rİsklİ yapilar ve kentsel dÖnÜŞÜm ÇaliŞmalari, …
Post on 16-Oct-2021
29 Views
Preview:
TRANSCRIPT
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
RİSKLİ YAPILAR VE KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARI, TUNCELİ ÖRNEĞİ
Özcan KINAŞ
Danışman Dr. Öğr. Üyesi Mehmet FENKLİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ YAPI EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI
ISPARTA-2019
© 2019 [Özcan KINAŞ]
TAAHHÜTNAME
Bu tezin akademik ve etik kurallara uygun olarak yazıldığını ve kullanılan tüm literatür bilgilerinin referans gösterilerek tezde yer aldığını beyan ederim.
Özcan KINAŞ
i
İÇİNDEKİLER
Sayfa
İÇİNDEKİLER ..................................................................................................................................... i ÖZET ................................................................................................................................................... iii ABSTRACTS ...................................................................................................................................... iv TEŞEKKÜR ......................................................................................................................................... v ŞEKİLLER DİZİNİ ........................................................................................................................... vi ÇİZELGELER DİZİNİ ..................................................................................................................... vii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ ................................................................................. viii 1. GİRİŞ................................................................................................................................................ 1 2. KAYNAK ÖZETLERİ ................................................................................................................... 3 3. MATERYAL VE YÖNTEM ...................................................................................................... 10
3.1. Materyal .............................................................................................................................. 10 3.1.1. Türkiye’de Deprem Tarihine Bir Bakış ........................................................... 10 3.1.2. Tunceli İli.................................................................................................................... 13
3.1.2.1. Tunceli ili ve çevresinde deprem riski .................................................... 14 3.1.2.2. Bölgenin tektonik özellikleri ve aktif faylar .......................................... 15
3.1.2.2.1. Bölgenin depremselliği ve 08.03.2010 Kovancılar depremi 16 3.1.2.2.2. Bölgenin depremselliği ve 2003 Pülümür depremi ................. 17
3.1.3. Kent .............................................................................................................................. 18 3.1.3.1. Kentsel dönüşüm ............................................................................................. 18 3.1.3.2. Türkiye’de kentsel dönüşümün yasal dayanakları ............................ 19 3.1.3.3. Kentsel dönüşümün hedefleri .................................................................... 19 3.1.3.4. Kentsel dönüşümde kullanılan uygulama biçimleri .......................... 20 3.1.3.5. Kentsel dönüşümün tarihsel gelişimi ...................................................... 21 3.1.3.6. Dünyada ve Türkiye’de kentsel dönüşüm uygulamaları ................. 22
3.1.4. Dünyadan Kentsel Dönüşüm Projesi Uygulamaları ................................... 23 3.1.4.1. Hiroşima – Danbara kenti kentsel dönüşüm projesi (Japonya) .... 23 3.1.4.2. Trafalgar meydanı kentsel dönüşüm projesi (İngiltere) ................. 24 3.1.4.3. Postdam meydanı kentsel dönüşüm projesi (Almanya) .................. 25 3.1.4.4. La Defense kentsel dönüşüm projesi (Fransa) .................................... 26 3.1.4.5. Guangzhou Pearl nehri kentsel dönüşüm projesi (Çin) ................... 27 3.1.4.6. Solidere ( Beyrut Tarihi Kent Merkezi) kentsel dönüşüm projesi
(Lübnan) ............................................................................................................. 28 3.1.4.7. Rio kenti gecekondu sağlıklaştırma programı (Brezilya) ............... 30
3.1.5. Yapı ............................................................................................................................... 31 3.1.5.1. Riskli yapı ........................................................................................................... 32 3.1.5.2. Riskli yapı tespiti ............................................................................................. 32
3.1.5.2.1. Riskli yapı tespiti için gerekli belgeler .......................................... 32 3.1.5.2.2. Riskli yapıların tespit edilmesine yetkili kuruluşlar ................ 32
3.2. Metot .................................................................................................................................... 33 3.2.1. Riskli Yapıların Tespit Edilmesine (RYTE’ Ye) Göre Yapılarda Riskli
Yapı Tespit Raporu ................................................................................................ 33 3.2.1.1. RYTE’ ye yığma yapılarda riskli yapı tespit raporu ........................... 33
3.2.1.1.1. RYTE ve DBYBHY göre riskli yapı analizi ..................................... 33 3.2.1.1.2. Taşıyıcı sistem proje veya rölövesi ve üç boyutlu modeli ..... 33 3.2.1.1.3. Taşıyıcı duvar malzemesinin belirlenmesi .................................. 34
ii
3.2.1.1.4. Yığma binaların taşıyıcı sistem ve malzeme özelliklerinin belirlenmesi ........................................................................................... 34
3.2.1.1.5. Riskli yapı tespitinin A.R.A.A.D.NET sistemine işlenmesi ...... 37 3.2.1.2. RYTE’ ye göre ahşap, kerpiç ve taşıyıcı özelliği olmayan
yapılarda riskli yapı tespit raporu ........................................................... 38 3.2.1.2.1. RYTE ve DBYBHY göre riskli yapı analizi ..................................... 38 3.2.1.2.2. Riskli yapı tespitinin A.R.A.A.D.NET sistemine işlenmesi ...... 38
3.2.1.3. RYTE’ye göre betonarme yapılarda riskli yapı tespit raporu ........ 39 3.2.1.3.1. Yapı fotoğrafları ve uydu fotoğrafı .................................................. 39 3.2.1.3.2. Bilgi Düzeyi Katsayısı ........................................................................... 39 3.2.1.3.3. Kritik katın belirlenmesi ..................................................................... 39 3.2.1.3.4. Taşıyıcı sistem proje veya rölövesi ve üç boyutlu modeli ..... 40 3.2.1.3.5. Tahribatlı olarak donatı tespiti (RYTE 3.2) ................................. 41 3.2.1.3.6. Tahribatsız olarak donatı tespiti ..................................................... 41 3.2.1.3.7. Tahribatsız olarak beton dayanımı tespiti (RYTE 3.2) ........... 42 3.2.1.3.8. Tahribatlı olarak beton dayanımı tespiti ..................................... 43 3.2.1.3.9. Karot alınması ve donatı tespitinin fotoğraflanması ............... 45 3.2.1.3.10. Karot alınan ve donatı tespiti yapılan elemanların rölöve
üzerinde işlenmesi .............................................................................. 46 3.2.1.3.11. Riskli yapı tespit raporuyla alakalı, bütün rapor, analiz ve
fotoğraflar CD ortamında verilmeli .............................................. 47 3.2.1.3.12. Riskli Yapı Tespitinin A.R.A.A.D.NET Sistemine İşlenmesi . 52
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ..................................................................................................... 53 4.1. 2013-2017 Yılları Tunceli Bölgesinde Riskli Yapılar İncelenmesi
(Örnek Çalışma) ............................................................................................................... 53 5. SONUÇLAR ve ÖNERİLER .................................................................................................... 58 KAYNAKLAR .................................................................................................................................. 59 ÖZGEÇMİŞ ....................................................................................................................................... 62
iii
ÖZET
Yüksek Lisans Tezi
RİSKLİ YAPILAR VE KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARI,
TUNCELİ ÖRNEĞİ
Özcan KINAŞ
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Yapı Eğitimi Ana Bilim Dalı
Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Mehmet FENKLİ
Türkiye’de meydana gelen depremler ve depremlerin neden olduğu can ve mal kayıplarının minimum seviyeye düşürülmesi için riskli yapıların tespit edilmesi gereklidir. Çalışmada Tunceli İli örnek seçilerek riskli yapılar tespit edilmiş ve mevcut durum değerlendirilmiştir. Çalışma bölge insanının gelecekte yaşayabileceği olası can ve mal kaybının önüne geçmesi yönünden önemlidir. Bu amaçla, Çevre Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğünün çıkardığı Afet riski altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkındaki kanun kapsamında Tunceli ilinde halkının istekleri doğrultusunda mevcut yapı stoku içindeki yapıların risk tespiti oranları belirlenmiş ve belirlenen bu oranlara bakılarak risk değerlendirmesi yapılmıştır. Çalışma alanı olarak Tunceli merkez ve ilçeleri Hozat, Pertek, Çemişgezek, Nazimiye, Pülümür, Mazgirt ve Ovacık ilçeleri seçilmiştir. Yapılan tespitler sonucunda risk oran değerlerine bakarak mevcut yapıların güçlendirme çalışması yapılmasına ya da yıkılıp yerlerine yeni projeler uygulanmasına karar verilmiştir. Betonarme, yığma ve kerpiç yapıların tamamı riskli tespit edilmiştir. Anahtar Sözcükler: Betonarme, deprem, karot, kentsel dönüşüm 2019, 62 Sayfa
iv
ABSTRACTS
M.Sc. Thesis
RISKED BUILDINGS AND URBAN TRANSFORMATION WORKS,
TUNCELI SAMPLE
Özcan KINAŞ
Süleyman Demirel University Graduate School of Natural and Applied Sciences
Building Education
Supervisor: Dr. Öğr. Üyesi Mehmet FENKLİ
The work is important in terms of preventing the future of the people in the region, In order to determine the risky structures for decreasing the life and goods caused by earthquakes and to the minimum level, it was evaluated that risky structures were determined by selecting Tunceli samples. For this purpose, the Ministry of Environment and Urbanization General Directorate of Urban Infrastructure and Urban Transformation Services for the purpose of the transformation of areas under the risk of disaster in the scope of the disaster in the province of Tunceli in accordance with the wishes of the people in the existing building stock the risk assessment rates of the structures determined by looking at the rate of risk assessment was made. As the study area, the districts and districts of Tunceli were selected as Hozat, Pertek, Çemişgezek, Nazimiye, Pülümür Mazgirt and Ovacik. As a result of the determinations made, it was decided that the existing structures will be strengthened or new projects will be applied in the places they are considered. Reinforced concrete, yigma and mud brick structures were found to be risky. Key Words: Reinforced concrete, earthquake, coring, urban transformation 2019, 62 Pages
v
TEŞEKKÜR
Bu araştırma için beni yönlendiren, karşılaştığım zorlukları bilgi ve tecrübesi ile aşmamda yardımcı olan değerli danışmam hocam Dr. Öğr. Üyesi Mehmet FENKLİ’ye teşekkürlerimi sunarım. FYL 2018-6740 No’lu Proje tezimi maddi olarak destekleyen Süleyman Demirel Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Yönetim Birimi Başkanlığı’na teşekkür ederim. Tezimde bana yardımcı olan Tunceli Çevre Şehircilik Bakanlığı Çalışanlarına teşekkür ederim. Tezimin her aşamasında beni yalnız bırakmayan aileme ve eşime sonsuz sevgi ve saygılarımı sunarım.
Özcan KINAŞ ISPARTA, 2019
vi
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa
Şekil 3.1. Türkiye diri fay haritası ......................................................................................... 10 Şekil 3.2. Tunceli ili deprem haritası .................................................................................... 15 Şekil 3.3. Taşıyıcı sistem proje veya rölövesi ve üç boyutlu modeli ........................ 34 Şekil 3.4. Yığma binada kullanılan yapı malzemesi ........................................................ 34 Şekil 3.5. Riskli yapı tespitinin A.R.A.A.D.NET sistemine işlenmesi ......................... 37 Şekil 3.6. RYTE’ ye göre ahşap, kerpiç ve taşıyıcı özelliği olmayan yapılarda
riskli yapı tespit raporu ......................................................................................... 38 Şekil 3.7. Yapı fotoğrafları ve uydu fotoğrafı ..................................................................... 39 Şekil 3.8. Kritik katın belirlenmesi ........................................................................................ 40 Şekil 3.9. Taşıyıcı sistem proje veya rölövesi ve üç boyutlu modeli ........................ 40 Şekil 3.10. Tahribatlı olarak donatı tespiti (RYTE 3.2) ................................................. 41 Şekil 3.11. Tahribatsız olarak donatı tespiti ...................................................................... 41 Şekil 3.12.Tahribatsız olarak beton dayanımı tespiti .................................................... 43 Şekil 3.13. Tahribatlı olarak beton dayanımı tespiti ...................................................... 44 Şekil 3.14. Karot alınması ve donatı tespitinin fotoğraflanması ............................... 45 Şekil 3.15. Karot alınan ve donatı tespiti yapılan elemanların rölöve üzerinde
işlenmesi ................................................................................................................... 46 Şekil 3.16. Kritik kat, kolon perdelerinin risk sınır kontrolü...................................... 50 Şekil 3.17. Riskli yapı tespitinin A.R.A.A.D.NET sistemine işlenmesi ...................... 52
vii
ÇİZELGELER DİZİNİ
Sayfa
Çizelge 3.1. Türkiye’de meydana gelen önemli depremler ......................................... 12 Çizelge 3.2. Tunceli ve çevresinde görülen önemli depremler .................................. 16 Çizelge 3.3. Çeşitli Kurumlarca depremin yeri, büyüklüğü ve derinliğine
ilişkin Bilgiler ........................................................................................................ 17 Çizelge 3.4. RYTE ve DBYBHY Göre Riskli Yapı Analizi ................................................. 33 Çizelge 3.5. Serbest Basınç dayanımı bilinmeyen duvarların basınç emniyet
gerilmeleri .............................................................................................................. 35 Çizelge 3.6. Narinlik oranına göre emniyet gerilmeleri için azaltma katsayıları 35 Çizelge 3.7. Duvarların çatlama emniyet gerilmesi ........................................................ 35 Çizelge 3.8. τem=τo+µ*σ değerleri .......................................................................................... 36 Çizelge 3.9. Yığma duvarların kat kesme kapasite kontrolü ....................................... 36 Çizelge 3.10. Kayma Kapasite Kullanım Oranı Durum .................................................. 36 Çizelge 3.11. Binalar İçin Bilgi Düzeyi Katsayıları .......................................................... 39 Çizelge 3.12. Tahribatsız olarak donatı tespiti ................................................................. 41 Çizelge 3.13. Duvarların çatlama emniyet gerilmesi ..................................................... 43 Çizelge 3.14. Beton basınç dayanımı .................................................................................... 44 Çizelge 3.15. Riskli Yapı Tespit Analiz ................................................................................. 47 Çizelge 3.16. Hareketli yük aktarım katsayısı .................................................................. 47 Çizelge 3.17. Kritik kat duvar etkileri değerlendirmesi ................................................ 48 Çizelge 3.18. Kritik kat kolonları sınır değerleri.............................................................. 48 Çizelge 3.19. Kritik kat duvar etkilerinin değerlendirmesi ......................................... 49 Çizelge 3.20. Riskli binaların tesbiti yönetmeliğine göre yapının kontrolü .......... 50 Çizelge 3.21. kat kesme kontrolü ........................................................................................... 50 Çizelge 3.22. Riskli binaların tespiti yönetmeliğine göre yapının kontrolü .......... 51 Çizelge 3.23. sınır değer kontrolü ......................................................................................... 51 Çizelge 4.1. Tunceli Merkez ve ilçe sınırları içinde 01.01 2013- 31.12.2013
tarihleri arasında 13 yapının risk tespit analizi ...................................... 53 Çizelge 4.2. Tunceli Merkez ve ilçe sınırları içinde 01.01 2014- 31.12.2014
tarihleri arasında 60 yapının risk tespit analizi ...................................... 54 Çizelge 4.3. Tunceli Merkez ve ilçe sınırları içinde 01.01 2015- 31.12.2015
tarihleri arasında 56 yapının risk tespit analiz ........................................ 55 Çizelge 4.4. Tunceli Merkez ve ilçe sınırları içinde 01.01 2016- 31.12.2016
tarihleri arasında 32 yapının risk tespit analizi ...................................... 56
viii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
Asx :x yönünde deprem katılım oranı Asy :y yönünde deprem katılım oranı BAF :Batı Anadolu Fay Hattı cm :Santimetre cm2 :santimetre kare DAF :Doğu Anadolu Fayı fem :Basınç emniyet gerilmesi Hz :Frekans I :Bina bilgi katsayısı KAF : Kuzey Anadolu Fayı m :Metre mm :Milimetre Mpa :basınç dayanımı N :Newton Ra :Kat Kesme RYTE :Riskli Yapıların tespit edilmesine S :Periyot To :Duvar çatlama emniyet gerilmesi TOKİ : Toplu Konut İdaresi Başkanlığını, TS :Türk standartları TSE : Türk Standartları Enstitüsü σ :Gerilme
1
1. GİRİŞ
Türkiye’de son 70 yılda çeşitli doğal olaylarından hasar gören konut sayısı
650.000 civarındadır. Bu toplamın %67’sı depremlerden; %15’i su
baskınlarından, %9’u yer kaymalarından, %7’si kaya düşmelerinden ve %2’si
meteorolojik olaylardan (çığ düşmesi vb.) kaynaklıdır. Bu doğal afetlerden en
önemli olanı depremlerdir. Türkiye topraklarının % 98’i deprem riski
altındadır. Ülkemizde meydana gelen depremler gelişmiş ülkelere oranla daha
fazla yıkım ve can kaybına sebep olmaktadırlar.
Doğal afetlerde, can ve mal kayıpların önlenmesi için yapıların risk tespitlerinin
yapılması gerekmektedir. Tespit edilen yüksek riskli yapıların yıkılıp yerine
depreme dayanıklı yapılar tasarlanmalıdır. Risk oranı az olan yapıların
güçlendirme yapılarak depreme karşı daha dayanıklı yapılara dönüştürülerek
oluşabilecek can ve mal kayıplarının önüne geçilmelidir.
Yerleşim yerleri, özellikle kentler, toplumsal yaşam mekânları olarak birer canlı
organizmaya benzetilebilir. Dolayısıyla her canlı organizma gibi zaman geçtikçe
yaşlanır ve yıpranırlar. Dünyada ve ülkemizde, kentlerin yenilenmesi ve tekrar
yaşanır hale gelmesi amacıyla kentsel dönüşüm modelleri planlanır ve
uygulanır.
Avrupa ve Amerika’da 19. yüzyılın başlarından itibaren kentsel planlamada bir
uygulama aracı olarak kullanılan kentsel dönüşüm; zaman içinde farklı
uygulamalara sahne olmuştur. Tarihi doku korunarak geniş cadde ve
meydanların açılmasını içeren ilk uygulama örneklerinden, ütopist modellere;
sosyal konut üretme amaçlı yenileme operasyonlarından, yakın zamanda
uygulanan büyük ölçekli kentsel projelere kadar kentsel dönüşüm uygulamaları
sonuçları itibariyle büyük nüfus gruplarının yerinden edilmesi, sosyal dışlanma
gibi birçok soruna neden olmuştur.
Türkiye'de ise Kentsel dönüşüm Riskli yapı stoku ortadan kaldırarak, modern,
insan yaşamına uygun ergonomik yapılar tasarlanabildiği gibi insanı ve toplumu
2
dışlayan, yalnızca yapı stokunu arttırarak kentsel rantı arttıran bir araca
dönüşebilir. kentsel planlama, kentsel alanların yalnızca genişletilmesini
kolaylaştıran, yatırımların bu amaçla yönlendirilmesini sağlayan bir anlayıştan
uzak durulmalıdır.
Çalışma Giriş ile birlikte beş bölümden oluşmuştur. İkinci bölümde konu ile ilgili
yapılmış önceki bilimsel çalışmalara yer verilmiş, üçüncü bölümde materyal ile
uygulanan yöntemler tanımlanmış, dördüncü bölümde araştırmadan elde edilen
bulgular sunulmuş ve benzer çalışmalar ile sonuçları tartışılmış, beşinci
bölümde ise ulaşılan sonuçlar özetlenerek önerilerde bulunulmuştur.
3
2. KAYNAK ÖZETLERİ
Arpat ve Garoğlu (1972)’na göre, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat
Bölümü’nde kalan incelme alanı tektonik açıdan Doğu Anadolu Fayı (DAF) ile
Karakoçan Fayı’nın kesişme noktasında yer almaktadır. DAF, Arap-Afrika
levhası ile Avrasya levhası arasındaki kıta kıta çarpışması sonucu Kuzey
Anadolu Fayı (KAF) ile birlikte ortaya çıkmış bir transform faydır. DAF,
Karlıova-Antakya arasında kuzey doğu –güney batı doğrultusunda, toplam 580
km uzunluğunda ve sol yanal atımlıdır.
Eyidoğan (1988), Batı Anadolu Fay Hattı (BAF)’nın Ege Bölgesi’nde ve Güney
Marmara çöküntü alanlarının kenarlarında yer aldığını belirtmiştir. Büyük
Menderes, Küçük Menderes ve Gediz Grabenleri İzmir Körfezi kıyıları, Bakırçay
Grabeni, Edremit Körfezi kıyıları, Ulubat ve Manyas Gölleri, Bursa, Yenişehir,
İnegöl, İznik depresyonlarının oluşumuna neden olan faylar bu kuşakta yer alır.
Doğu-batı doğrultusunda uzanan ve yaklaşık 1500 km uzunluğunda olan Kuzey
Anadolu Fayı (KAF) tarafından oluşturulmaktadır. KAF’nin yaklaşık 200 km’lik
kısmı ise Marmara Denizi içindedir. KAF İzmit Körfezi’nin doğusunda 3 ana dala
ayrılarak Marmara bölgesine ilerler. Bu 3 ana kırık hattının ayırmış olduğu
yerkabuğu blokları sağ-sol ve yukarı-aşağı yönlü hareketler yaparlar. Jeolojik ve
sismolojik çalışmalar sağ-sol yönlü hareketlerin yılda 2-2,5 cm’ye kadar
eriştiğini saptamıştır. Marmara bölgesinde yerkabuğu deformasyonları yılda 7,0
mm’lik hızla kuzey-güney yönünde açılmakta, 10 mm’lik hızla sıkışmakta ve 20
mm’lik bir hızla sağ yönlü faylanma şeklinde meydana gelir.
Tombul (1990) tarafından, DAF, tarihsel ve aletsel dönemde yıkıcı özelliklerde
büyük depremler üretmiş olup tarihsel dönemlerde fay zonuna yakın
yerleşmelerde büyük can kayıpları yaşandığı ve yıkımlar meydana geldiği
belirlenmiştir. Bu depremlerin büyük bölümünün magnitüd değeri 5-7 arasında
değişmektedir. İnceleme alanı ve çevresinde geçmişte önemli depremlerin
yaşandığı ve gelecekte de şiddetli depremlerin görülebileceği yapılan diğer
çalışmalarda ortaya konulmuştur.
4
İlhan (2000)’a göre, ölçüm yapılacak yüzey temiz, düz ve kuru bir satıh
olmalıdır. Bunun için beton yüzeyi boya, yağ, toz gibi maddelerden arındırılarak
düzgün bir hale getirilmelidir. Temizleme işlemi çekiç ile birlikte verilen
zımpara taşı ile yapılabilir. Hiçbir şekilde sıva üzerinden ölçüm alınmamalıdır.
Mevcut bir betonun karakteristik basınç dayanımının tespiti, en gerçekçi olarak,
betondan karot numunesi alınıp bu numunenin serbest basınç deneyine tabi
tutulmasıyla yapılabilmektedir. Ancak karot numunesi alımı mevcut yapıyı
tahrip ettiğinden en son tercih edilmesi gereken ve mutlaka ehil kişiler
tarafından yapılması gereken bir yöntemdir.
Akçay (2000)’a göre, yapıdan alınan karot numunesi ile betona ait yoğunluk, su
emme, alkali agrega reaktivitesi, çekme dayanımı ve benzeri bilgilerde elde
edilebilir.
Roberts (2000)’e göre dönüşüm, faaliyet alanı ve doğası gereği mevcut şehrin
yapısına ve burada yaşayan insanların fiziksel, sosyal ve ekonomik geleceği
üzerine ve buna bağlı olarak da kentin bütün geleneklerine etki edebilmektedir.
Bu nedenle, bütün planlama çalışmalarında, sosyologlar, ekonomistler,
mühendisler, mimarlar, plancılar ve peyzaj mimarları gibi farklı disiplinlerin
birlikte çalışması gerekmektedir. Kentsel dönüşüm, beş temel amaca hizmet
etmek üzere tasarlanmalıdır:
Kentin fiziksel koşulları ile toplumsal problemleri arasında doğrudan bir
ilişki kurulmasıdır. Kentsel alanların çöküntü alanı haline gelmesindeki en
önemli nedenlerden birisi toplumsal çökme ya da bozulmadır. Kentsel dönüşüm
projeleri, temelde toplumsal bozulmanın nedenlerini araştırmalı ve bu
bozulmayı önleyecek önerilerde bulunmalı.
Kentsel dönüşüm; kent dokusunu oluşturan birçok öğenin fiziksel olarak
sürekli değişim ihtiyacına cevap vermelidir. Bir başka deyişle, kentsel dönüşüm
projeleri kentin hızla büyüyen, değişen ve bozulan dokusunda ortaya çıkan yeni
5
fiziksel, toplumsal, ekonomik, çevresel ve altyapısal ihtiyaçlara göre, kent
parçalarının yeniden geliştirilmesine olanak sağlamalı.
Kentsel refah ve yaşam kalitesini artırıcı bir ekonomik kalkınma
yaklaşımını ortaya koymalı.
Fiziksel ve toplumsal bozulmanın yanı sıra, kentsel alanların çöküntü
bölgeleri haline gelmelerinin en önemli nedenlerinden birisi, bu alanların
ekonomik canlılıklarını yitirmesidir. Kentsel dönüşüm projeleri fiziksel ve
toplumsal çöküntü alanları haline gelen kent parçalarında ekonomik canlılığı
yeniden getirecek stratejileri geliştirmeyi ve böylece kentsel refah ve yasam
kalitesini artırmayı amaçlamalı.
Kentsel alanların en etkin biçimde kullanımına ve gereksiz kentsel
yayılmadan kaçınmaya yönelik stratejilerin ortaya koyulmasıdır. Kentsel
Dönüşüm projelerinde bölgenin sorunlarının ve potansiyellerinin niteliğine
bağlı olarak, bu hedeflerden biri veya bir kaçı ön plana çıkabilmektedir.
Sasaki (2002)’ye göre, dünyada ve Türkiye’de kentsel dönüşüm uygulamaları
incelendiğinde; Guangzou kenti kentleşme hızı dünyadaki her yerden çok daha
fazla olan Pearl Nehri deltasının merkezinde yer alır ve dünyadaki birçok
endüstriye ev sahipliği yapar. Bu endüstrileşmiş bölgeye doğru hızlı bir
dönüşüm oluşmuştur. Bu dönüşümün sonucunda kentte arazi kullanımı ve
çevresel kaynaklar açısından büyük bir baskı oluşturmaktadır. Bu baskıya
karşılık devlet burada bölgesel bir planlama safhası oluşturmuştur. Böylece
deltanın gelişimi daha iyi koordine edilecektir. Bu safha sonucunda kentin
Güneydoğusunda 370 kilometrekarelik bölgede 65 kilometre uzunluğundaki
Pearl Nehri boyunca tarım alanları, köyler, tarihi bölgeler ve adalar
oluşturulmuştur.
Gürler (2003)’e göre, kentsel dönüşüm uygulamaları ilk olarak, 19. yüzyılda
Avrupa’da yaşanan kentsel büyüme hareketleri sonucunda, bazı bölgelerin
yıkılıp yeniden yapılması (kentsel yenileme) şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu
6
dönemde kamu sektörü yönetimli Şişman ve Kibaroğlu liderlik modeli ile
gerçekleştirilen kentsel dönüşüm süreçleri iki farklı temele dayanmaktadır.
Bunlar 1851’de İngiltere’de çıkarılmış olan ve kentsel politikalar üreten Konut
Kanunu ve 1851 ile 1873 yılları arasında Fransa’da, Paris kenti için gelişim
müdahaleleri gerçekleştiren Haussmann’ın operasyonlarıdır.
Douaidy (2003), 15 yıllık iç savaş döneminde hasar görmüş veya tamamen yok
edilmiş olan Beyrut’un geleneksel kent merkezinin yeniden inşası için objektif
bir proje geliştirmiştir. Sonuç olarak, projeyle bölgede ticari hareketliğin
arttırılması, Lübnan’ın kalbi olan başkentin yeniden şekillenmesi ve kent
bağlamında bölgede önemli bir konuma ulaşılması hedeflenmiştir.
Ersoy (2004)’a göre, La Défense bölgesindeki kentsel dönüşüm projesinin
yüksek binaları yaygınlaştırması, geleneksel yol dokusunu ortadan kaldırması,
yaya ve otomobil akışını birbirinden ayrılması şeklinde üç temel ilkesi
bulunmaktadır.
Epöztürk (2004), nehir, dağ, orman ve çeltik ekosistemlerinin birbiriyle
bağlantılı olduğunu belirtmiştir. Çalışmasında, Nehir kenti olgusunu oluşturmak
amacıyla, Pearl River ve çevresindeki nehirleri, geliştirmeyi planlamıştır.
Dünyada gözde bir bahçe ve su ekosistemi elde etmek amacıyla kırsal ve kent
arasında ortak bir yaşamı önermiştir. Geleneksel çeltik tarlaları ve balık
çiftliklerinin su ihtiyacını karşılayan su iletim yolları ile nehir boyunca uzanan
yerleşim alanlarının bütünlüğüne vurgu yapılmıştır.
Tadmori (2004) tarafından, Beyrut merkez bölgesinin geliştirilmesi ve yeniden
yapılanması amacıyla bölgedeki mülkiyet hakkı sahipleriyle yatırımcıların
ortaklığında oluşan SOLIDERE (The Lebanese Campany for Development and
Reconstruction of the Beirut Central District s.a.l) adında bir Lübnan anonim
şirketinin kurulduğu ifade edilmiştir.
Eres (2004)’e göre, Lübnan’ın savaş sonrası ulus olma yolundaki çabalarıyla
çelişmektedir. Bu bağlamda temel konulardan biri de kentin sosyal dokusunun
7
bütünleştirilmesidir. Bunu sağlamanın en iyi yolu olarak da, kent merkezinin;
yenilenerek kentin doğu ve batı tarafının birbirine bağlanması, merkezin,
ticaretin yanı sıra sosyal ve kültürel aktivitelerle de tüm kentlileri buraya
çekmesi ve böylece kentin yakasında yaşayanların burada bir araya gelmesi
hedeflenmiştir.
Kayalar (2006)’a göre, Trafalgar meydanı, Londra’nın en hareketli ve bilinen
kamusal alanlarından birisidir. 1805 yılnda Trafalgar savaşının anısına yapılmış
olan meydan, günümüzde politik toplantılar, yeni yıl kutlamaları, sivil toplum
örgütlerinin çalışmaları gibi çeşitli aktivite ve organizasyonların yapıldığı bir
odak noktası haline gelmiştir. Trafalgar meydanı trafik yollarıyla çevreli bir ada
gibi düzenlenmiş olması, her zaman yaya geçişlerini ve meydanla kentlinin
ilişkisini engelleyici bir unsur olmuştur. Bu işgal hem meydanın tarihi önemini
ve özelliğini yitirmesine neden olmuş hem de kentlilerin ve turistlerin mekanı
kullanma eğilimini azaltmıştır.
Demirsoy (2006) tarafından, mekanın tüm yayalar tarafından kolay erişilebilir
olması, meydanın tüm mekanlarının belli ölçüde kullanılmasının sağlanması, yıl
içinde meydanın Londralılar ve ziyaretçiler tarafından günlük kullanımının
sağlanması ve meydana gelecekte onun kullanımından çıkarım sağlayacaklar
için yeterli mekanın olmasının sağlanması için kentsel dönüşüm projesi
hazırlanmıştır. Projenin diğer hedefleri arasında meydanın ana kamusal alan
olarak düzenlenmek, bina, heykel ve boş alanlarla mekansal organizasyonunun
kurulması ile mekanı eğlenceli ve kullanabilir kılmak ve tarihi çevrelerin kalıcı
çağdaş kentsel aktivitelerle donatmak da mevcuttur. Proje örgütlenme
modelinin kurulmasında kamu ve özel sektör ile sivil toplum örgütleri birlikte
rol almışlardır. 1996’da Westminister Şehir Konseyi ve Büyük Londra Otoritesi,
projeyi başlatmıştır. Daha sonra Kültür, Medya ve Spor Departmanı (DCMS),
İngiliz Mirası ve Londra Hükümet Ofisi’nin içinde bulunduğu komite projeyi
devam ettirmiştir. Proje Londra Ulaşım İdaresi ve Heritage Lotter Fund
tarafından finanse edilmiştir.
8
Sekmen (2007) tarafından, birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de, özellikle
1980 sonrası büyük ölçekli ulusal ve uluslararası sermayenin kar güdüsünün ön
planda olduğu konut projeleri sonucunda, kentlerin gereksiz yayılmasına,
kültürel, tarihi ve doğal zenginliklerin tahribine, ekonomik, toplumsal ve
çevresel sürdürülebilirlik ilkesine karşı, kamu kaynaklarının verimsiz
kullanımına, aynı zamanda israfına, yerele özgü olmayan, toplumsal eşitsizliği,
dışlamayı ve kutuplaşmayı artıran kentsel mekanların türemesine yol açtığı
bildirilmiştir.
Bu sebeplerle oluşan kentsel mekanlar dönüşüme ve yenilenmeye ihtiyaç
duymaktadır. Ülkemizde hemen hemen her ilde düzenli kent gelişimine
uymayan, teknik altyapı ve diğer donatılardan yoksun, ekonomik olarak zayıf ve
sosyal olarak çöküntü çerisinde olan suç oranlarının yükseldiği alanlar
mevcuttur. Bu alanlar gerçek anlamda kentsel dönüşüme ihtiyaç duymaktadır.
Ülkemizde 1980’lerde kent merkezleri ve gecekondu bölgelerinde dönüşüm
kavramı gündeme gelmiştir. 1984 yılında, 2981 sayılı “İmar ve Gecekondu
Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar
Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkındaki Kanun”, gecekondu
dönüşüm sürecinde önemli rol oynamıştır. Söz konusu kanun ile gecekondu
alanları için ıslah imar planları yapma imkanı doğsa da, sonuçta gerçekleştirilen
kentsel dönüşümler, fiziksel dönüşümün ötesine geçememiştir. 1980’lerin
sonunda, ıslah imar planlarının yanı sıra kentsel dönüşüm projeleri de
belediyelerin gündeminde yer almaya başlamıştır. Dikmen Vadisi Kentsel
Dönüşüm Projesi, gecekondu bölgeleri için hazırlanan ilk kentsel dönüşüm
projesi örneğidir.
Polat ve Dostoğlu (2007), çalışmasında Endüstri Devrimi sonrası, Avrupa’nın
büyük kentlerinde işçi sınıfının içinde bulunduğu insanlık dışı koşulların birçok
düşünürü ve plancıyı etkilediğini ve ilk kentsel dönüşüm fikrinin ortaya
çıkmasını hızlandırdığını belirtmiştir.
Şişman (2008)’a göre, ülkemizde cumhuriyet döneminde başlayan kentleşme
hareketleri, 1950’lerde kırdan kente göçe bağlı olarak hızlanmış, kentler bu
9
duruma hazır olmadığından sağlıksız kentleşmenin tohumları atılmıştır.
1950’lerde sanayi sektörü yükselişe geçerken tarım sektöründe gerileme
yaşanmıştır. Tarımda makineleşmeye bağlı olarak işgücü talebinin azalması, bu
sektörde çalışan işgücünün kente göçünü tetiklemiştir. Sanayileşmenin
hızlandırdığı kentleşme süreci, beraberinde özellikle yoğun göç alan Ankara,
İstanbul, İzmir gibi kentlerin kontrolsüz bir biçimde büyümesini de getirmiştir.
Böylesine büyük bir nüfus artışına hazır olmayan büyük kentlerde göçe bağlı
olarak konut sorunu ortaya çıkmış, bu da beraberinde göç edenlerin kendi
konut sorunlarını kendilerinin çözmesini yani gecekonduları getirmiştir.
Üçüncü (2014) tarafından, 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen Van
depremi 7,2 büyüklüğünde belirlenmiştir. Bu deprem de DAF’ında meydana
gelen kırılma sonucu oluşmuştur. Deprem nedeniyle 601 kişi hayatını
kaybetmiş, 4.152 kişi yaralanmış, 2.262 bina tamamen yıkılmış ve 10.601 bina
hasar almıştır. Van Depremi’nin ardından 9 Kasım 2011’de Van’ın Edremit
ilçesinde 5,6 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana geldi. Bu depremde de
32 kişi hayatını kaybetmiştir.
Muti (2014)’e göre, riskli yapı belirli bir alan içerisinde veya dışında olup
ekonomik ömrünü tamamlamış, yıkılma veya ağır hasar görme riski olan, ilmi ve
teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapılardır.
Sancar (2017) tarafından, Malatya fayı olduğu, bu fay hattının kırılmasıyla
tarihin en büyük depreminin yaşanacağı belirtilmiştir. Ovacık fayı üzerinde
beklenen deprem fay hattının 110 kilometre olan uzunluğu dikkate alındığına
yaklaşık olarak 7.4 olarak tahmin edilmektedir. Söz konusu fay hatları üzerinde
olacak depremler Malatya ve Tunceli illerinde ciddi zararlar verebilecek
boyuttadır.
10
3. MATERYAL VE YÖNTEM
3.1. Materyal
3.1.1. Türkiye’de Deprem Tarihine Bir Bakış
Türkiye; Alp-Himalaya kuşağı olarak bilinen dağ oluşum silsilesi üzerinde
bulunmaktadır. Ülkemizin bulunduğu bölgede Hindistan’ın Asya kıtasını
sıkıştırması ile kuzey ve batıdan da Avrupa kıtasının baskısı sonucu aktif, genç
tektonik hareketler olmaya devam etmektedir. Bu baskılar yerkabuğu içinde
stres gerilmelerine sebep olmakta, stres yoğunlaşması da bir süre sonra fay
kırılması (deprem) olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye’de sismik hareketlilik oluşturan üç ana fay hattı bulunmaktadır. Bunlar
Doğu Anadolu Fay Hattı, Batı Anadolu Fay Hattı ve Kuzey Anadolu Fay Hattıdır.
Şekil 3.1. Türkiye diri fay haritası
Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF) batıda Hatay’dan başlayarak Kahramanmaraş,
Adıyaman, Malatya ve Elazığ’dan geçerek doğuda Bingöl’e uzanır. Bu fay hattı
Bingöl’ün Karlıova bölgesinde KAF ile birleşir.
11
Batı Anadolu Fay Hattı (BAF) Ege Bölgesi’nde ve Güney Marmara çöküntü
alanlarının kenarlarında yer almaktadır. Büyük Menderes, Küçük Menderes ve
Gediz Grabenleri İzmir Körfezi kıyıları, Bakırçay Grabeni, Edremit Körfezi
kıyıları, Ulubat ve Manyas Gölleri, Bursa, Yenişehir, İnegöl, İznik
depresyonlarının oluşumuna neden olan faylar bu kuşakta yer alır.
Doğu-batı doğrultusunda uzanan ve yaklaşık 1500 km uzunluğunda olan Kuzey
Anadolu Fayı (KAF) tarafından oluşturulmaktadır. KAF’nin yaklaşık 200 km’lik
kısmı ise Marmara Denizi içindedir. KAF İzmit Körfezi’nin doğusunda 3 ana dala
ayrılarak Marmara bölgesine ilerler. Bu 3 ana kırık hattının ayırmış olduğu
yerkabuğu blokları sağ-sol ve yukarı-aşağı yönlü hareketler yaparlar. Jeolojik ve
sismolojik çalışmalar sağ-sol yönlü hareketlerin yılda 2-2,5 cm’ye kadar
eriştiğini saptamıştır. Marmara bölgesinde yerkabuğu deformasyonları yılda 7,0
mm’lik hızla kuzey-güney yönünde açılmakta, 10 mm’lik hızla sıkışmakta ve 20
mm’lik bir hızla sağ yönlü faylanma şeklinde meydana gelir. ( Eyidoğan,1988).
KAF’nin Marmara Denizi içindeki kısmında 7 ve üstü Rihter ölçeğinde
depremler meydana getirecek uzantıları olduğu bilinmektedir. 7 Rihter
ölçeğinden daha büyük depremler bilimsel olarak “büyük deprem” sınıfına
girmektedir.
Bu büyüklükteki depremlerin yıkıcı etkileri çok fazladır. Türkiye’nin içinde
olduğu bölge deprem hareketliliği açısından tarih boyunca hep aktif olmuştur.
Bölgede MÖ 2100 yılından başlayarak 5 ve üstü büyüklüğünde 1285 tane
deprem tespit edilmiştir, bu depremlerin 49 tanesinde de can kaybı yaşanmıştır.
12
Çizelge 3.1. Türkiye’de meydana gelen önemli depremler Numara Tarih Yer Kayıplar Büyüklük((M)w)
1. 13 Aralık 115 Antakya 260000 7,5 2. 19 Mayıs, 526 Antakya 250,000 8 3 1268 Antakya 60,000 7 4. 10 Eylül, 1509 İstanbul 10,000 7.2 5. 17 Ağustos, 1668 Anadolu 8,000 8 6. 29 Nisan, 1903 Malazgirt, Muş 600 67 7. 9 Ağustos, 1912 Mürefte, Tekirdağ 216 7.3 8. 4 Ekim, 1914 Burdur 300 69 9. 13 Eylül, 1924 Horasan. Erzurum 60 68
10. 31 Mart, 1928 İzmir 50 65 11. 18.Mayıs: 1929 Suşehri, Sivas 64 61 12. 4 Ocak, 1935 Erdek, Balıkesir 5 64 13. 19 Nisan, 1938 Kırşehir 160 6.6 14. 22 Eylül, 1939 Dikili İzmir 60 6.6 15. 26 Aralık, 1939 Erzincan Bigadiç, 32,700 7.8 16. 15 Kasım, 1942 Balıkesir 16 6 1 17. 20 Aralık, 1942 Erbaa. Tokat 3000 7.0 18. 20 Haziran, 1943 Hendek. Adapazarı 336 6.6 19. 26 Kasım, 1943 Ladik. Samsun 4000 7.4 20. 1 Şubat, 1944 Gerede, Bolu 3959 7.5 21. 6 Ekim, 1944 Ayvalık, Balıkesir 30 6.8 22. 17 Ağustos, 1949 Karlıova, Bingöl 450 6.8 23. 13 Ağustos. 1951 Kurşunlu, Çankırı 50 6.9 24. 18 Mart, 1953 Yenice. Çanakkale 265 7.2 25. 16 Temmuz, 1955 Söke, Aydın 23 6.8 26. 25 Nisan, 1957 Fethiye, Muğla 67 7.1 27. 26 Mayıs, 1957 Abant, Bolu 52 7.1 28. 6 Ekim, 1964 Manyas, Balıkesir 23 7.0 29. 19 Ağustos, 1966 Varto, Muş 2396 6.7 30. 22 Temmuz, 1967 Adapazarı 89 7.2 31. 3 Eylül, 1968 Bartın 29 6.5 32. 28 Mart, 1969 Alaşehir, Manisa 53 6.5 33. 28 Mart, 1970 Gediz, Kütahya 1086 7.2 34. 22 Mayıs, 1971 Bingöl 1000+ 6.9 35. 6 Eylül, 1975 Lice, Diyarbakır 2385 6.6 36. 24 Kasım 1976 Muradiye, Van 3840 7.5 37. 30 Ekim, 1983 Erzurum 1155 6.9 38. 13 Mart, 1992 Erzincan 498 6.8 39. 1 Ekim, 1995 Dinar. Afyon 90 6.l 40. 27 Haziran, 1998 Ceyhan, Adana 146 6.2 41. 17 Ağustos, 1999 İzmit 17,118 7.4 42. 12 Kasım, 1999 Düzce 894 7.2 43. 3 Şubat, 2002 Sültandağı, Afyon 44 6.5 44. 27 Ocak, 2003 Pülümür. Tunceli 1 6.l 45. 1 Mayıs, 2003 Bingöl 177 6.4
13
Çizelge 3.1. Türkiye’de meydana gelen önemli depremler(devam)
46. 8 Mart, 2010 Karakocan-Elazığ 41 6.4 47. 19 Mayıs2011 Simav. Kütahya 2 5.8 48. 23 Ekim, 2011 Tabanlı, Van 601 7.2 49. 9 Kasım, 2011 Edremit, Van 5 5.6
Toplumsal hafızamızda tazeliğini koruyan en önemli deprem 17 Ağustos
1999’da yaşanan 7,4 büyüklüğündeki Gölcük Depremi’dir. Bu deprem KAF’ında
oluşan bir kırılmanın sonucunda meydana gelmiştir. Bu depremde 17.118 kişi
hayatını kaybetmiş 43.935 kişi yaralanmış, 285.211 konut ve 42.902 işyeri
hasar görmüştür. Bu depremin ardından 87 gün sonra da 12 Kasım 1999’da 7,2
büyüklüğünde Düzce depremi yaşanmıştır. Düzce depremi de KAF’ında Gölcük
Depremi’nin etkisi sonucu 10 meydana gelen bir depremdir. Bu depremde 894
kişi hayatını kaybetmiş, 4.948 kişi yaralanmış, 16.334 konut ve 2.450 işyeri
hasar görmüştür.
23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen Van depremi ise 7,2 büyüklüğündedir.
Bu deprem de DAF’ında meydana gelen kırılma sonucu oluşmuştur. Deprem
nedeniyle 601 kişi hayatını kaybetmiş, 4.152 kişi yaralanmış, 2.262 bina
tamamen yıkılmış ve 10.601 bina hasar almıştır. Van Depremi’nin ardından 9
Kasım 2011’de Van’ın Edremit ilçesinde 5,6 büyüklüğünde ikinci bir deprem
meydana geldi. Bu depremde de 32 kişi hayatını kaybetmiştir ( Üçüncü, 2014)
3.1.2. Tunceli İli
Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte 25 Aralık 1935 tarih ve 2884 sayılı kanunla
önce Dersim sonra da Tunceli adıyla il yapılmıştır. Yeni kurulan Tunceli iline,
Erzincan'ın Pülümür, Elazığ'ın Nazımiye, Hozat, Mazgirt, Pertek, Ovacık ve
Çemişgezek ilçeleri bağlanmıştır. Nüfusu 37123 'dur. Tunceli Merkez ilçenin
Çemişgezek'e uzaklığı 123 km, Hozat'a uzaklığı 96 km, Mazgirt'e uzaklığı 33 km,
Nazımiye'ye uzaklığı 37 km, Ovacık'a uzaklığı 58 km, Pertek'e uzaklığı 52 km,
Pülümür'e uzaklığı 67 km'dir. Nüfusun yüzde 34,03'ünün köy ve beldelerde
yaşadığı Tuncelililerin temel ekonomik etkinliği tarım ve hayvancılıktır. Tarıma
elverişli alanlar oldukça kısıtlıdır. Geleneksel el sanatları arasında bugün için
14
kaybolmaya yüz tutmakla birlikte dokumacılık, çömlekçilik ve dericilik
yapılmaktadır. Çeşitli kesimlerinde jips içeren cevher yataklarına rastlanan
Tunceli, Pülümür yöresindeki tuz, krom ve mermer madeni, Ovacık vadisinde
altın, krom madeni, Çemişgezek ilçesinde Demir madeni bulunmaktadır yer altı
kaynakları bakımından da zengin olan ilde terörden dolayı madencilik
faaliyetleri kısmi yapılmaktadır.
3.1.2.1. Tunceli ili ve çevresinde deprem riski
Tunceli bölgesinde geçen fay zonları üzerinde yapıları araştırmalarda diri olan 3
ayrı fay zonunun tespit edilmiştir. Yapılan çalışmaların ilki Bingöl'ün Yedisu
İlçesi ile Erzincan'ın Üzümlü İlçesi arasında yer alan, yaklaşık 75 kilometre
uzunluğundaki Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun Erzincan'ın Üzümlü ile Bingöl'ün
Yedisu ilçesi arasında kalan kısmı Tunceli'nin Pülümür İlçesi'nin bir kısmını da
içerisine alıyor. Deprem potansiyeli olduğu bütün uzmanlar tarafından kabul
edilen bir fay hattıdır. Bu fay hattının yakın zamanda bir deprem üretebileceği
de tahmin edilmektedir. Kuzey Anadolu fay zonu son yüz yılda en son 1939
Erzincan depreminden sonra nerdeyse her tarafı kırıldı. Kırılmayan iki
noktadan biri ise, Yedisu fayıdır.
Tunceli için ikinci ciddi deprem riskinin Malatya fayı olduğu, bu fay hattının
kırılmasıyla tarihin en büyük depreminin yaşanacağı uzmanlarca
belirtilmiştir. Ovacık fayı üzerinde beklenen deprem fay hattının 110 kilometre
olan uzunluğu dikkate alındığına yaklaşık olarak 7.4 olarak tahmin
edilmektedir. Söz konusu fay hatları üzerinde olacak depremler Malatya ve
Tunceli illerinde ciddi zararlar verecek boyuttadır (Sancar, 2017).
Tunceli için üçüncü ciddi deprem riskinin Doğu Anadolu fay zonu olduğu
bilinmektedir. Bu fay Bingöl Karlıova’da başlayarak Bingöl, Palu, Hazar gölü
üzerinden devam etmektedir. Bu fay hattının uzunluğu 67 kilometre olup bu hat
üzerinde uzmanlar tarafından ciddi depremler beklenmektedir
15
Şekil 3.2. Tunceli ili deprem haritası
3.1.2.2. Bölgenin tektonik özellikleri ve aktif faylar
Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat Bölümü’nde kalan incelme alanı tektonik
açıdan Doğu Anadolu Fayı (DAF) ile Karakoçan Fayı’nın kesişme noktasında yer
almaktadır. DAF, Arap-Afrika levhası ile Avrasya levhası arasındaki kıta kıta
çarpışması sonucu Kuzey Anadolu Fayı (KAF) ile birlikte ortaya çıkmış bir
transform faydır. DAF, Karlıova-Antakya arasında KD-GB doğrultusunda, toplam
580 km uzunluğunda ve sol yanal atımlıdır (Arpat ve Garoğlu,1972).
Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat Bölümü’nde kalan bu bölge Kuzey
Anadolu Fayı ile Doğu Anadolu Faylarının Karlıova'daki birleşme noktası
batısında, Erzincan-Karlıova-Elazığ üçgeni olarak adlandırılan ve aktif fayların
yoğun olarak bulunduğu bir alanda yer almaktadır. Tanımlanan bu alan
içerisinde Kuzey Anadolu Fayının Yedisu segmenti ile Doğu Anadolu Fayının
Bingöl-Karlıova segmenti, Ovacık Fayı, Bingöl-Karakoçan fay zonu, Sancak-
Uzunpınar fay zonu en önemli aktif faylar niteliğindedir Bu ana fayların dışında
bölgede uzunlukları 10-25 km arasında değişen çok sayıda aktif fay
bulunmaktadır.
Belirtilen bu faylardan Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fayları üzerinde
tarihsel dönemlerde magnitüdü 7'den büyük yıkıcı depremler olmuştur. Kuzey
Anadolu Fayı üzerinde bölgede meydana gelen en son depremler 1939 Erzincan
16
(7.9), 1966 Varto ( 6.9) ve 1992 Erzincan ( 6.8) depremleridir. Doğu Anadolu
Fayı üzerinde ise 1971 Bingöl ( 6.8) depremi meydana gelmiştir. Bunların
dışında bu üçgen içerisinde Kiği yöresinde yer alan faylar üzerinde son yüzyılda
orta büyüklükte depremlerin meydana geldiği bilinmektedir.
3.1.2.2.1. Bölgenin depremselliği ve 08.03.2010 Kovancılar depremi
DAF, tarihsel ve aletsel dönemde yıkıcı özelliklerde büyük depremler üretmiş
olup tarihsel dönemlerde fay zonuna yakın yerleşmelerde büyük can kayıpları
ve yıkımlar meydana gelmiştir. Bu depremlerin büyük bölümünün magnitüd
değeri 5-7 arasında değişmektedir İnceleme alanı ve çevresinde geçmişte
önemli depremlerin yaşandığı ve gelecekte de şiddetli depremlerin
görülebileceği yapılan diğer çalışmalarda ortaya konulmuştur (Tombul, S.,
1990) (Tablo 3.2).
Çizelge 3.2. Tunceli ve çevresinde görülen önemli depremler
Lokasyon Tarih Enlem Boylam Şiddet Magnitüd Palu 29.05.1789 VII 7.0
Karlıova 12.05.1866 - 7.2 Hazar Gölü Güneyi 1866 38.7 39.2 - 5.5
Palu-Hazar Gölü 03.05.1874 IX 7.1 Maden-Diyarbakır 1874 38.8 38.8 - 6.1 Keban-Haza r-Sineik 27.03.1875 VI 6.7
Karlıova-Palu 1875 39.0 41.0 - 6.1 Palu 1889 38.39 40.50 V 4.3
Hazar Gölü-Sincik 02.03.1905 - 6.8 Karlıova 17.08.1949 IX 6.7 Pülümür 26.07.1967 VII 5.1
Bingöl 22.05.1971 VIII 6.8(7.1) Lice 06.09.1975 VIII 6.6 Palu 25.03.1977 - 5.1
Doğanşehir 05.05.1986 VIII 5.9 Doğanşehir 06.06.1986 VIII 5.6
Pülümür 15.03.1992 VII 5.8 Kiğı 05.12.1995 VI+ 5.7
Karlıova 13.04.1998 VI 5.0 Pülümür 27.01.2003 VII 6.2
Bingöl 01.05.2003 VIII 6.4
17
3.1.2.2.2. Bölgenin depremselliği ve 2003 Pülümür depremi
27 Ocak 2003 günü yerel saat ile 07.26 da, dış merkez üssü Tunceli ili Pülümür
ilçesi yakınlarına rastlayan orta büyüklükte bir deprem olmuştur. Çeşitli
Deprem Araştırma Enstitüleri tarafından depremin büyüklüğüne ilişkin farklı
değerlendirmeler yapılmaktadır. Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma
Enstitüsü depremin büyüklüğünü Md 6.5, derinliğini ise 10 km olarak
vermektedir. USGS ve ETHZ gibi yabancı araştırma enstitüleri ise depremin
büyüklüğünü Ms 5.8 olarak belirlemişlerdir. Çeşitli Kurumlarca depremin yeri,
büyüklüğü ve derinliğine ilişkin bilgiler aşağıda gösterilmiştir. (Tablo 3.3)
Çizelge 3.3. Çeşitli Kurumlarca depremin yeri, büyüklüğü ve derinliğine ilişkin Bilgiler
KURULUŞ ADI ENLEM BOYLAM DERİNLİK(KM) BÜYÜKLÜK KOERİ 39.4560 39.7738 10 Md:6.5 USGS 39.52 39.78 10 M:5.8 ETHZ 39.50 39.80 10 Ms:5.8
Aletsel verilere göre depremin dış merkez üssü Pülümür ilçesinin yaklaşık 8-10
km batısına rastlamaktadır. Bu bölge Kuzey Anadolu Fayı ile Doğu Anadolu
Faylarının Karlıova'daki birleşme noktası batısında, Erzincan-Karlıova-Elazığ
üçgeni olarak adlandırılan ve aktif fayların yoğun olarak bulunduğu bir alanda
yer almaktadır.
Depreme ilişkin aletsel veriler, depremin, tanımladığımız bu üçgen içerisinde
Ovacık fayı ile Kuzey Anadolu Fayının Kazan-Tanyeri bölümü arasında kalan bir
bölgede gerçekleştiğini göstermektedir. Deprem merkezine yakın bölgede iki
aktif fay sistemi bulunmaktadır. Bunlardan, Pülümür kuzeyinde, Kuzey Anadolu
Fayının uzanımına paralel olarak KB-GD doğrultusunda yaklaşık 20 km
uzunluğundaki Dağyolu Fayı sağ yönlü doğrultu atımlıdır. Pülümür batısına
rastlayan Heltepe Fayı ise 25 km uzunluğunda olup KD-GB doğrultusunda
uzanmaktadır. Dağyolu Fayı'nın aktivitesine ilişkin jeolojik ve jeomorfolojik
veriler belirgindir. Heltepe Fayı ise Avcıdağları (3345 m) yükselimini doğudan
sınırlandıran çizgisel bir uzanım sunmaktadır. Buzul aşındırması nedeniyle
18
fayın aktivitesine ilişkin morfolojik bulgular net olarak izlenememektedir. Fayın
kuzey bloğu morfolojik olarak yukarıdadır. Sol yönlü doğrultu atımlı Ovacık
Fayı'na paralel uzanması nedeniyle Heltepe Fayı'nın normal bileşenli sol yönlü
doğrultu atımlı olduğu düşünülmektedir. Depremin dış merkez üssü ve artçı
şoklar Heltepe Fayı yakın çevresine rastlamakta olup, hasar dağılımı hakkında
henüz yeterli bilgi mevcut değildir. Dolayısıyla, Heltepe Fayı'nın uzanımı ile
hasar dağılımı arasında şimdilik bir deneştirme yapılamamaktadır. Ancak, ana
şok ve artçı şokların dağılımı göz önüne alındığında 23 Ocak Pülümür
depreminin Heltepe Fayı'ndan kaynaklanmış olması muhtemeldir (Anonim,
2018a).
3.1.3. Kent
Milattan önce Aristo; şehirleri, insanların daha iyi bir yaşam sürmek için
toplandıkları yerler olarak tanımlarken, bugün şehir kavramının
tanımlanmasında istihdam yapısı, ekonomik faaliyet, nüfus yoğunluğu gibi çok
daha farklı kriterler kullanılmaktadır. Özellikle sanayi devrimi ile birlikte
kentsel mekanların biçim ve işlevlerinin değişmesi, bu nedenle sosyoloji, tarih,
coğrafya ve ekoloji gibi birçok bilim dalının inceleme alanına girmesi ile kentin
tanımlanmasında çok farklı yorumlar ortaya çıkmıştır. Günümüzde ise bir
ülkenin topraklarında asayişi sağlayan ve hizmet veren yönetim merkezleri
olarak karşımıza çıkıyor.
3.1.3.1. Kentsel dönüşüm
Kentsel dönüşüm, bozulma ve çökme olan kentsel alanın ekonomik, toplumsal,
fiziksel ve çevresel koşullarının kapsamlı ve bütünleşik yaklaşımlarla
iyileştirilmesine yönelik olarak uygulanan strateji ve eylemlerin bütününü ifade
ediyor. Kısaca ifade etmek gerekirse eski yapı stoku yerine insanların rahat
ikame edebilmesi için ergonomik yapılar tasarlama işi de denilene bilir.
19
3.1.3.2. Türkiye’de kentsel dönüşümün yasal dayanakları
Türkiye’de Kentsel dönüşüm projelerine ve aynı yaklaşımda farklı adlarla
hayata geçirilen projelerde aşağıda sıralanan yasalar dayanak olarak
alınmaktadır.
• 3194 sayılı İmar Kanunu,
• 2981 sayılı İmar Affı Kanunu,
• 5104 sayılı, “Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi” kanunu,
• 5366 sayılı, “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların
Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması” kanunu,
• 2005 5393 sayılı, “Belediye Kanunu”nun 73. maddesi.
• 2012 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi
Hakkındaki” kanun
3.1.3.3. Kentsel dönüşümün hedefleri
Dönüşüm, faaliyet alanı ve doğası gereği, mevcut şehrin yapısına ve burada
yaşayan insanların fiziksel, sosyal ve ekonomik geleceği üzerine ve buna bağlı
olarak da kentin bütün geleneklerine etki edebilmektedir. Bu nedenle, bütün
planlama çalışmalarında, sosyologlar, ekonomistler, mühendisler, mimarlar,
plancılar ve peyzaj mimarları gibi farklı disiplinlerin birlikte çalışması
gerekmektedir. Kentsel dönüşüm, beş temel amaca hizmet etmek üzere
tasarlanmalıdır.
1. Kentin fiziksel koşulları ile toplumsal problemleri arasında doğrudan bir
ilişki kurulmasıdır. Kentsel alanların çöküntü alanı haline gelmesindeki en
önemli nedenlerden birisi toplumsal çökme ya da bozulmadır. Kentsel dönüşüm
projeleri, temelde toplumsal bozulmanın nedenlerini araştırmalı ve bu
bozulmayı önleyecek önerilerde bulunmalı.
2. Kentsel dönüşüm; kent dokusunu oluşturan birçok öğenin fiziksel olarak
sürekli değişim ihtiyacına cevap vermelidir. Bir başka deyişle, kentsel dönüşüm
20
projeleri kentin hızla büyüyen, değişen ve bozulan dokusunda ortaya çıkan yeni
fiziksel, toplumsal, ekonomik, çevresel ve altyapısal ihtiyaçlara göre, kent
parçalarının yeniden geliştirilmesine olanak sağlamalı.
3. Kentsel refah ve yaşam kalitesini artırıcı bir ekonomik kalkınma
yaklaşımını ortaya koymalı.
4. Fiziksel ve toplumsal bozulmanın yanı sıra, kentsel alanların çöküntü
bölgeleri haline gelmelerinin en önemli nedenlerinden birisi, bu alanların
ekonomik canlılıklarını yitirmesidir. Kentsel dönüşüm projeleri fiziksel ve
toplumsal çöküntü alanları haline gelen kent parçalarında ekonomik canlılığı
yeniden getirecek stratejileri geliştirmeyi ve böylece kentsel refah ve yasam
kalitesini artırmayı amaçlamalı.
5. Kentsel alanların en etkin biçimde kullanımına ve gereksiz kentsel
yayılmadan kaçınmaya yönelik stratejilerin ortaya koyulmasıdır. Kentsel
Dönüşüm projelerinde bölgenin sorunlarının ve potansiyellerinin niteliğine
bağlı olarak, bu hedeflerden biri veya bir kaçı ön plana çıkabilmektedir
(Roberts, 2000).
3.1.3.4. Kentsel dönüşümde kullanılan uygulama biçimleri
Kentsel dönüşüm, mevcut kent yapısının yenilenmesi için yapılan uygulamaları
içinde toplayan genel bir kavramdır. Ancak bu uygulama biçimlerinin
tanımlanmasında pek çok farklı görüş ortaya çıkmaktadır. Bunun en önemli
nedeni dünyanın farklı ülkelerindeki bilim insanlarının çeşitli isimlerle
tanımladığı bu uygulama biçimlerinin Türkçeye çevrilmesinde uzman kişi ve
kurumların oluşturduğu bir dil birliğinin olmamasıdır. Kentsel dönüşümün
içinde barındırdığı dokuz farklı uygulama biçimi aşağıdadır: Yenileme (renewal)
Sağlıklaştırma (rehabilitation) Koruma (conservation) Yeniden canlandırma
(revitalization) Yeniden geliştirme (redevelopment) Düzenleme (improvement)
Temizleme (clearance) Boşlukları doldurarak geliştirme (infill development)
Tazeleme parlatma (refurbishment)
21
3.1.3.5. Kentsel dönüşümün tarihsel gelişimi
Kentsel dönüşüm uygulamaları ilk olarak, 19. yüzyılda Avrupa’da yaşanan
kentsel büyüme hareketleri sonucunda, bazı bölgelerin yıkılıp yeniden
yapılması (kentsel yenileme) şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu dönemde kamu
sektörü yönetimli Şişman ve Kibaroğlu liderlik modeli ile gerçekleştirilen
kentsel dönüşüm süreçleri iki farklı temele dayanmaktadır. Bunlar 1851’de
İngiltere’de çıkarılmış olan ve kentsel politikalar üreten Konut Kanunu ve 1851-
1873 yılları arasında Fransa’da, Paris kenti için gelişim müdahaleleri
gerçekleştiren Haussmann’ın operasyonlarıdır (Gürler, 2003).
Endüstri Devrimi sonrasında, Avrupa’nın büyük kentlerinde işçi sınıfının içinde
bulunduğu insanlık dışı koşullar, birçok düşünürü ve plancıyı etkilemiş ve ilk
kentsel dönüşüm fikrinin ortaya çıkmasını hızlandırmıştır (Polat ve Dostoğlu,
2007).
Zaman içinde kentsel dönüşüm sürecinin politik ve ekonomik yapısı, ulusal
gelişimden, küresel bütünleşme hedefine yönelerek, kentsel planlama sürecini
de değiştirmiştir. Bu nedenle, dünyadaki kentsel dönüşüm uygulamalarında
farklı dönemlere farklı yaklaşımlar sergilendiği söylenebilir (Gürler, 2003).
Ülkemizde cumhuriyet döneminde başlayan kentleşme hareketleri, 1950’lerde
kırdan kente göçe bağlı olarak hızlanmış, kentler bu duruma hazır olmadığından
sağlıksız kentleşmenin tohumları atılmıştır. 1950’lerde sanayi sektörü yükselişe
geçerken tarım sektöründe gerileme yaşanmıştır. Tarımda makineleşmeye bağlı
olarak işgücü talebinin azalması, bu sektörde çalışan işgücünün kente göçünü
tetiklemiştir. Sanayileşmenin hızlandırdığı kentleşme süreci, beraberinde
özellikle yoğun göç alan Ankara, İstanbul, İzmir gibi kentlerin kontrolsüz bir
biçimde büyümesini de getirmiştir. Böylesine büyük bir nüfus artışına hazır
olmayan büyük kentlerde göçe bağlı olarak konut sorunu ortaya çıkmış, bu da
beraberinde göç edenlerin kendi konut sorunlarını kendilerinin çözmesini yani
gecekonduları getirmiştir (Şişman, 2008).
22
Birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de, özellikle 1980 sonrası büyük ölçekli
ulusal ve uluslararası sermayenin kar güdüsünün ön planda olduğu konut
projeleri sonucunda, kentlerin gereksiz yayılmasına, kültürel, tarihi ve doğal
zenginliklerin tahribine, ekonomik, toplumsal ve çevresel sürdürülebilirlik
ilkesine karşı, kamu kaynaklarının verimsiz kullanımına, aynı zamanda israfına,
yerele özgü olmayan, toplumsal eşitsizliği, dışlamayı ve kutuplaşmayı artıran
kentsel mekanların türemesine yol açmıştır.
Bu sebeplerle oluşan kentsel mekânlar dönüşüme ve yenilenmeye ihtiyaç
duymaktadır. Ülkemizde hemen hemen her ilde düzenli kent gelişimine
uymayan, teknik altyapı ve diğer donatılardan yoksun, ekonomik olarak zayıf ve
sosyal olarak çöküntü çerisinde olan suç oranlarının yükseldiği alanlar
mevcuttur. Bu alanlar gerçek anlamda kentsel dönüşüme ihtiyaç duymaktadır.
Ülkemizde 1980’lerde kent merkezleri ve gecekondu bölgelerinde dönüşüm
kavramı gündeme gelmiştir. 1984 yılında, 2981 sayılı “İmar ve Gecekondu
Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar
Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkındaki Kanun”, gecekondu
dönüşüm sürecinde önemli rol oynamıştır. Söz konusu kanun ile gecekondu
alanları için ıslah imar planları yapma imkânı doğsa da, sonuçta gerçekleştirilen
kentsel dönüşümler, fiziksel dönüşümün ötesine geçememiştir. 1980’lerin
sonunda, ıslah imar planlarının yanı sıra kentsel dönüşüm projeleri de
belediyelerin gündeminde yer almaya başladı. Dikmen Vadisi Kentsel Dönüşüm
Projesi, gecekondu bölgeleri için hazırlanan ilk kentsel dönüşüm projesi örneği
oldu (Sekmen, 2007).
3.1.3.6. Dünyada ve Türkiye’de kentsel dönüşüm uygulamaları
Kentsel dönüşüm, “fiziksel/tasarım, sosyal, ekonomik ve yasal/yönetsel” olmak
üzere birbirleriyle örtüşen dört temel boyutu içinde barındıran bir kavramdır.
Fiziksel boyut, bölgenin içinde bulunduğu kent ile ulaşım bağlantıları, konut
stoku, teknik ve sosyal altyapı ve çevresel problemler ile ilgilenir. Tasarım
boyutu, fiziksel olarak kentsel gelişim, değişim ve korumayı yönlendiren kentsel
tasarım sürecini içerir.
23
Sosyal boyut, sağlık, eğitim, konut ve kamu Hizmetlerine erişim, suç, toplumdan
dışlanma, proje sürecine kamu ve özel sektörün, yerel halkın ve gönüllülerin
katılımı gibi koşullarla ilgilenir. Ekonomik boyut, seçilen alan ve çevresindeki iş
olanaklarının nitelik ve niceliklerini yükseltmeyi içerir. Yasal/yönetsel boyut,
yerel karar verme mekanizmasının yapısı, yerel halkla ilişkiler, diğer çıkar
gruplarının katılımı ve liderliğin türü gibi koşulları içerir (Polat ve Dostoğlu,
2007).
3.1.4. Dünyadan Kentsel Dönüşüm Projesi Uygulamaları
3.1.4.1. Hiroşima – Danbara kenti kentsel dönüşüm projesi (Japonya)
6 Ağustos 1945’te Hiroşima şehri üzerine, dünyanın ilk atom bombası atılması
140.000 kişinin ölümü ve 13 kilometrekarelik bir alanın tamamen yerle bir
olmasına sebep olmuştur. Böylesi bir yıkım bölgeyi kaçınılmaz bir yeniden
yapılandırmayla karşı karşıya bıraktı. Hiroşima kentsel dönüşüm projesi,
dünyanın en güzel ve endüstriyel olarak üretici şehrini yaratmak için
uygulanmıştır. Yeşillikleri, nehirleri ve kültürü ile dünya barışına hizmet
verecek örnek bir yerleşim yeri oluşturulmak istenmiştir. Danbara yeniden
gelişim projesi, şehrin en eski bölgelerinde çok iyi planlamış, yaratıcı ve etkin
bir tarzda gerçekleştirilen küçük ölçekli bir yeniden doğuş hareketinin
başlangıcıdır. Danbara projesi, bölgeye sadece fiziksel ve çevresel gelişim değil,
aynı zamanda endüstriyel ve kültürel bir gelişim sağlamak için planlanmıştır.
Bölgeyi yeniden yaşamak ve çalışmak için çekici hale getirmeyi amaçlanmıştır.
Proje 1973 yılında onaylanmış, 1983 yılında başlatılmış ve 1995 yılında
tamamlanması hedeflenmiştir. Binaların yüzde 62’si üzerinde bu tarihe kadar
çalışılmıştır. Proje, kamu, özel sektör ve yerel halk işbirliği ile
gerçekleştirilmiştir. Dönüşüm alanındaki 461 bina özel sektör tarafından inşa
edilmiştir. Bu binalar genel olarak ana yollar üzerinde, 7 ila 10 katlı, yerleşim
yeri olarak veya ticari amaçlı kullanılan binalardır. Projenin toplam maliyeti
283.800.000 dolardır. Maliyetin %38’i yerel yönetimlerden, %57’si Hiroşima
şehrinden ve %5‘i diğer özel kaynaklardan sağlanmıştır. Danbara bölgesinin
temel ihtiyaçlarından biri de gençler ve yetişkinler için dinlenme imkânı
24
sağlayacak mekânlardır. 1995 yılı itibari ile Danbara 5 park alanı (10.002.500
metrekare),2 yeşil alan ve 13 oyun parkına kavuşmuştur. Bütün yeni parklar ve
oyun alanları bölgenin geleneksel karakterini yansıtacak şekilde dizayn
edilmiştir. Ayrıca proje kapsamında 4.761 metre uzunluğunda ana yol, 10.457
metre uzunluğunda ikinci derecede önemli yol inşaatı gerçekleştirilmiştir.
Projeye halk tarafından kurulan örgütler de katılmıştır. 21 örgüt kurulmuş,
bunların 12 si yapılan planların karar aşamasında etkin rol oynamışlardır. Kara
aşamalarında halk örgütlerinin yer alması, özellikle fakir yerleşim alanlarında
yapılan çalışmalara estetik katmıştır.
3.1.4.2. Trafalgar meydanı kentsel dönüşüm projesi (İngiltere)
Trafalgar meydanı, Londra’nın en hareketli ve bilinen kamusal alanlarından
birisidir. 1805 yılında Trafalgar savaşının anısına yapılmış olan meydan,
günümüzde politik toplantılar, yeni yıl kutlamaları, sivil toplum örgütlerinin
çalışmaları gibi çeşitli aktivite ve organizasyonların yapıldığı bir odak noktası
haline gelmiştir. Trafalgar meydanı trafik yollarıyla çevreli bir ada gibi
düzenlenmiş olması, her zaman yaya geçişlerini ve meydanla kentlinin ilişkisini
engelleyici bir unsur olmuştur. Bu işgal hem meydanın tarihi önemini ve
özelliğini yitirmesine neden olmuş hem de kentlilerin ve turistlerin mekânı
kullanma eğilimini azaltmıştır (Kayalar, 2006).
Mekanın tüm yayalar tarafından kolay erişilebilir olması, meydanın tüm
mekanlarının belli ölçüde kullanılmasının sağlanması, yıl içinde meydanın
Londralılar ve ziyaretçiler tarafından günlük kullanımının sağlanması ve
meydana gelecekte onun kullanımından çıkarım sağlayacaklar için yeterli
mekanın olmasının sağlanması için kentsel dönüşüm projesi hazırlanmıştır.
Projenin diğer hedefleri arasında meydanın ana kamusal alan olarak
düzenlenmek, bina, heykel ve boş alanlarla mekânsal organizasyonunun
kurulması ile mekânı eğlenceli ve kullanabilir kılmak ve tarihi çevrelerin kalıcı
çağdaş kentsel aktivitelerle donatmak da mevcuttur.
25
Proje örgütlenme modelinin kurulmasında kamu ve özel sektör ile sivil toplum
örgütleri birlikte rol almışlardır. 1996’da Westminister Şehir Konseyi ve Büyük
Londra Otoritesi, projeyi başlatmıştır. Daha sonra Kültür, Medya ve Spor
Departmanı (DCMS), İngiliz Mirası (EH), ve Londra Hükümet Ofisi’nin içinde
bulunduğu komite projeyi devam ettirmiştir. Projeyi Londra Ulaşım İdaresi ve
Heritage Lotter Fund finanse etmiştir (Demirsoy, 2006).
Trafalgar meydanındaki araç trafiği ve yay akışı arasındaki sorunların
çözülmesiyle, mekânın sosyal amaçlı aktiviteler açısından kullanılabilirliğini
arttırmak projenin temel hedefi olmuştur. Proje, yarışma yoluyla edinilmiş,
uygulaması kamu tarafından gerçekleştirilmiştir. Projenin uygulanması
sürecinde halkın ve sivil toplum örgütlerinin konuya ilgisi de göz ardı
edilmemiştir
3.1.4.3. Postdam meydanı kentsel dönüşüm projesi (Almanya)
Avrupa’nın ünlü meydanlarından olan ve Almanya’nın başkenti Berlin’de
bulunan Postdam meydanı, savaş döneminde yerle bir olmuş ve savaş sonunda
da doğu ve batı Almanya’nın sınırında kalarak ikiye bölünmüştür. Postdam
meydanı, İkinci Dünya savaşı öncesi önemi hatırlanarak ve meydanın kaybettiği
değerini geri kazanabilmesi için kentsel dönüşüm çalışmalarına konu
oluşturmuştur. Postdam Meydanı Projesi, Berlin senatosunun da etkisiyle, savaş
öncesi meydan dokusuna uygun, çok disiplinli, büyük ölçekli bir kentsel
dönüşüm uygulamasıdır (Demirsoy, 2006). Duvarın yıkılmasıyla birlikte
Berlin’in tam ortasında kalan uçsuz bucaksız, dümdüz ve ürkütücü Postdam
meydanı, dönüşüm projesinde özel sektöründe yer alması amacıyla, Daimler
Benz, Sony gibi büyük şirketlere satılmıştır. Postdam meydanı için kentsel
tasarım yarışması açılmış ve çok amaçlı kullanıma sahip, gece-gündüz yaşayan,
alışveriş birimleri, kültürel yapılar, küçük işyerleri, konut alanları ve büro
alanlarından oluşacak bir metropol merkezi yaratılması beklenmiştir. Projede
örgütlenme modeli olarak özel sektör yönetimli liderlik modeli seçilmiştir. Proje
modeli çerçevesinde özel sektöre devredilen kentsel arsalar, açılan kentsel
26
tasarım yarışmasının konseptine uygun olarak canlandırılmış, bu arada kamu;
yönlendirme ve denetleme işlevi ile, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri ise
halkın temsilcisi olarak projede aktif rol üstlenmiştir (Demirsoy, 2006).
Kamusal alan olan proje alanı, özel sektör yönetimli liderlik şeklindeki
örgütlenme modeli ile özel sektöre devredilmiştir. Proje alanında yer seçen
dünyaca ünlü şirketler projenin finansmanını oluşturmuştur. Postdam Meydanı
kentsel dönüşüm projesi bütününde 3500 kişilik sinema salonu, mağaza,
restoran, kafe, tiyatro ve otel gibi ekonomik aktiviteyi sağlayıcı işlevler
bulunmaktadır. Bununla birlikte üst ve orta sınıfa hitap edecek konut alanları vb
çok fonksiyonlu kentsel alan yaratımı da sağlanmaktadır.
3.1.4.4. La Defense kentsel dönüşüm projesi (Fransa)
La Défense, Neulily köprüsünün uzantısında, eski banliyö merkezlerinden
Courbevoie ile Puteaux ortasında 130 hektarlık bir alanda kurulmuş ve bu gün
bir üniversite kenti olan Nanterre kadar uzanmaktadır (Demirsoy, 2006).
La Défense bölgesindeki kentsel dönüşüm projesinin yüksek binaları
yaygınlaştırması, geleneksel yol dokusunu ortadan kaldırması ve yaya ve
otomobil akışını birbirinden ayrılması şeklinde üç temel ilkesi bulunmaktadır
(Ersoy, 2004).
Proje, %70 kamu, %30 özel sektör oranında, kamu ve özel sektör ortaklığı ile
gerçekleştirilmiştir. Projenin başlangıcında, kamu sektörü rol oynamış,
ekonomik açıdan projenin kendi kendini finanse etmesi konusu
önemsenmemiştir. Proje alanında, tarihi kentsel alan üzerinde, ekonomik
aktivitelerin baskısını azaltarak yeni bir mekân yaratılmaya çalışılmıştır. Uzun
soluklu bir sürece sahip olan proje ile Paris’in mevcut tarihi kent merkezi
yitirilmeden yeni bir merkez oluşturulmaya ve bu yeni merkezin, eski merkez
ile bağlantısının kurulmasına gayret edilmiştir.
27
3.1.4.5. Guangzhou Pearl nehri kentsel dönüşüm projesi (Çin)
Dünyada ve Türkiye’de Kentsel Dönüşüm Uygulamaları Guangzou kenti
kentleşme hızı dünyadaki her yerden çok daha fazla olan Pearl Nehri deltasının
merkezinde yer alır ve dünyadaki birçok endüstriye ev sahipliği yapar. Bu
endüstrileşmiş bölgeye doğru hızlı bir dönüşüm oluşmuştur. Bu dönüşümün
sonucunda kentte arazi kullanımı ve çevresel kaynaklar açısından büyük bir
baskı oluşturmaktadır. Bu baskıya karşılık devlet burada bölgesel bir planlama
safhası oluşturmuştur. Böylece deltanın gelişimi daha iyi koordine edilecektir.
Bu safha sonucunda kentin Güneydoğusunda 370 kilometrekarelik bölgede 65
kilometre uzunluğundaki Pearl Nehri boyunca tarım alanları, köyler, tarihi
bölgeler ve adalar oluşturulmuştur. (Sasaki, 2002) Bu alanda uygulanan proje
öncellikli olarak koruma ve sürdürebilirlik olguları üzerine kurulmuştur. Proje,
Guangzhou kentinin kültürel birikimini ve tarihsel zenginliğini vurgulamak için
hazırlanmıştır. Projenin hedefleri; 21. yy için sürdürülebilir kent yaratmak
üzere hedeflerin belirlenmesi, Çin’in (Asya’nın) en modern stilini kurgulamak,
21. yy endüstrisi için yeni bir merkez yaratmak, buradaki ekosistem üzerine
araştırmalar yapabilecek ve bunları kullanabilecek şirketleri buraya çekmek,
Nehir, dağ, orman ve çeltik ekosistemlerinin birbiriyle bağlantılı, dünyanın en
büyük eco koridorunu oluşturmak ve bunu sumak, Nehir kenti olgusunu Pearl
River ve çevresindeki nehirleri kullanarak geliştirmek ve yaymak, dünyanın
birinci botanik bahçe eco sistemini ve su ekosistemini yaratmak, kırsal yerleşim
ve kentsel yerleşim arasındaki ortak yaşamı teşvik etmek, geleneksel çeltik
tarlaları, balık çiftlikleri ve suyolları ile nehir boyunca uzanan yerleşim
alanlarının bütünlüğünü ve önemini vurgulamak olarak belirlenmiştir
(Epöztürk, 2004).
Bölgede uygulanacak kentsel dönüşüm konseptinin örgütlenme modelinde ise
kamu önderlikli kentsel dönüşüm modeli benimsenmiştir. Kamu önderliğinde
kentsel dönüşüm modelinin benimsenmesi ile oluşturulan sürdürülebilir
kentsel dönüşüm modelinin içeriğine bakıldığında ise; yeni gelişim bölgesi,
turizm bölgeleri, tarım alanları, kültürel ve tarihi bölgeleri birbirine bağlayan
28
yeşil akslar, halkı bölgeye çekecek metro, otobüs, feribot yolları ve yeni endüstri
alanlarında oluşmaktadır (Demirsoy, 2006).
3.1.4.6. Solidere ( Beyrut Tarihi Kent Merkezi) kentsel dönüşüm projesi
(Lübnan)
Savaşın sona ermesiyle artık Beyrut’un başka bir deyişle Lübnan’ın yeniden
doğması için ilk adımlar atılır. İnsanları savaşın bittiğine inandırmak
gerekmekte, bunun yolu da savaş öncesinde Beyrut’un geleneksel olarak idari,
ticari, kültürel çekirdeğini oluşturan Merkez bölgesinin yenilenmesi
geçmektedir. . Tüm bu endişelerin ışığında, 1994’te Beyrut merkez bölgesinin
geliştirilmesi ve yeniden yapılanması amacıyla bölgedeki mülkiyet hakkı
sahipleriyle yatırımcıların ortaklığında oluşan SOLIDERE (The Lebanese
Campany for Development and Reconstruction of the Beirut Central District
s.a.l) adında bir Lübnan anonim şirketi kurulur (Tadmori K, 2004)
Savaş sonrası Beyrut’ta karşılaşılan sorun yalnızca fiziksel yapının değil sosyal
yapının da büyük ölçüde hasar görmüş olmasıdır. Kentin geleneksel kimliğine
uymayan bir biçimde ikiye bölünerek dine dayalı bir ayrıma gidilmiş olması,
Lübnan’ın savaş sonrası ulus olma yolundaki çabalarıyla çelişmektedir. Bu
bağlamda temel konulardan biri de kentin sosyal dokusunun bütünleştirilme-
sidir. Bunu sağlamanın en iyi yolu olarak da, kent merkezinin; yenilenerek
kentin doğu ve batı tarafının birbirine bağlanması, merkezin, ticaretin yanı sıra
sosyal ve kültürel aktivitelerle de tüm kentlileri buraya çekmesi ve böylece
kentin yakasında yaşayanların burada bir araya gelmesi hedeflenmiştir (Eres,
2004).
Proje objektif bir şekilde, 15 yıllık iç savaş döneminde hasar görmüş veya
tamamen yok edilmiş olan Beyrut’un geleneksel kent merkezinin yeniden inşası,
ticari aktiviteyi bu bölgeye çekmek, Lübnan’ın kalbi olan başkentin yeniden
şekillenişi ve yerleşimi ile bölgede yarışan meydan okuyan kent bağlamında yer
edinmeyi hedeflemektedir (Douaidy, 2003).
29
Projenin temel hedefleri aşağıdaki gibidir:
· Tarihi binaların ve koruma alanlarının restore edilmesi,
· Yeni geliştirilecek alanlar için kentsel tasarım çerçevesinin çizilmesi,
· Proje alanı bütününde deniz görünümünün maksimum seviyeye
ulaştırılması,
· Denize açık bir kentsel alan oluşturulması,
· Bütüncül modern altyapı sisteminin sağlanması,
· Kamusal alanların yaratımı, seyir terasları, gezi alanları ve yay yollarının
yapımı ve organizasyonu,
· İşyeri ve bu kurumlara ait yerleşkeler, kültürel ve rekreasyon imkanları
gibi geniş ve çok fonksiyonlu kullanım imkanları yaratmak,
· Sağlam kalmış binaları ve şehir manzarasını korumak,
· Modern ve geleneksel mimari arasında harmoni yaratmak, Şişman ve
Kibaroğlu
· Şehrin dokusunu ve komşuluk ilişkileri yeniden kurmak,
· 24 saat yaşayan bir kentsel alan oluşumu,
· Pazarlama ve gelişme olguları bütününde sürdürülebilir çevre yaratımını
cesaretlendirmek ve bunun için esnek öneriler getirmek,
· Şehir merkezinin yenilenmesi için mıknatıs etkisi gösteren cazibe
olanakları yaratmak (Anonim, 2018b).
191 hektarın üzerinde ve 4.69 milyon metrekare inşaat alanını kapsayan proje,
iki fazdan oluşmaktadır. 1994-2004 yıllarını kapsayan dönem birinci faz, 2005-
2020 dönemi ise ikinci faz olarak tanımlanır. Her iki fazın uygulama süreçleri ise
Lübnan hükümeti tarafından kurulan, yarı özel ve özerk bir kuruluş olan
Solidere şirketi tarafından yürütülmektedir (Demirsoy, 2006).
2005 yılı itibariyle projenin ilk etabı tamamlanmış ve herhangi bir aksaklılarla
karşılaşılmamıştır. Projenin başarısında kamu özel sektör işbirliğinin payı
büyüktür. Bölgede uygulanacak kentsel dönüşüm projesi kapsamında ilk önce
mevcut mülkiyet haklılığı tespit edilmiş, bu alanların toplam varlığı Solidere
şirketi tarafından 1.2 milyar amerikan doları olarak tespit edilmiş ve bu değer A
grubu hisse senedine çevrilmiştir. Kentsel dönüşümün uygulanması ve yeni
30
bölgenin imar süreçleri için gerekli olan 650 milyon Amerikan doları ise B
grubu hisse senedi karşılığı nakit olarak yeni yatırımcılardan temin edilmiştir.
Proje alanına iç savaş döneminde yerleşmiş olan mülteci ve fakir halk için
herhangi bir yasal hak sahipliği olmamasına rağmen, uzlaşmacı yaklaşımla ve
sosyal dengeyi oluşturmak için tespit edilen tazminatlar ödenerek işgal ettikleri
alanları boşaltmaları sağlanmıştır (Demirsoy, 2006).
Solidere kentsel dönüşüm projesi ile tarihi kent merkezi ve yeni liman bölgesi
birbirine bağlanmış ve bu yeni bölgede güçlü bir finans özelliği oluşturulmuştur.
Hem bu özelliği ile hem de örgütlenme modelinde kullanılan sistem nedeniyle,
proje kendi kendini finanse ederek kamuya herhangi bir ek yük getirmemiştir..
Proje, hem bu özelliği, hem de kaybedilen kimlik değerlerinin yeniden
kazanılmasının zorluğunu göstermesi açısından dünya çapında önemli bir
örnektir.
3.1.4.7. Rio kenti gecekondu sağlıklaştırma programı (Brezilya)
Rio de Janerio, 5.9 milyonluk nüfusuyla, Brezilya’nın ikinci büyük kentidir.
Yaklaşık nüfusun üçte biri çok kötü şartlarda gecekondu alanlarında (favelas)
yaşamaktadır. Gecekondu alanlarının büyük çoğunluğu, şehrin en merkezi ve en
değerli yerinde yamaçlara yerleşmiştir. Gecekondu alanlarında yaşayan halkın
sadece bir kısmı su, elektrik gibi ihtiyaçlarına ulaşabilmektedir. Gecekondu
alanlarında, kanalizasyon alt yapısı olmaması, çöplerin toplanmaması gibi
nedenlerden dolayı ciddi bir kirlilik problemi yaşanmaktadır. Gecekondu
alanlarında yaşayan halkın ağır yaşam koşulları çeşitli sosyal problemleri de
beraberinde getirmektedir. Bölgede suç oranı artmaktadır. Halkın fakirlikle
savaşması, çalışma imkanlarının kısıtlı olması, eğitim imkanlarının olmayışı
beraberinde çeşitli sosyal eşitsizliği de getirmektedir. Gecekondu alanlarında
özellikle uyuşturucu çeteleri yüzünden birçok sorun yaşanmaktadır. Yaşam
şartlarındaki olumsuzluklar, çeşitli sosyal ve ekonomik sorunlar, şehrin kalbi
sayılan alanda oluşan görüntü ve çevre kirliliği bölgede bir sağlıklaştırma
hareketi kaçınılmaz hale getirmiştir. Projenin amacı, program çerçevesinde,
konut alanların iyileştirilmesi ve gelecek nesil düşünülerek kapasitelerinin
31
oluşturulması, sosyal problemlerinin giderilmesi, fırsat eşitliği sağlamak için iş
ve eğitim olanaklarının artırılması ve bütün bunlar sayesinde bölgede yaşam
şartlarının düzeltilmesidir. Ayrıca halkın örgütlenmesi sağlanarak, onların
kapasitesinden yararlanmak da projenin amaçları arasındadır. Öncellikle temel
altyapı, kanalizasyon, su ve elektrik dağıtımı gibi halkın temel ihtiyaçlarının
karşılanması, çöp toplanmasıyla çevre kirliliğinin ortadan kaldırılması
hedeflenmiştir. Halk meydanları, spor faaliyetleri için merkezler, çocuk bakım
merkezleri inşa ederek sosyal imkanları geliştirilecektir. Ancak proje, kişisel ev
ihtiyaçlarının karşılanmasını kapsamamaktadır. Bölgede yaşayan halkın kendi
paralarıyla veya banka kredisi alarak kendi evlerinin inşaatını
gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Program, bu bağlamda kamu ve yerel halk
işbirliği ile gerçekleştirilmektedir. Ayrıca programın sosyal bileşenin ağır
basması çeşitli ortaklıkların kurulmasına da neden olmuştur. Özel sektör ve
çeşitli yerel örgütler programın çeşitli aşamalarında, programa dahil olmuştur.
Program, İnterAmerikan Bankası ve yerel yönetimler tarafından finanse
edilmektedir 180 milyon dolarlık kısım İnterAmerikan bankası tarafından, 120
milyonluk kısım ise yerel yönetim tarafından karşılanmıştır. 1994-1998 yılları
arasında gerçekleştirilen projenin ilk etabında 300 milyon dolarlık yatırım
yapılmış, 62 yerleşim alanı yenilenmiş ve 250.000 kişinin ihtiyaçları
karşılanmıştır. 1998-2005 yılları arasında gerçekleştirilen ikinci etapta ise yine
300 milyon dolarlık yatırım yapılmış ve 106 yerleşim alanı iyileştirilirken
350.000 kişinin yenileşme çalışmasında faydalanması sağlanmıştır. Programın
3. etabı tamamlandığında ise gecekondularda yaşayan 1 milyon kişinin yaşam
kalitesi yükselecek ve ihtiyaçları karşılanacaktır. Bölgeye 1 milyon dolarlık bir
yatırım yapılmış olacaktır (Anonim, 2018c).
3.1.5. Yapı
Yapı kendi başına kullanılabilen, insanların oturma, çalışma, dinlenme, ulaşım,
eğlenme ve ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasını
sağlayan, karada ve suda, daimi veya geçici, yer altı ve yer üstü inşaatı il
bunların tamirlerini içine alan tesislere yapı denir.
32
3.1.5.1. Riskli yapı
Riskli yapı riskli alan içerisinde veya dışında olup ekonomik ömrünü
tamamlamış olan ya da yıkıma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmi ve teknik
verilere dayanılarak tespit edilen yapılıdır. ( Muti, 2014)
3.1.5.2. Riskli yapı tespiti
Mevcut yapılarda yıkılma, göçme, kayma gibi tehlikeleri önceden tespit edilme
işlemine denir.
3.1.5.2.1. Riskli yapı tespiti için gerekli belgeler
- Lisanslı Firmanın İl Müdürlüğüne Dilekçesi
- Malikin Talep Dilekçesi
- Malikin Tapu Belgesi Sureti
- Malikin Kimlik Belgesi Sureti
- Güncel Tapu Takyidat Belgesi
- Vekaletname (Malik Adına Vekaleten İşlem Yapılması Durumunda)
-Yapının A.R.A.A.D.NET’ten Alınacak İnceleme Formu
- Emlak Vergisi Bina Bildirimi
- Bakanlık Teknik Eğitimine Katılım Belgesi Sureti
3.1.5.2.2. Riskli yapıların tespit edilmesine yetkili kuruluşlar
- Çevre ve şehircilik il müdürlükleri
- İl özel idaresi
- Üniversiteler
- Belediyeler
- Özel yapı denetim firmaları
33
3.2. Metot
3.2.1. Riskli Yapıların Tespit Edilmesine (RYTE’ Ye) Göre Yapılarda Riskli
Yapı Tespit Raporu
Binada taşıyıcı sitemine göre yığma yapılar, ahşap ve kerpiç (taşıyıcı özelliği
olmayan) yapılar ve betonarme yapılar olmak üzere üç guruba ayrılır.
3.2.1.1. RYTE’ ye yığma yapılarda riskli yapı tespit raporu
3.2.1.1.1. RYTE ve DBYBHY göre riskli yapı analizi
Çizelge 3.4. RYTE ve DBYBHY Göre Riskli Yapı Analizi
3.2.1.1.2. Taşıyıcı sistem proje veya rölövesi ve üç boyutlu modeli
Binanın Taşıyıcı sistemleri bulunarak proje haline getirilir. Proje haline getirilen
yapının 3 boyutlu modeli oluşturulur.
RYTE Sadece DBYBHY Çizelge 3.5. ‘Diğer Binalar’ 25 m ve 8 Katı Geçmeyen
Betonarme ve Yığma
DBYBHY
Sadece DBYBHY Çizelge 3.5. ‘Diğer Binalar’ 25 m ve 8 Katı Geçmeyen
Betonarme ve Yığma
Sadece Çizelge 3.5. ‘Diğer Binalar’ Haricindeki Yapılar
DBYBHY Çizelge 3.5. Performans Hedefleri
34
Şekil 3.3. Taşıyıcı sistem proje veya rölövesi ve üç boyutlu modeli
3.2.1.1.3. Taşıyıcı duvar malzemesinin belirlenmesi
Yığma binada kullanılan yapı malzemesi (Ateş tuğlası, Yığma tuğla, Taş duvar
vb.) belirlenir.
Şekil 3.4. Yığma binada kullanılan yapı malzemesi
3.2.1.1.4. Yığma binaların taşıyıcı sistem ve malzeme özelliklerinin
belirlenmesi
Yığma binanın kritik katında düşey hatıllar ve dolgu duvarların yerleşimi,
uzunluğu, boşluğu ve kalınlıkları röleve planında belirtilecek. Binanın kat adeti
ve yüksekliği de rölevede bulunacaktır. Yığma binalarda asgari bilgi düzeyi
katsayısı kullanılacaktır. Duvar malzemesinin türü sıva kazınarak tespit
edilecektir. Bina dayanım hesapları Ra=2 alınarak hesaplanacaktır.
35
S(T1)=2,5 Ra=2,0 alınarak belirlenen deprem yüklerinin bina duvarlarında
oluşturduğu kayma gerilmesi hesaplanacak ve izin verilen sınır değerlerini
aşmaması sağlanacaktır. Bu tür hesaplar kerpiç binalarda yapılmayacaktır.
Çizelge 3.5. Serbest Basınç dayanımı bilinmeyen duvarların basınç emniyet gerilmeleri
Duvarda Kullanılan Rai gir Birim Cinsi ve Harç Duvar Basınç Emniyet Gerilmesi fem (MPa )
Düşey delikli blok tuğla (delik oranı %35'dcn az çimento takviyeli kireç harcı ile) 1.0
Düşey delikli blok tuğla (delik oranı %35- 45 arasında, çimento takviyeli kireç harcı) 0.8
Düşey delikli blok tuğla (delik oranı %45'den fazla, i k i li ki h il )
0.5 Dolu blok tuğla veya harman tuğlası (çimento takviyeli
ki h il ) 0.8
Taş duvar (çimento takviyeli kireç harcı ile) 0.3 Gazbeton (tutkal ile) 0.6
Dolu beton briket (çimento harcı ile) 0.8
Çizelge 3.6. Narinlik oranına göre emniyet gerilmeleri için azaltma katsayıları
Narinlik oranı 6 8 10 12 14 16 18 20 22 24 Azaltma katsayısı 1.0 0.95 0.89 0.84 0.78 0.73 0.67 0.62 0.56 0.51
Çizelge 3.7. Duvarların çatlama emniyet gerilmesi
Duvarda Kullanılan Kargir Birim Cinsi Duvar Çatlama Emniyet Gerilmesi τo (MPa)
Düşey delikli blok tuğla (delik oram %35’den az, çimento takviyeli kireç Karcı ile) 0.1*
Düşey delikli blok tuğla (delik oram %35'den fazla çimento takviyeli kireç harcı ile) 0.12
Dolu blok tuğla veya harman tuğlası (çimento takviyeli kireç harcı ile) 0. 1*
Taş duvar (çimento takviyeli kireç harcı ile) 0.10
Gazbeton (tutkal ile) 0.15
Dolu beton briket (çimento harcı ile) 0.20
36
Çizelge 3.8. τem=τo+µ*σ değerleri
Kat İ
smi
Depr
em Y
önü
Qi(T
on)
E(m
)
Mbi
Qtbi
(Ton
)
∑Vr D
uvar
(Ton
)
∑Ve(
Ton)
Yete
rsiz
∑Vr(
Ton)
Yete
rsiz
∑Ve(
Ton)
∑Wa
∑Wn
Yete
rsiz∑
n
Ve/Q
bi(%
)
Bodrum Kat
X-X 72.2582 0.14 28.60 74.94 198.27 74.94 0 0 12.19 21 0 0
Y-Y 72.2582 0.16 11.63 73.72 175.37 73.72 0 0 10.64 14 0 0
Zemin Kat
X-X 97.20 2.81 272.94 127.46 231.61 127.46 0 0 10.95 24 0 0 Y-Y 97.20 0.15 14.79 98.57 139.20 98.57 57.93 75.56 5.78 20 6 76.70
Çizelge 3.9. Yığma duvarların kat kesme kapasite kontrolü
Yığma Duvarların Kat Kesme Kapasite Kontrolü (Ra=2) X Y Yetersiz Kesme
Kapasite Oranı Kat ∑Vr ∑We ∑We(Ve›Vr) ∑Vr ∑We ∑We(Ve›Vr) 1 164.18 265.53 265.53 174.05 265.53 265.53 %100 Göçme Bölgesi 2 133.36 192.74 165.21 187.08 192.74 114.35 %86 Göçme Bölgesi
Çizelge 3.10. Kayma Kapasite Kullanım Oranı Durum
Duva
r Adı
Duva
r Mal
z.
Duva
r Boy
u (m
)
Duva
r Kal
ınlığ
ı (m
)
Duva
r Düş
ey Y
ükü
(t)
Duva
r Düş
ey
Geri
lmes
i
Çatla
ma
Emni
yet
Geri
lmes
i (M
pa)
Duva
ra e
tkiy
en
Kesm
e Ku
vvet
i (t
Duva
r Kay
ma
Geri
lmes
i Mpa
Kaym
a Em
niye
t Ge
rilm
esi (
Mpa
)
Kaym
a Ka
pasi
te
Kulla
nım
Ora
nı
Duru
m
W127 7 58 0 23 12.738 0 07 0 15 12 28 0 07 0.14 %50 Ok W128 3 32 0 23 3 473 005 0.15 538 0.07 0.13 %54 Ok W129 7.29 0.23 17.687 0.11 0.15 11.8 0.07 0.15 %46 Ok W130 1.62 0.11 1.253 0.07 0.15 0 0 0.14 %0 Ok W131 1.62 0.11 1.282 0.07 0.15 0 0 0.14 %0 Ok W132 1 0 23 5 454 0 2J 0 15 6.24 0 27 02 %135X W133 1.1 0.23 7.72 0.31 0.15 5.72 0.23 0.23 %100 Ok W134 1.7 0.23 8.289 0.21 0.15 10.62 0.27 0.19 %141 X
37
3.2.1.1.5. Riskli yapı tespitinin A.R.A.A.D.NET sistemine işlenmesi
Yukarıda elde Edilen veriler Çevre ve şehircilik Bakanlığınca hazırlanan
A.R.A.A.D. NET Programına işlenerek Riskli yapı raporu elde edilir.
Şekil 3.5. Riskli yapı tespitinin A.R.A.A.D.NET sistemine işlenmesi
38
3.2.1.2. RYTE’ ye göre ahşap, kerpiç ve taşıyıcı özelliği olmayan yapılarda
riskli yapı tespit raporu
3.2.1.2.1. RYTE ve DBYBHY göre riskli yapı analizi
Bu tür yapılar %85 Riskli yapı olduğundan bu yapılar herhangi bir işleme Tabi
tutulmadan riskli olduğu varsayılır.
3.2.1.2.2. Riskli yapı tespitinin A.R.A.A.D.NET sistemine işlenmesi
Şekil 3.6. RYTE’ ye göre ahşap, kerpiç ve taşıyıcı özelliği olmayan yapılarda riskli
yapı tespit raporu
39
3.2.1.3. RYTE’ye göre betonarme yapılarda riskli yapı tespit raporu
3.2.1.3.1. Yapı fotoğrafları ve uydu fotoğrafı
Yapının Ayrıntılı Fotoğrafları çekiler ve Uydudan yeri tespit edilerek işaretlenir.
Şekil 3.7. Yapı fotoğrafları ve uydu fotoğrafı
3.2.1.3.2. Bilgi Düzeyi Katsayısı
Yapı hakkında bilgi düzeyi katsayısı belirlenir.
Çizelge 3.11. Binalar İçin Bilgi Düzeyi Katsayıları
Bilgi Düzeyi Katsayısı 0,90 1,00
3.2.1.3.3. Kritik katın belirlenmesi
Binada inceleme yapılacak kritik kat veya katlar belirlenir.
40
Şekil 3.8. Kritik katın belirlenmesi
3.2.1.3.4. Taşıyıcı sistem proje veya rölövesi ve üç boyutlu modeli
Binanın Taşıyıcı sistemleri bulunarak proje haline getirilir. Proje haline getirilen
yapının 3 boyutlu modeli oluşturulur.
Şekil 3.9. Taşıyıcı sistem proje veya rölövesi ve üç boyutlu modeli
41
3.2.1.3.5. Tahribatlı olarak donatı tespiti (RYTE 3.2)
Şekil 3.10. Tahribatlı olarak donatı tespiti (RYTE 3.2)
3.2.1.3.6. Tahribatsız olarak donatı tespiti
Rontgen (Ferroscan) cihazı sayesinde, binanızdaki donatının çapları ve ara
mesafeleri, etriye aralıkları, paspayı değerleri varsa beton içindeki işçilik
hatalarından dolayı oluşan boşluklar tespit edilir
Şekil 3.11. Tahribatsız olarak donatı tespiti
Çizelge 3.12. Tahribatsız olarak donatı tespiti Kolon
Adı
Kolan Boyutları
(cm) Donatı
Adeti Donatı
Çapı(mm)
Donatı Alanı (cm2)
Kolon Enkesit Alanı
(cm2)
Donatı Oranı
S101 25 50 6 14 9,23 1250 0,007 S102 25 50 6 14 9,23 1250 0,007 S103 25 50 6 14 9,23 1250 0,007 S104 25 50 6 14 9,23 1250 0,007 S105 25 50 6 14 9,23 1250 0,007 S108 25 50 6 14 9,23 1250 0,007
TOPLAM 55,39 7500,00 0,007 ORTALAMA KOLON
DONATI ORANI 0,007
42
3.2.1.3.7. Tahribatsız olarak beton dayanımı tespiti (RYTE 3.2)
Ölçüm yapılacak yüzey temiz, düz ve kuru bir satıh olmalıdır. Bunun için beton
yüzeyi boya, yağ, toz gibi maddelerden arındırılarak düzgün bir hale
getirilmelidir. Temizleme işlemi çekiç ile birlikte verilen zımpara taşı ile
yapılabilir. Hiçbir şekilde sıva üzerinden ölçüm alınmamalıdır (İlhan, 2000). Her
bir örnek yüzeyden en az 9 en fazla 25 okuma alınmalıdır. 300 mm x 300 mm’yi
geçmeyen bir alan üzerinde 20 mm – 50 mm’lik karelajlar yapılmalı, bunların
kesiştiği yerler okuma noktaları olarak alınmalıdır (TSE, 1978). Ayrıca
kenarlara 40-50 mm’den fazla yaklaşılmamalıdır. Schmidt çekici uygulaması
aşağıdaki şekilde yapılır:
-Zımpara taşı ile yüzey temizlenir,
-Hafifçe basınç uygulayarak darbe çubuğu serbest bırakılır,
-Beton çekici test yüzeyine dik bir şekilde yerleştirilir,
-Darbe tetikleninceye kadar çekiç ile test yüzeyine yavaşça bastırılır,
-Tetiklenmeden sonra alt tarafta bulunan düğmeye basarak darbe çubuğu
kilitlenir,
-Göstergeden geri tepme sayısı R okunur,
-Her test yüzeyi için 10 ayrı okuma yapılıncaya kadar yukarıdaki işlemler
tekrarlanır.
Okuma yaptıktan sonra en büyük ve en küçük değerler ihmal edilerek kalan
okumaların aritmetik ortalaması alınır. Böylece o test yüzeyini temsil eden
ortalama bir R değeri elde edilmiş olunur. Bulunan R değeri o test yüzeyini
temsil eden dönüşüm eğrisinde yerine konularak R değerine karşılık gelen
beton basınç dayanımı bulunur.
43
Şekil 3.12.Tahribatsız olarak beton dayanımı tespiti
Çizelge 3.13. Duvarların çatlama emniyet gerilmesi
Yapı Elamanı
Test Çekici Uygulanan
Beton Yaşı
(Gün)
Beton Test Çekici Geri Tepme (RM) Değerleri R Otl.
Ortalama Basınç
Dayanımı N/mm2(Mpa)
Zemin kat kolon zs10 7200 20 20 24 24 26 26 24 24 26 26 24.00 10.29
Zemin kat kolon zs12 7200 24 26 28 28 24 24 24 20 20 24 24.20 10.50
Zemin kat kolon zs13 7200 24 22 24 26 26 24 26 26 22 24 24.40 10.71
Zemin kat kolon zs16 7200 26 26 24 26 26 28 24 26 28 26 26.00 12.35
Zemin kat kolon zs14 7200 30 30 28 28 30 28 28 32 32 30 29.60 13.18
Zemin kat kolon zs6 7200 30 30 28 28 26 28 28 30 32 32 29.20 15.65
Zemin kat kolon zs7 7200 28 28 30 30 28 26 26 28 26 26 27.60 14.00
Zemin kat kolon Zs5 7200 30 28 26 26 28 28 26 24 26 26 26.80 16.06
Zemin kat kolon zs8 7200 30 26 28 28 26 26 24 26 28 28 27.00 13.38
Zemin kat kolon zs9 7200 28 26 26 28 28 26 26 26 28 26 26.80 13.18
3.2.1.3.8. Tahribatlı olarak beton dayanımı tespiti
Mevcut bir betonun karakteristik basınç dayanımının tespiti, en gerçekçi olarak,
betondan karot numunesi alınıp bu numunenin serbest basınç deneyine tabi
44
tutulmasıyla yapılabilmektedir. Ancak karot numunesi alımı mevcut yapıyı
tahrip ettiğinden en son tercih edilmesi gereken ve mutlaka ehil kişiler
tarafından yapılması gereken bir yöntemdir (İlhan, 2003). Bunun yanında
yapıdan alınan bu karot numunesi ile betona ait yoğunluk, su emme,
alkaliagrega reaktivitesi, çekme dayanımı ve benzeri bilgilerde elde edilebilir
(Akçay, 2000).
Ölçüm yerlerinin sayısı (n), TS 500’de öngörülen şekilde, nitelik kontrolü için
gerekli olan deney numunesi sayısına (N) bağlıdır. N sayısı, her 50 m3 lük beton
imalatından alınması gereken numune sayısı olup en az 3 adettir. Bir yapının 50
m3 den daha az beton ihtiva eden her katı için ise sayı yine en az 3 adettir. Bu
sayı (N), BS 25’den daha yüksek mukavemetli betonlar için iki katına (6 adet)
çıkarılmalıdır.
Şekil 3.13. Tahribatlı olarak beton dayanımı tespiti
Çizelge 3.14. Beton basınç dayanımı Karot Numunesini Alındığı
Yapı Elemanı Deney Tarihi
Basınç Dayanımı N/mm2 (Mpa)
Ortalama Basınç Dayanımı N/mm2(Mpa)
ZEMİN KAT ZS 10 KOLON 13.11.2015 6.52
7.48 ZEMİN KAT ZS 12 KOLON 13.11.2015 7.28 ZEMİN KAT ZS 13 KOLON 13.11.2015 5.33 ZEMİN KAT ZS 14 KOLON 13.11.2015 8.36
fbeton=0.85*fkarot ortalam (0.85) Azaltma Katsayısı fcm=0.85* fbeton (0.85) Küpten Silindire
dönüştürme Katsayısı
45
3.2.1.3.9. Karot alınması ve donatı tespitinin fotoğraflanması
Alınan Karot ve tespit edilen donatının fotoğrafı çekilerek belgelenir.
Şekil 3.14. Karot alınması ve donatı tespitinin fotoğraflanması
46
3.2.1.3.10. Karot alınan ve donatı tespiti yapılan elemanların rölöve
üzerinde işlenmesi
Alınan karotlar ve inceleme yapılan donatı proje üzerinde işaretlenir.
Şekil 3.15. Karot alınan ve donatı tespiti yapılan elemanların rölöve üzerinde
işlenmesi
47
3.2.1.3.11. Riskli yapı tespit raporuyla alakalı, bütün rapor, analiz ve
fotoğraflar CD ortamında verilmeli
İncele yapılan yapıyla ilgili elde edilen tüm veriler CD ortamına aktarılarak
belgelendirilirler.
Çizelge 3.15. Riskli Yapı Tespit Analiz Kontrat Parametreleri Bilgi Düzeyi Min. Bilgi Düzeyi Katsayısı 0,90 Deprem Yükü Belirleme Yöntemi Mod Birleştirme Rijit Bodrum Üstü yapı yüksekliği 9,00 Rijit Bodrum Üstü Katsayısı 3 Elastik (azaltılmamış) İvme Spektrumu kullanılmıştır R=1 Bina bilgi düzeyi Katsayısı kullanılmıştır I=1 Eksantriste Uygulanmadı Kiriş ve Perdeler için Etkin Eğilme Rijitliği 0,30 (Ecm)0 Kolonlar İçin Etkin Eğilme Rijitliği 0,30 (Ecm)0 Mevcut beton Elastisite Modülü (Ecm) 5000 (fcm)^2 Kritik Kat Zemin Kat αs(Panel Kesme kuvveti Oranları) X 0,00 αs(Panel Kesme kuvveti Oranları) X 0,00
Çizelge 3.16. Hareketli yük aktarım katsayısı Binanın Kullanım Amacı • Depo. antrepo, vb. 0.80 Okul. öğrenci yurdu. spor tesisi, sinema, tiyatro, konser salonu, garaj. lokanta,
0.60
Konut, işyeri, otel. hastane, vb. 0.30 Modal, periyot ve Frekansları Mod Periyot [s] Frekans [Hz] Açısal Frek. [deg/s] Eigen Değ. [deg2 /s2] 12 0.566300 1.765848 11.095148 123.102315 2 0.366453 2.728864 17.145959 293.983911 3 0.358182 2.791876 17.541876 307.717420 4 0.191588 5.219536 32.795312 1075.532469 2578.866032 5 0.123727 8.082323 50.782734 2578,886032 6 0.120652 8.288279 52.076792 53.648336 2711.992273 2878.143908 7 0.117118 8.538398 53,648336 2878,143908 8 0.07S7S9 13.199793 82.936745 6878.503654 9 0.071885 13.911037 87.405623 7639.742988
48
Çizelge 3.17. Kritik kat duvar etkileri değerlendirmesi
ZEMİN KAT Deprem Yönü ∑Akn(m2) ∑ Ap(m2) ∑Akn/Ap ∂/h Deprem Kuvet Katsayısı
x 0.38 117.01 0.0032‹0.006 0.0009‹0.015 1.00 y 2.71 117.01 0.0232›0.006 0.0004‹0.015 0.75
Kat Kuvvetleri Kat Not ∂/h-x ∂/h-Y Fx(x-.0.85) FY(x.0.6375)
2 Kat 0.0038 0.0025 53.46 54.84 1 Kat 0.0062 0.0039 35.71 39.10
Zemin Kat Kritik Kat 0.0065 0.0037 21.10 20.25 Bodrum 0.0001 0.0001 16.17 12.13
Çizelge 3.18. Kritik kat kolonları sınır değerleri
Kritik Kat Kolonları Sınır Değerleri ZEMİN KAT Birimler: (tf-m) Sınıflandırma Sınır Değerleri Kont
Eleman Yön Ve/Vr Grup Nk /fmcAc
Ash /sbk
m=(MGnQ+E) Mk ‹›Sınır
d/h ‹›Sınır
SZ01 +x 1.06/3.36 =0.32 B 0.41 0.85/402
3.21/1.24 =2.59›1.99 0.0049≤0.0096 x
20*40 -x 1.06/3.36 =0.32 B 0.4 0.85/402
3.39/1.26 =2.68›2.01 0.0049≤0.0097 x
+Y 1.2/0.4 =0.3 B 0.4 0.57/1002
12.25/2.87 =4.28›1.43 0.0054≤0.0071 x
60*30*30 -Y 1.2/0.4 =0.3 B 0.42 0.57/1002
11.37/2.79 =4.08›1.39 0.0054≤0.0069 x
Risk Değerlendirmesi – ZEMİN KAT Eksenel Basınç Gerilmesi Ortalaması 194.34tf/m2 0.65*fcm 263.07tf/m2 0.1 * fcm 40.47 tf/m2 Kat Kesme Kuvvetleri Oranı Sınır Değeri 0.11 Risk Sınırını Aşan Elaman Sayısı 17 Toplam Elaman Sayısı 17 (+EX)- Risk Sınırını Aşan Kolon Perdelerin Kesme kuvvetleri Toplamı /Toplam Kat Kesme Kuvveti 88.48/88.48tf
(+EX) –Kat Kesme Kuvveti Oranı 1:0.108 (-EX) )- Risk Sınırını Aşan Kolon Perdelerin Kesme kuvvetleri Toplamı /Toplam Kat Kesme Kuvveti 88.48/88.48tf
(-EX) –Kat Kesme Kuvveti Oranı 1:0.108 (+EY)- Risk Sınırını Aşan Kolon Perdelerin Kesme kuvvetleri Toplamı /Toplam Kat Kesme Kuvveti 94.08/94.08tf/m2
(+EY) –Kat Kesme Kuvveti Oranı 1›0.108 (-EY) )- Risk Sınırını Aşan Kolon Perdelerin Kesme kuvvetleri Toplamı /Toplam Kat Kesme Kuvveti 94.08/94.08tf/m2
(-EY) –Kat Kesme Kuvveti Oranı 1:0.108 Proje İsmi Kat Adeti :6 Bir kattaki kolon sayısı :18 X yönü axs sayısı :8 Y yönü axs sayısı :13 Deprem katsayısı (Ao) :0.4 Yapı tipi katsayısı(R) :4 Yapı önem katsayıısı (I) : 1
49
Spektrum karekteristik peryodu Ta/Tb :0.15/0.6 Hareketli Yük katsayısı (n) :0.3 Sıfır rolatif hareket yüksekliği (m) :2.50 Hareketli yük azalma katsayısı(Cz) :1.0 Zemin emniyet gerilmesi(t/m2) :14.8 Zemin yatak katsayısı (t/m3) :1800.0 Beton Yoğunluğu (t/m3) :2.5 Genleşme ısı farkı (C ) :0.0 Statik analiz yöntemi :Linner Analiz Deprem Standardı :TYD 2007 Code Betonarme hesap yöntemi :Taşıma Gucu Yöntemi TS500-2000 Betonarme Kesit Donatı Hesap Yöntemi : Bürüt Kesite Göre Deprem Hesabı Yöntemi : Mod Süperpozisyonu İle Dinamik Analiz Temel Analiz Opsiyonu : Tüm Temel Deplasmanları Dikkate Alınması Zemin Gerilmesi Hareketli Yük Azatlma Değeri :0.8 Zemin Gerilmesi Deprem Artırım Oranı :0.5 Zemin Gerilmesi Ruzgar Artırım Oranı :0.25 Kolonun Oturduğu Kirişin Tesir Çarpımı :1.5 Kiriş Kolon Rijitik Bölgesi opsiyonu : Yarı Sonsuz Rijit Davranış Kiriş Uçlarında Elaztik Ankastrelik opsiyonu :Elastik Ankastre Çatlamış Kesit Opsiyonu : Igb 4 , Igc 6 Beton ve çelik malzeme birimleri kg/cm2
Çizelge 3.19. Kritik kat duvar etkilerinin değerlendirmesi
Yapı Elamanı Malzeme E G Beton Dayanım Gerilmesi
Çelik Akma Gerilmesi
Genel Etriye Plak/Narnür C20 285000 114000 200 4200 4200
HNP C30 318000 127200 300 5000 5000 Temel C20 285000 114000 200 4200 4200
Kiriş/Kolan E1 C20 285000 114000 200 4200 4200
Kiriş/Kolan E1 C6.2 125000 50000 62 4200 4200
Taşıma Gücü Malzeme Katsayıları Beton Çelik Yeni Elemanlar 1.5 1.15
Performan Hesabı Tüm Elemanlar 1.00 1.00 Riskli binaların tespiti yönetmeliğine göre yapının kontrolü Bina Bilgi Düzeyi Katsayısı :0.9 Hareketli Yük Azaltma Oranı :03 Kiriş Ve Perdelerin Etkin Eğilme Rıjıtliği :EI eµ 0.3 (EcmI) 0 Kolonların Etkin Gerilme Rıjıtliği : EI eµ 0.5 (EcmI) 0 Mevcut Beton Malzemesi : E2 : C6 E=125000kg/cm2 Riskli Yapı Lineer Hesabında Kulanılan Deprem Etkisi :MOD Birleştirme Yöntemiyle
Deprem Analizi Yapı lineer kapasite hesabında R:1 alınarak çözüm yapılmıştır. Kritik Kat No:2 y:1 kritik kat seçilmiştir
50
Şekil 3.16. Kritik kat, kolon perdelerinin risk sınır kontrolü
Çizelge 3.20. Riskli binaların tesbiti yönetmeliğine göre yapının kontrolü Kritik Kat Duvar Etkisi Kontrolü Duvar
No aks Sol aks
Sağ aks
H cm
B cm
Duvar tip L m Rd/B <40 Lb/L <0.05 Awx Avy
W1 13y 1(1x) (2x) 280 23 Tuğla 2.99 4.1/B=17.8 √ 0.0/L=0.0√ W2 13y 3(4x) 4(5x) 280 23 Tuğla 3.27 4.3/B=18.7 √ 0.0/L=0.0√ W3 12y (11y) (2x) 280 23 Tuğla 2.65 3.86/B=16.8 √ 0.0/L=0.0√ W4 6x A(1y) (2y) 250 23 Tuğla 3.89 4.62/B=20.1 √ 1.0/L=0.26x 0.00 0.00 W5 6x (1y) (12y) 250 23 Tuğla 1.86 3.12/B=13.5 √ 1.0/L=0.54x 0.00 0.00 W6 12y (6x) (11y) 280 23 Tuğla 1.84 3.35/B=14.6 √ 0.0/L=0.0 √ 0.00 0.00 W7 3y 3(4x) 4(5x) 280 23 Tuğla 3.27 4.3/B=16.7 √ 1.0/L=0.31x 0.00 0.00
KB19 1x 1(2y) (5y) 250 23 Tuğla 5.62 6.15/B=26.7 √ 1.0/L=0.18x 0.00 0.00 KB18 1x 1(5y) (6y) 250 23 Tuğla 2.39 3.46/B=15.0 √ 0.0/L=0.0 √ 0.00 0.55 KB17 6y 3(4x) 4(5x) 250 23 Tuğla 3.27 4.12/B=250.9x 0.0/L=0.0√ 0.00 0.00
Çizelge 3.21. kat kesme kontrolü Kat Kesme Kuvveti Sınır Kontrolü Ka
∑(N/Ac) (δ/h) x (δ/h) y ג*Vx ג*Vy ∑Ak
∑Akn
∑Ap
6 3.522=0.057*fcm››V/Vk=0.35
0.0158
0.0235
72.135 113.02
2.39
8.911 127.13 5 10.402=0.168*fcm››V/Vk=0.3
0.0248
0.0335
152.39
452.50
5 3.50
10.29
165.23
4 17.677=0.285*fcm››V/Vk=0.2
0.0323
0.0427
207.45
331.06
3.50
10.29
165.23 3 24.955=0.402*fcm››V/Vk=0.1
5 0.0357
0.0485
251.11
401.90
3.85
9.879 165.23
2 32.496=0.524*fcm››V/Vk=0.0
0.0352
0.0479
287.41
460.44
4.825
5.812 165.23 1 22.939=0.370*fcm››V/Vk=0.1
0.0242
0.0372
300.65
474.99
3.42
0.000
129.23
Kritik Kat Duvar Etki Kontrolü X yönü ∑Akn /Ap=0.0292>0.002*N=0.0100 (δ/h)=0.03527>0.015 >>λ x=1.0*1.0=1
∑Akn/Ap>0.002N ve (δ/h)<0.015 koşulu sağlanmıştır λ=1.0* λ Alınmıştır
Y yönü ∑Akn /Ap=0.0352>0.002*N=0.0100 (δ/h)=0.04797>0.015 >>λ y=1.0*1.0=1 ∑Akn/Ap>0.002N ve (δ/h)<0.015 koşulu sağlanmıştır λ=1.0* λ Alınmıştır
Yapı elamanlarında deprem statik sonuç çarpanı CeX=3.400, CeY=4.000 Perde deprem katılım oranı AsX=0.000 AsY=0.000 , Kolon ortalama donatı oranı =0.0067
51
Çizelge 3.22. Riskli binaların tespiti yönetmeliğine göre yapının kontrolü
Kolon N Ve/Vr sınıf N/(Ac*f
V/(Ac.f
m=Mgqe/Mr (δ/h) Sz01 -X 87.1
2.82/1125=0.
B 0.781 0.180 14.31/5.54=2.58>1.
0.035267>0.00
30*6
+
73.8
4.08/11.25=0.
B 0.662 0.260 12.85/6.39=2.01>0.
0.035267>0.00 -Y 91.2
2.73/13.08=0.
B 0.817 0.174 39.77/9.85=4.04>0.
0.047969>0.00
Kor.0 +
69.8
4.50/13.08=0.
B 0.625 0.287 32.53/12.19=2.67>0
0.047969>0.00 Kolo
E
Etriy
Q6/35Sargı
X kol:4 Y kol:3 Ash=1.13/0.85 2*2Q16
Sz02 -X 70.7
4.57/11.21=0.
B 0.634 0.292 25.08/6.57=3.82>0.
0.035267>0.00 30*6
+
63.9
4.57/11.21=0.
B 0.573 0.292 25.33/6.95=3.65>
0.035267>0.00
-Y 80.8
1.88/13.04=0.
B 0.725 0.120 44.82/11.05=4.05>
0.038704>0.00 Kor.0 +
53.8
2.46/13.04=0.
B 0.483 0.157 40.49/13.50=3.00>0
0.038704>0.00
Kolo
E
Etriy
Q6/35Sargı
X kol:4 Y kol:3 Ash=1.13/0.85 2*2Q16
Yapı Kritik Kat Sonuçları Kritik kat Md/Mr moment kapasite sınırını aşan kolan sayısı :18 Kritik kat (δ/h) relatif kat öteleme sınırını aşan kolon sayısı :18 Yapı Kritik Kat Sınır Değerlerini Aşan Kesme Kuvvetleri Toplamı Kritik kat ortalama eksenel gerilim σ=32.496 kg/cm2 Kritik kat sınır değeri =0.080 %8
Çizelge 3.23. sınır değer kontrolü Deprem kombinasyonu Toplam kesme kuvveti m ve (δ/h) sınır değerini aşan kesme kuvveti
-X yönü deprem 50.33 50.33 %100 > 8 +X yönü deprem 51.63 51.63 %100 > 8 -Y yönü deprem 54.89 54.89 %100 > 8 +Y yönü deprem 58.19 58.19 %100 > 8
Kritik kat riskli yapı kapsamına girmektedir Kritik kat riskli yapı sınıfına girmesi nedeniyle en büyük kat ötelemesi kontrolüne gerek kalmamıştır.
52
3.2.1.3.12. Riskli Yapı Tespitinin A.R.A.A.D.NET Sistemine İşlenmesi
Yukarıda elde Edilen veriler Çevre ve şehircilik Bakanlığınca hazırlanan
A.R.A.A.D. NET Programına işlenerek Riskli yapı raporu elde edilir.
Şekil 3.17. Riskli yapı tespitinin A.R.A.A.D.NET sistemine işlenmesi
53
4. ARAŞTIRMA BULGULARI
4.1. 2013-2017 Yılları Tunceli Bölgesinde Riskli Yapılar İncelenmesi
(Örnek Çalışma)
Tunceli il ve ilçe sınırları içinde 01.01 2013- 01.01.2017 tarihleri arasında
toplam 36 kerpiç yapı, 75 yığma yapı ve 50 betonarme yapı olmak üzere toplan
161 yapı üzerinde incelemeler yapılmıştır. Bu çalışma sonucunda elde edilen
veriler yılara göre dağılımı aşağıda tablolar halinde verilmiştir.
Tunceli Merkez ve ilçe sınırları içinde 01.01 2013- 31.12.2013 tarihleri arasında
13 yapının risk tespit analiz aşağıda tablo halinde verilmiştir.
Çizelge 4.1. Tunceli Merkez ve ilçe sınırları içinde 01.01 2013- 31.12.2013 tarihleri arasında 13 yapının risk tespit analizi
Elazığ İlçeler Yapı türü
Yıkılan Yıkılmayan Kerpiç yapı Betonarme yapı Yığma
Yapı Tunceli Merkez 1 1 4 6 0 Tunceli Pertek 0 0 0 0 0 Tunceli Hozat 2 0 2 4 0 Tunceli Çemişgezek 1 0 0 1 0 Tunceli Mazgirt 0 0 0 0 0 Tunceli Nazimiye 0 0 0 0 0 Tunceli Pülümür 1 0 0 1 0 Tunceli Ovacık 1 0 0 1 0
Toplam 6 1 6 13 0
Yukarıdaki tabloya göre Tunceli’de il merkezi ve ilçelerde 2013 yılında Toplam
13 yapı üzerinde inceleme yapılmıştır. Yapılan incelemeler neticesinde 6 tane
kerpiç, 6 tane yığma ve 1 adet betonarme yapı tespit edilmiştir. Tespit edilen
kerpiç yapılar RYTE’ ye Göre (Ahşap, Kerpiç ve Taşıyıcı Özelliği Olmayan
Yapılarda Riskli Yapı Tespit Raporu) %100’ü riskli olduğu tespit edilmiştir.
Tespit edilen bu kerpiç yapıların 1 tanesi Tunceli Merkezde, 2 tanesi Hozat
ilçesinde,1 tanesi Çemişgezek, 1 tanesi Pülümür ilçesinde ve 1 tanesi de
Ovacıkta ilçesinde olup tamamı yıkılarak yerine yeni bina yapılmak için
projelendirilmiştir.
54
Tunceli’de 6 tane yığma yapıda inceleme yapılmıştır. RYTE’ ye Göre (Yığma
Yapılarda Riskli Yapı Tespit Raporu) sonucuna göre yığma yapıların %100‘ü
riskli olduğu tespit edilmiştir. Tespit edilen Bu yapıların 4 tanesi Tunceli
merkezde geri kana 2 tanesi Hozat ilçesinde olup hepsi yıkılarak yerlerine yeni
projeler çizilerek projelendirilmiştir.
Tunceli’de 1 tane betonarme yapıda inceleme yapılmıştır. RYTE’ye göre
(Betonarme Yapılarda Riskli Yapı Tespit Raporu) sonucuna göre betonarme
yapıların %100’ü (1 tane) riskli olduğu tespit edilmiş 1 tanesi yıkılarak yerine
yenilerin yapılması için projelendirilmiştir.
Tunceli Merkez ve ilçe sınırları içinde 01.01 2014- 31.12.2014 tarihleri arasında
60 yapının risk tespit analiz aşağıda tablo halinde verilmiştir
Çizelge 4.2. Tunceli Merkez ve ilçe sınırları içinde 01.01 2014- 31.12.2014 tarihleri arasında 60 yapının risk tespit analizi
Elazığ İlçeler Yapı türü
Yıkılan Yıkılmayan Kerpiç yapı Betonarme yapı Yığma Yapı
Tunceli Merkez 13 17 27 57 0 Tunceli Pertek 0 0 0 0 0 Tunceli Hozat 0 0 0 0 0 Tunceli Çemişgezek 0 0 0 0 0 Tunceli Mazgirt 0 0 0 0 0 Tunceli Nazimiye 0 0 0 0 0 Tunceli Pülümür 1 0 0 1 0 Tunceli Ovacık 2 0 0 2 0
Toplam 16 17 27 60 0
Yukarıdaki tabloya göre Tunceli’de il merkezi ve ilçelerde 2014 yılında Toplam
60 yapı üzerinde inceleme yapılmıştır. Yapılan incelemeler neticesinde 16 tane
kerpiç, 27 tane yığma ve 17 adet betonarme yapı tespit edilmiştir. Tespit edilen
kerpiç yapılar RYTE’ ye Göre (Ahşap, Kerpiç ve Taşıyıcı Özelliği Olmayan
Yapılarda Riskli Yapı Tespit Raporu) %100’ü riskli olduğu tespit edilmiştir.
Tespit edilen bu kerpiç yapıların 13 tanesi Tunceli Merkezde, 1 tanesi Pülümür
ilçesinde ve 2 tanesi Ovacık ilçesinde olup tamamı yıkılarak yerine yeni bina
yapılmak için projelendirilmiştir.
55
Tunceli’de 27 tane yığma yapıda inceleme yapılmıştır. RYTE’ye Göre (Yığma
Yapılarda Riskli Yapı Tespit Raporu) sonucuna göre yığma yapıların %100‘ü
riskli olduğu tespit edilmiştir. Tespit edilen Bu yapıların tamamı Tunceli
merkezde olup hepsi yıkılarak yerlerine yeni projeler çizilerek
projelendirilmiştir.
Tunceli’de 17 tane betonarme yapıda inceleme yapılmıştır. RYTE’ye Göre
(Betonarme Yapılarda Riskli Yapı Tespit Raporu) sonucuna göre betonarme
yapıların %100’ü (17 tane) riskli olduğu tespit edilmiş 17 tanesi yıkılarak yerine
yenilerin yapılması için projelendirilmiştir.
Tunceli Merkez ve ilçe sınırları içinde 01.01 2015- 31.12.2015 tarihleri arasında
56 yapının risk tespit analiz aşağıda tablo halinde verilmiştir.
Çizelge 4.3. Tunceli Merkez ve ilçe sınırları içinde 01.01 2015- 31.12.2015 tarihleri arasında 56 yapının risk tespit analiz
Elazığ İlçeler Yapı türü
Yıkılan Yıkılmayan Kerpiç yapı Betonarme yapı Yığma Yapı
Tunceli Merkez 3 20 27 50 0 Tunceli Pertek 2 0 0 2 0 Tunceli Hozat 1 0 0 1 0 Tunceli Çemişgezek 0 0 0 0 0 Tunceli Mazgirt 0 0 0 0 0 Tunceli Nazimiye 0 0 1 1 0 Tunceli Pülümür 1 0 0 1 0 Tunceli Ovacık 1 0 0 1 0
Toplam 8 20 28 56 0
Yukarıdaki tabloya göre Tunceli’de il merkezi ve ilçelerde 2014 yılında Toplam
56 yapı üzerinde inceleme yapılmıştır. Yapılan incelemeler neticesinde 8 tane
kerpiç, 28 tane yığma ve 20 adet betonarme yapı tespit edilmiştir. Tespit edilen
kerpiç yapılar RYTE’ ye Göre (Ahşap, Kerpiç ve Taşıyıcı Özelliği Olmayan
Yapılarda Riskli Yapı Tespit Raporu) %100’ü riskli olduğu tespit edilmiştir.
Tespit edilen bu kerpiç yapıların 3 tanesi Tunceli Merkezde, 2 tanesi Pertek
ilçesinde, 1 tanesi Hozat ilçesinde, 1 tanesi Pülümür ilçesinde ve 1 tanesi Ovacık
ilçesinde olup tamamı yıkılarak yerine yeni bina yapılmak için
projelendirilmiştir.
56
Tunceli’de 28 tane yığma yapıda inceleme yapılmıştır. RYTE’ye Göre (Yığma
Yapılarda Riskli Yapı Tespit Raporu) sonucuna göre yığma yapıların %100‘ü
riskli olduğu tespit edilmiştir. Tespit edilen Bu yapıların 27 tanesi Tunceli
merkez ve 1 tanesi Nazimiye İlçesinde olup hepsi yıkılarak yerlerine yeni
projeler çizilerek projelendirilmiştir.
Tunceli’de 20 tane betonarme yapıda inceleme yapılmıştır. RYTE’ye Göre
(Betonarme Yapılarda Riskli Yapı Tespit Raporu) sonucuna göre betonarme
yapıların %100’ü (20 tane) riskli olduğu tespit edilmiş 20 tanesi yıkılarak yerine
yenilerin yapılması için projelendirilmiştir.
Tunceli Merkez ve ilçe sınırları içinde 01.01 2016- 31.12.2016 tarihleri arasında
32 yapının risk tespit analiz aşağıda tablo halinde verilmiştir
Çizelge 4.4. Tunceli Merkez ve ilçe sınırları içinde 01.01 2016- 31.12.2016 tarihleri arasında 32 yapının risk tespit analizi
Yukarıdaki tabloya göre Tunceli’de il merkezi ve ilçelerde 2014 yılında Toplam
32 yapı üzerinde inceleme yapılmıştır. Yapılan incelemeler neticesinde 6 tane
kerpiç, 14 tane yığma ve 12 adet betonarme yapı tespit edilmiştir. Tespit edilen
kerpiç yapılar RYTE’ ye Göre (Ahşap, Kerpiç ve Taşıyıcı Özelliği Olmayan
Yapılarda Riskli Yapı Tespit Raporu) %100’ü riskli olduğu tespit edilmiştir.
Tespit edilen bu kerpiç yapıların 1 tanesi Tunceli Merkezde, 2 tanesi Pertek
ilçesinde, 1 tanesi Hozat ilçesinde, 1 tanesi Çemişgezek ilçesinde ve 1 tanesi
Elazığ İlçeler Yapı türü
Yıkılan Yıkılmayan Kerpiç yapı Betonarme yapı Yığma Yapı
Tunceli Merkez 1 12 14 27 0 Tunceli Pertek 2 0 0 2 0 Tunceli Hozat 1 0 0 1 0 Tunceli Çemişgezek 1 0 0 1 0 Tunceli Mazgirt 1 0 0 1 0 Tunceli Nazimiye 0 0 0 0 0 Tunceli Pülümür 0 0 0 0 0 Tunceli Ovacık 0 0 0 0 0
Toplam 6 12 14 32 0
57
Mazgirt ilçesinde olup tamamı yıkılarak yerine yeni bina yapılmak için
projelendirilmiştir.
Tunceli’de 14 tane yığma yapıda inceleme yapılmıştır. RYTE’ ye Göre (Yığma
Yapılarda Riskli Yapı Tespit Raporu) sonucuna göre yığma yapıların %100‘ü
riskli olduğu tespit edilmiştir. Tespit edilen Bu yapıların 14 tanesi Tunceli
merkezde olup hepsi yıkılarak yerlerine yeni projeler çizilerek
projelendirilmiştir.
Tunceli’de 12 tane betonarme yapıda inceleme yapılmıştır. RYTE’ ye Göre
(Betonarme Yapılarda Riskli Yapı Tespit Raporu) sonucuna göre betonarme
yapıların %100’ü (20 tane) riskli olduğu tespit edilmiş 20 tanesi yıkılarak yerine
yenilerin yapılması için projelendirilmiştir.
58
5. SONUÇLAR ve ÖNERİLER
Topraklarının %98’i Deprem riski altında bulunan ülkemizde ne yazık ki, 2012
yılına kadar depremler açısından bir devlet politikası oluşturulamamış,
depreme yönelik geniş kapsamlı bir eğitim, gerek üniversitelerde gerekse özel
sektörde çalışan teknik personel için yürütülememiştir. 16/5/2012 tarih 6306
sayılı yasayla afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların
bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun,
sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve
yenilemelere dair usul ve esasları yeniden düzenlenerek. Riskli alan içinde veya
dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar
görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapıyı bu
kanunla yıkılıp yerine modern, insan yaşamı için elverişli yapılara
dönüştürülmektedir.
Tunceli’de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü verilerine göre vatandaşların
istekleri doğrultusunda 161 yapı üzerinde Yapılan inceleme sonuçlarına göre 36
kerpiç yapının tamamı, 75 yığma yapının tamamı, 50 betonarme yapının
tamamı yüksek riskli olduğu ve yıkılması gerektiği tespit edilmiştir.
Tunceli İlindeki yapı stokunu bir örneklem olarak ele alırsak, araştırma
bulgularımızdaki verileri bu örnekleme dahil edersek ve bu örneklemi Türkiye
geneline yayarsak elde edilen sonuçlar bakarak ülkemizde tüm yapı stoku
gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Unutulmamalıdır ki insan hayatının bedeli hiçbir şekilde ödenemez, bu yüzden
bundan sonraki depremlerde can kaybı yaşanmasını önlemek için Tunceli
genelinde 2010 yılı ve öncesi yapılan tüm yapıların bir an önce risk tespitlerinin
yapılması gerekmektedir. Unutulmalıdır ki deprem öldürmez ihmaller öldürür.
Bu bağlamda riskli yapıların bir an önce tespit edilerek risk oranı sınır
değerlerin üzerinde ise yıkılmalı, risk oranı sınır değerin altında ise
güçlendirme yapılması bir devlet politikası haline getirilmelidir.
59
KAYNAKLAR
Akçay B., 2000. İstanbul binalarında karot yardımıyla beton nitelik denetimi,
Kocaeli Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli, s. 5-22
Anonim, 2018a. http://www.mta.gov.tr/v3.0/bilgi-merkezi/pulumur) Erişim
Tarihi: 05.02.2018 Anonim, 2018b. http://www.solidere.com/solidere) Erişim Tarihi: 05.02.2018 Anonim, 2018c. http://www.kentselyenilem.org, 2007) Erişim Tarihi:
05.02.2018 Arpat, E. ve Garoğlu, F., 1972. Doğu Anadolu Fayı ile ilgili Bazı Gözlemler ve
Düşünceler. Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Dergisi, 78, 44-50 Demirsoy M. S., 2006. Kentsel Dönüşüm Projelerinin Kent Kimliği Üzerindeki
Etkisi, Mimar Sinan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi , İstanbul
Dovaidy, M., 2003. Recontraction of Beriut City Center. Solidere Experience,
Journalist Seminar İn Amman. Dovoidy M., 2003. Recanroction Of Beriut City Centr, Solidere experience
journolist Seminor in Amman Epöztürk L., 2004. Peorl Nehri Kentsel Dönüşüm Projesi, Mimar Sinan
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi , İstanbul Eres, Z., 2004. Savaş Sonrası Beyrut Tarihi Kent Merkezinin Yenilenmesi,
Yaşanılır Kentler/Yaşanılır İstanbul, TMMOB Mimarlar Odası , Teknik Kongre,S.54
Ersoy M., 2004. Paris La Defense Örneği, Kentsel Tasarım Yönetim Teknikleri,
Mimar Sinan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi , İstanbul
Eyidoğan H., 1988. Sismolojik Bulgular Açısından İstanbul’da Deprem Tehlikesi,
İstanbul Güler, E., 2003. Kentsel Yeniden Üretim Süreci Üzerine Karşılaştırmalı Çalışma:
İstanbul Örneği , Kentsel Dönüşüm Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Yıldız Teknik Üniversitesi Basın-Yayın Merkezi, İstanbul
İlhan İ., 2000. Beton (Schmidt) çekici ne işe yarar, Türkiye Mühendislik
Haberleri sayı 410, İstanbul, s. 27-28.
60
İlhan İ., 2003. Beton karot numunesi alımı, Türkiye Mühendislik Haberleri sayı 423, İstanbul, s. 66-67
Kayalar, J., 2006. Kent ve Meydan Olgusu, Yeniden Canlandırma sürecinde
Karşılaştırmalı Bir İrdeleme, Trafalgrar meydanı ve Eminönü meydanı, Mimar Sinan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi , İstanbul
Muti A., 2014. Kentsel dönüşüm ve Erzurum Örneği, Okan Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Polat, S. ve Dostoğlu, S., 2007. Kentsel Dönüşüm Kavramı Üzerine Bursa’da
Kükürtlü ve Mudanya Örneği, Uludağ Üniversitesi Mühendislik –Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt12 sayı1, Bursa
Roberts P., 2000. The evolution, defnition and purpose of urban regenerotion. P.
Roberts ve H. Sykes (Ed.), urban regenerotion a hondbook. London Sancar T., 2017. Tunceli Munzur ve İstanbul Teknik Üniversiteleri'nin Maden
Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü ile yaptığı ortak deprem araştırma çalışması. Tunceli
Sasaki, 2002. İnterdisciplinary Design, Pearl River Urban Design , Goungzhou,
China, Tasarım Dergisi, Syf 125 Savaş Sonrası Beyrut Tarihi Kent Merkezinin Yenilenmesi, Yaşanılır
Kentler/Yaşanılır İstanbul, TMMOB Mimarlar Odası Teknik Kongre İstanbul
Sekmen S., 2007. Kentsel Dönüşüm Üzerine Bir Model Önerisi İzmir-Ferahlı
Mahallesi Örneği, Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, İzmir
Soski, İnterdisciplinory Design, 2002, Peorl River Urban Desing, Goungzhjou,
Tasarım Dergisi Syf 125 China Şişman, A., 2008. Kentsel Dönüşüm Uygulamaları TMMOB Samsun Kent
Sempozyumu 27-29 Kasım, Samsun Tadmori K., 2004. Lübnan- Trablus Kentsel sit Koruma Sorunları ve Koruma
Planlanması için Yönlendirici Kavramsal Çerçeve, Mimar Sinan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi , İstanbul
Tombul, S., 1990. Bingöl Ovası ve Çevresinin Jeomorfolojisi ve Gelişimi,
A.D.T.Y.K. Coğrafya Araştırmaları Dergisi, 1 (2), 229-359, Ankara TS 3260/Eylül, 1978. Beton yüzey sertliği yolu ile yaklaşık beton dayanımının
tayini kuralı, Ankara, s. 1-2.
61
Üçüncü M. D., 2014. Beylikdüzü’nde Deprem Odaklı Kentsel dönüşüm, Tezi 6-9 İstanbul
62
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı :Özcan KINAŞ Doğum Yeri ve Yılı :Tunceli/Pertek 19.11.1980 Medeni Hali :Evli Yabancı Dili :İngilizce Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl) Lise :Elazığ Atatürk Lisesi Lisans1 :Fırat Üniversitesi TEF Yapı Öğretmenliği Lisans 2 :Munzur Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat
Mühendisliği Mesleki Deneyim Meb 2005-2006 MNG Kargo 2006-2010 Kınaş inşaat LTD. ŞTİ 2011-2017 Seç yapı Munzur üniversitesi Şantiyesi 2017-Devam
top related