgilerinin tamamında sorgulama yapılabiliyor mu? • Sorgulamalarda, kayıt numarası, yayın, tür, yıl, kopya sayısı ve dil kodu gibi
detaylar belirtilerek sınırlamalar yapılabiliyor mu?
• Sorgulama sonuçları üzerinden tekrar sorgulamalar yapılarak sonuçlar özelleştirilebiliyor mu?
• Yazar adı, eser adı, dizi ve not bilgileri yanında bütün alanlarda serbest metin sorgulaması yaptırılabilmektedir.
• Yapılan sorgulama sonucu bulunması istenilen kayıt sayısı belirlenebiliyor mu? D- ÖDÜNÇ VERME VE ÜYE TAKİBİ
EVET
HAYIR
• Üyeler üye kodu, bölüm, ve üye numarası ile kimlik bilgileri verilerek sisteme tanıtılabiliyor mu?
• Üyelerin resimleri sisteme eklenebiliyor mu? • Üye listeleri, bölümlere göre ve toplam alınan kitap sayılarına göre alınabiliyor
mu?
• Üyeler gruplara ayrılara ger grup için farklı yetkiler, haklar verilebiliyor mu? • Ödünç verme süresi saatlik ve günlük bazda uygulanabiliyor mu? • Ödünç verme süresi her esere göre belirlenebiliyor mu? • Okuyucunun ödünç alma isteği, istenilen eserin tüm kopyalarının dışarıda olması
durumunda rezerv işlenme dönüştürülebiliyor mu?
• Kullanıcı önceden belirlenen sınırları aştığında (ödünç kitap verme sınırı, gün opsiyonu) sistem uyarı veriyor mu?
• Günlük kontrol raporu ile belirtilen bir tarihte iade edilmesi gereken materyal listelenebiliyor mu?
157
• En çok ödünç alan üye, en çok okunan kitap, en çok okunan konu vb. gibi listeler alınabiliyor mu?
• Süresi içerisinde iade edilmeyen yayınlar için seçimli olarak hatırlatma formları kullanıcıların posta adreslerine otomatik olarak gönderilebiliyor mu?
• Okuyucular sorguladıkları bir yayının istedikleri zaman internet ve intranet üzerinden kendileri için rezerve ettirebiliyorlar mı?
• Üyeler internet üzerinden kendileri hakkında verilecek olan şifrelerle sorgulama yaparak üzerlerinde bulunan materyallerin geleceği, geldiği ve gelmesi gereken tarihleri görebiliyorlar mı?
• Üyelere programdan kendileri ile alakalı özel ve genel bilgiler duyurulabiliyor mu?
E- SÜRELİ YAYINLAR TAKİBİ
EVET
HAYIR
• Süreli yayınlar günlük, haftalık, aylık, yıllık olarak tek bir ekran üzeriden izlenebiliyor mu?
• Ayrıca, düzensiz olarak yayınlan eserler de aynı yapı içerisinde görüntülenebiliyor mu?
• Her bir sayının tek tek takip edildiği (nereden geldiği, fiyat, geliş şekli vs.), süreli yayının içindekiler bölümü özet bilgileri ( abstract) da yazılabiliyor mu?
• Tüm yayınlar ile ilgili istek ve ödeme detayları istenildiği an ekran ve/veya yazıcıdan alınabiliyor mu?
• Çalışılan firmaların borç/ alacak durumları, herhangi bir firmadan alınan yayınlar ve yapılan ödemeler istenildiği an görülebiliyor mu?
• Daha önce belirtilen parametrik ciltleme bilgileri çerçevesinde hazırlanan ciltleme işlemleri ekranda detaylı olarak izlenebiliyor mu?
• Bu liste üzerinde istenilen ekleme ve düzeltmeler yapılarak isteğe bağlı olarak cilde gönderme işlemleri tamamlanabiliyor mu?
• Kütüphaneye teslim edilen ciltler kontrol edilerek eksik veya hatalı olan ciltler yeniden cilde gönderilebiliyor mu?
• Eksik sayıları bulunan herhangi bir yayın ile ilgili “eksik sayı isteme” yazıları otomatik olarak yazdırılabiliyor mu?
• Abone süresi biten bir yayın ile ilgili uyarılar, kullanıcının belirlediği süre öncesinde otomatik olarak verilebiliyor mu?
• Abone yenileme yazıları istenildiği anda yazıcıdan alınabiliyor mu? • Kütüphanede günlük, haftalık, aylık, yıllık kaç adet süreli yayın var, hangi
firmalardan en çok yayın satın alındığı, hangi firmaya ne kadar para ödendiği, cilde giden veya ciltten gelen yayınların sayıları vb. istatistikler alınabiliyor mu?
F- SAĞLAMA - SATIN ALMA
EVET
HAYIR
• Kataloglama modülü ile entegre ve eş zamanlı çalışabiliyor mu? • Kataloglamada girilen bir kaydın satın alma bilgilerine otomatik olarak sipariş
numarası üzerinden bağlantı kurulabiliyor mu?
• Satın alma modülünde materyale ait bazı önemli bilgilerin girilmesinden sonra bu bilgiler kataloglama modülüne otomatik olarak taşınabiliyor mu ve okuyucu internet ve intranetten arama yaptığında bu kitabın siparişte olduğunu görebiliyor mu?
158
• Kütüphaneye bağlı veya dışarıdan gelen materyal isteklerinin alınmasına ve kaydedilmesine imkan tanıyor mu?
• Bu istekler fakülte, bölüm, anabilim dalı düzeyinde görüntülenip listelene biliyor mu?
• Bu istekler birimler haricinde internet veya intranet yardımı ile yapılabiliyor mu? • Harcamaların bütçelenmesi yapılabiliyor mu • Çalışılan firmalara alınacak materyallerle ilgili listeler gönderilebiliyor mu? • Gerektiğinde 3firma arasında geçici kıyas yaparak en düşük fiyat veren firmalar
görüntülenebiliyor mu? Aynı fiyatları içeren teklifleri kütüphanecinin insiyatifine bırakarak tercih etmesi sağlanabiliyor mu?
• Bütün alımlarda fiyatlar Türk Lirası veya döviz cinsine göre ayrılabiliyor mu? Ayrıca, döviz ile yapılan alımlarda fiyatlar kur girilerek Türk Lirasına çevrilebiliyor mu?
• Tüm alan bilgilerine göre seçmeli arama yapılarak, arama sonuçları ekrandan, yazıcıda ve değişik formatlarda alınabiliyor mu?
top related