al-İ mertere yÜcelİgİne ve saffat 130....

14
EKEV 8 18 2004)------- 283 IDRZU'L-MÜLUK'E GÖRE RESUL'ÜN MAKAM VE MERTERE .DELiL SAYlLAN, AHZAB 33. VE SAFFAT 130. Murat SARICIK (*) Özet Bu makalede, bir siyasetnamesi olan Müluk'ün Al-i Resul'ün ma- kam ve mertebe delil Ahzab suresi 33. ayetiyle Saffat suresi 130. ayetleri üzerinde Siyasetname müellifine göre Al-i Resul'ün mertebe ve menzilesinin özellikle bu iki ayet-i kerime deli/dir. Makale, her iki ô.yetle ilgili irdeler ve tahlil eder. Anahtar Kelime ler: Al-i Resul, Ehl-i Beyt, Al-i Abô., til-i Yô.sfn, Al-i Ttihô., Tathir Aye- ti. An Analysis of the verses of 33rd of al-Ahzfib and 130th of al-Saffat from the Qur' an Ab out the rank of the Family of the Prophet (Al al-Rasul) According to al-MulUk Abstract This article makes a comprehensive analysis of a 16th century anonymous work cal- led al-Mulfi.k after giving general information about Siyasatnamah Genre. Accor- ding to the author of this book, especially 33rd of al-Ahztib and 130th of al-Saffat ver- ses of the Qur'an are the the most important evidences of the highness of therankof the Prophet's family. In his interpretation of these verses, while the author follows the sun- nite muslim approach in general, in the subject ofinnocence (ma'sumiyah) of the Ahi al- Bayt, he reflects the Sheite point of view in a certain degree. Key Words: Al al-Rasul, Ahl al-Bayt, Al al-Abô., Al al- Yô.sfn, Al al-Tô.hti, The verse of al- Tathfr. *) Doç. Dr., SDÜ Fakültesi Üyesi. (e-posta: [email protected])

Upload: others

Post on 25-Jan-2021

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • D01777c8s18y2004.pdf 24.02.2010 15:00:34 Page 148 (1, 2)

    EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 8 Sayı: 18 (Kış 2004)------- 283

    IDRZU'L-MÜLUK'E GÖRE AL-İ RESUL'ÜN MAKAM VE MERTERE YÜCELİGİNE .DELiL SAYlLAN, AHZAB 33.

    VE SAFFAT 130. AYETLERİ

    Murat SARICIK (*)

    Özet

    Bu makalede, bir Osmanlı siyasetnamesi olan Hırzu'l- Müluk'ün Al-i Resul'ün ma-kam ve mertebe yüksekliğine delil saydığı Ahzab suresi 33. ayetiyle Saffat suresi 130. ayetleri üzerinde durulmaktadır. Siyasetname müellifine göre Al-i Resul'ün mertebe ve menzilesinin yüksekliğine özellikle bu iki ayet-i kerime deli/dir. Makale, yazarın her iki ô.yetle ilgili görüşlerini irdeler ve tahlil eder.

    Anahtar Kelime ler: Al-i Resul, Ehl-i Beyt, Al-i Abô., til-i Yô.sfn, Al-i Ttihô., Tathir Aye-ti.

    An Analysis of the verses of 33rd of al-Ahzfib and 130th of al-Saffat from the Qur' an Ab out the rank of the Family of the Prophet (Al al-Rasul) According to Hırz

    al-MulUk

    Abstract

    This article makes a comprehensive analysis of a 16th century anonymous work cal-led Hırz al-Mulfi.k after giving general information about Siyasatnamah Genre. Accor-ding to the author of this book, especially 33rd of al-Ahztib and 130th of al-Saffat ver-ses of the Qur'an are the the most important evidences of the highness of therankof the Prophet's family. In his interpretation of these verses, w hile the author follows the sun-nite muslim approach in general, in the subject ofinnocence (ma'sumiyah) of the Ahi al-Bayt, he reflects the Sheite point of view in a certain degree.

    -~ Key Words: Al al-Rasul, Ahl al-Bayt, Al al-Abô., Al al-Yô.sfn, Al al-Tô.hti, The verse of al-Tathfr.

    *) Doç. Dr., SDÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi. (e-posta: [email protected])

    ı'

  • D01777c8s18y2004.pdf 24.02.2010 15:00:34 Page 149 (1, 1)

    284 1 Doç. Dr. Murat SARICIK-------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

    Giriş

    Hırzu'l-Müluk, büyük bir ihtimalle Üçüncü Murat dönemine (1574- 1595) ait bir si- , yasetnamedir. İslam devletlerinde olduğu gibi, Osmanlı Devleti'nde de özellikle buna-lım dönemlerinde padişah ve sadrazarnlara yo~ göstermek gayesi ile yazılan, "Nasfha-tu's-Seliltfn", "Nestiyılıu'l-Mü!Uk" ve "Siyasetnilme" diye adlandınlan eseriere rastlan-maktadır. Bu tür layihalar, sultaniara ve vezirlere, problemler karşısında yol gösterirler. Rapor vasfı taşıyan bu kitaplar genelde "adalet" in nasıl gerçekleşeceğini ve buna bağlı olarak refah ve huzurun toplumda hakim olması konusunu dile getirirler. Çünkü ada-letin tesisi il~ gelen refah ve huzurla birlikte verim artacak, buna bağlı olarak devlet da-ha iyi vergi alabilecek ve hazinesi dolan devlet kuvvetli ordu besleme imkanına kavuşacak, hakimiyetini daha geniş alanlara yayabilecektir. Hükümdar ve vezirlere, bunalım dönemlerinde, adalet hususunda teklifler sunan, belli idari tecrübeler ve müşahedelerle desteklenen siyasetnamenin; nasayıh kitaplarından en bariz farkı, geleneksel İcraatların bozulduğu veya bozulmaya yüz tuttuğu zamanlarda yazılmış olmalarıdır!.

    İşte Osmanlı klasik döneminde kaleme alınan, siyasetnamelerden biri de, sayın Ya-şar Yücelin 1988'de yayınladığı Hırzu'l-Miillik'dür. Sayın Yücel'in de tesbit ettiği gibi2; eserin yazılış sebebi, müellifınin görüp yaşadıkları ışığında, devlet düzeninin bazı idari kademelerde bulunan kimseler tarafından bozuluşuna dair tespitler ve bunların padişah tarafından bilinmesidir3. Müellif kitabını nasıl hazırladığını da şöyle açıklar: "Bu cihet-ten cemf cihtinı terk idüh ekser evklittn dfd"-; fhretle nhPff!-i ci!ı!ina niger/in fttfiğiincc bekfiy-ı devlet ve saltanat ve asayiş-i alıviil-i ra'ıyyete müte'allık nice re'y ve tedbir hil-tıra olup ziiil olmasun deyu cem' ve tahrfr iderdim. Bazı erklin-ı devletten binay-ı salta-nat-ı kahira ve esiis-i hillifet-i biihiranın- el'ıyazu billtih- tezelzül ve ihtilalina sa'y-i be-lfğ is' tir ider baz'ı nli.şeyeste evzii' u etvtir müşahade itmeğle Asitan-ı Sa' adet' e hulus-i ubudiyyetüm hasebiyle i'lam ve arz itmeği"4 üzerine vacib görüp bu layihayı hazırlamıştır. Müellif, dirlik sahibi olması hasebiyle gördüğü olumsuzluklan ve çarelerini dile ge-tirecektir. Eser büyük ihtimalle III. Murad'a (M. 1574-1595) sunulmuş olmalıdır5.

    Siyasetname sekiz bölüm/fasıl halinde kaleme alınmıştır. Dördüncü bölümde; ülema, şeyhler ve seyyidlerin durumları konu alınır>. Dördüncü fasıladan itibaren arkası elde ol-mayan eserin, çalışmarmza esas aldığımız nüshası; dört nüshadan biri olan müellif nüs-hasıdır7. Topkapı Sarayı Müzesi, Revan koleksiyonu 1612 nurnarada kayıtlıdır. Sayın

    ;..-,' !

    1) Geniş bilgi için bkz. Yücel, Yaşar, Osmanlı Devlet Teşkilarına Dair Kaynaklar, Ank., 1988, s. 145-146; Uğur, Ahmet, Osmanlı Siyasetn/ime/eri, Kayseri, 1987; İnalcık, Halil, Adalet-Name/er, TTK, ~ Belgeler, Kitab-ı Müstet/ib, neşr. Yücel, Yaşar,Ank., 1974; Gökay, Orhan Şaik, "Nasihatu's-Selatin", "" Tarih ve Toplum, Sayı, 20, s. 162.

    2) Yaşar, a.g.e., s. 147. 3) Hırzu'/-Mü/Uk, Topkapı Sarayı Müzesi, Revan, nr. 1612, vr. 2/b- 3/a. 4) Hırzu'I-Müluk, vr. 3ta- 3/b. 5) Yaşar, a.g.e., s. 148. 6) Yaşar, a.g.e., s. 149 vd. Hırzu'I-Mü/uk, vr. 4/b-5/a. 7) Eserin diğer nüshalan hakkında aynntılı bilgi için, bkz. Yaşar, a.g.e., s. 167-168.

    l

  • D01777c8s18y2004.pdf 24.02.2010 15:00:34 Page 149 (1, 2)

    HIRZU'L-MÜL0K'E GÖRE AL-İ RESOl/ÜN MAKAM VE MERTEBE YÜCELİGİNE DELİL SA YILAN, AHzAB 33. VE SAFFAT 130. A YETLERİ-- 285

    Yaşar Yücel Topkapı ~arayı'ndaki müellif nüshasını tıpkıbasım suretiyle yayınlamıştır. Bu noktadan, yayınlanmış nüsha ile müellif nüshası arasında bir fark yoktur.

    Siyas~tnfune'nin 38/b varağında alimler, meşayıh ve sadatla ilgili dördüncü bölüm (fasl-ı rabi') başlarnaktadır8. Siyasetname'nin yaklaşık kırk sahife, yani 20 varak devarn eden bu bahsi sonunda, yani 59/a sahifesinde, seyyidler konusu dördüncü satırda başlar ve başlık şöyledir: "Ahvtil-ı Stidtit Eşraf-ıla ztile mazharen li'l-Mektirim-i ve'l-Elttif be-ytinzndadır."

    Siyasetnfune'nin, seyyidler kısmının yer aldığı, vr.59/a dan başlayıp, vr. 65/a'ya ka-dar devam eden kısmını, iki ana başlık altındaki birçok yan başlıkla incelemek mümkün-dür: Ana başlıkların ilki, "Server-i Ktiinat, Mefhar-i Mevcudtit aleyhi ejdalü't-Tahiy-ytit' zn eviad-ı emctidi olan Ş üre fa vü Stidtit ne mertebe ashtib-ı sa' tidtit olduklarına "9 de-lalet eden Şura Silresi 23. ayeti, Peygamber (s.a.v) ve Ali'ne salatın bereket ve sevalıını emreden Ahzab Silresi 56. ayeti ile ilgili bir kısım hadis-i şerifler, AI-i Resili'ün "ulüvv-i mertebe ve sümuvv-i menzilesine"l0 delalet eden Ahzab Silresi 33. ayeti, Resul-i Ek-rem'iiı Ehl-i Beyti'nin faziletine delalet eden Saffat Silresi 133. ayetili ve son olarak, seyyidlerin değerleri, rif'atleri, azarnet ve şevketlerinin büyüklüğüne delil olan Dulıli Sil-resi 5. ayetlerini!l tefsiri ve bir kısım hadis-i şerifterin zikrine aynlmıştır. Seyyidlerle il-gili ayetler bunlarla sınırlı değildirl2. Biz bu makalemizde, Ahzab silresi 33. ayeti ve Saffat silresi 130. ayetleri ile ilgili kısmı ele almak ve üzerinde durmak istiyoruz.

    I. c\ l-i Resul'ün l\fakam n' ~fertehcsinin Yüceliğine Delil Getirilen Tatbir ,\yeti Hırzu 'l-Müluk'te, Peygamber Nesli 'nin makarn ve mertebesinin yüceliğine delalet ve

    onları sevmen in önemine işaret eden ayetlerden birisi olarak Ahzab Silresi 'nin 33. ayeti zikredilmektedir ve ayet hakkında şöyle denilmektedir:

    "Ve Al-i Resul'ün uluvv-i mertebe ve sümuvv-i menzilesine bu ayet-i kerimenünjah-vtiy-ı şerffi dahi deltilet ider: 'İmınemti yüridü'lltlhu li yüzhibe 'ankümü'r-ricze ehle'l-beyti ve yütahhiraküm tathiran' Allahu a'lem ma'ntly-ı şerifi budur ki 61/a 'Ya Ehl-i Beyt-i Nebf, Hak Ta' ala 'nın iradeti anun üzerindedir ki, yaramazlığı sizdengidereve her yaramaz nesneden sizi tamtım pak ey/eye.' MalUmdur ki, Hak Ta'tilti'nun murtidı elbet-te elbette olsa gerekdir. Ve Ehl-i Beyt-i Nebf pak ve tahir olup,ptlklıkla dünytide dirilüb, paklıkta Hakk'tl vasıl olsa gerekdir. Bu ayet-i kerimenün nüzulünde Rasulullah Hazret-leri, yenleri vtlsi' bir cübbe giymiş/erdi. Sabah vakti idi, oturur/ardı. Hazret-i Fatıma geldi, ol cübbenün içine aldı. Ba'dehtl Hazret-i Ali geldi, tim dahi cübbeye kaydı. Ba'de-hu İmam Hasan ve İmam Hüseyn geldiler -Radıyallahu anhum- tınları dahf cübbeye koy-

    ·~ dı. Andan sonra şu vechile dua eyledi/er: 'Allahumme htiültii ehlü beyti, izheb 'anhum

    8) Hırzu'l-Müluk, vr. 38/b.

    9) A.g.e., vr. 59/a

    10) A.g.e., vr. 59/b, 60/a.

    I I) A.g.e., vr. 60/a, 61/a.

    12) Geniş bilgi için bkz. Sarıcık, Murat, Osmanlı İmparatorluğunda Nakibu'l- Eşraflık Müessesesi, ITK Yay., Ank., 2003, s.5 vd.; Sarıcık, Murat, Kavram ve Misyon Olarak Ehl-i Beyt, Nesil Yay., İst., 1997, s.22- 39.

  • D01777c8s18y2004.pdf 24.02.2010 15:00:34 Page 150 (1, 1)

    286 1 Doç. Dr. Murat SARICIK-------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

    er-ricze ve talıhirhum tathfran' Yani: 'Ya Rabbi Ehl-i Beytüm bunlardır, yaramazlığı bun-lardan gider, bunları pak ve tatlıfr eyle' dediler. Tefasfrde mervfdür ki, bu husus Risale(-Penah'un Ezvac-ı Mutahhareleründen Ümmü Selerne radıyallahu 'anhum hazretlerinün sa'adet-hanelerinde vaki olmuşlardır. Ümmü Seleme bu hali görüncek ilerü vardı: 'Ya Rastdellah ben dahf Ehl-i Beylinden değilmiyen?" dedüklerinde: 'Ne' am, Ehl-i Beytim-densin, amma bu hühn bunlara mahsusdur' deyu buyurdılar.

    Pes Allalı Ta'ala'nun iradeti müte'allık olub ve Habfb-i Ekrem'ün du'ası munzam o/ıcak Ehl-i Beyt'ün teMretinde ve anlara ri'ayet ve 1nalıabbet Hak Ta'alfi'ya mucib-i kurbet olduğunda şübhe yokdur. "13

    A. Haklarında Tatbir Ayeti Nazil Olan Kimseler

    Ehl-i Sünnet'in Al-i Beyt mefhumunu açıklamiıkta delil aldığı ve aynı sfirenin 28 ve 31. ayetleriyle de ilişkili Ahzab Silresi 33. ayetinin nüzfil sebebi hakkında çeşitli görüşler olmakla beraber14; Ehl-i Sünnete göre ayetin Al-i Aba; Peygamberimizin cübbesiyle bürüdüğü kimseler, yani Hz. Peygamber, Hz. Ali, Hz. Fatıma ve iki oğlu Hz. Hasan ve Hüseyin hakkında nazil olduğu görüşü daha ağır basmaktadır. Sünni tefsirlerde bu açıkça yer alır. Sahabeden Ebu Said el Hudri de bu görüşü savunur. ayetin özellikle Hz. Pey-gamber eşleri için indiğini de savunanlar vardır. Mezkur ayetin AI-i Aba hakkında indi-ği görüşü, ayetle ilgili onlarca hadis-i şerife de dayanmaktadır15.

    Hırzu'l-MülUk'ün de tercih ettiği bu görüşle ilgili hadis-i şeriflerden birine göre, adı g~~~ll ay cL naz.il uluw..:a, Rasulullalı ~s.a. V.) 1-J.L;. Ali, Hz. Fauma, Hz. Hasan ve Hz. Hü-seyin 'i çağınp, onlar üzerine Hayher mamulü abasını örtmüş ve şöyle buyurmuştur: "Al-lah' un, bunlar benim Ehl-i Beytimdir. Onlardan ri c si ( günalı pislik/erini, maddf manevf kir leri) gider ve onları tam bir temizlik/e temizle." Bu dua üzerine hanımı Ümrnü Sele-me Validemiz; "Ben onlardan değil miyim?" deyince o: "Sen zaten hayırla yüz yüzesin ve hayırdaszn" buyurmuştur16. Benzer bir rivayette, Ümrnü Selerne r.a: "Ben senin eh-linden değil miyim? Deyince Rasfilullah'ın s.a.v: "Evet" diye cevap verdiği ve onu da

    13) Hırzu'l-Mülı'ik, vr. 61/a- 61/b.

    14) Et- Tabrast, Fazi b. Hasan, Mecma'u'l Beyiinfi Tefslri'l- Kur'iin, 1- Xl, Dfuu'l- Fikir, Beyrut, 1994, VIII, 137 vd. Bu görüşler, adı geçen ayetin, Peygamber Hanımi arı, kendilerine zekat haram olan AI-i Ali, Al-i Ca'fer ve AI-i Abbas (r.a) veya AI-i Abaadı verilen; Hz. Peygamber, Hz. Aq, Fatımatu'zZehra, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin hakkındanazil olduğu şeklindedir. Şia da bu ayetinAl-i Aba hak-kındanazil olduğunu savunur.

    15) Geniş bilgi için Bkz. İbnu'I-Arabi, Muhammed b. Abdullah, Ahkiimu'l- Kuran, I-VI, Dfuu'l- Kütü-bi'I-İimiyye, Beyrut, ty. III, 568; İbn-i Kesir, Ebu'I-Fida İsma'il b. 'Amr, Tefslru'l-Kurani'l- 'Azim, İst., 1987, III, 483; EI-Beyzavi, Ebii Sa'id 'Abdullah b. 'Ömer, Enviiru't-Tenzfl ve Esriiru't-Te'vfl, Mecmu'ut-Tefiislr, I-VI, İst., 1978, V, 116; Hakim en Nisaburi, Ebu Abdullah, el-Müstedrek, I-IV, Beyrut, ty. III,I46; Seyyid Eş-Şablanci, Nı'iru'l- Ebsiir, Kahire, 1375, s.112; El- Heytemi,Ahmed b. Hacer, es-Savii'ıkıı'l- Muhrika, Kahire, ty. s.I43; Muhammed Sabbiin, İs'iifıı'r-Riigıbln, Mısır, 1375, s.I08; Et-Tab.eri, Ebu Ca'fer Muhammed b. Cerir, Ciimi'u'l-Beyiin, I-XXX, Mısır, 1954, XXII, 6; El- Cessas, Ebu Bekir, Ahmed er- Razi, Ahkiimu'l- Kıır'iin, 1- III, Daml- Fikir, Beyrut, !993,III,529

    16) El- Halebi, Ahmed b. Yusuf, Ed-Dürrü'l- MellSı'ir, I- XI, Dfuu'l- Kalem, Dımaşk, 1993_; IX, 141; Et-Tabeıi, Ciimi'u'l-Beyiin, XXII, 7; Seyyid Eş-Şablanci, a.g .. e., s. I 12; İbn-i Kesir, a.g.e., III, 483.

  • D01777c8s18y2004.pdf 24.02.2010 15:00:34 Page 150 (1, 2)

    HIRZU'L-MÜL0K'E GÖRE AL-İ RES0L'ÜN MAKAM VE MERTEBE YÜCELİGİNE DELİL SA YILAN, AHZAB 33. VE SAFFAT 130. AYETLERİ-- 287

    abası altına aldığı nakledilirl7. Ahzab Suresi 33. ayeti hakkında sadece ikisini nakletti-ğimiz rivayetlerin dışındakilere de bakılacak olursa, müfessirlerin eksenyetinin görüşlerinin ittifak ettiği üzere; ayetin 18 AI-i Aba hakkında nazil olduğu anlaşılır. Öte yandan Ehl-i Beytten olan ve Resul-i Ekrem'in hanımları Ezvac-ı Tahiratı bu ayetle hiç ilişkisiz görüp, onların Ehl-i Beytten olduğunu kabul etmemek de doğru değildir. İkrime, Muka-

    '2 til, Ebu Sa'id el-Hudn ve Tabiinden Mücahid, Katade ve diğerlerinin; AI-i Beyt'in AI-i Aba olduğu hakkında kanaatleri de, bu görüşün ağırlık kazanmasına sebep olmuştıır19. Durum böyle olunca, Hırzu'l-MülUk'te görüldüğü gibi, AI-i Beyt yahut Peygamber Nes-li, kati olarak Haseni ve Hüseynileri, yani Şerifleri ve Seyyidleri içine alır.

    B. Adı Geçen Ayet-i kerime'nin Hırzu'l-Millô.k'teki Yorumu Ahzab suresi 32. ayetinde Peygamber Hanımlarının kadınlardan herhangi birileri gi-

    bi olmadığı, başkalarına karşı yumuşak söz konuşmamaları ve ciddi ve ağırbaşlı söz söy-lemeleri emredilir. Sonra, 33. ayette, evlerinde vakarla oturmaları emredilir. Sonra onlar ve mürnin kadınlardan, ilk Cahiliye teberrücü gibi teberrüc yapmamaları, namazı kılıp zekatı vermeleri, Allah ve Resulüne itaat etmeleri istenir. Arkasından: "İnnnemil yürfdül-lahu li yüzhibe 'Ankümü'r-ricze ehl'l- Beyti ve yütahhiraküm tathfran= Ey Ehl-i Beyt, (Peygamber Ailes.i) Allah sizden sırf günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor"20 buyrulmaktadır. Hırzu'l-Müluk ise ayeti: "MalO.mdır ki, Hak Ta'ala'nun muradı elbette olsa gerekdir ve Ehl-i Beyt-i Nebf pak ve tahir olup, paklıkta dünyade dirilüb paklıkta Hakka vasıl olsa gerekdir" 21 diye yorurnlamaktadır.

    Bu tür bir yorum, Sünni bir tefsirden çok, Al-i Abii'yı "Masum" addeden Şii bakış açısına yatkındır. Zira bu ayeti esas alan Şiiler; Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in ismetlerini yani günahlardan temiz ve günahsız olduklarını ileri sürerler22. Bu görüşlerine sundukları delilleri ve gerekçeleri, Hırzu'l-MülO.k'te söylenilenden fark-lı değildir: Eğer Allah Taala'nın muradı/iradesi ve meşieti onları günah pisliklerinden te-mizlemekse, bu istek gerçekleşmiştir. Aynca onlar, bu muradın/isteğin gerçekleştiği hu-susunda ısrar ederler. Sünniler ayeti bu hususta delil olarak kullanmazlar ve Şilierin bu tııtıımuna karşı çıkarlar onlara göre burada şunu sormak gerekir: Allah haklarında ayet-i kerime indirdiği bu kimseleri günahlardan temizlemek istiyor da, diğer insanlan günah kirlerinden temizlemek istemiyor mu?

    Durum şu ki; Yüce Allah yalnız AI-i Abayı değil; tüm insanları günahlardan, şirkten, küfürden, dalalet ve sapıklıklardan temizlerneyi murat etmiştir. Bundan dolayı; insanla-ra "beşfr" ve "nezfr" olan hidayet rehberi Peygamberler göndermiştir. Yüce Allah; kirn-

    17) El- Heyteıni, es-Savii'ık, s. 143: Krş. Muhammed Sabbiin, İs'iifu'r-Riiğıbin, s. 106-107. 18) El-Beyziivi, a.g.e., V, 115- 116; ayetin tefsiri için bkz. El- Heyteıni, a.g.e., s. 143. 19) Elmalılı, a.g.e., VI, 3892; Ezvac-ı Tilhimtın Ehl-i Beytten oluşu ve iiyetin tefsiri için bkz. El-Bey-

    ziivi, Mecmu'ut-Tefiislr, V, 116.

    20) Ahzab, 33/32- 33; Yavuz, Fikri, Kur'an-ı Kerim ve Me'iil-i Alisi, Sönmez Yayınevi, İst., 1976, s. 423.

    21) Hırzu'l- Mülilk, vr. 61/b

    22) Şerif Murtazii, 'Ali b. Milsii, eş-Şiifi fi'l-İmiime, I-IV, Talıran, 1987, III, 133, IV, 195; El-Beyziivi, Mecmu'ut-Tefiislr, V. 116.

    ı'

  • D01777c8s18y2004.pdf 24.02.2010 15:00:34 Page 151 (1, 1)

    288 /Doç. Dr. Murat SARICIK------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

    senin günah işlemesine razı olmadığı gibi, kimseye kötülük de emretmez. Hatta Kur'an-ı Kerimde bu husus bizzat "irade" ve "tathir" kelimelerinin birlikte geçtiği Ahzab su-resi dışındaki diğer ayetlerde de açıklanır:

    Maide suresi'nin 6. ayetinde; namaz öncesi hazırlığı olarak Müminlere, yerine göre abdest, boy abdesti yahut -su bulamazlarsa- teyemmüm almalan gerektiği emredilir; bu-nun sebebi açıklanır ve şöyle buyrulur: "Mfı yüridü'l-lahu li yec'ale 'aleyküm min hara-cin, velakin yüridü li yütahhiraküm ve li yütimme ni'metehU 'aleyküm le 'alleküm teşkü-run= Allah size bir güçlük dilemez, fakat sizi tertemiz yapmak ve üzerindeki nimetlerini tamamlanıaif ister, ta ki şükredesiniz ... "23 yani, "O sizi tathir etmek, maddi manevi, gö-rünür görünmez pisliklerden ve günahlardan temizlemek ve size nimetini tamamlamak. ister. "24 Çünkü ancak zahiri ve batini pisliklerden, yani pis sayılan şeylerden ve günah kirlerinden temizleneo müminler; üzerlerindeki Allah nimetlerini tadabileceklerdir. Bu-rada açıkça görüldüğü üzere; YüceAllah'ın müminlere olan iradesi; onları maddi ve ma-nevi pisliklerden ve günahlardan temizleme yönündedir. Kur'an-ı Mübindeki bütün emirler ve nehiyler de, aynı maksada matuf olarak değerlendirilebilir. Bu hususla yakın-dan ilgili başka ayetler de vardır25.

    C. Hırzu'l- MillUk'ün Yorumu Üzerine Dikkat Çeken Noktalar Ahzab suresinin mezkur ayetinin Hırzu 'l- Mülukteki yorumunu tahlil ederken, ko-

    nuyla ilgili şu noktalar dikkat çekmektedir:

    1) Kur'an-ı Hakimde ancak iki yerde "Ehl-i Beyt" tamlaması geçer. Bunlardan biri Hz. Musa 'nın bebek iken N ile atılıp sonraJan öz annesine kavuşması ile ilgilidir. Hz. Musa'nın ablası, kardeşini Nilden alan Firavun ve adamlarına; "Ktilet 'hel edülluküm 'ala ehl-i beytin yekfülunehu leküm ... = Size, onun bakımını sizin namımza üsttenecek,

    hem de ona iyi davranacak bir ev halkıl ehl-i beyt göstereyim mi' dedi. "26Kur'an-ı Ha-kimde Ehl-i Beyt terkibinin geçtiği ayetlerden birisi budur ve görüldüğü gibi burada Ehl- ı.· i Beyt, "aile" ve "ev halkı" manasındadır.

    2) "Ehl-i Beyt"in geçtiği ikinci ayet de27 Peygamber Hanımlan ve Al-i Aba konusu-. nu ilgilendirenidir .. Bu ayet de Hz. Peygamberin hanımlanndan ve ev halkından söz eder. Müfessirlerden bir kısmına göre bu ayet si yak ve si baka bakılırsa, "hassat en" Pey-gamber hanımlan hakkında inmiştir. Bir kısmına göre de AI-i Aba 1 Ehl-i Kisa hakkında indirilrniştir28.

    3) Söz konusu Rics ayeti öncelikle ve özellikle Hz. Peygamberin ev halkının veya sü-lalesinin Ehl-i Beyt diye adlandınlmasına sebep olmuştur. Buna istinaden, çoğu zaman

    23) Yavuz, Fikri, Kur'an-ı Kerim ve Meiil:i s. 109. 24) Elmalılı Harndi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, I- IX, Eser Neşriyat, İst., 1979, III, 1589.

    25) Mukayese için Bk. Enfill, ll; Bakara Suresi, ayet, 25, 125, 222, 232; Tevbe, 103, 108; Hac, 26; Müddesir, 4; Mili de, 6; Hud, 78; Ahzılb, 53: Mücadele, 12.

    26) Kasas, 28/ 12; İbni Kesir, İsmail b. Amr, Tefsiru'l Kur'iini'l Azim, 1- IV, İst, 1987, III, 482- 485; El-maiıiı. a.g.e., VI, 3892.Krş, Sanc;!k •. Murat, "Seyyidlerle ilgisi Açısından Ahzab Suresi Otuz Üçün-cü Ayeti ve Tarihi Tesirleri", A. U. Ilahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı:l1, Erzurum, 1992, s. 183-209.

    27) Ahzab, 33.

    28) Geniş bilgi için bkz. İbn-i Kestr, Tejsiru'l Kur'iini'l Azim, III, 482- 485; Elmalılı, a.g.e.:vı, 3892; Muhammed Ali Es- Sabfini, Saffetü't- Tejiisir, I-III, Daru'l- Kalem, Beyrut, 1986, Il, 534.

  • D01777c8s18y2004.pdf 24.02.2010 15:00:34 Page 151 (1, 2)

    HIRZU'L-MÜLlrK'E GÖRE AL-İ RESÜL'ÜN MAKAM VE MERTEBE YÜCELİ

  • D01777c8s18y2004.pdf 24.02.2010 15:00:34 Page 152 (1, 1)

    IT

    il ı

    290 1 Doç. Dr. Murat SARICIK------'--EKEV AKADEMİ DERCİSİ

    Ahirfn" olduğunu açıklamıştır37. Habib-i Ekrem (s.a.v.) Allah'ı en çok seven; emirleri,ni en iyi yeririe getiren ve Allah tarafından pek sevilendir. Yani Habibullahtır. Aynca o, Ek-remu'l- Evvelin ve'/- Ahirfn, yani önceki ve sonrakilerin Allah katında kulluk mertebesi en yüksek ol anıdır. Hırzu '1- Müluk, Allah katında "Habib" ve "Ekrem" olanın duasının, Yüce Allah tarafından reddedilmeyeceği kanaatini, kuvvetli olarak ileri sürmektedir.

    Resul-i Ekrem ve diğer Peygamberler, dünya hayatlannda Allah'tan dua ile çok şeyler istemişler, bunlardan kimi gerçekleşmiş, kimi de gerçekleşmemiştir. Dünyada Resul-lerin başına istemedikleri şeyler de gelmiştir. Şu kadar var ki onlann dualan, diğer in-sanlannkinden daha makbuldür38. Hz. Peygamber ise, nebilerin en üstünüdür39. Resul-i Ekrem ve diğer peygamberlerden sonra insaniann kulluk bakımından en faziletli ve üs- · tünleri ise sahabelerdif40. Bu noktalardan; Hz. Peygamberin ümmetine, ümmetinden ve sahabeden birine duası önemlidir. Bu duaya nail olmak da bir mazhariyettir. Burada o; ümmetinden, akrabalanna dua etmiştir. Hz. Peygamber. "Her nebinin müstecab bir du-ası vardır; kabul buyruldu. Bana gelince ben duamı ümmetime şefaat için kıyamet günü-ne bıraktım." Buyurmuştuı:41. Burada o açıkça, reddedilmeyecek duasını ahirete bıraktığını açıklar. Bildiğimiz kadanyla onun, dünyada her duasının kabul edildiğine dair bir açıklaması yoktur.

    7) Hırzu'l- Mülı1k müellifi, Hak Tealanın temizleme iradesi ve Rabib-i Ekrem'in (s.a.v.) duasının buna eklenmesi ile, "Ehl-i Beyt-i Nebi pak ve tahir (temiz) olub paklıkla dünyfide dirilüb, paklıkla Hakka vfis1l olsalar gerekdiir." 42 der. Ona göre kendileri için dua ettiği Hz. Fatıma Hz. Ali ve onun iki oğlu, günahsız "dünyfide dirilmişler (dün-yaya gelmişlerdir)". Diğer insanlar da günahsız olarak dünyaya gelirler. Yine ona göre kendilerine dua edilenler Allah'ın iradesi ve Habib-i Ekrem'in "Allahümme'z-heb 'an-hümü'r-ricse ve tahhirhüm tathira" duasıyla "Pak ve tahir olup ... ve paklıkla Hakka va-sıl olsalar gerekdir. "43 Bu dua ile günahlardan büsbütün annmış olarak, yani dünyada masum ve isınet sıfatı taşıyarak bulunmalan, Ehl-i Sünnete göre ve kanaatimizce doğru bulunamaz. Çünkü Nebilerden başkası "masum/günahsız" değildif44. Hz. Peygamber Zaman zaman başkalan için de mağfiret duası etmiştir ve buna emredilmiştif45.

    37) Mansur Ali Nasif, et- Tacu'I-Cami'u li'/- UsUl, I-V, Mektebetü Pamfik, İst, 1961, III, 230, (K. Nü-buvve).

    38) Muhammed, 47/ 9; Hz. Peygamberin müıninlere dua etmesi ve bunun mürninler için bir silkilnet oluşu için bkz. Elmalılı, a.g.e., IV, 2615; ilgli ayetin tefsiri için bkz.

    39) Et- Taftazani, Mes'ud b. Ömer, Kelam ilmi ve islam Akaidi, Şerhu '1-Akaid, Dergiih Yay., İst, 1980, s. 304;Bu konuya delil olarak öncelikle Al-i İmran ll O. ayeti sunulur.Aynca bzk. Tirmizi, Mena-kıb.1; İbn-İ Mace, Muhammed b. Yezid, Sürıenü İbni M/ice, I-II; el- Mektebetü'l- İslamiyye, İst., ty. II, 4308; Kitabu'z- Zühd, bab, 37, nr.4308; Ahmed b. Hanbel, Musned, I, 5; Mansur Ali Nasif, et-Tae, III; 228 vd.

    40) Et- Taftazani, Şerhu '1- Akliid, s. 321. 41) Buhar!, I, 145; K. Dua, nr. ı ; Mansur Ali Nasif, et- Tae, III; ll7; K. Ezkar. 42) Hırzu'l-Müluk, vr. 611 a, str. 5-6. 43) A.g.e., vr. 61/a, str. S-6. 44) Et- Taftazani, Şerhu'I-Akaid, s. 303, Peygamberlere iman konusu ve onun ismeti ile ilgili konuya

    bkz. Aynca Halifede Masumiyet şartının aranması için bkz. a.g.e., s. 331 ·

    45) Tevbe, 9/ 80, 113; Al- İmran, 3/ 159.

    1

    1

    i ~ ·1

    1

    1

    ~·ı

  • D01777c8s18y2004.pdf 24.02.2010 15:00:34 Page 152 (1, 2)

    HIRZU'L-MÜL0K'E GÖRE AL-İ RESÜI/ÜN MAKAM VE MERTEBE YÜCELİGİNE DELİL SA YILAN, AHZAB 33. VE sAFFAT 130. A YETLERİ-- 291

    Burada paklıktan, yani günahlardan teınizlenmekten kasıt; iyiliklerin çokluğu ve gü-nahların azlığı ise; bu durum sözü edilenler ve diğer insanlar için mümkündür. Bu an-lamda paklıkla Hakka ulaşılabilir.

    8) Hırzu'l- Mülukte anlatılan sebeb-i nüzfii46, tefsirlerde anlatılanlara tamamen uy-maktadır47.

    9) Kuran-ı Kerim'de Hz. Peygambere; Ashabına dua etmesi emredilir. AI-i İmrfuı Su-resi 159. ayetinde: "Onları affet, kendileri için istiğfar et ve işinde onlarla istişare et ... "48 Tevbe Suresi 103. ayetinde de: "Onların mallarından zekat al ki, bununla onla-rı (günahlardan) temizleyesin, hem onlara dua et, Çünkü senin duan onlar için bir suku-net ( seken)dir, ( azaplarını ve üzüntülerini) yatıştırır." buyrulur. Burada, Peygamber du-asımn bir başka cihetine parınak basılmaktadır. Bu ayetle ilgili olarak Ahmed b. Hanbel, şu kanaatini dile getirmiştir: "Nebi (sav) bir adama dua ettiği zaman, duası ona, onun çocuğuna veya çocuğunun çocuğuna isabet eder"49 Elmalılı ise tefsirinde aym ayetin dua ile ilgili kısmında: "Senin sa/atın: duan onlar için muhakkak bir sekendir - inşaallah revbelerinin kabulü hakkında- kalplerinin sükun ve ilminanına sebeptir" diye yo-rumiar50, Fakat burada ve Ahmed b. Hanbel'in kanaatinde; yapılan duanın, yapılanlar hakkında yüzde Y.ÜZ kabulüne dair bir sonuç ortaya çıkmamaktadır.

    10) Dikkat çeken bir başka husus da şudur: Hırzu'l- Mü/Uk müellifi; "rics" ayetini ve ayetin inişi üzerine Al-i Ahaya yapılan dua-i nebeviyi, şüphesiz onların taharetine kat' i delil olarak gördüğü gibi. aynca "anlara riayet ve mehabbet Hak Taalaya mucib-i kurbet olduğına şüphe yokdur"51 hükmüne de varır. Yani Ahzab suresinin mezkur aye-tine göre; Ehl-i Beyte muhabbet 1 sevmek ve onları gözetmek (riayet), bu ikisini yaparn Allah'a yaklaştıran şeylerdir. -Burada muhabbet ve riayet kelimelerinin seçilmesi de önemlidir. 52_ Meveddet ay eti ve hadislerde; Eh-i Beyti sevmek emir ve tavsiye edilmiştir. Elbette ayetler ve hadisler muvacehesinde hareket; insanı Yüce Allah' ve Resulüne yaklaştınr. Müellif burada, Mezkur ayeti bu hususa delil olarak sunmaktadır.

    Şu kadar var ki; Al-i Beyt hakkında bu ve başka, ayetlerin nazil olması ve Rasfilul-lahın ayet-i kerime ile ilgili açıklamaları, Ehl-i Beyt hakkında hususi dua etmesi; önce-likle elbette onlar için büyük bir şeref ve mazhariyettir. Onların makam ve mertebeleri-nin yüksekliğine de işaret eder. Alla.tı ve Rasfilullah tarafından iyi şekilde kendilerinden

    46) Hırzu'l-Müluk, vr. 61/ a; str. 6 vd.

    47) İbn-i Kesir, Ebu'l-Fida İsma'il b. 'Amr, Tefslru'l-Kurfini'l- 'Azim, İst., III, 483 vd. Et- Tabrasi, Mec-ma'u'l-Beyfin,VIII, 137- 138; İbn-i Arabi, Ahkfimu'l- Kuran, III, 568

    48) AI-i İmran, 3 /159; Aynca onun katiriere dua etmesinin onlara fayda venneyeceği belirtilir.; Müna-filrun, 63 1 6; Nisa, 4/64; Tevbe, 9/ 80; Muhammed, 47 /19; (Hz. Peygambere İstiğfar emri).

    49) İbn-i Kesir, Tefsiru'l- Kur/ini'/- Azim, ll, 386. ayetin tefsiri ve Ahmed b. Hanbel'in görüşiliçin için bkz.

    50) Elmalılı, a.g.e., IV, 2615.

    51) Hırzu'l-Müluk, vr. 61/b; str. ll- 12.

    52) Muhabbet ve Çeşitleri için bkz. Şerhu '1-Akidetn- Tahfiviyye, s. 165; Şemseddin Sami, Kamus-ı Tür-ki, I- II, İkdam Matbaası İst., 1318, II, 666; Riayet; gözetrne, hıfz-ı hukuk ve hıfz-ı menafıdir. Say-ma, saygı, itibar etme, hilnnet., tazim, İkram, tazim ve ağırlama anlamianna gelir. Sancık, Murat, Sahabe Modeli, Nesil Yayınlan, İst., 1997, s. 130 vd.

    ı'

  • D01777c8s18y2004.pdf 24.02.2010 15:00:34 Page 153 (1, 1)

    292 1 Doç. Dr. Murat SARICIK------EKEV AKADEMİ VERGİSİ

    ;söz edilen Ehl-i Beyt'in, haklarına riayet ve onlara muhabbet beslemek de, bu doğrultuda anlaşıldığında "Hak Tatıla'ya mucib-i kurbet olduğunda şübhe yokdır. "53 '

    II. Al-İ Beyt-i Nebi'nin Faziletine Delalet Eden Satrat Suresi 133. Ayeti Hırzu'l-MülUk'te; Peygamber Nesli'nin fazilet, tazim ve tekrimine delil olarak ileri

    sürülen ayetlerden biri de; Saffat Suresi 130. ayetidir. Siyasetname bu ayeti şöyle ele alır:

    "Ehl-i Beyt-i Nebi'nünfaziletine delô.let ider bir ayet dahi budur ki 62/a 'Selamün 'ala Al-i Yasfn54, inna keza/ike neczi'l-muhsinfn.' Bazı müfessirin Hazret-i İbn-i Abbas radıyallahu 'arıhumden rivayet iderler ki, Al-i Yasin' den maksud Al-i Muhammeddir. Al-lahu a'lem ma'ntiy-ı şerifi 'Selamun 'alaAl-i Muhammed' dimekdir. Bu ne ta'zim ve tek-· rimdir ki, Hazret-i Hak eel/e ve 'ala azametiyle Furkfin-ı Kerfmi'nde Al-i Muhammed' e selam etmiş ola. "55

    A. ''Yasin" Ne Demektir?

    Görüldüğü gibi Hırzu'l- Müluk, Saffat Sılresi 130 ve 131. ayetlerini zikrederek Al-i Yasin'den maksudun AI-i Muhammed olduğunu söylemekte ve bu ayetinAı-i Beyt'in faziletine, yani büyüklük ve ululuğuna delil olduğunu belirtmektedir.

    "Yasin" ve "Al-i Yasin" kelimeleri hakkında çeşitli görüşler bulunmaktadır: Önce "Yasin" kelimesini ele alacak olursak, buna çeşitli manmar verilmiştir. Yasin: İbn-i Ab-bas'tan nakledilen bir görüşe göre İdris aleyhisselamdır56. Bir görüşe göre, Yas1n, Hz. İlyasdır. Kelimenin aslı 'ale'l-İlyas iken, Kur'an'da aliyasin şekline dönmüştür57. Ayet-deki bu kelimenin, Hz. İlyas'ın babasının adı olduğu görüşü de vardır58. Yasin kelimesi "Ya insanu, ya raculü= Ey insan, ey adam!" şeklinde de tefsir edilmektedir ki; burada-ki "Racül" ve "İnsan" Hz. Peygamberdir. Çünkü, "Mükemmel Racül" ve kamil mana-da "insan" denilince o akla gelir. Şu halde bu hitaplar Resul-İ Ekrem'e, Ekmelü'r-Ru-sül'e ve Habib-i Rabbi'l- Aıem1n olan Hz. Peygambere yöneliktir. Çünkü Yasin kelime-si Tay lügatinde, Habeşce'de veya bir görüşe göre Süryanca'da "ey insan!" manasma kullanılmaktadır59.

    53) Hırzu'I-Müluk, vr. 61/b; Et- Türkrnani, Muhammed b. Ahmed, Kitabu'l Kebiiir, Dil.nı İhyru't- Türii-si'l- Arabi, Beyrut, ty. s. 73-75.

    54) Bir k:ıraate göre de 'aHi ilyasln ok:unur. Fakat Hırzu'l- Mülukte yukarıdaki görüldüğü gibidir. 55) Hırzu'I-Müluk, vr. 62/b-62/a.

    56) Buhfui, IV, 106; El-Hazin, 'All b. Muhammed b. İbriihlm, Lübiibü't-Te'vllft Me'ani't-Tenzl/, Mec-ma'u't-Tefiislr, I-VI, İst., I978,V, 261; Alils!; Şihabuddln es-Seyyid Mihmild,Ruhu'l-Me'ant, I-XXX, Beyrut, ty., XXIII, 141.

    57) Es-Suyiltl, Celiiluddln 'Abdurrahman, el-ltkiinft Ulumi'l-Kur'an, thk., Muhammed Ebu'l-Fazl, I-ıy, Beyder, 1347, III, 60; El-Hazin, Mecmau't- TefMir, (Envaru't-Tenzl/, Lubiibu't-Te'vll) V, 251; Alilsi, Ruhu'!- Me'anl, XIII, 142; Hak Dini, VI, 4068.

    58) Buhaıi, ıv. 166; K. Enbiya, Bab. 4; El-Hazin, Mecmau't- Tefiislr, (Envaru't-Tenzll, Lübiibu't-Te'vl/) V, 251; Alilsi, Ruhu!/- Me'an'i, XXIII, 142; Elmalılı, a.g.e., VI, 4068.

    59) Geniş bilgi için Bkz. El-Hazin, Mecmau 't- Tefiis'ir, (En var u ~-Tenz'il, Lübiibu7t-Te 'v'il) V, 251; İfi!iim Kastalani, Ahll}ed b. Muhammed, Meviihibu'l-Ledünniye Tercümesi, terc. Abdulbiikl (Şair) 1:11, Ist., 1325, I, 207; Alilsi, Rühu'l- Me'ani, XXII, 210; İbn-i Kesir, Tefsiru'l- Kurani'l 'Azim, IV, 19-20; Elmalılı, a.g.e., VI, 4068; Çantay, Hasan Basri, Kuran-ı Hakim ve Meal-i Kerim, 1- Il, İst., 1983, II,

    ·""' ,.

  • D01777c8s18y2004.pdf 24.02.2010 15:00:34 Page 153 (1, 2)

    HIRZU'L-MÜLIJK'E GÖRE AL-İ RESOr/ÜN MAKAM VE MERTEBE YÜCELİGİNE DELİL SAYILAN, AHZAB 33. VE SAFFAT 130. AYETLERİ ___ 293

    Yasin kelimesine "Ey Seyyid, ey Seyyidü'l-Beşer" manalan da verilmiştir ki; gerçek seyyid de Hz. Peygamberdir. Hz. Peygamber bizzat hakkında yaptığı değerlendirmelerde kendisini "Seyyid-i Veled-i Adem" ve benzer unvanlarla adlandı.rınıştır60. Bu yoruma göre, Rasfilullah'a Kuran'da "Ey Seyyid" denildiği için o: "Ben Seyyidim" buyurmuştur. Aslında bu sözüyle kendisini methetmemiş, tahdis-i nimet kabilinden Seyyid olduğunu belirtip, bir bakıma Kur'an'da kendisine "Seyyid" adı verildiğini haber vermiştifil.

    Belirtildiğine göre Yasin, Rasulullah'ın s.a.v adianndan biridir. Mediirik'te şu hadis-i şerif nakledilir: "Şübhesiz Allah Taalti beni Kur'an'da yedi isimle adlandırdı. Bunlar Muhammed, Ahmed, Tahô., Yastn, el-Müzzemmil, el-Müdedessir ve Abdullahdır. "61 Bundan dolayı Yasin Suresi birinci ayeti ile Siiffat Suresi 130. ayeti arasında ilişki kuru-lurken; "Al-Yastn" yazılışında Rasfilullah'ın s.a.v. ismi !;>ulunduğu da ifade edilmekte-dir63. Bu görüşle ilgili olarak Yasin kelimesinin "Ya Muhammed" olarak tefsir edildiğine de şahit olmaktayız. Bu görüş daha çok İbn-i Hanefiyye'ye dayandınlmaktadır64.

    B. Al-i Yasin Adlandırmasın.ın Anlamı Yasin kelimesi hakkındaki bu kısa malumattan sonra, Saffat Suresi'nin 130. ayetin-

    de yer alan "Al-iYastn"in ne anlama geldiği üzerinde duralım: Önce şunu belirtelim ki, ayet hakkındaki yorumlan iki temel görüşte toplamak mümkündür:

    1) Birinci ve kuvvetli görüşe göre AI-i Yasin'den kasıt İlyas veya AI-i İlyastır. Bu takdirde mana; "Selam olsun, İlyas'a ve İlyas'ın Ali'ne" demektir65.

    779; İbni İshak, Muhammed b. İshak, Slretü ibni İshak, thk., Muhammed Hamidullah, Hayra Hiz-met Vakfı, Konya, 1401, s. 105.

    60) Mansur Ali Nastf, et- Tae, III, 227 vd. En-Nesefi, Ebu'I-Berekat Abdullah b. 'Ahmed, Medtiriku't-Tenzil ve Hakakiku't-Te'vil, Meema'u't-Tefaslr, I-VI, İst., 1978, V, 195; Hak Dini, VI, 4006; İmam Kasialiint, a.g.e., I, 207; Ateş, Süleyman, Sütemi ve Tasavvufi Tefsiri, İst., 1968, s. 226; en- Nevevi, Yahya b. Şeref, Riyazu's- Salihin, terc. Mehmed Emre, Bedir Yaymevi, İst., 1974, s. 1089, nr. 1863;( Buhari ve Müslim'den); Hadis-i şerifteki "Ben Niism Seyyidiyim .. " ifadesi için bkz. Şemseddin Sa-mi, Kamus-i Türki, Il, 7555; Seyyid; kelime olarak, "Efendi", "ağa", "bey", "Mevla", "ileri gelen", "baş" ve "reis" demektir. "Seyyidü's- Sekaleyn", "Seyyidü'l- Enam" "Seyyidü'l- Enbiy_ii" terkibie-rinde Hz. Peygamber'i tavsif eder. Bu adlar ve unvanlar Hz. Peygamber içindirler. Peygamber Efen-dimiz'in nesebine mensup olanlara da seyyid denir. Aynca bkz, Heyet, Osmanlıca Türkçe Ansiklo-pedik Büyük Lügat, TÜRDAY Yay., İst., 1985, s. 879. Pakalm, M. Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, I- III, MEB Yay., İst., 1983, III, 2000; Sertoğlu, Mithat, Osmanlı Tarih Lüga-ti, Enderun Yay., İst., 1986, s. 313.

    61) Ateş, Süleml ve Tasavvufi Tefsiri, s. 226; Hz. Peygamber'in "Seyyid-i Beni Adem" adı için bkz. Mansur Ali Nastf, Et-Tae, III, 227.

    62) EI-Hiizin, Meema'u't-Tejasir, (Medtiriku't-TenzU), V, 195; Krş. İmam Kastaliint, a.g.e., I, 198; Man-sur Ali Nasif, et- Tae, III, 228 vd. Buhari, IV, 66; Elmalılı, a.g.e., VI, 4066, 4068; Hz. Peygamber'in kimi adiari için bkz.

    63) Alilsi, Ruhu'/- Me'ani, XXII, 211; XXIII, 142.

    64) İmam Kastaliint, a.g.e.,I, 207; El-Hiizin, Meemau't- Tefasir (Medtiriku't-Tenzil, Envaru't-Tenzll), V, 195.

    65) Bu görüş hakkında geniş bilgi için Bkz. İbn-i Kesir, Tejsiru'l- Kurani'l- 'Azim, IV, 19-20; EI-Hiizin, Meema'ut- Tefaslr (Envaru't-Tenzil, Medariku't-Tenzil, Lübiibu't-Te'vil), V. 195, 251; İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu'l-Beyan, I-XI, İst., 1330, II, 24; Alilsi, Ruhu'/- Me'ani, XIII, 141-142; Buhart, IV, 206.

    \'

  • D01777c8s18y2004.pdf 24.02.2010 15:00:34 Page 154 (1, 1)

    1

    1.

    294 1 Doç. Dr. Murat SARICIK------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

    2) İkinci görüş: Bu görüş Yasln'e: "Ey Seyyid, ey Seyyidü'l-Beşer, Ey İnsan, Ey Ra-cülladam ve Ey Muhammed" manasını yükler. Bu görüş, Rasfilullahın hadis-i şerifte ge-çen adlarından biri olan Yasln'e bu maniiiarın verilmesinden kaynaklanmaktadır. Aynca Hz. Peygamber; bizzat kendisinin Seyyid-i Beni Adem olduğunu açıklamıştıı~6.

    Çünkü, "Seyyid" denilince ilk olarak seyyidlerin ve şeritlerin, en şerefiisi olan Ra-sO.lullah akla gelir. Mevahib'te belirtildiğine göre onun Seyyid adından başka, bu kelime ile tamlanan beş meşhur adı daha vardır: Seyyidii Veled-i Adein, Seyyidü'l-Mürseltn, Sey-yidu'n-Nas, Seyyidü'l-Kevneyn Seyyidü's-Sekaleyn ve Seyyid-i Kainat gibi67.

    . Seyyid kelimesi, çocukluklanndan itibaren Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin için de birer unvan olarak kullanılmıştır68. Diğer yandan kfu:ıiil manadaki "İnsan" ve "Racül", İn-· san-ı Kamil, Rehber-i Ekmel, Habibullah ve insanlığa en iyi örnek, yani Üsve-i Hasene Hz. Muhammeddir. Yasin; Seyyid-i Kilinat olan Hz. Muhammed (s.a.v.) veya onun ad-larından biri olarak alındığı takdirde, Yasin veya Al-i Yasin, Rasfilullahla ilgili olmakta-dır. Bu sebepten Saffat Suresi 130. ayetine; Hırzu'l- Mülukteki yorumu hatırlatan ve ona tetabuk eden maniilar verilmiştir.

    Taberi'ye göre; bir kimsenin iili; onun tablleri, kavmi ve dini üzere bulunanlar olarak kabul edilirse; Al-i İbrahim, Al-i İmran, Al-i Yas'in ve AI-i Muhammed'den murat tüm müminlerdir69. Bir görüşe göre "Yasfn Kur' andır" Al-i Yasfn de Kur'an ehli kimseler, yani Muhammed ümmetinden olanlardır.

    Bir göriişe göre de. bütün mürninler değiL onlann 'hanssı ve ınüttakileri, Al-i Ya-sln'den, yani Al-i Muhammeddendirler70.

    "Yasin"e, Muhammed manası verildiği takdirde, Al-i Yasin, Hırzu'l-Müluk'te belir-tildiği gibi, "Al-i Muhammed" olur. Burada ilk akla gelen de Seyyyidü'l- Kevneyn'in soyundan olanlardır. Bu takdirde ayetin manası "Al-i Muhammed'e selam olsun" de-mektir ki, gerçekten bu Evliid-ı Resul için bu, büyük bir tazim ve tekrimdir.

    "İl" ile "Ytisfn "in Hz. Osman Mushaf'ında ayn iki kelime halinde yazılması ve ba-zı kıraat imamlarınca "Al-i Yasfn" şekliyle okunması; Yasin ve iii hakkında farklı görüşlerin ortaya çıkmasındaki arnillerden birisidir71. Muhammed b. Hanefiyye'ye göre "Ya-

    66) Mansur Ali Nasif, et-Tae, III, 230.

    67) İmilın Kastalaru, a.g.e., I, 200; krş. Seyyid Eş-Şablanci, Niiru'l- Ebsar, s. 25, 27; EI-Munavi, Fey-zu'l- Kadlr, III, 41-42; IV, 118, 123, 152; Mansur Ali Nasif, et-Tae, III, 227; Şemseddin Sami, Ka-miis-ı Türk!, I-II, İkdam Matbaası, İst, 1317, II, 755.

    1

    ı 1

    -ı:

    68) Seyyid Eş-Şablanci, Niiru'l- Ebsar, s. 119, 125; Alauddin Ali, Kenzu'l- Ummô./, XII, 119; El- Hey-temi, 'es-Sava 'ık, s. 136, 189; İbni Mace, Sunen, I, 44; EI-Munavi, Feyzu' l- K adir, VI; 151; Sarı cık, 'i• a.g.e., s.ll7; Şemseddin Sami, a.g.e., II, 755.

    69) et-Tabcri, Camiu '1- Beyan, III, 234; Krş. Hak Dini, I]I, 109; Şem~eddin Sami, a.s...e., I, 47; AI; "ai-le", "evlad", "çoluk çocuk" manasma geldiği gibi, "Al-i N ebi", "Al-i Resul" ve "Al-i Aba" gibi ter-kiplerde Hz. Peygamber soyunu ifade eder. "Al-i Osman", Osmanlı Hanedam demektir.

    70) Alilsi, Şihabuddin es--Seyyid Mahmild, Riihu'l-Me'ani, I-XXX, Beyrut, ty.XXIII, 142; El-Hazin, El-Hazin, Mecmau~- Tefô.slr (Lübô.bu't-Te'vU, Envaru't-Tenzll), V, 251; Elmalılı, a.g.e., Hak Dini, VI, 4068.

    71) İbn-i Kesir, Tejsiru'l Kurani'l 'Azim, IV, 20; El-Hazin, Mecmau~- Tefô.s!r (Lübô.bu~-Te'vU, Enva-ru'ı-Tenzll), V, 252.

  • D01777c8s18y2004.pdf 24.02.2010 15:00:34 Page 154 (1, 2)

    )'

    HIRZU'L-MÜL0K'E GÖRE AL-İ RES0L'ÜN MAKAM VE MERTEBE YÜCELİGİNE DELİL SA YILAN, AHZAB 33. VE sAFFAT 130. A YETLERİ-- 295

    sfn, ya Muhammed!" demektir72. Aı-i Yasin de onun Alidir. Çünkü İbn-i Abbas'tan ri-vayet edildiğine göre, Resul-i Ekrem şöyle buyurmuştu: "Selamün 'ala 'Al-i Yasfn= Biz Al-i Muhammed, Al-i Yasfndir13. H. Mülukte bu görüşü alınmış ve İbn-i Abbas'ın adı zikredilerek: "Al-i Yasin'den murad Al-i Muhammeddir" denilmiştir74. Yukanda ifade ettiğimiz gibi "Yasfn"e seyyid, racül, insan ve Rasfilullah'ın bir adı olarak mana verilir-se, "Al-i Yasfn" AI-i Muhammed, yani seyyidler olacaktır.

    Elınalılı, Aı-i Yasinin ayn ayn yazılınasında bir tevriye olduğunu söyler. Tevriyeli anlatıma göre, burada "Selam İlyas'a" denilirken, "Selam Al-i Muhammed' e" manasına bir tevriye kast olunarak, "Al-Yasfn" buynılınuştur75.

    Ruhu'l-Me'anf'de yer alan ve konuyla ilgili olarak geçen bir şiir de, AI-i Yasin'i Al-i Resul olarak alır:

    "Ya nefsi, la tahmud bi'l-Vüddi cahideten;

    'Ale'l-Meveddeti illa Ale Yasfna"

    "Ey nefis Al-i Yasfn haric, meveddet isteyerek sevgi arzu/ama. "76 Burada Şura Sü-resi 23. ayetine de işaret edilerek, sevgisi çok arzulanacak kimselerin ancak Al-i Yasfn, yani Ehl-i Beyt olduğu ifade edilınektedir.

    C. OsmanWarda AI-i Taba ve AI-i Yasin Ünvaniarı Osmanlılarda Al-i Tilhfi ve Al-i Yas1n Jakapları Haseni ve Hüseyn1nesil için kullanı

    lırdı. On altıncı asırda, yani siyasetnamenin kaleme alındığı çağda Hz. Fatıma Nes-li'nden olan Osmanlı Naklbü'l-Eşraflannın unvanlan şu şekildeydi:

    "Nikabet-Penah, Necabet-destgah, Kıdvetu'l-Eşraf ve's-Sadat, Menba'u's-Siyadeti ve's- Sa'adat, Şereju'd- dünya ve'!- Ukba, Mahzar-ıfehvô.y-ı 'İle'l-Meveddet'efi'l-kurba', Mahzar-ıAl-i Taha ve Yasfn, Semere-i Şecere-i 'Vema Erselnake illa rahmeten li'l-alemfn', el-muhtassu bi mezfd-i 'inayet-i'l-Melikin-Nasır, südde-i sa'adtimde Nakfbu'l-Eşraf olan Mevlana ... "77

    Osmanlılarda sadece Naklbü'l Eşriiflara değil, seyyidlere hitaben yazılacak resmi ya-zılarda da, Al-i Taha ve Yasfn unvanı kullanılırdı. Bir Osmanlı belgesinde; "Sadata el-kab böyle yazılur" denildikten sonra, lakaplar 1 unvanlar şöyle sıralanır:

    72) İmam Kastaliini, a.g.e.,I, 207; El- Heyterni, es-Sava'ık, s. 146.

    73) Alusi, Ruhu'/- Me'anl, XXIII, 142; İbn-i Kesir, Tefsiru'l- Kurani'l 'Azim. IV, 20; El-Hazin, Mec-mau't-Tefaslr (Lübiibu't-Te'vU) V, 251; Şeker, Mehmet, Gelibolulu Mustafa All ve Meva'ıdü'n- Ne-faisfl- Kavaidi'l- Meciilis, TTK Yayınlan, Ank., 1997; s. Ali, seyyidler konusuna; "Sultanu'l- Mür-selin, Mesned-i AI-i Taha ve Yasin ... " diye Hz. Peygarnber'i tavsif ederek girmektedir.

    74) Hırzu'l-Müluk, vr. 62/b. 75) Elrnalılı, a.g.e., VI, 4068; Saffetü't- Tefaslr, III, 43; konu hakkındaki görüşlere bkz. 76)•Afusi, Ruhu'l- Me'an'i, XXII, 211.

    77) Feridun Bey, Mecmuatu Münşeati's-Selatln, I-II, İst, 1264, I, ll; İbnu'l-Hüseyni, Ahmed el-Muh-ta.r, Hanedan-ı Seyyidi'l-Beşer, İst., 1327, s. 32; Gelibolulu Mustafa All ve Meva'ıdü'n- Nefais fl-Kavaidi'l- Mecalis, s. 310; Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Mekke-i Mükerrme Emirleri, TTK Yay., 1984, s. 1.2.

    ı'

    /.

  • D01777c8s18y2004.pdf 24.02.2010 15:00:34 Page 155 (1, 1)

    296 1 Doç. Dr. Murat SARICIK------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

    "Kıdvetu's- Sfıdiitı'l-'Iziim, Umdetü'l- Etkıyiii'l- Fihfım, İjtihfıru Al-i Tiihfı ve Yasfn, Sülfıle-i Seyyidi'l-Murselfn, el-Muhtass bi mezfd-i İnfıyeti'l-Meliki'l-Mu'fn, Seyyid Fü-lfın, Zfdet Siyiidetuhü, Tevldu'r-Refiu'l-Humiiyün vaszl oluncak ma'lum ola ki .. "78

    Görüldüğü gibi, sadatdan, yani Hz. Fatıma Soyundan birine, bir sebeple tevki/beraat yazılacağında, bu tür hitap unvanıarı kullanılacağı belirtilmektedir. Bir başka vesikada: _..1 "Hitabu's-Sadat" başlığı altında, seyyidler için kullanılacak unvanlar şöyle formüle edil-miştir:

    "Cenab-ı Emfr-i Mükerrem ve Şerif-i Muhterem ve Merkez-i Daire-i Siyiidet ve Meh-bit-i Nokta-{Keramei, Nür-ı Hadflca-ı Rasul ve Nür-ı Hadfka-ı MakbUl, Gurretu 'Ayni'n Nebiy, Kıldetü Kebfreti'l-Vefii, Sultiinu'l-Bekii fi'l-iilem, Ahiebu ve Ensabu Evliidi'l-Adem, Furuğ-ı Biihire-i Nur-ı Dfde-i Maziiğ-ı Cemal, Cehre-i Yasfn ve Tiihii, 'Izzu'l-Mütte'al"79

    1) Burada şerif ve emir unvanıarından anlaşılacağı gibi, hitaplar Hz. Fatıma Nesli için, Osmanlılarda kullanılan unvanlardı. "Cehre-i Yiisfn ve Tiihii" daki Yasin ve Taha; . , Peygamberin s.a.v. birer adı olarak alınmış ve seyyidlerin; onun görünüşünü, şel}lini ve .f? ı çehresini hatırlattığı ifade edilmiştir. ·

    2) "Mahzar-ı Al-i Tiihii ve Yiisfn" terkibinde de, Taha ve Yasin un vanları sahibi olan Rasfilullah Soyu'na mensı,ıbiyetin; seyyidlerde açıkça görüldüğü belirtilmiştir.

    Şu halde Saffat Süresi 130 ve Yasin Silresi 1. ayetinde geçen "yiisfn" kelimesi. Os-manlılarda bir gelenek ularak daha çok seyyidlerle ilgili maniliara çekilmiş ve Al-i Ya-sin terkibi, onlara unvan olarak verilmiştir. Hırzu'l-Müluk'te, "Al-i Yasfn':e verilen ma-na da bunu göstermektedir.

    Sonuç Hırzu '1- Mülük müellifıne göre, Ahzab suresi 33. ayeti ve Saffat silresi 130. ayeti Al-

    i Resulün mertebe yüksekliğine iki önemli delildir. Ahzab suresinin mezkur ayetine gö-re Ehl-i Beyt-i Nebi pak ve temizdir ve bu ayet-i kerime Ehl-i Beyt hakkında nazil ol-muştur. Müellifın ayeti yorumlarken Ehl-i Beyti "masum" addetuıesi, Sünni bakış açısından ziyade, Şii bakış açısını yansıtır. Hırzu '1- Mü !U k müellifı aynca, ay etin tefsirler-de yer alan nüzul sebebini anlatırken, Resul-i Ekrem'in s.a.v. iki önemli unvanı olan "Habib" ve "Ekrem" adlarını da anmakta ve konu üzerinde durulurken aynı anlamda kullandığı "Al-i Beyt" ve "Ehl-i Beyt" terkipierine yer vermektedir.

    Müellife göre Saffat suresi 130, ayeti de Al-i Beytin faziletine delalet eder. Tefsirler-de yer aldığı şekilde bazı müfessirlere göre, Al-i Yasi'nden murat AI-i Muhamıneddir. Müellif de bu görüşe katılır. Buna göre ilgili ayet-i kerimede yüce Allah, Al-i Muham-med'e selam etmektedir. Bu durum, onlar için büyük bir tazim ve tekrimdir. Aynca ayet-i kerimenin bu tür yorumu esas alınarak, Osmanlılarda Ehl-i Beytten olanlar (Seyyidler ve Şerifler) "Al-i Yiisfn" diye anılırlar.

    78) Muharreriit-ı Resnıiye Siiretleri, Ktb. TY. nr. 228, vr. 99/a.

    79) Münşeiit-ı Kadime, İ.Ü. Ktb. TY. nr. 3176, 66/a; Krş. Münşeiit-ı Kadime, İ.Ü. Ktb. TY.m. 3165, vr. 74/a; Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Mekke-i Mükerreme Emirleri, TIK Yayınlan, Ank., 1984, s. 31-34. i

    ..,1

    j