a İ ey ate İbrâhim için serinlik ve esenlik ol! 4 muhterem ... · quelles sont les...

2
Hutbe, 05.01.2018 Nasıl Bir Allaha İman Ediyoruz? ﻮاُ ﺎﻓََ َ آََُِْٰ اﻟُِْﯿََُﺰﱠلََ ـﺘَ ﻮاُﺎﻣََْ اﺳَُُّٰ ﺑﱡﻨَ رﻮاُﺎﻟََ اﻟﱠﺬﯾﻦنِ ا اﻟﱠﺘﻲِ ﻨﱠﺔَْﺎﻟِ واَُِْ اَوﻮاََُْ ََ وَ ونَُﻮﻋُُُْْMuhterem Müslümanlar! İman ikna olmak, inanmak ve Allah’a güvenmek demektir.İman bir ifade, İslam ise ameldir. İfadelerin doğruluğunu ameller ortaya koyar. İman sağlamsa ameller de sağlam olur. İman kalıp, ameller hamurdur. Her hamur, kalıbına göre şekil alır. Eğer kalıp çürük, yahut eksik ise ürün bozuk olur. İmanın gücü ise amellerden belli olur. Bu meyanda Rabbimiz şöyle buyuruyor: Herkes, kendi mizaç ve karakterine göre iş yapar.1 Değerli Müminler! Allah’a iman, ucu cennete çıkan İslam otobanına girmektir. İslam ise, ibadet ve iyiliklerle, ahlak ve adaletle bu yolu düzenli ve dürüstçe yürümektir. Hutbemizin başında okuduğumuz ayette yüce Rabbimiz koordinatları şöyle çiziyor: “Şüphesiz, Rabbimiz Allahtır deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin, size vâdolunan cennetle sevinin!derler.2 Aziz Kardeşlerim! Biz, yapıp ettiklerimizi görmeyen bir Rabbe değil, karanlık bir gecede simsiyah bir bacada dahi olsa işlediklerimizi görüp gözetleyen,her şeyi hakkı ile gören bir Allah’a inanıyoruz. Biz,kötü sözlerimizi, yalanlarımızı, gıybet ve dedikodularımızı (haşa)işitmeyen bir Rabbe değil, tam tersine birbirimizin kulaklarına, elimizi ağızımıza siper ederek fısıldadıklarımızı dahi işiten bir Allah’a inanıyoruz. Biz, imanımızın sahih mi sahtemi, yaşantımızın İslami mi gayri İslami mi olduğundan haberdar olmayan bir Rabbe değil, en gizli sırlarımızdan haberdar olan bir Allah’a iman ediyoruz. Hatta öyle ki, herkese kapalı kalp ekranımızda geçen altyazıları bile bilen bir Allah’a inanıyoruz. Kin, nefret, savaş, kan, zulüm, gözyaşı ve acıların egemen olduğu dünyamızda, Allah bütün günahları bağışlar.3 diyerek affeden, özür kabul eden, bağışlayan, hoş gören, yarattıklarına küsmeyen, sabırla kaçak kullarının döneceği günü bekleyen sonsuz merhamet ve kesintisiz adalet sahibi bir 1 İsra suresi, 17:84 2 Fussilet suresi, 41:30 3 Zümer suresi, 39:53 Allah’a inanıyoruz. “Ey İbrâhim!Bundan böyle önünde iki seçenek var: Ya Nemrut ya da ateş!” dendiğinde, “Ateşe girerim de asla Nemrut’un sistemini kabul etmem!” diyerek kor ateşlere mancınıkla fırlatılan, daha 17 yaşındaki İbrâhim (a.s.) için Ey ateş! İbrâhim için serinlik ve esenlik ol!4 diye emrederek ateşleri serin göl hâline getiren, Kâdir-i Muktedir bir Allah’a inanıyoruz. Kendisine yapılan ahlaksız teklifi;Rabbim! Bana zindan, bunların benden istediklerinden daha iyidir!5 diyerek geri çeviren, sonra da dünyanın en zalim zindanlarına giren genç Yusuf’u idam iplerinden alarak Mısır’a sultan eden,hâkimiyet ve hikmet sahibi bir Allah’a inanıyoruz. Değerli Cemaat! Dünyada en güzelini yiyip içelim, en güzel bineklere binelim, en güzel yerlerde oturalım. Şüphesiz Allah’ın verdiği nimetlerden faydalanmak da kulluğumuza dâhildir. Fakat yarın için de müebbet oturmayı hayal ettiğimiz naîm cennetlerindeki köşklerin kredilerini ibadet ve iyilik paketleriyle ödemeyi de ihmal etmeyelim.İman ettiğimiz Allah, hepimiz için orada köşk hazır etmiştir. Yeter ki vârisi olduğumuz o köşklere ulaşmak için doğru yolu şaşırmadan izlemeye çalışalım. 4 Enbiyâ suresi, 21:69 5 Yûsuf suresi, 12:33

Upload: phunghanh

Post on 13-Sep-2018

218 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Hutbe, 05.01.2018 Nasıl Bir Allah’a İman Ediyoruz?

افوا لئكة اال تخ لیھم الم ل ع تقاموا تـتنز بنا هللا ثم اس ان الذین قالوا ر

نة التي وا بالج ر ابش نوا و ز ال تح دون و تم توع ن ك

Muhterem Müslümanlar! İman ikna olmak, inanmak ve Allah’a güvenmek demektir.İman bir ifade, İslam ise ameldir. İfadelerin doğruluğunu ameller ortaya koyar. İman sağlamsa ameller de sağlam olur. İman kalıp, ameller hamurdur. Her hamur, kalıbına göre şekil alır. Eğer kalıp çürük, yahut eksik ise ürün bozuk olur. İmanın gücü ise amellerden belli olur. Bu meyanda Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Herkes, kendi mizaç ve karakterine göre iş yapar.”1

Değerli Müminler! Allah’a iman, ucu cennete çıkan İslam otobanına girmektir. İslam ise, ibadet ve iyiliklerle, ahlak ve adaletle bu yolu düzenli ve dürüstçe yürümektir. Hutbemizin başında okuduğumuz ayette yüce Rabbimiz koordinatları şöyle çiziyor: “Şüphesiz, Rabbimiz Allah’tır deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: ‘Korkmayın, üzülmeyin, size vâdolunan cennetle sevinin!’ derler.”2 Aziz Kardeşlerim! Biz, yapıp ettiklerimizi görmeyen bir Rabbe değil, karanlık bir gecede simsiyah bir bacada dahi olsa işlediklerimizi görüp gözetleyen,her şeyi hakkı ile gören bir Allah’a inanıyoruz.

Biz,kötü sözlerimizi, yalanlarımızı, gıybet ve dedikodularımızı (haşa)işitmeyen bir Rabbe değil, tam tersine birbirimizin kulaklarına, elimizi ağızımıza siper ederek fısıldadıklarımızı dahi işiten bir Allah’a inanıyoruz. Biz, imanımızın sahih mi sahtemi, yaşantımızın İslami mi gayri İslami mi olduğundan haberdar olmayan bir Rabbe değil, en gizli sırlarımızdan haberdar olan bir Allah’a iman ediyoruz. Hatta öyle ki, herkese kapalı kalp ekranımızda geçen altyazıları bile bilen bir Allah’a inanıyoruz. Kin, nefret, savaş, kan, zulüm, gözyaşı ve acıların egemen olduğu dünyamızda, “Allah bütün günahları bağışlar.”3diyerek affeden, özür kabul eden, bağışlayan, hoş gören, yarattıklarına küsmeyen, sabırla kaçak kullarının döneceği günü bekleyen sonsuz merhamet ve kesintisiz adalet sahibi bir

1 İsra suresi, 17:84 2 Fussilet suresi, 41:30 3 Zümer suresi, 39:53

Allah’a inanıyoruz.

“Ey İbrâhim!Bundan böyle önünde iki seçenek var: Ya Nemrut ya da ateş!” dendiğinde, “Ateşe girerim de asla Nemrut’un sistemini kabul etmem!” diyerek kor ateşlere mancınıkla fırlatılan, daha 17 yaşındaki İbrâhim (a.s.) için “Ey ateş! İbrâhim için serinlik ve esenlik ol!”4diye emrederek ateşleri serin göl hâline getiren, Kâdir-i Muktedir bir Allah’a inanıyoruz.

Kendisine yapılan ahlaksız teklifi;“Rabbim! Bana zindan, bunların benden istediklerinden daha iyidir!”5diyerek geri çeviren, sonra da dünyanın en zalim zindanlarına giren genç Yusuf’u idam iplerinden alarak Mısır’a sultan eden,hâkimiyet ve hikmet sahibi bir Allah’a inanıyoruz. Değerli Cemaat! Dünyada en güzelini yiyip içelim, en güzel bineklere binelim, en güzel yerlerde oturalım. Şüphesiz Allah’ın verdiği nimetlerden faydalanmak da kulluğumuza dâhildir. Fakat yarın için de müebbet oturmayı hayal ettiğimiz naîm cennetlerindeki köşklerin kredilerini ibadet ve iyilik paketleriyle ödemeyi de ihmal etmeyelim.İman ettiğimiz Allah, hepimiz için orada köşk hazır etmiştir. Yeter ki vârisi olduğumuz o köşklere ulaşmak için doğru yolu şaşırmadan izlemeye çalışalım.

4 Enbiyâ suresi, 21:69 5Yûsuf suresi, 12:33

Khotba du 05.01.2018 Quelles sont les caractéristiques d’Allah auquel nous croyons?

افوا لئكة اال تخ لیھم الم ل ع تقاموا تـتنز بنا هللا ثم اس ان الذین قالوا رنة التي وا بالج ر ابش نوا و ز ال تح دون و تم توع ن ك

Chers Musulmans ! Avoir la foi signifie être convaincu, croire et faire confiance à Allah. La foi est une déclaration, alors que l’Islam constitue l’acte. Ce sont les actes qui prouvent la sincérité d’une déclaration. Si la foi est solide, les actes aussi le seront. La foi est le moule, les actes sont la pâte. Chaque pâte prend la forme de son moule. Si le moule est mauvais ou manquant, le produit sera de mauvaise qualité. La fermeté de la foi se remarque par les actes. Notre Seigneur dit à ce propos : « Dis que chacun agit à sa manière et selon son caractère. »6 Chers Croyants ! Croire en Allah, c’est prendre l’autoroute de l’Islam qui mène tout droit au paradis. Quant à l’Islam, c’est marcher dans cette voie de manière sincère et disciplinée, et ceci grâce aux adorations, aux bonnes actions et à de bonne mœurs. Dans le verset que nous avons récité au début du sermon, notre Seigneur nous montre la voie à suivre de la manière suivante : « Mais à ceux qui affirment que leur Seigneur est Allah et se conduisent avec droiture, les anges descendront et s’adresseront en ces termes : ‘Ne craignez rien et ne vous tourmentez de rien ! Réjouissez-vous plutôt de la bonne nouvelle du Paradis qui vous a été promis !’ »7 Mes Chers Frères ! Nous ne croyons pas en un Dieu qui ne voit pas ce que nous faisons. Nous croyons en un Seigneur qui voit tout ce que nous faisons, qui nous observe même si nous sommes dans un conduit obscur en plein milieu d’une nuit sombre.

Nous ne croyons pas en un Dieu qui n’entend pas nos paroles, nos mensonges et nos commérages. Bien au contraire, nous croyons en un Seigneur qui entend tout, même ce que nous nous murmurons à l’oreille. Nous ne croyons pas en un Dieu qui ne sait pas si notre façon de vivre est « islamique » ou non, qui ne sait pas si notre foi est réelle ou fausse. Nous croyons en un Seigneur qui connaît même nos secrets les mieux gardés. Bien plus encore, nous croyons en un Seigneur qui connaît les moindres recoins de notre cœur.

Dans notre monde où la haine, la guerre,

6 Sourate du Voyage nocturne (Al-Isrâ’), 17:84 7 Sourate des Versets détaillés (Fussilat), 41:30

l’oppression, les larmes et les peines sont souverains, nous croyons au verset qui dit « qu’En vérité, Allah pardonne tous les péchés »8, et qu’Il accepte le repentir, qu’Il ne boude pas Ses créatures, qu’Il attend patiemment le repentir de Ses adorateurs qui commettent de mauvaises actions, car Il est un éternel miséricordieux et possède une justice infinie.

Lorsqu’on proposa au Prophète Ibrahim (a.s.) le choix entre se plier à la tyrannie de Nemrod ou être brûlé vivant, Il répondit qu’Il préférerait être jeté au feu. Il fut alors catapulté dans un gigantesque brasier, et ce alors qu’Il n‘avait pas plus de 17 ans. Eh bien, mes chers frères, nous croyons, en tant que musulmans, en un Seigneur Tout Puissant qui Transforma le brasier en un lac de fraîcheur en disant : « Ô feu ! Sois pour Ibrahim d’une fraîcheur salutaire ! »9 Lorsqu’on proposa au jeune Prophète Yusuf (a.s.) le choix entre succomber à une proposition indécente ou finir en prison, Il refusa et dit : « Seigneur, je préfère la prison au crime auquel m’invitent ces femmes ! »10, puis il se retrouva dans une des prisons les plus infâmes du monde. Et bien nous croyons, mes chers frères, en un Seigneur Souverain et à la sagesse infinie qui sauva Yusuf (a.s.) de la mise à mort et fit de Lui un souverain pour l’Egypte. Chers Fidèles ! Mangeons dans ce bas-monde les meilleurs nourritures, conduisons les meilleures voitures, habitons les meilleures maisons. Il n’y a pas de doute que profiter des bienfaits d’Allah fait partie de notre adoration. Mais n’oublions pas de réaliser les bonnes actions qui nous guiderons vers les palais luxueux dans les paradis éternels. Allah a préparé des palais au paradis pour chacun d’entre nous. Il nous suffit de suivre la bonne voie, celle qui nous mènera à ces palais sans dévier notre trajectoire.

8 Sourate des Groupes (Az-Zumar), 39:53 9 Sourate des Prophètes (Al-Anbiyâ’), 21:69 10 Sourate de Joseph (Yûsuf), 12:33