9 - tefsĠr dersĠ Çaliġmalari...

601
9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9) FĠHRĠST 043 - ZUHRUF SURESĠ (001-039) (154) (002 033) 043 - ZUHRUF SURESĠ (040-089) (155) (034 070) 044 - DUHÂN SURESĠ (001-059)(156) (071116) 045 - CÂSĠYE SURESĠ (001-037) (157) (117149) 046 - AHKAF SURESĠ (001-020) (158) (150180) 046 - AHKAF SURESĠ (021-037) (159-1) (181197) 047 - MUHAMMED SURESĠ (001-008) (159-2) (198210) 047 - MUHAMMED SURESĠ (008-038) (160) (211 244) 048 - FETĠH SURESĠ (001-014) (161) (245 272) 048 - FETĠH SURESĠ (015-029) (162) (273 300) 049 - HUCURAT SURESĠ (001-018) (163) (301 331) 050 - KAF SURESĠ (001-045) (164) (332 368) 051 - ZÂRĠYAT SURESĠ (001-060) (165) (369 404) 052 - TÛR SURESĠ (001-049) (166) (405 438) 053 - NECM SURESĠ (001-062)(167) (439 474) 054 - KAMER SURESĠ (001-055)(168) (475 512) 055 - RAHMÂN SURESĠ (001-078)(169) (513 556) 056 - VÂKI‟A SURESĠ (001-096) (170) (557 601)

Upload: others

Post on 12-Oct-2020

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9) FĠHRĠST 043 - ZUHRUF SURESĠ (001-039) (154) (002 – 033)

043 - ZUHRUF SURESĠ (040-089) (155) (034 – 070)

044 - DUHÂN SURESĠ (001-059)(156) (071– 116)

045 - CÂSĠYE SURESĠ (001-037) (157) (117– 149)

046 - AHKAF SURESĠ (001-020) (158) (150– 180)

046 - AHKAF SURESĠ (021-037) (159-1) (181– 197)

047 - MUHAMMED SURESĠ (001-008) (159-2) (198– 210)

047 - MUHAMMED SURESĠ (008-038) (160) (211 – 244)

048 - FETĠH SURESĠ (001-014) (161) (245 – 272)

048 - FETĠH SURESĠ (015-029) (162) (273 – 300)

049 - HUCURAT SURESĠ (001-018) (163) (301 – 331)

050 - KAF SURESĠ (001-045) (164) (332 – 368)

051 - ZÂRĠYAT SURESĠ (001-060) (165) (369 – 404)

052 - TÛR SURESĠ (001-049) (166) (405 – 438)

053 - NECM SURESĠ (001-062)(167) (439 – 474)

054 - KAMER SURESĠ (001-055)(168) (475 – 512)

055 - RAHMÂN SURESĠ (001-078)(169) (513 – 556)

056 - VÂKI‟A SURESĠ (001-096) (170) (557 – 601)

Page 2: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. ZUHRUF SURESĠ (01-39) (154) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” El Hamdu Lillahi Rabbil'Alemiyn Vesselatü Vesselâmü alâ

Resulüna Muhammedin ve alâ alihi ve ashabihi ve etba‟ıhi ecmaiyn. RabbiĢrah liy sadriy; Ve yessirliy emriy; Vahlül ukdeten min lisaniy; Yefkahu kavliy; (Tâhâ 25-26-27-28) Rabbim, göğsüme geniĢlik ver, kolaylaĢtır iĢimi, çöz düğümü

dilimden, ki anlasınlar beni. Amin..! Rabbeneftah bil hayr, vahtim bil hayr, Rabbi yessir ve la tüassir, Rabbi temmim bil hayr, Allahümme Amin..!

Değerli Kur‟an dostları bugün Kur‟an ülkemizin yepyeni bir sitesine

daha giriyoruz. Bu muhteĢem ülkenin muhteĢem sitelerinde, o sitenin muhteĢem sokaklarında dolaĢırken bize vahyin gösterdiği, vahyin tuttuğu aynada hakikat ayan beyan görünüyor ve bizden vahiy hakikati gösterdiği gibi görecek bir göz istiyor. ĠĢte bunun açıkça dile getirildiği surelerden biri Zuhruf suresi.

Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35. ayetinden alır.

Zuhruf süs manasına gelir, süs, bezek. Fakat süslerin en yaygını altın olduğu için daha sonra altın anlamını da kazanmıĢtır.

Surenin dönemine gelince, sure ittifakla Mekkidir. Haa. Miim

ailesinin bir üyesidir. Dolayısıyla Haa Miim ailesinin 8. yılın sonları ve nübüvvetin 9. yılını kapsadığını hatırlayacak olursak bu surede 9. yılda ġura suresinin hemen ardından indirilmiĢ olmalıdır. Surenin nüzul sıralamasında, iniĢ periyodunda 62. ya da bu Cabir Bin Zeyd in kronolojisine göre. Bir baĢka kronolojiye, Hz. Osman kronolojisine göre de 63. sırada yer alır.

Page 3: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Surenin konusu bir iç bütünlük teĢkil eder. Gerçekten de baĢı ve sonu itibariyle surede konu bütünlüğü bariz bir biçimde görülür. Haa! Miim! Ailesinin diğer üyeleri gibi bu surede ilahi bir inĢa projesi olan vahiyden söz ederek baĢlar. Özellikle de vahyin insanı ve hayatı inĢa eden boyutuna dikkat çekilir. Ki sure baĢtan sona vahyin nasıl insanı inĢa ettiği ile ilgili doneler verir.

Vahyi ölü toprağa can veren bir yağmura, bir rahmete benzetir sure

11. ayetinde. Ġman ve inkarın, tevhid ve Ģirkin. Hakk ve batılın niteliklerini sayıp döker. Özelliklerini öğretir, tahliller yapar. Bu tahlillerin sonuçlarından birini bize sure Ģöyle verir; Körü körüne ataları taklit. ĠĢte surenin, inkarın, küfrün, Ģirkin tabiatına dair yaptığı tahliller içerisinde bir numaralı sonuç budur. Körü körüne ataları taklit ki 22. ve 23. ayetler bunu dile getirir.

Yolu izlemek, atalara babasının yolunu reddeden Ġbrahim örnek

gösterilir. Yani ey vahyin inkarcı muhatapları, eğer siz atalar yolunu izlediğinizi iddia ediyorsanız, bu iddianızda samimi değilsiniz. Ġbrahim sizin en büyük atanız. Onun yolunu izleyin. Neden kafir atalarınızın yolunu izliyorsunuz. Ġbrahim‟le övünüyorsunuz, Ġbrahim ile iftihar ediyorsunuz, onun hatırasını yaĢatıyorsunuz, ondan kalan taĢa cennet taĢı muamelesi yapıyorsunuz. Fakat siz yolunu izlemeye gelince Ġbrahim‟in yolundan çıkanların yolunu izliyorsunuz.

Peki Ġbrahim‟in yolunu izleseydiniz bu nasıl bir yol olacaktı? Onu da

26 – 29. ayetler arasında veriyor model olarak. Ġbrahim yola çıkarken babasının dinini eleĢtirerek çıktı. Yani babasını izlemedi. Babasının yolundan gitmedi. Öncelikle Hakikati sevdi. Atamın yolu, babamın yolu, babalar yolu diye kutsamadı küfrü.

Ya ne yaptı? Eğer yanlıĢ yol babamın gittiği yolda olsa ben o yolda

yürümem dedi. Eğer Ġbrahim‟i model alsaydınız körü körüne taklit eder reddederdiniz. Çünkü Ġbrahim‟i Ġbrahim yapan, Ġbrahim‟i 5.000 yıllık bu iman sayhasının sahibi yapan atalar yolunu körü körüne izlemezdiniz. Tahkik ehli olmasıdır, taklit ehli olmamasıdır. Ve kör taklidin sahibini nasıl kör ettiğini en dikkat çekici bir biçimde sure, Ģu ayetle dile getirir;

Ve men ya'Ģü an zikrir Rahmâni nukayyıd lehu Ģeytanen

fehuve lehu kariyn (36)kim rahmanın uyarıcı mesajına karĢı tavuk karası bir gözle bakar, yani yamuk bakar, kör davranırsa Allah ona bir ikinci kiĢilik olarak Ģeytanı musallat eder. ġeytanı onun melekesi haline getirir. Meleği melekesi haline getirmez, Ģeytanı melekesi haline getirir. ġeytan öyle melekesi olur, onu öyle yönlendirir, onun merkezine öyle

Page 4: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

oturur ki Fehuve lehu kariyn; Kendisi onun uydusu olur. Artık onun etrafında dönmeye baĢlar. ĠĢte bu ayet gerçekten de taklidin, insanın nasıl dehĢet körlüğe sevk ettiğini müthiĢ bir biçimde ifade eder bu 36. ayet.

Bu hastalıklı tavrın önceki vahiylere karĢı davranıĢı, yani önceki

vahiylerin inkarcı mensuplarında da aynı hastalıklı tavrın olduğunu sure modellerle, yine örneklerle dile getirir. Vahyin inkarcı muhatapları onlar gibi olmamak üzere uyarılır ve en sonunda sure vahyin ilk muhatabı olan efendimize direnmeyi, sabretmeyi, davet üzre direnmeyi öğütleyerek son bulur.

Değerli Kur‟an dostları bu kısa özetin ardından Ģimdi Zuhruf

suresinin tefsirine geçebiliriz. BismillahirRahmanirRahıym 1-) Haa, Miiiym; Ha, Miim. (A.Hulusi) 01 - Hâ, mîm. (Elmalı) Haa, Miiiym mukadda harfleri, heca harfleri. Bu harfler Kur‟an da

hangi surenin baĢında yer alıyorsa, o sure 25 i dolaylı değil doğrudan, sadece 3 tanesi de dolaylı olarak vahye atıfla baĢlar. Dolayısıyla bu harfleri baĢında gördüğümüz sure Ģöyle bir imada bulunur. Yani bu harflerin anlamından çok iĢlevi üzerinde durmak lazım. Eğer iĢlevsel bir okumaya tabi tutacak olursak bu harfleri; Ey muhatap Allah‟ın kalbine manaları indirdiği bu kelimeler, yer yüzünde beĢerin konuĢtuğu bir dile aittir. Dolayısıyla Allah beĢerin konuĢtuğu bir dilin içine lahuti manalar, aĢkın manalar indirmiĢtir. Yani vahiy ayakları yerde baĢı gökte bir hitaptır. Bunun baĢını görmek için ayaklarından yola çıkmanız lazım. ĠĢte ayaklarını Ģu harfler temsil eder. ġu kelimeler, Ģu cümleler temsil eder. Bu kelimelerden yola çıkarak, ne dediğinden yola çıkarak ne demek istediğini bulabilirsiniz. Ki yaklaĢık bu harflerin 35 ayrı yorumu nakledilmiĢtir. Ben sadece en makul olanlarından birini nakletmiĢ oldum.

2-) Vel Kitabil mubiyn;

Page 5: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

O hakikati apaçık açıklayan BĠLGĠye yemin olsun. (A.Hulusi) 02 - Bu parlak kitabın kadrini bilin. (Elmalı) Vel Kitabil mubiyn düĢün, özünde açık ve açıklayıcı, taĢıdığı

anlamı muhatabının kafasına bir biçimde açık bir biçimde sokan bu ilahi mesajı düĢün.

Aslında Elmalılı üstadın bu ayete verdiği mana çok daha ilginç. Ha

mim aynı zamanda kasem anlamını içerir, yemin anlamını içerir. Bir sonraki ayetin baĢında ki “vav” atıf vav ı olamaz. Yani bağlaç olamaz. Yemin anlamı da bu ayetin önünde ki Haa miim de mündemiç olduğuna göre bu vav a ya düĢün anlamı vereceğiz, ya da Elmalının verdiği gibi bu kelamın kıymetini bilin, bu Kur‟an ın kıymetini bilin. Bu kitabın değerini bilin anlamı vereceğiz. Yani bu gerçekten güzel bir anlam.

Üzerinde düĢünürsek zaten Allah‟ın insanla konuĢmasının ne

muhteĢem bir nimet olduğunu biliriz. Eğer bu vahyin üzerinde düĢünürsek Cenab-ı hakkın insanoğlunun önüne indirdiği bu gök sofrasında ne muhteĢem lezzetlerin olduğunu da görürüz. Eğer vahiy üzerinde ciddi bir biçimde durur;

Efela yetedebberunel Kur'an. (Nisa/82)onlar Kur‟an üzerinde

derinliğine, satırların üstünden değil onların arasından geçip satırların arkasında yatan hakiki maç ve anlamları düĢünmüyorlar mı? elde etmek için kafa yormuyorlar mı diye muhatabını sorgulayan Kur‟an ın emrini yerine getirirsek eğer vahyin eczanesinde devası olmayan hiçbir hastalık bulunmadığını görürüz. Dolayısıyla bu vahyin kıymetini de bilmiĢ oluruz. Vahyin kıymetini vahyi anlamaya çalıĢanlar bilir. Vahyi anlamayan onun kıymetini ne bilsin, netsin kıymetini. Vahiy anlaĢıldığında kıymeti bilinir. Dolayısıyla vahyi anlamaya çalıĢmak onun kıymetini bilmek demektir.

Kıymetini bilmeyenler nasıl Ģükretsin, Ģükrederler mi? Bir nimet ki

hiç tatmamıĢsınız, tatmadığınız nimete zaten Ģükür istenmez. Vahiy nimetini tatmak onu anlamakla mümkün. Anlamadan Ģükredemezsiniz ki. Anladığınız da zaten bunu anlamanın kendisi bir Ģükür olur.

3-) Ġnna ce'alnaHU Kur'ânen 'Arabiyyen lealleküm ta'kılun; Kesinlikle biz Onu Arapça bir Kur'ân olarak meydana getirdik, tâ ki

(anlayıp) aklınızı kullanarak (değerlendiresiniz)! (A.Hulusi)

Page 6: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

03 - Hakkâ biz onu Arabî olarak okunacak bir Kur'an kıldık ki akıl

irdiresiniz. (Elmalı) Ġnna ce'alnaHU Kur'ânen 'Arabiyyen lealleküm ta'kılun zaten

biz, bir önceki ayetle irtibatını kurmak için inna ya bu anlamı verelim; Zaten biz onu anlayabilesiniz diye Arapça bir hitap kıldık. Ayetin sonundan da, ta‟kılun diye bitiyor ayet, anlayabilesiniz, akledebilesiniz, kafa yorasınız, üzerinde düĢünesiniz. Biraz önce yaptığımız tüm tefsirler aslında bir sonraki ayetin içinde varmıĢ. Yani üzerinde düĢünesiniz sözcüğünden de anlaĢılacağı gibi, Kur‟an ın Arapça oluĢuna her atıf yapılan ayet, aslında vahyin amacının anlaĢılmak olduğuna yapılmıĢ birer atıftır. Çünkü Arapça vahyin ilk muhataplarının dilidir ve Kur‟an ın da ifade buyurduğu gibi;

“Biz her peygamberi kendi kavminin lisanı üzere, dili ile gönderdik.”

buyuruyor. Bu doğaldır. Yani insanoğlunun konuĢtuğu dillerden biri ile inmiĢ olması, gök ehlinin dili ile değil, yer ehlinin dili ile inmiĢ olması, Kur‟an ın maksadının anlaĢılmak olduğunu gösterir.

Zaten bununla amaçlanan da Ģu; Bu kitap anlaĢılamaz. Gerek iyi

niyetle; Bu kitap o kadar yüksek ki biz bunu anlayamayız Ģeklinde olsun, gerek kötü niyetle bu kitap anlaĢılmayacak bir kitap, karmaĢık bir kitap, düzensiz bir kitap (HaĢa) Ģeklinde kötü niyetli yamuk bakıĢla olsun her iki mazereti de reddeder. Yani Kur‟an a yönelik bu kitap anlaĢılamaz, iyi niyetle yapılmıĢta olsa, biz nerde..! bu kitabı anlamak nerde Ģeklinde ki tüm yaklaĢımları bu tip ayetler baĢtan devre dıĢı bırakır, reddeder.

4-) Ve inneHU fiy Ümmil Kitabi ledeyNA le 'Aliyyün Hakiym; Muhakkak ki O, katımızda, Ana BĠLGĠde (Ġlmullâh), Alîy'dir,

Hakiym'dir. (A.Hulusi) 04 - Ve hakikat o, bizim nezdimizdeki ana kitapta çok yüksek, çok

hikmetlidir. (Elmalı) Ve inneHU fiy Ümmil Kitabi ledeyNA le 'Aliyyün Hakiym Ģüphe

yok ki o katımızda bulunan ana kitapta, ümmül kitab. Katımızda bulunan ana kitapta kayıtlıdır. Elbet pek değerlidir o, pek hikmetlidir, hikmetle doludur.

Page 7: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bu ayetin sonunda ki „Aliyyun Hakiym; Kitabı gönderen Allah‟a da

gidebilir, kitabın kendisine de gidebilir. Böylesine açık uçlu olmasından yola çıkarak ümmül kitab ın ne olduğuna cevap bulabiliriz. Ümmül kitab; vahyin çıktığı kaynak olan kelamı ilahidir. Yani Allah‟ın kelam sıfatıdır. Bizatihi ilmullahtır. Allah‟ın ilmidir. Onun için kitabın anası Allah‟ın ilmidir. Dolayısıyla Allah‟ın vasıfları elbette O‟nun ilminin de vasıflarıdır. Allah aliyy dir, pek yücedir, O‟nun ilmi de pek yücedir. Allah Hakiymdir, hikmet sahibidir, sonsuz hikmet sahibi.

Belki burada nekira olarak gelmiĢ olmasından yola çıkarak akıl sır

ermeyecek bir hikmet sahibidir manası vermekte mümkindir. Yani Allah‟ın ilmi de bu hitabın kendisinden doğduğu Allah‟ın ilmi de akıl sır ermez bir hikmete dayanır, hikmetle doludur.

5-) Efenadribü ankümüz Zikre safhan en küntüm kavmen

müsrifiyn; Siz (hakikatinizdeki kuvveleri) israf eden bir topluluksunuz diye, sizi

uyarmaktan vaz mı geçelim? (A.Hulusi) 05 - Siz müsrif bir kavim olduğunuz için Ģimdi sizden o öğüdü

bertaraf mı edeceğiz? (Elmalı) Efenadribü ankümüz Zikre safhan en küntüm kavmen

müsrifiyn siz değerleri hoyratça harcayan bir toplumsunuz diye bu uyarıcı vahyi sizden geri mi çekelim.

MüĢrik muhataplara ve tüm inkarcı muhataplara hitap bu. Siz

müsrif bir toplumsunuz, kendi hayatınızı bozuk para gibi harcayan, daha doğrusu değerleri, eline geçirdiği her değeri kötü bir biçimde kullanan, harcayan, değerini bilmeyen bir toplumsunuz diye biz indirdiğimiz vahyi geri mi çekelim.

Batılın Ģirretliği hakkın yerinin ona bırakılmasının mazereti olamaz.

Yani batıl çok Ģirret diye, çok saldırgan diye Hakk yerini ona bırakıp geri mi çekilsin. Hakka düĢen direnmek değil mi, yerinde sebat göstermek değil mi. ĠĢte biz bunu anlıyoruz. Bu ayetten çıkarılan nükte de bu.

6-) Ve kem erselna min Nebiyyin fiyl evveliyn;

Page 8: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Öncekiler içinde de nice Nebiler irsâl ettik. (A.Hulusi) 06 - Halbuki evvelkiler içinde biz nice Peygamber gönderdik.

(Elmalı) Ve kem erselna min Nebiyyin fiyl evveliyn hem öncekilere de

çok sayıda peygamber göndermiĢtik. 7-) Ve ma ye'tiyhim min Nebiyyin illâ kânu Bihi yestehziun; Onlara bir Nebi geldiğinde, mutlaka onun getirdikleriyle alay

ederlerdi. (A.Hulusi) 07 - Hiç bir Peygamber de gelmiyordu ki kendilerine onunla mutlak

eğlenmesinler. (Elmalı) Ve ma ye'tiyhim min Nebiyyin illâ kânu Bihi yestehziun ama

kendilerine gönderilen her peygamberle alay ettiler. Her peygamber inkarcı muhataplarının Ģu 4 aĢamalı politikasıyla karĢı karĢıya kaldı.

1 – Birinci aĢama görmezden gelmeyi. Aynısı peygamberimize de

yapıldı. 2 – Ġkinci aĢama alaya alma. 3 – Üçüncü aĢama iftira etme, 4 – Dördüncü aĢama fiziki ve fiili saldırıda bulunma. Hemen her

peygamber bu dört aĢamaya uğramıĢtır. Muhatapları tarafından bu dört aĢamalı bir inkarla karĢılaĢmıĢtır.

8-) Feehlekna eĢedde minhüm batĢen ve meda meselül

evveliyn; Bu yüzden onlardan daha güçlü olan niceleri helâk ettik... Öncekiler

ibret dolu hikâyeleriyle mazi oldu! (A.Hulusi)

Page 9: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

08 - Onun için biz onlardan daha sert pençelileri helâk ettik, ve evvelkilerin meseli geçti. (Elmalı)

Feehlekna eĢedde minhüm batĢen sonunda Ģunlardan, belki

minküm gelmeliydi, sizden. Ama siz deyince belki müminleri, hatta Resulallah‟ı da içine alır zannedilmesin gerekçesiyle minhüm; Ģunlardan. Kim Ģunlar? Yani ilk muhatabı inkarcılardan daha güçlü kuvvetli oldukları halde onları da helak ettik. Yani ey inkarcılar siz inkarda orijinal değilsiniz. Eğer inkar etmekle çok orijinal bir Ģey yaptığınızı düĢünüyorsanız böyle düĢünmeyin. Çünkü inkarcı meczul miktarda var insanlık tarihinde. Ġnkar çok matah bir Ģey değil, inkar öyle değerli bir Ģey değil. Çünkü hep çoğunluk inkar etmiĢtir zaten. Dolayısıyla eğer siz inkar etmekle Allah‟ı ve hakikati pes ettireceğini düĢünüyorsanız, sizden önce çok daha güçlüleri inkar etti, fakat hakikat yine güneĢ gibi kimse örtemediği gibi hiçbir inkarcı da vahyin sesini boğamaz.

ve meda meselül evveliyn zaten öncekilerin meselleri, hikayeleri

de daha önce geçmiĢti. Bu ibare farklı bir biçimde de anlaĢılabilir ve meda meselül

evveliyn geriye kalan ibretlik bir anı oldular. O helak edilenler geriye kalanlar için ibretlik bir anı oldular Ģeklinde de anlaĢılabilir. Ama bizim tercihimiz daha doğru, Özellikle önceden onların hikayeleri, kıssaları anlatılmıĢtı derken mesela bu sureden önce inen fussilet suresi 13 – 18 ayetlerinde geçmiĢte helak edilmiĢ kavimlerin kıssası anlatılmıĢtı, ondan önce de yer almıĢtı.

9-) Ve lein seeltehüm men halekas Semâvati vel Arda le

yekulünne halekahünnel 'Aziyzül 'Aliym; Yemin olsun ki eğer onlara: "Semâları ve arzı kim yarattı?" diye

sorsan, elbette: "Onları, Aziyz ve Aliym olan yarattı" diyecekler. (A.Hulusi)

09 - Celâlim hakkı için sorsan onlara o Gökleri ve Yeri kim yarattı?

Elbette diyecekler: onları o azîz, alîm yarattı. (Elmalı) Ve lein seeltehüm men halekas Semâvati vel Arda le

yekulünne halekahünnel 'Aziyzül 'Aliym eğer onlara sormuĢ olsaydın ve deseydin ki gökleri ve yeri kim yarattı? Onlar hiç tereddüt etmeden

Page 10: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

elbet sonsuz yücelik ve Aliym olan mutlak bilgi sahibi olan Allah yarattı derlerdi.

Bunlar için bir üstteki ayette sözü edilen geçmiĢ kavimler olmalı

diye düĢünüyorum Ģahsen. Yani bunlar kim. Vahyin ilk muhatabı olan Mekke müĢrikleri bunu söylüyorlar. Fakat bağlam geçmiĢte helak edilmiĢ kavimlerden söz ediyor. Dolayısıyla bu ayette; sorsan onlara gökleri ve yeri kim yarattı diye onlar; Her Ģeyi bilen ve her Ģeyden güçlü olan Allah yarattı derlerdi. Sözü o helak edilen kavimlere iliĢkin. Yani onlarda bunlar gibi derlerdi, onlarda bu vahyi inkar den Mekke‟nin müĢrikleri gibi gökleri ve yeri Allah‟ın yarattığını biliyorlardı.

Elbette yani putlarının yaratmadığını biliyorlardı. Her inkarcı kavim

aslında Allah‟a ortaklar koĢarken beni bu put yarattı diyene rastlamıyoruz. Firavun bile gökleri ben yarattım diyemiyordu. Ama ben sizin rabbinizim diyordu. DüĢünebiliyor musunuz. Aslında tüm pagan kavimler, putperest kavimler, inkarcı kavimler bu kainatı, insanı, gökleri, putlarının yarattığını düĢünmüyorlardı ve tanrılar tanrısı dedikleri en yüce varlığa iman ediyorlardı. Problemleri O‟na ortaklar koĢmaları ya da O‟nun bazı vasıflarını baĢkalarına yakıĢtırmalarıydı. ĠĢte burada da bu gerçeği dile getiriyor.

10-) Elleziy ce'ale lekümül Arda mehden ve ce'ale leküm fiyha

sübülen lealleküm tehtedun; O ki, arzı (bedeni) sizin için (içinde geliĢeceğiniz) beĢik kıldı ve

hakikate eresiniz diye onda sizin için (düĢünce akımları - meĢreblere göre) yollar oluĢturdu. (A.Hulusi)

10 - O ki Arzı sizin için bir beĢik yaptı, ve doğru gidesiniz diye size

yollar açtı. (Elmalı) Elleziy ce'ale lekümül Arda mehden ve ce'ale leküm fiyha

sübülen lealleküm tehtedun iĢte yeri sizin için beĢik yapan da, yolunuzu bulasınız diye orada sizin için yollar var eden de O‟dur. Yani gökleri ve yeri yaratandır. Burada müthiĢ bir tahlil ve müthiĢ bir ince tenkit var. Nedir? Her putperest gökleri Allah‟ın yarattığını, yerleri putunun yaratmadığını bilir. Fakat inkar ettiği nedir? Yolu, yani gökleri ve yeri yaratan yolsuz mu yarattı. Sizin yer yüzünde yürüyeceğiniz, Ģu kısacık hayatta yürüyeceğiniz yolları bile var etti. Yani yollar bulasınız diye geçitler, vadiler, ovalar, düzlükler, en bitimsiz sıra dağlar arasında

Page 11: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bile geçitler koydu, yerleĢtirdi. Veyahut ta daha derin bir ifade ile size yol yapacak bir yetenek verdi. Yolunuzu bulacak bir akıl verdi.

Peki size Ģu kısacık dünya hayatında bile yolsuz bırakmayan ebedi

hayatta sizi yolsuz bırakır mı? Bu nasıl düĢünce, bu nasıl yaklaĢım, bu nasıl çeliĢki. Siz bunu nasıl düĢünebiliyorsunuz. Yani Ģu geçici hayatta size yollar versin de ebedi hayatta sizi yolsuz bıraksın. Ya da fiziki yolunuzu düĢünsün de manevi yolunuzu düĢünmesin. Öyle mi umuyor, böyle mi bekliyorsunuz. Aslında bize sordurduğu soru bu.

11-) Velleziy nezzele mines Semâi maen Bi kader* feenĢerna

Bihi beldeten meyta* kezâlike tuhrecun; O ki, semâdan ölçülü olarak bir su (ilim) indirdi... Onunla ölü bir

beldeyi (bilinci) dirilttik! Böylece (kabirlerden - bedenlerden) çıkarılırsınız. (A.Hulusi)

11 - Ve o ki yukarıdan bir miktar ile bir su indirmekte ve onunla ölü

bir beldeye hayat neĢretmekteyiz, iĢte siz de öyle çıkarılacaksınız. (Elmalı)

Velleziy nezzele mines Semâi maen Bi kader gökten suyu bir

ölçüye göre sürekli indiren de O‟dur. Bi kader; Bu ibarenin anahtar sözcüğü. Bir kaderle, tamda iĢte kader. Bir kadarla, bir ölçüyle, bir nizam ve intizam dahilinde daha geniĢ bir anlam alanı içerisinde düĢünürsek. Ne demek bu? Ey insan Allah, kimsenin hesap soramayacağı bir varlık. Yani tüm mahlukatı yaratan olduğu halde kendi iĢinde nizamlı ve intizamlı, yani ölçülü çalıĢıyor. Ya sen, her Ģeyinle yarımsın, her Ģeyinle yetersizsin. Kendi kendine ve her Ģeye yeten Allah bile kendine ölçüler koyarken sen neden ölçüsüzsün. Tanrı değilsin, halık değilsin, mahluksun. Kendi kendine yeten değilsin, muhtaç olansın. Ama neden ölçüsüzsün. Ölçüsüz olursan baĢarısız olursun.

Aslında Allah‟ın ahlakıyla ahlaklanmak belki de budur iĢte. Yer

yüzünün en eskimez hikmetlerinden biri. Bazı kaynaklarda tacda mesela hadis olarak nakledilse de Aslında bu yer yüzünün en eskimez hikmetlerindendir. Nedir bu Allah‟ın ahlakıyla ahlaklanmak? Kaderli olmak, ölçülü olmak. Ölçüsüz olmamak, mizansız olmamak, terazisiz olmamak. Mesela ölçüsüz akıl. Aslında akıl kalbin ölçüsüdür. Kalp sürekli devinen ve dağınık olan demektir. Bir kararda durmayan demektir. Akıl ise bir kararda durmayan kalbi bağlayıp bir kararda tutan Ģeydir.

Page 12: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Dolayısıyla Allah ölçüyü vermiĢ fakat kullanmıyorsa eğer baĢarısız olacak demektir.

feenĢerna Bihi beldeten meyta* kezâlike tuhrecun bunun

sonunda biz nasıl ölü toprağı diriltiyorsak, iĢte siz de öldükten sonra böyle çıkarılacaksınız. Yani lafzi olarak çıkarılacaksınız, belki diriltileceksiniz anlamında çıkarılacaksınız.

Ölü toprağı yağmurla diriltmek, aslında Kur‟an ın neresinde

yağmurun ölü toprağı diriltiliĢinden söz ediliyorsa orada zımnen ya da açık olarak vahyin ölü yürekleri diriltiĢine bir atıf vardır. Çünkü vahiy yağmura, ölü toprak ta ölü kalbe benzetilir. Nasıl ki yağmur ölü topraklara bahar getiriyorsa, vahiy de çölleĢmiĢ yüreklere bahar getirir. Aslında cennet vahiy yağmurunun düĢtüğü yürekte ki baharın ahirete, ebedi hayata taĢınmasıdır.

12-) Velleziy halekal ezvace külleha ve ce'ale leküm minel fülki

vel en'ami ma terkebun; O ki, bütün çiftleri (gen çift sarmalını) yarattı ve sizin için

gemilerden (bilinçler) ve en'amdan (biyolojik beden) bindiğiniz Ģeyleri oluĢturdu. (A.Hulusi)

12 - Ve o ki bütün çiftleri yarattı ve sizin için gemilerden ve

yumuĢak hayvanlardan bineceğiniz Ģeyler yaptı(Elmalı) Velleziy halekal ezvace külleha duraksamamın sebebi acaba

okusam mı okumasam mı diye vahyin hayat verici soluğundan bahseden bir ayet aklıma takıldı da onun için.

..üsteciybu Lillâhi ve lirRasûli izâ de'aküm lima yuhyıyküm.

(Enfal/24) iĢte bu. Ey insan, ey iman ettiğini iddia eden insan eğer iddianda samimi isen Ģunu yap; Allah ve Resulü sizi diriltmeye davet ettiğinde lima yuhyıyküm sizi dirilten bir mesaja, size can veren bir vahye davet ettiğinde hiç durmayın hemen bu davete icabet edin. ĠĢte bunun gibi.

Velleziy halekal ezvace külleha ve bütün varlığı çift kutuplu olarak

yaratan O‟dur.

Page 13: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Çift kutuplu halekal ezvace zıd kutuplu. Ġki Ģekilde de anlayabiliriz. Mahlukatın en temel yasası budur. Çift kutupluluk. Aslında Halıkla mahluku ayıran temel kuraldır bu. Allah tektir, O‟nun dıĢında ki her Ģey çifttir. Bu böyledir. Bunun tek istisnası çift kutupluluğun, varlık içerisinde tek istisnası Allah‟tır. O tektir. Ġman küfür, aydınlık karanlık, zenginlik yoksulluk. Erkek diĢi. Sağ sol. Ön arka. Üst alt. Dünya ahiret yani sayın gitsin zengin yoksul, yöneten yönetilen..! Yani hayatın tamamı çift kutuplu. Hatta varlığa bakıĢımız ahdi zihni, yani zihnimizde bir varlık var, bir de dıĢımızda o varlığın gerçeği var. Elma ile elmanın zihnimizdeki yansıması. Bu bile çift kutuplu.

Dolayısıyla mahlukat çift kutuplu. Halık ile mahluku ayıran temel bu

ve burada zımnen Ģöyle bir Ģey de var. Allah‟ın yaratıĢının temelinde ki bu yasaya göre iman ve küfür hep olacak. ĠĢ bu çift kutupluluk yasasının sırrını anlamak. Dolayısıyla bu sırrı anlarsanız eğer, ne ile nasıl mücadele edileceğini öğrenmiĢ olur, ilahi yasaya karĢı savaĢmak gibi bir külfetten kurtulursunuz. O zaman hayatı daha doğru anlarsınız. Hayatın kutuplarını yok etmek değil, siz kendi kutbunuzu, daha doğrusu sizin tercihini olan kutbu belirlersiniz.

Unutmayalım dünyada insan kendi özünde bu çift kutbu birleĢtirir.

ĠĢte nefis negatif, ruh pozitif kutupta yer alır. Hangisini sularsanız o ağır gelir ve ahiret suladığınız ve geliĢtirdiğiniz kutba göre gerçekleĢir ve ahirette bu kutuplar ayrıĢır. Zaten Cennet ya da cehenneme girmek, dünyada birleĢik olan bu kutupların artık ayrıĢması anlamına gelir. eğer pozitif kutbunuz hayatınızın merkezi haline gelmiĢse, hayatınızı ruh, iman, iz‟an, i‟kan, Kur‟an, akıl gibi unsurlarla belirlemiĢse artık sizin ahiretiniz de cennet olur. Yok nefis, Ģeytan, günah, kin, haset, isyan, tuğyan, küfür, Ģirk vs. gibi araçlarla sulamıĢ, orayı geliĢtirmiĢse artık öbür kutup ölür ve o insan kendi kendini cehennem yakıtına çevirmiĢ olur.

ve ce'ale leküm minel fülki vel en'ami ma terkebun gemileri ve

hayvanları, bindiğiniz her Ģeyi var eden yine O‟dur. 13-) Li testevu alâ zuhurihi sümme tezküru nı'mete Rabbiküm

izesteveytüm aleyhi ve tekulu subhânelleziy sahhare lenâ hâzâ ve mâ künnâ lehû mukriniyn;

Ki, sırtlarına kurulasınız, sonra onun üzerine yerleĢtiğinizde

Rabbinizin nimetini zikredesiniz ve: "Bunu bize kullandıran Subhandır! (Yoksa) biz bunu değerlendiremezdik" diyesiniz. (A.Hulusi)

Page 14: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

13 - Ki sırtlarına kurulasınız, sonra üzerine kurulduğunuzda rabbinizin nimetini anıp diyesiniz: tenzih o sübhâna ki bunu bize müsahhar kılmıĢ, yoksa biz bunu yanaĢtıramazdık. (Elmalı)

Li testevu alâ zuhurih bu sayede sırtlarına kurulup

hükmediyorsunuz. Evet, bu sayede sizi taĢıyan her taĢıtın sırtına kurulup hükmediyorsunuz. Hangi sayede. Allah‟ın eĢyayı emrinize vermesi sayesinde. Allah‟ın eĢyanın yasalarını size açması sayesinde sırtlarına kurulup hükmediyorsunuz. Yani aslında derinden derine çok Ģey söylüyor bu ibareler. Ama devam edelim ne söylediğini orada izah etmeye çalıĢalım.

sümme tezküru nı'mete Rabbiküm izesteveytüm aleyhi ve

tekulu subhânelleziy sahhare lenâ hâzâ ve mâ künnâ lehû mukriniyn ve ne zaman ki onlara hükmettiniz, rabbinizin nimetini anıp Ģöyle diyesiniz.sahhare lenâ hâzâ ve mâ künnâ lehû mukriniyn diyesiniz. Ne demek? Bütün bunları bir yasaya bağlayıp emrimize amade kılan Allah‟ın Ģanı ne yücedir. Bütün bunları; sahhara lena, bir yasaya bağlayıp emrimize amade kılan. Ya da burada ki lam ın farklı bir okunuĢundan, iĢlevinden yola çıkarak; Bunları bizim hükmümüz altına veren, doğrudan hükmümüz altına veren Allah‟ın Ģanı ne yücedir. Değilse biz ve mâ künnâ lehû mukriniyn biz bunu asla elde edemezdik deyiniz, diyesiniz.

Evet, değerli Kur‟an dostları, efendimiz yola çıkarken bineğinin

üstüne oturduğu anda yaptığı dua buydu. Önce 3 kere tekbir getirir, Allahuekber, Allahuekber, Allahuekber, sonra tehlil (Lâilâhe illâllâh) getirir ve ondan sonra da bu ayeti okurdu. Bu ayeti okuması, yani altımızda binek veya araba veya uçak fark etmiyor. Sizi bir yerden bir yere taĢıyan her Ģey aslında Allah‟ın yasaları çerçevesinde iĢlemekte.

Bu noktada bize ne öğretiyor dersiniz? Ekmeğe değil ekmeğin

sahibine Ģükret. Ġçinde bulunduğunuz hayatı size kolaylaĢtıran her Ģey Allah‟ın yasaları çerçevesinde iĢlemekte. Dolayısıyla siz o yasaları koyan Allah‟a Ģükredin. ġükredin ki Allah size nimetini artırsın. Yoksa küfrederseniz, nankörlük ederseniz o bindiğiniz Ģeyler sizi Allah‟tan uzaklaĢtıran bir araca dönüĢür. Nimetler külfet olur, bela olur. Nikmet olur (ġiddetli ceza).

14-) Ve innâ ilâ Rabbinâ le münkalibûn; "Doğrusu biz (sürekli dönüĢerek) Rabbimize ereceğiz!" (A.Hulusi)

Page 15: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

14 - Ve her halde biz dönüp dolaĢıp rabbimize varacağız. (Elmalı) Ve innâ ilâ Rabbinâ le münkalibûn ve Ģu kesin ki biz elbette

rabbimize döneceğiz. Biraz önceki duanın devamı aslında. Biz rabbimize döneceğiz, bakınız bir yerden bir yere yola çıkıyorsunuz, aslında dünyevi bir iĢ yaptığınız, bindiğiniz de dünyevi bir araç ama hemen aklınıza gelen, yani Müslüman olmuĢ bir aklın nasıl çalıĢması gerektiğini öğretiyor. ĠĢte vahyin inĢası bu, ilahi inĢa bu. Tasavvur inĢa ediyor.

Yolculuk mu var, her yolculuk size ebedi yolculuğu hatırlatmalı. Her

dünyevi yolculuk, hayatın bir yolculuk olduğunu hatırlatmalı ve bu ömrün de bütünüyle yolcu olan insana verilmiĢ bir kredi olduğunu hatırlatmalı. Yani ey insan sen yolcusun yolun sahibi yolun sonunda değil ey insan yolun sahibidir o, yolun sonunda değildir. Dolayısıyla aramakla bulunmaz, fakat bulanlar arayanlardır. Yürümekle varılmaz lakin varanlar yürüyenlerdir. Her yolculuk sana ebedi yolculuğu hatırlatmalı ey insan. O zaman o akla Müslüman akıl denir. ĠĢte zikir budur. Zikir insanın hatırından Allah‟ın hiç çıkmamasıdır.

15-) Ve ce'alu leHU min ıbadiHĠ cüz'a* innel Ġnsane lekefurun

mubiyn; O'na, O'nun kullarından bir cüz kıldılar (Ahad üs Samed oluĢunu

inkâr ile onu cüzlerden oluĢmuĢ kabul ederek çocuğu olduğunu ileri sürdüler). Muhakkak ki insan apaçık bir nankördür! (A.Hulusi)

15 - Öyle iken tuttular kullarından ona bir cüz tasladılar, hakikat

insan çok nankör, açık bir küfürbazdır. (Elmalı) Ve ce'alu leHU min ıbadiHĠ cüz'an ama kalkarlar kullarımdan

birilerini O‟ndan bir parçaymıĢ gibi telakki ederler. Veya O‟nun uluhiyetinden bir parçayı, O‟nun bazı yaratıklarına yakıĢtırırlar. Ġki Ģekilde de anlaĢılabilir.

innel Ġnsane lekefurun mubiyn ġu bir gerçek ki bunu yapan bir

insan gerçekten de çok açık bir nankörlüğe sapmıĢtır. Lekefurun mubıyn; Ġlginizi çekmedi mi? Surenin giriĢinde deVel

Kitabil mubiyn vardı. Kefurun mubıyn – Kitabil mubıyn. Açık

Page 16: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

nankörlük, ayan açık kitab. Kitabil mubiyn i inkar eden bir insan sıradan bir nankörlük yapmıĢ olmaz. Kitabin mubiyn; özünde açık ve açıklayıcı bir kitaptı değil mi. Dolayısıyla böyle bir vahyi inkar ederse o sadece sıradan kefur, nankör olmaz, kefurun mubiyn olur. Yani katmerli nankör olur. Böyle anlayacağız.

16-) Emittehaze mimma yahlüku benatin ve asfâküm Bil

beniyn; Yoksa yarattıklarından kızlar edindi de erkek çocukları size mi

bıraktı? (A.Hulusi) 16 - Yoksa o, yaratıp durduğu mahlûklarından kendine kızlar edindi

de oğullarla imtiyazı size mi verdi? (Elmalı) Emittehaze mimma yahlüku benatin ve asfâküm Bil beniyn

yoksa O, yarattıklarından kız olanları kendisine, erkek olanları da size mi bıraktı?

Kur‟an burada cinsiyete iliĢkin bir hükümde ve tercihte bulunmuyor,

asla. Sadece cinsiyet ayrımcılığına dayalı müĢrik aklı suçüstü yakalıyor. Evet cürmü meĢhut halinde yakalıyor. Suçüstü ediyor onları. Hani Elekümüzzekeru ve lehül ünsâ. (Necm/21) öyle diyordu ya; Kızlar O‟na, erkekler size ha? Tilke izen kısmetun dıyza. (Necm/22) o halde bu nasıl bir taksimat, bu nasıl bir adalet.

Aslında burada da söylenen aynı Ģey. Kur‟an; Kız ya da erkek

olmayı övünmek ya da dövünme vesilesi bilmiyor. Ama muhatabın aklının nasıl ters çalıĢtığını gösteriyor. Allah‟a inandığınızı söylüyorsunuz, Allah‟ın en büyük tanrı olduğuna inandığınızı söylüyorsunuz, fakat sevmediğinizi Allah‟a veriyorsunuz. Yani tam bir kabil kompleksi. Devam ediyoruz;

17-) Ve izâ büĢĢira ehadühüm Bima darebe lirRahmâni

meselen zalle vechuhu müsvedden ve hüve kezıym; Onlardan biri Rahmân'a nispet ettiği kızlar ile müjdelendiğinde,

dertlenip yüzü simsiyah kesilir! (A.Hulusi)

Page 17: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

17 - Halbuki içlerinden biri o Rahmana fırlattığı mesel ile kendisi tebĢir kılındığı vakit yüzü simsiyah oluyor da kederinden yutkunup yutkunup dolukuyor. (Elmalı)

Ve izâ büĢĢira ehadühüm Bima darebe lirRahmâni meselen

zalle vechuhu müsvedden ve hüve kezıym evet Ayete bakınız ayete dostlar. Ama onlardan birine, rahmana layık kız çocuğu müjdelenince hemen yüzü kapkara kesilir ve içi öfke ile karıĢık bir hüzün dolar. Ġçini öfke ile karıĢık bir hüzün kaplar.

Benzer bir ayet Nahl/58. ayeti. Kabil kompleksi dedim değil mi.

Yani sahip olduğunun en kötüsünü Allah‟a layık görmek. Sahip olduğu en değersizi Allah‟a ayırmak. Tam bir Kabil kompleksi. Aslında değersiz olduğu için değil, değersiz gördüğünü, yoksa Allah katında değersiz değil. Ama kendisi değersiz görüyor. ĠĢte bu suçüstü yakalanma hali.

18-) Evemen yüneĢĢeü fiyl hılyeti ve huve fiyl hısami ğayru

mubiyn; Yoksa süs içinde yetiĢtirilen ve tartıĢmada beyan gücü olmayan

diye değerlendirdiğinizi (kız çocukları) mi (Allâh'a yakıĢtırıyorsunuz)! (A.Hulusi)

18 - Ya o ziynet içinde yetiĢtirilecek de muhasamaya (Muhalefet)

gelince beceremeyecek olanı öyle mi? (Elmalı) Evemen yüneĢĢeü fiyl hılyeti ve huve fiyl hısami ğayru mubiyn

ne der, ne? Süs püs içinde yetiĢtirilmekten baĢka bir iĢe yaramayan biri daha mı. Yani süslenip püslenmekten baĢka bir iĢe yaramaz kız çocuğu der. Aynı zamanda cinsiyet ayırımcılığına bakıĢlarını da sorguluyor Kur‟an. Böyle der ve kendini belli belirsiz bir çatıĢmanınfiyl hısami ğayru mubiyn belli belirsiz bir iç çatıĢmanın içinde bulur. Yüreğinde gelgitler oluĢur, dehĢetli bir çatıĢma içinde bulur. Yani ne yapsın mı, tutsun mu bir baĢka ayette ifade buyrulduğu gibi. Yani yanında alı mı koysun yoksa götürüp diri diri gömsün mü.

Neden? Neden böyle yapar bu akıl? ĠĢte aslında bize bunu veriyor

Kur‟an. MüĢrik aklın çalıĢma biçimini sorgulamamızı istiyor. Soyut düĢünmekten aciz bedevi aklın iĢte durumu bu. Nedir bu durum? Bedevi akıl estetiği para etmediği için değer saymaz, güzelliği. Onun içinde süs

Page 18: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

püs içinde güzelleĢmekten baĢka bir iĢe yaramayan diyor. O fiili ve fiziki olarak ne getirdiğine bakıyor. Erkek savaĢır, kız savaĢmaz. Ama kendisi de bir kadından doğmuĢtu onu unutuyor. Unutuyor eğer babası da ölen annesine yapsaydı kendisi doğmazdı. Onu unutuyor.

ĠĢte böyle yani hayatının içinde güzelliğe yer yok. Çünkü güzellik

peĢin para getirmiyor onun dünyasında, bedevi dünyasında. Onun içinde kız doğunca yüzü kapkara kesiliyor ve içinde belli belirsiz öfke ile karıĢık duygular oluĢuyor. Kime bu öfke? Kimse kendisi tercih etmediğine göre, Allah verdiğine göre elbette ki Allah‟a öfke.

Peki yoksa bunlar aslında Kabil kompleksine kapılmaları yani

melekleri Allah‟ın kızları kabul etmelerinin ta temelinde, kendilerine kız çocuğu veren Allah‟tan öç almaya mı kalkıyorlar. Galibe böyle bir Ģey olsa gerek. Madem kız veriyorsun biz de sana ulaĢacak vesilelere diĢilik yakıĢtırırız demeye getiriyorlar.

19-) Ve ce'alül Melaiketelleziyne hüm 'ıbadur Rahmâni inasâ*

eĢehidu halkahüm* setüktebü Ģehadetühüm ve yüs'elun; Onlar Rahmân'ın kulları olan melekleri diĢiler olarak tanımladılar!

Onların yaratılıĢına Ģahit miydiler? Onların (bu) Ģahitlikleri yazıldı; sorgulanacaklar! (A.Hulusi)

19 - Rahmanın kulları olan Melâikeyi de diĢi yaptılar, yaradılıĢlarına

Ģahit mi idiler? ġahadetleri yazılacak ve sorguya çekilecekler. (Elmalı) Ve ce'alül Melaiketelleziyne hüm 'ıbadur Rahmâni inasân Onlar

rahman tarafından yaratılmıĢ varlıklar olan melekleri diĢi olarak tasavvur ettiler.

Evet, çünkü soyut düĢünmekten uzaktılar değil mi. Nûranî ve

Ruhanî varlıklar olan meleklere cinsel kimlik yakıĢtırdılar. Oysa bırakın melekleri,, insan ruhunun cinselliği yoktur. Ġnsan ruhunun cinsiyeti yoktur. Ruhun cinsiyeti olmaz. Cinsiyet sadece bedene iliĢkindir. Ruha iliĢkin bir Ģey değildir. Dolayısıyla ruhun yoksa meleğin nasıl cinsiyeti olsun. Nûranî varlıkların nasıl cinsiyeti olur. Ama onlar soyut düĢünemedikleri için soyut varlıkları bile somut dünyalarına indirgiyorlar. Ġndirgemeci bir mantıkla düĢünüyorlar.

Page 19: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

eĢehidu halkahüm yoksa onların yaratılıĢına Ģahit mi oldular setüktebü Ģehadetühüm ve yüs'elun onların bu yalancı Ģahitlikleri kaydedilecek ve bundan dolayı elbet sorgulanacaklar.

20-) Ve kalu lev ĢaerRahmânu ma 'abednahüm* ma lehüm Bi

zâlike min ılm* in hüm illâ yahrusun; Dediler ki: "Eğer Rahmân dileseydi onlara kulluk yapmazdık"...

Bununla ilgili onların bir ilmi (delilleri, yakînleri) yoktur... Onlar ancak tahmin üzere konuĢup saçmalıyorlar. (A.Hulusi)

20 - Bir de dediler ki Rahman dilese idi biz onlara tapmazdık, bu

babda onların bir ilimleri yoktur sâde atıyorlar. (Elmalı) Ve kalu lev ĢaerRahmânu ma 'abednahüm bir de onlar Rahman

dilemeseydi biz asla Ģirk koĢmazdık. Asla onlara tapmazdık dediler. Evet üzerinde durulması gereken bir tavır bu. MüĢriklerin kader

inancına dikkat edin. ġöyle diyorlar. Eğer O sonsuz rahmet sahibi istemeseydi biz O‟na Ģirk koĢtuğumuz bu putlara tapmazdık. Yani onun meleklerinin simgesi ve sembolü ilan ettiğimiz bu Ģeylere tapmazdık.

Allah‟a iftira ediyorlar. Yani vermeyi dilemeseydi, dilemeyi

vermezdi. Bunu görmezden geliyorlar. Ġrade dahiline giren her hususta insanın kaderi seçmektir sevgili dostlar. Ġnsan iradesinin dahiline giren her hususta kaderi seçmektir. Allah‟ın izin vermesi ile razı olması arasında ki fark iĢin sırrıdır. Allah‟ın izin verdiği her Ģeyden razı olduğunu düĢünmek, Allah‟ı da iradeyi de anlamamak demektir. Zaten Allah‟ın insana irade vermesi, izin vermesidir. Fakat verdiği iradeyi nerede kullanacağınıza imtihan etmesi bu iĢin sırrıdır. YaratılıĢın sırrıdır. Zaten eğer irade kötüyü iĢlemeye mezun olmasaydı, iyiyi tercih etmesine ödül olmazdı. O zaman iradeye ne gerek vardı ki. Ġyiyi otomatiğe bağlamak yeterdi, iradeye gerek yoktu. Ġradenin bizatihi var olması için en az iki alternatif gerek. Yani iyinin karĢısında kötü yoksa eğer, iradeye de gerek yoktur.

Dolayısıyla hem iradeyi yaratsın, hem de kötüye izin vermesin

diyorsanız, iĢe yaramayacak bir Ģeyi yaratmıĢ olur Allah. Allah batılla iĢtigal etmez, bu batıldır. Allah amaçsız bir Ģey yapmaz. Dolayısıyla iradeyi yaratmıĢsa onun iki tercih hakkını da yaratmalıdır, izin vermelidir. ĠĢte bu noktada;

Page 20: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve kulil Hakku min Rabbiküm.. (Kehf/29) De ki Hakk

rabbinizdendir, gerçek rabbinizden gelmiĢtir. femen Ģâe felyu'min ve men Ģâe felyekfür. (Kehf/29) Ġsteyen artık iman etsini isteyen de inkar etsin. 18. surenin 89. ayeti (Hayır 29 olacak) açıkça söylüyor ki baĢka ayetlerde var.

Yine mesela Ve ma teĢâune illâ en yeĢâAllâhu Rabbül'alemiyn.

(Tekviyr/29) nasıl anlayacağız. Allah dilemeden, Alemlerin rabbi olan Allah dilemeden siz hiçbir Ģey dileyemezsiniz. Evet, doğru, Zaten Alla dilediği için iradeyi verdi. Allah‟ın dilemesi iradeyi vermesidir. Ama Allah diledi, dilemeden hiçbir Ģeyi dilemezdi, ama diledi. Dilediği içinde iradeyi verdi. Dolayısıyla iradeyi verdi ki iradenin Ģükrünü eda etsinler. Ġradenin Ģükrü doğruyu seçmektir. Ġradenin küfrü de yanlıĢı seçmektir.

ma lehüm Bi zâlike min ılm ne ki onlar buna dair bir bilgiye sahip

değiller. Yani Allah‟a iftira ediyorlar bilmeden. Allah‟ın neyi tercih ettiğini gözden kaçırıyorlar. Bilmeden Allah‟a iftira ediyorlar.

Bu bilmeden in altında Ģu da yatıyor olabilir, Allah; Melekler benim

aracılarım, bana onlarla yaklaĢın mı dedi? böyle bir Ģey demediği halde bilmeden Allah‟a aracılar yakıĢtırıyorlar. Allah‟ın aracıya ihtiyacı yok.

in hüm illâ yahrusun onlar sadece sürü güdüsüyle hareket

ediyorlar. Yahrusun daha önce de lügavi tahlilini ayrıntılı olarak yaptığımı hatırlıyorum, tam açılımı sürü güdüsüyle, koyun sürüsü gibi iç güdüyle hareket etmek anlamına gelir. Güdü ile hareket ediyorlar, akılla değil. Neden? Güdü ile hareket ediyorlar? ĠĢte bu:

21-) Em ateynahüm Kitaben min kablihi fehüm Bihi

müstemsikûn; Yoksa bundan önce onlara bir Bilgi (kitap) verdik de onlar Ona

sarılarak mı bu iddiadalar? (A.Hulusi) 21 - Yoksa biz onlara bundan evvel bir kitab vermiĢiz de ona mı

tutunuyorlar? (Elmalı) Em ateynahüm Kitaben min kablihi fehüm Bihi müstemsikûn

yoksa biz bundan önce onlara bir kitap göndermiĢiz de bu tavırlarıyla ona

Page 21: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

sımsıkı sarıldıklarını mı iddia ediyorlar. Bu dediğim Ģimdi gelecek ayeti kerime aslında. Sürü güdüsüyle hareket etmelerini neye bağlayabiliriz?

22-) Bel kalu inna vecedna abaena alâ ümmetin ve inna alâ

asârihim mühtedun; Bilakis, dediler ki: "Biz atalarımızı bu din anlayıĢında bulduk; biz

onların eserleri (Ģartlandırmaları - genleri) doğrultusunda doğru yolu bulanlarız." (A.Hulusi)

22 - Hayır, Ģöyle dediler: bizler, atalarımızı bir ümmet üzerinde

bulduk, biz de onların izlerince giderek murada ireriz. (Elmalı) Bel kalu inna vecedna abaena alâ ümmetin ama hayır, veyahut

ta “Bel” i ayrı olarak, edatı ayrı olarak manalandırabiliriz; Nerde..! öyle değil, onlar atalarımızın geleneksel bir inanç üzere bulduk atalarımızı, geleneksel bir inanca sahip bulduk ve inna alâ asârihim mühtedun kesinlikle biz de onların izinden giderek doğru yolu bulabiliriz dediler.

Evet, kader iradeydi değil mi, seçmek. Onu kullanmayınca ne

yaptılar? Saptılar, sapıttılar. Allah‟ın koyduğu kader olan iradeyi kullanmayıp sürü güdüsüyle hareket ettiler ve, biliyorsunuz sürü güdüsü Ģudur; Bir tutam ot bin tane koyunu peĢimden sürükler. Aslında eğer yemeye kalksalar iki tanesine bile yetmez. Fakat bin koyun bir tutam otun peĢinden gider mi? Aslında onlar otu bile gördüğü yok. Bir önceki koyunun izinden giderler bir arkadaki koyun. Sürü güdüsü budur. Onun içinde taklide saptılar, yani aklı kullanmayan taklide saptı, körü körüne itaat onun arkasından geldi, atalar dininin peĢinden gittiler.

23-) Ve kezâlike ma erselna min kablike fiy karyetin min

neziyrin illâ kale mütrefuha, inna vecedna abaena alâ ümmetin ve inna alâ asârihim muktedun;

ĠĢte böyle. Senden önce hangi topluma bir uyarıcı irsâl ettiysek,

oranın zengin ileri gelenleri Ģöyle dediler: "Biz atalarımızı bu din anlayıĢı üzere bulduk ve biz onların eserlerine (Ģartlanmaları, genleri) uyanlarız." (A.Hulusi)

Page 22: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

23 - Yine böyle senden evvel hangi memlekette bir nezîr gönderdikse onun refahlı takımı demiĢti ki: bizler atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk biz de onların izlerine uyarız. (Elmalı)

Ve kezâlike ma erselna min kablike fiy karyetin min neziyrin

illâ kale mütrefuha iĢte böyle Ve kezalik, iĢte böyle oldu. Yani her sapan toplum temelde böyle saptı. Biz senden önce hangi beldeye bir uyarıcı göndermiĢsek oranın mütrefleri; Refah içinde ĢımarmıĢ ve küstahlaĢmıĢ seçkinleri hep Ģunu söylediler;

inna vecedna abaena alâ ümmetin ve inna alâ asârihim

muktedun biz atalarımızı geleneksel bir inanç üzere bulduk, geleneksel bir din üzere bulduk. ġu halde bize düĢen onların izini takip etmektir. Hep bunu dediler. Aslında bu yeni bir Ģey değil. Öteden beri sapmıĢ tüm toplumlar böyle saptılar.

Alâ ümmetin, yani bir ümmet üzere bulduk, tam literal manası.

Ümm kökünden gelir ümmet. Asıl kaynak toplum, din köklerine atfedilir. Asıl anlamı budur. Asıl kaynak toplum – din. Sonradan boy, zaman, maksat anlamlarını kazanmıĢ. Bu yolu izleyerek kelime, daha sonra tür, nesil, çağ anlamlarına ulaĢmıĢ. Yani kelimenin uzun bir anlam yolculuğu var. Burada geleneksel inanç atalar dini olarak görülüyor. Allah‟ın dininin karĢıtı atalar dini olarak yer alıyor burada.

Tüm çağlarda ki çatıĢmanın ana tarafları bunlar. Bir tarafta Allah‟ın

dini, öbür tarafta atalar dini. Bir tarafta tahkik, bir tarafta taklit. Bir tarafta selim akıl öbür tarafta körlük, kör taklit. ĠĢte aslında burada iki zıt kutbu ele alıyor Kur‟an.

24-) Kale evelev ci'tüküm Bi ehda mimma vecedtüm aleyhi

abaeküm* kalu inna Bima ürsiltüm Bihi kâfirun; (Hz.Rasûlullâh) dedi ki: "Eğer size, atalarınızı üzerinde

bulduğunuzdan daha doğruyu getirmiĢsem de mi?" Dediler ki: "Ġrsâl olunduğun bilgiyi reddederiz!" (A.Hulusi)

24 - Ya, dedi: size atalarınızı üzerinde bulunduğunuzdan daha

doğrusunu getirdimse de mi? Ha! dediler: biz o sizin gönderildiğiniz Ģeylere inanmıyoruz. (Elmalı)

Page 23: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Kale evelev ci'tüküm Bi ehda mimma vecedtüm aleyhi abaeküm o peygamberler de; Ne yani ben size atalarınızı bulduğunuz yoldan daha doğrusunu göstersem de mi yine de atalarınızın yolunu takip edeceksiniz. Dediler.

Bakara/170. ayetini hatırlayalım; evelev kâne abâühüm lâ

ya'kılune Ģey'en ve lâ yehtedûn. (Bakara/170)onların ataları hiçbir Ģey bilmiyor, akledemiyor, akletmekten aciz ve doğru yolda değilseler de mi onları takip edeceksiniz. Diyordu.

MüĢrik akıl; hakikat sabık olanındır der. Yani kıdemli. Mü‟min akıl

ise hakikat sadık olanındır der. Onun için sabık olanla sadık olan arasında bir çatıĢma oluĢur. Oysa bir Ģeyin eskiliği onun değerini artırmaz. Yeniliği de değerini artırmaz. Yani zaman bir Ģeyi değerli ya da değersiz yapmaz. O Ģey değerli ise, eski de olsa değerlidir, yeni de olsa değerlidir. Onun için onlar atalardan kaldı ise bir hikmeti vardır mantığıyla hareket ettiler. Oysa yeni gördükleri aslında insanoğlunun ilk atasına ait imandı ve gök kubbe altında aslında yeni bir Ģey yok.

Taklit makbul değildir. Taklit glade kökünden gelir. Glade iki

manaya gelir hem zincir ve yular, hem de gerdanlık. Taklidin iyisi gerdanlığa benzer. Kötüsü yulara. Fakat iyi taklit bile sadece geçici bir süre ruhsat olarak kullanılabilir. Bunu ifade eden büyük imamlarımızın her birinden taklit aleyhine söz gelmiĢtir bize kadar.

Mesela büyük imam Ebu Hanife, Ġmamı azam der ki; Benden değil,

benim aldığım yerden alın. Yine büyük imam; Ġmam ġafi der ki; eğer benim içtihadımı re‟ yimi görüĢümü Kur‟an ve sünnet‟e aykırı buluyorsanız fadrıbu bi kelami ardal haid. Kaldırın sözümü duvara çalın der. Bütün büyük otoritelerden taklidin aleyhine böyle sözler görmüĢüzdür. Dolayısıyla burada Kur‟an ın tahkike çağırması kadar doğal bir Ģey olamaz. Kur‟an kendisini takip eden, inĢa ettiği her akla, taklidi imana değil, tahkiki imana yönlendirir.

kalu inna Bima ürsiltüm Bihi kâfirun cevapları Ģu oldu sizinle,

kime? GeçmiĢte gönderilen peygamberler öyle deyince onlara Ģöyle cevap verdiler. Sizinle gönderildiğini iddia ettiğiniz Ģeylerin gerçekliğini kabul etmiyoruz, reddediyoruz dediler.

25-) Fentekamna minhum fenzur keyfe kâne akıbetül

mükezzibiyn;

Page 24: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bunun üzerine onlardan intikam aldık... Yalanlayanların sonu nasıl oldu bir bak! (A.Hulusi)

25 - Onun üzerine biz de onlardan intikamını aldık da bak o tekzip

edenlerin akıbeti nasıl oldu? (Elmalı) Fentekamna minhum bizde onların yaptıklarının acısını

kendilerine tattırdık. fenzur keyfe kâne akıbetül mükezzibiyn bakın iĢte hakikati yalanlayanların sonu ne olurmuĢ görün. Yani hep kafirlerin sonu birbirlerine benzedi. Siz de inkar ederseniz sonunuz onlara benzer.

26-) Ve iz kale Ġbrahiymü liebiyhi ve kavmihi inneniy beraün

mimma ta'budun; Hani Ġbrahim babasına ve kavmine dedi ki: "Muhakkak ki ben

tapındıklarınızdan berîyim." (A.Hulusi) 26 - Bir vakit da Ġbrahim babasına ve kavmine dedi: haberiniz olsun

ben o sizin taptıklarınızdan biriyim. (Elmalı) Ve iz kale Ġbrahiymü liebiyhi ve kavmihi hani Ġbrahim babasına

ve kavmine demiĢti ki; Özellikle babası zikrediliyor. Özellikle babasına ve kavmine. Aslında kavmine derken babasına da demiĢti. Ama ayrıca babasını zikretmesi atalar yolunu kendisine din edinenlere; Ġbrahim de sizin atanız, onu model alsanıza. Ġbrahim‟i model alırsanız atalarınızın inancını sorgulamanız gerekir Ġbrahim gibi, onu yapmıyorsunuz değil mi diye zımnen tarizde bulunuyor.

inneniy beraün mimma ta'budun bir okunuĢta beriun bakın sizin

taptıklarınıza, uğruna ibadet ettiklerinize, ilah bildiklerinize tapmak benden fersah fersah uzak olsun. Yani beraün kelimesinin mübalağa yapısından kaynaklanan anlamın cümleye katkısı bu. Fersah fersah uzak olsun dedi.

Kur‟an muhataplarını yine suçüstü yakaladı. 1 – Ġlle de atalar dini ise niçin Ġbrahim‟im dini değil, o da sizin

atanız.

Page 25: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

2 – Eğer samimi olsaydınız en büyük atanızı örnek alır, model alırdınız. Ġbrahim gibi babanızın inancını sorgulamakla iĢe baĢlardınız, ama samimi değilsiniz. Bu iki Ģeyi söylüyor.

27-) Ġllelleziy fetareniy feinneHU seyehdiyn; "Beni (fıtratımla - varoluĢ programımla) yaratan müstesna!

Kesinlikle, beni hakikate erdirecek O'dur!" (A.Hulusi) 27 - O beni yaratandan baĢka, zira odur ki beni irdirecektir. (Elmalı) Ġllelleziy fetareniy yalnız beni yaratan hariç. Ġbrahim‟in sözü

devam ediyor. Bu Ģu anlamı veriyor bize her pagan toplumda, putperest toplumda bile bir büyük tanrı, tanrılar tanrısı inancı vardır. Hz. Ġbrahim‟in toplumunda da böyle tanrılar tanrısı, bir büyük tanrı olduğunu buradan anlıyoruz. feinneHU seyehdiyn zaten beni doğru yola iletecek olan da O‟dur.

28-) Ve ce'aleha kelimeten bakıyeten fiy akıbihi leallehüm

yerci'un; Bu sözünü kendinden sonra gelecekler için kalıcı bir fikir olarak

oluĢturdu, belki o gerçeğe dönerler diye. (A.Hulusi) 28 - Ve onu ardında (zürriyetin de) kalan bir kelime yaptı gerek ki

rücu' edeler. (Elmalı) Ve ce'aleha kelimeten bakıyeten fiy akıbihi leallehüm yerci'un

Bunu ardından gelenler arasında baki kılacak bir söz olarak söyledi. Bunu arkadan gelenlerin tamamında gök kubbede baki kalacak bir söze dönüĢtü. Bunun için söyledi. Belki bu Hakk söze dönerler diye. Yani ayetin sonuleallehüm yerci'un insanlar sapmaya kalkarlar, daha sonra, fakat bunu hatırlarlar da belki bu söze dönerler diye.

29-) Bel metta'tü haülai ve abaehüm hatta caehümül Hakku ve

Rasûlün mubiyn;

Page 26: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bunları ve onların atalarını, kendilerine Hak ve apaçık bir Rasûl gelinceye kadar dünyadan yararlandırdım. (A.Hulusi)

29 - Fakat Ģunları ve atalarını ta kendilerine Hakk ve bir Resulü

mübîn gelinciye kadar müstefit edip yaĢattım. (Elmalı) Bel ama nerede..! metta'tü haülai ve abaehüm hatta caehümül

Hakku ve Rasûlün mubiyn ben iĢte Ģunların ve atalarının hakikat ve onu apaçık ortaya koyan bir elçi gelinceye kadar safa sürmelerine izin verdim.

Fetrete bir atıf gibi geldi bu ayet. Daha derinde dünya nimetlerine

boğulmuĢ olmak tek baĢına sevinilecek bir olay değil nüktesini veriyor. ĠĢte bunları da bu arada nimete boğdum. Nimete boğulmuĢ bir hayat ile bu güne kadar geldiler. Ġlk inkarcı muhataplardan söz ediyor.

30-) Ve lemma caehümül Hakku kalu hazâ sıhrun ve inna Bihi

kâfirun; Hak onlara geldiğindeyse dediler: "Bu bir büyüdür... Biz Onu kabul

etmeyiz!" (A.Hulusi) 30 - YaĢattım da kendilerine Hakk gelince «bu bir sihirdir, biz buna

inanmayız» dediler. (Elmalı) Ve lemma caehümül Hakku kalu hazâ sıhrun ve inna Bihi

kâfirun ama hakikat ayaklarına kadar gelince ne yaptılar; ġöyle dediler; Bu bir sihirdir, biz bunu kesinlikle reddediyoruz dediler. Yani uzun yüz yıllar boyunca nimetin içinde yaĢadılar ve bir de hakikat ayaklarına kadar geldi, ama bu kez de iftira ettiler. Bu bir sihirdir dediler. Yani karĢılaĢtıkları olayın olağanüstü tabiatını aslında fark ettiler. Yani olağan üstü bir vahiy ile karĢılaĢtıklarını kendileri de biliyorlardı. Sıradan bir söz değildi peygamberlerin kendilerine tebliğ ettiği, bunu fark etmelerine rağmen bu olağan üstülüğü Allah‟a atfetmek yerine sihre atfettiler, sihirdir dediler. Ve daha ne dediler?

31-) Ve kalu levla nüzzile hazel Kur'ânu alâ racülin minel

karyeteyni 'azıym;

Page 27: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Dediler ki: "Bu Kur'ân Ģu iki Ģehrin büyük adamlarından birine niye indirilmedi?" (A.Hulusi)

31 - Ve «ne olurdu Ģu Kur'an iki memleketten bir büyük adama

indirilse idi» dediler. (Elmalı) Ve kalu levla nüzzile hazel Kur'ânu alâ racülin minel karyeteyni

'azıym yine dönüp de dediler ki bu ilahi mesaj Ģu iki Ģehrin en büyük zenginlerine inmeli değil miydi,

Bu Mekke‟den Velid Bin Mugıre. Kaynakların verdiği isim bu.

Taif‟ten ise farklı isimler veriyor kaynaklarımız, müfessirler. Habib Bin amr bin Es-Sakafi mesela bir tanesi. Yine bir baĢkası Kinâne Bin Abdi Yaleyl. Veya daha bir baĢkası Urve Bin Mes‟ud. Taif‟ten olan isim galiba ihtilaflı. Yine Ümeyye bin Ebis Salt es-Sakafi. O da beklermiĢ peygamberliği kendisine.

Yani burada aslında ne demek istiyorlar? Neden bunu söylüyorlar?

ġu iki Ģehrin en zenginlerinden birine gelmeli değil miydi. BakıĢ açıları bu. Allah birine servet vermiĢse onu destekliyor, onun hayatını onaylıyor demektir. Zaten Resulallah‟a itirazları da buradan. ġu anda etrafımızın en zengini biziz. Biz Mekke‟liler Allah bizi destekliyor niye uğraĢıyorsun.

Ama çok daha derinde bir baĢka nüktesi daha var ayetin. Pasif

tanrı inancı. Yani Allah‟a statü dayatıyorlar. Allah‟ın belirlediği statüyü kabul etmek yerine Allah‟a statü dayatıyorlar. Yani bizim tayin ettiğimizi tayin eder Allah. Allah‟ın tayin ettiğini biz kabul etmeyiz. ĠĢte bu tam da pasif Allah inancı. Biz belirleriz, Allah‟ta onu seçer. Akıllarını kullanmayan atalarının izi üzere bir sürü güdüsüyle giden Ģu insanlara bak. Yani kendilerini sürü yerine koyacaklar, fakat iĢ Allah‟ın emirlerine gelince Allah‟a statü dayatacaklar. Biz kimi gösteriyorsak aday, sen de onu seç diyecekler. Mantık bu, yaklaĢım bu. Serveti kendi baĢına bir değer olarak görmek.

32-) Ehüm yaksimune rahmete Rabbik* nahnu kasemna

beynehüm me'ıyĢetehüm fiyl hayatid dünya ve refa'na ba'dahüm fevka ba'dın derecatin li yettehıze ba'duhüm ba'dan suhriyya* ve rahmetü Rabbike hayrun mimma yecme'un;

Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar? Dünya hayatında

onların geçimlerini aralarında biz taksim ettik... Kimilerini kimilerinden

Page 28: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

(zenginlik ve etiket olarak) daha yüksek kıldık ki, bazısı bazısına boyun eğdirsin... Rabbinin rahmeti, onların toplayıp biriktirdikleri Ģeylerden (zenginlikten) daha hayırlıdır. (A.Hulusi)

32 - Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar? Onların o Dünya

hayattaki maiĢetlerini aralarında biz taksim ettik ve bir kısmını diğerinin derecelerle üstüne çıkardık ki bazısı bazısını tutsun, çalıĢtırsın rabbinin rahmeti ise onların toplayıp durduklarından daha hayırlıdır. (Elmalı)

Ehüm yaksimune rahmete Rabbik rabbinin rahmetini onlar mı

paylaĢtırıyorlar? Yani Allah‟lığa mı soyundular (HaĢa) Allah onlara yetki verdi de Allah yerine onlar mı paylaĢtırmaya baĢladı. Bu ne küstahlık demeye getiriyor ayet. Zımnen Allah‟tan yetki gaspına mı kalkıĢıyorlar. Bu bir yetki gaspı.

nahnu kasemna beynehüm me'ıyĢetehüm fiyl hayatid dünya ve

refa'na ba'dahüm fevka ba'dın derecatin li yettehıze ba'duhüm ba'dan suhriyya asıl onlar arasında bu dünya hayatında ki geçimlerini paylaĢtıran ve bir kısmı diğer kısmını istihdam etsin diye birbirlerine farklı oran ve alanlarda üstün kılan biziz biz.

Farklılıkları övüne ya da dövünme gerekçesi kılmasınlar. Allah‟ın

yer yüzünde ki servet dağılımı gerçekten akıl ermez muhteĢem bir ölçüye dayanır. Dolayısıyla servet, yani ele giren ve elden çıkan, insanın Allah nezdinde ki konumunu belirlemez. Yani eline girerse Allah nezdinde sevgili, Elinden çıkarsa Allah nezdinde sevgisiz değil. Böyle bir Ģey, ele giren ve elden çıkanın Ġnsanı ve Allah‟ı belirlediğini düĢünmektir ki bu korkunç bir küfür olur. Bu sadece bir imtihan sırrıdır. Ele giren de elden çıkanda aslında bütünden bağımsız olmayan küçük birer parçadır. Ve bu imtihan sürekli tekrarlanır. Varlıkla ve yoklukla sürekli sınar insanı.

Bunu bir paylaĢma vesilesi bilirse eğer, bunu bir emanet bilirse

eğer ve paylaĢırsa, yani kendisine veren fazlalığın, kendisine istihdam için bir alan olarak görür ve paylaĢmak için bir fırsat olarak görürse imtihanı doğru vermiĢ olur.

ve rahmetü Rabbike hayrun mimma yecme'un rabbinin rahmeti

var ya, onların biriktirdiği her Ģeyden daha değerlidir. Evet, sonuç bu.

Page 29: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

33-) Ve levla en yekûnen nasu ümmeten vahıdeten lece'alna limen yekfüru BirRahmâni li buyutihim sükufen min fiddatin ve me'arice aleyha yazherun;

Eğer insanların (zenginlikleri) tek bir anlayıĢ toplumu hâline

gelmeleri sonucunu getirmeseydi (zenginlik dıĢa dönük yaĢamı getireceği için kiĢiyi içe dönük zenginlikten engeller), elbette Rahmân'ın hakikatleri olduğu gerçeğini inkâr edenlerin evlerini gümüĢten tavanlar ve çıkacakları gümüĢten merdivenlerle donatırdık. (A.Hulusi)

33 - Ve eğer insanlar hep (küfre sapacak) bir ümmet olacak olması

idi biz. (Elmalı) Ve levla en yekûnen nasu ümmeten vahıdeten eğer bütün

insanlar tek tip bir toplum halini almayacak olsalardı, yani yalın haliyle metin bu. (Ama parantez içinde bir açıklama koymak gerekir, küfürde tek tip bir toplum. Küfürde birleĢmiĢ tek tip bir toplum halini almayacak olsalardı.)

lece'alna limen yekfüru BirRahmâni li buyutihim sükufen min

fiddatin ve me'arice aleyha yazherun O zaman Rahmanı inkar eden Ģu kimselerin konaklarını gümüĢten damlarla ve üzerinde gösteriĢ yapacakları seyir teraslarıyla donatırdık.

Zaaflarla malûl insanın varlıkla sınandığında kendini kaybedeceği

ve yabancılaĢacağının en güzel ifadesi. Aslında insanoğlunu altın ve gümüĢe boğardık diyor, bunun ifadesi bu. Altın ve gümüĢe boğardık ama niye yapmadı? Ġnsanoğlu temelde zaaflıdır. Aslında sürekli acısız, sıkıntısız, dertsiz, tasasız, her istediğinin önüne geldiği bir hayat insanoğlunu kendinden koparır. Bu tabii bir sonuçtur. Yapısı buna müsaittir. Ve bu durum eğer insan oğluna dünyevi nimetlerinin önünü sonsuzca açsaydık herkes küfürde birleĢirdi.

Görüyorsunuz müthiĢ ve aslında insanın yapısal tahlili yapılıyor

burada. Ġnsan meyyal. Eğer böyle olsaydı cenneti özler miydi. Altın ve gümüĢe boğsaydı Allah insan oğlunu o zaman mahrumiyet nimettir. Bu bunu diyor tek kelimeyle mahrumiyet nimettir.

34-) Ve libuyutihim ebvaben ve süruren aleyha yettekiun;

Page 30: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Evlerine (gümüĢten) kapılar ve üzerlerinde yaslanacakları koltuklar. (A.Hulusi)

34 - Ve odalarına kapılar ve üzerlerine kurulacakları koltuklar

kanepeler. (Elmalı) Ve libuyutihim ebvaben ve süruren aleyha yettekiun dahası

evlerini gümüĢ kapılarla, üzerinde yayıla yayıla oturacakları koltuklarla donatırdık.

35-) Ve zuhrufa* ve in küllü zâlike lemma meta'ul hayatid

dünya* vel ahıretü 'ınde Rabbike lil müttekıyn; Altından süs eĢyaları! ĠĢte bunların hepsi dünya hayatının geçici

zevklerinden baĢka bir Ģey değildir! Sonsuz gelecek yaĢam ise Rabbinin indînde korunanlar içindir. (A.Hulusi)

35 - Ve altın ziynetler yapardık ve doğrusu bütün bunlar Dünya

hayatın geçici metaı, rabbinin indinde. Âhiret ise korunan müttefikiler içindir. (Elmalı)

Ve zuhrufen sureye adını veren ayet geldi; ve Altına boğardık

onları. ve in küllü zâlike lemma meta'ul hayatid dünya ne ki bütün bunlar Ģu dünya hayatının geçici zevkinden baĢka bir Ģey değil..

Kur‟an da sık kullanılan bir kavrandır meta‟ul hayatid dünya.

Meta‟ aslında farklı anlamların içi içe olduğu bir kavramdır. Dile nispetle, yani duyuya nispetle lezzet manasına gelir. Nefse nispetle haz manasına gelir. Zamana nispetle az manasına gelir. Burada tadımlık bir haz, geçici bir lezzet. Tüm kullanıldığı yerlerde hep o dur. Dünyevi lezzetlerin niteliği meta‟ dır. Dile nispetle lezzet, nefse nispetle haz, zamana nispetle az. Dolayısıyla meta‟ geçici bir tadımlık bir lezzet. Hepsi o kadar.

vel ahıretü 'ınde Rabbike lil müttekıyn rabbinin katında daha

değerli olan ahiret ise sorumluluğunu yerine getirenler içindir. Müttakıyn; kendini tutanlar, kendine sahip olanlar, tadımlık bir haz için kendini kaybetmeyenler. Evet, deveyi yardan atan bir tutam ottur derler değil mi halk dilinde. Güzel bir atalar sözü. Deveyi yardan atan bir tutam ot. Yani insan eğer aklını kullanmaz da deve gibi hareket ederse, bir tutam ota uçurumdan kendini aĢağı atar.

Page 31: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

36-) Ve men ya'Ģü an zikrir Rahmâni nukayyıd lehu Ģeytanen

fehuve lehu kariyn; Kim (dünyevî - dıĢa dönük Ģeylerle) Rahmân'ın zikrinden (Allâh

Esmâ'sının hakikati olduğunu hatırlayarak bunun gereğini yaĢamaktan) âmâ (kör) olursa, ona bir Ģeytan (vehim, kendini yalnızca beden kabulü ve beden zevkleri için yaĢama fikri) takdir ederiz; bu (kabulleniĢ), onun (yeni) kiĢiliği olur! (A.Hulusi)

36 - Ve her kim Rahmanın zikrinden teâmî (Yalandan görmezliğe

gelme.) ederse biz ona bir ġeytan sardırırız artık o ona arkadaĢtır. (Elmalı)

Ve men ya'Ģü an zikrir Rahmâni nukayyıd lehu Ģeytanen

fehuve lehu kariyn ĠĢte surenin berceste ayeti geldi. Kim Rahmanın bu muhteĢem uyarı dolu mesajına karĢı tavuk karası bir gözle bakarsa ona bir tür Ģeytani öteki kiĢilik musallat ederiz de kendisi onun uydusu haline gelir. Yani ona öyle bir Ģeytanı musallat ederiz ki, kiĢiliği Ģeytanın arkadaĢı olur.

Fussilet/25 te geçmiĢti buna benzer bir ayet ve ayrıntılı olarak

iĢlemiĢtik. „haĢa, yağĢu; tavuk karası demektir. Yani yamuk bakan doğru göremez, kötü bakan bakılan zerinde hiçbir kalıcı etki yapmaz. Siz yamuk bakın kötü görün ama gördüğünüz güzelse sizin kötü görüĢünüz onun üzerinde hiçbir etki yapmaz. Sadece kendinizi yanıltmıĢ olursunuz.

Ġnsanın iç dünyasında çift tohum var dostlar. Negatif tohum, pozitif

tohum, biraz önce söyledim. Negatif tohum nefis, pozitif tohum ruh. Hangisini beslerseniz o büyür ve eğer negatif tohumu beslerse nefis ĢeytanlaĢır ve insan onun uydusu haline gelir ve etrafında sürekli döner. Böyle olursa eğer, artık onun emrinden dıĢarı çıkamaz.

37-) Ve innehüm leyesuddunehüm 'anissebiyli ve yahsebune

ennehüm mühtedun; Muhakkak ki bunlar onları (hakikate erme) yolundan alıkoyarlar da,

onlar hâlâ kendilerinin doğru yolda olduklarını zannederler! (A.Hulusi)

Page 32: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

37 - Ve her halde onlar onları yoldan çıkarırlar, onlar ise onları doğru sanırlar. (Elmalı)

Ve innehüm leyesuddunehüm 'anissebiyl artık o, onları doğru

yoldan çıkarır. Yani merkez oldu ya, kendisi de uydusu oldu ya, yörüngesine girdi ya, o, onu doğru yoldan çıkarır. ve yahsebune ennehüm mühtedun iĢin kötüsü de nedir biliyor musunuz? Berikiler de zanneder ki kendileri doğru yoldadırlar. ĠĢin kötüsü budur.

38-) Hattâ izâ caena kale ya leyte beyniy ve beyneke bu'del

meĢrikayni fe bi'sel kariyn; Nihayet bize geldiğinde: "KeĢke benimle senin aranda iki doğunun

uzaklığı (ulaĢılmaz mesafe) olsaydı... Ne kötü bir arkadaĢmıĢsın!" dedi. (A.Hulusi)

38 - Nihayet bize geldiği vakit ah, der: keĢke benimle senin aranda

iki maĢrık bu'du (Can sıkılması) olsa idi! sen ne kötü arkadaĢmıĢsın. (Elmalı)

Hattâ izâ caena kale ya leyte beyniy ve beyneke bu'del

meĢrikayni fe bi'sel kariyn en sonunda, tabii iĢ iĢten geçtikten sonra çıkıp huzurumuza geldiğinde Ģeytani kiĢiliğine der ki; Nolaydı keĢke benimle senin aramda doğu ile batı kadar bir mesafe, fark olaydı. Yani doğu ile batı kadar birbirimize uzak olsaydık, bu kadar yakın olmasaydık. Meğer uydusu olduğum yoldaĢ ne kadar da fena imiĢ.

Evet, söylenecek söz yok aslında. Eğer günah kiĢiliğiniz haline

gelmiĢse, nefsiniz yörüngesine girdiğiniz bir merkez olmuĢsa, o zaman artık siz hakikat ve Hakka kapanmıĢsınız demektir. Artık gözünüz kör olmuĢ demektir.

39-) Ve len yenfe'akümül yevme iz zalemtüm enneküm fiyl

azâbi müĢterikûn; Bu süreçte (piĢmanlık, mazeret; telâfi arzusu) size asla fayda

vermeyecektir! Çünkü zulmettiniz! Siz azapta ortaksınız (bilinç ve ruh beden)! (A.Hulusi)

Page 33: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

39 - Böyle demek bugün size hiç de fayda vermez, çünkü zulmettiniz, hepiniz azâp da müĢtereksinizdir(Elmalı).

Ve len yenfe'akümül yevm ama o gün bunun hiçbir faydası olmaz.

Bu itirafın size hiçbir faydası olmaz. ĠĢ iĢten geçmiĢtir. Yani doğu ile batı arasındaki kadar fark olsaydı aramızda demenizin hiçbir yararı olmaz. iz zalemtüm enneküm fiyl azâbi müĢterikûn madem birbirinize zulmettiniz, Ģimdide azabı paylaĢın bakalım denilir. Yani madem siz benim huzuruma ayrılmaz bir ikili olarak geldiniz, haydi buyurun birbirinizle azabı Ģimdi de paylaĢın. Siz benden ayrılmayı ve birbirinizden ayrılmamayı tercih etmiĢtiniz. ġimdi de sizi benden ve rahmetimden mahrum bırakacağım, cehennem olarak bu yeter zaten denilir. Sadakallahül aziym.

“Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn” Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.

Page 34: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. ZUHRUF SURESĠ (40-89) (155) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” Sevgili Kur‟an dostları Zuhruf suresinin 40. ayeti ile dersimize

kaldığımız yerden devam ediyoruz. 40-) Efeente tüsmi'us summe ev tehdil 'umye ve men kâne fiy

dalâlin mubiyn; O sağırlara sen mi iĢittireceksin? Yahut o âmâları ve apaçık sapma

içinde olanları sen mi hidâyet edeceksin? (A.Hulusi) 40 - O halde sen mi iĢittireceksin o sağırlara? Yahut hidâyet

edeceksin, o körlere ve açık bir dalâl içinde bulunanlara. (Elmalı) Efeente tüsmi'us summe ev tehdil 'umye ve men kâne fiy

dalâlin mubiyn Ģimdi sen ey peygamber sağıra iĢittirebilir, köre, kalbi körleĢmiĢ olana gösterebilir misin. Yani açıkça derin bir sapıklığa gömülüp orada karar kılan birine gösterebilir misin hakikati.

Değerli dostlar, ayeti kerime aslında geçen ders iĢlediğimiz son

pasajla bağlantılı. Orada özellikle de 36. ayette; Ve men ya'Ģü an zikrir Rahmâni nukayyıd lehu Ģeytanen fehuve lehu kariyn (36)Rahmanın uyarıcı vahyine kim kör davranırsa, tavuk karası bir gözle bakarsa, yaklaĢırsa ona Ģeytanı musallat ederiz. Yani onun içinde ki negatif damarı ona musallat ederiz. Öteki kiĢilik haline getiririz. Nefsini baĢına bela ederiz bir baĢka ifadesi ile. Fehuve lehu kariyn, kendisi onun yörüngesi olur, yörüngesine girer. O kendisinin merkezi haline gelir ve etrafında döner. Artık tüm hatta hareketini o belirler ayetiyle bağlantılı olarak okumak lazım.

Sağırlık ve körlük fiziki bir olay değil Kur‟an a göre Kur‟an kendine

has bir özürlü dili oluĢturur. Onun için gözü görmeyene Kur‟an kör demez. O kör değil. Kulağı duymayana Kur‟an sağır demez. Asıl sağır yüreğinin kulağı duymayan, asıl kör, kalbi kör olandır.

Page 35: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

..lâ ta'mel ebsaru ve lâkin ta'mel kulubülletiy fiyssudur. (Hac/46)gözler değil kör olan, asıl kör olan göğüstekilerdir. Yani Akleden kalptir. Eğer akletmiyorsa kördür, sağırdır, dilsizdir.

41-) Feimma nezhebenne Bike feinna minhüm müntekımun; Eğer seni (dünyadan) götürsek dahi, doğrusu biz onlardan intikam

alıcılarız. (A.Hulusi) 41 - ġu halde Ģayet biz seni alır götürür isek elbette onlardan

intikam alacağız. (Elmalı) Feimma nezhebenne Bike feinna minhüm müntekımun biz ister

seni çekip katımıza alalım, daha sonra onlardan öcümüzü nasıl olsa alırız. Yani istersek seni katımıza alırız ve daha sonra da onlardan öcümüzü alırız, devamı var;

42-) Ev nüriyennekelleziy ve'adnahüm feinna aleyhim

muktedirun; Yahut da onlara vadettiğimizi sana gösteririz... Biz onlar üzerinde

istediğimizi yapma gücüne sahibiz! (A.Hulusi) 42 - Yahut onlara yaptığımız vaadi sana gösterirsek Ģüphe yok ki

biz ona da muktediriz. (Elmalı) Ev nüriyennekelleziy ve'adnahüm feinna aleyhim muktedirun

isterse onları tehdit ettiğimiz azabı sana da gösterir, yani onların baĢına gelen azabı senin de görmeni sağlarız. Her durumda felinna aleyhim muktedirun, her durumda biz onlara güç yetiririz. Onlar üzerinde mutlak bir hükümranlık yürütürüz. Yani onları alt edecek gücümüz vardır. Nitekim bu ayetin hükmü Bedir de tecelli etti. Bedirde gördüler. Allah Resulü Bedirde bire birer yıkılan müĢrik reislerinin baĢ ucunda durmuĢ ve Ģöyle demiĢti

- Ben Allah‟ın bana vaad ettiği Ģeyi buldum ve gördüm. Siz de

Allah‟ın sizi tehdit ettiği Ģeyi buldunuz ve gördünüz mü?

Page 36: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Evet, görmüĢtüler. O manzara aslında bunun delili idi. Onun için rabbimiz yıllar öncesinden, ki bu olay 9. yılda indiğini düĢünürsek bu ayetlerin, daha Bedir‟e yaklaĢık 5 – 6 yıl var. 5 – 6 yıl önceden onlara bu uyarıyı bildirmiĢti. Oysa ki bu mucizevi uyarı gerçekten mucizevi idi. Bedir bu mucizenin mütemmim cüzüydü, yani bir baĢka mucizeydi.

Henüz Bedir öncesinde Allah Resulü; “Ġlahi” diyordu. Allah‟ım, “in

tuhlik hazihil ıshabe, lâ tu‟bet fiyl ard.” Eğer Ģu bir avuç insanı da yok edecek olursan, ya da yok olmasına izin verirsen, yer yüzünde layıkıyla sana kulluk eden kalmayacak.

Bu kadar hassas, bu kadar ince bir noktadaydı imanın var olma

savaĢı. Ama gerçekten de Allah vaadini yerine getirdi. 43-) Festemsik Billeziy ûhıye ileyk* inneke alâ sıratın

müstekıym; Sana vahyolunana sıkı sarıl! Muhakkak ki sen doğru yol

üstündesin! (A.Hulusi) 43 - Sen hemen o sana vahyolunana tutun muhakkak ki sen doğru

bir yol üzerindesin. (Elmalı) Festemsik Billeziy ûhıye ileyk* inneke alâ sıratın müstekıym

sana vahy edilene sımsıkı sarıl, çünkü sen dosdoğru bir yol üzeresin. 44-) Ve innehu lezikrun leke ve likavmik* ve sevfe tüs'elun; Muhakkak ki O, sen ve toplumun için bir zikirdir (hatırlatma)!

Yakında sorumluluğunuzdan sorgulanacaksınız! (A.Hulusi) 44 - Ve muhakkak ki o, hem senin için, hem kavmin için bir Ģereftir

ve ileride ondan mesul olacaksınız. (Elmalı) Ve innehu lezikrun leke ve likavmik* ve sevfe tüs'elun kuĢkusuz

bu vahiy senin ve kavmin için bir Ģeref ve itibardır. Bir uyarıdır diye de çevirebiliriz. Ama doğrusu Ġbn. Abbas ve Hz. Ali‟nin Ģeref ve itibar olarak anlaması çok daha hoĢ bir anlam. Yani Kur‟an vahyi bir Ģeref ve itibar. Hem Resul için, hem de o toplum için. DüĢünsenize bir eğer Kur‟an vahyi

Page 37: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

olmasaydı yeryüzünün herhangi bir tarihinde herhangi bir toplum olan, hatta çölün ortasında hiç kimsenin bilmediği, tanımadığı bir bölge de mahsur kalmıĢ gibi, tarihin dıĢında yaĢayan bu insanlardan kimin haberi olurdu. Hangimiz bilirdik.

Kur‟an sadece kendisine iman edenleri tarihte yaĢatmakla kalmadı,

kendisine küfredenleri bile yaĢattı. Bugün Ebu Cehil‟i, Ebu Leheb‟i, Ümeyye Bin Halef‟i Ubey Bin Halefi, Utbe‟yi, ġeybe‟yi kim bilir, kim duyar, kim hatırlardı. Ama Kur‟an sadece dostlarına bir Ģeref ve itibar olmakla kalmadı, düĢmanlarının bile adını unutturmadı. ĠĢte bu, dolayısıyla vahiy aslında indiği toplum için dostu ve düĢmanıyla, iman edeni ve inkar edeniyle büyük bir nimet olduğunu gösterdi. Büyük bir devlet olduğunu gösterdi.

ve sevfe tüs'elun fakat zamanı gelince sorguya çekileceksiniz.

Yorumumuzu destekleyen bir son cümle bu, ayetin son cümlesi. Zamanı gelince sorguya çekileceksiniz. Yani hepiniz vahyin bir biçimde ekmeğini yediniz. Vahiy hepinize Ģeref ve itibar getirdi. Zaten Utbe öyle diyordu, hiçbir zaman da iman etmemiĢti Utbe ama öyle diyordu. “Bırakın onu kendi davasıyla baĢ baĢa. Eğer baĢaramazsa zaten Araplar onun hakkından gelir, siz de kurtulmuĢ olursunuz. Fakat baĢarırsa itibar sizin itibarınızdır. ġeref sizin Ģerefinizdir. Onur sizin onurunuzdur. Dolayısıyla o onurdan siz de payınızı almıĢ olursunuz.” Diyordu Utbe. Ama dediğini tutmadılar tabii ve helak oldular.

ve sevfe tüs'elun zamanı gelince hesaba çekileceksiniz in karĢılığı

gerçekten de uhrevi olarak hayli anlamlı, hayli manidar. Bu noktada aklıma bir baĢka ayet geliyor;

Felenes'elennelleziyne ürsile ileyhim velenes'elennel

murseliyn.(A‟raf/6) Yemin olsun kendilerine peygamber gönderilenlerden hesap soracağız, Ve yine and olsun ki gönderilen peygamberlerden de hesap soracağız. Gönderilen peygamberlerden neden hesap soracak diye sormayın, soracak, hepsinden hesap soracak. Soracağına öylesine emindi ki Resul, bu kaygı onun saçlarını ağartmıĢ, veda hutbeleri sırasında her bir hutbenin sonunda cemaate dönerek;

- Ey insanlar, tebliğ ettim mi? Onlar; - Evet ya Resulallah tebliğ ettin. Emaneti eda ettin, yerine getirdin

görevini diye Ģahitlik yaptıklarında gözlerini göğe dikerek; - Allah‟ım sen de Ģahit ol..! demiĢti.

Page 38: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bu bir sorumluluk, bu ağır bir sorumluluktu. Gerçekten Resul o

sorumluluğu yerine getirdi ve bize mirası olduğu gibi aktardı. Asıl biz o mirası ne yaptık. Biz de sorulacağız, bizden de hesap sorulacak. O peygamberliğini yerine getirdi siz de ümmetliğinizi yerine getirdiniz mi denilecek. ĠĢte onun kaygısını herkes duymak zorunda. Ve bu ayet ve sevfe tüs'elun derken sadece ilk muhataplarına hitap etmiyordu, son muhatabı olan bizlere de hitap ediyor. Ve açıkça kendisine bakana gözlerinin içine baka baka hesap sorulacaksınız, zamanı gelince hesaba çekileceksiniz diyor.

45-) Ves'el men erselna min kablike min Rusulina ece'alna min

dunirRahmâni aliheten yu'bedun; Rasûllerimizden, senden önce irsâl ettiklerimize sor (onlara verilen

bilgiyi incele)! Rahmân'dan gayrı, kulluk yapılası tanrılar mı oluĢturmuĢuz? (A.Hulusi)

45 - Senden evvel gönderdiklerimize sor Resullerimizden! biz

Rahmandan baĢka ibadet olunacak ilâhlar yapmıĢ mıyız? (Elmalı) Ves'el men erselna min kablike min Rusulina senden önce

gönderdiğimiz elçilerimizin hayatını araĢtır sorgula, ves‟el. Sor manasına gelir düz olarak. Fakat daha önce gelip geçmiĢ peygamberleri kabirlerinden kaldırıp ta sormak söz konusu değil tabii. Hatta bu çerçevede bazı rivayetler bile zikredilmiĢ. Fakat bu zorlama olur. SoruĢtur manasına da zaten gelir. Yani düĢün, tefekkür et, dinle, tarihi verileri kontrol et, geçmiĢ kavimlerin hayatlarına bak. GeçmiĢ kitaplardan, ya da kitap ehlinden bu güne kadar gelen verileri dikkate al ve sor bakalım. Senden önce gönderdiğimiz elçilerimizin hayatını araĢtır.

ece'alna min dunirRahmâni aliheten yu'bedun bak bakalım hiç

Rahman‟dan baĢka tapınılacak tanrılar tayin etmiĢ miyiz? Rahman dıĢında kulluk edilecek bir baĢkasını tayin etmiĢ miyiz? Bu pasajın ilerde gelecek ayetlerden yola çıkarak öncelikle Hz. Ġsa‟ya iĢaret ettiğini, yani Hz. Ġsa‟yı tanrılaĢtıran Hıristiyanların bu yaptıklarından yola çıkarak peygambere yamuk bakıĢı dile getirdiğini düĢünebiliriz.

46-) Ve lekad erselna Musa Bi âyâtiNA ila fir'avne ve meleihi

fekale inniy Rasûlü Rabbil alemiyn;

Page 39: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Andolsun ki Musa'yı iĢaretlerimizle Firavun ve onun ileri gelenlerine

irsâl ettik de (Musa) dedi: "Ben Rabb-ül âlemîn'in Rasûlüyüm." (A.Hulusi) 46 - Celâlim hakkı için Musâ‟yı âyetlerimizle Firavuna ve

cemiyetine gönderdik, vardı haberiniz olsun, dedi: ben bütün âlemlerin rabbinin Resulüyüm. (Elmalı)

Ve lekad erselna Musa Bi âyâtiNA ila fir'avne ve meleii fekale

inniy Rasûlü Rabbil alemiyn Burada Hz. Musa‟yı ve mücadelesini dile getirdi model olarak örnek olarak. Ve diyor ki ayet; Doğrusu Musa‟yı mucizevi mesajlarımızla firavuna ve kadrosuna böyle göndermiĢtik. ĠĢte böyle gönderdik, yani seni gönderdiğimiz gibi ve demiĢti ki; “Bakın ben Alemlerin rabbinin elçisiyim.”

Bu pasajın amacı Resulallah‟ı teselli etmek. Hz. Musa ve

mücadelesi bir model olarak sunuluyor. Resulallah‟ın tasavvuru inĢa ediliyor. 9. yılı hatırlayalım. Hüzün yılı, sevdikler bir bir yok olmuĢ. Ebu Talip gitmiĢ, büyük destek. Hz. Hatice gitmiĢ ve mü‟minlerin bir çoğu göç etmiĢler. Resulallah düĢman bir okyanusun ortasında küçücük bir adada kalmıĢ, küçücük bir dost adasında, bir avuç dost insan. Ve iĢte böyle bir ahval içre bu ayetler neyin tesellisini yaptığını daha iyi anlayabiliriz bu ayetleri.

Acaba olağan üstü bela silsilesi Ģu Mekke‟yi ve müĢrikleri kuĢatsa

adam olurlar mıydı sorusu da aklına gelmiĢ olabilir Resulallah‟ın. Yani bunlar inkarda bu kadar direndiler, acaba bunları Allah olağan dıĢı bir takım cezalarla kuĢatsaydı adam olurlar mıydı sorusu cevabını buluyor burada. DeğiĢmezdi diyor o cevap. Hiçbir Ģey değiĢmezdi. Delil mi arıyorsun değiĢmeyeceğine dair, al sana delil; Musa‟nın ve Firavunun örneğine bak. ĠĢte burada o delilleri sıralayacak Ģimdi.

47-) Felemma caehüm Bi âyâtiNA izâhüm minha yadhakûn; Onlara iĢaretlerimizle geldiğinde, onlar hemen bunlara güldüler!

(A.Hulusi) 47 - Vaktâ ki onlara böyle âyetlerimizle vardı, birdenbire onlar

bunlara gülüverdiler. (Elmalı)

Page 40: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Felemma caehüm Bi âyâtiNA izâhüm minha yadhakûn fakat ardından onların önüne mucizevi ayetlerimizi sürünce onlar hemen alay etmeye baĢladılar. Bu mucizevi ayetler içerisinde baĢlarına açılan belalar da var. Ama alay etmeye baĢladılar. Yani ibret alacakları yerde dalga geçtiler.

48-) Ve ma nuriyhim min ayetin illâ hiye ekberu min uhtiha* ve

ehaznâhüm Bil azâbi leallehüm yerci'un; Onlara gösterdiğimiz her bir mucize, öncekinden daha büyüktü...

Belki bize dönerler diye onları azapla da yakaladık. (A.Hulusi) 48 - Her ne âyet de gösteriyorsak onlara mutlak birbirinden

büyüktü, tuttuk onları azâba da çektik ki rücu' edeler. (Elmalı) Ve ma nuriyhim min ayetin illâ hiye ekberu min uhtiha oysa ki

onlara gösterdiğimiz her mucizevi ayet, yani her bela bir öncekinden daha büyüktü. ve ehaznâhüm Bil azâbi leallehüm yerci'un bir de onları belki dönerler diye cezalarla kuĢattık.

Demek ki hem mucizeler gösteriliyor, hem cezalarla kuĢatılıyorlar.

Önce mucizeler gösteriliyor. Yani önce iyilikle yola getirilmeye çalıĢılıyor. Önce peygamberin peygamberliğine dair mucizeler gösteriliyor. Onunla destekleniyor peygamberlik, onunla destekleniyor davet. Fakat kar etmiyor. Ondan sonra ceza silsilesi yağmaya baĢlıyor. Ödülle de ceza ile de yola gelmiyorlar, zımnen bu ayetlerin söylediği bu.

[Ek bilgi; FĠRAVUNA KARġI GERÇEKLEġEN BELÂLAR 1 – Kan belası 2 – Kurbağa belası, 3 – Sivrisinek belası, 4 – At sineği belası 5 – Hayvanların ölümü, 6 – Çıban belası, 7 – Dolu belası, 8 – Çekirge belası 9 – Karanlık belası. {A‟raf/133 ayetine bakınız}]

Page 41: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

49-) Ve kalu ya eyyühes sahır ud'u lena Rabbeke Bima ahide 'ındeke innena le mühtedun;

Dediler ki: "Ey büyücü! Senin anlaĢman dolayısıyla bizim için

Rabbine dua et! Biz doğru yolda olalım!" (A.Hulusi) 49 - Bu halde diyorlardı ki: gel ey sâhir!( Büyücü, büyü yapan, sihir

yapan) bizim için rabbine bir duâ et, sende olan ahdi hürmetine, çünkü biz artık yola geleceğiz. (Elmalı)

Ve kalu ya eyyühes sahır ud'u lena Rabbeke Bima ahide

'ındeke innena le mühtedun sen ey sihirbaz dediler, seninle yaptığı sözleĢme hatırına Rabbine bizim için yalvar. Kesinlikle biz artık doğru yola yöneleceğiz diye yalvar yakar oldular. Hz. Musa‟ya yalvardılar.

Eski Mısır‟da sihirbazlar Mısır‟ın bilge kiĢileri idi. Onun içinde ey

sihirbaz, ey büyücü diyorlar. Bu bir hakaret değildi o toplumda. Birine sihirbaz demek ona ikram etmek, ona iltifat etmekti hatta. Bir konum biçmekti. Mısır‟lıların yalvarırken böyle hitap etmelerinde ĢaĢılacak bir Ģey yoktu dolayısıyla.

Burada eğer sen bizden bu belaları def edersen biz de getirdiğin

Ģeye inanırız diyorlardı. Yani zoru görünce inanacaklarına söz verdiler. Peki ne oldu?

50-) Felemma keĢefna anhümül azâbe izâhüm yenküsûn; Kendilerinden azabı kaldırdığımızda, onlar hemen sözlerini

bozdular! (A.Hulusi) 50 - Bunun üzerine kendilerinden azâbı açtığımız vakit da derhal

cayıverdiler. (Elmalı) Felemma keĢefna anhümül azâbe izâhüm yenküsûn ama

cezayı kaldırır kaldırmaz derhal sözlerinden caydılar. Ġzâhüm yenküsûn. Sözlerini arkaya attılar, üstüne yattılar, verdikleri sözü unuttular.

Ġnsanoğlunun tipik davranıĢ biçimi, zoru görünce boyun eğip

yalvarıp, ondan kurtulunca onu hiç görmemiĢ gibi davranmak. Belayı

Page 42: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

görünce boyun eğip, beladan kurtulunca meydan okumaya devam etmek. Tekebbüre, kibirli havalara girmek.

51-) Ve nada fir'avnu fiy kamihi kale ya kavmi eleyse liy mülkü

mısra ve hazihil enharu tecriy min tahtiy* efela tubsırun; Firavun, halkı içinde nida edip dedi ki: "Ey halkım! Mısır'ın varlığı ve

altımdan akan Ģu nehirler benim değil mi? Hâlâ görmüyor musunuz?" (A.Hulusi)

51 - Ve Firavun kavminin içinde Ģöyle bağırdı: ey kavmim! Mısır

mülkü benim ve hep Ģu nehirler benim altımdan akıyor değil mi? Artık gözünüzü açsanız a.(Elmalı)

Ve nada fir'avnu fiy kamihi kale ya kavm derken Firavun

kavminin arasındayken ey kavmim diye seslendi, Ey kavmim, Firavunun ulusa sesleniĢi yani. Onu görüyoruz Ģimdi. eleyse liy mülkü mısra ve hazihil enharu tecriy min tahtiy Mısır‟ın hakimiyeti bana ait değil mi ey kavmim Ģu gördüğünüz nehirler, sulama kanalları, bu bütün insanlığı hayrette bırakan en ileri teknoloji ile donatılmıĢ bu muhteĢem kanallar benim ayağımın altından akmıyor mu? efela tubsırun ne yani bunu da mı görmüyorsunuz.

Evet, Firavunla ilgili tüm ayetlerden tarihler üstü firavunluk

mantığını anlıyoruz, görüyoruz. Firavunlar tarihte kalmıĢ olabilir, ama firavunluk tarihte kalmadı. Firavunluk her çağda geçerli. Her çağda görebilirsiniz. Malikül mülk; Mülkün gerçek maliki Allah‟tı. Fakat firavun mantığı mülkün maliki kendisi zanneder. Yani kendisinin sahip olduklarını sadece kendisine ait bilir. Onun mutlak maliki zanneder kendisini. Onu emanet olarak görmez.

Demek ki firavunlaĢmaya baĢlayan benliğin ilk yaptığı Ģey sahip

olduklarının maliki olduğunu zannetmek. Yani onların emanet olduğu gerçeğini unutmak. Her firavunlaĢan bu noktadan yola çıkarak firavunlaĢır. Kendisini imtihan edilmek için verilmiĢ değerleri, benim zanneder, mülkiyeti zanneder. Ve tabii değerin sahibini unutmak aslında Ģükrü unutmaktır. ġükrü unutan Allah‟ı unutur. Allah‟ı unutan kendini unutur, kendini unutan kendini kaybeder, kendini kaybeden hiçbir Ģey kazanamaz. Bu da tekebbürdür iĢte. Firavunu firavun yapan tekebbürü idi.

Page 43: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

52-) Em ene hayrun min hazelleziy huve mehiynün ve lâ

yekâdü yübiyn; "Yoksa Ģu basit ve ne demek istediğini açıklayamayandan daha

hayırlı değil miyim?" (A.Hulusi) 52 - Yoksa ben Ģundan daha hayırlı değil miyim ki o hem hakîr hem

de meramını anlatamıyor. (Elmalı) Em ene hayrun min hazelleziy huve mehiynün ve lâ yekâdü

yübiyn bakın nasıl kara propaganda yapıyor, muhalifi için nasıl bir propaganda yöntemi kullanıyor; Yoksa ne demek istediğini bile açık seçik anlatmaktan aciz olan Ģu değersiz adamdan daha iyi değil miyim. Hz. Musa‟yı kastediyor. Hz. Musa‟da ki konuĢma zorluğunu kastediyor. Malum Hz. Musa‟nın dilinde konuĢma zorluğu vardı. Onun için peygamber gönderilirken bile kendisini peygamber atayan rabbine yalvarmıĢ, beni değil kardeĢim Harun‟u öne geçir, hatta onu bana yardımcı ver demiĢti.

Bu konuĢma zorluğunu aslında bir tür mesaj olarak alabiliriz. Bir

peygamberin peygamberlik mahareti sadece dilinde değildi. Kaldı ki eğer Allah seni bu halinle peygamber olarak seçiyor ve davet için gönderiyorsa, onu telafi edecek baĢka Ģeyler verir.

Haddi zatında bir nükte olarak söylemek gerekirse Hz. Musa‟ya

diğer peygamberlerde ender gördüğümüz yedi Beyza ve asayı Musa mucizelerinin verilmesi belki de dilinde ki bu konuĢma zorluğuna takviye içindi. Yani eğer dilinde konuĢma zorluğu varsa elin konuĢur ey Musa. Allah eline dil verir elin konuĢur. Hatta o kadar konuĢur ki sadece elin konuĢmakla kalmaz, elinde tuttuğun değnek bile konuĢur. Yeter ki sen Allah‟ın yardımını hak et. Yeter ki seni Allah görevlendirsin. Yeter ki destekçin Allah olsun.

Gayret dil gayreti değil ki, peygamberlik çenebazlık değil ki,

peygamberlik bambaĢka bir Ģey. Onun için firavunda peygamberliği çenebazlık zannetmiĢ olmalı ki daha ne dediğini bile doğru dürüst anlatmayı beceremeyen Ģu adamdan ben üstün değil miyim diyor.

[Ek bilgi; Hz. MUSA‟NIN KEKEME OLUġU Mûsâ (a.s.) kekeme olduğu için kelimeleri anlatmakta zorluk

çekiyordu. Bunun için Firavun kavmine «Ey kavmim, ben sözü açık

Page 44: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

söyleyemeyecek derecede zavallı olan Ģu adamdan daha üstün, daha değerli değil miyim?» diyerek kavmini Mûsâ ta.s.)'ya iman etmekten alıkoymaya çalıĢmıĢtır.

Hz. Mûsâ, Firavun'un sarayında çocukken bir gün o kâfirin sakalından tutmuĢ hınçla çekip birkaç tüy koparmıĢtır. Buna çok sinirlenen Firavun onu öldürmek istemiĢ, karısı «Bunu çocukluktan yaptı» diyerek ona mani olmak istemiĢtir.

Fakat bunu hazmedemeyen Firavun «bunu bir deneyelim, o zaman çocukluktan yapıp yapmadığı ortaya çıkar» diyerek bir kabın içine altın, diğer bir kabın içine de ateĢin korunu koyarlar ve getirip çocuğun önüne bırakırlar. ġayet o yavru elini altının bulunduğu kaba uzatacak olursa, Firavun bunu bilinçli yaptığım kabul ederek onu öldürecekti. Eğer elini ateĢin bulunduğu kaba uzatırsa gerçekten çocukluktan yaptığına kanaat getirerek, ona bir Ģey yapmayacaktı.

Tam o anda Cebrail gelir o küçük yavrunun elini ateĢin bulunduğu kaba sokar ve Hz. Mûsâ oradan bir kor alır, ağzına atar. îĢte o kor Mûsâ (a.s.)'nın ağzını ve dilini yakar, bu yanıktan mütevellid kekeme olur. Bunun için «(Ey Rabbim) dilimdeki düğümü çöz» diye duâ etmiĢtir. {Ebü'l-Leys Semerkandi – Tefsir – ül Kur‟an}]

[Ek bilgi; Hz. Musa kekeme değildi. Biliyor musunuz Hz. Musa ile ilgili Tâhâ suresinde bir Ģeyler

anlatılıyor. Hz. Musa ne diyor; Kale RabbiĢrah liy sadriy. (25), niye böyle diyor? Ve yessirliy

emriy.(26) Vahlül 'ukdeten min lisaniy. (27) yefkahu kavliy. (28) Niye öyle diyor? Çünkü ġu‟arâ suresinde Ve yedıyku sadriy ve lâ yentaliku lisaniy..(ġu‟arâ/13) içim daralıyor, dilim dönmüyor diyor. Oradan hareketle dediler ki Hz. Musa kekemedir.

Yahu kekemeden peygamber olur mu, delimizsiniz yahu. Nasıl tebliğ edecek? Yani Ve lehüm aleyye zenbün feehafü en yaktülun. (ġu‟arâ/14) Kur‟an ın tamamını okumayınca parçacı mantıklarla hakikat paramparça ediliyor maalesef. Onlar lehinde benim aleyhinde bir günah var. Hani kavga ediyordu iki delikanlı da birine bir tokat yapıĢtırdı, onun da öleceği tuttu öldü. Ondan sonra korkuyor oraya gitmeye. Siz sizi tutuklayacaklarından ya da öldüreceklerinden endiĢe ettiğiniz bir ortamda rahat esip savurabilir misiniz. Diyor ki; Ve ehıy Harunu huve efsahu minniy lisanen. (Kasas/34) yani onun dili daha güzel feersilhu me'ıye rid'en.. onu benimle beraber bana destekçi ver, baĢka bir ayette de ona risalet ver diye yalvarıyor. Mesele içi daraldığı için rahat konuĢamamaktadır, yoksa Hz. Musa kekeme olduğu için değil. Ne korkunç hatalar yapılıyor görüyor musunuz. Niye Tâhâ suresinde ki ayetleri okuyor konu ile ilgili ġu‟arâ suresinde ki ayetlere gitmiyor. Parçacı okumak bir felakettir. (Mehmet okuyan Envaru‟l Kur‟an 1. video)]

Page 45: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

53-) Felevla ulkıye aleyhi esviretün min zehebin ev cae meahül

Melaiketü mukteriniyn; "(Eğer Musa dediği gibiyse) Onun üzerine altından bilezikler

gönderilmesi yahut onunla beraber yakını olarak melekler gelmesi gerekmez miydi?" (A.Hulusi)

53 - Eğer o dediği gibi ise üzerine altın bilezikler atılsa ya! Yahut

yanında Melâikeler dizilse gelse ya! (Elmalı) Felevla ulkıye aleyhi esviretün min zehebin ev cae meahül

Melaiketü mukteriniynHem neden ona altın künyeler, altın bilezikler, altın takılar bahĢedilmemiĢ. Ya da beraberinde saf saf dizili melekler gelmemiĢ. Öyle diyor firavun, devam ediyor kara propagandaya. Neden ona altın bilezikler vermemiĢ. Aslında bu altın bilezikler eski Mısır‟da bir statü iĢareti. Yani günümüzde takım elbisenin ya da kravatın yerini almıĢ. O gün bir statü iĢareti. Kendisini firavuna nispet edenlerin, ya da yönetime nispet edenlerin, yönetim içinde bir görevi bulunanların taktığı, ya da toplum içerisinde yüksek tabakanın kullandığı bir takım aksesuarlar.

Fakat ilginçtir biz geçmiĢten bu güne gelen tüm firavun

heykellerinde firavunların bir elinde kamçı bir elinde altın bir halka görürüz, haçlı halka. Bir ucunda haç vardır bu halkanın. Firavun bir elinde bu halkayı tutar ama ucunda haç vardır. Bir elinde de kamçı görürüz. Böyle dururlar ve hep bu iki Ģey vardır ellerinde, tüm heykellerde. Aslında kamçı firavunun iktidarını temsil etmektedir. Halka da firavunun dini liderliğini temsil etmektedir. Aslında o ucundaki haçlı halka.

Ġlginçtir değil mi Hz. Ġsa‟dan binlerce yıl evvel firavunlar ellerinde

haç taĢıyorlar. Haç kadim putperest kavimlerde kullanılan bir totemdi aslında. Yani bu da tarihi bire veri olarak bu güne kadar gelmiĢti. Asıl kamçıyı taĢıyor olmaları ki hiçbir firavunun birebir heykeli yoktur. Heykelleri kendilerinden en az beĢ kat, 10 kat büyüktür. Daha büyük olanları da vardır. Kahire de eski meclis binasında ki firavun heykelleri görmeye gidenler iyi bilirler, firavunlar azametli heykeller yaptırmakla aslında halkı böyle korkutmayı tercih etmiĢler.

Page 46: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Halka görünmezlerdi, sarayı halka kapatmıĢlardı, halkın huzuruna hiç çıkmazlardı. Hatta eski Mısır da bir yasa vardı, bir firavuna dokunan öldürülürdü. Çünkü o tanrısal bir varlıktı, güneĢin yeryüzünde ki oğluydu, Ra‟nın yer yüzünde ki oğluydu dolayısıyla ona diğer bir insan dokunamazdı. Böylesine bir dokunulmazlık, böylesine korkunç bir dokunulmazlık zırhına bürünmüĢtüler. ĠĢte aslında Hz. Musa‟nın elinde ki çoban değneğinin bir mucizeye dönüĢmüĢ olması, firavunun elinde ki kamçıya bir cevaptı.

Ey firavun sen elindeki kamçıyı milleti korkutmak için kullanıyorsun,

bir çobanın elinde ki asa, bir çobanın elindeki çoban değneği ile baĢ edemiyorsun. Yani senin karizmanı iĢte böyle çizer Allah bunu diyordu belki amiyane bir ifade olacak ama böyleydi verilen mesaj

Ġlk muhatapların Resulallah‟a bakıĢını da ele veriyor aslında bu

ayetler. Firavunî bir bakıĢla bakıyorlardı Resulallah‟a. DüĢünsenize Mekke‟nin soylularının Resulallah‟a bakıĢını Ġbn.-i Ebi KebĢe derlerdi hakaret için. Böyle bir künye uydurmuĢtular. Dahası Abdul Muttalib‟in yetimi derlerdi. Yani yetim ne olacak, sahipsiz ne olacak ve hakaret ederlerdi erkek çocuğu olmadığı için. Onu kimsesiz addederlerdi. Ki Allah onlara kendi hakaretlerini çevirecek ve etter diyecektir. Yani öyle bakıyorlardı.

Bir insanı yücelten gücün, onun parası, pulu, statüsü, mevkii ve

evladı, nüfusu, insan kaynakları, insan gücü olduğunu düĢünüyorlardı. Onlar hiçbir insanın aklına, fikrine, ahlakına, imanına bakmıyorlardı. Yani ulvî değerleri değer olarak görmediler. Hep sayılabilir olanları değer olarak gördüler. Elle tutulanlara değer dediler. Ama yüce değerleri değer olarak görmediler. Onun içinde bir peygamberi takdir edemediler, asla takdir edemediler.

54-) Festehaffe kavmehu feeta'ûh* innehüm kânu kavmen

fasikıyn; (Firavun) halkını aĢağıladı... Onlar da ona itaat ettiler... Muhakkak

ki onlar inancı bozulmuĢ bir toplumdu! (A.Hulusi) 54 - Bu suretle kavmini istihfaf etti onlar da ona itaat eylediler,

çünkü dînden çıkmıĢ fâsık bir kavim idiler. (Elmalı)

Page 47: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Festehaffe kavmehu feeta'ûh iĢte böylece firavun kavmini tahrik etti, onlar da bu tahrike kapıldılar. Burada ki festehaffe; hafifleĢtirdi manasına gelir düz manası Ama buna bazı otoriteler aptallaĢtırdı anlamını vermiĢler. AhmaklaĢtırdı. Doğrusu güzel bir anlam, toplumunu böyle ahmaklaĢtırdı. Fakat üstteki ayetlerle bağlantısı açısından ben tahrik etti anlamının daha uygun düĢeceğini düĢünüyorum. Ki Ferra da istefezze karĢılığını vermiĢ korkuttu, tahrik etti. Onu telaĢa düĢürdü anlamında istefezze manası vermiĢ ki, bence de tahrik ediyor. Yani ulusa sesleniĢinde firavun ulusunu tahrik ediyor, etrafındaki insanları tahrik ediyor, Musa‟ya karĢı tahrik ediyor ki, kendinden yana olsunlar.

innehüm kânu kavmen fasikıyn zaten onlar öteden beri yoldan

çıkmıĢ bir kavimdiler. 55-) Felemma asefunentekamna minhüm feağraknâhüm

ecme'ıyn; Ne zaman ki bizi öfkelendirdiler, yaptıklarının sonucunu yaĢattık;

onları toptan suda boğduk. (A.Hulusi) 55 - Böyle vaktâ ki bizi gadaba davet ettiler biz de kendilerinden

intikam aldık hepsini birden gark ediverdik. (Elmalı) Felemma asefunentekamna minhüm feağraknâhüm ecme'ıyn

bizim gazabımızı davet ettikleri zaman, ne zaman bizim gazabımızı davet ettiler, aslında esefuna; ne zaman bizi kızdırdılar, ne zaman bizi gazaba getirdiler, yani açık anlamı bu. Ne oldu peki?ekamna minhüm onlara yaptıklarının acısını tattırdık. Ġntikam; öç almak diye çevirmiyorum çünkü basit kaçıyor, etimolojik karĢılığı birine yaptığının acısını tattırmaktır. Yaptıklarının acısını onlara tattırdık.feağraknâhüm ecme'ıyn topunu boğulmaya terk ettik.

56-) Fece'alnahüm selefen ve meselen lil ahıriyn; Onları sonradan gelenlere bir geçmiĢ ve bir ibretlik örnek kıldık!

(A.Hulusi) 56 - Gark ediverdik de onları sonrakiler için hem bir selef hem bir

mesel kıldık. (Elmalı)

Page 48: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Fece'alnahüm selefen ve meselen lil ahıriyn ve onları sonraki

nesiller için geçmiĢin acı hatırası ve ibret vesikası kıldık. Gelecek nesillere acı bir hatıra kıldık ki nesilden nesile ibreti alem olarak anlatılsınlar ki, kendilerinden tam 3.300 yıl sonra dahi, iĢte bakınız. Bu olayın üzerinden 3.300 yıl geçti. M.Ö. 1.300 lere tekabül eder firavunun ve hempalarının uğradığı bela, boğulması. 3.300 yıl öteden bu güne kadar ibreti alem olarak nesilden nesile geldiler. Hala lanetlenirler ve bizden sonraki nice 3.300 yıllarca dahi lanetlenmeye devam edecekler.

57-) Ve lemma duribebnü Meryeme meselen izâ kavmüke

minhü yesıddun; Meryemoğlu bir ibretlik örnek olarak ortaya konulduğunda,

toplumun hemen ondan yüz çevirdiler. (A.Hulusi) 57 - Ve vaktâ ki Meryem‟in oğlu bir mesel olarak ortaya atıldı derhal

kavmin ondan çığrıĢtılar. (Elmalı) Ve lemma duribebnü Meryeme meselen izâ kavmüke minhü

yesıddun yeni bir pasaja girdi sure 57. ayetle. Burada da Hz. Musa‟nın arkasından Hz. Ġsa, daha doğrusu Hz. Ġsa‟nın ardından tanrılaĢtırılması dile getiriliyor. Yani Hz. Musa‟nın yaĢarken baĢına gelen anlatılıyor, Hz. Ġsa‟nın da vefat ettikten sonra baĢına gelen anlatılıyor. Burada ilginç iki farklı sapma olayı var; Birincisi bizzat peygamberin hayatında kendisine karĢı mücadele biçiminde gerçekleĢiyor, ikincisi peygamberin bıraktığı risalet mirasına karĢı sapma anlatılıyor.

ĠĢte Ģimdi bu ikincisine geçtik. Bir peygamberin kendisine yönelik

tehdit mi, mirasına yönelik, yani davetine yönelik tehdit mi daha büyük. Aslında belki bu soruyu sorduruyor bize. Hz. Musa‟nın Ģahsına yönelik tehditler vardı, Allah o tehditleri bertaraf etti. Bu firavun da olsa, yer yüzünün süper gücü de olsa baĢ edemedi. Fakat bir peygamberi bekleyen en büyük tehdit, onu yaĢarken onun hayatına yönelik tehdit değil, o vefat ettikten sonra bıraktığı risalet mirasına yönelik tehdit dercesine iĢte Ģimdi de Hz. Ġsa‟nın risaletine yönelmiĢ olan saptırma, tahrif etme tehdidine getirdi sözü.

Ġmdi; ne zaman Meryem‟in oğlu gündeme getirilse senin kavmin bu

yüzden baĢlar Ģamata yapmaya, baĢlar taĢ kale yapmaya, ortalığı velveleye ve gürültüye vermeye.

Page 49: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Hıristiyanların Hz. Ġsa‟ya yükledikleri tanrısal misyonu kendi

Ģirklerinden daha geri ve saçma buluyor Mekke müĢrikleri. Ġlginç değil mi. Aslında kendileri meleklerin simgelerine tapıyorlardı biliyorsunuz. Melekler insandan Allah‟a daha yakın diye düĢünüyorlardı müĢrikler. Dolayısıyla Hıristiyanların sapmaları bizden daha berbat bir sapma, Ģamataları bunun için. Ne zaman Resulallah ayetlerin içinde Meryem oğlu Ġsa‟dan söz edecek olsa, ayetlerin içinde Hz. Ġsa geçecek olsa hemen gürültüye baĢlıyorlardı. Ah..! onun ki bizden de daha beter. Yani biz hiç olmazsa meleklere tapıyoruz, onlar insana tapıyor diye ortalığı Ģamataya velveleye veriyorlardı.

Aslında bütün bunların özünde Ģu tabiat yatıyor; BaĢkalarının

yanlıĢı benim meziyetimdir. Burada dile getirilen zamanlar üstü sapma, ahlaksızlık bu. Mekke müĢrikleri sapmıĢ Hıristiyanların yanlıĢlarını kendi meziyetleri gibi takdim etmeye kalkıyorlardı. Tabii bu mazeret olamaz. Hiç kimsenin sapması sizin sapmanıza mazeret teĢkil etmez. Bunu söylüyor aslında ayet.

58-) Ve kalu ealihetüna hayrun em hu* ma darebuhü leke illâ

cedela* belhüm kavmün hasımun; Dediler ki: "Bizim tanrılarımız mı hayırlı yoksa O mu?"... Bunu

sadece seninle çekiĢmek için ileri sürdüler! ĠĢte onlar çekiĢmeyi seven bir toplumdur! (A.Hulusi)

58 - Ya! dediler: bizim ilâhlarımız mı hayırlı? Yoksa o mu? Bunu

sana sırf bir cidal olarak fırlattılar, doğrusu onlar çok husumetli bir kavimdirler. (Elmalı)

Ve kalu ealihetüna hayrun em huve ve bizim tanrılarımız mı daha

değerli yoksa o mu diyorlar. Yani kendilerinin meleklere taptıklarını ima ederek. ma darebuhü leke illâ cedelen belhüm kavmün hasımun onlar bu karĢılaĢtırmayı sadece seninle polemiğe girmek için yaparlar. Ya gerçekte onlar müzmin muhalif bir kavimdirler.

Evet, yani, aslında seninle polemiğe girmek için böyle bir

karĢılaĢtırma yapıyorlar ama özüne bakarsan ona da sana da, Musa‟ya da karĢılar. Yani haydi o zaman Ġsevi olun desen onu da olmazlar. Musevi olun desen onu da olmazlar. Yani Allah‟ın hayatlarına müdahil olmasına karĢılar. Dolayısıyla samimi değiller.

Page 50: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

59-) Ġn huve illâ 'abdün en'amna aleyhi ve ce'alnahü meselen

libeniy israiyl; O ancak kendisine in'amda bulunduğumuz ve kendisini

Ġsrailoğullarına bir ders alınası örnek kıldığımız bir kuldur. (A.Hulusi) 59 - Hayır o ilâh değil, halîs bir kuldur, biz ona in'am ettik ve

kendisini Benî Ġsraîl için bir mesel yaptık. (Elmalı) Ġn huve illâ 'abdün en'amna aleyhi ve ce'alnahü meselen

libeniy israiyl Ġsa‟ya gelince o sadece kendisine ihsan ettiğimiz ve Ġsrail oğullarına model kıldığımız bir kuldur.

Meselen; model, dünyevileĢmiĢ bir inanca sevgiyi taĢıyarak

dengelemek için gönderilmiĢ bir modeldi Hz. Ġsa. Yahudilik Hz. Musa‟nın dünyevileĢtirilmiĢ mesajıydı. Hz. Musa‟nın ilahi mesajını Yahudiler içeriğinden boĢaltarak ruhsuzlaĢtırdılar. Hz. Ġsa ruhsuzlaĢtırılmıĢ Hz. Musa‟nın mesajının içine bir ruh olarak girdi. Dengelemeye gönderildi onu.

Fakat Bir baĢka Ģey oldu bu sefer. Yani dengelemek için

gönderilmiĢ olan Hz. Ġsa‟nın mesajı parça olarak bütüne eklenmek yerine parça olarak tutuldu ve o da bir baĢka dengesizliğe dönüĢtürüldü. Hz. Ġsa‟nın takipçileri tarafından, Ģimdi ona getiriliyor söz.

60-) Velev neĢau lece'alnâ minküm Melaiketen fiyl Ardı

yahlufûn; Eğer dileseydik, sizden melekler oluĢtururduk, arzda halife olacak

(ama melekiyeti bünyesinde barındıran beĢer olarak meydana getirdik sizi)! (A.Hulusi)

60 - Ve dilersek sizlerden de Melâike yaparız Arzda halef olurlar.

(Elmalı) Velev neĢau lece'alnâ minküm Melaiketen fiyl Ardı yahlufûn

isteseydik elbet sizi de bir biri ardınca gelen melekler yapabilirdik. Gerçek melekler yapabilirdik, ya da melek gibi günahsız insanlar

Page 51: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

yapardık. Ġki anlama da gelebilir. Gerçekten melekler yapardık. Ama ikincisi daha doğru. Melek gibi yaĢayan günahsız insanlar.

Ġyi de melek gibi yaĢayan günahsız insan olmak için iradesiz olmak

lazım. Eğer böyle bir insan tipi olsaydı o zaman cennete ve cehenneme gerek yoktu ki. Günahın olmadığı bir yerde sevabın değeri, karanlığın olmadığı yerde aydınlığın değeri, kötülüğün olmadığı bir yerde iyiliğin değeri, küfrün olmadığı bir yerde imanın değeri nasıl bilinecekti. Kaldı ki kötünün olmadığı bir yerde iyiye niçin ödül verilecekti. Çünkü ödül tercih sonucudur. Eğer alternatifi yoksa, yani seçme yoksa, seçmek için gerekli olan irade de gerekmez.

Dolayısıyla melekler olsaydınız o(insan) olmazdı ama melek

yaratmadı Allah. Bu anlamda sizden meleklik istemiyoruz, zımnen bu söyleniyor. Allah‟ın sizden istediği Hıristiyanlıkta ki ruhbanlar gibi meleklik değil, dünyadan el etek çekmek değil. Dolayısıyla dengeli olun. Yani Yahudiler dünyevileĢti, Hıristiyan ruhbaniyeti de uhrevileĢti. Yani sadece vicdanileĢti.

Bir mağara da bir post, bir dost yeter bana mantığıyla tüm dünyayı

Sezara terk etti. Bu olmaz, bu denge değil. Denge ikisini birleĢtirmekti. Ruhu kaçmıĢ, ruhu öldürülmüĢ Musa‟nın Ģeriatının içine Ġsa‟yı bir ruh gibi sokmaktı ve ruhuna yeniden kavuĢturmaktı. Ama bu ikisi ayrı ayrı durdu ve dengesizlik devam etti.

61-) Ve innehu le 'ılmün lissaati fela temterunne Biha

vettebi'un* hazâ sıratun müstekıym; Muhakkak ki O, o Saat için bir ilimdir... Ondan Ģüphe etmeyin ve

bana tâbi olun! Bu, iĢin doğrusudur! (A.Hulusi) 61 - Ve hakkı kat o, saat için bir ilimdir, onun için sakın o saatin

geleceğinde Ģekk etmeyin de bana tabi' olun, iĢte bu yegâne doğru yoldur. (Elmalı)

Ve innehu le 'ılmün lissaati fela temterunne Biha vettebi'un Bu

baĢka bir pasaj; Ġmdi iyi bilin ki O, son saatin geleceğine iliĢkin bir bilgidir.Ve innehu le 'ılmün lissa‟a O son saatin geleceğine iliĢkin bir bilgidir.fela temterunne Biha vettebi'un Ģu halde bu konuda asla Ģüpheye düĢmeyin ve bana uyun.

Page 52: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Burada ayetin baĢında ki Ve innehu da ki zamir; Hasan Basri‟ye göre, Katade‟ye göre, Said Bin Cübeyr‟e göre Kur‟an a racidir. Kur‟an ı gösterir, öznesi Kur‟an dır. Fakat Ġbn. Abbas‟a, Mücahid‟e göre Hz. Ġsa‟dır. Hz. Ġsa‟nın yer yüzüne yeniden döneceğini Kur‟an dan delil ile savunanlar bu ayeti gösterirler. Fakat taberi bütün tarafların görüĢlerini nakletmiĢ. Bu ikinci görüĢ, yani burada ki “He” zamirinin Hz. Ġsa‟ya gittiği görüĢü takdiri bir muzaf ister. Yani Ve innehu le „ılmün lisa‟a. Ve inne nüzule „ıysa demektir. Ama nüzul kelimesini muzaf olarak takdir etmemiz için bir delilimiz yok. Ki , büyük müfessir Tahir Bin AĢur onun için de bu uzak bir yorumdur der, delil yoktur der.

Kaldı ki ilk muhataplar yaĢarken gerçekleĢmeyen bir Ģey onlar için

son saatin bilgisi olamaz. Çünkü bu ayetler evvel emirde ilk muhataplara hitap ediyor. Onlar yaĢarken gerçekleĢmiĢ bir Ģey olmalı ki, ya da onlardan önce gerçekleĢmiĢ bir Ģey olmalı ki son saatin bilgisi olsun. Çok sonra gerçekleĢecek bir Ģey son saatin bilgisi olarak takdim edilemez.

Gerçi buna Ģöyle bir itiraz yapılabilir; Onlar yaĢarken olmadı ama

onlar yaĢarken den çok önce olmuĢ olan Hz. Ġsa‟nın babasız gelmiĢ olması son saatin gerçekleĢeceğinin bilgisi olamaz mı? O çok daha geri bir Ģey. Eğer son saate çok daha yakın bir Ģey olarak arıyorsak bunu, bu Kur‟an olmalı, bu Resulallah olmalı. Çünkü baĢtan beri surenin ekseni Kur‟an dır ve surenin baĢından buraya kadar verkaç yöntemiyle sure bir çok konuya gitmiĢ, geri dönüp Kur‟an a sözü getirmiĢtir tam 8 kez bunu yapmıĢtır.

Ve çok daha açık bir delil ayetin son cümlesidir. Son cümle yani

hazâ sıratun müstekıym iĢte bu dosdoğru bir yoldur cümlesi Kur‟an a delalet eder. Çünkü Ġsa bir yol değildir. Bu mana da Kur‟an da sıratun mustakıym nerede geçiyorsa mutlaka vahye bir atıf içerir. ĠhtinasSıratalmustakıym de olduğu gibi. Allah‟ın yolu vahyin yoludur. Dolayısıyla innehu da ki zamir Kur‟an a racidir diyenler daha isabetlidir diyebiliriz.

Ġkinci yoruma bazı hadisler delil gösterilmiĢtir. Gerçekten de

Buhari‟de, Müslim‟de, Ebu Davud‟da, Tirmizi‟de ve daha baĢkalarında Hz. Ġsa‟nın kıyametten önce yeniden yer yüzüne döneceği ile ilgili haberler yer alır. Bu haberler ayeti belirlemez. Çünkü ayetler asıl, hadisler ferdir. Fer asla tabi olur. Asıl fere tabi olmaz. Dolayısıyla tabi olan hadistir, metbu olan ayettir. Ama Ģunu kesinlikle söyleyebiliriz ki bu haberlere bakarak söyleyebiliriz ki Resulallah‟ın döneminde ve ondan sonraki ilk kuĢaklar içerisinde, onların yaĢadığı dönemde bu mevzuu ilk

Page 53: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

nesilleri çok birinci dereceden meĢgul etmiĢ ciddi bir gündem oluĢturmuĢ bir mevzuu idi. Biz bunu açıkça anlıyoruz.

[Ek bilgi; Hz. Ġsa geri gelecek mi? Bayraktar Bayraklı.] 62-) Ve lâ yesuddennekümüĢ Ģeytan* innehu leküm 'adüvvun

mubiyn; ġeytan sizi engellemesin! Kesinlikle o sizin için apaçık bir

düĢmandır! (A.Hulusi) 62 - Ve sakın sizi ġeytan çelmesin, çünkü o size belli bir

düĢmandır. (Elmalı) Ve lâ yesuddennekümüĢ Ģeytan* innehu leküm 'adüvvun

mubiyn Ģeytanın sizi saptırmasına izin vermeyin. Çünkü o sizin apaçık düĢmanınızdır.

63-) Ve lemma cae 'Iysa Bil beyyinati kale kad ci'tüküm Bil

hikmeti ve li übeyyine leküm ba'dalleziy tahtelifune fiyh* fettekullâhe ve etıy'un;

Ġsa apaçık deliller olarak açığa çıktığında dedi ki: "Gerçekten size

hikmeti (sistem ve düzenin gerçeklerini) getirdim ve hakkında ayrılığa düĢtüklerinizin bir kısmını size açıklayayım diye (geldim)... O hâlde Allâh'tan (yaptıklarınızın sonucunu yaĢatacağı için) korunun ve bana itaat edin." (A.Hulusi)

63 - Isâ da o beyyinelerle geldiği vakit Ģöyle dedi: ben size hikmet

ile ve ihtilâf edip durduğunuz Ģeylerin bazısını size beyan edeyim diye geldim, onun için Allah dan korkun ve bana itaat edin, (Elmalı)

Ve lemma cae 'Iysa Bil beyyinati kal Ġsa hakikatin apaçık bilgileri

ile geldiğinde demiĢti ki kad ci'tüküm Bil hikmeti ve li übeyyine leküm ba'dalleziy tahtelifune fiyh ben size hikmetle hakkında tartıĢtığınız bazı konuları açıklamak için geldim. fettekullâhe ve etıy'un artık Allah‟a karĢı sorumluluğunuzu bilin ve bana uyun.

Page 54: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

64-) ĠnnAllâhe HUve Rabbiy ve Rabbüküm fa'buduh* hazâ sıratun müstekıym;

"Kesinlikle Allâh, "HÛ"; benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir!

Öyle ise O'na kulluk edin! Bu, yolun doğrusudur!" (A.Hulusi) 64 - haberiniz olsun Allah benim rabbim sizin de rabbiniz ancak

odur, onun için hep ona ibadet edin, iĢte bu yegâne doğru yoldur. (Elmalı)

ĠnnAllâhe HUve Rabbiy ve Rabbüküm fa'buduh elbet Allah

benim rabbimdir, sizinde rabbiniz yalnızca O‟dur. Sadece O‟na kulluk edin hazâ sıratun müstekıym bu dosdoğru yoldur demiĢti.

Evet, Hz. Ġsa‟nın ağzından, yine Resulallah‟ın söylediği sözler

aktarıldı. Burada aslında temel bir nükte Ģu; Her peygamber muhataplarına benzer vahiylerle gelmiĢlerdir. Peygamberlerin mesajı bir birine benzer. Peygamberler mesajları bir kırılma meydana getirmez. Çünkü kaynakları aynıdır. Öncelikle bize bunu öğretiyor. Ġsa‟da tıpkı Musa gibi bir Ġslam peygamberi idi.

Dolayısıyla getirdiği vahiy Hz. Muhammed‟e, Hz. Musa‟ya gelen

vahiyden farklı bir kaynaktan değildi. Onun için her peygamber temelde aynı öze davet etiler, aynı Ģeye davet ettiler. Biz bunu görüyoruz burada. Zaten hazâ sıratun müstekıym derken yukarıda Resulallah‟a hitaben inan aynı ibare, aĢağıda Hz. Ġsa‟nın dilinden veriliyordu.

65-) Fahtelefel ahzâbü min beynihim* feveylün lilleziyne

zalemu min azâbi yevmin eliym; AnlayıĢta ayrılığa düĢenler kendi aralarında zıtlaĢtılar! Feci bir

sürecin azabından dolayı yazıklar olsun o (nefslerine) zulmedenlere! (A.Hulusi)

65 - Sonra o hizipler kendi aralarında ihtilâf ettiler, onun için elîm bir

günün azâbından vay o zulmedenlere. (Elmalı) Fahtelefel ahzâbü min beynihim peki daha sonra ne oldu,

dosdoğru yol geldikten sonra? Fakat onlar kendi aralarından çıkan hizipler yüzünden birbirleri ile anlaĢmazlığa düĢtüler. Evet, Burada

Page 55: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

verilen mesaj açık. Yani peygamberler net mesajlar getirdiler, fakat peygamberi sevdiğini söyleyenler, peygamberin net mesajını bulandırarak adeta peygamber yarıĢtırmaya kalktılar.

Aslında Fahtelefel ahzâbü derken Hıristiyanlığın kendi içinde

çıkan mezheplerden daha çok, Hz. Musa‟nın mü‟minleri ile Hz. Ġsa‟nın mü‟minleri arasında ki hizipleĢmeye dikkat çekiyor. Hz. Ġsa‟yı Ġsrail oğullarına gönderilmiĢ bir peygamberdir. Dolayısıyla Ġsrail oğulları peygamberidir ve YahudileĢmiĢ Ġsrail oğullarına hitap ediyordu. Zaten ben bir türedi değilim diyordu. Ben yasayı inkar etmek için gönderilmedim diyordu Ġncil‟de. Yasa dediği Tevrat. Ben yasayı tamamlamak için gönderildim diyordu.

Gerçekten de burada dikkat çekilen Ģey de o. Bir dengeye

kavuĢturmak için gönderilmiĢti. Fakat ne oldu? HizipleĢtiler, yani peygambere iman yerine tabir caizse takımdaĢlığı tercih ettiler. Belki yine amiyane tabirle amigoluğu tercih ettiler. Peygamber yarıĢtırmayı tercih ettiler ve birbirlerine düĢtüler. ĠĢte burada da o dile getiriliyor.

feveylün lilleziyne zalemu min azâbi yevmin eliym artık acı bir

günün azabından dolayı yazıklar olsun zulme gömülüp gidenlere. Bu zulüm ne zulmü? Bu zulüm peygamberin bıraktığı ilahi mirasa, yani risalet mirasına sahip çıkmama zulmü. Risalet mirasını param parça etme zulmü. Onu paylaĢma zulmü, onu kendi aralarında bölüĢme zulmü. Tıpkı Kur‟an da ifade buyrulduğu gibi küllü hızbin Bima ledeyhim ferihun.(Rûm/32) her hizip kendi elinde ki parça ile övünüp durmaya baĢladı, kendi elindeki. Bu ne demek? Önce parçaladı bütünü, sonra her hizip elinde ki parçayı bütünün kendisi sandı. Ben bütünün kendisini tutuyorum dedi.

Körün fiili tarifini biliyorsunuz değil mi? Körleri çağırmıĢlar biri filin

ayağını, birine hortumunu, birine kulağını, birine kuyruğunu tutturmuĢlar. Her biri tarif etmiĢ, tuttuğu parçayı tarif etmiĢ. ĠĢte bu fildir deyince fili tuttuğu parça zannetmiĢler. Yani fili kuyruğu, fili hortumu, fili kulağı, fili ayağı zannetmiĢler. Filin ayağı olmakla fil olmak ayrı Ģey. Filin kulağı olmakla fil olmak ayrı Ģey. Parça bütünü temsil eder, fakat parça bütünün kendisi değildir. Bütünden ayrılan parça anlamını kaybeder. Dolayısıyla hakikat parçalanınca hakikat olmaktan çıkar. ĠĢte bunu göz ardı ettiler, göz ardı edince de dinlerini paramparça ettiler.

Burada kime öğüt veriliyor sizce? Elbette bu vahyin muhataplarına.

Siz de nebinizin mirasını paramparça edip her parçasına biriniz kurulmayın deniliyor. Herkes elinde ki parça ile baĢlasın öğünmeye, iĢte

Page 56: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

o zaman siz de HıristiyanlaĢmıĢ olursunuz, YahudileĢmiĢ olursunuz deniliyor.

66-) Hel yenzurune illes saate en te'tiyehüm bağteten ve hüm

lâ yeĢ'urun; Onlar farkında olmadıkları hâlde iken, o saatin (ölümün - kıyametin)

ansızın kendilerine gelmesinden baĢka bir Ģey mi gözlüyorlar! (A.Hulusi) 66 - Hep o saate, hiç farkında değillerken ansızın onun baĢlarına

gelivermesine bakıyorlar. (Elmalı) Hel yenzurune illes saate en te'tiyehüm bağteten ve hüm lâ

yeĢ'urun Ģimdi onlar kendileri farkına varmadan ansızın baĢlarına gelecek olan son saat dıĢında baĢka bir Ģey mi gözetliyorlar. Yani baĢka bir Ģeyi mi hak ediyorlar. Ansızın baĢlarına gelecek, hiç farkında olmadan baĢlarına gelecek son saat dıĢında bir Ģeyi gözlemesinler. Böyle yapanlar bunu hak ediyorlar. Yani ödül mü bekliyorlar, cennet mi bekliyorlar, aferin mi bekliyorlar, bravo iyi yaptınız mı bekliyorlar.

Bunları beklemesinler. Son saatin dehĢetini beklesinler. Ansızın

kopacak son saati beklesinler ki hesap sorulsun, niçin peygamberin getirdiği bütünü parçaladınız, niçin risalet mirasını paramparça ettiniz, anlamını kaybettiniz, hakikatin bütününe bakmadınız da hakikati parçalayarak hakikatin anlamını yok ettiniz. Hakikatin etkisini yok ettiniz, hakikatin gücünü yok ettiniz. Çünkü hakikati parçaladığınızda etkisini yok ederdiniz, gücünü yok ederdiniz. Hakikat bizatihi güçlü olmasına rağmen batıl karĢısında güçsüz duruma düĢerdi ve bu da sizin parçalamanız dolayısıyla olurdu. Bunun hesabını vereceksiniz, bunu bekleyin, ne bekliyorsunuz, aferin denilmesini mi.

67-) El ehıllau yevmeizin ba'duhüm li ba'dın adüvvün illel

müttekıyn; O süreçte dostlar (dünyalık zevk arkadaĢları), bazısı bazısına

düĢmandır! Sadece korunanlar müstesna! (A.Hulusi) 67 - Dostlar o gün birbirlerine düĢmandırlar, müstesnâ ancak

muttakîler. (Elmalı)

Page 57: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

El ehıllau yevmeizin ba'duhüm li ba'dın adüvvün illel müttekıyn

can dostlar, eski dostlar bir baĢka ifade ile. O gün birbirlerine can düĢman olacaklar. Neden? Çok ilginç bir ifade değil mi? Can dostlar, o gün birbirlerine can düĢman. Bu can dostlar ne dostları? Parçalama dostları. Hani o parçayı temsil edenler birbirlerine öyle sarılacaklar ki, dini parçalamamıĢ olmanın vebalini dahi unutacaklar. Ama orada can düĢman olacaklar, neden? Çünkü yaptıklarının baĢlarına bela açtığını, yaptıklarının cenneti değil cehennemi getireceğini görecekler. Onun içinde savunamayacaklar, savunmayacaklar ve suçu birbirine atacaklar. O gün can düĢman olacaklar.

[Ek bilgi: DOST EDĠNMEK Aklı olanlar bundan ibret alıp kıyamet günü birbirini suçlayacak ve

davacı olacak dostlar edinmemelidirler. Birbirlerinin lehine Ģahitlik edecek dostlar edinmelidirler.

Abdullah Ġbn Ömer üç çeĢit dost olduğunu söylemiĢtir; Bunların her biri birbirinden üstün dostlardır. KiĢi ölüm anında

bunlardan birincisine gider «benim baĢıma böyle bir olay geldi, bana yardımcı ol ne olur?» der. O dostu «Bu mevzuda benim sana hiçbir yardımım olmaz, sen diğer dostlarına git, onlardan yardım iste» der.

Bunun üzerine ikinci dostuna gider ve «Benim baĢıma böyle bir hal geldi, ne olur bana yardım et» der. Ġkinci dostu da «Ben seninle beraber bir yere kadar giderim, oradan geri dönerim, seni yalnız bırakırım» der.

Ondan da bir netice alamayınca üçüncü arkadaĢına gider ve ey dostum, berim baĢıma böyle bir hal geldi, ne olur bana yardımcı ol» der. O «ben her zaman seninle beraberim, hiçbir zaman senden ayrılmam. Çünkü beni kazanan sensin» der.

Birinci dost maldır. Ölümle beraber sahibinden ayrılır, mirasçılara kalır. Onlar, bunu istedikleri gibi sarf ederler. Sahibini hiç tanımaz, bilâkis ona yük olur. ġayet haram yoldan kazanılmıĢsa sahibinin hakkında davacı olur.

Ġkinci dost aile efradı, hısım-akrabadır. Bunlar da kabrin baĢına kadar giderler ve oradan geri donarlar, bir saat bile onu kabirde beklemezler. Hemen geri dönerler.

Birinci dost maldır. Ölüm esnasında sahibinden ayrılır, onu hiç tanımaz, bilâkis sahibine yük olur.

Ġkincisi aile efradı, hısım akraba vs çoluk çocuktur. Onlar da kabrin baĢına kadar gider, oradan geri dönerler.

Üçüncü dost ameldir. O hiç sahibinden ayrılmaz, onunla kabre girer. Bu, ister sâlih amel olsun, ister kötü amel olsun sahibi ile kabre girer. Salih amel olursa sahibine Ģefaat eder, kötü amel olursa sahibinin

Page 58: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

aleyhine döner. Aklı olanlar bundan ibret alıp, kendi lehine Ģahadette bulunacak amel etmelidir.

Bu âyetin mânâsından Hz. Ali'ye sorarlar, o bunu Ģöyle izah eder: Mü'minlerden biri öldüğü zaman diğeri onun arkasından dua eder.

O da öldüğü zaman kıyamet günü buluĢup birbirlerini medhü sena ederek, biri diğerine «Sen ne güzel dostsun, beni hiç unutmadın» der. Kâfirler ise kıyamet günü birbirlerini suçlayarak, birbirlerine «sen ne kötü arkadaĢsın, beni bu duruma sen düĢürdün» derler ve birbirlerinden kaçarlar. Mü'minlerin hem dünyada, hem de âhirette birbirlerine faydaları vardır. Yüce Halik onları medhü sena etmiĢtir. {Ebü'l-Leys Semerkandi – Tefsir – ül Kur‟an}]

El ehıllau yevmeizin ba'duhüm li ba'dın adüvvün illel müttekıyn

fakat sorumluluk bilincini kuĢananlar hariç, onlar hariç. Devam edelim; 68-) Ya 'ıbadi lâ havfün aleykümül yevme ve lâ entüm

tahzenun; "Ey kullarım... Bu süreçte size bir korku yoktur... Mahzun da

olmazsınız!" (A.Hulusi) 68 - Ey benim kullarım! size hiç korku yoktur bu gün ve siz mahzun

da olmayacaksınız. (Elmalı) Ya 'ıbadi lâ havfün aleykümül yevme ve lâ entüm tahzenun ey

sorumluluk bilincini kuĢanan kullarım. Bir önceki ayetin sonundan baĢlayıp öyle anlamak lazım. Ey kullarım bugün ne gelecekten korkmanıza, ne de geçmiĢten üzüntü duymanıza gerek yok.

Evet, Havf ve hûzn; zamanlı kelimeler. Havf geleceğe tekabül eder

Arap dilinde, hûzn geçmiĢe. Dolayısıyla gelecekten kaygı ve korku duymamak, geçmiĢten dolayı da üzüntü duymamak. Bu nedir? GeçmiĢte hiç hata yapmamıĢ olmak anlamına mı geliyor? Yoksa geleceğe iliĢkin bir garanti ve sigorta elde etmek mi. Hayır bu Allah‟a sığınmak, Allahlı olmak ve yukarıda söylenenleri iĢlememeye çalıĢmaktan geçiyor. Yoksa melekleĢmek anlamına gelmediğini daha önce 59. ayeti iĢlerken iĢlemiĢtik.

69-) Elleziyne amenû Bi âyâtiNA ve kânu müslimiyn;

Page 59: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Onlar ki varlıklarındaki iĢaretlerimize iman ettiler ve teslimi kabul

edenlerden oldular... (A.Hulusi) 69 - Benim âyetlerime iman edip de halîs Müslüman olan kullarım.

(Elmalı) Elleziyne amenû Bi âyâtiNA ve kânu müslimiyn siz ey

ayetlerimize iman eden ve kayıtsız Ģartsız teslim olanlar. 70-) Udhulül cennete entüm ve ezvacüküm tuhberun; Siz ve eĢleriniz (bilinç ve ruhanî bedenleriniz) neĢe ve keyifle

cennete dâhil olun! (A.Hulusi) 70 - Girin Cennete: siz ve zevceleriniz, sürurlar, neĢeler içinde.

(Elmalı) Udhulül cennete entüm ve ezvacüküm tuhberun siz ve eĢleriniz,

ruha safa veren bir müzik eĢliğinde girin haydi cennete. Onlara böyle denilecek. ġimdi cenneti hak etmiĢ insanlar gündeme getirildi ve onları ahirette bekleyen büyük sürprizlerden söz ediliyor.

Tuhberun; Ġlginçtir, el hubur; Ģiddetli sevinç, insana neĢ‟e veren,

sevinç taĢıyan Ģey manasına geliyor kökü. Fakat ikinci kuĢaktan Veki‟, cennet Ģarkıları dinlerler Ģeklinde anlıyor bunu.

Yine Hz. Peygamber kendisine sorulmuĢ bir soru üzerine Tirmizi‟de

sıfatul cenneh bölümünde geçen bir hadiste, cennetlikleri cennette muhteĢem Ģarkılarla bir koronun karĢılayacağını, muhteĢem bir koro ile karĢılanacaklarını ifade buyuruyor. Cennete girerken muhteĢem bir müzik dinletisi sunulacağını, insanı sevinçten, neĢ‟e den hazdan dört köĢe eden muhteĢem bir müzikle karĢılanacağını ifade ediyor. Cenneti nasıl, ne kadar tasvir edebilirsek, o müziği de sanırım öyle tasvir edebiliriz. Ama Ģu yalan dünyada güzel müziklerin bile insanın içini nasıl alıp götürdüğü düĢünüldüğünde, cennetin müzikten mahrum kalması zaten düĢünülemezdi. Ki zaten 30. surede bu yine benzer bir ayetle müjdeleniyor ve iĢte böyle bir müjde sunuluyor cennetliklere.

Page 60: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

71-) Yutafü aleyhim Bi sıhafin min zehebin ve ekvab* ve fiyha ma teĢtehiyhil enfüsü ve telezzül a'yün* ve entüm fiyha halidun;

Altından tabaklar ve testiler döndürülür üstlerinde... Onda nefslerin

(bilinç boyutunun yaĢamayı arzuladığı) iĢtah duyduğu ve gözlerin (basîretin zevkle seyretmek istediği kuvveler) keyif aldığı Ģeyler vardır! Sizler onda ebedî yaĢarsınız! (A.Hulusi)

71 - Altından tepsiler ve küplerle üzerlerine dönülür dolaĢır,

nefislerin hoĢlanacağı, gözlerin lezzet alacağı Ģeyler hep orada ve siz orada muhalledsiniz. (Elmalı)

Yutafü aleyhim Bi sıhafin min zehebin ve ekvab orada

huzurlarında altın tepsilerle kadehler dolaĢtırılacak ve fiyha ma teĢtehiyhil enfüsü ve telezzül a'yün orada canlarının çektiği her Ģey ve gözleri kamaĢtıracak tanımsız hazzın her türünü bulacaklar.

Ve telezzül a‟yün; ilginç bir ibare. Gözleri lezzetlendirecek diyor.

Gözleri zevkten mayıĢtıracak..! Çok ilginç bir ibare. Cennette Allah‟ın müĢahede edilmesidir demiĢ bazı otoritelerimiz. Yani cemalullah‟ın görülmesi. Ahirette böyle bir müjdenin verilmiĢ olması dahi insanı gerçekten dört köĢe etmeye yeter. Böyle bir Ģeyin nasıl olabileceğini tahayyül dahi edemeyiz. Zaten dünya için bu söz konusu olmaz. Fakat keyfiyeti bilinmez ve tabii ki bu gözle değil, bambaĢka bir alemde, bambaĢka bir düzlemde, yani bambaĢka bir müĢahede. Bu galiba secde/17. ayeti ile de doğrulanıyor.

Fela ta'lemü nefsün ma uhfiye lehüm min kurreti a'yün.

(Secde/17) cennette kendisini nasıl göz kamaĢtırıcı sürprizlerin beklediğini hiç kimse hayal dahi edemez.

ĠĢte bu kadar. Burada söz bitiyor, burada tahayyül de bitiyor,

tasavvur da bitiyor, hayal de bitiyor, hepsi bitiyor. Çünkü insanın hayali gördüklerinden müteĢekkil. Ġnsanın hayali nihayetinde Ģu dünyada elde ettiği bilgilerin toplamından müteĢekkil. Görmediği bir Ģeyi, hayal dahi edemiyor insan. O halde hayal bile edemez derken, bilemez asla, tasavvur dahi edemez derken neyi anlamamız gerektiğini biliyoruz.

ve entüm fiyha halidun iĢte siz orada kalıcı bir biçimde

yerleĢeceksiniz.

Page 61: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

72-) Ve tilkel cennetülletiy uristümuha Bima küntüm ta'melun; ĠĢte yaptıklarınızın sonucu olarak kendisine mirasçı kılındığınız

cennet budur! (A.Hulusi) 72 - Ve iĢte bu, sizin çalıĢtığınız ameller sebebiyle vâris kılındığınız

Cennet. (Elmalı) Ve tilkel cennetülletiy uristümuha Bima küntüm ta'melun iĢte

yapa geldikleriniz sayesinde varisi olduğunuz cennet böyledir. Yaptıklarınız sayesinde mirasçısı olacağınız cennet iĢte böyledir diyor. Yani cennetin nasıl olduğunu mu merak ediyorsanız Allah‟tan öğrenin çünkü görmediniz. Allah‟tan baĢka size cenneti tarif edecek kim var.

Cennet bedel değil ödüldür. Bu ayeti doğru anlamak lazım. Doğru

anlamak içinde Ģu ayetle birlikte anlamak lazım; sevaben min indillâh. Allah katından bir ödül olarak vAllâhu 'ındeHU husnüs sevab. (A. Ġmran/195) ödüllerin en güzeli Allah katındadır.

[Ek bilgi; CENNET. …..Cennet boyutunda, o kiĢinin ilmiyle sınırlı olmak Ģartıyla, Allâh

isimlerinin özellikleri açığa çıkacak; o boyutta yaĢayanlar; Allâh'ın kuvvet-kudret ve yaratıcılığıyla, diledikleri her Ģeyi istedikleri anda, istedikleri Ģekilde yaĢayabileceklerdir! (A. Hulusi)]

73-) Leküm fiyha fakihetün kesiyretün minha te'külun; Sizin için orada pek çok meyve (marifet türü) vardır... Onlardan

yersiniz. (A.Hulusi) 73 - Sizin için onda çok meyveler vardır, onlardan yiyeceksiniz.

(Elmalı) Leküm fiyha fakihetün kesiyretün minha te'külun orada

amellerinizin meyvelerini bol bol verecek onlardan yiyeceksiniz. Gayb olan cennetin sembolik dille tasvirinde meyvenin sembolize ettiği Ģey nedir? ġudur; meyve karın doyurmak için yenmez. Onun içinde acıktığınız zaman yemezsiniz. Zevk ve keyif almak için yenilir. Yani cennette yiyeceksiniz fakat acıktığınız için değil, acıkmak zaaftır.

Page 62: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Cennette zaaf olmayacak. Keyif almak için yiyeceksiniz, lezzet almak için yiyeceksiniz, zevk almak için yiyeceksiniz.

74-) Ġnnel mücrimiyne fiy azâbi cehenneme halidun; Muhakkak ki suçlular (Ģirk ehli) cehennem azabı içinde ebedî

kalıcılardır. (A.Hulusi) 74 - Haberiniz olsun ki mücrimler Cehennem azâbında

muhalledirler. (Elmalı) Ġnnel mücrimiyne fiy azâbi cehenneme halidun ne var ki günahı

hayat tarzı haline getirenler, mücrimiyn i böyle çevirdim, Çünkü bir kez günah iĢlemiĢ olan mücrim olmaz. Mücrim günahı isim haline getirmesi lazım, günahı hayat tarzı haline getirmesi lazım. Suç adı olmuĢ, günah adı olmuĢ adamın. ĠĢte onun için mücrimiyn i; günahı hayat tarzı haline getirenler diye çevirdim. Cehennem azabı içinde yerleĢip kalacaklar.

75-) Lâ yüfetteru anhüm vehüm fiyhi müblisun; Onlardan (azap) hafifletilmez! Onlar onun içinde gelecekten

umutsuzdurlar! (A.Hulusi) 75 - Kendilerinden o azâb gevĢetilmez ve onlar onun içinde her

ümidi kesmiĢlerdir. (Elmalı) Lâ yüfetteru anhüm vehüm fiyhi müblisun onlardan azap hiç

eksilmeyecek, dahası hiç aralık verilmeyecek, fetret olmayacak azaplarında ve onlar derin bir umutsuzluğa gömülüp gidecekler. Fiyhi mublisun. Derin bir umutsuzluğun içine, gayyasına düĢecekler. ya leyteniy küntü turaba. (Nebe‟)/40) diyen nefis iĢte bu nefis. KeĢke toprak olup gitseydim. Derin bir umutsuzluk müblisun; iblisleĢmek, yani dünyada iblisin askeri olanlar ahirette iblisleĢecekler. Ġblis umutsuz vaka demektir. Allah‟tan umut kesmek iblisliktir.

76-) Ve ma zalemnahüm ve lâkin kânu hümüz zâlimiyn;

Page 63: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Biz onlara zulmetmedik... Ne var ki onlar nefslerine zulmedenlerdendi! (A.Hulusi)

76 - Ve biz onlara zulmetmemiĢizdir ve lâkin kendileri zalim idiler.

(Elmalı) Ve ma zalemnahüm ve lâkin kânu hümüz zâlimiyn ne ki; onlara

haksızlık eden biz değiliz. Fakat asıl haksızlık yapan onların kendileridir. Bu ayeti Ģu ibare ile birlikte belki düĢünmek lazımve lâkin kânu enfüsehüm yazlimun (Çok yerde, Ör; Bakara/57) fakat onlar kendi nefislerine, kendilerine zulmettiler. ve ma ene Bi zallamin lil 'abiyd. (Kaf/29) bizim kullarımıza zulmetme ihtimalimiz bulunmamaktadır. ĠĢte bu.

77-) Ve nadev ya Malikü li yakdı aleyna Rabbük* kale inneküm

makisûn; "Ey (cehennem'in bekçisi) Mâlik! Rabbin aleyhimize hüküm versin

(vefat ettirsin)!" diye nida ettiler... (Mâlik) dedi ki: "Muhakkak ki siz (burada, böyle) yaĢayacaklarsınız!" (A.Hulusi)

77 - Ve Ģöyle çığrıĢmaktadırlar: ya mâlik! Rabbin iĢimizi bitiriversin,

o demiĢtir ki: her halde siz duracaksınız. (Elmalı) Ve nadev ya Malikü li yakdı aleyna Rabbük ve Ģöyle

yalvaracaklar; Ey cehennemin bekçileri; rabbinize söyleyin de iĢimizi bitirsin. Li yakdı aleyna. Evet iĢimizi bitirsin. Ne dehĢet bir Ģey olduğunu ancak böyle bir ifade beyan edebilirdi. Ne diyordu Furkan/14. ayeti; Lâ ted'ul yevme süburen vahıdenved'u süburen kesiyra. (Furkan/14)

Sübur mevtten farklı bir Ģey. Mevt dirilmek üzere ölmek demektir.

Sübur ise dirilmemek üzere ölmektir. Böyle bir Ģey yok, ama onlar bunu isteyecekler. Yani dirilmemek üzere bir ölüm ver ey Allah‟ım diyecekler. Ey melekler, ey cehennemin bekçileri rabbinize söyleyin de bize dirilmeyecek bir ölüm versin. Kur‟an iĢte buna cevap veriyor Furkan suresinde. Bugün bir tek süburu, bir tek yok oluĢu çağırmayın, bir çok ölümü, birçok yok oluĢu çağırın. Bir tek yetmez.

kale inneküm makisûn o cehennemin bekçisi Ģöyle cevap

verecek; ġunu kafanıza iyice sokun siz kalıcısınız, geçici değilsiniz.

Page 64: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Sonsuz bir hayatınız olsaydı sonsuza kadar küfredecektiniz zımnen belki de bu.

78-) Lekad ci'naküm Bil Hakkı ve lâkinne eksereküm lil Hakkı

karihun; Andolsun ki size Hak olarak geldik! Ne var ki sizin çoğunluğunuz

Hak'tan nefret ediyordunuz! (A.Hulusi) 78 - Celâlim hakkı için biz size hakkı gönderdik ve lâkin ekseriniz

hakkı hoĢlanmayanlarsınız. (Elmalı) Lekad ci'naküm Bil Hakkı ve lâkinne eksereküm lil Hakkı

karihun doğrusu biz hakikati, ayağınıza kadar getirmiĢtik. Evet, Bu da çok ilginç ve dokunaklı bir ifade. Hakikati ta ayağınıza kadar, ben sizin rabbiniz olduğum halde, ben sizi yarattığım halde hakikati ayağınıza kadar getirdim. Oysa akıl vermiĢtim arayın bulun derdim, bunu da demedim. Peygamber gönderdim. Bir tekte göndermedim, bir tek gönderdim haydi onu arayın bulun da demedim, bir çok gönderdim. Onu göndermekle de yetinmedim kitaplar gönderdim. Hatta arayın bulun kitabı kaybettiğiniz gibi demedim, onu korudum, muhafaza ettim, ayağınıza kadar getirdim hakikati. Fakat birçoğunuz hakikatten hiç hoĢlanmadı. Bu ifade çok çarpıcı;

ve lâkinne eksereküm lil Hakkı karihun bir çoğunuz hakikatten

hiç hoĢlanmadı. Hakikat bazılarınızın hoĢuna gitmedi. 57 – 60 ve 63 – 65 te iĢlenen Ġsa konusuna geri dönüldü aslında bu ayetle. Hakikat Ġnsanoğlu Ġsa idi. Fakat yalan daha tumturaklı geldi, Tanrı oğlu Ġsa. Onun için hakikati bırakıp yalana sarıldınız. Hakikati sevmemek, hakikatin ne olduğu hakkında ki kararı kimin vereceğini ĢaĢırmaktır ki iĢte hemen bir sonra o geliyor.

79-) Em ebremu emren feinna mubrimun; Yoksa Hakk'ın ne olduğuna onlar mı hüküm verecekler! Neyin Hak

olduğunu biz belirleriz! (A.Hulusi) 79 - ĠĢi sıkı mı büktüler, fakat iĢte sıkı büken biziz. (Elmalı)

Page 65: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Em ebremu emren feinna mubrimun yoksa hakikatin ne olduğu hakkında ki kararı onlar mı verecekler, yoksa biz mi vereceğiz. Yani zımnen. Hayır feinna mubrimun asıl karar verici biziz, biz vereceğiz yani, onlar vermeyecekler. Hakikatin ne olduğu konusunda ki kararı biz vereceğiz.

80-) Em yahsebune enna lâ nesme'u sirrahüm ve necvahüm*

bela ve RusülüNA ledeyhim yektübun; Yoksa onların gizlediklerini ve fısıltılarını iĢitmediğimizi mi sanırlar?

Evet (iĢitiyoruz)! Yanlarındaki Rasûllerimiz de yazmaktadırlar. (A.Hulusi) 80 - Yoksa biz onların sırlarını ve fısıltılarını iĢitmeyiz mi

sanıyorlar? Hayır iĢitiriz hem de yanlarında elçilerimiz vardır yazarlar. (Elmalı)

Em yahsebune enna lâ nesme'u sirrahüm ve necvahüm yoksa

onlar içlerinde sakladıklarını ve gizli kapaklı konuĢmalarını duymadığımızı mı zannediyorlar. Bela asla, böyle zannetmesinler ve RusülüNA ledeyhim yektübun aksine duyarız, üstelik elçilerimiz kayda bile geçer. Yani sadece duymakla kalmayız, elçilerimiz onları kayda bile geçirirler.

Bu ayet Dârun Nedve ile ilgili olarak ta anlaĢılmıĢ, Ġznik konsülü

ilgili olarak ta. Dârun Nedve olarakta anlaĢılması Mukatilden gelen bir rivayete dayanıyor. Darun Nedve de bu dönemde Resulallah‟ı katletmek için tüm müĢrik reisleri, tüm kabileleri temsilen birer kiĢinin Dârun Nedve de toplanıp Resulallah‟ı getirip, ya da Resulallah‟a bir biçimde ulaĢıp ortaklaĢa katletme kararı almıĢlar.

ĠĢte burada onların gizli kararlarını, fısıldaĢmalarını, gizli kapaklı

iĢlerini bilmediğimizi mi zannediyorlar ibaresi ona delalet eder diyen. Mukatil‟in yanında bazı müfessirler de, ki modern müfessirler, çağdaĢ müfessirler bu ayeti Ġznik konsülü ile irtibatlandırırlar. Gerçekten de Ġznik konsülünde -ki M.S. 325 te gerçekleĢti- o güne kadar Hz. Ġsa‟nın mesajında muvahhit öğeler baskın unsurdu Arius Hıristiyanlığı muvahhit idi, tevhidi idi. Hz. Ġsa bir peygamber olarak görülüyordu.

Ama Ġznik konsülünde o konsülü toplayan, müzaheret eden ve

arkasında dayısı olan Bizans Kralının, Roma kralının da etkisiyle Roma‟nın putperest unsurları konsül eli ile Hıristiyanlığın içine sokuldu.

Page 66: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve artık baba oğul ruhül Kudüs üçlüsü,üçlemesi teslis, kilisenin tek inancı olarak kabul edildi. Onun dıĢında muvahhit Hıristiyanlar kovuĢturmaya, ölüme mahkum edildiler. Ve yakalandıkları yerde katledildiler.

ĠĢte onların ne dümenler çevirdiklerini sahih akideyi bozmak için

nasıl fırıldaklar döndürdüklerini bilmediğimizi mi zannediyorlar Ģeklinde de anlaĢılabilir.

81-) Kul in kâne lirRahmâni veledün, feena evvelül 'abidiyn; De ki: "Eğer Rahmân'ın bir çocuğu olsaydı, ona ibadet edenlerin ilki

bendim!" (A.Hulusi) 81 - De ki: Rahmanın bir veledi olsa ben ona tapanların birincisi

olurdum. (Elmalı) Kul in kâne lirRahmâni veledün, feena evvelül 'abidiyn de ki ey

peygamber, eğer rahman, o sonsuz merhamet sahibi bir erkek çocuk sahibi olsaydı, edinseydi, ona ilk tapan ben olurdum de. Evet, çarpıcı bir ifade.

82-) Subhane Rabbis Semâvati vel Ardı Rabbil 'ArĢi 'amma

yesıfun; Semâlar ve arzın Rabbi, arĢın Rabbi onların tanımlamalarından

münezzehtir! (A.Hulusi) 82 - Tenzih o sübhâna o Göklerin ve Yerin rabbi, rabbül'arĢe

onların vasıflarından. (Elmalı) Subhane Rabbis Semâvati vel Ardı Rabbil 'ArĢi 'amma yesıfun

göklerin ve yerin rabbi, yüce hükümranlık makamının rabbi; onların yakıĢtırdığı bu tip her Ģeyden münezzehtir, berî dir, asla O‟na böyle Ģeyler yakıĢtırılamaz.

83-) Fezerhüm yehudu ve yel'abu hattâ yulaku yevme

hümülleziy yu'adun;

Page 67: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bırak onları, vadolundukları sürece kavuĢuncaya kadar (dünyalarına) dalsınlar ve oynasınlar! (A.Hulusi)

83 - ġimdi bırak onları dalsınlar, oynaya dursunlar tâ vaad

olundukları günlerine çatasıya kadar. (Elmalı) Fezerhüm yehudu ve yel'abu hattâ yulaku yevme hümülleziy

yu'adun artık onları bırak, geleceği vaad olunan günlerine kavuĢuncaya kadar lafazanlıkla oyalansınlar. Yehudu; aslında yürüyerek havuzun derin kısmına dalmak demektir. Ama burada mecazen Arap dilinde lafa dalmak, lafazanlık yapmak olarak görülüyor lügatlarda. Ki burada ki anlamı da o. Dalsınlar, lafazanlıkla oyalansınlar ve kelimelerle oynasınlar.

Zaten öyle yaptılar. Kelimelerle oynadılar. Aslında baba derken

mecaz kullanmıĢlar da, Allah‟a baba demek mecazi imiĢ de, iĢte oğul derken de biraz mecaz kullanmıĢlar, bu mecazı bazıları hakikat sanmıĢ ve onun içinde bazıları karıĢtırmıĢlar. ĠĢte Ġsa‟nın bedeni değil asıl, ruhu temsil edermiĢ tanrıyı. Dolayısıyla onlar ruhunu kastederek öyle söylemiĢler. Vs. vs. ĠĢte lavzanlık, lafazanlığa dalmak söz konusu olunca en yanlıĢ bile lavgarlıkla izah edilmeye kalkılır. Tabii ikna edici olmaz o ayrı mesele.

84-) Ve "HU"velleziy fiys Semâi ilâhun ve fiyl Ardı ilâh* ve

"HU"vel Hakiymül Aliym; "HÛ"dur (Esmâ'sıyla) semâda da ilâh (olarak düĢünülen), arzda da

ilâh (olarak düĢünülen)! "HÛ"; Hakiym'dir, Aliym'dir. (A.Hulusi) 84 - Hem o odur ki Gökte de ilâh Yerde de ilahtır ve hakîm odur

alîm o. (Elmalı) Ve "HU"velleziy fiys Semâi ilâhun ve fiyl Ardı ilâh zira gökte de

ilah olan, yerde de ilah olan yalnızca O‟dur. Evet, bu müstakil bir cümle olarak da anlaĢılmalı. Gökte de ilah olan yerde de ilah olan O‟dur. Kime; Herkese Allah‟ı göklerin tanrısı olarak görüpte kendi hayatına karıĢtırmak istemeyen herkese bir uyarıdır bu.

ve "HU"vel Hakiymül Aliym ve O sonsuz hikmet sahibidir, her

Ģeyi bilendir. Her tür seküler ve düalist mantığı reddeder bu ayet. Allah

Page 68: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

hayata müdahildir der. Ey Allah‟ı hayatına karıĢtırmak istemeyenler. Alemi yaratan sana müdahildir. Yer yüzüne de karıĢır, hayatına da karıĢır, karıĢacaktır.

85-) Ve tebarekelleziy leHU Mülküs Semâvati vel Ardı ve ma

beyne hüma* ve 'ındeHU 'ılmüs saati ve ileyHĠ turce'un; Semâların, arzın ve ikisi arasındakilerin mülkü kendisi için olan ne

yüce mübarektir! O'nun indîndedir, o saatin (ölüm - kıyamet) ilmi... O'na döndürüleceksiniz! (A.Hulusi)

85 - Ve ne yücedir o ki Göklerin Yerin ve bütün aralarındakilerin

mülkü onun, saate ilim de onun nezdindedir ve hep döndürülüp ona götürüleceksiniz. (Elmalı)

Ve tebarekelleziy leHU Mülküs Semâvati vel Ardı ve ma beyne

hüma göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin mülkü kendisine ait olan Allah ne yüce, ne mübarektir, ne büyük bir bereketin kaynağıdır. ve 'ındeHU 'ılmüs saah son saatin bilgisi sadece onun katındadır.

Yani buradan yola çıkarak hiç kimse spekülasyon yapmasın, hiç

kimse kendisini mehdi ilan etmeye kalkmasın, hiç kimse son saat Ģu zaman kopacak, kıyamet Ģu zaman gelecek, veya kıyametten önce Ģunlar Ģunlar olacak. Biz bunları biliyoruz diye ortaya çıkmasınlar. ġifre çözmeye kalkmasınlar, Ģifrecilik yapmasın. Hiç kimse haddini bilmezlik yapmasın. ve 'ındeHU 'ılmüs saah son saatin bilgisi sadece onun katındadır. ve ileyHĠ turce'un dönüĢ yalnızca O‟nadır.

86-) Ve lâ yemlikülleziyne yed'une min dûnihiĢ Ģefaate illâ men

Ģehide Bil Hakkı ve hüm ya'lemun; O'nun dûnunda olarak yöneldikleri Ģefaate sahip olamazlar; ancak

bilerek Hak olarak Ģahit olanlar müstesna! (A.Hulusi) 86 - Ondan baĢka yalvarıp durdukları Ģeyler Ģefaat de edemezler

ancak bilerek hakka Ģahadet eden kimseler müstesnâ. (Elmalı) Ve lâ yemlikülleziyne yed'une min dûnihiĢ Ģefaah ondan baĢka

yalvarıp yakardıkları varlıklar hiç kimseye Ģefaat edemezler. illâ men

Page 69: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ģehide Bil Hakkı ve hüm ya'lemun ne ki; Hakikate Ģahit olanlar var ya, iĢte sadece onlar bilir bunu. Bu gerçeği sadece hakikate Ģahit olanlar bilir.

87-) Ve lein seeltehüm men halekahüm le yekulünnAllâhu

feenna yü'fekûn; Yemin olsun ki eğer onlara: "Kendilerini kim yarattı?" diye sorsan,

elbette: "Allâh" diyecekler... (Hak'tan) nasıl çevriliyorlar peki? (A.Hulusi) 87 - Celâlim hakkı için sorsan onlara: kendilerini kim yarattı elbette

Allah derler, o halde nasıl çevrilirler? (Elmalı) Ve lein seeltehüm men halekahüm le yekulünnAllâh ve eğer

onlara kimin yarattığından sual etsen, hiç tereddütsüz Allah yarattı derler. Hem Hıristiyanlar ve müĢrikler gibi putlaĢtıranlar, hem de melekler ve Hz. Ġsa gibi putlaĢtırılanlar için geçerli bu ibare. Yani eğer Hz. Ġsa‟yı gitseniz de ruhu Ġsa‟dan sorsanız kim yarattı seni, elbette hiç tereddütsüz Allah‟tır. Meleklere gitseniz de ki müĢrikler melekleri put ittihaz ediyorlardı, sizi kim yarattı deseniz Allah‟tır derler. Yine müĢriklere gitseniz onlar da öyle derler. Hz. Ġsa‟yı ilahlaĢtıranlara sorsanız sizi kim yarattı, herhalde Ġsa demezler. Allah derler. Ama neden Ġsa‟ya tanrılık yakıĢtırıyorsunuz o zaman, neden melekleri tanrı biliyorsunuz o zaman. Yani bu çeliĢki ne oluyor. Aslında bu soruyu sormamızı istiyor.

feenna yü'fekûn Ģu halde nasıl da savruluyorlar. Zaten sordu. Yani

siz sorun, biz soralım; Nasıl savruk düĢünmüyorsunuz, nasıl savruluyorsunuz, nasıl bu iftirayı atıyorsunuz. Ġfk olmayan bir Ģeyi icat etmek, oldurmaya kalkmak, yalan uydurmak anlamına. Nasıl böyle savruk bir zihinle bakıyorsunuz.

88-) Ve kıylihi ya Rabbi inne haülai kavmün lâ yu'minun; Onun sözü: "Yâ Rabbi, bunlar iman etmeyen bir toplumdur!"

(A.Hulusi) 88 - Onun ya rab! demesi hakkı için her halde onlar imana gelmez

bir kavımdırlar. (Elmalı)

Page 70: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve kıylihi ya Rabbi inne haülai kavmün lâ yu'minun ve o birilerinin içleri yanarak, daha doğrusu o elçinin içi yanarak Ģöyle diyeceğini de bilir. Ey rabbim, ya Rabbi inne haülai kavmün lâ yu'minun iĢte bunlar inanmamakta direnen bir kavimdir. Aslında bu bana Furkan suresinde Resulallah‟ın Ģikayetini akla getirdi, hatırlattı. Ya rab; inne kavmittehazû hazel Kur'âne mehcura. (Furkan/30) bu kavim Kur‟an ı terk edilmiĢ bir kitap olarak bıraktı. Tıpkı buna benzeyen bir Ģikayet. Onun içinde öznesi belli olmayan ve öznesine sadece bir zamirle yer alan özne, Allah‟u alem Allah‟ın elçisi olsa gerek. Öyle okumak doğru okumaktır.

89-) Fasfah anhüm ve kul Selâm* fesevfe ya'lemun; (Rasûlüm!) Sen onlara aldırma ve: "Selâm" de! Yakında bilecekler

(iĢin hakikatini)! (A.Hulusi) 89 - ġimdi sen onlardan sarfı nazar et de selâm: de, artık ileride

bileceklerdir. (Elmalı) Fasfah anhüm ve kul Selâmun fesevfe ya'lemun fakat sen

verdikleri selamı güzel bir tavırla karĢıla. Aslında verdikleri selam ibaresi ayette yok. Fakat Hud/69. ayetine dayanarak böyle anlıyorum selâmun gelmesinden dolayı. Selamen gelseydi böyle anlamayacaktım. Güzel bir tavırla onların selamını karĢıla ve size selâm olsun de. Nasıl olsa gerçeği zamanı gelince öğrenecekler.

Evet, verdikleri selamı al, her ne olursa olsun onlarla irtibatı yine de

kesme. Yani onlardan umut kesme. Ölünceye kadar onlara daveti götür. Unutma Allah umut kesmiyor, senin umut kesmen gerkemiyor. Bu anlamda ..idfa' Billetiy hiye Ahsen… (Fussilet/34) tezini en güzel Ģekilde savun ayetini, bu ayetin ıĢığında anlamak lazım.

“Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn” Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.

Page 71: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. DUHÂN SURESĠ (01-59) (156) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” El Hamdu Lillahi Rabbil'Alemiyn Vesselatü Vesselâmü

alâ Resulüna Muhammedin ve alâ alihi ve ashabihi ecmaiyn.

RabbiĢrah liy sadriy; Ve yessirliy emriy; Vahlül ukdeten min lisaniy; Yefkahu kavliy; (Tâhâ 25-26-27-28) Rabbim, göğsüme geniĢlik ver, kolaylaĢtır iĢimi, düğümü

çöz dilimden, ki anlasınlar beni, amin. Rabbim, Kur‟an ı bize aç. Bizi Kur‟an a aç. Rabbim insanoğlunun önüne çıkardığın bu muhteĢem gök sofrasından istifademizi bereketli kıl. Amin.

Değerli dostlar bugün baĢlayacağımız ders 156. ders. 7.

yılını doldurmuĢ olan uzun bir maraton. Kur‟an ı anlama, anlatma ve yaĢama yolunda giriĢtiğimiz bu çabanın, bizim ve sizin için hayırlı olması dileğiyle, niyazıyla bu dersimize baĢlıyorum.

Duhan suresi bugün gireceğimiz, kapısını vuracağımız

yepyeni bir Kur‟an sitesi. Adını 10. ayetinde ki duhan kelimesinden alıyor. Bu kelime duman manasına geliyor. Haa miim ailesinin 5. suresi olan Duhan Mekke de nazil olmuĢ. Konu bütünlüğüne sahip bir sure. Casiye suresinden önce nazil olmuĢ. Yani Kur‟an da ki, elimizde ki Mushafta ki yeri, aynı zamanda nüzul sırasında ki yeri ile eĢ.

Page 72: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Mekke‟nin son 1/3 lük diliminde nazil olduğunu

söyleyebiliriz. Saffat suresinin 62. ayeti, bu surenin 43. ayetinde yer alan Zakkum ağacına müĢrik muhatapların itirazına bir cevap teĢkil eder. Bunun anlamı Ģudur; Bu sure kesinlikle Saffat suresinden önce nazil olmuĢtur. Surenin ana mesajı açık. Her Firavunun bir kızıl denizi vardır. Her firavun kızıl denizini arar, boğulacağı denizi arar.

Ġlahi inĢa projesi olan vahyin insanı nasıl inĢa ettiğinin

güzel bir örneğidir bu sure. Vahye teslimiyetin muhataptan beklenen tavır olduğunu söyler. Teslim olmayanları bekleyen Ģey ise kıyamettir. Sosyal, bireysel ya da kozmik fark etmez. Ama mutlaka vahye teslim olmayanlar kendi kıyametlerini kendi elleriyle hazırlarlar.

Kendilerini Allah için vazgeçilmez sananlar, vazgeçilmez

addedenler iyi bilsinler ki onların ardından ağlayacak kimse olmayacaktır. ĠĢte 29. ayet bunu söyler;

Fema beket aleyhimüs Semaü vel Ard onların ardından

ne gökler ağladı ne yer. Yani ne göklerde melekler ağladı, ne yerde insanlar. Kendilerini vazgeçilmez sanmıĢlardı. Fakat o kadar kolay vazgeçildiler ki arkalarından ağlayan bir kimse bile olmadı. Buna karĢın teslim olanları bekleyen büyük bir ödüldür.

Duhan suresi cennet ve cehennem tasvirlerine en ayrıntılı

yer veren surelerdendir. Bu sure Kur‟an vahyinin sözlü tabiatının en tipik örneklerinden birini teĢkil ediyor aynı zamanda. Çünkü surede bölünmüĢ vurgulu cümleler, hazifler, devrik cümleler birbiri ardınca yer alıyor, adeta muhatabının hafızasında kalmak için tüm beleğat imkanlarını kullanıyor. Bu sureyi böyle özetledikten sonra surenin tefsirine girebiliriz.

[Ek bilgi; Sûrenin ihtiva ettiği baĢlıca konular Ģunlardır: 1- Kur'ân- Kerim'in nasıl mübarek bir gecede naz'l

olduğunu ve o gecenin ehemmiyetini beyan.

Page 73: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

2- Allahü Teâlâ'nın Rubûbiyetini izhar ederek, iman etmeysnlerin nasıl b:r azaba uğrayacaklarını ihtar.

3- Mûsâ (a.s.) ile Firavun ve kavminin kıssalarını beyan. 4- Kâfirlerin bâtıl iddialarını reddederek, onları takbih

etmek. 5- Hz. Muhammed (s.a.v.)'in Peygamber olduğunu isbat

eden delilleri ortaya koymak. 6- Mü'minlerin nail olacakları nimetleri tebĢir, kâfir ve

münafıkların uğrayacakları azabı ise bildirmek. (Ebü'l-Leys Semerkandi – Tesir-ül Kur‟an)] “BismillahirRahmanirRahıym” Rahman, rahiym Allah adına. 1-) Haa, Miiiym; Ha (hayat), Miiim (ilim - Hakikat-i Muhammedî);(A.Hulusi) 01 - Hâ, mîm. (Elmalı) Haa, Miiiym Mukadda harfleri her vesile ile söylediğimiz

gibi 36. çeĢit yoruma konu olmuĢ bir simgesel, sembolik harfler manzumesidir. Kur‟an da 28 surede yer alır. Adeta Arap dilinin temel harfleri olan 28 harfe, ki lam elif bitiĢik, birleĢik harf olduğu için müstakil bir harf sayılmamalı, yani Arap dilinde ki her harfe bir sure tekabül edercesine 28 surenin baĢında gelir. Bu harfler ya birli ya ikili, ya üçlü, ya dörtlü, ya beĢlidir. Altılı olanı yoktur. Bunun da karĢılığı Arapça da kelimeler 1 ile 5 arası harften oluĢurlar.

Bütün bunlardan yola çıkarak Ģunu söyleyebiliriz ki bu

harfler muhataba; Ey muhatap kelimelerin içine Allah manaları, ulvi manaları, vahyi doldurarak senin dünyana indirdi. Senin zihnine indirdi. Anlayasın, dinleyesin, tutasın, yaĢayasın ve mutlu olasın diye. Zaten bu harflerle baĢlayan surelerin 25.

Page 74: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

doğrudan, 3.ü dolaylı olarak vahye atıf yaparak baĢlar. Bu da bu harflerle vahiy arasında bir mana irtibatı olduğudur. Yani bu harflerin sembolize ettiği Ģeyin vahiy olduğunu ve muhataba; Ey muhatap yüce manaları Allah iĢte bu sıradan harflerden oluĢmuĢ kelimelerin kalbine indirerek sana gönderdi. Senin önüne serdiği bu gök sofrasında öyle bir nimet var ki bu nimetin ayakları yerde baĢı göktedir. BaĢı manayı ayakları ise dili, harflerden oluĢmuĢ dili temsil eder demektedir.

Nihayet bu harfler hakkında ki bir çok yorumun içerisinden

belki de en son yapılması gereken ve sözün bittiği yer Hz. Ebu Bekir‟in yorumudur ki; Her kitabın bir sırrı vardır, Kur‟an ın sırrı da bu harflerdir der.

2-) Vel Kitabil mubiyn; Kitab-ı Mubiyn (apaçık Sünnetullâh ve hakikati Bilgisi).

(A.Hulusi) 02 - Hem kitabı mübîn Hakk için. (Elmalı) Vel Kitabil mubiyn özünde açık ve hakikati açıklayıcı olan

bu kitabın kıymetini kadrini bilin. BaĢtaki “vav” kasem anlamı da verilebilirde de, yemin

anlamı, Haa miiim de yemin anlamı mündemiç olduğu için atıf anlamı veremeyeceğimiz bu vav‟a, ya bu kitabı düĢün, ya da bu kitabın kıymetini bil anlamı vermeliydik, ki biz 2. sini tercih ettik.

3-) Ġnna enzelnahu fiy leyletin mübareketin inna künna

münziriyn; Biz Onu mübarek bir gecede ("yok"luk hâlinin yaĢandığı

anda) inzâl ettik! Uyaranlar biziz! (A.Hulusi)

Page 75: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

03 - Elhak biz onu bir mübârek gecede indirdik, çünkü biz nezîr gönderiyorduk. (Elmalı)

Ġnna enzelnahu fiy leyletin mübareketin inna künna

münziriyn evet onu mübarek bir gecede biz indirmeye baĢladık, biz indirdik. Zaten vahiy ile baĢtan beri uyaran da biziz. Ġnsanoğlunu uyandıran da biziz.

Bereketli gece; fiy leyletin mübareketin mübarek gece.

Bu gece kadir gecesi. Açıktır ki Kadr suresinin tamamı bu gecenin bereketini açıklamak üzere indirilmiĢ bulunuyor.

Peki ne kadar mübarek? Bereketli. Yani okuyana değer

ekleyen, bereket veren, çoğaltan, artıran. Ne kadar artırır? Mesela insana ne ekler? Ne kadar değer ekler? Bu sorulara cevap bulabilir miyiz? Elbette; Hem de Kur‟an dan;

Ġnnâ enzelnaHU fiy LeyletilKadr. (Kadr/1) Biz onu kıymet

gecesinde, değer gecesinde indirdik. Kadr gecesinde. Ve mâ edrake mâ LeyletülKadr.(2) Kadir gecesinin

değerini sen nereden bileceksin ki. LeyletülKadri hayrün min elfi Ģehr. (3) kadir gecesi bin

aydan daha hayırlı bir gecedir. Evet, bin aydan daha hayırlı. Yani 30.000 kat. Bin ay yaklaĢık 30.000 gece eder. 30.000 gün. Bunun anlamı ne? Eğer bu gece ile kastedilen sabit bir zaman parçası olsaydı o zaman üzerine konuĢtuğumuz takvim güneĢ takvimi olmalıydı, ay takvimi değil. Oysa ki Kur‟an ın içinden konuĢtuğu zaman ay takvimine bağlı bir zaman.

Onun içinde biz ramazanı, Kurban Bayramını, Ramazan

bayramını ve tüm dini ibadetleri Hassaten Haccı hep ay takvimine göre yaparız. 355 günlük takvim bu. GüneĢ takvimine göre hep 10 gün kayan, her yıl 10 gün atan bir takvim. O zaman sabit bir zaman parçasından söz edemeyeceğiz demektir.

Page 76: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Peki nasıl anlayacağız Ģu halde, Vahyin bereketini, vahyin değerini, değer yüklemesini? ġöyle anlayacağız; Ġndiği geceye 30.000 kat değer yükleyen vahiy eğer ey muhatap senin kalbine inerse sana da bu kadar değer yükler. Bir gününü bir ömre bedel kılar. Bir günün bir ömür kadar bereketli olur. Bir günlük ibadetine Allah ahirette bir ömür ödül verir. Neden bir ömür? Çünkü 30.000 gün 83 yıl eder. yani 1000 ay= 83 yıl. Bu yaklaĢık bir insan ömrüdür, Dolayısıyla bir gününü bir ömre bedel kılar vahiy. Eğer vahiy ile yaĢarsan. Eğer sana da inerse vahiy her günün bir ömre bedel olur demektir.

4-) Fiyha yüfreku küllü emrin Hakiym; Bütün iĢlerin hikmeti onda (o "yok"luk hâli içinde) fark edilir;

(A.Hulusi) 04 - Bir gece ki her hikmetli emir onda ayırt edilir. (Elmalı) Fiyha yüfreku küllü emrin Hakiym (devam et) 5-) Emren min ındiNA* inna künna mursiliyn; Ġndîmizden hüküm ile! (Rasûlleri) irsâl edenler biziz!

(A.Hulusi) 05 - Tarafımızdan emir, çünkü biz Resul gönderiyorduk.

(Elmalı) Fiyha yüfreku küllü emrin Hakiym Emren min ındiNA O

gece iyi ve kötü her Ģey arasında ki fark ortaya konmuĢtur. Güzel ve çirkin. Hakk ve batıl. Doğru ve yanlıĢ. Ulvi ve süfli. Değerli ve değersiz arasında ki tüm fark o gece ortaya konmuĢtur.Emren min ındiNA tarafımızdan verilmiĢ bir emirle.

Page 77: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bu ayet, ya da 5. ayetin ilk cümlesi ile beraber bu ayetler, aslında Kadir suresinin 4. ayetini andırıyor.

Tenezzelül Melâiketü ver Rûhu fiyha Biizni Rabbihim

min külli emr. (Kadr/4) Selâm…(5) iĢte bu; O gece melekler rablerinin emri ile ilahi bir mesaj taĢıyarak bölük bölük iner ve insanı her türlü kötülükten emiyn kılar, arındırır, mutluluk verir, selâm, selamet, barıĢı müjdeler. Sonsuz mutluluğu müjdeler. Kadr suresinin dördüncü ayetiyle bu ayetleri tefsir etmek en doğru yaklaĢım olsa gerek.

Fiyha yüfreku küllü emrin Hakiym (4) her iyi ile kötü

Ģeyin arası o gece ayrılmıĢtır diyor. Neden söylüyor? O gece ne olmuĢtu? Vahiy inmiĢti. Vahiy niçin inmiĢti insana? Ġnsana iyi ve kötüyü öğretmek için. Yani insanın tasavvurunu ve aklını inĢa etmek için. Ġyiyi kötüden ayıran bir akıl inĢa etmek için. Bir tasavvur inĢa etmek için inmiĢti. Yani insanın tasavvuruna bir mizan, bir kıstas, kıstas-ül müstakıym diyor ya Kur‟an doğru bir terazi, doğru bir ölçü, doğru bir metre koymak için inmiĢti.

Aklımız tüm eylemlerimizin belirleyicisidir, tasavvur da

aklımızın. Akıl tasavvura göre çalıĢır. Tasavvur aklın eline kavramları verir, akıl da tasavvurdan aldığı bu kavramlarla hüküm verir. Bu doğrudur, bu yanlıĢtır, bu iyidir, bu kötüdür, bu güzeldir, bu çirkindir, bu değerlidir, bu değersizdir diye kurduğumuz her cümlede yer alan iyi, kötü, güzel, çirkin, doğru, yanlıĢ, büyük, küçük gibi tüm kavramların içeriği tasavvurda oluĢur. Dolayısıyla doğru kavramının içeriği doğru değilse bu doğrudur hükmümüz yanlıĢ olur. Ġyi kavramının içeriği doğru değilse bu iyidir hükmümüz yanlıĢ olur. Bu kötüdür hükmümüz de yanlıĢ olur. Hatta iyiye kötü, kötüye iyi anlamını yüklersek iyi ve kötü hakkında her yargımız yanlıĢ yargı olacaktır.

Nedir sorun? Sorun, metre ve kilo sorunudur. Yani 80 cm

lik bir metreyle, 1 m. Diye ölçüp ölçüp satmaya, ölçüp ölçüp almaya. Ya da 900 gr. Lık bir kilo ile tartıp tartıp alıp, tartıp tartıp satmaya benzer. Ya aldanırız, ya aldatırız. Bu ikisinden baĢka yol yok. Aldanmak ya da aldatmak. Yani hiç adil

Page 78: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

olamayacaksınız, hiç dürüst olamayacaksınız, hiç yerine koyamayacaksınız, hiç isabet edemeyeceksiniz demektir.

ĠĢte vahiy tasavvuru böyle inĢa eder. Hayatımızı üzerine

bina ettiğimiz bu temel kavramların içini doldurur. Ne değerlidir, ne değersiz. Ne kalıcıdır, ne geçici. Ne iyidir ne kötü. Dünyaya gerçek anlamını vahiy yükler. Ahirete de gerçek anlamını vahiy yükler. Ölümü ve hayatı bize vahiy tanımlar. Eğer vahiy inĢa etmemiĢse bir tasavvuru ölüye diri diyebilir, diriye de ölü. Fakat vahiy inĢa etmiĢse bir çoklarının ölü dediğine vahiy ile bakan bir gözle baktığı için diri olduğunu görür ve diri der.

ve lâkin lâ teĢ'urûn. (Bakara/154) öyle diyordu ya vahiy

onlar diridirler fakat siz farkında değilsiniz. Onun için vahiy insanda bir özge bakıĢ açısı inĢa eder, bir özge tasavvur inĢa eder. Bu tasavvura göre bakan vahiy ile bakmıĢ olur. Bu tasavvurla iĢiten vahiy ile iĢitmiĢ olur. Bu tasavvurla yürüyen vahy ile yürümüĢ olur. Bu tasavvurla tutan vahiy ile tutmuĢ olur. Bunun anlamı nedir? Bunun anlamı o ünlü hadiste geçtiği gibi;

“Kulum bana nafilelerle yaklaĢır, öyle bir an gelir ki ben

onun gören gözü, iĢiten kulağı, tutan eli, yürüyen ayağı olurum.” Vahit ile bakan göz, Allah ile bakan gözdür. Vahiy ile iĢiten kulak Allah ile iĢiten kulaktır. Vahy ile kalkan el Allah ile kalkan eldir. Vahiy ile yürüyen ayak Allah ile yürüyen ayaktır.

Evet, Allah‟ın insan göz olması, kulak olması, göz kulak

olması, dil dudak olması, el ayak olmasının anlamı da budur. Vahiy sizde bir tasavvur, bir akıl inĢa ederse bu tasavvur ve akılla siz bir hayat inĢa edersiniz. Kendinize bir Ģahsiyet inĢa edersiniz. Bu Ģahsiyetin inĢa ettiği bir hayatta vahye uygun bir hayat olur. ĠĢte böyle bir hayatın akıbeti cennet olur. ĠnĢallah. Müddessir/18 ve 20. ayetlerinde Vahiy bir aklı inĢa etmezse ne olurun cevabı vardır. Ġsterseniz okuyalım;

Ġnnehu fekkere vekadder. (Müddesir/18) Vahyin inĢa

etmediği o zavallı tasavvur ve akıl düĢündü, ölçtü, biçti. Ġnnehu fekkere vekadder düĢündü, ölçtü, biçti. Keyfe kadder. nasılda

Page 79: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ölçtü biçti. DüĢündü, ölçtü, biçti. Bir sonraki ayette düĢünme tekrar edilmiyor. keyfe kadder, ölçüp biçmek tekrar ediliyor. Çünkü ölçüp biçmeye göre düĢünür insan. Metresine göre düĢünür. Kilosuna görme düĢünür. Devamında; Sümme kutile keyfe kaddere. (Müddesir/20) Kahrolası, nasıl da ölçtü biçti.

Evet, Nasıl ölçtü biçti? Tıpkı Ümeyye Bin Halef, Ubey Bin

Halef, Ebu Cehil gibi. Onlar akılsız insanlar değiller di. Uluslar arası ticaret yapan insanlardı. Fakat yanlıĢ ölçüp biçiyorlardı. Dünyaya kalıcı değeri yüklüyorlardı. Tek dünyalı bakıyorlardı. Allahsız düĢünüyorlardı. Hayatın anlamından soyutluyorlardı. EĢyaya bir emanet değil, mülkiyet gibi bakıyorlardı. Allah‟tan bağımsız bir alan olduğuna inanıyorlardı. Allah‟ın hayata müdahil olmadığını düĢünüyorlardı. Onun içinde Allahsız düĢünüyorlardı. Ve ölçüp biçerken yanlıĢ ve yamuk ölçüyorlardı.

DüĢünmüyor değillerdi yoksa. Akletmiyor değillerdi.

Aklediyorlardı fakat akıllarının zemini olan tasavvurları yanlıĢ kile ve metrelerle ölçüp biçiyordu. Dolayısıyla kavramlarının içi yanlıĢ dolduruluyordu. Onun içinde ahiret siz bir dünya, Allahsız bir hayat düĢülüyorlardı. Buna göre düĢünüyorlar, buna göre düĢündükleri içinde bir türlü akıl edemiyorlardı. Neden peygamberlik Abdulmuttalib‟in yetimine verilmiĢ. Bir türlü akıl edemiyorlardı; Eğer biz kötü olsaydık Allah bize bu kadar servet verir miydi diyorlardı. Serveti Allah nazarında iyi olmanın gerekçesi sayıyorlardı. Yani tek dünyalı düĢünüyorlar, ölçüleri yamuktu, metreleri yamuktu, kiloları yamuktu, bakıĢları da yamuk oldu. ĠĢte vahyin inĢa etmediği bir tasavvurla düĢünen böyle düĢünür. Bu ikisi arasında ki farkı anladığımızda bu ayeti de anlamıĢ oluruz.

Amir Bin Füheyre örneğini hatırlayalım. Hicret sırasında

Sevr mağarasında iken Resulallah görev alanlardan biri, Hz. Ebu Bekir‟in azatlı çobanı, kölesi. Daha sonra Suffe de öğretmen olacaktır. Resulallah onu bazı kabilelerin talebi üzerine beraberinde 40 ya da 70 öğretmen olduğu halde yollayacak ve yolda kendilerine pusu kurulacak ve iki kiĢi hariç baĢta Amir Bin Füheyre olmak üzere Ģehiyd edileceklerdir.

Page 80: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Develerin baĢında kalan, ya da suya gittikleri için öldürülmekten kurtulan iki kiĢiden biri pusucular tarafından ele geçirilip sorgulanacak, bu sorgunun temelini;

Bana Ģu isimleri teĢhis et ve içinde cesedini bulamadığım

kiĢiyi bul olacaktır. Cesedi bulunmayan kiĢi Amir Bin Füheyre dir. Onu merak etmiĢtir hainlerin ele baĢısı Cebbar, onu sormaktadır. O kim bana onu anlat demektedir.

Amr isimli hayatta kalan sahabi en sonunda dayanamaz ve

çetenin ele baĢısı Cebbar‟a der ki; Neden onu bu kadar merak ediyorsun. Ben onu nasıl merak etmeyeyim. Ben hançerimi sırtından sapladım ucunun göğsünden çıktığını gözlerimle gördüm. Onu ben öldürdüm. Fakat O bana ne dedi biliyor musun? Ne dedi? lekad fûztü vallahi. Son sözü bu oldu. Vallahi iĢte Ģimdi kazandım. Dedi. Ve Cebbar soruyor, müĢrik Cebbar, pusucu Cebbar, Hain Cebbar; O ölsün, ben öldüreyim. Nasıl o kazanıyor. Kazanan niçin o olsun. Kazanan benim. Evet bu sorgulama Cebbar‟ı imanın kapısına getirip bırakacaktır ve Müslüman olacaktır. Neden onun kurtulduğunu anladığında imana kavuĢacaktır Cebbar.

Belki sorulması gereken soru Ģu Amir gibi iman edip

Cebbar gibi düĢünmek nasıl bir Ģey? Ġçinde yaĢadığımız zamanın mü‟minleri, iĢte vahiy tarafından inĢa edilmemiĢ bir tasavvur ve akılla düĢündüklerinde böylesine bir paradoksu yaĢıyorlar.

Bir baĢka örneği Yasir ailesinde görüyoruz. Resulallah

akĢama kadar zalim efendileri tarafından iĢkence altında kıvrandırılan Yasir ailesine iĢkence seansı bittiğinde geliyor ve diyordu ki. Ġspiru ya yasir, sabredin ey Yasir ailesi Mev‟idü kümül cenneh randevunuz cennettedir. Yani sizi cennet bekliyor.

Burada Ġslam cemaatinin büyük reisi olan Resulallah, kendi

cemaati içerisinden iĢkence gören birilerine, eğer ille de bir Ģey vaad edecekse her halde bu günkü kafayla Ģöyle düĢünmemiz

Page 81: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

gerekir. Sizi kurtaracağım, biraz daha direnin. Kurtulacaksınız biraz daha direnin. Ama yok..! Randevunuz cennette diyor ve bize Ammar anlatıyor; Resulallah gelip bu sözü söylediğinde bir günlük iĢkenceye direnecek kadar bir direnç daha kazanırdım. Dolayısıyla bizim zihnimiz gibi iĢlemeyen zihinler görüyoruz.

Zihnini vahyin inĢa ettiği, tasavvurunu vahyin inĢa ettiği

insanlar bizin baktığımız yerden bakmadığı için kurtuluĢa bizlerin yüklediği sıradan anlamı yüklemiyorlar. Bunun gibi bir çok örneği vermek mümkün. ĠĢte vahyin inĢa ettiği tasavvur.

inna künna mursiliyn elbet biz, evet peygamberleri

gönderen de bizdik. Kur‟an tüm vahiylerin zirvesidir, Resulallah ta tüm peygamberlerin ufku. Yani ayetin sonu önceki peygamberleri de biz gönderdik, tıpkı bunu gönderdiğimiz gibi.

6-) Rahmeten min Rabbik* inneHU HUves Semiy'ul

'Aliym; (Ġrsâl olanın) Rabbinden Rahmet olarak! Muhakkak ki O,

"HÛ"; Semi'dir, Aliym'dir. (A.Hulusi) 06 - Rabbinden bir rahmet olarak, hakikat o, öyle semî'

öyle alîmdir. (Elmalı) Rahmeten min Rabbik tabii ki rabbinin rahmeti sayesinde.

Yani peygamberleri göndermekle mükellef değildik. Ġnsanoğlu bize dönüp de diyemezdi ki Ya rab, madem doğru yolu bulmamı istedin neden peygamber göndermedin diyemezdi, buna hakkı yoktu. Çünkü biz onun içine zaten bir peygamber koymuĢtuk. Ġçine koyduğumuz peygamber akıldı. Onun da temelinde daha baĢka bir Ģey koymuĢtuk; Fıtrat. Fıtrat gibi bir temel onun üzerine akıl gibi bir iç peygamber verdiğimiz halde bununla yetinmeyip bir de peygamber göndermemiz, sadece insanoğluna olan rahmetimizin, acımamızın bir gereği idi. Yani

Page 82: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

acıdığımız için gönderdik. Merhametimizin sınırsız olmasının bir sonucuydu. Rahmeten min Rabbik.

inneHU HUves Semiy'ul 'Aliym Ģüphesiz yalnızca O‟dur

her Ģeyi iĢiten, yalnızca O‟dur her Ģeyi bilen. 7-) Rabbis Semavati vel Ardı ve ma beynehüma* in

küntüm mukıniyn; Semâların, arzın ve ikisi arasındakilerin Rabbidir... Yakîne

erenlerdenseniz! (A.Hulusi) 07 - O Göklerin ve Yerin ve bütün aralarındakilerin rabbidir

ehli yakîn olsanız. (Elmalı) Rabbis Semavati vel Ardı ve ma beynehüma* in

küntüm mukıniyn O göklerin de rabbi, yerin de rabbidir. Evet, O rahmet, O mağfiret, O sonsuz merhamet sahibi

olan Allah göklerin, yerin sahibidir. Bu ikisi arasındakilerin sahibidir. Rabbidir, eğiticisidir. Ġn küntüm mukıniyn; eğer yakiyn bir imana sahip olsaydınız bunu görürdünüz. Yani bütününü birden manalandıracak olursak; eğer yakıyn bir imana sahip olsaydınız; O‟nun ; göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin rabbi olduğunu, tek gerçek rabbi olduğunu da çok iyi bilirdiniz.

Yakıyn bir iman göze yürür fer olur, gönle yürür ferman

olur. Yakıyn bir iman, görür gibi bir iman. Yani ihsan. Görür gibi inanmak. Eğer böyle bir iman ile inanırsanız, o zaman baktığınız eĢyada Allah‟ın kudret ve ihtiĢamını görürsünüz. Ġmanla bakan varlığın dilini çözer. Ġmanla dinleyen Süleyman olur, karıncaların dilini çözer, kuĢların dilini çözer. Ġmanla bakan kainat kitabının sırrını çözer. Onun içinde burada eğer Yakıyn bir imana sahip olsaydınız göklerin, yerin ve o ikisi arasındakilerin yegane rabbinin Allah olduğunu bilirdiniz diyen

Page 83: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ayet, imanın; insanda bir basiret, bir iç göz, sonsuzca gören bir feraset, bir iç göz oluĢturduğunu söylemiĢ olur.

8-) Lâ ilâhe illâ HUve yuhyiy ve yümiyt* Rabbüküm ve

Rabbü abaikümül evveliyn; Tanrı yok; sadece "HÛ"; diriltir ve öldürür! Rabbinizdir ve

atalarınızın da rabbidir! (A.Hulusi) 08 - Ondan baĢka Tanrı yoktur, hem diriltir hem öldürür,

hem sizin rabbiniz hem de evvelki atalarınızın rabbi. (Elmalı) Lâ ilâhe illâ HU O‟ndan baĢka tanrı yoktur. BaĢka bir

tercümeyle Allah, yalnızca O‟dur tanrı. Kulluk edilmeye layık olan yalnızca O‟dur. yuhyiy ve yümiyt* Rabbüküm ve Rabbü abaikümül evveliyn hayatı ve ölümü yaratan O‟dur. Sizin de rabbiniz, önceki babalarınızın da rabbi olan yalnızca O‟dur. Yani sizin rabbinizdir. Sadece sizin değil, önceki atalarınızınabaikümül evveliyn önden giden atalar anlamına da gelir, size rehberlik yaptığını iddia ettiğiniz, rehberiniz olduklarını söyledikleriniz atalar anlamına da gelir. Dolayısıyla kendilerini izlediğiniz atalarınızın da rabbidir.

9-) Belhüm fiy Ģekkin yel'abun; Hayır, onlar kuĢkulu yaĢam içinde, (dünya hayatıyla)

eğlenip duruyorlar. (A.Hulusi) 09 - Fakat onlar Ģekk (ġüphe) içinde oynuyorlar. (Elmalı) Belhüm fiy Ģekkin yel'abun ama nerede, onlar hala

kuĢku içinde oyalanıp duruyorlar.

Page 84: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

10-) Fertekıb yevme te'tis Semau Bi duhanin mubiyn; Semânın apaçık bir duhân (duman) olarak geleceği (insanî

hakikatin fark edileceği) süreci gözetle! (A.Hulusi) 10 - O halde gözet o Semânın açık bir duman ile geleceği

günü. (Elmalı) Fertekıb yevme te'tis Semau Bi duhanin mubiyn Ģu

halde göğün gerçeği ortaya koyduğu, ortaya seren bir dumanla kaplanacağı günü bekle.

Gerçeği ortaya seren bir duman Bi duhanin mubiyn Ġbn.

Mes‟ud a göre bu, Mekke müĢriklerinin gelecekte baĢına gelen kıtlığa bir atıf. Zaten gelecekten haber veren bir ayet bu Fertekıb, bekle. Yani onların baĢına gelecek bir felaketi bekle diyor. Ġbn. Mes‟ud da, ki daha baĢka sahabilerde ona katılıyor, hicretten sonra 7. yılda Mekke de kısa süreli bir kıtlık yaĢanıyor. ĠĢte bu kıtlığa delalet eder diyor.

Burada ki Bi duhanin mubiyn gerçeği ortaya seren

duman ile de açlık sırasında kararan göze delalet eder. Açlık sırasında göz etrafını dumanlı, bulutlu görür. Öylesine bir açlık yaĢadı ki Mekke o dönemde, o kıtlıkta leĢ yemek zorunda kalmıĢlardı. Sağda solda ki leĢleri toplayıp yemek zorunda kalmıĢlardı. Resulallah‟ın bir bedduası üzerine gerçekleĢti bu kıtlık. Hudeybiye nin hemen arkasından ve bölgenin en refah içinde ki en müreffeh kentin sakinleri leĢleri toplayıp yediler.

Bunun üzerine Ebu Süfyan Medine‟ye yardım talebiyle

geldi. Mekke‟nin yeni reisi Ebu Süfyan. Resulallah onu geri çevirdi, ama arkasından da Hayber‟in fethi üzerine ele geçen ganimetlerden külçe gümüĢleri Mekke‟mim yoksullarına dağıtılmak üzere Mekke‟ye gönderdi.

Mekke‟nin Resulallah‟a yaptığına bakınız, Resulallah‟ın

Mekke‟ye yaptığına. Mekke Resulallah‟ı öldürmek için

Page 85: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

kastediyor ve onu vatanından çıkarıyor. Resulallah ise dar zamanlarında Allah cezanızı versin de helak olun demek yerine, belki önce yola gelmeleri için Allah‟ın onlara bir imtihan vermesini niyaz ediyor, arkasından da bu imtihan gelince kendisinin de onlarla sınandığını düĢünerek ganimetten bir pay gönderip yoksullar arasında dağıtılmasını istiyor.

Bu ilginç bir hadise. Allah resulünün Ģefkatini gösteren bir

hadise. O dönemde Mekke‟nin tahıl ambarı Yemame idi ve ilginç bir tevafuktur Yemame‟nin iki kralından biri sayılan Sümame bin Üsal bir yolculuk sırasında Ġslam müfrezeleri tarafından yakalanıp getirildi, Mescitte 3 gün bekletildi. Daha önce Resulallah‟a Mekke de bir panayırda Resulallah‟ın kendi,sini dine daveti üzerine Resulallah‟a hakaret etmiĢ ve bir daha görürsem seni öldürürüm demiĢti.

ĠĢte bu adam 3 gün Mescidi Nebevi de hapsedildi,

mü‟minlerin yaĢantısına Ģahit oldu. Özellikle de Resulallah‟ın hayatına Ģahit oldu. Resulallah her namazdan sonra ona gelip imanı telkin ediyor, hala Allah‟a teslim olma zamanın gelmedi mi ey Sümame diyor, fakat o diĢlerini gıcırdatarak Resulallah‟tan nefret ettiğini söylüyordu.

3. gün bırakın bunu gitsin dediğinde gözlerine inanamadı,

kulaklarına inanamadı ve bakıy bahçeleri arasında kayboldu. Bir müddet sonra ellerinden saçlarından sular damlayarak Sümame‟nin geldiğini gördük ve Resulallah‟a müjde verdik, Y a Resulallah Sümame geliyor.” Resulallah‟ın yüzünden ay doğdu sanki, o kadar sevindi. Sümame hem sular damlıyor, hem gözünden yaĢlar akıyordu. Geldi kendini Resulallah‟ın önüne bıraktı; ġu ana kadar bana en sevimsiz sendin ya Muhammed. ġimdi ise bana yer yüzündekiler ve içindekilerden, her Ģeyden daha sevimli olan sensin. Diyerek iman etti.

Bunun üzerine birkaç hafta daha Ġslam‟ı talim etmek üzere

Medine‟de kaldı. 3 gün zarfında yemeğine bakmakla yükümlü olan sahabe, onun karnını doyurmakta aciz kalmıĢtı. Hatta bnir gün Resulallah‟a gelip Ģikayet etmiĢ ve Ya Resulallah deve gibi

Page 86: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

yiyor. Bir adam, 9 adamın yediğini yiyor demiĢti. Ama Müslüman olduktan sonra Sümame‟yi misafir eden ev sahibi; Ya Resulallah Sümame bir Ģey yiyemiyor, söyle de bir Ģey yesin. O adeta imana erdikten sonra kalbi doymuĢ kalbi doyduktan sonra karnı da doymuĢ adama dönerek Resulallah. Müslüman bir boğumla yer, kafir 7 boğumla yer, 7 bağırsağıyla yer. buyurmuĢtu.

ĠĢte bu Sümame dönüĢte Mekke‟yi ziyaret etti ve imanını

açıkladı. MüĢrikler ona hücum ettiler, tam öldürecekleri sırada biri tanıdı ve onların ellerinden kurtardı. Sümame de onlara dönüp, Bunlardan sonra açsınız. Bundan sonra bir tane buğday yok size demiĢti ve buğday yolunu tıkadı. Artık ne zaman Mekke‟ye buğday ve tahıl da akmayınca Mekke‟liler açlıktan kırıldılar. ĠĢte Mekke‟nin fethinin önünü açan olaylar zinciri bunlar olmuĢtu.

[Ek Bilgi; DUHAN Biz Ģimdiye kadar “duhân”ı hep düĢünce kaymaları

neticesinde oluĢan ĢaĢkınlıklar, itikadî marazlar ve fikir hercümerci Ģeklinde anladık. (Fettullah Gülen)

Hz. Ali'den Ģöyle nakledilmiĢtir: (Duhân,) Kıyamet'ten önce gökten gelecek bir dumandır. Kâfirlerin kulaklarına girecek, tâ ki her birinin baĢı püryân (sarhoĢ) olmuĢ (Ģekilde) baĢı dönecek, mümine de ondan zükâm (nezle) gibi bir hâl gelecek ve bütün yeryüzü, içinde ocak yakılmıĢ; fakat deliği olmayan bir eve dönecek.

Âyette geçen '˜Duhân' kelimesi hakkında Ġbn Kesîr açıklama yaparken aktardığı bazı hadis-i Ģeriflerden sonra, bunu kıyamet alâmetlerinden birisi olarak değerlendirmiĢtir. (Hadislerle Kur‟an tefsiri.)

Duhânın kıyamet alâmeti olduğunu Bediüzzaman da ġuâlar isimli eserinde 'haĢir ve kıyametin bir alâmeti olan duhân Ģeklinde ifade eder. Hatta Bediüzzaman, yerin ve göğün yaratılması esnasında gerçekleĢen olaylarla kıyamet esnasında yaĢanacak olaylar arasındaki ortak noktalara dikkat çekerek Ģu ifadeleri kullanır:

Page 87: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Semânın 'sonra göğe yöneldi ki, o duman halindeydi' hâletindeki vaziyetinden tut, tâ duhân la inĢikakına (parçalanmasına) ve yıldızların düĢüp, hadsiz fezada dağılmasına kadar. (ġuâlar)

Ayetleri ve ayetler hakkında yapılan yorumları dikkate aldığımızda Ģu sonuca ulaĢırız: Kâinatın yaratılıĢı ile ölümü demek olan kıyamet esnasında meydana gelecek olaylar hemen hemen aynı olacaktır.

Kur'an ın bu ifadeleri acaba ne ölçüde günümüz biliminin sunduğu bilgilerle uyum halindedir? Acaba, taban tabana zıt bilgiler mi aktarılmakta, yoksa insanoğlu binlerce yıllık birikimine rağmen Kur'an ın asırlar önce verdiği haberleri mi doğrulamaktadır?

Dünya‟mızın GüneĢ sistemiyle birlikte yaklaĢmakta olduğu galaksi merkezindeki dev kara deliğin yakınları sayılabilecek bir mesafede, sadece gazdan oluĢan (hidrojen gazı) sarmal bir kol bulunmaktadır. Bu kol aynı zamanda geniĢleyerek 190000 km/s hızla Dünya‟ya yaklaĢmaktadır. Bu büyük gaz kütlesi Duhan suresinde belirtilen dumanı (duhan) oluĢturabilir. Aynı zamanda, kelimenin tam anlamıyla, bize doğru kendisi yaklaĢtığı için de ayetteki „‟göğün getireceği veya çıkaracağı‟‟ tanımlamasına tamtamına uymaktadır.

Ġncil de «Yukarıda, gökyüzünde harikalar yaratacağım. AĢağıda, yeryüzünde belirtiler, kan, ateĢ ve duman bulutları görülecek. Rab'bin büyük ve görkemli günü gelmeden önce GüneĢ kararacak, Ay da kan rengine dönecek. O zaman Rab'be yakaran herkes kurtulacaktır.'» (Elçilerin ĠĢleri 2:19-21) Tevratta Duhan. Duman, Kitâb-ı Mukaddes'te de, dünyanın sonunda vukû bulacak bir alâmet olarak zikredilmektedir. Ġslâmî literatüre, kıyâmetin büyük alâmetlerinden biri olarak geçen “duhân”a, Kitab-ı Mukaddes'in benzer anlam ifâde eden pasajlarında rastlanılmıĢ olması dikkatleri çekmektedir. Örnek; Sodom ve Gomora‟ya ve bütün ovaya baktı. Yerden, tüten bir ocak gibi duman yükseliyordu. (Kutsal Kitap BÖLÜM 2 Kutsal Ruh`un GeliĢi/19)

NĠBĠRU VE DÜHAN

Page 88: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Duhan kelime anlamıyla duman anlamına gelmektedir. Surede de kıyamet vaktinin geldiğinin iĢaretlerinden biri olarak dünyayı büyük bir dumanın kaplayacağı söylenmektedir.

9. Fakat onlar, Ģüphe içinde eğlenip duruyorlar. 10- Öyleyse sen, göğün açıkça bir duman getireceği

günü gözle; 11. Duman insanları bürüyecektir. Bu, elem verici bir

azaptır. 12. (ĠĢte o zaman insanlar:) Rabbimiz! Bizden azabı

kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz (derler). Bu dumanın meydana geleceğini kimse bilemeyecektir.

Çünkü dokuzunca ayette insanların Ģüphe içine de (yani emin olmayarak) eğlenip durduklarından bahsediyordur. Ve devamında ise göğün bu dumanı getireceğinden bahsediliyordur. Bunu atmosfer olarak düĢünecek olursak, atmosferde böyle bir dumanın oluĢma ihtimali bilimsel olarak mümkün değildir. O zaman bu duman dünya dıĢından gelecektir.

Burada bahsedilen gök atmosfer dıĢındaki evrendir. Dumanın insanları bürüyeceğini söylüyor Kuran bizlere. Dünyanın nüfusunu göz önüne alacak olursak eğer bu dumanın dünyanın her tarafını kaplayacağı anlaĢılacaktır. Gök olarak atmosferi düĢünürsek dünyanın her tarafını kaplayacak bir dumanı atmosferin oluĢturma ihtimali gözükmemektedir. Bu da bize dumanın dünyamızın dıĢından geleceğini göstermektedir.

Hem böyle bir Ģey imkânsız değildir, çünkü demir elementi de dünyada oluĢmamıĢ ve dünya dıĢından yeryüzüne inmiĢtir. Sümerlerin Nibiru ismini verdikleri gezegen dünyadan 4 kat daha büyük bir gaz bulutu ise, bu gaz bulutu rahatlıkla dünyamızı kaplayacak, insanları saracaktır. Gaz bulutları konusuna gelince, evrende gaz bulutlarından oluĢan kümlerin olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıĢtır.

Bu dumanın insanlara elem verici bir azap olacağını söylüyor doğruların kitabı. Ve insanlar bu azaba dayanamayıp, iman ettiklerine söyleyeceklerdir. Bakalım bu imanın geçerli bir iman mı olacağını aynı surenin devam eden ayetlerinden inceleyelim.

Page 89: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

15. Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine (eski halinize) döneceksiniz.

16- Büyük bir Ģiddetle yakalayacağımız gün, elbette biz intikam alacağız.

Ve sonuç; insanlar yine eski hallerine dönecekler. Duman geçecek ve insanlar eski yaĢantılarına hemen geri dönecekler. Ne kadar da nankörce bir davranıĢ! Eğer bu dumanın bir gaz bulutu olarak ele alırsak, dünya bu gaz bulutunun içerinde geçici olarak bulunacaktır.

Birazcık kaldırmakla bahsedilen ise azabın dumanın geçmesiyle bitmediği, daha büyük felaketlerin insanları beklediğini bir sonraki ayetten anlayabiliyoruz.

Yüce Rabb‟imiz yine merhametli davranıyor, insanları önce bu dumanla uyarıyor iman etmeleri için. Hiçbir kavim uyarılmadan helak edilmediğini bildiğimize göre, inanmamakta ısrarcı olanlar için bu duman büyük felaketten önce son uyarı olacaktır. Fakat yine insanlar bu uyarıyı ciddiye almayacaklardır. (Devam ediyor) (M. Özyurt) Allahu Alem..!]

11-) YağĢen Nas* hazâ azâbün eliym; Ġnsanları kaplar! Bu feci bir azaptır (hakikatin fark edilip

gereğinin uygulanmamıĢ olması yüzünden)! (A.Hulusi) 11 - Ki nâsı saracaktır, bu bir elîm azâptır. (Elmalı) YağĢen Nas* hazâ azâbün eliym O duman bütün

insanları bürüyecek ve inkarcılar haykıracak. Acıklı azab iĢte bu. Burada adeta o dönemde ki daha gelecekte haber verdiği bu beladan, yer yüzünün en sonunda kıyamet öncesi belaya geçerek Kur‟an tüm insanlara o belanın daha büyüğünü, tüm insanlığı bekleyen büyük belayı haber veriyordu. Büyük kıyamet alametini haber veriyordu.

Page 90: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

12-) RabbenekĢif 'annel azâbe inna mu'minun; "Rabbimiz! Azap veren hâlden bizi çıkar; doğrusu biz iman

edenleriz (artık)!" (A.Hulusi) 12 - Rabbenâ! bizden bu azâbı aç, çünkü biz mü'minleriz

diyecekler. (Elmalı) RabbenekĢif 'annel azâbe inna mu'minun Rabbimiz bu

azabı bizden kaldır. Çünkü biz artık inanıyoruz diyecekler. 13-) Enna lehümüz Zikra ve kad caehüm Rasûlün

mubiyn; Onlar nerede bu durumda, düĢünüp ders almak nerede?

Hâlbuki onlara apaçık bir Rasûl de gelmiĢti... (A.Hulusi) 13 - Onlara düĢünmek, ibret almak nerede? Kendilerine

apaçık anlatan bir Resul geldi de. (Elmalı) Enna lehümüz Zikra Ģimdi bu hatırlama onlara nasıl bir

yarar sağlayacak. Enne; Bu edat hem nasıl, hem nereden anlamına gelir. Yani nerden yarar sağasın ki bu saatten sonra hatırlama. Adeta zaman içinde yaĢanmıĢ olan cüz‟i bir hadise den, külli bir hadiseye, yani kıyametin öncesinde olacak o büyük dehĢetli olaya atıfla, iĢ iĢten geçtikten sonra hatırlamanın ne yararı olur diye soruyor.

ve kad caehüm Rasûlün mubiyn.. (Sonraki ayete bitiĢik) 14-) Sümme tevellev 'anhu ve kalu muallemün

mecnun;

Page 91: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Sonra Ondan yüz çevirdiler ve: "ÖğretilmiĢ bir cinnîdir" dediler. (A.Hulusi)

14 - Sonra ondan döndüler, öğretilmiĢ dediler, bir mecnun

dediler. (Elmalı) ve kad caehüm Rasûlün mubiyn- Sümme tevellev

'anhu ve kalu muallemün mecnun zira kendilerine hakikati apaçık ortaya koyan bir elçi gelmiĢti de sonra onlar yüz çevirmiĢ ve demiĢlerdi ki; O baĢkalarınca doldurulmuĢ delinin biridir. Böyle demiĢlerdi. BaĢkalarını iĢe karıĢtırmaları boĢuna değil. Bu akıl baĢkalarını iĢe Ģunun için karıĢtırıyor. Ġftirasında ki tutarsızlığı örtmek için. Çünkü bu iftira tutarsız bir iftira. Okuma yazması olmadığını kendileri de biliyorlar. Kaldı ki Ona öğretecek biri var idiyse o peygamberliğini ilan ederdi, niye o ilan etsin. Eğer böyle bir Ģey mümkin idiyse. O nedenle bu tutarsızlığı örtmek için baĢkalarını iĢe karıĢtırıyorlar.

15-) Ġnna kâĢifül azâbi kaliylen inneküm 'aidun; Muhakkak ki biz o azabı birazcık açıp kaldırırız... (Ne var

ki) siz eski hâlinize geri dönersiniz. (A.Hulusi) 15 - Biz o azâbı biraz biraz açacağız, fakat siz yine

döneceksiniz. (Elmalı) Ġnna kâĢifül azâbi kaliylen inneküm 'aidun elbet biz

cezayı bir süreliğine askıya alacağız. Fakat siz yine eski halinize döneceksiniz. Yani; ve in te'ûdu ne'ud.. (Enfal/19) siz dönerseniz biz de döneriz. Sanırım Enfal suresinde olacaktı. Eğer dönerseniz biz de sözümüzden döneriz. Ya da bir baĢka ayet daha hatırlıyorum. ve evfû Biahdiy ûfi Biahdiküm.. (Bakara/40) Ġsrail oğullarına hitaben. Siz bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki, ben de size verdiğim sözü yerine getireyim. Yani Allah‟ın verdiği sözü yerine getirmesi için Ģart olan Ģey,

Page 92: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

kulun Allah‟a verdiği sözü yerine getirmesi. Yoksa Allah zaten peĢinen kredi açmıĢ ve siz O‟nun açtığı krediyle yaĢıyorsunuz. Onun için sıra sizde, sıra O‟nda değil, sıra kulda.

16-) Yevme nebtıĢul batĢetel kübra* inna müntekımun; O süreçte (semânın apaçık bir duman olarak geldiğinde)

en büyük yakalayıĢla yakalarız... Muhakkak ki biz yapılan suçların sonuçlarını yaĢatanız! (A.Hulusi)

16 - Amma o büyük satvetle sıkıvereceğimiz gün her halde

biz intikam alacağız. (Elmalı) Yevme nebtıĢul batĢetel Kübra* inna müntekımun

kıskıvrak enselediğimiz büyük gün gelip çatınca da behemahal yaptıklarınızın acısını size tattıracağız. ul batĢetel Kübra Ġbn. Mes‟ud Bedir savaĢı diye yorumluyor. BatĢetel Kübra‟yı. Hesap günü de olabilir tabii ki. Ġnna müntekımun; intikam alırız. Yani yaptıklarının acısını tattırırız buyuruyor ya ayet. Nasıl mı? ĠĢte Firavundan aldığımız gibi. Cevabı öyle ve Ģimdi o cevap geliyor.

17-) Ve lekad fetenna kablehüm kavme fir'avne ve

caehüm Rasûlün keriym; Andolsun ki onlardan önce Firavun kavmini de güç iĢlerle

denedik... Onlara kerîm bir Rasûl gelmiĢti. (A.Hulusi) 17 - Celâlim hakkı için onlardan evvel Firavunun kavmini

fitneye düĢürdük, onlara da kerîm bir Resul gelmiĢti. (Elmalı) Ve lekad fetenna kablehüm kavme fir'avn doğrusu biz

onlardan önce de firavun kavmini sınamıĢtık. ve caehüm Rasûlün keriym onlara seçkin bir elçi gelmiĢ ve demiĢti ki

Page 93: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Rasulün; Rasül, insanlar içinden seçilen kiĢi. Rasulün keriym peygamberler içinden seçilen peygamber. Onun için Keriym, bir türün en üstün örneğine verilen vasıf.

18-) En eddu ileyye ıbadAllâh* inniy leküm Rasûlün

emiyn; "Allâh'ın kullarını bana teslim edin... Muhakkak ki ben

güvenilir Rasûlüm..." (dedi). (A.Hulusi) 18 - ġöyle diye: Allahın kullarını bana teslim edin, çünkü

ben size emîn bir Resulüm. (Elmalı) En eddu ileyye ıbadAllâh ne demiĢtik; Bana teslim olun

ey Allah‟ın kulları. Evet, o elçi öyle demiĢti. Yani Hz. Musa; Bana teslim olun ey Allah‟ın kulları demiĢti. Veya bu iki Ģekilde de anlaĢılabilir, tercüme edilebilir. Allah‟ın kullarını bana teslim edin. Ibade Kelimesi hem cümlenin nesnesi, hem mahsus nidanın münadası konumundadır, onun için iki Ģekilde de anlaĢılabilir.

inniy leküm Rasûlün emiyn ben size gönderilmiĢ

güvenilir bir elçiyim. DemiĢti. 19-) Ve en lâ ta'lu alAllâhi* inniy atiyküm Bi sultanin

mubiyn; "Allâh'a karĢı üstünlük taslamayın (Rasûle isyan

etmeyin)... Size apaçık karĢı konulamaz delil ortaya koydum." (A.Hulusi)

19 - Ve Allaha karĢı baĢ kaldırmayın, çünkü ben size açık

bir burhan ile geliyorum. (Elmalı)

Page 94: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve en lâ ta'lu alAllâh Allah‟a karĢı küstahlaĢmayın diye eklemiĢti. inniy atiyküm Bi sultanin mubiyn benim size hakikatin apaçık delilleriyle geldiğini aklınızdan asla çıkarmayın diye de eklemiĢti.

Sultan; Boyun eğdiren, yani zorla boyun eğdiren değil

demek. Hz. Musa söz konusu olduğunda bu 7 beyza ve Asayı Musa olsa gerek. Dil zorlanınca el konuĢuyor. Hz. Musa‟nın dilinde konuĢma zorluğu vardı malumunuz onun içinde tefsirin giriĢinde okuduğum o ayetler onun duasıydı. Dilimden çöz düğümü diyordu, beni anlasınlar diyordu ya rabbi..! ĠĢte dilinde konuĢma zorluğu olan Musa‟ya konuĢacak bir el verilmiĢti. Firavunun kamçısına iktidarına cevap olsun diye de çoban asası bir yılana dönüĢtürülmüĢtü. Firavunun iktidarına bir cevaptı bu. Firavunların elinde ki kamçı onların zorba gücünü temsil ederdi. Bir çobanın asası sizin iktidarınızı devirir iĢte böyle demekti. Mesaj buydu aslında.

20-) Ve inniy 'uztü Bi Rabbiy ve Rabbiküm en

tercumun; "Beni taĢlayarak öldürme arzunuzdan Rabbim (Hakikatim

olan Esmâ kuvvesine) ve sizin de Rabbiniz olana (hakikatinize) sığındım." (A.Hulusi)

20 - Ve haberiniz olsun ki ben sizin beni recminizden

rabbim ve rabbinize sığınmıĢımdır. (Elmalı) Ve inniy 'uztü Bi Rabbiy ve Rabbiküm en tercumun iyi

bilin ki ben sizin bana dönük saldırınızdan benim de, sizin de rabbiniz olan Allah‟a sığınmıĢım. Lafzen taĢlamanız entercümun, taĢlamanızdan. Saldırınız diye çevirdim. Kasas suresinin 33. ayetine eğer bakarsak bunun suikast olduğunu anlarız. Yani bunu böyle yorumlamamız Kasas/33 le daha doğru olur. Yani suikastınızdan benim de sizin de rabbiniz olan Allah‟a sığınırım.

Page 95: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

21-) Ve in lem tu'minu liy fa'tezilun; "Bana iman etmediyseniz, hiç olmazsa benden uzaklaĢın!"

(A.Hulusi) 21 - Onun için eğer bana iman etmezseniz bari benden

çekilin. (Elmalı) Ve in lem tu'minu liy fa'tezilun ve eğer bana

inanmıyorsanız beni yolumdan alıkoymayın, yolumdan çekilin eğer bana inanmıyorsanız. Sözün gücünü, gücün sözü ile bastırmaya çalıĢan bir akıl görüyoruz burada. Firavunun ve hempalarının aklı. Musa sözün gücünü kullanıyor, onlar gücün sözünü kullanıyorlar. Onun içinde Musa diyor; Bana inanmıyorsanız yolumdan çekilin, önümde durmayın. Ben tebliğimi yapayım, hatta vazifemi yapayım alıp götüreyim Ġsrail oğullarını ve bana inanan müminleri. Ama firavunun cevabı evet olmuyor. amentüm

..lehu kable en azene leküm. (ġûarâ/49) Tıpkı mümin

olan sihirbazlara söylediği gibi. ġimdi benden izin almadan iman ettiniz ha? le ukattı'anne eydiyeküm ve ercüleküm min hılafin. ve leusallibenneküm ecme'ıyn (ġûarâ/49) ellerinizi ve ayaklarınızı buy muhalefetinizden dolayı keseceğim ve topunuzu asacağım diye tehdit ediyor be bunu da yapıyor. ĠĢte gücün sözü böyle yapar. Sözün gücü ile baĢ edemeyince iĢkence, yok etme ve canına kastedme gibi gelir Tarih boyunca bu bugün de böyle olmakta. Her mü‟mine düĢen sözün gücünü yükseltmek olmalıdır. Gücün sözcüleri karĢısında.

22-) Fedea Rabbehu enne haülai kavmün mücrimun; (Musa da) Rabbine yöneldi: "Bunlar suçlu (Ģirk koĢan) bir

toplum!" (A.Hulusi)

Page 96: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

22 - Sonra rabbine duâ etti: bak bunlar mücrim bir kavim

dedi. (Elmalı) Fedea Rabbehu enne haülai kavmün mücrimun olan

oldu. Oradaki fa o anlama geliyor, olan oldu. O da rabbine iĢte bunların günaha batmıĢ bir toplum olduğu kesinleĢmiĢtir diye Ģikayette bulundu.

23-) Feesri Bi 'ıbadiy leylen inneküm müttebe'un; (Rabbi dedi ki): "Kullarımı gece oradan yürüt (uzaklaĢtır)...

Muhakkak ki siz izleneceksiniz." (A.Hulusi) 23 - Hemen; buyurdu; kullarımı geceleyin yürüt, çünkü siz

takıp olunacaksınız. (Elmalı) Feesri Bi 'ıbadiy leylen inneküm müttebe'un rabbi ona

geceleyin yola düĢ dedi. Ama unutma ki mutlaka takip edileceksiniz. Yani firavun sizi askerleri ile takip edecek, ardınıza düĢecek.

24-) Vetrukil bahre rehva* innehüm cündün muğrakun; "Denizi açık olduğu hâlde bırak... Muhakkak ki onlar

boğulmuĢ bir ordudur." (A.Hulusi) 24 - Ve denizi açık bırak, çünkü onlar ordu halinde gelip

gark olunacaklar. (Elmalı) Vetrukil bahre rehva innehüm cündün muğrakun Bir de

denizi olduğu gibi bırak. Çünkü onlar boğulmaya mahkum bir ordudur buyurmuĢtu Allah. Ġlk muhataplara zımnen her

Page 97: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

firavunun bir kızıl denizi, veya her firavunun bir Musa‟sı vardır uyarısı bu. Aslında son muhatap olan bizler içinde geçerli değil mi. Belki mü‟minlere de bir iĢaret var burada. Ġsrail oğullarına tıpkı iĢaret olduğu gibi. Firavundan kurtulmakla iĢ bitmiyor. Peki ne gerekiyor? Firavundan kurtulunur ama, kurtulduktan sonra YahudileĢmekten kurtulamazsa Ġsrail oğulları gibi, o zaman kendi firavununu kendisi çıkarmıĢ olur. Dolayısıyla kendisi firavunlaĢmıĢ oluyor. ĠĢte ona da bir ima ve iĢaret var gibi geliyor ayette.

25-) Kem tereku min cennatin ve 'uyun; Nice cennet (bahçe) ve gözelerini terk ettiler. (A.Hulusi) 25 - Neler terk etmiĢlerdi: ne Cennetler, ne kaynaklar,

(Elmalı) Kem tereku min cennatin ve 'uyun geriye nice nice

bahçeler ve su kaynakları bıraktılar. Firavunun medeniyetinden geriye kalanlar bunlar.

26-) Ve züru'ın ve mekamin keriym; Nice ekinler ve güzel mekânlarını da... (A.Hulusi) 26 - ne çiftlikler, ne kerîm makam.(Elmalı). Ve züru'ın ve mekamin keriym ve bir nice ekili alan ve

görkemli eyvan bıraktılar. Görkemli eyvan diye çevirdim mekamin keriym i, saygın konum diye de çevrilebilir bu. Ama hep somut Ģeyler olduğu için bağlamında geçenler bu da somut eyvana delalet etse gerek ki eyvan görkemli binalar, bahçelerde has bahçelerde yapılan içinden su akan etrafında yemek yenen,

Page 98: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

hatta eğlenceler yapılan, yatılan ve muhteĢem, bir kısmı açık seyir terasları da diyebiliriz eyvan.

27-) Ve na'metin kânu fiyha fakihiyn; Keyif aldıkları nice nimeti de! (A.Hulusi) 27 - Ve içinde zevk sürdükleri ne nimet ve refah. (Elmalı) Ve na'metin kânu fiyha fakihiyn (alttaki ayetle bitiĢik) 28-) Kezâlike ve evrasnâha kavmen âhariyn; ĠĢte böyle... Onları baĢka bir topluma miras kıldık.

(A.Hulusi) 28 - Evet öyle ve hep onları baĢka bir kavime miras kıldık.

(Elmalı) Ve na'metin kânu fiyha fakihiyne Kezâlik ve orada

mevcut keyif verici daha bir nice nimet iĢte böylece geride kalmıĢ oldu. Yani dünyanın nimetleri bile onlara kalmadı, dünyanın nimetlerini de bıraktılar, gittiler. Neye yaradı peki? Dünya nimetleri yar olmadı, ahiretin nimetine de kavuĢamayacaklar, akıllılık mı bu diye zımnen sormuĢ oluyor.

ve evrasnâha kavmen âhariyn sonuçta biz onların

bıraktıklarına baĢka toplumları varis kıldık. Yani mahkeme kadıya mülk değil, hiçbir yer yüzü nimeti sonsuzca insana verilmeyecek. Dolayısıyla geçici, onun için de nöbet değiĢir. Bugün yer yüzünde tanrılık taslayanlar yarın ellerinde ki tüm nimet alınıp periĢan bir halde hesaba çekilirler.

Page 99: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

29-) Fema beket aleyhimüs Semaü vel Ardu ve ma kânu münzariyn;

Onlara (bedensellikte boğulanlara) semâ ve arz ağlamadı

ve onlar nazar edilenlerden olmadılar. (A.Hulusi) 29 - Bin netice ne Gök ağladı üzerlerine ne Yer ne de

imhal olundular. (Elmalı) Fema beket aleyhimüs Semaü vel Ardu ve ma kânu

münzariyn ne gök ağladı onlara ne de yer ağladı ve ne de cezaları ertelendi. Yani vazgeçilmez olduğunu düĢünenler, arkalarından ağlayacak tek kiĢi bulamayacaklar. FiravunlaĢmıĢ her akıl vazgeçilmez olduğunu düĢünür. Ama çekip gidince de arkalarından kimse ağlamaz.

30-) Ve lekad necceyna beniy israiyle minel azâbil

mühiyn; Andolsun ki Ġsrailoğullarını o aĢağılayıcı azaptan

kurtardık... (A.Hulusi) 30 - Celâlim hakkı için, Beni Ġsraîl‟i kurtarmıĢtık: o ihanetli

azâptan. (Elmalı) Ve lekad necceyna beniy israiyle minel azâbil mühiyn

böylece biz Ġsrail oğullarını aĢağılayıcı bir beladan kurtarmıĢ olduk. AĢağılayıcı bela Firavunun onları köleleĢtirmesi, onları köle gibi kullanması, hür olmalarına rağmen.

31-) Min fir'avn* innehu kâne aliyen minel müsrifiyn;

Page 100: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Firavun'dan (benliğin sembolü)! Muhakkak ki O, üstünlük taslayan, israf edenlerden (hakikatindeki kuvveleri boĢa harcayan) idi. (A.Hulusi)

31 - Firavundan, çünkü o üstün müsriflerden idi. (Elmalı) Min fir'avn Firavundan kurtardı. innehu kâne aliyen

minel müsrifiyn çünkü o haddini bilmez küstahlaĢanlardan biriydi.

32-) Ve lekadıhternahüm alâ 'ılmin alel alemiyn; Andolsun ki onları (Ġsrailoğullarını), bir ĠLĠM ile âlemlere

(insanlar) üstün seçtik! (A.Hulusi) 32 - Ve Ģanım hakkı için: biz onları bir ilim üzere âlemîne

karĢı ihtiyar eylemiĢtik. (Elmalı) Ve lekadıhternahüm alâ 'ılmin alel alemiyn doğrusu

onları olacakları bile bile çağdaĢları olan tüm toplumlar içerisinden iĢte böyle seçtik. Ne demek „ala Ġlmin? Ben olacakları bile bile diye çevirdim. Yani olacak nedir peki? Allah bile bile, neyi bile bile onları seçmiĢtir? Burada bir ima görüyorum, o ima da Ġsrail oğullarının ilerde nankörlük yapacaklarını, seçilmiĢliği istismar edeceklerini, bunu Allah‟ın seçilmiĢ kavmi biçimine dönüĢtürerek kendileri dıĢındaki insanlara zulmetmenin gerekçesi yapacaklarını bile bile gibi anlıyorum. Dolayısıyla Kur‟an da Ġsrail oğullarının YahudileĢme sürecini anlatan ayette bize yardımcı oluyor bu konuda.

..nahnü ebnaullahi ve ehıbbauHU.. (Maide/18) biz

Allah'ın oğulları ve dostlarıyız. ĠĢte Allah‟ın kendilerine vahiy emanetini verip vahye varis olarak seçmesini Allah‟ın kendilerine torpil geçmesi (HaĢa) olarak lanse ediyorlardı. Bu bir

Page 101: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

istismardı. Bunu bile bile onlara bu görevi tevdi ettik denilmektedir diye düĢünüyorum „ala ilmin ifadesi ile.

33-) Ve ateynahüm minel âyâti ma fiyhi belaun mubiyn; Onlara içinde apaçık bir imtihan olan iĢaretlerden verdik.

(A.Hulusi) 33 - Ve onlara âyetlerden öylesini vermiĢtik ki onda açık bir

nimet ile imtihan vardı. (Elmalı) Ve ateynahüm minel âyâti ma fiyhi belaun mubiyn ve

onlara apaçık bir sınav içeren mucizevi iĢaretler vermiĢtik. Ġsrail oğullarını seçmesi, onları üstün kılması, men ve selva vermesi onlar için hem birer nimetti hem de bir bela, yani iptila, yani imtihan idi. Onlar nimeti gördüler imtihanı görmediler. Yani nimetin ön yüzünü gördüler, arka yüzünde ki imtihanı görmediler.

34-) Ġnne haülai le yekulun; Muhakkak ki bunlar Ģöyle derler: (A.Hulusi) 34 - Fakat Ģu berikiler diyorlar ki: (Elmalı) Ġnne haülai le yekulun bütün bunlara rağmen, yani bütün

bu geçmiĢ örneklere rağmen Ģu berikiler yine de Ģöyle diyecekler. Ben burada ki haülai ile bir üstte ki Ġsrail oğullarının değil, 16. ayete kadar kendilerine hitap edilen vahyin ilk muhatabı müĢriklerin kastedildiğini düĢünüyorum. Onun içinde çeviriyi bu Ģekilde yaptım. Yani müĢrikler, çünkü esas muhatap onlar. Burada parantez kapanıp asıl muhataba dönülüyor. Ne diyorlar onlar?

Page 102: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

35-) Ġn hiye illâ mevtetünel ula ve ma nahnu Bi

münĢeriyn; "O ilk ölümümüzden ilerisi yok; biz ölüm sonrasında

diriltilecek değiliz!" (A.Hulusi) 35 - ilk ölümümüzden ilerisi yok ve biz yeniden

neĢrolunacak değiliz. (Elmalı) Ġn hiye illâ mevtetünel ula ve ma nahnu Bi münĢeriyn

ölüm, Ģu bizi bekleyen ilk ve tek ölümümüzdür ve biz asla bir daha hayata dönmeyeceğiz. Yani yine de bunu demekte ısrar edecekler onlar. Ġnsanı firavunlaĢtıran eylemlerin en temelinde bu yatıyor demek ki bunu söyledi Kur‟an. Yani sorumluluğunu üstlenmemek insanı firavunlaĢtırır. Onun için de onlar ahireti inkar ettiler, çünkü yaptıklarının sorumluluğunu üstlenmemek istiyorlardı.

36-) Fe'tu Bi abaina in küntüm sadikıyn; "Eğer sözünüz doğruysa haydi atalarımızı getirin!"

(A.Hulusi) 36 - Haydi getirin babalarımızı doğru iseniz. (Elmalı) Fe'tu Bi abaina in küntüm sadikıyn ama eğer bu

sözünüzde sadıksanız haydi geri getirin atalarımızı, babalarımızı diye de meydan okudular. Babalarımızı geri getirin. Niye? Soralım onlara siz dirildiniz mi diye. Veyahutta babalarımızı geri getirin, eğer bizi böyle bir akıbet bekleyecekse onlardan hesap soralım. Bu manaya da geliyor olabilir.

Page 103: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

37-) Ehüm hayrun em kavmü tübbe'ın velleziyne min kablihim* ehleknahüm, innehüm kânu mücrimiyn;

Onlar mı daha hayırlı yoksa Tubba' (Yemen hükümdarına

verilen ad) halkı ve onlardan (Tubba' halkından) öncekiler mi? Onları helâk ettik! Muhakkak ki onlar suçlular (Ģirk ehli) idiler. (A.Hulusi)

37 - Ya onlar mı hayırlı? Yoksa Tübbain kavmi ve onlardan

evvelkiler mi? Hep onları helâk ettik, çünkü mücrim idiler. (Elmalı)

Ehüm hayrun em kavmü tübbe'ın velleziyne min

kablihim* ehleknahüm, innehüm kânu mücrimiyn ne yanionlar günaha gömülüp gittikleri için kendilerini helak ettiğimiz Tübba kavminden ve onlardan öncekilerden daha mı değerliler. Tübba kavminin, onların hafızasında ki yerini bilmeden bu ayeti anlayamayız. Tübba kavmi M.Ö. 2. yy. dan, M.S. 4. yy. a kadar yaĢamıĢ Himyer kıralları. Güney Arabistanın tamamında hakim olmuĢ ve etrafında ki krallıkları da kendilerine tabi kıldığı için Tübba ismi verilmiĢ Krallar. Bunlar o kadar görkemli bir uygarlık kurmuĢlardı ki bölgede efsane olmuĢ anlatıla gelmiĢti o güne kadar.

Onun için vahiy soruyor siz daha mı değerlisiniz onlardan.

Yani onlara kıydık ta size mi kıyamayacağız. Veya daha mı değerlisiniz derken Hz. AiĢe‟den gelen bir rivayeti; Bu krallar içerisinden bazıları çok güzel insanlardı. Hatta bunlar içerisinde Mü‟min olanlar çıkmıĢtı, hatta gelecekte bölgeden bir peygamber geleceğini duyanlar bir hatıra bırakmıĢtılar bölgeye, Mekke ve Medine‟ye. Bazı çeĢmeler yaptırdıkları rivayet olunur. Yani o zalim Kralların içinden böyle iyileri de çıkmalarına rağmen onların medeniyetini mahvettikte sizin içinizden hiç iyi çıkmamıĢken böyle mi, size farklı mı davranalım. Siz daha mı değerlisiniz. Demeye getiriyor.

Page 104: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

38-) Ve ma hâlâknes Semavati vel Arda ve ma beynehüma la'ıbiyn;

Semâları, arzı ve ikisi arasında olanları oyun olsun diye

halk etmedik... (A.Hulusi) 38 - Ve biz o Göklerle Yeri ve aralarındakileri oyunculukla

yaratmadık. (Elmalı) Ve ma hâlâknes Semavati vel Arda ve ma beynehüma

la'ıbiyn bakın biz gökleri, yeri ve bu ikisi arasında kileri oyun olsun diye yaratmadık.

35 ve 36. ayetlerde ki ahireti inkar eden akla cevap bu

ayet. Ahiretin inkarı hayatı ve varlığın anlamsız ve amaçsız olduğunu söylemektir. Bir insan ahireti inkar ediyorsa zımnen hayat anlamsız ve amaçsız demek istiyordur. Dolayısıyla hayata oyun olarak bakıyor. Dünyaya luna park olarak bakıyor böyle bir insan. Tabii kendisine de oyun çocuğu olarak bakıyordur mutlaka. Onun için;

ve yetefekkerune fiy halkıs Semavati vel Ard.

(A.Ġmran/191) Onlar göklerin ve yerin yaratılıĢı üzerinde düĢünürler Rabbenâ mâ halakte hazâ batılâ düĢündükten sonra da ya rabbi sen bunları boĢuna yaratmadın derler. Sen bunları amaçsız, anlamsız yaratmadın derler.

39-) Ma hâlâknahüma illâ Bil Hakkı ve lâkinne

ekserehüm lâ ya'lemun; Biz onları yalnızca Hak (Esmâ özelliklerimizin açığa çıkıĢı)

olarak yarattık! Ne var ki onların çoğunluğu (bu hakikati) bilmezler. (A.Hulusi)

39 - Ġkisini de ancak hak sebebiyle yarattık ve lâkin pek

çokları bilmezler. (Elmalı)

Page 105: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ma hâlâknahüma illâ Bil Hakkı ve lâkinne ekserehüm lâ

ya'lemun ama bunları baĢka değil sadece gerçek bir amaç uğruna yarattık ki onların çoğu bunu kavramıyor. Biz bütün bunları gerçek bir amaç ile yarattık ama onların çoğu bunu bile kavramıyor.

40-) Ġnne yevmel fasli miykatühüm ecme'ın; BelirlenmiĢ ayırt etme sürecinde onların hepsi bir araya

gelecektir. (A.Hulusi) 40 - Haberiniz olsun ki o fasıl günü hepinizin mikatıdır.

(Elmalı) Ġnne yevmel fasli miykatühüm ecme'ın unutmayın ki

hepinizin buluĢma zamanı, iyi ile kötünün birbirinden ayrıldığı o gündür. Hepiniz ile Musa ve onu temsil eden Allah resulü, firavun ve onu temsil eden Mekke müĢrikleri kastediliyor. Yani hepiniz, iyiler ve kötüler orada buluĢacak, iyiler niçin iyi, kötüler niçin kötü orada açıkça ortaya konacak.

41-) Yevme lâ yuğniy mevlen an mevlen Ģey'en ve lâ

hüm yünsarun; Dostun dostundan bir Ģey uzaklaĢtıramadığı süreçtir o!

Onlara yardım da olunmaz. (A.Hulusi) 41 - O gün ki yar yardan bir Ģey defedemez ve bir taraftan

yardım da olunmazlar, (Elmalı)

Page 106: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Yevme lâ yuğniy mevlen an mevlen Ģey'en ve lâ hüm yünsarun o gün ne bir dostun diğer bir dosta yararı dokunacak ne de kendilerine yardım olunacak.

42-) Ġlla men rahımAllâh* inneHU "HU"vel 'Aziyzur

Rahıym; Allâh'ın rahmet ettikleri müstesna... Muhakkak ki O, "HÛ";

Aziyz'dir, Rahıym'dir. (A.Hulusi) 42 - Ancak Allahın rahmetiyle yarlıgadığı baĢka, çünkü o

öyle azîz öyle rahîmdir. (Elmalı) Ġlla men rahımAllâh Allah‟ın rahmet ettiği kimse hariç, o

müstesna. Allah‟ın rahmet ettiği kimseye Allah‟ın verdiği ödülü, Allah‟ın istediği kimseler tevdi edecekler. inneHU "HU"vel 'Aziyzur Rahıym zira yalnızca O‟dur yüceler yücesi, sonsuz merhamet sahibi O‟dur.

Tüm Ģefaat teorileri bu ayetler ıĢığında anlaĢılmalıdır. Tüm

Ģefaat ayetleri hatta bu iki ayet ıĢığında anlaĢılmalıdır. Allah‟ın rahmet ettiğine Ģefaat etmeye zaten gerek yok. Allah‟ın rahmet ettiğine Allah Ģefaat etmiĢtir. Dolayısıyla Allah‟ın rahmet ettiğine, rahmet ettiğini ifade eden ödül biri tarafından tevdi edilir. Yani Allah‟ın rahmeti bir ödül suretinde kendisine, rahmeti hak edene verilir ve bu ödülü veren, ödülü vermekle ödüllendirilir. ĠĢte bu ödülü veren vermiĢ olmaz ödülü. Ödülün sahibi vermiĢ olur. Yoksa ödülü tevdi eden değil. Onun için Allah ödül verirse tevdi edecek biri elbet bulunur. Ödülü sahibinden istemek asıl olandır.

43-) Ġnne Ģeceretez zakkum; Gerçek ki zakkum ağacı, (A.Hulusi)

Page 107: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

43 - ġüphesiz o zakkum ağacı, (Elmalı) Ġnne Ģeceretez zakkum (sonraki ayetle birleĢti) 44-) Ta'amül esiym; Esîm'in (Hakikatini inkâr edenin) yiyeceğidir! (A.Hulusi) 44 – çok vebal yüklenenin yemeğidir. (Elmalı) Ġnne Ģeceretez zakkum Ta'amül esiym Ģüphesiz o

zakkum ağacı, zıkkım ağacı yani, Türkçede ki ifadesi ile günahkarların besini, gıdası, beslenme unsuru olacaktır.

Bu ayetle Ģu ayeti karĢılaĢtırmak lazım Saffat/62 ayeti

mealen Ģöyle; ġimdi misafiri mükellef bir sofrada ağırlamak mı iyidir, yoksa zehir zıkkım la ağırlamak mı daha iyidir. Diyor ayet. Orada zakkum kullanılıyor. Bu ayeti o ayetle açıklamam boĢuna değil, çünkü iĢte bu ayet üzerine Mekke müĢrikleri itirazda bulunmuĢlar, bu itiraza cevap olarak ta Saffat/62. ayet gelmiĢti. GiriĢte de söylediğim gibi. Dolayısıyla biz bu açıklamayı bu ayetin ıĢığında okumazsak zakkumun ne anlama geldiğini anlamayacağız.

Zakkum ilk geçtiği yer burası. Buna müĢriklerden gelen

itiraza Saffat/62 de cevap verildiğini söyledim. Manası bir Ģeyi yemek, yutmak, kötü bir Ģeyi yemek, ya da yediğiniz bir Ģeyi kötü Ģekilde, sizi zorlayacak Ģekilde yemek, yutmak anlamına gelir. NahoĢ yemek, nahoĢ bir biçimde yemek anlamına gelir.

Ġsra/60. ayette Kur‟an da son geçtiği yerdir orası. Kur‟an da

zaten sadece buralarda geçer 3 yerde. Ġlk geçtiği yer burası, Duhan suresinin bu ayeti, son geçtiği yerde Ġsra/60 ayetidir. Hem Ġsra/60 ta hem de Saffat suresinde bu bitkinin imtihan kılındığı ifade buyrulur. Ġnna ce'alnaha fitneten liz

Page 108: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

zâlimiyn(alemiyn değil) (Saffat/63) biz onu insanlar için bir fitme bir imtihan vesilesi kıldık. Dolayısıyla imtihan vesilesi kılınan lanetli ağaç, ki Ġsra da geçiĢi böyle. Ġsra da lanetli ağaç olarak geçiyor. Ġmtihan vesilesi kılınmıĢtır. Yani bunun üzerine spekülasyon yapacak olanlar imtihan vesilesi kılındığını unutmamak durumundalar.

Peki Arabistan da yetiĢen zehirli ve acı bir bitkiye verilen

bu zakkumun söylemek istediği ne, bu zakkumla bize verilemek istenen mesaj ne? Aslında biz bu mesajı Türkçe de zakkum olarak adlandırdığımız bitkide buluyoruz. Latincesi Nerium oleander. Bu bitki biliyorsunuz güneyde yollarda dıĢarıda bile yetiĢir, her yerde. Kuzey bölgelerde ise saksıda falan yetiĢtirirler daha çok. Kokusu güzeldir, rengi cezp edicidir, fakat zehirlidir.

Tıpkı günaha benzer. Günahta dıĢ görünüĢü iyidir, zevk

verir, lezzet verir. ĠĢleyen günahtan haz alır, Zaten haz aldığı için iĢler. Fakat zehir yemek gibidir. Ahireti berbat olur, sonu berbat olur, sonu cehennem olur. Tıpkı zakkum gibi. Kokusu çeker, rengi caziptir, fakat yemeye kalkanı öldürür. Onun için adeta günahı tarif etmektedir bu. Günahkarlar kendi ektiklerinin meyvesini yiyecekler demeye getiriyor ahirette. Ahirette günahkarların, cehennemliklerin sofrasında kendi amelleri olacak,Kendi diktikleri ağacın zehirli ürününü yiyecekler anlamına alabiliriz.

45-) Kel mühl* yağliy fiyl butun; ErimiĢ maden gibidir; karınlarda kaynar. (A.Hulusi) 45 - Pota gibi karınlarında kaynar. (Elmalı) Kel mühl* yağliy fiyl butun (sonraki ayetle birleĢik.) 46-) Keğalyil hamiym;

Page 109: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Kaynar suyun kaynaması gibi. (A.Hulusi) 46 – Hamîm kaynar gibi. (Elmalı) Kel mühl* yağliy fiyl butuni Keğalyil hamiym tıpkı

karında kaynayan erimiĢ kurĢun gibi fokurdayarak yakıp kavuran su misali diyor. Ġlginç ifadeler, benzetmeler bunlar. ve lâ yünebbiuke mislü Habiyr. (Fatır/14) diyordu ya ayetinde Kur‟an; sana her Ģeyden haberdar olanın verdiği haber gibi bir haberi hiç kimse veremez diyordu ya. ĠĢte biz insanoğluna hiçbir kaynakta yer almayacak ahiretle ilgili haberleri, sadece ahiretin de sahibi Allah verir ve biz sadece vahiyde buluruz ahiretin gerçek tasvirlerini.

Ahiretin gerçek tasvirlerini vahiyde buluruz, fakat bize bu

tasvirler kendi konuĢtuğumuz dille aktarılır. Çünkü biz ahireti olduğu gibi kavramaktan aciziz. Ġman etmiĢizdir ahirete. Ġman ettiğimiz ahiret bildiğimiz dünyaya ait bir dille bize anlatılır. ĠĢte burada da ahiret ki insanı, günahkarı, cehennemliği bekleyen o dehĢet sahneleri dile getiriliyor. Hafazanallahu ve iyyaküm Allah sizleri ve bizleri korusun diyoruz.

47-) Huzûhü fa'tiluhu ila sevail cahım; "Tutun onu da yakan ateĢin ortasına sürüyerek götürün..."

(A.Hulusi) 47 - Tutun onu yaka paça doğru cehennemin ortasına

sürükleyin. (Elmalı) Huzûhü fa'tiluhu ila sevail cahım derken emir gelir;

Tutun onu, yakalayın, yaka paça sürükleyip kıĢkırtılmıĢ alevlerin ateĢin ortasına atın.

Page 110: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

48-) Sümme subbu fevka re'sihi min azâbil hamiym; "Sonra da, o kaynar suyun azabını onun baĢından aĢağı

dökün!" (A.Hulusi) 48 - Sonra da baĢının üstüne hamîm azâbından dökün.

(Elmalı) Sümme subbu fevka re'sihi min azâbil hamiym sonra

boca edin baĢından ayağına kadar yürek dağlayan bir umutsuzluğu boca edin tepesinden ve deyin ki;

49-) Zuk* inneke entel 'Aziyzül Keriym; "Tat! Sen (güya) Aziyz'din, Keriym'din!" (A.Hulusi) 49 - Tat bakalım deyin çünkü sen aziyzdin, keriymdin.

(Elmalı) Zuk tat bakalım inneke entel 'Aziyzül Keriym çünkü sen

evet sendin çok saygın çok Ģerefli ve hatırlı olan dünyada. Yani sen çok saygın biri olmalısın ki bu kadar büyük bir belaya uğruyorsun. Yani Dünyada çok saygın, çok Ģerefli çok kalantor biri olmalısın ki ahirette bu kadar ağır bir belaya uğruyorsun.

Burada tabii ki kinaye ve ironi var. Hani Ģerefli

geçiniyordun, hatta Allah‟a secde etmeye gelince yiğidin alnı yere gelmez diyordun utanmadan. Allah‟a boyun eğmeye gelince herkese kul oluyordun da Allah‟a kul olmayı bir türlü aklına getirmiyordun. Allah dıĢında her Ģeyi tanrılaĢtırdın, ama bir Allah‟a Allah olarak muamele etmedin. Zaten Allah‟a kul olmayan Allah dıĢında her Ģeye kul olmaya yatkındır. Sen de onu yaptın. Haydi bakalım Ģimdi görelim senin hatırını, görelim senin Ģerefini, görelim izzetini, kaç paralık Ģerefin var. Tap bakalım denilecek buyruluyor.

Page 111: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

50-) Ġnne hazâ ma küntüm Bihi temterun; "ĠĢte bu, Ģüpheyle karĢıladığınız (iman etmediğiniz)

Ģeydir!" (A.Hulusi) 50 - ĠĢte o sizin Ģekk ve mücadele edip durduğunuz bu.

(Elmalı) Ġnne hazâ ma küntüm Bihi temterun elbet bu sizlerin

baĢtan beri acaba dediğiniz Ģeydir. Acaba..! ĠĢte acaba dediğiniz o Ģey geldi çattı, gerçek olduğu ortaya çıktı.

51-) Ġnnel müttekıyne fiy mekamin emiyn; Muhakkak ki korunmuĢ olanlar, güvenliktedirler. (A.Hulusi) 51 - Elbette muttakiler emîn bir makamda. (Elmalı) Ġnnel müttekıyne fiy mekamin emiyn cennetten pencere

açtı Ģimdi de cehennemden açtığı pencereyi kapattı ve öbür tarafa çevirdi. Öte yandan Allah‟a karĢı sorumluluk bilincini taĢıyanlar güvenli bir konumda bulunacaklar. Çok güvenli bir konumda. Allah onları güvenilir bir konum içinde kılacak orada.

52-) Fiy cennatin ve 'uyun; Cennetlerde ve gözelerdedirler! (A.Hulusi) 52 - Cennetlerde pınar baĢlarında. (Elmalı)

Page 112: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Fiy cennatin ve 'uyun cennetlerde ve pınar baĢlarında olacaklar, akarsu baĢlarında olacaklar. Tabii cehennem için söylediğimiz farklı açıdan cennet için de geçerli. Ki zaten Kur‟an onu secde/17 de söylüyor.

Fela ta'lemü nefsün ma uhfiye lehüm min kurreti a'yün.

(Secde/17) cennetlik bir mü‟mini hangi göz kamaĢtırıcı sürprizlerin beklediğini kimse hayal bile edemez, tahayyül bile edemez diyor ya Kur‟an. Hayal bile edemeyiz. Neden? Çünkü cennet güzelliğini üretildiği merkez. Mutlak güzellik diyarı. Biz ise geçici ve mukayyet güzellikler biliyoruz. Geçici güzellik, kalıcı güzellikle nasıl tanımlanır. Onun için geçici dünya içerisinde ki güzellikle bize kalıcı güzelliği tarif ediyor vahiy. Çünkü dilimizin içinde gerçekleĢiyor, ancak bu dille anlayabiliyoruz. Peki ama anladığımızın ötesine iman ediyoruz. Biz aslında o güzelliğe iman ediyoruz. O güzelliğin akıl sır ermeyecek mutlak bir güzellik olduğunu, aklımızı aĢan bir güzellik olduğuna iman ediyoruz. Ġman ettiğimiz Ģeyde kendi dilimizin sınırları içerisinde vahiy bize tarif ediyor. ĠĢte bu tarifte o tariflerden biri.

53-) Yelbesûne min sündüsin ve istebrakın

mütekabiliyn; KarĢılıklı olarak ince ipekten ve parlak atlastan giyerler.

(A.Hulusi) 53 - Sündüs ve istebraktan elbiseler giyerek karĢı karĢıya.

(Elmalı) Yelbesûne min sündüsin ve istebrakın mütekabiliyn

tarifsiz güzellikte, yani sıra dıĢı, burada ki istenrakın, sündüsin, belirsiz kelimeler bunlar. Belirlilik takısı almamıĢ. Belirsizlik aynı zamanda metne Ģu manayı veriyor yan anlam olarak; Sıra dıĢı, tanımsız, tarifsiz bir güzellik. Evet dolayısıyla öyle çevireceğiz. Tarifsiz güzellikte ipek ve altın sırmalı elbiseler giyip göz göze

Page 113: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bakıĢacaklar. O birbirine bakan gözler nasıl gözler olacaklar, iĢte geliyor.

54-) Kezâlik* ve zevvecnahüm Bi hurin ıyn; ĠĢte böyle... Onları (Esmâ kuvvesi olarak açığa çıkan Ģuur

varlık insanı) Hur-i Iyn olanlar (üstün ve net görüĢ {FUAD} özelliklerine sahip bedenler) ile eĢleĢtirdik! (A.Hulusi)

54 - Evet böyle, hem onları iri gözlü hurîlerle tezvic de

etmiĢizdir. (Elmalı) Kezâlik iĢte böyle olacak ve zevvecnahüm Bi hurin ıyn

ve biz onları tarifsiz güzellikte bir bakıĢ, pırıl pırıl bir kalp taĢıyan eĢlerle birleĢtireceğiz. Birbirine bakan bu gözler, tarifsiz güzellikte gözler olacakmıĢ. Bi hurin ıyn; Havr, parlak „ıynun havra güzel göz demektir, parlak göz demektir. Beyazı bembeyaz, siyahı simsiyah göz demektir. „ıyn de ayn ın çoğuludur, gözler manasına gelir. Yani en güzel gözler, en güzel gözlerle. Göz için kullanıldığında akı apak, karası kapkara.

Güzel gözden mecaz aslında güzel bakıĢ. Hepsi de Mekki

surelerde kullanılır. Bi hurun „ıyn terkibini. Medeni surelere geçtiğinizde bu terkibin yerine ezvacen mutahhareten alır. Yani tertemiz eĢler. Bu terkip yerini ona bırakır. Pırıl pırıl eĢler, ki içi temiz, dıĢı temiz, bakıĢı temiz, bakıĢı güzel. BakıĢı güzel olmak; gözünden muhatabına, eĢine mutluluk aktarmak anlamında. ĠĢte böyle tarif ediyor cennette ki eĢliliği ve eĢleri Kur‟an.

55-) Yed'une fiyha Bi külli fakihetin aminiyn; Onda, güvenli ortamdakiler olarak her çeĢit meyveyi

(marifetlerini açığa çıkarmayı) isterler. (A.Hulusi)

Page 114: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

55 - Orada emniyetler içinde her türlü yemiĢi çağırır

getirdiler. (Elmalı) Yed'une fiyha Bi külli fakihetin aminiyn orada canlarının

istediği her türlü lezzeti güven içinde isteyip tadacaklar. Fakihe; 43 te ki kötülerin gıdasının tam karĢıtı. 43. ayette kötülerin gıdası zakkumdu değil mi, burada da fakihe. Meyve anlamına da gelir. Ama amellerin meyvesi, yaptıklarının meyvesi. Meyve karın doyurmak için yenmez biliyorsunuz, zevk için yenir. Cennette de yenilen Ģeyler karın doyurmak gibi bir ihtiyaca binaen değil, çünkü orada acıkmak gibi bir zaaf olmayacak. Sırf lezzet ve neĢ‟e, haz almak için. ĠĢte onu ifade etmek için böyle geliyor.

56-) Lâ yezûkune fiyhelmevte illel mevtetel ula* ve

vekahüm azâbel cahım; Onda, ilk ölümden baĢka ölüm tatmazlar (ölümsüzdürler)!

Onları yanma azabından korumuĢtur. (A.Hulusi) 56 - Ġlk ölümden baĢka ölüm tatmazlar. KorumuĢtur da

onları o Cahîm azâbından (Elmalı) Lâ yezûkune fiyhelmevte illel mevtetel ula orada ilk

ölümleri dıĢında baĢka bir ölüm tatmayacaklar. ve vekahüm azâbel cahım böylece Allah onları dehĢet verici bir azaptan korumuĢ olacaktır.

57-) Fadlen min Rabbik* zâlike hüvel fevzül 'azıym; Rabbinden bir lütuf olarak! ĠĢte bu, aziym kurtuluĢun ta

kendisidir! (A.Hulusi)

Page 115: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

57 - Hepsi rabbinden bir fadl olarak, iĢte budur ancak fevzi azîm. (Elmalı)

Fadlen min Rabbik rabbinin bir lütfüdür bu, yani kiĢinin

kendi yiğitliği değil, Allah‟ın rahmeti. Cennet amellerin bedeli değil, Allah‟ın ödülüdür. zâlike hüvel fevzül 'azıym iĢte budur büyük baĢarı. ĠĢte vahyin tasavvur inĢası budur. Büyük baĢarı nedir sorusunu sorun, Vahiy cevap versin. Vahye göre büyük baĢarı ahirette cenneti hak eden hayattır.

58-) Feinnema yessernahü Bi lisanike leallehüm

yetezekkerun; Biz Onu lisanın olarak kolaylaĢtırdık, umulur ki üzerinde

düĢünürler diye. (A.Hulusi) 58 - Biz onu sâde senin dilinle müyesser kıldık gerek ki iyi

düĢünsünler. (Elmalı) Feinnema yessernahü Bi lisanike leallehüm

yetezekkerun iĢte böylece biz bu vahyi senin dilinle kolaylaĢtırdık ki düĢünüp de ders alabilsinler. Yani biz cennet, cehennem gibi gaybi gerçekleri beĢer dilinin imkanlarını kullanarak insan zihnine indirdik ki anlayabilesiniz, anlayabilsinler diye.

59-) Fertekıb innehüm murtekıbun; Seyret bekle! Muhakkak ki onlar da beklemektedirler.

(A.Hulusi) 59 - O halde gözet çünkü onlar gözetiyorlar.(Elmalı)

Page 116: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Fertekıb innehüm murtekıbun artık sen de bekle, çünkü onlar bekliyorlar. Evet, iyi bir hayat yaĢadınızsa, siz bekleyin cennetinizi. Size karĢı çıkanlarda cehennemini beklesin.

Rabbim cennetini bekleyen bir hayat lütfetsin. “Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn” Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a

hamd‟adır.

Page 117: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. CÂSĠYE SURESĠ (01-37) (157) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” El Hamdu Lillahi Rabbil'Alemiyn Vesselatü Vesselâmü alâ

Resulüna Muhammedin ve alâ alihi ve ashabihi ve etba‟ıhi ecmaiyn. RabbiĢrah liy sadriy; Ve yessirliy emriy; Vahlül ukdeten min lisaniy; Yefkahu kavliy; (Tâhâ 25-26-27-28) Rabbim, göğsüme geniĢlik ver, kolaylaĢtır iĢimi, düğümü çöz

dilimden, ki anlasınlar beni. Allahümme amin..! Değerli Kur‟an dostları rabbimize bu gök sofrasını önümüze açtığı

için hamd ettikten sonra Casiye suresiyle tefsirimize devam edeceğiz. Suretül Casiye mushafın 45. suresi nihai yargıdaki tezellülü ifade eden casiye ismini 28. ayetinden almıĢ. Ġnsanlar Allah‟ın huzuruna muhakeme edilmek için çıktıklarında yer yüzünde ki tekebbürlerini terk etmiĢ, dikmelerini bırakmıĢ, kafalarını eğdirmiĢ, yerlere çömelmiĢ, tabir caizse Allah‟ın azamet ve heybeti karĢısında ve kendi küçüklükleri ve yetersizliklerini bilerek yerle bir olmuĢ halde çıkacaklar. Sure ana fikrine uygun olarak bir isim almıĢ.

Casiye suresi Mekki. Ha mim ailesinin 6. suresi. Ailenin tüm

sureleri gibi Casiye suresi de konu bütünlüğüne sahip bir iç bütünlüğü var. Hem sıra, hem zaman ve hatta hem de içerik olarak, muhteva olarak bir önceki Duhan suresinin devamı niteliğinde.

Nüzul sıralamasında Ġbn Abbas‟ın tasnifine göre 62. sırada. Cabir

Bin Zeyd‟in tasnifine göre 64. sırada, Hz. Osman‟ın sıralamasına ise 65. sırada yer alır.

Surenin konusu adına da yansıdığı gibi nihai yargı ile ilgilidir.

Ġnsanoğlu bir gün hayatının hesabını verecek. Rabbinin huzuruna

Page 118: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

çıkacak ve yaptıkları bir bir orada kayda alınmıĢ bir halde kendisine izlettirilecek. Sure ahirete iman üzerine inĢa edilmiĢ. KiĢide eylemlerinin sorumluluğunu üstlenecek bir bilinç inĢasını amaçlıyor.

Casiye suresinin ilahi bir inĢa projesi olan vahiyle baĢlaması ilk

değil. çünkü Ha va min, yani ha mim ailesi hep, hemen hemen öyle baĢlıyor. Sadece vahye değil, vahyin kaynağına, vahyin taĢıdığı mesajlara atıfla baĢlıyor bu sure. Devamında Ġsrail oğulları kıssasının Duhan suresinde ki kaldığı yerden devam ediyor. Duhan suresinde bu kıssa Hz. Musa‟nın Firavuna tebliğini iĢlemiĢti. Ama bu surede Ġsrail oğullarına tebliğini iĢliyor ve tabii bu tebliğe karĢı Ġsrail oğullarının YahudileĢme eğilimine imaları da dile getiriliyor.

Peki neden Ġsrail oğullarının YahudileĢme eğilimine ima da

bulunuyor? Muhataplarının tamamına siz de, size gelen vahye Ġsrail oğullarının kendilerine gelen vahye davrandığı gibi davranırsanız, siz de YahudileĢirsiniz diyor.

Peki tedbiri var mı? Buna karĢı ne yapmak lazım sorusunu

sorduğunuzda cevabını veriyor. Vahyin inĢa ettiği bir bilinç. Tedbir bu. Çünkü Hazâ basâiru lin Nas (20). Evet herhalde berceste ayetidir surenin bu ayet. Bu vahiy insanlık için bir bilinç kaynağıdır. Basâirdir, bir basiret, bir iç görü, bir yürek gözü kaynağıdır. Ġnsanların yüreklerinde ki göz ancak vahiy ıĢığı sayesinde görür. Bunu söylüyor. Ve son söz insan tüm varlığını rabbine borçludur. Sure insanın rabbine borçlu olduğunu hatırlatarak ve Hamdi hatırlatarak son buluyor. Bu kısa giriĢten sonra suremizin tefsirine geçebiliriz.

[Ek bilgi; Sûrenin ihtiva ettiği baĢlıca hususlar Ģunlardır : 1- Allahü Teâlâ'nm varlığını, kudret ve azametini gösteren hilkat

eserlerine nazarları celb etmek. 2- îlâhî âyetlerin ehemmiyetine ve onlara karĢı kâfirlerin aldıkları

tavır. 3- Ġsrailoğullarma verilen ilâhî ihsan ve bilâhare onların

nankörlüklerine iĢaret. 4- Kıyamet gününün dehĢeti ve o gün insanların amel defterlerinin

kendilerine Ģehadet edeceğini ihtar. 5- Mü'minlere âhirette nail olacakları nimetleri tebĢ'r. 6- Kıyamet günü kâfirlerin uğrayacakları azabı ihtar. 7- Allahü Teâlâ'nın azametini, bütün varlıklar üzerindeki

hâkimiyetini, kudret ve hikmetini beyan. (Ebül-l Leys Semerkandi – Tefsir-ül Kur‟an)]

Page 119: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

BismillahirRahmanirRahıym Rahman, Rahiym olan Allah adına. 1-) Haa, Miiiym; Ha, Miiim. (A.Hulusi) 01 - Hâ, mîm. (Elmalı) Haa, Miiiym mukadda harfi, bu sure ile birlikte kendisinden önceki

5 surenin de baĢında bulunan bu harfler, daha önce de defaatle dile getirdiğimiz gibi 36. çeĢit yoruma konu olmuĢ. Kur‟an da geçtiği hemen tüm yerlerde, hatta kesin konuĢalım 25 yerde doğrudan vahye atıf olarak, 3 yerde de dolaylı olarak vahye atıf ile baĢlayan surenin baĢında gelir. Tamamı 28 sure, yani harflerin sayısı kadar gelir. lam elifi harf değil de birleĢik bir kombinezon saymamız gerektiğini düĢünürsek. Yine bu harfler 1 ile 5 arasında harfler içerir. Tıpkı Arap dilinde ki kelime sayılarında olduğu gibi. Arap dilinde tüm kelimeler 1 den 5 e kadar harf taĢırlar. Daha fazlası yoktur.

Dolayısıyla bu harflerin verdiği mesaj, yani bu rumuzların bize ima

ettiği Ģey; Allah size öyle bir vahiy indirdi ki bu vahyin baĢı göktedir, manası göktendir. Fakat bu manayı ayakları yerde olan, yani insanoğlunun konuĢtuğu bir dilin içine yerleĢtirdi. ĠĢte Ģu sizin bildiğiniz harflerin içine onlardan oluĢmuĢ kelimelerin kalbine bu manaları ilka etti, inzal etti anlamını taĢır. Ama son tahlilde Hz. Ebu Bekir‟in görüĢünü dile getirmek en doğrusu; Her kitabın bir sırrı vardır, Bu kitabın sırrı da mukadda harfleridir.

2-) Tenziylül Kitabi minAllâhil 'Aziyzil Hakiym; Bilginin tenzîli (tafsile indirme), Aziyz, Hakiym Allâh'tandır!

(A.Hulusi) 02 - Kitab indirilmek o azîz, hakîm Allah dan. (Elmalı)

Page 120: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Tenziylül Kitabi minAllâhil 'Aziyzil Hakiym bu ilahi kelamın indiriliĢi yüceler yücesi ve sonsuz hikmet sahibi Allah katındandır.

3-) Ġnne fiys Semavati vel Ardı le âyâtin lil mu'miniyn; Semâlarda ve arzda, iman edenler için iĢaretler vardır. (A.Hulusi) 03 - Her halde Göklerde ve Yerde mü'minler için âyetler var.

(Elmalı) Ġnne fiys Semavati vel Ardı le âyâtin lil mu'miniyn elbet göklerde

ve yerde inanmaya gönüllü olanlar için mesajlar, ibretler, ayetler, hikmetler vardır. Yani O‟nun mesaj vermesi, O‟nun bu kitabı, ya da bu vahyi indirmesi yeni bir Ģey değildir. Yer ve gök O‟nun mesajıyla dolu açık bir kitaptır. Ġman etmeye gönüllü olan herkes, her yerde O‟nun ayetlerini görür. Okuyabilen bir gözün varsa ey muhatap, aslında senin ayetle buluĢman için bu kitabın inmesi gerekmiyor. ġöyle etrafına bak, ayetten baĢka bir Ģey görecek misin. YaratılıĢ mesajdır. Zımnen Ģunu söylüyor bu ayet; ġu varlık dünyasını inkar etmiyorsan eğer, kitabın ayetlerini de inkar etmemelisin.

Tersinden; Eğer kitabın ayetlerine inkar etmeye yelteniyorsan haydi

Ģu varlık dünyasını da inkar et. Aslında Allah‟ın satırlara yazılı ayetleri, Allah‟ın kainat ayetlerinden bağımsız değildir. Bak hep birbirine atıf yapıyorlar. O nedenle;

Senüriyhim âyâtina fiyl afakı ve fiy enfüsihim hattâ

yetebeyyene lehüm enneHUl Hakk. (Fussilet/53) iĢte bu ayette her Ģey ifade edilmiĢ. Biz onlara ayetlerimizi afakta, kozmosta, kainatta, dıĢlarında, etraflarında, çevrelerinde ve enfüste. Afak ve enfüs; Yani içlerinde, iç dünyalarında, yüreklerinde, kendilerinde, bedenlerinde hatta, göstereceğiz ki onlar bunun bir hakikat olduğunu açıkça anlasınlar. Afak ve enfüsteki ayetler, Fussilet suresi bundan söz ediyor. Afak ayetleri dıĢ dünya, enfüs ayetleri iç dünya.

Bu ne anlama geliyor? Ey insan sen de Allah‟ın yer yüzüne nazil

ettiği bir kitapsın. Onun için Adem‟in iniĢinden söz eder Kur‟an Adem kıssasını anlatırken. Adem‟in iniĢi, yani cennetten iniĢi aslında vahyin gökten iniĢine benzer. Adem yer yüzüne ilahi bir kitap olarak indi. Adem iki ayaklı vahiy idi. Sen de vahiysin, Ademoğlusun. Dönüp kendini okudun mu hiç? Kendini merak ettin mi, kendini okumaya kalktın mı,

Page 121: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

eğer bunu yapsaydın bir yol kılavuzuna, bir prospektüse, bir reçeteye ihtiyaç duyacaktın kendinle ilgili bir prospektüs. Kullanma kılavuzu. Eğer kendini merak etsen buna ihtiyaç duyacaktın, buna ihtiyaç duysan vahyin kapısına varıp duracaktın. O zaman; Ya rabbi bu muhteĢem Ģaheseri yaptın, peki bir sanatkar, bir Ģaheser ortaya koyarda kullanma kılavuzunu yazmaz mı? Sen de yazmıĢsındır Allah‟ım. O zaman ben kullanma kılavuzuna uygun olarak beni tanıyacağım dersin. ĠĢte insanın yer yüzüne indirilmiĢ bir kitap olması neyse vahyin yer yüzüne indirilmesi de o. Aslında tohumla toprak buluĢtu.

Aslında yağmurla toprak buluĢtu, aslında etle tırnak buluĢtu. BaĢka

bir Ģey yok. Bu ikisi birbirinindi. Ġnsan olmasa vahiy, vahiy olmasa insan olmazdı. Allah canlı vahye, satırlarda ki vahyi gönderdi. Yani Allah vahyi vahye gönderdi. Vahyi vahye indirdi.

4-) Ve fiy halkıküm ve ma yebüssü min dabbetin ayatün li

kavmin yukınun; Sizin (insanlar - bilinçler) yaratılıĢınızda ve hayvanları (ırkları)

türlendirmesinde, yakîn sahibi topluluk için elbette iĢaretler vardır. (A.Hulusi)

04 - Hayvanâtı tenevvü' ettirip üreterek sizi yaratmasında da yakîn

edinecek bir kavim için çok âyetler var. (Elmalı) Ve fiy halkıküm ve ma yebüssü min dabbetin ayatün li kavmin

yukınun hem sizin yaratılıĢınızda Ve fiy halkıküm. Hem de O‟nun yer yüzünde yaydığı diğer tüm canlı varlıklarda gönülden inanacaklar için li kavmin yukınun, gönülden inanacaklar için mesajlar, ibretler, ayetler vardır.

Enfüsteki ayetler, canlılar içinde insanın seçkin boyutunu ima

ediyor. Nedir canlılar içinde insanı seçkin kılan? Dabbe, tüm canlılar, ama siz ve tüm canlılar diyor. Demekki canlılardan bizi ayırıyor. Ama biz de canlıyız. Biz de canlıyız ama canlı biz değil. O zaman bizi canlılardan ayıran ve fiy halkıküm dediği, siz dediği bizi canlılardan ayıran bir husus var.

ĠĢte o akıl. Allah insanla konuĢtu, aklına hitap etti, iradesine hitap

etti. Bu yüzden konuĢtu. Yani diğer canlılara bize indirdiği gibi vahiy indirmezken, bize özel muamele yaptı. Özel davrandı ve vahiy gönderdi.

Page 122: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġnsan afak kitabına inmiĢ bir canlı vahiydi. Kur‟an ise enfüsi bir kitaba inmiĢ bir vahiydir sözü var. Yani söz ayetleri insan ayetlerine inmiĢ oldu.

Ġkan ayetleri, iman ayetlerinden farklı olarak, farkında mısınız 3.

ayet lil mü‟miniyn diye bitiyor. 4. ayet ise li kavmin yukınun diye. Ġman edenler, ikana eriĢmek isteyen toplum. Nedir fark? Lil mü‟miniyn; iman bireysel bir hadise öncelikle. Ama li kavmin yukınun. Ġkan ise toplumsal boyutu da olan, yani gönüllülük esasına dayanan, yani kitlenin sürü psikolojisine uymak için değil, gönüllülük esasına dayanan bir ikan, bir ikna hali. Ama burada iman ile ikan arasında ki ince fark gözüküyor.

Ġman; ampirik olmayan, yani semavat vel ard. Elimizin ulaĢamadığı

yerleri de kapsıyor. Semavat, gökler. Göklerin derinlikleri. Elimizin ulaĢamadığı yıldızlar. Ama ikan ise biz, oradan kendimiz. Elimizin ulaĢabildiği gözümüzle gördüğümüz. Dolayısıyla ampirik bilgiye konu olan insan ve biyolojik varlıkları dile getiriyor bu ayet.

[Ek bilgi; YAKÎYN KAVRAMI Yakîyn; "Yakîn" bir hâlin hakikatini, gerçeğini algılama ve gereğini

yaĢamadır. Dolayısıyla, "ölüm" de "yakîn" ile erilen hallerden ancak bir tanesidir. ”Yakîn", gerçeğe erme, olduğuna göre; ölümle de bedensel yaĢamın hakikati olan ruhsal yaĢama erilir.

"Yakîn"in üç basamağı vardır demiĢtik; 1 - Ġlm-el yakîn. 2 - Ayn-el yakîn. 3 - Hakk-el yakîn. Ġlm-el yakîn, tasavvuftaki anlamıyla, hakikati bilgi yolu ile

algılamak, idrâk etmek anlamındadır. Ayn-el yakîn ise, hakikatı idrâk ettikten sonra onu kendinde

hissetmek ve bu istikamette bir müĢâhede içinde olarak yaĢamaktır. Hakk-el yakîn ise ilâhî sıfatlarla, ikrâmı ilâhi neticesi tahakkuk

etmektir. (A. Hulusi – Gavsîye açıklaması) Ġlimlerin nerdeyse tamamı hırs gösterdiği ve arzu edip çabaladığı

zaman münafık, bidatçi ve müĢrik demeksizin herkes tarafından öğrenilip yayılabilir. Çünkü ilim zihnin neticelerinden ve aklın semerelerinden biridir.

Ancak Ġman ve Yakîyn ilmi bunun dıĢındadır. Çünkü bu ilmin müĢahedesi ve hakikatleri hakkında konuĢulması sadece Yakîyn sahibi müminlere mahsus bir meziyettir. Bu her Ģeyden önce imanın ziyadesinin ilim ve yakîynin hakikatinin ikrar edilmesini icap ettiren bir sahadır. Bu da Allah Tealânın ayetlerinin O‟nun kudret ve azametinin mükaĢefesininsöz verilmesiyle olur.

Page 123: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Yakîyn sahibi bir topluluk için ayetleri açıkladık. (Bakara/118) Ve onu bilen bir topluluğa açıklamamız için. (En‟am/105) Bu ayetlerde zikredilen topluluk ve kimseler Allah Tealâyı bilen

O‟nun hakkında konuĢan O‟ndan nasiplerini almıĢ ve katında bir makam kazanmıĢ insanlardır. Allah Tealânın bu lûtfu ona ehil ve layık olmayan kimseler için olamaz. Çünkü bu lûtfun kapsamına giren Ģeyler Allah Tealânın ayetleri, delilleri, Ģahitleri, basiret vesileleri yolunu gösteren rehberleri ve beyanını izhar eden buyruklarıdır. (Ebu Talip el Mekki / Kûtûl-kulûp)]

5-) Vahtilafil leyli ven nehari ve ma enzelAllâhu mines Semai

min rizkın feahyâ Bihil Arda ba'de mevtiha ve tasriyfirriyahi ayatün likavmin ya'kılun;

Gece ve gündüzün dönüĢümünde, Allâh'ın semâdan yaĢam gıdası

(bilgi) inzâl edip de onunla ölümü (Ģuursuz - kendini yalnızca beden sanan yaĢamı) sonrasında arzı (Ģuurlu yaĢamla bedeni) diriltmesinde, rüzgârları (sürekli esen fikirleri) yönlendirmesinde; aklını kullanabilen bir topluluk için iĢaretler vardır. (A.Hulusi)

05 - Gece ile gündüzün ihtilâfında ve Allahın Semâdan bir rızk

indirip de onunla Arzı ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgârları çevirmesinde de aklı olan bir kavim için bir çok âyetler var. (Elmalı)

Vahtilafil leyli ven Nehar devam ediyor yine ayetleri sıralamaya;

Gece ve gündüzün birbiri ardınca geliĢinde, ve ma enzelAllâhu mines Semai min rizkın feahyâ Bihil Arda ba'de mevtiha ve Allah‟ın semadan indirerek kendisi ile ölü toprağı dirilttiği rızık vasıtalarında ve tasriyfirriyahi ayatün likavmin ya'kılun ve rüzgarları çeĢitli kılmasında, tasrif etmesinde. Aslında rüzgarların tasrifi ile ayetlerin tasrifi birbirine benziyor. Sanki rüzgarları çeĢitlendirmesinde, evirip çevirmesinde, ayetleri tıpkı evirip çevirerek daha iyi anlamamızı sağlamak için evirip çevirmesine benzer bir Ģekilde, rüzgarları da çeĢitli kılmasında aklını kullanan bir topluluk için elbet mesajlar vardır.

Likavmin ya‟kılun, bu da böyle bitti. Mü‟miniyn, likavmin yukınun,

likavmin ya‟kılun. Ġman, ikan ve taakkul, akıl. Bakınız elbette ki tesadüf değil, tesadüf değilse eğer nasıl açıklayacağız? Ancak varlığı açık bir kitap olarak okuyan göz değil, akleden akıldır. Evet, Varlığı bir kitap olarak göz okumaz. Akıl okur. Gök ve yer kitabını okumayan, vahiy kitabını nasıl okusun. Buradan bunu anlıyoruz. Dolayısıyla akletmiyorsa

Page 124: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

iman etmeyecek. ekseruhüm lâ ya'kılun. (Ankebut/63) ekserenNasi lâ yu'minun. (Mü‟min/59) ekseranNasi lâ yeĢkürun. (Yusuf/38) üç formda gelir bu ibare Kur‟an da. Ġnsanların çoğu akletmez. Akletmeyince iman etmez. Ġnsanların çoğu iman etmez, iman etmeyince Ģükretmez.

Evet, bu form boĢuna değil. Akletmek Allah‟ın insana sunduğu

büyük bir lütuf. Ama Kur‟an aklı isim olarak hiç kullanmaz. Hep fiil olarak gelir burada geldiği gibi. Ya‟kılun, akletme. Hiç isim olarak gelmez.

Neden acaba? Çünkü akıl faal olunca akıldır, aktif olunca akıldır.

Aktif olmayan akla akıl demez Kur‟an. Onu akıl saymaz. Haddi zatında Akleden kalpten söz eder. lehüm kulubün lâ yefkahune Biha. (A‟raf/179) Onların kalpleri var ama onunla akletmezler, onunla düĢünmezler. Akleden kalpten (kulubün) ya'kılune Biha. (Hac/46) bir baĢka ayette. Akleden kalpten söz eder, akletmeyen kalpten söz eder. Demek ki Akleden kalp; asıl istenilen bu. Yani aklı gözündedir derler bazıları için ya, Kur‟an aklı gönlünde olsun istiyor muhatabının.

Aklı kalbinde olursa merkezi doğru tutar, aklı kalbinde olursa

koordinatları bozmaz. Aklı kalbinde olursa duygu ile düĢüncenin iman ile aklın arasını ayırmaz. Ahiretle dünyanın, bura ile ötenin, bilgi ile inancın arasını ayırmaz. Akleden kalp iĢte bunu temsil eder.

6-) Tilke ayatullahi netluha aleyke Bil Hakk* fe Bi eyyi hadiysin

ba'dAllâhi ve âyâtiHĠ yu'minun; ĠĢte bunlar Allâh'ın iĢaretleridir. Onları sana Hak olarak bildiriyoruz.

Allâh'tan ve O'nun iĢaretlerinden sonra hangi söze iman ederler? (A.Hulusi)

06 - ĠĢte bunlar Allahın âyetleri, sana onları bihakkın okuyoruz.

Artık Allahın âyetlerine inanmadıktan sonra hangi söze inanırlar? (Elmalı) Tilke ayatullahi netluha aleyke Bil Hakk iĢte bunlar Allah‟ın,

hakikati sana kendisiyle aktardığı ayetlerdir. fe Bi eyyi hadiysin ba'dAllâhi ve âyâtiHĠ yu'minun Evet; fe Bi eyyi hadiysin ba'dAllâhi ve âyâtiHĠ yu'minun peki Allah ve O‟nun ayetleri de değilse eğer kimden gelen hangi habere inanacaklar. Allah ve O‟nun ayetlerine inanmayacaklarsa kimin hangi haberine inanacaklar söylesinler.

Page 125: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

7-) Veylün likülli effakin esiym; Her kendini aldatan esîme (hakikatini inkâr ederek, oluĢmuĢ

benliğin içgüdüleri ve dürtüleriyle yaĢayana) yazıklar olsun! (A.Hulusi) 07 - Veyl o her bir vebal yüklü sahtekâra. (Elmalı) Veylün likülli effakin esiym yalanı hayat tarzı edinerek günaha

gömülenlerin topuna birden yazıklar olsun. Aslında effak; yalanın sınırına dayanan demektir, çok yalancı, çok

çok yalancı, mübalağa. Yalanın sınırına dayanmanın ölçüsü nedir? Kendi kendisin aldatmaktır. Bir yalan söyleyenin de aldatıyorsa, o yalan sınırına dayanmıĢtır. Yani o yalanı hayat tarzı haline getirmiĢtir,i yalanı yüreğine giydirmiĢtir. Dolayısıyla burada kendi kendini aldatan her günahkarın topluna birden yazıklar olsun denilmiĢ oluyor.

8-) Yesme'u âyâtillâhi tütla aleyhi sümme yusırru müstekbiren

keen lem yesma'ha*febeĢĢirhu Bi azâbin eliym; Kendisine bildirilirken, Allâh iĢaretlerini iĢitir; sonra sanki onları

iĢitmemiĢ gibi (üstüne alınmadan) büyüklük taslayarak (Ģirk düĢüncesinde) ısrar eder... Onu, içine düĢeceği feci azabı ile müjdele! (A.Hulusi)

08 - Allahın âyetleri karĢısında okunurken iĢitir de sonra kibrinden

hiç iĢitmemiĢ gibi ısrar eyler, iĢte onu elîm bir azâb ile müjdele. (Elmalı) Yesme'u âyâtillâhi tütla aleyhi sümme yusırru müstekbiren

keen lem yesma'ha bu tip, bu tür Allah‟ın kendilerine okunan ayetlerini iĢitir de sonra onu hiç iĢitmemiĢ gibi küstahça bir direniĢini sürdürür. Küstahça bir inada sapar, inada saplanır. febeĢĢirhu Bi azâbin eliym bu tipleri, bu gibileri acıklı bir azab ile müjdele.

Aslında burada ki müjdele de bir ironi var, ince bir ironi. Çünkü

biraz önce bu tür iĢitmiĢti. ĠĢitmesine rağmen iĢitmemiĢ gibi davranmıĢtı. Yani Aslında bu Allah‟ın ayetini dalgaya almak, hafife almak, gırgıra almak demek amiyane tabirle. O zaman onu da müjdele. Neyle? Acıklı bir azab ile. Madem Allah‟ın ayetini hafife aldı, hafife almasının müjdesini de ver ona. Ama böylesinin müjdesi acıklı bir azab olabilir.

Page 126: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

9-) Ve izâ alime min âyâtiNA Ģey'enittehazeha hüzüva* ülaike

lehüm azâbün mühiyn; ĠĢaretlerimizden bir Ģey ulaĢtığında, onları alaya alır! ĠĢte onlar

içindir aĢağılayıcı azap! (A.Hulusi) 09 - Âyetlerimizden bir Ģey, malûmu olduğu vakit da onu eğlenceye

tutar, iĢte onlar için mühîn bir azâb var. (Elmalı) Ve izâ alime min âyâtiNA Ģey'enittehazeha hüzüva üstelik o

ayetlerimizden bazılarının farkına vardığı zaman da baĢlar onunla alay etmeye. ĠĢte açıkça geldi. Ayetlerimizin farkına vardığı da olur. Yani kulak verdiği de olur, fakat kulak verdiği ile de dalga geçer. Dalga geçmem için kulak verir bazılarına. ülaike lehüm azâbün mühiyn iĢte böylelerini aĢağılayıcı, alçaltıcı bir azapla müjdele. Evet, bir azab beklemektedir.

Değerli dostlar küfür önyargıdır. Ġman ön bilgi. Küfür önyargısıyla

insan Allah‟ın ayetlerini dinlerse demek ki dinlediklerinden ibret almak değil, dinledikleri ile dalga geçmek için dinler. ĠĢte burada bu tip ters dönmüĢ bir aklı tasvir ediyor.

10-) Min veraihim cehennem* ve lâ yuğniy 'anhüm ma kesebu

Ģey'en ve lâ mettehazû min dûnillâhi evliyâ'* ve lehüm azâbün 'azıym;

PeĢlerinde de cehennem! Kazandıkları (servet ve makam türü)

Ģeyler de, Allâh dûnunda edindikleri velîler de kendilerinden hiçbir azabı savamaz! Onlar için aziym bir azap vardır. (A.Hulusi)

10 - PeĢlerinde Cehennem ve onlardan ne kazandıkları bir Ģey

defedebilir, ne de Allah dan baĢka evliya edindikleri Ģeyler, hem onlara azîm bir azâb var. (Elmalı)

Min veraihim cehennem. cehennem hemen peĢlerinde dir. Bunu

emam olarakta anlamıĢ bazı müfessirler. Cehennem hemen önlerindedir. Aslında arkalarında ya da önlerinde. Çünkü onların arkaları ve önleri yok.. Hani derler ya sağı solu belli değil diye, önü arkası belli değil. ġöyle

Page 127: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

durmuĢ geri geri gidiyor.Min veraihim cehennem Ģimdi geri geri giden birinin önü neresi? Eğer gittiği yer, gittiği istikamet arkası önü, yani ters dönmüĢ bir akıl ters gider. Dolayısıyla gittiği yerde aslında cehennem kuĢatmıĢtır.

Bu Min veraihim cehennem den lem yusirru ya bir atıf var gibi.

Israr Arapça da inatçı hayvanlarla bir etimolojik köke sahiptir. Ya da merkep gibi. Siz önden çektikçe arka arka giden hayvan inadına ısrar denir. Dolayısıyla sabırla bir alakası yok ısrarın. Sabır; iyide ve hakikatte direnmektir. Israr ise burada kullanıldığı Ģekli ile kötüde direnmek uğruna, kötüye doğru gitmektir. Vahiy size; Gel diyor, bir yol açtım gel. Ucunda cennet olan bir yol. Ama eğer benlik nefsin kulu haline gelmiĢse geri geri gidiyor gel dedikçe. Ayet çektikçe arkaya gidiyor. Onun için burada da cevabı veriliyor Min veraihim cehennem geri geri giderek cehenneme düĢecek, çünkü arkada cehennem kuĢatmıĢtır.

ve lâ yuğniy 'anhüm ma kesebu Ģey'en ve lâ mettehazû min

dûnillâhi evliyâ' ne kazandıkları Ģeylerin, ne de Allah‟tan baĢka edindikleri dostların onlara en ufak bir yararı olmaz. Hiçbir faydasını görmezler. Bana yardım edecek dedikleri her Ģey o gün kendine bile yardım edemez. Kendini kurtaramayanlardan yardım bekleyen bu akla sadece eli boĢ kalmak ve hayal kırıklığına uğramak düĢer.

ve lehüm azâbün 'azıym bu mu, bu aslında azabın kendisidir.

Hem de en büyük azaptır bu. Yani düĢ kırıklığı, yani terk edilmiĢlik. Terk edilmiĢlik demem boĢuna değil, çünkü azab; terk edilme anlamına gelen „az kökünden türetilmiĢtir. Ma ül „azm. Susuzluğun kendisini terk ettiği insan için kullanılır. Yani su „azb dir soğuk su. Çünkü soğuk suyu içti mi insan hararet onu terk edip gider bundan bu ismi vermiĢlerdir. Dolayısıyla azab da bu kökten türetilmiĢtir. Terk edilmiĢlik. En büyük azab terk edilmiĢliktir. Hem sevdiği tarafından, güvendikleri tarafından terk edilmiĢlik. Hem de tek dayanak olan Allah‟ın artık senin yüzüne bakılmaz demesidir. Yani Allah‟ın terk etmesi en büyük azab olur. DüĢünsenize.

[Ek bilgi; Cehennem azabı. Ġnsan ruhu 120. günden itibaren beynin ürettiği bir tür dalgalardan

oluĢan holografik beden Ģeklinde, insan yaĢadıkça geliĢir. Nihayet kiĢi, bulûğa erme denen östrojen ve androjen

hormonlarının üst düzey faaliyete geçiĢiyle birlikte mesûliyet devresine girer. Bu, Ģu demektir. Beyin bu hormonların kimyasal etkisiyle birlikte yanlıĢ zihinsel faaliyetlerini negatif yük olarak ruha kaydetmeye baĢlar! Yani günah olarak! Ġki omzunda ki iki melek tarafından! Ayrıca gene bu

Page 128: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

beyin faaliyetleri, pozitif ve negatif yük esasıyla ve her beynin kendine has Ģifresiyle boĢluğa yayınlanır.

ġayet 120. günde beyin cevheri oluĢurken, burada bir devreyi açacak olan ıĢın (melek) beyne isâbet etmiĢ ise, bu takdirde beyin bir tür antiçekim dalgasını ruha yükleyecek ve neticede, bu enerji ile "ruh" ya da "dalga beden" Dünya'nın manyetik çekim alanına karĢı güç ile Dünya'dan ve cehennemden kendini kurtarıp cennete yani sayısız yıldızların boyutsal derinliklerine gidebilecektir.

Aksine, beyinde bu devre açılmamıĢ ve dolayısıyla da bu antiçekim dalgası "ruha" yüklenmemiĢ ise, bu defa o "ruh" da kendini Dünya'nın ve daha sonra da GüneĢ'in yani cehennemin manyetik çekim alanından kurtaramayacak ve neticede ebedî olarak orada kalacaktır! (A. Hulusi – Ġnsan ve sırları)]

11-) Hazâ hüda* velleziyne keferu Bi âyâti Rabbihim lehüm

azâbün min riczin eliym; ĠĢte hakikat rehberi! Rablerinin, varlıklarındaki iĢaretlerini inkâr

edenlere gelince, onlar için en kötü türden feci bir azap vardır. (A.Hulusi) 11 - Bu bir irĢattır, rablerinin âyetlerine küfredenler ise onlara en

fenâsından bir elîm azâb var. (Elmalı) Hazâ hüdan ĠĢte hidayet budur. Yani Allah‟ın ayetlerini izlemek.

Hidayet budur. Eliif, Lâââm, Miiiym,- Zâlikel Kitâb'u lâ raybe fiyhi hüden lil muttekıyn. (Bakara/1-2) ĠĢte bu kitap, kendisinde kuĢkuya yer yok, muttakıler için bir hidayettir, diyordu ya bakaranın giriĢinde. Onun gibi hidayet budur, yol gösterme budur. Yani Allah‟ın hidayetini isteyen insanlar, eğer bunda samimi iseniz vahye sarılın. Allah‟tan hidayet isteyip te vahye dönüp bakmamak nasıl bir Ģey acaba. Sanırım aradığımı bulurum diye korkarak aramak. Aman inĢallah bulmam diye aramaya benziyor. Hidayet mi istiyorsunuz? Zâlikel kitâb lâ raybe fiyhi. Ġçinde Ģüphe olmayan kitap. ĠĢte hidayet size, hidayet istiyorsanız.

ĠhdinasSıratal'müstakıym. (Fatiha/6) mi diyorsunuz, günde

onlarca kez bizi dosdoğru yola hidayet et mi diyorsunuz, samimisiniz bunda? Ciddi misiniz. Ciddi iseniz alın hidayet. Vahiy hidayettir. Hazâ hüdan.

velleziyne keferu Bi âyâti Rabbihim lehüm azâbün min riczin

eliym bir de rablerinin kevni ve vahyi ayetlerini yok sayanlar var. ĠĢte

Page 129: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

onları bu akıl almaz iğrençlikten dolayı acıklı bir azab beklemektedir. Ġğrençlik. Min riczin; iğrençlikten dolayı diyor.

Hatırlayalım Yunus/100 ayetini. ve yec'alürricse alelleziyne lâ

ya'kılun. (Yunus/100) akletmeyenleri, kafasını kullanmayanları boyuna kadar pisliğe gömer diyor Allah. Evet, böyle. Akletmeyenlerin üzerine pislik boĢaltır. Nedir bu pislik; Riczin? Aslında akletmemek hayatı kirletir. Daha doğrusu kirlenen hayatı temizlemenin tek yolu, selim bir akıl ile akletmektir.

Onun için Huccetullah‟il Baliğa sahibi ġah Veliyullah Dihlevi; Dinin

temeli nezafettir der. Yani temizlik. En nezafetün minel iman zannederdik Hadisten yola çıkarak. Temizlik imandandır. Oysa ki ġah Veliyyulah iman temizliktendir diyor. Harika bir yorum. Niye? Çünkü iman iç temizliğidir, yüreğin temizliğidir. Ġman ve ibadetler tüm Ġslam‟ın insana sunduğu akaid ve ibadat bir tek kelimeye indirilse temizliktir. Ahlak yürek temizliği içindir. Ġman iç temizliği içindir, tefekkür akıl temizliği içindir. Tedebbür, taakkul, tefakkuh hepsi, tezekkür akıl temizliği içindir. Görüyorsunuz iman nezafettendir, temizliktendir. Yani bütün bir Ġslam insanı pırıl pırıl etmenin prospektüsü, kullanma kılavuzu, yöntemi, yoludur. BaĢka bir Ģey değil.

12-) Allâhulleziy sahhare lekümül bahre li tecriyel fülkü fiyhi Bi

emriHĠ ve li tebteğu min fadliHĠ ve lealleküm teĢkürun; Allâh ki, O'nun lütfundan istemeniz ve Ģükretmeniz için, hükmü

olarak (Sünnetullâh'ı gereği) gemilerin (beyinlerin yaĢamı) akıp gitmesi için, denizi (ilimleri) size (Ģuur) hizmetle iĢlevlendirdi! (A.Hulusi)

12 - Allah odur ki sizin için denizi musahhar kıldı, onda emri ile

gemiler aksın diye, hem fadlından talep de bulunasınız diye ve gerek ki Ģükredesiniz. (Elmalı)

Allâhulleziy sahhare lekümül bahre li tecriyel fülkü fiyhi Bi

emriHĠ ve li tebteğu min fadliHĠ ve lealleküm teĢkürun yeni bir pasaja girdi sure. Onun kanunu sayesinde, orada gemiler yol alabilsinler diye, yine O‟nun lütfünden payınıza düĢeni elde edebilesiniz diye, yine bununla Ģükredebilesiniz diye denizi sizin için bir yasaya bağladı.

Sahhara leküm; eğer “lâm” ta‟lil içinse böyle. yok sıla içinse denizi

sizin emrinize verdim.ç sizin emrinize amade kıldım manası veririz, ki ikisi de doğrudur, ikisi de birbirini destekler. Sizin için denizi bir yasaya

Page 130: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bağlı kıldım. Bir yasaya bağlayarak emrinize verdi, ya da denizi sizin emrinize verdi. Ki rızkınızı arayasınız ve Ģükredesiniz diye.

Bilimsel her keĢif bir tabiat ayetini okuma ve anlama teĢebbüsüdür

aslında. Ama bu sonuçta ayetleri nasıl kullanacağınıza benzer bir teĢebbüstür. Yani bu ayetleri bir büyücü büyü yapmak için kullanır cehennemini hazırlar. Bir mü‟min de ebedi saadeti için kullanır cennetine yol alır. Tıpkı bunun gibi kainatta gizli olan, kainatta serpilmiĢ bulunan bu ayetleri keĢfettiğinizde bunu ya büyücünün ayetleri kullanması gibi kullanır istismar edersiniz, kötüye kullanırsınız. Ya da bir mü‟minin ayetleri kullanması gibi kullanır onu cennete ulaĢtıracak bir yol haritası bilirsiniz.

Bugün batı uygarlığının kainat ayetlerini keĢfettiğinde bir

büyücünün ayetleri kullanması gibi kullandığını görüyoruz. Ama o ayetleri bizim keĢfedip, yani bir mü‟minin keĢfedip de cennete ulaĢan yolda bir yol haritası olarak kullanması da mümkin di. Eğer bunu yapmamıĢsa suç onundur, yani suç yapmayan bizlerindir.

ġükür salt bir teĢekkür değildir. Ayet Ģükürle bitiyor ya,lealleküm

teĢkürun hayır. Sırf bir teĢekkür ederim değil, Ģükür hem nimeti bilmektir hem de nimetin sahibini bilmektir. Hem de nimetin sahibine teĢekkür etmektir. Yani hem nimetin değerini bilirseniz, hem o nimeti verenin değerini bilirseniz nimeti verene nasıl teĢekkür edersiniz? Elbette nimetin cinsinden teĢekkür edersiniz.

13-) Ve sahhare leküm ma fiys Semavati ve ma fiyl Ardı

cemiy'an minh* inne fiy zâlike leâyâtin likavmin yetefekkerun; Semâlarda (beyindeki bilinç mertebelerinde) ve arzda (bedensel

yaĢamda) ne varsa, O'ndan tümünü, size (Ģuurunuza) hizmetle iĢlevlendirmiĢtir! Gerçektir ki, bu olayda tefekkür eden topluluk için elbette (önemli) iĢaretler vardır. (A.Hulusi)

13 - Hem Göklerde ne var Yerde ne varsa hepsini kendinden

olarak sizin için musahhar kıldı, Ģüphesiz ki bunda düĢünecek bir kavim için âyetler var. (Elmalı)

Ve sahhare leküm ma fiys Semavati ve ma fiyl Ardı cemiy'an

minh yine O göklerde ve yerde ne varsa hepsini kendi katından bir bağıĢ olarak emrinize amade kılmıĢtır. Teshıyr, bir üstteki ayette de geçti,

Page 131: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Sahhara leküm teshıyr bu iĢte. Teshıyr dediğimiz bu. Akıl ve iradeye ikramdır bu teshıyr. Sizin için bir yasaya bağladı, sizin emrinize amade kıldı. Kur‟an da bir çok yerde geçen bu teshıyr sırrı nedir biliyor musunuz? Mü‟minler, teshıyr Allah‟ın akıl ve iradeye hürmetidir. Akıl ve iradeye ikramıdır, özel ikramı. Sizin için bir yasaya bağladı, ya da sizin emrinize verdi. Yani kainata bakın;

Ya rabbi bu dünyayı neden bu kadar muhteĢem döĢedin? Misafir

gelecekti de onun için. Kim ya rabbi? Sensin, ey insan senin geleceğin için bu misafir haneyi böyle muhteĢem dayadı döĢedi. Peki etrafına bak değerini anla. Sen sana bu kadar değer veren Allah‟ın değerini bildin mi? O‟nun kıymetini bildin mi? Yani sen çevrende ki her varlığı sen geleceksin diye yarattım. Peki seni boĢuna yarattığımı mı düĢünüyorsun. Anlamsız ve amaçsız olduğunu mu düĢünüyorsun. Emanet ettim sana, yani misafirin misafir hanesi kendisine emanettir. Ama sen emanete ihanet mi ettin, sadakat mi gösterdin. Haydi bakalım. Ev sahibine teĢekkür mü edeceksin, hane sahibine, yoksa ihanet mi. Nasıl bırakıp gittiğine de bağlı. Sana verilen emanetleri nasıl kullandığına da bağlı.

inne fiy zâlike leâyâtin likavmin yetefekkerun elbet bütün

bunlarda da düĢünen bir toplum için ibretler, iĢaretler, ayetler vardır, mesajlar vardır.

Kitabın ayetlerine nasıl sopayla ile söyletenler varsa kainatın

ayetlerine de sopayla söyletenler var. Kainatın ayetlerine sopa ile söyletenler elde ettikleri bilgiyi tepe tepe kullanıp Ģükrünü de eda etmiyorlar. Tıpkı karakolda zorla, sopa ile söyletilen ve iĢlemediği cinayetleri kendi üzerine alan bir saf gibi, bir zavallı gibi, bir mazlum gibi. Her ihanet mutlaka cezalandırılacaktır. Ġnsanoğlu bunu bilir fakat yine de ihanet eder.

14-) Kul lilleziyne amenû yağfiru lilleziyne lâ yercune

eyyamAllâhi liyecziye kavmen Bima kânu yeksibun; Ġman edenlere söyle, "Allâh Günleri"ni (bildirilenlerin yaĢanacağı

süreç) ummayanları bağıĢlasınlar; tâ ki (Allâh) onları yaptıklarının getirisi ile cezalandırsın! (A.Hulusi)

14 - Söyle iman edenlere: Allah günlerini Ümit etmeyen kimselere

mağrifetle muamele etsinler, çünkü her kavmi kesibleriyle cezalandıracak. (Elmalı)

Page 132: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Kul lilleziyne amenû yağfiru lilleziyne lâ yercune eyyamAllâh

söyle iman edenlere Allah‟ın günlerinin geleceğini ummayanları Ģimdiden bağıĢlasınlar. Ya da Ģimdilik bağıĢlasınlar. Daha doğrusu Ģimdilik bağıĢlasınlar, çünkü daha ilerde gelecek olan ayetler onlara karĢı meĢru müdafaaya izin verecek, hatta savaĢa izin verecek, ama Ģimdilik. Yani bu günün bir de yarını var diyor bu ayet ilk muhataplarına. Belki aklıma Ģu ayet geliyor;

ve tilkel eyyamu nüdavilüha beynen Nas. (A. Ġmran/140) Bu

günler var ya, bu demler, bu dönemler, biz onu insanlar arasında döndürür dururuz. ġimdi onlar galip, hep mi galip olacaklarını sanıyorlar? Allah‟ın günleri. ĠĢte ve tilkel eyyam, eyyamullah, bir iliĢki kurabiliriz bunların arasında.

liyecziye kavmen Bima kânu yeksibunçünkü bir toplumu yapa

geldikleri ile cezalandırır O. Israrla yaptıklarıyla cezalandırır. Çok hoĢ bir nükte var burada, yani suç iĢlemeden ceza vermez. Mutlak bilgi sahibidir değil mi, kiĢilerin ya da toplumların sadece iĢlemiĢ olduklarını değil iĢleyeceklerini de bilir. Çünkü Allah için zaman geçmez. Öncelik ve sonralığın hiçbir anlamı yoktur Allah için. Ama onun bilmesi cezalandırması için gerekçe olmaz. Bir toplum o suçu iĢlemedikçe cezalandırmaz. Sırf bilgisi ile ceza vermez.

Ayet bağıĢlasınlar diyor. Oysa ki mü‟minler bağıĢlama değil, olsa

olsa sabretme ve tahammül etme makamın dalardı bu ayetler indiğinde. Mazlum değil, yani galipken bağıĢlanır. Mağlup ve mahkumken değil. Onlar Ģu anda mahkumlar. Ama bağıĢlasınlar diyor. Nedir bu? Bu aslında gelecekten bir ima ve haberdir, müjdedir. Yarın bu günler dönecek, bunlar galip olacaklar. Mü‟minler galip gelecekler. O zaman bağıĢlasınlar.

Zaten efendimiz de bağıĢlamıĢtı ya; Mekke‟nin fethi günü tüm

müĢrikler, Mekke‟liler Kabe‟nin avlusunda toplanmıĢ titriyorlardı. BaĢlarına neyin geleceğini bilmiyorlardı. Efendimiz Kabe‟nin önünde çıktı onlara; “Ey Mekke‟liler simdi size ne yapacağımı düĢünüyorsunuz.” dedi. Onlar; “ Sen keriym bir babanın keriym bir evladısın. Senden kötülük çıkmaz.” Bir ömür Resulallah‟a karĢı ölesiye düĢman olmuĢ adamlara bakın. Öyle diyorlar. Efendimizden gelen cevap Ģu oldu, Ġz hebu feentüm tuleka. Haydi gidin, sizi salıverdim. Siz salıverilmiĢlerdensiniz. Yani size bir Ģey yapmayacağım.

Page 133: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Hatta bir baĢka rivayette; Bugün size Yusuf‟un kardeĢlerine dediğini diyorum. Evet, Size bugün kınama yok, sizi yaptığınızdan dolayı bugün kınamayacağım. Yusuf suresinde ki o mezkur ayeti hatırlatarak gidin sizi salıverdim demiĢti.

15-) Men amile salihan felinefsih* ve men esae fealeyha*

sümme ila Rabbiküm turce'un; Kim imanın gereği bir eylem ortaya koyarsa kendi nefsi lehinedir!

Kim de kötülük yaparsa, kendi aleyhinedir! Sonunda Rabbinize döndürülürsünüz! (A.Hulusi)

15 - Her kim iyi bir iĢ yaparsa kendi lehine, her kim de kötü yaparsa

kendi aleyhinedir, sonra hep döndürülüp rabbinize götürüleceksiniz. (Elmalı)

Men amile salihan felinefsih* ve men esae fealeyha kim bir iyilik

yaparsa kendi lehine yapmıĢ olur. Kimde bir kötülük iĢlerse kendi aleyhine iĢlemiĢ olur. sümme ila Rabbiküm turce'un en sonunda dönüp varacağınız yer rabbinizin katıdır. Yani iyilikleriniz ve kötülüklerinizle varacak, hesabını bir bir verecek, içiniz ve dıĢınızla Allah‟ın huzuruna duracaksınız, kaçamayacaksınız, saklayamayacaksınız, torpil alamayacaksınız, gizlenemeyeceksiniz, hatta ölemeyeceksiniz.

16-) Ve lekad ateyna beniy israiylel Kitabe vel Hükme ven

Nübüvvete ve razaknâhüm minet tayyibati ve faddalnâhüm 'alel 'alemiyn;

Andolsun ki Ġsrailoğullarına Hakikat ve Sünnetullâh BĠLGĠsini,

Hikmeti ve Nübüvveti verdik, onları tertemiz yaĢam gıdalarıyla besledik ve kendilerini (bunlardan yoksun) âlemlere (insanlara) üstün tuttuk. (A.Hulusi)

16 - ġanım hakkı için, biz vaktiyle Beni Ġsraîl‟e kitab vermiĢ, hüküm

vermiĢ, nübüvvet, vermiĢtik ve kendilerini pâk rızıklardan merzuk kılmıĢtık, hem âlemlerin üstüne geçirmiĢtik. (Elmalı)

Ve lekad ateyna beniy israiylel Kitabe vel Hükme ven

Nübüvveh doğrusu, yeni bir pasaja girdi, ama bir önceki pasajla da

Page 134: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

irtibatlı bu ayetler. Biz Ġsrail oğullarına da vahyi, hikmeti ve nübüvveti, yani peygamberliği vermiĢtik. Zımnen, tıpkı size verdiğimiz gibi. Size verdiklerimizin aynısını sizden önce onlara da vermiĢtik.

ve razaknâhüm minet tayyibat onlara iyi ve temiz rızıklar da

vermiĢtik. Onlarla mevzuk kılmıĢtık, rızıklandırmıĢtık. ve faddalnâhüm 'alel 'alemiyn ve onları (kendi zamanlarının) tüm insanlarına üstün kılmıĢtık. Zımnen; size ben lutfettim, siz bunun sorumluluğu altında ezileceğiniz yerde, ayrıcalık ve kutsal ırkçılık olarak yorumladınız demeye getiriyor Ġsrail oğullarına. Ġsrail oğullarına biz böyle nimetler verdik, onlar nimetlerin imtihan tarafını görmediler. Nimet verilince, biz fazlasıyla hak ettikte onun için verdi diye düĢündüler. Tıpkı Mekke müĢrikleri gibi.

Veyahut ta Ey Mekke müĢrikleri siz de Ġsrail oğulları gibi

düĢünüyorsunuz. Allah sizi Ģu aç bölgede, Ģu kuru ve kurak Ģehirde gül gibi yaĢatıyor. Ne tarım var, ne ziraat var, ne ırmak var, ne göl var, ne orman var, ne su var. Ama siz bölgenin en zengin insanları oldunuz ve siz bunu Allah‟ın sizi imtihanına değil de Allah‟ın; sizin hak ettiğiniz bir Ģeyi size vermesine yordunuz ve haklılık gerekçesi olarak gördünüz. Hatta sizi hakka davet edenlere; biz haksız olsaydık eğer elimizde bu nimetler olmazdı dediniz. Allah bizi böyle refah içinde yaĢatmazdı dediniz. Yani imtihan aracını haklılık aracı gibi görmeye baĢladınız. Tıpkı YahudileĢen Ġsrail oğulları gibi.

17-) Ve ateynahüm beyyinatin minel emr* femahtelefu illâ min

ba'di ma câehümül ılmü bağyen beynehüm* inne Rabbeke yakdiy beynehüm yevmel kıyameti fiyma kânu fiyhi yahtelifun;

Onlara hükmümüzden apaçık deliller (Sünnetullâh bilgileri) de

verdik... (Onlar) kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık (benlik duygusu) yüzünden ayrılığa düĢtüler! Rabbin, ihtilafa düĢtükleri hususta kıyamet sürecinde aralarında hüküm verecektir. (A.Hulusi)

17 - Bu emirden onlara beyyineler de vermiĢtik, imdi ihtilâf etmeleri

sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarında bagy-ü ihtirastan dolayıdır, muhakkak ki rabbin onların ihtilâf edip durdukları Ģeyde Kıyamet günü beyinlerinde hükmünü verecektir. (Elmalı)

Ve ateynahüm beyyinatin minel emr ve onlara tevdi edilen

görevden dolayı açık iĢaretler vermiĢtik. femahtelefu illâ min ba'di ma

Page 135: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

câehümül ılmü bağyen beynehüm ne ki onlar durdular durdular da kendilerine ayetlerimiz geldikten sonra ihtilaf ettiler. Aynen böyle diyor ibare.femahtelefu illâ min ba'di ma câehümül ılmü bağyen beynehüm. Neden? Aralarında ki kıskançlıktan dolayı. Durdular durdular da kendilerine ayetlerimiz geldikten sonra ihtilafa düĢtüler.

Ġlginç bir ibare gerçekten, gerçekten ibretlik bir hadise. Yan insan

kendisine hakikat geldikten sonra azar mı? Demek ki ayetler aynı zamanda bir turnusol kağıdı, aynı zamanda bir ayrıĢtırma aracı.Yani;

Ģifaun (ve rahmetun) lil mu'miniyne, ve lâ yeziyduz zalimiyne

illâ hasara. (Ġsra /82) Mü‟minler için bir Ģifa, ama zalimlerin sadece hüsranını artırıyor. ĠĢte burada söylendiği gibi.

inne Rabbeke yakdiy beynehüm yevmel kıyameti fiyma kânu

fiyhi yahtelifun Ģu kesin ki rabbin kıyamet gününde ayrılığa düĢtükleri her konuda onlar arasında kendi hükmünü verecektir. Müsterih olsunlar. Bir gün gelecek onların halledemediği konuyu Allah kendi huzurunda halledecek. Yani aslında onlar neyi tartıĢıyorlar? Allah‟ın tartıĢmalarını görmediğini mi sanıyorlar. Onlar aslında bilemeyecekleri Ģeyler konusunda spekülasyon yapıyorlar.

18-) Sümme ce'alnake alâ Ģeriy'atin minel emri fettebı'ha ve lâ

tettebı' ehvaelleziyne lâ ya'lemun; Sonra biz seni, hükmümüzle oluĢmuĢ Ģartlarla meydana getirdik!

Ona uy, (Hakikati, Dini) bilmeyenlerin hevâlarına (bedensellikten kaynaklanan heves ve düĢüncelerine) tâbi olma! (A.Hulusi)

18 - Sonra emirden bir Ģerîat üzere seni memur kıldık, onun için

sen o Ģerîata ittiba' eyle de ilmi olmayanların hevalarına uyma. (Elmalı) Sümme ce'alnake alâ Ģeriy'atin minel emr son olarak seni de bu

görevi hakkıyla ifa edeceğin bir yol ve yönteme, yani bir Ģeriata kavuĢturduk. ġeriy‟ah, Ģeriy‟at; su kaynağına giden yol, ya da su kaynağına giden ana yola açılan tali yol anlamına geliyor. Birey ve toplumun hayatını vahye göre düzenleyip yaĢayacağı kurallar bütününe Ģeriy‟at deniliyor. Aslında her peygamberin kendi zaman ve zemininden ana kaynağa ulaĢan yollar olduğunu da ima ediyor bu ayet. Ve Resulallah‟ın kendi zamanından ana kaynağa açılan yola iĢaret ediyor. Bu kurallar bütününün temelinde vahyin olduğunu zaten söylüyor ayet.

Page 136: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

fettebı'ha ve lâ tettebı' ehvaelleziyne lâ ya'lemun o yolu izle.

Eğer kaynağa ulaĢmak istiyorsan zımnen tabii o yolu izle. Neden? Çünkü su hayattır. Ġnsan bu hayat çölüne düĢmüĢtür. Hayat çölünde eğer o yolu izlerse suyu bulur. Sen de o yolu izle. Sakın ha kendini bilmezlerin keyfi yargılarına uyma. Suya ulaĢtıran yere düĢmek yerine keyfi davrananların sudan uzaklaĢtıran sapık yollarına gitme. Ne olur? Su görmezsin, serap görürsün. Serap olmayan yerde suyu görmektir. Aslında serap görenler gördükleri serabı içmek için eğildiklerinde avuçlarına bir avuç kum geçer. Yani Serap susuzluktan ölmek üzere olanların gördüğü bir hayaldir. Onun için o yola uy. ĠĢte heva ve hevesin sonu kendini kandırmaktır.

Hatırlayın 7. ayette ki Effakin i, kendini kandıran kiĢi. Yani lanet

olsun, leyl olsun, yazıklar olsun kendi kendini aldatanların topuna birden diyordu ya ayet. ĠĢte kendi kendini aldatmak, serap göreceğini bile bile suyun kaynağından uzaklaĢmak.

19-) Ġnnehüm len yuğnu anke minAllâhi Ģey'a* ve innez

zâlimiyne ba'duhüm evliyau ba'd* vAllâhu Veliyyül müttekıyn; Muhakkak ki onlar (hakikat dıĢı düĢünceler) Allâh'tan (hakikatin

olan Esmâ'sından) sana (bilincine) yarar sağlayacak bir Ģey oluĢturmaz! Zâlimler (nefslerine zulmedenler), birbirlerinin velileridir! Korunanların Veliyy'i ise Allâh'tır! (A.Hulusi)

19 - Çünkü onlar Allah dan gelecek hiç bir Ģey'i senden

defedemezler ve çünkü zalimler birbirlerinin velileri, Allah ise muttakilerin velisidir. (Elmalı)

Ġnnehüm len yuğnu anke minAllâhi Ģey'a çünkü onlar Allah‟tan

gelecek hiçbir Ģeyi senden savamazlar. Yani seni Allah‟a karĢı koruyamazlar. Eğer onların hevalarına uyarsan seni Allah‟a karĢı koruyacak kimse olmaz. Seni bile koruyamazlar. Burada bu zımni ifade var. seni bile koruyamazlar. Yani Allah‟ın seçtiği seni bile koruyamazlarsa kimi koruya bilirler.

ve innez zâlimiyne ba'duhüm evliyau ba'd unutmaki zalimler hep

birbirlerinin dostudurlar vAllâhu Veliyyül müttekıyn Ama Allah var ya Allah, iĢte O kendisine karĢı sorumluluğunun Ģuurunda olanların dostudur. Muttakilerin dostudur. Allah‟ın dostluğu mu daha önemli yoksa

Page 137: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Allah düĢmanlarının dostluğu mu. Sen kimin dostluğunu arzuluyorsun. O zaman yolunu ona göre seç.

20-) Hazâ basâiru lin Nasi ve hüden ve rahmetün likavmin

yukınun; Bu (Kur'ân), insanlar için kavranası gerçekler; yakîne ermiĢ

kimseler için de hakikate erdirici ve rahmettir. (A.Hulusi) 20 - Bu (Kur'an) insanlara basîret nurları ve yakîn edinecek bir

kavim için mahzı hidâyet ve rahmettir. (Elmalı) Hazâ basâiru lin Nasi bu vahiy insanlık için bir bilinç kaynağıdır.

ĠĢte kimin dostluğunu istiyorsan onun vahyine tabi ol, onun prospektüsünü oku, onun kullanma kılavuzunu uygula, onun pusulasını al onun haritasına göre yol takip et. Allah‟ın yol haritası bu size sunduğu. Eğer onun dostluğunu istiyorsan iĢte vahiy insanlık için bir bilinç kaynağıdır.Ġnsanlık için bir gönül gözü, bir bilinçtir vahiy. Ünlü hadiste geçen o ibare var ya; Kulum bana nafilelerle o kadar yaklaĢır ki, ben onun gören gözü, iĢiten kulağı, yürüyen ayağı tutan eli olurum.

Gören gözü olmak, Allah ile görmek yani nasıl? ĠĢte vahiy ile gören,

vahyin kılavuzluğu ile gören, Allah‟ı gören gözü kılmıĢ olur. Allah‟ın gör dediği yerden bakar, bak dediği yerden bakar, gör dediğini görür.

ve hüden ve rahmetün likavmin yukınun gönülden inananlar için

de bir rehber ve rahmet kaynağıdır. 21-) Em hasibelleziynecterehus seyyiati en nec'alehüm

kelleziyne amenû ve amilus salihati sevaen mahyahüm ve mematühüm* sâe ma yahkümun;

Yoksa kötülükleri kazananlar, kendilerini, iman edip imanın gereğini

uygulayanlarla aynı kılacağımızı; hayatlarında ve mematlarında eĢit (tutacağımızı) mi sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar! (A.Hulusi)

21 - Yoksa o kötülükleri yapıp duran kimseler, kendilerini o iman

edip salih ameller yapan kimseler gibi yapacağız? Hayat ve memâtlarını müsavî kılacağız mı sandılar? Ne fena hükmediyorlar? (Elmalı)

Page 138: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Em hasibelleziynecterehus seyyiati en nec'alehüm kelleziyne

amenû ve amilus salihati sevaen mahyahüm ve mematühüm evet, yoksa kötülüğün peĢinde seğirten, yeldiren tipler, ecterehu bu manaya gelir. aslında carha, yara, yaralama, avın avı üzerindeki yası anlamına gelir. Ama kötülüğün peĢinde seğirtmek, kötülüğün peĢinde yeldirmek, iĢte bu tipler kendilerini, hayatlarında olsun ölümlerinde olsun iman edip erdemli davrananlarla aynı kefeye koyacağımızı mı sanıyorlar. Böyle bir Ģey yapar mıyız. Yani iyilerle kötüleri bir araya koyar mıyız, aynı yere koyar mıyız. O zaman iyilikle kötülüğün farkı nerede kaldı.

ĠĢte cevabı; Lâ yesteviy ashâbunnâri ve ashâbul cenneh.

(HaĢr/20) cennet ehli ile cehennem ehli bir olmaz, bu ne demek istiyor? Yani akıbeti cennetle cehennem olan iki hayat, iki ayrı hayat. Bu iki insanın ne ağlayıĢı ne gülüĢü, ne oturuĢu, ne kalkıĢı, ne hayat tarzı, ne arzuları bir olmaz. Bir olursa ahireti de bir olur aslında.

sâe ma yahkümun ne berbat akıl yürütüyorlar, ne berbat

muhakemede bulunuyorlar. Yani suyu getirenle testiyi kıran bir oldun diyen ne berbat akıl yürütmüĢ olur. O zaman bu insan adaleti istemiyor demektir. O zaman bu insan iyi ve kötü aynı olsun demeye getiriyor.

22-) Ve halekAllâhus Semavati vel Arda Bil Hakkı ve litücza

küllü nefsin Bima kesebet ve hüm lâ yuzlemun; Allâh, semâları (bilinçleri) ve arzı (bedeni) Hak olarak (Esmâ'sıyla)

yarattı; her kiĢi kazandığının sonucunu yaĢasın diye; onlara haksızlık edilmez! (A.Hulusi)

22 - Halbuki Allah o Gökleri ve Yeri Hakk ile halk etti, hem de her

nefsi hiç hakları yenmeksizin kazandığı ile cezalandırmak için. (Elmalı) Ve halekAllâhus Semavati vel Arda Bil Hakkı ve litücza küllü

nefsin Bima kesebet ve hüm lâ yuzlemun Ama Allah gökleri ve yeri gerçek bir amaç, gerçek bir gaye uğruna yarattı ki, her insan kendi kazandığının karĢılığını görebilsin ve kimseye haksızlık yapılmasın diye.

Varlığın anlam ve amaçlılığı yasası varlığın ilk yasasıdır dostlar. ve

yetefekkerune fiy halkıs Semavati vel Ard* Rabbenâ mâ halakte hazâ batılâ. (A. Ġmran/191) Göklerin ve yerin yaratılıĢı üzerinde

Page 139: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

düĢünürler ve sonuçta Ģu noktaya gelirler. Rabbim sen bunları amaçsız yaratmadın.

23-) Eferaeyte menittehaze ilâhehu hevahu ve edallehullahu

alâ ilmin ve hateme alâ sem'ıhi ve kalbihi ve ce'ale alâ basarihi ğıĢaveten, femen yehdiyhi min ba'dillâh* efela tezekkerun;

Hevâsını tanrı edinen; (bu yüzden) Allâh'ın onu bilgisi (kabulü)

doğrultusunda saptırdığı, algılaması ve hakikati hissediĢini kilitlediği, görüĢüne perde koyduğu kimseyi gördün mü? Allâh'ın bu uygulamasından sonra onu kim hakikate erdirebilir ki! Hâlâ düĢünüp değerlendirmez misiniz? (A.Hulusi)

23 - Ya Ģimdi baksan a o kimseye ki ilâhını hevası ittihaz etmiĢ,

Allah da onu bir ılım üzerine ĢaĢırtmıĢ, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne de bir perde çekmiĢtir, artık onu Allah dan sonra kim yola getirir? Hâlâ da düĢünmez misiniz? (Elmalı)

Eferaeyte menittehaze ilâhehu hevahu ve edallehullahu alâ

ilmin ve hateme alâ sem'ıhi ve kalbihi ve ce'ale alâ basarihi ğıĢaveh keyfi kanaatini tanrısı yerine koyan ve Allah‟ın kiĢiyi kendi tercihine iliĢkin bir bilgiye dayalı olarak saptırdığı, kulaklarını ve kalbini mühürlediği, gözlerinin üzerine de bir tür perde yerleĢtirdiği tipleri gözünde canlandırabilir misin. Böyle bir tipi getir gözünün önüne. Öyle bir tip ki, Allah, kendi tercihine iliĢkin bir bilgi ile kalbini mühürlemiĢ, kulaklarını mühürlemiĢ, gözüne de bir perde çekmiĢ.

Heva; Ġstek, arzu, keyif, yani keyfilik. Hevasını tanrı edinmek, imanı

keyfe indirgemek, keyfime bağlı demek. Teslimiyetin zıddıdır aslında bu. Teslimiyet; benim neye nasıl inanacağımı Allah belirlesin. Heva ise benim neye nasıl inanacağıma ben karar veririm, ben belirlerim. Keyfiliğin olduğu yerde imandan söz edilemez.

Ġbarede çok önemli anahtar bir ifade var. „alâ ilmin. Öznesi insan

olarak okunursa alternatif bir anlamı daha var. Benim tercih etmediğim anlamı. Nedir o; Öznesi insan olarak okunduğunda kiĢinin bile bile yaptıklarından dolayı manasına gelir. Bile bile yaptıklarından. Ama çevirimizde bilen özne Allah, Söz diziminde bu ifade „alâ ilmin ibaresinin rolü, tıpkı Kur‟an da ki men yeĢa‟ ibarelerinin rolü gibi açık uçludur. Yani dileyen kimsenin sapmasını diler diye çevirdiğim. Dileyen kimsenin hidayetini diler diye çift özneli çevirdiğim bu ibarelere benzer bir ibare bu.

Page 140: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ve ma yudıllu Bihî illel fasikıyn. (Bakara/26) iĢte delili, Ģahidi.

Burada sapmaktan, Allah‟ın saptırmasından söz ediyor çünkü. „al‟a ilmin diyor. Bir bilgi üzere saptırmak. Allah sapıklardan baĢkasını saptırmaz. O zaman Bakara suresinde ki bu ayet çerçevesinde kiĢinin tercihine bağlı olarak saptırır ya da hidayet eder manası en doğru manadır.

Bu ayeti Mukatil bin Süleyman farklı bir bağlamda değerlendirir ve

Ģöyle bir olay anlatır. Ebu Cehil, Velid bin Muğire ile bir gün tavaf etmektedirler Mekke‟de. Tavaf sırasında Ebu Cehil Velid bin Muğire‟ye der ki; Aslında Muhammed doğru söylüyor. Ben onun doğru söylediğini biliyorum. Velid bin Muğire arkadaĢına nah der, yani peh, nereden biliyormuĢsun onun doğru söylediğini. Ebu Cehil‟in verdiği cevap gerçekten ilginç. Biz ona daha toy bir delikanlı iken el emiyn lakabını vermedik mi. Yani en emin insan demedik mi. Daha toyken el emiyn olan aklı olgunlaĢıp yaĢı olgunlaĢıp kemaline erdiğinde daha da olgun, daha da büyük olmaz mı? Biz oysa olgunlaĢınca yalancı sihirbaz dedik. Ama o toyken biz el Emiyn demiĢtik, daha taze bir delikanlı iken, tecrübesiz bir delikanlı iken. OlgunlaĢınca döndük biz ona yalancı sihirbaz dedik.

“Peki” dedi Velid bin Muğire, “O zaman seni ona iman etmekten

alıkoyan nedir? Dedi iman et.” Ebu Cehil‟in cevabı Ģu oldu: Mekke‟nin kızlarının benden için; “O gitti de AbdülMuttalib‟in yetiminin arkasına takıldı derler diye korkuyor ve utanıyorum.” Diye cevap vermiĢti. Eğer bu rivayete bakar ve bunu esas alırsak alternatif mana daha öncelikli bir mana haline gelir.

Mühürlemenin tabiatı iki ayette kulaklarını ve kalplerini mühürledik

buyruluyordu ya. Mahkeme de aleyhte delil olsun diye mühürlenir bir Ģey. Suç aleti mühürlenir. Eğer bir kalp bir suç aleti haline gelmiĢse büyük mahkeme de delil olsun diye mühürlenir ve orada açılmak üzere arĢive kaldırılır. Artık orada beklemektedir sahibini. KiĢinin Ģahidi kendi yüreği olursa ona karĢı ne mazereti olur.

femen yehdiyhi min ba'dillâh artık onu Allah‟tan baĢka kim doğru

yola ulaĢtırabilir. Belki bunu Ģöyle de anlayabiliriz. Artık onu Allah‟tan baĢka kim kurtarabilir. KiĢinin aleyhinde Ģahidi yüreği olursa kim kurtarır onu. efela tezekkerun hala düĢünüp ders almayacak mısınız.

24-) Ve kalu ma hiye illâ hayatüned dünya nemutü ve nahya ve

ma yühliküna illed Dehr* ve ma lehüm Bi zâlike min 'ılm* in hüm illâ yezunnun;

Page 141: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Dediler ki: "YaĢam dünya hayatından ibarettir! Ölüm, yaĢam; hepsi

buradadır! Bizi sadece zaman yok eder!" Bu konuda onların hiçbir delilleri yoktur! Onlar sadece zan içindeler! (A.Hulusi)

24 - Hem dediler ki o hayat sırf bizim Dünya hayatımızdan ibarettir

ölürüz ve yaĢarız ve bizi ancak dehir helâk eder, halbuki buna dâir bir ilimleri yoktur, onlar sâde zannederler. (Elmalı)

Ve kalu ma hiye illâ hayatüned dünya bir de kalkıp dediler ki;

Hayat sadece dünya hayatımızdan müteĢekkildir, ibarettir. nemutü ve nahya ve ma yühliküna illed Dehr yaĢarız ve ölürüz. Bizi zamandan baĢka hiçbir Ģey helak etmez, öldürmez, yok etmez. Sadece bizi zaman yok eder. Dediler. Yani hayatın ölüm ile sonuçlanması sadece doğası gereğidir demek istediler. Dolayısıyla ilahi müdahale gerektirmez demeye getirdiler. Yani Allah‟ın hayata müdahil olması gerekmez. YaratılıĢın tesadüf olduğu düĢüncesine dayalı aslında bu düĢünce. Bu akıl Allah‟ın varlığını değil ama O‟nun rabliğini, rububiyetini inkar etmiĢ, onun yerine zamanı ikame etmiĢ bir akıl. Yan, Allah‟ın rabliği yerine zamanı koymuĢ. Onun içinde bizi zaman yok eder baĢka bir Ģey değil demeye getirdiler.

ve ma lehüm Bi zâlike min 'ılm ama onlar bu hususta hiçbir

bilgiye sahip değiller. Gerçek bir bilgi ile konuĢmuyorlar. in hüm illâ yezunnun onlar sadece zannediyorlar, sadece üfürüyorlar. Bu ibare imanın ön bilgi, inkarın ön yargı olduğunu bize ifade eden bir ibare.

25-) Ve izâ tütla aleyhim ayatuNA beyyinatin ma kâne

huccetehüm illâ en kalu'tu Bi abaina in küntüm sadikıyn; KarĢılarında iĢaretlerimiz apaçık bildirildiğinde: "Eğer sözünüzde

sadıksanız hadi getirin atalarımızı" demekten baĢka söyleyecek sözleri yoktur. (A.Hulusi)

25 - KarĢılarında açık açık beyyineler halinde âyetlerimiz

okunurken Ģöyle demekten baĢka bir tutunacakları yoktur: haydi babalarımızı getirin doğru iseniz! (Elmalı)

Ve izâ tütla aleyhim ayatuNA beyyinatin ma kâne huccetehüm

illâ en kalu'tu Bi abaina in küntüm sadikıyn ve ne zaman ayetlerimiz

Page 142: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bütün açıklığı ile önlerine konulsa tek cevapları Ģöyle olur; eğer doğru söylüyorsanız atalarımızı getirin. Ahiret varsa babamı getir diyor yani. Böyle bir ters bakıĢ. Böyle diyen bir akıl ahireti dünyada bu hayatta arayan bir akıl değil mi? ġaĢkın bir akıl yani.

26-) Kulillâhu yuhyiyküm sümme yümiytüküm sümme

yecma'uküm ila yevmil kıyameti lâ raybe fiyhi ve lâkinne ekseren Nasi lâ ya'lemun;

De ki: "Allâh sizi canlandırıyor! Sonra size ölümü yaĢatacak! Sonra

kendisinde kuĢku olmayan kıyamet sürecinde sizi bir araya getirecek! Ne var ki insanların çoğunluğu (bu gerçekleri) anlayamıyor!" (A.Hulusi)

26 - De ki size Allah hayat veriyor, sonra sizi o öldürür, sonra da

sizi Kıyamet gününe toplayacak ve lâkin nâsın ekserisi bilmezler. (Elmalı)

Kulillâhu yuhyiyküm sümme yümiytüküm de ki; Hayatı ve ölümü

takdir eden Allah‟tır. Allah hayatın anlamıdır, hayata müdahildir yani. Ahireti inkar anlamsızlığa imandır. Dolayısıyla siz ahireti inkar etmek için aslında hayatın anlamını inkar ediyorsunuz. sümme yecma'uküm ila yevmil kıyameti lâ raybe fiyh en sonunda sizi geleceğinde hiç Ģüphe olmayan kıyamet günü o toplayacaktır. ve lâkinne ekseren Nasi lâ ya'lemun fakat insanların çoğu bunun bilincinde değildir.

27-) Ve Lillâhi Mülküs Semavati vel Ard* ve yevme tekumüs

saatü yevmeizin yahserul mubtılun; Semâların ve arzın mülkü (Esmâ ile iĢaret edilen özellikleri açığa

çıkarmak için, onları belli bir iĢlevle yoktan vareden) Allâh içindir! O Saatin geldiği süreçte, (iĢte) o zaman hakikati geçersiz kılmaya uğraĢanlar hüsrandadırlar! (A.Hulusi)

27 - Ve Allah‟ındır bütün Göklerin ve Yerin mülkü, ve o gün ki saat

gelecek o gün o mubtıller hep hüsrâna düĢeceklerdir. (Elmalı) Ve Lillâhi Mülküs Semavati vel Ard ama göklerin ve yerin mülkü

Allah‟a aittir. ve yevme tekumüs saatü yevmeizin yahserul mubtılun ve kıyamet gerçekleĢtiği gün, evet, iĢte o gün varlığı anlam ve

Page 143: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

amacından soyutlayanlar kaybedecekler. Yahserul. Mubtılun; kaybedecek diyor. Varlığı anlam ve amacından soyutlayanlar. Yani hayatın anlam ve amacından soyutlayan zaten kaybetmiĢtir aslında. Anlamı olmayan bir hayatın kazancı olur mu? Mubtılun, onlar, iptal edenler yani.

28-) Ve tera külle ümmetin casiyeten, küllü ümmetin tüd'a ila

kitabiha* elyevme tüczevne ma küntüm ta'melun; Her inanç toplumunu diz üstü çökmüĢ görürsün! Her inanç toplumu,

kendi bilgisine göre çağrılır. "Bu süreç, yaptıklarınızın karĢılığını yaĢama sürecidir!" (denilir). (A.Hulusi)

28 - Ve her ümmeti görürsün ki diz çökmüĢtür, her ümmet kitabına

davet olunuyordur, bu gün o yaptığınız amellerin cezâsı verilecek. (Elmalı)

Ve tera külle ümmetin casiyeh ve o gün her toplumu zillet içinde

diz çökmüĢ halde göreceksin. Yani yelkenleri suya indirmiĢ bir halde. küllü ümmetin tüd'a ila kitabiha her toplum kendi hesabını görmeye çağrılacak, yani kendi hesabını kendin gör gel, kendin piĢir kendin ye der gibi amiyane ifadeyle. Gel, senin hesabını görmek için sen yetersin;

Ġkra' Kitabek* kefa Bi nefsikel yevme aleyke Hasiyba. (Ġsra‟/14)

yüreği aleyhine Ģahit olursa kiĢinin ağzından hangi mazeret çıkabilir ki. elyevme tüczevne ma küntüm ta'melun bugün yapa

geldiklerinizin karĢılığını bulacaksınız, tastamam bulacaksınız. 29-) Hazâ KitabuNA yentıku aleyküm Bil Hakk* inna künna

nestensihu ma küntüm ta'melun; ĠĢte bilgimiz! Size Hak olarak dilleniyor. Biz yaptıklarınızı

kaydediyorduk! (Hafızalıyorduk - varlıktaki evrensel hafıza - memory.) (A.Hulusi)

29 - ĠĢte kitabımız, yüzünüze karĢı hakkı söylüyor, çünkü biz sizin

yaptıklarınızı hep istinsah ediyorduk. (Elmalı)

Page 144: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Hazâ KitabuNA yentıku aleyküm Bil Hakk iĢte bunlar bizde ki kayıtlardır. Bizim tuttuğumuz kayıtlar iĢte bunlar. Aleyhinize de olsa tüm gerçeği size o söyleyecektir. inna künna nestensihu ma küntüm ta'melun çünkü biz yaptığınız her bir Ģeyi vakti zamanında kayıt altına almıĢtık, kaydetmiĢtik.

30-) Feemmelleziyne amenû ve amilus salihati feyüdhılühüm

Rabbühüm fiy rahmetiHĠ, zâlike hüvel fevzül mubiyn; Ġman edip imanın gereğini uygulayanlara gelince, Rableri onları

Rahmetine dâhil eder! ĠĢte bu apaçık baĢarıdır! (A.Hulusi) 30 - ĠĢte o iman edip de yaraĢıklı iĢler yapmıĢ olan kimseler o vakit

onları rableri rahmeti içine koyacak, iĢte o Fevzi mübîn o. (Elmalı) Feemmelleziyne amenû ve amilus salihat öte yandan iman eden

ve salih amel iĢleyenlere gelince feyüdhılühüm Rabbühüm fiy rahmetiH rableri onları rahmetine muhatap kılacaktır. Yani onları affedecektir. Onlar melek değildir, onlar kusursuz değildir, onlar günahsız değildir. Ama onlar baĢ kaldırmadılar, itiraf ettiler. Dolayısıyla Allah‟ın rahmetine muhatap kılınacaklar. zâlike hüvel fevzül mubiyn bu, iĢte budur büyük zafer. Büyük zafer mi istiyorsunuz, görün, budur büyük zafer.

31-) Ve emmelleziyne keferu* efelem tekün âyâtiy tütla

aleyküm festekbertüm ve küntüm kavmen mücrimiyn; Hakikat bilgisini inkâr edenlere gelince, "ĠĢaretlerim size bildirilmedi

mi? (Ama siz) benliklerinizi yücelttiniz ve suçlular (Ģirk koĢanlar) toplumu oldunuz!" (denilir). (A.Hulusi)

31 - Küfredenlere gelince: değil mi karĢınızda benim âyetlerim

okunurdu da siz kibirlenmek istedinizdi ve mücrim bir kavim idiniz? (Elmalı)

Ve emmelleziyne keferu fakat inkarda direnenler var ya, onlara

Ģöyle denilecek efelem tekün âyâtiy tütla aleyküm mesajlarım size bir zamanlar tebliğ edilmemiĢ miydi, gelmemiĢ miydi peygamber, gelmemiĢ miydi kitap, hatta akıl verilmemiĢ miydi, fıtrat yok muydu. festekbertüm

Page 145: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ve küntüm kavmen mücrimiyn aksine edilmiĢt. Oradaki ”fe” bunu ifade eder. Aksine edilmiĢti. Ama siz küstahça böbürlenmiĢ ve günahkar bir toplum olmuĢtunuz. Günahkar bir toplum olmayı tercih etmiĢtiniz daha doğrusu.

32-) Ve izâ kıyle inne va'dAllâhi Hakkun ves saatü lâ raybe

fiyha kultüm ma nedriy mes saatü in nezunnü illâ zannen ve ma nahnu Bi müsteykıniyn;

"Allâh vaadi haktır ve O Saat (hakikatin ortaya çıkacağı süreç) ki,

onda Ģüphe yoktur" denildiğinde: "O Saat nedir, bilmiyoruz... Sadece bir zan olduğunu düĢünüyoruz ve buna yakînimiz yok!" demiĢtiniz. (A.Hulusi)

32 - Hem Allahın vaadi haktır ve o saatin geleceğinde Ģüphe yoktur

denildiğinde demiĢtiniz ki: bilmiyoruz saat nedir? Yalnız bir zandır zannediyoruz fakat biz yakîn edinmiĢ değiliz. (Elmalı)

Ve izâ kıyle inne va'dAllâhi Hakkun ves saatü lâ raybe fiyha

size ne zaman; Bakın Allah‟ın vaadi mutlaka gerçekleĢecektir ve son saat asla Ģüphe kaldırmaz denilmiĢse ne oldu? kultüm ma nedriy mes saatü in nezunnü illâ zannen ve ma nahnu Bi müsteykıniyn siz Ģu cevabı vermiĢtiniz her seferinde: Son saatte neymiĢ, biz böyle bir Ģeyi bilmiyoruz. Biz onun bir varsayımdan ibaret olduğunu düĢünüyoruz ve biz asla ikna olmuĢ değiliz bu konuda demiĢtiniz. Hep böyle demiĢtiniz.

33-) Ve beda lehüm seyyiatü ma amilu ve haka Bihim ma kânu

Bihi yestehziun; Yaptıkları Ģeylerin kötülükleri onlarda açığa çıktı ve alay ettikleri

Ģey kendilerini kapsadı! (A.Hulusi) 33 - Derken onlara yaptıkları amellerin kötülüklerini yüz göstermiĢ

ve o istihza edip durdukları Ģey kendilerini kuĢatıvermiĢtir. (Elmalı) Ve beda lehüm seyyiatü ma amilu ve haka Bihim ma kânu Bihi

yestehziun en sonunda yaptıkları kötülükler ayan açık ortaya serilecek ve alay edip durdukları gerçek kendilerini periĢan edecektir, mahvedecektir.

Page 146: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Allah‟ın yasaklarının görünen nedenleri ve gerekçelerinin altında

yatan ve bizim göremediğimiz, göremeye, bilemeyeceğimiz gerçek nedenlerini bizler orada göreceğiz. Mesela günahların insan ruhuna negatif etkisi nedir. Biz bunu burada göremiyoruz. Mesela günahlarla, insanla melek arasında nasıl bir duvar örülmektedir. Biz bunu göremiyoruz. Mesela günahların insanın Allah‟a olan dualarının önüne nasıl bir engel çıkardığını göremiyoruz. Daha göremediğimiz bir çok Ģey var. Ama gerçeğini orada göreceğiz. Mesela günahlar ruhumuza nasıl ıstırap veriyor, ruhumuzda hangi hastalıkları oluĢturuyor. Bedenimizin hastalığını hastanelerde fark ediyoruz ama günahların ruhumuzda açtığı kurĢun yaralarını göremiyoruz. ĠĢte o zaman Allah‟ın bize olan rahmetinin büyüklüğünü ve bizi koruma konusunda ki gayretine Ģahit olacağız. Ama orada.

34-) Ve kıylel yevme nensaküm kema nesiytüm Lıkae

yevmiküm hazâ ve me'vakümün naru ve ma leküm min nasıriyn; DenilmiĢtir onlara: "Bu sürece kavuĢmayı unuttuğunuz gibi; biz de

bu süreçte sizi unuturuz! Barınağınız ateĢtir ve size yardım edecek de yoktur!" (A.Hulusi)

34 - Ve denilmiĢtir ki bu gün biz sizi sizin bu gününüzün geleceğini

unuttuğunuz gibi unutacağız, yatağınız ateĢtir ve sizin için yardımcılardan bir eser de yoktur. (Elmalı)

Ve kıylel yevme nensaküm kema nesiytüm Lıkae yevmiküm

hazâ ve onlara denilecek ki, orada tabii; siz yüzleĢeceğiniz bu güne ulaĢacağınızı nasıl unuttunuzsa, bu güne kavuĢacağınızı nasıl kulak ardı ettinizse, hiç kale almadınızsa, biz de sizi unutulmaya terk ettik. Yani biz de sizi unuttuk, biz de sizi göz ardı ettik, biz de sizi gözden çıkarttık. ve me'vakümün nar nihayet varıĢ yeriniz ateĢtir. ve ma leküm min nasıriyn; size yardım eden hiç kimse de bulunmayacaktır.

35-) Zâliküm Bi ennekümüttehaztüm âyâtillâhi hüzüven ve

ğarretkümül hayatüd dünya* felyevme lâ yuhrecune minha ve lâ hüm yüsta'tebun;

Page 147: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

"Bunun böyle oluĢunun sebebi Ģudur: Allâh iĢaretlerini ciddiye almadınız ve dünya zevkleri sizi aldattı!"... Bugün ondan (ateĢten) çıkarılmazlar ve onlardan özür de kabul edilmez! (A.Hulusi)

35 - Bunun sebebi, çünkü siz Allahın âyetlerini eğlence yerine

tuttunuz ve Dünya hayat sizi mağrur etti, onun için bu gün ateĢten çıkarılmazlar ve kendilerinden tarzıye de kabul edilmez. (Elmalı)

Zâliküm Bi ennekümüttehaztüm âyâtillâhi hüzüven ve

ğarretkümül hayatüd dünya durum iĢte böylesine vahimdir. Zaliküm Bi enneküm. Durum iĢte böylesine vahimdir çünkü siz Allah‟ın mesajlarını alay konusu ettiniz. Zira dünya hayatı sizi aldatmıĢtı.ve ğarretkümül hayatüd dünya dünya sizi aldattı, siz de kendinizi aldattınız. PeĢin yalanı vadeli gerçeğe tercih ettiniz. PeĢin yalandı, gerçek vadeli idi. Aslında dünya hayatı bir çalıĢma, mesai idi, bir aydı. Aylığı çalıĢmadan almaya kalktınız. Oysa çalıĢıp ta hak edecektiniz.

Bu benzetme de yerinde değil aslında. Siz Allah‟tan peĢinen bir çok

kredi aldınız. Varlığınızı Allah‟tan aldınız, iki göz, iki kulak, iki el iki ayak, bir dil bir dudak hep Allah‟tan aldığınız akıl, yürek, duygu, düĢünce hayat ve her nefes Allah‟ın size açtığı bir kredi idi. Bu kredinin karĢılığını ödemeden yeni krediler aldınız, ama hiç birine de teĢekkür etmediniz. Sanki Allah‟tan almamıĢ gibi davrandınız ve sonuçta borcunuzu inkar ederek geldiniz.

Borcunuzu ödeyemeyeceğinizi Allah‟ta biliyordu. Fakat O‟nun

istediği sadece itiraftı. Ya rabbi sana borçluyum. Deyn, diyn borçluluk bilinci dindarlıktır. Din; Deyn den gelir onun için.

felyevme lâ yuhrecune minha ve lâ hüm yüsta'tebun iĢte bu

yüzden o gün ne oradan çıkarılacaklar, ne de baĢvuruları kabul edilecek. Ya da ne de onların baĢ vurmak için çığlığı dinlenecek. Dinleyecek kimse olmayacak onların. Yan hiçbir Ģey istemeye izin verilmeyecek.

36-) FeLillâhil Hamdu Rabbis Semavati ve Rabbil Ardı Rabbil

'alemiyn; Hamd; semâların Rabbi, arzın Rabbi, Rabb-ül âlemîn olan Allâh'a

aittir (Hamd eden O'dur)! (A.Hulusi)

Page 148: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

36 - Binâenaleyh hamd, Allahın, o Göklerin rabbi, Yerin de rabbi rabbil'âlemînin. (Elmalı)

FeLillâhil Hamdu Rabbis Semavati ve Rabbil Ardı Rabbil

'alemiyn hamd, yani bütün bunların sonunda netice nedir ey insanoğlu, netice nedir biliyor musun? Netice Ģudur; Hamd göklerin ve yerin rabbi olan Allah‟a mahsustur. ĠĢin doğrusu budur. Alemlerin rabbine yani. Tüm övgü, tüm sena O‟na mahsustur. Bunun altında zımnen Ģu ifade var. sen hamd etmesen de hamd Allah‟a mahsustur. Sen küfretsen de Hamd Allah‟a mahsustur. Çünkü göklerin ve yerin baĢka rabbi yok. Alemlerin baĢka rabbi yok. Rab olmak sadece yaratmak değil, yarattığının ihtiyacını da yaratmak. Neye ihtiyaç duyuyorsa her Ģeyini yaratmak. Yarattığını basitten mürekkebe doğru terbiye etmek, bir noktadan alıp amacına doğru ulaĢtırmak. Onu koruyup kollamak, görüp gözetmek, bakıp belemek, büyütmek ve beslemektir. Rab bütün bunların hepsidir ve Allah dıĢında da bir rab yoktur. O zaman sen hamd etsen de, etmesen de aslında hamd Allah‟a mahsustur.

37-) Ve lehül Kibriyau fiys Semavati vel Ard* ve "HU"vel

'Aziyzül Hakiym; Kibriyâ (benlik); semâlarda ve arzda O'na aittir! O, Aziyz'dir,

Hakiym'dir.(A.Hulusi) 37 - Ve Göklerde, Yerde büyüklük onun, o öyle azîz, öyle hakîm.

(Elmalı) Ve lehül Kibriyau fiys Semavati vel Ard* ve "HU"vel 'Aziyzül

Hakiym göklerde ve yerde ululuk O‟na mahsustur. Yücelik O‟na mahsustur, büyüklük O‟na mahsustur, azamet O‟na mahsustur. Zira O mutlak yücelik sahibi, sonsuz hikmet sahibidir. O size değil, siz O‟na muhtaçsınız. Siz olmasanız O‟nun hiçbir Ģeyi eksilmez. Ama O sizi; Kendisine Ģükür mü edeceksiniz, küfür mü edeceksiniz diye sınamak için yarattı.

O kendi kendine yetendir, siz ise hiçbir Ģeye yetmeyensiniz. O‟nsuz

yapamazsınız. O‟nsuz yapamadığınız halde O‟nu yok saymanız, O‟na küfretmeniz, O‟nu inkar etmeniz, O‟nu unutmanız, O‟nun hayata kattığı anlam ve manayı yok saymanız O‟na olan küfranınızdır. O‟na olan ihanetinizdir. Hiçbir ihanet cezasız kalmaz.

Page 149: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Rabbim hayata kattığı anlamı bilen fark eden ve bu anlama göre

davrananlardan kılsın. “Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn” Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.

Page 150: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. AHKAF SURESĠ (01-20) (158-1) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” El Hamdu Lillahi Rabbil'Alemiyn Vesselatü Vesselâmü alâ

Resulüna Muhammedin ve alâ alihi ve ashabihi ecmaiyn. RabbiĢrah liy sadriy; Ve yessirliy emriy; Vahlül ukdeten min lisaniy; Yefkahu kavliy; (Tâhâ 25-26-27-28) Rabbim, göğsüme geniĢlik ver, kolaylaĢtır iĢimi, düğümü çöz

dilimden, ki anlasınlar beni. Rabbeneftah bil hayr, vahtim bil hayr, Rabbi yessir ve la tüassir, Rabbi temmim bil hayr. Allahümme amin..!

Değerli Kur‟an dostları bugün dersimize yeni bir sure ile devam

edeceğiz inĢallah. Ahkaf suresi, mushafın 46. suresi olan Ahkaf suresi. Sure, sıra sıra kum tepeleri, ya da kum sıra dağları anlamına gelen Ahkaf adını 21. ayetinden alır. Sureye bu ismin verilmesinin hikmeti Kur‟an da sadece burada, bu kelimenin geçiyor olması olsa gerek. Sure tek isimli surelerden biri. Yani daha sahabe döneminde, hatta bir rivayette Resulallah‟ın dilinden de bu adla dökülmüĢ, anılmıĢ.

Sure Mekke„de nazil olmuĢ. Bazı ayetlerinin Medeni olduğunu

söyleyen otoriteler var. Fakat bunun hiçbir tutarlı delili yok. Medeni olduğu söylenen 10, 15, ayetler gibi ayetlerin bağlamına, siyak ve sibakına baktığımızda bu ayetleri ait olduğu bütünden koparmak ne anlam olarak, ne lafız olarak mümkin değil. Dolayısıyla bir konu bütünlüğüne sahip olan Ahkaf suresi tamamıyla Mekke de nazil olmuĢ, Haa. Miim..! ailesinin son suresi. Malumunuz bu aile 7 surelik bir seriden oluĢmakta. Dolayısıyla7. sur olarak haa, Miim ailesi bu sure ile son bulmakta.

3 nüzul tertibinde de, yani Hz. Osman‟ın, Hz. Abdullah Ġbn.

Abbas‟ın ve Hz. Cabir bin Zeyd in dizimlerine, zaman sıralamalarına göre

Page 151: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

nüzül sırasında Casiye ile Zariyat suresi arasında yer alıyor. Bu konuda ittifak var.

Surenin indiği zaman dilimi gerçekten de dikkat çekici, zor zaman,

kor zaman, ateĢten bir zaman diyebileceğimiz Mekke döneminin en zor dilimine ait bir sure.

29 – 32. ayetler arası cinlerden söz eder. Bu olay Taif dönüĢü vuku

bulmuĢtur. Yani Resulallah‟ın cinlere, bir baĢka ifadesiyle görünmez varlıklara, bir baĢka ifadesiyle uzak varlıklara tebliği Taif dönüĢü vuku bulmuĢ bir olay. Tüm siyer kaynaklarımıza göre Taif seferi hicretten 3 yıl öncesine denk geliyor.

Yine 15. ayet ebeveyn – evlat iliĢkisine değiniyor. Bu iliĢkiyi Ġsra ve

Lokman surelerinde de benzer bir formla iĢlerken görüyoruz Kur‟an ı ve ilginç olan Ġsra da, Lokman da tıpkı Ahkaf suresi gibi (Mekke‟nin) 3 dilimlik döneminin 3. dilimine ait sureler. Yani yakın zamanlı, art zamanlı sureler.

Yine bu surenin 9. ayeti Ferra‟nın yorumuna göre KureyĢ‟in

Resulallah‟a suikast planlarına iliĢkin bir ayet. Bütün bunları toparladığımızda ortaya Ģu çıkıyor; Bu sure Mekke

döneminin, Yani nübüvvetin 10. yılına, hatta 10. yılın sonuna veya 11. yılın baĢına tesadüf ediyor inmesi. Peki nasıl bir ortamdı, nasıl bir zamandı, sureyi anlamamız için surenin ayaklarının nereye bastığını iyi bilmemiz gerekiyor. Malumunuz Kur‟an baĢı gökte, ayakları yerde bir hitaptır. BaĢını mana ayaklarını lafız temsil eder. peki ayakları nerede duruyordu, yani bu surenin tarih içindeki zamanı neye tekabül ediyordu bunu iyi bilmemiz gerekiyor. Onun içinde kısaca ben bu surenin indiği zamanı ve o zamana mücavir zamanların kısa bir özetini vermek istiyorum.

Malum efendimiz davetini tüm Mekke‟ye ve bölgeye duyurduktan

sonra Mekke‟nin aristokratları bu davete karĢı var güçleriyle direndiler. Önce suskunlukla direndiler. Yani suskunluğa mahkum ettiler, sükuta mahkum ettiler. Bir Ģeyi kale almayınca söner gider zannettiler. Vahyin hakikatini bilmiyorlardı. Kökü gökten gelen vahyin suskunluğa mahkum edilerek sesinin boğulamayacağını tahmin edemediler.

Tabii vahyin sesi gür çıktı, hep çıktı. boğamadılar, bu kez 2.

aĢamaya geçtiler; alay. Alay aĢamasında da alayın her türünü reva gördüler. O güzeller güzeli, o insanlık abidesi, o beĢeriyetin ufku olan

Page 152: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

sevgili nebiye, sıradan insanlara yapılmayacak alayları reva gördüler, yaptılar. Sadece onunla alay etmediler, onun getirdiği bu gök sofrasıyla da alay ettiler. Belki bu alay bu gök sofrasını gönderene bir hakaret, bir iftira, bir küfür anlamına geliyordu ki biz ayetlerde bunu görüyoruz. Rabbimiz onların bu alayını böyle nitelendiriyordu.

Bu da sökmedi, bu da bir Ģey ifade etmedi, çünkü Resulallah

Allah‟tan aldığı emirleri canı pahasına, kanı pahasına da olsa iletmek zorundaydı ve iletti.

3. aĢamaya geçtiler. ĠĢkence, fiili baskı, fiziki baskı, tehdit aĢaması.

ĠĢte bu aĢamada öyle Ģeyler yaptılar ki bir kısım sahabe Mekke‟de duramadı artık. Mekke‟de varlıkları tehlikeye girmiĢti. Onları aç susuz bırakıyorlardı, kızgın güneĢ altında, kumların üzerinde iĢkence ediyorlardı. Sahipsizler, köleler, azad olmuĢ köleler, kimsesizler, yoksullar, ezilenler hep onların iĢkence ve hakaretlerine muhatap oldular.

Bir kısmı HabeĢistan‟a hicret etti. Mekke de kalanlarsa her ne

pahasına olursa olsun direnmeye çalıĢtılar. Ama Mekkelilerin çok Ģiddetli bir boykotuyla karĢılaĢtılar. ĠĢte bu boykot bu surenin iniĢ zamanının hemen öncesine denk geliyordu. Ünlü boykot Müslümanların tamamının tecrit edilmesine yönelikti. Mü‟minler birbirleri ile dayanıĢma içine girmek ve bu boykotun zararlarını öyle aĢmak için ġib‟i Ebi Talipte birleĢmiĢler, tek yumruk olmuĢlardı.

ġib‟ zaten iki dağ arasında kalan vadi, çukur, oyuk anlamına

geliyor. Bugün Ebu Kubeys tepesiyle, ki bugün Kralın sarayının üzerinde yapılı olduğu tepe hemen yanında ki çukur. O çukurun bir yanında da tüneller vardır. Gidenler bilir. Tünellerle Kralın sarayının bulunduğu tepe arasında ki oyuk. O vadi ġib‟i Ebi Talib, Ebu talib mahallesi idi. Ve mü‟minler orada muhasara altına alındılar.

Tam bir boykottu bu. Yemek ve su da dahil, ekmek ve su da dahil

hiçbir gıda maddesini içeri geçirmiyorlardı. Her taraftan ablukaya almıĢlardı. Tepelerden arkaya aĢmak mümkin olmadığı için aĢağıdan o dağın yüzeyinde olan her hareket gözleniyordu. Dolayısıyla çok Ģedid bir dönemdi. Gerçekten mü‟minler imanlarının bedelini çok ağır ödemiĢlerdi. Yani bu dönemde aç kalmıĢlar, rivayetlerin bize naklettiğine göre, ot yemiĢlerdi. Hatta yiyecek hiçbir Ģey bulamayınca bizzat yük hayvanlarını, yani kendilerinin hayati öneme haiz yük hayvanlarını kesip yemiĢler, onlar da bittikten sonra artık açlık baĢ gösterir olmuĢtu. 3 yıl sürmüĢtü bu boykot.

Page 153: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bu boykotun ardından acı günler birbirini kovalamıĢ, Resulallah‟ı himaye eden Ebu Talib vefat etmiĢti. Ebu Talib‟in vefatının üzerinden daha bir ay geçmeden efendimizin eĢi, büyük sığınağı, korunağı, ona kucak açmıĢ olan Hz. Hatice dar-ü bekaya intikal etti, irtihal etti. Dolayısıyla o yıl hüzün yılı ilan edilmiĢti. Yani hem efendimiz için, hem mü‟minler için çok zor bir yıldı. Artık Mekke de duracak imkan kalmamıĢtı. Mekke liler ablukayı yavaĢ yavaĢ daraltmıĢ ve en sonunda Resulallah‟ın canına kastetmek için planlar hazırlar olmuĢlardı. Dar‟ün Nedve de toplanıyorlar, nasıl bir planla hareket edeceklerini konuĢuyorlar, ve artık Ebu Talib de vefat ettiğine göre Resulallah‟ı rahatlıkla öldüreceklerini düĢünüyorlardı.

ĠĢte bu Ģartlar altında Resulallah‟ın hareket alanı oldukça

kısıtlanmıĢ, hatta panayırlara gelenlere Resulallah her Ģeye rağmen davete koĢarken onun arkasına adamlar takmıĢlar, özellik le Ebu Leheb, özellikle Ümeyye bin Halef, Utbe, ġeybe gibi müĢriklerin lider takımı onun davet ettiği kimseyi kâh tehditle, kâh ödülle onu dinlememeye çağırıyorlardı. Bu dönemde Mü‟minler pazardan, çarĢıdan bir Ģey satın alacak olsalar hemen düĢmanlar geliyor, ben ona iki mislini veriyorum, ben ona ondan daha fazla veriyorum diyerek ona satmamasını telkin ediyorlardı.

ĠĢte böyle bir ortamda Resulallah artık davetinin alanının iyice

kısıtlandığı, imkânların iyice tükendiğini gördüğü Mekke‟den hicret edecek bir mekan aramaya koyuldu ve istikamet Taif‟ti. Taif‟e çıktı. O yalçın dağlardan, gerçekten de bölgenin platosu olan bölgenin bir yerde yaylası sayılan Taif‟e, ki rakımı hayli yüksektir Mekke‟ye göre, bineksiz gitti. Çünkü binek alacak kadar bile maddi imkânı kalmamıĢtı, iyice tükenmiĢti. Mekke‟nin en zengin dulu olan Hz. Hatice tüm servetini Allah yolunda harcamıĢtı. Taife giderken Resulallah gerçekten de bir binek alacak kadar dahi bir servete malik değildi.

Yanında bir rivayette Hz. Zeyd, bir rivayette ise yalnız baĢına Taif‟e

ulaĢtı. Umuyordu ki Taif‟te ki eski arkadaĢları kendine arka çıkarlar, davetini dinlerler, Taif‟te ehli insaf olan insanlar bu ilahi davete koĢarlar.

Ama hiç umduğu gibi olmadı. Taif‟liler Arapların gazabını üzerimize

çekeriz gerekçesiyle kendilerine konuk olarak gelen peygamberler peygamberini taĢa tuttular. Taif‟in çocuklarına ve delilerine öğüt verdiler, para verdiler, ödül verdiler, Ģu adamı taĢlayarak çıkarın, küfredin, dövün, sövün dediler ve Resulallah aldığı taĢ yaralarından dolayı her tarafı kan revan içinde Taif‟ten çıkmak zorunda kaldı.

Page 154: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Taif çıkıĢında ki bir bahçenin duvarına yaslanıp o meĢhur duasını yaptı. O her Ģeyin bittiği, tabir caizse tarihin talihinin değiĢtiği, kaderinin değiĢtiği o kırılma anı. Yani bittim noktası. ĠĢte o noktada yaptığı o meĢhur duayı hatırlıyoruz.

“Ġlahi..!” demiĢti Resulallah Ben gücümün tükendiğini sana Ģikayet

ediyorum ya rabbi. kuvvetimin azaldığını sana Ģikayet ediyorum. insanlardan bıkıp usandığımı sana Ģikayet ediyorum. Ben gücümün tükendiğini sana Ģikayet ediyorum ya rabbi. Kuvvetimin azaldığını sana Ģikayet ediyorum. Ey alemlerin rabbi, ey ezilenlerin rabbi, ey benim rabbim, ey rahmeti, mağfireti sonsuz olan Allah‟ım. Beni kimlerin eline bırakıyorsun. Eğer bana gazaplı değilsen, kızgın değilsen ben bu çektiklerimin hiç birine aldırmıyorum. Beni nurunla aydınlat, nurundan uzak tutma, beni nefsimle bir lahza baĢ baĢa bırakma diyordu.

[Ek bilgi; (KonuĢmadan yazıya dökemedim, Ġnternette bulduğum)

TAĠF DUASI Allâhumme ileyke eĢ‟kû dâ‟fe kuvvetiy ve kîllete hiletiy ve hevâniy

alennâs; Yâ Erhamerrahimiyn, ente Rabbül müstad‟âfiyn; ente erhamu biy min entekileniy ilâ aduvvin bağiydin yetecehhemuniy, ev ilâ sadıykın karîbin mellektehu emrî. Ġn lem tekûn gadbane aleyye, felâ ubâliy, gayre enne âfiyeteke ev seûliy. Euzü binûri vechikellezi eĢrekat lehu zulûmatu ve salâha aleyhi emriddünya vel âhıreti en yenzile bi gadabüke ev yehılle aleyye sehatük; ve lekel utba hatta terda ve lâ havle velâ kuvvete illâ bike.

Anlamı; "Allâh‟ım, kuvvetimin yetersiz kaldığını, çaresiz olduğumu,

halk nazarında hor hakîr hale düĢtüğümü görüyorsun. Ya erhamer rahimiyn, zayıf görülüp ezilenlerin Rabbi sensin. Kötü huylu ve kötü tavırlı yabancı düĢmanın eline beni terk etmeyecek, hatta himayemi ellerine verdiğin akrabadan bir dosta bile beni bırakmayacak kadar Rahimsin. Allah‟ım, bana karĢı gazaplı değilsen; çektiğim eziyet ve belâlara hiç aldırıĢ etmem. Ancak Ģu da var ki, koruma sahan bunları da çektirmeyecek kadar geniĢtir. Allâh‟ım, gazabına maruz kalmaktan, yahut rızasızlığından, senin bütün zulmeti parıl parıl aydınlatan, dünya ve âhiret hallerinin yegâne selâmete çıkartıcısı olan NUR‟U Veçhine sığınırım. Allâh‟ım rızan olasıya senden affını diliyorum. Havl ve kuvvet ancak seninledir."]

Dönüm noktası, bitim ya rabbi denilen yerde, yettim kulum diyecek

bir rab vardı. Hani ayeti kerime de buyrulduğu gibi. Meta nasrullah (Bakara/214) Allah‟ın yardımı ne zaman peygamber ve beraberindekiler

Page 155: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

elâ inne nasrAllâhi kariyb. (Bakara/214) Ġyi bilin ki Allah‟ın yardımı çok yakındır. Böyle diyen ve bunun içini dolduran, gerçekten biten ve bittim diyene yetecek bir Allah vardı.

Ve iĢte o an değiĢmiĢti. DeğiĢmenin alameti hemen gözüktü.

DeğiĢmenin ilk alameti. Allah‟tan gelen yardımın ilk iĢareti, tabir caizse iĢaret fiĢeği Addas‟tı. Teselli armağanıydı. Acının zirvesini yaĢayan Resulallah‟a bir teselli armağanı. Kovulduğu Taif‟te taĢlanarak üzeri yara bere içinde, kan revan içinde çöktüğü o duvarın dibinde kendisine gönderilmiĢ bir armağan Addas; bir köle, bir bahçıvan. Taif‟li bir efendinin Ninovalı kölesi. Yunus peygamberin hemĢerisi. Resulallah‟ı orada öylesine görünce dayanamadı geldi. Önce yüzünü temizledi, kana bulanmıĢ yüzünü. Yüzünü temizledikten sonra alnından öptü. Sonra ellerini temizledi, elinden öptü. Sonra ayaklarını temizledi onları öptü ve Resulallah‟ı, peygamberlerin zirvesini, peygamberler zincirinin son halkasını tebrik etti. Ondan dua istedi.

Resulallah ilk armağanını böyle almıĢ olarak, teselli armağanını,

Mekke‟ye döndü. Mekke‟ye dönerken bu surenin 29 – 32. ayetleri arasında ki hadise gerçekleĢti. O, ona ikinci armağandı adeta. Yani sana en yakınların, en yakın olan varlık, insanlar eğer böyle yapıyorsa, Allah sana görünmeyen varlıkları, cinleri, uzak varlıkları boyun eğdirir, iman ettirir, teslim ettirir. Yani sen üzülme. Sana en yakınların ihanet ediyorsa, en uzaklar sadakat gösterir, Allah sana birilerini bulur buluĢturur, onlar sana yar olurlar, yardımcı olurlar, dost olurlar, sadık olurlar mesajıydı bu. Bu surenin 29 – 32. ayetlerinde ki cinlerle ilgili mesaj.

ĠĢte bu surenin indiği zaman dilimi böylesine acının ayyuka çıktığı,

çaresizliğin son demine dayandığı ve artık bittim ya rabbi dediği Resulün; Allah‟ım gücümün tükendiğini sana Ģikayet ediyorum dediği, yani kendimi sana Ģikayet ediyorum ya rabbi dediği ve rabbimizin artık zamanın gün dönümü olduğunu müjdeleyerek kemalühu, zevalühu. Bir Ģeyin zirvesi, o Ģeyin sonudur fetvasınca zamanı tersine çevirip artık yokuĢ aĢağı bir yola Resulünü soktuğunun göstergesi olmuĢtu bu. ĠĢte bu sure böyle bir olayın ertesinde vuku buldu. Zor zaman kor mekan diyebileceğimiz böylesine bir zamanın ürünlerinden biri.

Surenin dolayısıyla konusu da bu zaman hakkında bize ip uçları

veriyor. Diğer üyelerle benzerlik arz ediyor Ha mim ailesinin diğer üyeleriyle. Vahyin kaynağı değeri ve ona iman üzerinde duruyor. Onu inkar edenlerin içine düĢtüğü o derin açmaz ve sefaleti dile getiriyor. Onu inkarın en anlaĢılamaz tarafı, onu inkar edenlerin içine girdiği hal. Özellikle bu hali iman eden anne babanın, inkar eden evladını imana

Page 156: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

davet bağlamında, örneğinde dile getiriyor bu sure 15.- 20. ayetler arasında.

Zımnen bize göre bu örnekle Ģunu söylüyor. Allah Resulü

müminlere baba gibidir. Zaten Kur‟an bunu bir yerde de söylüyor. Mü‟minlerin babası gibidir diyor. Dolayısıyla Allah Resulünün davetine sırt çevirmek, insanın üzerinde bin babadan daha fazla hakkı olan bir manevi babaya ihanet etmektir. Onun Ģefkati, onun merhameti, onun insanlığa olan sevgisi; insanlığın tüm babalarının sevgisini toplasanız, Ģefkatini toplasanız, onun sevgi ve Ģefkatinin zekatı etmez. ĠĢte böyle bir insanlık babasını üzmek ne demek anlamına geliyor. Böyle yorumluyorum ben 15 – 20. ayetler arasındaki verilen modeli örneğin.

Peygamberi ret, nankörlüğün en büyüğüdür. Sözün özü bu.

Allahsız bir hayatı ve bu hayatın bereketsizliğini dile getirerek sure son buluyor. Allahsız bir hayat, o kadar bereketsiz bir hayat ki, surenin son ayetine göre, o kadar kısa, o kadar bereketsiz ki, bu bereketsiz hayatı yaĢayıp ta ahirette iĢin gerçeğini görenler, yani aslında Allahsız bir hayatın yaĢanmamıĢ, kısalmıĢ bir hayat olduğunu, bu gerçeği görenler diyecekler ki …sa'aten minennehar..(Yunus/45) Yer yüzünde bir saat, yani bir günün bir saati kadar kaldık. Çünkü çok bereketsiz bir hayat yaĢadıklarını ancak o zaman fark edecekler. Ama iĢ iĢten geçmiĢ olacak.

Kur‟an ın hiçbir tarafında bunu bir mü‟min söylemez. Demek ki

küfür içinde geçen bir hayat aslında kısalmıĢ, bereketi kaçmıĢ, bir güne inmiĢ bir hayattır. Ġman içinde geçen bir hayatsa dolu dolu, uzamıĢ, bereketlenmiĢ, adeta cennette geçen bir hayat gibi. Tam dolu dolu, mübarek sünnetlenerek yaĢanmıĢ bir hayattır. ġimdi bu kısa özetten sonra Ahkaf suremizin tefsirine geçebiliriz.

[Ek bilgi; Surenin ihtiva ettiği baĢlıca konular Ģunlardır. 1 – Allah ü Teâlânın vahdaniyeti, birliği hakkında deliller. 2 - ġirkin batıl olduğunu beyan. 3 - Mü'minlerin ana ve babalarına karĢı yaptıkları iyi muamele ile

nail olacakları mükafat. 4 - Dünyanın fani varlıklarına ve lezzetlerine kapılmanın tehlikeli

olduğuna iĢaret. 5 - Ad kavminin kıssasını beyan. 6 - Cin taifesinden bir zümrenin Kur'an-ı Kerimi dinleyip Müslüman

olmaları ve kavimlerini de Ġslam‟a davet ettiklerine iĢaret. 7 - Peygamberimiz (s.a.v)'in sabır ve sebat ile mükellef olduğunu

beyan.

Page 157: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

8 – Allah ü Tealânın emirlerine isyan etmenin ve ahireti inkâr etmenin vahim sonuçlarını ihtar.

(Ebü‟l- Leys Semerkandi - Tefsir-ül Kur‟an] BismillahirRahmanirRahıym Rahman, rahiym Allah adına. Yarab, herkes bir Ģey adına baĢlar,

hayatı herkes bir Ģey adına okur, hayatı herkes bir Ģey adına yaĢar. Kimsi refah adına yaĢar, kimisi maddi rahatlık adına yaĢar, kimisi makam adına yaĢar, kimisi mevki adına yaĢar, Kimisi sahte efendiler ve sahte tanrılar adına yaĢar. Biz mü‟minler hayatı senin adına yaĢarız. Onun içinde hayatın prospektüsünü, hayatın kullanma kılavuzunu senin adınla okuruz, senin adınla baĢlarız. Her güzel iĢe senin adına baĢladığımız gibi, iĢlerin en güzeli olan vahyi okumaya da senin adınla baĢlıyoruz.

1-) Haa, Miiiym;

Ha, Miim. (A.Hulusi) 01 - Hâ mîm. (Elmalı) Haa, Miiiym hurufu mukadda malumunuz, heca harfleri baĢında

geldiği surelerin hemen tamamında vahye atıf iĢlevini taĢır. Bu surede de vahye atıf iĢlevini açıkça görüyoruz hemen Ģu ayette.

2-) Tenziylül Kitabi minAllâhil 'Aziyzil Hakiym;

Aziyz Hakiym Allâh'tandır O Bilgi tenzîli (tafsile indirme)! (A.Hulusi) 02 - Bu kitabın ceste ceste indirilmesi azîz, hakîm Allah dan dır.

(Elmalı) Tenziylül Kitabi minAllâhil 'Aziyzil Hakiym bu ilahi kelamın

indiriliĢi, yüceler yücesi. Ulular ulusu, büyükler büyüğü ve sonsuz hikmet sahibi Allah katındandır.

Aziyz ve Hakiym isimlerinin bir ayetin sonunda gelmesi tesadüfi

değil elbet. Aziyz ismi geldiği zaman o ayette, ya da o ayetin öncesinde

Page 158: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

anlatılan olayın mahiyetine iliĢkin bize bir duruĢ verir. Nedir bu? Yani eğer siz, ki burada anlatılan olay vahiy, kitabın indiriliĢi. Eğer siz önünüze indirilmiĢ olan bu gök sofrasından yemiyorsanız, yüreğinizi doyurmuyorsanız, ruhunuzu kandırmıyorsanız; bunda Allah‟ın hiçbir zararı olmaz. Aziyz isminden biz bunu anlarız. Yani bundan zarar edecek olan Allah değil sizsiniz. Allah‟ın hiçbir Ģeyi eksilmez.

Neden? O Aziyzdir. O hiçbir Ģeye muhtaç olmayan, O üstündür.

Bizatihi üstündür. Yani El Aziyz. Kendiliğinden yücedir. Siz yücelttiğiniz için yüce değil, topunuz Allah‟ı yüceltmeyelim diye ittifak etseniz, Allah‟ın yüceliğinden zerrece bir Ģey eksilmez. Bu zımnen bu manayı içerir.

El Hakiym de bu açıklamanın arkasından biri eğer kalkar da; O

zaman ya rabbi bu insanoğlunun neye yarattın. Yani senin yüceliğini takdir etmeyecek, bilmeyecek bu insanoğlunu, madem yaptıkları sana bir Ģey katmayacaktı, neden yarattın diye bir soru gelirse cevabı olsun El Hakiym. Hikmeti vardır. Hikmetsiz yaratmamıĢtır. Bu hikmette yine ey insan seninle ilgilidir. Yani kötüye bak, iyiyi tanı. Küfre bak imanı tanı, batıla bak hakkı tanı. Güzele bak çirkini tanı diye bu hikmet ve daha sayamayacağımız bir çok hikmete mebni olarak yaratmıĢtır.

3-) Ma halaknes Semavati vel Arda ve ma beynehüma illâ Bil

Hakkı ve ecelin müsemma* velleziyne keferu amma ünziru mu'ridun;

Biz semâları, arzı ve ikisi arasındakileri yalnızca Hak olarak ve bir süreç için yarattık... Hakikat bilgisini inkâr edenler ise uyarıldıkları Ģeyden (hakikatten) yüz çevirmektedirler. (A.Hulusi)

03 - Biz o Gökleri ve Yeri ancak Hakk ile ve müsemmâ bir ecel ile

yarattık, küfredenler ise inzar edildikleri Ģeylerden alındırmıyorlar. (Elmalı)

Ma halaknes Semavati vel Arda ve ma beynehüma illâ Bil

Hakkı ve ecelin müsemma biz gökleri, yeri ve bu ikisi arasında bulunan her Ģeyi ancak gerçek bir anlam ve amacı gerçekleĢtirmek için yarattık. Ne ki ayetin sonunda ki o itirazi cümleve ecelin müsemma sınırlı bir süreliğine, yani sonsuzca değil. Gökleri yeri ve bu ikisi arasındakileri. Adeta ahiretin kalıcı dünyanın içinde bulunduğu alemle birlikte geçiciliğine bir atıf. Yine bu atıf aynı zamanda bu alemin, Ģu maddi alemin yaratılmamıĢ olduğunu, dolayısıyla ezeli ve ebedi olduğunu savunan ilkel ve modern materyalizme bir ret, bir cevap içeriyor.

Page 159: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Anlam ve amaç. Evet, illâ Bil Hakk bir anlam ve amaçla yarattık

diyor. YaratılıĢın anlam ve amaçlılığı varlığın en temel yasasıdır. Yer çekimi yasası yokken, yaratılıĢın anlamlılığı yasası vardı. Dolayısıyla yaratılıĢın ilk yasası anlamlılık ve amaçlılık yasasıdır.

Bu ne demektir? Bu Allah demektir, anlam demek; Allah demektir.

Allah demek anlam demektir. Onun için varlığın anlamsız olduğunu düĢünen Allahsız bir kafadır, Allahsız bir tasavvurdur. Allah vardır; anlam vardır. Bir yerde düzen varsa, nizam varsa, sistem varsa, kozmos varsa, orada o düzeni sağlayan ve yaratan biri var demektir. Bir yerde sanat varsa orada bir sanatkar var demektir. Bir yerde fiil varsa, eylem varsa orada bir fail var, o eylemi ortaya koyan biri var demektir. Fiil var ama fail yok. Eylem var ama eylemci yok. Sanat var ama sanatkar yok. Ses var ama ağız yok demek anlamsızdır. Anlamsızlığı savunmaktır.

Anlamsızlığı savunan kendine en büyük kötülüğü yapmıĢ olur,

hakareti yapmıĢ olur. Çünkü bu, Ģu alemin çok seçkin bir parçası olan insan, tasavvufi jargonla konuĢursak eĢrefi mahlûkat olan, mahlûkatın Ģereflisi olan insan eğer kendi Ģerefiyle oynamayı göze alıyor, kendi anlamını yok sayıyor, kendini bir kör tesadüfün eseri sayıyor ve bu aleme geliĢini solucanla eĢitliyor, deniz yıldızlarıyla eĢitliyor, eğer kertenkele ile eĢitliyorsa o zaman bu insana bir baĢkasının hakaret etmesine gerek yok. Kendi kendisine bir kimse bundan daha büyük bir hakareti yapamaz. O nedenle Allah; Allahlı bir hayata çağırır. Bu anlamlı bir hayata çağırmaktır. Tüm peygamberlerin yaptığı Ģey aynıdır hayata anlamına döndürmek. Hayatı anlamına iade etmek. Tüm kafirlerin yaptığı Ģeyde aynıdır; hayatı anlamsızlaĢtırmak. Hayatın amacını yok etmeye kalkmak. Hayatın anlam ve amacı ancak Allah ile mümkündür. Vahiy iĢte bu anlam ve amacın yol haritasıdır.

velleziyne keferu amma ünziru mu'ridun ne ki inkar eden

kimseler uyarıldıkları, davet olundukları hakikatten ısrarla yüz çeviriyorlar. Zımnen vahyi inkar denek istiyor bu cümle zımnen bu anlama geliyor; anlamı inkardır. Yani davet olunduğu Ģeyden inkar edenler yüz çevirmekle aslında hayatın anlam ve amacının olmadığını savunmuĢ oluyorlar. Zımnen böyle demiĢ oluyorlar.

Ġman; anlam ve amaçlılıktır buna göre. Küfür de anlamsızlık ve

amaçsızlıktır. Ayetin son cümlesi zımnen bize bunu söylüyor. ĠĢte Allah dıĢında tanrılaĢtırdıklarınız diyor. Misal mi istiyorsunuz. Yani küfrün anlamsızlık olduğuna, saçma olduğuna misal mi istiyorsunuz, örnek mi istiyorsunuz; Haydi size örnek vereyim bakın, verecek örneği;

Page 160: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

4-) Kul eraeytüm ma ted'une min dûnillâhi eruniy ma zâ haleku

minel Ardı em lehüm Ģirkün fiys Semâvat* iytuniy Bi Kitabin min kabli hazâ ev esâretin min ılmin in küntüm sadikıyn;

De ki: "Allâh dûnunda yöneldiklerinizi gördünüz mü (düĢünün bakalım)? Gösterin bana arzdan ne yaratmıĢlar? Yoksa onların, semâların yaratılmasında bir ortaklığı mı var? Eğer doğruyu söylüyorsanız, bu konuda eskiden gelen bir bilgi yahut ilimden bir kalıntı getirin bana." (A.Hulusi)

04 - De ki: Ģimdi baksanız a Ģu sizin Allahın berîsinden yalvarıp

durduklarınıza, gösterin bana onlar Arzdan hangi cüz'ü yaratmıĢlar, yoksa onların Göklerde mi bir ortaklıkları var? Haydin bana bundan evvel bir kitab yahut ilimden bir eser getirin eğer sadıksanız. (Elmalı)

Kul eraeytüm ma ted'une min dûnillâh baksanıza Ģu Allah

dıĢında taptıklarınıza, dönüp de bir göz atın bakalım. Allah dıĢında tanrılaĢtırdıklarınıza. Bu ilginç bir bağ kuruyor önceki ayetle. Allah dıĢında bir Ģeyleri tanrılaĢtırmakla, varlığın anlam ve amacından soyutlanması aynı yere varıyor, aynı gözede buluĢuyor. Bir tek Allah‟a kul olmayan, her Ģeyi tanrılaĢtırmaya hazır hale gelir. Öyledir. Allah‟a kul olmayı reddeden bir kimse kul olmak için her Ģeye tanrı gözü ile bakmaya açık hale gelmiĢtir. Dolayısıyla her Ģeye kul olmaya hazırdır.

Demek ki rabbimize kul olmakla çıkarı olan tek bir taraf var, o da

insan. Yani bir çok tanrısı olup kula kul olmamak, eĢyaya kul olmamak istiyorsa, Allah‟a kul olmaktan baĢka çaresi yoktur. Allah‟a kul olmak insan onurunun zirvesidir. Neden? Çünkü insanı onursuzluğun en büyüğü olan kula kul olmaktan ve eĢyaya kul olmaktan korur ve garanti altına alır.

eruniy ma zâ haleku minel Ard gösterin bana, onlar yer yüzünün

neresinde neyi yaratmıĢlar? ġu Allah dıĢında tanrılaĢtırdıklarınız, Allah‟a ait vasıfları kendisine yakıĢtırdıklarınız neyi yaratmıĢlar. em lehüm Ģirkün fiys Semâvat yoksa onların göklerde ortakları mı var.

iytuniy Bi Kitabin min kabli hazâ ev esâretin min ılmin in

küntüm sadikıyn haydi bundan önce inmiĢ ilahi bir kelam, ya da hiç olmazsa bir bilgi notu, bir kırıntı kadar kabilinden bilgi getirin bana eğer iddianızda dürüstseniz, samimiyseniz.

Page 161: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

5-) Ve men edallu mimmen yed'u min dûnillâhi men lâ

yesteciybü lehu ila yevmil kıyameti ve hüm 'an duâihim ğafilun;

Allâh dûnunda kendisine kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olup ve onların dualarından da gâfil olanlara dua eden kimseden daha sapkın kimdir? (A.Hulusi)

05 - Hem o kimseden daha ĢaĢkın kim olabilir ki Allah‟ı bırakır da

kendisine Kıyamete kadar cevap veremeyecek kimselere duâ eder onlar ise onların duâlarından gafildirler. (Elmalı)

Ve men edallu mimmen yed'u min dûnillâh Allah dıĢında

birilerine yalvarıp yakarandan daha zalim biri olabilir mi? Allah dıĢında birilerine yalvarıp yakaran, dua eden. Onlardan; Allah‟tan ister gibi talepte bulunandan daha zalim kim olabilir. Daha sapık kim olabilir, daha yoldan çıkmıĢ kim olabilir. Neden? Çünkü ĢaĢkınlığın dibidir bu.

Aslında burada men edallu; daha sapık kimdir, daha ĢaĢkın kimdir

diye de çevirebiliriz bunu. Çünkü delalet hem sapma, hem ĢaĢırma anlamına gelir. Zaten ĢaĢırma, sapmanın bir türevidir. Peki neden ĢaĢkınlıktır bu? Çünkü onursuzluktur. Allah dıĢında birini tanrılaĢtıran, kendini nesne haline getirir. tanrılaĢtırdığı Ģeyin nesnesi haline. Bu ise insanın kendine yaptığı en büyük hakarettir. Allah dıĢında ya kula kul olacak, ya eĢyaya kul olacak. Bu ĢaĢkınlık değil de nedir. Yani ĢaĢkınlık insanın iyi yapıyorum zannederek kendisine en büyük kötülüğü yapması. ĠĢte bu noktada Allah dıĢında birilerine tanrılık yakıĢtırmak, insanın yapabileceği en büyük ĢaĢkınlık. Çünkü kendisine hakaret etmektedir.

men lâ yesteciybü lehu ila yevmil kıyameh kıyamete kadar

duasına karĢılık veremeyecek olanlara tanrılık yakıĢtırmak. Yani bu satanlar var ya, bu ĢaĢkınlar; Kıyamete kadar kendilerine cevap veremeyecek birine tanrılık yakıĢtırıyorlar. ve hüm 'an duâihim ğafilun üstelik kendisine yalvarıldığının dahi farkında olamayan bir takım varlıklara tanrılık yakıĢtırmak, onlara dua etmek. Ki onlar kendisine yalvarıldığının dahi farkında değiller.

6-) Ve izâ huĢiren Nasu kânu lehüm a'daen ve kânu Bi

ıbadetihim kâfiriyn;

Page 162: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġnsanlar haĢrolunduklarında, (o Allâh'tan gayrı yöneldikleri) kendileri için düĢmanlar olurlar ve onların tapınmalarını da inkâr ederler! (A.Hulusi)

06 - Nâs toplanıp haĢr olunduğu vakit da onlara düĢman olurlar ve

ibâdetlerini inkâr ederler. (Elmalı) Ve izâ huĢiren Nasu kânu lehüm a'daen ve kânu Bi ıbadetihim

kâfiriyn bütün insanlar toplandığı zaman, toplanan kimseler berikilere can düĢman olacaklar ve onların tapınmasını ısrarla reddedecekler.

Bu bana Ģunu hatırlatıyor o kadar suçlusunuz ki demeye getiriyor, o

kadar suçlusunuz ki tek taraflı ilginiz dahi karĢınızdakini tedirgin ediyor. Hani suçlu biri o kadar Ģaibeli ve suçlu olur ki, kirli ve pis olur ki, bana değime, bana dokunma da kime dokunursan dokun dersiniz. Onun sizinle birlikte görünmesini kendiniz için büyük bir hakaret sayarsınız ya, iĢte onların kendilerine yalvarıp yakardığı kimseler, tanrılık atfettiği kimseler, mesela Hıristiyanların tanrılık atfettiği Hz. Ġsa. Veya azizler, veliler. Kendilerine bu bize her Ģeyi istediğimizi verir denilen kimseler; Yarın insanların toplandığı mahĢerde düĢman olacaklar. Çünkü bunlar, onlar için bir iyilik yapmıĢ değiller. Onlara kötülük yapmaya kalkıyorlar. Onları Allah‟ın koymadığı bir yere koymaya çalıĢıyorlar.

7-) Ve izâ tütla aleyhim ayatuNA beyyinatin kalelleziyne keferu

lil Hakkı lemma caehüm hazâ sıhrun mubiyn;

ĠĢaretlerimiz kendilerine apaçık bildirildiğinde, o hakikat bilgisini inkâr edenler, kendilerine geldiğinde Hak için: "Bu apaçık bir büyüdür" dediler. (A.Hulusi)

07 - KarĢılarında âyetlerimiz açık açık, parlak parlak okunurken de

o küfredenler dediler ki hakka, kendilerine geldiği zaman: bu parlak bir sihir. (Elmalı)

Ve izâ tütla aleyhim ayatuNA beyyinatin kalelleziyne keferu lil

Hakkı lemma caehüm hazâ sıhrun mubiyn evet, ne zaman ayetlerimiz onlara bütün açıklığıyla tebliğ edildiyse inkarda ayak direyenler kendilerine ulaĢan hakikat için; Bu etkili bir sihirdir dediler. Mubıyn i etkili Ģekilde çevirdim, bu bağlamda ki en uygun çevirisi diye düĢünüyorum. Açık ve açık eden. Sahibinin içini dıĢa çeviren, niyetlerini ortaya koyan

Page 163: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

anlamına gelir. burada bu bağlamda ki gerçekten de etkili bir sihirdir dediler.

Ġlk muhataplar söz dinlemiyorlardı. Ama dikkat buyurun bu ayetten

çıkardığımız sonuç Ģu; söz dinlemeseler de sözün değerini anlıyorlardı. Etkili bir sihirdir demeleri aslında zımnen; Bu söz sıradan bir söz değil, bu sıradan bir laf değil, masal değil. Yani bizim Ģairlerin düzdüğü, koĢtuğu bir Ģey gibi değil. Bunda bir olağanüstülük var. Bu vahiydir demediklerine göre sihirdir diyorlar. Yani sözün yinede değerini, sıradan olmadığını itiraf etmiĢ oluyorlar böylece. Tersinden bir itiraf tabii bu.

8-) Em yekulunefterah* kul iniftereytühu fela temlikûne liy

minAllâhi Ģey'a* HUve a'lemü Bima tüfiydune fiyh* kefa Bihi Ģehiyden beyniy ve beyneküm* ve "HU"vel Ğafûrur Rahıym;

"Onu (kendi) uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Onu uydurmuĢsam, beni Allâh'tan (koruyacak) bir güce sahip değilsiniz... 'HÛ', O'nun hakkında ileri gittiğinizi daha iyi bilir... Benimle sizin aranızda Ģahidim olarak O kâfidir... O, Ğafûr'dur, Rahıym'dir." (A.Hulusi)

08 - Yok, iftirâ etti mi diyorlar? De ki: ben onu iftirâ ettimse siz beni

Allah dan kurtaracak hiç bir Ģey'e mâlik olamazsınız ve o sizin neye yaygara edip durduğunuzu pek âlâ bilir, ona benimle aranızda Ģahit o yeter, hem de gafûr, rahîm o. (Elmalı)

Em yekulunefterah yoksa onu kendisi uydurdu mu diyorlar? Daha

önce de müteaddit defa geçti. Yoksa onu kendisi uydurdu mu diyorlar. kul iniftereytühu fela temlikûne liy minAllâhi Ģey'a eğer onu ben

uydurmuĢ olsaydım Allah‟tan bana gelecek bir cezayı asla defedemezdim. De.

Değerli dostlar bu surenin giriĢinde, bu surenin nasıl bir zaman

diliminde nazil olduğunu izaha çalıĢtım. Resulallah‟ın hayatında ki en zor zaman. En acılı zaman, acının zirveye çıktığı zaman. Hayatında ki en değerli insanları kaybettiği bir zamanın hemen ertesi. DüĢünün sevgilisi Hz. Hatice‟yi kaybediyor. Yani adeta Hz. Hatice Resulallah‟ın sığınağı, barınağı. Ebu Talib‟i kaybediyor ve kan revan içinde Taif‟ten taĢlanarak dönüyor.

Page 164: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ama ilginç değil mi? Eğer Resulallah kendisi yazsaydı, kendinizden pay biçin. ġu satırların arasına o çektiği acılardan bir iki satır koyması gerekmez miydi. ġöyle o acıları görmemiz gerekmez miydi. Biri edebi bir metin yazsa, yazdığı andaki ruh hali ona yansır. Acı çekiyorsa sevinç sahnelerini canlandıramayacaktır. En güzel canlandıracağı Ģey acı, acısını yansıtır. Çünkü küpün içinde ki ne varsa dıĢına o sızar. Ama biz bu surenin hiçbir tarafında Resulallah‟ın çektiği bu acılara dair bırakın açıkça bir ifadeyi, bir ima bile bulamıyoruz. KiĢisel acılarına dair.

Vahyin ilahi kaynağını ispat eden en güzel delillerden biri iĢte

budur. Eğer öyle olmasaydı Hz. Ġsa‟nın annesine iliĢkin bir sure varken Resulallah‟ın annesine iliĢkin bir ayetin bile Kur‟an da olmamasını izah edemezdi. Bunun bir tek izahı varsa o da bu kitap Allah‟tandır. Onu gösterir.

HUve a'lemü Bima tüfiydune fiyh O öksesine düĢtüğünüz bu

iftiranın nedenini bilmektedir. Aslında literal anlamı; Ağzınızdan çıkan savurduğunuz, yani kulağınızın duymadığı ağzınızdan çıkan bu lafın neden çıktığını bilmektedir. Ġçine düĢtüğünüz bu iftira çukuruna niye düĢtüğünüzü bilmektedir.

kefa Bihi Ģehiyden beyniy ve beyneküm beniĢmle sizin aranızda

Ģahit olarak Allah yeter. ve "HU"vel Ğafûrur Rahıym iyi ki O çok bağıĢlayan, çok merhamet edendir.

Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum düĢmanlarına dönük olarak

Resulallah‟a söylemesi istenen cümlenin sonuna bakın. Hele ki O çok bağıĢlayıcı, çok merhamet sahibi. Adeta zımnen peygamberimizden düĢmanlarına karĢı bağıĢlayıcı olması istenmekte. Bu ayetle. Nebinin tasavvuru inĢa ediliyor. Resulallah‟ın iç dünyası onarılıyor ve yine de affedici ol deniliyor zımnen.

9-) Kul ma küntü bid'an miner Rusuli ve ma edriy ma yüf'alu

Biy ve lâ Biküm* in ettebi'u illâ ma yuha ileyye ve ma ene illâ neziyrun mubiyn;

De ki: "Rasûller arasında açığa çıkmamıĢ yeni bir Ģey oluĢturmuyorum. Bende ve sizde ne açığa çıkarılacağını bilmem! Bana vahyolunandan baĢkasına tâbi olmam! Ben yalnızca apaçık bir uyarıcıyım!" (A.Hulusi)

Page 165: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

09 - De ki: ben Peygamberler içinden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum, yalnız bana gönderilen vahye ittiba' ediyorum, ben baĢka değil, açık bir nezîrim. (Elmalı)

Kul ma küntü bid'an miner Rusuli ve ma edriy ma yüf'alu Biy

ve lâ Biküm De ki; ben peygamberlerin ilki değilim. Ne kendime ne de size ne yapılacağını asla bilmiyorum.

Ben peygamberlerin ilki değilim, ben türedi değilim anlamına da

alınabilir. Bid‟an; yani ben bid‟at değilim, sonradan ortaya çıkmıĢ, ya da getirdiğim mesaj bid‟at değil. Bu Ģu anlama geliyor; Vahiy benimle baĢlamadı, peygamberlikte benimle baĢlamadı. Ben bir zincirin halkasıyım, son halkasıyım, ilk halkası değilim. Dolayısıyla hakikat ilginç olan değildir, hakikat söylenmemiĢ olan değildir. Hakikat söylenmiĢ olandır. Ben o hakikati bir daha tekrar ediyorum, bir daha duyuruyorum, üstündeki tozları silkeliyorum. Biz bunu anlayacağız. Ama özellikle 2. cümle bana da size de ne yapılacağını bilmiyorum.

Hz. peygamber inĢa ediliyor demiĢtim bir önceki ayette. Tasavvuru,

aklı ve Ģahsiyeti inĢa ediliyor ve böyle demesi isteniyor. Muhataplara da Ģu söyleniyor; Peygamber olduğu halde onun insan üstü olmadığını siz de anlayın. O da sizin tabi olduğunuz insani yasalara tabi. Bak; bana da size de ne olacağını bilmiyorum diyor. Bunun; Resulallah‟ın tasavvurunu nasıl inĢa ettiğini bu ayetin örneğini biz Medine‟de görüyoruz.

Bir gün muhacirlerden Osman bin Maz‟un Hicret ettikten sonra

misafir olduğu evde hastalanır ve vefat eder. Vefatının ardından ev sahibesi Ümmül „Alâ, Osman Bin Maz‟un un hayatının mazbutluğunu gerçekten güzelliğini, gece ibadetlerine düĢkün olduğunu, yani gecesini ve gündüzünü gördüğü için Osman bin Maz‟un a döner ve der ki; Allah sana rahmet edecektir, sana müjdeler olsun, cennet sana helal olsun anlamında bir Ģeyler söyler.

O anda da Resulallah taziye için eve girmektedir ve bu sözü duyar

ve döner Ümmül „Alâ ya der ki; - Ve inniy vallahi ma edriy. Ben, ve ene Resulllahi ve ma yufalu bih.

Ben Allah‟ın resulü olduğum halde Allah‟ın bana ne yapacağını vallahi ben bile bilmiyorum. Kimse hakkında böyle kesin konuĢma.

Ondan sonra diyecektir Ümmül ‟alâ kimseyi böyle kesin teksiye

etmeyeceğime söz verdim. Aslında burada Resulallah‟ın yaptığı,

Page 166: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

söylediği Ģey, hatta ondan sonra bir rüya görür. Rüyasında Osman Bin Maz‟un u cennette görür ve Resulallah‟a haber verir, Resulallah‟ta rüyasını tasdik eder. O zaman Resulallah‟ın ona, Ümmül „Alâ ya anlatmak istediği Ģey o değil. Anlatmak istediği Ģey; Hiç birimiz akıbetinden emin değiliz. Ben bile. Bunu söyler. Yani peygamber de olsam gaybı bilemem.

in ettebi'u illâ ma yuha ileyye ve ma ene illâ neziyrun mubiyn

ben sadece bana vahy edileni izlerim. Zira ben hakikatleri olduğu gibi ortaya seren bir uyarıcıdan baĢka bir Ģey değilim.

10-) Kul eraeytüm in kâne min 'indillâhi ve kefertüm Bihi ve

Ģehide Ģahidün min beniy israiyle alâ mislihi feamene vestekbertüm* innAllâhe lâ yehdil kavmez zâlimiyn;

De ki: "Gördünüz mü (bir düĢünün bakalım), eğer (Kur'ân) Allâh indîndense ve siz Onu inkâr ettiyseniz (hâliniz ne olur)! Ġsrailoğullarından bir Ģahit Onun benzeri üzere Ģahitlik etmiĢ ve iman etmiĢ de; (buna karĢın) siz benlik taslamıĢsanız! Muhakkak ki Allâh zâlimler kavmini hidâyet etmez." (A.Hulusi)

10 - De ki: Ģuna vicdanınızda bir re'y edindiniz mi? Eğer bu, Allah

tarafından da siz ona küfrettinizse ve Benî Ġsraîl‟den bir Ģahit onun misline Ģahadet edip iman getirdi de siz kibretmek istedinizse? ġüphe yok ki Allah zâlimleri doğru yola çıkarmaz. (Elmalı)

Kul eraeytüm in kâne min 'indillâhi ve kefertüm Bih de ki;

düĢünsenize bir, ya bu mesaj Allah katından gelmiĢte buna rağmen siz onu inkar ediyorsanız ne olacak. ve Ģehide Ģahidün min beniy israiyle alâ mislihi feamene vestekbertüm devam ediyor cümle; Üstelik Ġsrail oğullarından bir Ģahit kendi gibi birisinin gönderileceğine Ģahitlik yapmıĢ ve ona inanmıĢken siz kalkıp küstahça baĢ kaldırmıĢsanız ne olacak.

Eğer „alâ mislihi de ki zamirin Hz. Peygambere gittiğini

düĢünürsek çeviri onun gibi olur. Yok vahye gittiğini düĢünürsek onun gibi bir mesaj anlamına gelir bu kez. Yani burada ki zamir 3 yere de dönebilir. 3 yeri de gösterebilir. Bizim tercihimiz Hz. Musa. Hem bağlama uygun olduğu için, hem de Tevrat‟ta kimi pasajlarda doğrudan atıf olduğu için ki gerçekten de Tevratın tensiye bölümünde Ģöyle bir cümle var;

Page 167: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Rabbiniz Allah sizin aranızdan bana benzeyen birini, yani bir peygamberi çıkaracaktır der. Bana benzeyen, özellikle „Alâ mislihi ile arasındaki benzerliğe dikkat.

[Ek bilgi; TEVRAT‟TA PEYGAMBERĠMĠZE ĠġARET. … (Eski Ahit Haggay 2, ayet 6-7 arası): Her Ģeye egemen

Efendiniz diyor ki: “Bir kere daha, vakit azdır ve Ben göklerle yeri, denizle karayı sarsacağım…Ve bütün milletleri sarsacağım ve bütün milletlerin Himada‟sı gelecek ve bu mabedi Ģanla, Ģerefle dolduracağım.”

Geleceği müjdelenen ve Tevrat‟ın bu bölümünün orijinal metninde geçen “Himada”kelimesi, Arapça‟da geçen Muhammed ismiyle aynı köklerden ve Ahmed isminin harfleri olan “Ha, Mim ve Dal”harflerinden oluĢmaktadır ve genel olarak aynı anlamları taĢımaktadır. Böylece Hz. Muhammed‟in ismi veya isminin anlamını veren kelime, ayetin ifadesinde, gelecekte oluĢacak görkemli bir olay ile beraber anılmaktadır… (Ġlme davet)]

innAllâhe lâ yehdil kavmez zâlimiyn unutmayın ki Allah haddi

aĢan bir toplumu asla doğru yola yöneltmez. 11-) Ve kalelleziyne keferu lilleziyne amenû lev kâne hayren ma

sebekuna ileyh* ve iz lem yehtedu Bihi feseyekulune hazâ ifkün kadiym;

Hakikat bilgisini inkâr edenler, iman edenlere dedi ki: "Eğer hayırlı olsaydı, Ona ulaĢmakta bizi geçemezlerdi"... Onunla hidâyet bulmadıkları için: "Bu eski bir yalandır" diyecekler! (A.Hulusi)

11 - Bir de küfredenler, iman edenler hakkında dediler ki: eğer o bir

hayır olsa idi bizden evvel ona koĢmazlardı, bununla muvaffak olamayınca da Ģöyle diyecekler: bu eski bir yalan. (Elmalı)

Ve kalelleziyne keferu lilleziyne amenû lev kâne hayren ma

sebekuna ileyh bir de inkarda direnenler imanda sebat edenlere Ģöyle derler. Eğer o mesajda bir hayır olsaydı Ģunlar ona bizden önce koĢmazlardı. ġunlar dedikleri Mekke‟nin yoksulları, köleleri, azatlıları. Yani Bilal, Zinnire, Ammar, Yasir, Süheyb gibi sahabeler. Onlar yamuk bakıyorlar. Allah‟ın gör dediği yerden bakmıyorlar. Toplumda ezilmiĢ, horlanmıĢ ve yoksul olanların Allah katında da horlandığını düĢünüyorlar.

Page 168: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Onun için kendilerinin haklı olduğunu, haklılıklarına gerekçe olarak ta refah içinde yaĢamalarını gösteriyorlar.

Ters dönmüĢ bir mantık. Amuda kalkmıĢ bir akıl, iĢte böyle ters

bakar. Onun içinde eğer bunda bir hayır olsa, değeri olsaydı biz koĢardık diyorlar. Niye? Bakın biz paraya koĢtuk onu elde ettik. Servete koĢtuk onu elde ettik. Eğer bunda da değer olsaydı ona da koĢar onu da elde ederdik.

Kur‟an bir tasavvur inĢa ediyor. değerli ve değersiz nedir. Sizin

değer verdiğinize Allah değer vermiyor. Sizin değer vermediğinize Allah değer veriyor. Bunu anlıyoruz biz buradan.

ve iz lem yehtedu Bihi feseyekulune hazâ ifkün kadiym bu

söylemle amaçlarına ulaĢamayınca ne derler? Ġster istemez Ģöyle diyecekler. Bu sözle amaçlarına bu söylemle ulaĢamayınca Ģöyle bir söylem geliĢtirecekler. Bu kadiym bir sahtekarlık türüdür. Bu kez de böyle bir söylem geliĢtirecekler. Vahiy için tabii.

Yalancı peygamberlik taslayanlara bir atıf. Öteden beri insanlık

tarihinin bir olgusu olan yalancı peygamberlere bir atıfta olabilir. ki zaten bir Ģeyin gerçeği olduğu zaman, mutlaka sahtekarı yalanı ve kalp ı da ortaya çıkacaktır.Ama onların yaptığı Ģey daha baĢka. Ġstismarcıyı istismar etmek. Yani istismarcıyı bahane ederek hakikate tavır koymak. Bu istismarın istismarıdır.

12-) Ve min kablihi Kitabu Musa imamen ve rahmeten, ve hazâ

Kitabun musaddikun lisanen 'Arabiyyen liyünzirelleziyne zalemu ve büĢra lilmuhsiniyn;

Ondan (Kurân'dan) önce de bir önder ve bir rahmet olarak Musa'nın Kitabı (Bilgisi) vardı... Bu (yani Kur'ân) ise, (nefslerine) zulmedenleri uyarması ve muhsinlere de bir müjde olması için Arapça bir lisan ile (öncekileri de) tasdik eden bir Bilgi kaynağıdır! (A.Hulusi)

12 - Onun önünden Musâ‟nın kitabı var; bir imam ve rahmet, bu da

tasdikleyici bir kitab, Arapça dilli, zulüm edenleri inzar için ve Muhsinlere müjde. (Elmalı)

Page 169: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve min kablihi Kitabu Musa imamen ve rahmeten ne ki bundan önce de izleyeni inĢa eden önder bir özne. Ġmamen‟i böyle çevirmemiz daha uygun. Ġzleyeni inĢa eden önder bir özne ve ilahi bir rahmet olan Musa‟nın kitabı vardı. Yani bu kitap ilk vahiy değil mi. Dolayısıyla daha önce de vahiyler geldi geçti. Ey inkarcı muhataplar, yani siz bunu reddettiniz de bir baĢka vahiy mi kabul ettiniz, hiç birini kabul etmediniz.

Vahiy sadece rahmet değil imamdır. Biz bu ayetten bunu da

öğreniyoruz. Ġmam ne demek; Önder, rehber, lider. Öznedir yani. Ġmam öznedir. Kendisine uyulan kimseye imam denir. Dolayısıyla öznedir. Vahiy öznedir yani. Uyulmak için gönderilmiĢtir, uydurmak için değil. Kitaba uymakla kitabına uydurmak arasında ki fark. Vahiy imam iken onu cemaat yapmak. ĠĢte bu yanlıĢı yapanlar kitabına uydurmuĢ olurlar. Kitaba uymak isteyen vahyi imam olarak görür. Yani ona ittiba eder. iktida eder. Ġlkelerin rehberliğine dikkat çekiyor bu ifade.

ve hazâ Kitabun musaddikun lisanen 'Arabiyyen

liyünzirelleziyne zalemu ve büĢra lilmuhsiniyn ve bu Kur‟an da kendine kıyanları uyarmak ve iyilere müjde vermek için önceki vahiyleri tasdik etmek üzere Arapça olarak indirilmiĢ ilahi bir kelamdır. Muhsiniyn; ayetin son kelimesi Allah‟ı görür gibi davrananlar diye izah etmiĢ efendimiz, Ġhsanı. Dolayısıyla biz muhsiniyn i de Allah‟ı görür gibi yaĢayan kimseler diye anlamamız daha doğru olur.

13-) Ġnnelleziyne kalu RabbunAllâhu sümmestekamu fela

havfün aleyhim ve lâ hüm yahzenun;

Muhakkak ki: "Rabbimiz, Allâh'tır" deyip sonra o doğrultuda yaĢayanlara gelince; onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar. (A.Hulusi)

13 - Rabbimiz Allah deyip de sonra doğru gidenler, her halde

onlara bir korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Elmalı) Ġnnelleziyne kalu RabbunAllâhu sümmestekamu fela havfün

aleyhim ve lâ hüm yahzenun elbet, rabbimiz Allah‟tır diyenler ve sonra da tahriklere aldırmadan emredilen yolda sabır ve sebatla yürüyenler için ne gelecek endiĢesi vardır, ne geçmiĢ kaygısı vardır, korkusu vardır. Yani gelecekten kaygılanmayacak, geçmiĢten dolayı da hüzün duymayacaklar.

Page 170: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Evet, bilginin zirvesi olan tevhid, eylemin zirvesi olan istikamet. Ġkisi bir arada gelmiĢ ayette. Esas duruĢ istikamet. Allah‟ın insana verdiği klas duruĢ. Bu duruĢu bozmayanlar gündemini baĢkalarının tayin etmesine izin vermeyenlerdir. Onun için burada zımnen vahyin ilk muhatabı olan Resulallah‟a gündemini baĢkalarının tayin etmesine izin verme öğüdü var.

14-) Ülaike ashâbül cenneti halidine fiyha* cezaen Bima kânu

ya'melun;

ĠĢte onlar Cennet Ashabı'dır... Yaptıklarının cezası olarak onda sonsuza dek yaĢarlar! (A.Hulusi)

14 - Onlar Ashabı Cennettir, iĢledikleri amellere mükâfâten orada

ebedî kalacaklardır. (Elmalı) Ülaike ashâbül cenneh iĢte onlar cennetliktirler. halidine fiyha*

cezaen Bima kânu ya'melun yaptıklarını bir ödülü olarak orada daimi kalıcıdırlar.

15-) Ve vassaynel insane Bi valideyhi ıhsana* hamelethü

ümmühu kürhen ve vedaathü kürha* ve hamlühu ve fısaluhu selasûne Ģehra* hattâ izâ beleğa eĢüddehu ve beleğa erba'ıyne seneten, kale Rabbi evzı'niy en eĢküre nı'metekelletiy en'amte aleyye ve alâ valideyye ve en a'mele sâlihan terdâhu ve aslıh liy fiy zürriyyetiy* inniy tübtü ileyke ve inniy minel müslimiyn;

Biz insana ana-babasına güzel davranmasını vasiyet ettik. Onun anası onu zahmetle taĢımıĢ ve zorlukla doğurmuĢtur. Onun taĢınması ve onun sütten kesilmesi otuz aydır... Nihayet olgunluğa ulaĢınca ve kırk seneye eriĢince dedi ki: "Rabbim... Bana ve ana-babama lütfun olan nimetlere Ģükretmemi, razı olacağın yararlı fiiller yapmamı nasip et. Benim zürriyetime de salâhı nasip et... Ben sana tövbe ettim ve muhakkak ki ben Müslimlerdenim!" (A.Hulusi)

15 - Hem biz o insana vâliydeyni hakkında ıhsan tavsiye ettik,

anası onu zahmetle taĢıdı ve zahmetle vazetti, hamliyle süt kesimi de otuz ay, nihâyet kemaline irdiği ve kırk yaĢına girdiği zaman «ya Rap! dedi: beni öyle sevk et ki bana ve anama babama inam buyurduğun nimetine Ģükredeyim ve razı olacağın salih bir amel iĢleyeyim, zürriyetim

Page 171: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

hakkında da benim için ıslâh nasip eyle, çünkü ben tevbe ile cidden sana yüz tuttum ve ben gerçek Müslümanlardanım. (Elmalı)

Ve vassaynel insane Bi valideyhi ıhsanan biz insana iyi

davranması talimatını verdik anne ve babasına. Ebeveynine iyi davranma talimatını verdik. Ġsra/23-24. ayetleri ve Lokman/14-15. ayetleri bu ayetle birlikte okunduğunda daha iyi açıklayıcıdır.

hamelethü ümmühu kürhen ve vedaathü kürhan annesi onu

zahmetle taĢıdı ve zahmetle doğurdu. ve hamlühu ve fısaluhu selasûne Ģehran onun taĢınması ve sütten kesilmesi 30 ayı buldu. Selâsun 30 ayı buldu. Annelerin değerine bir atıf var bu cümlede. Bu yüzden Allah‟tan Resulünden ve Allah yolunda cihattan alıkoyan kimseler sayılırken Tevbe/24. ayetinde anne geçmez Yani;

Kul in kâne abaüküm de ki babalarınız ve ebnaüküm oğullarınız,

ve ıhvanüküm kardeĢleriniz ve ezvacüküm eĢleriniz ve aĢiyretüküm. (Tevbe/24) aĢiretiniz, akrabanız, taallukatınız, ama anne geçmez. babalarınız der. Annenin geçmemesi, gerçi bir yorumda babalara anne de dahil edilebilirse de aslında annenin geçmemesi, annenin baba gibi evlada ideolojik yaklaĢmayacağı genel kanısından dolayıdır. Yani baba evlada soyunun sürdürücüsü olarak, neslinin devamı olarak bakar. Onu severken böyle ideolojik bir alt yapı vardır. Ama anne pazarlıksızdır. Anne ciğerinden bir parçayı sever. Kendinden bir parçayı sever. Dolayısıyla onun o anda nasıl olduğu değildir anneyi ilgilendiren, yani onun hangi yola girip hangi yoldan çıktığı, onun hep iyi olmasını ister. Her halükarda iyi olmasını. Tabii Tevbe/24. ayetine dayalı olarak böyle bir yorum yapmamız mümkin.

[Ek bilgi HAMĠLELĠK SÜRELERĠ HK. Tecrübe sahipleri diyorlar ki ceninin teĢekkülü için takdir edilmiĢ bir

zaman vardır, o zaman ikiye katlanınca cenin harekete baĢlar, bu toplama iki misli daha ilave edilince cenin anasından ayrılır dünyaya gelir. Mesela ceninin yaratılıĢını otuz günde tamam farz edelim. Bu zaman ikiye katlanıp altmıĢ gün oldu mu cenin hareket eder. Bu toplama iki misli olan yüz yirmi gün daha ilave edilince yüz seksen eder ki altı aydır. O vakit "cenin" anadan ayrılır.

YaratılıĢ otuz beĢ günde tamam olduğunu farz edelim, o vakit yetmiĢ günde hareket eder iki misli yüz kırk daha ilave olununca toplamı iki yüz on gün eder ki yedi aydır. Çocuk anadan ayrılabilir. Kırk gün olduğunu farz etsek seksen günde hareket eder iki yüz kırk günde anadan ayrılır ki sekiz aydır. Kırk beĢ günde tamam olduğunu farz edelim

Page 172: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

o zaman da doksan günde hareket eder iki yüz yetmiĢ günde anadan ayrılır ki dokuz ay eder. ĠĢte tecrübe sahiplerinin anlattıkları kural budur.

Calinûs demiĢtir ki ben hamilelik zamanlarının miktarlarının miktarlarını çok merak ile araĢtırdım. Bir kadın gördüm ki yüz seksen dört günde doğurdu. Ġbnü Sina da kendisinin bunu müĢahade etmiĢ olduğunu kaydetmiĢtir. Demek ki hamileliğin en az müddeti Kur'ân'ın nassına göre de tıbbın tecrübelerine göre de bir olarak altı aydır.

Ama hamileliğin en çok müddeti hakkında Kur'an da bir delalet yoktur. Ebu Ali b. Sina ġifa adındaki eserinde dokuzuncu makalesinin altıncı faslında demiĢtir ki, tamamıyla itimat ettiğim güvenilir bir yerden bana ulaĢtı ki bir kadın hamilelik senelerinin dördüncüsünden sonra bir çocuk doğurdu diĢleri bitmiĢti, hem de yaĢadı.

Eristatalis'ten de Ģöyle hikâye olunmuĢtur: Hayvanların doğum ve hamilelik zamanları bellidir. Ġnsandan baĢka ki gebe bir kadın bazen yedi ayda bazen sekiz ayda doğurur. Sekizinci ayda Mısır gibi muayyen beldelerden baĢka yerlerde az yaĢar. Ama genellikle çoğunluk dokuzuncu aydan sonra doğmaktadır. Tecrübe sahipleri Ģunu da hatırlatırlar ki yukarıda geçtiği üzere ikiye katlamak suretiyle beyan ettiğimiz kaide kesin değil, yaklaĢık olarak böyledir.

Bazen günlerde fazlalık eksiklik olabilir, sonra Râzî ceninin tamamlandığı müddeti de altı kısma ayırarak tecrübeye dayanan bilgilerine göre kaydetmiĢtir ki zamanımızda buna "mebhas-ı rüĢeym" yani cenin, embriyo bilimi denilmekte ve özel bir tasnife tabi tutulmaktadır. Nihayet der ki, altıncısında organlar birbirinden seçilir ve hiss olunacak Ģekilde belli olur, bunun toplamı kırk gündür, bazen kırk beĢ güne kadar uzanır en azı da otuzdur.

ġu halde bu, tıbbî tecrübelerle Peygamber (s.a.v.)'in Ģu hadisinde haber verdiğine uygun düĢmektedir. "Her birinizin yaratılıĢı anası karnında kırk günde toplanır." tecrübe sahipleri derler ki: "Kırktan sonraki düĢük cenin torbası yarılıp da soğuk suya konulduğu zaman organları belirgin küçük bir Ģey ortaya çıkar,

Kısaca hamileliğin en az müddeti altı ay olduğu gibi emzirme müddetinin de en çoğu iki senedir. "Hamilelik süresi ve sütten kesilmesi ve otuz ay" toplamının haberidir. Ancak Ġmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri bu âyette bir de Ģu mânâ ihtimalini nazar-ı dikkate almıĢtır.

Hamilelik süresi de sütten ayrılma süresi de otuz aydır. Bu durumda hamilelik müddetinin de otuz ay, emzirme müddetinin de otuz ay olması ve ikisinin de en çok süresinin beyan edilmiĢ bulunması gerekir. (Elmalı tefsir)]

hattâ izâ beleğa eĢüddehu ve beleğa erba'ıyne senenihayet tam

olgunluğa eriĢip 40 yaĢına ulaĢtığında kale Rabbi evzı'niy en eĢküre nı'metekelletiy en'amte aleyye ve alâ valideyye ve en a'mele sâlihan

Page 173: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

terdâha rabbim der, bana ve ana babama bahĢettiğin nimetler için Ģükretmemi ve rızanı kazanacak iyi ve yararlı ameller iĢlememi bana nasip et. Böyle bir tasavvur ver, böyle bir kolaylık ver, beni bu noktada inĢa et. Diye dua eder.

Ġlginçtir, beleğa eĢüddehu ve beleğa erba'ıyne sene 40 yaĢ.

Ruhun ve aklın olgunluk yaĢı. Daha doğrusu bedenin olgunluk yaĢı 23. aklın olgunluk yaĢı 33, ruhun olgunluk yaĢı 40 olarak söylenir. Hem Hz. Peygambere hem de Hz. Musa‟ya vahyin geldiği yaĢtır bu. Halk arasında 40 ından sonra azana çare bulunmaz denilmesinin belki de kaynağı budur. 40 yaĢ, dönüm noktası yani artık ondan sonra mazeretin kalmadığı bir nokta. Hayatın gün dönümü. ĠĢte 40 yaĢı onun için almıĢ. Hayatın gün dönümü. Hayatın gün dönümünden sonra artık son bahara, artık kıĢa yaklaĢıyor. Onun için ayağını denk al ey insan oğlu mesajı var. Ama 40 yaĢtan sonra bir mazeretin olamaz. Yani tecrübesizdim, çoluk çocuktum, kanım deli akıyordu falan da diyemezsin. Böyle bir imayı da sezmemiz mümkin.

kale Rabbi evzı'niy en eĢküre nı'metekelletiy en'amte aleyye ve

alâ valideyye ve en a'mele sâlihan terdâh burada insan rabbim diyor, bana, anne babama verdiğin nimetlere Ģükredebileceğim bana bir tasavvur ver, yani bunu nasip et Ģükretmeyi. Yani insandan böyle bir Ģükür isteniyor. Ama Ģükretmesi için insanın bir formasyona sahip olması lazım. Asıl Allah‟tan insanın; Bana Ģükredecek bir yapı ver ya rabbi diye dua etmesi lazım. Demek ki Ģükretmenin kendisi bir nimettir. Biz bunu anlıyoruz. Yani Ģükredecek nimet nimettir de nimete Ģükretmekte nimetlerin en büyüğüdür. Çünkü nimete sahip olduğu halde Ģükretmeyenlere ne demeli. Onun için ya rabbi bana nimetleri görüp onlara Ģükredecek bir liyakat ver duası belki de en büyük nimete talip olmaktır.

ve aslıh liy fiy zürriyyetiy ve bana bağıĢladığın neslimi de iyilikte

daim kıl. inniy tübtü ileyke ve inniy minel müslimiyn iĢte ben yüzümü sana döndüm ve artık tam biçimde sana teslim oldum, kayıtsız Ģartsız sana teslim oldum.

Bu ayette duanın üç unsuru anılıyor. 1 - ġükredecek bir liyakat. Yani Ģükür nasip et ya rabbi. Demek ki

Ģükürsüzlük bir bela. Hakikaten Ģükretmeyen insana kıymet yetmez. Yani kıymet bilmeyene kıymet yetmez. ġükür kıymet bilmektir. lein Ģekertüm le eziydenneküm.. eğer Ģükrederseniz artırırım ve lein kefertüm inne azâbiy leĢediyd. (Ġbrahim/7)Yok küfrederseniz, nankörlük ederseniz,

Page 174: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

yani Ģükretmezseniz küfretmiĢ olursunuz anlamına. Azabım Ģiddetli olur. Nedir azab? Verdiğim nimetle sizi baĢ baĢa bırakır, nimete Ģükretme liyakatini vermem. Nimete Ģükretme liyakatini alırsam o nimet baĢınıza bela olur. O nimet sizin için nimet değil nikmet olur, keder olur, bela olur, zahmet olur. Rahmet olmaz.

2 – Bu tasavvura uygun salih amel. Duada ikinci dua etmemiz

istenen Ģey. Salih amel. Yani bende bir tasavvur inĢa et ya rabbi, nimetini fark edip ona Ģükredeyim. Ondan sonra salih amel iĢleyeyim. Yani bu tasavvura uygun bir eylem biçimi geliĢtireyim. Bu tasavvurum aklımı olgunlaĢtır, tasavvurumu olgunlaĢtır, olgun aklım, olgun eyleme dönüĢsün. Yani meyvelerim olsun ya rabbi. Sadece iyi ve sağlam bir ağaç olmayayım, meyveli ağaç olayım. Çünkü amel mü‟minin meyvesidir, imanının meyvesidir. Ġkincisi de bu, imanımı meyveli kıl ya rabbi.

3 - Salih nesil. Ġmanın en büyük meyvesi, insan yaĢarken elde

ettiği değil, insan öldüğü halde kendisi ölmeyen meyvedir. DüĢünün bir ağaç ki artık ölmüĢ, kurumuĢ, ama meyve hala yaĢıyor. ĠĢte salih nesil bu. Dolayısıyla süren amel. Sadakayı cariyenin bir numarası. Ebeveyne düĢen evlada istikamet açısı vermektir. Bu ayet bize bunu söylüyor. Anne babanın evlada karĢı görevini dile getiriyor. Daha sonra, bir sonraki ayette yani 17. ayette evladın anne babaya karĢı görevi dile getirilecek. Ama burada anne babanın evlada karĢı ona istikamet açısı ver, baĢta Allah‟tan onun için iyi dile. Yani onu kendi neslini sürdürecek, ya da onun sırtından at baĢı yapacak, onun sırtından kendine konum biçecek, statü tayin edecek bir yanlıĢa girme. Onu yaĢayan amelin haline getirmek istiyorsan öncelikle ona bir misyon ver. Vizyondan önce misyon ver. Bir davası olsun. Yani Allahlı bir hayatı zimmetle ona. Mirası onunla bırak. Ona kalıcı bir miras bırakmak istiyorsan. ĠĢte bu.

16-) Ülaikelleziyne netekabbelü anhüm ahsene ma amilu ve

netecavezü an seyyiatihim fiy ashabil cenneti, va'des sıdkılleziy kânu yu'adun;

ĠĢte bunlar, cennet ehli içinde Ģu kimselerdir ki, onlardan yaptıklarının güzellerini geçerli kılar; kötülüklerinden vazgeçeriz... (Bu) vadedilmiĢ oldukları, sıdkın karĢılığıdır! (A.Hulusi)

16 - ĠĢte bunlar Ashabı Cennet içinde o mümtazlardır ki

kendilerinden yaptıkları amellerin en güzelini kabulleneceğiz ve

Page 175: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

günahlarından geçeceğiz, bu ĢaĢmaz doğru vaad iledir ki vaad olunmakta bulunuyorlar. (Elmalı)

Ülaikelleziyne netekabbelü anhüm ahsene ma amilu ve

netecavezü an seyyiatihim iĢte bunlar yaptıklarının en iyilerini kabul edip kötülüklerinin de üstünü çizeceğimiz kimselerdir.

Çok hoĢ bir müjde. Ġnsanın gönlünü güldüren bir müjde, sevindiren

bir müjde. Yani bunlar melek değildir, bunlar kılçıksız değildir amiyane tabirle. Bunlarda hata iĢler, bunlarda günah iĢler ama bunlar hadlerini bilenlerdir. Allah‟a teslim olanlardır. Günahı savunmayanlardır. Dolayısıyla biz bunların günahlarının üzerini çizeceğiz.Netecavez anhüm evet yani günahlarının üstünü çizdik mi kim onu ortaya serecek ki kim bize karĢı burada bunu iĢlemiĢ diyecek ki ve tabii onların yaptıklarının en güzellerini kabul edeceğiz.

Bu, Ģu manaya geliyor, baĢka ayetlerle birlikte tefsir ettiğimizde

buna mümasil, bununla ilgili Ģu anlama geliyor, Onun iyi amellerinin en iyisini esas alıp, ölçü alıp diğerlerini de onun seviyesinden değerlendireceğiz. Mesela Eylemler arasında 100 puan, 90 puan, 80 puan, 70 puan, 60 puan.. hepside güzel iyi geçer ama pek iyi olan namaz var. Ġyi ve orta olan namazlarını da pek iyi namazlar seviyesinde ele alacağız, öyle değerlendireceğiz. ĠnĢallah.

fiy ashabil cenneti, va'des sıdkılleziy kânu yu'adun Evet, fiy

ashabil cenneh. Bunlar cennet ehli arasında ki yerlerini alacaklar. fiy ashabil cenneti, va'des sıdkılleziy kânu yu'adun hepsini birden mana vereyim bölmeden, verilmiĢ olan söze sadakatin bir gereği olarak cennet ehli arasında ki yerlerini alacaklar. Ama önceden verilmiĢ söze sadakat gereği. Allah söz vermiĢti vahiyde. Ġyi amel yapanları cennetime koyacağım diye. ĠĢte bu sözün gerçekleĢmesidir buyruluyor.

[Ek bilgi; HZ. EBU BEKĠR‟ĠN VASĠYETĠ Taberi Hz. Ebu Bekir'in Ömer'e olan vasiyetini nakleder. ġöyle ki:

Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer'i çağırdı da ona dedi ki: Ben sana bir vasiyet edeceğim onu iyi muhafaza edesin Allah'ın

gecede bir hakkı vardır. Onu gündüzün kabul etmez ve gündüzün bir hakkı vardır onu da gece kabul etmez. Bizim hiçbirimiz için farzı yerine getirmedikçe nafile yoktur,

Kıyamet günü mizanları ağır gelenlerin mizanlarının ağır gelmesi hep dünyada hakka uymaları ve onun, onlara ağır gelmesi sebebiyledir. Haktan baĢka bir Ģey konmayan bir mizanın ağır gelmesi ise hakkıdır.

Page 176: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Kıyamet günü mizanları hafif gelenlerin mizanlarının hafif gelmesi de dünyada batıla uymalarından ve onun, onlara hafif gelmesindendir. Batıldan baĢka bir Ģey konmayan bir mizanın hafif gelmesi de hakkıdır.

Görmez misin Allah Teâlâ cennetlikleri en güzel amelleriyle zikretmiĢtir. Onun için biri der ki benim amelim bunların ameline nerede eriĢecek onun sebebi çünkü Allah Teâlâ onların kötü amellerinden geçmiĢtir de onları açığa vurmaz, görmez misin Allah Teâlâ cehennemlikleri en kötü amelleriyle anmıĢtır da biri der ki; ben amelce onlardan iyiyimdir, onun sebebi çünkü Allah Teâlâ onların en güzel amellerini kendilerine geri vermiĢtir.

Görmez misin Allah Teâlâ Ģiddet âyetini, rıza âyetinin yanında ve rıza âyetini Ģiddet âyetinin yanında indirmiĢtir ki mümin hem ümitli, hem saygılı olsun da kendi eliyle tehlikeye atılmasın ve Allah'a karĢı hak olmayan bir kuruntuya kapılmasın. (Elmalı – Tefsir)]

17-) Velleziy kale livalideyhi üffin leküma ete'ıdaniniy en

uhrece ve kad haletil kurunü min kabliy ve hüma yesteğiysânillahe veyleke amin* inne va'dAllâhi Hakk* feyekulü ma hazâ illâ esatıyrul evveliyn;

O (kiĢi) ki, ana-babasına: "Öf be! Benden önce nice nesiller gelip geçtiği hâlde, (bâ's olunmamla) çıkarılmamla mı beni tehdit ediyorsunuz?" dedi... O ikisi (ana-babası) de Allâh'tan yardım isteyerek: "Yazıklar olsun sana, iman et! Muhakkak ki Allâh'ın vaadi haktır" (dediler)... (O ise): "Bu, öncekilerin masallarından baĢka değil" demekte devam eder! (A.Hulusi)

17 - ġöyle ise ki: «anasına babasına of size, dedi: bana

çıkarılacağımı mı vaad ediyorsunuz? Halbuki benden evvel nice karnlar geçmiĢ; ikisi de Allaha el' aman çekerek yazık sana, imana gel, her halde Allahın vaadi haktır diyorlar da o yine diyor ki: bu, eskilerin esatîrinden baĢka bir Ģey değildir. (Elmalı)

Velleziy kale livalideyhi üffin leküma ete'ıdaniniy en uhrece ve

kad haletil kurunü min kabliy ne ki kendisine iman telkin eden anne babasına; ikinize de yuh olsun, ne yani benden önce bunca nesil gelip geçtiği halde hiç biri dirilmemiĢken bana diriltileceğini mi söylüyorsunuz diye çıkıĢan da var. Böyle evlatta var. Yani böyleleri de var. Allah‟a itaate davet eden mü‟min anne babanın bu davetine isyan eden Allah‟a isyan etmiĢ gibidir zımnen biz bunu okuyoruz, anlıyoruz.

Page 177: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ve hüma yesteğiysânillahe veyleke amin* inne va'dAllâhi Hakk ana baba da Allah‟ın yardımına sığınarak Ģöyle der onun bu küstahlığı karĢısında. Sana yazıklar olsun, iman et. ġu kesin ki elbet Allah‟ın vaadi gerçekleĢecektir. Ġman etsen bundan sen kazanırsın. Biz senin iyiliğini istiyoruz. Yani senden bizi besle, bizi el bebek gül bebek et, sen çalıĢ biz yiyelim demiyoruz. Bakınız anne baba bunu dese haksız değil, ama senden senin iyiliğini istiyoruz. Senin akıbetin için sana yalvarıyoruz gel yavrucuğum Allah‟a iman et. Geri döneceğini, yani yeniden dirileceğini unutmadan bir hayat yaĢa diyoruz, kötü mü diyoruz.

feyekulü ma hazâ illâ esatıyrul evveliyn bunun üzerine o küstah

evlat Ģöyle der. Bunlar eskilerin masallarından baĢka bir Ģey değildir. Kur‟an da eskilerin masalları ibaresinin kullanıldığı her yerde

bağlam ahiretle ilgilidir. Ahiretle ilgili bağlamlarda gelir bu. Yani aslında ahirete iman tüm insanlık boyunca peygamberlerin çağırdığı temel düsturdur. Buradan zımnen biz onu anlıyoruz.

18-) Ülaikelleziyne hakka aleyhimül kavlü fiy ümemin kad halet

min kablihim minel cinni vel ins* innehüm kânu hasiriyn;

ĠĢte bunlar, cin ve insten, onlardan önce gelip - geçmiĢ ümmetler hakkındaki azap hükmü, bunlar aleyhine de gerçekleĢecek kimselerdir... Muhakkak ki onlar hüsrana uğrayanlardı. (A.Hulusi)

18 - ĠĢte bunlar Ġns-ü Cinden önlerinde geçen ümmetler içinde

üzerlerine söz Hakk olmuĢ olan kimselerdir, çünkü bunlar hep hüsrana mahkûm olmuĢlardır. (Elmalı)

Ülaikelleziyne hakka aleyhimül kavl iĢte onlar haklarında ilahi

yasanın gerçekleĢtiği kimselerdir. Onlardan kasıt, Ülaike de ki bu zamir nereye ait, nereye döner, Ġnkarcı aklın benden önce bunca nesil geldi geçti sözüyle kastettikleri olsa gerek. Yani iĢte onlar, yani benden önce geldi geçti de hiç dirilmedi dediklerin var ya, ilahi yasaya tabi olup öldüler. Yani orada dirilecekler, zamanı gelince dirilecekler. Burada ki malum söz el kavl yani ölümün yasası diye anlaĢılabilir.

fiy ümemin kad halet min kablihim minel cinni vel ins

kendilerinden önce geçip gitmiĢ cinlere ve insanlara dahil olmuĢlardır. Yani onlar da kendilerinden önceki ölümlü varlıkların yasasına tabi oldular. innehüm kânu hasiriyn Ģüphesiz kaybeden de onlar olacaktır.

Page 178: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

19-) Ve liküllin derecâtun mimma 'amilu* ve liyüveffiyehüm

a'malehüm ve hüm lâ yuzlemun;

Her birinin, yaptığı amellerinden (oluĢan) dereceleri vardır. Tâ ki onlar, haksızlığa uğratılmaksızın amellerinin karĢılığını tam görsünler. (A.Hulusi)

19 - Her biri için de yaptıkları amellerden dereceler vardır, bu da hiç

hakları yenmeyerek bütün amellerini kendilerine tamamen ödemek içindir. (Elmalı)

Ve liküllin derecâtun mimma 'amilu her birinin yaptıklarıyla

uyumlu bir derece bulunacaktır. Yani iyiler derece derece cennetlere girecekler, cennetler tek bir makam olmayacağı gibi kötüler de derece derece cehenneme girecekler. Yani cehennem de tek bir makam olmayacak. Onun için kötülüklerin az kötüsü var, çok kötüsü var, berbatı var. O nedenle az kötü ile çok kötüyü bile Allah aynı yere koymayacak. Buradan anladığımız Ģu; Allah süpürmüyor ey muhatap, sen de süpürme. Allah bırak iyiliği, zerre kadar iyiliği zayi etmeyi, kötü ile az kötü arasında ki farkı bile yok saymıyor. Bu çok önemli bir nükte gerçekten de.

ve liyüveffiyehüm a'malehüm ve hüm lâ yuzlemun sonuçta

onlar yaptıklarının karĢılığını tastamam görecekler ve asla zulme uğramayacaklar.

20-) Ve yevme yu'radulleziyne keferu alen nar* ezhebtüm

tayyibatiküm fiy hayatikümüd dünya vestemta'tüm Biha* fel yevme tüczevne azâbel huni Bima küntüm testekbirune fiyl Ardı Bi ğayril Hakkı ve Bima küntüm tefsükun;

Hakikat bilgisini inkâr edenlerin ateĢe getirileceği süreçte: "Dünya hayatınızda güzelliklerinizi yaĢayıp, verilen ömrü geçici zevkler uğruna tükettiniz! Bugün ise Hakk'ın gayrı olarak arzda benlik taslamanız ve bozuk inançla yaĢamanız dolayısıyla alçaltıcı azabı yaĢamak suretiyle karĢılığını alacaksınız!" (A.Hulusi)

20 - Ve küfredenler ateĢe arz olunacağı gün Ģöyle denir: siz bütün

tayyibâtınızı (lezaizinizi) Dünya hayatınızda giderdiniz ve onlarla zevk

Page 179: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

yab oldunuz, alacağınızı aldınız, artık bu gün hakaret azâbıyla cezalanacaksınız çünkü Yer yüzünde haksızlıkla kibir taslıyordunuz ve çünkü dînden çıkıp fasıklık ediyordunuz. (Elmalı)

Ve yevme yu'radulleziyne keferu alen nar iĢte küfürde

direnenlerin ateĢe takdim edilecekleri o gün kendilerine denilecek ki; ezhebtüm tayyibatiküm fiy hayatikümüd dünya vestemta'tüm Bihaezhebtüm tayyibatiküm fiy hayatikümüd dünya dünya hayatında tüm güzellikleri tükettiniz. Çok ilginç, çok çarpıcı bir ifade. Dünya hayatında tüm güzellikleri tükettiniz. Siz var ya siz. Dünya hayatındayken tüm güzellikleri tükettiniz. Devamı daha ilginç;

vestemta'tüm Biha ve onları kısa vadeli tüketime hazır bir hazza

dönüĢtürdünüz. Kısa vadeli bir hazza tahvil ettiniz. Tüketime hazır bir lezzete, zevke tahvil ettiniz. Yani kalıcı güzelliğe dönüĢtürmekte elinizdeydi ama siz dünya hayatında Allah‟ın size verdiği güzellikleri sinek gibi kullandınız. Arı gibi değil. Güzelliğin arısı olsaydınız üretirdiniz, güzelliğin sineği oldunuz, tükettiniz. Onun üstüne kondunuz kirli ayaklarınızla, onu da kirlettiniz. Dolayısıyla güzelliği tükettikten sonra varacağınız yer kötüdür. Cehennem iĢte tükettiğiniz güzellikten sonra bize bir Ģey kalmayan sondur.

Güzellikler bir tohumdur, adeta biz bunu anlıyoruz buradan.

Tohumu ekerek üretebilirsiniz de, tüketerek yok edebilirsinizde. Yani siz güzellikleri bir tohum gibi görür onları çoğaltırsanız cennetiniz olur akıbet. Eğer güzellikleri tüketilecek bir tüketim nesnesi olarak görürseniz artık oraya güzellik kalmaz. Sizi bekleyen kötü bir mekan olur. ..suüddar. (Ra‟d/25) Kur‟an ın ifadesi ile en kötü mekandır.

fel yevme tüczevne azâbel huni Bima küntüm testekbirune fiyl

Ardı Bi ğayril Hakkı ve Bima küntüm tefsükun artık bu gün yeryüzünde haksız yere küstahça böbürlendiğiniz ve yoldan çıkıp azdığınız için alçaltıcı bir biçimde cezalandırılacaksınız. Haksız yere büyüklük tasladınız. Büyük olmadığınız halde büyükmüĢ gibi göründünüz. Olmadığınız gibi göründünüz. Yani içinizi boĢaltıp dıĢınıza yedirdiniz. Yani maske taktınız, yüzünüzle yetinmediniz. Kendine yetmediğiniz halde, kendinize yetermiĢ gibi davrandınız. Allah‟a muhtaç olduğunuz halde sana ihtiyacım yok havalarına girdiniz. Ve sonuç mu? Sonuç azab.

Azab; etimolojik olarak kök anlamı terk edilmek. Yani Allah

tarafından terk edildiniz. Bundan büyük azab mı olur, bundan büyük bela

Page 180: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

mı olur bundan büyük, bundan dehĢetli cehennem mi olur. Allahsız olmak, Allah‟ın yardımından mahrum olmak. ĠĢte cehenneminizi kendi elinizle hazırladınız.

Rabbim böyle bir hayattan, böyle bir tasavvurdan, böyle bir bakıĢ

açısından korusun. Bize ucu cennetle noktalanmıĢ bir hayat nasip etsin. “Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn” Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.

Page 181: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. AHKAF SURESĠ (21-37) (159-1)

"Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” Sevgili Kur‟an dostları bu günkü dersimize Ahkaf suresinin 21.

ayetiyle devam ediyoruz. 21-) Vezkür eha 'Ad* iz enzere kavmehu Bil ahkafi ve kad

haletin nüzüru min beyni yedeyhi ve min halfihi ella ta'budu illAllâh* inniy ehafü aleyküm azâbe yevmin 'azıym;

Ad'ın kardeĢini de (Hud'u) an... Hani (Hud) -ki, Onun önünden ve arkasından nice uyarıcılar gelip geçti- toplumunu: "Allâh'tan baĢkasına ibadet etmeyin... Size gelecek aziym bir sürecin azabından korkarım" diyerek kum tepeleri arasında yaĢayanları uyardı. (A.Hulusi)

21 - Bir de Âdın kardeĢini an, Ahkaf ta kavmini inzar ettiği vaktı: ki

önünden ve ardından nice nezîrler de geçmiĢtir, Allah dan baĢka mabut tanımayın diye, çünkü ben size büyük bir günün azâbından korkuyorum. (Elmalı)

Vezkür eha 'Adin ve Ad kavminin soydaĢını hatırla, yani LÛT‟u.

Daha önceki ayetlerde inkarcı muhatapların inkar etmekle ne büyük bir kayıp içinde oldukları dile getiriliyor ve eğer inkarda ısrar ederlerse kendilerini bekleyen feci akıbete dikkat çekiliyordu.

Peki bu feci akıbet nasıl bir Ģeydi? ĠĢte bu sorunun cevabı olarak

geçmiĢ kavimlerden, uygarlıklardan, belki de kendisine benzer uygarlıklar içerisinde çok önde gelen, zamanının süper gücü olan Ad kavminin helâk kıssası ele alınıyor.

Ad kavmi daha önce de gerek „Araf suresinde, gerek müteakip

surelerde yeri geldikçe açıkladığımız gibi Arabistan yarım adasının güney sahiline yakın Rub‟ul Hali diye bilinen çeyrek boĢluk. Belki dünyanın 3 büyük çölünden biri sayılan o büyük Arabistan çölünün güney bitiminde ki sıra kum tepeleri. Ahkaf onlar. O kum tepelerine Ahkaf deniliyor. Hıkf tekili, çoğulu Ahkaf. O kum tepelerinin hemen yanında ki

Page 182: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

orası adeta yarım adanın platosu, hayli yüksek. Dolayısıyla yağıĢ alan bir yer.

Kum tepelerinin denize bakan yamacında bir vadi. Vadinin ismi

Hadramevd. Hadramut diye de daha sonra telaffuz edilmiĢ. YeĢil ölü, veya ölü yeĢil. Anlamı da bu. Bir dönem cennet gibi bir vadi olan Hadramevd vadisi, Ad kavmini helâk eden bu beladan sonra bir ölüm vadisi haline geliyor.

M.Ö. 3.000 yıllarına dayanıyor Ad uygarlığının tarihi. ĠĢte bu vadide

muhteĢem bir uygarlık kuruyorlar. Bu uygarlık o kadar güçlü, o kadar büyük, o kadar geliĢmiĢ ki, Fecr suresinde de ifade edildiği gibi;

Ġreme zâtil 'ımâd. (Fecr/7)sütunlar, görkemli sütunlar sahibi Ġrem

Ģehri. MeĢhur efsanevi Ġrem bağlarının olduğu mahal. Elletiy lem yuhlak mislüha fiylbilad. (Fecr/8) devam ediyor Fecr

suresi. Bu öyle görkemli bir uygarlıktı ki lem yuhlak mislüha fiylbilad, daha önce yer yüzünde böylesi yoktu, kurulmamıĢtı. Asla yaratılmamıĢ, yapılmamıĢ, meydana getirilmemiĢti. Böylesine benzersiz bir uygarlıktı.

ĠĢte bu uygarlığın baĢına gelen feci akıbeti anlatıyor bu kıssa. Bu

uygarlık güce tapmaya baĢladı. Serveti tanrılaĢtırdı, Allah‟ı unuttu, kendine yabancılaĢtı. Zulmetmeye baĢladı. Allah‟tan bağımsız bir dünya ve saadet tasavvuru kurdu. Bu tasavvur sonucunda gücü putlaĢtırdı, güce taptı. En sonunda Allah onlara Lût peygamberi gönderdi ve Lût peygamber onları Allah ile bağlarını tazelemeye, güce tapmamaya, dünyanın gelip geçici olduğuna, tek dünyalı değil çift dünyalı yaĢamaları gerektiğine, hesabını verebilecekleri bir hayat yaĢamaya davet etti.

Fakat bu davet reddedildi. Davete icabet etmediler. Servetlerine

güvendiler, uygarlıklarını savundular, insanı savunmadılar, hakikati ve değeri savunmadılar. Gücün değerini, değerin gücüne üstün tuttular ve sonuçta helâk oldular. Bugün hala ziyaret edilen Hadramevd yakınlarında Hz. Lût‟un kabri olarak bilinen bir ziyaretgah mevcut. Hatta her Ģaban ayının 15. inde bölge insanı orada toplanıp yemek yer, Ģölen yapar ve Hz. Lût‟un ruhunu dualarla Ģad eder. Böyle bir gelenekte kalmıĢ.

iz enzere kavmehu Bil ahkafi ve kad haletin nüzüru min beyni

yedeyhi ve min halfihi ella ta'budu illAllâh hani Ģu kum tepeleri, kum sıra dağları arasında yaĢamıĢ olan kavmi, ki ondan önce de sonra da nice uyarıcılar gelip geçmiĢti. ġöyle uyarmıĢtı (Lût peygamber) Allah‟tan

Page 183: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

baĢkasına asla kulluk etmeyin. Bu zımnen kula kul olmayın, eĢyaya kul olmayın, güce kul olmayın, iktidara kul olmayın, haĢmete kul olmayın, nefse kul olmayın, refaha kul olmayın. Eğer olacaksanız Allah‟a kul olun. Güce kul olursanız eğer, yani Allah‟a kul olmazsanız eğer, Allah dıĢında her varlığı tanrılaĢtırmaya açık olursunuz. Eğer bir Allah‟a kulluk etmekten kaçınırsanız, binlerce tanrı edinirsiniz. Sizi herkes kul olarak kullanır. Onun için onurunuzu koruyun, beĢ paralık etmeyin. Dedi.

inniy ehafü aleyküm azâbe yevmin 'azıym aksi halde ben

korkunç bir günün azabından korkuyorum. Korkunç bir günün sizin üzerinize gelecek olan dehĢetinden korkuyorum dedi.

Peygamberlerin ümmeti için korkusu, bir annenin evladı için

titremesine benzer. Çünkü onlar ümmetlerini kendilerine verilmiĢ birer emanet olarak görürler. Ümmeti daveti, ümmeti icabete dönüĢtürmenin çabasını verirler. Nihayetinde her peygamberin gönderildiği toplum inkar da etse o peygamberin ümmetidir. Ümmeti davettir. Davet edilen ümmettir. Ama davete icabet ederse ümmeti icabet olur. Yani davete karĢılık vermiĢ ümmet grubuna girer. Dolayısıyla her peygamber ümmeti üzerinde titrer.

Peygamberler peygamberi efendimiz A.S. daha bir titremiĢti. Onun

için ümmetine olan Ģefkat ve sevgisi Tevbe suresinin son ayetlerinde rabbimiz tarafından tescillenmiĢ, belgelenmiĢti.

22-) Kalu eci'tena li te'fikena 'an alihetina* fe'tina Bima te'ıdüna

in künte mines sadikıyn;

Dediler ki: "Tanrılarımızdan döndürmek için mi bize geldin? Eğer sadıklardansan, kendisiyle tehdit ettiğini bize getir!" (A.Hulusi)

22 - Sen, dediler: bizi mabutlarımızdan çevirmek için mi geldin

bize? Haydi getir! O bize vaad edip durduğun azâbı sadıklardan isen. (Elmalı)

Kalu eci'tena li te'fikena 'an alihetina onlar da; sen bizi

tanrılarımızdan soğutmak için mi geldin ey Lût dediler. fe'tina Bima te'ıdüna in künte mines sadikıyn eğer sözüne sadıksan haydi tehdit ettiğin azabı, belayı getir de bir görelim diye de meydan okudular.

Page 184: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Batıl inancında delile ihtiyaç duymayıp, iĢ hakka inanmaya gelince delil istemek polemiğin en kötüsüdür. Kendilerinin taptıkları batıl inançlar, batıl tanrılar konusunda delil aramazken, bir peygamberin daveti konusunda delil aramaya kalkmak akılsızlıktan baĢka ne olabilir ki. Demek ki insan ters döndü mü, bilinç amuda kalktı mı, bilinç ters döndü mü, delil istemesi gereken Ģeyde delil aramaz, ama delilsiz koĢması gereken hakikatte delil istemeye, delil gelince de reddetmeye kalkar.

Zaten ters dönmüĢ bir akıl batıla delil aramaz, hakka delil arar, delili

gösterince de reddeder. Çünkü gönlü inanmak istememektedir. Yani inanmaya gönüllü değildir, mutlaka bir bahane bulacaktır. Onun derdi delil değildir, onun derdi batılına mazeret üretmektir.

23-) Kale innemel 'ılmu 'indAllâh* ve übelliğuküm ma ursiltü

Bihi ve lakinniy eraküm kavmen techelun;

(Hud) dedi ki: "Ġlmi Allâh indîndedir! Kendisiyle irsâl olunduğumu size tebliğ ediyorum (ben sadece)... Ne var ki sizi cahil bir topluluk olarak görüyorum!" (A.Hulusi)

23 - Dedi: o ilim ancak Allah yanında, ben size gönderildiğim Ģeyi

tebliğ ediyorum ve lâkin sizi öyle bir kavım görüyorum ki cahillik ediyorsunuz. (Elmalı)

Kale innemel 'ılmu 'indAllâh O da dedi ki, yani Lût peygamber;

Bu konuda ki bilgi Allah‟a aittir. Yani kesin bilgiyi sadece Allah bilir, O‟nun katındadır. ve übelliğuküm ma ursiltü Bih ve ben sadece bana verilen mesajı size iletmeye geldim. Yani ben size belanın hangi cinsten, hangi türden, ne zaman geleceğini ne bileyim. Ben elimde olsa söylerdim. Yapacak ben değilim Allah‟tır. Ben sadece tebliğ ediyorum, uyarıyorum. ve lakinniy eraküm kavmen techelun Fakat Ģu da var ki ben sizi, cahil diye çevirmeyeceğim, Tam Kur‟an da ki geçtiği mana ile çevirmek istiyorum; kendini bilmez bir topluluk olarak görüyorum.

Cahil; epistemik değil burada ki kullanıldığı anlam, ontolojik. Yani

bilgi ile ilgili bir olay değil bu cehalet, ki bilgi ile giderilsin. Bu cehalet kendi kendini kaybetmekle, kendine yabancılaĢmakla, kendine sırt dönmekle, kendini yitirmekle ilgili bir cehalet. Tıpkı Ebu Cehil‟in cehaleti gibi. Cehaletin babası ismi konulan Amr bin Hakem; uluslar arası bir ticaret adamıydı. Ġhracat ve ithalat yapardı. Birkaç dili anlardı. Fakat cehaletin babası olarak tanımlandı. Neden? Hiçbir Ģey bilmediği için

Page 185: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

değil, okuma yazması olmadığı için değil. Kendini unuttuğu için, kendini kaybettiği için. Kendini unutan Allah‟ı da unutur.

24-) Felemma raevhü 'âridan müstakbile evdiyetihim kalu hazâ

'âridun mümtıruna* bel huve mesta'celtüm Bih* riyhun fiyha azâbün eliym;

Ne vakit onu (tehdit olundukları azabı) vadilerine yönelmiĢ geniĢ bir bulut olarak gördüler, dediler ki: "Bu bize yağmur indirecek bir buluttur." Hayır, o kendisini acele istediğinizdir! (O) içinde feci bir azap olan rüzgârdır. (A.Hulusi)

24 - Derken vaktâ ki onu vadîlerine karĢı gelen bir bulut halinde

gördüler, bu, dediler: bir ârız (ufukta beliren bir bulut) bize yağmur yağdıracak, hayır, o sizinacele istediğiniz Ģey: bir rüzgâr ki onda çok acıklı bir azâb var. (Elmalı)

Felemma raevhü 'âridan müstakbile evdiyetihim kalu hazâ

'âridun mümtıruna derken yüklü bir bulutun kendilerine doğru geldiğini gördüler ve dediler ki; Hah..! iĢte bize yağmur getiren bir bulut. Dediler.

Ġlginç, Aslında biraz önceki yanılma, hakka delil arayıp ta batıla delil

istemeyen birinin bakıĢ açısı nasıl belayı saadet olarak görüyor buna bir örnek aslında. Ölçü Allah‟ın kaderidir. Kader Allah‟ın ölçüsüdür. Allah bir Ģeyin ölçüsünü aldığı zaman, o Ģey en büyük nimetse bile en büyük belaya dönüĢür. Yağmur Allah‟ın nimetidir, rahmettir onun için. Fakat ölçüsünü birazcık oynatıverirse yağmur Allah‟ın belası olabilir. ĠĢte burada ki olduğu gibi. Yani adeta siz ölçüyü kaçırdınız, siz, Allah‟ın size koyduğu teraziyi bozdunuz. Ben de ölçümü Ģöyle biraz oynatayım, bakın bakalım, ölçüyü oynatınca ne oluyormuĢ. Allah‟ın size verdiği ölçüleri oynatınca siz kendi kendinizi manen öldürüyorsunuz. Siz oynatınca Allah‟ta tabiata koyduğu ölçüleri oynatır. Oynatınca rahmet, zahmet olur. Rahmet felaket olur. Su cellat olur. Sizi besleyen ve hayat veren su, yani adeta Cebrail‟in getirdiği Ģey, Azrail‟in getirdiği Ģeye dönüĢür, ölüme dönüĢür. ĠĢte tabii felaketler de olduğu gibi. ĠĢte bu günlerde yaĢadığımız büyük Asya felaketinde 100.000. i aĢkın insanın kurban gittiği büyük Asya felaketinde olduğu gibi.

bel huve mesta'celtüm Bih* riyhun fiyha azâbün eliym aksine o

gelmesini acele istedikleri Ģeyin ta kendisi idi. Yani onlar; Hadi bize tehdit

Page 186: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ettiğin belayı getir diyorlardı, sevinerek bayram yaparak bize su getiriyor, bize rahmet, yağmur getiriyor diye karĢıladıkları bulut bela getiriyordu. Acele istedikleri Ģeyi getiriyordu. Evet, içinde acıklı bir azab barındıran bir bela rüzgarı. riyhun fiyha azâbün eliym içinde elim bir azabı barındıran bela rüzgarı taĢıyordu.

Tıpkı Zakkum gibi, tıpkı günah gibi. Çok yakın geçmiĢte bunu

iĢlemiĢtik Zakkum münasebetiyle hatırlayın. Günahta öyle değil mi. Zakkum gibi. DıĢarıdan güzel kokar, güzel gözükür. Fakat yerseniz öldürür, zehirlidir. Günahın da cazibesi vardır. ĠĢlerken haz verir. Fakat iĢledikten sonra manen öldürür. Yani zehirler. Sonucu çok kötüdür, etkisi ahirette hissedilir, görülür. Onun gibi uzaktan gördüğünüz her bulut size rahmet taĢımayabilir.

Aslında kendi halinize bakıp uzaktan gelen bulutun ne getirdiğini

çözebilirsiniz. Yani size bulut getirmez, size sizi getirir. Halinizden bağımsız değildir. Yerdekilerin halinden bağımsız değildir göğün nasıl davranacağı. O nedenle halinize bakın akıbetinizi çözün. Mesaj bu.

25-) Tüdemmiru külle Ģey'in Bi emri Rabbiha feasbehu lâ yura

illâ mesakinühüm* kezâlike neczil kavmel mücrimiyn;

(O rüzgâr) Rabbinin emriyle her Ģeyi helâk edip dumura uğratır! Nitekim öyle oldular ki, geride onların meskenlerinden baĢka bir Ģey kalmamıĢtı! Suçlular toplumuna yaptıklarının sonucunu böyle yaĢatırız! (A.Hulusi)

25 - Rabbinin emriyle her Ģey'i tedmir eder, derken öyle oluverdiler

ki meskenlerinden baĢka bir Ģey görünmez oldu, iĢte öyle mücrim bir kavme biz böyle ceza veririz. (Elmalı)

Tüdemmiru külle Ģey'in Bi emri Rabbiha rabbinin emri ile o

felaket, o bulutun getirdiği korkunç kasırga her Ģeyi yerle bir etti, mahvetti, kökünü göğe getirdi. feasbehu lâ yura illâ mesakinühüm sonunda harap olmuĢ haneler dıĢında onlardan geriye hiçbir Ģey kalmadı. kezâlike neczil kavmel mücrimiyn iĢte biz günaha gömülüp giden bir toplumu böyle cezalandırırız, böyle helak ederiz.

Bu felaket kaynaklarımızda yer aldığı kadarıyla dehĢet bir felaket

olmuĢtu. Ġnsanları kumlar gibi göğe savurmuĢtu bu kasırga. Kumlar, kurĢunlar gibi insanları vurmuĢtu. 8 gece 7 gün sürdüğünü söylüyor

Page 187: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Kur‟an. Ġnsanlar kütükler gibi sürüklenmiĢ, devrilmiĢ ve kaybolmuĢtu, ufalanmıĢtı, talaĢa dönmüĢtü. Koca bir uygarlık kimi yerlerde 12. metreyi bulan bir kum denizinin altına gömülüp gitmiĢti. Bunu, bu y.y. da yapılan bölgede ki kazılardan anlıyoruz. O uygarlığa ait olduğu sanılan görkemli sütunlar 12 m ile 7 metrelik kum dağlarının, tepelerinin altında bulunmuĢtu. Hakka suresinin 6 ve 8. ayetleri arasında bu felaketin boyutları aktarılır.

26-) Ve lekad mekkennahüm fiyma in mekkennaküm fiyhi ve

ce'alna lehüm sem'an ve ebsaren ve ef'ideten, fema ağnâ 'anhüm sem'uhüm ve lâ ebsaruhüm ve lâ ef'idetühüm min Ģey'in iz kânu yechadune Bi âyâtillâhi ve haka Bihim ma kânu Bihi yestehziun;

Andolsun ki, size vermediğimiz imkânları onlara verdik... Onlara kulaklar, gözler ve hakikati kavrayacak kalpler oluĢturduk... Bile bile Allâh'ın iĢaretlerini inkâr etmeleri yüzünden; onların ne kulakları, ne gözleri ve ne de FUADLARı (Esmâ mânâ özelliklerini Ģuura yansıtıcılar - beyne kopyalanmıĢ kalp nöronları) onlardan bir Ģey savmadı! Alay etmekte oldukları Ģey onları ihâta etti! (A.Hulusi)

26 - Yemîn ile söylerim: doğrusu biz onlara öyle Ģeyler vermiĢ idik

ki size o kuvvet ve mükneti vermemiĢizdir, hem kendileri için kulak ve gözler, gönüller yapmıĢ idik ki ne kulakları, ne gözleri, ne gönülleri kendilerine bir fayda vermedi, zira Allahın âyetlerini inkâr ediyorlardı, o istihza ettikleri Ģey de kendilerini kuĢatıverdi. (Elmalı)

Ve lekad mekkennahüm fiyma in mekkennaküm fiyh doğrusu

onlara orada; Ey muhataplar, ey Ģımarık Mekke‟liler, ey son muhataplar arasında ki inkarcılar size bugün burada vermediğimiz kadar güç ve iktidar vermiĢtik. Yani onların iktidarı, onların refahı, onların gücü sizin gücünüzden çok daha fazla idi.

ve ce'alna lehüm sem'an ve ebsaren ve ef'ideten onların da

iĢitme, görme ve akletme yeteneğiyle donatmıĢtık. Yani onlarında gözü vardı, kulağı vardı, kalbi vardı. fema ağnâ 'anhüm sem'uhüm ve lâ ebsaruhüm ve lâ ef'idetühüm min Ģey'i ne var ki ne iĢitme, ne görme, ne de akletme yetileri baĢlarından belayı savmaya yetmedi, baĢlarından belayı def etmedi. iz kânu yechadune Bi âyâtillâh çünkü onlar Allah‟ın ayetlerini bile bile inkar etmiĢlerdi.

Page 188: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bir sonraki surenin 2. ayetinde gelecek. Bir bilinci, bir aklı, bir tasavvuru vahiy inĢa etmemiĢse o bilinç, o akıl, o tasavvur iĢitmez, görmez, duymaz, hissetmez. Çünkü insan gözü ile değil, bilinciyle görür. Gören göz değil, göz görmenin sadece aracıdır. Eğer akletmezse bu gözün 3 misli büyüklükte göz taĢıyan mahlukat var. Onların 3 kat görmesi gerekirdi. Onun için akletmezse görmez, iĢitmez. Hakikati, iĢitmezse eğer görmez. Tıpkı ıĢık gibi. IĢık yoksa göz iĢe yaramaz. Vahiy yoksa akıl iĢe yaramaz. Vahiy aklın ıĢığı, ıĢık gözün vahyi. Ses kulağın ıĢığıdır. Sesin kulağa nispeti neyse vahyin de akla nispeti odur. Kulak iĢitse bile ses yoksa, neyi iĢitecektir. Göz görüyor olsa bile ıĢık yıksa, o gözün kör olmasıyla görüyor olması arasında ki fark nedir.

Akıl da öyledir. Eğer yolunu bulamamıĢsa, eğer doğru bir kılavuz

bulamamıĢsa, eğer doğru koordinatlara yerleĢmemiĢse, doğru bir tasavvur onu yönlendirmemiĢse o zaman ıĢıksız göz gibi, aklı çalıĢsa dahi akıl doğru çalıĢmaz, iĢ yapmaz. ĠĢte onun gibi. Tıpkı onun gibi, ki devamı zaten geliyor;

ve haka Bihim ma kânu Bihi yestehziun nihayet alay ettikleri Ģey

onları çepeçevre kuĢatıp mahvetti. 27-) Ve lekad ehlekna ma havleküm minel kura ve sarrefnel

âyâti leallehüm yerci'un;

Andolsun ki Ģehirlerden etrafınızda olanları helâk ettik... Belki rücu ederler diye iĢaretleri çeĢitli anlatım yolları ile tekrar tekrar açıkladık! (A.Hulusi)

27 - Celâlim hakkı için hakikaten etrafınızdaki memleketleri helâk

etmiĢizdir, âyetleri tasrif de etmiĢtik, gerekti ki rücu' edeler. (Elmalı) Ve lekad ehlekna ma havleküm minel kura doğrusu çevrenizdeki

ülkelerden bir çoğunu da iĢte böyle yok etmiĢtik. Çevrenizdeki dediği vahyin ilk muhataplarının çevresinde ki ülkeler. Ki hemen kuzeyde Medain‟i Salih gözlerinin önünde idi. Semud kavminin helak olduğu mekandan gelip giderlerdi. Akdeniz‟le bölge arasındaki seyahat sırasında. Yine aynı seyahat sırasında yakınından geçtikleri bir baĢka helak bölgesi Lût kavminin helak olduğu bölge idi. Yani onlar, oralardaki helakin kokusunu hala alıyorlardı, biliyorlardı. Aralarında konuĢuluyordu.

Page 189: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Fakat bilmek yetmiyor demek ki, görmek yetmiyor. ĠĢte göremediler, bilemediler. Yani bilmeleri ve görmeleri ibret almaları için yetmedi. Bir üstte ki ayet belki bunu söylüyordu.

ve sarrefnel âyâti leallehüm yerci'un ama ondan önce belki

vazgeçerler diye mesajlarımızı çok boyutlu olarak açıklamıĢtık. Yani helak etmeden. Ondan önce dediği bu. Helak etmeden onlara mesajlarımızı bütün boyutlarıyla açıkladık ki helak olmasınlar, mahvolmasınlar, biz helak etmek istemedik onları, kendi kendilerini helak ettiler. Helak olmasınlar diye verdiğimiz akılla yetinmedik. Ġrade verdik, onunla yetinmedik, peygamber gönderdik. Bir tane göndermedik çok gönderdik. Kitap gönderdik, bir tane göndermedik vahyi, çok gönderdik. Daha ne yapsaydık. Zımnen bu soru.

ve ma künna muazzibiyne hatta neb'ase Rasûla. (Ġsra/15) biz bir

elçi göndermediğimiz sürece hiçbir topluma azab etmeyiz. Yani bu hem dünyevi felaketi, hem de uhrevi azabı kapsasa gerektir. Tabiat ayetleri ile uyardık onları, enfüs ayetleri ile uyardık, afak ayetleriyle uyardık. Ġnsan ayetiyle, olay ayetiyle ve olmadı vahiyle uyardık, yine uyanmadılar.

28-) Felevla nasarehümülleziynettehazû min dûnillâhi

kurbanen aliheten, bel dallu anhüm* ve zâlike ifkühüm ve ma kânu yefterun;

Allâh dûnunda yaklaĢtırıcı olarak edindikleri tanrılar onlara yardım ettiler mi? Bilakis (edindikleri tanrılar) onlardan kaybolup gittiler! ĠĢte bu (tanrı kabulleri) onların yalanı ve uydurageldikleri Ģeydir! (A.Hulusi)

28 - O vakit Allahın mâsivâsından yakınlık için ilâh ittihaz eyledikleri

kimseler onları kurtarsalardı ya! Bilâkis onlardan savuĢup yittiler gittiler, ki iĢte onların sapıtmalarının ve uydurup durdukları iftirâlarının hasılı budur. (Elmalı)

Felevla nasarehümülleziynettehazû min dûnillâhi kurbanen

aliheten bari Allah dıĢında ilahlık yakıĢtırdıkları, kendilerini ona yakınlaĢtırsınlar, yardım etseler diye bel dallu anhüm ne gezer, onları tanımadılar bile. Yani kendilerine ilahlık yakıĢtırdıkları o varlıklar, kendisine ilahlık yakıĢtıran bu adamları tanımadılar bile. ve zâlike ifkühüm ve ma kânu yefterun bu onların kendi uydurdukları Ģeylerle kendilerini kandırmalarından baĢka bir Ģey değil. Sadece bunun bir sonucuydu.

Page 190: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bir önceki surenin, casiye/7 ayetini tekrar hatırlatırım. Orada; effak

vardı mübalağa vezni. Yalanda abartı. Yani yalanı hayat tarzı haline getirmek diye de çevirmiĢtim. ĠĢte Effak; öyle bir yalan ki, kendi kendini dahi aldatıyor. BaĢkalarını aldatmak için söylediğiniz yalan, yalandır. Fakat o yalan döner sizi de aldatırsa effak olursunuz. ĠĢte yalanın son sınırı budur. Yalanın en berbatı da budur. KiĢinin kendisini aldattığı yalan. ġirk ve küfür, kiĢinin kendisini aldattığı korkunç bir yalan.

29-) Ve iz sarafnâ ileyke neferen minel cinni yestemi'unel

Kur'ân* felemma hadaruhu kalu ensıtu* felemma kudıye vellev ila kavmihim münziriyn;

Hani cinden (insan gözünün görme alanı dıĢında kalan bir türden) bir grubu, Kurân'ı iĢitip dinlesinler diye sana yöneltmiĢtik... Ona hazır olduklarında dediler ki: "Susun!"... Hüküm yerine gelince de uyarıcılar olarak toplumlarına döndüler! (A.Hulusi)

29 - Bir de Ģu vaktı anlat ki: Cinlerden bir takımını Kur'an dinlemek

üzere sana sevk etmiĢtik, bu suretle vaktâ ki ona hâzır oldular, susun dinleyin dediler, sonra bitirildiği vakit da döndüler, inzar etmek üzere kavimlerine gittiler. (Elmalı)

Ve iz sarafnâ ileyke neferen minel cinni yestemi'unel Kur'ân

tabii bu pasajda efendimize teselli babından, ilk muhatapların inkarı, ısrarla geri durmaları, vahye sırt dönmeleri ve hatta iĢte Ad kavminin yaptığı gibi yapmaya kalkmaları ima edilmiĢti. ġimdi ise efendimize muhteĢem bir teselli armağanı sunuluyor ve deniliyor ki; Bir zamanlar cinlerden bir grubu, Kur‟an dinlemeleri için sana yönlendirmiĢtik, sana yöneltmiĢtik.

18. ayete atıf olduğunu hemen belirteyim bu surenin. Orada ins ve

cinden bahsediliyordu. Cin; zıddı olan ins ile birlikte gelirse görünen, görünmeyen karĢıtlığı oluĢturur, bu manaya gelir genellikle. Burada tek gelmiĢ. Ġns karĢıtıyla birlikte kullanılmamıĢ. Tek geldiği zaman uzak varlıklar anlamını da taĢır. Uzak varlıklar. Bu ayetler nüzul ortamının cin tasavvurunu ele alan Sebe‟/12 ayetiyle birlikte anlaĢılmalı. Onun ıĢığında anlaĢılmalı. Burada Resulallah‟a cinlerin, uzak varlıkların yönlendirilerek onun Kur‟an ını, onun okuduğu vahyi dinledikleri ifade ediliyor.

Page 191: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

felemma hadaruhu kalu ensıtun nihayet o ilahi kelama kavuĢur kavuĢmaz sükunetle dinleyin demiĢlerdi birbirlerine. felemma kudıye vellev ila kavmihim münziriyn okuma biter bitmez de kendi kavimlerini yanına uyarıcılar olarak dönmüĢlerdi.

Olay ayrıntılarıyla hadis kaynaklarında yer alır. Fakat ayrıntılarına

inildikçe farklı, hatta bazen birbiriyle çeliĢen rivayetlere rastlanır. Ama esasta özü itibarıyla olayın özeti Ģu:

Efendimiz son bir sığınak olsun için ölümüne sıkıĢtırıldığı ve artık

suikast hazırlıkları yapılan Mekke‟den Taif‟e hareket etmiĢti. Taif‟te malumunuz olduğu üzre, surenin giriĢinde de bahsettiğimiz gibi taĢlandı, aradığını bulamadı. Kendinse iltifat edilmedi. Orada Mekke gibi ihanet etti. O insanlık ufkunun eli yüzü kan revan içinde Ģehrin delileri, serserileri tarafından taĢlanarak, horlanarak, hakaret edilerek Ģehirden çıkarıldı, kovuldu.

ĠĢte me‟yus bir halde, derin üzüntüler içerisinde Mekke‟ye bin bir

türlü duygularla dönerken yolda Nahle vadisi denilen yerde, ki bugünkü cin mescidinin olduğu yer. Hemen Mekke-i Mükerremede zaten Gazze çarĢısı boyunca uzanan ve ucu mualla mezarlığına kadar uzanan o büyük caddenin üzerinde yer alan cin mescidinin olduğu yerde bu olay gerçekleĢti.

Olay sırasında Resulallah‟ın cinleri görmediğini beyan eden

rivayetler var. Özellikle Buhari ve Tirmizi‟nin naklettiği rivayetler bu cümleden olarak sayılabilir ki bunların baĢında Abdullah Ġbn. Abbas‟a atfedilen rivayetler gelir.

Yine aynı kaynaklar bu cinlerin, ya da uzak varlıkların Yahudi

olduğunu, ki ayetlerin geliĢinden de anlaĢılacağı gibi Yahudi olduğunu, Nasibeyn cinleri olduğunu, yani bizim bugün Nusaybin olarak bildiğimiz, o günkü anılıĢıyla Nasibeyn, çift nasip, çift imtiyaz, çift güzellik sahibi anlamına gelen Nusaybin cinleri olduğu kaynaklarda kayıtlı.

Bu ayetler aslında ne veriyor, nedir bize söylemek istedikleri, yani

tüm muhataplarına bir Ģey söylüyorlar, o ne? O Ģu; Ey Muhammed seni kendi Ģehrin dinlemezse, yakınların reddederse sana Allah ta uzaklardan dinleyici bulur, gönderir. Seni en yakınların kovar, söver, döver ve horlarsa; seni en uzaklardan birileri gelir, kucaklar, destekler, hiç görmediğin, hiç tanımadığın, hiç bilmediğin, varlığından dahi haberdar olmadığın bir takım uzak varlıklar gelir, sana yardım eder, seni dinler,

Page 192: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

seni yalnız bırakmaz mesajıydı. Bu mesaj bir armağandı, bir teselli armağanı.

Aslında bu ayetler insan ve cinlere kendi türlerinden elçiler

gönderildiğini ifade eden Enam/130. ayeti ıĢığında anlaĢılmalıdır. Bunu da ifade ettikten sonra devam edelim.

[Ek bilgi-1; PEYGAMBERĠN CĠNLERE KUR‟AN OKUMASI Müslim ve Ebû Dâvud, Alkame‟den rivayet ediyorlar: «Ġbn-i

Mes‟ûd‟a sordum: Cin gecesi hiç biriniz Hz. Peygamberle beraber bulundu mu? Hiç birimiz bulunmadık, lâkin bir gece Hz. Peygamberle beraber

bulunuyorduk. Bir ara o bizden kayboldu. Vadilerde ve kuytu yerlerde onu aramaya baĢladık. Bir suikast‟a uğradığını sandık; gayet korkulu bir gece geçirdik. Sabah olunca Hira yönünden çıkageldi. Dedik ki:

Ey Allah‟ın Resûlü! Seni kaybettik; aradık, lâkin bulamadık. Sorma, çok korkulu bir gece geçirdik.

Bana cinlerin Tebliğcisi geldi. Onunla beraber gidip kendilerine Kur‟ân okudum, diye izahat verdiler.

Bunun üzerine bizi götürüp onların yerlerini ve ocaklarını gösterdi. Sonra ondan azık istediler; onlara Ģöyle buyurdu:

Elinize geçen ve üzerine Allah‟ın ismi anılan her kemik sizin içindir. Hayvanlarınız için de alâf artıklan azık olarak tahsis edilmiĢtir.

Resulallah sonra bize karĢı Ģöyle buyurdu: ġu ikisi ile taharetlenmeyin! Çünkü onlar kardeĢlerinizin yiyeceğidir.»

Ġmâm Ahmed, bu hadîsi Ģu ilâve ile rivayet etti: «Mekke‟de ondan azık istediler. Onlar Cezîre cinleri idi.»

Hadîste anlatılan gece diğer hadîste anlatılan gece değildir. Çünkü o gece Peygamberimiz bizzat cinlere gideceğini bildirmiĢ ve Ġbn-i Mes‟ûd ile birlikte gitmiĢtir. Sonra gözünden kaybolmuĢ bilâhare Ġbn-i Mes‟ûd‟un yanına dönmüĢtür…. (Cinlerin Esrârı - Ġmâm ı ġiblî)]

[Ek bilgi-2; CĠNLER HAKKINDA. Cinler iki unsurdan oluĢur, hava ve ateĢ. Ġçerdikleri hava nedeniyle cinler diledikleri her surete girebilirken kendilerinde ki ateĢ unsuru sayesinde de incelmiĢ ve latiflikleri artmıĢtır. Cinlerde ezme, büyüklenme ve üstün olma duygusu vardır. Çünkü kendisinden meydana geldikleri ateĢ unsuru, konumu itibarıyla unsurların en üstünüdür. AteĢ, doğanın gerektirdiği tarzda eĢyayı dönüĢtürmede büyük bir etkiliğe sahiptir. Allah kendilerine emrettiğinde Cinlerin Adem‟e secde etmek hususunda büyüklük taslamalarının nedeni budur. Cinler Adem‟in kendisinden yaratılmıĢ olduğu suyun otoritesinin ateĢten daha üstün olduğunu anlamadı. Çünkü su ateĢi yok eder. Toprak

Page 193: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ise (Basit unsurları olan) soğukluk ve kuruluk nedeniyle ateĢten daha sabittir. Binaenaleyh Adem, Allah‟ın onu var ettiği iki unsurun baskın gelmesi nedeniyle güç ve direnç sahibi olmuĢtur. Cinler incelik ve latiflik aleminden olduğu için istedikleri duyusal suretlerin Ģeklini alma özelliğine sahiptir. Cinlerde üreme havanın diĢinin rahmine üflenmesi ile gerçekleĢir. Cinlere hava ve ateĢ unsuru baskın geldiği için onların gıdaları havanın taĢıdığı Ģeyler, yani koklamadadır. Cinlerin Cinsel iliĢkilerinde bir araya gelmelerine gelince, bu bir kıvrılmadır. Bu durum körükten ya da tandırdan birbirine karıĢmıĢ halde çıkan dumana benzer. Cinler aralarında büyük savaĢlar meydana gelir. Bazı fırtınalar onların savaĢları olabilir. (Ġbn. Arabi/ Fütuhât-ı Mekkiyye Cilt1/386)] 30-) Kalu ya kavmena inna semi'na Kitaben ünzile min ba'di Musa musaddıkan lima beyne yedeyhi yehdiy ilel Hakkı ve ila tariykın müstekıym;

Dediler ki: "Ey halkımız... Biz, Musa'dan sonra inzâl edilmiĢ, öncekileri tasdikleyen, Hakk'a ve sırat-ı müstakime yönlendiren bir Bilgi iĢitip dinledik." (A.Hulusi)

30 - Ey kavmimiz! dediler: haberiniz olsun: bizler bir kitab dinledik,

Musâ‟dan sonra indirilmiĢ önündekini tasdik ediyor, hakka ve bir doğru yola hidâyet eyliyor. (Elmalı)

Kalu ya kavmena Onlar, ey kavmimiz dediler inna semi'na

Kitaben ünzile min ba'di Musa musaddıkan lima beyne yedeyh biz Musa‟dan sonra indirilen ve kendisinden önceki bütün vahiyleri tasdik eden bir ilahi mesaj dinledik. Rivayetlerde bu cinlerin, ya da uzak varlıkların Yahudi, yani Musevi olmasının gerekçesi bu ayet, buna dayanıyor. Yani biz Musa‟dan sonra ona gelen kitabı, vahyi de inkar etmeyen bir mesaj dinledik diyorlar. yehdiy ilel Hakkı ve ila tariykın müstekıym o kendisine uyanı hakikate ve dosdoğru bir yola yöneltiyor.

31-) Ya kavmena eciybu da'ıyAllâhi ve aminu Bihi yağfir leküm

min zünubiküm ve yücirküm min azâbin eliym;

Page 194: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

"Ey kavmimiz... DAÎALLÂH (Allâh davetçisine) (DAÎALLÂH; cinler O'nu DAÎALLÂH olarak görüp değerlendirmiĢtir, Rasûlullâh olarak değil. Postacı - elçi türü yaklaĢımların temeli de bu kelimenin anlamına dayanır) icabet edin ve O'na iman edin ki, bazı günahlarınızı bağıĢlasın; sizi feci bir azaptan korusun." (A.Hulusi)

31 - Ey kavmimiz! Allahın davetçisine icâbet edin ve ona iman

getirin ki bazı günahlarınıza mağfiret buyursun ve sizi elîm bir azaptan korusun. (Elmalı)

Ya kavmena ey kavmimiz, eciybu da'ıyAllâhi ve aminu

Bihiyağfir leküm min zünubiküm ve yücirküm min azâbin eliym Allah‟ın davetine icabet edin, Allah‟ın davetine karĢılık verin ve O‟na iman edin ki günahlarınızın üzerini çizip sizi bağıĢlasın ve sizi acıklı bir azaptan kurtarsın.

32-) Ve men lâ yücib da'ıyAllâhi feleyse Bi mu'cizin fiyl Ardı ve

leyse lehu min dûniHĠ evliyâ'* ülaike fiy dalâlin mubiyn;

Kim Allâh davetçisine (DAÎALLÂH) icabet etmezse, (Allâh'ı) arzda âciz bırakamaz! O'nun dûnunda onun dostları da olmaz... ĠĢte onlar apaçık bir sapma içindedirler. (A.Hulusi)

32 - Ve her kim Allahın davetçisine icâbet eylemezse Arzda âciz

bırakacak değildir ve ona onun berisinden sahip olacak veliler de yoktur, öyleler açık bir dalâl içindedirler. (Elmalı)

Ve men lâ yücib da'ıyAllâhi feleyse Bi mu'cizin fiyl Ard ama kim

de Allah‟ın davetine karĢılık vermez, Allah‟ın davetine sırt çevirirse, icabet etmezse o da iyi bilsin ki asla O‟nu yer yüzünde atlatmıĢ olmaz. Yani O‟nu atlatamaz. Allah‟ı asla atlatamaz. ve leyse lehu min dûniHĠ evliyâ' ve O‟na, O‟ndan baĢka hiç kimse, hiçbir dost yarar sağlamaz. Hiçbir dostun faydası olmaz. ülaike fiy dalâlin mubiyn böyleleri belirgin, açık bir sapıklığa gömülüp gitmiĢlerdir.

33-) Evelem yerav ennAllâhelleziy halekas Semavati vel Arda

ve lem ya'ye Bi halkıhinne Bi Kadirin alâ en yuhyiyel mevta* bela inneHU alâ külli Ģey'in Kadiyr;

Page 195: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Görmediler mi ki, semâları ve arzı yaratmıĢ ve onların yaratılıĢında zaafa düĢmemiĢ olan Allâh, ölüleri diriltmeye de Kaadir'dir. Evet! Muhakkak ki O, her Ģeye Kaadir'dir. (A.Hulusi)

33 - Ya görmediler de mi ki o Gökleri ve Yeri yaratmıĢ ve onları

yaratmakla yorulmamıĢ olan Allah ölüleri diriltmeğe muhakkak kâdirdir, evet, hiç Ģüphe yok ki o her Ģey'e kadirdir. (Elmalı)

Evelem yerav ennAllâhelleziy halekas Semavati vel Ard Onlar,

Ģimdi geri baĢa döndü sure. Yani 17. ayette bıraktığı yere. Yeniden diriliĢe inanmayan akla döndü. Konu asıl mecrasına kavuĢtu yani. Misalleri verdikten sonra ana konuya dönerek ilk muhataplar ve tüm çağlarda ki muhataplara der. Evelem yerav ennAllâhelleziy halekas Semavati vel Ard onlar Allah‟ın gökleri ve yeri yarattığını görmezler mi.

ve lem ya'ye Bi halkıhinne Bi Kadirin alâ en yuhyiyel mevta

bütün bunları yaratanın ölüye hayat vermeye muktedir olduğunu anlamazlar mı? Yani gökleri ve yeri yarattığına inanacaksınız, ama gökleri, yeri ve bu ikisi arasında kileri yaratanın onları tekrar katına alacağına, onlar için ölümü takdir edeceğine ve ölümü takdir ettiği için yeniden yaratacağına inanmayacaksınız. Yoktan yarattığına inanacaksınız da, var dan var ettiğine inanmayacaksınız, bu ne çeliĢki.

Belayoo..! hayır, asla. Böyle yapmayın inneHU alâ külli Ģey'in

Kadiyr elbet O her Ģeye güç yetirendir. Her Ģeye kadirdir. Yarattığına inanıp ta, yarattığı üzerinde tasarruf yaptığını inkar eden akıl, nasıl bir akıl. Akidesiyle çeliĢkiye düĢmüĢ bir akıldır bu.

34-) Ve yevme yu'radulleziyne keferu alen nar* eleyse hazâ Bil

Hakk* kalu bela ve Rabbina*kale fezûkul azâbe Bi ma küntüm tekfürun;

Hakikat bilgisini inkâr edenlerin Nâr'a arz olunacakları süreçte: "Bu Hak değil miymiĢ?" denir. Dediler ki: "Rabbimize yemin olsun ki evet!"... "O hâlde hakikat bilgisini inkâr etmeniz yüzünden (hadi) tadın azabı!" dedi. (A.Hulusi)

34 - Ve o küfredenler ateĢe arz olunacağı gün: nasıl bu hak değil

mi imiĢ! diye, evet, rabbimiz hakkı için diyecekler, buyuracak: «öyle ise haydin tadın azâbı, küfrede geldiğiniz için. (Elmalı)

Page 196: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve yevme yu'radulleziyne keferu alen nar* eleyse hazâ Bil

Hakk* kalu bela ve Rabbina ve hakikati inkar eden kimselere ateĢe takdim olunurken; Ne yani bu da mı gerçek değil denileceği gün onlara Ģöyle cevap verilecek. Yani kendilerine bu da mı gerçek değil denilenler, inkarcılar, yeniden diriliĢi inkar edenler Ģöyle cevap verecekler. Rabbimize and olsun ki gerçekten de öyle imiĢ. Bu gerçekmiĢ. O hakikatmiĢ. Yeniden dirileceğimiz bir gerçekmiĢ de biz inkar edermiĢiz diyecekler.

kale fezûkul azâbe Bi ma küntüm tekfürun Allah buyuracak;

Haydi, hakikati inkarınıza karĢılık tadın malum azabı diyecek. 20. ayeti hatırlayalım, çok önemli, çok vurgu yapılması gereken bir

ayet bu surenin 20. ayeti. ezhebtüm tayyibatiküm fiy hayatikümüd dünya vestemta'tüm Biha siz bu dünyanın güzelliklerini baĢtan sona tükettiniz. Vestemta‟tüm Biha ve onları kısa vadeli tüketime elveriĢli bir hazza dönüĢtürdünüz. Oysa bu dünyanın güzelliklerini Allah size tohumluk diye vermiĢti. Ekesiniz, dikesiniz, sulayasınız, bakasınız ve ahirette ürününü alasınız diye. Fakat siz tohumu yediniz. Tohumu tükettiniz. Tohumu tüketime elveriĢli kıldınız, tek dünyalı davrandınız. Çift dünyalı davranmadınız. Tek dünyaya yatırım yaptınız. Her Ģey burada olsun bitsin dediniz. Tüm kâmı buradan alalım, tüm rahatı burada görelim, burayı cennet yapalım ve ahirete bir Ģey kalmasın dediniz. Sorumluluklarınızı inkar ettiniz. Bir gün yargılanacağınızı unuttunuz. Dolayısıyla madem tüketilecek kısa vadeli bir hazza dönüĢtürdünüz, en büyük ilahi kredi olan hayatı tükettiniz, Ģimdi tadacağınız tek lezzet kaldı geriye, azab. ĠĢte bu. Onu tadın diyor.

35-) Fasbir kema sabere Ulül 'Azmi miner Rusuli ve lâ testa'cil

lehüm* keennehüm yevme yeravne ma yu'adune lem yelbesû illâ sa'aten min nehar* belâğ* fehel yühlekü illel kavmül fasikun;

Rasûllerden Ulül Azm'ın sabrettiği gibi (sen de) sabret; onlar için acele etme! Tehdit edildikleri Ģeyi gördükleri (ölümü tattıkları) süreçte, sanki gündüzden bir saatten fazla (Dünya'da) kalmamıĢ gibi olurlar! Belağ (bu yeterli bir tebliğdir)! Ġnancı bozuklar toplumundan baĢkası mı helâk edilecek!(A.Hulusi)

35 - Binâenaleyh ûlül'azim Peygamberlerin sabrettiği gibi sabret ve

onlar hakkında ivedi etme, sanki onlar o vaad olundukları acıyı görecekleri gün gündüzün bir saatinden baĢka durmamıĢa döneceklerdir;

Page 197: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

kâfî bir tebliğ, demek ki ihlâk edilecek baĢka değil, ancak taatten çıkmıĢ fasıklar güruhudur. (Elmalı)

Fasbir kema sabere Ulül 'Azmi miner Rusul bundan böyle ey

muhatap sen, ilk muhataptan en son muhataba kadar herkes. Herkes üstüne alınsın bunu. Bundan böyle sen peygamberlerden kararlılık ve direnç sahibi olanların yaptığı gibi dirençle göğüs ger, sabret, diren, dik dur, esas duruĢunu bozma, klas duruĢunu bozma Allah‟a karĢı.

ve lâ testa'cil lehüm acele ile onların iĢinin bitirilmesini isteme.

Hakkı tavsiye edenler önce kendilerine sonra baĢkalarına sabrı da tavsiye etmeliler. ve tevâsav Bil Hakkı ve tevâsav Bis Sabr; („Asr/3) dolayısıyla sabır hakkı tavsiyenin ayrılmaz bir parçası.

{Atlanan cümle; keennehüm yevme yeravne ma yu'adune lem

yelbesû illâ sa'aten min Nehar. Tehdit edildikleri Ģeyi gördükleri (ölümü tattıkları) süreçte, sanki

gündüzden bir saatten fazla (Dünya'da) kalmamıĢ gibi olurlar! (A. Hulusi-Meal)

KuĢkusuz dünyada kalıĢ kısa bir süredir. Günün bir anı kadar. O

çabuk geçecek bir hayattır, Ģu ahiretten önce yaĢayacakları. Değersizdir de. Arkasında, nefislerde gündüzün bir saatinin bıraktığı izlenimden daha çok bir Ģey bırakmaz. Sonra kaçınılmaz sonuçla karĢılaĢacaklar ve orada sürekli kalacaklardır. Onlara verilen bu süre, helak ve acı azabın gerçekleĢmesinden önce duyurunun sağlanması içindir. (Seyyid Kutub – Fızılal-ıl Kur‟an)}

belâğ duyurumuz iĢte budur, tebligatımız iĢte budur, bildirimiz iĢte

budur, manĢetimiz iĢte budur. fehel yühlekü illel kavmül fasikun Ģu halde hiç sorumsuz davranan bir toplum dıĢında kalanlar helak edilir mi? Yani fasıkun‟u sorumsuz davrananlar, takvanın zıddı olarak çeviriyorum, öyle görüyorum. Muttakinin zıddı, fasıkıyn. Allah‟ı görür gibi yaĢayanlar, Allah‟a karĢı sorumluluğunun bilincinde olanlar muttakiler, Allah‟a karĢı sorumluluğunun bilincinde olmayanlar ise fasıklar.

Rabbim bizi Muttakilerden kılsın. Sadakallahulaziym. “Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil

alemiyn” Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.

Page 198: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. MUHAMMED SURESĠ (01-08) (159-2)

"Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim"

“BismillahirRahmanirRahıym” Değerli dostlar bugün dersimize yeni sure ile devam edeceğiz inĢallah. Yeni suremiz Muhammed suresi. (S.A.S.) 47. sure mushafta. Adı; adı güzel, kendi güzel Muhammed A.S. adı. Adını 2. ayetinden alıyor. SavaĢa ilk izin verdiği için 4. ve 20. ayetlerinde Kıt‟al suresi adı ile de anılmıĢ bu sure. ĠniĢ zamanı Medine dönemine denk geliyor. Surenin Medine de indiği ispata gerek kalmayacak kadar açık. Onun dıĢında indiğini söyleyenlerin tutarlı bir delilleri bulunmamakta. Surenin üslubu da zaten hicretin hemen arkasından indiğini gösteriyor. 13. ayeti hicrete atıf, demek ki hicret olmuĢ, bitmiĢ ve bir dönemin kapanıĢını ele veren bir üslubu var. Enfal/67 de ki Allah‟ın önceki yazısından kasıt bu sure olsa gerek bana göre. Kadim iniĢ tertiplerinde, Gerek Hz. Osman‟ın, gerek Ġbn. Abbas‟ın, gerek Cabir Bin Zeyd in tertiplerinde gösterildiği yer tartıĢmalı. Farklı farklı yerlerde göstermiĢler. Onun için surenin iniĢ sıralamasında tam olarak nereye geldiğini tespit etmek gerçekten bizce zor görünüyor. Surenin konusu; Ġlahi inĢa projesi olan vahiy. Vahyin inĢasına açık bir atıf var bu surede. Hiçbir surede rastlanmadığımız kadar açık bir atıf 2. ayet. 2. ayet açıkça Ģöyle diyor.;keffere anhüm seyyiatihim ve asleha balehüm (2) yani onların günahlarının üzerini çizeceğiz, akıl ve tasavvurlarını inĢa edeceğiz, ıslah ve inĢa edeceğiz. Neyle? Tabii ki vahiyle. Dolayısıyla sure Kur‟an ın inĢasına ayrılmıĢ bir sure. Hayatı anlam ve amacından soyutlayan hayvanlaĢır diyor 12. ayetinde. Yani böyle demeye getiriyor. Davası olanlar davası uğrunda gayret eder. Eğer birinin davası var da onun uğrunda bir Ģeyler vermiyorsa, fedakarlık yapmıyorsa onun davası yanlıĢ, ya da onun davası, davasına nispeti yanlıĢtır demeye getiriyor. Ġman, insanı kurtaran en büyük unsur. Ġnanmayanlar düelloya değil, düĢünceye davet ediliyorlar bu surede. Efela yetedebberunel Kur'ane. (24) Onlar hala Kur‟an üzerinde derin derin düĢünmüyorlar mı? 24. ayet. Son söz; Allah için hiç kimse vazgeçilmez değildir anlamına geliyor. ve in tevellev..(~) yestebdil kavmen ğayreküm. (Tevbe/39) eğer siz onun

Page 199: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

dininden yüz çevirirseniz sizi siler yerinize yepyeni bir toplum getirir. Yani Allah için vaz geçilmez olduğunuzu düĢünmeyin ey insanlar, ey mü‟minler. Allah, sizin için vazgeçilmez, siz Allah için vazgeçilmez değilsiniz. Allah sizin için yeter, Allah size yeter. Ama Allah kendi kendisine de yeter. Ama siz, size yetmezsiniz., siz kendi kendinize yetmezsiniz. Allah‟a muhtaçsınız. Bu mesajla son buluyor. Haddi zatında sure Muhammedi davetin kırılma noktasından tabir caizse, ya da Muhammedi davetin farklı bir kulvara geçiĢinden söz eden ilk surelerden biri. Bu kulvar muhalefetten iktidara geçiĢ kulvarı. Artık davet Mekke‟de ki muhalif söylemi bırakmıĢ Medine de muktedir bir söyleme sahip olmuĢtu. Onun içinde bu surenin 4. ayetinde, 20. ayetinde biz bu söylemi göreceğiz. Gerçekten de Ġslami davetin, Muhammedi davetin geçirdiği aĢamalar surelerde kendini açıkça belli ediyor. Ama buna rağmen bütün ayetlerin altından bir dip akıntısı gibi, tüm zamanlar ve zeminler üstü her bir insana ahlaki bir öğüt, ahlaki bir hisse veriliyor. Biz gerek iktidara, gerek muhalefete değinen Kur‟an ın ayetlerinde hep bir dip akıntısı gibi ahlaki bir hedef buluyoruz. Ġnsanoğluna çok daha iyi bir senaryo yazabilmesi için muhteĢem bir model veriliyor. ĠĢte bu modelin iktidara iliĢkin boyutlarını iĢleyen bir sure ile karĢı karĢıyayız. Yani güç ahlakı mı, ahlakın gücü mü. Bu sorunun cevabını birazdan öğreneceğiz. Bu özetten sonra surenin tefsirine geçebiliriz. "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” 1-) Elleziyne keferu ve saddu 'an sebiylillâhi edalle a'malehüm; Hakikat bilgisini inkâr edenler ve Allâh yolundan alıkoyanlar, yaptıkları boĢa gidenlerdir! (A.Hulusi) 01 - Onlar ki küfretmekte ve Allah yolundan yüz çevirmektedirler, Allah amellerini boĢa gidermektedir. (Elmalı) Elleziyne keferu ve saddu 'an sebiylillâhi edalle a'malehüm inkarda direnen ve Allah yolundan alıkoyanların yapıp ettiklerini O boĢa çıkaracaktır. Yani tek dünyalı oldukları için tüm iyilikleri dünyevi çıkar gözeterek yapmıĢlardır ya onlar, Ahirete inanmıyorlar, bazıları bazılarının

Page 200: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

derdine düĢer, falanca ahirette ne olacak diye. O falanca; ahirette ne olacağını hiç kendisi düĢünmemiĢ, sizin onun derdine düĢmenize gerek yok ki. KiĢi inanmadığı bir yerden ne bekleyebilir ki. Ġnanmadığı bir ahirete yatırım yapabilir mi, inanmadığı bir yere yatırım yapabilir mi? Dolayısıyla dünyada yatırım yapmıĢlar ve dünyaya yatırım yapmıĢlardır. Dünyevi karĢılık beklemiĢler ve karĢılığını almıĢlardır. Onun içinde tek dünyalıların ahiretten bir beklentisi olamaz. Ġsterse iyilikler yapmıĢlar olsun. Ġnanmadığı bir ahirete yatırım yapmamıĢtır ki orada alacağı olsun. Önce iman, kiĢi iman etmediği bir yere yatırım yapmaz. KiĢi güvenmediği bir yere yatırım yapmaz. Bir önceki surenin 20. ayeti yine burada gündeme geliyor. Biraz önce o ayete dikkat çekmiĢtim. Ahkaf suresinde ki 20. ayete. ezhebtüm tayyibatiküm fiy hayatikümüd dünya vestemta'tüm Biha.(Ahzab/20) siz dünya hayatının tüm güzelliklerini dünyada tükettiniz, hepsini bitirdiniz ve onları tüketime elveriĢli geçici bir haz haline dönüĢtürdünüz. Yani dünyada elinize imtihan için ne verilmiĢse onları bir sınav aracı olarak değil, bir tüketim aracı olarak gördünüz. Ve size açılmıĢ tüm ilahi krediyi hovardaca tükettiniz diyor. Oysa ahirette karĢılaĢmak için bu krediyi yatırıma dönüĢtürmeniz gerekiyordu. Üretime dönüĢtürmeniz gerekiyordu. Siz ise tüketime elveriĢli hale getirdiniz. ĠĢte Allah‟ın yolu; „an sebilillah yolundan alıkoymak bu anlama geliyor. Allah‟ın verdiği değerleri tüketmek ve baĢkalarının da tüketmesi için kötü model olmak, ibretlik bir model olmak. Sebilillah; Allah‟ın yolu. Herkesin bir yolu var, Allah‟ın da bir yolu var. Allah‟ın yolundan bahsedilen her ayette zımnen insana; Ey yolcu denilmiĢ olur. Ey yolcu, ey insan sen yolcusun, yolcu yolunda gerek, kalk ve yola revan ol. Eğer sonu mutlulukla biten bir yolculuk istiyorsan, senin mutluluğunu isteyen Allah‟ın yoluna koyul. Allah insanı asla kıskanmaz. Unutma, insan ne kadar geliĢir, ne kadar büyür, ne kadar varlık sahibi olursa olsun hiçbir zaman Allah kadar olamayacak. O halde Allah hiçbir zaman kendisiyle boy ölçüĢemeyecek insanı kıskanmaz. Ona Ģefkat, rahmet ve merhamet eder. Allah‟ın merhametinden payınızı alın, bu yola girin ve Allah‟sız yapamazsınız, Allah‟ın rahmetinden payınızı isteyin, alın. Biz bunu görüyoruz zımnen bu ayette. Burada saddu „an sebilillah, Saddu „an, „an harfi cedide ile kullanıldığında hem sudud dan, hem sad dan gelebilir, mastardan türetilebilir bu kelime. Eğer Sudud dan türetilmiĢse, Allah‟tan yüz çeviren, Allah‟ın yolundan manasına, lazım manasına. Ama sad mastarından

Page 201: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

türetilirse Allah‟ın yolundan baĢkalarını çeviren, yani müteaddi, geçiĢli bir anlam kazanır. Her ikisi de mümkin tabii ki. 2-) Velleziyne amenû ve amilüs salihati ve amenû Bima nüzzile alâ Muhammedin ve HUvel Hakku min Rabbihim, keffere anhüm seyyiatihim ve asleha balehüm; Ġman edip imanın gereğini uygulayanlar ve Muhammed'e inzâl olana -ki O, Rablerinden (gelen) Hak'tır- iman edenlere gelince, (Allâh) onların kötülüklerini onlardan örttü; hâllerini ıslah etti. (A.Hulusi) 02 - Ve onlar ki iman etmekte ve salih salih ameller iĢlemekte ve Muhammed‟e indirilene iman eylemektedirler - ki rablerinden gelen hak da odur - taraflarından kabâhatlerini örtmekte ve hal-ü Ģanlarını düzeltmektedir. (Elmalı) Velleziyne amenû ve amilüs salihati ve amenû Bima nüzzile alâ Muhammedin ve HUvel Hakku min Rabbihim bir de imanda sebat eden, iyilik yapan ve rableri tarafından Muhammed‟e indirilen hakikate inananlar var. Evet, bu ayette Resulallah‟ın mübarek ismi geçiyor. Kur‟an da 4 yerde Resulallah‟ın ismi geçer. 4 ayrı sure bunlar. Ama iniĢ sürecinde ilk geçtiği sure Muhammed suresidir. Muhammed; ÖvülmüĢ manasına gelir. övülmüĢ, övgüye mazhar olmuĢ, övgüyü hak etmiĢ manasına gelir. Bu isim Resulallah‟a konulduğu dönemde bu isimde bir peygamber beklendiğine dair bölgede bir takım beklentiler olduğunu biliyoruz. Onun içindir ki Ģifa yazarı Resulallah‟a bu ismin verildiği dönemde 6 kiĢiye daha bu ismin beklenen nebi bu olabilir, bu olsun, keĢke bu olsa gibi bir temenni ile bu ismin verildiğini ve bu ismin verildiği kimseleri tek tek sayar. Çok yaygın bir isim değil Fakat artık bu beklentinin ayyuka çıktığı bir dönemde beklenen nebi bizden olsun diye aileler çok ender de olsa bu ismi koymuĢlardır. Efendimizin ismi daha önceki kaynaklarda yer almıĢtır. Çünkü bu açıklamalar böyle bir Ģeyi gerektiriyor. Yani böyle bir beklenti nerden doğuyor. Daha önceki kaynaklarda yer aldığı için doğuyor. Özellikle Tevrat‟ta ve incil‟de. Ġncil‟de ki evdokya, Abdülahad Davud‟un, bir Süryani papaz iken Müslüman olan ve Ġncil‟in aslı Aramice‟den, yani ilk asıllarını bulup onlar üzerinde çalıĢma yaparak Resulallah‟ın isimlerini etimolojik tahlilleri ile sayfalar boyunca tetkik ve tahlil eden bir eser

Page 202: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ortaya koymuĢtur bu zat ve bu zatın etimolojik tahlil ederek, tahlil yaparak Resulallah‟ın adına tekabül ettiğini söylediği asıl Ġncil‟in ana dilinde, Aramice de ki evdokya nın Ahmed ve Muhammedin karĢılığı olduğunu söyler. Titiz bir tahlildir Abdülahad Davud‟un yaptığı tahlil. Yine ZerdüĢtlüğün ana metinlerinde Zendavesta da Asdvads erreta tamlaması tam da Muhammed anlamına gelmektedir. Yine Hindu kutsal metinlerinden BhaviĢya Puran da ki, ki Bombay baskısında bu, Tam karĢılığı Muhammed olan bir peygamber müjdelenir. Bu yine sonradan Müslüman olmayı kabul etmiĢ bir Hindu bilgininin bir baĢka Müslüman bilginle birlikte ortaklaĢa yazdıkları eski kutsal metinlerde Resulallah‟ın varlığına iliĢkin kitapta yer alır. Yine mantralarda astuh iĢyateh diye bildirilen bir mandranın tam karĢılığının Muhammed, Arapça da Muhammed ismine tekabül ettiğini söylerler. Ki ben burada sadece birkaç örnek aldım. Bir çok örnekle eski metinlerde Ġsmi Muhammed olan bir peygamberin geleceği müjdelenir. Doğu ve ehli kitabın kutsal metinlerinde. Dolayısıyla böyle bir beklentinin kaynağını anlamıĢ oluyoruz böylece. keffere anhüm seyyiatihim ve asleha balehüm Allah onların günahlarını silecek tasavvur ve akıllarını vahiy ile inĢa ve ıslah edecektir. Evet, ilahi bir inĢa projesi Kur‟an ın tasavvur ve aklı nasıl inĢa ettiği ile ilgili açık bir ayetle karĢı karĢıyayız. Ayette ki bael; O düzelince insanın her eyleminin düzeldiği, bozulunca her eylemin bozulduğu ana merkez anlamına gelir. Biz buna tasavvur diyoruz. Akıl, kalp karĢılığını verenlerde var dilciler içerisinde. Vahiy bir inĢa projesi, eylemlerimizi inĢa eder. Ama doğrudan inĢa etmez. Çünkü eylemlerimizi aklın üstüne bina ederiz. Nasıl düĢünüyorsak öyle yaparız. Ġnsan düĢündüğünden farklı yapmaz. Ġnsan aklından farklı yapmaz. Aklımız eylemimizin merkezidir. Peki ya aklımızın merkezi? Eylemimizi aklımız üretiyor, ya aklımızı ne üretiyor diye soracak olursak bir tek noktaya bakmamız gerekir; Tasavvur.. Aklı tasavvur üretir. Akıl hüküm verir. Bu iyidir, Ģu kötüdür. Bu kardır, Ģu zarardır. Bu yücedir Ģu alçaktır. Bu dosttur, Ģu düĢmandır. Bu kalıcıdır, Ģu geçicidir. Akıl bu hükmü verdikten sonra baĢların o konuda iĢ yapmaya. Bu kârdır deriz ve kâr etmeye çalıĢırız. Bu düĢmandır deriz ona karĢı korunmak için hazırlık yaparız. Bu dosttur deriz ona yaklaĢmaya çalıĢırız. Bu zarardır deriz ondan uzaklaĢmaya çalıĢırız. Yani akıl önce hüküm verir, sonra tüm beden aklın verdiği o hükmün uğrunda iĢ üretir, eylem üretir.

Page 203: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Peki akıl hükmü neyle verir? Kâr, zarar, iyi, kötü, doğru, yanlıĢ, büyük küçük, güzel, çirkin,i dost düĢman. Yani hayatımızı üzerine kurduğumuz hükümlerin üzerine kurulduğu kavramları nereden alırız? Tasavvurdan alırız. ĠĢte o tasavvuru kim inĢa ediyorsa o insanı o terbiye etmiĢtir. Tasavvurunu vahyin inĢa ettiği insanı Allah terbiye etmiĢtir. Bu manada vahiy ilahi bir inĢa projesidir. Muhatabının tasavvurunu inĢa etmek için inmiĢtir. Vahiy tasavvurları inĢa eder ve ilk inĢa ettiği tasavvur, Hz. Peygamberin tasavvurudur. Tasavvur kilo ve metreye benzer. 80 cm.lik bir metreyle ölçüp alan, ölçüp satan insan ya aldanıyor, ya aldatıyor, ya da hem aldanıyor, hem aldatıyor demektir. Kiloya benzer 900 gr. La alıp satan insan hem aldanıyor, hem de aldatıyor demektir. Dolayısıyla tasavvurumuz aĢınmamıĢ tam bir metre, aĢınmamıĢ tam bir kiloyu bize aĢınmamıĢ biçimde muhafaza etmenin yolunu gösterir vahiy. Vahiy tasavvuru aĢınmamıĢ ölçülerle inĢa eder. ĠĢte vahiy bir tasavvuru inĢa ederse artık o tasavvurun elinde inĢa olan dünyada ihya olur. Hayatta ihya olur. yoksa o hayat ifna olur, o hayat mahvolur. O hayat heba olur. 3-) Zâlike Bi ennelleziyne keferuttebe'ul bâtıle ve ennelleziyne amenüttebe'ul Hakka min Rabbihim* kezâlike yadribullahu lin Nasi emsâlehüm; Bu böyledir; çünkü hakikat bilgisini inkâr edenler, geçersiz fikirlere tâbi oldular! Ġman edenler ise Rablerinden Hakk'a tâbi oldular... ĠĢte böylece Allâh insanlara onların (iki grubun) misallerini veriyor. (A.Hulusi) 03 - Bunun sebebi çünkü küfredenler kendilerini bâtıla uydurmakta, iman edenler ise rablerinden gelen hakka uymaktadırlar, iĢte Allah insanlara kılıklarını böyle tanıtır. (Elmalı) Zâlike bu böyle olacaktır. Bi ennelleziyne keferuttebe'ul bâtıl çünkü küfürde direnenler amaçsızlık ve anlamsızlığın peĢine takılmıĢlardır. ve ennelleziyne amenüttebe'ul Hakka min Rabbihim imanda sebat edenlerse rablerinden gelen hakikate tabi olmuĢlardır. Evet, Hakk ve batıl; anlam ve anlamsızlık. Amaç ve amaçsızlık. Hakk, anlam ve amaç; Batıl; anlamsızlık ve amaçsızlık. Dolayısıyla batılın peĢinden gidenler hayatı anlamsızlaĢtıranlar ve

Page 204: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

amaçsızlaĢtıranlardır. Hayatın içini boĢaltanlardır. Hayatın içeriğini yok edenlerdir. Değer düĢmanlarıdır onlar. Her küfür bir değer düĢmanlığıdır. kezâlike yadribullahu lin Nasi emsâlehüm iĢte Allah insanlara kendi durumlarını böyle açıklamaktadır. 4-) Feizâ lekıytümülleziyne keferu fedarberrikab* hattâ izâ eshantümuhüm feĢüddül vesâka, feimma mennen ba'dü ve imma fidaen hattâ teda'al harbü evzareha* zâlik* velev yeĢaullahu lentesare minhüm ve lâkin liyeblüve ba'daküm Bi ba'd* velleziyne kutilu fiy sebiylillâhi felen yudılle a'malehüm; (SavaĢta) hakikat bilgisini inkâr edenlerle karĢılaĢtığınızda, boyunlarını vurmaya bakın! Nihayet onlara ağır bastığınızda, bağı takviye edin (esir alıp bağlayın)! Ondan sonra yapılacak olan, lütfen karĢılıksız salıvermek ya da fidye mukabilinde bırakmaktır! Harp ağırlıklarını bırakıncaya kadar! ĠĢte bu! Eğer Allâh dileseydi, elbette onlara yaptıkları suçun sonucunu (azap yollu) yaĢatırdı! Fakat bazınızı, bazınızda olarak denemek için (savaĢı koydu). Allâh yolunda öldürülenlere gelince, onların yaptıkları asla boĢa çıkartılmaz! (A.Hulusi)

04 - Onun için küfredenlerle muharebeye tutuĢtunuz mu hemen boyunlarını vurmaya bakın, tâ kuvvetlerini derinden kırıp tepeleyinceye kadar, o vakit da bağı sıkı basın, ondan sonra da ya azâd ya fidye, ta harp ağırlıklarını atana kadar, bu böyle, gerçi Allah dilese elbette onlardan öç alıverir ve lâkin sizi yekdiğerinizle imtihan edecek; Allah yolunda katledilenlere gelince amellerini aslâ boĢa gidermez. (Elmalı)

Feizâ lekıytümülleziyne keferu fedarberrikab artık küfürde

direnenlerle savaĢta karĢılaĢtığınızda hemen boyunlarını vurun.

Kur‟an da savaĢ hakkında böylesine net, keskin biçimde gelen ilk ayet bu olsa gerektir. 1. ayete dayanarak tabii ki, Allah yolundan alıkoyan iman ve özgürlük düĢmanlarıyla savaĢta karĢılaĢtığınızda. Yoksa yolda karĢılaĢtığınızda falan değil. ÇarĢıda pazarda, markette karĢılaĢtığınızda değil. Burada öyle bir Ģeyden söz edilmiyor. Burada sıcak bir savaĢtan söz ediliyor. Bunu doğru anlamak gerekiyor.

hattâ izâ eshantümuhüm feĢüddül vesâk nihayet kızıĢmıĢ bir

savaĢın sonuna dayandığınızda durmayın kalanların ipini sımsıkı

Page 205: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bağlayın, iplerini sıkılayın. Bu imadan da anlaĢılacağı gibi savaĢta esir almanın hükmüne iliĢkin bir ibare.

Eshane; Enfal/67. ayetinde çok ayrıntılı bir biçimde açıkladığımı

hatırlıyorum. KızıĢmıĢ bir savaĢ anlamına geliyor ve bu ibare de böyle bir savaĢta ille de muhatapların hep öldürülmesi gerekmediğini, esir alınması gerektiğini. Niçin esir alınması gerektiğini? Hemen arkadan gelen ibare bunu açıklıyor, hem de güzel açıklıyor;

feimma mennen ba'dü ve imma fidaen hattâ teda'al harbü

evzareha fakat daha sonra ya bir lütuf olarak karĢılıksız, ya da bir fidye karĢılığı serbest bırakın ki savaĢ tüm yükünü atarak bütün sonuçlarıyla birlikte ortadan kalksın.

Çok harika bir savaĢ hukuku çerçevesi çiziyor ayet. SavaĢın bütün

sonuçlarıyla ortadan kalkması, barıĢın gelmesi için esir alın. Ama niçin? 1 – Esirleri öldürmek için değil, 2 – köleleĢtirmek için hiç değil. Ya fidye karĢılığı, ya da karĢılıksız. Sonunda onları bırakın. Bunun amacı savaĢın katliama dönüĢmesini önlemek, ikincisi de köle kaynaklarından en büyüğünü kurutmak bu ayetin özü bu.

Tabii bu ayet üzerinde dururken özellikle savaĢ esirleri hukukunun

Ġslam‟da ki yeri konusunda uzun uzadıya durmak belki gerekir. Fakat zamanımız buna elveriĢli değil.

Ġslam‟ım savaĢ esirleri konusunda ki çerçevesini bu ayet zaten çok

güzel çiziyor. Esir, savaĢı bitirmek için alınır. KöleleĢtirmek için değil. Burada özellikle savaĢı bir katliama, bir soy kırıma dönüĢtürerek, madem savaĢa girdiler, hepsini bire kadar yok edelim Ģeklinde bir anlayıĢı zımnen yasaklıyor bu ayet. Ġkincisi Onları esir alın, yani ölü ele geçirildiler falan değil, esir alın, yani onları mümkin olduğunca canlı olarak muhafaza edin ve esir aldıktan sonra da barıĢı tesis edin. Sırf barıĢı tesis etmek için esir alın. Çünkü adı barıĢ olan bir din adına savaĢıyorsunuz. Ġslam adına Allah yoluna savaĢıyorsanız, karĢınızda kini öldürmek değil diriltmek olmalı hedefiniz ve ondan sonra da ya fidye karĢılığı, ya da karĢılıksız bırakın. Tabii esir takası da bunun içine giriyor tüm fakihlere göre.

Ama ayetten anladığımız açık hakikat Ģu KöleleĢtirmeye burada

herhangi, bir izin ve ima yok. Ġstirkak yani, köleleĢtirmek. Köleliğin 4 kaynağı vardı cahiliye de.

Page 206: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

1 - Bir numaralı kaynağı savaĢtı. SavaĢ esirleri köleleĢtirilirdi. Sadece bölgede değil tüm dünya da köleleĢtirilirdi. Roma da, Yunan da, Pers de ve diğer tüm beldelerde, uygarlıklarda böyle yapılırdı.

2 – Bölgede ki kölelerin ikinci kaynağı kölelerin çocukları idi. Bunlar

ya miras yoluyla elde edilirler, ya da köle pazarlarında satın alınarak elde edilirlerdi. Yani kadiym durumu köle olarak gelmiĢ olanların nesilleriydi.

3 – Hür insanların baskınlar sırasında haramice ele geçirilip köle

diye satılmasıydı. Hz. Zeyd böyle köle yapılmıĢtı. Aslında hürdü. Resulallah onu kendisine hediye edildikten hemen sonra azad etti. Efendimiz ömrü boyunca 63. köle azad etmiĢti. Bu adeta her yılını azad etmek, her yılını bir insan azad etmek gibi muhteĢem bir ahlaki sonuç getiriyordu. Yani ömrümün her yılına bir insanın özgürlüğünü kazandırdım. Hatta Köle azad etmenin Allah katında ki büyük değeri ile ilgili ayetler geldiğinde sahabe köle azad etmek için yarıĢa giriyor, bazı sahabelerin 10.000 köle azad ettikleri kayıtlara geçiyor.

Bu ne idi? Vahyin, köleliğin kökenini kurutmak için muhteĢem bir

plan geliĢtirdiği ve toplumsal bir yaraya dönüĢtürmeden ucu açık bir parantezle bu planı yürürlüğe koydu ve bu planın vahyin sona ermesinden sonra da devam etmesi gerektiğini müntesiplerine ve bağlılarına ihsas ve ima ediyordu.

4 – Dördüncü köle kaynağı ise faizle borç alan insanlar, faizlerini

ödeyemiyorlar, kat kat oluyor Kur‟an ın ifadesi ile ..ad'afen mudaafeten.. (A. Ġmran/130) oluyor ve en sonunda faizle borç alan insan kendini köle olarak tefeciye veriyordu ve tefeci de faiz karĢılığında borç alan bu insanı köle diye ya kullanıyor ya da satıyordu.

Bu kaynakların hepsini Kur‟an kuruttu. Bir tek Kur‟an la köle olarak

ifade edilenler ev mameleket eymanüküm… (Nisa/3) yani zaten köle sınıfı içerisinde olup babadan evlada geçen ve o anda hizmetçi statüsünde olan insanların hukukunu düzenledi ve onları da 4 Ģekilde diğerlerinin kaynağını kurutup kapattıktan sonra elde mevcut ev mameleket eymanüküm yani sağ ellerinizin meĢru bir biçimde sahip olduğu köleler diyerek o sınıfı da 4 Ģekilde kuruttu.

1 – Bazı ibadetlerde kefaret olarak köle azadını getirmekle. Mesela

zıhar kefareti için köle azad edilir. Mesela hataen adam öldürmede köle azad edilir. Mesela hacda iĢlenen bazı cinayetlerin kefareti köle azadıyladır. Bunun gibi.

Page 207: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

2 – Bazı ayetler köle azadını bir ibadet olarak gördüler ve mü‟minlere köle azad etmeleri gerektiğini, özgürlüğe kavuĢturmaları gerektiğini Fekkü rekabe. (Beled/13) en büyük eylem olarak sunuldu. Yani kölenin boğazının özgürlüğe kavuĢturulması. Bunun gibi uygulamalarla da köle azadı Ġslam‟da özendirildi ve köleliğin köküne kibrit suyu dökülmek için uzun vadede harika bir düzen getirilmiĢ oldu.

zâlik böyle yapın iĢte böyle yapın velev yeĢaullahu lentesare

minhüm ve lâkin liyeblüve ba'daküm Bi ba'd ve eğer Allah dileseydi onların hakkından bizzat gelirdi. Fakat bunu yapmadı ki siz birbirinizle sınanabilesiniz.

velleziyne kutilu fiy sebiylillâhi felen yudılle a'malehüm Allah

yolunda öldürülenlere gelince, evet onların yaptıklarını asla zayi etmeyecektir Allah.

5-) Seyehdiyhim ve yuslihu balehüm;

Onları hakikate erdirecek ve onların hâllerini düzeltecektir! (A.Hulusi)

05 - Ġleride onları Muratlarına irdirir, ruhlarını Ģâd eder. (Elmalı) Seyehdiyhim ve yuslihu balehüm onlara cennetin yolunu

gösterecek ve kalplerini huzura kavuĢturacaktır.

6-) Ve yüdhılühümül cennete arrefeha lehüm;

Onları, kendilerine tarif ettiği (bu savaĢ süreci sonunda) cennete dâhil edecektir! (A.Hulusi)

06 - Ve kendilerini Cennete koyar, onu onlar için güzel kokularla

donatmaktadır. (Elmalı) Ve yüdhılühümül cennete arrefeha lehüm ve onları kendilerine

tarif ettiği yani dünyada iken kendilerine tarif ettiği cennetine sokacaktır.

Page 208: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

7-) Ya eyyühelleziyne amenû in tensurullahe yensurküm ve yüsebbit akdameküm;

Ey iman edenler! Eğer siz Allâh'a yardım ederseniz (O) size yardım eder; ayaklarınızı sâbit kılar! (A.Hulusi)

07 - Ey o bütün iman edenler! eğer siz Allaha yardım ederseniz o

size nusret verir ve ayaklarınızı kaydırmaz. (Elmalı) Ya eyyühelleziyne amenû in tensurullahe yensurküm ve

yüsebbit akdameküm ey imanda sebat edenler siz Allah‟ın davasına yardım ederseniz, Allah‟ta size yardım eder ve ayaklarınızı kaydırmaz. Allah‟a yardım, O‟nun davasına yardımdır. Ya eyyühen Nasu entümül fukarâu ilAllâh.vAllâhu "HU"vel Ğaniyyül Hamiyd (Fatır/15) Evet, Allah ise kendi kendine yetendir, ama siz Allah‟a muhtaçsınız diyordu ya.

Allahın dinine yardım etmek aslında kendisine yardım etmesinden

baĢka bir Ģey değildir. Rabbim kendi dinine yardım edip, Allah‟ın yardımını hak edenlerden kılsın.

[Ek bilgi; MUHAMMED/6-7 AYET TEFSĠRĠ

(25.30 den itibaren)Allah‟a yardım ederseniz..! Allah‟ın bizim

yardımımıza ihtiyacı var mı? Yardıma ihtiyacı olan bir varlık Allah olamaz. Demek ki eksikliği var ki yardım istiyor. Aslında değerlendirdiğimiz zaman böyle değerlendirmek lazım. Ama buradaki yardım kelimesi, değerli kardeĢlerim Allah-u teala kulundan birkaç konuda yardım ister.

Bunlardan bir tanesi fakirin elinden tutmaktır, yardım etmektir.

Allah-u Teala bunu kendisine yardım olarak kabul ediyor. Kur‟an da 4 tane ayet vardır Allah-u teala fakire yardım etmeyi kendisine borç para vermek olarak kabul ediyor ve kendisi bizzat istiyor. Diyor ki kim verecek bana borç para. Ben verdim sana bu rızkı, bana borç para ver diyor. Ama ben sana kat kat vereceğim onu.

enzelleziy yukridullahe kardan hasenen feyudaıfehu lehu ad'afen

kesiyreten. (Bakara/245) Soruyoruz Ģimdi ayeti kerimeye nasıl borç para vereceğiz Allah‟a

Ģimdi? Allah‟a borç para verilir mi? Fakir kuluma yardım ettin mi bana

Page 209: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

borç para vermiĢ gibi oldun. Bak Ģimdi ne kadar önemli tutuyor bu iĢi. BaĢka hiçbir ibadette yoktur bu.

1 - Demek ki ne oluyor bir insanın fakirin derdini sorması ve ona

yardım etmesi Allah‟a borç para vermiĢtir ve Allah‟a yardım etmiĢ gibidir. Borç para vermek yardım etmek değil mi? ĠĢte birincisi bu. Allah‟a yardım etmek.

2 - Allah yolunda mücadele verilirken o orduya yardım etmek. 1.

manası budur zaten. Allah‟ın uğruna verilen mücadelede o askere o ordunun techizatlanması için yardım etmek. Bu milletin namusunu koruyan, bu milletin dinini koruyan, camisini koruyan insanlara yardım etmek mecburiyetindeyiz. Bunu Allah kendisine yardım olarak kabul ediyor.

3 – Ġnsanların cehaletini ortadan kaldırmak en büyük yardım Allah‟a

Yani öğretim olayı, eğitim olayı. Eğitim olayına yardım etmek, bir insan yetiĢtirmek, bir insanın beynine bilgiden bir Ģeyin gitmesi için müessese kurmak, yardım etmek, yatırım yapmak bu Allah‟a yardımdır. En büyük yardımlardan biridir. Çünkü Allah-u telanın Kur‟an ı kerimi göndermesi, böyle bir okulu kurması, Kur‟an bir okuldur biliyorsunuz, bir üniversitedir. Böyle bir üniversiteyi niye kurdu Allah‟u telala? Ġnsanların cehaletini gidermek için, yanlıĢ hareketlerini gidermek içindir değil mi? Bu Kur‟an ı kerim in insanların kafasına gitmesi, oraya nur saçması için yatırım yapmak Allah‟a yardım etmektir.

ġimdi anlaĢıldı mı ne demek yardım olduğunu. Allah‟u telalanın

bize yardıma ihtiyacı yok aslında Fakat Allah‟u telalanın koyduğu prensipleri yaĢatmak için verilen mücadele veya yapılması gereken yatırımları yapmak Allah‟a yardım etmektir.

Ama diyor Allah‟u tela, siz bu yardımı yaparken size yardım

edeceğim ha diyor. KarĢılıklı bu iĢ yani. Benim yardımımı istiyorsan sen de yardım edeceksin diyor Allah‟u tela. Önce kul yardım edecek sonra ben. Öyle koymuĢ sistemi. Bak Ģimdi diyor ki; ..in tensurullahe.. (Muhammed/7) önce sen Allah‟a yardım edeceksin ..yensurküm.. O da yardım edecek size. Demek ki Allah‟u telanın lûtfunu, ihsanını istiyorsa bu insanlık, önce kendisi, kendisine çeki düzen verecek. Kendisine düĢen vazifeyi, görevi yapacak… (Devam ediyor) (Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı- Muhammed/7 tefsiri video)]

“Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn”

Page 210: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.

Page 211: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. MUHAMMED SURESĠ (08-38) (160) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim"

“BismillahirRahmanirRahıym”

Sevgili Kur‟an dostları bugünkü dersimize Muhammed sure-i Celilesinin 8. ayeti ile devam ediyoruz. Her ne kadar geçen ders 8. ayeti de iĢlemiĢsek de bugün baĢlayacağımız pasaj o ayeti birlikte okumamızı gerektirdiği için bir kez daha meallendirmek istiyorum.

8-) Velleziyne keferu feta'sen lehüm ve edalle a'malehüm;

Hakikat bilgisini inkâr edenlere gelince, yüzleri üzere düĢüp helâk olmak hakkıdır onların! (Allâh) onların yaptıklarını boĢa çıkartmıĢtır! (A.Hulusi)

08 - Küfredenler ise yıkım onlara ne yapacaklarını ĢaĢırtmaktadır.

(Elmalı) Velleziyne keferu küfürde direnenlere, küfürde ısrar edenlere

gelince feta'sen lehüm ve edalle a'malehüm artık onları helak edici bir yıkım beklemektedir ve O, yani Allah yaptıklarını boĢa çıkaracaktır. Küfürde direnenlerin iyilik yapmaları elbette mümkin, elbette iyilik yapmıĢlardır. Fakat onlar yaptıkları iyiliklerin karĢılığını dünyada bekleyerek iyilik yapmıĢlardır. Onlara zaten inanmadıkları ve dolayısıyla bir karĢılık beklemedikleri ahirette nasıl bir karĢılık verilebilir ki. Onlar bekledikleri dünyada karĢılığını almıĢlardır. O nedenle inanmadıkları bir ahirette karĢılık almaları söz konusu değildir.

9-) Zâlike Bi ennehüm kerihu ma enzelAllâhu feahbeta

a'malehüm;

Bunun sebebi Ģudur: Onlar Allâh'ın inzâl ettiğini nahoĢ gördüler... Bu yüzden (Allâh da) onların yaptıklarını boĢa çıkarttı. (A.Hulusi)

09 - Öyle, çünkü onlar Allahın indirdiğini hoĢlanmamıĢlardır, o da

onların bütün amellerini heder etmektedir. (Elmalı)

Page 212: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Zâlike Bi ennehüm kerihu ma enzelAllâh bunun nedeni onların

Allah‟ın indirdiğinden nefret etmeleridir. Evet, açık ve net. Vahiyden nefret, aslında sorumluluktan nefrettir. Vahiyden nefret aslında rahmetten nefrettir, merhametten nefrettir. Vahiyden nefret vahyi gönderenden nefrettir. Dolayısıyla vahiyden nefret eden biri vahyin sahibinden nasıl ahiret ödülü bekler, beklemeye hakkı olur ki. O nedenle boĢa çıkacaktır onların yaptıkları.

feahbeta a'malehüm iĢte bu yüzden boĢa çıkacaktır yaptıkları. 10-) Efelem yesiyru fiyl Ardı feyenzuru keyfe kâne

akıbetülleziyne min kablihim* demmerAllâhu aleyhim*ve lil kafiriyne emsâlüha;

Arzda seyretmediler (gezip dolaĢmadılar) mi ki, kendilerinden öncekilerin sonu nasıl oldu! Nazar edip (akıl gözü ile ders alarak) görsünler! Allâh onları dumura uğratmıĢ! Bu hakikat bilgisini inkâr edenlere de onların benzerleri söz konusudur! (A.Hulusi)

10 - Ya Yer yüzünde bir gezmediler mi? Baksalar a kendilerinden

evvelkilerin akıbetleri ne olmuĢ? Allah üzerlerinden tedmir eylemiĢ, o kâfirlere de öylesi yaraĢır. (Elmalı)

Efelem yesiyru fiyl Ardı feyenzuru keyfe kâne akıbetülleziyne

min kablihim* demmerAllâhu aleyhim Onlar yeryüzünde hiç dolaĢmadılar mı? Gezmediler mi? Görmediler mi? Kendilerinden önceki günahkârların sonlarının ne olduğunu. demmerAllâhu aleyhim Allah onları yerle bir etti, mahvı periĢan etti. Kendilerinden önce inkârda direnenler Allah‟ın gazabına uğradılar. ġöyle bir çıksın baksınlar, insanoğluna ebedi iktidarın verilmediğini, Malik el Mülk olanın, mülkün yegane sahibinin Allah olduğunu görmek isteyenler Ģöyle çıkıp bir baksınlar. GeçmiĢten bu güne kalan surlara baksınlar, Ģehirlere baksınlar, kalın kalın sur duvarlarına baksınlar. Ġnsanoğlu bunu nasıl yapar dedikleri kadiym yapılara baksınlar. O yapıları yapanların yerlerinde yeller esmiyor mu?

ġimdi onlarda geriye ne kaldı. ġimdi onlardan geriye kim kaldı. Bu

binyıl sonuna dek, sonsuza dek yaĢama iddiaları ile yer yüzünde iktidar

Page 213: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

kuranlardan geriye ne kaldı. Bir baksınlar, eğer bu gözle bakarlarsa hepsinin yerle yeksan olduklarını görürler, geriye Allah kaldı derler.

ve lil kafiriyne emsâlüha bu vahyin muhatabı olan Ģu zamanın

kafirleri de böyle bir sonu beklemektedirler. Yani onların baĢına gelecek olanda bu gibi bir Ģeydir, bunun örneğidir. Dolayısıyla bunun benzerini beklemektedirler baĢka bir Ģeyi değil. Yani hayatınız kimlere benziyorsa, akıbetiniz de onlara benzer. Önünüz kim gibiyse sonunuz da onlar gibi olur. Firavun gibi yaĢayıp Musa gibi ölmek var mı? Ġbrahim gibi yaĢayıp Nemrut gibi ölmekte yok. Dolayısıyla Ġbrahim gibi yaĢamak, Ġbrahim gibi ölmenin ve Ġbrahim gibi ebedi gülmenin garantisidir. Nemrut gibi yaĢayıp ahirette Ġbrahim gibi karĢılanmayı beklemek hakikatle dalga geçmektir. Suyu getirenle testiyi kıranın bir tutulmasını beklemektir. Ġyi ile kötü arasındaki farkı yok saymaktır. Bu, bir insanın hakikate yapacağı en büyük zulümdür.

11-) Zâike Bi ennAllâhe Mevlelleziyne amenû ve ennel kafiriyne

lâ Mevlâ lehüm;

ĠĢte (gerçek durum) bu! Allâh, iman edenlerde Mevlâ'dır! Hakikat bilgisini inkâr edenlere gelince, onların mevlâsı yoktur! (A.Hulusi)

11 - Öyle, çünkü Allah iman edenlerin Mevlâ‟sıdır, kâfirlere gelince

onlar için Mevlâ yoktur. (Elmalı) Zâike iĢte bu böyledir. Yani bu tartıĢılmaz. Ġyi ile kötü arasında ki

fark tartıĢılmaz. Kötünün cezalandırılacağı, iyinin de ödüllendirileceği gerçeği tartıĢılmaz. Kötüye iyi muamele yapılmayacağı, iyiye de kötü muamele yapılmayacağı tartıĢılmaz. Allah‟a sırt çevirenlerin akıbet ve ahiretlerinin periĢan olacağı tartıĢılmaz. Suyu getirenle testiyi kıranın aynı tutulmayacağı tartıĢılmaz. Zalik; Bu böyledir, bu böyle biline, herkes bunu böyle bile.

Bi ennAllâhe Mevlelleziyne amenû çünkü, neden derseniz,

neden bu böyledir derseniz çünkü Allah imanda sebat edenlerin dostudur. Kendisine düĢmanlık gösterenlerinde düĢmanıdır. Allah‟ı düĢman etmiĢ olanlar Allah‟ı dost olarak bulamayacaklar. ve ennel kafiriyne lâ Mevlâ lehüm küfre saplananlarınsa, küfürde direnenlerinse dostu bulunmamaktadır. Çünkü onlar dünyada Ģeytanı kendilerine dost etmek için ebedi hayatta Allah‟ın dostluğunu kaybetmiĢlerdir.

Page 214: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

12-) ĠnnAllâhe yüdhılülleziyne amenû ve amilus salihati cennatin tecriy min tahtihel enhar* velleziyne keferu yetemette'une ve ye'külune kema te'külül en'amü vennaru mesven lehüm;

Kesinlikle Allâh, iman edip imanın gereğini uygulayanları, altlarından nehirler akan cennetlere dâhil eder... Hakikat bilgisini inkâr edenler ise (dünyadan, bedensel olarak) yararlanırlar ve en'amın (hayvanların) yediği gibi yerler! AteĢ, onlar için kalacak yerdir. (A.Hulusi)

12 - Muhakkak ki Allah iman edip salih salih ameller iĢleyenleri

altlarından ırmaklar akar Cennetlere koyacaktır, küfredenler ise zevk etmeğe bakarlar ve hayvanlar gibi yerler içerler, halbuki ateĢ ikametgâhı onların. (Elmalı)

ĠnnAllâhe yüdhılülleziyne amenû ve amilus salihati cennatin

tecriy min tahtihel enhar Ģüphesiz Allah imanda sebat edipte salih amel iĢleyenleri, tabanından ırmakların çağladığı cennetlere koyacaktır. Öyle cennetler ki; Akıl, fikir ermez. Öyle cennetler ki insan tasavvur ve tahayyül dahi edemez. Güzelliğin üretildiği merkezler. Cennatü adn. Cennet, güzelliğin madeni, güzelliğin merkezi, kalıcı güzelliğin merkezi.

Bir önceki ayetle irtibatı var bu ayetin . Dostu Allah olanın akıbeti

cennet olur diyor bu ayet. Cennete Allah sokar diyor, baĢka Ģey değil. Aynı zamanda zımnen bunları söylüyor. Yani iman eden ve salih amel iĢleyenleri Allah cennete sokacak. Dolayısıyla kiĢiyi cennete eylemi değil o eylemin değerini biçecek olan Allah sokacak.

Buradan belki Ģu kıyası yapmak mümkün. Bir ömürlük çabanızın

karĢılığı olarak boğaz kıyısında el kadar bir arazi alamazken, yeryüzünde ki hiçbir güzellikle kıyaslanamayacak kadar büyük bir güzellik olan, mutlak bir güzellik olan, güzelliğin üretildiği kaynak olan ve alanı, yüz ölçümü gökler ve yerler kadar olan Kur‟an ın beyanıyla cennetleri, yeryüzünde ki bu kısacık bir ömürle nasıl alacağım diye soruyorsanız, almayacaksınız. Çünkü cennet bedel değil, ödüldür. Allah‟ça bir ödüldür. Kul kul kadar yapar, Allah, Allah kadar yapar. Cennet Allah kadar ödüllendirmenin muhteĢem bir ifadesidir.

velleziyne keferu yetemette'une ve ye'külune kema te'külül

en'amü vennaru mesven lehüm Ama küfürde direnenler, yukarıda imanda sebat edenlerdi ayetin baĢı. Ayetin sonu ise küfürde direnenlere getirdi sözü. Küfürde direnenler geçici zevklerin peĢine takılarak

Page 215: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

hayvanların yiyip içtiği gibi yiyip içerler de sonunda ateĢ onların meskeni olur.

Çok ilginç, Hayvanların yiyip içtiği gibi yiyip içerler. Kimler bunlar?

yetemette'une. Aslında temette‟ah bir güzelliği tüketime elveriĢli hale getirmek demektir. Tüketilebilir hale getirmek demektir. Yani geçici bir hazza dönüĢtürmek. Kalıcı bir güzelliğe dönüĢtürülmesi mümkünken, geçici bir hazza dönüĢtürmek. Ben bunu; Bir tohumu ekip meyvesini yemekle, tohumun kendisini yemek arasındaki farka benzetiyorum. Tohumu yemeniz de mümkün, tohumu ekip meyvesini yemeniz de mümkün. Tohumu yerseniz tohumu tüketmiĢ olursunuz Tohumu ekerseniz meyvesini yemiĢ olursunuz.

Allah‟ın yer yüzünde insana sunduğu imkanları eğer yer yüzünü bir

ekin olarak bilip Eddünya mezreatül ahire. (Hadis) Dünya ahiretin tarlasıdır hükmünce, siz dünyayı o tohumun çoğaltılacağı bir tarla olarak görürseniz ahirette biçersiniz. Fakat siz, size açılan o ilahi krediyi tüketirseniz tohumu yemiĢ olursunuz. Yani onu meta haline getirmiĢ, geçici bir hazza alet etmiĢ olursunuz.

Bu bakıĢ açısı meselesidir, böyle yapmamanın garantili yöntemi

ahirete iman etmektir. Öbür dünyanın varlığına iman etmeyen biri neden yer yüzünde ki hayatı ekin olarak görsün ki, neden eksin ki. Ġkinci bir dünyanın varlığına inanmıyorsa, dikeceğine de inanmayacaktır. Biçeceğine inanmadığı ekini eker mi kiĢi? Dolayısıyla biçeceğine inanmadığı için ekmediği bir ekinden ahirette bir Ģey beklemeye hakkı olur mu?

O nedenle hangi güzelliği koymuĢ olursa olsun ortaya, eğer bu

dünyadan baĢka bir dünya olduğuna iman etmemiĢse, biçmek üzere ekmemiĢ insanın ahirette, ekmedim ama sen yine de bana ver demesine benzer. Ekmediğiniz bir Ģeyi talep edemezsiniz.

7. ayette kiin tensurullahe yensurküm eğer siz Allah‟ın davasına

yardım ederseniz o da size yardım ederve yüsebbit akdameküm ve sizi ayaklarınızın üstünde sabit tutar, yani ayaklarınızı kaydırmaz ayetine bir atıf gibi geldi bana. Onda ifade edilenin zıddı aslında buradaki. Onda ifade edilen davası Allah olanın, derdi Allah olur. Derdi Allah olanın dermanı Allah olur. Kaygısı Allah olanı Allah‟ta kaygı eder. Yani o da Allah‟ın kaygısı olur. Fezkürûniy ezkürküm..(Bakara/152) budur. Siz beni kaygı edinin ki ben de sizi kaygı edineyim. Siz beni unutmayın ki ben de sizi unutmayayım. Siz beni anın ki ben de sizi anılacaklar listesinde tutayım.

Page 216: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ĠĢte budur. Davası olmayan hayvanlaĢır diyor ayet. Hayatın anlamı

yitirilirse insanı insan eden fonksiyonlar atıl kalır. O zaman insan biyolojik varlığına indirgenir. Yani hayat insan için bir biyolojik hayata dönüĢür. Dolayısıyla o diğer canlılardan farkı kalmayan biri olup çıkar. Yer, içer, uyur, çiftleĢir ve ölür. Yani yemekhane, yatakhane, abdesthane ve iĢ hane arasında hortum olmak gibi bir basit iĢleve indirgenir.

Bu insanın kendi kendisine yaptığı en büyük hakarettir. Çünkü

insan kendi türünün en üstünüdür. Çünkü insan kendisinden aĢağı varlıklara nispetle değil, Allah‟a nispetle anlaĢılan ulvi, Ģerefli, ahseni takvim üzere yaratılmıĢ muhteĢem bir Ģah eserdir. Ġnsan ilahi bir Ģah eser oluĢunu görmezden gelirse, kendisini bir solucanla, bir deniz yıldızıyla, bir sümüklü böcekle, bütün ömrü 60 – 65 gün olan bir sinekle eğer eĢitlerse ona verilecek değerde ancak o kadar olur.

A. Ġmran/196-197 ayetlerini hatırladım; Lâ yeğurrenneke

tekallübülleziyne keferu fiyl bilad. (A. Ġmran/196) Doğrudan efendimiz A.S. a hitap ediyor vahiy. ġu ülkelerde gerine gerine, baĢlarını dike dike, bir elleri yağda bir elleri balda dolaĢan kafirler seni aldatmasın. Yani onların böyle rahat yaĢamaları seni aldatmasın.

Metaun kaliylün Bu çok geçici bir durum, kısa süreli bir zevk, kısa

süreli bir saltanat, hepsi o iĢte. Gördüğünün hepsi o. Yani onların bir yatırımı yok. Kendilerine verilmiĢ tüm imkanı tüketen insanlar. Aslında onlara acımak lazım. Yarın eliboĢ kalacakları için. Kendilerine açılmıĢ ilahi krediyi har vurup harman savurdukları için. Bir miras yedi gibi kötü hovarda bir miras yedi gibi mirası yedikleri için acımak lazım. Mirası yerken seyrederseniz sadece, belki imrenirsiniz. Fakat miras bitince ne olacak, bir de onu düĢünün ve Ģimdiden acımaya baĢlayabilirsiniz.

Evet, Metaun kaliyl sümme me'vahüm cehennem* ve bi'sel

mihad. (Bakara/197) Sonra dönecekleri yer cehennemdir. O ne kötü varıĢ yeridir. Ayetini hatırladım.

13-) Ve keeyyin min karyetin hiye eĢeddü kuvveten min

karyetikelletiy ahrecetke, ehleknahüm fela nasıre lehüm;

Seni Ģehrinden çıkartan kuvvetçe daha güçlü nice Ģehir (halk) vardı! Onları helâk ettik (düĢünün?)! Onlara yardım eden yoktu. (A.Hulusi)

Page 217: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

13 - Seni çıkaran karyenden daha kuvvetli ne karyeler vardı ki biz onları helâk ettik de onları kurtaran yok. (Elmalı)

Ve keeyyin min karyetin hiye eĢeddü kuvveten min

karyetikelletiy ahrecetke, ehleknahüm fela nasıre lehüm ey peygamber seni yurdundan çıkaran toplumundan çok daha güçlü, kuvvetli, ve çok daha büyük olan nice yurtları helak etmiĢizdir de asla onlara yardımcı olan kimse olmamıĢtır.

Burada hicrete bir atıf var. Hatta bir rivayette eğer doğru ise bu sevr

de inmiĢ bu ayet. Yani tam hicret sırasında. ..fenzur keyfe kâne akıbetül mücrimiyn. (A‟raf/84)

Ya da biraz önce Efelem yesiyru fiyl Ardı feyenzuru keyfe kâne

akıbetülleziyne min kablihim. (10) ayetine bir atıf. Onlar yer yüzünde gezmediler mi, öncekilerin nasıl helak olduğunu görmediler mi diyen ayete.

Sevr de geldiğini söyleyen rivayet doğru ise Bittim noktasında

gelmiĢ bu ayet. Bu ayetin geldiği ortamı gözünüzün önünde canlandırabiliyor musunuz? Bittim noktası. Sevr dağı, sevr mağarası, Resulallah‟ın bittim dediği yer. Oradan ötesi yok, Varabileceği son yer. Tırmanabileceği en yüksek tepe. Fiili ve fiziki olarak, coğrafi olarak ta öyle, o bölgede ki en yüksek tepe.

Oraya çıkmadan orada gelen yardım gelmez miydi? Soru bu. Yani

Sevr‟in tepesinde gelen yardım Sevr‟in eteğinde gelmez miydi? Gelmez di. Ġlahi sünnet bu, ilahi gelenek bu. Bittim ya rabbi demeden yettim kulum yok. Bittiğinizi göreceksiniz. Acziyetinizi itiraf edeceksiniz. Alemlere rahmet olsanız da itiraf edeceksiniz. Ki yettim kulum diyecek. Ama bir Ģeyi hiç unutmayacaksınız ve zaten Alemlere rahmette O‟nu hiç unutmadı. Ebu Bekir yanında ki yer yüzünün ufku için telaĢlanırken; “Korkma ya Eba Bekir, Ey Ebu Bekir korkma diyordu. 3. sü Allah olan iki kiĢiye kim ne yapabilir ki.”

ĠĢte bu Allah‟ın sünnetinin farkında olmaktır. ĠĢte bu güvendir, iĢte

bu imanın ahlaki anlamda güvene dönüĢtüğü yerdir. O kadar güveniyordu ki 3. sü Allah olan iki kiĢiye hiç kimse bir Ģey yapamaz. Eğer buna iman etmiĢseniz sizi yer yüzünde bunaltacak hiçbir güç yoktur. Hiçbir güç köĢeye sıkıĢtıramaz. Hiçbir güç pes ettiremez. Eğer buna iman ediyorsanız söylersiniz. Eğer güneĢ sağ elime ay sol elime konulsa

Page 218: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

vallahi ben bu davadan vazgeçmem. (Hadis) ĠĢte bu ancak böyle bir imanla söylenebilir.

14-) Efemen kâne alâ beyyinetin min Rabbihi kemen züyyine

lehu sûü amelihi vettebe'u ehvaehüm;

Rabbinden bir açık delil üzere olan; yaptığı yanlıĢlar kendisine süslendirilmiĢ (keyif verici algılatılmıĢ) ve sonu boĢ heves ve arzularına tâbi olmuĢ kimseler gibi midir? (A.Hulusi)

14 - ġimdi rabbinden bir beyyine üzerinde bulunan kimse hiç o kötü

ameli kendine süslü gösterilmiĢ de hevâ ve hevesleri ardına düĢmüĢ kimselere benzer mi? (Elmalı)

Efemen kâne alâ beyyinetin min Rabbihi kemen züyyine lehu

sûü amelihivettebe'u ehvaehüm. Hiç rabbinden gelen açık bir delile dayanan kimseyle, kötü eylemleri kendisine güzel görünen ve keyfine göre davranan kimse bir olur mu? Aynı sayılır bir tutulur mu?

Evet, ne dersiniz bu soruya? Kalıcı güzelliğin üretildiği merkezi,

yani cenneti hak eden insanla cehennemi hak eden insan aynı hayatı yaĢar mı? Allah‟a kul olmak, kendini denetlemektir dostlar. Açığı budur. Allah‟a kulluk, kendini denetlemektir. Kendini denetleyemeyen iç güdülerine, heva ve hevesine, keyfine kul olur. Bu ayetin zımnen söylediği bu.

Allah‟a kul olun derken Allah‟ın bundan hiçbir çıkarı yok. Kendinizi

denetleyin, kendinize kul olmayın. Heva ve hevesinize, iç güdülerinize kul olmayın, potansiyelinizi gerçekleĢtiremezsiniz, büyüyemezsiniz, içinize kıvrılırsınız. Totolojinin iç dünyanızdaki karĢılığı olur bu. Yani kendi kendinizi referans gösteremezsiniz. Hakikate mutlaka kendi dıĢınızda bir referans göstermeniz lazım. Bu bir Ģeyi oynatmak için destek aldığınız yere benzer. Bir yerden destek almadan hiçbir Ģeyi oynatamazsınız. Dolayısıyla Allah‟tan destek almadan yaĢayamazsınız. Onun içinde heva ve hevesinize kul olmamak istiyorsanız, kul olacak kapıyı doğru seçin. Burada söylenen bu.

15-) Meselül cennetilletiy vu'ıdel müttekun* fiyha enharun min

main ğayri asin* ve enharun min lebenin lem yeteğayyer ta'müh* ve enharun min hamrin lezzetin liĢ Ģaribiyn* ve enharun min 'aselin

Page 219: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

musaffâ* ve lehüm fiyha min küllis semerati ve mağfiretün min Rabbihim* kemen huve halidün fiyn nari ve süku mâen hamiymen fekatta'a em'aehüm;

Korunanlara vaat olunan CENNETĠN TEMSĠL (misal - benzetme) yollu anlatımı Ģöyledir: Orada, bayatlamayan SU'dan nehirler, tadı bozulmayan SÜT'ten nehirler, içenlere lezzet veren ġARAP'tan nehirler, süzme-saf BAL'dan nehirler vardır! Onlar için orada her çeĢit MEYVE ve Rablerinden mağfiret (örtme) vardır! (Bu misal nimetlerle yaĢayanlar) ateĢte sonsuza dek yanarak yaĢayacak, sıcak - kaynar su içirilmiĢ de bu yüzden onların bağırsaklarını parçalamıĢ kimse gibi midir? (A.Hulusi)

15 - Korunanlara vaad olunan Cennetin temsili: onda ırmaklar var

bir sudan ki bozulması yok, ırmaklar var bir sütten ki tadı değiĢmez, ırmaklar var bir Ģaraptan ki içenlere lezzet, ırmaklar var bir baldan ki safi süzme, hem onlara semerelerini (hasılâtın) her türlüsünden var, hem de Rablerinden bir mağfiret var, hiç bunlar o ateĢte muhalled olan ve kaynar bir mayi'den sulanıp da bağırsaklarını parçalamakta bulunan kimselere benzer mi? (Elmalı)

Meselül cennetilletiy vu'ıdel müttekun sorumluluk bilinci ile

davrananlara vaad edilen cennetin örneği Ģudur. Hani kalıcı güzelliğin merkezi diye tanımlamıĢtı ya Kur‟an; Cennatü adn. ĠĢte o cennet insanın tahayyülünün çok ötesinde. Secde/17. ayetini tekrar hatırlayalım;

Fela ta'lemü nefsün ma uhfiye lehüm min kurreti a'yün.

(Ġsra/17) hiç kimse, ama hiç kimse kendisini cennette hangi sürprizlerin beklediğini asla tahayyül dahi edemez. Bilemez. Tasavvur dahi edemez. ĠĢte bu. Cennet hakkında söylenebilecek aslında en son söz bu. Çünkü insanın tasavvur ve tahayyülü oraya ulaĢmaz.

Peki nasıl bahsedilebilir cennetten; ġu dünyada gördüğümüz kopya

güzellikler üzerinden anlatılabilir. Bu dünyada gördüğümüz güzellikler adeta cennette ki güzelliklerin birer kopyası. Yani geçici olanı. Bu dünya geçici güzelliklerin üretildiği merkez. Cennet ise kalıcı güzelliklerin üretildiği merkez. O güzelliklerden adeta bir koku, küçücük bir koku yollanmıĢ, iĢte o güzellikleri duyumsayalım diye. Bir nevi, bir nebze küçükte olsa hissedelim diye. Adeta sanki küçük bir damla değdirilmiĢ, bunun aslı orada dercesine. Aslını yakalamak istiyorsanız orayı hak edin dercesine. Burada da o tarif ediliyor, yerini okuyalım;

Page 220: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

fiyha enharun min main ğayri asin* ve enharun min lebenin lem yeteğayyer ta'mühu içerisinde zamanla bozulmayan sudan ırmaklar, tadı hiç değiĢmeyen sütten ırmaklar ve enharun min hamrin lezzetin liĢ Ģaribiyn* ve enharun min 'aselin musaffâ içene doyumsuz bir lezzet veren Ģaraptan ırmaklar, saf süzme baldan ırmaklar vardır.

Burada ki Ģarap aklınıza gelen bildiğiniz Ģarap değil manasına min

hamrin. Nekira gelmiĢ, belirsiz gelmiĢ. Yani bilinen Ģarap değil anlamına. Sizin bildiğiniz Ģarap değil bu. Saffat/47 de zaten açılımı var bunun. Ne zahmet verir, ne de sarhoĢ eder diyor. Onun için sizin bildiğiniz, aklınızın erdiği değil bu, bu bambaĢka bir Ģey, aklınızın ermeyeceği bir Ģey, bir Ģarap bu.

Neden böyle bir Ģey anılıyor? ġunun için yeryüzünde Allah‟ın size

yasakladığı, sizin için zararlı bulduğu bir takım keyif vericiler var ya, aslında onların zararsızını Allah ahirette, cennette hazırladı. Eğer siz, size zararlı olan yer yüzünde kinden vaz geçerseniz, size zararsız olan ahirettekini hak edersiniz. Verilen mesaj bu.

ve lehüm fiyha min küllis semerati ve mağfiretün min

Rabbihim yine içerisinde tadacakları güzel davranıĢlarının tüm meyveleri, yaptıklarının meyveleri yani. Yaptıkları birer tohumdu, onları dünyada ektiler, meyvesi ahirette çıktı dercesine. Meyveleri ve rablerinden sınırsız bir bağıĢ vardır.

kemen huve halidün fiyn nari ve süku mâen hamiymen

fekatta'a em'aehüm Evet, Ģimdi ikinci bölümüne geçti ayet ve adeta cehennemden bir pencere açtı biraz önceki cennetten açtığı pencerenin tam karĢısına ve dedi ki; Hiç bu cenneti hak eden biri ateĢi mesken tutan ve yakıcı bir umutsuzluk içirilip de bağırsakları paramparça olan kimse gibi olur mu? Evet, Yani hiç yukarıdaki cenneti hak edenle, kendisine yakıcı bir umutsuzluk içirilen cehennemlik gibi olur mu?

Bu gibi den ne anlayacağız? Ġyi ile kötü bir olmaz. Bunu söylüyor

kısaca ayet. Fakat bunun altında Ģunu söylüyor; Eğer iki akıbet varsa, iki ayrı hayat var demektir. Ġki ayrı son varsa, iki ayrı ön vardır. Dolayısıyla ey mü‟minler sizler kafirlerin yaĢadığı gibi yaĢayıp mü‟minlerin elde etmek istediği ahireti, akıbeti, cenneti istemeyin. Siz mü‟min gibi yaĢayıp o akıbeti hak edin. Bu iki kiĢinin ağlayıĢı, gülüĢü, oturuĢu, geliĢ, gidiĢi, yemesi içmesi, dünyaya bakıĢı, hayatı algılayıĢı, yaĢayıĢı nasıl bir olur. YaĢama tarzı nasıl bir olur. Onun için iki ayrı akıbet varsa, iki ayrı hayat tarzı vardır. ĠĢte Kur‟an bunu veriyor. Hayat tarzınız farklı olsun. Aynı

Page 221: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

hayat tarzından iki ayrı akıbet çıkmaz. Size özgü hayat tarzı olsun ki cenneti halk etsin.

16-) Ve minhüm men yestemiu ileyk* hattâ izâ harecu min

ındike kalu lilleziyne utül ılme mazâ kale anifa* ülaikelleziyne tabeAllâhu alâ kulubihim vettebeu ehvaehüm;

Onlardan kimi de (gelip) seni dinler... Nihayet senin yanından çıktıklarında kendilerine ilim verilmiĢ olanlara dediler ki: "Az önce ne dedi?" (Anlatılan, taĢa yağmıĢ yağmur misali akıp gitti. A.H.)... ĠĢte bunlar Allâh'ın kalplerini tab'ettiği (Ģuurlarını örttüğü - bilinçlerini kilitlediği); sonu boĢ arzu ve heveslerine tâbi olmuĢ kimselerdir. (A.Hulusi)

16 - Onlardan seni dinlemeğe gelen de var, hattâ yanından

çıktıklarında kendilerine ilim verilmiĢ olanlara derler ki: «o, demin ne söyledi?» Bunlar öyle kimselerdir ki Allah kalplerini tab' etmiĢtir de hep hevaları ardına düĢmektedirler. (Elmalı)

Ve minhüm men yestemiu ileykOnların arasında sana kulak verir

gibi yapanlar var. Sana kulak verenler veya seni dinleyenler, belki literal lafzi anlamı bu. Ama zımni anlamı sana kulak verirmiĢ gibi yapanlar ki sözü geliĢinden bunu anlıyoruz zaten.

hattâ izâ harecu min ındike kalu lilleziyne utül ılme mazâ kale

anifan nihayet senin yanından çıktıklarında mesajı kavramıĢ olanlara, mesajı yüreğiyle dinlemiĢ olanlara; sahi, bu demin ne dedi diye sorarlar. Yani alay eder gibi, dalga geçer gibi. Hakikate omuz vermediklerini belli ederler, kulak vermediklerini belli ederler. DinlermiĢ gibi yaparlar gerçeği ama aslında dinlemezler. Gerçekle bir ünsiyetleri yoktur. Daha doğrusu gönülleri yoktur gerçeği dinlemeye. Çünkü gerçeği yaĢamaya gönüllü değillerdir, neden dinlesinler. Dertleri gerçeği aramak değildir ki onların. Onların dertleri Ģu kısa vadeli verilen ilahi krediyi kısa vadeli hazlarla tüketmek. Buna karĢı olan Ģeyleri de dinlemezler.

ülaikelleziyne tabeAllâhu alâ kulubihim vettebeu ehvaehüm

iĢte Allah‟ın kalplerini mühürlediği ve keyiflerine göre davrananlardır bunlar.

Küfür ön yargıdır dostlar. Küfür en kötü ön yargıdır. Sahibini kör,

sağır ve dilsiz eder. Dinleyemez artık, anlayamaz. Dolayısıyla Ģükredemez, ağlayamaz. Gözü, kulağı, kalbi mahveden bir virüstür.

Page 222: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Gören göz değildir, iĢiten kulak değildir. Yani gören Ģu fiziki göz değil, iĢiten kulak kepçesi değildir. Yürektir. Yüreğin üstüne kalın bir perde çektikten sonra artık duymaz ve görmez.

Ġman da ön bilgidir dostlar. Küfrün aksine. Gözü, kulağı, kalbi açar.

Onlara koordinat verir. Onlara açı sunar o koordinattan bakınca görünür bazı gerçekler. Doğru koordinattan bakmayanlar gerçeği göremezler. Onun için mü‟minler dinlerler, sözü olana kulak verirler. Elleziyne yestemi'unel kavle feyettebi'une ahseneh. (Zümer/18) onlar ki, o mü‟minler ki sözün tamamını dinlerler, en güzeline uyarlar. Fakat Ön yargı olan küfre sahip olanlar, yani inkarcılar sözü dinlemezler. Çünkü söze değer vermezler, kulak vermezler. Çünkü hakikati aramazlar. Aramadığı bir Ģeyi de neden bulsun insan, veya bulunca neden değerini bilsin onun içinde değer bilmezler. ĠĢte bu ayette anlatılan o güruh gibi değer bilmezler. KonuĢan alemlere rahmettir, fakat onlara zahmet olur. Kendilerine zahmet gibi gelir. ĠĢte buradaki verilen örnek bu.

17-) Velleziynehtedev zadehüm hüden ve atahüm takvahüm;

Hakikate erenleri ise, hakikati yaĢamanın getirisinde geniĢletmiĢ ve kendilerine (hakikat yaĢamına uymayan hâllerden) korunma özelliğini vermiĢtir. (A.Hulusi)

17 - Hidâyeti kabul edenlere gelince Allah onların muvaffakıyetlerini

artırmakta ve kendilerine (takvalarını) korunmalıklarını vermektedir. (Elmalı)

Velleziynehtedev zadehüm hüden ve atahüm takvahüm bu çok

dikkat çekici bir ayet. Kur‟an ın bir çok ayetini açıklayan bir ayet. O doğru yola yönelenlerin hidayetini artırır ve onların takvasını artırır. Daha doğrusu onlara korunma gücü bahĢeder. Evet, doğru yola yönelenlerin hidayetini artırır.

Kur‟an da ki tüm yehdiy men yeĢa‟ dilediğini doğru yola iletir

ibarelerini bu ayet ıĢığında anlayacağız. Allah kimin doğru yola yönelmesini diler sorusunun cevabı, Muhammed/17. ayetinde verdi Kur‟an. Nedir bu? Allah doğru yola yönelenin hidayetini artırır. Demek ki Allah‟ın hidayetinden söz edilen her yerde kulun iradesinden söz ediliyor. Öncelikle süreci kulun iradesi baĢlatıyor. Velleziynehtedev zadehüm hüden kim ki hidayete erme iradesi gösterdi Allah‟ta onların hidayetini

Page 223: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

artırdı. Bu kadar kolay açık ve net. Onun içinde bu ayet ıĢığında anlaĢılmalıdır Allah‟ın hidayet vermesi Kur‟an da.

Ġman ve hidayet iradeli bir tercihe sunulmuĢ ilahi bir ikramdır.

Süreci ilk baĢlatan bilinçli iradedir. Zadehüm hüden; o yolda yürüme kapasitesini artırır manasına gelir. Ki hatırlayalım yeziydü fiyl halkı ma yeĢa' (Fatır/1) yarattıklarının içinden dilediklerinin kapasitesini artırır. Dilediklerine ilave kapasite koyar.

Çok ilginç, Fatır/1 ayeti. Allah insanı yaratır, onda da bir kapasite

yaratır. Buraya kadar anlaĢıldı. Fakat diyelim ki bu kapasiteyi kullandı. Yani doldurdu ne olur? Ġlave kapasite ekler. Yani hafızası dolan bilgisayara rem eklemek gibi sonsuzca rem ekleme imkanı vardır. Dolayısıyla insanın bir mükemmel noktası yoktur. Ölünceye kadar yürüyüĢü sürer. Ġnsanın kemali ölünceye kadar sürer. Onun için insanı kamil, insanı mükemmel demek değildir. Toplu, tüm, bütün insan demektir. ParçalanmamıĢ, bölünmemiĢ, kendi cüzlerine ayrılmamıĢ, kendi parçalarına bölünmemiĢ insan. Bütünlüğünü koruyan insan. Yoksa mükemmel insan değildir. Çünkü onun durduğu bir nokta hiç olmayacaktır. Va'bud Rabbeke hatta ye'tiyekel yekıyn (Hicr/99) budur. Ölüm gelinceye kadar kulluğunu sürdür. Emri budur.

18-) Fehel yenzurune illes Saate en te'tiyehüm bağteten, fekad

câe eĢratuha* feenna lehüm izâ câethüm zikrahüm;

Ġlle de O Saat'in (ölümün) ansızın kendilerine gelmesini mi bekliyorlar? Onun Ģartları gerçekten geldi! (O Saat) onlara geldiğinde, ne yapabilecekler ki! (A.Hulusi)

18 - Artık onlar yalnız o saate, onun birdenbire kendilerine

gelivermesine bakıyorlar, çünkü iĢte alâmetleri geldi, fakat o baĢlarına geldiği vakit anlamaları kendilerine ne fayda verir? (Elmalı)

Fehel yenzurune illes Saate en te'tiyehüm bağteten Ģimdi onlar

son saatin ansızın gelip kendilerini bulmasından baĢka bir Ģey mi bekliyorlar? fekad câe eĢratuha iĢte ona iĢaret eden haberler gelip çatmıĢtır. EĢratüs sa‟ah diye bildiğiniz kıyamet alametleri rivayetleri genelde bu baĢlık altında anılırlar. EĢratüs sa‟ah. Kıyamet alametleri.

Page 224: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Nasıl anlayacağız bu ayeti? Aslında kıyameti peygamberimizin bize anlattığı gibi tek boyutlu bir kozmik kıyamet değil, çok boyutlu kat kat, iç içe geçmiĢ kıyametler olarak anlarsak anlayacağız doğru olarak.

Ölüm bireyin kıyametidir. Onun için ölen insanın kıyameti Fekad

kamed kıyametühu, (Hadis) kıyameti kopmuĢtur öldüğünde. O bireyin kıyametidir. Dolayısıyla bireyin kıyamet alametleri aldığı nefestir. O nedenle kalbinizin atıĢ sesleri, mezara yaklaĢan ayak sesleridir. Aslında sizi mezara yaklaĢtıran ayak sesleri. Aldığınız her nefes ölümünüze doğru attığınız bir adım. ĠĢte kıyametinizin alameti. BaĢınıza düĢmüĢ, saçınıza düĢmüĢ her ak, kendi kıyametinizin bir alametidir. Aynaya bakın yüzünüzde gördüğünüz her yeni kırıĢık, kendi kıyametinizin alametidir. Kolunuza, gücünüze bakın azalan her güç, kendi kıyametinizin alametidir. Daha ne alametler Yani geçen her gün kendi kıyametinizin alametleridir. Geçen her hafta, her ay, her yıl kendi kıyametinizin alametidir.

Ve sosyal kıyamet, sosyal kokuĢma, kıyametin alametidir.

Toplumların da kıyameti vardır. Efendimizin Ġran toplumu için buyurduğu gibi. Onların kıyameti kopmuĢtur buyuruyordu Ġran da ki iç kargaĢayı duyunca. Evet, onu kıyamet olarak adlandırıyordu, bu da bir kıyamet. Ahlaki kokuĢma, yozlaĢma, toplumsal bozulma. Bu da sosyal bir kıyamet. Bir toplumun kendi kıyametine doğru yaklaĢtığının alametlerini oradan anlarsınız. Toplumu ayakta tutan unsurlar çözülmeye baĢlamıĢsa, aile çözülmeye baĢlamıĢsa, birey çözülmeye baĢlamıĢsa, toplumun çimentosu çözülmeye baĢlamıĢsa o toplumum kıyameti yaklaĢıyor demektir.

Ve bir de en büyük kıyamet, kozmik kıyamet. Efendimiz bu‟istu ene

ve‟s-saatü kehateyn. (Hadis) iki parmağını birbirine sürterek; Ben ve kıyamet iĢte bunun gibi ba‟s olundum. Ben kıyamete iĢte bu kadar yakın ba‟s olundum, gönderildim demiĢti. Ġki parmağını birbirine sürterek.

Aslında bu insanlık ikindisidir. Resulallah‟ın gönderiliĢi insanlık

ikindisinin ezanıdır. Vel asr. Asra yemin olsun. Çağa, zamana, ömrün hasılatına çok daha etimolojisinden yol çıkarsak sözcüğün ve en çok en yaygın anlamından yola çıkarsak ikindiye and olsun Yani insanlığın ikindisine. Ġnsanlığın sabahında Adem olarak insanlık yola çıktı, öğlesinde Ġbrahim, ikindisinde Muhammed vardı. A.S. ecmain. Hepsine salâtu selâm olsun.

Evet, insanlığın akĢamı yaklaĢıyor. Dolayısıyla tedbirini almalı.

Ġnsanlık akĢamı olmadan tedbirini alıp ikindisinde duyduğu ezana

Page 225: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

koĢmalı. Bu ezanı okuyan Alemlere rahmet Hz. Muhammed S.A.S. Bu ezana koĢmayanlar insanlığın akĢamında piĢman olacaklardır. Belki kıyametle hatırlatılan bu gerçektir. Kozmik kıyametin ne zaman kopacağını kimse bilemez. Fiyme ente min zikraha. (Nazi‟at/43) diyordu Kur‟an. Onun haber vermek sana düĢmez. Yani sen asla onun ne zaman geleceğini bilemezsin. Onu haber vermek nerede, sen nerede. Tam literal tercümesi bu.

Onun için peygamberimize bile böyle söyleniyorsa, onu haber

vermek nerde, sen nerde deniyorsa kıyametten bahseden, kıyametin tarihini bir takım hesaplardan yola çıkarak söylemeye çalıĢmak ne kadar doğru olur takdirinize bırakıyorum.

feenna lehüm izâ câethüm zikrahüm hal böyleyken o geldikten

sonra gerçeği hatırlamak onlara nasıl bir yarar sağlar ki. 19-) Fa'lem ennehu lâ ilâhe illAllâhu vestağfir li zenbike ve lil

mu'miniyne vel mu'minat* vAllâhu ya'lemu mütekallebeküm ve mesvaküm;

Gerçek buysa bil ki, Lâ ilâhe illAllâh (Tanrı yoktur; sadece Allâh); kendi zenbin (beĢer yanının getirdiği perdelilikten kaynaklanan kusurlar), iman eden erkekler ve iman eden kadınlar için mağfiret dile (bağıĢlanmaları için Hakikati kavramalarına çalıĢ)! Allâh dönüp dolaĢtığınız yeri (hâllerinizi) de, varıp sonsuz yaĢayacağınız yeri de bilir! (A.Hulusi)

19 - ġimdi bunu bil ki «baĢka tanrı yok ancak bir Allah», bil de

günahına ve mü'minîn-ü mü'minata istiğfar eyle, Allah dolaĢtığınız yeri de bilir durduğunuz yeri de. (Elmalı)

Fa'lem ennehu lâ ilâhe illAllâh ve sen ey muhatap, unutma ki

Allah‟tan baĢka ilah yoktur. ĠĢte kelime-i Tevhid in Kur‟an da kullanıldığı yer geldi. Yalnız Allah tanrıdır. Bu ibarenin baĢka bir çevirisi böyle olabilir. Tanrı yalnız Allah‟tır. Veya yalnız Allah ilahtır. Kelime-i tevhid iĢte burada ayete dönüĢtü. O‟na kul olmayanlar her Ģeyi tanrılaĢtırmaya açıktırlar. O‟na kul olmayanlar O‟nun dıĢında ki her Ģeye kul olmak için hazır beklerler. Çünkü insan kul olacak bir mercii arar. YaratılıĢında vardır bu. Allah onu kul olmaya müsait yaratmıĢtır. Kul olmaya müsait yaratmasının sebebi kendisine kul olmasıdır. Kendisine kul olsun diye kul olmaya müsait yarattığı bu varlık, o kendisine verilen emaneti giderde

Page 226: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

istismar ederek baĢkasına kul olursa ihanet etmiĢ olur. Sadece Allah‟a değil kendisine de ihanet etmiĢ olur.

O nedenle Lâ ilâhe illallâh. Bu söz, bu kelime göklerden ve

yerlerden ağır olarak nitelendirmiĢtir efendimiz bu kelimeyi. Neden göklerden ve yerlerden ağır? Bu kelimenin ifade ettiği hakikat, göklerin ve yerin ifade ettiği hakikatten çok daha keskin, çok daha net, çok daha etkilidir de ondan.

Lâ ilâhe Ġllallâh. Aslında bütün bir varlık bu kelimeyi Ģerh eder, bu

kelimeyi tefsir eder, kendince bu kelimeyi söyler. Siz esere bakarsınız müessiri görürsünüz, sanata bakar sanatkarı görürsünüz. Sesi duyar sesi çıkaran birinin olduğunu anlarsınız. IĢığı görür o ıĢığın bir kaynağının olduğunu bilirsiniz. Ġsterseniz onu görmeseniz bile. Ama eğer ıĢığı görür kaynağını inkar ederseniz, sesi duyar sesin sahibini inkar ederseniz, sanata hayran olur ama sanatkarı inkar ederseniz, bu durumda kendi kendinizi inkar etmiĢ olursunuz. Kendinizi aldatmıĢ olursunuz.

Tevhid, iĢte bu kelimede özetlenir. Bu kelime aslında kâinatın

anahtarıdır. Kâinatın tüm ifade ettiği hakikati bir tek cümleye dökün deseler bu cümle; Lâ ilâhe Ġllallâh olurdu. Kâinatı bana bir tek cümle ile özetle deseler bu cümle Lâ ilâhe Ġllallâh olurdu. Bütün bu varlığın verdiği mesajın özü nedir diye sorsalar, bütün bu varlık Lâ ilâhe Ġllallâh diyor derdik ve deriz ve diyoruz.

[Ek bilgi ALLAH BĠR TANRI DEĞĠLDĠR …"Allâh" yerine "Tanrı" kelimesini kullananlar, bunu ya cahillikten,

bilgisizlikten kullanmaktadırlar; ya da kavrayıĢ yani idrak yetersizliğinden konuyu değerlendiremedikleri için yapmaktadırlar.

ĠĢte, böyle özel bir ismi olan ve "cüz" kavramından dahi münezzeh bulunan varlığa, kiĢi "Allâh" dediği zamanda, bu kavram yanı sıra bir de "cüz" tasavvur ederse; ya da bir "cüz" kabul ederse, bu hangi isim ve kavram altında olursa olsun, o kiĢi "Allâh"a Ģirk koĢmuĢ olur; yani "Allâh" gerçeğini örtmüĢ ve bir "Tanrı" kabullenmiĢ olur! Ki bu durumda da Ģu âyetle uyarılır:

"ALLÂH YANI SIRA (kafanda) BAġKA BĠR TANRI OLUġTURMA! YOKSA (Ģirk anlayıĢının sonucu) AġAĞILANMIġ VE KENDĠ BAġINA TERK EDĠLMĠġ OLARAK OTURUP KALIRSIN!" (17.Ġsra': 22)

ĠĢte bu konuda ikinci bir uyarı daha: "ALLÂH YANI SIRA TANRIYA (dıĢsal güce) YÖNELME! TANRI

YOKTUR, SADECE „HÛ'" (28.Kasas: 88)

Page 227: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Yani var olan gerçek mutlak varlık "Allâh" iken; sen, "Allâh" kavramından gaflete düĢüp, "Allâh" Ġsmiyle ĠĢaret Edilen varlığı ötende bir tanrı sanıp; böylece bir tanrı edinmiĢ durumuna düĢme!

Ötede ya da ötende bir tanrı kabul etmek suretiyle, farkında olmadan "Allâh" kavramı ve anlamı dıĢına çıkarak, "tanrı" kavramı içine girersin.

Böylelikle Kur'ân-ı Kerîm'in açıklamıĢ olduğu "vahdet" idrakinden kendini mahrum etmiĢ olursun. Ve nefsine en büyük zulmü yapmıĢ olursun!

Hz. Muhammed (aleyhisselâm), "ALLÂH RASÛLÜ" olduğunu, almıĢ olduğu vahiy sonucu olarak açıklayıp, artık insanların tanrıya tapmaması için elinden gelen gayreti gösterdi.

"TANRI YOKTUR, SADECE ALLÂH VARDIR" mesajıyla insanlara gerçeği anlatmaya baĢlayan Hz. Muhammed'in vurguladığı bu gerçek, Kelime-i Tevhid Ģeklinde formüle edilmiĢti.

Ġslâm Dini'nin temelini, "LÂ ĠLÂHE ĠLLÂLLÂH" sözünün manası oluĢturur.

"Lâ Ġlâhe Ġllâllâh" ne demektir? Bu söz basit olarak ele alınırsa;

"Tanrı yoktur sadece ALLÂH vardır" anlamında değerlendirilir. Eğer kelimelerin anlamı üzerinde durursak. "Lâ Ġlâhe"... "Lâ", yoktur; "Ġlâhe", Tanrı demektir yani tapınılacak tanrı yoktur, demektir.

ġimdi burada Ģu noktaya dikkat edelim. Kelime-i Tevhid, "Lâ ilâhe"

ile baĢlıyor. Ve baĢlangıçta, kesin bir hüküm vurgulanıyor. "Yoktur tapınılacak varlık!"; "Lâ ilâhe!.." Akabinde bir açıklama geliyor. "Ġllâ", sadece; "Allâh" vardır! "ĠLLÂ ALLÂH" yani "sadece ALLÂH"!

Birinci mânâ olarak, bu cümleden açığa çıkan gerçek Ģudur. "Tapınılacak Tanrı yoktur". Evet burada, kesin olarak tapınılacak bir öte tanrı olmadığını vurguladıktan sonra, "ĠLLÂ ALLÂH" diyor. "Ġllâ", yukarıda açıklamaya çalıĢtığımız üzere, "ancak" mânâsına anlaĢılabileceği gibi, buradaki kullanım Ģeklinde görüldüğü üzere "sadece" anlamında dahi kullanılır…. (A. Hulusi)]

vestağfir li zenbike ve lil mu'miniyne vel mu'minat Ġmdi kendi

hatan için mü‟min erkekler ve mü‟min kadınlar içinde af dile. Zenb; Kasıtlı ya da kasıtsız hata, kusur hepsini kapsar. Ġfm kasıtlı günaha denir Kur‟an da. Ama Zenb kasıtlı ya da kasıtsız, büyük ya da küçük, hata, kusur günah hepsine birden söylenebilir ıtlak olunur. Burada kirlenmeden korunma anlamına alınır. Çünkü Zenb iki türlüdür Ragıp El Isfahani‟nin ifade ettiği gibi, açıkladığı gibi; Muttaki birinin günahına istiğfarı hatadan

Page 228: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

korunmak için yalvarmak. Günahkar birinin günahına af dilemesi ise affedilmek için yalvarmaktır. Peygamberimize böyle bir emir bu ana kadar olduğu gibi beni yine bundan böyle de muhafaza et, koru anlamına gelir, duasına gelir.

Ġstiğfar; günahın sonuçlarını ortadan kaldırmaktır. Gerçek bir

istiğfar günahın sonuçlarını ortadan kaldırmaya irade beyanı demektir. Ben irade beyanında bulunuyorum ki, iĢlediğim bu günahın sonuçlarını ortadan kaldıracağım demektir gerçek bir istiğfar.

Efendimiz alemlere rahmettir, o masumdur. Onun masumiyeti

Allah‟ın onun için korumasını ifade eder. Allah onu korumuĢtur, çünkü Allah onu inĢa etmiĢtir. O Allah‟ın bizatihi ve fiili gözetimi altındadır. Onun masumiyetinin doğru bir biçimde anlaĢılması içindir bu ayetler. Kur‟an da bir baĢka yerde de gelir. Sanırım Mü‟min/55. ayetinde olacak yanlıĢ hatırlamıyorsam. Ve peygamberimizi inĢa eden bu ayetlerin onda bıraktığı izi biz Ģu hadis suretinde görüyoruz.

Ġnniy le yuğanü „alâ kalbiyh. Bazen kalbime anlık bir gaflet gelir,

küçük bir ibre oynarda yüreğimde Fe estağfirullahe fiyl yevmi seb‟ine merra. Ben günde 70 kez, ya da 100 kez istiğfar ederim. Yani yüreğinde ki anlık bir oynamaya, anlık bir gaflete günde 100 kez, bu 100 aritmetik olarak değil de kesretten kinaye olarak ta anlaĢılabilir, ki doğrusu da odur sanıyorum, yani akĢama kadar, hani biz de böyle kullanırız ya, çok yaptığımız bir Ģeyi, akĢama kadar söyledim sana, dilimde tüy bitti. 100 kez söyledim yine tutmadın. Yani ben o gün, bir bütün gün Allah‟tan af dilerim anlık bir gaflet için.

{"Vallahi innî le estağfirullahe ve etûbu ileyhi fil yevmi eksera

min seb'îne merraten"Vallahi ben günde yetmiĢ defadan fazla Allah'tan beni bağıĢlamasını diler,tevbe ederim.(Orijinal hali)}

Evet, O söz galiba yine kendini tekrar ediyor değil mi; Hasenatül ebrar, seyyiatül mukarrabiyn. Çok hoĢuma giden bir

söz bu. Ġyilerin iyiliği, Allah‟a yakın olanların günahıdır. Yani aslında günah nedir sorusu cevabını, Allah‟a yakınlığınız nedir Ġle bulur. Sıradan insanlar için günah Allah‟ın haram kıldıklarıdır. Fakat Allah ile dost olanlar için günah Allah‟tan gafil alınmıĢ bir nefestir. Allah ile dostluğunuz geliĢtikçe artık O‟ndan gafil alınmıĢ bir nefes bile sizin için büyük bir günaha eĢdeğer olur. Bu O‟nunla dostluğunun derecesine bağlı bir Ģey onun gibi.

Page 229: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

vAllâhu ya'lemu mütekallebeküm ve mesvaküm zira Allah gezip dolaĢtığınız yeri de, gelip durduğunuz yeri de bilir. Önünüzü de bilir sonunuzu da bilir.

20-) Ve yekulülleziyne amenû levla nüzzilet suretün, feizâ

ünzilet suretün muhkemetün ve zükira fiyhel kıtalü, raeytelleziyne fiy kulubihim meredun yenzurune ileyke nazaralmağĢiyyi aleyhi minel mevt* feevla lehüm;

Ġman edenler: "(SavaĢ hükmünü ihtiva eden) bir sûre tenzîl edilmeliydi?" der. Hükümleri açık bir sûre inzâl edilip de, içinde savaĢtan söz edildiğinde; kalplerinde hastalık (Ģirk, nifak) olanları, ölüm korkusuyla baygınlık geçirenin baktığı gibi bakar görürsün! (Oysa) onlar için hayırlı olan budur. (A.Hulusi)

20 - Ġman edenler «bir Sûre indirilseydi» diyorlar, derken muhkem

bir Sûre indirilip onda kıtâl zikredilince kalplerinde bir maraz bulunanları görüyorsun sana öyle bir bakıĢ bakıyorlar ki: tıpkı ölümden baygınlık gelmiĢ kimsenin bakıĢı, o da onlara pek yakındır. (Elmalı)

Ve yekulülleziyne amenû levla nüzzilet sureh imdi iman edenler

artık savaĢa değinen bir sure indirilmesi gerekmez miydi derler. Enfal/6. ayette, Ayeti bitireyim de öyle değineyim. feizâ ünzilet suretün muhkemetün ve zükira fiyhel kıtalü, raeytelleziyne fiy kulubihim meredun yenzurune ileyke nazaralmağĢiyyi aleyhi minel mevt fakat içinde savaĢtan söz edilen hüküm koyucu bir sure indirilmiĢ olsa kalplerinde hastalık olanların, sana ölüm korkusundan baygınlık gelmiĢ kimsenin bakıĢı gibi baktıklarını görürsün.

Enfal/6 ya bir atıf. …keennema yüsakune ilel mevti ve hüm

yenzurun. (Enfal/6)sanki sen onları göz göre göre ölüme sürüyormuĢsun gibi bakarlar diyor. Bunlar kimler? Bize savaĢ yazılmalı, yani artık savaĢa izin verilmeli diye yalvaranlar, savaĢa izin verilince de böyle demeye baĢlarlar. Bu insanoğlunun garip bir tavrını gündeme getiriyor. Önce yalvarırlar, izin verilince de bu nereden çıktı derler. Kütibe aleykümül kıtalu ve huve kürhün leküm. (Bakara/216) savaĢ sizin hoĢunuza gitmese de size farz kılındı.

Evet, Peki bu nedir, nasıl anlayacağız. Vahiy gibi, hele hele adı

Ġslam olan, barıĢ olan bir dinin vahyi gibi bir metnin içinde, Kur‟an vahyinin içinde savaĢı emreden ayetleri nasıl anlayacağız. Çok sade.

Page 230: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Kur‟an vahyinin üstün gerçekçiliğini gösteren bir husus, savaĢ

konusunda ki tavrıdır, gerçekçi yaklaĢımıdır. O savaĢ gerçeğini yok saymaz. Pavlus Hıristiyanlığında ki gibi bir yanağına vurana, öbür yanağını dön hiç demez zaten. Kaldı ki onun ne kadar tutulduğunu bugünkü Hıristiyanlar da görüyorsunuz. Bırakın bir yanağına vurana öbür yanağını dönmeyi, hiçbir yanağına vurmayanı mahvetme, kahretmek, kitle imha silahlarıyla yok etmek için yer yüzünü 20 kere yok eden silahlar geliĢtiriyor. ġimdi o mesaja inandığını söyleyenler. Çünkü gerçekçi değil, çünkü hayatın hakikatini görmediği için o mesaja inandığını söyleyenler, Ģimdi tam tersini yapıyorlar, tam aksini.

Peki Kur‟an vahyi nasıl bir tavır takınır? SavaĢ gerçeğini yok

saymaz. Ne ki savaĢ ahlakını, yani güç ahlakını inĢa eder.SavaĢı yok saymaz ama, savaĢ ahlakı vazeder. Güç ahlakı vaz eder. SavaĢı ahlaksızlıktan kurtarır, savaĢın da bir ahlakı, savaĢın da bir namusu, savaĢın da bir ilkesi olmalıdır der. Saldırganlığı, zulmü, sömürüyü kesin bir dille reddeder.

Hac/39 ayette savaĢa izin verildiği ifade buyrulur. Üzine lilleziyne

yükatelune Bi ennehüm zulimu. (Hac/39) iĢte bu ayet aslında savaĢın ne zaman meĢru kılınacağının da delilidir. Saldırıya uğrayıp zulme maruz kalanlara savaĢ izni verildi. Saldırıya uğramak, zulme maruz kalmak. ĠĢte Kur‟an ın savaĢa izin gerekçesi budur.

Peki savaĢ ahlakı Kur‟an da nasıl yer alır? Bakara/190 ayet; Ve

katilû fiy sebiylillâhilleziyne yukatilûneküm ve lâ ta'tedû. Sizinle savaĢanlarla siz de savaĢın. Ama sizinle savaĢanlara, size savaĢ açanlara. Ama bir de ahlaki sınır var; ve lâ ta‟tedû. Asla aĢırı gitmeyin, sınırı aĢmayın, haddi aĢmayın.innAllâhe lâ yuhıbbul mu'tediyn. (Bakara/190) Allah sınırı aĢanları sevmez. ĠĢte bu.

Yine Feinintehev feinnAllâhe Ğafûrun Rahıym. (Bakara/192)

hemen deminki ayetten bir sonraki ayet, ama eğer onlar son verirse savaĢa, savaĢı bırakırlarsa Allah ğafurdur, rahıymdir, yani siz de merhametli davranın. Siz de onlarla savaĢacağım diye atılmayın.

Yine; SavaĢın amacını koyar Kur‟an, savaĢın gayesini. Hem de

nerede koyar? Biliyorsunuz bu surenin 4. ayetinde.hattâ teda'al harbü evzareha (4) savaĢın amacı Ġslam‟da vahiyde, savaĢın yükünü ortadan, yani savaĢı ortadan kaldırmak olmalıdır. SavaĢmamak için savaĢılmalıdır. ĠĢte bu surenin 4. ayetinde savaĢın amacı; bir daha savaĢ

Page 231: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

olmasın diye, savaĢı ortadan kaldırmak için savaĢmak. Dolayısıyla vahiyde savaĢ ahlakı iĢte bu çerçeve içinde tutulur.

feevla lehüm (sonraki ayetle bitiĢik)

21-) Ta'atün ve kavlün ma'ruf* feizâ 'azemel emr, felev sadekullahe lekâne hayren lehüm;

(Bu konuda onlara düĢen) itaat ve yerinde bir söz! Hüküm kesinleĢtiğinde, Allâh'a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu. (A.Hulusi)

21 - Fakat bir tâat ve bir güzel söz, sonra emir katiyet kesp edince

Allaha sadakat etselerdi elbette kendileri için daha hayırlı olurdu. (Elmalı) feevla lehüm Ta'atün ve kavlün ma'rufun ne ki onlar, yani o bir

sure indirilmeli değil miydi içinde savaĢ olan, savaĢa izin veren diyenler için en hayırlısı vahyi izlemek ve emir verilince de olumlu bir söz söylemektir. Yani madem savaĢ izni istediniz, böyle bir emir gelince de, veyahut ta emir gelmeden de en hayırlısı nedir? Vahyi izlemektir. Gelen vahyi izleyin. Yani Allah neyin ne zaman olacağını sizden daha iyi bilir. Emir de gelince itaat edin. Bu durumlara düĢen.

feizâ 'azemel emr, felev sadekullahe lekâne hayren lehüm ve iĢ

ciddiye bindiği zaman da Allah‟a verdikleri söze sadık kalırlarsa kendileri için iyi olur.

22-) Fehel 'aseytüm in tevelleytüm en tüfsidu fiyl Ardı ve

tükattı'u erhameküm;

Geri dönerseniz, arzda bozgunculuk yapmak ve akrabalıkları da parçalamak beklenmez mi sizden? (A.Hulusi)

22 - Nasıl döner de Arzı fesâda verir ve rahimlerinizi doğratabilir

misiniz? (Elmalı) Fehel 'aseytüm in tevelleytüm en tüfsidu fiyl Ardı ve tükattı'u

erhameküm Ģimdi siz eğer sırtınızı dönerseniz, eğer sırt dönerseniz yer

Page 232: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

yüzünde bozgunculuk çıkarmıĢ ta akrabalık bağlarınızı koparmıĢ, dolayısıyla Allah‟a isyan etmiĢ olmaz mısınız.

Bu belâğatı çok yüksek ayeti söz dizimine uygun olarak ancak

böyle çevirebildim. Umarım isabetli çevirmiĢimdir. Saldırgan cezalandırılmalıdır. Vahyin savaĢ konusunda ki söylediklerinin özü budur. Saldıran cezalandırılır. Nedir? Eğer cezalandırılmazsa bu zulmü teĢvik anlamına gelir. Saldırgan cezalandırılmazsa cesaret alır. Dolayısıyla saldırganı caydırmak ve durdurmak için savaĢ bir ödev, bazen de bir ibadet olur. Namaz gibi, oruç gibi, hatta ondan daha da ileri erfaz, farzın farzı olur. Farzların bir numarası olur. Bazen böyle gerekebilir. ĠĢte o cihat olur, en büyük ibadet olur. Allah yoluna verilmiĢ her savaĢ cihattır, fakat cihat sadece savaĢtan ibaret değildir.

23-) Ülaikelleziyne le'anehümullâhu feesammehüm ve a'ma ebsarehüm;

ĠĢte bunlar, Allâh'ın kendilerine lânet ettiği, kendilerini sağırlaĢtırdığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir. (A.Hulusi)

23 - Öyleler o kimselerdir ki Allah onları lanetlemiĢ de duygularını

almıĢ ve gözlerini kör etmiĢtir. (Elmalı) Ülaikelleziyne le'anehümullâhu feesammehüm ve a'ma

ebsarehüm iĢte böylelerini Allah‟ın rahmetinden dıĢladığı, ardından sağırlaĢtırdığı ve gözlerini körleĢtirdiği kimselerdir böyleleri.

Saldırganı cesaretlendirecek her davranıĢ, saldırganı

yüreklendirecek her tavır, savaĢtan kaçmak gibi mesela 7 büyük günahtan biri olarak nitelendirilmiĢtir. MeĢru savaĢtan kaçmak. Neden? Yani savaĢtan kaçmak sadece savaĢın içinden kaçmak değil, aynı zamanda saldırgana karĢı direnmekten geri durmakta savaĢtan kaçmaktır. Körlük ve sağırlık olarak adlandırıyor bunu vahiy. Neden körlük ve sağırlık? Devam edelim belki daha da açıklayacaktır bize;

24-) Efela yetedebberunel Kur'âne em alâ kulubin akfalüha;

Kurân'ı derinlemesine - sistemli düĢünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri (Ģuurları) kilitlerle (yanlıĢ değer yargıları ile) mi kilitli! (A.Hulusi)

Page 233: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

24 - Öyle olmasa Kur'an ı bir tedebbür etmezler mi? Yoksa kalpler üzerinde üst üste kilitleri mi var? (Elmalı)

Efela yetedebberunel Kur'ân onlar hiç Kur‟an üzerine derin derin

düĢünmezler mi? em alâ kulubin akfalüha yoksa kilit vurulmuĢ bir kalplere mi sahipler.

ĠĢte savaĢla ilgili bir pasajın hemen arkasından gelen ayet. Yani

Kur‟an ın emirleri ve nehiyleri üzerinde yüzeysel biçimde durmayın. Derinliğine durursanız bunların, insanın hakikatine ne kadar uygun olduğunu, insanın saadeti için ne kadar gerekli olduğunu anlarsınız. Ama bu sadece ait olduğu pasaj için de değil, belki müstakil bir biçimde anlaĢılması daha doğru olan bir ayet.

Onlar Kur‟an üzerinde derin derin düĢünmezler mi? Kur‟an ın her

talimatının satır aralarında ve satır arkalarında sayısız hikmet saklıdır. Kur‟an sadece ne dediği ile değil, ne demek istediğiyle de okunmalıdır. Ġnsanlık için en iyi senaryo onu yaratanın senaryosudur. Ġnsanlığı yaratan Allah, bu Kur‟an ı gönderen Allah‟tır. O Allah buyuruyor ki Kur‟an üzerinde onlar derinliğine düĢünmez tedebbür etmezler mi?

Tedebbür; Arkasına geçmek demektir. Çünkü dübür arka demektir.

Bir Ģeyin arka tarafı. Nasıl arkasına geçmek, ne demek bu? Bir Ģeyin arkasına geçmek. Eğer bu Ģey vahiy ise satırların arkasına geçmek, yani satırların içine nüfuz etmek, satırların aralarından dalmak, üzerlerinde ciddi ciddi kafa yormak. Belki hafakanlar geçirecek kadar kafa yormak, çatlatırcasına kafa yormak, yani vahye hakkını vermek ve söylediklerinin, vahyin hedeflerinin sadece söyledikleri ile sınırlı olmadığı olmadığını anlamak. Vahyin hedeflerinin söylediklerinden çok daha öte hedefler olduğunu anlamak. Bunun içinde sadece satırları değil, satırların aralarını, sadece satır aralarını değil, satırların arkalarını da okumak.

Tedebbür niçin edilir? Tedbir üretmek için. Tedbirle tedebbür aynı

köktendir. Yani tedebbür etmeyenler gelecek için tedbir alamazlar. Geleceğe tedbir almak için tedebbür etmek lazım. Tedebbür; gelecek adına tedbir üretmek için düĢünmek demektir. Tezekkür; GeçmiĢe yönelik düĢünmek demektir. Taakkul geçmiĢ ile gelecek arasında bağ kurarak düĢünmek demektir. Tefakkuh geçmiĢ ve gelecek hakkında bağ kurarak bugün için bir hayat planı elde etmek için düĢünmek demektir. Tefekkür bunların hepsini yapmak demektir. Onun için tezekkür, tefekkür, taakkul, tefakkuh ve tedebbür beĢi bir yerde olarak düĢünülmeli, anlaĢılmalıdır.

Page 234: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

25-) Ġnnelleziynerteddu alâ edbarihim min ba'di ma tebeyyene

lehümül hüdeĢĢeytanu sevvele lehüm* ve emla lehüm;

Hakikat kendilerine apaçık zâhir olduktan sonra arkalarına dönenlere (ikiyüzlülere) gelince, Ģeytan (saptırıcı fikirleri) onlara (bu yaptıklarını) sevdirmiĢ, onları boĢ ümitlerle oyalamıĢtır. (A.Hulusi)

25 - Haberiniz olsun ki o kendilerine hak tebeyyün ettikten sonra

gerisin geri irtidâ da doğru gidenlere ġeytan fit vermiĢ ve kendilerini uzun uzun emellere düĢürmüĢtür. (Elmalı)

Ġnnelleziynerteddu alâ edbarihim min ba'di ma tebeyyene

lehümül hüde elbet doğru yol kendilerine açıklandıktan sonra ona sırtlarını dönenler olur. Her zaman olabilir bu. Her yerde olabilir bu. Yani herkes hakikate ta baĢtan boyun eğip de lebbeyk deyip koĢmaz. Zaten imtihan sırrı budur. esĢeytanu sevvele lehüm* ve emla lehüm Ģeytan onların tasavvurlarını yamultmuĢ ve onlara boĢ umutlar yüklemiĢtir.

Çok ilginç bir bağlantı var sevgili Kur‟an dostları, farkında mısınız?

Sevvele; tasavvuru yamultmak demektir, yamuk inĢa etmek demektir. Bu surenin 2. ayetinin zıddıdır aslında. asleha balehüm (2) diyordu ve onların akıllarını inĢa edecek Allah. Yani Islah ile, asleha ile sevvele; birbirinin zıddı. Tasavvuru inĢa eden vahyin karĢısında tasavvuru yamuklaĢtıran, bozan Ģeytan var. Çok ilginç. Böyle bir karĢıtlık kuruyor bu ayet.

Öyle bir yamukluk ki bu tasavvurunuzu ters çeviriyor, amuda

kaldırıyor. Mesela vahyin ölüm dediğine Ģeytanın inĢa ettiği tasavvur hayat diyor. Vahyin hayat dediğine ölüm. Vahyin kar dediğine zara diyor, vahyin zarar dediğine kar. Vahyin iyi dediğine kötü diyor, kötü dediğine iyi. Vahyin güzel dediğine çirkin diyor, çirkin dediğine güzel. Vahyin kazanç dediğine kayıp diyor, kayıp dediğine kazanç. Yani kilonuzu ve metrenizi siz farkında olmadan değiĢtiriyor. Dolayısıyla yamuk kilo ve metreye göre tartıyorsunuz, satarken de alırken de yanlıĢ yapıyorsunuz, haksızlık ediyorsunuz.

ĠĢte sevvele bu. yani kilonuzu ve metrenizi yamuklaĢtırmak,

Ģeytanın iĢi bu. Vahyin iĢi ne? Si,ze hiç aĢınmamıĢ bir kilo, hiç aĢınmamıĢ bir metre. Tam 1.000 gr. Bir kilo. Tam 100 cm, bütün 1 m. Vermek.

Page 235: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

26-) Zâlike Bi ennehüm kalu lilleziyne kerihu ma nezzelAllâhu

senutıy'uküm fiy ba'dil emr* vAllâhu ya'lemu israrehüm;

Bu duruma düĢmelerinin nedeni; onların, Allâh'ın indirdiğini beğenmeyenlere: "Bu iĢin bir kısmında size itaat edeceğiz" demeleridir... (Oysa) Allâh onların gizlediklerini bilir. (A.Hulusi)

26 - Öyle, çünkü bunlar Allahın indirdiğini hoĢlanmayanlara

demiĢlerdir ki: biz, size bazı emirde itaat edeceğiz, Allah ise onların o gizli konuĢmalarını bilip duruyor. (Elmalı)

Zâlike Bi ennehüm kalu lilleziyne kerihu ma nezzelAllâhu

senutıy'uküm fiy ba'dil emr böyle olmuĢtur, bu böyledir. Çünkü onlar Allah‟ın indirdiklerinden hoĢlanmayanlara bazı konularda sizin talimatınıza uyacağız dediler.

Bu tür münafıklık tavrı, iĢte burada ki münafıkların bir tür nifak

tavırları ortaya çıkıyor. Teslimiyet yok, içten pazarlık var. Ġçten pazarlıklarını da böyle beyan ediyorlar. Yani acaba ne yapsam, yani biraz ona biraz buna mı versem. Yere çakar iki çatal kazığı, ikiden birine eyler yazığı diyordu ya Seyrani: Yürekte çatal kazık geçmez. Bir yürekte iki sevda olmaz diyor. Bir kısmını Ģeytana vereyim, bir kısmını rahmana vereyim, ikisinin de gönlünü alayım Ģeklinde ki bir müzebzib tavır bu iĢte.

vAllâhu ya'lemu israrehüm Ama Allah onların gizlediklerini bilir. 27-) Fekeyfe izâ teveffethümül Melaiketü yadribune

vucuhehüm ve edbarehüm;

Peki ya o Melekler, onların yüzlerine ve arka taraflarına vurarak kendilerini vefat ettirdikleri (bedenle bağlantılarını kestikleri) zaman nasıl olacak? (A.Hulusi)

27 - O halde Melekler onların yüzlerine ve arkalarına vura vura

canlarını alırlarken nasıl olacak bakalım. (Elmalı) Fekeyfe izâ teveffethümül Melaiketü yadribune vucuhehüm ve

edbarehüm iyi de melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak

Page 236: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

canlarını alacakları zaman halleri ne olacak peki? O zaman ne yapacaklar. Yani o zamanda yarısını Ģeytanım mı alsın diyecekler. Ne yapacaklar?

28-) Zâlike Bi ennehümüt tebe'û ma eshatAllâhe ve kerihu

rıdvaneHU feahbeta a'malehüm;

ĠĢte budur! Onlar Allâh'ı öfkelendiren Ģeylere tâbi oldular; O'nun rıdvanını beğenmediler de, (Allâh) onların yaptıklarının karĢılığını hiç etti! (A.Hulusi)

28 - Öyle, çünkü onlar Allahın hıĢmına sebep olan Ģeylerin ardına

düĢtüler de onun rıdvanını istemediler, o da onların bütün amellerini heder etmiĢtir. (Elmalı)

Zâlike Bi ennehümüt tebe'û ma eshatAllâhe ve kerihu rıdvaneH

böyle olacak, çünkü onlar Allah‟ın lanetlediği her Ģeye sarıldılar ve O‟nun hoĢnutluğundan nefret ettiler. feahbeta a'malehüm ve böylece kendi emeklerini boĢa çıkardılar.

Ayete dikkat buyurdunuz mu sevgili dostlar, Allah‟ın lanetlediği her

Ģeye sarılmak, Allah‟ın sevdiği Ģeylerden de nefret etmek. Çok ilginç bir tavır. Allah ile zıtlaĢmak diyoruz biz buna. Neyi seviyorsa Allah ondan nefret etmek. Neyi de lanetliyorsa ona deli gibi sarılmak. ĠĢte Allah ile zıtlaĢmak bu. Bu bir tür Allah‟a savaĢ açmak aslında. Böyle bir insanın sonu ne olur, böyle bir tavrın sonucu ne olur..! Evet, vahiy inĢa ederse ancak Allah ile zıtlaĢmaz insan. Allah‟ın gör dediği yerden bakar ve onu görür. ġeytanın inĢa ettiği bir zihinle bakarsa Allah ile zıtlaĢacaktır.

29-) Em hasibelleziyne fiy kulubihim meredun en len yuhricAllâhu adğânehüm;

Yoksa hastalıklı düĢünce sahipleri, onların (gizledikleri) amansız kinlerini Allâh asla ortaya çıkarmayacak mı sandılar? (A.Hulusi)

29 - Yoksa o kalplerinde bir maraz bulunanlar, Allah kendilerinin

kinlerini asla meydana çıkarmaz mı sandılar? (Elmalı)

Page 237: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Em hasibelleziyne fiy kulubihim meredun en len yuhricAllâhu adğânehüm yoksa kalplerinde tarifsiz bir hastalık bulunanlar, kör kinlerini Allah‟ın açığa çıkarmayacağını mı sandılar. Dğn aslında kötü bir Ģeyin, görünmesin diye üstünü örtmektir. Kök manası bu. Fakat daha sonra kin, nefret, kör kin manasına gelmiĢ. Bu kör kinin açıklaması ne? Bir üstteki ayettir. Allah‟a karĢı, O‟nun dinine karĢı kör kin nasıl anlaĢılır? Allah‟ın lanetlediği her Ģeyi sevmek, Allah‟ın hoĢnut ve razı olduklarındansa hiç hoĢnut ve razı olmamak. ĠĢte kör kin bu.

[Ek bilgi; Nitekim i'rabda veya tecvidde hataya da lahin denilir.

Mesela zafer elde edildiği zaman "Biz de sizinle beraberdik." (Ankebut, 29/10) demeleri, biraz sıkıĢınca "ġüphesiz bizim evlerimiz açıktır." (Ahzap, 33/13) demeleri, yahut demin geçtiği üzere "o demin ne dedi?" demeleri gibi sözler hep sözün lahni cümlesindendir. Allah bütün amellerinizi bilir. Hepinizin niyetlerinize göre, iyiye iyi, kötüye kötü, uygun olan karĢılığını verir.(Elmalı-Tefsir)]

30-) Velev neĢau le ereynakehüm fele areftehüm Bisiymahüm*

ve leta'rifennehüm fiy lahnil kavl* vAllâhu ya'lemu a'maleküm;

Eğer dileseydik elbette onları sana gösterirdik de onları sîmalarından kesinlikle tanırdın! Yemin olsun ki sen onları sözlerinin üslubundan tanırsın... Allâh yaptıklarınızı bilir! (A.Hulusi)

30 - Dilesek biz onları sana gösteriverirdik de kendilerini bütün

simalarıyla tanırdın ve her halde sen onları lakırdılarının edasından tanırsın, Allah ise bütün yaptıklarınızı bilir. (Elmalı)

Velev neĢau le ereynakehüm fele areftehüm Bisiymahüm eğer

isteseydik onları sana kesin gösterirdik ve elbet sen de onları gerçek yüzleriyle tanımıĢ olurdun. Söz geliminden, ama bunu yapmadık, yani istemedik denildiğini anlıyoruz, fahval hitaptan. Yani kimseye insanın kalbini okuma yetkisi vermedik demektir bu ayet. Bu sen dahi olsan ey peygamber. Sana bile insanların kalbini okuma yetkisi vermedik.

Üsame örneğini hatırlayın. Üsame, bir düĢmanını kendisine karĢı

kılıç üĢürmek üzere olan bir düĢmanını, kendisi kılıcıyla tam haklarken o Allah‟a iman ettiğini söylemiĢ, ama kılıç durmamıĢtı ve boynunun üzerine inmiĢti. Resulallah bunu haber aldığında; “Ya Üsame demek sen Rabbim Allah diyen birini öldürdün ha?” “Ama ya Resulallah o kendini kurtarmak

Page 238: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

için öyle söyledi.” Deyince;”Hel Ģakakta kalbeh.” “Onun kalbini açıp da baktın mı? Yarıp da baktın mı?”

Aslında Üsame‟nin dediği gibi olmuĢ olması kuvvetle muhtemel.

Ama peygamberimizin verdiği ders çok daha soylu bir ders. 1/100 ihtimal dahi olsa o bir ihtimali önemliydi. Efendimiz hep böyle hareket etmiĢti. Onun içindir ki; Lem ab as em eĢukka alâ kulubinnas. “Ben insanların gönlünü açıp bakmak için gönderilmedim.” Diyordu ve onların beyanlarına itibar ediyordu, iĢte bu yüzden münafıkların münafıklığını bilse dahi onların yüzlerine vurmadı bunu.

Bu vahyin inĢa ettiği peygamberin tasavvuruydu iĢte. Ayet böyle

inĢa etmiĢti Resulallah‟ın tasavvurunu. Onun içindir ki Ümmü „Ala‟ya cevap verirken efendimiz: “Ve inniy vallahi ma edrıy ve ene resulullahi ve ma yuf‟allu bihi.” DemiĢti. “Ben peygamber olduğum halde, Allah‟ın Resulü olduğum halde vallahi yarın bana ne yapılacağını bilmiyorum.” Çünkü Ümmü „Ala evlerinde vefat eden Keriym sahabe Osman‟bin Maz‟un un cenazesine dönerek; “Sana ne mutlu, Allah seni cennetine koyacak.” DemiĢti de peygamberimiz bunu duyunca ona böyle cevap vermiĢti. “Ben peygamber olduğum halde vallahi bana yarın ne yapılacağını ben bile bilmiyorum.” BuyurmuĢtu.

ĠĢte böyle diyen peygamberin tasavvurunu bu tip ayetler inĢa

etmiĢti. Çünkü Ahkaf/9 da ..ve ma edriy ma yüf'alu Biy ve lâ Biküm. (Ahkaf/9) yani böyle demesi emr olunuyordu. Ben; bana da size de yarın ne olacağını bilmiyorum de diye emr olunuyordu.

ve leta'rifennehüm fiy lahnil kavl Ama, yani kalplerini açıp

bakmazsın, bilemezsin. Allah sana bildirseydi bilirdin ama bilemezsin. Peki yine de bileceğin bir yer yok mu? Var. Sen onları sözün eda ve üslubundan mutlaka çıkarırsın. Yani yine de bilebilecek bir yer var.

Basiretli biri ses tonundan, edasından muhatabını çözebilir. Sen de

çözebilirsin. Mesela onlar Ra‟ina yerine ra‟iyna derlerdi dillerini eğip bükerek. Bizi gözet, bize bak yerine, bizim çobanımız, yani bir tür hakaret manasına o anlama gelecek Ģekilde hiç belli belirsiz dillerini hafif kırıverirlerdi. Mesela yine “esselâmu aleyküm” yerine belli belirsiz “essem aleyküm” derlerdi. Sem, yani karĢıdakine ilenmek, lanetlemek anlamına gelen bir söz bu.

Hatta peygamberimiz de onlara “Aleyküm.” Derdi. Bir kezinde

peygamberimizin ince mesajını anlayamayan Hz. AiĢe, Ya Resulallah onların selamını niye alıyorsun, baksana ne diyor, nasıl dilini eğip

Page 239: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bükerek selam veriyor, anlamıyor musun.”. “Hayır ya AiĢe anlıyorum, zaten ben de “ve aleyküm” dedim. Aynısı da size olsun dedim. Buyuruyorlar.

vAllâhu ya'lemu a'maleküm ama Allah bütün yaptıklarınızı bilir. 31-) Ve leneblüvenneküm hattâ na'lemel mücahidiyne minküm

vessabiriyne ve neblüve ahbareküm;

Andolsun ki biz, sizden, mücahitler (Allâh yolunda mücahede edenler) ve sabredenler (sizce de) bilininceye kadar sizi (belâlarla) deneyeceğiz... Haberlerinizi duyuracağız! (A.Hulusi)

31 - Celalim hakkı için sizi imtihana sokacağız, tâ ki içinizden

mücahitleri ve sabredenleri belli edelim ve haberlerinizi imtihan meydanlarına numune yapalım. (Elmalı)

Ve leneblüvenneküm hattâ na'lemel mücahidiyne minküm

vessabiriyne ve neblüve ahbareküm içinizden Allah yolunda üstün çaba gösterenleri ve zorluklara karĢı direnenleri ortaya koyuncaya kadar, hatta na‟lem ibaresi aslında, kelime manası bilinceye, öğreninceye kadar. Allah‟ımız bilmiyor muydu, bu; ortaya çıkarıncaya kadar anlamına alınmalı diye düĢünüyorum. Ortaya çıkarıncaya kadar sizi sınayacağız. Sizin bütün iddialarınızı da sınayacağız. Hatta na‟lem i biraz daha durmak isterdim ama vaktimiz toparlanıyor, yine de daha önce iĢlediğimi hatırlıyorum Bakara/143. ayetinin tefsirine, Ankebut/3. ayetinin tefsirine bakılabilir.

32-) Ġnnelleziyne keferu ve saddu 'an sebiliyllâhi ve Ģakkur

Rasûle min ba'di ma tebeyyene lehümül hüda, len yedurrullahe Ģey'a* ve seyuhbitu a'malehüm;

Muhakkak ki hakikat bilgisini inkâr edenler, Allâh yolundan alıkoyanlar ve hakikat ilmi kendilerine açıklandıktan sonra Er Rasûl'e (Rasûlullâh'a) muhalefet edenler, Allâh'a asla hiçbir zarar veremezler! (Ama O) onların amellerini boĢa çıkaracaktır. (A.Hulusi)

32 - Haberiniz olsun ki o küfredip Allah yolundan men' eyleyen ve

hak kendilerine tebeyyün ettikten sonra Peygambere karĢı gelenler hiç

Page 240: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bir zaman Allaha zerrece bir zarar edecek değiller, o onların amellerini heder edecektir. (Elmalı)

Ġnnelleziyne keferu ve saddu 'an sebiliyllâhi ve Ģakkur Rasûle

min ba'di ma tebeyyene lehümül hüda, len yedurrullahe Ģey'a Ģüphesiz inkarda direnen, Allah yolundan alıkoyan ve doğru yol kendilerine açıklandıktan sonra elçi ile yollarını, aralarını ayıran kimseler Allah‟a hiçbir zarar vermiĢ olamazlar.

Ve Ģakkur Rasûl; Nebi ile yol ayırmak, elçi ile. Bugün bunun

anlamı daha geniĢ olsa gerek. Onu vahiy postacısı gibi görmekte onunla yolları ayırmak anlamına gelir diye düĢünüyorum. Onu ilahi inĢanın bir modeli bir arke tipi, bir prototipi olarak görmek ve onu model almak yerine, onu sanki bir ara kablosu haĢa gibi görmekte onunla yolları ayırmak olsa gerektir diye düĢünüyorum.

ve seyuhbitu a'malehüm ne ki kendi, emeklerini boĢa çıkarmıĢ

olacaklar böyleleri. Eğer Allah Resulü ile yollarını ayırırlarsa. 33-) Ya eyyühelleziyne amenû etıy'ullahe ve etıy'ur Rasûle ve

lâ tubtılu a'maleküm;

Ey iman edenler! Ġtaat edin Allâh'a ve itaat edin Rasûl'e; yaptıklarınızın getirisini geçersiz kılmayın! (A.Hulusi)

33 - Ey o bütün iman edenler! Allaha itaat edin ve Resule itaat edin

de amellerinizi iptal eylemeyin. (Elmalı) Ya eyyühelleziyne amenû siz ey iman ailesinin fertleri, bireyleri. Ya eyyühe; nida ve münada ibaresi aslında bir ailenin fertlerini,

bireylerini ifade eden bir ifade tarzıdır. Onun için Ey iman ailesinin fertleri diye çevirmeyi uygun buldum.

amenû etıy'ullahe ve etıy'ur Rasûle ve lâ tubtılu a'maleküm

Allah‟a itaat edin. Elçiye itaat edin, peygambere itaat edin ve asla emeklerinizi boĢa çıkarmayın. Burada aslında etıy‟u 2 kere gelmeyebilirdi de. Dil kuralları gereği etıy‟ullahe vel Resul diye de gelebilirdi. Ama iki kere gelmesi anlama farklı bir Ģey katar yan anlam olarak. Nedir o; Allah‟a ve peygambere itaatinizin iki ayrı illeti, iki ayrı gayesi vardır. Yani

Page 241: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

peygambere itaatin de ayrıca getirisi vardır, gayesi vardır, illeti vardır. O nedenle ayrıca peygambere de itaat edin anlamına gelir.

[Ek bilgi; Diğer bir deyimle, amellerinin faydalı ve sonuç verici

olması, tamamen Allah ve Resulü‟ne itaate bağlıdır. Ġtaatten çıktıktan sonra yapılan hiçbir amel, kiĢinin ecir kazanmasına neden olan hayırlı amel değildir. (Ebu‟l alâ Mevdudi- Tefhimu-l Kur‟an.)]

34-) Ġnnelleziyne keferu ve saddu an sebiylillâhi sümme matu

ve hüm küffarun felen yağfirAllâhu lehüm;

Muhakkak ki hakikat bilgisini inkâr edenler, (insanları dıĢsallık veya içsellik yüzünden) Allâh yolundan alıkoyanlar, sonra da hakikati inkârlarıyla ölenler var ya, Allâh onları kesinlikle bağıĢlamayacaktır! (A.Hulusi)

34 - Haberiniz olsun ki küfredip Allah yolundan sapan sonra da

kâfir oldukları halde ölenleri Allah hiç bir zaman mağfiret buyurmaz. (Elmalı)

Ġnnelleziyne keferu ve saddu an sebiylillâhi sümme matu ve

hüm küffarun Ģüphesiz inkarda direnen, Allah yolundan alıkoyan sonra da bu inkar üzere ölen kimselere gelince felen yağfirAllâhu lehüm evet, Allah onları asla bağıĢlamayacaktır, affetmeyecektir.

35-) Fela tehinu ve ted'u ilesSelmi, ve entümül a'levne, vAllâhu

me'aküm ve len yetireküm a'maleküm;

GevĢemeyin ve siz üstünken selm'e (barıĢa, Hak ile bâtılı uzlaĢtırmaya) çağırmayın! Allâh sizinle "Bir"liktedir! Sizin yaptıklarınızı asla eksiltmeyecektir. (A.Hulusi)

35 - Onun için gevĢeklik etmeyin de sizler daha üstün olacak iken

sulha yalvarmayın, Allah sizinledir ve asla sizin amellerinize kıymaz. (Elmalı)

Fela tehinu ve ted'u ilesSelm artık gevĢemeyin ve barıĢ için

yalvarıp yakarmayın. Yani bu Kur‟an da nehy edilen barıĢ adı altında zillet ve onursuzluktur. Aslında barıĢ emredilir. A. Ġmran/139. ayetinde;

Page 242: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

(Hayır Enfal/61 olacak) Ve in cenehû lis selmi fecnah lehâ. (Enfal61) Yani eğer barıĢa yanaĢırlarda sen de barıĢa yanaĢ emri vardır.

ve entümül a'levn zira sizsiniz üstün olan vAllâhu me'aküm ve

len yetireküm a'maleküm çünkü Allah sizinle beraberdir ve O sizin emeklerinizi asla zayi etmeyecektir.

36-) Ġnnemel hayatüd dünya le'ıbun ve lehv* ve in tu'minu ve

tetteku yü'tiküm ücureküm ve lâ yes'elküm emvaleküm;

Dünya hayatı sadece bir oyun ve eğlencedir! Eğer iman eder ve korunursanız, hem ecirlerinizi verir ve hem de sizden bütün mallarınızı (bu yolda sarf etmenizi) istemez! (A.Hulusi)

36 - Dünya hayat bir oyun ve eğlenceden ibârettir, halbuki siz iman

eder de iyi korunursanız size hem ecirlerinizi verir hem de sizden bütün mallarınızı istemez. (Elmalı)

Ġnnemel hayatüd dünya le'ıbun ve lehvun bu dünya hayatı, öte

dünya olmaksızın açıklama bu; Bir oyun ve eğlenceden ibarettir. ve in tu'minu ve tetteku yü'tiküm ücureküm ama eğer iman eder ve sorumluluk bilinciyle yaĢarsanız karĢılığını mutlaka alırsınız. ve lâ yes'elküm emvaleküm üstelik sizden mallarınızın tamamını da istemez. Bir bağ veren Allah, sizden bir salkım ister yoluna.

37-) Ġn yes'elkümuha feyuhfiküm tebhalu ve yuhric

adğâneküm;

Eğer sizden onların (tamamını) isteyip size baskı yapsaydı, cimrilik ederdiniz ve (böylece) kinlerinizi (açığa) çıkarırdı. (A.Hulusi)

37 - Eğer sizden onların hepsini ister de sizi çıplak bırakacak olursa

buhl eder dayatırsınız, bütün kînlerinizi de meydana çıkarır(Elmalı) Ġn yes'elkümuha feyuhfiküm tebhalu ve yuhric adğâneküm O

sizden mallarınızın tamamını istese ve sizi köĢeye kıstırsaydı cimrilik ederdiniz de böylece gizli tarafınızı ortaya çıkarmıĢ olurdu. Yani zaafınızı ortaya çıkarmıĢ olurdu.

Page 243: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

38-) Ha entüm haülai tüd'avne li tünfiku fiy sebiylillâh*

feminküm men yebhalü, ve men yebhal feinnema yebhalü an nefsih* vAllâhul Ğaniyyü ve entümül fükarâ'* ve in tetevellev yestebdil kavmen ğayreküm sümme lâ yekûnu emsâleküm;

ĠĢte sizler, Allâh yolunda karĢılıksız paylaĢmak için davet olunanlarsınız! Sizden kimi de var cimrilik eder! Kim cimrilik ederse cimriliği yalnızca kendi nefsine yapmıĢ olur! Allâh Ğaniyy'dir, sizler fakirlersiniz! Eğer yüz çevirirseniz sizden baĢka bir toplumu yerinize getirir; onlar sizler gibi olmazlar! (A.Hulusi)

38 - ĠĢte siz Ģunlarsınız: Allah yolunda infak etmeğe (iktiza eden

masrafı vermeğe) davet olunuyorsunuz da yine içinizden kimisi kıskanıyor, halbuki kim kıskanırsa kendine kıskanmıĢ olur, Allah ganî, fukara sizsiniz (ihtiyaç sizin) ve eğer tersine giderseniz baĢka bir kavmi tutar yerinize getirir sonra onlar sizin gibi olmazlar. (Elmalı)

Ha entüm haülai tüd'avne li tünfiku fiy sebiylillâh bakın, sizler

Allah yolunda infak etmeye çağrılarak ödüllendirilen kimselersiniz. Yani Allah sizden yolunda infak isterken sizi ödüllendirmek için bunu yapıyor. Muhtaç olduğu için değil. feminküm men yebhal fakat yine de sizin içinizden cimrilik edenler var. ve men yebhal feinnema yebhalü an nefsih ama kim cimrilik ederse kendi aleyhine cimrilik etmiĢ olur. Çünkü veren ödülü hak edecek. Çünkü veren aslında kendinden vermiyor, Allah‟ın kendisine verdiğinden daha fazlasını vermek için veriyor.

vAllâhul Ğaniyyü ve entümül fükarâ' zira Allah kendine yetendir.

Siz ise O‟na hep muhtaçsınız. ve in tetevellev yestebdil kavmen ğayreküm sümme lâ yekûnu emsâleküm evet son olarak; Eğer Allah‟tan yüz çevirirseniz sizin yerinize baĢka bir toplum getirir de sonra onlar sizin gibi olmazlar.

Bir baĢka ayette; ..men yertedde minküm an diynihı fesevfe

ye'tillâhu Bi kavm.. (Maide/54) kim Allah‟ın dininden yüz çevirirse Allah onların yerine yepyeni bir toplum getirecektir.

Bir baĢka ayette; Ġn yeĢe' yüzhibküm ve ye'ti Bi halkın cediyd.

(Fâtır/16) eğer isterse sizi sile süpürür, yerinize yepyeni bir varlık türü getirir. Neden? Eğer O‟na kulluğu terk ederseniz unutmayın ki ona muhtaçsınız, O size muhtaç değil. Allah‟a yapacağınız kulluk, aslında kendinize ikramınızdır.Rabbim kulluğundan ayırmasın.

Page 244: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

“Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn” Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.

Page 245: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. FETĠH SURESĠ (01-14) (161) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” El Hamdu Lillahi Rabbil'Alemiyn Vesselatü Vesselâmü alâ

Resulüna Muhammedin ve alâ alihi ve ashabihi ecmaiyn. RabbiĢrah liy sadriy; Ve yessirliy emriy; Vahlül ukdeten min lisaniy; Yefkahu kavliy; (Tâhâ 25-26-27-28) Rabbim, göğsüme geniĢlik ver, kolaylaĢtır iĢimi, düğümü çöz

dilimden, ki anlasınlar beni. Rabbeneftah bil hayr, vahtim bil hayr, Rabbi yessir ve lâ tüassir, Rabbi temmim bil hayr. Allahümme amin..!

Değerli Kur‟an dostları bugün Kur‟an ülkemizin yepyeni bir sitesine

daha gireceğiz. Fetih suresi. Gerçekten de adına layık bir sure. Fetih tasavvurumuzu inĢa eden bir sure. Kur‟an a göre fetih nedir, bunun içini dolduran bir sure.

Fetih yürek fethidir, fetih gönüllerin önünü açmaktır, fetih kalplerin

kapısını açmaktır, fetih iman ile insan arasında ki engelleri açmaktır. Fetih, tohum ile toprağın buluĢması gibi, rüzgârla yaprağın buluĢması gibi. Kökle saçakla suyun buluĢması gibi imanla insanın buluĢmasıdır diyen bir sure.

Sure Mushaf sıralamasında 48. sırada yer alır. Adını yüreklere

giden yolun açılması anlamına gelen fetih adını, ilk ayetinden alır. Ġnsan ile Ġslam arasında ki engellerin kaldırılması, kalplerin kapılarının açılması, insana imanın ulaĢması anlamını taĢır. Buhari‟de ki bir rivayetten surenin daha ilk nesil zamanında, hatta Hz. Peygamber hayatta iken bu isimle anıldığını öğreniyoruz.

[Ek bilgi ; Feth-i Karîb, Feth-i Mübîn ve Feth-i Mutlak….

Page 246: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Feth-i ilâhîye gelince o, ahsen-i takvîme mazhariyetinin hakkını edâ etmiĢ hak erine Cenâb-ı Hakk'ın özel bir teveccühü ve bir fazl-ı husûsîsidir. Bu sayede sâlikin kalbinde ve ruhunda öyle bir nur, öyle engin bir mârifet hâsıl olur ki, böyle bir mazhariyet ne iç içe çilelerle ne de baĢka bir yöntemle kat'iyen elde edilemez….

Sofîler bu fetihleri daha farklı açılımlarıyla ele almıĢlardır. Ezcümle, feth-i karîbi, melekût ve melekût ötesine açılma Ģeklinde yorumlamıĢlardır ki, bu yüce pâyeye mazhar hak yolcusu, bir bir bütün esbap perdelerini aĢar ve min vechin O'na ulaĢır, ulaĢır da kendi sa'y, gayret ve ef'âlini, damlanın deryada kaybolması gibi ilâhî ef'âl içinde muzmahil görür…

Esmâ ve ef'âl-i ilâhiye sıfât-ı sübhâniyeye, onlar da Zât-ı ZîĢân'a perde oldukları gibi, bir mânâda kalb ruha, ruh da sırra hicap mâhiyetindedir. Bütün bu hicapların bir bir aralanması, hatta tamamen kaldırılması sayesindedir ki, her Ģey iĢte o zaman (min haysü hüve hüve) duyulup görülür ve gayb iken ayân olur…. (Fettullah Gülen)]

ĠniĢ zamanını tespit kolay, çünkü sure bize bastığı yeri haber veren

bir sure. Yani bağlamıyla ilgili bir çok doneler sunan bir sure. Vahiy ayakları yerde, baĢı gökte ilahi bir hitaptır diye hep tarif ederiz. Bu surenin ayaklarının zaman içinde, tarih içinde nerde durduğunu kesin tespit edebiliyoruz. Bir bütün halinde nazil olduğu içinde konu bütünselliğine sahip olduğunu biliyoruz.

Ġbn Abbas tertibinde sure nüzul sıralamasında 91. sırada yer alır. Ki

bu tertibe göre Mümtehıne suresi ile Nisa suresi arasında. Yine Hz. Osman tertibine göre ise, ki bu farklı bir tertip farklı bir iniĢ

sıralaması, 111. sırada yer alır. Cuma suresi ile Maide suresi arasında. Surenin konusu Hudeybiye barıĢ antlaĢması çerçevesinde

Ģekillenen gerçekten tüm muhataplara, tüm zamanlarda geçerli olan ilkeler manzumesi veren bir konudur. Sureyi iyi anlamak için surenin dıĢ bağlamını, indiği Ģartları, nüzul ortamını Ģöyle özet halinde hatırlatmam gerekecek. Buyurun hep beraber vahyin indiği çağa, indiği ortama, indiği topraklara gidelim ve böyle bir sure, böyle bir müjde, böyle bir göz aydınlığı, böyle bir yüz aydınlığı, böyle bir gönül ferahlığı rabbimiz tarafından bir gök sofrası olarak insanlığın önüne hangi Ģartlarda, hangi ortamın bir gereği olarak indi onu görelim.

Hendek, Mekke müĢrik devletinin Medine Ġslam devletine karĢı

yaptığı son büyük saldırı idi. Hendek‟te tüm güçlerini ortaya koymuĢlardı müĢrikler. Sadece Mekke‟liler değil, onların müttefikleri de yer almıĢtı

Page 247: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Hendek‟te. Bölgede ne kadar muhalif var, en büyük ittifakı gerçekleĢtirerek Ġslam‟ı öz vatanında boğmak için çepeçevre kuĢatmıĢlardı. Fakat Allah‟ın yardımı dinine desteği sayesinde Hendek‟ten hiçbir Ģey elde edemeden gerisin geri döndüler. Rüsva bir halde döndüler.

Onlar dönerken bir sabah kalktığında mü‟minler ağaran ufka doğru

baktıklarında müĢriklerin ordugahında sanki bir harp olmuĢ gibi gece esen kasırga onların çadırlarını yerle bir etmiĢ, develerinin yüklerini savurmuĢ, hatta kazanlarını sağa sola fırlatmıĢ bir halde, sanki savaĢtan yenik ayrılmıĢ bir ordunun geriye bıraktığı yangın yeri seyreder gibi seyretmiĢ ve arkasından gerçekten de Resulallah‟ın stratejik dehasını da gösteren Ģu sözü söylemiĢti.

- Artık sıra sizde..! Yani onlar bitti, son güçlerini kulandırlar. Artık

zirveyi iniĢe geçtiler, artık sıra bizde. DemiĢti. ĠĢte bunun ardından yaklaĢık iki yıl sonra, ki hicretten 6 yıl sonraya

tekabül ediyor. Efendimiz ve muhacirler 6 yıllık bir vatan hasretiyle yanıp kavrulmuĢ, özellikle aĢığı oldukları Kâbe‟nin hasreti rüyalarına kadar girer olmuĢtu.

ĠĢte bu özlem bir gün Resulallah‟a bir rüya gördürdü. Rüyasında

ihramlı bir biçimde, ardında mü‟minler olduğu halde Kâbe‟ye girdiğini, Kâbe‟yi tavaf ettiğini görmüĢtü. Rüyasını gerçekleĢtirmek için, bu rüyanın kendisine bir iĢaret olduğu açıktı. Bu rüyayı gerçekleĢtirmek için etrafa bir davetiye gönderdi. Tüm bedevi müttefiklere, civarda ki Arap kabilelerde dahil tüm müttefiklere böyle bir yolculuğu olacağını, bu küçük hac yolculuğuna katılmak isteyenlerin kafileye gelmek için yola çıkmaları gerektiğini söyledi.

Fakat civarda ki bedevi Arap kabileleri bu çağrıya icabet etmediler.

Korktular. Dahası, böyle bir halde böyle silahsız bir halde, böylesine yalın kılıç bir halde, böyle bir zamanda Resulallah ve arkasında gidenlerin bir daha geri dönmeyeceğini düĢündüler. Mekke‟lilerin onları kırıp geçireceğini, yol edeceklerini düĢündüler. Surenin 11. ayeti onların gizledikleri bu düĢüncelerini mucizevi bir biçimde ele veriyor.

Gelen insanlar tamamı Medine‟de ki müminlerden, hemen hemen

çoğunluğu, tamamına yakını da muhacirlerden oluĢan 1400 – 1500 kiĢi idi. Bu iki rakam arasında ki farkın çocuk denecek yaĢta ki gençlerden oluĢtuğunu düĢünüyorum Ģahsen. Yani 1400 savaĢabilecek insan vardı,

Page 248: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bunların 100 tanesi savaĢamayacak derecede küçük hacca, küçük hacca, ya da umreye gelmek için yola çıkmıĢ gençlerdi.

Hicretin 6. yılının zilkade ayının baĢında, miladi takvimle 628

tarihinin mart ayına tesadüf ediyor. Kafile yola çıktı. Kafile silahsızdı, çünkü küçük hac için çıkmıĢlardı. Yanlarına kurbanlarını da almıĢlardı. Hacca gitmek, savaĢa gitmek değildi. Onun içinde bir kılıçtan baĢka hiçbir Ģey almamıĢlardı. Bunun 1. nedeni yola çıkıĢ aylarının haram aylarından biri olmasıydı. Bu ayda Arap geleneğine göre zilkade ayında hiç kimse, hiç kimseye savaĢ açmaz, babasının düĢmanı da olsa onun kılına dokunamazdı. Araplar bu geleneklerine çok sadık idiler. Dolayıysa Mekke müĢriklerinin de bu kadiym geleneği çiğnemeyeceklerini, Resulallah‟a ve arkasından umre için gelen mü‟minlere dokunmayacaklarını düĢünmüĢlerdi. Onun içinde sade bir kılıçla geleneğe uygun olarak, onun dıĢında ne bir zırh, ne bir kalkan, ne bir miğfer, ne bir kargı ve ne de bir baĢka teçhizat almaksınız yola çıktılar.

Hepsi beyaz güvercinler gibi ihramlıydılar. Yanlarında kurbanlarını

da getirmiĢlerdi. Özlemleri dağlar gibiydi. Mekke‟yi çok özlemiĢtiler. Hatta Bilal ağlayarak Mecennenin suyu üzerine Ģiirler söylüyor, Mekke‟yi ne kadar özlediğini, ne kadar büyük bir hasretle görmek istediğini dile getiriyordu. Dinleyenleri ağlatıyordu.

Bu özlemle yola çıktılar. Resulallah‟ın rüyası onlar için

gerçekleĢmiĢ bir hakikat gibiydi. Dolayısıyla Kâbe‟yi göreceklerini, ziyaret edeceklerini, hac edeceklerini, tavaf edeceklerini, hasret gidereceklerini düĢünerek yola çıkmıĢlardı.

[Ek bilgi: MEKKE YOLUNDA Herkes bu kafilenin savaĢ için değil, savaĢın haram sayıldığı aylar

içinde ihram giyerek, Kabe'de kurban edilmek üzere adanmıĢ develeri alarak Beytullah'a doğru silahsız olarak gittiklerini görüyordu.

Hz. Peygamber'in (s.a.) bu hareketi KureyĢlileri son derece müĢkül durumda bıraktı. Çünkü yüzlerce seneden beri Araplar arasında Kabe'yi ziyaret ve Hac için mübarek kabul edilen haram aylardan Zi'lka'de ayında bulunuluyordu. Bu ayda ihram giyip Hac veya Umre için gelen bir topluluğu engellemek hiçkimsenin hakkı değildi. DüĢman kabul ettikleri bir kabile dahi olsa, kesinkes uydukları kanunlar nedeniyle onların kendi bölgelerinden geçmesini engelleyemezlerdi.

KureyĢliler: "Eğer biz Medine'nin bu topluluğuna saldırarak Mekke'ye girmelerini engellersek, bütün Arabistan'da kıyamet kopacak; her Arab "Bu tam bir zulümdür, haddi aĢmadır" diye feryat edecek, bütün Arap kabileleri Kabe'yi mülkiyetimize geçirip, tekelimize aldığımızı

Page 249: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

zannedecek," diye endiĢeye düĢtüler. Hatta bu tavrımız sonucu bazı kabilelerde gelecekte bir kimsenin Umre veya Hac yapması veya yapmamasının bizim arzumuza bağlı olacağı, kızdığımız kimseyi Kabe'yi ziyaretten, Medinelileri engellediğimiz gibi engelleyeceğimiz endiĢesini uyandıracaktır diye düĢünmeye baĢladılar. Eğer böyle bir hata yaparsak bütün Arablar bize karĢı gelir düĢüncesine kapıldılar.

Buna karĢılık Muhammed (s.a) 'in beraberindeki büyük kalabalığı huzur içinde Ģehrimize sokarsak, bütün Arap diyarında itibarımız zedelenecek, Ģöhretimiz sönecek ve halk Muhammed'den (s.a) korktuğumuzu söyleyecek diye düĢünüyorlardı. Sonunda korku ve ĢaĢkınlık içinde konuyu tartıĢtıktan sonra Cahiliye devri gururları ağır bastı, Ģeref ve haysiyetleri uğruna, ne pahasına olursa olsun bu kafileyi Ģehirlerine sokmamak kararı aldılar.

(Tefhimu‟l Kur‟an – Ebu‟l alâ Mevdudi)] Mekke‟liler Müslümanların izin talebini beklenilenin tersine

reddettiler. Bu barıĢ ayında, savaĢın haram olduğu kendi geleneklerine göre yasak olduğu bu ayda hac için, umre için, ziyaret için Kâbe‟ye gelenlerin asla engellenmediği ve engellendiğinin görünmediği böylesi bir ayda geleneklerine aykırı davranarak Müslümanların kafilesini Mekke‟ye sokmak istemediler.

Hz. Peygamber niçin geldiklerini izah için Hz. Osman‟ı Mekkelilere

yolladı. Osman Bin Affan Mekke‟nin soylu kabilelerinden birinin çocuğuydu, ona dokunamazlardı. Bu düĢünceyle Resulallah Hz. Osman‟ı yollamıĢtı. Fakat Hz. Osman gittikten sonra kafilenin konak yerine gelen haber hiçte iyi değildi. Hz. Osman‟ın öldürüldüğü haberi gelmiĢti, Ģehit edildiği haberi gelmiĢti. Bu Resulallah‟ta ve etrafında ki mü‟minler de öylesine büyük bir hüzne yol açtı ki, gerçekten de tarifi imkansızdı.

Bunun üzerine ihanete uğramıĢ olmanın üzüntüsüyle efendimiz

oradaki herkesten kanının son damlasına kadar çarpıĢıp Ģehit olacağına dair bey‟at istedi ve orada bulunan herkes sıraya girerek kanının son damlasına kadar hak ve hakikat uğrunda. Adalet ve özgürlük uğrunda, tevhid ve iman uğrunda çarpıĢıp öleceğine dair Resulallah‟a bey‟at etti. Bölgede ki bir ağacın altında o ağaca Ģeceretü Rıdvan, bu Bey‟at ada Bey‟atur Rıdvan. Yani Allah‟ın razı olduğu bey‟at adı verildi. Ki Allah‟ın razı olmasını da biz yine bu sureden öğreniyoruz 18. ayetinden;

Lekad radıyAllâhu 'anilmu'miniyne iz yubayi'ûneke

tahteĢĢecere. (18) Allah mü‟minlerden o ağacın altında Bey‟at ettikleri zaman razı olmuĢtur mealinde ki bu ayet, iĢte bu Bey‟at e katılanları müjdeliyordu.

Page 250: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Yine Ġnnelleziyne yübayi'ûneke innema yübayi'ûnAllâh (10)

diyerek 10. ayetinde onların aslında Resulallah‟a bey‟at etmediklerini, Resulallah‟a bey‟at etmelerinin Allah‟a bey‟at anlamına geldiğini müjdeliyordu.

Mekke, kendi geleneğini çiğnemiĢti. Kendi geleneğini çiğnediğinin

en kötü örneğini vererek Halit komutasında 200 kiĢilik bir suvari birliğini mü‟minlerin güzergahına doğru sürmüĢtü. Süvari birliğiyle karĢılaĢmamak için Resulallah kafileyi hızlı bir intikalle geliĢ istikametinin tam ters tarafına, yani güneye doğru sürdü. Mekke‟yi denize paralel olarak aĢtı, Mekke ile Cidde arasında Hudeybiye denilen yere kadar ulaĢtı. Ki Cidde; Mekke yolu üzerinde, Mekke‟ye 20 km. mesafede bir yerdir ve bugün orada, tamda antlaĢmanın yapıldığı yerde metruk ve yarı yıkılmıĢ bir halde orijinal bir mescit bulunmaktadır.

Mekke‟nin tacizi bununla kalmadı. Haram aya rağmen kendi

geleneklerine göre o ayda çarpıĢmak, savaĢmak, savaĢ açmak yasak olmasına rağmen önce 40 kiĢilik bir taciz gücü gönderdi silahsız Müslümanların üzerine. Bu 40 kiĢilik Mekke kuvveti Müslümanlara baskın vermek için, bir gece baskını, ani bir baskınla onlara saldırmak için fırsat kollarken, baskına uğradılar, Müslümanların uyanıklığı sayesinde kıskıvrak yakalanıp bire kadar yakalanıp Resulallah‟a getirildiler.

Resulallah onların kılına dahi dokunmadı, teslim aldığı gibi

Mekke‟lilere teslim etti. Bununla; Biz buraya savaĢmaya gelmedik, biz buraya ibadet için geldik. Biz buraya Allah‟ın beytini ziyarete geldik. Biz buraya sadece ve sadece özlem gidermeye geldik mesajını veriyordu. Fakat bu mesajı almak istemeyen Mekkeliler Ģanslarını bir daha denediler. Bu sefer öncekinin iki katı bir baskın grubu hazırlayarak 80 kiĢilik bire birlikle yine bir gece vakti haince bir pusu kurmak için Müslümanların üzerine müfreze yolladılar. Ama 1. kafilenin baĢına gelen onların da baĢına geldi. Yine Müminler onları da kıskıvrak yakaladılar. Ava giden avlanmıĢtı. Resulallah‟a getirdiler. Resulallah 1. kafileye yaptığı muameleyi onlara da yaptı, gerisin geri Mekke‟ye, hiç birine herhangi bir ceza vermeden geri iade etti.

Bunun üzerine artık Mekkeliler bu yöntemlerle hiçbir sonuç

alamayacaklarına inandılar. Resulallah ve Mü‟minlerin amaçlarının savaĢ olmadığını onlar da biliyorlardı. Fakat fırsattan istifade Resulallah‟tan ve tabii ki onun getirdiği insanlığın değiĢmez değerlerinden, bu fırsattan istifade kurtulmak istemiĢlerdi. Ama bir Ģeyi hesap etmiyorlardı. Allah

Page 251: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

destekliyor. Allah‟ı ve O‟nun desteğini hesap etmemiĢlerdi. Onun içinde her seferinde mahcup olmuĢlardı.

En sonunda Mekke müĢrikleri Resulallah‟ın talebi üzerine

kendilerine bir heyet yollamak için toplandılar. Süheyl Bin Amr baĢkanlığında 3 kiĢilik bir heyet yolladılar. Ki Süheyl Bin Amr daha önceden müĢrikler döneminde, Ģirk zamanlarında, cahiliye döneminde Mekke kabileleri Halif ve mutayyibun diye ikiye ayrılarak iki ittifak grubu oluĢturduklarında Resulallah‟ın kabilesinin içinde bulunduğu ittifak grubunda yer alan kabileye mensuptu. Süheyl Bin Amr‟ı bunun için seçmiĢtiler.

Süheyl baĢkanı olduğu heyetle birlikte Hudeybiye‟de ki Müslüman

kafilesine ulaĢtı. Orada bir anlaĢma yaptılar. Resulallah ile birlikte. Bu anlaĢma 4 maddeden oluĢuyordu.

1 – 10 yıl Mü‟minlerle Mekke müĢrikleri arasında savaĢ olmayacak. 2 – Mü‟minlerden eğer Mekke tarafına geçen biri olursa o iade

edilmeyecek, Mekke‟den mü‟minler tarafına geçen biri olursa o Mekke‟ye geri iade edilecekti. Hudeybiye barıĢ anlaĢmasının en riskli, görünürde en aleyhte gibi görünen maddesi buydu.

3 - Arap kabilelerinden isteyen istediği tarafla ittifak kurabilecekti. 4 – Bu yıl umre yapılmayacak, ziyaret yapılmayacak, kafile geri

dönecek bir sonraki yıl kaza edilecek. Mekkeliler Mekkeyi 3 gün terk edecekler. Müminler rahatlıkla ibadetlerini yapacaklar ve Mekke‟yi terk edecekler. AnlaĢmanın maddeleri bunlardan ibaretti.

AnlaĢma yazılmaya baĢlandığında Rahman krizi

yaĢandı.BismillahirRahmanirRahıym yazmıĢtı Hz. Ali Resulallah‟ın talimatı üzerine. Yaz ya Ali, Uktu ya Ali BismillahirRahmanirRahıym yaz. Hz. Ali yazmıĢtı fakat Süheyl Bin Amr daha besmele de itiraz etti. Rahman da neymiĢ dedi “Mâli hazel rahman, rahmanda neymiĢ, biz bunu bilmiyoruz, kabul etmiyoruz. Bismik Allahümme yaz dedi ve böyle yazıldı. Süheyl Bin Amar kriz çıkarmaya devam etti.

Allah‟ın Resulü Muhammed ile Mekke‟lilerin elçisi Süheyl Bin Amr

arasında diye devam edecekti ki anlaĢma, Süheyl Bin Amr; Biz senin Allah‟ın resulü olduğuna iman etsek neden böyle yapalım. Dolayısıyla kabul etmiyoruz. ĠĢte anlaĢmayı yazan Hz. Ali artık orada durmuĢtu. Ben bunu silemem diyordu. Yani tamam BismillahirRahmanirRahıym yerine

Page 252: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bismik Allahümme yazabiliriz. Çünkü nihayetinde içeriği benzer. Ama ben Allah Resulünün adını silemem. Onun Resulallah olduğunu beyan eden bir ifadeyi silemem.

Ve o kriz de aĢıldı bir biçimde Resulallah‟ın müdahelesiyle ve en

sonunda anlaĢma maddeleri tam yazılıp bitmek üzere iken ufukta bir karaltı belirdi. Bu her tarafı kan revan içinde, toz toprak içinde, gerçekten koĢmaktan, yürümekten ve iĢkence izleriyle dolu olduğu halde her tarafı biri geliyordu. YaklaĢtığında Ebu Cender olduğu anlaĢıldı. Ebu Cendel ilginç bir tevafuk. MüĢriklerin diplomatik heyetinin baĢkanı Süheyl Bin Amr‟ın oğlu olurdu. Süheyl Bin Amr fırsatı kaçırmadı, anlaĢmaya uyup uymayacağınızın ilk iĢareti burada haydi bana oğlumu verin dedi. Ebu Cenderi bana teslim edin.

Resulallah çok mütehassis olmuĢtu. Orada ki tüm mü‟minler

mütehassis olmuĢ hislenmiĢlerdi. Çünkü manzara gerçekten dramatikti. Ebu Cendelin elinden, ayaklarından kanlar akıyor, üzeri baĢı toz toprak içinde, iĢkence izleri belirgin bir biçimde görülüyor ve bu halde mü‟minlere bir mü‟min kardeĢleri olarak sığınmıĢtı.

Resulallah‟ın insana olan, hele hele mümine olan, ümmetine olan

sevgi Ģefkat ve merhameti Kur‟an tarafından tevsik edilmiĢti. ĠĢte o merhamet denizinin böyle bir durum karĢısında nasıl bir iç yangınıyla yandığını tahmin edebilirsiniz. “Onu bana bağıĢla” dedi. Ama karĢısında taĢtan bir duvar vardı. Süheyl b. Amr Nuh diyor peygamber demiyordu. En sonunda anlaĢmanın riske gireceği anlaĢılınca Allah resulü; “Tamam istediğin senindir” dedi. Çünkü artık anlaĢma yapılmıĢ söz verilmiĢti ve bir peygamber sözünden cayamazdı ve öyle oldu.

Süheyl b. Amr istediğini aldı ve Ebu Cendel ile birlikte ayrıldı. Ama

geride kalan Ġslam kafilesi baĢtan ayağa bir hüzün kafilesine dönüĢmüĢtü. Bize olay anını aktaran ravi, her çadırdan bir ölü çıkmıĢ gibi hüzün ve göz yaĢı vardı diyor. Hatta bu hüzün o dereceye gelmiĢti ki Hz. Ömer bir Ģahin gibi anlaĢma yapılan yerin etrafında dolaĢmıĢ dolaĢmıĢ, en sonunda dayanamayarak Resulallah‟ın yanına gelmiĢ;

“Ya Resulallah Allah bizi desteklemiyor mu, biz hakta değil miyiz?”,

“Evet ya Ömer”. “Onlar batılda değil mi?”, “Evet ya Ömer”. Böyle bir çok soru bu cinsten; “Peki ya Resulallah o zaman bu anlaĢmaya biz nasıl evet dedik?”

Ömer, anlaĢmanın görünen yüzüne bakıyordu. Resulallah‟ın

gördüğü yandan henüz bakamıyordu. Hele hele 2. madde görünürde

Page 253: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Müslümanların aleyhine gibiydi. Fakat onun 2. maddeye çok takıldığını anlayan Resulallah Ģöyle demiĢti; “Eğer bizden onlara biri giderse bırakında gitsin. O adamdan ne hayır gelir. Onlardan bize biri gelirse ve biz de onu iade edersek, siz sanıyor musunuz ki Allah onu bırakacaktır? Allah ona yardım etmeyecektir? Allah onu desteklemeyecektir? Allah ona bir çıkıĢ yolu gösterir.”

Bu bir mucize idi. Bu Resulallah‟ın gerçekten keskin feraset ve

basiretinin bir ifadesi idi. Peygamberi bir basiretti bu ve aynen öyle oldu. Süheyl b. Amr Mekke‟ye dönerken Yolda elinden Ebu Cendel‟i kaçırır. Ebu Cendel kaçarak sahilde kervanların gelip geçtiği yerdeki bir tepe üzerine karargah kurar. O karargaha 1, 2, 3 derken Mekke‟den kaçan tam 70 mü‟min bir yıl içerisinde geldi. Orayı büyük bir savaĢçı karargahına dönüĢtürdüler ve anlaĢma dıĢı oldukları içinde istediklerini yapıyorlardı. Mekke kervanlarına izin vermiyorlardı. Dirlik dıĢlık vermiyorlardı, geçirmiyorlardı. Mekkeliler onların korkusuyla kervan götüremez olmuĢlardı. Ebu Nusayr ondan sonra varan 2. kiĢi idi. Ya da Ebu BeĢiyr, yada Ebu Basıyr. Bütün bu Ģekillerde naklediliyor ismi okunuyor.

ĠĢte böyle bir kafile orada anlaĢmadan dolayı mü‟minlerin yanına

geçemedikleri için müĢriklerin kervanlarına izin vermediler ve en sonunda Mekke müĢrikleri anlaĢmanın 2. maddesinin iptali için Resulallah‟a baĢvurdular. Aman biz vazgeçtik, biz istemiyoruz, tek bu maddeyi iptal edin, tek Ģunları oraya çağırın.

Tabii bu arada acı, hüzünlü hadiseler de yaĢandı. Orada, sahildeki

bu müfrezenin komutanı olan Ebu Basıyr Resulallah‟ı göremeden vefat etti. Ağır bir hastalığa tutuldu, bu hastalığı sırasında da vefatından önce Resulallah‟a bir not yazmayı baĢardı. Notunda olanca özlemine rağmen, olanca hasretine rağmen Resulallah‟a kavuĢamadan giderse Resulallah‟tan kendisine Allah‟tan rahmet, dua ve mağfiret istemesini rica ediyor ve kendisini çok sevdiğini bilmesini istiyordu. Böylesine acı ve hüzünlü hadiselerde yaĢandı.

DönüĢ yolunda Fetih suresi, iĢte bu sure nazil oldu. Fetih, bu dedi.

Yani bu anlaĢma bir fetihtir dedi. hem de sıradan fetihtir demedi, fethi mubiyn dedi. TartıĢmasız bir fetihtir, açık bir fetihtir, açık seçik, ayan açık bir fetihtir dedi. Ġnnâ fetahnâ leke fethan mubiynâ böyle dedi sure.

Lekat enzelet aleyye ayetün ehabbe ileyye mineddünya vema

fiyha. (Buhari- Hadis) Bu sure kendisine nazil olduğunda Resulallah mü‟minlerin yanına çıkmıĢtı. Mü‟minler Resulallah‟ın yüzündeki sevince

Page 254: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bakarak olağanüstü bir Ģey olduğunu anlamıĢlardı. Bu olayı bize nakleden ravi, sanki Resulallah‟ın yüzünde bir güneĢ doğmuĢtu. O kadar sevinçli, o kadar Ģen Ģakrak, o kadar güzeldi ki Resulallah‟ın yüzü, biz olağanüstü bir Ģey olduğunu anladık. Ve Resulallah bu sözü söyledi; “Bana öyle ayetler indi ki, yer yüzünde ki her Ģeyin bana verilmesinden daha hayırlı, beni daha sevindiren ayetler indi bana” demiĢti.

Resulallah‟ın ilk yaptığı iĢ Ömer‟i çağırtmak oldu. Hz. Ömer geldi ve

inen yeryüzünde ki her Ģeyden daha hayırlı dediği kendisinin yüzünde güneĢler ve güller açtıran ayetleri okumaya baĢladı.“Ġnnâ fetahnâ leke fethan mubiynâ.(1) * Liyağfire lekellahu mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahhare ve yütimme nı'meteHÛ 'aleyke ve yehdiyeke sıraten müstekıyma.(2) *Ve yensurekellâhu nasren 'Aziyza”(3) ila ahir.. devam etti. Ömer hala ĢaĢkınlığını atamamıĢtı, hala derin üzüntüsünü atamamıĢ olmalı ki; “Eve fethun huve ya Resulallah.” ġimdi bu anlaĢma bir fetih mi yani ya Resulallah dedi. Resulallah‟ın cevabı açık ve netti; Ne kızdı, ne azarladı, ne yüzünü eğdi sadece Ģunu söyledi “Na‟m velleziy nefsiy Biyedihi innehu le fetfun. Evet ey Ömer. Nefsim kudret elinde olan Allah‟a yemin olsun ki, beni çekip çeviren, beni inĢa eden Allah‟a yemin olsun ki bu kesinlikle fethin ta kendisidir.

O zaman fetih neydi? Demek ki Ömer‟in tasavvurundaki fetih ile

vahyin fetihten anladığı Ģey o ana kadar farklıydı. Fetih ile anlatmak istediği Ģey farklıydı. BaĢta Resulallah‟ın tasavvurunu inĢa ediyordu sonra Ömer‟in, sonra diğerlerinin. Yani vahiy bir fetih tasavvuru inĢa ediyordu.

Peki neydi bu tasavvur? Fetih toprakların ele geçirilmesi değil, fetih

yer yüzünün iĢgal edilmesi değil, fetih yer altı ve yer üstü zenginliklerinin ele geçirilmesi değil. Fetih sınırların geniĢletilmesi değil, fetih orduların büyütülmesi değil, fetih yüreklerin açılmasıydı. Fetih imanın insana ulaĢmasıydı. Fetih gönüllerin kapılarının ardına kadar dayanmasıydı. Fetih insanların Allah‟a, yani kendilerine dönmesiydi. Fetih toprak kazanımı değil insan kazanımıydı. Yani fetih yürek fethi idi.

Yürek fethiydi çünkü o güne kadar, nübüvvetin baĢladığı yıldan o

güne kadar yaklaĢık 20 yıl geçmiĢti. 20 yılın tamamının insan kazanımı,bu anlaĢmadan hemen sonra ki 1.5 yıl içindeki kazanımın 1/3 idi. Yani 20 yıllık insan kazanımı anlaĢmanın arkasından gelen 1.5 yıl içinde 3 e katlanmıĢtı. ĠĢte fetih buydu. Fetih yürek fethiydi. ġimdi fetih suresinin tefsirine geçebiliriz.

[Ek bilgi: Sûrenin ihtiva ettiği hususlar Ģunlardır:

Page 255: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

1- Hz. Peygamber (s.a.v)'in bir çok fethe nail olacağı ve Ġslâm dininin izzetini tebĢir.

2- Allah Resulü ile ağaç altında biat edenlerin Allah'ın rızasına ve nusret-i sübhaniyeye nailiyederini ilân.

3- Peygamberimiz (s.a.v)(in Arap kavmine mükellef oldukları cihad vazifesini tebliğ, bundan yüz çevirenlerin Allah'ın azabına uğrayacaklarını Ġhtar.

4- Hz. Peygamberin, mü'minlerin Mescid-i Harama emniyet içinde gireceklerine dair gördüğü rüyanın tahakkuk edeceğini tebliğ.

5- MescĠd-i Harama mü'minleri girmekten men eden müĢriklerin cehaletini izhar.

6-Peygamberimiz (s.a.v)'in hak dini ile gönderildiğini beyan. (Tefsirü'l-Kur'an Ebü'l-Leys Semerkandi)] 1-) Ġnnâ fetahnâ leke fethan mubiynâ; Kesinlikle sana öyle bir fetih (görüĢ açıklığı) verdik ki, (o) Feth-i

Mubiyn'dir (apaçık açık hakikati sistemi müĢahede)! (A.Hulusi) 01 – El hak biz sana bir fethi mübîn açtık. (Elmalı) Ġnnâ fetahnâ leke fethan mubiynâ elbet sana tartıĢmasız bir

fethin önünü açan biziz biz. BaĢkası değil, sadece biziz. Mubiyn fetih, yani yalnız fetih değil. mubiyn fetih, yani yürek fethi.

TartıĢmasız fetih. Gönülleri açmak Fütuh-ül Büldan sahibi bir rivayet nakleder efendimizden. Beldeler savaĢla alınırlar, Medine fethedilmiĢtir Ģeklinde bir rivayet. Beldeler savaĢla alınmıĢtır, fakat Medine fethedilmiĢtir.

Bu gerçekten çok ilgimi çeken bir rivayet. Hz. peygamberin

Hayber‟in fethi öncesinde Hz. Ali‟yi çağırarak ona yaptığı tembihi hatırlıyoruz. Ali Hayber‟e komutan atandığında kahramanlık Ģiirler okuyarak atını bir sağa bir sola ordunun önünde sürüyordu. Resulallah çağırdı ve dedi ki “Yapma ya Ali. Vallahi senin elinle yer yüzünün alınıp ta bana teslim edilmesinden, bir kiĢinin hidayetine vesile olman çok daha hayırlıdır.”

Efendimizin derdinin ne olduğu anlaĢılıyordu. Gerçekten de bu fetih

anlayıĢıyla inĢa edilen sahabe daha sonraları aynı anlayıĢı devam ettirdi. Böylesine üzücü ve acı bir sürecin içinde eğitilen Hz. Ömer halife

Page 256: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

olduğunda „Alâ El Hadrami onun komutanıydı. Bahreyn komutanıydı. Ġlk defa Ġslam ordusu Kisra‟nın ülkesine Bahreyn tarafından yürüdü ve bir kısmını almıĢtı. Halifeye bu haber geldiğinde, yer yüzünün iki büyük imparatorluğundan birinin, bir kısım topraklarının fethedildiği haberi geldiğinde devlet baĢkanı ne yapar? Böyle bir fethi gerçekleĢtiren komutana madalya takar değil mi?

Hayır. Hz. Ömer, kendisini vahyin inĢa ettiği Hz. Ömer Eyvah..!

dedi ve „Alâ El Hadrami‟yi komutanlıktan aldı. Neden aldığını biz bir baĢka olayda öğreniyoruz. Amr bin El As Filistin‟de Ġslam orduları komutanıydı. Filistin‟i aldıktan sonra Mısır üzerine yürüdü Hz. Ömer‟in hilafeti döneminde. Fakat Mısır üzerine giderken halifeden de izin almak için bir mektup gönderdi. Mektubu verdiği Ģahsa; Bunu götür, halifeye ulaĢtır cevabı da bana getir dedi.

Hz. Ömer‟in cevabı; Eğer bu mektubu aldığında Mısır‟a girmedinse

geri dön. ġeklinde idi. Mektup Mısır‟a girmeden ulaĢtı Ġslam ordusu komutanı Amr Bin El As a. Amr, adamını biliyordu. Hz. Ömer‟in ne yazdığını tahmin ediyordu. Mektubu açmadı. Mısır‟a girdi, Mısır‟ı aldı ve mektubu ondan sonra açtı. Artık iĢ iĢten geçmiĢti tabii. Yani Mısır‟ı aldıktan sonra girmiĢti. Peki, neydi derdi Hz. Ömer‟in. Bir devlet baĢkanı, Yer yüzünün en güzel ülkelerinin kendisine kazandırılmasını istemez miydi. Hz. Ömer niye istemiyordu?

Resulallah nasıl bakıyorsa o da öyle bakıyordu. Eğer Ġslam ordusu

Mısır‟lıların gönlünü almadan topraklarını alırsa Mısır ĠslamlaĢmaz, Ġslam MısırlılaĢır. Gerekçe buydu. Ġslam MısırlılaĢmasın, Mısır ĠslamlaĢsın istiyordu. Gönül fethi olsun, yürek fethi olsun istiyordu. Onun için bu tepkiyi göstermiĢti.

Bu olayın ardından gelen yıllarda 20 yıllık dönemde ki insan

kazanımının tam 3 katı insan kazanıldığını bira önce mukaddime de söylemiĢtim. Aslında barıĢ ortamında söz güçlenir. Sözün güçlenmesi imana yarar. Gücün sözünü kullananlar, sözün güçlenmesini istemezler. Onun için Hudeybiye antlaĢması sözün güçlenmesi anlamında bir fetihti. BarıĢ ortamında insanlar söz dinlerlerdi. Kılıç Ģakırtılarının, silah takırtılarının, bomba seslerinin altında tebliğ olmazdı. Onun içinde savaĢ değil, barıĢı fetih olarak adlandırdı vahiy. Gücün sözü değil, sözün gücü geçsin diye.

Page 257: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

2-) Liyağfire lekellahu mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahhare ve yütimme nı'meteHÛ 'aleyke ve yehdiyeke sıraten müstekıyma;

Bu yüzden Allâh, senin geçmiĢ ve (fethe rağmen oluĢacak) gelecek

tüm zenbini (bedenselliğinin doğal getirisi perdeliliklerini) mağfiret eder (örter) ve sana olan nimetini tamamlar; seni, hakikatini yaĢama yolunda yürütür! (A.Hulusi)

02 - Ki Allah senin zenbinden geçmiĢini ve geleceğini mağfiret

buyurup üzerindeki nimetini tamamlayacak ve seni dosdoğru bir caddeye çıkaracak. (Elmalı)

Liyağfire lekellahu mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahhar

Bu sayede Allah senin geçmiĢ ve gelecek tüm hatalarını bağıĢlayacaktır. Ġnna azamet zamiri burada ona dönüĢtü. Ğayip zamirine dönüĢtü. Bir yoruma göre fetih sebeplere bağlanmıĢtır, sebeplerle olur. Fakat bağıĢla af doğrudan Allah‟ın yaptığı bir Ģeydir. Onun için 1. ayette Ġnna, biz geldi, 2. ayette hüve, Hu geldi gizli zamir olarak ta olsa. Yani 1.cisinde fetih sebeplerle, sebeplere bağlı olarak yürüyen ilahi bir irade. 2. siz olan bağıĢ ve rahmet ise Allah‟ın doğrudan yaptığı bir müdahale idi.

Burada kastedilen liderliğe ve siyasal üsluba iliĢkin teknik

hatalardır. Yani senin geçmiĢ ve gelecek hatalarını bağıĢlayacak. Mesela Tevbe/43. ayeti ve Tevbe/108. ayetinde bunun iki örneğini görüyoruz; 'AfAllâhu 'ank* lime ezinte lehüm.(Tebbe/43) Allah seni affetti, ya da Allah seni affetsin, onlara niçin izin verdin. Ayetinde olduğu gibi. Yani taktik hatalar cümlesinden sayılabilir. Belki bunun son olarak söylediği Ģey Ģu; Hiç kimse hatadan münezzeh değildir Allah dıĢında. Bize bunu öğretiyordu.

ve yütimme nı'meteHÛ 'aleyk ve sana olan nimetini tamamlasın.

Ya da tamama erdirecek. Ġtmam ve ikmal. elyevme ekmeltü leküm diyneküm ve etmemtü aleyküm

nı'metiy.. (Maide/3) artık bu gün size dininizi ikmal ettim. Fakat nimetimi itmam ettim. Ġkmal ve itmam arasında fark var. Ġkmal; Bir Ģeyin cevherinin ve arazının birlikte tamamlanması. Ġtmam ise bir Ģeyin cevherinin özünün tamamlandığı halde arazının, yani yan unsurlarının henüz tamamlanmamıĢ olmasına denir Arap dilinde. Burada da biz bunu görüyoruz. Demek ki henüz itmam edilmemiĢ bir Ģey var. Peki bu itmam

Page 258: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

edilmemiĢ nimet nedir? Dindir. Çünkü onun daha sonradan ikmal edildiğini görüyoruz.

ve yehdiyeke sıraten müstekıyma ve seni, dosdoğru bir yola

yöneltecektir. 3-) Ve yensurekellâhu nasren 'Aziyza; Allâh seni benzersiz, karĢı konulmaz bir zafere erdirir! (A.Hulusi) 03 - Ve nazîrsiz bir muzafferiyet ile seni Allah mansur ve muazzez

kılacak. (Elmalı) Ve yensurekellâhu nasren 'Aziyza Dahası Allah seni saygın ve

müstesna bir zafere ulaĢtıracaktır. Zafere zorbalarda ulaĢır değil mi? Asıl olan saygın bir zafere

ulaĢmaktır, temiz bir zaferdir, övünülecek bir zaferdir. Yoksa dünyanın gelmiĢ geçmiĢ tüm zorbaları, zorbalıkla yenmiĢlerdir, galip gelmiĢlerdir. YakmıĢlar, yıkmıĢlar, harap etmiĢler, kesmiĢler, asmıĢlar biçmiĢlerdir. Bu zafer mi? Tamam , zafer ama hiçte saygın bir zafer değil. ĠĢte burada ki nasren 'Aziyza saygı değer bir zafer aziyz bir zaferden kasıt bu. Yani yakıp yıkmadan, vurup kesmeden saygın bir zafer iĢte bu.

Konunun en büyük otoritelerden Muhammed Hamidullah, merhum

Hocamız; Resulallah‟ın hayatı boyunca yaptığı tüm savaĢlarda, her iki taraftan oluĢan kayıpların tamamını 200. e yakın olarak verir. Ben-i Kureyza esirlerinin baĢına gelen o cezalandırma hariç. O zaten bir savaĢ durumu değil, o kendilerinin tercih ettiği, kendi hukuklarına göre bir cezalandırmaydı. Onun dıĢında tüm savaĢlarda kayıp sayısını 200 olarak verir. Yer yüzünde böyle büyük bir inkılap olup ta böyle muhteĢem bir iman hamlesi olup ta bu kadar az kayıpla neticelenmiĢ bir baĢka örnek var mı? Çok ilginç. Gerçekten üzerinde durulması gereken bir nokta.

[Ek bilgi; FETĠH VE TASAVVUFĠlk 3 ayet 1. Kesinlikle sana öyle bir fetih (açıklık) verdik ki, (o) Fethi

Mubiyn'dir (apaçık açıklık-hakikati müĢahede)! 2. Bu yüzden Allâh senin geçmiĢ ve (fethe rağmen oluĢacak)

gelecek tüm zenbini (bedenselliğinin doğal getirisi perdeliliklerini)

Page 259: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

mağfiret eder (örter) ve sana olan nimetini tamamlar; seni, hakikatini yaĢama yolunda yürütür!

3. Allâh seni benzersiz, karĢı konulmaz bir zafere erdirir! NakletmiĢ olduğumuz bu üç âyeti kerîmenin zâhir, yani ilk anda

anlaĢılan mânâsı bütün tefsir ve meâllerde mevcut olduğu için burada bunun üzerinde durmayacağım... Allâhû Teâlâ'nın bize ihsan buyurduğu açıklık ve irfan nispetinde buradan anladığımız mânânın açıklayabileceğimiz kadarına gelince.

FETH, kapalı olan bir Ģeyin açılması, ya da kiĢinin elde edemediği bir Ģeyi elde etmesi anlamlarına gelir. Bu anlamlarladır ki, dünya hayatı içinde bir kiĢinin elde edebileceği en büyük FETH, âhiret âleminden bir bölüm olan Berzah âleminin FETH'idir. Ki bu FETH'de ancak "yaĢarken ölmek" suretiyle gerçekleĢir! FETH iki türlüdür;

A - Zâhir FETH. B - Bâtın FETH. Bâtın FETH dahi iki türlüdür. a) FETH. b) FETH-Ġ MUBĠYN FETH, esas itibarıyla yedi derecedir. Bu yedi derecenin birinci

dereceden olanının gerçekleĢmesiyle birlikte kiĢi FETH sahibi olmuĢ olur. FETH kesinlikle kiĢinin çalıĢmasına bağlı, yani çalıĢmakla elde

edilir bir Ģey değildir. FETH nedir? KiĢinin içinde bulunduğumuz Ģu boyutta, bu bedenle

yaĢarken; bir anda, beden bağımlılığından kurtularak, sanki ölmüĢ gibi, tamamıyla ruh beden yaĢamına geçmesi ve ruhtaki özellikleriyle yaĢamını bu Dünya'da sürdürmesi hâlidir. "Ölmeden evvel ölmek" denilen hâlin Hakk-el yakîn yaĢanmasıdır. Bize öğretilene göre, böyle kiĢilerin yeryüzünde sayıları kırkı bile bulmazmıĢ, nûrânî FETH sahipleri olarak. Evet, FETH bu yönüyle de ikiye ayrılır:

1. FETH-i Zulmanî, 2. FETH-i Nûrânî. FETH-i Zulmanî, Müslim ya da gayrı Müslim tüm insanlarda

meydana gelebilir. Özellikle, Hindûlarda, Budist felsefe mensuplarında görülen ve FETH eseri olan bazı hâller hep bu FETH-i Zulmanî neticesidir ki, din terminolojisinde bu hâllere "istidraç" adı verilir.

FETH-i Zulmanî'nin iki büyük iĢareti vardır.

Page 260: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Birincisi bu tür FETH kendisinde meydana gelmiĢ kiĢi, Hazreti Resulallah AleyhisSelâm'ı kabul etmez.

Ġkincisi de, birimsellikten, yani kendini bir birim olarak görmek perdesinden kurtulamamıĢtır!

FETH-i Zulmanî sahipleri, kiĢinin tüm geçmiĢini bilebildiği gibi, aynı anda birkaç yerde bulunabilme, kabir ahvalini anlatabilme, CĠN'lerle rahatlıkla iletiĢim kurabilme ve daha baĢka bazı akıl almaz davranıĢlar ortaya koyabilme özelliklerine sahiptirler.

FETH-i Nûrânî'de dahi benzer özellikler meydana gelir!.. Ancak bir

farkla ki, bu zevât kısa sürede bu yaĢama adapte olduktan sonra geliĢmelerine devam ederler, FETH'in üçüncü derecesinde Hazreti Resulallah ile sair Nebi ve Evliya ile buluĢurlar ve Berzah âleminin çeĢitli sırlarını agâh olurlar... Bundan sonra da Ricali Gayb arasında yerlerini alırlar. FETH-Ġ MUBĠYN odur ki, gelen kiĢi, bu FETHĠ kaldırabilir. (Devam ediyor)(A. Hulusi – Dua ve zikir)]

4-) "HU"velleziy enzeles sekiynete fiy kulûbil mu'miniyne liyezdâdû iymânen me'a iymânihim* ve lillâhi cünûdüs Semâvâti vel'Ard* ve kânAllâhu 'Aliymen Hakiyma;

Ġmanlarının kat kat artması için, iman edenlerin kalplerine sekine

(sükûn, güven duygusu) inzâl eden "HÛ"dur! Semâlar ve arzın orduları Allâh içindir! Allâh Aliym'dir, Hakiym'dir. (A.Hulusi)

04 - O, odur ki mü'minlerin kalplerine o sekî neti indirdi, imanları

üstüne iman artırsınlar diye. (Elmalı) "HU"velleziy enzeles sekiynete fiy kulûbil mu'miniyne

liyezdâdû iymânen me'a iymânihim imanlarına iman katsınlar diye, imanları artsın, eksilmesin diye mü‟minlerin kalplerine güven ve sükunet bahĢeden O‟dur.

Ayetteki sekinet, sükûnet aslında. Hatta bıçağa sikkiyn denir

Arapçada. Bu da aynı kökten türetilmiĢtir kesip kopardığı için. Sükûnet insanı heyecanlandıran, insanı tedirgin eden Ģeylerin yok olması, ondan kesip koparılıp atılması anlamına gelir. Tevbe/40. ayetinde; feenzelAllâhu sekiynetehu aleyh.. (Tevbe/40) var ya, Allah onların üzerine sekinetini, sükûnetini indirmiĢti. Diyordu ya, ĠĢte Allah‟ın yardımı, görünmez ordularının yardımı, yüreğe direnç Ģeklinde nazil oluyordu.

Page 261: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Öyle bir nüzul ki bu, insanın tüm potansiyelini harekete geçiriyor,

insanı bir orduya bedel kılıyordu. Çünkü bazı durumlar olur ki bunun tam tersi, sekinetin tam tersi olur. 50 kiloyu kaldıran Ġnsan, 50 gr. Mı kaldıramayacak kadar eli kolu dökülür. Ġnsan belki km. ler ce koĢacak bir güce sahipken iki adım atacak gücü kendinde bulamaz. ĠĢte onun tam tersi durumu düĢünün, Allah‟ın insanın yüreğine adeta vahy etmesi gibi, insanın tüm potansiyelini ortaya çıkaran ve kinetize eden bir müdahale olarak anlıyoruz biz sekineti, sükûneti.

ve lillâhi cünûdüs Semâvâti vel'Ard zira göklerin ve yerin bütün

orduları Allah‟a aittir. ve kânAllâhu 'Aliymen Hakiyma ve zaten Allah her Ģeyi bilmektedir, üstün hikmet sahibidir. Göklerin ve yerin orduları Allah‟a aittir.

Ne anladık sevgili Kur‟an dostları bundan? Nuh‟a yardım eden

kimdi, bulutlar değil miydi. Hz. Hud‟a yardım eden kimdi? Rüzgarlar değil miydi. Hz. Nuh‟a ve Hz. Hud‟a aslında göklerin orduları yardım etmemiĢ miydi. Yine Hz. Ġbrahim‟e yardım eden ateĢ, Hz. Musa‟ya yardım eden su yerlerin orduları değil miydi? Göklerin ve yerin orduları Allah‟a aitti ve Ģuurlu mü‟minlerin baĢı sıkıĢınca, Allah‟ın Ģuursuz kulları onların yardımına yetiĢirdi. Aslında Kur‟an da anlatılan örnekler bu muhteĢem yardımın güzel kıssaları değil miydi.

Biz böyle anlıyoruz. Eğer biz Ģuurlu mü‟minlerin baĢı sıkıĢırsa,

Ģuursuz din kardeĢlerimiz yardımımıza koĢar diyoruz. Çünkü biz kainata mensubuz ve biz bir aileyiz. Gökle, yerle, ayla, güneĢle, gece ile gündüzle imanımız tanıĢıktır. Benim rabbim onlarında rabbidir, biz bir bütünüz. Tevhit bu bütünün içindeki parçanın yerini bilmesi haddini bilmesi değerini bilmesidir.

5-) Liyüdhılel mu'miniyne velmu'minati cennatin tecriy min

tahtihel'enharü halidiyne fiyha ve yükeffire anhüm seyyiatihim ve kâne zâlike indAllâhi fevzen 'azıyma;

Ġmanlı erkek ve kadınları, içinde ebedî kalacakları, altlarından

ırmaklar akan cennetlere sokması, onlardan kötülüklerini silmesi içindir. ĠĢte bu Allâh indînde aziym kurtuluĢtur! (A.Hulusi)

05 - Öyle ya Allah‟ındır bütün o Göklerin ve Yerin orduları ve Allah,

bir alîm, hakîm bulunuyor. (Elmalı)

Page 262: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Liyüdhılel mu'miniyne velmu'minati cennatin tecriy min

tahtihel'enharü halidiyne fiyha böyle yapmıĢtır ki Allah mü‟min erkekler ve mü‟min kadınları tabanından ırmakların çağıldadığı cennetlere alsında orada yerleĢip kalsınlar ve yükeffire anhüm seyyiatihim bununla da kalmasın yine Allah onların günahlarının üstünü çizsin. Allah günahın üstünü çizerse kim tersini iddia edebilir ki. Allah o karaları montajlar da alırsa kim aksini söyleye bilir ki. Allah onun hayat filminden istenmeyen görüntüleri temizlesin, ayıklasın, pırıl pırıl yapsın. ve kâne zâlike indAllâhi fevzen 'azıyma ve zaten bu Allah katında büyük bir baĢarıdır.

Evet. Önce, bir önceki cümleye, Yani Allah‟ın günahların üstünü

çizmesine bir not düĢeyim: innel hasenati yüzhibnes seyyiat. (Hud/114) buyurur Kur‟an. Güzellikler, iyilikler; kötülükleri siler süpürür, götürür. Yani bir artı eksi sayfası vardır. Artılar eksileri götürür. Onun için günahsız bir insan istemiyor Allah. Ġyisi bol, güzeli bol, hasenatı bol bir insan istiyor. Gelirleri giderlerinden fazla bir insan istiyor. Artısı eksisinden fazla bir insan istiyor. Dolayısıyla melekleĢmemiz istenmiyor.

Bu notu düĢtükten sonra ikinci cümle için bir notum var. Burada

tasavvur inĢa ediliyor. Allah katında iĢte büyük baĢarı budur diyor ya fevzen „aziyma. Büyük baĢarı nedir sizce? Size büyük baĢarıyı tanımla deseler senin hayatında en büyük baĢarı ne anlama gelir. Ne cevap verirdiniz? Allah böyle cevap veriyor. Allah‟ın gör dediği yerden bakarsanız sizinde cevabınız bu olmak zorunda.

ĠĢte büyük baĢarıyı bu olarak tanımlarsanız sizin zihninizi, sizin

tasavvurunuzu, sizin aklınızı Kur‟an inĢa etmiĢtir. Aklını Kur‟an inĢa ederse, tasavvurunu Kur‟an inĢa ederse bir insan Allah‟ın gör dediği yerden bakar.Allah‟ın gör dediği yerden bakarsa bir insan mutluluk ırmağına gemisini daldırmıĢtır. O ırmağın akıntısına kendisini bırakmıĢtır. O ırmağın kendisini götüreceği yer mutluluk okyanusudur. Oraya kadar zahmetsizce yol alacaktır. Onun için ilahi vahiy bizde bir tasavvur inĢa eder. Kavramlarımızın içini boĢaltır ve doldurur ve Allah‟ın gör dediği yerden bakmayı öğretir. ĠĢte burada da büyük baĢarının tanımı yapılmaktadır.

6-) Ve yu'azzibel münafikıyne velmünafikati velmüĢrikiyne

velmüĢrikâtiz zanniyne Billâhi zannessev'* aleyhim dairetüssev'* ve ğadıbAllâhu aleyhim ve leanehüm ve e'adde lehüm cehennem* ve saet masıyra;

Page 263: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bir de Esmâ'sıyla hakikatleri olan Allâh hakkında su-i zanda bulunan (O'nu tanrı gibi düĢünen) münafık (ikiyüzlü) erkek ve kadınlara, Ģirk koĢan erkek ve kadınlara azabı yaĢatması içindir! Zanları yüzünden devranın belâsı baĢlarında patlasın! Allâh onlara gazap etmiĢ, onları lânetlemiĢ (inkârları sonucu hakikati yaĢamaktan uzaklaĢtırmıĢ); onlar için cehennem hazırlamıĢtır! Ne kötü dönüĢ yeridir! (A.Hulusi)

06 - Müminleri ve mümineleri ebediyen içinde kalmak üzere

altından ırmaklar akar Cennetlere koymak ve kabâhatlerini taraflarından kefaretleyip örtmek için ki Allah yanında bu bir fevzi azîm bulunuyor Ve o Allaha sûi zanneden Münafıkları ve Münafıkaları ve MüĢrikleri ve MüĢrikeleri, o kötülük girdâbı baĢlarına dönesileri ta'zib etmek için ki Allah onlara gadab etmiĢ, lânet etmiĢ ve kendilerine Cehennemi hazırlamıĢtır, ona gidiĢ de ne fenâdır. (Elmalı)

Ve yu'azzibel münafikıyne velmünafikati velmüĢrikiyne velmüĢrikâtiz zanniyne Billâhi zannessev' yine o diler ki Allah hakkında berbat tasavvurlara sahip münafık erkekler ve münafık kadınları. MüĢrik erkekler ve müĢrik kadınları cezalandırsın. Dikkat buyurun münafık erkekler ve münafık kadınlar, müĢriklerden önce gelmiĢ. Bunun bir nüktesi, münafıklar müĢriklerden daha tehlikelidir imasını taĢıyor olsa gerek.

Allah hakkında kötü zan, yani sui zannetmek bu ayet bunu

söylüyor. Ġnsan, insan hakkında sui zanneder haydi. Ama Allah hakkında da sui zanneder mi. Evet, en çok suizanna uğrayan Allah‟tır desem sanırım itirazınız olmaz. En çok suizanna uğrayan Allah‟tır. Oysa ki en çok hüsnü zannı hak eden Allah‟tır. Allah‟a da hüsnü zannetmeyen kime edecektir. Ve ma kaderullahe hakka kadrihi.. (Zümer/67) O zaman Allah‟ı hakkıyla taktir etmemiĢ olmaz mı insan.

Ġlahi destek vaadinin blöf olduğunu düĢünmek. Ayetlerin indiği

zaman için bu anlama geliyor. Yani bunlar; müĢrikler olsun, Resulallah‟ın davetine icabet etmeyenler olsun ilahi destek vaadinin blöf olduğunu düĢünmüĢlerdi. Bu yorumu yaptım, bu yorumumun delili 7. ayettir. 7. Ayet; göklerin ve yerin ordularının Allah‟a ait olduğunu tekrarlıyor. Yani ilahi destek vaadinin blöf olmadığını tekrarlıyor. Onun içinde yorumumu bu 7. ayete bina ediyorum.

aleyhim dairetüssev' onlar fenalığın girdabını boylasınlar,

fenalığın girdabında kaybolsunlar. Adeta ilahi bir ilenç, lanet. ve ğadıbAllâhu aleyhim ve leanehüm zira Allah onlara gazap etmiĢ ve rahmetinden dıĢlamıĢtır. ve e'adde lehüm cehennem* ve saet

Page 264: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

masıyraĠĢte onlar için hazırlamıĢtır cehennemi. Ama orası ne berbat, ne fena, ne kötü bir son duraktır.

7-) Ve lillâhi cünudüs Semavati vel'Ard* ve kânAllâhu 'Aziyzen

Hakiyma; Semâlar ve arzın orduları (kuvveleri) Allâh'ındır... Allâh Aziyz'dir,

Hakiym'dir. (A.Hulusi) 07 – Allah‟ındır evet, o Göklerin ve Yerin bütün orduları ve Allah, bir

azîz hakîm bulunuyor. (Elmalı) Ve lillâhi cünudüs Semavati vel'ArdiĢte yine geldi, evet, göklerin

ve yerin bütün orduları Allah‟a aittir, Allah‟a mahsustur. ve kânAllâhu 'Aziyzen Hakiyma Ama Allah güç ve kudret, üstün hikmet sahibidir. Yani göklerin ve yerin orduları Allah‟a mahsustur da, Allah o orduları kullanmadan da güç ve kudret sahibidir. Ġstediğinde doğrudan müdahale de yapar. Gönüllere müdahil olur. Kalpleri evirip çevirir, kalpleri evirip çeviren O‟dur, mukallibel kulûb olan O‟dur.

8-) Ġnna erselnake Ģahiden ve mübeĢĢiran ve neziyra; Muhakkak ki biz seni Ģahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak irsâl ettik!

(A.Hulusi) 08 – El hak biz seni hem bir Ģahit gönderdik hem bir mübeĢĢir hem

bir nezîr. (Elmalı) Ġnna erselnake Ģahiden ve mübeĢĢiran ve neziyra ey

peygamber elbet biz seni bir Ģahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. ġahit, Aslında yalnız peygamber mi Ģahit, hepimiz Ģahidiz. Bakın ne diyor Kur‟an;

Ve kezâlike cealnâküm ümmeten vesetan litekûnû Ģühedâe

alenNâsi ve yekûnerRasûlü aleyküm Ģehiyda. (Bakara/143) iĢte böylece sizi dengeli bir ümmet kıldık ki peygamber size model olsun, siz de bütün bir insanlığa model olasınız. Burada Ģahitlikten kasıt model olmak, örnek olmak, mastra olmak. ġahit olmak budur. Aslında dostlar bana sorarsanız var olmak Ģahit olmaktır. Biz bu cihana sahip olmaya

Page 265: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

gelmedik, biz bu cihana Ģahit olmaya geldik. ġahadetini gereği gibi yapanlara ne mutlu.

9-) Litu'minu Billâhi ve RasûliHĠ ve tu'azziruhu ve tüvekkıruh*

ve tüsebbihuHU bükreten ve asıyla; Artık varlığınızın Esmâ'sıyla hakikati olan Allâh'a ve Rasûlüne iman

edip; O'na yardımcı olasınız, O'nu yüce bilip saygı gösteresiniz ve sabah akĢam O'nu tespih edesiniz. (A.Hulusi)

09 - Ki Allaha ve Resulüne iman edesiniz de bunu takviye ve tevkır

edip ona sabah akĢam tesbih edesiniz. (Elmalı) Litu'minu Billâhi ve RasûliH Ģu nedenle ki ey insanlar Allah‟a ve

resulüne inanasınız, iman edesiniz ve tu'azziruhu ve tüvekkıruh Onun davasını destekleyesiniz, ona saygıda kusur etmeyesiniz ve tüvekkıruh.Ve tu'azziruhu 2 mayaya birden gelir. Ġki kökü var çünkü kelimenin. Biri nasr, biri taziym. Ben nasr manasını verdim. Taziym manasını verecek olursak O‟nu yüceltin anlamı çıkar. Bir önceki surede;

in tensurullahe yensurküm ve yüsebbit akdameküm

(Muhammed/7) ayeti vardı hatırlayın. Eğer siz Allah‟ın davasına yardım ederseniz Allah‟ta size yardım eder ve sizi dimdik tutar. Yani yerde sürünmezsiniz. Bu ayeti hatırlarsanız bizim Allah‟a yardımımız Allah‟ın bize ihtiyacı olduğu için değil, bizim ona ihtiyacımız olduğu içindir. Ġnsana yardım etmeyi böyle bir yasaya bağladığı içindir. Yani benim yasama uygun davranın, size daha fazla yardım edeyim. Bunu böyle anlıyoruz.

Ahzab/56 ile yakın bir anlama sahip bu ifade, yani ve tu'azziruhu

Allah‟ın davasını destekleyin. ĠnnAllâhe ve MelâiketeHÛ yusallûne alen Nebiyy. (Ahzab/56) diyordu ya mezkur ayet. Allah ve melekleri Nebiye salât ederler, Yani Nebiyi desteklerler yâ eyyühelleziyne âmenû sallû aleyh. Ey iman ettiğini söyleyenler siz de destekleyin, sizde salât edin. ĠĢte peygambere destek burada da geldi. Vefatından sonra Hz. Peygambere destek nasıl olur? Elbette vefatından sonra onun davasını ve misyonunu, onun bıraktığı mirası desteklemek onu desteklemektir.

ve tüsebbihuHU bükreten ve asıyla ve sabah akĢam O‟nun

yüceliğini dillendiresiniz. Aslında burada “tı” konulmasının sebebi; önceki iki kelimenin Allah‟a değil de Hz. Peygambere raci olma ihtimalidir. Yani oradaki zamirler Hz. Peygambere raci ise, ondan kasıt Resulallah‟tır.

Page 266: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Yani onu destekleyin ve ona saygıda kusur etmeyin Resulallah‟a raci olarak. Fakat biz hepsinin de Allah‟a raci olduğu görüĢünü de tercih ettik.

10-) Ġnnelleziyne yübayi'ûneke innema yübayi'ûnAllâh*

yedullahi fevka eydiyhim* femen nekese feinnema yenküsü alâ nefsih* ve men evfa Bima ahede aleyhullahe feseyu'tiyhi ecren 'azıyma;

Gerçektir ki (Rasûlüm) sana biat edenler (el tutuĢup bağlılık sözü

verenler) Allâh'a biat etmiĢlerdir ve Allâh'ın EL'i onların elleri üzerindedir (Biat edenlerin elleri üstünde Allâh'ın eli tedbir eder)! Kim sözünü bozarsa sadece kendi nefsi aleyhine bozmuĢ olur; kim Allâh ahdinde bağlılık gösterirse, ona da büyük ecir verir! (A.Hulusi)

10 - Her halde sana biy'at edenler mahzâ Allaha biy'at ederler,

Allahın eli onların elinin üstündedir, onun için her kim cayarsa sırf kendi aleyhine cayar, her kim de Allaha ahit verdiği Ģeyi ifâ ederse o da ona yarın bir ecri azîm verecektir. (Elmalı)

Ġnnelleziyne yübayi'ûneke innema yübayi'ûnAllâh sana biat

edenler, gerçekte Allah‟a biat etmiĢtirler. Tarihsel karĢılığı Hudeybiye‟de yapılan Rıdvan biatıdır. Lekad radıyAllâhu 'anilmu'miniyne iz yubayi'ûneke tahteĢĢecere (18) diyordu ya 18. ayette, iĢte ondan dolayı Allah‟ın razı olduğu biattır bu. Fakat tarih üstü anlamıyla Hz. peygambere itaat, Allah‟a itaatin ta kendisidir anlamına gelir. Yani siz; Allah‟a itaat edeyim de peygambere etmesem de olur diye düĢünecek olursanız eğer, Allah‟a da itaat etmemiĢ olursunuz. Bu; bu anlama gelir.

yedullahi fevka eydiyhim Allah‟ın yardım eli, onların biat için

kenetlenen ellerinin üzerindedir. Bu biraz serbest bir çeviri oldu biliyorum. Ama doğrusu bu ibareyi böyle anlamak, doğru anlamaktır diye düĢünüyorum. Zımnen onlar Allah davasına yardım için söz verdiklerinde bilsinler ki, Allah‟ta onlara yardım edeceğine söz vermiĢtir. Böyle anlaĢılması doğru anlamaktır diye düĢünüyorum.

Neden? Hac/38. ayetiyle; ĠnnAllâhe yudafi'u anilleziyne amenû.

(Hac/38) Allah iman edenleri savunur. ve kâne hakkan aleyna nasrul mu'miniyn. (Rum/47) Mü‟minlere yardım etmek boynumuza borçtur diyor rabbimiz. Ne muhteĢem bir ifade değil mi? EleysAllâhu Bi kâfin abdeH. (Zümer/36) Allah kuluna yetmez mi diyor. Yeter ya rabbi.

Page 267: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Fakat, peki Ģu günün dünyasında Müslümanlar neden yerlerde sürünüyorlar? Soru buysa eğer aslında cevabı açık. Eğer inanıyorsanız üstün olan sizsiniz. Üstün değilseniz adam gibi inanmadığınızdan. Ġnancınız hayatınızı inĢa etmediğinden, Allah‟a güvenemediğinizden, kendinize olan güveninizi zedelediğinizden. Kimliğinizi mahvettiğinizden. KiĢiliğinizi mahvettiğinizden dolayıdır. Yani üstün değilseniz, inancınızda, imanınızda bir noksanlık arayın, bir güven eksikliği arayın. Bakın oralarda bir Ģeyleri kaybetmiĢsiniz, oralara bakın diyor Kur‟an.

femen nekese feinnema yenküsü alâ nefsih bundan böyle kim

ahdinden dönerse iyi bilsin ki o sadece kendi aleyhine dönmüĢ olur. ve men evfa Bima ahede aleyhullahe feseyu'tiyhi ecren 'azıyma Kim de Allah‟a verdiği ahde sadık kalırsa, aslında standart dil kuralına göre aleyhillahe olması, okunması gerekir, zaten bir kıratta da böyledir. Ama bizim mushafımızda ki esas alınan kıratta aleyhullahe okunmuĢtur ki bu o zamirin Allah‟ı AzimüĢĢanı ifade eden hüve zamiri olduğuna ve O‟nun azametine delalet ettiğine iliĢkin olarak böyle okunmuĢtur diye Alusi‟nin bir açıklaması mevcut. feseyu'tiyhi ecren 'azıyma kimde Allah‟a verdiği ahde sadık kalırsa O, ona muhteĢem bir ödül ihsan edecektir.

Bu ayet doğrultusunda Hz. Nebi Kim boynunda ki biat halkasını

meĢru bir mazereti olmaksızın çıkarırsa, o cahiliye ölümüyle ölür buyurur. Sanırım yanlıĢ hatırlamıyorsam Tirmizi‟de nakledilen bir haber bu. Yani bu haberin birçok varyantı da var. Hatta yanlıĢ varyantları da var. Ama doğru varyantı bu. Söz vermiĢ, Allah adına biat etmiĢ. Ġtaat edeceğine dair söz vermiĢ ve sözünü bozmasına iliĢkin meĢru bir mazereti yokken sözünden caymıĢsa cahiliye ölümüyle ölür diyor efendimiz. Yani burada söze ihanet cahiliye ye dönmedir anlamı çıkıyor.

11-) Seyekulü lekel muhallefune minel a'rabi Ģeğeletna

emvalüna ve ehluna festağfir lena* yekulune Bielsinetihim ma leyse fiy kulubihim* kul femen yemlikü leküm minAllâhi Ģey'en in erade Biküm darren ev erade Biküm nef'a* bel kânAllâhu Bima tamelune Habiyra;

Bedevîlerden geri bırakılanlar: "Bizi mallarımız ve çoluk çocuğumuz

meĢgul etti; bizim için mağfiret dile" diyecekler... Onlar gerçekte, öyle düĢünmediklerini dillendiriyorlar! De ki: "Sizde bir zarar açığa çıkarmayı irade ederse ya da sizde bir fayda oluĢturmayı irade ederse; kim Allâh'ın istediğine karĢı koyabilir?"... Hayır, Allâh yaptıklarınızdan (yaratanı olarak) haberdardır. (A.Hulusi)

Page 268: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

11 - Yakında diyecek sana o Arabîlerden geri bırakılanlar ki: «bizleri mallarımız ve âilelerimiz oyaladı, onun için bize istiğfar ediver!» Kalplerinde olmayan Ģey'i ağızlarıyla söyleyecekler, de ki Ģimdi hakkınızda Allah dan kim bir Ģey'e mâlik olabilir eğer size bir zarar irâde buyurur yahut bir menfaat irâde buyurursa? Doğrusu Allah ne yapıyorduğunuza habir bulunuyor. (Elmalı)

Seyekulü lekel muhallefune minel a'rabi Ģeğeletna emvalüna

ve ehluna festağfir lena geride kalan bedeviler; mallarımız ve çocuklarımız bizi sana katılmaktan alıkoydu. Senin arkana düĢmekten, senin kafilene katılmaktan alıkoydu. Artık Allah‟a bizim için dua et af dile. Bizi affetsin yekulune Bielsinetihim ma leyse fiy kulubihim diyecekler. Ama onlar kalplerinde olmayan Ģeyi dile getirmiĢ olacaklar böylece.

Evet, böyle diyorlar, Allah‟tan af dile. Geride kalanlardan kasıt, Hz.

peygamber rüyasını gerçekleĢtirmek için müttefik kabilelere, etrafta ki bedevi kabilelere haber yolladığında bu daveti kabul etmeyen, bin bir türlü mazeret ileri süren o kabileler. Ğıfar, Müzeyne, Cüheyne, EĢca ve Elsem kabileleri olduğu kayıtlı kaynaklarımızda bunlar.

Onların hesabı nasıldı? Sanırım Ģöyle hesap ettiler. Mekke‟de kiler,

gelenlerin hakkından gelir. Bu bir avuç mü‟min oraya gider ve dönemez bire kadar kırılır. Dolayısıyla biz rasyonalistçe hareket edelim. Yani kendi elimizle kendimizi tehlikeye atmayalım. Güya uyanık davrandılar. Fakat bir Ģeyi hesap etmediler, Allah yokmuĢ gibi konuĢtular. Allah‟ı hesaba katmadılar. ĠĢte en büyük yanlıĢları buydu. Allah yokmuĢ gibi konuĢmak. Dolayısıyla yamuk yaptılar, yanlıĢ yaptılar, yanlıĢ düĢündüler. Yani vahiy ile inĢa olmadı tasavvurları, vahiyle akıllarını inĢa etmeyince Allah‟ın gör dediği yerden bakmadılar, kaybeden onlar oldu. Devamında ne diyor?

yekulune Bielsinetihim ma leyse fiy kulubihim kalplerinde

olmayan Ģeyi dile getirdiler, ağızlarıyla söylediler. Yukarıdaki sözlerinde dahi samimi değillerdi manasına gelir bu. Yani o mazeretlerinde bile samimi değillerdi. Bizim için Allah‟tan af dile derken bile samimi değillerdi. Özür dilerken bile samimi değiller, hata ederken de samimi değiller, özür dilerken de samimi değiller.

Aslında değerli dostlar böyle bir örnek sadece ve sadece

vahiylerde rastlanır. Gönülleri sadece Allah bilir. Kur‟an da bu mucizevi gizlenen ve saklanan gerçeklerin mucizevi bir biçimde haber verilmesi örneği o kadar çok yer alır ki, bu bir mucizedir, bu tam bir mucizedir. Çünkü insanın içinde sakladığını ondan baĢka kimse bilmez, bir de Allah

Page 269: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bilir. Dolayısıyla Allah haber verir. Peygamberimiz zaten böyle bir teĢebbüste hiç bulunmamıĢ ve böyle teĢebbüste bulunanları da azarlamıĢtı. Lem ab as em eĢukka ala kulubinnas.(Hadis) Ben insanların içini açıp bakmak için gönderilmedim diyordu. O halde bu bir mucizedir.

kul femen yemlikü leküm minAllâhi Ģey'en in erade Biküm

darren ev erade Biküm nef'a De ki; peki Ģayet Allah size bir zarar vermeyi, veya bir yarar sağlamayı dilemiĢ olsa, O‟nun, sizin için takdir ettiği Ģeyi kim engelleyecek, onun size ulaĢmasını kim engelleyecek, kim dur diyecek Allah‟a. Kim Allah‟ın önüne bir engel gerebilecek, yani;

Çok ilginç dostlar burada dikkat buyurun lütfen. Burada iĢte falan

bana beddua etti ne lazım gelir. Veya falanın duasını aldık, karada ölüm yok, denizde ölüm yok, havaya da biz çıkmayız vs. gibi bütün yaklaĢımlara harika bir açılım getiriyor burası. Burada efendimizin dilinden de dediği Ģey Ģu ayetin; Hadi beni ikna edip duamı aldınız. Fakat Allah‟ı nasıl ikna edeceksiniz.

Çok ilginç, çok ibretlik bir ayet. Üzerinde çok durmamız gereken bir

ayet. Yani haydi alemlere rahmet olsam da beni ikna ettiniz. Ama alemlere rahmet olarak gönderilmiĢ olsam da Allah‟ı kandırmaya kalktığınızda ben size rahmet olamam. Alemlere rahmet olurum da Allah‟ı aldatmaya çalıĢana rahmet olamam. Dolayısıyla Allah‟ı nasıl ikna edeceksiniz.

Allah‟ın sizin için takdirini benim duam ya da bedduam belirlemez.

Budur peygamberimize söyle denilen Ģey. Allah‟ın size takdir ettiği Ģeyi benim duam değiĢtirmez, bedduam da değiĢtirmiyor. Benim duam değiĢtirseydi tevbe suresinde benim baĢında dua edip namaz kıldırdığım halde, hatta benim hırkamla kefenlediğim halde rabbim reddedip de bir daha onların mezarının baĢında bulunma demezdi münafıkların elebaĢı Abdullah bin, Ubey bin Selul‟ü bağıĢlardı benim duam hürmetine, ama reddetti. Dolayısıyla çok ilginç ve ibretamiz bir ayetle karĢı karĢıyayız.

Ya ne belirler? Sizin davranıĢınız belirler diyor. Yani Allah‟ın sizin

için takdirini, sizin davranıĢınız belirler. Benim duam ya da bedduam değil. Bunu nereden çıkardık? Biz çıkarmadık, devam edelim yeter.

bel kânAllâhu Bima tamelune Habiyra elbette ki zaten Allah

yaptıklarınızdan ayrıntısıyla haberdardır. Yani kim yardım edecek diyordu ya bel, cevabı burada. Elbette ki hiç kimse. Hiç kimse yardım edemeyecek yani. Yardım edecek kimse veya Allah‟ın size olan

Page 270: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

takdirinin önüne geçecek hiç kimse yok. Devamında kânAllâhu Bima tamelune Habiyra ki zaten Allah yaptıklarınızdan ayrıntısıyla haberdardır. ĠĢte bu, Allah davranıĢınıza bakar, yaptıklarınıza bakar, niyetinize bakar, gönlünüze bakar. Yani iki Ģeyinize; Bir kalbinizde ki niyete, bir de davranıĢınıza.

12-) Bel zanentüm en len yenkaliber Rasûlü velmu'minune ila

ehliyhim ebeden ve züyyine zâlike fiy kulubiküm ve zanentüm zannessev'* ve küntüm kavmen bûra;

Aslında siz Rasûl ve iman edenlerin, ailelerine asla geri

dönmeyeceklerini zannettiniz! Bu fikir bilincinize güzel göründü de, böylece kötü zanda bulundunuz; helâkı haketmiĢ bir topluluk oldunuz! (A.Hulusi)

12 - Doğrusu siz, Peygamber ve mü'minler ebeden âilelerine

dönemeyecekler zannettiniz, ve bu, kalplerinizde allandı pullandı kötü zanna düĢtünüz de düĢkün bir kavim oldunuz a. (Elmalı)

Bel zanentüm en len yenkaliber Rasûlü velmu'minune ila

ehliyhim ebede aksine sizler Resulüm ve mü‟minlerin aile fertleri arasına bir daha asla dönmeyeceklerini zannetmiĢtiniz.

GiriĢte de, daha önce de değinmiĢtim. Yani Allah‟ın gördüğü yer

burası iĢte. Neler düĢünüyorlar, giderler bir daha da dönmezler, biz de kurtuluruz, herkeste kurtulur. Böyle yaklaĢıyorlar. Veya hesap soracak kimse olmaz nasıl olsa. Öldürüldükten sonra gelip bize hesap soracak halleri yok. Onun için gitsinler, (HaĢa) belalarını bulsunlar. Ondan sonra biz de keyfimize bakalım. Böyle düĢünmüĢler. Haince bir düĢünce olması bir yana, bunların Allah‟a imanında samimi olmaları söz konusu değil. Çünkü Allah görüyor diye inanmıyorlar. Allah‟ın yürekleri bildiğine iman eden kimse böylesine kaçamak düĢünür mü? Problem çok derinde, yara derinde. Onun için hatırlayın münafık erkekler ve kadınlarla müĢrik erkekler ve kadınlar aynı ayette geldi. Onun için geldi.

ve züyyine zâlike fiy kulubiküm ve böyle düĢünmek size pek

cazip görünmüĢtü değil mi? Hesapta akıllılık etmiĢtiniz. Gemisini kurtaran kaptan olacaktınız. Kâr zarar hesabında bir Ģeyi unutmuĢtunuz, Allah‟ı. Allah‟ı unutmuĢtunuz. Allah‟ın gönüllerin özünü bildiğini unutmuĢtunuz. Ġçinizde sakladıklarınızı bildiğini unutmuĢtunuz. Muhatabınızın peygamber olduğunu göz ardı etmiĢtiniz. Muhatabınızın vahiy aldığını

Page 271: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

göz ardı etmiĢtiniz. Allah‟ın; sizin sakladıklarınızın ona haber vereceğini göz ardı etmiĢtiniz ve akıllı olmadığınız anlaĢıldı. Yani akıllıca hesap, uyanıkça hesap yapmaya kalktınız ama uyanıklık bu değil. Uyanıklık asıl böyle bir peygamberin arkasında kalbinize sahip olmaktır. Uyanıklık asıl vahiy alan bir nebinin liderliğinde içine dıĢına sahip olmaktır.

ve zanentüm zannessev'* ve küntüm kavmen bûra iĢte böyle

berbat bir zanna kapıldınız da sonunda hayırsız bir toplum olup çıktınız. 13-) Ve men lem yu'min Billâhi ve RasûliHĠ feinna a'tedna

zilkâfiriyne sa'ıyra; Kim varlığının Esmâ'sıyla hakikati olan Allâh'a ve Rasûlüne iman

etmezse, bilsin ki hakikat bilgisini inkâr edenler için saîri (alevli bir ateĢi - radyasyon dalgaları) hazırlamıĢızdır. (A.Hulusi)

13 - Her kim Allaha ve Resulüne inanmazsa bilsin ki biz, kâfirler

için bir çılgın ateĢ hazırlamıĢızdır. (Elmalı) Ve men lem yu'min Billâhi ve RasûliHĠ feinna a'tedna

zilkâfiriyne sa'ıyra ama kim Allah ve Resulüne inanmazsa iyi bilsin ki biz inkarcılar için kıĢkırtılmıĢ bir ateĢ hazırlamıĢızdır. KıĢkırtılmıĢ, alevlendirilmiĢ, yani kendilerinin kıĢkırttığı, kendilerin yangına körükle gittiği, kendi eylemlerinin ateĢi kıĢkırttığı bir alev.

14-) Ve lillâhi Mülküs Semavati vel'Ard* yağfiru limen yeĢau ve

yu'azzibu men yeĢa'* ve kânAllâhu Ğafûren Rahıyma; Semâlar ve arzın mülkü Allâh içindir! Dilediğini mağfiret eder (suçlu

hâlini örter); dilediğini azaplandırır (bedenselliğinin getirisine terk eder)! Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir. (A.Hulusi)

14 - Ve Allah‟ındır hep o Göklerin, Yerin mülkü: kimine diler

mağfiret buyurur, kimine de diler azâb eyler ve Allah bir gafur, rahîm bulunuyor. (Elmalı)

Ve lillâhi Mülküs Semavati vel'Ard göklerin ve yerin hükümranlığı

Allah‟a aittir. yağfiru limen yeĢau ve yu'azzibu men yeĢa' O dilediğini bağıĢlar, dilediğini de cezalandırır. Af ve azabında bir ilkesi yok mudur?

Page 272: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Diye sorabilirsiniz. Yani o dilediğini bağıĢlar, dilediğini cezalandırır. Bunun anlamı o Af ve azabında hiçbir ilkeye sahip değildir demek mi? Hayır, asla. Allah zaten vahiy ile ilkelerini koymuĢ ortaya.

Kimi diler peki? 11. ayete bakın. Niyet ve davranıĢları kriter olarak

koymuĢtur. 11. ayet bunu ifade ediyor. Yani Allah kimi affetmeyi diler, kimi bağıĢlamayı diler ve kimi cezalandırmayı diler diye sorarsanız o zaman 11. ayette geliyor. Niyetine bakar, eylemine bakar. Niyetine ve eylemine göre diler, ya da dilemez. Biz bunu anlıyoruz. ve kânAllâhu Ğafûren Rahıyma Ama Allah zaten çok affedicidir, pek merhametlidir.

Rabbimizden bizi de o geniĢ rahmet denizinden kana kana

kandırmasını niyaz ediyor, bizi, içimizi, dıĢımızı, eylemimizi, niyetimizi, yüreğimizi, hatta yüreğimizin ta derinliklerinde sakladıklarımızı, hatta yüreğimizde ki 40. odada ki bizim dahi görmek istemediklerimizi gören Allah‟a; Ya rabbi sen içimizi dıĢımız gibi, dıĢımızı da istediğin gibi sevdiğin gibi, arzu ettiğin gibi kıl diye niyaz ediyoruz.

“Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn” Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.

Page 273: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. FETĠH SURESĠ (15-29) (162) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” Sevgili Kur‟an dostları tefsirimize fetih suresinin 14. ayetinden

itibaren, geçen derste kaldığımız 15. ayetle baĢlıyoruz. Geçen ders iĢlediğimiz ayetlerde Hudeybiye anlaĢmasının gerçekleĢmesiyle sonuçlanan Ġslam tarihinde ki o önemli sürecin ayrıntılarını nakletmiĢtik. ĠĢte Hudeybiye anlaĢma sürecinin bağlamını oluĢturan ve ama sadece o çağla değil bütün çağlarla, bütün zamanlarla, bütün zeminlerle ve bütün insanlarla ilgili temel bir takım anahtarlar veren ayetleri, pasajları bugün de dersimizde iĢlemeye devam edeceğiz.

BismillahirRahmanirRahıym 15-) Seyekulül muhallefune izentalaktüm ilâ meğanime

lite'huzûha zeruna nettebi'küm* yüriydune en yübeddilu kelamAllâh* kul len tettebi'ûna kezâliküm kalAllâhu min kabl* feseyekulune bel tahsüdunena* bel kânu lâ yefkahune illâ kaliylâ;

Bu geri bırakılanlar, ganimetleri almak için gittiğinizde: "Bırakın biz

de sizinle gelelim" derler. Onlar, Allâh kelâmını (sözünü) değiĢtirmek istiyorlar! De ki: "Siz bize asla uyamazsınız; daha önce Allâh böyle buyurdu (hükmetti)"... Bu kez Ģöyle derler: "Hayır, bizi kıskanıyorsunuz"... Bilakis onlar, anlayıĢı kıt kimselerdir! (A.Hulusi)

15 - Yakında diyecek ki o geri bırakılanlar - sizler bir takım

ganimetlere koĢtuğunuz vakit onları almak için - «bırakın bizi arkanızdan gelelim», Allahın kelâmını tebdil etmek isteyecekler, de ki: siz bizim arkamızdan asla gelmeyeceksiniz, hakkınızda bundan evvel Allah böyle buyurdu, ona da diyecekler ki: hayır bizi kıskanıyorsunuz, hayır ince anlamazdırlar anlayıĢları az. (Elmalı)

Seyekulül muhallefune izentalaktüm ilâ meğanime lite'huzûha

zeruna nettebi'küm yakın gelecekte ilerde ki sîn ve sevfe, tesrif edatları denir bunlara geleceği, biri yakın geleceği, diğer orta ya da uzak geleceği

Page 274: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ifade ederler. Yakın gelecekte ganimet vaad eden bir savaĢa çıktığınızda Ģimdi geride kalanlar; Bırakın bizi de arkanızdan gelelim diyecekler.

Bedevilik bir bakıĢ açısı. Bunu söyleyenlerin yukarıda 11. ayette

bedeviler olduğunu daha önce öğrenmiĢtik. Bedevilik bir zihniyet meselesi. Yani kiĢinin nerede oturduğu ile alakalı değil, nasıl düĢündüğü ile alakalı. Bizde belki; “Köylülük” tabiriyle karĢılanan bir tabir bu. Köyde yaĢamakla köylülük ayrı bir Ģey. Ġnsan Ģehirde yaĢar, fakat düĢünme tarzı köylücedir. Ġnsan köyde yaĢar, düĢünme tarzı Ģehirlicedir, yani medenidir. ĠĢte bu çerçeve de bedevinin düĢünme tarzını buradan anlıyoruz.

Bu ayet aynı zaman da mucizevi bir haber, gelecekten bir haber

veren bir ayet. Birkaç ay sonra gerçekleĢecek, tam olarak 3 ay sonra gerçekleĢecek, Ġslam tarihinin, nübüvvet tarihinin en büyük zaferlerinden ve gün dönümlerinden biri olan Hayber‟in fethine iĢaret ediyor. Bu yönü ile bu ayet gelecekten ihbardır, mucizevi bir ihbar.

Vaktiyle Hayber‟lilerin Medine‟den götürdükleri servetler Hayber

zaferi ile geri Medine‟ye gelmiĢti. Çünkü Hayber‟i Medine den ihanet ettikleri için sürülen Yahudi kabileleri doldurmuĢtu. Beni Kaynuka, Beni Nadîr kabileleri peygamberimize anlaĢmaya ihanet ederek suikast düzenlemeye kalkmıĢlar, sözleĢmeyi bozmuĢlar, bunun üzerine Medine‟den sürülmüĢlerdi. Ġlk gittikleri yer Hayber olmuĢtu. Çoğunluk itibarıyla Hayber‟e yerleĢtiler ve beraberlerinde servetlerini de götürdüler. Yani bir bakıma Medine‟nin servetini kaçırdılar. Çünkü bu serveti faizcilikleri sayesinde elde etmiĢlerdi. Ama Hayber zaferiyle, ki kansız bir zaferdir bu, Hemen hemen hiç kan dökülmeksizin Hayber Mü‟minlerin eline geçti. Hatta Hayber içerisinden yardımcı olan birilerinin vasıtasıyla Hayber Ġslam‟a teslim oldu.

Bu teslim oluĢ öylesine bir gönüllülük taĢıyordu ki, Resulallah‟ın

vergi amiri Hayber‟e varıp ta Ģehri teslim eden anlaĢma gereği tüm yıllık mahsulün yarısını galiplere, fatihlere verme üzerine Ģehri teslim etmiĢlerdi. Bu anlaĢma icabı yıllık mahsul paylaĢtırmaya gelinince Resulallah‟ın temsilcisi de demiĢti ki,

- Ġsterseniz ben ikiye ayırayım, siz istediğiniz yarıyı alın,

isterseniz siz ikiye ayırın ben istediğim yarıyı alayım. Hayber‟liler galiplerin, fatihlerin bu hassasiyeti karĢısında;

Page 275: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

- Bi haza kametissemavati vel ard. Gökler ve yer iĢte bu adalet sayesinde ayakta duruyor diye itiraf etmek zorunda kalmıĢlardı. ĠĢte Hayber‟in fethini haber veren bir ayetle karĢı karĢıyayız.

yüriydune en yübeddilu kelamAllâh Allah‟ın sözünü böylece

değiĢtirmeye kalkmıĢlardı, değiĢtirmek istemiĢlerdi, isteyecekler. Allah‟ın sözünden kasıt ne olabilir diye bir soru akla gelir. SavaĢ

ahlakını yok eden ve ortaya gözünü ganimet hırsı bürümüĢ, kural tanımaz savaĢçılar çıkaran geleneksel ganimet anlayıĢını değiĢtiren ayetlerdi Allah‟ın sözü. Geleneksel ganimet anlayıĢı, gerçekten de savaĢ anlayıĢını kökten yok ediyordu. SavaĢ adaletini kökten yok ediyordu. SavaĢ ahlakını kökten yok ediyordu ve ortaya gözünü ganimet hırsı bürümüĢ, kural tanımaz savaĢçılar çıkarıyordu. Çünkü geleneksel ganimet anlayıĢında kim eline neyi geçirirse o onundu. Hiç kimse karıĢamaz ve ulaĢamazdı. Onun içinde eline bir Ģey geçirmek için insanların savaĢta iĢlemeyecekleri kötülük yoktu. Yani tıpkı elbisesi için adam öldürmek, içinde ki bir eĢya için ev yakmak neyse, iĢte böyle bir büyük ahlaksızlık irtikap edilirdi geleneksel ganimet anlayıĢında.

Elbise için elbisenin içinde ki yok edilir mi? Yani bilezik için kol

kesilir mi? Gerdanlık için gerdan kesilir mi. Klasik ganimet anlayıĢı buydu ve bu anlayıĢın temelinde de kim eline geçirmiĢse o onundur mantığı yatıyordu. ĠĢte bu mantığı yere seren ayetler geldi. Bu ayetlerde Enfal/1 ayeti;

Yes'eluneke anil enfal* kulil enfalü Lillâhi verRasûl. (Enfal/1)

ganimetler veya fazlalıklar, veya ziyadeler kime ait diye sorarlar, ganimetlerden sorarlar. De ki; Onlar Allah‟a ait, Resulüne ait. Yani artık eline geçirenin değil, vuranın değil. ĠĢte bu ve buna açıklayan aynı Enfal/41. ayeti klasik ganimet anlayıĢını yok etmiĢti ki, Allah‟ın sözü ile kasıt bu olsa gerek.

Yine Ġslam‟da savaĢ ganimet için değil, Allah için yapılırdı. Yani

savaĢın mantığını değiĢtirmiĢti vahiy. SavaĢın gerekçesini değiĢtirmiĢti. SavaĢın konseptini değiĢtirmiĢti. Klasik zamanlarda savaĢ farklı sebeplerle icra edilirdi. Kutsal bir amaca hizmet etmezdi. Dolayısıyla kutsalın içine karıĢmadığı bir savaĢın da herhangi bir sınırı yoktu. Herhangi bir hududu yoktu. Çünkü yasağı yoktu. SavaĢ adeta her Ģeyin mübah olduğu bir zemin gibi anlaĢılırdı. Adı üstünde savaĢ varsa hiçbir yasak yok gibi anlaĢılırdı. Ama kutsal iĢin içine girince, iĢini içine ilkeler girince, iĢin içine sınırlar girince savaĢ ahlakı ortaya çıktı. Çünkü vahiy savaĢta da muhataplarına çizdiği sınırları, kırmızı çizgileri geçmemelerini

Page 276: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

emrediyordu. Yani bir savaĢ ahlakı ancak savaĢın bir anlamı, savaĢın bir kutsi, ulvi amacı olmasıyla mümkin olabildi.

Dolayısıyla Allah adına ilayi kelimetullah için, Ġslam‟la insan arasına

gerilen engeli kaldırma uğruna yapılan savaĢ mutlaka ahlaki bir savaĢ olmalıydı. Bunun ahlakını Kur‟an çizdiği kırmızı çizgilerle koymuĢtu.

kul len tettebi'ûna onlara de ki, yani ganimet vaad eden bir

savaĢa girdiğinizde bırakında bizi arkanızdan gelelim, katılalım size diyenlere de ki: Hayır. Bu kez asla bizimle gelmeyeceksiniz. Bu kez diye çevirmemin gerekçesi bir sonraki ayet, 16. ayettir, 16. ayetin zımninden anlıyoruz ki bu yasak sadece Hayber‟le sınırlıdır. Çünkü onlara daha sonra çok güçlü toplumlarla savaĢılacağı ve onlarda eğer bu sefer yaptıklarını yapmazlarsa Allah‟ın kendilerine büyük ödüller vereceği müjdeleniyor 16. ayette.

kezâliküm kalAllâhu min kabl bu böyledir zira Allah ganimet

hakkında daha önce konuĢmuĢtu. Biraz önceki cümlenin bir açılımı gibi adeta. Daha önce ganimet hakkında Allah‟ın konuĢması Enfal/1 ve onu açıklayan 41. ayetlerine ve bunun gibi ayetlere atıf olsa gerek.

feseyekulune bel tahsüdunena siz bu cevabı verince bu geride

kalan bedeviler, yani Allah Resulünün hacca gitme, umre için, Kâbe ziyareti için davetine tehlike gerekçesiyle kaçan, ama ganimet vaad eden bir savaĢa koĢmaya kalkan bu adamların feseyekulune bel tahsüdunena siz böyle cevap verince onlar diyecekler ki Hayır, siz aksine bizi hasetliyorsunuz, kıskanıyorsunuz diyecekler. bel kânu lâ yefkahune illâ kaliylâ Yoo..! bilakis onlar kıt anlayıĢlı kimselerdir.

Evet, değerli dostlar burada insanlıkla yaĢıt iki tavır var. 1 – Arıların

tavrı, 2 – Sineklerin tavrı. Ġnsanlıkla yaĢıt bu iki tavır. Arılar ve sinekler, eğer teĢbihte hata yoksa. Arıların tavrı üretenler, iĢ yapanlar, iĢe koĢanlar, bedel ödeyenler. Kim onlar? Allah Resulü gördüğü rüya üzerine Kâbe yi ziyaret için olanca tehlikesine rağmen davet çıkardığında hiç tereddüt etmeden; Lebbeyk ya Resulallah deyip, sırtlarına ihramlarını geçirip, bellerine bir tek kılıç kuĢanarak düĢman bir çevrenin ortasında Resulallah‟ın arkasında yürümek. Arkasına bakmamak. Hiçbir hesap yapmamak, küçük düĢünmemek, Allah ve Resulü yeter demek. Bunlar arılar.

Bir de sinekler var. Onlar ne yapıyorlar? Tehlikeli olan davete

gelmiyorlar. Risk almıyorlar, üretmiyorlar, bedel ödemiyorlar. Ama ucunda ganimet olan, ganimet vaad eden, ganimet getirmesi kesin olan

Page 277: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Hayber gibi bir sefer olacak olursa ona gitmek için öne koĢuyorlar. Ġlk sırada yazılmak istiyorlar. Yani aĢ bulunca öne düĢ, iĢ görünce sıvıĢ sözünde olduğu gibi sineklik yapıyorlar. Ganimete koĢuyorlar, fakat biate koĢmuyorlar, itaate koĢmuyorlar. Arılık yapmıyorlar, arılara karıĢmıyorlar. Arıların ürettiği bala konuyorlar. Yani üretimine katkıda bulunmadıkları balı paylaĢmaya kalkıyorlar. Bu tarihin iki yatağı.

ĠĢte burada da aslında insanoğlunun bu temel iki niteliği ortaya

çıkıyor. Bir tarafta üretenler, öbür tarafta tüketenler. Bir tarafta bal yapanlar, öbür tarafta bal yapımına katkıda bulunmadığı halde baĢkalarının yaptığı bala sahip çıkanlar, ortak olanlar, tüketenler.

16-) Kul lilmuhallefiyne minel a'rabi setüd'avne ilâ kavmin uliy

be'sin Ģediydin tukatilunehüm ev yüslimun* fein tutıy'u yü'tikümullâhu ecren hasena* ve in tetevellev kema tevelleytüm min kablü yu'azzibküm azâben eliyma;

Bedevîlerden o geri bırakılanlara de ki: "Siz son derece güçlü,

cengâver bir toplulukla savaĢa davet olunacaksınız... Onlarla savaĢırsınız yahut onlar Ġslâm olurlar. Eğer itaat ederseniz Allâh size güzel bir ecir verir... Fakat daha önce yüz çevirdiğiniz gibi gene döneklik yaparsanız, sizi feci bir azap ile azaplandırır." (A.Hulusi)

16 - De ki o geri bırakılan Arâbîlere: siz ileride Ģiddetli harp ehli bir

kavme çağırılacaksınız, onlara muharebe edersiniz yahut Müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz o vakit Allah size güzel bir ecir verir ve eğer bundan evvel yaptığınız gibi aksine giderseniz sizi elîm bir azâb ile ta'zib eyler. (Elmalı)

Kul lilmuhallefiyne minel a'rab geride kalan Ģu bedevilere de ki;

Yani biate koĢmayıp ganimete koĢmaya kalkan bu bedevilere, bu mantığa, bu akla de ki; setüd'avne ilâ kavmin uliy be'sin Ģediyd gelecekte ezici gücü olan toplumlarla mücadeleye çağrılacaksınız, savaĢa çağrılacaksınız. tukatilunehüm ev yüslimun onlarla sonuna kadar savaĢacaksınız ya da onlar teslim olacaklar. Yani ya can verinceye kadar, kanınızın son damlasına kadar savaĢacaksınız, ya da onlar teslim olacaklar. Yani bedel ödeyeceksiniz ve karĢılığını alacaksınız.

Burada kastedilen nedir? Bir önceki ayette bedevilere getirilen

sefer yasağının Hayber‟le sınırlı olduğunu söylemiĢtim. ĠĢte bu ayet bunun delili. Bu da mucizevi bir ihbardır aslında. Nedir? Daha sonra çok

Page 278: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

güçlü toplumlarla, çok güçlü ordularla karĢılaĢacaklarını haber veriyor ki, biz Mute de Bizans‟la Müslümanların karĢılaĢtığına Ģahit olduk. 3.000 kiĢilik mü‟min ordusuna karĢılık Mute‟de bir rivayete göre 20, bir rivayete göre 40.000 kiĢilik Bizans ordusu. Bu dehĢet bir dengesizlik. Ama imanın dengesi ancak dengeliyordu sayının dengesizliğini.

Yine biz Huneyn‟de birleĢik Ģirk ordularına karĢı Müslümanların can

havliyle savaĢtıklarına Ģahit olduk. Yine biz dönemin iki süper gücünden biri olan Ġran‟a, yani Pers Ġmparatorluğuna karĢı savaĢtıklarına Ģahit olduk. Yani ayette haber verilen bu mucizevi ihbar birkaç yerde gerçekleĢti.

Tebük‟te her ne kadar karĢılaĢılmamıĢ olsa da Bizans‟la

karĢılaĢmak için yola çıkılmıĢtı. Bir önceki ayetin emri gereği Hudeybiye anlaĢmasından sonra umre seferine davet edilip de gelmeyen, katılmayan müttefikler, Hayber seferine katılmadılar. Hayber seferine sadece Hudeybiye de bulunan mü‟minler katıldılar bu ayetler gereği.

fein tutıy'u yü'tikümullâhu ecren hasenaeğer bu sefer sırasında

bu çağrıya itaat ederseniz, Allah size güzel bir karĢılık verecek. Ecren hasene. Sizi güzel bir ödülle ödüllendirecek. ve in tetevellev kema tevelleytüm min kablü yu'azzibküm azâben eliyma yok eğer yüz çevirirseniz tıpkı daha önce yüz çevirdiğiniz gibi, yani Ģimdi, burada ki min kabl Ģimdi anlamına el an anlamına geliyor. ġimdi Resulallah‟ın umre davetine verdiğiniz cevapta olduğu gibi o zaman da yüz çevirirseniz bu davetten dönerseniz, O sizi cezalandıracaktır.

yu'azzibküm azâben eliyma buradaki azab kelime manasıyla, kök

anlamıyla terk edilme, yalnız bırakma anlamına gelir. O sizi kendi baĢınıza bırakacak. O sizi terk edilmekle cezalandıracak. O sizi dayanaksız bırakacak Ģeklinde de anlayabiliriz. Yani umduğunuzdan mahrum bırakacak. Umduğunuzdan mahrum olursanız o zaman bu sizin için bir iç azabı, bir iç yangınına dönüĢecek.

17-) Leyse alel'ama harecün ve lâ alel'areci harecün ve lâ

alelmeriydı harec* ve men yutı'ıllâhe ve RasûleHU yüdhılhü cennatin tecriy min tahtihel'enhar* ve men yetevelle yu'azzibhü azâben eliyma;

Köre, topala ve hasta olana zorlama yoktur! Kim itaat ederse Allâh

ve Rasûlüne, onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar... Kim de yüz çevirirse (Allâh) onu feci bir azapla azaplandırır. (A.Hulusi)

Page 279: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

17 - Amaya haraç yok, aksağa da haraç yok, hastaya da haraç yok

bununla beraber her kim Allaha ve Resulüne itaat eylerse onu altından ırmaklar akan Cennetlere kor, ve her kim aksine giderse onu da elîm bir azâb ile ta'zib eyler. (Elmalı)

Leyse alel'ama harecün ve lâ alel'areci harecün ve lâ

alelmeriydı harec görmeyene, topala, yürüme özrü olana ve hastaya savaĢa gitmediğinden dolayı bir sorumluluk yoktur. MeĢru mazeret yalnızca yükümlülüğü kaldırmaz, mükellefiyeti kaldırmaz. MeĢru mazereti varsa bir insanın ilahi emirler ondan kalkar. Mükellef olmaz, meĢru mazereti varsa. Ama bu sadece mükellefiyeti kaldırmakla kalmaz diyor böylesine mazeretler. Allah yolunda savaĢla gidemeyecek bir mazereti var. Gerçekten gözleri görmüyorsa mazereti var demektir.

Sevaptan mahrumiyeti de kaldırır aynı zamanda. Yani sevaptan

mahrum da bırakmaz. Çünkü onun o halde olması bir takdir gereğidir. Kendisi ister miydi gözlerinin kör olmasını. Kendisi istemez miydi Allah yolunda diğerleri ile saf tutmasını. O halde meĢru mazeret yalnızca yükümlülüğü kiĢiden düĢürmez, aynı zamanda sevaptan mahrumiyeti de kaldırır.

Bunun en tipik örneği Abdullah Bin Ümmü Mektum‟dur. Abdullah

Bin Ümmü Mektum ama idi, gözleri görmezdi. Resulallah onu hazırladı. Hatta bir seferinde Resulallah‟a gelip demiĢti ki Ya Resulalah elimden tutup getirenim yok. Bozuk havalarda gelmesem olur mu mescide, cemaate? Ezanı duyuyor musun demiĢti. Evet. Yani çağrıyı duyuyor musun, daveti duyuyor musun, davet geliyor mu sana? Evet deyince hayır geleceksin demiĢti.

Bunu yapan peygamber zorlaĢtırmayın kolaylaĢtırın diyen bir

peygamber. DüĢünmek gerekiyor o zaman, niçin. 1 – Resulallah‟ın gözünde insanoğlunun atığı yoktur. Herkes bir iĢe

yarar, hiç kimse her iĢe yaramaz, herkes bir iĢe yarar. O halde bu ne iĢe yarar. Mutlaka herkesin bir yeri vardır, yersiz insan yoktur. Ġnsanın cürufu yoktur. Herkesi yerli yerine koymak. Resulallah‟ın insan anlayıĢı, insan tasavvuru buydu. Vahyin onda inĢa ettiği insan tasavvuru buydu. Yer yüzünde yersiz biri yoktur. Ama yerini terk etmiĢ biri olabilir. Dolayısıyla bunun da yeri olacaktır.

Page 280: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Resulallah‟ın neden böyle söylediği çok geçmeden anlaĢıldı. Meğer Resulallah bu ama insandan Medine‟ye Vali hazırlarmıĢ. SavaĢlar sırasında Medine boĢaldığında Medine valisi olarak Resulallah bu ama Ġbn. Ümmü Mektum‟u atayacaktır. Maden vali olacaktır, imanın merkezinde, Müslüman toplumun kalbi sayılan mescitte olmalıdır. Camide olmalıdır. Orada eğitilmelidir, çünkü orası mekteptir. Orası insanın yontulduğu yerdir, orası insanın inĢa edildiği yerdir. Bilincin, düĢüncenin, ahlakın, tavrın seciyenin, karakterin ve Ģahsiyetin inĢa edildiği yerdir. Onun için onun da Ģahsiyeti orada inĢa edilmelidir ve asla geri kalmamalıdır.

Daha sonraları Ġbn. Ümmü Mektum‟u Kadisiye de savaĢın içinde

sancak taĢırken görüyoruz. Gözleri görmüyor ama gören gönlü ile mahrum kalmamak için ben de sancak tutarım, hiçbir Ģey yapamazsam deyip geldiğini görüyoruz. Bu 3 kategori Kör, topal ve hasta savaĢtan muaf tutulmayı gerektiren tüm mazeretleri içerir. Yani burada sayılmayan ama muaf tutulmayı gerektiren tüm mazeretleri de kapsar.

ve men yutı'ıllâhe ve RasûleHU yüdhılhü cennatin tecriy min

tahtihel'enhar ama kimde Allah‟a ve Resulüne itaat ederse onu, tabanından ırmakların çağladığı, tabanından ırmakların çağıldadığı cennetlere sokacağız. ve men yetevelle yu'azzibhü azâben eliyma fakat, kim yüz çevirir sırt döner, Allah‟ın çağrısına, Resulün davetine icabet etmezse, Allah‟ın davasını dert edinmezse, ilayi kelimetullah için bedel ödemekten kaçarsa, imanı için bedel ödemekten kaçarsa, kendisine imanı getirenler bedel ödeyip getirdiler, ama kendisi imanı daha baĢkalarına götürme hususunda bedel ödemeye yanaĢmazsa, o zaman elim bir azab ile cezalandıracağız. Onu terk edilmiĢliğe mahkum edeceğiz ve mahrum edeceğiz Ģeklinde de anlayabiliriz demiĢtim azabın kök anlamından yola çıkarak.

Allah davasını dert edinmek, Bu ayet bundan söz ediyor. Aslında

ilayı Kelimetullah için savaĢ. SavaĢı meĢru kılan baĢka bir gerekçe yoktur. SavaĢı meĢru kılan tek gerekçe budur.

Ve katilûhüm hattâ lâ tekûne fitnetün ve yekûned diynu Lillâh*

feinintehev felâ 'udvâne illâ alezzalimiyn. (Bakara/193) ayeti böyle diyor. Ve katilûhüm hattâ lâ tekûne fitne yer yüzünde inanca baskı, iĢkence, zulüm kalmayıncaya kadar onlarla mücadele et.Onlarla çarpıĢın, onlarla savaĢınızı sürdürün. ve yekûned diynu Lillâh ve sadece Allah‟a kulluk edilinceye kadar. Bunun mef‟u muhalifi Ģudur; Kula kulluk kalkıncaya kadar, kula kulluk sona erinceye kadar. Neden? Kula kulluk insana en büyük zulümdür de onun için.Feinintehev ama son

Page 281: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

verirlerse. Demek ki burada sonsuzca bir savaĢ açın anlamı yok Feinintehev diyor, eğer son verirlerse. Kim son verirse? Muhataplarınız artık özgürlüğü yok etmeye, iĢkenceye son verirlerse. Ki fitne burada inanca yapılmıĢ baskıdır. Son verirlerse felâ 'udvâne illâ alezzalimiyn düĢmanlık sadece zalimleredir.

Bu çok ilginç, yani illâ alel kafiriyn de diyebilirdi. Ama değil. Yani

düĢmanlık inkar edenlere değil, düĢmanlık sadece zalimleredir. Çünkü ortadan kaldırılması gereken Ģey inanca baskıdır. Ġnanç özgürlüğü için savaĢtır bunun anlamı. Biz Bakara/193 ayetten bunu anlıyoruz.

Allah davasını dert edinmek bu ayette, bu ifade ediliyor 17. ayette.

Allah davasını dert edinmeyeni, Allah‟ta dert edinmez. Kendisine Allah‟ın davasını kaygı etmeyeni, Allah‟ta kaygı etmez. Yani sonunda ki azab aslında Allah davasını kaygı edinirseniz, dert edinirseniz, siz terk edilmezsiniz. Allah‟ın davasını Allah güzel savunur, size ihtiyacı yok. Fakat sizin Allah‟a ihtiyacınız olduğu için Allah‟ın davasını savunarak bu ihtiyacınızı karĢılayın. Yoksa Allah tarafından terk edilirsiniz. Sizin Allah‟ı terk etmeniz felaket değil, asıl felaket Allah‟ın sizi terk etmesidir.

18-) Lekad radıyAllâhu 'anilmu'miniyne iz yubayi'ûneke

tahteĢĢecereti fe'alime ma fiy kulubihim feenzelessekiynete aleyhim ve esâbehüm fethan kariyba;

Andolsun ki Allâh, o ağacın altında sana biat ettiklerinde iman

edenlerden razı oldu, onların kalplerinde olanı bildi de, üzerlerine sekine (huzur) inzâl etti ve kendilerine feth-i kariyb (yakîn açıklığı) verdi. (A.Hulusi)

18 - Hakikaten Allah o müminlerden râzı oldu, ağacın altında sana

biy'at ederlerken, ki kalplerindekini bildi de üzerlerine o sekî neti indirdi ve kendilerine bir yakın fethi sevap verdi. (Elmalı)

Lekad radıyAllâhu 'anilmu'miniyne iz yubayi'ûneke

tahteĢĢecereh doğrusu Allah o ağacın altında sana biat edenlerden razı olmuĢtur.

Bu ayetin arka planını surenin giriĢinde ki özette aktarmaya

çalıĢmıĢtım kısaca hatırlayalım. Resulallah Hudeybiye‟ye geldiğinde, ki Mekke‟ye 20 Km. Mesafede, Cidde tarafına, Cidde Mekke arasında bir yere düĢer. Demek ki Resulallah sahile doğru gittiler ve oradan aĢağıya

Page 282: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

indiler. Yani, istikamet değiĢtirdiler. Bunu da Halid Bin Velid müfrezesinde, komutanlığında 200 kiĢililik bir atlı birliğin saldırmak için gelmesi üzerine Resulallah böyle sürprizlerle karĢılaĢmamak için ve Mekke‟lilerle savaĢmak için gelmediğini onlara göstermek için uzaklaĢmıĢ ve kafileyi aĢağı kaydırmıĢtı, daha aĢağı tarafa.

Dolayısıyla burada bir arka plan var. Hudeybiye‟de Hz. Osman‟ı

Mekkelilere yolladı; Git onlara de ki; Bakın görüyorsunuz ben de ihramlıyım ve sadece bir kılıçla çıktık yola. Yani maksadımız savaĢmak değil, maksadımız sizi yatağınızda vurmak değil. Maksadımız sadece ve sadece sizin Ģimdiye kadar haksızca engel olduğunuz hakkımızı almak, yani Allah‟ın beytini ziyaret. Biz bunun için, ibadet için geldik. SavaĢ için gelmedik. De onlara diye göndermiĢti. Hz. Osman‟ı göndermesinden maksat onun ailesinin Mekke‟de güçlü olması ve onu koruyacakları düĢüncesi idi.

Hz. Osman gelince dediler ki bu olmaz. Bu teklifini kabul edemeyiz.

Sonra bize Araplar ne der. Ele güne karĢı biz ne cevap veririz. Biz sanki baskı altında kalmıĢ ta, korkmuĢ ta buna evet demiĢiz anlamı çıkar. Ġstiyorsan sen gel beyti tavaf et. Gel umreni yap. Dediler. Hz. Osman‟ın cevabı kesin ve netti. Allah resulü Kâbe yi tavaf etmeden ben asla etmem.

Bunun üzerine, bunu bir meydan okuma olarak aldılar ve Hz.

Osman‟ı tutukladılar, salmadılar. Bu tutuklama Hudeybiye yakınlarında ki kafileye, Hz. Osman‟ın öldürüldüğü yönünde bir haber olarak ulaĢtı. Bu haber gelince Resulallah ve beraberinde ki mü‟minler sanki gök üzerlerine, yer yüzünün tavanı üzerlerine çökmüĢ gibi çok büyük bir ağırlık hissettiler ve Resulallah iĢte orada kanlarının son damlasına kadar Allah yolunda savaĢacaklarına ve bağlı kalacaklarına dair biat aldı. Bu biat bu surede de adlandırıldığı gibi Bey‟at-ur Rıdvan olarak adlandırıldı. Allah‟ın razı olduğu biat.

Beyhaki, ġabi‟den Ģöyle rivayet naklediyor. Vehb Bin Muhsan diye

bir sahabe 1400 kiĢilik bir kafile içinde. Geldi ver elini ya Resulallah, sana bey‟at edeceğim dedi. Ne üzerine bey‟at edeceksin dedi Resulallah ona. Sahabenin cevabı gerçekten Allah Resulüne olan bağlılığının büyüklüğünü gösteriyordu. Kalbinde ne varsa onun üzerine Ya Resulallah. Ġçinde taĢıdığın Ģey üzerine ya Resulallah ve sırasıyla bey‟at ettiler.

Hz. Ömer zırhını kuĢanmak için gitmiĢti ki Bey‟at edildiğini duydu,

geldiğinde Resulallah‟ın eli yorulmuĢtu. Elini tuttu, önce bey‟at etti sonra

Page 283: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

sonuna kadar elinin altına destek oldu ve bu bey‟at Rıdvan ağacının altında gerçekleĢti. Bu bey‟at‟ın yapıldığı yer bir ağaç altıydı o ağaca da Rıdvan ağacı ismini verdi sahabe.

Hatta ilginç bir anekdot var Ġbn Sa‟d Tabakat‟ında nakleder. Hz.

Ömer‟in kulağına hilafeti döneminde; sahabe oradan geçerken yolculuk sırasında yolu oraya uğrayanlar o ağacın altında 2 rekat namaz kılmayı adet edinmiĢlerdi. Teberrüken namaz kılıyorlardı. Yani bir tür ağaç mescit haline dönüĢmüĢtü. Hz. Ömer bunu haber aldığında çok kızmıĢ, yasaklamıĢ, bunu yapanları azarlamıĢ ve o ağacı kökünden söktürmüĢtü. Hz. Ömer‟in hassasiyetini de buradan anlıyoruz.

fe'alime ma fiy kulubihim üstelik O, onların kalbinden geçenleri

çok iyi bilmekteydi. Allah onların kalbinden geçenleri iyi bilmekteydi. Yani biat ediyorlardı elbet, ama melek değillerdi onun içinde kalplerinden bin bir düĢünce geçiyordu. Biat ettik ama ne olacak 1400 kiĢi, bir avuç insan. Kendi vatanlarından, karargahlarından çok uzakta. Yani yaklaĢık 400 Km. uzaktalar. Evet, Medine‟den 400 Km. uzaktalar ve nasıl olacak geri dönüp silahlanmaya kalksalar bu iĢ olmaz. Eğer bir baskın yeseler belki bine kadar kırılacaklar. Ama buna rağmen Resulallah‟a biat ediyorlar. ĠĢte bin bir türlü düĢünce geçiyordu içlerinden Ama onlar vesveseye yenik düĢmediler. Allah onların içinden geçen düĢünceleri biliyordu diyor.

feenzelessekiynete aleyhim ve esâbehüm fethan kariyba iĢte

bu yüzden onlara iç huzuru indirdik ve kendilerini yaklaĢan bir fetihle ödüllendirdik. Evet, Onların elleri biat ediyordu ama bir çoğunun içi titriyordu tabii ki. Ġnsandılar, bir avuçtular. Eğer Mekkeliler üzerlerine yürüseler bir Ģey yapamayacak durumdaydılar. Fakat Allah onlara ordu indirir gibi içlerine bir huzur indirdi. Kur‟an buna sekinet diyor. Sükûnet bıçağa da Arapçada sittiyn derler kesip ayırdığı için. Ġnsanla korkunun arasını kesip ayırdığı için sekinet denilmiĢtir. EndiĢe, korku bıçakla kesilmiĢ gibi yürekten kesilip atılmıĢtır inen sekinetle.

Fethan kariyba diye bitiyor ayet. Yakın fetih, yaklaĢan fetih. Hayber

demiĢler buna bazı müfessirler. Fakat bu fetih Mekke ile baĢlayıp 30 yıl içinde batı Avrupa büyüklüğünde bir coğrafyayı kucaklayacak kadar geniĢleyen Ġslam‟ın gönül fethi olsa gerektir, yürek fethi olsa gerektir. Ki gerçekten de Resulallah Hudeybiye ile açılan süreci Allah‟ın kendisine en büyük ikramı olarak görmüĢtü. Bu bir savaĢ değildi, bu bir barıĢ anlaĢmasıydı. Ama barıĢ anlaĢması üzerine inen surenin adı fetih suresi idi. Bu gerçekten ilginçti. Resulallah‟a fetih nedir sorusunun cevabı ilahi vahĢi ile veriliyordu. Fetih gönüllerin imana açılmasıdır deniliyordu zımnen ve Resulallah da bunu böyle anladı ve sahabeyi böyle eğitti.

Page 284: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Kendisi Ben Azuri‟nin naklettiği bir haberde beldeler savaĢla ele

geçer, ama Medine feth olunmuĢtur diyordu. Medine‟ye girerken Resulallah hiç kimsenin bir tek kılıcı kalkmadı oysaki. O zaman bir gönüllü olarak yüreklerin imana açılmasını Resulallah‟ın fetih olarak anladığını görüyoruz.

Bunu sahabede de görüyoruz. Amr Ġbn ül As Filistini aldığında

ordusuyla beraber Mısır‟ı da Ġslam topraklarına katmak için Mısır‟ın üzerine yürüdü ve aynı zamanda Medine‟de ki halife Ömer‟e bir mektup yazdı ve mektubunda izin istedi. Halife Amr‟a yazdığı cevabi mektupta. Eğer bu mektubumu aldığında Mısır‟a girmedin ise, hemen geri dön. Asla girme. Diye cevap vermiĢti. Amr yolda mektubu aldığı halde Hz. Ömer‟in nasıl düĢündüğünü çok iyi bildiği için açmadı. Mısır‟ı aldı ondan sonra açtı. Yani artık aldık demeye getirdi.

Neydi derdi Hz. Ömer‟in? Tek derdi vardı, eğer gönüller Ġslam‟a

açıldıktan sonra girerse Ġslam ordusu, Mısır ĠslamlaĢır. Yok gönüller Ġslam‟a açılmadan girerse Ġslam MısırlılaĢır. Derdi buydu. Yine aynı halife büyük komutan „Alâ-a El Hadrami‟ye, Bayreyn‟in komutanıydı, bir takım harami ve savaĢ kaçkınlarını kovalama bahanesi ile çağın iki süper gücünden biri olan Ġran üzerine sınırdan girdi ve bir kısmını girer girmez fethetti. Önüne hiçbir engel çıkmadı.

Hz. Ömer Ala-a El Hadrami‟ye nasıl muamele yaptı sizce?

DüĢünebiliyor musunuz bir devletin komutanı eğer bir süper gücün topraklarının bir kısmını hiçbir bedelsiz, yani kan dökmeden eğer kendi devletine katmıĢsa bu ödüllendirilir değil mi? Bu madalyalık bir kahramanlıktır. O mareĢal ilan edilir, rütbe verilir.

Peki Hz. Ömer sizce ne yaptı? Haberi ilk aldığında Ömer‟in tepkisi

Ģudur; Eyvah..! çok ilginç, yürek fethi iĢte bu. Eyvah..! Bir devlet baĢkanı topraklarına katılan yeni araziler için eyvah çeker mi? Ama Ömer eyvah diyordu. ĠĢte Ömer‟in kaygısı buydu. Ġnsanların yüreği topraklarından önce açılmalıydı. Ya da eğer bir fütuhat gerçekleĢecekse önce o insanlara iman götürülmeliydi. O insanlarla Ġslam arasında ki engel kaldırılmalıydı. ĠĢte bu anlayıĢı Resulallah böyle yerleĢtirmiĢti.

19-) Ve meğanime kesiyreten ye'huzûneha* ve kânAllâhu

'Aziyzen Hakiyma;

Page 285: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Onları, alacakları birçok ganimetlere de nail etti... Allâh Aziyz'dir, Hakiym'dir. (A.Hulusi)

19 - Bir çok da ganîmetleri ki onları alacaklar ve Allah bir azîz,

hakîm bulunuyor. (Elmalı) Ve meğanime kesiyreten ye'huzûnehabir de elde edecekleri

sayısız ganimetle ödüllendirecektir. Yukarıda ki ayete bir ilave bu aslında. Bir önceki ayetle de arasında lâm elif var zaten, yani durmaksızın geçebilirsiniz anlam devam ediyor anlamınaVe meğanime kesiyreten ye'huzûneha yani kendilerini yaklaĢan bir fetihle ödüllendirir, bir de elde edecekleri sayısız ganimetle. Adeta yaklaĢan fetih gerçek ödül, ganimetse teĢbihte hata olmasın “Promosyon”. O yanında verilecek bir hediye adeta.

ve kânAllâhu 'Aziyzen Hakiyma ve zaten Allah sonsuz hikmet

sahibi bir ulular ulusudur. 20-) Veadekümullâhu meğanime kesiyreten te'huzûneha

fe'accele leküm hazihi ve keffe eydiyenNasi 'anküm* ve litekûne ayeten lilmu'miniyne ve yehdiyeküm sıratan müstekıyma;

Allâh, size elde edeceğiniz birçok ganimetler vadetmiĢtir... Bunu da

size pek çabuk verdi ve insanların ellerini sizden vazgeçirdi ki, bu iman edenler için bir iĢaret olsun ve sizi sırat-ı müstakime hidâyet etsin. (A.Hulusi)

20 - Size Allah bir çok ganîmetler vaad buyurdu, onları alacaksınız,

Ģimdilik bunu size piĢîn verdi ve sizden o nâsın ellerini çekti ki mü'minlere bir âyet olsun ve sizi doğru bir caddeye çıkarsın. (Elmalı)

Veadekümullâhu meğanime kesiyreten te'huzûneha Alla size

elde edeceğiniz daha bir çok ganimet vaad etti. fe'accele leküm hazihi ve keffe eydiyenNasi 'anküm Evet, nitekim O, size olan bu ikramını önceledi, öne aldı, ta‟cil etti yani. Te‟cil etmedi. Her zaman ikramını te‟cil ederdi, ahirete bırakırdı, Ģimdi ise ta‟cil etti, öne aldı. Adeta ahirette ki ikramını göstermek için onun küçük bir numunesini dünyada sundu. Ve insanların elini üzerinizden çekti.

Page 286: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Aslında Allah‟ın adeti ahirette vermektir. Adetullah budur. Mü‟min hak ettiğinin gerçek karĢılığını ahirette alır. Çünkü Ġman Allah‟a güvenmektir. Ġmanın Allah‟a güvenmek olduğunun ifadesi de budur zaten. Mü‟min ahirette almak üzere iman etmiĢtir karĢılığını. SözleĢmenin karĢılığı ahirettedir. Dünyada alıp almayacağına dair bir garantisi yoktur. Bu konuda herhangi bir pazarlığa da asla giriĢemez. Ama ahirette alacağına imanı kesindir. Allah‟ın adeti de budur zaten. Fakat bu kez dünyaya taĢıdı Allah ödülü. Yani ödülün bir kısmını dünyada verdi. Ama ahirettekini asla azaltmadan.

Burada el çekmeden söz ediliyor. Allah onların elini sizin

üzerinizden çekti. Yani sizi onların elinden aldı. Halid Bin Velid‟in Abbad bin BiĢr ile karĢılaĢması var Hudeybiye sırasında. Halid Bin Velid 200 kiĢilik süvari birliği ile saldırmak için geldi. Resulallah ona karĢı Abbad bin BiĢr‟i gönderdi. Gönderdi ama ne gönderiĢ, sırtlarında ihramlar, ellerinde sadece bir kılıç. Ne miğfer var, ne zırh var, ne kargı var, ne kama var, ne ok var, ne var, ne var,.. vs. hiçbir Ģey yok, hiçbir Ģey. Ayakları yalın baĢları açık ellerinde yalın bir kılıç sırtlarında elbise bile yok, ihram. Böyle bir savaĢ dengesi olabilir mi.

Peki ne oldu, nasıl el çektirdi Allah? Halid gerçekten belki saldırsa

maddi ve fiziki olarak dayanamayacak gibi gözüken bu gruba saldıramadı. Nedendir bilinmez, etrafında döndü, döndü, döndü, ne düĢündüğünü bilmiyoruz, ama Allah el çektirdi. Allah‟ın orada yardımını görüyoruz. Ve 200 silahlı, tam donanımlı zırhlı ve atlı süvari müfrezesiyle çekti gitti. ĠĢte Allah‟ın el çektirmesi. Gözüne ne gösterdi onu bilmiyoruz. Ama biz biliyoruz ki el çektiren Allah‟tır. Birilerinin kalbine sekinet, sükûnet indiriyorsa, birilerinin kalbine de korkuyu indiren Allah‟tır. Adeta Mü‟minlerin kalbinden aldığı korkuyu kafirlerin kalbine indiriyor. Böylece yardım ediyor, hem de çift boyutlu yardım ediyordu onu görüyoruz burada.

ve litekûne ayeten lilmu'miniyne ve yehdiyeküm sıratan

müstekıyma ki hem mü‟minler için bir belge olsun, hem de sizi dosdoğru bir yola yöneltmiĢ olsun.

21-) Ve uhra lem takdiru aleyha kad ehatAllâhu Biha ve

kânAllâhu alâ külli Ģey'in Kadiyra; Henüz onlara gücünüzün yetmediği daha baĢka Ģeyler de vadetti

ki, onları Allâh (içten ve dıĢtan) ihâta etmiĢtir. (Zaten) Allâh her Ģeye Kaadir'dir. (A.Hulusi)

Page 287: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

21 - Bir diğerini daha ki ona henüz eliniz irmedi, fakat Allah onu

ihata buyurmuĢtur, daha da Allah her Ģeye kadir bulunuyor. (Elmalı) Ve uhra lem takdiru aleyha kad ehatAllâhu Biha ama bir ikramı

daha var ki Allah‟ın, bir diğer ikramı, onu sizin havsalanız almasa da Allah onu sonsuz ilmiyle kuĢatmıĢtır.

Bu ikramı ilerde ki elde edilecek ganimetler, Hayber ganimetleri ve

diğerlerine yoranlar olmuĢ. Fakat ben ayetin iç örgüsünden ve kelime yapısından, söz diziminden bunun dünyada ki bir nimetten bahsetmediğini düĢünüyorum. BambaĢka bir Ģeyden bahsediliyor ayete. Hatta benim aklıma Secde/17. ayetini getiriyor. Öyle ki Allah‟ın daha baĢka bir ikramı var ki onu sizin havsalanız almaz ama Allah‟ın ilmi onu kuĢatmıĢtır diyor. Ġnsanın havsalasının almadığı bir nimet dünya değil ahiret nimetidir. Ve secde/17 nin tam yeridir;

Fela ta'lemü nefsün ma uhfiye lehüm min kurreti a'yün

(Secde/17) Cennette mü‟mini hangi göz kamaĢtırıcı sürprizlerin beklediğini kimse tahayyül ve tasavvur dahi edemez. ĠĢte bu. Yani insan bilgisi cennette kendisini bekleyen nimetleri kuĢatamaz.Yani tahayyül dahi edemez, bilemez, asla bilinemez. Bana bu ayeti hatırlatıyor Fetih suresinin 21. ayeti.

ve kânAllâhu alâ külli Ģey'in Kadiyra ve zaten Allah‟ın kudreti her

Ģeyi yapmaya yeter. Yani insana aklının, tasavvurunun almayacağı böylesine muhteĢem nimetler hazırlamaya Allah‟ın gücü yeter.

22-) Ve lev katelekümülleziyne keferu levellevül edbare sümme

lâ yecidune Veliyyen ve lâ Nasıyra; Eğer hakikat bilgisini inkâr edenler sizinle savaĢsalardı, elbette

arkalarını dönüp kaçacaklardı. Sonra da hiçbir velî (koruyucu) ve yardımcı bulamazlardı. (A.Hulusi)

22 - Eğer o küfredenler sizinle çarpıĢa idiler mutlak arkalarını

döneceklerdi, sonra da ne bir veli bulabileceklerdi ne de bir nasîr. (Elmalı)

Page 288: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve lev katelekümülleziyne keferu levellevül edbare sümme lâ yecidune Veliyyen ve lâ Nasıyra eğer küfürde ısrar edenler size karĢı savaĢırlar, mücadele ederlerse arkalarını dönüp kaçacaklar, ardından da ne samimi bir dost, ne de sağlam bir destekçi bulabilecekler.

Yine Halid Bin Velid‟in 200 kiĢilik süvari birliği ile savaĢın eĢiğinden

dönülmesine bir atıf gibi geliyor, biraz önce ayrıntılarını naklettiğim olaya bir atıf. Resulallah bu anda savaĢ namazı, salât-ul havf, (Korku namazı) yani mevcut namazı birer rekata indirmiĢti. Salât-ul havf, Kur‟an da tarif edildiği gibi. Bu savaĢ namazıydı. Bu kadar var olma, yok olma anıydı o an. Ölüm kalım anlarından da namaz salât-ul havf olarak kılınır. Yani bir rekata iner. Bir müfreze tek rekat kılar ve onlar giderler, geride kalanlar gelirler, onlar da diğerini devam ederler. Yani adeta savaĢ, farzın farzı, efraz haline gelmiĢtir. ĠĢte böylesi bir durumdu ama Allah onların elini mü‟minlerden çekti, mü‟minleri onların elinden çekip aldı tabir caizse baĢka bir ifade ile.

23-) SünnetAllâhilletiy kad halet min kabl* ve len tecide

lisünnetillâhi tebdiyla; Bu süregelen Sünnetullâh'tır! Sünnetullâh'ta asla değiĢme

bulamazsın! (A.Hulusi) 23 - Allahın öteden beri cereyan ede gelen sünneti, Allahın o

sünnetine bir tebdil de bulamazsın.(Elmalı) SünnetAllâhilletiy kad halet min kabl Allah‟ın sünneti geçmiĢten

bu güne hep böyledir, budur yani. Allah‟ın adeti, Allah‟ın geleneği vardır. Allah‟ın sünneti vardır o da budur. ve len tecide lisünnetillâhi tebdiyla ve sen Allah‟ın sünnetinde asla bir değiĢme göremezsin, bulamazsın.

A‟raf/128. hatırlayalım Allah‟ın sünneti bağlamında vel akıbetü lil

müttekıyn (A‟raf/128) diye bitiyordu bu ayet. Sonuç, gerçek sonuç, gerçek kurtuluĢ, gerçek gelecek Allah‟a karĢı sorumluluğunu bilenlerindir. Gelecek onlarındır bu bir. Allah‟ın sünneti bu.

Ġkincisi Rad‟/11. ayeti; innAllâhe lâ yuğayyiru ma Bi kavmin

hatta yuğayyiru ma Bi enfüsihim (Rad‟/11) bir toplumu oluĢturan bireyler kendi hallerini değiĢtirmedikçe Allah‟ta o toplumu değiĢtirmez. Bu menfi ve müspet değiĢim için, ikisi içinde geçerlidir. Olumlu ya da olumsuz. Burada bu toplum kendi iç dünyalarını olumluya değiĢtirmiĢlerdi

Page 289: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

iman toplumu, Allah‟ta onların toplumunu değiĢtirdi. Allah‟ta onların toplumunu inĢa etti.

Yine bir baĢka Allah‟ın sünneti. Ve la tehinu ve la tahzenu ve

entümül a'levne in küntüm mu'miniyn(A. Ġmran/139) gevĢemeyin, çözülmeyin, bozulmayın, üzülmeyin. Eğer gereği gibi inanıyorsanız üstün olan sizsiniz. Tersinden de Ģöyle anlayabiliriz; Eğer üstün değilseniz inancınızda bir problem var, orayı kontrol edin. ĠĢte Allah‟ın yasaları bunlar.

[Ek bilgi; (Sünnetullah hakkında geniĢ bilgi için Ahzab/38. ayete

bakınız.] 24-) Ve "HU"velleziy keffe eydiyehüm 'anküm ve eydiyeküm

'anhüm Bibatni Mekkete min ba'di en azfereküm aleyhim* ve kânAllâhu Bima ta'melune Basıyra;

Sizi onlara muzaffer kıldıktan sonra Mekke'nin göbeğinde, onların

ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan uzak tutan "HÛ"dur! Allâh yaptıklarınızı (yaratanı olarak) Basıyr'dir. (A.Hulusi)

24 - Ve o dur ki onların ellerini sizden sizin ellerinizi de onlardan

çekti Mekke deresinde onlara karĢı size zafer vermiĢken, hem Allah, her ne yaparsanız basîr bulunuyor.(Elmalı)

Ve "HU"velleziy keffe eydiyehüm 'anküm ve eydiyeküm

'anhüm Bibatni Mekkete min ba'di en azfereküm aleyhim sizi onlara galip getirdikten sonra Mekke vadisinde onların ellerini sizin üzerinizden ve sizin ellerinizi de onların üzerinden çeken O‟dur. KureyĢ, Kâbe ziyareti için gelen Hz. Peygamberin kafilesine iki kez baskın yaptı. Ya da rivayetleri birleĢtirirsek eğer 30 ile 80 kiĢi arasında değiĢen rivayetler var çünkü, bir grup, bir gece baskını vermeye kalkıĢtı. Fakat bu grup kıskıvrak yakalandı. Yani baskına gelmiĢken baskına uğradılar. Resulallah‟ın silahsız, ihramlı kafilesi tarafından etkisiz hale getirildiler ve bir tanesine ziyan verilmedi, zarar verilmedi, anlaĢmaya kadar bekletildiler, anlaĢmadan sonra Resulallah onları geri iade etti.

Soru Ģu; Saldırganın elini mü‟minlerin üzerinden çekmenin

gerekçesi açık. Fakat ayette diyor ki, sizin elinizi de onların üzerinden çeken O‟dur. O zaman Ģu soruyu sormak lazım: Peki mü‟minlerin elini müĢriklerden niçin çekti Allah. Bu önemli bir soru. Yani onları mü‟minlerin

Page 290: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

elinden niçin aldı kafirleri, almasaydı da onların eli ile helak olsalardı olmaz mıydı diye soracaksanız cevabı 25. ayette. Ayetin son cümlesini bitirip 25. ayete girelim.

ve kânAllâhu Bima ta'melune Basıyra ve zaten Allah yaptığınız

her Ģeyi görmektedir. ġimdi ayete giriyoruz. 25-) Hümülleziyne keferu ve sadduküm 'anilMescidil Harâmi

velhedye ma'kûfen en yeblüğa mahılleh* velevlâ ricalun mu'minune ve nisaün mu'minatün lem ta'lemuhüm en tetaûhüm fetusıybeküm minhüm me'arretün Biğayri 'ılm* liyüdhılAllâhu fiy rahmetiHĠ men yeĢa'* lev tezeyyelu le'azzebnelleziyne keferu minhüm azâben eliyma;

Onlar o kimselerdir ki; hakikat bilgisini inkâr ederler, sizi Mescid-i

Haram'dan alıkoydular, bekletilen hediye kurbanlarının yerlerine ulaĢmasına mâni oldular. ġayet orada (onların arasında) kendilerini henüz bilmediğiniz için çiğneyip ezeceğiniz ve bu bilmeyerek yapılan iĢ yüzünden üzüleceğiniz iman eden erkekler ve iman eden kadınlar olmasaydı (Allâh savaĢı önlemezdi). Dilediğini rahmetine sokmak içindi bu. Eğer birbirlerinden (iman edenlerle - kâfirler) ayrılmıĢ olsalardı, onlardan inkâra sapanları elbette elim bir azap ile azaplandırırdık. (Sâlihlerin bulundukları yere gazabı ilâhî inmez... 8.Enfâl: 33 ve 29.Ankebût: 32) (A.Hulusi)

25 - Onlar o küfredip de sizi Mescidi haramdan ve durdurulmakta

bulunan hediyeleri mahalline varmaktan meneden kimselerdir, eğer kendilerini bilmediğiniz bir takım mü'min erkekler ve mümine kadınları bilmeyerek çiğneyip de Ģânınıza o yüzden Ģeyn gelecek olmasa idi, Allah dilediğini rahmetine koyacağı için, eğer onlar çekilebilselerdi elbette içlerinden o küfredenleri elîm bir azâba duçar ederdik. (Elmalı)

Hümülleziyne keferu ve sadduküm 'anilMescidil Harâmi

velhedye ma'kûfen en yeblüğa mahılleh doğrudur, böyle bir zımni baĢında kelime var bence. Doğrudur. Ne doğru olan? Küfürde direnenler, sizi mescid-i Haram‟a girmekten alıkoyanlar ve kurbanlarınızın yerine ulaĢmasını engelleyenler, yani size ibadet yaptırmayanlar hep bunlardır. Bunların hepsi doğru. Bunlar yapmıĢtır. Ġyi o zaman ya rabbi doğruysa eğer bizim elimizi onların üzerinden niye çektin. Yani onları elimizden almasaydın olmaz mıydı. Yani elimizden almasan da haklarını avuçlarına koysaydık diye denilebilir.

Page 291: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

KureyĢ Hicretten 7. yıla kadar Müslümanlara Kâbe ziyaretini

yasaklamıĢtı. Bu en doğal haklarıydı, ama onlar müminlerin Kâbe‟yi ziyaret etmesine yasak koymuĢlardı. Evet, niye elimizi onlardan çektin, onları elimizden aldın ya rabbi sorusuna cevap geldi.

velevlâ ricalun mu'minune ve nisaün mu'minatün lem

ta'lemuhüm en tetaûhüm fetusıybeküm minhüm me'arretün Biğayri 'ılm ama ah keĢke Ģu istemeden haklarını çiğneme ve bilmeden kendileri yüzünden büyük bir yanlıĢa düĢme ihtimaliniz bulunan üstelik henüz kendilerini tanımadığınız mü‟min erkekler ve kadınlar Mekke‟de olmasaydı.

Sebebi anlaĢıldı. Demek ki Medine‟de ki mü‟minlerin tanımadığı

Mekke de iman etmiĢ, ama imanlarını gizleyen, ya da henüz Mekke‟ye imanları ulaĢmamıĢ bir grup oluĢmuĢtu. Çıkamıyorlar, gidemiyorlar, iĢte gelen Ebu Cender‟in baĢına ne geldiğini gördük. Ki Ebu Cendel bu ayet belki de inme sürecinde geliyordu Hudeybiye‟ye doğru. ĠĢte o da onlardan biriydi, tanınmıyordu. Babası müĢriklerin baĢ sözleĢmecisi, diplomatı, ama oğlu iman etmiĢ. Bundan kimsenin haberi yok. Dolayısıyla neden mü‟minlerin elini onların üzerinden çektiğinin izahı bu.

Medine‟de kilerin Mekke‟den göç etmeyen mü‟minlerden sorumlu

olmadıklarını söyleyen Enfal/72. ayeti var. Yani onlardan sorumlu değilsiniz. Göç etselerdi, onlar da hicret etselerdi diyen. Fakat bu farklı bir durum. Onu dengeleyen bir ayet. Mü‟minlerin can güvenliğini koruyan bir ayet. DüĢmanın içinde bir avuç mü‟min, göller bölgesinde bir ada gibi adeta. SıkıĢmıĢ kalmıĢlar. Eğer siz onlara saldıracak olsanız onlar aralarındaki mü‟minleri de belki katledecekler, onlara zulmedecekler. Yani bu Kafir dolusu bir gemiyi, içinde bir kasç Müslüman var diye batırmadım demekten baĢka bir Ģey değil. Bu harika bir ilke aynı zamanda.

liyüdhılAllâhu fiy rahmetiHĠ men yeĢa' Ġkinci bir gerekçe daha

açıklanıyor burada. Allah dilediğini rahmetiyle kuĢatmak için böyle yaptı. Bu da ayrı bir gerekçe bize göre. Nasıl ayrı? Elinizle onların ölümünü değil, diriliĢini takdir etti Allah. Yani bir müddet sonra teker teker, hatta üçer beĢer imana gireceklerdi Mekkeliler. Yani Ģimdi savaĢmak için gelen Halid Bin Velid‟in iman etme tarihi nedir biliyor musunuz? 200 süvariyle müĢrik komutan olarak savaĢmaya gelen Halid Bib Velid 6 ay geçmeden Medine‟ye bir mü‟min olarak göz yaĢları içinde girecektir. Yanında Amr Ġbn-ül As olarak. Buyurun, böylesine bir yürek fethi, böylesine bir iman açılımı. Onun için böyle bir süreçte var.

Page 292: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bir müddet sonra kıtlık çıktı Mekke‟de. Hemen Hudeybiye‟nin

arkasından Mekke kıtlığa girdi. AĢırı bir kuraklık yaĢandı ve bu kıtlığı tetikleyen bir baĢka Ģey daha oldu. Sümame Bin Üsal Müslüman oldu. Ara ara dersler sırasında size anlatmıĢımdır tefsirim sırasında. Yemame‟nin iki reisinden biriydi diyor Sümame Bin Üsar için. Resulallah kendisini davet ettiğinde Mekke de, geçmiĢte, bir daha önüme çıkarsan öldürürüm diye tehdit etmiĢti. Eteğini bir sürü adam tutuyordu. Böylesine etrafı geniĢ bir nüfuzlu kraldı.

Bir gün mü‟min müfrezesi sahil yolundan geçen bir grubu esir edip

getirdi. TanımamıĢlardı getirdiklerinin kim olduğunu, Resulallah tanıdı. Sen Sümame değil misin? Sen o sun değil mi? Evet ben Sümame‟yim. Olay çözülmüĢtü. Sümame‟yi bir mescide bağlattı, 3 gün mescide bağlı kaldı. Resulallah‟ın Sümame her; “nasılsın? diye sormasında diĢlerini sıkarak konuĢuyor, adeta küfreder gibi cevap veriyordu. Senden nefret ediyorum diyordu.

Ama Sümame mescitte, yani Ġslam toplumunun kalbinin nasıl

attığını görmüĢtü. Çünkü Ġslam toplumunun kalbi mescitte atıyordu. Resulallah‟ın insanlarla iliĢkisini, çocuklarla iliĢkisini, onlara olan Ģefkatini, ahlakını, himmetini görmüĢtü. Ve Resulallah onu doyurmak için birilerini görevlendirmiĢti. Doyurmak için görevlendirdiği insanlar Ģikayete geldiler; Ya Resulallah bu adam deve gibi yiyor, biz doyuramadık. Bizim sekizimizin bir günde yediğini, bu bir seferde yiyor demiĢlerdi. Ve daha sonra 3. gün Resulallah yine nasılsın dedi Sümame sessizdi. Bırakın gitsin dedi.

Sümame ĢaĢırmıĢtı, gerçekten ĢaĢırmıĢtı, hatta öldürüleceğini,

öldürülmek için bir oyun olduğunu bile düĢünmüĢtü. Ve bakıy, o zaman yeĢilli ve sulak bir alandı bu günkü mezarın olduğu yer. Hurmalıktı. Orada bir su da akardı. Orada kayboldu. Bir müddet sonra Resulallah henüz mescitten çıkmamıĢken sahabeden biri; Ya Resulallah Sümame geliyor dedi. Olayı aktaran sahabe sanki Resulallah‟ın yüzünden ay doğdu diyor. O kadar mı sevinilir, çok sevindi diyor.

Sümame geldi saçlarından ve ellerinden sular damlıyordu ve

gözlerinden de yaĢlar akıyordu. Resulallah‟ın ayakları dibine kendini bıraktı. “Teslim olmaya geldim Ya Resulallah” dedi ve ondan sonra Sümame “bugüne kadar benim gözüme en çok nefret ettiğim insan sen görünürdün, Ģimdi ise senden sevimlisi yok demiĢti.”

Page 293: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Sümame bir müddet Medine‟de kaldı Ġslam‟ı öğrenmek için, dini öğrenmek için. Evinde misafir kaldığı ev sahibi Ģikayete geldi; Ya Resulallah Sümame yiyip içmiyor. Resulallah‟ın o meĢhur hadisi iĢte orada söylemiĢti. Kafir 7 boğum bağırsağıyla yer, mü‟minse bir mide ile. Yani burada aslında imanı görünce Sümame‟nin karnı doymuĢtu. Ġman sadece kalbini değil, karnını da doyurmuĢtu Sümame‟nin. ĠĢte bu Sümame giderken Mekke‟ye uğradı, yiğitliğini kanıtlamak ve kendisine bir Ģey yapılmayacağını ispat etmek için Kâbe‟yi tavaf etti ve imanını açıkladı.

Onu tanınmadılar, baĢına üĢüĢtüler, öldürecekleri sırada biri tanıdı

ve “o Sümame‟dir yapmayın” dedi. Bıraktıklarında Sümame; “Allah‟a yemin olsun ki bundan sonra size bir dane buğday yok, bir dane tahıl yok, aç kalacaksınız” demiĢti. Çünkü Mekke‟nin tüm tahılı Yemame‟den gelirdi. Sümame göndermeyince Mekke‟nin açlığı ikiye katlandı, Mekke‟nin teslimiyetinin bir nedeni de Sümame oldu. Allah böyle yardımcı kıldı.

ĠĢte bu süreç, gönüllerin fethine giden süreç ve arkasından

Hayber‟in fethi üzerine Hayber‟den gelen gümüĢ ganimetlerin bir kısmını Resulallah Ebu Süfyan‟ın; “Açız aç ya Muhammed..!” diye ricası üzerine Mekke‟nin açlarına dağıtılmak üzere Hayber‟in gümüĢ ganimet külçelerini Mekke‟ye göndermesiydi. DüĢünebiliyor musunuz? Öz çocukları olan insanları canlarından bezdirip kovalamıĢlar. Onlar ülkelerinde mallarını dahi alamadan terk etmiĢler ama Resulallah Mekke‟nin açlarına gümüĢ külçeler gönderiyor. ĠĢte yürek fethi dediğim Ģey bu.

lev tezeyyelu le'azzebnelleziyne keferu minhüm azâben eliyma

eğer onlar seçilip ayrılsalardı elbet onlar içerisinden küfürde direnenleri sizin elinizle Ģiddetli bir azaba, cezaya çarptırabilirdik.

26-) Ġz ce'alelleziyne keferu fiy kulubihimül hamiyyete

hamiyyetel cahiliyyeti feenzelAllâhu sekiynetehu alâ RasûliHĠ ve alelmu'miniyne ve elzemehüm kelimetet takvâ ve kânû ehakka Biha ve ehleha* ve kânAllâhu Bikülli Ģey'in 'Aliyma;

O zaman hakikat bilgisini inkâr edenler, kalplerine hamiyeti

(köylülük - cahillik gururu), cehalet tutuculuğunu (yeniye kapalılık) yerleĢtirmiĢlerdi. Allâh, Rasûlüne ve iman edenlere sekine inzâl etti ve onları kelime-i takva (lâ ilâhe illAllâh) anlayıĢında sâbitledi. Onlar bu sözü bizâtihi yaĢayarak hak etmiĢ ve ehil kimselerdi. Allâh her Ģeyi Aliym'dir. (A.Hulusi)

Page 294: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

26 - O küfredenler kalplerinde o hamiyeti: Cahiliye hamiyetini

kaynattığı sıra, ki o vakit Allah Resulünün ve mü'minlerin üzerine sekînetini indirdi ve onlara kelimei takvâyı ilzam buyurdu, onlar da ona ehakk-u ehl idiler, evet, Allah her Ģeye alîm bulunuyor. (Elmalı)

Ġz ce'alelleziyne keferu fiy kulubihimül hamiyyete hamiyyetel

cahiliyyeti feenzelAllâhu sekiynetehu alâ RasûliHĠ ve alelmu'miniyn Hani inkarda direnenlerin kalbini malum gurur diye tercüme edeyim hamiyeti. Gurur, küstahça gurur. El Hamiyyetel cahiliye cahiliye gururu doldururken Allah elçisine ve mü‟minlere iç huzuru bahĢetmiĢti.

Ġki Ģey, çok ilginç, bir tarafta cahiliye gururu, bir tarafta iç huzur,

sekinet. Cahiliye gururu, cahiliye kendilerini bilmezlik çağıdır. Çünkü cahillik bildiğimiz manada bilgisizlik değil, kendini bilmezlik. Bağnazca bir gurur bu, küstahça bir gurur, Hakikate değil öfke ve inada dayalı taraftarlık aslında. Gurur Ģeytandan, huzur Allah‟tandır. ĠĢte cahiliyenin gururu onlara düĢmüĢtü. Allah‟ın verdiği huzur da Mü‟minlere düĢmüĢtü.

Süheyl Bib Amr‟ın tutumunu hatırlayın Hudeybiye‟de ki tutumunu.

ĠĢte cahiliye gururu bu. Rahman‟ı kabul etmiyordu.BismillahirRahmanirRahıym yazılmıĢtı ama rahman da neymiĢ diyordu, sil onu, Bismikallahümme yaz. Biz rahmanı tanımıyoruz, bilmiyoruz diyordu. Cahiliyenin kör gururu bu Allah‟a karĢı bile gurur. Allah‟ın rahmetine karĢı bile gurur. Allah‟ın rahmetinden hayatlarına karıĢacağı sonucunu çıkarıyorlardı. Çünkü bu kadar rahim olan Allah insanın hayatına karıĢırdı, onlarsa hayatın içine karıĢan bir Allah tasavvurundan uzaktılar. Böyle bir Allah istemiyorlardı.

Yine aynı örnekten gidelim Resulallah‟a itirazı, Hz. Ali anlaĢmanın

baĢına, -katipti o.- Haze ma salâha aleyhi Resulallahi ehlemekkeh demiĢti. Bu Allah‟ın Resulünün Mekke ehliyle yaptığı sulhtur, anlaĢmadır diye yazmıĢtı, O Resulallah sözcüğüne itiraz etti. Resulallah‟ta neymiĢ. Biz onun Allah‟ın resulü olduğuna inansaydık Kâbe‟ye sokardık sizi niye yoldan çevirelim. DemiĢti. Onu da sil. Hz. Ali “bunu yapamam demiĢti” Resulallah hayır sil diye ısrar etmiĢ ve en sonunda kendisi orayı silmek durumunda kalmıĢtı. Yani okuma yazması yok muydu demeye gerek yok, çünkü mühründe vardı o kadarını biliyordu. ĠĢte bu cahiliye gururu.

ve elzemehüm kelimetet takvâ ve onların Allah‟a karĢı sorumluluk

sözüne sadık kalmalarını sağlamıĢtı. Sekinetin sonucu bu. Sorumlu davranma sözü olan Lâ ilâhe Ġllallah‟a sadakat.

Page 295: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Lâ ilâhe illallah‟ı kelimeted takvâ diye anlamıĢlar. Ben bu anlayıĢı

çokta yabana atmamak gerektiğini düĢünüyorum kadim müfessirlerimizin bu anlayıĢını. Kelim-i tevhid bir yerde Allah ile sözleĢmedir. Bu sözleĢme aslında insanın Allah‟a itaat edeceğinin uzun bir listesini içerir. Bu listenin altına atılmıĢ bir sözleĢmedir. Allah‟a isyan, bu sözleĢmeye isyandır, sözleĢmeyi bozmaktır aslında.

ve kânû ehakka Biha ve ehleha zira onlar buna fazlasıyla layık ve

ehil idiler. Kelime-i tevhide layık ve ehil olmak. Sevgili Kur‟an dostları duyuyor

musunuz? Kelime-i Tevhide layık olmak, Kelime-i Tevhide ehil olmaktan söz ediyor. Sen Lâ ilâhe illallah demeye layık değilsin denildiğini düĢünebiliyor musunuz. Sen Lâ ilâhe Ġllallah‟a ehil değilsin. Aslında belki hidayette bu. Ehil olmak, layık olmak, takvaya layık olmak yani.

ve kânAllâhu Bikülli Ģey'in 'Aliyma ve zaten Allah‟ta her Ģeyi

hakkıyla bilendir. 27-) Lekad sadekAllâhu RasûleHUrrü'ya BilHakk*

letedhulünnelMescidel Harâme inĢaAllâhu aminiyne muhallikıyne ruûseküm ve mukassıriyne lâ tehâfun* fe 'alime ma lem ta'lemu fece'ale min duni zâlike fethan kariyba;

Andolsun ki Allâh, Rasûlüne rüyasını Hak olarak doğruladı...

ĠnĢâAllâh, (kiminiz) kafalarınızı tıraĢ etmiĢ ve (kiminiz saçlarınızı) kısaltmıĢ olarak, güven içinde, (ve o gün asla) korkmaksızın Mescid-i Haram'a kesinlikle gireceksiniz! (Allâh) bilmediğinizi bilerek size bundan önce feth-i kariyb (yakınlık {kurb} fethi) müyesser kıldı. (A.Hulusi)

27 - ġanına kasem olsun ki Allah hakikaten Resulüne o rüyayı

hakkıyla sadık gösterdi, Ģanına kasem olsun ki inĢallah Mescidi harama emniyetler içinde, baĢlarınızı kazıtarak, kırkarak, korkunuz olmayarak sureti katiye de gireceksiniz, fakat sizin bilmediğiniz Ģeyleri bildi de ondan önce yakın bir fetih yaptı. (Elmalı)

Lekad sadekAllâhu RasûleHUrrü'ya BilHakk doğrusu Allah

gördüğü rüyayı gerçekleĢtirmek suretiyle elçisini tasdik etmiĢtir. Rüyanın bu kadarı gerçekleĢti, gerisi ileride gerçekleĢecekti. Tabii ki imtihan olarak. Hz. Ömer; Sen bize Kâbe‟yi tavaf etmeyi vaad etmedin mi

Page 296: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

diyordu. Hudybiye anlaĢmasının arkasından Resulallah‟a. Ġçine sindirememiĢti anlaĢmanın olumsuz gibi gözüken maddelerini. Sen bize Kâbe‟yi vaad etmedin mi? Peygamberimiz cevap verdi. Bu sene demedim ya Ömer, Bu sene demedim ki.” Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer‟in kolundan tuttu dedi ki eğer akıbetin iyi gelsin istiyorsan peygamberin ettiğini bırakma. Çok Ģeyler yaĢandı, çok iç mücadeleleri verildi. Gerçekten de o gün muhteĢem bir gündü. Bir tarafıyla büyük bir gönül fethi günüydü, bir tarafıyla da büyük bir hüzün günüydü.

letedhulünnelMescidel Harâme inĢaAllâhu aminiyne

muhallikıyne ruûseküm ve mukassıriyne lâ tehâfun elbet Allah dilerse mescidi harama güven içinde, saçlarınız tıraĢlı veya kısa kesilmiĢ olarak ve asla korkuya kapılmadan gireceksiniz. Yani Hz. Ömer Resulallah‟a hesap soruyordu, cevabı Allah verdi. Onun endiĢelerini Allah izale etti. Samimiyetini Allah böyle lütfetti, ayetlerle cevap verdi.

ĠnĢallah diyor ayette, Allah yokmuĢ gibi konuĢmamak esastır

manasına geliyor bu. Hayatı Allahlı planlamak anlamına geliyor bu inĢallah sözcüğü. Onun için ĠnĢallah demek, Allah dilerse demek, Allahlı planlamaktır. Yani inĢallahlı gelmesi ayetin, Allah yokmuĢ gibi düĢünmeyin, Allah yokmuĢ gibi konuĢmayın, Allah varsa imkansızlık yoktur, Allah varsa imkân vardır, iman en büyük imkândır demektir.

fe 'alime ma lem ta'lemu fece'ale min duni zâlike fethan kariyba

çünkü O sizin bilmediğinizi bilmektedir ve bundan ayrı olarak yakında gerçekleĢecek bir fethi takdir etmiĢtir. Yine fethan kariyba geldi. Dönüp dönüp geliyor bu müjde. Fethi kariyb Hayber mi? Mekke‟mi bazı müfessirlerin dediği gibi? Hayır, yetmez, ekleyin ġam, ekleyin Kahire, ekleyin Hire, (Pers imparatorluğunun merkezi,) Ekleyin San‟a, yemenin merkezi. Ekleyin Yemame, ekleyin kurtuba, ekleyin buhara, ekleyin Semerkent, ekleyin Ġstanbul ve eklemeye devam edin. O fetih hala sürüyor, kıyamete kadarda sürecek o fetih muĢtusu. O fetih muĢtusunu, o fetih sancağını eĢlinde taĢıyan herkes bu ayetin sebebi nüzulüdür. Ġsterse bu ayetten 1450 yıl sonra gelsin. Bu ayetler onun içinde inmiĢtir.

28-) "HU"velleziy ersele RasûleHU Bilhüda ve Diynil Hakkı

liyuzhirehu aleddiyni küllih* ve kefa Billâhi Ģehiyda; O, Rasûlünü, hakikatin dilleniĢi olarak (bil-HÜDA) ve Hak Din

(Esmâ'nın açığa çıkıĢı sistemi ve düzeni olan Sünnetullâh realitesi anlayıĢı) ile irsâl etti ki, O'nu tüm din anlayıĢlarına üstün kılsın! (Varlıklarında) ġehiyd olarak Allâh yeter. (A.Hulusi)

Page 297: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

28 - O odur ki Resulünü hidayet rehberi ve hak dîni ile gönderdi,

onu her dînin üstüne çıkarmak için, Ģahit olarak da Allah yeter. (Elmalı) "HU"velleziy ersele RasûleHU Bilhüda ve Diynil Hakkı

liyuzhirehu aleddiyni küllih elçisini doğru yol rehberliği ve hak din ile göndermiĢtir ki, bu dini tüm batıl dinler üzerine galip kılsın, üstün kılsın.

Evet, Hakk din Ġslam‟dır, teslimiyet yoludur. Tek din Allah katında

budur. Bu baĢka türlü düĢünülemez. A. Ġmran/19. ayeti açıkĠnned Diyne 'ındAllâhil Ġslâm (A. Ġmran/19) Allah katında din yalnızca Ġslam‟dır. Teslimiyet yoludur yani. Teslimiyet yolu Allah‟ın kabul ettiği tek dindir.

Yine; Ve men yebteğı ğayrel Ġslâmi diynen felen yukbele minh.

(A. Ġmran/85) aynı surenin 85. ayeti. Kim Ġslam‟dan baĢka bir dini benimserse, Allan onu ondan kabul etmeyecektir. Felen yukbele minh ondan o kabul edilmeyecektir, asla. Onun içinde teslimiyet yolu dıĢında herhangi bir yol Allah‟ın yolu değildir.

Yine bir baĢka ayet; ve radıytü lekümül Ġslâme diyna.

(Maide/3)Din olarak sizden Ġslam‟dan razı oldum. Yani sadece inanç sistemi olarak Ġslam‟dan razıyım. Bana Ġslam‟la, teslimiyetle gelirseniz sizi dinli sayacağım, yoksa benin nezdim de dinsiz olacaksınız anlamına gelmektedir.

ve kefa Billâhi Ģehiyda iĢte buna Ģahit olarak Allah yeter. 29-) Muhammedün Rasûlullah* velleziyne me'ahu eĢiddâu

alelküffari ruhamâu beynehüm terahüm rükke'an sücceden yebteğune fadlen minAllâhi ve rıdvana* siymahüm fiy vücuhihim min eserissücudi zâlike meselühüm fiytTevrati, ve meselühüm fiyl'Ġnciyli kezer'ın ahrece Ģat'ehu feâzerehu festağleza festeva alâ sukıhi yu'cibüzzürra'a liyeğıyza Bihimülküffar* veadAllâhulleziyne amenû ve amilussalihati minhüm mağfireten ve ecren 'aziyma;

MUHAMMED, Rasûlullâh'tır! O'nunla beraber bulunanlar, küffara

(gerçeği reddedenlere) karĢı sert, kendi aralarında çok merhametlidirler. Onları rükû eder (varlıkta her an tedbir edenin Allâh Esmâ'sı olduğunu müĢahedesinin haĢyeti, tâzimi içinde), secde eder (varlığın yalnızca Esmâ özelliklerinden ibaret olarak kendilerine özgü bağımsız vücutları olmadığının müĢahedesiyle "yok"luklarını hisseder) ve Allâh'tan fazl (lütfu

Page 298: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

- Esmâ kuvvelerinin farkındalığı) ve RIDVAN (Hakikatinin farkındalığıyla bunun sonuçlarını kuvveden fiile çıkarma özelliği) ister hâlde görürsün. Sîmalarına gelince, vechlerinde (Ģuurlarında "yok"luklarının idrakı olan) secde eseri vardır! Bu onların Tevrat'taki (nefse dönük hükümler) misal yollu anlatımlarıdır... Ġncil'deki (teĢbihî) temsillerine gelince: Bir ekin ki filizini yarıp çıkarmıĢ, sonra onu kuvvetlendirmiĢ, kalınlaĢmıĢ da gövdesi üzerine doğrulmuĢtur; ekincilerin hoĢuna gider... Böyle yapar ki, onlarla (Esmâ'sıyla açığa çıkardığı) küffarı (gerçeği reddedenleri) öfkelendirsin! Allâh onlardan iman edip bunun gereğini uygulayanlara mağfiret ve çok büyük karĢılığını yaĢatmayı vaad etmiĢtir. (A.Hulusi)

29 - Muhammed Resulallah dır, onun maiyetindekiler ise küffara

karĢı çok çetin, kendi aralarında gayet merhametlidirler. Onları görürsün cemâatle rükû', sücud ederek, Allah dan fadl-u Rıdvan isterler. Sîmaları secde eserinden yüzlerindedir. Bu onların Tevrat‟taki meselleri' Ġncîl‟deki meselleri de bir ekin gibidir ki filizini çıkarmıĢ, derken onu kuvvetlendirmiĢ, derken kalınlaĢmıĢ, derken sakları üzerinde bir düze istikamet almıĢ, zürrâın hoĢuna gidiyor. Onlarla kâfirlere gayz vermek için, onlardan iman edip de salih salih ameller yapanlara Allah hem bir mağfiret vaad buyurdu hem de bir ecri azîm. (Elmalı)

Muhammedün Rasûlullah Muhammed Allah‟ın elçisidir. Süheyl

Bin Amr‟ın inkârının Ģahsında tüm zamanların peygamber inkârcılarına verilmiĢ bir tokat gibi cevap bu. Onun risaletinin Ģahidi Allah‟tır, Kur‟an dır, aklî Ģahidi ise yaĢadığı hayattır. Böyle bir hayatı yalnızca bir peygamber yaĢayabilir. Ġbn. Hazm‟ında siyerinde dediği gibi; Peygamberin peygamberliğinin en büyük Ģahidi hayatıdır. Böyle bir hayatı yalnızca bir peygamber yaĢar.

Vav atıf olarak okunursa Muhammedün Rasûlullah*velleziyne

me'ahu Muhammed ve onunla birlikte olan, onun safında olanlar Allah‟ın elçisidir manasına gelir. Böyle okuyanlar da olmuĢ. Ġbn. AĢur bunu Ģu manada alıyor; Ġsra/5 ayetinde ki ve Yasiyn/14. ayetinde ki mana ile elçinin elçisi, elçinin elçileri manasına almıĢ. Fakat Musa Carullah daha farklı bir mana yüklemiĢ bu okuyuĢa ve bunu tercih etmiĢ; Bütün bir ümmet insanlık nezdinde Allah‟ın elçisidir sonucuna varmıĢ. Resulallah‟ın vefatından sonra risalet mirası bütün bir ümmete geçmiĢtir. Ġslam ümmeti insanlık nezdinde Allah‟ın elçisidir demiĢtir. Gerçekten ilginç ve dikkate değer bir görüĢ.

Page 299: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

velleziyne me'ahu eĢiddâu alelküffari ruhamâu beynehüm ve onun safında olanlar hakkı inkâr edenlere karĢı kararlı ve ödünsüz, birbirlerine karĢı ise çok merhametlidirler.

Tersi, ters bir durum değil mi? Mü‟minlere karĢı Ģiddetli, keskin,

ama kafirlere karĢı yer bağır böyle, vıcık vıcık, evet efendimci, boynu bükük. ĠĢte bu tavır Allah tarafından sevilmeyen bir tavır. Mü‟min ödünsüzdür diyor. Ġmansız karĢısında ödünsüzdür. Ġlkelerinden ödün vermez. Ve böyle bir mü‟min, mü‟min karĢısında da toprak gibidir. Yer bağırdır. Vahyin terbiyesi budur.

..men yertedde minküm an diynihı fesevfe ye'tillâhu Bi

kavmin.. (Maide/54) Kim O‟nun dininden yüz çevirirse ey iman edenler, o yerinize yepyeni bir toplum getirir. yuhıbbuhüm ve yuhıbbuneH O onları sever, onlarda O‟nu severler, Allah‟ı severler. ezilletin alel mu'miniyne e'ızzetin alel kafiriyn. (Maide/54) Mü‟minlere karĢı toprak gibi, kâfirlere karĢı ise ödünsüzdürler.

Abdurrahman bin Avf‟a, hatırlayın bu ayetlerin inĢa ettiği bir akıl

nasıl olur. Kızgın bir anında Hz. Bilâl‟e kara karının oğlu demiĢti. Ama bu söz ağzından çıktığı için öylesine kendini kınadı ve piĢman oldu ki, yüzünü mescide yatırdı; “Eğer Ģu yanağa Bilâl‟in siyah ayakları basmazsa bu baĢ buradan kalmayacaktır.” DemiĢti. ĠĢte böylesine bir terbiye, terbiye bu.

terahüm rükke'an sücceden yebteğune fadlen minAllâhi ve

rıdvana onları hep rükû ve secde halinde Allah‟ın kerem ve rızasını ararken görürsün. Yani Hep namazda veya Allah‟a boyun eğmiĢ ve teslim olmuĢ bir halde siymahüm fiy vücuhihim min eserissücud onların niĢanları yüzlerinde ki secde izidir. Secde izi Mücahid‟in Ġbn Abbas‟tan naklettiği görüĢe göre teslimiyet, Ġslâm onda bir seciye, bir karakter, bir ahlak, bir tavır, bir duruĢ haline gelmiĢ onun karakteri olmuĢtur. ĠĢte yüzünde ki izden kasıt Ġs^lâm‟ın onda bir karaktere, bir seciyeye, bir Ģahsiyete dönüĢmesidir. KiĢilik ve kimliğe dönüĢmesidir diyor Ġbn. Abbas, böyle tefsir ediyor, mükemmel bir tefsir.

zâlike meselühüm fiytTevrat bu onların Tevrat‟ta ki temsilidir. En

yakın ibare buna tensiye bölümünün 33. babın 1 – 3. cümleleri. ve meselühüm fiyl'Ġnciyl bir de onların Ġncil‟de ki temsili var. kezer'ın ahrece Ģat'eh onlar filiz vermiĢ bir tohum gibidir. feâzerehu festağleza festeva alâ sukıhi yu'cibüzzürra' derken Allah o filizi güçlendirir ve kalınlaĢtırır ki kökü üzerine dimdik doğrulsun da üreticiyi sevindirsin.

Page 300: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ben farklı Ģeyler anlıyorum bu ibareden mü‟minin esas duruĢunu anlıyorum. Esas duruĢunu temsilen dile getirdiğini düĢünüyorum bunların. Ġnsanı yaratan üretici kim? Allah. Ġnsanın üreticisi Allah ne zaman sevinir, diye soruyorsanız, iman tohumu filiz verirse yüreğinizde. Eğer siz o tohumla güçlenip ayağa kalkar, o tohumla çimlenir ve amele dönüĢtürür, meyveye dönüĢtürürseniz, iman sizde bir meyveye durursa iĢte insanı üreticisi Allah o zaman sevinir. Ġnsanın üreticisi iĢte imanın meyveye durduğu mü‟minin bu haline sevinir.

liyeğıyza Bihimülküffar Allah bunu inkârcılar kimilerinin tutsağı

olsun diye yapar. Onlar üreticiyi sevindirir, ama düĢmanı da üzer. Kâfirleri öfkelendirir. veadAllâhulleziyne amenû ve amilussalihati minhüm mağfireten ve ecren 'aziyma Ģu da var ki Allah onlardan iman eden ve salih amel iĢleyenleri bağıĢlayacak ve büyük bir ödül verecektir.

Minhüm; Ġnkârcılardan diye anlaĢılması daha doğrudur. Yani

onlardan, sahabeden diye anlayanlar olmuĢsa da Taberi gibi, Ġnkârcıların içinden de öyleleri çıkacaktır ki bir gün imana erecekler ve mü‟min olarak büyük faydalar, yararlılıklar gösterecekler. Süheyl Bin Amr gibi. Hudeybiye de Resulallah‟ın Allah resulü olduğunu kabul etmeyen Süheyl Bin Amr, Mekke‟nin fethi günü Enes Bin Malik rivayet ediyor;

“Ben, Resulallah Kâbe de traĢ olurken yere düĢen saçlarını

toplayıp göz yaĢları içinde yüzüne gözüne süren bir adam gördüm. Kim diye yakından baktığımda onun Süheyl Bin Amr olduğunu fark ettim.”

ĠĢte iman budur. Rabbim imanı ayağa doğrulan ve meyveye

duranlardan kılsın. “Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn” Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.

Page 301: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. HUCURAT SURESĠ (01-18) (163) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” El Hamdu Lillahi Rabbil'Alemiyn Vesselatü Vesselâmü alâ

Resulüna Muhammedin ve alâ alihi ve ashabihi ve etba‟ıhi ecmaiyn. RabbiĢrah liy sadriy; Ve yessirliy emriy; Vahlül ukdeten min lisaniy; Yefkahu kavliy; (Tâhâ 25-26-27-28) Rabbim, göğsüme geniĢlik ver, kolaylaĢtır iĢimi, düğümü çöz

dilimden, ki anlasınlar beni. Amin, amin..! Değerli Kur‟an dostları bugün Kur‟an ülkemizin yepyeni bir sitesine

daha giriyoruz. Bu sitenin can alıcı Ģehirlerini dolaĢacağız. Bu Ģehirlerin hayran edici sokaklarında gezeceğiz. Bu sokaklardan zümrüt, yakut ve elmas odalara geçeceğiz. Bu odalardan seyredeceğiz alemi, seyredeceğiz kendimizi. Bu odaların pencerelerinden kâh cennete açılacak önümüz, kâh ateĢ gösterilecek ibret almamız için. Bu odalarda özellikle kendimizi bulacağız, kendimizle buluĢacağız, kendimize kavuĢacağız, kendimize döneceğiz. Rabbim, bizi bize seyrettirecek

Hucurat suresi elimizde ki mushafta 49. sure. Adını 4. ayetinde ki

odalar, sıra odalar, haneler anlamına gelen Hucurat dan alır. Surenin iniĢ zamanı kesine yakın bir biçimde tahmin

edebileceğimiz bir dönemdir. Elbette ki Medine döneminin sonlarındadır. 4. Ayet Temim oğullarının Medine‟ye geliĢi ile ilgili bir olaya atıftır. Bu geliĢ „Amül mufut denilen elçiler yılı diye bilinen 9. yıla tevafuk eder.

Yine 6. ayet fetihten sonra Müslüman olmuĢ bir ismin etrafında

dönen bir olayla ilgilidir. Bu iki iniĢ sebebi bize surenin Medine de hangi yılda indiğini kesine yakın bir biçimde verir ki bu da hicretin 9. yılıdır. Yani sure dinin ikmal edildiği, nimetin itmam edildiği ifade buyrulan bir

Page 302: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

dönemde, bir zamanda inmiĢtir. Bunun içindir ki surenin konusu dinin ikmali ile ilgili, yani dinin Ģartlarının, zaruretlerinin, hacetlerinin ötesinde, dinin güzelliğiyle tahsiniyatıyla ilgili konular olduğu açık. Bunlarda ahlak ve adap konularıdır.

Ġnsan iliĢkilerinin üzerinde yükseldiği etik ve estetik değerlere atıf

yapar sure. Ahlak ve edeple ilgili bir takım ilkeler vaz eder. 5 kez;Ya eyyühelleziyne amenû hitabı bu surede geçer. Yani ey iman edenler diye seslenir sure. 1 ve 5. ayetler arasında Hz. Peygamberin Ģahsında Müslüman toplumun önderleri ile iliĢki biçimi dile getirilir. Yalan haber üreten unsurlar muzır ilan edilir ve Ġslam toplumunun kardeĢliğine yönelik en büyük tehdit ve tehlikenin yalan haber üreten unsurlara kulak vermek olduğu dile getirilir.

6 – 11. ayetler arasında iman kardeĢliği vurgulanır. Kur‟an da

Ġnnemel mu'minune ıhvetün (10) biçiminde formüle edilen; Bütün mü‟minler sadece ve sadece kardeĢtirler ayeti iĢte bu sure de geçer. Bunu zedeleyen insanların, daha doğrusu Ġslam cemaatinin bireylerinin birbirlerini hor ve hakir görmesi, aĢağılaması, onurunu zedeleyici tavırlara girmesi Ģiddetle reddedilir ve yerilir.

13. ayetinde Allah katında üstünlüğün tek ölçüsü olan takva

vurgulanır. Ki bu gerçekten de Ġslam‟ın Ģiarıdır. Allah katında üstünlük ölçüsü bir tektir, o da takvadır. Allah‟a karĢı insanın sorumluluk bilinci, sorumluluk Ģuuru.

14 – 16. ayetler arasında pazarlıklı iman dile getirilir ve Allah‟a din

öğretme kalkanlar yerilir. Allah‟a din öğretmeye kalkmak gerçekten de insanoğlunun haddini aĢmasının vuracağı dip noktadır. Ve 17. ayet surenin berceste ayetleridir. Akılda en çok kalan ayetleridir. Bu ayetle iman etmek kiĢinin Allah‟a lütfü değildir. Asıl Allah imana erdirmekle kiĢiye lutfetmiĢtir. Yani Allah‟a iman ettim diye kiĢi Allah‟ı ve resulü minnet altına almaya kalkmamalıdır. Ġman etmesi, Allah‟ın kiĢiye lütfetmesidir, kiĢinin Allah‟a değil. Çünkü imandan çıkarı olan tek taraf vardır, o da insan. Allah‟ın insanın imanından hiçbir çıkarı, hiçbir yararı, hiçbir menfaati olamaz. Bu ayetten bir sonraki ayetle sure sona erer. ġimdi surenin tefsirine bu kısa özetten sonra geçebiliriz.

[Ek bilgi; Sûrenin ihtiva ettiği hususlar Ģunlardır: 1- Mü'minlerin Peygamberimiz (s.a.v)'e karĢı hürmet ederek ilâhi

emre ve peygamberin emirlerine karĢı muhalefette bulunmamaları. 2- Peygamberin huzurunda yüksek sesle konuĢulmaması ve

dıĢardan da diğer insanlara çağırıldığı gibi kendisine çağrılmaması.

Page 303: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

3- Fasıklann sözlerine kulak verilmemesi ve aralarında düĢmanlık, dargınlık ve kırgınlık bulunan mü'minlerin arasının sulh edilmesi.

4- Müslümanlara karĢı düĢmanlık besleyerek sulha yanaĢmayanlarla savaĢılması.

5- Müslümanlar hakkında kötü zanda bulunulmaması ve alay edilmemesi.

6- Allah katında üstünlüğün ancak takva ile olduğunun bildirilmesi. (Ebu‟l Leys Semerkandi- Tefsir-ül Kur‟an)]

BismillahirRahmanirRahıym 1-) Ya eyyühelleziyne amenû lâ tukaddimu beyne yedeyillahi

ve RasûliHĠ vettekullah* innAllâhe Semiy'un 'Aliym; Ey iman edenler... Allâh'ın ve O'nun Rasûlünün önüne (beĢerî

düĢünce ve yorumlarınızla, değerlendirmelerinizle) geçmeyin; Allâh'tan (Ģartlanmaya dayalı değer yargılarınızın sonuçlarını kesinlikle yaĢatacağı için) korunun! Muhakkak ki Allâh Semi'dir, Aliym'dir. (A.Hulusi)

01 - Ey o bütün iman edenler! Allahın ve Resulünün önüne

geçmeyin ve Allah dan korkun, çünkü Allah iĢitir bilir. (Elmalı) Ya eyyühelleziyne amenû lâ tukaddimu beyne yedeyillahi ve

RasûliHĠ vettekullah siz, ey imana ulaĢanlar. Zımnen bu hitap Ģöyle bir manayı içerir. Siz ey iman iddiasında bulunanlar, iddianızı ispat etmek istiyorsanız Ģunu yapın. Asla Allah ve elçisinin önüne geçmeyin ve sorumlu davranın, muttaki olun, takva ile hareket edin. Allah‟a karĢı sorumluluğunuzun bilincine varın, haddinizi aĢmayın, Allah‟ın sevgisini yıpratmaya kalkmayın. Allah‟ın size olan ilgisini boĢa çıkarmayın, yaratılıĢ amacınızın dıĢına taĢmayın. Allah‟ın size verdiği emeği inkar etmeyin. Allah‟ın size olan güvenini zedelemeyin. Ġlahi güveni zedelemek; insanın Allah‟a karĢı yapabileceği en büyük hatadır.

ĠĢte bu, ilk ayet bu emirle baĢlıyor. Allah ve elçisinin önüne

geçmemek. KiĢinin kendisinin Allah ve elçisinin önüne geçirmesi ne demek. Bunun birkaç anlamı olabilir.

1 – Allah ve elçisinin önüne kendinizi koymayın. Yani kendinizi

Allah‟tan daha çok önemsemeyin. Sizin için Allah kaygınızın merkezi olmalı. Yani sizin ne dediğiniz değil, Allah‟ın ne dediği önemli olmalı.

Page 304: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

2 – Kendi görüĢünüzü Allah ve Resulünün görüĢünün önüne

koymayın. Kendi görüĢünüze Allah‟ın ve elçisinin görüĢünden daha fazla itibar etmeyin. O zaman Allah‟a karĢı haddinizi aĢmıĢ olursunuz. Unutmayın, siz parçayı görürsünüz ama Allah bütünü. Siz küçüğü görürsünüz, Allah küçüğü ve büyüğü görür. Unutmayın sizin bakıĢ açınız çok sınırlı sadece baktığınızın görünenini görürsünüz. Ama Allah görünmeyenini de görür ve Resulüne bildirir. Onun için kendi görüĢünüzü Allah ve Resulünün görüĢünün önüne koyarsanız eğer, aslında kendinizi Allah‟ın yerine koymuĢ olursunuz. Dolayısıyla haddinizi aĢmıĢ olursunuz.

Bir konuda düĢünce yürütürken, akıl yürütürken, düĢünce üretirken

soracağınız soru; “Bu konuda Allah ne diyor?” Olmalıdır. Eğer bunu sorarsanız bu ayetin emrine uygun davranmıĢ olursunuz. Duyguda, düĢünce de ve eylemde haddini bilmeye davet ediyor bu ibare.

innAllâhe Semiy'un 'AliymÇünkü Allah her Ģeyi iĢitendir, her Ģeyi

en ince ayrıntısına varana dek bilendir. Ayet niçin böyle bitti? Neden Allah‟ın önüne kendi görüĢünüzü

geçirmemeniz gerektiğini söylüyor çünkü. Her Ģeyi bilenin görüĢü, çok sınırlı bilen insanın görüĢünden tabii ki önde gelir. Bunu bilmeyecek ne var diyor. Dolayısıyla tersinden Ģunu da zımnen söylemiĢ oluyor; Eğer siz kendi görüĢünüzü Allah‟ın görüĢünün önüne geçirirseniz, Allah‟ın her Ģeyi bildiğini zımnen inkar etmiĢ gibi bir duruma düĢersiniz ve kendinizin her Ģeyi bildiğinizi zımnen iddia etmiĢ gibi bir duruma düĢersiniz.

2-) Ya eyyühelleziyne amenû lâ terfe'û asvateküm fevka savtin

Nebiyyi ve lâ techeru lehu Bil kavli kecehri ba'dıküm li ba'dın en tahbeta a'malüküm ve entüm lâ teĢ'urun;

Ey iman edenler... Seslerinizi (fikirlerinizi) O Nebi'nin sesinin

(bildirdiklerinin) üstüne yükseltmeyin! Birbirinize hitap ettiğiniz gibi (lâubali Ģekilde) yüksek sesle O'na hitap etmeyin! (Yoksa) siz farkında olmadan yaptıklarınız boĢa gider! (A.Hulusi)

02 - Ey o bütün iman edenler! Seslerinizi Peygamberin sesinden

üstün kaldırmayın ve ona birbirinize bağırır gibi iri söylemeyin! Haberiniz olmadan amelleriniz hiçe iniverir. (Elmalı)

Page 305: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ya eyyühelleziyne amenû siz, ey imana erenler lâ terfe'û asvateküm fevka savtin Nebiyy sesleriniz peygamberin sesini bastırmasın. Sesinizi peygamberin sesinin üzerine çıkarmayın. Mota mot literal mana bu. Ama bundan bu anlaĢılmalı. Sesleriniz peygamberin sesini bastırmasın.

ve lâ techeru lehu Bil kavli kecehri ba'dıküm li ba'dın en

tahbeta a'malüküm ve entüm lâ teĢ'urun birbirinizle bağıra çağıra konuĢtuğunuz gibi, onunla da bağıra çağıra konuĢup ta farkında olmadan iyiliklerinizi boĢa çıkarmayın, amellerinizi yele vermeyin. Güzel eylemlerinizi sele vermeyin, zayi etmeyin.

Bu ayetin ifade ettiği hakikat sadece peygamberimizin sesinden

yüksek bir sesle konuĢmak değil. Bunun yasaklanmasıyla sınırlı değil. O zaman bu ayetin hükmü sadece peygamberimizin hayatıyla sınırlı olmuĢ olur. Yani sesin desibeliyle sınırlı değil. Zaten böyle anlayan bir sahabeye de Resulallah‟ın verdiği cevap bunu ortaya koyuyor.

Bu ayet indiğinde ensardan Sabit Bin Kays isimli sahabe, ağır

iĢitirmiĢ. Ağır iĢittiği içinde yüksek sesle konuĢurmuĢ. Ağır iĢitenler genellikle yüksek sesle konuĢurlar. “Yüksek sesle konuĢtum, o halde ben cehennemliğim. Bu ayette benim içindir“ diye kendini kendi evine hapsetmiĢ ve iki gözü iki çeĢme baĢlamıĢ ağlamaya. Kimse ikna edememiĢ, en sonunda Resulallah‟a durum haber verilince, Resulallah onu mescitte görmeyip de nerede olduğunu sorup durumu haber alınca; “Hayır demiĢ. Bir rivayette yüzüne, bir rivayette gıyabında; Sen Allah yolunda yaĢayıp, Allah yolunda mücadele edip, o yolda ölüp cenneti bulmak istemez misin? Bir baĢka rivayette; Hayır o cennete girecek demiĢ.

Yani hangisi olursa olsun neticede söylediği efendimizin, Sabit Bin

Kays‟ın anlayıĢını rettir. Bu ayet sadece literal olarak, sadece kelime anlamıyla anlaĢılmamalı, sınırlanmamalı. Sesini peygamberin sesinden yükseltmek, aynı zamanda yukarıdaki ayetin devamı olarak kendi görüĢünü Resulallah‟ın görüĢünün üstüne çıkarmaktır. Kendi iddiasını Resulallah‟ın ortaya koyduğu sünnetin üzerine çıkarma. Sesin Resulallah‟ın sesini bastırmasın diyor. KonuĢ, buradan bunu anlıyoruz. KonuĢmayı yasaklamıyor, sen de görüĢ beyan et. Sen de ifade et kendini. Fakat bir sınırı olsun O sınır Resulallah‟ın sesinin üstüne geçmesin. Biz sahabeyi böyle görüyoruz.

Hubab Bin Münzir Bedir savaĢında Resulallah‟ın karargah için

tercih ettiği yere itiraz ederken;

Page 306: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

- Ya Resulallah diyordu. Bu sana Allah‟tan bir emir mi, yani vahiy

mi, yoksa kendi görüĢün mü. Resulallah kendi görüĢü olduğunu ifade edince, - Hayır ya Resulallah, bana göre bura değil Ģura olmalı Karargah

yeri. Gerekçem de Ģu. DüĢmanı susuz bırakalım. Kuyuları düĢmana kaptırmayalım kuyular arkamızda kalsın. O zaman biz galibiyeti daha da garantilemiĢ oluruz. Diyordu.

ĠĢte bu efendimizi ikna etti. Yani burada sizin de sesiniz çıksın. Hiç

sesinizi çıkarmayın değil, ama burada Resulallah‟ın sesini bastıracak kadar çıkmasın. Resulallah‟ın görüĢün bastıracak kadar çıkmasın. Yani haddinizi bilin, haddinizi bilerek konuĢun ve Allah Resulünün Allah‟tan naklettiklerinin önüne kendi görüĢünüzü geçirmeyin.

3-) Ġnnelleziyne yeğuddune asvatehüm 'ınde Rasûlillâhi

ülaikelleziynemtehanAllâhu kulubehüm littakvâ* lehüm mağfiretün ve ecrun azıym;

Gerçekten Rasûlullâh'ın katında seslerini kısanlar var ya, iĢte onlar

Allâh'ın anlayıĢlarının ne seviyede olduğunu ortaya çıkarttığı kimselerdir. Onlar için bir bağıĢlanma ve çok büyük karĢılık vardır. (A.Hulusi)

03 - Her halde Resulallah‟ın yanında seslerini kısanlar, onlar, o

kimselerdir ki Allah kalplerini takvâ için imtihan etmiĢtir, onlara hem bir mağfiret hem de büyük bir ecir vardır. (Elmalı)

Ġnnelleziyne yeğuddune asvatehüm 'ınde Rasûlillâh Hani Ģu

Allah Resulünün yanında seslerini kısanlar var ya, ülaikelleziynemtehanAllâhu kulubehüm littakvâ iĢte onlar Allah‟ın kalplerini sorumluluk bilinciyle sınadığı kimselerdir.

Allah‟ın; kalbi sorumluluk bilinciyle, yani takva ile sınaması ne

demek? Takva ile sınamak. Aslında bunu Ģöyle anlayabiliriz. Allah‟ın kendisini imtihana çektiği kimselerin kalbini takva ile doldurması. Bu sınavı geçeceği donanıma kavuĢturmak anlamına gelir. Tıpkı aklı bilgi ile donatıp sınava sokmaya benzer. Bir insanın sınavı geçmesini istiyorsanız birkaç Ģey yaparsınız.

Page 307: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

1 – Onun kopya çekmesine müsaade edersiniz. Ama bu hakkaniyetli değil.

2 – Alıp siz yazarsınız, sınav kağıdını siz doldurursunuz. Bu da

hakkaniyetli değil. Cenabı hakkın insanların bir kısmını, bir kısmından ayırıp onları hiç sınamaması düĢünülemez. Resulleri, nebileri, velileri, sıdıkları, alimleri abitleri, arifleri Allah seviyor diye sınav dıĢı tutsaydı eğer bu olur muydu? Oysa ki en büyük sınava onlar girmiĢ.

Fakat Allah‟ın sınavda onlara yardımı nedir? Kalplerini takva ile

doldurması. Yani önce onlara bilginin yollarını açıyor. Onların bilmelerini kolaylaĢtırıyor. Gönüllerine takvayı yerleĢtiriyor ve ondan sonra da imtihana sokuyor. Büyük sınavlara giriyorlar. Ġbrahim gibi kimi ateĢle sınanıyor. Yine Ġbrahim gibi candan bir parça olan evlatla sınanıyor. Nuh gibi su ile sınanıyor, tufanla sınanıyor. Lût gibi eĢi ile sınanıyor. Yani herkes farklı bir Ģeyle sınanıyor. Ama onların hepsi bu sınavı geçiyorlar. Çünkü Allah büyük sınavlara soktuğu insanların gönlüne takvayı dolduruyor. Sorumluluk bilincini.

Allah‟ın yardımı sınava sokmamak biçiminde değil, onu sınav dıĢı

tutma biçiminde değil, sınav kağıdını alıp ta kendisi yazma biçiminde değil. Ya da ona kopya çekme imkanı tanıma biçiminde değil. Ya ne biçimin de geliyor? Sınavı geçebilecek bir donanıma ulaĢma, bunun yolunu açma biçiminde geliyor. ĠĢte burada ki takva ile kalbin donanarak sınanması bizce bu anlama geliyor.

lehüm mağfiretün ve ecrun azıym onlar için sınırsız bir bağıĢ ve

büyük bir ödül vardır. 4-) Ġnnelleziyne yünaduneke min verail hucurati ekseruhüm lâ

ya'kılun; Sana, evinin dıĢından (dıĢarıdan) seslenenlere gelince, onların

çoğunluğu aklını kullanmayanlardır! (Seslenip yanlarına çağırmak, aklını kullanmamak olarak değerlendiriliyor! Dikkat edilesi bir konu! A.H.) (A.Hulusi)

04 - Hücrelerin arkasından sana önleyenler, her halde ekserisi aklı

irmeyenlerdir. (Elmalı)

Page 308: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġnnelleziyne yünaduneke min verail hucurati ekseruhüm lâ ya'kılun ne var ki sana, hanelerin ötesinden seslenenler de var. Onların çoğu kafalarını kullanmazlar.

Sureye ismini veren ayet bu. Hücre Hz. Peygamberin odaları. Bu

ayet Temim oğullarının Medine‟ye geliĢinden söz eden bir ayet. Temim oğulları bölgede ki bedevi kabilelerden biri. Bedevi hayat tarzına yönelik bir uyarı aslında bu ayet. Bedeviler genellikle çadırlarda yaĢadığı, mekan bilincine çok sahip olmadığı, çölü mekan olarak kullanıp, oradan kalkıp oraya, oradan kalkıp oraya göçebe bir hayat sürdüğü için Ģehirli bir hayata uyumlu olamıyorlar. Dolayısıyla medeni davranamıyorlar. Mesela kapı kullanmayı bilmiyorlar. Kapı vurmayı bilmiyorlar. Ġnsanlarla iliĢki biçiminde Ģehirli biriymiĢ gibi geliĢtiremiyorlar. Onun içinde uzaktan çağırıyorlar birbirlerini ve tabii ki bu Ģehirli bir hayata uygun olmayan bir davranıĢ biçimi. Yani adabı muaĢerete uygun değil.

Aslında Kur‟an ın bedeviyetten medeniyete çağrısının bir ifadesi bu

ayet. Bu ayetin Ģahsında, ki bu ayetlerin hükmü sadece indiği zamanla sınırlı değil, bu bir gerçek. Bu ayet tüm zamanlar ve mekanlarda ki bedevilere medenileĢin çağrısı. ĠliĢkinizi medeni bir biçimde kurun çağrısıdır. Aynı zamanda Ġslam cemaatinin önderlerine karĢı, o cemaati oluĢturan bireylerin nasıl bir saygı duyması gerektiğini ifade eden ve öğreten bir ayettir. Nezaket ve görgü kurallarının Ġnsan iliĢkilerinin yönünü belirleyiciliğine de bir delildir bu ayet.

5-) Velev ennehüm saberu hattâ tahruce ileyhim lekâne hayren

lehüm* vAllâhu Ğafûrun Rahıym; Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette

onlar için daha hayırlı olurdu. Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir. (A.Hulusi) 05 - Eğer onlar sen kendilerine çıkıncıya kadar sabretselerdi

elbette haklarında hayırlı olurdu, bununla beraber Allah gafurdur rahîmdir. (Elmalı)

Velev ennehüm saberu hattâ tahruce ileyhim lekâne hayren

lehüm ama eğer sen kendilerine çıkıp gelinceye kadar sabretselerdi elbet bu kendileri için çok daha hayırlı olurdu. ĠĢin özünde Ġslam cemaatinin önderlerinin hatırını alî tutması, kendi hatırını yüceltmesi anlamına geldiği dile getiriliyor. Yani Ġslam cemaati eğer kendi önderini onurlandırırsa, onun onurunu korursa, onun hatırını yüceltirse, aslında

Page 309: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

kendini yüceltmiĢ olur. Çünkü önderin onuru cemaatin onurudur. BaĢın onuru ayağın onurudur. Eğer baĢ dik durursa ayak rahat eder. Eğer baĢ yamulursa, bükülürse, boyun bükülürse bunun cezasını el de çeker, ayakta çeker kolda çeker, bacak ta çeker. Onun için Ġslam cemaatinin liderinin onurunu koruma görevi kendi onurunu korumaktan ayrı değerlendirilemez.

Tabiin müfessirlerinden Katade 1. ayet ile açıklar bu ayeti. Ki

Katade‟nin açıklamasına göre bu ayette ifade edilen Ģey Hz. Peygamberi bir konuda bir meselede zorlamak, yani vahiy Ģu konuda Ģunu söylese olmaz mıydı. Veyahut ta Ģu konuda vahiy niye gelmiyor, Ģu konuda Ģöyle diyen bir ayet inmeli değil miydi gibi yaklaĢımlara karĢı bir uyarı olarak geldiğini ifade eder Katade bu ayetin.

Özetle ayet Ģunu söylüyor; Kendi zamanlamanızı bırakın

peygamberin zamanlamasına itibar edin. Allah‟ın zamanlamasına itibar edin. Allah neyi ne zaman indireceğini çok daha iyi bilir.

vAllâhu Ğafûrun Rahıym ama Allah çok bağıĢlayandır, sonsuz

merhamet sahibidir. Yani Allah ve resulünün zamanlamasına itibar etmeyenler aslında bağıĢlanması gereken bir cürüm iĢlemiĢ olurlar. Fakat Allah bunu bağıĢlar.

6-) Ya eyyühelleziyne amenû in caeküm fasikun Bi nebein fe

tebeyyenu en tusıybu kavmen Bi cehaletin fetusbihu alâ ma fealtüm nadimiyn;

Ey iman edenler... Eğer bir bozuk inançlı size bir haber getirirse,

iyice araĢtırın... (Yoksa) iĢin doğrusunu bilmeden bir topluluğa sataĢırsınız da yaptığınıza piĢmanlık duyarsınız! (A.Hulusi)

06 - Ey o bütün iman edenler! eğer size bir fâsık bir haberle gelirse

onu tahkik edin ki cehaletle bir kavme sataĢırsınız da yaptığınıza piĢman olursunuz. (Elmalı)

Ya eyyühelleziyne amenû in caeküm fasikun Bi nebein fe

tebeyyenu ey iman edenler sorumsuzun biri size asılsız bir haber getirdiğinde, durup gerçeği araĢtırın. Fasığı, sorumsuzu biri diye çevirmem 1. ayette ki sorumlu manasına gelen takvaya çağrının zıddı olmasından dolayıdır. Ki muttakinin zıddı fasıktır burada. Muttaki sorumlu, fasıksa burada, bu bağlamda sorumsuz demektir.

Page 310: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Burada bir olay dile getiriliyor, olay kısaca Ģöyle, ki ayetlerin bir

ayağı vardır, ayetler zaman içinde bir yerde dururlar. Ayetlerin ayağının nerede durduğunu görmek, baĢının nerede durduğunu görmeyi daha da kolaylaĢtırır. Ayetlerin baĢı gökte ayakları yerdedir. Ayaklarının nerede durduğunu bilirsek, baĢının anlamını çok daha iyi çıkarabiliriz. ĠĢte bu nedenle bu ayetle ilgili bir sebebi nüzul rivayetini nakletmek istiyorum.

Velid Bin Ukbe‟yi Resulallah Muhayrık oğullarına zekat toplamak

üzere görevli olarak yollar. Velid Bin Ukbe, Ukbe bin Ebi Muayd isimli müĢriklerin en azılı liderlerinden ve Ġslam‟ın en büyük düĢmanlarından birinin oğludur ve fetihten sonra teslim olmuĢtur Ġslam‟a. ĠĢte bu zat Mustalik oğullarına zekat toplama göreviyle gönderildiğinde Mustalik oğulları Resulallah‟ın zekat memuru olarak Velid bin Ukbe‟nin geldiğini duyarlar ve silahlanırlar.

Bir rivayete göre Velid Mustalık oğulları yurduna girdikten sonra

bunu görür, bir baĢka rivayette Velid yolda bunu duyar. Yine bir rivayette Velid‟le Mustalik oğulları arasında geçmiĢten kalan, cahiliye döneminde bir husumet vardır. Aralarında veya iki kabile arasında, iki boy arasında bir olay olmuĢtur, tatsız bir olay. ĠĢte bundan dolayı Velid‟in kendilerine geldiğini duyan Mustalik oğulları, onun hayrına gelmeyeceğinden yola çıkarak silahlanırlar.

Veyahutta Velid‟e onların silahlandığı haberini getiren kiĢi bu yanlıĢ

anlamayı bir haber olarak getirir. Velid‟se haberi alır almaz gerisin geri döner ve Resulallah‟a gelerek Mustalik oğullarının böyle böyle yaptığını söyler. Bu Resulallah‟a karĢı baĢ kaldıran anlamına gelir. Onun emrini dinlememek anlamına gelir ve tam Resulallah onlara ceza vermek için harekete geçeceğinde bu ayet iner.

ĠĢte bu ayet aslında Mustalik oğullarının Resulallah‟a karĢı

herhangi bir itirazda bulunmadıklarını, zaten bu gerçeğin çok geçmeden ortaya çıktığını, çünkü Mustalik oğullarının ekatı toplayıp kendilerine ait bir kiĢi ile peygambere, Medine‟ye zekatı gönderdikleri ortaya çıkar. Yani gönderirler. Bu gerçek ortaya çıktığında ayette iĢte bu gerçeği pekiĢtirmiĢ olur.

Bu çerçevede değerli dostlar ayetin bize verdiği, tüm zamanlara

verdiği muhteĢem dersler var. O dersleri ayetin ikinci cümlesini okuyup bitirdikten sonra izah etmeye çalıĢalım.

Page 311: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

en tusıybu kavmen Bi cehaletin fetusbihu alâ ma fealtüm nadimiyn değilse, yani size asılsız bir haber getirildiğinde, bunu durup gerçeği araĢtırmazsanız, böyle yapmazsanız istemeden birilerini rencide eder, ardından da yaptığınızdan piĢman olursunuz. Ya da piĢmanlık duyacak bir Ģeyler yaparsınız. Ġslam Cemaatinin Ģeref ve itibarını örseleyecek haberler asla itibar edilecek haberler olamaz. ĠĢte burada bu tür üretilmiĢ haberlere karĢı uyanık olmaya çağrılıyor Müslüman bireyler.

Aleyhte habere inanmak aslında bir iç problemidir. Çünkü

Müslümanlar aleyhinde habere araĢtırma gereği duymadan inanmaya yatkın bir ruh hali aslında yamuk bir ruh duruĢudur, ruh halidir, yamuk bir bakıĢ açısıdır. Yalan haber üretimi mahkum edilmiĢtir bu ayette. Yalan haber üretenler de mahkum edilmiĢtir. AraĢtırın diyor ayet. Gerçeğe dayalı eylem gerçekleĢtirin diyor. AraĢtırmadan soruĢturmadan yola çıkmayın. Size gelen aleyhte bir haberi bin kez araĢtırın. Çünkü sonuçta piĢman olacak olan yine siz olursunuz.

Ama size gelen lehte bir haberi bir kez araĢtırabilirsiniz, hatta

araĢtırmayabilirsiniz. Çünkü lehte gelen haber suizannınıza değil, hüsnü zannınıza sebep olur. Ama aleyhte gelen bir haber suizannınıza, kötü zannınıza sebep olur ve suizan vebaldir. Suizan haramdır. Bilmeden konuĢanlara da bi,r çift sözü vardır bu ayetin. Bilmeden konuĢmayın, bilmeden konuĢursanız yalan konuĢmak durumunda kalırsınız. Bilgi sahibi olmadan konuĢursanız karĢıdakini de aldatmıĢ olursunuz.

Ve lâ takfü ma leyse leke Bihi 'ılm. Bilgiye sahip olmadığın bir

konuda arkasına düĢme bir Ģeyin. Eğer o konuda bilgiye sahip değilsen, bilgiye sahip olmadığın konunun arkasına düĢme. innesSem'a vel Besara vel Fuade küllü ülaike kâne anhu mes'ula. (Ġsra‟/36)eğer bilgiye dayalı olmadan eyleme geçersen bu durumda göz de, kulakta, hepsi vebal sahibi olur. Mes‟ul olur bütün bu yapılanlardan. O nedenle bu ayet bizi, bilgiye sahip olmadan harekete geçmemeyi öğütlüyor bize.

7-) Va'lemu enne fiyküm RasûlAllâh* lev yutıy'uküm fiy

kesiyrin minel emri le 'anittüm ve lakinnAllâhe habbebe ileykümül iymane ve zeyyenehu fiy kulubiküm ve kerrehe ileykümül küfre vel füsuka vel 'ısyan* ülaike hümür raĢidun;

Ġyi anlayın ki, Rasûlullâh içinizdedir! Eğer (O) çoğu iĢte size uysa,

elbette sıkıntıya düĢerdiniz! Ne var ki Allâh size imanı (hakikatinizi hissetmeyi) sevdirdi, onu anlayıĢınızda güzel gösterdi ve küfrü (gerçeği ret), fusuku (bilinci körleten imanın dıĢına taĢan fiilleri) ve isyanı (nefsanî

Page 312: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

hırsları) size sevimsiz gösterdi... ĠĢte bunlar olgunluğa erenlerin ta kendileridir! (A.Hulusi)

07 - Hem biliniz ki içinizde Allahın Resulü var, eğer o bir çok iĢlerde

size itâat eder olsa haliniz yaman olurdu ve lâkin Allah size imanı sevdirdi, ve küfrü, füsuku, isyanı nazarınızda kerîh kıldı. (Elmalı).

Va'lemu enne fiyküm RasûlAllâh ve aklınızdan çıkarmayın ki

Allah‟ın Resulü aranızda yer almaktadır. lev yutıy'uküm fiy kesiyrin minel emri le 'anittüm eğer o her iĢte size uysaydı haliniz harap olurdu. Hele ki her iĢte size uymadı. Yani sizinle istiĢare etti, fakat eğer size uysaydı her iĢte, siz onu yanlıĢ yönetmeye kalkardınız. Çünkü bütünü gören Allah onu yöneltti. Siz ise parçayı görüyor, bütünü gördüğünüzü zannediyorsunuz. Onun için Resulallah‟ı yanlıĢ bilgilendirmeye kalkmak haddi zatında Resulallah‟a olan Allah‟ın ilgisini görmemek demek.

Ya onun olmadığı durumlarda ne yaparsınız? Zımnen sanki böyle

bir soru sormamızı istiyor. Allah resulü aranızdayken böyle yapıyorsunuz, Allah Resulü aranızdan ayrılınca ne yapacaksınız. Allah Resulü aranızdan ayrılınca bilgiye daha çok sarılmanız lazım. Çünkü Ģimdi Allah ona söylüyor, o size söylüyor, siz yapıyorsunuz. Ama yarın o aranızdan gidince bu kez sıcak vahiy de inmeyecek, Ģimdi büyük bir hata yapmanın eĢiğine gelmiĢken ayet sizi hatadan alıkoydu. Yarın vahiy kesilince ne yapacaksınız. Yine birileri sizi böyle yanlıĢ bilgilendirirse, haksız yere birilerinin üstüne yürüyüp onlarla çarpıĢacak mısınız. ĠĢte o güne Ģimdiden hazırlanın. Bu vahiy böyle her zaman sıcak sıcak inmez. O halde bu inmiĢ olan vahyi dünya durdukça kullanın, insanlığın sonuna kadar kullanın. Bu vahyin getirdiği ilkeleri hep sıcak tutun. Nedir O? Gelen bir haberi iyice araĢtırın. AraĢtırmadan harekete geçmeyin ki vahiy size de nazil olmuĢ olsun.

ve lakinnAllâhe habbebe ileykümül iymane ve zeyyenehu fiy

kulubiküm Lakin Allah size imanı sevdirdi ve onu yüreklerinizde güzelleĢtirdi, tezyin etti.

Ne kadar harika bir ifade Allah size imanı sevdirdi. Dinin temeli

sevgidir. Bu ayet bunu söylüyor. Dinin zemini sevgidir. Ġman bir ağaca benzer bu ağacın kökü sevgidir. Sevgi tohumundan çıkar. Tohumu sevgidir. Zaten; Habbebe ileyküm diyor, habbe kullanılıyor. Ha be be kökü, habbe kökü aynı zamanda tohum demektir. Meyvesi tohumundan çıkan ürünlere de habbe denir. Onun için Türkçemizde hububat diyoruz. Buğday, arpa, çavdar, yulaf, hatta bakla, nohut, fasulye. Hububat

Page 313: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

diyoruz. Niçin? Çünkü bir ekersiniz kendisinden bir çok alırsınız. Onun için muhabbet kalbe ekilmiĢ bir hububattır. Bir tohum eker bin, haya bire sonsuz verir. Yürek tarlasına sevgi tohumu ekilirse eğer bire sonsuz veren bir ağaca dönüĢür. Onun için muhabbet budur ve dinin temeli muhabbettir. Din ağacı muhabbet tohumundan çıkar.

Kur‟an da Din, iman ağacının meyvesi de sevgi olarak adlandırılır.

Çok ilginçtir. Ġnnelleziyne amenû ve amilus salihati seyec'alü lehümür Rahmânu vüdda. (Meryem/96) Alın bu ayeti. Ġman edenler ve salih amelle bu imanı taçlandıranlar için Allah bir sevgi var edecek. Bu da imanın sonucu. O zaman Ģöyle diyebilir miyiz? Ġmanın sebebi de sevgidir, sonucu da sevgidir. Ġman ağacının tohumu da sevgidir, meyvesi de sevgidir. Tohumdaki sevgiyi Kur‟an “hub” kelimesiyle anıyor, meyvedeki sevgiyi ise “vûd” kelimesiyle anıyor. Ġkisi arasındaki fark bu. ikisi de sevgi manasına geliyor.

Ama ikisinin ifade edildiği kelime farklı; Hub; tohumdaki sevgi, illet

olan sevgi. Vûd; meyvede ki sevgi, sonuç olan sevgi. Yani iman iki sevgi arasındadır. Yani iman sevgi tohumundan çıkmıĢ sevgi ağacının, sevgi meyvesidir. Eğer sevgisizse o ağaç meyve vermemiĢ demektir.

ve kerrehe ileykümül küfre vel füsuka vel 'ısyan yine o size

hakikati inkarı, yani küfrü, yani nankörlüğü aslında. Buradaki anlamıyla küfür ahlakidir. Çünkü bu sure bütünüyle ahlaki ilkelerden söz etmektedir. Burada ki küfrün anlamı da literal anlamıyla ahlaki anlamdır, yani nankörlüktür. Yine o size nankörlüğü, füsuku, sorumsuzca davranmayı ve iyi olana karĢı çıkmayı çirkin gösterdi. Allah imanı sevdiriyor, günahı çirkin gösteriyor, yerdiriyor.

Burada 3 Ģey sayılıyor. Ġmanı sevdiren Allah 3 Ģeyi de yerdirdi, kötü

gösterdi. 1 – Küfür, yani nankörlük. Allah‟a karĢı nankörlük etmeyi kötü

görmek. Aslında sevabı sevmek, en büyük sevap. Allah‟ın bir insana yardımı temelde sevap iĢletmekten daha çok sevabı sevmesini temin etmektir. Ġmanı sevmek Ġmanın tadını ve hazzını almaktır, ki buna peygamberimiz „alametül Ġman diyor. Ġmanın lezzeti. Ġmanı severse bir insan lezzetini alır, lezzet alır ondan. Lezzet alınan bir imanla yapılan ibadete üĢenilmez, zora gitmez Allah‟ın emirlerini yaparken insan zevk alarak yapar. NeĢe duyar bundan. Ġlahi emirleri yerine getirmek için ödediği her bedeli güle oynaya kabul eder.

Page 314: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Onun içinde namaz kılmak onun için bir yük olmaz, oruç tutmak yük olmaz, Allah yolunda cehdü gayret göstermek yük olmaz. Allah yolunda kazancının bir kısmını vermek zoruna gitmez. Seve seve yapar bunu. Hatta bunu yapar, yaptığını aynı zamanda döner teĢekkür eder. Benden kabul ettiğin için teĢekkür ederim der.

Yine Allah namazı emreder, namazı kılar, bunu yüksünerek

yapmaz, namazı bana emrettiğin için sana namaz cinsinden teĢekkür ederim Allah‟ım der, nafile namaz kılar. ĠĢte peygamberimizin sünnet diye kıldığımız namazları buydu.

Yine Allah orucu emreder, orucu tutar, Ya rabbi, orucu bana

emrettiğin için sana teĢekkür ederim der, oruç cinsinden nafile oruç tutar. Hacca gider, haccı emrettiği için Allah‟a hac cinsinden teĢekkür

eder ve umreye gider. ĠĢte her ibadetin kendi cinsinden yapılan nafile aynı zaman da o emre teĢekkürdür. Resulallah‟ın nafile ibadetleri de bu teĢekkür cümlesindendir.

2 - Sevdirir aynı zamanda nefret ettirir. Neden nefret ettirir? Birincisi

küfürden, inkardan. Ġnkar etmekten hoĢlanmaz mü‟min. Ġmanı sevdi mi inkarı yerer, inkardan soğur. Onun için tir tir titrer. Hatta bırakın kendi inkarını, inkar etmiĢ birini gördüğünde, içine bir taĢ düĢmüĢ, hatta ateĢ düĢmüĢ gibi yanar, sızlar. Çünkü inkarın ne büyük bir talihsizlik olduğunu, Ģanssızlık olduğunu bilir.

Yine füsuktan çiğrer, ondan da nefret eder. Füsuk; fare baĢını

deliğinden çıkarıp girdiği için füseyk ismi ile isimlendirilir Arap dilinde. Yani bir Ģeyden çıkmak, deliğinden çıkmak, daha doğrusu yuvasından çıkmak, ait olduğu yeri terk etmek manasına. Haddini bilmemek, yerini terk etmek, Allah‟ın kendine biçtiği rolden kaçmak. Günah budur zaten. Günah; Allah‟ın kendine çizdiği sınırı çiğnemektir. Allah insana sınır çizmiĢtir. ġu sınırları çiğneme demiĢtir. Çiğnerse iĢte ona füsuk diyor.

ĠĢte bundan nefret ettirirse Allah Ģeytan insanı ayartamaz. Benliği

insanı ayartamaz. Nefret ederse eğer günahtan, insanın eli günaha varmaz. Onu günaha ikna etmek çok zordur. Sadece günah; Allah yasakladığı için kaçınmaz, hoĢlanmadığı içinde kaçınır. Bu ikisi birbirini güçlendiren bir Ģeydir aynı zamanda. Allah‟ın insana yardımıdır.

3 - Üçüncüsü isyan; teslim olmanın zıddıdır, teslimiyetin zıddıdır.

Teslim olmak Ġslam olmaktır, teslim olmamak, isyan olmaktır. Ġslam olmakla isyan olmak birbirinin zıddıdır. Onun için teslim olmayı sevdirir

Page 315: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Allah. Teslim olmamaktan da nefret ettirir. Allah‟a teslim olmamaktan insan hoĢlanmaz. Yani hatta hatta teslimiyetinin kıymetini her gün daha bir bilir ve; Ya rabbi sana teslim olduğum için sonsuz Ģükürler olsun der. Ya isyan etseydim diye de, bunu hatırladıkça tüyleri diken diken olur. ĠĢte Allah‟ın güzelliği sevdirmesi ve kötülükten nefret ettirmesi Allah‟ın insana, mü‟mine olan en büyük lûtfudur.

ülaike hümür raĢiduniĢte onlar doğru tarafa yönelenler,

yöneltilenlerdir. Yani bunlar rüĢtüne ermiĢ olanlardır. RüĢte böyle erilir. RüĢtünü ispat etmek istiyorsa insan böyle ispat etsin. Yoksa onun aklı bebek, onun aklı büyümemiĢ, onun aklı olgunlaĢmamıĢ, o henüz kırkında da, ellisinde de, altmıĢında da olsa rüĢtünü ispat etmemiĢ demektir.

8-) Fadlen minAllâhi ve nı'meten, vAllâhu 'Aliymun Hakiym; Allâh'tan bir lütuf ve bir nimet olarak... Allâh, Aliym'dir, Hakiym'dir.

(A.Hulusi) 08 - ĠĢte onlardır ki Allahın fadl-u nimetiyle rüĢte irmiĢlerdir ve Allah

alîmdir, hakîmdir. (Elmalı) Fadlen minAllâhi ve nı'meten, vAllâhu 'Aliymun Hakiym Allah‟ın

lûtfu ve nimeti sayesinde zaten Allah her Ģeyi bilir, üstün hikmet sahibidir. Aslında bir önceki ayetle birlikte bunu okumak lazımdı. Çünkü ikisi

birbirinin devamı mahiyetinde ülaike hümür raĢidun Fadlen minAllâhi ve nı'meh iĢte onlar doğru tarafa yönelenlerdir. Zira Allah onlara lütuf ve nimet etmiĢtir, lûtfermiĢtir. Allah‟ın nimeti sayesinde doğruya yönelmiĢlerdir. vAllâhu 'Aliymun Hakiym Allah her Ģeyi bilir, üstün hikmet sahibidir.

9-) Ve in taifetani minel mu'miniynaktetelu feaslihu

beynehüma* fein beğat ihdahüma alel uhra fekatillületiy tebğiy hattâ tefîe ila emrillah * fein faet feaslihu beynehüma Bil adli ve aksitu* innAllâhe yuhıbbul muksitıyn;

Eğer iman edenlerden iki topluluk çarpıĢırlarsa, onların arasını

düzeltin... Eğer onlardan biri diğerine karĢı haddi aĢıp tecavüz ederse, o tecavüz edenle, Allâh'ın emrine dönünceye kadar savaĢın! Eğer

Page 316: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

dönerlerse, adaletle aralarını bulun. Muhakkak ki Allâh, her Ģeyin hakkını verenleri sever. (A.Hulusi)

09 - Ve eğer Müminlerden iki taife çarpıĢırlarsa hemen aralarını

bulun barıĢtırın, Ģayet biri diğerine karĢı bag yediyorsa o vakit bagî olana Allahın emrine rücu' edinceye kadar kıtâl edin, eğer rücu' ederse yine adaletle beyinlerini sulh edin ve hep insaflı olun, çünkü Allah adâlet yapanları sever. (Elmalı)

Ve in taifetani minel mu'miniynaktetelu feaslihu beynehüma

mü‟minlerden iki grup çatıĢırsa aralarını bulun. fein beğat ihdahüma alel uhra fekatillületiy tebğiy hattâ tefîe ila emrillah fakat bir taraf diğerinin hakkına tecavüz eder, diğerine saldırırsa, o haksız taraf ile Allah‟ın emrine dönünceye kadar çarpıĢın. fein faet feaslihu beynehüma Bil adli ve aksitu ama eğer saldırganlıktan vaz geçerlerse tarafların arasını bulun ve adaletli davranın adil, adaletle bulun tarafların arasını ve eĢit davranın. innAllâhe yuhıbbul muksitıyn Allah eĢit davrananları sever.

Evet, ayeti kerime açık. ĠniĢ nedeni üzerine bir olay nakledilir

kaynaklarda. Aslında birkaç olay nakledilir ama ben bir tanesini nakletmek istiyorum kısaca.

Evs‟li Abdullah Ġbn Übey, bildiğiniz gibi Medine‟de ki münafıkların

lideridir bu adam. Kendisi krallığa hazırlanırken Resulallah‟ın hicretiyle krallığı bozulmuĢtur, menfaatleri bozulmuĢtur. Onun içinde Resulallah‟a ölümüne düĢmandır, fakat düĢmanlığını gizler, maske takar. DıĢarıdan dostmuĢ gibi görünür, ama en olmaz yerde, en olmadık yerde Resulallah‟ı yalnız bırakır. Tıpkı Uhut‟te yaptığı ihanette olduğu gibi. Hatta utanmadan Resulallah‟ın temiz ve pak eĢine iftira atar, bu iftiranın yayılmasına sebep olur ve daha neler neler. ĠĢte bu adam.

Resulallah‟ın merkebinin kokusunun kendisini rahatsız ettiğini

söyler. Abdullan bin Revaha onun bu hakaretine dayanamaz. Aslında Resulallah rahatsız ediyor onu. Fakat Resulallah‟a hakaret edemeyince, Resulallah‟ın merkebine hakaret ediyor. Sahibini dövemeyen, öyle..! merkebini dövmüĢ oluyor. Abdullah bin Revaha onun derdini iyi bildiği için ona cevap veriyor.

- Resulallah‟ın merkebinin kokusu senin miski amberinden bin kat

daha hayırlıdır. Diyor ve tabii bu söz üzerine iki taraf parlayıveriyor. O evs li Abdullah bin Revaha Hazreçli. O hemen ırkçılığa döküveriyor.

Page 317: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Münafıklığının gereği olayı kan bağına döküyor. Hemen ırkçı bir çatıĢmaya dönüĢtürmek istiyor.

- Evs‟ liler yetiĢin diyor, bu Hazreç‟li bana laf etti. Ve mü‟min olan

Evs‟liler onun kimliğini unutarak kan gayretiyle, kabilecilik gayretiyle, hemĢerilik gayretiyle onun arkasında safında yer alıveriyorlar. Oysa ki onun derdi baĢka, onun sıkıntısı baĢka. Ama mü‟minler gözlerini asabiyet bürüyünce doğru düĢünemez oluyorlar. Aslında burada tarih üstü bir ibret var. Zamanlar ve zeminler üstü bir ibret var. Samimi insanlar bile bazen asabiyet gözleri kör ederse, taraftarlık aklı dumura uğratırsa doğru düĢünmeyi, doğru düĢünme melekesini kaybedebiliyorlar.

ĠĢte burada böyle bir olay böyle bir sebebi nüzul naklediliyor. Ama

bana göre bu sebebi nüzul rivayeti doğru olamaz, doğru ise bu ayetle ilgili olamaz, çünkü bu sure hicretin 9. yılında nazil oldu. Abdullah Ġbn. Übey ise ondan çok önce ölmüĢtü. O nedenle bunu daha farklı bir sebebi nüzul ile izah etmek daha doğru olur ki onu da kaynaklarımızda buluyoruz aslında.

Ümmü Zeyd isimli bir sahabe hanım kocası tarafından anne

babasına, akrabalarına ziyarete gönderilmeyip yasaklanıyor ve evde hapsediliyor. Ümmü Zeyd‟i hapseden kocasına kızan Ümmü Zeyd‟in akrabaları geliyorlar evi basıyorlar ve saklanan üzerine kapı kilitlenen bacılarını, evde hapsedilen bacılarını alıyorlar. Bunun üzerine kocasının taraftarları ile Ümmü Zeyd‟in taraftarları akrabaları arasında bir çatıĢma meydana geliyor.

Hatta bu sıcak çatıĢmaya dönüĢüyor ve büyük bir olaya dönüĢmek

üzere iken buna ayet el koyuyor. Yani bu tabii ki sebebi nüzul. Fakat Ģu unutulmamalı ki burada ne Ģu, ne bu olaya hasredemeyiz, ayeti kerime tüm zamanlarda mü‟minlerden iki taraf eğer birbirlerine düĢerse birbiri ile vuruĢacak kadar kendi kimliklerini arkaya atarlar ve kabilevi kimliği öne alırlarsa bu iki tarafın arasını bulmak bir görevdir. Bu çatıĢmaya girmeyenlere.

Eğer bu iki tarafın arası bulunduktan sonra bir taraf diğerinin

hukukuna tecavüz ederse siz de tecavüz edilen tarafla olun ve öbür tarafı kendi hukukuna riayet edinceye kadar mücadele edin diyor. Yani burada Mü‟min toplum, Ġslam cemaati içerisinde saldırgana karĢı bir tavır belirleniyor. Müslüman toplumun içinde dahi olsa saldırgansa onunla beraber olmayın. Onu yalnız bırakın, hatta ona karĢı mücadele edin emrini görüyoruz burada.

Page 318: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Tabii ki bu eĢitliğimizi, onlara karĢı eĢit davranmamızı engellememeli. Onun içinde ayet Allah eĢit davrananları sever diye bitiyor. Yani adaletli davranın eĢit davranın. Ben falanca kabiledenim, biz hata yapsak ta bizim kabiledir, veya bizim boydur, bizim soydur, bizim hemĢerilerdir. Dolayısıyla bizden olsun çamurdan olsun demeyin. Eğer çamurdansa sizden olsa da çamurdur. Dolayısıyla çamuru altın etmeye kalkmayın, altın diye tanıtmaya kalkmayın. Çamurla beraber olmayın. O nedenle burada bizim adalet duygularımızın her türlü kiĢisel duygunun üstüne geçmesi isteniyor.

10-) Ġnnemel mu'minune ıhvetün feaslihu beyne ehaveyküm

vettekullahe lealleküm turhamun; Muhakkak ki iman edenler kardeĢtirler! O hâlde iki kardeĢinizin

arasını düzeltin ve Allâh'tan korunun ki rahmete eresiniz. (A.Hulusi) 10 - Mü'minler ancak kardeĢtirler: onun için iki kardeĢinizin aralarını

düzeltin ve Allah dan korkun ki rahmete Ģayan olasınız. (Elmalı) Ġnnemel mu'minune ıhve bütün mü‟minler yalnızca kardeĢtirler.

ĠĢte temel değer bu. ĠĢte Ġslam kardeĢliğinin en büyük gerekçesi bu; Ġman. Ġman kardeĢliğidir, kardeĢlik iman kardeĢliğidir. Dolayısıyla bizi kardeĢ kılan değerlerdir kardeĢliğimizin temeli. Bu temel sarsılırsa kardeĢliğimiz sarsılır. Onun için öz kardeĢimiz dahi olsa bu değerleri yıkmaya kalkarsa biz onun düĢmanıyla, yani, onun hasım olduğu mazlumla beraber olmak zorundayız. O nedenle kardeĢlik iman birliğidir. Allah; isteseler de baĢka kardeĢlik ölçülerini hiçbir mü‟mine ne kadar isterse istesin meĢru görmüyor. Ġnnemel mu'minune ıhve. Bunun aslında tam çevirisi Ģöyle yapılmalı;

Mü‟minler kardeĢlikten baĢka bir duruma giremezler. Yani

Mü‟minler kardeĢten baĢka bir Ģey olamazlar. Sadece kardeĢ olabilirler. Mü‟minler bir Ģey olacaklarsa kardeĢ olurlar. Onun dıĢında bire Ģey olamazlar. DüĢman olamazlar, hasım olamazlar, rakip olamazlar, kardeĢ olurlar, sadece kardeĢ. Bu, bunu söylüyor. Tıpkı eğer kardeĢlik temeli zayi olursa Kur‟an Ģairi Mehmet Akif‟in dediği gibi olur.

Girmeden tefrika bir millete düĢman giremez, Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. (M. Akif)

Page 319: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Diyordu ya. Eğer tefrika girerse kardeĢlik bozulur. KardeĢlik bozulursa iki aslan bir biri ile dövüĢürken bir kedi ikisini de yıkar, ikisini de yener. O nedenle mü‟minlerin kardeĢliği zedelenmemelidir. KardeĢliği zedelendikten sonra düĢman aramaya gerek yoktur. KardeĢliğin zedelenmesi bizatihi düĢmanın kendisidir.

feaslihu beyne ehaveyküm vettekullahe lealleküm turhamun

öyleyse kardeĢlerinizin arasını düzeltin ve sorumlu davranım ki O‟nun merhametine mazhar olasınız. KardeĢlerin arasını açmak haram, bulmak bir görevdir.

11-) Ya eyyühelleziyne amenû lâ yeshar kavmün min kavmin

'asâ en yekûnu hayren minhüm ve lâ nisaün min nisain 'asâ en yekünne hayren minhünn* ve lâ telmizu enfüseküm ve lâ tenabezu Bil elkab* bi'selismülfüsuku ba'del iyman* ve men lem yetüb feülaike hümüz zâlimun;

Ey iman edenler. Bir grup diğer bir grup ile alay etmesin! Onlar

(alay ettikleri), kendilerinden daha hayırlı olabilirler! Kadınlar da kadınlarla (alay etmesinler)! Olabilir ki onlar kendilerinden daha hayırlıdır! Nefslerinizi (birbirinizi) ayıplamayın ve birbirinize (kötü) lakaplar takmayın! Ġmandan sonra fusuk (inancın bozulması) ne kötü bir isimlenmedir! Kim tövbe etmediyse, iĢte onlar zâlimlerin ta kendileridir! (A.Hulusi)

11 - Ey o bütün iman edenler! alay etmesin Bir kavim bir kavim ile

belki kendilerinden daha hayırlı olurlar, ne de bir takım kadınlar diğer kadınlarla, belki onlardan daha hayırlı olurlar, hem kendilerinizi ayıplamayın ve kötü lakaplarla atıĢmayın, imandan sonra fâsıklık ne kötü isimdir, her kim de tevbe etmezse artık onlar kendilerine zulmedenlerdir. (Elmalı)

Ya eyyühelleziyne amenû lâ yeshar kavmün min kavmin ey

iman edenler hiçbir kiĢi ve zümre, bir diğer kiĢi ve zümreyi hor ve hakir görmesin, alaya almasın. KardeĢliği zedeleyen unsurların birincisini dile getirdi bu ayet. Ġman kardeĢliğini zedeleyen unsurlardan birincisi neymiĢ? Mü‟minleri oluĢturan zümreden bir kısmının, ya da bir kiĢinin diğer bir kısmını ya da diğer bir kiĢiyi hor ve hakir görmesin.

Bir baĢkasını hor ve hakir görmek, aslında kendisini büyük

görmektir. Kibrin karĢıtıdır bu. Kibrin karĢılığıdır daha doğrusu.

Page 320: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Tekebbürlü olan biri karĢısında kini küçük görür, hor görür, hakir görür. Bu bir benlik ve bencillik davasıdır. Her benlik ve bencillik gizli bir Ģirktir. Çünkü iman kardeĢliğinin üzerine çıkardığı herhangi bir nesne, herhangi bir unsur, herhangi bir öğe onun için Allah‟ın koymadığı bir ölçüdür. Allah onu ölçü olarak koymamıĢ ama o, onu ölçü olarak koymaya kalkıyor.

Mesela o bizim kavimden değil diye hor görüyor. Veya o bizim

sınıftan diye hor görüyor. Veya o bizim yaptığımız tahsili yapmadı diye hor görüyor. Veya o bizim gelir seviyemizden değil diye hor görüyor. Veya o toplum içerisinde belli bir sınıftan olduğu için hor görüyor. Veya kendi konumunu doğuĢtan kazanılmıĢ bir konumdan görerek hor görüyor.

Bu korkunç bir Ģey, bu aslında Allah‟ın adaletine de aykırı. Allah‟ın

koyduğu ölçülere aykırı. Ġlahi ölçüleri ters yüz etmek anlamına geliyor. Bu Allah‟ım kendisini imtihan için verdiği Ģeylerin, Allah‟tan değil de kendisinden geldiğini zannetmekten baĢka bir Ģey değil bir baĢkasını hor görmek.

'asâ en yekûnu hayren minhüm belki diğerleri berikilerden daha

değerli olabilir. Yani senin kendini üstün, onu da hor görme nedenin aslında senin için bir bela, onu hor görme nedenin de onun için bir kurtuluĢ sebebi olabilir. Sen kendi varsıllığını, onun yoksunluğunu ölçü alarak kendini ondan üstün, onu da senden aĢağı görüyorsan; senin varsıllığın Allah katında senin cehennemin, onun yoksunluğu da Allah katında onun cennetine dönüĢebilir. Sen kendi meziyetlerini, meziyet gibi gördüğün artılarını, veya Ģöhretini, veya makamını kendi üstünlüğün, onun da makam elde edememesini onu hor görme sebebi olarak görüyorsan, senin üstünlük olarak gördüğün makam, senin için bir ateĢe, onu hor görme nedenin olan onun herhangi bir makama ya da Ģöhrete sahip olmaması da onun için bir liyakat ve ehliyet ve cennete sebep olabilir. Dolayısıyla sen yanlıĢ değerlendirmiĢ olursun.

ve lâ nisaün min nisain 'asâ en yekünne hayren minhünne ve

bir kısım kadınlarda diğerlerini böyle görmesinler. Ötekiler onlardan daha değerli olabilir. ve lâ telmizu enfüseküm ve lâ tenabezu Bil elkab asla birbirinizi karalamayın ve birbirinize kötü lakaplar takarak yaralamayın.

Lenz; karalamak anlamına gelir. Karalamak, aĢağılamak, itibarıyla

oynamak, aslında itibarını düĢürmek için karalamak. Burada ayette ve lâ telmizu enfüseküm diyor. kendinizi karalamayın diyor, tam karĢılığı bu. Birbirinizi diye çevirdim ben. Ama ayette kendinizi karalamayın.

Page 321: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Çok ilginç bir nükte var burada. Eğer iman kardeĢinizi karalarsanız, kendinizi karalamıĢ olursunuz demek bu. Çünkü iman kardeĢleri birbirleri ile bir vücut gibidirler, bir vücudun organları gibidirler. Bir organ bir organı karalarsa, aslında aynı bedeni karalamaz olmaz mı? Sağ el sol ele sen Ģöylesin derse, kulak göre, sen berbatsın derse aslında o bedene hakaret olmaz mı? Burada böyle bir nükte car.

Veya ikinci bir nükte de Ģöyle olabilir; Birini karalayan aslında

kendisini karalamıĢ, kendisini yaralamıĢ olur. Kendi kendisini Allah nezdinde sıfırlamıĢ olur. Eğer birinin itibarını düĢürmek için onu karalamaya kalkıyorsanız, kendi itibarınızı düĢürmüĢ olursunuz. Çünkü itibarı verecek olan Allah. Sizin onun için karaladığınızı, gönüllerin özünü bilen Allah çok iyi bildiği için, bir baĢkasını itibardan düĢürmek isteyen, kendisini Allah‟ın itibarından düĢürmüĢ olur. Allah‟ın gözünden düĢürmüĢ olur. Mecazen “BaĢkasını gözden düĢürmek isteyen kendisini gözden düĢürmüĢ olur.”

bi'selismülfüsuku ba'del iyman iman ettikten sonra sapıklıkla

anılmaktan daha berbat bir Ģey var mı? Yaralamak için lâkap, sıfat kullanmanın niteliği bu. Bazıları çok sıfat

kullanırlar karĢılarındakileri yaralamak için. Ġlle de bir Ģey takarlar ona. Ġmandan sonra sapıklıkla anılmak, anmak ne kötü Ģey diyor ayet. Bir mü‟minin iman öncesi hayatını gündeme getirerek suçlamak kastediliyor olabilir bununla. Yani bir mü‟min, mü‟min olduktan sonrasıyla değil, mümin olmadan önce yaptıklarıyla yargılıyorsunuz. Canınız sıkılmıĢ ona, cahiliye sinden bir olayı getirip onunla utandırmaya kalkıyorsunuz. Bunu yapmayın diyor. Yani iman ettikten sonra, iman öncesiyle anmaktan daha kötü ne olabilir.

Ya da bu ayetin ikinci yasakladığı Ģey mü‟minleri karalayıp

yaralayarak imandan sonra sapıtıp yoldan çıkmayın diyor. Siz iman ettiniz, mü‟minleri yaralamak aslında imandan sonra sapıtmaktan farksızdır. Ġkinci söylediği de bu olabilir bu ibarenin.

ve men lem yetüb feülaike hümüz zâlimun ve kim bu tür

davranıĢlardan piĢmanlık duyup vaz geçmezse, iĢte zalim olanlar onların ta kendileridir.

12-) Ya eyyühelleziyne amenüctenibu kesiyran minezzann*

inne ba'dazzanni ismün ve lâ tecessesu ve lâ yağteb ba'duküm

Page 322: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ba'da* eyuhıbbu ehadüküm en ye'küle lahme ehıyhi meyten fekerihtümuh* vettekullah* innAllâhe Tevvabun Rahıym;

Ey iman edenler! Zannın çoğundan (doğruluğundan emin

olmadığınız konuda fikir yürütmekten) kaçının! Muhakkak ki bazı zanlar suçtur (Ģirk veya Ģirke yola açar)! Tecessüs etmeyin (merakla baĢkalarının özel yaĢantısını araĢtırmayın)! Kiminiz de kiminizin gıybetini yapmasın! Biriniz, ölü kardeĢinin etini yemeyi sever mi? Bundan tiksindiniz! Allâh'tan korunun! Muhakkak ki Allâh Tevvab'dır, Rahıym'dir. (A.Hulusi)

12 - Ey o bütün iman edenler! Zannın bir çoğundan çekinin çünkü

zannın bazısı vebaldir, tecessüs de etmeyin, bazınız bazınızı gıybet de etmesin, hiç arzu eder mi ki biriniz kardeĢinin ölü halinde etini yesin? Demek tiksindiniz! O halde Allaha korunun, çünkü Allah tevvabdır, rahîmdir. (Elmalı)

Ya eyyühelleziyne amenüctenibu kesiyran minezzann siz ey

iman edenler birbiriniz hakkında kötü zandan Ģiddetle kaçının. Veya zannın bir çoğundan kaçının.

Burada ki suizandır tabii ki ezzann, marife gelmiĢ, malûm zan diyor,

malûm zan, yani kötü zan. Yalan habere inanmaya yatkınlıktan söz etmiĢti 6. ayet hatırlayın. Yani; size bir fasık haber getirdiğinde araĢtırıp soruĢturmadan hemen inanmayın demiĢti. Ġnsanın yamuk iç dünyasından kaynaklanır kötü zan. Yalan habere inanan insan aslında, içinde yalan habere inanmak için bir suizan nüvesi taĢıyor demektir.

Suizan kalbin bedduasıdır. Kötü zan kalbin bedduaya durmasıdır.

Hüsnüzan ise kalbin duasıdır. Hüsnüzan eden, iyi zanneden insan özü itibarıyla iyi insandır. Kötü zan ise yamuk yürekli insandır. Yüreğinin Ģakülü kaymıĢ insandır. Kalp aynadır. Suizancılar bu aynada herkesi kendileri gibi görmek isterler ve görürler. Aslında suizanneden, ve her baktığına suizanla bakan insanlar baktıklarında kendilerini görürler. Kendileri öyledir, baĢkalarını da öyle zannederler.

Hüsnüzan dan hesap sorulmaz. Ama suizandan hesap sorulur.

Kötü birini iyi biliyorsanız bundan dolayı hesap vermezsiniz, vebale girmezsiniz. Ama iyi birini kötü bilmek sizi vebale sokar. Suizan yamuk bakıĢtır. BakıĢı yamuk olan baktığını asla doğru göremez.

Page 323: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

inne ba'dazzanni ismün unutmayın ki zannın bir kısmı ağır bir vebaldir ism; geri bırakmak, hız kesmek manasına gelir etimolojik anlamı. Ġnsanı geri bırakır yani. Kötü zan insanı geri bırakır, insanı gerileĢtirir, insanın geliĢimini durdurur. Suizan insanın geliĢmesini engeller, yüreğin büyümesini engeller. Ġnsanın yücelmesini engeller. Yani insanın kendi kendisine koyduğu frendir suizan.

Hadiste Birr‟in zıddı olarak anılmıĢtır ism. Birr nedir diye soruyor

sahabe, “Onu yaptığında içinde ferahlık duyduğun Ģeydir. Diyor. Ġsm ise onu yaptığında kalbinin sıkıĢıp karardığı Ģeydir.” Diyor.

ĠĢte bu hadiste Birr ile Ġsm; karĢılıklı zıt olarak kullanılmıĢtır. O

zaman Ġsm‟in karĢılığı kökten kötülük demektir. Yani;inne ba'dazzanni ismün unutmayın ki zannın bir kısmı kökten kötülüktür manasına gelir bu durumda. Kötülüğün ürünüdür, kin tohumu eken nefret meyvesi biçer.

ve lâ tecessesu ve lâ yağteb ba'duküm ba'da ve birbirinizin

gizliliklerini araĢtırmayın, dahası arkasından bir birinizi çekiĢtirmeyin. Birincisi tecessüsü yasaklıyor ayet. Gizlilikleri, ayıpları araĢtırmak,

sırları ortaya sermek. Birbirinin gizli sırlarını ortaya sereni, Allah‟ta onun ayıplarını ortaya serer.

Ġkincisi Gıybeti yasaklıyor. Gizli bir nifaktır aslında gıybet. Gıybet

nedir Birinin duyunca hoĢlanmayacağı bir Ģeyi arkasından söylemek. Yüzüne değil, duyunca hoĢlanmayacağını bildiği halde arkasından söylüyor. Bu iki yüzlülüktür aslında. Onun yanında söyleyemiyor, baĢka maske takıyor, o yanından ayrılınca ise maskesini indiriyor. Dolayısıyla gıybet iki yüzlülüktür, gizli bir nifak alametidir.

Aynı zamanda gıybet sevgiye düĢmüĢ bir virüstür, bir mikroptur.

Sevgiyi yer ve bitirir. Çünkü gıyabında bir insanın arkasından kötü konuĢmak, ne o insana bir yarar sağlar, ne de konuĢana. Ama o insana kendi vicahında yani yüz yüze uyarsanız, eğer varsa bir hatası, o zaman bu o insana yarar sağlar. O insan düzelirse size de yarar sağlar. Fakat onu uyaran istiğfar gibi uyarmalıdır. Eğer ona içinizde dua ediyorsanız, onu aynı zamanda yüzüne karĢı eleĢtirme hakkını da kendinizde bulabilirsiniz.

Gıybet bu anlamda bir virüstür gerçekten de. Ġnsan gıybetle hiçbir

Ģeyi düzeltmez. Gıybetle sadece bozar. Unutmayalım gıybet iftira değildir. Ġftira yapmadığı Ģeyi arkasından söylemektir. Ama gıybet yaptığı

Page 324: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bir Ģeyi söylemektir. Fakat gıybetin gerçekte ne olduğunu yine bırakalım da ayet söylesin.

eyuhıbbu ehadüküm en ye'küle lahme ehıyhi meyten içinizde

ölü kardeĢinizin etini yemekten hoĢlanan biri var mı? Bakın tiksindiniz değil mi? Yani ayet diyor ki gıybet etmek ahlaki bir yamyamlıktır. YamyamlaĢmayın. Gıybetçiler ahlaki yamyamdırlar. Ġnsan eti yerler. Dolayısıyla kardeĢinizin etini yemeyin. KardeĢinizin etini yiyerek beslenmeye kalkmayın. Bu ne demektir?

Bu Ģu demektir; gıybet etmenin temelinde: “BaĢkasının rezileti

benim faziletimdir” mantığı yatar. Yani kendinizi yükseltmek için donatmak yerine, baĢkalarını alçaltmayı tercih edersiniz. Ki size yüksek desinler. Oysaki yükseltmek bedel ister, yükseltmek gayret ister, yükseltmek donanım ister, yükselmek çaba ister. Bunu göstereceğiniz yerde yükselmek yerine alçaltmayı tercih edersiniz. Herkes alçak olursa size yüksek diyeceklerini düĢünürsünüz. Oysaki alçaltma çabanızla birlikte sizde alçalırsınız. Her alçaltma çabası alçaltanın kendisini alçaltır. Çünkü gıybet eden öncelikle kendini alçaltmıĢ olur. Onun için baĢkasının reziletleri sizin faziletiniz değildir. Siz kendi faziletinize bakın. BaĢkasının ayıp ve reziletlerine değil. Bu ayetin söylediği gerçek bu.

vettekullah* innAllâhe Tevvabun Rahıym sözün özü Allah‟a karĢı

sorumluluğunuzun bilincine varın artık. Allah‟a karĢı sorumlu davranın artık. Unutmayın ki Allah tevbeleri çokça kabul edendir, merhameti sınırsız olandır.

Yani gıybet eden baĢkasının kötülüklerini arkasından dile getirip

kendi faziletiymiĢ gibi sunan biri, Allah‟ın çokça bağıĢlayan olduğunu da unutmuĢ gibi görünendir. Zımnen böyle anlayacağımız gibi böyle yapanlar tevbe etsinler Allah‟ta affetsin Ģeklinde de anlayabiliriz.

[Ek bilgi-1; BAZI HADĠSLER; Hz. Resul (SAV) Efendimiz yine buyurdu ki: “Gıybet etmekten uzak

olun. zira gıybet etmek zinadan kötüdür. Zira zinanın samimi tevbesi kabul edilir. Gıybet tevbesi, hasmı hoĢnut olup helal etmeyince kabul olmaz.” (Kimyayı Saadet. S.386)

Gıybeti tasdik etmek de gıybettir. Gıybet yapılan yerde susan kiĢi gıybete ortak olmuĢ olur. Diliyle gıybetçiye karĢı duramayanın kalbiyle inkar etmesi gerekir. (Ġmam-ı Gazali, Zübdetü‟lĠhya, Trc)

Gıybetin keffareti, Allah‟tan mağfiret dilemek, piĢman olmak ve gıybet edilen Ģahıstan bizzat helallik almakla olur. Affetmezse bile, onu övmeli, ona yalvarmalı ve onun gönlünü almalıdır.Gıybeti dinleyen de, bu

Page 325: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

günahta gıybet edene ortak olmuĢ olur. Bu bakımdan gıybet eden münasip bir Ģekilde susturulmalıdır. (el-Münziri, V, 159-160).]

[Ek bilgi- 2; GIYBETĠN ĠġLEYĠġĠ ...Evet, Kur'ân ifadesi ile, deyiĢi ile, kiĢinin dedikodusunu yapmak,

ölü kardeĢinin etini yemek kadar "tiksindirici" bir fiildir! Niçin? BaĢta da çeĢitli vesileler ile anlattığımız üzere siz birtakım

çalıĢmalar yapıyorsunuz, zikir yapıyorsunuz, oruç tutuyorsunuz zekât sadaka veriyorsunuz, hatta yoldan bir taĢı, bir çöpü kaldırıyorsunuz ve bu yaptığınız yararlı fiiler ile sevap yani, size ölüm ötesi yaĢamda gerekli olan enerjiyi topluyorsunuz.

Sonra? Falanca kiĢi dile geliyor ve baĢlıyorsunuz, duyduğu takdirde hoĢnut kalmayacağı bir biçimde onun hakkında konuĢmaya, dedikodusuna.

ĠĢte o anda olan oluyor! O kiĢiden söz etmeye baĢladığınız anda, beyniniz ile o kiĢinin beyni arasında sizin bilinciniz dıĢında bir devre, bir bağlantı kuruluyor ve onun hakkında ne kadar hoĢlanmayacağı bir biçimde konuĢmuĢ iseniz; konuĢmanızdan dolayı onun hoĢnutsuzluğunu giderecek düzeyde sizin pozitif enerjiniz yani sevaplarınız onun beynine anında transfer oluveriyor!

Nice emeklerle, nice gayretlerle ne kadar zamanınızı harcayarak elde ettiğiniz o pozitif enerjiniz, o sevaplarınız, bir anda dedikodusunu yaptığınız kiĢiye bağıĢlanıp gidiveriyor! Oysa siz, o pozitif enerjinizle milyonlarla yıl neler elde edebilecektiniz!

Ya da bundan daha kötüsü! Verecek birikmiĢ pozitif enerjiniz yok! iĢte bu defa aynı kanalda tersine bir akıĢ baĢlıyor ve onun eĢdeğerdeki negatifleri bir anda sizin beyninize boĢalıp, oradan da dalga bedeninize anında yüklemesi yapılıveriyor!

Dilinizi tutamayıp, bir anlık geçici zevk için dünyanın en kıymetli cevheri beyninizi yerinde kullanmayıp boĢ Ģeylere harcamanızın "neticesinde" oluĢan bir olay!.. Kendi kendinize verdiğiniz bir ceza!....(A. Hulusi- Ġnsan ve sırları-1)]

13-) Ya eyyühenNasu inna halaknâküm min zekerin ve ünsâ ve

cealnaküm Ģüûben ve kabâile lite'arefu* inne ekremeküm 'indAllâhi etkaküm* innAllâhe 'Aliymun Habiyr;

Ey insanlar... Muhakkak ki biz sizi (hep aynı Ģekilde) bir erkek ile bir

diĢiden yarattık (Âdem hariç kaydı yok bu bildirimde); tearuf (tanıĢıp birbirinizden farklı özellikleri, kemâlâtı elde) edesiniz diye sizi ırklar - türler ve toplumlar olarak oluĢturduk... Muhakkak ki Allâh indînde sizin en

Page 326: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ekreminiz (en Ģerefliniz), sizin en muttaki (hakikate uygun Ģekilde) yaĢayanınızdır! Muhakkak ki Allâh Aliym'dir, Habiyr'dir. (A.Hulusi)

13 - Ey o bütün insanlar! Biz sizi bir erkekle bir diĢiden yarattık,

hem de sizi Ģaab Ģaab, kabîle kabîle yaptık ki tanıĢasınız, haberiniz olsun ki Allah yanında ekreminiz en takvalınızdır, her halde Allah alîmdir, habîrdir. (Elmalı)

Ya eyyühenNas Ey insanlık ailesi. inna halaknâküm min zekerin

ve ünsâ elbet sizi bir erkek ve bir diĢiden yaran biziz. Ġslam kardeĢliğinden daha geniĢ insan kardeĢliğine getirdi sözü Kur‟an. Ġnsani eĢitliğe getirdi. Hz. Ali‟nin Malik Bin EĢter‟ e yazdığı mektubu hatırlayalım Mısır valisine. “Ġnsanlara iyi davran” diyordu çünkü onlar ya dinde kardeĢin, ya da insanlıkta eĢindir. ĠĢte insanlıkta eĢlik durumuna getirdi ayet sözü.

ve cealnaküm Ģüûben ve kabâile lite'arefu derken sizi kavimler

ve kabileler haline getirdi ki tanıĢabilesiniz diye. Etnik farklılıklar üstünlük ya da övünme yerinme vesilesi olsun diye konulmamıĢtır. Etnik farklılıkların yaratılıĢ sebebi tanıĢmak içindir. Allah‟ın tanıĢmak için koyduğu ilkeleri üstünlük, övünme ya da yerinme vesilesi yapmaya kalkanlar ilahi ilkeleri ters yüz edenlerdir, tersine çevirenlerdir. Tek üstünlük ölçüsü vardır Allah katında. Nedir peki? Onu da ayetten okuyalım;

inne ekremeküm 'indAllâhi etkaküm Ģüphe yok ki Allah katında

en hatırlınız, en iyiniz, en üstün olanınız, O‟na karĢı sorumluluk bilinciyle en güzel biçimde donanmıĢ olanınızdır.

ĠĢte Ġslam‟ın evrenselliği budur. Bu tek cümle Ġslam‟ın evrenselliğini

ispata yeterlidir. Kimse doğuĢtan imtiyazlı değildir. Mahrum da değildir, mahkum da değildir, kötü de değildir. KiĢinin dahlinin olmadığı Ģeylerle övünmesi ahmaklıktır. KiĢi ırkını kendisi seçmemiĢtir, cinsiyetini kendisi seçmemiĢtir. Dolayısıyla kendi seçmediği Ģeylerle övünmek hamakatin en zirvesidir. Takva kazanılan bir Ģeydir, doğuĢtan gelen bir Ģey değil. Dolayısıyla alnınızın, yüreğinizin, aklınızın teriyle kazandığınız Ģeyle övünün eğer övünecekseniz, doğuĢtan gelen Ģeylerle değil. Ne kadar sorumluysanız o kadar üstünsünüz diyor bu ilke.

innAllâhe 'Aliymun Habiyr Hiç Ģüphe yok ki Allah her Ģeyi bilir,

her Ģeyden haberdardır.

Page 327: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

14-) Kaletil a'rabu amenna* kul lem tu'minu ve lâkin kulu

eslemna ve lemma yedhulil iymanü fiy kulubiküm* ve in tutıy'ullahe ve RasûleHU layelitküm min a'maliküm Ģey'a* innAllâhe Ğafûrun Rahıym;

Bedevîler (kabileler - aĢiretler hâlinde Ģartlanmalarla cahilce

yaĢayanlar): "Ġman ettik" dediler... De ki: "Ġman etmediniz! Fakat 'Müslüman olduk' deyin! Ġman henüz bilincinizde açıklık kazanıp yerleĢmemiĢtir! Eğer itaat ederseniz Allâh'a ve Resûlüne, (Allâh) çalıĢmalarınızdan hiçbir Ģey eksiltmez. Muhakkak ki Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir." (A.Hulusi)

14 - Arâbîler iman ettik dediler, de ki: siz henüz iman etmediniz ve

lâkin henüz iman kalplerinizin içine girmemiĢ olduğu halde Ġslâm‟a girdik deyin ve eğer Allaha ve Resulüne itâat ederseniz size amellerinizden hiç bir Ģey eksilemez, çünkü Allah gafur, rahîmdir. (Elmalı)

Kaletil a'rabu amenna bedeviler iman ettik dediler. kul lem

tu'minu ve lâkin kulu eslemna ve lemma yedhulil iymanü fiy kulubiküm de ki; Henüz Ġman etmiĢ sayılmazsınız, lakin teslim olduk diyebilirsiniz. Zira iman kalplerinize girmemiĢtir.

Ġman iç duruĢ, esas duruĢ, Ġslam ise dıĢ duruĢtur. Mücahid ve Said

Bin Cübeyr bu ayette ki Ġslam‟ı Ġstislan olarak anlıyor. Yani korkudan teslim olma, kaygıdan teslim olma. Yani bir takım gerekçelerle sosyal ve politik aidiyet kazanma anlamına geliyor. Onun için bu kiĢiyi Mü‟min yapmaya yetmiyor. Yani sosyal ve politik aidiyetiniz Müslüman sınıfına ait olması sizi mü‟min yapmaya yetmiyor. Ġman sosyal kimlikle değil, Ģahsi duruĢ ve tercihle alakalıdır diyor bu ayet özü itibarıyla.

[Ek bilgi; Ġmân bir ARAÇtır! O araçla elde etmek istediğiniz Ģeye ulaĢırsınız.

Dünyada yaĢarken, Allah Rasûlü olan Zât‟a imân edenler, elbette ki onun bildirdiği güzelliklere eriĢmek için gerekenleri yapmayı kabul edenlerdir.

Allah Rasûlü‟ne, “ben sana iman ettim” demek, “seni gördüğüm için elbette ki kiĢiliğine imân ediyorum” demek değildir.

Benim ölüm ötesi yaĢamda istediğim iyi Ģartları bana temin etmek üzere yapmamı istediklerinin gerekli olduğunu idrâk edemesem bile, onları yapmam gerektiğine iman ediyorum; demektir.

Page 328: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Allah Resûlü‟nün dediklerini yapmadıktan sonra, “iman ediyorum” demek hiç bir Ģey getirmez insana. Çünkü amaç, iman ediyorum demek değil; iman edilen doğrultusunda fiilleri ortaya koyarak, o fiillerin sonucuna ulaĢmaktır!

“Ġmân ediyorum” demek; “böyle olduğuna inanıyorum dolayısıyla bu fiillerle bu neticeyi elde edeceğimi kabulleniyorum. Bunları yapmazsam semeresini de elde edemeyeceğimi kabullendim.“ demektir.

Seni istediğin sonuca ulaĢtırmayacak fiiller içindeyken, o konuya iman ettiğini söylemen, yalnızca kendini aldatmak, kandırmaktır ve sonucu da hüsrândır!

Allah Rasûlü‟nün senin imânına ihtiyacı yoktur! Meleklerin de senin imânına ihtiyacı yoktur! Kısaca, hiç bir yaratılmıĢın ve de Yaratanının senin imânına ihtiyacı

yoktur! Ġmâna sen muhtaçsın! (A. Hululusi/ Okyanus ötesinden-3)] ve in tutıy'ullahe ve RasûleHU layelitküm min a'maliküm Ģey'a

ama eğer Allah ve Resulüne uyarsanız Allah amellerinizin zerresini zayi etmez. innAllâhe Ğafûrun Rahıym çünkü Allah sınırsız bir bağıĢ, engin bir rahmet kaynağıdır.

15-) Ġnnemel mu'minunelleziyne amenû Billâhi ve RasûliHĠ

sümme lem yertabu ve cahedu Bi emvalihim ve enfüsihim fiy sebiylillâh* ülaike hümüs sadikun;

Ġman ehli Ģu kimselerdir ki, varlıklarını Esmâ'sıyla yaratan Allâh'a

ve O'nun Rasûlüne iman ettiler; sonra da bunda Ģüpheye düĢmediler; Allâh yolunda varlıklarıyla ve nefsleriyle (canlarıyla) savaĢ verdiler! ĠĢte bunlar sadıkların (hakikati yaĢamlarıyla tasdik edenlerin) ta kendileridir! (A.Hulusi)

15 - Mü'minler ancak o kimselerdir ki Allaha ve Resulüne iman

ettikten sonra Ģüpheye düĢmeyip Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla mücahede etmektedirler iĢte onlardır ki sâdıklardır. (Elmalı)

Ġnnemel mu'minunelleziyne amenû Billâhi ve RasûliHĠ sümme

lem yertabu ve cahedu Bi emvalihim ve enfüsihim fiy sebiylillâh gerçek mü‟minler sadece Allah‟a ve Resulüne iman edenler, ondan sonra da Ģüphenin semtine uğramayanlar ve Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihat edenlerdir. Yani burada Ģunu söylüyor. Sizin için sizin ne dediğiniz önemli değildir. Allah için önemli olan; Allah‟ın sizin için ne

Page 329: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

dediğidir. Yani, sizin kendi imanınız hakkındaki hükmünüz değil, sizin imanınız hakkında Allah‟ın hükmü önemlidir. Bunun anlamı Ģudur; Mü‟minin tarifini Allah yapar siz değil. Allah‟ın mü‟min dediği mü‟mindir, sizin kendinize ne dediğiniz değil. Allah‟ın Müslüman dediği Müslümandır, imanın bedelini ödeyen ve imanda pazarlık etmeyen Müslümandır. Ġmanın tarifi budur. Ġmanda kuĢku, kuĢku olan yerde iman olmaz. Ġman Allah‟a söz vermektir, sözüne sadık olanlara Allah mü‟min diyor.

ülaike hümüs sadikun iĢte bunlar iman sözüne sadık olanların ta

kendisidirler. 16-) Kul etu'allimunAllâhe Bi diyniküm vAllâhu ya'lemu ma fiys

Semavati ve ma fiyl Ard* vAllâhu Bi külli Ģey'in 'Aliym; De ki: "Din anlayıĢınızı Allâh'a mı öğretiyorsunuz! Allâh, semâlarda

ne var ve arzda ne var bilir... Allâh, Bi-küllî Ģey'in Aliym'dir." (A.Hulusi) 16 - De ki siz Allaha dindarlığınızı mı öğretiyorsunuz, halbuki Allah

Göklerdekini ve Yerdekini bilir ve Allah her Ģey'e alîmdir. (Elmalı) Kul etu'allimunAllâhe Bi diyniküm de ki Allah‟a dininizi siz mi

öğreteceksiniz? Allah‟a din öğretmek, kitaba değil, kitabına uydurmak. ĠĢte bu. vAllâhu ya'lemu ma fiys Semavati ve ma fiyl Ard Ama Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsini bilir. vAllâhu Bi külli Ģey'in 'Aliym Zira Allah her Ģeye ayrıntısıyla vakıftır.

17-) Yemünnune aleyke en eslemu* kul lâ temünnu 'aleyye

Ġslâmeküm* belillâhu yemünnü aleyküm en hedaküm lil'iymani in küntüm sadikıyn;

Onlar Ġslâm oldular diye sana lütufta bulunduklarını mı sanıyorlar!

De ki: "Ġslâm'ı kabullenmeniz bana bir lütuf değildir (bunu kendi çıkarınız için yapıyorsunuz)! Bilakis sizi imana yönlendirmekle Allâh size lütufta bulunmuĢtur! Eğer (imanınızda) sadıklar iseniz (bilirsiniz böyle olduğunu)." (A.Hulusi)

17 - Ġslâm‟a girdiklerini senin baĢına kakıyorlar, de ki Ġslâm‟ınızı

benim baĢıma kakmayın, belki sizi imana hidâyet buyurduğundan dolayı Allah sizin baĢınıza kakar, eğer sadıksanız. (Elmalı)

Page 330: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Yemünnune aleyke en eslemu onlar Müslüman oldular diye seni

minnet altına almaya kalkıyorlar, yani Müslüman olmalarını sana bir lütufmuĢ gibi sunuyorlar. kul lâ temünnu 'aleyye Ġslâmeküm de ki Müslüman olmanızdan dolayı bana lütufta bulunduğunuzu sanmayın, beni minnet altına almayın belillâhu yemünnü aleyküm en hedaküm lil'iymani in küntüm sadikıyn eğer Allah‟a karĢı sadakat sahibiyseniz, sizi doğru yola yönelttiği için asıl siz Allah‟a minnet etmelisiniz. Yani Allah size lûtfetmiĢtir, siz Allah‟a değil.

Kim kime muhtaç? Ġman eden Allah‟a mı muhtaç, yoksa iman

edene değil ki. Ya eyyühennas diyordu ayet, Ey insanlık entumul fukarâu ilâllâh siz Allah‟a muhtaçsınız vallâhu huvel ganiyy (Fatır/15) fakat Allah kendi kendine ve her Ģeye yetendir. Ġmanı baĢa kakmak iĢte bu. Ben Müslüman oldum o zaman ver karĢılığını. Veyahutta bizim kavim olmasaydı Ġslam Ģuraya gelmezdi. Siz Allah‟a muhtaçsınız, Allah size değil. Allah bulur buluĢturur ve birilerinin yüreğine imanı sokar. …men yertedde minküm an diynihı fesevfe ye'tillâhu Bi kavm.. (Maise/54) eğer siz onun dininden yüz çevirirseniz yerinize O, yepyeni bir toplum getirmeyi bilir. Ġmanla Ģereflenmek, imana Ģeref sunmak değil, iman bizimle Ģereflenmez. Biz imanla Ģerefleniriz.

18-) ĠnnAllâhe ya'lemu ğaybesSemavati vel Ard* vAllâhu

Basıyrun Bima ta'melun; Muhakkak ki Allâh, semâların ve arzın algılanmayanlarını bilir...

Allâh, yaptıklarınızı (varlığınızda olarak) Basıyr'dir.(A.Hulusi) 18 - Göklerin Yerin gaybını Allah bilir ve Allah görür her ne

yaparsanız. (Elmalı) ĠnnAllâhe ya'lemu ğaybesSemavati vel Ard ġu kesin ki Allah

göklerin ve yerin sırrını bilir. vAllâhu Basıyrun Bima ta'melun dahası Allah yaptığınız her Ģeyi görür. Göklerin ve yerin sırrını bilen Allah, eğer siz iman etmekle Allah‟a lûtfettiğinizi düĢünürseniz, sizin dıĢınızda bir kavmi, ya da kavimleri imana kavuĢturur ve iman sancağını sizin elinizden alır. Ey bu vahyin ilk muhatapları, götürür onlara verir. 1.400 yıllık Ġslam tarihimiz bu ayetlerin tecellileriyle doludur ve bundan sonra da bu ayetler tecelli etmeye devam edecektir.

Page 331: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Rabbim iman etmekle kendisine lütfettiğini düĢünen akılsızlardan etmesin. Ġmanın Allah‟ın insana en büyük lûtfu olduğunu düĢünenlerden kılsın inĢallah.

“Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn” Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.

Page 332: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. KAF SURESĠ (01-45) (164) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” El Hamdu Lillahi Rabbil'Alemiyn Vesselatü Vesselâmü alâ

Resulüna Muhammedin ve alâ alihi ve ashabihi ecmaiyn. RabbiĢrah liy sadriy; Ve yessirliy emriy; Vahlül ukdeten min lisaniy; Yefkahu kavliy; (Tâhâ 25-26-27-28) Rabbim, göğsüme geniĢlik ver, kolaylaĢtır iĢimi, düğümü çöz

dilimden, ki anlasınlar beni. Allahümme amin..! Değerli Kur‟an dostları bugün muhteĢem Kur‟an ülkemizin yepyeni

bir sitesine daha gireceğiz. Bu sitenin adı Kaf. Kaf suresi elimizde ki mushafta 50. sırada yer alır. Adını giriĢinde ki mukadda harfinden, yani alfabe harfi olan Kaf‟tan alır. Sure bu adı daha ilk nesilden itibaren kazanmıĢ, sahabe onu bu adla anıyor. Hatta Ümmü HiĢam isimli bir annemiz bu sureyi efendimizin arkasında dinleyerek ezberlediğini söyler. Bu sureyi peygamberimizin bir rivayette sabah namazlarında, diğer bir rivayette cemaate hutbe biçiminde Kur‟an ı okuyarak sık sık bu sure ile konuĢtuğunu, yani Resulallah‟ın Kur‟an la konuĢtuğunu, hutbe diye Kur‟an ı okuduğunu, insanlara nasihat olarak Kur‟an ı verdiğini biz bu rivayetten öğreniyoruz. Yine Hz. Ömer‟den gelen bir rivayette bu sure efendimizin bayramlarda sık sık okuduğu surelerden.

Sure Mekke‟de nazil olmuĢ. Hatta yaklaĢık nüzul yılına ait bir veriye

de sahibiz. 4 ya da 5. yılda, peygamberliğin 4. ya da 5. yılında nazil olduğu kesin. Bu da nispeten nübüvvetin ilk döneminin sonlarına ait bir sure olduğunu gösterir. Tüm kronolojilerde vahiy nüzül dizimlerinde Murselat suresi ile Beled suresi arasına yerleĢtirilir. Nüzul sıralamasında 34. sıradadır.

Page 333: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Surenin konusuna gelince; tek cümleyle sure yeniden diriliĢ ve ahiret suresidir. BaĢtan sona sure ahiret tasavvurumuzu, adalet tasavvurumuzu, yani yeniden diriliĢ inancımızı inĢa eder.

Yeniden diriliĢi inkarın temelinde ne yatıyor sorusu gerçekten

meraka değer bir soru. Kur‟an yeniden diriliĢi, hesap gününü inkarın en temelinde yatan saikin uzak tanrı inancı olduğunu bu surede dile getirir be o meĢhur ayet, o bizi yüreğimizden titreten, sarsan berceste ayet bu surede yer alır. ve nahnu akrebu ileyhi min hablil veriyd (16) Biz insana Ģah damarından daha yakınız.

Sözün özü insanoğlu kaçınılmaz akıbetine hazır olmak zorundadır.

Neden mi? Nedeni açık çünkü ve ileynel masıyr (43) tüm yollar Allah‟a çıkar, dönüĢ Allah‟a dır. Bu kısa özetten sonra kaf suresinin tefsirine girebiliriz.

[Ek bilgi;SÛRE HAKKINDA ÖZET BĠLGĠ Kaf Sûresinde: Kaf‟ın sırrı, Kur‟an-ı Meciyd, YaratılıĢ ve neĢ‟etler, Yalanlayıp helak olan kavimler, ġah damarından yakın olan? Sağında ve solunda bulunan yazıcılar, Sekeratul mevt, Sevkedici ve Ģahid melekler, Ölüm perdeleri açar, KeĢfi Ģakk ve basiretin keskinliği, Kavl değiĢmez, Cehennem dolmaz, Cennet muttekıylere yaklaĢtırılmıĢtır… Ğaybı olan Rahman‟dan haĢyet ve yönelen kalbin ecri, Kur‟an, beĢ duyu ve ona tabi kayıtlı bilinçle değil daha üzt düzey bir

algılama mekanizması (kalb, ruhani müĢahade) ile anlaĢılır, Semavat ve Arz‟ın altı günde yaratılması, Tebliğci cebbar (zorba) olmaz, Ġlahi uyarıdan korkanların Kur‟an ile uyarılması, gibi pek çok önemli

konu açıklanmaktadır. (A. Hulusi- Kur‟an ı Kerim “B” meali] BismillahirRahmanirRahıym

Page 334: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Rahman, Rahiym olan, özünde merhametli, iĢinde merhametli olan. Bizatihi merhamet kaynağı ve tüm eylemlerinde de merhametle iĢ gören Allah adına.

1-) Kaaaf* vel Kur'ânil Meciyd; Kaf (KAF harfi {ENE} Eniyet'e iĢaret eder. Ġnsan Zâtının üç

mertebesi olan Ahadiyet, Eniyet ve Hüviyet tecellilerinden ilk açığa çıkıĢ olan eniyet = ene = ego = BEN noktasına iĢaret eder. Kaf Dağı, Benlik dağı olarak tasavvufta sembolleĢtirilir. Dağ, benliğin sembolüdür. Allâhu âlem. A.H.)! Kur'ân-ı Meciyd (açıklanan muhteĢem Bilgi)! (A. Hulusi)

01 - Kaf ve Kur'ani mecîd hakkı için. (Elmalı) Kaaaf baĢında geldiği her sure doğrudan ya da dolaylı vahye atıftır

mukattaat harfleri. Hemen hemen yaklaĢık Kur‟an ın ¼ i suresinin baĢında gelir bu harfler, mukattaat harfleri. BaĢında geldiği her sure çoğunlukla doğrudan, sadece 3 tanesi dolaylı olarak vahye atıfla baĢlar. Bunun da bir nüktesi var elbet. Bu harfler alfabe harfleri. Adeta bunlarla Ģöyle söylenmiĢ olabilir. Ġlahi manalar bu harflerden oluĢan beĢeri kelimelerin içine, kalbine indi. Ey insan o ilahi manalar Allah tarafından sizin zihninize böyle indirildi. Yani Allah gök sofrasını size inzal etti, önünüze açtı ki merhametinin sonsuzluğunu göresiniz. Size olan sevgisini anlayasınız diye.

Bu harflerin yorumuna iliĢkin bir çok görüĢ var. Ki bu görüĢlerin

hepsinin güçlü ya da zayıf tarafları da var. Aslında bu görüĢlerin -ki 36 ya yakın bir görüĢ bu, 36 çeĢit görüĢ- bunların her birisi gerçeğin bir boyutunu ifade eder. Ama belki de bu manada Hz. Ebu Bekir‟in bu harfler hakkında ki o yaklaĢımı tüm görüĢlerin tacı hükmündedir. “Her kitabın bir sırrı vardır, bu da Kur‟an ın sırrıdır.”

[Ek bilgi; Örnek görüĢlerden. Kaf; ġahadet ve ceberut alemindendir. ÇıkıĢ yeri dilin sonundan

genzin üzerine doğrudur. Sayısal değeri 100 dür. Yalınları Elif, fe, Hemze ve Lâm dır. Feleği ikinci felek, feleğin hareket süresi 11.000 senedir. Seçkinlerde ve seçkinlerin seçkinlerinde belirginleĢir ve ortaya çıkar. Mertebesi 4. mertebedir. Otoritesi Cinlerde ortaya çıkar. Doğası ilk analardır. Sonu sıcak, kuru; diğer kısımları soğuk ve yaĢtır.

Page 335: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Unsuru su ve ateĢtir. Ġnsan ve anka ondan var olur. Haller ona aittir. Hareketi karıĢıktır. Ünsiyet verir, çifttir. Alâmeti ortaktır, kendisine ait harfler Elif ve Fe dir.

Farklı mertebelere göre (Zat, sıfat ve fiil isimleri) Kaf harfine ait isimler ise baĢında yalın harflerinden birisinin bulunduğu isimlerdir. Sırlar ehline göre Zat, nurlar ehline göre ise zat ve sıfatlar Kaf harfine aittir. (Ġbn. Arabi/Fütuhât-ı Mekkiyye - C-1/s-185)]

Kaf suresi ile Sad suresi arasında çok ilginç benzerlikler olduğunu

gördüm. Hem zaman açısından indirildiği zaman açısından, hem giriĢleri açısından, hem de konuları açısından. Sad suresi tevhid, Kaf suresi ahiret hakkında.

vel Kur'ânil Meciyd bu Ģanlı, Ģerefli mecid olan,Ģanlı ve Ģerefli,

aynı zamanda okuyana Ģeref veren, okuyanı onurlandıran, okuyana itibar katan, okuyanı Allah‟ın nazarında ve nezdinde değerli kılan Kur‟an ın değerini bilin. Orada ki “vav” yemin vav ı, kasen vav ı. Fakat kasemlerin Arap dilinde söz diziminde cevabı olması lazım, burada cevabı yok. Cevapsız gelen kasemlerin değerini bilin, ya da onun üzerinde düĢünün anlamına geldiğini düĢünüyorum. Böyle bir meallendirme daha doğru bir meallendirme olur.

Değerini bilin. Neden? Çünkü o size değer ekliyor. Vahiy size onur

veriyor. Vahiy sizin haysiyet ve itibarınızı koruyor. Onun için siz de vahyin değerini koruyun, vahyin değerini bilin. Hem Ģerefli özünde, hem de okuyana Ģeref ve onur bahĢeden anlamı var meciyd formunda. Yani bu bir özne anlamı. Vahiy öznedir. Biz bunu çıkarıyoruz el Meciyd kelimesinin formundan vahiy öznedir. Özne inĢa eder. Vahyin muhatabı kimdir? Ġnsan. O zaman vahiy insanı inĢa etmektedir. Vahiy ilahi bir inĢa projesidir. Ġnsanın onur ve haysiyetini korumanın yollarını insana vahiy öğretir.

Nasıl mı? kula ve eĢyaya kul etmeyerek. Vahiy insanı Allah‟a

kulluğa çevirirken Allah‟a bir katkı sağlamıĢ olmaz. Ġnsana bir katkı sağlamıĢ olur. Vahiy insanı yalnız Allah‟a kulluğa çağırırken, aslında insanı kula kul olmaktan korumuĢ olur. EĢyaya, mala ve dünyaya kul olmaktan korumuĢ olur. Hepsinden öte kendi iç benine, egosuna, nefsine kul olmaktan korumuĢ olur. ĠĢte vahiy insana böyle Ģeref ve itibar katar. Vahyin el Meciyd olmasının anlamı budur. Vahiyle Ģereflenen insan Allah‟tan baĢkasına kul olmaz. Çünkü insanın gerçek bedelini ancak Allah öder.

Page 336: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

2-) Bel 'acibu en caehüm munzirun minhüm fe kalel kafirune hazâ Ģey'un 'aciyb;

Bilakis aralarından bir uyarıcı onlara geldi diye hayret ettiler de, o

hakikat bilgisini inkâr edenler Ģöyle dedi: "Bu çok acayip bir Ģey..." (A. Hulusi)

02 - Doğrusu ĢaĢtılar da kendilerine içlerinden korkutucu bir

Peygamber geldiğine dediler ki kâfirler bu acîb bir Ģey. (Elmalı) Bel 'acibu en caehüm munzirun minhüm fe kalel kafirune hazâ

Ģey'un 'aciyb onlar içlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesine ĢaĢtılar ve iĢte bu acayip bir Ģeydir, ĢaĢılası bir Ģeydir dediler. Yani bu ne acayip bir iĢ dediler.

Rabbimiz Kur‟an da ilk defa insanın insana resul olarak

gönderilmesine muhatapların ĢaĢtığını burada dile getiriyor. Acayip Ģey, insan peygamber olmuĢ oluyor. Taptıkları putlar, biliyorsunuz ilk muhatapların melekler ve cinlerin sembollerine tapıyorlar. Allah‟a aracılar, yani Allah‟a elçiler olarak görüyorlar oları. Onun içinde onların zihninde ki elçi tasavvuru melek ya da cin. Bir insanı Allah‟ın elçisi olarak kabul etmiyorlar. Ama mantığa bakın melek ve cinin putunu yapıyorlar ve taĢlara tapıyorlar. TaĢlara tapacak kadar soyut düĢünceden mahrum olan bu adamlar bir insanın Allah‟a elçi olmasını acayip görüyorlar.

ÇeliĢki, yaman çeliĢki. Aslında arka planında yatan sebep belli.

Hayatlarına müdahil bir Allah istemiyorlar. Çünkü kendileri gibi yer yüzünde dolaĢan, yiyen, içen, yaĢayan ölümlü bir elçi olursa model almaları gerekecek. Yani hayatlarına müdahil olacak, bahane bulamayacaklar ..mali hazer Rasûl..bu ne biçim elçi diyorlardı ye'külüt taame ve yemĢi fiyl esvak (Furkan/7)yiyip içiyor çarĢılarda dolaĢıyor. Onlar ayakları yerde olmayan bir elçi istiyorlar. Ayakları yerde olursa ne olur? izleyin denilir. Ayağı yere basmayanlar izlenmezler. Onun için Kur‟an da Allah‟ı izleyin emrini bulamazsınız. Ama Resulü izleyin emrini bulursunuz. Evet, eğer Allah‟ı seviyorsanız beni izleyin ki Allah‟ta sizi sevsin ayetinde (A. Ġmran/31) olduğu gibi.

3-) Eizâ mitna ve künna turaba* zâlike rec'un be'ıyd; "Öldükten ve toprak olduktan sonra mı (bâ's olunacağız)? O, çok

uzak (dönüĢü mümkün olmayan) bir geri dönüĢtür." (A. Hulusi)

Page 337: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

03 - Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit ha? Bu baıyd bir

irca'. (Elmalı) Eizâ mitna ve künna turaben ölümümüzün ve toza toprağa

karıĢmamızın ardından dirilmek ha? Öyle mi? zâlike rec'un be'ıyd bu dönüĢü imkansız bir son diyorlar inkarcı muhataplar. Yeniden diriliĢi kabullenemiyorlar. Bu cehaletin eseri. Ġnsanın formülü eğer tüm ayrıntılarıyla bilinseydi, yeniden diriliĢ laboratuarda ispat edilmiĢ olacaktı. O zaman kimse inkar edemeyecekti. Cenabı Hakk bu formülü vermediği için inkarcılar yeniden diriliĢi inkar ediyorlar. Oysa formülü sen bilmiyorsun diye Allah‟ta mı bilmiyor. Eğer o formülü verseydi, Ģu topraktan elde ettiğimiz bitkiler kadar kolay olduğunu görecektik insanın yeniden diriliĢini.

Zaten o gelecek, bitki kadar kolay olduğunu açıkça ifade edecek bu

surede ayet. Onun için yeniden diriliĢi inkarı insanın cehaletine bağlı bir inkar. Fakat bu cehalet ancak imanla yenilir. Eğer bilmeniz mümkin olmayan bir Ģeyle karĢı karĢıyaysanız bu durumda size düĢen tek Ģey imanla o cehaleti aĢmaktır. Ġman cehaleti aĢmanın en sağlıklı yoludur.

4-) Kad alimna ma tenkusul Ardu minhüm* ve 'ındeNA Kitabun

Hafiyz; Arzın onlardan noksanlaĢtırdığı Ģeyi (yaĢlılığın eksilttiklerini)

gerçekten bilmiĢizdir... Kitab-ı Hafiyz (koruyup kayıt eden kitap = memory) indîmizdedir (varlığın ruhunda). (A. Hulusi)

04 - fakat Arz onlardan neyi eksiltir bize malûmdur ve nezdimizde

hıfzedici bir kitab vardır. (Elmalı) Kad alimna ma tenkusul Ardu minhüm doğrusu biz yerin onları

nasıl çürütüp toz toprak edeceğini bilmekteyiz. Yani yeri de ben yarattım, insanı da ben yarattım, yasaları da ben koydum. Ban insanın toz toprak olacağını mı hatırlatıyorlar. Yarattığım insanın toz toprak olacağını, çürüyeceğini ben bilmiyor muyum. Biz bilmekteyiz diyor rabbimiz.

Buradan yola çıkarak falanca çürümemiĢse iyidir, iyi ise

çürümemiĢtir gibi bir takım yaklaĢımların da doğru olmadığını görüyoruz.

Page 338: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Onun için çürümek Allah‟ın insana, insan bedenine ve toprağa koyduğu yasadır.

ve 'ındeNA Kitabun Hafiyz zira katımızda korunmuĢ bir yasa

mevcuttur bu konuda. Yani her ölümlü varlık, nesi nereden geliyorsa oraya döner. Badeni toprağa döner, oradan gelmiĢtir. Ruhu ise Alem-i ervaha yani geldiği yere. Dolayısıyla her Ģey aslına rücu eder. Bu yasadır ve bu yasa korunmuĢtur. Bu yasayı Allah koymuĢtur.Yeniden diriliĢ vaadi Allah‟ın hayat için koyduğu yasalar gözetilerek yapılmaktadır. Bunun zımnen ifadesi de budur. Yani rabbimiz ben vaadlerimi yaparken, koyduğum yasaları gözeterek yapıyorum. Belki o yasalarımı yasalarımla, daha üst yasalarımla aĢarak yapıyorum. Yani yine yasasız yapmıyorum, ilkesiz yapmıyorum anlamına gelir.

5-) Bel kezzebu Bil Hakkı lemma caehüm fehüm fiy emrin

meriyc; Hayır, onlara geldiğinde Hakikatlerini yalanladılar! Onlar pek karıĢık

bir iĢ içindedirler. (A. Hulusi) 05 - Doğrusu hak kendilerine geldiği zaman tekzip ettiler de Ģimdi

karma karıĢık bir ızdırap içindeler. (Elmalı) Bel kezzebu Bil Hakkı lemma caehüm dahasınıda yaptılar. Bel,

daha beterini yaptılar diyor. Ne yapmıĢlar?kezzebu Bil Hakkı lemma caehüm ayaklarına kadar geldiği halde gerçeği yalanladılar, hakikati yalanladılar. fehüm fiy emrin meriyc hasılı onlar derin bir iç karmaĢa yaĢıyorlar. Meriyc; KarıĢıklık, bulanıklık, karmaĢa, içinden çıkılamayacak kadar karmaĢa hali, kaos hali. Ġç dünyalarında derin bir kaos yaĢıyorlar. Ġç dünyasında kaos yaĢayan dıĢ dünyasında ki kozmosu fark etmez. O muhteĢem dizaynı fark etmez. O muhteĢem eli fark etmez. Sanatta ki o muhteĢemliği fark etmeyince sanatkarın ihtiĢamını, büyüklüğünü fark etmez. Onun içinde yaratmayı Allah‟a bile çok görür.

Kafaya bakın, Allah tasavvuruna bakın. Ġnsanın Allah tasavvuru,

insanın zihnini yüceltmesi gerekirken, onlar yüce bir tasavvur olan Allah tasavvurunu insan hizasına çekmeye, indirmeye çalıĢıyorlar. ĠĢte onun için algılayamıyorlar.

Page 339: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

6-) Efelem yenzuru iles Semai fevkahüm keyfe beneynaha ve zeyyennaha ve ma leha min furuc;

(Kendilerini arz - beden kabullendikleri içindir ki) üstlerindeki

semâya (bilinçlerine) bakmadılar mı ki, onu nasıl oluĢturduk ve (duyularla) bezedik! Onun hiçbir kusuru da yoktur! (A. Hulusi)

06 - Artık üstlerindeki Semâya bir baksalar a, biz onu nasıl bina

etmiĢiz ve ziynetlemiĢiz hiç bir gediği yok. (Elmalı) Efelem yenzuru iles Semai fevkahüm ama onlar üzerlerinde ki

göğe dönüp de bakmazlar mı? Baksalar ya. Yani Allah‟ın yeniden yaratıĢı, yeniden yaratılıĢı, öldükten sonra diriliĢi Allah‟a bile çok gören bu insanlar Ģöyle baĢlarını kaldırıp yukarı bir baksalar ya? keyfe beneynaha ve zeyyennaha ve ma leha min furuc üstelik onu nasıl inĢa etmiĢ ve ıĢıl ıĢıl bezemiĢiz. Ve zeyyennaha; IĢıl ıĢıl. Yani göz kamaĢtırıcı bir biçimde tezyin etmiĢiz süslemiĢiz. Dahası hiçbir eksik gedik bırakmamıĢız.ve ma leha min furuc Burada ki “ma” farklı da algılanabilir. Kem anlamı verirsek eğer ki bu mümkindir edatlarda, Arap dilinde. Yani nice geçiĢ noktaları yerleĢtirdik anlamına ulaĢabiliriz. Alternatif bir anlam olarak sunuyorum.

7-) Vel Arda medednaha ve elkayna fiyha revasiye ve enbetna

fiyha min külli zevcin behiyc; Arzı (bedeni) geliĢtirdik; onda sâbit dağlar (organlar) oluĢturduk!

Onda her güzel çiftten (çift DNA sarmalından) bedenin nebatî özelliklerini meydana getirdik. (A. Hulusi)

07 - Arza da: bir imtidad vermiĢiz ve ağır baskılar oturtmuĢuz ve

her çeĢitten çiftler bitirmiĢiz ki temaĢasına doyulmaz. (Elmalı) Vel Arda medednaha yer yüzünü ise yayıp geniĢlettik. Nasıl?

GeniĢlettik, yaydık, uzattık. Nasıllığı arkasından geliyor. ve elkayna fiyha revasiye zira oraya kalkmaz kımıldamaz dağlar yerleĢtirdik. Ben burada ki “vav” ı zira diye çevirdim boĢuna değil, bir öncesini açıklayan, beyan eden, manasına bir vav bu. Neden? Dağlar yerleĢtirerek yer yüzü nasıl uzar? Efendim anlaĢılmayacak ne var: Yuvarlak ve düz bir sathı uzatmak istiyorsanız engebe koymanız lazım. Vadiler ve zirveler. Düz bir sathı uzatmıĢ olursunuz. O düz alanı iki katına, 3 katına çıkarırsınız.

Page 340: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Eğer enginli yüksekli yaparsanız. ĠĢte cevabı Hakk o düz satıhta enginli yüksekli dağlar ve vadiler yerleĢtirerek muhteĢem bir uzama gerçekleĢtirdi. GeniĢletti.

[Ek bilgi; DAĞLARIN OLUġUMU Yer küresinin teĢekkülü; Çok yüksek derecedekibir sıcaklığın

hüküm sürdüğü ve özellikle – kayaların erime halinde olduğu- merkezi bir tabakayı ihtiva eden derin bir tabaka ile katı ve soğu olan yer kabuğundan yani yüzey tabakasından meydana gelmektedir. Bu tabaka çok incedir. Yerin yarıçapı 6.000 Km.den fazla olduğu halde bu yüzey tabakası birkaç Km. ile 10 Km. arasında bir kalınlık teĢkil eder. Bu da yer kabuğunun ortalana olarak yer küresinin yarı çapının1/100 bile olmadığı anlamına gelir.

Jeolojik olaylar iĢte – denilebilirse- bu ince deri üzerinde meydana gelmiĢtir. Bunların temelinde dağ silsilesinin esası olarak kıvrılmalar bulunur. Dağların oluĢumuna jeolojide orogene‟se (Dağ oluĢması denilir. Bu oluĢum sürecinin büyük bir önemi vardır. Çünkü bir dağı meydana getirecek olan engebeye, yer altında, yer kabuğunun aynı oranda ki bir gömülmesi tekabül eder ki, bu yere çakılmada, alt tabakada una bir temel sağlar. (Maurıce Bucaılle-Kur‟an ve bilim)]

Aslında buradan, Kur‟an ın genel üslubu budur. Fiziki Ģeylerden

bahsederken hep aslında ahlaki, manevi noktalara imada bulunur. Yani dağ diyorsa Kur‟an, yer yüzü diyorsa biz hemen bunu insanın iç dünyası olarak anlayacağız. Ġnsanın iç dünyasının kapasitesini de artırır. Nasıl artırır? Tıpkı yer yüzünün kapasitesini, yer yüzünün yüz ölçümünü, alanını engebeler koyarak, girintiler ve çıkıntılar, dağlar ve vadiler koyarak artırdıysa, insanın iç kapasitesini de bereketlendirir, mübarek kılar ve insanın iç kapasitesini artırır, böyle artırır Allah.

ve enbetna fiyha min külli zevcin behiyc üstelik orada her tür

çiftten güzel, alımlı bitkiler yeĢerttik. Zevcin behiyc, zevc; Varlığın çift kutupluluğuna atıftır. Aslında vahyin değiĢmez karakterlerinden biri de çift kutupluluktur. Vahyin içinde bile bu çift kutupluluğu görürüz. Bir maddeye atıf yapar bir manaya. Bir dünyaya atıf yapar, bir ukbaya, ahirete. Bir korkuya atıf yapar bir umuda. Bir cennete atıf yapar bir cehenneme. Bir insana atıf yapar bir Ģeytana. Bir benliğe atıf yapar bir imana, nefse imana. Yani vahiy de kendi içinde çift kutuplu bir üslubu benimser. Hatta vahiy Allah hakkında konuĢurken bir celal sıfatına atıf yapar bir cemal sıfatına. Bir kahrı ilahiye atıf yapar, bir de lûtfu ilahiye. Böylece vahiy bize çift kutupluluğun, varlığın yasası olduğunu dile getirmiĢ olur.

Page 341: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Dünya hayatı hayatın bir yüzü. Bununla yukarıdan beri gelen, açılan pasajın konusu arasında nasıl bir alaka var? Zevcin behiyc; Çift kutuplu güzellik, göz alıcı güzellik. Ahireti inkarla ilgilidir bu pasajın konusu. Ey ahireti inkar eden inkarcı muhatap varlık çift kutupludur. Dünya bu kutbun bir tanesidir. Öteki kutbu nerde? ĠĢte ahirette öteki kutbudur. Sen aslında ahireti inkar etmekle varlığın yasasını, senin de tabi olduğun yasasını inkar ediyorsun, kendini inkar ediyorsun. Kendine bak sen bile ceset ve ruh gibi bir çift kutuptan, hatta belki üç kutuptan müteĢekkilsin. Ceset, can, ruh. Onun için sen kendini mi inkar ediyorsun. Bir de ötesi var. Yani tek kutup dünya, sen tek dünyalı olmayı kendine nasıl sindiriyorsun.

8 - ) Tebsıraten ve zikra li külli 'abdin muniyb; (Hakikatine) dönen her kula basîretini açmak ve hatırlatıp öğüt

vermek için. (A. Hulusi) 08 - Gözler gönüller açar, yaratanın kudretini ihtar eder, dersler

verir birer niĢanei basîret ve nümunei ibret olmak üzere, hakka yüz tutan her kul için. (Elmalı)

Tebsıraten ve zikra li külli 'abdin muniyb gönüllü olarak O‟na

yönelen her kul için bir bilinç kaynağı ve bir uyarı vesilesi olsun diye. Evet, Tebsıra; aslında ampirik bilgiye delalet eder. Yani gözlem yoluyla, deney yolu ile elde edilen dıĢ bilgiye, veriye, dataya delalet eder. Zikra ise iç bilgiye, iç aydınlanmaya, tefekküre, düĢünceye delalet eder. Yani bu kısacık ayette bilginin iki temel kaynağı da dile getiriliyor. Tebsıraten ve Zikra li külli „abdin muniyb gönüllü olarak Allah‟a yönelen her kimse için, her bir kimse için hem bir gözlem yoluyla elde edilen dıĢ bilgi, hem de tefekkür yoluyla elde edilen iç bilgi olarak olsun diye bu vahyi gönderdi ve böyle yarattı. Bu vahyin gönderiliĢ ve Ģu kainat ayetinin okunuĢ sebebi bu olmalı.

Yani dönüp bakmıyorsunuz ya nassı duyun, sem‟iyyat yolu ile, yani

ya kulağınızı çalıĢtırın, ya da görün. Ya kitapta ki ayeti okuyun, ya da kainat ayetini. Siz ne onu okuyorsunuz, ne onu okuyorsunuz. Ne dönüp göğe bakıp göğü kitap gibi okuyorsunuz, ne indirilen vahye inanıyorsunuz. Peki siz ne iĢe yararsınız. Aslında zımnen söylenen bu.

Page 342: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

9-) Ve nezzelna mines Semai maen mubareken fe enbetna Bihi cennatin ve habbel hasıyd;

Semâdan bereketli bir su (ilim) indirdik de onunla cennetler

(hakikatindeki kuvvelerin güzelliğini hissettirdik) ve hasat edilen taneler (çeĢitli marifetler) bitirdik. (A. Hulusi)

09 - Bir de Semadan mübarek bir su indirip de onunla bağlar

Bahçeler bitirmekteyiz ve biçilecek taneler. (Elmalı) Ve nezzelna mines Semai maen mubareken fe enbetna Bihi

cennat dahası biz gökten bereketli bir su indirdik ve onunla has bahçeleri yeĢerttik. YemyeĢil cennete döndürdük.

Mübarek su, mübarek ürün; Bu çifti gördüğünüz her yerde hemen

ahlaki ve manevi suya bakacaksınız. Vahiy suya benzetilir. Nasıl gökten su nazil etmiĢse Allah, semadan da, yani manevi semadan da vahiy nazil etmiĢtir. Nereye? Suyu kurumuĢ topraklara can versin, vahyi de kurumuĢ yüreklere can versin diye. Mübarek Kur‟an, mübarek su; Gökten mü‟min bir kalbe, akla nazil olursa ne yapar? Orayı cennete çevirir. Aslında mü‟minin cenneti ilk defa yüreğinde tohumlanır. Mü‟minin gireceği cennetin prototipi yüreğindedir. Orayı çölken cennete çeviren de vahiy rahmetidir.

[Ek bilgi; Yer altı sularının yağmur sularının süzülmesinden ileri

geldiğini düĢünmek basit bir iĢ sayılabilir. Fakat eski zamanda Ġ.Ö. 1. yy. da Roma‟da Vitruve adını taĢıyan bir Ģahsın bu fikri savunduğu bir istisna olarak nakledilir. Aynı Ģekilde Kur‟an ın vahy edildiği zamanı da içine alan uzun asırlar boyunca suların düzeni konusunda insanlar tamamen yanlıĢ telakkilere sahip bulunuyorlardı.

Bu meselenin uzmanlarından olan G Castany ile B. Blavoux; Eneyelopedia Universalis‟te yazmıĢ oldukları “Hydroge‟ologie” makalesinde konunun tarihi yönü hakkında Ģu ibretli bilgileri veriyor.

Ġ.Ö. 7. yy. da Milet‟li Thales, kara parçalarında ki rüzgarların etkisiyle deniz sularının itildiği, toprağa düĢüp yere girdiğini düĢünüyordu. Platon‟da bu fikirleri paylaĢıyordu. Suyun denizlere dönüĢünün Tatar denilen bir büyük uçurumun sayesinde gerçekleĢtiği kanaatindeydi. Bu teori Deskartes de dahil 18. yy. a kadar sayısız taraftar bulacaktır.

Aristo ise yerdeki su buharının dağların soğuk oyuklarında yoğunlaĢtığını ve böylece kaynakları besleyen yer altı gölleri oluĢturduğunu tahmin ediyordu. Bu nazariye 1. asırda Sene‟gue

Page 343: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

tarafından benimseneceği gibi, 1877 ye kadar O.Volger‟in içlerinde bulunduğu bir çok taraftar bulacaktır.

Suyun dolaĢımı konusunda ilk vazıh anlayıĢ, 1580 de Bernard Palissy tarafından yeniden ortaya konulacaktır. Bu Ģahıs ta yer altı sularının, yağmur sularının süzülmesinden meydana geldiğini kabul ediyordu.. Bu teori 17. asırda E Mariotte ve P Perrault tarafından desteklenecektir.

Hz. Muhammed devrinde geçer akçe olan bu yanlıĢ telakkilerinKur‟an da hiçbir etkisine rastlanmaz.(Maurıce Bucaılle – Kur‟an ve Bilim)]

ve habbel hasıyd (Sonraki ayetle bitiĢik) 10-) Ven nahle basikatin leha tal'un nadıyd; Salkım salkım meyveleriyle yüksek hurma ağaçları da. (A. Hulusi) 10 - Ve Semaya ser çeken hurma ağaçları ki sıvama dizilmiĢ bir

tal'ı vardır. (Elmalı) ve habbel hasıyd, Ven nahle basikatin leha tal'un nadıyd

dahası hasat edilen tahılı ve sıra salkımlı meyveleriyle boylu poslu, fidan gibi hurma ağaçlarını,

11-) Rizkan lil ıbadi, ve ahyeyna Bihi beldeten meyta* kezâlikel

huruc; Kullara yaĢam gıdası olması için. Onunla ölü bir beldeyi dirilttik. ĠĢte

huruç (dünyalarından - kozalarından çıkıĢ) böylecedir. (A. Hulusi) 11 - Kullara rızk için, ve onunla ölü bir beldeye hayat vermekteyiz,

iĢte o huruç da böyledir. (Elmalı) Rizkan lil ıbad bütün kullara bir rızık olarak verdik. ve ahyeyna

Bihi beldeten meyta* kezâlikel huruc evet, biz ölü bir beldeye o su ile can verdik. ĠĢte insanın yeniden diriliĢi de böyle olacaktır. Muhataplara Allah‟ın indirdiği ayetleri okumuyorsunuz, bari kainat ayetini okuyun da yeniden diriliĢin belgelerini görün diyor. 4 mevsim nedir? Yeniden diriliĢi

Page 344: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

inkar eden bir insan, bir kıĢın baksın tabiata bir de baharın. Ġkisi arasında ki farkı nasıl izah edecek.

Aslında 24 saat bile yeterli yeniden diriliĢ için. Her gündüz

ömrünüzdür, he akĢamınız kabrinizdir. Her yatağa giriĢiniz kabre giriĢinizdir. Her sabahınız ba‟sü ba‟del mevt inizdir, yeniden diriliĢinizdir. Gündüzü nasıl geçerse bir günün gecesi de öyle geçer. Gündüzü felaketlerle dolu olan bir ömrün gecesi kabustur. Gündüzü saadetle geçen bir ömrün gecesi Rü‟ya es Salihadır. Cennet ise sabahın habercisidir.

12-) Kezzebet kablehüm kavmu Nuhın ve Ashabur Ressi ve

Semud; Onlardan önce Nuh'un kavmi, Ress Ashabı ve Semud da yalanladı

(vefat sonrası ölümsüz ebedî yaĢamı). (A. Hulusi) 12 - Tekzip etti onlardan evvel Nuh‟un kavmi ve ashabı ress ve

Semûd. (Elmalı) Kezzebet kablehüm kavmu Nuhın ve Ashabur Ressi ve Semud

onlardan önce Nuh kavmi Ress sakinleri ve Semud. Ress sakinleri daha önce de geçmiĢti kuyu demektir ress. Hatta Bi‟r den farklıdır. Bi‟r; Merdivenle içine inilen, üzeri kapalı kuyular. Ama Ress dediği kuyu tipi Anadolu da çok olan derin kuyu, etrafı taĢla örülü olan veya olmayan derin kuyu. Hatta kör kuyu da diyebilirsiniz buna. Bu kuyu.

Neden Ress sakinleri dendiği konusunda farklı yorumlar var.

Hanzala isimli bir peygamberleri var imiĢ bu Ress lilerin. Ki bu Ress‟in nerede olduğu konusu da ihtilaflı. En yoğun görüĢ Necran‟da, yani Mekke ile Yemen arasında, Necit ile Yemen arasında bir bölge olan Necran da olduğu. Ama bir baĢka görüĢ Azerbeycan‟da olduğu, yine Irak‟ta olduğu v.s. gibi farklı görüĢler var. Her neredeyse bu kavim kendilerine gönderilen peygamberi kuyuya atmıĢ bir rivayette. Onun için Ress sakinleri denilmiĢ. Peygamberini kuyuya atıp ondan kurtulan azgın kavim anlamında kullanılmıĢ.

ve Semud (Sonraki ayete bitiĢik) 13-) Ve 'Adun ve fir'avnu ve ıhvanu Lut;

Page 345: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ad, Firavun ve Lût'un kardeĢleri de (yalanladı). (A. Hulusi) 13 - Ve Âd ve Firavun ve ihvanı Lût ve ashabı. (Elmalı) ve Semud, Ve 'Adun ilginçtir Kur‟an da nerde „Ad dan bahsedilirse

orada Semud dan bahsedilir. Ġkisi adeta ikizdir. Neden biliyor musunuz? Sebebi çok belli. „Ad; Hadramevt‟te yani güney Arabistan da yerleĢik olan büyük bir uygarlık. Ġreme zâtil 'ımâd. (Fecr/7) Yüksek sütunlar sahibi irem diyor ya Kur‟an, gerçekten de muhteĢem bir uygarlık kurmuĢlardı. Refah düzeyi çok yüksekti. Fakat bir çöl kum fırtınasıyla bugün kazılar sonucu ortaya çıkarılan buluntulara göre 7 ile 12 m. Kumun altına gömüldüler ve bir bela, büyük bir belaydı.

Oradan kurtulanlar Kuzeye göç ettiler ve Medain-i Salih diye bugün

kalıntıları olan, yine Arabistan‟ın kuzeyinde bulunan Ürdün sınırına yakın bir yerde yeni bir uygarlık kurdular. Fakat Eski uygarlık olan „Ad; çöle kurulmuĢtu. Yani çölün yeĢillikle birleĢtiği bir yere ve düzlük bir mekanda kurulmuĢtu. Evlerini çöl kumuyla, o kumdan malzemelerle yaptılar. Helake uğrayınca Hata bizde, hata Allah ile iliĢkimizde diye düĢünecekleri yerde, malzemede dediler ve yeni geldikleri yerde kayalardan ev yaptılar. Kaya gibi ev diyorlar ya, altı kaya üstü kaya gibi falan diye reklam yapıyorlar ya. Kayanın, taĢın içine oydular muhteĢem evlerini. Hala kalıntıları vardır o evlerin.

Yani suçu kendilerinde bilmediler, suçu malzemede buldular. Ama

ne oldu? Yamuk baktıkları için doğruyu göremediler. Bela orada da yakaladı. Yani yamuk baktınız. Allah ile iliĢkinizi düzelteceğiniz yerde, mimari, inĢa unsurunu değiĢtirdiniz. Sorun mimaride değildi ki, sorun yapı malzemesinde değildi ki, sorun kafanızdaydı, sorun kalbinizdeydi, sizin ahlakınızı değiĢtirmeniz gerekirken yapı malzemesini değiĢtirdiniz. Allah bu malzemeyi helak etmez mi sandınız. Yine helak oldunuz. ĠĢte onun için „Ad ve Semud bir arada anılır.

ve fir'avn ilginç yine firavun ve ıhvanu Lut ve Lût‟un kardeĢleri.

Dikkat buyurun firavun diyor. kavminden söz edilmiyor, sadece yalın olarak firavun geliyor. Neden? Firavun o kadar baskıcı ve zorbaydı ki kavmini silikleĢtirdi, ĢahsiyetsizleĢtirdi, artık firavunun kavmi denilecek Ģahsiyet kalmadı ortada. Yani hepsi bir sürü. Bir çobanın bir parmağına bakan, veya çobanın elinde ki bir tutam otun arkasına dökülmüĢ bir sürü. Onun için Ģahsiyeti yoksa Kur‟an onlara adam demiyor.

Page 346: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

14-) Ve Ashabul' Eyketi ve kavmu tubbe'* küllün kezzeber

Rusule fehakka va'ıyd; Ashab-ı Eyke ve Tubba kavmi de (yalanladı)... Hepsi Rasûlleri

yalanladı da bu yüzden duyurulan azabım hak oldu. (A. Hulusi) 14 - Eyke ve tübbe'in kavmi, her biri gönderilen Peygamberleri

tekzip etti de Hakk oldu veîd. (Elmalı) Ve Ashabul' Eyketi ve kavmu tubbe' Evet, Ashabül‟ Eykete diye

de okunur. Yine ormanlık vadinin sakinleri ve tubbe‟ kavmi. Daha önce bunlarda geçmiĢti Tubba‟ kavmi Kudretli Himyer krallarına verilen isim ki, bir dönemde Himyer devleti, Himyer uygarlığı ta Derbent‟e kadar, Kafkaslara kadar uzanmıĢtı. küllün kezzeber Rusul bunların hepsi de elçileri yalanladılar. fehakka va'ıyd sonunda vaad ettiğim, tehdit ettiğim ceza gerçekleĢti.

15-) Efe 'ayiyna Bil halkıl evvel* bel hüm fiy lebsin min halkın

cediyd; Ġlk yaratmada yetersiz mi kaldık? Hayır, onlar halk-ı cedîd'den (yeni

yaratılıĢ'tan) kuĢku içindeler. (A. Hulusi) 15 - Ya artık birinci yaratıĢ ile yoruluverdik mi? Doğrusu onlar, yeni

bir yaradılıĢtan iltibastalar. (Elmalı) Efe 'ayiyna Bil halkıl evvel* Ģimdi biz ilk yaratıĢ sırasında bitkin

düĢmüĢüz öyle mi? Ġlginç bir noktaya getirdi vahiy. bel hüm fiy lebsin min halkın cediyd asla, asla, kesinlikle böyle bir Ģey iftira olur. Ama onlar yeniden yaratmanın imkanından kuĢku duymaktalar. Yani bu ayet Yahudilerin Allah‟a iftirası ile, müĢriklerin Allah‟a iftirasını zemin olarak aynı temele yerleĢtiriyor. Yahudilerin iftirası neydi? Ki Tevrat‟ta bu açıkça yer alıyor tahrif edilmiĢ bölümünde diyelim. Tekvin bölümünün 2. bab 2. ayetinin cümlesi orada yer alıyor.

Allah yerleri ve gökleri 6 günde yarattı ve 7. gün dinlendi. Onun için

cumartesi biz de ona ittibaen hiçbir iĢ yapmayacağız. Madem o yoruldu, biz de onun için yorulalım gibi bir mantıkla yola çıktılar. (HaĢa tabii ki)

Page 347: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bu aslında müĢriklerin yeniden yaratılıĢı çok gördükleri sınırlı Allah tasavvurlarına benziyordu. Oysa ki Allah mutlak olandır. Her ne mükemmellik aklınıza geliyor, o Allah‟a aittir. Her ne noksanlık aklınıza geliyor, Allah ondan münezzehtir. Allah inancı budur. Seliym bir Allah inancının olmazsa olmazıdır bunlar. Bunlar yoksa orada seliym bir Allah inancından söz edilemez. Dolayısıyla müĢriklerle Yahudilerin bu yamuk inançlarının aynı temele iliĢkin olduğunu yani ikisinin de ortak bir hastalığı olduğunu söylüyor burada. Nedir o ortak hastalık? Uzak Allah inancı. ĠĢte Ģimdi oraya geldik.

16-) Ve lekad halaknel Ġnsane ve na'lemu ma tuvesvisu Bihi

nefsuh* ve nahnu akrebu ileyhi min hablil veriyd; Andolsun ki insanı biz yarattık... Ona (bilincinin oluĢturduğu)

nefsinin vesvese verdiği Ģeyi (kendini beden kabullenme fikrini) biliriz... Biz ona, Ģah damarından daha yakınız! (A. Hulusi)

16 - Hem Ģanıma kasem ederim ki hakikat insanı biz yarattık ve

biliriz: nefsi onu ne ile vesveselendirir ve biz ona «habli verîd» den daha yakınızdır. (Elmalı)

Ve lekad halaknel Ġnsane ve na'lemu ma tuvesvisu Bihi nefsuh

Doğrusu insanı yaratan biziz ve iç beninin, nefsinin bir baĢka ifadeyle, ona neler fısıldadığını, içinde nasıl fiskoslar yaptığını, neler üfürdüğünü çok iyi bilir.

Bu üzerinde ısrarla durulması gereken bir ayet değerli dostlar.

Kur‟an ın çivi ayetlerindendir bu ayet. Ġnsanı, insana tanıtan aynalardandır. Ey insan kendini, ta görünmez tarafını seyretmek istiyor musun, Allah‟ın tuttuğu aynada kendine bak. Ġçine bak. Yani sen baĢka hiçbir ayna da burayı göremezsin. Hiçbir ayna sana ta içindeki zaafları göstermez. Allah‟ın aynası ancak gösterir çünkü kalplerin özünü O bilir. Çünkü, evet çünküler burada gelecek;

Ġnsanı en iyi kim bilir? Allah. Neden? Nedeni var mı, çünkü O

yarattı. Açık. Elâ ya'lemu men halâk.. (Mülk/14) yaratan bilmez mi diyor mülk suresinde ya rabbimiz.Elâ ya'lemu men halâk yaratan bilmez mi?

Bu ayet insanın gizemli iç dünyasından söz ediyor. Ġç ben, nefis ve

onun ayartılmasından söz ediyor. Ayette ki eylem vesvese, açık. Yani

Page 348: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

insanı biz yarattık, onun içi beninin kendisine ne vesvese verdiğini de çok iyi biliriz. Diyor.

Vesvese= eylem. Peki bu eylemin öznesi kim? Nefs diyor ayet. ma

tuvesvisu Bihi nefsuh öznesi nefs, iç ben. Peki nesnesi kim? Ġnsan. O zaman burada bir özne bir nesne bir de eylem var. Özne vesvese veriyor fiil vesvese, nesne de insan. Yani insanın içinde iki kutup var, bir kutup öbür kutbu baskı altına alıyor. Ne ile? Fiskosla, vesveseyle, ayartıyla, fısıldamayla burada ondan söz ediliyor. Ġnsanın içinde ki iki odaktan söz eden bir ayetle karĢı karĢıyayız. Nefs ve insan diyor ayette Ayet insanın nesneleĢme sorununu ele alıyor. Ayetin konusu Ģu anda ortaya çıktı. Ayetin konusu insanın nesneleĢmesidir. Ve zımnen Ģöyle diyor ayet;

Ġnsan Allah için kendisine bırakılmayacak kadar önemlidir. Ġnsan

Allah nezdinde kendi kendisine bırakılmayacak kadar önemlidir. Allah insanı kendisine bırakamaz, bırakmaz. Neden bırakmadığını merak ediyorsanız iĢte bunun için bırakmaz. Çünkü insan kendisine kıyar kendisine bırakıldığı zaman. Onun için Allah insana sahip çıkar, çıkarsa Allah büyük bir rahmet etmiĢtir. Ama eğer Allah‟tan insan ille de benim yakamı bırak diyorsa insan Allah‟a kötülük yapmıĢ olmaz, kendine kötülük yapmıĢ olur.

DıĢarıdan hiçbir müdahale olmasa içinde ki imkanı zaafa

dönüĢtürerek insan kendisini kul köle haline getirir. Bunun sonucunda içinde ki insan eden sesi duyamaz hale gelir. Kendisini insan eden vicdanın sesinin üstüne perde gerilir. O ses Allah‟ın fıtrat sesidir. Fıtrattan verdiği sestir. Fıtratın üzerinden konuĢmasıdır Allah‟ın. O sesi duymak, insanın kendisini aĢarak özüne ulaĢmasıyla mümkündür. ĠĢte vesvese bu sesi duymamamız için parazit yapmaktır. Alıcılarımızın Cenabı Hakkın fıtratımız ve yaratılıĢımız üzerinden verdiği mesajları duymamamız için iç benimiz bir parazit yayar.

Ġrade ve vesvese ters orantılıdır. Bu cümle tüm vesveseler için

geçerlidir. Ġrade ve vesvese ters orantılıdır. Vesvese arttıkça irade azalır, irade arttıkça vesvese azalır. Eğer bir insan vesveseliyse iradesiz demektir. Ona yapılacak en ciddi tavsiye iradeni artır vesvesen azalsın. %100 irade kullan %0 vesveseye ulaĢ denilir.

[Ek bilgi; BAĞIRSAKLARDAKĠ 2. BEYĠN Bazı bilim adamlarının „‟ikinci beynimiz‟‟ olarak adlandırdıkları, çoğu

kez dikkate alınmayan, bağırsaklarımızın içini kaplayan bir nöronlar ağıdır.

Page 349: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Önemli nörotransmitter‟larla dolu olan bu nöral doku kütlesinin daha derin anlayıĢı, onun sadece sindirimi idare etmekten veya ara sıra olan ani sinir spazmını vermekten çok daha fazlasını yaptığını gözler önüne sermektedir.

Kafataslarımızdaki büyük olanla bağlantı halinde olan

bağırsaklardaki küçük beyin, zihinsel durumumuza kısmen karar verir ve vücudun her tarafında belirli hastalıklarda anahtar roller oynar. Onun etki alanı geniĢ olsa da; ikinci beyin, herhangi bilinçli düĢüncenin veya karar vermenin merkezi değildir.

New York Presbyterian Hastanesi/Columbia Üniversitesi Tıp Merkezi‟nde Anatomi ve Hücre Biyolojisi Departman baĢkanı, yeni oluĢan Nörogastroenteroloji alanında uzman ve 1998 yılı kitabı „‟Ġkinci Beyin‟‟ (HarperCollins Yayınevi) in yazarı olan Michael Gershon, "Ġkinci beyin, büyük düĢünce süreçlerine yardımcı olmamakta. Din, filozofi ve Ģiir, baĢtaki beyine bırakılmıĢ‟‟ demiĢtir….(Çeviri Esin Sezer)]

ve nahnu akrebu ileyhi min hablil veriyd zira biz insana Ģah

damarından daha yakınız. Evet,ve nahnu akrebu ileyhi min hablil veriyd zira biz insana Ģah damarından daha yakınız. Yani ona iç beninin hangi fısıltıları yaptığını biliriz. Ġnsanı biz yarattık Onun içinde nefsinin verdiği vesveseleri biliriz, çünkü biz insana Ģah damarından daha yakınız.

Bu bir Allah tasavvuru inĢasıdır, bu muhteĢem cümle, Kendini bilen

rabbini bilir. Ġnsana Ģah damarından daha yakınız diyen rabbini bilmesi için içine yönelmesi lazım. Ġçine, derinliğine,i kendini aĢması lazım. Çünkü Allah Ģah damarından daha yakınsa kendini aĢarak oraya ulaĢacak. Kendini aĢtığı yerde rabbiyle karĢılaĢır ve o zaman teslim olacaktır, beni ben bilmem, beni sen bilirsin Allah‟ım diyecek ve o zaman Allah‟ın kendisi için gönderdiği kullanma kılavuzuna uyacak. Prospektüsü uygulayacak. Resulallah iĢte bu gerçeği bildiği için ara, ara; Ġlahi, Allah‟ım lâ tekiluniy, ilâ nefsiy tarfete ayn. Beni kendimle bir lahza, göz açıp kapayıncaya kadar olsa dahi baĢ baĢa bırakma. Diyordu. Dert ne? Dert insanın kendisi ile baĢ baĢa kalınca kendisine kıyması. Ġnsanın Allah‟tan kopunca kendisinden de kopmaz. Ġnsanın kendini unutunca Allah‟ı da unutması. Haddini bilmeyince Allah‟ın kadrini de bilmemesi.

[Ek bilgi; Bir hikaye; GARĠP ÇOBAN …..Musa Aleyhisselâm ona, dua etmesini, namaz kılmasını

öğretmiĢ... Ve yoluna devam etmiĢ.

Page 350: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Çobanın içinde bulunduğu hâli düĢünerek dalgın bir halde yürürken farkında olmadan bir gölünde üzerinde; birden arkasından bir ses iĢitmiĢ "Musa! Musa!" diye.

Dönüp bakmıĢ arkasına ki, kim sesleniyor diye, ne görsün! Garip çoban gölün üstünde yürüyor suya batmadan, kendisine doğru!

ĠĢte o esnada vahy olmuĢ Musa' ya. -Ey Musa, tüm varlığıyla bana yönelmiĢ, benden baĢka

düĢüncesi olmayan dostumu benden uzaklaĢtırdın!.. Aramıza büyük duvarlar ördün!.. Hemen o ördüğün uzaklık duvarını yık, ve bizi birleĢtir! Bana böyle kullarım da gerek!

Fark etmiĢ Musa Aleyhisselâm yaptığı iĢin sonucunu! Hemen dönmüĢ dediklerinden!... AnlamıĢ, Allah'ın kimine tüm

azâmeti ve haĢmetiyle kendini tanıtırken, kimine de samimiyet ve sâfiyetine göre tecelli ettiğini.

Ve dönüp, demiĢ bir garip çobana: -Sen bırak benim dediklerimi de, gene bildiğin, içinden geldiği

gibi O'na yönel, O'nunla konuĢ!... O seninle!. Hattâ senden bile yakın sana!.. Sen bir garip çobansın, nereden bileceksin O'nun haĢmet, azâmet ve saltanatını!... Gene bildiğin gibi sev, övmeye, hamd etmeye devam et!."

Evet, ya bir garip çoban gibi, sâfiyet ve samimiyetle O 'nu övüp, O 'na hamdedeceğiz. Ya da, gerçekçi olup ; "HAMD ALLAH'a mahsustur; biz bu konuda âciziz!" deyip, "yok"luğumuzu, "hiç"liğimizi farkedip haddimizi aĢmayacağız!... Zira Allah , bilgiçlik taslayıp haddini aĢanları sevmez..! (Okyanusum.com dan)]

17-) Ġz yetelekkal mutelekkıyani anil yemiyni ve aniĢ Ģimali

ka'ıyd; Sağından ve solundan kayıtla görevli iki kaydedici kuvve,

kaydederler! (A. Hulusi) 17 - Ġki zabıt memuru zabıt tutarlarken: biri sağdan oturmuĢ biri

soldan. (Elmalı) Ġz yetelekkal mutelekkıyani anil yemiyni ve aniĢ Ģimali ka'ıyd

zıt kutuplarda konuĢlanmıĢ olan o iki unsur, Hangi iki unsur? Bir üstte denildi ya vesvese veren, vesvese verilen. Ġki kutup var. Bir tarafta o kutbu yolundan çıkarmaya çalıĢan vesveseci, yani nefs diyor ayet, iç ben, ego. Öbür tarafta da vesvese verilen, Allah‟ın kendisi için verdiği koordinatlardan çıkarılmaya çalıĢılan. Ya da parazitle sesi susturulmaya

Page 351: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

çalıĢılan fıtrat. Aklı seliym, irade. ĠĢte bunlar. Bir tarafta aklı seliym, yani sağ duyu, öbür tarafta ise ego. ĠĢte bu iki unsurdan söz edilecek bu pasaj boyunca artık. Biz artık iki unsur denilince hep bunu anlayacağız. Zıt kutuplarda konuĢlanmıĢ olan o iki unsur sağdan ve soldan karĢı karĢıya geldiği zaman, evet;

18-) Ma yelfizu min kavlin illâ ledeyhi rakıybun 'atiyd; (Ġnsanın) her düĢüncesini gözleyen (kaydeden) bir gözcüsü vardır!

(A. Hulusi) 18 - Her ne söz atarsa mutlak yanında hâzır bir gözcü vardır.

(Elmalı) Ma yelfizu min kavlin insandan her hangi bir söz çıkmaya görsün

illâ ledeyhi rakıybun 'atiyd illa ki onu kendi içinde gözetleyip kaydeden biri vardır.

Hemen bir önceki ayetin sonuna gelip orada bir açıklama yapmam

lazım „atiyd diye bitti ayet. Aslında iki unsur insanın negatif ve pozitif tarafı. Ġnsanın aklı selimi ve egosu. „atıyd; Hem özne hem nesne formundadır. Hem fail, hem mef‟uldür bu form. Faiyl formu Arapça da ikisini birden içerir. Hem etkendir, hem edilgendir, hem öznedir hem nesnedir. Hem faildir, hem mef‟uldür. Onun için ikisini birden bünyesinde barındırır bu form. Bu boĢuna değildir, bununla bir Ģey söylenilmek isteniyor.

Nedir o? YerleĢik güdüler ve aklî melekeler. Bir tarafta güdüler, bir

tarafta aklî melekeler. Ġki melek diye yorumlayanlar da olmuĢ bunu. Sağdan ve soldan gelenler. Fakat ilerde gelecek karĢılıklı konuĢmalardan bunların iki melek olduğu yorumunun çokta isabetli olmadığı görülüyor ki bu yorum hemen kadiym müfessirlerin tamamının katıldığı yorum olmasına rağmen ilerde ayrıĢıyorlar. Ġki melek mi? yoksa bir tarafı melek, bir tarafı Ģeytan mı. Bir kısım müfessir Ģeytan, bir kısmı da melek der. ġeytanla melek arasında baya fark var.

Dolayısıyla burada biz insanın içinde ki iki odak. Çünkü yukarıda

16. ayette zaten ma tuvesvisu Bihi nefsuh derken o iki odağa dikkat çekti. Onun için bu pasaj boyunca o ikili yapı devam edecek. Biz de o ikili yapı çerçevesinde anlayacağız. Burada sembolik bir dil var. Efendimiz de zaten o diyor melek olarak adlandırılan o kaydedicilerin kalemi, konuĢan

Page 352: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

kiĢinin dili, mürekkebi de tükürüğü diyor. Bu sembolik bir ifade tarzı. Efendimiz bu sembollerle açıklıyor.

Bilinç, bilinç altı karĢıtlığını biz burada görüyoruz. Ben idrakini

hangi kutup inĢa edecek aslında soru bu. Sorun da bu. KiĢinin ben idrakini hangi kutup inĢa edecek Ego mu inĢa edecek nefis mi. Yoksa aklı seliym mi. Fıtrat mı inĢa edecek Ben lik mi inĢa edecek. “Ben” idrakini kim inĢa edecek. ġimdi savaĢ o savaĢ aslında. ĠĢte sağdan ve soldan gelip bir biri ile çatıĢan da onlar. „atıyd oturmuĢ güdüler bunlar.

OturmuĢ aklı Seliym, oturmuĢ güdü. Ġkisi de bir birini yok edemez.

Fakat biri diğerini bastırır ve inĢa eder. Biri diğerinin sesini bastırır. „atıyd aslında oturmuĢluğa tekabül eder diyor. Yani ya melekler meleke olmuĢtur insanda, ya Ģeytanlar meleke olmuĢtur. Melek, meleke haline geldiyse o aklı seliym. ġeytan meleke haline geldiyse o da ego olarak konuĢacaktır. Artık biz bu konuĢmayı dinleyeceğiz bu ayetin ardından. Devam ediyoruz;

[Ek bilgi; YAZICI MELEKLER Ġnsanoğlu bir söz söyler söylemez, biri sağında, biri solunda duran

iki melek hemen onu yazarlar. Hayır olsun-Ģer olsun onlar aksama dek yazarlar. AkĢam olunca o iki melek defterlerini alırlar ve 'Allah'a arz etmeğe giderler. Onları biri sağında, biri solunda görevli gece melekleri izlerler. Hayır veya Ģer gece ne söylerse insanın bu sözlerini hemen yazarlar.

Sağındaki fereĢteh (melek) solundaki meleğe âmirdir. Günah iĢlediği zaman soldaki görevli melek hemen yazmaz. Altı saat bekler. Kul tevbe ederse günahı yazılmaz, bağıĢlanır. Yoksa bir günah yazılır.

Aklı-fîkri olana Ģu yaraĢır: Defterine neler yazıldığını göz önüne alır. Gündüzden Allah Telâ‟ya hangi defteri gönderiyor. KurtuluĢuna mı sebep oluyor, yoksa helâkime mi? Eğer yüzünü ağartacak amellerle dolu ise mutluluk onun içindir. Eğer kendisinin Allah katında, bütün enbiyâ, evliya, yer-gök ehli arasında rüsva olmasını istemiyorsa, yüzünün kararıp, baĢının günahın mahcubiyetinden eğik kalmasını istemiyorsa, "tevbe suyu" ile günahlarına fırsat kaybolmadan piĢman olsun, vazgeçsin, Allaha az günahlı defterler yollasın. Böylece yarın hesap gününde dili dolaĢıp cümle varlıklara rüsva olmasın. (Ebü'l-Leys Semerkandi Tefsirü'l-Kur'an)]

[Ek bilgi-2; “Bir taraftan biz doğrudan doğruya insanın her çeĢit hareket ve davranıĢlarını ve düĢüncelerini biliriz. Diğer taraftan da her insan üzerine iki melek gönderilmiĢtir. Onlar tek tek her sözü not ederler. Onun hiç bir söz ve hareketi onların yazmasından kurtulamaz."

Page 353: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bunun manası Ģudur: Ġnsan Allah'ın adaletinde hesaba çekildiği zaman, bizzat Allah Teala kimin ne yaptığını bilmesine rağmen ona Ģahitlik yapmak için amellerini zapt edip gözü önüne serecek olan iki tane de Ģahit olacak. Bu zapt edip yazılan (amel defteri) nasıl olacak ve ne cinsten olacak?

Bunu doğru bir Ģekilde tasavvur etmemiz zordur, ama gözümüz önünde cereyan eden gerçeklere bakarak kesin olarak anlamaktayız ki; Ġnsanın yaĢadığı ve hareket yaptığı çevrenin her tarafında seslerinin, Ģekillerinin, davranıĢlarının izleri her zerreye yerleĢmektedir ve onların hepsi tamamen o Ģekli ile ve o ses tonları içinde tekrar aslında zerre kadar farkı olmadan öne sürülecektir.

Ġnsanlar, aynı iĢi son derece sınırlı ölçüdeki aletler yardımı ile yapmaktadır. Fakat Allah'ın melekleri ne bu aletlere muhtaçtırlar ne de bu kayıtlara bağlıdırlar. Ġnsanın kendi vücudu ve çevresindeki her Ģey onun her sesini ve Ģeklini (bütün konuĢmalarını ve hareketlerini) en ince ayrıntıları ile zaptedip içine alan bir film ve teyp gibidir. Kıyamet günü insanoğlu kendi kulağı ile, dünyada söylediği sözleri kendi sesi ile iĢitecektir. Ve kendi gözü ile, yaptığı bütün iĢlerin canlı tasvirlerini görebilecektir. Bunların doğruluğunu inkar etmesi de mümkün olmayacaktır. (Ebu‟l Alâ Mevdudi – Tehhimu‟l Kur‟an)]

18-) Ma yelfizu min kavlin illâ ledeyhi rakıybun 'atiyd; (Ġnsanın) her düĢüncesini gözleyen (kaydeden) bir gözcüsü vardır!

(A. Hulusi) 18 - Her ne söz atarsa mutlak yanında hâzır bir gözcü vardır.

(Elmalı) Ma yelfizu min kavlin onu açıklamam lazım; Söz; Tasavvurla

eylemin ortasındadır. Neden? Ağzından çıkan her sözü diyor ayette. Ma yelfizu min kavlin ağzından çıkan her sözü kaydedecek bir kaydedici mutlaka vardır. Neden söz diyor? Söz tasavvurla eylemin ortasında bulunur. DüĢüncenin meyvesidir, eylemin tohumudur. DüĢüncenin oğludur, çocuğudur, eylemin ise anasıdır, babasıdır. Onun için sözden bahsettiğimiz zaman hem niyet ve düĢünceyi, hem de eylemi ortaya koymuĢ oluruz. O nedenle eğer sözü kaydediyorsa, eylemi de niyeti de kaydediyor demektir.

[Atlanan kısım; illâ ledeyhi rakıybun 'atiyd tefsire dahil edildi)]

Page 354: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

19-) Ve caet sekretul mevti Bil Hakk* zâlike ma kunte minhu

tehiyd; Hak olarak Sekrat'ül Mevt (ölüm sarhoĢluğu) yaĢanmaya

baĢlanmıĢtır! ĠĢte bu senin kendisinden kaçıp durduğun Ģeydir. (A. Hulusi)

19 - Ve ölüm sekeratı Hakk ile geldikte: iĢte diye: o senin kaçıp

durduğun. (Elmalı) Ve caet sekretul mevti Bil Hakk derken ölüm kâbusu tüm

gerçekliğiyle çıkagelir. zâlike ma kunte minhu tehiyd ki iĢte bu ey insan senin köĢe bucak kaçtığın Ģeydir. Hani kaçıyordun ya ölümden, tek dünyalı bir bakıĢla bakarsan ölümden kaçarsın. Ama iki dünyalı olsaydın ölümden bu kadar kaçmazdın. Ölen bir kez ölür, ölümden kaçansa her ölümü hatırladığında ölür. Sen kaç kez öldün? Kendini öldürdün? Onun için iĢte geldi kaçıyordun.

20-) Ve nufiha fiys Sur* zâlike yevmul va'ıyd; Sur'a (bedene) üflenmiĢtir (üflenme içten dıĢadır; ruh, bedenden

çıkmıĢtır)! ĠĢte bu uyarıldığınız süreçtir! (A. Hulusi) 20 - Ve Sur üfürüldükte: ki iĢte o veîd günüdür. (Elmalı) Ve nufiha fiys Sur nihayet diriliĢ için sura üflendi. zâlike yevmul

va'ıyd iĢte bu da ey insan kendisine karĢı uyarıldığın gündür. Allah seni uyarmıĢtı ya? Yani Allah‟ın uyarması için ille de vahyin sana ulaĢması Ģart değil. Aslında bedenin seni uyarmıĢtı. Saçındaki ağaran her siyah kıl, her sarı kıl bir uyarıydı aslında. Yüzünde oluĢan her yeni kırıĢık bir uyarıydı. Aslında her geçen gün bir uyarıydı. Ömrünün böyle her geçen gün bir sayfasının dürülmesi bir uyarıydı. ġu her bahar bir uyarıydı, her kıĢ bir uyarıydı. Ey insan senin de bir kıĢın gelecek. Her gece bir uyarıydı senin de ömrünün gecesi gelecek.

[Ek bilgi; ÖLÜMÜN TADILMASI ÖLÜM tadıldıktan sonra neler olup bitiyor? ġimdi de kısaca bunu

anlatalım.

Page 355: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ÖLÜM tadıldığı anda kiĢi bir süre çevresindeki dünyayı algılamaya devam eder. Çevresinde olup bitenleri, yapılan konuĢmaları, üzüntü ve feryatları aynen biyolojik bedenle yaĢıyormuĢçasına algılar. Bu devrede âdeta bitkisel hayattaki bir insan gibidir. DıĢarıda tüm olup bitenleri algılıyor, fakat dıĢarıya hiçbir mesaj veremiyor.

ĠĢte bu anda sıra cenazenin yıkanmasına gelir. Cenaze niçin yıkanıyor?

Cenazenin yıkanmasının bilebildiğimiz kadarıyla hikmeti, henüz hücresel canlılığı devam eden biyolojik bedenin sudan ozmos yoluyla biyoelektriksel takviye almasıdır. Böylece kiĢi, kısa bir süre daha beden aracılığıyla yaĢamıĢ olduğu dünya ile iletiĢimini tek yanlı da olsa sürdürebilecektir.

ÖLÜMÜN TADILDIĞI andan itibaren baĢlayıp, mahĢere kadar devam edecek olan yaĢam boyutuna BERZAH âlemi denilir. (A. Hulusi – Ölüm nedir)]

21-) Ve caet küllü nefsin meaha saikun ve Ģehiyd; Her nefs (bilinç), birlikte olduğu sevk edici (doğal bedensellikle

oluĢmuĢ kiĢiliği) ve bir Ģahit (içindeki Hakk'ın sesi olan vicdanının sesleniĢi) ile gelmiĢtir! (A. Hulusi)

21 - Ve her nefis gelmiĢtir: beraberinde bir sevk memuru ve bir

Ģahit vardır. (Elmalı) Ve caet küllü nefsin meaha saikun ve Ģehiyd ve her can

kendisini yönlendiren unsurlar ve tanıklarla birlikte huzura gelir. Saik ve Ģehiyd gerçekten çok harika anlamlarla dolu iki kavram.

Saik; Modern Arapça da Ģoföre denilir. Bilenler bilir. ġoföre saik denilir. Aslında özne ve nesneden bahsediliyor. Saik fail formunda. ġehiyd ise iki formu birden kapsar ama fail geldiğine göre orada mef‟ul öne çıkıyor, yani nesne. Bu nedir? Ġnsanın bünyesinde ki iki kutuptan hangisi özne hangisi nesnedir. Aklı mı, güdüsü mü. Bilinci mi, bilinçaltı mı. iĢte bu, ayet bundan söz ediyor.

Ve caet küllü nefsin meaha saikun ve ġehiyd ve her can

kendisini yönlendiren unsurlar ve tanıklarla huzura gelir derken, insanın Ģoförü kim. Bedeninizin Ģoförü kim. Ruhunuzun Ģoförü kim, sizin Ģoförünüz kim. Huzuru ilahiye çıktığınızda ya rabbi beni süren nefsimdi

Page 356: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

diyecek bazı canlar. Ama bazıları da beni süren aklı seliymimdi. ġoförünüz kim. Yani ayyaĢ mıydı, ayıkmıydı. ġoförünüz doğru yolda mı sürdü sizi yanlıĢ yolda mı. Allah‟ın verdiği koordinatlara göre mi, yoksa Ģeytanın verdiği koordinatlara göre mi. Kime göre bu hayat arabasını sürdünüz bu hayat yolunda.

ĠĢte bu insanı süren Ģoför kimdir o ortaya çıkacak, tanık ta ortaya

çıkacak. Çünkü el tanık, ayak tanık, göz tanık, kulak tanık, di tanık dudak tanık. Her Ģey tanık. Eğer bastırmıĢsa iç ben, aklı seliymi o artık nesne olarak kalmıĢtır. Özne iç bendir, nefistir. O zaman nesneleĢtirilmiĢ olan, yani ġehiyd olan o aklı seliym; Ģahit olacak. Ya rabbi beni buna verdin fakat o bana ihanet etti. Fıtrat; Ya rabbi benim gibi seliym bir fıtrat koydun, o bana ihanet etti. Vicdan; Ya rabbi ban bağırdım, çağırdım ama o iç beni ile öyle bir parazit yaptı ki benim sesim kayboldu, duymadı. Ya rabbi o benim üzerime öyle bir kalın perde örttü ki küfür iĢte budur. Vicdanın üzerine sesi duyulmasın diye kalın bir perde örtmek. Benim sesimi duymadı. Evet.

22-) Lekad kunte fiy ğafletin min hazâ fekeĢefna 'anke ğıtaeke

febasarukel yevme hadiyd; "Andolsun bundan gaflet içinde (kozanda yaĢıyor) idin... Senden

perdeni kaldırdık! Bugün artık görme kuvven pek keskindir!" (denilir). (A. Hulusi)

22 - Celâlim hakkı için (denir) sen bundan bir gaflette idin: Ģimdi

senden perdeni açtık, artık bu gün gözün keskindir, (Elmalı) Lekad kunte fiy ğafletin min hazâ doğrusu sen denilir buna karĢı

gaflet içindeydin. Yani insanın kendi kendini gözetleyen bir varlık olduğunu dile getiriyor bu ifade. Doğrusu sen buna karĢı gaflet içindeydin. Neye? Kendine karĢı gaflet içindeydin. Vicdanının sesini duymak istemedin. Hani ayeti kerime de öyle buyuruyor ya; Belil'Ġnsanu 'alâ nefsihi basıyreh.(Kıyamet/14) bilakis insan kendi kendinin gözetleyicisidir. Yani insan kendi kendini gözetleyebilir. Fakat o gözü kör etmiĢseniz Summun bükmün umyün.. (Bakara/18) olur. Görmez, iĢitmez ve dilsiz olur. O zaman fehüm lâ yerci'ûn dönemez.

fekeĢefna 'anke ğıtaek iĢte artık önünden perdeyi kaldırdık.

Aslında Ģöyle çevirsem daha doğru olur. ĠĢte artık senin perdeni senden kaldırdık. Senin perdeni diye çevirmem daha uygun, çünkü senin

Page 357: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

örttüğün perde bu. Küfür perdesi. Ahirette örttüğün küfür perdesi kaldırılacak o zaman gerçeği anlayacaksın ama iĢ iĢten geçmiĢ olacak. febasarukel yevme hadiyd Ģimdi gözün daha bir keskindir. Haydi. Aslında burada ince bire istihza da var, ironi var. Haydi bakalım, perdeni kaldırdık, gördün inkar ettiğin Ģeyleri. Fakat neye yarar.

23-) Ve kale kariynuhu hazâ ma ledeyye 'atiyd; Onun karîni (bedeni - cinnden olan dost) dedi ki: "ĠĢte benim

yanımdaki hazır." (A. Hulusi) 23 - Ve karîni demiĢtir: iĢte bu yanımdaki hâzır. (Elmalı) Ve kale kariynuhu hazâ ma ledeyye 'atiyd onu güdümüne alan

Ģeytani öteki kiĢiliği der ki, yani iç ben‟i der ki; ĠĢte benim emrimde pervane gibi dönen, bana ayarlanmıĢ, benim güdümüme girmiĢ biri. Emrimde pervane gibi dönen manası verdim,ma ledeyye 'atiyd de, aslında bu her Ģeyiyle birinin emrine girmek, onun emri altında, onun gölgesi gibi hareket etmek anlamlarına gelir. Onun için iĢte benim emrime amade olmuĢ biri der o.

24-) Elkıya fiy cehenneme külle keffarin 'aniyd; (Denilir): "Her inatçı hakikati reddedici nankörü, atın Cehennem'in

içine!" (A. Hulusi) 24 - (Buyrulur:) atın atın Cehenneme her nankör anud, (Elmalı) Elkıya fiy cehenneme külle keffarin 'aniyd Allah emreder inkarda

ısrar eden her inatçı kafiri, uydusu olduğu odakla birlikte cehenneme fırlatıp atın.

25-) Menna'ın lil hayri mu'tedin muriyb; "O her hayrı (Hakkanî olanı) engelleyen, Ģüpheciyi." (A. Hulusi) 25 - Hayra engel, haĢarı iĢkilci kâfiri. (Elmalı)

Page 358: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Menna'ın lil hayri mu'tedin muriyb her hayra engel olanı, her

haddini bilmez saldırganı ve kuĢku yayanı atın cehenneme der. Burada ki menna‟in lil hayr; insanın özündeki hayır ve iyiliği bastıranı diye anlamak lazım. Yani Ģer, aslında senden değildi. Fakat sen seni öldürdün, sen içindeki imkanı Ģerre alet ettin içinde ki cenneti yeĢertmek yerine cehennemin ateĢini tutuĢturdun. Onun için hayrı engelledin. menna‟in lil hayr her hayrı engelleyeni diyor.

26-) Elleziy ce'ale meAllâhi ilâhen âhare feelkiyahu fiyl azâbiĢ

Ģediyd; "O ki, Allâh yanı sıra baĢka tanrı oluĢturdu! Artık atın onu Ģiddetli

azabın içine!" (A. Hulusi) 26 - Ki Allahın yanında baĢka ilâh tutmuĢtur, haydin ikiniz bir atın

onu o Ģiddetli azâb içine. (Elmalı) Elleziy ce'ale meAllâhi ilâhen âhar Allah dıĢında baĢka tanrılar

peydahlayanı feelkiyahu fiyl azâbiĢ Ģediyd haydi özne ve nesnesiyle birlikte, el kıya, oradaki tensiye zamirini böyle çevirdim. Özne ve nesnesiyle birlikte hepsini Ģiddetli azabın bağrına fırlatıp atın.

27-) Kale kariynuhu Rabbena ma atğaytuhu ve lâkin kâne fiy

dalâlin be'ıyd; Onun karîni ("insan" olarak hitap bilince olup; karîni, beden olarak

da anlaĢılabilir veya cinn dostu) dedi ki: "Rabbimiz, onu ben tuğyan ettirmedim (azdırmadım), ne var ki o (inanç olarak) uzak bir sapkınlık içinde idi." (A. Hulusi)

27 - ArkadaĢı der: ya Rabbenâ onu ben azdırmadım velâkin kendisi

uzak bir dalâl içinde idi. (Elmalı) Kale kariynuhu Rabbena ma atğaytuhu ve lâkin kâne fiy dalâlin

be'ıyd güdümüne girdiği Ģeytani öteki kiĢililik, iç beni; Rabbimiz der onu azdıran ben değilim, onu saptıran ben değilim. Ya ne?ve lâkin kâne fiy dalâlin be'ıyd o zaten derin bir sapıklığın içindeydi. Yani kendisi sapmaya hazırdı benim yardımımı istedi ben de yardım ettim. Tercihini

Page 359: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

yaptı sapma yönünde, ben de yardımımı esirgemedim. Koordinatlarını bıraktı ya rabbi, senin koordinatlarını, ben de ona yeni koordinatlar sundum. Evet.

28-) Kale lâ tahtasımu ledeyYE ve kad kaddemtu ileyküm Bil

va'ıyd; (Allâh) buyurdu: "Huzurumda hasımlaĢıp tartıĢmayın (huzurumda

tartıĢma yoktur)! Sizi baĢınıza gelecekler konusunda önceden uyarmıĢtım!" (A. Hulusi)

28 - Buyurur ki: huzurumda çekiĢmeyin, ben size önceden veîd

göndermiĢ iken. (Elmalı) Kale lâ tahtasımu ledeyYE Allah buyuracak; Benim huzurumda

hesaplaĢmayın. Belki Ģöyle de anlamak mümkün, Ġç Muhasebenizi benim huzurumda yapmayın. Nefis muhasebesini benim huzurumda yapmanın ne çıkarı var artık, bitti. Onu yaĢarken yapacaktınız. ve kad kaddemtu ileyküm Bil va'ıyd zira ben sizi azabımla vakti zamanında uyarmıĢtım.

29-) Ma yubeddelul kavlu ledeyYE ve ma ene Bi zallamin lil

'abiyd; "Benim katımda hüküm değiĢtirilmez! Ben kullara zulmedici

değilim!" (A. Hulusi) 29 - Benim indimde söz değiĢtirilmez ve ben kullara zulüm kar

değilim. (Elmalı) Ma yubeddelul kavlu ledeyY benim katımda verilen bir söz

değiĢmez, asla değiĢmez. ve ma ene Bi zallamin lil 'abiyd evet, geldi büyük cümle: Ve benim, ben kullarıma zulmetmem diye çevirmiyorum. Çünkü ma nın haberi B ile gelmiĢ. Bu Allah için kullanıldığında ihtimal yokluğuna delalet eder. Benim kullarıma zulmetme ihtimalim asla yoktur. Evet, Rabbimizin kullarına zulmetme ihtimali asla yoktur. Neden;

ve ma zalemnahüm ve lâkin kânu enfüsehüm yazlimun.

(Nahl/118) onlara biz zulmetmedik, onlar kendi kendilerine zulmettiler

Page 360: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

diyor ya Kur‟an. Evet; Aslında kutsi hadis olarak nakledilen sahih bir haberde de ifade edildiği gibi; Ġnniy harramtü zulmü „alâ nefsiy. Ben zulmü kendime haram kıldım. Ġfadesi ile de örtüĢüyor, bunu açıklıyor. Rabbimiz zerre kadar zulmetmez, insan kendi kendine zulmeder. Rabbimiz insanın zulmünü önlemek için müdahale eder, vahiy gönderir.

30-) Yevme nekulu li cehenneme helimtele'ti ve tekulu hel min

meziyd; O süreçte Cehennem'e: "Doldun mu?" deriz... (Cehennem de):

"Daha var mı?" der. (A. Hulusi) 30 - O gün ki Cehenneme doldun mu? diyeceğiz, o, daha ziyade

var mı? Diyecek. (Elmalı) Yevme nekulu li cehenneme helimtele't o gün cehenneme

doldun mu diyeceğiz. ve tekulu hel min meziyd ve cehennem cevap verecek; Daha var mı?

Aslında burada Ģöyle boĢ boğazlara da bir cevap var. Cehenneme

özne muamelesi yapılıyor farkında mısınız, konuĢan özne. KonuĢuyor cehennem, konuĢturuluyor, konuĢuyor. Bu kadar adam cehennemlik. Dünyanın çoğu cehennemlik. Bu kadar adamı nasıl alacak diye boĢ boğazlık yapanlara, cehennem iĢte böyle diyecek diyor. Yani sen onu merak etme, kendine bak, adam olmaya çalıĢ, cennetini yeĢert deniliyor.

31-) Ve uzlifetil cennetu lil müttekıyne ğayre ba'ıyd; Korunanlar için de cennet yaklaĢtırılmıĢtır... Zaten uzak değildir. (A.

Hulusi) 31 - Cennet de muttakilere uzak olmayarak yaklaĢtırılmıĢ

bulunacak. (Elmalı) Ve uzlifetil cennetu lil müttekıyne ğayre ba'ıyd ve cennet

muttakilerin ayağına getirilecek ve asla uzaklaĢmayacak. Ġlginç, cennetten nesne olarak, cehennemden özne olarak söz edildi. Cehennem konuĢan Ģey olarak tasvir ediliyor, Cennetse getirilen ayağına. Neden? Çünkü cennet sizin amelinizin nesnesi olacak.

Page 361: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Cennetin öznesi sizsiniz. Sizin hak etmeniz halinde o ayağınıza gelecek. Cennette ki nimetlerde sizin nesneniz olacak. Siz cennetin öznesi. Neden? Çünkü siz aklı seliyminizle iç beninizin öznesi oldunuz. Yani nefsin ve Ģeytanın sizin özneniz olmasına izin vermediniz. Madem öyle Allah‟ta size cenneti nesne kıldı. Bu mesajı alıyoruz.

32-) Hazâ ma tuadune li külli evvabin hafiyz; "Bu vadolunduğunuzdur" denir, hakikatine yönelip bu hâlini

koruyanlara. (A. Hulusi) 32 - ĠĢte bu, diye: o sizin vaad olunduğunuz: her bir tövbekâr,

vazifesine riayetkâr olan. (Elmalı) Hazâ ma tuadune li külli evvabin hafiyz iĢte size vaad edilen

budur. O‟na dönük bir gönülle onu hiç hatırdan çıkarmayan herkese. Devam edelim aslında;

33-) Men haĢiyer Rahmâne Bil ğaybi ve cae Bi kalbin müniyb; Gaybı olarak Rahmân'dan haĢyet eden ve (hakikatine) dönük

Ģuurla gelen kimse için. (A. Hulusi) 33 - Gayb de rahmana haĢyet duyan ve inâbeli bir kalb ile gelen

kimselere. (Elmalı) Men haĢiyer Rahmâne Bil ğaybi ve cae Bi kalbin müniyb aĢkın

bir varlık olduğu halde, idrak edilemeyen bir varlık olduğu halde, gayb olduğu halde Rahman karĢısında içi titreyen ve O‟na adanmıĢ bir yürekle gelen herkese bu cennet.

34-) Udhuluha Bi Selâm* zâlike yevmul hulud; Selâm olarak (Selâm isminin iĢaret ettiği özelliği yaĢayarak) girin

ona... ĠĢte bu sonsuz yaĢam sürecidir! (A. Hulusi) 34 - Girin ona bir selâm ile, bu iĢte o hulûd günü. (Elmalı)

Page 362: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Udhuluha Bi Selâm oraya tarifsiz bir huzur içinde buyurun girin zâlike yevmul hulud iĢte bu ebedi ikamet günüdür denilecek.

35-) Lehüm ma yeĢaune fiyha ve ledeyNA meziyd; Onda, onlar için diledikleri her Ģey var! Katımızda ise fazlası var!

(A. Hulusi) 35 - Orada onlara ne dilerlerse var, bizim nezdimizde ise ziyade

var. (Elmalı) Lehüm ma yeĢaune fiyha ve ledeyNA meziyd onlar orada arzu

ettikleri her Ģeye kavuĢacaklarve ledeyNA meziyd ama katımızda daha fazlası da var. Onu söylemiyor rabbimiz. Yani sürprizler var. Hani ayette öyle deniyordu ya ayette;

Fela ta'lemü nefsün ma uhfiye lehüm min kurreti a'yün.

(Secde/17.) cennetlik bir mü‟mini orada hangi göz kamaĢtırıcı sürprizlerin beklediğini kimse bilemez, tasavvur dahi edemez hangi sürprizlerin beklediğini. ma uhfiye lehüm. Evet.

36-) Ve kem ehlekna kablehüm min karnin hüm eĢeddu

minhüm batĢen fenakkabu fiyl bilad* hel min mahıys; Onlardan önce nice nesil helâk ettik ki onlar güç itibarıyla

bunlardan daha çetindiler! Bu yüzden beldelerde delik aradılar (sığınacak). Kaçıp sığınacak bir yer var mı? (A. Hulusi)

36 - Hem önlerinde nice karn helâk ettik, onlar tutumca onlardan

daha çetin idiler, beldelerde delik aradılar: var mı bir kaçamak? (Elmalı) Ve kem ehlekna kablehüm min karnin biz onlardan önce nice

nesilleri helak etmiĢiz hüm eĢeddu minhüm batĢen onlar güç ve kudret olarak bunlardan çok daha üstün, çok daha ileri düzeydeydiler. fenakkabu fiyl bilad* hel min mahıys ilginç, fakat bir sığınak yok mu diye sığınacak delik aradılar. Tabir caizse fellik fellik kaçacak yer aradılar.

Page 363: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Zımnen Allah‟tan kaçmaya çalıĢtılar. Fakat baĢaramadılar. Gücün sözünü dinlediler, sözün gücünü dinlemediler, boyun eğmediler. Güce sahip oldular, ama güç ahlakına sahip olamadılar. Onun içinde dünyada ki güçleri ahirette aleyhlerine kullanıldı. Kendilerini azdırdı. Dünyada güç ve imkan sahibi olmaları aslında Ģeytanları haline geldi ve cehennemleri oldu.

37-) Ġnne fiy zâlike le zikra limen kâne lehu kalbun ev elkas

sem'a ve huve Ģehiyd; ġüphesiz ki bu hatırlatıcı, Ģuur sahibi yahut uyanık olarak dinleyen

kimse içindir! (A. Hulusi) 37 - ġüphesiz ki bu söylenende kalbi olan yahut ġuhut halinde

kulak tutan kimse için uyandıracak bir ihtar vardır. (Elmalı) Ġnne fiy zâlike le zikra limen kâne lehu kalb elbet bunda Akleden

bir kalbe sahip olanlar için ibretlik bir uyarı vardır. Dikkat buyurun bu ibareye. Bu ibare gösteriyor ki. Kur‟an kalp derken fiziki bir organı, yani kan pompasını kastetmez. Akletme ve inanma yetisini kast eder. Bir kalbe sahip olanlar için bir uyarı ve öğüt vardır diyor bu Kur‟an da. Oysa ki her insan, yaĢayan herkes kalp taĢıdığını düĢünüyor değil mi. Ama Kur‟an ın kalp dediği Ģeyi taĢınmıyor. Kur‟an ın kalp dediği Ģey farklı. Akletme yeteneği. Zaten akıl çalıĢmıyorsa Kur‟an yok hükmünde sayıyor onu. Aktif ve aktüel değilse akıl yok hükmündedir.

ev elkas sem'a ve huve ġehiyd ya da pür dikkat bir Ģahit olarak

verenler için. Yani bir kalp taĢıyanlar, ya da pür dikkat bir Ģahit olarak kulak verenler için. Bu ya seliym bir akla, ya da sağlıklı bir gözlem ve bilgiye, nakle iĢaret eder, iki bilgi kaynağına ki daha önce bunu yine söylemiĢtik. Mülk/10. ayetinde ki ikili bilgi kaynağı burada da dile getirilmiĢ oluyor.

38-) Ve lekad haleknes Semavati vel Arda ve ma beynehüma

fiy sitteti eyyamin ve ma messena min luğub; Andolsun ki semâları, arzı ve ikisi arasında olanları altı süreçte

yarattık! Bize yorgunluk dokunmadı! (A. Hulusi)

Page 364: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

38 - ġanım hakkı için biz o Gökleri ve Yeri ve aralarındakileri altı günde halk ettik, bize bir yorgunluk da dokunmadı. (Elmalı)

Ve lekad haleknes Semavati vel Arda ve ma beynehüma fiy

sitteti eyyamin ve ma messena min luğub gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri 6 aĢamada yarattığımızı, fakat bize asla bir yorgunluk, (bıkkınlık, bezginlik) arız olmadığını bilenler için. Yani bu vahiy kimin için öğüttür sorusu cevaplanıp devam ediyor, bir de bunu bilenler için. Yani burada YahudileĢmiĢ Ġsrail oğullarına zımnen bir gönderme var, atıf var.

6 evre ifadesinin Kur‟an da ilk geçtiği yer burası. Aslında 6 evre

diye çevirdiğimiz, 6 aĢamada diye çevirdiğimiz bu ibare; sitteti eyyam, 6 gün. Eyyam; günler. Fakat buradaki gün bizim bildiğimiz gün olmadığı açık. Çünkü biz dünyada gün derken yer yüzünün kendi etrafında bir kez dönüĢünü kastediyoruz. Oysa ki burada gökler ve yerin yaratılıĢından bahseden bir ayet bu. Henüz daha yer yüzü yaratılmamıĢ, ya da yaratılma aĢamasında derken gün hangi gün olabilir. DüĢünsenize Saman yolunun bir günü 260.000.000 yıldır dünya günü ile. Onun için Kainatta günler çok farklı. ġu fiziki alemde bile günler arasında bu kadar farksa metafizik alemde ki gün nedir acaba. Ona akıl fikir yetmez galiba.

39-) Fasbir alâ ma yekulune ve sebbıh Bi Hamdi Rabbike kable

tulû'ıĢ ġemsi ve kablel ğurub; Onların dediklerine sabret! GüneĢ'in doğuĢundan önce de

gurubundan önce de Rabbinin Hamdi olarak (iĢlevini yerine getirip) tespih et! (A. Hulusi)

39 - O halde onların lâflarına karĢı sabret de rabbine hamd ile

tesbih eyle güneĢ doğmadan evvel ve batmadan evvel. (Elmalı) Fasbir alâ ma yekulun öyleyse artık onların söyleyeceklerine karĢı

sabırlı ol, dirençli ol. 17. ayetle bağlantılı olarak okumak lazım bu onların söyleyeceklerine karĢı sabırlı ol emrini. Zira Allah onların ağzından çıkanı kaydetmektedir. 17. ayette öyle buyruluyordu. Onların ağzından çıkanı kaydeden bir Allah var. O zaman sen onların ağzından çıkanlara bakma. Onun hesabını Allah tutuyor, sen sabret. Aldırma ve iĢine bak. Onların sözüne bakma. Bu mealde anlıyoruz.

Page 365: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ve sebbıh Bi Hamdi Rabbike kable tulû'ıĢ ġemsi ve kablel ğurub bir de güneĢin doğuĢundan ve batıĢtan önce rabbinin aĢkın olan yüce zatını hamd ile an. Tesbih et, yücelt. O Ulular ulusunun ululuğunu dillendir.

Namazın teĢri sürecinde 5 vakti ifade eden Tâhâ/130. ayetinden bir

önceki adım bu. Unutmayalım ki bir çok ibadet gibi Namaz da belli bir süreç içinde olgunlaĢmıĢtır. Yani mü‟minler hem zihnen, hem manen, hem aklen, hem de bedenen namaza alıĢtırılmıĢlardır. Rabbimiz böyle bir tedrici geçiĢ süreci tayin etmiĢtir. ĠĢte o süreçte sondan bir evvelki adım gibi gözükmektedir. Ki 5 vaktin zımni olarak içinde yer aldığı ayet bu sureden sonra inmiĢ olan Tâhâ/130. ayeti olsa gerektir.

40-) Ve minel leyli fesebbıhhu ve edbares sucud; Gecede O'nu tespih et, secdelerin ardından da! (A. Hulusi) 40 - Geceden de tesbih et ona hem de secde arkalarında. (Elmalı) Ve minel leyli fesebbıhhu ve edbares sucud yine geceleri ve

secdelerin ardından O‟nun aĢkın olan zatını an. Geceleri değerlendir. Geceler boyu Rabbinin huzurunda dur. Biz neden böyle anlıyoruz?

Ya eyyühel müzzemmil, Kumilleyle illâ kaliyla. Nısfehû evinkus minhu kaliyla. Ev zid 'aleyhi ve rattililKur'âne tertiyla. (Müzemmil/1-2-3-4) Ey

örtünüp sarınan, ey yatağının içinde büzülen, artık at yorganı. Kalk içini inĢa et, büyük bir iman hamlesine giriĢeceksin. Allah seni inĢa edecek. Geceni ihya et. Yani gece senin için bir mektep olsun, bir okul olsun, bir medrese olsun. Biz o ayetlerle bu ayeti yan yana düĢündüğümüzde Allah Resulünün Ģahsında ilk mü‟minlerin yer yüzünün en büyük iman hamlesine nasıl bir ilahi terbiye ile hazırlandıklarını Buradan çıkarıyoruz. Hatta bu tavsiye ve emirleri öylesine ciddi tuttular ki sahabe bu dönemde kendisini geceleri direklere bağlayarak ibadet ederlermiĢ. Yani gece onlar için iman hamlesini omuzlarında taĢıyacak bu dağ yürekli insanları yetiĢtirmede ilahi bir okul olarak kullanılıyor.

Page 366: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

41-) Vestemı' yevme yunadil munadi min mekânin kariyb; Seslenenin, içinden sesleneceği süreçte dinle! (A. Hulusi) 41 - Ve dinle o münadînin bağıracağı günü yakın bir yerden.

(Elmalı) Vestemı' yevme yunadil munadi min mekânin kariyb imdi sen,

ey insanoğlu. Sana çok çok yakın bir yerden o güne iliĢkin çağrı yapan Allah‟ın nidasını, çağrısını duy, ona kulak ver. Çok çok yakın bir yerden. Min mekânin kariyb. Nereden? ve nahnu akrebu ileyhi min hablil veriyd (16) Ģah damarından daha yakın yerden. Ne kadar yakın? Benden dahi yakın. Benden bana yakın olan Allah‟ım senin çağrını duyuyorum de. Çünkü ben sana oradan sesleniyorum. Ben sana fıtratından, vicdanından sesleniyorum. Onun üstünü örtersen bu perde küfür perdesi olur. Küfür zaten örtmek demektir. Küfür Allah‟ın sesini sana duyuran vicdanın üzerini bir perde ile örtmek, o sesi duymamaktır.

42-) Yevme yesme'unes sayhate Bil Hakk* zâlike yevmul

huruc; Hak olarak o sayhayı iĢitecekleri süreçtir! ĠĢte o, (kozalarının

dıĢındaki gerçekliği fark etme) çıkıĢ sürecidir! (A. Hulusi) 42 - Hakka çağıran o sayhayı iĢitecekleri gün, iĢte o, huruç

günüdür. (Elmalı) Yevme yesme'unes sayhate Bil Hakk tüm gerçekliğiyle o malûm

çığlığı herkesin iĢiteceği güne. Evet, zâlike yevmul huruc iĢte bu bir baĢka hayata dönüĢ günüdür. Yani o güne iliĢkin sesini duy Allah‟ın. Sana olan çığlığını duy, çağrısını duy. Allah bu çağrıyı çok farklı biçimlerde yapıyor. Etrafında, kainatta, gecede, gündüzde, içinde yani enfüste ve âfâkta Allah sana bu çağrıyı yapıyor. Bunu duy ve hazırlıklı ol. Yani bu bir baĢka hayata dönüĢ günüdür.

43-) Ġnna nahnu nuhyiy ve numiytu ve ileynel masıyr;

Page 367: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Muhakkak ki biz, evet biziz dirilten, öldüren! DönüĢ de bizedir! (A. Hulusi)

43 - ġüphesiz ki biz biziz hem diriltiriz, hem öldürürüz ve dönüĢ

bizedir. (Elmalı) Ġnna nahnu nuhyiy ve numiytu ve ileynel masıyr ölümü ve

hayatı yaratan biziz ve her yol sonunda bize çıkar. Yani Allah‟a. Tüm yollar Allah‟a çıkar. Bu ne demektir? Yamuk ve yanlıĢ yollara düĢsen de Allah‟tan kaçamazsın Eynel nefer diyen kiĢi, nereye kaçmalı diyen kiĢi. Fefirrû ilAllâh. (Zariyat/50) Allah‟a kaç.

44-) Yevme teĢakkakul Ardu anhüm sira'â* zâlike haĢrun

aleyNA yesiyr; O süreçte arz (beden) onlardan hızla kopup ayrılır! ĠĢte bu bizim

üzerimize kolay bir haĢr'dır. (A. Hulusi) 44 - O gün ki Arz onlardan ayrılır süratle koĢarlar, o, bir haĢirdir ki

ancak bize kolaydır. (Elmalı) Yevme teĢakkakul Ardu anhüm sira'â yer ayaklarının altından

kayıp paramparça olduğu gün her Ģey son sürattir. zâlike haĢrun aleyNA yesiyr iĢte bu akıl sır ermez bir toplanıĢtır, bizim için çok çok kolaydır.

45-) Nahnu a'lemu Bi ma yekulune ve ma ente aleyhim Bi

cebbarin fe zekkir Bil Kur'âni men yehafu ve'ıyd; Biz, onlarda olarak, neler söylediklerini daha iyi biliriz! Sen onlar

üzerinde zorla yaptırıcı değilsin! Azap uyarımdan korkana, Kur'ân olarak (hakikati) hatırlat! (A. Hulusi)

45 - Biz pek alâ biliyoruz ki ne diyorlar, mamafih sen onlara karĢı

bir cebbar değilsin, Ģimdi sen benim Velidlerimden korkacaklara bu Kur'an ile Öğüt ver. (Elmalı)

Page 368: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Nahnu a'lemu Bi ma yekulu biz onların neler dediğini çok iyi biliyoruz. Neler ürettiklerini, hangi dedikoduları yaydıklarını. Biz onların aslında neler düĢündüğünü. ġah damarından yakınız. Ġçlerinde hangi tilkilerin gezdiğini, neleri, neleri düĢünerek yaptıklarını çok iyi biliyoruz. ve ma ente aleyhim Bi cebbar ne ki sen onları zorla inandıracak bir zorba değilsin.

Zımnen burada öyle derin anlamlar var ki Aslında biz onların seni

inkar ederken, ta içlerinde nasıl çeliĢki yaĢadıklarını, nasıl tutarsızlıklar yaĢadıklarını, kendi kendilerini nasıl yalanladıklarını, aslında ta vicdanlarının derinliklerinin derinliklerinde nasıl boğuĢtuklarını çok iyi biliyoruz. Sana söyledikleri gerekçelerde samimi olmadıklarını çok iyi biliyoruz. Yani kendilerinin Allah‟a sevgili olmadıklarını çok iyi bilmekteler onlarda. Allah bizi desteklemeseydi biz böyle zengin ve refah içinde olmazdık diyorlar. Fakat refah ve zenginliğin hiçte hak etmedikleri bir Ģey olduğunu, Kol büküp, kol kırıp, yankesicilik yapıp, onun bunun hakkına geçip elde ettiklerini de çok iyi biliyorlar. Bunu bilmiyorlar mı?

ve ma ente aleyhim Bi cebbar ne ki sen onları zorla inandıracak

bir zorba değilsin. Ġman özgürlüktür, hür iradeye dayanır. Dayanırsa imandır. Ġman özgürlük, güvenlik ve mutluluktur. Özgürlüğün olduğu yerde iman da gürleĢir. Onun için sen zorla inandıracak değilsin.

fe zekkir Bil Kur'âni men yehafu ve'ıyd Ģu halde sen benim

tehditlerimden korkanları bu Kur‟an aracılığı ile uyarmaya devam et, uyananlar uyansın. Uyananlara ne mutlu. Uyanmayanlarsa akıbetlerine katlansınlar. Rabbim bu Kur‟an ile uyananlardan kılsın.

“Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn” Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.

Page 369: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. ZÂRĠYAT SURESĠ (01-60) (165) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” El Hamdu Lillahi Rabbil'Alemiyn Vesselatü Vesselâmü alâ

Resulüna Muhammedin ve alâ alihi ve ashabihi ve etba‟ıhi ecmaiyn. RabbiĢrah liy sadriy; Ve yessirliy emriy; Vahlül ukdeten min lisaniy; Yefkahu kavliy; (Tâhâ 25-26-27-28) Rabbim, göğsüme geniĢlik ver, kolaylaĢtır iĢimi, düğümü çöz

dilimden, ki anlasınlar beni. Allahümme amin..! Değerli Kur‟an dostları bugün tefsir dersimize yeni bir sure ile

devam ediyoruz. Zariyat suresi. Bu sure adını, giriĢindeki ayetten alır. Buhari, Ġbn Atıyye, Kurtubi gibi otoriteler: VezZâriyat olarak anarlar bu surenin adını. Tirmizi ve diğer müfessirler ise ezZariyat olarak anarlar. Sure daha ilk dönemden itibaren bu isimle meĢhur olmuĢ olmalı ki, hiçbir kaynakta sureye ikinci bir isim konduğuna dair bir bilgi yer almamakta.

Surenin iniĢ zamanı ittifakla Mekki. Yani Mekke‟de nazil olmuĢ

surelerden biri Zariyat suresi. Cabir Bin Zeyd e göre, -Cabir Bin Zeyd tabiin alimlerinin büyüklerinden.- 66. sırada yer alıyor nüzul sıralamasında. Tüm nüzul tertiplerinde Ahkaf, ĞaĢiye sureleri arasına yerleĢtirilmiĢ. Ahkaf suresinin 11. yılın baĢında, ya da zayıf bir ihtimalle 10. yılın sonunda nazil olduğunu düĢünürsek, bu surenin de onunla art zamanlı olduğunu kabul edebiliriz. Yani Zariyat suresi 10. yılın sonu, ya da 11. yılın ilk yarısında nazil olmuĢ olmalıdır Mekke döneminde.

Tüm ekollere göre sure 60 ayet. Surenin konusu baĢtan sona

yaratılıĢın anlamlılığı ve amaçlılığı. Hiçbir Ģey anlamsız ve amaçsız yaratılmamıĢtır. Bu çerçeveden yola çıkarak insanoğlunun anlamlı ve amaçlı bir hayat yaĢaması gerektiği üzerinde durulur. Ahiretin mutlaka hayatın öbür yüzü olarak algılanması, ahiret olmadan dünya hayatının bir

Page 370: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

anlam ve bir amaç taĢımayacağı vurgulanır. Onun içinde Ahirete iman etmeyen birinin hayatını kendi elleriyle anlam ve amaçtan yoksun bıraktığı ima ve ihsas edilmiĢ olur.

Ve ma halaktül cinne vel inse illâ liya'budun (56) ayeti bu

surede yer alır. Ben cinleri ve insanları, görünür görünmez, uzak yakın, tüm iradeli varlıkları bana, sırf bana kulluk etsinler diye, sırf bana iradeli bir tercihle kulluk etsinler diye iradeli yarattım. Açılımı böyledir. Dolayısıyla sure insana verilen iradenin ubudiyet amacıyla, yani insanın Allah‟a kulluğunu yerine getirsin diye verildiğini. Ġnsan kulluk amacıyla emanet edilmiĢ iradeyi Allah‟a isyanda kullanırsa iradeye ihanet etmiĢ olacağını böylece öğretmiĢ olur.

Hesabı inkar, Allah‟tan kaçmadır. Ahireti inkar Allah‟tan kaçma

isteğidir. Onun içindir ki sureFefirrû ilAllâh, 50. ayetinde; Ey insan Allah‟tan kaçamazsın, hesaptan kaçamazsın. Eğer kaçmak istiyorsan bir tek istikamet var, Allah‟a kaç der.

GiriĢle sonuç arasında muhteĢem bir uyum görürüz bu surede.

Hele giriĢte ki ayetlerin damağımızda bıraktığı o belgesel tadı gerçekten de unutulmaz bir tattır. ĠĢte Ģimdi bu tadı almak için sureye giriyoruz.

Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim,

BismillahirRahmanirRahıym. KovulmuĢ, taĢlanmıĢ, mahrum bırakılmıĢ, tard edilmiĢ, Allah‟ın

rahmetinden dıĢlanmıĢ Ģeytanın Ģerrinden, Ģeytansıların Ģerrinden, Ģeytanın insanda meleke haline dönüĢmüĢ kötü huyların Ģerrinden, Ģeytanın eline geçmiĢ bilinç altının Ģerrinden, Ģeytanın insanın iç dünyasında ki simetriği görevini görebilecek iç güdülerin Ģerrinden, yani onların seliym aklı çepeçevre kuĢatıp ta onu aydınlıktan mahrum eden etkisinden Allah‟a sığınırım.

Rahman, rahiym olan, özünde merhamet sahibi, iĢinde merhametli

olan, merhameti bütün bir varlığa yayan, rahmetiyle bütün bir varlığı kuĢatan ve rahmetini terbiyesiyle, daha sonra da varlığa indiren ve bu rahmetinin en büyük tezahürlerinden biri olan vahyin sahibi Allah‟ın adına, Allah‟ın adıyla baĢlarım.

1-) VezZâriyati zerva; Andolsun o tozutup savuranlara. (A. Hulusi)

Page 371: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

01 - O tozdurup savuranlara. (Elmalı) VezZâriyati zerva baĢtaki “vav” kasem, yemin vav ı. Fakat cevabı

olmayan yemin vav‟ları ya düĢün diye çevrilmeli, ya değerini bilin diye çevrilmeli. Bu bağlamda düĢün diye çevirmek çok daha uygun. Onun için burada ki kasem “vav” ını yemin olsun ki yerine, and olsun ki yerine düĢün Ģeklinde çevirirsek daha doğru olur diye düĢünüyorum.

DüĢün tozu dumana katarak saçıp savuranı, kaldırıp indireni, alıp

götüreni, vurup yere sereni gibi anlamlar verebiliriz. Neden? Çünkü bu sıfat fiilin nitelediği isim bu cümlede yer almamakta. Sıfat fiiller var, fakat bu sıfatların nitelediği isimler yok ilk 4 ayette. Bu durumda bu sıfat fiiller hangi ismi niteliyor sorusu yorumun konusu olmakta. ĠĢte tefsir burada gündeme gelmekte. Tefsirin yapmak zorunda olduğu Ģey bu olmakta. Yani sıfat fiil var, fakat sıfatın tavsif ettiği, nitelediği isim yok.

Nedir o isim? diye sorduğumuzda, önce peygamberimizden gelen

bir rivayet var mı diye bakarız; Yok. Yani bu sıfat fiillerin nitelediği ismin ne olduğu konusunda peygamberimizden bir açıklama gelmemiĢ. Ondan sonra sahabeye bakarız. Usül böyledir.

Sahabe bir Ģey demiĢ mi? Baktığımızda dediğini görüyoruz. Hz.

Ömer, Hz. Ali ve onların takipçileri olan Ġbn. Abbas, Mücahid, Ġkrime ve daha sonraki otoriteler burada ki sıfat fiilinin nitelediği ismin rüzgar olduğu yorumunu yapmıĢlar. Müteakip ayetlerle birlikte düĢünüldüğünde, ki aynı sistem onlarda da var. Oralarda da sıfat fiiller var fakat onların nitelediği isimler yok. Rüzgar, bulut ve yağmur üçlüsünün sistematik bir biçimde nasıl rahmete dönüĢtüğünü, yani yerden yükselen buharların geri yer yüzüne hangi süreçlerden geçerek, hangi muhteĢem müdahalelerden geçerek, yani nasıl ilahi bir plan dahilinde geri döndüğünün resmidir surenin ilk 4 ayeti. Bu ilk ayette rüzgâr ile bu sürece nasıl katkıda bulunulduğu anlatılmaktadır. Ki, ZemahĢeri de buna vurgu yapar. Bu ayette ki sıfat fiilinin nitelediği ismin melek olduğu yorumu da yapılmıĢtır alternatif bir yorum olarak.

2-) FelHamilati vıkra; O ağırlık taĢıyanlara. (A. Hulusi) 02 - Derken bir ağırlık taĢıyanlara. (Elmalı)

Page 372: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

FelHamilati vıkra Üstelik ağır mı ağır bir yük taĢıyanı düĢün. 1. si

VezZâriyati zerva tozu dumana katarak saçıp savuranı FelHamilati vıkra ağır mı ağır bir yük taĢıyanı,

3-) FelCariyati yüsra; O kolayca akıp gidenlere. (A. Hulusi) 03 - Derken bir kolaylıkla akanlara. (Elmalı) FelCariyati yüsra buna karĢın kolayca yağ gibi akıp gideni, 4-) FelMukassimati emra; Hükmü taksim edenlere! (A. Hulusi) 04 - Derken bir emir taksim edenlere kasem olsun. (Elmalı) FelMukassimati emra ve nihayet emre amade ilahi nimetleri

taksim edip paylaĢtıranı düĢün. Aslında bir blok olarak bu ayetler birlikte anlaĢılmalı, birlikte

okunmalı. Zaten okurken insanın içinde bir efilti esmeye baĢlıyor. Sizi adeta kanatlarınızdan tutup kaldıran bir rüzgârla yükselmeye baĢlıyorsunuz.VezZâriyati zervan, FelHamilati vıkran, FelCariyati yüsran, FelMukassimati emra. (1-2-3-4) Bu belagat karĢısında Arap‟ın imansızı dahi secdeye kapanıyordu. Hatta bir kezinde Ģair bir bedevi Mekke‟ye gelmiĢ buna benzer bir sureyi dinlediğinde secdeye kapanmıĢ, Ona etrafında kiler; Ne oldu, yoksa iman mı ettin deyince; Hayır fakat bu hitabın belagatı karĢısında dayanamadım, secde ettim. DemiĢti. Onun için bu belagat Arapça bilmeyen kimsenin dahi yüreğini hey heylendiren, hoplatan bir belagat. Bu belagat haddi zatında linguistik manada dil bilmese dahi onun ötesinde yürek diline hitap eden, kalbin kulağına hitap eden, tıpkı bir ormanın uğultusu, bir ırmağın Ģırıltısı, bir kedinin mırıltısı gibi tüm evrensel herkesin dinlediği, duyduğu, anladığı bir üst dil hükmündedir.

Page 373: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

FelHamilati vıkra (2) ağır mı ağır bir yük taĢıyanı diye çevirdiğimiz bu 2. ayet hamile hanımlardan, ya da ağır sözden, ki Müzemmil/5. ayetini hatırlayacak olursak;

Ġnna senulkıy 'aleyke kavlen sekıyla. (Müzemmil/5) biz senin

üzerine, senin yüreğine ağır bir söz indireceğiz. Diyordu. Ağır bir söz bırakacağız. O ağır sözden yola çıkarak vahiy meleği veya peygamber diye de anlayabiliriz.

Bu dörtlü ayetin son ayeti FelMukassimati emra. (4) emre amade

ilahi nimetleri paylaĢtıran, taksim eden anlamını verdiğimiz bu ayet surenin 22. ayeti le irtibat halinde. 22. ayeti; Rızkınız ve size vaad edilenler göktedir diyordu. Bu ve bundan önceki ayetleri açıklar nitelikte bir ayet 22. ayet.

Hesap günü ile ilgili bir bağlam. Bu 4 ayet ne diyor? Rüzgâr, bulut,

ve yağmur.VezZâriyati zerva saçıp savuran, katıp kovalayan, önüne katıp götüren, itip götüren anlamlarına gelen rüzgâr. FelHamilati vıkra ağır mı ağır bir yük taĢıyan üstelik. Ağır yük taĢıdığı halde;FelCariyati yüsra Yani hiç yük taĢımıyormuĢ gibi kayıp giden, akıp giden bulutlar. Hakikaten düĢen yağmurun tonajını, ağırlığını düĢündüğünüz de bu bulutlar bu kadar ağırlığı nasıl, hangi güçle, hangi yakıtla, hangi benzinle, hangi nükleer yakıtla, neyle çekiyor, hangi depoda götürüyorlar diye sormamsak elde mi?

Bazen bir seferlik yağmurda bilmem kaç yüz milyon ton su düĢtüğü

tespit ediliyor. Bu kadar yüksek miktarda ve ağırlıkta bir su kitlesini gökte bulutların üstünde taĢıyan buluttur derseniz, taĢıtan kimdir diye sormazlar mı? Eğer bu kadar miktarı siz bir araçla, uçakla taĢımak isteseydiniz Orta çaplı bir Ģehrin üstünü kaplayacak kadar bir bulutun taĢıdığı yağmuru 7.000 uçakla, kargo uçağıyla taĢımanız gerekiyordu. 7.000 tane kargo uçağınız olacak, bunlarla orta çağlı bir Ģehir büyüklüğünde bir bulutun taĢıdığı yükü taĢıyacaklar. ĠĢte bu. Onun için bu kadar ağır yük taĢıdığı halde kayıp giden, sanki hiçbir Ģey taĢımıyor muĢ, sanki pamuk tarlasıymıĢ gibi atılmıĢ pamuklar gibi kayıp gidenFelMukassimati emra ve emre amade ilahi nimetleri taksim edeni düĢün.

Peki neden düĢünelim? Niye düĢünelim? DüĢünüp de nereye

varalım diye sormak gerekmez mi? ĠĢte bu soruyu sorarsanız bu ayetlerin bağlamını anlarsınız. Yağmur, bulut, rüzgâr. Ruh; tıpkı buharlaĢan su gibi yok olmaz. Nasıl ki buharlaĢan su geldiği yere geri döner veyahut ta geri döner ve dönüĢ yeri vardır; ruhun da mutlaka bir

Page 374: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

dönüĢ yeri vardır. Bir yerden ayrılır bir baĢka yere düĢer. Su buharın, ruh yeniden diriliĢin sebebidir.

Sözün özü Ģudur. Hayatın posası için geçerli olan yasa, hayatın

özü için haydi haydi geçerlidir. Hayatın posası cesedimiz. Cesedimizi beslemek için rabbimiz böylesine karmaĢık bir yaratma sürecini insanoğlunun emrine amade kılmıĢ. O halde ruhumuzu besleme süreciyle ilgilenmesin mi? Nasıl ki su insanın bedenini besleyen kaynaksa, vahiy de insanın ruhunu besleyen kaynaktır. Onun için bu ayetler ahiretle doğrudan ilgilidir.

Ey insan bedenini ihmal etmeyen Allah ruhunu ihmal eder mi?

Bedenini ihmal etmemek için kıĢlar ve baharlar yaratan, her kıĢtan sonra bahar yaratan Allah, ruhun içinde bir yeni bahar yaratmaz mı? Neden öbür, yani kabuk için yarattığı bahara inanıyorsun da öz için yaratacağı yeni baharı inkar ediyorsun. Aslında soru bu. Bu cevabın arkasına daha doğrusu Ģu ayetler tam da oturuyor;

[Ek bilgi; ZARĠYAT SURESĠ TEFSĠRĠ Kur‟an kâinata yaratıcı hesabına bakar ve yaratıcının varlığına ve

birliğine, isimlerine ve sıfatlarına delil olarak eĢyadan bahseder. Ġnsanı muhatap alırken de ahret hesabına ve uhrevi saadeti kazanmaya teĢvik eder ve bunun sebeplerini ve kazandıracak amelleri gösterir.

Terimler ve Açıklamalar: 1. Zariyat: Savuran, tozu dumana katan rüzgârların durumu

anlatılmaktadır. “Rüzgarın savurduğu” (Kehf, 18:45) ayeti bunu destekler. Hz. Ali (ra) bu ayetin açıklaması babında “volkanları püskürten, mahlûkatı kırıp geçiren” anlamına da vermiĢtir. Patlayıcı maddeleri bu kategoride değerlendirmek mümkündür.

2. Hâmilât: Yük taĢıyanlar anlamına gelir. Her nevi ağırlığı kolayca taĢıyanlar anlamına gelmektedir. Yağmur bulutlarını taĢıyan rüzgârlar da buna dâhildir. Müfessirler “yağmur yüklü bulutları taĢıyan rüzgârlar” olarak yorumlamıĢlardır. Ġbn-i Abbas (ra) “yük taĢıyan gemiler” olarak da yorumlamıĢtır. Her nevi nakil vasıtalarına yorumlamak mümkündür. Karnında çocuk taĢıyan hamile anneler de bu kategoride değerlendirilebilir.

3. Cariyat: Kolayca akıp gidenler manasına, gökte akan bulutlar, suda akan gemiler ve akıĢkan her nevi yük taĢıyanlar dâhildir. Her nevi makine ve aletleri çalıĢtıran “cereyan” bu manayı daha da açık hale getirir. TaĢıdığı elektrik ile her iĢin yapılmasını sağlayan cereyan elbette insanlığa faydası yanında fonksiyonları ile büyük bir değer kazanmıĢtır.

Page 375: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ĠĢlerin yapılması ve ihtiyaçların giderilmesi buna bağlıdır. Yörüngesinde kolayca hareket eden gezegenler ve yıldızlar da bu manada değerlendirilebilir.

4. Mukassimât: Yapılacak her nevi iĢleri yapmakla görevli olan meleklere ve onların aralarındaki taksimata/iĢ bölümüne iĢaret etmektedir. Ġnsan ihtiyacını karĢılayan rızık, ecel ve her konuda Allah'ın emirlerini uygulayan görevlendirilmiĢ melekler kastedilmiĢtir. ĠĢ bölümü yaparak iĢler yapılmaktadır. Yağmuru çeĢitli bölgelere dağıtan rüzgârlar da kastedilmiĢ olabilir. (M. Ali Kaya-Zariyat suresi tefsiri)]

5-) Ġnnema tu'adune le sadık; Vadolunduğunuz elbette kesinlikle gerçektir! (A. Hulusi) 05 - Ki muhakkak o size vaad olunan her halde doğrudur. (Elmalı) Ġnnema tu'adune le sadık hiç tartıĢmasız size vaad edilen elbet

doğrudur, gerçektir. 6-) Ve inned diyne le vakı'; Muhakkak ki Din (sistem) mutlaka bir realitedir! (A. Hulusi) 06 - Ve muhakkak ki ceza Ģüphesiz vaki‟dir. (Elmalı) Ve inned diyne le vakı' ve hesap günü mutlaka, ama mutlaka

gerçekleĢecektir. Aslında burada ki ve inned diyn; inne yevmed diyne ve vakı‟a Ģeklinde anlaĢılmalı. Din günü, deyn günü, borç günü, borç ödeme günü, Allah‟ın hesap sorma günü, adalet günü, deyyam günü mutlaka gerçekleĢecektir, gelecektir.

Ġlk 4 ayette ki sıfatların ismini izah etmeye çalıĢmıĢtık. Ne olursa

olsun bu isimler. Yeniden diriliĢ bağlamında ele alınmalıdır bu ilk 4 ayet. Yani bu ayetlerde ki sıfat fiillerin nitelediği isimlerin; Yağmur, bulut, rüzgâr, melek, hatta silahlar, ordular, orduların kullandığı araçlar ki o yorumlar da yapılmıĢ, nasıl yorum yaparsak yapalım ilk 4 ayeti içine yerleĢtireceğimiz bağlam yeniden diriliĢtir, ahirettir.

Page 376: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

7-) Ves Semai zatil hubük; O (çeĢitli düĢüncelerden oluĢmuĢ) yollarla dolu semâ (bilinç)! (A.

Hulusi) 07 - O düzgün hâreli Semaya kasem ederim. (Elmalı) Ves Semai zatil hubük düĢün, bereketli, hareketli, oldukça cevval

ve düzenli, hatta bir manaya göre asimetrik ve simetrik yollarla donatılmıĢ semanın ihtiĢamını düĢün.

El hubük; Hıbak, çöldeki kum tepelerinin ilk gün doğumunda

gölgelerinin oluĢturduğu haleler. Tepelerin dip noktalarında ki o kıvrım kıvrım, büklüm büklüm güzellikler. Hatta bundan dolayı dalgalı saçların dalga diplerine de hıbak denilmiĢtir. Onun için aslında bu simetrik değil asimetrik. Fakat oldukça da düzenli, oldukça güzel, çekici. Zaten simetrik olsa da belki de kopyalanabilir. Ama o asimetrik yapısı içinde, simetrik olmayan yapısı içinde insanın içini alan bir güzellik. Yani hepsine sanki orijinal bir kalemle yapılmıĢ, emek verilmiĢ gibi. Hiç biri birbirine benzemeyen.

Gökte böyle. olağanüstü düzenlilikte bir asimetrik yapı. Aynı

zamanda hareketli. Simetrik olsa bu hareketin neden herhangi bir kazaya yol açmadığını açıklayabilirsiniz. Onun için asimetrik yapı mutlaka ve mutlaka bir düzenleyiciyi, bir düzen sahibini, yani sürekli müdahaleyi gerektirir.

Çöldeki o tepelerin kıvrım kıvrım hareleri de aslında hareketlidir.

Çölde kum tepeleri saatte 1 metre hareket ederler rüzgârda. Onun için bir gün önceki tepeyi bir gün sonra yerinde bulamaya bilirsiniz. Tıpkı deniz gibidir, ne var ki denizden daha yavaĢ hareket ederler. Çöl böyledir.

Gökteki yıldızlarda böyle. Onun için yörüngeleri sabit değildir,

değiĢkendirler. Yani uzayda hiçbir yıldız aynı yeri iki kez dönmez. Bizim günlerimiz de öyledir. Dünya da uzayda hareket ederken, güneĢin etrafında dönerken iki yıl uzay içinde ki koordinatlarda aynı yerde değildir. Ġki gün de aynı yerde değildir. Çünkü sistem akıp gitmektedir. Sistemin içinde olduğu galaksi akıp gitmektedir. Yıldız adaları, gök adaları. Gök adalarının birleĢtirilmiĢ Ģekli olan galaksiler çiftliği akıp gitmektedir. Dolayısıyla iki günümüz zamansal olarak dahi aynı değildir. Mekan olarak uzay koordinatları açısından aynı değildir. Yani yer yüzü iki

Page 377: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

günde aynı yörüngeyi takip etmez. Yer yüzünün yaratıldığı andan bu güne kadar aynı yörüngede iki kez gezmemiĢtir dünya. ĠĢte bu muhteĢem farklılığı düĢün. Bu farklılık içinde ki uyumu düĢün ve devam edelim;

8-) Ġnnekum lefiy kavlin muhtelif; Muhakkak ki siz çeĢitli görüĢler içindesiniz! (A. Hulusi) 08 - Ki siz pek muhtelif bir kavl içinde bulunuyorsunuz. (Elmalı) Ġnnekum lefiy kavlin muhtelif iĢte siz inanç hususunda gerçekten

de farklı görüĢlerdesiniz. Yani Allah uzayı nasıl farklı yaptıysa, sizi de farklı kıldı. Ġç uzayınızı da farklı kıldı. Onun için farklılık varlığın yasasıdır. Farklılığı yok etmek bu yasaya karĢı çıkmaktır. Yok edemezsiniz zaten. Bunu önce böyle bilin. Ama buradan yola çıkarak Allah uzaya irade vermedi. Fakat insana irade verdi. Siz iradenizle Allah‟a teslim olabilirsiniz, iradenizle Allah‟ın verdiği koordinatta yürüyebilirsiniz. Onun içinde burada mevcut akidevi farklılıklar onaylanmıĢ değil, sadece sebebi hikmeti izah edilmiĢtir.

Özellikle ahiret inancı konusunda insanların farklılıklarına bakın.

Reenkarnasyona inananlar, ruh göçüne inananlar, yarı inkar edenler, tam inkar edenler, farklılıklar ahiret konusunda çeĢit çeĢit. Bir çok insanların ölümden sonra diriliĢ inancı var. Yani bu inançlar, ki tam inkar var, yarı inkar var, ruh göçü var, reenkarnasyon var, yer yüzünde diriliĢ var, bu diriliĢin mahiyetleri konusunda tartıĢmalar var, kendi aralarında ihtilaflar var.

Neden? Çünkü insanoğlu bu konuyu bilgi ile çözemez. Ġnsanoğlu

bu konuyu Allah‟a teslimiyetle çözer. Çünkü öldükten sonra dirilip de bize anlatan olmaz. O halde tek bir yolu var Allah‟a itimat etmek. O halde ahiret inancını Allah belirler. Allah nasıl inanmamızı istiyorsa öyle inanırsak ancak bu konuda kurtuluruz. Çünkü ahiret hakkında bize haber verecek ikinci bir kaynak yoktur. ve lâ yünebbiuke mislü Habiyr. (Fatır/14) her Ģeyden haberdar olanın verdiği haber gibisini kim verebilir diyor. Kimse veremez. Her Ģeyden haberdar olan Allah haber verir. O nedenle de ahiret konusunda eğer insanoğluna bırakılırsa iĢ he insan sayısınca bir ahiret inancı çıkacaktır. Ahiret inancı konusunda Allah‟a teslim olmaktan baĢka çaresi yoktur.

Page 378: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

9-) Yü'fekü anhu men üfik; ÇevrilmiĢ kimse Ondan döndürülür! (A. Hulusi) 09 - Ondan çevrilen çevrilir. (Elmalı) Yü'fekü anhu men üfik iĢte bunu açıklayan bir ayette geldi. Ama

savrulan kendi aleyhine savrulur. Yani bu konuda ille de yalan söylemek istiyorsa insan kendini aldatmıĢ olur, kendine yalan söylemiĢ olur. Ġstikametten sapan yalana sürüklenir. Ya da sapan sapıktır Ģeklinde de mana verebiliriz. Gerçekten sapan yalana sürüklenir. Bu konuda eğer Allah‟ı dinlemezse insan sapar. Çünkü heva ve hevesine göre hareket etmiĢ olur. Manevi ve gaybi hakikatlerde akıl yürütmeyle gerçek bulunmaz. Akıl yürüterek ahireti nasıl anlayabilirsiniz. Çünkü akıl yürütülecek alan değil ki. Bu ancak iman alanıdır. Onun içinde bu konuda iman etmeyen kendisini yalana sürüklemiĢ olur.Yü'fekü anhu men üfik.

10-) Kutilel harrasun; Ölsün o yalancılar! (A. Hulusi) 10 - O kahrolası yalancılar. (Elmalı) Kutilel harrasun kahrolsun keyfi yargılarını kesin gerçekmiĢ gibi

pazarlayanlar. Yani kahrolsun spekülasyon yapanlar ahiret konusunda. Bunu söylüyor.

11-) Elleziyne hüm fiy ğamretin sahun; Onlar ki cehalet ve körlük içinde ne yaptığını bilmeyenlerdir! (A.

Hulusi) 11 - O sarhoĢluk içinde yaptığını bilmezler. (Elmalı) Elleziyne hüm fiy ğamretin sahun ki onlar gömüldükleri bataklıkta

debelenip durmaktadırlar. Debelenen gafillerdir. Sahun; Unutanlar,

Page 379: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

kendilerini unutanlar, kendilerini kaybedenler, kendilerinin uzağına düĢenler.

12-) Yes'elune eyyane yevmud diyn; "Din süreci ne zamandır?" diye sorarlar. (A. Hulusi) 12 - Soruyorlar: ne zaman o ceza günü? (yevmi dîn) (Elmalı) Yes'elune eyyane yevmud diyn hesap günü ne zamanmıĢ

bakayım diye sorarlar. Tabii küçümseyerek, inkar iması içeren bir biçimde. Sanki hesap günü hiç gelmeyecekmiĢ gibi, sanki hesaba çekilmeyeceklermiĢ gibi, yani Allah‟tan kaçmak mümkinmiĢ gibi. Sanki varlık çift yaratılmamıĢ gibi. Varlığın çift yaratılma sisteminden hayat müstesna imiĢ gibi. Hayat ta oysa ki çift yaratılmıĢ. Hayatın bir kutbu dünya ise öbür kutbu ahiret. Onun içinde hayatın tek kutbuna inanıp onu yaĢayıp da, yani inanmak ne demek, onu yaĢayacaksınız, ona sıkı sıkıya sarılacaksınız, hayatı çift kutuplu yaratanın yarattığı hayatı ikiye bölüp tek kutbunu alayım, diğer kutbunu inkar edeyim diyeceksiniz. Bu her Ģeyden önce o hayatın sahibine ihanettir.Yes'elune eyyane yevmud diyn.

13-) Yevme hüm alen nari yüftenun; O süreçte onlar ateĢte kıvranırlar! (A. Hulusi) 13 - AteĢ üzerinde kıvranacakları gün. (Elmalı) Yevme hüm alen nari yüftenun onlar o gün ateĢte azap

görecekler. Onlar o gün ateĢte sınanacaklar. Yuftenun; el fetnu; potada madeni ergitip cevherini cürufundan, hamını hasından ayırmaya denilir. Arapça da bu kelimenin etimolojisi, kök anlamı bu. Ġnsanı bir maden sayıp, insan madenini Allah saflaĢtıracak, cevherini ortaya çıkaracak, bu madenin içinde cevher var. ĠĢte rabbül alemin olan Allah‟ın insanı terbiye etmesi bu. Yeryüzünde insan terbiye oldu oldu. Yani cevheri ortaya çıktı saflaĢtı. SaflaĢtıysa zaten doğrudan saf olanların arasına girecek. Çünkü güzele güzel yakıĢır. Cennet güzeldir, cennetlikte güzeldir. SaflaĢanlar, cevherler girecek cennete, cüruflar değil. Cüruflu cennete girilmez.

Page 380: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

O haldeYevme hüm alen nari yüftenun Ģöyle de anlaĢılabilir. Dünyada saflaĢmayanlar ahirette potaya atılıp bilmem kaç derece ateĢte saflaĢtırılacaklar. Yani orada ergitilecekler, orada bu iĢlem yapılacak. Ama orada bu iĢleme tabi tutulmak çok daha ağır bir bedel ödemektir. Ey insanoğlu fırsat eldeyken burada gönüllü olarak saflaĢ. Nasıl olsa ele geçeceksin, nasıl olsa potaya gireceksin. ġimdi Ģu hayatı bir pota, saflaĢma süreci olarak oku ve buradan cevher olarak git. Cüruf olarak giderken orada potaya atarlar. Orada atarlarsa bu senin için hiçte iyi olmaz manasına da alabiliriz.

Burada ki yuftenun iki anlamda da alınabilir Ahirette ceza

çekecekler, ahirette saflaĢtırılacaklar, yani terbiye edilecekler manasına da alınabilir.

14-) Zûku fitnetekum* hazelleziy küntüm Bihi testa'cilun; (Zebânîler der ki): "Azabınızı tadın! ĠĢte o acele istediğiniz buydu!"

(A. Hulusi) 14 - Dadın diye fitnenizi: bu, iĢte o sizin acele istediğiniz. (Elmalı) Zûku fitnetekum* hazelleziy küntüm Bihi testa'cilun ve onlara

azabınızı tadın. Fitnenin bir anlamı azap, bir anlamı da saflaĢma demiĢtim. Ya da haydi dünyada madem potadan kaçtınız burada potaya girip eriyin bakalım. Cevheriniz cürufunuzdan burada ayrılsın denilecek. ĠĢte bu sizin acele gelmesini istediğiniz Ģeydir. Yani hemen gelsin diyordunuz değil mi ahiret, hemen gelsin diyordunuz son saat. Çabuk getir diyordunuz peygamberlerinize inkarcılar. Hadi o vaad ettiğin son saati getirsene diyordunuz. ĠĢte geldi denilecek.

15-) Ġnnel muttekıyne fiy cennatin ve 'uyun; Muhakkak ki korunanlar cennetlerde ve kaynaklardadırlar. (A.

Hulusi) 15 - ġüphesiz ki muttakiler Cennetlerde pınar baĢlarındadır.

(Elmalı)

Page 381: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġnnel muttekıyne fiy cennatin ve 'uyun ne var ki sorumluluk bilincine sahip olanlar, akıl sır ermez cennetlerde ve pınar baĢlarında olacaklar.

Muttakıyn; Takva sahibi olmak. Aslında duruĢ sahibi olmak, esas

duruĢ, Allah‟a karĢı klas duruĢ sahibi olmak. Muttaki bir isim, fiil değil. Elleziyne yettekune değil burada geliĢi; Ġnnel Muttakıyne diyor, isim olarak geliyor. Ġsim olarak gelmesi, onun ahlak haline dönüĢmesidir. Ġsnada isim olması bir Ģeyin, insanda sürekli sabit halde bulunmasıdır, ahlak haline dönüĢmesi, yani kesintisiz bulunması.

Nedir bu kesintisiz bulunan? Aslında takva; va‟ka kökünden türetilir.

Va‟ka sakınmak, korunmak, korumak, elde tutmak, muhafaza etmek, tir tir titremek, üzerine düĢmek, üzerine titremek, onu muhafaza etmek için tüm dikkatini üzerinde yoğunlaĢtırmaktır. Yani dikkat yoğunlaĢtırmak. Bir insanın zeka seviyesi dikkat süresi ile orantılıdır. Onun için çocuklar akıl seviyeleri yükseldikçe dikkat süreleri artar. Mesela küçük bir çocuk 8 – 10 saniyeden fazla bir Ģey üzerinde dikkat edemez. Yani dikkatini yoğunlaĢtıramaz. Onun içinde 7 yaĢına kadar çocuklarınıza bir Ģey söylersiniz, o ancak onu söylediğinizi, dakikalar içinde tutabilir. Ondan sonra oğlum sana 100 defa söyledim. 100 defa da söyleseniz onun dikkati o kadarlıktır.

Ġnsanın aklı büyüdükçe dikkatini yoğunlaĢtırma süresi de büyür ve

Muttakıy dikkatini bir ömre yayandır. Dikkatini Allah üzerinde yoğunlaĢtırandır. Yani artık Allah ne der sorusunu, ömrünün tümünün sorusu yapandır. Muttakıy budur. Onun için Muttakıy biri her anında Allah kaygısıyla doludur. Dikkatini o konuda yoğunlaĢtırmıĢtır. Hangi hal içinde bulunursa bulunsun, hangi ortamda olursa olsun, baĢına hangi durum gelirse gelsin, sevinç ve keder. VerilmiĢ ya da alınmıĢ. Azaltma ya da çoğaltma. Yoksulluk ya da varsıllık. Bütün hayatın hangi cilvesi gelirse gelsin her durumda dikkatini dağıtamaz. Onun dikkati Allah üzerinde o kadar yoğunlaĢtırmıĢtır ki, kendisine bir servet vermekle elindeki tüm servetini almak arasında bu manada fark olmaz. Yani dikkatini dağıtamazsınız. O oraya yoğunlaĢtırmıĢtır. Her hadiseye yoğunlaĢtığı noktadan bakar. Allah ne der. Allah nasıl bakar. Yani benim duruĢum Allah‟a hoĢ gelsin de gerisine nasıl gelirse gelsin. Onun için muttaki tanımı budur aslında. Yani rabbimiz takvaya çağırırken insanoğlunun aklını maksimuma çağırmaktadır, aklı büyütmektedir. Aklın saflaĢması, aklın cevherinin cürufundan ayrılıp saf akıl haline gelmesi. ĠĢte cennet o saf akılların olacak.

Page 382: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

16-) Ahıziyne ma atahüm Rabbühüm* innehüm kânu kable zâlike muhsiniyn;

Rablerinin kendilerine verdiğini alıcılar olarak (içten dıĢa çıkıĢ

olarak)! Muhakkak ki onlar bundan önce muhsindiler. (A. Hulusi) 16 - Alarak rablerinin kendilerine verdiğini, çünkü onlar bundan

evvel güzellik yapmayı âdet edinmiĢlerdi. (Elmalı) Ahıziyne ma atahüm Rabbühüm rablerinin kendileri için takdir

ettiğini derin bir Ģükranla alarak. Rablerinin kendileri için takdir ettiğini derin bir Ģükranla almak ne demek? Rablerinden razı olmak demek. Ya eyyetühen Nefsül Mutmainneh. Ġrci'ıy ila Rabbiki radıyeten mardıyyeten. Fedhuliy fiy 'ıbadĠYVedhuliy cennetĠY (Fecr/27-28-29-30)ey Allah‟la tatmin olmuĢ nefis, ey Allah‟tan aĢağısıyla tatmin olmamıĢ nefis. Ey cennetten aĢağısına satılmamıĢ, ucuza gitmemiĢ insan. Razı etmiĢ ve razı olmuĢ bir halde Rabbini razı etmiĢ ve rabbinden razı olmuĢ bir halde gir kullarımın arasına, gir cennetime. Fecr suresinin sonunda ki bu ayetler de gösteriyor ki Allah‟tan razı olmadan Allah razı olmaz. ĠĢte burada daAhıziyne ma atahüm Rabbühüm onu diyor. Rablerinin kendisine verdiğinden razı olmuĢlardır.

innehüm kânu kable zâlike muhsiniyn çünkü onlar zaten

iyilerden idiler. Muhsiniyn i peygamberimizin açıklamasına göre çevirirsek eğer; Çünkü onlar Allah‟ı görür gibi yaĢamıĢtılar. Ġhsan; keenneke terahu Onu görüyormuĢ gibi yaĢamandır. fein lemtekün terâhü ve innehû yerâke her ne kadar sen onu görmüyorsan da O seni hep görüyor diye tarif etmiĢti peygamberimiz. ĠĢte muhsiniyn Allah‟ı görür gibi yaĢayanlar. Allah‟ı görür gibi yaĢarsa muttaki olur. Biraz önce takvayı izah etmiĢtim. Dikkatin Allah üzerinde sürekli yoğunlaĢması. Rabbim ne der sorusunun hayata egemen bir soru haline gelmesi.

17-) Kânu kaliylen minel leyli ma yehce'un; Geceden az bir bölümde uyurlardı. (A. Hulusi) 17 - Geceden pek az uyuyorlardı. (Elmalı) Kânu kaliylen minel leyli ma yehce'un gecenin az bir kısmında

uyurlardı. Ya da bu ayet iki Ģekilde de çevrilebilir, iki ayrı cümle olarak

Page 383: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

görülürse eğer: Kânu kaliylen bir zamanlar çok azınlıkta idiler mü‟minler. Ma yehceun, o “ma” ya da olumsuzluk “ma” sı anlamını vererek uykularından vazgeçmiĢlerdi. Uykudan vaz geçmiĢlerdi. O azınlıklıkları dönemde. Ama birincisi daha tercihe Ģayan Kânu kaliylen minel leyli ma yehceun. Evet geceleri çok az uyurlardı.

Neden böyle bir ayet geldi? Zımnen manası Ģu. Uykunun

denetimine girmezler, uykuyu denetimi altına alırlardı. Yani uykunun kendilerini denetlemesine izin vermezlerdi. Uykunun kendilerini esir ve teslim almasına izin vermezler, uykuyu teslim alırlardı, uykuya teslim olmazlardı. Bunun zımni anlamı bu. Çünkü uykusunu daha denetimi altına alamayan hangi nimetin üzerinde otorite olup da hesap verecek. Daha uykuya teslim olan bir insan nasıl kendi iç denetimini sağlayacak. Daha uykusunu denetim altına alamayan bir insan nasıl iç güdülerini, arzularını, isteklerini, hırsını denetim altına alacak. Onun için iĢte gece üzerine Kur‟an ın bütün tavsiye ve emirleri uykuyu denetim altına alarak insanın; hayatın atı değil, hayatın süvarisi olmasını hedeflemektedir.

[Ek bilgi; Gece, nasıl güneĢin parazit oluĢturan ıĢınımı dünyanın

arka yüzünde kaldığı için kesiliyor ve kısa dalga yayın çok net alınabiliyorsa; insan beyni de, özellikle gece yarısı ve sonrasında çok hassas hâle gelir ve kuvveti artar. Bu hem alıcılık (ilham) yönünden böyledir; hem de vericilik yani "dua" yönünden böyledir.. "Ġslam Dini"nde gecenin önemi buradan ileri gelir. (A.Hulusi- Dua ve zikir.)(GeniĢ bilgi Ġsra/79da)]

18-) Ve Bil eshari hüm yestağfirun; Seherlerde istiğfar ederlerdi. (A. Hulusi) 18 - Ve seher vakitleri hep istiğfar ederlerdi. (Elmalı) Ve Bil eshari hüm yestağfirun ve seher vakitlerinde Allah‟a

yalvarırlardı. Onlar yaĢarken, hayattayken iĢte böyle bir hayat yaĢadılar da cenneti hal ettiler.

Seher vakitlerinde Allah‟a yalvarırlardı. Eshar; sahhar tekili, sühr ya

da sehr ya da. Farklı farklı mastarlar halinde okunmuĢ. ġafakla güneĢin doğumu arasında ki vakte sahhar denilir. Aslında farkında mısınız bilmiyorum sihr ile aynı köktendir. Sihir, sihr, aynı köktendir ve anlam alanı aynıdır.

Page 384: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Neden sahhar, sihr ile aynı kökten? Çünkü insanın uykuyu

büyülenmiĢ gibi uyuduğu vakit sabah namazının vaktidir. Sabah namazı onun için o vakitte farzdır. BüyülenmiĢ gibi uyur. Bedenin tabir caizse tüm kapılarını kapadığı, biyolojik saatin bile durduğu bir zamandır. Ġnsan hücrelerinin en ölmeye yattığı zamandır. Adeta ölüm uykusu, gecenin en ağır uykusu sabah namazı vaktidir. Ve en ağır olduğu zamanda kaldırmaktadır bizi Allah. Yani namaza kalkmamızı emrettiği zaman uykunun en sihirli olduğu zaman. Uykunun büyüsünü boz. Uyku seni büyülemesin, sen uykuyu büyüle.

Uykunun büyüsünü bozamayanlar nasıl hayatı denetim altına

alırlar, nasıl hayatın efendisi olurlar. Nasıl gecenin ve gündüzün yiğidi olurlar, ağabeydi olurlar, mücahidi olurlar. Daha uykuyu bile denetimine almamıĢsa o tiryakidir. Tiryakinin tiryakisi olduğu nesne, tiryakinin öznesidir. Tiryakilik nesneliktir, eğer uyku tiryakisi ise uykunun nesnesidir. Ġnsan ise özne olmalıdır. Uyku ona bir nimet olarak verilmiĢtir. Nimet insanı esir almamalıdır. Nimet insanın atıdır. Ġnsan nimetin süvarisi olmamalıdır.

ĠĢte buradaVe Bil eshari hüm yestağfirun derken ayet insana

uykunun büyüsünü boz. Uykunun büyüsünü bozarsan hayatın süvarisi olursun, cenneti hak edenler hayatın atı değil, hayatın süvarisi olanlardır demek istiyor.

19-) Ve fiy emvalihim hakkun lissaili vel mahrum; Onların mallarında talep eden ve sıkıntıda olan için bir hak vardı.

(A. Hulusi) 19 - Ve mallarında sâil ve mahrum için bir hak vardı. (Elmalı) Ve fiy emvalihim hakkun lissaili vel mahrum servetlerinde

isteyebilen ve isteyemeyen muhtaçlarında bir payı olduğuna inanırlardı. O cennetlikler hayattayken, dünyada yaĢarken böyle meziyetlere sahip oldukları için cennete kavuĢtular. Yani servetlerinde isteyen es saili vel mahrum; istemekten hazer eden, kaçınan isteyemeyen kimselerin de bir payı olduğuna inanırlardı ve tabii ki inanınca verirlerdi.

Mahrum; Ġnsan olması Ģart değil. Razi‟nin de isabetle ifade ettiği

gibi hayvan da dahil buna tüm canlılar girer. Ġsteyemeyen, istemekten

Page 385: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

aciz olan. Ġhtiyacı var fakat dili yok. Yani ille de dili olup isteyemeyen insan değil, aynı zamanda hayvan. Dili yok, ihtiyacını biliyorsun, görüyorsun, aç. O da dahildir buna.

20-) Ve fiyl Ardı ayatun lilmukıniyn; Ġkân sahiplerine arzda (bedende) iĢaretler vardır! (A. Hulusi) 20 - Arzda da âyetler var ikan ehli için. (Elmalı) Ve fiyl Ardı ayatun lilmukıniyn yer yüzünde gönülden inanmıĢ

olanların Ģahit olduğu, gördüğü ilahi iĢaretler vardır. 21-) Ve fiy enfüsiküm* efela tubsırun; Nefslerinizde (Benliğinizin hakikati)! Hâlâ (fark etmiyor) görmüyor

musunuz? (A. Hulusi) 21 - Nefislerinizde de, halâ görmeyecek misiniz. (Elmalı) Ve fiy enfüsiküm* efela tubsırun ve sizin kendi varlığınızda da

ilahi iĢaretler vardır. Hala bunu görmüyor musunuz? Hala bunun farında değil misiniz. Fussilet/53. ayeti hatırlayalım; Senüriyhim âyâtina fiyl afakı ve fiy enfüsihim hattâ yetebeyyene lehüm enneHUl Hakk. (Fussilet/53) biz onlara ufuklarda ve içlerinde. DıĢlarında ve içlerinde. DıĢ dünyalarında ve iç dünyalarında. Akfakta ve enfüste ayetlerimizi göstereceğiz ki bunun bir hakikat olduğunu bizzat anlasınlar.

Ġç ve dıĢ ayet; Enfüs ve afak. Ġnsan ve kainat ayetleri. Bu ayet ne

diyor sevgili Kur‟an dostları? Bu ayet Ģunu diyor; Varlık açılmıĢ bir kitaptır. Eğer okursan oku. Varlığı kitap gibi bil. Ġnsan da bir kitaptır, kainatta. Makro kozmos, mikro kozmos. Evet, büyük alem küçük alem. El „alemül Kübra, el „alemüssura. Sen kendini de bir kitap gibi oku, kainatı da bir kitap gibi oku. ĠĢte Ġkra diye baĢlayan ilk vahiy aslında Hz. Peygambere varlığı bir kitap bilip oku diyordu. Aslında o emir hepimize bir emir.

Ġnsan bir kitap. Kur‟an vahyi insana inmiĢ bir kitap. O zaman Kur‟an

okuyan insan iki kitabın buluĢmasıdır. Kitap kitabı okuyor. Okumak tüm

Page 386: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

öğrenme süreçlerini ifade eder. ĠĢte burada bu gerçek söyleniyor. Hiç yakın dostlarınızı size Allah‟ın nazil ettiği bir ayet gibi okudunuz mu, gördünüz mü. Hiç eĢinizi Allah‟ın bana nazil ettiği ayeti, gel bir okuyayım diye düĢündünüz okudunuz mu. Hiç evladınızı Allah‟ın size nazil ettiği bire ayet olarak görüp okudunuz mu. Bunu denediniz mi, böyle bir Ģey aklınıza geldi mi. Gelmediyse bu saatten sonra gelmeli. Ve;Ve fiyl Ardı ayatun lilmukıniynVe fiy enfüsikümefela tubsırun (20-21) ayetlerini hiç aklımızdan çıkarmadan kainat ayetini ve içimizde ki, yani insan kitabını da nazil olmuĢ birer ayet gibi okumalıyız.

22-) Ve fiys Semai rizkuküm ve ma tu'adun; YaĢam gıdanız da, vadedilen Ģey de semâdadır (bilincinizden

yaĢanacaktır)! (A. Hulusi) 22 - Semada da rızkınız ve o vaad olunduğunuz. (Elmalı) Ve fiys Semai rizkuküm ve ma tu'adun Evet, ve fiys Semai

rizkuküm diyor, ve ma tu‟adun. Gök yüzünde maddi manevi rızkınız vardır ve size vaad edilen Ģeylerin kaynapğı vardır. Ve ma tu‟adun. Size vaad edilen Ģeyler de oradadır.

Saadetiniz de, felaketinizde gökten iner. Rızık ya da bela, hatta

cennetiniz de cehenneminizde gökten iner. Neden? Gökten vahiy iner cennetinizdir. Vahye karĢı gelirseniz biraz sonra anlatılacak helak olmuĢ kavimlerde olduğu gibi gökten bela iner, cehenneminizdir. Burada tehdit amaçlıdır bu tu‟adun. Vaad 2 manaya gelir. hem iyi Ģeyler ödül, hem kötü Ģeyler, cezayı içerir. Ama burada cezayı içerdiğini düĢünmeliyiz, çünkü 24 ile 46. ayetler arasındaki kıssalar helak kıssalarıdır ve bu helak kıssalarında gökten inen vahye eğer sırt dönerseniz belanız inmeye baĢlar anlamına gelir.

Tabii buradan Ve fiys Semai rizkuküm ibaresinden para da

gökten iner sonucuna varabiliriz. Buna hayatınızda çok rastlamıĢsınızdır. Hakikaten insanın çaba ve çalıĢması elbette müsellemdir, hakikattir. Fakat para gökten iner. Bu da bir hakikattir. Hakikatin 2. yarısı da budur.

23-) FeveRabbis Semai vel Ardı innehu lehakkun misle ma

ennekum tentıkun;

Page 387: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Semânın ve arzın Rabbine yemin ederim ki, kesinlikle o (bildirilen gelecektekiler), sizin konuĢmanız kadar olağan bir gerçektir. (A. Hulusi)

23 - ĠĢte o Göğün ve Yerin rabbine kasem ederim ki o Ģüphesiz

haktır sizin nâtık olmanız gibi. (Elmalı) FeveRabbis Semai vel Ardı innehu lehakkun misle ma

ennekum tentıkun göğün ve yerin rabbine and olsun ki bu yeniden diriliĢ en az sizin konuĢma yeteneğiniz kadar gerçektir. Çok ilginç bir kıyas yapılıyor burada. Yeniden diriliĢ, sizin konuĢma yeteneğiniz kadar gerçektir diyor. Benzetme ilginç. KonuĢma yeteneği ile yeniden diriliĢ arasında nasıl bir benzerlik var.

Ahiret yaĢama sürecin sonucu değil mi? KonuĢma da düĢünme

sürecinin sonucudur. DüĢünme sürecinin ahireti konuĢmaktır. YaĢama sürecinin ahireti hesaptır. Zihninizde ki nesnelerin gerçeği nerededir? Hayatta. Hayatta ki nesnelerin zihnimizde gölgeleri vardır. Gerçeği hayattadır. Fakat gerçek dediğimiz bu hayatta ki nesnelerin hakikati nerededir? Cennettedir, ahirettedir. Dolayısıyla iĢte benzetilen ile benzeyen arasında ki irtibat, bu kıyas buradan yola çıkarak böyle bir sonuca ulaĢabiliriz.

Yağmur bu hayatı, vahiy öbür hayatı yeĢertir. Bu da bir benzetme

aslında. KonuĢmamız yeniden diriliĢ, konuĢmamız mantıksal sürecimizin sonucudur, insan olduğumuzun ispatıdır. Yeniden diriliĢte, manevi yani iman sürecimizin ispatıdır. Ġmanımız orada Ģahidini bulacaktır.

24-) Hel etake hadiysü dayfi Ġbrahiymel mükremiyn; Ġbrahim'in Ģerefli kılınmıĢ konuklarının haberi sana geldi mi? (A.

Hulusi) 24 - Geldi mi sana Ġbrahim‟in ikram edilen misafirlerinin kıssası?

(Elmalı) Hel etake hadiysü dayfi Ġbrahiymel mükremiyn Ģimdi yukarıda

gökte dedi ya; rızkınız da belanız da, ġimdi bela nasıl gökten iner. Eğer gökten imanın manevi rızık olan vahye sırt dönerseniz neyle karĢılaĢırsınız onun cevabı olan kıssalar geldi.

Page 388: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġbrahim‟in ilahi ikrama mazhar olmuĢ konukları hakkında ki kıssa sana ulaĢtı mı? Kıssayı Hicr ve hud surelerinde daha önce görmüĢtük aslında aynı kıssayı bu surede vurgu daha farklı yapılıyor, helak sürecine vurgu yapılıyor.

25-) Ġz dehalu aleyhi fekalu Selâma* kale Selâm* kavmun

münkerun; Hani Onun yanına girdiklerinde: "Selâm" dediler... (Ġbrahim de):

"Selâm" dedi... "Rastlanmadık birileri (diye düĢündü)." (A. Hulusi) 25 - O vakit ki üzerine girdiler de «selâm» dediler. «Selâm,

görülmedik bir kavım» dedi. (Elmalı) Ġz dehalu aleyhi fekalu Selâma hani elçiler Ġbrahim‟in huzuruna

girmiĢler ve sana selam olsun ey Ġbrahim demiĢlerdi. kale Selâm* kavmun münkerun o da; size de selam olsun, yani aleykümselam demiĢ ve içinden, hiç tanımadık bir topluluk demiĢti. Yabancı bir topluluk diye kaygısını ifade etmiĢti.

26-) Ferâğa ila ehlihi fecae Bi 'ıclin semiyn; Ailesine yöneldi de semiz (kızartılmıĢ) bir buzağı eti getirdi. (A.

Hulusi) 26 - Hemen bir bahâne ile ehline gitti, bir semiz daha getirdi de.

(Elmalı) Ferâğa ila ehlihi fecae Bi 'ıclin semiyn sonra usulca; râğa fiili

aslında hissettirmeden çekilmek anlamına gelir. Usulca onların huzurundan çekildi ve ailesine yönelerek kızarmıĢ semiz bir buzağı getirdi önlerine ikram olarak. Burada ki “fe” takibiye “fe”si hızlılığı ifade eder. Ġkramda hızlılık cömertliğin kemalindendir. Onu da ima etmiĢ oluyor Kur‟an aynı zamanda.

27-) Fekarrebehu ileyhim kale ela te'kûlun; Onu onlara yaklaĢtırıp: "Yemeyecek misiniz?" dedi. (A. Hulusi)

Page 389: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

27 - Onu yakınlarına koydu, yemeğe buyurmaz mısınız? Dedi.

(Elmalı) Fekarrebehu ileyhim kale ela te'kûlun derhal onlara dönerek

buyurmaz mısınız diye önlerine koydu sofrayı. 28-) Feevcese minhüm hıyfeten, kalu lâ tehaf* ve beĢĢeruhu Bi

ğulamin 'aliym; (Yemediklerini görünce Ġbrahim'in içine) onlardan bir korku düĢtü!

"Korkma" dediler ve Onu Aliym bir erkek çocuk ile müjdelediler. (A. Hulusi)

28 - O vakit onlardan içine bir korku düĢtü Korkma dediler ve

kendisine alîm bir oğlan tebĢir ettiler. (Elmalı) Feevcese minhüm hıyfeten, derken onlardan yana içini bir korku,

endiĢe kapladı. kalu lâ tehaf* ve beĢĢeruhu Bi ğulamin 'aliym onlar dediler ki endiĢeye gerek yok, endiĢeye mahal yok. Yani bizden korkma ve onu peygamberlik bilgisi verilmiĢ bir oğlan çocuğuyla müjdelediler.

Çift kutupluluğun hayata ki yansıması bu ayetler dostlar. Biri ifna,

diğeri ihya. Bakınız gelen konuklar melekler, elçiler; Ġnne me'al 'usri yüsrâ. (ĠnĢirah/6) ayetini ifade edercesine bir toplumu helâk için gelmiĢken bir tarafa da müjde veriyor. Usr‟un yanında yüsr, Yüsr ün yanında usr. Zorluğun yanında kolaylık, kolaylığın yanında zorluk. Yani dikenin yanında gül, gülün yanında diken. Lût kavmini helak için gelen elçiler Ġbrahim‟e oğlan çocuğu müjdeliyorlar. Uzun süre çocuksuzlukla imtihan edilen bu aileye.

29-) Feakbeletimraetuhu fiy sarretin fesakket vecheha ve kalet

'acûzun 'akıym; Bu yüzden (Ġbrahim'in) karısı çığlık içinde misafirlerin yanına döndü

de, (ellerini utanarak) yüzüne kapatıp dedi ki: "(Ben) kısır bir ihtiyar kadınım!" (A. Hulusi)

Page 390: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

29 - Bunun üzerine hatunu bir çığlık içinde döndü de elini yüzene çarptı ve akîm bir kocakarı, dedi. (Elmalı)

Feakbeletimraetuhu fiy sarretin fesakket vecheha ve kalet

'acûzun 'akıym bunun üzerine karısı ileri çıktı ve ellerini yüzüne vurarak: “Kısır bir koca karıdan ha?” diye vaveylayı bastı.fiy sarretin ibaresini ben öyle çeviriyorum, çığlığı bastı. Bir kısır koca karıdan ha? Dedi.

30-) Kalu kezâliki, kale Rabbük* inneHU "HU"vel Hakiymul

'Aliym; (Ġbrahim'in misafiri melekler) dediler ki: "ĠĢte böyle! (Bunu) Rabbin

dedi... Muhakkak ki O, Hakiym'dir, Aliym'dir." (A. Hulusi) 30 - Dediler: öyle Rabbin buyurdu, Ģüphesiz alîm o, hakîm o.

(Elmalı) Kalu kezâliki, onlar dediler ki; “böyle”, yani bunun içinde o kadar

büyük Ģeyler gizli ki Allah böyle istediyse böyle, bunun tartıĢması olmaz. ĠĢ bitmiĢtir. Allah dede mi bitti. Bu böyle. Onun için burada hayret edilecek bir Ģey yok, Ol dedi ve oldu. Yani öyle dediler. kale Rabbük* inneHU "HU"vel Hakiymul 'Aliym rabbin böyle buyurdu. ġüphesiz O‟dur hikmet sahibi her Ģeyi bilen O‟dur.

31-) Kale fema hatbukum eyyuhel murselun; (Ġbrahim): "Ey irsâl olunanlar. (Esas) iĢiniz (amacınız) nedir?" dedi.

(A. Hulusi) 31 - Ġbrahim, o halde asıl memuriyetiniz nedir? ey mürselûn, dedi.

(Elmalı) Kale fema hatbukum eyyuhel murselun Ġbrahim; Peki ey elçiler

dedi nedir bu olağan dıĢı ziyaretinizin gerçek sebebi? Olağan dıĢı ziyaret çünkü Melekler asli suretlerinde veyahut ta insan suretinde gelmeleri normal bir olay değil, sık görülen bir olay değil bir peygamber için bile. Onun için bu olağan üstü bir olaydı. Zaten hatb normal olaylara

Page 391: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

söylenmez. Yan anlam olarak, müthiĢ, sıra dıĢı, olağan üstü olaylar için kullanılan bir kelime.

32-) Kalu inna ursilna ila kavmin mucrimiyn; Dediler ki: "Doğrusu biz suçlu bir toplum için irsâl olunduk!" (A.

Hulusi) 32 - Biz, de dediler: Mücrim bir kavme gönderildik. (Elmalı) Kalu inna ursilna ila kavmin mucrimiyn Onlar; Biz dediler

günaha gömülüp gitmiĢ bir topluma gönderildik. Bu toplum bugünkü Lut gölünün Lisan diye bilinen kuzey ucunda ki sığ sulara gömülmüĢ parça üzerinde yaĢayan Sodom ve Gomore baĢta olmak üzere 6 adet kentin üzerine inen belayı ifade etmektedir.

33-) Linursile aleyhim hıcareten min tıyn; "Tepelerine balçıktan taĢlar (lavlar) geçirelim diye." (A. Hulusi) 33 - Üzerlerine çamurdan taĢlar salmak için. (Elmalı) Linursile aleyhim hıcareten min tıyn onların üzerine gökten

yaĢlaĢmıĢ çamur, taĢlaĢmıĢ balçık yağdıralım. 34-) Musevvemeten 'ınde Rabbike lilmusrifiyn; "Rabbinin indînde, (hakikate ermeleri için verilmiĢ kuvveleri) israf

edenler için iĢaretlenmiĢ (taĢlar)!" (A. Hulusi) 34 - Rabbinin nezdinde damgalanmıĢlar müsrifler için. (Elmalı) Musevvemeten 'ınde Rabbike lilmusrifiyn kendini harcayanlara

senin rabbinin katında hedefi belirlenmiĢ taĢlar.Musevvemeten 'ınde Rabbik Musevveme; aslında El hayrul Müsevveme ibaresi geçmiĢti Kur‟an da. Yani favori atlar diye çevirdiğimi hatırlıyorum onları damgalı atlar. Burada da müsevveme aslında iĢaretli, damgalı, güdümlü mermi

Page 392: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

demek. Aslında güdümlü taĢlar. Adrese teslim. Adeta adresi üzerine yazılmıĢ adrese teslim. Adrese teslim bela. Eğer bir belanın üzerine adresi yazılmıĢ senin adresin Ģu, var ve bul onu denmiĢse, iĢte o müsevvemedir.

35-) Feahrecna men kâne fiyha minel mu'miniyn; Biz de, orada iman edenlerden kim varsa çıkardık. (A. Hulusi) 35 - Binnetîce orada bulunan mü'minleri çıkardık. (Elmalı) Feahrecna men kâne fiyha minel mu'miniyn derken

müminlerden orada bulunanları çıkarttık. Kuru ile yaĢı birbirinden ayırdık., bunun anlamı bu.

36-) Fema vecedna fiyha ğayre beytin minel müslimiyn; Zaten orada bir evden baĢkasında teslim olmuĢlardan bulamadık!

(A. Hulusi) 36 - Fakat bir haneden baĢka orada Müslüman da bulmadık.

(Elmalı) Fema vecedna fiyha ğayre beytin minel müslimiyn zaten orada

bir hane dıĢında hiçbir Müslüman bulamadık. Teslim olanlar selamet bulurlar. Burada ki ğayre beytin minel müslimiyn bu. Yani Allah‟a teslim olanları selâmete erdirdik, teslim olsalardı selamete ererlerdi diğerleri de.

37-) Ve terekna fiyha ayeten lilleziyne yehafunel azâbel eliym; Orada o elim azaptan korkanlara bir iĢaret terk ettik. (A. Hulusi) 37 - Ve öyle elîm azab dan korkacaklar için orada bir âyet bıraktık.

(Elmalı)

Page 393: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve terekna fiyha ayeten lilleziyne yehafunel azâbel eliym ve elem verici bir azaptan korkacak olan kimseler için orada bir iĢaret, bir remiz, bir simge, bir mesaj bıraktık. Nasıl bir iĢaret bu? Kavli mesaj iĢte bu ayetler. Tarihi mesaj iĢte oraya inen belanın insanlık dilinde anlatılması ve tabii ki fiili mesajda Ģu anda o helak bölgesinin gözle görülecek kadar belirgin olması Lisan isimli o parça, gölün derinliği 400 m. Olmasına rağmen, Lisan isimli o parça 40 metre de. Bıçakla kesmiĢ gibi duruyor. O dil isimli suyun 40 m. altında ki bittiği yerde, bu yüzyılda, 1965 yılında ki kazılarda 20.000 ölülük bir mezar bulundu. Mezar var fakat Ģehir yok. Yani bir Ģehrin, yada birkaç Ģehrin mezarlığı. Mezar bulundu ama Ģehir yok. Demek ki Ģehir helake uğramıĢ Ģehrin eski mezarlığı bulunmuĢ. Bu da bunun tipik bir göstergesi.

38-) Ve fiy Musa iz erselnahu ila fir'avne Bi sultanin mubiyn; Musa'da da... Hani Onu Firavun'a apaçık bir delil olarak irsâl

etmiĢtik. (A. Hulusi) 38 - Bir de Musa‟da: ki onu bir sultanı mübîn ile Firavuna gönderdik

de. (Elmalı) Ve fiy Musa aynı mesaj Musa kıssasında da var. iz erselnahu ila

fir'avne Bi sultanin mubiyn hani biz ona açık ara muktedir kılan bir güçle firavuna göndermiĢtik. Sahibini muktedir kılan, sultan bu. Sahibine iktidar veren, muktedir kılan bir belge. Tabii bunların baĢında Hz. Musa‟ya verilen mucizeler geliyor.

39-) Fetevella Bi rüknihi ve kale sahırun ev mecnun; Erkânı ile birlikte yüz çevirdi ve dedi ki: "Bir büyücü yahut mecnun!"

(A. Hulusi) 39 - O bütün kuvvetiyle tersine gitti: sâhir veya mecnun, dedi.

(Elmalı) Fetevella Bi rüknihi ve kale sahırun ev mecnun Fakat o

iktidarına, gücüne, kuvvetine, dünyevi iktidarına güvendi, Musa‟ya karĢı çıktı. Üstelik; o ya bir büyücü, ya da bir delidir dediler. Yani kendilerine mucizelerle gelen peygamberin mucizelerini büyü ile karıĢtırdılar. Onu

Page 394: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

büyüye indirgediler ve peygamberin olağan üstü yetkilerini de deliliğine verdiler.

Fetevella Bi rüknih; Çok ilginç. Ġktidarına güvenerek sırt döndü

diyor. Güç ve iktidara güvenmek. Ahlaksız güç, Allahsız güçtür. Aslında ayet bunu söylüyor.

40-) Feehaznahu ve cunudehu fenebeznahüm fiyl yemmi ve

huve muliym; Bunun üzerine onu ve ordusunu yakaladık da onları denize attık. O

piĢmanlıkla kendi kendini yeriyordu! (A. Hulusi) 40 - Onun üzerine biz de tuttuk kendisini ve ordularını deryaya

fırlatıverdik: namertlik ederken o leîm. (Elmalı) Feehaznahu ve cunudeh derken biz de onu ve ordusunu

enseledik. fenebeznahüm fiyl yemmi ve huve muliym hepsini denize döktük, o hala kendisini kınıyordu. Ve huve muliym; veya kınanacak iĢler yapıyordu manasına da gelebilir. Tercihimiz Yunus/90. ayetine dayanıyor. Ölürken firavun kendisini kınıyordu ama bu firavun imanıydı, iman sayılmadı.

41-) Ve fiy 'Adin iz erselna aleyhimur riyhal 'akıym; Ad'da da... Hani onların üzerine o hayır ve bereketi olmayan

rüzgârı (hortum) irsâl etmiĢtik. (A. Hulusi) 41 - Bir de Âd de: ki üzerlerine o köklerini kesen rüzgarı

salıvermiĢtik. (Elmalı) Ve fiy 'Adin aynı mesaj Ad kıssasında da var. iz erselna

aleyhimur riyhal 'akıym Hani onlara da köklerini kurutan fırtına göndermiĢtik.

42-) Ma tezeru min Ģey'in etet aleyhi illâ ce'alethu kerremiym;

Page 395: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Üzerine geldiği hiçbir Ģeyi ayakta bırakmıyor, onu un ufak kılıyordu! (A. Hulusi)

42 - Uğradığı bir Ģey'i bırakmıyor, mutlak onu çürütüp kül gibi

ediyordu. (Elmalı) Ma tezeru min Ģey'in etet aleyhi illâ ce'alethu kerremiym bu

fırtına geçtiği yerde hiçbir Ģey, hiçbir canlı bırakmaksızın hepsini kül edip göğe savurdu.

43-) Ve fiy Semude iz kıyle lehüm temette'u hattâ hıyn; Semud'da da... Hani onlara: "Bir süreye kadar yararlanın"

denilmiĢti. (A. Hulusi) 43 - Bir de Semud da: ki onlara bir zamana kadar istifade edin

denilmiĢti de. (Elmalı) Ve fiy Semude iz kıyle lehüm temette'u hattâ hıyn yine aynı

mesaj Semud kıssasında da vardı. Hani onlara da sınırlı bir süreliğine sizde bir safa sürün demiĢtik. Sizde sefanızı sürün, kâm alın bakalım. Böyle elinize verdiğimiz nimetleri istismar ederek.

Ad ve Semud kavmi hep bir arada gelir. Tarihsel olarak birbirinin

devamıdır bu doğru. Çünkü Ad kavminin baĢına bela geldikten sonra geri kalanlar kuzeye göç etmiĢler. Bugün Medain i salih diye anılan Arabistan‟ın kuzeyinde ki yerleĢim bölgesine yerleĢerek orada mesken tutmuĢlardı.

Bu iki kavmin birbiri ardınca geliĢi aslında daha derin bir nükteyi

barındırır. Ad kavmi çölün bittiği yere, sahil Ģeridi boyunca, bugün Hadramevt, ölü yeĢil diye bilinen yere muhteĢem bir uygarlık kurmuĢlardı. Ama yapı taĢları, yapı malzemeleri kum idi, kerpiçten yapıyorlardı. Uygarlıklarının temel malzemesi kerpiçti, bela gelip de tüm uygarlıklarını yerle bir edip kendilerini helak edince kafalarını değiĢtirecekleri yerde malzemeyi ve vatanı değiĢtirdiler. Vatanı değiĢtirdiler, burada bela geliyor gidelim kuzeye, güneyde olmadı gidelim kuzeye. Yapı malzemesini değiĢtirdiler; Eskiden kerpiçten yapmıĢlardı uygarlıklarını, Ģimdi kayaları oydular. Yani altı kaya gibi üstü kaya diye

Page 396: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

reklam yapıyorlar ya, öyle bir Ģey. Yani her halde Ģöyle düĢünmüĢ olacaklar; Malzemeyi değiĢtirdik, artık bela gelmez.

Ve bela Semud‟da da yakaladı onları. Evet, anlaĢıldı ki malzemeyi

değiĢtirmekle olmuyor. Kafayı değiĢtirmek lazım, bakıĢ açısını değiĢtirmek lazım. Onun için Kur‟an da hep bu ikisi bir arada gelir. Yani kafayı değiĢtirmeden Allah‟a karĢı duruĢunuzu değiĢtirmeden malzemeyi değiĢtirmek hiçbir Ģey ifade etmez demeye getiriyor.

44-) Fe 'atev 'an emri Rabbihim feehazethümus sa'ıkatu ve

hüm yenzurun; Rablerinin emrine itaatten çıktılar! Bunun üzerine onlar bakıp

dururlarken kendilerini yıldırım yakalayıverdi. (A. Hulusi) 44 - Rablerinin emrinden azgınlık ettiler, bu yüzden o sâika

kendilerini yakalayıverdi, bakınıp duruyorlardı. (Elmalı) Fe 'atev 'an emri Rabbihim nitekim onlar rablerinin emrine karĢı

gelmiĢlerdi feehazethümus sa'ıkatu ve hüm yenzurun ve onlar bön bön bakarken bir bela ĢimĢeği kendilerini enseleyiverdi.

45-) Femesteta'u min kıyamin ve ma kânu muntasıriyn; Ne ayakta kalmaya güçleri yetti ve ne de yardım gördüler! (A.

Hulusi) 45 - O vaktı bir kalkınmaya da güç yetiremediler, bir yardım da

görmediler. (Elmalı) Femesteta'u min kıyamin ve ma kânu muntasıriyn ne

yerlerinden doğrulmaya ne de yardım almaya fırsat bulabildiler. Hiç birine fırsatları kalmadı, mahvolup gittiler.

46-) Ve kavme Nuhın min kabl* innehüm kânu kavmen

fasikıyn;

Page 397: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Daha önce de Nuh kavmi. Muhakkak ki onlar inancı bozuk bir toplumdu! (A. Hulusi)

46 - Daha evvel de Nûh kavmini, çünkü hep onlar yoldan çıkmıĢ

fâsık birer kavim idiler. (Elmalı) Ve kavme Nuhın min kabl daha önce de Nuh kavmi helâk

olmuĢtu. innehüm kânu kavmen fasikıyn çünkü onlarda yoldan çıkmıĢ bir topluluk idiler.

Lût kavmi piĢmiĢ toprak ile, Nuh kavmi ve Firavun su ile Ad kavmi

rüzgârla, yani hava ile Semud kavmi ateĢ ile helâk oldu. burada bu örnekler bu dört unsura dikkat çekiyor. Kadim hikmette maddi varlığın 4 aslı var. AteĢ, toprak, su, hava. Adeta maddenin aslı size bir emanet olarak bırakılan maddeye ihanet ederseniz ihanetinizin cezasını aynı maddeyi bela olarak göndeririz, çekersiniz mesajı veriliyor gibi.

47-) VesSemae beneynaha Bi eydin ve inna lemusi'un; Semâya (Evren'e ve de beyin kapasitesine) gelince, onu elimizle

bina ettik ve muhakkak ki biz geniĢleticileriz (boyutsal oluĢumlarla - varlıklarla - idrakını geniĢletmek suretiyle, beyindeki kullanılır alanın geniĢlemesiyle)! (A. Hulusi)

47 - Bir de Semaya bakın biz onu kuvvetle bina ettik ve Ģüphe yok

ki biz çok vüs'a malikiz. (Elmalı) VesSemae beneynaha Bi eydin ve inna lemusi'un bütün bir

göğü kendi, güç ve kudretimizle biz inĢa ettik ve onu sürekli geniĢleten de biziz. Sema uzay burada, bu ayette. Bi eydin diyor el anlamına gelen yed in çoğulu olduğu gibi, te‟yid‟in türevi de olabilir. O zaman gücümüzle anlamına gelir.

Modern kozmolojinin geniĢleyen evren modeli burada lemusi‟un,

onu sürekli geniĢletmekteyiz Ģeklinde gelen ibareyle de destekleniyor olabilir ki Ġbn. Zey, Razi, Ġbn. Kesir gibi Kadiym otoritelerde bunu böyle anlamıĢlar. Yani bu yeni bir anlayıĢ veya modern bilimin bir keĢfine dayalı bir yorum değil. Bunu eski otoritelerimiz de böyle anlamıĢlar. Bu geniĢlemenin bir yerde duracağı ve geri döneceği de enbiya/104. ayetinden anlatılmıĢ.

Page 398: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

48-) Vel Arda feraĢnaha fenı'mel mahidun; Arzı da (enerji hatları - sinir sistemiyle) döĢedik... Ne güzel

döĢeyenleriz! (A. Hulusi) 48 - Arzı da döĢedik, bakınız biz ne güzel döĢeriz. (Elmalı) Vel Arda feraĢnaha fenı'mel mahidun yine de biz göğü

geniĢlettiğimiz gibi, yeri de yayıp döĢedik. Ama sıradan döĢemedik, ne muhteĢem döĢedik. ġimdi ve gelecekte daha güzel dünyalar inĢa etmeye bir ima var gibi burada.

49-) Ve min külli Ģey'in halakna zevceyni leallekum tezekkerun; Her Ģeyi iki eĢten (pozitif - negatif güç; gen sarmalını oluĢturan

çiftten) yarattık. Belki hatırlayıp düĢünürsünüz diye. (A. Hulusi) 49 - Hem her Ģeyden iki çift yarattık ki düĢünesiniz. (Elmalı) Ve min külli Ģey'in halakna zevceyni leallekum tezekkerun her

Ģeyi çift, zıt kutuplu yarattık ki düĢünebilesiniz. Ġlginç, üzerinde çok düĢünülmesi gereken bir ayet değerli dostlar. Zevceyn; 3 Ģeye delalet eder. 1- Zıtlara. 2- Çiftlere, eĢlere. 3- çeĢitliliğe. Zımnen Allah dıĢında ki her Ģey anlamına gelir bu. leyse kemisliHĠ Ģey‟. (ġûra/11) O bildiğiniz bir Ģeye benzemez, her hangi bir Ģey gibi değil. Dolayısıyla düĢünme faaliyeti ancak zıtlarla mümkün. Zıtlar olmasaydı düĢünemezdik. Ġnsan tasavvuruna daha baĢtan yerleĢtirilmiĢ zıtlar. EĢyanın mahiyetini idrak edilmemiz bu yüzdendir. Allah‟ın mahiyetini idrak edemememiz zıddı olmadığı için, eĢi olmadığı için, benzeri olmadığı içindir. Bu da böyle biline.

50-) Fefirrû ilAllâh* inniy leküm minhu neziyrun mubiyn; "(Bedensellik dünyanızdan) Allâh'a firar edin! Ben kesinlikle,

O'ndan size apaçık bir uyarıcıyım!" (A. Hulusi)

Page 399: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

50 - O halde hemen Allaha kaçın, haberiniz olsun ki ben size ondan bir açık nezîrim. (Elmalı)

Fefirrû ilAllâh o halde Allah‟a kaçınız. Ey insan Allah‟tan

kaçamazsın, bari Allah‟a kaç. ġüphe yok ki ben onun katından size gönderilmiĢ apaçık bir uyarıcıyım inniy leküm minhu neziyrun mubiyn.

51-) Ve lâ tec'alu meAllâhi ilâhen âhar* inniy leküm minhu

neziyrun mubiyn; "Allâh yanı sıra tanrı oluĢturmayın! Ben kesinlikle, O'ndan size

apaçık bir uyarıcıyım!" (A. Hulusi) 51 - Ve Allah‟la beraber baĢka bir Tanrı uydurmayın, haberiniz

olsun ki ben size ondan bir açık nezîrim. (Elmalı) Ve lâ tec'alu meAllâhi ilâhen âhar Allah‟la beraber baĢka hiçbir

Ģeye ilahlık yakıĢtırmayın. inniy leküm minhu neziyrun mubiyn bir daha geldi aynı ibare; Elbet ben size onun katından gönderilmiĢ apaçık bir uyarıcıyım. Yani ben sizin jandarmanız değilim, ben sizi O‟ndan gelecek bir belâdan da koruyamam. Ben sadece size O‟nun mesajını ulaĢtırırım.

52-) Kezâlike ma etelleziyne min kablihim min Rasûlin illâ kalu

sahırun ev mecnun; ĠĢte (gerçek durum) böyle! Onlardan öncekilere de (Allâh'a,

hakikatlerine çağıran) herhangi bir Rasûl geldiğinde, mutlaka: "Bu büyücü veya mecnun" dediler. (A. Hulusi)

52 - Böyle, bunlardan evvelkiler bir Resul gelince behemehal ya

sahir dediler ya mecnun. (Elmalı) Kezâlike ma etelleziyne min kablihim min Rasûlin illâ kalu

sahırun ev mecnun ĠĢte böyle, daha önce de gelmiĢti firavun anlatılırken, Ģimdi de benzer bir ibare geldi; Onlardan öncekiler kendilerine gelen her peygambere mutlaka sihirbaz ya da mecnun dediler. Mecnun‟un da bir anlamı cinlerin tasallutuna uğramıĢ, sihirbaz

Page 400: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

dediler, mucizeleri anlamazlıktan geldiler. Mecnun dediler peygamberin tek baĢına toplumu dönüĢtürme arzusunu anlamazlıktan geldiler. Yani bu kadar kararlılık, ancak peygamberliğini itiraf edemeyince ancak deli olmalı dediler. Zaten peygamberliğini itiraf etselerdi kurtulacaklardı. Yoksa menfaatini bilen bir adam koca bir toplumun inancını karĢısına alıp tek baĢına dağlara karĢı yürür mü? Onun için deli dediler, anlamadılar.

53-) Etevasav Bih* belhüm kavmun tağun; Bunu (genetik olarak) birbirlerine tavsiye mi ettiler! Hayır, onlar

taĢkınlık içinde olan bir toplumdur! (A. Hulusi) 53 - Hep buna vasiyetleĢtiler mi? Hayır hep onlar azgın kavımlar.

(Elmalı) Etevasav Bih* belhüm kavmun tağun yoksa onlar bunu

birbirlerine miras mı bıraktılar. Ama hayır, belli ki onlar azgın bir kavimdiler. Beklide birbirlerini hiç görmediler bile. Nasıl birbirlerine miras bırakacaklar ki. Fakat ne oldu? Haberdar bile değildiler. Fakat aynı tasavvur ve aynı bakıĢ açısı onları aynı sonuca götürdü. Yani aynı yerden baktılar aynı gördüler. Aynı sonuca ulaĢtılar. Kalpleri birbirine benzedi diyordu ya Kur‟an. teĢâbehet kulûbühüm. (Bakara/118) kalpleri birbirine benzedi. Aynı düĢününce farklı zamanlarda birbirlerinden hiç haberleri olmasa da aynı sonuca ulaĢtılar. Tabii ki aynı yaĢayanlar aynı helak sürecine tabi olurlar. Ahirette de aynı yerde buluĢurlar.

54-) Fetevelle anhüm fema ente Bi melum; Onlardan yüz çevir! Sen (bu yüzden) kınanacak değilsin. (A.

Hulusi) 54 - Onun için onlardan yüz çevir, artık sen levm olunacak değilsin.

(Elmalı) Fetevelle anhüm fema ente Bi melum artık onlardan yüz çevir.

Böyle yaptığın takdirde kınanacak değilsin. Yani seni ayıplamayız. Onlardan yüz çeviri ben Ģöyle anlıyorum değerli dostlar. Gündemini düĢmanın oluĢturmasın. Kendi gündemini izle, gündemini onlar

Page 401: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

belirlemesin, iĢine bak, antitez olma, tezini sürdür. Ben böyle anlıyorum ve hepimize bu emir aynı zamanda.

55-) Ve zekkir feinnez zikra tenfe'ul mu'miniyn; Hatırlat! Muhakkak ki hatırlatma iman edenlere fayda verir! (A.

Hulusi) 55 - Onunla beraber vaaz-u nasihate devam et, çünkü vaaz,

mü'minlere fayda verir. (Elmalı) Ve zekkir feinnez zikra tenfe'ul mu'miniyn ve uyarmayı sürdür,

uyarmaya devam et. En azından bu uyarının mü‟minlere yararı vardır. Yani kafirlere yararı olmazsa uyarman, mü‟minlere yararlı olur. Onun için Yahu bunlar küfrü inadi de bunlara hiçbir faydası olmayacak diyerek uyarıdan vazgeçme. Ey muhatap bildiğin doğruları ısrarla söyle. Çünkü hidayetin kime geleceği belli olmaz. Çünkü kimin yürek kapısının ne zaman açılacağını kimse bilmez. Hiç ummadığın yürek kapısı, ummadığın bir zamanda açılabilir. 40 kez söylersin olmaz da 41. kez söylediğinde kapılar ardına kadar açılıverir. Hem sonra senin görevin hakikati paylaĢmak ve duyurmaktır. Ġnsanların yüreklerini evirip çevirmek senin iĢin değil, Allah‟ın iĢidir.

Ġnneke lâ tehdiy men ahbebte ve lakinnAllâhe yehdiy men yeĢa.

(Kasas/56) sen sevdiğini hidayete ulaĢtıramazsın, fakat Allah dilerse dilediğini hidayete ulaĢtırır. Yani Tabii ki Allah aklını kullananları, iradesini kullananları, doğru kullananları hidayete ulaĢtırır. Onun için sen görevini yap, mutlaka birilerine fayda edecektir. Kafirlere etmezse mü‟minlerin imanını artıracaktır.

56-) Ve ma halaktül cinne vel inse illâ liya'budun; Ben cinni ve insi yalnızca (Esmâ özelliklerimi açığa çıkarmak

suretiyle) kulluk etmeleri için yarattım! (A. Hulusi) 56 - Ve ben, Cinn-ü Ġnsi ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.

(Elmalı)

Page 402: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve ma halaktül cinne vel inse illâ liya'budun ben cinleri ve insanları sadece bana kulluk etsinler diye (iradeli bir varlık) olarak yarattım. Bu ayet değerli dostlar insanın yaratılıĢ amacını ele veren ayetlerden biri. Zımnen açılımı Ģöyle; Ben görünür görünmez, uzak yakın. Ġns ve cin bu anlama gelir. Ġns ve cinin tüm çağrıĢımları bu iki çifte toparlayabiliriz. Görünür görünmez, uzak yakın tüm bilinçli varlıkları. Neden ins ve cin gelmiĢ? Çünkü bu ikisi de bilinçli, bilinç ortak paydasında toplanıyor. Burada aslında söylenen tüm bilinçli varlıkları ben niçin yarattım biliyor musun ey insanoğlu? Niçin yarattım? Sırf kendi iradeleri ile bana kulluk yükümlülüğünü duysunlar diye iradeli bir biçimde yarattım.

Evet, ZemehĢeri‟den yola çıkarak böyle bir açılım yaptım. Her

varlık O‟na kul, öyle değil mi? Yer ve gökler de O‟nun kulu. Yerleri ve gökleri yarattıktan sonra yerlere ve göklere yönelerek diyor ki: Ġster istemeyerek, ister isteyerek gelin. Onlar da; kaleta eteyna tai'ıyn. (Fussilet/11) biz isteyerek geldik dediler. Bu tabii ki mecaz olabileceği gibi iradesiz varlıkların hâl dili ile söylemeleri Ģeklinde bir dramatizasyon da olabilir. Ama onların ki ityan ile ifade ediliyor, taat ile ifade ediliyor. Fakat insanın Allah‟a kulluğu ubudiyetle ifade ediliyor, ityan ile değil, tatla değil, ubudiyetle. Neden? Çünkü ubudiyet bilinç ister. Kulluk bilinç ister. Bilinçsiz kulluk olmaz onun içindir ki bilinçli varlıklar ubudiyetle mükelleftir. Bilincin insana verilmesinin hikmeti ubudiyettir, kulluktur.

Burada söylenen Ģudur; Ġnsan mutlaka kul olacağı bir kapı arar.

Çünkü her varlığın tabiatına Allah kendi görevini yüklemiĢtir. Yaratırken bir varlığın tabiatına görevini yüklemiĢtir. Ġnsanı da yaratırken tabiatına bir görev yüklemiĢtir, bu göre kulluktur. Bu görevden dolayı insan kul olur.

Ama Allah‟a kul olmak zorunda değil. Çünkü iradeli varlıktır kul

olacağı bir kapı arar. Kendi nefsine kul olur, eĢyaya kul olur, paraya kul olur, makama kul olur, kul olacağı bir Ģey bulur. Putlara kul olur. Onun içindir ki Allah iradeyi verdikten sonra kendinden baĢkasına kul olmayı da yasaklamıĢtır. Ġnsanın tabiatına yüklediği o kulluk cibilliyetine dikkat çeken bir ayettir bu ayet.

[Ek bilgi;”Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye

yarattım”. Anlamındaki ayeti; Hasan El Basri, Mücahid, Ġbn.Cüreye baĢta olmak üzere bir çok Ġslam bilgini bu ayette ki “Ġbadet” kavramına; “Marifet” anlamını vermiĢlerdir. Buna göre ayetin anlamı; “Ben cinleri ve Ġnsanları ancak beni tanısınlar/bilsinler diye yarattım Ģeklinde olur. Bu yoruma; Ankebut/61-63 , Lokman/25 , Zümer/38 , Yûnus/31 , Zuhruf/9-

Page 403: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

87. ayetleri delil gösterilmiĢtir. (Doç. dr. Ġsmail karagöz. (Esma-i Hüsna önsöz)]

57-) Ma uriydü minhüm min rizkın ve ma uriydü en yut'ımun; Ben onlardan yaĢam gıdası istemiyorum; Beni beslemelerini de

istemiyorum. (A. Hulusi) 57 - Ben onlardan bir rızk istemiyorum, bana yemek yedirmelerini

de istemiyorum. (Elmalı) Ma uriydü minhüm min rizkın ve ma uriydü en yut'ımun

onlardan ne bir rızık bekliyorum, ne de beni beslemelerini, doyurmalarını bekliyorum.

58-) ĠnnAllâhe HUverRezzâku ZulKuvvetil Metiyn; Muhakkak ki Allâh; "HÛ" Rezzâk'tır, Zül Kuvvet'il Metiyn'dir. (A.

Hulusi) 58 - ġüphe yok ki Allah, Rezzak, kuvvet sahibi metîn o.(Elmalı) ĠnnAllâhe HUverRezzâku ZulKuvvetil Metiyn çünkü Allah, evet

bütün rızıkları veren sınırsız güç ve kudret sahibi O dur, Allah‟tır. Burada söylenmek istenen ne? Açık. Kulluktan çıkarı olan kim

sorusunu sor ey insan. Allah‟a kul olmaktan kimin çıkarı var? Allah‟ın çıkarı var mı? Ya eyyühen Nas de ki ey insanlık entümül fukarâu ilAllâh Evet, siz Allah‟a muhtaçsınız vAllâhu "HU"vel Ğaniyyül Hamiyd. (Fatır/15) Allah ise hiç kimseye muhtaç değildir, kendi kendine yetendir. Yani sırf Allah‟a kulluk etmek emrinden çıkarı olan Allah değil, kuldur. Bundan çıkarı olan tek taraf kul tarafıdır.

59-) Feinne lilleziyne zalemu zenuben misle zenubi ashâbihim

fela yesta'cilun;

Page 404: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Muhakkak ki zâlim olanlar, (kendilerinden önceki geçmiĢ) arkadaĢlarının payları benzeri (azaptan) paylarını alacaklardır! Acele etmesinler. (A. Hulusi)

59 - Onun için muhakkak ki o zulüm edenlere arkadaĢlarının payı

gibi dolgun bir pay vardır, Ģimdi onu acele etmesinler. (Elmalı) Feinne lilleziyne zalemu zenuben misle zenubi ashâbihim

bakın elbette kendilerine kıyanların payına düĢen, seleflerinin payına düĢenin aynısıdır. fela yesta'cilun Ģu halde bu payı almak için acele etmelerine hiç gerek yok.

Zenub; sakaların su dağıttığı büyük su kabı. Burada bu kabı

kevserle de, zehirle de doldurmak insanın iradesine kalmıĢtır. Birisi hayat verir, diğeri öldürür. Ey insan ne ile doldurmak istiyorsan onunla doldur. Fakat neyle doldurursan sonucuna katlanacaksın.

60-) Feveylun lilleziyne keferu min yevmihimülleziy yû'adun; Kendilerine vaad olunan (uyarıldıkları) o süreçlerinin azabından

dolayı yazıklar olsun o Hakikati inkâr edenlere!(A. Hulusi) 60 - Artık o vaad olundukları günlerinden vay o küfredenlere!

(Elmalı) Feveylun lilleziyne keferu min yevmihimülleziy yû'adunimdi

sözün özü kendilerinin tehdit edildiği günden dolayı inkarda ısrar edenlerin vay haline.

Rabbim Ġnkarda ısrar edenlerden etmesin imanda sebat

edenlerden etsin. Rabbim imanın tadına varıp, yaratılmanın temelinin sadece Allah‟a kulluk olduğunun bilincini bize lütfetsin inĢallah.

“Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn” El Fatiha. Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.

Page 405: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. TÛR SURESĠ (01-49)(166) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” El Hamdu Lillahi Rabbil'Alemiyn Vesselatü Vesselâmü alâ

Resulüna Muhammedin ve alâ alihi ve ashabihi ve etba‟ıhi ecmaiyn. RabbiĢrah liy sadriy; Ve yessirliy emriy; Vahlül ukdeten min lisaniy; Yefkahu kavliy; (Tâhâ 25-26-27-28) Rabbim, göğsüme geniĢlik ver, kolaylaĢtır iĢimi, düğümü çöz

dilimden, ki anlasınlar beni. Rabbim Kur‟an ı bize aç, bizi Kur‟an a aç. Rabbim Kur‟an ın ıĢığında bir hayatı bize lütfet. Amin.

Değerli Kur‟an dostları bugün yeni bir sure ile dersimize baĢlıyoruz.

Tûr suresi. Adını ilk ayetinden alır. Tûri Sina‟ya atıftır, Sina dağına, Hz. Musa‟nın vahiy aldığı mübarek dağa.

Surenin iniĢ zamanı Mekkidir, Mekke‟de inmiĢtir. Muhtemelen

Mekke‟nin son üçte birlik diliminde indiğini söyleyebiliriz. Çünkü suikast planına atıf olduğunu düĢündüğüm 42. ayet. Yine Ġsra/90-92. ayetlerine atıf olduğunu düĢündüğüm 44. ayet bize bu surenin Ġsra suresi ile art zamanlı indiğini, suikast düĢüncesinin Mekke‟liler de belirdiği dönemde indiğini gösteriyor.Onun için sure Mekke‟nin 3 dilimlik döneminin son diliminde inmiĢ olmalı diye düĢünüyorum.

Surenin konusu Ġnsan davranıĢının sonuçları üzerine. Yani bu

sureye ödül ve ceza suresi de diyebiliriz. Özellikle insanın davranıĢlarının bedelini, yine insanın iradesi ile tercihi belirliyor der bu sure. Yani ödül ve ceza insanı bekleyen iki muhtemel sonuç. Ġnsan bu muhtemel sonuçlardan birine mahkum değil. Ġnsan bunlardan birini seçmeye mahkum. Ödüle mahkum değil, cezaya mahkum değil; Ödül ya da cezayı seçmeye mahkum. Onun için insanın kaderi seçmektir diyoruz.

Page 406: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ĠĢte kader bu. Yani seçmek zorundasınız. Seçim yapmıyorum demeniz mümkin değil. Ben iradesizmiĢ gibi duruyorum demeniz mümkün değil. bana verdiği iradeyi kullanmıyorum demeniz mümkün değil. Bunu demek bile o iradeyi kullanmaktır. Onun için insan ne ödüle ne cezaya mahkumdur. Ġnsan seçmeye mahkumdur.

Ġnkarcı muhataplar aslında hakikati değil, hakikatle birlikte iradeyi

inkar ediyorlar. Onlar eleĢtirilirken sure iğneleyici bir üslûp kullanır. Hatta bir yerde Ģöyle der; Em te'muruhüm ahlamuhüm Bihazâ (32) onları bu tavra itekleyen savruk akılları mı, yani bağ kuramayan, bağ kurmak için verildiği halde bağ kuramayan, eĢya ile yaratıcı, fail ile fiil, sanat ile sanatkar. Parmak ile parmağın gösterdiği. Hâlık ile mahlûk arasında ki bağı kuramayan akılları yüzünden mi böyle oldular diye de ince bir ironiyle sorar bu surede ayet. Bu kısa giriĢten sonra Ģimdi suremizi tefsire geçebiliriz.

BismillahirRahmanirRahıym Rahman, rahiym olan, özünde merhamet sahibi, iĢinde merhametli.

Merhameti zati bir nitelik olarak taĢıyıp yine aynı merhameti iĢinde de gösteren. Sonsuzca merhameti tüm fiillerinde izhar eyleyen Allah adına.

1-) Vet Tûr; O Tur'a (Tur - Sinâ Dağı'nda Musa'nın karĢılaĢtığı hakikate), (A.

Hulusi) 01 - Kasem olsun o Tura. (Elmalı) 2-) Ve Kitabin mestur; Satır satır yazılmıĢ (tüm detayları ihtiva eden) BĠLGĠ'ye! (A. Hulusi) 02 - Ve yayılmıĢ bir varakta. (Elmalı) 3-) Fiy rakkın menĢur; MenĢur (açığa çıkmıĢ) rakk'ta (algılanır fiiller boyutunda). (A.

Hulusi)

Page 407: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

03 - YazılmıĢ bir kitaba. (Elmalı) 4-) Vel Beytil Ma'mur; Beyt-i Mamûr'a (Zâtî ilimle meydana gelmiĢ Esmâ mertebesi,

Hakikat-i Muhammedî - mükemmel imar edilmiĢ ev - Allâh Esmâ'sından kaynaklanan halife özelliğini yaĢamakta olan insan Ģuuru); (A. Hulusi)

04 - Ve beyti mamûra. (Elmalı) 5-) Ves sakfil merfu'; Ref'olunmuĢ (Fiiller mertebesinin fevki olan ilim) tavana, (A. Hulusi) 05 - Ve sakfi merfûa. (Elmalı) 6-) Vel bahril mescur; Kabarıp taĢan (ilim - dalga {wave}) okyanusuna! (A. Hulusi) 06 - bahri mescûre ki. (Elmalı) Vet Tûr (1) Ve Kitabin mestur (2) Fiy rakkın menĢur (3) Vel

Beytil Ma'mur (4) Ves sakfil merfu' (5) Vel bahril mescur (6) Ayetlere bakın, sese bakın, tınıya bakın, armoniye bakın. ġu insanın içinde bir ırmak akıtırcasına. Veya bir bad-ı Sabayı, bir imbatı, bir seher yelini Ģöyle yüreğinizden küfül küfül estirircesine duyduğunuz Ģu sese bakın, lahuti sese. Bu ses dillerin sesi değil.dillerin dilinin sesi. Bu ses bülbülün sesi kadar evrensel, ırmağın Ģırıltısı, ormanın uğultusu, hatta kedinin mırıltısı kadar evrensel. Her yerde nerede duyarsanız duyun, hiç anlamasanız da bu sesin yüce bir ses olduğunu hissedersiniz.

ĠĢte sizin anlayan aklınızı bir kenara bırakalım, hisseden kalbinizi

bu ses arkasına döküp götürmüyorsa eğer kalbinizle bu ses arasında bir duvar var, bir perde var. Bu sesi geçirmeyen bir örtü var demektir. Allah korusun iĢte o küfür perdesi olmuĢ oluyor.

Page 408: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Vet Tûr düĢün yüce Sina dağını. Tûr; Mücahid‟in de isabetle ifade ettiği gibi büyük otorite, Süryanice‟den geçmiĢ bir kelime. Aslında Sami dil ailesine mensup tabii ki. Yüce dağ demek. Burada Sina dağına bir atıf. Hz. Musa‟nın vahiy aldığı Sina dağına. Bugünkü Mısır ile Ürdün arasında kalan, Filistin arasında kalan verimli üçgen Sina bölgesi. Tabii bu verimli üçgen içerisinde bir verimsiz Tih çölü var ki sahrası, Ġsrail oğulları terbiye edilmek üzere 40 yıl bu sahrada avare kasnak gibi dolaĢtırılmıĢtılar. Sebebi gelen vahiy ile terbiye olmak istemeyiĢleri. Adeta Allah onların mevcutlarından her hangi bir ümit çıkmayacağını, iĢ çıkmayacağını, mevcut neslin bire kadar kırılıp yerine yepyeni bir nesil gelip o nesli terbiye etmesi gerektiğini ima ve ihsas etmiĢtir Hz. Musa‟ya zımnen bu ayet.

Sina dağını düĢün demekle aslında dağın Ģerefini düĢün demiĢ

oluyor. Çünkü Tûr sade dağ değil, yüce dağ, Uludağ. Onun için Ġslam dünyasında bazı dağlara Uludağ adı verilmiĢtir. Tıpkı bizim Bursa‟da ki Uludağ‟a verildiği gibi. Sadece yalçın, baĢı dik olmasından dolayı değil, bir yerde Tûr‟un kardeĢi ilan edilmiĢlerdir. Tıpkı Üsküdar‟ın, Harem‟in kardeĢi ilan edildiği ve Harem ilan edildiği gibi Osmanlı döneminde. Yani Ġslam dünyasında coğrafi bazı unsurlar, mukaddes unsurların kardeĢi ilan edilmiĢler. Ġnsanlar insanların kardeĢi olur da, ırmaklar ırmakların, dağlar dağların, yerler yerlerin kardeĢi olmaz mı? Harem‟in kardeĢi Harem olur. Tûr‟un kardeĢi Tûr olur.

ĠĢte burada yüce dağ neden yüce? Neden ulvi? Neden aziyz dağ.

Bu sorunun cevabı belli, kendisinde vahiy indiği için. Yani sırf Kendisine vahiy inen Musa o dağın üzerinde bulunduğu için vahye doğrudan muhatap olmakla hiç alakası olmadığı halde dağ bile sadece kendisinde olmuĢ bir olaydan dolayı yüceleĢiyor. YüceleĢtiği için vahye giriyor. Mü‟minlerin dilinde ibadet oluyor. Namazımızın ta içine giriyor kıraat oluyor.

Bunun anlamı ne? Neyi düĢünelim Ģimdi? ġunu düĢün; Vahiyler

dağa değil insana indiği halde dolaylı olarak insana vahiy inerken, insan o dağda bulunuyorsa, dağ bile vahyin bereketiyle Ģerefleniyor. Ya ey insan sen, vahiy senin hayatına inerse, vahiyle inĢa edersen aklını, Ģahsiyetini, tasavvurunu sana ne kadar Ģeref yükler bir düĢündün mü? Seni e kadar yüce yapar bir düĢünsene. Dağlardan da büyük olursun, yüce olursun. BaĢ eğmez olursun. Sen sallanmazsın da dağlar sallanır Hz. Ali‟nin dediği gibi; “Sen değil dağlar sallansın.” Diyordu.

Lev enzelnâ hâzelKur'âne 'alâ cebelin leraeytehu hâĢi'an

mutesaddi'an min haĢyetillâh. (HaĢr/21) eğer biz bu vahyi bir dağın

Page 409: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

üstüne indirseydik ey insan, dağın; vahyin haĢyeti altında paramparça olduğunu, toz duman olduğunu, pamuk gibi atıldığını görürdün. Zımnen ayetin devamı Ģöyle; Ya sen ey insan, vahyi sana indirdik ama neden böyle hissiz, sessizsin, neden böyle vurdumduymazsın. Dağdan taĢtan topraktan daha mı katısın, daha mı hissizsin. ĠĢte bu, bunu düĢün. Yani dolaylı olarak vahyin indiği peygamber üzerine bastığı için dağ bile Ģerefleniyorsa, vahiy senin hayatına inerse sen ne kadar Ģereflenirsin bunu düĢün.

[Ek bilgi; Hadis;Malik b. Sa'saa'nın Peygamber (sav)'dan Ġsra

hadisinde yaptığı rivayet de Ģöyledir; "Sonra bana Beyt-i Mamur yüksel-tildi. Ey Cebrail bu nedir? diye sordum. Dedi ki: Bu Beyt-i Ma'mur'dur. Bu-raya her gün yetmiĢbin melek girer. Ondan çıktılar mı bir daha oraya geri dönmezler. Bu onların üzerindeki son sorumluluktur." diyerek hadisin geri kalan bölümünü zikretmektedir. (Kurtubi-El Camiu li Ahkamil Kur‟an) (Müslüm 1/150)]

Ve Kitabin mestur (2) düĢün satırlarda kayıtlı ilahi mesajı. Yani

Hz. Musa‟ya inmiĢ olan vahyi. Hz. Musa‟ya vahiy efendimize verilenden farklı bir Usül ile verildi, kayıtlı olarak verildi. Vahiy taĢın üzerinde adeta kudret eli tarafından nakĢedilmiĢ olarak ortaya çıkıyordu. Özellikle 10 emir.

Fiy rakkın menĢur (3) açılmıĢ deri tomarlarda. Oradan da

tomarlara yazılıyor, ya da levhalara yazılıyor dağıtılıyordu. Burada Rıkk; inceltilmiĢ deri. Zaten rakıyk ince demek. Hatta un

içinde böyle bu kelime kullanılır. Ġnce, inceltilmiĢ. Yani burada menĢur olması, tomar olmaması, dürülü olmaması, açık halde bulunması. Aslında menĢur aynı zamanda yayımlanmıĢ anlamına da gelir, neĢredilmiĢ. Yani neĢriyat deriz ya, dilimize de geçmiĢ, yayınlanmıĢ vahiy. Adeta vahiy Allah‟ın yayınlanmıĢ bir yayını. Onun için yayınlanmıĢ vahyi düĢün.

Vel Beytil Ma'mur (4) Beytil mamuru düĢün. Mamur evi düĢün.

Ġmar edilmiĢ, ihya edilmiĢ, inĢa edilmiĢ, içinde ki insanlarla, ya da ziyarete gelmiĢ insanların neĢesiyle neĢelenmiĢ, onların geliĢiyle ihya olmuĢ, harabeye dönmemiĢ, amacını gerçekleĢtirmiĢ yüce evi düĢün. Bu ayet ve bu ayetler Tin suresinin giriĢiyle karĢılaĢtırılarak okunmalıdır bizce.

El Beytül mamur nedir? Hz. Ali bu soruya Kâbe‟nin izdüĢümü olan

gökteki Kâbe‟dir. Yani Kâbe‟nin aslıdır, hakikisidir. Tıpkı dünyada ki

Page 410: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

nimetler cennette ki nimetlerin kopyası olduğu gibi, Kâbe‟de o kozmik Kâbe‟nin kopyasıdır. Yer yüzünde ki izdüĢümüdür. Hz. Ali böyle yorumlar. Gerçekten de üzerinde durulması gereken bir yorumdur ki, zaten sözlü geleneğimiz Hz. Ali‟nin bu yorumunu, bu ayete getirdiği bu tefsirini ciddi bir biçimde üretmiĢ. Birazdan ona döneceğim.

Hasan El Basri Mevcut Kâbe‟dir der. Eğer biz El Beyt‟te ki “lam”ı

tarifi belirlilik takısını sıradan belirlilik anlamıyla alırsak bilinen ev, bilinen Beyt. Yani Ģu sizin bildiğiniz Beytullah anlamına gelmesi muhtemel.

Üçüncüsü Müfessir Beydavi‟nin yorumu ki o da insanın Kâbe‟si

olan kalbidir der kalp. Aslında ben bu üç yorumu farklı farklı değil aynı anlamın içerdiği 3 katlı mana olarak görüyorum.

Sema‟da ki Kâbe; Yani metafizik Kâbe, Kâbe‟nin aslı, anası. Yer

yüzünde ki Kâbe, Semada ki Kâbe‟nin çocuğu. Ġnsanın içinde ki kalpte aslında hem semada ki, hem yer yüzünde ki Kâbe‟nin temsil ettiği insanda ki unsur. Aslında yer yüzünde ki Kâbe neyi temsil ediyorsa, insanda kalp onu temsil ediyor.

Kâbe‟ye beytullah diyoruz değil mi? Allah‟ın evi. Oysa Allah‟ın evi

olmaz. Allah‟ın evinden biz Allah içinde oturuyor anlamıyoruz, haĢa ve kella. Ama kalp içinde benzer mecazi haberler olduğunu biliyor musunuz. Yere göğe sığmayan bir mü‟minin kalbine sığar haberi mesela. Bu sığma tıpkı beytullahta ki gibi mecazidir. ĠĢte Allah‟ın evi olması neyi ifade ediyorsa, yere göğe sığmayanın mü‟min kalbe sığması da aynı Ģeyi ifade eder.

Hz. Ali‟nin yorumuna dönecek olursak bu yorum sözlü geleneğimiz

tarafından Beytül mamur edebiyatı diyebileceğimiz muhteĢem bir Ģekilde üretilmiĢtir. Buna göre Beytül mamur meleklerin tavaf ettiği Kâbe‟dir. Melekler Allah‟a itaatle memur varlıklardır.Ġsyanları muhaldir ve bu Beytül ma‟muru Kâbe‟nin anasını, yani kozmik Kâbe‟yi, yani metafizik Kâbe‟yi biteviye tespih ve hamd ile tavaf etmektedirler.

Hatta bir rivayet ikinci bir sıra gelmediğini, bir tavaf edene bir kez

daha zaman gelmediğini, varlığın baĢlangıcından sonuna kadar ancak bir kez tavaf edebilecek kadar sıra geldiğini. Bunun için Allah‟ın gizli güçlerinin, görünmez güçlerinin bu kadar çok ve kalabalık olduğunu da ifade eder.

Tüketim cennetinde yiyip içip sefa süren insanlığın prototipi Adem,

oradaki yalnızlığını iki Ģeyle gidermiĢtir. Maddi yalnızlığını Havva ile,

Page 411: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

manevi yalnızlığını meleklerin kozmik Kâbe‟yi tavafı sırasında ki tespihatlarını dinleyerek. Adeta o da bulunduğu yerden bu tespihata, bu hamde katkıda bulunmuĢ, onunla lezzetlenmiĢ, hatta cennette aldığı lezzetin daha üstünde bir lezzet almıĢ. Yani cennette bulunmaktan daha çok o sesleri iĢitmekten lezzet alır olmuĢtu. Fakat hubut li hikmetin gerçekleĢince, yani Adem‟in makamını kaybetmesi gerçekleĢince, Adem makamından inince, düĢünce en büyük üzüntüsü bu sesleri duyamaz hale gelmesi olmuĢ. Yani kaybettiği makamdan daha fazla arĢta ki tavaf eden meleklerin hamd ve tespihatını iĢitememek onu üzmüĢ ve göz yaĢlarıyla tövbesini rabbine kabul ettirmiĢ, adam olmuĢ, tekrar kulluğa kabul edilmiĢ. Ve bunun üzerine rabbinden o sesleri duymak istediğini söylemiĢ. Ama rabbi Adem‟e o sesleri duymak yerine o sesi sen çıkaracaksın demiĢ. Yani baĢkalarının tavafını izleme, sen tavaf et ve yer yüzünün göbeğine Ġslam kozmolojisinde Kâbe‟nin bulunduğu yer, yer yüzünün göbeği olarak adlandırılır. Adeta yer yüzü bebeği, arĢtan bu göbek sayesiyle beslenir. ArĢtan beslenme kanalıdır, kordonudur.

Ve Kâbe‟nin bulunduğu yer yine Ġslam alem tasavvurunda yer

yüzünden mağma halinde ki ateĢ topu halinde ki yer yüzünden ilk soğuyan yerdir. Yine Ġslam alem tasavvurunda Kabe‟nin bulunduğu yer Nuh tufanından sonra ilk kuruyan yerdir. Yine aynı tasavvura göre Kâbe‟nin havalisi yer yüzünde insan yaĢamına ilk elveriĢli olan yerdir. Bunu doğrulayan bilimsel bir bulguyu da burada söylemek isterim; Yer yüzünde kaya yaĢ ölçümü sonucunda en eski kaya oluĢumları, jeolojik oluĢumlar; en yaĢlı kayaların Kâbe‟nin bulunduğu havalide çıktığını bugün modern jeologlar tespit etmiĢ durumdalar. Gerçekten de yer yüzünde mağma halinden sonra ilk kaya oluĢumları, ilk soğumaların bölgede baĢladığının bir baĢka delilidir.

Müslüman tasavvurunda Kâbe yer yüzünün insanı konuk ettiği,

misafir ettiği ilk bölgedir. ĠĢte oraya Kâbe‟nin yapılması tesadüf değildir, Kur‟an zaten yer yüzünde ki ilk mescidin, mabedin ora olduğunu; Ġnne evvele beytin vudı'a linNasi lelleziy Bi Bekkete mübareken ve hüden lil alemiyn (A. Ġmran/96) ayeti ile ifade eder. yer yüzünde insanlık için konulmuĢ ilk mabet, inĢa edilmiĢ ilk mabet Bekke vadisinde ki mübarek evdir. Mübarek Bekke vadisinde ki evdir beyttir beytullahtır buyurur. Onun için bu mekan insanlığın ilk yurdudur.

ġimdi buradan yola çıkarak Haccı farz kılan ayeti daha kolay

anlayabiliriz. ve Lillâhi alenNasi hıccül beyti menisteta'a ileyhi sebiyla (A. Ġmran/97) Beyti haccetmek Allah‟ın gücü yetebilen her insana beyti haccetmek, Allah‟ın insanlık üzerinde ki hakkıdır. Çok ilginç, gücü yeten kimseye beyti ziyaret etmek Allah‟ın insanlık üzerinde ki hakkıdır.

Page 412: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ve Lillâhi alenNas,alel mü‟miniyn değil, Ġlginç. Oysa ki hac ibadeti Müslüman‟a farzdır. Yine Müslüman‟a farzdır. Fakat Müslüman‟a Müslüman olduğundan daha çok insanlığa mensup olduğundan dolayı, Müslüman‟ın insanlığına farzdır. Neden? Çünkü Hac ve umre, Kâbe‟yi ziyaret, bir gurbete ziyaret değil, bir sıla ziyaretidir. Baba ocağına dönmektir. Kâbe‟ye ziyaret aslında yer yüzüne insanın vefa borcunu ödemesidir. Kâbe‟ye ziyaret aslında insanın yer yüzünde kendisine kucağını ilk açan coğrafyaya bir teĢekkürüdür, bir takdiridir. Ben seni unutmadım, yer yüzünde kollarını ilk açan coğrafya sana teĢekküre geldim. Rabbim seni böyle Ģereflendirdi, ben de seni unutmadım. Adeta peygamberimiz Uhud‟u ziyarete niçin gittiyse, biz de Mekke‟yi, Kâbe‟yi ziyarete onun için gideriz. Baba ocağını ziyarete gider gibi, ana kucağına gider gibi gideriz. Böyle çağrılırız. Vel Beytil Ma'mur iĢte böylesine derinlikli bir edebiyat üretmiĢtir Ġslam sözlü kültüründe.

[Ek bilgi; Ġlginç bir video; ALTIN ORAN] [Ek bilgi-2; BEYTÜL MA‟MUR

BERZAH âlemi ikinci semayı delip geçecek kadar yüksektir. Ġkinci semadan da yükselip üçüncü semayı delip geçer. Sonra dördüncü, beĢinci, altıncı, yedinci semayı delip geçer ve oradan da sayılmayacak kadar yükselir ve kubbesi de üzrine konulmuĢtur. ĠĢte bu BERZAH âleminin uzunluğudur. Bu anlatılan Berzah; Beyt-ül Ma‟murdur. - Bilindiği üzere Bet-ül Ma‟mur yedinci semadadır. Berzah ise temeli dünyada olup yedinci semayı da aĢmaktadır. Böylece berzah her semada var demektir. (Böyle mi anlamalıyız.) - Yedinci göğün üstüne yükseldiğiyle yetinmelerinin sebebi çünkü orada sözü edilen kubbe mevcuttur. ġüphesiz ki bu yedinci semada olan en Ģerefli yerdir. Çünkü bu kubbede ancak önde gelenlerle sonra gelenlerin efendisi Resulallah (S.A.V.)in ruhu Ģerifleri bulunmaktadır. (ġehy Abdülaziz Debbağ Hz. El ĠBRĠZ 2. cilt/471-474)] (Allahu Alem..!)

Ves sakfil merfu' düĢün yüceltilerek çatılmıĢ gök kubbeyi. ġu gök kubbeyi düĢün. Gerçekten de bu ayetlerin her biri üzerinde kafa çatlatırcasına düĢünmek gerekiyor. Yoksa Kur‟an kendisini ele vermez. Anlamlarını yüreğimize açmaz. ÇatılmıĢ, yükseltilmiĢ gök kubbeyi siz sanıyor musunuz ki yer yüzünde bulunan hayatı toprağa borçluyuz. Toprak ay da da var. Toprak diğer gezegenlerde de var. Evrende toprak istemediğiniz kadar. Atmosfer olmasaydı o topraklarda ki canlı hayat olmayacaktı. Yani yer yüzünün tavanı olmasaydı tabanı olmayacaktı. Onun için kozmologlar toprak değil, atmosfer arıyorlar. Atmosferi bulurlarsa bir gün içinde canlı hayatın, biyolojik hayatın olduğu toprağı da bulurlar. ĠĢte bizim dikkatimizi buna çekiyor.

Page 413: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ves sakfil merfu' yükseltilmiĢ çatılmıĢ göğü düĢün. Allah‟ın

direksiz diktiği göğü. Direksiz, sütunsuz yarattığı bu muhteĢem kubbeyi düĢün. Bu kubbenin çapını düĢünürsen, yeryüzünde Mimar Sinan‟ın yaptığı, çattığı kubbenin hayranlık bırakıcı modelleri. Yine Ayasofya‟ya insanların mimari Ģah eseri olarak bakmalarına sebep olan kubbe çapıyla kıyaslarsan hayran olunacak büyük mimarı, alemin, kainatın sanii hakikisini, ne büyük bir sanatkar olduğunu daha iyi anlarsın.

Vel bahril mescur kükreyen taĢkın denizi düĢün. Mescur; Alev

almıĢ anlamına da gelir, dolup taĢmıĢ anlamına da gelir, karıĢmıĢ anlamına da gelir. Ġlki ayetin devamıyla alakalı. Ayetin devamı kıyametle, yani alev almıĢ anlamının kıyametle iliĢkisi açık. Ya tutuĢmuĢ suların yandığı bir alemi düĢünün bir felaketi düĢünün. Bir felaket ki sular bile yanıyor, düĢünün. Aslında bu suyun ana elementlerine ayrıĢması anlamına gelir. Biliyorsunuz su Hidrojen ve oksijenden oluĢur. Biri yanıcı diğeri de yakıcı iki gazın birleĢiminden söndürücü bir madde çıkıyor ortaya. Buyurun. ĠĢte bir mucize. Allah eğer bunu geriye döndürürse yanıcı olan yanar, yakıcı olanda yakar. Su yanar ve yakar. Onun için söndürmez. Allah eĢyayı eğer geldiği yere döndürürse, aslına rücu ettirirse eĢya sizin için bir rahmet olmaktan bir hayat kaynağı olmaktan çıkar bir cehenneme dönüĢür. Aslında burada zımnen söylediği de bu ayetin.

[Ek bilgi; (Ġlginç bir haber ve videolar.) Bu su yanıyor, suyla sönmüyor.

Gölyaka‟da KöprübaĢı Ömerefendi Köyünde bulunan bir çiftlikte yer altından çıkan kaynak suyu yanıyor..(Devam ediyor) Video-1; Lenkeran - Azerbeycan Video-2; Yanan su Allahu alem..:)]

Son ikisi, öncekiyle alakalı, yani sibakıyla alakalı, o da nedir Hz. Musa ve ona inen vahiyle alakalıdır. Dolup taĢmıĢ, Hz. Musa‟nın peĢinden gelen firavun böyle bir denizde boğuldu anlamına gelir zımnen. Ya da karıĢmıĢ, önce ayrılmıĢ sonra karıĢtı ve kavuĢtu ve boğdu. Bu iki anlamı da birden taĢıyor, önceki ve sonrakiyle alakalı olarak.

7-) Ġnne azâbe Rabbike le vakı'; Muhakkak ki Rabbinin azabı elbette gerçekleĢecek olgudur! (A.

Hulusi)

Page 414: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

07 - Rabbinin azâbı olacak muhakkak. (Elmalı) Ġnne azâbe Rabbike le vakı' Ģüphe yok ki rabbinin azabı kesinlikle

vuku bulacaktır. 8-) Ma lehu min dafi'; Onu geri çevirecek güç yoktur! (A. Hulusi) 08 - Yoktur onu hiç bir defedecek. (Elmalı) Ma lehu min dafi' insan kendisini O‟na karĢı asla

savunamayacaktır. Cübeyr Bin Mut‟im Bedir esirleri konusunda konuĢmak üzere Mekke‟liler tarafından Mediney‟e yollandım diyor. Geldiğimde peygamber ve ashabı namaz kılıyorlardı, mescide girdim peygamber tam bu ayetleri okumaya baĢladığında kalbim, yüreğim göğsümden fırlayacakmıĢ gibi oldu. Adam hala müĢrik. Biliyorsunuz Mekke fethinde imana kavuĢtu. Biliyorsunuz bu zat daha ilerde Hudeybiye anlaĢmasını yapan müĢrik diplomatik heyetinin reisi. Aynı zamanda Ebu Cendel‟in de babası. ĠĢte o anlatıyor; “Bu ayetleri iĢitince göğsümden kalbim fırlayacakmıĢ gibi oldu.”

9-) Yevme temurus Semau mevra; O süreçte semâ (bilinç) allak bullak (ĢaĢkın) olur! (A. Hulusi) 09 - O gün ki Sema bir çalkanıĢ çalkanır. (Elmalı) Yevme temurus Semau mevra gün gelir gök kubbe büyük bir

çöküĢle çöker. 10-) Ve tesiyrul cibalu seyra; Dağlar (benlikler) yürür gider! (Rabbin Bakıy'dir!) (A. Hulusi) 10 - Dağlar da bir yürüyüĢ yürür. (Elmalı)

Page 415: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve tesiyrul cibalu seyra gün gelir dağlar dehĢet bir yürüyüĢle

yürür. Bu tesiyru seyra, temuru mevra: Bu bir kalıptır Arap dilinde. Fiillerin mastarla pekiĢtirilmesi mecazı nefyeder. Anlamı budur. Yani bunu mecaz anlama ey insanoğlu dağların yürüyüĢünü mecaz anlama gerçekten yürüyecek bu anlama gelir.

11-) Feveylün yevmeizin lilmükezzibiyn; O süreci yalanlayanların vay hâline! (A. Hulusi) 11 - Vay artık o gün o yalan diyenlere. (Elmalı) Feveylün yevmeizin lilmükezzibiyn iĢte o gün yalanlayanların

vay haline. Yine burada da bir dil katkısı var. Dinin anlama yan anlam katkısı. Zarfın takdimi yevmeizin burada zarf. Zarfın takdimi yan anlam olarak eğer öldüklerinde hala aynı haldeler ise. Değillerse problem yok anlamı katar.

12-) Elleziyne hüm fiy havdın yel'abun; Ki onlar (o yalanlayanlar Ģimdi) daldıkları (dünyalarındaki hayalî

değerler) içinde oynamaktadırlar! (A. Hulusi) 12 - Ki onlar daldıkları bir batakta oynayıp duruyorlar. (Elmalı) Elleziyne hüm fiy havdın yel'abun onlar ki daldıkları oyunda

oynuyor olacaklar. Kıyamet koptuğunda, son saat geldiğinde onlar daldıkları havuzda oynuyor olacaklar. Aslında küçük kıyamet koptuğunda da herkesin küçük kıyameti ölümüdür. Kendi kıyametlerinde de havuzlarında oynarken yakalanacaklar.

13-) Yevme yudaune ila nari cehenneme daa; O süreçte Cehennem Nârı'na karĢı konulmaz Ģekilde

sürüklenecekler! (A. Hulusi)

Page 416: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

13 - O gün ki Cehenneme bir kakılıĢ kakılacaklar. (Elmalı) Yevme yudaune ila nari cehenneme daa onlar o gün karĢı

konulmaz bir güçle cehennem ateĢine tıkılacaklar ve onlara Ģöyle denilecek;

14-) Hazihin narulletiy küntüm Biha tükezzibun; "ĠĢte bu, kendisini tekzip ettiğiniz o Nâr!" (denilir). (A. Hulusi) 14 - ĠĢte diye: bu sizin o yalan deyip durduğunuz ateĢ. (Elmalı) Hazihin narulletiy küntüm Biha tükezzibun evet, Ģöyle denilecek

kendilerine; ĠĢte bu sizin vaktiyle yalanlamıĢ olduğunuz ateĢtir. 15-) Efe sıhrun hazâ em entum lâ tubsırun; "Bu bir büyü mü, yoksa siz mi görmüyorsunuz?" (A. Hulusi) 15 - Buda mı sihir? Yoksa siz görmüyorsunuz? (Elmalı) Efe sıhrun hazâ em entum lâ tubsırun onlarda diyecekler ki bu

kara büyünün kabusu mu, yoksa görmek istemediğimiz bir hakikat mi. Evet, efe sihrun hazâ. Bu bir kabus mu, bu bir büyü mü, bu bir sihir mi diyecekler. Yoksa görmek istemediğimiz bir hakikat mi. Tıpkı dünyada duymak istemediğimiz gibi. Duyup da aldırmadığımız gibi. Ey insan „ala külli hal öleceksin, bir gün kendi kıyametin kopacak denilince; Hadi canım sende diye aldırmadığımız gibi burada da mı aldırmıyoruz. Bu itirafta bulunacaklar.

16-) Islevha fasbiru ev lâ tasbiru* sevaun aleyküm* innema

tüczevne ma küntüm ta'melun; "YaĢayın ateĢte! Artık ister sabredin ister sabretmeyin; size fark

etmez! Siz yaptıklarınızın sonuçlarını yaĢamaktasınız!" (A. Hulusi)

Page 417: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

16 - Yaslanın ona bakalım, ister sabredin, ister etmeyin, artık hepsi bir, hep yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz. (Elmalı)

Islevha fasbiru ev lâ tasbiru oraya yaslanın, orayı boylayın. Artık

ister sabredin ister sabretmeyin. sevaun aleyküm hiçbir fark etmez. size iliĢkin hüküm değiĢmez. Allah‟ın verdiği karar değiĢmez, çünkü iĢ iĢten geçti, artık yararı yok. Yani iradeyi kullanmanız gereken yerde kullanmadınız ve artık eylemin insana yarar vereceği dünyayı, hayatı terk ettiniz. Hüküm değiĢmez. innema tüczevne ma küntüm ta'melun çünkü siz sadece yaptıklarınızın cezasını çekmektesiniz. BaĢka bir Ģeyin değil. yani size azabı bir baĢkası vermedi siz azabınızı kendiniz getirdiniz. Size bir baĢkası gazap etmedi, siz kendi kendinize ettiniz. Aslında belanızı kendi ellerinizle buldunuz.

17-) Ġnnel müttekıyne fiy cennatin ve na'ıym; Muhakkak ki korunmuĢlar, cennetler ve nimetler içindedirler. (A.

Hulusi) 17 - Fakat korunan muttakiler Cennetler, nimetler içinde. (Elmalı) Ġnnel müttekıyne fiy cennatin ve na'ıym fakat öte yandan

sorumluluk bilinciyle yaĢayanlar tanımsız cennetlerde ve tarifsiz nimetler içinde yüzecekler. Tanımsız ve tarifsiz diye çevirdim fiy cennatin ve na‟ıym. Ġkisi de belirsiz formla gelmiĢ. “lam”ı tarifsiz. ĠĢte bu tanımsız, tarifsiz nasıl tarif edeceksiniz.

Fela ta'lemü nefsün ma uhfiye lehüm min kurreti a'yün.

(Secde/17) öyle demiyor mu? Cennetlik mü‟mini orada hangi göz kamaĢtırıcı sürprizlerin beklediğini hiç kimse bilemez. Tasavvur ve tahayyül dahi edemez.

Efendimiz meĢhur ve sahih bir hadiste; Orada Allah‟ın hazırladığı

ödülleri hiçbir göz görmedi, hiçbir kulak iĢitmedi, hiçbir akıl kavramadı demiyor muydu? ĠĢte bu.

18-) Fakihiyne Bima atahüm Rabbuhüm* ve vekahüm

Rabbuhüm azâbel cahıym;

Page 418: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Rablerinin kendilerinde açığa çıkardığı ile keyiflidirler! Rableri (Varlıklarını meydana getiren Esmâ özellikleri), onları Cahîm (cehennem)'in azabından korumuĢtur. (A. Hulusi)

18 - Rablerinin kendilerine verdiği ile zevk yab olmaktadırlar, rableri

korumuĢtur da onları o Cahim azâbından. (Elmalı) Fakihiyne Bima atahüm Rabbuhüm* ve vekahüm Rabbuhüm

azâbel cahıym rablerinin kendilerine verdiği nimetlerle sevinip mutlu olacaklar. Ahiziyne.. (Zariyat/16) diye geçiyordu daha önce iĢlediğimiz bir ayette. Alıp mutlu olacaklar. Yani rablerinden razı olacaklar. Ġyi ki Allah‟a adanmıĢız, ömrümüzü iyi ki Allah‟lı geçirmiĢiz diyecekler. Allah‟la girdiğimiz alıĢ veriĢten karlı çıktık diyecekler.

Ve rableri onları gözleri yuvalarından fırlatacak dehĢette bir ateĢin

azabından koruyacak. 19-) Külu veĢrebu heniy'en Bima küntüm ta'melun; "Yaptığınız fiillerin sonucu olarak oluĢanları afiyetle yeyin, için!" (A.

Hulusi) 19 - Yiyin için, afiyetler olsun çalıĢtığınız için. (Elmalı) Külu veĢrebu heniy'en Bima küntüm ta'melun ve onlara diyecek

ki rableri; vaktiyle yapmıĢ olduğunuz Ģeylere karĢılık yiyin, için afiyet olsun. Külu veĢrebu heniy'en Bima küntüm ta'melun yiyin için afiyet olsun diyecek.

20-) Muttekiiyne alâ sururin masfufetin, ve zevvecnahüm Bi

hurin ıyn; Sıra sıra dizilmiĢ koltuklara yaslananlar olarak... Onları (bilinçleri)

Hur-i Iyn (her Ģeyi net, akı ak karayı kara gören özelliğe sahip bedenler) ile eĢleĢtirdik. (DiĢi huri kızı diye yorumlanan bu anlatımlar tümüyle diğer cennet yaĢamı anlatımları gibi bir temsilî, sembolik anlatımdır. {"Meselül cennetilletiy" = CENNETĠN TEMSĠL (misal - benzetme) yollu anlatımı} 13.Ra'd: 35 ve 47.Muhammed: 15... {Sahih Hadis: Allâh buyurur ki; Sâlih kullarım için, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın iĢitmediği ve hiçbir

Page 419: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

aklın kavramadığı Ģeyler hazırladım! Buharî, Müslim ve Tırmızî} A.H.) (A. Hulusi)

20 - Dayanarak, sıra sıra dizilmiĢ alâ koltuklara, eĢ etmiĢizdir de

kendilerine güzel iri gözlü hurîleri. (Elmalı) Muttekiiyne alâ sururin masfufe sıra sıra dizilmiĢ koltuklara

yaslanarak, yani onlara yaslanın, kaygı etmeyin. Artık bugün iĢ günü değil maaĢ günü. Ömrü iĢe çevirdiniz Allah‟ta ahireti sizin için maaĢa çevirdi. Mesai bitti, Ģimdi sefa sürün diyecek.

ve zevvecnahüm Bi hurin ıyn bir de cennette onları kusursuz

bakıĢlı, güzel bakıĢlı, güzel gözlü. Güzel gözden kinaye eĢine, sırf eĢine bakan. Yani gözü dıĢarıda olmayan. Yani yüzünde göz izi, gözünde yüz izi olmayan bakıĢlı eĢlerle evlendireceğiz.

EĢlerle diye çevirdim, diĢilik ya da erkeklik, kadınlık ya da erkekliği

vurgulamadım. Çünkü kelimenin kendisinde herhangi birine yaslayacak bir vurgu yok. Kelimenin kendisi her iki anlama birden geliyor. Hur; 3 kök anlama sahip. 1 – renk anlamına. 2 – Geri dönüĢ, ki Kur‟an da bu anlamda kullanılır. Ġnnehu zanne en len yehure. (ĠnĢikak/14) ayeti. Sanıyor ki bir daha hiç geri dönmeyecek, yani ölmeyecek, Allah‟a kavuĢmayacak, hesap vermeyecek. Ahirete inanmayan birinin hali tasvir ediliyor iĢte burada o manada kullanılır. 3 – Bir Ģeyin kendi ekseninde dönmesini ifade eder. Gözün dönmesi de bu mana da hur ile ifade edilir.

Kelime hem erkek, hem eril, hem diĢil kullanıma sahip Çünkü hem

havranın, hem ahverin çoğulu olabilir. Göze nispet edildiğinde ki burada göze nispet ediliyor. Terkip olarak Hurun, „ıynin terkibi geldiğinde Hur kelimesi göze nispet edilmiĢ olur. Göze nispet edildiğinde kusursuz göz, güzel bakıĢ yani sevap bakıĢ, yani eĢler anlamında gündeme geldiğinde ise gözü dıĢarıda olmayan, gözü yalnız eĢine dönük, Dünya güzellerini sıralasanız dünyada bir güzel vardır o da eĢi. EĢlerin birbirine bakıĢı böyle olacak. Yani cennette göz de kusursuz olacak.

Cennette bakınız nikahlayacağız diyor. Yani aile oraya gidiyor,

orada da sürüyor. Dolayısıyla nikahlanmanın özü aslında cennetten dünyaya esen bir efilti. Demek ki yer yüzünde evlilik olayı aslında cennettekinin bir kopyası. Ġnsanlar birbirinin baĢını didiklesin diye değil Allah bu müesseseyi, cennette ki o tanımsız hazzı yer yüzünde de koklasınlar diye vermiĢ. Orada da devam edeceğini öğreniyoruz nikahlanmanın, evlenmenin.

Page 420: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bunun anlamı Ģu; Cennette evlilik dediğimiz hadise kusursuz bir

mutluluğa dönüĢecek Onun için birbirini seviyorsa eĢler, bu sevgide samimi ise Allah yolunda koĢarken de çift atlı bir araba gibi koĢmanın gayretini güderler. Hayırda yarıĢırlar ve aynı akıbete kavuĢmak için koĢarlar. Bunu yaparlarsa eğer Allah bu dünyada da, öte alemde de onları ayırmayacaktır. Ayırmayacağını biraz ilerde gelecek ayet zaten söyleyecek.

Yine benim yaptığım bu yorumu Kasıratut tarf; cennette ki eĢlerin

bakıĢlarının birbirlerine odaklı olduğunu ifade eden bu ibareyi de teyit eder. Yani gözü dıarda olmayan eĢlerden bahseder. Farklı bir ibare ana bunu destekler. Kur‟an da bu terkip 4 yerde geçer. Hurun iyn. Dördü de ilginçtir ki Mekkidir. Hatta Mekke‟nin aynı zaman diliminde inen surelerde yer elr.

Peki Medine‟de yok mu? Bu terkip Medine de ki inen sureler hin

kullanılmaz. Ya ne kullanılır? Bunun yerine azvecün mutatahhıratun terkibi gelir. tertemiz eĢler. Bu terkip ahirette ödül ve cezada cinsiyet ayırımı yapılmayacağını ifade eden onu aĢkın ayet ıĢığında anlaĢılmak zorundadır.

21-) Velleziyne amenû vettebe'athüm zürriyyetühüm Bi

iymanin elhakna Bihim zürriyyetehüm ve ma eletnahüm min amelihim min Ģey'* küllümriin Bima kesebe rehiyn;

Ġman edenler ve imanlı olarak kendilerine tâbi olan zürriyetleri var

ya; onlara kendilerinden gelenleri de ekledik! Onların kazançlarından hiçbir Ģeyi de eksiltmedik... Her kiĢi yaptığının getirisine bağlıdır! (A. Hulusi)

21 - Ve Ġman edenleri ki zürriyetleri de iman ile arkalarından gelmiĢ,

zürriyetlerini kendilerine ilhak etmiĢizdir, bununla beraber kendilerine amellerinden hiç bir Ģey eksiltmemiĢizdir, herkes kazancına bağlıdır. (Elmalı)

Velleziyne amenû vettebe'athüm zürriyyetühüm Bi iymanin

kendileri iman eden ve soyları da bu soylu imanı izleyenlere gelince. Bakın:Bi hurin ıyn dedi, hemen arkasından ahirette aile ne olacak, yani cennetlik ailelerin durumu ne olacak sorusunun cevabına geçti, Kur‟an

Page 421: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

da ki en açık cevap bu ayettir bu konuda. Velleziyne amenû vettebe'athüm zürriyyetühüm Bi iymanin

elhakna Bihim zürriyyetehümbiz onları soylarıyla

bütünleĢtireceğiz. BuluĢturacağız, birleĢtireceğiz. ve ma eletnahüm min amelihim min Ģey' ve kendi eylemlerinin karĢılığından da hiçbir Ģey eksiltilmeyecek.

Çok ilginç, çok manidar bir ayetle karĢı karĢıyayız, müjde bir ayetle.

Aile reisleri, anneler, babalar ve evlatlar için bir müjde bu ayet. Çocuklar ebeveynlerinin iman yolunu izlerlerse. Tersi de geçerli diyor Ferra. Ebeveynler çocuklarının iman yolunu izlerlerse. Ama izlediler ve ahirette amellerinden dolayı farklı cennetlere düĢtüler. Birisi Firdevs cennetinde yüce cennette, öbürü ise ona göre daha aĢağılarda. Makam aynı değil, ne olacak? Eğer akıbet cennetlik ise iĢ bitmiyor, makam aynı değil, kavuĢamayacaklar. Hatta bu kapsama eĢler de girer. Farklı ise ne olacak?

Evet, bu soruya verilmiĢ bir cevaptır bu ayet. Allah aile bireyleri

arasında ki derece farkına bakmaksızın aĢağıdakileri yüce olanın katında buluĢturacak ve birleĢtirecek bu ayet onu diyor. 26. ayet gelecek anne babanın kaygısının evlatları üzerindeki kaygısının kabul olmuĢ bir dua yerine geçeceğini ve bunun illetini açıklıyor. Hikmetini, sebebini, gerekçesini açıklıyor. Yani aile bireyleri arasında ki imani, takipten doğan sinerjiyi açıklayan bir ayetle karĢı karĢıyayız. Eğer evlatlar baba ve annenin iman yolunu takip ederlerse amelleri baba ve annenin ameline eĢ olmasa da, tersi de geçerli baba ve anne evlatlarının iman yolunu takip ederlerse, amelleri arasında fark olsa da Allah aileyi orada ayırmayacak.

Peki bu; ve lâ teziru vaziretun vizre uhra. (Zümer/7) hiç kimse hiç

kimsenin sorumluluğunu üstlenmez, ya da herkese kendi kazandığı vardır temel Kur‟anî ilkelerle uyuĢur mu? diye sorarsanız iĢte arkasından gelen ibare bunu söylüyor;

küllümriin Bima kesebe rehiyn ne ki herkesin akıbeti kendi

kazandıklarına bağlıdır. ĠĢte bu ayet. Peki o zaman herkes kendi kazandıklarıyla yaĢayacaktır, herkesin kazandığı kendisinedir ilkesiyle uyuĢur mu sorusuna ayetin son cümlesi cevap veriyor. Yani Allah‟ın bu tasarrufu herkesin kazandığının kendine olduğu ilkesine aykırı anlaĢılmamalıdır. Adeta Allah insanı kendisine borç vermiĢtir. küllümriin Bima kesebe rehiyn herkes kendisinin kazandıklarının rehinidir diyor, rehinesidir. Çok ilginç bir ibare. Önce bunu açıklayalım:

Page 422: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Allah Telâ insan, kendisine borç verilmiĢtir demek istiyor. Ġnsanı

vermiĢtir ve insana zimmetlemiĢtir. Ġnsan buna karĢılık rehindir. Kulluğuyla kendini kurtaracaktır. Ailenin buluĢturulması herkesin kendi yaptığının karĢılığını göreceği ilkesine aykırı anlaĢılamaz. Bu aslında sadakayı cariye hadisiyle birlikte anlaĢılmalıdır. Ne diyordu Efendimiz;

Herkesin amel defteri kapanır, 3 kiĢinin ki, kapanmaz. Hayırlı bir

evlat bırakanın, hayırlı, faydalı bir ilim bırakanın, ve sadakayı cariye, yani eğitim kurumu, ibadet kurumu, insanların istifade ettiği, yararlandığı bir birim bırakanın, bir vakıf, bir köprü, bir çeĢme, bir eser bırakanın, bir kitap bırakanın amel defteri kapanmaz. Yani onun hesabı açık olur, yaĢayan ameldir o. Amel yaĢar. Kendisi ölür, eylemi yaĢar, davranıĢı yaĢar. Hayatta ki davranıĢı, ölen failin hayatta ki fiilidir. Yani ölmüĢ gitmiĢ diyemezsiniz. ÖlmüĢ gitmiĢ ama fiili yaĢıyor, eylemi yaĢıyor. ĠĢte bu.

DüĢünün bir evlat bırakmıĢ geriye, kendinin iman yolu üzerinde

evladın yaptığından onun hesabına pay gidiyor ve o bu paydan dolayı yüksek cennetlere tırmanıyor. ġimdi dolaylı olarak kendisinin makamı ahirette yükselirken o eylemi yapan ayrı mı kalsın. Değil mi? Yani kiĢinin yaptığı evladın yaptığı amelden anne baba istifade ederken, o amelin sahibi olan evladın aleyhine mi olsun bu durum. Yani evlat dünyada hayırlı amel iĢledikçe anne babayla evladın arası da açılıyor ahiretteki makam, derece.

ġimdi böyle mi olsun? Bu doğru olmaz böyle yorumlanması doğru

olmaz. O zaman evladın yolladıkları evladın aleyhine olmamalı. ĠĢte aslında olması gerekendir bu. Böyle anlarsak doğru anlamıĢ oluruz.

[Ek bilgi; “Bu cümlenin zikredilmesi, zürriyetler açısından da

önemlidir. Yani zürriyetlerin kurtuluĢu ve atalarının derecelerine yükseliĢleri, kendilerinin hiç katkıları olmaksızın sırf babalarının kazançlarıyla değildir. Kendilerinin iman ederek onlara uymaları ve izlerinden gitmeleri kurtuluĢlarının asıl sebebidir. Ataları fiilen sebep oldukları için evlatlarını cennette yanlarında görmekten mutlu olacaklar, evlatları da iman ile onlara tâbi oldukları için kendilerini kurtarmıĢ ve Allah'ın lütuf ve kereminden babaları gibi istifade etmiĢ olacaklardır.

Demek ki evlatlar kendi fiilleri olmaksızın sırf babalarının ve dedelerinin yaptıklarıyla kendilerini kurtaramazlar. Ancak imanlı olarak çalıĢtıkları takdirde atalarının feyzinden de faydalanarak daha kolay bir Ģekilde yükselebilirler.

ĠĢte Allah Teâlâ, müminlerin evlatlarını atalarına uymak suretiyle yükselmeğe sevk ederken, soy Ģerefine güvenerek tembellik etmemeleri

Page 423: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

için "Herkes kendi kazandığına bağlıdır." buyurmaktadır. ġu halde bu âyette, "Ġnsana çalıĢmasından baĢka bir Ģey yoktur." (Necm, 53/39) âyetinin anlamını ortadan kaldıran bir mânâ bulunduğunu zannetmek doğru değildir. Bilâkis âyeti, anlamındadır.” (Elmalılı tefsiri)]

[Ek bilgi-2; “Evlat herhangi bir derecede olsa iman ve salih

kimselere uyması sebebi ile kendini kurtarırsa elbette cennete onu aĢağı mertebelerden yükseltmek, yüksek derecelerde baba ve dedeyi buluĢturmak artık Allah'ın fazlı keremidir. Baba ve dedenin iyiliklerinin çocuklara yararı dokunabilir. Ama kendi kazançlarından dolayı, kendilerini cehenneme layık kılmıĢlarsa, baba ve dede hatırına, onların cennete konulması hiçbir surette mümkün değildir.

Bununla birlikte bu ayetten Ģu da anlaĢılır: AĢağı derecede iyi çocukların yukarı derecedeki iyi babalarla buluĢturulması, aslında o çocukların kazancının sonucu değil, babalarının kazancının sonucudur. Kendi amelleri ile bu nimete layık olanların gönlünü hoĢ etmek için çocukları onlarla buluĢturulacaklardır.

Bu bakımdan Allah derecelerini düĢürerek onları çocuklarının yanına göndermeyecek, aksine çocuklarından uzak kalıĢ onların üzülmesine sebep olup onların üzerine Allah'ın nimetinin tamamlanmasında bir eksiklik kalmasın diye çocuklarının derecesi yükseltilerek onların yanına gönderilecektir. (Ebu‟l Alâ Mevdudi- Tefhimu‟l Kur‟an)]

22-) Ve emdednahüm Bi fakihetin ve lahmin mimma yeĢtehun; Onlara temenni ettikleri meyve (marifet türleri) ve etten (özelliklerini

açığa çıkaracakları bedensel özelliklerden) bol bol verdik. (A. Hulusi) 22 - Birde onlara bir meyve ve içlerinin çekeceği bir et

yetiĢtirmekteyizdir. (Elmalı) Ve emdednahüm Bi fakihetin ve lahmin mimma yeĢtehun ve

biz onlara meyve ve etin her türünü, canlarının çektiği her Ģeyi sunacağız.

23-) Yetenaze'une fiyha ke'sen lâ lağvun fiyha ve lâ te'siym; Onda, sarhoĢlatıp ne düĢünüp söylediğini bilmez hâle getirmeyen

içkiler kapıĢırlar! (A. Hulusi)

Page 424: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

23 - Orada bir peymâne çekiĢtirirler ki ne bir saçmalama vardır

onda ne bir günaha sokma. (Elmalı) Yetenaze'une fiyha ke'sen lâ lağvun fiyha ve lâ te'siym orada

birbirlerine içeni boĢ boğaz etmeyen ve günaha sokmayan dolu kadehler sunacaklar.

24-) Ve yetufu aleyhim ğılmanün lehüm keennehüm lü'lüün

meknun; Çevrelerinde gençlik dolu hizmetliler (enerjik kuvveler) koĢuĢur ki,

sanki onlar saklı inci! (A. Hulusi) 24 - Pırıl pırıl da üzerlerine döner kendilerine mahsus hizmetçiler,

sanki sedeflerinde saklı inciler. (Elmalı) Ve yetufu aleyhim ğılmanün lehüm ve kendileri için hazırlanmıĢ

ebedi bir gençlik ve tazelik onları hiç terk etmeyecek. Yani ahirette, cennette ebedi kalmaktan kasıt açıklanıyor burada. Bunu ben böyle çevirmeyi tercih ettim ama klasik anlama meal Ģöyle de olabilir. Kendileri için hizmete amade gençler etraflarında fırıl fırıl dönecekler. Ğılman hem gençlik, hem gençler anlamına alınabilir. Amayetufu aleyhim etrafında dönmeye kendisine dönüp dönüp gelmeye de delalet eder. Yani bir Ģey kendisine dönüp dönüp uğruyorsa ona da delalet eder. Onun için gençlik adeta onlara dönüp dönüp gelen bir Ģey olacak. Yani kendilerini hiç bırakmayacak anlamına gelebilir.

keennehüm lü'lüün meknun tıpkı kabuklarında saklanmıĢ taze,

pırıl pırıl inciler gibi. 25-) Ve akbele ba'duhüm alâ ba'din yetesaelun; Birbirlerine dönüp geçmiĢ hâllerini konuĢurlar. (A. Hulusi) 25 - Ve bazısı bazısına dönmüĢ soruĢuyorlardır. (Elmalı)

Page 425: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve akbele ba'duhüm alâ ba'din yetesaelun derken birbirlerine dönüp sorular soracaklar ve diyecekler ki;

26-) Kalu inna künna kablu fiy ehlina müĢfikıyn; Dediler ki: "Doğrusu biz daha önce ehlimiz içinde (korkudan)

titreyenler idik." (A. Hulusi) 26 - Demektedirler: evet biz bundan evvel ilimizde korkular içinde

idik. (Elmalı) Kalu inna künna kablu fiy ehlina müĢfikıyn iĢte geldi 26. ayet,

yukarıda ki 21. ayeti açıklayan bir ayet. Onun gerekçesi bu. Diyecekler ki vaktiyle bizler ailemiz hakkında endiĢeye kapılır, tir tir titrerdik. Yani o endiĢemizin Ģimdi kârını yiyoruz. Tir tir titrerdik. 21. ayette ifade edilen aile buluĢmasının gerekçesidir bu. Han Ģu ayeti hatırlayalım, tahrim/6. ayetini;

Ya eyyühelleziyne amenû, ey iman edenler ku enfüseküm ve

ehliyküm naren ve kudühenNasu velhıcarah. (Tahrim/6) ateĢi, yakıtı taĢlar ve insanlar olan ateĢten kendinizi de koruyun ailenizi de koruyun.

ĠĢte bu koruma, iĢte bu hassasiyetten dolayı yaĢarken tir tir

titreyenler, eĢlerinin ya da çocuklarının manevi istikbali için titreyenlerin bu titremesi kabul olmuĢ bir duaya dönüĢecek. Ve Allah onların bu dualarını boĢa çıkarmayacak.

27-) FemennAllâhu aleyna ve vekana azâbessemum; "Allâh bize lütfetti ve bizi (cehennem ateĢi) Semum'un (insan

bedeninin gözeneklerinden geçen zehirleyici dumansız ateĢ; mikrodalga radyasyon) azabından korudu!" (A. Hulusi)

27 - Bakınız Allah bize lütfetti ve bizleri o semûm azâbından

korudu. (Elmalı) FemennAllâhu aleyna ve vekana azâbessemum fakat Allah bize

kerem etti de bizi zehir gibi içe iĢleyen yakıcı bir ateĢin azabından korudu. Azâbessemum; Semum; Sem zehir demektir. Semum sam

Page 426: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

rüzgârına, asklında sam oradan gelir. değdiğini yakar, kavurur, kurutur. Azâbessemum zehir gibi içe iĢleyen bir alevli rüzgâr anlamına gelir.

28-) Ġnna künna min kablu ned'uh* inneHU "HU"vel Berrur

Rahıym; "Muhakkak ki biz bundan önce de O'na yöneliyorduk! Muhakkak ki

O, Berr'dir, Rahıym'dir." (A. Hulusi) 28 - Evet biz bundan evvel ona duâ ediyor korumasını istiyorduk,

hakikat o öyle keremkâr öyle rahîm. Ġnna künna min kablu ned'uh Ģüphesiz biz bundan önce de hep

O‟na dua eder, O‟na yalvarır yakarırdık. inneHU "HU"vel Berrur Rahıym çünkü O, yani Allah, evet O‟dur mutlak iyi olan, sonsuz merhamet sahibi olan. Mutlak iyi, el berru. MuhteĢem bir esmadan, muhteĢem bir isim. Mutlak iyi Allah‟tır. Allah dıĢında iyi dediğiniz her iyi iyiliğini O‟na borçludur. Onun için iyilikte aklınıza her ne mükemmellik geliyorsa onu Allah‟a atfedeceksiniz, o zaman doğru yapmıĢ oluruz.

29-) Fezekkir fema ente Bi nı'meti Rabbike Bi kahinin ve lâ

mecnun; (Rasûlüm) sen hatırlat! Rabbinin nimeti olarak, sen ne bir kâhin

olarak açığa çıkarıldın ve ne de cin etkisi altında olan kiĢi! (A. Hulusi) 29 - O halde vaaz-u tezkire devam et, çünkü sen, rabbinin nimeti

hakkı için, ne kâhinsin ne de mecnun. (Elmalı) Fezekkir fema ente Bi nı'meti Rabbike Bi kahinin ve lâ mecnun

imdi, ey peygamber sen ümit vermeyi sürdür. Nasihat etmeye devam et, uyar. Ne var ki rabbinin nimeti sayesinde senin bir kahin ve bir mecnun olmadığın o kadar açık ki asla ihtimal dahilinde bile değil. Bu bir kalıp aslında. Ma yı nafiyenin haberi eğer B ile gelirse imkan veya ihtimal yokluğuna delalet eder. Senin kahin ve mecnun, cinlenmiĢ olma ihtimalin yoktur. Zımnen Ģöyle anlıyorum ben bunu; elinde sihirli bir değnek yok, Öğüt alan alır, almayan da sonuçlarına katlanır.

Page 427: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

30-) Em yekulune Ģa'ırun neterabbesu Bihi raybelmenun; Yoksa: "Bir Ģairdir. Bekleyelim bakalım zaman içinde ne olur sonu"

mu diyorlar! (A. Hulusi) 30 - Yoksa «bir Ģâir biz ona «reybul menun»u gözetiyoruz» mu

diyorlar? (Elmalı) Em yekulune Ģa'ırun neterabbesu Bihi raybelmenun yoksa

(Ģimdi de) o bir Ģairdir feleğin sillesini yiyeceği zamanı bekleyin, kollayın bakalım. Ne zaman feleğin sillesini yiyecek sabredin, bekleyin mi diyorlar. Ġnkârcı muhataplar helak ile korkutulduklarında kendilerini hep böyle avutuyorlardı. Feleğin sillesini yakında yiyecek bekleyin diyorlardı.

31-) Kul terebbesu feinniy meakum minelmuterabbisıyn; De ki: "Bekleyin bakalım! Muhakkak ki ben de sizinle beraber

bekleyenlerdenim!" (A. Hulusi) 31 - De ki: gözetin çünkü ben de sizinle gözetenlerdenim. (Elmalı) Kul terebbesu feinniy meakum minelmuterabbisıyn de ki sen

de onlara; Siz bekleyin, unutmayın ki ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim. Zımnen siz benim baĢarısızlığımı bekleyin bakalım. Ama bende Allah‟ın beni baĢarıya ulaĢtıracağını bekliyorum. O günü, o fetih gününü bekliyorum.

32-) Em te'muruhüm ahlamuhüm Bihazâ em hüm kavmun

tağun; Onlara bunu akılları mı emrediyor; yoksa onlar küstah bir toplum

mu? (A. Hulusi) 32 - Yoksa onlara bunu (bu tenakuzu) akılları mı emrediyor? Yoksa

azgın bir kavım mıdırlar? (Elmalı) Em te'muruhüm ahlamuhüm Bihazâ yoksa onları bu tavıra

savruk akılları mı götürüyor. Yoksa onları savruk akılları mı böyle bir

Page 428: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

sonuca ulaĢtırıyor. Savruk akıl, giriĢte de bu ayete dikkat çekmiĢtim hatırlarsanız 32. ayete. Aslında Ahlam; Rağıp El Isfahan inin açıkladığına göre köken olarak o bu kelimeyi “hilm‟e veriyor. YumuĢak huyluluğa, hoĢ görüye. O zaman mana Ģöyle olur. Yoksa onları bu tavra iten o engin hoĢ görüleri mi. Burada tabii ki bir parça ince bir ironi, ince bir istihza da görüyoruz.

Ama bu da sanki yabana atılmaz gibi geliyor. 30. ayeti hatırlayın.

Hani diyorlardı ya feleğin sillesini yiyinceye kadar bırakın kendi haline. Yani, ne kadar da hoĢ görülüler. Sanki tükürük atmamıĢlar, taĢlamamıĢlar,i hakaret etmemiĢler, sırtına iĢkembe koymamıĢlar, sanki onca eziyeti yapmamıĢlar, mü‟minleri yurtlarından etmemiĢler, yuvalarından etmemiĢler, iĢkence etmemiĢler, Ammar‟a, Zinnire‟ye, Yasir‟e, Sümeyye ye sanki, dünyayı baĢlarına dar getiren onlar değilmiĢ gibi Ģu tavırlarına bakın. Bırakında feleğin sillesini yesin derken iki yüzlülüklerine bak anlamına da gelebilir bu.

em hüm kavmun tağun sakın onlar isyanda sınır tanımayan azgın

bir topluluk olmasınlar? 33-) Em yekulune tekavveleh* bel lâ yu'minun; Yoksa "Onu uyduruyor" mu diyorlar? Hayır, onlar iman etmiyorlar!

(A. Hulusi) 33 - Yoksa onu (o Kur'an ı) kendisi uydurmakta mı diyorlar? Hayır

kendileri inanmazlar. (Elmalı) Em yekulune tekavvelehu ya yoksa onlar; “onu kendi üretti, kendi

söyledi” mi diyorlar. Kendi söylediğini Allah‟a isnat etti mi diyorlar. Burada da yine bir hile yapıyorlar farkında mısınız. Ġnkarcıların ve münafıkların niteliğidir bu. Tam Ģeytani bir niteliktir. Nedir bu; Hesapta Allah‟ı peygamberine karĢı savunma perdesi altına sığınıp inkar ediyorlar. Allah‟ı nasıl savunmuĢ görünüyorlar burada? Onu uydurup Allah‟a isnat etti. Yani Allah‟a da kötülük etti demeye getiriyorlar. ġeytanla benzerliği nerede? Adem‟e secde etmem, edersem Allah‟a ederim mantığından. Yani Allah‟ın emrini çiğnerken Allah‟ı kolluyormuĢ gibi yapmak, iĢte böyle bir Ģeytani mantık bu.

bel lâ yu'minun ama yoo! Dediklerine kendileri de inanmıyorlar.

Yani onu uydurdu Allah‟a isnat ediyorlar ama, onu; onun uydurması,

Page 429: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

söylemesi, yazması mümkin değil. Tarihsel olarak mümkin değil. Ondan bu güne kadar böyle sözler hiç sadır olmadı. Fiili olarak mümkin değil yazmayı okumayı bilmez. Sonuç olarak mümkin değil Kur‟an bir insanın ortaya çıkarabileceği bir metin değil. Zaten bunu yapabilselerdi kendileri yapacaklardı.Onun için onlara meydan okuyor Kur‟an ve diyor ki;

34-) Felye'tu Bi hadiysin mislihi in kânu sadikıyn; Eğer sözlerinde sadıklarsa Onun benzeri bir söz getirsinler! (A.

Hulusi) 34 - Haydi onun gibi bir söz getirsinler, doğru iseler. (Elmalı) Felye'tu Bi hadiysin mislihi in kânu sadikıyn öyleyse haydi onun

benzeri bir baĢka söz üretsinler bakalım, tabii ki dürüstlerse. Haydi, eğer dürüstseniz diyor onun benzeri bir baĢka söz üretin de görelim. Hadiys; olayları aktaran, haber veren söz demektir. Hadise de buradan gelir.

35-) Em huliku min ğayri Ģey'in em hümül halikun; Yoksa onlar hiçbir etki olmadan mı yaratıldılar? Yoksa onlar mı

yaratanlar? (A. Hulusi) 35 - Yoksa kendileri «lâĢe»den mi yaratıldılar? Yoksa yaratan onlar

mıdırlar? (Elmalı) Em huliku min ğayri Ģey'in em hümül halikun ne yani onlar

sebepsiz mi yaratıldılar. Allahuekber..! Sebepsiz, Ġlletsiz, hikmetsiz, amaçsız, gayesiz, anlamsız mı yaratıldılar. Ayete bakın. ĠĢte bu ve devam ediyor;em hümül halikun yoksa kendilerini yaratan yine kendileri mi. Yani kendi kendilerini mi yarattılar. Bu ayet hem insan yaratılıĢının amaçsız ve anlamsız olduğu iddiasını reddediyor, hem de yaratıcı bir ilk özne olmaksızın kendi kendine yaratılma iddiasını reddediyor. Abes ve batıl değil, hikmet ve haktır insan, insanın yaratılıĢı.

Aslında anlamlılık yaratılmıĢların en büyük yasasıdır. Anlamsızlığın

reddi yaratılıĢın en büyük yasasıdır. Onun için yaratılmıĢ olup ta anlamsız olan hiçbir Ģey yoktur. Allah demek anlam denektir. Anlamsız

Page 430: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bir varlık olduğuna inanmak, o varlığın Allah ile olan bağını inkar etmektir.

36-) Em haleküs Semavati vel Ard* bel lâ yukınun; Yoksa semâları ve arzı onlar mı yarattılar? Hayır, onlar yakîn sahibi

değildirler. (A. Hulusi) 36 - Yoksa Gökleri ve Yeri mi yarattılar? Hayır ikan ehli değiller.

(Elmalı) Em haleküs Semavati vel Ard ya yoksa gökleri ver yeri yaratan

kendileri mi bel lâ yukınun hayır, asıl onlar inanmaya gönüllü değiller. Yani onların geçim etmeye gönlü yok anlaĢılan. Onun içinde bahane bulup duruyorlar, mazeret uyduruyorlar, yatla yapıyorlar bir oraya bir oraya. Ġnanmaya gönüllü değiller ki. Ġnanmaya gönüllü olmayana mazeret çok olur demeye getiriyor ayetler.

37-) Em 'ındehüm hazâinu Rabbike em hümülmusaytırun; Yoksa Rabbinin hazineleri onların indînde mi? Yoksa onlar mı her

Ģeye hükmedenler? (A. Hulusi) 37 - Yoksa rabbinin hazîneleri onların yanında mı? yoksa onlar mı

istilâ etmiĢler? (Elmalı) Em 'ındehüm hazâinu Rabbik yoksa rabbinin hazineleri onların

elinde mi em hümülmusaytırun yoksa onu zorla ele geçirip üstüne mi oturmuĢlar, hüküm ver diyorlar, istediklerine çok verip istediklerine az mı veriyorlar. Öyle bir küstahlıkları vardı vahyin ilk muhataplarının. Yani içinde yüzdükleri o refahı kendilerinin yarattığını düĢünüyorlardı. Böylesine bir Karun kompleksine kapılmıĢtılar, megalomaniye kapılmıĢtılar, tutulmuĢtular.

38-) Em lehüm süllemün yestemi'ûne fiyh* felyeti

müstemiuhüm Bi sultanin mubiyn;

Page 431: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Yoksa onların tırmanıp (ilâhî sırları) dinledikleri bir merdiveni mi var? (Eğer öyleyse) onların dinleyenleri apaçık bir karĢı konulmaz delil getirsinler. (A. Hulusi)

38 - Yoksa onlara mahsus bir merdiven var da ondan dinliyorlar

mı? Öyle ise dinleyicileri beyan edecek bir bürhan getirsin. (Elmalı) Em lehüm süllemün yestemi'ûne fiyh ne yani onların göklere

uzanan merdiveni var da orada olup bitenimi dinliyorlar, kulak mı veriyorlar. Yani tamam onlar göklerin hazineleri bize ait diyemezler. Yoksa Ģunu mu diyorlar; Allah‟ın kime ne yazdığını biz iĢittik, kulak verdik. Dolayısıyla oradan haberdarız mı diyorlar. Veyahut ta peygamberi reddettiklerine göre Allah‟ın kimi peygamber seçtiğine onlar daha mı vakıf. Yani ilahi kelamın kaynağını mı dinliyorlar. Böyle bir güçleri mi var.

felyeti müstemiuhüm Bi sultanin mubiyn öyleyse haydi açık ve

inandırıcı delillerle dinlediklerini getirsinler de görelim bakalım, varsa bir dinledikleri. Aslında bu aynı zamanda cindarlık yapıp ta ben ötelerden görünmezlerden haberler alıyorum, bir Ģeyler dinliyorum diyenlere de bir cevap olsa gerek.

39-) Em lehül benatu ve lekümül benun; Yoksa kız çocuklar O'na ait de oğullar sizin mi? (A. Hulusi) 39 - Yoksa kızlar ona oğullar size öyle mi?. (Elmalı) Em lehül benatu ve lekümül benun ne yani oğullar onlara da

kızlar Allah‟a mı. Tam bir suçüstü, tam bir çeliĢki yakalama iĢte. Habil kompleksi bu. Siz kızı sevmiyorsunuz, oğul istiyorsunuz ama sevmediğinizi de Allah‟a layık görüyorsunuz. Sizinki nasıl iĢ. Aslında sizin Allah inancınız da çok problemli. ĠĢte burada suçüstü yakalanıyorsunuz. Sizin; Biz Allah‟a inanıyoruz demeniz de aslında samimi değil. Ġnandığınız Allah‟a sahip olduklarınızın sevmediğinizi veriyorsunuz. Bu tip ayetler kız erkek ayırımını da reddeden ayetlerdir aynı zamanda. Allah tasavvurunun nasıl yamulduğunu gösteriyor.

40-) Em tes'eluhüm ecren fehüm min mağremin müskalun;

Page 432: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Yoksa onlardan bir karĢılık istiyorsun da, (bu yüzden) ağır bir borç yükü altına mı girmiĢler? (A. Hulusi)

40 - Yoksa kendilerinden bir ücret istiyorsun da cereme vermekten

ezilmekteler mi? (Elmalı) Em tes'eluhüm ecren fehüm min mağremin müskalun yoksa

onlar senin kendilerini ağır bir yükümlülük altına sokacak bir bedel ödetmenden mi korkuyorlar, çekiniyorlar. Yani senin kendilerine ağır bir bedel ödeteceğinden mi çekiniyorlar. Çok ilginç, gerçekten tarihsel karĢılığı olan bir ayet bu. Ne tarihseli, aynı zamanda bire bir bugün de yaĢanan bir ayet tüm ayetler gibi.

Yine çeliĢki tabii ki, yine bir çeliĢkiyi ortaya seriyor Kur‟an. Hem

Allah‟ın hazinelerinin sahibi gibi böbürleneceksiniz, hem de yeni davetin konforlarınızı bozacağından korkup davetçiyi kovalayacaksınız. Evet, kendilerini tehlikeye sokacağından korkuyorlardı. Nütref idiler onlar, refah içinde ĢımarmıĢ kimselerdi. Onun için istikrara oynuyorlardı. Kendi içinde bulundukları küfür durumunun adını istikrar koymuĢlardı. Aman istikrar bozulmasın diyorlardı ve Resulallah‟a saldırırken de istikrar bozucu insan olarak saldırıyorlardı.

Neydi istikrar? Küfür istikrarı. Neydi istikrar? Haram istikrarı. Neydi

istikrar? Zulüm istikrarı. Neydi istikrar? Onun bunun malını çalma ve çırpma istikrarı. Yani halksız kazanma ve bu kazançla böbürlenip baĢkaları üzerinde tahakküm oluĢturma istikrarı. Onlar günahın istikrarını istediler. Haramın istikrarını istediler. Allah Resulü ise günahın, haramın ve küfrün istikrarını ve istikbarını bozmak için gönderildi.

Bugün de aynı baksanıza. Hakikatin istikrar adını koydukları

çıkarlarını bozacağını düĢünenler hakikate karĢı al görmüĢ boğa gibi nasıl saldırırlar. Hiçbir fark yok mantıkta.

41-) Em 'ındehümül ğaybu fehüm yektubun; Yoksa gayb onların indînde de, (ne olacağını) onlar mı yazıyorlar?

(A. Hulusi) 41 - Yoksa gayb onların yanında da onlar mı yazıyorlar? (Elmalı)

Page 433: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Em 'ındehümül ğaybu fehüm yektubun ne yani idraki aĢan hakikatlere vakıflar da onu kendileri mi kayıt altına alıyorlar. Kaderi, ölçüyü kendileri mi koyuyorlar, belirliyorlar Ģeklinde de anlayabiliriz.

42-) Em yuriydune keyda* felleziyne keferu hümül mekiydun; Yoksa tuzak kurmak mı diliyorlar? O hakikat bilgisini inkâr edenler

tuzağa düĢenlerin ta kendileridir! (A. Hulusi) 42 - Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? fakat o küfredenler

kendileri o tuzağa düĢeceklerdir. (Elmalı) Em yuriydune keyda onlar bir tuzak tasarlıyor olmasınlar sakın

felleziyne keferu hümül mekiydun iĢte bu, Bakın ne diyor; Fakat kurdukları tuzağa düĢecek olan yine o kafirlerin ta kendileridir. Ava gidiyorlar diyor zımnen, fakat avlanacaklar. Hakikati avlamaya giden herkes gibi, her yalan gibi onlar da avlanacaklar. Tarihte hakikati avlamak için yola çıkmıĢ hiçbir yalan avlanmaktan kurtulamamıĢtır. Hakikate tuzak kuran mutlaka tuzağı kendisine döner.

43-) Em lehüm ilâhun ğayrullah* subhanAllâhi amma yüĢrikûn; Yoksa onların Allâh'ın gayrı tanrıları mı var? Subhan'dır Allâh, ortak

koĢtuklarından! (A. Hulusi) 43 - Yoksa onların Allah dan baĢka bir ilâhları mı var? Allah onların

koĢtukları Ģirklerden münezzehtir. (Elmalı) Em lehüm ilâhun ğayrullah en nihayet, 15 tane “em” edatı var Ģu

yarım sayfa da 15. si geldi. Onun için ben 15. “em” i ya yoksa diye çevirmedim, en nihayet diye çevirdim. En nihayet onların Allah‟tan baĢka bir ilahı mı var. subhanAllâhi amma yüĢrikûn sübhanAllah, aynen böyle de diyebiliriz. Ama açalım; Allah onların Ģirk koĢtukları her Ģeyden aĢkın ve yücedir. Ne münasebet, zımnen böyle de anlaĢılabilir. Ne münasebet, Allah onların Ģirklerinden berîdir.

44-) Ve in yerav kisfen mines Semai sakıtan yekulu sehabün

merkum;

Page 434: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Eğer semâdan düĢen bir parça görseler: "Üst üste yığılmıĢ bulutlar"

derler. (A. Hulusi) 44 - Hem onlar Semadan bir kıt'ayı düĢerken görseler, teraküm

etmiĢ bir bulut diyecekler. (Elmalı) Ve in yerav kisfen mines Semai sakıtan yekulu sehabün

merkum imdi eğer onlar gökten bir parçanın düĢtüğünü görseler, o bir bulut yığınından ibarettir derlerdi. Ġlginç, buna benzer bir olay hatırlıyor muyuz? Hatırlıyoruz, Ad kavminden hatırlıyoruz. Hani Ad kavmi anlatılırken Ahkaf suresinde, yanılmıyorsam 24. ayet olarak hatırlıyorum; Bela bulutunu gelirken görüyorlar Ad kavmi. Helaki hak etmiĢ bu azgın kavim. Çölde büyük bir medeniyet kurmuĢ bir kavim bu. Ġrem bağlarının sahipleri olduğu söylenir.

“hazâ 'âridun mümtıruna” (Ahkaf/24) diyorlar ayetin bize haber

verdiğine göre. Bu bize su getiren, yağmur getiren mübarek bir bulut. Tuzak kuran, ava giden avlanır ya, belayı yağmur gibi görmek, tıpkı bu günahkarın günahı lezzet ve zevk olarak görmesine benzemez mi? Aslında önü benzeyenin sonu da benziyor. Bela bulutunu yağmur gibi görmek. Belki bela bulutu için dua etmek, sevinmek, belasına sevinmek. Ġlginç bir Ģey, belasını istemek. Bütün zımni anlamlar içinde bu.

45-) Fezerhüm hattâ yulaku yevmehümülleziy fiyhi yus'akun; Bırak onları, dehĢeti yaĢayacakları (ölüm) günlerine kavuĢuncaya

kadar! (A. Hulusi) 45 - O halde bırak onları ta o çarpılacakları günlerine kadar.

(Elmalı) Fezerhüm hattâ yulaku yevmehümülleziy fiyhi yus'akun artık

onları dehĢetten kendilerini kaybedecekleri günle karĢılaĢıncaya kadar kendi hallerine bırak.

Fezerhüm; Nerede bu ibareyi gördünüzse, sen kendi gündemini

takip et. DüĢmanın senin gündemini belirlemesin. Gündemini onlar belirlemesin. ĠĢine bak anlamlarını zımnen göreceğiz ve anlayacağız. Tabii bu aynı zamanda hepimize, tüm muhataplara. ĠĢinize bakın,

Page 435: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

düĢmanınız sizin gündeminiz olmasın, gündeminizi belirlemesin. Siz belirlediğiniz gündemi her türlü ayartmaya rağmen takip edin. Zımni anlamı böyledir, böyle anlayacağız.

46-) Yevme lâ yuğniy anhüm keydühüm Ģey'en ve lâ hüm

yunsarun; O gün ne tuzakları onlardan bir Ģey defeder ve ne de onlara yardım

eden olur! (A. Hulusi) 46 - O gün ki hiç bir tedbirlerinin kendilerine zerrece faydası

olmayacaktır ve hiç bir suretle kurtarılmayacaklardır. (Elmalı) Yevme lâ yuğniy anhüm keydühüm Ģey'e o gün tuzakları

kendilerine hiçbir yarar sağlamayacak. Tuzakları, Aslında en büyük tuzağı insanın zihni kendisine kurar. Ġnsanın zihninin kendisine kurduğu tuzaksa, insan için kurulmuĢ en dehĢet tuzaktır.Kendi kurduğu tuzağa kiĢi, baĢkalarının kurduğu tuzaktan daha beter düĢer. Çünkü kendi zihni kendisine tuzak kurarsa, baĢkalarının kurduğu tuzak gibi onu anlaması çok zor olur. DıĢardan bakınca tuzağı anlayabilir. Fakat içerde ki tuzağı göremeyebilir. Onun için zihnimizin bize kuracağı ve kurduğu tuzaklardan Allah‟a sığınacağız. Çünkü insan zihni kendi sahibine tuzak kurarsa, onu ona süsler, süslü gösterir. vezeyyenehu diyordu ya, tezyin eder onu, süslü gösterir.

ġeytanın iĢlerinden biridir bu. Ġnsana amelini, kötülüğünü süslü

göstermek. Tıpkı zehiri kristal kadehle sunmak gibi bir Ģey. Tıpkı kalpazanlığı yapanların yaptıkları sahtekarlığı gizlemek için en ideal yalan uydurmaları, baskı kullanmaları, kağıt kullanmaları, mürekkep kullanmaları gibi değil mi? Kalpazanlık ne kadar rafine yapılırsa muhatap aldanmaya o kadar yatkın olur.

ve lâ hüm yunsarun ve kendilerine asla yardım ulaĢmayacak. 47-) Ve inne lilleziyne zalemu azâben dune zâlike ve lakinne

ekserehüm lâ ya'lemun; Muhakkak ki o zâlim olanlara oradakinden önce de bir azap vardır!

Ne var ki onların çoğunluğu bilmezler. (A. Hulusi)

Page 436: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

47 - O zulmedenlere ondan beride de bir azâb vardır velâkin pek çokları bilmezler. (Elmalı)

Ve inne lilleziyne zalemu azâben dune zâlike ve lakinne

ekserehüm lâ ya'lemun be elbet kendilerine yazık edenleri bu ahiret azabından daha yakın, ya da dun, daha aĢağı derecede bir dünya azabına mahkum olmuĢlardır. Fakat, ve lakinne ekserehüm lâ ya‟lemun onların çoğu bunu kavrayamamaktadırlar.

Çok ilginç, gerçekten üzerinde fazla durulmaya değer bir ayet.

Daha yakın daha aĢağı bir azap. Dünya da her inkarın, her günahın sahibine ödettiği mutlaka bir bedel vardır. Yani inkar bedeli sadece ahirette ödetmeyecek, dünyada da ödetecek sahibine. En azından nedir bu? Ġnkarın dünyada sahibine ödettiği bedel, Allah‟tan mahrum bir hayat yaĢamak. Maneviyattan mahrum bir hayat yaĢamak. Manevi lezzetlerden mahrum bir hayat yaĢamak. DüĢünsenize, ömür boyu bir mü‟minin aldığı lezzeti alamayacak. Onun içinde o lezzeti günahların içinde arayacak. DüĢünsenize sizin oruç tutarken aldığınız o derin hazzı bir ömür yaĢayamayacak. Sizin iman etmekten aldığınız o hazzı yaĢayamayacak. Onun da baĢına bela gelecek, sizin de. Fakat siz bela gelince Allah‟a yaklaĢacaksınız, o daha da uzaklaĢacak. Ve sizin üzülürken dahi, içten içe bir neĢ‟eyi yaĢamanızı anlayamayacak. Kazandığınızın bir kısmını Allah yoluna vereceksiniz, o buna ĢaĢıracak, fakat siz de ona ĢaĢıracaksınız. Nasıl beceriyorsun diye. Ve siz onun size ĢaĢırmasına ĢaĢıracaksınız. ĠĢte böyle.

48-) Vasbir lihükmi Rabbike feinneke Bi a'yunina ve sebbıh Bi

Hamdi Rabbike hıyne tekum; Rabbinin hükmüne sabret! Muhakkak ki sen gözetimimizlesin!

(Gece) kalktığında Rabbinin Hamdi olarak tespih et. (A. Hulusi) 48 - Hem rabbinin hükmüne sabret çünkü sen bizim nezaretimiz

altındasın, kalktığın sırada rabbine hamd ile tesbih eyle, geceden de. (Elmalı)

Vasbir lihükmi Rabbik imdi rabbinin hükmünü sabırla bekle,

dirençle bekle, sonuna kadar bekle, acele etme. feinneke Bi a'yunina unutma ki sen bizim gözetimimiz, gözlemimiz altındasın. Çok güzel..! Bizim göz altımızda değilsin, gözetimimiz altındasın. Yani seni göz altına

Page 437: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

almadık, gözetimimiz altına aldık, seni gözetiyoruz. Olan biten her Ģey kontrolümüz altındadır anlamına geliyor. Tablonun tümünü görüyoruz, sen görmüyorsun ey peygamber. Ama Allah olarak ben görüyorum. Onun için parçada kötü görünen bütünde güzel durur. Parçada kötü gördüğüne aldırma. Bütün içinde güzel olduğuna kuĢkun olmasın. Allah‟a havale et. Unutma tablonun bütününü gören yegane varlık Allah‟tır. Ona güven, gerisini merak etme.

ve sebbıh Bi Hamdi Rabbike hıyne tekum kalktığın zaman

rabbinin yüceliğini hamd ile an. 49-) Ve minelleyli fesebbıhHU ve idbaren nücum; Gecenin bir kısmında ve yıldızlar kaybolurken de (Rabbinin Hamdi

olarak) O'nu tespih et!(A. Hulusi) 49 - Tesbih et ona hem de nücümün idbarı sıra.(Elmalı) Ve minelleyli bir de geceleyin an fesebbıhHU ve idbaren nücum

ve büyün yıldızların çekildiği vakit onun yüceliğini dillendir. Muhammedi davetin Ģafağının yaklaĢtığını söyleyen ayet bu.

Gecenin sonuna geliyoruz ey mü‟minler, Ģafak sökecek hazırlanın, hazırlık yapın. Ne yapın? Geceyi diriltin, geceyi bir direnç olarak görün, geceyi değerlendirin. Neden? Uykusunu denetleyemeyen, yarın kucağına koĢacak kitleleri ve coğrafyaları nasıl denetlesin. Kendinizi denetleyin, uykunuzu denetleyin, geceyi diriltin ki gündüzünüz dirilsin. Muhalefeti diriltin ki iktidarınız dirilsin. Yokluğu diriltin ki varlık dirilsin. Acı zamanları diriltin ki yarın sevinçli zamanlar gelecek, o da dirilsin. Yani uykunuzu denetleyin ki size koĢan kitleleri de denetleyebilesiniz. Kendi kendinizi denetim altına alamıyorsanız, Allah baĢkalarını denetlesin diye sizi niçin göndersin. BaĢka coğrafyaları sizi,n avucunuza niçin versin.

[Ek bilgi; Kalkacağın zaman. Yani herhangi bir meclisten kalkarken

(Allah'ı tesbih ve tahmid et). Ebû Dâvûd ve Nesâî'nin Sünen'leri ile diğer bazı hadis kitaplarında mevcut olan ve Ebû Berzetel-Eslemî (r.a)den gelen bir rivayette Ģöyle denilmektedir:

"Resullah (s.a.v) bir meclisten kalkacağı zaman "Ey Allah'ım seni her türlü noksan sıfattan tenzih eder ve sana hamd ederim. Senden baĢka ilâh olmadığına Ģehâdet eder, senden mağfiret diler ve

Page 438: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

(günahlarımdan dolayı) sana tevbe ederim." derdi. Konuyla ilgili soru sorulduğunda da "Bu, mecliste olanlar için keffârettir." demiĢti.

Bazıları da bunun namaza durulduğu zaman "Ey Allah'ım seni noksan sıfatlardan tenzih eder ve yalnız sana hamd ederim. Senin ismin ne yüce ve makamın ne uludur. Ve senden baĢka ilâh yoktur." duasının okunması hakkında rivayet edildiğini söylemiĢlerdir.

Âlimlerden bir kısmına göre de söz konusu âyetten maksat, yataktan kalkıp namaza durduğun vakit demektir. Buna göre âyete, "kalkacağın zaman" mânâsını vermek daha uygun olacaktır. Geceden de onu tesbih et. Yani gecenin bir kısmında da tesbih ederek O'na ibadet et. Hem de yıldızların batıĢında, batmaya yaklaĢtığı zaman, yani gecenin sonunda, sabah vakti. Allah Telâ‟yı gece tespihten maksadın akĢam ve yatsı namazları, yıldızların batıĢı sırasında tesbih etmekten kastın da, sabah namazı olduğu ileri sürülmüĢtür.

Hz. Ömer , Hz. Ali, Ebû Hureyre ve Hasan-i Basrî (r.a) de, gece tespihten maksadın, nafile ibadetler; yıldızların batıĢında tespihten maksadın da, sabah namazının iki rekat sünneti olduğunu söylemiĢlerdir.(Elmalı- tefsir)]

Sadakallahul aziym. Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn.

Allah doğru söyledi. Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan

Allah‟a hamd‟adır.

Page 439: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. NECM SURESĠ (01-62)(167) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” Rabbeneftah bil hayr, vahtim bil hayr, Rabbi yessir ve lâ

tüassir, Rabbi temmim bil hayr. RabbiĢrah liy sadriy; Ve yessirliy emriy; Vahlül ukdeten min lisaniy; Yefkahu kavliy; (Tâhâ 25-26-27-28) Rabbim, göğsüme geniĢlik ver, kolaylaĢtır iĢimi, düğümü çöz

dilimden, ki anlasınlar beni. Amin, amin, ya mu‟iyn..! Değerli Kur‟an dostları. Büyük mutasavvıf Ġslam irfanını ilk kez

kodifiye eden, tedrin eden ve ekolleĢtiren Haris Bin Esed El Muhasibi, Kur‟an akıldır der. Kur‟an a anlayarak yaklaĢmayan akıldan mahrum kalmıĢtır. Yine aynı Ģahıs; Kur‟an, senin gökyüzündeki ruhun, yer yüzünde ki bedenindir. Ona yaklaĢır, onunla kucaklaĢır, onu hayatına giyersen ruhuna ve bedenine birlikte sahip olmuĢ olursun. Kur‟an sız kalmak; Ġz‟ansız ve irfansız kalmak değil sadece, aynı zamanda akılsız kalmak anlamına geliyor. Rabbim bizi Kur‟an sız bırakmasın.

Bugün Necm suresinin tefsirini yapacağız inĢallah. Necm suresi

adını ilk ayetinden alır. Keriym sahabe bu sureyi bu adla anmıĢ. Demek ki daha sahabe döneminde sure adını bulmuĢ.

Sure Mekki bir sure, hatta Mekke döneminin 3 dilimlik zamanında

ilk dilimine tekabül ediyor. Tüm iniĢ tertiplerinde Abese ve Ġhlas sureleri arasında yer almıĢ. Buna göre yaklaĢık bir tarih vermemiz gerekirse nübüvvetin 2 ile 4. yılları arasını verebiliriz. Tek celsede ya da peyderpey inmiĢ olması muhtemeldir. ĠniĢ sırası, nüzul sırası 23. sıraya tekabül eder.

Ġbn Abbas‟ın nakline göre Allah Resulünün ilk defa müĢriklere

açıktan ilan ettiği sure Necm suresidir. Bunun anlamı; Bu sure Ġslam

Page 440: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

tarihinde, nübüvvet tarihinde, Muhammedî davet döneminde bir dönüm noktasıdır. Çünkü müĢriklerin tanrılarının yerildiği, açıkça eleĢtirildiği Kur‟an da nazil olan ilk sure bu suredir.

MüĢrikler kendi tanrılarını açıkça eleĢtiren ve yeren bu sure ile

karĢılaĢtıklarında, daha önceleri Resulallah‟ın davetine karĢı ne icabet ediyorlar, ne de saldırganlaĢıyorlardı. Ama bu sureden sonra artık tavır değiĢtirmeye karar verdiler ve Muhammedî davete saldırıya geçtiler. Onun için bu sure davet döneminde bir dönüm noktasını oluĢturur.

Surenin konusuna gelince; Sureyi 3 bölümde değerlendirebiliriz

konu itibarıyla. 1 - Vahye ve vahyin kaynağına atıf. Nebinin vahiy meleğiyle iki ayrı

görüĢmesini ayrıntılı bir biçimde ele alır bu sure. Hatta bu açıdan Kur‟an da tek suredir. Ġsra/1. ayetini saymazsak vahiy meleğiyle, vahyin ilk muhatabı olan Allah Resulü arasında ki iliĢkinin bu kadar ayrıntılı ve detaylı ele alındığı bir baĢka yer yoktur. 1 ile 18. ayetler bu konuya ayrılmıĢ. Bu vahyi inkar edenleri ret, vahye iman edenleri ise teskin ve teĢvik anlamına geliyordu.

2 – Surenin 2. bölümü KureyĢ‟in bozuk tanrı tasavvuruna ayrılmıĢ.

Aracı putların reddiyle ilgili bu bölüm, sahte tanrılara tapanların psikolojik tahlillerini, bir baĢka ifadesi ile psikanalizini yapar. Gerçekten de surenin 2. bölümünde zemin ve zamanla irtibatlı olmaksızın, tüm zemin ve tüm zamanlarda Allah‟tan uzak düĢen bir akıl, nasıl açmazlara saplanır. Soyut düĢünme yeteneğini kaybeden bir akla nasıl sefalet arız olur. Biz bunun tipik bir örneğini görüyoruz bu bölümde. Ki 19 – 32. ayetler arası bu konuyu iĢler.

3 – Surenin 3. bölümü ise insanın ebedi istikbali ile alakalıdır. Ġnsan

iradeli olarak yaptığı tüm fiillerinde ya ödülü ya da cezayı hak eder. Çünkü irade iç güdüye benzemez. Ġrade ile iç güdüyü ayıran Ģey, toprak olmakla olmamak arasında ki fark kadardır. Ġrade ile içgüdüyü ayıran Ģey, yok olmakla var olmak arasında ki farktır. Ġrade ile yapılan bir eylem mutlaka hesabı sorulacak bir eylemdir. Onun için Ahiret iradeye verilmiĢ bir ödüldür. Hatta cennetiyle cehennemiyle. Çünkü ahiretten bahsetmek öldükten sonra yaĢamaktan bahsetmektir. Yani ölmemekten ölümsüzlükten bahsetmektir.

Dolayısıyla var olmak, var olmayı sürdürmek baĢlı baĢına yok

olmak arasında bir ödüldür. Ondan sonra ödül ve ceza gelir. Cennet ve cehennem gelir. Onun için var olmak öldükten sonra da yaĢamayı bir

Page 441: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

baĢka düzlemde sürdürmek; iradeye Allah‟ın verdiği bizatihi bir ödüldür. Sure iradeye ve iradeli fiillere verilecek olan ödül ve ceza sahneleriyle son bulur. Ki 33 – 62. ayetler arası buna ayrılmıĢtır.

Tüm zamanlar ve tüm mekanlar için geçerli ilahi ölçü de iĢte bu son

bölümde dile getirilir. O Ģudur; Bismillah; Ella teziru vaziretün vizre uhra (38) Ve en leyse lil

Ġnsani illâ ma se'a (39) hiç kimse bir baĢkasının sorumluluğunu yüklenmez. Her insan için sadece ve sadece çabasının karĢılığı vardır.

Bu ilahi sözlerin, bu gök ilkelerinin, bu evrensel prensiplerin sesi

1.400 yıl öteden bugüne yankılana yankılana devam etmektedir ve bundan böyle de yankılanacaktır. Bu kısa özetten sonra Ģimdi suremizi tefsire geçebiliriz.

[Ek bilgi; Bu sure de Ģu üç konu üzerinde durulmuĢtur; 1) Ġnandığınız din zanna dayanmaktadır. Ġlahlıkla hiçbir ilgileri

olmamasına rağmen, Lat, Uzza ve Menat gibi putlara tapıyorsunuz. Bunlar sadece sizlerin akide haline getirdiğiniz vehim ve arzularınızdır. Fakat bu büyük bir sapıklıktır. Çünkü "din" zan değil, hakikattır, dolayısıyla zanna değil ilme (vahye) dayanmalıdır.

2) Allah bu kainatın yegane sahibidir. Doğru yol üzerinde olanlar, ancak Allah'ın gösterdiği yolu izleyenlerdir. Bu yolun dıĢına çıkanlar ise sapıklardan baĢkası değildir.

3) Asırlar önce Hz. Ġbrahim'in ve Hz. Musa'nın sahifelerinde beyan olunan dinin temel prensipleri, Ģimdi tekrar beyan olunmaktadır. Yani, Hz. Muhammed'in (s.a) getirdiği din yeni bir din olmayıp, Allah'ın her dönemde gönderdiği dinin ta kendisidir. (Ebu‟l Alâ Mevdudi – Tefhimu‟l Kur‟an)]

BismillahirRahmanirRahıym Rahman, Rahiym olan. Özünde merhametli, iĢinde merhametli

olan. Varlığa karĢı rahiym, rahman, mü‟minlere karĢı özel bir merhametle rahiym olan. Rahmeti, merhameti, bağıĢı, affı bütün bir varlığı kuĢatmıĢ olan Allah adına. Neden? Çünkü vahiy bir gök sofrasıdır. Vahiy insanlığın önüne çıkarılmıĢ bir gök sofrası olarak onun ebedi hayatta yaĢaması için gerekli olan tüm manevi gıdalar bu sofrada bulunur. Ġnsan, Mahlukat aleminin en dikkate değer üyesi. Var oluĢ aslında merhametin bir eseri. Allah rahmetini varlığı var ederek gösterdi. Ġnsana irade vererek bu merhameti kat kat kıldı ve irade verdiği insana tenezzül buyurarak, nüzul

Page 442: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ederek, yani vahyini gönderip konuĢarak ona olan rahmetini perçinledi. Vahiy Allah‟ın insana olan merhametinin çok özel bir ifadesidir. Onun için biz vahye BismillahirRahmanirRahıymdiye baĢlarız.

1-) Ven necmi izâ heva; Necm'e (bölüm bölüm açığa çıkararak tüm hakikati anlatana) yemin

olsun ki, (A. Hulusi) 01 - O Necme kasem ederim indiği dem ki. (Elmalı) 2-) Ma dalle sahıbuküm ve ma ğavâ; ArkadaĢınız ne saptı ne de azdı! (A. Hulusi) 02 - ġaĢırmadı sahibiniz azıtmadı da. (Elmalı) 3-) Ve ma yentıku anil heva; (O), hevâsından (hayalî Ģeyleri) konuĢmaz! (A. Hulusi) 03 - Ve hevadan söylemiyor. (Elmalı) 4-) Ġn huve illâ vahyun yuha; O yalnızca vahyolunan bir vahiydir! (A. Hulusi) 04 - O sade bir vahiydir ancak vahyolunur. (Elmalı) Ven necmi izâ heva. (1) Ma dalle sahıbuküm ve ma ğavâ (2) Ve

ma yentıku anil heva (3) Ġn huve illâ vahyun yuha (4) Vahyin aĢamalı, parça parça, peyderpey iniĢini düĢün.Ven necmi izâ heva Ven Necm; Ġlk anlamı yıldız. Fakat bu kelime aynı zamanda Kur‟an ın parça parça iniĢini ifade eden temcin sözcüğünün de türetildiği kelime. Onun için parça parça iniĢi, peyderpey iniĢi, aĢamalı olarak iniĢi ifade eder. Ki Ġbn. Abbas‟tan büyük öğrencisi Mücahid‟in nakline dayanır bizim tercihimiz. Yoksa ilk anlamıyla çevirirsek ayeti, göründüğü zaman yıldızı düĢün anlamını verebiliriz.

Page 443: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ma dalle sahıbuküm ve ma ğavâ arkadaĢınız ne sapmıĢtır ne de

kanmıĢtır. Yani o ne kendiliğinden yoldan çıkmıĢtır, ne de bir baĢkası onu yoldan çıkarmıĢtır. Eğer böyle düĢünüyorsanız yanlıĢ düĢünüyorsunuz. Eğer böyle düĢünüyorsanız yalnızca Allah Resulüne hakaret etmiĢ olmazsınız, Allah‟a da hakaret etmiĢ olursunuz. Çünkü o elçidir. Elçinin onuru, onu gönderen kapının onurudur. Elçiye zeval olmaz. Siz elçiye eğer hakaret ederseniz, aslında bu elçiyi gönderene hakaret olarak anlaĢılır. Hala aklınızı baĢınıza almayacak mısınız.

[Ek bilgi; Dikkat ederseniz burada; “arkadaĢınız, sahibiniz”

denmektedir. Elçimiz, Resûlümüz demiyor da Rabbimiz, arkadaĢınız diyor. Sizin kendisini tanıdığınız, kendisiyle sohbet edip, arkadaĢlık kurduğunuz, sizin lehinize hareket eden dostunuz deniyor.

ġu içinizde doğup büyüyen, çocukluğu, gençliği aranızda geçmiĢ, tüm geçmiĢini tanıdığınız, tüm hayatına muttali olduğunuz, hepinizin yakından bildiği arkadaĢınız. Kırk yıllık geçmiĢiyle aklına, ahlâkına, eminliğine, dürüstlüğüne Ģahit olduğunuz, aleyhinde delil getirebileceğiniz bir tek falsosuna bile Ģahit olmadığınız, bir tek yüz kızartıcı suçuna muttali olmadığınız, tek bir yalanını yakalamadığınız, sizi asla aldatmamıĢ, emânetlerinize zerre kadar hain davranmamıĢ, Allah kullarını aldatmamıĢ bir insanın, kırk yaĢından sonra birden bire değiĢerek Allah‟tan kendisine böyle bir vahiy gelmediği halde, Allah yeryüzünde kendisini sözcü seçmediği halde, Allah‟a iftira ederek, Allah kullarını aldatarak; “bana vahiy geliyor” diye yalan söyleyip, insanları kandırmasını nasıl düĢünebiliyorsunuz?

Nasıl diyebiliyorsunuz bunu tüm hayatını tanıdığınız emin bir kimseye? Kendisi asla sapmayan, insanları da saptırmaya çalıĢmayan, kendisi asla aldanmayan, sizi de asla aldatmaya çalıĢmayan arkadaĢınız hakkında nasıl Ģüphe edebilirsiniz? diye Rabbimiz elçisinin doğruluğuna, hak yolda oluĢuna Ģahadette bulunuyor. (Besâiru‟l Kur‟an- Ali Küçük)]

Ve ma yentıku anil heva O kendi keyfinden konuĢmamaktadır. Yani ben size Allah‟ın kelamını iletiyorum derken, bu kendi sözleri değil, Allah‟ın ona indirdiği vahyidir. Bu ayetten yola çıkarak Resulallah‟ın mübarek dudaklarından dökülen her cümleyi, her sözü vahiy ilan etmek elbette ki doğru değil. Çünkü en çok ben de sizin gibi bir insanım, bir beĢerim sözcüğünü duyduğumuz zat Resulallah‟tır. (Kul innema) ene beĢerün mislüküm. (Hadis) Ki rabbimiz ona ben de sizin gibi bir insanım demesini mükerreren emrediyor. Bu ayette ifade buyrulan Ģey bizzat vahyin kendisidir.

Page 444: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġn huve illâ vahyun yuha iĢte bu ayette delilidir. Bu vahiy, bu Kur‟an kendisine indirilmiĢ olan bir vahiyden ibarettir. Yani o ben konuĢuyorum, benim sözümü dinleyin, bunları ben söylüyorum demiyor. Bunları Allah‟tan aldım diyor. Allah‟tan aldım diye size ilettikleri sadece vahiydir. Ama Allah‟tan aldım demedikleri ise vahiy değildir. Bu zaten bu anlama gelir.

Muhtemelen nüzul sürecinde vahiy teriminin geçtiği ilk yer burası.

Ġslam öncesinde bu kelime kullanılıyor mu? Evet, cahiliye de bu kelime kullanılıyor. Vahiy sözcüğü kullanılıyor. Fakat bu anlamda değil. Mesela dikili taĢ anıtlar için kullanılıyor. Ġki ana niteliği var kelimenin. Etimolojisinde, kök anlamında iki mana var. Birincisi sürat, ikincisi ise hıffet. Yani birincisi hızlılık, süratlilik ikincisi gizlilik, kapalılık, örtülülük. Bu kelime ile ifade edilen tüm versiyonlar bu iki ana anlamı taĢımak durumunda. Bir mesajı dil dıĢı bir yolla muhatabına iletmeye vahiy diyoruz. Ki ilham, iĢaret, ima, ilka ve ihsas vahyin anlam alanına dahildir. Bir Ģeyi karĢıdakine ima etmek, veya iĢaretle bildirmek dil dıĢı yöntemle, iĢaretle. Onu al oraya koy diyoruz mesela. Mesela sus diyoruz. Bunlarda dil dıĢı yöntemle bir manayı muhataba iletmek.

Ġlahi anlamların vasıtalı ya da vasıtasız vahyin ilk muhatabı olan

peygamberin kalbine ilham ve ilka edilmesine ıstılahta vahiy denilir. Vahiy tüm süreçleriyle gerçek bir mucizedir. Akıl sır ermez bir mucizedir. Nasıllığını asla kavrayamaz insan. ĠĢte o soruya iliĢkin sınırlı bir bilgiyi Kur‟an, vahiy, kendisi bu surede vermektedir. AĢkınla içkin arasında ki akıllar üstü iliĢki ve iletiĢim biçimine tekabül eder. Gerçekten de insan aklı melek gibi madde üstü bir varlıkla, insan gibi maddi bir varlığın nasıl bir zeminde buluĢtuğunu, konuĢtuğunu, mesajın ilahi anlamıyla, mesajın lahuti baĢı ile, aĢkın baĢıyla, içkin ayağının, yani kelimelerin nasıl birbirine kavuĢtuğunu, yani kelimelerin ruhu olan anlam ile kelimelerin cesedi olan harflerin birbirine nasıl ilka edildiğini, üflendiğini biz insanoğlu basit bir biçimde anlayamayız. Zaten bunu anlatan da yok. Bize ancak bunu ilahi bir vahiy anlatırdı. O da bize iĢte Ģu anda okuyacağımız ayetlerde gördüğümüz kadar anlattı. ġimdi biz bu mucizenin nasıl gerçekleĢtiğine iliĢkin üstü örtülü, mecazi bir dille, sembolik bir dille kısa bir anlatımını göreceğiz.

5-) 'Allemehu Ģediydulkuva; O'na kuvveleri Ģiddetli olan talim etti! (A. Hulusi) 05 - Talim etti ona kuvveleri Ģiddetli. (Elmalı)

Page 445: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

'Allemehu Ģediydulkuva onu melekeleri çok güçlü bir melek

öğretti. ġediydulkuva. Kuva‟yi meleke diye çevirdim. Melekeleri çok güçlü bir melek. Zaten melekle meleke aynı kökten. Onun için hep derim insanda iyilik haline gelmiĢ, oturmuĢ ahlakı hamideye, güzel ahlaka meleke denir. Aslında bu meleğin insanda ahlaka dönüĢmesidir. Melek sizde oturdu da ahlaka dönüĢtü mü meleke olur.

6-) Zû mirretin, festeva; O (kuvve) kendini fark ettirdi, böylece de istiva etti (böylece de

vahye açık hâle geldi)! (A. Hulusi) 06 - Bir kuvvet sahibi, hemen duruklandı. (Elmalı) Zû mirretin, festeva . Zü mirra; gerçekten çaplı bir kelime

etkileyici ve tam donanımlı o melek, etkileyici, tam donanımlı. Aklı ĢaĢırtan, aklı yaya bırakan. Mirra akıl manasına da geliyor, etki manasına da geliyor, güç manasına da, kuvvet manasına da geliyor. Bir çok anlamı var. etkileyici ve tam donanımlı bir melek. Festeva; derken o kendini olanca haĢmetiyle gösterdi ve ortaya çıktı.

Vahiy meleği Cebrail‟den söz ediliyor elbette. Efendimiz bir

haberde onu 600 kanadıyla gördüm ufku kaplamıĢtı buyuruyor. Bu da tabii ki 600 kanat, yani durdum da teker teker saydım anlamına gelmiyor. Bu Ģu anlama geliyor; tariften acizim. Ġnsan gözünün, insan aklının, insan havsalasının almayacağı kadar muhteĢem bir olay, bu anlama geliyor.

Bu son ayet Festeva, ikinci bir mana ile de çevrilebiliriz bunu. Tüm

varlığıyla doğruldu, tüm varlığıyla kuĢattı, tüm varlığıyla kapladı anlamına gelir. Bu ayetin bu bölümünün yani ikinci yarısının öznesi peygamberimiz de olabilir. O zaman öznesi peygamberimizse eğer o zaman peygamberimiz kalktı, doğruldu anlamına gelir. Ama tercihim bu değil benim tercihim tekvir/23. ayetine dayanıyor ki o da tercihimizi doğrular nitelikte.

7-) Ve huve Bil ufukıl a'lâ;

Page 446: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

O, Ufuk-u Âlâ (tüm dıĢsallığı kaplamıĢ - âfakta) olduğu hâlde! (A. Hulusi)

07 - Ve o en yüksek ufukta idi. (Elmalı) Ve huve Bil ufukıl a'lâ önce en uzak ufukta belirmiĢti. Yani ufku

kaplamıĢtı, ufku doldurmuĢtu. Tabir caizse yer gök bundan müteĢekkil hale gelmiĢti.

8-) Sümme dena fetedella; Sonra yaklaĢtı, tedelli etti (âfaktan enfüse dönüĢtü müĢahedesi).

(A. Hulusi) 08 - Sonra yaklaĢtı da tedellî (Tevazu) etti. (Elmalı) Sümme dena fetedella daha sonra yaklaĢtı, derken iyice sokuldu. 9-) Fekâne kabe kavseyni ev edna; Ġki yayın birleĢimi (kab-ı kavseyn) veya Edna (daha da yakın) oldu!

(A. Hulusi) 09 - «Kâbe kavseyni ev edna» oldu da. (Elmalı) Fekâne kabe kavseyni ev edna o kadar sokuldu ki iki yay aralığı,

hatta daha az bir mesafe kaldı arada.kabe kavseyni ev edna Arapların kullandığı bir deyim, gerçek bir deyim. Yakınlık ifade eder. ġöyle Türkçe de düĢünüyorum bunun tam karĢılığı Ģu deyim olsa gerek arasından su sızmamak. O kadar yakın kaldı, su sızmıyordu. kabe kavseyni ev edna iki yay aralığı kadar. Aslında kaab yayın elle tutulan kısmının kiriĢin ucuna ve diğer ucuna kadar olan mesafeye denir diyenler de var, Kaab; yayın kiriĢle arasında ki mesafeye.

Yay biliyorunuz Tahtadan, ahĢaptan kiriĢ ise deri ve bunun gibi

Ģeylerden olur. Ġkisinin arasında ki mesafeye dendiğini söyleyenler de var ama doğrusu Kaab elle tutulan yerden bağlantı yerine kadar iki tane kaab ı olur. Peki neden bu deyim olmuĢ? Bu deyimin aslı Ģu; Güç birliği

Page 447: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

yapmak isteyen iki kabile reislerinin yaylarını bir araya getirirler, ikisiyle bir tek ok atarlardı. Eğer iki yayla bir ok atılırsa bu bir tür yemin anlamına gelirdi ve etrafa da Ģu duyuru anlamına gelirdi; Biz artık güç birliği yaptık, bizi kimse ayıramaz. yani biz bir kiĢi gibiyiz, biz ikimiz bir kiĢiyiz ya da biz iki kabile, tek kabileyiz. Birimizin dostu diğerimizin dostudur, birimizin düĢmanı diğerimizin de düĢmanıdır.

Buradan aynı zamanda Ģunu da çıkarmıĢ oluyoruz; Resulallah‟a

düĢman olan meleğe de düĢman olur, Cebrail‟e de düĢman olur. Yani Kabe kavseyni ev edna; bu ikisi dostluklarını ilan etmiĢ, bunlara düĢman olan, aslında Muhammed e düĢman olan meleğe de düĢman olur.

Tabii buradan zımnen neyi anlıyoruz? 19. ayette baĢlayacak olan

ve putlarına bunlar meleklerin suretleri diye ibadet eden bölge müĢriklerine bir mesaj veriliyor. Yani siz meleklerin suretlerine; Bunlar bizim putlarımız, tanrılarımız diye tapıyorsunuz ama meleğe düĢmanlık yapıyorsunuz, hem de meleklerin en büyüğüne, Cebrail‟e. Onun için Muhammed S.A. a düĢmanlık Cebrail‟e düĢmanlık anlamına gelir ve suçüstü yakalanıyorsunuz, çeliĢki halindesiniz. Gibi bir ima da çıkıyor.

10-) Feevha ila 'abdiHĠ ma evha; Böylece kuluna vahyettiğini vahyetti. (A. Hulusi) 10 - Verdi kuluna verdiği vahyi. (Elmalı) Feevha ila 'abdiHĠ ma evha iĢte Allah‟ın kuluna vahyettiğini

böylece iletmiĢ oldu, vahyetmiĢ oldu. Feevha ila „abdiHĠ O‟nun kuluna iletti. Ma evha onun vahy etti.

Yani bir vahy eden var, bir vahy edilen var, bir de onun vah yettiği var. 3 ara kademe. Vahy eden Allah, vahy edilen Cibril, onun vah yettiği Allah resulü. Onun için burada iki vahiy geçiyor. Feevha „ila abdiHĠ, „abdiHĠ onun kulu, yani Allah resulüne vahy etti, bildirdi buda bildirme manasına, ma evha Allah‟ın vahy ettiği. Burada da vahiy manasına alırsak daha doğru anlamıĢ oluruz.

11-) Ma kezebel fuadu ma rea;

Page 448: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

FUAD (Kalbindeki nöronların beyinde açtığı gerçeklikle bütünleĢti dıĢtan gelen bilgi) yalanlamadı (inkâr etmedi) gördüğünü! (A. Hulusi)

11 - Gözün gördüğünü kalb tekzip etmedi. (Elmalı) Ma kezebel fuadu ma rea gördüğünü gönül yalanlamadı.

Gerçekten insanın tüylerini diken diken eden bir ayet. Bir müĢahede bu, bir mucize bu. Aklın havsalanın ötesinde bir mucize. Aklın derecesine ve derekesine ancak bu kadar indiriliyor. Gördüğünü gönül yalanlamadı. ġöyle de çevirebiliriz bu ayeti gözün gördüğünü gönül yalanlamadı. Böyle de çevirebiliriz. Gözüyle gördü gönlü yalanlamadı. Veya gönlüyle gördü gözü yalanlamadı. Böyle de anlayabiliriz.

17. ayete dayanarak tabii gözü iĢin içine katabiliriz. Çünkü 17.

ayette iĢin içinde. O zaman gönül de burada iĢin içinde. Neyle gördü? Gönlüyle gördü, gözü ile görmüĢ gibi oldu. sanırım böyle anlarsak doğru anlarız. Gönüyle görmek gözü ile görmekten çok daha derin bir görme. Aslında gören göz değil, bakan göz. Gören gönüldür, Akleden kalptir. Onun için görme eylemi beynin içinde gerçekleĢir. Gözün arkasında geçekleĢir. Onun için göz sadece bir araçtır ve gönül kör olursa göz ne kadar açık olursa olsun görmez. feinneha lâ ta'mel ebsaru ve lâkin ta'mel kulubülletiy fiyssudur. (Hac/46) gözler kör olmaz asıl kör olan sadırlardaki, göğüslerdeki gözdür, yani kalp gözüdür.

12-) Efe tumarunehu alâ ma yera; Gördüğü hakkında O'nunla tartıĢıyor musunuz? (A. Hulusi) 12 - ġimdi siz ona o görüĢüne karĢı mücadele mi ediyorsunuz?

(Elmalı) Efe tumarunehu alâ ma yera Ģimdi siz ne yani,hemzeyi

istifamiyeyi böyle çevirirsek sanırım daha uygun olur. Ne yani Ģimdi siz ne gördüğü hususunda onunla tartıĢacak mısınız. Yani neyi nasıl gördüğü hususunda onunla polemiğe mi gireceksiniz. Polemiğe girseniz ne çıkar. Gören o, gösteren Allah, görünen melek ve siz bunu tam kavrayamazsınız. Ġçinizde bu müĢahedeyi yaĢayan baĢka biri yok ki onunla tartıĢsın. Bu akıl sır ermez bir müĢahede. Bu imana konu olan bir müĢahede. Ġman edersiniz, tıpkı sıddıyk Ebu Bekir gibi. O söylüyorsa doğrudur.

Page 449: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

13-) Ve lekad reahu nezleten uhra; Andolsun ki Onu bir daha gördü (hakikatin bilincine iniĢiyle fark

edilmesinde). (A. Hulusi) 13 - Kasem olsun ki o onu bir deha da iniĢinde gördü. (Elmalı) Ve lekad reahu nezleten uhra doğrusu onu bir kez daha

görmüĢtü. Bakın burada ikinci olaya geçti. Yani bu ayetlerin indiği ortamda gerçekleĢen bir görme buraya kadar. Ama buradan sonrası 18. ayete kadar da daha önce gerçekleĢmiĢ olan bir görme. Çünkü nezleten uhra, bir baĢka iniĢten söz ediyor. Onun için 1 – 18. ayetler arasında vahiy meleğiyle tek bir buluĢmadan değil 2 buluĢmadan söz ediliyor. Biri kadiym, biri de yeni. Ġki buluĢmadan. ġimdi o kadiym buluĢmayı naklediyor bundan sonraki ayetler.

14-) 'Inde SidretilMünteha; Sidret-ül Münteha (Ģuur olarak sonsuz yaĢam hissediĢi) indînde.

(A. Hulusi) 14 - Sidrei müntehanın yanında. (Elmalı) 'Inde SidretilMünteha en sonuncu sidre ağacının yanında.

Arabistan kirazı ya da Arabistan hurması, veya bir tür Arabistan ağacı, çöl ağacı. Ki kaynaklar çok farklı farklı tasvir ediyorlar bu ağacı. Ki bizde katran, sedir ağacı diye meĢhur olmuĢ. Yani adını oradan almıĢ ama hiç Ģüphesiz Kur‟an da nakledilen o sedir ağacı değil. Biz de biliyorsunuz toros sedirleri çok yiğit, yüce ve haĢmetiyle meĢhurdur. Himalaya sedirleri de öyle. Ama burada bahsedilen sedir, yani sidre ağacının çok daha farklı bir çöl ağacı. Gölgesi büyük, gerçekten yoğunluklu, uzun ömürlü yine haĢmetli bir çöl ağacı olduğunu düĢünmemiz gerekecek. Hurma da diyebiliriz buna bazı müfessirlerin dediği gibi.

Ama burada asıl el münteha dan söz edilmesi ilginç ve üzerinde

durulması gereken de o. Sidretil münteha; Son sidre ağacı. Yani eĢyanın ufku, el münteha, son, bitiĢ noktası, eĢyanın bittiği yer. Yani maddi dünyanın bitip manevi dünyanın baĢladığı yer. Onun için burada ağaç bir

Page 450: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

sembol. Tıpkı Hz. Musa‟ya ağaçtan konuĢulması gibi. Adeta vahiy söz konusu olduğunda ağaçtan söz ediliyor ..fiyl buk'atil… (Kasas/30) Ama burada el münteha üzerinde durmamız gerekiyor. O eĢyanın bittiği, sanki bu maddi varlığın bitip manevi varlığın baĢladığı. Fizik dünyanın bitip metafizik dünyanın baĢladığı bir sınır gibi. Ġki ayrı düzlemin sınırı gibi görünüyor. Ötesi adeta cennetin yanı. Adeta arka planda cennet var. Adeta dünyanın bitip ahiretin baĢladığı, ki hemen bir sonraki ayet zaten bunu ifade ediyor.

15-) 'Indeha Cennetül Me'va; Cennet-ül Me'va da Onun (Sidret-ül Münteha'nın) indînde yaĢanır!

(A. Hulusi) 15 - Ki Cennetül' me'vâ onun yanında. (Elmalı) 'Indeha Cennetül Me'va me‟va cennetinin yanında. Burada ki

cennetül me‟va, yani dünyadaki bahçelerden bir bahçeyi anlamayın, vaad edilen cennet. Ebedi gireceğiniz, vaad edilen cennet. Vaad edilen cennetin yanında. Ben bunu yanında diye çevirmek yerine, „indeha aynı zamanda sanki fonda cennet görüntüsü var. Bu çok özel, mucizevi müĢahede de Allah resulüne fonda bir Ģeyler de gösteriliyor. Onun için Mirac hadislerinde bana cennet ve cehennem arz olundu buyuruyordu efendimiz. ĠĢte „indeha cennetül me‟va; fonda cennet eĢliğinde tam orada buluĢtu.

16-) Ġz yağĢes sidrete ma yağĢâ; O an ki, Sidre'yi (varlığını) bürüyen (hakikat nûru) bürüyordu

(beden hissi kaybolmuĢ bir hâlde)! (A. Hulusi) 16 - O dem ki o Sidreyi bürüyen bürüyordu. (Elmalı) Ġz yağĢes sidrete ma yağĢâ kaplayan o Ģey sidreyi boydan boya

kaplamıĢ ve kuĢatmıĢtı. Çepeçevre kuĢatmıĢtı. KuĢattığında, zaman zarfıyla gelmiĢ Ġz, kuĢattığı zaman.

Dilin, sözün tükendiği nokta burası iĢte. Ma yağĢa, Ġz sidrete ma

yağĢâ. Orada ki “ma” bilinçli bir müphemliği ifade eder. Bilinçli bir

Page 451: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

müphemlik, neden? Çünkü insanoğlunun sözü tükeniyor. Söz tükeniyor, kelime yetmiyor. Olayın azameti karĢısında söz dağarcığı bitiyor. Çünkü nihayetinde vahyin ilahi anlamları, insanın konuĢtuğu kelimelerin içine, kalbine iniyor. Ve insan zihni orada artık duruyor. ĠĢte Ġz yağĢe sidrate ma yağĢâ bu. Orada ki “ma” bilinçli bir müphemliği, yani ey insanoğlu söz bitti. Sidreyi kaplayan kaplamıĢtı. O kaplayan ne? Onu anlayamazsın. Onu kavrayamazsın o orayı kuĢattı ama sen onu kuĢatamazsın. O orayı kapladı ama sen onu kaplayamazsın.

17-) Ma zâğal basaru ve ma tağâ; GörüĢü ne kaydı (gayrı kavramına); ne de haddi aĢtı (ne de

hakikati müĢahededen dolayı tanrılık davasına düĢüp, FiravunlaĢtı.)! (A. Hulusi)

17 - Göz, ne ĢaĢtı ne aĢtı. (Elmalı) Ma zâğal basaru ve ma tağâ göz ne ĢaĢtı ve kamaĢtı, ne de haddi

aĢtı. Ġfade de ki vuruculuğa bakınız. Göz ne ĢaĢtı ve kamaĢtı, ne de haddi aĢtı.

18-) Lekad rea min âyâti Rabbihil kübra; Andolsun ki, Rabbinin (Hakikatini var kılan Esmâ özelliklerinin)

iĢaretlerinden en büyüğünü gördü! (A. Hulusi) 18 - Vallahi gördü rabbinin âyâtından en büyüğünü gördü. (Elmalı) Lekad rea min âyâti Rabbihil Kübra hakikaten de o rabbinin en

büyük ayetlerinden bazılarını, en büyük sembollerinden bir kısmını görmüĢ oldu.. Bir benzeri Ġsra suresinde yer alır bu ayetin. Subhanelleziy esra Bi abdiHĠ leylen minel Mescidil Harami ilel Mescidil Aksalleziy barekna havlehu linüriyehu min âyâtina. (Ġsra/1) Evet, Min âyâti, O‟nun ayetlerinden bir kısmını. Hepsini değil, altı çizilmesi gereken nokta burası. Yani O‟nun mucizelerinin tamamını değil bir kısmını gördü.

Razi; Allah‟ı değil raa rabbeh değil Min âyâti rabbih, rabbinin

ayetlerini gördü Ģeklinde açıyor bu ibareyi. Rabbini gördü ile rabbinin

Page 452: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ayetlerini gördü çok farklı Ģeyler diyor. Onun için bazı müfessirlerin rabbini gördü diye algılamasını adeta metne zorla ve sonradan giydirilmiĢ bir algılama olarak görüyor.

Efendimiz mirac hadisinde, daha doğrusu hadislerinden birinde

öyle buyuruyor. “Öyle bir yere vardım ki kalemlerin cızırtısını iĢitiyordum ötelerden gelen.” Bu aslında maddi ve fiziki dünyanın bitip metafizik dünyanın baĢladığı sınır. Yani meleğin bile bir adım atarsam yanarım dediği bir sınır beklide bilmiyoruz.

Hatta bu hadislerde Resulallah‟ın ondan ötesinde Burak‟a binip

ötelere aldığını dile getirilir. ġah Veliyullah Dihlevi, Resulallah‟ın miracta Burak‟a bindiğini, biniĢini çok güzel biçimde te‟vil eder. Der ki; Yani Burak bir hayvan olarak temsil edilir. Nefsi hayvaninin sırtına bindi, ona galip geldi ve onu aĢarak nefsi ruhani ile mevlaya yüceldi. Yani kendi potansiyelinin sınırına nefsi ruhani ile yüceldi. Anlamını verir. Ki gerçekten hoĢ bir anlam.

19-) Efe raeytümüllate vel 'uzza; Gördünüz mü Lat'ı, Uzza'yı? (A. Hulusi) 19 - Siz de gördünüz değil mi Lât-ü Uzzayı? (Elmalı) Efe raeytümüllate vel 'uzza peki, hiç düĢündünüz mü lât ve

Uzza‟yı? Bu ikisi KureyĢ‟in iki ünlü putu. Yani 3 tane ünlü büyük putu var KureyĢin, ki çok putları var da. Mesela Ġs‟af, Naile Merve ve sefadaki putlar. Onlar burada sayılmıyor. Ama 3 büyük putu var KureyĢ‟in lat, menat ve uzza. ĠĢte ikisi bu.

20-) Ve menates salisetel uhra; Diğer üçüncüleri Menat'ı (böyle bir mi'râc yaĢatabilirler mi)? (A.

Hulusi) 20 - Üçüncü olarak da menatı uhrayı? (Elmalı) Ve menates salisetel uhra ve sonuncusunu. Hani Ģu üçüncüleri

olan Menat‟a (neden diĢi isimler taktığınızı) hiç düĢündünüz mü?

Page 453: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Tarihçiler bu ayetlerle ilgili Ģöyle bir olay anlatırlar. MeĢhur adıyla

garanik olayı diye bilinen olay. KureyĢ baskıları, Müslümanlar üzerinde çok tırmanır, ayyuka çıkar. ĠĢkenceler, eziyetler, yıldırmalar, hakaretler o kadar yükselir ki bu baskılar, Müslümanların bir kısmı artık baskıya dayanamaz, özellikle zayıf ve korumasız Müslümanlar ve Resulallah‟ın da izni ile bu insanlar HabeĢistan‟a hicret ederler. Tarihlerde bu hicret kayıtlıdır.

Fakat 2 ay sonra HabeĢistan‟a hicret eden Müslümanlardan bir

kısmı Mekke‟ye geri döner. Bu geri dönüĢün sebebi nedir sorusuna cevap sadedinde tarihçilerin itibar ettiği fakat muhaddislerin ve müfessirlerin uydurma ve yalan olarak tespit ettiği Ģu olay anlatılır. Ġki ay sonra Müslümanlardan bir kısmının, HabeĢ Muhacirlerinden bir kısmının dönüĢü gerekçesi olarak.

Allah Resulü KureyĢ‟in baskılarından çok yılmıĢtı. Onların ilahi

davete icabet etmemesi onu çok üzüyordu ve onların ilahi davete kulak vermesini temenni etti. Bu temenni ile Allah‟tan bir bahane yaratmasını temenni etti, çok arzu etmiĢti. Yani bir bahane olsun da onlar tıkadıkları kulaklarını açsınlar bir kez dinleyebilsinler bu vahyi. Böyle bir temennisi oldu. Bu temenni Ģöyle bir icabetle sanki kabul olmuĢ bir duaya dönüĢtü.

ġeytan onun diline bu ayetleri tam okuduğu sırada bir iki cümle attı,

bıraktı. Onlar tilkel garanikül ülâ, yani bu sayılan putlar, lat, menat, uzza. Bunlar yüce kullardır. Ve inne Ģefa‟tehünne letürca. Bunların hiç Ģüphe yok ki Ģefaaleri umulur. ġeytan bu cümleleri Resulallah‟ın bu ayetleri okurken diline bıraktı.

Resulallah secdeye vardı, onun secdeye vardığını gören müĢrikler

de secdeye kapandılar ve bunu duyan HabeĢ Müslümanları iĢte bu nedenle 2 ay sonra Mekke‟de barıĢ oldu, artık KureyĢ direniĢini kaldırdı. Artık eziyetini kaldırdı, vazgeçti haberini alarak Mekke‟ye döndüler. Gibi bir gerekçe ürettiler.

Bir kez Ġbn. Ġshak, Ġbn. Huzeyme‟nin de isabetle ifade ettiği gibi bu

zındıkların açık bir uydurmasıdır. Ki daha sonra bir çok müfessir de bunun uydurma olduğunun üzerine basa basa dile getirmiĢler, çünkü sahih bir isnadı yok. Sahih bir kaynağı yok. Ama bizce de uydurmadır, sahih bir isnadının olmaması yanında iki tane kapı gibi akli delili vardır bunun.

Page 454: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Birincisi Necm suresinin HabeĢ hicretinden önce inmiĢ olduğu yorumuna dayanır bu olay, bu uydurma Oysa bu kesinlikle doğru olamaz Necm suresi bu olaydan yani HabeĢistan hicretinden sonra inmiĢ olamaz. Neden? Çünkü Mekke putlarının ilk bahsedildiği sure, ilk yerildiği sure bu sure. Mekke putları yerilmeden önce zaten Mekke‟liler Müslümanlara baskı yapmıyorlardı. KureyĢ Müslümanlara baskı yapmıyordu. Yani sadece dinlemiyorlar, kulaklarını tıkıyorlar ve aldırmıyorlardı. Baskı onların putlarını yerince geldi ve putlarının yerildiği ilk ayetler de bu surede yer aldı. Dolayısıyla nasıl HabeĢ hicretinden sonra inmiĢ olabilir bu sure. Zaten baskı ilk bu sure ile baĢlamıĢ olmalı ve baskı baĢlamadan da hicret olmaz. Çünkü baskı görmeden Müslümanların HabeĢistana, yurtlarını yuvalarını terk ederek hicret ettiklerini düĢünmek abes. Bu bir.

Ġkincisi Hz. Peygamber bu olayın 20. ayette ifadesini bulan putları

ısrarla ve açıkça eleĢtiri ayetleri ortadayken Hz. Peygamber bu sureyi okurken nerede secde etmiĢ olabilir. Secde ayeti bu surenin son ayetidir. Yani 62. ayet. Resulallah secde etti, müĢrikler de secde ettiler. Hikaye bu. Peki de peygamberimiz surenin ortasında secde etmiĢ olamaz. Çünkü adeti gereği secde ayetinden sonra secde ediyor. Secde ayeti ise surenin en sonunda. Surenin en sonuna kadar peygamberimizi dinledilerse bu durumda putları yeren ayetleri de dinlemiĢ olmaları lazım. Birazdan onların tefsirine geleceğiz. Onlar putlarını yerden yere vuran bu ayetleri dinleye dinleye, anlaya anlaya nasıl oldu da secde etiler. Bu çeliĢki teĢkil etmez mi? Ġkincisi de bu. Bu iki delil ile akli delil ile bu olayın kesinlikle uydurma bir olay olduğu açıktır.

[Ek bilgi; Zaten bu surenin 3. ayeti Peygamberin kendi heva ve

hayalinden konuĢamayacağı açıkça açıklanıyor. Ayetleri değiĢtirmek, eklemek, eksiltmek Ģeytanın gücü mesabesinde olan bir Ģey değil.]

21-) Elekümüzzekeru ve lehül ünsâ; Erkek sizin, diĢi O'nun mu? (A. Hulusi) 21 - Size erkek ona diĢi öyle mi? (Elmalı) Elekümüzzekeru ve lehül ünsâ erkekler size, kızlar O‟na öyle mi? 22-) Tilke izen kısmetun dıyza;

Page 455: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Öyle ise bu insafsız paylaĢmadır! (A. Hulusi) 22 - Bu öyle ise çok hayıflı bir taksim. (Elmalı) Tilke izen kısmetun dıyza o halde ne berbat bir taksimat bu.

MüĢrikler taptıkları putlara Allah‟ın kızları derlerdi. Çünkü ilginçtir putların üçü de diĢi. Ġsimleri de bunu ele veriyor zaten. lat; diĢi ismi. Menat; diĢi ismi. Uzza; Azyz in diĢi olanıdır. Eazzin diĢil olanıdır. Ġsmi taftilin diĢil olanına uzza denir. lat ve menat onlarda diĢilik zaten kelimenin içinde var. Dolayısıyla üçü de diĢi, diĢi suretinde resmedilmiĢ. Neden diĢi derseniz? Melekler diĢidir de ondan diyorlar. Sanki melekleri görmüĢ gibi, meleklerin cinsiyeti varmıĢ gibi, tespit etmiĢler gibi. Niye? Buradan yola çıkarak Allah‟a da cinsiyet atfediyorlar. Allah‟ta erkek olmuĢ oluyor. (HaĢa) Ve melekler Allah‟ın kızlarıdır diyorlar. Daha doğrusu Lat, Menat, Uzza meleklerdir, Allah‟ın kızlarıdır. Allah‟ın kızları demeleri Allah‟ın evladı anlamına değil (haĢa) Allah‟ın haremi anlamına (HaĢa). Hatta diyorlar ki yazı falanla, kıĢı falancayla geçirir. Yazı Lat ve Menat‟la, kıĢı Uzza ile geçirir (HaĢa).

Peki buradan nereye varıyorlar? Bunlar Allah‟ın haremiyse, Allah‟ın

kızlarıysa etrafında ki dönen Allah‟ın gönlünü eğliyorlar demektir. Biz bunların gönlünü edersek onlar da Allah‟ın gönlünü ederler. Dolayısıyla buna da Ģefaat adını veriyorlar. ĠĢte böyle bir akıl yürütme, böyle bir sapma özü itibarıyla öyle bir noktadan baĢlayıp öyle bir noktaya getiriyorlar ki iĢi ve bu ayetler aslında müĢriklerin Allah inancında ne kadar sahte, ne kadar iki yüzlü ve ne kadar suçüstü yakalandıklarını gösteriyor. Bu bir suç üstüdür gerçekten.

23-) Ġn hiye illâ esmaun semmeytumuha entum ve abâuküm

ma enzelAllâhu Biha min sultan* in yettebiune illazzane ve ma tehvel enfüs* ve lekad caehüm min Rabbihimül hüda;

Onlar ancak sizin ve atalarınızın isimlendirdiği, Allâh'ın hiçbir delil

inzâl etmediği (arkası - müsemması olmayan yalnızca) isimlerden ibarettirler! Onlar, ancak zanna ve nefslerin hoĢlandığı kuruntulara uyarlar... Andolsun ki kendilerine Rablerinden hakikat ilmi gelmiĢtir! (A. Hulusi)

23 - Onlar hiç bir Ģey değil sırf sizin ve babalarınızın taktığınız kuru

isimler, Allah onlara öyle bir saltanat indirmedi, yalnız zanna ve nefislerin

Page 456: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

sevdasına tabi' oluyorlar, halbuki rablerinden kendilerine doğru yolu gösteren, geldi. (Elmalı)

Ġn hiye illâ esmaun semmeytumuha entum ve abâuküm bunlar

sadece sizin ve atalarınızın uydurduğu isimlerden ibarettir. ma enzelAllâhu Biha min sultan Allah bunlara hiçbir yetki ve otorite devretmemiĢtir. Yani bunların böyle bir otoritesi ve yetkisi yoktur.ç Size yardım ve Ģefaat etme otoritesi yoktur. Allah bunlara vermeden siz nasıl Allah adına Allah‟tan alıp ta onlara verirsiniz.

Her tür Ģirk aslında tanrı atamaktır. DüĢünün kul tanrısını atar mı?

eğer biri birini atayacaksa tanrı kulu atar. Ama her tür Ģirkin özünde affedilemeyecek kadar büyük bir günah olmasının sebebi kulun tanrı atamaya kalkması, kulun tanrıyı dizayn etmeye kalkması. Kulun; tanrının ne yapacağını emretmeye, söylemeye kalkmasıdır. Ki bundan daha büyük küstahlık olur mu? Haddini bilmezlik olur mu? Onun için her Ģirk haddini bilmezliktir.

in yettebiune illazzane ve ma tehvel enfüs onlar sadece kuruntu

ve nefsani arzularının peĢinden gidiyorlar. Heva ve heveslerinin peĢine takılıyorlar. ve lekad caehüm min Rabbihimül hüdaoysa ki rablerinden kendilerine ideal bir doğru yol rehberliği gelmiĢ bulunuyor. Ama onlar bu rehberliğe uymuyorlar.

24-) Em lil' Ġnsani ma temenna; Yoksa insanın her dilediği olacak diye bir kural mı var? (A. Hulusi) 24 - Yoksa var mı insana her kurduğu huyla. (Elmalı) Em lil' Ġnsani ma temenna yoksa insan hakikatin kendi, arzu ve

isteğine tabi olduğunu mu sanıyor? Bazı müfessirler bu ayeti Hz. Nebiye hitap ettiğini düĢünmüĢler.

Onun içinde, yani peygamber temenni etmesiyle olacağını mı sanıyor. Orada, hani hikayede temenni etti, ama Allah bu temennisinin doğru olmadığını böyle izah etti Ģeklinde anlaĢılırsa böyle. Fakat bu anlayıĢı yanlıĢ olduğunu düĢünüyorum, çünkü lil‟ insan açıkçaEm lil' Ġnsani ma temenna insan neyi temenni ederse o olur mu zannediyorlar.

Page 457: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Burada açıkça Ģunu söylüyor; Hakikat sizin temenninize göre mi belirlenir. Yani hakikati siz mi belirlersiniz. Sizin arzu ve isteğiniz hakikat üzerinde kalıcı bir etki bırakır mı? Siz öyle olmasını istediğiniz için gerçek öyle olur mu. Öyle olsaydı 6.5 milyar gerçek çıkmaz mıydı ortaya. Öyle olsaydı doğru diye neye diyebilirdik. Hak ve batıl, doğru ve yanlıĢ, iyi ve kötü olur muydu öyle olsaydı. Yani insanın temennisine göre değiĢseydi o zaman üzerinde direnebileceğimiz bir temel, bir esas, bir ilke, bir iman olur muydu. ĠĢte bence asıl söylediği bu.

25-) FeLillâhil ahıretu vel ula; Allâh (Esmâ'sının özelliklerinin açığa çıkması) içindir sonsuz

gelecek yaĢam da dünya da! (A. Hulusi) 25 - Fakat Allah‟ındır Âhiret ve olâ. (Elmalı) FeLillâhil ahıretu vel ula fakat ahirette dünya da Allah‟a aittir. 26-) Ve kem min melekin fiys Semavati lâ tuğniy Ģefa'atuhüm

Ģey'en illâ min ba'di en ye'zenAllâhu li men yeĢau ve yerda; Semâlarda nice melek vardır ki, Allâh'ın dilediği ve razı olduğu için

verdiği izin dıĢında, onların Ģefaati hiçbir fayda vermez! (A. Hulusi) 26 - Göklerde nice Melâike vardır da Allah dileyip razı olduğuna izin

vermezden evvel Ģefaatleri hiç bir Ģey'e yaramaz. (Elmalı) Ve kem min melekin fiys Semavat her ne kadar gökteki

meleklerin sayısı çoksa da lâ tuğniy Ģefa'atuhüm Ģey'en illâ min ba'di en ye'zenAllâhu li men yeĢau ve yerda Allah‟ın dilediği ve razı olduğu kimseler için verdiği Ģefaat izni olmadıkça onların Ģefaati hiçbir fayda sağlamayacaktır.

Burada Allah‟ın verdiği Ģefaat izninden kasıt; Ģefaat edenlerle değil,

kime Ģefaat edileceği ile alakalı bir izindir. Kur‟an ın ilgili diğer ayetlerinin de ispat ettiği gibi. Bu çerçeve de düĢündüğümüzde Ģefaat Allah‟ın affettiği müjdesini biri eliyle affettiği kuluna vermesidir. Burada aslında iki kiĢi onore edilmiĢ olur; bir af müjdesini iletme görevi ile görevlendirilen,

Page 458: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

yani ödülü tevdi etmesi istenen kiĢi onore edilmiĢ olur. Ġkincisi ödülün bizzat verildiği kiĢi. ĠĢte ilahi Ģefaat bundan baĢka bir Ģey değildir.

27-) Ġnnelleziyne lâ yu'minune Bil ahıreti leyusemmunel

Melaikete tesmiyetel ünsâ; Muhakkak ki sonsuz geleceklerine iman etmeyenler, melekleri

elbette diĢi olarak tanımlarlar. (A. Hulusi) 27 - Evet Âhirete imanı olmayanlar Melâikeye diĢi adı takıp

duruyorlar. (Elmalı) Ġnnelleziyne lâ yu'minune Bil ahıreti leyusemmunel Melaikete

tesmiyetel ünsâ elbet ahirete inanmayan kimseler melekleri diĢi isimlerle adlandırırlar. Yalnız bunlar adlandırır. MüĢrik Mekke toplumunda meleklerin Ģefaatine inanan bir kesim vardı ve buradan yola çıkarak Ģunu düĢünebiliriz, hatta Ģuna inanabiliriz. Ahirete de inanıyorlardı bu kesim. Buna rağmen onlar ahireti inkar eden ve dehri olarak adlandırılan Mekke‟nin bir avuç reisinin düĢtüğü duruma düĢüyorlar. Mekke‟nin bir avuç reisi dehri idiler, yani bugünkü anlamıyla ateist idiler. Hiçbir Ģeye inanmıyorlardı. Onlar zamana inanıyorlardı. Zamanın döngüsüdür bu diyorlardı. Zaman bizi getiri, götürür. ĠĢte materyalizm. Onların bir kısmı Yemen kökenli bir materyalizmi, bir kısmı da Ġran, Hire kökenli bir materyalizmi savunuyordu.

ĠĢte onlarla ahirete inanan geniĢ yığınlar aynı göze de buluĢtular.

Neydi bu? Hesaptan kaçmak, sorumsuzluk, yani meleklerin Ģefaatine inanan o geniĢ kitle en sonunda hiçbir Ģeye inanmayan o dehrilerle aynı gözede buluĢtular, ikisi de sorumsuzluk gözesinde buluĢtular. Hesabı vermek istenmiyorlardı. Onun için bir kısmı tümden inkar ediyor, bir kısmı ise putları aracı koyarak bunların gönlünü edersek bunlar da Allah‟ın gönlünü eder gibi bakıyorlardı olaya haĢa.

28-) Ve ma lehüm Bihi min 'ılm* in yettebiune illezzann* ve

innezzanne lâ yuğniy minel Hakkı Ģey'a; Oysa bu hususta onların bir ilmi (delilleri) yoktur... Onlar ancak

zanna uyuyorlar! Muhakkak ki zan, gerçeği yansıtmaz! (A. Hulusi)

Page 459: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

28 - Mamafih ona dair bir bilgileri olduğundan değil sırf zanna tabi' oluyorlar, halbuki zan haktan hiç bir Ģey'i muğnî olmaz. (Elmalı)

Ve ma lehüm Bihi min 'ılm ama onların bu konuda hiçbir bilgisi

bulunmamaktadır. in yettebiune illezzann sadece zannın peĢine düĢmektedirler. ve innezzanne lâ yuğniy minel Hakkı Ģey'a ama Ģu bir gerçek ki zan asla gerçeğin yerini tutamaz. Allah gibi aĢkın, melek gibi gaybi varlıklar hakkında spekülasyon insanın sapmasından baĢka ne getirir. Allah gibi aĢkın bir varlık, Melekler gibi gaybi bir varlık ancak zanla değil, ilahi bir beyana dayanarak iman edin. Yani siz Allah‟ı nasıl biliyorsunuz, Alla size kendisini nasıl tanıtırsa. Eğer Allah‟ın kendisi hakkında ki o bilgi sizin de elinizde varsa o zaman siz Allah oldunuz demektir haĢa. Onun için biz Allah‟ı kendi bildirdiği gibi biliriz. Onun zatı hakkında verdiği bilgi bizim Allah hakkında ki bilgimizdir. Onun ötesinde spekülasyon yapmayız Allah hakkında zan insanı batıla sürükler.

29-) Fea'rıd an men tevella an zikriNA ve lem yurid illel hayâted

dünya; Bizim zikrimize (hatırlattığımız hakikate) sırtını dönen ve dünya

hayatının zevklerinden baĢka bir Ģey istemeyenden yüz çevir! (A. Hulusi) 29 - O halde bakma sen o bizim zikrimizden yüz çevirip de Dünya

hayattan ötesini istemeyen kimselere. (Elmalı) Fea'rıd an men tevella an zikriNA ve lem yurid illel hayâted

dünya Ģu halde artık sen de vahyimizden yüz çevirerek bize sırt dönen ve tek arzusu bu dünya hayatının geçici zevkleri olan kimseleri ciddiye alma. Fea‟rıd; aslında onlar senin gündemini tayin etmesin. Onlara takılma, onları ciddiye alma. Onlara sırt dön, onlardan bir Ģey umma anlamını verebiliriz. Neden? Çünkü onlar hayatı ciddiye almadılar. Hayatı ciddiye almamalarının sebebi tek dünyalı oluĢlarıdır bakınız. Hayatı o kadar ciddiye alır gibi göründüler ki ahireti unuttular. Ahireti olmayan bir hayatın dünyası yoktur. Çünkü anlamı yoktur.

EĢya çift kutupludur, tüm mahlukat çift kutupludur. Hayatta çift

kutupludur. Hayatı Allah yaratmıĢtır, Allah‟ın yarattığı hayatta çift kutupludur. Eğer hayatı tek kutuplu olarak görüyorsanız hayat tanrı diyorsunuz demektir. Çok ilginç bir nokta aslında. Çünkü ne ki tek; o Allah‟tır. Allah dıĢında tüm mahlukat çift kutupludur. Eğer sizi hayata da

Page 460: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

tek kutuplu olarak bakıyorsanız, hayat kendi kendisini yarattı diyorsunuz demektir. Allah yaratmıĢ olsaydı çift kutuplu olurdu. Ahiret bu kutbun öteki kutbudur iĢte. Onun için ahireti inkar edenler hayatın; Allah‟ın müdahil olmadığı bir alan olduğunu düĢünenlerdir.

30-) Zâlike mebleğuhüm minel 'ılm* inne Rabbeke HUve a'lemu

Bi men dalle an sebiliHĠ ve HUve a'lemu Bi menihteda; Bilgilerinin onları ulaĢtıracağı son nokta iĢte budur (dünya

zevkleriyle yaĢayıp vefat etmek, baĢkasını düĢünemezler)! Muhakkak ki Rabbin "HÛ" yolundan sapanı daha iyi bilir! "HÛ" daha iyi bilir hakikate ereni! (A. Hulusi)

30 - ĠĢte odur onların ilimden irebildikleri gaye, Ģüphesiz ki rabbin,

odur en bilen yolundan sapanı, hem de odur en bilen hidayeti tutanı. (Elmalı)

Zâlike mebleğuhüm minel 'ılm onların bilgi ufku da iĢe bu

kadardır. Ne kadar harika değil mi? Yani tek dünyalıların bilgi ufku da iĢe bu kadar, dünya ile sınırlı. DünyevileĢmiĢ bir kafanın bilgisi de bu aĢağı hayatla sınırlı bir bilgidir değil mi? Dünya aslında edna dır. En aĢağı hayat. Hayat mertebeleri basamak basamak, en aĢağı hayat bu dünya hayatıdır. Onun için dünya ile sınırlı bir bakıĢ açısının bilgisi de bu dünya ile sınırlı en aĢağı bilgi türüdür. Fiziği aĢmaz, metafiziğe ulaĢmaz yani soyut düĢünceden mahrum bir bilgi türüdür. Onun içinde sadece gördüğüne inanır veya inandığını da görür sadece o kadar. Onun dıĢında bir Ģey yok.

inne Rabbeke HUve a'lemu Bi men dalle an sebiliHĠ ve HUve

a'lemu Bi menihteda elbet senin rabbin kendi yolundan kimin saptığını en iyi bilendir. Kimin doğru yola yöneldiğini de en iyi bilendir.

31-) Ve Lillâhi ma fiys Semavati ve ma fiyl Ardı

liyecziyelleziyne esau Bima 'amilu ve yecziyelleziyne ahsenu Bil Hüsna;

Semâlarda her ne varsa ve arzda her ne varsa Allâh (Esmâ'sının

iĢaret ettiği özelliklerin açığa çıkması) içindir! (Bu) kötü fiilleri açığa çıkaranlara yaptıklarının sonuçlarını yaĢatması, güzel davrananları da en güzeli ile cezalandırması içindir! (A. Hulusi)

Page 461: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

31 - Hem bütün Göklerdeki ve Yerdeki hep Allah‟ındır akıbet

kötülük yapanları yaptıklarıyla cezalandıracak, güzellik edenleri de daha güzeliyle mükâfatlandıracak. (Elmalı)

Ve Lillâhi ma fiys Semavati ve ma fiyl Ard göklerde ve yerde ve

varsa hepsi Allah‟a aittir. liyecziyelleziyne esau Bima 'amilu akıbet o, kötülük yapanları yaptıklarıyla cezalandıracaktır. Zımnen kötülük yapanları yaptıkları kötülük kadarıyla cezalandıracaktır fazlasıyla değil. ve yecziyelleziyne ahsenu Bil Hüsna iyilik yapanları ise çok daha güzeliyle ödüllendirecektir.

Kötülükler yalnızca kendisi kadar karĢılık alır ama iyiliklere gelince

onlar çok fazlasıyla, yine Kur‟an ın ifadesiyle li yecziyehümullâhu ahsene ma kânu ya'melun (Tevbe/121) Allah onları yaptıklarının en iyisiyle ödüllendirecek buyuruyor. Yaptıklarının en iyisiyle ödüllendirilmek onun için biz ibadetleri tekrar ederiz. Namazı, orucu tekrar ederiz. Haccı, sadakayı, zekatı tekrar ederiz. Emri bir ma‟rufu, cehdi cihadı, ilmi tekrar ederiz. Neden? Çünkü gümüĢ namazda kalmak istemeyiz, altın namazı bulmak isteriz. Altında kalmak istemeyiz platin namaza ulaĢmak isteriz, oradan elmas namaza ulaĢmak isteriz. Neden? Çünkü içinde bir tane elmas namaz olursa en iyisiyle ödüllendirecek. Diğerlerini de elmas namaz hizasına yazacak onun için.

32-) Elleziyne yectenibune kebairel' ismi velfevahıĢe illel

lemem* inne Rabbeke Vasi'ul Mağfireti, HUve a'lemu Bi küm iz enĢeeküm minel Ardı ve iz entum ecinnetun fiy butuni ümmehatiküm* fela tüzekkû enfüseküm* HUve a'lemu Bi menitteka;

Onlar ki, büyük suçlardan (Ģirk, iftira, öldürmek vb. gibi) ve

fevahiĢten (zina vb. gibi) uzak dururlar; beĢeriyetin sonucu ufak suçlar dıĢında... Muhakkak ki Rabbinin mağfireti geniĢtir! O varlığınızı Esmâ'sıyla oluĢturan olarak sizi daha iyi bilir; arzdan (bedeniniz) sizi inĢa ettiğinde ve analarınızın karınlarında ceninler hâlindeyken! O hâlde nefslerinizi (benliğinizi) temize çıkarmaya çalıĢmayın! O, korunanın kim olduğunu (Esmâ'sıyla yaratanı olarak) bilendir! (A. Hulusi)

32 - Onlar ki günahın büyüklerinden: vebalden, fuhĢiyyattan

kaçınırlar, ancak ufak tefek kusur baĢka, Ģüphesiz ki rabbin geniĢ mağfiretlidir, hem sizin her hallerinize alemdir, sizi Arzdan inĢa ettiği sıra

Page 462: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ve sizler analarınızın karınlarında cenînler iken, Ģimdi nefislerinizi tezkiyeye kalkıĢmayın odur en bilen muttaki olanı. (Elmalı)

Elleziyne yectenibune kebairel' ismi velfevahıĢe illel lemem*

inne Rabbeke Vasi'ul Mağfirah büyük günahlardan ve ahlaksızca, hayasızca fiillerden kaçınanlara gelince. Ufak tefek kusurlar iĢleseler de kesin olarak bilsinler ki senin rabbin engin ve sınırsız bir bağıĢ sahibidir. Kusursuz ve hatasız kul olmaz. Ġnsan kusurludur. Rabbimiz de insandan kusursuzluk beklemiyor, illel lemem o. Yani kusur, hata iĢlerler. Ama büyüklerinden kaçınırlarsa Allah küçüklerini bağıĢlayacaktır. Melek değil, rabbimiz insan istiyor.

[Ek bilgi-1; Büyük günahın neler olduğu hususunda Ġslâm

âlimlerinin Ģöyle bir ölçüsü vardır. "Allah'ın yasakladığı her Ģey (günah) büyüktür." (Ebü‟l Leys Semerkandi- Tefsiru‟l Kur‟an)]

[Ek bilgi-2; Mesruk, Abdullah b. Mesud'dan Ģöyle dediğini rivayet

etmektedir: Gözlerin zinası bakmak, ellerin zinası tutmak, ayakların zinası yürümektir. Bunu doğrulayan yahut yalanlayan ise feredir. Eğer bu gerçekleĢirse zina olur, bu gerçekleĢmezse bunlar lemem (küçük günahlar, kusurlar) olur. (el Camiu li Ahkamil Kuran – Kurtubi)]

HUve a'lemu Bi küm iz enĢeeküm minel Ardı ve iz entum ecinnetun fiy butuni ümmehatiküm neden mi iĢte cevabı. O yeryüzü toprağından sizi var ederken de, annelerinizin karınlarında cenin halindeyken de sizinle ilgili her Ģeyi bilir. Yani sizin zaaflı olduğunuzu, zayıf olduğunuzu, yetersiz olduğunuzu, kendi kendinize yetmediğinizi, ancak Allahlı olunca ayakta kalabileceğinizi, Allah desteğini çekince burnunuzun üzerine sürüneceğinizi çok iyi bilir.

Onun için de kusurlu, hatalı olmanızı rahmetinden mahrumiyet

olarak değerlendirmez. Sizi rahmetine muhatap kılmak ister. Yeter ki bu konuda bir irade beyanında bulunun. Yeter ki bu konuda adım atın. Yeter ki bu konuda onun yasakladığı o büyük günahlardan kaçının. Onun dıĢında kalan küçükleri, hataları, kusurları, bilerek bilmeyerek iĢlediğiniz o hataları o engin rahmet denizinde sizi yıkayarak arındırır. Bunu bilin yani.

fela tüzekkû enfüseküm peki, ne ister sizden? Sizden bir melek

muamelesi, melekmiĢ gibi yapmanızı istemez. Ya ne ister? ġu halde kendinizi yunmuĢ yıkanmıĢ görmeyin. Kendinizi tezkiye etmeyin. Yani

Page 463: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ben pırıl pırılım iddiasında bulunmayın. Yusuf gibi olun. Belki bir baĢka yaklaĢımla, ifade ile, çünkü bu ifade Yusuf‟a değil de Züleyha‟ya da atfedilebilir.

Ve ma uberriu nefsiy. (Yusuf/53) ben nefsimi temize çıkarmam,

tebriye etmem innen nefse leemmaretun Bissui. Çünkü insan benliği kötüyü emreder. Yani insan benliğinde bir zaaf noktası, negatif bir potansiyel var. Bu negatif potansiyel niye var? Aslında insana irade verilirken insana eğer seçme yeteneği verilmiĢse birden fazla seçenekte verilmelidir ki irade boĢa gitmesin. Eğer seçeneğiniz yoksa irade neye yarayabilir, ne iĢe yarayacak. Onun için insanda pozitif kutup olduğu gibi negatif kutupta var. Negatif kutbun olması aslında insanın bir zaafı değil iradenin kullanılması için Ģarttır.

HUve a'lemu Bi menitteka kimin takvaya uygun davrandığını en

iyi bilen odur. Kendinizi temize çıkarmayın. Temizlerin bunun için çaba harcaması temizliğinin delaleti olarak yeter. Yani temizlenmeye çalıĢın, arınmaya çalıĢın Allah‟ın rahmet denizinin oluğunun altına baĢınızı tutun, yüreğinizi göz yaĢınızla yıkayın, rabbinizin eĢiğine baĢınızı koyun ve ya rabbi ben sana muhtacım, sen sana yetersin, ben bana yetmem, sen bana da yetersin de. Allah‟a muhtaç olduğunuzu asla unutmayın. Allah sizden bunu istiyor. Ben pırıl pırılım, ben tertemizim demek aslında benim, senin rahmetine ihtiyacım yok demekle aynı kapıya çıkar.

33-) Eferaeytelleziy tevella; Yüz çevirip geri döneni gördün mü? (A. Hulusi) 33 - ġimdi gördün a? o çevrileni. (Elmalı) Eferaeytelleziy tevella ey insan görmez misin bize sırt çevireni. 34-) Ve a'ta kaliylen ve ekda; Az (bir Ģey) verip, (sonra vermeyi - infakı kesip) sımsıkı tutanı! (A.

Hulusi) 34 - Ve biraz verip de dayatıvereni. (Elmalı)

Page 464: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve a'ta kaliylen ve ekda azıcık verip ardından keseni. Bu ayetlerle ilgili Ģöyle bir nüzul sebebi anlatılır. Velid Bin Muğire

bir gün Resulallah‟ın okuduğu Kur‟an dan etkilenir. Etkilendiğini gören arkadaĢı der ki; Görüyorum ki çok etkilenmiĢsin. “Evet, çünkü ya ölümden sonra bir hayat varsa diye düĢünüyorum. Ya varsa? O zaman yandık demektir” der. Velid Bin Muğire‟nin etkilendiğini gören bu arkadaĢı der ki “Varsa eğer gel seninle bir pazarlık yapalım. Sen bana Ģu kadar ödeme yap ben senin günahlarını satın alayım. Yani senin çekeceğini ben çekeyim. Olur derler ve anlaĢırlar. Velid bin Muğire bir parça öder o gün ondan sonra söz verdiği miktarın geri kalanını ödemez. Yan onun inkarında da samimi olmadığı ortaya çıkar. Yani iĢ bedel ödemeye gelince ona da yanaĢmaz.

Burada ki Ve a'ta kaliylen ve ekda azıcık verip ardından keseni

bununla iliĢkilendirirler. Ama doğrusu bu ayetler zaman ve zeminler üstü ayetlerdir. Allah‟a inancında samimi olmayan Allah için verirken de eli titrer, veremez. Çünkü Allah‟a güvenemez. Onun içinde arkasını keser. Belki bu böylesine genel bir durumu izah içindir.

[Ek bilgi: Bu âyet-i kerîmenin iniĢ sebebi Ģudur: Hz. Osman (r.a) malını çokça Allah yoluna infâk etti. Bunu gören

Velîd bin Utbe dedi ki: "Sen malını çarçur ediyorsun, Yarın muhtaç duruma düĢeceksin. Harcama."

Hz. Osman (r.a): "Benim günahım çoktur. Bu sarfımla günahlarıma keffâreti düĢünüyorum," dedi.

Velîd dedi ki: "O malının bir kısmını bana ver. Ben de senin günah yükünü üzerime alayım. Onun günahı benim omuzum da olsun. Sen de bu yükten kurtulursun," dedi.

Bunun üzerine Osman bin Af-fan (r.a) ona istediği kadar malından verdi, Hak Teâlâ bu yanlıĢ alıĢ-veriĢi düzeltmek için bu âyet-i kerîmeyi indirdi. (Ebü‟l Leys Semerkandi- Tefsiru‟l Kur‟an)]

35-) E'ındehu ılmul ğaybi fehuve yera; Gaybın ilmi onun indînde de, o mu görüyor? (A. Hulusi) 35 - Gayb ilmi yanında da artık görüyor mu? (Elmalı) E'ındehu ılmul ğaybi fehuve yera Ģimdi o gaybın bilgisine sahip

olduğunu, onu gözlemlediğini mi iddia ediyor.

Page 465: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

36-) Em lem yünebbe' Bima fiy suhufi Musa; Yoksa Musa'nın sayfalarında olanlar (bilgiler - hükümler) haber

verilmedi mi? (A. Hulusi) 36 - Yoksa haber mi verilmedi Musâ‟nın suhufundaki. (Elmalı) Em lem yünebbe' Bima fiy suhufi Musa yoksa ona bildirilmedi mi

Musa‟ya gelen vahiyde nelerin yer aldığı. 37-) Ve Ġbrahiymelleziy veffa; O çok vefalı Ġbrahim (-in sayfalarında olanlar)? (A. Hulusi) 37 - Ve çok vefakâr olan Ġbrahim‟in kindeki. (Elmalı) Ve Ġbrahiymelleziy veffa dahası aynı Ģeylerin vefa sahibi

Ġbrahim‟in vahyinde de olduğu ona bildirilmedi mi? Nedir bu? ĠĢte Ģu; 38-) Ella teziru vaziretün vizre uhra; Hiçbir günahkâr bir baĢkasının günahını yüklenmez! (A. Hulusi) 38 - Ki doğrusu bir vizir çeken baĢkasının vizrini çekecek değil.

(Elmalı) Ella teziru vaziretün vizre uhra kesinlikle hiç kimse bir baĢkasının

yükünü yüklenemez. Bir baĢkasının sorumluluğunu taĢıyamaz. Herkes kendi sorumluluğunu taĢır. Nasıl?

39-) Ve en leyse lil Ġnsani illâ ma se'a; Ġnsan için yalnızca çalıĢmalarının (kendisinden açığa çıkanların)

sonucu oluĢacaktır! (A. Hulusi)

Page 466: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

39 - Doğrusu insanın sa'yinden baĢkası kendinin değil. (Elmalı) Ve en leyse lil Ġnsani illâ ma se'a ve insan baĢkasının değil

sadece kendi çabasının karĢılığını görecektir. Burada dikkat buyurun lil mü‟miniyn değil, lil Ġnsanî. Ġnsan için çabasının karĢılığı vardır. Mü‟min ya da değil, insan çabasının karĢılığını görecektir. Dolayısıyla hiç kimsenin yaptığı zayi olmayacaktır, açıktır. Çünkü;

Femen ya'mel miskale zerretin hayren yerah. Ve men ya'mel miskale zerretin Ģerren yerah. (Zilzal/7-8) kim

zerre miktar bir hayır iĢlerse onu görür. Yani onun üstü örtülmez, o zayi olmaz.

[Ek bilgi; Horasan Valisi Abdullah bin Tahir, büyük alim Hüseyin bin

Fadl'dan Necm Suresi'ndeki 39. ayet ile el-Bakara Suresi'ndeki 261. ayetin zahirde birbirleriyle çeliĢtiği hususunu sordu. Hüseyin: «Adalet noktasından bakılırsa kiĢi ne yapmıĢsa onun için o vardır. Fakat fazilet noktasından bakılırsa Allah dilediğini ona verir» dedi. Bunun üzerine Vali, Hüseyin'in baĢından Öptü ve takdir etti. (Büyük Kur‟an tefsiri- Ġbn Kesir)]

40-) Ve enne sa'yehu sevfe yura; Onun çalıĢmasının sonucu da yakında görülecektir! (A. Hulusi) 40 - Ve elbette sa'yi yarın görülecek. (Elmalı) Ve enne sa'yehu sevfe yurave elbet onun çabası günü geldiğinde

kesinlikle gözler önüne serilecektir. Yani burada sevfe yura, aynenVe men ya'mel miskale zerretin Ģerren yerah (Zilzal/8) de olduğu gibi oradaki yerah ile yura adeta aynı yere atıĢ yapıyorlar. Görülecektir ya da görecektir, onu görür, veya görülecektir burada olduğu gibi mechul fiil. Yani görmesi; karĢılığını görmesi mi, yoksa zayi olmaması, Daha doğrusu üstüne yatılmaması, hiçbir Ģeyin üstünün karartılmaması anlamında mı.

Çağımızın kadın müfessirlerinden AiĢe Abdurrahman bu ikinci

anlamda olduğunu söylüyor. Görür ve Allah‟ın rahmetini de böyle izah ediyor. Görür ama Allah rahmetiyle muamele eder. Yani zerre kadar Ģerri

Page 467: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

yazılır, fakat Allah onun cezasını vermek yerine affeder. Bu manada alıyor ki hoĢ bir yaklaĢım.

41-) Sümme yüczahul cezael evfa; Sonra ona tastamam (yaptıklarının) sonuçları yaĢatılacaktır! (A.

Hulusi) 41 - Sonra ona en değerli mükâfat verilecek. (Elmalı) Sümme yüczahul cezael evfa sonunda o yaptıklarına karĢılık

eksiksiz ödüllendirilecektir. 42-) Ve enne ila Rabbikel münteha; Muhakkak ki gidiĢin sonu rabbinedir! (A. Hulusi) 42 - Ve elbette nihayet rabbine gidilecek. (Elmalı) Ve enne ila Rabbikel münteha en nihayet var oluĢun son en son

sınırı rabbine ait bir bilgidir. BaĢta O vardı, en sonra da yine O kalacaktır. Küllü men 'aleyha fan, Ve yebka vechu Rabbike ZülCelâli vel'Ġkrâm. (Rahman/26-27)

her Ģey fanidir, fani olacaktır, geriye kalan sadece Celal ve ikram sahibi rabbinin zatıdır.

43-) Ve ennehu HUve adhake ve ebkâ; Muhakkak ki "HÛ"dur, güldüren de ağlatan da! (A. Hulusi) 43 - Hakikat odur güldüren ağlatan. (Elmalı) Ve ennehu HUve adhake ve ebkâ ve elbet ağlatan da O‟dur

güldüren de O. Yani insan psikolojisi Allah‟ın müdahalesine açıktır. Afak ve enfüs Allah‟ın müdahalesine açıktır. O enfüste de, yani iç dünyanızda

Page 468: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

da müdahil olandır. Allah iç dünyanızı da boĢ vermez. Onun için ne ağlamanızı, ne gülmenizi Allah‟tan bağımsız anlamlandırmaya kalkmayın. Ağlattıysa bir hikmeti vardır, güldürdüyse arkasında ne var ona bakın.

44-) Ve ennehu HUve emate ve ahyâ; Muhakkak ki "HÛ"dur, ölümü tattıran da (ilimle) dirilten (bâ's eden)

de! (A. Hulusi 44 - Hakikat odur öldüren, dirilten. (Elmalı)) Ve ennehu HUve emate ve ahyâ dahası O elbet öldürendir ve

diriltendir. Öldüren de O‟dur, dirilten de O‟dur. Allah hayatın her iki yüzüne de müdahildir. Hayat anlamını ölümle bulur. Ölüm ötesi olmasaydı ölüm öncesi hiçbir anlama sahip olmazdı. Onun için hayatı ve ölümü yarattı. Yarattı ki insan azmasın, yaptıklarının hesabını versin, iradesinin bedelini ödesin diye.

45-) Ve ennehu halekaz zevceyniz zekere vel ünsâ; Muhakkak ki "HÛ", iki cinsi erkek ve diĢi yaratan. (A. Hulusi) 45 - Hakikat odur erkeği diĢiyi iki eĢ yaratan. (Elmalı) Ve ennehu halekaz zevceyniz zekere vel ünsâ iĢte geldi, yine

erkek ve diĢi çiftleri yaratan da kesinlikle O‟dur. Mahlukatın zıt kutupluluğuna bir delalettir bu ayet. Çift kutuplulardan birinde yer alan mahluktur, yaratılmıĢtır, Ona, yaratana ait bir sıfat verilemez. Onun içinde melekler de yaratılmıĢtır. Siz eğer görünmez varlıklara tapmaya kalkarsanız, onlara tanrı sıfatı vermeye kalkarsanız mahluka halık sıfatı vermeye kalkarsınız ki hem onlara diĢilik erkeklik atfedersiniz, hem de onlara tanrı sıfatı verirsiniz sizinki nasıl bir çeliĢki diyor. Zımnen.

46-) Min nutfetin izâ tümna; Sperm olarak atıldığında (Rahime)! (A. Hulusi)

Page 469: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

46 - Bir nutfeden ekildiği zaman. (Elmalı) Min nutfetin izâ tümna rahme atıldığı zaman bir meni

damlasından. 47-) Ve enne aleyhin neĢ'etel uhra; Muhakkak ki neĢ'e-i uhrâ (ikinci yaĢam) O'nadır! (A. Hulusi) 47 - ġüphesiz ona aittir neĢ'eti uhrâ da. (Elmalı) Ve enne aleyhin neĢ'etel uhra ve elbet öteki hayatı yaratmak ta

O‟na düĢer. Bir önceki ayetle birlikte almalı. 45 ile 46. ayeti.Ve ennehu halekaz zevceyniz zekere vel ünsâ (45)Min nutfetin izâ tümna (46) erkek ve diĢi çiftleri yaratan da kesinlikle O‟dur, rahme atıldığı zaman bir meni damlasından yaratan O‟dur manasına.

Ve enne aleyhin neĢ'etel uhra ve elbet öteki hayatı yaratmakta

yine O‟na düĢer. 48-) Ve ennehu HUve ağnâ ve aknâ; Muhakkak ki "HÛ"dur, ganî eden de fakir kılan da. (A. Hulusi) 48 - Hakikat zengin eden, sermaye veren o. (Elmalı) Ve ennehu HUve ağnâ ve aknâ yine elbet zengin eden de O‟dur,

Mal mülk veren de diye çevirmiĢler ama akna kelimesi zıddı iĢaret etmesi gerekir. Ağna zengin eden, akna fakir eden gibi bir anlama sahip olması lazım. Fakat bu kelimenin kökeninde bu anlam var mı? Mekais sahibi bu kelimenin kökeninde ki bu anlamı kanâl diye göstermiĢ. Yani bizde kanal manasına gelen el kanâl. Suyu sınırlayarak, kontrol ederek bir yere sokmak. Burada da aslında zengin eden ve sınırlandıran, sınırlı veren, kısarak veren anlamına gelse gerektir ki ġevkâni de bu anlama dikkat çekmiĢ isabetli olarak.

Aslında bu Kur‟an da ki yebsüturrizka limen yeĢau ve yakdir.

(ġûra/12) rızkı geniĢletir ve sınırlandırır. Ama Kur‟an ın hiçbir yerinde

Page 470: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

rızkı keser yok. Yok çünkü Allah‟ın rızkı kesmesi demek varlığını yok etmesi demek. Var olmak bile rızıktır. Onun için Fakir Allah‟ın rızkını kestiği kimse değil sınırlandırdığı kimsedir. Nefes bir rızıktır, her nefes. YaĢadığı her an bir rızıktır. ÇalıĢan beyni bir rızıktır, atan kalbi bir rızıktır, var oluĢu bir rızıktır. Onun için Allah rızkını kestiğini yok eder, yok olur.

49-) Ve ennehu HUve RabbuĢ Ģı'ra; Muhakkak ki "HÛ"dur, RabbüĢ ġi'ra (Sirius yıldızının Rabbi)! (A.

Hulusi) 49 - Ve hakikat ġi'ranın rabbi o. (Elmalı) Ve ennehu HUve RabbuĢ Ģı'ra ve Ģira yıldızının rabbi de kesinlikle

O‟dur. Neden ġĠra yıldızının rabbi O‟dur? ġans ve uğur kaynağı olarak bilirlerdi cahiliye Arapları Ģira yıldızını. Bahtımız karardı ya da açıldı dediklerinde bu yıldıza bakarak böyle bir fal açarlardı. Bu sirius yıldızı olarak niteleniyor. Yaratılanı değil yaratana kulluk edin mesajı bu mesaj. Yani siz parmağın gösterdiği yere bakacağınız yere parmağa bakıyorsunuz. Parmak ayı gösterirken aya bakarlar parmağa değil. Yani sizi Allah, mahlukatın starı yaptı insanoğlunu, siz ise göğün starına tapıyorsunuz. Bu nasıl iĢ, bu nasıl nankörlük. Yani yıldızların da starı sizsiniz. Çünkü o sizin için yaratıldı. Fakat siz tuttunuz sizin için yaratılana tapmaya baĢladınız. Ġnsanoğlu böyle Allah‟a sırt dönerse yapmayacağı ahmaklık yoktur.

[Ek bilgi; Ayetlerde söz edilen ve adına and edilen yıldız Sirius

Yıldızıdır. Sirius galaksimizdeki, dünyamızdan en parlak görünen yıldızdır.

Tabii ki, koca galakside çok daha parlak yıldızlar vardır fakat bizim bulunduğumuz konumdan en parlak görünen yıldız odur. Sirius, eski mitlere ve inançlara göre, Dünya'ya gelen eski Tanrıların kendi dünyalarının bulunduğu noktanın, bu boyuttaki izdüĢümlerinden birinin koordinatlarındadır.

Tabii, antik tanrılar sadece Sirius'tan veya bir baĢka yıldızdan gelmediler ya da eğer geldilerse onlar tanrıydılar da denemez. Sadece Sirius madde ötesi boyuttaki yıldızın izdüĢümündedir diyoruz.

Bu yüzden de dünyada değiĢik zamanlarda, değiĢik yerlerde Sirius'u çok ciddiye alan bir çok kült kurulmuĢtur. Eski Mısırlılar için de Sirius çok önemli bir yıldızdı. Hatta Keops Piramitinin, kral odasındaki üst

Page 471: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

çıkıĢ koridorunun direk olarak Sirius'u gözlemleyecek açıda yapıldığı söylenir. (Ata Nirun-Bülent Kısa)]

50-) Ve enneHU ehleke 'Adenil ula; Muhakkak ki "HÛ"dur, önceki Ad'ı helâk eden. (A. Hulusi) 50 - Ve fil'vakı' o helâk etti evvelki Âdı. (Elmalı) Ve enneHU ehleke 'Adenil ula ve elbet O helak etmiĢtir kadiym

Ad kavmini. 51-) Ve Semude fema ebka; Semud'u da... (Öyle ki) geriye (onlardan kimse) bırakmadı! (A.

Hulusi) 51 - Ve Semûd‟u da hiç bırakmadı. (Elmalı) Ve Semude fema ebka ve Semud‟u da helak etmiĢtir. Geriye

onlardan hiçbir Ģey kalmamıĢtır. Ad ve Semud birlikte gelir farkında mısınız neden? Çünkü Ad uygarlığı çöle yapmıĢtı, muhteĢem bir irem bağları, irem uygarlığı, fakat helak oldu. gitti geriye kalan bakiyesi bu sefer kayalara yaptılar medaini salihe. Çöle yaptık yıkıldı, kayalara yaparsak yıkılmaz. Yani ahlaklarında ve davranıĢlarında ve sapık inançlarında aramadılar da kusuru yapı malzemesinde aradılar. Orada da helak oldular.

52-) Ve kavme Nuhın min kabl* innehüm kânu hüm azleme ve

etğa; Daha önce de Nuh kavmini... Muhakkak ki onlar, evet onlar daha

zâlim ve nefsanî yaĢamda daha beterdiler. (A. Hulusi) 52 - Daha evvel de Nuh‟un kavmini, çünkü bunlar pek zâlim, pek

azgındılar. (Elmalı)

Page 472: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve kavme Nuhın min kabl tıpkı daha önceki Nuh kavmi gibi innehüm kânu hüm azleme ve etğa çünkü onlar zulümde ve azgınlıkta ileri gitmiĢlerdi.

53-) Vel mü'tefikete ehva; Mü'tefikat'ı (helâk olmuĢ Ģehirleri; Sodom ve Gomore'yi) yerin

dibine batırdı! (A. Hulusi) 53 - Mü'tefikeyi de Haviyeye attı. (Elmalı) Vel mü'tefikete ehva tıpkı altı üstüne getirilen diğer toplumlar gibi. 54-) FeğaĢĢâha ma ğaĢĢâ; Böylece bürüdü onları, bürüdükleriyle (suçlarının karĢılığı olarak)!

(A. Hulusi) 54 - Sardırttı da onlara o sardırdığını. (Elmalı) FeğaĢĢâha ma ğaĢĢâ derken kuĢatan Ģey onları çepeçevre kuĢattı

ve tarihe gömdü. 55-) Fe Bi eyyi alai Rabbike tetemara; ġimdi Rabbinin nimetlerinin hangisinden kuĢku duyarsın! (A.

Hulusi) 55 - ġimdi rabbinin hangi eltafına Ģekkedersin? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbike tetemara Ģu halde ey insan rabbinin hangi

nimetinden dolayı hesaba çekileceğinden Ģüphe edersin, kuĢku duyarsın.Yani Sümme le tüs'elünne yevmeizin 'anin na'ıym. (Tekasür/8) verilen her nimetten o gün hesaba çekileceksiniz

56-) Hazâ neziyrun minen nüzüril ula;

Page 473: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ĠĢte bu da önceki uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır! (A. Hulusi) 56 - Bu iĢte o evvelki inzarlardan bir inzar. (Elmalı) Hazâ neziyrun minen nüzüril ula iĢte bu önceki uyarıların

nevinden, cinsinden bir uyarıdır. 57-) Ezifetil azifetü; O yaklaĢan (ölüm) yaklaĢtı! (A. Hulusi) 57 - YaklaĢtı yaklaĢıcı. (Elmalı) Ezifetil azifetü dehĢet anı yaklaĢtıkça yaklaĢıyor. Bu son saat ama

Isfahani bunu insanın ölümü olarak açıklıyor, mümkindir. 58-) Leyse leha min dûnillâhi kaĢifetün; Onu Allâh dûnunda (ölüm sıkıntısını) açacak biri yoktur. (A. Hulusi) 58 - Yoktur ona Allah dan baĢka açıcı. (Elmalı) Leyse leha min dûnillâhi kaĢifetün Allah‟tan baĢka kimse onun

perdesini aralayamaz o dehĢet anının. 59-) Efemin hazel hadiysi ta'cebun; ġimdi siz bu olayı (ölümle baĢlayan ölümsüz hayatı) acayip mi

buluyorsunuz? (A. Hulusi) 59 - ġimdi siz bu kelâma mı teaccüb ediyorsunuz. (Elmalı) Efemin hazel hadiysi ta'cebun ne yani siz bu kaçınılmaz olayın

haberini tuhaf mı karĢılıyorsunuz, garibinize mi gitti, tuhafınıza mı gitti.

Page 474: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

60-) Ve tadhakûne ve lâ tebkûn; Gülüyorsunuz, ağlamıyorsunuz! (A. Hulusi) 60 - ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? (Elmalı) Ve tadhakûne ve lâ tebkûn ve dahi ağlanacak halinize

gülüyorsunuz ha? Ağlamak yerine gülüyorsunuz ağlanacak halinize. 61-) Ve entum samidun; Siz keyfinize bakıp oyalanıyorsunuz! (A. Hulusi) 61 - Siz mi kafa tutuyorsunuz hey gafiller? (Elmalı) Ve entum samidun üstelik bir de kafa tutuyorsunuz ha? 62-) Fescudu Lillâhi va'budu; Secde edin (Esmâ'sıyla hakikatiniz olan) Allâh'a (indîndeki

"yok"luğunuzu fark edin) ve kulluğunuza devam edin. (62. âyet secde âyetidir.) (A. Hulusi)

62 - Haydi secdeye kapanın ve kulluk edin. (Elmalı) Fescudu Lillâhi va'budu artık bırakın bu tafra satmaları, bırakın

bu yamuk tavırları da Allah‟ın buyruğuna teslim olun, O‟nun önünde yerlere kapanın ve yalnızca O‟na kulluk edin.

Ya rab, Ġman ile yaĢat, iman ile öldür, cennet ile ebediyen

yüzümüzü güldür, rızanı buldur, sana karĢı kafa tutan küstahlardan etme bizi. Amin..!

Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.

Page 475: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. KAMER SURESĠ (01-55)(168) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” Elhamdülillâhi Rabbil Âlemîn, Vessalâtü vesselâmü „alâ

Muhammedin ve „ala „alihi, ve eshabihi ve „etba‟ıhi ecmaiyn. RabbiĢrah liy sadriy; Ve yessirliy emriy; Vahlül ukdeten min lisaniy; Yefkahu kavliy; (Tâhâ 25-26-27-28) Rabbim, göğsüme geniĢlik ver, kolaylaĢtır iĢimi, düğümü çöz

dilimden, ki anlasınlar beni. Amin. Değerli Kur‟an dostları bugün Kamer suresinin tefsirine gireceğiz.

Mushafta 54. sırada yer alan kamer suresi adını ilk ayetinden alır. Kamer ay anlamına gelir. Tirmizi bu adla anar sureyi. Fakat Buhari de sure ilk ayetin ilk kelimeleriyle, yani Ikterabetis sa'ah Ģeklinde geçer. Demek ki surenin adı ilk yüzyıllarda henüz netlik kazanmamıĢtır.

Surenin iniĢ zamanına gelince, sure tamamı Mekke‟de inmiĢ.

Resulallah 45. ayetini Bedir‟de okuduğu için bazı otoriteler bu ayetin Medine de indiğini söylemiĢlerse de bu bir yanlıĢ anlamadan kaynaklanıyor. Efendimiz Kur‟an dan çok önceleri inen ayetleri çok daha sonraki yıllarda olan bir olay üzerine okuyabiliyor. Bu o ayetin okunduğu zamanda indiği anlamına elbette gelmiyor.

Ġlk iniĢ sıralamalarında yani tertiplerde Tarık – Sad sureleri arasına

yerleĢtirilmiĢ. Kendince özgün bir nüzül tertibi usulü ortaya koyan çağdaĢ ilim adamlarından Müh. Mehdi Bazergân‟a göre Zariyat – Kalem sureleri arasına yerleĢir sure. Surenin baĢı bir önceki surenin sonunun devamı mahiyetinde. Bu da gösteriyor ki sure iniĢ zamanı olarak Mekke‟de, peygamberliğin 4. yılında inmiĢ olmalı. Muhteva bu görüĢümüzü teyit ediyor. Bu surenin iniĢiyle ilgili bir de nakledilen hadis var Hz. AiĢe‟den.

Page 476: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Hz. AiĢe der ki; Kamer suresi Muhammed„e nazil olduğunda ben oyun oynayan yeni yetme bir kızdım. Tabii bu haber Ki Buhari naklediyor bunu, eğer sahih sayılırsa Hz. AiĢe‟nin yaĢı konusunda siyerlerde yer alan bütün rivayetler yeniden gözden geçirilmek durumundadır. Eğer nübüvvetin 4. yılında inen bir sure hakkında Hz. AiĢe bu sure indiğinde ben yeni yetme bir kız çocuğuydum diyorsa O zaman Resulallah‟la evlendiği yaĢ 9 dan çok çok daha ileri olmak durumundadır.

Surenin konusunu 3 e ayırabiliriz; 1 – Bu bölüm 1 – 8. ayetler arası oluĢturur ki yaklaĢan kıyametten

söz eder. 2. Bölüm 6 - 42. ayetler arası Nuh AS. ve onun kavmi, Ad kavmi,

Semud kavmi, Lût kavmi ve Firavunun akıbetlerini dile getirir. Helak süreçlerini ele alır. Özellikle helak edilen kavimlerin peygamberlerine vurgu yapmaktan daha çok, helak ediliĢ süreçlerine vurgu yapar. Çünkü bu kıssalar Kur‟an ın birçok yerinde ele alınırlar. Fakat ele alındığı hemen her yerde aynı vurgularla değil farklı vurgularla ele alınırlar. Onun için biĢr tekrar değildirler.

Mesela Lût kıssasının Kur‟an da 5 – 6 yerde geçmiĢ olması, 5 – 6

kez tekrar sayılmamalıdır. Bir yerde bu kıssanın kahramanlarına atıfla vurgu ile geçer. Lût AS. ve onun iman ailesine. Bir yerde bu kıssanın helak olan Lût kavmine vurgu yaptığını görürüz. Bir baĢka yerde bu kıssanın helak olan kavmin helak oluĢ nedenine, ahlaksızlığına özel vurgu yaptığını görürüz. Bir baĢka yerde bu kıssa üzerinden ilk muhataplara açıkça öğüt verildiğini görürüz. Yani farklı vurgulara sahip olduğunu söylemeliyim.

Surenin en sık tekrarlanan ayetleri de bu kıssalar sırasında

nakledilir. Ki 4 kez tekrarlanan Ģu ayette olduğu gibi; Ve lekad yessernel Kur'âne lizZikri fehel min müddekir (17-22-32-40) doğrusu biz bu Kur‟an ı öğüt alacak olanlar için, ders alacak olanlar için, anlayacak ve kavrayacak olanlar için kolay kıldık. Yani kolay anlaĢılır, kolay öğrenilir, kolay okunur, kolay ezberlenir ve kolay aktarılır ve dahası kolay yaĢanır kıldık, kolaylaĢtırdık. Fehel min müddekir. Hala ders alacak yok mu? Yok mu ders alan birileri. Çıksın ortaya. Yani biz Kur‟an ı bunca kolaylaĢtırmamıza rağmen eğer muhatap ders almıyorsa o zaman problem onda demektir. Kur‟an a inmemiĢ gibi, nazil olmamıĢ gibi, yer yüzünü aydınlatmamıĢ gibi, insanlığın önüne bir sofra gibi açılmamıĢ gibi muamele etmek Kur‟an a da, Allah‟a da hakarete yeltenmektir.

Page 477: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

3 – Surenin bu bölümü mucizevi bir ihbar ile baĢlar. Mekke putperest direniĢinin kırılacağını haber verir. Bu gerçekten de önceden haber vermedir, bir ihbardır, bir mucizedir. DüĢünün daha peygamberliğin 4. yılında ondan tam 11 yıl sonra gerçekleĢecek olan zaferi müjdelemektedir.

Varlık ilahi bir plan üzere yaratılmıĢtır. Surede bu planı dile getiren

gerçekten essadın‟ı camii ağyarını mani muhteĢem bir ayet yer alır. Allah‟ın her bir Ģeyi bir ölçü ile yarattığı ifade edilir. Yani asli ifadesiyle kaderle, kadere iman, ölçüye imandır. Allah tesadüfen iĢ yapmaz, ölçüsüz iĢ yapmaz. O ayete gelince neden böyle bir ayet, neden bu bağlamda sorularının cevabını elbette vermeye çalıĢacağız. Ama hemen söyleyelim ki burada geçiĢi kendi küfrünü, kendi inkarını, ya da toplumsal inkarı bir kader olarak algılayan ve bunu bir mazeret olarak ileri sürecek olanlara, böylesine Allah‟a iftira sadedinde bir mazeret beyan etmeye kalkmayın. Ġnsanın tercihine kalan Ģeylerde kader iradedir. Allah sizin seçiminize kalan Ģeylerde kaderiniz olarak iradeyi kader kılmıĢtır. Onu kullanmıyorsanız kaderinize karĢı geliyorsunuz demektir vurgusunu taĢır. Bu özetten sonra suremizin tefsirine geçebiliriz.

BismillahirRahmanirRahıym 1-) Ikterabetis sa'atu venĢakkal Kamer; YaklaĢtı o saat ve Kamer (Ay) yarıldı! (A. Hulusi) 01 - YaklaĢtı Saat, yarıldı Kamer. (Elmalı) Ikterabetis sa'atu venĢakkal Kamer son saat yaklaĢacak ve ay

yarılacak. Ya da bir baĢka yoruma göre son saat yaklaĢmıĢtır, ay yarılmıĢtır.

Kur‟an da son saatle ilgili ayetler mazi kipiyle geçer, geçmiĢ zaman

kipi kullanılır. Bunun bir çok örneği var. Bunun nedeni gelecekte olması muhakkak ve mutlak olan son saatin kesin gerçekliğini ifadedir. Yani bu konuda kimse tereddüt etmesin, oldu bilsin. Hani bizde konuĢurken olmuĢ bil, gelmiĢ bil deriz ya, Kur‟an son saatle ilgili bizim konuĢurken kıyamet diye telaffuz ettiğimiz ama doğrusu son saat olan varlığın yer yüzünün insanlığın son saatiyle ilgili, sonuyla ilgili haberleri geçmiĢ zaman kipiyle iletir Kur‟an. Bunun sebebi mutlaka olacağına delalet eder.

Page 478: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Alternatif anlam ise hemen tüm müfessirlerin tercihi olan ve bazı

sahabelerden nakledilen ayın yarılması mucizesine delalet eder, dayanır. Ayın yarılması mucizesi bize kadar gelen rivayetlerin toplamından

özetleyecek olursak Ģöyle gerçekleĢmiĢtir. Efendimiz AS. Mekke‟ye kendine indirilen vahyi tebliğ ettiğinde Mekke ondan bu vahyi Allah‟tan aldığına dair bir belge ister, bir mucize ister. Efendimiz bu talep karĢısında bir gece dolunay halinde ki aya parmağını yönelterek ayı Ģöyle ortasından parmağıyla iĢaret ederek keser. Ay o anda bölge insanına bir parçası bir dağın bir tarafında, diğer parçası da dağın öbür tarafında olarak görülür.

Bu nasıl gerçekleĢmiĢtir sorusuna otoritelerimiz farklı yorumlarla

cevap verirler. Hatta Enes Bin Malik‟ten gelen bir yoruma göre öyle göründü der. Yani buna göre ay ikiye bölünmüĢ değildi, fakat görenlere öyle gösterildi. Mucizevi bir müdahaleyle onlar öyle gördüler Ģeklinde. Daha sahabeden baĢlamak üzere bunun farklı yorumları yapılır.

Söz konusu rivayetler aslında Ankebut/50-51, Ġsra/59. ayetleri

ıĢığında anlaĢılmalıdır. Bu rivayetlere yönelik bir takım metin ve senet eleĢtirileri yapılmıĢtır. Onun içindir ki ulema tarafından bu mesele imana müteallik bir mesele olarak görülmemiĢ. Çünkü bu mesele de otoritelerin farklı yorumları olduğu ifade edilmiĢtir.

Mesela bu farklı yorumlardan ikisini yapan tabiinden Hasan el Basri

ve Ata dır. Bu iki tabiin otoritesi bu ayette geçen olacak olayın geçmiĢte olmuĢ bir hadise değil, gelecekte kıyamet alameti olarak, son saat alameti olarak gerçekleĢecek bir olay olduğu yorumunu yaparlar.

Demek ki daha o dönemden itibaren bu ayetlerin geçmiĢte

gerçekleĢmiĢ bir bölünmeyi mi, parçalanmayı mı, yoksa gelecekte son saat iĢareti olan bir parçalanmayı mı ifade ettiği daha tabiin döneminden itibaren yoruma konu olmuĢtur.

Ayet kozmik sistemin oluĢumu sırasında ayın yer yüzünden

kopmasına da yorumlanabilir. Hatta daha farklı yorumlar da yapılabilir. Fakat bizim tercihimiz bu surenin giriĢ kısmının bir bütün teĢkil ettiği yönünde ve bu bütününde son saate yönelik bir uyarı olduğu yönündedir.

[Ek bilgi-1 ; Ayın Yarılması (ġakkul Kamer) diye bir mucize var

mıdır ?

Page 479: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Kamer surcsinin bu ilk ayeti, yani “ay yarıldı” ifadesi esasen Kur‟an‟daki benzerlerinden birisidir. Bilhassa kıyamet sahnelerim tasvir eden, ahiret ahvalinden bahseden surelerde ve ayetlerde, bu Ģekilde “gök yarıldı” “yer yarıldı” gibi deyimler kullanılmıĢtır. Biz Ģimdi bu ayetlerden bazılarını okuyucunun dikkatine sunacağız:

l- “O gün gökyüzü beyaz bulutlar halinde yarılıp melekler bölük bölük indirilirler.”(Furkan/25)

2 – “Gök yarılıp da erimiĢ yar gibi kıpkırmızı bir gül olduğu zaman”(Rahman/37)

3 – “Gök de yarılmıĢ, çatlamıĢtır.” (Hakka/16) 4 – “Gök yarıldığı zaman“(ĠnĢikak/1) Bu ayetlerin hepsinde de “yarılma” olarak tercüme edilen fiiller Ģ-a-

k-k-a fiilinin türevleridir ve hepsi de mazî sîgasıyla kullanılmıĢtır. Yani hepsi de gelecekte, kıyametin kopması anında vuku bulacak hadiseleri bildirmesine rağmen, hep mazi (geçmiĢ) sigasıyla anlatılmıĢtır. Ama bu ayetler nasıl “yarılacak”, (“o gün) yarılır” gibi tercüme ediliyorsa, Kamer suresinin ilk ayetinin de bu Ģekilde tercüme edilmesi olanaksız değildir ve tercüme edilmese de biz o anlama geldiğini bilmeliyiz.

5- “Bundan dolayı neredeyse gökler çatlayacak, yer varılacak, dağlar yıkılıp dağılacaktır. (10) Bu ayet, Hıristiyanların “Rahman çocuk edindi” diye iftira etmeleri üzerine inmiĢtir.

6 – “Sonra toprağı bir yarıĢla yardık.“(Abese/26) 7 – “O gün yer yarılır, onlar kabirlerinden dıĢarı çıkarlar…(Kaf/44) 8- “…öylesi (taĢlar)da var ki çatlar da onlardan su fıĢkırır.” Yukarıda dediğimiz gibi, bizzat „Ģ-a-k-k-a” türevli fiillerin kullanıldığı

bu ayetlerin dıĢında), anlam olarak yine aynı, yani “yarılma” olayından bahseden, değiĢik kelime ve fiiller Kur‟an‟ın Mekki ayctlerinde kullanılmaktadır.

“Yer yarıldığı (zaman) (ĠnĢikak/3); GüneĢ katlanıp dürüldüğünde, yıldızlar kararıp döküldüğünde, dağlar sallanıp yürütüldüğünde, denizler kaynatıldığında”(Tekvir/5-6) gibi ayetler sözünü ettiğimiz tasvir ayetlerinden sadece bir kaçıdır. Kur‟an-ı Kerim‟de gelecekle ilgili haberlerin geçmiĢ (mazî) sigasiyle bildirilmesidir. Buna Nahl suresinin l. ayetini örnek vermektedir sayın Süleyman AteĢ.

Kur‟an-ı Kerim, Peygamberimize, bilinen anlamda herhangi bir mucizenin verildiğini bildirmez. Bilakis Peygamberimize mucize verilmediğini -gerekçeleriyle- ifade eder. Kur‟an Ġsra suresinin 90-95. ayetlerinde, müĢriklerin, Allah Resulünden mucize istediklerini fakat bu isteklerinin verilmediğini açık açık bildirmektedir.

Bu ayetlerde müĢriklerin Hz. Peygamberden, (a) yerden bir kaynak fıĢkırtmasını, (b) yahut hurma ve üzümlerden oluĢan bir bahçe

Page 480: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

edinmesini, (c) yahut üzerlerine gökten parçalar yağdırmasını, (d) Allah‟ı ve melekleri Ģahitler getirmesini, (e) yahut altından bir ev edinmesini, (f) veya göğe çıkmasını, gökten bir kitap getirmesini talep ettiklerini, aksi taktirde O‟na inanmayacaklarını söylediklerini bildirmektedir. (Ġsra/90-93) Netice itibariyle bu saçma isteklerinden hiç birisi onlar için yerine geti-rilmemiĢtir.

Aynı olguya değinen bir ayet de Ģudur: “Eğer kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka inanacaklarına dair olanca güçleriyle Allah adına and içtiler. De ki, Mucizeler ancak Allah tarafındandır. Ama mucize geldiğinde de inanmayacaklarının farkında mısınız?(Enam/109)

Ġbni Mes‟ud‟un dıĢındaki ravilerin çoğunluğu hicrete beĢ sene kala, yani ay yarılmasının -sözde- vuku‟u yılı çelik-çomakta, oyunda-eğleĢte çocuklardır. Üstelik içlerinden bazıları henüz doğmamıĢtır. Acaba Resulallah‟ın yanından hiç ayrılmayan arkadaĢları, niçin bu olayı görmemiĢler ya da görmüĢlerse rivayet etmemiĢler de, bu üç beĢ tane küçük yaĢtaki çocuk görmüĢtür? Olayın taĢradan, bağdan bahçeden gelenden v.s. hiç anlatılmamaktadır. Diğer yandan yine Ġbni Abbas‟dan “ay yarıldı” ayetinin Resulallah zamanında ay tutulması olayı üzerine indiği de rivayet edilmiĢtir. Yani rivayetler arasında çeliĢki ve tutarsızlık alenen göze çarpmaktadır. (Ali Aksoy)]

[Ek bilgi 2 ;ġakku'l-kamerolayı KureyĢ Kabilesi'nin ileri gelen müĢrikleri bir araya toplanmıĢlar ve

Allah Resûlünden, peygamberliğini ispatlayacak bir mucize istemeye karar vermiĢlerdi. Hep birlikte O'nun bulunduğu yere doğru ilerlerken gecenin ilk saatleri yaĢanıyor ve Efendimiz (sav) parıl parıl parlayan ay ıĢığı altında Hazret-i Ali, Huzeyfe Ġbn-i Yemân, Abdullah Ibn-i Mes'ud, Cübeyr ibn-i Mut'im ve Abdullah Ġbn-i Ömer gibi büyük sahabelerle sohbet ediyordu.(1)

O nur halkasını çevreleyen müĢriklerin mucize görme konusundaki ısrarları had safhaya varıp sabır sınırlarını zorladığında, Fahr-i Kâinat Efendimiz (sav) yerinden doğruldu ve mübarek elini, gökyüzünde bir altın tabak gibi ıĢıldayan Ay'a doğru celâlle kaldırdı.

Yaratıldığı günden beri vazifesinden ĢaĢmamıĢ olan Ay, hürmetine koca bir kâinatın yaratıldığı O Zatın (sav) bu iĢaretiyle bir anda ikiye ayrılmıĢ ve gerideki Mina Dağı, Ay'ın iki parçası arasında kalarak muh-teĢem ve tüyler ürpertici bir manzara teĢkil etmiĢti.

Efendimiz (sav) etrafındaki sahabelerine "ġahit olun, Ģahit olun" diye tekrarlarken, KureyĢ kâfirleri ĢaĢkınlıkla birbirine bakmıyor ve "Bize büyü yaptı" diyorlardı.

Ay'ın görülmesi için yeterli olan Ģartlar, Arap yarımadasının dıĢında en iyi Hindistan'da gerçekleĢmiĢ ve Dhar Ģehri kralı Raja Bjoh ve raiyeti tarafından bütün teferruatıyla takîp edilmiĢti.(2) Chamai Nehri kıyısındaki

Page 481: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

sarayının balkonundan Ay'ın ikiye ayrıldığını gören kral, önce dünyanın sonunun geldiğini zannederek büyük bir korkuya kapılmıĢ, daha sonra da bunun Arabistan'da zuhur ettiğini duyduğu Peygamber'in bir mucizesi olabileceğini tahmin ederek vezirini Mekke'ye göndermiĢti. Raja'nın veziri Efendimizle (sav) görüĢme Ģerefine eriĢmiĢ ve ġakk-ı Kamer O'nun mucizesi olduğunu anlayarak Ġslâmiyeti seçmiĢti.

ġakku'l-Kamer Mucizesi, sadece Raja ve saraydakiler tarafından görülmemiĢ. Hindistan halkı tarafından da seyredilmiĢti. Mucizenin gerçekleĢtiği tarih, daha sonra bir baĢlangıç yılı olarak kabul edildi ve bazı eserler üzerine iĢlendi. Hatta bu ülkede ele geçirilen bir heykelde: ''Ay'ın ikiye yarıldığı senede yapılmıĢtır." ifadesi bulunuyordu. Bu du-rum bazı müfessirler tarafından sıkça nakledilmiĢ ve çok önemli bir delil olarak gösterilmiĢtir.

(1) Tecrîd-i Sarih Tercümesi, Ġst.1945, IX/367,372 ….(devam ediyor)]

.

. Allahu alem..! 2-) Ve in yerav ayeten yu'ridu ve yekulu sıhrun müstemirr; Eğer bir mucize görseler yüz çevirir ve: "Olağan bir sihirdir" derler!

(A. Hulusi) 02 - Hâlâ bir âyet görseler yüz çevirip derler: müstemir (Süregelen)

bir sihir. (Elmalı) Ve in yerav ayeten yu'ridu ve yekulu sıhrun müstemirr ama

eğer onlar bu konuda mucizevi bir iĢaret görseler, sırtlarını dönüp bu sürekli gerçekleĢen bir sihirdir, bir büyüdür, bir göz yanılmasıdır derler. MüĢrikler vahiy mucizesine hep sihir olarak baktılar. Ġlginçtir, onlar Resulallah‟ın vahiy getirmesine ya da Resulallah‟ın ilettiği vahyin bu içerikle gelmesine, insanoğlunun asla bilemeyeceği bir takım alemlerden haber vermesine, ya da insanoğlunun bu kadar ayrıntılı bilemeyeceği, çünkü yazılı bir belge gelmediği için malumat sahibi olamayacağı geçmiĢ zamanlar, insanlığın ilk yaratılıĢ zamanları, hatta varlığın ilk yaratılıĢ anları konusunda haber vermesine mucize olarak bakamayınca sihir olarak baktılar.

Bu gerçekten ilginçtir. MüĢrikler sihir sözcüğünü söylediğinde biz

hemen vahiy dıĢı bir Ģey arıyoruz. Oysa açıkça müĢrikler Zuhruf/30.

Page 482: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ahkaf/7 ayetlerinde bizatihi bu vahyi sihir olarak nitelemiĢlerdir. Onun için bu ayette sihir olarak niteledikleri Ģeyin yine bu vahiy ve bu vahyin haber verdiği insan bilgisini aĢan gerçekler olması kuvvetle muhtemeldir.

Ġnkarcı akıl, garip bir akıl. Hakikate sihir der, sihre iman eder.

Ġnkarcı akıl garip dedim ya hurafeye iman edilecek bir Ģey gibi bakar, hakikate de hurafe damgasını vurur. Söyler misiniz bugün aynı aklın tezahürünü görmüyor musunuz. Bir takım rakamlara uğur ya da uğursuzluk yükleyip onu kendisine özne kılan, rengi atan, hatta o rakam çıkmıĢsa o koltuğa oturmayan, o rakam çıkmıĢsa o otel odasına yerleĢmeyen, o uçağa binmeyen bir takım batıl inançlılar gerçekten Hakk imana batıl inanç damgası vurmakta. O kadar da cesaretliler ki,

Öyledir bu iĢ. Eğer hakikate sırt dönerseniz batıla yüz dönersiniz.

Yani sırtının hakka geliyorsa yüzünüz batıla gelir. bu böyledir. Eğer ters dönerek bakarsanız, eğer kantarın topuzunu kaçırırsanız, eğer yalana gerçek muamelesi yaparsanız doğal olarak gerçeğe yalan diyeceksinizdir. ĠĢte müĢrikler de bunu söylüyorlar.

3-) Ve kezzebu vettebe'u ehvaehüm ve küllü emrin müstekırr; Yalanladılar ve hevâlarına (nefslerine hoĢ gelen Ģeylere, sonu boĢ

arzularına) tâbi oldular! (Oysa) her hükmün gereği açığa çıkacaktır! (A. Hulusi)

03 - Yalan dediler, hevâlarına uydular, halbuki her emir müstekır

(yerini bulmak). (Elmalı) Ve kezzebu vettebe'u ehvaehüm zaten hep yalanlıyorlar ve her

daim ön yargılarını izliyorlar. Keyfi yargılarına tabi oluyorlar. Ehvaehüm, keyfi yargılarına. Ben ön yargı diye anlamayı daha açıklayıcı buluyorum. Bu ibare 2. ayette inkar edilen mucizenin vahiy mucizesi olduğu yorumumu destekleyen bir ibare. Çünkü vahye tabi olmayan hevasına tabi olacaktır. Hevasına tabi olmak aslında egosuna, nefsine, benliğine, Ģeytanına tabi olmaktır.

Eğer mutlak hakikatin izini izlemezseniz, izini izleyeceğiniz bir

zaman tedarik edersiniz. Bunu bulmakta zorlanmazsınız. Onun için Allah insanı kul olma kıvamında yaratmıĢtır. Mutlaka kul olur, ama kime? Eğer kul olması gerekene kul olmazsa kul olmak için en olur olmaz Ģeyleri tanrılaĢtırır. En olmaz Ģeyleri tanrılaĢtırmakta insanın üzerine yoktur. Bir

Page 483: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Allah‟a kul olmayı reddeden, binlerce tanrı peydah edebilir. Onun içinde hakikate sırtını dönen hevasını, arzusunu, hevesini, ön yargısını izleyecektir, baĢka ne yapacaktır.

ve küllü emrin müstekırr ne ki her Ģeyin gerçek yüzü sonunda

ortaya çıkar. Her Ģey; Bu ibare birkaç Ģekilde çevrilebilir. Her Ģey gerçek yüzüyle en sonunda zuhur eder, oturur, istikrar bulur. Yani tüm yanılsamalar, tüm yanılgılar, tüm yanlıĢlar, insanın hevasını izlemesi, insanın halüsinasyonlarını izlemesi, insanın bir takım sahte öncülerin arkasına gitmesi, bir gün gelir ortaya çıkar, gerçek kendini dayatır ve artık o hale gelir ki gerçekten baĢkasını kabul edecek durumda olmazsınız. Yani gerçek kendisini öyle dayatır ki, siz yalanı savunamaz olursunuz. Artık onu yalanlama bahaneniz kalmaz. Gerçek, ben gerçeğim diye bağırır.

Peki bu durumda imanın bir yararı olur mu? Hiçbir yararı olmaz.

Çünkü iman güvenmektir. Siz güvenilmesi gereken zamanda Allah‟a güvenmediniz. Ama gerçek size kendisin dayattığın da kabul ettiniz. Bu iradenizle kabule benzemez. Onun için bunun için yararı yoktur. Onun için ödülü de olmayacaktır.

4-) Ve lekad caehüm minel enbai ma fiyhi müzdecer; Andolsun ki onlara içinde vazgeçirici özellik ihtiva eden haberlerden

gelmiĢtir. (A. Hulusi) 04 - Celâlim hakkı için onlara kıssalardan öyleleri de geldi ki

onlarda zecredecek (Önemli) haberler var. (Elmalı) Ve lekad caehüm minel enbai ma fiyhi müzdecer doğrusu onlara

kendilerine gerçeği dayatan, müzdecer, zecreden, gerçeği kendilerine zorla dayatan. ġöyle de diyebilir miyiz; Gözlerine hakikati sokan içeriğe sahip bir haber gelmiĢtir. Böyle bir haberdir bu vahiy. Gözlere hakikati sokuyor, daha ne yapsın. Açık açık söylüyor. Çevirip çevirip söylüyor. Önden arkaya arkadan öne. Bir cennete pencere açıyor, bir cehenneme. Bir kalıcıya, bir geçiciye çeviriyor insanın bakıĢını. Bir dünyaya bir ahirete çeviriyor. Bir tarihe, bir geleceğe çeviriyor. Daha ne yapsın. Yani her türlü, akılın her türlü haline hitap ediyor Kur‟an. Her türlü akla hitap ediyor Kur‟an. Basit akla, mürekkep akla, süper akla, dahi akla, hepsine hitap ediyor daha ne yapsın. Yani gerçeği açıklanabilecek tüm versiyonlarıyla açıklıyor ve gözler önüne seriyor. Ki insanoğlunun bahanesi kalmasın.

Page 484: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Allah‟ım ben anlamadım benim zeka seviyem düĢüktü, benim seviyemi aĢtı. Veya benim seviyem çok yüksekti bana ulaĢamadı diyemez insanoğlu. Vahiy her zekaya mutlaka bir biçimde ulaĢır.

Tabii ki bu gerçek, hayat ve insan gerçeği, hayatın çift yüzü

gerçeği. Ġnsanın da çift yüzü gerçeği. YaratılmıĢ hiçbir Ģey tek yüzlü değil. YaratılmıĢ hiçbir Ģey tek kutuplu değil bu manada. Her Ģey çift her Ģey zıddıyla kaim. Bir dünya varsa mutlaka bir uhra da olmalı. Bir bura varsa mutlaka bir ötede olmalı. O zaman ötesiz bir bura tasavvuru aslında hayatı ıskalamaktır. Vahyin amacı bize bu hakikati bildirmektedir. Yani ötesiz bir dünya, ahiret siz bir dünya tasavvuru, dünyasızlıktır aynı zamanda. Hayatı ıskalamaktır. Ruhsuz bir ceset nedir ki, leĢ. Ruhsuz bir ceset nedir iĢte o. ahretsiz bir dünyada o. Dünyaya anlamını veren ahirettir. Cesede değerini veren ruhtur.

5-) Hikmetun bâliğatun fema tuğnin nüzür; Hikmeti bâliğa (amacı tam açıklayan hikmetli anlatım) verilmiĢtir!

Ne var ki uyarmalar (anlayıĢı kıtlara) fayda vermiyor! (A. Hulusi) 05 - Bir hikmeti baliga(Üstün) fakat inzarlar fayda vermiyor. (Elmalı) Hikmetun bâliğatun vahyin değerini devam ettiriyor, değerinden

söz etmeyi. Hedefe tam ulaĢtıracak çapta bir hikmet. Hikmetun bâliğatun. Öyle bir hikmet ki insanı hedefine ulaĢtırır. Ġnsan bir yolcu, hedefe ulaĢmak için yolcunun pusulası, haritası olmaz olmak gerek. Pusulasız ve haritasız bu hayat okyanusunda bu gemi nereye çarpar, nerede parçalanır, çünkü bu okyanusta fırtına eksik olmaz. ĠĢte vahiy pusulayı, vahiy haritayı temsil eder. Vahiy bir ıĢıktır, bu yolda göz yetmez, göze ıĢık gerek görmesi için. Eğer yolcuysanız, yolculuğunun bilincindeyseniz, yola revan olmuĢsanız, bir menziliniz varsa mutlaka bir yol haritasına da ihtiyacınız var demektir. ĠĢte Hikmetun baliğatun bu. maksimum yararı olan bir harita.

fema tuğnin nüzür fakat bu uyarının da hiçbir yararı olmadı. Yani,

aslında uyarının kerameti yetmiyor. Uyarılanın istikameti de gerekiyor. Onun için uyarı ne kadar yüksek olursa olsun, ne kadar değerli olursa olsun, ne kadar tiz olursa olsun uyarılan bir kulak taĢımıyorsa o sesi duyacak, bir göz taĢımıyorsa o ıĢığı görecek, bir akıl taĢımıyorsa o manayı alacak, bir kalp taĢımıyorsa o hakikati duyacak uyarı, varlığın en yüksek uyarısı da olsa kâr etmiyor. Burada da o söyleniyor.

Page 485: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

6-) Fetevelle anhüm* yevme yed'ud dâ'ı ila Ģey'in nükür; O hâlde onlardan yüz çevir! O çağırıcının çok dehĢetli, korkunç

olaya çağırdığı süreçte. (A. Hulusi) 06 - Sen de onlardan yüz çevir, o gün ki çağırıcı görülmedik müthiĢ

bir Ģey'e çağırır. (Elmalı) Fetevelle anhüm Peki böyle birilerine ne yapmak gerekir. Uyarı

kâr etmiyor Summun bükmün umyün fehüm lâ yerci'ûn. (Bakara/18) yani sağır, dilsiz, kör, yüreğinin gözü kör, Yüreğinin kulağı sağır. Yüreğinin dili yok. Dönemez. Peki ne yapmalı? Alın geldi, bakınız harika bir taktik. Fetevelle anhüm artık sen de onlardan yüz çevir. Madem uyarı kâr etmiyor, maden söz dinlemiyorlar varlığın en büyük sesine dahi kulakları tıkalı, kendi gündemini takip et. Bunun altında bu mesaj vardır. Senin gündemini düĢmanın belirlemesin, iĢine bak.

Fetevelle anhüm. Senin iĢin var, iĢine bak. Yola revan ol, yola

devam et. Eğer kapıyı vurdun, kapı açılmıyorsa vurulacak çok kapı var, devam et. Eğer yüreğinin gözü kör, yüreğinin kulağı sağır, yüreği yoksa, yüreği olanlara eriĢ. ĠĢine bak, gündemini takip et, onlara kilitlenme ve onlar seni umutsuz kılmasın. Onlardan müteĢekkil değil, onlar ölmüĢ olanlar. Hakikat lügatında onların karĢılığı ölüdür. Ölüleri diriltemezsin. Sen ölmemiĢ olanlara, veya hastalanmıĢ olanları ara. Git bul, onlara vahyin Ģifasını dağıt.

[Ek bilgi; GAZALĠ‟DEN DÖRT NASĠHAT Elinden geldiği kadar hiçbir kimse ile herhangi bir mesele

hususunda münazaraya giriĢme. Cahil insanların kalpleri hastadır. Eğer hastalık ilerlemiĢ müzminleĢmiĢ halde ise onu tedavi ettirmeye boĢuna uğraĢma. Yok yere yorulmaktan baĢka bir Ģey yapmıĢ olmazsın. Cehalet hastalığı da dört türlüdür.

a) Bir kiĢi her ne ki sorar, her neye ki itiraz ederse hep kini ve hasedi sebebiyledir. Sorusuna açık net de cevap versen sana olan kin ve nefretini arttırmaktan baĢka bir Ģeye yaramaz. Bunlara karĢı tutulacak en iyi yol, onların sorularına cevap vermemektir.

b) Ġkincisi ahmaklıktan doğan hastalıktır. Bunlar kısa bir süre ilim tahsilinde bulunur, Akli ve Ģer‟i bilimlerden birkaç mesele öğrenir, sonra gider büyük alimlere mesele sorar itirazlarda bulunur. Yine bu tip

Page 486: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

hastalığa tutulanların sorularını da cevaplandırmakla meĢgul olunmaması gerekir.

c) Üçüncü tip cahiller irĢat edilmek aydınlatılmak isterler. Bu maksatla sorar itiraz eder. Büyüklerin sözlerinden bir Ģey anlayamaz. Sorularını istifade etmek gayesiyle sorar. Fakat ne yazık ki anlayıĢ kabiliyetleri noksandır. Bu tip kimselere de cevap vermekle meĢgul olmak münasip değildir.

d) Dördüncü ve tedavi edilebilir cehalet hastaları ise kiĢi akıllıdır. AnlayıĢlıdır. Aynı zaman da irĢat edilmeyi ve aydınlatılmayı da ister. Haset, öfke Ģehvet ve mal, makam sevgisine mağlup olmaz. Daima doğru yolu arar. Sorularını da bu amaçla sorar. ĠĢte bu vasıftaki hastalık tedavi edilebilir. MeĢgul olmak caizdir ve gereklidir. (Ġ.Gazali-Eyyühel Veled)]

yevme yed'ud dâ'ı ila Ģey'in nükür davetçinin, kimsenin asla

tasavvur edemeyeceği o Ģeye çağıracağın gün, yani ila Ģey‟in nükür; böyle çevirebildim. Kimsenin asla tasavvur edemeyeceği o Ģey ne? O tarif edilemez, tasavvur edilemez bir gün o. Hangi gün? Kıyamet günü, hesap günü. ĠĢte ona çağıracağı gün;

7-) HuĢĢe'an ebsaruhüm yahrucune minel ecdasi keennehüm

ceradun münteĢir; Gözleri dehĢetten önlerine eğik hâlde, sanki yayılan çekirge sürüsü

misali, cedeslerinden (kozalarından) çıkıyorlar. (A. Hulusi) 07 - Gözleri düĢkün düĢkün kabirlerden çıkarlar, sanki çıvgın

çekirgeler. (Elmalı) HuĢĢe'an ebsaruhüm yahrucune minel ecdasi keennehüm

ceradun münteĢir ayete bakın ayete dostlar, Onlar yılgın ve bitkin, gözleri akmıĢ, boyunları bükülmüĢ gözlerle, savrulmuĢ çekirge sürüleri gibi yattıkları yerden kalkacaklar. Neden? Hani Buhari‟nin naklettiği bir hadis var ya; Hayat ırmağının kenarında yerden biter gibi bitecekler diyordu ya hadiste. Hayat ırmağının kenarında. Neden HuĢĢe‟an ebsaruhüm; boyunları bükük bitkin bir halde. Adeta artık hiçbir Ģeyin yarar vermeyeceğini anlamıĢ olmanın ıstırabını ta yüreklerinde duyarak.

Neden böyle bir tasvir yapıyor ayet. Suçlu ruhlar mahkemeyi

tutuklu beklerler. Çünkü suç delilleri sabittir. Büyük mahkemeyi beklerken onlar için kabir hufratün min huferin niran (Hadis) cehennem

Page 487: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

çukurlarından bir çukura dönüĢmüĢtür. O ruhun mekanı bir ceza evine bir zindana dönüĢmüĢtür. Eğer beraet delilleri sabit olsaydı ravdatün min riyazıl cenneh cennet bahçelerinden bir bahçe gibi olacaktı. Özgür bekleyecekti mahkeme gününü, zincirsiz bekleyecekti. Yani tutuksuz yargılanacaktı. Ama suç delilleri sabit olunca yargı gününe kadar tutuklu kaldı. Bu da onu bitirdi. Çünkü; El intizar eĢeddü minen-nâr (Hadis) suçlunun beklemesi ateĢten daha Ģiddetlidir, ateĢten daha ağır yakar. Beklemek böyle bir Ģeydir. Onun için ayeti kerimede cehennemin bekçilerine diyor söyle de rabbine iĢimizi bitirsin diyecek, yalvaracak. Rabbine söyle iĢimizi bitirsin. Ama iĢi bitmeyecek. Allah korusun, rabbim hepimizi muhafaza kılsın.

[Ek bilgi; YENĠLEN. "Esmâ ül Hüsnâ"dan "El HASĠYB" ismini hatırlayın. ĠĢte "Esmâ mertebesi"nde var olan bu ismin iĢaret ettiği özellik, tüm

"çok boyutlu tek kare"lerin, birbirinin sonucu olarak oluĢmasını ve dolayısıyla birbirini izleyen bir seyir takip etmesini sağlayan, yani "sebep-sonuç" dediğimiz iliĢkiyi doğuran temel özelliktir. Mikrodan makroya her birim ve yapı bir sonraki anda, bir önceki anda kendisinden açığa çıkanın sonuçlarını yaĢar!.. Bugünün,dünün sonucudur! Ġster beğen, ister beğenme, istersen de piĢman ol!

Bu durum da, her an yeni bir "Ģan"da oluĢ olarak anlatılır ki aslında "küll" denen "tümel"in, TEKĠL bir varoluĢ dönüĢümünden baĢka bir Ģey değildir. (Bunu hissedebilmek için, seyredebilmek için eskilerin tâbiriyle "kalp gözüyle", önce mekânsız ve Ģekilsiz görme özelliği açığa çıkmalıdır.)

Bu isimlerin iĢaret ettiği TEK'teki özellikleri, beĢerin dünyasındaki olay ve ölçülerle değerlendirmek çok büyük bir gaflet olup; sonuçta bilinci bir "tanrı-ilâh" anlayıĢına hapseder!

Seriy'ul Hisab" (hesabı anında gören) mecazı, toplumların Ģartlandırıldığı beĢerî mânâda karĢılıklı bir "hesaba çekme" olayına değil,TEK'in Evrensel Sistemi'nin iĢleyiĢ mekanizmasındaki bir özelliğe iĢaret eder; tıpkı Esmâ'dan her bir isim gibi!..Devamı (A. Hulusi)]

8-) Muhtı'ıyne ileddâ'i, yekulul kafirune hazâ yevmun 'asir; Çağırıcıya süratle koĢan Hakikat bilgisini inkâr edenler: "Bu Ģiddetli

bir gündür!" derler. (A. Hulusi)

Page 488: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

08 - Gibi çağırana koĢarak, der ki kâfirler: bu pek zorlu bir gündür. (Elmalı)

Muhtı'ıyne ileddâ'i, yekulul kafirune hazâ yevmun 'asir

davetçiye doğru, çağıran sese doğru panik içinde seğirtecekler, koĢacaklar ve o inkar edenler diyecekler ki bu zor gün. Evet, yevmün „asır bu dehĢet bir gün, bu zor bir gün.

Mü‟min/18 ayetinde de ..yevmel azifeh.. (Mü‟min/18) geçiyor ya.

DehĢetin dehĢeti bir gün. Yani insanın dumanının tepesinden çıktığı, insanın hücrelerine kadar eridiği bir gün. Yüreklerin, sahibini boğarcasına gırtlağa dayanacağı dehĢet günü diyor Mü‟min/18 ayeti. Tasviri böyle yapıyor. Yüreklerin gırtlağa dayanacağı, boğulurcasına sahibini yüreği kendisini boğacağı dehĢet bir gün. Kıyamet günü böyle resmediliyor Kur‟an da.

9-) Kezzebet kablehüm kavmu Nuhın fekezzebu abdeNA ve

kalu mecnunun vezdücir; Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanlamıĢtı. Kulumuzu

yalanladılar ve: "CinlenmiĢtir" dediler; (görevinden) engellediler. (A. Hulusi)

09 - Onlardan evvel Nuh kavmi tekzip etti yalancı dediler o

kulumuza, mecnun dediler, çok incittiler. (Elmalı) Kezzebet kablehüm kavmu Nuh Ģimdi geçmiĢ toplumlardan

örnekler sunuyor. Kur‟an tarihe bir pencere açtı, tarih imanımızın içine giriyor. Bu tarih Allah‟a sırt dönenlerin tarihi. Bu tarih Allah ile arasını açanların tarihi. Bu tarih kendine yabancılaĢan, rabbine yabancılaĢan ve bu yabancılaĢmanın bedelini çok ağır ödeyenlerin tarihi. NeymiĢ rabbe yabancılaĢmak, neymiĢ kendine yabancılaĢmak neymiĢ Allah ile irtibatı koparmanın bedeli. ĠĢte Ģimdi o kıssalara giriyoruz, 1. kıssa Nuh kıssası.

Kezzebet kablehüm kavmu Nuh onlardan önce de Nuh kavmi

yalanlamıĢtı. Yani küfür orijinal değildir. Kısaca söylediği bu. Siz orijinal bir Ģey yapmıyorsunuz küfretmekle. Matah bir Ģey olduğunu düĢünüyorsanız, değilsiniz. Eğer küfürde öncü olduğunuzu düĢünüyorsanız yine değilsiniz. Yani siz hiçbir Ģey değilsiniz, karanlıkta

Page 489: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bile bir Ģey değilsiniz. Negatifte bile bir Ģey değilsiniz. Sizden de öncüler var küfürde. Bakın onlar nereye gitmiĢ.;

fekezzebu abdeNA ve kalu mecnunun vezdücirabdeNA diyor

dikkat buyurun. Kulumuz. Zımnen bize kulluk edenin Mevla‟sı biz oluruz. Yani o benim kulum, çünkü sadece beni rab edindi. Dercesine. Yani benim kulumu tufandan ben kurtarırım. Benim kulumun Mevla‟sı ben olurum. Yer gök tufan olsa kulumun kılına dokundurtmam. ĠĢte bu, Allah sevdiği kuluna nasıl yeri göğü hizmet ettirir onun kıssasıdır Nuh kıssası.

fekezzebu abdeNA ve kalu mecnunun vezdücir kulumuzu

yalanladılar. Hem kulumuzu yalanladılar, hem de dönüp o bir delidir dediler. Ama sonunda ne oldu? vezdücir engellendiler. Yani küfr ettiler, yalanladılar, ellerinden geleni ardlarına koymadılar, fakat yinede engellendiler. Yani Allah‟a gönüllü teslim olmadılar, Allah onları gönülsüz teslim aldı. Allah‟a gönüllü teslim olsalardı bunun adı iman olacaktı. Gönülsüz teslim alınınca inkar oldu. Allah‟a gönüllü teslim olsalardı akıbetleri cennet olacaktı. Allah gönülsüz teslim alınca akıbetleri cehennem oldu. Fakat değiĢen bir Ģey olmadı. Yani Allah yine teslim aldı. Kaçmak mümkin mi? eynel mefer nereye kaçmalı Allah‟tan kaçmak mümkün mü? Allah‟tan taĢra bir yol var mı? hani Seyrani‟mizi Tanzimat padiĢahı AbdülMecid; Tanzimata karĢı eleĢtiri yönelttiği için “seni Halep‟e sürgün ettim.” Deyince Ģu cevabı vermiĢ ya Seyrani;

Bozmak mümkin ise aklın bikrini Boz da bakir iken bul gönder beni. Yani ben insanım, düĢünmek Allah‟ın bana verdiği bir yetenek.

Aklımın bekaretini bozamazsın. Yani ben düĢünürüm, düĢündüğümü de söylerim. Bunu yapabilirsen yap. Hakkın mekanından özge bir mekan bulmak mümkün ise bul gönder beni. Beni nereye süreceksin Halep‟e, Fizana, Yemen‟e sür. Ora da hakkın mekanı. Eğer beni sürgün etmek istiyorsan gerçekten, Allah‟a ait olmayan bir mekan bul. Gittiğim yerde Allah varsa problem yok. ĠĢte bu, iĢte böyle.

10-) Fede'a Rabbehu enniy mağlubun fentasır; Nihayet (Nuh da) Rabbine: "Gerçek ki ben mağlup oldum; bana

yardım et" diye dua etti. (A. Hulusi) 10 - O da nihayet rabbine duâ etti, ben dedi, mağlûbum, hemen

nusretini ver. (Elmalı)

Page 490: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Fede'a Rabbehu enniy mağlubun fentasır Allahu ekber.! Allah‟ın

peygamberine bakın “Bittim ya rabbi” diyor. Bittim. Her peygamberin bittim dediği bir yer var. Öyledir. ĠĢte Nuh‟ peygamberin bittim noktası bu ayet. Ve derken o rabbine ellerini kaldırdı yalvararak dedi ki; “elbet ben bittim ya rabbi. enniy mağlubun ben bittim, ben mağlup oldum. Aslında mağlup olmadı. Fakat kendi bittiğini Allah ona gösterdi. Allah‟ın sünneti bu. Neden bittiğini gösterir? Bittiğini göstermese insana arkadan gelen zaferi kendisine mal eder. Onun için sünneti bu. Adeti bu Allah‟ın. Bittim dedirtir. Çünkü insanın gücü sınırlıdır. Peygamber de olsa insanın gücü sınırlıdır. Ve öyle diyor Allah‟ın yüce peygamberi, o ulu nebi; enniy mağlubun ben bittim ya rabbi. Fentasır, sen yet ya rabbi. Sen yardıma gel ya rabbi. Yardımıma koĢ yarabbi. Ġmdat ya rabbi.

Bitmek ve yetmek iĢte bütün mesele. Kulun gücü bitince Allah‟ın

yardımı baĢlar. Hz. Nuh‟un yakarıĢını hatırlıyoruz Nuh suresinden. Ve kale Nuhun Nuh dedi ki; Nuh Ģöyle yalvardı.Rabbi lâ tezer 'alel Ardı minelkafiriyne deyyara. (Nuh/26) Rabbim, yer yüzünde bunlardan bir tane bırakma. Buraya gelmiĢ..! Neden Kur‟an da Nuh peygamberin bin yıldan 50 sene eksiğiyle tebliğ ettiği dile getirilir?

Aslında bunun mecazi karĢılığı Ģudur; Ey muhatap bir insanın

yaĢayabileceği en son süreyi getir gözünün önüne Nuh ondan birazı hariç o sürenin tamamını tebliğ etti, ama yinede bu adamlara kâr etmedi. TaĢa söz geçti de bunlara geçmedi. ĠĢte bunun karĢısında Nuh‟a da böyle demek düĢtü. Rabbi lâ tezer 'alel Ardı minelkafiriyne deyyara nasıl canı yanmıĢsa mübarek peygamberin;

ĠnneKE in tezerhüm yudıllu 'ıbadeKE ve lâ yelidû illâ faciren

keffara. (Nuh/27) eğer onlardan yer yüzünde bir tane damızlık bırakırsan o da kafir doğuracak baĢka bir Ģey değil diyor. Allahuekber..! Bu da bir hikmet, ilahi bir hikmet. Ġlginç bir kıssa gerçekten de. Bize çok Ģey öğretiyor aslında. Tıkanma noktası, iĢte buraya gelme, yoksa bir peygamber kolay kolay, düĢünebiliyor musunuz bir tarlayı bir ömür, Kur‟an bunun adına 950 demiyor tabii, binden 50 eksik diyor. O farklı Ģeyler çünkü. Öyle diyor. Yani ömrünüzü tüketeceksiniz uğruna ama tarla size ektiğiniz hiçbir tohumu geri vermeyecek. Usanmayacaksınız, taĢını ayıklayacaksınız, tezeğini kıracaksınız, bir daha süreceksiniz, sırtınızda su taĢıyacaksınız, dağ bayır aĢıracaksınız, avuçlarınızla tırnaklarınızla kazacaksınız, kanlarınızla sulayacaksınız ama tarla vermem de vermem diyecek. ĠĢte bu, manzara bu.

Page 491: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Allah resulünün bittim noktasını biliyorsunuz değil mi? Taif dönüĢü. Hani taife gitmiĢti, bir umut diye gitmiĢti, Mekke onu kovmuĢtu. Artık Mekke hayatına kastediyordu. Taife vardığında taĢlarla karĢılandı, tükürüklerle karĢılandı, küfür ve hakaretlerle karĢılandı alemlere rahmet Hz. Muhammed S.A.S. O insanlık ufku

Taif‟in dıĢında bugün hala üzüm bağıdır. Ben henüz gideli, göreli 1

yıl geçmedi üzerinden Efendimizin misafir olduğu bağın oturduğu yerine bir mescit yapılmıĢ Addas mescidi. Bugün metruk, bugün boynu bükük tel örgüler içine alınmıĢ, mescidin minaresinin bir kısmı yıkılmıĢ, hatta kurĢunlanmıĢ dehĢet bir mahzuniyet gördüm ben Addas mescidinde. Ama oralar hala dağlık, hala bağlar duruyor.

Geldi, Ninova‟lı Addas efendisinin bağını iĢliyordu. Efendimizi garip

olarak orada kan revan içinde görünce yanına geldi durumu sordu. Efendimiz ona ayetleri tebliğ etti. Gözleri ıĢıldadı Addas‟ın. Bize kadar gelen rivayetler diyor ki, Allah resulünün elinin tozlarını temizledi Addas. Ondan sonra dudaklarına götürdü o eli öptü. Ondan sonra Allah‟ın Resulünün yüzünde ki kanları temizledi, dudaklarını alnına götürdü, öptü. Ondan sonra Resulallah‟ın ayaklarını. Ayağı kan revan olmuĢtu, elleriyle yıkadı, dudaklarını oraya götürdü ve öptü. Allah resulü orada ona dua etmiĢti.

Ve döndü Mekke‟ye giremedi. Tam bittim noktası ve o vadide yaĢlı

gözlerle Mekke‟ye yönelip ellerini açtı; Ġlahi dedi eĢ‟kû dâ‟fe kuvvetiy Allah‟ım gücümün tükendiğini sana Ģikayet ediyorum ve kîllete hiletiy Kuvvetimin azaldığını sana Ģikayet ediyorum ve hevâniy alennâs insanlardan bıkıp usandığımı sana Ģikayet ediyorum. Ġlahi, rabbi, ya rabbül müstad‟âfiyn Yâ Erhamerrahimiyn, ya Ekrame'l-ekramîn ey merhametlilerin merhametlisi, ey ezilenlerin rabbi, ey benim rabbim ve min entekileniy beni kimlerin eline bıraktın Ġn lem tekûn gadbane aleyye, felâ ubâliy eğer bana gazap etmedin, bana kızmadın bana gücenmedinse bu çektiğim hiçbir Ģeye aldırmıyorum dedi arkasından. Ve farklı bir rivayette Ģu ilaveye rastlıyoruz: lem tekilûniy ila nefsiy tarfe‟tai Allah‟ım beni bir göz açıp kapayıncaya kadar kendi nefsimin eline bırakma. Yani benden ellerini çekme benim elimi bırakma ya rabbi isterse bir göz açıp kapayıncaya kadar.

Bu dua göklerin kapısına ulaĢacaktı. Bu dua tarihin seyrini

değiĢtirecekti. Bu duayı bekliyordu rabbimiz. Aslında bittim demesini bekliyordu. Bir peygamber dua eder bittim der tufan gelir. Ama alemlere rahmet olan peygamber bittim der, Medine geldi. Hicret geldi iĢte göklerin

Page 492: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

kapısı böyle açıldı ve artık ondan sonra yükselen zaman baĢladı ve acının yerini müjdeler, zaferler aldı.

[Ek bilgi; DUANIN ORĠJĠNAL HALĠ “Allâhumme ileyke eĢ‟kû dâ‟fe kuvvetiy ve kîllete hiletiy ve hevâniy

alennâs; Yâ Erhamerrahimiyn, ente Rabbül müstad‟âfiyn; ente erhamu biy min entekileniy ilâ aduvvin bağiydin yetecehhemuniy, ev ilâ sadıykın karîbin mellektehu emrî. Ġn lem tekûn gadbane aleyye, felâ ubâliy, gayre enne âfiyeteke ev seûliy. Euzü binûri vechikellezi eĢrekat lehu zulûmatu ve salâha aleyhi emriddünya vel âhıreti en yenzile bi gadabüke ev yehılle aleyye sehatük; ve lekel utba hatta terda ve lâ havle velâ kuvvete illâ bike.”

"Allahım, kuvvetimin yetersiz kaldığını, çaresiz olduğumu, halk nazarında hor hakîr hâle düĢtüğümü görüyorsun. Ya erhamer rahimiyn, zayıf görülüp ezilenlerin Rabbi sensin. Kötü huylu ve kötü tavırlı yabancı düĢmanın eline beni terk etmeyecek, hattâ himayemi ellerine verdiğin akrabadan bir dosta bile beni bırakmayacak kadar Rahimsin.

Allah‟ım, bana karĢı gazablı değilsen; çektiğim eziyet ve belâlara hiç aldırıĢ etmem. Ancak Ģu da var ki, koruma sahan bunları da çektirmeyecek kadar geniĢtir. Allah‟ım, gazabına maruz kalmaktan, yahut rızasızlığından, senin bütün zulmeti parıl parıl aydınlatan, dünya ve âhiret hallerinin yegâne selâmete çıkartıcısı olan NUR‟u Vechine sığınırım. Allah‟ım rızan olasıya senden affını diliyorum. Havl ve kuvvet ancak seninledir." (A. Hulusi Dua ve zikir.)]

Hz. Nuh daha farklı bir misyon gerçekleĢtiriyordu. Hz. Peygamber

daha farklı bir misyon. Aslında her peygamber farklı bir hayat durumuna cevaptı. Her peygamberin içinde olduğu ortam hayatta karĢılaĢacağımız farklı bir duruma çözüm getiriyordu. Nuh peygamber karada gemi yapmayı temsil ediyordu.

Karada gemi yapmak, nasıl bir Ģey karada gemi yapmak? Deniz

yok, gemi yap. Ama deniz yok, sen gemi yap, eğer mesajına lebbeyk diyecek bir kulak bulamamıĢsan, ömrünü bu mesaj uğruna vermiĢsen, elinden geleni yapmıĢ bitirmiĢsen, ardına koymamıĢsan, bittim ya rabbi diyorsan gemi yap. Bil ki çağının Nuh‟usun, tufan var, gemi yap. Peki gemi yapayım ama ya deniz yoksa gemi ne iĢe yarar mı dediniz, sen gemi yap, deniz ayağına gelir. iĢte böyle, haydi okuyalım.

11-) Fefetahnâ ebvabes Semai Bimain munhemir;

Page 493: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Biz de kuvvetle dökülen bir su ile semânın kapılarını açtık! (A. Hulusi)

11 - Bunun üzerine Göğün kapılarını açtık dökülen bir su ile Ģakır

Ģakır. (Elmalı) Fefetahnâ ebvabes Semai Bimain munhemir biz de bardaktan

boĢalırcasına dökülen bir su ile semanın kapılarını ardına kadar açtık. ĠĢte deniz, gerçekten bittim dersen ve bitersen Allah yardımına gelir. Gök ve yer yardımına gelir. Sen gemini yap, denizi ben getiririm der ve deniz sana gelir, sen denize gidemezsen. Burada olduğu gibi.

12-) Ve feccernel Arda 'uyunen feltekal mâu alâ emrin kad

kudir; Arzı da kaynaklarıyla fıĢkırttık da takdir edilmiĢ hükümle sular

(birbirine) kavuĢtu! (A. Hulusi) 12 - Yeri de fıĢkırttık kaynaklar halinde, derken su birleĢti bir emr

üzerine ki olmuĢtu öyle mukadder. (Elmalı) Ve feccernel Arda 'uyunen ve toprağı fıĢkıran pınarlara çevirdik.

feltekal mâu alâ emrin kad kudir ve kararlaĢtırılmıĢ bir görevi gerçekleĢtirmek üzere sular kavuĢtu, birleĢti. Yerin ve göğün suları birleĢti, yani ey Nuh gemin vardı denizin yoktu, al deniz de benden olsun dedi Allah ve deniz de oldu.

[Ek bilgi; SÜMERLER'ĠN TUFAN MENKIBESĠ (KESĠN BĠLGĠ) Bir defa Sümer‟lere ait Tufan menkıbesi, Nuh'un gemisinin Cudi

yöresinde olduğunu ispatlar. Bu belge, çivi yazısı ile yazılmıĢtır. Kesin olarak Sümerce yazıldığı bilinen metin Kuran üslubuna benzemektedir. Belki de bu metin Nuh'a indirilen ayetlerdir.

Jeolojik araĢtırmalar da tufanın Cizre'de olduğunu gösteriyor. Bölgede duvar gibi bir doğal baraj yıkılıyor ve tufan oluyor. Bölgede, Nuh'un çocuklarının adıyla anılan köyler var, yatırlar var, efsaneler, halen yaĢatılan gelenekler var.

Gemiden çıkan 80 kiĢi Kuran'da Semanin diye geçiyor. Cizre'de Semanin köyü var! Dicle'nin batısında Nuh'un oğlunun adını taĢıyan Yafes (Kasandela) köyü var.

Page 494: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Bir banyo küvetinin içine su doldurun, içine de tümsekler yerleĢtirin ve bir maket gemi koyun. Suyu boĢaltın, göreceksiniz ki, gemi tümseklerden birinin üzerine değil, dibe oturmuĢtur. Nuh'un gemisi de Cudi dağının dibine oturmuĢtur. Orası da Cizre civarında bir yerdir.

Kuran'da 'Sizi bereketli bir toprağa indireceğim' diyor. Dağın tepesinde bereketli toprak olur mu? 'Güvercin gönderdim, ağzında zeytin dalı ile geldi' diyor. Soğuk dağ ikliminde, Ağrı ve çevresinde zeytin olur mu? (Prof Mümin Köksoy) http://politika.dumlupinar.edu.tr/yayinlar-B/yay-b3.htm]

13-) Ve hamelnahu alâ zâti elvahın ve düsür; Onu (Nuh'u) tahta ve çivilerle oluĢmuĢ (tekne) ile taĢıdık. (A.

Hulusi) 13 - Onu ise taĢıdık elvahlı (Levha) ve kenetli bir hamule (yük)

üzerinde ki akar. (Elmalı) Ve hamelnahu alâ zâti elvahın ve düsür ama onu malzemesi

ahĢap ve çivi olan bir gemi ile taĢımıĢtık. Ġlginç geminin sıfatları zikrediliyor, ahĢap ve çivi. Neden acaba?

Sanırım benim yorumum Ģu; Nuh‟u kurtaran gemi değildi,Derme çatma bir gemi ile o tufanın içinden çıkamazdı. Nuh‟u Allah kurtardı gemi değil. Onun için tahtaya ve çiviye bakmayın. Yani parmak ayı gösterirken parmağa bakmayın, aya bakın Tahta ve çiviye teĢekküre kalkmayın. Nuh‟u kurtaran tahta ve çivi değildi, Allah‟tı. Ben bu nükteyi okuyorum bu ayette.

14-) Tecriy Bi a'yuniNA* cezaen limen kâne küfir; (Tekne) gözetimimizde akıp gidiyordu. Nankörlük edilene (Nuh'a)

bir ceza olmak üzere! (A. Hulusi) 14 - Nezaretimizle giderdi o nankörlük edilen zata bir mükâfat

olarak. (Elmalı) Tecriy Bi a'yuniNA* cezaen limen kâne küfir o gemi gözetimimiz

altında yol aldı Bu nankörlük yapılan Nuh‟a verilmiĢ bir ödüldü, bir

Page 495: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bedeldi. Yani siz Allah için yola çıkın, Allah için hizmetinizi yapın, eğer size nankörlük yapılıyor, kıymetiniz bilinmiyorsa korkmayın, Allah kıymetinizi bilir, ödülünüzü de verir. ĠĢte örneği budur. Diyor ayet.

[Ek bilgi; Ġlginç bir görüĢ; Hz. NUH'UN GEMĠSĠ BUHAR

KAZANLIMIYDI? Hz. Nuh'un bir oğlunun dıĢında bütün aile fertlerini ve az da

kavminden kendisine iman etmiĢ olanları, gerek insanlar, gerek diğer hayvanlar için gerekli olan yiyecekleri dahi yüklenerek, dağlar gibi dalgalar içinde akıp giden bir geminin harikulade bir gemi olması ve bunun basit bir yelkenli gemi gibi düĢünülmemesi gerekiyor. "O devirde böyle bir gemi yapılabilir miydi?" sorusuna karĢılık, "Öyle fırtınalı ve dalgalı bir tufanda bu kadar yükü küçük bir yelkenli taĢıyabilir mi?" sorusuyla cevap vermek gerekir… Devamı]

15-) Ve lekad teraknâha ayeten fehel min müddekir; Andolsun ki onu (tekneyi insanlar için) bir iĢaret olarak (geride)

bıraktık! DüĢünen yok mu? (A. Hulusi) 15 - Celâlim hakkı için bıraktık ta onu bir âyet olarak, fakat düĢünen

mi var? (Elmalı) Ve lekad teraknâha ayeten fehel min müddekir doğrusu biz

bunu bir ibret belgesi olarak bıraktık. Yok mudur ibret alan, ders alan. Bunu dediği ne?Ve lekad teraknâha, “h” zamiri ne?Gemi diye düĢünmüĢ bazı otoritelerimiz. Tevrat‟ta yer alan kıssaya bakarak. Onun için bazı ehli kitap, unsurlar gelip ağrı dağında Nuh‟un gemi kalıntılarını arıyorlar. Fakat ben bu “ha” nın gemiye tahsis edileceği konusunda herhangi bir bilgiye sahip değilim,i belgeye de sahip değilim. Bu kıssaya da girebilir. Yani biz bu kıssayı bir belge olarak bıraktık.

Bunun anlamı ne? Bunun anlamı yer yüzü çapında yapılmıĢ bir

araĢtırmanın sonuçları. Sri Lanka‟dan Avustralya Aborjinlerine ve Guatemala yerlileri gibi kapalı havza toplumlarına kadar yer yüzünün tüm toplumlarının tek ortak efsanesi var. Tufan. Tamam anladık, orta doğu toplumlarında bu kıssa efsaneleĢmiĢ, nesilden nesile gelmiĢ. Ama bir ada toplumu olan ve bu yüzyılda keĢfedilmiĢ olan Aborjinler de ne geziyor. Okyanusta küçücük bir ada halkı olan Sri Lanka, eski ismi ile Seylan‟da ne geziyor. Dünyadaki tüm kapalı açık toplumların ortak tek

Page 496: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

efsanesi tufan efsanesidir. Elbette tufan bir efsane değildir. Nuh kıssası bir efsane değildir. Fakat bu toplumlarda birbirine yakın ya da uzak bir biçimde böyle bir efsane anlatıla gelmiĢ. Hepsinin kökeninde iĢte bu hakikat yatıyor. Kur‟an ın bize haber verdiği Nuh tufanı olayı. Biz bunu geleceğe bir belge olarak bıraktık diyor rabbimiz, ki, bence belge, insanlığın ortak hafızasında yer etmiĢ olan bu belgedir.

[Ek bilgi. Tufan hakkında detaylı bilgi Yer bilimlerinin katkısıyla

NUH TUFANI VE SÜMERLERĠN KÖKENĠ/ Prof. Dr. Mümin Köksoy] 16-) Fekeyfe kâne azâbiy ve nüzür; Benim azabım ve uyarmalarım bak nasıl oldu! (A. Hulusi) 16 - Ki nasıl azâbım ve inzarlarım? (Elmalı) Fekeyfe kâne azâbiy ve nüzürnitekim uyarımın dinlenilmemesi

halinde azabım nasıl olurmuĢ gördüler. 17-) Ve lekad yessernel Kur'âne lizZikri fehel min müddekir; Andolsun ki Kurân'ı kolaylaĢtırdık, hakikatin hatırlanması ve

tefekkürü için! DüĢünen yok mu? (A. Hulusi) 17 - ġanım namına Kur'an ı müyesser de kıldık düĢünmek için,

fakat düĢünen mi var? (Elmalı) Ve lekad yessernel Kur'âne lizZikri fehel min müddekir ve

doğrusu biz bu Kur‟an ı ders alınsın diye kolaylaĢtırdık, hala yok mudur ders alan. Hani ders alanlar nerde, Vahiy düĢünenlere inmiĢtir dostlar, düĢünenler ders alırlar. Ġbret almak için kafayı kullanmak lazım. Onun için ibret akıl sahipleri için kullanılan bir kelimedir. Akılsızlar için ibret kullanılmaz. likavmin yetefekkerun. (Caziye/13 diyor Kur‟an düĢünen bir topluma. Kendini ithaf ediyor düĢünen bir topluma ve Haris el Muhasibi‟nin dediği gibi “Akıl Kur‟an dır, Kur‟an akıldır.”

Hz. Ömer öyle diyor; “Sizi birinin Kur‟an okuması gece gündüz

Kur‟an okuması aldatmasın diyor. Çünkü Kur‟an dillerimizle söylediğimiz bir Ģeydir. Siz asıl onunla kim amel ediyor, onu kim hayatına koyuyor ona

Page 497: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bakın” diyor. Abdullah bin Ömer (R.A.) diyor ki, Ben öyle insanlar görüyorum ki bugün iman verilmeden önce kendisine Kur‟an verilmiĢ. Yani Kur‟an a gönlü yatmamıĢ, kalıbı basmamıĢ ama, Kur‟an ı ezberlemiĢ. BaĢtan baĢlıyor, sondan çıkıyor ezbere fakat onun emirlerini ve yasaklarından hiç haberi yok. Bunu daha sahabe söylüyor.

Lütfen dikkat yine Ģeyhülislam lakaplı büyük alim Fudaly bin Iyaz

diyor ki; Kur‟an sadece ve sadece amel edilmek için indi, yaĢanmak için indi. Fakat insanlar tuttu onu okumayı amele dönüĢtürdü. Yani Kur‟an kendisiyle amel edilsin diye indi, insanlar ise onu kırata amel edindi. ĠĢte böyle, onun için bu ayette bu surede 4 kez geçen Ve lekad yessernel Kur'âne lizZikri fehel min müddekir (17-22-32-40) üzerinde tekrar tekrar durmak ve düĢünmek gerekiyor.

18-) Kezzebet 'Adun fekeyfe kâne azâbiy ve nüzür; Ad da yalanladı! (Peki) benim azabım ve uyarmalarım nasıl oldu?

(A. Hulusi) 18 - Tekzip etti de Âd nasıl oldu azâbım ve inzarlarım? (Elmalı) Kezzebet 'Adun fekeyfe kâne azâbiy ve nüzür Ad kavmi de

yalanlamıĢtı, fakat uyarının dinlenilmemesi halinde azabım nasıl olurmuĢ gördüler. Yani ilahi uyarı dinlenilmeyince azab nasıl olurmuĢ onlar da gördü.

19-) Ġnna erselna aleyhim riyhan sarsaren fiy yevmi nahsin

müstemirr; Muhakkak ki biz onların üzerine, uğursuz bir gün içinde sürekli

helâk edici bir kasırga irsâl ettik. (A. Hulusi) 19 - çünkü salıverdik üzerlerine müstemir, nuhusetli bir günde bir

soğuk rüzgâr ki sarsar. (Elmalı) Ġnna erselna aleyhim riyhan sarsaren fiy yevmi nahsin

müstemirr elbet biz de onların üzerine kapkara bir günde, berbat bir günde, bahtsız bir günde gürültülü bir kasırga gönderdik.

Page 498: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

20-) Tenzi'un Nase, keennehüm a'cazu nahlin munka'ır; Ġnsanları, sanki sökülmüĢ hurma kütükleri gibi koparıp atıyordu. (A.

Hulusi) 20 - Ġnsanları kökünden devrilen hurma kütükleri gibi yolar. (Elmalı) Tenzi'un Nase, keennehüm a'cazu nahlin munka'ır insanları

öyle savuruyordu ki bu kasırga, insanlar sanki hurma kütükleri gibi yere serildiler. Hadramevt. Ahkaf; Bugün Yemen sınırları içinde kalan okyanusa paralel bir bölge ölüm yeĢili yani. Kum tepelerinin altında ölü bir medeniyet. Belki de ismini buradan alıyor. KüstahlaĢan her medeniyetin akıbeti budur. Onlarda 12 – 17 m kumun altına gömüldüler bu yüzyılda kalıntıları ancak bulunabildi, uzaydan tespit edilebildi.

Ad Semud Kur‟an da hep bir arada gelir. Nerede anılmıĢsa beraber

anılırlar. Bunun sebebi sadece Ad‟dan geriye kalan kabilelerin kuzeye doğru göç etmeleri ve yeni bir medeniyet kurmaları değil. Semud, Ad‟ın bakiyesi idi. Asıl bunun sebebi bu iki kavmin kendilerine gelen belayı algılama biçimleri. Ad çölde bir uygarlık yeĢertti. MuhteĢem bir uygarlık Ġreme zâtil 'ımâd. (Fecr/7) sütunlar sahibi irem bu uygarlığın merkezi olduğu söylenir.

[Ek bilgi; Ad-Semud kavmi hakkında geniĢ bilgi. Ġngiliz araĢtırmacı Thomas‟ın yazdıklarını inceleyen Clapp de,

kitapta bahsedilen bu kayıp Ģehrin varlığına inanmıĢtı. Çok vakit kaybetmeden , Ubar „da kazı çalıĢmalarına baĢladı.Clapp, Ubar „ın varlığını kanıtlamak için, iki ayrı yola baĢvurdu. Önce bedeviler tarafından, var olduğu söylenen patika izlerini buldu. NASA „ya baĢvurarak, bu bölgenin resimlerinin, uydu aracılığıyla çekilmesini istedi. Uzun bir uğraĢıdan sonra, yetkilileri, bu bölgenin resimlerinin çekilmesi için ikna etmeyi baĢardı. (Ergun)]

Ama ne oldu? KüstahlaĢtılar ve Allah helak etti. Onlar helaki

malzemeye buldular. Kafa yapılarına değil de malzemeye suçu buldular. Çölde yapı yaparsan, uygarlık kurarsan iĢte böyle olur dediler. Gel gidelim bu sefer kayaya kuralım. Geldiler medaini salihe ve o kayalar hala bugün ayaktadır. Kayalardan apartmanlar, o günün en sağlam, hani altı kaya gibi, üstü kaya falan. Pazarlasalar herhalde böyle pazarlarlardı. Yani hiçbir deprem etki edemez. Kayaları oydular. Mantıkları yanlıĢtı, davranıĢlarını düĢünmediler fakat malzemeye suç buldular. Orada da

Page 499: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

yakaladı onları. KüstahlaĢınca geldi bela orada da vurdu. Yani kayada da bulur sizi, sadece kumda değil. ĠĢte bunun için Ad ve Semud hep beraber gelir.

21-) Fe keyfe kâne azâbiy ve nüzür; Benim azabım ve uyarmalarım bak nasıl oldu! (A. Hulusi) 21 - Bak nasılmıĢ azâbım ve inzarlarım? (Elmalı) Fe keyfe kâne azâbiy ve nüzürfakat uyarımın dinlenilmemesi

halinde azabım nasıl olurmuĢ gördüler. 22-) Ve lekad yessernel Kur'âne lizZikri fehel min müddekir; Andolsun ki Kurân'ı kolaylaĢtırdık hakikatin hatırlanması ve

tefekkürü için! DüĢünen yok mu? (A. Hulusi) 22 - ġanım namına Kur'an ı müyesser de kıldık düĢünmek için,

fakat düĢünen mi var? (Elmalı) e lekad yessernel Kur'âne lizZikri fehel min müddekir ve

doğrusu biz bu Kur‟an ı anlamak isteyenler için kolaylaĢtırdık, yok mu öğüt alan. Hala öğüt iĢte bu Malzemeye bulmayın, küstahlaĢan her medeniyet mahvolur. Mantığa ve akla bakın. Nasıl düĢündüğünüze daha doğrusu Allah ile iliĢkinizi gözden geçirin.

23-) Kezzebet Semudu Bin nüzür; Semud da uyarıcıları yalanladı. (A. Hulusi) 23 - Semûd o inzarları tekzip ettiler. (Elmalı) Kezzebet Semudu Bin nüzür Semud‟da bütün uyarıları yalanladı.

Page 500: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

24-) Fe kalu ebeĢeran minna vahıden nettebi'uhu, inna izen lefiy dalâlin ve su'ur;

Dediler ki: "Bizden bir beĢere mi tâbi olacağız? O takdirde

muhakkak ki inancımızdan sapıp ahmaklık içinde kalırız." (A. Hulusi) 24 - ġöyle dediler: içimizden bir beĢere mi tabi' olacağız? ġüphesiz

biz o vakit ĢaĢkınlık içinde kalır ateĢlere yanarız. (Elmalı) Fe kalu ebeĢeran minna vahıden nettebi'uh ve dediler ki ne yani

içimizden bula bula bir ölümlüye mi tabi olacağız, uyacağız. Melek peygamber istiyorlar. Meleklerin ve gizli güçlerin sembolü olduğuna inandıkları putları ve totemlerine bir meĢrulaĢtırma çıkaracaklar oradan. Ama asıl bilinçlerinin gerisinde melek peygamber gelirse biz meleği üretemeyiz diyerek vahyin peĢine düĢmemenin mazeretini bulacaklar.

inna izen lefiy dalâlin ve su'ur bu takdirde biz dediler sapıtmıĢ ve

çıldırmıĢ oluruz. Yani bize ahmak derler, çılgın derler, deli derler, sapık derler. Görüyor musunuz sapıklar baĢkalarını sapıklıkla suçluyorlar.

25-) EulkıyezZikru aleyhi min beynina bel huve kezzâbun eĢir; "Zikir (hakikat ilmini hatırlatıcı) aramızdan Ona mı ilka olundu?

Bilakis O küstah bir yalancıdır!" (A. Hulusi) 25 - O zikir aramızdan ona mı bırakıyorlar? Belki o bir Ģımarık

yalancıdır. (Elmalı) EulkıyezZikru aleyhi min beynina bel huve kezzâbun eĢir

aramızdan bir tek ona mı indirildi vahiy. Hayır aksine o yalanda sınır tanımayan biri dediler.

26-) Seya'lemune ğaden menil kezzâbul eĢir; Yarın kimin küstah bir yalancı olduğunu bilecekler! (A. Hulusi) 26 - Ġleride bilecekler o Ģımarık yalancı kimdir? (Elmalı)

Page 501: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Seya'lemune ğaden menil kezzâbul eĢir Allah‟ta (dedi ki) yarın kim yalanda sınır tanımayan biriymiĢ, yalanda sınır tanımayan mağrurmuĢ yarın göstereceğim dedi, yani bu söylediğiniz kimmiĢ herkes görecek.

27-) Ġnna mursilun nâkati fitneten lehüm fertakıbhüm vastabir; Muhakkak ki biz, onlara bir sınav objesi olarak diĢi deve irsâl ettik...

Artık onları gözetle ve sabret. (A. Hulusi) 27 - ĠĢte biz onlara bir fitne olmak üzere o Nâkayı (o diĢi deveyi)

salıyoruz. Onun için gözet onları ve sabırlı ol. (Elmalı) Ġnna mursilun nâkati fitneten lehüm fertakıbhüm vastabir

unutma ki ey Salih biz bu diĢi deveyi onları sınamak için göndermiĢ bulunuyoruz. Artık onları gözetle ve sabret. Sınama vesilesi iĢte. Allah Resulüne gösterdiği rüyayı da sınama vesilesi kıldığını buyurmuĢtu. Ġsra/60 ayetinde. Yine Zakkumu sınama vesilesi kıldığını buyurmuĢtu Saffat/63. ayetinde. Yine 19 rakamını; 'Aleyha tis'ate 'aĢer. (Müddesir/30) üzerinde 19 vardır ayetinde ki 19 rakamını sınama vesilesi kıldığını ifade buyurmuĢtu. Ayette. Yine Harut ve Marut‟u sınama vesilesi kıldığını buyurmuĢtu Bakara/102 ayetinde. Yani Kur‟an da böyle sınama vesileleri var. ĠĢte bu da o sınama vesilelerinden bir tanesi.

28-) Ve nebbi'hüm ennel mae kısmetun beynehüm* küllü Ģirbin

muhtedar; Onlara haber ver ki, su aralarında paylaĢtırılmıĢtır... Her kısım

sudan, nöbetleĢe payını alsın. (A. Hulusi) 28 - Hem haber ver onlara ki su aralarında nevbetle taksim ve her

su alıĢ huzur iledir. (Elmalı) Ve nebbi'hüm ennel mae kısmetun beynehüm* küllü Ģirbin

muhtedar ve onlara ey salih suyun aralarında taksim edildiğini haber ver. Her sulama nöbetleĢe olacaktır de. nâkatAllâh. (ġems/13) Kur‟an da geçtiği Ģekliyle Allah‟ın devesi diyor Kur‟an. Bu ardullah gibi, Allah‟ın arzı, Beytullah gibi Allah‟ın evi gibi bir kullanım. Kamu malı bu deve, sahipsiz yani.

Page 502: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

MüĢriklerin benzer bir uygulamaları vardı. Onun için ilk muhatapları

da uyaran bir ayet bu kıssa böyle. MüĢrikler mesela üst üste 5 batım doğuran deveyi kutsal addederler salarlardı. Mesela üst üste iki kere ikiz doğuran deveyi kutsal atfederler salarlardı. Peki salınan deve ne olur? Ne ot verirler, ne su verirler, ne bakarlar, ne çekerler, yarasına bakmazlar. O Allah‟ın devesi.

Aslında hayvana eziyet ederlerdi, hayvana iĢkence ederler, yani

onu yarı tanrı haline getirirler tıpkı Budizm‟in ineği gibi. Oysa hayvan develiğe çoktan razıdır, ama bunlar razı değildir. ĠĢte bir varlığı amacı dıĢında kullanınca nasıl Ģaklabanlıklar oluĢuyor, aslında onun ilginç bir öyküsüdür bu. Maide/103. ayetine bakarsanız orada görürsünüz müĢriklerin bu uyarısını. Hayvanları batıl inançlara alet ederek kullanımdan alıkoyma geleneği bu.

29-) Fenadev sahıbehüm feteata feakar; ArkadaĢlarına seslenip çağırdılar. Onlar da payını aldı, deveyi de

vahĢi Ģekilde boğazladılar! (A. Hulusi) 29 - Bunun üzerine sahiplerine bağırdılar o da silâha sarıldı da

ayaklarını çırptı. (Elmalı) Fenadev sahıbehüm feteata feakar derken onlar çete baĢı olan

arkadaĢlarını çağırdılar kafa kafaya verip görüĢtüler ve en sonunda o arkadaĢları hunharca, iĢkenceyle deveyi boğazladılar, iĢkence ederek. Agara bu, bacaklarını kırıp iĢkence etmek manasına gelir. Bir hayvana yapılan iĢkence deyip geçmeyin diyor Kur‟an. Koca bir kavim sahipsiz bir hayvana yapılan iĢkence sonucunda bardağı taĢıran damla oldu yani. ĠĢte böyle bir kıssa bu.

30-) Fekeyfe kâne azâbiy ve nüzür; Benim azabım ve uyarmalarım bak nasıl oldu! (A. Hulusi) 30 - Fakat bak nasıl oldu azâbım ve inzarlarım. (Elmalı)

Page 503: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Fekeyfe kâne azâbiy ve nüzür fakat uyarılarımın dinlenilmemesi halinde azabımın nasıl olduğunu hiç hesaba katmadılar.

31-) Ġnna erselna aleyhim sayhaten vahıdeten fekânu

keheĢiymil muhtazır; elbet biz de onlara tek bir bela sayhası, tek bir bela çığlığı gönderdik. Sonunda çürüyüp un ufak olmuĢ ağaç kırıntısına, talaĢ parçasına döndüler. Nasıl bir belaysa talaĢ oldular diyor. Yani torf oldular, ağaç kırıntısı, süprüntüsü oldular.

32-) Ve lekad yessernel Kur'âne lizZikri fehel min müddekir; Andolsun ki Kurân'ı kolaylaĢtırdık, hakikatin hatırlanması ve

tefekkürü için! Buna göre bir düĢünen yok mu? (A. Hulusi) 32 - ġanım namına Kur'an ı müyesser de kıldık düĢünmek için,

fakat düĢünen mi var? (Elmalı) Ve lekad yessernel Kur'âne lizZikri fehel min müddekir ve

doğrusu biz bu Kur‟an ı ders alınsın diye kolaylaĢtırdık, yok mudur ibret alan ders alan. Ders neydi bu kıssada? Ġddialı bir uygarlık sonunu bir deve bile getirebilir. Yani tıpkı Nemrud‟un bir sinek getirmiĢse, baĢını göklerde zannedip de Ģu dağları ben yarattım havalarına giren ve insanlara zulmeden bir uygarlığın sonunu bir deve bile getirebilir. Onun için zalimler mutlaka bir biçimde cezalarını bulurlar hem de hiç ummadıkları küçük gördükleri bir Ģeyin elinden bulabilirler, dikkat edin ders budur burada.

33-) Kezzebet kavmu Lutın Bin nüzür; Lût kavmi de uyarıcıları yalanladı. (A. Hulusi) 33 – Lût‟un kavmi o inzarlara yalan dediler. (Elmalı) Kezzebet kavmu Lutın Bin nüzür Lût kavmi de bütün uyarıları

yalanlamıĢtı.

Page 504: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

34-) Ġnna erselna aleyhim hasıben illâ ale Lut*necceynahüm Bi sehar;

Muhakkak ki biz onlara taĢlar fırlatan kasırga irsâl ettik... Lût'un

ailesi müstesna. Onları seherde kurtardık. (A. Hulusi) 34 - Biz gönderdik üzerlerine taĢlar yağdıran, yalnız Lût‟un ailesini

necata çıkardık bir seher. (Elmalı) Ġnna erselna aleyhim hasıben illâ ale Lut*necceynahüm Bi

sehar elbet biz de onları bir bela fırtınasına maruz bıraktık ve seher vakti sadece Lût‟un iman ailesini kurtardık. Ġman ailesi, karısı bu aileye dahil olmamıĢtı. Onun içinde helak edildi. Hud/81, Neml/57. ayette ifade edildiği gibi.

35-) Nı'meten min 'ındiNA* kezâlike necziy men Ģeker; Ġndîmizden bir nimet olmak üzere. ġükredeni iĢte böyle

cezalandırırız! (A. Hulusi) 35 - Tarafımızdan bir nimet olarak, iĢte Ģükredeni böyle karĢılarız.

(Elmalı) Nı'meten min 'ındiNA* kezâlike necziy men Ģeker katımızdan bir

nimet olarak bunu yaptık. ġükredenleri biz iĢte böyle ödüllendiririz. 36-) Ve lekad enzerehüm batĢetena fetemarev Bin nüzür; Andolsun ki (Lût) onları Ģiddetle yakalamamız konusunda uyardı

da, onlar uyarıcıları kuĢkuyla karĢıladılar! (A. Hulusi) 36 - Celâlim hakkı için satvetimizin Ģiddetini kendilerine ihtar da

etmiĢ idi, fakat o ihtarları cidal ile karĢıladılar. (Elmalı) Ve lekad enzerehüm batĢetena fetemarev Bin nüzür doğrusu

Lût bizim yakalama gücümüze karĢı onları uyarmıĢtı. Allah yakalar demiĢti. Kaçamazsınız, Allah‟ı atlatamazsınız demiĢti. Fakat onlar buna hep kuĢkuyla, tereddütle yaklaĢtılar.

Page 505: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

37-) Ve lekad raveduhu an dayfihi fetamesna a'yunehüm

fezûku azâbiy ve nüzür; Andolsun ki Onun (Lût'un) konuklarından (Ģehvetle) zevk almak

istediler de bu yüzden (görüĢlerini) tam bir körlüğe soktuk! "ġimdi tadın azabımı ve uyarmalarımı!" (A. Hulusi)

37 - Ve onun misafirlerinden kâm almağa kalkıĢtılar, biz de

gözlerini siliverdik de tadın bakalım dedik azâbımı ve inzarlarımı? (Elmalı)

Ve lekad raveduhu an dayfihi dahası arzularını onun misafirinden

gidermeye, çirkin arzularını, Ģehvetlerini onun misafirlerin sırtından gidermeye kalktılar. fetamesna a'yunehüm fezûku azâbiy ve nüzür bunun üzerine biz de gözlerini kör ettik. Tamesna „ala a'yunihim. Evet veya tamesna a'yunehüm gözlerini kör ettik, gözlerine perde çektik. Aslında gözlerini ne kör etti? ġehvet. ġehvetleri baĢına vurunca gözleri görmez oldu, hakikati görmez oldu. Madem uyarımı göz ardı ettiniz o halde azabımı tadın dedik.

38-) Ve lekad sabbehahüm bükreten azâbun müstekırr; Andolsun ki yerini bulmuĢ azap onlara sabahleyin bastırdı. (A.

Hulusi) 38 - Ve Celâlim hakkı için bastırıverdi kendilerini bir sabah bir azâbı

müstekır. (Elmalı) Ve lekad sabbehahüm bükreten azâbun müstekırr mamafih

sabahleyin erkenden kalıcı izler bırakan bir azap onları geldi çepeçevre kuĢattı. Müstakirr; Kalıcı izler diye çevirdim. Lût gölünün kuzey ucuna lisan denir. Bugün Lut gölünün kuzey ucu lisan, derinliği 40 m. Suyun altındadır. Fakat Lisan‟ın bittiği yer bıçakla baĢtan sona enine kesilmiĢ gibi, tam bıçakla kesilmiĢ bir dilim gibi derinlik 40 m. Den 400 m. ye düĢer. Ġlginçtir, dehĢettir. Yani bela ben buradayım der orada. O helak olan kavimler o 40 m. Derinliğin içindedir. Ora dıĢarıda imiĢ, beladan sonra suyun içine. ġu anda Lut gölünde böcek dahi yaĢamaz. Bir su

Page 506: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

düĢünün ki içinde bir tek bitki bitmiyor, bir tek böcek yaĢamıyor. Öyle bir su. Bunlar hep ibret aslında.

39-) Fezûku azâbiy ve nüzür; ġimdi tadın azabımı ve uyarmalarımı! (A. Hulusi) 39 - Tadın bakalım azâbımı ve inzarlarımı. (Elmalı) Fezûku azâbiy ve nüzür sonunda uyarımın dinlenilmemesi halinde

azabım nasıl olurmuĢ gördüler. 40-) Ve lekad yessernel Kur'âne lizZikri fehel min müddekir; Andolsun ki Kurân'ı kolaylaĢtırdık, hakikatin hatırlanması ve

tefekkürü için! Buna göre bir düĢünen yok mu? (A. Hulusi) 40 - ġanım namına Kur'an ı müyesser de kıldık düĢünmek için,

fakat düĢünen mi var? (Elmalı) Ve lekad yessernel Kur'âne lizZikri fehel min müddekir biz iĢte

Kur‟an ı anlamak isteyenler için, anlaĢılması için böyle kolaylaĢtırdık. Yok mudur öğüt alan. Ders ne? Öğüt ne burada? Ahlaki çürüme, çöküĢü kaçınılmaz kılar. YozlaĢmaya karĢı mücadele edenler de mutlaka seçilip ayrılırlar. Öğüt bu.

41-) Ve lekad cae ale fir'avnen nüzür; Andolsun ki Firavun ailesine de uyarıcılar geldi. (A. Hulusi) 41 - ġanım Hakk için ali Firavuna da geldi inzar edici

Peygamberler. (Elmalı) Ve lekad cae ale fir'avnen nüzür doğrusu Firavun yandaĢlarına

da bu uyarılar gelmiĢti.

Page 507: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

42-) Kezzebu Bi âyâtiNA kulliha feehaznâhüm ahze 'Aziyzin Muktedir;

ĠĢaretlerimizin hepsini yalanladılar! Biz de onları karĢı konulmaz

kudretle yakaladık! (A. Hulusi) 42 - Âyetlerimizin hepsini tekzip ettiler biz de onları öyle bir tutuĢla

alıverdik ki muktedir bir azîze öyle yaraĢır. (Elmalı) Kezzebu Bi âyâtiNA kulliha feehaznâhüm ahze 'Aziyzin

Muktedir bütün ayetlerimizi yalanladılar, bunun üzerine biz de her Ģeye gücü yeten yüce bir güç sahibi nasıl çekip alırsa iĢte öylece çekip aldık.

43-) Ekuffaruküm hayrun min ülaiküm em leküm beraetün fiyz

zubur; Sizin hakikat bilgisini inkâr edenleriniz bunlardan daha mı

hayırlıdır? Yoksa zeburlarda (hikmetli bilgilerde) sizin için bir kurtuluĢ müjdesi mi var? (A. Hulusi)

43 - Sizin kâfirleriniz onlardan hayırlımı? Yoksa sizin için kitaplarda

bir berâat mı var? (Elmalı) Ekuffaruküm hayrun min ülaiküm Evet, soru ilginç, ne yani diyor

Ģimdi sizin kafirleriniz bu kafirlerden daha mı değerli. Yani Allah sizin kafirlerinize torpil mi geçecek (haĢa) Bu kafirlere böyle ceza verirken sizin kafirlerinizin küfrünü görmezden mi gelecek? em leküm beraetün fiyz zubur yoksa silinmez sayfalarda dokunulmaz olduğunuz mu kayıtlı. Ne ilginç hitaplar, azarlar bunlar. Evet, yani bizim dokunulmazlığımız var, veya biz Allah‟a yakınız biz peygamberin torunlarıyız, veya biz Ģuyuz, biz buyuz. biz Ģuna Ģu kadar hizmet ettik, biz Ġslam‟a bu kadar hizmet ettik, yani caka satmak baĢkalarının ameliyle caka satacak herkese veya biz Ġbrahim‟in torunlarıyız. Ki müĢrikler öyle diyorlardı. Biz Hayrullah‟ın torunlarıyız. O Allah‟ın dostuydu, Allah dostunun torunlarına öyle yapmaz. ĠĢte ona bir cevap, o bakıĢa bir cevap. Allah nezdinde hatırlı kafir yoktur. Aslında kısaca söylediği bu.

44-) Em yekulune nahnu cemiy'un müntesır;

Page 508: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Yoksa: "Biz yardımlaĢan (yenilmez) topluluğuz" mu diyorlar? (A. Hulusi)

44 - Yoksa biz yardımlaĢır bir cemiyetiz mi diyorlar? (Elmalı) Em yekulune nahnu cemiy'un müntesır yoksa biz örgütlü gücüz,

galip geliriz mi diyorlar. Örgütlü küfür eğer galip geleceğini düĢünüyorsa Firavuna baksın. Yer yüzünün en örgütlü küfürü o idi, o bile galip gelemedi.

45-) Seyuhzemul cem'u ve yuvelluned dübür; Yakında o topluluk (Bedir'de) yenilecek ve arkalarını dönüp

kaçacaklar! (A. Hulusi) 45 - Her halde o cemiyet bozulacak ve arkalarını dönüp gidecekler.

(Elmalı) Seyuhzemul cem'u ve yuvelluned dübür gün gelecek, birlikleri

yenilip dağılacak ve arkalarını dönüp kaçacaklar. ĠĢte bu bir mucize. Bu mucize bu ayetin iniĢinden tam 10 yıl sonra

gerçekleĢti. Medine‟de Bedir‟de. Allah Resulü Bedir öncesi top yekun dua ettirmiĢti. Ve ellerini açmıĢ, baĢını secdeden uzun süre kaldırmamıĢ, ondan sonra da ellerini açmıĢ. Allahümme in tühlik hazikil ashabeh la tubed fil ard. Allah‟ım Ģu bir avuç insanı da eğer helak edersen, edilmesine izin verirsen sana kulluk eden kalmayacak, demiĢti ve arkasından Bedir zaferi gürleyip geldi ve iĢte arkasından da bu ayeti okudu.

46-) Belis sa'atu mev'ıduhüm ves sa'atu edha ve emerr; Hayır, onların azapla buluĢma zamanı O Saat'tir (ölüm)! O saat,

(savaĢ yenilgisinden) daha Ģiddetli ve daha acıdır. (A. Hulusi) 46 - Daha doğrusu onların asıl mev'ıdi (vaad edilen) saattir ve o

saat daha acı ve daha belâ ve beterdir. (Elmalı)

Page 509: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Belis sa'atu mev'ıduhüm ves sa'atu edha ve emerr ne var ki onların asıl randevuları son saattir ve o son saat en dehĢetli, en acı bir an olacaktır. Yani onlar asıl belayı son saatte bulacaklar, beklesinler. Asıl ahirette cezalandırılacaklar.

47-) Ġnnel mucrimiyne fiy dalâlin ve su'ur; Muhakkak ki suçlular bir sapma ve ahmaklık içindedirler. (A.

Hulusi) 47 - Muhakkak ki mücrimler ĢaĢkınlık ve çılgınlıklar içindedirler.

(Elmalı) Ġnnel mucrimiyne fiy dalâlin ve su'ur çünkü günahı hayat tarzı

edinmiĢ, sapıtmıĢ ve çıldırmıĢ olmalılar. 48-) Yevme yushabune fiyn nari alâ vucuhihim* zûku messe

sekar; O süreçte yüzleri üzere ateĢte sürüklenirler! "Sakar'ın

(cehennemin) yakıĢını tadın!" (denilir). (A. Hulusi) 48 - O gün ki yüzleri üstü ateĢte sürüklenecekler tadın ne imiĢ diye

messi Sakar. (Elmalı) Yevme yushabune fiyn nari alâ vucuhihim* zûku messe sekar

o gün yüzü koyun ateĢe sürüklenecekler ve denilecek ki tadın bakalım değdiğinin fiyakasını bozan cehennemin okĢayıĢına. Zûku messe sekar; okĢamak, tatmak. Ġlginç. Aslında bir nükte var gibi geliyor bana. Kısa vadeli hazzı hayat tarzı edinenleri, ahirette bekleyecek Ģey de budur. Cehennem ateĢi okĢayacak.

49-) Ġnna külle Ģey'in halaknâhu Bi kader; Muhakkak ki biz her Ģeyi kaderiyle (yazılı - programlanmıĢ) yarattık!

(A. Hulusi)

Page 510: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

49 - Haberiniz olsun ki biz her Ģey'i bir kaderle yaratmıĢızdır. (Elmalı)

Ġnna külle Ģey'in halaknâhu Bi kader Ģüphe yok ki her Ģeyin

ölçüsünü yaratan biziz. ĠĢte berceste ayet bu. Kader; ölçü ile yaratılıĢtır. Amaçlı ve anlamlılıktır. Ġradi eylemlerde kader iradenin kendisidir. MüĢrikler kafir oluĢlarını kadere bağlıyorlardı ve diyorlardı ki ..lev ĢaAllâhu ma eĢrekna.. (En‟am/148) eğer Allah dileseydi biz Ģirk koĢmazdık. Allah‟a iftira ediyorlardı. Allah ise insana iradeyi kader kıldığını zımnen ifade ediyor.

50-) Ve ma emruna illâ vahıdetun kelemhın Bil basar; Emrimiz (hüküm ve oluĢ) tektir; göz kırpması gibidir (Allâh'a göre

"AN" içinde olmuĢtur)! (A. Hulusi) 50 - Emrimiz de baĢka değil birdir, bir lemhi basar gibidir. (Elmalı) Ve ma emruna illâ vahıdetun kelemhın Bil basar bizim emrimiz

ise sadece göz açıp kapamak gibi bir anlık iĢtir. Allah‟ın dilemesiyle yapması arasında zaman farkı yoktur. Allah her Ģeyi ölçülü yaratmayı kendi dilemiĢ ve kendine ilke edinmiĢtir. Dolayısıyla tekamül yasası Allah için bir mecburiyet değildir, bir ilkedir. Değilse;

izâ erade Ģey'en en yekule lehu kün feyekûn. (Yasin/82) bir

Ģeyin olmasını istediği zaman ol der, o da hemen oluverir. Bu bağlamda Allah‟ın bir toplumu isterse anında yok edeceğini, fakat bunu bir yasaya bağladığını ifade etmek için bu bağlamda gelmiĢtir bu ayetler. Helak sürecinin sonucunda.

51-) Ve lekad ehlekna eĢya'akum fehel min muddekir; Andolsun ki sizin benzerlerinizi helâk ettik. Bunu bir düĢünen yok

mu? (A. Hulusi) 51 - Celâlim hakkı için emsalinizi hep helâk da ettik fakat hani

düĢünen? (Elmalı)

Page 511: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve lekad ehlekna eĢya'akum fehel min muddekir nitekim geçmiĢte sizin gibi toplumları yok ettik, hala yok mudur ders alan.

52-) Ve küllü Ģey'in fealuhu fiyz zubur; ĠĢledikleri her Ģeyin bilgisi zeburlardadır (hikmet dolu bilgi

metinlerinde). (A. Hulusi) 52 - Bununla beraber iĢledikleri her Ģey defterlerdedir. (Elmalı) Ve küllü Ģey'in fealuhu fiyz zubur ve yaptıkları her Ģey korunaklı

sayfalarda bir bir kayıt altına alınmıĢ, asla es geçilmemiĢ, unutulmamıĢtır.

53-) Ve küllü sağıyrin ve kebiyrin mustetar; Küçük - büyük hepsi satır satırdır! (A. Hulusi) 53 - Ve küçük büyük hepsi satra (satır) geçmiĢtir. (Elmalı) Ve küllü sağıyrin ve kebiyrin mustetar küçük olsun, büyük olsun,

her ne yapmıĢlarsa satırlara geçmiĢtir. Ġlahi hesabın ıskalamayacağına atıf.

54-) Ġnnel müttekıyne fiy cennatin ve neher; Muhakkak ki korunanlar cennetlerde ve nehir kıyılarındadırlar. (A.

Hulusi) 54 - ġüphesiz muttakiler Cennetlerde nur içinde. (Elmalı) Ġnnel müttekıyne fiy cennatin ve neher ne var ki sorumluluğunun

bilincinde olanlar cennetlerde ve ırmaklar arasında mest olacaklar. Ve neher ifadesini ZemahĢeri ve ona bakarak bazı müfessirler akı almaz bir ıĢık tayfı içinde yüzecekler Ģeklinde anlamıĢlar.

Page 512: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

55-) Fiy mak'adi sıdkın 'ınde Meliykin Muktedir; Melik-i Muktedir'in kuvveleriyle hakikati yaĢam boyutundadırlar!(A.

Hulusi) 55 - Sadakat meclisinde, kudretine nihayet olmayan bir ĢehinĢahın

huzuru kibriyasında.(Elmalı) Fiy mak'adi sıdkın 'ınde Meliykin Muktedir muhteĢem, sadakat

tahtında. Sonsuz hükümranlık ve iktidar sahibinin yüce huzurunda. Rabbim ebedi alemde sadakat tahtına layık olanlardan kıl bizi.

Ġhanet gayyasına yuvarlananlardan kılma. Amin, vel Hamdu Lillahi Rabbil'Alemiyn. Hamd, alemlerin rabbi olan Allah‟a aittir. Ve ahiru davahüm enil

hamdülillahi rabbil alemiyn Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.

Page 513: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. RAHMÂN SURESĠ (01-78)(169) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” El Hamdu Lillahi Rabbil'Alemiyn Vesselatü Vesselâmü alâ

Resulüna Muhammedin ve alâ alihi ve ashabihi ve etba‟ıhi ecmaiyn. RabbiĢrah liy sadriy; Ve yessirliy emriy; Vahlül ukdeten min lisaniy; Yefkahu kavliy; (Tâhâ 25-26-27-28) Rabbim, göğsüme geniĢlik ver, kolaylaĢtır iĢimi, düğümü çöz

dilimden, ki anlasınlar beni. Amin. Değerli Kur‟an dostları bugün dersimize Rahman suresi ile

giriyoruz. Rahman suresi mushafta 55. sırada yer alan sure. Adını ilk ayetinden alıyor. Sonsuz rahmet sahibi manasına geliyor. Kur‟an da Allah‟ın isimlerinden biri ile baĢlayan tek sure. Sure tümüyle Furkan/60. ayetinde yer alan Rahman da kimmiĢ, Rahman da neyin nesiymiĢ sorusuna müĢriklerin bu inkarcı yaklaĢımına bir cevap içeriyor. Ġki sure arasında ki tek bağ bu değil. Bu surenin 19-20. ayetleri ile, yine Furkan/53. arasında ilginç açık bir bağ daha var. Hz. Esma‟dan gelen bir rivayette Hicr/94. ayetine atıf yapılır. Bu atıf rivayetiyle birlikte düĢündüğümüzde Rahman suresi Hicr suresinden sonra inmiĢ olmalıdır sonucuna varıyoruz.

Yine Ġbn. Abbas bu sureyi ġehr (ĠnĢirah) suresi ile asr suresi

arasına yerleĢtirir. Ki takriben Kur‟an ın iniĢ sıralamasında 13. sıraya düĢer. Ancak en makul sıralama Furkan – Fatır arasına yerleĢtiren sıralamadır ki Ġbn. AĢur‟un tercihi de bu. Bu durumda sureyi iniĢ sıralamasında 43. sıraya yerleĢtirebiliriz.

Ġbn. Mes‟ud (r.a.) bu sure indiğinde sahabe arasında kim çıkıp ta

Kâbe‟nin önünde bunu, müĢriklerin yüzüne beraber okuyacak sorusuna ben cevabını verir ve ısrarlı talepleri üzerine talebi kabul edilerek

Page 514: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

gönderilir. Ġbn. Mes‟ud kindar bakıĢlar önünde bu sureyi, bu iç sesi insanın yüreğini havalandıran, gerçekten muhteĢem bir iç sese, armoniye sahip olan bu sureyi müĢriklerin gözleri önünde okur ve tabii ki ağır bir biçimde hırpalanır, dayak yer.

Onun bu durumunu görüp acıyan arkadaĢlarına müĢrikler hakkında

söylediği Ģu söz gerçekten manidardır. Daha önce hiç onları bu kadar zayıf, bu kadar zavallı bir halde görmemiĢtim. ĠĢte mü‟mince bakıĢ.

Rahman suresi, bütün bu rivayetler ve yaklaĢımlar ıĢığında

nübüvvetin 5. yılına yerleĢtirilebilir. Konusu itibarıyla sure Allah‟ın merhametinden söz eder. Hayranlık verici bir belagate, iç sese sahip. Allah‟ın insana olan sevgi, Ģefkat ve merhameti sure boyunca bir dip akıntısı gibi çağlar. Varlığın çift kutuplu doğasına hemen her pasajda, hatta her ayet çiftinde atıf yapılır. Allah‟ın hayata her an müdahil olduğunu ifade eden o muhteĢem cümle bu surede gelir. külle yevmin HUve fiy Ģe'n (29) bununla Allah‟ın müdahil olmadığı bir hayat tasavvurlarının tamamı Ģiddetle reddedilir ve tokat gibi bir cevap verilir. Allah‟ın müdahil olmadığı hiçbir hayat alanı yoktur.

31 kez bu surede Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban ayeti

yankılanır. Bu muhteĢem yankı insanın ta yüreğinde sesini bulur. O halde rabbinizin nimetlerinden hangisini inkar edebilirsiniz. O halde rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz. Ġnsanoğlunun buna vereceği cevap yoktur. sükûttan baĢka hiç birini, çünkü bırakın yalanlamayı, saymaya kalksa Ve in te'uddu nı'metAllâhi lâ tuhsuha.. (Nahl/18) asla beceremez. Bu 31 ayet nakarat değildir. Birbirinin aynı vurguya da sahip değildir. Her biri adeta özel bir vurgudur kendisinden bir önce sayılan dolaylı ya da dolaysız nimete atıf içerir. Bu kısa giriĢten sonra surenin tefsirine geçebiliriz.

BismillahirRahmanirRahıym 1-) Er Rahmân; Rahmân (El Esmâ ül Hüsnâ ile iĢaret edilen tüm özelliklerin sahibi),

(A. Hulusi) 01 - Rahmân. (Elmalı)

Page 515: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

2-) Allemel Kur'ân; Talim etti Kurân'ı (Esmâ mertebesindeki özellikleri oluĢturdu). (A.

Hulusi) 02 - Öğretti Kur'an ı. (Elmalı) 3-) Halekal Ġnsân; Halketti ĠNSAN'ı, (A. Hulusi) 03 - Yarattı insanı. (Elmalı) 4-) Allemehül beyân; Öğretti ona beyanı (Esmâ özelliklerini insanda açığa çıkardı); (Hz.

Âli'nin deyiĢiyle "'Ġnsan', konuĢan Kur'ân" oldu.) (A. Hulusi) 04 - Belletti ona o güzel beyânı. (Elmalı) Er Rahmân (1) Allemel Kur'ân (2) Halekal Ġnsân (3) Allemehül

beyân (4) Adeta bire soru iĢareti var zımni olarak. Yani Rahman; Rahman da kim diye mi soruyorsunuz. Furkan/60. a bir atıf içerdiğini giriĢte söylemiĢtim. Onlar, müĢrikler rahman ismini duyduklarında adeta kırmızı görmüĢ gibi bir hal oluyorlardı. SaldırganlaĢıyorlardı ve bu ismi asla kabul etmiyorlardı. Oysa ki Rahman, rahmetle dolu, merhametle dolu, özü itibarıyla Ģefkat, merhamet ve sevginin kaynağı demekti.

Peki böyle bir isme neden itiraz ederlerdi müĢrikler? Bu itirazın en

tipik örneğini Hudeybiye de görüyoruz. Hudeybiye ye müĢrik diplomatik heyetinin baĢında gelen Süheyl Bin Amr, Allah Resulünün Hz. Ali‟ye; “Yaz ya Ali BismillahirRahmanirRahıym demesi üzerine,”Rahman da neymiĢ, Bismik Allahümme yaz” diye itirazda bulunuyordu. HoĢ onun söylediğinde de bir problem yok, Allah‟ın adıyla yaz alternatifini getiriyor. Fakat iĢin ilginç tarafı Rahman‟ı inkar etmesi.

Neden? Bunun temelinde iki sebep yatar. 1 – YanlıĢ bilgi. Bölge müĢrikleri Rahman ismini Yemen‟lilerin iki

tanrısından birinin adı olarak sanıyorlar, öyle biliyorlardı. Oysa ki Yemen

Page 516: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

de tek tanrılı inanç, yani büyük oranda Hıristiyan ve Yahudiler yaĢıyordu. Onlar içinde Rahman Allah‟ın bir sıfatıydı.

2 – Daha önemlisi, asıl sebep ise Allah‟ın hayatlarına müdahil

olmasını inkar ediyorlardı. Bu surede onların bu inkarı baĢtan sona reddedilecektir. Onlar Allah‟ın rahmet vasfıyla dahi olsa insan hayatına müdahalesini inkar ediyorlar, istemiyorlardı. Uzak bir Allah‟ı seviyorlardı. Yakın olanı sevmiyorlardı. Çünkü uzak olursa hayatlarına doğrudan müdahil olmayacak, putlarına da bir yer açılmıĢ olacaktı. Uzak olursa aracılar koyma ihtiyacı hissedeceklerdi. Koydukları aracılar özne değil nesne tanrılar olduğu için ensesine tokat vurabilecekleri tanrılar olduğu için hoĢlarına gidiyordu. Çünkü tanrıları onlara değil, onlar tanrılarına emredebiliyor, onları istedikleri yere yerleĢtiriyor. Onları istedikleri yere koyuyor, onları uslu uslu durmalarını öğütlüyor, hatta acıkınca yiyorlardı, böyle bir tanrıyı seviyorlardı.

Onlara Ģah damarından daha yakın olan, insanın her çağrısına

cevap veren, insanı her an koruyup gözeten, kollayan, bakan besleyen, büyüten ve insanın tüm adımlarını yazan ve insanı daima merhametiyle kuĢatan, sevgisiyle sarıp sarmalayan yakın, çok yakın bir Allah inancını istemiyorlardı.

ĠĢte onun için Rahman da kimmiĢ diyorlardı ki Er Rahman;

Rahman mı? O da kim mi? O rahmetin kaynağı, O Ģu varlık aleminde ki tüm Ģefkat ve merhametin menbaı; Allemel Kur'ân Kur‟an ı öğreten. Halekal Ġnsân insanı yaratan Allemehül beyân ve yarattığı insana kendini ifade etmeyi öğretendir. Tabii ki bunlar hep fiil, fiili mazi. Yani Kur‟an ı öğretti, insanı yarattı, yarattığı insana kendini ifade etme kabiliyeti verdi, yeteneği verdi.

Kur‟an ı öğreten, insanı yaratandır. Bu ilk 4 ayetten, özellikle 2 – 3

– 4. ayetlerden hemen çıkaracağımız ilk sonuç bu. Kur‟an ı öğreten, insanı yaratandır. Ġnsanı yaratanın Allah olduğuna inanıp da, Kur‟an ı öğretenin Allah olduğuna inanmamak çeliĢkidir. Daha doğrusu, insanı yaratan Allah‟ın insan için bir hayat düsturu, bir yol haritası, bir kılavuz, bir prospektüs, bir kullanım kılavuzu vermemiĢ olmasını düĢünmek mümkin mi? Ġnsanı yaratacak, bir Ģah eser yaratacak, özene bezene yaratacak ve yarattığı Ģah eseri kaldırıp sokağa atacak ve dönüp bir daha bakmayacak. Onun sonsuz mutluluğu için yol göstermeyecek, onunla bir daha ilgilenmeyecek..! Bu akla mantığa sığar mı? Bu seliym bir aklın kabul edebileceği bir Ģey mi? Yarattığı Ģah eserle ilgilenmesinden daha doğal ne olabilir.

Page 517: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Allah insanı yarattı, kendisi için yarattı. Alemi yarattı, insan için yarattı. Yarattığı alem için bir düzen koyan Allah, kendisi için yarattığı insana bir düzen koymasın mı? Koymasın mı? koyamasın mı. Koyamayacaksa eğer o Allah olamaz. Yani eğer gücü yetmiyorsa (haĢa) koymamıĢsa eğer o zaman insanın Ģah eser olması nerde kaldı. O zaman onun merhamet ve Ģefkatiyle insanı kucaklayıp, sarıp sarmalaması kabul edilmiyor demektir. Yani Allah‟ın insana olan merhametini reddetmek, insanın insana yapacağı en büyük zulüm değil midir?

ĠĢte Er Rahman; O sonsuz rahmet kaynağı Allemel

Kur'ân,Halekal Ġnsân, Allemehül beyân Kur‟an ı öğretti, insanı yarattı, yarattığı insana beyanı verdi. Kendini ifade etme yeteneği verdi.

Yaratma iki talim arasında geliyor, 2 ve 4. ayetler. Talim, öğretme.

Yaratma ise ikisinin arasında yer alıyor, Halekal Ġnsân. Yani zımnen söylenen Ģu; Ġnsan ancak öğretim ve eğitimle insan olur. Yoksa, bunun haddi zatında daha temelde, daha farklı ifadesi Ģu. Ġnsan doğulmaz, insan olunur. Onun için talim ve terbiye insan eğitim ve öğretimle insan olur. Allah‟ın terbiyesiyle insan olur. Yoksa insan beĢer doğar. Onun için 2. ve 4. ayetler öğretmekle ilgili. 3. ayet ise yaratılmak. Yani 2 parantez arasına alınmıĢ insan.

Eğitim ve öğretimin temeli nedir sorusuna cevap var bu ilk satırda.

Er Rahman, iĢte cevap bu. Eğitim ve öğretimin temeli sevgi ve Ģefkattir. Sevgi ve Ģefkatin olmadığı bir yerde talim ve terbiye, eğitim ve öğretim olmaz.

Ta‟lim, anlamın tasavvuru için benliğin tahriki diye tarif edilir. Ta‟lim

Anlamın tasavvuru için benliğin harekete geçirilmesi, yani tasavvurun inĢası bizim ifademizle. Tasavvurun inĢası. Nasıl yapıyor bunu, ölüm, hayat. Kâr zarar, Hakk batıl, iyi kötü, güzel çirkin, doğru yanlıĢ, geçici kalıcı, baĢarı baĢarısızlık, büyük küçük, yüce alçak. Yani hayatımızı üzerine inĢa ettiğimiz ne kadar temel kavram varsa içerisini boĢaltıp kendisi dolduruyor. Çünkü biz insanlar bu kavramlarla düĢünür, bu kavramlarla duyar, bu kavramlarla algılar, bu kavramlarla yaĢar, bu kavramlarla barıĢır, bu kavramlarla savaĢır, bu kavramlarla ölür. Bizim hayatımızın ekseni bu kavramlardır. Eğer bu kavramlar yanlıĢ yüklenirse biz yanlıĢ yaĢarız, yanlıĢ ölürüz, yanlıĢ dururuz, yanlıĢ vururuz, yanlıĢ barıĢır, yanlıĢ savaĢırız. Eğer bu kavramlar doğru inĢa edilirse doğru yaĢarız, doğru ölürüz, doğru savaĢırız, doğru barıĢırız, doğru kazanırız, doğru harcarız.

Page 518: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Görüyorsunuz kavramlar önemli ve bu kavramları kim inĢa etmiĢse o kiĢinin rabbi odur. Eğer hayati kavramlarınızı Allah inĢa etmiĢse rabbiniz Allah olur. Eğer baĢkaları inĢa etmiĢse rabbiniz o olacaktır.

Beyan; Kendini ifade etme yeteneği. Allah‟ın insana verdiği en

büyük yetenek. Akıl yeteneği bunun bir boyutu, irade bunun bir boyutu, iz‟an ve irfan bunun bir boyutu, düĢünme melekesi bunun bir boyutu, hatta hafıza bunun bir boyutu. Mel insan levlel lisan illa behimetün muhmeletun. Öyle diyordu ya Ģair. Eğer lisan olmasaydı, dil olmasaydı, mantuk olmasaydı, o mantuğu dile getiren mantık olmasaydı. DüĢünce olmasaydı insan ihmal edilmiĢ bir canlıdan baĢka neydi ki, ne olabilirdi ki, hiçbir Ģey. Ancak mantık ve o mantığın ifadesi olan mantuk, dil sayesinde insan, insan olmayı beceriyor, çünkü kendini ifade ediyor. Bu surede kendini ifade edebilen insanın haddi zatında doğru ifade etmesi için zihniyeti inĢa ediliyor. Tasavvuru, aklı, Ģahsiyeti ve hayatı inĢa ediliyor.

Vahyin gayesi de zaten bu değil midir, vahiy ilahi bir inĢa projesidir.

Vahiy tilavet edilmek için değil yaĢanmak için indirilmiĢtir. Vahiy hayatın ta kendisidir. Vahiy Allah‟ın, hayatın ta ortasına müdahalesidir. Onun için bu müdahaleyi biz zihniyeti, aklı, tasavvuru inĢa biçiminde bu surenin her ayetinde bir dip akıntısı gibi görüyoruz.

5-) EĢ ġemsu velKameru Bi husban; GüneĢ (kavrayıĢ) ve Ay (duygu - hissediĢ) (Bi-) hesap iledir

(mertebelerledir). (A. Hulusi) 05 - GüneĢ ve Ay hesaplı. (Elmalı) EĢ ġemsu velKameru Bi husban güneĢi ve ayı mükemmel bir

hesapla, sapmaz, ĢaĢmaz, çok ince ve hassas bir hesapla yörüngelerinde hareket ettiren O‟dur. Veya Ģöyle de çevirebilirim bu ayeti. Zamanı tayin için bir ölçü kılan O‟dur, güneĢin ve ayın. Kur‟an ın ibret ve davet sisteminde güneĢ ve ay birbirinin iki ucudur, yani iki çifti, karĢıtı temsil ederler Kur‟an ın davet sisteminde. Gecenin ayeti aydır, gündüzün ayeti güneĢtir. Ayın ıĢığı Kur‟an da Nûr olarak, güneĢin ıĢığı dav‟ (ziyanın çoğulu) olarak geçer. Yani ıĢıkları bile aynı kelimeyle anılmaz. Biri ıĢığını ödünç alır, diğeri ıĢığını kendisinden verir. Bunu bile Kur‟an ifade ederken farklı kavramlar kullanır.

Page 519: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Kozmik düzene atıf var bu ayette. Ġnsan için yaratmıĢtır Allah GüneĢi ve ayı. Çünkü bu misafirhanenin lambalarıdır. Biri gece lambasıdır, biri gündüz. Bu lambaları koyan Allah, insan önünü görsün diye koymuĢtur. Bu lambalar için bile bir yasa koysun da, bu lambaları kendisi için yarattığı insan için bir yasa koymasın mı. Onu baĢıboĢ mu bıraksın, onunla ilgili hiçbir rehberlik yapmasın, onu görmezden mi gelsin. ĠĢte soru bu ve bu ayetin buraya yerleĢtirilmiĢ olmasının hikmeti de bu. GüneĢ ve ay bile bir hesaba göre dönerken ey insanoğlu sen hesapsız mı yaĢayacaksın hayatı. Yani ipsiz ve sapsız mı olacaksın, baĢıboĢ mu bırakılacaksın, saldım çayıra mı demesini bekliyorsun Allah‟ın seni. Yoksa Allah‟ın sana sahip çıkmasından hoĢnut olmadın mı.

Eğer Allah sana sahip çıkıyorsa bu rahmetinin bir ifadesidir. Öp ve

tepene koy, baĢının üstünde taĢı. Rabbim Ģükrederim de. Senin sonsuz nimetinin üstüne bir nimette bu oldu de. Borcum daha da arttı de. Aslında bize söylemek istediği Ģey bu ayetin.

{Atlanan ayetler(6-7). 6-) VenNecmu veĢġeceru yescudan; Necm (yıldız - fikirler) ve ağaç (beden) secdededirler (Esmâ

indînde "yokluk" hâlindedirler). (A. Hulusi) 06 - Çemen, ağaç secdedan. (Elmalı) Nebat ve Ağacın Secdesi Bunların secde etmelerinin ne demek olduğu hususunda Ģu izahlar

yapılabilir: a) Bu, biraz önce de söylediğimiz gibi, "onların gölgeleri secde

ediyorlar" manasınadır. b) Bu ikisi Allah'a boyun eğerler. Dolayısıyla hep yerden bitip

çıkıyorlar. Allah'ın izniyle bu çıkıĢa ve boyun eğiĢe devam ediyorlar. Böylece de Cenâb-ı Hak, güneĢi ve ayı dairevî bir Ģekilde hareket etmeye, bu bitkileri de, yukarıya doğru, dikey harekete memur kılmıĢtır.

Bu sebeple de bitkinin hep yerinde duruĢu, secdeye teĢbih edilmiĢtir. Çünkü secdede olan, sabit ve hareketsizdir.

c) Her ne kadar gözle görülmese de, bu bitkiler, gerçekten secde ederler ve bu tıpkı, anlaĢılamasa bile, her birinin Allah'ı teĢbih ediĢleri gibidir. Nitekim Hak Teâlâ, "Her Ģey Allah'ı teĢbih eder. Fakat siz onların teĢbihini anlayamazsınız" (Ġsra, 44) buyurmuĢtur.

d) Secde, alnı yere koymak, yahut da baĢın yere doğru olması demektir. Gövdeli ve gövdesiz bitkilerin baĢları da gerçekte yere doğru,

Page 520: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ayakları ise, göğe doğrudur. Çünkü canlıların, gıdalarını almaları baĢları sayesinde olur. Bitkilerin ise gıdaları almaları kökleri sayesinde olur. Bir de baĢ olmadan hayat olmaz. Bitkilerin de köklerine bir arıza girdiğinde, taptaze olarak ayakta kalmazlar. Ama dalları ve tepeleri kesildiğinde, hayatiyetlerini sürdürebilirler. ĠĢte bundan ötürü dallara, "ağacın baĢlan" denmiĢtir. Çünkü insandaki baĢ, en üstte olandır. ĠĢte bundan ötürü bitkilerin de üst taraflarına baĢ denmiĢtir. Bunu iyice anladığına göre, gövdeli ve gövdesiz bitkilerin baĢlan, hep yere doğrudurlar. O halde bunların secde ediĢleri, hakikî manada değil, bir teĢbih olacaktır. (Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu'l-Gayb)

7-) VesSemae rafe'aha ve veda'al miyzan; Semâyı (bilinci; Levvâme mertebesinden Mardiye mertebesine

kadar) yükseltmiĢ ve mîzanı (vahdet - kesret değerlerini dengeli yaĢama özelliğini) yerleĢtirmiĢtir. (A. Hulusi)

07 Bak Ģu güzel semaya verdi ona irtifa' vaaz eyleyip mizânı. (Elmalı)

«Gökyüzünü O yükseltti ve mîzânı (ölçü-tartıyı) koydu. Sakın

tartıda hakkı, insafı aĢmayın.» Yedinci âyetle, Allah'ın varlığına ve birliğine delâlet eden dördüncü

belge iĢlenirken «mîzân» kavramına yer verilmektedir. Fezanın bir bakıma rakama sığmayacak büyüklüğü ve ondaki cisimlerin birbirinden uzak tutulması; sistemlerin oluĢturulmasının muhakkak ki çok hassas bir mîzana göre sağlandığını göstermektedir.

Mîzân, ismi alet olup «terazi» anlamına geldiği gibi, denklem, denge, adalet ve düzen mânalarında da kullanıldığı vâkidir.

Bunlardan Ģu sonucu çıkarabiliriz : Fezada yer alan, dünya dahil bütün yıldız ve sistemlerin kendi hareketlerinde, yer çekim ve merkezkaç kanunlarıyla mutlak bir denge hâkimdir. Aynı zamanda her yıldız ve sistemde yer alan Ģeyler arasında da bir denge ve hassas bir düzenleme söz konusudur.

Dünyanın belli bir süratle kendi ekseni ve güneĢ etrafında elips çizerek sürdürdüğü hareketi, her bakımdan dengeli ve düzenlidir. Nitekim «elipssin tarifi yapılırken bu tür dengeye iĢaretle Ģöyle denilmiĢtir: «Öyle kapalı bir eğri ki bütün noktalarının 'odak' denilen iki ayrı noktaya olan uzaklıklarının toplamı birbirine denktir.»

Yeryüzünün kuruluĢ ve yayılıĢında da bu denge kanunu hâkimdir. Ancak zaman zaman insanların bilgisizce müdahalesi bu dengeyi bozmaktadır. Meselâ ormanlar hem bol oksijen verip sağlık kazandırır,

Page 521: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

hem havanın tozunu ve kirliliğini toplar, hem yağmur yağmasını sağlar, hem birçok canlılara barınak hizmeti verir.

Ağaçları plânsız, programsız ve bilgisizce kestiğimiz takdirde bu denge bozulur ve zincirleme birçok dengelerin de bozulmasına neden olur. Önce kuraklık baĢlar, toprak kayması meydana gelir.

Denizleri kirletmek ve barındırdığı canlıları bilgisizce avlamak ayrı bir dengesizlik doğurur.

Kur'an bu hususu biraz daha açıklayarak Rûm Sûresi 41. âyette Ģöyle buyurmaktadır: «Ġnsanların elleriyle iĢledikleri (bilgisizce) iĢlerden, fenalıklardan dolayı karada ve denizde fesat (dengesizlik ve düzensizlik) ortaya çıktı..»

Onun için konumuzu oluĢturan sekizinci âyette, insanlara seslenilerek Ģu uyarı yapılmaktadır: «Sakın mîzânda (ölçü, tartı, denge ve düzende) hakkı, insafı aĢmayın.»

Ayrıca âyette, göklerde mîzân, yani denge ve düzen kurulduğu gibi, yerde de mîzan kurulmuĢtur. Artık siz de hem denge ve düzeni koruyun, hem de alım-satımda bulunurken teraziyi, tartıyı doğru ve âdil kullanın, hususu da kısaca belirtilerek uyarıda bulunulmaktadır. (Ġlmin IĢığında Asrın Kuran Tefsiri Celal Yıldırım)

[Ek bilgi; Bilindiği üzeregök kütlelerinin birbirinden olan uzaklığı,

onların dengesinin esasını teĢkil eder. Kütleler birbirlerinden ne kadar uzaksa birbirleri üzerindeki çekim güçleri de o derece zayıf olur.ç Birbirlerine yakın oldukları ölçüde biri birini öteki üzerinde ki etkisi fazla olur. Nitekim(astronomik anlamda) yere yakın olan ay, çekim kanunuyla denizlerde ki suyu etkiler. Med cezir de bundan ileri gelir. ġayet iki gök cismi gereğinden çok birbirine yaklaĢsaydı çarpıĢma kaçınılmaz olurdu. KarıĢıklığın olmaması için bir emre boyun eğmek vazgeçilmez bir Ģarttır. (Maurıce Bucaılle – Kur‟an ve bilim)]}

[Ek bilgi; VenNecmu veĢġeceru yescudan ennecm ilk ve meĢhur

anlamı yıldız demektir. Ama Araplar gök yıldızı derler. Böyle bir sıfatla kullanıyor, bir de yer yıldızı var demek ki. Aslında gökteki yıldızlara verilen isim yerdeki çimenlerden alınmıĢ. Hatta sabah kırağısı, sabah çiğ düĢmüĢ, güneĢin ıĢıklarında Ģöyle yandan bakınca nasıl çimenler pırıl pırıl yıldız gibi pırıldarsa gökteki yıldızlar da iĢte gökteki çimenler. Allah yer yüzünü sizin için nasıl yeĢillendirdiyse, gökyüzünü de ıĢıklandırdı. Sanki böyle bir çağrıĢım var. Dolayısıyla birinci kelimeden yola çıkarak bunun da asli anlamını alıyoruz çim, çimen.

Ġkinci kelime nedir; Ģecer yani köksüz bitkiler, daha doğrusu desteksiz gövdesiz bitkiler ve gövdeli bitkiler.

VenNecmu veĢġeceru yescudan ne yaparlar bu ikisi secde ederler. Hem de biliyorsunuz fiil geldiği zaman devamlılığa, sürekli secde

Page 522: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ederler. Aman Allah‟ım yıldız ve ağaç nasıl secde eder, namaz mı kılıyorlar. Ne anladınız bundan? Melekler nasıl secde etmiĢti.

Bir gün Ebu Zer ile mescittelerdi efendimiz, Buhari naklediyor Ebu Zer elimi tuttu efendimiz diyor, Gel seninle güneĢin batıĢını seyredelim. Birlikte güneĢin batıĢını seyretmeye baĢladılar. Sustuk ve seyrettik. ResulAllah sanki o ilk defa batıyormuĢ gibi bakıyordu. Sanki ilk görüyormuĢ gibi bakıyordu.

Kainata bakmaya bakın, okumaya bakın. Kainat kitabını okuyan peygambere bakın. Hiç böyle baktınız mı her gün güneĢ doğup batıyor, ne kadar normal bir hadise gibi geliyor bize değil mi. Onun için mucizelerin içinde yaĢıyoruz, mucize arıyoruz.

Dedi ki Ya Eba Zer güneĢ nereye gitti. Ben ResulAllah daha iyi bilir dedim. Ya Eba Zer güneĢ secde etti.

Secde etmek ne demek; Allah‟ın emrine amade olmaktır. Yani güneĢ Allah‟ın emrine amade oldu. Sen ey insan sen ne yapıyorsun.

VesSemae rafe'aha ve veda'al miyzan aslında rafe'as semae. Ama Arap dilinde bu yöntem kullanılır. ilginçtir neden kullanılır? neden fiil sonraya atılır, isim baĢa getirilir? Burada ki ihtiĢama, olaya dikkat çekilmesi için. Yani sıradan kıllanılmaz ki muhatabın dikkati olayın olağanüstülüğüne çekme, sen onu sıradan görme demektir bu. Evet, göğü yükseltti, göğü inĢa etti, göğü yarattı aslında

ve veda'al miyzan ve ne yaptı? Dengeyi kurdu Miyzan ismi alet olarak ta kullanılır, mastar olarak da kullanılır. Mizan yani terazi Ġsmi alet bu. Ama mastar olarak kullanıldığında vesm manasına gelir. ölçü koydu., denge koydu. Nasıl bir denge bu. Biliyorsunuz kainat cazibe ipliğine dizilmiĢ ilahi bir tespihtir.

Öyle bir dizilmiĢ ki hiçbir Ģey hesapsız değil. Eğer güneĢle dünyanın arasında ki mesafe, mevcut mesafeden 1/1.000.000 daha yakın olsaydı yer yüzünde hayat yok olacaktı. Yanacaktı. Eğer güneĢle dünya arasında ki mesafe 1/1.000.000 daha uzak olsaydı yer yüzünde yine hayat olmayacaktı, donacaktı. Buyurun haydi tesadüf deyin, tesadüf tanrısına tapalım. Nasıl bir hesap bu, cazibe ipliğine bakın.

Merkezkaç kuvveti ve çekim kuvveti. Bu iki kuvveti öyle yerleĢtirmiĢ ki her Ģey kendi yörüngesine girmiĢ. Kainatta bu böyle. Kainatta sabit bir nesne yok. Her Ģey hareket halinde. Unutmayın bizim güneĢ sistemimiz ait olduğu galaksi içinde ki 200 milyar sistemden sadece bir tanesi. Ve bizim güneĢ sistemimizin içinde bulunduğu 200 milyar güneĢin bulunduğu galaksi ise Ģu ana kadar tespit edilebilmiĢ 100 milyar galaksiden sadece bir tanesi.

Haydi buyurun nasıl çıkarsınız iĢin içinden. Nasıl aklınız alacak Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban tabii elini kaldırıp teslim oldum, Müslüman oldum demekten baĢka çare yok. ĠĢte Müslüman bu. Ya rabbi kudretin önünde yere kapanıyorum. Secde bu iĢte. Ya rabbi güç ve

Page 523: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

kudretinin önünde yerlere kapanıyorum. Benim yapacak hiçbir Ģeyim yok sana teslim olmaktan gayrı demektir. (Mustafa Ġslamoğlu- Kuranvebiz.com dan farklı tefsir dersleri)]

8-) Ella tatğav fiyl miyzan; Ki o mîzanda haksızlık etmeyesiniz (dengede biri ağır basarak

diğerinden mahrum kalmayasınız). (A. Hulusi) 08 - Ki taĢmayın mizanda. (Elmalı) Ella tatğav fiyl miyzan ki siz ey insanlar dengeyi bozup ölçüyü

kaçırmayın. Yani Allah bir denge koydu her Ģeye, sizin içinize de koydu, sizin içinde koydu. Akıl dengesi, düĢünce dengesi, duygu dengesi, eylem dengesi. Bu dengeyi bozmayın. Bu dengeyi bozmak nedir biliyor musunuz? GüneĢin ölçüsü kaçarsa ona kıyamet diyoruz. Kozmik kıyamet. Sizin de ölçünüz kaçarsa bu da insanın kıyameti olur. Kendi kıyametinizi kendi ellerinizle koparmayın.

9-) Ve ekıymulvezne Bil kıstı ve lâ tuhsirul miyzan; Değerlendirmeyi (Ulûhiyet hükümlerine göre) adaletle yaĢayın ve

mîzanı dengelemede yanlıĢ yaparak hüsranı yaĢamayın! (A. Hulusi) 09 - Ve doğru tutun adaletle tartıyı da aksatmayın mizanı. (Elmalı) Ve ekıymulvezne Bil kıstı ve lâ tuhsirul miyzan yine istikamet ve

adaletle ölçüp biçin. Ölçüp biçme iĢini istikametli ve adaletli yapın. Ölçme değerlendirme yaparken asla haksızlık yapmayın ve lâ tuhsirul miyzan. Yani; Mizan terazi demek. Aslında sadece katı Ģeyleri, cisimleri ölçüp tartan Ģeyler değil teraziler aynı zamanda soyut hükümler verirken de akıl terazisini kullanırız. Akıl terazisinde de hata yaparız. Ölçüp tartarken, değerlendirirken, kıymet hükmü verirken eğer akıl terazimiz doğru ölçmezse, doğru tartmazsa ne yaparız? Büyüğe küçük, küçüğe büyük. Ġyiye kötü, kötüye iyi, hakka batıl, batıla Hakk muamelesi yaparız. Kâra zarar, zarara kâr deriz. ĠĢte Kur‟an bunu demememiz için akıl terazimizin ayarını yapar. Kur‟an ın insan aklını, tasavvurunu, Ģahsiyetini inĢasının amacı budur ve burada da bu vurgulanmıĢtır.

Page 524: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Kozmos – Kaos. Birbirinin zıddı değil mi? Kozmos kainatta ki düzen. Kaos ise bu düzenin bozulması. Tıpkı bunun gibi insanın iç dünyasında da bir kozmos ve kaos var. Kozmosa karĢılık düĢen adalet, kaosa karĢılık düĢense zulümdür. Denge, dengesizlik. Bu her Ģey için böyledir. Ekolojik denge, ekonomik denge, psikolojik denge, toplumsal denge, hayat dengesi. Bunlardan hangisi bozulursa insanoğluna büyük problem olarak yansır ve insan mutluluğunu kendi elleriyle asar.

10-) Vel Arda veda'aha lil enam; Arz (Beden) ki, mahlûkatı (mikro evreni) onda oluĢturdu! (A. Hulusi) 10 - Arza da bir tevazu' verdi berayı enam. (Elmalı) Vel Arda veda'aha lil enam yine O yer yüzünü insanların ayağı

altına özenle, özene bezene döĢemiĢ sermiĢtir. 11-) Fiyha fakihetün vennahlu zâtul ekmam; Bir meyve (insan) var onda (arzda); tomurcuklu (açılıma hazır)

hurma ağacı (beyin)! (A. Hulusi) 11 - Onda bir meyve, ve ikmaliyle duran nahli benam. (Elmalı) Fiyha fakihetün vennahlu zâtul ekmam yine orada envai çeĢit

meyveler, salkım saçak hurma ağaçları vardır. Aslında Kur‟an da bu örnek sık verilir ama bu surede daha sık veriliyor. Meyve. Yer yüzünü döĢemekle kalmadı Allah. Sadece döĢese iyi. Yani sizin için olmazsa olmaz bir misafirhane yaptı. Ama misafirhaneyi yapıp bırakmadı, sizin için zaruretleri koydu, onun yanına ihtiyaçlarınızı da koydu. Onun yanına bununla da yetinmedi Allah‟ın insanoğluna, sevgi ve Ģefkatine bakın ki güzellik ihtiyacınızı, estetik ihtiyacınızı da karĢıladı.

ĠĢte ağaç örneği budur. Ağaçlar zaruri yattan olan oksijen üretirler.

Bu muhteĢem iĢlemi yapan ağaçlar aynı zamanda meyveleri ile bitkiler bizi beslerler. Soframıza ekmek olarak gelir buğday, meyve olarak gelir. Karbon hidratlar olarak gelir. Ama aynı zamanda dolaylı olarak et olarak gelir. Yani et meyvedir, dolaylı bir meyvedir. Bununla da yetinmezler. Bitkiler dünyası güzellik ihtiyacımıza da cevap verirler. Çiçek olurlar, gül

Page 525: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

olurlar ve burcu burcu kokularıyla, can alıcı renkleriyle dünyamızı güzelleĢtirirler. Yani rabbimiz sizi yaratıp atmadım sizin her türlü ihtiyacınızı da gözettim imasında bulunuyor.

12-) Velhabbu zül asfi verreyhan; FilizlenmiĢ tohumlar (uç vermiĢ hakikat fikirleri) ve hoĢ kokulu

bitkiler (insanî hakikatin getirisi davranıĢlar) var. (A. Hulusi) 12 - Ve o çimli dâneler ve o hoĢbu' reyhan. (Elmalı) Velhabbu zül asfi verreyhan iĢte geldi ve filizlenen danelerle,

baĢaklarla, hoĢ kokulu çiçekler verdi. ĠĢte geldi! Sadece zaruret olan ekmeğinizi vermedi, aynı zamanda estetik ihtiyacınız olan, güzellik ihtiyacınız olan hoĢ kokulu çiçekleri de verdi. Nimetler gerdanlık gibi. Ġnsanoğlu gerdan, yer yüzünün göz bebeği. Bu gözbebeği gerdana dizilmiĢ birer gerdanlık. Ġnsanoğluna söylenen Ģu; Gerdanlıklar gerdanlar içindir, ey insanoğlu gerdanları gerdanlığa kurban etme. Yani sen Allah‟a kurban ol, Allah‟a adan adanacaksan. Allah diğer nimetleri sana kurban etti. Seni ise kendisine ayırdı. Sen gerdansın, gerdan gerdanlığa kurban olmaz. Değerini bil, kıymetini bil.

13-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

13 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangisini inkar eder, hangisini yalanlarsınız. Küma; ikil zamiri, tensiye zamiri neyi ifade eder sorusu müfessirler tarafından farklı farklı yorumlar olmuĢ.

1 – Kadim müfessirlerin çoğunluğu bu ikili zamirin, tensiye

zamirinin insan ve cinlere gittiğini söylerler. Fakat bu yüz yılın din müfessirlerinden Ġbn. AĢur Kur‟an cinlere değil, insana nazil olmuĢtur diyerek bu görüĢün isabetli olmadığını söyler.

Page 526: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

2 - Ġkinci görüĢ; Bu ikili zamir, tensiye zamiri iman ve küfre gider

derler. Yani ey iman eden ve inkar eden insan o halde rabbinizin hangi bir nimetini inkar edersiniz, yalan sayabilirsiniz. Yani tamam iman eden etti, ama ey inkar eden insan sen inkarcısın ama Allah‟ı inkar ederken sana verdiği nimetleri kullanarak inkar ediyorsun. Allah‟ı inkar ettiğin dilin bile Allah‟a ait. O halde bu nankörlük niye. Bu ikili zamirin küfür ve imana delalet ettiğini söylerler ki iki denizin kavuĢmasından söz eden 19- 20. ayetler buna gönderme yapar gibidir.

3. Üçüncü görüĢ, ki bu bendeniz böyle düĢünüyorum; Varlığın çift

kutupluluğuna delalet eder. Bu Küma ikili zamiri. Ey çift kutuplu varlıklar yaratılmıĢ olmanın temel yasasıdır çift kutupluluk. YaratılmıĢ hiçbir Ģey yoktur ki tek kutuplu olsun, tek olmak Allah‟a mahsustur. YaratılmıĢ her Ģey zıddıyla kaimdir. Onun için ey zıddıyla kaim olan mahlukat anlamına gelir. Görünen iradeli varlıklar, görünmeyen iradeli varlıklar. Ya da insanın görünen boyutu, görünmeyen boyutu. Her iki boyutuyla birlikte insanın görünen nimetleri, görünmeyen nimetleri. Ġnsanın bedeni için var edilen nimetler, ruhu için var edilen. Ġnsanın aklı için var edilen nimetler, midesi için var edilen nimetler. Vahiy gibi insanın aklı için indirilen nimetler, meyve gibi, sebze gibi, ekmek gibi, et gibi insanın midesi için indirilen nimetler. Yani her ikisine de muhatap olan insan. O halde rabbinizin hangi bir nimetini inkar edersin, yalanlarsın. Yani manevi nimetini mi, maddi, nimetini mi. Kalbine indirdiği vahyi mi, bedenin için yarattığı Ģu bin bir türlü nimetleri mi, hangisini inkar edersin.

4 – Dördüncü bir görüĢte bunun te‟kit, te‟yit ve tekrar olduğu

görüĢüdür ki Razi‟nin görüĢüdür bu. Yani iki kez Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin nimetlerinden hangisini yalan sayarsınız, o halde rabbinizin nimetlerinden hangisini yalan sayarsınız Ģeklinde iki kez tekrara delalet ettiği görüĢü var.

[Ek bilgi; 5 - Ayrıca belâ ve musibetleri kaldıran, rahatlık veren

keyfiyete de denir. Sık sık bu âyet-i kerîme tekrar edilerek. (Ebü‟l Leys Semerkandi-Tefsir-ül Kur‟an)]

14-) Halekal'Ġnsane min salsalin kelfahhar; Yarattı insanı (bedenini) piĢmiĢ kuru balçıktan (elementler). (A.

Hulusi) 14 - Fağfur gibi bir salsâldan insanı yarattı. (Elmalı)

Page 527: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Halekal'Ġnsane min salsalin kelfahhar o insanı sanki ateĢte

piĢirilmiĢ gibi kurutulmuĢ çamurdan yarattı. 15-) Ve halekalCanne min maricin min nar; Cann'ı (cin sınıfını - görünmez varlıkları) da dumansız ateĢten

(radyasyon - ıĢınsal enerji - elektromanyetik dalga bedenli) yarattı. (A. Hulusi)

15 - Bir maric ateĢten de o cannı yarattı. (Elmalı) Ve halekalCanne min maricin min nar görülmeyen varlıkları da,

çözülmesi zor ateĢ türü bir karıĢımdan yarattı. Kavranması, anlaĢılması, çözülmesi zor, ateĢ türü bir karıĢımdan yarattı.

Yer yüzünün insandan önceki iradeli varlığı cinlerdir. Biz bunu

Kur‟an dan öğrenmiĢ oluyoruz. Hicr suresinde bu açıkça yer alıyor. Cinler yer yüzünde insandan önce iradeyi temsil ediyorlardı, seçmeyi temsil ediyorlardı. Yani insanın selefi onlar, insan ise onların halefidir. Belki halifeyi bu çerçeve de anlamakta mümkündür. Yer yüzünün yaratılıĢ aĢamalarından ateĢ topu haline ve soğumuĢ haline ayrı ayrı bir atıf olarak anlaĢılabilir bu hikaye. AteĢ topu haline bir atıftır, yani yer yüzünün ateĢ topu zamanlarında yer yüzünü Allah iradesiz varlıklardan noksan bırakmadı, soğumuĢ zamanında da insanla iradeli varlıklardan mahrum bırakmadı. Onun için bu ikisine arka arkaya yer yüzünün yaratılıĢ aĢamasına iki aĢamasına ve bu iki yaratılıĢ aĢamasında ki iki ayrı iradeli varlığa birer atıf olma ihtimali mümkindir.

Basit bir hammadde den mucizevi bir varlık çıkarmak zımnen

ayetlerin söylediği bu. Ġrade nimetini inkar nankörlüktür diyor. Allah basit bir varlıktan muhteĢem bir varlık var etti, insan gibi ve irade verdi. ĠĢte bu nimetin Ģükrünü istiyor ve diyor ki;

16-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

Page 528: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

16 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban bu basit özden iki

muhteĢem inĢa yaptı. Birisi beden, ceset, diğeri ruh. Dolayısıyla hangi birini yalanlayabilirsiniz. Bunlardan hangisini yalanlayabilirsiniz. Bu basit temelden, bu karmaĢık ve muhteĢem Ģah eseri yaratan Allah‟ın hakkını nasıl ödeyebilirsiniz.

17-) RabbulmeĢrikayni ve Rabbulmağribeyn; Ġki doğuĢ yerinin (dünya ve ölüm ötesi yaĢam boyutu) Rabbidir ve

iki batıĢ yerinin (dünya ve kabir âlemi) Rabbidir. (A. Hulusi) 17 - Hem iki MeĢrikın rabbi hem iki Mağribin rabbi. (Elmalı) RabbulmeĢrikayni ve Rabbulmağribeyn O iki doğunun da

rabbidir, iki batının da rabbi. Gün doğumunun ve gün batımının iki uç noktası arasına delalet eder. bu iki doğu ve iki batı. Zımnen söylediği Ģudur ayetin Allah kainatın sanîi, Banîi ve kayyumudur, ayakta tutanıdır. Dolayısıyla sen varsan Allah‟ın merhameti sayesinde varsın, bunu nasıl inkar edebilirsin.

[Ek bilgi; "MeĢrikeyn ve mağribeyn" (iki doğu ve iki batı) ifadesiyle,

kıĢ ve yaz mevsimlerinin en kısa ve en uzun günleri kastediliyor olabilir. Ya da yeryüzünün yarı küresidir.

KıĢ mevsiminin kısa günlerinde güneĢ, en dar açıdan doğar ve batar, yaz mevsiminin en uzun günlerinde güneĢ en geniĢ açıdan doğar ve batar. En uzun ve en kısa iki gün arasındaki günlerde güneĢin doğuĢ ve batıĢı her gün farklı açılarda olur. Nitekim baĢka bir ayette (Meariç: 40) "Doğuların ve Batıların Rabbi" ifadesi kullanılmıĢtır.

Ayrıca güneĢ bir yarı kürede doğarken, diğer bir yarı kürede batar. Bu Ģekilde düĢünürsek, yeryüzünün iki doğusu ve iki batısı olmuĢ olur. "Doğuların ve batıların Rabbi" ifadesi de birkaç anlama gelebilir,

1) GüneĢ Allah'ın emriyle doğar ve batar, ayrıca bu, her gün farklı açılarda vuku bulur.

2) Yeryüzünün de güneĢin de sahibi O'dur. Çünkü bunların ayrı ayrı sahipleri olsaydı, bu kadar uyum içinde bulunamazlardı.

Page 529: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

3) Doğunun ve batının ve ikisinin arasındaki her Ģeyin sahibi Allah'tır. Tüm bunları yaratmak ve güneĢ ve yeryüzünün hikmete dayalı nizamını kurmak O'na aittir. (Ebü‟l Alâ Mevdudi-Tefhim-ül Kuran)]

18-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

18 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz. 19-) Meracelbahreyni yeltekıyan; SalmıĢtır (melekiyet ve hayvaniyet; Ģuur ve bilinç) iki denizi;

kavuĢup kucaklaĢıyorlar. (A. Hulusi) 19 - SalmıĢ iki deryayı demâdem çatıĢırlar. (Elmalı) 20-) Beynehüma berzahun lâ yebğıyan; Aralarında bir berzah var, birbirinin sınırını aĢamıyorlar (ikisi de

kendi boyutunda gereğini yaĢıyor). (A. Hulusi) 20 - Beyinlerinde bir berzah bagy eylemezler bir ân. (Elmalı) Meracelbahreyni yeltekıyan(19) Beynehüma berzahun lâ

yebğıyan O iki denizi saldı ama ikisi birbirine kavuĢsunlar diye saldı. Fakat aralarında aĢamayacakları da bir engel koydu. Ġki denizi bir birine saldı ki kavuĢsunlar. AmaMeracelbahreyni yeltekıyan, Beynehüma berzahun lâ yebğıyan ikisi arasında aĢılmaz bir duvar var.

21-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban;

Page 530: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

21 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangisini inkar edebilirsiniz. Burada açıkça söylenen Ģey bir yasaya delalet ediyor ki o zaten

bugün artık bilinen bir yasa. Nedir? Bazı boğazlarda açık denizler ve kapalı denizlerin kavuĢtuğu yerlerde su olduğu halde su birbirine girmiyor. Bir miktar öteden alınan su örneği ile öbüründen alınan su örneğinin elementer yapısı farklı, kimyasal yapısı farklı. Çok ilginç. Yani sanki arada bir duvar var, görünen bir Ģey yok. Fakat birbirinden ayrı duruyor. Bunu, bu fiziki mucizeye bir iĢaret var.

Hatta ilginçtir çağımızın merhum büyük bilim adamlarından Fransız

mühtedisi bir gün Kaptan (Jagues) Cousteau da Kur‟an ın bu mucizesini aktarır. Maurice Bucaille. Fransız muhtedisi Müslüman. ArkadaĢı olan Kaptan Cousteau‟ya Kur‟an da ki bu ayeti aktardığında Cousteau; “Bunu Kur‟an mı söylüyor?” Der. “Bunu 1400 yıl evvel mi söylemiĢ, biz bunu yeni keĢfettik.” Diyerek hayretini ifade eder.

[Ek bilgi; Büyük denizlerin birleĢim noktalarında meydana gelen

doğal bir engel, bu denizlerin özelliklerinin birbirine geçmesini önlemektedir. Mesela Akdeniz‟in kendine özgü bitki örtüsü ve hayvanları, Atlas okyanusunun da yine kendine özgü bir ortamı vardır. Atlas okyanusunda ki bazı hayvanlar, Akdeniz‟de yaĢayamadığı gibi, Akdeniz de ki bazı hayvanlar da Atlas okyanusunda yaĢayamaz. Eğer bu denizlerin suları birbirine karıĢmıĢ olsaydı hiç birinin ortamı diğerinden farklı olmayacaktı.

ĠĢte aradaki doğal engel denizlerin özelliklerini korumakta birinin özelliğinin diğerine geçmesine engel olmaktadır. (Prof. Dr. Süleyman AteĢ- Yüce Kur‟an ın çağdaĢ tefsiri)]

Ama bence bu ayetlerde daha derin bir Ģey söyleniyor, daha derin

bir ahlaki ve insani karĢılığı var. Ne bu karĢılık? Ġman ve küfür. Ġki deniz, iki ayrı inanç, iki ayrı bakıĢ açısı, iki ayrı hayat tarzı adeta Mekke‟de ki Müslümanlara bir teselli bu. Siz küfür denizi içindesiniz, fakat karıĢmıyorsunuz. Allah sanki aranızda bir duvar var gibi sizin imanınızı

Page 531: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

koruyor. Mekke‟de ki ortamın bir ifadesi aslında. KarıĢtırmıyor sizi, sizin imanınızı görünmez duvarlarla koruyor.

..sedden ve min halfihim sedden feağĢeynahüm fehüm lâ

yubsırun. (Yasin/9) adeta yasinde ki bu ayete bir gönderme. Önlerinde bir set, arkalarında bir set var, göremezler, göremiyorlar. Dolayısıyla görünmez duvarlarla Allah kendisine iman edenleri koruma altına alıyor. Sanki böyle bir ima var gibi geliyor bana.

22-) Yahrucu minhümellü'lüü velmercan; Çıkıyor onlardan inci ve mercan (çeĢitli özellikler). (A. Hulusi) 22 - Çıkar onlardan inci ile mercan. (Elmalı) Yahrucu minhümellü'lüü velmercan (sonraki ayetle birlikte) 23-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

23 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Yahrucu minhümellü'lüü velmercan(22) Fe Bi eyyi alai

Rabbiküma tükezziban o ikisinden irili ufaklı inciler çıkar. Mercan Arap dilinde bizde ki Ģu anda mercan resiflerine verilen isim olmaktan daha çok, büyük inciye verilen isim olarak Ģöhret bulmuĢ. Onun için irili ufaklı inciler diye çevirdim. O halde rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkar edersiniz.

Önceki yorumumun bir devamı sadedinde. Küfür perdesinin altında

inciler gizlenir. O küfür denizinde bakarsın öyle inciler yatar ki can alıcı inciler. Sen o incileri ara, o incilere dua et. Ki Resulallah mesajı almıĢtı. “Ġki Ömer‟den birini ya rabbi” diyordu. Biri Ebu Cehil, biri Ömer Bin Hattab. Ġki Ömer‟den birini. Küfür denizinde ki incilere göz dikmiĢti Resulallah. Gözü incilerdeydi. Çünkü küfür perdesinin altında gizleniyordu. Tıpkı midye kabuğunun içinde gizlenen inci tanesi gibi.

Page 532: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Yine Resulallah; “Ġnsanlar madenler gibidir” diyordu. Ennasü

meadiynü hıyarhüm fiyl cehliyye fe hıyarühüm fiyl Ġslâm. Cahiliye de değerli olanı Ġslam da da değerli olur. Yani madeni değerliyse eğer. Küfür denizinin içinde, üstü küfür örtüsüyle örtülmüĢ olsa dahi o örtüyü açtığınızda, onu keĢfettiğinizde, kabuğu kırdığınızda, ortaya çıkardığınızda, gerdana dizdiğinizde o iĢlevini yapar. Ġncidir o. Ġmanda da üstün olur. Biz Resulallah‟ın bu sözleriyle bu ayetleri yan yana getirdiğimizde gerçekten müthiĢ bir okuma görüyoruz.

Yine Buhari‟nin naklettiği beni çok etkileyen bir baĢka hadis var.

Ġnsanlar develer gibidir bazen yüzü bir arada bulunur da binecek bir tane bulamayabilirsin diyordu. ĠĢte bütün bunları yan yana dizip bu ayetlerin söylediğinin ötesinde söylemek istediğini daha derin anlayabiliriz.

En azılı kafirin en derinlerinde fıtrat incisi yatar onun için%100 kafir

bir insan yoktur. Ġçinin en derinlerinde bir tarafı Müslüman‟dır, en azından fıtrat. Siz oraya hitap etmeye, oraya ulaĢmaya, onu oradan diriltmeye, onu orasından yakalamaya bakın. Onun orasını muhatap alıp, onun orasını sevmeye ve onun orasından sarsmaya dikkat edin. Unutmayın Fıtrat Mü‟mindir. Siz o fıtrat incisi için küfür kabuğunu yarmak zorundasınız. Eğer küfür kabuğunu atar, fıtrat incisine ulaĢırsanız o inci de size müteĢekkir kalacaktır.

24-) Ve lehulcevarilmünĢeatu fiylbahri kel'a'lam; O'nundur, denizde (Hakikat ilminde) inĢa olunmuĢ, dağlar gibi

(oluĢturulmuĢ benliklerle yaĢamda) akıp giden gemiler (bedenler)! (A. Hulusi)

24 - Hem onun denizde akıp giden o münĢeâti alem niĢan. (Elmalı) Ve lehulcevarilmünĢeatu fiylbahri kel'a'lam yüce dağlar gibi

denizde hızla akıp giden koca gemiler O‟nun yasalarına tabidir. 25-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

Page 533: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

25 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde ey görünen ve

görünmeyen varlık çiftleri, ey iradeli varlık çiftleri rabbinizin nimetlerinden hangi birini yalanlayabilirsiniz.

Tatlı- tuzlu tüm suların yasası Allah tarafından konulmuĢtur. Bu

ayet çiftini böyle açıklaya biliriz. Zımnen Allah‟ın iradesi Ġman küfür gibi her türlü hayatın içinde ki durumların üstünde ve ötesinde, tüm tavır alıĢların üstünde ve ötesinde tecelli eder.

Su akıllıdır, ben bu ayeti biraz da böyle anlıyorum. Su mucizedir.

Su akıllıdır. Gerçekten de son yılların en tipik araĢtırmasıydı Japon bilim adamının su molekülleri üzerine yaptığı araĢtırma. Su molekülleri üzerine yaptığı araĢtırmada çok özel bir yöntemle moleküllerin fotoğrafını çekmiĢti bu bilim adamı. Moleküllerin yanında sevgiden, Allah‟tan söz edildiğinde moleküller muhteĢem bir düzene giriyor, kozmos oluĢturuyor, harikulade Ģekillere giriyor, ama Ģeytandan söz edildiğinde, küfredildiğinde bu düzen bozuluyor, kaosa giriyor, çok kötü bir biçim alıyordu ve her ikisinin de fotoğraflamayı baĢarmıĢtı bu bilim adamı. Adeta 2/3 su olan insanın moleküllerinin Allah deyince, iman deyince,cennet deyince, yani besmeleli bir insanın moleküllerinin nasıl güldüğünü, nasıl muhteĢem güzellikler sergilediğini gösterir gibiydi. Gerçekten de ilginç bir sonuçtu. Onun için su akıllıdır, su mucizedir ve suya dikkat çekiyor. Rabbinizin hangi bir nimetini inkar edersiniz uyarısıyla.

[Ek bilgi; Su Mucizesi] 26-) Küllü men 'aleyha fan; Arzda (bedensel yaĢamda) kim varsa hepsi fânidir (her bedendeki

nefs - bilinç ölümü tadar). (A. Hulusi) 26 - Üzerindeki her kes fanî. (Elmalı) Küllü men 'aleyha fan Oradaki her varlık fanidir. Yani yer yüzünde

ki. Hatta Ģu alemde ki her canlı, hatta Ģu alemin kendisi fanidir, yok olacaktır.

Page 534: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

27-) Ve yebka vechu Rabbike ZülCelâli vel'Ġkrâm; Zül'Celâli vel'Ġkrâm Rabbinin vechidir (Esmâ mânâları) Bakıy olan!

(A. Hulusi) 27 - Bakı o Rabbinin yüzü o zülcelâli vel'ikram. (Elmalı) Ve yebka vechu Rabbike ZülCelâli vel'Ġkrâm baki kalacak olan

sadece celal ve ikram sahibi, azamet ve ihtiĢam sahibi rabbinin zatıdır. küllü Ģey'in halikün illâ vecheH. (Kasas/88) bu da baĢka bir ayet

O‟nun zatı dıĢında her Ģey helak olacaktır, yok olacaktır diyor. Çift kutupluluk yaratılmıĢlığın esasıdır. YaratılmıĢlıksa ebedi olmamanın illetidir. Ne ki yaratılmıĢtır, o ebedi değildir. Onun için burada insana söylenen çok derin bir öğüt var. Ey mahluk, ey yaratılmıĢ olan insan Halîkla ayaklaĢma, yaratanla ayaklaĢmaya kalkma. Yaratanla yarıĢmaya kalkma. Kaybedeceğin bir yarıĢtır bu. Haddini bil. Haddini bilirsen değerini de bilirsin, değerini bil. EĢyaya kul olma, Allah‟a isyan etme. Kul olacaksan Allah yeter. Allah‟a kul ol ki hakkını tam veren tek kapı odur. Senin kulluk bedelini eksiksiz ödeyecek tek hazine O‟na aittir. Kula kul olur, eĢyaya kul olursan ucuza gidersin ey insan. Zımnen söylenen bu.

Celal ve ikram sıfatları geçiyor. Aslında kahır ve lütuf sıfatları.

Surenin tamamına yayılmıĢ olan çift kutupluluk burada da gözüküyor. Allah‟ın sıfatlarının birbirini dengelediği bu çifte sıfatla bize hakikati duyuruyor ayet.

28-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

28 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangi birini yalanlayabilirsiniz, inkar edebilirsiniz. Yani Celal sıfatıyla, Cemal sıfatıyla tecelli eden Celal sıfatıyla tecelli edip

Page 535: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

suçluyu cezalandıran, Cemal sıfatıyla tecelli edip sevap iĢleyeni ödüllendiren Allah‟ın her iki tecellisi de nimettir. Her iki tecellisi de Ģükredilmesi gereken nimettir. Hangi birinin hakkını ödeyebilirsiniz.

29-) Yes'eluhu men fiysSemavati vel'Ard* külle yevmin HUve

fiy Ģe'n; Semâlarda ve arzda ne varsa O'ndan talep eder; "HÛ" her "AN"

yeni iĢtedir! (A. Hulusi) 29 - Ondan dilenir göklerde hem yerde olan «kulle yevmin huve fi

Ģe'n».(Elmalı) Yes'eluhu men fiysSemavati vel'Ard göklerde ve yerde bulunan

her varlık O‟na muhtaçtır. Lafzen O‟ndan ister, O‟na yalvarıp yakarır. Varlık kategorileri Ġslam‟da üçtür; Vacip varlık, mümkin varlık, muhal varlık. Vacip varlık Allah‟tır. mümkin varlık; varlığı kendiliğinden olmayıp bir baĢkasına borçlu olan varlıktır ki tüm mahlukattır. Allah‟a borçludur. O ol der olur, öl der ölür. Muhal varlık ise farzı muhaldir, aslında yokluktur. O varlığı anlamamız için farzı muhal olarak konmuĢ bir kategoridir.

Rolünü seni yaratan yazar. Bu ayetlerin söylediği zımni olarak bu.

Allah‟tan rol çalmaya kalkma ey insanoğlu, Allah senin rolünü yazmıĢtır, Allah‟tan rol çalmaya kalkma, yani tanrılığa kalkıĢma. Bu rol çalmaktır. Allah‟a ait rolü çalma. Bunu beceremezsin. En iyisi sen, seni yaratanın senin için yazdığı rolü oyna bu senin için mutluluk vesilesidir. Bunu yapmayıp ta eğer Allah‟tan rol çalmaya kalkarsan haddini aĢmıĢ olursun. Ayetin söylediği hakikat bu.

külle yevmin HUve fiy Ģe'n her an hayata ve varlığa müdahildir.

Hayata ve varlığa dair her iĢe müdahildir. Allah‟ın müdahil olmadığı her tür alan tasavvuru reddediliyor. Aslında vahyin ilk inkarcılarından bu güne kadar Allah‟ın hayatın bazı alanlarına müdahil olmadığına inanan, ya da müdahil olmasından hoĢlanmayan zümreler hep olmuĢtur.

Bugün bu akımların varlığı bir moda dır. Seküler akımlar aslında

iĢte bunu temsil ederler. Allah‟ın hayata müdahil olmasından hoĢlanmazlar. Allah‟ın göklerin ilahı olmasına bir itirazları yoktur. Ama yer yüzüne müdahalesi insanın hayatına müdahalesi, insan hayatının içine müdahalesi onları hoĢnut etmemekte, onlar bundan

Page 536: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

hoĢlanmamaktadırlar. Fakat onlar hoĢlanmasalar da Allah hayata müdahildir. Çünkü;

Ve "HU"velleziy fiys Semâi ilâhun ve fiyl Ardı ilâh. (Zuhruf/84)

açıktır O göklerde de ilahtır, yerde de ilahtır diyen Kur‟an dır. Kafirler istemese de Allah hayata müdahildir. Müdahale etmeye devam edecektir. Onun müdahalesini reddetmek, O‟nun müdahalesini ortadan kaldırmaz. Olsa olsa kiĢiyi nankör yapar, inkarcı yapar, kör yapar.

[Ek bilgi; YERĠNDE BĠR CEVAP Ünlü Rus kozmonot Gagarin uzaya gider, gelir ve “Ben uzayda çok

dolaĢtım ama Allah‟ı göremedim” der. Necip Fazıl da buna cevap mahiyetinde “Bre ahmak! Allah‟ın bir balon gibi uzayda dolaĢtığını sana kim söyledi” der. (F. Harpçı)]

30-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

30 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangisini inkar edebilirsiniz. Yani Allah‟ın hayata müdahalesi rahmettir, nimettir, devlettir. Ya Allah‟sız bir hayata mahkum olsaydınız asıl felaket bu olurdu. Nankörlük etmeyin, Allah‟ın hayata müdahil olmasını bir nimet olarak görün.

31-) Senefruğu leküm eyyühessekalân; Yarın sizinle kalacağız (hesap için) ey suç yüklü ins ve cin

topluluğu! (A. Hulusi) 31 - Yarın size kalacağınız ey sekalân! (Elmalı) Senefruğu leküm eyyühessekalân ey ağır bir yükün altına giren

çift, size ayıracak zamanımız da olacak. Aslında burada bir nükte var. Bu nükte hemen yukarıdakülle yevmin HUve fiy Ģe'n vardı ya O her an iĢ

Page 537: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

baĢındadır, lafzen bu manaya gelen ayet, eğer O‟nun her an iĢi varsa bizimle ilgilenecek zamanı yok diyecek Ģaklabanlara cevap bu ayette. Sizinle de ilgilenecek zamanımız olacak. Yani siz atlatacağınızı sanmayın Allah‟ı. Onun için sizinle ilgilenecek bir zamanımız olacak.

Ağır yük, ayette geçen;sekalân irade emanetine bir atıf aslında

Ahzab/72. ayetinde ki irade emanetine. EyyühDikkat buyurursanız Arapça bilenleriniz hemen göreceklerdir, oradaki zamir tekildir. Tıpkı 39. ayette ki zenbihi de ki zamire gibi. Bu tekil zamir ayette ikil zamir olmasına rağmen neden tekil gelmiĢtir sorusu önemli bir sorudur. Ġns, cin çiftini hakikatin iki farklı yüzü gibi algılamamıza izin veren bir zamir bu. Adeta böyle bir düĢünceye de geçit verir. Onun için bu iki zamiri Küma zamiriyle insanın görünen ve görünmeyen boyutuyla hakikatin iki yüzüne hitap eden ayetler olduğu sonucuna varabiliriz.

32-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

32 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangi birini yalanlayabilirsiniz. Yani size irade verdi, sizi denetledi, sizi baĢıboĢ bırakmadı. Yani irade vermekle kalmadı, bir de iradenizin doğruyu seçmesi için sizi doğruya yönlendirdi. Nübüvvet verdi, onunla da kalmadı vahiy indirdi. Daha ne yapsın. Hangi birini yalanlarsınız.

33-) Ya ma'Ģerel cinni vel'insi inisteta'tüm en tenfüzû min

aktaris Semavati vel'Ardı fenfüzû* lâ tenfizûne illâ Bisultan; Ey cin ve ins topluluğu! Semâlar ve arzın aktarından (bedenlerinizin

çekim gücünden) çıkıp gitmeye gücünüz yeterse, hadi çıkın gidin (bedensiz yaĢayın)! Kudretiniz olmadıkça (kudret sıfatı sizde açığa çıkmadıkça) geçip gidemezsiniz! (A. Hulusi)

33 - Ey cinn-ü insin mahĢeri! Gücünüz yeterse geçin gidin aktarı

Arz-u Semadan, geçemezsiniz olmazsa ferman. (Elmalı)

Page 538: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ya ma'Ģerel cinni vel'insi inisteta'tüm en tenfüzû min aktaris

Semavati vel'Ardı fenfüzû siz ey görünmez ve görünür varlık çifti eğer göklerin ve yerin sınırlarını geçmeniz mümkinse, geçmeye gücünüz yetiyorsa hadi buyurun geçin. lâ tenfizûne illâ Bisultan fakat bunu ancak O‟nun bahĢettiği bir güç sayesinde yapabilirsiniz, yoksa geçemezsiniz. Ancak O‟nun bahĢettiği güçle geçebilirsiniz. Yani onun desteğiyle aĢıyorsunuz göklere koyduğu sınırları, atmosferin dıĢına bu sayede çıkıyor, uzayı bu sayede dolaĢıyorsunuz Ģeklinde de anlayabiliriz. Nankörlük etmeyin Allah eğer bu yasaları koymasaydı siz aĢamazdınız.

[Ek bilgi; UZAYIN FETHĠ VE KUR‟AN Kur‟an ın üç ayeti iyice dikkat çekici niteliktedir. Bu alanda

gerçekleĢtirecekleri hususu hiçte kapalı olmayan bir tarzda açıklar. Öbür iki ayette Allah Mekke müĢriklerine hitap ederek göğe çıkmaları halinde ne derece ĢaĢıracaklarını bildirirken onlar üzerinde etkisi olmayacak bir hipoteze iĢarette bulunur.

1 – Birinci ayet (Rahman/33) ayetidir. “Ey cinler ve insanlar topluluğu göklerin ve yerin (bucaklarından

geçip) öteki bölgelerine girmeye gücünüz yeterse geçip girin. Ancak bir kudretle geçebilirsiniz.”

Burada verilen meal bazı açıklamaları gerektirir. a) Fransızcada ki “si” kelimesi dilimize bağlı bir Ģartı ifade ettiği gibi

aynı zamanda gerçekleĢtirilebilir bir faraziyeye (varsayım) veya gerçekleĢtirilemeyen bir faraziyeye bağlı olan bir Ģartı da ifade eder. Arap dilidaha açık bir Ģekilde incelikleriyle belirtmeye elveriĢlidir. Ġhtimali bildirmek için “iza”, gerçekleĢtirilebilir bir faraziyeyi anlatmak için ise “in”. GerçekleĢtirilemeyecek bir faraziyeyi belirtmek için ise “lev” olmak üzere üç ayrı Ģart edatı vardır. Ġncelenen ayet “in” ile ifade edilen gerçekleĢtirilebilecek bir faraziyenin söz konusu olduğunu göz önünde bulundurur.

Demek ki Kur‟an burada müĢahhas bir gerçekleĢtirmenin maddeten mümkün olduğunu bildirmektedir. Arapçada ki bu ayrım bazılarının haksız olarak bu ayeti sırf mistik bir tarzda yorumlamalarını konu dıĢı bırakır.

b)Allah görünmez varlıklara (cinn) ve insanlara (ins) hitap etmektedir. Yoksa varlık bakımından mecazi muhataplara değil.

c)”Geçip öteki bölgelere gitmek” min edatı ile gelen nafaza fiilinin tercümesidir. Bu fiil Kazimirski sözlüğüne göre; “Geçip gitmek”, “bir yandan öte yana geçmek” ve “bir Ģeyin öbür ucundan çıkmak” (mesela

Page 539: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

bir taraftan girip öte taraftan çıkan ok hakkında kullanılır.) gibi anlamlara gelir.

Demek ki bu kelime sözü geçen bölgelere derin bir nüfuzu ve onların öteki ucundan çıkıĢı bildirmektedir.

d) Bu teĢebbüsü gerçekleĢtirecek insanların sahip olacakları gücün (Sultan), Kadîr-i Mutlak tarafından verilen bir güç olduğu anlaĢılıyor. (Bu ayetten sonra gelen ayet Allah‟ın nimetlerini itiraf etmeye davet eder ki, surenin tamamının konusu da budur.)

2 – Öteki iki ayet Hicr suresinin 14 ve 15. ayetleridir. (devam ediyor) Maurıce Bucaılle- KURAN VE BĠLĠM)]

34-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

34 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz. 35-) Yurselu 'aleyküma Ģüvazun min narin ve nuhasün fela

tentesıran; Ġkinizin de üzerine Nâr'dan alev ve duman (bilinç bulanıklığı) irsâl

edilir de baĢarılı olamazsınız! (A. Hulusi) 35 - Salınır üstünüze ateĢten bir yalın, bir zehir duman,

kurtulamazsınız deseniz de el‟aman. (Elmalı) Yurselu 'aleyküma Ģüvazun min narin ve nuhasün fela

tentesıran sizin üzerinize dumanıyla boğup aleviyle yakan bir ateĢ topu gönderilir ve hiçbir yardım da alamazsınız. Alamazdınız, eğer O istemeseydi sizin aĢmanızı.

36-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban;

Page 540: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

36 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangi birini yalan sayarsınız. Yani siz eğer fezaları dolaĢıyorsanız ve orada ki olup biten o bütün gök taĢlarından korunuyorsanız bu da rabbinizin koyduğu yasalar sayesinde. Rabbiniz Atmosfer gibi bir zırhı, yer yüzü gibi bir misafirhaneye giydirmeseydi uzaydan korkunç bir yaylım ateĢine tutulur, yer yüzünde tek bir canlı kalmazdı. Bunun Ģükrünü nasıl unutursunuz.

37-) Feizen Ģakkatis Semau fekânet verdeten keddihan; (Ölüm esnasında) semâ (benlik bilinci) parçalanarak yanık yağ

rengi alıp, gül misali (hakikat müĢahede edildiğinde)! (A. Hulusi) 37 - Gök bir yarılıp oluverdi mi bir gül, yağ gibi eriyen, kızaran

yanan. (Elmalı) Feizen Ģakkatis Semau fekânet verdeten keddihan derken gök

yarılınca sanki göz alıcı kırmızılıkta açılmıĢ bir gül gibi olduğu görülür. Nasa nın internet sitesinde aynen bu ayette tasvir edilen hakikati

beyan eden bir fotoğraf görmüĢtüm. Oradan alınma bu fotoğraf yayınlandığında gerçekten de bu ayetle birebir örtüĢen bir hakikati faĢ ediyordu. Bilmediğimiz, belki de bilemeyeceğimiz kozmik bir hakikate atıf yapıyordur, ben sadece çağrıĢım yaptığı için nasanın fotoğrafına atıf yaptım.

38-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

38 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı)

Page 541: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangisini yalanlarsınız. 39-) Feyevmeizin lâ yüs'elu an zenbihi insün vela cann; ĠĢte o süreçte ne ins ne de cin türü suçundan sorulmaz (doğal

olarak yaptıklarının sonuçlarını yaĢamaya baĢlarlar)! (A. Hulusi) 39 - O gün sorulmaz cürümünden artık ne bir insan ne de bir cânn.

(Elmalı) Feyevmeizin lâ yüs'elu an zenbihi insün vela cann o gün ne

insanlar, ne cinler hiç birine günahları hakkında sorulmaya gerek kalmaz. Sorulmaz, çünkü buna gerek kalmaz. Neden? Hemen 41. ayette nedeni gelecek. Yu'reful mücrimune Bi siymahüm çünkü günahkarlar yüzlerinden tanınacaklar. Onun içinde sorguya çekilmeye gerek kalmayacak

40-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

40 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangisini yalanlarsınız. Hemen Ģu soruyu sorabilirsiniz; Burada nimet hangisi? Burada bir nimet yok ki. Ġnsan olsun görünen, görünmeyen varlık olsun her biri sorguya bile gerek kalmaz cümlesinde nimet nerede diyorsanız nimet büyük. Çünkü ya yaĢla kuruyu karıĢtırsaydı, ya suçluyla suçsuzu karıĢtırsaydı, ya kurunun yanında yaĢı da yaksaydı. Onun için bu nimetin de Ģükründen aciziz. Bu nimette Allah‟ın büyük nimeti. Günahın içinde bizi duvarlarla koruyan Allah bize bir nimet verdiği gibi, günahkarların içinde yaĢadığımız halde bizi de onlarla toptan muamele yapmaması da ayrı bir nimet.

Page 542: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

41-) Yu'reful mücrimune Bi siymahüm feyü'hazü Binnevasıy

vel'akdam; Suçlular sîmalarından (huylarının oluĢturduğu görünümden)

tanınırlar da; alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar. (A. Hulusi) 41 - Tanınır da mücrimler simalarından tutulur Perçemleriyle

ayaklarından. (Elmalı) Yu'reful mücrimune Bi siymahüm günahkarlar alametlerinden

tanınırlar feyü'hazü Binnevasıy vel'akdam yaka paça yakalanıp atılırlar. Zımnen testiyi kıranla suyu getiren bir değil. Rabbin bu ikisini ayırır, bu da rabbinin nimetidir. Yani adalet büyük nimettir buna da Ģükredin.

42-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

42 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangisini inkar edebilirsiniz. 43-) Hazihi cehennemülletiy yükezzibu Bihel mücrimun; ĠĢte bu, suçluların kendisini yalanladığı cehennemdir! (A. Hulusi) 43 - ĠĢte bu, mücrimlerin yalan dedikleri Cehennem. (Elmalı) Hazihi cehennemülletiy yükezzibu Bihel mücrimun iĢte bu

günahkarların yalanlamıĢ oldukları cehennemdir. 44-) Yetufune beyneha ve beyne hamiymin ân;

Page 543: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Onunla (cehennemî kayıtlarla) kaynar su (Ģartlanmalarının getirdiği

yakıcı değer yargıları) arasında dönüp dururlar. (A. Hulusi) 44 - Olacaklar bununla bir kızgın hamîmin arasında pûyan. (Elmalı) Yetufune beyneha ve beyne hamiymin ân onlar cehennemle

yürek dağlayan bir umutsuzluk arasında mekik dokuyacaklar. Yani cehennemin ateĢi mi ağır, yoksa piĢmanlığın yürek yangını mı. Hani küma zamiri vardı ya, adeta hem fiili yangına, fiziki yangına, hem de manevi yürek yangınına bir delalet aslında. Ġki yangından hangisi daha çok yakıyormuĢ. Yürek yangını sanırım diğer yangından daha büyük olacak.

45-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

45 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangisini inkar edebilirsiniz. 46-) Ve limen hafe mekame Rabbihi cennetan; Rabbinin makamından korkan kimse için iki cennet (fiil ve hissediĢ -

mânâ cennetleri) vardır. (A. Hulusi) 46 - Rabbinin makamından korkan kimseye iki Cennet raygân.

(Elmalı) Ve limen hafe mekame Rabbihi Cennetan rabbinin mutla

otoritesinden korkup sakınanlar için çifte cennet vardır. Hani insanın görünen ve görünmeyen boyutuna Ģükretmesi, Allah‟ın görünen ve görünmeyen boyuta verdiği nimetleri bilmesi isteniyor ya. Eğer görünen ve görünmeyen boyuta indirilen nimetlerin Ģükrü eda edilirse çifte cennet

Page 544: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

var. Biri bedene, biri ruha dercesine adeta. Ki bu bana değil Elmalılıya ait bir yorum. Tam da biri cismani diğeri ruhani olmak üzere iki cennet cümlesinin sahibi odur.

Rabbin makamından çekinen biri olmak, bu korku sevgiyi kaybetme

korkusu. Evet,limen hafe mekame Rabbi bu korku öyle yılandan aslandan korkuya benzemez. Bu korku korkuların en yücesi. Sevgilerin bile üstünde ki bir korku bu. Sevgiyi kaybetme korkusu. Allah‟tan mahrum kalma korkusu. Ben Allah‟sız ne yaparım korkusu. Rabbim ellerimi bırakırsan ben ayakta duramam korkusu.

Hz. Ebu Bekir iĢte bu korkunun tecessüm ettiği Ģahsiyetlerden

biriydi. Bir gün bu ayetler hatırına geldi, cennet ve cehennem gözünün önünden Ģerit gibi aktı, “KeĢke bir ot olsaydım da hayvanlar yayılsa ve yok olsaydım.” Diye hıçkırmaya baĢladı. Ġbn. Ebi Hakim Ata dan naklediyor bu rivayeti.

Yine bu korkunun, bu muhteĢem sezgiyi kaybetme korkusunun o

dönemde yaĢanmıĢ bir baĢka örneğine daha rastlıyoruz. Beyhaki, Hasan Basri‟den naklediyor. Hz. Ömer döneminde kara sevdaya yakalanmıĢ bir genç vardı. Bir ömür sevdiğinin peĢinde koĢmuĢ, fakat kavuĢamamıĢtı ki, bir gün hayatını uğruna koyduğu sevdiğine kavuĢtu. Fakat içine Allah korkusu düĢtü, el uzatamadı. Elini çekti büyük bir sayha bir çığlık koy vererek oraya bayıldı. Evine getirdiler baĢ ucunda ki amcasına ayılınca; “Ömer‟e git, Halifeye git Allah benim için ne hazırlamıĢ onu sor” dedi. Amcası baĢucundan ayrılırken bir sayha daha koy verdi ve teslim-i ruh etti.

Haber Hz. Ömer‟e geldiğinde bu ayeti okuyan Hz. Ömer; Ve limen

hafe mekame Rabbihi cennetan vallahi onun için iki cennet var. DemiĢti.

47-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

47 - ġimdi rabbinizin hangi eltâfına dersiniz yalan? (Elmalı)

Page 545: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin nimetlerinden hangi birini yalanlarsınız.

48-) Zevata efnan; (Ġki cennet de) çeĢitli dallara (yaĢam özelliklerine) sahiptir. (A.

Hulusi) 48 - Var her birinde envai bostan, envai ağsan. (Elmalı) Zevata efnan çeĢit çeĢit, rengârenk cennetler bunlar. Yani bu

cennetlerde öylesine bir bezeme, öylesine bir rengârenk güzellikler var ki saymakla bitmez.

49-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

49 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangi birini inkâr edersiniz. 50-) Fiyhima 'aynâni tecriyan; Ġkisinde de iki kaynak akıp gider! 50 - Onlarda iki kaynak olur revan. (Elmalı) Fiyhima 'aynâni tecriyan o çifte cennetlerden iki su akacak. Ġki su,

„ayn aslında Arap dilinde etimolojik manası kaynağıyla hedefi arasında yol olan her Ģeye denir. Onun için göze de „ayn denmiĢ. Hatta casusa da „ayn denir. Hedefiyle kaynak arasında yol olmuĢtur çünkü. Aldığı haberi efendisine götürmüĢtür. Onun için hedefle kaynak arasında yol olan her Ģey „ayn dır. Yani bu noktada „ayn hatırlatılınca göz, gönülle görülen

Page 546: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

arasında bir yoldur. Onun için eğer gönüle taĢımıyorsa görüleni o yol kapalı demektir ve haddi zatında ağlayan göz gönle taĢıdığının bir eserini vermiĢ olur gördüğünün. Göz yaĢı bu yolun açık olduğunu göstergesidir aynı zamanda. Ve iĢte kaynağından çağlayan sulara atıf adeta göz yaĢına bir atıf gibidir.

51-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

51 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangi birini yalanlayabilirsiniz. 52-) Fiyhima min külli fakihetin zevcan; (O cennetlerin) ikisinde de her meyveden (marifetten) iki tür (zâhirî

ve bâtınî olarak) vardır! (A. Hulusi) 52 - Onlarda her meyveden çifte çifte hân. (Elmalı) Fiyhima min külli fakihetin zevcan o çifte cennetlerde her

üründen ikiĢer ikiĢer çıkacak. Yani cennetler çift, ürünler çift olacak. Çünkü maddi ve manevi hayatınla birlikte, sen de çifte kulluk yaptığın için çifte kulluğuna çifte ödül olacak.

53-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

53 - ġimdi rabbinizin hangi eltâfına dersiniz yalan? (Elmalı)

Page 547: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban O halde rabbinizin hangi bir nimetini yalanlayabilirsiniz.

54-) Müttekiiyne alâ furuĢin betainuha min istebrak* ve cenel

cenneteyni dan; Astarları atlastan döĢeklere yaslanırlar... Ġki cennetin meyvelerinin

toplanması çok kolaylıkladır! (A. Hulusi) 54 - DayanmıĢlar öyle mefruĢata kim astarları istebraktan, her iki

Cennetin derimi de yakından. (Elmalı) Müttekiiyne alâ furuĢin betainuha min istebrak onlar çözgü ve

atkısı, düĢey ve yatay ipleri dahi ipekten mamul atlas halılar üzerine uzanacaklar. Betainuha lafzan halının karnı demek. Bat; karın. Fakat halının karnı olmayacağı için bunu astar diye de çevirmek doğru değil, düĢey ve yatay ipleri bile ipekse gerisini sen düĢün, gerisini sen hesap et anlamı var gibi geliyor bana. Kalıcı ve kusursuz güzelliğin üretildiği merkeze bir atıf aslında. Çünkü cennet hakkında söylenen her Ģey insan havsalasını, aklını aĢar. Bu cennet adına ne aklımıza geliyorsa mükemmel olduğunun bir ifadesidir. Eksiksiz, güzelliğin mükemmel tasviridir cennet. Cennet tasavvurumuz asla aklımızın havsalamızın alacağı bir Ģey değildir. Secde/17. ayetinde ifade edildiği gibi;

Fela ta'lemü nefsün ma uhfiye lehüm min kurreti a'yün.

(Secde/17) O gün cennette insanı hangi göz kamaĢtırıcı sürprizlerin beklediğini hiç kimse asla bilemez, tahayyül dahi edemez. Evet, hiç kimse tahayyül dahi edemez, tasavvur dahi edemez. Cennet insan aklının kavrayamayacağı güzelliğin üretildiği merkezdir.

ve cenel cenneteyni dan o çifte cennetlerin muhteĢem ürünleri

çok yakınlarında olacak, hemen el uzattıklarında alacak kadar yakın. Yani her nimet ve lezzetin bir zahmeti var. Yemenin bile bir zahmeti var. Ama cennette olmayacak. Sen onun ayağına gitmeyeceksin o senin ayağına gelecek.

55-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban;

Page 548: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

55 - ġimdi rabbinizin hangi eltâfına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangi birini yalanlayabilirsiniz. 56-) Fiyhinne kasıratuttarfi, lem yatmishünne insün kablehüm

ve lâ cann; Onlarda eĢlerinden baĢkasını görmeyenler (yapılar) vardır ki, daha

önce kendilerini ne ins ne de cann (cin türü) dokunup (beĢerî - Ģeytanî fikir ve duygularla) kirletmiĢtir! (A. Hulusi)

56 - O Cennetlerde öyle kasıratüttarf dilberler, ki dokunmamıĢtır

onlara onlardan evvel Ġns-ü Cânn. (Elmalı) (Elmalı) Fiyhinne kasıratuttarfi, lem yatmishünne insün kablehüm ve lâ

cann bu cennetlerde daha önce ne insanların ne de cinlerin asla ellerinin değmediği, gözü dıĢarıda olmayan eĢler bulunacak. Lafzen bakıĢını kontrol eden eĢler. Kasıratuttarf; zımnen gözü dıĢarıda olmayan, iffet ve hayati salih eĢler. Bu eĢler herhangi bir cinse indirgenemez. Gözü birbirinin üzerinde eĢler. Hani o hoĢ dizelerde var ya? Yüzünde göz izi var, sana kim baktı yarim. Diyen dizeler. Yüzünde göz izi olmayan gözünde yüz izi olmayan eĢler. Dünyayı versen eĢinden baĢkasına bakmayacak eĢler. Ruhu bakir ve bakire eĢler. Burada söylenen o. Ruhuna dek bakir ve bakire.

57-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

57 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı)

Page 549: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin nimetlerinden hangi birini yalan sayarsınız.

58-) Keennehünnel yakutü velmercan; Onlar sanki yakut ve mercandırlar. (A. Hulusi) 58 - Sanırsın onları yâkut-ü mercan. (Elmalı) Keennehünnel yakutü velmercan sanki o eĢleri inci ve yakut gibi

birbirine yakıĢan güzellikte olacak. Biri karada gizlenen, diğeri denizde gizlenen. Yakut ve inci. Biri karada gizlenir diğeri denizde gizlenir. Yani Allah zaruriyatı, haciyatı verdi tahsiliyatı da veriyor. Güzellikleri ve estetik ihtiyacını da karĢılar insanın. O halde böyle bir Allah‟a ne yapmak lazım;

59-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

59 - ġimdi rabbinizin hangi eltâfına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangisini inkar edebilirsiniz. 60-) Hel cezaul ıhsani illel ıhsan; Ġhsanın (Hakk'ı görürcesine kulluğun) cezası sadece ihsan değil

midir? (A. Hulusi) 60 - Ġhsânın cezâsı elbette ihsân. (Elmalı) Hel cezaul ıhsani illel ıhsan iyiliğin iyilikten baĢka bir karĢılığı

olabilir mi? ĠĢte bu, iyiliğin iyilikten baĢka bir karĢılığı olabilir mi.

Page 550: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

61-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

61 - ġimdi rabbinizin hangi eltâfına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangi birini yalanlayabilirsiniz. Ġyiliğin iyilikten baĢka bir karĢılığı olabilir mi diyor, arkasından rabbinizin nimetlerinden. Ya Rabbi, ben iyilik yaptım, dolayısıyla cenneti de hak ettim mi diyorsunuz. Hayır asla, cennet bir bedel değildir. Çünkü siz, sahip olduğunuz her Ģeyi Allah‟tan kredi olarak aldınız. Borcunuzu ödeyemezsiniz ki ekstrasını alabilesiniz. Siz önce borcunuzu ödeyin. Her nefesinizi Allah‟a borçlusunuz. Ġki gözle doğmak sizin hakkınız değildi, Allah size lûtfetti. Bir akılla doğmak hakkınız değildi, lütfetti. Siz önce bunların borcunu ödeyin. O halde cennet bedel değildir, cennet ödüldür. sevaben min indillâh. (A. Ġmran/195) Allah‟tan bir ödül. Ödüllerin en güzeli O‟nun katında. Onun için kulun, kulluğa borcuna karĢılıktır, cennet bir ödüldür.

62-) Ve min dûnihima cennetan; Ġki cennet dûnunda iki cennet daha vardır. (A. Hulusi) 62 - Ötelerinden de diğer Cennetan. (Elmalı) Ve min dûnihima cennetan o cennet çiftinin berisinde daha baĢka

çifte cennetler de bulunacak, yani orada kalmayacak onun berisinde onun altında daha baĢka cennetler de bulunacak.

63-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

63 - ġimdi rabbinizin hangi eltâfına dersiniz yalan? (Elmalı)

Page 551: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangi birini inkar edebilirsiniz. 64-) Mudhâmmetan; YemyeĢildirler! (A. Hulusi) 64 - Yağız yeĢil ne dilsıtan. (Elmalı) Mudhâmmetan uzayıp giden göz alıcı çifte yeĢillikler, göz

alabildiğine yeĢillikler. YeĢil; tazelik ve canlılığın simgesi. Zımnen cennet, sonsuz ve noksansız baharın adıdır deniliyor bu ayette.

65-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

65 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangi birini inkar edebilirsiniz. 66-) Fiyhima aynâni naddâhatân; Ġkisinde de durmadan fıĢkıran iki kaynak (Rabbanî tecelliler)! (A.

Hulusi) 66 - Bunlar da püsküren çifte Ģadravan. (Elmalı) Fiyhima aynâni naddâhatân bu cennet çiftinde billurdan sular

fıĢkırtan iki fıskiye olacak. Dünyada bir çağlayan görseniz, Ģelale görseniz içiniz gidiyor seyrederken. Ya cennette bir ırmağın yerden göğe doğru aktığını görseniz? Tasavvur etmek bile mümkin değil. Onun için

Page 552: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

cennet insan aklınca kavranabilecek bir Ģey değil. Cennet güzelliğin üretildiği merkezdir.

67-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

67 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban sözün bittiği yerdir, o halde

rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkar edebilirsiniz. 68-) Fiyhima fakihetun ve nahlun ve rumman; Ġkisinde de meyve, hurma (Hakkanî vasıfların açığa çıktığı Ģuuru

temsilen) ve nar (tek bilincin tasarruf ettiği çok beden yaĢamını temsilen)! (A. Hulusi)

68 - Bunlarda bir meyve, bir baĢka hurma, bir baĢka rumman.

(Elmalı) Fiyhima fakihetun ve nahlun ve rumman bu çifte cennette en

mükemmel haliyle meyveler, hurma ve çekirdeksiz nar bulunacak. Rumman; çekirdeksiz nar. Neden? Cennet nimetleri dünyada ki kopyalarının mükemmel asıllarıdır da ondan. Hani Bakara/25. ayetinde ifade buyruluyordu; küllemâ ruziku minhâ min semeratin rızka. (Bakara/25)ne zaman cennet nimetleri önlerine getirilse ve sunulsa, kalû hâzelleziy ruzıknâ min kabl. Derler ki bu daha önce yediğimiz bir Ģeyi hatırlatıyor bize. Ama rabbimiz ve utû Bihî müteĢabiha. Onu hiç yemediniz sadece size benzer göründü buyuruyor. Onun için cennet mükemmelliğin adıdır. Cennet kusursuzluğun adıdır.

Hadiste öyle deniliyor ya; Cennet vaadini Resulallah Allah‟ın

lisanından Ģöyle okuyor; „adet tü li‟ ibadi‟s salihîyne mâ lâ „aynün ra‟ed salih kullarım için öyle bir cennet hazırladım ki hiçbir göz daha önce benzerini görmedi. Velâ üzünün semi‟at hiçbir kulak iĢitmedi. Ve lâ hatara „alâ kalb-i beĢerin. ve hiçbir insanın aklına öylesi gelemez,

Page 553: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

tasavvur dahi edemez. Haddi zatında Secde/17 nin Resulallah dilinde bir karĢılığıdır, tefsiridir bu hadis.

69-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

69 - ġimdi rabbinizin hangi eltâfına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban O halde rabbinizin

nimetlerinden hangi birini inkar edebilirsiniz. 70-) Fiyhinne hayratun hısan; (O cennetlerin) içlerinde en muhteĢem, en güzeller. (A. Hulusi) 70 - Ġçlerinde dilber, hayırlı hûbân. (Elmalı) Fiyhinne hayratun hısan orada her Ģeyin en mükemmeli, en

güzeli olacak. ĠĢte bu, baĢka söze hacet yok. Cennet her Ģeyin en güzelinin, en mükemmelinin, en kusursuzunun üretildiği, güzelliğin madenidir. Cennetü adn var ya odur iĢte.

71-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

71 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban O halde rabbinizin

nimetlerinden hangi birini yalanlarsınız.

Page 554: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

72-) Hûrun maksuratün fiylhıyam; Yalnız eĢlerine hasredilmiĢ huriler (Hakkanî vasıfları açığa çıkaran

bilinçlerin tüm istek ve arzularını yerine getirecek kapasite ve olanaklarla oluĢturulmuĢ eĢler - bedenler. Bakınız 13.Ra'd: 35, 47.Muhammed: 15)! (A. Hulusi)

72 - Cibinliklerde mestur, mahsus hûriyan. (Elmalı) Hûrun maksuratün fiylhıyam gözü gönlü eĢine dönük pırıl pırıl

eĢler, çardaklarda kalacak. Muhtemelen Kur‟an da geçtiği ilk yer burası Hûr kelimesinin. Ki 4

yerde geçer Kur‟an da, geçtiği 4 yerde Mekki surelerdedir ve birbirine yakın zamanlarda nazil olmuĢtur. Üç anlama gelir. 1 – Renk, 2 – geri dönüĢ, 3 – Bir Ģeyin kendi etrafında dönmesi. Onun için gözü gönlü eĢine dönük diye çevirdim bu anlamlara istinaden. Kelime erkeği de diĢiyi de ifade eder. Çünkü Ahve in de çoğuludur, havra nın da çoğuludur ki biri diĢi, diğeri erildir. Onun için bu kelimeye dayanarak diĢilik ya da erillik iddiası yapılamaz. Medeni ayetlerde bu kelimenin yerini bambaĢka bir Ģey alır. O da tertemiz eĢler; ezvacün mutahharatün. Ki A. Ġmran/15. ayeti, Enbiya/2. ayeti gibi ayetlerde bu yer alır.

Maksurat, gözü gönlü eĢline dönük, yani gözü dıĢarıda olmayan

anlamına gelir ki daha önce benzer bir ifadeyi görmüĢtük. Yüzünde göz izi olmayan, gözünde yüz izi olmayan, sadece bedeni değil, ruhu ve aklı bakir ve bakire eĢler. Yani imanla cennete giren eĢler birbirlerine böyle sunulacaklar ahirette. Rabbimizin verdiği müjde bu.

73-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

73 - ġimdi rabbinizin hangi eltâfına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangi birini yalanlarsınız.

Page 555: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

74-) Lem yatmishünne insün kablehüm ve lâ cann; Daha önce onlara ne ins ne de cann (cin) dokunup (beĢerî -

Ģeytanî fikir ve duygularla) kirletmiĢtir! (A. Hulusi) 74 - DokunmamıĢtır onlara onlardan evvel Ġns-ü Cann. (Elmalı) Lem yatmishünne insün kablehüm ve lâ cann daha önce

görünür görünmez hiçbir varlığın dokunmadığı eĢler. 75-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban; Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

75 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? (Elmalı) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangi birini yalanlarsınız. 76-) Müttekiiyne 'alâ refrefin hudrin ve 'abkariyyin hısan; YeĢil refrefe ve harikulâde güzel iĢlemeli parlak döĢeklere

yaslanırlar. (A. Hulusi) 76 - KurulmuĢlar yeĢil refref ve güzel abkarîler üzere Ģadan.

(Elmalı) Müttekiiyne 'alâ refrefin hudrin ve 'abkariyyin hısan onlar

tarifsiz yemyeĢil örtüler ve baĢ döndürücü güzellikte sergiler üzerinde uzanacaklar. Aslında efsanevi diye çevirmem daha uygun olurdu „abkariyn i. Efsanevi sergiler üzerinde. Bu sergiler cennetin çayır çimenlerimidir, yoksa bambaĢka Ģeyler midir onu bilemem.

77-) Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban;

Page 556: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluĢturan Esmâ

özelliklerinin - Ģuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? (A. Hulusi)

77 - ġimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan? Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban o halde rabbinizin

nimetlerinden hangi birini inkar edebilirsiniz. Hiç birini inkar edemeyiz ya rabbi..! Hepsine iman eder, teĢekkür etmeye çalıĢır, ama Ģükründen de aciz olduğumuzu biliriz ya rabbi. Bırak inkarı saymaya kalksak baĢ edemeyeceğimizi biliriz ya rabbi. En güzel teĢekkürün sana Ģükürden aciz olduğunu bilmek olduğunu da biliriz ya rabbi. Ġtiraf ederiz.

78-) Tebarekesmu Rabbike ZiylCelâli vel'Ġkrâm; Zül'Celâli vel'Ġkrâm Rabbinin ismi ne mübarek - ne yücedir! (A.

Hulusi) 78 - Yüce çok yüce rabbinin adı onun o celâl, onun o ikram.

(Elmalı) Tebarekesmu Rabbike (Zülcelâli) ZiylCelâli vel'Ġkrâm iki kıratı

vardır ikisi de okunur. Azamet ve ihtiĢam sahibi rabbin Ģanı pek yücedir, pek büyüktür. Azamet ve ihtiĢam sahibi olan rabbimizin yüce Ģanını yüceliğine layık bir biçimde anıyor, O‟nun büyük nimetlerine Ģükreden, Ģükretmeye çalıĢan, nankörlük yapmayan kullarından kılmasını niyaz ediyoruz.

Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.

Page 557: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġslamoğlu Tef. Ders. VÂKI‟A SURESĠ (01-96)(170) "Euzü Billahi mineĢ Ģeytanir racim" “BismillahirRahmanirRahıym” El Hamdu Lillahi Rabbil'Alemiyn Vesselatü Vesselâmü alâ

Resulüna Muhammedin ve alâ alihi ve ashabihi ve etba‟ıhi ecmaiyn. RabbiĢrah liy sadriy; Ve yessirliy emriy; Vahlül ukdeten min lisaniy; Yefkahu kavliy; (Tâhâ 25-26-27-28) Rabbim, göğsüme geniĢlik ver, kolaylaĢtır iĢimi, düğümü çöz

dilimden, ki anlasınlar beni. Amin. Rabbeneftah bil hayr, vahtim bil hayr, Rabbi yessir ve lâ tüassir, Rabbi temmim bil hayr.

Değerli Kur‟an dostları bugün tefsir dersimize vakıa suresiyle

devam ediyoruz. Vakıa suresi adını ilk ayetinden alır. Bu surenin adını efendimiz (A.S.) koydular. Vakıa olay demek, durum anlamına geliyor, olay, vuku bulmuĢ olay, veya vuku bulacak olay. Surenin bilinen tek ismi bu.

Surenin iniĢ zamanına gelince, Mekkidir. Bunda herhangi bir itilaf

yoktur. Hem muhteva açısından hem de belağat açısından bu zaten görülüyor. Mekke dönemini 3 dilimlik bir sürece ayırırsak, bu 3 dilime ayırdığımız Mekke döneminin 2. dilimine tekabül eder. Bu surenin hangi dönemde indiğini ele veren gerçekten etkili bir rivayette var elimizde.

Bir gün Hz. Ebu Bekir Allah resulünün saçlarının hızla ağardığını

fark edince le gad Ģipte ya Resulallah? Ya Resulallah çabuk ihtiyarladın, saçlarını ağarttın der. Allah Resulü de cevaben; “Saçlarımı Hud, vakıa, mürselât, 'Amme yetesâelun (Nebe/1), ĠzeĢġemsü küvviret. (Tekvin/1) sureleri ağarttı buyurur. Bu sayılan sureler arasında Vakıa da vardır.

Page 558: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Demek ki Allah Resulünün vahiy ile iliĢkisi öylesine tabir caizse ecnebi ifadeyle interaktif, karĢılıklı, canlı, aktüel bir iliĢki ki, efendimiz vahiy tarafından inĢa olunuyor. Bu inĢa oluĢ sırasında elbette ki ağırlık hissediliyor. Zaten vahiy ağır bir söz. kavlen sekıyla. (Müzemmil/5) ağır bir kelam, ağır bir söz, değerli bir söz. Onun içinde iniĢ üssü olan Allah Resulünün yüreği vahiy ile inĢa olurken, Allah Resulünün dıĢına da yansıyor, saçına da yansıyor, sakalına da yansıyor ve iĢte bu hali ifade ediyor biraz önce naklettiğim haber.

Surenin konusu, sureyi özellikli kılan muhteva da. Kur‟an ın fihristi

niteliğinde. Onun için surenin Allah Resulü tarafından sık sık okunduğu rivayetleri vardır hatta her geçe okuduğuna dair bir takım rivayetler bulunmakta.

Bu aslında surenin konusuyla alakalı bir Ģeydir. Konusuna bakarak

Resulallah‟ın verdiği önemin sebebini anlayabiliriz. ResulAllah‟ı inĢa ettiğini söyledim. Çünkü Kur‟an da, Kur‟an isminin keriym sıfatıyla, keriym niteliği ile nitelendiği tek ayet; ĠnneHU leKur'ânun Keriym (77) bu surede bulunmakta. Fark etmiĢ olduğunuz gibi Keriym vasfı da aslında özne, ismi fail, hem de mübalağa ile ismi fail. AĢırı özne. Ne demek aĢırı özne? Ben seni fail olarak inĢa edeceğim. Ben seni değiĢtireceğim. Ben Kur‟an ım, Kur‟an muhatabını inĢa eder, ben de seni inĢa edeceğim. Zımnen budur aslında. Kur‟an ın sıfatlarının ismi fail, hem de mübalağa ile ismi fail olması. ĠĢte o ayet bu surede geçiyor.

Mesrûk,(Mesrûk Bin El-Ecda) ki yanlıĢ hatırlamıyorsam tabiin, yani

2. neslin zahitlerindendir. Züht‟üyle meĢhurdur, ilmiyle irfanıyla meĢhurdur. Öyle der. Kim öncekilerle sonrakilerin, cennetliklerle cehennemliklerin, dünya ehli ile ahiret ehlinin haberini bir arada okumak, görmek, duymak, anlamak istiyorsak vakıa suresini okusun. Gerçekten de vakıa suresini özel kılan sebeplerden biri bu muhteva. Adeta Kur‟an ın bir özeti niteliğinde. Kur‟an sanki sıkıĢtırılmıĢ, konular itibarıyla vakıa suresinin içine konmuĢ. Nitekim her surede bu özellik bir parça bulunur. Hatta hatta Ģunu bile söyleyenler çıkmıĢ otoritelerimiz arasından; Tüm Kur‟an, Kur‟an ın her ayetinde görünür. Kur‟an ın her ayeti tüm Kur‟an ı temsil eder. Ama vakıa suresi bu temsil özelliği itibarıyla diğer surelerin içinden seçilip daha çok ortaya çıkan bir sure.

Son saat uyarısıyla baĢlar sure. Sadece misafirin değil,

misafirhanenin de geçici olduğunu dile getirir. Yani sadece Allah‟ın Ģerefli konuğu olarak yer yüzünde misafir ettiği insan geçici değildir. Ġnsanı misafir eden yer yüzü de geçicidir. Bunun da bir ölümü vardır. Buna son saat diyor Kur‟an. ĠĢte ondan haber vererek baĢlar sure.

Page 559: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Hayat iyilerle kötüler arasında bir yarıĢtır, bir mücadeledir. Ve

hemen ardından iyiler ve kötülerin yarıĢı dile getirilir. Bu yarıĢta öne gidenler, geride kalanlar, ortada olanlar, Bu yarıĢta Sabikun diye müjdelenip öncülük yapanlar ve ashabül meymene (8)diye müjdelenip onların vagonu olan, onların izinden gelenler. Bir de ashabül meĢ'eme (9) diye yerilenler, uğursuzlar. ġeref ve izzet yoksulları. Allah‟ın kendilerine açtığı krediği har vurup harman savuran ve Allah ile sözleĢmesine ihanet edenler. ĠĢte onlardan söz eder sure.

Daha sonra ödül ve cezaya getirir sözü. Değil midir ki değerli

Kur‟an dostları eğer bir imtihan varsa ortada mutlaka ödül ve ceza da olmalı. Eğer ödül ve ceza olmayacaksa, suyu getirenle testiyi kıran bir tutulacaksa su getirmenin gerekçesi ne ola ki, niçin su getirsinler ki, herkes testi kırar. Eğer iyilerle kötüler aynı akıbeti paylaĢacaklarsa, iyi olmanın gerekçesi kalır mı? iyi olmak ödülü hak etmeli. Kötü olmanın da bir cezası olmalı. ĠĢte söz oraya gelir ve inkârın temelinde ne sebep yatıyor? Ġnkârın, aslında inkâr arızi bir durum, daimi olan imandır, asli olan imandır, fer‟i olan inkârdır. Çünkü iman özü itibarıyla var olanın açığa çıkması. Ġnkâr ise yok olanın iddia edilmesidir, karanlığa benzer, iman ise ıĢığa benzer. IĢığın kaynağı olur, karanlığın kaynağı olmaz. Ġnkar karanlığa benzer, ıĢığın yokluğu halidir. Aslında karanlık bizatihi var değildir, bir Ģey değildir, ıĢığın yokluğu halidir. Ġnkâr da böyle negatif bir Ģeydir. Aslında olması gerekenin olmadığı zaman ortaya çıkan durumdur, arızidir. ĠĢte oraya getirir ve inkârın temelinde Ģükürsüzlük. ġükürsüzlüğün de temelinde kadir kıymet bilmezlik, değer bilmezlik vardır der 57 ve 74. ayetleri arasında.

Vahyi yalanlamaksa en büyük kıymet bilmezliktir. Çünkü vahiy

insanın önüne Allah‟ın açtığı bir gök sofrasıdır. Bu sofradan yemeyen, bu sofraya sırtını dönen, bu sofraya iltifat etmeyen aslında ruhunu açlıktan öldürmüĢ demektir. ĠĢte bunların, aslında yaĢamıyor gibi yaĢadıklarını, dik süründüklerini, ve Allah‟ın kendilerine açtığı o büyük krediyi, o muhteĢem imkânı elleriyle yok ettiklerini dile getirir sure.

Ve en sonunda yalandan beslenenlere dikkat çeker. Lütfen dikkat

buyurun, yalandan beslenmek Ve tec'âlune rizkaküm enneküm tükezzibun (82)ve siz yalanlamanızı rızkınız haline getiriyorsunuz, yani yalandan besleniyorsunuz. ĠĢte bu dikkat çekici ifadelerin arkasından sure insan dan Allah adına, Allah adıyla hareket etmesini ister. Fessebbih Bismi Rabbikel 'Azıym (96)ey insanoğlu artık sen sadece rabbin adına, rabbin adıyla hareket et. Aziym olan, muazzam olan, muhteĢem olan, mükemmel olan, sonsuz ve mutlak olan rabbin adına

Page 560: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

hareket et diyerek son bulur. Bu kısa giriĢten, bu kısa özetten, mukaddimeden sonra Ģimdi surenin vakıa suresinin tefsirine geçebiliriz.

[Ek bilgi; FAKĠRLĠK DOKUNMAZ. Ġbn. Mes‟ud (ra) anlatıyor; Resulallaha.s.v. Ģöyle söyledi; Kim her

gece Vakıa suresini okursa ona fakirlik gelmez.(Kütübü sitte-808)] “BismillahirRahmanirRahıym” 1-) Ġzâ vekâ'atil vâkı'atü; O gerçek (ölümü tadarak baĢlayan ikinci hayat) vuku bulduğunda.

(A. Hulusi) 01 - Koptu mu o Vakıa bir. (Elmalı) Ġzâ vekâ'atil vâkı'ah (Sonraki ayete bitiĢik) 2-) Leyse livak'atiha kâzibeh; Artık onun gerçekliğini yalanlayacak olmaz! (A. Hulusi) 02 - Olmaz vakıasına yalan diyen dil. (Elmalı) Ġzâ vekâ'atil vâkı'atü (1) Leyse livak'atiha kâzibeh gerçekleĢmesi

kesin olan gün gelip gerçekleĢtiği zaman. Vakı‟ah,Leyse livak'atiha kâzibeh kimse kalmayacaktır onu yalanlayan.

Nedir gerçekleĢmesi kesin olan gün? Son saat, yani misafirhanenin

de bir ömrü vardır. Sadece misafirin değil. Misafirhane de bir gün gelip ölecektir. Misafir hanenin ölümüne Kur‟an son saat diyor. sa‟ah. ĠĢte o gün geldiğinde kimse yalanlayamayacak.

Neden yalanlayamayacak? Çünkü gayb yakıyn olacak. Nasıl

yalanlasın ki. Göz göre göre yalanlanır mı? YaĢayarak yalanlanır mı? o zaman iĢte iman etmenin bir değeri kalmayacak. O zaman inanmanın herhangi bir anlamı olmayacak.

Page 561: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Buradan neyi anlıyoruz? Elleziyne yu'minûne Bil ğayb..(Bakara/3) Bakara suresinin giriĢinde; Onlar ki gayba iman ederler. Yani görmeden inanırlar. Neden görmeden inanırlar? Zaten iman böyle bir Ģey. Görseniz inanmaktan söz edilebilir mi orada. Ġman ahlaken güvenmek demek. Neden görmeden inanırlar? Çünkü Allah‟ın doğru söylediğine iman etmiĢlerdir. Sadakallahül azıym Aziym olan Allah doğru söyledi, doğru söylemiĢtir. BaĢkasını düĢünmek mümkin mi. Onun için iman zaten gayba imandır özü itibariyle. Eğer o gayb gerçekleĢmiĢse artık orada imandan söz edilemez.

ĠĢte burada da ahirete, yani sona, bu ahirete hem dünyanın sonu

son saat olarak, hem de ondan sonraki yeni hayatın baĢlangıcı, kıyameh, yeniden kalkıĢ ve ondan sonra gelen Ba‟sü ba‟del mevt, yeniden diriliĢ, ondan sonra gelen hesap günü ve ondan sonra gelen ödül ve ceza cennet ve cehennem hepsi girer. GerçekleĢtikten sonra inanmak herhangi bir değer ifade etmiyor. Çünkü yarar taĢımıyor. Ġnanmak bizatihi yarar taĢıdığı için emredilmiĢtir. Ġnanmamız istenmiĢtir. Ġnanmanın yarar taĢımadığı durum artık gözünüzle görüp, halinizle yaĢadığınız durumdur bunun bir yararı yoktur. Ġnanmanın yararı dünyada dır, bu hayattadır.

Biz bu hayatta inandığımızda ahlaki değer üretiyoruz. Ahirette

inandığımız Ģeyler bir bir zaten görünecek. Perde kaldırılacak. ĠĢ perde kaldırılmadan perdenin arkasında kilere iman ettim, ametü diyebilmek. Hatta öyle amentü diyebilmek ki sevgili seyyidina Ali R.a. ın ifadesiyle perde kaldırılsaydı yakıynim artmazdı diyor. Yani iman ettiğim Ģeyler Ģu anda bana bir bir gösterilse imanımda hiçbir Ģey değiĢmez. Bu kadar inandım.

Zaten ihsan da bu değil mi? Allah Resulü ihsanı nasıl tanımlıyordu?

Mel ihsan diye sorulunca; en ta‟büdallahe keenneke terahü Allah‟a; O‟nu görüyormuĢ gibi ibadet etmendir, kulluk etmendir fein lemtekün terâhü ve innehû yerâke her ne kadar sen O‟nu görmüyor isen de O seni kesin görüyor. ĠĢte bu. Görür gibi inanmak.

3-) Hafıdatün Râfi'atün; (Kimini) alçaltıcıdır, (kimini) yükselticidir! (A. Hulusi) 03 - Ġndirir bindirir. (Elmalı)

Page 562: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Hafıdatün Râfi'ah o dur bazılarını alçaltan, bazılarını da yükselten. Zımnen herkes gerçek değeriyle o gün ortaya çıkacak. Yani dünyada kendisini yüksek satanlar, yüce konumları aralarında paylaĢtıran, aslında alçak olduğu halde yüce yerleri aralarında kapıĢanlar, ahirette layık oldukları yere indirilecek. Veya son saatte. ĠĢte o zaman herkes gerçek yerini bulacak. Değerli olanlar değersiz gibi, değersiz olanlar da değerli gibi görünüyor bazen dünyada. Ġnsanlar değeri takas ettikleri zaman, bakıĢ açılarını yamulttukları, amuda kalkarak eĢyayı ve varlığı okudukları zaman her Ģeyi ters görebiliyorlar. Ama Allah bir gün gelecek, her Ģeye gerçek değerini gösterecek. ĠĢte o zaman yer yüzünde değerli gibi kendisini satan bir çoklarının aslında alçağın da alçağı. Yer yüzünde bazılarının sırf maddi açıdan baktıkları için değerini fark etmedikleri değerli insanların da gerçek değerini ortaya koyacak ahiret. Ahiret her Ģeyin gerçek değeri ile ortaya çıktığı, veya değersizin de değersizliği ile ortaya çıktığı gerçek bir durumdur.

[Ek bilgi; Bir mesel ÖYLE DEĞĠL..! Kendince çok bilgin ve Ġslam‟ı çok iyi anlayan ve geniĢ çevresine

oldukça çok faydalı (!?) bilgiler hayatı boyunca sunan bir kiĢi, bir gün ansızın ölümü tadıverir.

Ölürken: "Hayatım saadet içinde geçti, insanlara çok faydalı oldum.. beni kesin cennet, hem de ne cennet bekliyor" diye düĢünür.

Lakin bir müddet sonra ahirette durumu umduğu gibi olmaz. Buna çok ĢaĢırır. münker nekir ile konuĢur, derler ki:

"Ġyi ama öyle değil iĢte. çok bilmek değil, çok paylaĢmak değil, riya, benlik, tamah, hayal, zandan uzak durmak idi senin hedefin. Sana söylemediler mi: "Ene cennete" giremez diye?

DemiĢ: "Ama ben hep olabildiğince vermeye çalıĢtım..! Sayemde çok kiĢiler hidayete erdi, en azından vesile oldum !!"

Derler: "KarĢılığını manevi, benlik olarak bekledin ama. RĠYA bu..! Benlik bu, Ģirk bu, ölü bir toprak gibi olacaktın, sadece Dostun ALLAH olacak idi, halk değil. Bunu dünyada anlamadın, tabii Ģimdi hiç anlayamazsın, uzun konu, Ģimdi ne desek boĢ. BoĢ girdin dünyaya, boĢ geldin, çok yazık oldu..!" (Okyanusum.com dan)]

4-) Ġzâ rüccetil'Ardu recca; Arz (beden) Ģiddetli bir sarsılıĢla sarsıldığında, (A. Hulusi) 04 - Yer bir sarsılıĢ sarsıldığı. (Elmalı)

Page 563: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ġzâ rüccetil'Ardu recca yer dehĢetli bir sarsılıĢla sarsıldığı zaman. 5-) Ve büssetilcibalü bessa; Dağlar (bedendeki organlar) hurdahaĢ edildiğinde, (A. Hulusi) 05 - Dağlar bir serpiliĢ serpildiği. (Elmalı) Ve büssetilcibalü bessa dağlar paramparça olup böyle korkunç

bir yarılıĢla hallaç pamuğu gibi atıldığında, 6-) Fekânet hebâen münbessâ; (Nihayet) dağılmıĢ toz olduğunda. (A. Hulusi) 06 - Hepsi dağılıp berhavâ bir hebâ olduğu. (Elmalı) Fekânet hebâen münbessâ toz zerrecikleri halinde diyor. Öyle ki

paramparça olup toz zerrecikleri halinde atıldığında. 7-) Ve küntüm ezvâcen selâseh; Siz üç cinse ayrıldığınızda: (A. Hulusi) 07 - Siz de üç sınıf olduğunuz zaman. (Elmalı) Ve küntüm ezvâcen selâseh sizler 3 kesime ayrılacaksınız. 3

bölüğe, 3 kısma, 3 gruba. Nedir onlar? 8-) Feashabül meymeneti mâ ashabül meymeneh; Ashab-ı Meymene (uğurlular-mutlular, sağcılar, Hakk'ı bulmada

isâbet etmiĢler), ne ashab-ı meymenedir! (A. Hulusi) 08 - Ki sağda «Ashabı meymene»: Ne «Ashabı-meymene!».

(Elmalı)

Page 564: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Feashabül meymeneti mâ ashabül meymeneh bu 1. grup. 1-

Bahtiyar kampa dahil olan bir kesim olacakmâ ashabül meymeneh ama ne bahtiyarlık. Biz bunu meymene hem Ģeref ve onur manasına gelen “yüm” den hem de yine aynı kök, aynı zamanda bereket manasına da gelir. Bereket sahibi mübarek insanlar olacak amma ne bereket. Veya Ģerefli ve onurlu insanların ait olduğu bir kamp olacak, ama ne Ģeref, ama ne onur manasını da verebiliriz.

9-) Ve ashabül meĢ'emeti mâ ashabül meĢ'emeh; Ashab-ı MeĢ'eme (uğursuzlar-mutsuzlar, solcular, Hak'tan kozalı

yaĢamıĢlar), ne ashab-ı meĢ'emedir! (A. Hulusi) 09 - Solda «Ashabı meĢ'eme»: Ne «Ashabı -meĢ'eme!» (Elmalı) Ve ashabül meĢ'emeti mâ ashabül meĢ'emeh ikinciler de bunlar,

bir de bedbaht kampa dahil olan bir kesim olacakmâ ashabül meĢ'emeh ama ne bedbahtlık. MeĢ‟eme ġu‟um kökünden türetilmiĢ ġu‟um aslında uğursuzluk anlamına da gelir, alçaklık anlamına gelir, onursuzluk anlamına gelir. Yani uğursuzların kampına dahil olan bir kesim olacak. Ama ne uğursuzlar. Onursuzların kampına dahil olan bir kesim olacak ama ne onursuzluk bu. Neden onursuz? Çünkü Ģerefin kaynağı Allah‟tır. Allah‟a sırt dönmüĢ olan, Ģerefe yüzünü dönmüĢ olmaz. Allah‟a sırtını dönen Ģereften ve onurdan mahrum kalırda ondan. Bu da ikinci kesim. Ġyiler ve kötüler. Kısaca böyle de anlayabiliriz. Bir iyilerin kampı olacak, onlara dahil olanlar. Bir de kötüler kampı olacak onlara dahil olanlar. 3. bir kesim daha var ama.

10-) Ves sabikunes sabikun; Es Sâbikun (yakîn ile öne geçenler), sabikundur; (A. Hulusi) 10 - Ġlerde sabikun, iĢte o sabikun. (Elmalı) Ves sabikunes sabikun bir de yarıĢta öne geçip arayı açanlar

olacak. YarıĢta öne geçenler, ilginçtir iyiler ve kötüler ayrıldıktan sonra iyiler de kendi içlerinde ikiye ayrılıyor iyilerin lokomotif olanları, iyiler

Page 565: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

vagon olanlar. Ġyilikte öne geçenler ve onların izini izleyenler, ardından gelenler.

Aslında böyle bir tasnifi yapmasının temelinde Ģu yatıyor; YarıĢın,

iyi olmanın sonu yoktur. Ben iyi oldum, bu yeter. Ġyilerin kampına dahil oldum bu yeter demeyin, iyiliğin sonu yok. Ġyilikte yarıĢın. ..festebikul hayrat. (bakara/148) hayırlarda yarıĢın diyordu ya Kur‟an. Ġyilikte yarıĢın. Yani ben iyiler kampındayım ya bana bu yetmez mi demeyin. Ġyilerin önünde olmaya, iyiler arasında lokomotif olmaya gayret edin. Vagon olmakla yetinmeyin. Ġyilerin izlediği biri olun, sadece iyileri izlemekle yetinmeyin, sizden sonra iyilerin de izleyeceği biri haline gelin. Burada böyle bir imayı görebiliriz.

11-) Ülâikel mukarrebun; ĠĢte onlar mukarrebûn'dur (Kurbiyet mertebesini yaĢayanlar). (A.

Hulusi) 11- Onlar mukarrebundur. (Elmalı) Ülâikel mukarrebun iĢte onlardır Allah‟a yakınlık sağlayanlar.

Mukarrabun, Sıratalleziyne en'amte aleyhim (Fatiha/7) Hani fatiha da okuyoruz ya. Kimin yoluna ilet bizi? Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet. Kim bunlar diye sual ettiğimizde Nisa/69. ayetinde bunların sıfatlarını buluyoruz. Nebiler, peygamberler, sıddıyklar, yani dürüstler, doğrular, Allah‟a sözlerinde sadık olanlar, Ģehiydler, imanına hayatını Ģahit kılanlar, dahası imanına canını Ģahit kılanlar. Ġmanına parasını Ģahit kılanlar, imanına ilmini Ģahit kılanlar. Ġmanına sahip olduğu değerleri Ģahit kılanlar. Ne varsa. Ģehit olmak için bu manada sadece ölmek gerekmiyor. Aslında Ģehit olmanın kaçınılmaz Ģartı Allah yolunda yaĢamaktır. Allah yolunda yaĢayanlar, yaĢadıkları yolda da ölürler. Onun için imana sahici bir Ģahit getirenler. Allah‟ın kabul edebileceği bir Ģahit gösterenler. Ya rabbi ben Mü‟minim demek iddiadır. Ġddianızı ispat ediyorsanız Ģehiydsiniz. ġahit gösteriyorsanız. ĠĢte Ģehiydler onlar, Ģüheda onlar.

Ve 4. salihiyn; Ġyi olmuĢ, iyiliği hayat tarzı haline getirmiĢ, iyiliği bir

isim olarak almamıĢ sadece, iyiliği hayatına yedirmiĢ. Ġyiler kampında olmuĢ ve iyi olmayı hesaplı bir ahlakla değil, hapsi bir ahlakla yaĢamıĢ olanlar. Yani baĢtan ayağa serapa iyilik kesilmiĢ olanlar. Kötü düĢünmeyenler, kötülük yapmak elinden gelmeyenler. Zihni, akli, kalbi,

Page 566: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

fiili, fikri, hissi, lafzi her türlü iyiliğe öncülük edenler ve iyiliğin kaynağı haline gelenler. ĠĢte onlar salihıyn. Ülâikel mukarrebun onlar Allah‟a yakın olanlar.

12-) Fiy cennatin na'ıym; Nimet cennetlerindedirler. (A. Hulusi) 12 - Onlar naıym Cennetlerindedirler. (Elmalı) Fiy cennatin na'ıym iĢte bu sayılan, bunlar, özellikle Allah‟a yakın

olanlar, mukarrabun olanlar. Yani bir yerde Kurban da aynı kökten ya, Kurban; Fu‟lan vezninden, taĢıdığı anlamın tüm olumlu boyutlarıyla dolu olanlar manasına gelir. Allah‟a her tür yakınlık, yani her türlü yakınlık dedimse elbette bu yakınlık asla cismani, beĢeri, fiziki bir yakınlık değil. Ama akli yakınlık, kalbi yakınlık. Yani bu manada Allah‟ın denetimi altında olmak demektir yakınlık. Çünkü birinin size Ģah damarınızdan yakın olduğuna iman ederseniz, O‟ndan bir Ģey kaçıramayacağınıza da iman etmiĢ olursunuz. Ve iĢte o zaman siz sizi unutursunuz da Allah sizi unutmaz. O zaman siz sizden saklarsınız da Allah‟tan saklayamazsınız. ĠĢte böylesine bir yakınlık.

Bunlar için ne var? Fiy cennatin na'ıym sonsuz nimetlerle dolu

has bahçelerde yerleĢecek olanlar bunlardır. [Ek bilgi; Bir Hikaye. Velîlerden Ġbrahim b. Edhem, bir gün hamama gitmek istedi.

Hamamcı ona "Paran varsa girersin. Paran yoksa giremezsin," dedi. Ġbrahim b. Edhem (k.s) bunu iĢitince ağlamaya baĢladı. Hamamcı, "Ey derviĢ, paran yoksa girebilirsin. Niçin bunun için ağlıyorsun ki!" deyince, Ġbrahim1 b. Edhem dedi ki:

"- Ey karındaĢım! Ben bunun Ġçin ağlamıyorum. Sen bir (Ģeytan evi) olan hamama parasız sokmuyorsun. Yarın Rahman olan Allah, (rahmet evi) olan cennete amelsiz sokar mı, alır mı? Sen iyi, güzel ĠĢleri, amelleri çoğaltmaya bak. Yarın ancak onunla cennete girebilirsin, ey azizim" dedi. (Ebu l-Leys Semerkandi, Tefsiru l Kur an)]

13-) Sülletün minel'evveliyn; Çoğunluğu önceki (devir)lerdendir. (A. Hulusi)

Page 567: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

13 - Bir çok evvelînden. (Elmalı) Sülletün minel'evveliyn. (Sonraki ayetle birleĢti) 14-) Ve kaliylün minel'ahıriyn; Azınlığı sonrakilerdendir. (A. Hulusi) 14 - Biraz da âhirînden. (Elmalı) Sülletün minel'evveliyne (13) Ve kaliylün minel'ahıriyn bir çoğu

öncekilerden, birazı da sonrakilerden olacak. Ne demek bu? Ġlerde gelecek Sülletün minel'evveliyne (39)Ve sülletün minel'ahıriyn (40) ama orada farklı bir vurgu var, burada ise daha farklı. Bir çoğu öncekilerden, birazı da sonrakilerden olacak. Buradan Ģunu anlıyoruz, bir ihbar bu, gaybtan haber, gelecekten bir haber bu aslında. Lokomotif Ģahsiyetler zaman ilerledikçe azalacak. Yani iyiliğin izini takip edenler hep olacak. Öncekilerden de sonrakilerden de.

Fakat izi takip edilecek iyiler, yani öncü iyiler gittikçe azalacak.

Daha çoğu geçmiĢte kalacak. Onun için mü‟min geçmiĢe sırtını dönerek iyi olamaz. Mü‟min iyinin geçmeyeceğini bilendir. Ġyinin modasının olmadığını, iyiliğin moda olmadığını, dolayısıyla da geçmeyeceğini, zamanının geçmeyeceğini bilendir. Ġyilik dünya tarihinin insanın önüne getirip bıraktığı bir miras. Onun içinde iyilerin yolunda yürümek budur. Bu anlamda Sülletün minel'evveliyne (13) Ve kaliylün minel'ahıriyn bir ihbardır, gelecekten haber ki lokomotif iyiler gittikçe azalacak. Vagon iyiler çok olsa da her dönemde, izi izlenecek olanlar azalacak manasına gelir. Tabii buradan Ģunu da belki çıkarabiliriz; Ahlak seviyesi giderek düĢecek. Ki modern aklın geliĢme mitine aykırı bir bakıĢ açısı bu. Kur‟an doğrusal bir tarih anlayıĢını iĢte böyle reddediyor.

Nedir doğrusal tarih anlayıĢı; En son gelen en ileridir, en iyidir.

Dolayısıyla kim ne kadar geç gelmiĢse o kadar iyidir. Bu modern batının sapık aklıdır ve bu yanlıĢtır. Nietzsche‟nin dediği gibi; Ġnsanlık sofrasına en son geleceksiniz en baĢ köĢeye kurulacaksınız ha? Reva mı bu? Alemin uyanığı siz misiniz diyordu. Ġnsanlığın sofrasına en son gelin, en baĢ köĢeye kurulun. Bırakın da insanlığın sofrasına önce gelmiĢ büyükler baĢ köĢeyi kapsınlar. Siz haddinizi bilin ve yerinize oturun. Yani

Page 568: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

sonradan gelen boĢ kalan yere oturur. Dolayısıyla Ġslam‟ın zaman anlayıĢını da veren bir ibare bu.

[Ek bilgi; ÖNCEKĠLER SONRAKĠLER. Bu öncekiler ve sonrakiler ta‟bîri üzerinde üç görüĢ vardır:

Taberî‟hin tercih ettiği görüĢe göre öncekiler, daha önce geçen ümmetlerdir. Sabıkların bir cemâati onlardan, birazı da sonrakilerden, yani son gelen Muhammed ümmetindendir. Dünyâ yaratılalıdan beri gelip geçen bütün insanlarla karĢılaĢtırılınca Muhammed ümmeti için “biraz” denmesi uygun olabilir.

Ancak bu görüĢü benimsemeyen ve: “Siz, insanlar için çıkarılan en hayırlı ümmetsiniz”[a. Ġmran/110] âyetinin açık ifadesiyle yeryüzüne çıkarılmıĢ ümmetlerin en hayırlısı olduğu belirtilen bu ümmetin Allah‟a yakın olanlarının azınlıkta kalmasını uygun görmeyen Ġbn Kesîr ve Ġbn Cüzey‟e göre öncekiler de. sonrakiler de bu ümmettendir. Öncekiler ilk Müslümanlardır, onların Allah‟a yakın olanları çoktur. Bu vasıftaki temiz Müslümanlar git gide azalırlar, sonra gelenler içinde bunlar daha az olur[Ġbn Kesîr, Tefsîr: 4/285]. Bazılarına göre de es-Sâbikûn, önce geçmiĢ peygamberlerdir. Çünkü önceki zamanlarda daha çok peygamber gelmiĢtir[et-Teshîl: 4/88].

Söz, Hz. Peygamber‟in daveti ile ilgili insanlar üzerinde olduğu için ikinci görüĢ tercîhe Ģayandır. Peygamber sahabelerini, muhacirler, ensâr ve onların ardından gelenler Ģeklinde üç sınıfa ayıran HaĢr: 95/10., Tevbe: 113/100. âyetleri de ilk sabıkların, Muhammed ümmetinden ilk inanan muhacirler ve ensâr olduğunu ifade eder.

“Neden siz Allah yolunda harcamayasınız ki? Göklerin ve yerin mirası zaten Allah‟ındır. Elbette içinizden (Mekke „nin) feth(in)den önce (Hak yolunda) harcayan ve savaĢan(lar. ötekilerle) bir olmaz. Onların derecesi, sonradan infâk eden ve savaĢanlardan daha büyüktür.

Bununla beraber Allah hepsine de (gerek fetihten önce, gerek fetihten sonra infâk eden ve savaĢan Müslümanlara) en güzel sonucu vazetmiĢtir. Allah, yaptıklarınızı haber almaktadır.”[Hadiyd/10] âyetinde de bu ilk mü‟minler grubunun faziletine iĢaret edilmiĢtir. Onlar her türlü takdire lâyıktırlar. Ġslâm onlar sayesinde kök salıp bize kadar gelmiĢtir. (Prof. Dr.Süleyman AteĢ- Kur‟an Ansiklopedisi]

15-) Alâ sürurin mevdûnetin; Mücevherlerle iĢlenmiĢ tahtlar üzerindedirler. (Buradan baĢlayan

cennet tanımlayıcı âyetleri okurken; Ra'd: 35 ve Muhammed: 15. âyetlerde vurgulanan "Meselül cennetilletiy = cennettekilerin MĠSALĠ -

Page 569: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

TEMSĠLĠ" Ģöyle Ģöyledir, diye baĢlayan uyarı göz ardı edilmemelidir. Anlatılanlar temsil yolludur. A.H.) (A. Hulusi)

15 - Murassa' tahtlar üstünde. (Elmalı) Alâ sürurin mevdûnetin Altın mücevher iĢlemeli, huzur tahtlarına

kurulacaklar. Aslında mevdûneh, Kur‟an da sadece burada kullanılan nadir terimlerden, kelimelerden biri. Nedir? ĠĢlemeli, sırmalı, kaplamalı, oymalı, nakıĢlı bütün bu manaları kapsayabilir. Dokumaya iĢlemeye, Arapçada ki eĢ anlamlısı mesc, bu kelime ifade eder. Fakat burada aslında cennette ki mükemmelliği ifade ediyor. Hatta hatta bir iması var, söylesem sanırım yanlıĢ anlaĢılmaz; el emeği göz nuru tahtlara kurulacaklar. Burada Ģöyle bir ima var cennette karĢılaĢtıkları o nimetler aslında dünyada ki çabalarının bir ödülü olacak. Yani haybeden gelmeyecek. Bu bir ödül ama hiçbir ödül sebepsiz verilmez. Dünya da ki emeklerinin karĢılığı, ama ödül olarak. Onlarla kıyaslanamaz derecede Allah‟ın Allah‟ça verdiği bir ödül olarak önlerinde olacak.

16-) Müttekiiyne aleyha mütekabiliyn; KarĢılıklı kurulmuĢlardır. (A. Hulusi) 16 - KarĢı karĢıya kurulmuĢlar. (Elmalı) Müttekiiyne aleyha mütekabiliyn onlara yaslanıp karĢılıklı sevinç

paylaĢacaklar. Yani sefa sürecekler, sefam olsun diyecekler, mutluluğun dibini bulacaklar. Mutluluğun kaynağını bulacaklar, mutluluğun üretildiği merkezde olacaklar. Bunun anlamı bu.

Aslında cennetten söz edilen her yerde ideal güzellikten söz

ediliyor demektir. Cennet ideal güzelliğin öbür adı. Cennet kalıcı güzelliğin üretildiği merkez. Zorunlu olarak mecaz kullanılacaktır. Çünkü gayba ait bu ideal güzellikler, bu geçici dünyamızın lisanına nasıl çevrilebilir ki. Ancak gördüğümüz Ģeylerden yola çıkarak görmediğimiz bu mutlak güzellikleri algılayabiliriz. Onun içinde Kur‟an zaten bu hakikati Secde/17 ayetinde dile getiriyor;

Fela ta'lemü nefsün ma uhfiye lehüm min kurreti a'yün.

(Secde/17) cennette cennetlikleri hangi göz kamaĢtırıcı güzelliklerin

Page 570: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

beklediğini asla bilemezsiniz, hayal bile edemezsiniz, tahayyül ve tasavvur dahi edemezsiniz.

Muhtemelen bu ayetin tefsiri sadedinde Allah Resulü öyle buyurur

Hatta öyle okur Allah‟ı ve Allah‟ın ayetlerini „adet tü li‟ ibadi‟s salihîyn salih kullarım için cennette öyle nimetler hazırladım ki mâ lâ „aynün ra‟ed hiçbir göz görmedi onları, onun gibisini Velâ üzünün semi‟at hiçbir kulak duymadı onun gibisini Ve lâ hatara „alâ kalb-i beĢerin hiçbir insanın aklına gelmedi böylesi. Yani tasavvur dahi edilemez. Onun için böyle bir Ģeyden kim haber verebilir. ve lâ yünebbiuke mislü Habiyr (Fatır/14) elbette her Ģeyden haberdar olan Allah‟tan baĢkası bize cennetten, ahiretten haber veremez. Tıpkı okuduğum Fatır/14 ayetinde olduğu gibi.

17-) Yetufü aleyhim vildanün muhalledûn; Çevrelerinde ebedî gençlikleriyle hizmetliler... (A. Hulusi) 17 - Pırlanır etraflarında muhalled evlatlar. (Elmalı) Yetufü aleyhim vildanün muhalledûn onları bekleyecek ölümsüz

gençlikler. Ölümsüz gençlik bekleyecek onlar. Nasıl ölümsüz gençlik ne anlayacağız? Bunu Ģöyle de çevirebiliriz, ölümsüz gençler etraflarında fır dönecekler, tavaf edecekler, hizmetlerinde olacaklar. Ama Ta‟afı aleyh, hem etrafını döndü, hem de baĢına bir hal geldi, baĢına bir iĢ geldi anlamına. Hem müspet, hem menfi. Kalem/19. ayetinde de bu anlamda kullanılır.

Onun için onların içinde bulunduğu ölümsüz gençliğe bir atıf olarak

okunmalıdır bu ayet. Ki Allah Resulü de öyle demiyor muydu? Cennette insanların hep aynı yaĢta olacaklarını, hiç ihtiyarlamayacaklarını, hatta bir haberde, haberin sıhhati hakkında bir takım Ģeyler söylenmiĢ olsa da erkeklerin 33 yaĢında, hanımlarında 18 yaĢında olacağına dair. Aslında bunlar hep tabii ki mecazi ifadeler. Yani sürekli gençlik. Unutmayalım cennet ideal güzelliğin merkezi. Ġnsanın da ideal güzelliği orada ortaya çıkacak.

Onun için orada insanın üzerine ihtiyarlık arız olmayacak. Cennetin

ideal güzelliğin, mutlak güzelliğin üretildiği yer olduğunun aslında birer göstergesi bu ayetler. Belki namazlardan sonra çektiğimiz tespihatta ki

Page 571: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

33 rakamı da aslında bir tür cennet talebi. Bir tür cennette ki yaĢlarımızı çekiyoruz aslında. Yani kim bilir böyle yorumlamakta bir sakınca yok.

[Ek bilgi; “Ali b. Ebi Talîb (r.a) ile Hasen el-Basri Ģöyle demiĢlerdir:

Burada sözü geçen "evlatlarda müslümanlann küçük yaĢta olup herhangi bir sevab ya da günahları olmayan çocukları kastedilmektedir.

Selman el-Fârisî de: MüĢriklerin (küçük yaĢta öien) çocukları, cennetliklerin hizmetkârları olacaktır, demiĢtir.

El-Hasen dedi ki: Bunların mükâfatlarını görecekleri hasenatları, cezalandırmalarını gerektiren de günahları olmadığından böyle bir konuma yerleĢtirileceklerdir.

Buyruğun maksadı Ģudur: Cennetlikler en mükemmel bir sevinç ve nimet içerisinde olacaklardır. Nimet ise insanın etrafında çokça hizmetçilerin ve bu türden küçük çocukların bulunması ile tamam olur. (Kurtubi/El Camiu li Ahkâmil-Kur‟an)]

18-) Biekvabin ve ebâriyka ve ke'sin min ma'ıyn; Kaynağında dolmuĢ ibrikler, sürahiler ve kâselerle.. (A. Hulusi). 18 - Küpler ve ibriklerle me'ıynden bir piyâle. (Elmalı) Biekvabin ve ebâriyka ve ke'sin min ma'ıyn tarifsiz güzellikte bir

kaynaktan doldurulmuĢ, tarifsiz güzellikte ibrikler ve kusursuz su. ĠĢte bu aslında yine dünyada ki nimetlerin idealinin orada bulunduğunu ifade eden bir ayet. Tarifsiz güzellikte diye çevirdim, çünkü hep nekira gelmiĢ. Biekvabin ve ebâriiyka be ke‟sin min ma‟ıyn. Hep belirsiz form kullanılmıĢ. Neden bu belirsizlik? Tarif edilemez de ondan. Öyle tarifsiz güzellikte kaynaktan doldurulmuĢ sürahiler, bardaklar, ibrikler, sular ki bunlar, bu dünyada tarifi mümkün değil. Tarifsiz güzellikte kaplar, tarifsiz güzellikte su, tarifsiz güzellikte içen, tarifsiz güzellikte dağıtan. Hepsi tarifsiz, inanılmaz güzellikte.

19-) Lâ yusadda'ûne anha ve lâ yünzifun; Ne baĢları ağrır ondan ne de Ģuurları bulanır! (A. Hulusi) 19 - Ne baĢları ağrıtılır ondan ne de irer zevâle. (Elmalı)

Page 572: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Lâ yusadda'ûne anha ve lâ yünzifun ne baĢ döndürür ne de sarhoĢ eder.

20-) Ve fakihetin mimma yetehayyerun; Tercih edecekleri meyve;(A. Hulusi) 20 - Meyve beğendiklerinden. (Elmalı) Ve fakihetin mimma yetehayyerun ve her tür meyve ve kuru

yemiĢ seçeneği mimma yetehayyerun u seçenek diye çevirebiliriz. Her tür meyve Fakihe hem meyveye Arap dilinde, hem de kuru yemiĢe tekabül ettiği için böyle çevirdim.

21-) Ve lahmi tayrin mimma yeĢtehun; Canlarının çektiği kuĢ eti; (A. Hulusi) 21 - KuĢ etti istediklerinden. (Elmalı) Ve lahmi tayrin mimma yeĢtehun ve canlarının çektiğinden

tarifsiz lezzette kuĢ etleri. Dedim ya Cennet güzelliğin üretildiği merkez. Hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı, hiçbir aklın tasavvur edemeyeceği bir güzelliğin üretildiği merkez. Ancak bizim beĢer dilimize, ancak bizim beĢeri zihnimize o tarifsiz güzellik iĢte dünyamıza ait olan Ģeyler üzerinden anlatılıyor. Zorunlu olarak mecaz içermek zorunda cenneti anlatan ayetler.

[Ek bilgi; Orada boyunları deve boyunları gibi kuĢlar vardır." Ömer

(r.a): ġüphesiz ki bunlar ĢiĢman kuĢlardır, deyince Rasûlullah (sav): "Onları yemek ondan da güzeldir" diye buyurdu. (Tirmizi) dedi ki: Hasen bir hadistir. (Kurtubi/El Camiu li Ahkâmil-Kur‟an)]

22-) Ve hûrun 'ıyn; Ve Hur-i Iyn (net görüĢlü {biyolojik gözün sınırlamalarıyla kayıtlı

olmayan} eĢler {birkaç beden}; Ģuur yapı olan "insan"ın özelliklerini

Page 573: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

yaĢatacak, eĢi olan bedenler. Tek bilincin tasarrufundaki birden çok bedenle yaĢama süreci. A.H.). (A. Hulusi)

22 - Huri ıyn. (Elmalı) Ve hûrun 'ıyn ve kusursuz bakıĢlı temiz eĢler. Geçtiği 4 ayette

Mekki dir hûr kelimesinin, ki rahman suresinin 72. ayetinde iĢlemiĢtik. Hemen arkada yer alıyor o ayet; Hûrun maksuratün fiylhıyam (Rahman/72) yani gözü gönlü eĢine dönük, pırıl pırıl eĢler çardaklarda kalacaklar. Gözü gönlü eĢine dönük diye çeviriyorum. Çünkü hûrun maksurat bu anlama geliyor. Muhtemelen Kur‟an da geçtiği ilk yerde Rahman/72 ayeti. Çünkü 4 yerde geçiyor, tümü de Mekki surelerde geçiyor.

3 kök anlama geliyor Hûr; Renk anlamına, geri dönüĢ anlamına, bir

Ģeyin kendi ekseni etrafında dönmesi anlamına. Gözü gönlü eĢine dönük diye çevirmemiz iĢte buna dayanıyor. Aslında kelime Ahver, ki bunu ifade ediyor, çoğulu havra sadece diĢil veya eril değil, hem diĢiyi kapsıyor, hem erkeği kapsıyor. Hûr. Onun içinde sadece diĢiye yönelik kullanmak, diĢiyle sınırlamak, ya da diĢiye hasretmek doğru değil. Oraya tertemiz eĢler olarak girecekler.

ĠĢte bu mana Mekke‟den Medine ye geldiğimizde Hûrun „ıyn veya

Hûr kelimesinin yerini, bu ibarenin yerini ezvâcün mutahherah (A. Ġmran/15) kalıbı akıyor. Artık Medine de bu kalıp kullanılmıyor. Bunun yerini tertemiz eĢler alıyor. Biz de bundan anlıyoruz ki aslında bu tertemiz eĢlerin yerine Mekke de kullanılan dilin bir boyutu olarak gündeme geliyor. A. Ġmran/15. ayetinde ezvâcün mutahheratun (A. Ġmran/15) ifadesi geçiyor zaten

ĠĢte bu çerçevede Rahman/72 ayetinde de izah ettiğimiz gibi

burada da Hûrn „ıyn i; gözü gönlü eĢine dönük pırıl pırıl eĢler Ģeklinde anlayabiliriz.

23-) Keemsâlil lü'lüilmeknun; Saklı (sedefte büyümüĢ) incilerin misali gibi (Esmâ hakikatinden

oluĢmuĢ ve o özelliklerin açığa çıkıĢı olan insan Ģuurundan var olmuĢ Allâh yaratısı bedenler).(A. Hulusi)

23 - Saklı inci timsalleri gibi. (Elmalı)

Page 574: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Keemsâlil lü'lüilmeknun adeta gün görmemiĢ inciler gibi. Yani yer

altında saklanmıĢ, ait olduğu yerde, midyenin kabuğunun içinde gün görmemiĢ. Bu ne demek? El değmemiĢ. Hani o meĢhur o güzel türkünün o mısraı var ya;

Yüzünde göz izi var Sana kim baktı yarim. Diyor Yüzünde göz izi olmayan, gözünde yüz izi olmayan eĢler. El

değmemiĢ, hatta göz değmemiĢ, göz bile değmemiĢ. Yani sadece el değmemiĢ değil, göz bile değmemiĢ. O kadar noksansız, o kadar kusursuz, o kadar iffet abidesi ki, göz ilk defa değiyor. ĠĢte böyle bir Ģeyi resmediyor ayet.

24-) Cezâen Bimâ kânu ya'melûn; Yaptıklarının cezası (sonucu)!(A. Hulusi) 24 - ĠĢledikleri amellere mükâfat için. (Elmalı) Cezâen Bimâ kânu ya'melûn önceden yaptıklarının bir ödülü

olacak bütün bunlar. Önceden yaptıklarının. Bu neye bir ima? Cennet iyiliğin bedeli değil Kur‟an dostları, Cennet; iyiliğin ödülüdür. Cennet bedelidir dersek yer yüzünde bütün çalıĢıp çabaladıklarımıza karĢın elde ettiğimiz serveti görüyoruz. Ya uçsuz bucaksız cennetleri, bu kusurlu noksanlı çabayla nasıl hak ettiğimizi düĢünebiliriz. Ancak Allah‟ça verilmiĢ bir ödül olarak görebiliriz. ĠĢte burada da ona bir ima var. Ama hiçbir ödül sebepsiz verilmez. Yani ben cenneti hak ettim yerine, aslında ben elimden gelen gayreti yapmaya çalıĢayım. Ben kulca yaparım, Allah, Allah‟ça verir. Demek daha doğrusu.

25-) Lâ yesme'une fiyha lağven ve lâ te'siyma; Orada ne boĢ laf duyarlar ve ne de suç kavramı! 25 - Ne bir boĢ lâf iĢidirler orada ne de bir te'sîm.(günah iĢledin

demek) (Elmalı)

Page 575: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Lâ yesme'une fiyha lağven ve lâ te'siyma orada ne boĢ bir

konuĢma ne de kınanma duyacaklar. Yani orada aslında rahatsız eden hiçbir Ģey olmayacak. Onları cennetliklerin itirafı hatırlayalım; Ve kalül Hamdu Lillâhilleziy ezhebe 'annelhazen. (Fatır/34) öyle diyorlardı ya ezhebe „annelhazen. Cennete girenlerin söylediği Ģey Ģu olacak; hüznün kökünü bizden kazıyan Allah‟a hamd olsun. Hüznün kökünü kazıyan. Demek ki cennet dıĢında hüzünsüz bir hayat olmayacak. Yer yüzünde cennet aramak, bir yalanın peĢinden, bir serabın peĢinden gitmekten baĢka bir Ģey de değildir aslında. Bu ayet bize bunu da veriyor.

Te‟siym; kınama olmayacak, aslında te‟siym, kınama. Neden

cennete günahı bağıĢlanarak girmiĢ olanlara senin günahın bağıĢlandı da girdin bile denmeyecek. Mağfiret bu. sadece günahı affetmek değil, affettim seni bile dememek. Mağfiret bu. Yani onu mahcup etmemek.

26-) Ġllâ kıylen Selâmen Selâma; Sadece "Selâm, Selâm" denilir (Selâm isminin iĢaret ettiği özellik

daim olsun; anlamında). (A. Hulusi) 26 - Ancak bir kelâm: Selâmen selâm. (Elmalı) Ġllâ kıylen Selâmen Selâma sadece denilecek ki; Mutluluklar size.

BaĢka ayetleri hatırlıyoruz. Selâmün aleyküm tıbtüm fedhuluha halidiyn. (Zümer/73) Evet, size selam olsun, sefa baĢınıza, ne mutlu size. Girin ebedi kalmak üzere cennetlerinize.

Ġslam‟a teslim olanlar, selam ve selamete ererler. Ġslam zaten

budur. Yer yüzünde Ġslam‟a teslim olan, bu dünyada Ġslam‟a teslim olan, öte dünya da selam ve selamete erer. Bu ayetin ifade ettiği hakikat bu.

27-) Ve ashabül yemiyni mâ ashabül yemiyn; Ashab-ı Yemîn (sağcılar, iman edenler) ne ashab-ı yemîndir!(A.

Hulusi) 27 - Ashabı yemîn ise ne Ashabı yemîn. (Elmalı)

Page 576: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve ashabül yemiyni mâ ashabül yemiyn bahtiyar kesime gelince,

Nedir o bahtiyarların ödülü peki? Mâ ashabül yemiyn, nedir o bahtiyarların ödülü?

28-) Fiy sidrin mahdud; Meyveleriyle sidre ağacı içinde, (A. Hulusi) 28 - Dal bastı kirazlar. (Elmalı) Fiy sidrin mahdudmahdud‟u nasıl çevireceğimi düĢünüyorum da

en ideal hale getirilmiĢ uzun sidre ağaçlarının arasında. Mahdud; Aslında bu kelimede nadir kullanılan kelimelerden biri. Hatırladığım kadarıyla Kur‟an da sadece burada kullanılıyor. Hem dikeninden soyulmuĢ manasına gelir, hem de meyve bolluğundan dalları yere ağmıĢ manasına gelir. Aslında bu bize gelen rivayetlerden anlıyoruz ki dikenli bir ağaçmıĢ. Meyvesi iĢe yaramaz çok dikenli bir ağaç. Peki bu ağacın cennette iĢi ne?

Zaten bir bedevi de onu sormuĢ; Ya Resulallah böyle kötü bir ağaç

cennette ne geziyor? Efendimizden aldığı cevap üzerine aslında cennet tasavvurunu inĢa ediyor bu. Yer yüzünde gördüğünüz bütün bu eĢya en ideal haliyle cennette olacak. Aslında belki burada Ģu da veriliyor. Salatalık neden dünyanın her tarafında salatalıktır? Kokusuyla, rengiyle, tadıyla, biçimiyle, Ģekliyle, Ģemailiyle.ç Domates neden yeryüzünün her tarafında domatestir. Karpuz neden yer yüzünün her tarafında karpuzdur. Biz karpuzu gözümüzle görmemiz gerekmez kokusunu aldık mı karpuz deriz. Karpuz kokuyor deriz. Bunun aslı nerdedir? Yer yüzünde bunların prototipini, arka tipini kim yapmıĢtır, ilk kalıbını kim yapmıĢtır, nerededir bunun arka tipi sualinin aslında zımni bir cevabı da var; Cennette.

Bunların aslı cennette. Cennetteki asıllarının atığı yok, hepsi nûr,

hepsi serapa baĢtan baĢa vitamin, baĢtan baĢa yarayıĢlı. Dünyadakiler atığı olanlar. Onun için çünkü cennete giren insan pürüzsüz olarak girecek. Pürüzsüz baĢtan ayağa pırıl pırıl olan insana; baĢtan ayağa pırıl pırıl nimet gerek. ĠĢte burada da aslında mahdut ifadesi dünyada ki bu bölgede yaĢayan insanların gördüğü o ağaçların ideal Ģekli. Dikenleri alınıp diyor Allah resulü, yerine meyve konulacak onların. Buradan anlıyoruz ki, bunlar tabii hep insan zihnine inzal edilmiĢ hakikatler. Ġnsan

Page 577: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

zihni yükselsin diye, soyutlayabilsin diye, yücelsin diye. Ne anlayacağız? Ġdeal güzelliğin merkezi olduğunu.

29-) Ve talhın mendud; Meyveleri istiflenmiĢ muz ağacı... (A. Hulusi) 29 - Sıvama muzlar içinde. (Elmalı) Ve talhın mendud yine mis kokulu ıĢıl ıĢıl ağaçlar. Buna muğaylan

ağacı diyor Ġbn. AĢur tefsirinde. Ki biz itiraz edecek durumda değiliz, Arap coğrafyasını, Arap bitki örtüsünü, Arap florasını o çok daha iyi bilir Ģüphesiz. Kendisi de o coğrafyaya mensup biri çünkü. Muğaylan ağacı bölge insanının bildiği bir ağaç bu. Meyvesi yine iĢe yaramaz bir ağaçmıĢ, bizde ki pelit‟e denk geliyor. Dikenli, O da cennette ideal güzelliği ile arzı endam edecek.

Buradan ne çıkıyor aslında? Din insanı cennete hazırlamak içindir.

Ağaçların bile cennette ideal güzellikle arzı endam ettiklerinden yola çıkarak biz insanlar ne anlamamız lazım? Ey insan senin de dikenin var, senin de öyle yemiĢlerin var ki pelitten beter, beĢ para etmez. Boğaza duruyorsun. Senin de öyle eylemlerin oluyor ki, Ģu yer yüzünde yılanlardan daha zehirli olabiliyorsun ey insan. O zaman sen de buradan yola çıkarak Allah seni cennete koysun istiyorsan bunun bir bedeli olmalı, bir terbiye süreci. Yani cennete kirli halinle giremezsin. Cennete bu halinle giremezsin.

Peki ne halimle girerim? Ġdeal halinle, pırıl pırıl halinle. ĠĢte din de

seni pırıl pırıl etmek için gönderildi. ĠĢte vahyin amacı da seni pırıl pırıl etmek. ĠĢte peygamberler de bunun için geldi. Burada zımnen aslında söylenen budur baĢka bir Ģey değil.

30-) Ve zıllin memdud; YayılmıĢ (sonsuz) gölgede, (A. Hulusi) 30 - Memdud bir saye. (Elmalı) Ve zıllin memdud ve uzayıp giden serin gölgeler.

Page 578: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

31-) Ve mâin meskûb; Çağlayarak dökülüp akan bir suda, (A. Hulusi) 31 - Çağlayan bir su. (Elmalı) Ve mâin meskûb ve çağlayanlar. Öyle ki Ve mâin meskûb

bitimsiz, pırıl pırıl, billur gibi. Sanki elmas akıyor gibi çağlayanlar. 32-) Ve fâkihetin kesiyretin; Pek çok meyve (türü) içinde, (A. Hulusi) 32 - Bir çok meyve. (Elmalı) Ve fâkihetin kesiyre bir de bol bol, arkası kesilmeyen meyveler. 33-) Lâ maktu'atin ve lâ memnu'atin; (Ki o meyveler) ne tükenir ve ne de yasaklanır! (A. Hulusi) 33 - Ne eksilir, ne men edilir. (Elmalı) Lâ maktu'atin ve lâ memnu'a ne bir kesintiye uğrar, ne de

yasaklanır. Yasaklanmak, yani orada hiçbir nimet fazla yersen zarar verir denilmeyecek. Dünya da öyle. En güzel Ģeyler dahi dozu aĢıldığı zaman zarar verir. Biliyor musunuz bal Ģifa kaynağıdır, fakat dozu aĢıldığı zaman zehir olur. Bal vurması denir. Yani baldan insan ölür mü? Eğer dozu aĢılırsa evet, ölür, vurur. Yani en güzel Ģeyler bile dozu aĢıldığı zaman ölüm oluyor. Ama orada öyle değil, orada bir yasak noktası da yok, bunu gösteriyor aslında. Yer yüzünde ki güzelliklerin bile bir tehlikesi olduğu, dozu aĢıldığında onun yarar yerine zarar vereceğine bir imayı da görüyoruz burada.

34-) Ve furuĢin merfu'ah;

Page 579: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

YüceltilmiĢ sedirler içinde(dirler). (A. Hulusi) 34 - Yüksek döĢekler. (Elmalı) Ve furuĢin merfu'ah ve yüksek döĢekler, veya karakterleri ve

kaliteleri yükseltilmiĢ eĢler. Mecazen bu anlama da gelebilir döĢek. 35-) Ġnna enĢe'nahünne inĢâen; Muhakkak ki biz onları (Ģuurun eĢi olan bedenleri yeni) bir inĢa

ediĢle inĢa ettik. (A. Hulusi) 35 - Biz etmiĢizdir de onları. (Elmalı) Ġnna enĢe'nahünne inĢâen çünkü biz onları yepyeni bir yaratılıĢla

inĢa ettik, edeceğiz. Yani ettik sayıp, gelecekte olacakları Ģimdiden ifade eden ayetler. Kiplemede de mazî kullanılıyor ki, kesin olmuĢ bilin dercesine inĢa edeceğiz. Yeniden çatacağız çatılarını, yeniden yaratacağız insanı. Pırıl pırıl, yani nasıl olacak; Hani efendimiz bir yaĢlı hanıma Ģaka, latife yapıyor. Sen cennete giremeyeceksin diyor. O ağlamaya baĢlıyor; Ya Resulallah nasıl giremem? Teskin etmek için “sen bu halinle giremeyeceksin diyor genç olarak gireceksin.” Dolayısıyla yeniden inĢa etmek bu anlama geliyor.

36-) Fece'alnahünne ebkâra; Onları daha önce hiç kullanılmamıĢ türden oluĢturduk! (A. Hulusi) 36 - Yeniden inĢa. (Elmalı) Fece'alnahünne ebkâra ve onları bakir veya bakireler olarak var

edeceğiz, yaratacağız. Bakir veya bakire, aslında aklı bakir, ruhu bakir, kalbi bakir, hepsi sıfır Km. KirlenmemiĢ, ellenmemiĢ, örselenmemiĢ, koklanmamıĢ güller yani. Bunu kapsamlı anlamak lazım.

37-) 'Uruben etraba;

Page 580: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

(Ki o daha önce hiç görülmemiĢ - kullanılmamıĢ türden bedenler)

eĢlerine âĢık (dünyaya birbirine düĢman olarak inen, insanı maddeye yönelttiren hayvani beden karĢıtı olarak, insan Ģuuruna sahip bilince, özelliklerini itirazsız yaĢatan. A.H.) ve yaĢıtlardır (bilinçle birlikte var olmuĢtur)! (A. Hulusi)

37 - KılmıĢızdır bir yaĢıt ebkâri Ģeyda. (Elmalı) 'Uruben etraba sevgi dolu ve denk eĢlerle, denk ve uyumlu, etrab;

uyumlu. 38-) Liashabilyemiyn; (Bunlar) ashab-ı yemîn (saîd olanlar) içindir. (A. Hulusi) 38 - Ashabı yemîn için. (Elmalı) Liashabilyemiyn hepsi de bahtiyarlar için. Dünya da Ģeref ve

onurunu satmayanlar için, Allah‟ın açtığı krediyi mahvetmeyenler için, yani Allah‟a sırt dönmeyenler için.

39-) Sülletün minel'evveliyn; (Ashab-ı yemîn'in) bir kısmı evvelkilerdendir. (A. Hulusi) 39 - Bir çok evvelînden. (Elmalı) Sülletün minel'evveliyn (Sonraki ayetle birleĢik) 40-) Ve sülletün minel'ahıriyn; Bir kısmı da sonrakilerdendir. (A. Hulusi) 40 - Ve bir çok âhirînden. (Elmalı)

Page 581: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Sülletün minel'evveliyn (39) Ve sülletün minel'ahıriyn iĢaret ettiğim ayetler geldi. Orada Ve kaliylün minel'ahıriyn (14) demiĢti, burada Ve sülletün minel'ahıriyn Fakat fark var. Orada ki bağlam önde olanlarla ilgili bağlamdı, lokomotifler. Buradaki ise iyiliğin izini izleyenler, iyilerin arkasından gelenlerle ilgili bağlam. Bunlardan eskilerden de çok olacak yenilerden de çok olacak. Yani her zaman iyiler bulunacak iyilerin bulunmadığı bir zaman olmayacak. ġunu söylemeyin hiç, yer yüzünde iyi kalmadı. Hayır. Kendinizden umut kestiğinizi gösterir bu. Ġyi var, iyileri bulun. Sadıklarla beraber olun, o iyileri keĢfedin, iyi var.

41-) Ve ashabüĢĢimâli mâ ashabüĢĢimâl; Ashab-ı ġimal (Ģakî olanlar; hakikati inkâr edip kozalı yaĢayanlar),

ne ashab-ı Ģimaldir! (A. Hulusi) 41 - Ashabı Ģimal ise ne Ashabı Ģimal! (Elmalı) Ve ashabüĢĢimâli mâ ashabüĢĢimâl ve bedbaht kesime gelince.

Nedir o bedbaht kesim için hazırladığımız ceza? Nedir onların cezası ne olacak peki?

42-) Fiy semumin ve hamiym; Semum (zehirleyici ateĢ, radyasyon) ve hamim (yakan su; gerçek

dıĢı bilgi ve Ģartlanmalar) içinde, (A. Hulusi) 42 - Bir semum ve hamîm. (Elmalı) Fiy semumin ve hamiym semum; zehirli bir ateĢ aslında. Sem

zehir demektir aynı zamanda. Ama semum, bakınız sam yeli deriz ya aslında buradan gelme sam yeli. Yakıp kavuran. Mesela üzümü öyle kavurur ki artık üzümü yiyemez olursunuz. Öyle bir rüzgardır ki adeta içinde zehir var gibi değdiği Ģeyi yakar kavurur. Hatta hissetmezsiniz. Belki bu bir takım zehirli ıĢınların olduğu serpintiler, belki radyasyonları da kapsayan ve ondan daha öte, daha beter bir Ģey de aklımıza gelebilir.Fiy semumin ve hamiym zehirli bir ateĢ ve yürek dağlayıcı bir umutsuzluğu boca eden bir durum içinde olacaklar.

Page 582: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Hamiym; Aslında yürek yakan bir umutsuzluk, insanın içini kavuran bir umutsuzluk. Öyle bir umutsuzluk düĢünün ki hiçbir taraftan umudunuz kalmamıĢ ve orada Allah‟tan mahrum kaldım diyorlar. Azab bu. Azap kelimesinin kökü mahrum kalmak, terk edilmek, ayrılmak. Onun için Allah seni bıraktı. Bunun vereceği iç yangını, dıĢ yangınından bin beter bir yangın olsa gerek. Allah hepimizi korusun. Allah kendinden mahrum olmaktan korusun bizleri.

43-) Ve zıllin min yahmum; Simsiyah dumandan bir gölge (Hakikatindeki kuvveleri göremez,

yaĢayamaz bir hâl) içinde,(A. Hulusi) 43 - Ve zifirden bir zılli mağmum içinde. (Elmalı) Ve zıllin min yahmum ve iç karartan boğucu bir gölge. 44-) Lâ bâridin ve lâ keriym; (Ki o gölge) ne serindir ve ne de kerîm (cömertçe getirisi olan)!(A.

Hulusi) 44 - Ne serin ne de kerîm. (Elmalı) Lâ bâridin ve lâ keriym ne serinletici, ne de rahatlatıcı. 45-) Ġnnehüm kânu kable zâlike mütrefiyn; Muhakkak ki onlar bundan önce, dünyevî - Ģehvanî zevklerin

bolluğu içinde Ģımarandılar!(A. Hulusi) 45 - Çünkü onlar bundan evvel mütrefîn: Keyiflerine düĢkün Ģımarık

müsrifîn idiler. (Elmalı) Ġnnehüm kânu kable zâlike mütrefiyn çünkü onlar geçmiĢte refah

içinde ĢımarmıĢ azınlıktılar. Yani refah içinde ĢımarmıĢtılar, onun içinde baĢlarına bu geldi.

Page 583: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

46-) Ve kânu yusırrune alelhınsil 'azıym; O büyük suçta (Hakikatlerini inkâr ederek onu yaĢama yolunda

çalıĢma yapmamakta) ısrar ederlerdi.(A. Hulusi) 46 - Ve büyük cinayete ısrar ediyorlardı. (Elmalı) Ve kânu yusırrune alelhınsil 'azıym ve büyük ihanette ısrar

etmiĢtiler. Büyük ihanet, yani ihanetin en büyüğü, en büyüğe yapılan ihanettir. Ġhanetin en büyüğü büyük olan Allah‟a yapılan ihanettir. Ġhanetin en büyüğü, büyük emanete yapılan ihanettir. Büyük emanet Allah‟ın insana verdiği akıl ve iradedir.

47-) Ve kânu yekûlune eizâ mitna ve künna türaben ve ızâmen

einna lemeb'usûn; "Ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra, gerçekten yeni bir

bedenle yaĢama devam edecek miyiz = bâ's olunacak mıyız?" derlerdi.(A. Hulusi)

47 - Ve diyorlardı ki: Öldüğümüz ve bir toprak, bir yığın kemik

olduğumuz vakit mi? Cidden biz mi mutlak ba's olunacak mıĢız? (Elmalı) Ve kânu yekûlune eizâ mitna ve künna türaben ve ızâmen

einna lemeb'usûn ve, ne yani demiĢlerdi, biz ölüp gittikten, toza toprağa karıĢtıktan sonra, bir iskelet halini aldıktan sonra tekrar diriltileceğiz öyle mi?

48-) Eve abaunel'evvelun; "Evvelki atalarımız da mı?" derlerdi.(A. Hulusi) 48 - Ya evvelki atalarımız da mı? (Elmalı) Eve abaunel'evvelun önden giden atalarımız da diriltilecek öyle

mi? Bu tarz. Bu mantık, aslında ahlaki davranıĢın özünde hesap verme

Page 584: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

inancı yatar. Ahlaksız davranıĢın özünde de hesap vermeme inancı yatar, budur. Yani tüm ahlaki davranıĢların özünde 2 dünyalılık mı, tek dünyalılık mı meselesi vardır baĢka değil. Ahirete iman ediyor mu, etmiyor mu. Nihilizm, hedonizm. Yani hiççilik, zevk perestlik, zevke tapıcılık hep ahirete iman etmemenin yansılamalarından baĢka bir Ģey değil. Ahiret yoksa amaç ve anlam da yok. Ahlaki davranıĢın gerekçesi de yok. Niye ahlaki davranacak ki. Ġmansızlığın zaferi, anlamsızlığın zaferidir aslında, amaçsızlığın zaferidir.

Onun için buradaEve abaunel'evvelun sanki, mukarrabune

karĢılık düĢüyor gibi. Hani iyilerin bir lokomotifleri vardı ya, bir de kötülerin lokomotifleri var. „Evvelun önden giden atalar. Ben zamansal önceki gitmiĢ atalar anlamına da gelir ama ben sanki kötülüğün lokomotifleri gibi anlaĢılması gerektiğini düĢünüyorum bunu.

49-) Kul innel'evveliyne vel'ahıriyn; De ki: "Muhakkak ki evvelkiler de sonrakiler de,"(A. Hulusi) 49 - De ki: Muhakkak bütün evvelîn ve âhirîn. (Elmalı) Kul innel'evveliyne vel'ahıriyn de ki; Ģüphesiz evet elbette hem

öncekiler, hem de sonrakiler. 50-) Lemecmu'ûne ilâ miykati yevmin ma'lum; "Bilinen bir sürecin buluĢma vaktinde elbette toplanacaklardır!" (A.

Hulusi) 50 – Lâbüd (mutlaka) cem' olunacaklar mikatına (tayin edilen

zaman) malûm bir günün. (Elmalı) Lemecmu'ûne ilâ miykati yevmin ma'lum elbet sadece Allah

tarafından bilinen bir günün belirli vaktinde bir araya toplanacaklar. Kaçınılmaz bu. Hesaba çekilecekler.

51-) Sümme inneküm eyyühed dâllûnel mükezzibun;

Page 585: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Sonra muhakkak ki siz ey (Hakikati) yalanlayıcı sapkınlar... (A. Hulusi)

51 - Sonra siz, ey sapkın münkirler! (Elmalı) Sümme inneküm eyyühed dâllûnel mükezzibun sonra siz ey

sapıklar, ey yalanlayanlar, 52-) Leâkilune min Ģeçerin min zakkûm; Elbette (siz) zakkum ağaçlarından (kendinizi yalnızca beden

kabullenmenin sonucu meyvelerinden) yiyeceksiniz. (A. Hulusi) 52 – Lâbüd (mutlaka) yersiniz de bir ağaçtan, zakkumdan. (Elmalı) Leâkilune min Ģeçerin min zakkûm elbet sizde o ağaçtan, zehirli

ağacın meyvesinden yiyeceksiniz. Zakkum, aslında dünyada ki zakkum‟a zakkum denmesi elbette buradan bir mecaz olarak tır. Neden denmiĢ? Çünkü dünyada ki zakkum yiyeni öldürecek kadar zehir taĢır da ondan. Onun için hayvanlar yemez dünyada ki zakkumu.. Hatta bir benzerlik de Ģuradan; Günah zakkuma benzer, geriden çok güzel rengi vardır zakkumun, kokusu da güzeldir. Yemeye görün yoksa zehirler. Günahta böyledir, geriden güzel görünür, çalımlı alımlı görünür, zevkli görünür. Ama iĢlediğinde tıpkı yenilmiĢ zakkum gibi, zehir gibi öldürücüdür. Böyle bir benzerlik kurulabilir.

53-) Femâliune minhel butûn; Karınlarınızı ondan dolduracaksınız. (A. Hulusi) 53 - Doldurursunuz da karınlarınızı ondan. (Elmalı) Femâliune minhel butûn artık karınlarınızı onunla doyuracaksınız.

Evet, Burada zakkum cehennem ağacı. Saffat/62-65. ayetler arasında zaten bu ibare geçer. Lanetli ağaç der Kur‟an Ġsra/60 ayetinde. Zımnen Ģu anlama geliyor bu; yaptığınız kötülüklerin meyvesi olan azab ağacından yiyeceksiniz. Yani cehennemi de burada ekiyorsunuz, cenneti de burada ekiyorsunuz. Tuba nızı da burada ekiyorsunuz, zakkumunuzu

Page 586: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

da burada ekiyorsunuz. Onun için neyi ektiğinizi iyi bilin. Eğer orada cennetle karĢılaĢmak istiyorsanız tohumu sizde. Burada ekin. Yok cehennemle karĢılaĢmak istiyorsanız tohumu burada ekin. Burada zımnen bunlar söyleniyor aslında.

54-) FeĢâribune 'aleyhi minel hamiym; Onun üstüne yakıcı sudan içeceksiniz. (A. Hulusi) 54 - Ġçersiniz de üstüne o hamîmden. (Elmalı) FeĢâribune 'aleyhi minel hamiym yürek dağlayan kavurucu

umutsuzluğu içeceksiniz. Evet, yürek dağlayan kavurucu bir umutsuzluk. 55-) FeĢâribune Ģürbelhiym; Hastalığı dolayısıyla suya doymak bilmeyen develer gibi

içeceksiniz onu. 55 - Ġçersiniz hüyam (Azgınlık) illetine tutulmuĢ kanmak bilmez

develer gibi. (Elmalı) FeĢâribune Ģürbelhiym öyle bir içiĢ ki hummalı develerin içiĢi gibi

Hiym; humma hastalığına yakalanmıĢ deve. Bir ırmağı içse doymayacak kadar hasta. Öyle bir içiĢ ki, içtikçe yanıyor, yandıkça içiyor. Ġçtiği kandırmıyor, yandırıyor böyle bir içiĢ.

56-) Hazâ nüzülühüm yevmed diyn; Din (sistemin - Sünnetullâh'ın gerçekliğinin fark edildiği) gününde,

onların nüzûlü (onlarda açığa çıkacak olan) iĢte budur! (A. Hulusi) 56 - ĠĢte bu onların konuklukları o din günü (ceza günü). (Elmalı) Hazâ nüzülühüm yevmed diyn hesap günü onların ağırlanıĢı iĢte

böyle olacak. Nüzül; Ġlginçtir. Nüzül ağırlamadır aynı zamanda. Kur‟an ın iniĢine de nüzül diyoruz bakınız, aynı kökten geliyor. Ama nüzül

Page 587: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ağırlama, misafir etme konuklama. Burada tabii biraz kinai bir anlam var. Tehekküm anlamı var ve bu anlamın içinde aslında, eğer siz Allah‟ın size indirdiği vahyi nasıl ağırlıyorsanız. Ahirette Allah‟ta sizi öyle ağırlayacak. Vahiy size inen bir misafir, siz yüreğinizi bu misafire eğer açıyor ve konuk ediyor, ona yüreğinizin en tatlı meyvelerini, yani imanı sunuyorsanız vahye, Allah ta ahirette size cenneti sunacak. Yok siz nüzül eden bu gök sofrasının baĢına oturup ondan yemek yerine, ona sırtınızı dönüyorsanız ve onu ağırlamıyorsanız yani, Allah‟ta sizi ağırlamayacak, tersinden ağırlayacak. Bunu görüyoruz.

57-) Nahnu haleknaküm felevlâ tusaddikun; Biz, yarattık sizi! Tasdik etmeyecek misiniz? (A. Hulusi) 57 - Biz, yarattık sizi hâlâ tasdik etmeyecek misiniz? (Elmalı) Nahnu haleknaküm felevlâ tusaddikun sizi yaratan biziz. O halde

ey insanlar bu gerçeği neden hala kabullenmezsiniz? Sizi yaratan biziz bu gerçeği hala neden kabullenmezsiniz. En yakın gerçek Ģu; insan kendi kendisini yaratmadı. Felevlâ in küntüm ğayre mediyniyn (86) eğer O‟na borçlu olmadığınızı düĢünüyorsanız diyor, borçlu olmadığınızı mı düĢünüyorsunuz yani. Allah‟a borçlusun ey insanoğlu. Din de zaten borçtan gelir deyn den, borçluluk bilinci demektir. Onun için Allah‟a borcunu inkar küfürdür.

58-) Eferaeytüm ma tümnûn; Akıttığınız meniyi gördünüz mü? (A. Hulusi) 58 - ġimdi gördünüz mü o döktüğünüz menîyi? (Elmalı) Eferaeytüm ma tümnûn hiç attığınız tohumu düĢündünüz mü? O

hayat tohumunu, meniyi düĢündünüz mü, attığınız tohumu. Hayat mucizesine bir atıf var burada. Mucizeler mucizesi hayat mucizesine dikkat çekiliyor. Hiç attığınız hayat tohumunu düĢündünüz mü?

59-) Eentüm tahlükunehu em nahnül hâlikun;

Page 588: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratanlar biz miyiz? (A. Hulusi) 59 – Siz mi yaratıyorsunuz onu yoksa biz miyiz yaratan. Eentüm tahlükunehu em nahnül hâlikun siz mi yaratıyorsunuz

onu, yoksa bütün yaratılıĢın kaynağı biz miyiz. 60-) Nahnü kadderna beynekümül mevte ve ma nahnü Bi

mesbukıyn; Aranızda ölümü biz takdir ettik ve bizim önümüze geçilmez! (A.

Hulusi) 60 - Biz takdir ettik aranızda o ölümü ve bizim önümüze geçilmez.

(Elmalı) Nahnü kadderna beynekümül mevte ve ma nahnü Bi

mesbukıyn aranızda ölümü takdir eden de biziz ve biz asla önüne geçilemeyeniz, asla aĢılamayanız. Asla benimle yarıĢmaya kalkmayın diyor rabbimiz. YaratıĢ konusunda da yarıĢmaya kalkmayın. Benim yarattığımdan bir Ģeyler icat edip de bana hava atmaya kalkmayın. Yani zımnen kabaca bu. Onun içinve ma nahnü Bi mesbukıyn asla önüne geçilen biri değiliz biz. Bizim önümüze geçemezsin ey insanoğlu.

61-) Alâ en nübeddile emsaleküm ve nünĢieküm fiy ma lâ

talemun; Size bedel olarak benzerlerinizi (yeni bedenlerinizi) getirelim ve sizi

bilemeyeceğiniz Ģekilde (yeniden) inĢa edelim diye (ölümü takdir ettik). (A. Hulusi)

61 - Kılıklarınızı değiĢtirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir neĢ'ette

inĢa etmek üzereyiz. (Elmalı) Alâ en nübeddile emsaleküm ve nünĢieküm fiy ma lâ talemun

sizi benzerlerinizle değiĢtirmeye ve sizi bilmediğiniz bir mahiyette yeniden inĢa etmeye, yeniden yaratmaya kadiriz. Yeniden yaratma hususunda, devam edelim;

Page 589: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

62-) Ve lekad alimtümün neĢ'etel'ulâ felevlâ tezekkerûn; Andolsun ki ilk neĢ'eti (yaratıĢı) bildiniz. Peki derin düĢünmeniz

gerekmez mi? (A. Hulusi) 62 - Her halde ilk neĢ'eti biliyorsunuz o halde düĢünseniz a.

(Elmalı) Ve lekad alimtümün neĢ'etel'ulâ felevlâ tezekkerûn doğrusu ilk

yaratılıĢ mucizesini bilmiĢ olmanız lazım. O halde neden ibret almıyorsun ey insanoğlu.

Evet, 61. ayeti Ģöyle de çevirebiliriz;Alâ en nübeddile emsaleküm

ve nünĢieküm fiy ma lâ talemun (61)sizi benzerlerinizle değiĢtirme, sizi bilmediğiniz bir mahiyette yeniden inĢa etme hususunda önüne geçilemeziz demiĢti bir önceki ayetle bağlantılı olarak çevirelim bunu. Veya yeni türler var etme hususunda, veya ölüm ile nesilleri değiĢtirip yeni nesiller çıkarma, ölümle eski nesilleri alma, doğumla yeni nesilleri getirme hususunda bizimle kimse yarıĢmaya kalkmasın demiĢti.

Aslında yeniden diriliĢin ne mahiyetini ne de biçimini

kavrayamayacağımızı gösteriyor bu ayet. Yani zaten Allâhi mâ lâ ta'lemûn. (Bakara/80) bilmediğiniz, asla bilemeyeceğiniz bir biçimde diyor ya. Ne mahiyet olarak kavrayabiliriz, ne biçim olarak kavrayabiliriz. Ama bu dünyadakinden farklı olacağını da buradan anlıyoruz. Yeniden diriliĢ bu dünyadakinden kesinlikle çok farklı olacak. Bu ayetten onu da anlamıĢ oluyoruz.

[Ek bilgi; YAġAM SĠSTEMĠ Holografik beden – Ruh …..insan beyninin ürettiği "holografik dalga beden" yani bilinen

ismiyle "RUH" da bu Dünya'nın manyetik çekim alanına bağımlıdır!....... …..RUH", yani "holografik ıĢınsal beden" GüneĢ'in içine gittiği

zaman, oradaki yüksek radyasyonun etkisiyle deforme olur, eğrilir, büzülür, yanar(!), fakat yok olmaz!.. Bunun misali, rüyada, bedeninin ezilip-büzülmesi, kırılması, yaralanması, parçalanması ertesinde yeniden yaĢamına aynen devam etmesidir.

ĠĢte "cehennem" denen GüneĢ'in içindeki yaĢantıda da, dalga beden tahrip olur, ezilir, uzar, geniĢler, yassılaĢır, yıpranır, yanar ve akabinde eski hâline döner... Ve bu durum tekrar tekrar sürer gider. (Bu

Page 590: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

konudaki hadisler ve bilgiler "ĠNSAN ve SIRLARI" isimli kitabımızda tetkik edilebilir.)…. (Ahmed Hulusi)]

Ve lekad alimtümün neĢ'etel'ulâ felevlâ tezekkerûn doğrusu ilk

yaratılıĢ mucizesini bilmiĢ olmanız lazım, o halde neden ibret almıyorsunuz. Ġlk yaratılıĢ mucizesi, biz bu hayata bakarak ibret alırsak öbür hayata iman ederiz. Bu hayata bakıp ibret almayanın öbür hayata iman etmesi söz konusu değil onun için.

63-) Eferaeytüm ma tahrüsûn; Ekmekte olduklarınızı gördünüz mü? (A. Hulusi) 63 - ġimdi gördünüz mü o ektiğiniz tohumu? (Elmalı) Eferaeytüm ma tahrüsûn hiç toprağa ektiğiniz tohumu

düĢündünüz mü? Enfüsten sonra afak a geçti Fussilet/53. ayetinde ki gibi insan mucizesinden sonra toprak mucizesine geçti. Toprak aslında toprak tanrısının verdiğini düĢünen eski paganlarla tabiat kanunlarının verdiğini düĢünen yeni paganları aynı hizaya dizebilirsiniz. Allah‟ı yok saydıktan sonra ister toprak tanrısının verdiğini düĢünsün eski paganlar, onların yerine tabiat kanunlarının verdiğini düĢünen yeni paganları koyabilirsiniz. Allah‟ı aradan çıktıktan, yani ekmeğe değil ekmeğin sahibine bakmadıktan sonra ikisi de aynı yere geliyor aslında.

64-) Eentüm tezre'ûnehu em nahnüzzari'un; Onu yeĢerten siz misiniz yoksa biz miyiz? (A. Hulusi) 64 – Siz mi bitiriyorsunuz onu? Yoksa biz miyiz bitiren? (Elmalı) Eentüm tezre'ûnehu em nahnüzzari'un siz mi ekip

büyütüyorsunuz onu, yoksa biz miyiz ekip büyüten. 65-) Lev neĢau lece'alnahu hutamen fezaltüm tefekkehun; Eğer dileseydik onu elbette kuru - cansız bitki kılardık da, ĢaĢar

kalırdınız! (A. Hulusi)

Page 591: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

65 - Onları elbet bir çöpe çeviriverdik de Ģöyle geveler dururdunuz:

(Elmalı) Lev neĢau lece'alnahu hutamen fezaltüm tefekkehun eğer

dileseydik onu çürüyüp un ufak olmuĢ bir ahĢap kalıntısına çevirirdik de. ġaĢa kalır ve (derdiniz ki)

66-) Ġnna lemuğremun; "Muhakkak ki ziyandayız!" (A. Hulusi) 66 - Her halde biz çok ziyandayız. (Elmalı) Ġnna lemuğremun eyvah..! biz mahvolduk. 67-) Bel nahnu mahrumun; "Hayır, biz (geçinmekten) mahrumlarız" (derdiniz). (A. Hulusi) 67 - Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!.. (Elmalı) Bel nahnu mahrumun daha beteri mahrum kalan yine biz olduk

derdiniz. Eğer standart yasalar veriyorsa, tabiat yasaları veriyorsa maharet onlarınsa haydi Allah mahrum bıraktığında da versin tabiat yasaları. Tabiat yasalarından isteğin mahrum kaldığınız yıllarda da versin bakalım. Burada adeta ona bir ima var. Ona rağmen alamazsınız. Allah‟a rağmen topraktan da bir Ģey alamazsınız. Allah‟a rağmen gökten de yağmur alamazsınız, Allah‟a rağmen insandan da tohum alamazsınız, bu söylenen.

68-) Eferaeytümül mâelleziy teĢrebun; Ġçmekte olduğunuz o suyu gördünüz mü? (A. Hulusi) 68 - ġimdi gördünüz mü o içtiğiniz suyu? (Elmalı)

Page 592: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Eferaeytümül mâelleziy teĢrebun hiç içtiğiniz suyu düĢündünüz

mü? 69-) Eentüm enzeltümûhu minelmüzni em nahnül münzilun; Onu beyaz bulutlardan siz mi inzâl ettiniz yoksa inzâl ediciler biz

miyiz? (A. Hulusi) 69 - Siz mi indiriyorsunuz onu buluttan yoksa biz miyiz indiren

(Elmalı) Eentüm enzeltümûhu minelmüzni em nahnül münzilun siz mi

indiriyorsunuz onu bulutlardan yoksa biz miyiz indiren. Su mucize, su canlı, su hayat aslında. Su indirilmiĢtir unutmayalım. Biri bedene indirilmiĢtir, vahiy suyu da ruha indirilmiĢtir. Vahiy suyu ruha hayat verir, su da toprağa hayat verir. Onun için nerede sudan bahsediliyorsa orada vahye bir ima vardır.

70-) Lev neĢau ce'alnahu ücâcen felevla teĢkürun; Eğer dileseydik onu acı (bir su) kılardık... ġükretmeniz gerekmez

mi? (A. Hulusi) 70 - Dilesek onu acı bir çorak ediverirdik o halde Ģükretsenize.

(Elmalı) Lev neĢau ce'alnahu ücâcen felevla teĢkürun eğer dileseydik

onu tuzlu ve acı bir su yapardık. ġu halde neden hala Ģükretmiyorsunuz. 71-) Eferaeytümün narelletiy turun; Çakarak (ağaçtan) çıkardığınız o ateĢi gördünüz mü? (A. Hulusi) 71 - bir de gördünüz mü o çaktığınız ateĢi? (Elmalı)

Page 593: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Eferaeytümün narelletiy turun hiç tutuĢturduğunuz ateĢi düĢündünüz mü? ġu tutuĢturduğunuz, özellikle ilk muhatapların Ģahsında düĢündüğümüzde ateĢin bir parça zor elde edildiğini de düĢünmemiz lazım.

72-) Eentüm enĢe'tüm Ģecerateha em nahnülmünĢiun; Onun ağacını siz mi inĢa ettiniz yoksa inĢa ediciler biz miyiz? (A.

Hulusi) 72 - Siz mi inĢa ettiniz onun ağacını? Yoksa biz miyiz inĢa eden?

(Elmalı) Eentüm enĢe'tüm Ģecerateha em nahnülmünĢiun siz mi

yapıyorsunuz, yaratıyorsunuz onun ağacını, yoksa onun ağacını yaratan biz miyiz. Evet, nâr ve nûr, aslında celâl ve cemâl sıfatlarının tecellisi. AteĢin içinde hem ıĢık var hem ısı var. Fakat aynı zamanda yakar da. Aslında cennet ve cehennem de celâl ve cemâlin tecellisi değil mi? Zakkum ve tuba da tecellileri değil mi. Aslında burada ki ayette tüm fosil yakıtlar içine giriyor ateĢ deyince tüm fosil yakıtlar, petrol da dahil. Haydi bakalım diyor yaratmasında Allah ateĢin, ısının, enerjinin kaynağını bulun bakalım. Yarattığını çıkarmak için bu kadar çaba gösteriyor, bu kadar kavga ediyor, dünyayı ateĢe veriyorsunuz.

73-) Nahnu ce'alnaha tezkireten ve metâ'an lilmukviyn; Onu, çölde yaĢarmıĢçasına bilgisizlere bir hatırlatma ve bir

yararlanacakları Ģey kıldık! (A. Hulusi) 73 - Biz onu hem bir muhtıra kıldık hem de bir istifade: alandaki

muhtaçlar için. (Elmalı) Nahnu ce'alnaha tezkireten ve metâ'an lilmukviyn biz onu bir

hatırlatma vesilesi kıldık ve kendi yalnızlığında kaybolmuĢ muhtaçlar için yarayıĢlı bir meta‟ kıldık. AteĢ ve ağaçla baĢladı söz, manevi ıĢığa ve ısıya geldi bakınız ayetin sonunda. Zaman çölünde yolunu kaybetmiĢ insanoğlunun gecesini aydınlatacak olan vahiy ıĢığıdır. Vahiy ateĢidir, vahiy meĢ‟alesidir. Nasıl çölde yolunu kaybetmek ölümse, zaman

Page 594: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

çölünde manevi yolunu kaybetmek de ruhun ölümüdür. Vahiy iĢte bu ıĢıktır ey insanoğlu. Vahiy ıĢığın sönmesin diyor, al eline.

74-) Fesebbıh Bismi Rabbikel 'Azıym; Öyleyse tespih et ismi Aziym Rab olan namına! (A. Hulusi) 74 - O halde tesbih et rabbine azîm ismiyle. (Elmalı) Fesebbıh Bismi Rabbikel 'Azıym Ģu halde azamet sahibi rabbin

adına hareket et. Bunu farklı çevirdim fesbih hareket etme manasına gelir, iĢini yapmak, çaba göstermek manasına gelir ki, tersi kelimeyi ters çevirin el haps, manayı ters çevirin tutma bırakma, yarağında alıkoyma manasına gelir. Allah adına, Allah adıyla hareket etmek burada söylenen Ģey ki besmele aslında bunun sembolüdür. BismillahirRahmanirRahıym rahman, rahim olan Allah adına hareket ediyorum.

75-) Felâ uksimu Bi mevâkı'ın nücum; Yıldızların yer aldığı (Esmâ'mın açığa çıktığı) evren olarak yemin

ederim! (A. Hulusi) 75 - Artık yok, o nücumun mevki‟lerine kasem ederim. (Elmalı) Felâ uksimu Bi mevâkı'ın nücum ötesi yok. ĠĢte Kur‟an ın

parçalar halinde indiriliĢine yemin olsun, yemin ediyorum. Evet, Felâ uksimu Bi mevâkı‟ın nücum. Kur‟a ın parçalar halinde indiriliĢine iĢte yemin ediyorum. Bunun ötesi yok. Aslında burada ki benim tercihim Ġbn. Abbas ve onun izini takip eden otoritelerin. Fakat Ģöyle de çevrilebilir, yıldızların yörüngesine yemin olsun diye de çevrilebilir.ĠnneHU leKur'ânun Keriym (77) ayeti ile de uyumludur benim çevirim.

76-) Ve innehu lekasemün lev talemune azıym; Bilseniz, gerçekten bu çok azametli bir yemindir! (A. Hulusi) 76 - ve filhakika o, bilseniz çok büyük bir kasemdir. (Elmalı)

Page 595: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

Ve innehu lekasemün lev talemune azıym ki elbet bu eğer

farkındaysanız çok ağır bir yemindir. 77-) ĠnneHU leKur'ânun Keriym; ġüphesiz ki O (evren), Kur'ân-ı Keriym'dir ("OKU"yabilene çok

değerli "OKU"nandır). (A. Hulusi) 77 - ki hakikaten o bir Kur'an i Kerîmdir. (Elmalı) ĠnneHU leKur'ânun Keriym Ģüphesiz o değerli bir hitaptır. GiriĢte

söylemiĢtim Keriym sıfatının Kur‟an için geçtiği tek yer bu diye. Özne kalıbına dikkat edelim. Kur‟an muhatabını inĢa eder, ismi faildir keriym.

78-) Fiy Kitabin meknun; Görülemeyen bir Bilgi'dedir! (Dalga {wave} okyanusu olan evrensel

data ve dahi hologramik esasa göre beyindeki data.) (A. Hulusi) 78 - Öyle bir kitap da ki mahfuz tutulur. (Elmalı) Fiy Kitabin meknun korunmuĢ bir kitap içindedir. 79-) Lâ yemessuHU illel mutahherun; Ona (Bilgiye), (Ģirk pisliğinden - hayvaniyetinden) arınıp, tâhir

olanlardan baĢkası dokunamaz! (A. Hulusi) 79 - ona tertemiz temizlenmiĢ olanlardan baĢkası el süremez.

(Elmalı) Lâ yemessuHU illel mutahherun ona ancak temizler dokunabilir.

Bu ayetin anlamı açık. MüĢriklerin vahyin kaynağına yönelik Ģaibe uyandırma gibi giriĢimlerini ret içindir bu ayet. Hiçbir Ģeytan ve cin ona ulaĢamaz, onun kaynağını karıĢtıramaz demektir. El süremez demektir.

Page 596: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

ġuârâ/211-212 ıĢığında anlaĢılmalıdır. Ve tabii ki bu ayetin mushaf‟a abdestli dokunmanın hükmüyle hiçbir alakası yoktur. Kısaca zamanımız dolduğu için maddeler halinde neden yoktur. Çünkü;

1 – indiği zaman ortadadır, Mekke‟nin 7. yılında veya 6. yılında,

veya 5. yılında inmiĢtir. Ġndiği zamanda ortada kitap denilecek bir Mushaf bulunmamaktadır.

2 – Abdesti emreden bir ayet henüz inmemiĢtir. 3 – Ayetin muhatabı müminler değil, müĢriklerdir. 4 – Ayetin konusu insanlar değil cinler ve melekler gibi görünmez

varlıklardır. 5 – Ayette ki temizlik maddi değil, A. Ġmran/55, Enfal/11, Tevbe/103

gibi manevi temizliktir. Fiy suhufin…. Mutahhara(„Abese/13-14) bu ibarede de tertemiz sayfalar derken her halde kirlenmemiĢ değil manevi temizlik kastedilmektedir.

6 – En önemlilerinden biri ayet inĢa değil, emir değil, nehiy değil, haber cinsindendir. Dokunamaz diyor, istese de dokunamaz. Dokunmasın değil.

7 – Ayet ahkâm ayeti değildir. Çünkü Mekki dir, Mekke‟nin de orta zaman diliminde inmiĢtir.

8 – Meknun kitap, yani gizli, korunmuĢ, saklanmıĢ kitap elle tutulamaz. Dolayısıyla bu ayetin Mushafı abdestli ele alıp almamanın hükmüyle herhangi bir alakası yoktur. Bunu tartıĢmak, buna delil aramak baĢka yerlerde aranmalıdır ve bu mesele ahkâm-ül Kur‟an la değil, Adab-ül Kur‟an la ilgili bir meseledir.

80-) Tenziylün min Rabbil âlemiyn; Rabb-ül âlemîn'den tenzîldir (insan bilincinde tafsile indirme). (A.

Hulusi) 80 - Rabbül'âlemînden indirilmedir. (Elmalı) Tenziylün min Rabbil âlemiyn Alemlerin rabbinden indirilmedir. 81-) EfeBi hazel hadiysi entüm müdhinun; ġimdi siz bu olayımızı mı hafife alıp, önemsemiyorsunuz! (A.

Hulusi)

Page 597: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

81 - ġimdi bu kelâma siz yağ mı süreceksiniz? (Elmalı) EfeBi hazel hadiysi entüm müdhinun Ģimdi siz böyle bir haberi

mi kirleyeceksiniz, leke süreceksiniz. Müdhinun‟e Elmalılın da ıĢığında böyle bir anlam tercih ettim.

82-) Ve tec'âlune rizkaküm enneküm tükezzibun; YaĢam gıdanız yalanlamanız mı oldu? (A. Hulusi) 82 - Ve rızkınızı tekzibiniz mi kılacaksınız? (Elmalı) Ve tec'âlune rizkaküm enneküm tükezzibun böylece siz hakikati

yalanlayacak, bunu da gıda haline getireceksiniz öyle mi? Yalandan besleneceksiniz yani. MüthiĢ bir ifade. Özellikle ġevkani bu manayı vermemde yolumu aydınlatan bir kaynak oldu.

83-) Felevlâ izâ beleğatil hulkum; ĠĢte (can) boğaza geldiğinde! (A. Hulusi) 83 - O halde haydiseniz'â can hulkuma geldiği vakit. (Elmalı) Felevlâ izâ beleğatil hulkum peki ama ya can boğaza gelince ne

olacak? Ya ölüm gelince ne olacak? Haydi ey insan hayatın sana aitse ölümü geri çevir.

84-) Ve entüm hıyneizin tenzurûn; O zaman siz (çaresiz) bakakalırsınız! (A. Hulusi) 84 - ki siz o vakit bakar durursunuz. (Elmalı) Ve entüm hıyneizin tenzurûn ve siz o zaman aval aval baka

kalacaksınız.

Page 598: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

85-) Ve nahnu akrebü ileyhi minküm ve lâkin lâ tubsırun; Biz ona sizden daha yakınızdır, fakat görmezsiniz. (A. Hulusi) 85 - Biz ise ona sizden yakınizdir ve lâkin görmezsiniz. (Elmalı) Ve nahnu akrebü ileyhi minküm ve lâkin lâ tubsırun ve biz ona

sizden daha yakınızdır o zamanve lâkin lâ tubsırun fakat siz göremeyeceksiniz. Yani siz ona yakın değilsiniz biz yakınız can veren insana. Haydi yakındanız elinden tutun, ölümü geri döndürün.

86-) Felevlâ in küntüm ğayre mediyniyn; Eğer siz yaptıklarınızın sonucunu yaĢamayacaksanız; (A. Hulusi) 86 - Evet haydiseniz'â dîne boyun eğmeyecek, ceza

çekmeyecekseniz, (Elmalı) Felevlâ in küntüm ğayre mediyniyn ve eğer bize borçlu

olmadığınıza inanıyorsanız, 87-) Terci'ûneha in küntüm sadikıyn; Eğer sözünüzde sadıksanız, onu (ölümü) geri çevirsenize

(Sünnetullâh yoksa yapın bunu)! (A. Hulusi) 87 - onu geri çevirseniz'â! davanızda doğru iseniz. (Elmalı) Terci'ûneha in küntüm sadikıyn haydi hayatı ona geri döndürün

tabii ki eğer inancınızda sadıksanız. Döndürün de görelim? 88-) Feemma in kâne minel mukarrebiyn; (Herkes ölümü tadacaktır) lâkin mukarrebûndan (kurb ehli) ise; (A.

Hulusi)

Page 599: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

88 - Amma o mukarrebînden ise. (Elmalı) Feemma in kâne minel mukarrebiyn ama eğer Allah‟a yakın

olanlardan iseniz, 89-) Feravhun ve reyhanün ve cennetü na'ıym; Ravh (Rahmânî tecelli ile yaĢam), Reyhan (Esmâ tecellileri seyri)

ve Nimetler Cenneti vardır. (A. Hulusi) 89 - artık bir revh-u reyhan ve bir Cenneti naim. (Elmalı) Feravhun ve reyhanün ve cennetü na'ıym yeriniz tarifsiz bir

huzur, refah, ve mutluluğun üretildiği cennetler olacaktır. 90-) Ve emma inkâne min ashâbil yemiyn; Eğer Ashab-ı yemîn'den ise; (A. Hulusi) 90 - Ve amma Ashabı yemînden ise. (Elmalı) Ve emma inkâne min ashâbil yemiyn yok eğer bahtiyar kesimden

biri olursanız, 91-) FeSelâmün leke min ashâbilyemiyn; (Eğer öyle ise): "Ashab-ı yemîn'den senin için bir Selâm var"

(denilir). (A. Hulusi) 91 - artık selâm sana Ashabı yemînden. (Elmalı) FeSelâmün leke min ashâbilyemiyn artık sözünün eri olan

bahtiyarlardan olan kiĢi sana selam olsun. Burada muhataba yöneldi vahiy, sana selam olsun, veya sözünün eri olan ey insan sana selam olsun.

Page 600: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

92-) Ve emma in kâne minel mükezzibiyneddâ(aaa)lliyn; Eğer (o can) sapık inançlı (hakikati) yalanlayıcılardansa; (A. Hulusi) 92 - Ve amma o tekzip eden sapkınlardan ise. (Elmalı) Ve emma in kâne minel mükezzibiyneddâ(aaa)lliyn fakat eğer o

yalanlayanlardan, yalanlayıp ta yoldan sapmıĢ olanlardan ise. 93-) Fenüzülün min hamiym; (ĠĢte ona) baĢından aĢağı kaynar sular dökülür! (A. Hulusi) 93 - her halde konukluğu hamîm. (Elmalı) Fenüzülün min hamiym artık onun hakkı yürek yakan bir

umutsuzluktur, yürek yakan bir ateĢtir. Onun hakkı baĢka bir Ģey değil. 94-) Ve tasliyetü cahıym; Cahîm'in (yakıcı Ģartlar) ateĢine maruz kalır! (A. Hulusi) 94 - Ve yaslanacağı Cahîmdir. (Elmalı) Ve tasliyetü cahıym ve çılgın bir ateĢe atılmaktır. 95-) Ġnne hazâ lehuve hakkul yakıyn; Muhakkak ki bu Hakk-el Yakîn'dir (bilfiil yaĢanacak gerçek)! (A.

Hulusi) 95 - ĠĢte budur hakikat hakkulyakîn. (Elmalı) Ġnne hazâ lehuve hakkul yakıyn Hiç Ģüphe yok ki iĢte budur kesin

olan gerçek, yakıyn olan gerçek iĢte budur. Yani bu dünya geçicidir, bir

Page 601: 9 - TEFSĠR DERSĠ ÇALIġMALARI (9)bilimilim.org/kaznak/TefsirDersiSozleri/09_TEFSIR_DERSI...surelerden biri Zuhruf suresi. Mushafta 43. sırada yer alan Zuhruf suresi adını 35

gün kalıcı hayat sizi bulacaktır ve burada iman edin denilen hakikati orada bizzat görecek, bizzat yaĢayacaksınız.

96-) Fessebbih Bismi Rabbikel 'Azıym; Öyleyse tespih et ismi Aziym Rab olan namına! (A. Hulusi) 96 - Haydi tesbih et Rabbine azîm ismiyle (Elmalı). Fessebbih Bismi Rabbikel 'Azıym öyleyse sen ey insanoğlu

muhteĢem olan, aziym olan, muazzam olan Rabbinin adına hareket et. O‟na sırt dönme, O‟na borçlu olduğunu unutma, O‟na borçluluk bilinci olan dine sırt dönme. Rabbine borcunu inkar etme ey insan. O senden borcunu ödemeni değil, borcunu inkar etmemeni istiyor. Ġnkar etmezsen ödemiĢ sayacak. Rabbim inkar etmeyenlerden kısın bizi.

Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah‟a hamd‟adır.