atatÜrk İlke ve İnkilap tarİhİ -...

Post on 06-Sep-2019

37 Views

Category:

Documents

0 Downloads

Preview:

Click to see full reader

TRANSCRIPT

ATATÜRK İLKE VE

İNKILAP TARİHİ

PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI

Hizmetiçi Eğitim Koordinatörlüğü

2014

1. MEŞRUTİYET

Meşrutiyet: Başında bir hükümdarın bulunduğu,

parlamentosu ve anayasası olan sistemdir.

Mithat Paşa ve arkadaşları tarafından hazırlanan

Osmanlı Devletinin ilk anayasası, Kanuni Esasi

ilan edildi. Böylece 23 Aralık 1876’da 1. Meşrutiyet

ilan edilmiş oldu. Bu dönemin temel özelliği

Osmanlı Devletinin Anayasal bir döneme girmiş

olmasıdır.

Trablusgarp Savaşı

İtalya siyasi birliği geç tamamlamıştır. Büyük devlet olmanın, ancak sömürge elde etmek olduğunu düşünen İtalya Trablusgarp’ı işgal etti. Aynı zamanda gelişen sanayileri için hammadde ve pazar olarak da burayı uygun bulmuşlardı. Trablusgarp onlara yakındı ve Osmanlı gibi güçsüz bir devletin elinde bulunuyordu.

Mustafa Kemâl Paşa ve Enver Paşa Derne, Tobruk ve Bingazi’de İtalyanlarla başarılı savaşlar yaptılar.

Bu sırada Balkan Savaşları başladı ve sonucunda 15 Ekim 1912’de Uşi Antlaşması Osmanlı Devleti ve İtalyanlar arasında imzalandı. Bu savaş Mustafa Kemâl’in subay olarak bulunduğu ilk savaştır.

I. Dünya Savaşının Nedenleri

- İngiltere ile Almanya arasındaki ekonomik yarış

- Fransa 1871’de Almanlara yenilmiş ve zengin kömür yataklarının bulunduğu Alsas-Loren bölgesini Almanlara kaptırmıştı. Bu yenilginin acısını unutamıyordu.

- 1908’de gizlice Ruslarla görüşen İngilizler Balkanlarda Rusları serbest bırakmışlardı. Onların panistlavist politikaları bünyesinde pek çok azınlık bulunduran Avusturya-Macaristan’ı rahatsız ediyordu.

- Balkanlarda Rus çıkarlarını koruyan Sırbistan, Avusturya-Macaristan’daki soydaşlarının bulunduğu toprakları kendi topraklarına katmak istiyordu.

Mondros Ateşkes Antlaşması 30 Ekim 1918

Maddeleri: - Boğazlar Anlaşma Devletlerine açılacak ve bu devletlerce işgal edilecekti.

- Osmanlı Devleti güvenliğin sağlanması için gerekli olan sayıdan fazla askerlerini

hemen terhis edecekti

- Tüm ulaşım, haberleşme gereçlerini ve sistemlerini Anlaşma Devletlerinin dolaysız

denetimine bırakacaktı.

- Tersanemize ve donanmamıza el konulacaktı.

- Anadolu dışındaki cephelerde savaşan askerlerimiz derhal teslim olacaklar.

- Anlaşma Devletleri istedikleri malzemeye el koyabilecek.

- Bazı doğu illerinde karışıklık çıkarsa buraları işgal edilecek. (Amaç: Ermenistan

Devleti kurmak)

- Osmanlı Devleti savaşta aldığı esirleri hemen bırakacak. Ama düşmana esir düşen

Türkler geri verilmeyecekti.

Milli Varlığa Düşman Cemiyetler

1- Sulh ve Selamet-i Osmaniye Fırkası

2- Kürt Teali Cemiyeti

3- Teali İslam Cemiyeti

4- İngiliz Muhipler Cemiyeti

5- Rumların Kurduğu Cemiyetler

- Mavri Mira, Etniki Eterya Cemiyeti

- Rum Pontus Cemiyeti

6- Ermenilerin Kurduğu Cemiyetler: Hınçak, Taşnak

Millî Cemiyetler

1-Trakya Paşaeli Cemiyeti

2-İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye

3-Kilikyalılar Cemiyeti

4-Reddi İlhak Cemiyeti

5-Şark Vilayetleri Müdafaa-ı Hukuk-ı Milliye

6-Trabzon Muhafaza-ı Hukuk-ı Milliye

Amasya Genelgesi 22 Haziran 1919

Maddeleri:

-Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı

tehlikededir. İstanbul Hükümeti üzerine aldığı

sorumluluğu yerine getirememektedir.

-Vatanın bütünlüğünü ve milletin bağımsızlığını,

yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır.

Amasya Tamimi, Anadolu’da yayımlanan ilk

ulusal genelgedir.

Erzurum Kongresi 23 Temmuz-7 Ağustos 1919

-Ulusal sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz.

-Manda ve himaye kabul edilemez. (İlk kez mandacılığa

karşı çıkmıştır.)

-Kuvay-i Milliyeyi etkin, milli iradeyi egemen kılmak

esastır. (İlk kez devlet anlayışı doğmuştur.)

-İstanbul Hükümeti üzerine aldığı sorumluluğu yerine

getiremezse yeni bir hükümetin kurulması gereklidir.

Sivas Kongresi

4-11 Eylül 1919

-Erzurum Kongresi kararları genişletilerek kabul

edildi.

-Manda ve himaye kesin reddedildi.

-Bütün millî cemiyetler Anadolu ve Rumeli

Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adıyla birleştirildi.

-İnsancıl değerler esas olmak şartıyla Batının

ekonomik ve teknik yardımları kabul edilebilir.

Misak-ı Millî (28 Ocak 1920)

-Mondros Mütarekesi imzalandığı sıradaki sınırlarımız

bölünmez bir bütündür.

-Millî ve iktisadî gelişmemize engel olan kararlara karşıyız.

-Arap ülkeleri ve Batı Trakya’nın durumunu halkın

vereceği oy belirleyecektir.

-Kars, Ardahan, Batum’un komşu ülkelerdeki

müslümanlara uygulanan haklar kadar hak verilmelidir.

-Güvenliği sağlanırsa Boğazlar uluslararası ticaret ve

ulaşıma açılabilir.

TBMM’nin Açılması ve İlk Anayasa

23 Nisan 1920’de TBMM açıldı.

20 Ocak 1921’de Türkiye Devletinin anayasası

Teşkilat-ı Esasiye kabul edildi.

ERMENİ SORUNU VE SAVAŞ

Ermeniler saldırılara devam ettiler. Burada XV.

Kolordu komutanı Kazım KARABEKİR

komutan olarak ilan edildi.

3 Aralık 1920’de Gümrü Ant. imzalandı.

I. İNÖNÜ ZAFERİ (6-10 Ocak 1921)

iki büyük siyasi sonucu olmuştur.

Londra Konferansı

Ruslarla imzalanan Moskova Antlaşması

MOSKOVA ANTLAŞMASI

Rus Devleti TBMM Hükümetini tanıdı.

Sovyet Rusya ile yapılan bir antlaşma TBMM

Hükümetinin diplomatik bir zaferidir,

İlk defa büyük bir devlet “TBMM’ni ve onun

kurduğu düzeni” tanımıştır.

Sakarya Meydan Muharebesi

Bu zaferden sonra M.Kemal Paşaya Mareşallik

ve gazilik unvanı verildi.

Doğu sınırımız çizildi.

Fransa ile Ankara Antlaşması

Fransızlar TBMM ile 20 Ekim 1921’de Ankara

Antlaşmasını imzaladılar.

Bugünkü Suriye sınırımız (Hatay ve İskenderun

hariç) çizilmiş oldu.

Fransa Anadolu işgalinde diğer dostlarından

kopmuştur.

Büyük Taarruz ve Başkumandan

Meydan Muhaberesi

30 ağustosta Dumlupınar’da düşman güçleri

yenildi.

İtilaf devletleri ateşkes önerisinde bulundular.

Mudanya Ateşkes Antlaşması

3-11 Ekim 1922

Büyük Taarruzun siyasi sonucudur.

Kurtuluş Savaşının cephe boyutu kapanmıştır.

Saltanatın Kaldırılması

1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldı.

Lozan Barış Antlaşması 24 Temmuz 1923

Katılan Devletler: İngiltere,Fransa,İtalya,Yunanistan,Yugoslavya, Romanya,Japonya,ABD,Rusya ve Bulgaristan.

Maddeler:

Sınırlar

Güney sınırı

Irak Musul Meselesi

Batı sınırı

Kapitülasyonlar

Devlet Borçları

Boğazlar

Azınlıklar

İstanbul’un Boşaltılması

Cumhuriyet’in İlanı 29 Ekim 1923

Devlet Başkanlığı Sorunu Çözülmüştür

Kabine Sistemi Getirilmiştir

Halifelik Kaldırılmıştır

Çok Partili Döneme Geçiş

9 Ağustos 1923’te Türk Devletinin İlk Siyasal

Partisi Halk Fırkasını Kurdu

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası

1925’te Şeyh Sait İsyanı Çıktı

4 Mart 1925’te Takrir-i Sükun Kanunu Çıkarıldı

Hukuk’ta Laikliğe Geçiş Aşamaları

Saltanat Kaldırıldı 1 Kasım 1922

Halifelik Kaldırıldı 3 Mart 1924

Tevhid-i Tedrisat 3 Mart 1924

Medeni Kanunun Kabulu 17 Şubat

1926

Türk Kadınlarına 1930’da Belediye Seçimlerine

Katılma Hakkı Tanındı

1934’te milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı

Tanındı

Eğitim ve Kültür Alanında İnkılaplar

Tevhid-i Tedrisat Kanunu Çıkarıldı 3 Mart 1924

Eğitim ve Öğretim Birleştirildi

Eğitim Milli Eğitim Bakanlığına Bağlandı

Harf İnkılabı 1 Kasım 1928

Türk Tarih Kurumu Kuruldu 1931

Türk Dil Kurumunun Kurulması 1932

Toplumsal Yaşayışla İlgili İnkılaplar

Kılık Kıyafet Değişikliği

Tekke ve Zaviyeler Kapatıldı

Takvim,Saat ve Ölçülerde Değişiklik Yapıldı

Soyadı Kanunu Çıkarıldı 1934

Ekonomik Alanda Gelişmeler

18 Şubat 1923’te İzmir’de Türkiye İktisat

Kongresi Toplandı

Kapitülasyonların Kapatılması

Tarım Alanında Gelişmeler

17 Şubat 1925’te Öşür Vergisi Kaldırıldı

Köylüye Ucuz Kredi Sağlandı

Tarım Kredi Kooperatifleri Kuruldu

Yüksek Ziraat Enstitüsü Kuruldu 1933

Ticaret Alanında Gelişmeler

İş Bankası Kuruldu 1924

Kabotaj Kanunu Çıkarıldı 1 Temmuz 1926

Sanayi Alanında Gelişmeler

Teşvik-i Sanayi Kanunu Çıkarıldı

Beş yıllık Kalkınma Planına Geçildi 1933

Bayındırlık,Ulaştırma,Sağlık ve Tıp

Alanında Gelişmeler

Demir Yollarına Öncelik Tanındı 1939

Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Kuruldu

Ankara’da Hıfzıssıhha Enstitüsü Kuruldu

Türkiye Cumhuriyeti’nin Dış Siyaseti

Nüfus Mübadelesi

Yabancı Okullar Sorunu

Musul Sorunu

Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne Girişi

Balkan Antantı 9 Şubat 1934

Sadabat Paktı

Hatay Sorunu 1921

ATATÜRK İLKELERİ

1- Cumhuriyetçilik: Cumhuriyet, millî

egemenlik idealini, milletin irade ve

egemenliğini, vatandaşın devlete, devletin

vatandaşa karşı hak ve vazifelerini en iyi olarak

düzenleyen yönetim şeklidir.

Cumhuriyetçiliğin en başta gelen niteliği,

Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız

milletindir.” İlkesinde yansır. Atatürk’ün sözleri

ile “Cumhuriyet rejimi demek demokrasi sistemi

ile devlet şekli demektir.”

Cumhuriyet yönetiminde millete

dayanan meclis, meclise dayanan hükümet

vardır.

Cumhuriyet yönetiminde düşünce

serbestliği önemli yer teşkil eder.

2- Millîyetçilik: Milletler topluluğu

içerisinde, Türkiye Cumhuriyetini kuran

Türkiye halkına Türk milleti denir.

Atatürkçülüğün birlik ve beraberlik meydana

getirme hususundaki ilk temel ilkesi

Millîyetçiliktir.

Türk milleti dil, kültür ideal birliği ile

birbirine bağlı vatandaşların oluşturduğu

doğal, toplumsal, ekonomik ve siyasi bir

bütündür. Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve

korumak Türk milletinin görevidir.

Atatürk milliyetçiliği millî birlik ve beraberliği öngörür,

insancıldır, diğer milletlerin de iyiliğini göz önünde

bulundurur.

Atatürk, Millîyetçiliği büyük sorunların çözülmesinde

bir güç kaynağı olarak görür. Türk milletine mensup olmakla

övünmeyi, millete inanmayı, güvenmeyi esas alarak bu hususu

“Ne Mutlu Türk’üm Diyene” vecibesi ile açıklamış ve bu fikri

“Türk Öğün! Çalış, Güven” düsturu ile harekete

dönüştürmüştür.

3- Halkçılık :

Atatürkçülük’te halkçılık, yurdu ayrıcalık iddialarından ve

sınıf kavgalarından koruyan bir ilkedir. Halkçılığın birinci

unsuru demokratlıktır. Atatürkçülük’te Halkçılık

demokrasi ile eş anlamlıdır. Halkçılıkta sosyal düzen

halkın idaresine ve çalışmasına dayalıdır ve eşitliği

öngörür. Kanunlar önünde herkes eşittir.

çağdaş uygarlık seviyesine erişmek için sadece

siyasal düzeyde ve üst yapıda kalmayarak, sosyal ve

ekonomik alt yapıya yönelme ve bu yapıda halkı,

halk için, halkın gücü ile kalkındırmayı amaçlar.

Halkçılık iç barışı öngörür sınıf mücadelelerini

reddeder. Millî gelirin dağılımını çeşitli usullerle

dengeler.

4- Devletçilik :

Atatürk Devletçiliği, kişisel çalışma ve faaliyeti esas alır

bununla birlikte mümkün olduğu kadar az zaman içinde

dinamik ideale kavuşmak için milletin genel çıkarlarının

gereğine göre, bütün işlerde özellikle ekonomik alanda

devletin fiilen ilgilenmesini benimser.

Devletin ilgilenmesi, yapma, yaptırma, yönlendirme,

teşvik, yardım etme, yapılanları düzenleme ve kontrol

anlamına gelir. Devlet kendini daha güçlü kılmak için

vatandaşların eğitimi, güvenliği ve sağlığı ile ilgili işleri yapar

veya yaptırır.

Devletçilik ilkesi, bireysel ekonomik teşebbüs

veya faaliyete imkân verir, devletin rehberliğini

öngörür.

Devlet ekonomik işlerde özel teşebbüsü teşvik

eder, bu faaliyetleri düzenleme ve kontrol etme

görevini üstlenir.

Toplum yararına hizmet eden kuruluşların

artırılmasına önem verir.

5- Lâiklik :

Lâiklik, terim olarak, din ile dünya, özellikle din ile devlet

işlerinin ayrılması anlamını taşır.

Fakat, Atatürk lâikliğinin daha geniş ve kendine özgü bir

anlamı vardır. Türkiye Cumhuriyetinde lâiklik ilkesi, kişilerin

vicdan ve ibadet hürriyetlerini sağlamak ve korumak, dinî

faaliyetlerin iman ve ibadete inhisar ettirilmesini, dünyevi

kurumları ve faaliyetleri bilimsel ve en ileri teknolojiyi yol

gösterici olarak yürütmeyi sağlamak, dinin hakkını dine,

devletin hakkını devlete vermek amaçları ile uygulanan, dini

devletten ayıran bir ilkedir.

Laiklik sayesinde vicdanlar özgür olmuştur.

Atatürk “...........İbadetler güvenlik ve genel

adaba aykırı olamaz; siyasî gösteri şeklinde

de yapılamaz.” demek suretiyle dinî baskının

yapılamayacağını da ifade etmiştir.

6- İnkılapçılık :

İlkelerin temelidir

Atatürkçülüğün inkılapçılık anlayışı, zamanına göre

geri kalmış kurumların ortadan kaldırılması ve yerine

ilerlemeyi, gelişmeyi kolaylaştıracak, geliştirecek kurumların

konması esasını getirir. Bu inkılâpçılık anlayışı iyiye, doğruya,

faydalıya yöneliktir.

Türkiye’yi dinamik idealine ulaştırmak için en güçlü

araç olarak “yüksek ve inkılâpçı bir kültür seviyesine

varmayı” amaçlayan Atatürkçü inkılâpçılık anlayışı, akıl,

bilim ve ileri teknolojinin yol göstericiliğinde sürekli

gelişmektir.

KATILIMINIZ İÇİN

TEŞEKKÜR EDERİZ.

PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI

Hizmetiçi Eğitim Koordinatörlüğü

2014

top related