80 günde devr-i Âlem€¦ · saville row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir...

135

Upload: others

Post on 19-Aug-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar
Page 2: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

80GÜNDEDEVR-İÂLEM

Page 3: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar
Page 4: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

JULESVERNE

Page 5: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar
Page 6: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

İngilizcedenÇeviren

Page 7: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

EmelErdoğan

Page 8: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Bandroluygulamasınailişkinusulveesaslar

Page 9: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

hakkındakiyönetmeliğin5.maddesinin2.fıkrası

Page 10: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

çerçevesindebandroltaşımasızorunludeğildir.

Page 11: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar
Page 12: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar
Page 13: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar
Page 14: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

SİSYAYINCILIK

Page 15: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

SİSYAYINCILIK-8380GÜNDEDEVR-İÂLEM

JULESVERNEYayıncıveGenelYayınYönetmeni:

ZanaHOCAOĞLUYayınKoordinatörü:Mehmet

DEMİRKAYARedaksiyon:MübeccelKARABAT

Çeviren:EmelERDOĞANİçTasarım:ÖzgürYURTTAŞ

KapakTasarım:SİS3.Baskı:Şubat2011SİSYAYINCILIK

Merkez:İSTOÇ35.AdaNo:29Mahmutbey-İstanbul

Şube:YerebatanCd.SalkımsöğütSk.KeskinlerİşMerkezi

No:8/304Cağaloğlu/İstanbulTel:(212)5119569-70Fax:(212)5119597www.sisyayincilik.com

e-mail:[email protected]

Page 16: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

80GÜNDEDEVR-İÂLEM

Konuşkan bir adam değildi Phileas Fogg.Ondaki gizemli hâli arttıran da bu gizem dolusessizliğiydi.Amahayatında esrarlı denecekbiryanyoktu.

Şimdiyekadarbellibiryolculuketmişmiydi?..

Belki de söyledikleri doğruydu, kim bilir.Çünkü hiç kimse dünyayı onun kadar iyibilmiyordu. En ücra yerler hakkında dahifikirleriolurdu.Bazenklüpteyollarınıkaybetmişyolcular hakkında konuşulurdu. O zamanPhileas Fogg, bu konuşmalardaki hatalarıdüzeltir, gerçek ihtimalleri gösterir, bu olaylarsonundaonunanlattığıgibibiterdi.

Phileas Fogg, uzun süredir Londra’danayrılmamıştı.Kendisinidahaeskiden tanıyanlar,evinden klübe gelmek için her gün yürüdüğüyol hariç, onu başka yerde görmediklerinisöylüyorlardı. Phileas Fogg, yalnız gazeteokumakvevistoynamaklavakitgeçirmekteydi.Vist, konuşulmadan oynanan bir kâğıt oyunuolduğundanonunyaradılışınauygundu.

Page 17: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Phileas Fogg evli değildi.Ayrıca akrabası yadadostudayoktu.SavilleRow’dakievinde tekbaşına oturuyordu. Bir tek uşak, evin bütünişlerinigörebiliyordu.ÇünküPhileasFogg,öğleveakşamyemeklerinihepaynısaatlerde,klübünaynı salonunda ve aynı masada yerdi. Gününyirmi dört saatinin on saatini evinde geçiriyor,bu süre içinde ya uyuyor ya da giyinerek tıraşoluyordu.

SavilleRow’dakievi lüksolmamaklaberaber,çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıklarıhiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadarağır değildi. Fakat Phileas Fogg, çalıştırdığı birtekuşağınyinedeherişitamzamanındaveçokdüzgün yapmasını isterdi. Tam o gün, yani 2Ekim tarihinde Phileas Fogg, uşağı JamesForster’ın işine son vermişti. Uşağın suçu çokbüyüktü. Efendisinin tıraş suyu seksen altıderece olacakken, seksen derece su getirmişti.Çok titiz olan efendisi de bu durum karşısındauşağınayolvermişti.ŞimdiJamesForster,yerinegelecekolanötekiuşağıbekliyordu.Yeniuşağınsaat on birle on bir buçuk arasında gelmesigerekiyordu. Phileas Fogg, bir koltuğa

Page 18: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

kurulmuş, iki ayağını hazır ol vaziyetinde birasker gibi birbirine yaklaştırmıştı. Vücududimdikti. Gözlerini saate dikmişti. Saat tam onbirbuçuktu.BayFogg’unhergünkügibievdençıkıpReformklübegitmesigerekiyordu.

Tam o sırada, Phileas Fogg’un oturmaktaolduğuküçüksalonunkapısıvuruldu.

İşinesonverilmişuşakJamesForstergöründü:

“Yeniuşakgeldiefendim...”dedi.

Onun peşi sıra da içeriye otuz yaşlarında birdelikanlıgirerekselamverdi.PhileasFogg:

“Sen Fransız’sın; ama adın John, öyle mi?..”diyesordu.

Yeniuşak:

“Asıl adım Jean’dır...” dedi. “Fakattanıdıklarım hep bana Paspartu Jean derler.Övünmek gibi olmasın ama tuttuğum her işinüstesindengelirimdeondan.Herkesbenidürüstbir insanolarak tanır.Yalnızdoğruyusöylemekgerekirse, şarkıcılık, canbazlık ve jimnastik

Page 19: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

hocalığına kadar her işi yaptım. Şimdi isemaksadım, sakin bir hayat sürmek. ‘Paspartu’adınıunutmak.”

PhileasFogg:

“Paspartu fena isim değil...” dedi. “Seni banatavsiye eden dostlarım, hakkında iyi şeylersöylediler. Ne işi yapacağını biliyorsun, değilmi?”

“Evetefendim.”

“Peki,saatinkaç?”

Paspartu, cebinden gümüş bir saat çıkarıpbakarak:

“Onbiriyirmigeçiyorefendim...”dedi.

“Evetamasaatin tamdörtdakikageri.Neyse,farkınnekadarolduğunuanladıkya,odayeter.Şu hâlde 2 Ekim 1872 Çarşamba günü sabahsaat on bir yirmi dörtten itibaren benimhizmetimdesin.”

Phileas Fogg sonra şapkasını alarak dışarıyaçıktı. Paspartu, sokak kapısının açılıp

Page 20: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

kapandığını işitti. Yeni efendisi dışarıyaçıkıyordu.Kapı ikincikezaçılıpkapandı.Şimdide kendisinden önce bu evde uşaklık edenJamesForstersokağaçıkmıştı.

PaspartuböyleceSavilleRow’dakievdeyalnızkaldı.

Paspartu, yeni efendisini incelemek imkânınıda bulmuştu. Bay Fogg, kırk yaşlarında kadarolmalıydı. Asil ve güzel bir yüzü vardı. Birazşişmancaydı ama bu, ona yakışıyordu.Tam birİngiliz centilmeniydi. Bay Fogg, sakin vesoğukkanlıydı,kronometregibidakikvehassasbiradamdı.Paspartu’yagelinceo,arsız,yüzsüz,utanmaz bir adam değildi. İyi bir insandı,sevimli bir yüzü vardı. Yumuşak başlıydı,herkese yardıma hazırdı. Koyu kumral saçlarıdaima biraz dağınıktı. İçi dışı bir, samimi birçocuktu. Acaba Paspartu, efendisinin aradığıcinste,herişieksiksiz,saniyesisaniyesinegörenbiruşakolabilecekmiydi?GerçiPaspartu,epeyifırtınalı, haşarılık dolu bir gençlik geçirmişti.Şimdi sakin, rahat bir hayat sürmekten başkaistediği yoktu. İngilizlerin sakin insanlar

Page 21: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

olduğunu duyunca buraya çalışmaya gelmişti.Paspartuherşeydenönce,efendisiolarakkabulettiği ve hizmetinde bulunduğu kimseye karşısaygıduymakisterdi.Saatonbirbuçuğuçalmış,PaspartudaSavilleRow’dakievdeyalnızbaşınakalmıştı. Hemen evin içini dolaşmaya başladı.Bodrumdan tavan arasına kadar her yeri gezdi.Temiz vemuntazamdı. Evin içi, işlerin kolaycagörülmesine elverişli biçimde düzenlenmişti.Bütün bunlar Paspartu’nun pek hoşuna gitti.İkinci katta kendisine ayrılan odayı kolaycabuluverdi. Tam istediği gibi bir odaydı. Kendiodasındasaatinüzerineasılmışbirkâğıtvardıveüzerinde yapılacak günlük işler yazılıydı.Paspartubunualıpiyiceokudu.PhileasFogg’unelbise dolabı da çok düzgün şekildetertiplenmişti. Her pantolonun ceketin üzerindebir numara vardı. Bu numaralar, aynı zamandabirgirdiçıktıdefterineyazılmıştı.Hernumaranınhizasındadamevsiminegöre,buelbiseninhangigünde giyilecekleri yazılıydı. Ayakkabılar içindeaynıusulkullanılmıştı.Evdekitapvekitaplıkyoktu.BayFoggböyleşeylerigereksizgörürdü.ÇünküReformklüptezatenikikütüphanevardı.

Page 22: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Paspartu, evin her yanını adamakıllıincelediktensonraelleriniovuşturdu.“Tambanagöre bir yer doğrusu” diye tekrarladı. “BayFogg’la mutlaka iyi anlaşacağım. Evindeoturmaktan hoşlanmıyor. Saati saatine işgörüyor.Makinegibiadam.”

Saat on ikiyi kırk yedi geçe, sofradan kalkıpsalonagitti.Sırasıylabütüngazeteleriokudu.

Reform klübün bazı üyeleri içeri girdiler.Gelenler: MühendisAndre Stuart, Banker JohnSullivan ve Samuel Fallentin, bira fabrikatörüThomaz Flanagon ve İngiltere bankasınınyönetim kurulu üyelerindenGauldhier Ralph’ti.Bunlar da Phileas Fogg gibi vist oyunununtiryakisiydiler.Hepsi zengin ve itibarlı kişilerdi.ThomasFlanagonsordu:

“Ralph,şuhırsızlıkmeselesindennehaber?”

AndrewStuartdasözekarıştı:

“Banka, paranın üstüne bir bardak su içecekgaliba.”

GauthierRalphikisinebirdencevapverdi:

Page 23: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Ne münasebet! Hırsızı mutlakayakalayacağız. Belli başlı bütün limanlaradedektifler gönderdim. Bu hırsız kimse, onlarınelindenkurtulamayacaktır.”

AndreaStuart:

“Peki ama hırsızın ne biçim bir adam olduğuanlaşıldımı?”diyesordu.

GauthierRalph,ciddibiredailecevapverdi:

“Herşeydenönce,buadamhırsızdeğilki...”

“Hırsızdeğildenedemek?Buadambankadanellibeşbinİngilizsterliniçalmamışmı?”

GauthierRalph:“Hayır!”dedi.

Buaradabaşkabirsesduyuldu:

“Morning Chronicle’in yazdığına bakılırsaadamgerçekbircentilmenmiş.”

Bu cevabı veren Phileas Fogg’du. Bu sözlerisöylerkenarkadaşlarınadaselamverdi,onlardaonuselamladılar.

Page 24: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Söz konusu olay, üç gün önce, 29 Eylül’deolmuştu. Birisi elli beş bin sternlinlik bir desteparayı, İngiltere bankası başveznedarınınönündeki bankodan alıp gitmişti. Bu kadarbüyük bir hırsızlığın, böyle kolaycayapılabildiğine şaşanlar da olmuştu. Bankanınaynı zamanda müdür yardımcısı olan GuadhierRalph,şöylecevapveriyordu:

“Başveznedar tam o sırada tahsil ettiği parayıdeftere geçiriyormuş. Bu şartlar altında insan,herşeyebirdendikkatedemezki...”

İngilizler bankalarında ne bir bekçi, ne de birdemir parmaklık bulundurur. Paralar ortadadurur... İngiltere bankası denen o mükemmelkurum, halkın şerefine, namusuna büyük önemverir.

Fakat 29 Eylül günü işler böyle iyigitmemişti.Yani para destesi gitmiş ve bir dahageri gelmemişti. Bunun üzerine yok olan para,zararhanesinegeçirilmişti.

EnustadedektiflerLiverpol,Glasgow,Havre,Süveyş, Brizdizi limanlarına gönderilmişti.

Page 25: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Kalanparanınyüzdebeşi,hırsızıbulandedektifebağışlanacaktı.

Centilmenler arasında paranın bulunupbulunmayacağı hararetli biçimde tartışılıyordu.AndreStuart:

“Bana kalırsa, bu işte şans hırsızdan yana.Çünküçokustabirşeyebenziyorbuadam.”

Ralph:

“Yokcanım,hiçbiryerekaçamazki.”

“Nedenkaçamayacakmış?”

“Nereyekaçabilir?”

“Orasınıpekbilememamadünyageniştir.”

PhileasFogg,alçakseslekonuştu:

“Dünya eskiden genişti...” dedikten sonra,kesmesi için kâğıtları Thomas’a verdi. Oyunsırasında tartışma yine durdu. Fakat çokgeçmedenyenidenbaşladı.

GauthierRalph:

Page 26: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“BendeBayPhileasFogggibidüşünüyorum.Dünya küçüldü sayılır. Çünkü insan şimdi yüzyıl önceye göre on kez daha az bir süre içindedünyayı dolaşabiliyor. İşte bu yüzden hırsızlıkiçindearaştırmalardahaçabukyapılabilecek.”

Fakat Stuart, Ralph’ın sözlerine bir türlüinanmak istemiyordu.Oyunbittiktensonrayinebukonuyuaçtı.

“Bay Ralph, ‘dünya küçüldü...’ diye çok hoşbir şey söylediniz doğrusu. Demek şimdi üçaydadünyaturuyapılabiliyor.”

PhileasFoggarayagirdi:

“Nemünasebet!Şimdidünya turu tamseksengündeyapılabiliyor.”

JohnSullivan’daPhileasFogg’ahakverdi.

AndreaStuart:

“Evet,seksengünamakötühava,tersyöndenesen rüzgârlar, gemilerin batması, trenlerinyoldan çıkması filan bu hesapta yok...” diyebağırdı.

Page 27: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Phileas Fogg oyuna devam ederken cevapverdi:

“Herşeydahil,meraketmeyin.”

Tartışma hararetlenmişti. Oyun sırasında dakonuşmayabaşlamışlardı.

Phileas Fogg, elindeki kızları açtığı sıradacevapverdi:

“Hepsidahildedimya.”

AndreaStuart:

“Bay Fogg, iş lafta kaldığı sürece belkihakkınız vardır; ama yolculuğu yapmayakalkışınca...”

“Yolculuğu yapmaya kalkışınca da seksengündebudünyaturunubitiririm,BayStuart.”

“Bitirindegörelim.”

“Bu sizin elinizde. İsterseniz birlikte yolaçıkalım.”

“Tanrı korusun. Ama ben dört bin İngiliz

Page 28: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

sterlininebahsegirerimki kimsebu süre içindeböylebirdünyaturunuyapmaimkânıbulamaz.”

BayFoggcevapverdi:

“Aksine... Ben bunun pekâlâ mümkünolduğunusöylüyorum.”

“Mümkünseyapın!”

“Seksengündedünyaturumu?”

“Evet.”

“Yaparımelbette...”

“Nezaman?”

“Hemen şimdi... Haberiniz olsun, masraflarsizeait.”

“Delilik olur bu?..” diye bağırdı, Bay Stuart.“Bizoyunumuzadevamedelim.”

“Öyleyseyenidenkâğıtverin.”

Andrea Stuart, kâğıtları titrek bir elle alacağısıradabirdenmasanınüzerinebıraktı:

Page 29: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Pekâlâ Bay Fogg, dört bin İngiliz sterlininebahsegiriyorumöyleyse!”

Fallentin:

“Stuart, sakin ol biraz, yaptığın ciddi bir işdeğil...”dedi.

“Ben bahse giriyorum dedim mi her zamanciddidir...”dedi.

BayFogg:“Öyleolsun...”dedi.Sonradaklüparkadaşlarına dönerek ilave etti: “BaringBrothersbankasındayirmibinsterlinparamvar.Benbunlarıortayakoyuyorum.”

Sullivanbağırdı:

“Yirmi bin İngiliz sterlini mi? İyi amabeklenmedik bir gecikme yüzünden bu parayıyitirebilirsiniz!”BayFoggbaşınıeğerek:

“Dünyadabeklenmedikbirşeyyoktur...”diyecevapverdi.

“Evet amaBay Fogg, bu seksen günlük süre,bu iş için gereken zamanın asgarisi olarakhesaplandı.”

Page 30: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Varsın olsun, o da iyi kullanıldımı yeter deartarbile.”

“Seksen günü geçirmemek için saniyesisaniyesine trenden inip vapura binmek,vapurdaniniptekrartrenebinmekgerekecek.”

“Bendesaniyesisaniyesineyapacağım.”

“Şakaediyorsunuz.”

“Bahis,bildiğimizgibiciddibiriştir.Böylebirşey söz konusu oldu mu da iyi bir İngilizkesinlikleşakaetmez.Seksengünde,hattadahada kısa bir zamanda bu geziyi yapacağım.Seksengün,bindokuzyüzyirmisaatyadayüzonbeşbinikiyüzdakikaeder.Kimisterseyirmibin İngiliz sterlinine bahse girişmeye hazırım.Kabulediyormusunuz?..”

Stuart, Fallentin, Sullivan, Flanagan veRalph,aralarında konuştuktan sonra, “kabul ediyoruz”dediler.BayFogg:

“Peki, Dover’e tren saat sekizi kırk beş geçekalkıyor,onabineceğim.”

Page 31: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Stuart:

“Buakşammı?”diyesordu.

PhileasFogg:

“Tabiibuakşam...”diyecevapverdi.Sonradabirceptakvimiçıkarıpbakarakilaveetti:

“Bugün 2 Ekim çarşamba, değil mi? Buhesabagöre21Aralıkcumartesigünüsaatsekizkırk beşte buraya,Reform klübün bu salonuna,dönmüşolacağım.Dönmezsem,BeringBrothersbankasındaki hesabımda bulunan yirmi binİngiliz sterlini fiilen ve hukuken size ait olacakbeyler. İşisağlamabağlamakiçinsizeyirmibinİngiliz sterlinlik bir çek veriyorum, buyurun.”Hemenzabıttutuldu.İlgilialtıkişiimzaladılar.Osıradasaatyediyiçaldı.BayFogg’a:

“İsterseniz oyunu bırakalım da yol hazırlığıyapın...”dediler.Oyinekılıkıpırdamadan:

“Ben daima hazırım...” dedi. Sonra kâğıtlarıaçarak ilave etti: “Karo ile açtım, oyun sırasısizdeBayStuart.”

Page 32: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

PhileasFogg,oyundayirmibin İngiliz sterlinikazandıktan sonra saat yediyi yirmi beş geçearkadaşlarından izin isteyip Reform klüptenayrıldı. Uşak, Bay Fogg’un böyle programaaldırmaksızın bu beklenmedik saatteçıkageldiğini görünce epey şaşırdı. Çünküelindeki programa göre efendisinin ancak geceyarısıdönmesigerekiyordu.

Phileas Fogg odasına çıktı, sonra uşağınıçağırdı:

“Paspartu!..”

Uşak cevap vermedi. Efendisi onu çağırıyorolamazdı. Çünkü çağırma saati henüzgelmemişti.BayFoggsesinifazlayükseltmedentekraretti.

“Paspartu!..”

Bunun üzerine Paspartu odaya girdi. BayFogg:

“İkidir seniçağırıyorum, işitmedinmi?..”diyesordu.Paspartusaatiniçıkarıpelinealmıştı:

Page 33: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Henüzgeceyarısıolmadıkiefendim.”

PhileasFogg:

“Biliyorum...” dedi. “Bu yüzden de sanaçıkışmıyorum. On dakikaya kadar Dover’e,oradandaCalais’egideceğiz.”

Fransız’ın yuvarlak yüzü buruştu. Yanlışişitmiştimuhakkak.”

“Geziyemiçıkıyorsunuz?”diyesordu.

PhileasFogg:

“Evet,dünyaturuyapacağım.”

“Dünyaturumu?”diyemırıldandıuşak.

“Evet, hem de seksen günde. Onun içinyitirecekbirdakikamızbileyok.”

“İyi ama bavulları ne zaman hazırlayacağız?”diyesorduPaspartu.

“Bavul filan götürmeyeceğiz. Ufak bir çantayeter. İçine iki tane yün fanila, üç çift çorapkoyarız. Sen de çantanı aynı şekilde hazırla.

Page 34: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Diğerlerini yoldan satın alırız. Pardösümleseyahat battaniyemi de getir.Ayaklarım sağlamolsun. Zaten ya hiç yol yürümeyeceğiz ya dapekaz...Haydibakalım...”

Paspartu, Bay Fogg’un odasından çıkıp kendiodasınagitti,birsandalyeninüzerineyığıldı.

“Oh, işimiz iş...” diye mırıldandı. “Ben deburayarahatetmekiçingirmiştimsözde.”

Yol hazırlıklarını hemen yaptı. Seksen gündedünya turu şaşılacak bir şeydi. Saat sekizdePaspartu, kendisiyle efendisinin giyeceği eşyayıküçük bir çantaya yerleştirmişti. Kapıyı iyicekapattıktansonraBayFogg’unyanınagitti.

Bay Fogg da hazırlanmıştı. Koltuğununaltında, Bradshaw yolculuk klavuzu vardı.Çantayıuşağınelindenalıpaçtı,içineherülkedegeçen İngiliz kâğıt paralarından koskoca birtomarıyerleştirdi.Sonra:

“Birşeyunutmadınya?”diyesordu.

“Hayırefendim.”

Page 35: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Pardösümlebattaniyemnerede?”

“Burada,efendim.”

“Peki... Al şu çantayı bakayım. Dikkat et,içindeyirmibinİngilizsterlinivar!”dedi.

Sonraefendiyleuşak,aşağıyaindilervesokakkapısınıiyicekilitlediler.

Phileas Fogg’la uşağı bir arabaya bindiler.Araba da çabucak Charing Cross istasyonununyolunu tuttu. Saat sekizi yirmi geçe araba,istasyonundemirparmaklığıönündedurdu.

PhileasFogg,Paspartu’ya:

“Paris’eikitanebirincimevkibiletal...”dedi.

Saat sekizi kırk geçe Phileas Fogg’la uşağı,aynı kompartımana yerleştiler. Saat sekizi kırkbeşgeçebirdüdüköttü,trenilerlemeyebaşladı.

Gece zifiri karanlıktı. Tren daha Sydenham’ıgeçmemiştikiPaspartu,ümitsizlikdolubirçığlıkkopardı.

BayFogg:

Page 36: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Nevar,neoluyorsun?”diyesordu.

“Şey, acele çıktık ya... Heyecandan...Unutmuşum...”

“Neyiunutmuşsun?”

“Odamdaki hava gazı lambasını yanıkunutmuşum.”

BayFoggsoğuksoğukcevapverdi.

“Öyleyse oğlum, hava gazı faturasını dönüştesenödersin.”

Seksen günde dünya turu Reform klübüüyeleri arasında büyük bir heyecan uyandırdı.Bu heyecan, muhabirler ve gazeteler yoluylatüm Londra’ya yayıldı. Gazetelerde büyüktartışmalar çıkıyor, bunun delilik olduğuyazılıyordu. Phileas Fogg’un tarafını tutanlaryavaşyavaşvazgeçiyorlardı.

Yolculuğun yedinci günü Londra PolisMüdürüşöylebirtelgrafaldı:

PolisMüdürüRowan’a

Page 37: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

ŞuandaSüveyş’teyim.Bankayı soyanPhileasFogg’u izliyorum.Tutuklama emrini Bombay’agönderin.

DedektifFix

Butelgraf,anibiretkiyaptı.Fogg’unklüptekiresmi, hırsızın temsili resmine aynen uyuyordu.Herkes, Phileas Fogg’un İngiliz polislerindenkurtulmakiçinbuyoluseçtiğinidüşünüyordu.

Süveyş’leAdenarasıtamtamınabinüçyüzonmildir. Mongaila’nın kazanları iyice ateşlendiğiiçin gemi, Aden’e yüz otuz sekiz saatlik birzamandavaracaktır.

Kızıldeniz’insaatisaatineuymaz.Çoğuzamanfırtınalıdır. İşte Mongalia, bu rüzgârda dehşetlisallanıyordu.

Phileas Fogg bunlara hiç aldırmıyor, yeniedindiği kâğıt meraklısı arkadaşları ile oyunoynuyordu. Paspartu kamarasında gününü günediyordu. Sonra nedense Bombay’da buserüvenin sona ereceğini düşünüyordu.Süveyş’ten kalkışlarının ertesi günü, yani 29

Page 38: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Ekim’de gemi, Mısır’a uğradığı sırada güldüğükibarkişiyeyinerastlayıncabayağısevindi.

Adamın yanına yaklaşıp sevimli sevimligülümseyerek:

“Süveyşteyken bana siz kılavuzluk etmiştiniz,değilmiefendim?”diyesordu.

Polishafiyesi:“Ha,evet...”dedi.“Bendesenihatırladım.Sendeoacayipİngiliz’inuşağıydın,değilmi?”

“Evet,takendisiBay...Bay...”

“Fix.”

“EvetBayFix,vapurdasizinlekarşılaştığımdaçoksevindim.Yolculuknetarafa?”

“BendesizingibiBombay’agidiyorum.”

“Aman ne iyi. Daha önce buralara gelmişmiydiniz?”

“Çooook. Ben bu şirketin acentesiyim. Peki,BayFoggnasıl,iyimibari?”

Page 39: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Çok iyi Bay Fix. Ben de iyiyim... Kıtlıktançıkmışgibiyemekyiyorum.Denizhavasıyaradıgaliba? Bu gezi Bombay’da sona ereceğebenziyor.”

“Evet ama efendini hiç güvertedegöremiyorum.”

“Güverteye hiç çıkmaz ki. Meraklı değildirde...”

“Biliyor musun Paspartu, bu sözde seksengünlük dünya turunun altında gizli bir şey vargibigeliyorbana...Meseladiplomatikbirgörevfilangibi.”

“Bay Fix, doğrusunu isterseniz benim de birşey bildiğim yok. Sonra, aldırdığım da yokbuna...”

OkarşılaşmadansonraPaspartu’ylaFix,sıksıkbuluşup konuştular. Fix, sırası gelince buahbaplıktan yararlanabilirdi. Mongalia, Aden’e15Ekim sabahı gelecek yerde, 14Ekim sabahıgelmişti. On beş saatlik bir kazancı vardı. BayFogg’la uşağı karaya çıktılar. İngiliz centilmen,

Page 40: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

pasaportunu vize ettirdi. Fix sezdirmedenpeşlerine takılmıştı.Vize işi bitince yarımkalanoyununbaşınadöndü.

Hint denizinde hava elverişliydi. Gemi, 20Ekimgünü saatdörtbuçuktaBombay rıhtımınayanaştı.GemininBombay’a21Ekim’devarmasıgerekiyordu.Oysa20Ekim’degelmişti. İkigündaha kâr hanesine kaydetti. Kalküta treni tamsekizde hareket edecekti. Onun için Bay Foggarkadaşlarına “hoşça kal” dedikten sonravapurdanindi.Pasaportdairesinedoğru ilerledi.Pasaport dairesinden çıktıktan sonra doğru garagitti.Akşamyemeğiniyedi.BayFogg’danbirazsonra dedektif Fix de Mongalia gemisindenkarayaçıkmış,doğruBombaypolismüdürününyanına koşmuştu. Kimliğini gösterip hırsızlıkyaptığından kuşkulanılan adamla ilgili durumuizahetti.Sonradasordu:

“Londra’dan bir tutuklama emri geldi miacaba?”

“Hayır,gelmedi.”

Fix buna fena hâlde bozuldu. Bu sefer

Page 41: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

müdürden, Fogg’u tutuklamak için emirkoparmakistediysedebuisteğireddedildi.

“Bu kraliyet polisinin işi... Tutuklama emriniancakorasıverebilir...”dedi.

Fix, tutuklama emrini beklemekten başka yololmadığını anlayarak ısrar etmedi. Fakat hırsızsandığı Phileas Fogg’u Bombay’da kaldığısürece gözden kaybetmemeye karar verdi.Phileas Fogg’un şehirde kalacağındankuşkulanmıyordu. Zaten Paspartu da bufikirdeydi. Bu yüzden Fix de kendisine bolzamankalacağınısanıyordu.

O gün yerliler bir çeşit bayramkutlamaktaydılar. Pas-partu’nun bütün bu gariptörenleri merakla izlediğini söylemeye gerekyok...

Bu sırada Paspartu, hem kendisine hem deefendisinezararlıolacakbirharekettebulundu.

Paspartu az önce sözünü ettiğimiz bayramgösterilerini seyrettikten sonra gara gitmeyehazırlanıyordu. O sırada Malebar Hill’deki o

Page 42: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

muhteşemtapınağınönündengeçtiveaksilikbuya,“Gidipşununiçinidebirgöreyim”dedi.

Fakatonunikişeydenhaberiyoktu.Bunlardanilki, bazı Hindu tapınaklarına yabancılarıngitmesininkesinolarakyasakoluşuydu.İkinciside Hinduların bile bu gibi tapınaklara girerkenayakkabılarını çıkarmak zorunda olduklarıydı.Hem İngiliz hükûmeti bu ülkenin dinselinançlarına saygı gösterir, hem de başkalarınısaygı göstermeye mecbur tutardı. Bu yasağaaykırı hareket eden kimse, kim olursa olsun,şiddetlecezalandırılırdı.Paspartudakötüniyetledeğil,meraklıbirturistgibiMalebarHill’iniçinegirmişti. Brahman süsleme sanatının bu gözkamaştırıcı örneğini hayran hayran seyrederkenbirdenbire kendini yerdeki mukaddes döşemetaşlarının üzerinde buluverdi. Çok öfkelioldukları anlaşılan üç rahip, üstüne atılarakayakkabılarını, çoraplarını çıkardılar, sonra dabağrışarakzavallıuşağıdövmeyebaşladılar.

Paspartu, kuvvetli ve çevik bir gençti.Hemenyerinden fırladı.Bir yumrukvepeşindendebirtekme sallayıp hasımlarından ikisini yere

Page 43: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

yuvarladı. Bunlar uzun etekli cübbeleri içindedebelenirken o da bacaklarının var gücüyletapınaktan dışarıya fırladı ve peşine takılanüçüncü Hindu’yu epeyce geride bıraktı. Fakatadam hâlâ kovalıyor, üstelik bağırıp çağırarakbaşınabüyükbirkalabalıktopluyordu.

Saat sekize beş kala, yani trenin kalkışındanancak birkaç dakika önce istasyona yetişebildiPaspartu. Ama yalın ayak, başı açıktı. Üstelikkavgasırasındaçarşıdansatınaldığıöteberiyideyitirmişti.

Fix de orada, istasyonun peronundaydı.PhileasFogg’unpeşindeydi.OnunBombay’danayrılacağını anlamış, hemen onunla birlikteKalküta’ya, hatta gerekirse daha uzağa dagitmeyekarar vermişti. Paspartu, loş bir köşededurmakta olan Fix’i görmedi ama başınagelenleri efendisine kısaca anlatırken hafiyebunlarınhepsiniduymuştu.

PhileasFoggsadece:“Umarımbirdahabaşınaböylebirişgelmez”dedi.Sonradavagonlardanbirinegiripoturdu.

Page 44: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Zavallı Paspartu da yalın ayak ve süklümpüklüm,efendisininardındanvagonagirdi.

Fix,başkabirvagonabinmeyehazırlanıyordu.Tamosıradaaklınabaşkabir şeygeldiveyolaçıkmaktanbirdenbirevazgeçti.

Kendi kendine, “Yok yok, burada kalayım,daha iyi” dedi... “Şimdi ortada işlenmiş bir suçvar. Bu Paspartu denen adam, Hindu dininehakarette bulundu. İkisi de avcumun içindedemektir.”

O anda lokomotifin uzun uzun düdük çaldığıduyuldu.Trendegeceninkoyukaranlığı içindekaybolupgitti.

Tam zamanında yola çıkmıştı. Tren oldukçakalabalıktı.Bunlararasındabirkaçsubayvesivilmemurla, afyon ve çivit tacirleri de vardı.Paspartu da efendisiyle aynı kompartımandaoturuyordu.Karşıköşedeüçüncübiryolcudahayer almıştı. Bu adam General Sir FrancisCromarty idi. Süveyş’le Bombay arasında, BayFogg’la kâğıt oynayanlardan birisi de oydu.Şimdi de Benares yakınlarında konaklamakta

Page 45: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

olankıtalarınınbaşınagidiyordu.

Sir Francis Cromarty, sarışın, iri yarı biradamdı. Elli yaşlarında kadar vardı. Sir FrancisCromarty, yol arkadaşını oyun oynarken iyiceincelemiş ve onun garip bir adam olduğunuanlamaktagecikmemişti.

Tren ertesi gün, yani 21 Ekim tarihindeKhandeish topraklarında ilerlemeye başladı.Burası oldukça düzlük bir yerdi... Paspartuuyanmış,etrafıseyrediyordu.

Saat 12.30’da tren Burhampur istasyonundadurduvePaspartu,dünyanınparasınıvererekbirpabuç aldı. Yerlilerin giydikleri cinsten birpabuçtu bu... Üzerinde cam boncuktanişlemeleri vardı. Yeni pabuçlarını böbürleneböbürleneayağınagiydi.

Akşama doğru tren Suttur sıradağlarınıtırmanmayabaşladı.Ertesigün,yani22Ekim’deSirFrancisCromarty,“Saatkaç?”diyesorunca,Paspartu saatine baktı: “Saat üç” diye cevapverdi. Gerçekten de Paspartu’nun meşhur saatihâlâ Greenwiche meridyenine göre ayarlıydı.

Page 46: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Burası da yetmiş yedi derece kadar batıdaolduğunagöre,saatdörtsaatkadargeriydi.

Bunun üzerine Sir Francis, Paspartu’ya saatindoğrusunu söyledi. Vaktiyle Fix’in de yaptığıgibi, bu saat farkının neden ileri geldiğini onaanlattı.Amaoinatçılıkedipsaatiniilerialmadı.

Tren,sabahınsekizindeveRothalistasyonunugeçtikten on beşmil sonra ormanın ortasındakiaçıklıktadurdu.Ormanınkenarındabirikiahşapevle birkaç işçi kulübesi vardı. Treninkondüktörü vagonların önünden geçerek:“Yolcularburadainecekler!”diyebağırdı.

PhileasFogg,SirFrancisCromarty’ninyüzünebaktı ama o da trenin ormanın ortasında niçindurduğunuanlayamamıştı.

Paspartu da onlar kadar hararetteydi. Hementrendenindi,birazsonradagerigeldi:“Efendim,demiryoluburadabitiyor...”dedi.

OzamanSirFrancisCromartyhayretlesordu:

“Budanedemek?”

Page 47: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Yani,trenyolunadevamedemeyecek.”

Tuğgeneral hemen vagondan indi. PhileasFogg da acele etmeksizin onu izledi. İkisibirliktekondüktörünkarşısınadikildiler.

SirFrancisCromarty:

“Bizneredeyizşimdi?”diyesordu.

“Kholbyköyündeyizgeneralim.”

“Buradamıkalacağız?”

“Eeee,öyle.Demiryoluinşaatıbitmediki...”

“Neee?Demiryoluinşaatıbitmedimi?”

“Hayır, bitmedi. Burayla Allahabad arasındaelli millik bir kesimin inşaatı henüz bitmedi.Ama Allahabad’dan ileriye demiryolu yinedevamediyor.

“İyi ama gazeteler ‘Demiryolu işletmeyeaçıldı’diyeyazmışlardıhani?”

“Generalim, sizin okuduğunuz gazeteleraldanmışolacaklar...”

Page 48: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

SirFrancis,yavaşyavaşkızmayabaşlıyordu:

“Peki ama nasıl olur da Bombay’dan,Kalküta’yabiletkesersiniz?..”diyesordu.

“Biz biletleri hep böyle keseriz. Çünkü bizitercih eden yolcular Kholby ile Allahabadarasında demiryolu olmadığını, bu mesafeyibaşkataşıtaraçlarıileaşmakgerektiğinibilirler.

Sir Francis olanlara iyice sinirlenmişti. HelePaspartu, bıraksalar kondüktörü bir temizpataklayacaktı. Efendisinin yüzüne bakmayacesaretbileedemiyordu.

Bay Fogg sadece: “Sir Francis, isterseniztartışmayı bırakalım daAllahabad’a gitmek içinbirtaşıtbulmayaçalışalım...”dedi.

“İyiamaBayFogg,bugecikmeninsizedeçokbüyükzararıdokunacak.”

“Hayır, Sir Francis, ben bunu zaten hesabakatmıştım.”

“Neee?Demeksizyolunkapalıolduğunu...”

“Yok canım, yolun kapalı olduğunu nereden

Page 49: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

bilecektim?Ama önünde sonunda yol boyuncakarşımabirengelçıkacağınıbiliyordum.Neyse,henüz hiçbir şey kaybolmuş değil.Programımdan iki gün öndeyim... Bunları fedaetsem bile, sonuç değişmez. Kalküta’dankasımın ikinci günü öğleyin Hong Kong’a birvapurvar.BugünayınyirmiikisiveKalküta’yaulaşmakiçindeyeterlizamanasahibiz.

Zaten yolcuların çoğu buradan öteye yolunbitmemişolduğunubiliyordu.Buyüzdenherkestrendeninmiş,köydenekadararaba,tahtırevan,midilli gibi ulaşım aracı varsa, hepsini elegeçirmişti. Bu yüzden Bay Fogg’la Sir FrancisCromatry bütün köyü aradılar ama bir şeybulamadangerigeldiler.

PhileasFogg:

“Benyürüyerekgiderim.”dedi.

Paspartuosıradaefendisininyanınagelmişti.

Bu sözleri işitince, içinden, “Eyvah! Hapıyuttuk!” dedi. Sonra da süslü süslü fakat çokince tabanlı pabuçlarına bakarak düşünceli

Page 50: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

düşünceli başını salladı. İyi ki o da kendihesabına araştırmalar yapmıştı. Biraz ezilebüzüle:

“Efendim,benbirtaşıtbuldumgaliba...”dedi.

“Neymişobulduğun?”diyesorduBayFogg.

“Bir filbuldum!YüzadımkadarötedeoturanbirHintlivar,filonun...”

“Gidipbakalımşufile...”dedi.

Beşdakika sonraPhileasFogg,SirFrancisvePaspartu bir kulübenin içinde bir Hintli ileoturuyordu. Bahçe gibi bir yerde ise bir fildurmaktaydı. Bay Fogg’la iki arkadaşınınisteğiyleHintli,onlarıobahçegibiyeresoktu.

PhileasFoggfilikiralamayakararvermişti.Buhayvanların soyu tükenmeye yüz tuttuğu içinHindistan’da fillere çok değer verirler. BayFogg, Hintli’ye ne kadar para teklif ettiysekiralamayı kabul ettiremedi. Bu sefer PhileasFogg,filisatınalmayakararverdi.

“Binİngilizsterlininesatarmısınonu?”

Page 51: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Fakat aksilik bu ya! Hintli filini satmakniyetindedeğildi...Amabelkidedahafazlaparakoparmakiçinböyledavranıyordu.NihayetBayFogg iki bin İngiliz sterlini verince Hintlihayvanısatmayakararverdi.

Alışverişbittiktensonraişbirkılavuzbulmayakalıyordu. Bu, daha kolay çözümlendi. ZekiyüzlübirHintli:

“İstersenizsizibengötüreyim...”dedi.

Bay Fogg kabul etti. Ona da yolculuğunsonundadolgunbirparaödeyeceğinesözverdi.

Adam, filin üzerine bir örtü yaydı. Sonrahayvanınsırtınaikiyanıküfelibirsemergeçirdi.Bunlar yolculuk için hiç de elverişli değildi.Amayapılacakfazlabirşeydeyoktu.

KüfelerinbirineSirFrancis,diğerinedePhileasFogg bindi. Paspartu da örtünün üzerinde,efendisiyle generalin arasına oturarakbacaklarını filin sırtının iki yanından aşağıyasarkıttı.Yerli kılavuz ise filin boynuna tırmandıvesaatdokuzdaköydenayrılarakkestirmeolsun

Page 52: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

diye hurma ağaçlarından oluşan bir ormanadaldı.

Kılavuz hep kestirmeden gidiyor, yerlilerdenuzak durmaya çalışıyordu. Geceyi bir evdegeçirdiler.

Sabah altıda tekrar yola çıktılar. Kılavuz oakşam Allahabad istasyonuna varacağınıumuyordu. Yolculuk olaysız geçiyordu. Fil,akşama doğru korku belirtileri göstererekbirdenbire duruverdi. Saat dörttü. Ormandanbirtakımgürültülergeliyordu.Kılavuz,yolcularıindirip fili bir ağaca bağladı. Ve gürültününnereden geldiğine bakmaya gitti. Birkaç dakikasonradagerigeldi:

“Brahmanlar toplu hâlde bu tarafa doğrugeliyorlar...” dedi. “Ne yapıp etsek de onlarıngözünegözükmesek.”

Sonrafilibir fundalığın içinegizledi.Yolculardaağaçlaraçıktı.

Çalgı sesleriyle insan çığlıkları gittikçeyaklaşıyor,şarkılar,davulvezilsesleribirbirine

Page 53: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

karışıyordu. Çok geçmeden alayın baş tarafıağaçların altından gözüktü. Ağaçtan bunlarırahatlıklagörebiliyorlardı.

En önde rahipler vardı. Bunların etrafını birsürü kadın, erkek ve çocuk almıştı. Ölüler içinsöylenen dualardan birini hep bir ağızdanmırıldanıyorlardı. Yerliler acayip bir şekildeboyanmışlardı. Arabanın her tarafını yılanlarlasüslemişler, üstüne de korkunç ve çirkin birheykel oturtmuşlardı. Arabayı iki çift hörgüçlüyaban öküzü çekmekteydi. Bu heykel, kafasıkesik bir devin üstünde, ayakta durmaktaydı.Kılavuz:

“TanrıçaKâli...Aşkveölümtanrıçasıdırbu...”dedi.

Paspartu:

“Ölüm tanrıçasıolmasınaaklımerer amaaynızamanda aşk tanrıçası oluşuna hayır!” dedi.“Böyle suratsız bir kadın aşk tanrıçası olur muhiç?”

Yerli,Paspartu’ya,“Sus”diyeişaretetti.

Page 54: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Yerliler, heykelin etrafında çeşitli hareketleryaparakdansediyorlardı.

Onların peşi sıra da birkaç tane Brahmankadını geliyordu. Bunlar en güzel elbiselerinigiymişlerdi. Yanlarında ayakta duracak gücüolmayanbirkadınısürüklüyorlardı.

Bu kadın gençti. Bir Avrupalı gibi beyaztenliydi. Boynu, kolları bir sürü mücevherlesüslüydü. Üzerindeki ince bir tülle örtülü altınpullu bir entarinin kıvrımları arasından vücuthatlarıiyicebellioluyordu.

Bu genç kadının arkasından muhafızlargelmekteydi. İyice silahlanmışlar veomuzlarındaki tahtırevanda bir cesettaşımaktaydılar.Birihtiyarınölüsüydübu.Sankihâlâ hayattaymış gibi bu ölüyü güzelcegiyindirmişlerdi. Bunların arkasından dakendindengeçmişbirsürüdinadamıgeliyordu.

SirFrancisbütüngürültüpatırtınıngeldiğiyereacayipvekederlibirtavırlabakıyordu.Kılavuzadönerek;

Page 55: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“İnsan kurban edilen bir tören bu, değilmi?”diyesordu.

Kılavuz “Evet” anlamına gelen bir işaretyaptıktansonra,parmağınıdudaklarınagötürdü.Alay ağır ağır ağaçların arasından geçip gitti.Sonra ormanın derinliklerinde sesleriyle birliktekayboldu.

Phileas Fogg, Sir Francis’in söylediği bukurbansözcüğünü işitmişti.Alaygeçipgittiktensonrasordu:

“Neymişbutören?”

Tuğgeneralcevapverdi:

“Bay Fogg, bunun, insanların kurban edildiğibirtörenolduğudoğru.Amakurbanzorladeğil,isteğiyle katılır. Şu demin gördüğünüz genç vegüzel kadın var ya, yarın şafakla beraber onudiridiriyakacaklar.”

“Pekioölüneoluyoröyle?”

Buseferkılavuzcevapverdi:

“Ölü, kadının kocası olan prens... Bu adam

Page 56: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Bundel-kung’dabağımsızbirracadır.”

Phileas Fogg, en ufak bir heyecan belirtisigöstermedensordu:

“Nasıl oluyor da böyle vahşice geleneklerburalarda hâlâ yaşayabiliyor? İngilizler nedenkaldıramadılarbunları?”

SirFrancis:

“Artık Hindistan’ın birçok yerinde insankurban edilmiyor böyle.Ama biz bu bölgelere,hele bu Bundelkung bölgesine hiç sözgeçiremiyoruz.Vindhia dağlarının bütün kuzeyyamaçlarında boyuna adamlar öldürülür,yağmalaryapılır.”

Paspartuda:

“Vah zavallı kadın! Diri diri yakacaklar onuha?”diyemırıldanıyordu.

“Zaten yakılmazsa, akrabaları ona hayatızindan ederler. Saçlarını traş ederler, yemekvermezler, evden kovarlar. Sonunda da zavallıkadın uyuz köpek gibi bir köşede ölüp gider.

Page 57: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Onuniçinömürsürmektense,diridiriyakılmayıtercihederler.”

Tuğgeneralbunları anlatırkenkılavuzdevamlıbaşınısallıyordu.SirFrancissözlerinibitirdiktensonra:

“Ama bu kadın kendini isteye isteyeyaktırmıyor...” dedi. “Zavallıyı da yarın şafaklabirlikteyakacaklar...”

“Neredenbiliyorsun?”

“Bundeklung’dabuişiherkesbilir.”

“İyi ama kadıncağızda hiç de karşı koymakistergibibirhâlyoktu...”dedi.

“Onu kenevir dumanı ve afyonla sarhoşetmişlerdirdeondan.”

“Pekinereyegötürüyorlarkadını?”

“Buradan ikimiluzaktaPillajı tapınağıvardır,oraya götürüyorlar. Yakılacağı saat gelinceyekadargeceyioradageçirecek.”

“Yakmaişinezamanolacak?”

Page 58: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Yarınsabahgüneşdoğarken.”

Kılavuz bu cevabı verdikten sonra, fili sıkfundalıktançıkartıpboynunatırmandı.Fakattamözel bir ıslık sesiyle hayvanı sürmeyebaşlayacağısırada,BayFoggonudurdurdu.SirFrancis’edönerek:

“Şukadınıkurtarsaknasılolur?”diyesordu.

General:

“Kadınıkurtarmakmı?Çıldırdınızmısiz,BayFogg?” diye bağırdı. “Hem yolunuzdan dakalırsınızbuyüzden...”

“Zararı yok, şimdiki hâlde programımdan oniki saat ilerideyim.Buon iki saati de bu iş içinkullanabilirim.”

“Ha,obaşka.CiddeniyibirinsansınızsizBayFogg.”

“Eh, bazen, vakit bulduğum zamanöyleyimdir...”dedi.

Bu,çokbüyükyüreklilik isteyenbir tasarıydı.BayFoggdünyaturunutehlikeyeatmışolacaktı.

Page 59: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Ama hiç çekinmedi. Kadını kurtarmaya kararverdiler.

Bir saat sonra Pillaji tapınağına yaklaştılar.Zavallı kadını nasıl kurtaracaklarını araştırdılar.Akşam olunca keşfe çıktılar. O sırada Hintyoksullarının feryatları bir bir susuyordu.Bunlarınhepsiafyonkeşti.

Hep birlikte ormanda ilerlemeye başladılar.Küçük bir ırmağın kenarına geldiler. Oradakocaman bir odun yığını gördüler. Yığınınüstünde racanın ölüsü duruyordu.Adamda dulkarısı ile beraber yakılacaktı. Biraz daha ileriyegittiler. Tapınağın içine girmenin imkânsızolduğunuanlamışlardı.Tuğgeneral:

“Bekleyelim...”dedi.“Dahasekizsaatimizvar.Belkinöbetçilerdeuyur.”

Bunun üzerine bir ağacın altına oturupbeklemeye başladılar. Gece yarısına kadarbekledileramabirdeğişiklikolmadı.

Aralarındakonuşmayaparaktapınağaarkadangirmeyekararverdiler.

Page 60: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Gece yarısına doğru ıssız ormanda yürüyerektapınağın duvarları dibine ulaştılar. Ancakduvarıdelmekgerekiyordu.Bununiçinçakıdanbaşka aletleri yoktu. Hep birden işe koyularakdelikaçmayauğraşıyorlardı.

İşler ilerlemekteydi ki tapınağın içinden birbağrışma duyuldu. Buna da dışarıdan hemenbaşka bağrışmalar karşılık verdi. Hemenormanıniçinekaçıpsaklanmayabaşladılar.

Fakat o sırada dehşetli bir aksilik oldu.Tapınağın arka tarafında, muhafızlar, kimseyiyaklaştırmayacak şekilde yerlerini aldılar. Dörtarkadaşın o anda duydukları hayal kırıklığınıanlatmak imkânsızdı. Şimdi zavallı kadını nasılkurtaracaklardı?

Generalalçaksesle:

“Dönmektenbaşkaçaremizyokgaliba!”dedi.

Kılavuz:

“Evet,başkaçareyok!”diyecevapverdi.

Fogg:

Page 61: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Durun...” dedi. “Ben Allahabad’a yarınöğledenönceulaşsamdaolur.”

SirFranciscevapverdi:

“İyi ama ne yapmak niyetindesiniz? Birkaçsaatekadargüneşdoğacak,sonra...”

“Şimdi talihimizyavergitmediamabakarsınızsonandaişleryolunagiriverir.”

DiğeryandandaPaspartu,birağacındallarınatırmanmış, kafasındaki düşünceyi eviripçeviriyordu. Bu düşünce önce aklından birşimşek gibi geçivermişti. Sonunda zihnindeiyideniyiyeyeretti.

Önce kendi kendine, “Delilik olur bu!” diyesöylenmişti. Şimdi ise, “Neden olmasın?”diyordu. “Bindebirdeolsa,yinebir şanstırbu;denemeye değer. Sonra bu herifler öyle aptalşeylerki...”

Sonra kafasındaki şeyin ne olduğunu fazladüşünmedibile.Çokgeçmedenağacınaltdallarıüzerindençevikhareketlerleyılangibikaymayabaşladı. Dallar yere doğru eğilmişti. Eskiden

Page 62: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

canbazhanelerde çalışmış, itfaiyecilik yapmış,ayrıca jimnastikle de uğraşmış olduğu için,Paspartubuişibüyükbirkolaylıklayapıyordu.

Saatilerliyordu.Zamangelmişti.Yerlereserilipuyumaktaolanbütüninsanlar,dirilenölülergibikımıldanmayabaşladılar.Sağdasoldabirkaçkişiayağa kalkmıştı bile. O sırada tam tam sesleriduyuldu. Demek ki zavallı genç kadının ölümsaatigelmiştiartık.

Tam o sırada tapınağın kapıları açıldı veiçeriden dışarıya daha kuvvetli bir aydınlıkvurdu. Bay Fogg’la Sir Francis, bu çiğ ışığıniçinde biçare kurbanı gördüler. İki rahipzavallıyı kollarından tutmuş, dışarıyasürüklüyordu. Hatta onlara öyle geldi kikadıncağız son bir gayretle canını kurtarmayauğraşmakta, afyonun sarhoşluğunu dağıtıpcellatlarının elinden kurtulmak içinçabalamaktaydı. Sir Francis’in yüreği birden“Hop” etti. Çırpınır gibi bir hareketle PhileasFogg’un elinden yakaladı.O sırada arkadaşınınelindebirbıçaktutmaktaolduğunugördü.

Diğer yandan kalabalık da harekete geçmişti.

Page 63: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Kenevir dumanları yüzünden genç kadın yineuyuşuk bir hâle düşmüş bulunuyordu. Hintyoksullarının arasından geçerken bunlarinançlarınınetkisiylebağrışıpçağırışıyorlardı.

Phileas Fogg’la arkadaşları kalabalığın sonsıralarındakarışarakonunlaberaberilerlediler.

İki dakika sonra ırmağın kenarına varmışlar,odun yığınından elli adım kadar uzaktadurmuşlardı. Racanın ölüsü hâlâ odunlarınüstünde yatmaktaydı. Alacakaranlıkta gençkadını da seçebildiler. Zavallı artık hiçkımıldamıyordu. Onu da kocasının yanınauzatmışlardı.

Sonra birisi bir meş’aleyi odun yığınınayaklaştırdı.Odunlarzatenyağiçindeolduğuiçinhemenalevaldı.

O sırada Fogg delice bir cesaret göstererekodun yığınına doğru fırlamak istedi ama, SirFrancisilekılavuzonugüçlükletuttular.

FakatFoggonlarıitipellerindenkurtulmuştukisahne birden değişiverdi. Korku dolu bir feryat

Page 64: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

yükseldi. Bütün kalabalık dehşet içinde yerekapandı.

İhtiyar raca galiba ölmemiş olacaktı. Çünküonun birden, tıpkı bir hortlak gibi doğrulduğu,genç kadını kollarına alıp yattığı yerden indiğigörüldü. Dumanlar, buharlar, ona hayalet gibibirgörünümvermekteydi.

Yoksullar,muhafızlar,rahiplerbirdenkorkuyakapılmışlar, yere kapanmaktan başka yapacakbir şey bulamamışlardı. Hiçbiri başını kaldırıpböyle bir mucizeye bakmaya cesaretedemiyordu. Zavallı kadın ise baygın birhâldeydi.Hiçkımıldamıyordu.Kendisinitaşıyankuvvetlikollarınarasınagiriverdi.Sankitüygibihafifti... Bay Fogg’la Sir Francis yerekapanmıştı.Onlarayaktaduruyorlar,kılavuzisebaşınıeğiyordu.

Dirilenadam,böylecekadınkucağındaolduğuhâlde yürüyerek Bay Fogg’la Sir Francis’indurdukları yerekadargeldi.Sonra sert bir sesleonlara:

“Hemensıvışalım!”dedi.

Page 65: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Koyu dumanların ortasında odun yığınınakadarsokulmuşolankişiPaspartu’danbaşkabirideğildi. Cesur uşak, ortalığın henüz karanlıkolmasından yararlanarak genç kadını ölümdenkurtarmıştı.Sonra,rolünüçokcüretlibirşekildeoynamış, üstelik talihi de yaver gitmiş ve gençkadını kucakladığı gibi korkudan yerlerekapanankalabalığınarasındangeçirivermişti.

Biraz sonra dördü birden ormanın içindekayboldular. Fil de yine hızlı adımlarla onlarıgötürmeye başladı. Fakat Hintliler dönendalaverenin farkına varmışlardı.Çünkü yenidenbağrışmalar, feryatlar duyuldu.Hatta bir kurşunvızlayarak gelip Philea Fogg’un şapkasına biledeğdi.

Gerçekten de alev alan odun yığınınınüzerinde yalnız ihtiyar racanın cesedigörülmekteydi. İlk korkuları geçince rahiplergençkadınınkaçırıldığınıanlamışlardı.

Bunun üzerine rahipler, arkalarındamuhafızlarla hemen ormana dalmışlardı. Fakatkadını kaçıranlar çoktan oradan uzaklaşmışlardıbile.

Page 66: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Kaçırmaişibaşarıilesonaermişti.SirFrancis,Paspartu’yu tebrik etmiş, efendisi ise sadece“Afferin”demekleyetinmişti.Amabusöz,onunağzından çıkan derin bir beğenme ve övgübelirtisiydi.

Genç kadına gelince olup bitenlerin farkınabile varmamıştı. Filin sırtındaki küfelerdenbirindeuyumaktaydı.

Kılavuz, fili çok büyük bir ustalıklasürmekteydi.Saatyedidedurupmolaverdiler.

General,PhileasFogg’aşunlarısöyledi:

“BayanAudaHindistan’dakalırsa,ergeçyineocellatheriflerinelinedüşer.Buadamlarbütünülkeye yayılmış durumdadırlar. İngiliz polisinihiçe sayarak kurbanlarını Madras’da,Bombay’da Kalküta’da nerede olursa olsun elegeçirmeninbiryolunubulurlar.”

Generale göre genç kadının güvenliği ancakHindistandışındasağlanabilirdi.Budaonuülkedışınaçıkarmaklamümkünolabilecekti.

“Söylediklerinizi göz önünde tutar, gereğini

Page 67: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

yaparım...meraketmeyin,general!”dediPhileasFogg.

Saat ona doğru, kılavuz, Allahabadistasyonuna yaklaştıklarını haber verdi. PhileasFogghemenertesigün,yani25Ekim’deöğleyinHong Kong’a kalkacak olan vapura yetişmekzorundaydı.Bu yüzdenKalküta’ya da vaktindeulaşmasıgerekiyordu.

BayanAuda’yıistasyondabirodayabıraktılar.Genç kadına birkaç tuvalet eşyası ile giyimeşyasısatınalmaişiiçingenişbirkrediaçmıştı.

Uşak hemen yola çıktı. Allahabadsokaklarında dolaşmaya başladı. Allahabad“Tanrı şehri” demektir. Burası Hindistan’ın enkutsal şehirlerinden birisidir. Çünkü iki kutsalnehrin, yani Ganj ve Jumma’nın birleştiklerinoktada kurulmuştur. Paspartu alışverişyaparken bir yandan da şehri görmek imkânınıbuldu.

Bayan Auda, kendine gelmeye başlamıştı.Rahiplerin üzerinde yarattıkları etki ve afyonlakenevir dumanlarının verdiği sarhoşluk yavaş

Page 68: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

yavaşazalmaktaydı.

Tren biraz sonra Allahabad istasyonundanayrılacaktı.Kılavuzbekliyordu.BayFoggonunücretini anlaştıkları fiyat üzerinden ödedi, birkuruş bile fazla vermedi. Bu da Paspartu’nunbiraz garibine gitti. Çünkü efendisinin, bufedakâr kılavuza çok şey borçlu olduğunu pekiyi biliyordu. Sonra filmeselesi vardı, bu kadaryüksek fiyata alınmış bir fili ne yapacaklardı?Fakat Phileas Fogg bu konuda kararını vermiştibile.Kılavuzadöndü:

“Görevini iyi başardın doğrusu...” dedi.“Gördüğün hizmetin bedelini ödedim amagösterdiğin fedakârlığın karşılığını ödemedim.Şufilvarya,alonu,seninolsun.”

Kılavuzungözlerisevinçleparladı:

“İyiamaefendim,bufilivermeklebanabüyükbirservetbağışlıyorsunuz...”dedi.

BayFogg:

“Sen dediğime bak, bu fili al...” dedi. “Bensanabuhesaplaborçlubilekalırım...”

Page 69: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Paspartu:

“Hahşöyle, şimdiyolunagirdi!”diyebağırdı.“Al arkadaş, al bakalım!..Bu fil yiğit, cesur birhayvanmışdoğrusu!”

Biraz sonra Phileas Fogg, Sir Francis vePaspartu,rahatbirvagonayerleşmişlerdi.BayanAuda ise kompartımanın en rahat köşesindeoturuyordu. Tren var hızıyla Benares’e doğruyolalmaktaydı.

Bu şehir, Allahabad’dan seksen mil kadaruzaktaydı.Trenbuuzaklığıikisaatteaşıverdi.

Yol boyunca genç kadın tamamen kendinegeldi. Kompartımanda, hiç tanımadığı insanlararasında, Avrupalı elbiseleri giymiş olarakoturduğunugörüncepekşaşırdı.Yolarkadaşlarıönce onunla meşgul oldular. Sonra da general,Fogg’un gösterdiği fedakârlığı, Paspartu’nuncüretli buluşunu anlattı. Bay Fogg anlatılanlarıhiç ses çıkarmadan dinledi. Paspartu iseutancındankıpkırmızıolmuştu.

Bayan Auda, kurtarıcılarına söz söyleyerek

Page 70: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

değil de, sevinç gözyaşları dökerek candanteşekkür etti. Hind toprağına yeniden gözüilişince zavallı kadın korkudan tir tir titremeyebaşladı.

Phileas Fogg, Bayan Auda’nın zihnindengeçenleri anladı. Genç kadını ferahlatmak için,herzamankigibikılınıkıpırdatmadan:

“İstersenizsizideHongKong’agötürürüm,buiş kapanıncaya kadar orada kalırsınız, olmazmı?”dedi.

BayanAudabuteklifisevinçlekabuletti.Saatyarımda tren Benares istasyonunda durdu. SirFrancis, arkadaşlarından burada ayrılacaktı.Onun için generalle Philleas Fogg buradavedalaştı,onabaşarıdiledi.

Bay Fogg, arkadaşının elini hafifçe sıktı.BayanAudaisegeneraledahadostçavedaetti:

“Benim için yaptıklarınızı hiçbir zamanunutmayacağım!”dedi.

Paspartu’ya gelince... General, delikanlınınelini sevgi ile sıktı. İkisi de heyecanlıydılar.

Page 71: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Sonraayrıldılar...

Benares’tensonrademiryolununbirkoluGanjvadisindengeçiyordu.Havadaoldukçaberraktı.

Sonrageceoldu.Trenbütünhızıylailerlemeyedevam etti. Nihayet sabahleyin saat sekizdeKalküta’yavardılar.HongKong’agidecekolanvapur öğle üzeri kalkacaktı. Buna göre PhileasFogg’un beş saatlik vakti vardı. Programa görene ileride, ne de gerideydi. Londra veBombayarasında kazanmış olduğu iki günü Hintyarımadasınıaştığısıradabilinenkoşullariçindeyitirmişti. Ama görünüşe göre, Phileas buyüzdenüzülmüşebenzemiyordu.

Tren garda durmuştu. Paspartu, Bay Fogg veBayanAuda trenden indiler. Bay Fogg gardançıkmak üzereydi ki yanına polis memuruyaklaştı:

“BayFoggsizmisiniz?”diyesordu.

“Evet,benim.”

“Buadamdasizinuşağınızmı?”

Page 72: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Polis bunları söylerken Paspartu’yugösteriyordu.

“Evet.”

“Öyleyseikinizdebenimlegelin...”

Bay Fogg, şaşırdığını gösteren hiçbir hareketyapmadı. Paspartu itiraz etmek, sebep sormakistedi ama polis memuru elindeki copla onaşöylebirdokununcasustu.SonraFogg:

“Bu hanım da bizimle gelebilir mi?” diyesordu.

“Gelebilir...”dedipolis.

Bir arabaya binip şehirden geçtiler ve basitgörünüşlü bir binanın önünde durdular. Polismemuru onları arabadan indirip pencereleriparmaklıbirodayagötürdü.

“Saat sekizde yargıç Obadiah’ın karşısınaçıkacaksınız...”dedi.

Sonradışarıyaçıkıpkapıyıkapattı.Paspartu:

“Yakalandıkdemek...”dedi.

Page 73: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

BayanAuda:

“Beni bırakıp gidin...” dedi. “Sizi benimyüzümden izliyorlar! Beni kurtardınız ya,ondan.”

PhileasFoggsadece:

“Yok canım, imkân yok buna...” dedi. “Bizikesinlikle bu iş için takip edemezler. Kimşikâyette bulunmaya cesaret edebilir ki?Herhâlde bir yanlışlık olacak. Sonra ben neolursa olsun sizi bırakacak değilim, HongKong’akadardagötüreceğim.”

Paspartudasözekarışarak:

“Evetamavapuröğleüzerikalkıyor...”dedi.

“Öğleyekalmazvapurabinmişoluruz...”diyecevapverdiBayFogg.

Saat sekiz buçukta odanın kapısı açıldı. Polismemuru yine göründü ve tutukluları bitişiktekiodaya soktu. Burası bir mahkeme salonuydu.Dinleyicilere ayrılan yerlerdeAvrupalılardan veyerlilerdenoluşanbirkalabalıkgörülüyordu.

Page 74: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Bay Fogg, BayanAuda ve Paspartu, yargıçlazabıt kâtibinin boş sandalyelerinin karşısındabulunanbirsırayaoturdular.

Yargıç Obadigah da ardından zabıt kâtibi ileberaber hemen o anda içeriye girdi. Yargıçşişman,tostoparlakbiradamdı.

Sonra:

“İlkdavayabakacağız...”dedi.

ZabıtkâtibiOpysterpuf:

“PhileasFogghanginiz?”diyesordu.

“Benim...”dediBayFogg.

“Paspartukim?”

“Benim...”dediPaspartu.

YargıçObadiah:

“Tamam...” dedi. “İkiniz de sanıksınız. İkigündür Bom-bay’dan gelen her trende siziaradılar.”

Paspartu’nunsabrıtükenmeyebaşlamıştı.

Page 75: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Pekiamasuçumuzneymiş?”

Yargıcın emri üzerine bir kapı açıldı, birmübaşiriçeriyeüçrahipsoktu.

“Tamam...” dedi Paspartu. “Genç hanımıyakmak isteyen rahipler bunlar...” diyemırıldandı.

Zabit kâtibi dava dilekçesini okudu. Budilekçede, Phileas Fogg’la uşağının, Brahmandinine göre kutsal sayılan bir yere saygısızlıktabulundukları bildiriliyordu. Yargıç, PhileasFogg’a:

“İşittiniz,değilmi?”diyesordu.

“Evet, efendim...” dedi. “Allahabad yolundaböylebirşeyolduğunuitirafediyorum.”

“Davadilekçesindesözügeçenkutsalyerorasıdeğil. Bombay’dake Malebar Hill tapınağı...”deyince çok şaşırdılar. Çünkü bu olayıunutmuşlardıbile...

Osıradazabıtkâtibidesözekarıştı:

“Suç delilleri de işte burada...” diyerek

Page 76: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

masanınüstünebirçiftayakkabıkoydu.

Paspartukendinitutamayıpbağırdı:

“Aaa,benimayakkabılarımbunlar!”

Müfettiş Fix, Bombay’da olan bu olaydangayet iyi yararlanılabileceğini anlamıştı. Yolaçıkışını on iki saat geciktirerek Malebar Hilltapınağındaki rahiplere akıl hocalığı etti. İngilizhükûmetinin bu gibi durumlarda çok sertdavrandığınıbildiğinden,rahiplere:

“Dava açarsanız dolgun bir tazminatalabilirsiniz...” demiş. Sonra da rahipleri alıpkahramanlarımızınpeşinedüşmüştü.

Paspartu’nun zihni bu iş yüzünden çok fazlakarışık olmasaydı, salonun bir köşesindededektifFix’inoturduğunuvedavayıbüyükbirilgi ile izlediğini görecekti. Bombay veKalküta’da da istediği tutuklama emri henüzelinevarmamışbulunuyordu.Yargıç:

“Demekolupbitenleri itirafediyorsunuz,öylemi?”diyesordu.

Page 77: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Evet,itirafediyoruz...”diyecevapverdi.

Ozamanyargıçkararınısöyledi:

“Paspartu lâkabıyla tanınan‘Jean’adlısanığınonbeşgünhapisveüçyüz İngiliz sterlini paracezasına çarptırılmasına karar verildi. Ayrıcakendi hizmetinde bulunan bir uşağınhareketinden sorumlu olması tabii bulunduğunagöre, Phileas Fogg adlı kişinin de bu işte suçlugörülerek sekiz gün hapis ve yüz elli İngilizsterlini para cezasına çarptırılmasına kararverildi.”

Yargıçsonrazabıtkâtibineemretti:

“Kâtip, bundan sonraki davanın dosyasınıçıkar.

Phileas Fogg ise sanki mahkûm olan kendisideğilmiş gibi, soğukkanlı görünüyordu. Kararıdinlerken kılı bile kıpırdamamıştı. Fakat zabıtkâtibi bir sonraki davanın taraflarını çağıracağısıradayerindenkalktı:

“Kefaletle serbest bırakılmamı talepediyorum...”dedi.

Page 78: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Yargıç:

“Entabiihakkınızdırbu...”dedi.

Fix,başındanaşağıkaynarsulardöküldüğünühisseder gibi oldu. Fakat yargıcın kararınıişitince yüreğine su serpildi. Yargıç, PhileasFogg’la uşağının bu ülkenin yabancısıolduklarını göz önüne alarak her biri için binerİngilizsterlinigibibüyükbirkefaletparasıtakdiretmişti.

PhileasFogg:

“Parayıvereceğim...”dedi.

Ve Paspartu’nun elinde tuttuğu çantadan birtomar banknot çıkararak zabit kâtibinin masasıüzerinekoydu.

Yargıç:

“Hapis cezanızı çektikten sonra bu para sizegeriverilecekti...”dedi.“Şimdikihâldekefaletleserbestbırakıldınız.”

PhileasFogguşağına:

Page 79: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Gelbakayım...”dedi.

Gençkadın,PhileasFogg’unkolundaydı.Fix,hırsız sandığı için Fogg’un iki bin İngilizsterlinini feda edemeyeceğini düşünüyordu. BuyüzdenhemenBayFogg’unpeşinetakıldı.

BayFoggbir araba çağırarakBayanAuda vePaspartu’yla birlikte kentin rıhtımına gittiler.Kıyıdan yarım mil açıkta gitmek için bekleyenRongon gemisine bindiler. Fix onların gemiyebindiklerini gördü.Ayağını yere vurarak “Vaynamussuz, gidiyor! İki bin İngiliz sterlinini gözgöregörefedaetti!”

Rangon, Pninsular and Orientalkumpanyasının, Çin ve Japon denizlerindekiseferleriçinçalıştırdığıgemilerdenbiriydi.

Bu yolculuğun ilk günlerinde Bayan Auda,Phileas Fogg’la daha yakından tanışmakimkânınıbuldu.

Rangon’layapılanbuyolculuğunilkkısmıçokiyi koşullar içinde geçti. Hava iyiydi. GenişBengal körfezinde gemiyi yolundan alıkoyacak

Page 80: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

hiçbir olay olmadı. Çok geçmeden Rangon,Andaman takımadalarındanBüyükAndaman’ınaçıklarınageldi.Vapur,kıyınınepeyyakınındangeçti. Adaların manzarası çok hoştu. Her tarafyemyeşil ağaçlarla kaplıydı. Fakat Andamantakımadalarının değişik manzarası çabucakgeçip gidiverdi ve Rangon, hızla Malakaboğazına doğru yol almaya başladı. Gemi buboğazdan geçtikten sonra Çin denizlerinegirecekti.

DedektifFixdehiçistemediğihâlde,budenizyolculuğunakatılmıştı.Paspartu’yagörünmedengemiye binmişti. Fakat olayların gidişi yine Fixile Paspartu’yu karşılaştırıp konuşmak zorundabıraktı. Bu yüzden Fix, o gün kamarasındançıktı. Paspartu’ya rastlamak ümidiyle güvertededolaşmaya başladı. Onu görünce şaşırmış gibiyapacaktı ve bu sayede onu konuşturabilecekti.Paspartugemininbaştarafındadolaşıyordu.Fix,onuilkdefakendisigörmüşgibiyaparakkoştu:

“Vay,sizbuvapurdamıydınız?”diyebağırdı.

Paspartu, Mongolia’daki yol arkadaşınıgörüncepekşaşırmıştı:

Page 81: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Kimi görüyorum? Siz de bu vapurdasınızha?” diye bağırdı. “Ne oluyor yahu? Ben siziBombay’da bırakmıştım. Hong Kong yolundayine karşılaştık? Siz de mi dünya turunaçıkıyorsunuzyoksa?”

Fix:

“Hayır...” diye cevap verdi. “Hong Kong’dakalmak niyetindeyim.Yani hiç olmazsa birkaçgünkalacağımorada.”

Paspartubiranşaşırmışgöründü:

“Ya!..” dedi. “Ama Kalküta’dan kalkalı berinasıloldudasizivapurdagöremedimben?”

“Biraz rahatsızdım da... Deniz tutmuştu. Bendekamaradayattım.Hintdenizinigeçmesikolayama Bengal körfezini aşmak pek kolay değil.EfendinBayFoggneyapıyor?”

“İyi, yol programını dakikası dakikasınauygulamaklameşgul.Bugünekadartekgünbileyitirmişdeğil!Ha,BayFix,sizinhaberinizyok,yanımızdabirdegençhanımvar.”

Page 82: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Bir genç hanım mı?..” diye sordu.Bilmezliktengeliyordu.

Paspartu olup bitenleri ona çabucak anlattı.Ormanda olanları, mahkemeyi, iki bin İngilizsterlinineserbestbırakmalarınıtektekanlattı.

Fixsordu:

“İyi ama efendin sonunda bu kadınıAvrupa’yagötürmekniyetindemi?”

“Hayır, Bay Fix, hayır! Biz bu hanımı HongKong’ta oturan bir akrabasına bırakacağız. Buadamoradaçokzenginbirtacirmiş.”

Fix fena hâlde bozulmuştu ama belli etmedi.İçinden,“HayAllahkahretsin!”dediktensonra,Paspartu’yasordu.

“Birkadehciniçermisin?”

“Tabi...” diye cevap verdi Paspartu. “Rangongemisinde yeniden karşılaşmamızın şerefineiçelimbari.”

O günden sonra Paspartu’ylaMüfettiş Fix sıksık buluştular. Fix arkadaşına çok çekingen

Page 83: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

davrandı ve onu konuşturmak için gayretgöstermedi. Bay Fogg’u da ancak bir iki defauzaktan gördü. Ya Bayan Auda’nın yanındabulunmak ya da oyun oynamak için hepRangon’unbüyüksalonundaoturuyordu.

Paspartu, dedektif Fix’i bir kere dahaefendisinin karşısına çıkaran acayip tesadüfüzerinde ciddi olarak düşünmeye başlamıştı.Paspartu’nun aklına gelen şu idi: “Fix, BayFogg’un, Reform klüpteki arkadaşlarınınadamıydı. Fix’i efendisinin peşine onlartakmışlar, bu yolculuğun hazırlanan programgereğince, düzgün bir şekilde yürüyüpyürümediğinden böylece emin olmakistemişlerdi.”

30 Ekim çarşamba günü öğleden sonraRangonvapuruMalakaboğazınagirmişti.Ertesisabah saat dörtte Rangon, tarifi gereğinceyolculuk için gerekli zamandan yarım günkazanmış olduğu hâlde, Singapur’a uğradı.Buradakömüralacaktı.

Phileas Fogg, elde ettiği bu yarım günlükkazancı, elindeki programın kâr sütununa

Page 84: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

geçirdi. Fakat bu sefer BayanAuda ile birliktekaraya çıktı. Çünkü genç kadın birkaç saatgezinmekistemişti.

Dedektif Fix, Phileas Fogg’un herhareketindenkuşkulandığıiçingörünmedenonuizlemeye başladı. Paspartu’da onun yaptığı buişebıyıkaltındangülerekherzamanolduğugibialışverişyapmakiçinçarşıyaçıktı.

Singapur adası büyük ve heybetli bir yerdeğildi. Bayan Auda ile Phileas Fogg, YeniHollanda’dan getirilen güzel atların çektiği şıkve rahat bir arabaya binerek yemyeşil yapraklıpalmiyelerin ve karanfil ağaçlarının arasındagezdiler.

İkisi de saat onda vapura döndüler. Kendilerifark etmemişlerdi. Ama Dedektif Fix, hergittikleri yerde onların peşinden ayrılmamış, buyüzdenepeyarabamasrafıödenmiştir.

Paspartu, efendisi ile Bayan Auda’yıRangon’un güvertesinde bekliyordu. Çarşıyaçıktığı zaman o yörelerde yetişen meyvelerdensatın almıştı. Bunlardan Bayan Auda’ya ikram

Page 85: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

etti.Odaonasevimlibirtavırlateşekküretti.

Singapur’la Hong Kong arası bin üç milkadardır.

Phileas Fogg’un Çin kıyılarını en fazla altıgündeaşmasılazımdı.ÇünküHongKong’dan6Kasım günü Yokohama’ya kalkacak vapurayetişmesi gerekiyordu. Rangon tıklım tıklımdoluydu. Singapur’dan vapura birçok yolcubinmişti.

Ozamanakadaroldukçaiyigitmişolanhava,ayınsonhaftasındabirdenbiredeğişti.Denizdefırtına başladı. Rüzgâr bazen çok şiddetli esti.Fakat bereket versin güneydoğudan esiyor vegeminin hızla yol almasına yardım ediyordu.Rüzgârın sert olmadığı zamanlar kaptan yelkende açtırıyordu. Hem buharla, hem yelkenleilerlediğiiçingemininhızıdahadaarttı.

BirgündedektifFix,Paspartu’ya:

“Demek sen de bu acayip dünya turunainanıyorsunha!”diyetakıldı.

“İnanıyorum elbette... Siz inanmıyor

Page 86: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

musunuz?”

“Ayıpolmasınamainanmıyorum.”

Paspartugözünükırparak;

“Hadioradan...”dedi.

Uşağın bu sözü polis hafiyesini uzun uzundüşündürdü.Onunkimolduğunuanlamışmıydıyoksa?

Fakat o gün Paspartu’nun çenesi de açılmıştıartık:

“Nasıl, bu meslek çok para getiriyor mu sizeBayFix?”diyesordu.

Fix,kılınıkıpırdatmadancevapverdi:

“Onun orasından ben de kuşkuduymuyorum...”

Konuşma sona erinca Fix, kamarasına dönüpdüşünmeye başladı. Kim olduğu anlaşılmıştımuhakkak. Paspartu kendisinin dedektifolduğunu anlamış olmalıydı. Efendisine desöylemiş miydi acaba? Zihni biraz yatışınca

Page 87: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Paspartu’yla açıkça konuşmaya karar verdi.Ortada iki şık vardı: Ya uşak, efendisinin suçortağıydıherşeyibiliyordu;ozamanişçıkmazagirmişdemekti.Yadauşağınhırsızlıktaparmağıyoktu; o zaman hırsızdan ayrılmak kendiyararınaolacaktı.

Beri yandaysa Phileas Fogg, hiçbir şeyealdırmadankendiâlemindegidiyordu.Onunbirtek amacı vardı: Yolculuğu düşündüğü gibibitirmek.Bununiçindeyolunadevametmektenbaşkadüşüncesiyoktu.

Yolculuğun son günleri epeyce fırtınalı geçti.Bu yüzden geminin hızı pek azaldı. Fırtınadinmezse Hong Kong’a yirmi dört saat, hattadahafazlagecikerekvarabileceğianlaşıldı.

Phileas Fogg, suların bu kudurmuş hâline herzamankigibikılıkıpırdamadanbakıyordu.

Dedektif Fix ise bu olumsuz duruma çokseviniyordu.HattafırtınakarşısındaRangon,birlimana sığınmak zorunda kalsa, sonsuz birsevinçduyacaktı.

Page 88: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Nihayet fırtına dindi. 4 Kasım günü denizindurumudeğişti.Gemitekrarhızlanmayabaşladı.Phileas Fogg’un programına göre Rangon’unayınbeşindeHongKong’avarmasıgerekiyordu.Hâlbuki o, bu limana ayın altısında varacaktı.Ortada yirmi dört saatlik bir gecikme vardı.Yokohama’ya giden vapuru bu yüzdenkaçıracaklardı.

Bay Fogg elindeki yol kılavuzuna gözgezdirdikten sonra, her zamanki gibi sakinhâliylekılavuzkaptanınasordu:

“Hong Kong’tan Yokohama’ya hangi günvapurvar,biliyormusunacaba?”

Kılavuzkaptan:

“Yarın sabah sular yükselince...” diye cevapverdi.

Bay Fogg hiçbir şaşkınlık göstermeksizin,“Ya!”diyecevapverdi.

O sırada Paspartu da oradaydı. Utanmasa,kılavuz kaptanı kucaklayacaktı. Oysa Fix,kafasınıkoparmakarzusuylayanıptutuşuyordu.

Page 89: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

BayFogg:

“Yokohama’ya giden geminin adı ne?” diyesordu.

“Cartanic...”dedikılavuz.

“Fakatbudünkalkacakgemideğilmiydi?”

“Evet ama kazanlarından biri bozuldu veonarılmasıiçinyarınakaldı.”

“Teşekkürederim...”dediBayFogg.

Saatbirde,Rangon rıhtımayanaşmış,yolcularbirerikişerkarayaçıkmayabaşlamışlardır.

Cartanic,ancakertesisabahbeşteyolaçıkacakolduğuna göre, daha vakitleri vardı. Gemidenindikleri zaman Bayan Auda’yı tahtırevanabindiripbirotelegittiler.

Phileas Fogg, genç kadın için bir daire tuttu.Sonra Bayan Auda’nın akrabası olan kişiyiaramaya gitti. Paspartu’yu da genç kadınınyanınabıraktı.

BayFoggborsayagidip“Jejeeh”adlıbirkişiyi

Page 90: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

sordu. Bir tacir, bu adamı tanıyordu. İki yıldanberi Çin’de oturmadığını, Avrupa’ya gittiğinisöylemişti.

Phileas Fogg otele dönüp Bayan Auda’yaolanlarıanlattı.BayanAuda:

“Ben şimdi ne yapacağım, Bay Fogg?” diyesordu.

“Yapacağınız gayet basit. Bizimle birliktegelirsinizolurbiter.”

Karar verilmişti. Bay Fogg, Paspartu’yaseslendi:

“KoşCarnatic vapurunaüç tane kamara biletial.”

Paspartuhemenoteldenayrıldı.

Paspartu hemen Carnatic gemisinin yanaşmışolduğu limanagitti.OradadedektifFix’igördü;ama hiç hayret etmedi. Fakat Fix onu görüncefenahâldebozuldu.

Fix çok sinirliydi.Çünkü tutuklama emri yinegelmemişti.Paspartu:

Page 91: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Eee, Bay Fix, bizimle Amerika’ya kadargelmeyekararverdinizmi?”diyesordu.

Fixdişlerinigıcırdatarakcevapverdi:

“Evet.”

“Haydigelin,sizdebirkamarabiletialın!”

Sonra ikisi de gişenin bulunduğu yereyürüdüler. Dört kişi için kamaralar ayırttılar.Fakatmemuronlaraşöylededi:

“Cartanic’in onarımı tamamlandı. Bu yüzdenvapur önceden haber verildiği gibi yarın sabahdeğil,bugecesaatsekizdehareketedecektir...”

“Negüzel.Budeğişiklikbizimefendinindahaçokişinegelecek.Hemenonahabervereyim.”

Tam o sırada Fix ani bir karar verdi.Paspartu’ya her şeyi anlatacaktı. Belki de buyolla Bay Fogg’u birkaç gün dahaalıkoyabilecekti.Fixarkadaşına:

“Haydi! Gidelim de bir yerde bir iki kadehiçelim...”dedi.

Page 92: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

NasılolsaPaspartu’nunvaktivardı.OnuniçinFix’in davetini kabul etti. İkisi birlikte birmeyhaneye girdiler. İki şişe Porto şarabıgetirdiler. Paspartu bol bol içti. Fix’de fazlaiçmiyor beri yandan da arkadaşının hiçbirhareketinigözdenkaçırmıyordu.Havadansudankonuştular. Şişeler boşalınca, Paspartu, vapurunkalkışıyla ilgili gelişmeyi efendisine bildirmekiçin ayağa kalktı; ama Fix onu alıkoymakistiyordu.

“Durbiraz...”dedi.

“Birşeymivar,BayFix?”

“Paspartu,bazışeylersöyleyeceğimsana.”

Paspartu, kadehinin dibinde kalan birkaçdamlaşarabıdaiçerek:

“Ciddi bir şey mi?” diye sordu şaşkınlıkla.“Bundanda yarın söz ederiz canım.Bu günlükvaktimyok...”

Fix:

“Dur biraz yahu...” dedi. “Efendin Bay

Page 93: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Fogg’lailgilibirşeysöyleyeceğimsana...”

Paspartu, efendisinin adı geçince arkadaşınınyüzüne dikkatli dikkatli baktı. Fix’in yüzündeacayip bir ifade var gibiydi. Tekrar yerineoturdu.

“Nesöyleyeceksinbanabakalım?”diyesordu.

Fix elini arkadaşının koluna koydu, sesinialçaltarak:

“Benimkimolduğumuanlamıştın,değilmi?”

Paspartugülümseyerek:

“Tabii...”dedi.

“Öyleyseherşeyianlatayım...”

“Ben zatenher şeyi biliyorum; amabir de sizanlatın bakalım. Yalnız daha önce şunusöyleyeyim ki, o baylar boş yere paraharcıyorlar...”

Fix:

“Boşyeremi?”dedi.

Page 94: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Hiçbirşeyanlamazhâlegelmişti.Fixgözlerinidikereksordu:

“İyi ama sen benim kim olduğumusanıyorsun?”

“Siz bu Reform klüp üyelerinin adamı değilmisiniz? Ödeviniz de efendimin yapmaktaolduğu bu yolculuğu engellemek değil mi?Aşağılık bir iş bu doğrusu... Ben, sizin kimolduğunuzuçoktananlamıştımamaBayFogg’abunusöylemeyegerekgörmemiştim.”

Fixatılaraksordu:

“Birşeybiliyormuoşimdi?”

Paspartu kadehini bir kere daha boşaltarakcevapverdi:

“Hayır,hiçbirşeydenhaberiyok.”

Fix, onu efendisinin suç ortağı sanmıştı amaortada böyle bir şey yoktu. Kendi kendine,“Madem efendisinin suç ortağı değil, banayardımederöyleyse...”dedi.

Dedektif ikinci defa kararını vermişti. Zaten

Page 95: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

bekleyecek vakti de yoktu. Her ne pahasınaolursaolsun,Fogg’uHongKong’datutuklamasıgerekiyordu.

“Ben Reform klübün üyelerinin adamıdeğilim... Ben polis hafiyesiyim. İngiliz polisibanabirgörevverdi...”

“Nee?Sizpolishafiyesimisiniz?”

“Evet. Durun da ispat edeyim size. İştekimliğim.”

Sonra cüzdanından bir kâğıt çıkarıpPaspartu’yagösterdi.Uşak, şaşkın şaşkınFix’inyüzünebakıyordu.Osözünedevametti:

“Bay Fogg’un giriştiği o bahis var ya. Birbahaneden başka bir şey değil... Sen de bunakanmışsın. Yalnız sen değil, Reform klüptekiarkadaşları da kanmışlar. Senin bilmeden BayFogg’a suç ortağı olmanda onun çıkarı var,anladınmı?”

Paspartu:

“Neden?”diyebağırdı.

Page 96: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Dur da anlatayım sana. 28 Eylül günüİngilterebankasındanelli beşbin İngiliz sterliniçalındıamaçalanadamıneşgalide tespitedildi.İştebutıpatıpefendinineşgalineuyuyor...”

Paspartuiriyumruğunumasayaindirerek:

“Yokcanım!”dedi.“Benimefendimdünyanınennamusluadamıdır...”

Fixcevapverdi:

“Nemalum?Senonutanımıyorsunbile?Onunyanınatamyolaçıkacağıgüngirdin.Odasaçmabir şeyi bahane edip bavul bile almadan yolaçıktı.Yalnız içi para dolu bir çanta götürüyor?Sonra sen de onun için ‘namuslu adamdır’diyorsun.”

Zavallı delikanlı durmadan, “evet, evet” diyetekrarlayıp duruyordu. Büyük bir şaşkınlıkiçindeydi:

“Böyle olunca, sen de onun suç ortağı olaraktutuklanmakistirmisin?”

Paspartu, başını iki avucunun içine almıştı.

Page 97: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Bayan Auda’yı bunca tehlikeyi göze alarakkurtarmışolanbumertveyiğitadambirhırsızdıha? Aleyhinde kanıt vardı! Fakat o yine deefendisinin suçlu olduğuna inanamıyordu.Sonra:

“İyiamabendenneistiyorsunuz?”dedi.

“İstediğimşu.BenburayakadarBayFogg’unpeşini bırakmadım. Londra’dan tutuklama emriistemiştim ama bir türlü gelmedi. Onun içinFogg’u Hong Kong’da alıkoymak istiyordum.Sendebuiştebanayardımedeceksin...”

“Benyardımedeceğimha!..”

“Sonra, İngiltere bankasının parayı bulanavereceği iki bin sterlinlik ödül var ya, onu daseninleyarıyarıyabölüşürüz,iyimi?”

Paspartu ayağa kalkmak istedi ama yereyuvarlandı. Vücudunda güç kalmadığınıhissediyordu:

“Olmaz böyle şey!” diye bağırdı. “BakınBayFix, bana söylediklerinizin hepsi doğru bileolsa...Hatta, efendimsizin aradığınızhırsızın ta

Page 98: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

kendisi de olsa... Ben onu arkadan vuramam...Hayır... Dünyanın bütün altınlarını da verseleronabunuyapamam...”

“Kabuletmiyorsundemek?”

“Kabuletmiyorum.”

“Eh, öyleyse sana hiçbir şey söylemediğimifarzet.Şimdideiçelim,ha?”

“Evet,içelim.”

Paspartu gittikçe daha fazla sarhoş olmayabaşladığınıhissediyordu.Fix,nepahasınaolursaolsun onu efendisinden ayırmak gerektiğinianlamış olduğu için zavallı genci sızdırıncayakadar sarhoş etmeye karar verdi. Masanınüstünde birkaç tane afyon dolu çubukduruyordu. Bunlardan birini alıp Paspartu’nunavucuna yerleştirdi. Zavallı uşak çubuğu alıpdudaklarınagötürdü,sonradayattı.Birkaçnefesçekince uyuşturucunun etkisiyle başı döndü veyereyuvarlandı.

Fix kendi kendine, “hele şükür” dedi. “Busızdı ya, efendisi Cartanic gemisinin hemen

Page 99: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

kalkacağını vaktinde haber alamayacak. AmayolaçıksabileyanındabuFransızolmadanyolaçıkmışolacak.”

Bunlar olurken Bay Fogg ile Bayan Audadinleniyorlardı.Paspartuneakşam,nedesabahgelmiştiotele.BayFogghiçşaşırmamıştıbuna.

Sabah olunca BayanAuda ile birlikte rıhtımagittiler. Cartanic yoktu. Bay Fogg gemininakşam kalktığını öğrendi. Uşağını buradabulacağını sanıyordu ama o da yoktu. BayanAudameraketmeyebaşladı.

Fix ise otelden beri onları izliyordu. Birfırsatınıbulupkonuştu.

“Afedersiniz amauşağınızıburadabulacağımısanıyordum.”

BayanAuda:

“Neredeolduğunubiliyormusunuz?”

“Sizinle değil mi? Cartanic onarımı bitirip oniki saat önce kalkmış. Öteki gemi sekiz günsonrageliyor.”

Page 100: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Fix bunları söylerken içten içe seviniyordu.BayFogg:

“AmaHongKonglimanındabaşkagemilerdevar galiba...” dedi. Bay Fix bu sözün üzerineyumrukyemişgibioldu.

Daha sonraarayıp“Tankadere”adlıbirvapurbuldular.Güçlübirmotoruvardı.AncakkaptanYokohama’ya değil de Şhangay’a götürecekti.Çünkü Amerika’ya gidecek vapur buradankalkıyordu.

Bay Fogg bunu duyunca hemen kabul etti.Günde yüz İngiliz sterlini ve zamanındavarırlarsaikiyüzİngilizsterlinidahaverecekti.

Hazırlanıp vapura bindiler. Fix’de onlarlaberaberdi. Fix şöyle düşünüyordu: “Bay Foggcentilmen bir hırsızdı galiba?” Çünkü yolmasrafını o veriyordu.Vapur hareket etti. BayFogg ile BayanAuda, güvertede rıhtıma bakıpPaspartu’yu arıyorlardı. Paspartu hâlâ ortalıktayoktu.

Fix de Paspartu’ya kalleşlik ettiğini

Page 101: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

düşünüyordu. Esrarın etkisi daha geçmedi. Buyüzden meyhaneciden onu polise teslim edipülkesine gönderilmesini istedi.Yanına da birazparabıraktı.

Çin denizinde bir fırtına başladı. Öyle ki,sağlambirgemiolmasa,alaboraolurdu.KaptangüçlükledalgalardankurtardıTankadere’yi.

Kasımınonbirinde, saatyedideŞhangay’aüçmil kalmıştı. O sırada kaptan okkalı bir küfürsavurdu. İki yüz sterlinlik ödülü kaçırıyorduherhâlde.

Yine o sırada ufukta, bacasından dumanlarsaçan kara, uzun bir tekne görüldü. Bu gelen,Amerikan gemisiydi. Tam saatinde hareketetmişti. Bay Fogg gemiyi kaçırmıştı. KaptanJohnbüsbütünümitsizlikle:

“Allahkahretsin!”diyebağırdı.

PhileasFoggsadece:

“İşaretver...”dedi.

Tankadere’de küçük bir top vardı. Sisli

Page 102: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

havalarda bu topla işaret verilirdi. Top hemendolduruldu, Kaptan topu ateşleyeceği sırada,PhileasFogg:

“Bayrağıyarıyaindir...”dedi.

Hemensöyleneniyaptılar.Bugemininyardımistediği anlamına geliyordu. Phileas Foggdışındagemidekilerintümüçokheyecanlıydılar.

Amerikangemisibelkibudurumdabiraniçinyolunudeğiştiripyelkenlininyanınagelecekti.

BayFogg:

“Ateş!..”diyebağırdı.

Küçük bronz topun gürleyişi de hava daçınladı.

Paspartu ise Carnatic gemisindeydi.Meyhanedeesrarınetkisindenkurtulupkendisinizor dışarı atmıştı. Rıhtıma gelip Carnatic’ihareket ederken yakalamış, gemiye binince deefendisiylebayanAuda’yıboşuboşunaaramıştı.Onlara geminin kalkacağını haber verememişti.Afyonun etkisi yavaş yavaş geçiyordu. Sonra

Page 103: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

aklına Fix geldi. Öfkelenerek yumruğunu sıktıve daha sonra içinden “ben sana gösteririm!”dedi.KeşkeefendisineFix’indedektifolduğunusöyleseydi.

13 Kasım sabahı gemiden inen Paspartu,isteksizcekarayaçıktı.Geceyibirparktageçirdi.Ertesigünneyapacağınıdüşünüyordu.

Ertesi gün açlıktan bitkin bir hâlde “ne yapıpedipkarnımıdoyurmalıyım”diyedüşündü.

Bir iş bulmalıydı. Sonunda Amerika’yagidecek olan bir gemide iş buldu. Bu bir sirkgemisiydi. Gitmeden önceki son temsilleriniveriyordu.Paspartuburayacambazolarakgirdi.Şarkı da söyleyecekti. Çünkü gençken bu işleriyapmıştı.

Temsil başlamıştı. Göstericiler inanılmazhareketler yapıyorlardı. Temsilin sonunda“insandan piramit” yapılacaktı. Bunu, yüzlerinegeçirdikleri uzun tahta burun yardımıylayapacaklardı. Paspartu da bunların arasındaydı.Sahneye girerek piramidin tabanını meydanagetiren öteki arkadaşlarının yanında durdu.

Page 104: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Sonraötekicambazlargelipüstüsteburunlarınayerleştiler.Tiyatronun tavanınakadaryükselmişinsandanpiramitmeydanagetirdiler.

Kulaklarıpatlarcasınayükselenbiralkıştufanıbaşlamıştı.Orkestra ise bütün hızıyla çalıyordu.Birden piramit sarsıldı, denge bozuldu,tabandaki burunlardan biri eksilince, insanlarınoluşturduğu anıt da birden yıkılıverdi. KabahatPaspartu’daydı. O hâliyle sahneden aşağıfırlamış, galerinin sağ tarafına tırmanarakseyircilerden birinin ayaklarına kapanmıştı. Biryandanda;

“Ah efendim, sevgili efendim!” diyebağırıyordu.

“Senmisin,Paspartu?”

“Öyleysehadibakalım,doğruvapura.”

Bayan Auda yaptıkları yolculuğu ve yolarkadaşları olan Fix’i anlattı. Paspartu, Fix’iduyuncu hiçbir şey belli etmedi. Efendisine herşeyi anlatma zamanının gelmediğidüşüncesindeydi.

Page 105: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Pasifik okyanusu çok sakindi, gemi hızla yolalıyordu. Fix ise ortalarda yoktu.Yokohama’daİngilizkonsolosluğunagittiğindetutuklamaemrigelmişti.Yalnız bu yazı kırk gün önceki tarihitaşıyordu. Bombay’dan beri Fix’in peşindengelmişti çünkü. Ne yazık ki artık işeyaramıyordu. Çünkü Bay Fogg İngiliztopraklarından çoktan ayrılmıştı. Buna çoköfkelendi.İlköfkesigeçtiktensonra:

“Peki...” dedi kendi kendine, “Burada işeyaramıyoramaİngiltere’depekâlâyarar.”

Fix, böylece kararını verdikten sonra, hemenGeneral Grant vapuruna bindi. Bay Fogg ileBayan Auda’da vapurdaydılar. FakatPaspartu’yu hem de o acayip kılıkta görünce,Fix pek şaştı. Paspartu, yaptığı kalleşliğinmuhakkak hesabını soracak, bu yüzden bütünişler berbat olacaktı. Vapur kalabalıktı. Fix,uşağın kendisini göremeyeceğini sanıyordu.Fakat tam o gün geminin baş tarafında ikisiburunburunageldiler.

Paspartu,Fix’ingırtlağınasarılıponubirgüzeldövdü. Paspartu rahatlamıştı ama Fix de berbat

Page 106: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

birhâldeydi.Yerindenkalkaraksözebaşladı:

“Bana dayak attın ama ziyanı yok...” dedi.“Bunu bekliyordum zaten. Şimdi beni dinle.BugünekadarBayFogg’unaleyhindeydimamaşimdibendeondanyanayım...”

“Hele şükür!”diyebağırdıPaspartu. “Nihayetonunhırsızolmadığınainandındeğilmi?”

“Hayır, onun hırsız olduğuna hâlâ eminim.Dur, gitme, konuşayım.Tutuklama emri gelsindiye onu yolundan alıkoymaya çalıştım. Buuğurda elimden geleni geri koymadım. Onuburalarda tutuklama emrim yok. Şimdi de BayFoggİngiltere’yedönüyorgaliba,değilmi?Bende onun peşinden gideceğim.Ve bundan sonraonun yolu üzerindeki bütün engelleri gidermekiçinçalışacağım.Oyunumudeğiştirdimartık...”

Paspartu, dedektif Fix’i büyük bir dikkatledinlemişti, hafiyenin doğru söylediğine aklıyattı.

“Şimdibarıştıkmı?”

“Barıştık diyemem.Ama iş birliği yapabiliriz.

Page 107: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Fakat en ufak bir kalleşlik daha yaptığınıgörürsembukezkafanıkırarım,onagöre...”

Ertesi akşam saat altıya çeyrek kala yolculargaraulaştılarvetreninkalkmayahazırolduğunugördüler. Bay Fogg, BayanAuda, Paspartu veFix trene bindiler.Yol düzgün olduğu için trenhızlı gidiyordu. Gece olmuştu. Ortalık zifirikaranlık, hava soğuk, gökyüzü bulutluydu.Soğuktan tren hızını azaltmıştı. Neredeyse karyağacaktı.

Vagondakiyolcularpekazkonuşmaktaydılar.Paspartu, hafiye Fix’in yanına oturmuştu amaonunlakonuştuğuyoktu.

Trenyolaçıktıktanbirsaatsonrakaryağmayabaşladı.Pekincebirkardıbu, trenigeciktirecekcinstendeğildi.

Tren, San Francisco’dan kalktığından beridokuzyüzmilyolalmıştı.Ertesigün7Aralık’tı.GreenRiveristasyonundabirçeyreksaatdurdu.

Phileas Fogg, soğuk bir şekilde de olsa gençkadınahergünderinbirbağlılıkbeslediğiniher

Page 108: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

hâliylegösteriyordu.BayanAudadabuyüzdenPhileas Fogg’a bağlanmıştı. Bu duygularaşimdilik sadece minnet duygusu gözü ilebakıyordu. Trende zaman bir türlü geçmekbilmiyordu.Fix:

“Oyunoynamayanedersiniz,BayFogg?”

“İskambilbiliyormusunuz?”

“Tabii.”

“Ohâldeoynayalım.”

Hemen oyuna başladılar. Oyuna öyle daldılarki, trenin nerede olduğunu bilmiyorlardı. NewYork’a ulaşmak için dört gün dört gece yeterliolacaktı.

Sabahınsekizinde,MacPharsenkalesiönündetrene Kızılderililer saldırdılar. Trende çarpışmave boğuşmalar oluyordu. Böylece Kızılderililerkaçtılar.

Kondüktör lokomotifi trenebağladı vehemenhareketettirdi.FakatbusıradaBayFogg,BayanAuda ve Fix, o sırada yakında bulunan

Page 109: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

gardaydılar. Trenin sesini duyunca, Bay Foggdışarı çıkıp bağırdı; ama gürültüden sesiduyulmuyordu.Trengitmişti bile.Daha sonrakitren yarın sabah gelecekti. Phileas Fogg tamyirmisaatgeçkalmıştı.

BugecikmeyeençokPaspartuüzülmüştü.

Ertesi sabah polis hafiyesi Fix, Bay Fogg’ayaklaştı:

“Sahidenişinizacelemisizin?”diyesordu.

PhileasFogg:

“Evet,sahidenacele!”diyecevapverdi.

“Peki, bu Kızılderililer sizi yolunuzdanalıkoymasalardı, New York’a 11 Aralık günüvarmışolacaktınız,değilmi?”

“Evet. Böylece oraya vapurun kalkışzamanındanonikisaatöncevarmışolacaktım.”

“Peki. Şu hâlde yirmi saat geciktiniz. Onikiden yirmiye sekiz ister. Demek ki sekiz saatkazanmak zorundasınız. Bunu denemek istermisiniz?”

Page 110: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Nasıl?Buncayoluyayagiderekmi?”

“Hayır, kızakla. Yelkenli kızakla yani. Biradam geldi: ‘Benim yelkenli kızağım var,istersenizsizigötüreyim’dedi.”

Bu adam geceleyin gelip polis hafiyesiylekonuşmuştu. Ama Fix onun teklifini kabuletmemişti.

Phileas Fogg, Fix’e cevap vermedi amadedektif istasyonun önünde dolaşmakta olan oadamı görünce Bay Fogg ona doğru ilerledi.Biraz sonra Phileas Fogg’la Mudge adlı buAmerikalıbirkulübeyegirdiler.

Orada Bay Fogg epey acayip bu taşıt aracınıgözden geçirdi. Bu dört köşe tekne gibi birşeydi. İki uzun tahtanın üzerine yerleştirilmişti.Buacayipkızakbeşaltıkişialabilecekkadardı.Bir direğe geniş bir branda bezinden yelkençekilmiş, direk, tekneye sıkı sıkı tutturulmuştu.Teknegibi şeyin arkasındaki dümen, bu acayiptaşıt aracını istenen tarafa doğru sürmeyeyarıyordu.

Page 111: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Kışınovabuztutupkaryüzündenişlemezhâlegelince bu kızaklar, çok kısa zaman içinde biristasyondanötekinegiderler.

Bay Fogg’la bu kara gemisinin kaptanıçabucakuyuştular.Rüzgârelverişliydi.Mudge:

“Hiç merak etmeyin, birkaç saatte Omahaistasyonunaulaştırırımsizi...”

Saat sekizde kızak harekete hazırdı.Yolcularkızağın tekne kısmına binerek yolbattaniyelerinesımsıkısarılmışlardı.İkikocamanyelkendeaçılıncarüzgârın tesiriylekızaksaattekırkmilhızlasertleşmişkarınüstündeilerlemeyebaşladı.

Rüzgârdüşmese,Omaha’yabeşsaattevarmakMudge’ninişinegeliyordu.ÇünküBayFoggherzamanolduğugibi,Omaha’yavaktindevarmakşartıylaonadadolgunbirödülverecekti.

Saat daha bir olmamıştı ki bu usta kılavuzdümeni bıraktı. Yelkenlerin hepsini birdenindirdi. Fakat kızak bir kere hız almış olduğuiçin, yelkensiz olduğu hâlde yine de yarımmil

Page 112: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

kadar gidip sonunda durdu. Mudge, kardanbembeyazbirkaçdamıgöstererek:

“Geldik...”dedi.

Gerçekten de gelmişlerdi. Evet, nihayet buistasyona gelmişlerdi. Buradan daAmerika’nındoğusuna her gün birkaç tren kalkmaktaydı.Hepsi yere indiler. Bay Fogg, Mudge’ye sözverdiği gibi parayı ödedi. Paspartu, Mudge’ninelini arkadaşça sıktı. Sonra hep birden Omahaistasyonununyolunututtular.

Hareketehazırolanbirtrenebindiler.TrenDesMaines ve Iowo City’den geçerek Iowo eyaletiiçindehızlayolaldı.GeceleyinIllinoiseyaletinegirdi. Ertesi gün ayın onu idi. Tren akşamındördündeChicago’yageldi.

Chicago’da trenden bol bir şey yoktu. BayFogg hemen bir trenden ötekine geçti. Trenbütün hızıyla yola koyuldu. Nihayet HudsonNehrigöründü.Ve11Aralıkgecesisaatonbiriçeyrek geçe tren istasyona girip Cunard Linavapurlarının yaklaştıkları rıhtımın sol tarafındadurdu.

Page 113: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Ne yazık ki Liverpool’a gidecek olan Chinesadlıvapurtamkırkbeşdakikaöncekalkmıştı.

İngiliz centilmeni, kıyıdan bir palamar boyuuzakta demirlenmiş bir ticaret gemisi gördü.Bacasındançıkankarakaradumanlarabakılırsayakındayolaçıkacaktı.

Phileas Fogg, bir sandal çağırdı ve Henriattaadlı bu gemiye gitti. O zaman gemininteknesinin sacdan, üst kısımlarının da tahtadanolduğunugördü.

PhileasFogggüverteyeçıktıvekaptanısordu.Gemininkaptanıdahemengeldi.BayFogg:

“Kaptansizmisiniz?”diyesordu.

“Evet,benim.Birişmivardı,bayım?”

“Yolamıçıkıyorsunuz?”

“Evet...Birsaatekadar...”

“Nereyeyükaldınız?”

“Hiçbiryere.Yükalmadım,boşgideceğim.”

Page 114: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Yolcudaalmadınızmı?”

“Hayır. Zaten ben hiç yolcu almam. Yolcudediğin de yük sayılır ama insana ayak bağıolur.Gemideyolludur,saatteonikimilyapar.”

“Peki beni Liverpool’a götürür müsünüz? Üçdearkadaşımvar...”

“Hayır,gidemem.”

“Gidemezmisiniz?”

“Hayır,bayım!Bordeux’agideceğim...”

“Kaçparaistersenizveririm.”

Kaptançoksertbirtavırlareddetmişti.

PhileasFogg:

“Evet ama Henriatta’nın armatörleri bunuduyarlarsa...” diyecek olduysa da, kaptansözünüyarıdakesti:

“Armatör de, kaptan da hepsi benim, gemidebenimkendimalım...”dedi.

“Peki,gemiyibanakiralayın.”

Page 115: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Hayır.”

“Öyleysesatın.”

“Hayır.”

PhileasFogg’unkılıbilekıpırdamadı.Şimdiyekadar para sayesinde her güçlüğü devirmişti.Fakatbuseferparadahiçbirişeyaramayacaktı.

Fakat Phileas Fogg’un aklına yine bir şeygelmişti.

“Peki, öyleyse beni Bordeux’ya götürün,olmazmı?”

“Hayır,ikiyüzdolardaversenizgötürmem.”

“Ben size iki bin dolar vereceğim... Hem deadambaşına,kaptan!”

“Adambaşınamı?”

“Evet,adambaşına...”

“Dörtkişiydinizgaliba?”

“Dörtkişiyiz...”

Page 116: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Kaptan Speedy bu teklife çok sevinmişti.Yolunudeğiştirmedenadambaşınaikibindolaralacaktı.Onuniçinkısaca:

“Saat dokuzda kalkacağım. Arkadaşlarınızlaberaberosaattegelirsiniz...”dedi.

BayFoggda:

“Tamsaatdokuzdagemideoluruz...”cevabınıverdi.

Hengrietta demir aldığı sırada dördü degemideydi.PolishafiyesiFixdeonlarlaberaberyolculukyapıyordu.Hemdebedava...Paspartu,bu son yolculuğun kaç dolara mal olduğunuöğrenince, “eyvah!” çekti ki, işitenler acıyıpkaldı.

Fix’egelinceoda içindenşunlarıgeçiriyordu:“İngiltere bankası bu işten zararsızkurtulamayacakgaliba.”

Phileas Fogg,Londra’ya vardıkları zaman yolboyunca birkaç tomar banknotu daha sağa solasaçmazsa, para dolu çantadan yedi bin İngilizsterlinindenfazlasıeksilmişolacaktı.

Page 117: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

İlkgünlerdeyolculukçokiyigeçti.Denizpeksertdeğildi.Rüzgârhepkuzeydoğudaneseceğebenziyordu. Yelkenler de açılınca, Henriettasahicibirtransatlantikgibiyolalıyordu.

Otuz sekiz saatten beri Bay Fogg sağa solageziniyordu. Bu arada tayfalara para veriponlara gemiyi Liverpool’a götürmeyi kabulettirdi. Sonra hemen Kaptan Speedy’yikamarasınakilitleyipgemininkumandasınıelinealdı.

Artık gemiyi Phileas Fogg idare ediyordu.Paspartu buna çok sevinmişti. Ama Fix çokşaşırmış, hayret etmişti. Bayan Auda isekorkuyordu.

AyınonüçündeTernövadalarınınyakınındangeçtiler. Buralar tehlikeli yerlerdi. Hele kışınburada sık sık sis olur, korkunç fırtınalar patlakverirdi. Ama şimdi hava normaldi, rüzgâresiyordu.

16 Aralık günü, Londra’dan yola çıkışınyetmiş beşinci günüydü. Henüzgecikmemişlerdi. Fakat gel gelelim, o gün

Page 118: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

çarkçıbaşı güverteye çıktı. Bay Fogg’un yanınagelip epey sert bir şekilde konuştu. Paspartukonuşulanlarıçokazdaolsaişitmişti.

İkigünsonra,ayınonsekizindekömürbitti.Ogün öğleye doğru geminin harita üzerindekidurumunu tespit ettikten sonra, Phileas Fogg,Paspartu’yuçağırdı:

“GitKaptanSpeedy’ial,derhalburayagetir...”dedi.

Biraz sonra kaptan bağırarak, küfürlersavurarak, pür hiddet güverteye çıktı.Duyduğuöfkesoluğunukesecektineredeyse...Hemen:

“Neredeyiz?”dedi.

BayFogghiçistifinibozmadancevapverdi:

“Liverpool’dan yedi yüz yetmiş miluzaktayız...”

KaptanSpeedy:

“Korsan herif! Gemimi kaçırdın! Benihapsettin!..”diyebağırdı.

Page 119: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Çağırmamın sebebi şu...” dedi Fogg, yineoralıolmadan.“Gemiyibanasatarmısın?”

“Hayır, satmam. Ölürüm de yine sanasatmam.”

“Evet ama gemiyi yakmak zorundakalacağım...”

“Gemiyi yakmak ha? Bu geminin bedeli ellibin dolardır, anladın mı sen?” diye bağırdı.Öfkedendoğrudürüstbağıramıyordubile...

PhileasFogg:

“İyi ya... Al sana yetmiş bin dolar...” dedi,sonradakaptanabirdestebanknotuzattı.

Kaptanbirdenyumuşayıvermişti.

Kaptan Andrew Speedy parayı cebineindirdiktensonra,BayFoggona:

“Sakın bu işe şaşayım deme...” dedi ve şöyledevam etti: “Eğer 21Aralık günü akşam sekizikırkbeşgeçeLondra’yavaramazsam,tamyirmibinİngilizsterlinikaybetmişolacağım...

Page 120: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

21 Aralık günü on ikiye yirmi kala PhileasFoggveekibi,sonundaLiverpoolrıhtımınaayakbastılar.Londraartıkaltısaatuzaktaydı.

Fakat o sırada Fix, onun yanına yaklaşarakeliniomzunakoydu,cebinden tutuklamaemriniçıkarıpgöstererek:

“PhileasFoggsenmisin?”diyesordu.

“Evet.Benim...Bilmiyormusun?”

“Öyleyse seni kraliçe adına tutukluyorum...”dedi.

Phileas Fogg tutuklanmıştı. Liverpoolgümrüğününbirodasınakapatılmışdurumdaydı.Londra’ya naklini beklerken, geceyi buradageçirecekti.

Tutuklama sırasında Paspartu dedektifinüzerineatlamakistediysedepolisleronututtular.Bayan Auda, bu beklenmedik olay karşısındakorkmuştu.Paspartuonadurumuanlattı.

Bay Fogg bir sıranın üzerinde hareketsizduruyordu. Şu anda bütün servetini yitirip beş

Page 121: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

parasız kalmış, iflas etmişti. Üstelik hırsızsanılaraktutuklanmıştı.Programdaşöylebirsatırvardı:21Aralıkcumartesi...Liverpool.

Bay Fogg bu satırın üzerine; “80. gün, sabahsaat11.40...”diyeekledi.

Gümrükbinasının saati biri çaldı. Şu anda bireksprese binebilse akşam saat sekizi kırk beşgeçeden önce Londra’ya ve Reform klübevarabilirdi.Alnıhafifçekırıştı.

Saat ikiyi otuz üç geçe dışarıda bir gürültükoptu, açılan kapıların sesleri işitildi.Paspartu’nun, dedektif Fix’in bağıra çağıra birşeyler söylediklerini işitiyordu. Phileas Fogg’ungözleribiraniçinparladı.

Odanın kapısı birden açılıverdi. Phileas Fogg,Bayan Auda’yı, dedektif Fix’i ve Paspartu’yukarşısında buldu. Hepsi birden ona doğrukoştular.

Fix soluk soluğaydı, saçı sakalına karışmıştı...Konuşacakdurumdadeğildi:

“Şey... Bay Fogg...” diye kekeledi.

Page 122: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Affedersiniz, Bay Fogg... Yanlışlık... ama bukadar olur... Aksilik... Hırsızı üç gün önceyakalamışlar.Siz...özgürsünüzartık.”

Phileas Fogg serbestti ha! Doğruca dedektifinüzerine yürüdü. Adamın gözünün içine baktı.Hayatındahiçyapmadığıbirişiyaptı.İkikolunugeriye çekerek ani bir darbe ile iki yumruğunubirdenFix’insuratınaindirdi.

Paspartu bir an için saygıyı, sırayı unutarakkendiniboksmaçındasanıpbağırdı:

“Yaşa,vur!Dahavur!”

Fix yere yıkıldı ama tek kelime söylemedi.Bunu hak etmişti çünkü. Bay Fogg’la BayanAuda ve Paspartu hemen gümrük binasındanayrıldılar.BirarabayaatladılarvebirkaçdakikaiçindeLiverpoolgarınaulaştılar.

PhileasFogg:

“Londra’yagidecekbirekspresvarmıacaba?”diyesordu.

Saat ikiyikırkgeçiyordu.Ekspreskalkalıotuz

Page 123: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

beşdakikaolmuştu.

Yanlışlık yok.Tamamo zaman. Phileas Foggözel bir tren hazırlattı. Fakat birtakım serviszorunluluklarıyüzünden,trengardanancaksaatüçtekalkabildi.

Saat üçte kalkan tren, Londra’ya doğruyıldırım hızıyla gidiyordu. Liverpool Londraarasınıbeşbuçuksaattealmasıgerekiyordu.Yolaçık oluncabupekâlâ yapılabilirdi. Fakat aradaduraklamakzorundakaldılar.BuyüzdenLondragarına geldikleri zaman, şehirde bütün saatlersekizelliyigösteriyordu.

Phileas Fogg bu koskoca dünya turunuyaptıktan sonra, bu hesapça Londra’ya beşdakika geç gelmiş oluyordu. Bu yüzden degiriştiğibahsikaybediyordu.

Ertesi gün Saville Row’daki komşular, BayFogg’un eve dönmüş olduğunu duysalar pekşaşırırlardı. Çünkü kapılar, pencereler sımsıkıkapalı duruyor, dıştan bakılınca evde hiçbirdeğişiklik olduğu görülmüyordu. Gerçekten degardan ayrılır ayrılmaz Phileas Fogg,

Page 124: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Paspartu’ya“Git,yiyecekbirşeyleral”demişveevinedönmüştü.

İngilizcentilmeniyemişolduğubudarbeyiherzamanki soğukkanlılığı ile karşılıyordu.Mahvolmuştu. Hem de o polis hafiyesi olacakaptalınyaptıklarıyüzünden...

Yolaçıkarkenyanındagötürdüğüparadanpekaz bir şey kalmıştı. Bütün serveti BaringBorthers bankasına yatırmış olduğu o yirmi binİngilizsterlinindenibaretti.FakatonudaReformklüpte bahse girdiği arkadaşlarına verecekti.Gerçi bunca masraf ve sıkıntıdan sonra bahsikazansa da eline geçecek para onu tatminetmeyecekti; ama kaybettiği için beş parasızkalmıştı. Fakat o sırf şeref, namus uğruna bubahsetutuşmuşbulunuyordu.BayFoggkararınıvermişti bile. Şimdi ne yapmak gerektiğini çokiyibiliyordu.

Saville Row’daki evin bir odası BayanAuda’yaverilmişti.Gençkadınyorgunluktanveumutsuzluktanbitkinbirdurumdaydı.

Paspartu, belli etmeksizin efendisinin hiçbir

Page 125: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

hareketini gözden kaçırmıyordu. Fakat bu safçocuk, her şeyden önce kendi odasına koşmuş,seksen günden beri yanmakta olan havagazılâmbasını söndürmüştü. Kapıdaki postakutusunda da havagazı şirketinin bir faturasınıbulmuştu. Bu yüzden, kendisinin yol açtığı bumasraflardan birini olsun kesmek gerektiğidüşüncesindeydi.

Gece bitmişti. Ertesi gün Bay Fogg,Paspartu’yuçağırdı:

“Bayan Auda’ya kahvaltı hazırla...” dedi.“Bana da bir fincan çayla bir dilim kızarmışekmek getir yeter. Sonra ben öğle ve akşamyemeklerinde bulunmayacağım. İşlerimeçekidüzen vermem gerekiyor. Sen artık BayanAuda’ya söyle de, benim kusuruma bakmasın,olmaz mı? Ben aşağıya inecek değilim.Yalnızakşamüzeri bir aralık Bayan Auda ilekonuşacağım...”

Paspartu o gün yapılacak işleri böyleceöğrendi. Yapacak başka işi yoktu. Paspartuodadan çıkıp genç kadının yanına gitti.Efendisinin söylediklerini ona anlattı. Sonra

Page 126: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

şunlarıekledi:

“BayanAuda, ben bu işte bir şey yapamam.Efendimin üzerinde hiçbir etkim yok çünkü.Amasizbelki...”

BayanAuda:

“Benimneetkimolabilirki?”dedi.“BayFoggkimsenin sözüne bakacak biri değil. Kendisinene büyük bir minnetle bağlandığımın farkınavardı mı acaba? Gönlümden geçenlerianlayabildimiki?BakPaspartu; senbir anbileonun yanından ayrılma. Benimle bu akşamkonuşacak,değilmi?”

“Evet! Herhâlde İngiltere’deki durumunuzayönvermekistiyorolmalı.”

“Göreceğiz...”dedigençkadın.Sonradaderinderindüşünmeyebaşladı.

Phileas Fogg da parlamento binasınınkulesindeki saat on bir buçuğu çaldığı hâldeklübe gitmedi. Niye gidecekti ki?.. Bahsikaybetmişti. Hem arkadaşları onu oradabeklemiyorlardıki.Buyüzdensokağaçıkmadı.

Page 127: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

AkşamınsaatyedibuçuğunadoğruBayFogg,BayanAuda’ya,“Benimlebirdakikagörüşebilirmiacaba?”diyehabergönderdi.BirazsonradaBay Fogg ve genç kadın, bu odada yalnızkaldılar. Phileas Fogg bir iskemle alarakşöminenin yanına, Bayan Auda’nın karşısınaoturdu.Yüzündehiçbirheyecaniziyoktu.Yolaçıkan Bay Fogg nasılsa, yoldan dönmüş olanBayFoggdaonunaynısıydı.

BayanAuda’nın yüzüne bakarak konuşmayabaşladı:

“Sizi İngiltere’ye getirdim diye banakızmadınızya?”

Bayan Auda yürek atışlarının etkisindenkurtulmayaçalışarak:

“Benmi?BayFogg”diyebildi.Sesibirçocukgibititriyordu.

“Durun, henüz sözümü bitirmedim ki...Oralardakalmaksiziniçintehlikelihâlegelmişti.Bendeoralardanuzaklaştırmak istedim.Amaozaman zengindim. Servetimin bir kısmını sizin

Page 128: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

emrinize vermek istiyordum. Böylelikle mutlu,serbestbirömürsürecektiniz.Şimdiisebeniflasetmişbiriyimartık...”

“BayFogg, demekbeni korkunçbir ölümdenkurtarmanızyetmiyormuşgibi,şimdibuyabancıülkede geçimimi sağlamaya kendinizi mecburtutuyorsunuz,öylemi?”

“Evet,öyleydi.Fakatolaylaraleyhimedöndü.Bununla beraber, elimde kalan imkânlar az daolsa,bunlarıyinesiziniçinkullanayımdiyorum.İzninizvarmı?”

“İyiamasizneolacaksınızBayFogg?”

“Benimhiçbirşeyeihtiyacımyokki.”

“Öyleyse işin içinden çıkabilmek için neyapmakdüşüncesindesiniz?”

“Birçaresinibulurumsanıyorum.”

“Şuna eminim ki sizin gibi bir insan hiçbirzaman yoksulluğun pençesine düşmez.Dostlarınız...”

“Benimhiçdostumyok...”

Page 129: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

“Akrabalarınız?”

“Akrabalarımdankimsekalmadı.”

“Sizin için çok üzüldüm, Bay Fogg. Çünküyalnızlık çok acı bir şeydir. İçinizi dökecekkimse yok, öyle mi? Oysa ‘iki kişi baş başaverince sıkıntılar daha hafif gelir’ diye bir sözvardıyanılmıyorsam.”

“Evet,öylebirsözvar...”

O zaman Bayan Auda ayağa kalktı ve eliniBayFogg’auzattı:

“Öyleyse kendinize hem iyi bir dost, hem deher zaman yanınızda olacak birini istemiyormusunuz? Beni eşiniz olarak görmek istermisiniz?”diyesordu.

Bu söz ve davranışlar üzerine Bay Fogg daayağa kalkmak zorunda kalmıştı. Gözleri herzamankinden daha farklı parlıyor, dudaklarıtitremeyi andırır bir hâl alıyordu. Bayan Audagözlerini dikmiş, onun yüzüne bakıyordu. BayFogg,bubakışınkendisinidahaçoketkilemesiniistiyormuş gibi, bir an için gözlerini kapadı.

Page 130: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Gözleriniyenidenaçıncadayalnız:

“Sizi seviyorum!..” diyebildi. “Evet, evet,gerçek bu.. Kutsal olan her şey üzerine antiçerim ki şu anda sizi sevdiğimi anladım.Gönlümtamamensizin.”

BayanAuda bir eli kalbinin üzerinde, “Öylemi?”diyerekikikezhaykırdı.

“İştegeldim,baylar...”dedi.

Evet, salondan içeri giren, Phileas Fogg’danbaşkası değildi. Phileas Fogg daha önce uşağıPaspartu’ya ertesi gün kıyılacak nikâh içinSamuel Wilson’u çağırmasını söylemişti.Paspartu da büyük bir memnuniyetle çıkıpgitmişti.Rahipevdeyoktu.Buyüzdenbeklemekzorunda kaldı. Hem de en azından yirmidakika... Rahip Samuel Wilson’un evindenayrılırken saat sekiz otuz beş olmuştu. Zavallıuşağın evden ne hâlde çıktığı görülmeyedeğerdi.Saçıbaşıdarmadağın,bacaklarının songücüyle koşmaktaydı. Sokaktan gelip geçenlereçarpıyor,hattakimisinideviriyordubile.

Page 131: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Üç dakika içinde Saville Row’daki evedönmüştü.BayFogg’un odasına girince soluğukesildi, yere yığılıverdi. Konuşacak hâldedeğildi.BayFogg:

“Nevar,neoluyor?”diyesordu.

Uşak:

“Efendim... Ni... kâh... imkânsız.” diyekekelemeyebaşladı.

“İmkânsızmı?Neden?”

“Yarın...İmkânsızyani.”

“Niçinyarınimkânsızoluyormuş?”

“Çünkü...yarınpazar.”

BayFoggcevapverdi:

“Neredençıkarıyorsun?Yarınpazartesi...”

“Hayır,efendim!Bugüncumartesi...”

“Cumartesimi?Olurşeydeğil!”

“Evet, evet!..” diyebağırdı uşak. “Sizbir gün

Page 132: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

yanlış hesaplamışsınız! Biz buraya yirmi dörtsaat önce geldik... Ama ancak on dakikalıkvaktimizvar!..”

Paspartu, efendisinin yakasına yapışmış, onukuvvetle sürüklüyordu. Phileas Fogg, budurumda düşünmeye bile vakit bulamadanodasından çıktı, evden ayrıldı. Bir arabayaatladı. Arabacıya yüz İngiliz sterlini vaat etti.Yolda beş arabaya çarptıktan sonra Reformklübe vardılar. Büyük salona girdiği zaman dasaatsekizitamkırkbeşdakikageçiyordu...

Phileas Fogg bu dünya gezisini tam seksengünde başarmış oluyordu. Yine böylece,tutuştuğu yirmi bin İngiliz sterlini bahsini dekazanmışoluyordu.

Bay Fogg, bu yanlışlığı nasıl yapabildiğineşaşıyordu. Her işi saniyesi saniyesine yapmıştı.Ama biraz düşününce, bu yanlışlığın çok basitbirsebebiolduğunuanlamıştı:

Phileas Fogg kendisi de farkında olmaksızınyolculuk sırasında bir gün kazanmıştı. Bu dasürekli doğuya doğru giderek turunu

Page 133: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

tamamlamasından ileri geliyordu. Bu geziyibatıya doğru giderek yapsaydı, bir günkaybedecekti.BunagörePhileasFogg,yirmibinİngiliz sterlini kazanıyordu. Ne var ki bununaşağıyukarıondokuzbinİngilizsterlininiyoldaharcamışolduğuiçin,bubahistenkendisineçokaz para kalmıştı. Amacı, mücadele edip bahsikazanmaktı. Para her zaman olduğu gibi ikinciplandakalıyordu.

NitekimgerikalanparayıdaPaspartuvepolishafiyesiarasındapaylaştırdı.ZatenBayFogg,buadama karşı hiçbir hınç ve öfke duyamıyordu.Yalnız uşağı Paspartu’nun parasını verirkenonun dalgınlığı sonucu boşa yanan havagazıparasınıkesmeyiunutmadı.Çünkübubaşkabirilişkiydi. Dostluk ve alışverişi karıştırmamakgerekiyordu.

Bay Fogg her zamanki gibi sakin vesoğukkanlı bir eda ile hemen o akşam BayanAuda’ya:

“Evlenmektenvazgeçmediniz,değilmi?”diyesordu.

Page 134: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Gençkadın:

“Hayır...”diyecevapverdi.

Kırk sekiz saat sonra nikâh kıyıldı. Paspartu,büyük bir gururla genç kadının nikâh tanığıoldu. Bayan Auda’yı diri diri yanmaktan okurtardığıiçin,buşerefideohaketmişti.

Ertesi sabah şafakla beraber Paspartu, BayFogg’unkapısınakütkütvuruyordu.

Kapıaçıldı:

“Nevar?”

“Şey.Birazöncebirşeyöğrendimde...”

“Neymişoöğrendiğin?Söylebakalım!”

“Efendimbizoyolculuğuyetmiş sekizgündedeyapabilirmişiz.”

“Elbette... Hindistan’dan geçmeseydik, buyolculuğu tam yetmiş sekiz gündetamamlayabilecektik. Oradan geçmeseydik,BayanAuda kurtulamayacaktı. Böylece ben deonunlaevlenmekimkânınıbulamayacaktım.”

Page 135: 80 Günde Devr-i Âlem€¦ · Saville Row’daki evi lüks olmamakla beraber, çok rahat bir yerdi. Ev sahibinin alışkanlıkları hiç değişmediği için evin hizmeti pek o kadar

Bay Fogg daha sonra sakin bir edayla kapıyıkapattı.

Bir kez daha Phileas Fogg kendine güvenipbahsikazanmasınıbilmişti.