a.kararlar ve anayasa hükümleri doğrultusunda, bir mahkeme değil fakat uyumazlığı çözen...

13
1 TÜKETİCİ İŞLEMİNDEN KAYNAKLANAN İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA GÖREVLİ MERCİİ SORUNU A. ĠNCELEME KONUSU KARAR Yargıtay 13. HD, 06.06.2008, E. 2008/4346 K. 2008/7975 “Davacı, davalının ödemediği 5 adet telefon faturasından doğan toplam 218,30 YTL borcunun ödenmesi için Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü‟nde 2006/3726 Esas sayılı dosyasıyla takip başlatmıştır. Davalının takibe itiraz etmesi üzerine davacı, itirazın iptali davası açmış ve mahkemeden itirazın iptali, takibin devamı ve ayrıca alacağın %40‟ ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı davada cevap vermemiştir. Mahkeme itirazın iptali davasını kabul etmiş, itirazın iptaline, 218,30 YTL asıl alacak ve faizler için takibin devamına, asıl alacak miktarı üzerinden %40 oranında inkar tazminatına hükmetmiştir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 Sayılı Kanunla değişik m. 22/5‟ e göre değeri 500 YTL„ nın altındaki uyuşmazlıklarda hakem heyetine başvurulması zorunludur. Tüketici Hakem Heyeti kararlarına karşı Tüketici Mahkemelerine itiraz edilebilir, mahkemenin vereceği karar kesindir. Bu hükme göre dava tarihi olan 2007 yılı için 792,12 YTL‟ nin altında olan uyuşmazlıklar için hakem heyetine Başvurmadan dava açılamaz. Dava konusu olayda asıl alacak miktarının kanunda belirtilen miktarın altında olduğu ve davacının hakem heyetine gitmeden doğrudan Tüketici Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda 4077 sayılı Kanundaki dava açma şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” B. OLAYIN ÖZETĠ Davacı, davalının ödemediği 5 adet telefon faturasından doğan 218,30 YTL borcu için ilamsız icra takibi başlatmıştır. Davalı takibe itiraz etmiş ve davacı itiraza karşı Tüketici Mahkemesi‟ nde itirazın iptali davası açmıştır. Mahkemeden itirazın iptali, takibin devamı ve %40 oranında inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir. Davalı cevap vermeyip davacı lehine hüküm kurulmuştur. Hüküm kanun yararına temyiz edilmiştir.

Upload: others

Post on 08-Jan-2020

15 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: A.kararlar ve Anayasa hükümleri doğrultusunda, bir mahkeme değil fakat uyumazlığı çözen alternatif kurumdur. Bu durum özellikle, İcra İflas Kanunu anlamında itirazın

1

TÜKETİCİ İŞLEMİNDEN KAYNAKLANAN İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA

GÖREVLİ MERCİİ SORUNU

A. ĠNCELEME KONUSU KARAR

Yargıtay 13. HD, 06.06.2008, E. 2008/4346 K. 2008/7975

“Davacı, davalının ödemediği 5 adet telefon faturasından doğan toplam 218,30 YTL

borcunun ödenmesi için Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü‟nde 2006/3726 Esas sayılı dosyasıyla

takip başlatmıştır. Davalının takibe itiraz etmesi üzerine davacı, itirazın iptali davası açmış ve

mahkemeden itirazın iptali, takibin devamı ve ayrıca alacağın %40‟ ı oranında icra inkar

tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

Davalı davada cevap vermemiştir.

Mahkeme itirazın iptali davasını kabul etmiş, itirazın iptaline, 218,30 YTL asıl alacak

ve faizler için takibin devamına, asıl alacak miktarı üzerinden %40 oranında inkar tazminatına

hükmetmiştir.

4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 Sayılı Kanunla değişik

m. 22/5‟ e göre değeri 500 YTL„ nın altındaki uyuşmazlıklarda hakem heyetine başvurulması

zorunludur. Tüketici Hakem Heyeti kararlarına karşı Tüketici Mahkemelerine itiraz edilebilir,

mahkemenin vereceği karar kesindir. Bu hükme göre dava tarihi olan 2007 yılı için 792,12

YTL‟ nin altında olan uyuşmazlıklar için hakem heyetine Başvurmadan dava açılamaz. Dava

konusu olayda asıl alacak miktarının kanunda belirtilen miktarın altında olduğu ve davacının

hakem heyetine gitmeden doğrudan Tüketici Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığı

anlaşılmaktadır. Bu durumda 4077 sayılı Kanundaki dava açma şartı gerçekleşmediğinden

davanın reddine karar verilmesi gerekirken hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.”

B. OLAYIN ÖZETĠ

Davacı, davalının ödemediği 5 adet telefon faturasından doğan 218,30 YTL borcu için

ilamsız icra takibi başlatmıştır. Davalı takibe itiraz etmiş ve davacı itiraza karşı Tüketici

Mahkemesi‟ nde itirazın iptali davası açmıştır. Mahkemeden itirazın iptali, takibin devamı ve

%40 oranında inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir. Davalı cevap vermeyip davacı

lehine hüküm kurulmuştur. Hüküm kanun yararına temyiz edilmiştir.

Page 2: A.kararlar ve Anayasa hükümleri doğrultusunda, bir mahkeme değil fakat uyumazlığı çözen alternatif kurumdur. Bu durum özellikle, İcra İflas Kanunu anlamında itirazın

2

C. MERCĠ KARARLARI

1. Yerel Mahkeme Kararı

Yerel Mahkeme, itirazın iptali talebinin kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına

ve inkar tazminatına hükmetmiştir.

2. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Kararı

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, HUMK m. 427/6‟ ya dayalı kanun yararına bozma

isteğini kabul etmiştir. Kararı bozarken dayandığı gerekçe:

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 sayılı Kanunla değişik m.

22/5‟ e göre değeri 500 YTL „ nin altında bulunan uyuşmazlıklarda hakem heyetine başvuru

zorunludur. Bu hüküm uyarınca 4077 sayılı kanunun uygulamasından kaynaklanan ve değeri

kanunda belirtilen sınırın altında olan uyuşmazlıklarda hakem heyetine başvurulmadan

doğrudan Tüketici mahkemelerinde dava açılamaz. Dava konusu olayda asıl alacak miktarı

218,30 YTL‟dir. Davanın açıldığı 2007 yılı itibariyle kanundaki sınır 792,12 YTL‟ dir ve bu

sınırın altında olan olayımızdaki miktar açısından dava açabilme şartı gerçekleşmediğinden

hakem heyetine gidilmesi gerekirdi.

D. YASAL DÜZENLEMELER IġIĞINDA ĠNCELEMELER

1. Hukuki Sorun

Yukarıda verilen olay ve yargı mercilerinin kararları incelendiğinde tartışılması

gereken temel sorunlar, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun metninde atıf yapılan

parasal sınır ve davanın miktarı dikkate alındığında

1. Yapılan icra takibine itirazın iptali talebinin İcra İflas Kanunu1 hükümleri dikkate

alınarak dava konusu miktara bakılmaksızın doğrudan Tüketici Mahkemesinde talep edilip

edilemeyeceği

2. Dava konusu miktarın bağlayıcılık sınırının altında olması sebebiyle yapılan icra

takibine itirazın iptali talebinin doğrudan Tüketici Mahkemesinde talep edilemeyeceğinin

1 Metnin devamında İİK olarak ifade edilecektir.

Page 3: A.kararlar ve Anayasa hükümleri doğrultusunda, bir mahkeme değil fakat uyumazlığı çözen alternatif kurumdur. Bu durum özellikle, İcra İflas Kanunu anlamında itirazın

3

kabulü halinde, itirazın iptalinin Tüketici (Sorunları) Hakem Heyetinden istenip

istenemeyeceği2 etrafında toplanmaktadır.

2. Ġlgili Yasal Düzenlemeler

Yargıtay kararının verildiği dönemde yürürlükte olan 4077 sayılı Tüketicinin

Korunması Hakkında Kanun3 m. 2‟ye göre, mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin

taraflardan birini oluşturduğu her türlü hukuki işlem bu kanuna tabiidir. Olayımızdaki

uyuşmazlık, tüketici ve sağlayıcı arasındaki hizmet bedelinin tahsiline ilişkin olduğundan bu

kanuna tabiidir.

TKHK‟den doğan uyuşmazlıklarda başvurulacak başlıca merciiler, Tüketici

Mahkemesi ve hakem heyetidir. Gerek Tüketici Mahkemesine gerekse TSHH‟ ye yalnızca

tüketici değil aynı zamanda satıcı veya sağlayıcı da başvurabilir.4 Ele alınan kararda bir

sağlayıcı ve bir tüketici vardır. Aralarındaki işlem tüketici işlemidir. Kanunun kapsamının

belirlendiği 2. madde gereği tüketici işleminden doğan alacağını talep eden ve tüketici

işleminin tarafı olan sağlayıcının, TSHH veya Tüketici Mahkemesi‟ne başvurması yerindedir.

Tüketicinin taraf olduğu hukuki işleme dair doğacak uyuşmazlığın çözümü için

gidilecek kanun (olayın geçtiği dönem için) 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında

Kanundur. Kanunda, tüketici sözleşmesinden doğan uyuşmazlığın hangi merciide

görüleceğine ilişkin madde 22‟de bir ayrıma gidilmiştir. Tüketici Sorunları Hakem

Heyetlerini düzenleyen 22. maddenin 5. fıkrasına göre;

“Değeri beşyüz milyon liranın altında bulunan uyuşmazlıklarda tüketici sorunları

hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar

tarafları bağlar. Bu kararlar İcra ve İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi

hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar bu kararlara karşı onbeş gün

içinde tüketici mahkemesine itiraz edebilirler. İtiraz, tüketici sorunları hakem heyeti

kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep edilmesi şartıyla hakim, tüketici sorunları

hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Tüketici sorunları hakem

heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar

kesindir.

2 4077 sayılı Kanun‟ da “Tüketici Sorunları Hakem Heyeti” ibaresi, 6502 sayılı Kanun‟ da “Tüketici Hakem

Heyeti” şeklinde değiştirilmiştir. İncelediğimiz karar 4077 sayılı Kanun döneminde verildiğinden kısaltılarak

TSHH şeklinde ifade edilecektir. 3 Metnin devamında TKHK olarak ifade edilecektir.

4 Y. 13. HD. 6.7.2006, E. 2006/7971 ve K.2006/1121 , www.kazanci.com.tr, E.T: 13.10.2014

Page 4: A.kararlar ve Anayasa hükümleri doğrultusunda, bir mahkeme değil fakat uyumazlığı çözen alternatif kurumdur. Bu durum özellikle, İcra İflas Kanunu anlamında itirazın

4

Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri Yönetmeliği 2. maddesinde ise

“Bu Yönetmelik, Kanunun 25 inci maddesinde cezai yaptırıma bağlanmış hususlar

dışında, tüketiciler ile satıcı ve sağlayıcılar arasında çıkan uyuşmazlıkları kapsar.”

düzenlemesi yer alırken, hakem heyetlerinin kuruluşu ve görev alanının düzenlenirken 5.

maddesi altında ise “Tüketiciler ile satıcı ve sağlayıcılar arasında çıkan uyuşmazlıkları

çözümlemek amacıyla veya tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebilecek kararları

almak üzere il ve ilçe merkezlerinde hakem heyetleri kurulur.” olarak belirtilmektedir.

Yukarıdaki düzenlemelerden hareketle, tüketici işleminden doğan, kanunda atıf

yapılan parasal sınırın altında kalan uyuşmazlıklarda hakem heyetine gitmek gereklidir.

Ancak uygulamada itirazın iptali davasında hakem heyetlerinin görevli olup olmadığı hususu

tartışmalıdır.

İtirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanununda düzenlenmiştir. Kanunun 67/I

maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene

içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle

itirazın iptalini dava edebilir.”

düzenlemesi yer almaktadır.

Tüketici işleminden doğan alacaklardan kaynaklı itirazın iptali davası/talebi

bakımından uygulamada karşılaşılan durum kimi zaman hakem heyetinin itirazın iptali

yönünde gelen talepleri inceleyip karara bağlama hususunda kendisini görevli görmemesi ve

fakat diğer taraftan tüketici mahkemesinin de önüne gelen uyuşmazlıklarda görevsizlik

sebebiyle davayı reddetmesidir. Hakem heyetleri nezdinde karşılaşılan bu durum esasen,

hukuki niteliği itibari ile hakem heyetlerinin mahkeme olarak kabul edilip edilmediğine ve

başlamış olan icra prosedüründe işlemlerin hukuka uygunluğunun denetlendiği anlamına gelip

gelmediğine açıklık getirmek suretiyle değerlendirilebilir.

3. Ġtirazın Ġptali Davası

Alacaklının para alacağını tahsil etmek için borçluya karşı ilamsız takip yollarından

birine başvurması halinde, borçlu İİK m. 62-66‟ ya dayanarak ödeme emrine itiraz edebilir ve

takibi durdurabilir. Takibin devam edebilmesi için, alacaklı İİK‟ nın 67. maddesinde

düzenlenen itirazın iptali davasına başvurabilir. İİK m. 67/1‟ de “ Takip talebine itiraz edilen

alacaklı, itirazın tebliğinden itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler

Page 5: A.kararlar ve Anayasa hükümleri doğrultusunda, bir mahkeme değil fakat uyumazlığı çözen alternatif kurumdur. Bu durum özellikle, İcra İflas Kanunu anlamında itirazın

5

çerçevesinde alacağın varlığını ispat ederek itirazın iptali davası açabilir.” olarak

belirtilmiştir.

İtirazın iptali davasının hukuki niteliği doktrinde tartışmalıdır. KURU‟ya göre

davanın konusu, itirazla takibi duran ve en başta takibine girişilen alacaktır. Bu nedenle

itirazın iptali hukuki niteliği itibariyle bir eda davasıdır.5 Karşıt görüşe sahip MUŞUL ise

itirazın iptali davasının bir takip hukuku kurumu olduğunu ve bu davayla asıl amaçlananın

duran takibin devam etmesi olduğunu savunur.6 Yani mahkeme hükmünde bir eda emrinin

yer alması gerekli değildir, burada bir tespit hükmü verilmelidir. Ancak doktrinde ağırlık

bulan görüş itirazın iptalinin hukuki nitelik itibariyle bir eda davası olduğu yönündedir. Ancak

Yargıtay‟ın her iki görüşte de kararları mevcuttur. 7

İtirazın iptali davasının tüketici uyuşmazlıklarındaki durumu ise ikili bir ayrımla ele

alınmalıdır. Konusu TKHK m.22‟ de öngörülen meblağın üstündeki uyuşmazlıklar

bakımından Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Yani bu meblağın üzerindeki alacaklar

bakımından itirazın iptali için İİK. m. 67‟ye dayanılarak Tüketici Mahkemesi‟ne

başvurulabilir. Ancak kanunda öngörülen meblağın altında kalan uyuşmazlıklar bakımından

itirazın iptali talebinin TSHH‟ ye yapılıp yapılamayacağı hususu tartışılabilir. Zira bu noktada

TSHH‟nin mahkeme niteliğinde olmadığı gündeme gelecektir. Bu nedenle bu konuya açıklık

getirmek gerekmektedir.

4. Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin Hukukumuzdaki Yeri

A) KuruluĢu

Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin kuruluş amacı, Tüketici Mahkemelerinin ağır

iş yükünü hafifletmektir. hakem heyetinin oluşum şekli 4077 sayılı Kanun m. 22‟de genel

hatları ile belirtilmiş ancak asıl detaylı düzenleme 01.08.2003 tarihinde 25186 sayılı Resmi

Gazete‟de yayımlanan ilgili yönetmelikte yapılmıştır. Tüketicinin Korunması Hakkında

Kanun‟un 22/I maddesi hükmüne göre;

5 B. Kuru (2004). İcra ve İflas Hukuku El Kitabı. İstanbul: Türkmen Kitabevi, s. 219.

6 T. Muşul (2013). İcra ve İflas Hukuku, Cilt 1. Ankara: Adalet Yayınevi, s. 380.

7 Y. 4.HD. 8.6.1990, E. 1989/10029, K. 1990/4992 (YKD., Ağustos 1990/8, s.1152-1153) ; Y. 19. HD.

1.7.1994, E. 1994/5279, K. 1994/7130 (YKD., Ocak 1996/1,s. 83-84); Y. HGK., 3.5.2006, E. 2006/19-260, K.

2006/251.

Page 6: A.kararlar ve Anayasa hükümleri doğrultusunda, bir mahkeme değil fakat uyumazlığı çözen alternatif kurumdur. Bu durum özellikle, İcra İflas Kanunu anlamında itirazın

6

“Bakanlık, il ve ilçe merkezlerinde, bu Kanun’un uygulanmasından doğan

uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacı ile en az bir tüketici sorunları hakem heyeti

oluşturmakla görevlidir.”.

Aynı husus Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri Yönetmeliği 5. maddede;

“ Tüketiciler ile satıcı ve sağlayıcılar arasında çıkan uyuşmazlıkları çözümlemek

amacıyla veya tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebilecek kararları almak üzere

il ve ilçe merkezlerinde hakem heyetleri kurulur.” şeklinde ifade edilir.

B) Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin ve Verdiği Kararların Hukuki Niteliği

Anayasa Mahkemesi‟nin, TSHH ile ilgili verdiği kararlardan, heyetin mahkeme mi

yoksa alternatif bir uyuşmazlık çözme mercii mi olduğuna ulaşılabilir. Mahkemenin verdiği

27 Aralık 2007 tarihli ve 26739 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanan kararına göre;

“Bu nedenlerle başvuran Tüketici Sorunları Hakem Heyeti "mahkeme" niteliği

taşımadığından, itirazın başvuranın yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.”

Söz konusu kararda Anayasa Mahkemesi, “yargı yetkisini Türk Milleti adına

kullanacak olan bir merciin mahkeme olarak kabul edilmesi için kuruluşu, görev ve yetkileri,

işleyişi ve yargılama usullerinin yasayla düzenlenmesi, karar organlarının hakimlerden

teşekkül etmesi, yargılama tekniklerini uygulayarak ve genelde dava yolu ile uyuşmazlıkları

ve anlaşmazlıkları çözümlemekle görevli olması, görev yapan üyelerin atanmalarının, hak ve

ödevlerinin, emekliye ayrılmalarının, Anayasa'nın öngördüğü mahkemelerin bağımsızlığı ve

hakim teminatı esaslarına göre düzenlenmiş olması ve Anayasa'da sayılan ve başında bir

yüksek mahkemenin bulunduğu yargı düzenlerinden birinde yer alması” gerekliliğini gerekçe

göstermiştir.

Devamında da TSHH için; “4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un

değişik 22. maddesine göre, illerde Sanayi ve Ticaret İl Müdürü veya görevlendireceği bir

memur, ilçelerde kaymakam veya görevlendireceği bir memur başkanlığında, belediye, baro,

ticaret ve sanayi odası ile esnaf ve sanatkar odası ve tüketici örgütlerinden seçilerek

görevlendirilecek beş kişiden oluşmaktadır. Buna göre, Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri,

yargı organlarının ve mensuplarının Anayasa'da belirtilen niteliklerine sahip değildirler.”

şeklinde belirtilmiştir..

Page 7: A.kararlar ve Anayasa hükümleri doğrultusunda, bir mahkeme değil fakat uyumazlığı çözen alternatif kurumdur. Bu durum özellikle, İcra İflas Kanunu anlamında itirazın

7

Mahkeme olmadığı açık olan Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri, devlet yargısına

alternatif oluşturan bir uyuşmazlık çözüm mercii olarak hukukumuza girmiştir.8 Ancak

TSHH‟ler, asıl olarak Tüketici Mahkemeleri‟nin iş yükünün hafifletilmesi amacına yönelik

kurulduklarından, alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olarak nitelendirmenin yeterli

olmayacağını savunan görüşler de mevcuttur9. Uyuşmazlıkları çözmek için kurulan alternatif

merciiler, Anayasa Mahkemesi tarafından hukuka uygun bulunmuştur. Mahkeme, 03.03.2004

tarihli ve E.2003/98, K.2004/31 kararında alternatif yöntemlerden şu şekilde bahsetmiştir:

“Anayasa'nın 141. maddesiyle de davaların en az giderle ve mümkün olan süratle

sonuçlandırılması görevi yargıya verilmiştir. Bu görevin ağır iş yükü altında yerine

getirilmesi zorlaştıkça, uyuşmazlıkların çözümü için alternatif yöntemlerin yaşama

geçirilmesi, yargıya ilişkin anayasal kuralların etkililiğinin sağlanması bakımından gerekli

görülebilir. Bu durumda yasakoyucu, taraflara görevli ve yetkili mahkemeye başvurmadan

önce aralarındaki uyuşmazlığı kısa sürede çözmek üzere baro hakem kuruluna başvurma

yükümlülüğünü getirebilir.”

Bu karar çerçevesinde, tüketicilerle satıcılar veya sağlayıcılar arasındaki

uyuşmazlıkların, henüz mahkemeye intikal etmeden ve davaya dönüşmeden; hakim sıfatını

taşımayan bağımsız üçüncü kişiler tarafından çözüme bağlanmasının, TSHH‟nin kuruluş

amacı ile örtüştüğü anlaşılmaktadır10

Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri, yukarıda belirtilen

kararlar ve Anayasa hükümleri doğrultusunda, bir mahkeme değil fakat uyuşmazlığı çözen

alternatif kurumdur.

Bu durum özellikle, İcra İflas Kanunu anlamında itirazın iptalinin bir dava olarak ileri

sürülebileceğinin belirtilmesinden hareketle, TSHH nezdindeki yapılan işlerin bir dava olarak

nitelendirilememesi neticesinde hakem heyetlerinin itirazın iptali talepleri bakımından görevli

olmadıklarını ve esasa girmeksizin görev yönünden red kararı verebilecekleri ihtimalini

ortaya çıkarmaktadır.

E. GENEL DEĞERLENDĠRME VE SONUÇ

Yukarıdaki incelemeler ışığında, TKHK m. 22/5‟te öngörülen meblağ altında kalan

tüketici uyuşmazlıkları bakımından, itirazın iptali kararı için TSHH‟ ye başvurulup

8M. A. Tutumlu (2006). Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin Yapısı, İşleyişi, Sorunları ve Çözüm Önerileri.

Ankara: Seçkin Yayınları, s. 37. 9İ. Ermenek (2013). Yargı Kararları Işığında Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri ve Bu Alanda Ortaya Çıkan

Sorunlara İlişkin Çözüm Önerileri. Ankara: Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. 17, s. 574. 10

Tutumlu, s. 37.

Page 8: A.kararlar ve Anayasa hükümleri doğrultusunda, bir mahkeme değil fakat uyumazlığı çözen alternatif kurumdur. Bu durum özellikle, İcra İflas Kanunu anlamında itirazın

8

başvurulamayacağı ve mümkünse sürecin devamıyla ilgili farklı durumlar gündeme

gelecektir.

a. İlk ihtimal olarak, itirazın iptali için, tarafların Tüketici Mahkemesi‟ne gitmeden

doğrudan TSHH‟ nin görevli olduğunun kabul edildiği durum tartışılabilir. Bu halde

karşılaşılabilecek sorunlar şu şekildedir;

İlk sorun TSHH‟ nin verdiği itirazın iptali kararı icra müdürlüğüne takibin devamı için

götürüldüğünde icra müdürünün bu karara dayanarak takibi devam ettirip ettiremeyeceğidir.

Bu noktada icra müdürlüklerinin icra prosedüründeki görevleri incelenmelidir.

İcra dairesi, icra işlerinde birinci derecede görevli olan ve icra işlerinin idare edildiği

merciidir. İcra takibinde bulunmak isteyen alacaklı ilk önce icra dairesine başvurur. İcra

dairesi alacaklının alacağına kavuşması için, ödeme emrinin gönderilmesi gibi gerekli icra

takip işlemleri yapar. İcra dairesi icra takip işlemleri yanında hacizli mallar hakkında

muhafaza tedbirleri almak gibi tamamlayıcı başka işlemler de yapar11

.

İcra dairesi yaptığı kimi işlemlerde takdir yetkisi kullanırken kimi işlemlerindeyse

kullanamaz. Mesela takip talebi üzerine ödeme emri gönderme konusunda takdir yetkisi

yokken bir malın haczedilip haczedilemeyeceği konusunda takdir yetkisine sahiptir. İcra

müdürü kanun, tüzük ve yönetmelikle kendisine verilen görevleri yapıp yapmama konusunda

serbestiye sahip değildir. Kendisine yapılan her talep hakkında olumlu veya olumsuz bir

işlemde bulunmak zorundadır. Yaptığı işlemlerde daima icra mahkemesi denetimi

altındadır12

.

İcra müdürü, hukuk mahkemelerinin verdiği kararların yerine getirilmesinde, ceza ve

idare mahkemelerinin verdiği yargılama giderlerine ilişkin kararların yerine getirilmesinde,

ilam niteliğinde sayılan belgelerin yerine getirilmesinde, ilam veya ilam hükmünde belge

olmaksızın ilamsız takibin, ilamsız tahliyenin ve rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip

taleplerinin yerine getirilmesinde görevlidir13

. İcra müdürünün görevli olduğu işler

incelendiğinde, TSHH‟ nin vermiş olduğu itirazın iptali kararı ilam hükmünde olduğundan,

icra müdürünün bu karara dayanarak takibi devam ettirmek isteyen kişinin talebini dikkate

alması ve uygulamaya koyması gerektiği ortaya çıkmaktadır.

11

Kuru, s. 83. 12

Kuru, s. 84. 13

G. Topuz, C. Rüzgaresen, M. Erdem, A. Doğan, M. Aydın, A. Akpınar (2012). İcra Dairesi Çalışanları İçin

Takip Hukuku Uygulama Kılavuzu. Ankara: Adalet Bakanlığı, s. 8.

Page 9: A.kararlar ve Anayasa hükümleri doğrultusunda, bir mahkeme değil fakat uyumazlığı çözen alternatif kurumdur. Bu durum özellikle, İcra İflas Kanunu anlamında itirazın

9

TSHH‟ nin itirazın iptali talebi için görevli olduğu kabul edildiğinde karşımıza

çıkacak ikinci sorun şudur: TSHH‟ nin kararlarına karşı TKHK m.22/5‟e göre taraflarca

Tüketici Mahkemesi‟ne kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde itiraz edilebilir. Bunun

sonucunda Tüketici Mahkemesi diğer kararlarda olduğu gibi, TSHH‟ nin itirazın iptali

kararında da, kararı hukuki yönden değerlendirilir. Bu durumda TSHH‟ ye gidilmesinin

pratikte sağlayacağı fayda azalmış olacaktır. TSHH‟de itirazın iptali talep olarak genel

hükümler çerçevesinde ancak bir üye hariç hukukçu olmayan kişiler tarafından incelenip

karara bağlandıktan sonra bu defa hakem heyeti kararına itiraz davasında esasen itirazın

iptalinin gerekip gerekmediği yönünden inceleme yapılacaktır. Bu yönüyle usul

ekonomisinden ve yargılama sürecinin mahkeme önüne gitmeden daha hızlı biçimde çözüme

kavuşturulmasından söz etmek mümkün değildir.

Son olarak ilam niteliğindeki bir belgenin ilamsız icra yolundaki yerinden hareketle

farklı bir düşünce ortaya çıkmaktadır. TSHH kararları ilam niteliğindedir ve bu kararlarla

ilamlı icra yoluna başvurulabilir. Ancak uygulamada kişiler ellerindeki bu ilam niteliğindeki

belgeyle ilamlı icra yoluna başvurabilecekken, bu kararı ilamsız icra takibinin devam etmesi

için kullanmaktadırlar. Burada alacaklı tüketicinin alacağı hakkında elinde bir ilam vardır ve

borçlu, borcu olmadığı gerekçesiyle itirazda bulunamaz ve böyle bir itiraz ile ilamlı icra

takibini durduramaz14

. Dolayısıyla elinde ilam gibi icra edilebilen karar olan tarafın ilamlı icra

yoluna başvurup alacağına kavuşması daha basit bir yoldur. Bu yönüyle bakıldığında ilamlı

icra yoluna başvurmayı sağlayan bir belgenin, ilamsız icra yoluna yapılan itirazın takibin

devamına ilişkin sonuç doğurmada esas alınmasının evleviyetle kabul edilebileceği

düşünülebilir.

b. Diğer bir ihtimalse, tarafların itirazın iptali için, TSHH‟ ye gitmeden doğrudan

Tüketici Mahkemesi‟ne başvurmasıdır. Bu halde ortaya çıkabilecek sonuçlar şunlardır:

İtirazın iptali davaları için, TSHH‟ye başvurmadan, doğrudan Tüketici Mahkemesi‟ne

gidilmesi halinde sonucun ne olacağına dair Yargıtay‟ın bugüne kadar verdiği kararlara ve

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı‟nın mütalaalarına bakılabilir.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 06.06.2008 tarihinde E.2008/4346, K.2008/7975

verdiği kararında:

14

B. Kuru, R. Aslan, E. Yılmaz (2012). İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı. Ankara: Yetkin Yayınları, s. 34.

Page 10: A.kararlar ve Anayasa hükümleri doğrultusunda, bir mahkeme değil fakat uyumazlığı çözen alternatif kurumdur. Bu durum özellikle, İcra İflas Kanunu anlamında itirazın

10

“Dosyanın incelenmesinden, dava konusu asıl alacak miktarının 218.30 YTL olduğu

ve davacının Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurmayarak doğrudan Tüketici

Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece dava

açabilme şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekir.” demiştir.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 08.02.2005 tarihinde E.2004/13486 K.2005/1775

verdiği kararında:

“Somut olayımızda dava konusu alacağın miktarı 357.070.000 lira olup Tüketici

Sorunları Hakem Heyetine başvurulmadan icra takibi yapılmış, itiraz üzerine de davacı

tarafından 11.05.2004 tarihinde itirazın iptali talebiyle bu dava açılmıştır. Öyle olunca

davacının 4077 Sayılı yasanın 22/5. maddesine göre dava açılabilmesi şartı

gerçekleşmemiştir. Mahkemece bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken,

yazılı şekilde aksi düşüncelerle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.”

demiştir.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 06.07.2006 tarihinde E. 2006/6760 K.2006/11218

verdiği kararında:

“4077 sayılı yasanın 22. Maddesinin beşinci fıkrasıyla da, değeri 500.000.000 liranın

altında bulunan uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetine başvuru zorunluluğu

getirilmiş, başvuruda tüketici, satıcı, sağlayıcı ayırımı yapılmamıştır. Somut olayda,

uyuşmazlık konusu asıl alacak 143.763.855 lira olduğuna göre tüketici sorunları hakem

heyetine başvurulmadan açılan bir davanın dinlenme olanağı yoktur. Mahkemece davanın bu

nedenle reddi gerekir.” demiştir.

Yargıtay‟ın benzer konulu uyuşmazlıklarda verdiği kararlarda görev yönünden vardığı

sonuç aynıdır. TKHK kapsamında belirlenmiş parasal sınırın altındaki bir uyuşmazlık

sürecinde karşılaşılan ilamsız icra yolu ile takibe yapılan itirazın iptali için Tüketici

Mahkemesine başvurmanın şartı olarak TSHH‟ ye başvuruyu şart görmektedir.

Her ne kadar hukuk düzenimizde bir bağlayıcılığı olmasa dahi, konu ile ilgili Sanayi

ve Ticaret Bakanlığı Hukuk Müşavirliği‟nin iki farklı mütalaası vardır. Bakanlık Hukuk

Müşavirliği‟nin 2005 yılında verdiği mütalaasında15

;

15

Sanayi Ve Ticaret Bakanlığı Hukuk Müşavirliği S. B 14 0 Hkm 0 00 00 01/4428 K. İtirazın İptali Hk.

15.12.2005

Page 11: A.kararlar ve Anayasa hükümleri doğrultusunda, bir mahkeme değil fakat uyumazlığı çözen alternatif kurumdur. Bu durum özellikle, İcra İflas Kanunu anlamında itirazın

11

“İtirazın iptali davası çözümü, teknik uzmanlığı ve örgütlenmeyi gerektiren bir davadır

ve Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri bu davaya bakmakta görevli değildir.”

Ancak daha sonra Müşavirlik bu görüşünü değiştirmiştir. 12 Temmuz 2007 tarihli

mütalaaya göre16

;

“TKHK’den kaynaklanan uyuşmazlıklara parasal sınır kapsamında öncelikle Tüketici

Sorunları Hakem Heyetlerince bakılması gerektiğine ilişkin Yüksek Mahkemenin istikrar

bulmuş kararları doğrultusunda, Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerince tüketici tarafından

yapılmayan Kanun kapsamındaki uyuşmazlıklara ilişkin başvuruların dahi kabul etmesi

gerektiği bildirilmişti.

Bu süreçte mevzuatta ve Yargıtay kararlarında aksi yönde bir değişiklik yapılmadığı

için (a) da yer alan görüşümüz doğrultusunda, başvuruyu yapan tüketici olmasa dahi Kanun

kapsamındaki uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerince görevsizlik kararı

verilmeyip başvurunun esastan görülmesi gerektiği düşünülmektedir.”

TSHH‟ nin kurulması amacı da dikkate alınarak, hem Kanun‟un belli parasal sınır

altındaki uyuşmazlıklarda TSHH‟ ye gitmeyi zorunlu kılması, hem de Yargıtay‟ın bu konuda

verdiği yerleşmiş içtihatları sebebiyle, itirazın iptali davası için doğrudan tüketici

mahkemesine gidilmemesi gerekmektedir.

Ancak dikkat çekilmesi gereken husus, Yargıtay‟ın itirazın iptali yönünden TSHH‟nin

görevli olduğunu açık bir biçimde belirtmemesidir. Yargıtay ilk derece mahkemesinin

görevsizliğine ilişkin konuya açıklık getirmekle birlikte, devamında hakem heyetlerinin

itirazın iptali taleplerini genel hükümlere göre inceleyip çözüme kavuşturmak hususunda

görevli olup olmadığını tartışma konusu yapmamıştır. Buradan doğrudan itirazın iptali

davasının görülmesi için TKHK m. 22/5‟ den hareketle ilk derece mahkemesinin görevsizliği

yönünden oluşturulan gerekçe, dolayısıyla TSHH‟nin itirazın iptali yönünden çözüm merci

olduğu anlamını açık bir biçimde taşımamaktadır. Bununla birlikte Bakanlık, söz konusu

kararlardan hareketle, aksine bir algıya sahip olarak, hakem heyetlerinin itirazın iptali talepleri

bakımından görevli olduğu hususunda kanaatini değiştirmiştir.

16

Sanayi Ve Ticaret Bakanlığı Hukuk Müşavirliği S. B 14 0 Hkm 0 00 00 01/2622 K. İtirazın İptali Hk.

12.07.2007

Page 12: A.kararlar ve Anayasa hükümleri doğrultusunda, bir mahkeme değil fakat uyumazlığı çözen alternatif kurumdur. Bu durum özellikle, İcra İflas Kanunu anlamında itirazın

12

c. Son olarak ve bizim de olması gereken olarak kabul ettiğimiz durum ise itirazın iptali

için TSHH‟ ye başvurulması durumunda, heyetin kendisini doğrudan görevsiz olarak

kabul etmemesidir.

Zira hakem heyetinin görevli olduğu hususu yasal düzenlemelerden hareketle

anlaşılmaktadır. TKHK ve diğer Kanun‟larda hakem heyetinin görevi dışında olan konular

belirtilmiştir17

. Ancak açık bir biçimde itirazın iptali taleplerinde görevsiz olduğu

belirtilmemiştir. Bununla birlikte İİK m. 67 anlamında itirazın iptalinin ancak bir dava olarak

ileri sürülmesi gerektiği açık bir biçimde belirtilmektedir. Hakem heyeti niteliği itibari ile bir

mahkeme şeklinde kabul edilemeyeceğinden, itirazın iptali talepleri bakımından hakem

heyetlerince yapılması gereken genel hükümlere göre alacağın varlığına ve miktarına ilişkin

inceleme yaparak karar vermesi ancak bu inceleme sonunda İİK m. 67 dikkate alınarak

itirazın iptali yönünden karar vermemesidir. Zira hakem heyetleri itirazın iptali taleplerinin

mahiyeti itibari ile aynı zamanda tüketici işleminden doğan alacak yönünden incelemeyi

zorunlu kılmaktadır. İtirazın iptali bakımından “İİK m. 67’nin kural olmakla birlikte TKHK

m.22’nin bu kuralın bir istisnası olduğu değil, tam tersine TKHK m.22’nin kural olduğu

ancak İİK. madde 67’nin bu kuralın bir istisnası olduğu” kabul edilmelidir. Yukarıda yapılan

incelemelerde de görüldüğü gibi doktrinde baskın olan görüş, itirazın iptali davasının bir eda

davası olduğu yönündedir. Yani itirazın iptalinde değerlendirilecek husus esasen alacağın

varlığı ve miktarı olacaktır. Bu bakımdan TSHH‟ nin genel hükümler kapsamında inceleme

yapma ve karar verme görevi bulunduğundan, şikayetin alacak yönünden kabulüne veya

reddine, itirazın iptalinin gerekip gerekmediği yönünden ise reddine karar vermesi

mümkündür.

Bu çözüm yolunun kabul edilmesi ile hakem heyetine itirazın iptali için başvuranın

tercihine bırakılmış iki seçeneği bulunacaktır. İlk olarak hakem heyetine başvuru şartı

sağlandığından ilamsız icra takibi sürecinde yapılan itirazın iptali yönünden isterse ve süresi

içinde olmak kaydıyla Tüketici Mahkemesi‟ne başvurabilecektir. Diğer taraftan alacağın

varlığı ve miktarı bakımından ilam niteliğinde olan hakem heyeti kararını daha etkili bir icra

prosedürü olan ilamlı icra yoluna başvuruda kullanabilecektir. .

Sonuç olarak, incelenen Yargıtay kararına katılmakla birlikte, itirazın iptali

davalarında Tüketici Mahkemesi‟nce TKHK m. 22/5 uyarınca verilmesi gereken görevsizlik

17

Bunlar; cezai yaptırımlar (TKHK. m. 25), İdari yargı alanına giren uyuşmazlıklar (TKHK. m. 26/II),İhtiyati

tedbirler (TKHK m. 23/V, 24/II.),İhtiyati haciz (İİK. m. 257 vd.),Delil tespiti (HUMK. m. 368 vd.)

Page 13: A.kararlar ve Anayasa hükümleri doğrultusunda, bir mahkeme değil fakat uyumazlığı çözen alternatif kurumdur. Bu durum özellikle, İcra İflas Kanunu anlamında itirazın

13

nedeniyle red kararı sonrasında uyuşmazlığın TSHH nezdinde çözüme ne şekilde

kavuşturulması gerektiğine ilişkin açık bir ifadeye yer verilmediği anlaşılmaktadır. Bu

nedenle verilen benzeri kararlarında da görülen bu eksikliğin yukarıda belirtildiği şekilde

dikkate alınabileceğini düşünmekteyiz.

Cansu KAYA

Sümeyye UYANIK

AyĢe Kübra ALTIPARMAK

YARARLANILAN KAYNAKLAR

Ermenek, İ. (2013). Yargı Kararları Işığında Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri ve Bu

Alanda Ortaya Çıkan Sorunlara İlişkin Çözüm Önerileri. Ankara: Gazi Üniversitesi Hukuk

Fakültesi Dergisi C. 17.

Kuru, B. ; Aslan, R. ; Yılmaz, E. (2012). İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı. Ankara: Yetkin

Yayınları.

Kuru, B. (2004). İcra ve İflas Hukuku El Kitabı. İstanbul: Türkmen Kitabevi.

Muşul, T. (2013). İcra ve İflas Hukuku, Cilt 1. Ankara: Adalet Yayınevi.

Topuz, G. ; Rüzgaresen, C. ; Erdem, M. ; Doğan, A. ; Aydın, M. ; Akpınar, A. (2012). İcra

Dairesi Çalışanları İçin Takip Hukuku Uygulama Kılavuzu. Ankara: Adalet Bakanlığı.

Tutumlu, M. A. (2006). Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin Yapısı, İşleyişi, Sorunları ve

Çözüm Önerileri. Ankara: Seçkin Yayınları.