1992 erzincan deprem paneli sonuç bildirisi

11
75. YILINDA 1939 ERZİNCAN DEPREMİ KONFERANSI BİLDİRGESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ JEOFİZİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ DEPREM PANELİ SONUÇ BİLDİRGESİ

Upload: ali-osman-oencel

Post on 15-Jul-2015

174 views

Category:

Education


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 1992 Erzincan Deprem Paneli Sonuç Bildirisi

75. YILINDA 1939 ERZİNCAN DEPREMİ KONFERANSI BİLDİRGESİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ –

JEOFİZİK MÜHENDİSLİĞİ

BÖLÜMÜ

DEPREM PANELİ SONUÇ BİLDİRGESİ

Page 2: 1992 Erzincan Deprem Paneli Sonuç Bildirisi

İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği tarafından düzenlenen 13 Mart Erzincan Depremini Anma Konferansı başarıyla tamamlandı. Konferans Oturum Başkanlığı Doç. Dr.Ali İsmet KANLI tarafından yapılan,13.03.1992 yılında meydana gelen 6,8 büyüklüğünde ki depremde hayatını kaybeden 653 insanımızı anmak, Türkiye ve Marmara’da ki deprem gerçeğini hatırlatmak amacıyla ’13.03.1992 ERZİNCAN DEPREMİ YILDÖNÜMÜ VE DEPREM PANELİ’ İ.Ü Mühendislik Fakültesi Mavi Salon’da öğrencilerimizin katılımıyla gerçekleştirildi. Panel İ.Ü Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Dr. Z. Mümtaz HİSARLI’nın açılış konuşması ile başladı. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesinden Dr.Tülay KAYA’nın konuşması ile devam etti.

Page 3: 1992 Erzincan Deprem Paneli Sonuç Bildirisi

Deprem Tehlike Göçü Gerçek mi? 1939-1992 Erzincan ve 1999 Marmara Depremleri ile KAFZ’nun batıya ilerleyişini sürdürdüğü ve Marmara Denizi içerisinde ilerleyişinin durdurduğu belirtildi.

Marmara Denizi Tabanında ki Değişim Ne Anlama Geliyor? Marmara Denizi içerisinde yapılan Manyetotellürik çalışmaları sonucunda elde edilen sonuçlara göre; Marmara bölgesine ait Jeotermal, Jeokimyasal, Gravite, Manyetik, Rezistivite ve Sismik haritalar ile karşılaştırıldığında; Marmara Deniz’in de bir açılmanın olduğu (a), Marmara’nın iletken tabanında ki depremlerin küçük büyüklükte olmasının sıvı çıkışlarıyla açıklanabildiği (b); iletken (düşük dayanımlı) deniz tabanında ölçülen ısı akısı değerlerinin yüksekliği (c) ve sonuç olarak iletken

Page 4: 1992 Erzincan Deprem Paneli Sonuç Bildirisi

taban altında kabuk yapısında inceldiği (d), yalıtkan (yüksek dayanımlı) yapının bulunduğu Marmara’nın deniz tabanının beklenen büyük İstanbul Depremlerine neden olacak enerji depolama

özelliğine sahip olduğu (e) iddia edildi.

Kendi Büyük Depremini Bekleyen Karakteristik Faylar Nerede? 1992 ile 1939 Erzincan depremleri karşılaştırıldığında; 1992 Erzincan Depreminin, 1939 Erzincan deprem kırığının kuzeyinde meydana gelmesi sebebiyle 1992 Erzincan depreminin 1939 Erzincan depreminin bir tekrarı olabileceği ve 1992 Erzincan depreminin 1939 Erzincan depreminin devamı olması durumunda bu fay hattının karakteristik fay olabileceği görüşü öne sürüldü.

Page 5: 1992 Erzincan Deprem Paneli Sonuç Bildirisi

Yedisu Fayında Neden Deprem Bekleniyor? Erzincan depremi sonrası hiçbir gelişmenin kaydedilmediği, resmi deprem tehlike haritasında gösterilen deprem tehlikesinden neredeyse iki misli yüksek yer ivmesi değerlerinin beklendiği bir zemine sahip olan Erzincan ovasında yer alan Yedisu Fayında bulunan sismik boşluğun 1992 yılından beri sessizliğini koruduğu ve bu alanda olası bir deprem sırasında ciddi kayıplar olacağı söylenildi.

Türkiye’de Sismik İzleme Şebekesinde Büyüme Ne Zaman Başladı? 1992 Erzincan depremi sırasında ülkemizde ki mevcut sismik ağın sadece Marmara bölgesinde bulunduğu ve bu nedenle deprem yerinin deprem anında belirlenemediği, deprem sonrası gelen aramalar ile deprem yerinin

Page 6: 1992 Erzincan Deprem Paneli Sonuç Bildirisi

belirlenmeye çalışıldığı ve bu depremden sonra Türkiye’nin yalnızca Marmara’dan ibaret olmadığı ve sismik ağın tüm ülkede bulunması gerektiği kararına varıldığı ve deprem sonrası Türkiye’nin çeşitli bölgelerine istasyonlar kurulduğu belirtildi. Erzincan’da Yapılması Gerekenler Neler? Erzincan ve çevresinde deprem zararlarının azaltılması çalışmaları ile birlikte deprem erken uyarı sistemi için gerekli fizibilite çalışmalarının yapılması, sismik riskin sürekli izlenmesi, aktif ve pasif fay haritalarının oluşturulması gerektiği önerilmiştir.

Erzincan Depreminde Yıkım Nerede Fazla Görülmüştür? Erzincan şehrinde yapılaşma fay hattının üzerinde yer aldığı için birden fazla şok ile meydana gelen deprem, büyük yıkımlara sebep olmuştur. Özellikle faya paralel ve faya dik yapılarda yıkım fazla gözlenmiş olmasının nedeni fay paralel ve dik yönde ölçülen deprem ivme değerinin eşit olmasıyla açıklanmıştır.

Gizli Faylar Neden Tehlikedir? Dünya üzerindeki fayların %50’ sinden fazlasının gizli fay olduğuna dikkat çekilmiştir ve ülkemizde gizli olan fay sayısına vurgu yapılmıştır.

Page 7: 1992 Erzincan Deprem Paneli Sonuç Bildirisi

Kritik Yapıların İzlenmesinde Alınan Mesafe Neden Yetersiz? Kritik (okul, hastane ve kamu binaları gibi) yapıların sismik cihazlarla donatılarak izlenmesi önerilmiştir.

Türkiye’de Bilinen Faylar Kadar Bilinmeyen Gizli

Fay Tehlikesi Ne Anlama Geliyor? Türkiye’de belirlenen aktif ve pasif fay hatlarının adeta bir ağ gibi ülkemizi sardığı, bundan ziyade henüz belirlenememiş fay hatlarının bulunduğu söylenildi. En son 2012 yılında güncellenen fay hatları haritasının sürekli olarak güncellenmesine, halkın ’Aktif ve Diri Faylar’ hakkında bilinçlendirilmesine, ‘Fay Bilinçli Yapılaşmaya’ gidilmesine, kuyu içi

Page 8: 1992 Erzincan Deprem Paneli Sonuç Bildirisi

sismik çalışmaların ivedilikle başlatılarak gizli tehlike gömülü aktif fay araştırmalarına ivedilikle hız verilerek yaygınlaştırılmasının gerekliliğine değinildi.

Deprem Tehlikesini Yer ve Yapı Girişimi (Rezonans) Nasıl Büyütüyor? Depreme bağlı olarak meydana gelen tehlike büyüten eşitliğin (Yer İvmesi=Yapı İvmesi) depremin yıkım gücünü büyüttüğü belirtildi. Yapı mühendisliği eğitimi almadan Yer Mühendisliğinden, Yer mühendisliği eğitimi almadan Yapı mühendisliğinden mezun olanların tehlikeli yapılaşmanın ana nedenlerinden biri olduğu vurgulandı. Yapı inşası sırasında yapının sağlamlığı kadar, zeminin de sağlam olması gerektiği, aksi takdirde çelikten yapılmış sağlam yapıların zayıf zeminlerde devrilmekten ve batmaktan kendilerini kurtaramadıklarının çok iyi bilinen bir gerçek olduğuna vurgu yapıldı. Zayıf ya da kötü zemine yapılan sağlam yapıların olumsuz sonuçlar oluşturacağını ve ‘Rezonans’ kavramının eğitim sırasında iyice pekiştirilmesi gerektiği, ve özellikle Rezonans Mühendisliği derslerinin Yer ve

Page 9: 1992 Erzincan Deprem Paneli Sonuç Bildirisi

Yapı Mühendisliği Eğitimine girmesinin önemine değinildi.

Deprem Tehlike Haritalarının Gecikmesi Felaketi Nasıl Büyütür? Sismik tehlike senaryoları oluşturabilecek ekipler kurulmalıdır. Türkiye’de geciken sismik tehlike haritalarının depremin yıkım gücünü yükseltecek kesin bir ihmal olduğu belirtildi. Gelişmiş ülkelerde tehlike haritalarının yenilenmesinde sürenin 5 yıl olmasına karşın, ülkemizde hala 20 yıldır güncellenmiş deprem tehlike haritasının çıkarılmaması veya bilimsel çalışma grupları tarafından güncellenen deprem tehlike haritalarına değer verilmeyip esas alınmamasından kaynaklı açık bir ihmalin faturasını ülke olarak bir depremde ödenmesinin kimseyi şaşırtmaması gerektiğine dikkat çekildi.Halkın Eğitim ve Afet Zararlarını Azaltma Çalışmalarından Belediyeler Nasıl Sorumlu? İnsanların eğitimi, afet zarar ve riskinin azaltılması Yerel Yönetimlerin kanuni görevi olduğu fakat yerel yönetimlerin üstüne vazife değilmiş şeklinde yönetim sergilemelerinin depremlerde felaketi büyütecek bir ihmal olarak görüleceği ifade edildi. Afetlerle ilgili olarak yerel yönetimlerin yasal görevleri, 5393 sayılı Belediye Kanun’da düzenlenmiştir. Belediyeler belirlenen bu kanuna göre; Afet Zarar ve Risklerini

Page 10: 1992 Erzincan Deprem Paneli Sonuç Bildirisi

Azaltmak (A), Afet ve Acil Durum Planını Yapmak (B), Ekip ve Donanımları Hazırlamak (C),Halkı Eğitmek zorundadır (D).

Türkiye’de Veri İzlemede Bütünleşme Ne Zaman Olacak? Ülkemizde yer bilimlerine olan güvenin artırılması için AFAD ve Kandilli Rasathanesi gibi kurumların verilerinin bütünleşik olması gerektiği hususuna vurgu yapılmıştır.Sürekli Deprem Tehlikesi Neden İzlenmiyor? Sürekli deprem tehlikesini raporlayan merkezler olduğu, ülkemizde toplanan küçük deprem verilerinin büyük deprem merkez havuzlarına aktarılmamasından kaynaklı olarak Küresel Aylık Deprem Tehlikesi tahmin çalışmalarından yararlanamadığını dikkat çekildi.Türkiye’de Küçük Depremleri İzlemede Neden Yetersiz? Ülkemizde meydana gelen küçük depremlerin(M<3) izlenmesi, olası büyük depremlerin kestirimi için önemlidir ve bu hususta depremselliğin kestirimi çalışmalarına önem verilmelidir. Küçük depremlerin izlenmesinde yeter şart deprem istasyonlarının yerin altına indirilmesidir ve ülkemizde yeraltı deprem izleme istasyonları yetersizdir. Japonya’da Yeraltı Deprem İzleme İstasyonları (Borehole Seismometers) sayı olarak 800 iken ülkemizde bu sayı henüz 8 dir. Ülkemiz risk

Page 11: 1992 Erzincan Deprem Paneli Sonuç Bildirisi

azaltacak çalışmaları ancak Ulusal Yeraltı Deprem İzleme ağlarıyla gizli fayları bularak sağlayabilir. Fakat risk odaklı çalışmaların ülkemizde önemsenmemesinden kaynaklı olarak bir deprem sonrasında riskin büyük olmasının kaçınılmaz olduğu vurgulandı.

Marmara Depremleri Ne Zamanda Günümüze Suskun? Marmara Denizinde 1766’dan beri bir sismik aktivite görülmemiştir. Bir sonraki büyük depremin Marmara denizi içinde olabileceği belirtilmiştir.