antoloji.com · 2018-04-21 · arzu altınçiçek - şiirler - yayın tarihi: 21.04.2018...
TRANSCRIPT
Arzu Altınçiçek- şiirler -
Yayın Tarihi:
21.04.2018
Yayınlayan:
Antoloji.Com Kültür ve Sanat
Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerineaittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyetiyasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Budoküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veyatemsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılmasıkopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu vetaraf değildir.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
(ya) Saklı Kent - deneme
Kendimi bildim bileli, aralar güneş siyah perdemi ve kapatırken, takılır yorgunkanatlarına serçelerin bulutlar. Ardı sıra bakarım sarı saçlarının.Kâh yıldızları toplarım, kâh sularıma çekerim…çekilirim.
Akşamdayım...
Boğazımda sular. Kesiklerim olur kör bıçaklar sonrası…kudurur içimde isyan,köpürürüm beyaz beyaz.
Kuş bakışı düşer caddelere karanlık. Boş kalmış banklara bakar durur ay; ben gibi. Kaçözgürlük yarası varsa uğruma dikilen bayrakların ve saramamış kaç kadın varsa tenine,aynasında kanar geçmişim yarına hep yüzüm ak.
Sınırlarımı bilmem, kaç millet vardı kapımdan giren. Kaç dilde yaşadım sevdaları,acıları. Kaç renkte aktı gözyaşım ve kaç yaşındaydı açlıktan uzanan eller? Kaç mezartaşsız kaldı toprağımda ya da kaç ölü, mezarsız savaşlarım sonrası. Kaç çeşitti ölüm?
Hepsi, hepsi ben içindi de, ne oldu? Neydi uğruma dökülen kanlar, arzulu bir beden içinmiydi? onca kırmızı! ...
Bir semt pazarının bitişi gibi içimdeki ruhum. Çürük, kokmuş ama yine de üşüşmüştürüzerime eller… avuç avuç koparırlar bedenimi. Bir denizin mavisi hop oturur hopkalkardı, bir de ben.
Ayaza teslim morarmış bedenlere göz açar kuytu köşelerim. Sokak kadınları acıtırcanımı, utanırım heybetimden. Çöplük karıştırır yaşlı adam, derin çizgili elleriyle birkadın küflü ekmeği koparmaya çalışır ve paylaşır nefesi gibi kokan uyuz köpekle.
Kendime küfürler savurduğum rüzgârı sustururum …susarım.
Gecedeyim…
Tek tabanca saatlerin gümüş kurşunu vurur yalnızlığı. Uzarken daralan sokakta büyürbir sokak kedisinin gölgesi ve ırzındadır sessizliğin zarında ayağı aksak bekçinindüdüğü.
Uzaklardan, ta karşı kıyılardan görünür ışıklarım. Kale taşlarımın yıkıntısında kalmışanılar. Sesim yok, sıcağım da! neden hala bana açılır kapılar, neden yastığa düşendüşlerde bana uzanır yollar.
Bir kez gelmeden, bir kez olsun göğsüne çekmeden nefesimi, rengarenk duvar örerlerdüş kentleri sınırlarına.Her taşında beni çıkarlar, her pencerede bana bakarlar ve yol bitimi mavi bir tabeladaismime ses olur bakışlar.
Gölgeler uzar, caddeler uzar, gece uzar…
Harita üzerinde kırmızı bir çarpıda, ya da mavi bir dairedeyimdir.Belki sandalye üzerindeki pantolon cebinde katlı bir otobüs biletiyim ya da kapı ağzındatıka basa dolmuş bir bavulun kilidindeyim.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bakışlarının en son noktasındayım ya da kara tahtada bitmiş bir tebeşirin beyazındakihayaliyim köy öğrencisinin. Ağaya başlık parası ödemek için ekmek kapısıyım bıyığıterleyenlerin. Yüksek bina görmeyen, okuma yazma bilmeyen, elleri toprak kokanırgatın avucundaki duayım,ya yavrusu bendedir ya eri, ya namusu...
Karanlığı yırtan deniz fenerlerini kıskanır ezanlarım. Minareden düşer ses, bir kilisedeyakılır mumum.
Yorgun düşlerin ardında aralanan gözlerde gerinir eski ağaçlarımın dalları.Sabahında çığlık çığlığadır güneş…gurbet türküsüyümdür yaprağa sarılantütünde…Ağlarım… ağlatırım çiçekleri
Sabahtayım…
Dökülür soğuk terleri yolculuğun. Serinliğinde titrer yürekler, dudaklar ama içindegümbür gümbürdür ayak sesleri. Tahta bir kapı gıcırdar, bir el uğurlar, su dökülür ayakizlerine…. İşte bilmediğim bir yerden daha gelir Ayşe, Fatma, Ahmet Mehmet, güneşisırtlanmış, sıcak hayalleriyle.
Ben şimdiden yanarım, yakacağımı bildiğimden belki de...
Bilseler o kadar kolay değil bu kentte yaşam.
Kaç hükümdarlık yıkıldı, kaç sultanın parmağında değişti kaderi. Kaç devrim battı, kaçparti oynadı. Depremler vurdu, terör vurdu, kardeş kardeşi vurdu çıkarlar uğruna.Herdevrimde yenilendi yüzüm. Her başkanda yollarımdan söküldü parkeler, asfaltlandıutançlar sözüm ona. Kiralarım arttı, arabalarım çoğaldı. Sadece havlıyorlar diyekatledildi sokak köpekleri. Her yanımda onca el… kaç parmak izi var bilmiyorumdarağacımdaki ipte. Yükseldikçe yükseldi binalarım, insanlarım küçüldü, insanlıksaşimdi sadece gölge…
Şimdi anılardaki yolculuğunuzda keşkeyim, belki de pişmanlığınız…
Belki de çocukluğunuzda mavi çizgili defterinizden kopan kağıtta, altı sütunlu oyununen zoruyum…
İsim – şehir – bitki –hayvan – not-artist
Söyleyin acaba ben neresiyim?
Kudsiyyetin neresindeyim?
*Korza tematik çalışmasına yazılmıştır.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
** Es geçmeyin lütfen / Davet **
Merhabalar, sizler için küçük ama bizler ve yarınlar için büyük gelişimlere katkınızolması açısından internet üzerinde yaptığımız çalışmaları daha ciddi platformlarataşıdık. Sanal ortam sayesinde de git gide büyüyen bir kitleye sahibiz. Kısmet olursaçok kısa sürede de DK_Dost Kalpler Dayanışma ve Yardımlaşma derneği olarakfaaliyeetlerimize devam edeceğiz.
Sizden ricamız aşağıdakileri okumanız, katılımınız, katılmasanız bile çevrenizlepaylaşmanızdır.
Rahatsız etmediğimizi umuyor
teşekkür ve saygılarımızı sunuyoruz.Arzu Altınçiçek (Desire)0532 233 60 21
www.dostkalpler.com
<a>Not:</a> Dost Kalpler için ve her ilde bir haberleşme ağı ve ekipler oluşturmakistiyoruz. <a>Bir de bağlı bulunduğum derneğin yakın bir zamanda açılacak Kadın veGençlik Kolları 'nın Genel Başkanlığım için ekip kurmak istiyorum. Tüm katılımcılarbenm aracılığımla bağlı bulundukları il ve ilçelerin başkanlıklarında aktif olarak görevalacaklardır. Hemen hemen Türkiye genelinde her il ve ilçede şubesi bulnduğu için bukonuda bana düşen gönüllü arkadaşlarımızı başkanlıklara yönlendirmek. Zaten sonrasıyapılan tüm faaliyetlerden haberdar olup, beraber adım atacağız.</a>
Bunla ilgili, ya da bizim projelerimiz takip etmek isterseniz ve <a>her ayın 15'indensonraki ilk çarşamba günleri geleneksel Dost Kalpler Bowling turnuvazı</a> ile ilgilimail almak, irtibatta olmak amacıyla;
<a>msn: [email protected]:[email protected] & [email protected] adresime:
Adınız - Soyadınız:Doğum tarihiniz :Mesleğiniz :Bulunduğunuz şehir:İrtibat telefonu ve mail adresi:Mesajımızdaki ilgi alanınız: </a>
Bizler yıllardır her şeyi devletten bekleyen bir toplumda yetiştik. Fakat internet gibibence devletten daha büyük ve hızlı işler yapılacak bir imkan varken duyarlı vatandaşolmak daha kolay. Bu nedenle yıllardır yahoo grubu olarak faaliyette olan dost_kalpler,birkaç yıldır www.dostkalpler.com olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. (Şu an siteaktarımında iç bilgiler silinmiştir, en kısa sürede güncellemesi yapılacaktır.) Sitemizdepara toplanmamaktadır.
Çalışma alanlarımızda, sosyal kurumlar, öncelikle başarılı fakir öğrenciler, fakir okullaröğrenci ve aileleri, barınaklar, yurtlar ve topluma yararlı olacağını düşündüğümüz heralanda olmaya çalışıyoruz. Site olarak her ne kadar kalabalık bir site olsak da,faaliyetlerde benim başkanlığımda 3 koordinatör arkadaşımız görev yapmakta.
Amacımız sadece malzemeleri temin edip oralar göndermek değil, bizzat kendimiz de
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
orda bulunarak yurdumuzun neresinde olursa olsun insanların yalnız olmadıklarını, enumutsuz anlarında bile bir umut olarak gözlerindeki o tebessümü görmek bütünyorgunluğumuzu atıyor, bu köprüyü kurarken.Hele ki bir de, gelmek isteyen dostlaroldukça işte asıl o zaman amacına ulaşıyor dost kalpler. Çünkü bizler kargo değiliz, asılhedefimiz yaşadığımız şehir dışındaki hayat şartlarını, tatillerin sadece denizkenarlarındaki tatil köylerinde olmayacağını ve yaşanılan mutluluğun ve hoş bir sedaolarak kalacak “an”larınızın tebessümüyle el ele vererek oralarda olmak. Şimdilik farklıpilot bölgeler seçildi. Her 2 ayda bir bölgelerimiz değişeceğinden, belki çok uzak birköyde, şu an internet cafe’de bizim mailimizi okuyan bir öğrencinin de okul bahçesindeolabiliriz. Bildiğiniz ihtiyaç sahiplerini “ konu: ihtiyaç” olarak tarafımıza bildirebilirsiniz.
22-24 Nisan Van köy okulları projemiz vardı. Ekip olarak ordaydık. Çok başarılı vefaydalı geçti. Özellikle doğudaki okul idarecilerinin durumları gerçekten zor.Düşünsenize, okul müdürü, öğrencilerden aidat alamıyor diye her teneffüs tuvaletleriyıkayıp, koridorları siliyorlar ve sonra sınıfları. Bu insanlar o çocukları eğitmek içinordalar ama tüm yükünü çekiyorlar işte. Allah razı olsun demekten başka bir şeyyapamıyoruz. (Fatih Sultan Mehmet İ.Ö.O(merkez) , Gevaş Yunus Emre İ.Ö.O,ŞehitÖğretmen Mehmet İzdal İ.Ö.O, Erciş İbn-i Sina İ.Ö.O, Muradiye Küçükköy İ.Ö.O, Sırımlıİ.Ö.O ve gidemediğimiz 2 küçük köy okulu daha)
Eğer okul aidatları için yardımda bulunacak olanlar varsa doğrudan okula para yatırıp,makbuzlarınızı alarak müstahdem tutturabilme şansımız var.
Malum, şimdi okullar kapanıyor. Bu arada kitaplar, kalemler, çantalar, ayakkabılar,giysiler hep verilmek üzere torbalara, kolilere konur sonra yer aranır….
Biz diyoruz ki;
Ağustos sonuna kadar ne toplayabilirseniz toplayın, sizden aldıralım Kullanılmış olmasıönemli değil ama kullanılabilir ve temiz olması çok önemli. Her türlü ve her yaş giysi,ders-yardımcı ders kitapları, klasik romanlar, ansiklopediler, küçük öyküler, kendikitaplarınız ve her türlü kırtasiye mlz., çantalar, oyuncak, zeka oyunları, oyun odalarıhazırlamayı düşündüğümüz için sprey boyalar, minderler, küçük puflar, renkli kağıtlar,duvar yapışkanları,Atatürk resimleri, atlaslar, sınıf haritaları, diş fırçaları, macunlar,sabun, kağıt mendiller, hitabeler, sıra örtüleri için kumaşlar, vb malzemeler ile TürkAnneler Derneği,Trabzon, Boyabat, Batman ve Bitlis köy okulları olarak dört noktadayapacağımız “Dört elle saralım yaralarımızı” isimli köy okulları projelerimize katkılarınızıbekleriz.
Lütfen bu yazımız ile ilgili bir şey yapamasanız bile, en azından çevrenizle paylaşın,Copy, past ile mail olarak fw edin, çalıştığınız işyerlerinde duyurun, okuduğunuzüniversitelerde ilan köşesine, apartman ve sitelerde duyuru panolarına asın ki, ne kadarçok köy, okul, çocuk ve fakir aileye ulaşırsak o kadar mutlu oluruz bunca emeğin boşaçıkmamasından.
Sponsor olacak firmaların bir sonraki projeye kadar üç ayrı sitede bannerlarıyayınlanacak ve iki gazetede haftalık, bir dergide de aylık olarak tanıtımı yapılacaktır.
Dost Kalpler sitesinde sabit banner yayınlayacak firmaların her ay yapacağı reklamödemeleri, belirli okullarda ve okul müdürlüğünce yapılan talep doğrultusunda başarılı
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
öğrenciye “ burs bedeli”, müstahdem parası, laboratuar malzemeleri vs. olarakalınacağından tamamen yardım işlerine gidecektir.
Not: İhtiyacından fazla malzeme toplandığında (ki umarız ilginiz olur) 2 ayda biryurdumuzda küçük büyük gözetmeksizin her şehrin unutulmuş, yörensin dışında ayakbasmayan yerlerde olmak için çalışmalarımız devam edecektir.
Şimdiden İlginize teşekkürler.
Arzu ALTINÇİÇEK
AYŞE TOKSAK ALPANKEREM ALTINÇİÇEKMEDİHA Y.KSEL ÇELİKBİLEK
www.dostkalpler.com0 532 233 60 21 & 0552 233 60 [email protected]
<i>Anayurdun dört köşesinde akar burunları küçük çocuklarınHala ayağında lastik ayakkabı,Salar anası,etrafı dağlı, havası ayaz toz toprak yollaraÜstünden düşen kazağı yırtık çocuklarıOkul ister kimi,Dersliği yok, kütüphanesi yok, labaratuarı yok...ne verir bu çocuklar yarınlarımıza! ! !Üşüdüğünde sarılacak kollar yok.
Dört elle sarılmak ve sarmak istiyoruz....
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
*Böyley(d) im
<i>-Ben böyleyim ara ara kaybolurum kendime bile-</i>
Kırılan her sevdanınTaşlarını toplarDuvarlar örerGeçerim arkasına
<i>-Ben böyleyimyana yana özlesem de susarım-</i>
Canımı kim acıtırsaDaha çok bağlanırSon umutla saldırırÜstüne haykırırım
<i>-Ben böyleyimkoşa koşa giderim peşisıra-</i>
Aşk lazım derimSol yanımaŞiir, şarkı gerekBir kadehte yudumlamaya
<i>-Ben böyleydim-
Sen geldin de karşımaDuvarlarım yıkıkTenimde baharAdımlarım rüzgarla yarışta
Kalemim aşk sarhoşu.Bir şişe -kırmızı - devrildi sol yanıma...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
*Davet*
<img src='http://www.dostkalpler.com/admin/uploads/137.jpg' width='300'height='95'>
<a>e-dost kalpler! </a>
Bizler yıllardır çeşitli site ve yahoo grupları altında zaman zaman mailleşerek,bazen de çeşitli aktivitelerde bir araya geldik.
Yeri geldi eğlendik, yeri geldi kimsesiz çocukları sevindirdik, yaşlılarlasohbet ettik. Zor durumda olan öğrencilerin masraflarını karşılayanlar daoldu içimizde. Sosyal kurumlarda gönüllü çalışmalarda bildiklerimiziöğrettik çocuklara ve onlarla çocuk olduk.
Gidemediğimiz, hiç görmediğimiz köy okullarına kitaplar ulaştırdık.Küçük çocukların ablası, abisi, mektup arkadaşı olduk.
Barınaklarda küçük dostlarımıza gittik. Sahiplendik, sahiplendirdik onlarıya da sorumluluklarını üstlendik.
Acılarımızı ve sevinçlerimizi, sırasında fikirlerimizi paylaştık. Kimi zamaneleman aradık, kimi zaman iş. Kayıplarımız oldu, isyanlarımız,sevinçlerimiz...
Nerede ve ne durumda olduğuna bakmadan, sınıf, yaş, din, dil, eğitim, ırkayrımı yapmadan bir arada olduk ve olmaya da devam edeceğiz yahoogruplarında.
Toplumumuzda İNTERNETİN sadece bazı kesimlerinde kazılı kalan -negatifgörüşleri- malum. Oysaki burada eminiz ki birçok arkadaşınız oldu,dostluklar, aileler kuruldu. Tatsız olaylarla da karşılaşıldı ama halaburadayız işte. Tıpkı yarınlarda olacağı gibi! Bu tip çalışmalarla bugörüşlerin pozitife dönüştürülerek internet kullanışının verimlilikleri,insanları a-sosyal yaptığı düşüncelerinin çürütülmesi için açılan sosyalpencerelerin çeşitliliği gözler önüne serildiğinde -görsel eğitimlerin-,-kişisel kütüphanelerin- kısacası BİLİNÇLİ İNTERNET KULLANICILARININ da artacağınainanıyoruz.
<a>www.dostkalpler.com</a>Herhangi bir kurum, kuruluş, dernek, vakıf ya da şahıs'a ait değildir.Ticari bir amacı, siyasi bir misyonu yoktur.
Bütünüyle tüm yahoo grup üyelerinin ortak pay ve paydada buluştuğu toplumsaldayanışma, yardımlaşma, sosyal hayatımızla, ben, sen olayını aşıp BİZ olmanıngücüyle hareket etmek için açıldı.
Ülkemizde yardımların akıbetlerinin genelde belli olmamasından dolayı birçok insanihtiyacı olanlara yardım etmekten soğudu. Fakat gitgide kötüleşen ekonomik koşullaraltında milyonlarca ezilen insan, dolan yetimhaneler, çöpten yemek çıkarmayaçalışanların her zamandan çok bize ihtiyacı olduğu da gözle görünen bir gerçek.
Amacımız yardımları toplamaktan çok, insanları yetimhanelere, engelliçocuklara, yaşlı bakim evlerine, kör okullarına, sokak çocuklarına, yani
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
yardıma ihtiyacı olan her yere bizzat yardım edecek kişilerin gitmesinevesile olmak. Bu yardımda bir oda boyama, oradakilerle oturup sohbet etme, körlerekitap okuma, evimizdeki kitaplardan kütüphane oluşturma. Büyük çaplı olmasa bileonların yanında olmak. Araya ne bir dernek, ne bir aracı koymak, varlığımızla ihtiyacıolanlara uzanmak ve onların elini tutup, arkadaş olmak. Eğer bir şeylere üzülüp kafaçevirmek yerine bizlere katılırsanız bir şeyler değiştirebileceğimiz kesin.. Haydi, ' puzzleparçalarınıyapıştırmaya başlayalım... Site bünyesinde yapılacak hiçbir çalışmada paratalebi yapılmayıp, para da toplanmayacaktır.
<a>www.dostkalpler.comiz bırakmak isteyenlerin adresi</a>
Not:Sitemizde bazı bölümlerin updat işlemleri p.tesi bitecektir. Bu nedenle hepimize aitolan bu site hakkında görüşlerinizi, eksiklerimizi <a>[email protected]</a>adresine bildirirseniz seviniriz.
Ayrıca sitemizde son zamanlarda bir çok ilde sürdürülen Organ Bağışı Kampanyasıbaşlatılmıştır. Daha detaylı bilgi almak isteyenler <a>[email protected]</a>adresine mail atabilirler.
Okul, dersane, şirketlerinde Kampanyamıza toplu katılımlar ayarlayabilecek arkadaşlariletişime geçerseniz 'BAĞIŞ YAPMAK İÇİN BİR ÇOK FORMALİTE VE ZAHMETEGİRİLMEDEN yapılacak bu bağışta katılımcı ve beklentide olanlara aracı olabiliriz.
İl SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ memurları ile birlikte 23 Mart-23 Nisan arasında başvuruformunu temin edenlerle, 30 Nisan 2005 de yapılacak BAĞIŞ ŞENLİĞİMİZ'de bir aradaolmak en büyük idealimiz....
AnneLastikli bant neden yüzümdeGülüşüm mü korkutucu?Dişlerim mi çirkin?Sokaklar neden yasak çocuklara?
Güneş var penceredeBeyaz badanalı dört duvar arasındaBu şehirde sadece bu kadar çocuk mu var anne?
Halsizken bizSiz bin telaş içinde
Şişedeki vişne şurubunuNeden canımızı acıtarak veriyorlar bize?
Rap rap yürürken koridorda
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Adımlarım yankılanıyor yaKoşarken nefesim de tıkanıyorSahi asker olur muyum anne
AnneBu pijamamı geçen sene almıştınNeden eskidikçe bollaşıyor üzerimdeÇok yazı da yazmadımBileklerim neden ince?
Hani başucumda okuduğun kitap..Gerçekten hayvanların bahçesi var mı anne?
aaa...bak arkadaşımın yanındaAmcalar, ablalar varKalbine bastırdıkları o siyah şey ne anneNeden zıplıyor yattığı yerdeCanı acıyor mudur sence
-Kemal... Kemal...Neden cevap vermiyor?Karanlıktan korkarÇarşafı üzerinden çeksinler söyle
Daha ne kadar yatacağım burdaAğzım kuruyorAkşam erken de uyudum..Gözlerim kapanıyor
Yıldızlar yağıyor anneBeyaz melekler gülüyorSeslerini duyuyor musun?En az senin kadar güzelNinni söylüyor..Uykum geldi..Uyursam rüyalarımdan gitme...anne
21/3/05-Arzu Altınçiçek
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
“Eylül Tufan anısına “
'Ne zaman yaz geçse aklımdan, bir yanım deprem, bir yanım sen'
Hikayesi aynı aşklar yaşadımSonunda ne üç elma düştü göktenNe beyaz atlı prens buldu beniKaf dağının ardındaKör mağaraya kapandım
Komşu komşuya bir olupYakamadık karabasanları
Kurtlara yem olmamak içinGerek yok ormanlardan kaçmayaHerkes aç...
Sağır sultan duydu aşkın yalanınıKötü kalpli cadılar acıdı sevenlerePinokyo parmak çocuğa dönüştüLa fontén vazgeçti masalllardanKahramandan saydım ağlatanları
Omzumdaki melekler yorulduBen akıllanmadım.
Hayat hep güzeldir diyenlerNe kadar yalancı.
Bir ben sanırdım çürük duyguların sahibiBesteler, dudağımın çatlağında hüzzam kesilirdiPiyano gibi ağlatırdı hayatGöz yaşlarımın birisi kara, birisi ak.
Bıçak kesiğindeyim.Kırmızıyı sağar güneş kirpiklerimdenYangınıma sağanak gidişinZamansız çöktü mevsim
Ağıtlar biriktiriyorumKaç şiirim boynu bükük ardındaAşkımın kaç sancısı sesin beklerSoluğumda kaç boğum -öldü deyişleri
Vedalar tuz buz toprağında
Kaç yürek atışında ağustos “Eylül” ağlar
Bilir misin?bir peri kızı geçti buralardanyedi cüceler uzadı gölgesinde
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sihirli elmalar solduDört yapraklı yoncaları yuttu yedi karanfil.Ceviz ağacında karga gakladıTilki ecel aldı kaçtı beyaz yüreğini.
- bir müddet yokum derken, bilemedik gidişin müeebet.
M e k a n ı n c e n n e t, t ü m ş i i r l e r y o l d a ş ı n o l s u n.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
15 Kasım / Davet
Taş Üstünde Taş / Hiciv Şov
Rasim Köroğlu – Bekir Salim
19 Kasım 2006- Saat:15.00
Yer: Bakırköy Yenimahalle Kültür Merkezi
Adres: Yenimahalle Yanıkses sokak (Yenimahalle Doğum Evi yanı)Yenimahalle/Bakırköy
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
15 Mart özel Davet /İstanbul
Sanal Dünya'nın perdesini aralayıp gerçek bir buluşmaya ne dersiniz?
Üyesi olduğunuz yahoo gruplardan, yazılarınızı takip ettiğiniz, Sitelerden forum köşelerinden mesajlaştığınız,Eski organizasyonlarımızda bir araya geldiğimizTüm yahoo grup ve internet siteleri üyelerimizle,yeni arkadaşlarla tanışarak eğlenmek ve eğlenirken Van'da adını bile bilmediğiniz öğrencilerimize yardım etmek amacıyla
<a>15 Mart 2005 tarihindesaat 19.30 itibariyleProfilo Alış Veriş Merkezi _ MecidiyeköyTime Out Bowling Salonundabizlerle olmanızı arzuluyoruz.Katılım ücreti2 Oyun Bedeli olarak 10 YTL'dir</a>
Dileyen dostlarBir zarf içinde, Defter-kurşun kalem-silgi-cetvel- hikaye kitabıve mektuplaşmanız için adres ve onlarla paylaşmak istediğiniz duygularınızı yazabilir, oakşam görevli arkadaşlarımıza teslim edebilirsiniz.
Van Bölgesi'nde iki okula pc, kırtasiye, giysi ve muhtelif eksikleri içinulaşabildirdiğiniz kadar bu mail arkadaşlarınızla paylaşın.
Grup ve Ferdi birinciliklerimiz,ikinci ve üçüncülüklerimiz olacaktır.Tüm katılımcılara Dost Kalpler ve Yardım edilen okullar adına'Teşekkür Belgesi' verilecektir.
Geçen sene Kasım ayında Kan Kanserinden kaybettiğimizrahmetli Kemal arkadaşımız için yaklaşık 34o kişi bir araya geldiysek,en azından geleceğimizin yarını çocuklarımız için de tekrar bir araya gelelim.
Takımlarınız 6 kişilik oyunculardan olacaktır.
Bireysel katılımlar için de, diğer bireysellerle takım kurulabilir.
Tüm katılımcımların:
takım olarak katılacak kişilerin:Takım isimleriKatılımcı isimleriGsm numaraları ve mail adresleri
Bireysel katılımcılarınKaç kişi geleceklerseGsm Numaraları ve mail adreslerini bildirmeleri gerekmektedir.
14 Mart trihine kadar yapılacak rezervasyonlar doğrultusunda salona kaporayatıralacaktır.geleceğini söyleyip, sonradan gelemeyecek arkadaşlar varsa en ge 15 Mart saat 11 ekadar bildirmesi rica olunur.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aksi takdirde rezrv. ücretleri organizasyonda görev alacak arkadaşlar tarafındanödenmek zorundadır, bilginize.
Rezervasyon için:
Arzu Altınçiçek0532 233 60 21 & 0552 233 60 21mail:[email protected]: Van Okul turnuvası
www.dostkalpler.com
Merhaba sevgili Dostlar;
Ulkemizde yardimlarin akibetlerinin genelde belli olmamasindan dolayi bir cok insanihtiyaci olanlara yardim etmekten doğudu. Fakat, gitgide kotulesen ekonomik kosullaraltinda milyonlarca ezilen insan, dolan yetimhaneler,copten yemek cikarmayacalisanlarin her zamandan cok bize ihtiyaci olduguda gozle gorunen bir gercek.Amacimiz yardımları toplamaktan çok, insanlari yetimhanelere, engelli cocuklara, yaslibakim evlerine,kor okullarina,sokak cocuklarina yani yardima ihtiyaci olan her yerebizzat yardım edecek kişilerin gitmesine vesile olmak. Bu yardim da bir odaboyama,oradakilerle oturup sohbet etme,korlere kitap okuma,evimizdeki kitaplardankutuphane olusturma… yani buyuk capli olmasa bile onlarin yaninda olmak. Araya nebir dernek, ne bir araci koymak, varlığımızla ihtiyaci olanlara uzanmak ve onlarin elinitutup onlarla arkadas olmak. Eger bir seylere uzulup kafa cevirmek yerine bizlerekatilirsaniz bir seyler degistirebilecegimiz kesin.. her yaş - branş - kültür - vizyon -meslek, parantezleri içindeki 'bir kişi' bile yaşadığımız sürece gereksinim görülebilecekdeğerlerdir. Haydi puzzle ın parçalarını yapıştırmaya başlayalım
Gün gelecekEllerin boşDizlerin titrekGözlerine düşecek puslu bakışlar
An gelecekSarılması için bir kolDinlemesi için bir dostPaylaşması içinSıcacık bir yürek gerekecekişte o zamanBİZ BURADAYIZ
Dost KalplerİZ BIRAKMAK İSTEYENLERİN ADRESİhttp://groups.yahoo.com/group/dost_kalpler/
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Herhangi bir kurum, kuruluş, dernek, vakıf ya da şahıs'a ait değildir. Ticari bir amacı,siyasi bir misyonu yoktur.
Bütünüyle tüm yahoo grup üyelerinin ortak pay ve paydada buluştuğu toplumsaldayanışma, yardımlaşma, sosyal hayatımızla, ben, sen olayını aşıp BİZ olmanın gücüylehareket etmek için açıldı.
<a>Not: Malzeme göndermek isteyenler doğrudan iletişime geçsin adreseyönlendiririm.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
16-17 Eylül Şairler buluşması / rezervasyon son gün Cuma
Yıllardır çeşitli siteler, gruplar üzerinde bir çok şiir dinletisine o şehir, bu şehir, şu grup,bu dernek demeden gitmeye ve elimizden geldiğince destek olmaya çalıştık ve oradaolduk, İstanbul’lu şairler ve şiir severler olarak.
Çok şeyler söylendi. Hani derler ya söylenmeye gelince herkes çıkar ama iş icraatadöndüğünde ortada kimse yoktur ama sonra konuşanı da boldur. İşte yine otoplantılardan biri için kollar sıvandı.
İstanbul Şairler Buluşması ama asıl projenin adı “ Yedi bölgeden, yedi tepeye, yedidenyetmiş yediye”
Aslında projenin adında çok şey net ama kısa bir açıklama:
Yurdumuzun yedi bölgesinden şair dostlarımızı, yedi tepeli şehrimizde ağırlamak ve butoplantıdan yapılacak kitap satışlarından, sponsor firmalardan ve isimlerden gelecekpayla, köy okulları projesine destek olmak.
Rezervasyon son tarihi18 Ağustos 2006 Cuma saat: 18.00
Tarih sonrası katılım söz konusu değildir! !
Tarih:16 Eylül 2006 – cumartesiSaat: 17.00 – 24.00
Program 17.00’da şair dostlarımız için kurulacak standlarda imza ve tanışma, sohbetlebaşlayacaktır. (Stand isteyen dostlar ve kitapevleri bana ulaşabilirler.)
Gecemizde program alacak konuk dostlar:
Sebahattin Abi Sunumunda’
Kanal 6 / Radyo Bravo - Aslan GüvenRadyo D - Melon ŞapkaYön FM - Kadir OğulRadyo Oscar/ Marmara Fm - Gurbet AltayMetin KöseFatma Gül MadenciSevim TürkoğluDr.Ege GüralHaydar ErgülenYelda KarataşAyşenur Yazıcı
17 Eylül 2006 – PazarSaat: 10.00 Buluşma – Kahvaltı – Sohbet
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Öğleden sonra: Miniaturk (bize özel fiyatla giriş)Akşam üstü: Pier Lotti: İnce bardaklı çayla yudumladığınız İstanbulSaat: 18 Veda
Katılım ücreti: 45 YTL (Sadece cumartesi akşamı yemek ücretidir)
* Yemek mönüsü ordövr tabağı-ana yemek-meyve / bu tip organizasyonlarda alkolünalınması maalesef “dinleti” ortamını olumsuz etkilediği için yemeğimiz alkolsüzdür. Alkolharicinde her içecek limitsizdir.
*** Geceye özel paylaşmak istediğiniz “İstanbul” konulu şiirleri olan dostları[email protected] adresime mail atmaları rica olunur.
Katılımcılar:
Sevim TürkoğluYaşar Yıldızİbrahim Ethem Bingül (Kitap imza)İbrahim Tolga Özsoy (Kitap imza)Gülay YıldızÖner Kaçıran+1Ali İhsan ÖztürkSebahattin Abi (Bursa)Osman İslam (Aktuel gazete standı)Aslan Baykara (Türkiye'de tufan standı)Sabiha RanaEkrem ŞamaDilek KadıoğluNurten Altınok + 2Nuray AralNedim SaatçioğluAyhan Zenbilci (Bursa)Sevtap SevimOrhan Demirtaş (Van) (kitap imza)Turan Orak (Batman)Metin Köse (Ankara)Leyla Akgül (Ankara)Ferit Gürsoy +1 (Bursa)Ayşenur Yazıcı +1Sevil Nizamoğulları (Eskişehir)İshak Özlü (kitap imza)Adnan BilgiçEmir DemirSuna DoğanayHünkar Dağlı * (Ankara)Özlem Gökdem (İzmir)
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Arzu Pak (İzmir)Mehmet Ali DemircanMustafa Ceylan (Antalya)Ege Güral (Neg)Aslan Güven +1Melon Şapka +1Yelda Karataş +2Kadir OğulGurbet AltayMetin KöseFatma Gül Madenci +1Emir Toğaç + 1Rahim TaşMeral YağcıoğluÖmer KuloğluFiliz BedükNurdan ÜnsalSevim E.Tezel + 1FerayeGönül BıkımAysel ÇinsarSude öğretmen * (İzmir)Dilek Hokkaömeroğlu ve eşi (Yozgat)Şadan Evirgen (Antalya)Ahmet Köylü +1Ömer Ekinci MicingiritNazife AbaylıPınar (demeter34)Yusuf Doğukaya
...
* Kesin olmayanlar
Rezervasyon:(0) 552 & 532 - 233 60 21
Arzu Altınçiçek
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
2 Aralık itibariyle
MERHABA
YILLARDIR YAHOO GRUPLARDA SIZLERLE VE SIZIN ARACILIGINIZLA BIR COK KISIYEULASAN
[email protected] & www.dostkalpler.com
yaptigi yardim calismalarini artik internet sayfalarindan baskaMarmara bolgesinin tamaminda yayini olan106.8 Frekansı ile NAZ FM'demarmara disindaki arkadaslarimiz dawww.nazfm.comadresinden bu cumartesi itibariyle her cumartesi saat 11.00'dekopru olmaya devam edecektir.
Sosyal kurumlar, dernekler, sivil toplum orgutleri, sosyal sorumluluk bilinciyle hareketeden ozel kuruluslar ile ihtiyacı olanları bulusturmayı hedefliyoruz.
Bu ilk yayinimda mail, sms ve telefon baglantisi ile yanimda olursanizbelki -ilk yayin- korkusunu daha kolay atlatırım.
Hani vaktiniz olursa beklerim.
[email protected]@altincicek.com
Dost kalplerSİZ'siniz
TEŞEKKÜRLER
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
21 Haziran 2006
AĞ 17 YARDIM GÖNÜLLÜLERİ & DOSTKALPLER.COMBU AY EL ELEYA SİZ?
10 KİŞİ GETİREN ÜCRETSİZ OYNAYACAKTIR ;)
21 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBAMECİDİYEKÖY-PROFİLO-TIME OUTBOWLİNG SALONUNDA BULUŞMAK İSTİYORUZ. Oyunlar bireysel oynanacak.Katılımda ilk oyunun, ilk yarısına giren bowlingciler, 2. oyuna katılmaya hak kazanacak ve yenidenyarışmaya başlayacağız.
Ödüller:1.ye Kupa2.ye Madalya3.ye Madalya
TIME OUT-PROFİLO ALIŞVERİŞ MERKEZİSAAT. 20.0012.50 YTL1 oyun + final
Rezervasyon: 21 haziran saat 15.00 sona erecektir.
Arzu Altınçiçek 0532 233 60 [email protected]
Ayşe Alpan 0532 [email protected]@gmail.com
Mediha Yüksel Çelikbilek 0552 233 60 21
SİZ DE BİLİYORSUNUZ Kİ, köy okulları projelerimiz BOWLİNG GELİRLERİ, MAİL ÜYELERİNİN GÖNDERİMLERİ, (İHTİYAÇ MALZEMESİOLARAK)SAYESİNDE OLMAKTA. YANİ SİZ DESTEK VEREMEZSENİZ BİZ HİÇ BİR ŞEY DEĞİLİZ.
DOST KALPLER GERÇEKTEN 'SİZ' LERSİNİZBİZLER SADECE ARACIYIZ.
ŞİMDİİİİİİ GELELİM BAŞKA KAMPANYAYAARKADAŞ GRuPLARINIZI GETİRMEYİ DENEYİN.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ağustos sonuna kadar ne toplayabilirseniz toplayın, sizden aldıralım Kullanılmış olmasıönemli değil ama kullanılabilir ve temiz olması çok önemli. Her türlü ve her yaş giysi,ders-yardımcı ders kitapları, klasik romanlar, ansiklopediler, küçük öyküler ve her türlükırtasiye mlz., çantalar, oyuncak, zeka oyunları, oyun odaları hazırlamayıdüşündüğümüz için sprey boyalar, minderler, küçük puflar, renkli kağıtlar, duvaryapışkanları,Atatürk resimleri, atlaslar, sınıf haritaları, diş fırçaları, macunlar, sabun,kağıt mendiller, hitabeler, sıra örtüleri için kumaşlar, vb malzemeler ile Türk AnnelerDerneği,Trabzon, Boyabat, Batman ve Bitlis köy okulları olarak dört noktadayapacağımız “Dört elle saralım yaralarımızı” isimli köy okulları projelerimize katkılarınızıbekleriz.
Lütfen bu yazımız ile ilgili bir şey yapamasanız bile, en azından çevrenizle paylaşın, Fwedin, çalıştığınız işyerlerinde duyurun, okuduğunuz üniversitelerde ilan köşesine,apartman ve sitelerde duyuru panolarına asın ki, ne kadar çok köy, okul, çocuk vefakir aileye ulaşırsak o kadar mutlu oluruz bunca emeğin boşa çıkmamasından.
www.dostkalpler.com
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
27 Ocak 2007 randevusu
Bu Cumartesi radyo programimizinstudyo konugu
Deniz Feneri Dernegi Kurumsal iletisim muduru
Sn. Recep KOÇAK
telefon konugumuz
Bir Dilek Tut Dernegi yonetim kurulu uyesi
Sn. Leyla ALATON.
DOST KALPLER106.8NAZ FMwww.nazfm.com
HER CUMARTESI SABAHI
SAAT. 11.00 - 12.00
PROGRAM YAPIMCI VE SUNUCUSUARZU ALTINCICEK
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
3 & 4 Mart 2007
bir yurek bir yurege, gel seninle bir SIIR'de bulusalim demis...
Siz de siirin adresinde, dostlarinizla bulunmak istemez misiniz?
3 MART CUMARTESISaat: 14.00- 19.00 arasi
IMZA“HICRAN” siir kitabi ile TURKER KOLUMAN-Ates dilli sair-
SIIR DINLETISI
Tv ve Radyoda “Arslan abi” olarak siir programlarina imza atanARSLAN GUVEN ile AHMET ARIF siirleri ileSaat: 15.00 – 17.00
ImSanat’tanGULAY YILDIZkatilimci dostlarin siirleri
GITAR
ImSanat’ tanONER KACIRAN
SERGISokakta calisan cocuklari koruma dernegiEl sanatlari sergisi
4 MART PAZARSaat: 14.00- 19.00 arasi
SOYLESI
Uluslararasi 10. Mainichi Haiku yarismasindaJaponya’nin Nobeli sayilan, dunya birinciligini alan,Yelda Karatas
Saat: 14.00-15.00
MUZIK
Turk pop muziginde “Uhde” sarkisi ile taninan“SECIL”
IMZA
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
“HICRAN” siir kitabi ile TURKER KOLUMAN-Ates dilli sair-
SIIR DINLETISI
ImSanat’tanSebahattin ABI & Nedim SAATCIOGLU & GULAY YILDIZ
SERGISokakta calisan cocuklari koruma dernegiEl sanatlari sergisi
Kitap Satisi geliri Ankara Sokak Cocuklari Dernegi’ne bagislanacaktir.
Katilim ucretsizdir.
ERGUVAN KULTUR CAFEProgram saati suresince Im Sanat Misafirlerine menusundeki yiyeceklerden %10iskonto uygulayacaktir.
Katilim sinirli olacagindan, gelecek dostlarin [email protected] adresine mail atmalaririca olunur.
KULTUR VE EDEBIYATDERNEGI
Adres:Erguvan Kulltur CafeIskele cad. Ugur Apt. No:3Bakirkoy_Istanbul0212 571 22 28
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
3-4 Mart 2007 / Davet
bir yürek bir yüreğe, gel seninle bir ŞİİR'de buluşalım demiş...
Siz de şiirin adresinde, dostlarınızla bulunmak istemez misiniz?
3 MART CUMARTESİSaat: 14.00- 19.00 arası
İMZA“HİCRAN” şiir kitabı ile TÜRKER KOLUMAN-Ateş dilli şair-
ŞİİR DİNLETİSİ
Tv ve Radyoda “Arslan abi” olarak şiir programlarına imza atanARSLAN GÜVEN ile AHMET ARİF şiirleri ileSaat: 15.00 – 17.00
İmSanat’tanGÜLAY YILDIZkatılımcı dostların şiirleri
GİTAR
İmSanat’ tanÖNER KAÇIRAN
SERGİSokakta çalışan çocukları koruma derneğiEl sanatları sergisi
4 MART PAZARSaat: 14.00- 19.00 arası
SÖYLEŞİ
Uluslararası 10. Mainichi Haiku yarışmasındaJaponya’nın Nobeli sayılan, dünya birinciliğini alan,Yelda Karataş
Saat: 14.00-15.30
MÜZİK
Türk pop müziğinde “Uhde” şarkısı ile tanınan“SEÇİL”
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İMZA“HİCRAN” şiir kitabı ile TÜRKER KOLUMAN-Ateş dilli şair-
ŞİİR DİNLETİSİ
CUMHUR KARACASaat: 16.00 – 18.00
İmSanat’tanGÜLAY YILDIZkatılımcı dostların şiirleri
SERGİSokakta çalışan çocukları koruma derneğiEl sanatları sergisi
Kitap Satışı geliri Ankara Sokak Çocukları Derneği’ne bağışlanacaktır.
Katılım ücretsizdir.
ERGUVAN KÜLTÜR CAFE Program saati süresince İm Sanat Misafirlerine menüsündeki yiyeceklerden %10iskonto uygulayacaktır.
Katılacak dostların [email protected] adresine mail atmaları ya da 0544 207 00 04 no’lu telefondan Arzu Altınçiçek’e rezervasyon yaptırmalarırica olunur.
İM SANAT KÜLTÜR VE EDEBİYAT DERNEĞİ
Adres:Erguvan Kültür Cafeİskele cad. Uğur Apt. No:3Bakırköy_İstanbul0212 571 22 28
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
9-10 Eylül Şairler buluşması- yedi bölgeden yedi tepeye, yediden yetmişyediye** Paylaşmanız ricasıyla**
Yıllardır çeşitli siteler, gruplar üzerinde bir çok şiir dinletisine o şehir, bu şehir, şu grup,bu dernek demeden gitmeye ve elimizden geldiğince destek olmaya çalıştık ve oradaolduk, İstanbul’lu şairler ve şiir severler olarak.
Çok şeyler söylendi. Hani derler ya söylenmeye gelince herkes çıkar ama iş icraatadöndüğünde ortada kimse yoktur ama sonra konuşanı da boldur. İşte yine otoplantılardan biri için kollar sıvandı.
İstanbul Şairler Buluşması ama asıl projenin adı “ Yedi bölgeden, yedi tepeye, yedidenyetmiş yediye”
Aslında projenin adında çok şey net ama kısa bir açıklama:
Yurdumuzun yedi bölgesinden şair dostlarımızı, yedi tepeli şehrimizde ağırlamak ve butoplantıdan yapılacak kitap satışlarından, sponsor firmalardan ve isimlerden gelecekpayla, köy okulları projesine destek olmak.
Tarih:9 Eylül 2006 – cumartesiSaat: 17.00 – 24.00Yemek mekanı açık alanda bir restaurant olacağından, hava durumuna göredeğişkenliği söz konusudur. Bu sebeple mekan adı ileriki tarihlerde bildirilecektir.
Program 17.00’da şair dostlarımız için kurulacak standlarda imza ve tanışma, sohbetlebaşlayacaktır. (Stand isteyen dostlar ve kitapevleri bana ulaşabilirler.)
Udi eşliğinde akşam yemeğiVedat Çetinkaya ile İstanbul şarkılarıSemazen gösterisiMehteran dinletisiBarkovizyon gösterimi ile özel sunum Mevlana şiiri.
Gecemizde program alacak konuk dostlar:
Sebahattin Abi Sunumunda’
Kanal 6 / Radyo Bravo - Aslan GüvenRadyo D - Melon ŞapkaYön FM - Kadir OğulRadyo Oscar/ Marmara Fm - Gurbet AltayMetin KöseFatma Gül MadenciSevim TürkoğluDr.Ege GüralHaydar ErgülenYelda KarataşAyşenur Yazıcı
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
10 Eylül 2006 – PazarSaat: 10.00 Buluşma – Kahvaltı – SohbetÖğleden sonra: Miniaturk (bize özel fiyatla giriş) – Eyup Sultan Ziyareti(Katılımcıların isteğine bağlı)Akşam üstü: Pier Lotti: İnce bardaklı çayla yudumladığınız İstanbulSaat: 18 Veda
Sürpriz konuklar
Ödül Dağıtımı (Geceye kadar gizli tutulacaktır)
Eski İstanbul tadında bir hafta sonu geçirmeniz için daha çeşitli sunumlarımız dasüprizler arasındadır.
Katılım ücreti: 45 YTL (Sadece cumartesi akşamı yemek ücretidir)
* Yemek mönüsü ordövr tabağı-ana yemek-meyve / bu tip organizasyonlarda alkolünalınması maalesef “dinleti” ortamını olumsuz etkilediği için yemeğimiz alkolsüzdür.Alkol haricinde her içecek limitsizdir.
** Şehir dışından gelecek dostlarımızın konaklanacak yerleri yoksa bana gsmnumaramdan rezervasyon sırasında bildirmesini rica ederim.
*** Geceye özel paylaşmak istediğiniz “İstanbul” konulu şiirleri olan dostları[email protected] adresime mail atmaları rica olunur.
Katılımcılar:
Sevim TürkoğluYaşar Yıldızİbrahim Ethem Bingül (Kitap imza)İbrahim Tolga Özsoy (Kitap imza)Gülay YıldızÖner Kaçıran+1Ali İhsan ÖztürkSebahattin Abi (Bursa)Osman İslam (Aktuel gazete standı)Aslan Baykara (Türkiye'de tufan standı)Sabiha RanaEkrem ŞamaDilek KadıoğluNurten Altınok + 2Nuray AralNedim SaatçioğluAyhan Zenbilci (Bursa)Sevtap SevimOrhan Demirtaş (Van) (kitap imza)
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Turan Orak (Batman)Metin Köse (Ankara)Leyla Akgül (Ankara)Ferit Gürsoy +1 (Bursa)Ayşenur Yazıcı +1Sevil Nizamoğulları (Eskişehir)İshak Özlü (kitap imza)Adnan BilgiçEmir DemirSuna DoğanayHünkar Dağlı * (Ankara)Özlem Gökdem (İzmir)Arzu Pak (İzmir)Mehmet Ali DemircanMustafa Ceylan (Antalya)Ege Güral (Neg)Aslan Güven +1Melon Şapka +1Yelda Karataş +2Kadir OğulGurbet AltayMetin KöseFatma Gül Madenci +1Emir Toğaç + 1Rahim TaşMeral YağcıoğluÖmer KuloğluFiliz BedükNurdan ÜnsalSevim E.Tezel + 1FerayeGönül BıkımAysel ÇinsarSude öğretmen * (İzmir)Dilek Hokkaömeroğlu ve eşi (Yozgat)Şadan Evirgen (Antalya)Ahmet Köylü +1Ömer Ekinci MicingiritNazife AbaylıPınar (demeter34)
...
* Kesin olmayanlar
Rezervasyon: 0 552 233 60 21
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Acı haber...nereye kadar!
Bir ağıt düştü akşamüstüne;
Bir tabut içinde dört bebek parça parça.Poşetten sızarken kanBedenin yarısı kayıpOn yaşında gözü akmış bir kız.Elinde oyuncak silahıylaKınalı saçlı bir çocuk.
Bir yangın düştü akşamüstüne;
Ay hançer şimdidenYıldızlar dikenli telAna çığlığıÇocuk feryadıBaba çaresizliği gözlerdeCiğerleri barut doluBedenleri kapkara.
İnsanlığım düştü gözler önünde;
Suratımda dondu kahkahaŞarkılar sustuGökkuşağı attı renkleriUtancında kıpkırmızıMavi kesildi denizlerdeDalgalar alevliSular bulanık.
Ve düştü zeytin dalıyla ak güvercinKopuk kafaKırık kanatTek bacakKüçük yüreği dışarıda
Ölümün ne adı ne rengi kaldı.Her yer karanlıkİnsanlık toprakaltı.
Tüm küfürler dilimdeBir “ben” düştü suskuma
Y a ş a m a k s a …ş a n s e s e r i.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
acin-yollari
 AÇIN YOLLARI
Mavi ışığın ses telinde, hayatın tınısı.Yollar var uzun, yollar var kapalı.Klaksonlar çalar, şehir acizKüfürler tanımaz kırmızıyıKayar hayat!
Karşılıklı iki cadde.Göğsü delen iki siren.Birinin telaşı var ölüme,Diğeri dünya bilmezBir ses yankılanır gürültüde:…ilerleyin!Yollar var uzun, yollar var kapalı.Açın kardeşim !
Bir serum taksak her şeyeAksa damara hayatÖlüm tutsak kalsaArka pencerede.Bir soluk…pamuk ipliğindeDört teker üzerindeDörde katlı telaş
Açın yollarıÖlüme geç kalsın...
Açın yollarıHayata çabuk varsın...
Klaksonlar çalar, şehir aciz
Çapraz kalmış iki araç,İki beyaz... Kırılır birbirinde mavi
Sen büyüdükçe İstanbulAcizleşirim daha çok
Lanet okurum yedi tepeneHey siz de… açın yolları
Sussun sirenlerDönsün mavi sessizce
** İki ambulans vardıBiri dikiz aynamdaBiri karşıda
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
ve benduruyordumŞehir gibi
Elim kolum bağlıKördüğüm caddeler gibi...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Adı; çocuk
beyaz duvarın önünde kırıldı tüfekölüm dizildi cılız köpeğin gözlerindeişaret parmağı yol verdiezildi çiçek anarşist dişlerinde
öfke toz bulut saçıldı maviyeyüzünde dehşeti soludu çocuksıcaklığıyla sızdı bacaklarından korkuküçük parmakları arasında boğuldu karıncahayat sustu.
beyaz duvarın önünde kırıldı umutpembe, ağustostan çaldı hayallerikoca bir çınarda yapboza döndü günküçük bedendeki son bakışaparça parça özgürlük düştü
yüzünde cenneti açtı çocuksıcaklığıyla sızdı medeniyet şakağındangöğsünde renk attı bayram gülüşleriağaçlar kanat kanat ürperdi.
bir tüfek kırığında dizildi ölümdondu köpek gözleri, karıncalar kıvrıldıkirpiklerinde soldu uğur böcekleriçocuk cennete sürdü yüzünü
duvarlar... duvarlar beyaz mı halâ?
23 Ağustos 2007
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Adın ne!
Sabah telaşı içindeBir karga kadar olamadımÇalım sata sata dolaşamadım şehrin göbeğindeKuş bakışında düşüremedim alaylı duruşuKüçük cüssemde kocaman baş taşıyamadım;Korkak ama gururlu!
Oysa;
Nereye gitsem ben kokabilmeli şehirÜzerimden geçerse bulutlarYağmurlar beni yağdırmalı
Hangi denize girsemDalgaları saçım sarısıKıyıları tenim tınısı olabilmeli
Her neye uzatsam elimiKoparmalı ve basmalıyım göğsümeEn güzel şiiri ben yazdım demeliyim
Evet, evet şair olmalıyımSazın çıplak akordunda aşık da olabilirimAslında her şey olabilmeliyim
Takvimlerde gülüşümSaatlerde öpüşüm olabilmeliSevdiğimin odasında
Hatta odamda olabilmeli sevdiğimBaşucu kitabımın arasındaKüfür yazdığım notları saklayabilmeliyim
Nereye yanaşsamBen kadar uzaklaşmalı kötülüklerAcılar yıkanabilmeli gözyaşımda
En güzel aşk benim gönlümdeEn sıcak seviş benim bedenimde olabilmeliAma dindirmeli de yumruğum savaşları
Her rengi saklayabilmeli gülüşümGözyaşımda yaşam kara bağlamalıVe tek sözümde çözülmeli kördüğüm
Tüm yollar istediğim yere gitmeliVe güneş her gün bana doğmalıHaftanın yedi günü ‘ben’
Ve akşamlar...Tüm düşleri benden çalmalıYıldızlar sönük kalmalı yanımda
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dönüyorsa dünya eteğimdeBirikiyorsa mevsim saçlarımdaVe susuyorsa aç bir çocuğun çığlığı
Çantama yapıştırdığım kağıdıUlu orta açıp okumalıyım-Ya Sabır! ! !
.....
Sabah telaşı içindeÇalım satan karga kadar olamadım belkiAma;
karganın da olamayacağı kadarZ a v a l l ı y ı mA d ı mİ N S A N.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Adında olmayan harfleri seçtim
Dudağımda AŞKtınYokluğunun ateşli saatlerindeDilimi nasıl ısırdıysam öfkeyleSuskum oldu kanlı harflerNasıl söylesem kiBoğazıma takıldı tekiDudağımdan A...K tın
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ağır yağıyorum
Gürültüyle açıldınur avuçlar
on fideye karıldımemleket
mezar başındamaviye ağladıkınalı eller
kayan yıldız,sır verdisağır sultana
pusularındanbin pişman dağlar
kardelenleri kırdıboş miğferbiribiribiri daha
şubat kızıl kıyametsaçıldı kar-buz yollara
düştübir çocukbabaydı gözleri
'oğuldu'bir karış toprak
dize gelmezbaşa gelir derler ölüm
'bayrak'solmayasın diyeağır yağıyorum
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ah bu oyun yok mu
Sessizliğin kadarAcıtmaz canımı hiçbir şey
Beklediğim tüm sözlerKilitli dudağında
Bir ben mi yakınım banadüşlerim mi? yoksa
Umarsız mı sevdanBensizlik kadar
Oyunun kurallarıhep bana...hep bana
Çentikleri ismimdeDili bıçak olanların
Bir beni mi buldularBu aşkta taşlayacak
Sol elindeki mühürBoynumda yağlı ilmek
Ayıbı günahı banaİster ol, ister olma
Diyeceğim deNereye kadar taşınır bu yükNereye kadar akar su bilmem
Bu aşkta tek gücüm ‘sen’Benim kıyılarım kuruOmuzum çökük
Adam gibi sevdim dedinAdam gibi ol yanımdaMızıkçı olsun aşkBlöfünü çek istersen
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ah Yar
Yine bir sevdanın başındasın yarBu kaçıncı yara yüreğin kanarGözlerinde dünün izleriYüreğinde deli yangınlar var.Ah yar,İçin yanar, dilin susarBilmez misin yüreğindeMesken tutmuş külleriİse bulanmış, sayısız sevdalarAy batar,Karanlığında batar yüreğinesoramadığın hesaplarBu kaçıncı ‘yarın’ der direnen umutlarBu kaçıncı hazanıdır gönlünAh yar….Karanlığın ötesinde arzular.Karanlık semalarda yarınlarGök yıldıza acıkmış…Yıldızlar güneşe tutsakSevdanın izleri gözlerdeGözlerde ağlayan bulutlarSevdayı anlatır yağmurlarDört nala taşır geceyi yakamozlu dalgalarSunar ellerine sevdanın serinliğiniIslatır kabuk bağlamaya çalışan yüreğiniAh yar,Bulutlar getirdikçe ağlayan gözleriKabuk tutmazki kanayan aşklarHep ıslaktır asla kurumaz anılar.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ah!
Ben seni özledimSen bilmeHani görünce yüzünüMerhabam var yaNasıl alev alev çıkar boğazımdanAklıma düştükçeNasıl basar yüreğime sensizlikAh!
Ben seni sevdimSen bilmeHani sesini duyuncaKanatlanır ya göğsümdeki kuşlarTaşar gider dingin sularımNasıl soğuktur sensiz yarımAh!
Ben senden vazgeçtimSen bilmeHani imkansızdır yaTemmuzda karın yağmasıBeyazlanan sadece yıllardır aslındaNasıl kızmam sensiz geçen zamanaAh! Ah!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aheste aheste...
-Dua yağmurlarına- tutulmak istedim bu gece.Ölüm beni çağırır sanki yavaş yavaşYastığım taş… yokluğun yoldaşHadi böl dolunayı, usulca yaklaş.
Gözlerinde geçmiş kendinden yeşilSu beni çağırır sanki yavaş yavaşYarama döş…uykumda düş…gecede süsHadi yırt mavileri, aheste yaklaş.
Sana doymak istedim bu gece kana kanaSakın sorma -bu nasıl bir susamak! -Gözümde bulut, damlamda umutIslatıp gönülleri, gel yavaş yavaş
Bana bir sevi diledim Huda’dan yanaGözlerine sığdırdım çölleri yavaş yavaşKum gözlüm, ürperdim dokundukça tenineDoyamadığım tenini, ser yavaş yavaş.
Şehrimde gün söndü işte, tam bu saatte! !Gidenler beni çağırır sanki yavaş yavaşYarın düşmüş günüme,dün gömülmüş bu güneEcel bana gelir sanki…bir telaş bir telaş.
********************************************************************Dua yağmurlarında ıslatın beni bu gece! ! !Su beni çağırır sanki yavaş yavaşBana bir sevi diledim Huda’dan yanaEcel bana gelir sanki…bi® telaş bi® telaş.
Bitti(m) dediğimde başlar yolculuğun ötesiArdım sıra açılınca el, olmasın gözde yaşEy ölüm, aheste çek kayığımın küreğiniÇocukluğumdan -fış fış kayıkçı (m) - gelir yavaş yavaş
Doğdum...yaşadım...öldüm ama hep çocuktumKoşsan da güneşe, emeklesen de geceyeD o ğ u m ağlar, güler ö l ü m hep aheste a h e s t e.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Akşamdan kalma
Yorgundum...Bir o kadar da kıpır kıpırdı içimdeki kelebekler. Nedendi bu telaş,bil-m-iyorumSoru işaretlerimle çıktım yola. Ayaklarım mı koşturuyordu, yoksa yüreğim mi?bil-m-iyorum
Öylesi tedirgindim kiSözlerini duymadığımMüziği aklımda kalmayanGüzel bir melodiydi kulağımdaAkşamdan kalan
Kalabalıktı-k, gülen gözler, şarkı söyleyen dillerin arasındaYalnızdı-k-, yalnızlık kadar, suskundu-k-
Bir andaSöndü tüm ışıklarMüzik sustuKaybolmuştu kalabalıkKırık bir resim düştü duvardanBelirsizliklerin içinde
-Gözleri- -Gözlerindeki yüreği- düştüElindeki kadeh kadar buğuluydu
Dumanından tütsüleniyordu karmaşaları. O, onda değildi. Bu ilk de değildi ki onun içinaslında.
<i>Kopuk kopuk kelimelerde, yine bir şiirin içindeydi ve bir şehrin içindeydi yıkıkdökük.</i>Anason kıyılarına çekilmişti...Firari bakışları - çekmişti işte
Göğsüne doldurduğu sisli umutları nasıl da çığlık çığlığa yuvarlanıyordu soluğunda: Bukadar sessiz kalmamalıydı kaçırdığın gözleri. Diline gelmeyenleri, çoktan –çokça-gördüm onlarda.
Bahardın. Her ne kadar dikenli olsa da yolların, sadece sen kanardın. Canımı yakmakistemediğini biliyorum bu nedenle dallarındayım, tutmuyorsun beni. Kendini acıtmandaha çok yakıyor içimi. Kapanışın zamana, yalnızlığa sarılışın daha çok ağlatıyor. Herşeysin aslında, içinde tüm hiçleri barındıran. –Sen de öyle- diye titreyen sesindeSuskunluğusun sevdanın ya da adı(n) her neyse...
Kopuk kopuk kelimelerde, yine bir şiirde ve bir şehrin içindeydin yaşamın belkide sonkırıntılarıyla. Oysa ekmek kokusu kadar gerçek –hayat-, hani bir melodiye birliktekoştuğumuz tuttuğun elim kadar gerçeksin bende.
SilkelenBahara renk veren canGözlerindeki perdeyi açma güneşeBırak uçurtmalar süzülsün baktığın yerdeBırak dalgalar dinlensin kavgalarının ötesindeSeslenEn sağır yürekler duysun
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şiirin lacivertinden sök siyahıUmut damlat gözlerin gibi...
SilkelenNefesindeki seni çıkar ortayaBak ne kadar güçlüsün istersenDaha da güçlü oluruz iki bedende tek yürek olduktan sonra...
Hatırla, kollarındayken tıka basa boğazıma doldurdum şarkıyı -Seninle bir dakika,mutlandırıyor beni....-
Bir adam-dı- köşesine çekilmiş, kalabalık içinde yalnızlığı daha kalabalık.Suskunluğunda fırtına olmak isterdim.Saçlarımı dağıtıp, rüzgarıma kapılman için..
İki kişilik soluklanmak, uyanmak için, kır artık şu zincirlerini can..korkusuzca gel.
<i>Seninle bir dakika, mutlandırıyor beni.. bir dakika siliyor canım yılların özlemini..
Kadehin sende, senin bende sızdığın gibi.. hala akşamdan kalmayım
Aşk tanrıçası uyandırsana bizi...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Alkışlar sana
Düğümlendikçe kayganlaşanİpleri dolaşıyor elimeKüçük kuklalarınRengi kaçmış maskeler bir de
Roller ve suflelerFısıltılardan silikŞahsiyetli kostümlerAlkışlardan belirgin
SeyirciyimOyuncuyumYönetmenimOyuncağım bazı bazı
Her durumda gülseler deGülerim gülenlereSoytarıyımSoytarılığının dizi dibinde
Alt üst olmuş sevdalardaDemlenen anılarınMasal kahramanlarınıAtıyorum sahnemden
Seni mi? !AlkışlıyoruzYıldızın sönmesin diyeBak!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ama nerdeee
Her kelime tek mana taşısa keşkeİma denileni hiç bilmesek
Her insan tek ruh olsa keşkeFesatlığı düşünmesek
Baktınmı dünya düzUzandınmı yıldızlar ellindeİçtiğinde artmalı denizYangın sönse üfledinmi ormanda
Her kalp tek sevda taşısa keşkeHer beden bir aşk
Her kurşun gül götürse gittiği yereBir lokma bile doyursa açları
Yaşamın bize sunulduğu gibiHer şey bir kerelik olsa keşke
Ama nerdeeeee
not: öylesine yazılmıştır....
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Amelini dürmek var
<i>bilirim; her ölüm erken gelir</i>
kefensiz cesetlerde ellerim
hiç tanımadığın bir kadın rahmindeeserin; iki göbekte iki çukur
ey insan; emsalsiz yaratılanölüm benim işim
aldığın canlarda temizlenmeliyse pisliğinbenden umudu kes
ben ecelken ölüme açlığından yoruldum
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Anlasana
Şiirler yazdım sanaMısra mısra aşk kokanŞarkılar besteledimNotasından sen damlayanDestanlar yazdım, resimler yaptımAnlasana
Sevgimi yazdım bulutlaraAşkımla ıslanasın diyeYağmur oldum saçlarında..Hergün ilk dokunanın olayım diyeÇiğ olup tenine düştümHerşey senin içinAnlasana
Geceleri yazdım günışığınaGün batsın, yıldızlarda göreyim gözleriniYatağıma yatıp düşleyeyim seniŞafak bekledim tan zamanıGüneş üstüne doğmadanSon kez sarılayım diyeAnlasana
Elimden gelen herşeyi yaptım aşkın uğrunaAnlasana...anlasana
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Anlasınlar
Mısralara sıkıştırmak istemiyorum duygularıOkuyan anlasın sana olduğunuKendine pay çıkarmasın diğer aşıklarSeni yaşasın...beni anlasınlarAşkımı çizerken yastığımdaSiyah tuale damlattığım gözlerinleBilsinler, bana yeşili veren baharın sen olduğunuYudumladığın kırmızıdaKora dönen sevdam kavursun dudağınıŞarabın lezzetinden değilSarhoşluğun teninden geldiğini anlasınlarYağmur herkese yağsınAma biz başka ıslanalım sokaktaNisan yağmurunun bizim olduğunuAnlasınlar...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Anlat/ma
Bahar gözlerinle durma karşımda selvi boylum… Biliyorum, kırmadan birşeyleranlatmak istiyor bakışların…. Duymak istemediklerimi dizmişsin sanki yorgun sevdayumağına. Dolunayın uzun siyah saçlarına, yıldızlarla ilmek atıp işlediğin, gece şalını mıdolayacaksın boynuma.
Kurumuş kalemime mi dolduracaksın şarap rengi mürekkebi? Boş kağıdımaimkansızlıkları mı dökeceksin tüm öfekeli kelimelerle? Sessizliği tırmalayan kalpatışlarımda, kendime vuruşlarımı mı durduracak öpüşlerin?
Sen yalnızlığı nerden bileceksin! Sensiz kalmanın ne olduğunu kaç şişeyle devirdim, kaçşarkıyla kustum gidişlerini. Sana her bakışımı katık ederdim oysa özlemime sermekiçin. Sesini, kokunu son damlasına kadar doldururdum nefsime. Uzaklıklarını hiçesayardım, gözlerimdeki gülüşünle kalakaldığımda.
Özlemi sen mi anlatacaksın bana? Ciğerinin bir ucu isleşirken titrek mum ışığında,yutkunan sen miydin aşk şarkılarında! Derdiğim ayrılık çiçeklerini, umut tohumu yapansen miydin? Hazan yapraklarını kızıla boyayan senin tenin miydi? akça pakça ayazyemiş.
Kaç gölge tüketti kendi kendini, kaç…kaç şiir yarım kaldı masamda. Feryatlarımıboğdukça yastığımda, kaçıncı darbeyi aldı kırılganlıklarım.
Ufalandı bulutlarım. Mavi mavi serpildiğine bakma üzerime, ölümü seriyor aslında düştarlamdaki pamuk çiçekleri, sensizliğin toprağını örtüyor.
Güneşin ışığında bile zifiri duran penceremin önünde, bana hayatı mı anlatacaksın?Selvi duruşunun gölgesinde kalan yaşam mı yakın bana? Buğulu bakışlarında, martgülüşünde ki umut mu yarınlar? Yanında olurken dokunamamak mı ukte sevda?
Nasıl anlatılır ki bu aşk! İçinde fırtınlar koparken, dingin su gibi serilmek yok muyamacına! Öpmek, dokunmak isterken uzaktan seyretmek yok mu? Herkes bilse neolur ‘seviyorum’ derken, sesimi kısmak, hatta içimden bile geçirmemek ne kadarbatıyor… nasıl anlatılır ki bu can acısı,
Varlığında yokluğun nasıl bastırılır bebek yüzlüm.
Ezikliğini yaşıyorum biriktirdiğim yıllarımın. Sebebi neydi acele gelişimin sensizdünyaya.
Bir mucize olsun isterdim, mesafeleri kapamak için. Gözlerine ve tenine düşmek içinbüyütmek isterdim yüreğimi.
Şimdi çaresizce seyrediyorum seni, uzaktan soluyorum nefesini. Bakışında eriyensızımı, sol yanımda biriktiriyorum. Cesaret edemiyorum kulağına fısıldamaya ‘senisevdiğimi’. Susuyorum. Canımı yakan dikenleri topluyorum kan çiçeklerinin. Yalancıbaharlara aldanmamak için mevsimsizce geçirmeliyim ömrümü. Biliyorum ama olmuyormart gülüşlüm.. Bahar gözlerinden akıyor yüreğime. Canım yansa da, sevdam sendenvazgeçmiyor.
O nedenle ya git, ya eksik yanımı tamamla. Sadece dudağından çıkacak tek kelimehayat... Hadi bana şimdi aşk'ı anlat, koca bedeninin gölgesinde.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Anlatsam sana
Kuruyan dallarda tomurcuk olsanHercai baharı anlatsam sanaYağmura ağlayan bülbülü sorsanSusadığı aşkı anlatsam sana
Bir avuç toprağın almış ahınıRüzgara kapılmış gül yapraklarıSus pus olmuş deniz yasta dalgasıDurgun sevişleri anlatsam sana
Çağlıyor gözlerim, susuyor şarkımBaharımda yağmur, tenimde yangınYokluğun zemheri, gelişin zârımYasaklı sevgimi anlatsam sana
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Anma / Bingöl Depremi
Karanlığa gömüldü yarınlarÜzerine toz toprak çöktüYanı başımda yatan küçük yürekBir dolap altında verdi son nefesiniSaksıda baharı karşılayan tomurcuktu oysa gözleriŞimdi...Haberi bile yok üzerine çöken tonlarca betondanToz içinde beyaz bir bedendeKırmızı yarınları sızmaktaKucağında oyuncak ayısıVe kendi gibi kaç bedenKaç ruh...Gecenin üçünde verdi canları.
01/05/03 Bingöl'de depremde kaybettiğimiz canlara Allah'tan Rahmet diliyorum.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Anne
Kaç gündür çakmak çakmak gözlerle karşıladım sabahıGece daha uzun geldi gündüzdenBildiğim tüm dualar dilimdeAvuçlarım yüz sermişti gökyüzüneKulaklarımda uğultularZannederdim ki rüzgarGözlerimin önünde gri bulutlarSislerin ardında nice ruhlarGelip gittiler başına biliyorumSeni koparmak için bir birIşık gösterdilerÇiçekli yollarYitirdiğin sevdiklerin el uzattıİnce köprü üzerindenAna yüreğin dondu kaldıDünya dönmedi o anRüzgar durduNehirler kalakaldıVe sen uzaklardaHaykırışlarımızı, gözyaşlarımızıBilmediğin insanların dualarınıDuymadınKulağına fısıldadığım sevgimiTuttuğum soğuk eliniOkşadığım yanağını düşünüyorum daBirşeyler eksik gibiydiSanki yapacak çok işlerin vardıAna yüreğin elvermedi bırakıp gitmelereAralık gözlerinde gördüm yarınlarıPamuk ellerini bastırdım göğsümeUmutbahçemde açtı tomurcuklarBırakmadın....direndinSen galip geldinSevginin gücünü gösterdi dudaklarınKımıldadığında yer yerinden oynadıFırtınalar koptuOkyanuslar yükseldiKurak topraklar yeşerdiBiliyorum bir gün herşey ardında kalacakO gün, bugün değil amaGün yaşama zamanıDört harf anlatır dünyayıANNE dünyanın anlamıİyi ki varsın.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Annem'e / II
Bir can verdin banaNice canlara canBahara renk kattınBahar çiçeğindim elindeSevdanla suladın saçlarımıŞimdiyse yorgun, halsizAcılardan hırpalananBedenin kollarımdaSevgim yetmez diyeGözyaşlarımla sulamaktayım hayatınıVerebilsem nefesimi göğsüneKanım damarında akabilseÖmrümün kalan kısmını yazabilsem kaderineBana verdiğin canı katabilsem ruhunaSensiz dünya ağır gelir omuzlarımaSensizlikse dünyadan ağır anne!Bizi terketmen için çok erkenÖlümü bizim kadar sevme!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Annem'e / Ölüme kafa tutan dünyam.
Hüzün geçti mutluluğun önüneGünlerdirUmutsuzluk serpilmişti yüreklereGüneş hiç doğmadı ay vardı her saatteO kadar uzak kaldı ki sabahınBir o kadar çaresizBir o kadar ürkekO kadar yorgundu ki bedenin.Duymadın haykırışlarımıSen hissederdinYanağımdan süzülmeyen yaşımıGöğsüme ağır gelen acılarıBilirdin sana doğmayan güneşIsıtmazdı dünyayıSesini duymadanCıvıldamazdı kuşlarYüzüne düşmeyen suArındırmazdı ayazıSensiz dünya neye yarar..Hoşgeldin aramızaYeniden belirdi dağın ardında rüzgarSonbaharın tomurcukları açtı gözlerimdeYüreğimde nice fırtınalarDualarla aramızdasın biliyorumKardeşlerimin yalnızlığınaBizi sensizliğe terketmediAna yüreğinHoşgeldin canözümSeni seviyorum
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
AR(ındı) & GÜL(ler)
<tr><td width='100%' align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%'align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><fontcolor='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><font color='#800000'><fontface='Times New Roman' style='font-size: 13pt' color='#792010'>Tırnaklarım geçerken avucumaİnleyen bir serçenin gözyaşıydıŞakağımdam süzülen damlalar.Düştüğünde toprağaToprak ağardı yeryüzündeBeyazın da, baharın da rengi kaçtı.
Bildiğim bir sessiz tını gibi şimdi günVe dilsiz rüzgara teslim olmuş şimdiden yarınlarım.Son barutumu serptim güne,Yıldızlarla kaplayacak yanık kokusu düşlerimiVe tenimin sızısında koklayacaksın tüm evreniVe tüm evrende bırakacaksın izini, dokunacaksın.
Dokunduğunca ağlayacaksınVe ağlatacaksın kör bakışlarıSonra gidip hiç bilmediğin bir kör yazgıya vurulacaksın.Ölmeyeceksin ama defalarca öldüreceksinAkıttığın her bir damlaya isyan edercesine.Tenindeki boncuk boncuk terlere dizeceksin kabusları.
Bilmediğin, yalnızlığım,Arındığım yarınımİsmimle çatlayacak dudaklarındaÇakıllara gömülmüş bir sevdayım
<i>Aralık Sonu, Gece Yarısı, 2005Gülay Yıldız & Arzu Altınçiçek ortak çalışmasıdır.</i>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ara Dinkjian & Erdal Akkaya - Kökler ve Dallar
KÖKLER VE DALLAR KONSERİ Türkiye Sakatlar Derneği, müzikseverleri Aya İriniMüzesi’ne davet ediyor. Ara Dinkjian ve Erdal Akkaya müzikleriyle kültürleribuluşturuyor. Sevginin, kardeşliğin, hoşgörünün ve barışın türküleri söyleniyor.
Türkiye’nin en köklü ve büyük engelli örgütü “Türkiye Sakatlar Derneği” dev bir müzikorganizasyonuna imza atıyor.
26 Eylül 2009 Cumartesi günü Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tahsis edilen Ayaİrini Müzesi’nde yapılacak “Kökler ve Dallar Konseri” ile tarihsel bir buluşmagerçekleşiyor.
Saat 20.30’da başlayacak konserde dünyanın en tanınmış ud virtiözü olan Ara Dinkjanve ülkemizin yetiştirdiği önemli bir bağlama ve şelpe ustası Erdal Akkayaunutulmayacak bir müzik şöleni gerçekleştirecek.
Konser bir yönüyle kültürel buluşmaya, diğer yönüyle de ülkemizde yaşayan engellileriçin büyük bir projenin tanıtımına ev sahipliği yapacak.
Türkiye Sakatlar Derneği
Türkiye Sakatlar Derneği 1960 yılında kurularak, 1963 yılında Danıştay Genel Kurulu veBakanlar Kurulu kararıyla kamuya yararına çalışmaya hak kazandı.
Dernek 68 şubesi ile engellilerin hayatın her alanında eşit koşullarda yer alması vetemsil edilebilmesi için çalışmalar yürütmektedir.
Birçok konuda faaliyetler yürüten TSD, Çorlu’da bir ilköğretim ve iş okulu yaptırarak2003 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim etti.
Dernek, bu başarıdan cesaret alarak, Balıkesir iline bağlı Gönen’de yeni bir projebaşlattı. TSD Nihat Kaban Engelsiz Yaşamevi projesinin önemli bir kısmı tamamlandı.Yaşamevi inşaatının bitirilmesi ve hizmete sokulması amacıyla İstanbul Valiliğinin26.03.2009 tarih ve 27077 sayılı olurlarıyla bir yardım kampanyası açıldı. Kültürleribuluşturan bu konser, aynı zamanda bu kampanyamızın tanıtılmasını hedeflemektedir.
Türkiye Sakatlar Derneği, daha kalıcı eserlerle engelli vatandaşlarımızın yaşamlarınakatkı verme çabası içindedir.
Ara Dinkjian
Klasikleşmiş şarkıların bestecisi...
Ara Dinkjian, 19. yy başlarında Diyarbakır’dan ABD' ye göç eden bir ailenin üyesi olarak1958 yılında New Jersey' de doğdu.
Udu evdeki taş plaklardan sevdi, Celal Güzelses'i dinleyerek enstrümanını geliştirdi.
Arto Tunç Boyacıyan ile “Night Ark” isimli bir grup kurdu ve “Avcı” filminin müzikleriniyaptı.
Armenian In America (Amerika’da bir Ermeni) ve Peace On Earth (Dünyada Barış)albümleri 2005, 2006 ve 2007 İsrail Uluslararası Ud Festivallerinde (Jerusalem
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
International Oud Festivals) canlı olarak kaydedildi.
Night Ark grubuyla yaptığı albümlerin dışında Arto Tuncboyacıyan, Eleftheria Arvanitaki,Omar Faruk Tekbilek, Brian Keane, Hasan Isakkut, Bhavani ve Onnik Dinkjian ile ortakalbümler yayınladı.
“Dinata, Dinata” adlı bestesi 2004 Atina Olimpiyatlarının kapanış töreninde çalındı.Eserlerinin pek çoğu sinema ve televizyonda film müziği olarak kullanıldı.
Sezen Aksu'nun “Gülümse” ve “Deli Veren”, Fahir Atakoğlu'nun “2”, Burcu Güneş’in“Tılsım” albümlerinde misafir sanatçı olarak yer aldı.
Dinkjian’ın besteleri arasında Sezen Aksu'nun “Sarışınım”, “Vazgeçtim”, “SonSardunyalar”; Alpay'ın “Dağların Arkasında Yar”; Ahmet Kaya’nın “Ağladıkça” veYunanlı sanatçı Eleftheria Arvanitaki’nin “Meno Ektos” adlı eserleri yer aldı. Sanatçı,Vasilis Saleas, Coşkun Sabah, Bedri Ayseli, Rober Hatemo, Ethem Adnan Ergil, MineKoşan ile çalışmalar yaptı.
Ara Dinkjian ayrıca dünyadaki en iyi ud virtiözleri arasında sayılmaktadır. Dünyaçapında konser sahnelerinde, ud festivallerinde, seminerlerde ve master sınıflarındagörülmektedir.
Erdal Akkaya
Geçmişten Geleceğe Uzanan Bir Köprü…
1972 yılında aslen Erzincanlı bir ailenin üçüncü çocuğu olarak İstanbul'da doğdu.
Ablaları Saadet ve Gülten Akkaya’dan oluşan 'Akkayalar' adlı müzik topluluğunabağlaması ve sesiyle eşlik etti.
Hasret Gültekin’in 1992 yılında çıkan albümünün, 1995’te Güler Gültekin’in “TürkülerdeYaşamak”, Nilüfer Akbal’ın “Miro” isimli albümlerinin düzenlemelerinde yer aldı vebağlamalarını çaldı.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin önemli kadın solistlerinden, Uluslararası VerdiÖdülü’ne sahip Elena Kember ile icra ve solistlik üzerine çalışmalar gerçekleştirdi.Özdemir Erdoğan ve Ferhat Livaneli gibi sanatçılarla stüdyo çalışmalarında bulundu.Selda Bağcan gibi birçok sanatçının albüm kayıtlarına bağlamasıyla katıldı.
İlk solo albümü “Yağmurla Gelen” 1997 yılında yayınlandı. 1999’da Duisburg VolksHoch Schule’nin katkılarıyla ilk resitalini verdi. New York’ta İlhan Erşahin’inprodüktörlüğünde hip-hop tarzında bir çalışmaya doğaçlama bağlama kaydetti.
1997 – 2001 yılları arasında Zülfü Livaneli’ye yurtiçi ve yurtdışı konserlerinde solobağlama ve şelpesiyle eşlik etti, vokal yaptı. Livaneli konserleri kapsamında MikisTheodorakis, Maria Farandouri, Liesbeth List, Al Di Meola, İlhan Erşahin, Ara Dinkjiyangibi uluslararası isim yapmış usta sanatçılarla birlikte aynı sahneyi paylaştı.
2001’de ikinci albümü olan “Ciğerparem” müzikseverlerle buluştu. 2002 yılında TRT için
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
“Bir Tutam Temre Otu” adlı üç bölümlük belgeselin müziklerini yaptı. ÖzdemirErdoğan’ın 2004 yılında çıkan “Gitarıma Türkü Öğrettim O Söyledi Ben Dinledim”enstrümantal projesinde bağlama ve cura çaldı.
2006-2007 döneminde Su TV’de Türkiye’nin önde gelen virtüözlerinin konuk olduğu“Kökler ve Dallar” programını hazırlayıp sundu. “Zülfü Livaneli 35. Sanat Yılı”konserinde Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Nilüfer, Nükhet Duru gibi Türkiye’nin önemliyorumcularına eşlik etti.
Konser ile ilgili bilgi için:
Arzu ALTINÇİÇEK ([email protected])
(TSD Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu)
0212 631 11 95 -0535 465 76 76
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ardından
Gittin gideli hala güz kokar yastığımHazan sabahlarla başbaşayımHayalinle kaldığım gibi..Kasım gülleri açar gecelerimdeKatmer katmer yalnızlık kokar
Gittin gideli hasret rüzgarı eser kapımdaNe gelen dosttur, ne giden tad bırakırUğurlardığım sevdalar gelir aklımaKatmer katmer bulutlar dolar gözlerimeKurur yağdıramadığım yağmurlar
Gittin gideli sevda bir başka görünür odamdanDaha soğuk ve kasvetli yeditepeRuhu yok neonlu caddelerinGün bile kararmış ufukta
Oysa gökyüzüne güneşi boyadımGece gündüz ışığımı bul diyeŞehir ‘sen’ bakarGüneş ‘sen’ yakarKasım gülleri ‘sen’ açar.. deniz bakışlımAy tenine yangın bu candaGÜZ, ‘SEN’ kokar
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Artık/lar vaktindeyim
I
akşam sofrası kurulurkenyorgunluğunu atar yaseminlerde gün
çatısız odalarküçük kilimlere sarılır
uğur böceklerine ısmarlanırkırmızı bisikletler
şaşkın gülüşlerimizateş böceklerine
II
Şehrin yok olan sokaklarındaip atlayan çocukluğum gibisihrini kaybetmiş midiravuçlarımda salyangoz yaldızları
Aşırdığımız kirazlarboy vermiş midirasma gölgesinde
bana umarsızçocukluğumdan kalmaböğürtlen lekeli mevsimler
ağaç gövdesine yumsam gözlerimimendil kapmaca oynayanküçük ellerden kapıversem sevinçleri
göz kıyılarımın dikenli tellerindemavi çizgili defter kağıdı uçurtmam
bundandırdüşlerimin kesikliği
III
ve yıllarparmaklarımdan da çok
ruhuma sığmaz yorgunluğum
(a r t ı k)
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Arzu
Ne oldu Arzu sanaNeden suratın asıkNeden gözlerin hep dolu doluNeden keder denizinde yüzüyorsunKurtulmaya çaba sarfetmiyorsunNeden Arzu böyle yapıyorsunBiliyormusun sen çok değiştinBunu kimse farketmeyebilirAma ben herşeyin farkındayımSen böyle değildin bir zamanlarHep gülerdin..Dert nedir…tasa nedir bilmezdinHiç gözyaşı dökmezdinGeceleri uykusuz geçirmezdinBoşluktaki izlere takılmazdınCıvıl cıvıldın Arzu, hayat doluydun,neşeliydinBir de şimdi!Bak aynaya da gör haliniGöz gözlerindeki feri giden umut ve neşe izleriniMorarmaya yüz tutmuş halkalarınıVe teker teker sayGenç yaşta aklaşmaya başlamış saçlarınıO gül dudaklarına bak nasılda titriyorGözlerin yuvalarından fırlamış sanki zayıflıktanYanağımdan ardarda yaşlar nasıl da süzülüyorYüreğin küt küt atıyorSöylesene neyin var ArzuHiç kimse seni benim kadar tanımazBenim kadar kimse anlamazOysa farkındayım sendeki değişikliğinSusma, söyle nedir değişme sebebinSen umutlarını yitirmezdin bir zamanlarİnsanlara güvenirdinSeverdin onlarıFakat şimdi hepsinden kaçıyorsunHerşeyden korkuyorsunTüm dünyadan elini ayağını çekmiş halin var ArzuNeyin varBir ses verBir ümit verSusma! konuşYalvarırım konuş Arzu.SevmiyorumSevmiyorlar bu haliniEski haline dönmek bu kadar zormu ArzuBir kere iste, deneKimbilir tekrar açar umut çiçeklerinBaşarabilirsin yeniden sevmeleriKimbilir….Şu an yüzündeki tebessümYalnızca bir maske seni perde arkasına saklayanAt o maskeyi suratından
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
At düşünceleriniKederi, tasayı, suskunluğu at!Biliyormusun herkes soruyor birbirine sana ne olduğunuHerkes düşünüyor seniBiraz anlayış göster onlaraKırma kalpleriniYıkma güzelim ümitleriniBilki onlar senin iyiliğini düşünüyorEski seni istiyorlarVe bende istiyorum o haliniÇokmu canını sıktım ArzuÖyle düşünüyorsan tanımamışsın beniBen…Şu an aynanın karşısında oturmuşGözlerinin içine bakarak konuşanBaktığın ama göremediğin senimBenliğini bulamayan yüzünBen senimEski ve yeni ArzuVe şuan benliğimi bulma hevesindeyim.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Arzu Altınçiçek hakkında / vekaleten gönderimdir
Merhabalar,
Öncelikle Arzu'dan önce kendi adıma gönderilen tüm geçmiş olsun ve şifatemennileriniz için teşekkür ederim. Okumak saygısızlık olur diye okuyamadım amabaşlıklarından yeterince belli. Eminim Arzum bile bu kadar sevildiğini bilmiyordur.Varlığınız, maillerinizdeki temennileriniz için sonsuz teşekkürler.
Arzu'ya internet hepten yasaklandı ve ameliyat tarihlerinde de değişiklik olduğu için bumaili size yazmamı rica etti. Ayrıca mail sonunda iki de ricası var. Arzu bu huyluhuyundan vazgeçmiyor.
Sizlerle yıllardır beraber olduğunuz için size gönderdiği gözyaşlarım hellalik olsun şiirisiz de takdir edersiniz ki, psikolojik çöküntü sonrası yazılan bir şiir. Oysa Arzuyu şimdigörseniz inanılmaz pozitif ve umutlu. O nedenle size borcunu bir şiiriyle selamlarıyla veöpücükleriyle, büyüklerine saygıyla göndermemi istedi.
Çarşamba günü olacak ameliyat 7 Nisan sabah 08'de olacaktır. 5-6 saat gibisürecekmiş tahmini olarak. Reelden tanıştıkları dostları belki ziyaretine gitmek ya daçiçek göndermek isterse :) ki o ayıcıklar istemişti....insan ne kadar büyürse büyüsüniçindeki çocuğu yaşatabilmeli- der hep. seni seviyorum çatlak meleğim.
Medical Park HastanesiSaraçhane Parkı YanıFatih-İstanbul(Beyin Cerrahi)
Allah hepinizden razı olsun.
Borcum var aydınlığa
Aydınlığa gömüyorum kendimiÇiçeklerin renklendiği,Kozalarında kımıldayan kelebeklerin,Kıyısında kumların üzerinden kalkan,Mevsimlerin bitimindeyim.
Yüce dağların eteklerine inen soğukBeyazlarında çırpınan son kar çiçekleriGülüşümdeki gamzeler belki de.Semasında bir kibrit çakımındaIsınan güneşin doğuşundaki ipte boğazım
Bir avuç toprak ellerindeYa karanlık düşürecek saçlarımaYa savrulunca ellerdeGüneş doğuracak beni
Bir nisan damlası olacağım gözlerdeBahar kokacak gülüşümde
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Biliyorum!Gidişimin dönüşü olmak zorundaBunca açık ellere borcum var benim.
düşeceğim maviye cemreden önce....Düşlere dalacağım beyaz martılarlave uyandığımdakaldığım yerdenYeniden başlayacağım hayata,Her sabah doğan güneşin peşi sıra takılanGÜN GİBİ
Arzu Altınçiçek
1) van bölgesinde 7 oku projesinde ortalama 650 çocuk için iç çamaşırı, defter vekalem gerekmektedir.Kitap, ikinci el giysi vs.2) 7 ecza dolabı temin edildi fakat içindeki malzemelerimiz eksik3) Harita ve Atatürk resmi4) 60 fakir aile için kumanya ve hijyen malzemeleri
Bunların teminlerinde destek olmak isteyen arkadaşların
Penta Ajans-Arzu AltınçiçekFatih Sultan Mehmet caddesiNo.240 Okmeydanı-İstanbul
adresinde Ajans tarafından Arzu'ya tahsis edilen ofisinde muhafaza edilecektir. 15-18nisan arası en son gönderim tarihidir. Şirket olarak bağışta bulunacaklara Kamuyararına ayniyat makbuzu kesilmektedir.
İrtibatlar: 0532 233 60 21 Arzu, 0552 233 60 21 Mediha, 05322709980
5) 19 Nisan 2006 da time Out da Bowling turnuvası olacaktır. tek oyun-cola Finalli 15YTL'dir. Katılımlar bireysel olacaktır. Bununla ilgili daha sonra tekrar geniş bilgiverilecektir.
Küçük ellere uzanan büyük yürekli Arzum 'a acil şifalar dilerim.
SaygılarımlaSimlâ Giray
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aslında
Yıldızlar ne kadar yakınmış aslında.Gece… gece hiç de karanlık değil.Korkmak değilmiş kalabalık içinde yalnız kalmakÜrperten, ölmek kadar, yalnızlıktan da yalnız olmak
Denizler hiç uzak değilmiş.Suya mürekkep damlatıncaOkyanusları sığdırdığınızı düşündünüz mü?Elinizdeki bardağa.
Ne ağaçlar kalabalık,Ne yollar karmaşık.Ne de çocukları masum yetiştiriyoruz aslında.Hayat ne sunduysa, onu katık ediyoruzAçlığımız sunamadıklarına.
İsyan ne kadar basit aslında.Bir çığlık dolusu küfürlerBir yumruk sıkımı izler duvarlarda,Ya da bir kurşun hızında bitişler.
Konuşmak ne kadar kolayBildik harfler yan yana,İsterse noktasız olsun cümlenin sonuAnlayan anlar nasılsa.
Sevişmek de kolay değil miİki ten olduğunda.Zamane içinde ister kadın kadınaİster adam kadınlaAdam adamaysa, yine de aldırmaz oldu dünya.
Her türlü kahpelik kolaylaştıDünya ağırlaştıkça.Kalabalıklaştıkça yabancı oldu insanlarNe anlamı kaldı arkadaşlığınNe derinliği şerefin, namusunGurursa zaten ayak altında.
Yükseklerde dalgalanır olduYalancı ülkelerin alaca bulaca bayraklarıYeşil parkede sızarken bilmediğin kan grubuBir şehit ağacı daha dikildi dört duvarın ortasına
Vergiler ödedi asgari ücretliMidesine indirdi kara para aklayanlarMadencinin elinde beyaz güldü ekmekAlkışlarsa, gülleri sahnelere atanlara.
Önüne gelen şarkıcı,
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Önüne gelen sanatçı olmuş yurdumdaÖnüne gelen şair, entel dantel ayaklarıKravatı takan beyefendi,Kırıtıyorsa mini etekli olmuş hanım efendi.
Sahi kimin umurunda?
Sınırları değişiyorken yurdunÇalınıyorsa çocuklar anıt mezardaSatılıyorsa organlarBulunuyorsa kalbi, gözü olmayan cesetlerKayıplar listesine aitKimin parmağı kıpırtıda?
Yarışırcasına hazırlanıyorsa çocuklar yarınlaraVe bilmiyorlarsa köpük dondurmanın tadınıBir misket bile yuvarlamamışsa uzanıp toprağaBeyaz yakası kirlenmemişse iki örgülü saçlarının altındaDuyulmazsa teneffüs zilindeki küçük çanMegafonik son şarkılar yerine.Büyükler mi yaşamıştır çoculuğu,Şimdikiler daha şanslı denilen çocuklar mı?
Hanginizin burnunda tütmez kiSokak kavgası sonrasıEve dönüşteki ter kokusu!Minik kilimleri toplayan eller yerineKlavyede yazışır küçük parmaklar.
Kırılan oyuncak sepetindeBekler kolsuz bebekTekerleksiz arabaİpi kayıp topaçKuyruksuz kağıt uçurtma
Komşular gelse gece oturmasınaİlk ortaya çıkandır o sepetAman sussun çocuklar diye.Sonra tavlada aranır dübeşler, yeklerDanteller örülür, çeneler nakış işlerken
Kulağımda hala çınlayan ezgisiyleRadyo başında yapılırdı kahvaltıYeniyi bulmak kolay aslındaEskiyi yaşayabiliyor muyuz? eski tadında! ! !
Üç mahalle aşağıda ölüm olsaYas tutardı simasını bilenler bile.Şimdi aynı apartmanda,Bulunmaz komşunun ölüsü, kokusu yayılmasa.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sahi kapılar neden eskisi gibi çalınmaz?
Arap sabunu kokusunu özleyen kaç kişi var?Ya da mabel cikletindeki zenci kadının küpesini hatırlayan?Leblebi tozlarını yerken tıkanmaya razıyımHer şeyi bol şimdiki zamandaAma hiç birinde yok anneannemin kahve değirmenindekiÇekirdeğini öğüttüğüm kırk yıllık dostluğun tozları.
Çizgili pijamalarda kaynamış suyun kokusuBayrama birkaç gün kala hazırlanan bayram yerleriHadi geç oldu sabah okul var diyen annelerin sesleriBakkal önü mahalle yaşlılarının sohbetiniÜzerinde İş bankası amblemli çelik kumbarasındakiBüyük hayallerin küçük paralarınıHiç özleyen yok mu?
Yıldızlar ne kadar yakın.Uzak olan yaşadığımız günlerimizÖlüm bile başucumda beklerkenGönülde kalmak ne kadar zorA s l ı n d a....
yaşamak mı zorölmek mifarkına vardığımızdageç kalmamış olsaky a ş a n m a m ı ş l ı k l a r a
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aşk adamı
Kendimden eminimSana ait..Varlığınla yokluğunKalmanla gitmelerinbitirmez bende ki seni
Senden emin değilimSen yine sana aitYokluğumGitmelerimdaha da büyütüyor senibilirim
Sen bende büyüdükçeBen bende eriyorumSen/sekimbilirhangi çıplak yüreğe açtınGönül yatağını..
Beni uyuttuğun gibi uyut/malarınBende kaldığın gibi kal/maların
Bahar geliyorNasılsa sıçrayacaksınBaşka papatyalara
Sen yalancı baharınaşk adamısın.
Gelinciklerine dokunmaYüreği yananlarınBırak/ta onlar masumiyetiyle kalsın..
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aşk adına
Bir saatlik gözlerimiBir tutumluk ellerimiBir tadımlık dudaklarımıSana gönderiyorumHani yeterse
Bir duyumluk şiir okuyorumBir yudumluk nefesimiBir tutamlık saçlarımıSana gönderiyorumHani yeterse
Bir kadehlik keyifBir şarkılık notaBir resimlik boyaSana gönderiyorumHani yeterse
Bir anlık gözyaşıBir anlık kahkahaBir merhaba, bir elvedaSana gönderiyorumHani yeterse
Bir kavgalık öfkeBir sevişlik sevdaBir bedenlik ruhSana gönderiyorumHani yeterse
Bir açık maviBir sıcak sarıBir kaderlik beyazSana gönderiyorumHani yeterse aşk adına
Bir ‘sen’ gönderiyorum sanaBir ‘beni’ alıyorum sendenSana sonsuzluğu...Olur mu!
Bir pencerelik özgürlükAşk adına yeter bana
tav.kuy.pay.örd.sıp :)
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aşk en çok adınla güzel
'Kaldıysa içinde zerre kadar benBırak kendimi yaratayım küllerimden ' dedin ya!Sustum...
Bir an; seni ilk gördüğüm merdivenler dizildi gözlerimeMayısın ikisiydi, saat yine yalnızlığımın üstündeydi.Çapraz düştüğünde ellerimiz, avucumuzdaydı mevsim çiçeği.İsmin bile hatırımda değildi elini elimden ayırırken.Zaman aktı geçti...
Bir deniz kenarında bekliyordun beni.Maviye düşen portakal çiçeğiydi duruşunve gülüşün...gülüşün şu an bile aynı sıcaklık içimde.İsmi bile hatırımda değil o günün, mayısın ikisiydi...Zaman aktı geçti...
İstanbul'a deniz ötesi bakıyorduk.Sokak kedilerinin gölgesine şahitti yıldızlar...Piyanonun başında bir adam, şarkısı hatırımda değil.Tenimin tenine ilk düştüğü andı şiirlerin tutuşması...
Duymadığımız bir aşk şarkısı çalıyordu bir yerlerdeBiliyorduk... bize gelene kadar bir bir sulara düşmüştü notalarMartılar çalıyordu...gülüyorduk.Aşkın çığlığı kilitli kaldı dudağımızda.
Dönüşe doğdu güneş...Islak otobana vurdu sarısı.Üzerinde leyleklerin uçuşlarıve içimdeki çocuğun kahkahaları...
Ne kadar da yakınmış İstanbul!
Her yıl bir taş daha koydu bu şehir önümüzeve her akşam iki ayrı yakada, yine de tek bedende besledik aşkı.Her şiirimizde biraz sen vardın, biraz benAma en çok aşk vardı.
Mevsimi bilmem, yılı da!Hani şiirleri kuma gömdükleri geceYumruk içindeydi ya öfken,cadde üstü düşmüştük kavgaya.Kollarımdan tutup da, ayaklarımı kesip yerdenYa sahip çık bana, ya çek git dedin ya!O an tutuştu mevsim, o an kavruldu akdeniz.Sustum...
Taa ki;Eski sevgilin diğer yanımdaBir yanımda sen... o gece,O gece öyle yandım kiAşk ne zor şeymiş.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dokunduğunda gözyaşımaSahip çık aşkına dedin ya!Bu sahne bildikti aslında...güçsüz olan benmişim.
Gamzene dayalıyken düşlerimBir kez daha tazeledin içimde sevişleriParmağımda özgürlük, içimde tutsak olan aşk.Sol elinden çaldığım anları helal et bana.
'Az kaldı, döneceğim sana,Kaldıysa içinde zerre kadar benBırak kendimi yaratayım küllerimden ' dedin de;
Bil ki; hep yangın yerisin içimde.Ne zaman sönerse ateşin, solar portakal çiçeklerim.Küllerinde düş kırıklarım...aşktan bizi silme.Aşk en çok adınla güzel.
-Gamzen aşk kadar güzel-
21 ocak 2007
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aşk erişilmeyen olmalı
Aşkta baharı yakalamalıyımMevsimsiz şarkılarda yaz'ıUmut hep olmalı sevdadaHayaller gerçeğe taşınmalı.Küçük yürekte destanlar yaşatmalı duygularAvucumda sakladığım yıldızları savurduğumdaSamanyolu çizmeli lacivert gökyüzüDenize yoldaş olmalı.
Aşkta coşkuyu yakalamalıyımHani göğsümde çit çektiğim deli taylar var yaYalamalı dağı taşı dörtnalaBen eteğime toplamalıyım baharı.
Kelebekler konmalı ormanın saçlarınaMeltemi okşamalı en bakir dallarınıYedi kat altına kadar gökyüzü kurşunlamalı toprağıAşk erişilmeyen olmalı.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aşk filizi(m)
Aşk filizi(m)
Ne kadar da soğuk ellerinBöyle bırakmamıştım seni
Gözlerin gülerdi beni görünceYüzünün ateşi vururdu ellerine
Ne kadar da yorgun adımlarınSeni kovalarken dursaydı ya böyle
Her uzanışımda uzar giderdinBilmediğim kadınlar tadardı tenini
Ne kadar da durgun sesinBağrışların geldi aklıma
‘sıkıldım’ çığlıklarında öfkeli dudaklarınÖpüşlerini çaldı bulutlar
…-Şimdi pişmanlıklar dökülüyor-şimşeklerin ardından…
Yıldırım(sa) zaten vurdu bir kere!
Yağmurun ardındaki toprak kokusundaSeni düşlüyorum, elimde aşk filizim
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aşk perisi
Şahin yuvasındaKuru bir dalımKırıkGüçsüzÖlü
Bir gün ışığı düşseBir buse kondursa yaşamFilizlenirim
Sevda verir tomurcuğumEn güzelini açar rengimAşkın kokusunu üfler rüzgarım
Dipsiz kuyulardaYosuna dolaşmış taşımKaranlıktaÇıkmazlardaBağlı
Bir gün ışığı vursaBir el dokunsaParlarımRengarenk ışık saçar damarlarım.
Gördüğün ya da görmediğin her yerdeVarım aslındaDuyarsın adımıBazan bir şarkı anlatır beniBazan dolan gözlerde ki suskunluk
Ezik yüreğin kaleminde ağlar şiirlerBir demet gülüşte dirilir sevinçler
Gün gelirTırmansanda ulaşamadığın dağAn gelirElinde ufalanan toprakBenim
Sen yeter ki sevmek isteSevilmeyi beklemedenİçinde belirse o heyecanSeslenmesen de duyarımBen aşk perisiyim
Şiir Peri 'sine hediyemdir... Yüreği ve gülüşü 'şiir' insan :)
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aşk ruleti
Sabahın kaçıydı bilmem nöbet bittiTüm gece bekledim yalnız ruhumuÖylesine tutundum ki hiçbir yıldız kaymadıDolunay hala güneşe inat tepede
İlk ekmek kokusu doluyor sıcak sıcakUfak ufak adımlar siliyor sessizliğiYalnızlık biraz daha kalabalıklaşıyorDurdurduğum dünya elimden kayıyor yavaş yavaş
Bu kaçıncı çiy düşen dizelereAyaza çalan kaçıncı tutuşmuş kalmış gecemİhanetlerin bestesi dilimdeSavaş açıyorum her seferinde gönlüme
Oysa hep yorgunSon savaşında bu kalemNamlu ağzındaSekmeden vuruyorYaralıyorRulet hala dönüyorSon mermi ‘AŞK’Candan can alıyorÖldürmüyor.13/4
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aşk saklı
<embed src='http://www.balcanet.com/muzika/siir10147.mid' width='0' height='0'autostart='true' loop='true'></embed>
Mayıs saklıGüneşin eflatun kuşağındaDenizin deli dalgalarındaGülüşün saklı
S e n b e n d e s a k l ıA ş k ı y a s a k l ı
Şiir saklıŞişedeki kırmızı tortudaGecenin kısa soluğundaNefesin saklı
S e n b e n d e s a k l ıA ş k ı y a s a k l ı
Adı saklıGüne gömülen yıldızlardaAsma salıncağımdaEllerin saklı
S e n b e n d e s a k l ıA ş k ı y a s a k l ı
Elinde fermanımFermanında idamımÖlümümde idamın saklı
SenBenBizeYasaklı
AşkSessizceBizde kaldı
<i>K a p ı n ı y a l n ı z l ı k ç a l m a d ı m ı
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aşkısı
Uzun zamandır sorunlarla, iyi niyetimden dolayı başıma gelen haksızlıklarlauğraşmaktaydım.. Günler hep kasvetli doğuyordu ve ben sıkıntılarla uyanıyordum,hatta uyurgezer gibi dolaşıyordum her yerde.
Özel hayat diye birşey yoktu, hatta özel biride. Dağılmış bir puzzle gibiydi ruhum.
Kalabalığın ortasında yalnız kalırız ya zaman zaman ben bunu yıllardır yaşıyordumzaten. Hep arka plana attım kimsesizliğimi. İş, aile, çevre derken unuttuğum 'BEN'vardı, ertelediğim bir gelecek. Bakıpta görmediklerim vardı etrafımda. Uzanan eli geriçevirmek sanki daha güçlü kılıyordu beni. Başkalarına ait sorunlarla uğraşırken kendisıkıntılarımı unutuyordum. Kendimi ancak onların mutluluğuyla avutuyordum. Hele kiözel birisinin olması kadar eziyet gelen bir sorumluluk!
Kırılan sevdaları, yıkılan güvenimi tekrar tamir etmek sorun değildi ama her defasındayıkılmak yok mu? Acısını paylaşmak sessiz sedasız ağlayışlarda. Hayatıma birini alacakcesareti bulamadım. Kimse inanmıyordu gerçi yalnızlığıma. Birisi hatta birilerininolduğunu düşünenlerle konuştukça hayret ediyorlardı, -senin gibi birinin nasıl sevgilisiolmaz! diye. Laf olsun, biri olsun hayatımda diye aşk yaşayanlardan olamadım ki ben.
Sevgili olmak ne kadar küçük bir olay aslında, hatta evlilikte öyle. Ya üzerinize binenonca sorumluluk, yapmanız gereken fedakarlıklar, göğüslemeniz gereken zorluklar.Hele ki bunları, hayatınızın bilmediğiniz bir döneminde gelip ve ne kadar kalacağınıkestiremediğiniz bir kişi için yapmak ne kadar mantık ya da nasıl bir duygu yoğunluğugerektirir.
Doğru insan, gecenin bir yarısında yalnızlığınızı kalabalığa dönüştürdüğü duygularıyaşatır. Eksik kalan diğer yarınız, düştüğünüzde uzatılan bir el'dir çoğu zaman.
Sevgi kutsal bir duygu ama ben sevmeyi hiç beceremedim. Hele ki aşk! imkansız birtarifti benim için. Ateşten gömlekte buzdan bir bedenin direnmesi gibiymiş oysa sevda.
Kendimi sıradan hissettirdi bana yaşadıklarım. Nefes alıp vermek gibi, yolda yürümekgibi basitti hayat. Mevsimler bile hep normal geçerdi hayatımdan. Güz bir başka oysaşimdi. Yağmurlar, mürekkebi olmuştu katran gecelerimin. En büyük çığlığımsa,gözlerimden yankılanıyordu boş duvarlara.
Ne değiştirdi şimdi beni? Ben hep aynı bensem, hayat aynıysa yenileyen ne olduyarınlarımı?
Bir ses böldü önce yalnızlığımı... ılık meltemler gibi doldurdum sabahlara. Bilmediğimbirşeydi göğsümdeki kıpırtılar. Sürü sürü nal sesleri vardı çit çektiğim göğsümde, heran duracakmış gibiydi yaşam. Sonra gözleri doğdu sessiz kumsalıma, aktı coşkunnehirler. Gürül gürül çağlamak istedim. Çakılların arasında kıvrılırken, huzuru öğrendimyüreğinde.
Özlemeyi, sabretmeyi, büyümeyi öğretti bana. Küçük yüreğimde büyük sevdayı, büyükyüreğinde küçük dünyamı anlamamı sağladı.
Herşeyden önce sevgi için ağlamayı, mutluluğun nasıl durdurulamadığını öğrendimyanaklarda, bu yaştan sonra. Aşka inanmayan ben masal kahramanı gibi gördümkendimi.Kül kedisimiyim yoksa temiz bir buseyle hayatta dönen pamuk prenses mi?
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Özel biri olduğumu hissettirdi. Güvenmeyi, beklentisizce sevmeyi ve bu kadaryaşadıklarımdan sonra ilk defa 'AŞIK' olmayı öğretti bana..
Daha geçenlerde seslenmiştim O'na! 'Hoşgeldin sevdam' derken bu kadar çabukhayatımı değiştireceğini bilemezdim bile. Herşey rüya gibi, mavi düşler, pembe hayallerpeşinde değilim. Sadece bize ait olanı yaşamak istiyorum. Acıyı, kavgayı, hoşgörüyüama hepsi gözlerinin içinde kendimi gördüğüm, nefesini yüzümde hissettiğim an olmalı.
Bak şimdi sadece sen varsın hayatımda, suların ardında doğan güneş gibi arınmayaçalışıyorum karanlıklardan. İkimizin olduğu bir dünya çiziyorum, ay tenine kırmızıyıdamlatıyorum kalbimden. Sakın uzaklarda kalma, bana sadece sen lazımsın.
Seni seviyorum diyorum, nasılsa sen kim olduğunu biliyorsun. Yeditepe'de bilsinistiyorum aslında ama korkuyorum göze gelecek diye bu sevda, bilmediğim sokaklaryutar diye adını bile haykıramıyorum, yutkunuyorum...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ateş altında çaresizlik
Bir bebek ağlıyor düşümdeGözlerinden sıçrıyor adını bilmediği acısıÇığlığında saplı bir kurşunKundağında kalacak ten kokusuBüyümeyecek amaBüyüyecek göğsümde yangını.
Sesimde tükenecek, kurşuna isyanımÖlecek bebek, yarını karanlıkDört duvarı olacak toprak.Toprak karanlık.
Bir bebek ağlıyor düşümdeAnasının memesindeAna bedeni soğukGözleri açık, ruh yok.Eteklerinden sızıyor kırmızıBacağı dizden yok
Tükenecek kopan bedenlere yumrukDüşecek kolum halsiz,Dört duvara gerilecekUykusuzluk denilen dikenli telVe takılı üzerinde savaşın acı fotoğrafları
Sesim son tizde küfürdeÇınlıyor namluda hedef olan bedeneKaç! lanet olası duymuyor…niye?Bir kurşun daha saplanıyorİsmini bilmeden hem de.
Gözlerimden doluyor güneşKan lekesi üstündeŞimdi hatırladımBir bebek ağlıyordu düşümde.
Acaba hangi ülkedendi! ! !
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ay düşümündeyim
Bir kenarda birikmiş kirli sularGözlerimde yaşlar birikmişVe toplanmış şehrin üstüne bulutlarHadi akın artık!
Lekesi kalksın koca şehrin.Sokakları yıkansın.Ve gözlerimde arınsınDoğma büyüme soluduğum buralar.Hadi aklanın artık!
Kapana sıkışmış güneşEllerim kenetliSınır kapıları kapalı.
Ne gelen var ne giden, gecenin bu vakti…
Uykusuzluğumun sebebiYazılmamış bir şiir rahatsızlığı.
Kelimeler yaka paça savrukHiç biri dizilmezİmlası bozuk mu bozuk.
Ne di’ li var, ne de yarınıÜç nokta kol kolaO bana bakar, ben onlara
Ötesi…yine yazılmaz şiir.
İlerler geceUykusuzluk cam batığıÇakmak çakmak gözlerde.Gözlerde kan!Günden kalma belki de,Belki de, dünden güne akmakta:
Ne –dur! diyen var, ne –git! diyen…Herkes ölümü seyretmekteSavaşa buyur etmedeYere düşen boş kovanlar
Ve kol gezmede kör medeniyetBarut kokan şehirlerde
Ve el açmakta masumiyetMezarsız şehitlereNe adı var, ne başı
Bir bebek namlunun ucunda belki deBense balkonda sarmaş dolaş geceyle
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kelle koltuk savaşı.
Lime lime düşlerim.İçimi bir şeyler kesmekte
-Hangi yüzün aydınlıkBen karanlığım da!Bir ay düşümündeyim
Hangi yönde kalır barışSavaşın ortasındayım.
Ne şiir yazılır olduNe lokma yutulur.
Bir yumruk tıkarBir kurşun sıkar
Bir beden düşerNe kavgası kalır, ne sevdasıYarası kanar kanar durur ölümün…
Ya benim günahım ne?
Her gün aynı fotoğraflarKan kusar haberler
Her gün bomba sesleriDört duvarımda yankısı
Benim günahım ne…Bestelesem barış şarkılarınıKuşlara ezberletsemVe sürü sürü geçselerÖzgürlük marşları sesinde
Bir kurşun vurmadan düşer mi?Patlatmadan söner mi fitil?
Yaz kıvılcımlarını bırakırlar mı ateş böceklerine!
İçimde,İçimde rahatsız ediyorSavaşa hayır! şiirleriGel gelelim yazılmıyorOysa herkesin dilinde
Kelimeler mi kanlı?Kalemim mi bitik?Yoksa kırmızıda sızarken yarınlarCanlar mı anlamsızSavaştaki an’lar mı…
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aklan artık dünya
İşte oluk oluk kanİşte oluk oluk yaşİşte siyah ve beyazİşte gece ve gündüzİşte kan ve canSavaş ve barışEmanet kimden sahi?
Renk kalmadıTad kalmadı
Gündüzleri yorgun barış! !Geceleri savaş-ma, seviş! !Bebek teninde kaldıDeli şairin kokusu
Bulutlar dağılın artıkBir ay düşümündeyim.
Aklan artık dünyaBir düşün peşindeyim.Uzaktan –kan- görmüşümGelincikler içindeyim.Yazamadığım beyaz kağıtKenetli ellerimde,Güvercin kanadısın artık…
İşte ay düşmek üzere şimdi…Sabah baş ucunda bulacaksınTek kelimelik şiiri.
…..
Şiirim Ö Z G Ü R - L Ü K.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ayşe(m)
Bahardan yeşil çalmış gözlerinGeceden karayı çalmış sözlerinKaç yıldız öpmüş yüzünde çillerinİbrahim kızı çiçeğimsin Ayşem
Otuz bohçaya sardım yaşınıDokuz düğüm attım kara bahtınıDilsiz kalmış bülbül duymuş adınıUmman kızı çiçeğimsin be Ayşem
Hazan yaprağında ördüm saçınıBenimden çaldım kaşına karayıAk elinde aktım kanlı yaşımıİbrahim kızı meleğimsin Ayşem
Yüreğime açmış gonca gülümsünMürekkebim can adına sürünsünDün geldin yarenliğin ömür sürsünUmman canı cananımsın be Ayşem
Dünya ahret hep varımsın kız Ayşem
*** Can abim İbrahim Etem Bingül kızı kardeşim Ayşe'ye ithafen...
çilli çitlembiğime sevgilerle.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Az önce buradaydılar
kirpiklerimle çaldımşehrin yağmurlarınıgözlerimi yumdumkaranlığa çakıldılar
lanetli sınırlarınduvarları ardındabirbirine sokuluptoplu intihardalar
…a n ı l a r
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bahar
Yar göğsü gibi ak pak İstanbul.Bekleyin karlar eriyecek.
O zaman da sıcak olacak buralar.Saçımızda bahar meltemleri...
Çimenlerde açacak papatyalar,Nisan yüklü bulutlar...
Güneş ısıtırken sabahlarıSavaşsız uyansın yarınlar.
Dünyanın neresinde olursa olsunBaharı yaşasın çocuklar!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bahar!
Önce sesin geldi, kıvrılan nehir gürültüsüyle.Sadece, seni dinledim.Sonra bir endam...Yükselen başak sarılarında saçların,Toprak kokusunda bereket.
Dokunuşunu hissetti çiçekler,Ben serinledim.Gözlerinden izler var çimenlerde,Yüksek dağlarda kokun,Sadece seni çektim içime.
Meltemi peşine taktın,Kelebekler olup uçtun,Ben ardın sıra baktım..ve adını 'bahar' koydum.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bakma öyle
Bakma öyle!Böylesi sabahlardır bende yansıyanBulutlardır gülüşümde renkTenimde sıcak güneştirDenizdir bazen ilimde umutDikenli tellerde çocuk yanımdır suskunluğum
Durma öyle!Gülünce senAralanır şehrin üstünde sisGüneş düşer yedi yamaçtanSüngerleşir göğsüm, tenim çekerEllerimde izmaritDumanında hayalinTütsülenir dudakların, canım çeker...susarım
Bakma öyle!Sandık arasından çıkarıp anılarıFırlatırım kağıt uçağımlaHa gözlerimden düşmüş kağıdaHa kağıt çakılmış toprağaAynı batar sancısı uzağında
Yasaklı yolların yedivereniYaprağında kelebekti aşkHangi mevsimindeyim söyle
Durma öyle!Göğsünde yedi mevsim dikenim belki deHer battığımda sevda açar kırmızıYorgun yıllar yara bere sözler içindeKadınım...Tek sensin sığındığım
O zaman!Çık da gel gözlerimdeki karanlıktanÇatlak duvarların ardındaToz duman anılardanÇık da gel!Sessiz çığlığımdanBir tını düşsün lal yemiş düşlerimeÜşüyen ellerimi tut sadece...Gerisi bana yeter.
Sevgili NEG''e (N.Ege.Güral''a seslendirme için teşekkür ederim.)
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bana mutluluk al
<td width='100%' align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%'align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><fontcolor='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><font color='#800000'><fontface='Times New Roman' style='font-size: 13pt' color='#792010'><i>
misketlerim çar çamur ellerimdeayakkabımda bir başka ayak iziitilmişim hayatın bazı köşelerindesepet içinde rengarenk gülleri çingeneningülüşünde altın dişi parlıyor öncedişini göstermek için mi gülerrenkli güllere mi..... bilmemama mutlu yabir tek gülde de olsabana mutluluk al
taze kesilmiş çimen kokusu söküp al çocukluğumdan ve kim fasulye, oyunun en önemli sorusu kim tutar düşünce kolundan ağladığında eliyle silen burnunu ve güldüğüne gülüşüne kurban işte sana vereceğim bunu minibüste ücreti uzatan iki kişilik bir sevdanın adı bu ama mutluluk ya bir tek gülle de olsa alacağım sana mutluluğu
iki kişilik taş sektirdiğimiz kaya dibinden seçtiğin çakıl taşları cebimde beş taş oynamak istersem “dante gibi ortasında”iken ömrün uzanacağım taze kesilmiş çimenlere gözlerimden çim kokulu yağmurlarla uzatacağım fasulyeden sarmaşıkları kayarsam bir yıldızın ucunda tutacaksın ellerimden dolunay yüzünde gülüşünle kaybolurken dipsiz karanlıkta kahkahalarını serp çocukların samanyoluna mutluluğu göster bana
yürüdüğümüz yollar tek yumurta ikizi yıldızlara bakıp tarif ettiğimiz hüznü bu yollara ekerek büyüttük yüreğimizi sahip olmadığımı veremem sana başkasından çalarsam getirip koynuna saklarsam ele verir misin beni?dolmabahçe yoluna tohum yağarhüzünden ektiklerimiz bu ağaçlar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
ve bu yol bizim gizli yolumuzömrün ortasında veya sonundakaybolduğuna inandığın en çingene anındayatıp çimlerin ortasına, açıp ellerini yıldızlaraöp beni hırsız çocukluğumdanmutluluğu göstereceğim sana.
Arzu Altınçiçek _ İbrahim Tolga Özsoy
(msn sohbetinden)
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bana özel...sin
Sevgili ben;
Kaç mevsimlik suskunluğu vardı arzuların, saymadım. Yıldızlı gecelerde bile yönümübulamazdım, çünkü; her yanım dört duvar yalnızlık.
Oysa; sevmeye açtım, sevilmek kadar sevişmeye de.Akşamları kısık sokak lambalarının ışığı öperdi bedenimi.Kuytularda kendi dokunuşlarıma ses olurdu o saçma sapan şiirlerim,an gelir öfkem olurdu,yeri gelir en büyük çığlığım...her defasında bir kadehle başlardı boşalmaya gözlerimden acizliğimve titrek dudaklarımdan keskin bir şarkı düşerdi...her şey susardı sanki, her şey donardı.
Renkler silinirdi, bilinirdi sebebi...Siyah beyaz resimler, keşkeli cümlelerle süslenirdi.Ne kadar saklasam da, ele verirdi kırılganlıklarım saçlarımda kendini.
Uykusuz saatler bir çizik daha atardı yüzüme, bilirdim ama yapacak bir şey yok.
Erguvanlara bulansa da, anıların hep üşüten bir yanı vardı ve mavilerin buz kesikleri.Ne bedenim, ne ellerim...yüreğim titrerdi, yüreğim tir tir.
Herkese bir aşk düşer mi? cevabını kim bilirdi?Tek korkum y a l n ı z l ı k...
Kalabalıkların uğultusunda bir cümle yakalamaya çalışıyorum.Sıcak, sadece bana özel Ya da tensel açlıktan uzak bir el uzansın elime yeter, bir“merhaba” için. Gidişlere alışkın gönlüm nasılsa ama gelişler önemliymiş asıl, biliyorum.
Turuncuların içinden kırmızıları çektim, mevsim sapsarı...Tarihler değişse de takvimler hep yedi güne gebe.Temmuz nisan çamurlarına bulanık ama o halinden memnun.Batak gülleri süslerken yaz düşleri, lacivertler hep kıskançsa, kime n e!
Aşk; kaç yıldır suskunluğumsun, bir ben biliyorum bunu.Sesimden düşen kahkalarıma kanmışlarsabenim suçum değil bakıp da görmeyişleri.
Aşk; her halimi saklayan siyah bir elbisesin üzerimde...renklerime sırdaş.
Oysa ne kadar da net ortada duruşum, ne kadar da kollarım savrukhangi yana çekseler giderim zannedenler, ne kadar da haksız.Kilitleri vurmuşum bir kez,ne öncesi ne sonrası; hep o andayım...sana tutsağım a ş k, sana niyetli...ama sen y o k s u n.
Aşk;Tütsülü gecelerin kokusunda terli şiirsin sabaha.Rengin kırmızı...
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
utanmak mı gerekir ki koynunda uyurkenYa da vaftiz mi gerekir su akışında sevişleri.
Dar sokaklarda düşer yasaklı adınYa ihanettir gölgen,Ya da gölgende ihanetler.Her türlü yapış yapışsın.Ama her türlü kapış kapış.
Sağ koluma takmışım denizi sınırlar çiziyorum.Ağırlaşıyor ihanet kokuları şehrin, git gide yamacıma geliyor ayrılık...Ötesinde zamana vuran metal kurşunlarda yalnızlığım.Bir ben yakınım kendime, sonra...Yine ben, yine ben.
En çok da kendimle konuşmalarımı sever oldum ayrılıklar üstüne.Bu sabah yabancı olsam aynaya, hiçbir kıyafet olmasa üzerime, adımı unutmuş olsaçevremdekiler ve ben hatırlamasam düne aitleri.
Çocukluk kumbaramda biriktirdiğim dünlerle,günleri harcıyorum elim açık.Avucumca o kadar çok bozuk günler var kiVar mı aranızda bütünleyecek yıllarımı?Üstü sizde kalsın, nasılsa aşk herkese lazım
Yalnızlıktan başka korkum yok...Aşk; seninle dolu nice yıllarım olsun.
SevgilerSen.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Başarılar....
ŞİİR ve ŞARKI SÖZÜ YARIŞMASI BİLGİLERİ
1- Yarışma Şiir ve Şarkı sözü yarışması olmak üzere iki dalda düzenlenecektir.
2- Yarışmaya başvuru tarihi 18 Aralık Pazartesi 2006'dir.
3- Her iki yarışmaya katılımcılar en fazla üçer eserle katılabilirler.
4- Yarışmaya katılacaklar hangi dalda başvurduklarını mutlak surette belirteceklerdir
5- Şiir yarışmasında; Birinci, İkinci ve Üçüncüye özel ödül verilecek olup dördüncüdenonuncuya kadar olan derecelere de mansiyon verilecektir.
6- Şarkı sözü yarışmasında; Birinci, İkinci ve Üçüncüye verilecek özel ödülün yanı sıraeserleri bestelenerek kendilerine verilecektir. Dördüncüden onuncuya kadar olanderecelere de mansiyon verilecektir.
7- Yarışmaya katılan Şairler; eserlerinin bu yarışma kapsamında çıkarılacak kitap,broşür v.s. yayınlanma hakkını şiirkolike ya da uygun göreceği kişi ya da kuruluşlaravermeyi kabul etmiş sayılırlar. Bu kapsamdaki çalışmalar için herhangi bir telif ya dabenzeri talepte bulunamazlar.
8- Yarışma sonuçları 14 Şubat 2007 de düzenlenecek ödül töreninde açıklanacak olupbilahare www.siirkolik.com ‘da yayınlanacaktır.
9- Yarışmanın her iki dalına da Şiirkolik sitesinin sahipleri, editörleri, bunların birinciderece akrabaları, jüri üyeleri ve bunların birinci derece akrabaları katılamazlar.
10- Jüri her iki dalda katılan eserler arasından Birinci, İkinci ve Üçüncülüğe layıkdeğerde eser belirleyemediği takdirde bu ödüller verilmez.
11- Her iki yarışma için gönderilecek şiirler ön elemeden geçirildikten sonra yarışmayagirişine izin verilenler www.siirkolik.com sitesinde açılacak özel bir bölümde sonuçlarınaçıklanacağı 14 Şubat 2007 tarihinden 2 hafta önce yayınlanacaktır.
12- Her iki yarışmaya son başvuru tarihi 31.01.2007 olup bu tarihten sonrakibaşvurular işleme alınmayacaktır.
13- Yarışma ödülleri şu şekildedir:
Şiir yarışması1- 3 günlük çift kişilik Antalya tatili + 15 kitap + plaket2- 10 kitap + plaket3- 5 kitap + plaketMansiyonlar: Kitap + plaket
Şarkı sözü yarışması1- 3 günlük çift kişilik Antalya tatili + 15 kitap + plaket + beste2.-10 kitap + plaket + beste3- 5 kitap + plaket + besteMansiyonlar: Kitap + plaket
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yarışma Jürisi;
BAŞKANIşın ERGÜNEY Şair – Şiirkolik editörü
ÜYELERSevinç ATAN Şair – Söz yazarıZeki ÇELİK - ŞairDurmuş KAYA - ŞairAltan TÜRKOĞLU - BestekarNail YAVUZ - Şair
Not: Jüri Üyelerinin adları Alfabetik sıraya göre düzenlenmiştir.
Yarışma şartlarını okudum ve aynen kabul ediyorum.
Sponsorlar:Tatil Sponsoru: Antalya Lara HospitalYarışma Sponsoru: www.siirizi.comRadyo Medcezir: www.radyomedcezir.com
Destekleyenler:Edebice.com,EdebiyatDefteri.com,Edebiyaz.comEylulFM.com,Izleindir.com,EylulDokunuslari.com,Sessizgemi.netSiirdemeti.net,Sevgimix.com,Siirperisi.net* İm Sanat Kültür ve Edebiyat Derneği
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Başsağlığı
EKS
Öldüğümüzdedolunaydır muhtemelenve ışıkları söndüren kim diyesızlanan efkarlı birkalabalığı karışıpçekip gitmişizdir
doğrusubunu beklemiyor kimseelsiz kolsuz çoğukörler gibi birbirine tutunmuşisimler çağırıyorlarumutsuzağlıyor hepsiyanıtsız bir hortum burada her sorudağılıp toplanıp ah! diyorlaröldük mü yoksa?
ayrı duruyor intihar edenler!
Emin Akdamar / Rehgüzar kitabının son sayfasındaki şiiri.
Nur içinde yat. Her daim bıraktığın yerdesin ve gözlerimde kalacak gülüşlerinin izlereri.
Beni bıraktığın eller hep saçımda, sağol emanetin için...
Rahat uyu, seni seviyorum can abim.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bebek kokusunda kalan iki gönüle
<i>Ayrı iki şehrin insanıydı onlar</i>ama bildik isimlerdiBir kadın ve bir erkekYabancı...ama bildik öykülerdendi
<i>Hiç görmedi adam kadını,</i>Kadınsa zaten habersizdiBilindiğinden.Uzaktılarama bilmedikleri kadar yakınlardı.
<i>Altıyol'da gri bir dikiz aynasında</i>Kavuştu gözleriSözler düştü bir andaSaçılmış iğneler misaliLaf yarışıydı
<i>Bir kadın ve bir erkek, iki deli</i>Büyümemiş iki çocuk misaliSürtüştüler yol boyuİki kıta arasında asma köprüdeUnuttular büyüdüklerini
<i>Yollar uzun</i>Yollar kapalıUfuk açıkYürekler açıkBir de sessiz şahit vardı ki...şaşkın!
<i>Tozlu rampanın şık pastanesinde</i>Limonatanın serinliğinde soluklandı kadınÖnde iki adam, hesap ödeme savaşındaKüçük yanları ne kadar saklı kalmış aslında...Kim almış, kim götürmüş, kim yemiş sahi çikolatalı pastayı
<i>Ihlamurların altına bırakıldı araba</i>Merdivenler çıkıldıKapı açıldıGözlerinde baharı saklayan bir kadın açtı kapıyıÇekilen dalgalar gibi gülümsedi, pırıl pırıl ve dingin
<i>Kadınla adam hala yabancı</i>Ordan burdan isimler dolandı dileKüçüklü büyüklü kahkahalarMasa üstünde çizildi çizgilerİnce bardaktaki çay yudumlanırken
<i>Sonra beyazlar içinde </i>Unutulan bir koku getirdi bahar gözlü kadınEllerinde kavradığı küçücük bir bedenBebek şaşkın
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çocuğu kapma telaşıyla kalktı adamla kadın
<i>Hasretti, hayaldi...</i>Unuttu her şeyi.Bütün kiri pası gitti dünyanınBebeğin saçlarını soluklayana kadarKim kimle ne konuşuyordu, kim kime bakıyordu, umursamadan!
<i>Sonra adam geldi,</i>Belli ki o da çok hayalleri sıkıştırmış göğsündeUsulca aldı kadının kollarındanHasretlerini çekti,Boğazında kaldı bir kaç solukluk kokusu, buruklukla sustu.
<i>Uzaktan seyretti</i>Derinlere daldı resmettiBir ninni söyledi içindenDoğmamış çocuklara ya da doğuramadığı çocuğunaBezden bebeği geldi aklına, annelik yaptığı
<i>Bebek gülüşte</i>Bebek adamın ellerinde.Dayanamadı kadın,Alıp yatırdı koltuğun üstüneKüçük gözlerinde, iki büyük surat şaşkınlığı
<i>Gıdıkladı bebeği kadın</i>Adam güldürmeye çalıştıMinik ayaklarını öptü,parmaklarıyla oynadıAdam da dokundu ince tenineİki yabancı küçük bedenin avuçlarında dokundu birbirine
<i>Kimdi yabancı? </i>İsimler mi? şehirler miydi bilmedik?Oysa bir bebeği ortak sevip,Hayallerine saracak kadar tanıdıktı ikisi deKim kimin yüreğinde soluklandı bilmedi
<i>Geri çekildiler</i>Bebek ortada tekme tekmeCinsiyeti önemsizdi o anHayallerdekiydi ya yaşananRenkleri dökülmemiş resimdi
<i>Belki bir daha söylenmeyecek türküler çalındı</i>Uyudu bebekYumdu gözlerini kadın, kolları boşBebeğin başı hala göğsünde sanki, kokusunda sarhoşKonuşuyordu bahar gözlü, sessiz şahit ve yabancı
<i>Akşam yemeğinde geçti zamanın yarısı</i>Leziz gecenin sonunda çaldı veda çanları
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Telefon telefon üstüneGitmeliydi kadınAklı kalacaktı, akılda kalacacaktı
<i>Gecenin koyu kahvesini yudumlarken</i>Tüm yaşananları çekiyordu kokusundaBir fincan kahve bitimi kadardı süresiKalktı, kalktılar...bebek uykudaHayaller dört duvarda kaldı.
<i>Üç kişiydiler arabada</i>Ama üç yabancı değillerdi artıkNe olduğuna şaşkın bir kadınNe olduğunun bilincinde bir adamDile geldi, dilsiz şahit.
<i>Kadın uğurlamak için, indiler centilmence</i>Öylesine yoğundu ki gece,Yabancı kolllar sarılırken ay öylesi parlaktı kiBir umut daha astı ince elleriyle geceyeBaşı hala omuzundaydı adamın.
<i>işte böyle başladı hikaye...</i>Sonu mu! ! !Yollar aldı adamıKadını buruk hayallerAma bir bebek avucunda kaldı iki gönül
<i>Dedim ya bildik öykülerdendi</i>Sonu yazılmamış...ama adam dediKızım olsun istiyorum...başka hiç bir şey değil.
<i>Kadının dilinde sabah sessizliğinde bir şarkı</i><a>'Ağlarsan kıyamam kıyamam ki küçüğümGözlerine bakıp da sana yalan diyememSöylesene diyorsun söylemek zor küçüğümBaşkası var gönlümde sana yalan diyememDeyip de çektin gittin'</a>
<i>Şarkının finalinde belki de adam hala yollarda...</i><a>'Unutmak kolay mı kolay mı küçüğümAyrılık ölümden beter be küçügümKızımız olacaktı gittin küçüğümKızımsız yollardayım'</a>
<i>Doğmamış kızın </i>D e r i n<i> adınaGünün kutlu olsun yabancı(m) </i>
<a>Ayrı iki şehrin insanıydı onlarHiç görmedi adam kadını,Altıyol'da gri bir dikiz aynasında
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir kadın ve bir erkek, iki deliYollar uzun...Tozlu rampanın şık pastanesindeIhlamurların altına bırakıldı araba.Kadınla adam hala yabancıSonra beyazlar içindeHasretti, hayaldi...Sonra adam geldi,Uzaktan seyrettiBebek gülüşteGıdıkladı bebeği kadınKimdi yabancı?Geri çekildiler...Belki bir daha söylenmeyecek türküler çalındıAkşam yemeğinde geçti zamanın yarısıGecenin koyu kahvesini yudumlarkenÜç kişiydiler arabadaKadın uğurlamak için, indiler centilmenceişte böyle başladı hikaye...Dedim ya bildik öykülerdendi.Kadının dilinde sabah sessizliğinde bir şarkıŞarkının finalinde belki de adam hala yollarda...</a>
<i>Sahi olabilir miydi k ı z l a r ı! ! ! </i>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ben izsiz şiirler kalır geriye
Kokusuna yüklü hasretler taşırHer teli karışır gümüş sırçalaraKah duman olur vapur üstündeKah martı, duman üstünde.Aşiyan’dan yuvarlanır rüzgarSavrulur Tevfik Fikret şiirleriMevsimler kalır dudak kenarındaYıkar Marmara gece-i sevişleriKurutur Üsküdar’da bir mendilŞahittir Kızkulesi sessiz duruşumaYıldızlar toplanır,Masalardan iskambilBiter kumar, yiter gece
Siz bilmezsinizAnason çoktan sinmiştir çiy damlasınaGüller sarhoş, mevsim alkolik.Bir şarkı yalpalanır güneş kızın sesindeSerilir güne saçlarıSaçları kadar savruk İstanbul.Kirpik örgüsünde giyinirim şehreŞehir bana çıplakDoğumlar düşer sancılarımaÖlümler sarılı, doğumlar çıplakSaçları örülürBoynunda nefesimBiter kadınlığı şehrin, yiter gece
Bekaretinde tükenir sanırsınız kelimelerSiz duymazsınızİstiflenir ıslığa yalnızlıklarŞiirler birikirÖfkeler dizilir berduşların başındaÇelimsiz gövdelerin gölgesindeÇapraz adımlarla dolaşır caddeleriAdressiz rüzgarlar.Zaman, gümüş kurşun hızındaGel gör ki;Yaprak düşümü sessizliği.Mevsimler dökülür, çizgiler düşerMısrası saklımBiter ömür, yitip gider şair.
Ben izsiz şiirler kalır geriye.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Beni bilirsin!
Arkandan çekip gitmesinler diyeDefter arası ettim yaşananları.
Beyaz kağıtlara döktümGeçmiş yazın yastık altı heyecanlarını.
Aynı bu gece gibiydi…uzun…Yakan temmuz dizeleri.
Gönlümde yara izi,Yaramda, Ege mavisi.
Arkandan söylenmesinler diyeBoğazıma düğümledim ismindeki harfleri.
Sakladığım şiirlerden çıkarmak istedim seniYa şiir yoktu, ya sen.
Aynı bu gece gibiydi…kısa…Saçlarımda dolanan parmakların.
Göğsümde yaseminlerYaseminlerde tenin.
Arkandan duyulmasın diyeSustu ‘seni seviyorum’larım
Şarkılarda tuttuğum fallarda aradımSigaranda kaybolan gözlerini
Aynı bu yalnızlığımdı…canımı acıtan…Ağustosun gelişiyle gitmesiydi.
Başka isimlere yükledin öfkeyi de, aşkı daİsimsizdim!Seni uyurken seyredişlerde yabancı mıydım?Ya da bir duş sonrası dinlettiğin şarkılar kadar tanıdık mıydım!
Hep bu mevsimlerde acır bir yanımHep bu mevsimlerde soğuk olur güneşVe defteri aralarımAynı sarhoşluğum, gece keşmekeş
Karanlığında nasıl da ağlıyor mevsimDuyuyor musun? sanma ki ateş böcekleri
Arkamızdan bir daha okunmasınlar diyeAğustosla tutuşturuyorum şiirleri
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Güneş küllerin arasından doğacakMevsim buz beyaz… beni bilirsin...
<i><a>Defter arası ettim yaşananları.Geçmiş yazın yastık altı heyecanlarını.Yakan temmuz dizeleri, yaramda, Ege mavisi.
Boğazıma düğümledim ismindeki harfleri.Ya şiir yoktu, ya sen.Saçlarımda dolanan parmakların, yaseminlerde tenin.
Sustu ‘seni seviyorum’larımSigaranda kaybolan gözlerinAğustosun gelişiyle gitmesiydi.
Başka isimlere yükledin öfkeyi de, aşkı daHep bu mevsimlerde acır bir yanımDuyuyor musun? sanma ki ateş böcekleri
Arkamızdan bir daha okunmasınlar diyeAğustosla tutuşturuyorum şiirleriBeni bilirsin.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir Anda
Duygum ay'ın iki yüzü gibi..Bir tarafı korkar güneşten süt beyazıDiğer tarafı heybetliYıldızlardan büyük edası..Neşem de hüznümde içimdeki ben gibiKah çocuktur elinde misketleriKah silah gibidir kalemiSevinç te anlıktır hüzündeYaşam ve ölüm gibi herşey BİR ANDA
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir andı
<i>Bir andı...</i>
Dilimin ucundaİdamı bekleyenVedamın ipten dönmesi
Dört elle sarılmaksaKi dört elim yokTüm gücümleYa daTüm gücüyleYakaladım tekrarHayatıSesinden çözülenPamuk ipliğiyle
<i>Bir andı...</i>
Sağır edenSessizliğinIrzına geçişi
Sağır sultanmış duyanTanıdığım sultan da yokSağır daTüm sesiyleUyandırdıYa daVar gücüyleDöndürdü ölümdenTenime düşenFısıltısıyla
<i>Bir andı...</i>
Yaşamla ölüm arasındakiÇizgiyi çekti ayaklarımdanBana hayatOna ölüm kaldı...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir gece vakti -3-
bir gece vakti -3-
seni;bir avuç su gibi çarptım yüzümegözlerinde ormanlar büyüttüm
aşkı çizip katladığımkağıt bir gemi bıraktım sesinin mavisine
dört mevsimdi ellerinrüzgarına tutundum
yaşlı çocukluğumunsarı kurdelesini çözdütaze kadınlığım
saçlarımı bıraktım memleketinesevda akıttım göğsümden
anne yüzüyüm sanaistanbul gibi sev beni
seni;kendi cümlelerime sakladımen güzel şiiriparmak ucuna bırakacak dudaklarım
soğumasın diye aşktenine sokulmayacağım
üç nokta içine sığacak sevişmemiz
sol eline bıraktığım düşlerimlene vakit yalnızlığa düşsenparmak ucunda diğer yarım
özlem demli bardağındadönüp duran çay yolundanmemleket kokusuylabulut bulut gelirim
bir gece vaktisürüldüm gülüşüne(*)yağmur ucunda öp beni
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir gece vakti...
'keşkeler' ne kadar sığarsa yaşanmışlığaişte o kadar sıraladım hepsini;sen gözlerime değince
merdivenli sokağın sonundabir gece vakti buldum seni
ıhlamur kokulu sokaklarınkaldırım taşlarında dolaştı içimdeki çocuk
en kanamalı halimdeyara bereme bakmadı gülüşlerim
bilirim;en az bu kent kadar yorgunve yaralı kadınlığım
ve denizde tuz buz duran güneştendaha parçalanmış kalbimikimse duymaz
bu silik ışıklar saklaryüzümde onca izi
ah! diyorum keşke,keşke; yüzündeki gülüşü aşırsaydıhaylaz çocukluğum
saçlarım saklayabilseydi nefesiniçay sıcağında düşseydi ellerim ellerine
huzur yüzlüm;İstanbul' u ikiye ayıran sen miydin bunca zaman?
bir yanı sen bu kentinbir yanı ben
adın; a ş k ı mellerin ellerime dokunmadan
bir gece vaktiydi...sesin şiirde mühür, sesin gecemde huzur
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir gecem olsa seninle...düş ötesinde
Kabarmış tüylerinde yumulmuştu geceye iki kumruPencerede kesikti rüzgarın sesi ama nasıl estiği belliydi ağaçlardaSıcaktaydım, kumruları kıskanırcasına da uykusuz.Sancılıydı gece…uzunduve saatler teke düştükçe, yaklaşan sabahhep yabancı ederdi beni kendime.
Hayallerimin kırıklarını toplayan yastığa bıraktım saçlarımıKanatırdı düşlerimi kesikleri, uykusuzluğuma batardı.Yanaklarımda mevsim soluğu, gözlerimde yıldız kırıklarıParlak ve ıslaktı bakışlarım…kirpiklerim öpüşmüşve saçlarımda örülüydü yarına dair umutlarım.
Savrulan dalları izledim saatlerceUyanmayan kumruları.Rüzgarı bekledim, belki gider …ve giderkensaçlarımın altındaki gizli acıları savurur sandım.…ellerinin akışını düşündüm saçlarımdave ellerimde bıraktığın yalnızlığı.Günebakanların eğilişini getir aklınaHangi eylül, nisan kokmaz ki?
Şiirler bile daha soğuk bu mevsimdeGüneş daha paslı, mavi daha donuk.Uzandığımda tutacağımı sandığım - sen –Oysa hiç olmamışsın bende…gidişlere alışkınım aslındasen hep kalmalıydın…Bilmedim isyanım sensizliğe mi, gidişlere mi?Hangi hayal gerçek olur ki?Hele ki adı aşksa ve hele ki imkansızsa.
Üşüdüğüm yatağımda çöl düşümsünKan ter içinde karşılarım bu yüzden sabahları
Rüzgar hala penceremde, kumrular uykudaKum gözlerini düşündümAlkol kokan deniz kıyısındanBakışlarında sızan kanamayı…martıların gölgesinde açılsınesmer teninde bana ait dokunuşlar
Dağılsa şu kızıl bulutlar penceredeHani boşalsa yağmur, saklasa yaşlarımıKime zarar!Yedinci mevsimin, yedinci katındayım,Aşk çiçeğimdi yediverenler…onlar bile yangında şimdi
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
…kanıp hazana teslim olan kızıl yapraklardanSalıncak kuruyorum dolunayaKumru kanatlarına ben de yumsam başımı, uyur muyum?Öfkemi sakladım çöl kaktüslerindeÖzlemlerim kanadıkça açtı dikenlerinde kırmızılarım-kırmızı- neydi… kim bildi!
Şu rüzgar kapımın önünden süpürse yalnızlığıYaprakların çırpınışları dursaVe beşik olmasa dallar kuşlaraUçsalar gündüz gibi,Gecenin sessizliği bozulur mu sahi?Korkularım yaklaşır mı duvara vuran gölgelerleÇıtırtılarda gümbürder mi yüreğim?Soluğumdan bile ürker miyim…?Gün yüzüme vurur mu yalnızlığımı geceyi sarmalarken?
Son ateş böceklerini sakladığım kavanozAğustosun küllerini barındırır aslındaSönüklüğü bu yüzdendir geceninKayboluşum bu yüzdendir.Ne bir daldan seyir eyleyeceğim mevsimNe uykusuzluğumu paylaştığım –sen- varsın
Sarı bir yorgan çekiyorum bahar sevişlerinin üstüneYaz zaten sahte sıcakTek gerçek, penceremdeki rüzgarEşini bulan kumruKabarmış tüylerinde huzurlu uyku
Uykusuzluğum neden sence, ben bilmiyorumCevap vermiyor saatlerdir fısıldayan yapraklar.
Yedinci mevsimin son tangosuVe ilk kez dans ederken ayağım kayıyorHangi yıldız taşır beni, dilek yağmurlarına?
Kanat germeye başladı kuşlarGün eteğinin altına almaya başladı geceyiUyumak istiyorum… sadece uyumakKum gözlerinde, yummalıyım gözlerimiNasılsa sen beni uyurken seyredersinVe alnıma bırakırsın sıcak buseni.
Ç ö l d ü ş ü mEylül yağmurlarını aş da g e l...!-d- üşüyorum
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir gün daha kal
Haydi, biraz daha kal, gitme!
Gidersen kararır dünyam.
Bak, ben koca gün taşıdım seni kanatlarımda yorulmadan. Oradan oraya gezdinbenimle. Borcun var bana, gitme. Sen gidersen gelirsin yarın ama ben gidersem,uyanmayacağım portakal çiçeklerinde.
Küçük gövdemden zarar gelmez hiçbir dala, hiçbir gölge bile hissetmez kanadımdandüşen serinliği. Bir var bir yokum yeşillerde, haydi gel bu gün gitme.
Kördüğümler içinde bulup ipin ucunu, kurdum salıncağı maviye. Öyle heybetliydin kikorktum ışığından. Oysa saçların düştükçe kanatlarıma, ısındım. Sevdim seni be!
Sadece bu gün için geceyi sen aydınlatsan olmaz mı? Ben hilal kaşlı yağıza notbırakırım. Kanatlarıma yazarım, o anlar sebebini. Eteklerini toplar gidersen, yokluğundasiyah tuğlalar örülür özgürlüğüme. Siyah bir tül çekilir arka bahçeye. Sessizlik yükselirsessizliğimde, boğulur renklerim.
Denizleri aşmak istiyorum aslında, en yükseklere kanat açmak ve doyasıya soluklamakbaharı. Yaza eremem de bari bir gün fazla yaşasam baharı, ne olur.
Kumru kadar kanadım olsa keşke daha uzağa gidebilmek için. Bahar takılsakanatlarıma da, ayaz yiyen gönüllere taşısam. Uğur böceğine çarpıp karasını çalsamgözlerime. Ha kapandı ha kapanacak dediğim gelinciğin kirişinde kalsa ayağım,kurtulmak için kırmızısını gıdıklasam.
Bir hamlede uçsam gökyüzünde beyaz duvaklı uçurtmaya. Dinlensem seyrine eşlikedip. Tepeden aksam beni kovalayan o küçük çocuğun coşku dolu bakışına.
Gidersen, gece çökecek, yollarıma dikilecek yıldızlar, olmayacak arkamda benikovalayan küçük çocuk. Yakasına takılmayacağım yıllanmış ortancaların. Bir dahadüşemem papatyalara gökkuşağından.
Solacak renklerim, inecek kanatlarım ve küçük bir iç çekişte vereceğim kocaömrümü...bu gün bana hayat ver, olmaz mı?
Küçük bir mutluluk katalım bahara el ele. Söz, giderken portakal rengini sanabırakacağım kanadımdan, yaz gelince karıştırırsın sarı saçlarına....
Ben ölmek istemiyorum bu gün....istemiyorum, duydun mu güneş abla, duydun mu? ??
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir kez daha
Mavisi kaçkın mürekkeple yazıyorum bunları....Yer yer beyaza çalarsa aldanma.
“Akşam dört ayak üstü şehirdeŞehir ki yer yer demir parmaklı denizeYamaçları yasak buraların, mavileri tutsak
Kayan kayana yıldızlarDilekleri ağır bu aşıklarınHangi aşk bitmiş kırmızıda
Bir sevdayı daha kanatır ihanetBir aşığı daha kandırır bu şarkılarKırışmış şiirler birikir, gece kadar berbat
Vapur dolusu heyecanlar çekilir üzerimdenTenimde dolu dolu yaz, terimde damla damla yarYakılmış resimler düşer, kırılganlığım avuçlarında
İçimde hep sana tutsak bir şeylerTüm renkler aşka bulanık, tüm aşklar adınla yazılıSesi yitik baharsın oysa, bundandır temmuzun sancısı
Mevsim sana dillenmişkenKaç güneşten seni dilendimDüşlerim çağla çiçeği, uykularım nasır
Yüreğimi serçelere bıraktımSesimi nankör kedilereBoşuna değil yastığımdaki tırnaklarım
Duvarlardan sarıyı çaldı yüzümEylül demlenir gülüşlerimKıvrılır dudağım, dolanır şehir penceremde
Sınırlarını çeker göz yaşlarımKibrit çakımında dikilir yalnızlığın bayrağıSürgün sevdaların durağı bu şehir.
Ölü aşıklar üzerindeSana ibadetteyimAşk şeytanı seçti (bir kez daha)
Arzu Altınçiçek
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir nefeslik
En güzel şarkının üstünde dolaşır-anason bulutları-Bir nefeslik suskunlukta saklı isyan……“ah ulan ahhh! ”
Sabır boncuklarına dizilir-keşkeler-Yumruk sıkılır, dudak mühürlüSuskun gidişlerin ardındaİz peşinde göz yaşları
Rakı masasında meze -anılar-Tüm şarkıların güftesidir gidene öfkeİçli bir kemandır, sesine sesBir çekimlik -ömür-dürTütüne sarılı yar teniDumanında özlemİsinde ihanet
<i>-Sevda- bitmeyen şarkı-Aşk- bir sigara içimlik.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Birdik
benzer rahimlerdebir pıhtı kandık
bir tünelin sonundagördük aynı ışığıadlandık
kimimizi hayatkimimiz hayatıkanattı.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir'e bin
Bir kalemde kırılır da hayatBin satırda yazılmaz yalnızlığın sancısı
Bir dudaktan çıkar da sesBin yürekten çıkmaz hasret çığlığı
Bir bakışta kalır da ilk anBin bakışta bulunmaz heyecanı
Bir elde tutulur da sevgiBin kolla sarılmaz aşk yarası.
Bir nefeste verilir de canBin nefeste unutulmaz can yarısı
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bitsin
Küçük ellerimde acıların sıkılıEtlerin buz… etlerin sızımHa durdu ha duracak soluğunİki göğsüme sıkıştırır dalgalarıGözlerimde denizGözlerin karanlık
İnleyen sesindeAcının bitmez şarkısıTutmayan ellerindeAtamadığın adımların altındaEzilir yaşam kavgasıBir kez daha aç gözleriniSesinden düşen tek harfe razıyım
Küçük bedenindeNe çok ızdırapNe çok ağrıKapalı gözlerininKaranlık geçitlerindeNeler geçerSessiz yaşlarımNe kadar duyurur kendiniİsyanım ne fayda
Ola ki dinecekse acılarınOla ki rahat vereceksen soluğuRazıyım gidişineher şeyimsin de,yokluğuna hazırım anneacıların dinsin yeter...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bitti
Ne kadar susar ki insan
Her gün bir yaş tadıyorsaNe kadar gülebilir ki
Canımı yaksa daBoğazıma düğümlense deCanım! dediklerim
Artık yeter.... Önce ben Sonra her şey.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bittim
Fransız sokağındaAhşap bir çatı üstümdeAltımda eskitilmiş bir masa
Tüm arzuları dudaklarındaSaklamak istedikleri utangaçlarıKahkaha maskelerinin ardındaŞehir kadınları
Ben kırmızı rujluKoca şapkalıYelpazeli kadınTakvimin hangi yılından kalmayımBilmem
İki kadeh var önümdeİçinde geceyi yutan kırmızıDerin sessizliği paylaşanİki yabancı
Bilmediğim şarkılar söylüyorÖrgülü saçlı kızHani bilsem ne dediğiniEşlik edeceğim de
Dedim yaBen kırmızı rujluKoca şapkalıYelpazeli kadınTakvimin hangi yılından kalmayımBilmem
Fransız sokağındaAhşap bir çatı üstümdeAltımda eskitilmiş bir masa
Kelimeler savuruluyorKelebeklerle dokunuyorNotalar tenimeBelli ki aşk şarkısı
Tüm arzularıGözlerindeYumuyorlarSusuyorlarYudumluyorlarTerimdeki şerbeti
Bu gece eşlik ediyorlar banaYarın iki yabancı olacaklar belki deSarhoşluğa vereceklerEllerinin birleşmesini
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dudaklarının kavuşmasını
<body bgcolor='#334455' text=”#ff0000f' >Ben kırmızı rujluKoca şapkalıYelpazeli kadınTakvimin hangi yılından kalmayımBilmem
Bir şişe üstündeResimlenmişim sadece....
Son nefesimi boşaltıyorlar kadeheBittim...
<i>-Garson bir şişe şarapÜstünde şu şapkalı kadın olanından-
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Biz Giderken
Koca şehir sustu biz giderkenArnavut taşları ağladıGeceyi yutan gözlerinGülümserken kapandıSustu aşkBir rüzgarın peşine takıldı
Koca şehir sustu biz giderkenTüm ışıklar söndüBulutlar beyaz çiçeklerini bıraktı karanlıklaraAyaza düştü aşkBeyaz gecelerdeUzak bir köşede kardelen'Seni seviyorum' diye fısıldadıSustu aşk
Şimdi yıldızlar konuşuyor biziTüm ışıklar gülümsüyorŞehrin gecesi gözlerinde...Üşüyen yanım, yarım kalan şarkımızı söylüyor.'o'da özlüyormuş beni birtanem,Çok üşüyormuş ben olmayınca...böyle yazıyor son mektubunda.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Biz vardık
Bir sen geldin gözlerimeSonra bulutlarUçurtmalar takıldıSonra ihanetler
Aşk maviydiMaviyse uzak
Bir ben geldim kendimeSonra aşkÖnce dokundu yıldızlar saçlarımaSonra kınından çıktı hilal
Gece kırmızıydıKırmızıysa ölüm
Bir sen bir ben vardıkSandık lekeli resimdeTakvimde aylar öncesi bir günMevsimlerin izi üstünde
<i><a>Bir biz vardıkBir de yalnızlıkKarıncalaşmış sevdadaÇekilirken aşk…….bitmiştik biz.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bodrum Aşkı
Sensizliğimin kaçıncı pazarı buSensiz sabahımın saat bilmem kaçıKaç gecedir uykusuzluğumKaçıncı gecedir üstüme düşer ayazı.Sen uzaklarda...gözlerine takılı günışığıİstanbul karanlıkta şimdi.Gözlerin Bodrum sabahındaGözlerinde denizin mavisiMavinde aşkın cilvesiAkdeniz şarkıları söyler kuşlarBuram buram kokar yosun saçlarındaSaçlarında deniz yıldızlarıSen Eylül'ün Bodrum sevdasıRomantik gecelerin kuytularındaBir kadeh şarabın lezzetinde dudaklarınDudaklarında şehvetGözlerin Bodrum sabahıİstanbul karanlık şimdiBilmezsin nekadar hasretim gözlerineTeninin tuzuna yangın dudaklarımEllerim sıcaklığına susamış ellerininAnılarımda kumsaldaki ilk dokunuşun yüreğimeGüneşin ilk ışıkları saçlarımızdaSoğuk denizdeki hararetim sevdanaNeden hep kısadır yaz aşklarıKısaysa neden silinmez anılardanNiye gönül özlemini duyar mehtabınDalgalar neden hatırlatır yalnızlığıGüneş hep gözlerinden doğarSavrulurken kumlar rüzgarınlaÇarpar adını dudaklarımaO kadar hasretimki yanımda olmanaİstanbul sensizliği sunar sabahımaAkşamlarıysa hayalini serer üstümeYa Bodrum sabahları nasılKumsalları saklıyormu ayak izlerimiziSoğuk sulardaki sarıldığımız yer hala sıcakmıYa beni ilk öptüğün tepedeEsermi hasret rüzgarlarıYa mavi gözlerini yumarken hala aklındamıyımYada gün ışığı vurduğunda yatağınaParıldarmı yastığına bıraktığım saçlarım..Bodrum farkındamı senle olmanın güzelliğiniİstanbul öksüz sensizEylülüm garip...İstanbul sabahımda hazan sarısı güllerOysa senle uyanırken avuçlarımdaydıÖperek bıraktığın bengoviller
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Borcum var aydınlığa
Aydınlığa gömüyorum kendimiÇiçeklerin renklendiği,Kozalarında kımıldayan kelebeklerin,Kıyısında kumların üzerinden kalkan,Mevsimlerin bitimindeyim.
Yüce dağların eteklerine inen soğukBeyazlarında çırpınan son kar çiçekleriGülüşümdeki gamzeler belki de.Semasında bir kibrit çakımındaIsınan güneşin doğuşundaki ipte boğazım
Bir avuç toprak ellerindeYa karanlık düşürecek saçlarımaYa savrulunca ellerdeGüneş doğuracak beni
Bir nisan damlası olacağım gözlerdeBahar kokacak gülüşümdeBiliyorum!Gidişimin dönüşü olmak zorundaBunca açık ellere borcum var benim.
<a>düşeceğim maviye cemreden önce....
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Boynuylayım
Hayat;caddeye düşen kuş yavrusunda çırpınmakta.
...
yeşili çalınmış şehirdeyüksek binaselamladı ölümü.
al basmış çocukluğumsızladı gözlerimde
tırtıl gezdirdiğimavuçlarımın küçüklüğündene kadar da büyüktü dünyam
kollarımı açtığım kadardı en uzak mesafelerya da en kocaman sevgilerim
şimdiellerimdebir kuş yavrususıcakhayat, az önce aktı kanatlarından
mavi sürülmemiş tüyleriince boynuylayım
göğüslerimden kan sağdı şehir
...
Hayat!ölümden soğuk durursun.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bu gece de
Bu gece de...
O gecelerden biri daha…
Tek kişilik uyku bekler beniOysa tüm şehir sen…Şehirdeki tüm seslerSeslerdeki tüm dudaklar,yine sen
Anlayacağın ana baba günü ortalık.
Düşlerin çıplaklığındaÜşür parmak izlerinBen üşürüm…Arzularım kan ter içindeayazım sen.
Anlayacağın, sana titrer gece.
Kirpiğimde intihar eder gülüşlerGönül kıyılarıma vurur kendiniİhanetinde bir hançer çıkar kınındanDelik deşik aşkPişmanlığın ben.
Anlayacağın iç çekişlerimdesin.
Şişe dibi öfkelerimSarhoşsa yıldızlar, benim yüzümdenBaşımda döner, başım da dönerBirini üflesem sen soluğumlaKaranlığın ben.
Anlayacağın o gecelerden biri daha
Tek kişilik yağmurların efendisiyimGel gör ki gölgene kul köle.Sensiz, ana baba günü yalnızlığımSen kaç kişilik uykudasın?yine sen...yine...
Anlayacağın bu gece deKendimle sevişteyim.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bu kadar kolay mı?
Bu kadar kolay mı sevgiBir papatyanın tükenişindemi kaderi yüreğiminYa da şarkılardan tutulan fallardamıKayan yıldızlardamı ümitlerGecenin kucağında hayallerleYarına kaç var diye takılan gözlerdemiHiç tüttüremediğim sigaranın dumanıylaBoş şişelerdemiBoşalan kadehlerle artan ihtirastamıBu kadar kolay mı sevgiAşk istemekle yaşanırmıPaylaşmak gerekmezmi güneşiYeşili mavisi birken dünyanınEller birleşmezmi dudaklarlaTen birleşince çöl kızgınlığındaBiten sevdaların buzulları erimezmiYeni bir kor düşürürken müjganıBir tebessüm vermezmi sıcaklığınıHerşeyi güzelleştirmek iki yürekteykenTüketmek sevdaları bu kadar kolay mı?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bu kadar Kolay mı?
Bu kadar kolay mı sevgiBir papatyanın tükenişindemi kaderi yüreğiminYa da şarkılardan tutulan fallardamıKayan yıldızlardamı ümitlerGecenin kucağında hayallerleYarına kaç var diye takılan gözlerdemiHiç tüttüremediğim sigaranın dumanıylaBoş şişelerdemiBoşalan kadehlerle artan ihtirastamıBu kadar kolay mı sevgiAşk istemekle yaşanırmıPaylaşmak gerekmezmi güneşiYeşili mavisi birken dünyanınEller birleşmezmi dudaklarlaTen birleşince çöl kızgınlığındaBiten sevdaların buzulları erimezmiYeni bir kor düşürürken müjganıBir tebessüm vermezmi sıcaklığınıHerşeyi güzelleştirmek iki yürekteykenTüketmek sevdaları bu kadar kolay mı?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bu mevsim bile
Kaç şiir var kumbaramdaki harflerdeVe kirpik uçlarımda bekleyen düşlerimGöğsümde uyansaydın...bu mevsim bileMayıs çiçeklerini sulardım gönül bahçemde!
Kaç fırtına var suskun rüzgardaVe kaç damla yağmur, birleşmiş kirpiklerimdeGöğsümde uyansaydın...bu mevsim bileYakardım çiy düşmüş bütün gülleri
Kaç sarhoş küfür tortulanmış, şişedeVe bilmediğim tonunda aşk kırmızısıGöğsümde uyansaydın...bu mevsim bileBulutlardan yedirenk düşerdi dilek yıldızı
OysaMevsimde buz beyazıBedenimde her su damlası “s e n”...bilmezlergelincik açar tenimdebu mevsim bile...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bu sabah
Hava kapalı İstanbul'daPencereden bakıyorum dışarıGri bir sabah, puslu Piyer Loti, suskun HaliçGöğsümde, isyana yelken açmış sıkıntıKır çiçeği istiyorum bir demet, -yaşam kokanDağ, bayır dolaşmak istiyorum, kelebeklerin ayak izindeYaşadığıma dair kalıntı, yakamda ki güvercin pisliğiBaharı soluyorum, ömür mevsimsiz geçse de.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bu yaşlar niye?
Ümitlerimin bittiği yerde sen gelirsin karşımaGülüşün yol gösterir adım atmam içinGözlerin aydınlatır dünyamıSevgin yeşertir solan ümitlerimi
Özlemlerimin bittiği yerde sen gelirsin karşımaUzatırsın ellerini sana kavuşmam içinEllerin ısıtır avuçlarımıDizine yatırır okşarsın saçlarımıSevdiğini anlatırsın bir masal gibi
Umutlarımı kaybettiğim yerde dikilirsin karşımaÇatarak kaşlarını 'yeter' dersinNeden bu ümitsizliğin, endişeli halinKızarsın...bağırırsınDöner arkanı çeker gidersin
Sensizliğimleyim geneTam yanımda olmana ihtiyacım varkenTerkedelişim vurur yüzümeDamlar dudaklarıma sessiz isyanımHayalinle bile sevişmem yasak oysaHiçbir zaman benim olamayacaksanArkandan döktüğüm bu yaşlar niye?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bu yüzden
Ne kadar olabilirdin ki yanımdaYalnızlığımı göremeyecek kadar kalabalıktınYangınımı akıttığın yaşlarlamı söndürecektinDokunamadığın gecelerde tenimin kokusunuNefsine nasıl çekecektin Uzak kalmaların yordu beniElimi uzattığımda tutamayışınYaslanmak için omuz aradığımda Çok, çok uzaktaydın. Saat seninle iken hızlı Sensiz iken geçmek bilmediGüneş gittiğin yerden battıBir daha yüzünü göstermediDeniz gözlerin kadar engin ufkumda Ne senNede yeni bir umut belirmediHep bir özlem, hep bir huzurKırmızı gecelerdeSoğuk duvarlardaMavi bakışlarımdınDerin gözlerinde bu kez göremedim kendimiOysaSabahlara gebe kalmalıydı sevişlerimiz Hilale asmalıydım umutlarımı senli gecelerdeElin derin girdaplardan uzanmalıydı banaSen göremedin acizliğimiTutsaklığımı sevdana Gidişim bu yüzdendir kalkan sisin ardında
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bu yüzdendir
Ne kadar olabilirdin ki yanımdaYalnızlığımı göremeyecek kadar kalabalıktınYangınımı akıttığın yaşlarlamı söndürecektin Dokunamadığın gecelerde teniminkokusunuNefsine nasıl çekecektinUzak kalmaların yordu beniElimi uzattığımda tutamayışınYaslanmak için omuz aradığımdaÇok, çok uzaktaydın.Saat seninle iken hızlı Sensiz iken geçmek bilmediGüneş gittiğin yerden battı Bir daha yüzünü göstermediDeniz gözlerin kadar engin ufkumda Ne sen Nede yeni bir umut belirmediHep bir özlem, hep bir huzurKırmızı gecelerde Soğuk duvarlarda Mavi bakışlarımdınDerin gözlerinde bu kez göremedim kendimiOysaSabahlara gebe kalmalıydı sevişlerimizHilale asmalıydım umutlarımı senli gecelerdeElin derin girdaplardan uzanmalıydı banaSen göremedin acizliğimiTutsaklığımı sevdana Gidişim bu yüzdendir kalkan sisin ardında
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bu zamanlar
Lale desenli elbisesiyleSalınıyordu gözlerimizde şehir..
Martılar cankurtaran gibi seyirdeydiKale duvarlarında.
Bulutların kurşunları diziliydiGri tuvalde sabaha
Yine de suspustu caddelerMaviler durgundu...
Bir şiir yazılmayı bekliyorduBir aşık öperek uyandırılmayı.
Gece kokuyordu teninGece bana bulanık
Sarı papatyaların pasaklılığındakandırmaya çalışıyor ikimizi nisan
kokuşmuş aşk tohumları ellerindesırıtan bir yanı vardı sakladığı yalanların
Güneş rengine bulanmıştı saçlarınBilir misin örgüsü aşk.
Şimdi sökülme zamanı...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bugün de sallandı(k)
Duydum ki bir yer daha sallanmış bu sabahYurdumun bir köşesinde depremBedenimim içinde çatlak ve acı
-Korkuyor Bingöl-
Kanıyor anılarımda17 Ağustos 1999- Gölcük
Tepesinde sıvası dökük okulTemelinde demirleri çıkmış hastaneDepremlerde büyüyor çocuklarYarık topraklardaTepe taklak yarınları
Bir çatlak ki büyüyorDuruyor küçük yürekler
Düşüyor kanlı bir yaprak01 Mayıs 2003 Bingöl
Duydum ki bir ev daha çökmüş bu sabahCan kaybı yokMal da yok elde avuçta kalan
Sıvazlayınca kravatlı ellerSarılır mı sanıyor yaralar
Bir ana feryat figanBir kol sarkık iki duvar arasındaDerin bir sessizlikTonlarca taş-beton altında
Toz bulutu düşmüş01 Ekim 1995-Afyon-Dinar
OkullarEvlerYollarYıkılıyorİnsanlar üstüne
Her depremdeBiraz daha gömülüyorİnsanlık...
Her deprem sonrasıAçılıyor ihale
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ve
Her deprem sonrasıKapanıyor perde
Alkışlar nerde? ? ?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bugün o kadar ihtiyacım var ki sana.
Bugün o kadar ihtiyacım var ki sana;Güneşin yalnızlığı ısıtmadığını anladım.Artık biliyorum alnımı öpen geceninkorkularımı sarmadığını.
Şarkıların “ağlamak istediğim anlar”ın dışında,anlamı olmadığını öğrendim.Ve kime derdimi anlatsam;-aman takma, geçer demesinden yoruldum
Gün uykusunda laleler gibi dinginKollarının altında kalmalıyım şimdiBuzul kelepçe bileklerimdeAklımda kemirgen şu anılar
Günahlardan bir leke daha tenimdeGözlerimden koyu yarınlarEr kişi niyetineymiş de aşkHer kişiyeymiş mavi boncuklar
Bugün o kadar ihtiyacım var ki sana;Kimsenin sen gibi bakmadığını anladımArtık biliyorum adımı söyleyenlerinSevdalı çağırmadığını.
Şiirlerin “can yanmalarım” dışındaYazılmadığını öğrendim.Ve kime aşkı sorsamBulmadığı bir şeyi tarifinden yoruldum.
Gün kuytusunda rüzgar gibi dinginEllerin saçlarımda olmalı şimdiÇözül diyor içimdeki yabancıAklımda tutsak sevişler
Sevaplardan iz yok tenimdeGözlerinden uzak yarınlarEr kişi niyetineymiş de günHer kişiyeymiş yıldızlar
Bugün o kadar ihtiyacım var ki sana;Korkuları kovalayan sesini özledimKabusları dağıtan gülüşünüDizlerine başımı koyduğum anlar gibi
Mendilimde kelimeler varÇocukluğuma dairHiç biri sen gibi güzel değilHiç biri sen gibi kalmamış baba
Bugün o kadar ihtiyacım var ki sana.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bundan Sonra
Başka bahara kaldı elimdeki sevda çiçeği tohumları. Mavi düş tarlalarına ekemedim. Elattıkça toprağına sertleşti hayat. Müjganlar tırpanladı çiçekleri. Yitik sevdaların yaralıyağmurları damlıyor avucuma, soğuk uçlarından. Ne bir renk kalmış, ne kokusu eskiaşkların. Dudaklar rengini çoktan teslim etmiş ayaz düşen yüzlere..
Batan güneş ardında büyüyen gece gibi kucakladı yalnızlk. Yavaş ve sinsice yutan birkaranlıktı, ikinciye düşüşüm gözlerine bu karartılarda. Saat sensizliği vurdukça,dakikalar biraz daha damlatırdı özlemini dingin kıyılarıma.
Nerdeyim? bilmediğim bir zamanda, konduğum kaç gönül dalı vardı kimbilir. Kaçınıkırıp ya da açtırdıysam çiçeğini, bilmedim. Sadece kendi bahçemdi, penceremdi,mevsimimdi…. sevdalananı göremedim. Onların ahımı kapatıyor düşlerimi?
Bin yüreğe sevgi dağıtmadım ki oysa. Aşkı yaşamadığım için ardımda bıraktıklarımınyaralarını saramadım. Uzanan elleri hep başkasına sandığım içindi tutmama sebebim.Kimse bilmedi kalabalık içinde yalnızlığımı. Gülen yüzün ardında ağlayışlarıma kimseşahit olmadı. Sessiz çığlığımsa yeri geldi daha suskun kaldı kelebeklerden. Kelimelerimihapsettim kalp dilimde. Yuttum, yutkundum ukte sevdaları. Göz ucuyla dolaştığımdacaddeleri neden boş dedim ellerim? Kimse yokmuydu sevgiye açlığımı dindirecek.
Tekbaşımalığı yakıştırmayan, yalnızım derken hadi canım sende diyen dostlarım cankırıklıklarımı batırıyorlardı göğsümün ortasına, içimi acıtıyorlardı. Bilemezlerdi tabi.
Kalabalığın ortasında olanların neden yalnızlıkları görünmez? Neden ağlayan gözleri hepgülerek bakar? Koşturdukça dört yana, gitgide içini tüketen bir ruhu taşıyan bedenyığılınca geç kalınmaz mı anlaşılması? Pişmanlık sardığında sevdiklerimi, neye yararben benden gittikten sonra.
Her daim gözümüzün önünde gitgide yok olmazmı başkasını mutlu etmek için kendiniunutan insanlar. Kırmak istemedikçe kırılmazlar mı? sevdikçe uzaklaştırmazlar mıkendilerinden? Değer verdikçe umursanmamak değilmi hayatın kuralı. Bu denge nezaman kurulacak?
‘Ben’ merkezli yaşayamadığımız değil mi zaten hüsranların, hayal kırıklıklarının sebebi.Kendimiz gibi bilmek… severken sevilmeyi umutmuş insanlar. Sevilmekşımartılmakmıdır, hor görmekmidir sevenleri? Ya da iyi niyetinden faydalanmakmıdır?Günden güne teknolojiye teslim ederken kendimizi, daracağına bir ilmek daha atıyoruzduyguların. Gitgide anılarda kalıyor kurutulan çiçekler. Aşkın eski kokusu, eski basityaşanmışlığı yok.
Oysa köşebaşından döner diye camda beklerdi kızlar delikanlıları. Okul ile ev arasındagidip geliyorlarsa en büyük aşk onlarındı, hele ki birde elini tutabildiyse gülpembeler,karayağızlar deli taylar dolaştırırlardı teninde, alev alev yanardı yanaklarmahçubiyetten. Hep bir korku vardı- ya gören olursa diye.
Şimdi kimin eli kimin cebinde belli değil. Üç taş oynar gibi yer değiştiriyorlar sevgililerarkadaşlar içinde.Biten aşklar tekrar tekrar başlıyor. Laçkalaşmış insanlık gitgide farklımaskeler taktırıyor. Yeni bir ilişkiye başlarken, eskisine ağzına geleni söyleyenler biranda eskiye dönünce yere göğe sığdıramıyorlar. Bu kadar çabukmu yutulur laflar.Sömürülen duygular bu kadar kolaymı atlatılır. Zaman uzadıkça mı ilişki güzeldir,doğrudur? Kısa süren birliktelikler neden aynı değeri görmez ki? Neden sevilentarafından sahiplenilmez.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şimdiye kadar anlamadım, anlayamadım aşkı. Kovalamak, üstüne titremek, aramak,özlemek, sevmek değer kaybettiriyorsa bundan sonra olduğum yerde kalacağım.Dünyanın etrafında koşmaktan yoruldum. İnsanlar üzülmesin, yanlış anlamasın dedikçekahrolmaktan.
Nankörlükten kahrolmaktansa, kahretmeyi deneyeceğim yeni yılda. Benden bir yaşakıtanın canını acıtacığım birikmiş üzüntülerimle ve insanlara bir şans daha vermemeyibaşaracağım, sadece mutluluğu hakettiğim için.
Ve işte son üç günü ikibinüç yılının. Her on yılıma bir yaş dersem, tüm yaşadıklarım üçyaşında ve + üç.
Yeni başlangıçlara, eski tadlarda ki yeni sevdalara merhaba demek üzere hepimizegerçek yüreklerle paylaşılacak nice güzel günler.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Buradayım / E.Akdamar
sonra dağ yok oldu çekildi kendinesonra aşk terk etti bizi anidensonra ağladık içimizden geçti o acı
korkmuyorum artık-ey ölüm
su dondu-ey akmıyorum eyyy!
Emin Akdamar / Rehgüzar
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Buz kesikleri
Yavaşça çekildi şehrimden...
Titreyen bedenimdeİliklerime kadar işlenenSoğukluğu gitti önce.Dudaklarımda morartısından eser yok şimdi
Penceremden buğusu kaybolurkenBelki buluşamazlar diye seneyeYaşlı ağacın dallarına veda etti.
Ellerimde kızarıklığı ve acısı yok artık...
Ayaklarımda sızısı yok-en azından - bir müddetPark köşesinde uyuya kalmışÇelimsiz bir çocuğunKatılaşmış vücudundaboy gösteremeyecek
Yıkık duvarların üzerindeÇatısı çökük fakirhanedeKorkularını seremeyecekAçlık kokan nefeslere
Yavaşça çekildi şehrimden...
Renkleri nasıl da soldurdu hasedindenBir ressamın fırçasından damlayan beyazGüneşi nasıl da söndürdüYıldızlar düşmüş sankiPeri kızının sihirli sopasındanNasıl da kandırıcı ışıltısı
Oysa beyazı ölüm kusarCan alır kristal kesikleriBir yıl daha göçtü mevsimdenÖmürden bir kış daha geçti
Söndürdüğü ocağın utangaçlığıylaTopal şubatı bırakıp yarı yoldaMart gülüşüne dayanamayıpYavaşça çekildi güneşin önündenNisan düştüLeylekler yolda
Ahhh bu kışların buz kesiğiBu sene de bıraktı izini saçlarımda
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Canısı
Gitmeni istemiyor İstanbulSonu yaklaşmakta sonbaharınHazan sabahlara gebe uykusuz saatlerÜstüme üstüme geliyor aydınlıkEritiyor ay tenini
Ben gizli karartılarlayımEllerin o kadar uzak kiBoşlukta asılı bulut gibi teninSüzülen bir köpük hayalinSadece uzaktan seyrediyorumDokunmadan
Gitmeni istemiyor şehirKuşlar ötmüyor gece gözlümTüm caddeler suskunMarmara çalkalanmıyor
Burda kal diye hakırıyor gözlerimDuymuyorsunSokulmuyorsun
Sadece uzaktasınve mecburiyetlerle başbaşa kılıyorsun
Bildiğim gerçekleri sıralıyorumBahaneler çekiyorumElimde ki boncuklara dizi diziSeviyorum..seviyorum
Gidersen akıtacak yaşı kalmadığındansevmek istemiyor gözlerimAşk istemiyor yüreğimÇırpınacak canı kalmadı bedendeİstemek yetmiyorDilemek yetmiyor ukte sevdaları
Gitgide adın sardıkça sevdamıYalnız kalmaman için dualarında sarılayım diyeEllerim büyüsün istiyorumKollarım uzasınYüreğim çoğalsınUzaklardaykenBende yaşattığın sevdanıSıcak tutayım diyeYangınını saklıyorum bedenimde
Olmuyor dağ bakışlımHeybetinin ardındaki duyguların o kadar içli ki
İncitmekten korktuğunu göremedim'Canısı' diye sana ağlarken
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Canını acıttığımı bilemedim
Sen uzaktan sevmeyi öğrettinGüvenmeyi, sabretmeyiÖzlemeyi...
Sevdanın en yalnız olduğu saatlerdeÜç-beş nöbetlerinde düşünülmeninGüzelliğini doldurdun küskünlüğüme
dudaklarımdan sen dökülürkenİstanbul can çekişiyor gidişinden
İstanbul mu gitmeni istemiyor?Yoksa ben mi?İşte bunu bir diyebilsem....ay parçamSöyleyebilsem.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Cemre
Kırlaşan umutlarımaBahar filizleri ektimMimozalarla süsledim semalarıMüjganlarında çiğ tanesiydi sevdamBahar kokusuyduKuğuran kelebekte rengarenk dolaştımGüneşten kopardığım portakal çiçeğiydi dudaklarıTenin ateşi...terinin tuzuGecenin siyahında kızıla boyardı rüyalarıSahili okşayan beyaz köpükler misali saçlarıMeltemlere yansıtır en güzel aşk şarkısınıDüşen son cemre den yüreğimKendine düşen payı aldı.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Cevabın var mı?
<image src=' http://www.guvercinevi.com/c_imaj/ce_ucguv.gif'>Gördün mü beyaz güvercininGri bir buluta girip dekirli çıktığını...ben gördüm
Pusulası şaşmış
Kanadından özgürlüğüGagasındaki barışıDüşürdüKanlı topraklara
Kuşbakışında korku
Gördün mü bir çocuğunÖlü annesinin yanında-Karnım aç diye ağlamasınıEllerinde saçları..ben gördüm
Yüzünde dehşetKırık oyuncağınaSüzüldüYanağında toz bulut
Gözlerinde çığlık
Duydun muBir ananın ağıdınıBebesi koynundaBaşı kopmuş...ben duydum
Canından can vermiş
Ellerinde ölümDilinde isyanDöküldüKurşunlar göğsüne
Göğsü ki bebesiyle durmuş.
Duydun muBir babanın mermi sesinde öfkesiniÇınladıYıkık evi, yanmış yaşlı anası babası...ben duydum
Nasıl da sağır etti kulakları
Ağladın mı
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Savaşı izlerkenİnsanların –suçum ne? - dercesine bakışlarına
Lanet ettin miAğlayan çocuğaUzanamadığın kollarınlaGüçsüz hissettin mi
Utanç duydun muYaşını doldurmayan bebeğinToprağa karışmasında
Utandım, lanetledim, ağladım
Bunu yapan insan mı?Sordum kendime
Sen buldun mu cevabı?Ben bulamadım da! ! !
<center><h2><font color='#663399'><center><br><MARQUEE scrollDelay=370 direction=up><center><h3><font color='#663399'><center>Öyle bir dünya çizelim ki,<br>mürekkebinden deniz, <br>gülüşlerden koca bir güneş <br> kurşunları çiçektenolsun. <br>Öyle bir dünya çizelim ki, <br>kalkan eller hep dost <br> tutan eller hep şiir <br> şiir<font color='#990033'>Barış çiçeği <font color='#663399'> olsun. </a></center><center><i><body </MARQUEE> <embed src='http://songsofpraise.com/mp3/angels.mp3' width='0' height='0'hidden='false' loop='true'> </center><BR><center><i>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Cumartesi sabahına dair '
Merhaba;
Bu haftaki radyo programi konugumuz Sokakta Calisan Cocuklari Koruma Dernegibaskani Sn. Esin Sevgin ve gonulluluk calismalariyla Sn.Canan CELIK bizlerle olacaktir.
Ayrica 1952-53 yillarinda ilk filmi Kopru Alti Cocuklari ile sinema hayatina giren degerlisanatcimiz Sn.Fikret Hakan'da telefon hattimizda bizlerle olacak.
Siz degerli uyelerimizin de mail ve telefonla katiliminiz bizi sevindirir.
13 Aralik 2007 Cumartesi sabahi saat 11.00-.12.00 arasi 106.8 Naz Fm'de DOSTKALPLER'inizleyiz.
SaygilarimlaArzu AltincicekDost Kalpler ProgramiYapimci ve sunucusu
Not: Internet uzerinden www.nazfm.com ve www.radyomedcezir.com uzerindenyayinlarimizi dinleyebilirsiniz.Yayinda mesajlarinizi [email protected] & [email protected] adreslerineiletebilirsiniz.
Not: Bu metin www.turkcekarakter.com sitesinde Turkce karakterlerden ve '>'isaretlerinden arindirilmistir.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çalıntı zamanlar sonrası
saatler mi takıldıya da gece mi çok uzunyalnızlığım katıksızyüzüm üstüne hüzün çöküyor.
acelesi yok yıldızlarınkelimelerin de öyleboğazıma takılı onca şiirsesim üstüne hüzün düşüyor.
ay önünde ağaç dallarıçatlak bir gece duvar üstündeyönü muamma uzar gider…adaklar dizilir duvar dibinde
sensiz yaşarım diyenisandan bir gece çaldım başucumaen fazla birkaç saat daha dayanırsonrası yine güneşimde küfür küfür üstüne.
şarkılar mı takıldıya da öyküsü mü çok uzun başka aşklarınyalnızlığım katıksıztenim üstüne özlem çöküyor
acelesi yok öpüşlerinsevişmelerin de öylebedenime takılı onca keşkelerdilim üstüne di’ ler düşüyor.
ay önünde çıplaklığın gölgesiyırtılmış utangaçlık sesimderengi muamma akar gider sevgininkaralar bağlandı kirpiklerime
seni sensiz yaşadığımçalıntı zamanlardan anılarlayımaz değil, bir ömür yaşatırımsonrası yine ay üstünde sen…dilimde ayy ayy üstüne.
Arzu AltınçiçekMayıs-2007
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çatı katı hikayesi -1-
<a>Heyyyy... sessiz olun! okumaya devam ediyorum yaa! ! ! </a>
<i>(sessizlik kaplar her yanı ve kız alır sandıktan sırası gelen kağıdı. Annesineyakalanmadan okunacak son iki mektup ellerinde, hepsinin yanaklarını al basmış,gözlerinde suçlu bakışlar ve devam eder yarısı tükenmiş kalemin toz ve küfünde, çatıarasından sızan güneşin vurduğu sararmış kağıda ses olmaya, birazdan elindeki kağıtbitecek ve erkek ses girecektir sahneye) </i>
“Güneşle birlikte araladım gözlerimi. Hemen hemen tüm şehir uykuda. Güneşuyanırken, dolunayın lacivert yorganını kaldırıp, masmavi çarşafını düzeltiyordu sanki.Daha şimdiden sıcağı vurdu yüzüme, bir de gözlerime takıldı uzaktaki siluetin.
Küçük balıkların pulları yapışmış eline, güneş vurdukça nasıl parlıyorlar buradan birbilsen. Topladığın ağlarda küçük istavrit öyküleri aklımda, bilirim ki salıverirsinavucunda kaybolanları. Bilirim ki hepsinin ardından bakar durursun, bilirim ki bendüşerim aklına. Göremesem de, tırnak aralarından dökülüyordur kum taneleri.
Yosunları temizliyorsun...benimse ellerim saçlarımda, sanki senin parmakların dolanırkarmaşasında ve onları serdiğim deniz kokan göğsün! deniz kokan göğsünü soluklarımsoluklamasına da bilmezsin, tuzu nasıl yakar genzimi ve içimde bir yara nasıl kanamayabaşlar. Oysa yarama tuz basmayı öğrettin önceleri, neden şimdi canım yanar bilmem.
Kim bilir hangi şehrin kıyısındasın; belki yabancı bir ülke, belki bildiğim bir kıyı köyününbalıkçı barınağı. Ne mesafeler söktü aldı seni benden, ne de tenimden uçup gidenparmak uçlarındaki heyecanlar. Hala deniz kıpırdanır bedenimde, kuytularımda oynaşırdalgalar. Medcezirler yaşarım, fırtınalar...
Ama duruldukça sular, yazılmamış şiirlerim için beklettiğim kağıtlardan gemileribırakırım, rüzgarı peşine takıp, süzülür gider anılar misali. Yanağımda biter son mavi,dudaklarımda tuzu erir. Gün aydınlanır ve seni resimlediğim o gün doğumunun inceçizgisi silinir siluetinle birlikte.
Rast gele balıkçım...”
<i>.... Dört kafadar bir an çatı arasından düşen güneşe bakar. İnce çizgi halindedirduruşu ve arada ağını örmüş küçük bir örümcek yürür avına doğru, o arada erkekdevam eder; </i>
“Gün doğar ve kurdelesini söker güneş karanlığın. Masumiyetin kaybolur saçındançıkardığın sarı kurdelede ve kadınlığın düşer omzundaki ince askıdan. Şehrin ıslakcaddelerine inat kuru ve soluk benzini boyarsın düşlerime. Pembe dudakların ışıl ışıldırşimdi ve tenin her zamanki gibi sıcak. Bilirim ki sen siyahları çekersin üstüne, temmuzleylakları. Bendeyse yer gök mavi. Hoş, sen bilirsin beni ya neyse!
Doluyum arzuhalim, her halim. Karanlıkta çıkıyorum şu sulara da, kimse görmüyorkara kara düşünen halimi. Kimse şahit olmuyor, sana susarken göz pınarlarımınboşalışına. Küçük çakıl taşları fısıldıyor arkamdan, biliyorum. Bastığım her kumtanesinde, kum prensesinin canını yakıyor gidişlerim, canın yanıyor biliyorum ama inansen kadar biçareyim.
Daha yeni geldim ağ çekmeden. Yine bir sürü küçük balıklar takılmış lanet olası iplere.Kızgınlığında astığın suratın geliyor aklıma onları sulara bırakırken. Hadi, biraz da olsa
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
gülümse. Senin için deniz yıldızlarını topluyorum nedense bahtım gibi tek bacağısektede. Sözüm söz gün gelecek, göğü sereceğim ayaklarına, bulutlar geçecek incebileklerinden ve düşlerimizde de olsa sarmaş dolaş yaşanacak “yaşanmamış,yaşanamamış sevdamız”, sözüm söz balkız. Az dur, saçlarında yosunlar kalmış...
yosunlar bile sen kokar bu memlekette.
Yolların bitimindeki temmuz güneşim, kumlara uzanacak yorgun bedenim, serilüstüme.”
<i>-Ne kadar çaresiz bir aşk... der, kirpikleri nemli sarışın kız. Uzun boylu esmerdelikanlı gülümser. Yok canım sen de, aşk var mı ki çaresi, çaresizliği olsun. İnanmayınaşk masalına, bak işte; “aşk masalı”...aşk sadece masallarda kalır kızlar, akıllı olun.Ferhat ile Şirin, Aslı ile Kerem, Arzu ile Kamber, Leyla ile Mecnun dışında günümüzdevar mı bildiğiniz aşklar? Yok... demek ki aşk neymiş, masalmış. Bu belki kara sevdadırder öteki. Kız kulesine sürgün edilen prenses gibi, Moni’nin hikayesi gibi. Belli ki birbalıkçı ve şımarık bir şehir kızı.
Esmer kız atılmış, şımarık olsa o kız, neden bu kadar özlemini çeksin ki! Kız milleti değilmi işte, erkekleri parmağınızın ucunda oynatırsınız, ben güvenmem kızlara hadiyin yadışarı çıkalım güneş tam tepede ve biz bu çatı arasında yuva olacağız, birbirimizeişleyecek şu güneşe ağ ören küçük örümcek.
Gıcırdayan tahta merdivenlerden usulca aşağı inerler, annelerine yakalanmadanbahçeden sıvışırlar denize. Aylardan temmuz. Deniz kıpır kıpır, sesleri cıvıl cıvıl olsa dakızların gözlerinde belirgin bir şekilde süzülmekte hüzün. Belki yazılmamış mektuplarıyazıyordur içinden ya da kendilerini koyup balıkçıyla şehirli kızın nasıl biterdi bu aşkdiye düşünüyorlardı.
Annemle babam olabilir mi dedi içlerinden biri, - o mektupları yazan annemle babamolabilir mi sizce? En büyükleri –olamaz, kağıtlar çok eski, hem kesik uçla yazılmıştıbalıkçının mektubu. Onlar olsa tükenmez kalemle yazarlardı, bizimkiler o kadar yaşlıdeğil dedi.
Denizde sohbet ve dalgalarla dans derken vaktin nasıl geçtiği bile anlaşılmazdı tatilzamanı. Yapacak bir şeyleri de olmadığı için, tadını çıkartmaya çalışıyorlardı. Ama denizsuyu yakar oldu en küçüklerin canını. Gözleri dolu, iç çekerek -demek bu deniz ayırdıonları. Küçük elleriyle göğsüne vuran suları ileri itmeye başladı, ya gün gelir onunsevdasını da alıp giderse bu sular, ya sevdalısı takılırsa balıkların peşine.
Akşam olduğunda hepsi duştan çıkmış, yemek hazır diye seslenen annelerinibekliyorlardı. Saat tam sekizi vurduğunda dört kafadar, anne ve babası, bir de sesinibile duymadıkları, gözleri hep yerde ak saçlı dayıları vardı masada. Yemekler yendi,sahilde ateş yaktılar ve annesiyle babasının şarkılarına eşlik etmeye çalışıyorlardıyorgun sesleriyle.
Yaşlı adam yine dalgın dalgın bakıyordu. Gözlerine vuruyordu ateş, oysa gözleri denizrengiydi. Yangın mı vuruyordu gözlerine, bakışlarından kıvılcımlar mı düşüyordu ateşe?cevaplanamaz bir soruydu.
Siz hiç gördünüz mü alevler içinde maviyi? Ben gördüm. Büyük dayımın gözlerindeyanıyordu deniz, yanıyordu gök yüzü.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yanına gittim, başımı dizlerine yaslayıp sızmışım kumlar üstünde. </i>
......devam edecek.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çekil üzerimden
ayak uçlarımda belirdi gölgenöylesi usul, öylesi sessizdelip geçtin acımasızcaboynu bükük salkım söğüdü
kim bilir kaç şehir koynundadır şimdiya da kaç şehirde damla damladır gidişinkarşımda ne varsa altına almış..düş kırıkları nemli
zulada kalan hatıralarla saçlarım avucumdagözlerimde uykusuzluğun bildik haliin cin gürültülerine tıkalı kulağımyalnızlığın tokadı yine suratımda
kızarıklığı, altında üzerimdeki elbiseminhatta solgun teniminserildikçe üzerime titrer arzularımkorkular diken diken bedenimde
bileklerimde prangasın şimdikaçışım boşunagit gide büyüyorsun üzerimdesiliniyorum...
bacaklarımı kavrıyorsunellerimi, göğüslerimisaçlarımın ucundan asılıpakıtıyorsun sarıyı
dudaklarıma çarpıyor serinliğinkulaklarımdan pasını alıyorsun buruk bestelerindirensem kalkar mısın üzerimden?kınalı ellerimi bırakır mısın bana?
gözlerimde batıyorsun en çocuksu yanıma...kara lekeni sürmeden bak yüzüme!ben karanlıktan korkarım,güneş benle kalsın...
giderken,bakir bir sabah bırak düşüme.yalnızlık, en çok geceleri kor adamasahi!sen olmasan...kim basar ihanetleri koynuna?
çekil üzerimden; gece!“aabalar”dan çok yoruldum.bırak, ırzına geçmeden çıplak kalsın gün.ihanetlerine razıyımkaranlıkta kalmayayım yeter.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
<a>tüm pisliğini saklasanda eteklerinin altınabırak ben dizlerinin üstüne koyayım başak saçlarımıayçiçeğiyim ben,güneşsiz nasıl yaşanır hiç bilmedim.</a>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çerçeve
yastığında üc uğur böceğiyüzünde çocukluğundan kalma gülüşsaçlarında gecenin o bitmeyen senfonisi
yar! sen beni bu kadar sevmesennasıl varır uykularım sabaha
ölümden öte korkum yokbilirim;annem kokar daaşk kokmaz bedene doymayan toprakama güzeldirbaktığımız resime aynı rengi seninle katmak.
(ay donugu/2012 GA,Atlanta)
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çıplak
Deniz çıplak, arınmış tüm teknelerdenGök çıplak, ne güneş var ne dolunayYürek çıplak ne sevda var, ne hasretBen çıplağım..ten dediğim yardan uzak
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çıplaklığında ayrılık giyinir şiir!
buluta hasret sürülütene ihanet
düş kuyuların kapakları açıkuykular sancılı
<a>çıplakyol alıriçimde bir nehir</a>
soyunur gözlerimdegece;kadın gibidir
dudağının kıyısındameyvesiz kalır şehrin ağaçları.
yatağımda;öpülmeyi bekler kadın
dul örümcektirbu sevişmelerdeellerim.
sularım kıyısını bulur.
<a>an;sesten yoksun! </a>
____________________
<i> d i p n o t:</i>
gece; kadınadam; gün gibidirbirbirinden sağar yalnızlığıçiy taneleriispatıdır sevişlerinin
aşkayaza çaldığındaüşür bedenleradamda ter kadında yaşayrı düşer zerreler.
renk verir ihanet gelinciklerdemenekşenin hercailiğinde oynaşıraşk!
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
çıplak kalırkadın ve adam
bir şiir giyinir a y r ı l ı k.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çırılçıplak karşıla beni
acı bir fren sesiyle kaçtın yanımdanoysa karşılamak istedim seni her köşe başındauçurum kenarında açıp kollarımısüzülürken kar tanesi gibi tut istedim
küçük şişelerden devirdim avucumagökkuşağı elimdeydi ve bulutlar yanımdabir siren sesinde karanlılardan döndümizin vermeseydin de gelseydim
tutuşturup perdeleri aydınlatmak istedim geceyiispirto rengi düşlerden çırılçıplak gelecektimya da mavilerin en koyulaştığı yerdeen soğuk yerinde kabarcıklarla bırakacaktım yorgunluğumu
her defasında bir adım kalmıştı sanaya benden önce geçiyordunya ben geç kalıyordumbilmedim....
eğlencede sıkılan mermi bulsaydı beniyüksekten bir cam düşseydi başak saçlarımatavanda asılı kalsaydı boynumya da duvarlar çökseydi uykumda
içimi kemirseydi bilinmeyen varlıklardamarlarımda ara ara pıhtılaşsaydı kankapansaydı gözlerim, nefesim dursaydıöpüşseydim seninle, kimsenin görmediği yerde
gözyaşları yıkasaydı üzerimdeki çamuruaçılan her el dindirseydi acımıkaldıramadığım bedenim uçsaydı yanındaya sen gel ya ben geleyim...ey ölüm! ! !
g i t g i d ea ğ ı r g e l i y o rn e f e s a l m a k... hem de çok ağır!
Çırılçıplak döneceğim sanaGeldiğim gibi karşıla...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çırılçıplak!
Gerçeklik örtünür gülüşünleYitip gider yalın gördüklerim.Salkım saçak düşerkenGözlerimden nakış nakış ağlar,İnce örümcekler kör yumak.
Yalanlar çıplak!İki yüzlü dillerdeAğulu şiirler, bir şişe alkol kokusunda.Küfreder aşkaGeceler kör bıçak.
Gerçeklik örtünür gülüşünleYitip gider –beni seviyor dediklerim-Dokunurken parmaklarım saçlarımdaÖrgülerinde çözülü kadınlığımÇocukluğum kanar usulca
Sevdalar çıplak!İki tende örtülür aşklarBir şişe alkolün dibinde duvarlarSon kez sevişircesine sarılırParmaklarım kaleme.Karanlıkta beyaz bir yaprak.
Sesindeki huzur boğarSesinde bir kız doğarSesinde kaybolurum desem deİnanma hüznünde de “ben varım”Yeter ki susma…
Örtünsün gülüşünle gerçek bildiğim yalanlarDudak kıvrımlarında dokunayım aşkaParmak izlerimde çizdiğim saçlarınBoşlukta sardığım bedenin düşsünDepremler sonrası çatırdayan yatağıma
Biz çıplak!Yalanlar kat be kat giyinik kalsınUtanması gereken aşk değilBilmediği aşkı ayıplayandırUzanan diller.
Aşk da ölüm gibi çırılçıplak!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çirkinim
karanlığa buladım yüzümüizi gitsin diye yılların.
kar altında sabahladımkar mı, kır mı anlamasınlar saçımdaki.
dilimdeki küfürleri sakladımörtbas etsin diye can yakışlarımı.
dikenleri topladım öfkemi sıktığım elimebiriken nefretleri süsledim gülüşümle
alladı pulladı bahar çirkinliğimikorkuyorum
yaz gelecek ve eritecek maskemi akşamlar
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çocuğuz
çocuğum benbakmayın ellerimin nasırınaaldatmasın sizi yüzümdeki çizgiler
yuvarlanan misketin peşi sıranasıl döner dünyagözlerime değil,bakışlarıma bakın yeter...
çocuğum benbakmayın boyumdan uzun pantolonaayakkabım kadar büyük değil ayaklarım..bakkal amca verdi,en az üç yıl içinde dolaşırım
yanında durduğum bisiklet benim değilsadece dokunmak istedim kırmızısına-boya sandığımdan ellerim de kirli-
çocuğum ben; burun kıvırdıklarınızdüşlerde bile düşmez dünyamabir bankta kolumu yastık yaparyıldızları sererim uykumakabuslarım hep kimsesizsusuz kalır geceyi çektiğim gözlerim
<i>Aaımızı sormadan takılıdır ismimiz;sokak çocuğu,serseri,tinerci,dilenci, diye seslenseniz deçocuğuzamafarkedip debayramımızı kutlayan yok...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çocuk gözlerle bakmak istiyorum
Bugün hep karamsardımDikkat bile etmemişim sabah giydikleriminBütün siyahları çekmişim üzerimeAksiliğim, çirkefliğimse........o ayrııııııNeden bazan böyle olur insanGünü gününü değil anı anını tutmazBir gün şaka yaparsın gülerSonra hatırlatırsın terslerİki kişilik ruhlar hepKavganın iki kişilik olduğu kadarKendimle bile kavgalarım varRenklerin zıtlığı kadarOysaki renkli de giysem tartışabilirim gün boyuYa da melek gibi beyazlara bürünsemGizli şeytanı çıkarır ellerim yüreğimdenDilimden nağmeler dökülürken aşk içinAklımdan geçer düne ait intikamlarımÇocuk olmak isterken bir akşam yatarkenGüne sunar dişiliğimi dudaklarımGünümde kırmızı şarapGecemde ihtirasama ruhum karamsarGece aydınlık kalır mı sence benim yanımdaYa da güneş ısıtır mı soğuttuğum sevdalarıYa ben yağmurda ıslansam çeke rmi içimdeki düşmanımSırılsıklam olduğunda terkeder mi beni karamsarlığımYa sabah düşlerine girer miyim beni aldatanlarınOnlarada yansıtır mı çığlıklarımı rüzgarlarBahçelerindeki çiçeklerine düşer mi yaşlarım çiy olupYa da düşen çiy durular mı yüreklerdeki nefretiVe ben bir gün....Çocuk gözlerinde bakabilir miyim dünyayaPamuk helvanın pembesi sarar mı gökyüzümüYa elmaşekerinin rengiGökkuğaşının altında dursam akar mı saçlarımaYa seksek oynadığımız mermer taşSürdüğümde kapatır mı yüreğimdeki çatlaklarıYa annemin tuttuğu elimSilip nefretleri,intikamlarıBir çocuk gülüşünde çizebilir miokyanuslara mutluluğun resmini<i>Ve senBende açıp da bıraktığın yaralarıDalgalarla vursam yüzüneDudağında kalan tuzdanTadını alabilir misin acılarımın
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çocukça
I
Karanlıkta bırakıp dünüÇocuk olarak başlıyorum her güneÇiçekleri suluyorum balkondaDaha gün doğmadanÇıkınca evdenKarşı köşede bekleyen güvercinlerinYürürken beni izlemelerine gülüyorumBaşlarını eğdiğim için her sabahBirkaç avuç yem atıyorum,Kalabalığında öylesi mutluyum işte
Çocukça...
II
Eski şarkılar çalan istasyon radyomdaki bilmediklerim çıkıncaKendimi genç sanıyorumRitmine kapılıpŞarkılarla İstanbul’a bakıyorum
III
Her düştüğümdeDizlerimde izleri kalanArnavut kaldırımlı sokaklara giriyorumEşiğinde oturduğumuz ahşap evlerRutubetten salkım saçakSırça köşk hikayelerine dalıyorum işte
IV
Bakkal dükkanı önündePlastik kasalara yaslanmışSohbetleri düşlüyorumElimizde üçgen kartonda-Meysu-Düşlerken gözüme kaçıyorLeblebi tozlarıMisketlerimi düşünüyorumMızıkçılıkla kazandığımÇil çil dağılmış anılarım gibi işte
Çocukça...
V
Yağ satarım-bal satarım diyeBir halka etrafında dolaşanKomşu kızı geliyor aklıma
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ya da yağmurdaCama dayanmışÇoğumuzun söylediği tekerleme-yağmur yağıyoorrrrrseller akıyorrrrarap kızı camdan bakıyor – duhiçbir yağmurda görmedimcamda arap kızını işte
VI
Dut ağaçlarından tırtılları çalardıkElimde gezmelerini severdimEn az dutlar kadar
Üstsüz bikinilerimizleErkek çocuklar gibiYüzdüğümüz çekmece gölüNe kadar da kirlenmiş büyüdükçe
Oysa kaya balıklarını çıkarırdık taşların altındanGölgesinde karpuz peynir yediğimizBöğürtlenden bir çardak kıyısındaİçerken hep bulandırdığımkaynak suyu-soğuk- kayaların arasında
VII
Akşam sefaları yolumuza dönükKızıla çalarken gölYazlık sinemadan yankılananTürkan Şoray filmleri
Hee bu arada-Hangi kapıyı çalsam,karşımda buruk acı, diyeSöylerken şarkısını-burukacı-nın ne iş yaptığını düşündümYıllarca
Öğrendim acıyı tattığımda.
VIII
Sinema önlerindeCam kutudanBir çay bardağı çekirdekGazete kağıdı külahlara
Gazoz kapakları açılırdı peşi sıra
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ve her defasındaUyuya kalırdımTahta iskemlede
IX
Siyah beyaz resimlerdeBoynuzlu otobüsler geçiyorArka kapısından binipÖnden indiğimiz
Kurtulup annemin elindenkoşuyordum her duraktatezgahtaki şam tatlısına
bulsak da yesek aynı lezette
X
En çok da akşamlarıDönüşünü beklemeyi özledimYorgunluğuna rağmenDizlerine beni alırdın ya
Saçlarımı okşamayalı kaç yıl olduKaç yıl....
XI
Dizlerinde daha güzeldi hayatAğlayabilir miyimbaba
Çocukça...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çocukluğumun bayramı
Çocukluğumda ki bayramları yaşamak istiyorumAtlı karıncaya binipFaytonla dolaşmalıyım sokak aralarındaMacun şekeri vermeli Nuri amcaAkşamları koltuk değneğine dayanarakBir eli kulağındaManiler okumalıNane şeker satan ak saçlı dedeAnnem geceden ütülemeli bayramlıklarımıPabuçlarım kapının ağzındaGiyip dışarı fırlamak için beni beklemeliIşıl ışıl parlamalıKomşular paramı mendil arasında tutmalıSabah kapılarında ilk beni görüpEn güzelini bana vermeliRengarenk şekerler tutulmalıŞimdi ki gibi olmamalı bayramlarBayram yerleri yokBayram coşkusundan yoksun evlerŞekerler bile tatsızO kadar çok yeniye alışmışız kiBayramlıkların tadı yokAdetler yokAyakkabılar zaten dolap içindeBayram neyine der gibiSeç seç alKeşke alabileceğim çocukluğum olabilseEski oyuncak rafımdaKırmızı pelerinim yatağımın ucundaBayramlar olabilse penceremin önünde
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çocukluğumun Bayramları
Çocukluğumda ki bayramları yaşamak istiyorumAtlı karıncaya binipFaytonla dolaşmalıyım sokak aralarındaMacun şekeri vermeli Nuri amcaAkşamları koltuk değneğine dayanarakBir eli kulağındaManiler okumalıNane şeker satan ak saçlı dedeAnnem geceden ütülemeli bayramlıklarımıPabuçlarım kapının ağzındaGiyip dışarı fırlamak için beni beklemeliIşıl ışıl parlamalıKomşular paramı mendil arasında tutmalıSabah kapılarında ilk beni görüpEn güzelini bana vermeliRengarenk şekerler tutulmalıŞimdi ki gibi olmamalı bayramlarBayram yerleri yokBayram coşkusundan yoksun evlerŞekerler bile tatsızO kadar çok yeniye alışmışız kiBayramlıkların tadı yokAdetler yokAyakkabılar zaten dolap içindeBayram neyine der gibiSeç seç alKeşke alabileceğim çocukluğum olabilseEski oyuncak rafımdaKırmızı pelerinim yatağımın ucundaBayramlar olabilse penceremin önünde
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çok değil...
Türkülerden düştüm,Şiirler dilimden düştü bu gece.Çok değil….Birkaç dakika olduGeceye tutulan yıldızlarTek tek söküldü kirpiğimden.
Mor bir menekşe, bıraktı kendini saksı kenarınaKimse duymadı intiharını.Gözlerimde nisanSırtımda sonbaharVe avuç avuç kar vardı saçlarımdaBir “sen olan yanım” sıcaktı.
Mevsimlerden düştümTakvimler yüzüme düştü bu geceÇok değil…Birkaç dakika olduHece hece diziliydin sesimdeİlmek ilmek söküldün boğazımdan
Işıkları vursa daKaranlıktı suları deniziminBilirdim mavisi sende saklıydıGözlerimde yıldızlarVe avuç avuç boşalırdı ay kırıklarıBir “sen olan yanım” kırmızıydı
Renklerden düştümGece düşlerime düştü bu geceÇok değil…Birkaç dakika olduGölgeler arttı penceremde, seslerse uzaklaştıGam gam söküldün ezberimden
Bir “ben olan yanın” vardıO da uçtu gitti fark etmeden.
Şimdi çok uzak sabah …Tam da yangın yeri bu şiirMürekkebi isliYüreğinde paslı çivisi Balkız’ınGönül çerçevesinden düştüAşkın resmiVe düştü şiirinden hikayesi
Bir “ben olan yanım” vardıÇok değil…Birkaç dakika olduO da meçhule karıştı.Türkülerden düştüm,Şiirler,
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şiirler dilimden düştü bu gece.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dağılan harfler
Güneş gibi dalgın, bakarsın sulara.Deniz oynak, mavi ezelden yaralı.Bulut kırgın, karışır sessiz kumlara.Sahilde gölgesi yaslı, sevişler kaldı
Çiy damlasında büyür gözün dumansı.Gönlümde titrer kemanın veda notası.Bildik sözler kilitli dudak arası.Şarkım sensen gel gör, notalarım dağıldı.
Mevsim de ben gibi, vurgun hazana.Yaprak çatlak, yeşil ezelden kınalı.Göğsümden düşer çiçek sessiz yazgıma.Bahçem sensen gör, baharım da kırıldı.
Göğüm düşmüş, gözüm kara nicedir,Sabah akşam her saatim gecedir,Adın, aşkın, ezberimde hecedir,Bakışına ölüm de çaresiz kaldı.
ab-
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Davet / Erguvan
Saniye Erol hanımefendinin yeni çıkan 'Bırak Yakamı Gönül' isimli şiir kitabının imzagünü ve şiir dinletisine tüm şiir sever dostlarımız davetlidir.
Yer. Erguvan Kültür CafeAdres: sakızağacı mh. iskele cd. uğur ap.no.3Bakırköy/İstanbulTarih: 03.02.2007/CumartesiSaat: 13.00 - 17.00Tel: 212 - 571 22 28
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Davet / Tenimin Altındaki Tanrıçalar
'Açılır imge odalarım,hayat yolum dediğim uzun koridora.şehrim sırtımda yürürüm.'
diyen şair Süheyla Taşçıer'in üçüncü şiir kitabı 'TENİMİN ALTINDAKİ TANRIÇALAR'Payan yayınları tarafından çıktı.128 sayfa olan kitapta Taşçıer yine aşk şiirleriyle dikkatleri çekerken, 'BABAMA' ve'AYAK İZLERİ' şiirleriyle de adından sıkça söz ettirecek.Bize yakın ve bizden biri Süheyla Taşçıer. Keyifle okuyacağınız ve 'bu benim öyküm'diyeceğinz dizelerde zaman zaman hüznün denizinden, kendinizi deli fırtınalaraatacaksınız ve sessiz sakin limanlarda da dinleneceksiniz...Bu arada, uzun aradan sonra Taşçıer'in birinci kitabı ON İKİ SAATLİK SEVGİLİ ve ikincikitabı YAĞMUR ALTINDA SEVİŞSEK' de yeni baskılarıyla okurlarıyla buluşuyor..Anadolu'nun 'uğruna inanıyorum' diyen şair Süheyla Taşçıer ilk imza ve söyleşisini20 Aralık Cuma günü saat 15.00’da Eskişehir Adımlar Kitabevi’nde yapacak.
22 Aralık Pazartesi günü de Kadıköy Belediyesinin düzenlediği Kitap Fuarında, CaddeBostan Kültür merkezinde İstanbullu okurlarıyla saat 10.00 – 19.00 arasındabuluşacak.
TENİMİN ALTINDAKİ TANRIÇALAR'DAN şiirler
UTANÇ
ay gezinirken çakıl taşlarında
kanlı bıçaklarını yalıyor avcılar
karanlığın pençesinde
kütükte küçük
darağacında büyük çocuk sallanıyor
korkunç melekler genç güzelliğin
yüreğini taşırken gökyüzüne
olup bitene kusuyor tanrı
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
anaların ateşinde yanıyor büyücüler
eylem bildirileri düşüyor rahimlerden
sabah utancını sütçünün sesinde yıkıyor
evet
ev ödeviniz bu gece yıldızları saymak
AŞK
buralar serin diyorsan
rüzgarı kırıp
göğün ortasına açılalım
uzun bacaklı ağaçlarımızla
karnını oyalım güneşin
ete kemiğe bürünmüş
piramitlerin efendisi mısıra uzanalım
nil çekilsin gözlerimin sürmesine
afrodizyak tütsüler yaksın tanrılar
yeryüzü insin saydamlığına
tanrıçalar tenimin altında kıpırdasın
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
çatlasın kleopatra
kör olsun
parmaklarımdan süzülen ışıktan
büyülensin orman
utanır mı toprak ana rahminden
hadi döl
döl
döl şekillen
KADIN
asi gençliğini göz altlarında toplamış
yanaklarında utangaç gamzeler
sevda sözlerini biriktirdiği ağzı kocaman
omuzları kalçalarına tabi
kalçaları uysal hizmetçi
beli deli deniz
onun sularında yüzenler bilir
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
fırtınayı baştan çıkartmış
günah
günah gözlerinde sürme
YANGIN
benim de yedi yaşım vardı
çıplak ayaklarımda
cam kesiği yaralar
canım
canım en çok
babamın mezarından dönerken acıdı
şimdi
içimde yanıyor
çocukluğumda çaldığım
bir kucak odun
DÜNYA
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
senden
bana aktı damla
içinde
içinde dünya
BABASI BELLİ
ilk küfrümü yedi yaşında yedim
camı kıran hangi orospu çocuğu
tutun şu piçi kaçıyor
ne ana
ne ara
asfalttan yollarımız
trafikte de magandalarımız yoktu
çatısız evler sokağında büyüdüm
büyüdüm
sonra
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
babası belli
ne piçler tanıdım
ÖZ YAŞAM
Gözlerini, tükettiği aşklarıyla arkasına aldığı Ankara’da dünyaya açtı.
Siyasi 7 gün dergisinde yayımlanan “Türkiye’deki Bunalım”, “TRT’nin Yakasındandüşün”, “Halk Eğitimi”, “Altındağ Halkını Tanıyalım” başlıklı yazıları usta yazar vegazetecilerin dikkatini çekti.
Ankara’da gazeteciler sokağı olarak bilinen, Rüzgarlı Sokak’la 15 yaşında tanıştı.Amatör muhabirler yetiştiren Radyo Televizyon dergisinde çalıştı. Ardından “Okul”olarak nitelendirilen Barış gazetesinde çalışmaya başladı.İri siyah gözlerinde babasınıngözleri yaşama kapandığında alfabeyi yeni sökmüştü.Ama verdiği sözü tutmuştu... Eveekmek ve su götürüyordu. “Gazeteci olunmaz doğulur” diyen Şinasi Nahit Berker’denve ustaları Nahit Duru ve Durul Salman’dan gazetecilik adına çok şey öğrendi.
Barış Gazetesinde yaptığı haberlerlerin ses getirmesi ve Ankara’da liselerarası şiiryarışmasında ikinci gelmesinden sonra, Hürriyet gazetesinin kapıları açılmıştı. “BüyükDeniz” dediği Hürriyet gazetesinde yine usta gazetecilerle çalışmaya başladı.”Yeredüşen her şeyi harf olarak algıladım. Eve götürüp yeni sözcükler üretim” diyen Taşcıer’siyah okul önlüğü ile girdiği Rüzgarlı Sokak’ta, artık gazeteciydi. Basın denenorganizma bu dokuyu ret etmemişti..Taşcıer, sağlık alanında yaptığı haberlerle sesgetirirken ödüller de alıyordu.
12 Eylül ihtilalinde yazdığı YENİ HÜKÜMETLE YENİ ZAMLAR haberi nedeniyle İstanbulsıkıyönetim komutanlığınca, üç gün süren sorgulama sonunda 10 gün gözetim altınaalındı. Ayrıca Ankara sıkıyönetim komutanlığı ASALA Esenboğa baskını haberiyle ilgiliolarak Taşcıer’i günlerce sorguladı. “Gençliğimi Ankara- İstanbul- İzmir sıkıyönetimkomutanlıklarında ‘Niye bu haberleri yazdın, sorgularıyla geçirdim” diyen Taşcıer, 7 yılHürriyet gazetesinde çalıştı. Kanal D- Böyle Gitmez - Prizma Show TV -Temiz Eller,Kent TV Gece Vizyon programlarında özel haber muhabiri olarak çalıştı.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ustası Cemal Süreya “Şair İstanbul’da yaşar” deyince 1988 yılında İstanbul’a geldi.19yıldır İstanbul’da yaşayan Taşcıer’in 17 yaşında “yaşamda annemden sonra sahipolduğum en değerli varlığım” dediği Cem adında bir oğlu var.
İlk şiir kitabı, 1990 yılında yayımlanan, On İki Saatlik Sevgili’ yi, 1992 yılındayayımlanan ikinci kitabı Yağmur Altında Sevişsek izlemiştir.
Süheyla Taşçıer, 2007 yılında Kültür Bakanlığı’nın desteklediği Bacıyan-I Rum (AnadoluKadınları) belgeselinin metin yazarlığı ve senaristliğini de yapmıştır...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Davet II
Her cumartesi oldugu gibi bu hafta da yardimlasma ve dayanismaya onem veren,toplumun yarasini sarmak icin cabalayan dost kalplerle birlikte olacagiz.
106.8 NazFm'de DOSTKALPLER'in bu haftaki program konugu Kimse Yok mu?Dernegi genel sekreteri sayın Sadık Emecan.
Saat 11.00-12.00 arasi www.nazfm.com & www.radyomedcezir.com ortak yayinda
Dostkalplerinizle bir arada olmak dilegi ile.
DostkalplerProgram yapimci ve sunucusuArzu Altincicek
Dernek ile ilgili sorulariniz, program katilim mail [email protected]@gmail.com
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Davet ve Basın Bülteni
Davet ve Basın Bülteni
Gazeteci-Şair Süheyla TAŞÇIER, KASDAV'IN DÜZENLEDİĞİ Kadıköy’ü yazanlar veKadıköy’lü yazarlar etkinliğinde okurlarıyla buluşuyor.
Süheyla TAŞÇIER, Payan Yayınları tarafından çıkan son kitabı Tenimin AltındakiTanrıçalar, uzun aradan sonra baskı yapan birinci kitabı Oniki Saatlik Sevgili ve ikincikitabı Yağmur Altınada Sevişsek adlı kitaplarını imzayacak.
İMZA PROGRAMI
(CKM 3. KAT FUAYESİ)
13 MART 2009 CUMASüheyla Taşçıer, (Payan Yayınları) / st:11-18 KASDAV Bireysel Standlar)
15 MART 2009 PAZAR
Süheyla Taşçıer, (Payan Yayınları) / st:11-18 KASDAV Bireysel Standlar)
YER:Cadde Bostan Kültür Merkezi (CKM) / Haldun Taner Sk.No:11 CADDE BOSTAN
Arzu AltınçiçekPAYAN YayınlarıBasın ve Halkla İlişkiler Koordinatörü[email protected]
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx? BlogNo=167009
BÜLTEN
“Kadıköylü Yazarlar ve Kadıköy’ü Yazanlar Buluşması” Gelenekselleşiyor
Geçtiğimiz yıl ilki gerçekleştirilen “Kadıköylü Yazarlar ve Kadıköy’ü Yazanlar Buluşması”etkinliğinin ikincisi 13-14-15 Mart tarihlerinde düzenleniyor. Bu yıl yine CaddebostanKültür Merkezi’nin ev sahipliği yapacağı organizasyon, Kadıköy Sağlık ve SosyalDayanışma Vakfı yükleniciliği; Kadıköy Belediyesi, Türkiye Yazarlar Sendikası, SosyalHizmetler ve Çocuk Dostları Derneği, Gazete Kadıköy ve Bilfen Okulları desteği ilegerçekleştiriliyor. Bu yıl, etkinliğin temasına Kadıköy ve Kadıköylü olmanın yanı sıra,2008 de kaybettiğimiz ve Kadıköylülüğü ile de bilinen ünlü şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nınyaşamı ve eserleri de dahil ediliyor.Üç gün sürecek etkinlikte, sanat ve edebiyat dünyasının değerli isimleri; söyleşi, imzagünleri, atölye çalışmaları, saydam gösteriler ve dinletiler ile Kadıköylülerlebuluşacak.Niyazi Ölmez,Cihan Demirci,Orhan Erinç,Orhan Türker, Müge İplikçi,Muzaffer Ayhan Kara, Zeynep Cemali, Güldal Okutucu,Orhan Bursalı, Mario Levi, IşılÖzgentürk, Orhan Çekiç,Süheyla Taşçıer, imza günleriyle; Enver Ercan, Hıfzı Topuz,Cengiz Eren söyleşi ve paneller ile; Salim Okumuş, fotoğraf ve yorumları ile; Nazan
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tacer origami atölye çalışması ile etkinlikte yer alacak isimlerden sadece bazıları.28 yayınevi katılımının olacağı etkinlikte ayrıca açılış günü Fazıl Hüsnü DAĞLARCA’nınözel eşyaları 4.kat fuayede tüm konuklar için sergilenecek.Bu yıl ki Kadıköylü Yazarlar ve Kadıköy’ü Yazanlar Buluşması kapsamında, Dağlarca’nınvasiyeti üzerine bir şiir yarışması da düzenleniyor. İstanbul İli genelinde eğitim-öğretimfaaliyetlerini sürdüren ilköğretim okulları arasında bu yarışmaya 52 okulun 800’e yakınşiir ile katılım gösterdiği bildiriliyor. “Doğa ve Hayvan Sevgisi” konulu şiirler, iki ayrıkategoride değerlendirilecek, yarışma ön jürisinde; Türkiye Yazarlar Sendikası’ndanMehrizat, Nurullah Can, Sanat Yaprağı Dergisi’nden Tanju Akerman,Kasdav projegeliştirme danışmanı Asuman Ermurat yer alıyor. İlk eleme sonuçlarına göre finalekalan şiirler, Ahmet Soysal, Alpagut Gültekin, Haydar Ergülen ve Ömer Aygüntarafından son kez değerlendirilecek ve dereceye giren minik şairlerin ödüllerininverileceği tören, etkinliğin açılış programı içinde yer alacak.13 Mart Cuma günü 11.00-13.00 saatleri arasında düzenlenecek açılış töreni, protokolkonuşmaları ile başlayacak; Özel Bilfen Okulları öğrencilerinin “Dağlarca” konuluetkinlikleri ile devam edecek. Açılışta ayrıca “Kadıköylü Yazarlar ve Kadıköy’ü YazanlarBuluşması”nın bu yıl ki onur konukları, Ahmet Miskioğlu, Nail Güreli, Melisa Gürpınar,Ataol Behramoğlu’na ödülleri takdim edilecek.
Fa Organizasyon tarafından düzenlenecek kokteylin ardından söyleşilere geçilecek. Üçgün boyunca etkinlikler ziyaretçilere ücretsiz olarak sunulacak.
Kadıköy’e Yakışır Bir Sanat Etkinliği
KASDAV Proje Geliştirme Danışmanı ve Etkinlik Koordinatörü Asuman ERMURAT, geçenyıl birincisini gerçekleştirdikleri organizasyonun bu yıl ki ayağının daha küçük birçekirdek kadro ile yoğun çalışmalar sonucunda hayata geçirildiğini belirtti. Ermurat,“Kadıköy, başlı başına bir sanat ilçesi. Şairi, yazarı, ressamı ile her dalda sanatını icraedenlere her dönemde kucak açmış bu ilçeye yakışır bir etkinlik olduğunu düşünüyoruz.Geçen yıl yaşananlar bizi öylesine mutlu etti ki, tüm zorluklarına rağmen bu yıl ve heryıl buluşmayı gerçekleştirme sorumluluğu içinde gördük kendimizi. Ayrıca bu yıl bir“vefa” borcunu da yerine getirmiş oluyoruz. Yakın zamanda kaybettiğimiz değerlişairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın genç kuşaklara şiiri ve sanatı sevdirebilme çabasınabiz de bu etkinlikle küçük de olsa bir katkı sağlamış olduk. Katılımın beklediğimizinüzerinde olduğunu memnuniyetle ifade etmeliyim. Bu da biz güdüleyen sonuçlardan birdiğeri. Umarım daha uzun yıllar “Kadıköylü Yazarlar ve Kadıköy’ü YazanlarBuluşması”nda hep birlikte olabiliriz.”
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Davetimiz var
<tr><td width='100%' align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%'align='left'><font color='#800000'><font face='Times New Roman' style='font-size:13pt' color='#792010'>
<i>ARALIK 2005 itibariyle 20 programcı arkadaşımız, 20 saat canlı yayın, şiir veistek programlarımızla, 3 editör arkadaşımızla birlikte şiirlerinize ses olmaya devamediyoruz.</i>
www.radyomedcezir.com Yüreğinizin sesine kulak verin.....
*** Radyomedcezir haber merkezi HABER KUŞAĞI 10 - 14 -18
<a>1-Dr. EGE GÜRAL / NEG / İSTANBULDÜNDEN YANSIMALAR</a>
C.TESİ 22-24************************************<a>2-YAŞAYAN YARIN / İSTANBUL</a>
SALI 22-24************************************<a>3-www.huznukomik.net / ANKARAHÜZNÜKOMİK</a>
PAZAR 18-20************************************<a>4-GÜLAY YILDIZ / İSTANBULŞİİR SALINCAĞI</a>
PAZARTESİ20-22************************************<a>5-GÜRDAL ÇAKIR (İSTANBUL FM)SİYAH BİR DÜŞ</a>
SALI 01-05PERŞEMBE 23- 01*******************************************<a>6-ŞULE (AYDEMİR) & MURAT AVCI / BURSASOKAK KEDİSİ</a>
CUMA 20- 22********************************************<a>7- NAZDENİZ / KUŞADASINAZ’LI ANLAR</a>
PERŞEMBE 20-23********************************************<a>8- YAĞMUR DİLEK / ALMANYAGECE EXPRESİ</a>
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
CUMARTESİ 20-22*********************************************<a>9- METİN ESER / ALMANYASABAH SABAH </a>HAFTA İÇİ HER SABAH08 – 10&<a>ARZUHAL</a>CUMARTESİ-PAZAR08 – 13********************************************<a>10-HÜLYA / KÜLKEDİSİ / ALMANYAGÖNÜLDEN GÖNÜLE</a>
P.TESİ – CUMA10-14SALI- ŞARŞAMBA 01-05PAZAR 24 – 05********************************************<a>11-SEBAHATTİN ABİ / BURSAYALNIZLAR RIHTIMI</a>
P.TESİ – ÇARŞAMBA – CUMA22-01SALI14-16*******************************************<a>12-AYSEL / MANOLYAM / İSTANBULMANOLYA KOKULU SAATLER</a>
SALI-ÇARŞAMBA-PERŞEMBE10-14P.TESİ – CUMA18-20*******************************************<a>13-FULYA ÇEKLİ / İZMİRRÜZGARLA GELEN NAMELER</a>
P.TESİ 16- 18SALI 20-22ÇARŞAMBA 18-20CUMA 01-05CUMARTESİ 24-05********************************************<a>14-NESLİHAN YAZICILAR / ESKİŞEHİRDÜŞ TEKNESİ</a>
P.TESİ 01-05ÇARŞAMBA 20-22PERŞEMBE 18-20CUMA 16-18********************************************
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
<a>15- NURAY ALPER / ANKARAAFAK-I SEVDA</a>
SALI-PERŞEMBE 16-18**********************************************<a>16-AYHAN ZEMBİLCİ / BURSAHASRET GEMİS</a>
ÇARŞAMBA 14-18PAZAR 20-24**********************************************<a>17-EDA / ALMANYAEDA İLE YAR DİLİNDEN</a>
SALI 18- 20CUMARTESİ 16 –20PAZAR 16-18**********************************************<a>18-İREM / BURSA (MALCAN)BEYAZ İNCİ</a>
PAZARTESİ-PERŞEMBE 14 – 16*********************************************<a>19- VEYSEL – By Romantik / BURSA (MALCAN)ŞİİR GEZGİNİ</a>
CUMA 14-16********************************************<a>20- GÜLŞAH LANGE / ALMANYAGÜLŞAH’LA ŞEKERLİ SAATLER</a>
CUMARTESİ-PAZAR 13- 16
********************************************<a>EDİTÖRLER</a>
KRİSTAL SENFONİSİ / ESEN ESENHANEDAN / ELMASŞİİR_GİBİ / DİLEK********************************************<a>REKLAM VE TANITIM: MALCAN AJANS</a>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Davetlisiniz
...Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmekKi Karaköy köprüsüne yağmur yağarkenBıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecektiÇünkü iki kişiydik...
(CEMAL SÜREYA – AŞK)
<a>K a r i'nca K a r a r ı n c a <a>
Gitar eşliğinde, en güzel A Ş K şiirleriSEBAHATTİN ABİ ile Yüreğinizin sesine kulak verin...
İm Sanat Kültür ve Edebiyat Derneği katkılarıylaİSMAİL CEM DOĞRU & GÜLAY YILDIZ & CENK TUNALIORGANİZASYONUDUR
27 KASIM 2007 / SAAT: 20.30Karin PubKadife sokak - No: 35 / Kadıköy0216 449 28 90Rezervasyon: [email protected]
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dedin ama
<i><a>DüşteDüştümDüşlerimeKabuslar tuttu elimden</i></a>
Karanlığı böldüğünde gözlerimEn yakında sen vardınHem de tekYalnızlığıma sardım gülüşünüNasıl da canım yanardı bilirsinSen gibi
<ul>O’nlu kabusları,O’nsuz düşlere çevir dedin ama</ul>Oysa ki<ul><i>Bilirdi OTenine düşmediğim geceninNe sabahı olurduNe yıldızı</i></ul>
O’nsuz sancılarınKıvranışlarıydı ve kımıldanışımdıdepremlerAy büyürdü gözlerimdePembe düşlereDüşerdi ayazı
Bilmediğim yerde Bilmediğim bedende belki de ya da Sindi bir yerlere Karanlıktan korkan Güneş misali
Kapadıkça gözlerimi Açılırdı yaralarımYalnızlığım kanardıYarasalar gelmezdiPıhtılaşırdı sevda
Ne O’nlu kabuslar isterimNe de O’nsuz düşlerBaşım düşerkenAnılar sussunFısıldamasın yeter resimler
Egeden kokusunu getirsin rüzgarTerli gecelerinSon uykumdaYıldızlar söylesin ninnileri
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
<h5><p>Sonrası mı?<h5><ul><tt>U<h5><ul>y<h5><ul>k<h5><ul>u<h5><ul>m<h4><ul>v<h4><ul>a<h4><ul>r</ul></tt>
</a><th>Sen kendini bilirsin <a><i><li>uykusuz gelincik</a></i></li>teşekkürler
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Deli Sevdalar
Yine akşam olduBir gün daha geçti sensizBirazdan çıkacağım işimdenYola vuracağım kendimiYorgun beden eşliğindeAyaklar istemesede çeker yükümüYollar gider evimeEvim bugünde sensiz.Yine bir sofra kuracağımKatığımda sevdam olacakİştahımı tıkayan sensizliğimBardağımda biriktirdiğim yaşlar olacakEkmeğim, tuzum hasretin.Bir gece daha çökecek üzerimeYıldızların düşecek saçların gibi göğsümeAy takılacak gözlerine bilirimDolunay benim ay'ımBilirsin vazgeçmemSenden ve dolunaydan.Uzanır ellerin ay ışığınaGurur var ellerin uzanmaz banaAy ışını tutar ellerinSıcaklığını yumarsın avuçlarınaSıcaklığımı çekerGöğsüne bastırırsın sevdamı.Gene uzaktır sıcaklıklarTenim tenine yangın her akşam olduğu kadar.Bilirsin bu gecede bizsiz söndürecek karanlığınıYerini güneşe teslim edecek dolunay.Yine sensiz doğacak sabahım.Senli günlere hasret yüreğimHa bugün ha yarın deyip seni beklerkenBir gece dolunayın gölgesinde verecek son nefesiniYaşarken de ölürkende yine sensizYine bensiz...Yitip gidecek dolunayda deli sevdalar
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Delice
Ebruli düşlerin sabahındaDelice bir rüzgar saçlarımda
Güneş ki gülüşünden soğuk - can –Gün ki teninden solgun
Bildiğim tüm şarkılarınBozulur notası sesinde
Renkler kiGözlerinde kaybolur
Uzun yollar biterYanağındaki gamzede
Ebruli düşlerin sabahındaPembe düşer çiy damlası
Mavi köpük köpükSerilir ayağına
Uğur böceğinden çaldığımSiyan bir noktayı kondurdum yanağınaYıldızları topladığım ellerimle
Sana getirdimUçurum kenarındaki çiçeğiKokusundaÖzgürlükDokusundaTutku
AşkSende tutukluDelice....
Doğum günün kutlu olsun Delice kızım....
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Delice aşk
Bahar adamı azdırır gülümKuru dalların pıtırcıklar verir-A ş k k o k u l u g ü l l e r e-Göğsünde uyanırKış uykusuna gerinen kelebeklerSukûnete ses verir mayıs böcekleriUsul usul ilerlerken
Bahar adamı azdırır gülümBuz tutmuş mürekkebinKor akıtırYaza dairNe kadar anı varsaSandık arasındaDökülür eteklerineDamla damla yakarken
Bahar adamı azdırır gülümNe delikanlılık dinlerNe hanım hanımlıkAr damarı çatlar sevdanınSızar aşk korkular dirilirken
Bahar BİZim gülüm....-Bir bahar......bir mevsim daha işte-d a n t e g i b i o r t a s ı n d a ö m r ü n-
Türkülerini söyle DELİCE kızımYoluna serili dikenlere bas korkmadanBatığındaki kan sulasın gelincikleriCan acıttığı müddetçe AŞKmış gerçek olan
B a h a r b i z i a z d ı r m a z g ü l ü mA n c a k b i z d e b a ş l a r b a h a r
e.h.a :)
Not: Aşk kokulu güller / Neşer Selman beyin kitabının ismidir.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Deniz feneri
Adını bilmediğiniz bir köydeyimHatta adımı bilmeyecek kadar yaşlıÇekip gideceğim bir kapısı bile yok bu evinPencerede kartonlar sıralı.
Ayağa kalksam biner sanki tüm dünya sırtımaAdım atsam yollar uzar da uzarGözyaşım aksa dilenci dedikleri yüzümdeAkça pakça sırıtır utancım ve de açlığım.
Ellerim nasır, ayaklarım toprağım kadar çatlak.Yaşımı bilmem amayaşadığımdan çoktur saçımda aklar.Kimin kimsen var mı derler... susarım...
Bir mum yakarım karanlık yalnızlığaKocaman olur yüreğim...büyür içimde bir şeylerOdam büyür, şehir küçülür ve bir bakarımKapı olmuş dört duvarımdaBir deniz feneri gölgesi.
Yakında buralara kadar gelir ışığı.Aşım, yatağım, sıcağım, merhabam da peşi sıra...
Arzu Altınçiçek26 Ocak 2007
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Denizci
Karanlık ve uzun yollara düştünBen bir kez daha sensiz uykulara
Gün yüzünden mi doğacakÇiy gözlerinden mi düşecek bahçeme
Bak deniz ne kadar durgunBulutlar bile kaymıyor üstümde
Dalgalar teninde mi coşacakKumlar terinde mi düşecek mavime
Karanlık ve uzun yollara düştünBen yine seni düşünmeye
<i>Dedin ki-Ne çabuk konar yüreğime sevgiNe çabuk gider yüreğimden sevgili</i>
Karanlık ve uzun yollara düştünBen bir kez daha sensiz uykulara
DüşlerimdeYataklarını açacağım denizlerinBana vuracaksın fırtınalı sular sonrasıYorgun ve bitkin
<i>Desem ki-Ne çabuk düşerim terineNe çabuk giderim teninden</i>
Demirler misin aşkıD e n i z c i.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Desen ki
Desen ki!
Sarhoş bir keman, rüzgarYalpalıyor yol boyu.Uzakta mavi bir ıslıkDalgalarda ağıt.Tangoda tek bacakKavalyesiz yıldız.Ve parmak izindeBir kalp kumlarda
Yalnız yüreğimin ritminde,Dallarda Eylül melodisi.Tek tek düşüyorSararmış hüznün bestesi....alkışta bulutlar.Mevsimsiz yalnızlığımdaGönlümde bir tını adın.
-Gel desen,Bak gör nasıl mevsimleri süpürür eteklerimSaçlarım nasıl takar güneşiGöğsümde desen al basan buselerinVe ellerinEllerin ten olsa bedenimeGel desen...sadece gel desen
Bir yanımda parçası kalmış baharınAvucumda mayıs çiçekleriAşk merdivenini saldımGözlerimden gözlerineDokunuşunda çiçekleri
Ser desen,Bak gör nasıl sererim laciverti geceneKalemim nasıl toplar sessizliğiSerimde binlerce yıldız kıpırdanır usulcaVe gözlerinGözlerin ay olsa gözlerimdeSen desen, sadece “sen” desen
Ürperen bedenin kıvrımlarındaYakar düşleri aşk kıvılcımıAyaz keser uykularımıPenceremde yoksul şehirÜstü açık açık caddeyeDüşer gölgesi sokak lambasınınKim kime bekçi bilinmez
Tedirgin aşkTitrek gölgeler üstündeTek başına zaman
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Her adımda birini takar koluna
An olur,Çığ olur,bir güne toplanır özleminBuz keser sevdam
Üşütür sessizliğinDön desen, dönermiyim bilmemUyuşmuşken yüreğim.
Desen ki....?
-Sarhoş bir keman, rüzgarBir kalp kumlardaYalnız yüreğimin ritminde,Gönlümde bir tını adın.-Gel desen,Gel desen...sadece gel desen.Bir yanımda parçası kalmış baharınDokunuşunda çiçekleri.Ser desen,Sen desen, sadece “sen” desen.Ürperen bedenin kıvrımlarındaKim kime bekçi bilinmez.Tedirgin aşkHer adımda birini takar koluna.An olur,Buz keser sevdamÜşütür sessizliğinUyuşmuşken yüreğim.Döner miyim sence! -
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dikiz
Şehrin akmayan trafiğindeKırmızıda durdu her şeyBir adam ve bir kadındı arkadaGözlerim takıldıTakıldı gözleriDaldı bakışlarDudaklar çekimde
Aktı her şey bir öpüşteYeşil yandıBir adam ve bir kadındıGözlerim aynadaAynada gözleriŞehir aktıKurumuş dudaklarımlaÖndeki arabanın dikiz aynasındaBen! ! !
<i>Dikizleyen dikizleyeneTrafik durmaya görsün.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dil uzatan-a-
<tr><td width='100%' align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%'align='left'><font color='#800000'><font face='Times New Roman' style='font-size:13pt' color='#792010'>İstediğin kadar sıvaPencerende güneşi“gündüz”ü silemezsin
İstediğin kadar kusİçindekini denize“maviyi” yok edemezsin
ve diline dua edipİsimleri dostlarınhatta bitik aşklarınistediğin kadar kötülekendini “iyi” edemezsin
Sanma “resim” olursungönül duvarlarındaKüçük bir çivi deliğisinAyakkabı topuğunda
Sözde büyük yüreğinÖzde diken sözlerinKanattıkça milletiKokan “leş” senin ismin
Üstünde postun mu varNamlunda kurşun mu var“Adam” olamadıktan sonraDostluğunda hayır mı varDolaşsan diyar diyarKendini sevdiremezsin
Arzu susar,A H I kalır...“İt ürür, kervan yürür”
Sen susmayı bilmezsinBen konuşmayı! ! !
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
DİL UZATANLARA mesajımdır.
Benden önce adım düşmüş buralaraUzun yollardan gelmiş...Üstüm başım toz değilBilmeden uzanan ellerin ‘parmak izi’Alnımdaki karartı, görmeden söyleyenin ‘dil izi’Yüreğimdeki kırmızı, toplumdan korkupta gidenin ‘aşk ateşi’Toplum mu kim?Nasıl anlatayım ki yaralı sabahımdaUykusuz gecenin ardından nasıl çizeyim ki resimleriniYanlış kişiymişim ya ben burada! ! !Kara lekeymişim ya –doğru kişilik için-Uzak kalmak ve uzak tutmak isteyenlerBunu okurken siz verin cevabınızı-hoş, 34 yılım, 24 saatimde benleydiniz ya ‘Tanımadıklarım’Sizin utancınızın lekesi var bu sabah güneşteYutkunduğum nefesimde, boğazıma dizilen düğümlerSizin utancınız!Nasıl anlatayım ki ‘size-sizi’-İki bacak arasına namusu sıkıştıranAma namussuzluğu yüzüne gözüne bulaştıranSen mi temizledin eteğimdeki kirleriSen mi vardın beyaz duvar arasındaKıyarken canlara?Damlayan kan lekesi, senin neşterinden mi?Başka nikahlara sererken bedenimiSen miydin perdeleri çeken?Onun bunun terine kararken terimiAnahtar deliğinde ki sen miydin?Halayın başını çekmek istedim deSenin elinden mi aldım mendiliOnun bunun cüzdanını erittim deBiz miydik yiyen paraları?Senin doğrun muydu benim yanlışım?Kadın olmak mı çamura çanak tutmak!Herkese değer vermek mi? kendi değerini yitirmek!Güler yüzlü olmak ‘hafiflik mi? ’Birşeyleri yapmak için dürtmek insanlarıHırs yüzünden mi?Yazık...bu yaşıma kadar öğrendiğim her şey yalanmış.Ne verirsen insanlara onu alırsın der annem,Öğretmenlerim hep yanlış öğretmiş ahlak kurallarınıArkadaşlarım, dostlarım sizin için utanç kaynağıymışımRafımı süsleyen yardım plaketlerimKampanyaları kendim için yapmışımGülemiyorum...ağlayamıyorum artık.Sıfır noktasında kaldım..Siz değilsiniz ileride ki, eksiye düşen değerlerim.İki ayağım bastığı müddetçe yereKalbim hayatın tiktaklarını vurdukça‘Aşk’ için ağlayacak kadar fazlaysa yaşımÜzmemek için başkalarını, üzüyorsam kendimiDerdini dert ediyorsam kendime karşımdakinin
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İnsan olduğum için!Ve bunun için canım yandı..Sizin gibi olmak gerekir aslında“Ön planda cinsiyet ve cebinin şişkinliğiPopüler olmak adına, yalakalığın örneği”Adıma sıvadığınız çamur - bana ait değil-Kendi üzerinizden attığınız -BİR PARÇA UTANCINIZ-Şimdi yüzün kızarsabu benim dediğimi mi duymuş? _ deyipTedirgin baksan yüzümeKime ne! !Senin vicdanın rahatsaZaten öğrenememişsin insanlığıKim ne düşünüyorsa hakkımdaKendi yansımasıdır-Bir sabah baktığınızda aynayaMaskenizin ardındaki ‘çirkin dünyanız’Vurur yüzünüzeBence bırakın çıkarlarınızıKadınmış, erkekmiş koyun bedeninizi bir yereÖnce öğrenin İnsan olmayı..Konuşmak, insana yakışırHavlamaksa köpeklere.
Kim olduğunu bildiğim de, bilmediğimdeKulağınızdakileri temizleyip gelinDilinizdeki 34 yılımı daha da lekelemeyinAdın çıkacağına canın çıksın derler ya hani..Bu canı size verecek kadar BEDAVA değil HAYATBir ailem var ve dostlarımAranıza katsanızda –bir sevdiğim-Sokak çocuklarım var boş zamanımda eğittiğimHer ay gittiğim kimsesiz çocuklarım var ve yaşlılarımGitmediğim köylerde sayısız okul varİçine lekelediğiniz ismimle meşale yaktığımÇıkardığınız seslerin sahibi‘karşılıksız sevgiyi’ bilen köpeklere ayırdığım zamanım varÖğrenmek için vefayı, sizde gelin aramızaBarınaktır kokar ama, duymazsınız sevgiyle gelirseniz.
Hepinizi sermek gerekir ya burayaÖğrenemedim darağacı kurmayıBenim yüreğim açık, elim deHatta alnım da, dilinizle lekelediğiniz!Allah’ın adaletine bıraktım sizi.Bir parça vicdan düşsün‘RUHSUZ YÜREĞİNİZE’Eğer pişmansanız yaptığınızdanYarın birlikte göz açarız sabahaKin tutmayı öğretemedim –benliğime-Devam ettiğiniz müddetçeKendi iç yüzünüzdür anlattığınız
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İyi biri olarak anılmak içinİhtiyacınız mı var birini lekelemeye?Bundan sonra da olacaksınız hayatımda... biliyorumKorkmuyorum sizdenKısa vadede sizden gelecek kayıplarımUzun vadede‘ beni bilip de’ yanımda olacaklarla sarılacak yara sadece.Atmakla bitmeyecek çamurunuzuYa üsütünüzden temizleyinYa da üstünüzü değiştirin...Maskeleri takmak kadar çıkarmak da kolaydır...Dil lekesidir zor çıkan..GÜNAHTIR! ! !
Şiirin bir amaç olduğunu sanmıştım buraya gelirken. Oysa görüyorum ki bazıları içinsadece araçmış egolarını tatmin etmek için.. Şiir duygu işidir diyenler! Ben mi yanlışadresteyim şimdi, onlar mı?Kadın- erkek, zengin-fakir,iyi-kötü olmak zor değil ama İNSAN OLMAK ZORDUR..
ve yaptıklarımdan bir parça bile yazma gereği gördüğüm kendimden utanıyorum. Birelin verdiğini diğer el bilmemeli ya hani! !Özür diliyorum kendimden...bunlar için kendimi üzdüğüm, canımı yaktığım, doğrubildiklerimden şüphelendiğim için..
Kulaklarımı tıkadım uğultunuzaÖnce benim hayatım...ve bunu bana siz vermediniz!
Ben burdayım, derdi olan beri gelsin!
Her şeyin başı... ÖNCE İNSAN_LIK..
Size karşı bile vicdanım rahat! Bu benim için yeterli.
Sevgimi ve saygımı sunuyorum öğrendiğim değerler gereği ama yine de isteyerek.. veYaradılanı seviyorum yaradandan ötürü... sizin yüreğinizde olmasa da olur bana sevgi!bende ki bize yeter!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dilsiz bekçileriydi şehrin
Kolsuz ve bacaksız uzuyorduEski mezar taşları gecedeTek başTek beden…yürek yok!
Düzleşen toprağın çiçeklerindeVeda yaşları dolunayınHer yer soğuk…Her yer ıssız…çıt yok!
Ayak sesi duyulduArnavut kaldırımlı yokuştanBir kürek sürttüSüpürüyordu adamşehri…Namusu düşmüştü belki bir kızınBelki bir ayyaşın salyasıGidip de dönmeyecek ayak izi belki de
Dünyaya göz açan bebeğin bağrışındandıYaprakların korkup düşmesiEkim’in saçlarındaEylül’ün yaşlarırengi yok!
…kasım gülleri eşikte
Karanlığa teslim edilen ne varsaSüpürüyordu adam
Uzuyordu gecedeEski mezar taşlarıKolsuz ve bacaksız.
Dilsiz bekçileriydi şehrin...ve yansıtmayan ayna geçmişi.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dinle Yüreğim
ÜzülmeGitti yar dediğinGitti can dediğinİçini acıtarakFeryadını susturarakAçtığın bağrına vurarak ihanetiSüpürdü ona ait ne varsaDayan yüreğim
AğlamaHer yaş umut biriktirsin içindeYıkasın kanayan geceleriLiğme liğme sevdaları boğsunÇakıllar arasında saklanan hatıralarBatmasın kirpiğinleGül gözlerim
SusmaDeli yüreğimVurdukça yalanlarGerildikçe karşında sahte yüzlerSen daha güçlü kalırsın unutmaAldanma dost gülüşlereDokunmasanda korkarlar gerçeklerindenUzak tutsalarda unutamazKötü andıkça seniYutkunurlar kendi ihanetleriniBilirlerMasumsunBilirlerdaha merttir yüreğinŞarkılarını söyle sevdamSıcak hazanlardan kalanSahte bahar gözler yumulsun..
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Diriliş
<i>Zelda </i>
Teninden düşer cemre
uzandığındagün devrilirbileklerinde kırılır nehir
Kekik kokusuyla sarhoşceylanların ayak izlerinde yol bulur içindeki çocuk
kirpiklerinde delinir rüzgar
gözlerin yangınsaçların lav
dudakların mayın döşer
Avuçlarında hürriyetbu kadar mı soğuk Zelda!
II-
Martiniler sıyrılır omuzdanSuda dolunayelleriyle yüzüne çalar eşkıya
esrar yaprağına dil sürüpgünah emerler göğsünden
Bacaklarının arasındanSırtlanlar sıvışır
Gebe kalırsın otttan döşeklerde
Aç hayvanlarınUsul adımlarını kamçılarDoğum feryadın
Bir oğul kayar kasıklarındanSevincinde kaç yetimi kucaklarsın
sütün kanından acı!
bir gidip bin döner deli taylarınmiğferler düşer başlarından
Yüksektedaha yüksekte
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
mavi sürgünde çığlığın
Yumruğunda MizginVatansız doğum
Fırat utanır...
gözünde analar ağlar
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Diye
Selamımı saldım bahar kuşlarıylaSabah güneşine yüreğimi kattımSıcağımla kal diye.
Dileklerimi taktım kayan bir yıldızaDolunaya yalnızlığımı kattımGeceni çalayım diye.
Sesimi verdim akan sularaBalıklara coşkularımı kattımBeni yakalayasın diye.
Mavi tarlalara ektim başak saçlarımıRüzgarına yangınımı kattımSevdamla tutuş diye.
Bir şiir yazmak istedim sanaMısrasına kendimi kattımAşkımla kalasın diye....
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Diye!
Avuçlarımla vücuduma işledim bedeniniKendi gücümce sarıldım kendime
Parmaklarım dokundu küçük öpüşlerin gibiDinlenmek için dokunduğun omzuma...sen diye!
Göğsümde binlerce kelebek kanatlandıKaranlık yıldız yıldızdı sanki odamda
Gözlerimden yeşil sıçradıHayallerimin askısı tavana...gör diye!
Hain bir ıslık kesti sessizliğiRüzgar sustu pencerede, zaman sadece ben!
Bir kalem yırttı kağıdıBeyazda şiir kanadı, aşk sızısında...duy diye!
Dudaklarıma bulandıYıldızlar yapıştı
Akça pakça serdim tenimiÇarşaf serin, terim soğuk...öp diye!
Gece kenara çekildiAydınlığa açıldı kapı
Çiçekler yıkandıCaddeler canlandı...gel diye!
Bulutlar çekildi,Kuşlar belirdi
Şehrin boş vaktindeYeşile takıldı aşk...geç diye!
En karmaşa yerde kırmızı...ben varım!Sev diye! ! !
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dokunamadığım Sevdaya
Yavaş yavaş yürüyorum,yağan karın ritminde.Bastığım her arnavut kaldırımındaizim siliniyor.Ardımda kalan kalabalık sokaktatüketiyorum bir şeyleri.Kara çalıyor caddeler.Işıklar yanmaya başladıkça evlerde,kasvetim artıyor.Ayak sesleri çekildikçe,ıssızlaştıkça ortalık,daha da yükseliyorçaresizliğimin sesi..
Köşe başını dönüp,baktığımda oturduğum binayabenim penceremtek ışığı yanmayan…
İşte yine aynı tokat,Yalnızlığımı vuran anahtar sesi.Ölüm sessizliği ve soğuk.
Akşam ne kadar dağılmış buralar.Yastıklar yerde,orda burda ıslatılan kağıt mendiller,yan duran bir resim duvarda.Masada devrik şişe,kadehte birkaç damla kırmızı kalmış öfkemden.Vazo kim bilir kaç gündür kırıkduruyor kapının dibinde.İn cinle top oynamışımbelli ki kendimi kaybettiğimde.
Şarap kokuyor her taraf,çürümüş yaramı andırıyor mayhoşluğu.Meze yapmak isteyip de,beceremediğim mektuplarkırışmış başucumda.Şiirler hep yarım.Şarkılar bitmiş,son boşlukta ki cızırtılarinletiyor akşamın bu saatlerini.
Gece çöküyor,sensizliğim aydınlandıkça.
Uykunun en dayanılmaz saatlerinekafa tutarken isyanlarla,içli bir ney çalıyoryıldızları savuran rüzgar.Eşlik edemiyor ritmi bozuk yüreğim.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Alabildiğine vuruyorsesini gönül duvarıma.Depremler büyüyor dolunayın gölgesinde,çatlıyor yatağımın boş yarısı.Sessizce kucak açıyor yıldızlar gözlerine.Bakışın takıldı aklıma,içimden geçeni bilmeden hani…Bilmiyorum kaçıncı uykundasın,ben ise kaçıncı yalnızlığımda.
Geceyi toplayıp eteğime,nasıl çıkıyorum bilmiyorumberduş sabahlara.Soğuk bir yastık hala başımın altında,hayallerimi tavana asmışım,ha bire erteliyorum.Ateşten geceliğimi çıkarıyorumayaz kesmiş bedenimden.Güneş yıldızları saklarkenbir perde çekiyorkarabasanlarıma.
Yüzüme çarptığım bir avuç suarıtıyor karanlıklardan.Oysa ki ıslattıkça gözlerimi,dudaklarım biraz daha kanıyor.Ne kadar serin olsa da bu şehir,kızgın kumlar var ya tenime yapışan,kavuruyor.Yeşil gözlerindeki soğukluktitretiyor ateşimi.
Yalpalıyor güneş şehrin üstünde.Kayan yıldızların gümüş tozlarıışıl ışıl Marmara’nın çalkantılarında.İstanbul, türkülerini söylüyor yeditepeden...yanık yanık martı çığlıklarıyla.
Sen karşı kıyıdaki ukde sevdam,dokunamadığım,uzanamadığım…Mart gülüşünle duruyorsun karşımda,parlayan güneşin,dondurucu soğukluğuylakarşılıyorsun günaydınımı.
Ardımda kalan caddelere,kilitlediğim dört duvara hapsettimgörünmeyen yanımı.Karanlıklar zatenyalnızlığımın en büyük dostu.Haykırışlarımı yutan birer girdap
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
doldurulamayan şu boş kağıtlar.Kalemim sözcüsü olmuşsensiz yarımın.Kafiyeleri dizmek için,şişeleri biriktiriyorum günlerdir,kızıl sevişleri içerek damla damla.
Ah bu geceler olmasa,yosun gözlerini nasıl çalarımyağmur ormanlarıma.Adını nasıl dökerim?
Kalabalığına dalıyorum şehrin.Gürültüsü o kadar suskun kiaslında isyanımın yanında.
Ben seni satırlara gömüyorum,sen bilmediğim dünyanıbuğulu gözlerine.
Şarkılarını söylerkenbakıyorum sana.Yumduğun gözlerinde,içli sesinde bilinmeyen yanını,yitik sevdalarınıve sendeki beni düşünüyorum..
Bilmiyorum var mıyımdudağından dökülen diyezli nağmelerde.
Kendime soruşlarım başlıyor,nedenleri,niçinleri.Sorguluyorum hayatı,dünyanın dengesizliğini sonra.Tabuları yıkıyorum bir yandan,diğer taraftan olmazları beyaza buluyorum.Gerçekler ayaklarımdan tutuyor,adım atamıyorum korkularımdan.
Karşına geçipaçamıyorum küçük dünyamı sana.Ne sesim düşüyor gecene,ne de karanlıklarına gözlerim.
Neden diyorumdünyaya gelmek için bu aceleciliğimya da sen neden geç kaldın sevdama.
Bakışlarında filizler,dudağında çatlaklarla İstanbul gibidoğruldukça karşımda,
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
canım yanıyor bebek yüzlüm…içim gidiyor,yanımda olup uzak durmana…
Yalnızlığımı yüzüme vurananahtar sesini unuttururcasına,şarkılarını söyle……..
Onlar da olmasakatlanılmaz bu sevdaya….
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dolunay'ın türküsü
Tüm sesiyle çağlıyor KızılırmakDolunay türküsünü söylüyorKemanı akortsuz rüzgarlaBir şiir düşüyor gölgelerin üstüne
Daha bir yalın acılarımGözyaşın bakirliğindeBulutlar çıplakDualarımı dizmişimNisan akşamının gerdanınaDeli tayımın yelesine karışmış saçları
Bağrım hala karakışla sarmaşıkBoş ellerim kafa tutmuş yokluklaraKurusa da dudağım sövmektenKirpiklerim zincirlemiş kendiniDövülmemiş demir kapılara Kilidi yokMenteşesiz, pervazsızHatta duvarsız tekbaşımalıklarım
Rüzgarla savrulan ırmağımın suları mı?Çıplak bulutların teri mi?Esir gözlerin yakarışları mı?Sessiz damlalar
Yoksa pişmanlığı mı döküyorTopladığım hercai menekşelerDolunay’ın türküsünü dinlerken.üç tel sazını çalıyor Kızılırmak12/4
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Döngü
Bir keman,Bir de ney ağlar... ben gibiBir demlik, bir de göz yaşı sızarİçimdeki sen misali...Birikir de birikir.
Kuru gürültüdür yağmurve gereksiz bir kurşun olur şimşekDüşlerim kaç renk taşısa daKaybolur gecenin nankörlüğündeDökülür de dökülür.
Takılır türkü peşine savaşAcıya yakılır da, aşka yakılmaz ağıtLâl yer kalem, kör olur güneşSuskun ve karanlık bir dünya kalırDöner de döner.
Bir bayrakBir de bebek yanar...ben gibiBir şehit düşer, bir ocak sönerHa evlat acısı, ha vatan sancısıİkisi de aynı yangınTüter de tüter.
Kuru küfürdür şiirlerVe gereksiz bestelenmiştir onca marşDua gibi tekrarlasak daKaybolur bunca teneke sesi içindeVurdum duymazlar içindeÖzgürlük de bir gün biter.
- Bir keman- Birikir de birikir.- Kuru gürültüdür yağmur- Dökülür de dökülür.- Takılır türkü peşine savaş- Döner de döner.- Bir bayrak- Tüter de tüter.- Kuru küfürdür şiirler- Özgürlük de bir gün biter.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Döngü/m
<i>mevsimin koskoca suskunluğundan mıdır bilmembu şehri sensiz sevmiyorum! </i>
kuru yasemin dallarındanesmer bir ayrılık dağılır avuçlarıma
dudağıma sesimi kilitleyen ellerindenne kadar da yoksunum
tenimden kokunu silmek içinayağımın ucunda bekler deniz
dilsiz mi nedirbu mavinin martıları
rüzgarı sağır mıdırhasretlerden bi haber
avuç avuç ege çaldığın yüzümdekimliksiz bir kadın sureti
batak güllerin tohumuna karıldık bizdikenlerimize takıldı şiirkoparıldık
bilirim; bu günlerde aranırbir kasabaya doluşturduğumtemmuz öyküleri kahramanları bizden çok
adımıza öyküler yazılırya da ayrı öykülerin kahramanı oluruz
bilmezler; aşkı ikimize sakladımkalanı figürân!
<i> anıların onca ağırlığından mıdıraşk hep bu zamanda ezilir içimde </i>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dön-sen
BeyazaDem düştüUmuda yas…
GözlerinMavi düşümdüUçuktu rengiUçtun
Kollarım düştü yanaDudağımdan kaydı saçlarınVe döküldü arzumGitmesen
Sarı güneşeKar düştüGüne ayaz
EllerinEllerimdeGücümdüÇekildin
Gözlerim düştü toprağaCan kaydı bedenimdendöküldü yaşımsev-dim
BeyazaDem üştüTenime yas
ömrüm olurdundönsen
Ekim-2004-İzmir
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dudağının kıyısında canım çekti aşkı...
Dönsem hatıralaraGöz yaşları, kurumuş mudur sence?
Hani baksam resimlereİçimdeki yaranın, düşer mi kabuğu?
Gözlerine dalsam…Bakışlarında yakalar mıyım kaçışları?
Sussam şarkımız çalarkenSüzülür mü notalar yanağımdan?
Dağılırken ismindeki harflerNoktası düşüp “ben” olur mu göğsünde?
Dönsem aynayaBeni “sen” görsem, yabancılaşır mıyım?
Parmaklarımı dolaştırsam yüzünde…Dudağının kıyısında kalmış mıdır aşk?
Tozlanmış sevişlerden sakladığım tek bir öpüşteAlır mıyım yılların buruk tadını…?
;
<a>Dönsem hatıralaraHani baksam resimlereGözlerine dalsamSussam şarkımız çalarkenDağılırken ismindeki harflerDönsem aynayaParmaklarımı dolaştırsam yüzündeTozlanmış sevişlerden sakladığım tek bir öpüşteDudağının kıyısında kalmış mıdır aşk?Beni “sen” görsem yabancılaşır mıyım?Noktası düşüp ben olur mu göğsünde?Süzülür mü notalar yanağımdan?Bakışlarında yakalar mıyım kaçışları?İçimdeki yaranın, düşer mi kabuğu?Göz yaşları, kurumuş mudur sence?…d u d a k l a r ı m ı z ı n k ı y ı s ı n d a ? ..”
</a>www.radyomedcezir.com
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dudaktan dudağa AŞK
<td width='100%' align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%'align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><fontcolor='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><font color='#800000'><fontface='Times New Roman' style='font-size: 13pt' color='#792010'>
Sevgi tek yürekSen ise bedenimsinHayat tek nefesSen ise her nefesimsin
Sen ve ben dışındaKimse bilmesin...Mühürledik hepsiniBundandır ya suskunluğum! ! !
Gözden gözeElden eleTenden tene.....Dudaktan dudağaadın AŞK
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Durma
Bir sabah, çıplak gel kapımaTenin olurum, üşümezsinKuruyan dudağını bırak düşümeTerin olurum, gonca güle düşersin
Bir vakit, güneşi bırak kapıdaAkşamın olurum sigaranın dumanındaKırık kalbinin en bozuk notasıylaŞarkılarını dinlerim sarhoşluğunda
Sana gelirsem ‘ölürüm ben’ dersin ya‘hayatı bırak’gel yanımaBende ki seni bir görebilsenBen sana ‘can’ olurumSendeyse ‘vazgeçilmez’ bir ben
Durma….durma uzağımda…
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Durma söyle
Sarkıtlar vardı kirpiğimdeİki ateş arasında
Kadehten mi damladıBu kırmızı kalemime
Tenimde ayaz akşamdan mıYokluğundan mı
Kızıl kıyamet kopsaSuskun yüreğinde
Kim duyarKim bilirKim anlar
Söyle....
Duymak istediklerimi söyleSesinde düşlediğim sözleri söyle
Sahte gülüşlerim batar canınaHer dokunuşu diken açar yüreğinde
Harfleri kırık sevdalarınRengine buladım kağıdı
Bir kesik var elimdeBıçak bıçak vurduğum gecelerden
Kanayan neKanatan neKanan kim
Söyle!Durma söyleİki kelimedeYa ömür verYa ölümü verYüreğime
Her suskun bakışınKurşun yarası
Üşüdüğün kadar üşüyorum...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dün geceki bize....
Yağmura karşı duruyordu adamElleri arkasında birleşmişBildik İstanbul gecelerindendiVe bildik yaşama telaşı
Islanmıyordu sankiYa da ıslanmaktan korkmuyorduBıyık altı gülümsüyordu kaçan insanlaradaha düne kadar sıcaktayağmur bekleyen, onlar değil miydi?
Üç kişiydik ve üçümüz de eşlik ediyordukAraba içinde kulaklarımıza dolan şarkıya… ve biz de dolduruyorduk geceyi
-Sen yalnız değilsinBiliyorum neredesinBu üzerdi beniYaşasaydın ve görseydin-
Kim bilir şu üç yorgun bedendenHangi meçhule dalışlar vardıHangi anıları dudağımızın tuzunda mırıldanırdıkDağlardık yitik isimleri…aynı şarkıydık ama… orda değildik
Eli elimdeydi, sevgiliydikama şarkısı ben değildimŞarkım da değildi
Keşke yağmura karşı durabilseydimYol başındaki adam gibiKimseler anlamazdı gözyaşımı,Oysa cadde boyu ışıklar kırıldı yanağımdaParmak uçlarım sakladı
Dudağımla dişim arasındaO ince kabukta vardı – katmer katmer keşkelerim-Ne yanımdaki biliyordu…Ne de özlenenSahi ben ne kadar özleniyordum?
Bir öfkenin noktası mıydı ismim?Ya da batık bir kasabadaYitik sarı bir rüzgar mıydım?
Yağmura karşı duruyordu adamBizse arabada anıları yaşarken ıslanıyordukYa da ıslatıyorduk kuruyan bir şeyleri.
Ezan sesi kesti şarkımızıSuskunluk yayıldıEller çekildi
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Herkes sadece kendineydi.
Öncesinde altı minarenin ışığındaNey sesinde bükülmüştü sohbetin beliSonra rüzgar… ve yapraklarMasalar boşaldıGöğe doğru yükselen ağaçların arasındanKızıl bir geceden damlıyordu sanki yıldızlar…Gece yüzümüze düşüyordu
Yüzümüzde parlıyordu çocuksu gülüşler
Oysa söz geçiremediğim gözlerim söylüyordu şarkıyı-gittiğin yağmurla gel, küskünüm yağmurlara-
<i> yağmura karşı duruyordu adambiz adama karşıgece tek adım ilerlerken güneşeadam ıslak,bizimse şarkıya gizlendi anılarımız...
işte gün gözüktü gecenin etek ucundaher şey kuruyacak nasılsa
02.09.2006 / Islak şehir
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dünyam
Adını ‘Can’ koydumYalnız şiirlerin konusuSessiz gecelerin çığlığı-Tekbaşımalık-ların avcısıydı ‘O’
Adını ‘Su’ koydumCan kattığı gibi can alanDüştüğü her noktadaBedeni kadar iz bırakandı ‘O’
Adını ‘Yalaz’ koydumKüçük sıcağıylaYanarken, yakarkenKüle dönen bir hayattı ‘O’
Adını ‘Yıldız’ koydumKaranlık günlerin ışığıBen kalabalıklarda, yalnızYalnızlıkta kalabalıktı ‘O’
Adını ‘Dünya’ koydumCan, su, ateş, yıldız barındıranÖlümle, hayatın adıBenim DÜNYAM ‘dı ‘O’..
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Düşmeye gör
Bir kez sevdaya düşmeye görBahar dolar hazan düşmüş gönlüneGüneş içinde saklıdırKelebekler saçlarında…………..eser ılgıt ılgıt aşk
Bir kez ayrılık çekmeye görAyaz çarpar tutuşan gönlüneSaplanır kör bıçak nefesineKaderinse bir papatyanın dilinde…<i>…………seviyor…sevmiyor…sev…</i>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Düş-üm
Bir düşün içinden düştü, avuçlarıma yüzüm.Bu yüzdendir, yastığımdaki ıslaklıkBu yüzdendir, dudağımdaki tuzlu sabahBoğazımda yutkunmam, bu yüzdendir.
Bir düşün içinden düştü, dilime veda şarkısıBu yüzdendir, kemanımda hüzünBu yüzdendir notamda es, neyde hazanİnce bir lâ’ da, lâl yemem bu yüzdendir.
Bir düşün içinden düştü, gönlüme yaraBu yüzdendir, elimdeki titreyişlerBu yüzdendir, yaşamın ağırlığıÖlümü sevmem, bu yüzdendir.
Bir düşün, kendi düşünden düşsenNeler bağlıdır pamuk ipliğineKeşkeler nasıl taşar ağız dolusuVe o hep bitmeyen -yazık oldu-lar
Bir düşün, peşindenelere gebedir gidişler...
Bir düşün!Ben düşümden düştüm de...
28 Ağustos 2006 - anılar kasabası
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ebru(li) Delice sayıklamalar
Sevdaların olmalıBaşın düştüğünde yastığaİnci bir köprüden geçmeli düş ülkesineKağıttan bir kayık taşıyabilmeliMısraların kıyısınaÇakıl taşları fısıltısındaŞarkılarını duyurabilmeli gece.
Kavgaların da olmalıYumruk sıkımında inmeli öfkelerBüzüşen dudaklarındaKilitsiz küfürlerNamus belasına inatMor pişmanlıklar olmalı bedenindeVe parmak izleri yitik isimler
Sevişlerin olmalıTülden siyah gecelik altınaAşklar konmalı kelebek kanadındaTeninde tek tek kabarmalı nefsinDudaklarında tadı sevgilininİki kadeh tokuşmalıVe hırçın bir tango soymalı seni ulu orta
Gidişlere inat, gelişlerin olmalıSuskunluğuna bıçak bıçak saplanmalı gülüşlerKeşkelerin hasır altından çıkmalıGözyaşına sebep her isim kanamalıHatta korkmalıEkmek arası katık et sancılarıVe gebe kal başı dik duruşlara
Gölgeni koyabilmelisin cebineAdımların mehter ritmindeŞehir titremeli gelişinleGelişinle mevsimler değişmeliNisana taşınmalı hazan sarısıMarta sarılmalı Temmuz güneşiVe bir dalga düşmeli saçlarından
Teninde tuzunu tatmalı aşk.Hani sen yazamazsın yaKoca şehir seni yazmalıAy düşen ebruli rüyalara.Ve bil ki aşk lazım sanaKalemindeki suskunluk bu yüzdenHadi, pencereyi arala.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Eflatun yarim
Yosunlar kararmış sahildeKöhne bir tekne ucundakırık zincirler düşmüş kumlara
Buket buket derliyorum sevişleriSabah başucunda bulacaksınkatlı bir kağıtta sevda şiirimi
Kar kokulu odanın dört duvarına öpüşlerini bırakacak bulutKuyruğuna yıldızları takan, mavi bir uçurtma düşecek üstüne..Pembe rüyalarımı çalmış
Perdenin ardına geç,Lacivert tülü çekeyim geceninTenine arzumun utangaç kırmızılığındaÜşüyen yanımı tutup ateşinetütsüleyeyim yalnızlığı
Başak saçlarına dokunsun dudaklarımSaklanmış suskunluğunu, gizlediğin yüzünüDüşür çerçeveme,
Dön yüzünü sevdama, mart gülüşlümGöçüp giden sevdaların renksiz mevsimindeBahar olup bak bana Eflatun yarim…
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ellerim üşüyor
Geldiğin gibi gittin. Sensiz nasıl suskunsam, şimdi bir o kadar haykırıştayım. Duyanımyok. Gönül duvarıma vurdukça gözyaşlarım, sadece akreple yelkovan şahit sensizliğinölümüne.
Bir insan yok oluyor bu gece, mutlu bir tablo düşüyor aşk çivisinden. Kırılan camlararasında kanıyor can yarım. Sol yanım yine üşümeye başladı, oysa çöl akşamlarınınortasındaydım seninle. Alnımdaki busen, kırmızı bir mum gibi içli içili yanmakta. İskokusunda öpüşlerin yanağımdayken, gögsüm daralıyor, dar geliyor gökyüzüsoluklanmaya.
Her telefonda –özledim diyen sen, neredesin kaç gündür? Telefonum hepbaşucumdaydı yatarken, yastığımın ucuna düşerdi mesajların. Dalıp giderdim beyaztenininin huzurlu düşlerine. Mavi yıldızlarımı çaldı gidişin. Şimdi, menteşesi çıkmışkapıdan gelen bir karartı süpürüyor kırıntılarını. Çatlamış şarkılardan, ağıtlar çınlıyorkulaklarımda.
Küçük bir göl kıyısında, beni seyredişini söylediğinde ki sesini duymak için, araladımanıların penceresini. Rüzgar ağlıyor hayat ağacımın dallarında. Birikintide süzülenküçük bir su yılanı gibi sinsice yaklaşıyormuş nankör gözler, bilemedik ay parçam.
Zorla teslim alınan bir bedenin isyanında, kayboluşunun yangınında, küle döndügülüşüm. Öfkenin, hırsın ateşinde, ölümüne tutuştu, tutuşturdular varlığımızı.
Bir bağ bozumunun son kalıntısı şiirleri, denize karşı bir masada yudumlamıştık kırmızışarapla. Birkaç gün, sadece birkaç gün önce ordaydık.
Mutluluğu harcamak ne kolay geliyor başkalarına. Oysa büyüklüktü susmak,yapamadılar ay parçam, anlamadılar bu sevdanın temizliğini. Tüm geceyi sürdüleralnıma. Dilden dile, kulaktan kulağa düşen ya da içlerine ağır gelen neydi?Tutamadıkları, uzandıkları kin neden di?
Gecenin yarısında, sevgiyi nefrete dönüştüren güneş gülüşlü, ayaza çaldı şiirleri,öksüz kaldı kalemim. Neyin, kimin ıslığıydı çaldığı? Ne depremler yarattı dörtduvarımda, ya senin buz kesen duyguların …asılı kalan sevgi sözlerin? … O ses nasıl daböldü geceyi! ! !
Şimdi sen bir köşede nefret biriktiriyorsun, ben se özlem. Ya bizi bu hale getirenlerneyle yüzyüze aynaya bakınca.. Neyin zaferi kutladıkları?
Sevdim ay parçam… bunu sen de bildin..hissettin ve sevdin.. Küs diline yandığım, şugecelerime çöken karabasanları tüket, kirpiklerinden düşen bakışını sapladığın gözlerimiboya senli düşlere…
Sensizlik ağır geldi bu acemi kalemime.. Bak sensiz sulardayım şimdi…Gökyüzününıssız sulara vurduğu mühürdür ayyıldız…ve ben o göl kıyısında mührünü seyrediyorumaşkın... ellerimi suya her değdirdiğimde titriyor karanlık…boğuluyor aşk..
Ne olur sabahla doğsan şu suyun ardında? ! ? Suskunluğunu bozup, çığlıklarımısustursan gönül duvarımda yankılanan…sessiz ölümüme şahit olacak yoksa şiirler.. solyanım üşüyor can yarım…öptüğün ellerim üşüyor…düşlerimse buz kesti gidişinle..
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Erkeğe yakışmaz sevgi
<i>Erkeğe yakışmaz sevgi</i>Hele ki aşk utançtırCanını verse de kılı kımıldamazUzanmaz eli
Sus yemiş dilindenDüşmez –seni seviyorum-larÖyle değil mi?
<a>Ataerkil toplumdaKısıtlıdır er coşkusu</a>
Babamdan bilirimHep geceleri severdi beniOdamın kapısından geçerkenUyuduğumu sanırdıÜstümü örterkenOkşasın diye saçımıAtardım yorganı…………..Saçlarımı koklardı
Kardeşimden bilirimHep babalık taslardıSokakta gezerkenBakarsa biri yan yanKötü ben olurdum sankiÇatık kaşında…………..Tutardı elimi
SevgilimdenSev-di-limdenBilirim aşk utancınıGöğsüne sardığı teniEl görür kalabalıktaGözü kaçakAcımasız olmalı der dili…Yaşadıklarını inkar ederSonra…Utanırım der adamlığımdaneee utanmalı tabi….
<a>Sevilmek içinErkek olmak gerekirmiş…Ya da erkek olupÖ.Ğ.R.E.N.M.E.M.E.K S.E.V.M.E.Y.İ </a>
Not: Rahim Taş dostun babasına acil şifalar dilerim.. Az önceki mesajına istinadenverdiğim cevaptan esinlenerek yazdım sadece...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ertesi gün
Uyandım kiEllerin tenimdeTenim hala tuzuna bulanıkTadı kalmış dudağımda geceninSaçlarım serili göğsüne
Gökkuşağı gibi sarılı sol kolunSol yanımda büyülü nefesinTenimde ürpertiTerin düşmüş terime
Dün geceSeninle söndürdüm yıldızlarıMaviyle pembe düş bulutlarındaSevişlerinuykunun en derininde ölüm beyazı
Dokun banaBendeki arzuya kanmaYasemin kokulu akşamların hatırına-Yaz sıcağı- busenle ısıt üşüyen yanımı
Uyandım kiSen yoktun yanımdaOysa inandım senli gecemeYokluğunu çarptı yüzümedüzgün çarşafyatağımın yarısı gizemyarısı sen2/7
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ertesi zamanlar
GözlerindeHuzur varTarifsizSessiz
SesinUçurtmaBoşluktaİpi kaçmış
Tuzak olmuşSaçımın teliTakılmışGüneş
GecemeDokunanYıldızmışBeş parmak
Beş noktaymışYaz ürpertisiTenimdeKoyu
AçıkmışÜstümüzdeUykusuzlukDüşlerse çıplak
<i>Gözlerinde sesinTuzak olmuş gecemeBeş noktaydınAçıktı...perdem tenine
Sessizİpi kaçmışGüneşBeş parmak dalmışKoyu düşüme
*b u g ü n ü m de seninle dolus e n s i z l i k e r t e s i n d e *
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Eşkiya yüreklim
<font face='Times New Roman' style='font-size: 13pt' color='#792010'><a>Yabancı caddelerde,Tanıdık yalnızlıklarlasın.Hatta, bildik küfürler dilinde.Ve soğuk uyku sonrası,Ayaz kesiği ellerinde....ellerin soğuk...bedenin soğuk
Sen kadar tek başına rüzgar.Ezilir ayağında mevsim,Ezilir caddelerVe izler sonrasıAdımların kesiği, yol boyu....caddelerde iz...beyazında giz
Çam ormanında parçalanan güneş gibiDüşer bakışlarına,Ben kadar lime lime tükenmişliğinVe üşüyen yanında,Aç kurt gibi üşüşür yokluğum....yokluğum mevsimsiz aslındayokluğun nedensiz.
İstanbul ne kadar yakınımdaysaSen o kadar dokunulmazımsınVe ne kadar yakınımdaysanBir o kadar ulaşılmazımDurgunluğum nedensiz.
Soğuk sabahına bıraktımBoş yastığındaki yangını.Gri kabusların külleriTenimdeki donuk zerrelerVe hayali buselerinKesik kesik dudağımda
Sense yabancı caddelerdeDilinde söylenmemiş türküler.Bir yumruk sıkımı öfkenleSektirirsin rüzgarı üzerinden
Cebinde son sigaranım belkiBestesini bekleyen güfteyimTamamlanmayan hece dudağındaSenin tutsaklığındaDaha da vurulurum zincire
Ben var ya benRuletteki son mermiyim aslında
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hadi çekDağılsın a ş kE ş k i y a yüreğine.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ey aşk
Kum kum serildikçe gece zamanaBakir serinliğiyle şahlanır dolunayDört nala yıldızlar kayarGün batar
Bir rüzgar düşer –karanlık-Karanlık çöker, düşer –yalnızlık-Küçük bir su birikintisinde-tepe taklak gelir gök-Şehir ıslanır
Tek tek yapraklar düşerSarı ve kuruCaddeler kalabalıkDüşen adımlarda ezilipHışırdar mevsim ‘güz boyu’
Kör bıçak yarar göğsümüYaram –<i>kırmızı</i>-Dudağımda gülElimde şarapDilimde öfkeAdın –<i>kırmızı</i>-
Eflatun sevişlerin düşerken<i>Ey Aşk!Utancına ise renk kalmamış! </i>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ey İstanbul
Istanbul ilk defa farkli geldi gözümeOysaki senelerdir bildigim şehirHergün havasini aldigim TaksimKalabalik..milyonlarca yüz.Bir yanda seyyar saticilarin bagirtilariBir yanda çiçekçiler rengarenkOtobüsler, taksilerTeybi son ses çalarak volta atan genç nesillerBir köşesinde Istanbul tadinda giyinmiş yaşlilarIstiklal caddesi rengarenk kiyafetler,Üstten düşen kotlar,tek omuz açik bluzlarYari et pazari olmuş, modanin vitrini sokaklar.Her köşesinde birilerini bekleyen kişiler.Ya da binbir telaş içinde koşan adimlar.Hep ayni temizlenmeyen gürültü kirliligiKonuşmalardan, klaksonlardan,adimlardan oluşan ugultular.Hep ayni Istanbul işte.Binlerce adimlarin attigi yerdeBir duruş varSessiz bir haykiriş var gölgede biliyorumSade...Sadelige hasret bir kaç çehre.Yer Taksim Parkindaki meşhur çaybahçeBalkon kisminda bir agaç gölgesindeAnilarda dolaşir yüregim..herşey bahaneOysaki gerçekler var karşimdaTipki Istanbul gibi.Surlar içinde IstanbulBen Istanbul içinde tutsakŞehir üzerinde bulutlarBen Istanbul gölgesinde.Bir sogukluk kaplar tenleriTenler ortadaBir sokak çocugunun gözlerinde direnişiIstanbul çökmek üzere şimdi.Anilar kaybolur sokaklarindaSokaklar kalleş adimlar altindaKimin eli kimin cebinde belli degilHerkes kendi dünyasinda bir kralHer kralin etrafinda soytarilar.Istanbul, çatirdayan dört duvar.Özlem duyar eski haline anilarYaşli gözler, kirişan ellerYillar öncesini anlatirken dillerYaşanir gene tüm güzelliginBir lale devri vardir resimlerdeKagithane güllük gülistanlikBir Moda plaji civil civilPiyer Loti’de macun şekerleriPamuk helvalar, köpük dondurmalarIstanbul.. ve… Arnavut kaldırımlarOysa şimdi bak haline
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Herbir köşende batan hayatlarİstanbul, kahpe şehirDön artık eski güzelliğineDön …geçmişteki sade günlerineBak seni bekliyor yarinlarSade yaşamin arzusunda olanlar.EY ISTANBUL….Şahlanda canlansin resimlerdeki anilar
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Eylül
Eylüle tutsak kalmış dizelerimOysa ben bahar çocuğuyumNisanın yeşili, kokusu,yağmuru düşmeli şiirlerimeNedendir bilmemHazan sarısı hep ellerimdeSokaklar eylül yağmurlarına esirYapraklar eylül sarısınaAğaçlar döker yapraklarıBeni bekler yeşermek için fidelerBen nisan çocuğuyum oysaCoşkumu sermeliyim hüzünlereCıvıltıları olmalı gökyüzünde kuşlarınOysa gökyüzünde sadece göçmen kuşlarNeden hüzündür EylülNeden hazandır sonbahar.Sabahı bile serin gelir penceremdenAyak sesleri belirsizdir kulaklarımdaYa sevdalar...Hep kovalar baharlarıEy gönül bu kaçıncı bahar.Güneş geç doğar,sönüktür aydınlığıAğırdan söndürür ayın karanlığınıBulutlar hep griDenizlerde hırçın dalgalarDalgalar kimsesiz sahillerdeKumları terketmiş yaz aşklarıİzini silmiş çırpınan martılar.Nedir eylüle düşmanlığımSen yazında yoktun sabahımdaGelecek kışta olmayacaksın oysa.Neden sonbahar koparır fırtınalarımıNeden isyanımı döker sararan yapraklar.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Eylül Bakışlım
Bende olduğundan berine zaman aynaya baksam;kendimi bulamıyorum.Gözlerimde gözlerini, dudaklarımda gülüşünü görüyorum.
Hep nefesini soluyorum, tenimde bir ürperti beliriyor.Koca şehir susuyor sadece sesin çınlıyor kulaklarımda.Bakabildiğim kadar ileride, dokunabildiğimce yakındasınama hasret kalıyorum bebek yüzlüm gülüşüne.
İstanbul gibi bakıyorsun bana, gizemli ve buğulu.Hem içinde olup, hem yalnız yaşamak bilsen ne kadar zor geliyor.Hayat kavgasını sürdürüyor sevdam.Aşk can çekişiyor gecelerimde.Tenine susuyorum Marmara’nın derinliklerinde.Yeditepe çalıyor sanki seni benden, yavaş yavaş tüketiyor.
Gökyüzüne yıldızlarla tutunan peçesini çıkarıyorum karanlığın.Pencereden yatağına süzülen ay ışığı olmak,yüzünü sürdüğün yastık olup düşlerine avuç açmak için.Bedeninde serilmeliyim gece gibi.Meleklerin uyurken bıraktığı gülüşü seyretmeliyim başucunda.
Kalmamı istermisin, yıldızlar bir bir gömülürken sabaha?dokunmamı istermisin ayaz düşen tenine?Hani utanmazlığın koynundakendinle sevişmelerinde yanında olmamı istermisin?
Kuruyan teninde terden boncuklar yapabilirim,güzel bir melodideki piyano tuşları gibi dokunabilirim vücuduna,kıvrımlarınla ahenkli yaşayabilirim seni.Rüzgârın dağlarla kucaklaşmasını,dalgaların kıyılara cilvelerini getir aklına.Önce, süzülmelerini hisset kumlara köpüklerinin,sonra kızışan rüzgârla tut ellerimi.Tüm gücünle sarıl biçare kimliğime.Açlığımı, susuzluğumu, sırlarımı bitir gecede.İçimde kıpırdanışların, yüreğimde sıcaklığın, dudaklarımdatitreyişleri sevdanın, tenimin ürpertisinde nefesin olmalı...
Dağıt, hazan düşen yatağımı. Güneşim ol eylül gözlüm.‘Seni istiyorum’ diye yutkunduğum nefesimi al dudaklarımdan,sırlarımı çöz öpüşlerinle.Ay gibi yum gözlerini geceye,yıldız gibi kay geç düşlerimden.Tadını bilmediğim,tenine düşmediğim hayal olmaktan çık, dökül şehvetinle.
Söyleyemem sana yanan tenimi, kıvılcımı düştü bir kez içime.Kıvranışlarım kadar sessiz uykusuzluğum.Her dokunuşumda kendime, haykırışlarım suskunluğum aslında.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kendime sarılıp yatağın bir ucunda tüm ürkekliğimle gelişini beklerim.İçimden akan ılıklığı, sıcak sevdayı sana sunmak,sadece hayalinle bütünleşerek yaşamak çok zor be aşkım...‘SEN’ bendeysen, benimsen..Neden gecelere isyanım?
Kirpikten bulutlarını arala artık, güneş gözlerinde kapalı kalmasın,Uyan!Dünya güneşe, ben sana kavuşayım.Seni seviyorum eylül bakışlım.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Eylül kırığı
Bitmiş bir mevsim doluştu içimeBir sıkıntı, bir sancı ki…sorma gitsin
Gözlerim olabildiğince çığlıktaBir yalnızlık, bir ayrılık ki…değme gitsin
Oysa ne sevinçler biriktirmiştim adına;sen gelince tüm acılarım dökülecekti şehre.
Sokak çöpçüleri kürekleyecekti ihanetleri,soğuk da olsa gün, seni dolduracaktı odama.
Yalnızlığım sen kokacaktımevsim sana solacaktıben sana yatacaktım sarı gecelerce.
Oysa ne heyecanlar titremişti adınla;Sana açılan kapılara uzanacaktı çocuk yanım.
Adımlarım sana koşacaktı,sarılınca göğsüne yok olacaktı yalnızlık.
Kalabalığım olacaktın,rüzgar şarkılarımı dolaştıracaktı bir uçtan bir uca.
Ay kırıklarını toplayacaktı bahçende son çiçeklerBaşı boş hayallerindeyim bitmişliğimle
Kızıl uykulardan sağdım göz yaşlarımıYıldız batıklarında yuttum edepsiz isyanları
Kumral sabahlara geçmesi bundandır tırnaklarımınBak;Yırtık bulutlardan sızıyorsun tenime
Oysa;Oysa, coşkular getirirsin sanmıştım,gülüşüme çaldın hazanı.
Nefesimde ağırlığınca a ş k.
1 Eylül 2007 / Kumbaramdaki harfler
Arzu Altınçiçek
www.radyomedcezir.com
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
www.divitt.netwww.siirinebi.com
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Eylül'de Yanılgım
Hazanı bitti gönlümünArtık sabahım hüzün sarısı değilAyaz değil artık uykularımKatran gecelerim yok yalnızlığımdaArtık yalnızlığımda yokSenin adın dudaklarımda.Hazan sarısı yapraklardı ayaklarımın altındaÇatlak duvarlar gibi ne başı belli ne sonuSadece izi kaldı şarapla gülüşünün dudağımda.Gonca gülü bıraktığında avuçlarımaKeskin bıçak'tı çalan sazlardaki notada.Sıcaktı bakışların,Gülüşün huzuru yansıtırdı loş aydınlığa.Ellerim ellerindeykenDokunuşun tükettiğin yalnızlığım kokardıBen hiç Eylül'ü sevmezdim oysa.Hep kuraktı hazanlarımHep dökerdim yaşlarımı yapraklarla.Şimdi hazanımda ilkbahar neşesiGöçmen kuşların kanadında giden hüzünlerimKelebeklerin kanatlarında coşkularımÜrkek birazda tedirgin heyecanımAdı nedir bilmem göğsümde çırpınan kanatlarınYa papatyaların saflığıyla duygularımın kardeşliğiBörtü böcek seslerinde sessiz haykırışlarıma ne demeliAşka inanmayan bu deli yüreğimNeyi sorar kendine seni gördüğünden beri
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Fahişe - I -
saklamış sevdayı parmak izlerinden yorulmuş bedenindeNeonların kırmızısını solumuş gülüşündehayallerinin kanamalı hali...
şehri izliyordum penceremdenmini elbiseli kadın arabadan inene kadar.
Hızla uzaklaştı parasıyla hükümdar adamBir araba dolusu seviş gittiBir kadın taştı sokağa,Bin araba dolusu utanç.
Çaresiz kimliklerin tenini deliyor topuklarıPişmanlığını yolarcasına çekiştiriyor eteğiniBacaklarındaki mora karışmış önce dudak sonra parmak izleriKasıkları aç sevicilerin dağınık yatağı
tebessümler intiharda gülümsemelerin gölgesindePenceremden seni izliyorum.Sen benden habersiz.
Üstü açık bir utanç yanaşıyor yanınaBelli ki havası kadar yok parasıGidiyor...dalıyorsun.Köşe başında esrar kokulu adamÜtüsü tek çizgi, yüzü dikiş içindeMavi bir ışık yok ediyor erkek duruşu
Sen ordasın – kıpkırmızı -
orospuya bak diyordu – şişeyi fırlatırkenFren sesine karışan gölgeGülüyorsun, mecburdun.
vesikalı bir hayat yazıyordun.
Lacivert bir kapıya uzanırkenKaranlık geceye uzanırsınBir araba dolusu adamlık alır seni
Bir araba dolusu utanç.
Bilmediğin kaçıncı yatakta devrildi ayKirpiklerinde çapak kadınlığına dolan dölNeonlar söner,Ayaz tutmuş güneş sıyırır çarşafıAdamlar gider, kokular iz üzerinde
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Duvardan düşer zamanDüne ölen güne gülenMaske masken üstüne
Hayata meydan okuyuşun bu sevişmelerHayata meydan okursun aslında sevişmeden
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Fahişe - III -
Küf rengi harflerkokuşmuş kelimelerdefiliz veriyor gece
kasıklarında ince duvarkader yazılıyorşehirdebir kız soyunuyorşiir gibi;bir harfle başlıyor
saçları uzuyorhayat kırıkları virgüllenen
noktasındayıkılıyor duvarşehirde bir kadın ağlıyor.
kırışmış şiirlerdegözleri süzülüyor
zarfa sıkıştırılmış utançlarabir kapı çarpıyoruzuyor adamın gölgesi
kaçık çorabıylageride bir kadınadı lekeli
27.02.2008
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Fahişe - III -
Küf rengi harflerkokuşmuş kelimelerdefiliz veriyor gece
kasıklarında ince duvarkader yazılıyorşehirdebir kız soyunuyorşiir gibi;bir harfle başlıyor
saçları uzuyorhayat kırıkları virgüllenen
noktasındayıkılıyor duvarşehirde bir kadın ağlıyor.
kırışmış şiirlerdegözleri süzülüyor
zarfa sıkıştırılmış utançlarabir kapı çarpıyoruzuyor adamın gölgesi
kaçık çorabıylageride bir kadınadı lekeli
27.02.2008
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Fahişe -II-
<a>Yol kenarındaboylu boyunca yatıyor...
beyaz bluzunda hüzün iliklidudaklarında kızıl bir ağustos
sabah çoktan vurmuş saçlarınaoysa gözleri aya takılmışsoluğu hangi yıldız peşindedir şimdi
yanından vızır vızır geçiyor kentbulut bulut geçiyor mevsim
yol kenarındazifte karışıyor insanlıkutanç sızıyorinsanlık kanıyor
döpiyesinin içindesesinde üstünlük-belasını bulmuş, diyor bir hanımalaylı gülüşte
vicdan; asfalt üstü şerittoz toprak medeniyet
Yol kenarındaboylu boyunca yatıyor
Avucunda bir tutam saçBacaklarında yapış yapış adamlık
Sapı kopmuş çantasındaBir resme dönük yüzü
Gözleri açık... </a>
<i>Bir jandarma erinin gölgesine çarpıyorGazeteci çocuğun bağırışı
“yazıyor, yazıyor....
-Koltuk sevdasına şehri satan başkanı-Yurdundaki kızları peşkeş çeken müdürü-Müşteri paralarını zimmetine alan memuru
yazıyorr yazıyorrr
-Depremde yıkılan okulların ihalesini alan firmayı-Askısı düşen mankeni,
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
-Öğretmeni bıçaklayan tinerciyi... yazıyorrrr....”
-Bir gazete versene ufaklıkBir ayıbı örtmem(iz) gerek!
Kendi sesinden utanıyor çocukS u s u y o r.
B i n namuslunun hikayesindeB i r namussuzu örtüyor sabah gazetesi
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Fark ettik mi?
Bir sigara paketinden ucuzsa tiyatro biletiHammallık onca maskeyi taşımak
Bir ruj, pahalıysa suluboyadanDüşleri resimlemek anlamsız
Arkadaşlık çöpçatan adreslerdeyseDostu bulmak imkansız
Raflarda toz tutuyorsa şiirlerŞair olmanın amacı ne?
Güfteler anlamsızlaşıyorsa nağmelerdeŞarkılardan fal tutmak niye?
Adı var kendi yok aşk mektuplarınınAşkların yok kadını erkeği
Bir “merhaba” bıraktıysa kendini “slm” aVe hoşça kal kaybettiyse elbisesini
By derken yüz dönüyorsa anındaİnsanlığın erdemi ne?
Aynada her gün yabancılaşıyorsa yüzümKarışıyorsa tüm sesler birbirine
Ve numaralar yitikse takvimimdeZaman neleri çalıyor fark ettik mi?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Farklı sevgi
Öylece kalakaldım yatağımın ortasında. Sabah kadar sessizdi uyanışım. Güneş ne kadarısıtsa da içim titrerdi usul usul. Gözlerin düştü aklıma. Su gibi can veren bakışların,sonra müjganlarından damlayan sessizce kahkahaların. O kadar ben gibisin kihayatımda, candan öte dediklerimiz vardır ya hani, sende öylesin.
Dağları bir yumrukta ayaklara serecek kadar güçlü kadın, yüreğinin en kuytularındadokunuşlarımı hisset canın acıdığında. Kendini yalnız hissettiğinde, annem gibikırgınlıklarıma uzattığın elinin yüceliğini hatırla. Karanlıklarımın güneşi olduğundaısıttığın soğuk uykularımı düşün. Uçurumun ucundan köprü olduğunda karşı kıyıya,cesaretini gör.
Dipsiz kuyulardan sızan ışığım olan bakışlarını sakın geri çevirme bana.
İmkansız gördüğüm, olursa seni kaybedeceğimden korktuğum sevgiye, aşka sarılmamıöğrettin. Yoluna baş koyduğum, can koyduğum, hep ilkleri yaşadığım, dört ellesarıldığım sevdamda ‘CANINDAN OLANI’ benimle paylaştığın için ne desem az gelirsana.
Ama bu seslenişim bunun ötesinde. Hani elinle ektiğin tohumun çiçek açması,yakaladığın küçük balığı mavi sonsuzluğa salmak gibi birşey hayatı paylaşmak, sevgiyi,şefkati sunmak.
Bilinmeyen bir sestin oysa ilk karşıma çıktığında. Kibar, çekingen, mahçub. Birşeylervar açıklanamayan, adı konmayan. Kader mi? Şans mı? Tesadüf mü? bilmiyorumAslında bilmekte istemiyorum. O kadar mutlu ve güçlüyüm ki ‘SİZ’li dünyamda.
İyi ki varsınız, SİZ' i seviyorum.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ferman
Sessizliğin kadarAcıtmaz canımı hiçbir şey
Beklediğim tüm sözlerKilitli dudağında
Bir ben mi yakınım banadüşlerim mi? yoksa
Umarsız mı sevdanBensizlik kadar
Oyunun kurallarıhep bana...hep bana
Çentikleri ismimdeDili bıçak olanların
Bir beni mi buldularBu aşkta taşlayacak
Sol elindeki mühürBoynumda yağlı ilmek
Ayıbı günahı banaİster ol, ister olma
Diyeceğim deNereye kadar taşınır bu yükNereye kadar akar su bilmem
Bu aşkta tek gücüm ‘sen’Benim kıyılarım kuruOmuzum çökük
Adam gibi sevdim dedinAdam gibi ol yanımdaMızıkçı olsun aşkBlöfünü çek istersen
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Fotoğraflar
Gülümseyen gözlerle bakmalı hayataFotoğraflar mutlulukları yansıtmalıRenklerinde coşkuları olmalı çocukluğunSeyrinde dalıp kaybolmalı anıların, umutlarınDüşündürtmeli tüm hüzünleriİçini burkmadan acılarınHayalini kurmalı yarınlarınVe düşürmeli arzuları yakamozlaraGöz kırpmalı hayat denizin çığlığındaSuları durgun ve maviFotoğraflar açlığı yansıtmalıGüzelliklere, saygıya, dostluğaDoğaya, duruluğaRüzgar kokusunu getirmeli yamaçlardanSaflığın timsali papatyalarınSarısında hazan gülleri olmalıŞiddetinde gözleriBakmalı yeşili çayırlarınFotoğraflar bizi yansıtmalıÖnce insanlığıSonra mantığıSonra sevdaları.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
G.e.y.h.a.ş
<a>G</a>ünlerden bir gün diye başlar ya masallar<a>Ü</a>flüyor şimdi rüzgar yıldızları düşlerine<a>L</a>ütufta okları Eros’un<a>A</a>şka saplıyor yalnız yüreklere<a>Y</a>oksa hala uyuyor musun?
<a>E</a>vvel zaman içindeymiş ya pamuk prenses<a>B</a>ildiğin değil masalın sonu<a>R</a>üyaların ertesinde<a>U</a>yanınca görmüyor musun?
<a>Y</a>a onda ya bundaymış mavi boncuk<a>E</a>leğine takılmış gür bir ormanın<a>L</a>ahitlerde eski tanrıların tılsımları<a>D</a>erinde kalmış mıdır sahi<a>A</a>laaddin’in sihri lambasının
<a>H</a>ani gökten üç elma düşer ya<a>Ü</a>çü de yetmez olmuş şimdi<a>L</a>ime lime sevda göğsünde<a>Y</a>aralıdır göçmen kuşların<a>A</a>çmadı mı sızısında gelinciğin
<a>A</a>rap bacı ve yalnızlık bin bir gecede<a>R</a>üyalar mı ölür, masallar mı<a>Z</a>aman mı katili onca duygunun<a>U</a>ğultulara kardıkları adım mı
<a>Ş</a>am’dan öte mi sanırsın aşk<a>U</a>zattığın değil midir tuttuğun<a>L</a>adeslen ne çıkar bir kez daha<a>E</a>n güzeli arzularınca yaşamak
Tüm söylenenlere inatYine el eleYine göz gözeFasıl ve şarap eşliğindeŞerefimize! ! !
<i>Evvel zaman içindeGünlerden bir günArap bacı şaşkınKimdeyse kimde üç elmaSanane....tınladıysan daŞamdan öteBanane</i>
made in chine.... :))) şimdi patent sırası suşi :)
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gece Gibi Suskun
Gece gibi suskun ve yalnız kaldım dünyamdan çıktığında. Tüm sıcaklığıyla özlemikavururken tenimi, üşüdüm. Olmayacaktın biliyorum artık yarınlarımda, ne dedüşlerimde. Sol yarım, can yarım hazan gülleri gibi savruldu mavi penceremde. Bensesadece bakakaldım ardından, hiçbirşey hissedemedim o an.
Saçmaydı bu olanlar, bu kadar basitmi aşkı silmek? Bu kadar katımı sevdiğim adam?Hataları gözardı etmek yücelikse, bir hatayla bir ömür tüketilmesi mi gerekir tek tarafınkuralları, doğrularından. Bumu aşkta gurur denilen meret?
Aşk orta noktada buluşmak değilmidir? Sen, ben değil 'BİZ' olmak bu kadar zormu?Hep karşımızdan bekleriz birşeyleri. Anlatmadan, anlaşılmayı, seslenmedenduyulmayı,sevmeden sevilmeyi bekleriz ama zamane aşklarında zaten dokunmadanhissedilmezmiş sevda...hepsi yalan.
Biliyorum ne yaparsan yap, kendi bakışınla, isteğinle, yoğunluğunla yaşarsın duyguları.Öyle perde inerki gözlerinize, görmezsiniz O'ndan başka birşey.
Sonra iki kelime ile silkelenir, çarparsınız gerçek duvarına. Buraya kadar...Neydi buraya kadar olan? Umutlar, coşkular, hayaller, sevinçler, hüzünler, özlemler! Biranda yüksekten düşüyormuş gibi mantığınız çakılır duygularınızın üstüne. O zamandazaten acı çekmeye başlarız. Neden duygumla hareket ettim dedikçe daha çok çöker solyanınıza ağırlık. Hayat ağır gelir, dünya ağır gelir, sizse kendinizi yok gibi hissedersiniz.Hayaletten farksız, ayna karşısında sadece gözlerinizde tüketilen sevdanıza dalardurursunuz. Gözlerinizden kayarken bulutlar zaten çoktan takılmışlardır ucuna.Bulamazsınız...
Ve kala kala bir 'SEN' kalmıştır bende, bir de 'BEN' terkedilen sevgide.
Şimdi üşüyorum ve bekliyorum...belki bir sabah güneş yüzünü gösterince Marmaraüzerinde, ardından doğacaksın karanlık sevdama...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gece Gözlüm
Geldim gece gözlümYine senden bir sessizlik gecede..Yine sensiz yıldızlarYine ay saklanmış kara gözlerineKara bulutlarla gözlerin düşmüş yalnızlığımaGeldim gece gözlüm dokunmak için şarkılarına.Loş ışıklar yansımakta kadehimdeki şarabaŞarabımda dudaklarınŞarabımda aşkını yudumlamaktayım masada.'Avuçlarımda hala sıcaklığın var demekte' nağmelerSenin sıcaklığın dudaklarında başlar oysaSıcaklığın ellerime bıraktığın gonca güller tadındaahhh be gece gözlümSana uzak kaldı avuçlarımNefesimi çekerken kokunu aramaktayımGözlerimi yumduğumda yanak yanağa fısıltılarımSensizliğe yanmaktayımBilmezsin sana nasıl sevdalıyım.Yüreğimde sızıntıları var sarhoşluğumunAvuçlarımda gonca güllerin dikenlerinden sızan hasretimTitremekte sevdam gecenin koynunda sensizliğeGece gözlüm sensizlikle kucak kucağa şiirlerim
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Geceye dair
<a>Yutmaya başladığında şehri,Ürkütür beni karanlık.Sessizlik çöker sanılırEn büyük gürültüdür, yalnızlık.
Ay toplar tüm renkleri düşlereEvet, gün de solar belkiKuşlar da kaybolabilir.Bil ki, sabah her şeye gebedir…
<i>Yarına ya ben fazlayım ya da biri eksik<i><a>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gidişinle
buz beyazı denizde mutsuz dalgalar dolanır bileklerimetoprak bir özlem kokar, bir ölümkah sana yanarım, kah sensiz üşürümbulutlardır gözlerimde kördüğüm
çağla gülüşlerini aşırdı arsız mevsimbir karıncaya takılıp düştü kelebek peşindeki çocukluğumun gölgesiumrumda değil avcumda siyahını bırakan uğur böcekleri
yokluğunun ilk nisan yağmurlarıölü bir bedende dirilir doğum sancılarınruhum seni yüklenmiş, bu can beni tüketmekte
yitik bir kent buldum karanlıktaunutulmamış kapı eşiklerinde çalınmamış zilleri sevindirdimçalıp kaçtımyorgun bir rüzgar buldummaviyi eledim uçurtma kuyruklarında
büyümek; en öksüz haliymiş insanınne sesim yetiyor, ne ellerim
şiirmiş, yaşamakmış, sevişmekmişher şey anlamını yitirmiş
Nisan-2010
canım annem’e
doğumgünü dileğimsin...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Giyinirken
Bluzumun ilk düğmesinde söndü karanlık,Eteklerime süzülürken güneş.
Saç örgümde saklı kadınlığım,Yırtmacında çocukluğumla gel git.
Yüksek ökçelerimde telaşta zamanAynada süslü püslü bir yüz.
Ben bu muyum?
Diz altına inmiş mavi desenGözlerimde acı kahve…
Dudaklarımda pırıltısı akşamki buselerinYanaklarım gece kadar solgun
Çözüldükçe saçlarımKördüğüm kirpiklerim
Bu ben miyim?
Bu sabah da yabancı şehirBu sabah da yabancıyım şehre.
Sahi gülüşümdeki kim?Gölgemdeki gülüşe sahip kim?
Ellerim yumruk, gözlerim iriİçimde buruk yanım, dipdiri
Kayboluşuma sebebim miyim ? ! !
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gizli kapaklı...diyebilseydim
<i>“iki kuraklık kaldı aramızda ve bir aşkaşk ki yazlık bir duyguydu tersyüz edilmişyüzünü özlerdik…” (1) </i>
Hep saklı kalırdı güneş ardındaBir yelken keserdi maviyle güneşi
Ufuklara doğru yuvarlanırdı bulutlarUfuklar kızıla kanardı
Kanardı gece ateş böceklerineYalnızlığını paylaşır sanırdı
Bilmezdi aydınlanan kalabalık yalnızlığınıYazlık bir duyguydu aşk, sadece sıcaktı.
<i>“düşünün ki bir duvar hem uzun hem yüksek”(2) </i>Saklanır mıydı sahi yıldızlar
Tuğla tuğla sökülürdü ağustosun son gecesiYıldızlar kayardı, kalırdı gök çıplak
Ötesi görünmezdi, renkler adresi kaybetmişYağmur sonrası güneşin saçında kurdele olabildi sadece
Yüzünü hiç görmedim gökkuşağınınSadece gölgesi uzanırdı yere, onda da gri kayıp
Başı ne kadar dik ki; hiç gelmedik yüz yüzeAklımı karıştırıyor, aklımda dünler yitik
<i>“beni ayrı koyun aranıza intiharınız olurumoynadığınız en kötü rolünüz olurum”(3) </i>
Perde arasından süzerim gözlerimiSahnede çıplak bir adam
Alkışlar çırılçıplak,En ön sırada hep bildik “ben”
Senaryo oynandıkça yazılıyorOyuncu, seyirci, hatta bilet kesen yine “ben”
<i>“kalabalığa karışıyor kavuşmalarfarkında değiller ayrılığın”(4) </i>
Utanılacak bir başroldeyimRolüm aşk
Demişsin ki Akdamar;<i>“-aşktır asi ve korkak olan sadece” (5) </i>Ne büyük aldanış, bilmeden mi gittin
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yoksa öğrendin mi, bilmedim
Sen gittin, ardın sıra kuşlarVe Ağustos…-Derken sağanaklar- geldi
hoş sen ağustosu da yazdan saymazdın ya!
<i>“nisan sonlarındaydımyanlış öpmeler ayındaydımordaydım”(6) </i>
ben ki nisan otuz çocuğuyumYıl yetmiş
Bildiğim öpüşler bu zaman da yanlışSevişmeler zamansız
Benim suçum değil yanlış zamanlarAma yanlış adamlar benim suçumVe günahlarım, kadınlığımdan değil…biliyorum
Tekrar tekrar hatırlamak her şeyiVe tekrar tekrar unutmaya çalışmak, boş
Dolu olan her gün arasındaki karbon kağıdıVuruşsuz bir yeri yok
<i>“yüzleri hatırlayıp unutmakgünlerin suçu değil…” (7) </i>
izin ver sil baştan yazayım şiirihatırlarsın belki toprak altındayken yaşamayı
Kımıldar kalbin ve bir gelincik fışkırır topraktanBilirim ki göğsünden göğe hediye
<i>“bana izin ver kaybedeyim izini bir daha” (8) </i>etrafına dizip martıları güneşten bir papatya yapayımgün çiçek olsun, ben gülkedisi
<i>“unuttum sanmaçiçekleri vazoda sevmezsinsabahlara kadar uğraşıryıldızlardan geceler kopartırım sana
bunca geceyi bana bırakıp dagitme” (9) </i>kıyıları kayıp nice şehirler gezdim oysaaysız ve yıldızsızdı gecesi
Ben mi kayıptım, şehir mi? bilemedim
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kimdim? nerdeydim?
Gözlerimi yumup korkularımı atardım caddedeAyaklarım dolanırdı
Yürürken gölgemden bile kaçardımŞiirler dilime dolanırdı
Hadi gel sustur şimdi!
<i>“Kıyısız bir ayrılık yazıyorumbütün mesafeler korkunçbütün düşler el kapısı” (10) </i>
Kilitsiz, menteşesiz, hatta pervazsızNe açılır ne kapanır kapı
Sen içerde, ben kapı önündeEşikte çamur, duvara yaslı kürek
Bu kapı… bu kapı neden yatık?Toprak neden kabarık?
<i>“ gül götürürsünüz yaşamınızda birilerineve ölülerinizene kadar borçlu kalırsınız ki' (11) </i>
GittinAlacaklı olan benim senden.Sarı yağmurlarla ıslanır gülüşlerim
Tersine akar çamurlarTepetaklak gelir zaman kum saatinde
Dün güne demlenirkenNasıl da süzülür ince belinden camınVe nasıl da süzülür gözyaşım
Şimdi kırk odalı bir hanın kapısındayımTavanda asılı aydınlıkBen niye karanlıktayım
Anahtar deliğinden süzülür denize sevişken kırmızıAyaklarımı yalar geçerBen kapı önünde dikiliKapı yüzüme kapalıBir şeyler biter.
<i>“intihar falan demiyorumdüzeltiyorum yalnızcagüzeldir yaşamöyküleri ölenlerin
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
yüreklerine sığmayanaşklardan sonra” (12) </i>
topal şubatı beklerim yaşlanmak içinEn azından geç geliyor doğum günüTabi yirmi dokuzda gelseydim
Nisan otuz çocuğuyumYıl yetmiş
Ne şiirlere alıştı kalemimNe şiirler kalemime
Bir yalnızlık türküsüdür geceBir yalnız türkü çalar ıslığında
Ne kadar yabancı buralar karanlıktaNe kadar ürkütücü
Her şeyi, herkesi yutmuş gece yarısıHerkesi ve her şeyi uyutmuş dolunay
Ne sabahlar bekler beniNe ben şehrin sabahını
Değil mi ki gün ağardığında her şey yalancıHerkes akşamında yabancı
Alışsam neye yarar yanımdakine!
Üşür uyku tenimdeÇıplak kalır düşler … çekilir
Örtü olur senden kalma bir kitapÖrtü olur benden sana toprak
Sen çıplak, şehir çıplak, şiir çıplak!
<i>“Yabancıdır tenime değen her şeyÖlçemem ne kadar savrulduğumu bu yüzdenKarışırım sislere kimsesizliklereNasılsa üvey hayattır yalnızlıkAlışır yeni gelene” (13) </i>
Bir adaya hapsedip kuşlarıSaklıyorum tanıdık anıları
Işıklı bir heykel parlıyor uzaktaYanında dalga dalga bir bayrak
Oysa deniz çekilmiş çoktanGöz kıyılarımda kalmış yıldızlar, tek ayak
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
<i>“nereden geliyorsa aklımagökyüzüne dönüyorum yüzümübir melodi duyuluyor uzaklardanağaç kütükleri devrilirken caddeye” (14) </i>
Mevsim ağlıyor düşüşlereÖrtüyor geçmiş yazı telaşlı kızıl yapraklar
Maviye baş kaldırıyorumLeylekler geçiyor sürü sürü
Peşi sıra ağlıyorumAnlamaz görenler bir kez daha öldüğümü
Yutkunluğuma mühürlüyorum kederleriGelmiş…bitmiş gitmişse, isyan boşuna
Kadere inat, zaman kaybı kavgaYağmur kokar küfürler, bir şeyler küflenir
Yeşil değişir elbet, siyah da kirlenir!
<i>“duyuyor musunBir geç vakit sevdası mısınAğlar mısın
Aldırmayacak”(15) </i>
Zaman tek ayak ilerlemekteMetal kurşun saplanır her zaman dilimine
Dakikalar kanar, saatlerse zaten ölüKüçük ellerim dokunur meleklere, saçlarım örgülü
Çizilmiş bir haritada ilerlerimKaybolduğumu sanırım aradaBilirim bütün yollar sana çıkar ey ölüm!Kaybolsam, bulunsam ne fayda.
<i>“bu ikindi sonları yalnızlığa uzananbu kaçırdığın bakışlarellerimde kalan bu ellerine ait gölge
bu dalgakıranlarbu aramızda kabaran denizdağılıp dağılıp toplanan bu fırtınalar
bu sarı yağmurlarbu güz istasyonları kokusudizlerime değen bu yabancılık
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
….gideceksin diye' (16) </i>
Saçlarımda dökülen eylülBen de bir gün geleceğim diye
Ama şimdi;-Ömrümden uzun ideallerim var-©
N a s ı l s a - ağustos- yazdan s a y ı l m a z! ! !
31 Ağustos 2006 / yitik şehir
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gökkız
GökkızSiyah tokası düşünceSavrulurdu uçları sarı saçları
Şehir boyu salınırdıBeyaz oyalı mavi eteği
Ben efkarlar tüttürürdümBulutlanırdı gözleri.
Zulasında turuncu akşamlar bulunurduMevsim ne olursa olsun.
Akşam sefalarından aşırdığıEflatun tülünü çekerdi, yorulunca yüzüne
Dağların omuzlarına yaslardı başınıYeşil örtüye dayanamaz, uzanırdı sere serpe
Savaşlar bağırdığındaKızarırdı yüzüHer gördüğünü içine atardı
Sadece;çocuklar öldüğündeGamzelerinde hüzün taşar...düşlerim ıslanırdı
Koştuğunda güneş terlerDüştüğünde, intihar ederdi ay
Saçları sarı kalabilseydi....
Gökkız,Bahçende,çocukluğumu dolaştıracaktım beyaz kelebeklerindedüşümünde bahar şarkıları söyleyecektik beraberelma şekerimi sürecektim solgun gelinciklereMayıs çiçeklerine örecektim saçlarını
görüyorum koyu sis ardında hüznünü...gamzende çatık küskünü
çamur rengi, eteğinde oyalardağlara küsmüşsünterk etmişsin mevsimleri
biliyorum kırgınsın / ama;
Ben öldürmedim Afrika’ da bebekleriSınırlar kenarında patlayan mayınları ben dizmedimTel örgülere tutsak etmedim fikirleriyle savaşanları
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Güvercinlerini tepe taklak eden ben değilim
Pıhtılaşmış kara bir delik göğsünde
inan,ben çalmadımmartılarınlamavi gülüşlerini
...demek isterdim ama;i n s a n ı m
adınıkanlaçalıntıylanamussuzcaar-sızcayazdıran.
www.radyomedcezir.com & www.divitt.net
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gönül karası
“Döndüm!Ellerinin özlemi bitirdi her şeyiUzaktan gelen her sesGözümün iliştiği herkes ‘sen’ olduğu için döndüm” syf.13
<a>Oysa batık bir şehir burasıKirli suların doldurduğu çukurları örtülü.Görünen dingin olsa daİçi bin bir tuzakla dolu.</a>
“…ve çatlamış sabrımla ‘bütün’ döndüm!şelaleler üstüme aktı tüm gün.” Syf.13
<a>Oysa her ayak izimde çatlamıştı yolKuraktı toprak, çok da geçmedi aslında gidişimBu kadar çabuk neden özlenir insanBilmeden döndüm! </a>
“…ve işte aşkın en sızılı yerindeyeminleri bir ekmekle kırıp,Senin için döndüm! ” syf.13
<a>Günahkârım halâ belki deBelki de yeminim yemin bile değildiAma sızardım duvar diplerindeNefesim üç kuruşluk şarap kokusuOlsa olsa günahım budur ya da değildirKim cennetlik ki bu dünyada
Hele ki sevda uğrunaysa yalanlarVe sevda uğrunaysa yeminden dönmelerAslında şeytan aşksa, günahkar ben değilim.</a>
“Öfkemi bir ipe sarmalıyım” syf.15
<a>İp, kefenimden sökülerek sarılmalıBen çıplak kalayım, öfkem giyinikSüslemeliyim kıskançlığı da.</a>
“Günü iten, sesleriydi şehrin.…ve oradaki buluttaydı ellerim…” syf.16
<a>Beyazından çaldım mutluluğusarı hazanlara sürmek için.Kızdı mavi, göğü mor bastıMelekler sindi bir köşeyeSevaplar sahipsiz kaldı.</a>
“Gözü gözüne değdiği süreceNe yaşamı umursayacaksınNe de ölümüDünya batıyormuş falan kime ne?
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sözleri yüzgörümlülüğü…”
<a>Defalarca kandırılırdık küçükkenÖcüler gelirdi uyumazsakYemek yemezsek periler çalardıKırıntılara basarsak çarpılırdıkDünya dönüyor hala yalanlar üstüne.</a>
“Sorma ne bu diye!Aşk istiyorsan eğerYanında işkencesi hediyeHerkesinki öyle olduTırnak izi dolu yaşananlar” syf.19
<a>…ve izinde kayıptı işkence odalarıSevişmeler gizli kapaklıKavgalar ulu ortaSabır nerede kaldı? </a>
“Ey aşk, dirilişin sonu musun senbaşlangıcı mı yoksa? ” syf.21
<a>Her bitişinde, imkansız… sonrası derimİmkansız, aşksızlıkmış oysa.
Güne rengi verenGece yıldızı simleyen</a>“aşk kere aşk kaç eder? ” syf.23
<a>Milyon kere milyon etsekDeğil mi ki elde sıfır.</a>
“Can verirken sen ol başucumdaki ruhum ağlamasın…”
<a>En başta sen terk etmiştin beniNe kaldıysa öpüştüğümüz ağustostanToplayabildiğini getir.
Bir avuç açımı belki hepsiBir akşam ezanı uzunluğundaSecdeye düşen alnındaGöz izlerim de dahil al getir.</a>
“Uzun uzun uludu ayGökte bir yıldız yanıp söndüBir yerlerde bir âşık ağladıGece hiçbirini görmedi, kördü! ” syf.40
<a>Gözü açık intikamlar kalmıştı şehirdeVe hazımsız kaybedişler,Salyalarını silerdi gözyaşımın gölgesinde
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
…salyaları süzülürdü bacaklarımdanGece nasılsa kördü! </a>
“Aşk şarkısı çalmaya çalışanBinlerce kişi var biliyorum.Ağlama nöbetleriniBirbirinden devralan bunca insan!
Yeryüzü ırmaklarıNasıl ulaşır sanıyordunuz?Siz aşıkken nasıl ağlıyordunuz? ” syf.43
<a>...ben şiirler yazıyordumAşklara hiç ağlamadımAşksızlığaydı hıçkırığım.</a>
“Hangi erkek seviyorum derse kuru kuruya bir kadınıKanmasın…”syf.72
<a>Kadınla erkeğin olduğu yerdeHer şey –b i t - t i -A ş k;her ayrılık sonrası... g ö n ü l k a r a s ı.</a>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Göz yaşlarım / helllalik olsun '
Bileğimi sıkacaklarŞişecek kollarımda kırmızıOysa yüreğimde her heyecandaAçan çiçeğe verirdi rengini….Şimdi geçici bir uykuya.
Bir iğne batacak derime.Derine gidecek yavaşça karıncalarVe kollarıma yayılacakVe vücuduma
Kaça kadar sayacağım bilmiyorumVe yumacağım gözlerimi karanlığaBelki rengarenk çiçekler karşılayacak beniBelki ateş kapısında bekleyecek yüzsüz bekçi
Bekleyenler için uzayacak dakikalarSaatler…Mavi yapraklar dökülecek gözlerimdeki son damlalardaZaman duracak.
Sonra başak saçlarım kesilecekGüneşe çaldığımRüzgara bıraktığımNefesini bıraktığım saçlarım…
Bedenimden çekilecek kanTenim soğuyacak,Ateş basacak yüreğiniziGözleriniz asılacak saateBense çekimsiz savrulacağım
Tik taklara dizeceksiniz dualarıBen duymayacağım
Bir film geçecek belki gözlerimdenSebep olduğum yaşlar, kahkahalarUzanan ellerde bıraktığım ayrılıklarGönlümde yarım kalan sevdalarBaşını okşadığım sokak köpekleri dizilecek karşımaHiç bilmediğim köylerdeMektubumu okuyan küçük eller açılacak belki Allah’aBenden içtiğini bilmediği çorbanınHayrına duasını yollayacak belki yaşlı amca
Bildiklerimin canı acıyacakBen yarı ölü yatarkenOlur da dönmezsemÇer çöp de olsa şiirlerim kalacakİyi kötü anılarımı bırakacağımYaşadıklarıma, yaşadığım yerlerdeKimi iyi ki oldu diyecek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kimi hatamdı diyecek adımla anılmayaBense hep sevdim onu da, bunu da, şunu daHerkese inandım “ ben gibi” sandığım için
Elele çok işler yapabiliriz diye baktıklarımKarşımda oldukçaDaha güçlü kıldılar beniLekeledikçe kendi çamurlarına bulandılar belki deSıvamadım, boyamadım da kendimi renkli kuklalara özenip
Başımı koyduğunda başlıyor insanın kendiyle sınavıTüm keşkeleri, iyi kileri, boş verip de içinde yarım kalanları
Yüreğime kazıdıklarımı düşünmek istiyorumDüşünebilirsem o halde!Tek tek isminizi yazmak isterdim amaHerkes bende kendinin ne olduğunu biliyorBilmeyenler de bilsin kimseye kırgın değilim
Yaralarımı sarmayı öğrendim gider ayakYaralarına tuz basarken can yarılarımın
Ola ki gelirsem geriOla ki kalkarsam yineSaçlarım uzamadan, uzayacağım Van’a.23 Nisan’ı kutlamaya
Ama ola ki sesim çıkmazsaDualarınızı hak ediyorsamGönderin peşim sıraYalnız ölmekten korkuyorum!
Gülayım der ki; yepyeni biri olarak geleceksin.Ben hep “ben” kalarak gelsem daha iyi meleğimKendimden başkasına olmadı ki zararım!Hak katında nikahlımdı AŞK…
Hakkınızı helal edin… benden herkese helali hoş olsun.
**Yarı bedeninle anam, seni sana da bırakabilirim, kızma.Belki senle şafak sayamam amaHep şafağında olacak gözlerim gözbebeğim.Suskun ve keskin dilim babam, suskularında kaldı belki içimdeki acılarMisket gözlü cancağzım, hayatımın en büyük hediyesi “Şimalim”e iyi bakBeyaz tüylü yarenim, sende zaten saklı isyanlarım
**Not: 15 Mart-23 Nisan Van Köy Okulları’ na ışık olmak projemize gösterdiğiniz ilgidenteşekkür ederim. Ülkenin her yerinden kitap, kırtasiye, okul malzemeleri, giysiler, 60fakir aile için giysi ve erzak tarzı gönderimleriniz olduğunda 0532 233 60 21 & 0552233 60 21 den ben de çıkabilirim, kardeşim ya da arkadaşlarım da ….not isim ve adres
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
bırakırsanız adresinizden alınacaktır. Doğrudan göndermek isteyenler Van MerkezCumhuriyet cad. Fatih Sultan İlk Öğretim Okulu Gönderen kısmına “Dost kalplerkatılımcı” ibaresini koyarsanız Allah nasib eder de sağ salim çıkarsam ameliyattan 20Nisan itibariyle köylerimizde dağıtımlarımızı yapacağız. O bölgedeki arkadaşları dabekleriz. İletişim için Antoloji şairlerinden Orhan Demirtaş’la da irtibata geçebilirler.Ordaki programda ben davetliyim, ne nasıl olacak bilmiyorum.
P.tesi günü itibariyle aranızda olmayacağım. Sadece telefonla irtibatta olabileceizameliyata kadar. Kendinize iyi bakın. Ve dikkat edin, hayat değil, biz hayatın elindenakıp gidiyoruz. Yaşama sıkı tutunmayı ihmal etmeyin olmaz mı!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Günaydın gülüm
Günaydın gülüm...Sen daha uyanmadın biliyorum.Gel gör ki; havalandı burada serçelerBakışlarım taşındı peşi sıra bulutlara.Ayağıma dolandı mevsimin son çimenleriPapatyaları en son saçına takmıştımÇiçek açmaz artık bu aylarda.Sanma ki renksiz bu şehirBir “Zerda” şarkısı dolanır ki dilime;Tüm renkler zaten siyaha bulanır.Ne yağmuru çamura dönerNe kar ayaza çalar.Geçtiğin tüm yollar izini taşır halâ,Halâ senin kokunu dağıtır rüzgâr.Uyku suskunluğunda birikmiş özlemimBismillah’ımdan sonra gelir adın, gün başlar!Bir iç çekerim ki! ...sormaHani yanımda olsan derim gülüm,Yanımda olsan.Burada maviler bile tel örgü.Sanma ki özgürdür bu şehirBir “sen” dolamışım ki dilime;Güneş de tutsak kalır, yıldız daSaatler zaten kilitli.Ellerin kokar tuttuğum ekmek.Bir çay demlenirTenini yudumlarım.Unutulmuş türküleri yamarım birbirineBir gün içindeyim ki aldırma.
Günaydın gülümTürkü tadıyla ....
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hadi gel bu gece
Hadi bir şiir yazalım bu gece seninleNe tütsü sarısında olsun mevsimNe anasona karışsın ah ulanlar.Kırıkları toplansın aşkınÖyle ki; batıklarında açsın gelincikler.Bir sen de, diyeceğini, bir de ben.…önce sen başla, ben başlarsamSus gelir şiire,Bilirsin; en sonu hep en başta söylerim.Bir şarkı çalsın fonda,Gözlerimize bir yıldız takılsın ama kaymayanıNe mumlar yakılsın loşta kalalım diyeNe deniz vursun ayaklarımızaAşk zaten vurmuş…deniz sadece tuz olur yaraya.
Hadi bir şiir yazalım bu gece seninleNe şu yutkunduğum yaşlar dizilsin boğazımaNe karnımda zili çalsın açlığınGüvercin kalabalığı aklım*Öyle ki; bir anda boşalır avuçlarımBir sen de diyeceğini, bir de ben…önce sen başla, ben başlarsamKör kütük olur şiir,Bilirsin; gülerken sarhoş olurum.Bir yaprak düşsün…yaz sonu müjdecisiYaslayalım sırtımızı bir ağacaVar gücümüzle sallayıp tüketelim mevsimiBir yazı daha edelim ayak altı, kime ne…Sıcak zaten vurmuş….Yapraklar tutuşsa da ışık olur geceye.
Hadi bir şiir yazalım bu gece seninleİçinde aşk geçmesin, içinde sen-ben olmasınŞiirin içinde şiir saklayalımŞiir bile kendinden anlamasınÖyle ki; anası satılan memleketteYazanı da bir, okuyanı daBir sen de diyeceğini, bir de ben…önce sen başla, ben başlarsamAna avrat dökülür hecelerBilirsin; ya hırsımla didişirimya hısmımla sevişir…İkisi de bana zarar, çok da tın!Kadehe sen dök şişeyiBen şişeye içimdeki zehriTokuşsun şarap ve aşkÖyle hızlı vuralım ki kırılsın,hatta kanasın parmaklarımızKi; bir daha şiir yazmayalım.Önüne gelen şair olmuş memlekette.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hadi gel be…son kez …Son kez bu gece bir şiir yazalımyazalım da koyalım noktayı.deriz de…Ne nokta biterNe şiir
Erteleriz mutluluğuAşk.. hep yarınaHep yarına…
Bak dedim sana şiir yazalım diyeHer yanıma bulaştı anason kokusuGökte ne yıldız kaldıYaprak ne ağaçta...Kadehler mi! ! !“lingo lingo şişeler”
aşk buhayatı piç eder.
<i>hadi gel içimdeki ben,dışım zaten günden güne yabancı
ben şiirden vazgeçtimşiir de benden.
g e c e kaldı g ü n e ş a l t ı!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hala aşk kokuyor...
Hala aşk kokuyor defterimde gülVe hazana çalıyor eteğimde mavi
Yokluğun, kaktüste açan çiçek –efsunlu-Sarılmak, diken dolu geceleri, zor.
Akşam üstü bir demlik çayda keyifVe saçlarımda sıkılı Eylül.
Gözlerin anasonda buğulu.Mevsimi zamansız yaşamak zor
Hala aşk kokuyor tenimde terinVe hazana çalıyor sevişlerin.
Yedinci mevsimindeyim ömrünÇözüyorum sen sarısı saçlarımı,Gel artık E y l ü l!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hanginize yeter
tüketirken hayatı ölüme birikir insan
güneşimi gölgeler sığ gülüşleriniz
bulutlardan çocuk peydahlar kaldırım gülleriböyle çoğalır insanlığınız!
sanırsınız; bir kesikte bırakılır adamlıkya da ince bir zarda yırtılır namusar nedir bir bilsenizarsızlığınızdan utanırsınız
gece; açık mezar her birinize
ey insanbeni sen bozdunkendini kaybettiğinde
dilsiz surların geveze yazılarıyımbastırılmış açlıklarıntaşkın kavgaların sebebiyim
özgürlük;kanadında sürgünse başsız güvercinlerinkayıp kuşağa borcumdur g e n ç l i k
yarı çıplak vitrinlerde eskimeyen yüzüyüm bu kentin
cumbaları göğsüme yaslı dar sokaklara açılır bacaklarımtokmağı düşmüş kapılarım açılmıyorsa yüzünüze,kalın orada!sebepsiz fethetme telaşınız
ellerinizde paslı geçmişim...medeniyete peşkeş çekilensizin insanlığınız
bacaklarıma yaslanarak çöken mor vücutlarsizin çocuklarınızsahipsiz cesetlerden daha acıtır canımı umarsız geçişlerinizfarkında değilsiniz
kim ki beni anlamaya kalksa yediverenime baksıngübresinde kaç kurşun!ölüm kaç renk durur bende!
hanginize yetergöğümden sağıpgöğsümden emzirdiğim mavi
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
kimsenin kalabalığına çekemediğiderin bir yalnızlık gözlerim
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hep bildik öyküler (II)
Kelebeklerin beyaz kanatları göz alıyordu gelincik tarlasında. Mutluluğun nabzınıçiziyordu. Ha düştü düşecek derken, sarıyla mavinin harmanladığı boşlukta taklalaratıyordu ve kendi duyduğunca söylüyordu şarkılarını.
Temmuzun ilk sıcaklarıydı ve kısa ömrünün üşüyen yanıydı yarını;
Aşk gibi...
İnişi dik bir yamacın başında gölgesi belirdi önce, sonra ağır aksak adımlarını getirdi,ıslığında yalnızlık türküsü. Sanki ayak izinin kaldığı her parke taşa damlası düşüyorduya da kırılganlığı yansıyordu güneşin. Göz alıyordu uzayıp giden sokaklarda biçarekimliği.
Uzundu boyu ama saçlar olabildiğince kısaydı. Yeni görüntüsünün altında o kadarçelimsizdi ki; anlatsa derdini her dinleyen aynı şeyi söylerdi belki de:- hadi canım, sen de! ! !
Kimse aşk uğruna bırakıp gelmezdi koca şehirden, küçük balıkçı kasabasına. Kimsebunca yıllık birikimini bir bilet karşılığı bırakmazdı ama “O”...diyordu, yaşamıma anlamveren. Göğsünün daraldığını hissetti ve her gelecek dakika daha da kesecekti soluğunu,kurtulmalıydı bu şehirden, tüm yaşanmışlıkları hiçe sayarak, gerekirse kimliğinibırakarak, gitmeliydi işte, ötesi var mıydı? Defalarca geceyi öldürdüğünde kirpikhamlesiyle, doğan her günden medet umuyordu özlemleri için. O’nu hatırlatan bir şarkıbile alıp götürürdü kıvılcımları, yerinde daha büyük yangınlar kalırdı da, göğsündedağlardı anları ve anıları. Hep böyle yapmıyor muydu sanki!
Gidiyordu işte... bir, iki, üç...derken kaç şehir, kaç kasaba geçiyordu hiç saymadı,gerekte yoktu.Gidiyordu işte... bilinmeze doğru.
Bu ilk vedasıydı kendine. Yol boyu cama vuran şehrin görüntüsünde, parmak uçlarıyladokundu uzanamadığı binaların çatılarına, ağaçların yapraklarına...rüzgara bıraktığısaçlarının uzantısına, yüz sürerdi bal gözlü. Otobanın karanlık yerlerinde bilmediğiçukurlara düşüyordu dalgın ve nemli bakışları, tam bitti derken dokunuşları, yeni birşehrin mavi tabelası kesiyordu korkuları.
Mevsimleri düşündü ve onu kucaklayan -yağmurun küçük ellerini-. O yüzden alışıktıyanaklarının ıslaklığına ve saçlarından kayan gri bulutların tenine işleyişine. Sıcağı hiçsevmiyordu, ne zaman ki bir Mayıs güneşinin yanığında kokladı sevda çiçeğini, o günbugündür bırakmaz oldu sıcağı.
Bal rengi gözleri geliyordu aklına ve gözlerine sığdırdığı boğazdaki ışıl ışıl yıldızlar. Yeditepenin kaçıncısındaydı bilmiyordu ama iki yakasını birleştirmişlerdi elleri kız kulesinde.Martılar diziliydi ve dalgaları cilveliydi alaca bulaca mavinin ve karanlık sular yuttu biran her şeyi. En son geceyi hatırladı:
Kumlarda dizlerinin üstüne çöktüğü ve üstüne yıldızların yağdığı. Son soluğundaydısanki, arkasından seslenirken;
-Gitme! ne olur gitme, kal...-Gitme! gidersen bitişim olursun, dur...
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gitti, ardına bile bakmadan, diye düşündü. Oysa diğer yarısıydı “O”. Şimdi kim bilirnerede? ne halde!Sabaha kadar düşündü yaşadıklarını ve yaşarken tekrarını uykuya daldı. Şimdigecenin koynunda. Ne yorgunluğu kaldı, ne acıları, ne pişmanlıkları ve kim bilir sabahnelere gebe idi?
Biliyordu aslında, tüm kum tanelerini doyuracak kadar yalvarmıştı hüzün bulutlarına.Yangının başladığı kumsalda, kutsal bir doğum olmalıydı onun için... yoksa neyeyarardı, alev yalamış gelincikte sevda yanığı, neye yarardı güneşin suya düşenyüzünde cam kırıkları!
Yalnızlığın peçesini taktı dolunaya, başı düştüğünde yastığa en az hayalleri kadaryorgundu uykuları.Yatağında bile üşüyen bir yanı vardı, belki duvar kenarı, belki çarşafın bozulmamışütüsü...üşüyordu işte ha elleri, ha göğsü...ne fark ederdi ki? “O” yoktu ve üşüyordudiğer yarısı. Bir ay şahitti buna, bir de zamanın bastonla ilerleyen tek adımları. Gümüşkurşunlara siper etmişti kara sular kendini, üşüyordu balıkçı motorlarında bekleyen ağ,kaya üstü yengeçler, ay yemiş kum taneleri. Fısıltıdaydı çakıl taşları, gece uyanmasındiye ve yorgun düşlerinden uyanmasın diye.
(devam edecek)
**********************************
Hep bildik öyküler (I)
Sinirle savurdu adam, tuttuğu ince bileğini kadının. Gölgesini bile hızla alıp gittikumsaldan ışıklı kaldırıma. Her yer karardı kadının gözlerinde, aydınlık yuttu –herşeyim- dediğini. Dudaklarında akan yaşlarına karıştı mırıldanışı.- Gitme diyordu incesesiyle, sesi de yoktu ki. Dizlerinin üstüne çöktü, saçları yüzünü kapamış, hıçkırıklaraboğulmuştu.
-Gitme, derken, bir avuç kumda sıkıştı öfkesi. Denize baktı, en ufak bir kıpırdanışyoktu. Hırçın dalgalar gitmiş, onu da terk etmişti insanlar. Belki için için ağlıyordu mavi,pembe düşleri gibi.
Koca bir küfürle fırlattı avucundaki kumları. Kolundan düşen saatin kırık camındayansıdı tuz buz dağılan sevdası. Tek adım atmıştı ki zaman, mum ışıklarını hatırladı.Kirpiklerinde tek tek söndürdü geceyi, göğsüne akıyordu eriyen mutluluk acı acı.
Ellerini dayayıp kumlara kalkacak gücü bile yoktu. Uzadıkça kararan sahilin saçlarınıyoluyordu.
Sahi, inandığı, sevdiği, yarın diye baktığı her şey yaka paça savrulup gitmiş miydielinden?
Güneşin yattığı yöne doğru ayağa kalktı. Eteklerinin uçlarına yapışmıştı kumsalın ıslakhüzünleri. Dalgaların unuttuğu birkaç yosun takılmıştı terliğine, çiğnedi, zıpladı ve
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
bağırmaya başladı. Yetmiyordu çığlığı acısını susturmaya.
Aşk duvarından bir çivi daha düşmüştü işte. Karanlık suların altındaki kırık umutlarhurdalığını düşündü. Kimeydi üzüntüsü? Kim mutlu olmuştu ki gerçek aşkta? Aşkıgerçek yapan belli ki sadece hüsranlardı.
Rüzgarın sesine taktı ıslığını, ıslığındaysa onlarca soru işareti. Cevapsızdı! güneşindoğuşu gibi de nedensizdi ayrılıkları.
Fazla geldiğini biliyordu, o yüreğe. Taşıyamamıştı işte, taşıyamayacaktı diye kaçtı. Hemde tek kelime etmeden. Biliyordu kadın ama yine de içinde O’nun adına ses veriyordubirileri. Keşke korkmasaydı, yanımda olsaydı bak nasıl yaşardık aşkı... diyemedi,gitmişti adam.
Yaşadıklarını kâr saymak vardı ama yetmiyordu ki. Ölüm döşeğinde yaşlı bir insanınçocukluğunu hatırlaması kadar güzeldi. Nasıl da geçmişti göz açıp kapayana kadar.
Ya adam!
Adam da yutmuştu tüm sesini. Arkasına dönüp bakmak istedi ama yapamazdı. Kadınbilmiyordu düştüğü yerde, adamın bir parçasının kaldığını.
Aslında her şeyi sıyrılmıştı üzerinden. Çıplaktı adam, savunmasız... ah bu düzen yokmuydu, bu insanlar. Yaşam kolay olmalıydı aslında. İstediğin köşe başından değişerekgirmeliydin diğer yola. Hayatın kavşağında durup hangi yöne gitmek isterse gitmeliydiinsan.
Oysa hep kırmızı ışığındaydı yaşamın. –Geç, derse kader, geçerdi.
Düşündü; ne kadar çok yaşıyordu başkaları için. Tek soluğuydu kadın. Mecburdu vekızgındı bu mecburiyetlere. Nasıl kalmak istiyordu yanında ama... Değiştiremeyeceğigerçekleri vardı. Kilitli kapıları aralamak isterdi, hatta sonsuza kadar açmak. Düne dairçok az şeyi koyup bavuluna dayanmak isterdi kadının kapısına. İmkansızlığın dikenlitelleri dolanıyordu her defasında. Daralıyordu göğsü, küçülüyordu şehir.
Daha ayrılalı yarım saat olmamıştı. Ziftlenmiş dudaklarına bir sigara daha sıkıştırdı.Kibritin dumanına karışmıştı gözlerinin yangını. Adamlar ağlamazdı ya...ağlayamadı.Oysa ağlayabiliyordu O’nun yanında.
Gömleğinin cebine el atmıştı ki, saç teli geldi parmaklarına. İki elinin arasına alıpbaktı,kör bir bıçak gibi kesti boğazını.
Acı bir tebessümle, cebine koydu sarı teli. Derin bir nefes aldı ve dalıp gitti kat ettiğiyola. Ne kadar uzaktı ve ne kadar karanlıktaydı bıraktığı.
Birkaç adım attı ve durdu; geriye dönüp ezmeye başladı öfkeli ayak izlerini. Git gidedaha hızlı ve sert. Soluğu kesiliyordu, sigarasını attı ve koşmaya başladı.
Nefes almak adına o kadar çok şey katmıştı ki hayatına ve o kadar çok şey borçluydu kiaşk adına, kadına. Bir tek O’nun için bir şey yapması gerekmiyordu hayatında, bir tek Obeklentisizce yanındaydı... beni de bu korkutuyor dedi kendine.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aşık olduğunun farkına vardığında kumsaldaydı. Gölgeler vardı geçip giden..., eğilipküçük bir taş aldı yerden, -seni seviyorum deyip haykırmasıyla yuvarlanmaya başladıtaş. Durgun suya düştüğünde sadece ikisinin sesi vardı.
Yere oturup, ayaklarını uzattı, bir avuç kum alıp eline, -burada olmalıydı dedi...buradaolmalıydı!
...
(devam edecek...)
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hepsi bir!
Tek, ağlayacağım bir omuz arıyorumGöz yaşlarıma dokunacak güçlü bir el.
Oysa benden başka dost yok banaVe benim kadar da düşman
Bir karanlık yutuyor beniGecenin sessizliği çın çın kulaklarımda
Gölgeler saklanıyorPerdeden vuran araba ışıklarında
Kapı çaldı sanıyorum, biliyorum kimse yok!Telefona bakıyorum, çağrı yok!
Yalnız mı kalıyorum! ! !
Hıçkırığımı bölecekTek, bildik bir ses arıyorum,
Elim, yedi kat uzak tenimeOysa sesim bile yabancı bana
Dünden gelen tüm kahkahalar darağacında düğümBir kimsesizlik boğuyor beni
Aynada kırılan arayışlardaMaskeler saklanıyor
Elimi omzuma koyuyorum, gece, tenimde uykudaBiri sarıldı sanıyorum, biliyorum kimse yok
Yalnızlıktan mı üşüyorum! ! !
(ı)
Tek, ağlayacağım bir omuz arıyorumOysa benden başka dost yok banaBir karanlık yutuyor beniGölgeler saklanıyorKapı çaldı sanıyorum, biliyorum kimse yok!
Yalnız mı kalıyorum! ! !
Hıçkırığımı bölecekElim, yedi kat uzak tenimeDünden gelen tüm kahkahalar darağacında düğümAynada kırılan arayışlardaElimi omzuma koyuyorum, gece, tenimde uykuda
Yalnızlıktan mı üşüyorum! ! !
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
(2)
Göz yaşlarıma dokunacak güçlü bir el.Ve benim kadar da düşmanGecenin sessizliği çın çın kulaklarımdaPerdeden vuran araba ışıklarındaTelefona bakıyorum, çağrı yok!
Yalnız mı kalıyorum! ! !
Tek, bildik bir ses arıyorum,Oysa sesim bile yabancı banaBir kimsesizlik boğuyor beniMaskeler saklanıyorBiri sarıldı sanıyorum, biliyorum kimse yok
Yalnızlıktan mı üşüyorum! ! !
(3)
Biri sarıldı sanıyorum, biliyorum kimse yokElimi omzuma koyuyorum, gece, tenimde uykudaMaskeler saklanıyorAynada kırılan arayışlardaBir kimsesizlik boğuyor beniDünden gelen tüm kahkahalar darağacında düğümOysa sesim bile yabancı banaElim, yedi kat uzak tenimeTek, bildik bir ses arıyorum,Hıçkırığımı bölecek
Yalnız mı kalıyorum! ! !
Telefona bakıyorum, çağrı yok!Kapı çaldı sanıyorum, biliyorum kimse yok!Perdeden vuran araba ışıklarındaGölgeler saklanıyorGecenin sessizliği çın çın kulaklarımdaBir karanlık yutuyor beniVe benim kadar da düşmanOysa benden başka dost yok banaGöz yaşlarıma dokunacak güçlü bir el.Tek, ağlayacağım bir omuz arıyorum
Üşüyorum yalnızlıktan! ! !
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Heyyyyyyy merhaba hayat-ım
TÜM SANAL PENCEREDEKİ ARKADAŞLAR
Neye, nerden, nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Açıkçası internet karşısında da fazlavaktim yok. Üyesi olduğum tüm grupların admin ve üyelerine, kendi gruplarıma, forumarkadaşlarıma, benimle konuşana, konuşmadığı halde telefona çıkan kişilere hayırdualarını gönderen, acil şifa temennilerini yollayan, ŞİFA gönderen tüm büyük, küçük,tanıdık tanımadık bütün internet arkadaşlarıma, oyuncaklarım, şekerlemelerim,çiçeklerim, devamlı arayıp bilgi edinen sizler... ne kadar uzağımda olsanız da ailemkadar yakın tuttunuz elimi. Korkmadan girdim, çünkü yapmamız gereken çok işler var,hep birlikte.
VARLIĞINIZ, DESTEĞİNİZ, DUALARINIZ - YABANCILIK HİSSETTİRMEDİĞİNİZKONUŞMALARINIZ, HİÇ TANIMADAN KIRK YILLIK DOSTMUŞ GİBİ ZİYARETİMEGELEREK GÖZLERİ GÜLEREK KONUŞANLAR, ÖNCE ALLAH'A EMANETTİM, SONRADOKTORLARIMA AMA ASIL SIR GÖNDERDİĞİNİZ DUALARDI BUNA İNANIYORUM.
BU ARADA BEN YOKKEN VAN OKUL PROJESİNDE, DOSTKALPLER OLARAK HER ŞEYİİDARE ETMEYE ÇALIŞANKARDEŞİM KEREM'E, ESMER BÖCÜĞÜM AYŞE ALPAN'A, KİKİRİK MEDİHA YÜKSELÇELİKBİLEK'E,SİZLERLE İRTİBATIMI SAĞLAYAN UZAKTAN KUMANDALI ASİSTANIM SİMLA GİRAY'A
KISACASI ADLARINI YAZABİLDİĞİM VE YAZAMADIĞIM TÜM DOSTLARA ÇOKTEŞEKKÜRLER.
FAKAT :)BEN YOKKEN BOWLİNG MAİLİ FAZLA DUYURULAMAMIŞ.Dost kalpler VAN KÖY OKULARI PROJESİ içiN YARIN YAPILACAK BOWLİNGTURNUVASI'nakatılımınızı rica ediyorum. Hayata 2.kez MERHABA derken, bu ay sonu da hazırdoğumgünüm,şımarmak istiyorum belki de ne bileyim :) Riskli ameliyattan çıkan her insan gibimoralsiz değilim....HAYATA MERHABA diyebilmenin ve sizleri tekrar görmenin mutluluğunu yaşatacağınızıumuyorum.
kırtasiye-giyecek-oyuncak- 2.el de olabilir peerşembe akşamı nakliye aracımız kalkıyor.Gönderide bulunacaklar yarın oraya da getirebilirler,
T.Sakatlar Derneği Genel BaşkanlığıVatan caddesi / Migros ArkasıŞükrü Boyraz adına (Dostkalpler kampanyası)
Penta AjansArzu AltınçiçekFatih Sultan cad. n.240Okmeydanı-İstanbul
TARİH: 19 NİSAN 2006SAAT : 20.00' de başlıyor (Kayıtlar 19.30 itibariyle başlıyor)ÜCRET: 12.50
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
2 oyun + 1 cola
Yalnız ikinci oyuna, KAÇ KİŞİ GELECEKSE, İLK 40 kişi kalıp yarışacak. Yarışmamızbireysel olacak.1.Kupa2.Madalya3.Madalya
Süremiz kısıtlı olduğu için bir an önce rezervasyonlarınızı yaptırmanızı ve dostlarınızlasizleri aramızda görmeyi rica ediyoruz.
Arzu & Mediha : 0552 233 60 21Arzu: 0532 233 60 21Ayşe: 0532 270 99 80Kerem: 0552 540 04 02
BİRİKMİŞ ONCA ŞİİR VAR DİLİMDEVE YENİ BİR HAYAT ÖNÜMDEAMA VAN SONRASI OKUYACAKSINIZ DİZELERDE.
SİZLERİ SEVİYORUM.ARZU ALTINÇİÇEK
Not: Tüyayyyyyy yarın hazırlıklı gel ;)
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İki renklim
Birikti uzaklığınla suskunluğunBiriktikçe ağırlaştı...Önce gözlerin uzaklaştı bendenSonra sesinVe şiirlerinBen seni bilirdimEtindendim diye dokunmadın tenimeCanındanım ya, hep uzak kaldın bendenKadınım dedin, çocuğunla sevdinNe yaşıma dayanırdınNe sessizliğimeUzak kaldıkça düştüm sanaİki renginden birini bana bulaştır dedimGömleğimin bir düğmesi açıktı hepGeceleri kıvrıktı yorganın diğer ucuUsulca sokulursun...bekledimAy oldun sadece izledinGüneş oldun sildin karanlık korkularıPul oldun saklı kaldın rafımdaÇiçeklerin kurudu,Yine de sen kokar kırmızılarMadem uyandın mevsim gibiZaman sevişme vaktiBir sevişme alacağım var senden.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İki ucu...
Ben kadar yorgunBaşak tarlalarında ayak izlerim.Ardımda ölümSırtımda korkunun terleriAnılarımda prangaDört duvarımda çentik.Hep hayaller biriktiriyorumKüçük bir fare deliği girişindeAnahtarı kör.Kaçıyorum...
Sıcak bir şarkı güneşten yanaÖnümde özgürlükGözlerimde başak tarlalarıDudaklarımda uçurtma gülüşleriMayıs çığlığında yarınlarDuvarları yok.Tıka basa umutlarMavi bir koku ciğerlerimdeKilitler yokKaçıyorum...
<i>İki ucu da sen...</i>
Sen yoksunh a y a ts u s t uKaçmıyorum!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İptali mümkün mü
İptali mümkün mü bu hayatın!
Sordular mı gelmek ister misin dünyaya diye!Yaşamak ister misin? Kadın ya da erkek.Cebine para ister misin dediler mi?Rengin sarı ya da siyah olsun diye...sormak geldi mi akıllarına!
İptali mümkün mü bu hayatın!
Şehit kanı düşen toprakta dalgalanırken bayrakTırnak söker gibi çalarken cumhuriyetiEsaret ister misin dediler mi?Sınırlar çizilsin, toprağın satılsın mı diye...sormak geldi mi akıllarına!
İptali mümkün mü bu hayatın!
Bir yanıma yaslatırken ağlar başıYüreğinde aşk ister misin dediler mi?Bir evlat sevdasında aramak hayatıGurbet acısı çekmek ister misin koşullar uğruna...sormak geldi mi akıllarına!
İptali mümkün mü bu hayatın!
Manşetlerde sona erişlerGörmek ister misin? Kurşun, eroin, alkol, cehalet.Küfür etmek ister misin dediler mi?Kahpe sabahların, kalleş gecelerin şahitliğine...sormak geldi mi akıllarına!
İptali mümkün mü bu hayatın!
Körpe bedenlerde akarken sapıkların salyalarıKör bir kurşun saplanırken penceredeki kadınaDevrik şişeden sürülünce lastik izleriÖlmek ister miyim yol kenarında...sormak geldi mi akıllarına!
İptali mümkün mü bu hayatın!
Taş taş üstüne koyarken işçi, yıkılacak duvarlar diyeDepremlere bırakmak ister misin canlarını dediler mi?Sular altında kalırken evler, ormanlar kavrulurken izmarit peşindeTabutum olurken bir uçak dağın eteğinde...sormak geldi mi akıllarına!
İptali mümkün mü bu hayatın!
Bir kalemde kırılırken hayat, asalım mı keselim mi diye,Ağlayışıyla duyuruyorsa terk edilmiş bebek varlığını, nereye dediler mi?Vitrin camlarına yapışırken kol bacak, koparılırken gül dalından,Yolunurken papatya sevda uğruna...sormak geldi mi akıllarına!
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Var; yaşamdan alacağım, biliyorum!Nasılsa sormadılar gelirkenİzin almama da gerek yok gitmeyeAma bir şans varsa hani öğrensem diyorum
Iptali mümkün mü bu hayatın! ! !
www.radyomedcezir.com
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
-İstanbul Şairler buluşması-
Yıllardır Antoloji üzerinde bir çok şiir dinletisine o şehir, bu şehir, şu grup, bu dernekdemeden gitmeye ve elimizden geldiğince destek olmaya çalıştık ve orada olduk,İstanbul’lu şairler ve şiir severler olarak.
Çok şeyler söylendi. Hani derler ya söylenmeye gelince herkes çıkar ama iş icraatadöndüğünde ortada kimse yoktur ama sonra konuşanı da boldur. İşte yine otoplantılardan biri için kollar sıvandı.
İstanbul Şairler Buluşması ama asıl projenin adı “ Yedi bölgeden, yedi tepeye, yedidenyetmiş yediye”
Aslında projenin adında çok şey net ama kısa bir açıklama:
Yurdumuzun yedi bölgesinden şair dostlarımızı, yedi tepeli şehrimizde ağırlamak ve butoplantıdan yapılacak kitap satışlarından, sponsor firmalardan ve isimlerden gelecekpayla, köy okulları projesine destek olmak.
Tarih:9 Eylül 2006 – cumartesiSaat: 17.00 – 24.00Yemek mekanı açık alanda bir restaurant olacağından, hava durumuna göredeğişkenliği söz konusudur. Bu sebeple mekan adı ileriki tarihlerde bildirilecektir.
Program 17.00’da şair dostlarımız için kurulacak standlarda imza ve tanışma, sohbetlebaşlayacaktır. (Stand isteyen dostlar ve kitapevleri bana ulaşabilirler.)
Udi eşliğinde akşam yemeğiVedat Çetinkaya ile İstanbul şarkılarıSemazen gösterisiMehteran dinletisiBarkovizyon gösterimi ile özel sunum Mevlana şiiri.
Gecemizde program alacak konuk dostlar:
Sebahattin Abi Sunumunda’
Kanal 6 / Radyo Bravo - Aslan GüvenRadyo D - Melon ŞapkaYön FM - Kadir OğulRadyo Oscar/ Marmara Fm - Gurbet AltayMetin KöseFatma Gül MadenciSevim TürkoğluDr.Ege GüralHaydar ErgülenYelda KarataşAyşenur Yazıcı
10 Eylül 2006 – Pazar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Saat: 10.00 Buluşma – Kahvaltı – SohbetÖğleden sonra: Miniaturk (bize özel fiyatla giriş) – Eyup Sultan ZiyaretiAkşam üstü: Pier Lotti: İnce bardaklı çayla yudumladığınız İstanbulSaat: 18 Veda
Sürpriz konuklar
Ödül Dağıtımı (Geceye kadar gizli tutulacaktır)
Eski İstanbul tadında bir hafta sonu geçirmeniz için daha çeşitli sunumlarımız dasüprizler arasındadır.
Katılım ücreti: 45 YTL (Sadece cumartesi akşamı yemek ücretidir)
* Yemek mönüsü ordövr tabağı-ana yemek-meyve / bu tip organizasyonlarda alkolünalınması maalesef “dinleti” ortamını olumsuz etkilediği için yemeğimiz alkolsüzdür.Alkol haricinde her içecek limitsizdir.
** Şehir dışından gelecek dostlarımızın konaklanacak yerleri yoksa bana gsmnumaramdan rezervasyon sırasında bildirmesini rica ederim.
*** Geceye özel paylaşmak istediğiniz “İstanbul” konulu şiirleri olan dostları[email protected] adresime mail atmaları rica olunur.
Katılımcılar:
Sevim TürkoğluYaşar Yıldızİbrahim Ethem Bingül (Kitap imza)İbrahim Tolga Özsoy (Kitap imza)Gülay YıldızÖner Kaçıran+1Ali İhsan ÖztürkSebahattin Abi (Bursa)Osman İslam (Aktuel gazete standı)Aslan Baykara (Türkiye'de tufan standı)Sabiha RanaEkrem ŞamaDilek KadıoğluNurten Altınok + 2Nuray AralNedim SaatçioğluAyhan Zenbilci (Bursa)Sevtap SevimOrhan Demirtaş (Van) (kitap imza)Turan Orak (Batman)Metin Köse (Ankara)Leyla Akgül (Ankara)
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ferit Gürsoy +1 (Bursa)Ayşenur Yazıcı +1Sevil Nizamoğulları (Eskişehir)İshak Özlü (kitap imza)Adnan BilgiçEmir DemirSuna DoğanayHünkar Dağlı * (Ankara)Özlem Gökdem (İzmir)Arzu Pak (İzmir)Mehmet Ali DemircanMustafa Ceylan (Antalya)Ege Güral (Neg)Aslan Güven +1Melon Şapka +1Yelda Karataş +2Kadir OğulGurbet AltayMetin KöseFatma Gül Madenci +1Emir Toğaç + 1Rahim Taş...
* Kesin olmayanlar
Rezervasyon: 0 552 233 60 21
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İzin ver, gideyim
İzin ver gideyim!Karanlık, tek adım ilerlerken gölgesiyleŞehir sus pusken baykuşun gözlerindeVe daha süpürülmemişken kaldırımlarTüm tozları eteğime toplayıp gideyim.
İstemek yeterli değil gülümBir avuç güvercin yemi dolu cebimdeSerptikçe doyuracak kuşları sabaha teslimiyetteVe kanat açacak göğüs kafesimden minik serçelerTüm çığlıklarım sesinde, gideyim.
Çöpçüler döküldü caddelere,Gece sessizliğindeki korkuya inatÇalı süpürgeleri çalar kaldırım kenarı kemanlarıAğlar şehir en gamlı çıtırtıdaBakışlarında bile duyarım acılarını ayak izlerinin, susarım!
İzin ver gideyim!Karanlık, dans ederkensokak lambasının etrafındaki küçük sineklerlePisliklerini düşleyeyim insanlarınVe bencillikleriniKaybolayım başkent sokaklarında.
Küçük yarasalar kesiyor, sokağa düşen balkonumun ışığınıHem de defalarca kesiyorlar…Uykusuzum da kirpiklerim mi vuruyor yoksa ışığaÇizgi içinde bir dört yol gözlerimdeÇalı süpürgelerinin son dokunuşları, onlarla süpürüleyimVe saçlarım…koparayım
Dokunacağın, koklayacağın tüm telleri sana bırakayımÖptüğün tenimi gerdireyim bulutlaraHer sabah çiy düşsün sol yanındaki tomurcuğaSevda doğsun güneş, sen ıslan, ben kuruyayımÇatlasın bedenim…un ufak dağılayım.
İzin ver gideyim!Yıldızlar tek tek gömülüyor sabahaToplamak istemiyorum satır aralarında göz yaşlarımıİzin ver,Yarım kalsın dilimdeki balkızın öyküsüYazılmamış tüm şiirlerim kalsın hatıra.
Kirpiklerindeki kilitlerimi çözSen uyanırken güneş uğurlasın beniÜmitsizim.Dudaklarında prangalı ismimi kırGöğsündeki parmak uçlarımı dağlaKorkma geçer acısı.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çaresizimİzin ver gideyimYoksa yutacak beniBaşkent sokaklarıYoruldum nefes almaktan.Türkü tadında kal sevdiğim
<a>İzin ver gideyim!Tüm tozları eteğime toplayıpİstemek yeterli değil gülümTüm çığlıklarım sesinde, gideyim.Çöpçüler döküldü caddelere,Bakışlarında bile duyarım acılarını ayak izlerininİzin ver gideyim!Kaybolayım başkent sokaklarındaKüçük yarasalar kesiyor, sokağa düşen balkonumun ışığınıVe saçlarım…koparayımDokunacağın, koklayacağın tüm telleri sana bırakayımÇatlasın bedenim…un ufak dağılayım.İzin ver gideyim!Yazılmamış tüm şiirlerim kalsın hatıra.Kirpiklerindeki kilitlerimi çözKorkma geçer acısı.ÇaresizimY o r u l d u m nefes almaktanTürkü tadında kal s e v d i ğ i m.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
K ı r m ı z ı
Bir kadınSaçları dağınıkDudağı yarı ağlamaklıKirpik altına dağılmış rimeliGözleri kırmızı
Bir adamSaç sakal karışıkDudağı yarı küfürKirpik altında torbalanmış uykusuzluğuGözleri kırmızı
Bir çocukSalya sümükDudağı yarı pamuk helvaKirpik altında taze bakışıGülüşü kırmızı
Bir anneSütü kesilmişDudağı yarı kanlıKirpik altında barut tozlarıGözyaşı kırmızı
Bir babaSigarasında efkarıDudağı yarı dilsizKirpik altında acılarıGözyaşı kırmızı
Bir çocukUçurtması salıkDudağı süt kokusuKirpikleri kapalıÖlümü kırmızı
Bir ben miyimSavaşlar sonrasıDudağı dolu dolu isyanKalemi kırmızı
www.radyomedcezir:com
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
K i m d u y d u?
Düğünü başladı siyahınÇeyizi kara toprakDöşeği serildi,Alay toplandı.
Işık yolundan geldi şahitlerAhşap sandukaya kondu
Son halayda, eller kalktıBeşibiryerde’ye dizildi dualarUğultuya karıştı ağıtSon kez katlandı yeşil davetiye
Zamanlı gelenin zamansız gidişinde...ve güneşkürek kürek karanlığa
I
Gözlerinde yaylalar geçerdi bulut bulut.... bir anneydi Nezahat...Geride iki goncası kaldı emanet....
Kokun kaldı üzerimde...Sarılıp ayrılalı dört gün oldu bugün. Şu an bile gülüşünaklımda. Elinle ağzını kapatırken, kahkahanın sancılarıydı gözlerinde. Otuz beş yıldayaşadıkların ve yarına dair yarım kalmış bütün işlerin, yapamadıkların “sır” sankisuskunluğundaki keşkelerde.
Kapadığında gözlerini bir daha açamayacağını bilmek nasıl bir duygu? Ölümünbaşucunda beklemesi! ! !
Karadeniz’in akça pakça kızıydın gelin geldiğinde. Çay filizlerini taşırdın her memleketdönüşü gamzelerin. Yeşil kokardı sohbetlerin, saçların deniz kokardı, tütününse ‘-ah beArzu, bir görsen bizim yaylaları’ dediğin yayla havasını estirirdi balkon sohbetlerinde.
Yüreğinde kocaman umutları olan küçük bir kadındın
Yarınlardan birinde bir bebeciğin vardı göğsünde. Tatile gittin geldin bak oğlandoğurdum dedin... Ne kadar zaman geçti bilmedim Numan büyüdü, okula başladı.Apartmanın maskotu Kübra’n oldu ve sen hep aynı...
Çocuklarınla çocuk yanın hep saklı.
Şimdi sana seni nasıl anlatmak var bilmem ki...
Bu sabah güneşten bir avuç kor, taş gibi düştü sanki göğsümün ortasına. Gün nekadar ağır, içim yangın. Kaç gecedir sıkıntındayım belki, gözlerim çakmak çakmak.Hayat ne kadar boş!
Dün vardın, bir saat önce vardın... neredesin?
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Az önce aynaya baktım. Yüzüme, gözlerime... ellerimi götürdüm dudaklarıma, neyapardım dedim? Evet bana deselerdi iki ay ömrün var ne yapardım?
Hangi yaşanmamışlıklar önceliğim olurdu, hangi kavgalarıma kızardım, başkaları içinakıttığım yaşların bedelini nasıl öderim? Neler kalırdı ardımda ‘keşke şunu dayapsaydım’ dediğim. Nereleri görmek isterdim, kimler için bir şeyler yapmak ya dakimlerin benim için bir şeyler yapmasını...
Ya çocuklarım olsaydı, onlara bensizliği nasıl anlatırdım? Her gün onlara bakarakyarınlarında olmayacağımı bilerek sabah okula uğurlarken yanağına koydurduğumöpücük nasıl keserdi göğsümü.
En çok kendime acırdım belki de...
Takdir-i ilahidir de ölüm, nedense hiç konduramayız sevdiklerimize,kendimizekonduramayız. Her göz açışımız ölümsüzlüğü çarpar bir avuç suda suratımıza.Günaydın bana, bugün de yaşıyorum! diye uyandığımıza hangimiz şükreder ki?
Kaç kişi vardır, yarınki işlerini düşünüp yatağa yatıp da, uyanamayan. Kaç kişi vardıranahtar sesiyle evinden çıkıp da dönemeyen? Buluşma noktasında saatine bakıp da –nerede kaldı bu ya? deyip de öldüğünü bilmediğimiz...kaç kişi? kaçımız?
Hep bir şeylerin telaşındayız. İşe geç kalmamak, eve erken dönmek, okulu bitirmek,askerlik, evlilik vs vs... bitmek bilmeyen bir maraton. Hem de hazırlıksızsürdürdüğümüz ve ne yaparsan yap hep yeşil bir örtü alır yılların terini üzerimizden.Çöken omuzlarımızın altında toprak serinliği...
Bitmiş bir hayata karılır güneş kürek kürek...
Ölümsüzlük...”ölüm” sözlük...çözemediğimiz, dilini ezberleyemediğimiz.
İşte bu gün de açtım bilmediğim kaçıncı sayfanı. Bir noktan daha düştü, bir damlayaşım da üzerine. Bir fidan daha ektim gönül bahçene, yaprakları kaldı elimde.
Al işte!Seni anlatana kadardüştü toprağına bir beden dahahatta binlerce belki de! ! !
<a>IIBaharın cıvıltısını saklardı gözlerinde. Şimdi serin Bodrum akşamındayanağıma bıraktığı buseyi yeşertiyor gözlerim.......yazıyı bitirirken öğrendiğim can dostum Sedef KABAŞ’ın kardeşi dünya tatlısıYunu’sumun anısına!
Bahar gözlerinde asılı kaldığım bir can daha kırdı ışığı.Geleceğe tohumdu, Karanlığa umuttu belki de!Hurdaya dönen arabanın sesine karıştı dudağındaki son kelimeK i m d u y d u? </a>
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Satırların sonundasınız ama hayata baştan başlayın sayfayı kapatınca Her soluğundeğerini düşünün olur mu?Önceliğiniz erteledikleriniz olsunÖlüm yakalamadan önce
11,10,2005
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kaçıncı eylül saymadım
Bulutların denizi çimdiklediği saatlerPencereme çarpar göç kuşlarının göz yaşlarıDilimde tütsülenmiş türküler peşi sıraVe koca bir baharı süpürmekte rüzgar.
Zehirli çiçeklerin kokusunda sanki yazMevsim hala yarı sarhoşDolunay yalpalıyor kıyı boyuVe çalkalanıyor başım, kahkahalar başı boş
Bu şehri özel kılan benim aslındaYedi tepeye farklı bakanHerkes bacaklarının altında düşlerken Ortaköy ’üKarşı kıyısında resmeden benim onları
Üşüdüğümde, sakladığım güneş akar gözlerimdenErir gün tuz tanelerindeBilinmedik dizeleri sıralarım yıldızlaraKoca bir şiir olur saman yolu
Geceyi düş yapan benim aslındaKoynumda saklı yastık altı hikayelerVe canının çektiği o sıcak ekmek kokusundaki kadınHer ne kadar teslim etsen de yasak meyve serinliklerine
Üşürsün, yabancı hatta yalancı kollarda avunur bir yanınOysa koca bir yaradır yokluğum, kör eylül kesiğiKoca biz izdir dokunuşlarım, ağustos yanığı sevişlerdeCanın yanar, canım yanar, canımız çekerSusarız...susarız da nereye kadar
Bu yıl da vedada şehrin üstünde leyleklerMinareler tutar bulutlarıSavrulur öptüğün saçlarımEylül geldi deme...
<i>Sen gittiğinden beriHiç benden gitmedi bu mevsim !
Bir kız doğdu içimdeSarı örgüleriyle bir kız gelirse rüyanaEylül’üm de ! yasla göğsüne.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kadınlar Ağlar kitabından alıntıdır...
Kaç Mezar Eşeledim Ben
Emin Akdamar'a sevgiyle...
Bilir misin?Ne çok mezarlık eşeledim yüreğimdeHer acı benim, benim olduKendimi astım ayazlarda,...okuduğum her hikâyede
Cinayetlerin bıçağı saplandıTam şurama... İkiye yararakKanın tadını bildim önce...Sonra iki âşık kavuştuAğladım saklanarak
Tüm sevgililerimi ve sevgisizlerimiTek bir sahnede seyrettim benPerde ardında katlettiler aşkımıKanı sızdı kulislerdenBana hiç replik verilmediSusarak indim sahneden...
Sığlarda güzel olmaktan utandımBilge olayım istedim yelken bezindenKüflü film şeritlerinde bir kadındımÖrselenmiş bir aşk kaydı elimdenBunun için yorgunluğum……ve vazgeçişim kendimden…
15.06.2003Ayşenur Yazıcı (Kadınlar Ağlar kitabından)
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kan sizin için önemliyse
Bir saat sonra ben,sen ye da o...Kim,nerde, ne zaman,ne halde hayatini surdurur bilinmez.Bilinen bir gercek vardir ki o da; bir yerlerde herhangi birinin kotu anlarimiz icinbulundugunu bilmenin guveninde soluklanmak.
Dost Kalpler Yardimlasma ve Dayanisma Platformu olarak hazirlanip, sunulan'Dostkalpler' radyo programinin bu haftaki konusu Kankardesligi kulubuwww.kankam.org, program konugu proje sahibi Gungoren Belediye Baskani Sn.SakirYucel Kahraman.
Kankam.org olarak sormak istedikleriniz ya da sosyal sorumluluk projelerine yoneliktum sorularinizi [email protected], [email protected] adresine mail atabilirsiniz.
Canli yayina telefonla katilmak icin 0212 481 63 84- 85 numaralardan ulasabilirsiniz.
106.8 NazFm ve www.nazfm.com & www.radyomedcezir.com adresinde cumartesisabah saat 11-12 arasi Dostkalplerinizle randevumuz var.
msn: [email protected]
Dostca kalinArzu Altincicek
0544 207 00 04 & 0552 233 60 21
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kanlı düğün
Mayın döşeli yollardan geldikDikenli tellerde sıyrıklarımızToprağın kızılında gözyaşımızBoğazımızda yumrukla geldik.
Namluda karanlık noktada ölümBayraktır kefenimiz cehalet zulümEllerimiz açıktır güçsüze gülümAçız, aşımızı böldük de geldik.
Canlar verdik bilmedik sarpa kayalardaKanlar döktük umut ekilen kuru toprağaSuslar birikti geceleri pusudaSol yanımıza taş basarak geldik.
Ey vatan! uğruna kaç ocak söndüHainler pusuda kaç baba öldüSarıldı tabutlar ufuklar söndüGözümüzde yaşları tuttuk da geldik.
Ey bayrak! Dalgalan bulutlar seninGölgene yemini verdik de geldik.Dökülen her damla senindir, renginRengini toprağa kararak geldik.
Teröre lanet duamız olduSınıra direkler bedenler olduAna baba özlemi bir yana durdu“Vatan bölünmez, şehitler ölmez”Şehitlere düğün yaptık da geldik.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kasım Gülleri
Kasım gülleri10 Kasım Ardından...Gittin gideli hala güz kokar yastığımHazan sabahlarla başbaşayımHayalinle kaldığım gibi..Kasım gülleri açar gecelerimdeKatmer katmer yalnızlık kokar
Gittin gideli hasret rüzgarı eser kapımdaNe gelen dosttur, ne giden tad bırakırUğurlardığım sevdalar gelir aklımaKatmer katmer bulutlar dolar gözlerimeKurur yağdıramadığım yağmurlar
Gittin gideli sevda bir başka görünür odamdanDaha soğuk ve kasvetli yeditepeRuhu yok neonlu caddelerinGün bile kararmış ufukta
Oysa gökyüzüne güneşi boyadımGece gündüz ışığımı bul diyeŞehir ‘sen’ bakarGüneş ‘sen’ yakarKasım gülleri ‘sen’ açar.. hüzün bakışlımAy tenine yangın bu candaGÜZ, ‘SEN’ kokar.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kavuşma (Doğum)
İki ten düştü harlı geceyeBir can düştü gölgesine dolunayınGizem büyüdü içten içe sessizce
Oysa ki ne zordu taşımakBilinmeyeni içindeBir tırmanıştı hayatSavaşmaktı sahip olmak
Zirvede bir noktaydıKavuşma günüAvuçlarınla katetmek gerekirdi yollarıKaranlığın sancılarında kıvrılırkenHep daha yukarı… daha yukarıBelirsiz bir sonra ki adımYa kayacak düşecek boşluğaYa yakalayacak ışığı
Ha gayret az kaldıSeni yarınlara taşımak içinTırmalıyorum sancılarıBak güneşi yakaladımSen de tut yaşam ışığınıHoşgeldin can parçam hayata..hoşgeldin sevdaya..
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kaybedenlere sabır...
<br> <tr> <embed src='http://www.musiki.org/sesler/beyati_kirmizi.mid' width='0'height='0' autostart='true' loop='true'></embed>AnneLastikli bant neden yüzümdeGülüşüm mü korkutucu?Dişlerim mi çirkin?Sokaklar neden yasak çocuklara?
Güneş var penceredeBeyaz badanalı dört duvar arasındaBu şehirde sadece bu kadar çocuk mu var anne?
Halsizken bizSiz bin telaş içinde
Şişedeki vişne şurubunuNeden canımızı acıtarak veriyorlar bize?
Rap rap yürürken koridordaAdımlarım yankılanıyor yaKoşarken nefesim de tıkanıyorSahi asker olur muyum anne
AnneBu pijamamı geçen sene almıştınNeden eskidikçe bollaşıyor üzerimdeÇok yazı da yazmadımBileklerim neden ince?
Hani başucumda okuduğun kitap..Gerçekten hayvanların bahçesi var mı anne?
aaa...bak arkadaşımın yanındaAmcalar, ablalar varKalbine bastırdıkları o siyah şey ne anneNeden zıplıyor yattığı yerdeCanı acıyor mudur sence
<i>-Kemal... Kemal...Neden cevap vermiyor? </i>Karanlıktan korkarÇarşafı üzerinden çeksinler söyle
Daha ne kadar yatacağım burdaAğzım kuruyorAkşam erken de uyudum..Gözlerim kapanıyor
Yıldızlar yağıyor anneBeyaz melekler gülüyorSeslerini duyuyor musun?
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
En az senin kadar güzelNinni söylüyor..Uykum geldi..Uyursam rüyalarımdan gitme...anne
21/3/05
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kaybolan bir çocuk içimde
Kaybolan küçük bir çocuk içimdeOnun gözleriyleyim gecede, korkakNe zaman sessiz bir sokaktan geçsemOnun yerine duyarım gölge adım seslerini
Döndüğüm her köşe başındaKocaman köpekler O’nu bekler sankiKalbi çıkacakmış gibi göğsümdenDerin derin soluklanırım, boğulmasın diye.
Kaybolan küçük bir çocuk içimdeKaldırım kenarında kibrit kutularıToplayıp oynamak isterimİşaret parmağımda sektirmek gazoz kapaklarınıAma kiminle!
Durduğum her okul önündeYakasını düzeltir, mendili cebindeYazamadığı kara tahtalara erişirimRengarenk suluboyasını sürerim saçlarıma
Kaybolan küçük bir çocuk içimdeBedenim yorgun olsa daİki tekerlekli bisiklet peşinden koşarımSadece o istiyor diye
Şişmiş ayaklarımı çıkarırkenKüçük parmakları kalır yüksek ökçe içindeBekler, seslenir-hadi parka gidelim yaaa! ! !
Ah küçük çocukBilsen senin düşlerinden daha yorgunumSenin gözlerinden daha küçük bu dünyaVe ellerin daha temiz sokaktaki simitçiden
Hadi gidelim, deyip çıkmak isterimAma hep o, “elalem nedir korkusu”Bilmezler içimde hapsolduğunuTahtaravalli de inen çıkanın sen olduğunuBilmezler…
Ayıplarlar hatta,Deli mi ne, kazık kadar olmuşHala çocuk bahçesindeVah vah, üşüttü galiba.
Bilmezler…Çocukluğunu yaşamadan içinde kaybedenleriDallara takılı bir uçurtmanın ipini dolar hayatÇeker durur, hatta savurur ordan orayaBüyük olmak kolay da, çocuk kalmakta mesele
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kaybolan küçük bir çocuk içimdeVe yarın cumartesiSabah uyandığımda “sen” olacakSpor ayakkabılarımla, kısa pantolonum içinde
Saçlarım iki yanda örgülüÖnce kaşıklayacağım dolaptaki şokellayıDudaklarımı sileceğim kolumaNe para, ne kimlik olacak yanımda.
Bir ip alacağım, bir de top bisikletin arkasınaAtlı karıncaya binip, inince cebimdeki topacı çevireceğimKibrit kutularını ezip kaldırımda,Beline sokacağım pantolunun.
Bir ağacın gölgesinde evden çaldığım kurabiyelerleİşe giden büyüklere bakıp, üzüleceğim.İçindeki yarım kalanları fark etmediler diye.Bir serçe konacak, kırıntılarımı böleceğim.
Kaybolan bir çocuk içimdeVe kaybolacağım bilinmedik caddelerdeNe önemi var ki gittiğim semtlerinÇocuk gözlerle görmedikten sonra
Defalarca çıktığım merdivenlerinNeye yarar yüksekliğiKapıyı çaldığımda tekme yumrukAçacak kimse olmadıktan sonraHalâ neye yarar o çocuğu hapsetmek
Kağıttan bir gemi yapacağımHem de en büyüklerindenAffet küçük ama seni koyacağım içineTeknene “umut” diyeceğim
Bırakacağım seni dingin denizlereUğradığın her yerde, sana bakan her gözdeSüzülsün çocukluk yıllarıBir solukluk da olsa umut ol,Yaşamı, büyümeye tercih edenlere.
Kaybolan bir çocuktun içimdeŞimdi …Özgürce seyret bulutlarıNe kadar büyüsek deUtanmadan yaşamalı hayatı….
Bir günde kaç yıl yaşattıysan bana…teşekkürlerHadi şimdi seyreyle büyüklerin masallarınıDerin mavilerde.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Güle güle
Kayıp yıllar kalacak ardın sıra takvimlerdeVe yarınlar asılı duvardaki çivideYüksek ökçeler bekler beniÇantada kartvizitler, masada faturalar
Büyüdükçe kapıldığımız rüzgar gelecek penceremeSaçlarımın örgüsünde bırakacağım yaşlarıElimde bir çift sarı kurdeleDudaklarımda son elma şekerimin tadı.
Aynaya gidiyorum çocuk ardın sıraSuluboyan kadar cıvıltılı olmasa daÇizgilerini kapatacağım yıllarınHileler yapacağım genç görünmek adına
Küçücük elleriyle doruğa çıkartan çocukDerine bıraktığım için beni affetYarısı kayıp yıllarım için çok şey borçluyum sanaMavinin en sahipsiz yerlerinde umut ol “ küçük istavrite” de.
Kaybolmuş bir çocuktun içimdeKayboldum küçük bedeninin gölgesinde.Özlediğim yıllar yapışacak boğazımaSen ise özgürlüğünden sapma, takıl martılara.
Teşekkürler çocuk yanım.Bir günlük de olsa büyümeyi unutturdun banaŞimdi banyo vakti,Dünyanın tozu, çamuru üzerimdeAaa bak bir misketin kalmış cebimde…Atıyorum, tut! ! !
'küçük istavrit' öyküsündeki gibi kaybolmayan umut dolu yarınlara ve içimizdeyaşatmak zorunda olduğumuz çocuk yanımıza ithafen...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kayıp sevdaya
Tenime damlayan terin gölgesinde geceSaçlarım serili semalarında yeditepeninSen mi İstanbulsun, İstanbul 'SEN'mi çözemediğim
Kırmızılığın mayhoş tadında kadehlerdeYudumlarken sevdayıKayan yıldızlara fırlattık suskunluğu
Çıplaklığımıza şahitdi martılarveIşıl ışıl İstanbul
Sen, ismini söyleyemediğimGözümü bile değdiremediğim gözlerineGülüşündeki huzura ismini veremediğimBağrının serinliğineSar beni Marmara'ylaSensizliğe titrediğim karanlık sulardaNefesimi yudumla,Eriyip gidelim yeditepenin kuytularında<i>damla damla
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kelimelere Zaman Ayırdım
Nedense bu günlerde hep yalnız kalmak istiyorum. Sahte kalabalıkları olduğu gibi kabulettiğim halde tek başıma olmaya ihtiyacım var.Çok yorulunca, ya da efkar basınca derizya içimizden:
- Şöyle alıp başımı gideceğim uzaklara, telefonumu kapatacağım.
Gideceğim yeri kimse bilmeyecek, biraz kafamı dinleyeceğim....
Hep olduğumuz yerdeyizdir. Gidemeyiz.... şu telefonları kapatmayı asla beceremeyiz.En yakın yerler bile erişilmeye çalıştıkça uzaklaşır. Göz önünde olan hiçbirşeyigörmeyiz. Gördüğüm ve bildiğim tek şey kendime kalmam gerektiği bir süre.Bunu bileyapamıyorum. İşte bu nedenle masa başında rakamlardan sıyrılıp bir zaman dilimiyaratıyorum ve birşeyler yazıyorum.Kendimle konuşuyormuş gibi dökülüyor kalemim.Bazan saçma, bazın melankolik fakat hepsi bana ait... şimdi yine zamanı kendimeayırıyorum...rakamları bir kenara attım evraklarla...tek başıma kalıyorum....vedalıyorum hayallere;
Güneşin perdesini çekiyorum. Gecenin katranına kızılı sürmek için. Yalnızlık kokantenimi sana bulayıp, titreyen dudağımı öpmeni, sana aç nefsimi doyurmanı hayalediyorum.Bütün gün bekliyorum sesinin içime akmasını.Sıcaklığına açlığımı söndürecekgece gözlerine hasret değilim aslında.Kutup yıldızı vardı hep penceremin önündebilirsin. Sarmayalışına rakip yorganım, tenin gibi düşer tenime. Daha ne kadarbekleyecek bu ocak ateşini,daha kaç gece sabahı sabah edecek anılar.Hadigel...dokun...konuş...sessizliği yırtsın vücudlar. Tükenmeme izin verme gidişlerinle.Sahilinde kalmama izin ver, terimizi çeksin kumdan uzaklaşan dalgalar...
Yıldızlar bir bir gömülürken sabah gibi dokunmak isterim ayaz düşen tenine.Utanmazlığın koynunda kendinle sevişmelerinde, izin ver yanında olayım.Kuruyan bedeninde terden boncuklar yapabilirim. Güzel bir melodideki piyano tuşlarigibi dokunabilirim, yeter ki sen iste. Dans edebilirim sevişlerinde. Rüzgarın dağlarlakucaklaşmasını,dalgaların kıyılara cilvelerini getir aklına. Önce süzülmelerini hissetkumlara köpüklerinin,sonra kızışan rüzgarla tut ellerimi.Tüm gücünle sarıl biçarekimliğime.Açlığımı, susuzluğumu,sırlarımı bitir gaybana gecelerde. İçimdekıpırdanışların olsun.Yüreğimde, dudaklarımda titreyişleri sevdanın.Tenimin ürpertisindedağıt yalnızlığı.
Güneşim ol gece gözlüm, tüm sıcaklığınla seril üstüme.Seni istiyorum diyeyutkunduğum nefesimi al dudaklarımdan.Sırlarımı çöz öpüşlerinle.Ay gibi yum gözlerini,yıldız gibi kay geç düşlerimden..tenini dök tenime.Tadını bilmediğim, terinedüşmedigim. Hayal olmaktan çık düş gerçeğime.Söyleyemem sana yanan arzularımı.Kıvılcımı sıçradı bir kez içime. Kıvranışlarımla sessiz gecelerde, dokunuşumda kendimehaykırışlarım suskunluğum aslında.Kendime sarılıp yatağın bir ucunda tüm ürkekliğimlegidişini düşünürüm. Oysa sen 'özgürlük' müşsün sessiz gecelerde.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kendim ettim
İkibüklüm anılar başımın altındaÜzerime serili solmuş fotoğraflarPervazı çatlamış kapıya dalgın gözlerimYine unuttu beni dostlar
Kaç gündür masamın üzerinde kurulu soframBayat bir kaç dilim ekmekÜstü donmuş bir tabak çorbaSeni sakladığım bir şişe şarapGeçmiyor boğazımdan
Açlığım sana aslında,Kokan nefesim siniyor duvarlaraPerdeleri kapadığım camlardaGece gündüz birbirini kovaladığındaMevsimler gibi eriyor yaktığım mumlar
Telefonum kimbilir hangi koltuğun yanındaSen varsın diye unuttuğum yüzlerAramaz oldu...haklılar
Bu resmi ben çizdim göz göre göreGökkuşağına buladım zannettim sevdayıKırmızısı aşktı -meğer kana bandırmışım fırçamı-Kendim ettim, kendim buldum tekbaşımalığı.15/5
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Keşke
Keşke bitebilse sevdalarTükense gecede kaybolan yaşlarEller tutulsa hayallere uzanırkenBoğulurken boşlukta anılar
Keşke bitebilse an'malar gecenin bir yarısıŞişeler boşalırUçar sigaralar bulutlarlaGözler hep nemliÇarşaf hep düzgün sabahlarıYatak soğukYâre ayrılan yastık boş
Ya yüreğin..Ya ellerinYa dudaklarınneden titrer
Sevdalar biterseNasıl yazılır şiirler? ?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Keşkeler...
Geceyi kesti<i>-Gitme deyişin..-Beni bırakıp gidersenİlk ‘keşke(m) ’ olursun hayatımda....</i>dedin ya...
Çöktüm karanlığaSiyah nokta misaliBoşluktayım
Düştüm düşlerineBir sürü varlarınlaYokluktayım
Sevapların noksanıyımYasakların bolluğunda
Döktüm saçlarımıYıldızsız geceler misaliKaranlığım
Düştüm düşlerindeBir sürü varlarımlaAydınlığım
Parmak uçlarından yoksunEllerinin bolluğundayım
Yanındayken bileNe kadar sen doluyum ki! ! !
GidersemEğer gidersem.....İlk keşken olurum da canKalırsamÇok keşkelere gebe bu sevda
Dört yol ağzında...Çıkmazdayım
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kına kokarak gelmek isterdim
Şiir gözlümYüzümü çeviremem yüzüne
Kına kokusundan bakirlikle gelmek isterdimKaybolmak isterdim denizi yutan gözlerinde
Dutlara uzanan parmaklarını öpmek isterdimDenizin tuzunu almak isterdim teninden
Utançlar çarpar yüzüme…
Süzülür göbeğimden aç bir köpeğin salyalarıGözlerimden akar, bacağımdan süzülür kırmızı damlalar
Canım çekilir de kimse bilmez,Tene aç birinin hırsızlığına şahit kalır bedenim
Tir tir titrerim, yüzümün yarısı yerde,Ay vurur suyun üstüne, ben gibi titrer ay mı, su mu? bilmem
Sesimi boğar geceHızlı hızlı gidip gelir üzerimde sarhoş bir nefes
Dünya nasıl durur bu anda?Geceyi sesim nasıl yırtmaz?
Bu kadar kör mü olur bunca yıldız?Bu şehir bu kadar başı boş mu sahi?
Şiir gözlümKirpiklerine demir attım sen uyurken
Kına kokulu ellerimle okşadım saçınıBelimden düştü kırmızı kurdele
Ayaklarına dolanır sabah kadınlığımSakın eline alma!
Utançlar çarpar yüzüme…
Yırtık bluzumdan görünür mor basan göğsümTırnak aralarımda saçı kalmış, bilmem sahibi kim
Tenimde ter kokusu…çiçek açar bilirsinBahar kokar bedenim…şimdi kendim bile yabancı kendime
Kara çaldı bana bu şehirKaraçaldı caddeler şehre
Kravat altında saklı hayvansı duygularMakyajları ardına zavallılıklar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dört mevsim hazan sarısı yüzüm… bu yüzden
Şiir gözlerine bakmaya yüzüm yokutançlar saplanır, bakarsam ölürüm…
Bir avuç kına kar toprağımaBakir kalsın aşk ve ölümsüz
Mevsimi beklemesin, kınalansın çiçeklerimAyak altında kalsın pis bir zavallının çaldığı kadınlığın kırmızısı
Sakın tutma yüzümeYüzüm ondan da kırmızı
Şiir gözlüm yum gözleriniKına kokulu saçlarımla bir kez öpsem yeter ruhuma
Sonrası umurumda bile değil….
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kınarken, kanıyor çiçeklerim...
<table border='0' width='100%' style='border-collapse: collapse'bordercolor='#111111' cellpadding='0' cellspacing='0'><tr><td width='100%' align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%'align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><fontcolor='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><font color='#800000'><fontface='Times New Roman' style='font-size: 13pt' color='#792010'><br><i>Anadoluyum,</i>
Tezek ateşinde pişen çorbayıBir sinide kaşıklayan köylünün yuvası.
Karlı tepelerin yamaçlarındaSoğuk suyunda halısını dövenKöylü kadını
Nasırlı ellerindeÇapasını sallayanDedeyim
Yaşını bilmez dul nineninTopukları kadar çatlamış, toprağımGöz pınarlarım kuru.
Uğruma savaş verirkenMezarsız düşen askerinKanayan yarasıdırDurmadan Mayısta açan gelinciğim
<i>Anadoluyum,</i>
Boş okulun zilindeHayallerini sallandıranYeni yetme öğretmen
Başı yastığa düşünceGenç kızın sırdaşıyımBeyaz hayallerinin, büyük şehirde.
Bir sandıkta sararmıştır emanet çeyizi nineminBeş şişte kaz ayağı olurum, soğukta ayağınıza çetik.Salkım söğüt gölgesinde, yorgun çoban kavalındaBaşlık parasıyım nefes nefeseSarıkızın memesinde sağılır, en temiz sabahlarım.
Sağa sola bakıp daİlk cigarasını sararkenSavurduğu ıslığımTerli bıyıklarının arasında…delikanlıyım
Başaklar arasında, kör kurşun yemişYetim kalan çocukların
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çelik çomağıyımİlla erkek doğuracan diyen babanınRuhsuz bir bedenin avucunda sıkılı çarşaftaHayata gözlerini açanÖksüz dördüncü kızıyım belki de<i>Anadoluyum,</i>
İnce belde çözülen kurdeledenÜstüme yayılır al yazmalı bayrağımCana can, dişe diş, kaleme kalem gerekirseburadayım.
<i>Anadoluyum,</i>
Zılgıt çeker kına gecelerinde, mor kaftanlı kızlarımHoron tepilirken, sallanır Karadeniz’imin kıyılarıEfelerim susar, boğazı düğüm düğüm.Büyük şehirde, salyalı köpekler kovalarYaşamak için kaldırımda duranlarıBilmediğim ülkelerden göz yaşı dolu mektuplar gelirBuram buram tüter ocaklarımMecnunun -Leyla-sında -Akgül-lerim
Yedi bölgemde de yaşasamTürk’üm ben…
Dinin, dilin,ırkın, mezhebin neyseFarkı yok, açıktır kapılarımBen Türkiye’yim.
İşlenmişim yazmaların kenarlarınaYazılmamış onca şiirdeKanar portakal çiçeklerim…Her bir oyanın öyküsündeTürküsünü söyler kınalı parmaklarım.
<a>“ALLI TURNAMAllı turnam bizim ele varırsanŞeker söyle kaymak söyle bal söyle *Eğer bizi sual eden olursaBoynu bükük benzi soluk yar söyle* Allı turnam ne gezersin havadaKırıldı kanadım kaldım burada*Ne onmadık kulumuşum dünyadaAkşam olsun allı turnam dön geriGülüm gülüm.Kırıldı kolum,Tutmuyor elim,
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Turnalar hey.Ah gülüm gülüm.Yar gülüm gülüm.Kız gülüm gülüm.Turnalar hey. '</a>
Anadolu'dan Esintilerle sevgili Leyla Akgül'e küçük bir teşekkürümdür.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kırılır...
“ bu bir rüyaydı farz et”
Kırılır kirpiklerimde anılarGidişinle dünya durur da, saatler hızla geçer.Rüzgara teslim mevsim,Soğuğu çalar ellerim.Bugünden özgür, yarına tutsak
Bir bulut çarpar...Kırılır güneşin ucuBir avuç karanlık düşerBir içimlik yalnızlıkBir şiir yırtılır geceyle
Kırılır bir nehir ayaklarımdaAğıtta çakıl taşlarıKumlar yorgunDağıtır mavideki suskularıDalgaların zılgıtı
Bir yalnızlık düşer...En derinde beni bulurKilitler vurulu saçlarımın örgüsündeİp askılarım kör düğümKadınlık üzerimdeÇocuk yanımı sorma
Kırılır gülüşlerimDağılmış rujlu dudağımdaZaman bana misafirAşk mı?“Bi rüyaydı farz et! ”
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kırışmayacak şiirler
Sensiz gecelerden biri.kırışan şiirlerde titriyor kirpiklerim.
Sönük bir sarı, duvarlarda.Göz karasında çizdiğim saçların, yırtık resimlerde.
Pencereden süzülüyorHafif rüzgarlı haziran, vücudum diken diken…
Yalnızlık serin…
Sensiz gecelerden biri.Silip geçiyor rüzgar, sarı duvarları.
Kirpiklerim kapanıyor, mühürlüyorum anıları.Sana ait olanları yakıyorum, sönük mumun kıvılcımında.
Pencereden gidiyorYükümü alan Haziran, ellerim boş.
Ellerim sensiz.
Dökülürken küllerin bakışımda,Teslim edecek, mevsim güneşine, yalnızlığım kendini…
Yıldız yıldız sönecek aşk,Bitişinden habersiz,dilinde türküler, yol boyu.
Sensiz gecenin sonundaTütsülenecek sevda, gönlüm boş.
Gönlüm sensiz.
Sensiz doğacak sabahlarda.Ben, bir o kadar kalabalık...
Yanık türkülere inat, kırışmayacak şiirlerim.Yokluğuna susmayacağım, sana inat
Gönlüm, ellerim bana ait.
“Merhamet et karşısından bıkmadan Hatırını, gönülünü yıkmadan Çabuk getir, can bedenden çıkmadan Fakirin derdine dermanı getir, Git ara bul getir, saçlarını yol getir Benden bu ömrümü çalanı getir. Git ara bul getir, saçlarını yol getir”
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kırmızı bir çığlıktır yokluğun
sığ gülüşlere avuç açtı derin bir yalnızlıkbilirim hiç bir yıldız dokunmaz saçlarınahiçbir bulut çalmaz gözlerinden hüznühiçbir şarkı bırakmaz seni koynuma
oysa; en güzel eflatunları getirdim yorgun sularınaellerinde dokunuyorum mevsim beyazınanefesimde üşüyorsa kelebekler demem o ki baharlar hiç gelmeyecekçocuk yüzlerinde solacak uğur böcekleriyırtık kuyruklarıyla kırık gülüşler bırakacak uçurtmalarhiçbir serçenin ağırlığını kaldıramayacak bu ağaçlarhiçbir yeşil dokunmayacak çıplak ayaklarınabilirim; senin ayakların bile yok
gülüşünde sarmaşık köprüler kurardımher çıkmaz sokağın başında ülkeler açardı gözlerinhırçın bir rüzgar olsam düşerdi boynunda kolum kanadımihanetlerin çığlığına avuç açardı yüzümde ellerin
ağlama derdinağlamıyorum: kuraklaşan dünyanın tüm suları bende toplanıyortüm depremlerin merkez üssü yüreğimtüm faili meçhul cinayetlerin katiliyimen büyük savaşlarda, en çok benim içimde ölüyor bütün çocuklar
hayat sana ne bırakırsa bıraksın, ağlama!her damla yaşın, kahır bırakır yüzüme derdinhayat beni sensiz bıraktı baka ğ l a y a m ı y o r u m...
(annem...ağlamıyorum)
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kızmadan oku...
Birikmişliğimin gök gürültüsünü beklercesineSormuşsun eylülün acısınıAğustos yangını üzerindeykenÜşüyen teni… yüreğiTitreyen gülüşü… gözleri
…sana bunu diyemem ki küçüğüm
Savrulur her hazan geçmiş yazın külleriGün gelecek, isi kalacak sadece, biliyorum.Unutmanın sırası değil belli kiHala şiirlerde saklı, kuruyan yaprak hışırtısıSebepsiz gidene ne ah eder yürek, ne bekler
…terk edilişi nasıl anlatayım küçüğüm
Ben eylülde hep yastayımKızıla döndükçe,Sarardıkça mevsim,Kararır sabahlarım.Zaman hep tersine birikir yapraklarla
…sana karanlığı nasıl anlatayım küçüğüm
Esmer tenindeki beyaz gelinciğiGözlerinde çöl düşünüGöğsündeki ölmeyen kelebekleriSağnağımla nasıl sarayımBırak bensiz kurusun o yara
…nasıl seni kanatırım küçüğüm.
Ellerin değsin istemez miyim saçımaYorgun başım düşse omzunaKorkularım gölgesinde kalsa boyununÖmrüne serilmek istemez miyimBedenimde çiçeğini istemez miyim
…sana acıyı nasıl anlatayım küçüğüm
Bir kız çocuğu olsa içimdeGelip kirlenmesin diye boğarımBir oğlan düşse rahmimeAşk acısı yaratmasın diye karnımı döşerim… inan! ! !Sevdaya kalmamışken inancım
…bana aşkı nasıl uzatırsın küçüğüm…
Çok yorgunum hırçın denizde,Sen durgun göllere dal git, dağıt acını.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dalgalar yorar beni,Öfkeni sektir taşlarla su üzerindeKendi dalganı yarat…sen yor mavileri
…denizlerde yangını nasıl anlatayım küçüğüm
Dünyanın kirpikleri birleşir yerle gök öpüştüğündeİspirto rengi belirir ufuk çizgisindeSilinir dağlar, ağaçlar, binalar,Küçülerek yok olur insanlarArdı sıra yakılan ağıtlar duyulur rüzgarda
…sessiz çığlığımı nasıl duyururum küçüğüm
Ne şarap eşlik eder yalnızlığaNe mermi son verir acılaraTavanda ışık olupAydınlatırken kararmayıİp ucunda gölge olup sallanışı düşün
…Sana nasıl vereyim çoktan ölmüş bir bedeni
Romantik şarkıların sustuğu andaNe kadında gizemdirNe erkekte vicdanlı A Ş KGül geç,Kanma.
Sen bana dalga dalga koşarkenNasıl anlatırım ay ışığında yengeç kaçışımı
…vazgeç desem
Dünler gibi çekip gider misin?
Kır çiçeklerinde sakladım kokumuSen hep baharda kal küçüğüm
Ben eylülde hep yastayım.Mevsim – s o n- bahar…Zamansız tenimde yangınım.
17 Eylül 2006 / yitik cadde
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kim kimi sarsın / pamuk aşkım
Düş bulutlarıydı parçalanmışKirpiklerime takılan
SaçlarımaYüzümeYalnızlığıma avuç açanPamuk sevdalarındı
Soldu maviKaldı elimdeUmutBeyaz / sevdamın adıydı
Düş mevsimlerinin dikenleriydiBaharı kanatan
Göğsümdeki gelinciğinKokusunuRüzgara verenPamuk sevdalarındı
Soldu kırmızıKaldı elimdeAşkBeyaz / aşkımın adıydı
Pamuk aşkım..Tenine sar sevdamı
Avuçlarıma bırakYüzündeki mevsimi
Sensiz sabahlardaBir avuç yazla yıkanayım
<i>Sen istedin diye pamuk aşkınım-
Ben de istiyorum pamuk kalbinde düşlere dalmayı </i>
Şimdi kim kimiPamuklara sarmalayıp sarmalı
Aşk kiYaşanmasıPamuk ipliğindeyken...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kimbilir
Hislerimi anlamanı istemiyorumSana gizli gizli beslediğim sevgimiAkşamlardan nefret edişimin sebebiniİstemiyorum bilmeni.Hele göz göze gelip yalnız kalmayıSeninle konuşmayı istemiyorumÇünkü..o zaman ele veririm kendi kendimi.Kimbilir belkide kaybederimİstemeyerek olsa da seni.Onun için sorma bana davranışlarımın sebebiniAğzımdan laf almaya çalışıp daYorma kendiniYorma boşunaNe olursun uzak dur bendenBöylesi ikimiz için daha iyi olur inanSonumuz kötü olabilirGerçekten korkuyorum bu sondan.Hislerimi anlamandan...korkuyorumGözleriyle konuşabilen biriyim benBu nedenle hiç bakmamalıyım sanaUzak durmalıyım sendenNe olursun birşey demedenSormadan..Gözlerime bakmadanUzaklaş yanımdanBırak beni düşüncelerimle başbaşaYalvarırım bırakDön bensiz hayatınaKalma yanımdaTutma ellerimiNe olursun gitAnlamaya çalış sensizliğimiİnan banaBir gençlik hevesidir benimkiKİMBİLİR! ! !
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kime ne
Pencerede renkleri canlı şehirHavada ne bulut varNe içimde hüzünMevsim hazanmış...Ben ki bahar kelebeğiKaçıncı bahardayımEylül gelmiş-miş... kime ne!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kimse duymasın
Sıkıntılara göz açmanın ötesindeKasvetli doğardı sabahlarUyanık mı, uyurgezer miDolaşırdı bedenBilmedim.
<I>Kalabalığın ortasındaArka planda yalnızlığım</I>
Bunca koşturma içindeBir 'BEN' vardı unuttuğumVe ertelediğim bir gelecek.
<I>Güçlü kılardı uzanan elleri geri çevirmek</I>
Sorun değil tamir etmekKırılan sevdayı, kaybolan güveniama …Her defasında yıkılmak yok mu?VeAcısını paylaşmak sessiz sedasız ağlayışlarda / zordu
Laf olsun, biri olsun hayatımda diyeAşk yaşayanlardan olamadım ki ben.Sevmeyi hiç beceremedim.Hele ki aşk!İmkansız bir tarifti benim için
<i>Ateşten gömlekte buzdan bir bedenin direnmesiymiş sevda</i>
Güz bir başka oysa şimdi.Yağmurlar, mürekkebi olmuş katran gecelerimin.En büyük çığlığımsa,Gözlerimden yankılanıyor boş duvarlara.
Ne değiştirdi şimdi beni?Ben hep aynı bensem,Hayat aynıysaYenileyen ‘SEN’ mi oldu yarınlarımı?
Gözlerin doğdu sessiz kumsalıma,Aktı coşkun nehirler.Çakılların arasında kıvrılırken/ huzuru öğrendim yüreğinde.
Ilık meltemler doluyor sabahlara.Bilmediğim bir şey göğsümdeki kıpırtılarSürü sürü nal sesleri var çit çektiğim göğsümde.
Sevgi için ağlamayıMutluluğun durdurulamadığını öğrendim yanaklarda<I>bu yaştan sonra</I>
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şimdi sadece ‘SEN’ varsın hayatımda.<I>Suların ardında doğan güneş gibiArınmaya çalışıyorum karanlıklardan.İkimizin olduğu bir dünya çiziyorum,Ay tenine kırmızıyı damlatıyorum kalbimden.Sakın uzaklarda kalma
Seni seviyorum diyorum…Nasılsa sen kim olduğunu biliyorsun.</İ>Yeditepe'de bilsin istiyorum aslında amaGöze gelecek diye bu sevda / korkuyorum
Bilmediğim sokaklar yutar diye /<I> adını bile haykıramıyorum</I><I>Yutkunuyorum...</I><I>Susuyorum…</I><I>‘Kimseler duymasın</I> 'Seni Özlüyorum'
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kimse sevmeyi bilmiyor
SusuyorumSeslensem, haykırsamNasılsa duyan olmuyorGözlerimi yumuyorumGörmeye gelince herkes görür biliyorumamaBakışım gibi kimse bakmıyorSevmiyorum artıkGönlümün kapısını kapattımYollarına taşlar yığdımPencerelerine kilit vurdum aşkınHerkes sevildiğinden olsa gerekKimse sevmeyi bilmiyor.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Koca Şehir
Köyüm yok benimSevdam için delemem dağlarıAyrılıklarımı akıtamam pınarlaraBahar kokusunu duyamamSabah meltemi düşen başak saçlarda
Buralarda aşk başkadırGüneş hiçbir zaman pırıldamaz bu binalar arasındaNe sabahı sabah, ne akşamı akşam köhne şehrinKoca deniz üstüme çarpar dalgasınıDeli rüzgar sınırın ötesinde biryerdeSet vurulmuş sevdalarınaEser, savurur kendini
Aşkların kokusu hazandırSevdanın ki kışBeyaza çalar düşleriNe Ferhat gelir aklaNe Mecnun
Sol yanımda bir acı..
Göğsüm çit çekmiş birkereNal seslerine
Doluyum..Koca şehir ağır geliyor gözlerime
Tutam tutam biriktiriyorum umutlarımı
Koca şehir tüketiyor destan aşkları
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kolay değil
Gün gidişinTarih -1-Sene bilmem kaç olduSen gideliKaç mevsim sessizliğin.
Sen şimdi...Acıttığın canımla mutlusunBedelini ödeyemeyeceğinYaşlar akıttım ardındaGünahı sana kalsınSende zerresi olmayanAşka sahibim nasılsaYüreği yüzündedir de insanınMelek yüzünde ne kadar kalır maskenBilinmezSoytarılık kolay iş değil vesselam!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Korkular
Yitik zaman düşlerindeSiz vardınız karşımda duranEli kanlı -korkularım-
Ağzınızda tuttuğunuz bıçakVe yansımasındaYılların çizgileri yüzümdeDerinden öte
Yorgun zamandan yorgunBir ben var sırıtanAlaycı gülüşünüze…ki ben onu dinlemedim
Bölünürdü uykularımÇınlatan kabusunuzdaO sessizlik içindeRitmik sese takılırdı kulaklarımYa saat, ya kalp
Ve her soluğum biraz daha hızlı..Çarptıkça duvara gölgemKaranlık çökerdiVe akrep ağulunu bırakırdı koynumaÖlümü tadardı tenim
Kabuslarıma yoldaşDişlerine kan bulaşmış yarasaAsardı kendini kirpiklerimeGözlerimden akardı katranAy düştükçe dilime
Kapalı perdeler oynarGölgesi sallanır kapınınBir ileri-bir geriVe büyüdükçe büyürUykumu kemiren tahta kurusu ‘keşkeler’
Yabancı bir soluk ensemdeOlmayan birinin ayak sesiArkamı dönsem boğazıma sarılacak mıKarabasanların efendisi
Ah bu korkularımYumsam gözlerimi.. biter mi hepsi?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kum
‘En sadık dostun benim’ derdi SU!
Çöl fırtınasında mahkumken bulut bulut gelirdi gözlerime. Bedenimdeki alevisöndürmek için atlardı yükseklerden, bilmezdim esaretime ağladığını. Soğuk dursa da,yandığım için yanardı.
Dikenlerin gölgesi belirdikçe, bilirdim ki akrep zehrini akıtırdı geçmeyen vakitlere.Zehirlerdi de bir türlü ölmezdi gün. Renkler belirirdi üzerimde kızıl-kıyamet.Buharlaşırdı ufuk, beklerdim milyonlarca suretimle..beklerdim de, giderdi damlalar.
‘En sadık dostun benim’ derdi SU!
Ne zaman heybetli bir kayanın altında can çekişsem, can suyum olurdu mavisi. Zifirianlarda onca şey vardı fısıldaştığımız, deniz bile duymazdı. Kuduz dalgalar gelirdiyatağıma, salyasını bırakırdı, ses çıkarmazdım. Geceden başka kim görmüştü ki?
Şefkatimi bilip, yüz sürerdi küçük çakıl taşları,oynaşırdık rüzgar da aramızakatıldığında. Aşağı, yukarı öfkeyle dolaşırlardı, kıskançlıktan kıpkırmızı kesilenkarıncalar.
Serilirdi sıcağıma yarı çıplak bedenler, batardı parmakları kazıdıkça sahte sevdaları.Onlar sevdalandıkça, canım yanardı. Can havliyle yarama tuzunu basardı.
‘En sadık dostun benim’ derdi SU!
Terkedilmişler gelirdi arka bahçeme, kırık anıları arasında kirpiklerine saplanırdıboşlukta asılı fotoğraflar. Gümüş tozları saklardı gece, ağladıkça aşık, gözlerine serperdiyıldızları. Damla damla yığılırdı kırık kalpler, ben onları saklardım, yıldız yağmurlarıbenim yalnızlığımı.
En sadık dostum sensin de SU, en çok aşığın benim. Ne kadar dolarsan dol bedenimekana kana içerim yine de susarım.
Güldü Rüzgar... Su senin dostun olamaz kum diyerek.
‘En sadık dostun benim’ dedi!
Sen değil misin ki gölgesi bile alevli, vahada kızıl açan çiçek? Esmez miyim üstünden,vermez miyim serinliğimi? Kavuşturmaz mıyız dağılmış tanelerini? Sen yorulmadanellerimle taşımaz mıyım seni bir uçtan bir uca. Kervanlar geçerken, ezmesinler diyeseni tozu dumana katmaz mıyım?
‘En sadık dostun benim’ dedi, Rüzgar!
Hırçın dalgaların tuzuna bulanmayasın diye çekip götürmez miyim seni pembe çiçeklidikenlerin gölgesine. İstediğin yere var diye bırakmaz mıyım seni saçlarımdan?
Islak ıslak düşmesin diye bedenler, kaçırmaz mıyım güneşin sıcağını? Taşlarlakatılaşmasın diye yüreğin seni almaz mıyım aralarından? Hadi bin sırtıma da yayıl sereserpe.
En sadık dostum sensin de Rüzgar, en çok hayranın benim. Ne kadar esersen es
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
uzaklara, döne döne izinden gelirim.
Haykırdı ateş kırmızı kelimelerle... Ne su, ne rüzgar gerek sana. Ben yeterim!
Üşümeyesin diye güneşi serdim mavilere. Karanlıkta kalma diye böceklere yükledimkıvılcımlarımı. Düştüğüm bir avuç kalbin güneş çiçeklerini serptim şafak vakti üzerine.Kim baksa karşı kıyıdan gördü ateşini. Ben gibi ol diye kavurdum seni. Ben ne kadarsıcaksam sen o kadar kızgınsın, ne kadar soğuksam o kadar solgun tenin, bilmezmisin?
Susadım, estim, yandım! kül rengi sabahlarda düşündüm yağmur ormanlarını. Yeşilaçan toprak olmak istedim. Küstü dostunum diyenler.
Bir ağızdan haykırdılar, salyalı, alev alev fırtınayla: İnsanlar bırakır mı toprakları?Yeşerdikçe hayalleri, hayatı kuma döner toprağın.
Sere serpe savrulursun, ya bir cam olursun ya da cam içinde tüketirsin zamanı. Kumkum dağılırsın.
Gümüş bir ayna karşısında kendime bakıyorum. Ne kadar da zenginmiş ismim oysa nekadar çıplak görünür cismim.Ben ki kum prensesi. Ayaklarım kızgın, gözlerim yaşlı, saçlarım dağınık. Bakışlarımınyeşil olmasını öyle isterdim ki.
Sen ki insanoğlu, Ayağının altında ki kum tanesinin bilir misin nasıldır sesi?
Duymak için dinlemek gerekir, dinlediğini anlamak içinse bilmek gerek doğanın dilini.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kuma sevdalı sularım
En çok bu hallerini seviyorum kıyıların. Sadece karanlığın üstüme serildiği...
Yüzümde parlıyor, dolunayın yalnızlığı. Gümüşleri dökülürken gecenin, yorgun yıldızlarıbırakıyorum. Suspus sahiller...
İskelesine çekilmiş eski birkaç sandal arasında, korkular bakıyor bana.
Belki son kez iç çekiyorum saçlarının kokusuna. Rengini seçemediğim gözlerinsüzülüyor tenimden. Ben diyeyim mavi, sen de ela...Ne farkı var!
Eteklerinin kıvrımlarıyla usulca çekiyorum kendime. Nasıl bende biriktiğini bir bilsen.Nasıl desem... şey gibi... hani denize bakıp da yaşlarında sevdasını bırakanlar olur ya,aynen öyle. Tane tane dolduruyorum tenime seni.
En çok karanlık olduğum yerleri seviyorum, sevişmemizi görmedikleri. Omuzlarındagurbet kuşlarının tüyünden bir askı. Sıyırıyorum, çıplak kal istiyorum yanımda.Yoruluyorsun ve bir denizkızını kollarımdan bırakırcasına sahile, seni de bırakıyorum.
Bedeninde yeşermeyecek güllerin tohumlarını koparıyorum güneşten. Sarılarında, günteninde doğsun diye.İki bacaklı dikenler bitiyor üstünde. Yolmak istiyorum, çekiliyorum yine.
Yabancı bir rüzgar geliyor, siliyor veda buselerimi. Bense... bense sessizce şahidim!Kalmak isteyip de, seni götürüp bıraktıkları her yere varmak istiyorum. Şehrin beşi biryerde karartıları geçiyor önüme, aşamıyorum tanem...Nemleniyor geçtiğim tüm yollar.Tuz kokuyor, ben kokuyorum. Yıkmak istemediğin onca dal, onca çiçeği katıyorumönüme, sana geliyorum diyorum.
Sense...sense döne döne savruluyorsun önümde. Tam yakaladığım dediğim yerdeyansıyor gözyaşın... gidiyorsun gözlerimde.
Her defasında aldı seni elimden bu çapkın rüzgar, bana kızgınlığı nedendir bilmem.
Suçlu benim belki de seni sevdiğim için, hüküm giyen sen!
Ağlayan kayaların ağıtlarına karışıp ses gönderir misin tanem? Hangi çölde banasusarsın!
Ben sana yanıyorum da!
Ben denizSen kum
Gök denizYıldız kum
Değil mi kiİkisinde boşalır zaman...
Her noktam sen,Can gözümHer su damlan ben.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kumbara
Kumbara
Dostlar biriktirdim tek tekAnıları, aldığım gülleriGüldüğüm yüzlerive beni ağlatanlarıSevdaları biriktirdimAcıları, öfkeleriYüze gülüpte arkadan konuşanlarıCan deyip de canımdan can alanlarıYine deKin besleyemedimHayat bankasına yatırmak istedim toplananlarıElde var sıfırHayat hiç bir şeye değmezmiş..Bundan sonra elinize her geçen şeyi atmayın içinize..Ne gelene bağlanınNe gidene ağlayınKoca kalabalık, boşuna yük taşımayınGülün geçinBize yaptığı gibi, ölüm ve hayatın
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kumbaramdaki harfler
İnce uzun parmakları titreyerek tuşladı telefonu. İçinde öylesi bir öfke, ıslak gözlerindeçaresizlik o kadar yansıyordu ki verdiği derin nefese.
Niye böyle acımasızdı hayat kendisine karşı, nerede yanlış yapıyordu hiçsorgulamamıştı şimdiye kadar. Bunu ilk kez sordu kendine.
İnandıkları, değer verdikleriydi her defasında canını acıtan. Hep en yakınıydı bedelsizyaşlarının sebebi ve bütün ‘niçin? ’leri cevapsızdı.
Telefon çalmaya başladığında içinden bir ses, - ne olur açmasın- diyordu. Bukızgınlığıyla, acıyan yüreğiyle geri dönülmez laflar etmekten korkuyordu. O kadar çoksitem doluydu ki, zehirli bir yılanın dilinden farksızdı suskun harfleri. Sadece - açma,diyordu. Telefonu kapatmamak için direndi.
Farkındaydı savunmasız kaldığının. Yatağın ucuna fırlattı telefonu ve aynı hızdadudağından döküldü ‘kahretsin’ sözleri. Onca öfke ne kadar sıkışık kalırdı ki sesinde.Bağırmalıydı, ağlayana kadar ağzına geleni söylemeliydi, sonra çıplak kalmalıydıgözyaşları, sesinde sadece hıçkırığı dökülmeliydi.
Sırtını duvara yaslayıp, bacaklarını kendine doğru çekti. İki eli kavuştu dizlerininaltında –elleri ne kadar soğuktu- Üşüyen onca taraf vardı bedeninde. Dudak izleri,saçlarında kalan sıcak nefes, hele bir de iki göğsünün ortasında kanat çırpan çölkelebekleri... her şey üşüyordu, üşütüyordu.
Masadaki magazin dergisinde falancanın aşkı diye renkli ve iri puntolu yazıya takıldıgözleri. Kızgınlıkla kalktı yerinden bir makas aldı ve tek tek kesmeye başladı harfleri vediğer sayfadakileri de. Kucağında rengarenk kağıt parçaları doldu. Keşke bu kadarbasit olabilseydi hayatı renklendirmek.
Cam bir kaseye doldurdu renkli harfleri, sonra yere oturdu. Küçük şiirler yazmayabaşladı yan yana koyarak. İsimler, şehirler... irili ufaklı renkli kurdelelerden farksızdıbej renkli halının üstünde duranlar. Çocuk gibiydi. Bir yandan ağlıyor, bir yandansevdiği renkte sıradaki harfi bulmaya çalışıyordu.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadı, soluk halının üzerine uzanıp uyuya kaldı.
Tarifsiz bir baş ağrısıyla gözlerini açtığında her yeri tutulmuştu, yerde ne arıyorumdercesine bakındı etrafına. Ellerine, eteğine yapışan kağıtları gördü. Kalktı harfleritoparladı ve kırık bir aşk hikayesi daha kaldı elimde diye düşündü.
Aklında ne kadar üzüntüsü varsa ılık duşla bitsin istedi. Belki de son gözyaşlarıydıartık üzerinden akıp ayağının altında girdaplaşan köpüklere damlayan. Durulanırkensuyun vücudunda aktığı kıvrımlarına baktı ve karşı duvardaki aynada seyrettikendini. –Güzelim, dedi ürkek bir sesle.
Banyodan çıktığında kendisini üzdüğü için, kendine kızdı. Ne olursa olsun, hiç kimse içinkendi canını acıtmaya değmeyecek kadar değerliydi hayat. Doğduğundan beri gidişiolmayan tek kendiydi, kendine. Ailesi, yıllarca aynı sınıfı paylaştığı arkadaşları,dostları vs.vs...ne kadar uzun listeydi hayatına girip çıkanlar.
Balkona küçük bir masa çıkardı ve güzel bir kahvaltı hazırladı. Sabahın ilk saatlerindekuşların bu kadar neşeli öttüklerini şimdiye kadar hiç fark etmemişti. Küçük saksıdaki
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
çiçekleri açarken kokusu yayılmaya başladı balkona.
İçeri girdi, tekrar balkona geldiğinde elinde küçük bir kum saati vardı. Masanınkenarına koydu ve çayının son demlerini yudumladı. Bardak bittiğinde kum saati de sonanları demliyordu geçmişe.
Bitti kumlar, tepetaklak etti zamanı ve güldü kız. Son zamanlarda hiç böyle çocukça birgülüş konmamıştı dudaklarına. Şımarık kız edasıyla yan yatırarak masanın üstünebıraktı kum saatini, zaman durmuştu, Keşke her an böyle istendiği zamandurdurulabilseydi.
Akmayan zaman diliminde, tüm hayatı geçti gözlerinden. Birkaç soluklanmada bittihepsi. Otuz beş yıl demek bu kadar kısaymış dedi.
Bir müddet sonra kum saatini doğrulttu.
Masasını toplarken, bir çok hataların kırıntısını sıyırdı avucuna. Ellerini yıkadı, giyinipişe gitmesi gerekiyordu. Dolabın önünde durup en renkli giysilerini çıkardı, bahar gibiuçuk makyaj yaptı, kaç aydır makyaj yapmadığını hatırladı. Saçlarını açtı, tüm gecedöküldü bir anda omuzlarına.
Masada renkli harflerin yanına gitti. Dün akşam telefon açarken titreyen parmaklarıdeğildi kaseye uzanan. Ne tutacağını biliyordu ya elleri, kararlı bir şekilde karıştırdı. Biravuç kağıt kırpıntıların koydu ve yanyana yazmaya başladı.
‘ Önce ben, sonra her şey’ bu kadardı işte ve bu kadarım işte. Yani çok şeyimkendim için kendime, dedi. Gülümseyerek çıktı evden.
Caddede somurtan insanlarla karşılaştıkça hayatı geciktirdiklerini biliyordu artık. Alıpverdiği her nefesin, yediği her lokmanın, içtiği her suyun, hatta bastığı ve dokunduğuher yerin bir değer olduğunu artık biliyordu.
Benden başka ben yok bana sarılacak dedi. Yeşili yakalayıp karşı caddeye geçtiğindeyorgun ayak izlerinin üzerinden geçmişti arabalar.
İş yerine geldi, herkes ‘bugün çok hoş görünüyorsun’ dedikçe daha da içi içine sığmazoldu.
Hayata gülümsemek ve yansıması bu kadar kolaydı işte.
Güzel bir günün ardında evine döndüğünde, her şeyi daha basit yaşamanın tatlıyorgunluğu vardı. Odasına girdiğinde telefonu dün gece fırlattığı yerde olduğunugördü. Makinenin içinden kartı çıkarttı ve çöpe attı. O kimseye ulaşmak istemiyordu,ona ulaşmak isteyenlerse zaten bir şekilde bulurdu izini.
Akşam yemeği sonrası aldığı bir çok dergiden renkli harfler kesti. Her akşam defterinekısa şiirler, küçük öyküler yazmaya başladı. Zordu ama keyifliydi yapması. Hele kibittiğinde rengarenk sayfaya bakmak ilkokul sırasındaki çocukların suluboyaylaoynaması gibiydi.
İki ay geçmişti, masasındaki defterde rengarenk birikmişti suskun harfleri. Camkumbarada kalan üç kağıt parçasına uzandı. Arkası dönük oldukları için ne rengini, ne
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
de hangi harf olduğunu biliyordu. Üç harf kalmış, nasılsa işe yaramaz deyip alıpatmak istedi.
Kumbaradan yere düşen üç siyah harfe baktı ve güldü.A Ş KGerçekten de işe yaramazmış dedi, üzerine basıp cam kumbarayı yıkamaya gitti.
Hayata gülümsedikçe renklenir hayat dedi. Oturma odasında duvardaki tablo önündedurdu. Bunu yazdığı akşamı hatırladı ve gülümseyerek okudu;
<a>Ö</a>nCe <a>B </a><i> E</i><B> N, <a>s</a>On<a>r<i>A</a></i> He<i> R </i> ş e<i> y</i>.... <a>H</i></a>a<i>y</i><a>A</a>t BEn<a>İ</a>M.
Hayatın hep sıcak renklerinde, içten tebessümle kalın.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kuşluk vakti
Belli ki yorgun güneşSere serpe bulutlar önündeYaşlı ağaçların duvar olduğuBir yol uzuyor önümde
Yapraklar dilsiz,Rüzgar çaresizAğaçlar yaralı
Karalı bedenlerindeDaha da aklaşmışFailleri kayıp aşk hikayeleriAğaçlar uzuyor önümde
Gövdeler yaralıAnılar çaresizGölgeler dilsiz
Ulurken yalnızlıkKorkularımın iskelesi içinSessizliğe kazıdaAğustos böcekleri
Yıldızların parmak ucundaUsulca ilerliyor zamanSon deminde yaşlı geceAy çekiliyor aydınlığa
En genç halinde günYağmur çizgisiyle güneşİşte sarı düşüyor yeşileYaşlı ağaçların duvar olduğuBir yol uzuyor önümde
Şiirleri tam da yakacaktımVakit kuşluk vakti...yarına kaldı hepsi.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Küçüğüm
Bir ayrılık rüzgarı esti...toz duman arkası.
Eşikte tozları süpürdü kadın...tozlarda tuz buz aşkını.
-Git, beni sevme küçüğüm...her bahar sonrası gelir güz / dedi
...gitti... bahardan denize karşı yuvarlanarak,Peşi sıra götürdü sıcak heyecanı.
Mevsim hep ayrılıktı aslındaTakvimler hep düşürürdü yalnızlığı.
Kaç kez yıldızlara serpti bu acılarıKaç kez sızılarıyla uykusuzluğu sıvazladı.
Yorgundu kadın,Yolun daha başındaydı adam.
...Git, beni sevme küçüğüm...her sarılışın bir parça daha koparır canımı / derken
Sessiz harflerinde saklıydıGİTME.. KAL / deyişleri.
.....
Bir kürekte toplandı aşk kırıntılarıKapı kapandı.
Gözlerinden ilmek ilmek geçtiŞeffaf yalnızlığı.
.....
Git-me küçüğüm-Dinle!
Maviye giderken adımlarınKöpüklerinde bulursun çocuk yanını
Oysa bilmelisinO dalgalar aşındırır en sert dediğin kayaları
Mavi bir kuş aslında ölümBeyazsa çırpınışı, sakın kanma.
Her gülüş saklar nice acılarıBaktığın aynanın da vardır arkasında siyahı
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gümüşünde kara düşer belki yarınaOysa baktığın gibi yansırsın kendine
Sen hep güneşi tut ya da güneş ol sabahıma...
Git dediysem, sen bana bakmaKal diyemediğim için -i m k a n s ı z bu s e v d a –Anla k ü ç ü ğ ü m.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Küçük bir şiirdi
Küçük bir şiirdiSararmış kağıtta dörde katlanmışDört mısradaDört mevsimDört yol ağzındaÇıkmaza giren bir aşın öyküsüydü
Küçük bir şiirdiBüyük bir yüreğinİnce kaleminden sızmışMaviydi her mısraMaviydi umuda konulan son noktaMaviye bulanmış bulanmasına daŞair yüreğine karalar bağlamış
Sararmış kağıtta dörde katlananBitmiş bir insanı anlatanKüçük bir şiirdi
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Küçük kadın
Köhnemiş tekneye yaslıBuruk tebesümüyle dolaşıyordu anılarıKüçük kadın
Bakışlarında titreyen deniz…Denizde tepetaklak gelmiş bir şehir saklıVe kuru yosun kokusundakirpiklerinde ağ tutmuş bir hayat
Kuma damladıkça can kırıklarıIslak bir lekeydiYitik sevdadan arta kalanlar
Küçük adımları bastıkçaAyrılığın soğuk damlasınaSızlayan göğsündeSıkışırdı bulutlarNefessiz kalırdı gökyüzü
Rüzgarın ıslığındaHüzündü biriken deniz yıldızının avucundaVe zılgıtlarla paylaşırdı çakıl taşlarıYorgun bedende uluyan yalnızlığı
Bir martının çığlığında yankılanırken denize özlemDüğüm düğüm dizilirdi boğazınaHasret şarkıları
<i>Eylül rengine bürünmüş yüzüyleSıkışmıştı küçük kadınİki mavi arasındaSuskun
Gözlerinde titreyen denizDenizde tepetaklak şehir saklı…</İ>
EKİM-2004
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Küçük mucizeme
<bgsound src='ses/xfiles.mid' loop='-3'>
İnsanlıktan utandımGözlerinde yaşCanında acı varken bileSevgiydi kuyruğundaSalladığın
Çaresiz yatıyorsunGözlerime sorular düşüyor bakışındanSuçum ne?
Dört ay önceOtoban kenarında gördüm, yaklaştımDizlerimin altında boyunlaÖyle tatlıydın ki.
Hastalanınca seferberdikSerum takılı yatarkenSevgimi de damlattım canına.
Bir sabah koşarak karşıladığındaDoktor bile şaşırmıştı.İlk defa ama ilk defa kurtulan görmüş bu hastalıktan.Mucizemdin
Şimdi sana nasıl desemBu yatışının sebebiniHangi cani yaptıysaİnsan dediğimizEn tatlı canından ödesin bedelini
Şimdi ayağın kırıkİnsanlara karşı korkak
Bilmezler kiDaha çok can yakıpİnsandan daha hayvan olursunİstesen
Küçük bir sokak köpeğininSopayla bacağını kıran bir insanla aynı soydan olmayı istememe hakkım varsakullanmak istiyorum.
***Şiir değil sadece canım acıdı.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Lekeli mi Sevdamız?
Sıcak gecelerde bir köşeye çekilen puhu kuşu gibiyim.. Yalnızlığın ve sessizliğin tamortasında. Haykırışlarımdan ürken kadın yüreğini beslerim kimsenin bilmediği diğeryanımda. Sessizlik ve karanlık ürkütür beni. Kendimle başbaşa kalmam kadar acıolmasa da, tuttuğum nefeslerim gelir aklıma. Gece çöker, el ayak çekilir hayattansanki. Yine de parlak gözlerle seyre dalarım sönük sokakları. Her kapalı perdeninarkasını merak ederek, düşünerek dalarım uzaklardan gelecek sabaha. Kimbilir kaçıbenim kadar yalnızdır diye düşünürüm dört duvar arasında sıkışan arzuların, susarım.
Neden yalnızlık geceleri gelir aklıma. Düşüncelerim, hayallerim, acılarım hep aynızamanda.... başımı yastığa koyunca başlar sancılarım. Kıvranırım, parmaklarımı dolarımaltımda serilen çarşafa, yanımdaki yastığa bakar ağlarım. Neden boş? Niye yoksun?Niçin sensizim? Gözlerimi açtığımda gözlerinde görmeliyim bitkinliğimi.. terimin tuzukalmalı teninde ve öpmeliyim seni güneşin sabaha düştüğü gibi... sevmeliyim..
Seni gözlerime doldurup gitmiştim Ege kıyısına. Sabahları gülüşüne boyayıp, buseniasmıştım şimale. Sessizliğimi alıp koynuma yeditepeye bırakmıştım ya seni. Bensizneler yaparsan utancıyla, umarsızlığıyla kahpe şehrin namına veririm deyip ihanetini,gittim. Kadın kokusunda yudumladığında gecelerini,hasretlerimi bıraktığım kırmızışafaklarda gözlerini açtın başka tende... oysa ben bir başımaydım. Yangınım kaldı çölkızgınlığında ki sevdamda. Hasretin, denizin tuzuyla karışıp kavurdu dudaklarımı.
Hep korktum uzaklardayken. Geldiğimde bulacak mıydım seni? . Sensiz kuytulardagülüşünü, öpüşünü düşlerken, İstanbul'a değil, sana özlemim artardı. Sen uzakkaldıkça bana daha da çöküyordu aşk, kırmızı sevdalara.
İşte geldim. Yağmurlu bir İstanbul sabahı karşıladı beni hem de sevdiğim Eylül.
Güz yaklaşıyor, leyleklerde bugün yarın çeker gider. Peki ya sen? Mevsimsiz mibırakacaksın beni yoksa her mevsimimde baharı mı yaşatacaksın?
Sesini duyur bana... İstanbul sokaklarında kayboldun mu, karanlıklar lekeledi misevdamızı?
Koca şehir gibi ya şahlan karşımda ya da yitirilen nice aşklar gibi gömül Marmara'nınsularına, hazin hazin.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Linda
Göğsümde ver son nefesiniEn son senin kokun kalsın üstümdeEn son senin sıcağın tenimdeVe kirpiklerinde mühürlensin gece
Uzağımda kalmaKorkuyorum şimdidenSensiz uykularımdanUyanmaktan korkuyorumGözlerimde ıslaklığını almadığım sabahaBir damla yaş düşse gözümeSesinde titrer yüreğimYüzünü sürersin ellerimeNe kızgınlığım söndü beyazlığındaKaç isyanıma şahitti bilmemSuskun bakışlarınEn çok sen dinlerdin beniVe en çok sen anlardınBu gece de saçlarıma sür yüzünüKaranlığa inat,Beyazıyla uzansın küçük bedenin yanıma
Hadi kirpiklerinde kilitle düşlerimiİki kişilik vereceksin son nefesini“Sen gittinmi, ben ölürüm”Kartanem.
On dört yıl 'her şeyimdin, her şeyindim' biraz daha kal... gitme!
NOT: Şiir değil, sadece gözyaşımda damlayan kırık harflerim...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Lütfen ilgilenin
Merhabalar;Yaklaşık 1 yıldır yardım organizasyonlarından uzak kalmak zorunda kaldım. Sağlık veözel problemler sebebiyle. Ve yaklaşık 7-8 yıldır yapmakta olduğumuz yardım gezileri,sosyal aktivitelere vs. dönüş yaptık.
23 Nisan 2006 Çocuk bayramı nedeniyle Van'da 2 okula Pc, kitap ve kırtasiyemalzemesi ile oyuncak, giysi almak istiyoruz.
Bu nedenle 23 Nisan a kadar 3 ayrı turnuva yapmamız gerekiyor. Bundan böyle de heray belirlenecek günlerde ve mekanlarda turnuvalarımız olacaktır. Her ay toplanılan paratamamıyla yardıma ihtiyacı olan adreslere ve şahıslara ulaşılacaktır.
Şu an görüşmede olduğumuzProfilo İş Merkezi /Time Out
fakat katılımcıların mekanları dolayısıylaOliviumKorkukentBeylikdüzü-Migros Çarşıİzmir 'deki bowling salonlarında da karışık olarak yapacağız. Bu tamamen katılımcılarıntaleplerine göre olacaktır.
Bu nedenle aşağıdaki formu doldurup desteğinizle bir çocuğun gözlerinde dünyayıaydınlatırsanız, yarınlara daha umutla bakacakları temenmimizdir.
Öncelikle mekan ve tarih tespiti için katılımcıların
İsim- soy isimBulundukları Şehir/ SemtMsn adresiİcq noGsm no
bunları bildirdiğiniz takdirde çok kısa süre kaldığı için bir an önce çalışmalara başlamakzorundayız. Önümüzdeki hafta tarih ve zamanları bildirilecektir. Lütfen Bu maili mail listenizle paylaşın ve desteğinizi bizden esirgemeyin. Sitemizhakkındaki tanıtım aşağıda yapılmıştır.
Para toplanmayacaktır. Siz sadece bowling oynayacaksınız! ! ! !
Şimdiden ilginize teşekkürlerSaygılarımlaArzu Altınçiçek0532 233 60 21
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bizler yıllardır çeşitli yahoo grupları altında zaman zaman mailleşerek, bazen de çeşitliaktivitelerde bir araya geldik.
Yeri geldi eğlendik, yeri geldi kimsesiz çocukları sevindirdik, yaşlılarla sohbet ettik. Zordurumda olan öğrencilerin masraflarını karşılayanlar da oldu içimizde. Sosyalkurumlarda gönüllü çalışmalarda bildiklerimizi öğrettik çocuklara ve onlarla çocukolduk. Gidemediğimiz, hiç görmediğimiz köy okullarına kitaplar ulaştırdık. Küçükçocukların ablası, abisi, mektup arkadaşı olduk.
Barınaklarda küçük dostlarımıza gittik. Sahiplendik, sahiplendirdik onları ya dasorumluluklarını üstlendik.
Acılarımızı ve sevinçlerimizi, sırasında fikirlerimizi paylaştık. Kimi zaman eleman aradık,kimi zaman iş. Kayıplarımız oldu, isyanlarımız, sevinçlerimiz...
Nerede ve ne durumda olduğuna bakmadan, sınıf, yaş, din, dil, eğitim, ırk ayrımıyapmadan bir arada olduk ve olmaya da devam edeceğiz.
Toplumumuzda İNTERNETİN sadece bazı kesimlerinde kazılı kalan -negatif görüşleri-malum. Oysaki burada eminiz ki birçok arkadaşınız oldu, dostluklar, aileler kuruldu.Tatsız olaylarla da karşılaşıldı ama hala buradayız işte. Tıpkı yarınlarda olacağı gibi! Butip çalışmalarla bu görüşlerin pozitife dönüştürülerek internet kullanışının verimlilikleri,insanları a-sosyal yaptığı düşüncelerinin çürütülmesi için açılan sosyal pencerelerinçeşitliliği gözler önüne serildiğinde -görsel eğitimlerin-, -kişisel kütüphanelerin- kısacasıBİLİNÇLİ İNTERNET KULLANICILARININ da artacağına inanıyoruz.
www.dostkalpler.com
Herhangi bir kurum, kuruluş, dernek, vakıf ya da şahıs'a ait değildir. Ticari bir amacı,siyasi bir misyonu yoktur.
Bütünüyle tüm yahoo grup üyelerinin ortak pay ve paydada buluştuğu toplumsaldayanışma, yardımlaşma, sosyal hayatımızla, ben, sen olayını aşıp BİZ olmanın gücüylehareket etmek için açıldı.
Ülkemizde yardımların akıbetlerinin genelde belli olmamasından dolayı birçok insanihtiyacı olanlara yardım etmekten soğudu. Fakat gitgide kötüleşen ekonomik koşullaraltında milyonlarca ezilen insan, dolan yetimhaneler, çöpten yemek çıkarmayaçalışanların her zamandan çok bize ihtiyacı olduğu da gözle görünen bir gerçek.
Amacımız yardımları toplamaktan çok, insanları yetimhanelere, engelli çocuklara, yaşlıbakim evlerine, kör okullarına, sokak çocuklarına, yani yardıma ihtiyacı olan her yerebizzat yardım edecek kişilerin gitmesine vesile olmak. Bu yardımda bir oda boyama,oradakilerle oturup sohbet etme, körlere kitap okuma, evimizdeki kitaplardankütüphane oluşturma. Büyük çaplı olmasa bile onların yanında olmak. Araya ne birdernek, ne bir aracı koymak, varlığımızla ihtiyacı olanlara uzanmak ve onların elinitutup, arkadaş olmak. Eğer bir şeylere üzülüp kafa çevirmek yerine bizlere katılırsanızbir şeyler değiştirebileceğimiz kesin.. Haydi, ' puzzle parçalarını yapıştırmayabaşlayalım... Site bünyesinde yapılacak hiçbir çalışmada para talebi yapılmayıp, para datoplanmayacaktır.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
www.dostkalpler.com & www.radyomedcezir.com
iz bırakmak isteyenlerin adresi
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Madalyon
I
Vitrin renkleri vurur yüzümeCamları kırılır yorgun ruhumda.Uzar gider önümde caddelerKaldırımlar küçülür ayaklarımda.
Bir araba yanaşır,Bir araba, bir araba daha...
Gözler ayıplar,görmem!Diller uzanır, zaten her yerim lekeli,duymam!
Sanırlar ki;kolaydan geçer boğazımdan lokmam
İnançlarımı çaldılar benden,Etim zaten hiç benim olmadıBabası belirsiz bir kızım var benim de!Hep ben mi suçluyum kaderden yana?
Sokağımı kaybetmiş, sokak kadınıyımKADINIM da....
kimin umurunda?
II
Güneşin rengi düşer yazmamaTenim kara, yüzüm derin nicedirAyağımda şalvar, bakmayın elimde kazmamaToprak benim, ben toprağım nicedir
Akşam evde dokuz boğaz bekler deAdam kahveden eve yol bilmezGücü ağır, bilek kalın derler deEli kumardan, gözü oynaştan iş bilmez
Adım Anadolu kadını aranızdaNeden yollar hep batıya düşer ?Neden kısa etek peşinde adamlardeyiverin hele, kadın ne yana düşer?
Yaşım yeni varmış otuzaGörüntüm elli olsa nicedirOkuma yazma bilmem, adım sorma- lan bak hele, der erim nicedir.
Kadınmışım, de bakem kadınlık ne haldırEvlat, avrat, ana hep benimdir.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ben dakka bulmamışam kendimeGünü bana vermişler ne haldır
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Masal şehrim
'Sana geldim içim ümitlerle dolu'
Senden hiç gitmedim ki...İlk soluğum Süleymaniyeİlk adımım FatihÇocukluktan çıktım Sultanahmet'te-elimde beyaz bir sayfa..
Senden hiç gitmedim ki..Her bayram 'memleket' derler ya haniDağım da, taşım da, gurbetim deSen!
Sen,benden her gün biraz daha gidiyorsunHer sabah bir yabancı geçiyor gözlerimdenGüneş biraz daha uzakGit gide kararıyor, acımasızlığına şahit denizDilek yıldızları kayıpBatıyorsun İstanbul, batıyor...
Sen bana her gün biraz daha acımasızsınKöşe başlarında yatan çocuklarBir deri bir kemik sokak hayvanlarıDilenciler, ayyaşlar, sokak kadınlarıTacizciler daha da artıyor
Sen beni tüketiyorsun bilmeden...
Gülen çocukluğum vardı,Şimdi Sokakların boş.
Çaldığımız kapılar vardıAkraba yarısı komşuların-sahi yandakiler kim?
Yolda yürürkenSelamlar vardı alıp verilenSıcak bir bakış bile yok..
İnsanlar daha toktu, esnaf mutlutek tek kapanıyor küçük dükkanlarher yer kocaman market doldu
Küçük parmaklarımızla sayardık arabaları,kırmızılar hep benimdişimdi, arabalar sayıyordur insanları
ahhh İstanbul sen mi büyüyorsunBüyüdükçe bentükeniyor mu gözlerimde ‘Masal şehrim’.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Mavi sende kalmalı
Güneşi doğurdu gözlerime gözlerinKirpiklerim gün ışığı saçtı güzelliğindeSaçlarımda gökkuşağı vardıGökkuşağı altında elim ellerindeSen benim sonsuzluğa açılışımdınSonsuzluk mavideMavi gözlerindeGözlerin şiirlerimde..Denizde mavi oysaAma çakılları var canımı acıtanGirdabı var çeken karanlıklaraYosunu bir karartı yukardan bakıldığındaGökyüzü mavisi karabulutlar ardında kalırBazan kuşlar beyazlıklar yaratırBeyaz saflığını hatırlatırGökyüzünü kurdeleyle sararmışcasına geçer kuş kanatlarıBir rüzgar çıkar...fırtınalar hatırlatır yüreğimdeki yangınlarıYa gözlerindeki mavinin dalgalarıYa gülüşünün ardında saklıdırYa gözyaşlarınla yıkanır acılarıOysa maviler hep mavi tadında kalmalıTadını tatmalı dudaklarım tuzunu mavininTakılı kalmalı bakışlarım bakışlarınaSırf sana yakışıyor gökkuşağı her tonundaMavi sende kalmalı...kan rengi benim dudaklarımda
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Mavi tünel
Kısa bir yolculuk,İki mavi arasında.Yalnızlığıma eşlik eden iki beyazlık..Martılar ve dalgalar.Ne başı ne sonu olan mavi tüneldeBir vapur güvertesindeKaranlık ve ürkütücüKoca bir İstanbul gözüme takılan
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Mayıs
Kış bittiTüm kışlıkları kaldırdımDökülen yaşlarımı daamaBahar çocuğuyum diye mi neNisan damlıyor yanağımdanMayıs'ı sımsıkı tutuyorum avucumda.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Mayıs Akşamları
Çoktandır gözlerin düşmüyor sabahımaSıcaklığın düşmüyor tenimeNicedir suskun içimde ki çocukHeyecanım durgun.Çoktandır tutmuyor elin elimiGözlerine bakmayalı kaç gece olduSaçımı sermeyeli göğsüneDurdu saatlerimÇoktandır yeni beste düşmedi dilimeBen yineYasemin kokulu akşamlardaŞarkılardan fal tuttumKırmızı şarabım kadehimdeYudumlarken anılarıSensizliği haykırdım gök gürültülerindeHani sayacaktık yıldızlarıMayıs akşamlarındaBaharımdın...Yaz'a kurduğum sarmaşık merdivenimdi bakışlarınŞimdi kirpikleri batmakta yüreğime
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Mayıs yarası
Kelebeklerin beyaz kanatları göz alıyordu gelincik tarlasında. Mutluluğun nabzınıçiziyordu. Ha düştü düşecek derken, sarıyla mavinin harmanladığı boşlukta taklalaratıyordu ve kendi duyduğunca söylüyordu şarkılarını.
Temmuzun ilk sıcaklarıydı ve kısa ömrünün üşüyen yanıydı yarını;
Aşk gibi...
İnişi dik bir yamacın başında gölgesi belirdi önce, sonra ağır aksak adımlarını getirdi,ıslığında yalnızlık türküsü. Sanki ayak izinin kaldığı her parke taşa damlası düşüyorduya da kırılganlığı yansıyordu güneşin. Göz alıyordu uzayıp giden sokaklarda biçarekimliği.
Uzundu boyu ama saçlar olabildiğince kısaydı. Yeni görüntüsünün altında o kadarçelimsizdi ki; anlatsa derdini her dinleyen aynı şeyi söylerdi belki de:
- hadi canım, sen de! ! !
Kimse aşk uğruna bırakıp gelmezdi koca şehirden, küçük balıkçı kasabasına. Kimsebunca yıllık birikimini bir bilet karşılığı bırakmazdı ama “O”...diyordu, yaşamıma anlamveren. Göğsünün daraldığını hissetti ve her gelecek dakika daha da kesecekti soluğunu,kurtulmalıydı bu şehirden, tüm yaşanmışlıkları hiçe sayarak, gerekirse kimliğinibırakarak, gitmeliydi işte, ötesi var mıydı? Defalarca geceyi öldürdüğünde kirpikhamlesiyle, doğan her günden medet umuyordu özlemleri için. O’nu hatırlatan bir şarkıbile alıp götürürdü kıvılcımları, yerinde daha büyük yangınlar kalırdı da, göğsündedağlardı anları ve anıları. Hep böyle yapmıyor muydu sanki!
Gidiyordu işte... bir, iki, üç...derken kaç şehir, kaç kasaba geçiyordu hiç saymadı,gerekte yoktu.
Gidiyordu işte... bilinmeze doğru.
Bu ilk vedasıydı kendine. Yol boyu cama vuran şehrin görüntüsünde, parmak uçlarıyladokundu...uzanamadığı binaların çatılarına, ağaçların yapraklarına...rüzgara bıraktığısaçlarının uzantısına, yüz sürerdi bal gözlü. Otobanın karanlık yerlerinde bilmediğiçukurlara düşüyordu dalgın ve nemli bakışları, tam bitti derken dokunuşları, yeni birşehrin mavi tabelası kesiyordu korkuları.
Mevsimleri düşündü ve onu kucaklayan -yağmurun küçük ellerini-. O yüzden alışıktıyanaklarının ıslaklığına ve saçlarından kayan gri bulutların tenine işleyişine. Sıcağı hiçsevmiyordu, ne zaman ki bir Mayıs güneşinin yanığında kokladı sevda çiçeğini, o günbugündür bırakmaz oldu sıcağı.
Bal rengi gözleri geliyordu aklına ve gözlerine sığdırdığı boğazdaki ışıl ışıl yıldızlar. Yeditepenin kaçıncısındaydı bilmiyordu ama iki yakasını birleştirmişlerdi elleri kız kulesinde.Martılar diziliydi ve dalgaları cilveliydi alaca bulaca mavinin ve karanlık sular yuttu biran her şeyi. En son geceyi hatırladı:
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kumlarda dizlerinin üstüne çöktüğü ve üstüne yıldızların yağdığı. Son soluğundaydısanki, arkasından seslenirken;
-Gitme! ne olur gitme, kal... Gitme! gidersen...gidersen bitişim olursun, dur...
Gitti, ardına bile bakmadan, diye düşündü. Oysa diğer yarısıydı “O”. Şimdi kim bilirnerede? ne halde!
Sabaha kadar düşündü yaşadıklarını ve yaşarken tekrarını uykuya daldı. Şimdigecenin koynunda. Ne yorgunluğu kaldı, ne acıları, ne pişmanlıkları ve kim bilir sabahnelere gebe idi?
Biliyordu aslında, tüm kum tanelerini doyuracak kadar yalvarmıştı hüzün bulutlarına.Yangının başladığı kumsalda, kutsal bir doğum olmalıydı onun için... yoksa neyeyarardı, alev yalamış gelincikte sevda yanığı, neye yarardı güneşin suya düşenyüzünde cam kırıkları!
Yalnızlığın peçesini taktı dolunaya, başı düştüğünde yastığa en az hayalleri kadaryorgundu uykuları.
Yatağında bile üşüyen bir yanı vardı, belki duvar kenarı, belki çarşafın bozulmamışütüsü...üşüyordu işte ha elleri, ha göğsü...ne fark ederdi ki? “O” yoktu ve üşüyordudiğer yarısı. Bir ay şahitti buna, bir de zamanın bastonla ilerleyen tek adımları. Gümüşkurşunlara siper etmişti kara sular kendini, üşüyordu balıkçı motorlarında bekleyen ağ,kaya üstü yengeçler, ay yemiş kum taneleri. Fısıltıdaydı çakıl taşları, gece uyanmasındiye ve yorgun düşlerinden uyanmasın yosunlar diye.
Zirvede bulutlar kesiyordu düşlerini ki;bulutlardı ayak bileklerinde bölünüp geçen. Derinliklerde kaybolan çeşit çeşit ağaçlarvardı... gün dibine düştü kirpikleri.
Sustu deniz..sustu gece... kelebekse yarınsız kırdı kanatlarını.
....devamı gelecek
www.radyomedcezir.com
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Mevsimse...
İlk, çöpçü kürekleri karşıladı mevsimi.Sonra günden güne soyunan ağaçlar…Bir sabah hepsi çıplak
Beyaz çarşaf altlarında.Rengini bilmediğin yağmurlar kaldı dünde.Şehir ağlamaklı.
Eylül kokulu düşlerde,Tütsülendi özlemlerim.Külleri dölsüz nisan,
Kuru ve benizsiz.Yirmi beş eylüldüYılı hatırımda değil…
Kızıla boyalıydı caddeler,Yarısı yeşil kalmış ağustosDüşmüştü işte.
Ağlamaklı gecemde düştü!Kayıp mevsimler istedim…Baharı, kışı tepe taklak
Ağustosta kardelen,Şubatta hanım elleri…Her mevsim aşk kokmalı aslında,
Her aşk, bahara çevirmeli mevsimi.Yılı hatırımda değilYirmi beş eylüldü…
Parmağımda prangada gençliğimAydan düşme, düş kırığı üstündeKayıp zamanların birinde
Yitip gitti ümitlerim.Yıllarım ne kadar yorgunNefesim ağır aksak.
Saçlarımda şiir kırpıntılarıTitrek mum alevinde ellerim.Penceremde mahzun gün
Gözlerimi aralıyorum…Saat altı, takvime bakıyorum,Günlerden Pazar
Aylardan Eylül yirmi beşBilmiyorum…Hangi yılda anılardan uyandım?
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kayıp zamanlarınKurak sabahındayımMevsimse... A Ş K S I Z.
<a>zamanlar, hep sen.</a>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Mevsimsizim
<tr><td width='100%' align='left'><font color='#800000'><font face='Times NewRoman' style='font-size: 13pt' color='#792010'>Karanlık sularda uzuyorduSokak lambalarıVe uzadıkça dağılıyordu şehir….
Sokak lambasına yaslanmış, balıkçıları izliyorum. Islak ağları hazırlıyor nasırlı elleri,umutlarını katlıyorlar yığıntılarda. Ay yorulmaya başladığında dökülecekler maviyollara.
Ürkütücü sessizliği…mevsimin bu aylarında başıboş bırakılmış küçük bir kasaba burası.Hani yaz tatillerinde dolup taşar ya, her bankın önünde çekirdek kabuklarının olduğu,renkli ışıkların altında uzatılan külahlarda küçük mutlulukların tadıldığı, yeni“merhaba”ların, hatta gönülde yeni kıpırdanışların başlandığı…ve hep bildik vedalarıolanlardan.
Ne zaman yalnız kalmak istesem, terkedilmiş sahillere vururum kendimi. Boşcaddelere baka baka, ayak izlerinin ardı sıra hayaller kurarım gidenlere. Yitik sesleriolur ıslığım ve derin bir nefeste soluklarım yalnızlığı.
Sahil boyu uzanır kale duvarları. Sur diplerinde sabaha sızacak ayyaşlar, sönmüşateşin etrafında şarap şişelerinde yansıyacak güneş.
Gece kim bilir neleri saklar kendinde, kaç küfür savrulur yıldızlara ve kaç taşta sektirilirisyanlar dalgalı sularda, bilinmez.
Oysa bildik acılardır insanı kahreden ve hep bildik çaresizlik. Hele ki kör bıçaksaaşk...kesikleri kapanmaz, kanar…acır…acıtır.
Yalnız adımlamak buraları ve dolaşmak anılarda gözü yaşlı. Keşkelerim dökülüryağmurla yanaklarımdan ve suskunluğum… ve yorgunluğum… ve yokluğun daha nekadar acıtır canımı! neden acıtır!
Mum ışığında küçük bir masada beş kişiydik, türküler dolduruyordu geceyi ve şiirler…Kağıt bir peçeteden beyaz gül bırakmıştın avucuma. Gözlerimde susmuştun hani,gözlerinde susmuştum.
Sigara dumanında şekil şekil yükselirdi yüreğindeki yangınlar. Peş peşe sarardınözlemleri hazan yaprağına. Efkarları sen çekerdin, karanlığında ben tüterdim. Anasonkokardı şarkılar, ince belli bardakta demli bir çayda yudumlardın sarhoşluğu.
Buralar deniz kokar, ayaklarıma serilir laciverte çalınan mavi. Martılar kanat açar, benuçarım gözlerinde. Gümüş balıklar geçer kurşun misali, tuzunu bırakır dalgalar, maviyarama.
Ay yükselir, sular çekilir, birkaç deniz yıldızı kalır baş başa ölümle. Bir de bensensizlikle.
Kaç kırışmış şiirimsin! Ne ölçüsünü buldum, ne sesini. Sil baştan kaçıncıya başladığımyazısın belki de ve anlamını bulamamış karalamalarsın. Bir rüzgarda savrulanisyanımsın “sen benimsin” diyemediğim.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sonu bildik öyküdeyiz aslında. Adamı sen, kadını ben. Aşksa satır aralarında kalır, hepanlatılan “ bir varmış, bir yokmuşta”. Renkler düşer uykulara alaca bulaca. Rüyalar bileyorgun.
Olmadık anlarda düşersin yastığında yokuş aşağı ve irkilirsin ya, işte senin yanındasensizliği yaşamak öyle.Göğsüne yaslı saçlarımda dolaşırdı parmakların ve bakardık busahilde uzaklara.
Şimdi daha da uzağa bakıyorum yer gök dipsiz kuyu, sınırı yok.
Adaların ışıklarını sayardık…Karanlıktayım şimdi.Karşı kıyılarda rengarenk ışıklardüşüyor sulara, tepe taklak adalar. Aşk tepe taklak.
Avucumu kanatıyor kağıttan beyaz gül, karanlık sulara bırakacağım birazdan. Birazdangeceyi bölecek ve dağılacak sularda, kaybolacak sen gibi.
Bir mayıs akşamıydı baharı taşıyan gelişin.
Ama gitmem gerek bir tanem, belki bu yüzden mevsimsizliğim.
Saçlarımda hazan, tenimde temmuz, gözlerimde ağustos kıvılcımları, sevda bir adımıeksik, topal şubat. Sesimde nisan ve yüreğimde hep aşk “aralık”…dedim yamevsimsizim.
Karanlık sularda uzuyorSokak lambalarıVe uzadıkça dağılıyor şehir gözlerimde.
Hele ki bir de aşk yoksa doğan günde, yaşanır mı be! ! !
<i>*Karanlık sularda uzuyorSokak lambalarıVe uzadıkça dağılıyor şehir gözlerimde. 'Yoksun' şiirimden alıntı.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Mısralara Dokunuyorum
Tüketilen sevdaları yetiştirmeye çalışıyorumKırılan umutlarımı yapıştırmakAkıttığım yaşları boşalan pınarıma doldurmakBulutlara takılan gözleriniRüzgarın sürüklemesini istiyorum.Camdaki buğuda adının kaybolması gibiİzi gitsin istiyorum açtığın yaranın.Senin için fal tuttuğum papatyalarıTekrar ekmek istiyorum kırlaraSaçıma taktığın gelinciği dalına kondurmakDefterimde kuruyan kelebeğe can vermek istiyorumGörüyormusun sevgi yaşarken neleri tüketiyorDoğayı...canlıyı...ruhuYa kazanılan ne var eldeArdında kalan ne var geceleri kurulan hayallerinAyaz akşamlarda yalnızlıkKuruyan onlarca gülKatettiğim yollardaFırlattığım gövdeler papatyalarınBeyaz yaprakları gölgelerdeAşkım için kırdığım kalplerİsyanlarım, başkaldırışım seni kabul etmeyenlereDilek tuttuğum bilmem kaçtane yıldızYeni umut dediğim penceremdeki güneşGözlerin kadar soğuk oysaYalnızlığımla titriyorum dokunamıyor banaTükenen kalemler beyaz kağıtlarda üretilen şiirlerMısralarla dokunuyorum yıkık sevdalara.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Mors
<embed src='http://www.balcanet.com/muzika/siir10124.mid' width='0' height='0'autostart='true' loop='true'></embed> <td height='254'><applet archive='ansnow.jar' code='ansnow.class' width='350'height='263' codebase='http://www.balcanet.com/javaya/'> <param name='credits' value='Applet by Fabio Ciucci (www.anfyteam.com) '> <param name='flakes1' value='500'> <param name='flakes2' value='300'> <param name='flakes3' value='100'> <param name='flakes4' value='0'> <param name='windmax' value='1'> <param name='windvariation' value='10'> <param name='speed' value='10'> <param name='backimage'value='http://www.balcanet.com/javaya/jpg/siir10064.jpg'> <param name='bgcolor' value='000135'> <param name='overtext' value='NO'> <param name='overimg'value='http://www.balcanet.com/javaya/gif/siir10064-cerceve.gif'> <param name='overimgX' value='0'> <param name='overimgY' value='0'> <param name='textscroll' value='NO'> <param name='regcode'value='yrl-9jajw-hhdjdfglgi+kbuxwl4-nzqut-ohy-uuefmjhiig'> <param name='reglink' value='NO'> <param name='regnewframe' value='NO'> <param name='regframename' value='_blank'> <param name='statusmsg' value='Snow'> <param name='memdelay' value='1000'> <param name='priority' value='3'> <param name='MinSYNC' value='10'> Sorry, your browser doesn't support Java(tm) . </applet></td> </tr> </table> <table width='370' border='5' cellpadding='2' cellspacing='2' align='center'bordercolor='#FBE0EF' bgcolor='#000000'> <tr><a>Peri kızının eteğindenKardelenler dökülürdüKaranlığa saklıMavi düş tarlasına
Üç parmakla sınırlayıpŞeytan üçgeniniİçine deniz sıkıştırılanMisketler yuvarlardıkNe dağılırdı acılarGeri de gelmezdi sevgiÇarptıkça başkasına
Gümüş tozlar serpiliKüçük patikalardaSendeleyerek büyürdü ay
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Etrafında dalga geçerekDönerdi tek ökçeli topacİpinden sıçrayarak
Hiç olmadı uçurtmamızNe tele takıldıCoşkularNe rüzgara kapıldıÇocukluğumuzPedalını çevirip durdukZinciri çıkan çarkın
Aydın sabahlar uğrunaSıvamak için güneşiBalıkçı ağıyla toplandıGümüş tepsinin ışıltısı
Oysa sadece oyundu hayatBir mors üçgenindeYaşamaksa...rastgele</a>
(Mors oyununu bilenler vardır elbet :)
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Mum ışığı kadar aşk
'Hani derler ya; - ne gelen var...ne giden! '
Yalnızlığın asfaltı döşendiKaranlık sokaklarımaAğaçlar ben misali yorgunŞehir tedirgin penceremde
Hoyrat rüzgar süpürürSokak lambasının sönük ışığını İnsanlar kapamış kendini dört duvaraŞehir sus pus, gece gizemde
Yalnızlığın ayazı düşer gelinciğeSesimde titrer kırmızıTitrer duvarımda yaprağın tutulmaz görüntüsüBir şehir titrer siyah beyaz
Bulutlar çekilir üstünden denizinYer gök yıldızKıyılar boğulur suyun karanlığındaGece boğulur
Yakamozlarında şehir kırılırDağılır dalgasında seni saklayan caddelerBir şehir yıkılırKırışmış şiirde bir kadın yakılır
Bir el avuçlarBir nefes söndürürBir mumda gece biter...Savrulur külünde aşkİ s i n d e lekelenir k a d ı n!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Nasıl?
Yadetmek neye yarar geçmişiYarınlarında oluyor mu gözlerimKaranlığında yalnızlığına dokunabiliyor mu saçlarımTenine düşüyor mu arzularım
Özlemek neye yarar uzaklardanHa deyince sarılabiliyor musun boynumaSesini duyuruyor mu ağustos böcekleriSevmek neye yarar ya istemekBunca ayrılıktan sonraKüle dönmüş ateşiNasıl körükleyecekNasıl kıvılcımları savuracak göğe affedişlerin
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ne desem ki...
Temmuzun ayaz yemiş gecesine inat...
Sessiz ve sensiz düşlerin ertesinde, mavilere doğdum. Zaman yeni yeni uyanırkencaddelerde, şehir dilsiz. Her şey geceden yorgun sanki. Ne arabalar var, ne insanlar, nede rüzgar ortalıkta. Dallar hala uykuda, in cin adımlarından baskın yüreğimde, bayıraşağı bıraktığın özlemlerin yuvarlanışı. Gölge saatin tik-takları bile ağır aksak benimyanımda.
Sana geliyorum bu sabah, ilk dokunanım ol, ilk günaydınım ol diye kendi kendime bilekonuşmadım –aynada- saçlarımı taramadım, oysa ilk günaydınım, tebessümümkendimedir benim!
Coşkularım sol kolumda, yola çıkıyorum... haydi uyan! saçlarımda portakal çiçeği,eteklerimde peri kızının bıraktığı yıldızlar. Kapatıyorum dört duvara dilimin ucundandüşen sessiz harfleri.
Anahtar sesinde yeni kapılar aralandı bugüne dair hayalime...Bilsen kaç ömürsığdırdım, kaç sevişme, tenine kaç tel saç bıraktım. Şiir okur gibi tonlar yükledimismine. En çok sevdiğimi fısıldayacağım kulağına...hani bil!
Sessizliğimde, çığlıklarımla çoğala çoğala geliyorum, bak!
Vapur güvertesinde birkaç martı eşlik ediyor gizli gülüşlerime. Toplasan on beş kişi yavar ya yok etrafımda. Hayallerim bile daha kalabalık, sen daha da kalabalıksın bende.
Küçük bir zarf içinde ardımdaki beyaz köpüklere bırakıyorum tüm yaşanmışlıkları.Pulunu nasılsa yapıştırır küçük bir balık ve postacı bir dalga adressiz sahile bırakır elbet.Binlerce kum tanesi okur geçer.
–Tuz buz güneş – dilsiz şehir – kırık dökük anılar- hepsi de tepe taklak gelmişdenizde.
Güneş, düş kırıklarında belli ki; olabildiğince tuz buz dağılmış maviye. Batıyorbakışlarıma ve kısıyorum gözlerimi... Yedi pencere açılmış Marmara’ya. Sıyrılsaperdesi ve ortada kalsa İstanbul, çırılçıplak! Pervazsız sevişler gibi...
Kırmızı düşlerimden çalıp pembe öpüşlerini, yanağıma sürdüm. Eskiden kalma bir aşkşarkısı ısırdı dudağımı. Tenimde ne kadar teri kaldıysa *bedensiz sevişlerin, topladımavucuma, vaftiz etmek için aşkı!
Bir vapur dolusu heyecanım kıyıya yaklaşmak üzere. Seni öylesi özledim ki.
Gözlerim seni arıyor bekleyenlerin arasında. Dakikaları sarmışsın tütüne. Güneşrenginde tişört ve çok sevdiğim beyaz pantolonunla duruyorsun gölgede.
Seninle zamanı unuttuğum...sensizken zamanda unutulduğumu sanırım. Sarıhüzünlerimi savurur sesindeki meltem. Sen yokken her şey hiç, sen varken yanımdahiçler bile çok şey. Manamsın, manasız yaşamlarda.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sağ koltukta küçük kızınım bu sabah, kabul mü?
Parmaklarımız karışmışken, toz duman yollarda, bilmediğimiz bir yöne çıktık. Kah şarkısöyledik, kah şiir okuduk. Bensiz boğazından geçen poğaçayı bile kıskandım lafaramızda. Kaşla göz arasında kaç kare resimledim seni, sayısı bende kalsın.
Onca yol sonunda soğuk sularda durulduk. En güzeli de çıplak ayaklarla dolaştığımızçimenlerdi. Sere serpe uzanmaksa ayrı bir keyifti bulutların altında. Yorgun biruçurtmaydım göğsüne yaslı ya da hüzünleri kanatlarında toplayan kelebektim. Yanındaolduktan sonra rengimin, bedenimin, şeklimin önemi yok ki.
Nefesinde soluklarken -ben – yapıyor beni aşk. Parmak izlerinde şekilleniyor bedenimve parmak aralarında dökülüyor öptüğün omzuma sarı hüzünlerim.
Çimenlerin ortasında iki yıldızdık, kolları ve bacakları açık... sırt üstü. Ölmeden cennetegitmek derler ya hani, işte öyle bir şey bu an.
Seninle her an, her yerde ve her şekilde güzel! ! ! sen bilmiyordun değil mi?
Terleyen güneşi serinletmek için baş başa verdi bulutlar. Herkes koşturmada,aptalca. Az önce suda oynayan bu insanlar değil miydi? Yağmur süzüldükçe esmerteninden, toprak kokusu doldu mısralarımıza.
Gökkuşağı, mavisinden bir damla düşürmüş çimenlerin arasına. O kadar yeşillik içindenasıl da gördün yalnızlığını ve oturdun yanına. Avucuma bıraktığın mavi boncuktadizilecek sabır gecelerim.
Sarı kurdelesi çözüldü güneşin ve yavaş yavaş düştü elbisesi.
Çocuk yanım yorgun. Sular mı yordu, açık hava mı çarptı yoksa bunca sevincikaldıramadı mı bedenim, bilmiyorum. Büyüttüğüm yanım hala sana aç, seni çekiyorcanı sustuğum harflerin. Bir güne ne kadar sığarsa sevgi o kadar dopdoluyum işte.
Dönüşündeyiz dönülmez günün. Akşam, sendeleyerek çıkıyor yolumuza. Ayrılma vaktigeldikçe kabus gibi büyüyor gözlerimde şehir. Karanlık önce bulutları yutuyor, sonradenizleri, sonra şehri... şehir seni yutuyor, sensizlik beni ve sancılar doğuyor. Saatbaşı boş kalabalıklara doğru bırakıyor akrepteki zehri.
Aşkın olduğumu bilmek yetmiyor işte!Aşkım olduğunu bilmek yetiyorsa... suskunum!
Fazlası değil aslında beklediğim, kızgınlığım parmağından çaldığım hakların azlığına.
Islak bıraktım seni, sen ise ellerimi soğuk! Sevmiyorum kısa vedaları. Her busende biryanım kalıyor sende. Her akşam kirpiğimde ağarıyor gençlik.
Ah be portakal çiçeğim, gurbet türkülerim! Düğümleniyor yine boğazım.
ne desem ki... bugün seni göremedim, özledim mi ne! ! !
Not: *Bedensiz sevişleri sevgili Barış Aluk'un www.kumru.net şiir yarışmasındaderece alan şiirinden çaldım :) gerçi haberi var...teşekkürler
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ne diye bilirim ki; her şey için teşekkürler
Bir ense traşında açıldı kara tünel...
Karanlıktı!Birden küçük elleriyle sarıldı banaBaktım!Üzüm yeşili gözleri vardıKara sulara düşen ay gibi parlakEğildim, adın ne dedimHiç konuşmadı.Karanlıktı!Birden küçük adımlarıyla sürükledi beniDurduk!Nilüferlerin olduğu küçük bir göldeOyun oynayan çocuklar vardı.Ama hepsi suskun, hepsi isimsiz.Yapraklardan sandala bindirdiler beniAsası elinde yaşlı dede gelene kadarHepsi göl kıyısına toplandı.Kanlı bir gömlek vardı üstümdeAsa kalktı, ve o küçük avuçlarGöl sularını attılar üstümeYıkandım, arındım.Yaprak sandalımı çektiler kenaraÜzüm gözlüm geldi, küçük elleriyleUzandı ve aldı beni kıyıya.Kelebek kanatlarıyla kuruladılar beniÇıplaktım!Üzerlerindeki gibi beyaz elbiseyi uzattılarAldım…Dede seslendi;-Sabret kızım, döneceksin.Sadece üzerini ört dedi,Örttüm.Manolya ağaçları vardıKokusunda uyuduğum.Saçlarımı okşadı bir elÖyle ağırdı ki uykumGözlerim açılmadı.Kuş sesleri vardı ve akan sularBaşka sesler karışmaya başladı.Seslenen üzüm gözlüm sandım,Bakmak istedim.Göz kapağımın siyahındaHer şey uzaklaştıKüçük elleriyle gülerek yolladılar beniYine karanlık tüneldeBilmeden gittim, uzakta görünen ışığaSaçlarımı okşuyordu biriGözlerimi açtım-Abla iyi misin, her şey bitti dediCan yarım, kardeşim.Saçlarımı açtım
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gizledim, ensemde açılan gizli mabedi
Şimdi;Hayata bakmayı öğrendimVe tercihlerin –önce benden- başladığınıKırılganlıkların gereksizliğiniKavgaların saçmalıklarınıSavurganlığı bıraktım bana verilen beyaz örtüdeRengarenk suratlarda, gülüşlerin yalanını, öğrendim.Ya da durgun yüzlerde, kim bilir ne sıkıntılar var! Diyebildim.Hayatın ben olmazsam HAYATIM olmadığını biliyorum artık.Bir o gün doğdum hayata,Bir de bugün yeni yaşıma.Otuz yedi sene önce mi ameliyat olsaydım ne…Yine de iyi ki doğdum dimi yaaa….
Sizleri seviyorum
Gelenlere, tüm telefon açanlara, mesajlara, adını antolojide bilmediğim ama şiirlerimiseverek takip eden dostlara, aileme, hemşirelerime, doktorlarıma, yahoo gruparkadaşlarıma, Radyomedcezir ekibime, Dost kalpler ve Ağ-17 derneğime, manevikardeşlerim Gülay ve Tolga’ma….hepinize teşekkür ediyorum. En çok da o yeşil gözlüçocuğa,Karanlıkta tuttuğu eli için, belki de kaybolsaydım dönemezdim.
Ayrıca,
Van’a gittim geldim 2 günlük de olsa. Öncelikle Antoloji Şairlerinden sevgili OrhanDemirtaş ve Demirtaş ailesine, gittiğimiz köy okullarının müdürlerine Feyzi bey, Erdalbey, Erhan Bey başta olmak üzere, Bak hele bak kahvaltı sofrasına, orda o kadar zorşartlarda eğitim veren ve bir kaçını ziyarette bulunduğumuz okul öğretmenlerine,
Van Merkez Fatih Sultan İlköğretim okuluGevaş Yunus Emre İlk öğretim okuluVan Saray Sırımlı İlk öğretim okuluErciş İbn-i Sina İlk öğretim okulu75.yıl İlk öğretim okulu,Şehit Öğretmen Mehmet İzdal İlk öğretim okuluKüçükköy İlk öğretim okulu öğrenci ve ailelerine www.dostkalpler.com yardımlaşmaplatformu olarak yapmış olduğumuz “Van Köy Okulları” projesinde, desteğiniesirgemeyen
Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkanı, Şükrü Boyraz’aPenta Ajans, Murat Çelik’eNakliye konusunda gecenin 24 ü de olsa hala bizle çalışan Vanlılar Nakliyat’aİkişer adet sıfır bilgisayar ve fotokopisi bağışlayan Eylül Reklam ajansınaYaklaşık 5000-6000 parça giysi gönderen Collezione firmasınaVe kendilerince giysi, kitap, kırtasiye gönderen tüm dostlaraVan Valiliği’neVan yerel basın ve Medyasına
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yavru bir Van kedisi hediye eden Feyzi müdürüme,Van’a gitmeme izin veren doktorum Murat İnan’aHastalığım dolayısıyla ilgilenen THY Van uçuşumuzdaki kabin görevlisi ve pilotunaVarlığını bile bilmediğim ama yanımda olduğunu hissettiren useireiki ss Yenal Karahanhocama, Edip Ayvaz ve grubuna, aklı ben de kalsa da yüreğimdeki heyecanı vesabırsızlığı bilerek gitmeme göz yuman annem ve babama, Dost kalpler ki inşallahyakında dernek olarak faaliyete geçmeyi umduğumuz yönetim arkadaşlarımızdan AyşeToksak Alpan, Mediha Yüksel Çelikbilek ve kardeşime yolculuğumda yanımda olup, herne kadar sen otur diye azarlasalar da ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.
Bu kadar sevdiğimi ve sevildiğimi bilmiyordum…. Ne dene bilir ki; Allah her şey,gönlünüze göre versin.
İyi ki doğdum… teşekkürler ailem.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ne farkeder
Gözlerini kapatYavaş yavaş soluklanVe rüzgarı dinleKarcığar makamında
Omuzlarında ki tüm yükBir gömlek gibi çıksın üzerindenAyaklarına çarptıkça tuzlu suSerin serin
Beynindeki uğultuların yerini alsınKaranlık bir mağaradaDamla damla düşerken yankılananGizem…..Şıp-şıp
Bırak kendiniAlıp gitsin bilinmeyenlerBildiklerini düşünNe verdi
Öyle bir eşikte duruyor ki hayatSıfır noktasındaDört yön birbirine girmiş
Ve güneşin batıdan doğduğuGökyüzünden çiçeklerin sarktığıZamansız dilimlerde düşle kendini
Renk çarkı yitirmiş olsun tüm renginiHerşey belirsizİnsanlar ne siyah ne beyaz ne sarıŞeffafBaktın mı içi görünsün
Uzandığında sabahlaraYeniden başlasın o gün hayatDün düne gömülsün
Ve her gün yeni bir ad alsın gülüşünBugün Temmuz ol mesela,Yarın EylülNe farkeder
Dipsiz bir kuyuya kusiçinde kalan o –keşke-leri
Kuyuda yıldızlar olsun kıpır kıpırVahşi balıklar gibi yoketsin pişmanlıkları
Gözlerini kapat
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Peri kızı başucundaBaşak saçlardan örülü hamağınaSeriyor papatya yapraklarından çarşafınıGökyüzünde ki pamukları çalmışDolduruyor düş yastığını
Ay’dan bir ısırık almış küçük kağlumbağaSırtına yüklenmişUsul usul taşıyor geceyi gözlerine
Gözlerin kapalıykenMelekler yüzünde ki gülüşü çizsinMor menekşelere
Dört yapraklı yonca düşmüş suyaHayal etNilüfer’in kıskançlığını
Bir çift kanadı çal turnalardanYağmuru topla saçlarınaTüm nefesinle üfle rüzgarıVe var gücünle çarp kollarını sularaDev dalgalar yarat
Olanca sesinle bağırSağır edercesine kulaklarıSıçrayabildiğin kadar yükseğeAtlayabildiğin kadar uzağaKazabildiğin kadar derinliklere dal
Ne farkederSeni yorar sadece nankör hayat
HadiDerin bir solukta azad etDünya halini
Bırak kendini boşluğa..usul usul....
ŞimdiAç gözleriniYorgun yüzüne bak aynada
Haksız mıyımSenden başka sen var mı karşında!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ne Oldu?
Buldukta ne oldu sevdalarıDört mevsim hazanGökkuşağı solgunEl buldukta tuttuk ne olduYine çöller kurakYağmur ıslakTene düştük ne olduYatağın yarısı boşGece gündüze bulanmışSevdik te ne olduYine yürek yangındaGözler dalgınYaşadıkta ne oldu
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ne verdik ki, ne bekliyoruz?
<td width='100%' align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%'align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><fontcolor='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><font color='#800000'><fontface='Times New Roman' style='font-size: 13pt' color='#792010'>
Kaç gözyaşı bıraktık yaprağındaYa da kaç kahkaha, yağmur şakırtısına.
Çatladı duvarlar, yuttu sokakları toprak.Sildi dalgalar,bilmediğimiz ülke sınırlarını.
Kuşbakışında küçüldü insanlar,Sivrilirken yedi tepede gökdelenler.
Karartılarında yok oldu bir şeyler,Cinayetler, hırsızlık, rüşvetler..
Duymadık, görmedik,Bildiklerimize de! s u s t u k.
On yaşına basmamış,Körpe bedenlerde bırakıldıAç köpeklerin salyaları.
Maç sonrası tek kurşun…Açıldı onca mezar, dört duvara
Ters dönmüş araba… kan lekesindeÖlümün alkol kokusu.
Kaç tabut sarıldı bilmedik bayraklara.Kaç ayak izini parçaladı, sinsi mayınlar.
Kınalı ellerde boğulduYeni gelinlerin ağıtları.
Bebeler kaldı, öksüz, yetimAnalar, babalar kaldı…yüreği yangın.
Torununa bayramlık alacak nineninKalbi yenildi maaş kuyruğuna.
Bir gence açılan nasırlı avucunuUtancına kapattı yaşlı adam.
Kara bahtı yazılı, kara tenindeİri gözlerle baktı bize, Afrika.
Kurumuş derisini beklerken leş kuşlarıBombalar patlardı çok uzaklarda.
Yine ölürdü canlar…
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yine çökerdi göğsümüze dünya.
Ormanda koştururken alevlerDururdu içimizde bir şeyler.
Yeşilin en kızıl rengine doğardı güneş,Ya da bilmediğimiz hayvanların küllerine
Yanık et kokusunda gün…Ya da aç nefes, ya da barut.
Martılar daldı sularaKanatları açılmadı bir daha
Süzüldü beyazında atıklarİhtişamla dururken binalar
Küçük balıklar vurdu kıyaÇakıl taşlarını kapladı çamur
Denizler kurudu dudaklarımızdaDağlar yıkıldı gözlerimizde
Toplu mezarlar bulunurkenKürek kürek dağıldı insanlık.
K.i.m.s.e y.o.k.t.u o.r.t.a.d.a! ! !
<a>Ama dün geceTüm meydanlar doldu.
Dalgalanırken eteklerAlkıştaydı tüm eller.
Yıldızları kıskandırdıMaskedeki simler.
Geceyi gündüz yaparcasınaAtıldı havai fişekler.
Ve her şeye susan bizlerYırttık tek seste geçmişi
Hoş geldin Yeni Yıl! ! !
Ne ektik ki geçen yılBarış ve insanlık adınaÖlüm çiçeklerinden başka.</a>
keşkesiz yaşanacak, nice yıllara
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
<i>www.radyomedcezir.com</i>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ne zaman
Söküldü koca şehrin beyaz örtüsüSoğuk yavaş yavaş çekildi mazgallardanYol kenarında biriken sular kuruduİlk cemre de düştü geçen sabahŞöminedeki küller savruldu yanık türkülerleKapıma el sürmedi varlığın
En sadık duvarlar bile çatladı ara araKırık çerçevede hala gülümsüyorsun oysaNe kadar ısınsada buralarüşüyen bir yanım var sensizliktenKavurur tenimi, gecemiYakar gözlerin... ateşten daha sıcak bakışlardaarzum duman duman yükseliryükselir de.. sen yoksun ki birtanem
Başıboş karanlıklardaKimsesiz şiirlerde bulurum sandım
Şarkılarımı çaldılarKitaplarımı yaktılarseni unutmam içinvazgeçmem içintakvimleri kopardılarmevsimsiz yaşamam gerekirmiş seni
'Bahar gözlüm' derdim ya sanausanmam gerekirmiş..
deliliğemi vuruyorlar bu sevdayıHevesmi sanıyorlar bilmem çığlıklarımı
batan birşeyler varnefesimi daraltanbilmiyorum ne olduğunu
korkuyorumgeleceğim dedikçe gidişlerinle başbaşayım
yanındayım dedikçesensizliklerle randevularım
daha ne kadar kalacaksın yakın uzaklardanefeste kokunu hissedeceğim kadar yanıbaşımdadokunmka istedikçe seraplarda yokoluşların
Ne zaman geleceksin bana 'istediğim gibi'
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ne zaman seni düşünsem
Ne zaman seni düşünsemBir temmuz akşamı kucaklar kışımıGözlerimde ki sarkıtlara dokunur güneş gülüşünErir gider üşüyen yanım.
Ne zaman seni görmek istesem yakınımdaSamanyolu şal olur, düşer omuzlarımaYanık yıldızların külleri düşer denizeKaranlıkla oynaşır derin sularYosunlar dolanır bakışlarınaKördüğüm olur kirpiklerim
Ne zaman seni yaşamak istesemBırakırım kendimi durgun suyaHuzur verir tenimi öpüşü, mavi kollarındaYutkunur hasretim.
Ne zaman sesimi duyurmak istesemBir türkü yakarım tozlu plaklardaSarı hüzünlerimi sardığım hazan yaprakları hışırdarBir köpeğin ulumasına karışır kuduz tekbaşımalıkKarakalemim şarkısını söyler sevda şiiriminHayat ve ölüm susar
14/5/04
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Nedir Farklı Olan?
Neden sözler yönlendirdiğin yere gitmez başka dillerdeNeden hep farklıdır yargılarımızOysaki aynı alfabe değilmi kullandığımızNeden manası farklı gelir ellerdenSöz benden döküldüYargı ellerden.Ya davranışlara ne demeli insanlarınGülersin yüzüne arkandan söverKalleşlik yaparsın tapar yüceltirSen bir verirsin o yüz isterSen tırnak göstermezsinDünyayı önüne sererOysaki aynı değilmi değer yargılarımızNedir zıtlıklar...Niye düşmanlıklarAynı hava, aynı toprakAynı su, aynı varoluş değilmi burda olmamız.Gece ve gündüz derlerKadın - erkekGüzel-çirkinYaşlısı-genci varKötüsü ve iyisiNeden bu karmaşaHepsi aynı yerden gelen canlarAynı huzurda verecekse sonlarıNeden bu farklılıklar..Bu karmaşa...Neden aynıyken dünya tadı başka...ruhu başka?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Neye yarar
Eylül gözlerinden Nisan geçiyorYanağından dökülen güz yapraklarıGün tutuşmuş yüreğindeKış gelse neye yarar güneş bakışlım...Soğuk gelse neye yarar senli yüreğime
Eylül gözlerinden aksim düşüyorTenine birkat daha yanacağım bugeceAvucumda kırmızı sevdalarYaz gelse neye yarar tutuşan gecelereAy tenine, ay düşse neye yararGözlerinde yıldızlar sönmedikten sonra
Sabah gelse neye yarar,Uyandığımda hala yatağımın yarısı boşsa..
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Neye Yarar?
Eylül gözlerinden Nisan geçiyorYanağından dökülen güz yapraklarıGün tutuşmuş yüreğinde Kış gelse neye yarar Güneş bakışlım...Soğuk gelse neye yarar senli yüreğime
Eylül gözlerinden aksim düşüyorTenine birkat daha yanacağım bugece Avucumda kırmızı sevdalarYaz gelse neye yarar tutuşan gecelereAy tenine, ay düşse neye yararGözlerinde yıldızlar sönmedikten sonra Sabah gelse neye yarar, Uyandığımda halayatağımın yarısı boşsa..
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Neyse
Artık biliyorum yalnızlığı.Süpriz değildi bu ayrılık. Pembe bulutlara asılı kalamazdımdaha fazla. Hayallerimi de çekemezdi zaten,göğe kurduğum sarmaşık merdivenler.Düşlerle gerçekler arasında gel-gitlerdeyken, sabun köpüğünden bakabildim hayata.İnan, canımı acıtmadı gitmelerin.Sen özgür gecelerin adamısın,bensiz sabahların.Göğsünde ki deli taylar gibi, dört nala yaşarsın aşkları. Gecenin kucağında, kızılsevişlerde,kimbilir kaç çeşni bedenden düşmüştür terler tenine.İnan, paylaşmaktankorkmadım seni.Benim olmayacağını biliyordum zaten. Sadece büyümeyi öğretmeniistedim. Yıldız gözlerinde dolunay gibi olgunlaşmayı. Küçük yüreğimdeki büyük ateşten,bir kıvılcım sıçratabilsem gözlerine yeterdi..Yine yangınında kaldı pembe düşlerim, isinebulandı ayrılığın.Yine koru elimde kaldı sevdanın.Sen bilmezsin, külleri bile acıtmaktacanımı ya...neyse!
Sakın üzülme sevdam...küçüğün buna da güler geçer..
Sen mutlu ol, bu bana yeter.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Neyse... (İstanbul)
IÇıkmaz bir sokağın girişindeDuyuyorumFısıldayan arnavut taşlarını
Meydan okuyor asırlık çınarİlgisiz gözlere
Yılların üzerine kına yaktığı tulumbaBaşı eğik destek alıyorKuruyan kuyunun beton gövdesinden
Sonu yok diye insanlar girmiyor sokağaHepsi yaşam kavgası içinde
Oysa arada soluklanmak gerekir hayatı
II
Köşe başındaAhşap bir duvara yaslanmışımElimde simit
Siyah beyaz seyre dalmak güzel bu şehri.
Küçük insanlar olta atıyorGalata Köprüsü’ ndeYaklaşsam balıklar kaçar…………Büyür insanlar
En iyisi burada kalmak
III
Suskun sokak lambasıAltında semt delikanlılarıBir hayal…
Ve gitgide teslim oluyor yıllaraRum evlerini saklayanBalat… Fener Yolu
Eski resimlerdeki katipler geliyor aklımaSular ud sesiyle oynaşırkenHaliç’ten bir kayık geçiyorKüreğinden düşen damlalarHatırlatıyor kaybolan laleleriYok olan huzuru
Misketlerin gölgesindeYuvarlanıyor teneke kutularKarışıyor yoğurtçunun çıngırağına
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kapı eşikleri süpürülüyorAkşam çökecek ve çekirdek çıtlatacak komşularSular dökülüyor çökük kaldırımlaraGün temizleniyor
IV
Tahta boynuzlarıyla köprü üzerinde beliriyor tramvayCadde-i kebir de fötr şapkalı adamların kolundaİnce belli bardak çizgisinde hanımların topukları eşlik ediyorKapalıçarşı’da bakırcıların tak-tuk’larına
Süt güyümlerini taşıyan zayıf atın soluğuKarışıyor Haydarpaşa’da ki ağlayışlaraSallanan eller ve mendillerleOyun oynuyor beyaz güvercinlerUçurtmalar takılıMihrabad Korusu’nda
Yedi tepe omuz omuza horondaBeşibiryerdem düşmüş gerdana mavi taşlı Marmara ve HaliçEminönü’nde balık ekmek dumanından boğuluyor martılarKaçıyor Kız Kulesi’ne
Üsküdar’da bayram havasıSelamsız Yokuşu deseler de kulak asmayınSelam alıp vermeden geçmez insanlarYüzler hep tanıdık, eller hep dost
VI
Sabah sabah ahşap kapı üzerindeki kilit açılıyorSarıyer' deki börekçininCankurtaran’da kahvehanede demleniyor çaySalmatomruk’ta galeta fırınından yayılıyor anason kokusuVe Kanlıca eteğine topladığı kar tanelerini boşaltıyor kaselere
Kırmızı geçmiş süzülüyor şerbetçinin semaverindenArdında SultanahmetYankılanıyor ezanŞehirse içli içli akıtıyor yaşını Yerebatan’daAyasofya ibadette
VII
Yeni cami önünde insanlar geçiyor ellerinde fileİçinde Vakıf zeytiniMısır Çarşısı’nın o gizemi ardına sakladığı büyük kapısı aralanıyorVe süzülüyor şehir
Küçük bir çocuk fırının camına yapışmış
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Üşüyen ellerini ısıtıyorYüzünde yalnız gecenin kiriBilmem kaç numara büyük ayağındaki takunyaKenarı telle sarılıCebinden ha düştü ha düşecek ezdiği kibrit kutularıAsfalt yatağında kabuslarını taşladığı sapanıBoynunda asılı
Sarı damalı taksiler düştü yolaBir de at arabaları
Ve bir kadın al basmış gerdanıylaSavurarak şalvarıYürüyor hızlı hızlı...Kümesten yumurtaları alıyor büyük kızıEşi kaç yıllık sokak berberinde sinek kaydındaBu gün bayram sabahı..
Ve bir curcuna başlıyor kentteKadın 25 kuruşu koyuyor tezgahaSıcak ekmek veriyor fırıncı
Çocuk hala camda,Geçiyor yanından….Çocuk başını eğiyorKadın durup, geri dönüyorEkmeğinden bir parça veriyor
Sıcak ekmek…Kara ellerindeBeyaz köpükler gibiDumanında İstanbul tütüyor..…….. düşlerimde eski bayramlar…
……………………Çocukluğum geldi aklıma işte…
VIII
Köşe başındaAhşap bir duvara yaslanmışımElimde simit
Siyah beyaz seyre dalmak güzel bu şehri.
Bana seslenecek anam-babam olmasa daKanamasa da dizimde yaraGüzeldi çocuk gibi yaşamak..
IX
Şimdi beni harcayan İstanbul’da
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çocuk olup oynamak vardı ya…
Neyse
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Nice Yıllar
Çiçekleri topladım sadece senin içinElimde bir buketKaranlığın krizantemleri...Yıldızlarmış derdiğim
Bir fiyonk çekmişim gök kuşağındanKarasını çalmış gözlerinKokusunu soluklamış saçlarınve yapraklarıGülüşün yeşiliUmut açan
Bir mum yakmışım yitik zamanaGölgesinde titreyen acılarAlevinde özlemlerinMavi sarı ışığındaGüneşin zerrelerive teninin ateşi
bir dilek tuttum sadece senin içinAynaya baktığındaSeni sen gibi gören çıksın karşınaYüzüne sürdüğün ellerini tutsun dostlarınyorgun başınıbuğulu gözlerini yumduğundayaslayacağın omuz olsun yanında
ve bir gün-<i>neymiş bizim kaderimiz kızım-diyen buruk sesin-mutluyum- </i>desin(baş belan)
ve ömrün huzur ve mutlulukla geçsinİyi ki doğdun canısımmmmmmmm..
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Nice yıllara / can yarım
I
Karanlık sonrasıBitişi meçhulunAydınlık nokta
Bir çığlıkBaşlangıcıBilinmeyen zamanın
Bir avuç popoyaŞaplak / laHoş geldin bebek!
II
Karanlık ve ıslakKanlı tünellerTenine duvar
SuskunluğunaIslık sessiz harflerMelodisi yok/tu
Temmuz şarkısısınRitmi belirsizBitimsiz
III
Küçük bir isim dudağımdaIşığı büyükŞimal’im
Bahar sonrasıMevsimsizGüneşim
Oyuncağı kuruluİpsiz topacımdaÇocuk yanım
IV
Büyüme telaşında bilemedimYuvarlananBilyeymiş dünya
Mavi – sarıdaDövülü yeşilAnasıymış dört mevsimin
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ters dönmüş bisiklet tekerindeZamanlarsaÖksüz
V
Büyüme sevdasıNe zaman tuttu elimiBilmedim
Çocuk olmak vardıYatırılınca uyumakŞimdi sen gibi
Saç çekmekten öteHayat öyle kavgacı kiEli sopalı
VI
Ben-Hep teslimiyetteyimMutlu anları
BaşkasıBaşkalarıBaşkalarının
ÖncelikleriÖnde olurduÖnceliklerimin
VII
Üzmemek adınaÜzmek kendimiDoğru bu ya!
Sevilmekden önceSevmekGerçek bu ya
Benden önceO / Onlarİnsanlık ya!
VIII
Büyümeni istemem aslındaBüyüdükçe küçülen insanlarınGülmek için ağlatan gözlerin dünyasındaIX
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
KeşkeBir memeden süt çektiğin ellerine göre olsa hayatİki avuç arasında
OysaTırnaklarınla tırmanırkenArasında kalandır yaşamak demişlerdi
Belki deTırnaklarım kısa diyeYaşamdan sıyrılışım
X
Yarınlarında olmadığım günler için deSeni seviyorum
XI
<i>SunulmuşTadılmışSevilmiş
DoyumsuzTarifsizLeziz
KatıksızKatkısızAşk tatlım</i>
XII
<i>Şimal’imCan yarımNice yıllar.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Offfff
OffffGöğsümden çıkartmalıyım baharıDudaklarımda tomurcukları aşkınAçmam gerek tüm kırmızılarıTüm renkleri yıkamam gerek
OffffBeyazı çekmeliyim tenimdenAyça bakışlarımda sevdanınBuzları erimeli yalnızlığınYıldızlarla yıkamam gerek
OffffKusmalı lavlarını sönmüş tenimSol yanımda gelincik sevdasıYaşanacak tüm aşklarıÖpüşlerle yıkamam gerek
OffffAçacağım açmasına çiçekleriGüneşi sereceğim ıslak geceyeEllerine bırakacağım yüreğimiToprağın olacağım bereketine..deNisanım olupÖnce bana gelmen gerek
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Olabildiğince aşk
Olabildiğince uzak / varlığınAlabildiğimce içimde /yokluğunSukunetimde duyabildiğince / isyanımDuyurabildiğimce özlemim / aşka
<i>VarlığınYokluğunİsyanımAşka.</i>
Kalabildiğince düşlerimde / gece & gündüzDokunabildiğince sensizliğime / tutDüşebildikçe düşsün dudakların tenime / bırakmaYok olabildiğimce tüket beni / aşkta
<i>Gece gündüzTutBırakmaAşkta</i>
Olabildiğince / senOlabildiğimce / benİki bedende / tekAşk / aşk
S e nB e nT e kA ş k
AşkAşktaYok olabildiğince
B i zA ş k t aOlabildiğimizce
A ş k b i z d eKalabildiğince
V a r m ı s ı n?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Oldum olası
Giysilerini toparlıyorumKış sonrası
-en çok bu kazağını severdin
yokluğundabunu giyerdim-sen kokardı bedenim-
bak, annenin sana aldığı eldivenlerNe kızardım onlarla elimi tuttuğundaEllerin daha sıcaktıDaha yumuşak
Oldum olası alışamadımAramızda bir şeylerin olmasına.
Maviyi hiç sevmezdim hatırlarsanGözlerine baktıkçaTutkum oldu denizler-tutamadın / tutunamadım gitti
Gülüşünü çalıyorum gözlerindenKış sonrası
-en çok o an akardı içime güneş-
yokluğundaresimlerindi baş ucumda-sen doğardı sabahım-
bak, doğum gününde aldığımız pijamalarınNe gülerdin onların içinde olduğumdaUykularım daha huzurlu-sen doluydu düşlerim -
Oldum olası alışamadımPerde çektiğim sensiz akşamlara
Dolunayı hiç sevmezdim hatırlarsanGöğsünde seyredene kadardıSuskum oldu yıldızlarDuyamadın / duyuramadım gitti
Kış bittiNe kaldıysa sana aitTopluyorum
Sonrası mı...Zaten bahar ! ! !
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Olur musun?
Günün yorgunluğu omuzlarımdaYılların yükü ayağımda gelirim akşamKapının ardında biri olmadığı evimeAnahtar sesi karşılarKaranlık odalarSessiz duvarlarYalnızlığın serinliği çarpar yüzümeBir sen yoksunSesin kayıp akşamlardaGözlerini yutmuş gecelerBir kez kokunu almalıydı yatağımTerin damlamalıydı yastığımaBanyodaki tarakta saçının telisimsiyah...Aynanın buğusunda kalmalıydı isminGözlerinin renginde çarşaflarımMavinin koynundayım şimdiSarı saçlarımı ser omuzunaYareni ol katran geceleriminSabahıma düş kuş cıvıltılarıyla.Evimi paylaş benimleYalnızlığımı yumduğum gözlerimeBatan ayla tüket sensizliğiGünümü doldursun gülüşünSesin duyduğum en güzel şarkıÖpüşün sabahıma düşen çiğ tazeliğinde.Akşam geldiğimde kapımın ardında olur musun?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
On üçünde bir kadın
Dicle sularındadicle kıyısındaon üçünde bir kadın
küçük v e ince ayaklarıkınalı çocukluğunu döktü suya
büyük şehirlerin uzaklığına karıştıbileklerinde kesilen mavi
anasının dizleridüşlerinden uzak
bulutların bahardan aşırdığıçiçekler serpildi saçlarına
ölüm açarken tenibilmedi;her kız doğumundadirilirdi töre.
dicle sularındakayboldu on üçünde bir kadın
24/09
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Onlar da yorgun
Bir anda sustu gece, yumdu ay gözleriniSokak lambasının gölgesinde şahittimKaranlık uçuşlarına…Yıldız beyazlarını kesen martıların
KaranlıktaTuruncu kanatları ıslakKızıl saçlı bir melekAyak bileklerine kadar suda
Saçları göğsünü örtmüşAma kanatları kırıkGöğsü yaralıBelki de mavi kadar yorgun
Birkaç kırık bacaklı yıldız yanındaParmak uçlarında yakamozlarKirpiklerinden düşen sim dışındaHer şey kayıp sanki…
Yüzü suya düşmüş, alnında uzun kızıllarOmuzları çökük, bezginlik bedendeTaşıdığı aşklar mı ağırdı acabaYa da aşksız mı kaldı…bilinmez
Ama öyle bir hal var kiSormak istedim…
Ölümü düşünür mü melekler?
Ya da yama yapsam kanatlarındaki yırtıklaraBeni taşır mı yanına?
Aşkından yoksun olsam da!
Ölürken beni de al desemAğır gelir miyim! ! !
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Onların suçu
Bir nefes çekiyordunYıldızların serinliğindeBense solukluyordumSigara dumanına karışmış nefesini
Karşı duvarda yaseminlere bakarkenKüçük bir bebeğin feryadı bölüyordu geceyibir deAğustos böceklerinden baskınkorkmuş bir köpeğin havlaması
Gülümsüyorduk-kıyamam ona- diyordumelin saçlarımdayken
Sabahın ya üçüydü ya dördüSen misali yanımdaydı yıldızlarYabancı bir kenttiBizi saklayanYa da biz kentin yabancısı
Senin anıların vardı orda ya...neyse
Küçük bir bahçeye bakanKüçük bir balkondaKüçük yüreğimdeAtıyordu yüreğinSuskundu hava
Üzerimde mavi pijamalarımGözlerimde senli uykularım vardı..
<i>Biz... yabancı kentteİki bedende tek yürekŞimdilerdeDoğma büyüme şehirdeİki yabancı
Bana ait ne varsa sendeNaftalin kokusuna sarılıOysa yağmurlar bileSen kokuyor bu sabah
Yatağımda oturuyorumÜzerimde mavi pijamalarOnların suçu...düşündürdü işte</i>
<a>Düştü amaDün gece ağustostu...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Orada duracaksın
Kendi inşaatının önündeDurmuyorsanBen attım demiyorsanTemeliniUsulca inip çıkıyorsan merdivenleriKalabalıkken ortalıkGeçiyorsan karşı kaldırımdanBaşka balkonlardaGeriyorsan bitiş bayrağını
Orada duracaksın...
Döşediğin her tuğladaAhı varsa öncekininSevişlerinin ardındaGözyaşlarıysaTemeline katık suKiracılar gelipBir öncekine laf ediyorsaEttiriyorsan
Orada duracaksın
Her köşe başındaBir temel atıpAz durup gidiyorsanYürüyorsan rast gele
Dönüp dolaşıp dikiliyorsanYıktıklarının önünde
Ustalığından daAdamlığından daŞüphe edilir
Aşk ustası.
<i>-Şehir çökse deDizine
Gün gelir
Diz çökersinŞehre-
Masumluk sıvasıÇatlayınca yüzünde-P e k i y a s o n r a s ı-
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ortaya karışık
<i>Baharı yaza döndürG e l a r t ı k y a r </i>
Duru bakışlarıDüşürBir ses getirIlık ılıkR ü z g a r ı n d aA ş k...
Yıldızdan fenerlerKumlardan yatakTeninden örtüA l t ı n d aA ş k
Kolların huzurGöğsün uykuDeniz kokundaA r z u h a l i n...Her halimA ş k
Gün doğumundaOrtaya karışıkİki kişilikAşk
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Öğret Bana
Sesimi duyuyorsan tut elimdenGötür beni bilmediğim diyarlaraTanımadığım sokakları anlatGörmediğim yüzlere karşıSavunmayı öğret bana
Sesimi duyuyorsan tut elimdenBilmediğim bir pınar başındaBüyük bir adamı veKüçük bir kız çocuğunun pembe düşlerini anlatAkan suyun nağmelerindeYakamozlarla parlat ufkumuBüyük denizlerde yüzmeyi öğret bana.
Sesimi duyuyorsan tut elimdenKüçük yüreğimde büyük fırtınalar koparanZıpladığımda dokunacakmışım gibi olduğum güneşinCanımı acıtacağını anlatYa da karanlığımı boğması içinDolunayı yapıştır geceyeHani gülünce gözlerinde kamaşan yıldızlar var yaOnları da as üstüneAkşamlardan korkmamayı öğret bana.
Sesimi duyuyorsan tut elimdenBüyüdüğünü unutİçindeki çocukla gel dünyamaSen diye sarıldığım yastığımdaUykusuzluğu ve yalnızlığı paylaştığım zamanKüçük bedenimde ki, büyük sevdamı anlatayımSen, bana tecrübelerinle temkinli adımlar atarkenBen kollarımı açıp atlayayım boynunaÇocuk gözlerle sevdayı hatırlatayım..Sen büyümeyi öğret bana.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ölü Aşklar Şerefine
Ateş böceklerimi bıraktım karanlığınaDüşen her kıvılcımı toplayıpTek tek ektim dolunayın bahçesineSiyah bir lale açtıKrizantemler içinde
Kör kuyularda kalmışMünir Murettin BestesiUğruna kanlar dökülmüş IstanbulFeryat figan Kız KulesiMasumluğu kadarDelikanlı albenisi
Gözlerini kapatıp dinlemiş Orhan VeliBen gözü açık bile duyamadım kiNe martı çığlıklarını, ne kırık sazın çıtırtısını
Kucağındayım İstanbulBir yanım can bir yanım denizŞöyle bir esi ver de Çamlıca’danTıkansın yüreğimdeki dehliz
Bak yedi göğsüne yasladım sırtımıAyaklarım sularındaYosun sarmış gönül teknemVurmuş Rumeli’nin surlarına
Aramızda kalsın boğaziçiHerkes uyurken bir sabahBen çaldım mavi vazodanBir dal umut çiçeğiniKara delik dedikleriBenim cebimde
Bağrındayım İstanbulGölgende uzanamadığım günler hatırınaŞöyle mezar taşıma yaslanıp
Bir de türkü dolayayım dilimeSen güneşi kürek kürek gömerken üzerimeSon kez ama son kez sarhoş olayımBir elimde kadeh…. Kadehim İstanbulHadi içelim Orhan VeliYudum yudum şiirleriŞerefine İstanbul……Ölü aşklar, şerefine ! !
(Temmuz Ayı- Ölü Aşklar Derneği-Şiir Dinletili Tekne Gezisi için yazılmıştı :)
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ölüm
Beyaz yolun başındaDişlerimde sıkılı ölüme öfkeRenkler yalanKoşturmacalar o kadar durgun ki
Göz kırp sessizliğe
Canın istedikçe sen, şarkını söylersinCanını istedikçe, sebepsiz gelir ecelÇatkapı gidişler'Gitme' demelere inatÖlüm, sessiz gelir, kalabalık ağlar ardından
Yarım kalır sevdalar, kavgalarRafta katlı bırakılır dünya işi
Sen yine deCanın istedikçe göz kırp hayataBelki bir peri tutar saçlarındanÖrü verir mavi umutlarlaİnce köprüyü
Yaşamak istediğin kadarÖlüm de seni bekler
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ölüm gelmeden önce
Çocukluğumu düşündürdü şu Eylül. Siyah beyaz fotoğraflardan kalan solmuş bir tabakavar İstanbul üzerinde. Marmara gri. Tüm kasvetini çiziyor sonbaharın sessizliğiyle PiyerLoti. Haliç üzerinde martıları görüyorum oturduğum yerden. Dingin suların üzerindeyazın yorgunluğunu atıyorlar. Hüzün tarlamın papatyaları onlar. Yapamadığımıyapıyorlar aslında. Çığlık çığlığa kanat açarken, süzülürken gözlerde bir vapurunarkasına takılıp gidiyorlar.
Peki nedendir Eylül'ün hüznü? Neden sarıdır hazan? Yalnızlık neden soğuktur, ölümneden ürpertir insanı? Her nedense, güz mevsiminde başlar göçler. Mevsimsizmidiryoksa yaşam? Renkli hayatlar dediğimiz aslında siyah ya da beyaz değil midir? Hangisevda kırmızıdır, hangi düş mavidir, hangi sabahlar beyazdır. Ya bakışların hangisitozpembedir? Ve sonra... bir keder, tasa deriz ki, hayatım karardı. Neler karartırhayatınızı? 24 saatinizi gözünüzün önüne getirin neyin izi kalıyor yüreğinizde?Gülüşlerin çoğu zorla, hatta 'lütfen gül! ' der gibi dökülmüyor mu yüzümüze?Ağlayışlarımız daha içten, gürültümüz değil suskunluğumuz daha katıksız. Neşemizdeğil ama acımız daha duru.
Bu yapaylık nerden geliyor? Zamana teslim edilen değerlerimiz günden günedeğişmekte. Farkında olmadığımız neleri kaybettik ellerimizden, gözlerimizden,anılarımızdan...yarınlara varmadan tükettiklerimizi düşünelim. Geleceğe manevi olarakneleri teslim edebiliyoruz? Eskiden sevdalar anlatılırdı, mahalle arasında yaşanan enmasumane komşu aşkları. Sokaklarda yankılanırdı çocukluğun kavgaları. Ağlama sesiduyulurdu bisikletiyle giderken düşen küçük kızın. Misketlerini kaybetti diye suratınıasardı veletler. İstop oynarken isimleri bağırırdık akşamüstleri... Şimdi hangimizinsokağında kovalamaç oynarken size çarpıp kaçan çocuklar var? Hanginizinapartmanının önünde küçük bir kilim yayılı.. Küçük oyuncaklarla evcilik oynayanlartakılıyormu gözünüze?
Küçük bahçeli evler bile kalmadı eski mahallemde. Hanımeli kokuları yayılmıyor artıkMadam teyzenin bahçesinden. Çocuklar çiçeklerini kırar diye bahçeye kaçan toplarıkeserdi bir zamanlar. Gözü gibi koruduğu bahçesi ve o üç katlı kara tahtalı evininyerinde, altı katlı bina yapılmış. Hep yıkılmalımı şehir? Modernleşmek adına katledilenanılar içinizi burktuğunda su içip rahatlamak kadar basitmidir hayat?
Tepeden bakıyorum İstanbul'a. Gözümün alabildiği her yerde sivrilen minareler var.Peki neden Sultanahmet, MihrimahSultan, Fatih, Süleymaniye, Yeni cami gibi ihtişamıyok avluların, kubbelerin? Her yer cami ama ruh yok sanki harcında.
Herşeyi yokediyoruz, eriyoruz aynı zamanda. Peki ya bir gün, bir gerçeklekarşılaşsanız... Hani ola ki bir şekilde öleceğinizi öğrendiniz kısa bir zaman sonra.Neler yaparsınız? Bu akşam yastığa başınızı koyduğunuzda bunları bir listeleyinbakalım? Ve sabah sorun kendinize.. Bunları yapmak için illa ölümlemi karşılaşmakgerekli? Yaşamın tadını almak için ölmeyi beklememeli.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ölüm Vakti
<p align='center'></p> </td> </tr> </table> <div align='center'> <img border='0'src='http://ozel.balca.net/resima/cubuk/siir10041-cbk.jpg' width='506' height='62'> <br> <br> </div> <div align='center'> <table border='1' cellpadding='0' cellspacing='0' width='70%'bordercolorlight='#8C4E00' bordercolordark='#663300'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10041-fon3.jpg'> <tr> <td width='100%'> <p align='center'> </p>
Selvi boyuna uzattım gönül yapraklarımıBahar kokunu saçtın üzerineYeşil nehirler geçtikçe gözlerindenKurudu Mart
Güneş bakışına serdim üşüyen yarımıAteşi düşürdün tenimeVolkan gibi uyandıkça senslizliğimBoğuldu Gece
Bebek yüzüne takıldı bakışlarımŞiirler dizildi, şarkılar söylendiÇığlık çığlığa özlemlerin daraltısındaSustu sevda
Durdu zaman
Çekip gitme vaktindeyimYarım kalan filimlerSöylenmemiş şarkılar
Ardın sıra bırakmak olduğum ne varsa
Tamamlanmamış renkler şafak vaktiKüçük penceremin önündeYakın da, uzak ta olsa
Gölge oyunu sanki hayat
Sen seyret gözbebeğim
Canını acıtmasınDokunmasın sana vazgeçilmezliğimin öfkesi
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hırçınlığı vurmasın suratına imkansızlıklarımın
Sakın inanmaGidiyorum deyişlerimDaha da sarıl bana diyemeyişim
Bulutlar doluyor gözlerime sensiz uyandığım sabahlardaGüneş gülüşün gibi, Mart gülüşün var yaParlak ama soğukBir yanımı öldürüyorum inan baharımŞimdi ölüm vakti
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ölüme Yolculuk
Eller açıyorum sonsuz maviliğeBaşka mavilik sunuyor kendini ayaklarımaİki mavinin arasında kalıyor tenBuğdayına yansıyor bildiğim tüm mavilerÇocuksu masumiyetiylePembe gülün albenisi düşüyor yanaklaraEylül sarısını bırakmış yapraklaraGelinciğin kırmızısını sürüyorum dudaklaraAteşin koru damlıyor geceyeKucaklıyor kızıl karanlığıTüm renkler sönüyor bir andaBeyaz tünel görünüyor dumanlar arasındanGökkuşağı köprüm oluyor sonsuzluğaYeşilini seriyorum biten ömrün tahta çatısınaYeşili gömüyor bedeni sonsuzun karartısınaÜstüne seriyor tekrar huzuru
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ölümle Dans
Ölümü görüyorumKoşturmacalara dur demek için dikilmiş yolun başınaYüzünde buruk bir tebessümÇekilen acılara ‘dur’ demenin endamıylaAsil bir duruş
Koca bir ömürü doldurmuş sırtında ki çantayaBiletin ucu gözüküyor cepsiz kıyafetindeKüçük küçük ışıklar toplanmışYıldız dolu bir bulut
Ölümü duyuyorumOnlarca kişinin haykırışlarındaÇığlık çığlık suskunluğuylaMırıl mırıl söylüyor şarkısını‘bitiyor hayat,başlıyor ölüm bitiyor sevda, başlıyor ayrılık ağlıyor şiirler, gülüyor ölüm çiçeği’m
Ölüme açıyorum kollarımıGöğsümün düğmelerini çözüyorumSaçlarımı seriyorum toprağınaKaranlığına kefenden tülümü geriyorumVe soğukluğuna sürüyorum yüzümü
Ben ölümü,Toprak bedenimi kucaklıyorRuhumsa başıboş sahillerdeSon kez raksediyor dalgalarla.12/4
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ölümü bilir misin?
bu şehir iyi tanır benikaç intihar yığdım kapılarınakaç caddede ezildimher defasında bir sokak kedisi çöktü başımatırnak tırnak ölümün tadını bilir misin
bu hazan iyi tanır benikaç can bıraktım koynunakaç sevda haykırdım yangınımdaher defasında bir aşk çöreklendi başımaöpüle öpüle ölümün rengini bilir misin
bu deniz iyi tanır benikaç göğünü çaldım martı gözlerindenkaç dalgasına imrendim çaresizliğimdeher defasında bir kıyıda buldum kendimimavi mavi ölümün kokusunu bilir misin
ayrılıklar iyi tanır benikaç geceye kanadı düşlerimkaç şehire göçtü varım yoğumher defasında avuçlarımda buldum yüzümüdirile dirile ölmenin sancısını bilir misin
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ölümü biriktirmek
İşte yine başladıVahşi balıklar açlığında,Yıldızlar günü ısırmaya.
Gün kanayacakUykular, yastığın baş ucundaMavi düşlerRengini atmış.
Puhu kuşu çökmüş şehrin üstüneDeniz kendini saklarcasınabürünmüş derin sessizliğeDalgalar birşeyleri gizlemek istercesineÇığlık çığlığa
Nankör kıyılarda küçük bir çakıl taşıAğlamakta ince kumlaraDenize düşen yıldızların dudağında yakılan ağıt
Şair, martıların denize susuzluğundaKustukça şiiriniKöpürüyor kuduz mürekkepHüzne mayalanıyor mavi.
Kadehte, kırmızı damlalarYalnız kabusların teri.Bir yanda küf kokusu sinmişÜzüm gözleri, mahsene kilitli
Bir yanı can diyorBir yanı can veriyor sevdalarınYar saçları yerine, kefene dolanmış aşk
Mayıs böcekleri dolaşıyorKuru yaprak aralarındaYapraklar..Günü öldüren, duvarda ki kağıt gövdedenDüşüyor yere
Siz zamanı tüketiyorsunuz takvimlerdeBen ölümü biriktiriyorum bir köşede
Küçük bir çakıl taşı ağlıyor benim içinYıldızlar bir bir gömülüyor sularaKarardıkça şehirAydınlanıyor derin sular
Yıldızlar ısırmaya başladığında güneşiŞehir susuyor,Şiir savuruyor, ölümün küllerini
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Önce anlatayım, sonra sen karar ver
Sen daha dokunmadançekecekler seni kızacaksınhava alamayacaksın belkibir anda yutacak senisızacaksın kan ter içinde karanlığa
götürecekler seni kalabalıklardanmavilerden, beton yığınlarının gölgesindensesler değecek kulağınabir dolu bakış düşecek yüzüneirili ufaklı sırıtacaklar, korkacaksın-seni anlayan kimse yok-
bir kadının göğsüne yapışacak ellerinkorkularında bir adam saracak seniilk kez savunmasız uyuyacaksıngözlerin kapalı güleceksinsıçrayacaksın bakışların dilsiz
duyduklarına ses olacaksınellerini kullanacaksın ayaklarını çekmek içinkalkmak için ayaklarınıher şeyi tadında tanımak isteyeceksinelinden alacaklar, bakacaksın-seni anlayan kimse yok-
onlar gibi olacaksınyürüyeceksin, güleceksinyarım yamalak sözlerde güldüreceksinalaza çalacak bedenin, yanacaksınacı tatlı renkler yutturacaklar, şaşacaksın
adımların düşecek sokaklarabahçede bir çemberde mendil bulupilk kavganı top peşinde yapacaksınmızıkçılığı öğretecek oyunlarınoyuncaklarınsa vurmayı, kırmayı-seni anlayan kimse yok-
bir sürü kitaplar yığacaklar önüneye iç çalış diye, bunalacaksın.maviye koşmak isteyeceksindört duvar olacak kilidingeleceğin…geleceğin diyecekler
dünden yarınını örseleyeceklersen arkadaş isteyeceksinseçmen için öğretmen getireceklerçocuk parkları düşleyeceksinayakların uçurtma ipine bağlı-seni anlayan kimse yok-
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
çalışacaksın…çalışacaksın…çalışacaksınsınav sınav üstünesen doktor olmak isteyeceksinrakamlar sana küsecekişletmeci olacak hayat, sen işsiz
birini seveceksin, elde yok avuçta yokana bunamış, baba merhumbir sigarada yakacaksın hayallerianason saracak gecenibir parkta sızacaksın-seni anlayan kimse yok-
sabah ezanıyla bir kadın ağlayacakkoşacaksın, devrik delikanlılıklar içindeyırtık elbisesi ve yapış yapış utançyanacaksın, sarmak isteyeceksinkorkacak! düşecek omuzların
yaşlı bir çöpçü süpürecek şehriellerine bakacasın / ellerine bakacaksınutanacaksın…cebinde birkaç kuruşeve varacaksın…dolapta zeytin peynirana evlat bölüşeceksiniz fakirliği-seni anlayan kimse yok-
rengi yitik bir televizyon başındadünyayı alacaksın evinedünya ki; kan gölünde yüzer bebeleraçlığın rengi kara, gücün rengi yeşilo da doğruda yok
bombalar düşecek taze canlaraana ocağında ağıt, baba ocağında yangın…bayraklar dalgalanmalı oysa, niye taşınsın dört kollaYan komşu bağıracak –hırsız varrr!Ya hayatı çalan kim?-seni anlayan kimse yok-
anan ölecek, eşin dostun yitecekarkadaşların her bir bir yerdebinbir hayat… sevdiğini alsan ne çıkaryurdun bölüm bölüm,şehrinde her dil, din, ırk.
kendin kendine yabancı sabahlardaaynalar ne göstereceğine şaşkınbüyümek… çalışmak için yaşamaktırbiz küssek de hayata, hayat bizden memnuniş üstüne iş bakacaksın
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
-seni anlayan kimse yok-
yaldızlar yalnızlığını yıldızlardanteye de varmadı ömrünböl topla çarp çıkar – gün yirmibeş olmazsalamura edilmez kışa yaz
ya sarhoş tekerdeya kumu çalıntı göçükteya maganda kurşundaapansız gelir ölüm, yaşayamadığını o bile anlamaz…
herkes kendi kaderine mahkumsöyle! doğmak istiyor musun :)
24.6.07
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Öptüğün vakit;
harabe bir kilisenin önündeduvara çarpar gölgem
parke taşlı sokakdaraltır gögsümü
cumbalarüstüme üstüme
çalıntı zamanlar sonrasıterli sabahlar alaca yüzümde
anılarda yaseminler boy veriranlarda gözyaşlarım
suya düşer söğüt dalıyosuna ihanet eder su
parmakların keşfeder bizihabersizdir şehir
öptüğün vakit;İstanbul benimle sevişirboşalır bulutlar
Ege' de düşlerim bakir kalır.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ötesi bende kalsın
Dolunaydan kalan parıltılar var şehrin sokaklarındaCamlarda damla damla lekelerYine sen kokulu şehre doğacak güneşYine ben soluğumda kıvılcımlarıyla özleminÜşüyeceğim.
Karanlığın son saatleri!Tavana astığım hayaller bir bir kopacak aydınlıklaYine insanların ayak seslerine karışacak serçe ötüşlerYine sen habersiz düşeceksin yollaraEzileceğim.
Sarıldığım benliğimdeki, senle kalacağım.Şehir ayaklanacak,Uyuyabileceğim belki,Belki de son damlalarla kirpiklerimdenYağacaksın.
-Dedim ya!
<a><i>Yine sen kokulu şehre doğacak güneşÜşüyeceğim.Ezileceğim, karanlığın son saatlerindeSarıldığım bedenimdeki, senle kalacağımTavana astığım hayallerleYağacaksınYine sen kokulu şehre doğacak güneşŞehir kururken,Islanacak aşk dudağımda.Pencerede lekeli bir İstanbulVe titrek serçeler konacak pervazıma.Birlikte üşüyeceğiz.</a></i>
-Dedim ya!boş ver…Ö t e s i bende k a l s ı n! ! !
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Öyle bir gel ki!
Kirpiklerim kilitlendiğindeAçılır karanlık tünellerin kapısıBaktıkça gölgeler dolaşırÇakralar geçer ışıl ışılÇarkları çalışır.
Hipnoz misaliKüçülür, büyür karanlıkTitrer kirpiklerimŞekiller geçer bakışlarımın arka bahçesindeKorkular yaklaşır.
Işık sızmayan yollara dalarımResmetmek için mutluluğuBirağaç çizerim meselaKırmızı kirazları dolu
Bir pınar görürümÖnüne bent çekilmişAçılsa kirpiğin kilidiAkar gider bilirimKabarmış, hüzün dolu
Yüzler geçer yabancıAlev renkler arasındaGözleri büyür, korkarımYuvarlanır yok olur sesim.
Kirpiklerim kilitlendiğindeAçılır düşlerimin kapısıBir mum ışığı, yorgun kemanDevrik kadehlere çalar şarkımızıSon tango beklide duvardaki gölgemiz
Kırmızı bir elbise üzerimdeDüşmüş askısı sol yanımınSaçlarım dağınıkKafam karışıkBakarsın dudaklarım titrek
Beklediğim andır ama susarsınKorkuların, korkularıma denk.Ellerim ellerinde gözler kapalıDevam eder tangoSon hızında nabzım
Şarabın kırmızısı kurutur dudaklarımıÖpmezsin…Masum duruşlar ürkütür seniElin sırtımda, yarı hafif dokunuşDizine yatırırsın, tangodaki son duruşDağılır tüm renkler
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çarkları durur düşleriminGölgeler kaçarKapıları kapanır siyah tünellerin,Kirpiklerin açılır kilitleri
Bir rüyaymış dersinÖzleyip,Özlendiğini de bile bileKeşke! dersin.Bir kadın korkakBir adam korkakDüşlerde buluşur ancakDile gelmedikçe sevdaBirleşmeyince gözlerYarım kalırTadı kalırAdı kalır hayali çocukların.
Karanlık tüneldenIşığı bulan bir damla gelir pınardan.Kaybolurum derinliğinde.Seni başkent sokakları çalarBeni yıkılan hayallerO’na göre…Öyle bir gel ki, gidişin mümkün olmasınBirlikte tutarız korkuların elinden.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Öylesine
İntiharın eşiğinde suskunluğumTenine yandığımdaTerine susadığımdaÖylesi özlerken gülüşünüBir yağlı ilmek daha geçiyorÖfkeli kelimelerin boynuna
Ölümden öte yok oluşunEzanlar yankılandıkçaÜstü açık mezar koca şehirGökyüzünden düşen çığ beyaz bulutlarRüzgarıyla,dokunuşuÖlüm soğuğu
Tüm kapıları kilitli sana açılan yollarınBirikmiş yazılmayan mektuplarEylül vurmuş üstüneSarı lekeli
Güneş alev teninden sıyrılmışPusulası kayıp yıldızların yansımasındaÜrkütücü semaların silueti
<i>İntiharın eşiğinde suskunluğum…Hadi itele sabrımı –çığlık girdabına-Öldür…öldüremediğim suskunluğumu…öylesine! </i>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Özel Teşekkür! ! !
Şiir ve şiire emek verenler adına şiir siteleri dışında internet dünyasında Türkiye'nin İlkŞiir radyosu olarak hergün yaptığımız canlı yayınlarla siz Şair dostlarımızın yüreklerineses olabilmek, şiir ve şarkı, dostluk, paylaşımın çıkarsız olduğu yayın akışlarımızdagitgide büyüyen bir aileyiz.
Bu konuda öncelikle Antoloji.com C.Ekrem Teymur bey e bir dönem yaptığı manevidesteği, site üyelerinin ve site sahiplerinin,o şiirlerini bizlerle paylaşan, herhangi birrekabet ortamı içinde olmadan sayfalarında radyo yayınlarımıza link veren tüm dostlarawww.radyomedcezir.com olarak çok teşekkürler.
Bu ödüle bizleri layık gören tüm şiir dostlarına minnettarız.
Sevgi ve SaygılarRadyo MedcezirArzu Altınçiçek-Hikmet Yakışır-Sebahattin Abi
Ayhan ZENBİLCİ(Teknik destek)
Yağmur(Genel Yayın Yönetmeni)
SİTE EDİTÖRLERİHanedanKristalsenfonisiSiir Gibi
RADYO PROGRAMCILARIArzu AltınçiçekGüleyshaHikmet YakışırKumruLevent SaralManolyamMedcezirNazdenizRüzgarSezer NişancıYağmur
Türk Şiirinin güneyde-Antalya' da sesi olan Antalya GÜLLÜK Şiir Güldestesi isimli dergi,bir dünya kenti olan ve her yıl başta sinema olmak üzere çeşitli sanat etkinliklerine evsahipliği yapan Antalya' da, bu yıl ŞAİRLER BULUŞMASI' nı e- dergi olarak, kısa adıANŞOYAD olan ANTALYA ŞAİR, OZAN, YAZAR VE RESSAMLAR DERNEĞİ organizesindegerçekleştiriyor.
İNTERNET ÜZERİNDEN YAYIN YAPAN RADYOLAR dalında Radyo MEDCEZİR' in ödülü9-10-11 Eylül 2005 tarihinde yapılacak olan ANTALYA 2. ŞAİRLER BULUŞMASI' ndaAntalya Büyükşehir Belediyesi Kültür Salonunda 10 Eylül 2005 akşamı yapılacak ÖDÜL
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
TÖRENİ' nde verilecektir..
-
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Özür dilerim
Özür dilerimsaçlarım
Ne zaman canımı yaksa gidişiEllerimde kalırdınız
Ellerim
Yalnızlığa kızgınlığımdaBir yumrukta duvara çarpardınız
Gözlerim
Uykusuz kalırdınız ağladıkçaŞişerdiniz, kızarırdınız, batardınız
Dudaklarım
Ya mühürlü ya titrekDilimde ismine hep küfürler
Özür dilerimbedenim
Yoruldunuz anılarda dolaşırkenTenim hala zehirine tutsak
yüreğim
Hak etmeyene verdim seniBoşuna bunca çektiğin
yaseminler
Kokunuza vermiştim onun adınıDenizler teriydi sanmıştım
şiirlerim
Mürekkebinize sözde aşkı damlatmıştımİşlemiştim satır satır
Özür dilerimBen
Yüzündekine adımı takmışDudak üstüne kirpiklerimi yapıştırmıştım
Sevildiğimi sanmıştım....
Özür dilerimKendimden
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir kez geliyorsun hayata...özür...özür...özür bana
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Paylaşırmısın kendini?
Gökkuşağı göğü paylaşıyor yağmurlarlaDeniz kumları paylaşıyor dalgalarlaToprak yeşiliYeşil maviyi paylaşmakta doğaylaBen güneşle paylaşıyorum sıcaklığını ellerininEllerin dokunuyor saçlarıma yansıyan gün ışığıylaAy’la yokluğunu paylaşıyor gecelerimGecelerim ayaz yalnızlığınlaYıldızlar gözlerini çeviriyor üzerimeYıldızlar senin gözlerinBulutlar küme küme taşıyor sevdanıSevdan geleceğimGeleceğim seninPeki ya sen neyi paylaşmaktasın benimleBirkaç satırmı sadece düşer kalemindenYa da meraklı bakışlarınımı sunar gözlerin gözlerimeBir selamınımı getirecek seni bilenlerYa ellerin..Ya dudaklarınYa eskisi gibi yaşanmayan aşkları yaşatırmı yüreğinPaylaşırmı yarınlarımdaBu defa son dediğin sevgini benliğinYüreğini sunarmısın yağmurlu bir gündeSana susayan yüreğime..
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Peki ya ben
<embed src='http://www.membres.lycos.fr/Laisse_moi_t'aimer-Mike_Brant.mid'width='0' height='0' autostart='true' loop='true'></embed><table width='82%'border='1' cellpadding='0' cellspacing='0'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10158-fon1.jpg' bgcolor='#BEBEBC'> <tr> <td align='center'><table width='97%' border='0' cellpadding='0' cellspacing='0'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10158-fon3.jpg' bgcolor='#58575C'> <tr> <td align='center'><p> </p> <p><img src='http://ozel.balca.net/resima/jpg/siir10158.jpg' width='392'height='500'></p> <p> <br><a>‘Yarın geliyorum diyorsun... peki ben bunca yalnızlığı nasıl sığdırırım bir geceye’</a>
Peki ya ben,
Aysız bir gecedeYıldızlar kıpır kıpır yüreğimdeDört yol ağzındaÇıkmaza yollarımKabuslu saatler başlar<i>bir avuç güneşi çarptıkça yüzüme....</i>Elim kolum bağlı...çaresizliğimi bilsen..
Yokluğunu yaşarken varlarımdaİsyanlar batar düşlerimeBir yumruk sıkımında<i>Kaçıncı kör düğümdür uykusuzluğum</i>Başı boş saatlerde kaçıncı kayıp gölgemdirIslığı peşine takanİn cin sessizliğinde
Peki ya ben,Bunca sensizliği nasıl sığdırırım kalemimeBir şarkıya yükleyip keşkeleriTütsülediğim hayalinNasıl da duman duman boğar nefesimi<i>...sensizliğimi bilsen</i>
Depremler olur göğsümde sesinleDudaklarımda korkaklıkGözlerim yıkar duvarlarıKavuşamaz gözlerine
Peki ya ben,Bunca sensizliği nasıl sığdırırım ömrüme.<embed src='http://www.balcanet.com/muzika/siir10131.mid' width='0' height='0'autostart='true' loop='true'></embed>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Peki ya sen?
Sıcak gecelerde bir köşeye çekilen puhu kuşu gibiyim..Yalnızlığın ve sessizliğin tamortasında. Haykırışlarımdan ürken kadın yüreğini beslerim kimsenin bilmediği diğeryanımda.Sessizlik ve karanlık ürkütür beni.Kendimle başbaşa kalmam kadar acı olmasada, tuttuğum nefeslerim gelir aklıma. Gece çöker, el ayak çekilir hayattan sanki. Yinede parlak gözlerle seyre dalarım sönük sokakları. Her kapalı perdenin arkasını merakederek, düşünerek dalarım uzaklardan gelecek sabaha. Kimbilir kaçı benim kadaryalnızdır diye düşünürüm dört duvar arasında sıkışan arzuların, susarım. Nedenyalnızlık geceleri gelir aklıma. Düşüncelerim, hayallerim, acılarım hep aynızamanda....başımı yastığa koyunca başlar sancılarım. Kıvranırım,parmaklarımı dolarımaltımda serilen çarşafa, yanımdaki yastığa bakar ağlarım. Neden boş? Niye yoksun?Niçin sensizim? Gözlerimi açtığımda gözlerinde görmeliyim bitkinliğimi..terimin tuzukalmalı teninde ve öpmeliyim seni güneşin sabaha düştüğü gibi...sevmeliyim.. Senigözlerime doldurup gitmiştim Ege kıyısına. Sabahları gülüşüne boyayıp,buseni asmıştımşimale.Sessizliğimi alıp koynuma yeditepeye bırakmıştım ya seni. Bensiz neler yaparsanutancıyla, umarsızlığıyla kahpe şehrin namına veririm deyip ihanetini, gittim. Kadınkokusunda yudumladığında gecelerini,hasretlerimi bıraktığım kırmızı şafaklardagözlerini açtın başka tende...oysa ben bir başımaydım. Yangınım kaldı çöl kızgınlığındaki sevdamda. Hasretin, denizin tuzuyla karışıp kavurdu dudaklarımı. Hep korktumuzaklardayken. Geldiğimde bulacakmıydım seni? .Sensiz kuytularda gülüşünü, öpüşünüdüşlerken, İstanbul'a değil, sana özlemim artardı. Sen uzak kaldıkça bana daha daçöküyordu aşk, kırmızı sevdalara. İşte geldim. Yağmurlu bir İstanbul sabahı karşıladıbeni hem de sevdiğim Eylül. Güz yaklaşıyor, leyleklerde bu gün yarın çeker gider. Pekiya sen? Mevsimsiz mi bırakacaksın beni yoksa her mevsimimde baharı mıyaşatacaksın? Sesini duyur bana...İstanbul sokaklarında kayboldun mu, karanlıklarlekeledi mi sevdamızı? Koca şehir gibi ya şahlan karşımda ya da yitirilen nice aşklar gibigömül Marmara'nın sularına, hazin hazin.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Peşinsıra
<i>Her gidişindeBir yıldız çalardımŞehir biraz daha kararırdı
GelişindeTeninde güneşŞehrimde sabah uyanırdı
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Razıyım
Soğuk ve güçlü demir örgüArdındaTutamadığım ipin ucunda <i>mavi bir balondu özgürlük</i>Yükseldikçe beyaz bulutlaraAvluda saymaya devam ediyorumBilmem kaç kez üstüne bastığım ayak izimi
Gökyüzünde defalarca tuttum aynı yıldızıHele yarasalar her uçuşunda üzerimdenKanımı emmek için çizdiler gecelerimi <i>Teslim etmedim</i>
Her ne kadar solgun ve güçsüz olsa da bedenimSen dolu bir yürek taşıyorGeçemezdim ki senden
Soğuk duvarlara göz açmak nedir bilir misinYirmi dört saat senin için dönmezAma sen <i>Yaşarsın yirmidört saat için</i>
Hayat zaten geçer durur pencerenin önündeSen sadece bakarsınHep aynı yüzler, aynı koridorlarVe aynı hatıralarlaSararmış yastığına bırakırsınSolmuş hayalleri
Siyah beyaz hatırladıklarındır elinde kalan
Ya rüzgara bırakmayalı saçlarımı ne kadar olduŞöyle çimlere serilmeyeliDut ağacına tırmandığım günlerdi en sonDizime, koluma açtığım yaraAcırdı ve kanardıNeden kanayarak geçmez yürek yarasıTutsaklık içinde ayrı bir esaret ‘Aşk’
Nefesini unuttun ay parçamOmuzumda ki kelebeğin uçtu uzaklaraBak!Elim kolu bağlıKapılar kapalıKoridorlarlarda adamlar dizili sıra sıra
Güneş doğmasın isterim avluda gördüğüm kucak dolusu karanlığaDolunay senin yüzündü, senin tenindiAh!
Şimdi kirpiklerinden ördüğüm demir parmaklıklarıDudaklarınla kilitlediğim kapıları
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gülüşünü astığım penceremiAçmamı istiyorsun benden
Yapamam ki bir tanemSana prangalamışım kendimiBu esarete ‘<i>AŞK</i>’ diyorum<i>Özgürlük sensizlikse... razıyım idama! ! ! </i>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Reklamlarda izlediniz mi? Cumhuriyetimize sahip çıkalım-
http://video.haberturk.com/video.aspx? v_ID=12419&k_A=maskarites
kim ne düşünür bilmem ama! ! !
Aydınlığı azınlıkta kalan ülkemde... kısa- net! ! ve ancak bu kadar vurucu olabilir birreklam!
bir arkadaş belirtmiş gerçi, bence de son zamanlarda okunması, paylaşılması, bestsellere taşınması gereken TEK KİTAP 'NUTUK - Mustafa Kemal ATATÜRK'
Böyle bir kampanya başlatamaz mıyız?
nasıl, ışıkları söndürme, bir mum da sen yak ve benzeri sloganlarla kampanyalaryapılabiliyor....
Nutukla, nutku tutturmanın zamanı gelmedi mi?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Renkli Hayatlar
Birileri vardır hayatımızda. Hani yıllar öncesinden girmiştir. Sokakta oynadığımızdönemlerden, siyah önlüklü oturduğumuz sıralardan, serpilmeye başladığımız ergenlikdöneminden, yaz tatillerinden, iş hayatından, yolda düzenli olarak bindiğiniz otobüs &dolmuşlardan. Tesadüflerle paylaşılan küçük anlardan ve günümüzün modası sanaldünyadan. Bay, bayan olması önemli olmadan kurulan bağdır asıl olan. Kurulan veinsana ait en özel duygudur 'ARKADAŞLIK' ya da 'FLÖRT'.
Öyle bir doğamız var ki en uysal anımızda bir anlık öfkeyle yerle bir ediyoruz dünyayı.Bir yumrukta ayaklar altına alırız dağları, gürül gürül akan pınarları kuruturkızgınlığımız. İncindiğimizde incinmeyi adet edinmişiz. Bu nasıl bir haldir hala anlamam.Zaman zaman ben de yapıyorum, hepimiz gibi. Ne kadar frenlesek kendimizi, biryerlerde ok yaydan çıkıyor her seferinde. Sonra; şunu dedi, bunu yaptı der, sıyrılmayaçalışırız bu öfkeli kırmızı tablodan. Sanki o renkler bizim fırçamızdan çıkmamış gibi,uzaktan seyrederiz.
Hayatımızdaki renkleri damlattığımız resime göz atsak, kendimizle yüzleşir gibi. En çokhangi renkle boyuyoruz günleri?
Kararsız kaldığımız zamanlar gri sabahlara açarız gözlerimizi. Güneş ne kadar parlakolursa olsun hep kasvetlidir dört mevsim. Yeni bir sevdaya tutunduysak, rüzgaraasılmış yüreğimizle beyaz örtüyü eritir, sarkıtlardan güzel bir nehir kıvrılırhayallerimizden. Kızgınlığımızda dikilmiş saçlarla, kızarmış bir suratla, hoyratçabağırırız. Arada sırada kuytulara kaçarız. Ya yeşilin kucağına, ya mavinin ortasınabırakırız kendimizi. Biraz sarıya çaldı mı bakışlarımız, yorgunuzdur hayattan. Beyazaçalıyorsa akşamlarımız, umut dileniriz karanlıklardan. Siyahsa yirmidört saatimiz,üçyüzaltmışbeş günümüz, belli ki yalnızlığa tutsağız.
Çok alacalı ise hayat, zaten orda durmak gerekir, ya biz dengeyi bozmuşuzdur, belki debirilerinin dengesizliğinden devrilmişizdir.
Keşke gökkuşağından kocaman bir fiyonk yapabilsek ömrümüze!Hadi şimdi alın elinize fırçayı, bakalım ne renklere bulayacaksınız bundan sonrahayatınızı.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
S...ertesi
<embed src='http://www.balcanet.com/muzika/siir10167.mid' width='0' height='0'autostart='true' loop='true'></embed> <p> </p> <table width='90%' border='1' cellpadding='0' cellspacing='7'bordercolorlight='#A5C3DF' bordercolordark='#2C5C8C'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10167-fon1.jpg' bgcolor='#5F9BCF'> <tr> <td align='center'><table width='100%' border='1' cellpadding='0' cellspacing='1'bordercolorlight='#A5C3DF' bordercolordark='#2C5C8C'> <tr> <td align='center'><table width='100%' border='1' cellpadding='0' cellspacing='1'bordercolorlight='#A5C3DF' bordercolordark='#2C5C8C'> <tr> <td align='center'><table width='100%' border='1' cellpadding='0' cellspacing='1'bordercolorlight='#A5C3DF' bordercolordark='#2C5C8C'> <tr> <td align='center'><table width='100%' border='0' cellpadding='0' cellspacing='0'bgcolor='#020202'> <tr> <td align='center'><table width='100%' border='0' cellpadding='0' cellspacing='0'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10167-fon2.jpg' bgcolor='#A5C3DF'> <tr> <td align='center'><table width='99%' border='0' cellpadding='0' cellspacing='0'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10167-fon1.jpg' bgcolor='#5F9BCF'> <tr> <td align='center'><p><br> <img src='http://ozel.balca.net/resima/jpg/siir10167.jpg' width='600'height='445'></p> <table width='70%' border='1' cellpadding='0' cellspacing='5'bordercolorlight='#2C5C8C' bordercolordark='#A5C3DF'> <tr> <td align='center'><table width='100%' border='1' cellpadding='0' cellspacing='0'bordercolorlight='#2C5C8C' bordercolordark='#A5C3DF'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10167-fon2.jpg' bgcolor='#A5C3DF'> <tr> <td align='center'><table width='99%' border='0' cellpadding='0' cellspacing='0'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10167-fon1.jpg' bgcolor='#5F9BCF'> <tr> <td align='center'><p> </p>Düş ertesindeGüne sızan nankörlükSabaha damlayan mürekkep mihani -gerçek- dedikleriya da her kimse doğru(su)Ötesinde –insan- derizManasına yakışanOysa ne kadar da yitik anlamı
Sahipsiz kimliklerGölge kişiliklerFısıltı kuşlarıSanırmısınız
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sadece siz döndürürsünüz dünyayıYok mu aynaya bakacak gücünüz yoksaGözlerinize..
SahiGözlerinizin içindeBulabilir misiniz kendinizi?Altın varakla mı yazdırır adınızıGelişinize şart koyduğunuz gidişlerKaraladıkça mı aklanır ruhlarınız
Topal şubatın vedası var bu günGün ertesinde Mart güneşiBiliyorumkiSahte yüzlerin yıkandığıSon yağmurlar değilGözlerimdeki
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
S.u.s.t.u.r.d.u.n
Hani ölmezdi Kemal’lerHani gençliğe emanetti vatanım…
Niye gittin?
Bir Kemal yeterdi bu günün anısınaBir yas yeterdi.İki gün önce tek yürekte soluduk seniTanımadığın onca yüzler güldü _ölüme-inatBir parça sevinç düşürdük senin içinGitmek için acelen neydi?
Sen ki gülen yüzünle geldin karşımaSuskundun,S.u.s.t.u.r.d.u.n
Bu kadar mı fazla geldi hayat?Bir avuç kor olup düşmek yüreğeDaha mı kolaydı?
Tek erkeğiydin annenin, bacınınGüzel dosttun be Kemal’imHepimizi gözüyaşlı bıraktın
Düğüm düğüm boğazımda yaşlarımAcı veriyor şimdi soluklamak bu şehriNasıl bırakacağız seni karanlıklaraNasıl yüzüne örteceğiz ölümün peçesini
İlk değilsin bırakıp gidenama vakti değildi.
Takviminde koparıyorum hazanıBundan sonra mevsimsiz ömür....Kalk dostum….Ne sen yakışırsın toprağane de ölüm yakışır sana ! ! !
2 ay önce kan kanserine yakalanan 27 yaşındaki dostum Kemal i bir kaç saat öncekaybettik. Oysa Pazartesi günü onun için bu siteden de arkadaşların katılımıyla 265 kişitek yürekte yaşamıştık onu bowling salonunda. Maddi ve manevi tüm destekleriniz içinteşekkürler.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Saat 21.00 konuk
Bu akşam saat 21.00'de Yunan yorumcu Ziynet www.radyomedcezir.com 'daYağmur'la gece expresinde bizlerle.
Aşk Yağmuru radyosu ile ortak yayındır.
Bekleriz.
www.radyomedcezir.com
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sabah Ol
Sabah olHayat gözlerinde aydınlansınBahardan kalan son kuşAşkı çığırsınAkşamdan topladığım yıldızlarıTek tek fırlat denizlereGece sulara dalsın.
Sabah olÇiğ tanesinde serilsin gün üzerineSerin ve bakirGüneş sen olVur sevdayı perdeleri aralayan her yüze
Sabah olDüşlerime sakladığım deniz gözleriGörmemeleri içinSaklan tepelerin ardınaDenizle göğün birleştiği yerdeGöz kırp sevdayaBakan anlamasınDenizmisin bulutmusun
Sabah olYalnızlığıma yoldaş olma dolunaydaYakamozlar eşlik ediyor sen yoksanGece seriliyor sevdamaAcıları boğmak içinSen güneş ol ben beklerim karanlıkları.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sabahın ardından
Soğuk ve yağmurlu bugün deKahretsinYine titreyeceğimve caddelerde ıslanacağım
Hızlı hızlı adımlar vuracak kulağımaYa da korna sesleri zıplatacakBulduğum kuytu yerlere sığınsam daÜrkek bir tekme sarsacak zayıf bedenimiVe gök gürültüsüne karışacak sallanan küfür
Kendi halimde, başı boş dolaşırımAranızda ki deli divanler gibiOnlar aşkını ararlarBense… yaşamak için şansHele bir de sıcak bir el dokunursaVe içten bir gülüş düşerse gözlerimeKatık ettiğim aşımın yanındaDoyurur yalnızlığımı.
Ve sen insanoğlu
Sevgiyi öğret çocuğuna ki;Severek baksınlar banaDünyanın sadece sizin olmadığını anlat ki;Paylaşmayı bilsinler hayat kavgasınıVeSusarak konuşmayı öğretkonuşmadan anlamayıbakarak dinlemeyi ki;Büyüsün SEVGİ DİLİ…
Yağmurlu bir İstanbul sabahında çöp kutusuna çıkmaya çalışan bir sokak köpeğininardından….
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sabahlar olmasın
Sabahlar olmasınUzanmasın yollar önümdeYokluğun gibi durmasın karşımda şehirZaman, lekelenmesin ihanetlerle yeniden
Gece bağdaş kursun önümdeBen gecenin içinde, elim kolum bağlıSuskunluğun gibi dursun gözlerimdeki nehirAy, titremesin ihanetlerle yeniden
Katları açılsın şiirinKaçak küller düşsün sararmışlığındaÖpüşlerin gibi bir gelip bir gitmesin aklıma şarkılarDudakların, yapışmasın ihanetlerle yeniden
Mevsim ağır aksak ayındaKışın ortasında kirpiğime kaçmış nisanYatağın sen yarısı deprem, ben yarısı ıslakBiliyorum, bedenin ihanette yenidenSabahlar olmasınSabahlar olmasın.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sabret
Son defaSevmek istedim
Kahretsin ki
İlk defa öğrendimAşık olmayı
şimdine sevgi istiyorumne de başka aşk
dilim <i>susmayı</i>sen de<i>beklemeyi</i> öğren yüreğim<i>a.ş..k...ı....m
.......s
.........a
...........b
.............r
..............e
................t</i>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sadece bakıyordu
Sadece bakıyordu…Parlıyordu, gözlerinden akan geceNe acıları vardı dilsiz,Ne özlemleri vardı, kelimesi kıt.
Bir adım daha varıyordu ölümeBir adım daha kaçıyordu karanlık
Sadece bakıyordu…Gözlerini yumduğundaDiziliyordu kara perdesine gülüşler…Gülüşler çınlıyordu kulağında
Bir avuç daha açıyordu boşluğaBir avuç daha yumuyordu öfkede
Susuyordu her şeyDuruyordu yanağındaki yaş bileVe dökülüyordu parmaklarından saçları
Eskimiş muşamba yerdeHer karesinde örüyordu demir parmaklarıDuvarlar çöküyordu sankiIşıklar sönüyorduYırtık tülden sızıyordu sokak lambası
Titiriyordu gözlerinde şehirBoğazında kör düğüm yaşama umuduGeçmiyordu.
Bir anı daha yanıyorduBir anı daha sıkıştırıyordu göğsünü
Sadece bakıyordu…Küçük parçalara bölüyorduAn’ları saklayan fotoğraflarıKırılıyordu salkım söğüt dalları uzakta
Bir damla daha temizliyordu yılları yüzündeBir damla daha kırmızı hüzün üstüne
Sadece bakıyorduPencerede bacağına ip dolanmışYabani bir güvercinYüreğinde gecenin ağır adımları
<i>Sadece bakıyordu…Ne özlemleri vardı, kelimesi kıt.Bir adım daha varıyordu ölümeGülüşler çınlıyordu kulağındaSusuyordu her şey
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Eskimiş muşamba yerdeTitiriyordu gözlerinde şehirBir anı daha yanıyorduKırılıyordu salkım söğüt dalları uzaktaBir damla daha temizliyordu yılları yüzündeYüreğinde gecenin ağır adımlarıSadece bakıyordu…
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sadece sana dair ki; sen kendini bilirsin uğur böceğim
İstanbul’un gözü önündeSurlardan attım sevda çiçeğimiKaranlık sulara…
Suların karanlığına bulandıBelki de kimsenin bilmediği kıyıdaydıSiyah gelincik
Gelinciğin siyahında pıhtılaştı kırmızıÖlümünde başındaydı ayın gölgesiEn acısı da yalnızlığıydı
Yalnızlığın da acısı vardı kendine göreOysa yalnızlık ne kadar kalabalıktıYokta her şey vardı
Ama varda sadece yoklar vardıYoktu var olan gönlünde aşkAma vardı aşksız da gönül
Karışık hayat…
Hal nedir bildin mi?Sustu gönül, acını aldığındaCanımın yandığı yerde gözyaşın
Gözyaşında can yanığımTuz yaptım yaramaAşk seni ağlatmasın
Ağlatmasın seni –ben-Kıyamam sanaSeviyorsan durma
Kim ne derse boş verTut elinden, tıka kulaklarınıYum gözlerini
Gözlerin yumuluykenDokunduğunda hissettiğindir aşkSen sevda çiçeğiO, aşk adamı
Hadi sarmaşığım olun gecedeBir dilek tuttum sizin için
Sen de –benim için olsun-Olsun be gülümMutlu kal da
Şiirler isyan etsinOkuyanlar;
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
fısıltı yağmurlarıyla yıkasınlar satırları
Takma, takmıyorum, takmasınHadiSevdanı yaşa, yaram kapansın
Uğur böceğim üçççççççç! ! !
s.s.şbs.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sadece sevdim
Sadece sevdimHerkes gibiBizim içindi şarkılarİçilen kahve telvesindeGözlerini aradımKısmet misali
Mektuplar yazdımGöndermedimŞiirler karaladımGülersin diye okumadımÇalan her telefondaGelen her mesajdaHeyecanlandımSevdalılar gibi
Sadece sevdimUykusuz gecelere astım hasretiniElime geçen bütün papatyalarda sayıkladım<i>seviyorsevmiyor</i>
Tütün kokusunu çekipGelen tüm sessiz telefonlarıSana yordum-Özlemiştir- belki deyipSesimden çok nefesimi gönderdim ahizedenTenine aç<i>Sen-kokan nefesimi</i>
Sadece sevdimKüçük bir busedeAl basan çocuk yüzüyleİlk bebeğini kucaklayan ananınHelal sütü gibi
<i>Secdeye koyduğum alnımdan öptüğünSeherin çıplaklığındaYıldızların sessiz ibadetlerindeUmarsızca sevdim sevilmeyi düşünmeden hem de...</i>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sadelik
Sadece, sadelik dedik...Beyaz papatya tarlalarındaUçurtması kavuşurken bulutlaraKoşturan çocuk coşkusundaydı duygularımız.Sokaklarda izi kalmamışSaklambaç,yakartop koşturmalarınınYuvarlanan misket sesi yok artıkMendil kapmaca oynayan...Burnu akan çocuklarDüşünce dizlerde kanayan yaralar yok.Topaç dönmüyor..dünya dönüyor başımızdaEllerimizle kirlettiğimiz,karaladığımız bir dünya.
Sadece, sadelik dedik..Ninelerimiz,dedelerimiz kadar yavan yaşayalım diye dünyayıZaman ayıralım sevdiklerimizeBırakıp eşikte dünya malınıKucaklayalım çocuklarımızı...En son hangi akşam konuştunuz onlarla?Yada yüzünde çıkan sivilceyi ne zaman gördünüz?
Sadece, sadelik dedikYüksek binaların arasındaÇimenlere örtü serip oturmayı özledikZeytin peynir gibi katık ettik sevdalarıUnuttuk dalından kopardığımız meyve tadınıKümese girip folluktan aldığımı yumurtayıİlk sevdanızın yanağı renginde elma şekeriniEN son ne zaman yediniz?Köşe başında pamuk helva satan amcayıEn son ne zaman gördünüz?
Sadece, sadelik dedikEvden çıkarken geride bıraktığımız sorumluluklarıHep göz önünde olsada yüreğimizin ardında kalan canlarıAnıları boğduk hırslarımızdaSaksıda bile açmıyor çiçeklerHangimizin camında yuva yapıyor artık güvercinler
Doğum dedik...Acıları doğurduk silahlarlaSevgi dedikBeklentiler ilkesi olduÖlüm dedik..Yaşarken bedenler ruhları kaybettikÖzlemleri, arzuları, aşkları tükettik.
Sadece sadelik derkenOrtalığı kirlettik. 3/2/02
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Saklamam (Bir ayrılık gününde)
<img src='http://ozel.balca.net/resima/jpg/siir10133.jpg' width='200'height='225'><br> </p> <table width='250' border='0' cellspacing='0' cellpadding='0'> <tr> <embed src='http://www.musiki.org/sesler/neva_canakkale.mid' width='0'height='0' autostart='true' loop='true'></embed><i><a>Yorgun ve küçük adımlarıylaKöşesine çekildiBildim bileli konuşmaz</i>
Çentikler arasına sinmiş gözlerindenŞimdiden düşmeye başladıBirkaç damla
Saatler ilerledikçeGöğsündeki kafeseKüt küt çarparBeyaz güvercinlerin kanatları <i> -bilmez ama duyarım-</i>
Titremeye başladı elleriYarına çıkıncaAçılacak genç kızlığındanHercailer işlenmişÇeyiz sandığı <i>-yeni gelin heyecanında, anlarım-</i>
Sararmış mendildeUğurlarken yarısını,Kestiği bir tutam saçHala barut kokar
Rengi akmışNerdeyse silinmiş resimlerRutubetle yapışmışYıllardır gire çıkaMaziyi gömdüğüKaranlığa <i>-özlemler canını yakar, sezerim-</i>
Derin bir nefes çekiyor işteDuvardaki resme baktıkçaHele ki radyodaÇalıyor ya böyle günlerdeKahramanlık türküleriYanık-yanık <i>-içinden de olsa mırıldanışı, duyarım-</i>
Dizlerine başımı koydumYıldız yağmurlarındaRuhlara açtığın elleriniDolaştır saçlarımda
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hayallere sarılırkenTütsülediğinAl yazmanı çıkar göğsündenSer <i>AYYILDIZın</i> gölgesineKanı kurusun şehidinin
<i>Döksen de koca bir ömrüTakvim yapraklarıylaHer yıl bir kez daha ölürsün18 MART’ta <i> -SAKLAMAM...
sen gibi ağlarım NİNEM...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Saklambaç
Çocuk gözlerinle uyan bu sabahGüneş damlasın içineCoşkuyla tara saçlarını aynadaYüzüne vurduğun o bir avuç sudaYitirdiğin yılları temizle.Topaç çevirir gibi çevir dünyayı gözlerindeSevdanın tam ortasına yuvarla misketleriniSekerek in aşağıya o tırmandığın yaşlardanBırak kendini kaydırak tepesindenDüş, düşlerime.Evcilik oynar gibi,Küçük kilimler getir bahçemeSaçım gibi örgülü olsunBiraz kırmızısını çalsın saçakları, kurdelemdenBiraz da gözlerinden yeşili.Sen evin babası ol,Ben de çocukların annesi.Hadi gülümsemek için, yum gözlerini.Bir oyun bu.Nasıl olsa geçim derdi yokİhanet yok,Mızıkçılık yapsandaKavga edeceğimiz sıradaEve çağırıp annelerBozarlar oyunumuzu.Gözlerini aç şimdi,Ve her aşkın bir oyun olduğunu düşünSeni üzdüğünde sevdalarSaklambaç oynave sen sobele gizli aşkları...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Saklı...
Baharı taşıyan yel değil miydin?Karanlığım ardında gün değil miydin?Yalnız ruhuma eş değil miydin?Hoş geldin gönlüme helalim benim.
Hakkım yok ardımda bırakmam seniMutlusun isyana düşürmem seniRuhunda acıyla bırakmam seniHoş geldin gönlüme helalim benim
Tanrı’dan kalbine göre gelmişimKaderimsin deyip gönül vermişinAlın yazına sürüp yarim demişinHoş buldum gönlünde helalim benim.
**Nedim Saatçioğlu'nun - yasaklım benim- şiirinden esinlenmedir.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Salıncaktaki kız'a
Sabah güneşi saçlarındaydı artıkTıpkı bitirdiği şarkı gibiydi gecesiSalıncağının durmasıParıltılı yollarının bitmesi gibiSevdanın bitişinede açmalı gözlerini
Hayalinde sürdürmek acı verirHep aynı şarkı akıtır yaşlarınıGece olmasın diye duadadır avuçlarıKayan yıldızlar hatırlatır uçup giden sevdaları
Parıltılı yolların büyüsüGecenin katranı....Saçlarında sevda rüzgalarıSalıncak keyfini sürer çocuksu edasıYıldızlara yükselirkenGözleri cıvıltılıYüreğinde binlerce kuş kanadıama hayat, kucağında sallarken narin bedeniniGeceyi boğan sabah ışıklarındaGüneş söndürür umut yıldızlarınıVe gece biterİner uçuşan saçlarıSusar şarkısıYolları biterBaşlar yalnızlığın kavgası...kayan yıldızlarla beraberAvucundan kaymıştır salıncaktaki edası.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sana birikiyorum
şehri süpürüyorlar anneölü bulutları süpürüyorlar
tek tek yok oluyoruçurtma yüzlü çocuklar
ve tek tek sönüyoranne gülüşleri
gözlerini çalıyor kırlangıç yavrularıgeceleri korkular büyütüyorum
gölgemde küçülüyorum seni özledikçekesikler birikiyor göğsümün tam ortasına
kış için sakladığım bahar dallarını kırıyorumkızıl intiharı seçiyor ağaçlar kendine
ellerine dokunuyorum fesleğenlerdeve uçsun diye yalvarıyorum kör kuyulara attığım tüm ateş böceklerine
çığlık çığlığa isyanı denizlerin
şehri süpürüyorlar anneölü serçeleri süpürüyorlarpapatya leşlerini
tek tek yok oluyoranılarda dolaştığım sokaklar
ve tek tek düşüyordurak tabelaları
sesini çalıyor bu şehrin kalabalığı
şehrin tüm güvercinleri havalanırken yüzümdeher gece vakti sana soyunuyor yalnızlığımher gece vakti mühürlüyorum yaşları kirpiğime
gidişinle ölümler biriktiriyorum annegidişinle özlemler biriktiriyorum
yokluğun derin bir suskunluk gözlerimde
işehri süpürüyorlar anneölü bulutlarıuçurtma yüzlü çocuklarıanne gülüşleriniölü serçeleripapatya leşlerini/i
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
bbu şehir bu kadar mı çıplaktı anne
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sana cevabımdır
<td align='center'><img src='http://ozel.balca.net/resima/jpg/ozlem10030.jpg'width='300' height='400'></td><embed src='http://www.balcanet.com/muzika/ozlem10022.mid' width='0' height='0'autostart='true' loop='true'></embed>Çok değil sadece birkaç saat oldu bana gelişin...sessiz kaldığıma bakma. Defalarcahaykırmak istedim gözlerindeyken.
Nasıl da şiir gibi dökülüyordu sözlerin, bakışlarında öyle bir ağıt takılmıştı ki,kirpiklerindeydi içli kemanın serzenişi.
İkimizdik, şehrin en kalabalık noktasında, yüksekte. Raylar geçiyordu gözlerimizden,vapurlar... ve bir martı eşlik etti ekmeğimize.
Ben hiç böyle seyretmedim bu şehri.
Bir martı gagasında ince bir çizgiyi dürbün yapıp, gözetlemedim Galata Kulesi’ni. Nasılda saklandı deniz, ekmeğe saldıran gaganın ince deliğine.
Mavi bir ip geçirdim dalgaları kendime çekmek için...bulutlar takıldı ucuna.
Ne bekliyorsun? dedin, sustum. Oysa gelene kadar ne çok tekrarlamıştımsöyleyemediğim o kelimeyi. İmkansız-dIk, çaresiz-dik ama ikimiz de....ikimiz de...!
Sıcak bir çayı yudumluyordun karşımda, arkanda güneşli bir İstanbul’du gözlerimetakılan. Yazmadığın birkaç aşk şiiri sıkışmıştı soluduğun sigara dumanında.Fincanımdaki telvede bıraktım acılarımı ilk defa ama ilk defa.
Birkaç gün sonra gideceksin, nasıl katlanırım bilmem. Söylenecek çok söz var, daha elindüşmemişken saçıma, nefesin değmemişken boynuma...gitme, daha vakit var.
Ben hiç böyle seyretmedim bu şehri.
Sivrilen minareler yılların biriken suskunluğu sanki, yığılmış, taş duvar. Sirkeci garıartık yorgun gel-gitlerden. Çift gelip tek giden o ayak izleri ciğerlerine sinmiş, ölümcülhastalığın pençesinde. Binlerce adımı tek bir ayağa topluyor iskeleden kalkan vapur veben...ayaklarım yok sanki!
Bütün gürültüleri, tam sesinden düşerken yakaladığım kelimeleri, işaret parmağımlakilitliyorum dudağına, sussssss. Gözlerinden duymak yetiyor bana ve gözlerimdenduyurmak sana.
Siyahla beyazın ekmek kavgasına takılıyouz, beyaz olan kazanıyor, sendeleyerekgidiyor siyah, kırmızı kiremitlerde. Yüksekte kavgasını bitiren iki renk, bir aşkbaşlatan iki yürek...ikisi de çarpıntıda.
Çok değil sadece birkaç saat oldu bana gelişin...sessiz kaldığıma bakma. Defalarcahaykırmak istedim gözlerindeyken.
O karanlık koridordan geçip, kalabalığa yaklaştıkça adım adım, daha çok baş başaydıksanki ama daha bir ürkek.
Cesaretim yok...biliyordun... başıma gelecekleri, her başlangıçta uzanan dil lekelerini
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
göğüslemeye yeter mi tuttuğum elin? Seni omuzlamaya gücüm yeter mi?
Ne kadar olabilirsin yanımda, n e k a d a r o l a b i l i r s i n.
Düşlerimde bile alamayacağım sensiz saatler kalıyor bana, sana ait ama sahipsizsevinçler.
Bir şeyler fısıldadın da uğurlarken anlamadım göğsüme sığdırdığım yedi yepeningürültüsünden.
Bende bir şeylerin kaldı, sende bir çok şeylerim.
Çok değil sadece birkaç dakikaydı ayrılmamızdan, radyoda ‘gidersen bir gün bu evden’diye bir şarkı takıldı dilime. Telefonumda da o melodi çalmaya başladı aynıanda‘Giderken sana bir şey fısıldadım, duydun mu? ’ diye düştün içime, sıcak sıcak.‘sana söylediğimin başındakini at.’
Fısıltındaki kelimeyi attım... işte
Sana aşık oldum. a b i l a G
Birkaç gün sonra gideceksin, nasıl katlanırımbilmem söylenecek çok söz var... Gitme....daha vakit var....söyleyemedim ama
G a l i b a Sana aşık oldum
Fısıltımdaki cevabımı sen duy yeter
H o ş g e l d i n y a z g ü n e ş i m.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sana Geldiğimde
Bensiz kalacak bu şehir sana geldigimdeBulutlarında gözlerim olmayacak sabahlarıGüneş yansıtmayacak gülüşümüVapur bacasında tütmeyecek hasretlerimBen sende doğacağım maviyeGözlerime dolacak gözlerinKollarının sıcağında, sevdaların buğusuTenimin tenine yangınıSoğuk olacak bu şehirBiz ateşin bagrindaykenBiz sevdamızla kavrulurken sarmaşdolaş...İstanbul ayaza tutsakKızılımıza düşecek karBeyazı şahit olacakŞehir gebe kalacak aşkımıza
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sana İnat!
Sana inat yaşayacağım geceleriKaranlığı olmayacak gözlerinin artıkYirmidört saat içimde yaz güneşiPortakal çiçeği yıldızlarSamanyolu papatya bahçesi
Sana inat gideceğim uzaklaraHiç görmediğim toprakları vuracağım yüzümeDokunmadığım insanlara uzanacak ellerimGülüşüm değecek gözlerine
Sana inat bakacağım yarınlaraDaha bir arzulu, umutluBilmediklerimin düşlerini kuracağımGerçeklerim büyük olsun diye
Sana inat seveceğimSevginin sahiplenmek olmadığını,Esaret olmadığınıGece gözlerine, esmer tenineBağlamadan hasretleri
Sana inat sileceğim acılarıYangınını söndüreceğim sevdalarınKözlenmiş yüreğimeYeni filizler ekeceğimHeşeyin 'sen' olmadığınıHerşeyin 'ben' olduğunuSana göstereceğim
Ben yaz'sam sen karşımda buz gibi eriyeceksinBen, bensem...sen benden erkenden gideceksinGitmelisin..
Dedim ya,Sana inat bendeki seni tüketeceğim.Sensizliği daha çok seviyorum şimdi.29/06
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sana sevdam
Yalnızlığım, tel örgüsünü çekerken güneşeSadece düş kelebeğiydinKalabalık şehrimde ' Sensiz soluklanamadığım '
Uğuldayan lafların gerisindeSessizce durdum
Ve İstanbul dalgalanırken kendi kendineDingin bir ovanın eteklerindeGözlerin şahitti ibadetime
En tenha köşelerdeVar gücümle duaya dönüştürdüm adını..Sabah ezanlarının ardından uzanan ellerimKırık acıların serinliğindeGelin çiçeklerini topluyor şimdi
Kayıp zamanların yansımasında parmak izleriniMahrem kelimelerin gücünde öpüşleriniEge’yi teninde sakladığım
Kalabalıklarda yalnızdımYalnız kıldın kalabalıkları yanımdaKorkularımı güce dönüştüren ' tılsımım '
Kalemin kadar cesur…Delikanlı yüreğine inatŞımarttığın çocuk yanımlaBöylesi katıksız… “Seviyorum seni, ekmeği tuza banıp, banıp yer gibi…”
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sana yakışan
Bahara yakışır yeşil vadiYeşile papatyalar damlar Nisan’danBaşak tarlalarında saçlarımGüneşe sunmuş kendiniGüneş ellerin.Pembe bir bulut içinde düşlerimEllerimde sımsıkı tuttuğumYanağından çaldığım pembe güller.Bana yakışır sevdanBaharın sana yakıştığı kadar
Denize yakışır yakamozlarDalgalar sahillereYıldızlar gece gözlerine.Tenine değer uykusuzluğumLoş ışıklarda ter içinde bedenSayıklar adını dudaklarımAdın yakışır hasreteBaharın sana yakıştığı kadar
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sanki
Sanki hala anlatılmamış fırtınamFotoğraflarda kalan gizemli bir gülüş 'aşk'Hüznü, mutluluğu barındıran şarkıDudaktan düşmeyen isim 'bahar bakışlı'
Sanki hala söylenmemiş sevdamKüçük yüreğimde kopan büyük gürültüHiç duyulmamış çırpınan denizlerdePapatyalar yetmemiş tutulan fallara
Sanki hiç boyanmamış aşkGözlerini görmemiş gökkuşağıGülüşünden bihaber güneşSıcağı hiç tatmamış/ ısıtmamış
Sanki hiç bulunmamış 'SEN'Tüm kimsesiz kıyılarda ayak izi silinmişNefesini saklamış dağlarOrman yutmuş gözlerinive geceSerpmiş yıldızlara bakışınıKaydıkça tutulmaz olmuş 'aşk'Ardından yazılır olmuş şiirKimse 'sen' gibi okunmamış.................. hala yetmiyor kelimeler.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sarhoş
Şarabımı boşalttım mavi denizlereBeyazdıKöpükle kucaklaştıŞimdi deniz mayhoşBen deniz gözlerinde sarhoş...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Savaşan Büyüklere
Gök gürültüsü duruşunlaUtancı vurma yüzümesoğuk gülüşümdedepremler varve yıkıntılar yarınlarımdaküçük bedenin daha güçlüydü bendenkorkusuz,ben koca gövdemleaciz, korkakyüreğin kadar büyük olmak isterdimah şu utançlar yok mu?size sunulan dünya yok mu?ellerimle durdurmak isterdim çocukyap-boz oyunlarıyla vermek isterdimsavaşları,küçük bir fırçanın gökkuşağından kovası olmalıAğıt yerine kahkahalarınız boğmalı sokaklarıgüneş gözlerine hapsolmuş oysasoğuk bedeninde saklar sıcaklığıaç gözlerini çocukKurşun çiy olup düşmüş gül tenineBedenin, gömleğin, kaşın, dudağın kireç beyazıSaçlarında, yıkılan duvarın tozlarıBir nefes çek barış çiçeğimdenZeytin ağacımın dalına kur salıncağınıÇıkmaz sokaklarımda aç kurtuluş tüneliniKurşun rengine inat misketlerini yuvarla, gözün mavisiSes ver çocukBir ananın çığlığına kar gülüşünüBir babanın yangınına dök, üç tekerlekli bisikletteki teriniOkul bahçesinde öğrendiğin şarkılarını söyleKardeşlerin için, mermi seslerine inatKalk çocuk.Ağır gelir o kurşun sol yanınaKan yerine boya de gömleğimde kiŞaka yaptım de,..konuş çocuk.Hesabını sor bedava hayatların.
Kapalı gözlerin.Soluksuz göğsün.Beyaz görüntünde, kırmızı kırmızı sızmakta ölümHayat ağır gelecekti belki amaölüm daha da fazla gelir kimsesiz düşlerine.
Sen küçük melekElinde ki elma şekerinin ucunaKuyruklu yıldızı takıpDünya uyurkengümüş tozlarını serp‘Barış Pırıltısı’ dolsun nefsimize
Hadi kalk çocuk
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Topacın hala dönüyor başucundaKöşebaşında bir top kalmış, kan lekeliSahipsiz oyunlarÜç taş kimsesiz
Ağlama çocukToprağına serpiyorum her akşam yıldızlarla,NinnileriSabahları seriyorum yanan yüreğimiAhhh be çocuk... ahhhh
Hadi kalk,Tüm yaramazlığınlaŞaka yaptım de...Ses ver çocuk.Savaşan büyüklere hatırlat‘ ÇOCUK OLMAYI’
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Savrul
gül yaprakları soluyor ama sessiz kalırsan öyle...demiştin:
Susuyorum geceler gibiAğlıyorum belli etmeden dökülen güllerleSeviyorum ama isyan ediyorum aşkaSonbahar gibi direniyorum ömrümün sonundaBir vazo gibi ellerimBiriktiriyorumYaşlarımıSözlerimiTutam tutam düşen yıllarımıGün gelecek dökeceğim denizlereSensizliğimi...
Öyle kanattı ki sevdayı gülüşünCanını öyle acıttı ki bakışlarınNe sen kaldın oysa bendeNe de ben
Bir gül ki, dikeni döşeğimBir gün ki, ölümden öteSana yakışmayanBana alışmayanAyrılık
Ölüm hazan rengindeDöşeği, başak saçlarının düştüğü omuzÖrtüsü, güneşten çaldığın teninÖlüm, sevdanın diğer adıBahar gülüşündeMavi bakışındaSensizliğin diğer adıAyazın düştüğü sabahlarınAvazı isyanlardaSensizlikte ölüm gibi sessizSevdansa gözlerin gibi hainHadi git şimdi hazan rüzgarıylaSessizce savrul.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sen
Sen!Geceleri ağlamayı bilirmisin saatlerce?Yatağına uzanıp dört duvarı aydınlatanUfacık pencereden yıldızları sayarmısın?Onlara bakıpta yad edermisin şekil şekil yükselipOdanı dolduran sigara dumanıyla?Kasetteki şarkılarda kaderini ararmısın?'Şimdiki şarkı benim' diyerektenFal tutarmısın gecenin sessizliğinde?Sen!Özgürlük içinde esir olmayı bilirmisin?Tutsak kalırmısın bir çift göze?Resimlere bakarken kelepçelermisin gözlerini geçmişe?Her ayak sesini ben sanıpta fırlarmısın yatağından?Sokaktaki yüzlerde beni ararmısın?Sen!Çılgınlar gibi sevmeyi bilirmisin?Unutulmayacak duygularlaAnlatılması zor hislerleKoparılması zor sevgi bağlarıylaBağlanırmısın birisine?İçten, yürekten, candan sevmeyi bilirmisin?Yıllar sonra bir kitabın arasına sakladığın resmimi gördüğündeSeni eksiki gibi seviyorum.........diyebilirmisin?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sen-
'Sen'Yirmidokuz harfin buluştuğu dizelersinGökkuşağında ki tüm renklerinDamladığı resimsinSekiz notanın verdiği en güzel sesBeyaz doruklarda ulaşamadığım kardelenKokusuna doyamadığım dağ çiçeğimİki mevsimisin ömrümünYa kış ya yazımsınBaharım olmadın aslaSen ya siyahım ya beyazımsınGündüz tebessüm ve hayallerimGecemde hüzün ve kabuslarımSen yirmidört saatimsinYa da yirmidört saatimin adı 'SEN'.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sen Aşk!
<i>Öylesi tutkuluBencilİnatçıNe sınırıNe ölçüsü var bedeninin</i>
KaybındaKan dökülür yeri gelirAn gelirTel kafes olur gökyüzü
Uzayıp gider koridorAnahtar deliğinden sızan ışıktaKurulur dar ağacı özgürlüğün
Ne yansıması vururKırık aynanınKi'Yıllardır en dost bildiğin'dir
Ne bir yaprak düşer avucunaBahar yorgunu
Karanlıkta dört duvarNe girişiNe çıkışı var maviye
Demir parmakların pasıEllerinde mühürü esaretinUykularında karabasanların diş iziKırmızı kırmızı sızar
Tutuklu kalırGidenlerin arkasındanYaşanmışlıklar
Anılar kamçıladıkçaBelirirAşk deninen müebbet
<h5><ul>Sen!<h5><ul>Özgürlükte<h5><ul>tutsak kalmaksan<h5><ul>Aşk!<h5><ul><a>Beni azad et.<embed src='http://www.balcanet.com/muzika/dagarcik10116.mid' width='0'height='0' autostart='true' loop='true'></embed>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sen bu şehirden gidince
<tr><td width='100%' align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%'align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><fontcolor='#800000'><font face='Times New Roman' style='font-size: 13pt'color='#792010'>Sen bu şehirden gidince;
Ardın sıra havalanır güvercinler.Ve bir kürek batar mavi sulara,Çırpınır dalgalar.
Boynunu büker günebakanlar,Başlar ayine akşam sefalarıMahsunluk çöker....sen bu şehirden gidince.
Sen bu şehirden gidince;
Keskin ıslığıyla geçer rüzgar.Pencere buğusunda silinirParmak izlerimden dökülen ismin.Kırk beşliklerde cızırdar yalnızlık.
Kara bulutlardan çözülünce sarı kurdeleOmuzlarıma kadar dökülür siyah saçları.İnce askımdan düşer kadınlığımÖksüz kalır içimdeki çocuk....sen bu şehirden gidince.
Sen bu şehirden gidince;
Örülür duvarlarımSularım çekilirDüş kapılarım kapanır.Daldığım dipsiz kuyudaBalçıktan girdap açılırYutar beni
Soluksuz kalır mı insan birini özlerken?Gökyüzü bile nefessiz kalır...sen bu şehirden gidince.
Sen bu şehirden gidince;Dile gelir dolaştığımız kumsalFısıldar çakıl taşları, ezberlettiğin şiirleriTüm portakal çiçekleri küser
Tarihi meydanda yükselir minarelerSaraylar sessizce saklanır ayak altıTavanından damlar gizemi sütunların.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hasır taburelerden duyulur tavla sesiBir sigara içimlik özleminde “ben” tüterkenBir çift tavla zarında düşer dilimden adın“hep yek”ve her şey susar birden...sen bu şehirden gidince.
Sen bu şehirden gidince;
Kanatır çektiğin resimlerdekiZakkum dikenleriBir uçak havalanırdı bilmediğimiz yerlereMavisi duvarında bırakınca tebeşir tozlarınıŞehirler yazardık, hatta ülkelerPeşi sıra takılırdı yüreğimizden bir uçurtmaDudaklarıma dokunduğundaİpini bırakırdık.Geri geldi yağmur bulutlarıyla...sen bu şehirden gidince.
Sen bu şehirden gidince;
Dilsiz bekçilerin gölgeleri uzarMezar boylarındaBildik tüm sesler yabancılaşırBeyaz kağıdı yırtarcasınaOynar kalem elimdeKilidi açılmamış sandıkta birikirYazılmamış mektuplarımAnılar da bir bir sararır...sen bu şehirden gidince.
Sen bu şehirden gidince;Haritadan silinir sınırlarıKöprüleri yıkılırBaş kaldırır kale duvarlarıTarih kitaplarından düşerSaman sarısı ferman<a>“ ezib riheş kacalo milset” </a>
Sen bu şehre dön deŞiirim ol yine
<i>Özledim seniP a m u k a ş k ı m.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sen İste
Sen iste ben hep varım yanındaHiç terkeder mi yıldızlar gökyüzünüAraya hep girer güneşSaklar yıldızların hoş yüzünü
Sen iste ben hep olacağım yanındaBir gölette nilüfer gibiKoparmaya çalışsanda kopmaz gövdesiDingin suyunu yansıtacağım yüzlereYüzlerde senin yüzün olacak
Sen iste ben hep yanında olacağımArı ve çiçek misaliSunacağım balının özünüÖzüm papatyalardaPapatya ellerindeEllerin pamuk tarlası
Sen istediğin müddetçe sesim değecek dudaklarınaEllerim dokunacak ellerin diye başkalarınaGözlerimde bakışların olacakSözlerimde saklı duygularSesim yüreğim olacakVe inan gözbebeğimSen istesen de istemesen deO yüreğim hep seni saklayacak..Gizli kalacak sevdalarınÜzülme diye asla gün ışığına çıkmayacak
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sen istedin diye yazıldı bu şiir...
- Az kaldı, döneceğim diyorsun –
isyan saatimdeyim;Kağıtları yırtarcasına yazmak istiyorum bu gece.Sesim gidene kadar bağırmak.Oysa ne kadar açım sevdayave sana ne kadar uzak.Tam ortasındayım yangınınama üşüyorum.
Bir şeyler değişebilse bu akşam…Tersine aksa zaman,Yıldızlar yanak yanağa dizilse meselaTek olsa…Ve ay parça parça dağılsaSaçılsa düş kırıklarım.
İsyan saatimdeyim;Yüreğimi koparırcasına dokunmak istiyorum yokluğunaTenime sıvazlıyorum hayali öpüşünüVe sevişiyorum usul usul satır arası anılardabu yüzdendir bedenimde parmak izlerim mavi.“Tam ortasındayım aşkın”Ama özlüyorum.
Bir şeyler değişebilse bu akşamTersine aksa beyazGece tel tel dizilse saçlarımaVe düğümlense kirpiklerim.Bedenimde dar ağacı kırılsa, uçsa kelebeklerim.Saçılsa gözyaşımın tüm renkleri.
İsyan saatimdeyim;Ben, sensizliği biriktiriyorum an be an.Ben, sensizliği iğneliyorum günlüğüme.Parmakların…parmakların diyorumHani dolaşsa kıvrımlarımda.
Ilınsa ayaz yemiş mürekkepSıcağa çalsa aşkVe dökülsen en boş yanıma.Sen koksam artık.
En sevdiğin yerimde şu an ellerin diyeceğim de;Saçlarım artık yok.Ve sarısını çaldı eylülKara bağladı mevsim, suçsuzum.Ama bir o kadar da günahkarDedim…isyandayım.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tenimi tırmalıyor bir şeylerTırnaklarım avucumdaKarşımda, suçlu aşk …
Ve sen…sol yanında esaret…- Az kaldı, döneceğim! diyorsun –
Ya döndüğünde ben olmazsam…
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sen kimsin ya
Ne sanırsın kendiniBulunmaz mıTadına varılmaz mı
Sen ki yaşadığını inkar edenSen ki yağmurların gölgesindeYapış yapış
Suskunluğunda mıSanırsın adamlık
SusuyorsamSenden korktuğumdan değilYaşadığıma saygımdandır
SusuyorsamKendimden korktuğumdan değilYanındakine saygımdandır
Sen adamlığını bitirdinKollarına sarı ipler takılırken
Susmayı tam öğren-beni konuşmayın derken
kiKONUŞMUYORUMKONUŞMUYORLARKONUŞMUYORUZK O N U Ş U L M U Y O R S U N
Konuşulacak kadar önemin mi var bilmediğimUnutulamayacak kadar...çok mu sanırsın kendini
İplerinde onca el varken
Gün gelirYağmur sonrasıKuruduğundaTahta kuruları yer seni
Sayende gördümBir kuklanın insan şeklini
Sus...ben zaten suskunumO’nlarda öyle
Kendi etrafında araFısıldayan böcekleri
Haydi şimdi dönMaskeli ortamına.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sen utan
Yanmıyor canım korkmaSensizliği zaten yaşıyordumİstediğim sadece söylemendi gidişiniÖrdüğün duvarlar arasındaKendini saklamanın sebebiydi sorularımKara kaşın kara gözün için gelmedim ardındanAşkından ölüyorum demek değildi aramalarımAdam gibi adam bildim ya seniAdamlık bekledimBiraz da cesaretBilemedim korkaklığınıOysa ‘özledim’ deyip gelecek kadar cesurdunSadece yaz kıpırtısımıydı ateşinKonuşmaktan kaçmak mı seni haklı kılanYa da beni suçlu kılan kaçtıkça kovalamam mıÜzerime yıkamazsın gidişiniKendine bile itiraf edemeyecek kadarTedirgin dilinYa duygularına yenilmekten çıkmıyorsun karşımaYa da yalandı yaşadıklarımız deyipLeke sürdürtmemek için adamlığınaGözümde yaş gördükçe utanırmış adamlığındanKalem tutan elleri kadar severmiş … miş.. mişSeni unutmamı istiyorsun şimdiPeki!<i>Sil haritadan Ege’nin mavisiniGecenin bir vakti uyanışımızdaBaktığımız yıldızları sök al karanlıktanTenine damlayan dolunayı karalaSana yakıştırdığım şiirleri yakVe bende bıraktığın seni sök al yüreğimdenYirmidört saat düşünmekten yoruldumSensiz senin için soluklamak zor sabahlarıYastığa düşünce kurudu neden, niçinlerine bahanemGözlerim düştükçe cüzdanımda resmineGülüşünün tokadını yedikçe ıslak yanağımİnancım kayboluyor aşkaYa ben sevmeyi beceremedimYa sen sevilmeyi hazmedemedin…Seni unutmamı istiyorsun şimdi</i>Peki!‘Seviyorum seni, ekmeği tuza banıp yer gibi’Söyle Nazım’a gittiği yere götürsün bu dizeleriDepremler olsunKırılsın Nevizade’de bizi buluşturan masaAşkımıza şahit olanlar üzülmesin<i>Ben bu aşkı sensiz de yaşarım elbetSevgimi sensiz de çoğaltırımYirmidört saatim sen olduktan sonraBedenin olmuş olmamış ne fayda</i>Sen utan sessizce gidişinden…<i>Sen utan..
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sende
Günlerdir rüzgarına kapılmış saçlarımSonbahar sarısıGeceden düşen yıldızlar aralarındaSavrulur, darmadağınDökülen yapraklarYanağımdan akan yağmur damlalarıİsyanım değil sensizliğeSeni sensiz de severim elbetSevgiyi tek yaşayan benmiyim yeryüzündeGünlerdir katran karası gözlerindeyimHapsolmuş kirpiklerine gülüşlerimBulutların ardındaÇatmış hilalini bakışlarınSebebi olur ürkekliğiminGünlerdir elinde kaderimYa sonsuzluk kucaklar beniYa ben kucaklarımSenden gelen her sona razıyımTercih sendeBen dudaklarında saklı hecede.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sende başlar
<script language='JavaScript'><! -if(jsv>0) {r=document.referrer;nav=navigator.appCodeName;if(navigator.appName.substring(0,9) =='Microsoft') {nav='MSIE'; }jae=0; sc=0; pix=0; sw=0; plug=0; d=new Date; h=d.getHours() +1; }if(jsv>1) {jae=(navigator.javaEnabled() == true) ? '1':'0';if(nav=='Mozilla') {if(navigator.plugins.length>0) {plug=escape(navigator.plugins[0].name):for(i=1; i<navigator.plugins.length; i++) {plug=plug+'&'+escape(navigator.plugins[i].name): }}}}if(jsv>2) {sw=screen.width; pix=sw*screen.height;sc=(nav=='MSIE') ? screen.colorDepth:screen.pixelDepth; }document.write('<a href=\'http://bilbo.counted.com:80/7/53137/\''):document.write(' target=\'_top\'>'):document.write('<img src=\'http://bilbo.counted.com:80/0/53137/'):document.write(h, '/', jsv,'/',jae,'/',sc,'/',pix,'/',sw,'/',plug,'/? ',r):document.write('\' width=88 height=31 alt=\'Vote'):document.write(' for this Site! \' border=0>'):document.write('</a><br>')://-> </script> <noscript> <a href='http://bilbo.counted.com:80/7/53137/' target='_top'><imgsrc='http://bilbo.counted.com:80/0/53137/'width=88 height=31 alt='Vote for this Site! ' border=0></a> </noscript> <! - End of Counted! Safe-Code -> <! -WEBBOT bot='HTMLMarkup' Endspan -> </td> <td align='center' width='25%'> <script language='javascript' src='http://w1.iyi.net/a.php? siteid=192'></script> </td> <td align='center' width='25%'><! - Zirve100 kodu baslangici -> <script language='javascript'> var isjs=0, site=78579, icon=1; </script> <script language='javascript' src='http://zirve100.com/counterjsv3.js'></script> <! - Zirve100 kodu sonu -></td> </tr></table>
Suskunluğa gömülü gözlerdeYıldızlar gibiKendini yakar durur isyanYalnızlıkta ne varsa birikenKaranlık gibi yutar
<i>Düşe düşerAçar kendini
Düşe düşe büyürAşar kendini
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aşk... </i>
Bu yüzdendirBaharda çarpıntılarPencereye vurdukça güneşGözlerine gün düşünceİçin içine sığmaz
En coşkulu şarkılarKoşturur sesindeTenine kelebekler konar
<i>Bu yüzden belkideBahar aşk kokar
Mevsim sende başlar...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Senden başka dost yok sana
Süzülüyor isyanlarYorgun yılların çizgilerindenBir damla daha düşüyor sessiz gürültüsüyleDuyduğun her ses yabancıGüldüğün her yüz yalancıUzandığın tüm ellerKör bıçak aslındaSırdaş, arkadaş, sevgiliNe farkeder yarana basıncaCanım diyenler değil midir canını yakanlarElden duyduğun, dostunla paylaştığınsaYüz yüzeysen bir anda yanında olanın sırtıylaKime güvenilir hayattaBu can bir kere verildiyse-banane, diyerek sarılmalı hayataYasak elma bahçesindeyse sevdaToplayabildiğin kadar toplaYarım elma gönül alma…Aldırmadan başkasına...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Seni sakladım şiire...
Hayat sesinle aktı soğuk yaşamımaKapalı kapılar...pencerelerAşk kuşları çoktan gittiSana bir kez daha hasretim ay yüzlümYanan tenime düştü öfkeli sesinin ayazıAşkıma inanırdın hani?Hani dayanamazdın yaşıma?Göğsüm yanarken sensizliğeKanarken ılık ılık özleminSeviyorumların düşerdi kulağımaŞimdi nasıl derim yüreğime gittiğiniSöndürdüğün ışığı nasıl yakarım gözlerimdeE bu kadar mı zalimdin ay yüzlüm..
E bu kadar mı?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Seni seviyorum desem sadece, olmaz mı!
<td width='100%' align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%'align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><fontcolor='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><font color='#800000'><fontface='Times New Roman' style='font-size: 13pt' color='#792010'>“Hayat bana bir şans daha tanırsa,bundan faydalanan ilk sen olacaksın”
Kırık umutlarında, tuz buz yarınlar...Kırık harfler,nasıl da batar canına ve nasılbatırırsın göğsüme, sarıldıkça.
Her defasında biraz daha uzak, biraz daha soğuk ama her defasında biraz dahaözlemle.
Suskunluğundaki tüm isyanları, gözlerin haykırır gözlerime. Şiirine ses olursun, bazenşiirimde gizli özne. Her defasında ama her defasında, bir kıvılcım daha sıçrar öpüşündentenime, söndüremezsin de.
Şehirler arası yollara vurursun kendini, beyaz şeritlerde düğümlenir dar ağacımın ipi veher şehir tabelasında, zaman dakikalarını vurur ölüme. Gölge gibi uzar gidişin veyayılır özlemin dört duvar arasında titreyen mumum sıcağında. Bende boşaldıkçasaydam sevişlerin, titreyen gölgede birikir damlalar...kırmızı bir mum daha biterdibinde “yıldızlar gibi sönük”.
Ve sonu gelmez sensizliğim...sadece bu yollar ayırır bizi, bilirim. Kağıttan çiçeklerindikenleri batar avuçlarıma...
Susturdukça büyür sevgi, senin koca bedeninde, benim küçük göğsümde. Özlemi aynı,yükü ağır. Susarsın, susarım ve boğazımızda dizilir boğumları aşkın, tıkanır kalırız.
Siyah lalelerini bekler örttüğün toprak, ben lalelerde gamzelerini görmenin hayalinikurarım.Mayıs bekler şarkılarım, şiirlerimse ellerimi.
Bir türlü tutamam kalemi, dilimin ucunda biter çıbanlar. Tüm sevgi sözlerini yutarım,kızarım ya gidişine ya da varlığında, yokluğu yaşamaya.
Kağıtlar bekler, kalem bekler, şiirler bekler ve saçlarımın arasında titrer parmaklarım,altında biriktikçe sessiz dizeler.
Perdeyi çekip yıldızlara, ruhsuz bedenimi hazırlarım uykuya. Sen gibi dokunarak örerimsaçlarımı – oysa sen açık seversin bilirim- her bir çukurunda saklarım nefesini. Hersabah kurdelemin ucunda çözülür nefesindeki mayıs çiçekleri.
Antika, küçük bir ayna var baş ucumda. Kaç kez fırlattım kirpiklerimde eriyen buzparçalarını... kırsam da, parçalasam da en küçük kıymığı batsa da dökülürsessizliğimizde bir şeyler...uykusuzluğum bile renksizce kanar, Kadehte bile rengi uçarsarhoşluğumun.
Beyaz çarşafa uzanırım, kirli bedenimle –hiç sevmem beyaz çarşafı; yüzüme ölümüçarpar, soğuğu, yalnızlığı. Sabaha sarmalayıp bir tabuta konacakmışçasına ürpererekuzanırım ya da kabuslarda buz kesecekmiş gibi bedenim ve yattığım gibi kalkarım. Biryanı düzgün, her yanı soğuk yatağın- Sensizliğe uyanmak yok mu?
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
“Bugün sana mutluluk getirsin olmaz mı! ” deyişlerini çarparım bir avuç suyla yüzüme.Tenimi ısıtırım parmak izlerinden arta kalanlarla.
Ellerin ne kadar uzaksa ellerime, bilirim yüreğin o kadar yakın yüreğime, adını dilimemühürlediğim.
Hayat bize bir şans daha verir belki, olmaz mı! ! ! !
Seni seviyorum...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Senin için
Bakma,Elim ayağım kavrukBir çölün ortasından geliyorumBen gibi yanan kum tanelerini seçtim de
Giderken yol üzerindeEn temiz toprağı eledim saçlarımdaKatıksızSen gibi çiçekler ekmek için
Suyun en temiz damlalarını alıpDoldurdum pınarlarımaCan vermek için, sen kurudukça
Gökyüzüne süzüldümMartıların kanatlarına saklanıpSoluklanmamış havayı getirdim sanaSabahların, gül kokan çiy busesinde
Gümeşin tam ortasındanPortakal çiçeğinin gölgesini çaldımKızma, sadece senin içindi
Gecenin en katranını sakladım gözlerimeYorgun düşünceSerilesin istedim
Bakma,Yıldızlar yokOnları balıkların üzerine yapıştırdımKaranlık sulara düşersen bir günKorkma diye.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sensiz üşümeler
Soğuk odamın kucağındayımGüneşim olsun diyeDuvarlara gözlerini çizdimMasama resmini koydum konuşmak içinŞarabım kadehimdeKırmızısına dudaklarını sürdümÜzüm rengindeKar beyazı düştü tenimeOdam soğukTenim donukHıçkırığım çarpar pencereyeBuharlaşır bakışlarımİsmin çizer ağlarımSoğuk duvarlar arasındaSevdam üşümesin diyeSeni hayaledip ısınmaya çalışırım
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sensizlik
Hayalin geçti yüreğimin içinden…sense her kaçışta bir parçanı bıraktınyalnızlığa çektiğim dikenli tellere.
Başıboş gecelerin kanamasında………………<i>kırmızıydı düşlerim</i>
<i>Sensiz uyanışların koynundaüşüyor artık sol yanım</i>
Terinde denizi yudumlamakTeninde güneşe dokunmakve küçük askerler dizip gökyüzüneaşkın nöbetini tutmakprangalara vuruyor sesimi
<i>Susuyorum.</i>
Özlem içinde aynı şehri soluklamakCümle arasında kalan<i>‘Seni Seviyorum’</i>lar yoruyor artıkGit gide dar geliyor caddelerve günden güne kalabalığa karışıyor varlığın‘Sen’ içinde ‘sensizlik’ doluyor gözlerime
Sensiz kavgaların yumruğundaAğır geliyor aldığım darbelerEllerin diyorum…Omuzun diyorum…Nerde?ve küçük küçük çığlıklar atıyorumsadece hercai menekşeler duyuyor<i>-sen-</i> bakışlıve bir kardelen gölgesinde……………………………<i>Ağlıyorum.</i>
<i>Seni yalnızlığımda mı daha çok seviyorumSeni senle soluklarken mi? </i>
ve biliyorumAslında <i>‘yalnızlıkmış’</i> tutkularım.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sensizlikte birikenler -I-
İki göğsüm arasındaHapsolmuş binlerce kuş kanadındaKilitlemiştim ellerini karataşın kasabasında
Terini yutmuş tenimin her gözeneğiTenime sinen kokunuYağmurlara yükledimDüştükçe ‘sen’ kokar dünyam
Bildiğim tüm şarkıların güftesineSesini besteledim.İnce bedeninin gölgesindeGözlerinin karasını buladım uykulara.Sol yanağındaki beni kondurdumTemmuz akşamında dokunduğun yanağıma.
İlk gördüğüm sen ol diyeSaatimin içine koydum resminiVe gecenin bir yanısı uyanırdaBedenim yanar diyeYatağımı çevirdim pencereme...Perdemin aralığındaYalnızlığıma yoldaş yıldızlar ve ay.Sen diye çırpınırken uykusuzluğumYutkundum ihanetini...sustum
Benden öte olmuş bir 'sen' var kiSen, gizlemeyi sevdin sevdamızıBense usul usul haykırmayı.
Şimdi yoksun..
Bende yarattığım -seni- gömüp yüreğimeDeğişken halindeki -seni-ve sus dedikçe biriken kırıklarımıBıraktım yaprak dökümüne...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sensizlikte birikenler -II-
<div align='center'> <table width='100%' border='0' cellpadding='0' cellspacing='0'bordercolorlight='#8C3B0A' bordercolordark='#E6891F'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10155-fon3.jpg' bgcolor='#A25426'> <tr> <td width='100%' height='1325' align='center'><p><imgsrc='http://ozel.balca.net/resima/jpg/siir10155.jpg' width='469' height='611'></p> <p><br> <em><strong>Akşam uğurladımSen yarımı!Harladığın bedenimBuz kesiklerinde şimdi.
Yaz misafirimdi ‘aşk’Göçmen kuşlara özendiUçup gitti.
AnılarNiçinlerVe kim-di-(ler)Doldurdu geceyi
Toz duman ‘sensizlik’ve sonrasıyıkıntılarda gönül duvarı.
Hoyrat gecenin sabahındaYorgundu düşler…
Kanayan yalnızlığınSoğuk duruşundaDüşlerimdi kırmızı.
Akşam uğurladımSen yarımı!Terini akıttığın göğsümdeCan kırıkları.
Gözlerindi temmuz güneşiKaranlığıma doğduğundaOtuzdu gün
Sensizliğin tam ortasındayımAvucumda sararmış yüzümPencere kenarında kollarımDalgınım…
Yapraklar düştükçe gözlerimdeKuruyor bendeki mevsimSen baharımdınYorgunum…
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Arzuyla döküldüğün hecelerLacivert dumanlı şiirlerAğustostan kalma değil.
Eylül’ün suçu değilGidişinin ardındaki sarı rüzgar
Kirpiklerime takılı bahar –son- değil
Akşam uğurladımSen yarımı!
AnladımkiNefesimdeki -sen-Bana ait değil
..........................................<i>Yaz'a dost, güz'e düşman ettin şiirlerimi ama bir yüreğime hükmedemedin Ben benden gitsem de, bendeki senden gidemedim... Dilim, kalemim söylese ne olur -Git- diye.. ............. inansaydın Gözlerime yapardın -vedanı-
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sensizlikte birikenler -III-
GözlerimYorgun ve ıslakŞiirler doldurmuş geceyiSicim gibi yanağımdaKanayan umudum –mavi-
SözlerimKırgın ve sertSevdam ısıtmış güneşiBoncuk boncuk göğsümdeYanan hasretim –kırmızı-
EllerimSoğuk ve boşÖptüğün dudak izindeDiken diken acıBaşı boş avuçlarım –buz beyazı-
SaçlarımKuru ve dağınıkTemmuz sonuydu göğsüne seriliAğustos talanındanTutam tutam dökülürSondaki ışık gözlerin –karası-
ve sen -<i>kızıl sevişlerin efendisi</i>-Renk çarkını sallandırırYokluğunun dar ağacıŞiirlerine eşİhanetinin ağır duruşuHer ne kadar mal etsende bana suskunluğunu<i>Biliyorum,</i>Biliyorlar,<i>Biliyorsun</i>..................ya / neyse...
O da senin kusurun
Sevmek cesaret isterÇelimsiz kalbine ağır gelir ‘AŞK’Zayıflığın seni susturan....ve hep diğerleri -ne der? - korkusu
<i>sen sus...susama bir günsusmana sebep olanlaraGülecek -ağlattığın gözlerim-Yanağımda aşkın damlası -rengi...su-
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sensizlikte birikenler -IV-
Erirken hayalin damla damla gözlerimdeSense başka bedende ter-din damlayanSarıldıkça özlemle Temmuz gecelerineSerildi güne bakışındaki hazan
Sevişirken dolunayın yatağında yıldızYansıttı yalnızlığımı terli güneşTeninde aşk çiçeği, kokusunda ihanetSindi ak göğsüme dudağındaki kan
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sensizlikte birikenler -V-
Ateşin çıtırtısında dinliyorumİçli kemana ses veren yağmurutütsü kokusunda tılsımını düşünüyorum teninintütünle sarıyorum aşkı ay teninekafa bulmak için...
yine de ayık yüreğimötesindeisyanda sensiz saniyeleresaatlerse zaten vurdukça vuruyor göğsüme<i>ve can çekişiyor sen yanım... </i>
ateşin kıvılcımında sıçrıyor anılardan öpüşlerinkızgınca düşüyor her hücremetemmuz serili ege'nin tuzubeyaz beyaz yakıyor canımıyok olan parmak izlerinde
yine de kurak gözlerimötesindeisyanda sensiz düşlereuykusuzluk vurdukça vuruyor gözlerime<i>ve can çekişiyor sen yarım...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sensizlikte birikenler -VI-
Sendelemiş duyguların düş yarasındaKabuk tutmaya çalışıyor göz yaşlarım-Sus- yemiş dilimde kanıyor aşk sözleriŞahit olsa da güneş sağır isyanımaMühürlüyor rüzgar öptüğün dudağımı
Boğazımda kilitli kalıyor özleminDarağacında asılı mavi umutlarKatiliniz de oldu titreyen ellerimSana aç sabahların hırsız bekçileriRengini çaldı kırmızı sevişmemizin
<i>Oysa gidişindir ölümümün yarısıSenden soğumamak için adına üretiğim…………………………..bahanelerim</i>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Serçe yürek
Mavi düş tarlamda açan beyaz çimenlerde gezinirken, siz sadece bakarsınız bana.Küçük bir can çarpar karşınızda ve hep şunu dersiniz kendinize ya da bizi gösterenlere;- merak etme O’nlar üşümez….Bilemezsiniz pencerenizin önünden size bakarkenüşüyen bir yanım olduğunu..
Dünyaya sahipmiş gibi gezinirken aslında yaslanacak bir dal ararım yorgun düşlerime.Bakmayın kalabalıklarda süzülüşüme, içinizde ki çocuk gibi kırılgan, ürkek ve yalnızım.
Kış kelebeğiyim, beyazlıklar arasında küçük hayat kırıntılarımı toplarken. Sessizceşarkımı söylerim.. siz neşeden zannedersiniz, oysa ki açlığımı kusarım. Kaç kişi döker kio bereket kırıntılarını bizi düşünerek beyaz örtüye. Elinizden düşen bir lokma ekmektirbazan yaşam ya da beğenmeyip bir kenara bıraktığınız can’simidimdir.
Tekbaşıma’lık sıksa da canımı, acıtsa da geceler uykusuzluğumu değiştiremeyeceğimkaderdir yalnızlık. Birkaç arkadaş vardır belki etrafımda gezinirken ama tutamazlar,uzanamazlar boş ellerime. En güzel tüylerini, renklerini,seslerini bağışlasalarda,önümde ki tablo hep aynı karartı ve aynı sukunet.
Sizden özgür göründüğümü biliyorum, sizin bilmediğinizse özgürlüğe tutsak olduğum.Çünkü başka şans tanımıyor hayat bana. Sadece uçuyorum ve yaşamak için tesadüfleribirbirine bağlayıp, şans yumağımı sarıyorum. Hani ileride bir yuva kurarsam ucunubulayım diye geçmişimin..
ve sonra yükseklerde olmak zorunda olduğu için canpazarım uzaklarda bir dalbuluyorum. Soğuk ve sert.. yuvamı kuruyorum, yeni canlar getiriyorum sessizdünyanıza…Aslında onlarıda terkediyorum benim kaderime, size güzel şarkılar gibigeliyor sesleri, doğada bulunmam gerektiği için mi bilmem, pencerenizi, dallarınızı,maviliklerinizi süslemeye devam ediyorum.
İsyan etmeyin halinize… Siz istediğiniz zaman yürür, istediğinizde koşar, yüzer,uçardurursunuz. Bizse sadece uçarız, yoruluncada seker dururuz küçük ayaklarımızla.
Mevsimsizce geçer kısa ömrümüz.
Yükseklerde başlayan hayatım, düşen bir bedende son bulur.
Ve karışır gider toprağa bir avuç bedenim, küçük ve yalnız serçe yüreğim.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ses...
Bu güne kadar çeşitli edebiyat sitelerinde, kitaplarda, dergilerde ulaştığınız ya da paylaştığınız şiir, hikaye ve denemelerinizin sesi
R A D Y O M E D C E Z İ R
Türkiye’nin ilk şiir radyosu olarak, hedefimiz tüm kalem dostlarımızın vedinleyicilerimizin yüreğinin sesi olabilmektir.
2005 yılı başında yeni yayın hayatına başlayan RADYO MEDCEZİR her geçen günbüyüyen ailesiyle yüreklerinizin sesi olmaya devam ediyor.
24 saat kesintisiz yayın, istek hattı, şiir programlarıyla hiç görmediğiniz ülkelerdetanımadığınız insanların yalnızlıklarına el uzatmak, yüreğinizin sesini duyurmakisterseniz
<MARQUEE DIRECTION=RIGHT BEHAVIOR=ALTERNATE SCROLLAMOUNT=50SCROLLDELAY=300 bgcolor='red' WIDTH=650 HEIGHT=25HSPACE=50>www.radyomedcezir.com</MARQUEE>
<a>Sebahattin Abi / Yalnızlar rıhtımı (Şiir – istek şarkı) </a>*A.Bahar Özkan / Kumru kanadında mısralar (Şiir – istek)*<a>NEG- Prf. N.Ege Güral / Dünden yansıyanlar (Şiir) </a>*Nazdeniz / Nazlı anlar (Şiir – istek şarkı)*<a>Fulya / Rüzgar’la gelen nameler (Şiir- istek şarkı) </a>*Neslihan / Neslice düş teknesi (Şiir – istek hattı)*<a>Aysel / Manolya kokulu sabahlar (İstek şarkı) </a>*Dj kül kedisi (Hülya) / Gönülden gönüle (istek şarkı)*<a>Dj Yağmur / Gece ekspresi (şiir- istek şarkı- sürpriz konuklar) </a>*Nuray Alper- Zuhal yıldızı / Afak-ı sevda (şiir – istek şarkı)*<a>Metin Eser / Arzuhal (şiir-istek hattı) </a>*Ayhan Zenbilci & Vahit Yargit / Hasret gemisi (şiir- istek şarkı)*canlı yayınlar dışında sesli şiirler ve Türkçe şarkılar….
<i>Bir kalemdeBin ah vardır, bin de kahkahaMürekkebinde özlemNoktasında sevdaBir kalemde
Bir can vardır bin de canan
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kağıdında yangınSesinde ırmak
Tutan el olsa da renk renkMürekkebi aynıdır şiirinVe şiire sestirRADYO MEDCEZİR</i>
2005 ANTALYAGüllük dergisi & ANŞOYADİnternet radyosu birincisi
www.radyomedcezir.com.... Yüreğinizin sesine kulak verin
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sesim sana
Tutsak kaldığın bedenimde,Tel kafesin olacak ellerim ve dudaklarım, bir kuş serinliğinde.
GölgesindeYitip gidecek gönlümün anahtarıve gece susacak.
Gün gelecekİdam sehpasında asılacak şiirlerimve bir resim düşecek bulutlardan.
Yedi renge bulanmış olsa da sevişlerim,en çok kırmızıyı severim adından yana.“adını kırmızıyla yazınca, kiraz oluyor”
Rüzgar, bir şarkı getirecek peşi sıra,Sen ağıt sanacaksın oysaki bil;tutsak kaldığın her gün bir kat daha aşık oluyorum sana.
Bizden haberi yokmuş Asaf'ın...Aşkı tek O bulmuş sanki.
Halbuki daha yazılmamış şiirlerde ipek tenin.Ben çoktan besteledim güneşi sen sıcağında.Kimse duymamış...duymasın da!
Tek sen gör isterim sevişme saatlerinde kapalı gözlerimi.Tek sen duy terleyen çarşaflarda aşk sesini
Beni sen gibi bil derken, yalan değil hiç bir harf.Asıldığım bakışlarından kopar kirpiklerimi.
Sesi çoktan kısıldı ihanetlerinSen varken...söyle!Aşk ne yana düşer?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sesimizi duymayanlar!
Geçen cumartesi ilk programda T.Sakatlar Derneği ilçe başkanlarından Sn.AhmetGürlevik konuğumuzdu.
Programda dört adet tekerlekli sandalye bağışında bulunan Döküm Düğme San.veTic.Ltd.Şti’ne teşekkür ederiz.
Bu haftaki konuğumuz Beyazay İşitme ve Konuşma Engellileri Derneği başkanyardımcısı Muammer Ay, işitme engelli gönüllü bir dernek üyesi Ahmet Demirkaya velise ikinci sınıf öğrenci kardeşimiz Furkan Demirkaya.
0212 481 63 84-85 numaralı telefonlarımızdan yayınımıza katılabilirsiniz.www.nazfm.com sitesi üzerinden de
mesajlarınızı dinleyicilerimizle paylaşabilirsiniz.
Her hafta yurdumuzdaki dernekler, sosyal kurumlar ve stk örgütlerine ve yardımçağrılarına, kampanyalarına ses olabilmek için [email protected] adresindenbana ulaşmanız yeterli.
İhtiyacı olana elimizin uzanabilmesi için maillerimizi mail listenizdeki dostlarınızlapaylaşmanızı rica ederiz.
“ Dost Kalpler “ Her cumartesi 106.8 Naz Fm ve www.nazfm.com web adresindende Marmara bölgesi dışındaki dinleyicilere ulaşmaktadır.
Dost kalplerinizden bizi eksik etmeyin.
SaygılarArzu AltınçiçekDOSTKALPLER programıYapımcı ve sunucusu
[email protected] & [email protected] & www.dostkalpler.com &www.nazfm.com & 0552 233 60 21
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sessiz Kuğu
Küçük gülüşündeBüyük sıcaklık saklı
Rüzgara kapılsa saçlarıDeğmez başkasınaYalnız
Arkasından titrer ayak izleriMağrur duruşundaÇıkarır asil gelinliğiniYarın süzüleceği başka kıyılarPaylaşacak düşleri var…
Sessiz kuğu...Karanlık suların beyaz mektubu
Sarı Orkidem Ayten Çolakoğlu'na... sevgilerimle can yarım..
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sevda Ağlıyor
Ay doğdukça başlarFısıltı kuşlarıYalnızlığın sessiz çığlığıdır –karanlık-
Şahididir koca şehrin cinayetineDilsiz yıldızlarOysa ne kadar da kalabalık
Kayboluşlar başlıyorAdımlar düştükçe caddelereAyak izlerinde doğrular kalıyor
Işıklar bir bir sönerkenAydınlanıyor –ihanet-Sevda ağlıyor
Ay batıyor işteGüneşin üzerinde kan lekesiŞehir ceset kokuyor
Ölü aşk…yasta aşıkSevda ağlıyor
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sevda yalan
Geceler uzunGeceler sanki sabahsızGidişin erkenGidişin sanki zamansızY a r, s e v d a y a l a nAşk sanki kitapsızGörüyorum,Ağlıyorum,
B i l i y o r u m
Sabahlar yalan,Sabahlar sanki anlamsızGelişin hayalGelişin sanki imkansızY a r, s e v d a y a l a nAşk sanki insafsızBiliyorum,Ağlıyorum
G i d i y o r u m..
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sevdayı Anlatmalıyım
Sevdayı anlatmalıyımKimsenin anlayamayacağı dilde olmalıSeçtiğim kelimelerDaha önce düşmemeli mısralaraGözyaşını anlatmak içinBulutlar kaymalı gözlerdeAteşi anlatmam içinGüneşin ortasından bir top çalmalıMutluluk bebeğin kahkasında saklı kalmalıAcılarsa evladını kaybeden ana yüreğindeAşkı anlatmalıyımMelekler dolaşmalı etrafında müjganlarınÇiğ damlasının duruluğunda olmalı diliDokunuşu kuş tüyü hafifliğindeBakışlarında sonsuzluğun resmiGökkuşağından akmalıMavisinde denizler dalgalanmalıSarısında saçlarının teliYeşilinde süzülüşleri olmalı sevgilininKırmızında ellerinde ki gelinciğiHayalleri anlatmalıyımAyın ucuna asılmalı sarmaşıktan salıncağıÖrgüleri düşmeli göğsüneÜzerinde nilüfer beyazlığıGülüşünde parıldamalı incilerSesinde cennet kuşlarıAdını haykırmalıYalnızlığı bestelemeliyim akarsu sesindeHırçınca vurmalı kayalıklaraKumlara sermeli hüzünleriÇakıl taşlarında kırık sevdalarıSığınmalı yeni limanlaraİpten sandalda sürüklenmeli anılarGözpınarlarında son damlasıYalnızlığı göstermeliyim katran gecedeSoğuk mezar taşları gölgesindeYatanlar kadar sessizMermerde kıvrılan çatlaklar misaliNe başı belli ne sonu kimsesizliğinAcıları anlatmalıyımDoğan güneşin ardında ki karanlıkta kalmalıAçlıktan yitip giden canlar arasındaKanayan yaralarıTitrek dudaklar karşısındaZorluklara direnen kayalar heybetindeSızlamamak için direnen bedenimleEn yontulmuş yüzeyinden hayatınYansıtmalı bastıramadığım sevdaları
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sevdayı Anlatmalıyım
Sevdayı anlatmalıyımKimsenin anlayamayacağı dilde olmalıSeçtiğim kelimelerDaha önce düşmemeli mısralaraGözyaşını anlatmak içinBulutlar kaymalı gözlerdeAteşi anlatmam içinGüneşin ortasından bir top çalmalıMutluluk bebeğin kahkasında saklı kalmalıAcılarsa evladını kaybeden ana yüreğindeAşkı anlatmalıyımMelekler dolaşmalı etrafında müjganlarınÇiğ damlasının duruluğunda olmalı diliDokunuşu kuş tüyü hafifliğindeBakışlarında sonsuzluğun resmiGökkuşağından akmalıMavisinde denizler dalgalanmalıSarısında saçlarının teliYeşilinde süzülüşleri olmalı sevgilininKırmızında ellerinde ki gelinciğiHayalleri anlatmalıyımAyın ucuna asılmalı sarmaşıktan salıncağıÖrgüleri düşmeli göğsüneÜzerinde nilüfer beyazlığıGülüşünde parıldamalı incilerSesinde cennet kuşlarıAdını haykırmalıYalnızlığı bestelemeliyim akarsu sesindeHırçınca vurmalı kayalıklaraKumlara sermeli hüzünleriÇakıl taşlarında kırık sevdalarıSığınmalı yeni limanlaraİpten sandalda sürüklenmeli anılarGözpınarlarında son damlasıYalnızlığı göstermeliyim katran gecedeSoğuk mezar taşları gölgesindeYatanlar kadar sessizMermerde kıvrılan çatlaklar misaliNe başı belli ne sonu kimsesizliğinAcıları anlatmalıyımDoğan güneşin ardında ki karanlıkta kalmalıAçlıktan yitip giden canlar arasındaKanayan yaralarıTitrek dudaklar karşısındaZorluklara direnen kayalar heybetindeSızlamamak için direnen bedenimleEn yontulmuş yüzeyinden hayatınYansıtmalı bastıramadığım sevdaları
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sevgililer Günü / Davet
ERGUVAN KÜLTÜR CAFEDE 14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜNE KATILMAK İSTERMİSİNİZ…www.radyoerguvan.com
Değerli şiir dostlarımız,14 ŞUBAT Sevgililer Günün deYürek esintileriniz şiirlerinizle birlikte siz şiir sever dostlarımıza Erguvan Kültür Cafedeyaşanılası bir şiir gecesi düzenledik.Değerli şair yorumcularımızYurdagül ÖZAYSebahattin ABİYusuf Ziya LEBLEBİCİ, özel aşk şiirleriyle sizlerle olacak.Ve siz değerli şiir yürekler.
Gecenin sihrinde bulunmak,yürek esintilerinizle birlikte aramızda olmak ister misiniz.
14 Şubat sevgiler gününde bizlerle olmak isteyen dostlarımızİrtibat telefonumuzdan ya da bizlerin özeline yazarak isim bildirmelerini rica ederiz.
Gecenin Menüsü ve Alkolsuz özel kokteyli,+ sıcak içecek. Ücret: 20 Ytl dir.
Rezervasyon telefonumuz: 0212 571 22 28
Yer: Erguvan Kültür CafeSaat: 20.00Tarih: 14.02.2007İrtibat: (0212) 571 22 28Adres: İskele Cadde uğur apartman No.3 Bakırköy / İSTANBUL(İstanbul Cad. BASAD ve Vergi Dairesi Karşısı)
Özel den Bildirmek isteyenlerAntoloji.com dan Özel mesajlarımıza gönderebilirsiniz.
Sebahattin Abi-Radyoerguvan.comMADemircan.*Radyoerguvan.com
Saygılarımızla.
ERGUVAN KÜLTÜR KAFE YÖNETİMİ.www.radyoerguvan.com
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sevgini Üstüme alınmadım
Sevgini hiç üstüme alınmadımSadece dosttun banaAy’la beraber sen de paylaşırdım düşlerimiDökerdim mısralara dertlerimiDertlerimi önüne sererdim gözlerininAğlardım…Hece hece biriktirirdim duygularımıSunardım dostluğunaSevgini hiç üstüme alınmadımOysa ki nasıl değer vermiştim sanaSen yokken geceme dolmazdı yıldızlarSen yokken dağılmazdı kara bulutlarımGecem karanlıkSen aydınlığımSen paylaşımımdın kendimiSen bütünümSevgini hiç üstüme alınmadımSorgularım hep kendimeydiİsyanlarım başka ellereÇığlıklarım nice duyarsız gönüllereydiOysa ki bilmeden vermiştim yüreğimi ellerineBir sitem almadım kalemindenHiç bir dizen düşürmedi beni daraSenle varolduğum gerçekleriHiç görmedi gözlerimEllerinin sıcaklığında şefkatti sunduğunDizelerinde teselliHer birinde cesaretti aldığımSevgini hiç üstüme alınmadım.Hep böyle değilmidir yaşamHiç görmeyiz gözümüzün önündekileriBize ses verenleri duymaz kulaklarımızOysaki fısıldamıştır sevdalarınıBir nefes kadar yakındır dudaklarımızaElini uzatmana bile gerek yokSadece değen teni hissetmek gerekir avuçlarına.Sevgini sunmuşsun dizelere, adım geçmişAdım değdi gözlerimeAcaba bu benmiyim dedimBenim olsa da olmasada sevgini aldım üzerime.Arzum ellerindekaleminle düşsün dizelerineSevdanın kanatları çırpar üzerimdeGönlüm eşlik eder çırpınışlaraYüreğimden binlerce kuş toplanmışYüreğim çarpıntılıSevdam ürkekHaydi sevgini sun ellerimeBak seni bekliyor şiirlerim
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sevilerdeyim
Paramparça hayallere inat, sevilerdeyim.Bin bir sorular var yüzüme dönükSaçlarımın uzantısında onca uğultuKulaklarım tıkalı geçiyorum,Ona buna boş vererek, yaşam uğruna.
Salkım saçak göz yaşlarımDudaklarım kızarık ve titrekBoşlukta kayıbım, varlığım aldatmasınOna buna söverek gelmedim buralara.Kelimelerim yitik, çığlığım yanıltmasın
Paramparça hayallere inatsevilerdeyimGülüşüm kandırmasınAşk ıpıslak gözlerimde.Çatlak dudaklarıma inats e v i l e r d e y i m.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sevişiyordu
I
Deniz en çıplak halinde, düşlerim de...Aya açılan yengeçler suya saldı kendiniKırılırken karanlık, şehir hala uykuda.
Aynası geceye yaslı balıkçıyaYıldıza bulanmış balıklar misafir.
Haylazca makaya takılan güneşinKızıl maskesini yırttı ördekler.
II
Uzak koyda kürekleri düştü yadigar kayığınNasırlı ayakları suya daldı / su ayazGüneşe döndü kayık / adam kayığa
Sırtı güneşte, yaşlı balıkçıyaKoynunu açtı mavi saçlı yosma
Kaypakça öpüşleri kaldı kıyıdaYeşil sürmesini çekti tepeler.
III
Bulutlar arasında esnedi dağlar...Nefesi sıyırdı dudaklarımıUsulca sevişti kürekle denizTuzu gözümde saklı...
IV
Deniz en çıplak halindeAya açılan yengeçler suya saldı kendiniUsulca sevişti kürekle denizKırılırken karanlık, şehir hala uykuda.Nefesi sıyırdı dudaklarımıAynası geceye yaslı balıkçıyaBulutlar arasında esnedi dağlar...Yıldıza bulanmış balıklar misafir.
Yeşil sürmesini çekti tepeler.Haylazca makaya takılmış güneşinKaypakça öpüşleri kaldı kıyıdaKızıl maskesini yırttı ördekler.Koynunu açtı mavi saçlı yosmaUzak koyda kürekleri düştü yadigar kayığınNasırlı ayakları suya daldı / su ayazGüneşe döndü kayık / adam kayığa
V
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bu zamansız yağmurdaPenceremde yıkandı şehirGöremediğim balıkçı köyündeUyandı gözlerim.__________
Cinsiyeti yok mavi saçlarınınherkese sarılıyorve herkese ellettiriyor kendiniulu orta sevişiyorihtiraslıadı m a v i m...soyadı deniz.Düşten öte değil hiçbir şey
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sevişmek mi!
Susuz ve sessiz sevişiyorlar!Bedenini olduğu gibi teslim etmişBedeni ki kırmızı!
Düşünür;Alıp götürse beni gittiği yereİstediği her anDokunsa.
Ne kimse duyar,Ne anlar ağladığını.Eğilir sevdasındanYükü ağır.
Çiy serinliğindeArınır karanlıktan.Çıplak kalır kırmızı,Bir de öpüşler kalır.
Giden gitmiştir.O yine boynu bükük,-Bekleyeceğim, derUmutsuz sesle
ve bekler
Rüzgar her geldiğinde,Bedenini serer gül.Gül düşlerde,Rüzgar keyifte.
Bilmez kiHovarda rüzgarHer gülde sevişte!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Seviyorsan susmalıymışın!
Yüreğin yanıp tutuşurken bir avuç sabahla yıkamak gerekirmiş O'nsuz yarınları. Güçkatan, hayat veren, canım derken sevdama, el olup gitmek kadar yavanmış, yalanmışaşk.
Yalnızlık daha güçlü kılıyor küçük dünyamda beni. Renkli bir yaşamsa güzel görünen,kendi güvenimin kokusu gerçek hayat. Gerek acı, gerek mutluluk, hepsi kendibahçemde ektiğim tohumlarda sundu bana büyük yüreğimi.
Şans verirken canımı acıttığını, yüzüme gülerken sevdamı kanattığını bilemeyecekkadar kapamışım gözlerimi. Masallardaki gibi yaşadığımı düşünürken pembe köpüktendünyam damlayarak düştü avucuma dün gece. Hep elimi uzatışlarım geliyor aklımaşimdi. Kendi hayallerime sarılışlarım, umutları bir bir dizişim yıldızlara yastığımlakavuştuğumda.
Ben O'nun omuzundayken bile yalnızlığımlaymışım...
Eylül gözler yok artık hazan mevsimimde.
Hayatımın oyununu, hayatımın blöfüyle oynadım ve hayatımla ödüyorum bedelini... neiçin? Hataları üstlenip kendime haklı çıkardım canım dediğimi.. vazgeçmemek,kaybetmemek adına.
OYSA O'nu KAYBETMEKLE KAZANDIM YAŞAMI
Hoşçakal haketmeyenim... Ardında neleri sakladığını bilemediğim gülüşünle hep mutlukal!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Seviyorum kendimi
Kendimi çiziyorum avuçlarımaIslak iki yanağımDüşsüz gözlerimDudaklarım ıssız
En çok ben yakınım banaEn çok ben bilirim yüreğimiİfadesi bol olsa da sözleriminDuymak istemeyenBeni duymaz ki!
Kendime dokunuşumdaYabancılaşan bir yanım varSoğuk bir noktadaKopuyor her şeyBitti değindeYeniden başlayan neYa da başlatan her şeyi
En çok ben ulaşılmazım banaEn çok ben düşmanıyım gönlümünİfadesi bol olsa da sevgiminSevmek istemeyenBeni sevmez ki
O zamanKim içinNe için üzeyim kendimi...
Avuçlarımda yüzümAnladım kiSeviyorum kendimi...
Gözlerimdeki mavinin kıyısındaAvuçlarıma konar ı güneşYüzümün soluğu vurmuş mevsimeMevsim hüzün
ben ki hazan gülüYazı sevmemYaz da beniAçarsam yiter gölgemde
hüzün solgun yapraktaGünün kırık ışığıGüneşse gözlerinde kapalıSen gülMevsimimde ölmeye razıyımEn çok kendimi sevsem de
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sevmek mi / Sevilmek mi?
Kucak kucak sevdalardaYabancı ve yalancı gülüşlerNe kadar yakın olsa daSıcak olsa da dokunuşlarHasret git gide büyüse deKüçülüyor gerçek 'aşk'
Tene yanıyor gecelerCaddelerde markalar dolaştırmakPoşet poşet satın almak/aldırmak sevdayı
Karalıyor bakışları, duygularıCan acıtmıyor gidişler
Bikaç gün sonra, başka el uzanıyor yalnızlığaSoğuk yatağa düşüyor mavi hayallerÇarpık şehrimin makyajlı yüzüÇeşnisini döküyor geceye,Şarap kokusundaAfişte afişte süzülüyor gözlerSamanyolundan bir kaç yıldız düşmüş dudaklarIşıl ışıl kırmızının büyüsüyleDöndürüyorHep duran birşey var aslında
Bunca telaşe içindeKalabalıktan yorgun kelimelerdeRengarenk olsa da koca günBoncuk boncuk terler düşse de gecelerdenÇığlık çığlığa sürüklese de hayatGöz önünde olup görülmeyen birşeyler varDurgunToprak renginde soğukluğuylaSuskun...Sevgiler çoktan kırılmış dalındaAşk taşlaşmış kaldığı dünlerde
Bakirliğine sarılmışİçimizde ki yalnızlıkSahte canım'lar kandıramamışHala şarkısı söylenmemişYolu bulunmamış
Kilidi açılmamış sandıkta birikmiş yazılmayan mektuplarDilin ucunda, ölümden vazgeçmişen güzel sözler
cankırıklarını yapıştırıp örmüş duvarını
Düş salını bağlamış rıhtımınaAyak izini silmiş kurutulan güllerinSevmekten vazgeçip insanlar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
sadece SEVİLMEK istemiş...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Seyrine daldım
Siyaha teslim oluyor ortalık...
Orman saklanırken sislereYeşil etekleri sıyrılır ağaçlarınUzar bacakları
Gölge raylar belirirHayalet trenin seyre çıktığıUsulca dizilir vagonlarKirpiklerime
Bir şeyler geçer içimdenBir şeyler gider...
Rüzgarda şarkı söyleyen dallarınEsleri düşer yapraklaraSus pus olur yeşilUyur gün dalıp sulara
Aç kurtların uğultusundaSeyre dalar yaşlı baykuşYarasalar gölgesini bırakır toprağaToprak uykuda
Bir şeyler geçer üstündenBir şeyler gider
Gümüş pulluLacivert bir örtü serilir üstüne uykularınKim bilir hangi yorgun kuşun kanadındaBekler rüyalar
Küçük bir yıldız çalsam gök yüzündenSaçların içinDelinir mi geceBoşalır mı üzerimize güneş
Bir şeyler geçer mi gözlerindenBir şeyler gider mi..
Uyanır mısın bensiz uykundan?
Gözlerin benden uzaktaykenKaranlıktayım...Korkum karanlıktan da öteYokluğundan
Uyanmasan da boş verGölgesi olup dolunayınSeyrine daldımDüşmediğim teninin
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir şeyler gitmezBir şeyler geçmez artık.
Uyuyalım.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sır
Birikmiş yalnızlıklar ağırdırki daraltır geceleri
tek kişilik uykularındüşleri soğuksabahları yorgun
Köşesi yırtık bir akşamDerin soluklu efkar...İçinde ben yokum ama olsun!
Üzerinden mevsim geçtiGün yaza gebe
Bir avuca acıkmış yüzün...Ellerim yüzüne aç
İsmin dudağımda bakirİsmin şiirimde aşksenin haberin yok ama olsun!
Çıkmaz sokaklarına tüneller açsamHani uluorta bağırsam adını
Bozulacaksa suskunluğunÇığlığımda yırtsanKızıl saçlı bir kızı
Gel bende ağla...İstanbul’ dan saklarım seni
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sipariş aşk
Sipariş aşk var mı sence!Aşk istiyorum daAşık olmak kadarAşık olsun istiyorum bana.
Bakışında kaldığımdaİçimde sıcakTerine düştüğümdeTenimde rüzgar
Geceyi sıyırırkenPenceremdeGüneşle düşsünÇiy saatlere
Sipariş aşk var mı sence!Hani varsa
Aşk istiyorum da
Yalnızlığı düşünmedenUykuda bile kalabalıkKalabalıkta bileYalnız bana sahip
Aşk istiyorum
Utançsız sevişlerin koynundaIrzna geçip ihanetlerinArzusu olmak istiyorumKızıl saatlerin
Karanlık noktasındaBilinmeyeni değilGerçeği olmalıyımDelice dokunduğu
Aşk istiyorum yaHani içini kıpır kıpır edenGöğsüne sığmayan nefes gibiBende tatsın istiyorumYazın meyve serinliğini.
Aşk istiyorumHani siparişi varsaEkle beni listeye -Ebru-Olur mu!
-Portakal çiçeğim bilirsin dört mevsimimsin-
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Siyah beyaz istanbul
Siyah beyaz istanbul Çocukluğumu düşündürdü şu Eylül. Siyah beyaz fotoğraflardankalan solmuş bir tabaka var İstanbul üzerinde. Marmara gri. Tüm kasvetini çiziyorsonbaharın sessizliğiyle Piyer Loti. Haliç üzerinde martıları görüyorum oturduğumyerden. Dingin suların üzerinde yazın yorgunluğunu atıyorlar. Hüzün tarlamınpapatyaları onlar. Yapamadığımı yapıyorlar aslında. Çığlık çığlığa kanat açarken,süzülürken gözlerde bir vapurun arkasına takılıp gidiyorlar. Peki nedendir Eylül'ünhüznü? Neden sarıdır hazan? Yalnızlık neden soğuktur, ölüm neden ürpertir insanı? Hernedense, güz mevsiminde başlar göçler. Mevsimsizmidir yoksa yaşam? Renkli hayatlardediğimiz aslında siyah ya da beyaz değil midir? Hangi sevda kırmızıdır, hangi düşmavidir, hangi sabahlar beyazdır. Ya bakışların hangisi tozpembedir? Ve sonra... birkeder, tasa deriz ki, hayatım karardı. Neler karartır hayatınızı? 24 saatinizi gözünüzünönüne getirin neyin izi kalıyor yüreğinizde? Gülüşlerin çoğu zorla, hatta 'lütfen gül! ' dergibi dökülmüyor mu yüzümüze? Ağlayışlarımız daha içten, gürültümüz değilsuskunluğumuz daha katıksız. Neşemiz değil ama acımız daha duru. Bu yapaylıknerden geliyor? Zamana teslim edilen değerlerimiz günden güne değişmekte. Farkındaolmadığımız neleri kaybettik ellerimizden, gözlerimizden, anılarımızdan...yarınlaravarmadan tükettiklerimizi düşünelim. Geleceğe manevi olarak neleri teslimedebiliyoruz? Eskiden sevdalar anlatılırdı, mahalle arasında yaşanan en masumanekomşu aşkları. Sokaklarda yankılanırdı çocukluğun kavgaları. Ağlama sesi duyulurdubisikletiyle giderken düşen küçük kızın. Misketlerini kaybetti diye suratını asardıveletler. İstop oynarken isimleri bağırırdık akşamüstleri... Şimdi hangimizin sokağındakovalamaç oynarken size çarpıp kaçan çocuklar var? Hanginizin apartmanının önündeküçük bir kilim yayılı.. Küçük oyuncaklarla evcilik oynayanlar takılıyormu gözünüze?Küçük bahçeli evler bile kalmadı eski mahallemde. Hanımeli kokuları yayılmıyor artıkMadam teyzenin bahçesinden. Çocuklar çiçeklerini kırar diye bahçeye kaçan toplarıkeserdi bir zamanlar. Gözü gibi koruduğu bahçesi ve o üç katlı kara tahtalı evininyerinde, altı katlı bina yapılmış. Hep yıkılmalımı şehir? Modernleşmek adına katledilenanılar içinizi burktuğunda su içip rahatlamak kadar basitmidir hayat? Tepedenbakıyorum İstanbul'a. Gözümün alabildiği her yerde sivrilen minareler var. Peki nedenSultanahmet, MihrimahSultan, Fatih, Süleymaniye, Yeni cami gibi ihtişamı yokavluların, kubbelerin? Her yer cami ama ruh yok sanki harcında. Herşeyi yokediyoruz,eriyoruz aynı zamanda. Peki ya bir gün, bir gerçekle karşılaşsanız... Hani ola ki birşekilde öleceğinizi öğrendiniz kısa bir zaman sonra. Neler yaparsınız? Bu akşam yastığabaşınızı koyduğunuzda bunları bir listeleyin bakalım? Ve sabah sorun kendinize..Bunları yapmak için illa ölümlemi karşılaşmak gerekli? Yaşamın tadını almak için ölmeyibeklememeli.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Siyahlı Kadın
Eflatun bir camın ardındaydı gözlerinSaçların gece gibi uzunduÜstün bile karanlıktıTa ki gülene kadardı gizeminSiyahlı kadın, ta ki gülene kadar...
Küçük ellerin vardı, küçük ayaklarınSesine sığdırdığın kocaman insanlığınŞöyleyim, böyleler derkenSakladığını sanırsın kırılganlıklarıTa ki gülene kadardı afra tafranSiyahlı kadın, ta ki gülene kadar
Alev alev çıktı boğazından-İnsanı oynamak değil, insan olmak istiyorum-
Acıydı 'olduğunu' oynamakMaskeler ardında saklayarak yitirildi insanlıkİnsanlık rol oldu, kuklalar gerçekGerçek acıydı, acıttı, acındırdı
Acıydı, maskelerden insanı gerçek yapmak..
Eflatun bir camın ardındaydı gözlerinOysa bakınca gördüğün pembe güneşÇoktan sıvanmıştı utançlaSiyahları sevmen bu yüzden belkiPerde arkasında bırakmadın yüreğiniİzlenen, alkışlanan sendinHüznündü, sevincindi, yüreğindiyaşamındı...
Eflatun camları lekelerken parmaklarınTüm renkler vardı bakışlarındaİçine düştüğüm düşler kadar sıcakHep varmış gibi yaşamımda yakındın.
Ta ki gülüşüne gülene kadardı uzaklığın...Siyahlı kadın, ta ki gülüşmemize kadar.
Maskeler kilitli bir tiyatronun deposundaTozlu perdelerin uçuşan ağları- kaderin acımasızlığı sankiBak ışıklar söndüSana bakan kaç göz var bilinmezBitince yansımalarınIşıkla birlikte kopacak alkışlarEtrafında onca insanEllerinde tebrik izleriSıcak..sıcak.. yakacakBir sürü vaatler uçuşacak uğultulardaKimse bilmeyecek gözlerindeki hüznü
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Oysa sen bileceksinKapıdan çıkanlarınAsılsız olduğunu...
Ne güzel kiToplayacağın maskenSileceğin makyajın yok sahne sonrasıRolün de yok ki ezberlediğinŞiirleri koy cebineSen güzeldin, insandın, yansıdınKoltukları boş saySen sendin sahnedeSiyahların içinde....
-Madencinin elindeki gül gibi duru....
Yansımandı sevgili Fatma Gül.. gülüşündü gülüşüm.Sesin gibi duru geçsin hayatın.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sobe
<div align='center'> <embed src='http://www.balcanet.com/muzika/siir10168.mid' width='0' height='0'autostart='true' loop='true'></embed> <p> </p>İçimde hep saklamaya çalıştımÇocukluktan kalma masum bakışlarımıNe kadar büyüsede duygularımBir elma şekerine hala gülümserimHababam Sınıfı'nı seyrederkenHep ağlayacak bir yanı vardır benim içinİçli içli çalan bestesinde
Büyümek zor geliyor aslında yüreğime
Gitgide yara almakYüze gülerken arkadan konuşanlaraArkadaş demekİçimi acıtıyorKüçük sıralarda ki arkadaşlarımı düşündükçe
Zaman ne kadar da acıRenkler gitgide daha koyuAyrılıklar daha da kor gelir oldu uykusuz saatlerde
Nerde olduğumu bilemez oldum kalabalık sokaklardaAynada tanımaz oldum kendimiRuhumla görüntüm arasındaMavi bir ip atıyorumEski bayramlığımın ucundan
ve bakıyorum yüzümdeki kırışıklıklaragörüyorumHayat çiziyor beni bir kez daha
Çocukluğumu özlüyorumHani şu yara bere dizlerimiPamukhelva yapışmış suratımıEvde suç işlediysemSaklandığım kapı arkasını
oysa çoktan sobeledi hayat
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Soğuk sensizlik
Soğuk odamın kucağındayımGüneşim olsun diyeDuvarlara gözlerini çizdimMasama resmini koydum konuşmak içinŞarabım kadehimdeKırmızısına dudaklarını sürdümÜzüm rengindeKar beyazı düştü tenimeOdam soğukTenim donukHıçkırığım çarpar pencereyeBuharlaşır bakışlarımİsmin çizer ağlarımSoğuk duvarlar arasındaSevdam üşümesin diyeSeni hayaledip ısınmaya çalışırım.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Soğuk Sokaklar
Her yer beyazSoluk yüzünde gonca dudakların hariçPamuk ellerinde gelincik yapraklarındaTeninin düştüğü gibiYüreğime serpildi kar taneleriYalnızlığından buz kesti gözlerimKirpiklerimde sarkıtları var sensizliğinAyaz mı düştü sevdamaYoksa ayazım mı düştü geceyeAnlamadım ya neyseÖyle de böyle deSoğuk işte sensiz İstanbul sokakları
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sokak lambası
Hiç farketmediniz yalnızlığımıIşığımı gördükçeKaranlıktan korktuğumu anlamadınız
Kiminiz tüm yüküyle yasladı omuzunuSokak köpekleri pisledi ayağımaSadece baktınız
Gece gündüz şahittim etrafımda olanlaraNe dilim vardı söylemeyeNe de mecalim anlatmaya
Öyle yaHanginiz duyardı beni
Bazı geceler misafirim olurdu kuşlarDüşlerime ortak olmalarını ne çok isterdimKabuslarda da yalnızdım oysa
Mevsimler geldi geçti üzerimdenKaçınız büyüdü sokağımdaUğurladığım kaç beden oldu ağıtlarlaAğladım, güldümBilmediniz
Bense sadece bir sokak lambasıAy’ın gölgesindeDüşer ışığım adımlarınıza
<i>Öyle yaBelki karanlıktan korkan vardır benim gibi</i>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sokaklarıma saklanır yalnızlığım
yorgun sularla çocukluğum dökülür düş sokaklarıma
göz kıyılarımdan küçük balıklar salarımve küçük dalgalarbüyük mavilere
martıları yok o balıkçı köyünün
bilirimsenin ellerin bir kadına aç değilsenin denizinbenim mavilerim gibi kokmazgelavuç avuç ağla çakıllarıma
kumsal, çukurlarını açar yorgun güneusul usul saklanır temmuz
sıyrılmış eteklerime toplanırken şehirkelebek ayinlerine bırakırım sırlarımızı
gidişler sonrası ellerimde kırılganlıklarbakışlardan ağır kirpiklerime yapışan sargı pamukları
bu kayıp şehrin küfürlü duvarlarında sağır ediyor beni sarhoş naralarorospulaşan ruhlar beden arıyor başka başka yataklardaiç kuyularımda (ruh) intiharları
sen ağırlığında geceler sonrası ihtilalde bütün mahremiyetler
ama sen;
sabun köpüğünden çarşaflarda soyuyorsun içimdeki el değmeyen dulusoğuk uykularına ateş arıyorsunbundandır beni en çok kırmızıyla düşlemen
bir şiir serp tenimegöğüslerime bırak bulut bulut dudaklarınıher moruna erguvan açayım küf yeşili sevda masallarında
en kalabalığından bir cadde ortasında çıplak kalsın yalnızlığımnasılsa bana çıkar bütün aşklar
__________________________________________________
<i><a>Yorgun sularla çocukluğum dökülüyor düş s o k a k l a r ı m a
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
kumsal, çukurlarını açar yorgun güneusul usul s a k l a n ı r temmuzkelebek ayinlerine bırakırım sırlarımızı
ama sen;
sabun köpüğünden çarşaflarda soyuyorsun içimdeki el değmeyen dulusoğuk uykularına ateş arıyorsunbundandır beni en çok kırmızıyla düşlemen
en kalabalığından bir cadde ortasında çıplak kalır y a l n ı z l ı ğ ı m
</i></a>
Arzu Altınçiçekyüzünde kardelen toplar dudaklarım /10.07. 09
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Soluğumuzu kesiyorlar
Çocuk gülüşlerini kaybediyoruz yeşilliğimiz gibi!
Modern binalar, gökdelenler, plazalar, alış veriş merkezleri, projeleri onaylanmadaninşa edilipkullanılmayan binalar... evet, evet m o d e r n l e ş i y o r u z!
Şehrin dört köşesinde yükselirken medeniyet yok ettiklerimiz var. Görsel anlamdakimine hoş gelebilir,kimini bunaltır bu kavram, elbette göreceli.
Her eve en az iki araba, sokaklarımız bile parkometreye bağlı, her mevsim bulabiliyoruzistediğimizsebze ve meyveleri...Bayramlar sadece tatil planlarıyla geçiyor. Kaç mezar unutuldukim bilir, kaç elöpülmeyi bekler, kaç kapı kendi ziline kırgın.
Ve çocuklar büyütüyoruz! bilmem kimin çocuğu falanca kolejde, - derslerini çabuk bitirfalanca dersinöğretmeni gelecek, daha idmanın var... Gelecek sunuyoruz çocukluğunu çalarak.Sokaklarda izikalmamış saklambaç, yakar top koşturmalarının, yuvarlanan misket sesi yok artık.Okuldan evedönerken beyaz yakası yaramazlıkla kirlenen, mendil kapmaca oynayan, mahallelerarası kavgalaryapan, burnu akan, düşünce dizleri kanayan. Eve gidince akşamları babasına şikayetedilen, kaçarkenbize çarpmadan düşen terlik sesine gülen çocuklardık biz...
Kartpostallarımız dizilmiyor caddelerde ince telli raflara, heyecanla açılıp okunanarkadaş, ahbapmektupları yok. Komşuda pişen bize düşmüyor artık.
evet, evet m o d e r n l e ş i y o r u z ama; soluğumuzu kesiyorlar!
Yükseldikçe binalar, ağaçlar kısalıyor hatta yok ediliyor. Çoğu büyük kentte ağaçlık veyeşilinkucaklaştığı yerler; mezarlıklar, askeri bölgeler, her ilçede tek tük kalan parklar ya dakendini çağatlamanın gerisinde bırakmak için direnen gecekondu kesimleri.
Elbette ki modern yapılar arasında yeşil vadi projeleri mevcut, hatta belediyeler de bukonudayaşamanın solgun olmasından kaynaklı rengarenk çiçeklerle donatıyorlar yolkenarlarını.
Trafik stresinden rengarenk çiçeklerle kurtulabiliyor muyuz sahi? Papatya tarlalarında,
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
bulutlarakavuşan uçurtmalarla koşturan çocukluğunuzun elinden tutabiliyor musunuz kendiçocuğunuzla?Çimenlere örtü serip oturmayı özleyeniniz yok mu?
İş yeri, ev fark etmez içimizden kaç kişi penceresini açtığından göğsünü gere geremevsim renklerinebuluyor soluğunu?
Elbette büyüyecek kentlerimiz ama biraz daha korusak yeşilimizi, yeşil alanlarımızıdaraltmaklayerleşim bölgelerini büyütüyoruz ama dengesini bozuyoruz doğanın. Ağaçlandırmaprojeleri, hatıraormanları çoğunlukla otoban kenarlarında, göbeklerde. Yerleşim alanlarından uzaktutulmak zorundamı? Çocukluğumdan hatırlıyorum çoğu sokakta dut ağaçları, çitlembikler, incir, erik vs.Unuttuk mu?modernleşme mi? unutturdu dalından kopardığımız meyve tadını...
Hazır havalar güzelleşirken, erguvan mevsimi yaklaşırken çıkıp seyretmek lazımİstanbul’u. Kim bilirbelki göreceğimiz yeşilliğin ne kadarı kalacak seneye binalar arasında? Ormanlarımızbile “Yasal” adıaltında satılırken, rant uğruna bir kıvılcımla tutuşturulurken; bir sonraki mevsimyerinde olacaklar mı?
Topluk olarak hep birileri bizim için bir şey yapsın diye bekleriz. Oysa biz neler “sağlıklınefes almak”için yeşilimize sahip çıkmak adına?
Bir çok belediyeler, özel kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, hatta sanatçıların fan klüpleriAğaçKampanyaları, hatır ormanları, fide ekim şenlikleri düzenlemekte. Bunlara katılmak zorgeliyorsa, baştaÇEKÜL ve TEMA Vakfı size en kolayını sunuyor;
Çekül Vakfı’nın başlattığı 7 Ağaç Kampanyası: http://www.cekulvakfi.org.tr/
** Sevdiklerinize çiçek yerine ağaç gönderin **
Neden 7 ağaç?
Her birimiz günlük yaşamımızda tükettiğimiz kağıt, kalem, mobilya, yakacak gibi çeşitligereksinimlerimiz için yılda ortalama “7 Ağaç”ın kesilmesine neden oluyoruz. Bir başkadeyişle, her yıldoğaya, “7 Ağaç” borçlanıyoruz. Bu bilinçle yola çıkan Vakıf, 1993 yılından beriyürütmekte olduğu,Türkiye’nin en geniş sivil katılımlı ağaçlandırma girişimlerinden biri olan “7 AğaçOrmanları” projesinibaşlattı.
Projeye, her kesimden birey, kolayca destek verebiliyor. Katılımcılar, kendi adlarına ya
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
da sevdiklerine,doğum günü, yılbaşı, anneler günü, yıldönümü gibi özel nedenlerle '7 Ağaç' armağanedebiliyor,korular oluşturabiliyorlar.
Fidanların bakımı Bakanlığın ilgili birimlerince gerçekleştiriliyor.
Tema Vakfı; TEMA Vakfı özellikle Gelibolu, Marmaris ve İstanbul yangınlarından sonra,toplumumuzdagelişen ağaç dikme arzusunu, erozyonla mücadele çalışmaları için önemli bir adımolarakdeğerlendirmektedir. Kişi ve kuruluşların her gün artan talepleri doğrultusunda fidandikimlerigerçekleştirilmektedir.
TEMA Vakfı bir bölgede, yapılacak olan ağaçlandırmalarda yöreye uygun olan ağaçtürlerinindikilmesini ve dikilecek olan fidanların da yine aynı yörede yetişen ağaçlarınorijinlerinden olmasındanyanadır ve ağaçlandırma çalışmalarında bu konuya büyük ölçüde dikkat edilmektedir.Bu nedenle ağaçdikmek isteyen kişi ve kuruluşlarımızı şiddetli ve çok şiddetli erozyona tabi olan 18.5milyon hektarbüyüklüğündeki çıplak alanların ağaçlandırılması ve erozyon kontrol çalışmalarındaTEMA ile işbirliğinedavet ediyoruz. 1996 - 2005 yılları arasında yapılan ağaçlandırma faaliyetleriyle TEMAVakfıöncülüğünde 3, 7 milyon fidan dikilmiştir.
Yeşil görmeyen gözler, renk zevkinden yoksundur.
Burasını öyle bir ağaçlandırın ki, kör bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu anlasın.
K.Atatürk
-Gelecek çocuklara orman yok! -Arzu Altınçiçek
Nisan 2008
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Son başvuru 31 Ocak!
ŞİİR ve ŞARKI SÖZÜ YARIŞMASI BİLGİLERİ
1- Yarışma Şiir ve Şarkı sözü yarışması olmak üzere iki dalda düzenlenecektir.
2- Yarışmaya son başvuru tarihi 31 Ocak 2007' dir.
3- Her iki yarışmaya katılımcılar en fazla üçer eserle katılabilirler.
4- Yarışmaya katılacaklar hangi dalda başvurduklarını mutlak surette belirteceklerdir
5- Şiir yarışmasında; Birinci, İkinci ve Üçüncüye özel ödül verilecek olup dördüncüdenonuncuya kadar olan derecelere de mansiyon verilecektir.
6- Şarkı sözü yarışmasında; Birinci, İkinci ve Üçüncüye verilecek özel ödülün yanı sıraeserleri bestelenerek kendilerine verilecektir. Dördüncüden onuncuya kadar olanderecelere de mansiyon verilecektir.
7- Yarışmaya katılan Şairler; eserlerinin bu yarışma kapsamında çıkarılacak kitap,broşür v.s. yayınlanma hakkını şiirkolike ya da uygun göreceği kişi ya da kuruluşlaravermeyi kabul etmiş sayılırlar. Bu kapsamdaki çalışmalar için herhangi bir telif ya dabenzeri talepte bulunamazlar.
8- Yarışma sonuçları 17 Şubat 2007 de düzenlenecek ödül töreninde açıklanacak olupbilahare www.siirkolik.com ‘da yayınlanacaktır.
9- Yarışmanın her iki dalına da Şiirkolik sitesinin sahipleri, editörleri, bunların birinciderece akrabaları, jüri üyeleri ve bunların birinci derece akrabaları katılamazlar.
10- Jüri her iki dalda katılan eserler arasından Birinci, İkinci ve Üçüncülüğe layıkdeğerde eser belirleyemediği takdirde bu ödüller verilmez.
11- Her iki yarışma için gönderilecek şiirler ön elemeden geçirildikten sonra yarışmayagirişine izin verilenler www.siirkolik.com sitesinde açılacak özel bir bölümde sonuçlarınaçıklanacağı 17 Şubat 2007 tarihinden 2 hafta önce yayınlanacaktır.
12- Her iki yarışmaya son başvuru tarihi 31.01.2007 olup bu tarihten sonrakibaşvurular işleme alınmayacaktır.
13- Yarışma ödülleri şu şekildedir:
Şiir yarışması1- 3 günlük çift kişilik Antalya tatili + 15 kitap + plaket2- 10 kitap + plaket3- 5 kitap + plaketMansiyonlar: Kitap + plaket
Şarkı sözü yarışması1- 3 günlük çift kişilik Antalya tatili + 15 kitap + plaket + beste2.-10 kitap + plaket + beste3- 5 kitap + plaket + besteMansiyonlar: Kitap + plaket
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yarışma Jürisi;
BAŞKANIşın ERGÜNEY Şair – Şiirkolik editörü
ÜYELERSevinç ATAN Şair – Söz yazarıZeki ÇELİK - ŞairDurmuş KAYA - ŞairAltan TÜRKOĞLU - BestekarNail YAVUZ - Şair
Not: Jüri Üyelerinin adları Alfabetik sıraya göre düzenlenmiştir.
Yarışma şartlarını okudum ve aynen kabul ediyorum.
Sponsorlar:Tatil Sponsoru: Antalya Lara HospitalYarışma Sponsoru: www.siirizi.com & Radyo Medcezir: www.radyomedcezir.com
Destekleyenler:Edebice.com,EdebiyatDefteri.com,Edebiyaz.comEylulFM.com,Izleindir.com,EylulDokunuslari.com,Sessizgemi.netSiirdemeti.net,Sevgimix.com,Siirperisi.net* İm Sanat Kültür ve Edebiyat Derneği
Yarışma ile ilgili link: http://www.siirkolik.com/yarisma/
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Son Düğün
Düğünü başladı siyahınÇeyizi kara toprakDöşeği serildi, alay toplandıŞahitler geldi ışık yolundanAhşap sandukaya konduSon halayda, eller kalktıBeşibiryerde’ye dizildi dualarUğultuya karıştı ağıtSon kez katlandı yeşil davetiyeVe güneş kürek kürek karıldı karanlığaZamanlı gelenin zamansız gidişinde
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Son kez...
Birazdan gözlerimi kapatacağımVe son kez geçeceksin düşüncemden.Süzülecek karanlığa ne varsa benden yana.
Ellerimi yumacağım; tuttuğum da kalmadı, diyeceğimAvuçlarım boş…çekip gidecek anılar başucumdan.Düşecek kollarım…emanetti zaten.
Ve son kez gideceksin dudaklarımdanÇekilecek zaman, tükenecek mevsim.Ne soğuk, ne sıcak…bilmeyeceğim.
Çok da önemi yok, sen gittikten sonra.Esmer düşlerimi saran temmuz güneşininTerimdeki tuzu çalan mavilerin.
Sokakları yuttu sanki caddeler, şehirler caddeleriMavi tabelada şehrin de ismi silindi.Adressiz kaldım, kayıp bir ülkedeyim belki.
Yağmura yakalanmayı isterdim şimdi…Bedenimde kuruyan her hücre içinVe bulutlar sararken, sökse yıldızlar öpüşleri.
Tenimden usulca sıyrılırkenDilsiz şahidin olsa gelinciklerDedim ya mevsim yitik…zaman şimdi duracak!
ve sen gidiyorsunSon kez gidiyorsun dudaklarımdan.Ve ben ilk kez ölüyorum.
Hayat…en çokmavi akşamlarına acıkacağım.Gel gör ki; ecel aşıkmış bana…
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sonunda
Hiçbir şehre bu kadar yakışmaz aşkSabahında yağmur kokusuylaTek kişilik uykulu gözlerden kayan bulutlaraBöylesi sinmez sevda.
Köşe başı çiçekçilerde mutlulukKaç kişi eğilip alır kendineHazanda bahar kokusunuRenklerine kim gömer eylül sarısını
Mavi boyu uzanır binalarYeşil parklarda biçili çim duruşuSoğuk demirinde sallanır tahtası çatlak salıncakVe bir başı eğik tahterevalli, ben gibi bekler
Kargalar seker yol boyu,Ağaçları terk eder kuşlarMevsimin serildiği caddeleriyleBu şehir kalır bana
Hiçbir şehre bu kadar yakışmaz aşkVe yakışmaz hiçbir göze bu yağmur ormanları
Bilirim odanda pas tutmuş gitarında gam teliTozdan örtü yokluğun, ayak izlerin bile silikGidişinin üstünden kaç zaman geçti bilememZaman, zamansızlığında kayıp
Anahtar deliğinde gözledim anılarıYatak odasında ölüm sessizliğiKapı arkasında kaldı oynadığımız oyunlarVe keşkeler sızıyor eşikten ayak parmaklarıma
Çıplak ayaklarımın anılardan kaçışları duyuluyor
Hiçbir şehir kaldıramaz bunca gidişleriAma hiçbir şehirde de aynı bedene sığmaz onca aşkAşk mı sahte,Şehir mi iki yüzlü bilinmez!
Ve hiçbir şiir ayrılıksız yazılmaz...bir bunu öğrendim bu şehirdeen sonunda!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Soyun da gel
Güneş her renge banmış fırçasınıRüzgarda haylaz çocukluktan kalma bir ıslık...Ayaklarımdaki son sızısı kırılgan yollarıngözlerimde özlediğim yağmurlar.
Zaman kül rengi duvardaMavi öncesi is kokulu son uykularım.Bir kaç güne kadar kuşlar dolar şehre,Tembelliğe çağırır penceremde uçurtmalar.
Senden önce boy verdi düşlerimde lalelerve gelincikler benimle bekler yolunu...Hadi tozlu yolları süpürerek gelEteklerinde saklansın ayaz yalnızlığım.
Bir yaprak düşümünde beni bekler aşkYemyeşil gözlerine inat...Kirli beyaz elbisendenHadi soyun da gel!
(Bahar)
Arzu Altınçiçek
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Soyunurken
Güneş düşer omzumdaki askıylaSıyrılır tozum, telaşım.
Bir fermuar çizgisindeAçılır hayal tüneline demir yolları.
Ölüm kadar çıplak kalır bedenGölgesine bile savunmasız.
Beyaz mendilde, çıkar kırmızı rujBir su akımıdır yorgunluk.
Yüzümde onca iz bakışlardanSesim bile yabancı yankısında
Gözlerimde yanıp söner yeşilSaçlarım gün karmaşası
İğne iğne işlenenSağ omzumdaki çiçek bitkin
Topuk seslerinde saklıKadınlığın -dayanılmaz ağırlığı-(1)
Şehir ayak altı koca günBen, gezgin adımları
Önünde dilencileriyleVitrinler neyin aynası?
Bir su akımıdır yorgunluk…Derindir ve uzundur gece
Yastıkta bekler düşlerTavanda onca kabus
Düşer pencereden duvaraBir çam ağacının dalı
Dikenlerinde tararım saçlarımıİnce askılı gecelik yatak üstü
“Ölümler çıplak gelir” (2)
Bu gece deBekleyeceğim çırılçıplak ölümü
Şu fermuar bir açılsaVe döşense rayları sonsuzluğa…
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hayat kadar yorgun kadınlığım.
'var olmanın dayanılmaz hafifliği'nden esinlenmeÖlümler çıplak gelir / Bulutsuzluk özlemine ait şarkı.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Söyle
Sarkıtlar vardı kirpiğimdeİki ateş arasında
Kadehten miBu kırmızı kalemimde
Tenimde ayaz akşamdan mıYokluğundan mı
Kızıl kıyamet kopsaSuskun yüreğinde
Kim duyarKim bilirKim anlar
Söyle....
Duymak istediklerimi söyleSesinde düşlediğim sözleri söyle
Sahte gülüşlerim batar canınaHer dokunuşu diken açar yüreğinde
Harfleri kırık sevdalarınRengine buladım kağıdı
Bir kesik var elimdeBıçak bıçak vurduğum gecelerden
Kanayan neKanatan neKanan kim
Söyle!Durma söyleİki kelimedeYa ömür verYa ölümü verYüreğime
Her suskun bakışınKurşun yarası
Üşüdüğün kadar üşüyorum...
<i><a>İki ateş arasındaBu kırmızı kalemimdeYokluğundan mıSuskun yüreğinde
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kim anlarSesinde düşlediğim sözleri söyleHer dokunuşu diken açar yüreğindeRengine buladım kağıdıBıçak bıçak vurduğum gecelerdenKanan kimSöyle!YüreğimeKurşun yarasısustuğun kadar ölüyorum
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Söyleyebilsem
Gitmeni istemiyor İstanbulSonu yaklaşmakta sonbaharınHazan sabahlara gebe uykusuz saatlerÜstüme üstüme geliyor aydınlıkEritiyor ay tenini
Ben gizli karartılarlayımEllerin o kadar uzak kiBoşlukta düşen kuş tüyü gibi teninSüzülen bir köpük hayalinSadece uzaktan seyrediyorumDokunmadan
Gitmeni istemiyor şehirKuşlar ötmüyor gece gözlümTüm caddeler suskunMarmara çalkalanmıyor
Burda kal diye hakırıyor gözlerimDuymuyorsunSokulmuyorsun
Sadece uzaktasınve beni mecburiyetlerle başbaşa kılıyorsun
Bildiğim gerçekleri sıralıyorumBahaneler çekiyorumElimde ki boncuklara dizi diziSeviyorum..seviyorum
Aslında sevmek istemiyor gözlerimGidersen akıtacak yaşı kalmadığındanAşk istemiyor yüreğimÇırpınacak canı kalmadı bedendeİstemek yetmiyorDilemek yetmiyor ukte sevdalarıFallarda görmek istedikçeDaha da sertleşiyor gerçekler
Gitgide adın sardıkça sevdamıYalnız kalmaman için dualarında sarılayım diyeEllerim büyüsün istiyorumKollarım uzasınYüreğim çoğalsınUzaklardaykenBende yaşattığın sevdanıSıcak tutayım diyeYangınını saklıyorum bedenimde
Avucuma çizdiğin hayali 'S'Yakacak canımı biliyorumve hep orada olacak
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Işıltılı, soğuk şehir sokaklarında yürürkenAvucumu kapatıp, elimi cebime koyacağımve baş harfin hep orada kalacakSıcak..
Olmuyor dağ bakışlımHeybetinin ardındaki duyguların o kadar içli kiBiliyorumHep eteklerinde dolaştımTüm gücünü verdin ardımsıraBen sadece sana yaslandım
Bilemedim ürkek bakışlarınıİncitmekten korktuğunu göremedimBen can diye sana ağlarkenCanını acıttığımı bilemedim
İşte şimdi görüyorum gerçekleriSen uzaktan sevmeyi öğrettinGüvenmeyi, sabretmeyiÖzlemeyi öğrettinSevdanın en yalnız olduğu saatlerdeÜç-beş nöbetlerinde düşünülmeninGüzelliğini doldurdun küskünlüğüme
itiraf sırası geldi belki deseni seviyorumbelki en başta söylemem gerekirdibelki hep susmamama biliyorum kidudaklarımdan sen dökülürkenİstanbul can çekişiyor gidişinden
İstanbul mu gitmeni istemiyor?Yoksa ben mi?İşte bunu bir diyebilsem UKTE SEVDAM.Söyleyebilsem.5/12
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Söz
‘Ağlamam artık gidenlere Ağlamam artık bitenlere Ağlamam artık üzenlere’
yine de ve hala da ağlarım....
Bir temmuz sonuydu gelişin. Avuçlarım nasıl terlemişti yanındayım diye. Soluksuzgitmiştim onca kalabalığı yutan, şarap ve anasonun tütsülendiği Nevizade’ye. Dizlerim,ellerim, yüreğim, hatta dudaklarım nasıl da titremişti. Acımasızdın, bakmıyordun bileyüzüme. İnsanların arasına karıştıkça, gücümün tükendiğini hissetmiş olmalısın ki elimituttun. Sürükledim ayaklarımı, çeksen elini yığılıp kalacaktım arnavut taşlarında Balıkpazarının. Nereye, kimlerin karşısına getiriyordun beni! Neden di suskunluğun! Nesenaryolar geçti gözlerimden. Soğuk terler attıkça nasıl da al basıyordu göğsümü.
Beyaz örtülü bir masaya oturduk. – bak, iki kişilik, başka kimse yok – dedin. Bir solukçıktı ki göğsümden tarifsiz. Ne yemek gördü gözüm, ne başka bir şey. Oysa –gözlerimebakıp nasıl da ekmeği bandırıyordun güveç tabağına- demiştin gölbaşında. Şimdi bilegülümsüyorum. Işığımı takip et çalıyordu...karanlıklarda bırakacağını bilmedim.Yemeğimiz geldi, içkilerimiz ve öyle bir andı ki sanki sadece biz vardık.. Oncakalabalığın gürültüsü nereye gitmişti bilmiyorum. Taa ki yan masada arkadaşlarınıgörene kadar... Nasıl da dalga geçtiler bizle, -saatlerdir sizi seyrettik, görmediniz...dediler. Utanmıştım ama bir o kadar da sende kaybolmanın güzelliğiydi yansıyanutangaç gülüşümde.
Elele yudumladığımız kadeh sarhoş etmişti binlerce korkuyu, Beyoğlu’nun maskelicaddesi ardında.
Ardında, bir şehirdi yutan bizi. Kaybolduk ki, için(m) de yeni varoluş.
Sessizliği bozarken içten içe kopan çığlıklarda bastırıldık.
Bastırıldık, nedensiz öfkelerle. Kimseye düşmezdi ne sen, ne de ben. Biz seçmiştikbirbirimizi.Ne kadar kanlı bastırılışlar olsa da yaşatılanlar, bilirdin içimdekini. Senin olmadığınyerde, her –senden- bahsedilişte akan yaşlarımı, üşüyen ellerimi bilirdin. Egede küçükbir kasabada, yaşlılarla oturduğumuz çay bahçesinde nasıl da yaşlanırdı gözlerim.Ellerin değerdi yanağıma, ve saçlarıma öpüşün düşerdi –KORKMA-derdin. O şehir yok etmeyecek bizi.
İstanbul dan nefret edişim bu yüzden canısı...yalancı çıkardı seni, belki de ilk yalanındıbu!
Bildik, bilmedik her şey konuşuldu. Dar ağacı kuruldu gözlerinin önünde. Boynumageçirildi gözlerinin karasından daha koyu bir ip. Bir duvarın arkasına geçtin vebekledin öldürülüşünü bu sevdanın. OysaTemmuz gecesiydi içimde yeni bir tohum oldu(n) . Yaşamdı(n) , hayattı(n) ,dünyamdın.
Sensizken de büyüttüğüm sevdam çiçek açtı..
Dokuz sekizlik bir küfüre savurdum bize ait şarkıları yıldızlara ve dokuz ay, sekizgünlük bir doğumu kutladım senden habersiz ve senden habersiz kutlayacağım kendimide. Bir şarkı var ya hani ‘doğum günüm bana geldin gündür ‘ Keşke doğumum olsan
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
gelip de. Yine, yeniden çocuk olsam ellerinde...
Ve büyüttüğüm sensiz sevda tomurcuğu... İkimiz de nisan çocuğuyuz, neden Eylüldoğdu düşlerimizde. Karanlıkta da bıraksan bir damlayken sevda, koca bir dolunaybirikti sen düşen tenimde-senden sonra kimsenin düşmediği.
Bakma sahte mutluluk oyunlarıma... hepsi yalan... Yanağındaki ben düşerse ve susarsaşiirler yüreğinde o zaman bil ki vazgeçmiş olurum senden... Sıcağını serdiğin tenim,gölbaşında huzuru verdiğin ellerim hala üşüyor...
Oysa, sabaha sesinde doğardı güneş uykudan uyanışlarında, ay da sendin... şimdikaranlıklardayım.
Gittiğin gibi gel usulca... soru yok, sorgu yok...söz!
not: <i> sensiz de kutlasam...senin için bir yıldız söndürdüm penceremde...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sözde aşklar
beyaz yalnızlıklar bürüdü bu kentebenzi solmuş bir aşka renk veriyor dudaklarımher biri sana doğan çaresiz çocuklar büyüyor içimdesensizliği topluyor yüz sürdüğün avuçlarım
her gece vakti seni dileniyorum aşk şiirlerindekendi sınırlarımda kurşuna diziyorum şairleriölü harfleri çalıyor sahipsiz bir rüzgarkoşar adım katil bir ruhu götürürken sen yanımsürüklenir peşinde kızıl intiharlar
bilmediğim biri kilit vuruyor kapılarımaboğazımda yırtılıyor isyankar bir çığlıkvurdum duymaz kentlerin köşe bucağındayutkunur “çürük sulara” ölü yıkayıcıları, katıksız
aşka sürgün kekremsi öpüşlerini saklar saçlarımparmak uçlarım adını bırakır kör bir aynayayüzüme çarpan yalnızlığımda en çok özlediğimdaha kaç yokluk sığdıracaksın dilsiz sevdama
derin yeşillere sır verdik gizli sevişleribu duvarlar… bu duvarlarda ellerin vardı senindudağımızda yaban mersinleri günahkarey yar! hangi mevsim yedivereninde solursun ihaneti
* çürük sular...esinlenme Su çürüdü / Ahmet TELLİ
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sözüm Size
şişelere doldurup geceyi yıldız emzirdimsebebiyim yalpalayan gölgelerinşehveti göğüslerimden sağangözleri afrikadan aç adamın orospusuyumsözleri günahtan ağır şair iniltisindelâl çekiyorsanız küfürlerimecanınız cehennemekaç el değmemiş dul geçer bacaklarımdanboğaz dolusu boşalmışlığımapiç doğumlarıma karışır martı bağrışlarıbakarsınız yalnızcaboynuma soluğunu bırakanlarayıplarınızı ayıpladıkça örtüppervazlarımı çıkarırsınızistanbulum bereket adam değilimyoksa çivilerdim geçmişime sövdüğünüz dilinizi
arzu altınçiçek
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sözüm vardı!
<td width='100%' align='left'><font color='#800000'><td width='100%'align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><fontcolor='#800000'><tr><td width='100%' align='left'<font face='Times New Roman'style='font-size: 13pt' color='#792010'><br>Sana bir şiir sözüm vardı…kaldı!Yanmadan aşkın haziran gülleri,Külleri karıştı mevsim beyazına.<a>Avucumda sadece dikenler</a>Seni düşündükçeTek yumrukta batırırım canıma.Veririm cezasınıSorumsuz bedenimin.<a>Kanar şiirlerim.</a>Bir gölge uzanırve yayılır gece, saatler kısalır.Tek yumrukta iner soğuk duruşunSaçlarını toplarım düşlerimin aynada<a>…sensiz uyumaktan da korkarım.</a>Sesimde suskunluğun kadar,dilsizleşir arzularımVe o kanayan güllerdealev alev dudaklarım.<a>Susar…bırakırım düş bulutlarını</a>Yıldızların çiy tanesinde sularımgözlerimin, çatlak toprak renginihapsederim kirpiklerime gölgeniyoksa …<a>hiç benim olamazsın sen! </a>saklanır kalemimin arkasınaşapkasız gölgende gizli şiirlerin.Sessizliğinde de olsa“Nasıl sevdiğini”<a>Sadece ben bilirim </a>Şiirlerindeki dokunuşlarını,Mühürlerim kör, sağır, dilsiz gönlüme.
_______________________________<a>Sözüm vardı<a>…kaldı!<a>Avucumda sadece dikenler</a><a>Kanar şiirlerim.</a><a>…sensiz uyumaktan da korkarım.</a><a>Susar…bırakırım düş bulutlarını</a><a>hiç benim olamazsın sen! </a><a>Sadece ben bilirim </a><a>Mühürlerim k ö r, s a ğ ı r, d i l s i z gönlüme.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sus
<i>PenceremdeDelik deşikGüneşe yamalanmış siyah
Söküğünde ayDikilecek yeriDikecek eliKalmamış</i>
Tavana dikili gözlerimdeKaç ilmekti geceİdam sehpasında-Kördüğüm
Simli bir şeritTeğelli derinlikte-Düşlere yol
Sonu aydınlık mıDaha mı karanlıkBilmediğim
Umut kiKozasındaSon gününde kelebekbelki de
Şeffaf duvarınıYırtmış bir balıkDoğumu
İlk tomurcuğu açmışBir dalBoynu eğik
Umut kiSon damlası kaleminFırça darbesindeSon renk
Kurudu kuruyacakKüçük yıldızınSon adımı denize
Aç martıyaFırlatılanCan simidiBelki de
Umutsuzluk kiAcıAğır
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Uzun
Karanlık
SiyahaAcıkmış
Aşk kiÇöldeKum tanesiSerapta boğulmuş.Aşar seni
Uzanmaya kalkmaDarağacı hilalin ucundaHalkası geçmeden boynunaSus be güzelimmmm
Sus.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Suskunluğum
Suskunluğum yorgunluğumdandırBakışlarım korkak diye gizliliğiGülüşümde tecrübelerim vardırSözlerimde acılarımın pası kiri.Elimin çizgilerinde derler geleceğimKimse bilmez geleceleceğim senin elinSenin varlığın sesim...yokluğun dilsizliğim.Bedenim durur bir köşede...Ruhum seni izler sessizceAyaklarım yürümez senli kaldırımlarıYağmurlarım yağmaz ayak izlerineGece göstermez hilalini ayGösterir kendini, hilal kaşlarında.Damlayan su oldun yüreğimeKöpük köpüktü dalgalarım vururken sahilineTenim yangın, sevdam yalnız tüttürür dumanınıDumanı çökmüş gözlerine..Sahilin soğuk...yüreğin soğuk..bedenin soğuk.Ürpermem soğukluğundandır tenininBakışlarımın boşluğu farkedememen sevgimiSessiz çığlığımın nefesi hiç gelmez kulaklarınaYüreğim düşmeden sevdanaSesim düşmeden yanınaSessiz aşkımı bırakıyorum usulca avuçlarına.Sensizlik herzaman benimle yanyana.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sussun ölüm
Silahların sustuğu sabahKuşlar inecek toprağaAlıp başını gidecek ölüm
Çürümüş et kokusundainsan yanım
Şehrin duvarlarındaBir çocuk çığlığı
Yumruk yumruk isyanSaçlarımda mezar tozları
Barutu çamurçamuru oyuncak yapmayabir el gerek!
/
Silahların sustuğu akşamSevinci yırtacak bebekSütü cennet yağmuru
Gün sürülmemiş tenindeUtancın kızıl kesikleri
Bedenini sarmayaAnnem gerek!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sustum
<a>Sana ait tüm mavileriBir yumruk sıkımındaDöktüm gözlerimden...Mavi siyah yıldızları bir de.Yastık altı düşlerinKırıkları kesti uykuyu, sus!...sustum.
Ürkek bir rüzgarınGölgesi sendeledi,Dağıldı zamanYayıldı karanlıkBelirsiz şekillerde.Kirpiğimde kıvılcım,Penceremde şehir tutuştuBoğulurken gözlerimde sen, sus!...sustum
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Susuyorum ama
Senli yarınlar ne kadar da uzakYalan mı her şeyGözlerimGülüşün...Öpüşün..<i>Ellerimi sana uzattım diye mi ellerimdeSana tutuşmuşum diye miSıcakmış bedenin</i>
Nefesin kadar yakındı gerçeklerAnlamadım suskun kalışlarınıSeni sana bıraktığımdaSadece yorgundun Ağustos’danYanıldım mı?
Bu şehir sevemedi ikimiziGidelim buralardanBaşka gülüşlerBaşka bedenlerÇabuk unutturur sevişmemizi
Üşüyor artık ellerimPembe düşlerime avuç açan yastığımDamla damla biriktiriyor acılarımı
<i>Hadi çık gelBir Temmuz akşamı yaptığın gibiApansız‘Özledim’ de...</i>
Susuyorum ama özlüyorum da ay yüzlüm
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sürtük Bahar
Leylak buketlerini dermiş saçlarıKokusu duyuluyorRengaren bir kelebek tutunmuş perçemineÇıkarmış ceylan gözleri
Beyaz bahçemi süpüren eteklerSaklıyor başak boyu bacaklarını
Kiraz gülüşlerini takınmışGelincik dudakları
Serildikçe penceremeDevşiriyor çimenler
Kar yağmış bakışlarımaGüneş doluyor usul usul
Bakşarkısını söylüyorTüm civelekliğiyleKışkırtıcı dizeler açıyor papatyalarGölgesi beliriyor kırılası kaleminBiraz burukta olsaMeltemler dolaşıyor sahipsiz düşlerimde
İç çekiyorumDaralan nefesimleMevsimleri soluyorum
Tutam tutam topladığım hazan yapraklarınıDeviriyorum penceremdenHüznü döküyorumyokoluşlara
Hazanımı süpüren eteklerAlıyor aklımı başımdanRaksediyor
Solgun yüzüme sürüyorumElindeki mor sümbülleri‘O’ kokuyorum..
Mevsim boyuncaBiliyorum
Herşeyi toplayıp eteğineEsip geçecek........ Sürtük Bahar
Sadece Nisan kokacak buralar…
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şiir gibi bir gece ister misin?
Daha önce sizlerle İstanbul sularında sıcak bir akşamda tekne gezisiyle paylaştıkşiirlerimizi, sonra Pera Palas ve şimdi de T.S.Yazarları Derneği'nde bir aradayız.
ÖLÜ AŞKLAR DERNEĞİ'ŞİİR BİR DİRİLİŞTİR'
13 MAYIS 2006 / 20.00TSYD - LEVENT TESİSLERİ
GRUP GÜNDOĞARKEN&GÖKSEL VE GRUBU
YEMEK VE LİMİTSİZ İÇKİ DAHİL50,OO YTL
Davetiyeler girişte de satılmaktadır.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şiir ve gece
Bir şiir geçtiLacivert akşamlarınKuytularından
Beyaz teninIşıl ışıl arzularını bıraktıYakamozlara
Ay sustuHece hece dizildi gecePencerene
Korkuların ve utançlarınÜzerine çöktü karanlıkAlbenisiyle
Kelimeler uçuştuAteş böcekleriyleTutuştu şiirKavruldu aşk.
Ve şahit oldu ay-yıldızŞiirin geceyle sevişine
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şiirden düşen gün sonuydu.
Şiirden düşen gün sonuydu.
Adımların ezdiği caddede,sözlerden kurumuş dudaklarve gülüşler ıslanıyordu…Şehir de öyle.
Küçük salaş balıkçı lokantasındaAyyaş kokusuna çoktan karışmıştıSigara kokusu.
Kimi demlenmiş,efkarlı türkülerdeKimi derdine isim takmanın peşinde.
Hep bir şeylere içer ya insanoğlu.
Kimliklerini kapı önünde bırakanDört kişiydi, dört ayaklı masada.
İnce bardaktaki suyun farklılığını tartışıyorduAk saçlarında saklı çocukluğuylaadamlardan biri.
Tatlı kahve bakışlarındaki, yorgunsevişleriyle gülümsüyordu büyük kadın.
Sesinde kıvılcımlar savuran adam suskun.Kötü şairmiş ya…susmalıydı sanki
Küçük kadın yakalama çalışıyorduher birinden, hayatın farklı rengini.
Rakı kokusuna banıp durdu gülüşlerBirbirinden habersiz geçen onca yılın yapraklarıNasıl da yırtıldı üç beş saatte.
Eşlik ediyorduBir tabak kılçık yığınınaAnason kokulu boş şişeIslak bir şehirYalın ayak yaklaşan ay.
Şen kahkahalarıNemli kirpiklerle zamana mıhlayanDeniz kokusuna sarılı çöl düşüydü A Ş KAnlamı yitikti bu masada.
Şiirden düşen gün sonuydu.Yarına ne gerek vardı?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şiir'e
Ben sizi yazıyorumBildiğim tüm kelimeleri süsleyipGözyaşlarını serpiyorumAşk kokasınız diye
Kağıtlara döküyorum yalnızlığın külleriniBazan da akşamın sandığına kilitliyorum
Dize dize karanlığın küfürünü aydınlatıpIşık açıyorum kıta kıtaSize ses veren yalnızlara
Saklı düşlerin çığlığından sessizliği kazıyorumKörelmiş kalemimleUcundan yakalayıp sıkıyorum avucumaElimde…Bir avuç suskunluk
Ben sizi yazıyorum…Suskun çığlığım diyorum her birinizeVe bir nar tohumuna gömüyorum…Nihayetinde…. ŞİİR açıyor dallarım
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şimal (İlk Yeğenime)
Hoşgeldin TOMURCUĞUM, gönül bahçemize.Güneş, bereket, sevgi eksik olmasın yüzünden.O tertemiz yüreğin kirlenmesin..O gözlerinden hüzün yaşları damlamasın.Gülümseyen gözlerle bak geleceğe,Annen, baban, sevenlerin, sevdiklerinSenin için ağlamasın.Hoşgeldin GÖZBEBEĞİM,Solmaya yüz tutmuş umut bahçemize..Boyun eğen çiçeklerimizi yeşert.Sararan yüzlerimize tebessüm getir,Kaybolan sevdaları canlandır..Nice fırtınalar kopar coşkunla yüreğimizde.Ve sen CANÖZÜM.Canımdan, kanımdan olan..Kim bilir yarınlarla gelenleriKim bilir ektiğin ümitleri,Büyüttüğün sevdaları..Keşke hiç büyümesen,Karşılaşmasan acı gerçeklerleKalleş dünyanın pisliklerini görmesen.Ama olmaz gözbebeğimHerşeye rağmen büyümelisinZorluklara, acılara karşı göğüs gererkenÖğrenmelisin sevgiyi.Yaşın ne olursa olsunUnutma ki; yüreğin ne kadar büyürse,Sen o kadar büyürsün.Gerçek dünya sevgidir.Tıpkı senin varlığın gibi.Senin sevgi sonucu aramızda olman gibi.Hoşgeldin dünyamıza..Hoş geldin ŞİMAL yıldızımHoş geldin ay yüzlü aşk çiçeğimNe iyi ettin de geldin,Bilemezsin.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şimdi
Sevilen bir şarkının birden bitişindeHala mırıldanırsın ya haniÖyle dudağımda adın
Zamansızdı gidişinÖlümün çat kapı gelmesi gibi
Güneşli bir öğlen sıcağındaYıldızların tektek görünmesi gibiUsul usuldu kaçak adımların
Siyah beyaz bir fotoğrafaKesilen parmaktan damlayan kan gibiKırmızı bir noktaydınÖylesine canlı ve sıcak
Zamansız gidişlere inatAniden çal kapımıŞimdi!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şimdiler de
YalnızlığınAkşamdan kalmaDiş izleri yastığımdaBelli ki yineDüşlerimde ırza geçmiş hayalin
Tüm fotoğrafları dizdim üst üsteNefesinin zerrelerindeSarardı duvarlarAnılarVeŞimdiler deBitti
Yanağımdatuz buzKırılan mutlulukTuz buzGöğsümdeSevda kırıkları
YalnızlığınAkşamdan kalmaDudak izleri hüzzamlardaBelli ki yineAçıldı fallar şarkılara
Tüm dokunuşlarını dizdim üst üsteÖpüşlerinin izindeKanadı arzularımTenimVeŞimdiler deBitti
Ellerimdetuz buzTuttuğum ellerinTuz buzSaçlarımdaAy kırıkları
Gün kanadıIşıltısında
Ertelendik
Şimdiler deB i t t i
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
T e c a v u z d e y i m....
<a>Beşikten mezara ülkemde kadın olmak... </a>
Çok büyüttü beni içinde; mahçub yüzünde kırmızı gülüşüydüm oysa ve bakışlarındakiendişe.Yorgun ve yaşlı ellerden ilmek ilmek döküldü pembeler, beyaz düşlere yatırdılar oncaisimleri.O isimler...o isimler ben olmamalıydım!
İnce bir çığlıktı gelişim; kocaman gözlerde, saç diplerinde ter, yumruk içinde acıydım.İnce bir çığlıktı gelişim; soğuk koridorlarda ayak altı edilen heyecandım.O beklenen... o gelen; ben olmamalıydım!
Hikayesi çoktu ben gibilerin. Ne yazısı değişti, ne varı.Oysa muhtaçtı insanlar iki bacağımda saklı yeni dünyaya.Kimi kız dedi, kimi kadın, kimi ana dedi, kimi yar ama hepsi bendim...Yarının anahtarı 'b e n' d-i-m
Saçları örülü, fırfırlı eteklerinde mevsimleri toplayan, bendim.Bir bez bebekte kocaman çocuklar yaşattım salıncağımdaÖğretmen oldum, doktor oldum, körebeydim oyun bahçemdeYorgunluğum uykuya dalardı babamın omuzunda.
Gün; annem yüzüydü, soluğu bendim...B a h a r d ı m.
... evet; hikayesi çoktu ben gibilerin!
Kaçının yüzü güldü bilinmez. Değişkendi öyküleri, dilleri, toprağı, yasası, dili başkaydıama en ağır işçisiydi dünyanın, bilinmeyene geçitti çıtaları.
Pembelere doğar, beyazlara açardı. Kırmızıda boğulur, kınaya sarardı.kadındı; adı alev, teni yangın, yaşı ne olursa olsun cennet ardında kalırdı.
- I -
daha küçükken dillendi acıya... bir utançtı... manşetler ağladı:
<i>Bir emzik gülüşüne karıştı çığlığımKoşmaya daha yeni başlamıştı adımlarımDüştüm; bebeğim bir yana...gülüşlerim bir yanaAnneme baktım...Y o k t u!
Başımda yabancı bir adamKüçücük göğsümde kocaman elleriSakalları deldi geçti pespembe tenimi
Anne, anneeeeeeee.......
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir oyun sandım
Elleri kara kara 'öcü' amcalardı.Bir emzik düşümünde yarıldı bedenimAltımı ıslattım sandım...Kan kaybında insanlık
B e b e k t i mÇocuk olacaktım, abla olacaktım...altımdaki bez çıkmadan.Kadın oldum bir buçuk yaşında
ADAM mı OLDU o AMCALaR bedenimde?
Öğretin bana; kendi suyumu kendim alamazkenNasıl sulayacağım bedenimde ölen çiçeği?Kadın olmak istemedim... dünyaya da gelmek istememiştim ki!
-anneeeee... babaaaaa.Işığı açın! Uzanamıyorum.Ayşegül bebek karanlıktan korkuyorBenim gibi öcü amcalar onu da kucağına almasınCanı çok yanar sonraBenim hala acıyor!Hala canım acıyor! </i>(Tecavüzdeyim yaşım birbuçuk -02.11.2006)
Canım hala acıyor ama; içi acıyanların sesi çıkmadı kararan dünyama. ahlar, vahlar veyaşlarla bakıldıve geçildi çoğu şey gibi.Çünkü kendi çocuğu değildim ben. evet büyüdüm... alnımdaki lekeyle (ki benim suçumdeğildi)Sözle gemi yürüten, parmağıyla tankları deviren, çişiyle yangını söndüren... çocukoyunu değildi buülkede yaşamakCahili çoktu; bana dokunmayan yılan yaşasın nerde ve nasıl isterse kime neydi...
-II-
büyüdüm!karanlık dünyamda hiç açmadı çiçeklerim, yıldızlar uzaktı şehrime, sokaklarım hepçıkmazaydı.düştüm yollara, yeni bir hikaye, yine kahramanı benGözleriniz bana uzandı:
<i>saklamış sevdayı parmak izlerinden yorulmuş bedenindeNeonların kırmızısını solumuş gülüşündehayallerinin kanamalı hali...
şehri izliyordum penceremden
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
mini elbiseli kadın arabadan inene kadar.
Hızla uzaklaştı parasıyla hükümdar adamBir araba dolusu seviş gittiBir kadın taştı sokağa,Bin araba dolusu utanç.
Çaresiz kimliklerin tenini deliyor topuklarıPişmanlığını yolarcasına çekiştiriyor eteğiniBacaklarındaki mora karışmış önce dudak sonra parmak izleriKasıkları aç sevicilerin dağınık yatağı
tebessümler intiharda gülümsemelerin gölgesindePenceremden seni izliyorum.Sen benden habersiz.
Üstü açık bir utanç yanaşıyor yanınaBelli ki havası kadar yok parasıGidiyor...dalıyorsun.Köşe başında esrar kokulu adamÜtüsü tek çizgi, yüzü dikiş içindeMavi bir ışık yok ediyor erkek duruşu
Sen ordasın – kıpkırmızı -
orospuya bak diyordu – şişeyi fırlatırkenFren sesine karışan gölgeGülüyorsun, mecburdun.
vesikalı bir hayat yazıyordun.
Lacivert bir kapıya uzanırkenKaranlık geceye uzanırsınBir araba dolusu adamlık alır seni
Bir araba dolusu utanç.
Bilmediğin kaçıncı yatakta devrildi ayKirpiklerinde çapak kadınlığına dolan dölNeonlar söner,Ayaz tutmuş güneş sıyırır çarşafıAdamlar gider, kokular iz üzerinde
Duvardan düşer zamanDüne ölen güne gülenMaske masken üstüne
Hayata meydan okuyuşun bu sevişmelerHayata meydan okursun aslında sevişmeden </i>(Fahişe I - Temmuz 2007)
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
-III-
Ayıplanan yine bendim biliyor musunuz! Hangi şehirde sahip çıkılmış tecavüzeuğrayana? Düşenetekme vurmak adettendir bu topraklarda.Bırakın canım merhametmiş, duyarlılıkmış, hep 'en...şuyuz, en...buyuz'dur ama bir haltolamayız herşey lafta. Hep suç başkalarınındır, hep yanlış karşındakindendir.Hep el uzatan olmuşsunuzdur; oysa o ellerinizdir iteleyen dikenli tellere. Yaralarısarmaktan öte karalarbağlarsınız sürmeli gözlere. Berdelle yakarsınız ellere kınayı, kuma üstüne kumaverirsiniz başlıkparasına. Lekeliyse temizlemezsiniz geçmişini. Ölümüne dışlarsınız.
Ben olmamalıydım ince bir zarda yük üstüne yük alan.Kızdı, kadındı diye yırtılmamalıydı hayat önümdeŞehir geçmemeliydi üzerimden;
<i>-Yol kenarındaboylu boyunca yatıyor...
beyaz bluzunda hüzün iliklidudaklarında kızıl bir ağustos
sabah çoktan vurmuş saçlarınaoysa gözleri aya takılmışsoluğu hangi yıldız peşindedir şimdi
yanından vızır vızır geçiyor kentbulut bulut geçiyor mevsim
yol kenarındazifte karışıyor insanlıkutanç sızıyorinsanlık kanıyor
döpiyesinin içindesesinde üstünlük-belasını bulmuş, diyor bir hanımalaylı gülüşte
vicdan; asfalt üstü şerittoz toprak medeniyet
Yol kenarındaboylu boyunca yatıyor
Avucunda bir tutam saç
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bacaklarında yapış yapış adamlık
Sapı kopmuş çantasındaBir resme dönük yüzü
Gözleri açık...
Bir jandarma erinin gölgesine çarpıyorGazeteci çocuğun bağırışı
“yazıyor, yazıyor....
-Koltuk sevdasına şehri satan başkanı-Yurdundaki kızları peşkeş çeken müdürü-Müşteri paralarını zimmetine alan memuru
yazıyorr yazıyorrr
Depremde yıkılan okulların ihalesini alan firmayıAskısı düşen mankeni,Öğretmeni bıçaklayan tinerciyi... yazıyorrrr....”
-Bir gazete versene ufaklıkBir ayıbı örtmem(iz) gerek!
Kendi sesinden utanıyor çocukSusuyor.
Bin namuslunun hikayesindeBir namussuzu örtüyor günün gazetesi </i>(Fahişe II- 2007)
-V-
Bir kızdım şehrin ortasında; bir memleket öldü kadınlığımdaOnca ayıbı varken ülkemin; açıktan saydılar cehaletiAllah bile şart koşmamışkenYasa diye soktularKarıştırıp türbanla kefeni; Kurtardılar memleketi
ama bir ırgat haykırdı
kim duydu?
<i>Güneşin rengi düşer yazmamaTenim kara, yüzüm derin nicedirAyağımda şalvar, bakmayın elimde kazmamaToprak benim, ben toprağım nicedir
Akşam evde dokuz boğaz bekler deAdam kahveden eve yol bilmez
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gücü ağır, bilek kalın derler deEli kumardan, gözü oynaştan iş bilmez
Adım Anadolu kadını aranızdaNeden yollar hep batıya düşer?Neden kısa etek peşinde adamlardeyiverin hele, kadın ne yana düşer?
Yaşım yeni varmış otuzaGörüntüm elli olsa nicedirOkuma yazma bilmem, adım sorma- lan bak hele, der erim nicedir.
Kadınmışım, de bakem kadınlık ne haldirEvlat, avrat, ana hep benimdir.Ben dakka bulmamışam kendimeGünü bana vermişler ne haldir.</i> (Madalyon-08.Mart.2007)
Arzu Altınçiçek16 Şubat 2008
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tam da bu noktada başlıyor yalnızlık…
Tek kişilik sabahlara uyandığında,Hele ki günlerden PazarGeceden de demli isen hüzzamaTam da bu noktada başlıyor yalnızlık…
Alabildiğine uzuyor güneş, soğuk mu soğuk.Zaman eylül sarısı da, gün karanlık.Leş kokusunda düşleri deviren şişelerKimi çarpık, kimi kırık.
Tam da bu noktada başlıyor yalnızlık.Şarkılar çekilmiş, şiirler suskunBir benim sanırdım sevdaya sancılı.Sevda dokuz doğumda, aşk kısır.
Alabildiğine kalabalık acılarım, ağır mı ağırSen yanımda karabasan, ben yanım sana salıkÇalıp gitmiş takvimdeki dünler çoktan biziKimi yırtık, kimi yanık.
Hiçbir şey yetmez insanoğlunaDertlerden başka!Senli ya da sensiz…aşk var da…Bu noktada başlıyor yalnızlık.
Tam da düşümde düşmüşken koynunaŞubat on dörtmüş…sevmek günüBen her gün seni seviyorumBu nasıl iş!
<i>Günlerden Pazar olması bahaneAslında her güne yalnızlığım.
İşte saçma bir şiir daha dizdim geceyeGene isyan dilimde katlı kaldıKadere lanetliği yüklemem…Amma….sen anlarsın beni.</i>
Her insan yalnızdır derkenBilmezsin ne kadar KALABALIĞIM olursun bir anda.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tanık
<br></head><p align='left'><font face='Times New Roman' style='font-size: 13pt'color='#792010'><br>Ağladım sabah, sahilindeHava puslu, yüzler asıkKanadım kırık güvertedeDeniz puslu, mavi yanık
Yürekte yar buz beyazıGüneşte, kar sen sonrasıTenine kar, sus sonrasıSustu dilim, sesim yanık
Ağladım sabah, güllerineBahar suçlu, dallar kırıkKanadım çiy tanelerindeYaprak suçlu, rüzgar tanık
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tarif
aşk emek ister en çokzamanı askıya alıryürek içinbiriken sıcaklık olur öyle ki
sevdiğini her gördüğündedeprem yaşatır –olsun,yakarmışyıkarmış kime ne? -aşk değil mi?
başı düştüğünde yastığaağlar ne kadar olsa dayine dekurumaz gözyaşı pınarı hiç
aşk zaman ister en çoköyle ki geceyle yıkar güneşi yıldızlarmevsimsizliktir teninde şiir kokarter düşer zemheri ortasındasoğuk alevlerdirboşlukta gezinir hayaller
aşk sabır ister en çoközlem yazılır-hokka susar divit ağlar-değişir elbet suyun yönü
aşk aşığa gelir kalıraşık aşkına koşar gider
<i>...aşk en çok?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tarifsiz
Gezintiye çıktım düş kırıklarındaSavaş sonrası yıkıkTerkedilmiş köydü anılarYağmurlu sokaklar üstündeKaç gözyaşım, ıslakKaç öpüşme sonrası dudaklarım, kuru
Kararmış gümüş gibi denizSevişler sonrasıKumlara serilmiş gölgeler, çıplakKurak topraklar üstündeKaç şarkım yarımKaç şiir sonrası kalemim kırık
Sararmış mevsimdi saçlarımNefesin sonrasıHer telime arzularını işlerdiMekik misali parmaklarınKaç suskum yarımKaç çığlık sonrası ismin öfkem
Gezintiye çıktım düş kırıklarındaSen sonrası yitikSensizlikte ölümÖlüm de sensizlikKaç soluğum kesikKaç dokunuşun batmakta canıma, tarifsiz
Kaç öpüşme sonrası dudaklarım, kuruKaç şiir sonrası kalemim kırıkKaç çığlık sonrası ismin öfkemKaç dokunuşun batmakta canımaT a r i f s i z
B i z s i z ‘A Ş K’İ s i m s i zS e b e p s i z
T a r i f s i z
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tecavüzdeyim, yaşım bir buçuk
Bir emzik gülüşüne karıştı çığlığımKoşmaya daha yeni başlamıştı adımlarımDüştüm,Bebeğim bir yanaGülüşlerim bir yana
Anneme baktım,Yoktu!Başımda yabancı bir adamKüçücük göğsümde kocaman elleriSakalları deldi geçti pespembe tenimi
Anne, anneeeeeeee.......
Bir oyun sandımElleri kara kara “öcü” amcalarmışBir emzik düşümünde yarıldı bedenimAltımı ıslattım sandımKan kaybında insanlık
BebektimÇocuk olacaktımAbla olacaktım...altımdaki bez çıkmadan.Kadın oldum bir buçuk yaşında
ADAM OLDUMU o amca bedenimde? ? ?
Öğretin bana; kendi suyumu kendim alamazkenNasıl sulayacağım bedenimde ölen çiçeği ! ! ! ! ! ! ! !Ben kadın olmak istemedim... ben dünyaya da gelmek istememiştim ki!
-anneeeee... babaaaaa.Işığı açın!UzanamıyorumAyşegül bebek karanlıktan korkuyorBenim gibi öcü amcalar onu da kucağına almasınCanı çok yanar sonraBenim hala acıyor! hala canım acıyor.!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tek Vucud!
Daha kaç gece bekleyeceksin geceye tutsaklığımıBeni kucaklayan yalnızlığın kızıl sevişlerindeNe kadar kalacaksın uzaklardaSabredecek mi içindeki arzular
Yıldızların üzerime serilmesiniKendime dokunuşlarım acıtmayacakmı canınıBoş yatağımın yarısıTenine yangınTerine susamış bedenimdeAlev alev karanlıkBen sonsuzluğu gözlerin bilirdimDokunuşların... düş bulutlarımSenle uyumamak...sensiz uyanmamak gel-gitlerindeTüket denizleri aradanİki yüreği tek vücudda karalımHadi bekleme...Bekletme artık...
11/07/03
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tel Örgüler
KüçükkenAnnemin haroşa örgüleri arasında kaybolurdumSaçlarım kısaydıÇocuk oldumSaçlarımı ördüm tel telÖrgüden kurtulamadımBüyüdümKader, örmeye başladı kötü ağlarını üzerimeHapsoldum ilmek ilmekve şimdiÖzgürlüğümü ilmek ilmek işliyorum tel örgülere
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Temmuz güneşim
-Gizli kapaklı bıraktın elime sıcağını-
UluortaBir o kadar daGizli kapaklıydık
SessizliğimizdeBir yanımız hep gürültülü
KahkahamızdaBir yanımız hep hüzünlü
Bakarken güneşe uyurdukAyı uyuturduk yıldızların sesiyle
Ne oldu can!Gizli kapaklıBir o kadar da uluortaSeslenişlerin
İnanır mısın gidişinleHer şeyin bittiğine
Bunca öfkenin gölgesindeHala saklanır mı sanırsın
Sessiz kalıyorum deyinceSusar mı aşk
KanarsınKandırdığını sandıkça
Onca yıldız tütsülendiGeceyi yakışında
Yaşanan gitse de inkaraBilir yıldızlarBizi mavi şehre götürenDilsiz hep aynı numaralı koltuklar
Bilir yol boyuncaYıkık yel değirmenleriÖrdüğümüz duvarları
Bilirim yağmurlardan kurtulamazsın senYine de -mevsimlerden sen-i koparacağım
Belki yinekurutur çatlatır
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
sıvanan çamurlarıTemmuz güneşim
maskeler erken düşer...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Teninde kalmıştı
Birbirine geçmişKirpiklerimKör bir kilit üzerinde
Ne açanı olduNe göreniÜç mevsimdir
Alaca bulaşaGözlerimde gökkuşağıKör düğüm
Üç mevsimdirNe açanı olduNe fark edeni
Sahi teninde kalmıştıdördüncü mevsimBıraktığım gibiNefes nefese mi hala yaz?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Teselli istemedim
Teselli istemedim sendenSadece sar istedim yalnızlığımıGecelerime dokun gizeminleÖpüşünle söndür yangınları
Ne gel dedim yağmur gibi üzerimeNe git dedim biten mevsimler misaliBakışınla tüket ömür denen yılları.Bir ‘ben’ ol istedim sende kayboluşumdaTüm yarım kalanları sil istedimYeniden başlat hayatı.Sadece ol istedim dualarımdaBirlikte doğmak için sabahlaraTek tek toplayalım yıldızları
Teselli istemedim sendenKirpiklerime hapsettiğim‘suskun yaşım’ ol istedimve gizli sevdamın adıSev istedim beni umarsızcaKimse bilmesin istedimKaranlıktaki güneşimi..Bir sen duy yeter sesimiSen adam gibi adamBen aydınlıktaki kara deli…
Teselli istemedim senden…Sadece ol istedim yarınlarımdaUzaktan da olsa sev istedim...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Teslim Olsam
Günlerdir aşka hasret mısralarımHecesinde ruhu yok sevdalarınİçim burukYarına karamsar doğacak güneşYağmur sesinde hüzzam düşer dudağımaŞarkılar hasret kokarBen yine yalnızTek başımaGünlerdir tenimde açlık varGönlümde isi yanık sevdalarınUfkumdaki kara bulutlarGözleri taşır gözlerimeMüjganımda yağmurlarAşksız bir mevsim daha geçti ömrümdeOysa ki ne kadar zaman geçmiş sevdalanmayalıBağrıma kor düşmeyeliGöğsümde pırpır seslerini duymayalıNe kadar zaman geçmişYar elini tutmayalıKollarında yatmayalıGünler değil yıllar olmuşSelamını almayalıSesim düşse kulaklarına bir akşamSabahımla doğsa yatağımaGünaydınım olsa gözleriGülüşü aydınlığıma dolsaTeri göğsümden süzülseEllerimde sıcaklığıTitrese yer gök bedenimdeAy güneşe teslim olsaYıldızlardan vazgeçipZincirlensem dudağınaDünyadan elimi çekipBen teslim olsam aşka
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Teşekkürler / muhatabına
Şiirin değilSes çarkının dönüşüdürBu nokta
O dediBu yaptıKim ki-ler / Kimdiler
Doğrunun duruşudurDuyduğumMuhatabımaTEŞEKKÜRLER
Hakkın değildi belkiAma hakkım da değildiBu söylentiler
Keşke ama keşkeSUSMAYI BİLSELERKONUŞMAYI BİLMEYENLER...
Gerisi üç maymunun hikayesi
Senden duymak yetti...
:) bunu da iletin...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Teşekkürler sana
Kayboldukça güneşEflatun bulutlardıSıralanan
DenizseKınından çıkmamış öfkesindeDingin
Piyano başında bir adamUzun saçlı, kendi halindeNe o dinliyordu masadakileriNe de masadakiler farkındaydıHer notanın hüznüne
Vurdukça ah’layanAh ladıkça ağlayanHangi yanımızdı...sustuk
İlk kez dans ettim böylesiÖzgürce...Yıldızların altındaSarmaş dolaş
Kadehim bile yarım kaldıKırılgan yanlarım gibi
İki kedi gölgesindeAsıllarını ararkenŞiirleri düşürdün karanlığaMüzik sustuDevam ediyordu dansMırıldanışımızda
Dudaklarının arasındaHangi çiçektiÖptükçe açan
Her şey sussun istedimDerinine indikçe geceKat kat soyunduEllerinde korkularım
Çıplaktı yüzleşmemBoşuna zaman kaybıymış oysaAnılara takıntım
Dünü bugüne taşıma dedinMutlu olmak için......haklıydın
Karanlığa yaktığın
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kırmızı mumlardaIşıldadı gözlerin
Aşk bakıyordu banaBense hala sarhoşSense hala gerçeğim...Beklemeden verdiğin sevgineTeşekkürler
Baharda yazı getiren güneşim....
<i>Şimdiİstanbul uzak sahilimBirazdan düşeceğiz yolunaama bu kez korkmuyorum sendenBenden kopardıkların zaten küf kokusunda...</i>
Bu kez ben galibimSen bitik
Aşk mıO göğsümde uykudaDokunma!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Toprağım
Ben toprağım beklerim yağmur bulutlarınıGüneş kurutur...Çiçeklerim solar..Çatlaklarımdan sızar acılarımBulutlar kaysın isterim üzerimdenYağmur bulutlarım
Gökkuşağı takılsın ardınaGrileşen sabahlar renklensinUyansın çiçeklerimGelincik tarlasına düşsün damlalarıDüşsün gelinciklerim dudağına...
Ben toprağım beklerim yağmur bulutlarınıGün gelirde bir çiçek açarsa üzerimdeDamlası düşsün bereketinKokusunu sersin çatlaklarımaSerinlesin tabiat anaUyansın...Sarsın insanoğlunun açtığı yaralarımıDur desin bu katliama
Ben toğrağım beklerim yağmur bulutlarınıUzanmış hayale dalmış genç kız düşlerindeSavrulurken saçlarıyla duağıFal tuttuğu papatyanın son yaprağıylaGöz yaşı düşmekte göğsümeBeklediğim yağmurlar yerine
Küçük bir saksıda umut ekersin içimeNice can biriktiririm koynumdaSonsuzluktan gelen canlarBana bırakır bedenini son yolculuğundaBen isyandayken hasretlereBaranların susuzluğundaUnuturum bana açlarıKülleri uçuşan sevdamlaKuruyan bir avuç toprağım bahçende
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Töre
<i>kurşunların kıvılcımındazılgıt çekerbeyaz memeli kadınlar</i>
kerpiç duvar ardındanasırlı eller çözdüince belde kırmızı utancı
yaşlı bedenin altındagürül gürül yeşil gözlerçığlığı gökte yangınyaşlı adam dahilkimse duymadı
kınalı avuçlarında onüç baharkirpiklerinde onüç intihar
sürmeli derdi herkes onaadını anası da hatırlamaz
erciyes eridi titreyişinekorkusuna el uzatmadı kimse
başaklar toprağına küstü o sabah!
isyanın teriyle yapış yapış saçlarındatöreyi taradıdudakları kör kilitdoğuştan urgan yarası bileklerindeaynı yazgıdakaçıncı çocuktukaçıncı isimama hep aynıydı boğazdaki düğüm
yaşı kaç olursa olsunbaşlık parası yeterdiçocukluğunu çalmaya...
maviye yüz süren avuçlarındatek dileği vardı“kız olmasın bebesi”
ondördündecenneti ayağına serdi kadın
körpe bedeninde boylandıdölü kuruyan ağa...daha onbeşindedağdan yuvarlandı kadın
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
ayağındaki cennete
<i>kılıç köreldi çocuk önündetöre bileylendi parayla.</i>
2008/25.08.08
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tut ki
Tut ki geceyimŞehrin üstündeFısıldıyor güneşin karıncalarıYorgun düşlere inatBüyüdükçe yalnızlıkGözlerinde ay doluyor
Tut ki rüzgarımŞehrin üstündeSökülen bulutların ipleriDüşüyor pencerene –çizik çizik-Teğelliyor bakışını eteklerimeHasretin tenime işleniyor
Tut ki şiirimŞehrin üstündeAnason kokusuna sinmişDolaşıyorum eski şarkılardaSon dizeme yaz-Seni seviyorum-u..Koy noktamı.
<i>Yoksa ne şiir biterNe sabah olurDize çöken şehirde
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tutku
karanlık gölgelerdedokunuşların varusul ve ağır rüya sevişmelerindeböylekırmızı bir şehvetsin tenimdesensizim bu hayal öpüşlerinledudaklarım ıssızellerin olsun çıplak arzularımdaiçimdeyse ıslak mavi nefesinyıldızların aksi düşsüntutuşsun,tutuşup kalmış olayımseninle ve sensiz sevişmelerdegitme düşlerimdengidersengün sızar gözlerimetenim ağlargitmesabahı görsün tenimde hayalinyoksasabahlar ağlar
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tükeniyor gücüm
Tüketilen sevdaları yetiştirmeye çalışıyorumKırılan umutlarımı yapıştırmakAkıttığım yaşları boşalan pınarıma doldurmakBulutlara takılan gözleriniRüzgarın sürüklemesini istiyorum.Camdaki buğuda adının kaybolması gibiİzi gitsin istiyorum açtığın yaranın.Senin için fal tuttuğum papatyalarıTekrar ekmek istiyorum kırlaraSaçıma taktığın gelinciği dalına kondurmakDefterimde kuruyan kelebeğe can vermek istiyorumGörüyormusun sevgi yaşarken neleri tüketiyorDoğayı...canlıyı...ruhuYa kazanılan ne var eldeArdında kalan ne var geceleri kurulan hayallerinAyaz akşamlarda yalnızlıkKuruyan onlarca gülKatettiğim yollardaFırlattığım gövdeler papatyalarınBeyaz yaprakları gölgelerdeAşkım için kırdığım kalplerİsyanlarım, başkaldırışım seni kabul etmeyenlereDilek tuttuğum bilmem kaçtane yıldızYeni umut dediğim penceremdeki güneşGözlerin kadar soğuk oysa
Tükenen kalemler beyaz kağıtlardaMısralarla dokunuyorum yıkık sevdalara.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tükettikçe..
Elimdeki kalemKimbilir hangi ormanın içindeDinliyordu kuşlarıve kaç sincap gıdıklıyordu yapraklarınıbilmiyorum
Yazdığım kağıtHangi bahçede gölgeHangi bebeğe salıncakHangi ölümsüz aşkın kazıtıbilmiyorum
Sefasına daldığım şehrinEn yükseğindenKuşbakışı düştü gözlerimToprağaHangi çocuk parkıydıYa da hangi bahçeydi kazılan
Ya da üzerinde seyirdiğim yolHangi mezarlıktıbilmiyorum...
ama tükettikçe bunlarıtükeniyor insanlığım...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ukte sevdam
Birileri vardır..tam bana göre deriz. Eksik yanımızdır, bilinmeyenimiz gibi gelir o an.Bakamadığınız bir göz, dokunamadığınız bir el, sadece duyduğunuz bir sestirbazan...alır götürür gizemler dünyasına...hayaller kurarız, hep uzak kalır şehirışıkları.Setler kurarız bir yandan korkularımızdan kaynaklanan, meçhul hüzünleredalmamak adına hep bahaneler üretiriz.. Belki bir maceradır, belki de bir alışkanlık. Adıolmayan o kadar duygu yükleriz ki kendimize, sonuç cesaretsizlikten yaşanmayan,yutkunduğumuz nice sevdadır, uktedir yerleşen yüreğin derinliğine...***Gelemiyorum yanına!O kadar çok engel var ki aradaBir uçurtmanın kuyruğuna takılıp gelmek istedimÇekmedi yorgun bedenimiBulutlara takılmayı denedimBir yıldırımla attı üzerindenDalgalara bıraktım kendimi kıyılarına vurmak içinKağıttan bir gemi kesti yolumuKoparılan takvim yapraklarıyla gitgide tüketiyor zaman beniGün geceye gömdü gözlerimiGece güne savurdu yüreğimiKüle dönen kor tenimdeİzi kaldı dokunuşlarınınÜşüyorumSıcaklığını bulmak için vurdum kendimi sahranın göbeğineGüneşin ortasina attim ip merdivenimin ucunuİp tutuştu...ben yanamadımO kadar nasırlaştı ki sensiz canÖylesine mahsun kaldı ki duygularSevda nerdedirÖzlem ne tarafa düşerNe yönüm kaldı, ne mevsimimSana çıkan yolu bulamadım...Tuttuğum nefeste kaldıBir boğum daha ukte sevdam.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Umarsızca
Köşe başında bir gölgeÇelimsiz bedenin ritminde<i>-titreyen dudaklar ve eller-</i>
Elleri kara…Toz bulutu saçlarıGözleri mavi..Kirpiklerine hapsetmişHani şu uçsuz bucaksız denizi.
Yırtık ve kısa bir pantolon,…………………düğmesiz.Bir ip bağlı kemerineBelki de belini kesmiş.
Rengi kaçmış bir tişörtYaka paça savrukKollarını sürdükçe yüzüneParlar hasta yanının yaldızları
<i>Öyle güler umarsızca</i>
Patlamış bir top ayağının ucundaAyakkabısı yırtıkBiri bağlıBiri açıkBir de konuşsa kopuk dili
Beden yorgunAyaklar yorgunBakışlar deli dolu
Boş bir cola kutusuDamlasında tadıyor lezzetiEkmeği hep bayatKatığı hep yokluk
<i>Öyle yaşıyor umarsızca</i>
Karanlık çöktükçeYastık oluyor elleriSarıldığı düşlerine
Ayazı sinmiş kahpe şehrinSoğuk ve yalnız uykusuYıldızlar yıkıyor sabahınıSuratını ise bir avuç güneş
Ana yok-baba yokSevgi alıp- verdiğiDört ayak üstünde candaşı
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kuyruğu kesik sokak köpeğiEkmeğini, korkusunu paylaştığı
<i>Öyle büyür umarsızcaKöpeğin gözlerinde ‘çocuk’Çocuğun gözlerinde ‘şehir’</i>
Bilmez oysa;<i>‘O’ sokakta büyüdükçeKüçülür ‘insanoğlu’</i>
03/11/2004
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Unut
Sessiz kalGözlerimde..öylece
Anason kokusundaSorular...duman duman
SoluklanSessizliğinde...öylece
Sigara dumanındaTürküler... buram buram
Yüzün avuçlarımdaKimse yokken ağla
Kimse yokken savurKüfürlerini rüzgara
Unut kimliğiniKimse yokken
...öyleceGözlerimdeSessiz kal
Kim olduğunu unutUnuttur.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Usul usul
Yıkılıyor, bir duvar, çığlığında.Adımlarım örümcek misaliArkamda karman çorman izler.
Çöküyorum dizlerimin üstüneİşte! nefesimin son doluşu göğsüme
Ve
Siyah beyaz başlıyor hayat
Ve git gideAlaca bulaca renklere boyanıyorYaşam denilen şamata.
Ve git gide uzaklaşıyor masumiyetSüzülüyor asma yapraklarında.
Yıkılan duvarın parçalarındaYüzler görüyorum kabartılıEn az göğsüm kadar.Ürküyorum.
Bir kedinin bakışları kesiyor korkaklığıSoluklanıyorum.
Ey hayat! ya verseydim seniGeri almamacasına…Ruhsuz bedenden başkaGeriye ne’m kalırdı!
BereketŞiir gibi soluksuzŞarkılarım gibi söz-süzGidiyorsun sendelesen de, düşsen deTutunuyorsun daha kuyruğu takılmamış uçurtmaya
Her şeyi sende gizlediğim bir gecedeSusuyorsun.
Deliliğe vurmak varmış yaşananlarıYa da yaşananları düşünüp delirmek.
Gülmek bile zor bu denklemdeOysa hayat tek solukluk kadar basitTek soru – tek cevap kadar belkiÖlüm nedir?O’ nsuz kalmak…aynanın diğer yanında ölümün panzehiri.
İşte minareler vuruyor, ışıltılı, karanlık Marmara’ya
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İşte İstanbul yine sularda, tepe taklak
Sessiz titreyişlerindeKaç beden düşer yorgunKaç beden düşer cansızKaç bedene can olur saatlerBilir misin?
Ben bilmem…nerden bileyim ki;İstanbul’un bilmediğini.
Gözlerini kapatmış yosma şehrimBacakların yorgun iki yaka uğruna
Göğsünde yedi kitle, kanserli!Ölürken öldüren şehrim.
Ben acı çekerim deSen neden umarsızca bakarsın hala
Ben ağlarım daUtanmadan nasıl güler gecelerin rengarenk
Ben giderim deNeden kapanmaz sur kapıların
Ben ölürüm deNeden açarsın önüme çıkmaz sokakları
İşte dört yol ağzında durmuşum
Birine giriş yokBirine sağdanDiğerine soldan dönüş - Yasak!Karşımda tek yön tabelası
Sen olsan gider misin? bilmediğin bir yöneÜstelik dönüşü yok.
İstanbul, kes önümü!
An’lar kalsın yaşandığı yerdeAğaçlar gibi…Baktıkça görülsünYeşersin, her biri farklı.
Bir kız olsun şiir, adı denizBir oğlan olsun gece, adı toprakNe deniz kaybolur gecedeNe de toprak olur şiir.
Kartallar yuva kurarken
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Zirvede soluksuz kalırmış insanBen artık yüksekten korkar oldumSuçlusu sen!Derinlerde kayboldumSebebi aşk!
Yıkılıyor, bir duvar, çığlığımda.Adımlarım örümcek misaliArkamda karman çorman izler.Çöküyorum dizlerimin üstüne
İşte! nefesimin son doluşu göğsümeBak, yükseklerden düşerken veriyorum.Toprakta topladığın her parçamdaBir şiir gizli, baş harfi s e n olan.
İ s t a n b u l, sessiz kalÖlümüme baktığın gibi.
O'na gidiyorum usuldan usuldan
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Utandı şiir
Utandı şiir...
Altmış iki yıl önce...
Toprak kokardı dizlerimEllerim çamur
Koştuğum top kadardı dünyaYorgunluğum kadar oyunlarım.
Mızıkçılığı, köşe kapmacada öğrendimİlk göz yaşım tele dolanan uçurtmada
En uzaklar, yorgun adımlarım sonrasıBabamın omzunda biterdi
En yakın sevgi, kardeşimin avuçlarındaAnamın göğsü.
Ben boylarda dokuz kişiydikAynı gün batışında kulağı çekilen
Saklambaç oynasaydıkBulunur muydu sokak suçlarımız;
Sadece bir cam kırmıştık....Bağrış sonrası sustu kahkahalar
Bir saksı sardunyaya çarpmıştı körebeNeden onca yaygara
Başka sokağın çocuklarıyla yedik dutlarıBahçeleri yıkmadık, ağaçları da çalmadık
Sanki onlar hiç çocuk olmadı.
Ağustos altıYıl bin dokuz yüz kırk beşSabah sekiz on üç
Annem çamaşırları sererken güneşeGerdanı akça pakçaydı
Babam taşocağı yolundaSırıtırdı mavi gözleri kuşlara
Sütten bıyıklarım saklamazdı buruşuk yüzümüKardeşim kundağında, rüyalardan habersiz.
Gök patladı...
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
SonrasıOnca ağırlık kirpiklerimdeKaranlığımda çığlık üstü çığlıkHerkes kayıp, sol yanım dahil
<i>Yıl iki bin yediParçalarımız birleşti mi çocuk gülüşlerinde?
Burası mı çok derinSesiniz mi kısık?
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Utanıyorum
<tr><td width='100%' align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%'align='left'><font color='#800000'><font face='Times New Roman' style='font-size:13pt' color='#792010'>Ordasın biliyorum...
Yaşın kaçTenin ne renkKız mısın, erkek mi?Farketmez!
Ama oradasın biliyorum.
Gözünde dehşetKulağında bomba sesleriTitreyen bedenin büzülmüş bir duvar kenarınaYanağında barut sonrası binaların karası
Göz kapaklarına çivilenmişÖlümün kareleriMevsim beyazındaUtanç lekesi -kırmızı-
Kaç cansız beden gördün bu sabah?Kaç kişi yaşıyor mu? diye dipçiklendi yattığı yerde !Kaç kol, kaç bacak gövdesizdi!Kaç bebek anasız babasız kaldı!
Ahh çocuk!
Benim gözlerimden bak, isterdimŞehrimdeki güneşe.Lekesiz maviye bırak umutlarınıÇırpsın yüreğindeki beyaz güvercin kanatları.
Kan kokan ellerinleAvuçla isterdimUçuşan kar tanelerini.Çıplak ayaklarla yere basıp –titriyor- derdimÇok korkmuş! demek yerine
Ordasın biliyorum,Kaç kişi seni düşünürKaç kişinin içi yanar, bilmesen deSana ağlayanlar var, biliyorum...
Ve utanıyorum gözlerine bakarkenBüyük olmaktan!
II
Ordasın biliyorum...
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kaç aylıktı karnındaki ikizinKaç gece dokunarak yattın, bilmediğin tenineMavi patikleri ördünGörmeden ölümü
Saçlarında yazmada kalmışGelinciklerGel gör ki; oyalarından damlar kırmızısı.Kınalı ellerin bağlanmış göbeğindeAma hangi kurşun kalır ki etten duvarda! ! !
Ahhh ana...!
Benim toprağımda doğur isterdim bebeleriniDuam kadar beyaz aksın isterdim sütünAklar düşene kadar saçlarınaTürkülerini söyleseydin, tencere başındaTabak tabak koysaydınVe çalakaşık yeseydiniz “sevgiyi”
Öldüren çocukları doğuran kadınlar yüzündenKadın olmaktan utanıyorum!
III
Islığında hangi şarkı vardıGiderken evine?Ya da hangi sıkıntınÇektiğin offf sesinde?Kimse bilmedi!
Ayaklarının dibindeSaçılmış filenden ekmeklerBir çikolata kağıdı kalmışMermi sıcağında erimişVe kanlı portakallar...içi de dışı da bir
Sol kolun nerde?Başın düşerken yere,Kim duydu dudağındaki son sesleri ?Yalnız gittin ölümeBinlerce insan gibi
Ahhh baba!
Benim dört duvarımda çalsaydınEve dönüş ziliniBacaklarına sarılsaydı çocuklarVe nasırlaşan parmakların kaybolsaydı saçlarında
Kaç çocuğu babasız, kaç kadını kocasız bırakan
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Babalardan utanıyorum!
IV
Ve Gecenin gölgesi vuruyorsa “kan gölüne”Ve güneş kurutmuyorsa yaralarıVe çiçekler açmıyorsa ölüm düşen topraklardaVe güz yaprağı gibi saçılmışsa caddelere cansız insanlarVe bir ağaç dibindeBaşı kopmuş yatıyorsaBARIŞ GÜVERCİNİİNSAN OLMAKTAN UTANIYORUM.
Benim ülkemde olsaydınız diyorum da!Sadece göz kapaklarımın karasında toprağı...Sığdıramam ki hepinizi! ! !
Yoksa, benim olduğum yerde de açar “kan çiçekleri.”
Öldükçe insanlık,Yaşamaktan utanıyorum! ! ! !
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Uyuma anne
Gittin yaArdın sıra baktımAğır ağır ilerlerken senAğır ağır başladı yaşlarım
Her gidişinde daha yorgun.../duk
Dönmeyeceğini düşündükçeSıkışırdı göğsüme ölümHer el sallayışında biraz dahaSoluklarım kesikBakışlarım donukAsardım sevinçlerimi
İlk bahar sanırdımYanağımda öpüşünüKirpiklerimdeki damlayıİlk çiy sanırdın / çiçeğindim ya hani
Baharı toplayıp gittin
Dört duvarı pembe odandaSolmuş resimlerindeSakladığın hazanı buldum bu sabah-hayatı ne kadar severdin
Bir tutam saç daha vardı yastığındaKokladım,Yağmur kokusunu severdinBir avuç saçını ıslattımBakışlarımı kuruturcasına.
Her gün daha zoruma gidiyorKaybettiğin gülüşün.
Acılarını bölüştüğünDeliş deşik uykuların ertesindeBirikmiş isyanlarına yüz sürdüğün beyazlar- beyazlar ki ıslak ve kırışmış
Zor geliyor sanaYaşamdan uzaklaşmakBana koyuyorElim kolum bağlıGünden güne küçüldüğüne bakmak.Çaresizim...
O sabah,O sabah omuzlarına çöktüBir adım atmanın zorluğu-Gördüm
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Elimi uzattım yürümen için-Gözlerinde kırıldı güneş
Gölgesine bir baston dayadımTut anne.Üzülmeden tut.
Sen yürüdükçe dönecek dünyamNefesinde soluklanacak hayatve sen güldükçeŞafak çekilecek gözlerinde
Sabahlar sende anne...Uyuma!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Uzağında
Dalları yorgun ağacın gölgesindeEzilir çökük omuzların duruşuTitrer ayakları, elleri, sesiGözlerinde titrer şehir, hafif puslu
Uslu değil çapkın rüzgar saçlarındaDudakları çatlak, arzuları kuruYarım kalan şiirler ağlar kağıttaMürekkebin gözyaşın kadar duru
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Üç damla düştü
Damlalar arasında kaldı şiirler
Bulutlar kayarken penceredenSaçlarından düştü mavi notalarIslak ıslak
Akşamları içten içten tutuştuTitrek gölgedeKüçük bedenden düşen büyük görüntüEriyen isli mum kokusunda
Ve aşkı çağıran dudaklar ıslandıYalnızlığın isyanındaCan kırıkları düşünceDamla damla
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Üç x
<embed src='http://www.balcanet.com/resima/swf/hikaye10075.swf' width='400'height='275' quality='high'pluginspage='http://www.macromedia.com/go/getflashplayer'type='application/x-shockwave-flash' wmode='transparent'></embed> </object>
-Sen istedin diye yağmur vardı İstiklal’de-
I
Birikmiş şımarıklıklarıylaSaklandıkları odadan çıkmışÜç kız çocuğu vardı masada
Yaşanmışlıkları kaldırıpÇocuk oldular...birkaç saat
Gözlerinde yaşlarıylaEn son ne zamandı bu kahkahalarÇıt-kırıldım konuşmalardan uzakNe zamandıAlabildiğince hovarda konuşmaları
KonuştularGüldülerGül-dülerÇakıllı yıllardaDört mevsim açan
Yağmurlu saatlerdeCadde üstü bir mekandaMavi bilyelerini yuvarladılarRengi yitik yarınlara
Üç kadınÜç çocukÜç taştılarHayat oyununda
II
Kırık umutlarıylaSaklandıkları odadan çıkmışÜç kız çocuğu vardı masada
Gece on iki olduğundaYıldız yağmurlarındaSönecekti pembe bulutları
Büyümek değilZor olan çocuk olmaktı
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
III
Basit olmalıydı soluklanmakHalbukiAnlamını yitirirdi-yaşam-büyük düşününce
Çar-çamur içinde gelipEllerini yıkarsın ya haniÖyle temizlenmeliydi yaralar
BüyüdükçeKüçülen yanlarımız vardıSevgi, merhamet gibi
YaşlandıkçaYaslandığımız bahanelerimiz arttıHayatı ertelemek için
Sahi biz olmasaydıkGüneş doğmaz mıydı?Dalgalanmaz mıydı denizler?Kuşlar göçüp gitmez miydi?Durur muydu mevsimler?
IV
Birikmiş şımarıklıklarıylaSaklandıkları odadan çıkmışÜç kız çocuğu vardı masada
Yaşanmışlıkları kaldırıpÇocuk oldular...birkaç saat
yemek bittiğinde
Biri kahkahaları topladıKızının küçük kırmızı çantasınaİkincisinin kahve telvesinde kaldı aklıÜçüncüsü zaten alışıktıBüyüse de çocuk sayılmaya-boyu kısaydı-
hayat da kısaydı ya
V
büyümek zorunda kalanüç kadındı
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
üç ayrı renküç ayrı tadÜç taştılarHayatta
oysataşlar da ufalanırdı__
eha! ! !
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Üzülme Sevdam
Artık biliyorum yalnızlığı.Sürpriz değildi bu ayrılık. Pembe bulutlara asılı kalamazdımdaha fazla. Hayallerimi de çekemezdi zaten, göğe kurduğum sarmaşık merdivenler.Düşlerle gerçekler arasında gel-gitlerdeyken, sabun köpüğünden bakabildim hayata.İnan, canımı acıtmadı gitmelerin.Sen özgür gecelerin adamısın, bensiz sabahların.Göğsünde ki deli taylar gibi, dört nala yaşarsın aşkları. Gecenin kucağında, kızılsevişlerde, kimbilir kaç çeşni bedenden düşmüştür terler tenine.
İnan, paylaşmaktan korkmadım seni.Benim olmayacağını biliyordum zaten. Sadecebüyümeyi öğretmeni istedim. Yıldız gözlerinde dolunay gibi olgunlaşmayı. Küçükyüreğimdeki büyük ateşten, bir kıvılcım sıçratabilsem gözlerine yeterdi..Yine yangınındakaldı pembe düşlerim, isine bulandı ayrılığın.Yine koru elimde kaldı sevdanın.Senbilmezsin, külleri bile acıtmakta canımı ya...neyse!
Sakın üzülme sevdam...küçüğün buna da güler geçer..
Sen mutlu ol, bu bana yeter.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
V a k i t...
vakit; seni gördüğümdür...çeker alır silik gamzen kirpiğinden renkleri
her sabah umuda gebeykenölü doğar çocuklarım
gün seni soluryokluğunda geceler tık nefes
hazin bir şarkıda öksürür aşkoysa; ıhlamur sıcağımsın...
Ayaz gecelere ter damlatır sevişlerin,dilinin ucunda intiharı beklerim leyli yarısı...Atıp tutmayla, kesip biçmekle, yırtıp dökmekle yaşanmaz aşk.
Gün esrarlı duvarda,bir o kadar dipsizlikte sorular...yankısı cevapsız.Kaç kadının kokusu sinmiş günahlarına!Yarının dünden muamma.
Hecelere mühürlesen ismimi sanır mısın ki şiirin olurum?Neyzen olsan, nefesinde mi ağlarım?Ellerim olsan, göğsüm olsan sana mı sarılırım?
Vakit; seni gördüğümdür...Söker alır kızgınlıklarım hınzır gülüşleri
Her sabah sil baştan etmişkenAçarım bir yaprağım daha kopuk
Rengim seni solarYokluğunda siyahlar da hercai
Hazin bir şarkıda küstürür aşkOysa; arsız çığlığımsın...
Çırılçıplak güne, kan ter içinde uyanmaktır seni sevmek...yastık altında kırışmış hayallerim.Sandık lekeleri bulaşmış yüzüme,yüzüm eylül.
Baş parmağımdan fırlayan misketlerde masumiyet.Elinden kurtulan balon gibi kaçarcasına adımlarım...İp ip söküldün tenimden, mevsim mevsim geçtin.
Deniz düşünceliyken kırılır aklımdan geçsen
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tuz beyazı yalnızlığım...tutsaklığım bu yüzden,hırslarıma kilitliyim.Sanma ki çıkışı yok bu dar sokağın.
Kapılar aralanır,silik ışıklar keser arnavut kaldırımlarını.Şehir ayaklanır sensiz!Diker kum kalelerini çalınan çocukluğum
Yitik ülkelerin bayraklarını çeker uykularımSınırları küçültürüm sen dışta kal diye
Mavilere geçer tırnaklarımRüzgarımda özgürlük marşları
leyli yarısı seni gördüğümdür vakit...Ö l ü m; dönüp g i t t i ğ i m.
2007-12-14
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Vakit ne vaktidir
En derin sessizlikteYankılanmaya başladıSensizliğin çanları
Güneşi kesenhilal saptanyansıyor korkularım
Karanlıkta binlerce gözSaklıyor kendiniYa da ayağı kayıyorUzanıp bakan yıldızların
Tek başıma saatlerdeKıyametler koparkenSus pus oluyor şehirZamanla yarıştan yorgunBedenimde soluklayan hayat
Vakit ne vaktidirBilinmez
Bilinmez ne zamandır ölümNe de zamanıdır ölümün
Rüyalarıma kardığım saçlarınKaranlık ve ıslakBedeninde gün esmer
Açılmaz saçlarınAçılmaz geceAçılmaz teninIslaksa hala gözlerim
Sensizliğin çanlarıYankılanmaya başladıEn derin sessizlikte
Uyuyan suya tutunmuş yıldızlarYosunlar serilmiş altınaSalkım saçak
Vakit ne vaktidirBilinmez
Bilinmez ne zamandır aşkNe de zamanıdır aşkın
Ben gibi dalgın gece denizeBen gibi aşık deniz tenineSen gibi uzak kıyılarımSen gibi...
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Vakitsizim
“Ne geceler ne gündüzler gördümEn vazgeçilmez yeminlerden döndümGörmedim senin gibi, sevmedim hiç kimseyiYapayalnızım şimdi, unuttum gülmeyiSen vaktinden çok sonra gelenSevdalı bir yağmur gibisin çisil çisil gözlerimde...”
Aynada yansıyan gerçek neden kesiyor bakışlarımı?Neden sızıyor gözlerimden hayaller?Yalnışlar neden doğrum oldu şimdi?Geceyi arındırırken avucumdaki suda bakan kim eğreti gülüşüme?
Parmaklarımdan akanlara karışsa hatalarım, acılarım.Sıvasam bir parça güneşle yüzümü.Gülüşüm, bakışım, her sözüm ısıtsa üşüyenleri,Isınsam gülüşlerinde.
Kendi kıyılarıma vurdu gönül teknem.Doğru bildiklerimin inkarındayım aslında.‘Asla’ dediklerim vazgeçilmezim,Değerlerim yitik.
Dört duvarımda kirpiklerimden fırlattığım keşkeler,Sessizliğinde birikmiş feryatlarım ve karanlıklarda yürek yangınlarım.İse bulanmış gönül tuğlalarım.Ölüyor zaman, ölüyorum da bir ben görmüyorum...biliyorum oysa!
Ne yeminler vardıÇıkmaz sokakların, kapalı kapıların önünde.Her yıldıza savurduğum küfürlü gecelerim vardı benim.Kırık düşlerim, dokunamadığım umutlarımve her defasında dört kolla saran yalnızlıklarım.
Deniz kenarında bıraktığım çocukluğuma götürdü beni, avucumdaki birkaç çakıl....Mandolinin titreyen sesine bırakıyorum iç geçişlerimi.En hüzünlü notasından düşüyor özlemlerim,Gam düşüyor şarkılarda, bitiyor sesler.
Deniz fenerini görmeyen kör bir balıkçı geçiyor karanlık sularda.Küçük bir tabureye serilmiş gazete üzerinde rakı ve mezesi.Sabah toplanan ağdaki süzülmüş mavi dünyayı çiziyorlar ona arkadaşları.Özlemine tuz basarcasına, nasırlı ellerini birbirine kavuştururcasına......dinliyor, rüzgarın yönünde biliyor aslında her şeyi,Denizin kokusundan, dalganın ritminden...Biliyor büyük sevdayı.
Yüzündeki çizgilerde gördüğüm kesikleri taşıyor yüreğim.Aynı sevda belki de!İçinde olup da dokunamamak mı asıl aşk?
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ahhh bu medcezirler...
Küçük bir balıkçı köyünde isimsizim, bilinmezim.Ne ağlayışımı gören var, ne seni bilen.Sırtımda şehir,Bir tahtası kırık nemli bir banktaBilmediğim tepeye karşı uzatmışım bacaklarımı.
Gemiler geçiyor önümden, martılar üzerinde.Binlerce yorgun adımlar altında deniz.Deniz kadar yorgun vapur,Ben şehir kadar yorgun.
Siyah kostümleri düşüyor yollara ağaçların,İzliyor dilsiz hilal.Kağıdımda lâl, şişemde lâl bekliyorDönüş yolunda nöbette kalemim
Adımlarım bağlı be aşkım... yollarım kapalı.
Bu yüzden seviyorum karanlıkları.Ne yana baksam -boş-.Güneş hiç düşmese şehrime,Gözlerimde caddeler, kalabalıklarYalnızlığın tokadını vurmasaAşıkların birleşmiş elleriÖpüşleri kor düşürmese göğsüme
Ben gibi kimsesizKüçük bir balıkçı köyündeyimDeyimi yerindeyseTerkedilmişiz. in cin sessizliğine
Düşüyor yollara esrar sarısı mevsimAvucumda hazan saçlarımBahardan kalma nisan bulutu sıkışmıştı gözlerimdeB ı r a k t ı m !
Sen kokan tenim, haziran küllerindeHer busende açıyor kan güllerim
S e n!B e n   g i b i, en sisli gecelerim!
“Sen vaktinden çok sonra gelenSevdalı bir yağmur gibisin çisil çisil gözlerimde...”
<i><a>Aynada yansıyan gerçek neden kesiyor bakışlarımı?Parmaklarımdan akanlara karışsa hatalarım, acılarım.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kendi kıyılarıma vurdu gönül teknem.Dört duvarımda kirpiklerimden fırlattığım keşkeler,Ne yeminler vardı
Deniz kenarında bıraktığım çocukluğuma götürdü beni, avucumdaki birkaç çakıl....Deniz fenerini görmeyen kör bir balıkçı geçiyor karanlık sularda.Yüzündeki çizgilerde gördüğüm kesikleri taşıyor yüreğim.Ahhh bu medcezirler...Küçük bir balıkçı köyünde isimsizim, bilinmezim.
Bir tahtası kırık nemli bir banktaGemiler geçiyor önümden, martılar üzerinde.Siyah kostümleri düşüyor yollara ağaçların,Adımlarım bağlı be aşkım... yollarım kapalı.
Bu yüzden seviyorum karanlıkları.Ben gibi kimsesizDüşüyor yollara esrar sarısı mevsimSen kokan tenim, haziran küllerinde
Sen!Sen vaktinden çok sonra gelenim....</i></a>
V a k i t s i z i m...
Olsun varsın...Saatleri bozdumTakvimleri yoldumDoğru bildiğim çok şeyi erteledimSadece A Ş K için...Ötesi kime ne!
Not: “Ne geceler ne gündüzler gördümEn vazgeçilmez yeminlerden döndümGörmedim senin gibi, sevmedim hiç kimseyiYapayalnızım şimdi, unuttum gülmeyiSen vaktinden çok sonra gelenSevdalı bir yağmur gibisin çisil çisil gözlerimde...”Gökhan Kırdar albümünden
* Haziran külleri / İbrahim Ethem Bingül'ün şiir kitabının ismi.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Var mısın? ?
Sanal Dünya'nın perdesini aralayıp gerçek bir buluşmaya ne dersiniz?
Üyesi olduğunuz yahoo gruplardan, yazılarınızı takip ettiğiniz,Sitelerden forum köşelerinden mesajlaştığınız,Eski organizasyonlarımızda bir araya geldiğimizTüm yahoo grup ve internet siteleri üyelerimizle,yeni arkadaşlarla tanışarak eğlenmek ve eğlenirkenVan'da adını bile bilmediğiniz öğrencilerimiz için!
15 Mart 2006 tarihinde -saat 19.30 itibariyleProfilo Alış Veriş Merkezi _ Mecidiyeköy - Time Out Bowling Salonunda izlerle olmanızıarzuluyoruz. Katılım ücreti 2 Oyun Bedeli olarak 10 YTL'dir
Takım ve Bireysel olarak katılacaklarınTakımlar 6’şar kişilik olacaktırTakım isimleri & Katılımcı isimleriGsm numaraları ve mail adresleri
Bireysel katılımcıların, Kaç kişi geleceklerse,Gsm Numaraları ve mail adreslerini bildirmeleri gerekmektedir. Verilen numara veadresler gizli tutulacaktır!
Dileyen dostlarBir zarf içinde, Defter-kurşun kalem-silgi-cetvel- hikaye kitabıve mektuplaşmanız için adres ve onlarla paylaşmak istediğiniz duygularınızı yazabilir, oakşam görevli arkadaşlarımıza teslim edebilirsiniz.
Ev ve iş yerlerinden kullanılmış giysi, oyuncak, kitap vb.Malzemeyi doğrudan okullaragönderecek arkadaşlar bana telefonla ulaşabilirler.
Van Bölgesi'nde iki okula pc, kırtasiye, giysi ve muhtelif eksikleri içinulaşabildirdiğiniz kadar bu mail arkadaşlarınızla paylaşın.
Grup birinciliği, Bay ve Bayan ferdi ödüllerimiz olacaktır.Tüm katılımcılara Dost Kalpler ve Yardım edilen okullar adına'Teşekkür Belgesi' verilecektir.
www.dostkalpler.com
Rezervasyon için:Arzu Altınçiçek 0552 233 60 21
mail:
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
[email protected] & [email protected]
Konu: 23 Nisan Çocuk Bayramı
- Van - Okul turnuvası
Merhaba sevgili Dostlar;
Ulkemizde yardimlarin akibetlerinin genelde belli olmamasindan dolayi bir cok insanihtiyaci olanlara yardim etmekten doğudu. Fakat, gitgide kotulesen ekonomik kosullaraltinda milyonlarca ezilen insan, dolan yetimhaneler,copten yemek cikarmayacalisanlarin her zamandan cok bize ihtiyaci olduguda gozle gorunen bir gercek.Amacimiz yardımları toplamaktan çok, insanlari yetimhanelere, engelli cocuklara, yaslibakim evlerine,kor okullarina,sokak cocuklarina yani yardima ihtiyaci olan her yerebizzat yardım edecek kişilerin gitmesine vesile olmak. Bu yardim da bir odaboyama,oradakilerle oturup sohbet etme,korlere kitap okuma,evimizdeki kitaplardankutuphane olusturma… yani buyuk capli olmasa bile onlarin yaninda olmak. Araya nebir dernek, ne bir araci koymak, varlığımızla ihtiyaci olanlara uzanmak ve onlarin elinitutup onlarla arkadas olmak. Eger bir seylere uzulup kafa cevirmek yerine bizlerekatilirsaniz bir seyler degistirebilecegimiz kesin.. her yaş - branş - kültür - vizyon -meslek, parantezleri içindeki 'bir kişi' bile yaşadığımız sürece gereksinim görülebilecekdeğerlerdir. Haydi puzzle ın parçalarını yapıştırmaya başlayalım
Gün gelecekEllerin boşDizlerin titrekGözlerine düşecek puslu bakışlar
An gelecekSarılması için bir kolDinlemesi için bir dostPaylaşması içinSıcacık bir yürek gerekecekişte o zamanBİZ BURADAYIZ
Dost Kalpler
İZ BIRAKMAK İSTEYENLERİN ADRESİ
http://groups.yahoo.com/group/dost_kalpler/
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Vaveyla
gizli odalar buldum kendimeyüzsüz insanlarbucaksız bir göğe boşalttım küfrün her renginiher yağmurda benim için sızladı yaprakları dallarınçitlembik ağaçlarının gölgeleri yorgun
çelimsiz bir mevsim babası adını bilmediğim bu rüzgârkapımda ekimden kalma yangın külleri, ay rengi ölü çocuklarkaranlıklar sızar dut lekeli avuçlarına
uzadıkça saçlarım gece gider bendenseni andıkça ürperir yanağımda buse güllerinellerim hesabını sorar baharlaraoysa bu ellerdi baharları toprağına karanbu ellerdi soğuk alnında can arayanbaharlardan bana ne
ıhlamurlar katili olmuş kokunu yüklediğim iğdelerindüşlerimi çalan kelebekler kanatsız düşmüş bahçenehüznüne tutulduğum gelinciklerin ağıdı ninnilerincan verir mi nisan bulutları bildiğim ölülere
kızılcık şerbetine susamış çocukluğumlaruhuna fısıldadım bu şiiriçığlık öncesi susma vaktimdeyimanne bir sen duy sesimi
*otuznisan / seni hiç yaşamamışım gibi ağır geliyor
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ve son! ! ! ! - davet-süpriz- hepsi bir arada / okursunuz herhalde
Arzu'nun not defterine yazdığı ecüş bücüş mesajını okuduğumca yazmaya çalışacağım.
1) Açıklama2) Bowling Turnuvası hakkında bilgi3) Arzu'nun not defterinden
Öncelikle sağlığı hakkında bilgi: Şeker arkadaşımız ameliyata girene kadar oldukçamoralliydi. Ailesi ve sanal ile gerçek dostlarının tedirgin suratlarına inat gülümsüyordugiderken. Bir abisii demişti bir şiir stesinde, arzunun yokluğu kısa br güneş tuttulmasıdiye. çok sevinmişti bu söze. Ameliyata girerken, gözlerime güneşi saklayacağım da,ee yine ben karanlıktayım. Saatlerden habersiz uyuyordu, bizlerse biz diyelim 9, sizdeyin 99 doğum vaziyetindeydik.Saat 9 gibi ameliyata giri 4-5 arası çktı. Yoğun bakımaalındı. Ayılmaya başlayacağını anlayınca hemşire yakınlarına haber verdi. Hepimizgirmek istiyorduk ama en çok Arzu Kerem'i isterdi, gözlerini açtığında yüzünde acıyerine gülümseme varmış.... aaa canımm sen mi geldin demiş ve çenesi açılmış :) Çokağır bir ameliyat sonrası sabaha kadar bizim kızn çenesi düşmüş, laklak yapmış.Odasına çıkmış ayıcıcklı nevresim takımlarını geçirmiş. Beyaz çarşaf ölüm rengidirbende deyip kendi odası gibi düzenlemeye başladığında odasını dr geldi ve arzununmucize duruşuna şaşkınca baktı. Telefonlar susmadı. 9 yıla yakın nette yardımlarakoşan birine gelecek telefon trafiğnin bu kadar olacağına ben bile inanmazdım.Abartısız, USa, İng,İtl, Frn,Almanya, Danimarka, Hollanda, İsviçre,Azerbeycan, Kenya,ve aklıma gelmeyen ülkelerden ve hemen hemen TRQ nin bir çok şehrinden,kasabasından, har yaştan gelen telefon ve mesajlara şahit olmanızı isterdim. Arzubiliyordu bu dualarla ayakta olduğunu, buna o kadar çok inanıyordu ki....
Sonra odasına çiçekler, oyuncaklar yağmaya başladı. Kargoların biri geliyor, birigidiyor. Şehir dışından gelemeyen siz internet dostlarının oyuncaklarıi rengarenkşekerlemeleri, kitaplar ve çeşitli hediyeler, çiçekler yüzünde bir yıldız daha parlatıyordusanki. Çoğunu ismen tanıdığını söylediğinde hemşireler inanmakta zorluk çekti. Sonrapazartesi itibariyle ziyaretler başladı. gelnler Arzu'dan daha moralsizdi, ee karşılarındaciddi bir ameliat geçrmiş hayat dolu bir kız beklyorlardı. Rengi kaçmış, acılar içinde.Oysa Arzu Ensesinde ustura traşıyla bile kendiyle dalga geçiyordu. Arzu'nun odasıhastanede kulaktan kulağa yayıldı. Hemen hemen her birimden danışmanlar geldi,methini duyduk deyip içeri giren yaşlı, genç görevlilerin yüzünü görmenizi isterdik.Ayyyyy ne güzel çiçek bahçesi, oyuncakçı dükkanı gibi laflarla gülümseyerekçıkıyorlardı.
Arzu içindeki sırrı söyledi. Ben bu yüzden ayaktayım. -İçimdeki çocukla geldim buraya.İçim yaşında, bedenim 30 = 36 sene işte.
Hayata böylesi bakabilmek..Ameliyat önlüğü giymiş biri ne yapar sedyeye yatar,bizimki hala kardeşine Van projesi ile ilgili isimleri, numaraları belki de - sontalimatlarım dinle yaaaa- diye uğraşıyordu.
Ameliyat başarılı, Arzu enerji dolu, hemşire ve asistanlar ve Arzu hastanedenayrıldığında veda törenini görmenizi isterdim. Karar verdim bu kızda şeytan tüyü var.Bir haftada bu kadar kişiyi nasıl sever ve sevdirir kendini anlamıyorum.
Dün evine geldi, belki evinde ziyaret etmek isteyenler olabilir telefonuyla kısa sürelerlegörüşmeler yapabiliyor. Yarın dr kontrolüne gidecekler. İzin alırsam Van'a gideceğimdedi.kızdık ama bir işe yaramaz, dr dışında kimseyi dinlemez.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bizler bu arada Van Projesi ile ilgili Arzu'nun talimatları doğrultusunda işleriyetiştirmeye çalışıyoruz. Bazı açıklar var, geçen bowling rakamında her ne kadarkalabalık da olsa sonuçta 7 okul ve 60 aile siz de takdir edersiniz ki oldukça büyük birproje. Arzu diyor, iki okul olacaktı, üç, dört arttıkça bişi diyemedim :)
Şimdiiii geçenlerde Ayşe arkadaşımız bowling maili geçmiş ama orda bazı değişiklikleroldu.Geçen bowlingin 2 oyun olması bekleyenlerde sıkıntı yarattı.O nedenle bir değişiklik yaptık.
TARİH: 19 NİSAN 2006SAAT : 20.00' de başlıyor (Kayıtlar 19.30 itibariyle başlıyor)ÜCRET: 12.502 oyun + 1 cola
Yalnız ikinci oyuna ilk 40 kişi kalıp yarışacak. Yarışmamız bireysel olacak.1.Kupa2.Madalya3.Madalya
Süremiz kısıtlı olduğu için bir an önce rezervasyonlarınızı yaptırmanızı ve dostlarınızlasizleri aramızda görmeyi rica ediyoruz.
Arzu & Mediha : 0552 233 60 21Arzu: 0532 233 60 21Ayşe: 0532 270 99 80Kerem: 0552 540 04 02
[email protected] adresine katılımcı sayısını gönderebilirsiniz.
Bir deeeee...... Bu ayın 30'u Arzu'nun doğum günü. Benden duymayın (!) Sizleresüpriz olarak Arzu da aramızda olmayı planlıyor. Ameliyat sonrası ikinci doğumu, 37yaşını süpriz kutlama yapalım istedik. Ne dersiniz? ona da iyi bir moral olurdüşüncesindeyiz. Ama aramızda az kalacağını düşünüyoruz, kendini yorgun hisseder.Bununla ilgili düşünceleriniz nelerdir. Tabi ona en iyi destek orda olmanızdır, bunubiliyorum da biz onun için ne yapabiliriz.
sevgilerSimla giray
ve nihayet arzunun defterinden notlar :)
Arkadaşlar siz var ya hayatın ta kendisisiniz aslında,Beyaz ekran karşısında, yazdıklarımı okuyanSesimi duyanGöz yaşıma dokunan GERÇEK SİZ!
İnsani duyguların sanalı yokDoğru hedeflerin engeli yokÖlümden öte yol yok derler yaOysa ikinciye açılınca gözler
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Daha genişliyor yeşil alanlarCaddeler daha uzuyorHer güldüğün yüzde görüyorsun güneşin yansıyışınıve dilek tuttuğun yıldızların her kayboluşundaDilindeki şarkında yükseliyor yenileri karanlığaHilal ucunda salıncaktayım bu gecekaranlık yutmuş renkleriama biliyorum kiyarın güneşin sarısında düşeceksaçımdan bir parça tel çimenlerin arasındaBaşaklar uzayacak, ustura yemiş enseme inatDudaklarımda mühürlü kalan kırmızılara batırıyorumYol kenarında toz tutmuş gelinciklerive dizelerimde kelebekler gönderiyorumNisan öncesi, ipeklerini topladığımBahar renklerindeve toprağa yatmıyorum!İki ayağımın üzerindeSeksek oynuyorum gölgemle....ikinci baharı yaşıyorumavuçlarınıza yüreğinizden yazılanve dudaklarınızla yolladığınız şifa dualarınızla
Hepinizi seviyorum. 2 -3 ay evdeyim. Şimdi olmasa da ara ara internete takılırım günde20 dk falan. Özel yazışmalarınız için [email protected] u kullanırsanız sevinirim.Van Projesinde eksiklerimiz var. Önelikle 8-14 yaş grubu kız/erkek iç çamaşırı, boyakalemleri ve 60 aile için yılbaşı ya da ramazan erzak tarzı kumanya. Bowlinge gelipgelemeyeceğimi bilmiyorum ama gelen arkadaşlar bu eksiklerden yanında getirmekisterse şimdiden teşekkür ederiz. Şirket olarak görüşürseniz bu tip çalışmalarda destekolan firmalara kanunen kabul edilen dernek makbuzu verebilirim. Fakat dediğim gibiçok az vaktim var.
22-23 Nisan da Van'da Dost Kalplerle birlikte çocuklarımızla buluşmak isteyen varsaTHY 79 ytl sabah 8.20 de biletler var. Otobüs biletlerini bilmiyorum.
Bir de önümüzdeki ay Samsun'da bir okul için tiyatro seyri düşünüyorum. Sıkılırmısınız? ? ? ?
Acele cevaplarınızı, fikirlerinizi bekliyorum. Bu arada aracı olan arkadaşlarıma, en kötüanımda dualarını, varlıklarını, maddi tekliflerini sunan, aileme ' gurur duyacak' bir Arzukızı anlattığınız için size ne desem az. Sizleri seviyorum. İyi ki varsınız.
Bu arada özel sağlık problemlerim ve proje destekleri içinTürkiye Sakatlar DerneğiPenta AjansBingül Şirketler GrubuBanatElit şekerlemeçikolata/İzmirLüxpamukPalmolive & ColgateBizim Market dergisi / Eylül ReklamNiltaş Sigorta
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Adonis ÇorapArslanlı TrikoSoner Arıca2. albümünü hazırlayan Simin MaterCollezioneEdiplandŞiir perisiKaybedenler KlübüAntoloji şairleriKumbaraDost_kalplerAltincicekusureikigakkaiFatma Gül MadenciSedef KabaşYelda KarataşDr.Ege GüralT.Sakatlar Derneği Genel Başkanı Şükrü BoyrazFatih Belediyesi'sinden İlhan Yıldız & Sait ÖzkanEdipland kurucusu Edip BeyUsereiki / Shıhan Ş.Yenal KarahanGerçek Biz SitesineŞair Yusuf Ziya LeblebiciVan Kaymakamlığı özel kalem müdürlüğü'neTime Out Bowling Salonu'nun şekeri Aylin'e ve sizlere teşekkürler.... ama daha çokyapacak işimiz var öyle değil mi? ? ? ?Mediya Yüksel Çelikbilek, Ayşe Alpan, Ağ-17, ve AİLEME.... beni yalnız bırakmadığınıziçin teşekkürler.
Hepinize yetecek kadar sevg idoldurdum gönlüme hastane odasında, penceremevurdukça yağmur,tüm kıran kalplerin isimlerini yazdım birikmiş sulara.
Her acı yıkandı ve BİTTİ
HAYAT MERHABA! ! !
Arzu Altınçiçek
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Veda
Artık biliyorum yalnızlığı. Süpriz değildi bu ayrılık. Pembe bulutlara asılı kalamazdımdaha fazla. Hayallerimi de çekemezdi zaten,göğe kurduğum sarmaşık merdivenler.Düşlerle gerçekler arasında gel-gitlerdeyken, sabun köpüğünden bakabildim hayata.İnan, canımı acıtmadı gitmelerin. Sen özgür gecelerin adamısın,bensiz sabahların.Göğsünde ki deli taylar gibi, dört nala yaşarsın aşkları. Gecenin kucağında, kızılsevişlerde, kimbilir kaç çeşni bedenden düşmüştür terler tenine. İnan, paylaşmaktankorkmadım seni. Benim olmayacağını biliyordum zaten. Sadece büyümeyi öğretmeniistedim. Yıldız gözlerinde dolunay gibi olgunlaşmayı. Küçük yüreğimdeki büyük ateşten,bir kıvılcım sıçratabilsem gözlerine yeterdi.. Yine yangınında kaldı pembe düşlerim,isine bulandı ayrılığın. Yine koru elimde kaldı sevdanın. Sen bilmezsin, külleri bileacıtmakta canımı ya... neyse!
Sakın üzülme sevdam... küçüğün buna da güler geçer..
Sen mutlu ol, bu bana yeter.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Y o k
karelerdeyırtık mektuplardamor ısırıklarda isim
cismimdeparmak izlerişimdilerde yüzü silik
tenim öksüztenim ıslaktenim küs
giden hiç olmadımkalanlarkalıntılardı kader
keder;ser açıpsır emdiğim
ter döküpten biçtiğimdiaşk denilen
dudağındaalaza sararadım
aşırdığımbir avuç buluttaözgürlük
sarhoş kentinköprü ayağındaezilmiş tütündesöndük güneşle
kül rengi anlarhırsızı hercailerin
gözlerim yankesicikirpiklerimemanet dikenli tellere
aynadadarağacında ruhum
düşleri ördüğünsaçlarım dökük
iki yakayı tutan ellerimbu kördüğüm
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
ayaklarım asfaltçıkmazlara
kendime dolanırımbundandırgölgemin sekmesi
duvarlardaçatlak durur gece
bir bulvardanakar denize kent
Esrarlı ölümlerdirSessizliğim
k i m l i ğ i my o k
08.01.08
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ya biz?
Aynı yürekte barınanKavuşamayan iki aşıkGüneş ve AyKaç kez gördüler birbirleriniVaroluşlarından bu yanaSıcaklığını hissetmedenHep kovaladılar gecesi gündüzü sevdayıAynı bulutlar geçti üzerlerindenGökkuşağı dolandı saçlarınaKuşlar süzüldü gözlerindeYıldızlar kucakladı yalnızlıklarınıKaranlığı, aydınlığıOnlar kavuşamadı.Ya biz?27/4
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
ya Mevlam, mülteciyim aşk diyarından
<table border='0' width='100%' style='border-collapse: collapse'bordercolor='#111111' cellpadding='0' cellspacing='0'><tr><td width='100%' align='left'><font color='#800000'><td width='100%'align='left'><font color='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><fontcolor='#800000'><tr><td width='100%' align='left'><font color='#800000'><tr><tdwidth='100%' align='left'><font color='#800000'><font face='Times New Roman'style='font-size: 13pt' color='#792010'><i><br>
<i>Eteklerimde bahar derdim….</i>
Eteklerim yırtılmış şehre döndüğümde.Yanaklarımda salkım söğüt dallarının çizikleri. Parmak izlerin, ellerimde bir kor,Sallanır çivisi paslı gönlümün dar ağacı.
Mülteciyim aşk diyarından…
Diz çöktüğümde önüne,Bana da avuç aç ya Mevlam!Bahardan kalmaKan lekelerini silsin, ya da toz toprağımıTek dal üzerinde dans eden beyaz çiçeklerin.Aşkı sende bulmak varmış,Huzuru sende…
Bir ney sesine değişmişimBir kudüme, tamburaYapmacık alkışlarıİlahine değişmişimDans ederken söylenen şarkıları
Beni de kaldır ya Mevla’mÇar çamur topraklardanArındırıp sun diğer elindeSavurdukça bırakYorgunum inandıklarımdanSığındım sessizliğine
Bak ellerim iki göğsümde çaprazEteklerim yırtık da olsaBaşım eğik karşındaEl et de yavaş yavaş açılsınSaçlarımdaki kara yazmaEl et de açıldıkça uçuşsunDöndüğümde etrafındaGöğsümde saklı kelebeklerYara bere de olsa
İki yumruğumun içindeVurdum pişmanlıkları başımaParmak aralarımda saçlarım
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sahte güllerin dikeni batık ayaklarımda.Kabuk tutmuş dudaklarımdaDua ettiğim isimler…Yolmak için güç ver bana.
Çift kişilik uykularınÇıplak düşlerinden uyanmam içinEl ver Mevla’m bana<i>“Hamdım, piştim yandım”</i>Geldim bedensiz ruhumla kapına…Mülteciyim aşk diyarından.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yağmur kokulum
<div align='center'> <embed src='http://www.balcanet.com/muzika/siir10159.mid' width='0' height='0'autostart='true' loop='true'></embed>
<p> </p> <table width='90%' border='1' cellpadding='0' cellspacing='5'bordercolorlight='#7C7875' bordercolordark='#333333'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10159-fon1.jpg' bgcolor='#969696'> <tr> <td align='center'><table width='100%' border='1' cellpadding='0' cellspacing='5'bordercolorlight='#7C7875' bordercolordark='#333333' bgcolor='#969696'> <tr> <td align='center'><table width='100%' border='1' cellpadding='0' cellspacing='5'bordercolorlight='#7C7875' bordercolordark='#333333' bgcolor='#969696'> <tr> <td align='center'><table width='100%' border='1' cellpadding='0' cellspacing='5'bordercolorlight='#7C7875' bordercolordark='#333333' bgcolor='#969696'> <tr> <td align='center'><table width='100%' border='0' cellpadding='0' cellspacing='0'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10159-fon2.jpg' bgcolor='#2F2B28'> <tr> <td align='center'><p> </p> <p><img src='http://ozel.balca.net/resima/jpg/siir10159.jpg' width='650'height='502'></p> <p> </p><a>Bir ıhlamur çiçeği düştü saçlarımaEllerinin kokusunu hatırlattıVe şefkatini
Fransız sokağından geçerkenPencerelerde hercailerGülüşünü hatırlattıÇakmak çakmak sırıttı arnavut taşları
İtalyan yokuşundan şöyle boğaza karşıNargilesi tüttü yaşlı şairinSusan yanımı çağırdı
O kadar renkliydi ki yaşamVe herşey yerli yerindeydi kiDüşünmek gerekmezdi yazmak içinÇiçeği, denizi,sevgiyi, ölümüSunulmuş kaleme noktalar, virgüllerYeşildi baharŞarkılar güzeldiAşklarsa hep tadımlıkSaatler hep tek başımalık
Siyah beyaz olmalıydı fotoğraflarSabahı istediğim renkle dolmalıydıTaş plaklar bestelenmeyeni çalmalıydıSadece benim için anlatılmalıydı masallar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kum saatinden kelimeler akmalıydıBirikmeliydi şiirler
Kırılan aynanın parçalarındaBüyüdükçe çoğalan sevgiler yeşermeliydiÇoğaldıkça büyüyen...
Bir ıhlamur çiçeği düştü yağmurda saçlarımaYağmurlar ‘sen’ kokardı, ıhlamur çiçeği ‘hasretin’
Şimdi güneşin altında elimde kuru bir dalGöğe doğru bakıp, bekliyorum bulutlarıYağmurla geldiği gibi gidenCan yarımın kokusunu arıyorum.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yalan
<i>Aşk! </i>Süslü giysilerin altındaKuru bir tendeKalpsiz bir bedendeKuruyan iskeletinUfalanan parçaları...
<i>Aşk! </i>Kıvılcım değilKüle döndürenYüzündeki bulutlarınYağmur damlası.
<i>Ben,</i>GiysisizYangınsızŞatafatsızBataklık Çiçeği...
<i>Yalan güllerin sevda sözleri...</i>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yalnızlık
Sessizce geldi hafta sonuPususu gözlerimdeGri İstanbul sensizBinbir telaşe içinde geçiyor günlerSabah kalk yola düşTrafik,iş,insanlar,telefonlar,gürültüBir suskunluk... mesai bitimiAkşam çık yola düş.Stres küpü olmuş haldeSensizliğe başlıyor dönüşümBoş evimin sıcaklığı neye yararGülüşün olmadıktan sonraNeye yarar umutlarKurulan ve yıkılan hayallerSessizliğin avucundayımYalnızlığımın koynundaDört duvar mengeneye almış yüreğimiAğır geliyor hayat.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yalnızlık
İkibüklüm anılar başımın altındaÜzerime serili solmuş fotoğraflarPervazı çatlamış kapıya dalgın gözlerimYine unuttu beni dostlar
Kaç gündür masamın üzerinde kurulu soframBayat bir kaç dilim ekmekÜstü donmuş bir tabak çorbaSeni sakladığım bir şişe şarapGeçmiyor boğazımdan
Açlığım sana aslında,Kokan nefesim siniyor duvarlaraPerdeleri kapadığım camlardaKovaladığında birbirini gece-gündüzMevsimler gibi eriyor yaktığım mumlar
Telefonum kimbilir hangi koltuğun yanındaSen varsın diye unuttuğum yüzlerAramaz oldu...haklılar
Bu resmi ben çizdim göz göre göreGökkuşağına buladım zannettim sevdayıKırmızısı aşktı -meğer kana bandırmışım fırçamı-Kendim ettim, kendim buldum yalnızlığı
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yanılgı
I
Ben seni ağlıyorum gün bitimindeAkşam sefalarında ihanet kokuyorsunİsmin bıçak kesiği, bitkin martı soluğumKırmızı öpüşlerinde hercaim oluyorsun
Zaman bana yaralı gül bitimindeParmak izlerinde dikenim oluyorsunYalancı gölgeler üstü intiharda saçlarımMavileri dağıtan bileğim sanıyorsun
Şehir utancına yanmış bu akşamKapıda kalanlara kör kilit vuruyorsunAşk sana tutunmuş can yitimindeAdını yasakların başına taşıyorsun
II
Ben seni ağlıyorum müptela sevişlerdeSen başka yataklarda depremler çiziyorsunİsmin günaha kesik, ismim adınla çentikSıvanmış dizlerimde, yakarış oluyorsun
Zaman sen kadar şeytan, aşk ben kadar çıplakParmak diplerimde pişmanlık oluyorsunYalancı gülüşler üstü iftiharda yaşlarımBeyazımda lekeyi utancım sanıyorsun
Nehir sancısıyla kıvranır bu akşamKıyıda dalgalara ten duvar oluyorsunAşk sana tutulmuş an bitimindeSuskumda alevli bağırışım oluyorsun
III
Sen beni boğuyorsun bu şehrin boğazındaBen sularında hap sana doğuyorumYalancı maskelerde her rengim yüz karasıKırmızıda namusu kayıptan sayıyorsun
Zaman yağlı ilmek, boğazım gelincik dalıParmak uçlarında yarınım bilmiyorsunİsmin esmer akşamların buselik makamıAdınla adımı yalandan şakıyorsun.
Zehir gözlerimde arınır bu akşamBaşaklar gölgesinde gürgenim oluyorsunGül sızısında leylak düşlerimAşkına kızgınım, ölüme salıyorsun.
___
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sen yağmurlarımın efendisi, şiirin mürekkebiBen kirpiğine zincirler vuruyorumYalancı tenlerde bitir şu ihanetiAşk aşk diye toprağı soluyorum.
Ben seni ağlıyorum gün bitimindeKıyıda dalgalara ten duvar oluyorsunAşk sana tutunmuş can yitimindeKırmızı öpüşlerinde morlarım oluyorsun.
Zaman sen kadar şeytan, aşk ben kadar çıplakParmak izlerinde dikenim oluyorsunŞehir utancına yanmış bu akşamSıvanmış dizlerimde, yakarış oluyorsun
İhanet akrep gibi ateşe sönüyorAşkı tene salalım güller soluyorBiz bize yanalım ömür geçiyorNe sabah, ne şiir bizsiz olmuyor
İhanet dikenlerinde gül açsa ellerinÇiy olur yangınım sende dinerimGül sızısında leylak düşlerimNe aşk, ne ölüm sensiz olmuyor.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yanılt beni
AnlayamadımAyak seslerindeki gidişleriGörünmeyen yanındaBaşka isimTutturmadığın ellerindeBaşka ten<I>Neden ? </I>
SöyleyemedimKendimi aptal zannedişimiMasumca bekleyişimdeTakvimden düşen her yaprakEkilen yeni umut yarına<i/>Hesapsız! </I>
DuyamadımBeni istemediğini-Özledim deyişinGit! demekmişSarılmansa sadece teselli<I>Neden ? </I>
BilemedimSadece mevsimlikmiş sevgiDenizi sürmekmiş dudaklaraSahilde yürümekmişVe yıldızlara asmakmış yaşananları<I>Kayıtsız! </I>
Sevdim! ! !<I>UmarsızÇıkarsızYalansız</I>‘ SEN gibi ’ diyesim geliyor da
Dilim varmıyor …
<i>Yanılt beni ! ! ! </i>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yansıma
Hazan rengi yüzümVe düşen bir yaprağınAcısında dudaklarım
Güneş, kızıl maskeli ecelÖlüm soğukluğunda
Suskun acımın çığlığı martılarda
Mevsim hüzünCan dökümü…..aşk dökümü
<i>Saçımda bulut kırıkları</i>
Hazan rengi yüzümVe düşen bir yaprağınYansıması yokoluşum
Ay, dokunuşlarının gölgesindeTenimde titreme
<i>Yanağımda can kırıkları</i>
Hazan yaprağı hışırtısındaŞiirlere sardım yalnızlığımı
Düşüyor yapraklar..
<i>Ten can dökümündeGözlerim aşk…
Gidişin...ölümün yansımasıdır mevsime
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yar
Gecem kalem, günüm kağıt olsaYirmi dört saat seni yazarım yarSuyum yağmur, yaşım şarap olsaTüketmemek için, kururum yar.
Yokluğun ömür, aşkın ölüm olsaSenden gelen ecele razıyım yarGölgen, kokun tenimde olsaHayaline kanar, doyarım yar.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yaramazdım bu gün
Siyah çarşafını çıkarırıken şehirIşıl ışıl denizSabah ezanında uluyan köpek kayıpKaldırım kenarında tinerciHayalleri doldurmuş torbasına
İçimde mayısKıpır kıpır
Sahte sevişler sonrasıİniltiler kalmış yorgan altındaDüş yastıkları düşmüşÇarşafta yalnız ruhların resmi
Seni çiziyorumGökkuşağındaBaşak boylarında
İçimde nehirKıvrım kıvrım
Gidişler sonrası gelişlerGülüşler sonrası yaşlarYosun tutar kirpiğimdeÇürür / çürütür
Küf kokarŞehir koca gün
Makyajlarkostümler aynı tondainsancıkların
Akşam sefalarıİnadınarenk vermeye başlar pencerede
bir güne daha saklarustalıklakahpeliğiniyedi tepeaçar avuçlarınıKara lekesini güne sıvazlar
Ama benYaramazdım bu günBir parça çaldım güneştenEledim kirpiklerimde
Şişşşttt sakın beni şikayet etme...
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kararınca şehirEleğim tavandaGece kimse yokken bakKırpıntıları savuracağımAydınlansın yalnızlar
......
<i>İçimde sengözlerinde benIşıl ışıl...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yasak meyvelerin serinliğinde sıcak Aşk.
GöğsündeykenUzasın istedim yollar.Yol boyu tabelalardaSilinseydi İstanbul         kaybolsaydık
İsimsiz şehrinYasak aşklarından biriydik sadece.İsimsizdik.Sessizdik...
Sen dolu zamanlarınZehrini yudumluyorumBir avuç çakıldan çaldığım mavidenSuskun yüreğinin rüzgarıTenimde hala esmekte
Gözkapaklarımdasın.Uykular sızıyor kirpiklerimden,Hayallerim bölünüyor,Akdeniz gibi süzülüyorsun yüzümden.
Her dönüşAyrılığa gebe bu şehirdeHani dedin yaTut ellerimi!
Elim hala sende...
Kandırmasın sahte tebessümlerimGülüşlerim ıslakAkıtamadığım yaşlarda Duy... <i>Seni seviyorum y a s a k l ı m.
<i>Yasak meyvelerin serinliğinde inadına sıcaksın aşk...a ş k ı m
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yasaklıyım sevişlere
Ay sessizliğinde aktın göz kıyılarıma...
Sarı Gelin’e ağıtlar yakıyordukırmızı duvarın önündeki kadın
Uzundu saçlarıYüreğim kadar yanıktı
Ve şakağımda elim...Loşluğu boğuyordu tütün dumanıDumanı boğuyordu heybetin.
Ellerin büyüyorduSen büyüyordun
Şiir doluyordu kulağımaYüreğime sen doluyordun.
Siyahlar içinde doluyorduneflatun düşlere doluyordun.
Göz kapaklarım asıldı kaldı uzak bir yerlereAdresini biliyordum daSana çıkan tüm yollarda kaybolmam gerekirdi
Tanıdık seslerin canımı acıtan bir yanı vardıKollarımı sardım göğsüme...
SenseGöğüslerin diyordun
Bense gözlerinden çekiliyordumGidişimdi çarem.
Bilmiyordun!
Sevdalara çoktan kapandımKilit altı aşklara panzehir şiirler
Tenim mühürlü sevişlereTerim ağul
Teninde büyüyordumŞiirde fısıldıyordu koca bedenin
Geceye boy veren“siyah lale” koydum adını
Oysa ben laleleri hiç sevmemNe tuhaf ben şiiri de hiç sevmem
Dedim ya
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sevmelere kapalıyım
Aşklar hep köpük helva tadındaSevişim bu yüzdendir acı kahveyi.
Sevişlere yasaklı, aşklara oruçluyum.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yasaksın Sevgili
<div align='center'> <embed src='http://www.balcanet.com/muzika/siir10168.mid' width='100'height='16' autostart='true' loop='true'></embed> <p> </p> <table width='85%' border='0' cellpadding='0' cellspacing='2'bordercolorlight='#A5C3DF' bordercolordark='#2C5C8C'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10168-fon1.jpg'bgcolor='#DADEE2'> <tr> <td align='center'><table width='100%' border='0' cellpadding='0' cellspacing='0'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10168-fon2.jpg' bgcolor='#101A5F'> <tr> <td align='center'><table width='100%' border='0' cellspacing='0' cellpadding='0'> <tr> <td align='center'><table width='100%' border='0' cellspacing='0' cellpadding='0'> <tr> <td align='left'><img src='http://ozel.balca.net/resima/ivirzivir/siir10168-solust.gif'width='59' height='58'></td> <td> </td> <td align='right'><img src='http://ozel.balca.net/resima/ivirzivir/siir10168-sagust.gif'width='59' height='58'></td> </tr> </table></td> </tr> <tr> <td align='center'><table border='0' cellpadding='0' cellspacing='2'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10168-fon1.jpg'bgcolor='#DADEE2'> <tr> <td align='center'><table border='0' cellpadding='0' cellspacing='15'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10168-fon3.jpg' bgcolor='#0F3A99'> <tr> <td align='center'><table border='0' cellpadding='0' cellspacing='1'bgcolor='#DADEE2'> <tr> <td align='center'><table border='0' cellpadding='0' cellspacing='10'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10168-fon3.jpg' bgcolor='#0F3A99'> <tr> <td height='917' align='center'><table border='0' cellpadding='0' cellspacing='1'bgcolor='#DADEE2'> <tr> <td height='911' align='center'><table border='0' cellpadding='0' cellspacing='0'background='http://ozel.balca.net/resima/fon/siir10168-fon4.jpg' bgcolor='#133F96'> <tr> <td height='911' align='center'><p><imgsrc='http://ozel.balca.net/resima/jpg/siir10168.jpg' width='650' height='365'></p> <p> </p> <p class='style1'>Dün gece,Adını suya verdimKimse görmedenDamla damla içtimİçim kuruduğunda
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Karanlığın o kilitli köşelerindeGözlerine yıldızlar yağdırdımBakışın gizlensin diye
Marmara ile dertleştimBir kadeh şarabın sarhoşluğuİhanetlerin yüküyleBoğuldum kalabalıktaSense başka masadaBaşka gözlerdeydinVe başka seste
Bir yara vardı hani dudağımdaKanlı kelimelerAlnımda iz vardı geceden sürülenOysa delik deşik ettim arzularımıSusmak ne ağır geldi bilsen
Başımı göğe her kaldırdığımdaNefesini hissettimVeSonsuzlukta kısa kısa dokunuşlarını
An geldiAynı şiirler doldu kulağımızaAynı sular geçti düşüncelerdenÜç adımda bittiPeri kızına benzer hikayemMarmara yalpalarken ayaklarımızdaAynı korkuydu paylaştığımızYutkunduğumuz da belkiAynı sevdaydı…belki de isyan
Esirim sensizliğeSaçlarımı ördüm demir parmaklıklaraPencere yaptığım gözlerindi duvarımdaEllerin kelepçeŞiirlerin katlı cebimdeHece hece döküldüğün gecedenArzulu bakışların sadece bende saklı
Yirmidört saatime gizlesemde seniSaatler seni çarpar yüzüme
Yasaksın sevgiliBir o kadarda helalim
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yaşama tutunmak / Son kez
Açılmamış pencere ardındadört duvar üstüne, kilidi vurulmuş bir kapıKaranlık
Buğulu pencere gölgesinde……………………bir kadınSuskunluğunda boğum boğum çığlıkKirpiklere tutsak bir bakış
Nereden tırmanmaya çalışsaucu kanlı dikenli telKuduz köpeklerin uluyuşundaBekleyişte
Ya geceye sürmüş ya yüzüneKanayan umut elleri
Derin tekbaşınalığa mahkumBelki de kurban bataklık çiçeği
Doğruluyor bedeni büyüyen gölgesinde-Son kez, diyor ….– son kez, titreyen dudağıEziyor çiçeği
Ve vaftiz edilen bir sevdanın gücüyleÖnce pencere açılıyorSonra kilidi kapınınKüçük adımlar düşüyor gün ışığınaAcı bir tebessüm ses veriyor… -hayat beni bekliyor!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yaşamın sesleri
Gecenin nabzını ölçüyorDuvarda camı kırık saatTik-tak
Ve bir çatlak yürüyorKapının pervazındanİnce ince sızıyorHarabelikÇatır-çutur
Ayak izlerimin ardındanSes veriyor-ne olduğunu- unutanTahta döşemeGarç-gurç
Ve sessizlik içindeYankılanıyor göz yaşımın düşüşüTıp-tıp
Küçük bir serçeSığınmış penceremeYağmurdanTir-tir
Solmuş tülün ardındaBelki de kiri camımdanPis bir sokakToz-duman
Kulağımda onca ağır aksak ritmYaşam şarkısını söylüyorGece..uzun havaOy-oy
Ve nefessiz kalan yıldızlarSönüyorTek-tek
Yüreğim içliYağmurlar mı damlayanEriyen hayalin miAh-aaahhh
Tik-takların ritmindeÇatırdayan bir duvarGacırdayan geçmişeYaşlarım..kuru kalabalıkTitrerken küçük şahidimToz duman oluşumaAhhhlarla- ooyylarlaVeriyorum nefesimi.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ve son bir ses mezar taşımdaEl-fatiha..
Ekim-2004-İzmir
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yaşasaydım
<a>Yaşım yedi olacaktı anneBu yaz sünnet de olacaktımKardeşimle el eleOkula başlayacaktım
Siyah önlük almayacaktınSözün vardı banaKararmasın diye içimMavi giyecektim, umut olacaktım
BüyüyecektimAsker olacaktımBaba olacaktımYurdum toprağına, yarın olacaktım
Yaşım yedi olacaktı anneDağıttıklarımı toplayacaktımHafta sonları babamla gidipPara kazanacaktım
Olmadı anne!İki dünya arasında kaldımBurası da kalabalık amaSıkılıyorum işte
Özledim siziHem de çok özledim anneAyaklarım altında, hayal deniziBalık yerine kuşlar geçiyor anne
Bakıyorum,Elimi uzatsam dağılıyor bulut dalgalarıEn derinde siz varsınız daKalkıp gelemiyorum anne
Üzerimde hala yıkıntılarGözlerimde hala odamın tozlarıAyaklarım yok anneSol gözüm yok
Oğlun yarım anne!Sol göğsünden kopardılar beniSütün son damlası boğazımdaBebeğin, canınım hala değil mi anne
Ben yüreğinde büyüyorumSen gözlerimdeAğlama sakın ardımdanBenim için de dua etsin babamDuvarlara teslim ettim diye oğlunuYakmasın sigarasını
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yalnız değilimO kadar baba var kiO kadar ana var kiO kadar çocuk var ki......
Burada insan çok daOrada insanlık ölmüş anneBiz ağlıyoruz ardınızdanSiz avuçlarınızı açın anne...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yaşlı çitlembik
Çitlembiğin yaşlı gölgesinde kambur anılarımkan ter içinde misketlerim...kiremit tozu ellerimParmak ucumda seksek çemberimtek ayak üstünde oyunum, bir yanıp hep yorgun
Aksak, huysuz mısırcının kazanında haylazlığımKokusunda köşe kapmaca oynar göz yaşlarım.Bir çatapat sesinde hükmederim bayramlaraBir top patlağında bombalanır şehirlerim.
Renkli kibrit kutularını basarım kaldırımaBeş taşın hep siyahı benBir uçurtma gülüşünde asılır baharlarımKuyruğunda dağılan kelebekler ben
Koluma sildiğim ağlayışlarım aklımdaKumbaramda salkım söğüt dut lekeleriMendil kaparken döküldü, ağız dolusu nisan taneleriYüksek bahçe duvarlarında masum küfürlerim
Bir çitlembik gölgesine yaslı kırgın kadınlığımDaralan sokakta ip atlar kısa etekli hayalimBir tokmak öperken dilsiz kapıyı, elleri uzanır dedeminBir file bayram uzatır, yaldızlı kâğıtta bir parça sevinç
Sabundan balonlar salarım Afrika çocuklarınaKırmızı etekliğimden gelincikler dikerimYiter gider ellerimden hayat, çekip gider küçük adımlarımÇocuk ellerim siler güne solan yüzümü
Bir çitlembik dalına asılır komşu çocuğuYeni yetme bir son bahar kapıyı vururBir yaz daha katlanır sandık arasıRuj izimde büyür bez bebeklerim.
Bir çitlembik ağacı devrilirÇilli bir tane düşer avucumaGölgesinde kalır kanatsız kelebeğim.
- Ne zaman bir çitlembik ağacına kaldırsan başınıTuz buz ederim güneşi bakışlarına ki; gölgesinde uzun durursun
2007 21 08 / Kumbaramdaki harfler
www.radyomedcezir.com & www.divitt.net & www.siirinebi.com
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yaşlılığın Sonu
Gözlerinde gördüğüm dipsiz kuyuyduNe karası vardı bakışlarınNe mavisiNe yeşiliPerdesi vardı önünde buğuluArdı koyu gri gecelerDonukBeliren çizgilerÖylesine içiçeHangisi önce çizilmişBelli değil en sonuYıllar çökmüş üzerineKimi pamuk tarlası saçlarıKimi tekir kedim gibi alacalıOnu bile kaybedenler vardıBaşında yemenisi teyzelerYa da kasketi konduran dedelerDökük dişleriyle konuşurkenUtangaç halleriEliyle ağzını kapatmaya kalkanYıllara meydan okuyan nice çehreAralık dudaklardaYılların götürdüklerinden kalan boşluklarSır dolu tebessümleriElleri çatlak toprak sertliğindeBir deri bir kemikAma sımsıcak, içtenSohbete susamış kulaklarıNeler yaşadılarKaç yürek hoplattılar zamanındaGeçmişin delikanlıları, genç kızlarıBilirlermiydi bir gün burada olacaklarınıHasret kalacaklarını sevdiklerineUnutulacaklarınıHayırsızlığı görmek için mi büyüttüler çocuklarınıSefalet içinmi çalıştılar, didindilerÖdedikleri hangi suçun cezasıYaşlılığın sonuYalnızlığa müebbet mi olmalı
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yaz Aşkım
<i>“ Başlarım, biteceğini bile bile bu aşka başlarım… Hem seni, hem de kendimi Ateşe atarım… Sokul bana yaz aşkım”</i>
Gidişinin üzerinden dört gün geçtiDört duvar sanki şehirBir köşede dörde katlı sevişmelerBiraz rutubet var üzerindeVe yokluğunaHazandan düşen sarı lekeler
Çürümüş duyguların kokusu sarmışGecelerine ördüğüm saçlarımı
Sana kilitlediğim dudaklarımRengini atmış teslim oldukça hasretine
Bir ah! kalmışBoynu bükük yaseminlerden
Bıraktığımız kıyıda ıssız ayak izlerimizDireniyomuş dolunayın gölgesinde
Islak da olsaGözlerimde titriyor gülüşün
Gidişinin üzerinden dört gün geçtiDört kapı açtım umutlaraSensiz karanlığa dört mum yaktımKırmızı lekeler var üzerindeVe kanayan suskunluğumdaAğustos’dan kalma sıcaklığın
Gidişinin üzerinden dört gün geçti…Bıraktığınsa özlemin …ve gözlerin
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yazık olmaz mı?
Ölüme bir adım daha kaldıGözlerde buğuNefesimde darlıkYa omuzlarımda görmediğimOnca ağırlık
Yaşam mı zor geliyor banaYoksa ben mi fazlayım hayata
Yalnız denizlere bir kulaç dahaTenimde ayazBatan binlerce çakıl ayaklarımaYa kanatmadığı halde çektiğimBunca acı
Sevmek mi zor geliyor banaYoksa ben mi fazlayım aşk a
Sensizliğe bir sabah dahaHala uyku yok gözlerimdeAz önce yıkıldığım andı sesinleHer şey bir nefeslik sankiOnca biriken özlem
Ölmek mi zor geliyor banaYoksa sensiz yüreği taşımak mı
Ah olmasan bu yürekdeÇoktan... çoktan ölmüştüm ya
Ölümden korkmam daYa bir sabah uyandığındaYenilirse içindeki öfkeAŞKım kazanır...daBen olmazsam hayatta
Yazık olmaz mı?
Not: Süresini bilemiyorum ama bir müddet aranızda olamayacağım. Şimdiden tümpaylaşımlarınız ve yazdıklarımı okuduğunuz için teşekkürler. Kendinizi sevmeyi ihmaletmeyin!hoşçakalın.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yeni adın
Soğuk bir toprağa bıraktık ılık bedeniniBilmediğim bir karartıydı üstüne örtülenSonsuz bir yalnızlıktı dört duvarınÖlü-ydü yeni adın.
Serilemediğin çimleri serptik üzerineKürek kürek savurarakKardık toprağına hayatınıKefendi sana sarılan kol.Ölü-ydü yeni adın.
Seni bırakıp dönmek zor olanÖzlesem,duyacağım ölümün sessizliğiDokunmak istesem, bir avuç toprakBuram buram hasret kokan
Ninnilerin olacak dualarGece yorganınKüçük küçük böcekler dokunacak sanasakın korkmaKaranlıkta kalacaksın,Yalnızım diye sakın ağlamaNe yaşayan ölüler var hayatımızdaSen, ölüyken yaşayacaksın.
Dün toprağa bıraktığımız Aslan amcaya armağanımdır.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yerdelen
Gidiyorum işte!Huzura bırakıyorum seni.Özlediğin bir sabah pencerende.Her yer kar…her yer beyaz ve sessiz.
Dağları düşlersin şimdi…dağları,ağaç üstüne düşen kar sesindeyuvarlanır memleket türkülerin.
Karanlık bir çizgi çekersin doruklardan doğru…Kayar gider ay düşümünde kırık düşlerin,her mesafende yüzüne yaklaşır güneşve belirir göz çizgilerin.
Soluksuz kaldığındagöğsüne saplanır özgürlük…
Bir yanın acır belki,belki üşür,belki de hissiz.
Sıcak gecelerden sevişleri düşle o an.Seni beklediğimi,kollarım açık.
Maviyle birleşene kadar dağlar,beyazında yazmadığım bir mektup gelsin diline.Rüzgarında, çiy gürültüsündedolsun sessizliğine“seni seviyorum”larım.
Gör ki, beyazın altında yeşilim.Gülüşüne hasret!Ayağının kalktığı her yerde -yerdelenim-Peşin sıra gelmek isteyip de,unuttuğun yerde bekleyenim.
Geçecek bu mevsimve yalnızlığım sökülecek…parça parça düşeceğim,damla damla,dalga dalga vesoğuk soğuk yalayacağım ayaklarını.Gözlerinde akacak üşümelerim.Esintimde renk verecek sen yanım,yüzün al al!
Ne beyaz düşler isterim,ne doruklardan söküp getirmek mevsimi.Teninde erimek için “kar” olmak istemem,
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
her tanen, her zerren olmalıyım bu sevdamla.Can olmalıyım,soluk olmalıyım…ötesi sen olmalıyım -sende-
Karanlık perdende sarı kurdelede heyecanım.Çakraları çalışan dinginlikte en yoğun renginim belki de.
Titriyor yıldızlar ay serinliğinde.Üşüyen yastık altı düşlerinde avuçla yüzümün bir yanını.Sen diye baktığım duvarda, sırtımı vermişim öfkelere.
Kapı aralığında süzülüp gelse nefesin,enseme yapışsa haylaz çocukluğumve sarsan bilinmeyen yanımı,Kucaklasan.Keşkelerimi,Korkaklığımı,Kayıp yanımıhatta ve hatta kimsesiz çığlıklarımı gömsem bedenine,
Titrek yıldızlar gölgesindekızıl bir mevsime bulanık saçlarım
Bu kadar doldurmuşken seni yüreğime.Yum gözlerini, ben yumdum.
Her şey suskun artık…YerdelenimYersizim senden öte.
Her şey suskun!
www.radyomedcezir.com
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yeter mi?
Yanında olmak vardı.
TenindeTutuşmak,GözlerindeErimek.
Sevişmek utançsızca.SusuyorumSesineÖpüşüneoldum olası açım
Seni seviyorumYeter mi sevmene.
Yanında olmak vardı.
DilindeAşkBedenindeAşk
Sevişmek utançsızcaDüşünüyorumDokunuşlarınıDokunuşlarıma katıp
Seni istiyorumYeter mi istemene
Olduğum yerde yaşamak kaldıSen yoksulu gerçeğimde
Seni çok özledim desemYeter mi gelmene
<a>‘Denizleri aş da gel...kurbanın olamKurtar beni buralardan, ne olur ’
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yetmedi
Bir deniz olduğumu düşündüm, sensiz bir pazar günü.Sevda dolu nice sandallar gezdirdim sularımda.Binlerce balıklar oynadı derinliklerimde.Martılar haykırdı, coşkuyla sevdaları.Sularım köpük köpüktü ve beyaz.Hayatımda olduğun günden beri,İçimdeki duyguları anlatıyordu yakamozlar.Yosunlarım gözlerinden çalmıştı yeşilini.Seni kumlardaki deniz yıldızına benzettim.Seyrettiğimiz mehtaplı gecelerden düşmüştü besbelli.Sular geçtikçe üzerinden yansıtırdı sevdamızı.Ya çakıl taşlarına ne demeli?Bütün gizemi, güzellikleri saklayanYa da derin sularımda ki karanlıklar?Birden okyanus olmak istedim,Yetmedi denizler sevdamıza.Sahil kısa geldi günlerimize.Çakıl taşları azdı sevgi sözcüklerine.Ya dalgalara ne demeli?Heyecanımın dalgaları hırçın, heybetliDeniz bunları dile getirmesi.Deniz bile sevdamı anlatmaya yetmedi.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yezit aşk
<i>Küllerin arasındaAlev alev ayak izlerimOysa koca bir mevsim geçtiYangınından </i>
Aşk; tutuşturup geceyi, kan ter içinde uykusuzlukla kavgaya düşürür gözlerimi.Yatağın yarısı soğuk duvar, yarısı depremde. Saç diplerimden boncuk boncuk düşeryalnızlık ve dizilir penceremde siyah ipe. Sabır mı çeker boncuklar, zincirleşir deboynuma mı dolanır sensizlik, çözülmez!
Sessizliğin ıslığı vurur altı duvara. Sokak lambasının ışığına yakalanır küçük saksıdakifesleğen, kokusu çoktandır avucumda uykuda, o bilmiyor!
Tenimde karıncalar dolanıyor, bir yanım uyuşuk. Ellerimi sürüyorumdudaklarıma...dudaklarım çatlak! Boynuma dokunuyorum, nefesini düşünüp, izlerindediken diken anılar.
Her ayrılıkta ölüp, yeni bir seste, yeni isimlerle doğmak güzel. Hele ki yeni dokunuşlartende, baharı bulan kelebekler gibi, özgürce... Aslında, mevsimlerde tutuklu o kadarçok büyüyen yanım var ki... Nisan sancıları sonrası, inadına her bahar yeniden doğariçimdeki çocuk. Bedensiz, cinsiyetsiz, hatta isimsiz.
Herkes bir isim takar nasılsa! ! ! Önemi var mı? – yok. Çocuk işte, baharçocuğu....Anası yaz, babası kış.
Karanlıklarda uzar gölgem, kısalır ellerim, ayaklarım – ki boyum zaten kısa. Yirmidördünde bir nokta koyar kara kalemi günün. Bir noktada daha bırakırım bir günlükbüyümüşlüğü. Dün bugünden gençtim deyince eğilir ünlemlerim!
Tütüne sararlar da efkarları, peki ya ben? Hiç başlayamadığım sigara dumanınaşekiller yüklemek isterim, her defasında ateşini çalar küçük böcekler... Bahçendekiateş böceklerine kanma, hepsi hırsız. Kaç kıvılcımımı çaldılar karanlığı yakmak için.
Bardaklar sıralanır masamda ve şişelerdir kavalyelerim. Güzel bir tangodursarhoşluğum. Her kirpiğime mum diker duvardaki gölgem, mum kokar altı duvarım.Kırmızı kostümüyle dudaklarım çıkar ortaya, titrer sesimde şarkısı aşkın...sahi duyuyormusun?
Kimsesiz saatlerdeki kalabalıklar iyi tanır beni. Hep onların arasından süzülürümrıhtımsız kıyılara. Dalgalar sokulur, kayalar fısıldar – işte yine geldi- (m)Gece ıslanır, zamansa boğulur bu sularda... bir ben yangındayım, bir ben...
Oysa kaç dalgada yıkandıDüş kumsalların
<i>Denizlerde esen masalmış aşk. Lacivert çarşaf altında oynaşan gizli ayıplar belkide. Açıldıkça üstü, bekaretini bırakmış. Şimdi yüreksiz bedenlerde, çatısız duvarlararasında işini yapan, süslü kaldırım kadını gibi –bin bir surat! Bir çırpınış ki sormagitsin. Serilip, sevdirip, süzülsün gitsin...</i>.en iyi yaptığı da bu değil mi zaten.
Yaşlı bir martının sesinde, akşamın bitmeyen şarkısı. Yorgun keman sesi kadar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
hüzünlü. Yükseldikçe çığlığı, tam şurama batar yalnızlığın mührü ve damgalanırtenimde yokluğun. Bağırır martı, bağırır kadın ve inadına susar ıslahsız yalnlızlık.
Ezanla başlar şehirde sabah. Bilir misin, her sabah ezanında ağladığımı? Sanki Tanrı’nındizi dibindeyim de, hissederim saçlarımı okşadığını. Günahlarımdan arınırım.
Cennetten çaldığım yağmurla, dudağımdasın işte....Tuana.
Katık ederim güneşi, zifiri ve zemheri akşamlar için. Kumlarda silinen kalpler gelirgözümün önüne, bir de sözde aşkların baş harfleri. Deniz kestanelerinden noktalarkalır, isimler silinir, kalpler silinir... aşk mı? ihanetleri kusar denize.
Bir sandala yükler huzuru, kürek çekerim doğan güne. Oysa hep tersine akar, günyerine ayadır kulaçlarım. Sular çekilir, gün çekilir ve gerilir hüzün bulutlarım rüzgarda.Yelkenlerimdir hazan gülleri, savurur taaa uzaklara, sanma ki ulaşılmazdır adresim,gözlerini yum bak, tam o karanlıkta demirlerim. Ne kadar yakınmış değil mi?
Bir olta ucunda lokmadır hayatla ölüm. Ya kapar kaçar yaşar balıklar, ya da kapılıreşlik eder masamda. Bense her halde yaşayan ölü...
Bu suları seviyorum biliyor musun, o kadar çok yıldız var ki bir ayağı kırık... Kör topalgittiğim çıkmaz yollarda yoldaşlarım. Hani benim için toplayacaktın ya sağlamlarını,bırak kalsın! Işığım olsun sana...
Bu sahiller iyi tanır beni. Kaç taşta, kaç kez sektirirdim küfürlerimi. Kaç şeytanminaresine ağlardım masumca, onlar bile bıraktı şeytanlığı.
Küçük bir rüzgar çıkardı dalların arasından, büyüyerek gelir dalgalarda. Tenimdeesendir mevsim, terimde eserdir gidişin...Hangi bulut sürükler bizi... Bir ben miyimesen, bir ben mi? Oysa yüreğim yangın yeri, isidir alnıma çalınan...
<i>Bir hiçmiş AŞK...Ne yangında büyürNe denizde çoğalırNe rüzgarda dolaşır
Aşk var ya aşkTam şuramdaTende mühürTerde şavk
Bir hiçmiş Aşkİstediğinde doğarİstediğinde batarBitkin canıma
Aşk var ya aşkHaydi kop da gelBekliyor seniTam şuramda...</i>
<a>Hoş aşka inanmam da
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hani derler ya-ya tutarsa! </a>
Hayaller ülkesi, 2005
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yıkık Sevdalar
Dağın arkasında doğar gözlerinGüneş ardında kalmış saçlarınınBir su birikintisine düşmüş dudaklarınDalgalarda tebesümünBulutlarda sevdan.Dün baktım da gökyüzüneGöç etmeye başlamış leyleklerHüznü düştü gözlerimeBu yaz da yoktun her yazdaki yokluğun kadar.Kollarım, gözlerim, sevdamKuşların bulutlara bıraktığı iz kadar.Bak, güneş seni bekler doğmak içinSular durgun,Heyacanını arar sahillerSen gelki coşsun dalgalarSensizliğin sessizliğini dağıtsın martılarSen gelki avuçlarımda yüreğim, bekletme beniDüşürme umutlarımı bir sonraki yaza kadarHatta yarın doğacak güneşe kadarGel al yüreğimi ellerime ağır geliyor yıkık sevdalar.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yıkık Sevdalar/II
Tüketilen sevdaları yetiştirmeye çalışıyorumKırılan umutlarımı yapıştırmakAkıttığım yaşları boşalan pınarıma doldurmakBulutlara takılan gözleriniRüzgarın sürüklemesini istiyorum.Camdaki buğuda adının kaybolması gibiİzi gitsin istiyorum açtığın yaranın.Senin için fal tuttuğum papatyalarıTekrar ekmek istiyorum kırlaraSaçıma taktığın gelinciği dalına kondurmakDefterimde kuruyan kelebeğe can vermek istiyorumGörüyormusun sevgi yaşarken neleri tüketiyorDoğayı...canlıyı...ruhuYa kazanılan ne var eldeArdında kalan ne var geceleri kurulan hayallerinAyaz akşamlarda yalnızlıkKuruyan onlarca gülKatettiğim yollardaFırlattığım gövdeler papatyalarınBeyaz yaprakları gölgelerdeAşkım için kırdığım kalplerİsyanlarım, başkaldırışım seni kabul etmeyenlereDilek tuttuğum bilmem kaçtane yıldızYeni umut dediğim penceremdeki güneşGözlerin kadar soğuk oysaYalnızlığımla titriyorum dokunamıyor banaTükenen kalemler beyaz kağıtlarda üretilen şiirlerMısralarla dokunuyorum yıkık sevdalara.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yıldız yıldız
Kaçıncı sabahına düştüm gözlerininArzuların hangisine dokundu sıcaklığımMutluluğa hasret,dediğin sevdanKaçıncı tomurcuğunu açtı yüreğindeBak ilkbahardasın...Bodrum’un kıyısındaDalgaları gönderiyorum ayağınaÇalkantılı Marmara sularımı...kat Akdeniz’in tuzuna.Vazona küçük kır çiçekleri koyOdanda bahar kokusuGecene gözlerimi serKoruyucun olsun dolunayYıldız yıldız bakayım sana.sen uyu...mavilik gibi
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yine akşam oldu
Yine akşam olduBir gün daha geçti sensizBirazdan çıkacağım işimdenYola vuracağım kendimiYorgun beden eşliğindeEvim bugün de sensiz.Yine bir sofra kuracağımKatığımda sevdam olacakİştahımı tıkayan sensizliğimBardağımda biriktirdiğim yaşlar
Bir gece daha çökecek üzerimeGöğsüme yıldızların düşecek saçların gibiAy takılacak gözlerine bilirimDolunay benim ayımVazgeçmem bilirsinSenden ve dolunaydan.Ellerin uzanır da ay ışığınaGururundan uzanmaz banaAy ışını tutarSıcaklığını yumarsın avuçlarınaGöğsüne bastırırsın sevdamı.... uzaktır sıcaklıklarTenim tenine yangın her akşam olduğu kadar.Bilirsin bu gece de bizsiz söndürecek karanlığınıYerini güneşe teslim edecek dolunay.Yine sensiz doğacak sabahım.Senli günlere hasret yüreğimHa bugün ha yarın deyip seni beklerkenBir gecenin gölgesinde verecek son nefesiniYaşarken de ölürken de yine sensizYine bensiz......................./ Yitip gidecek dolunayda deli sevdalar.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yine aşka teslimim
Her aşk sonrası çıkmaz sokaklara dalmışım...Duvarlarda parmak izlerim,Tırnak aralarımda mavi boyalı kireç tozları.Yılların dilsiz suç ortağı bu kaldırım taşlarıŞehir de, en az sen kadar yalancı.
Ahşap bir kapıyı öperken yakalıyorum tokmağı<i>sessizlik istiyorum</i>Bir top peşinde özlediğim çocukluğum...Son durak olmuş tramvayaGüneşe tırmandığım çitlembik ağacı
Her aşk sonrası bir şiir demlemişim...Kadınları ince belli görmem bu yüzdenÖncesi yuvarlanmıştır şişelerBeyoğlu’ nun ayyaşlığı bu yüzdenSonu hiç gelmez eski tünelin.
Perde arkasında gözler var, biliyorumTüllere takılmış kelimelerin sesleri bu uğultular...Bir sokak bana akar, bir cadde, bir şehirRenklerini çoktan kaybetmiş sardunyalarAma biliyorum;kaçacak başka bir çıkmaz sokak kalmadı bu şehirde.
Y i n ea ş k at e s l i m i m.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yine dellendik
Bir fırça geçmiş şehrin üstündenRengarenk sokaklar, evler, ağaçlarGüneş vurmuş uykulu gözlereSevdalı bu sabah bütün bakışlar
Gülüşlerde bahar, seslerde müzikŞarkılar cümbüş, hüzünler ezikBir dem vurmuş acımasız kalplereYeşillenen sevdada, aşklar gelincik
Bahar geldi gönül yine dellendiUçan kuşlar ardımızda söylendiBiz geçtikçe kırgın dallar dirildiÜşüyen tene yaz güneşi giydirdik
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yine yeni yeniden
Köprü altı çizgide kalmışCansız küçük bedeni
Aç ya da ayaz yemişHastalandığını bilmedi belki
Ayın on dördündeBir yıldız daha kaydıGördünüz mü?
Ne parladığını bildikNe yalnızlığınıNe adını
Kim diKimin diKimiydikBilen var mı?
Yanakları solgunDudakları morTiner kokusu sinmiş tenineToz duman rengi
Yaşam için saldırdığıOnca pislik tırnaklarında
Bir torba içindeÖlümü soluklarkenNefesim acıtırdı canımı
Korkularından uzakKorkuttuklarından da...Kendi kendine kaldınTinerci
İlk kez dokunuyor biriSaçlarına, yalnızlığınaBahtından daha siyah torbadaİçime akıttığım yaşlarlaArındırdım seni
Meleklerle oyun zamanınDokunamadığın yıldızlardaYaşayamadığın çocukluğunlaKal
Yarın nasılsaGelir yerineve biz yine uğurlarızAhlarla vahlarlaŞimdiki gibi
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
<i>Gözlerimde arınırken-Kara bahtlı kör talihli-Yine canım acıyacak
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yine yeni yeniden derler ya hani!
Merhaba şiir dostları;
Yıllardır internet üzerinde paylaştığımız duygularımız, kurgularımız, yaşadıklarımı ya dayaşananlara şahit olduğumuz dizelerimizle, bir duruşla ortadayız bu sanal pencerede.
Kimi yazılanlara bakar, kimi yazanların neler yaptığına.
Biliyoruz ki; hiçbir site ya da portal yönetimi ortalığın karışmasını, gereksiz kavgaların,iftiraların, polemiklerin yaşanması için bu hizmeti bize vermiyor.
Alıp verilemeyen nedir bilinmez… sanılır ama ya kimi olmak istediği gibi görünür, kimiolduğunu saklar, kimi de şeffaftır. Bu durumlarda dahi herkes istese de istemese de birşekilde sıçrayan çamurlardan nasibini alıyor.
Paparaziler, sahte isimlerle yazılan- gerçek isimleri- deklare eden mesajlar vs.
Bu ortamda en güzel şey de insanların hala bir şeyler üretiyor olması, yılmadan, kulakasmadan.
Türkiye’nin ilk şiir radyosu Radyomedcezir olarak yüreklerinizin sesi olduğumuz dönemsüresince bizler de çok darbe aldık, almaya hala da devam ediyoruz.
Paylaşılamayanın ne olduğunu biz bilmiyoruz açıkçası. Çünkü bu ortamlar ticari kâramacı güden yerler değil sadece şiirlerinize ses olabilmek için yönetim fedakarlığıylahizmet veren ortamlar.
Oysa şu an baktığımızda acı bir tablo ki, bölündükçe bölünür oldu radyolar, programlar,programcılar. El birliğiyle çok güzel bir ekip kurup mesela _TRT_ gibi tekel üzerindenşiir radyosu kurulsa açıkçası şiir adına daha çok sevinirdik.
Yine de belirttiğimiz gibi, burası ticarethane olmadığı için, rakip, rekabet, kırgınlık ya dakızgınlık söz konusu değil bizim açımızdan.
O kadar spekülasyonlar, asparagas haberler var ki şart oldu diye açıklamak zorundahissediyoruz olanları.
Sanal radyolarda herkes gönüllü program yapar, o nedenle isteyen istediği zaman,istediği radyoda olabilir. Bu gittiği yerle kavgalı, düşman olmasını gerektirmez. Tabii kibazı isimlerle bunlar da yaşanmıştır ama yaşanan yaşandığı yerde kalmıştır.
Radyomedcezir olarak, şiir sitesinden ziyade bir portala dönüştük. Daha eklenecek bazıbölümlerimiz var ama yavaş yavaş emin adımlarla ilerlemek istiyoruz sadece. Anasayfamıza girdiğinizde bir radyo sayfasıyla karşılaşmayacaksınız. Yayın akış sayfasıkısa sürede faaliyete geçecek. Daha sonra şu anki mevcut site başka bir isimlehizmetinizde olacak, radyomedcezir.com sadece radyo programcıları ve istekpanelinden oluşacaktır.
Kendimizce güzel bir şeyler yapmaya çalıştık, fakat bazı problemlerle, sahte isimlerleyaşanacak sorunlara baştan müdahele edebilmek adına, sitemize üye ve şairlikbaşvurusu yapanların, istenilen bilgilerin –gerçek ve eksiksiz- olması, hatta ve hatta
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
üyeliklerimizde özellikle referanslı başvuruları kabul etmekteyiz. Ayrıca bazı özelhizmetler için VİP üyeliğimiz mevcut.
Hastalığım süresince 5000 den fazla üyesiyle hacklenen, programcıları elindengeldiğince yürütmeye çalışsa da dağılan, tedavim süresinde sessiz ve başıboş kalanwww.radyomedcezir.com yaklaşık yirmi gündür sessizce üyelikerine ve yayınına devametmektedir.
Çoğu bölümü bittiği için artık karşınıza çıkma zamanı geldi diyerek bu mesajı yazmagereğini gördüm.
Şimdiye kadar radyomuzda emeği geçen;Sebahattin Abi,Ayhan Zembilci,ManolyamHikmet YakışırEge GüralDj YağmurDj KülkedisiDeminayMetin EserNazdenizBahar ÖzkanDJ GürkanRüzgarGülay YıldızBarış AlukNuray AlperYelda KarataşSezer NişancıYusuf Ziya LeblebiciErkan ÇamurluHarun YiğitLevent SaralMalcan Ajans yayıncılarınaVe editörlerimiz Hanedan, Kristalsenfonisi, Siir_Gibi’ye
Destekleri ve emekleri için teşekkür ederiz.
Sesli şiirlerinin radyoda yayınlanmasını isteyen arkadaş[email protected] msn adresinden editör arkadaşlarla irtibatageçebilirler.Her türlü fikir, görüş ve eleştirilerinizle…. tekrardan bir arada olmanın sevinciylewww.radyomedcezir.com adresinde buluşmak üzere.
Şiir tadında kalın.www.radyomedcezir.comYönetim adınaArzu Altınçiçek
Not:Sesli şiirlerini göndermek, yayın linkini sitelerine koymak isteyen, reklam vermek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
isteyenler msn: [email protected] adresinden site yöneticilerimizleirtibata geçebilirler.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yok itirazım
<a>Sonu geldi yolunDurdu dünya
İndimÖlümün başında
Sessizİnce çizgisinde günahla sevabın
Yavaş yavaş karın güneşiKorkarım karanlıktan
SessizimGözüm arkada
ÖlümDört duvarım yıkıkDört yol ağzındaDört kolla sardın ya
/
<i>Sonu geldiİndimSessizYavaş yavaş karın güneşiSessizim</i>
/
Ölüm
/
estingeldinyokitirazım da
/Hani şu yaz da bir geçse!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yokluğun
Yokluğunun beyazı örtüyor yıllarımıGençliğim dökülen yapraklar altındaYüzümde bir çizgi daha sensiz sabahlardaPenceremin önünde beyaz örtüsüİstanbul titriyor soğukluğumdanDumanlar bulutlara karışmışYer beyaz, gök griUfukta uçuşmakta kar taneleriBilmem kaçıncısı düşmekte saçlarımaEllerimde çatlaklarSırtımda geceden kalma ayazGöğsümde soğuğun sızlattığıHarlı teninden kalmaİsi mesken tutmuş kömürleşen sevdalar
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yoksun
<font face='Times New Roman' style='font-size: 13pt' color='#792010'>
Karanlık sularda uzuyorduSokak lambalarıVe uzadıkça dağılıyordu şehir.
Haliç kıyısındaGeceye saklanıyorduBalat, Feneryolu.Arabalar geçiyordu,İnsanlar geçiyordu,Üzerinden gün geçiyordu.Ben duruyordum bıraktığın yerde.
Köhne sokaklarına dalasım geldi bir andaHer arnavut taşını söküpTek tek fırlatmakVe tek tek koparmak yıldızları.Arabaların önüne atılmakSokak köpeklerine katılmakVe dolaşmak berduş gibi...
Benim küfürlerimdi boşaltan,Sur dibinde ucuz şarap şişelerini.
Virane binalardaki idrar kokularındaİçimi yakmamalıydı aç çocuklar.Bir yumruk sıkımı tinerdeSoluklanmamalıydı mutluluk.Köşe başındaKirli ve küçük bir el açılmamalıydıYa da uzanmamalıydı kemikleri sayılıSokak kedisi dizlerime.Dikenli tellerden ve kırık şişelerdenKesikti elleri yaşlı adamın.
Ben gibi fakirmiş bu şehir de.
Oysa tarihin tüm altınları saklıydıEski kitaplarımda.Ve yırtık saman sarısı resimlerdeSaçları maşayla kıvrılmıştı tüm kadınlarınDağılmışlığıma inat.
Hani peçesini mi çıkartsam diyorumBir katibe kur yapan pembelinin.Ya da yere atılan oyalı bir mendille mi silsemBunca çirkin makyajını şehrin.
Bir at arabasını salıversem ya daBoynuzlarını taksamEski bir tramwayın
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çeker mi bugüne geçmişi.
Ahşap cumbaya çıkmış betonlar.Döker mi gerçekleri...
Her bir taşı ağlıyor sessizceDuyan yok...Ve çatlıyor taştan yüreği şehrinYıkılıyor pervazlarıBakma bayrağın dalgalandığına...
Deniz istediği kadar mavi olsun sabahKuşlar uçabildiğince özgürVe arabalarİstedikleri kadar geçsinFakirin düşlerindenEzsinKim duyar....
Üç kuruş parayaSıralanıyorsa yaşlılarSabahın köründe.Ve duruyorsa kalbiYa da kapıp kaçıyorlarsa elindenBir aylık yemeğini.Bir işten diğerine koşuyorsa dul bir kadınVe filesini doldurmak içinBorç yazdırıyorsa baba bakkalaBir çocuk aç kalmamak için,Bırakıyorsa beyaz yakasınıYastığının altına...Ve geleceğe“adam olmasın” diyekapanıyorsa üniversite kapısıBir magandanın maç sonrası kurşunundaYıkılıyorsa ocaklarVe kırılıyorsa belediye çukurunda bacakVe kesiliyorsa bilezik için kolVe nefsi için bir sapığınKirletiliyorsa küçük bedenlerKatık ediliyorsa mutluluklarBir kilo ete ziyafet çekiyorsa yurdum insanıYaşanır mı ulan bu şehirde....
Karanlık sularda uzuyorSokak lambalarıVe uzadıkça dağılıyor şehir gözlerimde.
Hele ki bir de s e n y o k s u n....
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yoldaşım sessizliğine
En kuytusundaydım yalnızlığın.Katranına buladığım uykumu böldü sesin. Ürpertti geceyiuzaktan yanık türkü tadında gelen ıslığın. Öyle çok düştüm ki sevdana,boşlukta kidokunuşlarım sen oldun. Senin adına kızıl sevişlere boyadım düşlerimi. Kollarımıdoladığımda kendime, kendimi 'sen' sanırdım. Farketmediğim kadar bütünleşmişimhayalinle.
Kıvrılarak yaklaştı sevdan, sinsice. O yüzden sensizliğe katlanamayışlarım. Zehirinikattın tenime aşkın birkere. Titreyişlerim, susuzluğum, kanayan geceler bu yüzdendir.Yaz akşamlarını süsleyen o kıvılcımlar, ağustos böcekleri değil, tenimin tutuşmasıdırsensizliğe.
Uykular bazan seni unutur rüyalarımda.Koca gün düş mü? gerçek mi? ayırt edemediğimgözlerine dalar dururum. Mavi rüzgarlar kokunu nasıl unuttuysa güllerde, sevgi bahçemhalâ sen kokar. Gecenin bir yarısı uyandığımda, dört duvara kilitlenir bakışım...çizerimgülüşünü. Odam ‘SEN’ dolar...Anılarda kalışın bu yüzdendir siyah beyaz karelerde....unutulamaman bu yüzdendir.
Koca şehir gömüldüğünde karanlığa, seni bekler varlığım, sadece bir kaç saatte olsaseni soluklarım.. Sesini, nefesini... Adımı diline aldığında göğsümdeki parmaklıklardanbinlerce kuş salarım İstanbul üstüne. Özgürlüğüne yoldaş olsunlar diye.
Kendimce bir yol tutturdum yalnızlık tünelinde. Hüzünden asfalt döktüm,kırılganlıklarımı birleştirip duvarlar ördüm. Başbaşa kaldığımız günlerden bir takvimoluşturup, gülüşüne gündüz, gözlerine gece adını verdim. Sadece biz olan bir dünyayarattım. Bilinmeyen...hatta senin bile bilmediğin.
Sende yorgunsun aslında. Koca dünyanın içinde güçlü ama yılmış bir adam. Anasonkokusu sinmiş akşam üstlerinde, elinde kadehin, yıldız gibi yanıp sönen İstanbul’useyredersin.
Tüm gizemiyle İstanbul gözlerinde....sen benim düşlerimde....
Adını söyleyemediğim sevgili, bil ki; YOLDAŞIM SESSİZLİĞİNE...
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yollar
Kara kalem geçmiş şehrin üstündenYollar tozlu, ağaçlar ıslakPencereler kapalı sızsa da loş ışıklarYağmura ev sahibi gözlerin…küçülmüşİsyandasın biliyorumKatlarken bavula eşyanıSesin de titrekdir şimdiTam göğsünün ortasındaYumruk gibidir yazılmamış şiirlerBirikmeye başlamıştır özlemlerin…eminimAh bu yollar…yollar-Kaçıncı gidişim dedinTüttürdün sigaranda yarım kalan sevdaları…dur dese neye yarar paçana yapışan anılarRüyalardan uyanmaman içinYıldızlar çevirse dört yanınıNeye yarar arzularYollar her defasında çalacak bir yanınıBilmediğin eller uzansa daYalnız kalacak sol yanınŞu toz toprağı silsen de ayaklarındanYine düşeceksin karanlıklara...<i>Ah sevmeye vaktin olsa!
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yorumsuz-um hüznümdür sadece
Pişmanlığım ölümden ağır gelecek o gün...
Sesim çığlık çığlığa ki; ben bunu istemiyorum.Kilit vurmak istiyorum dudaklarıma ve kanatmak dişlerimi.Cam bardak tuz buz dilimde, ondan kanatır sözlerim.Acın çok biliyorum, acım da çokEn az pişmanlıklarım kadar.Öfkemi dindiremiyorum, acılarını da.
Yüzünden düştü güneş ki;Sen dört mevsim ağustos sıcağımdınBedenin hep kıvraktı, rüzgara teslim başak boylarıylaVe ellerin yuvaydı nilüferlereSesinde hiç bilmediğim şarkılar vardıAma hepsi ninni tadında.
Can veremiyorum sana kendime kızgınlığım bundanBu kadar teslim etmezdin kendini / ki; yıllardırGüçlüydün. Dokuz ay, dokuz boğum nefesimde.Gönül almak için bahçeler sermesem de önüneTek gülümsememde affedersin biliyorumAma ben affedemiyorum kendimi.
Her dokunduğumda yaranaO pişmanlıklarım kıvranır her saç telimdeBaşım dolanır, dualarım düşer içimeDikenli tellere sararım yüreğimiİçim nasıl acır.
Tüm öfkemHayata tutunmayışına / ki; bunlar geçecek derdin banaŞimdi kolum kalınlığında bacaklarınBedenin, yarım kadarDokuz ay bu kadar mı bitirir insanı / ki; sen değil miydinDokuz ayda beni ben yapan / ben neden güçsüzüm karşında
Benden akan her gözyaşını helal et anneAma bağırışlarım elimde değilDedim ya tüm öfkem...Cam bedeninle seni tutamayışıma.
Pişmanlığım ölümden ağır gelecek o gün. / diyorum da;Bağırıp bağırıp da gözlerindeki yaşlarda sustuğumdaDefalarca ölüyorum.
Affet annem....
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yosunlarda Sen
Yosun gözlerin vardı bir zamanlar gözlerime düşen...Şimdi sensizliğin sardığı yosunlar var hayatımda. Kimi yeri katrana bulanmışhasretinden Kimisi taze yeşili. Kaçamak bakışlarımda, küçük bir pencereydin dışaaçılan.
Okyanuslar, dingin sular, mavi-yeşile çalan bulutlar, hep sana susatır tenimi Sanaacıktırır eylül kızılı yapraklar. Bahar seni çalar yanağıma. Kiraz gülüşlerimi yalnızca senbilirsin. Huzurumdu varlığın.
Dokunamadığında saçlarıma, rüzgarlara taratırdım. Sen hep hissedilen, gözlegörülmeyen sevdamdın ve ben.. denizlere bakıp ağlarken: Bilirdim derin karanlıklarınyosun gözlerini sakladığını...Sessizce...dalgalara bıraktığım yarım sevdamdın.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yudumla
Tenime damlayan terin gölgesinde geceSaçlarım serili semalarında yeditepeninSen mi İstanbul'sun, İstanbul, 'SEN'mi çözemediğim
Kırmızılığın mayhoş tadında kadehlerYudumlarken sevdayıKayan yıldızlara fırlattık suskunluğu
Çıplaklığımıza şahit martılarveIşıl ışıl İstanbul
Sen, ismini söyleyemediğimGözümü bile değdiremediğim gözlerineGülüşündeki huzura ismini veremediğimBağrının serinliğineSar beni Marmara'ylaSensizliğe titrediğim karanlık sulardaNefesimi yudumla, yeditepenin kuytularında.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yum
Kaybolan dünlerin peşinde yarınlarEriyor duvarda zamanHa durdu ha duracakYirmidörtlük nabız
Yum güneşiGün öldü!
Mevsimden Eylül geçecekDüşecek bir tel saçaZamansız açan çiçekteSolacak bahar
Yum güneşiBahar soldu
Şişşttt...GeldimDar vakitlerine
DakikanGününMevsiminÖmrün olmaya
Gönlündeki cennetimdeMabedimsin ya.Vakit sevişme vaktidir...Sus...
Yum güneşiYansın karanlık
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yüreğim Ellerimde
Su üstünde belirir kuş kanadında gözlerinHava durgun, deniz durgunFırtınalar yüreğimdeYüreğim ellerimdeDağlardan rüzgar çığlığında kokun gelir burnumaKokun hasret, kokun aşkTozlu küme küme bulutlarda sevdanDoludizgin savrulur dolunayın ışığınaBir türkü düşürür dillere'Ay'ın şavkı vurur yüzün üstüne...'Ay bekler gelmeniGüneşe inat takılmıştır yıldızlaraDurgun denizin son anlarıdır artık, içi kıpır kıpırGelsen ne tufanlar koparacak kumsallarda.Baranlarla sevdan düşecek avuçlarımaYüreğim kanlıYüreğim yorgunSevda masalı çiğ olup düşmüş kumlaraKumlar serinKumlar ay'ın gölgesindeArzu'nun gözü yoldaKulağı seste.Nefesini yutkunmakta bu yürekBeklerken, yanarken hasretinleDilim isyanda 'Bende seni seviyorum' dercesinegözlerim ıslak, gözlerine kavuşmak istercesineBir kanat mesafesi kadar yakındın banaKuşlar göçtü.......artık unut dercesine.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yüzleşme
Sandık lekesi anılarKenarı kıvrıkRengi atmış
Naftalin kokusundaBiriken özlemlerGözlere vurmuş rutubet
Ağ tutmuşTavan arasındaKırılgan gün ışığı
Yıllardır açılmamış kilitPervazına kaynamış kapıHapsedili geçmiş<p>-Gözlerde nem,<p><p> Nefesinde naftalin <p><p><p>Ellerinde koca bir hayat –
<p><h5>Umuda gülen gençliğiyle<p><p><h5>Umutları bitmiş kadının<p><p><p><h5>Yüzleşme zamanı şimdi.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Zaman Uyuyor
Issız, dört duvar arasında ki karanlıkSessizlikte bir çığlıkZehirini akıtıyor akrep yelkovanaTik taklarla susuyor şarkılarSuskunluk ninnisini söylüyorUyuyor yaşam.
Kendi varlığını bile unutmuş zilÇalsa da sesini tanımazBam teli...gam teli olmuşÇoktandır kapı çalınmaz
Birikmiş eski gazetelerdeHayat katlı duruyorÖrümcek ağı tutmuş penceredenUğurlanacak can görünmüyor.
Gözetliyor koca şehriGecenin bekçisi uykusuzlukŞafak bekliyorYıldızların ıslığını susturunGüneşin göğsünde, zaman uyuyor.14/5/o4
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Zamansız Yalnızlık
Ellerin titrer dudakların gibiGözlerin tedirgin, kirpiklerin nemliSözlerin şüpheci, tavrın ürkekYıkık bir sevdadan çıkmışsın besbelliParçalanan bir yürek var bedenindeBedenin kırmızı..Yüreğinde kan.İhanetin parçaları kanından damlayanGözyaşı değil,Yitirdiğin sevdandır yanağından akan.Boğazına takılan hıçkırıkTükenen sabırYine zamansızdır yalnızlık.Zamansızdır akşamları hüznünKederin, isyanın, haykırışınZamansızdır zamana teslimin.Gözlerin boşluktadırBelkide asılı kalan bir çerçevedeHıçkırığındır kulağına gelenYansıtmıştır dört duvar üstüne.Yalnızlığın, dalgınlığın, isyanlarınYitip giden yıkık sevdanla birlikteZamansız yalnızlığın düşmüş üstüne.
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Zen
öylece dururum dokunmazsanki sen bana dokun
dört duvarı ardına bırakben katarım güneşi önüne
her akşam doğurduğun dokuzlara iyi bakarımailen kalabalık
aklın kalmasıntoplarım geceden ıslak isyanları
kimsesiz düşleri silkerim yastığındanyalnızlığını kucaklarım
geldiğinde seni yine ısıtırtüm uşşak besteleri hicaza demlerimsevda farklı mezelenirsana söz
şişe dibindeyudumlarım devrik cümleleriNeyzen’ e ortak olurumsen git
avuç avuç merhaba sıkıştırıpağız dolusu şarkı bırakırım istersenki sen iste
<a><i>dokun bana
aççıkçekkilitle
anahtarımı kaybetmedikçearalanırım yüzüne k ı r ı l m a d a n.
</a></i>
<object width='144' height='110'><param name='movie'value='http://www.videoturk.com/player2.swf? izle=/data/videos/1508/1508441.flv'/><param name='quality' value='high' /><param name='bgcolor' value='#ffffff'/><embed src='http://www.videoturk.com/player2.swf?izle=/data/videos/1508/1508441.flv' quality='high' bgcolor='#ffffff' width='144'height='110' type='application/x-shockwave-flash' /></object>
Arzu Altınçiçek
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Zevk noktası
sus...duymasınKıskanırboynu bükük virgüller
Şiirlerde
Ünlem senG/noktasındaben
sonraüst üsteiki noktakulaktan kulağa
Aç parantez tenimKapa parantez tenin
Üç nokta koy yan yanaorgazm olsun şiirin
Ellerini yıka!
Arzu Altınçiçek