İslami sosyolojİ: postmodern bİr sosyolojİ...
Post on 09-May-2019
242 Views
Preview:
TRANSCRIPT
İSLAMi SOSYOLOJİ: POSTMODERN BİR SOSYOLOJİ Mİ? *
ISLAMIC SOCIOLOGY: IS IT POSTMODERN?
ALl YAŞAR SARIBAY PROF.DR., U.Ü. REKTÖR YARDIMCISI, BURSA
Sosyal teori gfınfımfızde bir kriz yaşıyor:
Genel olarak toplumsal olayları. Ö7..cl .olarak da dinsel hareketıert açıklamakt~ ve öngörm~kte güçlük çekiyor. O karlar ki. yerleşik teorik çerçeveterin artık terkedilmesi gerektiği sık sık vurgulanıyor.
Sosyal teorinin Içinde bulunduğu krtzl Wuthnow (1991). b irbirtyle lllntıll temel Iki sebcbe dayanrlırıyor. Birincisi, teorinin ne yapmaya nlyetlendlğlnl anlamakta gösterdiğimiz l;>aşarısızlık. İk1nclsl. ekonomik 've politık sistemlerin bazı dlnamlkh;rlnl (Modernleşme. Dünya Sistemi, vd.) belirleyici güçler olarak kabul etmemiz; dini de bu güçlerin harekete geçirdiği bir olgu olarak görmemiz. Her lkJ sebebln de aslında teoriye pozitivi..c:;t bir Işlev yüklemekten kaynaklandığı söyleneblllr. Böyle b ir Işlev, sonuç Itibariyle. teorinin. olayların anlamlarını yakalamaya yönelik bır kurgu kabul edilmemestyle uyumludur. Oysa, sosyal blllmlerde giderek genişleyen bir literatürün de gösterdığı glbl; teorinin yorumlayıcı (lnterpretıve) bir etkinIlk olduğu anlayışı yaygınlaşmaktadır. Bu çerçevede sosyal blUmlerde özcll*le kültürün yeniden keşfl; modern dünya da da dlnln sosyal olaylar ıçın bir. anlam kaynağı olabileceğine akademisyenlerln dikkatını çekmiştır (Wuthnow. 1991: 14). Böylece. sosyal bllı~Iertn ınceled.Jğt olaylann. son tahlllde. o olayiann sonucu olmayan. tersine onlardan bağımsız olarak, onlara anlam ve biçim veren bir gerçeklik lle 'Qağıntılı olabJleceğl anlaşılmıştır.
Öte yaDdan, sosyal blllm lerde, modern dünyanın ortaya çıkarmış olduğu kı1türel özelliklere, "Postmodernlzm" adı altmda keskin eleştırller yöneiten akım Ise: modemıt.eyt· redd~ttJğl kadar. onun olumlayıcısı olan Sosyolojlye de meydan okumakta. alternatif bir sosyo-
JOURNAL OF ISLAM lC RESEARCH VOL: 7, NO: 2, SPRING 1994
! -... - .....
l~Jinln gerekllllğlnl vurgulamaktadır; Postmodern Sosyolojl. Bu tür bir sosyolojlye göre modernlte gıbı ternetleri sarsılan g<'lcneksel sosyolojlnln bugün yüzyüze olduğu Iki scçen~k vardır: Ya sahip olduğu teorik Araçlarm yeni bir sosyal uygulamasıJJ# aramak, ya da eskJ öncüllerini terkederek yeni bir teorik kurgulamaya (constructıon) yönelmek (Baıımann, 1992: 105). Ou yenı teorik kurgıılama Ise, ancak, "yonımdan kopuk b ir realfknln olmadığı" öncülü üzerine inşa edilebilir k i bıı ela Postmoelem Sosyolojlye giden yolu açnr.
Benzer bir teorik kurgulama. bıı kez modernlteye Batı-dışi toplumla rın ent<'llektliellertnce yöneltilen eleştirielen harekclle. altematı( olarak. sunulmaktadır: İslami Snsyolojl. islamı Sosyol~fl, "bl~gtnln İslamlleşt.lrtlmesl'' hağlamında. halkı İsJamlaştırmanın bır · aracı ? larak kenellnl sunu,mlamaktaelır. Tıpkı. Batı'nın geleneksel Sosyolpjlye kalkınma ve Ilerlemenın aracı Işlevint yüklernesi gıbı .. .İslami Sosyoloji de bilimlerin değer yargılanndftn ba~msız olmaelı-.
i;,rını Ileri sürmekte, yonımun sosyal olayiardakl önemine dikkat çekmekteellr . Buna karşılık, yorum konusunda İslami Sosyolojl. Postmodern Sosyolojiden önemli hlr n oktada ayrılmaktadır: Postmodern Sosyolojlye göre, "yorumrlan kopuk gerçeklik" mfımkfın değilken; İslami Sosyolojl, "gerçeklikten kopuk bir yorum olam az" iddiasındadır. Bir başka eleytşle,
Postmodern Sosyolojlde gerçeklik ona - vereceğimiz yoruma tabidir ; ama İslami Sosyolojide yorum a kaynaklık eden blzatlhl ger çekllktir . llu fark, her Iki sosyolojlnln farklı önefıllerden
hareket etmesinden kaynaklanır. Postmoelern Sosyolojl, gerçekliğin parçalanmışlığı: islamı
•ı. Ulusal SosyoloJI Kongresi'ne sunulım hlldlrl: 3·4-5 Kasım 19fl3. lZMJR
123
-~· -· .. ··-· ·--··
1
1
ı i .
1 1
124
Sosy.oloji Ise, gerçekliğin birliği temelinde yfıksellr.
Bu durumda, moclernfteyt eleştiri gibi ortak bir noktadan hareketle, yenı bir teorik kurgulamaya yönelen her lkt sosyolojl. bazı hususlarda birleşmekle beraber, çok temel bir noktada da ayrılmaktadır. O halde, bunlardan hangisinin geleneksel sosyolojlyt Ikame edecek bir alternatif teorik çerçeve önerdığı husmm. kendiliğınden önem kazanmaktadır.
Sözkonusu tartışmanın hareket noktası. esasen geleneksel sosyolojlnln bazı epistemoloJik meselelerldlr. Hemen sonra bu meselclcrln Postmodern SosyoloJinfn alternatif bir teorik çerçeve olarak bellrmeslne katkısı lncelenmektedir. Paralel olarak, bir başka alternatif teorik çerçeve şeklinde sunuınıanan İ slamı Sosyolojlntn mahiyeti üzerınde dunılmaktadır. Nihayet. modernlle'nin bazı sosyo-kfıllfırel sonuçları açısından. sözkonusu Sosyolojllerden hangısının alternatif sunumunun daha "Ikna edlcJ" olduğu tanşılmaktadır.
GELENEKSEL SOSYOLOJiNİN BAZI EPiSTEMOLOJiK MESELELERi
18.yy'da yoğunlaşan toplumsal dcğışmelcre JltşkJn problemler. mevcut sosyal Incelemelere hakJm olan anlayışı da etkllemlştl. Her şeyden önce toplumsal değişındere paralel olarak sosyal realJtenJn büründüğü çok boyutlu ve gtrlfl görünüm karşıs~nda; olguları olması gereken glbl ele alan sosyal felsefeelliğin yeterstzltğt anlaşılmıştı. Bu tse, olguları olduğu gibi trdelemeye yönetık bilimsel yaklaşımın gelişmesinek bir .hareket noktası oluşturmuştu. Böylece, o zamana kadar genel htr kabul görmeyen "sosyal yasa" ve "bağımsız sosyal bilim" anlayışı,
18.yy'dan Itibaren benlmsenmeye başlamıştı.
Hemen ardından. sosyal bilimlerin şu Iki görevi yerıne getirmesi de Istenir olmuştu (Seidman ve Wagner. 1992: 3):
1. Toplumsal hayatın Işleyişinin ·genel "yasalarını" keşfetmek.
2. Toplumsal llcrlemenın aracı olmak.
Bu tkt görevin, 1890'1arda sosyal b!Umlcrln "yeni" disiplini olarak ortaya çıkan Sosyolojlyl. temel JkJ epJsterrioloJik meseleye muhatap kıldığı görülmektedir. Blrlnclsl, toplumsal düzen mesetestdtr. Sosyolojlnln bu mesele bağlamında. cevap a_radığı soru, toplum hallnde yaşamanın nasil mümkün olduğu ldl. Cevabın yöneldiği
iSLAMi SOSYOLOJi: POSTMODERN BiR SOSYOLOJi Mi?
tartışmalar ise. insanları hlrhirlne bağlayan değerler sistemi veya ortak mornl düzen etrafında olmaktaydı. İkıncı meselc. kolektif lıayatın sm-mal anlarruna llişkJndl. Aslııırla bu mesele de, bir . toplum hallnde yaşamı:ıyı mümkün kılan sosyal IllşkJlerln dayanmnsı gereken temelin ne olduğu sanısunun cevabıyin hağlantıhyd! (Tıırner. 1991:x).
Toplumsal düzen yasalarının ve anlamın kcşHne çıkış, esasen modernllenın rahmi olan Aydınlanma felsefesinin bir yansımasıydı.
Çünkü. Hampson'un belirttığı gibi: Onsekizinci yüzyıl 'sonsu7. lıfı7.fın yaratan derın sorgulamalardan· oldukça kurtulmuş olnrak. yaratıcı güçlerını chşa. ınsanı toplumsal çevresınde Ineekmeye yöneltti. Doğa hillmlerinde .olduj;,llı kadar cltğrr alanlarda da her çeşıt kanıt ve yenı hllglyc doğru büyük hlr arayış vardı. (Hampson. 1 nn 1: 81).
I3ıınnnla beraber, düzen ve sosyal eylernın anlam yapısı üzerinde yoğunlaşan gelenekse~ sosyolojl, bunların öznesi ınsanı . sosyal aktör olarak geri planda bırakmıştı. İnsan, ancak Ilerleme lehinde olduğunda veya ona direndiğinde sosyolojlnln dikkatine muhatap atmaktaydı. Çünkü, geleneksel sosyolojlnln merkezi fikri. değerlerin kurumsallaşması ve Insanların toplıımsatlaşmasıydı. Bu da hiç hır zaman. Insanın toplumsal düzenden ayrı olarak clfışiinfılmeslne Imkan vermemckteydl. (Touralne, 1988: 2;5). Bunu yaparken. geleneksel sosyolojt. esasen modern toplum nosyonunda:
a. Toplumun tJpl lle tarihin anlamını birblrinde erltmeye.
b. Toplumsal düzenı devlet Ilc özdeşleştir
meye,
c . Sosyal aktörleri IstMist.lkl kümeler lle ıkarneye de yönelmişti (Touranlne. 1988: 5).
Zaten, geleneksel sosyolojlnln toplumu Inceleyen blUm olarak kendiliğinelen tanımlanmasının sebebi de bu noktada belirmekteydl: Modem toplumun sosyal a~törlerin ön planda ol-
. d uğu toplulukların (communıtıcs) zıddı bir anlam Içermesi (Touraıne, 1988: 3). Hatta bu bakımdan. Sosyolojl. bir anlamcia Aydınlanmacı akla karşı partikülarJstık romantizmin reakstyQnu lle mümkün hale gelmlşUr. Ama. sınıf. _kolektıf vicd~ ve ulus glhi parl'lkıilarizmlerle · ortaya çıkar çıkmaz da SosyoloJI. bunların akıl
. tarafından yeniden fethedllmesını sağladı:.• Böylece, moder.nizm de rasyonallst hareketin bir
iSlAMi ARAŞTIRMALAR CiLT: 7, SAYI: 2, BAHAR DÖNEMi 1994
All YAŞAR SARIBAY
parçası haline geldi (La.slı, 1991: 10). O karlar ki, geleneksel sosyolojl giderek mockrnltenln ideolojisine dönüştü; Ay<lınlanmayı meşrulaştıncı bir !şleve sahip oldu (Toııralne, 1988: 3).
_ Yukanda resmedilen kısa epistemolojik s erüven Sosyolojlyl. pozUivist bir karaktere bürünrlfırrlü: O da artık doğa hlllmlcrl gibi sadece gözlenchilir ve eleneye tabi tutulabilir olguları ve bunlar arasında ki ncrlcnscl bağları aç;klamaya yöneldi: Böylece, olgusal temeiı olmayan ve metafizik nitelikteki bilgileri dışlaclı;
posltivlst gövcleslnl. görgül (cmprtslsl') ve LL<>sal (rasyonalist) Iki sütupa ot.ıırttu.Görgülcülfık doğruların sadeec duyu organiarımızla elele eelilen deneysel vcrllcrckn türetllehlleccğını irlrlla etmckteydl. Ussalcılık Ise, gerçekliğin hllgısıne ancak akıl yoluyla ulaşılalılleceğlnl. bütün açıklamaların merkezlnele aklın olchiğıınu vurgulamaktaydı. Bu tür bir epistemolojik kıırgulamayla, .nctıceelc özne ve nesne, düşünce ve varlık arasında bir lkllcm (clualism) yaratıldı. Böylece, gerçeklik Insanın chşınrla yer aldı ve ınsan bütün eylemını (ad) kendı dışındaki nesnel bir dünya Ile ııyumlu,laştırma
(congruencc) çabasına yönct.lldl (Cohcn, 1980).
Sosyolojlnln pozitivist karakteıi. morlcrnltenln mühendislik mantalitesının adeta zorunlu sonucuydu. Görgfıl ve ussal cplstemol~liler, bu mantallteyl ·hayata geçiren araçlar oldu. Sözkonusu mantaHteye göre. döğa<la ve toplumcin gözlenebilir bir düzenlilik vardı. Aynı şey, Insanlararası tUşkiler Için ele geçerllydl: Tıpkı doğa[ hlllmlerde olduğu gıbı. ,"gözleyerek" ve "aklerlerek" ınsan llişkllcıinl "düzenleyen" · kurallar da keşfedllchlllrcll.
Buna göre, Insan eykmi. kendi dışındaki nesnel bir gerçekilğin önceelen verlll çerçevesi Içinde meydana gclmekteydl. Geleneksel sosyolojlnln, aktörü, geri planda gören anlayışı tse; ınsana, bu gerçekliği yorumlama ve yeniden inşa etme Imkanı vermemckte, ona sadece uyuşumlu hale gelmeyi dayatmaktaydı.
Postmodern Sosyolojlnin sorduğu önemil bir soru, tam da bu noktada ortaya çıkmaktadır: İnsanların gerçekliği nasıl kavramlaştırdıklarına bakılmaksızın eylemleri anlaşılabilir ml ?
. Postmodern Sosyolojl. bu bağlamda, ınsan öğesini yadsımanın. son tahillde olguları keşfetmeyl teh11keye sakacağını Ileri sürerek (Mürphy, 1989: 39) geleneksel sosyolojlnln epistemolojik temellerını sorgular. Deleuze bu sorgulamayı şu şekilde formüle eder:
JOURNAL OF ISLAM lC RESEARCH VOL: 7, NO: 2, S PA ING 1994
~ ....... -
. 125
Olgulara ınarımakla yanlış yapıyoruz, çünkü onlar sadece işaretlerdir. Hakıkate inanmakla yanlış yapıyoruz, çünkü onlar sadece yonımlamalardır (Murphy. 1989: 39).
Dcleuze'ün formülasyonııncla. sadece gele-neksel sosyolojl sorgulanmamakta; daha geniş bir çerçevede toplumu yenielen Inşa edici alternatif hir eptstemoloji de önerllm<'ktedlr. Aşağı
da bu hususu ayrıca ele alıyoruz.
POSTMODERN SOSYOLOJİ: ALTERNATiF BİR EPiSTEMOLOJiK TEMEL
Postmodern Sosyolojinln vı~ıC'ııt bulduğu ortam. modernitenfn tüm karakterlstıklerlnfn sorgıılandığı ve bunların alf~rnatlflerinin ön plana geçtiği "dumm" la Ilgilidir.
İlerleme'nin karşısında reakslyon'un, şimelf'nin karşısında geçmiş'In soyutlama'nın karşısında temsil'fn, avantgard*'ın karşısında
klt~<'h**'ln yer ald{ğı bu durum, postmodemıte olarak adlandırılmaktadır.
Postmodernitenin modcrnıtrnln sınırlarını
sorgulayıcı bir durum olarak hdlrmestyle. Sosyolojlnln uygunluğu, llgllerf ve değert de sorgulanmaya. başlamıştır (Smart, 1993: 43). Bunun ardıncla yatan ise. Sosyolojlnln modernıtentn bilgisine tekabül eçlen bir araç olduğıı düşün
cesidlr.
Oysa. postmodernitede bilginin konumlandığı durum değişmiştir. Bu sebeple değişen yeni durumu anlamak, ancak yenı bir eplstemolojlye dayanan birsöylemle mümkün olabilir. Çünkü,
... Bllglnih konumlandığı toplumun özclllklertriı bllmeksıztn, bllgının hangı konumda olduğu
mı. bir başka deyişle. bilgının gelişmesi ve dağılımının bugün karşılaştJğı prohlemleıi bUrnek müı:nkün değtldir (Lyotard·. 1990: 22). Postmodernitede bilgi. günlük yaşantının
meselcleıinde içkindir (Murphy. 1989: 21) ve bu bilgi Insan dolayımıyla anlaşılır. Bu Itibarla, gerçeklik insanlar dışınçla bir yerde olmayıp. biZatihi onların y~rımiları üzerıne Inşa edlhnlştlr. Bu anlamda· realltc ve hakikat ınsa
nı hlr metin (texture) nıtellğlndedlr. Metin Ise, okııma yoluyla yorumlandığıncla, hemen hemen sonsuz sayıda ihtimallere maruz kahr. Dolayı
sıyla, hakikat ve düzen yapısal veya değişmez standartıara sahip olmayıp. Insanlar arasında
*Yeni ve deneysel kavramlan oluşturmaya ve geUştirmeye yönP.IIk. ö:ı:clllkle sanat alanlannda etkin hlr akım. **Popiıler. zevke yönelik ve genelele dı"işfık kalitede olan.
J 1
ı ı ·
!
126
yapılan sözleşmeye dayanır (~hırphy. 1988: 601). Bu sebeple. postmodernlstlere göre hakıkat bir grup şahıs tarafından teyid edilen bilglden ibaretUr (Murphy. 1988: 609). Öte yandan, postmodcrnistlere göre, gerçeklik lle dil arasında bir içiçelik vardır: Dil. gerçekliği yanılsamadan farklılaştıran kurallar dlzlslnl. kurumlaşhnr. Bu bakımdan. toplumsal düzen hlr dil cemaatinin temsiliyle özdeştlr; çünkü bir dil çevresı olmadan olgular anlamsızdır ve dünya ancak dil aracılığıyla kurnlur (Murpy. 1988: 605;612).
Bu bağlamda, postmodern sosyal ontolojinin anahtarı. şahıslararası gerçeklik. başka deyişle dilsel pragmatlkUr. Bu açıdan. toplumsal gerçekliğin farklılığa dayandığı kabul edilir. dolayısıyla bütünsel ve birleşik olduğu yadsınır. Çünkü. gerçeklik aynı anda çeşıtli anlamlara sahip olabilir (Murphy. 1989: 45;67). Bu tse, gerçekilğin farkhlaşıp. parçalanması. nihayet çoğul hale gelmesldlr.
Zaten, postmodernleşme denilen durum da esasen budur: Modernlt.enln hayat alanlarını giderek farklılaştırmasının ve buna eşlik eden parçalanma sürecinin en uÇ' noktaya götürfıl-
. mesl (Kellner. 1993: 231; Crook ve diğerleri. 1993: 32). J.
Eğer yukanda tanımlanan anlamda postmodernleşme, modernleşmeden tamamen ko-
. puk bir süreç değilse: bu özellik, Sosyolojlyl yenı bir eplstemolojlye dayandırmaya da yansıyacaktır. Çünkü. Eanman'ın belirttıği glhi: postmodern durıımlfır altında Sosyolojl. modem Ilgilerin devamına bir eğlllm gösterebilir. B~ tse. sosyolojik çalışmanın yenı yöntemleri ve amaçları tarafından ayırt cdllmeychillr. Yenı bır araştırma nesnesi belirlenmediği sürece de btf böyle devam edecl!ktlr. Bir an. bu nesnenın bellrlendlğtnl düşünsek hile. hu kez. Postmodern Sosyolojl yerine. postmodernitenin sosyolojlslne yönelmemiz kaçınılmaz olacaktır (Bauman. 1992: 111) . .
Bu bakımdan. postmodernitenin sosyolojlsını yapmak; geleneksel sosyolojlnin bakışın
dan kurtulamayacağımız Için. dcgişiml. riıodernıtenln bir uzantısı görmekle eş anlamlı sayılacaktır (Crook ye diğerleri. 1993: 233). Öte yandan. Postmodern Sosyolojl; e~r . kendine toplumda.ıi. başka bir Jncele~e nesnesi btılal • • matsa; modemlte ıçınde hangi süreçlerin, post-moderhleşmeyi ·ortaya çıkardığ)nı s~ptamak güçleşecekUr; ·
iSLAMi SOSYOLOJi: POSTMODERN BiR SOSYOLOJi Mi?
Bıı iUbarla. Postmodern Sosyolojl. klasik sosyolojlnln "toplumsal düzen" ve "kolektıf
hayatın sosyal anlamı" meselelerine geUrdiği çözümü. postmodernitenin sosyal parçalanmışlık ve çoğul anlamlar mesel~lerine getirmek · zorundadır. Bunun Için Postmortern Sosyolojlnln önünde duran sorular en az geleneksel sosyolojlninki kadar beHrglndlr:
. 1. Sosyal parçalanmışlık nasıl mümkün olmaktadır ?
2. Çoğul anlamlar. toplumsal Ilişkilerin
sürdürfılmestnJ nasıl sağlamaktadır?
Bu sorulara verilecek cevap(lar). Postmodern Sosyolojl denen girişlm·ı paradoksal olarak. postmodern durum_un mımetık· tasarımı olmaktan kurtarmayacaktır (Bauman. 1992: 42). O zaman da Postmodern Sosyoloji yapmak. aslında postmodernitenin sosyolojislnl yapmakla aynı olacaktır.
Sözkonusu aynillk. esasen modernite ile postmodernite arasındaki sürekliliğın bir sonucu sayılmalıdır. Çünkü. postmodcrnlzmJn kendisi. farklı epistemolojik temellere dayanarak. durumu değtştırmemlştır; sadece o duruma bakışı değlştlrmlştır. Bu da yenı bir Sosyoloji ortaya çıkarmamış yeni bir sosyoloji yapmaya Imkan vermlştlr.
Postmodernitenin sosyolojlslnl yapmak. kalkış noktası olarak toplumdan hareket etmemeyi gerektirir. Bauman'a göre, postmodernitenin koşııllarıyla IllnUll bir sosyoldJI. toplum kavramının yerine toplumsallık (soclalll;y) kavramını koymak zorundadır. Tophımsallık. her şeyden önce. sosyal gerçekliğin süreçsel durumunu (inodallly) resmeder (Bauman. 1992: 190) . .
Toplumsallığın diğer önemli özellikleri ise: organık (layanışmayı. sembolik tlcUşlml, mantık! olmayan kategorileri ve anlık Ilglieri Içermesidir (Maffesoll. 1989: 1).
Bu bağlamda toplumsallığı esas alan bir sosyoiC?JI, günlük hayat tarzı üzerinde yoğunlaşan bir sosyolojl olmak zorundadır. Çünkü. günlük hayat tarzının nasıl Inşa edildiği ve bu
· hayat Içindeki ilişkilerin nasıl anlamlandırıldığı anlaşılmadan; modernite ne · postmodernite arasınôaki gerlllmin mahlyetınl ortaya çıkarmak güçtür.
Postmodern hayat tarzl.bu bakımdan. yapa- . cai,rımız sosyoloJinln haı;tket noktası olabilir.
'Taklit
islAMi ARAŞTIRMALAR CiLT: 7, SAVI: 2, BAHAR DÖNEMi 1994
ALl YAŞAR :>ARIBAY
Postmodern hayat tarzı, sabıt sta~-· gnıp
larımn olmadığı bir tophımsallığa dayanır. Böyle bir toplumsallık. stabilize ve hiyerarşik olmayan aynı ?..amanda ImaJ bolhığuna dayanan bir t(lketim kültürü ekseninde şekillenmiştir. ÖZelllkle kentlerde kökleşen sözkonusu hayat tarzının, en önemli özelliklerinden biri, öznenın tamamen marJinal hale gelmiş olması
dır. Bunun en önemli sonucu Ise, cemaatlerln ön plana çıkmasıdır. Cemaatlerln önem kazanmasına yol açan sebep. postmodemitede korku ve endlşelerln özelleşmiş olmasıdır . . Bunlardan kurtulmak Için, Insanlar güçlü bir otorite arayışma gereksinim duyrn~kta; buna başkala
nnın aracılığıyla değil biZzat kendilerinin fuıyal ettikleri. cemaatler aracılığıyla ulaşmak Istemektedırler (B~uman, 1992: xvlll).
Bu hayall cemaatler. öznel anlamiandırma yapmanın. özerk özne olara~ varolmanın ve kendi gerçekliğini yaşamanın da ortamlarıdır (Bauman. 1992: 35). Özerk özne olarak varolma ve kendı gerçeğini yaşama, şüphesiz, modernltenln parçaladığı sosyal gerçekliği. post-modernitede daha da parçalamıştır. O karlar ki, parçalanmış sosyal gerçekliğin nasıl onarılacağı. Neo-Muhafazakanndan (örneğin D.I3cll) Neo-Marksistine (örneğin F. Jameson) kaanr bir çok postmodemıstın problemi olmuştur. İlginçtir, bu postmodernıstlerıo her biri de sözkonusu onarmacia dinsel sembollzmin yenilenmesi çağrısında bulunmuştur (O'Nelll, 1988: 493).
Bu noktada, postmodernitenin sosyoloJisl. geleneksel sosyoloJlnln epistemoloJik meselelertyle karşı karşıyadır: Toplum hallnde yaşamanın nasıl mümküri oldu[,ıu ve kolektıf hayatın anlamının kaynağı ?
Blllndlğl gibi. geleneksel sosyoloJI. bu sonılara cevap olarak "dln"l göstermişti. Bu öurumda, postmodernitenin öznelerarası Ilişkileri
anlamlandırmanın ve gerçekliği yorumlamanın kaynağı din mı olmaktac_lır ?
Ya da, modernttenln din karşısında aklı öne geçlrmesl; postmodernıt.enın. modemlt.enln her şeyini olduğu gibi, bu yönünü . de tersine çevirmesi mıdır ? Yoksa. postmodernıstler ıçın bilgi kaynağı olan "dilsel cem aat". "dinsel cemaat" e mi dönÜşmektcdir ?
Eğer, bu sorulara olumlu cevap vereblllyorsak; o zaman. ıster Postmodem SosyoloJI. ıster postmodernitenin sosyoloJisl niteliğinde olsun, hiç bir "alternatif' epistemoloJik kurgu sözkonus\1' ol~az. Modemlteyt sorgulamadan hare-
JOURNAL OF ISLAM lC RESEARCH VOL: 7, NO: 2, SPRING 1994
! ·.·· ...
121
kct.le, onun maıjlnal konuma Ittiği dlne vanIıyorsa, bu zaten başka bir paradlgmanın Işidir. Çünkü, artık sözkonusu olan modernltcnln .sosyoloJislnl değil, dinln sosyolojlslnl yapmaktır. Zaten "İslami SosyoloJI" de Batı-dışı bir başka alternatif paradıgma olarak tam da bu noktada gündeme girmektedir:. Şimdi bu konuya eğllelfm.
BATI-DIŞI BIR ALTERNATiF PARADİOMA OLARAK İSLAMi SOSYOL<)Ji
Postmodernistlerin geleneksel sosyolojlyt poziUvlzmle malul görmelerl, İslam dünyasında da yankı bulmuştur. Kendilerını "İslami Kimlik" sahibi olarak tanımlayan sosyal bllimciler, geleneksel sosyoloJinln en fazla "pozitif ruhunu" eleştlrmişlerdir. Onlara göre. toplumu ve ınsan doğasını Inceleyen Batılı araştırmacılar;
Insan davramşına aıt her konunun gözlemleneblllr. sınıflandır,ılablUr ve ölçülebilir olmadığını farkcdememişlerdir. Oysa. Insan olgusu sadece doğal unsurlardan oluşmadığından ahlak ve Insan ruhu gibi daha farklı unsurlann hesaba katılması gerekirdi. Bu unsurlar ise. doğanın yan elemanları olmadıklan gibi; doğayı Inceler gibi Inceleyerek de bulunamazlar. Bu bakımdan, İslamist sosyal bilimellere göre, blIlm Insan davranışlannda sadeec gözlemlenebllen, doğal unsurları analız etmiş ve sonuçta eksik açıklamalar ve becerlksiz teoriler gelJştırmlştlr (Faruki, 1988: 44). Bu.~ aynı zamanda. bir diğer yaniışı doğurmuştur: "Harfi harfine bilim kurallarına uyan herhangi bir araştırmacının sosyıiı gerçekleri yönlendiren kuralları saptayablleceğf" yaniışı ... O kadar kJ; bu yanIışı sürdürerek. Batılı sosyal bilimci. sonunda. değerlerden annmış bir bilim anlayışına varmıştır (Faruki, 1988: 45).
Bu son husus. İslamıst sosyologlar ·.tarafından şiddetle reddedllmektcdlr. Onlara göre. değerden · arınmış bir sosyal bilim mQmkün değildir, çünkü, her toplumun kendi mensup olduğu medeniyetı ve kültürü. o toplumu inceleyen araştırmacıları mutlaka etkiler: "Araştır
macının davranış biçimi, tercihlerine karşı tepkisiz değildir" (Faruki. 1988: 45).
Örneğin. Batılı sosyolojl. dini Hrtstıyanlığın tecrübesinden yola çıkarak açıklamıştır. Oysa, bu açıklamaları. Hrtstıyan olmayan toplurolann dJnl hayatlan için geçerli sayamayız. Çünkü, o topluıniann kendine özgü bir değerler sıstemı ve kültürü vardır (Ba-Yumıs. 1988: 18).
' f 1
128
Bu ltlbarla; Dir toplumun medeniyet.. kiılliır ve sıstemının tam olarak anlaşılm::ısı ve tanıminnması ancak ve ancak o topluma ve o toplumun diline özgü sernantık çerçeve ve oluşumunun yakinen bılJnmesı ve kavramiara yiıklcnlkn mı-ına ve değerlerin bu çerçeve Içinele gcllştlı1lmesl lle mümkün olabilir. (Davucloğhı, 1992: 77).
Öyle tse, İslamıst sosyologlar da postmodernıstler gıbı, bilgının ve clcğcrlerın. dil (ve kfıltfır) bağımlı olduğtımı lıcnimseycrck. gerçckllğln son tahllldc diLc;el bir <'cmaatln ınşAsı oldui,rı.ınu ileri sünncklcdlrlcr. Buna rağmen. İslamlst sosyologlar. postmodcrnlsUcrın aksine. -gerçekliğin öznelerara..c;ı (lntC'rsııhjectıvc) olduğu-
nu kabul etmezler. Çfınkfı . onlara göre Üm.met. her şeyin üstfınclcdlr.
Bu bakımdan, Ilk bakıştA ellisel hlr cemAAtın eseri gibi görünen gerçeklik. ümmct <lolaytsıyla Aslında dinserbır c<>mAatın escrıciır:
!Ümmeti. hiç bır ckğcrın ve hiç hlr 7.onınluhığıın . hiç bir . .em n n. s::ıcic:ce bireyle ılgılı olAmayacağını söyler. Ayni şekilde. değer algılanması da sadece htrcykı1n hıllnçlcı1ne ve onlAnn A1lalı'la kışısel Ilişkilerine aıt değildir.
islam Allah'ın bııynıklnrının ve ahlaki zonınluluklannın toplumımi olduğunu vurgular. Bunlar tamamen ümmetin sosyal ciilzenlne bağlıdırlar. ( ... ) İslamiyet ıçın. değer ve ümmct göriışlcı1 birbirlerine eşıt ve aynı zamanda hlrlıirlnc
dönüşebilen göriışlcrcllr. .. Değer kavramı olmadan, gerçek l uıkkın·cta bılgı edınllcmez:
ümmetln dışında elini vcya ahlaki eleğer olamaz (Fanık.J. 1988: 47-48).
Ümmet. ortak bir Inancı. ortak bir amAcı paylaşan insaniann ahenklı hiçimele bir araya geldikleri toplum demektır (Şeriatı. 1985: 123).
O halde, İslamıst sosyologlar Için temel sonı da pozitivist karşıtbırının toplumsal cliı
zen Için sorduklarına henzer niteliktedir: Ümmet hallnde yaşamayı mfımkfın kılan nedir; ve bu yaşam biçımının anlamı nereden kaynaklanmaktadır ?
"İslami Sosyolojl", bu soruya aranan cevaba lllşkın bir glı1şlmdlr. Batıh·sosyolojlnln "pozitif ruhu"nu reddedip, değcr-bAğımlı bir girişim oldugu Için de, " İsl.aml Sosyolojl"; bu değerlerinin ana kaynağı olaı:ak Kur'an'ı görür. Böylece, yukanda bellrtllcn sorunun cevabının ne ol<:fuğu da kendiliğinden ortaya çıkar: Ümmet haltnde yaşamayı Kur'an'a olan inanç
iSLAMi SOSYOLOJI: POSTMODERN BiR SOSYOLOJI Mi?
mümkün kılar; ümmet olarnk kolektıf hayat da anlamını gene Kur'an'dan alır. Hatta, bu açıflan. Kur'an esaslarına ciayanan "İslami Sosyolojl"ye, "Allah'ın Sünnctkrl İlml" (Cebecl. 1987: 7) demek bile mümkfındıir.
Bu açıdan, "İslami SosyolnJI"nln, ümmet hayatının bilgisini keşfetmek yanında, "halkı
İ ı:-lamlaştınnak" (Ba-Yunus ve Ahmed, 1986: 60) glhi teleolojlk bir karakteri ele vardır. Gerçekten de, din, insanlan sadece duygusal etkı yoltıyla kutsal cemaat şeklinele hlr arada tutmnz. Aynı zamanda onları kokkt ır amaçlara normatıf ve alturlstlk olArnk semboller ve değerler yoluyla bağlar (Tıırncr. Hl9l: xl). Bu anlamda. dini esas alan herhflngi bir sosyolojlnln telcolojlk karakterele olması kaçınılmazdır.
7..atcn. din ve sosyolojlnln ynkın Ilişkiye glnnesıntn nedeni de budur: Soı:-yolnJinln kurulclıığıından beri meşgul olclıı~ıı Iki problem: Toplumsal düzen ve sosyfll cylı'mln anlamlandmlması fl'urner, 1991: x-xl).
Tckrarlarsak, "İslami Sosyolojl", yukarıdaki hağlamda, toplumsal dü.7.en ye rıne ümmet lıauatım koyan: sosyal eylemin anlamını, o hayatın Kur'an'dan kaynaklanan hilglsl üzerıne Inşa <':den bir paradlgmadır. nıı IUbarla "İslami SosyoloJI", postmodcrnlsllc!rln önerdikleri şosyolojlk paradlgmadan çok daha özgün göriinmrktedJr. Bunun gerekçelerini. modernıte
nın en önemli boyutu olan toplumsal ra..c;yonelleşme açısından ortaya koymak mümkündür.
nııındlğl gibi, toplumsal rasyonelleşme, mocicrnlzmln toplumlar modcrnlcştıkçe özelllkIc dinsd değerler yerine aklın lwklm olacağına clalr hlr öngörüsü ldl. Webcr'ln formülleştirdJğl şeklide, toplumsal rasyone11cşmrnln dayandığı
en önemli zeminlerden biri hil~lcllr (Crook ve dti,~rlcrl 1993: 8-9; Brubaker'a alfen).
RAsyonel davranmak. lı<>r şeyelen önce, hll~lye dayanarak hareket etmckll. Ru bilgi dinin yerini almakta; dünyayı "ente11cktüe11eştırcrck", onun büyüsünü bozmAkt-aydı. ÇJerçeklJk de lm bilgi sayesinde şahısların clışında nesnel 'olarak Inşa edilmiş bulunmaktayclı. Dolayısıyla gerçeklığın öznel algılanması sözkonusu değildi. Postmodernistler, gerçeklığın yorumdan bağım
sız olamayacağını söyleyerek. rasyone11eşmen1n bu yönünü . sarstılar. "İslami Sosyoloji" Ise. "bilginin İslamlleştirllmesi" rrıesclesl üzerinde yağıınıaşarak (Özel. 1992: Açık~enç. 1992); insanın toplumsallığlnın. dünya hakkında sadece
ISlAMi ARAŞTIRMALAR CiLT: 7, SAYI: 2, BAHAR DÖNEMI1994
ALi YAŞAR SARIBAY
düşündüklerini ckğll. Inandıklarını kapsarlığını iddia etmektedir. Dahası. lınnnın ge-rçeklik kadar gerekli olcl ıığunu saVlınmaktaciır. Üstelik. gerçekliğın bilgısının somut kaynaklarını göstermektedir: Kur'an ve Sünnet.
Bununla beraber. İslam'da . gerçekliğin bilgisine sadece vahy yoluyla clc·ğll. Mc-şailer gthl akıl yoluyla ulaşahllcccğını söylcyf'n akımlar cin vardır. Ancak, İslnm'da gerçeklik (lıaklknl) h er haliıkarda tck ve lıölfınmc-?.cilr; dolnyısıyla Iki veya daha çok olarak tasnrlnnamaz nllellktecllr (Btılnç, 1993). Gerçeklığın tekllğl , "İs~Aml Sosyolojl"yl, postmoclernıst pararllgmaclan farklı
laştırmaklaclır: Postmodernıst paracligmada yonımclan bağımsız olamnyac-nğı söylenen gerçekllğın yerini, " İslami Sosyolojl" de yonımun hıhl olacağı bir gerçeklik nlnıaklaclır.
Gerçekliğe bilgi dolayımı lle atfedilen özdllk ne olursa olsun postmoclcrnıst paractıgma lle " İslami Sosyolojl"yl orl·ak noktacia hlrlC'şll -
ı. Açıkgenç A., Bflgl Felslifc>sf .. istnnhııl. 1992.
2. Ba-Yunus 1., Niçin islam Sosyolojlsf. çev. Güner i .. İstanbul, 1988.
3. Ba-Yu nus İ., Alımeel F .. İslam Sosuolqjlsf: Bir Glrlş Denemesi. Çev. Kaya R . • istanbul, 1986.
4. Bulaç A.. İslam Dnştınceslnde İki Alan Yaklaşımını Aşma Sorunu, T. islam Düşlineesi Scmpoeyumuna Sıınıılan Tdıllğ, Trabzon, 22-23 Eklın 1993.
ıs. Daııman Z., lntfmntfons q( Postmodemfty, T..ondon. 1992.
6. Cebccı L.. Kur'an Sosyolojtsl üzerine Bir Deneme, İslami Araştırmalar. 19R7(3).
7. Coh en BP .. Deııelopfng &ırlologlcal Knowlc>dge, Engleıı•ood Cl([Js, 1980.
8. Crook S., Paloılskt .J., Waters M .. Postmoden:ıt·
zatton. Lon don (lkpıinl). 1 !J!J3.
9 . Davudoğlıı A., Sosyal nıllmkrln Evrenselliğine Yönelik Medolojlk Btr KıitJk ve Sosyal nııınıl~ıin İslamlleşmesı Mcscl<'sl, Tahakoğhı, l!J92.
10. Ertürk Y., Trends ın the Development of Soclology ın Turkey. Journal of JJııman Sctcnces, ı990; 9/2.
ll. Faruk! İ.R., Sosyal Bilimlerin İslamfleştlrllmesl, Ba-Yunııs, 1988.
12. Featherstone M., Postmodemfsm. London. 1988.
13. Hampson N .. Aydırılanma Çnğı .. Çev. Parla J . . istanbul. 199 ı.
JOURNAL OF lSLAMIC AESEARCH VOL: 7. NO: 2, SP RING 1994
~ -· ...
. 129
ren hlr husus var . O da gerçekliğin temelinin her Iki paradlgmada da yerelleşmiş olması .
Poslmodernistlcr bunu çoğul gf'rçckllğe olanak tanıyara k sağlıyorlar (Murphy. ı 989: 68). İslamıst sosyologlar, aynı şeyi, İslam·a kültürel ota ntiklik atfeclcrek yapıyorlar (Ert tirk, 1990: 48-50).
Du bağlamda her tkisi de aynı noktadan hnrckct ed ip, gene aynı noktaya varm ış
oluyorlar: Evrensel bir .olgu olarak modemltenın meşruluğu,nu sorgulamaktaıı... yerelllğt meşrıılaştırmaya vanş.
Yerellik etrafında yapılan bir sosyolojl Ise, ne kadar özgün olsa da tanım Itibariyle sınırlı kalmaya mahkumdur. Dolayısıyla, alternatif bır paradlgma olma Imkanından da yoksundur .
"İslami" veya "Postmoclern", hangi sosyoloJiııln daha ikna edici bir all crnnl lf paradlgma olduğu, bu bakımdan Ikincil öncmclccllr.
1
14. Kcliner D., Toplumsal Teori Olarak Postmoder· nlzm. Küçük, ı993 .
15. Kfıı;fık M., Modemlle versus Postmoriemlte., Ankara. 1993.
16. Lash S., Soclology of Postmodc>mfsm, London (Rcpıint). 1991.
ı 7. Maffcsoll M., The Soctologu q( F:PenJday Life. Current Soclology, 1989: 37(1). _
18. M1ırphy _J.W., Postmodem Social Annlusts and Ctiflsm, Iircw York, 1989.
' 19. Mıırphy -!.W., Making Sense q( Postmodem Soclo·
logy, Brl~sh Journal of Socloloey. 19RR; 39/4.
20. O'Nclll J., l?ellgfon and Postmodemism: The Durkhelmlan Bond tn Bell and Jnmeson. Feathers-tone. ı 988. '
21. Özel i., ~aslilman ve Bilgi, Tıılıakoi{lıı . 1992.
22. Seidman S., Wagner DG. Postmodenıtsm and Social Theory, Oxford, Hl92.
23. Şcıiatl A., ToplumblUm üzerine. Çev. Sökmen K. İstanbul, ı 985.
24. Smart B., Postmodemlty, London, 1993.
25. Tabakoğlu A., Bllgt. Btllm ve islam. IT istanbul, ı 992.
26. Tıırner B.S., Rellgton and Social T/u>onJ. Lon don (Second EdtUon), 1991.
27. Toıırnlne A.. Return of tlıe Artor, Çev. Godzlch M. Mtnneapolls, 1988.
28. Wulhnow R., Understandfng Rt>Ugfon and Politics, Daedalus, 1991. 120/3.
... ·-:-· .... ---
top related