2004 - [email protected] –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · ne ütopik...

32
2004 - [email protected] –http://resist.ca/~liberter/ - http://www.liberter.cjb.net

Upload: tranhuong

Post on 15-Feb-2018

249 views

Category:

Documents


5 download

TRANSCRIPT

Page 1: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

2004 - [email protected] –http://resist.ca/~liberter/ - http://www.liberter.cjb.net

Page 2: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

2

BA�KA B�R SAVA� MÜMKÜN!

Sava�lar ve Sınıflar

Toplumsal sömürünün, e�itsizli�in ve sava�ların ana kayna�ı küresel kapitalizmdir. Bir yerdeki patronlar

u�runa bir yerdeki politikacıların emriyle sava�lara girmektense her yerde patronlar ve politikacılara kar�ı

bir "sava�" yürütmek daha akıllıca. Kapitalizmin devrilmesi ve kalıcı barı� yolunda verilecek esas

mücadelenin sınıfsal zeminde yürütülmesi gerekir. Sınıf mücadelesinden kopuk olarak yürütüldü�ünde

izole olarak kalan sava� kar�ıtlı�ı veya feminist, çevreci-ekolojist vb. gibi hareketlerin ba�arılı olma

�ansları yoktur.

Liberter Sosyalizm

20.yüzyılda ya�anmı� olan "reel Sosyalizm" deneyimleri,

sosyalizmin nasıl olması gerekti�inden çok nasıl olmaması

gerekti�inin birer örne�i olarak dü�ünülebilir. "Proleterya

diktatörlü�ü" adı altında gerçekle�en parti diktatörlüklerinin ve

bürokratik totaliter rejimlerin e�itlik ve özgürlük idealleriyle

uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Gerçek anlamda sosyalizm,

emekçilerin kendi öz-yönetim organları olan konseyler,

federasyonlar gibi kendi kararlarını hiçbir otoriteye tabii olmadan

do�rudan demokrasi vasıtasıyla gerçekle�tirebilecekleri kurumların

varlı�ıyla sa�lanabilir. Bu liberter (özgürlükçü) sosyalizmdir.

Ütopya ile bugünü kavu�turmak

Nasıl bir dünya istedi�imiz sorusu, o dünyaya nasıl

ula�abilece�imiz sorusu ile içiçedir. Ne ütopik sloganları

gerçeklikten kopuk bir �ekilde her fırsatta tekrarlayıp durmak, ne

de çe�itli kaygılarla özgürlükçü bir sosyal mücadeleden

uzakla�mak do�ru yöntem de�ildir. Bu sistemin yarattı�ı sorunlara kar�ı mücadele ederken, özgür, e�it ve

adil bir toplumun altyapısının in�aa edilmesi gerekir. Bugünün toplumsal sorunlarına kar�ı mücadele

etmek, bazen reform talep etmek veya tek bir konu ile sınırlı kalmak gibi gözükse de, sıradan insanlar

biraraya gelip dayanı�arak bir�eyleri de�i�tirebildiklerini gördüklerinde, daha fazlasını istememeleri için

neden yoktur. Herkesin e�it söz, sorumluluk ve karar hakkına sahip oldu�u mücadelelerin en ba�arılı

mücadeleler oldu�u ortaya çıktı�ında, yeni toplum, eskisinin kabu�u içinde ve ona kar�ı in�aa edilmeye

ba�lanmı� demektir.

[email protected]

Page 3: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

3

�u an okumakta oldu�unuz dergi; kendini konumladı�ı ideolojik zeminin bu co�rafyada fazla bilinmemesi veya gerçekte oldu�undan farklı algılanması nedeniyle hazırlandı. Bu yüzden ba�langıç noktası olarak otorite kar�ıtı, özgürlükçü, öz-yönetimci sınıf mücadelesinden yana bir perspektifi temel aldık. Derginin fotokopi veya ba�ka araçlar ile ço�altılması itiraz edece�imiz de�il tam tersine destekledi�imiz bir faaliyet. Derginin içindeki yazıları genel olarak be�enirseniz lütfen ço�altılmasını sa�layın! - Îdeolojîya di vê kowarêda ku em jê qal dikin ,di herêma meda çewt tê fêm kirin û kêm tê zanîn.Ji bo çareserkirina vê pirsgirêkê me vê kowarê ve�and.Jiber wê yekê nêhêrînek alê azadîxwaz,muxalîfê otorîteyê,teko�îna piroleterya û kesên bindestanda noqta bingeha xwe me bijart.Zêdekirina kowara me pizo bi fotokopîyî pêk tê.Jiber wê yekê ku hûn nîvîsên di kowarêda biecibînin ji kerema xwe zêdekirinê bi xwe pêk bînin.

��NDEK�LER

Önsöz Sunu�

Örgütlenme Üzerine Anti-Kapitalist Olmak Sınıf Mücadelesine �nanmaktır

Liberter Örgütlülük Ekoloji

Anar�izm, Mücadele, �iddet Ulusculuk Üzerine

Bol�evik Deneyim: Özgürlük ve Devrim (çeviri) Ba�lantılar

3 4 7 8 10 11 13 15 18 30

Page 4: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

4

Bizler; devletsiz, sınıfsız, özgür bir toplum için sınıf mücadelesi perspektifini benimseyen ve bu fikri yaymak için biraraya gelen özgürlükçü insanlarız. Daha önce tek ba�ına yapmaya gayret etti�imiz liberter sosyalizm propagandasını �imdi daha organize bir �ekilde gerçekle�tirmeye gayret ediyoruz. Bu temelde biraraya geli�imizin bazı nedenleri var. Öncelikle dü�ünsel duru�umuzun bu co�rafyadaki özgürlükçü insanlar arasında fazlaca kabul görmemesi, hatta yok sayılması nedeni ile bu bakı�ımızı daha düzenli bir �ekilde dile getirmeye çalı�ıyoruz. Gerçeklere ve dü�lere nasıl dönü�ebileceklerine dair aynı platform içerisinde yapılmaya çalı�ılan çok farklı yorumlar i�birli�i yapabilmeyi zorla�tırmaktadır. Özgürlükçü insanlar arasında farklı yorumların ve fikirlerin varlı�ı elbette hareketin zenginli�idir ancak asgari mevzularda belirli bir fikir birli�inin olması hareket serbestisi sa�layacaktır. Bizler bu �ekilde biraraya gelirken di�er özgürlükçü insanları yok sayan bir tavır almıyoruz. Tam tersine bizim gibi dü�ünmeyen özgürlükçü insanların da biraraya gelmelerini umut ediyoruz. Net yorumlar ve amaçlar ile olu�mu� birlikteliklerin i�birli�inin daha etkili olaca�ını dü�ünüyoruz. Bakı� açımızı sınıfsal bir yerden tanımlamamız di�er mücadele alanlarını reddetti�imiz ya da önemsemedi�imiz anlamına gelmemektedir, aksine bu mücadele alanları ile sınıf mücadelesi arasında ba�lantı kurmaktayız. Bazı konu ba�lıklarına bakı�ımız kısaca da olsa duru�umuz hakkında fikir sahibi olunmasına yardımcı olacaktır.

ÜTOPYA Bütün özgürlükçü insanlar gibi biz

de sınıfsız ve hiyerar�ik olmayan bir toplum amaçlıyoruz. ��yerleri ve di�er alanlarda varolacak özyönetim konseylerini do�rudan demokrasinin hayat bulaca�ı konfederasyonların temeli olarak

görüyoruz. Bu toplumda, bizim sınıfımız ücret sistemini ortadan kaldıracak, üretim ve da�ıtım anlamına gelen sanayileri kamula�tıracaktır. �stikrarsız ekonominin ini� çıkı�ları ile ya�amı sınırlı hareket serbestli�ine mahkum edilen i�çi sınıfının yalnızla�tırılarak bölünmesi son bulacaktır. Pazar ekonomisi ve de�i�im de�erinin ortadan kaldırılması komünist prensiplere göre insan ihtiyaçlarının tatmin edilmesi ile olacaktır. “Herkesten yetene�ine göre, herkese ihtiyacı kadar.”

TOPLUMSAL DEVR�M �u andaki derin ve köklü sistemin

gücü temel aldı�ını ve egemen sınıfın kendi rızasıyla iktidardan vazgeçmeyece�ini dü�ünüyoruz. Gerçek özgürlük sadece toplumsal devrim ile gerçekle�ebilir. Bizim için toplumsal devrim dü�üncesi soyut bir metaforu de�il, tahakkümün her türlüsüne kar�ı gerçek bir toplumsal sava�ı ifade eder. Otonom sınıf bilincini geli�tirimek, politik iktidarlara kar�ı tek korunma yöntemidir.

KAP�TAL�ZM Serbest pazar kapitalizmi ya da

devlet kapitalizmi �eklinde de olsa kapitalizmin bütün formlarını ortadan kaldırmanın yollarını aramak gerekir. Kapitalizm; iki kar�ıt sınıfı olan (geni�, sömürülen çalı�an sınıf ve onu yöneten dar seçkin sınıf) bir toplumu oraya çıkarır. Hakim sınıf üretimi ve da�ıtımı mülkiyeti altında tutar ve kontrol eder; bu suretle varlı�ını baki kılmaya gayret eder. Toplumdaki bu iki temel fonksiyonun mülkiyeti, onlara kendi sınıflarının çıkarlarını (karların yükselmesi vs.) merkeze alarak, toplumsal fayda gözetmeden ekonomiyi �ekillendirebilmelerine olanak sa�lar. Bizler, hayatta kalabilmek için zihinsel ya da fiziksel i�gücümüzü satarak gücünü arttırdı�ımız kapitalist egemen sınıfın bir

Page 5: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

5

parçası de�iliz. Biz bu sistemde ücretli köleleriz.

EMPERYAL�ZM Kapitalizm, dünyayı ve insanlı�ı

emperyalizm ve onun sonuçlarından biri olan sava�a sürüklemektedir. Emperyalizm kendisini çe�itli �ekillerde ifade etmektedir: askeri olarak yani fiziki zor ile, veya uluslararası finansal kurumların ekonomik baskılarını kullanarak. Bizler emperyalizmin her formuna kar�ıyız. Emperyalizme tutarlı �ekilde kar�ı olmak, vatanda�ı oldu�un ülkenin saldırganlık veya yayılmacılı�ına da kar�ı olmayı gerektirir. Bu ba�lamda mazlum ülke yoktur.

SINIF SAVA�I �nsanın do�ası üzerine yapılan

tartı�malar bir yana, içinde bulundu�umuz kapitalist toplumdaki insanların hayatı algılayı�ı ile üyesi bulundukları sınıf arasında çok yakın ili�kiler vardır. Çıkarları adaletsiz kapitalist sistemin sürmesini gerektirenler ile, toplumun özgür ve adil �ekilde yeniden yapılanmasından fayda sa�layacak olanlar kabaca iki sınıf olu�turur. E�itsiz ve uzla�maz sınıfsal çıkarlar nedeni ile bu iki toplumsal sınıf arasında mücadeleler süregelmektedir. Modern kapitalist toplumun özellikleri asırlardır süregelen bu mücadelelerin sonucudur. Dü�üncelerimiz, egemen sınıfın baskılarına kar�ı her gün mücadele eden i�çi sınıfını temel almı�tır ve bunun üzerinden geli�mektedir.

��Ç�LER�N ÖZÖRGÜTLÜLÜ�Ü ��çilerin öz-örgütlenmesi toplumsal

devrim için bir zorunluluktur. Bu, i�çilerin çıkarları içindir, yasalar ya da düzenlemeler için de�il. ��çi örgütlülü�ünün esası, hiyerar�iye kar�ıt olan, i�çilerin kendileri ile ilgili konularda do�rudan ve e�it etkiye sahip oldu�u bir do�rudan demokrasidir. Do�rudan eylem

bir güç arzusu de�il; grevle, i� yava�latma ile, sabotaj ile, kamula�tırma ve dayanı�ma ile üretim araçlarına el koymak ve mücadeledeki i�çilerle kar�ılıklı yardımla�madır. Bu i�çi örgütlerinin olu�umunu ve bu �ekle dünü�ümünde rol almak ve desteklemek gerekir.

DEVLET Devletlerin ve hükümetlerin bütün

çe�itlerine kar�ıyız. Totaliter diktatörlükler ya da “ temsili demokrasi” ayrımı olmadan bütün devletlerin amacı e�emen sınıfın baki kalmasını sa�layacak �ekilde toplumu yönetmektir. Bunu yapabilmek için devlet politik,ya�amsal, yargısal, askeri vb. kurumları tekelle�tirir ve merkezile�tirir. Bu sistem ve hiyerar�iyi temel alan bütün bu kurumlar ortadan kaldırıldı�ında bütün güç sıradan insanların olur. Kendisini dı� ko�ullara ve toplumu kontrol etmeye göre konumlandıran devlet, toplumu ve toplumun politik potansiyelini yadsır ve toplumsal fonksiyonları bürokratik devlet fonksiyonlarına dönü�türür.

IRKÇILIK Irksal ve etnik temellerde hiyerar�i

ve toplumsal e�itsizlik de bir sömürü ve baskı biçimidir. Ataerkillik gibi, bu formdaki toplumsal baskı ezilen sınıfı bölmek ve zayıflatmak için kullanılır ve her a�amasına kar�ı çıkılmalıdır. Irkçılık, kapitalizm ve egemen sınıf tarafından desteklenmekle birlikte kapitalist toplumsal yapının ortadan kaldırılması ile sona ermeyebilir. Bizler ırkçılık ve bütün formları ile mücadele etmeyi ve toplumsal özgürlük için özel �artlara göre devrimci hareket içerisinde çe�itli örgütlenmeleri savunuyoruz.

ENTERNASYONAL�ZM Toplumsal devrimin özgürlükçü ve

ba�arılı olması için küresel olması �arttır.

Page 6: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

6

Birimiz bile tutsak ise hiçbirimiz özgür de�iliz. Birle�ik bir hareket in�aa etmek için uluslarası ili�kileri, dayanı�mayı ve tartı�maları devam ettirmek ve geli�tirmek gereklidir. Enternasyonalizm, milliyetçili�in panzehiridir.

EKOLOJ� Kapitalizm gezegeni ekolojik bir

yıkım ile tehdit etmektedir. Varlıklı seçkin tabaka, menfaatleri için ekolojiye zarar vermekten çekinmez iken, biz ezilenlere de bunun olumsuz sonuçları ile ya�amak dü�er. Bizim arzuladı�ımız toplum do�a ile uyum halindedir, ihtiyaçlarımız ve arzularımız ekolojik dengeyi bozmamalıdır.

ULUSLARIN ÖZGÜRLÜ�Ü Yabancı egemenlerin kar�ı

cephesinde, yerel çalı�an sınıf ve yerel egemen sınıfın ortak çıkarları oldu�unu iddia eden ulusal kurtulu� hareketlerinin ideolojisini desteklemiyoruz. Bununla birlikte politik ve ekonomik emperyalizme, ırkçılı�a, soykırıma ve sömürgele�tirmeye kar�ı mücadele eden çalı�an sınıfı destekliyoruz ve yeni lokal bir egemen sınıfın daha ortaya çıkmasına kar�ı çıkıyoruz. Emperyalizmin yenilgisinin ancak tüm emperyalistlere ve egemenlere kar�ı toplumsal devrim perspektifinde mücadele edilerek sa�lanabilece�ini dü�ünüyoruz. Bu toplumsal devrim ulusal sınırları kar�ısına alarak olabilir. Uluslararası i�çi sınıfının daha fazla bölünmesine yaradı�ı için ulusculu�un her türlüsüne daha da fazla kar�ı çıkıyoruz. ��çi sınıfının vatanı yoktur, ulusal sınırlar kaldırılmalıdır. Kendisi için küresel devrimi esas olarak algılayacak toplumsal devrim için dayanı�mayı geli�tirmeli ve te�vik etmeliyiz.

ATAERK�LL�K Yeryüzündeki bütün baskılar

içerisinde belki de en köklü olanı

erkeklerin kadınlar üzerine egemen oldu�u ataerkilliktir. Bu egemenlik kendisini özel ya da kamu alanı farketmeden her yerde gösterir. Kapitalizm ve devlet tarafından devam ettirilmesine ra�men, ataerkillik onlardan öncesine dayanmaktadır ve kar�ıt konumlanmadıkça onların yıkılı�larından sonra da varlı�ını sürdürecektir. Anar�ist feminizm bizim ele�tirdi�imiz ve saldırdı�ımız baskı unsurları olan; kapitalizmin ve devletin cinsel, ekonomik ve politik baskısına kar�ı mücadele etmeyi içeren bir teori ve pratiktir. Feminizmin ataerkillik te�hiri ve anar�ist komünizmin devrimci sınıf perspektifini birle�tirerek, anar�izm ve feminizm insanlı�ın özgürlü�ü adına ortak amaçlarına ula�abilirler. “Kadınların özgürlü�ü olmadan devrim olmaz. Devrim olmadan kadınlar özgür olamaz.”

HOMOFOB� Kapitalist ataerkil toplum kendisini

tekrardan üretebilmek için özenle hazırladı�ı cinsel rolleri belirli bir intizamla kullanır. Bu beklentilerle homofobiyi besler ve bireyin ki�isel cinsel geli�iminde belirli sınırlar çizer. Cinsel kimlik ve ya�am tarzından dolayı baskı yaratan sosyal çevrenin özgürle�mesi gerekti�ini dü�ünüyoruz.

L�BERTER ÖRGÜT �deallerimizin etkisini arttıran

liberter bir örgütün gerekli oldu�una inanıyoruz. Kitleler adına hareket etti�ine inanılan merkezi partinin devrim fikrini zayıflatan, otoriter hastalıklara yol açan görü�lerini benimseyen bakı� açısını reddediyoruz. Bu bakı� açısının sosyalizm adına bir �ey yapmadı�ını ve kanlı diktatörlüklere vardı�ını biliyoruz. Liberter örgüt, bir parti ya da öncü de�ildir ancak i�çi sınıfı içerisinde aktif bir kesimi otoriter ideolojilere kar�ı teorik ve pratik mücadelede birle�tiren noktadır.

Page 7: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

7

ÖRGÜTLENME ÜZER�NE Baskıya dayanan toplumsal ili�kiler, güçlerini bireylerin öz erklerini devrederek me�ruluk kazandırdıkları kurumlardan alır. Buna ra�men bireyler bu kurumlar kar�ısında tek ba�larına hemen hiç bir �ey yapamazlar. Çünkü bireyin kendine bu yabancıla�ması, temelde üretim ve tüketim süreçleri ile ilgilidir. Gündelik hayatımızın her yanını kapsayan bu süreçler artık bizim do�rudan kabulümüzü talep etmez. Sözde "varlı�ımız", bu süreçlere katılı�ımıza ba�lıdır. Bu anlamda bu süreçlerin kendilerine yönelmeyen hiç bir kar�ı çıkı� özünde isyancı bir tavır sayılamaz. Gündelik hayatımızda maruz kaldı�ımız bu sefalet ve a�a�ılanma bizim do�rudan itaatimize ba�lı gibi görünse bile, atomize edilmi�, yalıtılmı� bireyler olarak ba�ka bir ya�amı kurma imkanımız tek ba�ımıza yoktur. Böyle söylememiz kır komünleri, takas pazarları ve benzeri ütopyacı ve idealist stratejileri kabul etti�imiz anlamına gelmez. Öncelikle, kır komünleri kurulması yönünde yapılacak bir örgütlenmeye tam anlamıyla devrimci denemez. Bir kurumun anti-hiyerar�ik bir �ekilde örgütlenmi� olması onu "anar�ist" saymamız için yeterli de�ildir. Bunun aynı zamanda toplumdaki mevcut tahakküm ili�kilerine kar�ı bir duru� da sergilemesi gerekir. Kır komünleri, takas pazarları, i�gal evleri gibi yöntemler tek ba�larına pekala kapitalizm ile uyum içinde varolabilirler. "Büyük" Roma �mp. içinde bir sürü köle ayaklanması olmu�tur. Fakat Spartaküs isyanı bir yönü ile onların hepsinden ayrılır. Bütün köle ayaklanmalarında köleler ilk isyandan sonra ya Roma'nın üzerlerine gelmesini beklemi�, ya da ülkelerine kaçmayı denemi�ken (ki aynı kapıya çıkar), Spartaküs ve yolda�ları olan di�er köleler

Roma'nın üzerine yürümü�lerdir. Onlar Roma yıkılmadan tek ba�larına özgür olamayacaklarını daha o günden biliyorlardı da ondan. ��te bizim anlayı�ımız da buraya varır. Yine belirtelim ki bu tarz giri�imlere saygı duymakla birlikte toplumun çok küçük bir kesiminin katılabilece�i böyle örgütlenmelerin hiç bir �ekilde devrimci olamayaca�ını dü�ünüyoruz. Temel sorunumuza dönersek; bugünkü maddi ve manevi sefaletimize isyan edemeyi�imizin kökeni, yı�ınla�mı� bir insan güruhu içindeki yalnızlı�ımızdır. Bireyi kitlenin kar�ısına koyan egemen ideoloji, bireyin anlayı�ını da �ekillendirir. Böylece toplumsuzla�tırılmı� insan kitleden kaçar. Çünkü en çok metropollerde, büyük kalabalıkların dola�tı�ı, reklam ve vitrin yı�ıntısı altında

kaldı�ımız, güçsüzlü�ümüzün

yüzümüze vuruldu�u sokaklarda yalnızız. Bizi hiçle�tiren bu iktidara kar�ı ancak

örgütlü bir �ekilde durabiliriz. Devrim yalnızca kalbimizde de�il sokaklarda, meydanlarda, fabrikalarda ve tarlalarda olmalıdır. Evet devrim yapılır! E�er bugün, Türkiye'deki anar�istler bunu söyleyemiyorsa bu anar�izmin kabahati de�ildir. Devrim yapılabilir, olmalıdır. Bizler, liberterler, bunun için örgütlenmeliyiz. Çünkü ancak örgütlü mücadelenin kollektif dayanı�ma ruhu içinde devrimin yaratıcı gücünü hissedebilir, özgürle�ebiliriz...

Page 8: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

8

1936-37 yılları anar�ist-komünizmin dünya çapındaki son parlayı�ı. �spanyol devrimi anar�istlerin çok övündü�ü bir olay olmasına ra�men aynı zamanda içten içe bir yenilgi gibi de algılanmı�tır. Gerçekten de �spanyol devriminden sonra anar�ist-komünizmin i�çilerle ba�ları zayıfladı. Anarko-sendikalizm fikrinin tutarlılı�ı tartı�maları bir yana o büyük CNT'nin bir benzeri daha olmadı. Sonuçta �spanyol devrimi bir çokları için "klasik" bir dönemin, "modern" ça�ın devrimci anar�izminin son kalıntısıdır. Efsanevi bir hale geldikçe bir destana, fantastik bir masala dönü�mü�tür. Aslında bu yazının konusu �spanyol devrimi de�il ama anar�ist komünizmin bu yenilgisi ile anar�izm farklı kanallar içine girdi. Bu kanallara girme nedenleri olan; o dönemde i�çi hareketinin Leninist "reel sosyalist" argümanların tekeline girmi� olması, anar�istlerin kendilerini daha ba�ka bir düzlemde tanımlamak durumuna itilmi� olması ya da daha ba�ka bir gerekçe, anar�istlerin sınıf mücadelesinden uzakla�tıkları gerçe�ini de�i�tirmemi�tir. Toplumdaki tahakküm ili�kilerini daha soyut ve içinden çıkılmaz bir otorite tanımıyla açıklama gayretleri de anar�istleri anar�izmin yenilgisini açıklama ihtiyacından kurtarmı�tır. Daha sonrasında ise kendi "marjinal" tabanını da orta sınıf içerisinden bulması gayet do�al bir hale gelmi�tir. Bu "marjinal" taban zaman zaman kendisini "moda" hale getirebildikçe kısmen geni�lemi�,

daraldıkça da kendisinde alt kültürel bir imajın karizmasını hissetmi�tir. Son dönemde meydana gelen küreselle�me kar�ıtı eylem sürecinde anar�istler arasında tekrar sınıf sava�ı kavramından stratejik anlamda söz edilmeye ba�lanıldı�ı görülmü�tür. Bunun etkenlerinden birinin reel sosyalizmin çökü�ü oldu�unu söylemek yanlı� olmayacaktır. Böylece bu yeni dönemde sınıf sava�ı kavramı Leninistlerin tekelinden çıkmı�tır. Bazıları bu duru�u "19. yüzyıl anar�izmi" olarak adlandırıyor. Kapitalizm 20. yüzyılda 19. yüzyıla göre özünde hiçbir de�i�ikli�e u�ramamı� olmasına ra�men görüngüleri ve üretim süreçleri açısından daha karma�ık bir hale gelmi�tir. Görüngülerin de�i�mesi kapitalizmin temelden de�i�ti�i anlamına gelmemektedir. Kapitalizm var oldu�u andan bu yana iktisadi sömürüye dayanmı�tır. Bu yüzden 19. yüzyıldaki anar�ist komünist duru�un 21. yüzyıldaki anar�izm içerisinde geçerlili�ini sürdürmesi �a�ırtıcı olmayacaktır. Neden sınıf sava�ı? Kapitalizmin gündelik ya�amda ve i� ya�amındaki otoriteyi uygulama nedenini dü�ünürsek ula�aca�ımız sonuç iktisadi sömürüyü baki kılma gayreti olacaktır. Bu baki kılma gayretinin politikle�mi� hali de ku�kusuz devlettir. Kapitalizm, uyguladı�ı ırksal ya da cinsiyetçi sömürüyü zorunda kalırsa ortadan kaldırabilecek lükse sahiptir.

ANT�-KAP�TAL�ST OLMAK

SINIF MÜCADELES�NE �NANMAKTIR

Page 9: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

9

Kapitalizm için vazgeçilmesi söz konusu olmayan tek sömürü biçimi iktisadi olandır. Bu yüzden bugün kapitalizme kar�ı devrimci bir muhalefet söz konusu olacaksa bu muhalefet sınıf mücadelesi temelinde yükselecektir. Bir i�çinin ABD ba�kanı olması durumunda artık i�çi olmayaca�ı gibi, ABD ba�kanının kadın, e�cinsel ya da siyah olması kapitalizmi sarsmaz. Ancak ırk ve cinsiyet temelli e�itsizlikler, milliyetçilik gibi ayrımcı dü�ünceler ve sınıflı sistem, birbirlerini destekleyen problemlerdir. Kadınların (halkın yarısı!) ciddiye alınmadı�ı, i�çi sınıfının ço�unlu�unun patronlar ve bürokratlardan çok, ba�ka etnik kökenden i�çilerden nefret etti�i bir mücadelenin ba�arıya ula�ması imkansıdır. Milliyetçilik, ırkçılık, cinsiyetçilik ve homofobi kar�ıtı mücadeleler, sınıf perspektifi ile bir arada yürütüldü�ünde devrimci karakter kazanır. Kapitalizm 19. yüzyılda öngörüldü�ü gibi birçok kriz ya�amı�tır ve do�ası gere�i bu krizleri de ya�amaya devam edecektir. Bu krizlerin boyutları bazen küçük i�ten çıkarmalar �eklinde bazen de ciddi sava�lar �eklinde olmu�tur ve olacaktır. Büyük boyutlu sistem krizleri dönemlerinde i�çi sınıfının kazanımları elinden alınmaya çalı�ılacak, daha önce de varolan ancak görülmesi zor olan sınıflar arasında süregelen sava� su yüzüne çıkacak ve �iddetini arttıracaktır. Bu dönemlerde göze görünür hale gelen otorite, baskı ve maddi zorluklar sonucu i�çi sınıfı kendi içerisinde barındırdı�ı hakim ideolojiye göre tarihi �ekillendirecektir. Yani i�çi sınıfı mevcut düzenin yetersizliklerini a�mak için daha önce de rastlandı�ı gibi fa�izme dahi tarihi sürükleyebilir. O dönem içerisinde i�çi sınıfının özgürlükçü seçenekleri tercih etmesi daha önceden özgürlükçü fikirlerin yayılması, kabul görmesi, i�lerliklerinin kanıtlanması ve özgürlükçü sosyal örgütlenmelerin temellerinin atılmı� olmasına ba�lıdır.

Hangi sınıf ? Adına ister ezilenler diyelim ister i�çi sınıfı diyelim sistemin iktisadi sömürüsüne ve do�al olarak otoriteye maruz kalan sınıf kendi içerisinde homojen de�ildir. Kendi içerisinde cinsel, ırksal ya da üretim sürecindeki yerine göre (mavi yakalı-beyaz yakalı, e�itim seviyesi, i�sizler ya da köylüler gibi) kar�ı kar�ıya konumlandırılmı� gözükmektedirler. Görünüm bu �ekilde oldukça sistem var olan sömürüsünü arttırmaya devam edecek, bu görünüm sadece sınıfın içindeki bilinçlenme potansiyelinin ortaya çıkmasını erteleyecek ancak ortadan kaldırmayacaktır. Mevcut olan bu potansiyel enerjiyi kinetik enerjiye dönü�türmek tarihsel durumun uygunlu�u ile devrimcilerin propagandasının çakı�masına ba�lıdır. Bu durum sınıf mücadelesini do�urur. Sınıf mücadelesi de ya kapitalizmin çökmesi ve onun baskı aracı devletin yok olmasıyla ya da i�çi sınıfının yenilmesiyle ve eski düzenin korunmasıyla sonuçlanacaktır. Sınıf mücadelesi emek-sermaye çeli�kisi ortadan kalkana kadar sürecektir. Devlet egemen otoritenin halk üzerindeki baskı aracıdır. Sınıfsız bir toplumda ise devlet yoktur. Liberterlerin maksadı devletsiz ve anti-otoriter bir topluma ula�maktır. Bu amaç ile tüm organizasyon �ekilleri, en ba�ından beri özgürlükçü temellere dayanmalıdır. Hiyerar�i, öncülük, otorite, ayrımcılık, elitizm, e�itsizli�in devrimci mücadelede yeri yoktur. Devletsiz ve hiyerar�isiz mücadele, gerici otoritelerin baskı ve saldırılarına kar�ı kendini savunmamak demek de�ildir. �ktidar hiçbir olumlu sosyal de�i�imi kendi iyi niyeti ve rızasıyla sunmaz, elde olan kısıtlı hangi özgürlükler varsa bunlar tarihsel mücadelelerin ve iktidar ile halk arasındaki güç dengesinin ürünleridir.

Page 10: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

10

Liberter bir örgütlenmenin farkı nedir? Amaçları ve i�leyi�i nasıl olmalıdır? Bu sorulara do�al olarak en ba�ta verilecek cevaplar ve ilk akla gelenler hiyerar�ik ve bürokratik olmayan, öz-yönetimcili�i ve hem bireysel hem kollektif insiyatifi barındıran "devrimci" bir yapı olması gerekti�idir. Fakat belki de anar�ist / özgürlükçü yelpazede yer alanların hepsinin ön-kabul olarak varsayayaca�ı bu ilkeler dı�ında, örgütlenmeyi �ekillendiren etkenler neler olabilir?

Bu soruya cevap verilmeden önce devrimle ne anla�ıldı�ının açıkca ortaya konmasının gerekli oldu�u dü�ünüyoruz. Bu konuda birbiriyle zıt konumlarda olan iki görü�ten birisi, devrimin tüm hayatın ve toplumsal kurumların bir anda yerle bir olaca�ı varsayılan bir an oldu�unu, di�eri ise devrimin gündelik hayatta var edilecek, hayatın her alanına yayılmı� olan sisteme kar�ı bir ba�kaldırı niteli�inde alternatif ya�am tarzları yaratılması ve bu sayede "devrim olunması" tezini savunmaktadır. Hayatın her alanına yayılmı� kapitalist sistem, bize kapitalizm içerisinde farklı bir ya�am-alanı yaratma �ansını vermeyecektir. Bunu verdi�ini varsaydı�ımız durumlarda da radikalizm, kapitalizm açısından evcille�tirilmi� veya toplumdan izole olmu�, marjinal bir renk halinde var olabilecektir. Bu nedenle "gündelik hayattaki devrim" mücadelesi aynı zamanda siyasal-politik zeminde sürdürülmesi gereken toplumsal mücadeleyle birlikte yürütülmedi�i sürece kapitalizmi yıkma iddiasına sahip olamaz. Kapitalizme tehdit olu�turamayan her hareket ise onu güçlendirir ve "zenginle�tirir". Liberter bir mücadele, yukarıda belirtilen iki unsuru da içinde barındıracak, yani hem hayata geçirmeye çalı�aca�ı örgütlenme modeli, ili�kileri ve

gündelik hayattaki tahakküme kar�ı alaca�ı tavırla devrimci olmalı, hem de kapitalizme ve otoriter sistemlere kar�ı siyasal ve ideolojik zeminde mücadele edecek ve topyekün bir de�i�imi hedefleyecek devrim anlayı�ına sahip olmalıdır.

Devrim fikriyatının yeniden tanımlanmasından sonra sıradaki en can alıcı soru devrimin "kim tarafından " ve hangi zeminde yükselen bir mücadelenin sonucunda gerçekle�ebilece�idir. Esas amacı devrim dü�üncesinin geni� kitlelere yayılmasını ve bu kurumların olu�turulmasını amaçlayan liberter örgütlenmenin; devrim yapıcı bir misyon yüklenmesi kesinlikle beklenmemelidir. Devrimi hem gündelik hayatta hemde nihai olarak gerçekle�tirebilecek olan

örgütlenmeler, kitlelerin do�rudan demokratik bir �ekilde olu�turacakları öz-örgütlülükler olacaktır. Bunlar i�çi konseyleri, mahalle meclisleri gibi do�rudan demokrasi araçları ve bunların

kuraca�ı federatif yapılanmalar olmalıdır. Liberterler ise iktidarın bütün topluma olabildi�ince e�it olarak yayılmasını sa�layacak bu örgütlenmelerin önünü açmak, ideolojik ve pratik anlamda propagandasını yapmak dı�ında bir "öncülük" misyonu üstlenmemelidir. Aksi takdirde tarihte devrimci anlarda örneklerine bolca rastlanan iki zıt e�ilim ortaya çıkma ihtimali olu�ur, aynen sovyet deneyiminde oldu�u gibi: gücünü emekçilerin örgütlenmesinden alan sovyetlerin iktidarıyla, bol�evik iktidarının kar�ı kar�ıya gelmesi gibi! Bu yüzden devrim mücadelesinin yürütebilecek yegane zemin olan öz-örgütlenmeler olu�turulmaya ba�landıktan sonra liberterler bu yapılanmalar içerisinde çalı�malarını devam ettirmelidirler.

LiBERTER ÖRGÜTLÜLÜK

Page 11: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

11

20.yüzyıl, kapitalizmin yalnızca emekçileri ve yoksulları sömürmekle kalmayıp gezegenimizi de bir daha geriye döndürülmesi yüzyıllar sürecek �ekilde tahrip etmesine ve ya�malamasına tanık oldu. Devlet kapitalizminin ya�andı�ı ülkeler ise liberallerle do�ayı sömürmek konusunda adeta yarı�tılar. Reel sosyalist ülkelerin iktisadi bakı� açıları, üretim biçimleri ve kendi ba�larına kutsallı�ı sorgulanamaz kalkınma, verimlilik gibi amaçları, bu devletlerin piyasa ekonomilerini benimseyen devletlerden ekolojik açıdan pek farklı olmadıklarının bir göstergesiydi.

20. yüzyılın sonlarına do�ru ise

küreselle�en kapitalizmin sömürüsünün yo�unlu�u daha da arttı. Küresel ısınma, iklim de�i�iklikleri, do�al ya�am alanlarının tahrip olması gibi konularda birkaç göstermelik zirve dı�ında egemen sistem, karlılık oranlarında dü�ü�lere neden olacak kalıcı olmayan çözümlere dahi yana�madı. Bu ba�lamda küresel tekellerin ve devletlerin belirledi�i politikaların reforme edilebilece�ini savunan çevreci örgütlerin i�e yaramazlı�ı ortaya çıktı. Yegane varolu� amacı sermaye birikimi olan küreselle�en kapitalist �irketler rekabet güçlerini koruyabilmek ve piyasa içinde kendilerini var edebilmek için büyümek ve bu yüzden emekçileri ve do�ayı daha fazla sömürmek zorundadırlar. Emek sömürüsünden taviz vermek zorunda kaldıkları dönemlerde do�a sömürüsünün yo�unlu�unu arttırmak isteyeceklerdir. Çevrecilik adı altında yapılanlar ise sadece bir makyaj ve imaj tazeleme çalı�masından öteye gitmemektedir.

Bu ba�lamda gerçek bir de�i�im için

sistem içi çevreci talepleri a�an, insanın do�ayla ve toplumla olan ili�kilerini yeniden düzenleyecek bir bakı� açısına ihtiyaç vardır. �nsanı kendi hayatına ve eme�ine kar�ı yabancıla�tırılan üretim ve tüketim ili�kilerinin tümü sorgulanmalı ve bunun sonucunda günümüz toplumunun temel sorunları olan “nasıl daha verimli olabiliriz?”, “Nasıl daha çok üretebiliriz?” sorularındaki nasılların yerine “niye”ler ve “kimin için”ler konulmalıdır. Sermayenin verimlili�i yerine insanı da içerisine alan ekolojinin verimlili�i gözetilmelidir. Bugün kapitalist mantıkta verimlilik, aynı maddi ko�ullarda daha fazla kar elde edebilmektir. Yani daha fazla kar elde etmek için do�anın tahrip edilmesi bugün daha fazla verimlilik anlamına gelebilir. Bizim için ise verimlilik, insan ihtiyaçlarının kar�ılanması için ekolojik tahribata yol açmadan insan eme�inin kullanımını azaltmayı amaçlayan bir kavramdır. Yani hem daha çok bo� zaman hem de daha sa�lıklı bir ya�am ortamı. Serbest piyasa kapitalizmi ve devlet kapitalizmi, verimlili�in artması amacıyla insanları kölele�tirirken do�ayı da ekolojik dengenin kar�ılayamayaca�ı bir üretim ve tüketim döngüsü içine aldı. Bunun sonucu olarak da bize refah, “uygarlık”, geli�mi�lik, ilerleme olarak sunulan “yenilikler”, bir yandan do�ayla aramızdaki organik ili�kiyi ciddi �ekilde zedelerken bizim hayatlarımızı da mekanikle�tirip monotonla�tırdı.

Ekolojik bozulmanın tersine

döndürülebilmesi ve insan ile insan dı�ındaki do�anın yeniden �ekillenebilmesi için sınıflı toplumun ortadan kalkması bir ön �arttır. Çünkü mevcut ekolojik kriz, ezenlerin kendi kısa vadeli çıkarları do�rultusunda milyarlarca insanı umursamadan hareket edebilmelerinin sonucudur. Zenginler do�adaki yıkımın

EKOLOJi

Page 12: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

12

olumsuz etkilerinden kendilerini bir ölçüde soyutlayabilirken bu olumsuzluklarla bütünen kar�ı kar�ıya kalanlar ezilenler olmaktadır. Ezilenler, sadece kendi hayatlarını de�il kendilerini sömürenlerin de dahil oldu�u dünyamızdaki canlı ya�amı olumsuz etkileyen küresel kapitalist sömürü mekanizmasının çarkına çomak sokabilecek yegane güç konumundadır.

Egemenlerin, ekolojist taleplerle

ortaya çıkan mücadeleleri, i�çi taleplerine kar�ıtmı� gibi gösterme çabası, sınıf içerisinde yanılsama ve bölünme yaratmak amacı ta�ır. Oysa ki fark edilmesini istemedikleri gerçek, ekolojist mücadelenin sınıf mücadelesinin parçası oldu�udur.

Page 13: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

13

Anar�izm ve �iddetten bahsedilince iki uçtan da önyargılara rastlanır. Bunların bir tanesi, genelde �irket medyası ve devletin perspektifi olan "anar�istler �iddet manya�ı, yıkıcı teröristlerdir" �eklinde özetlenebilecek görü�tür. Di�eri ise genelde mutlak pasifist bir yakla�ımı anar�izm ile birle�tirerek "anar�istler asla �iddet kullanmaz, �iddet anar�izmin yadsınmasıdır" olarak ifade edilebilir.Birincisi zaten egemen ideolojinin yalanından ba�ka bir�ey de�il, ancak ikincisi de çok ciddi ele�tirileri hakediyor. �iddet konusunu sosyal anar�ist bir perspektif ile de�erlendirip, �iddete evet/�iddete hayır gibi mutlak pozisyonların ötesine geçmek mümkün. Anar�ist mücadelenin �iddetli mi �iddetsiz mi olması gerekti�inin genel geçer bir cevabı yok. �üphesiz �iddete ba�vuruldu�u durumlarda, bunun gerekçelendirilmesi ve sorumlulu�unun ta�ınması gereklidir. Bu yüzden �iddet konusunda genel geçer olan, �iddetin gerekli olmadı�ı durumlarda kullanılmaması, -ki bu geni� anlamda kendini savunmaktır-, ezmeye ve bastırmaya çalı�an bir otoriteye yönelmesi, yani özgürle�tirici olmasıdır. Aksi hallerde �iddet anar�izm adına kısa yoldan sonuç almak gibi niyetlerle kullanıldı�ında otoriterdir. �iddet otoriter olabilece�i gibi, �iddeti ortaya çıktı�ı ko�ullara, kimin kime ne amaçla uyguladı�ına bakmadan mutlak bir �ekilde reddetmek de elitist olabilir. Anar�izmi bireyin otoriter davranı�lardan kendi içinde arınması olarak gören, genelde bireyci ve mistik denilebilecek perspektif �iddetin ortaya çıktı�ı tüm direni� ve mücadeleleri reddetmeye

gidebiliyor. Örne�in Irak i�galinin son bulması için ABD askerlerine yönelen �iddet bir zorunlulu�un ürünüdür, çözümü

bu �iddeti uygulayanların kınanması de�il, i�galin son bulması için yapılacak küresel mücadeledir. Aksi taktirde anar�izm sadece suya sabuna dokunmama lüksüne sahip kısıtlı bir elite hitap edebilir. Oysa otorite sosyal bir sistemin parçası oldu�undan, yok

edilmesi bu sistemin ezilenlerinin özne olaca�ı sosyal bir mücadeleyi gerektirir. Tarihsel anar�ist devrim mücadelelerinde de gerici (reaksiyoner) güçlerin, fa�istlerin, emperyalist güçlerin, diktatörlüklüklerin devrimi ezme çabalarına kar�ı sosyal devrimi gerçekle�tirmekte olan i�çiler kendilerini savunmak zorunda kalmı�lardır. Egemenlerin, kendi çıkarlarına olan sistemin yıkılı�ını seyredece�ini beklemek hayati bir hata olur. 1936'da �spanya, 1920'lerde Ukrayna ve 1871 Paris Komünü deneyimlerinin hepsinde, kar�i devrimci güçler, sosyal devrimi silah zoruyla ortadan kaldırmak amacıyla hareket etmi�lerdir. Kendini savunamamak, facialara ve katliamlara meydan verir. Bu sadece i�çi mücadelelerinde ve devrim durumlarında de�il, tüm kolonizasyon tarihinde kolonici devletlerin kendilerine askeri olarak kar�ı koyamayanları acımasızca katletmeleri örneklerinde de görülebilir. Pratikte ise sosyal mücadelelerde �iddetli ve �iddetsiz yöntemleri kullananların dayanı�ma içinde olmamaları için hiçbir sebep yoktur. Bunun en ba�arılı örneklerinden biri kapitalist küreselle�me kar�ıtı harekette uygulanıyor. Polis ile çatı�manın veya kapitalizm sembolleri mülklere zarar verme ihtimalinin oldu�u yürüyü�ler ile pasifist bir tavrın alınaca�ı

Anar�izm, Mücadele ve �iddet

Page 14: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

14

yürüyü�ler e� zamanlı olarak bir �ehirde farklı kollardan aynı hedefe do�ru yapılıyor. Burada eylemciler taktiksel olarak ayrılsada dü�ünsel olarak birlik ve dayanı�ma içinde hareket etmeleri büyük bir avantaj. Bu dayanı�macı ruh oldu�u sürece taktiksel çe�itlilik, ba�ka mücadelelerde de zayıflı�ımız de�il gücümüzdür. Liberterlerin net bir �ekilde reddetmesi gereken �iddet genelde radikal Leninistlerin, bazı 3. dünya milliyetçilerinin, veya dini fanatiklerin uyguladı�ı "halk adına" �iddettir. Öncücü �iddet eylemlerinin ço�unun kurbanları siviller, "dü�man ülke"nin sıradan insanları (�srail'de intihar eylemleri, ABD'de 11 Eylül...) olmaktadır, ve terörist (korku salan, sindirmeye yönelik) karakterleri nedeniyle halkı onları bu terörden korumayı vaadeden otoriter, acımasız, fa�ist liderlerin saflarına iter. Bu �ekilde git gide körle�en bir �iddet döngüsü uzun yıllar boyunca tüm ilerici sosyal de�i�imi imkansız kılan bir ortam yaratır. Radikal Leninistler'in uyguladı�ı "cezalandırma"lar da sınıf dü�manlarına yönelik olsa bile benzer kısır döngülere yol açar. Bu tür öncücü �iddet yerine anar�istlerin öngördü�ü direni� kitlesel, do�rudan ve özyönetim ile karar verilendir. Tarihte 20. yy.'ın ba�larında bazı "eylem ile propaganda" yöntemini benimsemi� suikastçi anar�istlerin de dü�tü�ü (eli bombalı anar�ist karikatürünün ve önyargıların kayna�ı) hata, sosyal ili�kilerin havaya uçurulabilece�ini, otoriter düzenlerin en tepedeki kelleyi uçurarak de�i�ebilece�ini dü�ünmektir. Bu tip hatalar, sadece böyle i�lere kalkı�anları de�il, tüm özgürlükçü mücadeleyi çok olumsuz yönde etkiler.

Özgür toplumun tohumu, bugünkü toplumdaki kitlesel mücadeleler ve organizasyonlar ile atılır, ve gelecekteki özgür toplumun sürdürülebilmesi bu deneyimler olmadan imkansızdır. Bugün bir sihirli dü�meye basılıp dünyadaki bütün otoriteler ortadan kaldırılsa, kısa süre içinde aynı otoriter kurumlar yeniden örgütlenir. Son olarak, anar�istlerin amaçladı�ı dünya ku�kusuz �iddetin ona yol açan kaynakları ile birlikte tarih oldu�u bir dünyadır. Ancak bu amaç için mücadele edilirken, dar anlamda bir amaç-araç uyumundan (yani �iddetsiz dünyaya ancak �iddetsiz mücadele ile varılabilir, �iddet �iddeti do�urur) söz etmek mümkün

de�il. Liberterlerin olmazsa olmaz amaç-araç uyumu, özgürlükçü bir dünyaya ula�mak için

özgürlükçü örgütlenmeler ve

mücadeleler yürütülmesi gerekti�idir.

Ele�tirileri susturmak, zayıf gördü�ünü ezmek, sadist bireysel motivasyonları ve eziklikleri teorize ederek �iddet

uygulamak özgürlükçülü�ün de�il otoriterli�in yöntemleridir. Nasıl ki mahallenin veya okulun kabadayısının günlük taciz ve �iddetine maruz kalan küçükler ancak dur dedi�inde, onun anladı�ı dilden kar�ılık verdiklerinde bu zorbadan kurtulabiliyorsa, anar�istler de böyle durumlara hazırlıklı olmalıdır. Kapitalist sistemin i�ledi�i sıradan bir günde açlık, sa�lıksızlık, sava�lar yüzünden ölen ve düzenli olarak kurumsal �iddete maruz kalanlar dü�ünüldü�ünde, gerçek zorbaların kim oldu�u, gerçek terörün ve �iddetin kayna�ı bariz olmakta, ve bu sisteme kar�ı durmanın gerçek büyük �iddete kar�ı durmak anlamına geldi�i anla�ılmaktadır.

Page 15: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

15

Irkçılık, ulusçuluk, �ovenizm ve

fa�izm devrimcilerin topluma dair ortaya koydukları teori ve prati�e nazaran dünya ölçe�inde ezilenler arasında daha fazla kabul görmektedir. Bunun sebeplerinden en önemlisi ku�kusuz egemenlerin ezilenlerin karekterini belirleme gayretleri ve yetenekleridir. Ancak toplumsal ve tarihsel bir temeli olmadan bunun gerçekle�tirilebilmesi kolay de�ildir. ulusçuluk ve sınıf arasındaki ili�kiyi do�ru �ekilde tanımlamak için ulusculu�un geçmi�i üzerine bilgi sahibi olmak gerekir.

ULUSCULU�UN DÜNÜ Kapitalist toplumun var olması ve

geli�mesi ırkçılık ve ulusçulu�un ortaya çıkı�ı ile e�zamanlıdır. Avrupa’da feodalizmin son a�amalarında ulusculuk anahtar bir rol oynamı�tır ve kapitalist sınıfın ortaya çıkmasıyla geli�mi�tir. Bu yeni sınıf, (kapitalist) toplumu aristokrasiye kar�ı örgütlemek için ulus temasını ön plana çıkarmı�tır. Bu dönemden Napolyon sava�larının sonrasına kadar toplum daha önce var olmamı� ulusal orduları olu�turmak için etnik ve dinsel temalar kullanılarak örgütlendi. Tarihte ilk defa milyonlarca askere sahip ordular ortaya çıktı. Bu güçlü ordular avrupa’nın dı�ına büyük bir sömürü ba�lattı. Bu �ekilde kazanç elde etmeye çalı�an kapitalistler ulusal kimlik yalanlarını sıkca öne sürdüler. Yeni çalı�an sınıf ( köylüler 1850’lerden sonra i�çile�meye ba�ladılar.) eski aristokrasinin yerini artık ba�ka bir sınıfın, kapitalist sınfın aldı�ını hissediyordu. Ulusculuk feodalizmin yıkılıp yerini kapitalizme bıraktı�ı dönemdeki gibi “ilerici” bir hareket de�ildi artık. Artık var olan sistemin en önemli güvencelerinden birisi haline gelmi�ti. Egemenlerin tahtı güçlenmi�ti ve ulusal amaçlar yanılsaması alt sınıfların ba�lılı�ını sa�lamı�tı.

Kapitalizm bütün bir toplumu içine alan dinamik süreçti. Bu yeni sistem için

dura�anlık çok uzaktı. Sürekli yeni a�amalar geçiriyor ve yeni �ekillere giriyordu. Bu yeni sistem geli�tikçe ve temel kaynaklar (maden vs) tükendikçe içerisinde bulundukları ulus devletler arasında büyük bir sömürü rekabeti de kaçınılmaz oldu. Zenginlerin kazançları için yapılan büyük ve uzun sava�lar sırasında ulusal yalanların kullanılması her zamanki gibi bir zorunluluktu. Di�er uluslara kar�ı bir korku yaratılıyordu. Bunun yaratılması elbette amaçsız de�ildi. Toplumun iç gerginliklerinin giderilmesini ve di�er uluslara kar�ı yapılmaya çalı�ılan soy kırımları bu korku me�ru kılıyordu.

Bugünde ulus kavramının kullanılı� amacı çok farklı de�il. Toplum bilincine “iç ve dı� tehditler” kavramı yerle�tiriliyor. Olabilecek her türlü toplumsal hareket kitleselle�me a�amasında bu kavram “sayesinde” frenleniyor. Egemenler ezilenlere empoze ettikleri bu bilinç sayesinde daha fazla baskı yapabiliyor ve konumlarını kalıcıla�tırıyorlar. “trik trak trik trak olur mu hiç çalı�mamak ” gibi saçmalıklar bu gayretlerin sonucu. Daha fazla çalı�ın daha fazla özveride bulunun! Ulus olarak birlik olup, çalı�arak bu zor günleri hep beraber a�aca�ız......... vs. egemenlerin konumlarını güçlendirmek için arkasına sı�ındıkları ulusculuk sadece serbest piyasa kapitalizminde de�il devlet kapitalizminde de sıkça kullanılan söylemlerden birisi idi. SSCB’de devrimin çevresinin dü�manlarla çevrili oldu�u gerçe�i egemenler tarafından gayet ba�arılı bir �ekilde kullanıldı. Ya�anan iktidar çeki�melerinin üzeri di�erini ajan ilan ederek kapatıldı. i�çi konseyleri da�ıtılmaya çalı�ılırken olu�an direni�leri katliamla bastırırken toplumu rahatlatmak için “dı� mihrak” söylemi kullanıldı. �kinic dünya sava�ına gelindi�inde ise i�çi, devrim vs gibi söylemler yerine artık ana yurt savunması daha fazla kullanılıyordu. Güncel örnek olarak ise �aibeli 11 eylül olayları ile birlikte ABD’de yaratılan

ULUSCULUK ÜZER�NE

Page 16: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

16

“ulusal güvelik”in tehlikede oldu�u dü�üncesi toplumda olu�turuldu. Sava�lara kar�ı ABD vatanda�larının bakı�ını �ekillendiren en önemli olay da bu oldu.

Ulusculuk kavramının sınıfa etkisine dair a�a�ıda birkaç kelam bulacaksınız. Ancak ulsuculuk kavramı sadece sınıfı de�il devrimcileri de etkilemektedir. Yerel de bu i�çi partisi, türk solu çevresi gibi örnekler ilk akla gelenler olsa da bunlarla sınırlı de�il. Bugün birçok illegal yapı da “vatan vs..” gibi isimlerle yayınlar çıkarıyor ve bu kavramı sıkça kullanıyor. “bu memleket satılık de�il” gibi sloganlar ise emperyalizme kar�ı kullanılıyor. Irak’ın i�galiyle ilgili sava� kar�ıtı sloganlardan dikkat çekici olanlardan bir tanesi ise “onlara ırak, bize yakın” idi. Bu sloganları kullananların bazıları bunları benimsiyor bazıları ise köylü kurnazlı�ı yapıyor. Egemenler de, bazı “öncü” devrimciler de halka istediklerini yaptırmak için bu yalanı kullanıyor. Egemenlerin bunu yapmasında onlar açısından taktiksel olarak bir hata yok. Devrimciler ise farkında olmadan toplumun “geri bilinci” ne kapitalist propaganda yapıyorlar. “demek ki bize de ırak olsa idi sava�a kar�ı çıkmaya gerek yoktu”.

Ulusculuk propagandasının devrimcileri dahi bu kadar etkiledi�i dü�ünülürse sınıfsal konumunun sistemin kar�ısında oldu�unun farkına varmamı� insanlar üzerindeki etkisinin büyüklü�ü anla�ılabilir.

ULUSCULU�UN SINIF ÜZER�NE ETK�S� Ulusculuk egemenlerin sadece

sınırları dı�ında yaptıklarına ya da içi sınıfının elinden hakların alınmasını me�ru kılmaz. Aynı zamanda i�çi sınıfını da içten böler. Bu bölünme i�çilerin sadece fa�ist ya da komünist �eklinde kutupla�ması ile olmaz. Asıl bölünme de�i�ik etnik kökenlerden ve kültürlerden insanların göç ederek i�çi sınıfına dahil olması ile olur. Sosyal hizmetlerde, e�itimde, çalı�ma ko�ullarında vs. bu bölüme yo�un �ekilde ya�anır. Bu aslında sınıf içerisinde do�al bir gerginli�in nedeni de�ildir. (pazarlanana kadar) Egemenler zaten kendileri yarattıkları bu farklılıkları kullanarak önemli kazanımlar elde ederler. Eme�in ırkçı bölünmesi i�çi sınıfı içerisindeki en önemli bölünmedir. ��çi sınıfı, egemen sınıf içerisinde “yapay vatanda� (göçmen) örneklere rastladıkça gerçek problemin yani sınıflar arası çeli�kinin yerine uluscu ideolojiyi benimseyebiliyor. Göçmen i�çilerin gelmesi ile yerli i�çiler içerisinde dünyaya resmi gözle bakan taklitçi bir yı�ın kültürü olu�ur. Bu “ kültür” ile özel ırkçı ve uluscu fikirler okullar, basın, ibadethane vs yolu ile te�vik edilir. Bu sayede ırkçı ve uluscu fikirlerde yükseli� burjuvazinin neden kendilerinin “en üst”te di�erlerinin “alt”ta oldu�unu açıklamada yardımcı olan yanlı� bilgilendirmelerinin etkisi artar. Belirli bir ırkın üstünlü�ü ve “üst”te olması fikri ortaya çıkar. Hitler’in daha üst sınıflar ve orta sınıflar isimli nazi doktrinin temelleri avrupa’da count de gobineau isimli bir aristokrat tarafından yazılan “beyaz ırkın üstünlü�ü üzerine bir deneme” isimli yazıda atıldı. ABD’de ise Ku Klux Klan isimli ırkçı kulüp yine aristokratlar tarafından kuruldu. Egemenlerin i�çi sınfını birbirine dü�ürmesi ve genelde ekonomik nedenlerden kaynaklanan kültür farkı gibi yüzeysel farklılıkları kullanarak yalanları ile bizi kölele�tirmesi gayretleri nedeni ile sınıf bilinci olu�amıyor. Sınıf, kimlik karı�ıklı�ı ya�amakta ve “ulusal bilinçsizliklik” ile tutsakla�tırılmaktadır.

Page 17: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

17

Bu �ekilde egemenlere kar�ı bir ba�lılık olu�maktadır. ��çi sınıfı içerisinde politik faaliyet yürüten gençlerin önemlice bir kısmının ırkçı/ülkücü olması bunun göstergesi. Bu gençler aynı zamanda nefret ettikleri göçmenler ile aynı toplumsal ve maddi ya�am payla�maktalar ancak egemen sınıfın onları yönlendirdi�i modele göre davranmaktalar. Sonuç olarak söylenmesi gereken �udur ki. Ulusculuk kapitalistlerin ideolojisidir. Devrimcilerin de�il.

ULUSLAR ARASI SAVA�LARA, SINIFLAR ARASI BARI�LARA

HAYIR!

Page 18: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

18

Emma Goldman 1922 yılında �öyle yakınıyordu: "Sovyet Rusya, körlerin, sa�ır ve dilsizlerin dertlerine mucizevi bir derman bulacakları ümidiyle kendisine ko�tukları modern sosyalist Lourdes* haline geldi." Rus Devrimi, onyıllar boyunca varolagelmi� devrimci fikirlerin gerçek ya�ama geçirilebilmesi açısından ilk tarihsel fırsattı. Düne kadar teori olan �ey, �imdi prati�e dönü�üyordu. �ki devrim anlayı�ı (devletçi-merkeziyetçi ve liberter-federalist) arasındaki mücadele, soyutlama düzeyinden çıkıp somut bir nitelik kazanıyordu.

Ekim devrimi, beraberinde temel bir soru getirmi�tir: Kapitalizm yenilgiye u�ratıldıktan sonra, komünizm nasıl gerçekle�tirilecektir? Bu soruya ili�kin olarak anar�ist hareketin kimi görünümlerinde bir dizi yanlı� bulunabilir ku�kusuz; ne var ki, en azından, onun temel yakla�ımları yanlı� olmakla ele�tirilemez. Anar�istler, özgürlük ve demokrasinin varlı�ı mutlaka zorunlu olmayan ekstra unsurlar de�il, komünizmin geli�ebilmesi açısından varlı�ı zorunlu temel ö�eler oldu�unu sürekli olarak ileri sürmü�lerdir.

Sosyalizm Nedir?

Komünist toplum nasıl yaratılır? Bu sorunun yanıtı, bizim sosyalizm anlayı�ımızda yatıyor. Peki "sosyalizm" ile kast edilen �ey nedir? Bunun klasik tanımı, "herkesten yetene�ine göre, herkese gereksinim duydu�u kadar" özdeyi�ine uygun olarak i�leyen toplum �eklinde. Anar�istler açısından, maddi e�itlik sosyalizmin yalnızca bir boyutu; anar�istler, sosyalizmin bunun kadar önemli bir di�er boyutunun daha oldu�unu dü�ünüyorlar: özgürlük.

Dünya, bize, hepimizin maddi gereksinimlerini kar�ılamaya yetecek bir zenginlik sunuyor. Sosyalizm, bizi, ipotek, toprak a�ası, giderek artan hayat pahalılı�ı ve bunun gibi gündelik ya�antımızda bizi bo�an sayısız çoklukta irili ufaklı sıkıntıdan kurtarmayı amaçlar. Dahası, sosyalizm, bize kendi ya�antımız üzerinde

kontrolü kendi elimize alma, kendi yazgımızı belirleme gücünü sunmalıdır.

Okul yıllarından çalı�ma ya�amına varıncaya kadar, bütün ya�antımız boyunca hep birilerinin emirlerine boyun e�meye zorlanıyor, küçük bir çocuk ya da makinenin bir parçası gibi muamele görüyoruz. �nsanlar çok büyük potansiyellere sahip; ne var ki, bu potansiyellerin açı�a çıkması ancak sosyalist bir toplumda mümkün olacak.

Dolayısıyla, sosyalizm, maddi e�itlik oldu�u kadar, özgürlü�ü de ilgilendiren bir olgu. Dahası, bunlardan birinin yoklu�unda di�erinin varlı�ını ileri sürmek olanaksız. �ktidar e�itsiz bir �ekilde bölü�türüldü�ü sürece, toplumun bir kesimi, beraberinde maddi avantajlar getiren ayrıcalıklara sahip olmayı sürdürecek. Toplum, nihai olarak, yine mülk sahibi olanlar ve olmayanlar �eklinde sınıflara bölünecek. Bunların yanısıra, ekonomiyi demokratik olmayan yollardan merkezi devlet aracılı�ıyla yönetme giri�imleri, demokrasinin ve denetimin yoklu�unda karma�ık bir sistemi yönetmenin ve kontrol etmenin olanaksızlı�ını göstermi�tir.

Devrim, bir dizi �eyi ba�armak zorundadır. Egemen sınıfı yenilgiye u�ratmalı, onun ekonomik ve siyasal egemenli�ine son vermelidir. ��çi sınıfı, fabrikalardan, topluluklardan, okullardan üniversitelerden, gazetelere, televizyona, film stüdyolarına varıncaya kadar toplumsal ya�amın her alanında, nihai olarak kendisini etkileyecek kararları patronlara bırakmayıp kendisi almalıdır.

Bu, u�runda mücadele etmeye de�er bir toplumdur. Ne var ki, bu, azınlı�ın ço�unluk üzerinde diktatörlü�ü aracılı�ıyla ba�arılabilecek bir toplum de�ildir. Rosa Luxemburg gibi bazı Marksistler bile bu gerçe�i kabul etmi�lerdir. Rosa Luxemburg �unu söylemi�tir: "Sosyalist pratik, yüzyıllardır süren burjuva sınıfının yönetimi altında soysuzla�mı� yı�ınlar arasında köklü bir moral dönü�ümü gerektirir. Bencil güdülerin yerine toplumsal güdüler, uyu�ukluk ve idealizm

Bol�evik Deneyim ÖZGÜRLÜK VE DEVR�M*

Page 19: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

19

yerine tüm sıkıntıların üstesinden gelen yı�ın insiyatifi, vs., vs. . . Yeniden do�u� için mümkün olan yegane yol, kamusal ya�am okulunun kendisi, olabilecek en geni�, en sınırsız demokrasi ve kamuoyudur. Moral çöküntüyü yaratan �ey, terör yoluyla yönetimdir."(01)

�u halde, yanıt bekleyen sorular �unlardır: Devrim ne demektir? Kapitalizm yıkıldıktan sonra, toplum nasıl çekip çevrilecek? Fabrikaları kimler kontrol edecek, üretim nasıl idare edilecek? Nüfusun beslenmesi nasıl sa�lanacak, ekonomi nasıl örgütlenecek? Ve nihayet: Devrim muhalif güçlere kar�ı nasıl savunulacak, varlı�ı nasıl güvence altına alınacak? E�er komünizm bir gerçeklik haline gelecekse, bu soruların doyurucu yanıtlarının verilmesi gerekir.

1. Devrimi Yapacak ve Sürükleyecek Olanlar Kimlerdir?

25 Ekimi 26 Ekime ba�layan gece, Askeri Devrimci Komite (ADK), Petrograd Sovyeti (i�çi konseyi)'nin direktifleri do�rultusunda, Kerenski kabinesinin oturum halinde bulundu�u Kı�lık Sarayı'nın ele geçirilmesine giden karı�ık, tuhaf süreci ba�lattı. Böylece, Ekim Devrimi gerçekle�mi� oldu. Sovyet film yönetmeni Eisenstein'in filminde tasvir etti�i Kı�lık Sarayı'nın fırtınalı ele geçirili� sahnelerinin aksine, i�gale kar�ı hiçbir direni� olmadı, yok denecek kadar az kan aktı. Sol Sosyalist Devrimcilerin (köylülü�e dayanan ve kısa bir süre Bol�eviklerin iktidarına koalisyon orta�ı olan parti) lideri Sergei Mstislavskii, 26 Ekim sabahı uykudan nasıl uyanmı� oldu�unu �u ifadelerle aktarıyor: "kutlama amacıyla tüfeklerden havaya sıkılan ne�eli mermi sesleri. . . 'Kolları sıva �efim. �ehir barut kokuyor. .' Gerçekte ise, �ehrin barut koktu�u falan yoktu; iktidar yerde sahipsiz uzanmı� duruyordu, isteyen e�ilip alabilirdi. Kolları sıvamaya gerek yoktu hiç. Durup e�ilmek ve onu yerden almak yeterliydi."(02)

Bol�evik Efsane, Lenin'in mantık ve bilimsellik dolu liderli�indeki Bol�eviklerin engel üstüne engel a�arak devrime önderlik ettiklerini anlatır. Bunlar, nesnel ko�ulların kendilerini güç ama nihai olarak do�ru kararlar almaya zorlamı� oldu�unu ileri sürerler. Devrime ili�kin olarak a�a�ıdakine benzer tanımlamalara sık sık rastlanılır:

Bol�evikler, kriz anı gelip çattı�ında, hükümetin tüm zorbalıklarına duydukları öfkeyi bir kenara bırakarak, dikkatlerini devrimi kurtarma görevi üzerinde yo�unla�tırdılar. Petrograd kapısı önlerinde kazanılan zafer, ülkenin dört bir yanında kitlelerin enerjisini harekete geçirdi. Köylüler toprak sahiplerine kar�ı ayaklandılar; merkezlerden uzak endüstri bölgelerinde Sovyetler iktidarı kendi ellerine geçirdiler. Belirleyici an yakla�ıyordu. Kritik soru �uydu: Karmakarı�ık, düzensiz bir seyir izleyen kitle hareketlerini do�ru amaca giden yöne kanalize edebilecek bir güç var mıydı?(03)

Burada, Bol�eviklerin liderli�i olmasaydı devrim olmazdı deme�e getiriliyor. Kitleler, yeni bir toplumu i�letme yetene�inden yoksunmu� gibi gösteriliyor. Leninizmin i�çi sınıfının sadece 'sendikal bilinç' geli�tirme kapasitesine sahip oldu�unu ileri süren i�çi sınıfı kavrayı�ında, sınıfın yeni bir toplum in�a etmedeki yaratıcı yetene�ine yer yok: "Aslında, Ekim Devrimi, Lenin liderli�indeki Bol�eviklerin keskin bir darbesi olarak görmek biraz güç; çünkü, bu, aylardır ülkenin her yerinde geli�en toplumsal devrimin bir ürünüydü. Ülkenin dört bir yanında kurulmu� olan i�çi ve köylü komiteleri ve sovyetler, zaten Kerenski'nin ve burjuva geçici hükümetin elindeki iktidarın altını oymu�, onun bütün gücünü tüketmi�ti; yönetme iktidarını bütünüyle yitirmi� durumda olan hükümet, herhangi bir direni� göstermeden teslim oldu."(04)

Burjuva Demokrasisi

Ekim Devrimi'nin ardından, �kinci Sovyetler Kongresi, Kurucu Hükümet seçimleri yapılıncaya kadar geçici bir hükümet (Sovnarkom) seçti. Söz konusu geçici hükümet, 3 Mart günü gösteri�li bir �ekilde bir Kurucu Meclis'in olu�turulması ça�rısında bulundu. Bunu takiben yapılan seçimlerde, oyların ço�unlu�unu Sosyalist Devrimciler Partisi topladı; Bol�evikler 707 sandalyeden sadece 175'ini kazanabildiler.

Anar�istlerin Bol�eviklerle ayrılı�a dü�tükleri ilk olay, Bol�eviklerin Kurucu Meclis için seçim kararıdır. Bol�evikleri bu kararı almaya iten �ey neydi, ve anar�istler buna neden kar�ı çıktılar?

Page 20: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

20

Batı modeli parlamenter demokrasiyi '4 yıllı�ına diktatörlük' olarak nitelendirmek daha yerinde olur. 'Temsili demokrasi' ile 'do�rudan demokrasi' arasındaki kritik fark �udur ki, bunlardan birincisinde seçmenler politika belirlemede söz sahibi de�illerdir ve kendi temsilcilerini geri ça�ırma olana�ından yoksun durumdadırlar. Bunun yerine, oy vermek suretiyle siyasal süreci bir �ekilde kontrol ettikleri yanılsamasına sahiplerdir.

�ktidar Sovyetlerin eline geçti�i zaman, Kurucu Meclis varlı�ı gereksiz bir kurum haline geldi. Bu durumda varlı�ı söz konusu olan �ey, kontrolun nihayet egemen sınıfın elinden alındı�ı ve i�çilerin ellerinde örgütlendi�i bir ülkeydi. Bol�eviklerin yeni seçimler için ça�rıda bulunma kararı ise geri bir adımı ifade ediyordu. Sosyalizm için sava�ım açısından, kitlelerin üzerinde bir yerde duran Kurucu Meclis'in otoritesini desteklemek hiçbir anlam ifade etmiyordu. Anar�istlerin bundan kısa bir süre sonra söyledikleri gibi:

Anar�istler, Devrimi sürdürmek ve onu toplumsal bir devrime dönü�türmek açısından, esas olarak siyasal ve burjuva, hantal ve kısır, do�ası gere�i kendisini 'toplumsal mücadelelerin üstünde' bir yere yerle�tiren, sadece kendi varlı�ını kaygı edinen ve tehlikeli uzla�malarla devrimi durduran ve hatta mümkün oldu�unda onu bastıran bir kurum olacak böyle bir meclisin olu�turulması ça�rısında hiçbir yarar görmediler. . . Dolayısıyla, Anar�istler, Kurucu Meclis'in yararsızlı�ını kitlelere göstermeye, e�er gerçekten bir toplumsal devrime giri�meyi istiyorlarsa, bu meclisin ötesine geçmek ve bunun yerine kendi ekonomik ve toplumsal örgütlenmelerini geçirmek zorunda olduklarını anlatmaya çalı�tılar. . . .

Biz, aslında, bir toplumsal devrim zamanında i�çiler açısından önemli olan �eyin, onların kendi ya�amlarını tepeden de�il tabandan itibaren ve herhangi bir otoriter siyasal merkez olmaksızın bizzat örgütlemeleri oldu�una inanıyoruz.(05)

Parti

Anar�izm ile Leninist e�ilim arasındaki ba�lıca ayrılıklardan biri, bunların iktidar ve kontrole yönelik yakla�ımları arasındaki farklılıktır. Bu iki e�ilim, devrimin i�çi sınıfı tarafından gerçekle�tirilmesi gerekti�i konusunda

hemfikir olmalarına kar�ın, bundan sonra iktidarın kimin elinde olaca�ı konusunda birbirlerinden ayrılırlar. Leninistler, partinin, koruyucu bir baba gibi, i�çi sınıfı adına toplum üzerinde kendi kontrolünü kurması gerekti�ine inanırlar; i�çi sınıfının çıkarlarının neler oldu�una parti karar verir. Buna kar�ılık, Anar�istler, toplumu i�letmesi gereken gücün i�çi sınıfının kendisi oldu�una inanırlar; i�çiler, fabrika komitelerine ve sovyetlere benzer bir örgütler sistemi aracılı�ıyla, kararları a�a�ıdan yukarıya do�ru alacak ve ya�ama geçirecektir.

Leninistler, sık sık, partinin i�çi sınıfının en iyi unsurlarından, onun öncü kesiminden olu�tu�unu ileri sürerek bu fikre itiraz ederler. 1917 Ekimi sırasında Bol�evikler en büyük i�çi sınıfı partisi konumundalardı; ancak, bu, onların savunduklarını öne sürdükleri tezlerin ("Bütün iktidar sovyetlere", vb.) bir sonucuydu. Partinin dı�ında kalmı� daha çok sayıda ileri i�çi vardı ve 'öncü' ile parti özde� �eyler de�ildi. Bunu takip eden yıllar içinde parti giderek artan oranda bürokratlardan olu�an bir parti konumuna geldi�inde, ileri i�çiler sık sık muhalefette kaldılar. Dolayısıyla, Leninistlerin yanlı�ı, 'öncü'yü tüm zamanlarda aynı kalmak üzere bir örgütsel yapı içinde dondurmaktır.

Leninistler ve Anar�istler, i�çi sınıfı içindeki e�ilimlerin pek ço�undan farklı olarak, toplumun nasıl i�ledi�ine ili�kin olarak, pratik mücadelelere katılım aracılı�ıyla geli�tirilmi� birer çözümlemeye sahip olduklarını söylerler. Ne var ki, anar�izm ve Leninizm, i�çi sınıfının toplumu i�letme yetene�i konusunda birbirlerinden ayrılırlar. ��çi sınıfının hangi düzeyde kendi devrimci potansiyelinin bilincinde oldu�u konusunda farklı kanılara sahiplerdir. Anar�istler, i�çi sınıfı kitlesini kendi fikirlerimize ikna etmenin mümkün oldu�una inanırlar. Buna kar�ılık, Lenin, i�çilerin pek ço�unun ancak 'sendikal bilinç' geli�tirmeye yetenekli oldu�unu söylemi�tir. Dolayısıyla, do�al olarak, Leninistler, i�çi sınıfı ancak kendi kısa dönemli çıkarlarına duyarlı oldu�u varsayımından hareketle, devrimin ba�arıya eri�mesi için Leninistlerin iktidarda olmasının ya�amsal bir öneme sahip oldu�una inanırlar.

Bol�eviklerin ilkin Kurucu Meclis seçimleri ça�rısında bulunmalarının ve bunun ardından bu kez meclisin da�ıtılması için ça�rı yapmalarının nedeni de bu dü�ünce tarzıdır.

Page 21: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

21

Alexander Berkman'ın 1921'de yorumladı�ı gibi:

Onlar (Bol�evikler) Kurucu Meclisi desteklemi�lerdi ve, ancak mecliste ço�unlu�u olu�turamayacaklarını, dolayısıyla iktidarı kendi ellerine alamayacaklarını anladıkları zaman birden fikir de�i�tirip onun da�ıtılmasına karar verdiler.

Lenin, 22 Aralık 1918 tarihli Pravda'da yayınlanan imzalı makalesinde, Plekhanov'un 1903'de RSDIP(06) �kinci Kongresi'ndeki sözlerini olumlayıcı bir dille aktarmı�tır:

"E�er halk bir ço�ku seli içinde çok iyi bir parlamento seçmi�se. . . bu durumda bize dü�en �ey o parlamentonun uzun ömürlü olmasını sa�lamaktır; e�er seçimler istenen sonucu do�urmamı� ise, bize o parlamentoyu iki yıldan sonra de�il, fakat, e�er mümkünse, iki hafta sonra feshetmektir."(07)

Bol�evikler, Anar�istlerin aksine, Kurucu Meclis'e onun anti-demokratik niteli�i dolayısıyla kar�ı çıkmadılar; Bol�eviklerin muhalefetini belirleyen �ey, Kurucu Meclisi kontrol eden gücün kendileri olup olmayaca�ı idi.

Devrimci bir durumda, toplumun en a�a�ıdan itibaren i�çi konseylerinin özgür bir federasyonu temelinde örgütlenmesi gerekti�ini ileri sürenler yalnızca Anar�istlerdir. Kararlar, mümkün olan en alt düzeyde alınmalıdır. Delegeler, yalnızca ve yalnızca kendilerini seçmi� olanların bakı� açısını temsil etmeli, ortalama bir i�çiden daha fazla bir ödenek almamalı, belli bir dönem için bir delege olarak hareket etmeli ve istendi�inde geri ça�ırılabilmelidir. E�er i�çi sınıfı kapitalizmi yıkacak güce sahip ise, bunun ardından sosyalist bir toplumu örgütleme yetene�ine kesinlikle sahiptir.

2. Kar�ı Devrimle Sava�ım

Kapitalist iktidar yapısı bir kez çökertildikten sonra, devrimcilerin gündeminin ba� sırasında yer alan konu, bir yandan devrimi geli�tirirken di�er yandan onun savunulmasını güvence altına almaktır. Devrimleri do�ası gere�i kan dökülmesine yol açan olaylar olarak görmek yanlı�tır. Ekim Devrimi sırasında ya�amını yitirmi� insanların sayısı yalnızca 500 kadardı. 1980'li yıllarda Do�u Avrupa ülkelerindeki rejimlerin yıkılı�ındakı hız ve kolaylık pek çok insanı �a�ırtmı�tı. Benzer �ekilde, 1974 yılında

Portekiz'deki diktatörlük kansız bir �ekilde devrildi. Paris Komünü'nden sonra, 1973'de �ili'de ya da 1965 yılında Endonezya'da(08) ya�anmı� kanlı olaylar, ba�arısız devrimlerin, ya da, daha do�ru bir ifadeyle söylersek, ba�arılı kar�ı devrimlerin ürünleridir.

��çi sınıfının iktidarı patronların elinden alma giri�iminin �iddete dayalı bir direni�le kar�ıla�ması son derece muhtemeldir. Nihayet, bu, i�çi sınıfı açısından her �eyin kazanılmasını, egemen sınıf açısından ise her �eyin yitirilmesini ifade eder. �iddete dayalı bir direni�le kar�ıla�ma tehlikesi, patronların göreli kar�ı koyma gücüne ba�lı olacaktır. Bununla birlikte, patron sınıfının direni� gücü ister büyük ister küçük olsun, devrimi hem içeriye hem de dı�arıya kar�ı fiziksel olarak savunmak zorunludur.

Bu durum, bir dizi sorunu öne çıkarır. Her adalet sisteminde kö�eta�ını olu�turan �ey, mahkemenin izleyicilere açık olması, mahkemenin kararına itiraz hakkı, suçun büyüklü�ü ile orantılı ceza ilkesidir. Barı� zamanında bu ilkeler kolaylıkla uygulanabilirken, sava� -özellikle de iç sava�- sırasında sık sık hak ve özgürlüklerin kısıtlandı�ına tanık olunur. Bu durum, (Lenin'in gösterdi�i e�ilimin aksine) övüp göklere çıkarılacak bir durum de�ildir; kısa dönemli kısıtlayıcı önlemler sık sık kalıcı hasarlara yol açar. Devrimcilerin kendilerine sormaları gereken soru �udur: "Uygulamalarımız zorunlu ve 'nesnel olarak kaçınılmaz' nitelikte midir, yoksa bunlar sakınılabilir uygulamalar mıdır?" Daha önemlisi, bunların sosyalizmin ya�ama geçirili�ini ne yönde etkileyecekleridir. Bu soruların yanıtları, yine sosyalizmden ne anla�ıldı�ına ba�lı olacaktir.

Gizli Polis

Devrimden yalnızca iki ay kadar sonra (iç sava�ın ba�lamasından hayli zaman önce), ba�langıçta Askeri Devrimci Komite'nin (09) güvenlik i�levlerini miras alan ve Çeka olarak bilinen gizli polis te�kilatı kuruldu. Bu te�kilatın üzerinde dı�sal bir kontrol yoktu. Çeka'nın tutuklayıp hapse attı�ı ki�ilerin suçlu ya da masum olduklarının de�erlendirilmesinde hukuki bir süreç söz konusu de�ildi. Ölum cezası da dahil olmak üzere, cezalar keyfi olarak uygulanıyordu.

Page 22: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

22

Çeka, geçici bir te�kilat olarak dü�ünülmü�tü ve ba�langıçta sadece ara�tırma i�leviyle sınırlı idari bir organ olarak tasarlanmı�tı. Yargılama ve tutuklama yetkisine sahip de�ildi; fakat, bu te�kilat kısa zaman içinde hızla geli�ip büyüdü. Kurulu�undan yalnızca dokuz gün sonra, Çeka'ya tutuklama yetkisi tanındı. Ocak 1918'de, emrine ordu birlikleri verildi; �ubat'ta ise, jürisiz ve duru�masız yargılama ve (ölüm cezası da dahil olmak üzere) cezalandırma yetkisi verildi. 1917 yılı sonunda personel sayısı 23 olan Çeka, 1918 yılı ortalarına gelindi�inde 10.000'i a�an personele sahipti.

Çeka bir polis gücüydü. Bir polis örgütünün görevi, yönetici azınlı�ın çıkarlarını kollamaktır. Hükümetler, her zaman polisin giri�ti�i eylemleri desteklerler -�ngiltere'deki Birmingham Six olayında �ngiliz hükümetinin polisi aklaması örne�inde oldu�u gibi. Aynı �ey, Bol�evik Parti ile Çeka arasındaki ili�ki açısından da geçerliydi. Lenin, 7 Kasım 1918'de Çekacılara hitaben yaptı�ı konu�mada �unları söylüyordu:

Çekacıların giri�tikleri eylemlerin dü�manların yanısıra sık sık dostların da ele�tirisine u�raması hiç �a�ırtıcı de�il. A�ır bir görev üstlenmi� durumdayız. Ülke idaresini üstlendi�imiz günden bu yana, do�al olarak pek çok hata yaptık; Ola�anüstü Komisyonların [Çeka'nın] hatalarının en çok göze batması çok do�al. Dar görü�lü aydınlar, meselenin esasını kavramaya çalı�ma gayreti göstermeden, gözlerini hep bu hatalara dikiyorlar. Çeka'nın yaptı�ı hatalara ili�kin koparılan yaygaralar arasında beni en çok �a�ırtan �ey, meseleyi geni� bir çerçeve içinde de�erlendirme konusunda sergilenen açık yeteneksizlik. �nsanlar, durmaksızın Çeka'nın yaptı�ı münferit hatalardan söz edip yaygara koparıyorlar. Oysa, biz, hatalarımızdan dersler çıkardı�ımızı söylüyoruz. . . Ben, Çeka'nın faaliyetlerini ve bu faaliyetlerin nasıl sert biçimde ele�tirildi�ini de�erlendirdi�im zaman, bütün söylenenlerin dar görü�lü ve nafile ele�tiriler oldu�unu görüyorum. . . Bizim için önemli olan �ey �u ki, Çekacılar proleterya diktatörlü�ünü hayata geçiriyorlar ve bu açıdan son derece de�erli bir rol oynuyorlar. Sömürücüleri �iddetle bastırmanın dı�ında, kitleleri özgürle�tirmenin bir ba�ka yolu yok.

Lenin'in söyledi�i bu sözler, birkaç sorunun sorulmasını gerektiriyor: Sözü edilen hatalar nelerdir? Bu hatalardan ne tür dersler

çıkarılmı�tır? Çeka'nın faaliyetleri yalnızca eski egemen sınıfa kar�ı mı yöneltilmi�tir?

Devrimci Terör

Bol�evik Kızıl Terör politikası, 1918 yılı yazında patlak veren iç sava�tan kısa bir süre sonra uygulamaya kondu ve Beyaz Terör ile benzer niteliklere sahipti. Söz konusu politika, acımasızca ya�ama geçirilen kitlesel idam ve yıldırma takti�ini öne çıkardı. �iddet eylemleri, yıkıcı ve pi�manlık duyulan eylemler olarak görülmek yerine, desteklendi ve övüldü. Do�u Cephesi'nde Çeka örgütünün ba�ı olan Latsis �unu yazıyordu: "�ç sava�ta dü�man için ola�an mahkemelere ve yargı kurallarına ba�vurulmaz. Bu bir ölüm kalım mücadelesi. E�er öldürmezseniz, siz öldürülürsünüz. Dolayısıyla, öldürülmemek için öldürün."(10) Kızıl Ordu gazetesi, Lenin'e yönelik bir suikast giri�iminden sonra �unları yazdı: "Dü�manlarımızı yüzer yüzer ve acımasızca öldürece�iz. Bırakın binlercesi ölsün, bırakın binlercesi kendi kanlarında bo�ulsun. Lenin ve Uritskii'nin kanı yerine. . . bırakın burjuvaların kanı oluk oluk aksın -mümkün oldu�unca çok kan."(11) Bu çılgın yıkım ve misilleme ça�rısının, yeni ve özgür toplumun in�ası görevine ne tür bir katkısı olabilece�ini anlamak çok zor.

Toplu cezalandırma, kategorik cezalandırma, i�kence, rehin alma, geli�igüzel cezalandırmalar hep devrim adına yapıldı. Kategorik cezalandırma, ki�ilerin i�ledikleri suçlar de�il, sınıfsal kökenleri ve siyasal arkaplanları temelinde cezalandırılmasına dayanıyordu. 3 Eylül 1918'de, �zvestia, 500 rehinenin Petrograd Çekası tarafından kur�una dizildi�ini bildiriyordu; bu insanlar, bir suç i�ledikleri için de�il, sadece yanlı� sınıfsal kökene sahip oldukları için öldürüldüler.

Devrimci teröre ili�kin olarak iki yorumda bulunulabilir; devrimci terör kar�ı-devrime yöneltilebilece�i gibi, halk deste�i azalan rejimlerin ba�vurdukları bir yöntem de olabilir. Emma Goldman'in 1922'de yazmı� oldu�u gibi, "mutlak bir Devlet yaratma çabasındaki küçük bir azınlı�ın baskı ve terörizme yönelmesi kaçınılmazdır".(12) Devrimci terör politikası, kitlelerin toplumun i�leyi�ine katılımı hedefiyle do�rudan kar�ıtlık içindedir. Bu politik taktiklerin Bol�eviklerin iktidarının temelini sa�lamla�tırmı� oldu�u ku�kusuz;

Page 23: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

23

ancak, bunların devrimin hedefi olan sosyalizmin altını oydu�u da açık.

Bol�evikler, kırsal kesimde, "özgürle�tirici ordu" yerine "i�galci ordu" haline geldiler, ikna etmeye çalı�maları gereken köylü kitlelerini toplumsal devrim fikrine yabancıla�tırdılar. Terör, iki yanı keskin bir kılıcı andırır; bir yandan etkili bir silah olarak kullanılabilece�i gibi, di�er yandan, adalet iddiasında bulunan her rejimin kitlelerin gözünden dü�mesine yol açar.

�talyan Anar�ist Malatesta, 1919'da �unları yazıyordu: "Bonapart bile Fransız Devrimi'nin Avrupa gericili�ine kar�ı savunulmasına yardımcı oldu, ama, devrimi savunurken aynı zamanda onu bo�azladı da. Lenin, Troçki ve di�er yolda�lar kesinlikle samimi devrimciler ve devrim olarak gördükleri �eye ihanet etmeyecekler; fakat, bunlar, devletsel bir aygıt kurarak devrimden çıkar sa�lamak ve onu yıkmak üzere kendilerine destek olanların i�ini kolayla�tırıyorlar. Kendi yöntemlerinin ilk kurbanı yine kendileri olacaktır ve korkarım, devrim bu �ekilde çökecektir. Tarih, küçük ayrıntılar dı�ında kendisini yineliyor: Robespierre'i giyotine gönderen ve böylece Napoleon'a zemin hazırlayan ki�i yine Robespierre'di."(13) Belki de Troçki Malatesta'nın bu sözlerine kulak vermeliydi.

Ölüm Cezası

Ekim ayındaki �kinci Sovyetler Kongresi'nin yaptı�ı ilk i�lerden biri, Kerensky hükümetinin uygulamaya koydu�u ölüm cezasını yürürlükten kaldırmak olmu�tu. Ölüm cezası, 16 Haziran 1918'de yeniden uygulamaya kondu. Bol�evik hükümet, 17 Ocak 1920'de, askeri operasyonların ya�andı�ı bölgeler dı�ında, ölüm cezasını kaldırdı. Bu kararnamenin getirdi�i sınırlamanın hile yoluyla üstesinden gelen Çeka, sürekli olarak, ortadan kaldırmak istedi�i mahkumları idam edebilmek için bunları askeri bölgelere sevk etti. Bol�evik Viktor Serge, Çeka'nin ölüm cezasının kaldırılması kar�ısında nasıl hareket etti�ini �u sözlerle anlatıyor:

Gazeteler kararnameyi baskıya hazırlarlarken, Petrograd'taki Çekacılar ellerindeki stokları tasfiye etmekle me�guldüler! Arabalar dolusu �üpheli gece boyunca �ehrin dı�ına ta�ındı, ardı ardına kur�una dizildi. Kaç insan? Petrograd'ta 150-200 dolayında; Moskova'da

bu rakamın 200-300 kadar oldu�u söyleniyordu.(14)

Dü�man de�il dost saflarda giri�ilen bu faaliyetlerden hiçbiri, iç sava�ın dayattı�ı zorunluluklar gerekçesiyle me�rula�tırılamaz. Yine, bunlar, geli�igüzel ve istisnai olayların birer sonucu olarak gösterilemez; yukarıda açıklandı�ı gibi, bütün bunlar devrimci terör politikasının ürünüdür.

Anar�istler

11 Aralık günü, Çekacılar ve askerler Moskova'da 26 Anar�ist merkezi ku�atma altına aldılar. 40 Anar�ist ya�amını yitirdi, 500'u tutuklandı. 26 Nisan'da benzeri tecavüzler bu kez Petrograd'ta ya�andı. Bu a�amada, Çeka'nın ba�ı Dzersinski, Çeka'nın bu eylemlerini, Anar�istlerin bir ayaklanma hazırlı�ı içinde oldukları, zaten tutuklananların pek ço�unun ayaktakımından sabıkalı ki�iler oldukları gerekçesiyle me�ru göstermeye çalı�tı. Çeka'nın "ideolojik Anar�istler"e kar�ı bir sava�a giri�medi�ini, böyle bir niyetinin olmadı�ını özellikle vurguladı. Ne var ki, 13 Haziran tarihini ta�ıyan belgeler(15), kar�ı devrim ara�tırma �ubesi ile istihbarat te�kilatının bazı birimlerinin Anar�istlerin i�ini halletmekle görevlendirildiklerini ortaya koyuyor. �deolojik' Anar�istlerin Çeka'nın baskısı altında oldukları gerçe�i, anar�izmin kendisine de�il Anar�ist hareket içindeki 'suçlu' unsurlara kar�ı hareket ettiklerini ileri süren Bol�eviklerin bu yalanını geçersiz kılıyor.

Leon Troçki, Temmuz 1921'de "Biz gerçek Anar�istleri hapsetmiyoruz. Hapishaneye koydu�umuz ki�iler Anar�ist olduklarını ileri sürerek kendilerine Anar�ist süsü vermeye çalı�an suçlular ve çete mensuplarıdır"(16) açıklamasını yaptı�ı sıra, Moskova'da 13 Anar�ist açlık grevinde bulunuyordu. Bereket versin, Sendikalist bir Fransız i�çi sendikasına ba�lı bir delege grubu duruma müdahale ederek bunların cezaevinden salınmasını sa�ladı (bu Anar�istlerin en az üç tanesi SSCB'den kovularak sürgüne gönderildi). Genç bir kadın Anar�ist, Fanyan Baron, bunlar kadar talihli de�ildi: Fanyon, mahkemeye bile çıkarılmadan, sahte para basmak suçuyla di�er bir grup insanla birlikte kur�una dizildi (daha sonra kanıtlandı�ı gibi, sahte paralar Çeka'nın kendisi tarafından basılmı�tı). Zhmirink

Page 24: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

24

civarında ya�ayan ve 1921'deki sovyet gazetelerine göre 'ortaya çıkarılıp tasfiye edilen' 30-40 dolayındaki Anar�ist de aynı terörün kurbanı oldu. Anar�istlerin son büyük kitlesel hareketi, Subat 1921'de Kropotkin'in cenazesi sırasında ya�andı; pankartlar ve bayraklarla yürüyü�e geçen 20.000 Anar�ist, di�er taleplerin yanısıra, hapishanelerdeki Anar�istlerin serbest bırakılmasını isteyen sloganlar attı. Bundan sonra, Anar�istler üzerindeki baskı ve �iddet doru�a yükseldi.

Çeka'nın istismarlarına Bol�evik Parti'nin kendi içinden gelen kar�ı çıkı�lara ra�men, bu örgütün i�leyi� tarzını de�i�tirmeye yönelik herhangi bir yasal düzenlemeye gidilmedi. Her örgütte, hem insan unsuru hem de kurumsal yapı faktörü birlikte bulunur. Bu durumdan hareketle, Çeka'nın suistimallerinin bireylerin hatasından kaynaklandı�ı ileri sürülebilir. E�er bireylere kimin sa� kalıp kimin ölece�ine ili�kin karar verme yetkisi de dahil olmak üzere sınırsız bir güç verilirse, a�ırılıkların ve soysuzla�manın ya�anması kaçınılmaz olacaktır. Bu tür olayların ya�andı�ı yerde, aynı hataların yinelenmesinin önüne geçmek üzere gerekli de�i�iklikleri gerçekle�tirmek, devrimci örgütün iradesine ba�lı bir durumdur. Bol�evik Parti bu konuda herhangi bir insiyatifte bulunmadı. Bireylere kontrolsuz bir iktidar tanımaya devam etti. Çeka'nın örgütsel yapılanı�ında herhengi bir de�i�iklik yapmadı. Bunun yerine, arada bir yozla�mı� bireyleri örgütten uzakla�tırmakla, bazı �ubeleri kapatmakla yetindi ve böylece söz konusu istismarlara neden olan kurumsal yapıyı oldu�u gibi korumu� oldu.

Emma Goldman, 1921 yılında Rusya'dan kaçarken �unları söylüyordu: "�iddetin kaçınılmaz oldu�unu asla reddetmedim, bu gerçe�i bugün de inkar etmiyorum. Ancak, bir sava� sırasında bir savunma yöntemi olarak �iddete ba�vurmak ba�ka bir �ey, terörizmi ilke edinmek, onu kurumsalla�tırmak, toplumsal mücedelede onu merkeze yerle�tirmek tamamen ba�ka bir �eydir. Böyle bir terörizm kar�ı-devrimi do�urur ve kar�ılı�ında kendisi de kar�ı-devrimci hale gelir."(17)

3. Devrimin Savunulması

Devrimin savunulmasının di�er boyutunu olu�turan �ey, onun dı�arıdan gelen askeri saldırılara kar�ı korunmasıdır. Burada, devrimcinin önünde iki örgütsel biçim

seçene�i vardır: ya geleneksel askeri ordu, ya da milis gücü. Rus Devrimi bu açıdan somut bir örnek olu�turur -ba�langıçta bir milis yapılanması benimsenmi� olmakla birlikte, 1918 yılında geleneksel ordu yapılanmasına geri dönülmü�tü. Bu iki örgütleni� biçimi arasındaki fark, sık sık ileri sürülen argümanın aksine, etkinli�e ya da örgütlenme tarzına (ordu daha örgütlü bir karaktere sahipken milisin daha kaotik bir niteli�e sahip oldu�u fikri) ili�kin bir farklılıktan ibaret de�ildir. Bu ikisi arasındaki fark, do�rudan demokrasiyle ili�kili bir sorundur.

Brest-Litovsk Antla�ması'nın ardından, Troçki, Askeri ��ler Komiseri olarak, orduyu yeniden örgütlemeye giri�ti. Sava� hattında emirlere itaatsizli�e kar�ı ölüm cezası verilmesi, subayların askerler tarafından selamlanması, özel askeri hitap biçimleri, subayların barınaklarının askerlerinkinden ayrılması ve subaylara tanınan di�er ayrıcalıklar yeniden yürürlü�e kondu. Subaylar artık askerler tarafından seçilmeyecekti. Troçki �öyle yazıyordu: "Seçim ilkesi siyasi olarak anlamsız, teknik açıdan uygunsuzdur ve bir kararname ile halihazırda uygulamadan kaldırılmı�tır."(18) Bol�evikler, askeri disipline yeniden dönülmesi gere�ini neden hissettiler? 1917 Rusyası'nda askeri disipline ihtiyaç duyulmu�ken, 1936 �spanyası'nda Anar�ist cephelerde neden böyle bir disiplin ihtiyacı duyulmadı?

Geleneksel ordu yapılanması, feodal kralların ya da kapitalist hükümetlerin kendi çıkarlarını koruyup kollamak için i�çileri sava�a sürme ihtiyacından do�du ve geli�ti. Bu ordular otoriter kurumlar olmak zorundalardı; çünkü, her ne kadar propaganda ve a�ırı milliyetçilik ba�langıçta askere yazılmada önemli bir rol oynasa da, sava�ın deh�et verici kötülükleri çok geçmeden milliyetçili�in nafile oldu�unu gözler önüne serer. Askeri örgütlenmenin temeli, askerlerin mutlaka inanmak zorunda olmadıkları bir dava için sava�maya devam etmelerini güvence altına alma amacına dayanır. Askeri disiplin, hiçbir �eyi dü�ünüp sorgulamayan, kar�ıt saflardan oldu�u kadar kendi saflarından gelecek tehdit ve tehlikeler kar�ısında korkuya kapılan bir askerler toplulu�u yaratmayı hedefler.

Fakat, bir ordu örgütlemenin bir di�er yolu daha vardır: Milis. Bu ikisi arasındaki fark �udur ki, milis gücünde subaylar ve generaller

Page 25: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

25

seçimle belirlenirler ve sava�an askerler korku yüzünden de�il kendi gönüllü tercihleri dolayısıyla sava�ırlar. Bu yapı, subaylarla askerler arasında, üstlerin selamlanması ve subaylara tanınan ayrıcalıklar gibi önlemler aracılı�ıyla peki�tirilen yapay bir ayrım yaratma zorunlulu�unu ortadan kaldırır. Askerler, u�runa ya�amlarını riske soktukları davaya inanarak sava�tıkları için, onları sava�tırmak için korkutmaya veya emir vermeye, dolayısıyla bu tür önlemlere ba�vurmaya gerek kalmaz. Milis gücünün pek çok ba�arılı örne�i ya�anmı�tır; örne�in, Boerler �ngilizlere kar�ı bir gönüllüler ordusuyla sava�mı�lardır. 1936 �spanyol Devrimi sırasında, Anar�istlerin kontrolündeki bölgelerde milisler Franko'ya kar�ı koymu�lardır. CNT, 1936'da �unu ilan etmi�ti:

Biz, üniforma giymi�, zorunlu olarak askere alınmı� askerlerden olu�an bir düzenli ordu fikrini savunmuyoruz ve böyle bir orduya ihtiyaç duymuyoruz. Halk milislerinden kurulu Silahlanmı� Halk kuvveti düzenli ordunun yerini almalıdır; özgürlü�ün heyecan ve gönüllülükle savunulmasının, eski komplo ve dolapların gölgesinde yeni entrikaların ya�anmasının önlenmesinin yegane güvencesi budur.(19)

Anar�ist Makhno komutasındaki milisler, 1918-1921 yılları arasında kalan dört yıl boyunca, Hetman'ın, Beyaz Generaller Denikin ve Wrangel'in güçlerine, Petliura ve Grigorev gibi milliyetçilere ve elbette Ukrayna'daki Bol�eviklere kar�ı sava�tılar. Bu milis kuvveti, en güçlü oldu�u dönemde, bünyesinde 30.000 kadar silahlı gönüllü barındırıyordu. Makhno ve beraberindeki komutanlar, bir keresinde, kendilerinden 30 kat daha kuvvetli olan dü�man güçlere kar�ı zafer kazandılar. Bu milis, demokratik bir askeri olu�umdu. Saflarındaki sava�çılar, gönüllü köylüler ve i�çilerdi. Komuta kademesindeki subaylar bu konumlara seçilerek geliyorlardı ve disiplin kuralları demokratik olarak belirleniyordu. Subaylar, demokratik olarak hareket etmemeleri durumunda, kendilerini seçen askerler tarafından bulundukları bu konumdan geri alınabiliyorlardı.

Geleneksel ordu yapılanmalarını savunanlar, söz konusu yapıların varlı�ının zorunlu ve kaçınılmaz oldu�unu, aksi taktirde, sava�ın en kızgın anlarında askerlerin cepheyi terk edeceklerini ileri sürerler. Oysa, tarih,

insanların, e�er gerçekten büyükse ve inanıyorlarsa, bir dava u�runa ya�amlarını feda edebileceklerine tanıklık ediyor.

Ku�kusuz, geleneksel orduların operasyonlarına ili�kin daha pek çok örnek vermek mümkün (I. ve II. Dünya Sava�ları, Vietnam, vb.). Bunlar, askerlerin rızasını almayı gerektirmeyen sava�lardı. Askeri disiplinin rolü, askerlerin, kendilerine bir çıkar getirmeyen sava�ın deh�et verici vah�eti kar�ısında sava�maktan vazgeçmelerini ve ayaklanmalarını önlemektir. Az önce sözünü etti�imiz sava�lar, milyonlarca insanın ya�amını yitirmesine yol açmı� sava�lardı. Sava�an orduların ba�ındaki generallerden hiçbir hesap sorulmuyordu ve bunlar hata üstüne hata yaparak pek çok insanın kaçınılabilir ölümüne neden oluyorlardı (isterseniz, bunu görmek için Somme Sava�ı'ndan Gelibolu Sava�ı'na kadar herhangi bir sava�ın askeri tarihini inceleyin). Bütün bunlar, otoriter hatlarda düzenli bir ordunun daha etkili ve kaçınılmaz oldu�u gerekçesinin bir yalandan ibaret oldu�unu gün ı�ı�ına çıkarır. Rütbe ve benzeri hiyerar�ilerin i�levi ve geleneksel ordudaki karar alma sürecinin niteli�i, küçük bir azınlık tarafından yönlendirilir ve kontrol edilir.

4. Devrimde Fabrikalar

Devrimden sonra, ekonomiyi idare edenlerin elinde iki seçenek vardı: üretim ya devletin elinde, ya da i�çilerin elinde örgütlenecekti. Bol�evikler, bu seçeneklerden ilkini gerçekle�tirebilmek için, ikincisine kar�ı hareket etmek zorundalardı. Fabrika komiteleri, Ekim Devrimi'nden önce, devrim sırasında ve devrim sonrasında fabrikaların pek ço�unda seçim yoluyla belirlenmi� i�çi gruplarıydı. Bu komitelere seçilen delegeler, kendilerini seçen i�çiler tarafından do�rudan kontrol ediliyorlar ve istendi�inde geri ça�rılabiliyorlardı. Bunlar, ba�langıçta, i�yerindeki makineleri sabote ederek üretimi aksatmak isteyen patronların bu bireysel sabotaj giri�imlerini engellemek amacıyla kurulmu�lardı. Bu komiteler, kısa bir süre sonra etkinlik alanlarını hızla geni�leterek, idarecileri safdı�ı bırakarak i�yerinde tüm idareyi kendi ellerine geçirdiler. Herbir i�yeri hammadde ve enerji tedariki, tamamlanmı� ürünlerin nakli açısından di�er i�yerlerine ba�ımlı oldu�u için, Fabrika Komiteleri 1917

Page 26: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

26

Kasımı'nda bir federasyon çatısı altında bir araya gelmeye giri�tiler.

Fabrika Komiteleri'nin bu giri�imi, Bol�evikler tarafından, sendikalar bürokrasisi aracılı�ıyla engellendi. Planlanmı� olan "Tüm Rusya Fabrika Komiteleri Kongresi" hiçbir zaman gerçekle�medi. Bunun yerine, Bol�evik Parti, delegelerin yalnızca yüzde 25'inin fabrika komitelerinden gelen i�çiler oldu�u "Tüm Rusya ��çi Kontrolu Konseyi"ni kurdu. Bu yolla, Bol�eviklerin kontrolü dı�ında koordine olan Rus i�çilerinin yaratıcı enerjisi, partinin kontrol edebilece�i bir örgütlenme lehine engellenmi� oldu. Bol�eviklerin kurdukları "Tüm Rusya ��çi Kontrolu Konseyi" ölü do�mu� bir organdı; bu konsey yalnızca bir kez toplandı. Konsey, kısa bir süre sonra, 1917 Kasımı'nda kurulan ve tamamı Bol�evik Parti üyelerinden olu�an Halk Komiserleri Konseyi'ne tabi kılınan Yüksek Ekonomik Konsey içinde eritildi. Golas Truda (Anar�ist Propaganda Birli�i'nin resmi yayın organı), 1917 Kasımı'nda �u uyarıda bulunuyordu:

Sosyal Demokrat, yani merkezci ve otoriter tarzda hareket eden insanlar olan Bol�evikler, iktidarlarını sa�lamla�tırdıktan ve 'yasalla�tırdıktan' sonra, merkezden dayatılan devletsel ve otoriter yöntemlerle ülkenin ve halkın ya�amını yeniden düzenlemeye giri�eceklerdir. Bunların Petrograd'taki merkezleri, partinin kendi iradesini zorla tüm Rusya'ya dikte edecek ve tüm halka emirler ya�dıracaktır. Kurdu�unuz Sovyetler ve di�er yerel örgütleriniz, yava� yava�, merkezi hükümetin iradesini temsil eden birer yönetim kurulu organından ibaret içi bo�altılmı� yapılar haline gelecekler. Emekçi kitlelerin sa�lıklı ve yapıcı faaliyetleri yerine, tabanı olu�turan insanların özgür iradeleriyle kurdukları birlikler yerine, tepeden gelen, önünde engel olarak gördü�ü her �eyi demir pençesiyle kırıp yok eden otoriter bir devlet aygıtının geçirildi�ine tanık olaca�ız.

Gerçekten, ya�anan sey tam da bu oldu. Fabrika komiteleri, Bol�eviklerin kontrolündeki Sendika hareketi içinde eridiler. Mart 1918'de yayınlanan bir kararnamede, i�çi kontrolü, i�yeri yönetiminden ziyade, i�yerindeki üretimin gözetimi ve tefti�i olarak kavramsalla�tırılıyordu: "Kamula�tırılmı� olan i�letmelerde, i�çi konrolü, Fabrika ya da i�yeri Komitesi'nin tüm bildirilerinin ya da kararlarının onaylanmak üzere Ekonomik �dari

Konsey'e sunulması �eklinde uygulanır. . . Ekonomik �dari Konsey'in üyeleri arasında i�çi ya da çalı�an konumundaki ki�ilerin sayısı, toplam üye sayısının yarısını a�mamalıdır." Ayrıca, Lenin, yine Mart 1918'de, sanayide tek-adam yönetimi lehine kampanya yürütmeye ba�ladı. 1919 yılında, i�letmelerin yalnızca yüzde 10.8'i tek-adam yönetim altındaydı; Aralık 1920'de, 2.483 fabrikadan 2.183'u artık kollektif yönetim altında i�letilmiyordu.

Ekonominin Kontrolü

Böylece, Ekim'i izleyen birkaç aylık zaman içinde, Bol�evikler ekonominin kontrolünü i�çi sınıfının elinden alarak Bol�evik Parti'nin eline verdiler. Bu, iç sava�tan önce, Bol�eviklere göre i�çilerin devrim yapmaya yetenekli olduklarını kanıtladıkları fakat ekonomiyi i�letme becerisinden yoksun bulundukları bir zamanda gerçekle�ti.

Fabrika komitelerine kar�ı Bol�evik saldırı, basit bir temele dayanıyordu: Bol�evikler fabrikaların mülkiyetinin devlete ait olmasını ve bunların devlet tarafından i�letilmesini isterlerken, fabrika komiteleri fabrikaların i�çilere ait olmasını ve i�çiler tarafından yönetilmesini istiyorlardı. Bir Bol�evik, fabrika komitelerinin tavrını �u ifadeyle tanımlıyordu: "Bize özerk üretici komünler �eklindeki Anar�ist dü�ü hatırlatan bir süreçle kar�ı kar�ıyaydık."

Bol�eviklerin bu giri�iminin nedeni, kısmen, Bol�evik iktidara kar�ı muhalefet tehlikesini ortadan kaldırma amacıydı; fakat, ayrıca, bu kararlar Bol�eviklerin siyasal bakı� açısının bir ürünüydü. Bunlar, Bol�eviklere, iç sava� gibi dı� nesnel ko�ullar tarafından zorla dayatılmı� kararlar de�ildi. �ç sava� olsun ya da olmasın, Bol�eviklerin stratejik kararları her durumda aynı olacaktı; çünkü, söz konusu siyasal kararlar, Leninist sosyalizm anlayı�ından ve Leninist i�çi kontrolu kavrayı�ından kaynaklanıyordu. Bol�eviklerin sosyalizm anlayı�ı, Anar�istlerinkinden çok farklıdır. Bu farklılı�ın kökeninde yatan �ey, "üretim ili�kileri"ne atfedilen önemdir. Di�er bir deyi�le, de�eri yaratanlarla bunların ürünlerinin bölü�ümünü kontrol edenler arasındaki ili�kiye verilen önemdir. Tüm sınıflı toplumlarda, üretici, üretimi yönetenlerden ayrılarak onlara tabi kılınmı� durumdadır. ��yeri, patronla i�çiler arasında bölünmü�tür.

Page 27: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

27

Toplumda "emredenler" ile "emredilenler" arasındaki ayrımın ortadan kaldırılması Anar�ist sosyalizm anlayı�ında merkezi bir yere sahipken, Leninistler bu sorunu önemsemezler.

"Üretim araçları üzerinde i�çi kontrolü" ifadesi sık kullanılır. Ne yazık ki, bu ifade, farklı siyasal e�ilimler için birbirinden farklı �eyleri temsil eder. Anar�istler açısından bunun anlamı, i�çilerin üretimin her boyutu üzerinde tam kontrole sahip olmaları gerekti�idir. Buna göre, i�yeri demokrasisinin varlı�ı zorunlu ve kaçınılmazdır. ��çiler, çalı�ma saatleri, üretilecek ürün miktarı, ürünlerin nasıl mübadele edilece�i de dahil olmak üzere, kendilerini ve fabrikalarını etkileyecek her türlü kararı alma iktidarına sahip olmalıdır. "Bol�evikler Ve ��çi Kontrolu" adlı kitabın yazarı Maurice Brinton'in açıkladı�ı gibi:

üretimde i�çi yönetimi -ki bu üreticinin üretim süreci üzerinde tam egemenli�ini ifade eder, bizim için yönetimsel bir meseleden ibaret de�ildir. ��çi yönetimi, bizim siyasal anlayı�ımızın esasını olu�turur. Bu, üretimde otoriter ili�kilerin (emir verme ve emir alma) kendisi aracılı�ıyla a�ılabilece�i, özgür bir komünist ya da Anar�ist toplumun in�asına giri�ilebilece�i yegane araçtır. Biz, ayrıca, üretim araçlarının mülkiyetinin üretim ili�kilerinde bir devrim ya�anmaksızın da el de�istirebilece�ini (örne�in bireysel mülkiyetten çıkıp bunlar üzerinde kollektif mülkiyet kuran bir bürokrasinin eline geçmesi) ileri sürüyoruz. Bu ko�ullarda, mülkiyetin biçimsel statüsü her ne olursa olsun, toplum hala sınıflı bir toplumdur, çünkü, üretim hala üreticiler de�il, bir aygıtsal kurum tarafından yönetilmektedir.(20)

Buna kar�ılık, Leninist sosyalizm anlayı�ı, esas olarak, i�çilerin kendi emekleri üzerinde kontrol sahibi olacakları bir toplumun yaratılmasından ziyade, sanayinin ulusalla�tılması ya da Devlet Kapitalizmi ile ilgilidir. Lenin, "Bol�evikler Devlet �ktidarını Elde Tutabilirler Mi?" ba�lıklı makalesinde, kendi 'i�çi kontrolü' anlayı�ını ifade eder:

Biz i�çi kontrolünden söz ederken, bu sloganı daima proleterya diktatörlü�ü ile ili�kilendiriyoruz ve bunu her zaman ikincisinin arkasına yerle�tiriyoruz, ve, bu �ekilde, zihnimizde nasıl bir devlet tasarımı oldu�una açıklık kazandırıyoruz... E�er göndermede bulundu�umuz devlet bir

proleterya devletiyse (yani proleterya diktatörlü�ü ise), bu durumda i�çi kontrolü, malların üretim ve bölü�ümünün ulusal, bütüncül, her yerde mevcut, son derece kesin ve titiz bir hesabı [vurgu Lenin'in] anlamına gelir.

Lenin, burada, "hesaplama" sözcü�üyle, temel bir öneme sahip olan karar alma yetkisine de�il, muhasebe kayıtlarının yönetimini ve ba�kaları tarafından alınan kararların yerine getirilip getirilmedi�ini kontrol etme yetkisini kast eder.

Bol�evikler, soruna sadece sosyalizmin nesnel ko�ullarının yaratılması açısından yakla�tılar. Bu yakla�ıma göre, toplumda belli bir zenginlik düzeyine eri�ilmeksizin, sosyalizmin gerektirdi�i ücretsiz sa�lık, konut, e�itim hizmetleri ve çalı�ma hakkı gibi toplumsal refah ko�ullarını yerine getirmek olanaksızdır. Lenin �unları söyler:

Sosyalizm, yalnızca, devlet kapitalisti tekelden ileri do�ru atılmı� bir adımdır. Ya da, bir ba�ka deyi�le, sosyalizm, tüm halkın çıkarlarına hizmet eder hale getirilmi� ve o ölçüde kapitalist tekel olmaktan çıkmı� devlet kapitalisti tekeldir.(21)

Ve:

Devlet kapitalizmi, sosyalizmin maddi ko�ullarının tam hazırlı�ı, sosyalizmin e�i�idir, tarihin merdiveninde bir basamaktır ve bununla [--ÇN: devlet kapitalizmi] sosyalizm adı verilen basamak arasında bo�luk yoktur.(22)

1918 ve 1919 yıllarında, fabrikalarda Taylorizm ile i�letmelerde tek-adam yönetiminin uygulamaya konması, i�çi haklarının zararına da olsa üretimde verimlili�in ve üretkenli�in artırılması konusundaki Bol�evik saplantıyı yansıtır. Bol�evikler, insanın kendi emek süreci üzerinde kontrol sahibi olmaması durumunda bir ba�kasının çarkının bir di�lisinden ba�ka bir �ey olamayaca�ı gerçe�ini görmediler. Üretim düzeyinde i�çi demokrasisi, sosyalist toplumun yaratılması açısından, maddi refah kadar önemli bir faktördür.

Bol�eviklerin planlı ekonomiye bakı�ı, bir ba�ka açıdan daha sorunludur. Bol�evikler, ekonominin devlet kontrolü altında merkezile�tirilmesinin kapitalist ekonomilerdeki kaosa bir son verece�ini dü�ündüler. Ne yazık ki, kar�ılıklı serbest bilgi

Page 28: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

28

alı�veri�inin yoklu�unda merkezile�menin kendi yıkımını hazırlayaca�ını hesaba katmadılar. Stalin ve Mao'nun yaptıkları bürokratik hatalar herkesçe bilinir. Mao idaresi altındaki Çin'de, tarlalardaki tahılları yemeleri engellenen serçelerin soyu tükenme noktasına gelmi�tir. Bu, tarlalardaki zararlı böceklerin sayısında ola�anüstü bir artı�a ve dolayısıyla ürünlerin mahfolmasına yol açmı�tır. Rusya'da, salt önceden belirlenmi� üretim kotalarına ula�ılabilmesi amacıyla, muazzam miktarlarda hiç bir zaman kullanılmayacak olan civata ve transmisyon kayı�ı üretilmistir. Rusya'da, endüstriyel demokrasi hiçbir zaman ya�ama geçmedi. Üretime ili�kin kararları sorgulamak ya da ele�tirmek olanaksızdı. Devlet ne kadar aptalca ve körükörüne kararlar alırsa alsın, devlete kar�ı çıkmak kar�ı-devrimcilikle e�anlamlı görüldü. Fikir ve bilgilerin özgür dola�ımı, ancak i�çi demokrasisi ile mümkün olabilir. Ekonominin bilgiden yoksun biçimde planlanmasına giri�mek, gözleri ba�lı futbol oynamaya benzer. Özetle, Bol�evikler, muhtemelen, kendilerini devlet iktidarını elde tutmakla sosyalizme kestirme yoldan varılabilece�i yanılgısına götüren iyi niyetli bir dü�ünceden yola çıkmı�lardı; fakat, onları harekete geçiren �ey her ne olursa olsun, izledikleri politika yanlı� ve kötüydü.

5. Tarihten Ders Alma

Tüm Leninist gelenekleri (Stalinizm, Maoizm, Troçkizm) Anar�istlere kar�ı birle�tiren �ey, Bol�eviklerin 1917-1921 yılları arasındaki iktidarının savunusunu yapmalarıdır. Bunların yeniden yaratmak istedikleri Bol�evik eser budur. Rusya'nın geri kalmı�lı�ı (endüstriyel ya da toplumsal gerili�i), �ç Sava� ve Rusya'nın yalıtılmı�lı�ı, devrimin ço�kusunun gerekçeleri olarak sık sık ileri sürülür. Leninistler, Bol�eviklerin politikasının ya da ya�ama geçirdikleri uygulamaların yanlı� olmadı�ını, sorunun Bol�eviklerin iradesi dı�ında geli�en ko�ullardan kaynaklandı�ını öne sürerler. Bol�evikleri demokratik özgürlükleri bastırdıkları için ele�tirmi� olan Victor Serge ve ��çi Muhalefeti üyeleri bile, nihai olarak Bol�eviklerin tutumunu savunmu�lardır. Bunlar, Bol�eviklerin aldıkları önlemlerin yoklu�unda, devrimin Beyaz gericili�in elinde bo�azlanmasının ve monar�iye geri dönülmesinin kaçınılmaz hale gelece�ini savunmu�lardır.

Biz, nesnel ko�ullar her ne olursa olsun, Bol�evik politikaların her zaman ve kaçınılmaz olarak devrimin ölümüne yol açaca�ıni ileri sürüyoruz. Dahası, devrimin devrimcilerin kendi eliyle yenilgiye u�ratılmasının, onun Beyaz kar�ı-devrim tarafından bozguna u�ratılmasından çok daha kötü oldu�unu, çünkü bunun tüm devrim projesini kesintiye u�rataca�ını dü�ünüyoruz. Yetmi� yıl süresince, Rusya kolaylıkla çalı�ma kampları ve diktatörlükle özde� bir olgu haline getirilebildi. Sovyetler Birli�i, kötü bir örnek olarak, korkutmanın ve gözda�ı vermenin aracı olarak kullanıldı. Sosyalistler, kendilerini, savunulması mümkün olmayan bir �eyi savunmaya zorlanır halde buldular. Sayısız çoklukta devrim, Leninizme ve onun mirasçısı olan Stalinizme kurban edilerek bo�a harcandı.

Özgürlük ve Ütopya

Engels, a�a�ıdaki paragrafta, devrimin nasıl insanlı�ın kurtulu�una varaca�ını anlatıyor:

Proleterya Devrimi [kapitalizme ait] çeli�kilerin çözümüdür. Proleterya kamusal iktidarı ele geçirir, ve, bunun sayesinde, burjuvazinin elinden aldı�ı toplumsal üretim araçlarını kamusal mülkiyete dönü�türür. Proleterya, bu eylemiyle, üretim araçlarını o zamana kadar ta�ımı� oldukları sermaye niteli�inden kurtarır ve onları sermayeden özgürle�tirerek onlara sosyalist karakterini kazandırır. Böylece, önceden belirlenmi� bir plana dayalı toplumsalla�mı� üretim olanaklı hale gelir. Üretimin geli�mesi, toplumdaki farklı sınıfların varlık nedenini ortadan kaldırır. Bununla orantılı olarak, toplumsal üretimde anar�i [kaos] ortadan kalkar, devletin siyasal otoritesi sönümlenerek ortadan kaybolur. Nihayet kendi toplumsal örgütleni�inin efendisi durumuna gelen insan, aynı zamanda do�anın ve kendisinin özgür efendisi haline gelir.(23)

Bol�evikler, iktidarı ele geçirdiklerinde bu programı izlediler. Onu 'sermaye niteli�i'nden kurtarmak üzere üretimi merkezile�tirdiler; ne var ki, toplumdaki farklı sınıfların varlı�ı ortadan kalkmadı. Bol�evik parti görevlileri daha yüksek ödenekler aldılar, daha iyi evlerde ya�adılar, çe�itli ayrıcalıklar elde ettiler. Zaman içinde bu ayrıcalıkları kendi çocuklarına transfer edebilir duruma geldiler, ve tıpkı Batı'daki egemen sınıf gibi hareket ettiler. Toplumsal üretimdeki kaos ortadan

Page 29: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

29

kaybolmadı ve söz konusu kaos Stalin döneminde kıtlı�a yol açtı. Devletin siyasal otoritesi sönümlenmedi, Sovyet halkı özgürle�medi.

Toplumsal yapının temelini belirleyen yegane faktör 'sermayenin karakteri' de�ildir. �ktidar ili�kileri de önemli bir rol oynar ve, Engels'in dü�ünmü� oldu�unun aksine, iktidar yalnızca sermayenin mülkiyetinden kaynaklanmaz. Merkez komite üyeleri, fabrikaların mülkiyetine sahip olduklarını gösterir resmi tapu belgelerine sahip olmayabilirler; fakat, bu durumda bile üretimi ve bölü�ümü belirleme iktidarına sahip olmaları pekala mümkündür.

Özgürlük, eri�ilmesi hedeflenen asıl bir amaç de�il, sosyalizmin yaratılması sürecinin varlı�ı zorunlu ö�elerinden biridir. Anar�istler sık sık 'ütopik' olmakla suçlanırlar. �nançlar, öznel fikirlerin nesnel gerçe�e dayanmaması halinde ütopiktir. Anar�istler, sosyalizmin in�asından önce yaratılması mümkün zorunlu ko�ullardan birinin özgür dü�ünce alı�veri�i ve demokrasi oldu�unu ileri sürerler. Asıl ütopyacılık, özgürlük olmaksızın devrimin mümkün oldu�una inanmak, tıpkı Bol�eviklerin yaptıkları gibi iktidarı ellerinde tutanların samimiyeti ve iyi niyetli çabalarıyla sosyalizmin yukarıdan empoze edilebilecegini sanmaktır. Sam Faber'in "Stalinizm Öncesi" adlı kitabında açıkladı�ı gibi:

Halk yı�ınlarının siyasal olarak ne yaptıkları ve ne dü�ündükleri, en az onların seçeneklerini en çok kısıtlayan nesnel engeller kadar tarihsel geli�meleri belirleyen sürecin önemli bir parçasıdır; bu gerçe�i anlayamamak, determinizmin karakteristik ve sistematik ba�arısızlı�ını olu�turur.(24)

Bol�eviklerin ba�ka seçenekleri olmadı�ı savı do�ru de�ildir. Bol�evikler daha demokratik bir rota izleyebilirlerdi; ama bu yolu seçmediler. Azınlık durumundalardı ve amaçları mutlak iktidarı ele geçirmekti. Sosyalizm ile demokrasinin aynı sürecin parçaları oldu�unu anlayamamı� olmaları, Sovyetler Birli�i'nde sosyalizmin olabilirli�ini yıkıma u�rattı. Devrimci altüst olu�ların ya�anaca�ı gelecekteki bir tarihsel dönemde, i�çi sınıfının devrimci potansiyelinin bo� yere heba edilmeyece�ini ummak istiyoruz ve son sözü Alexander Berkman'a bırakıyoruz:

Özgürlü�e giden gerçek yolu izlemeyi deneyen bir devrim ya�anmadı henüz. Devrimlerden

hiçbiri buna gerekti�i kadar inanmamı�tı. Zor ve baskı, zulüm, intikam ve terör geçmi�teki tüm devrimleri karakterize etmi� ve bu yüzden ba�langıçtaki amaçlarının yıkıma u�ramasına neden olmu�tur. Yeni yöntemlerin, yeni yolların denenmesinin zamanı gelmi� bulunuyor. Toplumsal devrim, özgürlük sayesinde, insanlı�ın kurtulu�unu ba�aracaktır; fakat, bunlardan ikincisine [özgürlü�e] inancımızın olmaması durumunda, devrim kendini yadsıyan ve kendine ihanet eden bir olgu haline gelecektir.(25)

Notlar : 01 Rosa Lüxemburg, The Russian Revolution, (1918) 02 Sergei Mstislavskii, Five Days which Transformed Russia, (1923) 03 Paul Frolich, Rosa Luxemburg, (1933) 04 Maurice Brinton, The Bolsheviks and Workers Control, (1970) 05 Voline, The Unknown Revolution, (1953) 06 RSDIP, Bol�evikler ve Men�evikler olarak ikiye bölünecek olan partinin adıydı. 07 George Leggett, The Cheka, Lenin's Political Police, (1981) 08 Amerikan Hükümeti'nin yarım milyondan fazla Komünist Parti taraftarının katledilimesine yardımcı oldu�u olaylar. 09 Devrimci Askeri Komite. Bu grup, ba�langıçta, Petrograd Sovyeti Yürütme Komitesi tarafından Ekim devrimini örgütlemesi için 12 Ekim 1917'de kuruldu. Devrimden sonra, yeni olu�turulmu� Ikinci Sovyetler Kongresi iki geçici organ seçti: Yalnızca Bol�eviklerden olu�an Sovnarkom (hükümet) ile yasama organı i�levi gören VTsLK. Sovnarkom, Devrimci Askeri Komite'nin i�levlerini Çeka'ya aktardı. 10 George Leggett, The Cheka, Lenin's Political Police, (1981) 11 George Leggett, The Cheka, Lenin's Political Police, (1981) 12 Emma Goldman, My Disillusionment with Russia, (1922) 13 For Anarchism, yayına hazırlayan David Goodway (1989), s. 73. 14 Samuel Farber, Before Stalinism, the rise and fall of Soviet democracy, (1990) 15 George Leggett, The Cheka, Lenin's Political Police, (1981) 16 aktaran Voline, The Unknown Revolution (1953) 17 Emma Goldman, My Disillusionment with Russia, (1922) 18 Leon Trotsky, Work, Discipline, Order, s. 171-172 19 Vernon Richards, Lessons of the Spanish Revolution (1983) 20 Maurice Brinton, The Bolsheviks and Workers Control, (1970) 21 Lenin, Collected Works, Cilt 25, s. 358 22 Lenin, Collected Works, Cilt 24, s. 259 23 Engels, Socialism -Utopian and Scientific, (1880) 24 Sam Faber, Before Stalinism, s. 198 25 Alexander Berkman, ABC of Anarchism, (1929)

• [--ÇN: Lourdes: Katoliklerin kutsal saydıkları, özellikle iyile�mez hastalıklarına mucizevi �ifa bulacakları beklentisiyle ziyaret ettikleri Fransa'nın güneyindeki bir kasaba]

*Yukarıdaki makale, ilk olarak, �rlanda'daki Workers Solidarity

Movement'ın yayın organı "Red&Black Revolution"ın 1. sayısında Aileen

O'Carroll imzasıyla yayınlandı. Yazının türkçesi Anar�ist Bakı� isimli web

sitesinden alındı.

Page 30: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

30

Liberter Gruplar

www.nefac.net K. Amerika – Kuzeydo�u Anar�ist Komünistler

Federasyonu

http://www.alternativelibertaire.org/ Fransa – Liberter Alternatif

http://www.pandora.it/fdca �talya – Anar�ist Komünist Federasyonu

http://www.struggle.ws/wsm �rlanda – ��çi Dayanı�ma Hareketi

www.zabalaza.net Güney Afrika – Zabalaza Anar�ist Federasyonu

http://www.geocities.com/karakizil Türkiye - Taçanka Kollektifi

Sendikalar

www.cnt-f.org Fransa - Ulusal ��çi Konfederasyonu

http://www.cgt.es/ �spanya – ��çiler Genel Konfederasyonu

http://www.sac.se/en �sveç – Anarkosendikalist Sendika

http://www.unicobas.it/ �talya – Taban Komiteleri Sendikal Federasyonu

www.iww.org Dünya’nın Endüstriyel ��çileri

Web Siteleri

http://www.ainfos.ca/tr Uluslararası anar�ist haber a�ı

http://www.karagazete.cjb.net/ Kara Gazete

http://uk.geocities.com/anarsistbakis/ Anar�ist Bakı�

http://www.geocities.com/liberterian/ Radikal Karar Anı

Page 31: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

31

Page 32: 2004 - Liberter@resist.ca –liberter ...liberter/file/yazilar/pdf/sayi1/sayi1vs2.pdf · Ne ütopik sloganları ... liberter sosyalizm propagandasını imdi daha organize bir ekilde

32