1987 mmo sanayi kongresi ve sergisi

84
m a k ı n a m ü h e n d i s l e r i odası yayını 1987 SANAYİ KONGRESİ VE SERGİSİ »* ?*"•** %

Upload: zeynep-aydin

Post on 19-Feb-2016

277 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

1987 - Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

TRANSCRIPT

Page 1: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

m a k ı n a m ü h e n d i s l e r i o d a s ı y a y ı n ı

1987SANAYİ KONGRESİ VE SERGİSİ

»* ?*"•** %

Page 2: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Her tür takım tezgahına kolaylıkla uygulanabilen -1,2,3 eksenli, hafızalı, programlanabilir veya

ünitelerive titreşimden katiyen

Page 3: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

TSE KALİTE BELGELİYAKACIK ARMATÜRLERİ

Armatürlerimiz, Klinger - Avusturyalisansıyla modern entegre tesislerimizdekaliteli olarak üretilmektedir.

Klinger Armatürleri 14 ülkede imâledilmekte ve bütün dünyadakullanılmaktadır.

Armatürlerimiz,mükemmel ve uzun ömürlüsızdırmazlık sistemi, kolay bakım vesızdırmazlık ringlerinin değiştirilmesiyleyenilenme özelliğinden dolayı ekonomiktir,enerji tasarrufu sağlar, çevreyi kirletmez.

KLİNGER - YAKACIK, mükemmel bir satışsonrası servis ve vana seçiminde danışmanlıkhizmeti de vermektedir.

Katalog ve her türlü ilave bilgi içinhizmetinizdeyiz.

YAKACIK MAKİNA FABRİKASIDöküm Valf Sanayi ve Ticaret A.Ş.Sirkat MerkeziKemeraltı Cad. Bankalar HanK. 5 Karaköy - İstanbulTel: 151 02 96 (4 hat)Telex: 25304

Fabrika:Ankara Asfaltı ÜstüKartal - İstanbulTel: 353 63 63 - 64Mağaza:Necatibey Cad. Karantina SokNo: 7 Karaköy - istanbulTel: 144 33 71

Ankara irtibat Bürosu:Strasburg Cad. No: 32/3Sihhıye - AnkaraTel: 30 23 75-30 46 36

İzmir İrtibat Bürosu:Alsancak Atatürk Cad.374/3 Tel: 21 72 08

Adana İrtibat Bürosu:İstiklâl Mart. 219 SokakNo: 33/5 Tel: 125 13

Page 4: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

1969dan bu yana güvenilir,verimli ve kaliteli 15000 tezgah üretti.Ülkemizin takım tezgahları, üretiminde önde gelen kuruluşu TEZSAN,

ayrıca 2000'i aşkın tezgah ihraç etmenin gururunu taşımaktadır.

Üretim Programı:- Orta tip üniversal torna tezgahlan

SN 50 C/1000-1500-2000

- Ağır tip üniversal torna tezgahlanSN71B/1500-3000-4000

- Otomatik çevrimli kopyatorna tezgahlanKopimat 500 /1000 -15000

- Mekanisyen torna tezgahlanMAS 165 SMAS 165 F (Freze teçhizattı)

- Üniversal freze tezgahıFG32U

- Sütunlu matkap tezgahlarıSM35AM 35 ESM 20 MS

- Kalıpçı freze ve delme tezgahıTF32

- özel amaçlı tezgahlar

-Takım tezgahlan teçhizatı

ACENTESİ: *l*feWfc TEZSAN PAZARLAMA A.Ş.Necatibey Cad. No: 255 P.K. 403 Karaköy - İstanbulTelefon: 14919 91 (3 hat) Telex : 25 648 cnc tr

TEZSAN PAZARLAMA A.Ş. ve TEZSAN TAKIM TEZGAHLARI SANAYİ VE TİCARET A.Ş. TÜRKİYE $ KURULUŞLARINDANDIR.

Page 5: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

BİLDİRİLERİN ÖZETLENMESİ VE SÖYLEŞİLER

DOÇ. DR. FATİH GÜMÜŞ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR.

Ağustos / AugustCHt / Vol&SSayı/No > 33l 1

TI Odan Adına

Ismat Rıza CEBİ

SonuUa Yan Ifkri Müdürü( M t a E d i )( s t a vSordar TAN

Yaym Kumlu (PubBıhing Boaid):Atilla ATASOYSarhat ALTENMatin ŞİMŞEKSlyaml ESERUflur AKARSUMfrtln UYGURAtilla ÇINAR

Reklam Yönetmeni(AdvertMat RepieteııUthre):Marmln OZBAKİ

Grafik (Giapkiato):Ali YILDIZ

Dkg» (Type Settiıg):Norm Dizgi -133 11 59

ARSU OFSETTel: 229 76 92 —ANKARA

Yönetim Yeri (Head Office):Konur Sok. No. 4/4 - 06442 KızılayTel: 118 23 74 - 125 71 65Basıldığı tarih Kasım 1987Baıkı Sayısı, 20.500

Abone «MİBmMakMw MfMndfclarl OdatTnm Tflrklyfdahi «yttorma aar«M gönderilir. Ayda»ir ciMr, !tayı*t r».-TL| Vııuk tton*7.000.-*tf¥ »yHK 4*00.-TL. MOMndtaİlk egltlm. j»lf»n Oerancltaro •* S» (ntfl-rhn yapıtır. Yurt dışı abona 39 AB(Oolan.

Reldam rtutfuı w foııükn:On Ic IU()£.CSBMD..TL.ArkaKje4k:7OO.00O.-Tt., Arka l« Kapak- 6O0-00O.-TL, İç Sayla: 20O.OO0.-TL. 1/2 Sayfa:1 5 0 . Q 0 0 . - T I I V * jBayfa- lOO.Ofl0.-TL.l/« Sayfa.IJbLJOjfr.--TL, Ic T ı m t ı * Say-fa»: •9fc$#tTC*KllMKafMk:*>a.o<n.-TL • %mf-%işutnm. -OaVfjMIfi « V b Bo-yuttan m«fT cW«r. RtMam nimtari17M24 tm.-i?Klt em, 1T«16 cm. S.5K6cm ooyutiaAnda ttmaWnwiMir. Har bir•k nnk Içİb 4OJMM»^(«in MâMtfeTt. «*wt|r.fi latvn UfitıintMı Ba*mwak 19 ataictaı» TUrkto» I» I M H C M , Ankara v«n<-c Uk » M H , k « <trttr tdbaiinMıl M87 Nolu ftaubayatırılır.

21. YÜZYILA DOĞRU SANAYİ TEKNOLOJİLERİ 8Prof. Dr. İbrahim KAVRAKOĞLU

SANAYİ ve ARAŞTIRMA 9Maklna Y. Müh. SU mey İrAKÇASU

MÜHENDİSLİK HİZMETLERİNİN ÜLKEMİZDEKİ KONUMUVE SORUNLARI 10inşaat Y. Müh. Algan HACALOĞLU

TÜRK SANAYİİNDE YÖNETİCİ PROFİLLERİ 11İnşaat Y. Müh. Gündüz PAMUK

TÜRKİYE'NİN SANAYİLEŞMESİNDE KAMU KESİMİ VE PLANLAMA 13Doç. Dr. Bilsay KURUÇ

İMALAT SANAYİİNDE VERİMLİLİK 14Mesut ODABAŞI, GUltekln ÇOYGUN, Nurdan İLGAZ

TÜRKİYE'DE İMALAT SANAYİİNİN GELECEĞİ ACISINDAN ULUSLARARASIÜCRET VE EMEK VERİMİ KARŞILAŞTIRMALARI 17Prof. Dr.Korkut BORATAV

TÜRKİYE'DE SANAYİ VE ÜCRETLER SANAYİDE ÜCRET DÜZEYİ VEYAPISI 20Cevdet SELVİ

SANAYİDE STANDARDLAR VE AVRUPA TOPLULUĞU'NDASTANDARDLARIN UYUMLAŞTIRILMASINA İLİŞKİN YENİYAKLAŞIM 21Elektrik Müh. Nur sah KOŞAR

DÜNYA EKONOMİK BUNALIMI İÇİNDE DÜNYA'DA VE TÜRKİYE'DESERBEST ÜRETİM BÖLGELERİNİN GELİŞİMİ 25Prof. Dr. ilhan TEKELİ —Salim İLKİN

TÜRKİYE'DE İŞ MAKİNALARI 29Maklna Y. Müh. Oğuz TÜRKYILMAZ

ELEKTRO -TEKNİK MAKİNA VE İMALAT SANAYİ 30Maklna Y. Müh. Metin ÖZGÜC

TÜRKİYE'DE İSTİHDAM SORUNU VE SANAYİ 31Prof. Sadun A REN

SANAYİ YAPISINDAKİ YENİ OLUŞUMLAR VE YER SEÇİMİ 34Y. Doç. Dr. Ayda ERAYDIN

HAVACILIK SANAYİİMİZLE İLGİLİ BAZI GÖRÜŞLER 35Prof. Dr. Cahit ÇIRAY

OTOMOTİV YAN SANAYİİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ 36Gemi Mak. isi. Müh. Hilmi K.ATİLLA

DÜNYA'DA VE TÜRKİYE'DE OTOMOTİV SANAYİİ 38Maklna Y. Müh. Ziya ÖZKAN

NÜKLEER SANTRAL YAPIMI 40Suphi ŞAHİN

TEKSTİL MAKİNALARI 41Doç. Dr. Rlfat ALPAY

SANAYİ ÜRÜNLERİ DIŞ TİCARETİNDE KALİTE KONTROL 42ismet ÖZTUNALI

SANAYİDE ENERJİ TASARRUFU 43Erhan IŞIL

ÇEVRE SORUNLARI, MALİYETLERİ VE YENİ BİR EKONOMİYE

YÖNELME 4!>Dr. Ömer KULELİ

SINAİ TESİSLERİN YAPIMI 47Tamer ATAUZ

ANKAKA ŞUSUl:HnMrsok. M/ı.0*442 D«mkM|M/Ank«,«Td.230 39 15 -230 02 31

BTANBUL ŞUBESİ:lUlklil CM. MAnlara Iflunı Kal: 4• 0060 Bayoakı/iibımulTM: 145 0] 63 • 149 03 «4

ŞUBESİ:A» Catlnftaya But. No: 12 Kat: 1 o. 132220 OOndoAdu, AMancafc/limtrTMı21 74 6«-22 00 11

ADANA ŞUBESİ:AtatarkCad.ttam,t»K AM. 171/3TM: 339 04-011 20

HacılM M M . balar SM.* « m AM. Kat: 4T«, 21 41 34-21 «4 71

DtV;

K a l : l O.l Tal: 11971

— "*"TMiti fil Iftluma Sen. EBA Cart»Katı 4 P4S: 33 Tal: 177*4

Page 6: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

1987 SANAYİ KONGRESİBilindiği gibi 1987 Sanayi Kongresi 9-15 Kasımda toplanacak, hafta boyunca Türkiye sana-yiinin bugünü, 21. yüzyıla girerken durumu tartışılacak, öneriler geliştirilecektir.

Sanayi Kongreleri 1972 yılından beri her iki yılda bir TMMOB Makina Mühendisleri Odası GenelKurulu kararları gereği toplanmakta idi. Bu kongrelerdeki görüşler her zaman Türkiye Sanayiindeönemli sorunları açığa çıkarmışlardır.

1978'deki kongreden sonra ne yazık ki 1980 kongresinin bütün hazırlıkları tamamlanmış olmasınarağmen, Türkiye'nin içinde bulunduğu son 7yılın koşulları kongrenin toplanmasına olanak tanıma*mıştır.

Uzunca bir aradan sonra Sanayi Kongresi yeniden toplanıyor. Bu kongrenin gündemi "80 sonrasıTürkiye Sanayiinin durumu ve 21. Yüzyıla girerken Türkiye Sanayii".

Türkiye sanayiine bakıldığında, geri kalmış dışa bağımlı yapısını sürdürdüğü, teknolojik üretimininneredeyse hiç olmadığı bu nedenle dışa teknolojik bağımlılığın sürmekte olduğu hemen görülmekte-dir.

Bu dönemde gözlenen diğer bir olumsuzluk sanayiinin önemli bileşimlerinden biri olan yetişmiş in-san gücü niteliğinin düşmesidir. Ne yazık ki öğretim kurumlarında verilen eğitimin düzeyi giderekdüşmektedir. Sanayi, talep ettiği nitelikli iş gücünü sağlayamamaktadır.

Türkiye sanayiinde küçük ölçeklilik ve teknolojik gerilik sürmektedir. Mühendislik sanayilerinintoplam sanayi içindeki oranının çok düşük oluşu, sanayinin kendi kendini üretmesinin en önemligöstergesi olan mühendislik sanayilerinde ki az gelişmişliği göstermektedir. Mühendislik sanayileriningelişmemişliği de teknoloji toplumu olmayı engellemektedir.

Sanayi kongresinin bu sorunların tartışılıp, çözüm önerilerinin geliştirilerek, Türkiye'nin 21. Yüzyıl-da ileri teknoloji toplumu olmasına ışık tutmasını bekliyoruz.

Saygılarımızla,

YÖNETİM KURULU

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1987

Page 7: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

1987 Sanayi Kongresi, Türkiye Sanayinin 21. Yüzyıla doğru gelişme perspektifini biçimlendirecekgelişme ve kararların gündeme geldiği bir dönemde toplanmaktadır, ülkemizde 1923, 1930, 1936,1948, 1951/1962, 1964, 1968 yıllarında Sanayi Kongreleri düzenlenmiştir. M.M.O. bunların çoğu-na aktif olarak katılmıştır.

1972, 1974, 1976 ve 1978 yıllarındaki Sanayi Kongreleri M.M.O. tarafından düzenlenmiştir. 1980yılı Aralık ayında yapılacak kongre ise, tüm hazırlıkları yapılmış olmasına rağmen, o günün koşulla-rında iptal edilmiştir.

Kongre, uzun bir aradan sonra 1987 Kasımında yeniden yapılmaktadır.

Kongre, 1980 sonrası ekonomi politikası uygulamalarıyla sanayileşmede nasıl bir yapılaşmanınortaya çıktığınmda tartışıldığı bir tarih kesitinde gerçekleşmektedir.

Bir yandan bilimsel teknolojik devrimin dünya sanayiinde yol açtığı değişikliklerin boyutlarınınortaya çıkması, diğer yandan Türkiye'nin Nisan 1987'de AT'na tam üyelik için başvurmuş olması,Türkiye sanayiinin önündeki tercihlerin geniş kapsamlı bir biçimde ele alınmasını daha da ivedikılmaktadır.

Günümüzde sanayi sektörlerinin gelişimine yön veren yatırım, bilim ve teknoloji politikası karar-larının etkileri de daha kalıcı ve uzun dönemli olmaktadır. Bu bağlamda ortaya çıkan irdeleme vetartışma ihtiyacına cevap vermesi amaçlanan 1987 Sanayi Kongresi eşzamanlı ve birbiriyle bağlan-tılı iki oturum dizisinden oluşmaktadır.

0 Dünya ve Türkiye ekonomisi ve sanayiindeki gelişme ve sorunların ele alındığı genel oturumlar,m Türkiye sanayi alt sektörlerinin incelendiği sanayi sektörü oturumları.

Bildiri ve tartışmalarda, Türkiye sanayiinin bugünkü durumu ile yarınına ilişkin sorunlara ağırlıkverilmesi hedeflenmektedir.

Kongre süresince, ayrıca, bir de sergi düzenlenmiştir. Sergide, Türkiye imalat sanayiinin bugünküdüzeyinin yansıtılması ve ürünlerinin konu ile ilgili kişilere tanıtılması amaçlanmaktadır.

1987 Sanayi Kongre ve Sergisi'ne gösterdiğiniz ve göstereceğiniz ilgi için şimdiden teşekkür ederiz.

Saygılarımızla,

DÜZENLEME KURULU

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 3 34 KASIM 1987

Page 8: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

21. Yüzyıla doğru sanayii teknolojileri

"Bilgi teknolojisindekipatlama insanaşaşkınlık veren

boyutlara varmıştır.Sadece 37 yıllık bir

süre içinde teknikolanaklar bin ile on

milyon kat artışgösterirken, maliyetler

düşmüş, kalite vegüvenirlik büyük

ölçüde yükselmiştir.Bugün, yaklaşık

yüzbin dolarkarşılığında birkaç bin

prosesörlü birbilgisayar

alınabilmektedir."

Prof. Dr. İbrahim KAVRAKOGLU

Sanayide yeni bir devrim yaşanıyor. Bilgisayar ve otomasyon tek-nikleri yepyeni ufuklar açıyor, önce şu tezi bir yana bırakalım. Deniyorki, sanayi ötesi toplumlar artık hızla hizmet sektörüne yönelip, malüretimini gelişmekte olan toplumlara terk edeceklerdir. Gelişme hiçde öyle değil. Sanayi ötesi toplumlar (i) En kârlı alanlarda yoğun tek-nolojik gelişmeyi sürdürüyorlar, (ii) Kârlılığı kalmayan, ya da çevreyiaşın kirleten alanlardan çekiliyorlar, (iii) Sınai üretimde prodüktivite-yi sürekli arttırıyorlar ve bu nedenle de çalışanlar hizmet sektörünekayıyorlar.

Teknolojik gelişme ile ekonomik gelişme arasındaki en önemlibağlantı, "verimlilik"tir. Maliyet avantajı, rekabet gücünün artması vepazarın genişlemesi verimlilikle sağlanır. Bu nedenle işgücünün niteli-ği son derece önemlidir. Artık düz emek yerini uzmanlaşmış işgücünebırakmıştır, örneğin, ABD'de düz emeğin payı % 15'e düşmüştür. Ay-rıca, sanayi girdilerinde de değişim olmuştur. "Emek" girdisinin payıazalırken "sermaye"nin yoğunluğu artmıştır. Sanayi hammaddelerin-deki değişme de önemlidir, örneğin, demir-çelik girdisinde azalma var-dır. Plastik'in rekabeti, imalatının olumsuz çevresel etkileri nedeniylemaliyetinin artması demir-çelik tüketimini geriletmiştir.

Bilgisayar destekli mühendislik; bilgisayar destekli imalat ve ima-lat kaynaklarını planlama sistemleri hem ayn ayn hem de bütünleşikolarak etkinlikte bulunabileceklerdir. "Geleceğin Fabrikası" diye de ad-landırılan bütünleşik yaklaşımın verimliliği ve üretimi arttırmak, süre-yi, ıskartayı, hurdayı, gerekli alanı olağanüstü azaltmak gibi üstünlükle-ri vardır.

SONUÇ: Teknolojik devrim karşısında Türkiye neler yapmalı? Busoruyu doğru yanıtlamak için önce bazı temel doğruları belirtmek ge-rekir. 1. Teknoloji bütündür. Sadece belli sanayilerde uzmanlaşmakiçin bile geniş bir fen ve mühendislik tabanı gereklidir. 2. Nitelikli ele-manlara gereksinim vardır. Artık düz işçi girdisiyle rekabet edilecekalan kalmamıştır. 3. Pazarlama yaklaşımı değişmektedir. Kaliteyi geliş-tirmeden bir ürünü uzun süre satmak olanaksızdır. 4. "İşbirliği" anlayı-şı belirleyicidir. Teknolojideki entegrasyon, farklı disiplinleri ve ke-simleri bir araya getirmekte, işbirliği ve eşgüdüm giderek önem kazan-maktadır. Bu doğruların ışığında ülkemizde şunlar yapılmalıdır: (a)Dış dünya ile bütünleşmek; gelişmeleri bünyemize uyarlamak, (b) Eği-timi yaygınlaştınrken kalite'ye ağırlık vermek; "problem çözerek öğ-renmeyi" ilke olarak benimsemek, (c) üniversite- sanayi işbirliğini te-zelden gerçekleştirmek, (d) Kamusal ve özel kesimlerin işbirliğini sağla-mak; bürokratik engelleri kaldırmak, (e) Uzun vadeli hedefleri somutprojelere dönüştürmek. En önemlisi: (f) Çalışmak.

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1987

Page 9: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Sanayi ve araştırmaSümeyir AKÇASU

Makina Y. Müh.

"Bir ülkeninbağımsızlığı teknoloji

üretme gücüne bağlıdır.Sanayi toplumu,

bilimin egemen olduğubir toplumdur. Yeni

ürünler piyasada uzunsüre rakipsiz

kalamazlar. Bunedenle, sanayiciler

ürünleri çeşitlendirmeyoluna giderler.

Bunun için de belli birbüimsel-teknolojik

potansiyeli hazırbulundururlar. Sanayidışa açılabildiği ölçüde

büyür. Bunubaşarmak için yeniteknoloji yaratmak

gerekir."

Bir ülkenin bağımsızlığı, dengeli ve planlı kalkınması, o ülkenin tek-

noloji üretebilme gücüne bağlıdır. Gelişmiş toplumlar bu gücü sürekli

arttırmak için A + G alanında büyük harcama ve yatırımlar yapmakta

ve yeterli sayıda nitelikli insan gücü ve bilim adamı yetiştirilmesine

büyük önem vermektedirler.

Sanayi toplumu bilimin egemen olduğu bir toplumdur. Orada insan

yaşamına ve evren 'e ilişkin tüm bilgiler uygulamaya geçirilir. Sanayi kâr

amacıyla ürün, proses, sistem ve hizmet üreten bir kurumdur. Sanayi bu

işlevlerini yerine getirebilmek için, klasik üretim faktörleri ya da girdi-

leri yanında, A + G yoluyla elde edilecek bilgiye, deneyime ve beceriye

sahip olmalıdır.

Yeni ürünler piyasada uzun süre rakipsiz kalmazlar. Bu nedenle

büyük boyutlu sanayi kuruluşları ürünlerini çeşitlendirme yoluna gider-

ler. Bunu sağlamak için de belli bir bilimsel ve teknolojik potansiyeli

hazır bulundurmak zorundadırlar. İleri ülkelerde A + G çalışmalarının

büyük bölümü (2/3 oranında) Sanayide yapılmaktadır. Birçok ülkelerde

araştırma harcamalarının yandan fazlası devletçe sağlanır. Sanayiin bü-

yüme ve tekelleşme arzusu yanında, rekabet, verimliliği arttırma, kâr

çoğaltma gibi nedenler A + G'nin genel dürtüleridir.

Sanayi dışa açılabildiği ölçüde büyümektedir. Bunu başarmanın

yolu mevcut teknolojileri kopya etmekten çok, yeni bir teknoloji

yaratabilmektir. Bu da ancak, büyük sanayi işletmelerinin bilime dayalı

A + G birimlerini kurup uygulamalı araştırmalara başlamalanyla sağla-

nabilir. A + G birimlerinin kurulmasıyla sanayiin kurulması arasındaki

zaman farkı gittikçe azalmaktadır. Büyük firmalar A + G enstitülerini

kurduktan 30-40 yıl sonra sanayi laboratuvarlarıni da kurmuşlardır.

Nitelikli insan gücü ve araştırıcı personel açığımız çok büyüktür.Bir araştırıcıdan beklenen özellikler şunlardır: yabancı dil, özümsenmişbilgi, kaynak araştırma, sistemli düşünebilme, çözümleme ve bileşimyeteneği, gözlem ve yaratıcılık, yazılı ve sözlü anlatım yeteneği, modernaraçları kullanabilmek ve bilgi işlem tekniklerini bilmek, farklı disiplin-lerle ortak çalışabilme yeteneği. Eğitim programlan teknik bilgi yanın-da bu nitelikleri kazandıracak biçimde düzenlenmelidir. OECD devlet-leri A + G'den ve A + G harcamalarından ne anlaşılması gerektiğini,saptamışlardır. Bu konudaki "Frascati Rapor"nda A + G'nin tanımlanyapılmış ve harcamaların nasıl hesaplanacağı belirtilmiştir. Yurdumuzdada bu tanımların benimsenmesi gerekir. Aksi halde, teşviklerden yarar-lanmak isteyen sanayici, Maliye Bakanlığı fle çeşitli anlaşmazlıklara dü-şer ve teşvikten beklenen amaçlara ulaşılmasında gecikmeler olur.

SONUÇ: Sanayide A+G çalışmalarını verimli kılmak için sanayi ve

araştırma kuruluştan arasındaki ilişkiler geliştirilmelidir. Bu konu şim-

diye kadar yalnızca üniversite - Sanayi ilişkileri olarak ele alınmıştır.

Oysa yurdumuzdaki öbür A + G kunıluşlan da dikkate alınmalıdır.

Devletin araştırma enstitüleri fle büyük sanayi kuruluştan arasındaki

ilişkiler incelenmelidir. Bu inceleme, özellikle küçük ve orta boyutlu sa-

nayiler için çok yararlı olur.

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI :334 KASIM 1987

Page 10: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Mühendislik hizmetlerinin ülkemizdekikonumu ve sorunları

"Teknoloji üretemeyen,aldığı teknolojiyi

özümleyemeyen birtoplum, sosyo-ekonomikve siyasal tercihleri

ne olursa olsun,geleceğe umutla

bakamaz.,,"Emeğin verimliliği

arttığı ölçüde toplumsalrefah gelişir, gelir

bölüşümü adilleşir veemekten yana bir

düzene doğru sağlıklıadımlar atılır."

"Mühendislikhizmetlerinin özünde

yoğun bir düşünsel vebedensel emek vardır."

Algan HACALOGLUİnşaat Y. Müh.

ülkemizde mühendislik hizmetleri yetersiz, ulusal teknik emek gü-cümüz örgütsüz ve devlet politika üretme gücünden yoksundur. Dev-letin sanayileşme, teknoloji transferi, planlama, yatırım, yabancı ser-maye ve teşvik politikaları sağlıksızdır.

"üretim sürecinin bütün aşamalarında emeğin dayanağı ve yönlen-diricisi mühendislik hizmetleridir. Bu hizmetler geliştirilmezse, ülkededengeli ve ileri bir sanayi toplum yapısına ulaşılamaz, üretim araçları,mühendislik hizmetleri ve emek gücü birbirini tamamlayıp geliştirenUç etkendir. Mühendislik hizmetlerinin özünü büyük ölçüde emek gücüoluşturur. Çünkü bu hizmetlerde yoğun bir düşünsel ve bedensel emekvardır. Uzmanlaşmış ve deneyimli insan gücü olmadan mühendislikhizmetleri yürütülemez.

1980 sonrası hükümetlerin makro ekonomik plânlamayı dışlamışolmaları mühendislik hizmetlerini köreltmiştir. Makro planlamaya1980 öncesinde de yeterince önem verilmemiş ve ağır sanayi atılımısiyasal çıkar hesaplarına feda edilmiştir. Mühendislik hizmetlerine, ya-pılabilirlik etüdlerine ve ön proje çalışmalarına önem verilmediği içinülke kaynaklan çarçur edilmiş ve Ulusal Ağır Sanayi atılımı ağır biryara almıştır. Yatınm aşamasındaki mühendislik hizmetlerinin önemi,yalnız kamu kesiminde değil özel kesimde de yeterince algılanmış de-ğildir. Yatırım konusunda gerekli ön proje çalışmaları yeterince yapıl-madan sadece genel beklentilerle uygulamaya geçilmektedir. Bu man-tıkla hazırlanan etüdler yatırımların planlanmasına yarar değil zararvermektedir.

Mühendislik hizmetlerinin temel girdisi olan eğitilmiş insan gücünü,araştırıcı, planlayıcı, uygulayıcı teknik kadrolar, teknisyenler, tekni-kerler, mühendisler ve uzmanlar oluşturur. Bu kadroların eğitim yeter-sizliği en büyük eksiğimizdir. ülkenin teknik eleman piramidi son yıl-larda daha da bozulmuştur. Lise düzeyindeki mesleksel eğitim gerile-mektedir. Uzmanlaşmış teknik ressam yok denecek kadar azdır.

Teknoloji üretemeyen, aldığı ternolojiyi özümleyemeyen bir top-lum, sosyo-ekonomik ve siyasal tercihleri ne olursa olsun geleceğeumutla bakamaz. Türkiye sorunlarını ancak ileri teknolojiye dayakçağdaş bir sanayi toplumunu hedefleyerek aşabilir, işsizliğe kalıcıçözüm yolu ancak böyle bulunabilir ve demokrasi de ancak böyle birtemel üzerinde yaşatılabilir.

SONUÇ: Demokratik Sanayi Toplumu yapısına ancak demokrasiy-

le ulaşılır. Bu amaçla ulusal kaynaklar yeniden üretime yönlendirilmeli

ve emek verimliliği teknolojik aşamayla artırılmalıdır. Emeğin verim-

liliği arttığı ölçüde toplumsal refah gelişir, gelir bölümümü adilleşir ve

emekten yana bir düzene doğru sağlıklı adımlar atılır.

10 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI :334 KASIM 1987

Page 11: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Türk sanayiinde yönetici profilleri

Eğitilmiş insan, örgüt,bilim ve teknolojiüretme yeteneği, uzun

vadeli planlama,kalkınmayı hızlandıran

güç kaynaklarıdır.1986'da ödenen

4 milyar 668 milyondolarlık dış borcun

GSMH'ya oranı%8,Vdir. Bu oran

85'de 7.4, 84'de 5.8,83Jde5.0,82'de4.6idi.

Alınan dış borçlarınbüyük bölümü

tüketim malları alımıve hizmet yatırımları

için çar-çur edilmiştir.İleride ülkemizde de

Güney Amerika 'daolduğu gibi, bu

paraların nereyegittiğini araştıracak

komisyonlarkurulacaktır."

Gündüz PAMUKİnşaat Y. Müh.

İnsanlar çevrelerinin ve içinde bulundukları koşulların ürünüdür-ler. Başarılı insan bu koşulları iyi değerlendirmiş olandır. Ancak basanizlenen amaçla anlam kazanır, örneğin, kaçakçılıkla zengin olmak ba-san mıdır?

Yönetici bir örgütü yöneten bireydir. Bireyler kendi güçleriyleyapamadıklarını örgütleşerek yapabilecekleri bilincine vannca ör-gütlenmeye başlamışlardır, örgütler ortak insan etkinliklerinden oluşansistemlerdir. "Yöneticnin görevi parçalannın toplamından daha büyükbir bütün ve kullanılan kaynaklardan daha büyük bir verim sağlayacakbir girişim yaratmaktır." (Peter F. Drucker).

Örgütlerin beşeri kaynaklan insanlardan ve onların şu yetenek vebecerilerinden oluşur: İş yapma, iş yaptırma, yönetim fonsiyonlannıkavrayıp kullanma yetenekleri. Yöneticinin kullandığı aletler şunlardır:Yaratma, planlama, örgütleme, teşvik, haberleşme, kontrol. Genelliklemal ve hizmet üretimi yapan şirketlerde şu bölümler bulunur: Üretim,Pazarlama, fınans, personel, uzun vadeli planlama, araştırma-geliştirme,halkla ilişkiler. Türk sanayiinin gelişimi üç dönem içinde ele alınabilir.

1. Dönem 1923 - 1947. Bu dönemde 1929'a kadar ekonomik SerbestTicaret Anlaşmaslanyla yürütülür. Sadece gıda ve tekstilde çok zayıf birsanayileşme görülür. 1929 sonrasının bunalım koşullarında ithal ikame-sine geçilir. 19301ardaki sanayileşme devlet sermayesinin öncülüğündeyapılır. Kuruluşlar ve personel ağır politik baskı altındadır. Araştırmageliştirme, Uzun Vadeli Planlama, Halkla İlişkiler kavram olarak bileyoktur.

1 Dönem 1947 -1970. Bu yıllar ithal ikamesi dönemidir. Burada bizithal ikamesi deyimiyle ekonomiye yoğun devlet müdahalesiyle başla-tılan sanayileşmeyi kastediyoruz.

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1987 11

Page 12: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

1947-1979 arası alt dönemler

1947-1953 Tarıma dayalı büyüme1954-1962 Bunalım ve İthal İkamesine dönüş1963-1970 Kıt dövizli iç tasarruflara dayalı

hızlı ithal ikamesi1971-1977 Dış kaynaklara dayalı bol dövizli sanayileşme1978-1979 Bunalım

Yıllık Büyümeler

% 8,7%4,0

%6.4%7.2

İthal ikamesinin önündeki darboğazlar 4 grupta toplanabilir. (1)Ara malları ve dayanıklı tüketim mallan üretimine geçerken yabancıteknoloji ve sermaye'ye bağımlılık artmaktadır. (2) Teknolojinin karma-şıklaşmasıyla yatırımların ölçeği büyümektedir. Bu nedenle sermaye-ha-sıla katsayısı yükselmeye başlayınca belirli bir büyüme hızını sürdürebil-mek için toplam tasarrufların GSMH'ya oranının gittikçe artması gerek-mektedir. (3) ülkedeki gelir dağılımı ne denli eşitsiz ise iç pazann sınır-larına o denli çabuk vanlmaktadır. (4) Sanayileşme süreci ilerledikçe ithalikamesi döviz tasarrufu değil dövize daha bağımlı bir ekonomi yarat-mıştır.

Bu dönemde Sevk ve İdare tekniğinden çok İş Bitiricilik önemlidir.Teknolojik sorunlar ve usta işçi yetersizliği vardır. Eğitim sınırlıdır.Uzun Vadeli Planlama yoktur. Arıştırma-Geliştirme yalnız ismen vardır.Halkla ilişkiler kendisinden söz ettirmeye başlamıştır. Döviz kıtlığı vekapasite boşluğu çok ciddidir.

3. Dönem 1980 sonrası, Bu dönem sözde bir liberalleşme, gerçek birisraf ve aşın bir borçlanma dönemi olarak tarihe geçecektir, ülke birserüvene sürüklenmiştir. 1986 itibariyle toplam dış borç 31 milyardolan geçmiştir. Borç/GSMH oranı % 54,3 tür. 1986"da ödenen borç 4milyar 668 milyon dolardır. Bunun GSMH'ya oranı % 8,1 'dir. Aynıoran 85 'de 7,4, 84 'de 5,8, 83 'de 5,0, 82'de 4,6 'dır. Yüksek enflasyon veyüksek faizler yatırımları durdurmuştur. Alınan dış borçların büyük bö-lümü tüketim mallan alımında ve hizmet yatırımlarında çarçur edilmişve üretime dönük yatırımlara çok küçük bir pay kalmıştır. İleride GüneyAmerikadaki gibi bu paralann nereye gittiğini araştıracak komisyonlarkurulacaktır kuşkusuz. Her üç dönemde de "ücret" konusu başhbaşınabir sorun. Yetenekli ve bilgili kişiler devlet hizmetinden ayrılıyorlar.Çünkü ücret çok düşük. Oysa en iyi ücret alan personel en ucuz perso-neldir. Batı bunu biliyor. Ayrıca hem YÖK hem de beyin göçü gelişme-mizi engelliyor.

Türk işçi ve mühendisi çağdaş sevk ve idare'ye açıktır, çağdaş me-tod ve sistemlerden yanadır. Yeteneklerinin değerlendirildiği ortamdaçok başarılı olur. Bunun pek çok örnekleri vardır. Yetenekli ve çalışkaninsanımız kendi yurdundan çok dışanda takdir edilmektedir. Yabancıkuruluşlardan alınan bilginin Sevk ve İdare ile ilgili olanı daha etkileyici-dir, üstün bir personel rejimiyle ülkemiz kalkınmayı gerçekleştirebile-cektir.

SONUÇ: Eğitilmiş insan, örgüt, bilim ve teknoloji, uzun vadeliplanlama, kalkınmayı hızlandıran güç kaynaklandır. Uzun Vadeli Plan-lama bölümü olmayan bir Amerikan ya da Japon kuruluşu var olamaz.Bu bölüm Avrupa'da da son on yılda gelişmektedir. Bizde ise henüz gös-termelik düzeydedir.

12 MÜHENDİ9VE MAKİN A DERGİSİ CİLT: 28 SAYI :334 KASIM 1987

Page 13: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Türkiye'nin sanayileşmesindekamu kesimi ve planlama

Japonya nınUluslararası Ticaret ve

Sanayi Bakanlığı (MİTİ)Bakan Yardımcısı

Ojimi şöyle diyor:"MİTİ, ... maliyetler

yönünden Japonya içinen elverişsiz görünen

sanayileri kurmayakarar vermiştir. Bunlar

demir-çelik, petrolrafinerisi, petrokimya,

otomobil, uçak, herçeşit makina ve

bilgisayarları dakapsamak üzere,

elektroniktir. Kısadönemli bir bakışla,

bunlarekonomik akılcılıktaekonomik akılcılıkla

tam ters düşensanayilerdir. Fakat işe

uzun vadeli bakınca,bunlar talebin gelir

esnekliğinin çabucakarttığı, sanayilerin tamkendisidir. Bu sanayiler

olmaksızın 100 milyonkişiyi istihdam

edebilmek ve onlarınyaşam düzeylerini sırf

hafif sanayileredayanarak

yükseltebilmekolanaksızdı.. "

Doç. Dr. BUsay KURUÇ

Ekonomide toplam talebin artışı, sanayileşmenin özü demek olanYatırım Mallan (YM) ve ara malları sektörleri için gereklidir. Talebinartışı, yani pazarın genişlemesi yatırımların esasıdır. Pazar genişleme-lidir ki, sanayileşme sadece yaygınlaşmakla kalmasın, aynı zamandaderinleşsin. Türkiye ekonomisinde 1970lerde bu noktaya varılmıştır.Sanayiin geliştirilmesinde kamu kesiminin planlı bir öncülük yapabile-ceği kabul edilmiştir. Türkiye'de plânlama 1960larda ortaya çıkmış-tır. Talep artışının sanayii harekete geçirdiği apaçık bir şeydir. Ancak,bu, sanayileşme için yeterli değildir. Ortada bir sanayi stratejisinin po-litika ve normları olmalıdır.

Sanayileşme büyük çapta karar, irade ve örgütlenme gerektirmek-tedir. Kamu kesiminin sanayileşmeyle özdeşleşmesinin nedeni budur.Kamu kesimi ve plânlama, sanayiden uzak kaldığı zaman, sanayiin ya-rattığı artan, getirilen başka ülkelerin sektörleri toplamaktadır. 1984'den sonraki eğilimler bunun örnekleridir. 1980'de, ekonominin zor-lanarak dışa açılışı sanayideki bir yapı değişikliğinin ya da sanayiindikey bütünleşmesinin bir sonucu değildir. Özellikle YM 'da ithal ikame-sinin yerini ithalat, yani, dış kaynağın beslenmesi almıştır. Dışa açıl-ma çizgisi 'büyüyensanayiler'i değil, 'iniş veya batış halinde'sayılansanayileri desteklemeye yönelmiştir.

Sanayileşme çabasının nasıl planlanacağı, IV. Plân tartışmalarınakadar açıklığa kavuşmamıştır. Ne var ki, özellikle 1978'deki "moto-ru, traktörü, büyük kazanları, çekme boruları kim yapacak? Kamu mu,özel kesim mi?" tartışmaları sonuçsuz kalmıştır. Sanayileşmenin birbütün olarak ele alınabileceği geniş bir plânlama anlayışına varılamamış-tır. 1980'de bu sanayi çizgisine son verilmiş bulunuyor. Artık oldukçaküçük kapasiteli özel kesim işletmelerinin oluşturduğu bir YM sektö-rünün planlamaya elverişliliği bir hayli azalmıştır.

Sanayide mevcut yapıyı daha akılcı bir işlekliğe kavuşturmakdoğru ama geçici bir politikadır. Asıl önemli olan YM'ni yurtiçindeüretebilmektir. Çünkü YM teknoloji üretme ve yaymanın merkezidir.YM sektörünün, sanayiin tümünü kurabilmek için vazgeçilmez bir de-ğeri vardır. Eğer bu sektör kurulmazsa, teknoloji transferi sahte olur.Teknoloji özümsenmeden alınır. Kopyacılıktan yaratıcı ve buluşcu biraşamaya geçilemez. Dünya teknolojisindeki hızlı gelişmeleri ancak bü-yük kamu kuruluşları izleyebilir.

Planlama yapabilmek için önce bir sanayileşme anlayışına sahipolmak gerekir. Planlama, hangi alan ve yatırımların 'dinamik getirileri'daha çok arttıracağını gösterecek ve kısa dönemde sanayiin maliyetinidikkate alırken, uzun dönemde göreli avantajların nerede bulunduğu-nu araştıracaktır. Türkiye'nin kamu öncülüğüne ve planlamaya yeni-den kavuşması halinde bile, sağlıklı bir sanayileşmeyi kurabilmek için,dünya ekonomisindeki eğilimleri doğru olarak tartmak gerekir.

SONUÇ: Sanayi stratejisinin hazırlanması yaşamsal bir önem taşır.Türkiyenin kalkınmasında kamu öncülüğüne ve planlamaya tezeldenyönelmek kaçınılmaz bir görevdir.

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1987 13

Page 14: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

İmalat sanayiinde verimlilik

Dönem içinde katmadeğer devlet kesiminde

% 193.2, özel kesimdeise % 465 oranında

artmıştır.Devlet kesimi, özel

kesime göre çok dahabüyük ölçekliişletmelerden

oluşmaktadır.Gerçekten, 1984'le

ortalama devlet işletmesiortalama özel kesim

işletmesinden yaklaşık12,5 kat daha fazla

üretim yapmakta ve 12kat daha fazla katma

değer yaratmaktadır.Emek verimliliğinin

artış oranı, kişi başınagerçek ücret artış

oranının çok üstündedir.Üretimi yönetenin ve

gerçekleştirenin eğitimive bilgisi yetersizdir.

Engelleyici faktörolarak aksaklıklar

yaratan mevzuathükümleri

değiş tirilmelidir.

Mesut ODABAŞI, Gültekin ÇOYGUN, Nurdan İLGAZMilli Prodüktivite Merkezi

Bu çalışmada 1964-1984 döneminde verimliliğin gösterdiği ge-lişmeler ele alınmıştır. Verilerin kaynağı DIE'dir.Araştırma devlete aittüm işyerleri ile özel kesimde 10 ve daha çok işçi çalıştıran işyerlerinikapsamaktadır.

Temel Verilerle İmalat Sanayiinin Gelişimi: Bu bölümde temel ve-rilerin (girdi, çıktı, katma değer, gayrisafi yatırım, işgücü, işyeri sayısı,toplam ücretler, işçi-saat) 64-84 dönemindeki gelişimi ve biribirlerineetkileri incelenmiştir.

1964-84 döneminde girdi değeri % 416.8, çıktı değeri ise dahadüşük % 384.7 oranında artış göstermiştir. Buna koşut olarak Girdi/Çıktı oranı da daha düşük olmuştur. Öte yandan, işyeri başına düşen

ortalama çıktı (brüt üretim) ve katma değerin (net üretim) arttığı göz-lenmektedir, örneğin, dönem başında ve sonundaki ortalama katmadeğer 2513.7 bin ve 3804.9 bin lira olarak gerçekleşmiştir. Demek kiişletme ölçekleri büyüme eğilimindedir.

Dönem içinde katma değer devlet kesiminde % 193.2 oranında,özel kesimde ise çok daha yüksek, % 465 oranında artmıştır. Dikkatiçeken bir başka nokta, devlet kesiminin özel kesime göre daha büyükölçekli işletmelerden oluşmasıdır. Gerçekten, 1984'te ortalama devletişletmesi, ortalama özel kesim işletmesinden yaklaşık 12,5 kat dahafazla üretim yapmakta ve 12 kat daha fazla katma değer yaratmakta-dır.

İşyeri sayındaki artışlara koşut olarak ücretlilerin sayısı da541.775 kişi artarak 883.045'e yükselmiştir, öte yandan, toplam ger-çek ücretler 1977'de en yüksek düzeyince ulaşmış, ama daha sonra top-lam işgücünün artışına karşın gerileme eğilimine girmiştir.

Dönem içinde sermayenin ortalama verimliliğinin arttığı görül-mektedir. Oysa, istihdam yılda ortalama % 4.86, kişi başına gerçek üc-retler ise % 1.89 oranında artmıştır. Kişi başına katma değer (V/L)olarak tanımlanan emek verimliliği dönem içinde yılda ortalama %2.51 oranında artmıştır. Demek ki, emek verimliliğinin artışı kişi ba-şına gerçek ücretlerin artışından daha hızlı bir oranda gerçekleşmiştir.

İşletme dışı faktörler: Kamu kesimi için en önemli engelleyicifaktörler, (1) Ücret sistemi ve istihdam politikası, (2) Bürokratik en-geller, (3) Gençlere eğitim aşamasında görev bilincinin aşılanmaması'dır, Özel kesim için en önemli engelleyici faı.-örler, (1) Finans sorun-ları. İstenilen zamanda kredi bulamama ve yüksek kredi maliyeti, (2)Enerjinin pahalı olması ve elektriğin sık sık kesilmesi, (3) Eğitimdekiaksaklıklar, üniversite eğitiminin pratik yetersizliği'dir.

SONUÇ: İmalat sanayii genelinde en önemli engelleyici faktörüretimi yöneten ve gerçekleştirenlerin eğitim ve bilgilerinin yetersizli-ğidir. Mevzuatın da engelleyici olduğu görüşü yaygındır. Yasa ve yönet-meliklerde gerekli değişiklikler yapılmalıdır.

14 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT:28 SAYI : 334 KASIM 1987

Page 15: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

İmalat sanayiindeverimlilik üzerine söyleşi

• Verimlilik nedir, önemini nereden almaktadır?

o Verimlilik, en genel anlatımla, üretim sürecinde elde edilen çıktının

herhangi bir girdiye ya da girdilerin tümüne oranı olarak tar unlanmakta-

dır. Verimlilik düzeyi ile bir yandan refah, yaşam düzeyi ve gelir bölüşü-

mü gibi genel sorunlar, öte yoldan da ücretler, göreli fiyatlar ve maliyetler

gibi temel ekonomik değişkenler arasında somut ilişkiler kur"labilmesi-

ne, verimlilik kavramının iktisadi analizde ve maddi hayatın üretiminde

önem kazanmasına yol açmıştır. Kısaca söylenirse, verimlilik, kalkınma-

nın hem kendisi, hem de itici gücüdür.

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI :334 KASIM 1987 J5

Page 16: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

• 1964-1984 döneminde Türkiye İmalat Sanayiinin gelişimi konusun-da kısaca neler söylenebilir?

D özelikle 19601ı yılların ikinci yansında oldukça hızlı bir gelişmeiçinde olan imalat sanayiinin bu gelişmesinin 701i yılların ikinci yansın-da durakladığı-hatta gerilediği-, ancak 1980 yılından sonra yeniden to-parlandığı söylenebilir. Sermaye yoğunluğu (çalışan kişi başına serma-ye), dönem içinde gerileme eğilimine girmiştir. Bu durum, yatırımlarınyetersiz kalması ve yapılan yatmmlann çoğunlukla yenileme şeklindeolmasının yanında, devlet istihdam politikasının teknolojik bileşimdençok istihdam sorununu azaltma amacına yönelik olması, özel kesimdeise-özellikle küçük ölçekli işletmelerde-sermaye mallarının ekonomikömürlerinden çok daha uzun sürede kullanılması ile açıklanabilir.

Göze çarpan bir başka nokta da, dönem boyunca özel kesimin ima-lat sanayii içindeki ağırlığının artmış olmasıdır. Birçok değişkenin bü-yüme hızı, özel kesimde kamu kesimine oranla daha yüksek olmuştur,örneğin, özel kesim kamu kesiminden % 36 daha yüksek yıllık ortalamakatma değer artışı sağlamış; yıllık ortalama istihdam artışı kamu kesi-minden % 57 daha fazla olmuş; sermaye stoku ise her yıl ortalama ola-rak kamu kesiminden 7 kat daha hızlı büyümüştür.

• Türkiye imalat Sanaiinde verimlilik göstergelerinin gelişimi nasıl ol-muştur?

D 1964-1984 döneminde, tüm imalat sanayiinde verimlilik göstergele-ri düzenli olmamakla beraber belli bir gelişme göstermiştir. Emek verim-liliği % 64.21, sermaye verimliliği % 167.33 ve toplam faktörverimliliğide % 120.71 oranında artmıştır. Kamu kesimi-özel kesim ayrımı gözönüne alındığında ise, emek verimliliğinin özel kesimde, sermaye ve top-lam faktör verimliliğinin devlet kesiminde daha büyük bir oranda arttığıgözlenmektedir.

Emek verimliliğinin en yüksek olduğu sektör (petrol ve kömürürünleri sanayii) dönemin ilk ve son yılında aynı kalmıştır. Dönemin ilkyılında ikinci sırada yer alan metal işleme sanayii, son yılda onbirincisıraya gerilerken; onaltıncı sıradaki tütün sanayii ikinci, onücüncü sıra-daki kauçuk sanayii Üçüncü sıraya yükselmiştir.

Sermaye verimliliği açısından ise tütün sanayii dönemin ilk ve sonyılında birinci sıradadır. Bu arada, üçüncü sıradaki gıda ve içki sanayiionikinci sıraya gerilerken; kauçuk sanayii onbeşinci sıradan dördüncü,kimya sanayii onücüncü sıradan beşinci sıraya çıkmıştır.

• Son olarak, imalat sanayiinde verimlilik artırıcı tekniklerin uygula-nışı ve yaygın ve etken kullanımını genellikle hangi faktörlerin en-gellediği konusunda neler söylenebilir?

a Bir kez, verimlilik artırıcı tekniklerin imalat sanayiindeki büyük iş-letmelere yabancı olmadığı söylenebilir. İncelenen verimlilik teknikleri,biri dışında, işletmelerin en az % 6 5'inde şu ya da bu ölçüde uygulan-maktadır. Bu oran, bazı teknikleri için %90 'ı bulmakta, hatta geçmekte-dir. Ancak, bu uygulamalann eksiksiz olarak ve en gelişkin biçimleriylegerçekleştirildiği işletmelerin sayısı son derece azdır.

Teknikleri uygulayıcı uzman personel yokluğu ve tekniklerin yete-rince bilinmemesi ise en önemli engelleyici faktörler olarak ileri sürül-mektedir.

16 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1987

Page 17: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Türkiye'de imalat sanayiinin geleceğiaçısından uluslararası ücret ve emek verimi

karşılaştırmaları

"24 Ocak programı +12 Eylül rejiminin

temel amaçlarından biri,"Türkiye'yi düşük

ücretli bir ekonomiyedönüştürerek kapitalist

dünya sistemiyleyeniden

bütünleşmektir. "Uluslararası ekonomik

rekabette "komşunuyoksullaştır" diye

bilinen eski modelden"İşçini yoksullaştır"diye özetlenebilecek

yeni bir modelegeçilmiştir. "

Prof. Dr. Korkut BORATAV

Ulusal sanayiimizin Avrupa sermayesi karşısında geleceği parlakdeğildir Ancak, metropol sermayesi, Uluslararası ve esnek yapısı

nedeniyle, uluslararası ücret ve emek verimi (dolayısıyla sömürü oranıve kar haddi) farklılaşmalarını dikkate alarak, yatırımlarını azgelişmişalanlara kaydırabilmektedir. İşte Türkiye de AET içinde ya da dışındaböyle algılanmaktadır. O halde, koruyucu politikaları terk eden birülkede sanayiinin geleceği, metropol sermayesinin yatırım açısındanbu ülkeyi ne ölçüde çekici bulacağına bağlıdır. Çekicilik derecesi iseücret ve emek verimi düzey ve eğilimleri ile bu değişkenleri yatırımcıülkenin para birimine ya da dolar'a dönüştüren Döviz kurları tarafın-dan belirlenir.

Bu çalışmanın "ücret/verim farkları ve uluslararası ekonomikbütünleşme" ekseni üzerine kurulmasının bir başka nedeni, 24 OcakProgramı +12 Eylül rejiminin belirleyici niteliğinin emek gelirleri veözellikle de ücretler üzerinde yoğunlaşan bir operasyon olmasıdır.Bu modelin temel amaçlarından biri "Türkiye'yi düşük ücretli birekonomiye dönüştürerek kapitalist dünya sistemiyle yeniden bütünle-tirmektir."

Korumacı / ithal ikameci ve popülist politikaların egemen olduğubir dönemde Türkiye ekonomisinin nesnel göstergeleri iç piyasayadönük yabancı sermaye için ülkenin belli bir çekicilik taşıdığı ve çe-kicilik derecesinin bazı diğer ülkelere göre artmış olduğunu ortayakoyuyor. Bu etkenin, yabancı sermaye yatırımlarının aynı derecedeve fiilen artmasına yol açmaması nesnel değişkenlerin dışında kalantarihsel, siyasal ve kurumsal öğelerden kaynaklanmaktadır. Bu dışsalöğeleri temelden değiştirecek AET üyeliği gibi bir olayın önemi böy-lece beliriyor.

19801i yılların sonlarında, uluslararası sermayenin baskısı altında,pek çok azgelişmiş ve yan sanayileşmiş ülkeler sürekli devalüasyonlar-la kendi paralarının değerini düşüren sözde istikrar programlanna an-gaje oldular. Bu politikalar dış ekonomik ilişkilerde liberalizasyonlabirlikte yürütülürse "ulusal" nitelikleri uluslararası sermaye lehinekaybolmaya başlar. Türkiye'de 24 Ocak +12 Eylül modeli ile yapı-lan budur. Bu model yalnız Türkiye'yi değil gelişmekte olan ülkelerihedefleyen bir programı içermektedir.

SONUÇ: Avrupa topluluğuna girmemiz ülkemize ne sağlar?Düşünülen model AET Sermayesi için tüm ülkeyi bir serbest böl-

ge haline getirir. Yabancı sermayenin güdümünde belli bir sınai gelişmeolur; ancak sanayiin mülkiyeti, teknolojik gelişmenin ana manivelaları,sektörlerin ileri bağlantıları giderek ülke dışına kayar ve dışa bağım-lılık artar, üstelik emek gelirleri sürekli ve sistemli bir baskı altındatutulur. Gerek emekçi sınıflann gerekse ekonominin uzun dönemlidinamizmi açısından olumsuz sonuçlar ortaya çıkar.

MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1987 17

Page 18: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Korkut Boratav'la görüşme:"Türkiye sanayiinin teknoloji düzeyi

ve özellikle teknoloji yaratma kapasitesiAT sanayiinin çok gerisinde"

• Türkiye sanayiinin gelişme eğflimini belirleyen başlıca faktörleraçısından yakın geçmişi nasıl değerlendiriyorsunuz?

o Yakın geçmişten 1980 sonrasını kastediyorsanız, bu dönemde Tür-kiye sanayiinin sağlıklı bir gelişme çizgisi izlemediği kanısındayım. Sa-yimizin ihracat performansı, hatta son yıllarda milli hasıla içinde enhızlı büyüyen kesimin sanayi sektörü olduğu dikkate alınırsa bu kötüm-ser yargı dayanaksız görülebilir. Gerçekte ise, imalat sanayiini ilgilendi-ren verilere ve ekonomik göstergelere biraz daha yakından bakılacakolursa şu hususları saptayabiliyoruz: (i) Sınai büyüme büyük ölçüde dışpiyasalardan ve varlıklı sınıfların tüketim talebindeki artıştan kaynak-lanmıştır, (ii) Sınai ihracatın gelişmesinde çok güçlü ve etkili teşvikleraracılığıyla yapılan kaynak transferleri belirleyici olmuş; bu da bir nok-tadan sonra "yoksullaştırıcı ihracat" riskini ortaya çıkarmıştır. (iii)LUks

18 MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLTt 21 SAVI ı 334 KASIM 1117

Page 19: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

tüketim mallarından kaynaklanan sınai talep artışı gelir dağılımındakibozulmanın bir yansımasıdır ve sanayileşmenin geleceği bakımından bufaktörün belirleyici olması beklenemez, (iv) Sınai büyüme büyük ölçüde19701i yılların sonlarında çok düşmüş bulunan kapasite kullanım oran-lan yükseltilerek gerçekleştirilmiş; smai yatırımlar reel olarak hala 1970lerdeki düzeyi tutturamamış; toplam yatınmlar içinde sınai yatırımlannpayı belirgin bir biçimde gerilemiş; dolayısıyla potansiyel sınai büyüme-yi veren kapasite hacmindeki genişleme oranı çok düşük kalmıştır.(v) 1980 sonrasına egemen olan iktisat politikalan, toplumsal artığınpaylaşımında, sanayi sermayesinin durumunu, mali ve ticari sermaye ilerantiyelere göre şiddetle bozmuş ve bunun sonunda geleceğe kötümsergözlüklerle bakan özel sanayicilerle yatırım yapmaları bilinçli olarakfrenlenen sanayici KÎTlerin yatınm eğilimlerindeki gerileme sınai biri-kimdeki durgunluğa yol açmıştır.

• Türkiye sanayiinin AT karşısındaki konumu nedir?

a Türkiye sanayiinin teknoloji düzeyi ve özellikle teknoloji yaratmakapasitesi AT sanayiinin çok gerisinde; ücret düzeyi Batı Avrupa ücretle-rine göre çok düşük; emek verimindeki eğilimler ise Türkiye'ye rakipolabilecek birçok ülkeye -örneğin AET'nin yeni üyesi İspanya, veyaHindistan ile Güney Kore gibi ülkelere- kıyasla fazla dinamik olmayanbir konumda görülmektedir.

• AT'nin Türkiye sanayiine yaklaşımını ve Türkiye'ye yönelik eko-nomi politikasını yakın gelecekte hangi faktörler belirleyecek?

a Türkiye'yi bir pazar ve yatınm alanı olarak gören AT sermayesiTürkiye'nin topluluğa katılmasının lehinde, Türk Ulusal Sanayiini tehli-keli bir rakip olarak gören AT sermayesi ise katılmanın aleyhinde eği-limler gösterir. Dolayısıyla, farklı sermaye gruplan farklı tavırlar içindeolabilirler ve genel bir bilançoda Türkiye'nin katılması lehindeki tavırla-nn ağır basabilmesi beklenir. Ancak Türkiye'nin üyeliği, bu tür hesaplar-la belirlenmeyecektir. Ortada, "serbest işçi dolaşımı" gibi son derecededuyarlı politik ve ideolojik güçlükler içeren sorunlar vardır ve sadeceTürkiye'yi değil, tüm dünyayı bir birikim alanı olarak algılayan AT ser-mayesi için Türkiye'nin hiç de özel bir konumu yoktur. Dolayısıyla sontahlilde, Türkiye'nin katılmasının güçlü bir olasılık olmadığını düşünü-yorum.

• Genelde Türkiye imalat sanayii AT ile tam üyeliğe yönelik bir iliş-kiden nasıl etkilenecek?

• Yukanda değindiğim tüm güçlükler aşılarak Türkiye'nin tam üyeli-ği gerçekleşirse ulusal saniyiimizin -belli üretim kollanna ilişkin istisna-lar dışında- AT içinde parlak bir geleceği olacağını sanmıyorum. Bunakarşılık, yukanda değindiğim ücret avantajına AT üyeliğinin getireceğikurumsal güvenceler eklenirse, Batı Avrupa sermayesinin Türkiye'yi-metropol sanayiini tamamlayıcı belli üretim kolları için- çekici bir yatı-nm alanı olarak görmeye başlayabilir. Dolasıyla AT üyeliğini, "Türkiye'-de sanayileşmenin son bulması" senaryosu içinde değil; "Türkiye'ninbağımsız ve ulusal bir sanayileşme çizgisi sürdürmesi seçeneğinin yokol-ması" senaryosu içinde tartışmak bana daha gerçekçi geliyor.

MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1987 19

Page 20: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Türkiye'de sanayi ve ücretlersanayide ücret düzeyi ve yapısı

"12 Eylül 1980'densonra gerçek ücretler 40

50 yıl önceki düzeyinedüşmüş, kamu ve özel

kesim ücretleri "endüşük düzeyde'1

eşitlenmiştir. Ücretdüşüklüğü ve işsizlik

bir kader olmayıp,uygulanan ekonomik

politikalar ve'modeller'e bağlıdır. "

Cevdet SELVlPetrol - tş Genel Başkanı

ülkemizde ücretin düzeyi ve yapısını ortaya koyan düzenli resmiaraştırmalar yapılmamakta, yapılanlar-varsa bunlar da gizli tutulmak-tadır. Açıklanan bazı verilerden ise yararlanmak olanaksızdır, çünkübunlar güncelliğini yitirmiş sonuçlardır. SSK tarafından ücret verileriyayımlanmaktaydı. Ancak ücretlerin "sefalet ücreti" düzeyine düşmesiüzerine, TiSK'in de baskısıyla ücret istatistiklerinin yayımlanması ya-saklandı, üstelik TİSK işçilere yüksek ücretler ödendiği savlarını yay-maya başladı. Oysa gerçek ücretler şimdi 1938 düzeyinin de gerisinedüşmüştür, öyle ki artık TÜSİAD bile ücretin enflasyondaki payınınancak % 10 olduğunu kabul etmek zorunda kalmıştır. Gene TÜSİAD'agöre, büyük imalat sanayiinde ücretin faktör payı % 8,7 olarak 1950yılı payından da düşüktür, ücretler kamu kesiminde görece yüksek, özelkesimde ise oldukça düşük tutulurdu. Kamu'da ücret payı 1978-1979yıllarındaki % 19îardan 1983'de % 8,7 'ye düşmüştür.

1963 yılı 100 kabul edilerek yapılan endekslemede, 1986'da üc-retler 66,7'ye düşmüştür. Oysa göreli bir demokrasinin yaşandığı 1976ve 1977 yıllarında bu oran arasıyla 149,9 ve 151,1'e yükselmiştir.1980 sonrasında ise gerçek ücretler hızla düşmeye başlamıştır. O denlidüşmüştür ki gerçek ücret 1986'da 1,19 lira iken 1938'de 1,36 liradır.

Sanayiin gelişmesiyle ücretler karşılaştırıldığında durum şöyledir:1979-1984 döneminde işçinin cari ücreti lOO'den 444 'e çıkarken, üre-tim değerindeki cari artış lOO'den 860'a yükselmiştir. Demek ki budönemde işçi katılma değeri 8,6 kat, ücreti ise ancak 4,4 kat artmıştır.

Ulusal gelir içinde gerçek ücretlerin payı sürekli bir düşüş içinde-dir. Kişi başına düşen ulusal gelir 1977'de 100 iken 1986'da 113,9'açıkmış, oysa 1977'de 100 olan gerçek ücret endeksi 1986'da 44,1'edüşmüştür. Aradaki bu 69,8lik fark emekten alınarak sermayeye akta-rılmıştır. Başka deyişle ulusal gelir artmış ama işçinin geliri azalmıştır.

SONUÇ: Geçim koşullan ağırlaştıkça işçiler eksilen gelirlerini fazlamesai-ile telâfiye çalışmaktadırlar. Evine yorgun dönen işçinin toplum-sal ve-örgütsel etkinliklere zaman ayırma ve sınıfsal bilincini geliştirmeolanağı çok daralmaktadır.

Ücret düşüklüğü ve işsizlik bir alınyazısı değil uygulanan ekono-mik politikanın ürünüdür. İşçilerin ücret düzeyi, hak ve özgürlüklerin-den soyutlanamaz. Türkiye'de tekelci holdinglerin ağır baskılarına sonverebilmek için sendikal hak ve özgürlüklere konan tüm engeller kaldı-rılmalı, grev hakkına dayalı toplu iş sözleşmesi düzeni bütün gerekle-riyle kurulmalı, IMF, OECD, Dünya Bankası gibi kuruluşların egemen-liğine son verilmeli, kısaca demokrasi tezelden gerçekleştirilmelidir.

20 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI :334 KASIM 1987

Page 21: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Sanayide standardlar veAvrupa Topluluğu'nda standartların

uyumlaştırılmasına ilişkin yeni yaklaşım

"Standard'laşmaeksikliği önemli

sorunlar yaratır.Nümerik kontrollü

takım tezgâhlarıkonusu bunun bir

örneğidir. 1980 sonrasıyıllarda bu tezgâhlar

Türkiye'ye çok sayıdaithal edilmiştir.

Üretim kalitesiniyükselten, maliyetleri

düşüren ve üretimihızlandıran CNCtakım tezgâhları,

beraberinde önemlisorunlar da getirmiştir.

Standard yokluğunedeniyle, çok çeşitli

teknolojiye dayalıtezgâhlar ithal

edilmiştir. Bunlarınişlevlerinin çok küçük

bir bölümündenyararlanılmak tadır.

Bilinçli seçim içinbizde yeterli bilgi

birikimi yoktur. OysaCNC tezgâhlarının

yatırım maliyeti çokyüksek olduğu gibi,

ayrıca bakımgüçlükleri de vardır."

Nurşah KOŞARElektrik Müh.

Uluslararası standardlar artık yalnız sanayi alanını değil sanayi dışıalanlan da kapsamakta, gelişmekte olan ülkeler de Standard çalışmaları-na artan bir ilgi göstermekte ve ISO üye sayısının çoğunluğunu oluş-turmaktadırlar.

Hükümetlerin teknik yönetmelik ve standardları kabul ederken ti-careti engelleyecek aşın hükümlere yer vermelerini önlemek üzere1979"da GATT Standard Yasası imzalandı. Türkiye'de Standard çalış-malannın 30 yılı aşkın bir geçmişi vardır. TSE, iSO'ya 1955, IEC'ye1956'dan bir üyedir. Ancak Standardlanmız hep güncel gereksinmele-re göre hareket edildiği için nitelikçe yetersiz ve uygulama yönündende bir hayli eksiktir. ISO ve IEC'nin çalışmalarına yönetici dışında sü-rekli bir katılım olmamıştır. ISO ve IEC'nin uluslararası önemli belge-leri uygulanmadığı gibi bunlann Türkçe'ye kazandırılması bile düşü-nülmemiştir. Türkiye hükümetlerarası düzenlemelere hep ilgisiz kalmış,GATT Standard Yasasını bile imzalamamış ve BM/AEK üyeleri arasın-da imzalanan taşıtların yapım ve belgelendirmesini düzenleyen anlaş-maya da katılmamıştır. AT üyeliğinin Türk sanayii üzerindeki olasıolumsuz etkilerinden ve bu konudaki kaygılardan söz edilmekle birlik-te AT standardlarını inceleyen kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır.Türk standardlannm bugünkü yapısı ve sanayideki uygulama düzeyiyleAT'na girilemeyeceği bir gerçektir. Türk Standardları Enstitüsü çağdaşgelişmelere ayak uyduramamış ve tüketicilerin beklentilerini karşılaya-mamıştır. TSE Genel Kurulunun yapısı değiştirilerek, Standard çalış-malarına en büyük katkıyı sağlayabilecek bir meslek kuruluşu, TMMOB,Genel Kurul dışında bırakılmıştır.

SONUÇ: Avrupa Topluluğuna tam üyeliğin gerçekleşmesi halin-de, sanayimizin ödeyeceği fatura ağır olacak. AT ile yapılacak tica-rette mevcut gümrük ve fon duvarları yıkılacak ve ithalatta hiç bir tek-nik ön denetim de mümkün olmayacaktır. Eylül 1987'de Paris'de yapı-lan uluslararası bir toplantıda, Türkiye'nin OECD daimi temsilcisi,AT'nun tam üyelik durumunda elde edeceği avantajları şuralarken "re-kabet edemeyerek kapanacak sanayiler ve gümrük duvarlarının kaldırıl-ması nedeniyle, Türkiye'nin AT'den ithalatı 2 milyar dolar artacaktır"demiştir. Kaliteli mal üretimi ülkemiz için yaşamsal bir sorundur.Türk standardlannm Avrupa standardlanna uyumunu sağlamak üzereçalışmalara derhal başlamalıdır. Standardlar tek başına kaliteli üretimsağlamaya yeterli değildir. Sanayide kalite kontrol tekniklerinin uygu-lanmasını özendirecek önlemlerin alınması önemle üzerinde durulmasıgereken bir konudur.

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLTı 28 SAVI s 334 KASIM 1987 21

Page 22: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Nurşah Koşarla görüşme

Sanayide standartlar

• Uluslararası standard çalışmalarının önemli boyutlara ulaşmış ol-

maana karşın, ulusal standard ve teknik yönetmelikler arasındaki

farklılıkların varlığı nasıl açıklanabilir?

o Uluslararası standard çalışmalarının, hem coğrafî alan olarak hem

de ele aldığı konular yönünden, çok geniş boyutlara ulaştığı doğru-

dur.

Ancak, bilindiği gibi; Uluslararası Standardlaştırma örgütü (ISO) ve

Uluslararası Elektroteknik Komisyonu (IEC) gibi uluslararası standard

kuruluştan, hükümetlerden bağımsız (non-governmental) kuruluşlar-

dır. Bunlar, standard hazırlama sürecinde görüş birliği (consensus) sağ-

lamak için titiz bir çaba göstermekle birlikte, sonuçta çoğunluk oyuy-

la karar verirler. Uluslararası standardlar, bağlayıcı olmayan, 'gönüllü'

nitelik taşıyan belgelerdir.

Ayrıca, uluslararası kuruluşların üyesi olan ulusal standard kurum-

lan da, genellikle, hükümetlerden bağımsız olarak örgütlenmiştir. Kamu

yöneticileri, kendi bölgelerinde güvenlik, sağlık, çevre ve tüketici koru-

ma gibi amaçlarla, teknik yasal metinler düzenlerken standardçılarla iş-

birliği yapmaya yeterli özeni göstermemektedirler. Böylece, zorunlu

nitelikteki teknik yönetmelikler, standard disiplini dışındaki kişilerce

hazırlandığı için, gereksiz sıkı koşullar taşıyabilmekte, bu durum da

ulusal teknik kuralların farklılaşmasında önemli bir etken olmaktadır.

• Ulusal teknik standard ve yönetmelikler arasındaki farklılıkların

uluslararası ticareti olumsuz etkilediği söylenebilir mi? Bu konuda

ne gibi önlemler almıyor?

22 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI ı334 KASIM 1987

Page 23: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

• Bu olumsuz etki, düşünüldüğünden daha büyüktür. Gümrük duvar-

ları ve diğer idari engellerin giderilmesi için gösterilen çabalar uluslar-

arası ticarette 'teknik engeller'in önemini açığa çıkarmıştır. Teknik en-

geller, hem geçmişteki gümrük duvarlarının yerini alarak uluslararası

ticaret üzerinde korumacı bir etki, hem de maliyet artışı ve üretim tek-

niklerinde farklılaşmalara neden olarak ülkeler arasında işbirliği açısın-

dan isteksizlik yaratmaktadır.

Ticarette idari ve teknik her türlü korumacı eğilimin ortadan kaldı-

rılması konusu son yıllarda hükümetlerarası kuruluşların gündeminde

önemli bir yer almaktadır. Bu amaçla, ulusal Standard ve teknik yönet-

meliklerin uyumlulaştırılması için, uluslararası ve bölgesel düzeyde ol-

dukça önemli adımlar atılmıştır.

Bunlardan biri olan ve GATT, Gümrük ve Ticaret Genel Anlaşma-

sı çerçevesinde 1979 yüıda imzalanan "Ticarette Teknik Engellere İliş-

kin Anlaşma"; uluslararası standard kuruluşları ISO ve IEC tarafından

hazırlanan standardlanu uygulanmasını ve teknik yönetmeliklerde ay-

rıntılı hükümler getirmek yerine, 'standardlara atıfta bulunma' yöntemi-

nin izlenmesini özendirecek düzenlemeler getirmektedir.

Ticarette teknik engellerin giderilmesine yönelik olarak standardla-nn ve teknik yönetmeliklerin uyumlulaştırılması için yoğun çalışmala-rın yapıldığı diğer bir kuruluş ise Avrupa Topluluğu'dur. AT'na tamüyelik başvurusunun yapılmasından sonra bu konu, Türkiye için deönem taşıyor. Üstelik AT'nun bu alanda daha etkin ve hızlı sonuçlar al-masını sağlayacak yeni programları yürürlüğe koymuş olması, konuyudaha da önemli ve ivedi kılıyor.

• Avrupa Tek Yasası fiye ülkelerce onaylanarak yürürlüğe girdi. Tek

Yasa, teklifle uyumlulaştırma konusunda da yenilikler getiriyor mu?

Q Kuşkusuz getiriyor. Teknik standardlann ve yönetmeliklerin uyum-

lulaştırılması (harmonizasyon) hedefleri, Avrupa Topluluğu için yaşam-

sal önem taşımaktadır.

Avrupa'da yeni teknoloji üretiminde var olan durgunluk, ekonomi-

nin temel sorunu olarak kabul edilmektedir. Bu soruna çözüm getirecek

araştırma-geliştirme çalışmalan için gerekli fonlann ise, ancak üretimin

büyük bir pazara yönelip ekonomikleşmesiyle sağlanabileceği belirtili-

yor.

Avrupa Topluluğu, iç pazann bütünleşerek mal, hizmet, insan ve

sermaye akımlarının tümüyle serbestleşmesi sürecini 1992'de tamamla-

mayı hedefliyor. Tek Yasa'nın yürürlüğe girmesiyle, bu hedef anayasal

bir nitelik kazandı.

Avrupa Topluluğu bünyesinde, ticarette teknik engellerin gideril-

mesi için standard ve yönetmeliklerin uyumlulaştırılması, AT Konseyi

tarafından yayınlanan 'yönergelerle gerçekleştiriliyordu. Tek Yasa,

bu yönergelerin kabulünde, geçmişte sonuç alınmasını güçleştiren oy-

birliği kuralı yerine, çoğunluk oyu kuralını getirmiştir.

Ayrıca, benimsenen Yeni yaklaşım 'a göre; bundan böyle yönerge-

lerde ürünlerin ayrıntılı teknik özellikleri yerine 'güvenlik1, 'sağlık' gibi

temel niteliklerinin belirlenmesiyle yetinilecektir. Bu temel özelliklere

uygunluğu sağlayacak diğer koşulların saptanması ise, Avrupa'daki yet-

kin standard kuruluşlarına. CEN (Avrupa Standardlaştırma Kurulu) ve

CENELEC (Avrupa Elektroteknik Standardlaştırma Kurulu)'e bırakıl-

maktadır.

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1987 23

Page 24: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

• Avrupa Topluluğu'na tam üyeliğin gerçekleşmesi durumunda,

Türkiye bu gelişmelerden nasıl etkilenecektir?

o Avrupa Topluluğu Adalet Divanı, ticarette teknik engellemelerle

ilgili olarak aldığı kararlarda "bir üye ülkede yasal olarak üretilip satılan

bir malın, diğer üye ülkelerde de özgürce satılabilmesi gerektiği" görüşü-

nü savunmuş, "yeni yaklaşım' da bu görüş doğrultusunda biçimlenmiş-

tir.

Tam üyeliğin gerçekleşmesi durumunda, Türkiye'nin yoğun bir it-

halat dalgasıyla karşılaşması beklenmelidir. Bugün, ithalatta kota siste-

minin kaldırılmış olmasına karşın, yerli sanayinin yüksek gümrük ve

fonlardan oluşan duvarlarla korunmakta olduğu bir gerçektir, üyelik

durumunda bu sınırlamalar ortadan kalkacaktır, bugün de etkin biçimde

uygulanmayan teknik ön denetim, 'yeni yaklaşım la tümüyle engellene-

cektir. Avrupa Topluluğu, iç pazarında ticaretin tam özgürlükle gerçek-

leşmesini sağlamaya kararlıdır.

Bu koşullar altında yerli sanayi ürünleri, herhalde ilk kez, çok ciddi

bir rekabetle karşı karşıya kalacaktır. Ve ne yazık ki, bu rekabete bu-

günkü sanayi yapısıyla, standardlarla dayanılamayacağı çeşitli çevreler-

ce ifade edilmektedir.

Geçtiğimiz günlerde Paris te yapılan bu uluslararası toplantıda, Tür-

kiye'nin OECD daimi temsilcisi, "rekabet edemeyerek kapanacak sana-

yiler ve gümrük duvarlarının kaldırılması nedeniyle, Türkiye'nin AT'n-

dan ithalatı 2 milyar dolar artacaktır" itirafıyla, tam üyelik konusunda-

ki olumsuz tavrı değiştirmeye çalışmıştır.

Herhalde bu durum, böylesine yalın bir tevekkülle kabul edilmemeli-

dir.

• Tam üyelik sürecinde sanayinin rehabilitasyonunu gerçekleştirmek

amacıyla, DPT'de bir çalışma yapıldığı açıklanmıştı. Bu çalışmada

standanflar konusu da ele alındı mı?

a Bilindiği kadarıyla, bu çalışmalar henüz sonuçlanmamıştır. Ancak,

bu çalışmanın bütünlüğü içinde standardlann da yer alması; öncelik ve

hedeflerin saptanması çok yararlı olacaktır. Doğal olarak, konunun bu

aşamadan sonra, Türk Standardlan Enstitüsü'nce yürütülmesi gerekir.

Türk Standardlan Enstitüsü'nün yukarda söz edilen CEN'e gözlemci

üye olarak kabul edüdiği bildirilmektedir. Bununla birlikte, TSE'de

bu konuda henüz kapsamlı bir çalışma, hiç değilse bir durum saptaması

yapıldığına ilişkin bir bilgi edinilememiştir.

Türk standardlannın tümüyle gözden geçirilerek Avrupa standardla-

nyla uyumlulaştırılması gerekecektir. Kuşkusuz, asıl önemli olan, stan-

dardlann uygulanmasının sağlanmasıdır.

III. Plan döneminden bu yana, ihracatın geliştirilmesi amacıyla,

ürün kalitesinin iyileştirilmesi ve maliyetlerin düşürülmesini sağlamak

için, daha çok zorunlu standard uygulaması ve belgelendirmeye daya-

nan, düzenlemeler yapılmıştır. Ancak, yasal zorunlulukların kaliteli üre-

timi sağlamaya yeterli olmadığı görülmüştür.

1977 yılından beri süren, zorunlu belgelendirme kapsamına giren

firmalardan, 1985'te yalnız % 2'sinin bu yükümlülüğü yerine getirdiği

belirtilmektedir. Bu % 2'nin, yasal zorunluluk olmasa da kalite belgesi

almayı yeğleyecek, büyük kuruluşlar olduğu tahmin edilebilir.

Büyük ölçekli kuruluşlarda kalite kontrol teknikleri uygulamasının

iyileştirilmesini, orta ve küçük ölçekli kuruluşlarda ise uygulamaya yö-

nelinmesini özendirecek önlemlerle birlikte düşünülmedikçe, yasal zo-

runluluklann etkisiz kalacağı bellidir.

24 MÜHENDİS VE MAKİ NA DERGİ Sİ CİLTı28SAYI :334 KASIM 1987

Page 25: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Dünya ekonomik bunalımı içindeDünya'da ve Türkiye'de Serbest Üretim

Bölgelerinin gelişimi

"Çalışma süresininuzun, işlerin monoton,

ücretlerin düşük,teknolojinin geriolduğu bölgeler!

Denetimsiz, vergisiz,toplu sözleşmesiz ve

grevsiz bölgeler!İşte Serbest Üretim

Bölgeleri!.."

Prof. Dr. îlhan TEKELİSelim İLKİN

19701i yıllar sonrasında yaygınlaşan Serbest üretim Bölgeleridaha önce gelişmiş iki kurumdan, Serbest Ticaret Bölgeleri ve OrganizeSanayi Bölgelerinden oluşturulmuştur. 19301u yıllar sonrasında dün-yada yaygın bir korumacılık eğilimi vardır. Kalkınma uğraşı verenülkeler korunmuş iç pazarlarında ithalat ikameci bir sanayileşme stra-tejisi benimsemişler, ama özellikle 19701i yıllara gelindiğinde bu stra-tejide tıkanıklıklarla karşılaşınca, ihracata yönelik bir sanayileşmeyegeçmek istemişlerdir. İşte Serbest üretim Bölgeleri bu geçiş noktasın-daki bir uzlaşımın ürünüdür. Bu ülkeler göreli üstünlüklerinden dolayı,örneğin ana ticaret yollan üzerinde pazara yakın ve işgücünün ucuzolması nedeniyle yabancı sermayeyi çekebileceklerini düşünmüşlerdir.Oysa sanayide gerekli altyapı ve çevre koşulları sağlanmadan göreliüstünlük gerçekleşemez.

1965'den itibaren kapitalist merkezde ekonomik bunalımın ilkişaretleri ortaya çıkmıştı. Sanayileşmiş ülkelerin işsizlik oranlan en altdüzeylere inmişti. 1967 sonrasında merkez ülkelerde verimliliğin artışhızından daha hızlı ücret artışları olmuştu. Merkezde kârlılık oranlandüşüyordu. Bu durumda teknolojik sıçrama sağlayacak yedek bir tek-noloji varsa bunalımdan çıkılabilir. Yeni teknoloji birim üretimde kul-lanılan emekte önemli bir azalma yaratıyorsa hem emeğin ücreti art-maya devam edebilir hem de kârlılık oranı korunabilir. Eğer yedekteknoloji hazır değilse kapitalist sistem bunalımdan çıkmak için eme-ğin payını düşürmeye çalışır, örneğin, emeği daha rasyonel kullanır veucuz "misafir işçiler" ithal eder. üçüncü bir yol ise, üretimin emek

M Ü H E N D İ S VE M A K İ N A DERGİSİ C İ L T ı 2 8 SAYI : 3 3 4 K A S I M 1987 25

Page 26: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

yoğun bölümlerini emeğin bol olduğu ülkelerde gerçekleştirerek eme-ğin payını düşürmeye ve karlılığı arttırmağa çalışmaktadır. Gelişenteknoloji artık işin uluslararası düzeyde parçalanmasına olanak ver-mektedir. Eskiden bir fabrika içinde görülen işbölümü artık uluslar-arası düzeyde yapılmaktadır. Bu bir yere bağlı fabrikadan tüm dünya-ya yayılmış bir fabrikaya geçiştir. İşte kapitalist merkez bu dünya fab-rikalarının altyapı masraflarını gelişmekte olan ülkelere yüklemekte vebunu onlara Serbest üretim Bölgeleri kurdurarak yapmaktadır.1959'dan 1984 'e kadar 25 yılda gelişmekte olan 49 ülkede serbestbölge kurulmuştur. Bunlarda yaratılan bir milyon istihdamın % 80'isadece 8 ülkede toplanmıştır. Demek ki belli noktalarda yığılma veeşitsiz büyüme eğilimi bu alanda da vardır. Aynca beklenen yabancısermaye gelmemiş ve bir çok yerde yerli sermaye devreye girmiştir.Temelde serbest bölge olayı büyük ağırlıkla ABD sermayesine bağlıdır.

Serbest üretim Bölgelerini değerlendiren kuramlar dört gruptatoplanabilir. Birinci gruptaki kuramcılara göre tam istin damlı bir ülke-de yabancı sermayenin refah etkisi negatiftir. Eksik istin damlı bir ül-kede ise yabancı sermayenin sağladığı refah artışı yerel sermaye ilesağlanandan daha azdır. İkinci gruptakiler, "direkt yabancı yatırım"ya da "uluslararası üretim" kuramlarıdır. Bunlar doyurucu ve yeterin-ce kanıtlanmış değildirler, üçüncü grup çalışmalar yukarıda özetlenen"dünya fabrikaları" kuramıdır. Dördüncü grup kuramlar Serbest Böl-geleri kuruluş, genişleme, erginlik ve yerelleşme aşamalarına göreele alır. Bu kuram için henüz yeterli deney birikimi yoktur.

Serbest üretim Bölgelerinde yaratılan istihdam 1983 'de 1 milyonolup sanayide çalışanların % 2,6 'sidir. Sadece küçük ülkelerde önemliistihdam sağlanmıştır. İşe alınanların çoğu 16-25 yaşlarındaki evlen-memiş kızlardır. Erkek istihdamı % 101ar düzeyindedir. Çalışma sü-resi uzu ı, yapılan iş monoton ve ücret düşüktür. ILO'nun çalışma il-kelerinden 10'u genellikle çiğnenmektedir. Emek yoğun üretim yapıl-makta, işçi başına yatınm miktarı çoğunlukla 1000 dolar düzeyindekalmaktadır. Oysa bu bölgeler dışında işçi basma yabancı sermaye ya-tırımı 10.000-15.000 dolardır. Finansmanda yerli kredinin payı da dü-şünülürse Serbest üretim Bölgelerinin yabancı sermaye akımları içinde-ki payı yüzde 1 ler düzeyinde kalır. Bu bölgelerin teknoloji ve beceritransferi için uygun bir araç olmadığı ve ileri teknoloji kullanmadıkla-rı anlaşılmıştır. Bunların yaptıktan yatınm küçüktür ve bir yere bağlıolmayan hafif mallar üretmektedirler. Bunlar emeğin pahalılandığı vesiyasal riskin arttığı ülkelerden kolayca ayrılabilmektedirler. Oysa Ser-best üretim Bölgeleri konusunda büyük bir beklenti yaratılmıştır. So-nuç olumsuzdur.

SONUÇ: Türkiye'deki deneyin değerlendirilmesi için vakit henüz er-kendir. Ne var ki uygulanacak şu özendirmeler çok düşündürücüdür :Bubölgelerde (1) üretim, fiyat, kalite ve standartlar kamu denetimi dışındakalacaktır, (2) vergi, resim, harç, gümrük ve kambiyo yükümlülükleriuygulanmıyacaktır; (3) yatırım ve üretim aşamalarında yeni özendir-meler olacaktır; (4) mükellefler bazı koşullar altında gelir ve kurumlarvergisi dışında tutulacaktır; (5) on yıl süreyle grev ve lokavt uygulan-mayacak, toplu iş uyuşmazlıkları Yüksek Hakem Kurulunca kararabağlanacaktır.

26 MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLT: 28 SAYI :334 KASIM 1987

Page 27: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

ilhan Tekeli ileSerbest Bölgelerüzerine söyleşi

• Türkiye'de serbest bölgeler hangi amaçla kuruldu ve dünyadaki

benzerliklerine göre konumlan nedir?

D Çok genel çizgileriyle iki tür serbest bölge vardır. Birincisi ticaret

bölgeleri kuruluştan 18 y. yüa kadar geriye uzanıyor, ikincileri ise üre-

tim bölgeleri, 19701i yıllar sonrasında gelişmesi hızlandı. Türkiye'de

kurulmakta olan Mersin ve Antalya bölgeleri içinde kısmen üretim yapı-

lacak olmasına rağmen temelde serbest ticaret bölgeleridir. Kurulması

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAVI : 334 KASIM 1987 27

Page 28: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

için yapılabilirlik araştırmaları hazırlatılmış bulunan Yumurtalık ve Ga-

ziemir bölgeleri üretim bölgeleri olacaktır. Serbest bölgenin kurulmasın-

dan amaçlarını genelde yabancı sermaye gelişini kolaylaştırmak,

bu yolla İhracatı ve artırarak ödemeler dengesinin iyileşmesine yardıma

olmaktır.

• Bekleneni verdiler mi?

D Türkiye'de kurulma süreci devam eden bölgeler ticaret bölgeleridir.

Üretim bölgelerinin kurulmasına başlanamamıştır. Ticaret bölgelerine

gelen yabancı sermaye çok az olmuştur. Bu bölgeler yabancı sermaye

çekmekten çok Türkiye özel kesimine bu vesileyle yeni ayrıcalıklar ta-

nımmn aracı haline gelmişlerdir. Serbest üretim bölgelerin Türkiye yap.

işlet devret formülüyle yabancı sermayeye kurdurmak istemektedir.

Şimdiye kadar böyle bir firma bulamamıştır. Yumurtalığın yeri Serbest

Üretim Bölgelerinin kurulması için uygun değildir. Emek pazarına uzak-

tır. Dolayısıyla bir yabancı yatırımcının bu riski yüklenmesi beklenemez.

İzmir'de kurulacak Serbest Bölgenin yeni Aliağa'dan Gaziemir'e kaydı-

rılarak daha uygun hale gelmiştir. Halen yabancı sermayenin ihracat

amaçlı üretim alanında Türkiye'ye gelme için ilgisi az görünmektedir.

Bu nedenle Gaziemir bölgesi de uygulama olanağı bulamamaktadır.

• A.E.T ile ilişkileri açısından etkileri nelerdir?

o A.E.T. bir birleşik pazar olarak katılan ülkelerin firmalarının birbi-rinin pazarında eşit koşullarda yarışması konusunda çok duyarlıdır. Oy-sa ülkelerin kendi kuralları dolayısıyla A.E.T. ilkeleri dışında kalabile-cek serbest üretim bölgeleri bu eşitliği ortadan kaldırabilecektir. Bunedenle A.E.T. her ülkenin kuracağı serbest bölgelerin hangi koşullarauyması gerektiği konusunda ilkeler saptanmıştır. Türkiye eğer A.E.T.yegirerse kendi Serbest Bölgeler mevzuatını bu koşullara uydurmak zorun-da kalacaktır.

• Orta Doğu'ya ihracatını azaltır mı?

a Bu soru yabancı sermayenin gelmesi halinde önem kazanır. Yabancısermaye gelmediğine göre böyle bir azalma olmayacaktır. Ama serbestbölgelerde Türkiye'de Sanayilerle Orta Doğu Pazarlarında yarışarak sa-nayilerin yabancı sermayenin kurulmasına izin verilirse böyle bir sonuçdoğabilir.

• Türkiye Sanayii Üzerindeki nihai etkileri ne olacaktır ?

a Bu soru ancak serbest üretim bölgelerinin kurulabilmesi halinde an-

lamlı olacaktır. Serbest Üretim Bölgeleri ise halen kurulamıyacak gibi

görünmektedir. Böyle olunca etkisi olmayacak denilebilir. Eğer kurula-

bilirse gelecek sanayi dünya fabrikaları kuramı uyanınca emek yoğun ve

geri teknolojili olacak dolayısıyla önemli bir katkısı olmayacaktır. Belli

miktarda iş yaratmanın dışında. Ama Serbest Bölgenin ne pahasına

olursa olsun kurulmasını sağlamak için burada kurulan yabancı fabrika-

nın, Türkiye'nin iç pazarına girmesine ve Türkiye'nin göreli üstünlüğü

olduğu alanlarda kurularak ihracatı ile yarışmasına olanak verilirse Tür-

kiye'nin kaybına neden olabilecektir.

28 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİ Sİ CİLT: 28 SAYI :334 KASIM 1987

Page 29: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Türkiye'de iş makinalanOğuz TÜRKYILMAZ

Makina Y. Müh.

Gelişmekte olanülkelerdeki iş

makinalan pazarınaegemen olmak için

yabancı büyük firmalar,devletlerinden aldıkları

desteklerle, fiyatlarıyaklaşık yarı yarıya

düşürmektedirler.Stratejik bir önem

taşıyan bu sektörünyurt savunmasıyla da

çok sıkı bir ilişkisivardır.

Ülkemizde iş makinalanüreten dört ciddikuruluşumuzun

teorik kapasite toplamı3150'dir. Bu

kuruluşlarda yıllıküretimin 200 düzeyinde

olması, kullanılankapasitenin % 10'nunçok altında olduğunu

gösteriyor. Milyarlarcaliralık yatırımlarla

oluşturulan tesislerinatıl durması, yurt

ekonomisi için büyükbir kayıptır.

Genel bir tanımla iş makinalan, kazma, itme, koparma, kaldırma,taşıma, düzeltme, seviyeleme, sıkıştırma, yükleme, delme yapabilenaraçlardır. Ülkemizde son yıllarda hız kazanan altyapı yatırımları ne-deniyle iş makinalanna duyulan gereksinme çok artmıştır, örneğin,Atatürk Barajı yapımı için dünya çapındaki üreticilerin rekabetinekonu olan büyük boyutlu bir iş makinası alımı yapılmıştır.

Gelişmekte olan ülkelerdeki geniş pazara egemen olmak için bü-yük firmalar kıyasıya bir rekabete girişmektedirler. Büyük çaplı dış-alım ihalelerinde teklifç i firmalar, devletlerinden aldıkları desteklerle,fiyatları yaklaşık yarı yarıya düşürmektedirler. Büyük altyapı yatırım-larının süresi içinde gerçekleştirilmesi iş makinalan parklannın yeterliolmalarına bağlıdır. Görülüyor ki bu sektör stratejik bir önemdedir.Ayrıca, iş makinalanmn üretim ve kullanım teknolojisiyle savunma sa-nayii arasındaki sıkı ilişki bu önemi daha da arttırmaktadır.

1985 yılında ithal edilen 13158 adet iş makinası için yaklaşık374 milyon dolar ödenmiştir. Böyle bir pazar kuşkusuz bütün üreticiülkelerin iştahını kabartan bir pazardır. 1985 yılı iş makinalan ithala-tının toplam yatırım mallan dışalımı içindeki payı % 24,12'yi bulmuş-tur. Bu payın 1983-85 ortalaması % 16.69'dur.

tş makinalannda ekonomik ömür yaklaşık 10 ile 15 bin saattir.Türkiye'de ise kaba bir hesapla bir iş makinasının yıllık çalışma süresi2000 saat/yıl olarak alındığında ekonomik ömrü 5 ila 7,5 yıl olmakta-dır. Türkiye için bu ömür 10 yıl olarak kabul edilebilir. Ülkemizde işmakinalan toplam sayısı 1985 için 45159'a varmıştır. Bu makina par-kının onda birinin her yıl yenilenmesi halinde yılda 4000'i aşkın maki-na alımı yapılması gerekecektir. Üretici firmalar için bu çok önemlibir pazardır.

Bugün iş makinalan üretimi yapan dört kuruluşumuz vardır. Bun-lar M.K.E, ÇİMTAŞ, ÇUKUROVA ve Pl MAKİNA'dır. Aynı sıraylaüretim kapasiteleri 800, 1050, 100 ve 1200'dür. Bu teorik kapasitenintoplamı 3150'dir. Bu düzeyde bir kapasitenin varlığında yıllık üretimin200 düzeyinde olması, kullanılan kapasitenin % 10'nun çok altındabulunduğunu gösteriyor.

SONUÇ: Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda iş makinası istemi yo-ğunlaşacaktır. Yatınm mallan dışalımında ön araya çıkan iş makina-lannın daha büyük bir bölümü yurt içinden sağlanmalıdır. Ülke dışınadaha az kaynak transferi için şu önlemler alınabilir.

Kuruluşlann bünyesinde AR-GE'yi yönlendirecek bir iş Makinala-n Araştırma Konseyi oluşturulabilir. Bir iş makinalan master planıhazırlanabilir, özellikle, kamu kuruluşlannda atıl duran makinalar ki-ralama yoluyla değerlendirilebilir. DPT İş Makinalan StandardizasyonKomitesinin çalışmalan desteklenebilir. Belediyeler tekil alımlar yeri-ne toplu alımlara yönlendirilebilir. İthal edilen parçalardaki yüksek güm-rük oranlan düşürülebilir.

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1987 29

Page 30: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Elektro-teknik makina ve imalat sanayii

"Elektrik motoru,jeneratör ve türbin

imalatında büyükgüçlere doğru

gidilmektedir. Özelliklejeneratör ve türbinyapımında 50 MW

sınırına day anılmıştır.Yabancı firmalarlaortaklık kurulmasıçalışmaları olumlu

sonuçlanırsa 100 MWgüce kadar jeneratörve türbinlerin yapımı

gerçekleş tirilebilecek tir.Büyük, güçlü elektrik

motoru yapımsanayiinin

geliştirilmesi, hembuna bağlı yan

sanayiin gelişmesine,hem de istihdamın

artmasına yolaçacağından, yurtekonomisi için sonderece önemlidir."

Metin ÖZGÜÇMakina Y. Müh.

Elektrik enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren elektrik motorları;mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren turbo ve hidrojenera-törler, termik ve hidrolik enerjiyi mekanik enerjiye çeviren buhar vegaz türbinleri ile su türbinleri, bu sanayiin kapsamı içindedirler.

ülkemizde dayanıklı tüketim malları ve ev aletlerinde kullanılankesirli güçlü asenkron motorlarla kısa devre rotorlu motorlar ve 3.68kW (5 HP) kadar olan doğru akım motorları üretimi iç tüketim gerek-sinimini karşıladığı gibi bunların belli bir oranının ihracı da yapılabil-mektedir. Elektrik motorları sektörü sayı ve sermaye ağırlığı bakımın-dan Marmara Bölgesinde toplanmıştır.

Hidro-jeneratör ve turbo-jeneratör üniteleri imalatı sektörününkısa dönemde kâr getirici olmayışı, proje için son derece yoğun bilim-sel ve teknolojik çalışmaları gerektirmesi ve bunların imalatında yük-sek presizyonlu ağır iş tezgahlarının kullanılması zorunluğu vb neden-ler bu sanayiin devlet eliyle ya da desteğiyle kurulmasını kaçınılmazhale getirmiştir.

Termik santrallara ait buhar türbinleri de, turbo jeneratörler gibitümüyle yurt dışından ithal edilmektedir.

F-16 uçaklarında kullanılan gaz türbinlerini üretmek üzere Eskişe-hir'de bir fabrika kurulmuştur. Fabrika yılda 24 adet gaz türbini ürete-cektir. Türkiye'de henüz buhar türbini imalatı yoktur. Su türbiniimâlatı da çok yeni bir konudur ve lisans ve know-howla bütün dün-yada olduğu gibi konvansiyonel takım tezgâhlarıyla yapılmaktadır.

Elektrik motorlan imalatında ithal girdileri şunlardır: Hammaddeolarak; mıknatıs, kollektör, kontak, segman, rulman, şalter ve burç.Hammadde olarak; silisli saç, emaye bakır tel, alüminyum ve vernik.

Gelişme eğilimleri kısaca şöyle: Türkiye'de belirli güce kadar elekt-rik motorları yerli olarak imal edilmektedir. Henüz büyük güçlü elekt-rik motorlan yapılamamaktadır. Büyük güçlü elektrik motoru imalatsanayiinin geliştirilmesi, buna bağlı yan sanayiin gelişmesini ve istih-dam'in artmasını sağlayacağından, ülke ekonomisi için son dereceönemlidir.

Jeneratör imalatında 30 MVA gücündeki bir düzeye çıkılmıştır.Son olarak 52,5 MVA'lık jeneratörlerin yapımına başlanmak üzeredir.Su türbinleri imalatına gelince 47 MW gücündeki türbinlerin yapımınabaşlanmıştır.

SONUÇ: Elektrik motoru, jeneratör ve türbin imalatında büyükgüçlere doğru gidilmektedir, özellikle jeneratör ve türbin yapımında50 MW sınırına dayanümıştır. Daha büyük güçteki jeneratör ve türbin-lerin imali amacıyla yabancı firmalarla ortaklık kurulması konusundaçalışmalar sürmektedir. Bundan olumlu sonuç alınırsa, 100 MW gücekadar jeneratör ve türbinlerin imalatı gerçekleştirilebilecektir.

30 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYİ :334 KASIM 1987

Page 31: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Türkiye'de istihdam sorunu ve sanayi

''İşgücünün veriminiartırmak yoluyla bir

sektördeki işçilerinbir kısmını serbest

bırakmak, ancak dahaileri bir üretim

teknolojisine geçmek vebunun için de önemli

ölçülerde yatırımyapmakla olanaklıdır."

Prof. Sadun AREN

İstihdam ya da işsizlik ve sanayileşme ülkemizin en önemli sorun-ları, önce işsizi tanıyalım. İşsizler, cari ücret düzeyinde ve öbür çalış-ma koşullan altında çalışmaya razı olsalar bile iş bulamayan kimseler-dir.

Acaba niçin bir istihdam ya da işsizlik sorunu vardır?

Kapitalizm işsizliği başlıca 4 yoldan üretir: (a) Kapitalist işletme-ler rekabet yoluyla küçük esnaf ve zanaatçıları işlerinden ederler veonlan işçiye dönüştürürler, (b) Teknolojik gelişme sonucu aynı üretimdaha az işçiyle yapılır, (c) İşbölümünün artması ve ileri teknolojininuygulanmasıyla ancak usta işçilerin yapabileceği zor ve ağır işler basitişlemlere ayrılarak kolay ve hafif işlere dönüştürülür. Bu durumda ustave yetişkin işçilerin yerine düşük ücretlerle kadın ve çocuklar çalıştı-rılır, (d) İşçiler daha uzun ve daha yoğun çalıştırılarak emek arzı artı-rılır. Böylece aynı miktarda emek az sayıda işçiyle sağlanır, örneğin2 işçiyi 8'er saat çalıştırmaktansa, 1 işçiyi iki kat ücretle 16 saat çalış-tırmayı yeğlerler. Çünkü böylece makine ve teçhizattan, yer'den,sigorta piriminden ve öbür sosyal ödemelerden tasarruf ederler.

Gelişme, ekonomik etkinliklerde birbirini izleyen genişleme vedaralmalar biçiminde dalgalanmalar gösterir ki buna konjonktür ha-reketleri adı verilir. Daralma döneminin yarattığı işsizliğe konjonktürel

MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1987 31

Page 32: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

' 'Sanayileşmeninhızlandırılması ve

bunun için de makinasanayinin öncelikle

geliş tirilmesi,Türkiye için istihdam

artırıcı ve işsizliğiazaltıcı temel bir

yoldur."

işsizlik denir. Anlaşılacağı üzere, işsizlik kapitalist düzenin işleyip ge-lişmesinin de temel koşuludur, öyle ki, «ğer bir yedek işsizler yığınıolmasa ekonominin genişlemesi gerçekleştirilemezdi. Gene, işçileriişten atmak olanaksız olsaydı, bu kez de konjonktürün gerektirdiğidaralmalar sağlanamazdı.

İşsizliği ücretlerin yüksekliğine bağlayan görüşler de vardır, örne-ğin, ücret Fonu Kuramı ve Marjinal Verim Kuramı. Gizli işsizlik süreya da; yoğunluk bakımından az çalışma halidir. Bunu düşük verimleçalışma halinden ayırmak gerekir.

Çağımızda ekonomik alanda uluslararasında gelişmiş bir işbölümüvardır, örneğin, ülkemizde üretilen malların % 15 dolayında bir bölü-mü yabancı ülkelere satılmaktadır. Başka bazı ülkelerde bu oran çokdaha yüksektir. Bu demektir ki, bir ülkedeki toplam istem İn önemlibir bölümü yabancı ülkelerden gelmektedir. Görülüyor ki, istihdam yada işsizlik sorunu aynı zamanda uluslararası bir sorundur. Bir ülke ger-çekleştirdiği dışsatım fazlasıyla kendi işsizliğini azaltır, ama bunubaşka ülkelerdeki işsizliğin artması pahasına sağlar.

Gelişmiş ülkelerde çalışan nüfusun çok küçük bir bölümü, örne-ğin Fransa'da % 7,7 ve ABD'de %3,4'ü tarımda çalışmaktadır. Bizdebu oran 1960'da % 79'dan 1986'da % 57,6'ya düşmüş ve buna koşutolarak sanayi ve hizmet sektörlerinde çalışanların oranları da artmıştır(1986 'da sanayi % 17, hizmetler % 25,4).

Tanm'da verim arttıkça bu sektör işsizlik üretmektedir. İstihdamolanağı yaratmak için sanayileşmemiz zorunludur.

Türkiye'de kapatilizmin 1950'den itibaren hızla gelişmesiyle bir-likte işsizlik büyük bir sorun olmaya başlamıştır, işsizliği artıran başlı-ca olaylar şöyle sıralanabilir, (a) Tarımın makineleşmesi sektördekigizli işsizliği açık işsizliğe dönüştürmüştür. Traktör sayısı 1950'de17000 iken 1984 'te 557000 olmuştur. Ayrıca, ulaştırmanın kolaylaş-ması, kapitalistleşmenin hızlanması, nüfus artış hızının yükselmesi,işgücüne katılma oranının büyümesi, özellikle gelişmiş kapitalist ülke-lerin baskısı işsizliğin genişlemesine yol açmıştır. İş ve İşçi Bulma Ku-rumu'na göre 1985'de kayıtlı işsiz sayısı 966.000,1986 başlarında ta-rım dışı işgücü arzı 5 milyon dolayındadır. Demek ki tarım dışı işsizlikkabaca % 19 oranındadır.

Sonuç olarak; ülkemizdeki düzen içinde işsizliğin ortadan kalk-masını, hatta azalmasını beklemek boş bir hayaldir. Bununla birlikteişsizliği en az düzeye indirebilmenin bazı yolları vardır. Bunların ba-şında sanayileşmenin hızlandırılması gelir. Ekonomik ve sosyal gelişme-nin itici gücü teknolojidir. Teknolojik gelişmeyi izleyemeyen bir top-lum çağdaş uygarlık düzeyine ulaşamaz ve ikinci sınıf bir toplum ola-rak kalır. Teknolojik gelişmeler önce makine sanayiinde başlar ve ora-dan öbür sanayi alanlarına yayılır. Az gelişmişlik çemberini kıracaksağlıklı bir sanayileşme stratejisi öncelikle makine sanayiini geliştirme-yi amaçlar. Makine sanayiini geliştirmezsek AT içinde ezilmekten kur-tulamayız.

İşsizliği azaltma yönünde alınabilecek diğer önlemler arasında ba-yındırlık işlerinin artırılması ve çalışma sürelerinin azaltılması da elealınmalıdır. Artık işsizlik sigortası da vakit yitirmeden kurulmalıdır.

32 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1987

Page 33: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Sadun Aren'le görüşme

• AT'ye giriş Türkiye'de ücretieri nasıl etkiler?

a Bir ülkede ücretler, bir taraftan ülkenin gelişmişlik düzeyine diğer

taraftan da işçilerin pazarlık güçlerine bağlı olarak belirlenir, işçilerin

pazarlık güçleri de, bir taraftan sendikalarının gücüne diğer taraftan

işsizlik oranına bağlıdır. Bu nedenle, AT'ye tam üye olmamız ancak

bu öğeler üzerinde etkili olduğu ölçüde ücret düzeyimizde değişiklik-

lere neden olabilir. AT üyeliğin ülkemizin kalkınmasını hızlandıracağı

söylenemez. Buna karşılık sendikalarımızı güçlendireceği söylenebilir.

Böyle olunca, AT üyeliğinin ücret düzeyimizde bir artış sağlaması bek-

lenebilir.

• AT'ye giriş Türkiye'de istihdamın-işsizliği nasıl etkiler?

a AT üyeliği -işgücünün serbest dolaşımı ile birlikte gerçekleşmesi

koşuluyla- bir kesim işçilerimizin üye ülkelere göç etmeleri sonucu,

ülkemizdeki işsizliği bir miktar azaltabilir. Ancak yurt dışına sadece

kalifiye işçilerimiz gidebileceklerinden, bunu ülkemizin kalkınması ba-

kımından olumlu bir gelişme sayamayız. Ancak ne var ki, AT'ye girme-

sekte bu göç olayının 1990 lann sonlarında tekrar gündeme gelmesi

büyük olasılık olarak görünmektedir.

• AT'ye giriş Türkiye'de sanayileşmeyi nasıl etkiler?

a AT üyeliğinin sanayileşmemiz üzerindeki etkisini iki düzeyde dü-

şünebiliriz. Birincisi, bugün varolan sınai tesislerimizin ne olacaktan,

ikincisi de yeni anai tesisler kurma olanaklarının ne olacağıdır. AT

üyeliğinin bugün varolan sınai tesislerimizin bir kısmının yıkılmasına

neden olacağı kesindir. Bunun olmayabileceği düşünülemez. Buna kar-

şılık, AT üyeliğinin yeni sınai tesisler kurulmasına ya da yıkılmamış

olanların genişletilmelerine olanak verip vermeyeceği, ve verse bile

bunların yıkılan tesislerin kaybını telâfi edecek (karşılayabilecek)

ölçüde olup olamayacakları kesin değildir, şüphelidir. Ben, ülkemizin

ve dünyanın bugünkü koşullarında, sanayileşmemizin daha uzunca bir

süre, dışa açık serbest rekabet koşularında değil, devlet desteğinde yü-

rütülmesi gerektiğini düşünüyorum.

• AT'ye giriş Türkiye 'de demokratikleşme surecini nasıl etkiler?

• AT üyeliğinin, bu ülkelerdeki demokrasi güçlerinin Türkiye'nindemokratikleşmesi için daha etkin bir destek vermelerini sağlayacağıaçıktır. Bu destek büyük bir önem taşımakla beraber, bundan ne kadaryararlanacağımız gene de Türkiye'nin kendi demokrasi güçlerinin uya-nıklığına ve verecekleri savaşıma bağlı olduğu unutulmamalıdır. Diğerbar deyişle, AT üyeliği demokratikleşmemizi otomatik olarak güvencealtına almaz.

MOMCNOİS VE MAKİN A DEROİSİ CİLT, 2« SAVI ,334 KASIM 19S7 33

Page 34: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Sanayi yapısındaki yeni oluşumlar

"Sanayideki yenioluşumların başta

gene İstanbulMetropolitan alanı veKocaeli olmak üzere,

İzmir, Ankara, Bursave öteki merkezlerde

yoğunlaşmasıbeklenmektedir. Bölge

merkezleri dışındaatılım yapılması ancakfarklı bir yönlendirme

politikası ilesağlanabilir."

ve yer seçimiY. Doç. Dr. Ayda ERAYDIN

Sanayiin değişen yapısı, çokuluslu şirketlerin önem kazanması, bir-

çok liretim birimini içeren zincirlerin oluşması, aynca teknolojik de-

ğişim ve yeniden yapılanma süreçleri yer seçimini etkileyen faktörler-

dir. Araştırma bulgularına göre, yer seçiminde ana ve yan sanayilere

yakınlık, ve özellikle azgelişmiş bölgelerdeki sanayi birimleri için ayn-

ca hammadde kaynaklarına yakınlık ve sosyal gereksinimlerin karşılan-

ma durumu önem kazanmaktadır. 1980lerde sanayiin belirli odaklar-

da yığılma olgusunda fazla değişiklik olmamıştır. Büyük sanayiin 25

ve daha çok işçi çalıştıran işyerleri olarak tanımlandığı 1984 yılında,

ülkedeki toplam işyerlerinin yüzde olarak 42,41i istanbul'da, 9,13li

İzmir'de, 5,20'si Bursa'da, 5,16'sı Ankara'da ve 3,69^ Kocaeli'nde

bulunmakta ve bu beş ilin paylan yüzde 65,58'e ulaşmakta, oysa ça-

lışanların sayısı açısından bu toplam ancak yüzde 55,24 li bulmakta-

dır.

Yer seçimi'nde kamu-özel ayrımı üzerinde durulması gerekir. 1984

verilerine göre, çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yer alan

10 il'de özel sektörce kurulmuş hiç bir büyük sanayi birimi (25 + işçi)

yoktur. Bingöl'de ise henüz kamu'ya ait hiç bir kuruluş yer almamak-

tadır. Araştırma sonuçlan, ülkedeki sanayiin belli odaklarda yığıldığı-

nı ve bölgesel dağılımın dengesiz olduğunu ortaya koymaktadır.

Kentsel merkezler hızla, ama plansız büyüdükleri, ve altyapı olanakla-

rından da yoksun bulunduktan için, sanayide yer seçimi işletmelerin

kendi istemlerine göre gerçekleşmektedir.

Ülkedeki ulaşım, iletişim, enerji ve altyapı sistemlerinin dağılımı

dengesizdir, özellikle sosyal altyapı dengesizlikleri fazladır. Ama bu

farklılıkları azaltma çabalan kısıtlıdır.

Sanayide son on yıllarda önem kazanan konulardan biri de AR-GE

etkinlikleridir. Ana sanayi merkezlerinde odaklaşma eğilimi gösteren

büyük ölçekle özel sektör firmalannın yaklaşık yüzde 20'sinin AR-GE

birimlerini kurdukları görülmektedir.

SONUÇ: Son yıllarda sanayiin gelişmiş bölgelerde yapılandığı, bü-

yük ölçekli özel sektör sanayi birimlerinin önemli metropoliten mer-

kezlerde yoğunlaştıktan, bunlardan İstanbul-İzmit'te yoğunlaşanların

AR— GE etkinliklerini yüksek oranda benimsedikleri, ancak bunu ileri

teknoloji sektörlerinde değil daha çok, tüketim malı sektörlerin-

de gerçekleştikleri gözlemlenmiştir. Yabancı sermayeli kuruluşlar

özellikle Istanbul-lzmit ekseninde yoğunlaşmaktadır. Son yıllarda

sayılan artan yabancı sermayeli kuruluşların çoğunluğu çok-uluslu

şirketler yapısında değildirler.

Çok üretim birimli firma oluşumları ve bunlann mekansal eğilim-

leri ise şöyledir: Aynı tür ürünü farklı birimlerde üreten zincir sanayi

firmalannın Türkiye'de Özel sektör sanayiinde çok kısıtlı ölçüde ge-

liştiği, buna karşılık firmaların farklı üretim dallanndaki birimleri içe-

ren holding'ler oluşturma eğiliminde olduktan görülmektedir.

İçinde bulunduğumuz dönemde sanayi yapısında önemli bir de-

ğişme olmamış, teknolojik atılım gerçekleşmemiş ve sanayide büyüme

mevcut yapının yinelenmesi biçiminde belirmiştir.

34 MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLTı 28 SAVI : 334 KASIM 1987

Page 35: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Havacılık sanayiimizle ilgili bazı görüşler

"Araştırma-Geliştirme(AR-GE), özellikle

Havacılık Sanayii içinson derece önemlidir.

Teknoloji transferi,AR-GE, hatta

tasarlama, yaniAR-GE-TA

yapmamaktan doğanboşluğu kısa zamanda

doldurmak içinkullanılır. Eğer

AR-GE-TAyapılmazsa, yalnızca

teknoloji transferlerinebağlı kalınır ve böyle

bir HavacılıkSanayiVnin ekonomikhele askeri avantajları

daha başlangıçtayok olur."

Prof. Dr. Cahit ÇIRAY

1974 Kıbrıs harekâtını izleyen ambargo havacılık Sanayii'ni kur-mak gereğini şiddetle duyurmuş ve bunun üzerine 1978 yılında ODTÜve İTÜ bu işle görevlendirilmişlerdir. Bu sanayiin kurulmasında belkien önemli adım 1970'de Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının ku-rulmasıyla atılmıştır. İkinci adım 1973'de Türk Uçak Sanayii A.Ş.'nin(TUSAŞ'ın) kurulması olmuştur.l979'daTUSAŞ bünyesinde MuharipUçak Yapım Projesi başlatılmış ve 1983 yılında da A.B.D. ile yapılananlaşma yürürlüğe girmiştir. Daha sonra TUSAŞ Havacılık ve UzaySanayii (1984) ve aynı uçağın motorunu imal edecek TUSAŞ MotorSanayii kurulmuştur. Ne yazık ki bu iki şirkete koşut olarak kurulanama işletilemeyen Havacılık Elektronik Sanayii ile ilgili bir üçüncü şir-ket daha vardır. Bununda öteki iki şirket kadar etkin ve başarılı olma-sı temenni edilirdi.

20001i yıllarda Havacılık Sanayii'nin amaçladığı hızlar "Hipersonik" denen hız rejimidir. A.B.D.'nin projesi, atmosfer dışına çıkarak,örneğin A.B.D. ile Avustralya arasındaki mesafeyi, yeterli insan ve kar-go taşıyarak iki saat içinde katetmektir. İngiltere ve Fransanın da ben-zer projeleri vardır. Bu çalışmalar henüz AR-GE aşamasında olup ilgiliülkelerarasında ekonomik ve bilimsel yarışmalara, ve çeşitli siyasalgirişimlere yol açmaktadır.

Adı geçen ülkelerden başka çok yakınımızdaki iki ülke, İtalya veYunanistan, AR-GE'yi büyük bir önemle ele almaktadırlar. İtal-yan Havacılık Uzay Araştırma Merkezi büyük yatırımların yön-lendirilmesi için kurulmuş bir merkezdir. Yunanistan'ın AR-GE'ninönemini devlet olarak algılaması 1977'ye rastlar. O sırada "BilimselAraştırma ve Teknoloji Ajansı" adıyla oluşturulan kuruluş 1983 yı-lında "Araştırma ve Teknoloji Bakanlığı"na dönüştürülmüştür.Bundan başka bir de 1977'de kurulmuş olan Yunan Hava KuvvetleriTeknoloji Araştırma Merkezi vardır.

Görülüyor ki yabancı ülkelerde Havacılık Sanayiine Yönelik Araş-tırma-Geliştirme etkinlikleri çok ciddi boyutlardadır. Durmadan yeniörgütler kurulmakta ve varolanlar modemize edilmektedir.

Şu soru akla gelebilir. Teknoloji transferi mi, yoksa AR-GE mi?Bu soru gereksizdir. Çünkü biri ötekinin yerini tutamadığı gibi biriniyapmak ötekini bırakmayı gerektirmez. Her şeyden önce arada zamanfaktörü açısından fark vardır. Teknoloji transferi, AR-GE, hatta tasar-lama yani AR-GE-TA yapmamaktan doğan boşluğu kısa zamanda dol-durmak için kullanılan bir araçtır. Eğer AR-GE-TA yapılmazsa,yalnızca teknoloji transferine dayalı bir sanayi ile amaca varılamaz.

SONUÇ: Türkiye.de hangi Havacılık Sanayii ürünlerine gereksin-me duyuluyorsa ve hangileri ülkede geliştirflebilecekse yalnız bunlarAR-GE programına alınabilir. Bir uçağın kavramsal tasarlanmasındankuvvete teslim edilmesine kadar geçen AR-GE-TA ve üretimin 10-15yıl sürebildiği düşünülürse AR-GE konusu ürünlerin en az 3-5 yıl önce-sinden planlanmaları gereği ortaya çıkar.

MÜHENDİS VEMAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAVI : 334 KASIM 1987 35

Page 36: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Otomotiv yan sanayiinin dünü bugünü

"Otomotiv sanayiinistihdama katkısı

büyüktür. Anasanayide çalışan

her bir kişiye karşılık,yan sanayide beş kişi

ve sektörün ötekihizmetlerinde toplam

20 kişi istihdamedilmektedir."

Hilmi K. ATİLLAGemi Mak. İşi. Müh.

Otomotiv sanayiinde üretim hacmi yönünden en önemli yeri bi-

nek otomobili, yük ve yolcu taşıyan ticari araçlar ve traktörler alır.

Bu sanayi çok büyük miktar ve değerlerdeki girdileri, değişik sektör-

lerle olan işbirliği ve istihdama olan olumlu katkılarıyla ülke çapında-

ki üretimde, büyük bir paya sahiptir. Girdilerin çeşitli olması, her gir-

dinin ayn bir uzmanlaşmayı gerektirmesi, doğal olarak Yan Sanayiin

doğmasına ve değişik teknolojilerin gelişmesine yol açmaktadır. Bu

sektörü toplu sanayi hamlesinde öncüdür, örneğin, Savunma Sanayii

gündeme geldiğinde daha flk günlerde işbirliğine hazır olan sektör

Otomotiv Sanayii olmuştur. Aynca bu sanayi tüm dünya pazarlarına

yönelik bir potansiyele sahiptir. Ancak dış pazarlara ucuz ve kali-

teli mal sunabilmek için çok çalışmak ve devlet desteğinden bir süre

daha yararlanmak gerekir.

Otomotiv Ana ve Yan Sanayiinin istihdama katkısı büyüktür,

örneğin, 1987 "nin ilk altı ayı itibariyle, ana sanayide çalışan her bir

kişiye karşüık, yan sanayide beş kişi ve sektörün servis satış ve diğer

hizmetlerinde toplam 20 kişi çalıştırıldığı dikkate alınırsa, yaklaşık

500 000 bin kişiye iş sağlayan bu sektörün büyüklüğü ortaya çıkacaktır.

36 MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1M7

Page 37: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

1964 tarihli Montaj Sanayii Yönetmeliğinin uygulandığı dönemdeana sanayi firma sayısı 8 iken bu sayı şimdi 23'e ulaşmıştır. Gene odönemde yerli katkı oranı % 15 de seyrederken bu oran bugün orta-lama % 85'e ulaşmıştır. Ancak bu sektör çok dalgalı bir gelişme için-dedir. Öyle ki bugün otomobilde aylarca sıra beklenmesine karşılıkhala 1971 — 1976 yıllarının toplam üretim düzeyine ulaşılamamıştır.(1971 yılı toplam üretim miktarı 165334 adettir.)

Bilindiği üzere pahalı üretim bütün dünyada Otomotiv Sanayiinikorkutan başlıca sorundur. Maliyetler yükselince üretim düşmektedir.Japonya'nın dünyada egemenlik kurabilmesinin asıl nedeni işçibaşına düşen araç üretim miktarını en yüksek noktaya çıkarabilmesi-dir.

Petrol şokundan sonra, kapasite kullanım oranının % 29'a kadarindiği, üç rakamlı enflasyonun yıllar boyu işletme sermayelerinierittiği ve ülkenin 70 cent'e muhtaç olduğu dönemde yan sanayi oto-motiv sanayiinin bütün yükünü taşımakla kalmamış, aynı zamandaülke ekonomisinin dinamizminin korunmasında da büyük rol oynamış-tır.

1986 sonu araç parkı, 2.3 milyondur. Bunun % 801 yerli taşıttır.Demek ki nüfusun yaklaşık % 5'i araç sahibidir. Böylece her 500kişiye bir araç düşmektedir. Oysa daha 1920'de ABD.de üretilen araçsayısı 2 milyon adettir.

Bütün olumsuzluklara karşın otomotiv yan sanayiimiz gurur ve-recek bir düzeye ulaşmıştır. Bugün TAYSAD üyelerinin % 65'i yabancıteknolojiyle çalışmaktadır, önceleri 1—1.5 yılı bulan homologe süre-si, şimdi birkaç aya inmiştir. Artık, USA, Kanada, İngiltere, Almanya,Danimarka, Finlandiya, Belçika, Hollanda bize pazar olabilmektedir.Ancak vardığımız düzey yeterli değildir. İmal etmeyi öğrendik, amadışa satmayı da öğrenmeliyiz.

SONUÇ: 2000 yılında AT üyesi olacak bir Türkiye yabancı devrakipler karşısında hangi önlemleri almalı?

Otomotiv Sanayii Savunma Sanayiinde yerini almalı. Üretimkapasiteleri optimum düzeye getirilmeli. Gerekli füzyonlara gidilmeli,GAP projesinin otomotiv sanayiine yansımaları plan ve projelere bağ-lanmalı. Her sanayi dalında kaliteli üretime ve fiyat istikrarına önemverilmeli. Altyapı yatırımları için ithal edilen araçlar alabildiğinceyerli sanayiden sağlanmalı. Ticari araçlarda bedelsiz ithalat kaldırıl-malı. Yatırım malı olan ticari taşıtlar, traktörlerde olduğu gibi kredidesteğinden yararlanmalı. Otomotiv sanayi ürünlerinin dışsatımınasigorta sistemi getirilmeli. Lisansör firmalarla parça değişimi arttırıl-malıdır. Vergilendirme sistemi sermayenin sanayi yatırımlarına akma-sını sağlamalıdır. Araştırma, geliştirme ve kalite iyileştirme etkinlik-leri batıdaki gibi devletçe desteklenmelidir. Dışsatımda istikrar ve ve-rimliliği arttırmak için CKD dış satım yolu açılmalıdır. AT'a giriş sü-recinde Türk Otomotiv Sanayii aşamalı olarak korunmalıdır. DevletDestekleme ve Fiyat istikrar Fonu Otomotiv Ana ve Yan Sanayiin-de yaygınlaştırılmalı ve miktarlar etkili düzeye getirilmelidir. Sektörünfaiz yükü düşürülmelidir.

Bu önlemler alındığında iç piyasada fiyat istikran sağlanacak,dış pazarda rekabet olanaklan artacak ve boş kapasiteler doldurula-rak, devletsel desteklere yan sanayi giderek artan bir dışsatımla karşı-lık verecektir.

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASİM 1987 37

Page 38: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Dünya'da ve Türkiye'de otomotiv sanayii

"Özellikle ticari taşıtlarüreten işletmelerde

sorunlar ağırdır.Bunlarda kapasite

kullanım oranı % 25-30dolayındadır. Bu

nedenle maliyetleryüksek, kâr marjları

çok küçüktür. Yüksekenflasyon, yüksek

faizler firmalarıbankalara adeta

mahkum etmiştir.Sorunlar ancak devletin

yardımıyla aşılabilir."

Ziya ÖZKANMakina Y. Müh.

Dünya'da ve Türkiye'de Otomotiv SanayiiBütün sanayi dallarının lokomotifi olarak kabul edilen bu sektör,

çok çeşitli teknolojilerin gelişip yerleşmesinde istihdam sorunununçözümlenmesinde, dolayısıyle ülkelerin ekonomik ve sosyal gelişim-lerinde ve savunmalarında büyük katkıları olan dev bir sektördür.Dünya'da halen toplam üretimin yandan fazlasını ABD ve Ja-ponya gerçekleştirmektedir. Ülkemizde 19601ı yıllarda kurulan oto-motiv sanayii döviz götüren "Montaj Sanayii" olarak ağır biçimdeeleştirilmiş ve bundan etkilenen politikaların sonucunda sektörün anave yan sanayi kuruluşlarında, hızla gelişen teknolojinin gerektirdiğiönlemler ahnamanuş ve 1977 'de ekonomik kriz le durum daha da kö-tüleşmiştir. Bu güçlüklere karşın 35 üretici firmanın bugün ulaştığıyıllık üretim kapasitesi şöyledir: Kamyon—Çekici: 48 bin; Otomobil:110 bin; Kamyonet; 22 bin; Minibüs-Midibüs: 15 bin; Otobüs:4 bin;Traktör: 131 bin. Toplam: 330 bin. Bütün bu araçların gereksindiğibenzin ve dizel motorları da üretici ana kuruluşlarca imal edilmekte-dir. Bunlar 1.3-2.0 litre silindir hacimli benzin motorları ve 1.9-11.4 lit-

38 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 19B7

Page 39: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

re silindir hacimli 280 PS gücüne kadar dizel motorlarıdır, üretici anafirmaların etkinliğe girmesiyle birlikte taşıt araçları yan sanayii,özellikle son 10 yıl içinde hızla gelişerek bütün önemli parçalarıüretebilen ve sayılan 1000'e varan küçük işletmelerin oluşturduğuyaygın bir sektör yapısına kavuşmuştur.

Bu sektörün istihdama katkısı büyüktür. Gerek 23 ana sanayikuruluşunda, gerek yaklaşık 1000 yan sanayi kuruluşunda, gereksepazarlama, bakım, servis, nakliye ve sigorta gibi kuruluşlarda sağlananistihdam olanağı 460 bin dolayındadır. Ülkemizin 1986 yılındaki araçparkı otomobil traktör ve ticari taşıtlar olarak 2.281.167 adettir.Otomotiv ana sektörünün sadece 1986'da ödediği vergilerin toplamı158 milyar liradır. Son teknolojik gelişmeleri izleyip uygulama zorun-luluğu nedeniyle, bu sanayi çağdaş yöntem ve teknolojilerin, hızlayurdumuza aktarılıp değerlendirilmesinde çok önemli bir rol oyna-maktadır. Aynca yan sanayie katkısı çok büyüktür. Örneğin döküm,dövme, metal, demir, çelik, lastik, plastik, cam, boya vb. çeşitli alan-larda yüzlerce kuruluşun doğup gelişmesine büyük katkıda bulunmuş-tur. Sektörün ana firmalarının 1986'da yan sanayi kuruluşlarına yap-tıkları ödemelerin toplamı 349 milyar liradır. Kullanılan yerli malzemeoranı % 70-90'ı bulmuştur. 1984'de üretilen araçlar için ödenen CKDparça bedeli 400 milyon dolardır. Eğer aynı miktar araç ithal edilsey-di ödenecek döviz 2 milyar dolar olacaktı. Son 6 yılda dışsatıma dayönelinmiş ve 1986'da yapılan dışsatımla 141.9 milyon dolar dövizsağlanmıştır.

Askeri araçların en önemlileri tanklar, zırhlı araçlar, mekanize pi-yade savaş araçları, takdik arazi araçları, lojistik ve idari hizmet araç-larıdır. Gelişmiş sanayi ülkelerinin bir çoğunda bu araçların önemli birbölümü sivil otomotiv tesislerinde yapılmaktadır, ülkemizde de özkaynaklarımıza dayalı Savunma Sanayi kurulması zorunludur. Oto-motiv sanayiimiz Savunma Sanayii içinde gerçek yerini almalıdır.Oysa bu konuda henüz planh bir çalışma başlatılmış değildir.

Otomotiv sanayiimiz henüz Avrupa Ortak Pazarında başarılıolabilecek düzeyde değildir. Otomobil, motor ve dişli üretimi için da-ha 12 yıllık, kamyon, kamyonet, minibüs, otobüs ve bisiklet içindaha 9 yıllık bir korumaya gereksinim vardır. Bu süreler içinde gümrükvergileri de dereceli olarak azaltılmalıdır.

SONUÇ: Geçmişte alman karar ve uygulamalardan dolayı sektör-de bazı çarpıklıklar oluşmuştur, özellikle ticari taşıtlar üreten işlet-melerin sorunları ağırdır, örneğin, kamyon, kamyonet, otobüs, trak-tör üretiminde ortalama kapasite kullanım oranı % 25-30 "dur. Böy-lece maliyetler artmakta, kar marjları çok azalmaktadır. Son yıllar-da batı'da, özellikle otomotiv sanayiinde örneklerini gördüğümüz bir-leşmelerin Ülkemizde de ivedilikle ele alınması gerekir. Yüksek enflas-yon sermayeleri eritmiş, çok yüksek faizli krediler firmaları yüksekmaliyete ve banka kaynaklarına adeta mahkum etmiştir. Kullanılmışarazi ithali sektörü iş kaybına uğratmıştır. İthal edilen araçların vebası TIR kamyonlarının yurtiçi nakliyesinden aldıkları payın kamyonve çekici talebine olan olumsuz etkisi hala sürmektedir. Artık mille-tin malı olan bu sektör sorunlarını ancak devletin güçlü eliyle çöze-bilecektir.

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1987 39

Page 40: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Nükleer santral yapımı

"Chernobyl kazasınakarşı nükleer enerjiden

vazgeçilemeyeceğianlaşılmıştır. Toplam

elektrik enerjisiüretiminde nükleerenerjinin payı daha

şimdiden Fransa'da% 65% Belçika'da

% 60h bulmuştur."

^ Suphi ŞAHİNTEK Nükleer Santraller

Daire Başkan YardımcısıBütün ülkelerde enerji gereksinmesi giderek artmakta, kömür,

fuel-oil, doğal gaz gibi enerji kaynaklan ise tükenmektedir. Ayrıca

jeotermal, güneş, rüzgar, biogaz gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının

bugünkü teknolojik düzeyleri 21. yüzyılın başlarındaki gereksinmeyi

karşılayacak yeterlikte değildir. Bugün için teknik ve ekonomik

yönden en önemli seçenek nükleer enerjinin geliştirilmesidir.

Nükleer enerji kullanımı hızla yayılmaktadır. Toplam elektrik

enerjisi üretiminde nükleer enerjinin payı daha şimdiden Fransa'da

% 65'i, Belçika'da % 6O'ı bulmuştur. Dünya ortalaması ise % 15'e

ulaşmıştır. 2000 yılında bu oranın % 23'e varması beklenmektedir.

Cheraobly kazasına karşın nükleer enerji'den vazgeçilemeyeceği an-

laşılmıştır.

ülkemiz nükleer enerji çalışmalarına çok erken başlamış olması-

na karşın daha ilk santralın kuruluşu bile gerçekleşmemiştir. Oysa

bu alanda bizimle birlikte çalışmaya başlayan Hindistan, Pakistan,

Arjantin, Brezilya, Yugoslavya gibi ülkeler teknolojide belli bir dü-

zeye ulaşmışlardır.

Bir nükleer santral projesinde, konvansiyonel santrala kıyasla daha

fazla yatırıma, zamana, ileri teknolojiye ve nitelikli elemana gereksi-

me vardır. Planlamada ülkenin enerji politikası, ekonomik durum,

uluslararası ilişkiler, kamuoyunun tepkileri gibi çeşitli faktörler alı-

nacak kararlan etkilemektedir. Santral kuruluşuna karar verilmeden

önce, alternatif enerji kaynaklan ayrıntılı olarak incelenmeli, yük tah-

minlerine göre nükleer enerji'ye gerek olup olmadığı ve ekonomik

fizibilitesi gösterilmelidir.

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin, santralın her parçasını

dışardan satın alıp, yabancı para ile kurdurarak enerji ihtiyaçlarını kar-

şılaması olanaksızdır. Gerçekçi bir yaklaşımla, birinci üniteden itiba-

ren yeril payını arttırarak ileride kuracağı ünitelerde kendi kendine

yeterli hale gelmeyi amaçlamalıdır. Uzun dönemli başarılı bir tekno-

loji transferi için alıcı ülkenin yeni teknolojiyi kendi koşullanna

uydurup aksatmadan yürütebilecek düzeyde insan gücüne, sanayie ve

ekonomik altyapıya sahip olması gerekir.

SONUÇ: Günümüzde nükleer santrallar elektrik enerjisi üretimin-

de vazgeçilmez bir seçenek haline gelmiştir. Bunlar ekonomik, temiz

ve güvenilir bir enerji kaynağıdır, ilk yatınım fazla ve gerçekleşme

süresi uzun olmakla birlikte yakıt masraflannın düşük olması, birim

enerjinin üretim maliyetini ucuzlatmaktadır.

Türkiye'de kanılacak ilk santralı sadece elektrik üreten bir tesis

olarak görmemek gerekir. Bu tesis; teknoloji transferinin, bilgi biriki-

minin, kadro oluşturmanın ve ağır sanayi alanında yapılacak atılım-

ların ilk adımı olacaktır. Gelişmekte olan ülkelerden nükleer teknolo-

jiyi alanların, ilk santrallannı kurduktan sonra büyük atılımlar yaptık-

ları görülmektedir.

40 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1987

Page 41: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Tekstil makinaları

"Ülkemizde tekstilmakinaları üretimininyapılamaması, tekstil

sektörümüzün enönemli sorunudur.

Sektörün dışabağımlılığı, ithalat

koşullarına çok dikkatedilmesini zorunlu

kılmaktadır.""Tekstil sektörümüz

için gerekli teknolojiyiüretme kapasitemizinçok zayıf olması, ithal

teknolojilere yerlialternatif bulma

olanağını ortadankaldırırken, diğer

yandan da teknolojiseçimi sırasında gerekli

bilgilerinsağlanamamasına

neden olmaktadır. "

"Türkiye gibi tekstilsektörüne umut

bağlamış, ama tekstilteknolojisini dışarıdan

satın alan ülkelerinihracat imkanları

giderek yol olacak,hatta iç pazarda bile

tekstil ürünlerininsatışında gelişmiş

ülkelerin rekabeti ilekarşılaşacaklardır."

Doç. Dr. H. Rıfat ALPAY

İnsanoğlu tekstil üretimine yaklaşık 8000 yıl önce başlamıştır.Demek ki, henUz 200 yıllık bir geçmişi bulunan modem tekstil ma-kineleri sanayii çok genç bir sanayi dalıdır ve çok hızlı bir gelişme için-dedir. Tekstil makineleri satışında 1975'de başlayan durgunluk döne-mini aşmak için, makine yapımcılan üretim sürecinde yeni bir tekno-lojiye yönelerek mikroelektronik sistemi uygulayınca satışlarda bircanlanma başgöstermiştir. Batı Avrupa, Japonya ve ABD 1984 yılı iti-bariyle bu makinelerin önemli bölümünü üreterek toplam 5 milyardolarlık ihracat yapmışlardır. Makine yapımcılarının böyle dev bir pa-zan değerlendirmek için planlar yapmaları doğaldır. Ancak tekstilteknolojisindeki gelişmeler yatınmlardaki sermaye yoğunluğunu ola-ğanüstü artırmış ve son on yıllar içinde sermaye gereksinimi üç ila beşkat artmıştır.

Gelişmekte olan ülkelerin tekstil yatırımlarında bir gerileme gö-rülmektedir. Bu ülkelerin 1984 yılında aldı klan tekstil makinelerinindeğeri gerçek rakamlarla 1980 yılına göre üçte bir oranında azalmıştır.Bunun nedenleri, gelişmekte olan ülkelerin ödemeler dengesinin kri-tik durumda olması, tekstil ihracatına konan kısıtlamalar ve sektör-deki rekabet koşullannın gittikçe zorlaşmasıdır. Oysa, gelişmiş ül-kelerde, özellikle ABD ve AET'de bu sanayi alanında büyük yatırımartışlan olmuştur, istemin artması, yeni teknolojinin işgücündentasarruf sağlaması ve ithalatın rekabetine karşı koyma önlemleri yatı-rımlan canlandırmıştır. Böylece, hem makinelerin üretim hızı artmış,hem işçi tasarrufu sağlanmış, hem de ürünlerin kalitesi geliştirilmiş-tir.

Sonuç olarak; gelişmiş ülkelerin amacı makinelerin eskimedendemode olmasını sağlamaktır. Bu nedenle, moda ve reklam araçlarıseferber edilecek, makinelerde çok duyarlı ve karmaşık elektroniksistemler kullanılarak bunların yedek parça, bakım ve onarımındamüşterinin yapımcıya tam bağımlı olması sağlanacaktır. Tekstil tek-nolojisini üreten merkezler, sektörün emek yoğun yapısını değiştirenbir otomasyona yönelerek gelişmekte olan ülkelerin ucuz işgücüavantajını yok edeceklerdir. Türkiye gibi tekstil sektörüne umut bağ-lamış ülkelerin ihracat olanaktan yok olacak, hatta iç pazarda biletekstil ürünleri satışında gelişmiş ülkelerin rekabetiyle karşılaşacak-lardır. Türkiye tekstil ihracatını gene sadece tekstil makinesi aldığıülkelere yapabilecek, ama bu ihracatı aldığı o çok pahalı makinelerinbedelini ödemeye bile yetmeyecektir. Bu koşullar altında, yetkililer-le uzmanlann ivedilikle bir araya gelerek izlenecek politikalan belir-lemeleri ülkemiz için yaşamsal bir önem taşımaktadır.

MÜHENOİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLTi 28 SAYI s 334 KASIM 1987 41

Page 42: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Sanayi ürünleri dış ticaretindekalite kontrol

"İç piyasaya kaliteliürün sunamayan üreticidışarıya da kaliteli ürün

gönderemez.Kalite sorunu,

ulusal bir sorundur. "

İsmet ÖZTUNALIUlusal Kalite Kontrol Sistemi

Kurulmasına Dair ProjedeTMMOB Temsilcisi

Türkiye'nin dış ticaret açıklan ve dış finansman kaynaklarınabağımlılığı sürmektedir. Sanayileşmenin gerektirdiği yatırımlar it-halat gereksinmesini sürekli arttırmaktadır. İthalatı finanse etmek veödemeler dengesi açığını azaltmak için sanayi ürünleri ihracatını büyükoranda arttırmak gerekir. Türkiye'nin dış piyasada rekabet edebilmesiiçin ürünlerin kalite kontrolundan geçirilmesi zorunludur. Kalite kont-rolünü sağlamak için birçok yasal düzenlemeler yapılmış, kanunlarla,tüzüklerle ilgili birliklere görevler verilmişse de beklenen sonuçlaralınmamıştır.

1936 tarih ve 3018 sayılı yasaya göre 1940lardan itibaren İhra-catçı Birlikleri kurulmuş ve bu birlikler 1986 yılında çıkarılan birBakanlar Kurulu kararıyla yeniden düzenlenmiştir. Dünyadaki örnek-lere ve yabancı uzmanların görüşlerine dayalı olarak 19501i yıllardaTicaret ve Sanayi Odaları Birliği bünyesinde başlayan standardizasyonçalışmaları 25.İL 1960 gün ve 132 sayılı yasa ile düzenlenmiş ve "Hertürlü madde ve mamuller ile usul ve hizmet standartlarını yapmakgayesiyle Türk Standartları Enstitüsü kurulmuştur. "Yasa 1983 ve1985 sayılı yasalarla değişikliklere uğramıştır.

Ayrıca Beş Yıllık Kalkınma Planlarının hepsinde kalite kontro-lünün önemi vurgulanmış, ama beklentiler gerçekleşmemiştir. TürkParasının Kıymetini Koruma Hakkında 17 sayılı karara göre kurulan"Gözetme Şirketleri", 1984 "İhracat Yönetmeliği "ne göre Hazine veDış Ticaret Müsteşarlığınca kurulmaktadır. Bunların görevi, malınihraç edilmek üzere hazırlandığı yerde inceleme yapmaktadır. Bunlararasında uzmanlaşma yoktur, öyle ki petrol ürünleri ve hurda üzerineçalışan bir şirketin istek üzerine "et" konusunda hizmet verdiğianlaşılmıştır. Şirketler üzerinde denetleme yoluyla yönlendirme bileyoktur

SONUÇ: İç piyasaya kaliteli ürün sunamayan üretici dışarıya da

kaliteli ürün gönderemez, üreticiye kalitenin önemi anlatılmalıdır.

Kaliteli ürün imali için sanayide kalite kontrol tekniklerinin kullanılma-

sı zorunludur. Son ürünün muayenesi kusurlu ve kalitesis ürünün üre-

timini engelleyememektedir. Yapılması gereken üretim boyunca kali-

te kontrol sistemlerinin uygulanmasıdır. Ayrıca, dış ticarette teknik

engelleri önleyen belgelendirme sistemlerinin kurulup geliştirilmesi

gerekir. Kalite sorunu ulusal bir sorundur. Öncellikle bir Ulusal Ka-

lite Kontrol Kurumu kurulmalıdır. Bu kurum kalite kontrol sisteminin

kurulması, ürün ve hizmetlerin kalitesinin geliştirilmesi, belgeleme hiz-

metlerinin oluşturulması vb. hizmetleri sağlamalıdır.

42 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI :334 KASIM 1967

Page 43: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Sanayide enerji tasarrufu

Yalnızca kişi başınaelektrik enerjisi

tüketimi açısındanLibya re Yunanistan'ın

1983 yılı düzeyine bileancak 2000 yılındavarabiliyoruz. Bu,

utanç verici birpolitikadır. "

Erhan I Ş I L

Enerji Eski Bakanı

Enerji tasarrufundan amaç aynı miktar üretimi daha az enerjiyleyapmak ya da o miktardaki enerji ile daha fazla üretim yapmaktır.Enerji tasarrufu enerji üretiminden farklı değildir. Her ikisi de enerjiarzının artmasına yol açar. üstelik enerji tasarrufu hem küçük yatırım-larla sağlanır, hem bunun gerektirebileceği döviz ya hiç düzeyinde-dir, ya da oldukça küçüktür. Aynca, kısa sürede ürün vermeğe başlar.Oysa enerji üretimi büyük yatırımları zorunlu kılar, ulusal ve yabancıpara türünden büyük meblağların yıllarca bağlı kalmasını gerektirir.

Ülkemizde ciddi bir enerji açığı vardır. 2000 yılında iç üretimenerji isteminin ancak yarısını karşılayabilecektir. Sonraki yıllarda buoran daha da küçülecektir. 0 halde enerji tasarrufu politikası öncelik-le ele alınmalıdır. Bu yoldaki uygulama ise, 1980'den itibaren enerjifiyatlarının serbestçe yükseltilmesi olmuştur. Böylece halk daha azenerji tüketmeye zorlanmış, konutlar daha az ısıtılmış, binek taşıtlarıdaha az kullanılmıştır. Ama, Dünya Bankasının sözleriyle, "Büyük ka-zanımlar bulunmasına karşın Hükümet, bir enerji tasarrufu programıkonusunda pek az çaba harcamıştır."

Ürettiğimiz enerjinin, % 45'i konutlarda, % 28'i sanayide, % 18'iulaştırmada, % 4 li tarımda ve % 5'i sair yerlerde tüketilmektedir. Sana-yide enerji kayıpları % 10 - 40 arasındadır. Burada önemli bir enerjitasarrufu potansiyeli vardır.

Sanayide işletme yerinin seçiminden, hammadde ve mamul mad-de için yapılan mükerrer ya da pahalı taşımacılıktan, yalıtımların ye-

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAVI : 334 KASIM 1987 43

Page 44: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

tersizliğinden, gereksiz yere yüksek güçte motor ve makina alımından,

iş akımının kötü hesaplanmasından kaynaklanan kayıplar çok ağır-

dır. Bunlardan örneğin işletme yerinin yanlış seçilmesinin düzeltilme-

si ya olanaksız ya da çok masraflıdır. Proje aşamasındaki yanlışlıkların

giderilmesi genellikle yatırım harcamaları zorunlu kılar, üretim aşa-

masındaki yanlışlıklann ya da gereksiz enerji tüketici uygulamalann

düzeltilmesi daha kolaydır. Başka türden yanlışlıklar da yapılmaktadır,

örneğin, 2000 iş ma kınası üzerinde yapılan bir inceleme kurulan mo-

•or 5icndı:n ancak % 30 oranında yararlanıldığını göstermiştir. Gene,

bir işletmede pompaların sadece 15 B.G. de motorlarla çalıştırılması

gerekirken 105 B.G. de motorların kullanıldığı anlaşılmıştır. Bunlara

benzer savurganlıklar akıl almaz boyutlardadır ve ülke kalkınmasını ge-

ciktirmektedir.

Enerji tasarrufu politikasının, bilimsel ve teknolojik ağırlıklı ol-ması, koşuludur, tyi bir politika, teknoloji transeferini, araştırma ve ge-liştirme çalışmalarını İçerir ve Devlet-Üniversite-Sanayi ilişkilerini güç-lendirmeyi amaçlar. Başta devlet olmak üzere bütün örgütlerin basanasağlam bir politikaya dayanır. Enerji politikamızın gereği Türk toplu-munu çağdaş uygarlığa ulaştırmaktır. Bu amaca ulaşabilmek tam ba-ğımsızlık ilkesine uymakla olasıdır. Enerji politikasının da bu ilkeyedayanması gerekir. Enerji kaynaklan alımı için yurt dışına akıtılan pa-ralar sanayi yatırımlarını azaltmaktadır. Ancak sorun sadece parasaldeğildir. Asıl önemli nokta, bilimsel ve ternolojik açıdan dışa bağım-lılığın azaltılmasıdır. Yabancı kuruluşlara bir çeşit anahtar teslimienerji yatırımları yaptırılmaktadır. Türkiye'nin bilimsel ve teknolojikbirikimini küçümseyen bu uygulamalarda teknoloji transferi bile yok-tur. Sadece pahalı makina ve donanımların dışalımı vardır. Enerji po-litikasının öbür amaçlan; enerji açığının kısa sürede azaltılması, ener-jinin bol ve güvenilir biçimde sunum"u, ticari olmayan enerji kaynakla-rı oranının azaltılması ve enerjinin makul fiyatlarla satılmasıdır.

Enerji tasarrufu enerji politikasının bir alt politikasıdır. Bu yalnız-ca gönüllü uygulamalarla yürütülemez. Bazan zorlayıcı, bazan özendiri-ci programlar uygulanmalıdır, örneğin, karayollarında hız sınırlamasızorlayıcı bir tasarruf önlemidir. Bir başka örnek enerji fiyat ve tarifle-'teridir. Yatırım indirimi, vergi kredisi, teknik yardım v.b. özendirici uy-gulama örnekleridir.

Çok çabuk sonuç veren, fazla döviz gerektirmeyen, üstelik döviz

tasarrufu sağlayan ve kazanımlar yaratan enerji tasarrufu yaünmlanna

mutlaka öncelik verilmelidir, öncelikler sıralamasına göre maliyet-fay-

da analizleri yapılmalıdır. Ayrıca, teknoloji transferi de dahil olmak

üzere enerji tasarrufuna yönelik AR-GE çalışmalarının sonuçlannın

yayımı gerçekten çok önemlidir.

SONUÇ: Türkiye'nin enerji açığı büyüktür. Bunun kapatılması yıllaralacaktır, öyle W, yalnızca kişi başına elektrik enerjisi tüketimi açısındanLibya ve Yunanistan'ın 1983 yılı düzeyine bile ancak 2000 yılındavarabileceğimiz anlaşılmaktadır. Bu utanç verici bir politikadır. Bilim-sel ve ulusal bir enerji politikasıyla toplam enerji arzı hızla yükseltilme-lidir.

44 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAVI : 334 KASIM 1917

Page 45: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Çevre: Sorunları, maliyetleri ve

yeni bir ekonomiye yönelme

"Çevreyi kirletmek çokkolay, temizlemek ise

çok zor ve pahalıdır.Kirlenmeye karşı

önlemler ne denli erkenalınırsa, korunmanın

maliyeti o denli azalır.

Dr. Ömer KULELİ

Kimya Mühendisi

Sanayi devrimiy'e uoğal kaynaklann nasıl geriye dönülmez biçim-de tüketildiğini ve doğal dengeyi nasıl bozduğumuzu bilenlerin sayısıartıyor. Artık amaçlanan "büyüme" değil, "gelişme"dir. Tüketilendoğal kaynaklann yerine yenilenebilir kaynaklann kullanılması bugü-nün gündemindedir. "Yumuşak teknoloji/yumuşak enerji" yaklaşımı-na göre oluşturulan "kararlı durum ekonomisi" şimdiden yepyeni birseçenek olarak ortaya çıkmıştır.

Aşın sınai üretim çevreyi kirleterek ekosistemi bozmaktadır. Lâ-ğım, çöp, üretim artıkları, ısı, gürültü gibi kirleticiler biyosferin doğalişlevini bozarak ona zarar verir. Örneğin, insan sağlığı, doğal çevre,çevrenin estetik yapısı zarar görür, hastalıklar baş gösterir, yapılann,tanm arazisinin maddi değerleri düşer.

Çevre dediğimiz aslında, biyosferin küçük bölümleridir; bunlandeğişik koşulları olan ekosistemler olarak irdelemeliyiz. Hepsininözünde birer su (hidroloji), karbon, azot, fosfor, kükürt ve oksijençevrimi vardır. Bitki ve hayvan yaşamı ve bu yaşamın kurduğu beslen-me zinciri her ekosistemde farklıdır. Beslenme zincirinin halkaları birkimyasal madde ile zarara uğrarsa o ekosistemin tüm cani ilan bundanolumsuz olarak etkilenir. Bu zarar kesinlikle kirleticiye de gelir. Kirle-

MOHENOİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAVI : 334 KASIM 1987 45

Page 46: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Kaynakları hızlatüketerek yarına

kaynak yerine bugününtüketim artıklarını

bırakmak insanlık içinöğünülecek bir davranış

değildir. "

nen Marmara Denizinde balıklar kaçarken direnen midyeler olmuştur.Ancak bunlar da bazı yerlerde aşın üreyerek kirlenmeye neden olanfabrikalarda boru, ısı değiştirici, depo vb. aygıtları tıkamaktadır.

Su, hava ve toprak kirlenmesine ve gürültüye karşı alınacak önlem-lerin özündeki yaklaşım kirletici ile onun doğduğu kaynağa en yakınyerde savaşmak, elden gelirse onun oluşumunu önlemektir. Kirleticiüretildiği yerden ne denli uzağa giderse onunla uğraşmak o denli güç,pahalı ve etkisiz olur. Kirlilik önleyici teknolojilerin gelişimi henüz ileriderecede çevre kirlenmesine uğramamış ve sanayileşme çabasındakiülkeler için umut vericidir. Çevre koruma önlemlerinin tesis, konut,fabrika vb. nin kurulma aşamasında proje kapsamına alınması en akılcıve en ekonomik yoldur.

Çevreyi kirletmek çok kolay, temizlemek ise çok zor ve pahalıdır.Kirlenmeye karşı önlemler ne denli erken alınırsa koruma maliyeti odenli azalır. Gecikmenin maliyeti büyüktür. Temizleme biriminin ça-lışan bir tesise sonradan eklenmesi ve onunla tam uyumlu çalıştırıl-ması mühendislik açısından zordur, dolayısı ile maliyet artar; ve riskde birlikte, örneğin, TEK'in Çayırhandaki santralına yaptıracağı BacaGazından Kükürt Giderme Tesisi'nin 1987 Haziran fiyatlarıyla bedeliyaklaşık 44 milyar liradır. Oysa tesis santralla birlikte yapılsaydı bumaliyet % 30-%40 oranında azalabilirdi.

Bugünlerde çevre ekonomisi tartışmalarında en çok sözü edilensorunlardan biri olumsuz yan etkenler, kısaca, dışsal etkenlerdir (ex-ternalities). Dışsal etkenler bir üretim sürecinin sonunda ortaya çıkan,varlıklarıyla bir başka üretim, yaşam sürecini olumsuz yönde etkileyenmaddi, manevi olgulardır, örneğin, bir sülfürik asit fabrikasından yayı-lan zehirli kükürtlü gazlann çevredeki tanmsal üretimi azaltması gibi.Dışsal etkenin, fıyatlandınlarak, onu üreten kuruluşun maliyet hesap-larına katılmasına içselleştirme (internalising) denir.En çok kullanılaniçselleştirme yöntemleri; yasal kısıtlamalar ve vergilendirme program-landır. Bu yoldan kirletici daha az kirletmeye zorlanmaktadır.

Doğal çevrenin kirlenmesi, kaynakların ölçüsüzce israfı/tüketilme-si üzerine insanlar yeni yaşam biçimleri geliştirmeğe yöneldiler. Mü-hendislerle ekonomistler doğal çevreyle bütünleşen yeni bir ekonomimodeli ortaya koydular. Bu model Kararlı Durum Ekonomisidir.(KDE - Steady State Economics). KDE düşük enerji ve madde akışı ileyeterli düzeyde tutulan insan ve mal stoklarından oluşan bir ekonomi-dir. Burada üretimin ilk basamağından tüketimin son basamağınakadar olabildiğince düşük miktarda madde ve enerji kullanılır. Büyümeekonomisindeki temel varsayım büyüme ve ne pahasına olursa olsunbüyümedir. Oysa KDE, bunun yerine, dünyada her şey için yeterli gö-rülebilecek bir düzey olduğunu, temel bir varsayım olarak seçmiştir.

SONUÇ: Kaynakları, artan bir hızla tüketmek ve yarına kaynak yeri-ne bugünün tüketim artıklarını bırakmak insanlık için öğünülecek bir dav-nış değildir, tşte insan toplumu bu yeterli düzeyi kendisi belirlemeli veonu sürdürebilmek için gerekli madde/enerji akışını, bilim ve teknolo-jinin yardımıyla, en aza indirip yararlandığı hizmetleri en çoğa ulaştır-mağa çalışmalıdır.

46 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI :334 KASIM 19«7

Page 47: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Sınai tesislerin yapımıTamer ATAUZ

Makina Y. Müh.

Burada kullanılan yatının genel anlamındaki yatınm değil, aslındakâr amacı güden endüstriyel bir yatırımdır. Yatınmcı en çok kân sağla-yacak yatınmlara yönelir. Yatınmm aşamaları şöyledir:

1. Ön Etüdler: önce piyasa ve hammadde araştırmaları, yatınm bedelive finansman araş tırmalan yapılır.

2. Fizibilite çalışması: ön fizibilite çalışmalarında, ayrıntılı piyasaetüdü, etnolojik seçenekler, kapasite durumu, aynntıh hammaddearaştırması, makine/gereç fıyatlan, inşaat ve montajın keşfi, yerseçimi, yatınm tutan, gelir gider tahminleri ele alınır. Optimizas-yon hesaplannda elverişli bir kârlılık görülürse kesin fizibilite rapo-ru hazırlanır.

3. Resmi kuruluşlardan gerekli izinler alınır.4. Detay mühendislik, dizayn, proje çalışmalan yapılır.5. Yatırımın fiziksel olarak gerçekleştirilmesi: Burada en önemli konu

projenin yönetimidir. Proje yönetmeni özellikle şunlara dikkat et-melidir: 5.1) Seçilen teknolojinin gerektirdiği inşaat ve montaj tek-niklerini kullanma zorunluğundan dolayı gerekli hazırlıklann yapıl-ması önem kazanır. 5.2) Kalite kontrolü: Bu en önemli, ama en çoksavsaklanan konulardan biridir. Kalite kontrolünün yapılmamasıcan güvenliğini dahi tehdit edecek boyutlara ulaşabilir. 5.3). İşlet-me masraflarının kontrolü: Bu masraflar genellikle şu kalemlerikapsar: Hammadde; Yardımcı maddeler ve işletme malzemelesi;Lisans ve patent ücretleri; Onarım ve bakım masraftan; Genel yö-

MOHENOİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAVI :334 KASIM 1987 47

Page 48: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

6.

netim masrafları; Faizler; Satış masrafları; Diğer masraflar. Değiş-ken masrafların fizibilite etüdlerinde ve projelendirme aşamasındaöngörülen değerleri aşmamasına dikkat edilmelidir. En yeni tekno-lojiler kullanıldığında işçilik giderlerinin azaldığı, buna karşılıkamortisman ve belki de onanm/bakım masraflarının arttığı hesabakatılmalıdır. Yeni teknolojinin istihdam sorunu yaratacağı düşünce-si geçerli değildir. 5.4) Planlama programlama: Başarı, hedeflerinbelirlenmesine ve bu hedeflere göre nerede bulunulduğunun bilin-mesine bağlıdır.İşletmeye alma: Tesisin montajı sırasında yatırımcının çekirdekkadrosu yetiştirilmeli ve işletme için hazır bulundurulmalıdır.

Yatırımlara İlişkin Sorunlar ve Nedenleri:

1. Bilgi eksikliği: En büyük eksikliğimiz budur. Kendi bilgi kaynakları-mızı kullanmıyor, lisans, know-how vb. adlarla dışarıdan bilgi alıyo-ruz. Bilgi hafıza demektir, örgütlerde hafıza arşiv demektir. Oysaülkemizde arşiv çalışmaları yok denecek kadar azdır. Ayrıca, Üni-versite-Sanayi işbirliği de kurulmuş değildir.

2. Mühendislik hizmetlerinin düzeyi: Araştırma-Geliştirme çalışmala-rının zayıflığı mühendislikte kaliteyi düşürmektedir. Detay ve genelmühendislik konularında ülkede yapılamayacak hizmet yok gibidir,ama istenen Standard lara ulaşamamaktadır. Temel mühendislik hiz-metlerinde yani dizayn konusunda çok zayıf konumdayız. Bu ger-çek anlamıyla bir hizmet sektörüdür ve gelişmiş ülkeler en çok pa-rayı buradan kazanmaktadır.

3. Teknoloji transferi konusunda aksaklıklar vardır.4. Mevzuat aksaklıktan nedeniyle teşvik önlemleri iki yanı keskin bı-

çak gibi çalışmaktadır. Sanayiimiz yeterince korunmamaktadır.5. Finans kaynaklarının eksikliği üretim kaybına ve yatırımın aşın pa-

halanmasına yol açmaktadır.

Alınabilecek Önlemler:

Bilgi kaynaklan genişletilmeli Mühendislik eğitim ve hizmetleri ge-liştirilmeli, özellikle Ar.Ge çalışmaları geliştirflmeli ve bu amaçla birfon kurulmalı. Araştırma-Geliştirme ülkede en çok savsaklanan konula-rın belki de başında gelir. Biz bu konuda gelişmekte olan ülkelerin çokgerisindeyiz, örneğin, A-G harcamalannın GSMH'ya yüzde oranı, İspan-ya'da 0,5 (1983); Portekiz'de 0,4 (1982); Kore'de 1,7; İrlanda'da 0,8(1982); Türkiye'de ise 0,2 (1983); Gelişmiş ülkelere gelince bu oranJaponya'da 2,6 (1983); A.B.D.'de 2,65 (1984); Sovyetler Birliği'nde3.66 (1984). Aynca şu önlemler alınabilir: Kendi teknolojimizi yarat-mak için pilot tesis yapımı ve bilimsel araştırmalar özendirilmeli. Kalitekontroluna ve standardlara daha çok önem verilmeli. Teknoloji seçi-minde doğru karar vermeli. Kârlı, rantabl ve ülke kaynaklarını en iyi de-ğerlendiren yatırımlara yönelmeli. Seçilmiş konularda yabancı sermayeyatırımları da önemlidir.

SONUÇ: AR-GE çalışmalannda, bilimsel araştırmalarda, kalitekontrolunda, teknoloji üretiminde çok geri kalmış bulunuyoruz. Bu du-rumdan kurtulmak için bilgi kaynaklarımızı tezelden harekete geçirme-liyiz.

48 MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1987

Page 49: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

T.M.M.O.B. MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI

1987 SANAYİ KONGRESİ VE SERGİSİ

AÇİK H M İ ALAM ÇIKIŞI

GENEL BİLGİLER

SERGİ VE KONGRENİN YERİMTA Kampusu ANKARA

ÇALIŞMA SAATLERİKangra w SW«i BMnilkİMİ9.30 — 17.30

ORGANİZASYON BÜROSUSergi - Kongre salonlarıana girişindedir.

BİLGİ MERKEZİİlgili kamu ve özel kuruluşlarhakkında ücretsiz bilgileralınabilecek bilgi merkeziSergi ana gMttndedir.

BASIN MERKEZİKatılan firmaların tanıtımhaberlerinin toplucabulunabileceği basın merkeziSergi ana girtsindedir.

SERGİ DANIŞMA OFİSİZiyaretçilere yardıma olmakamacıyla, her sergileme alanıgirişinde bir danışmabulunmaktadır.

YABANCI ZİYARETÇİLERTercümanların hizmet verdiğiyabancı misafir kabul bölümüana girişteki danışmaofisindedir.

LOKANTA / BARKapalı alanda teşkil edileceklokanta/bar'a ek olarak gezerservis arabaları ile hizmetverilmektedir. Ayrıca, Kongre-ye kayıt sırasında başvurudabulunarak misafir fişi karşılığıM.T.A tabldotundanyararlanabilirsiniz.

PTTPTT hizmetleri kapalı alandaM T A tarafından sağlanacakimkânlar çerçevesindeyerine getirilmektedir.

İLKYARDIMZiyaret saatleri süresince idaribinada ilkyardım dispanserive nöbetçi doktorbulunmaktadır.

EMNİYET ve YANGINKapalı alanda bulunan yangınsöndürücülerine ek olarakidarenin itfaiye ekibibulunmaktadır.

OTEL ve SEYAHATREZERVASYONLARIDanışma ofisimizce yerinegetirilmektedir.

KAFALI

melALAM

I SALONU

1-Otogar 2-Gar 3- Belediye Otobüsleri 4- Melodi Oteli İ I M M . O I 6- Dedeman Oteli7-eayOJc Ankara Oteli 8-M.T.A Servis Kalkış İstasyonu 9- ODTÜ Minibüsleri 10- Sûflütözü Tesisleri

' M T A y a Nasıl Geteceteiniz1- Baymdırtk ve likan Bakanltğı otoparkından saat 9:30'dan

rx*ayarok «X»»Ur kakacak MTA wrvk otobüsleri İleBokanHJor-krr»! İnana lulvaıvesUtenlr vokj aünroahı.

2- r U a / d a n kakan ODIO mMbiklert İle MOdala Caddesi- İsmet

3- UuOan imkan UnlMv (42). Bumiout (M) Beledlve otobüsleriRe Uk»anhV>ltelcıHokanlıklaHtmet İnönü FJutvurı-E a hM ı y gUenerek M.TA'ya kolaylıkla ulasabMniz

MOHENO»S VE MAKİNA DEROİSİ CİLT: 28 SAYI : 334 KASIM 1987 49

Page 50: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

T.MMO.B. MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI1987 SANA^ KONGRESİ VE SERGİSİ

MM SALONU VI

AÇIK SERGİ

ALAM

KAMU H M İ M A M A SALONU

•1967 SANAYİ KONGRESİ VE SERGİSİ'NEKATNMASt KESİNLEŞMİŞ FİRMALAR:

M.K.E.GÜRİŞGAMAT.D.Ç.I.PASİNERCANDAŞTAKSANAMNISI-AKFENASİL ÇELİKTEZSANİZELTAŞETİBANKPOUKlMTÜV STUTGARTYAZAR POMPAPl MAKİNAORTADOĞU RULMANPARSANALARKO HOLDİNG

ALPOMALAMSAŞALSAC

ENTESFRİGOHEMA DİŞLİTULGAAKSÜTTERMKO

2 EKİM 1987 TARİHİ İTİBARIYLA

THYSSENJETSANPANCAR MOTORDESAT.Ş.FB. A.Ş.TULOMSAJİZMİR MAKİNA SANAYİGEDİK HOLDİNG

BÖHLERTERMOHALSANFRONİUSKARTALHOBARTSIR MEIAL

GRUP TEKNİK '

50 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT: 28 SAYI :334 KASIM 19B7

Page 51: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Teknik PlastiklerdeGüveneceğiniz Tek Kaynak

;l\lyton

• TAKOZ, İÇİ BOŞ TAKOZ

• ÇUBUK,KALIN ETLİ BORU

• LEVHA,FİLM

•LAMİNE

• HORTUM

• POLİBANT

•CONTA,O-RINC, V-RINC

• DİYAFRAM, KÖRÜK

• KILIFLI ve KAPLAMALI

MAMULLER

MAMULLERİMİZ TÜRK STANDARTLA*! ENSTİTÜSÜKALİTE BELCESM İMİZDİR.

CgPOUKIM^ L - — P O L l M E B VE KİMYA SAMAYİİA.Ş.

Galata MumhaneCad NO2780030 Karaköy/ istanbulTel. 151 44 60 (8 Hat)TeleX: 25448PIKMTR.

FABRİKAOsmangazi Tren İstasyonu YanıGEBZE/KOCAELİTel: (1991) 6323/5 HatTelex: 34227 TR.

• PTFE'LI CAM KUMAŞ

• LABORATUAR EKİPMANLARI

• ÖZEL MEKANİK İŞLENMİŞ

PARÇALAR

• DÖNER ve KAYAR YATAKLAR

• SECMANLAR

•AMYANTLI ve AMYANTSIZ

ÖRGÜLÜ SALMASTRALAR

İyi Ürün - İyi Hizmet1

Page 52: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

SIMELTEKSTİL

KLİMA TESİSLERİve

KOLLEKTÖR SİSTEM

Konularında 26 yıllık tecrübemii ve genişteknik kadromuzla;

•TAAHHÜT• İMALAT• MÜHENDİSLİK

hizmetleri sunmaktayu. Air Industrie, Krantz veLTG gibi dünyaca meşhur firmalarla yaptığımızişbirliği neticesinde,

• Modern Avrupa Teknolojisi• Yüksek Randıman• Üstün Kalite

ile 56100 yerli veya yerli/Avrupa karışımıtesisler kuruyoruz.

Tecrübe, Kalite, Bilgi ve Referanslarbüyük GÜVENCEMİZDİR.

REFERANSLARIMIZ

Türk Standartlarına veAlman DİN Normlarına uygun

SÜRGÜLÜ VANALAR* H 100 Sızdırmaz * Emniyetli* Üstün Kaliteli * Teflon Contalı

KULLANMA SAHASI

'Kalorifer* Soğuk su* Sıcak su* Şehir içme suyu

* Denli suyu* Sıvı yakıt' Asttsfe her tarifi mayidevrelerinde

TS

444/1457/1.1457/2.1457/3.1

DİN

3204321632253226

NVV

+ +

+ +

99

99

Kûma Tesisleri

• Aksu• Ak-Al• Akfil• Akın Tekstil• Bisaş• Ceytaş• Dinarsu• Gipsan• Hateks• Mensucat Santral• Narin* Mensucat• ören Bayan• Polylen• Sa-Sa

• Santral Dikiş• Silivri Yün İpHk• Teksa• Yidaş

KoBektör Sistem• AkfU• Bisaş• Ceytaş• Garipoghı• KUfan Mensucat• Narin Mensucat• Okan Tekstil• Veliç

3İMELUlVlİTED ŞİRKETİ

UYGUNLUK BELGESİ

Şişhane, Dr. Refik Saydam Cad. Şimal SIc Noc 26/50Merkez Tel: 145 34 54-149 25 95Fabrika Tek 576 25 13 Tekne 25240

BEYOĞLU-İSTANBUL

Page 53: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

efensoecpo

Isı sanayii içinKontrol Cihazlan

Termostatlar / Presostatlar / Seviye KontrolüAkış Kontrolü / Yakıt Tasarruf Sistemleri

Brülor Servomotoru / Zaman SaatleriSayaçlar / Elektrostatik Hava Temizleyicileri

Nemlendirme ve Nem Alma CihazlarıAkaryakıt Dolum Kolları

Katalog gönderilir.

TMSTEKNİK MALZEME SATIŞ VE TİCARET A£

Hayriye Cad 16. 80060 Galatasaray-lstanbul Tel 143 02 83 - 14S 93 40 Teleks 25089 ısı trTuran Emeksiz Sok. 8 / 1 . 06700 Gaziosmanpaşa-Ankara Tel: 2710 09 Teleks 42158 pelk irCumhuriyet Bulvarı. Ala Apt. 182, Kat: 5. 35220 Alsancak-lzmir Tel: 22 15 43Atatürk Caddesi. Ekmekçiler Apt 171. Kat 5,01120 Adana Tel: 40 843

Adana Saymak Koli Şti. Tel: 17 413 Ankara indem A.Ş. Tel: 11 80 33 Ankara öztok A.Ş. Tel: 11 82 46 Ankara YapıTeknik Ltd. Şti. Tel: 10 81 99 Buna Atom Makina A.Ş. Tel: 14 80 28 Erzurum Erdesa Koli. Şti. Tel: 11 643 G. AntepMaktes A.Ş. Tel: 23 737 İstanbul As Teknik Malzeme Tel: 144 72 08 istanbul Erdeşir Ticaret Tel: 149 24 95 istanbulTeknoterm Ltd. Şti. Tel: 149 6181 izmir Desa A.Ş. Tel: 25 5718 izmir Isı Teknik A.Ş. Tel: 13 53 35 izmir Termak Tel:14 74 32 izmir Yağmur Teknik Tel: 25 48 95 Kay—ti Isısan A.Ş. Tel: 12 461 Kocaeli Demirel Tesisat Tel: 13 544Samsun Cazgır inşaat Tel: 32 486 Sivas Her İş İnşaat Tel: 11970 Trabzon Güntes Ticaret Tel: 11 356

Page 54: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

HER TÜRLÜ SU NAKLİNDE

kalite pompalanKaliteli Malzeme, modem teknoloji hassas tezgahlarda

MAS tecrübesiyle birleşerek MAS kalite pompayı meydana getirir.

MAS Pompaları,Gerek yurt içinde, gerekse yurt dışındaen seçkin Kuruluşlarımızda büyük bir emniyetve güvence ile kullanılmaktadır.

MAS Pompaları,Uzun seneler titiz çalışmasıylahizmet vermenin, bayi veservis olanaklannı sunmanınkıvancını yaşamaktadır.

1400-2800 DEVİRLİSANTRİFÜJ POMPALAR

UZUN ÖMÜRHASSAS İMALATYÜKSEK RANDIMAN

POMPA SANAYİİ A.Ş.MERKEZ: Necatibey Cad. No: 38 «araköy-istanbul Tal: 151 23 94-151 2419-149 41 75-145 59 34-149 88 81-144 27 15

FABRİKA: Sultan Çiftlik, Ümraniye-lstanbul Tel: 9-1838-1126-1127-1473 Teleks: 25645 mapo tr.

Page 55: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

ÖZ İTHALAT, İHRACATVE PAZARLAMA LTD.$Tİ

Demir Cadde No. 84Yenisanayi/ ANKARATel: (4) 310 05 16

310 13 88Tele: 44347 Mskt

SATIŞ PROGRAMI:

.1. ISTOBAL SA, (İSPANYA)Seyyar yağlama setleri, garaj ve servis istasyonu ekipmanları,otomatik araba ve otobüs yıkama makinaları, elektromekanik liftler.

2. PALMERÂ (İSPANYA)Ev aletleri

3. TEMPIL (A.B.D.)Metal Marker - metal markalama boyaları ve Pyromarker-600 derece C.dayanıklı metal markalama boyaları.

4. FABERCASTELL (BATI ALMANYA)100-675 derece C. ısı tebeşirleri

5. FİM (İTALYA)Mekanik kaynak ağzı açma makinası (hız = 3 m/dak.)

6. KINGSLAND (İNGİLTERE)Hidrolik kesme ve deltne makinaları.

7. PROTEM (FRANSA)Havalı boru kaynak ağzı açma makinaları, boru kesme ve boruyüzey işleme makinaları.

Page 56: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

'TtOTmaksan takım tezgahlarısan.ve tic. Itd. şti.

TAKIM TEZGAHI İHTİYACINIZDATAKIM TEZGAHLARINIZIN HASSASİYETPROBLEMLERİNİZDE

15 yıllık uzman kadromuzla güvence

İTHAL ve YERLİ TAKIM TEZGAHLARI BAYİLİKLERİ Tezsanmamulleri. Torna, Freze,Taşlama, Bohru/erk, Radyal matkappres, giyotin makas, azdırma, planya.ESKİ TEZGAHLARINIZIN YENİSİ İLE TAKASIESKİ TEZGAHLARINIZIN REVİZYONU ve YENİLENMESİ Kı-zaklarının taşlanması, raspalama işçilikleri.6000 x 800 x 800 kapasiteye kadar HASSAS TAŞLAMA İŞLE-RİNİZ için. ORJİNAL SATIH ve PROFİL TAŞLAMA TEZGAHI-MIZ HİZMETİNİZDE.

Adres:Tormaksan Ud.Abdi İpekçi Cad.Emintaş san. sitesi No: 163Bayrampaşa-İST.

Atelye:Abdi İpekçi Cad.Emintaş san. sitesiNo: 20

Tel: 577 18 40577 44 39576 98 26

Page 57: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

CSEPEL - YASDA

60 TAKİMLİ ve PALETLİHASSAS İŞLEME MERKEZİ (»TECHNOIMPEX«)

CNC KONTROLLÜTAKIM TEZGAHLARI

CSEPEL ve SZİM YAPISI

TORNA TEZGÂHLARIMÜMESSİLİ

1IKMKEI

KARAKÖY. NECATİBEY CAD. 90/A TİCARET VE SANAYİTEL. : 1 4 9 7 3 1 0 < İSTANBUL A N O N I M Ş I R K E T I

Page 58: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

İmalat, tesis ve projelerinizde güvenlekullanabileceğiniz tecrübeli marka

Soğutma Tesisatı Elemanları Hidrolik Malzemeler

Genleşme Valfleri • Kombine OtomatiklerAmonyak Valfleri • Amonyak Otomatikleri

Hidrolik Motorlar - Direksiyon TertibatlarıProporsiyonel Valfler • Radyal PistonluPompalar

Endüstriyel Otomatikler Brülör Tesisatı Malzemeleri

Temostatlar • Presostatlar • TermostatikValfler - Solenoid Valfler • TransmiterlerOransal Kontrollar

Brülör Yağ Pompaları • Kontrol Kutuları -Ateşleme Trafoları - Kazan TermostatlarıPüskürtücü Memeler • Fotoseller

Geniş Bilgi için: Türkiye Umum Mümessili

Sı fi i' IŞI MALZEMELERİ ve MAKİNAH L \ TİC. SAN. ve MÜMESSİLLİK A. S.

BUyükdere CaddesiHalk SigortaMerkez Han Kat : 1Zincirlikuvu / İSTANBUL

Telefon: 166 97 83-172 38 32Telex: 26452 Tote tfTelgraf:Totemco - İstanbul

Page 59: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Kömürdeyüksek basınçerensan Ygnis

erensan / Ygnis"Kazancınız"!

Erensan Isı Sanayi A.Ş.Sanayi Caddesi Selvi Sokak 7 34530 Yenibosna-İstanbul

Tel: 557 34 04 / 6 Hat - Telex: 28649 EISI-TR

Page 60: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

SOĞUTMA1 Soğutma grupları• Su soğutucuları (Water ehiller)> Air Conditioner1 Soğuk hava depolarıKlima sistemleriSoğutma cihaz ve malzemeleri

SOĞUTMADA ÖNCÜ

Page 61: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Batı AlmanSTANDARDKESSEL lisansı ile(200 ton/saat buharkapasitesine kadar endüstriyeltip kazanlar)

Suborulukazan

THYSSENENGINEERINGGMBHlisansı ile

Akışkan yataklı"fluöized bed"yakma sistemleri(150 MW Isıl kapasiteyekadar)

'*.

Isı + elektriğin kombine olarak üretilmesi.Merkezi ısıtmalar için yüksek ısı ve basınçlar. Büyük kapasitelerinsağlanmasında kullanılan sıcak ve kaynar su, doymuş ve kızgın buhar kazanları.Her türlü yakıtı yakabilen sistemleri seçme ve atık ısının yakıt yerine kullanılmasıolanağı. Ekonomik kazan işletmesi için optimum dizayn. Değişik ihtiyaçlarıkarşılayabilmek için özel çözümler. Teoriden tatbikata kadar kompleanahtar teslimi tesisler, Nakledilebilir paket halde ya daprefabrik ünitelerle yerinde montaj.

BİR O * £ * " HOt-0»*3 KURULUŞUDUR

DEMİR, KAZAN ve MAKİNA SANAYİİ A.§.OENEt MÜBÛfiLÛK VE FABRİKAKartal Durağı. 35410 GaziemıriZMIRTel/Fax: (9 51) 27 62 00/Tlx: 53 202 ddkm tr

TEKNİK MALZEME SATIŞAkdeniz cad. 5/C. 35210 İZMİRTel (9 51) 25 25 66 25 57 18

MARMARA BÖLGE TEMSİLCİLİĞİBuyukdere Cad Noramin iş Merkezi Kat: 4, 80670 Maslak-ISTTel/Fax: (9 1) 176 10 18 - 176 10 92 Tlx: 27 581 yps İr

Page 62: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

OTOMATİK KONTROLDEKANITLANMIŞ KALİTE

SAMSONTSEK> GÜVENCESİ İLE HİZMETİNİZDEDİR

samson

SICAKLIK I••HER TÜRLÜ OTOMATİK KONTROL PROBLEMİNİZİNÇÖZÜMÜNDE ULUSLARARASI TECRÜBE

SAMSON Ölçü ve Otomatik Kontrol SistemleriSanayi ve Ticaret Anonim ŞirketiMeclisi Mebusan cad. 493 ülkü Han, Kat 5,80040 Salıpazan - İSTANBUL Tel: 144 44 31 - 143 59 86Telex: 1831029 samson - tr. Teletex: 31029 Samson -TR.P.K. 389 • 80003 Karaköy - istanbul

'

Page 63: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

etevatfir.kDnv^vör^makina san.vetic.as.

BETON SANTRALDYRIpanmixerlcr - skreyperler

ELKOMK16ELKOMDC25ELKOM1X35ELKOMK55ELKOMK100

ÇİMENTOHELEZONLARI

veÇİMENTOSİLOLARI

Bantlı konveyörsistemleriKonveyör rulolarıZincirli, teleskopik vesürekli akımkonveyör sistemler

Açık Saha Ban dKonveyörieri

F- 100 -J

-KIRICtt-AR- Kömür kırıcılar- Besleyiciler-Elekler- Seyyar tesisler

MERKEZ: Ali SamiYen Cad. Muhaddisoğlu Han. No: 2 Kat: 6Gayrettepe - İSTANBUL TEL: 166 91 53-166 58 44

FABRİKA: Ayazma Mevkii Alemdağ Köyü ÜSKÜDAR

Page 64: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

MANNESMANNDE MAC

(Yüksek Teknoloji - Ekonomi- Güvenilir İşletme

vidalı kompresör

i _•

—snsrsB—

1 1 m'/dak. darı 70 m3/dak. kadar bol havakapasiteli. Kompresörlerde parça sayısıasgariye indirilmiş, rulmanlar hariç aşınan vesürtünen parça kalmamış, bu sayede işletmeemniyeti yükseltilerek, bakım ve arıza olasılığıen alt seviyeye indirgenmiştir.

Model

S E 2 6 S

S E 3 0 S

S E 3 1 S

S E 4 0 S

S E 4 1 S

SE5OS

SE51 S

SE6OS

S E 6 1 S

S E 7 0 S

S E 7 6 S

S E 9 0 S

Azamibasınçta

havaverimim3/min

2.5

3.0

3.0

3.6

4.1

4.8

5.3

6.0

6.6

7.2

7.8

8.7

isletmebasıncı

bar

10

8

10

8

10

8

10

8

10

8

10

8

Hava verimi

Motorgücü

KW

18.5

18.5

22

22

30

30

37

37

4545

55

55

(m3/mın.)

Nom.Motordevin

1/min

3000

3000

3000

3000

3000

3000

3000

3000

3000

3000

3000

3000

CMN45635* g Mim nMMtoM

OülüHü Mvıy**

dB(A>

72

72

72

72

72

72

72

72

76

76

77

78

Yağkapasitesi

I

15

15

33

33

35

35

35

354040

40

40

Hava çıkış

FU-

RT'

DN40

DN40

DN40

DN40

DN40

DN40

DN50DN50

DN50

DN50

Boy

mm

1290

1290

1475

1475

1475

1475

1475

1475

1885

1885

1885

1885

Boyutlar

En

mm

850

850

1000

1000

1000

1000

1000

1000

1000

ıooo1000

1000

Yük

mm

885

885

1217

1217

1217

1217

1217

1217

1217

1217

1217

1217

Ağırlık

kg

500510

655

655

760

760

770

770

860

860

880

880

* ISO 1217 esasına göre

TÜRKİYE TEMSİLCİSİ » S a r m a kMERKEZ:Postahane Cad. 107 Sk. No: 4 ADANA Tel: (711) 142 50 - 237 94 Telex: 62521 srma tr.İST. ŞUBESİ: Necatibey Cad. Döşemeci Sk. No: 7 Karaköy - İSTANBUL Tel: (1) 144 00 81 -151 39 21ANK. ŞUBESİ: Konur Sk. No: 73/18 Bakanlıklar - ANKARA Tel: (4) 117 76 84 -118 16 01

Page 65: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

STANLEYZor İşlerinizde En Kolay Çözüm

hidrolik güç ünitesi & hidrolik aletler

Arabalı Daire Testere Somun SıkmaTokmak

Türkiye Mümessili:OLGU TEKNİK TİC. LTD. ŞTİ.

Atatürk Cad. 420 İZMİRTel: 21 59 94-21 99 34 Telex: 53147 Olgu tr

Fax: 21 23 16

Page 66: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

TEZGÂHLARINDAİşinizin niteliğine en uygun olanı

seçebilmeniz için

en zengin çeşit

Tezgâhlanmız.gerek kalite ve gerekseverim bakımından çağımızteknolojisinin en son aşamalannauygun olarak üretilmiştir.• En Zengin Çeşit • Uygun Fiyatlar• Stoktan derhal teslim• Devamlı bakım servisi• Ödemede kolaylık • Bol yedek parça

MOSKOVA - SSCB

imalat programında

. 32-50 mm.Radyal Matkap

TezgâhlarıSatıh TaşlamaTezgâhlan

Takım BilemeTezgâhı

Üniversal-Çift Başlıve Dik Freze Tezgâhları

500-700 mm.MekanikPlanya Tezgâhlan

DİSTRİBÜTÖRÜ:İSTANBULANKARA

Page 67: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

ENDÜSTRİ ve TİCARETSALİH ÖZPİDECİLER

PA6PA6-66PAGFPAMOSPA-66PETPP.P.

Polyamıd-6Polyamid-GxPolyamid-FvPolyamid-mobilen de SiltürPolyamıd-66Polyathyien-TererephthalatPolypropilen

PE-500-1CPolyetilenPVDF

,PA11PolyvinylidenchloridPolyamid-11

TEKNİK PLASTİKLERDE:

Silindirik kütük - Takoz -Kare ve Prof i ıiçiboş Takoz - Levha (plaka) - Film

Lamine - Hortum mamul vevarı mamulleri

PA12 Polyamıd-12ABS Aerylnitril-ButadienPTFE Polytetrafloroetilen

ALGOFLON HOSTAFLONTEFLON gibi ticariisimleıte bilinmektedir.

Pom. Polyasetal-DELRİNHOSTAFORM gibiticari isimlerlebilinmektedir.

MERKEZ: Kifia Cad. Meıkez han No: 8 Maltepe ŞUBE: Numunebağ Cad. Sunta? iş mertcezi No: 97Tel: 57611 45-Telefaks: <1> 5761416Topkapr-İSTANBUL Tel: 9 (1) 57716315775993 Maltepe- Topkapı- | C T

Telex: 2 7 0 8 3 degm Tr

Page 68: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

«Ağır işçi» C L f l R KForkLiftÇok yükler,çabuk yükler,ekonomik yükler!

CLARK dünyada700 000 saygınkuruluşunhizmetinde

1-36 ton kaldırma kapasitesi3-8 m. kaldırma yüksekliği196 değişik uygulamaYüksek manevra kabiliyetiHer türlü ataşman ve donanımDayanıklı, uzun ömürlü...ve ekonomik

CLflRKClark Equipment GmbH

Weseler StraBe 48-50,4330 Mülheim/RuhrTelefon 02 08/58 50, Telex 856 684

. , ; •

Page 69: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

OERUKON

KAYNAK MAKINALARI

ELEKTRİK ARKTIGMIG/MAGTOZALTI

IKALİTESİ

| V E K U I t v n Y E D E K PARÇA ve SERVİS GÜVENCESİ

Oerlıkon Kaynak tlnkV.oüta

Page 70: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

KİMYA TESİSLERİMADEN TESİSLERİTANK TERMİNALLERİSU TASFİYE TESİSLERİYAĞ FABRİKALARIYEM FABRİKALARISELÜLOZ HİDROLİZEVE PELETLEMETESİSLERİENDÜSTRİYEL TOZTUTMA TESİSLERİSİNTİNE SU ARITMATESİSLERİ

• GIDA TESİSLERİ

VE DİGER AĞIR SANAYİ KOLLARINDA BATI TEKNOLOJİSİ İLE İŞBİRLİĞİ YAPARAK

anahtar teslimi

dev tesislerkuruyoruz...

EHDİİSTRİm TESİSLERSANAYİ VE TİCARET I Ş .

PASİNER İŞ M ER KEZİ: SEDA T SİMA Vİ SO KAK48» 06 550 ÇAN KAYA-A NKA RA • TL F: (4) 139 02 30 (4 HA T)FAX: (4) 13988 70 • TELEX: 42463pasrtr

Page 71: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Süp&chknikgarantisiyle imaledilen

tam otomatik

kazan beslemecihazı

buharkazanlarınızın

çalışmasını sağlar

BELGESİNİ HAİZDİR

» HOHTHÛI CUKÂHUUIIrlCAKCT U SAHAII A.Ş

Necatibey Caddesi 68 ve 74Karaköy- İSTANBULTU: (1) 143 83 17 -149 60 50

14424 88Fax: (1) 1449413Telex: 25185 pyastr

Modern Çarşı 114Ulus-ANKARAW: 14) 3116334 311 7684

31244 68Telex: 44 224pner tr

* PASİNER YATIRIMLAR A.Ş.'ne bağlı kuruluşlardır.

Page 72: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

üretimde ve.-__. ihracattaKOMSAN - GRASSO

havalı taşlamarnotorları...

_ K O M S A N A , Ş , f a b r i k a s m d a G R A S S Q ı i s a n a ü e ^üretilmektedir.

Page 73: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

HAVALI EL ALETLERİ

TUFBO SABİT HAVA KOMPBE-^ıRLFRI

BOTKSAvdel

POP «ERCİN TUMNCAUmi JEPt-'KlHEPl

güçlü hava basıncındaprofesyoneller...

PİSTONLU HAVA KOMPRESÖRLERİ

Page 74: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

FAN COIL

m m m

Yazın ekonomik soğutur,kışın ısıtır.

• Sessizdir, dekoratiftir, fırın boyalı değiltoz boyalıdır.

1 Fan-motor grubu, komple ithaldir.

Genel Satıcı: EPAR A.Ş.İstanbul Tel: 145 30 30 - 145 77 72

Ankara Tel: 230 15 70-230 04 64İzmir Tel: 25 78 07 - 25 92 60

Adana Tel: 346 85-328 58Antalya Tel: 170 26

Page 75: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

BORU/İZOCAM,BORULARIN KÜRKÜDÜRa yanmazM zamanla bozulmazm çürümezm kırılmaza asitlere karşı dirençlidirm darbe, titreşim ve

sarsıntıdan etkilenmeza basınca dayanıklıdırM ıslansa bile,

kuruduğunda yapısını,özelliğini korur

m maksimum 250°Csıcaklığa mukavimdir

m 10°C için ısı iletkenliğisadece \=0.027kcal/mh°Cye eşittir

borularda ısı kaybınakesin öü

MÜTEAHHİTLERMİMARLARMÜHENDİSLERAPARTMAN YÖNETİCİLERİSANAYİCİLERTESİSATÇILARİZOLASYONA İNANANLAR

(ŞtföKoç

Her izolasyon malzemesininkullanım alanı ayrıdır.İzolasyonda, yanlış malzemenin,hatalı uygulamanınyüksek bedelini ödemeyin......Başkalarına ödetmeyin!

Sanayi tesislerinde, kalorifer vemerkezi ısıtma tesisatlarında,ısı kaybının önlenmesi gerekenher yerde... Boru/lzocam kullanın!

IZOCAMMerkez 172 3980-172 39 81 • Ankara. 1186667 • İzmir: 134859 • Adana: 22980 • Bursa. 21 24 70 • Samsun 199 10 Elazığ JööOU Antalya Tel: 11950

Page 76: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

OTOMATİK SHRINKPAKETLEME TESİSLERİ

KULLANIM SAHASIGenel sanayii kollan, İhraç mamullerinde, Hava şartlanndan etkilenen ürünlerde.Yükleme, istifleme ve Boşaltma

problemi olan yerlerde.FAYDALARIihraç ürünlerini yükleme ve.boşaltma esnasında meydana gelen zaiyat, bozulma ve Gümrük kontrol problemleri-

ni(minimum) asgari düzeye indirir.Değişebilen hava şartlanndan etkilenen mamullerin, kapalı alanlara ihtiyaç duymadan uzun süre korunabilmesini

sağlar.Bu vesile ile bozulma ve zaiyat ortadan kalkar.Yükleme, istifleme ve Boşaltma işçiliğini ortadan kaldırır.TEKNİK ÖZELLİKLERİTesis tamamen arzu edilen sisteme göre imal edilir.Sistem, Giriş Konveyör'ü - Tünel Fırıniçi Konveyör'ü - Çıkış Konveyör'ü - Tünel Shring Fırını olmak üzere dört

bölümden oluşmaktadır.FIRIN ENERJİSİArzuya bağlı olarak Elektrikli, LPG gazlı, Buharlı, Mazotlu ve Sıcak Hava gibi enerji kaynaklan kullanılabilir.KAPASİTESİ20-80 Paket/Saat. Maksimum Paket Boyutları; En: 130 cm. - Boy: 130 cm. - Yükseklik: 225 cm.

REFERENSLARIMIZSeka izmit (2 adet), Seka Dalaman (1 adet), Çanakkale Seramik (2 adet), Kalebodur (2 adet);Ege Seramik (1 adet).

İST. 170 02 89169 89 77KKERAMIK MAKİNA SAN. TİC. ve TAAH. LTD. ŞTİ.

Page 77: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

3+1 Önemli Özelliği ile kalite vana

Vanayı kaliteli yapan 3 önemli özellik;• Sızdırmazlık• Kaliteli Malzeme• TestMas tecrübesiyle birleşerekMas Kalite Vanayı meydana getirir.

I.Sızdırmazlık: Özel ringler sayesinde yüzeyler %100 temas edereksızdırmazlığı gerçekleştirir.Milde ise Teflon yüksük kullanılmaktadır.

Standartlara uygun.

: Hidrolik test basıncı ile Vanalar montaj sonrasıBasınca ve Sızdırmazlığa dayanıklılığı ölçülür.

2. Malzeme

3.Test

.Mas : Vana konusunda uzmanlaşmış teknik servisTecrübesi her parçayı, malzemeden test aşamasına kadar

titiz bir kalite kontrolden geçirir.Bu sayede Mas markalı her vana üstün kalitelidir.

DİN 3204TS444

|SORQ0L0 VANA SOBOOLO VANA|SOROOLO VANA|DİN 3216TS 457/1

DİN 3225TS 457/2.1

Sıcak su ve tom*kalorifersistemlerinde.

İçme suyu, alçakbasınçlı buhar,fuel-oilteslstorliKlevesıcak yaOsistemlerinde.

İçme suyuPetrol, Ya|Petrol, YaO,Fuel-otl tesisleri22S'C'e kadarkızgın yaOdewalarl.

MAKİNA VE ARMATÜR SANAYİ A.Ş.

Merkez ve Fabrika: Alemdağ yolu Sultançiftliği KöyüÜMRANİYE /İSTANBULTel: 1128 (kod 9-1838)

Page 78: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

* Satış öncesi müh. hlz.* Satış sonrası teknik ser.hlz.

VANADM 323* TSE 487/3.1

BUHAR VANASIND-18 V* ND-40

S53KALİTEMİZ

GÜVENCEMİZDİR

AKIŞ KONTROLÜve

SIZDIRMAZLIKTAÇÖZÜM

DİKKAN

MOTOR KUMANDALISÜRGÜLÜ VANA

& &

ÇALPARA ÇEKVALFNO 10-16

SÜRGÜLÜ VANATS 457/2.1 (cm 3231) PİK DÖKÜM

ÇEKVALF- PİSLİK TUTUCUND-16 v* ND-40 ND-16 v« ND-40

SÜRCÜLÜ VANADM (3204-3216) TSE 444-487/1.1

Merkez: 1162 Sok. No.3/1 Zeytinlik-İZMİR Tel: 14 26 38-14 88 08-12 05 75Fabrika: 410 Sok. No.11 PınarbaşıİZMİR Tel: 18 29 91 - Telex: 53 351 DMET Tr

Page 79: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

KALîfiIM

Amacınız başarı ise mutlaka kaliteli bir araca ihtiyacınız vardır.

Redüktör üretiminde 1%6'dan beri kaliteyi Zet Redüktör yaşatıyor.

Bunu Türkiye'nin birçok fabrika ve atölyesinde çalışan

TSE İmalat Yeterlilik Belgesine haiz binlerce Redüktörümü/ kanıtlamıştır.Redüktör konusunda kalite, uygun fıat. kısa sürede teslim \e

satış sonrası teknik servisimizle hizmetinizdeyiz.

nedüktörSATMAYI ve TİCARET A.Ş.

Bomonti Birahane Sokak No. 32—34Şişli - İSTANBUL

Tel: 148 74 95 - 148 19 17 - 148 58 56Telex: 27611 Lino Tr. 27040 Kasp Tr.

Page 80: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

Sıcak-Soğuk ve gürültülü yalıtımı ilepolistiren ambalaj malzemeleri için

Yüksek kaliteli

FEPOR polistirensert köpük

Türkiye'nin en büyük, en kaliteli polistiren üreticisi"

LEVHAÖZELLİKLERİ• Yüksek ısı yalıtımı sağlar (3 cm

FEPOR = 45 cm tuğla veya 200 cmbeton)

• Islanmaz, kapalı gözeneklidir.• Basınca çok dayanıklıdır, serttir,

ezilmez.• Kalınlığı değişmez, zamanla çök-

me yapıp incelmez, ilk günkü yalı-tımı her zaman yapar.

• Boyutları eksiksiz normlardadır.• Isıyı depo eder, özgül ısısı yüksek-

tir.• Parçalanmaz, ufalanmaz, dağıl-

maz.• Kullanımı fevkalade pratik ve

kolaydır.• Hafiftir (3 cm kalınlıktaki bir levha

sadece 160 gramdır).• Kaşındırmaz, sağlığa iararlı toz-

laşması yoktur.• VE UCUZDUR! (Lütfen diğer yalı-

tım levhalarıyla karşılaştırınız)

KULLANIM YERLERİ• Yapılarda çatı, döşeme, duvar,

cephe, çıkma altı, balkon kapama,tavan, kapı içi v.s.

• Katlar arasında gürültüye karşı,• Kümeslerde, ahırlarda,• Soğuk hava depolarında,• Ticari buzdolaplarında,• Soğutma sistemli araçlarda,• Klima kanallarında,• Prefabrik konutların duvarlarında,• Prefabrik beton elemanlarda.

BORUÖZELLİKLERİ• Levha FEPOR'un tüm özellikleri-

ne sahiptir, ayrıca• Borularda donmayı önler,• Borularda paslanma ve korozyon

yapmaz,• Bilinen kaplama malzemeleriyle

kolayca kaplanabilir,• iki yarım parçadan ibarettir,• Kullanma sıcaklığı

en çok = 85°Cen az = sınır yok

• VE UCUZDUR (Lütfen diğer boruyalıtım malzemeleriyle karşılaş-tı nnız).

KULLANIM YERLERİ• Soğuk su borularında:

(Terleme ve donmaya karşı)• Sıcak su borularında,• Soğutma tesisat borularında,• Hava ve klima tesisat borularında.

İL MAMBALAJ

ÖZELLİKLERİ• Sıcak ve soğuğu geçirmez,• Hafiftir,• Rutubetten etkilenmez,• Darbe ve sarsıntıya mukavimdir,• Toz geçirmez,• Güzel görünümlüdür.• VE UCUZDUR, (özellikle mukavva

kutularla karşılaştırınız.)

KULLANIM YERLERİ• TV, gibi elektronik cihazlarda,• Şofben, fınn gibi beyaz eşyalarda,• Cam, porselen gibi kırılgan eşya-

lar için özel kalıplarda,• Tesisat armatürlerinde,• Balık ağı mantarı olarak,• Balık ihracatçıları için sandıklar,• Taze sebze-meyve ihracatçıları

için kutular ve tabaklar,... ve daha birçok yerlerde.

FEPOR AŞ., BİR FENİŞ HOLDİNG VE SAFAŞ A.Ş. KURULUŞUDUR.

FEPOR ISI YALITIM VE AMBALAJ SANAYİ A.Ş.ItortoE2. Taşocağı Cad. Oğuz Sok. Barbaros Han Kat 1(80300) Mecidiyeköy/ISTANBULTel: 172 39 00 Telex: 26455 AluAnkara Bürosu:G. Mustafa Kemal Bulvarı 139/A MaltepeTel: 230 40 82 /230 74 09 Telex: 44050 FenişFabrika:Ankara Asfaltı ÇayırovaTel: (1991) 4506 - 4507 - 4508 Telex: 34164 fepo

Feporl Polistiren) hakkında daha fazla bilgialmak istiyorum.

Adı. soyadı: „ _Mesleği :Adresi : ^ _ _ _

Çatı yalıtımı O

Soğuk hava deposu O

Duvar yalıtıniı Lj

Ambalaj DBoru yalıtımı O

Page 81: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

KONTAKTÖR VETERMİK RÖLEDE DEKALEPORSELENEMNİYETİ!Westinghouse-FANAL teknolojisiyle"Blok Sistem" KontaktörlerDünya pazarlarıyla birlikte Türk pazarında.

• 4 kVV'dan 200 kW'a kadar tüm Kontaktör serisi sunulmaktadır.• 0,2A'den 400 A'e kadar çok geniş bir

Termik Röle serisi vardır. Termik Rölebağlantısı, doğrudan Kontaktör üzerine yapılmaktadır.

• AC 4 kullanma sınıfında, 660 V'a kadaranma gerilimindeki en ağır çalışma şartları için uygundur.

• Üzerine Yardımcı Kontak Bloku vePnömatik Zaman Rölesi takılabilir. Yardımcıkontak sayısını arttırma imkanı vardır.

• Rastgele dokunmaya karşı koruma sağlanmıştır.

• TSE, VDE, IEC, BS, UL standartlarına uygundur. .^

• Mekanik kilitleme sistemi ile kullanıcının « i l l i nkombinasyonlar oluşturmasını sağlar. ı«.^|^«

MERKEZ VE FABRİKA MARMARA BÖLGESİ- ı H ı M ı AıMı No:t70 Sebktytstanbul Okçumusa Cad. No:B2

T* 5791210 (2 Hat) 58013 35 (3 Hat) Karakoy-lslanbulPtnrtama 1*1:579 02 29-579 82 88 Tel: 1553551Tdn: 28771 KASE TR. Tetetaı: (9-1) 155 31 96TtWu:(9-1)579 0980

KALEPORSELEN"EJekprvPek/ıikte Dff/ı/ı/eP"

İÇ ANADOLU BÖLGESİAmbarlat Can. Beyaz Saray AptNo 10/1 Sıhhıye-AnkaraTel: 229 36 11Telefa»:(94)229U05

DOĞU AKONZ. VEEGE VE BATI AKONZ. BÖL. GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖL. KARADENİZ BÖLGESİLozan Meydanı No 3 T Cemal Beriker Bulvarı Kâzımpaşa Cad. Alemdağı İş HamAlsancak-lzmır Kaiaoglu İş Hanı No:5 SamsunTel: 21 55 77 (3 Hat) Kal:3 No:7-8 Adana Tel: 13 510Teleta: (9-51) 21 14 28 Tel: 28 251 Tetefan: (9-361) 14 764

Telefax: (9-711) 19 765

Page 82: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

MADEN MAKINALARI SANAYİ A.Ş

• Hafif tonajlı damperliÇelik kasalar (20 ton 'a kadar;

• Ağır tonajlı çelik kasalar(20-120 ton kömür vekaya tipi).

• Sondaj makinaları(Polsaş E25A-E50-E80)

• Triplex pompa• Sabit ve seyyar bantlı

konveyörler• Zincirli konveyörler• Helezon konveyörler• Torbalama kantarı• Yıkama helezonları• Zincirli ve bantlı

elevatörler• Merdaneli öğütme değirmeni• Jig ile zenginleştirme

tesisleri• Seyyar priıner kırma

tesisleri• Seyyar sekonder kırma

tesisleri• Komple kırma yıkama ve

eleme tesisleri• Çeneli kırıcılar• Sekonder kırıcılar• Oarbeli kırıcılar• Paletli besleyiciler• Titreşimli besleyiciler• Vargel besleyiciler• Titreşimli eleklerFA UN DİSTRİBÜTÖRL ÜĞÜ• Yol süpürme araçları• Basınçlı kanal temizleme

araçları• Sıkiştırmalı çöp kamyonu

araçlarıMERKEZ: Atatürk Bulvarı 117/11 KIZILAY - ANKARA TEL: (4) 117 65 20 (8 Hat), 117 23 41 (4 hat)

TLX: 42284 PLR-TR, 46386 POLB-TR, FAX: (4) 118 77 20FABRİKA: Ankara-İstanbul Karayolu 28.Km. SARAYKÖY-ANKARA, TEL: (4) 312 54 00 - 324 10 72

FAX: (4) 324 05 93İSTANBUL BÜROSU: TİBAŞ Dalyan Sitesi B Blok, Daire 4, Cemil Topuzlu Cad.™:.»6? BO,S H»ı

Feneryolü, Kadıköy/İSTANBUL

Page 83: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

COPISEEGüneydoğu Avrupa Ülkeleri Mühendisleri Sürekli Konferansı

Permatıent Conference of Engineer of Southeastern Europe

MÜHENDİSLİKTE

İNSAN-MAKJNA İLİŞKİLERİ

ULUSLARARASI

SEMPOZYUMU

VESERGİSİ

-18 Kasrm 1987

Türk Mühendis ve Mlmaı Odaları Birliği

BURSA-TURKİYE Unlon of Chambers of Turkısh Engıneers and Architects

KATILMA ŞARTLARIPazartesi - Salı Konaklama, Sabah - Öğle - Akşam yemekleri, Seminer İzleme, Seminer Kitabı,Hediye Çantası dahil: 70.000.- TL.

Eşleri ile gelmek isteyenlere, eşleri için konaklama, yemek ücreti 60.000.- TL.

Bursa'dan katılım isteyenler: Pazartesi, Salı öğle yemeği ve seminer kitabı, hediye çantası ve ulaşımiçin 20.000.— TL. bedelin Makina Mühendisleri Odası Bursa Bölge Temsilciliği Yapı Kredi BankasıBursa Şubesi 054951 - 9 numaralı hesaba yatırılacaktır.Başvuru Adresi :

- TMMOB Konur Sokak No: 4Kızılay - ANKARATel: 118 12 7 5 - 11891 50

- TMMOB Makina Mühendisleri OdasıBursa Bölge TemsilciliğiHacılar Mah. Eceler Sk. Beysel Apt.Kat: 4 BURSATel: (24) 214834-214924

Başvuru ile birlikte banka dekontunun fotokopisi gönderilmelidir. Konaklayacaklar engeç 9 KasımPazartesi akşamına kadar başvurulması gerekmektedir.

Page 84: 1987 Mmo Sanayi Kongresi Ve Sergisi

BUHAR KAPANLARI

TİP TKK-2 TERMOSTATİK KAPSÜLLÜ BUHAR KAPANLARI

TANITIM:AYVAZ basınç dengeli termostatik buhar kapanları ter-mostatik bir eleman sayesinde suyun doyma eğrisinisabit bir farkla takip ederek fonksiyonlarını gerçekleş-tiren elamanlardır. Termostatik eleman (kapsül) kapalıhacim içindeki özel sıvı sayesinde sistem içindeki ba-sınç ye sıcaklık neolursaolsun doyma sıcaklığından da-ha önce açma ve kapama işlemini yerine ge-tirmektedir. Böylece buhar sistemlerinde önemli birkonu olan buhar kaçağı olmadan beklenmedik ba-sınç ye sıcaklık dalgalanmalarında dahi kondensin tah-liyesi sağlanmış olmaktadır. Bunun yanı sıra AYVAZ TKK— 2 buhar kapanları sistem içindeki hava ve diğer yo-ğuşamayan gazların tahliye işleminide yapmaktadır.Buhar hatlarında önemlibir sorun olan su darbesietkisi kapan gövdesininözel dizaynı ile vok edil-miş ve termostatik ele-manın etkilenmemesisağlanmıştır.

AYVAZ TKK — 2nin tümiç aksamı paslanmaz çe-likten imal edilmiş olupkorozyona dayanım dü-zeyi maximumdur.

Buhar doyma egrısı.Kapan çalışma eğrisi

KULLANMA YERLERİ:

A — KONDENS TAHLİYESİ:— Ana buhar hatları— Tüm dağıtım hatları— Buhar manifoldları— Hava üflemeli buharlı ısıtıcılar— Kalorifer tesisatları— Proses ısı değiştiricileri— Otoklavlar (Sterilizörler)— Buharlı pişiriciler— Bant kurutucular— Plakalı ve tablalı kurutucular— Paralel bağlı ye çok plakalı presler— Sanayi ütüleri ve kuru temizleme makineleri— Kovalı döner kurutma silindirleri— Buhar ceketleri dağıtım hatları— ısıtma bobinli kazanlar— Buhar ceketli kazanlar— Orta kapasiteli mayalama kazanları

B — HAVA TAHLİYESİ:— Boru demetli eşanjörler— Ceketli eşanjörler— Otoklavlar— Evaporatörler— Dağıtım sistemleri

LÜTFEN BROŞÜR İSTEYİNİZ.

HACI AYVAZPerşembe Pazarı, Tersane Cad. Zenefil Sok. NO: 680000 Karaköy - İstanbul - TURKEYTel: 155 27 08 -155 27 09-153 47 32-150 57 97Fab.Tel: 591 14 57 Ankara Büro Tel: 117 07 47Telex: 24688 HACI -TR Telefax: 150 48 71