18 mart Çanakkale geçilmez

3
18 Hukuk Gündemi | Atatürk Özel Sayısı 2013 O smanlı Devleti son bir umut için 1. Dünya Savaşı’na katıldı. Ancak yaralı ve yorgundu. Hasta adam olduğu artık belirgin bir şekilde görünüyordu. Koskoca İmparatorluk Viyana kapılarından dönmüş, küçüldükçe küçülmüş… Trablusgarp Savaşı ile 1. Balkan Savaşı net bir şekilde kaybedilmişti. 2. Balkan Savaşı’nın ise başa- rılı olarak sonuçlandığı tam olarak söylenemezdi. Osmanlı İmparatorluğu artık kesin olarak Osmanlı Devleti haline gelmişti. Son barutunu 1. Dünya Savaşında harcayacak, ya kazanacak ya da kazanacaktı. İşte bu şartlar altında Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı’na Almanya’nın yanında katıldı. Aslında öncelikle Almanya ile imzalanan anlaşma gereği Osmanlı’nın savaş hazırlıklarını tamamla- yana dek tarafsız görünmesine karar verilmişti. Ancak İngiliz filosundan kaçan iki Alman gemisinin boğazları geçerek İstanbul’a gelmesi ve burada Osmanlı tarafından satın alındığının ilan edilerek bu gemilere Osmanlı Bayrağı çekilmesinin ardın- dan Enver Paşa’nın yazılı emri ile Rus limanlarını bombalaması üzerine İngilizler Osmanlı Limanlarını bombalamış, ardından Basra Körfezi’nden Osmanlı topraklarına çıkartma yapmış; Rusya ise Kafkasya üzerinden Osmanlı topraklarına taarruza geçmiştir. Osmanlı’nın resmi olarak 1. Dünya Savaşına katıl- ması bu şekilde olmuştur. Osmanlı’nın savaşa katılma kararı sonrası bir anda birçok cephe açılmıştı. Bu, Almanya’nın yükünü hafifletmiş, İngiltere ile Rusya’nın da dikkat- lerini bu cephelere çekerek yorulmalarına neden olmuştur. Zaten İngiltere ve Rusya hiçbir zaman Osmanlı’nın savaşa girmesini istememiştir. Gelişmeler üzerine, Rusya, İngiltere’den Osmanlı’ya karşı bir harekât talep etmiş, İngiltere’de bu teklife olumlu bakmıştır. Böylece Osmanlı Kafkas cephesinden asker çekecek ve Rusya’nın o bölgede gücü artacaktır. Planlar çok fazladır, Yunanistan’ın desteği ile Osmanlıya karşı savaşılabilir ama Yuna- nistan bunun için Bulgaristan’ın da Osmanlı’ya karşı savaşa girmesini istediğinden bu plan çok teferru- atlı gelmiştir. Bir diğer ihtimal de Mısır ve Süveyş Kanalı savunmasıdır. Ancak Churchill, İstanbul’un Osmanlı’nın en zayıf yeri olduğu yönünde görüşü, dikkatleri Çanakkale Boğazı ve oradan da İstanbul’a kaydırmıştır. Hem bu saldırı zaferle sonuçlandı- ğında Osmanlı savaş dışı kalacak, Rusya aradığı yardımı bulacak ve halen tarafsız olan birçok ülke savaşa itilaf devletleri yanında katılacaktı. Sonuçta bu saldırı zaferle sonuçlanırsa 1. Dünya Savaşının seyri de değişecek ve büyük zafere çok kısa sürede ulaşılacaktır. Karar verilmiş, hazırlıklara başlanmıştır. Tabi Osmanlı da aynı şekilde hazırlıklara başlamış- tır. Güçlü İngiliz donanmasına karşı her türlü imkânsızlığa rağmen… İmkânsızlıklar… Öyle ki; eldeki bataryaların bir kısmı, eski ve kullanılamaya- cak durumda olan gemilerden sökülmüş, bunların 18 MART ÇANAKKALE GEÇİLMEZ Av. Erdem BİRSEN

Upload: phamnhan

Post on 07-Feb-2017

239 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 18 MART Çanakkale Geçilmez

18 Hukuk Gündemi | Atatürk Özel Sayısı 2013

Osmanlı Devleti son bir umut için 1. Dünya Savaşı’na katıldı. Ancak yaralı ve yorgundu. Hasta adam olduğu artık belirgin bir

şekilde görünüyordu. Koskoca İmparatorluk Viyana kapılarından dönmüş, küçüldükçe küçülmüş… Trablusgarp Savaşı ile 1. Balkan Savaşı net bir şekilde kaybedilmişti. 2. Balkan Savaşı’nın ise başa-rılı olarak sonuçlandığı tam olarak söylenemezdi.

Osmanlı İmparatorluğu artık kesin olarak Osmanlı Devleti haline gelmişti. Son barutunu 1. Dünya Savaşında harcayacak, ya kazanacak ya da kazanacaktı. İşte bu şartlar altında Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı’na Almanya’nın yanında katıldı.

Aslında öncelikle Almanya ile imzalanan anlaşma gereği Osmanlı’nın savaş hazırlıklarını tamamla-yana dek tarafsız görünmesine karar verilmişti. Ancak İngiliz filosundan kaçan iki Alman gemisinin boğazları geçerek İstanbul’a gelmesi ve burada Osmanlı tarafından satın alındığının ilan edilerek bu gemilere Osmanlı Bayrağı çekilmesinin ardın-dan Enver Paşa’nın yazılı emri ile Rus limanlarını bombalaması üzerine İngilizler Osmanlı Limanlarını bombalamış, ardından Basra Körfezi’nden Osmanlı topraklarına çıkartma yapmış; Rusya ise Kafkasya üzerinden Osmanlı topraklarına taarruza geçmiştir.

Osmanlı’nın resmi olarak 1. Dünya Savaşına katıl-ması bu şekilde olmuştur.

Osmanlı’nın savaşa katılma kararı sonrası bir anda birçok cephe açılmıştı. Bu, Almanya’nın

yükünü hafifletmiş, İngiltere ile Rusya’nın da dikkat-lerini bu cephelere çekerek yorulmalarına neden olmuştur. Zaten İngiltere ve Rusya hiçbir zaman Osmanlı’nın savaşa girmesini istememiştir.

Gelişmeler üzerine, Rusya, İngiltere’den Osmanlı’ya karşı bir harekât talep etmiş, İngiltere’de bu teklife olumlu bakmıştır. Böylece Osmanlı Kafkas cephesinden asker çekecek ve Rusya’nın o bölgede gücü artacaktır. Planlar çok fazladır, Yunanistan’ın desteği ile Osmanlıya karşı savaşılabilir ama Yuna-nistan bunun için Bulgaristan’ın da Osmanlı’ya karşı savaşa girmesini istediğinden bu plan çok teferru-atlı gelmiştir. Bir diğer ihtimal de Mısır ve Süveyş Kanalı savunmasıdır. Ancak Churchill, İstanbul’un Osmanlı’nın en zayıf yeri olduğu yönünde görüşü, dikkatleri Çanakkale Boğazı ve oradan da İstanbul’a kaydırmıştır. Hem bu saldırı zaferle sonuçlandı-ğında Osmanlı savaş dışı kalacak, Rusya aradığı yardımı bulacak ve halen tarafsız olan birçok ülke savaşa itilaf devletleri yanında katılacaktı. Sonuçta bu saldırı zaferle sonuçlanırsa 1. Dünya Savaşının seyri de değişecek ve büyük zafere çok kısa sürede ulaşılacaktır.

Karar verilmiş, hazırlıklara başlanmıştır. Tabi Osmanlı da aynı şekilde hazırlıklara başlamış-tır. Güçlü İngiliz donanmasına karşı her türlü imkânsızlığa rağmen… İmkânsızlıklar… Öyle ki; eldeki bataryaların bir kısmı, eski ve kullanılamaya-cak durumda olan gemilerden sökülmüş, bunların

18 MART

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

Av. Erdem BİRSEN

Page 2: 18 MART Çanakkale Geçilmez

Atatürk Özel Sayısı 2013 | Hukuk Gündemi 19

bir kısmının gelecek gemilere karşı bir etkisi bulun-mamaktadır, etkili olanların mühimmatı azdır, çok fazla mühimmat uyumsuzluğu bulunmaktadır. Ancak bu bataryalar yine de yerleştirilmiştir… Hani belki gelenler görünce çekinirler diye. Boğazın en dar kısmına mayınlama yapılmıştır. Ancak o dönemde Osmanlı’da mayın üretimi bulunmadı-ğından İngiliz donanmasının iki Alman gemisinin, hani Osmanlı’nın savaşa girmesine neden olan gemilerin, geri dönmemesi için döşediği mayın-lardan kalanlar toplanarak mayınlama tamamla-nabilmiştir. Almanya’dan etkili bataryalar sipariş edilmiş, ancak Romanya ve Bulgaristan savaşa henüz katılmadığından bu bataryalar ve mühim-mat da savaşa yetişmemiştir. Bu sırada Almanlar da boş durmamış, söz verdikleri üzere Osmanlı’nın savunmasına yardımcı olmak üzere yaklaşık 450 kişilik bir kuvveti bu bölgeye sevk etmiştir.

Herkesin yazdığı, anlattığı ve bildiği üzere Osmanlı savunması yetersizdir, ancak yine bilindiği

üzere gelecek donanmayı püskürtmek zaruridir.Bu arada sömürgelerinden topladığı askerler ile

İngiliz donanması yola çıkmıştır. Önden denizaltılar Ege Denizine ulaşmış, denizden asker, mühim-mat ve erzak ikmalini engellemiştir. Bu şekilde geçen yaklaşık bir buçuk ayın sonunda ilk saldırı 1914 Kasım ayı başında yapılmıştır. Ancak İngiliz ve Fransızlardan oluşan donanmanın boğazı geç-mek için hareketlenmesi için 1915 yılının şubat ayı beklenecektir. Gemilerde bulunan Anzak Askerleri Çanakkale’de çıkartmaya katılmayacaktır. Çünkü bu askerlere İstanbul’un işgali için ihtiyaç vardır. Öyle ya, gemilerin boğazları geçeceği kesindir.

İtilaf devletleri basit bir plan yapmıştır. Önce tahkimatlar yok edilerek mayınlar temizlenecek, daha sonra kalan mayınlar da temizlenerek Mar-mara Denizine geçilecektir. Bu noktadan sonra asker indirmesi ile İstanbul zapt edilecek, Osmanlı savaştan çekilecektir.

Page 3: 18 MART Çanakkale Geçilmez

20 Hukuk Gündemi | Atatürk Özel Sayısı 2013

Bu plana bağlı kalarak itilaf devletleri ilerlemeye başladılar. Bir yandan mayın arıyor, bir yandan da teker teker Osmanlı bataryalarını susturmaya çalışı-yorlardı. Boğazda kurulan dış tahkimat o kadar hızlı aşıldı ki, İstanbul’da sarayın ve hükümetin Konya’ya taşınması için hazırlıklara başlandı. İngiliz Amiral, Londra’ya, hava güzel gittiği takdirde 14 gün sonra İstanbul’da olacağını bildiren bir telgraf bile çekti. Sonra merkez tahkimatına saldırılar başladı. Ancak burada ilerlemek çok zorlaşmıştı. Ağır tonajlı kru-vazörler mayın korkusuyla yaklaşamıyor, merkez tahkimatta bulunan hareketli toplar da küçük olma-larına rağmen mayın temizleme teknelerine karşı etkili oluyordu. Telgrafın üzerinden 8 gün geçti-ğinde halen bir ilerleme sağlanamamıştı. Plana göre 10 gün içinde geçilmesi gereken bölgede ilerlemek mümkün olmuyordu.

İtilaf devletleri donanması topyekûn bir saldı-rıya karar verdiğinde, Osmanlı Müstahkem Mevkii Komutanlığı gemilerin cephanesi bitince geri çeki-leceklerini ve boğazın en geniş yerinde manevra yapacağını isabetli bir şekilde tahmin etmiştir. İşte burada meşhur Nusrat Mayın Gemisi devreye girmiş, gemilerin manevra yapacağı yere mayın dökerek ve bunları saklamak için ters yerleştire-rek itilaf devletlerinin ağır kayıplar görmesini ve kara harekâtını başlatmaya mecbur kalmalarını sağlamıştır.

Tamam, sonuçta bu bir savaştı ve çok da kolay kazanılmaması gerekiyordu. Ancak teknoloji ve

sayı yönünden üstün olan itilaf devletleri bu kadar zorlanmayı da beklememişlerdi.

1915 yılının 18 Mart sabahında İngilizler ağır kru-vazörlerle önden ilerlemiş, Fransız kruvazörlerinin ilerlemelerini sağlamak amacıyla merkez tahkima-tını top atışına tutmaya başlamıştı. Ardından Fransız kruvazörlerine ilerleme emri verildi. Fransızların İngilizleri geçmesi ile birlikte Osmanlı topları yoğun atışa başladı. Top atışı etkiliydi, gemilerden yapılan yoğun atışa, hatta haberleşmenin kopmasına rağ-men etkili olarak devam etti.

Gün bittiğinde İtilaf Devletlerinin üç zırhlısı bat-mış, iki zırhlısı ile kullanılamaz hale gelmişti. Kayıp-ları yaklaşık 800 kişiydi.

İtilaf Devletleri bu kadar kayıp üzerine geri dön-mek istemiyor, halen iyimser bir hava taşıyordu. Ancak artık boğazı geçmek için karadan desteğin zorunlu olduğunu biliyorlardı.

Tarihler 25 Nisan’ı gösterdiğinde, bambaşka bir yazının ve bambaşka bir destansı zaferin konusu olacak kara savaşları başlayacak, savaşa yarbay ola-rak katılan ve bu sırada albay rütbesini alan “Anafar-talar Kahramanı” Mustafa Kemal tarih sahnesindeki yerini alacaktır. Öncelikle 1. Dünya Savaşı uzaya-cak, Rusya’da rejim değişecek ve Rusya savaştan çekilecek… 1. Dünya Savaşı’nın kaybedilmesinin ardındansa Mustafa Kemal’e bu savaşta gösterdiği başarılar nedeniyle duyulan güven sonucu Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması aşamasında önemli etki-ler yaratacaktır.