zahir kizmaz* - isamveri.org · zahir kizmaz unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk...

32
Zahir KIZMAZ* Ozet I Abstract Suc;: konulardan biri de din ve suc;: Ulkemizde bu alanda yeterli diizeyde oldugunu soylemek oldukc;:a gii((tiir. Bu din/dindarhk ve su9 arasmdaki ortaya koymay1 hedeflemektedir. Elaz1g E-Tipi Cezaevinde 80 tutuklu ve hiikilmlli elde edilen verilerin analizinden verileri, suvlularla birebir yap1lan ve anket formunun uygulanmasmdan elde kapsammda, iki farkh sue;: kategorisi ic;:erisinde ele ahnabilecek suc;:lular bulunmaktad1r: Bu suc;:lu kategorileri, ilk kez cezaevine giren suc;:lular ile birden c;:ok kez cezaevine giren suc;:lular belirtilebilir. Bu c;:erc;:evede gene! olarak suc;:lulann dindarhk durumlanm saptamamn yam s1ra bu iki farkh suc;:lu grubu arasmda yapmak suretiyle soz konusu suc;:lular arasmda dindarhk a((Jsmdan farkhhk ve benzerlik arz eden ozelliklerini de ortaya koymaya Burada aynca, suvlulann dindarhk dl\zeyleri ile sw;: tilrleri arasmda da yer yer bir da gidilmektedir. gene! olarak sus;lulann dindarhk dilzeylerinin oldugunu ve aym cezaevine birden ((Ole kez giren diger suc;:lu grubuna kiyasla dindarhk a((!Smdan daha olumsnz bir gorlini.im sergiledigini ortaya Anahtar Kelimeler: Din, Dindarhk, Su9, Cezaevi, Suc;:lular RELIGION AND CRIME: THE STATUS OF RELIGIOSITY OF SOME THE CRIMINALS CONVICTED AT THE PRISON One of the discussed issues in crime studies is the relationship between the religion and the crime. It is too say that the research in this field exists at a sufficient level in our country. This study aims at introducing the relationship between the religion I religiosity and the crime. The study consists of the analysis of the data obtained from the 80 prisoners and convicted met with at Elaz1g E-Type Prison. The data of the study has been obtained from the one to one interviews with criminals and from the applied questionnaire. As pmi of the study, there are criminals that can be dealt with under two different crime- categories: These crime - categories can be classified as the criminals imp1isoned for the first time and the ones imprisoned more than once. In this context, the study tries to put forth the similar and different characteristics among the mentioned criminals in tem1s of religiosity by making a comparison between these two different criminal groLtps in addition to the determination of the religiosity status of the criminals in common. Moreover, a comparison is also made in patches between the religiosity level of the .criminals and the types of the crimes they committed. The study, in general, has shown that religiosity level of the criminals is low and in similar way, that the criminals imprisoned more than once have displayed more negative view in terms of religiosity than the other ctiminals. Key Words: Religion, Religiosity, Crime, Prison, Offenders Su<; ve su<;luluk olgusunun analizinde din veya dindarhk onemi yadsmamaz. Genelde, su<; gi.i<;li.i. dindarhk diizeylerine sahip olmad1klan, ger<;ek bir inan<;tan yoksun olduklan veya dindarhk diizeylerinin zay1flamasiyla paralel bir su<; ve sapma egilimlerinin de mitlgl varsay1lmaktad1r. Bu varsaynnlann Do9. Dr., Ftrat Oniversitesi insani ve Sosyal Bilimler Fakliltesi Sosyoloji Boll\mii. zkizmaz1Z1! lirat.edu. tr

Upload: others

Post on 30-Aug-2019

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

Zahir KIZMAZ*

Ozet I Abstract

Suc;: ara~tmnalannda tmi1~tlan konulardan biri de din ve suc;: ili~kisidir. Ulkemizde bu alanda yeterli diizeyde ara~tmnamn oldugunu soylemek oldukc;:a gii((tiir. Bu c;:ah~ma, din/dindarhk ve su9 arasmdaki ili~kiyi ortaya koymay1 hedeflemektedir. Ara~tmna Elaz1g E-Tipi Cezaevinde gorii~iilen 80 tutuklu ve hiikilmlli su~tlulardan elde edilen verilerin analizinden olu~maktad1r. <;:ah~mamn verileri, suvlularla birebir yap1lan gorli~melerden ve anket formunun uygulanmasmdan elde edihni~tir. Ara~t1m1a kapsammda, iki farkh sue;: kategorisi ic;:erisinde ele ahnabilecek suc;:lular bulunmaktad1r: Bu suc;:lu kategorileri, ilk kez cezaevine giren suc;:lular ile birden c;:ok kez cezaevine giren suc;:lular ~eklinde

belirtilebilir. Bu c;:erc;:evede ara~tlmm, gene! olarak suc;:lulann dindarhk durumlanm saptamamn yam s1ra bu iki farkh suc;:lu grubu arasmda kar~tla~tm11a yapmak suretiyle soz konusu suc;:lular arasmda dindarhk a((Jsmdan farkhhk ve benzerlik arz eden ozelliklerini de ortaya koymaya c;:ah~maktad1r. Burada aynca, suvlulann dindarhk dl\zeyleri ile i~ledikleri sw;: tilrleri arasmda da yer yer bir kar~1la~tmlmaya da gidilmektedir. Ara~tm11a gene! olarak sus;lulann dindarhk dilzeylerinin d[i~i.ik oldugunu ve aym ~ekilde cezaevine birden ((Ole kez giren su~tlulann, diger suc;:lu grubuna kiyasla dindarhk a((!Smdan daha olumsnz bir gorlini.im sergiledigini ortaya koymu~tur.

Anahtar Kelimeler: Din, Dindarhk, Su9, Cezaevi, Suc;:lular

RELIGION AND CRIME: THE STATUS OF RELIGIOSITY OF SOME THE CRIMINALS CONVICTED AT THE PRISON

One of the discussed issues in crime studies is the relationship between the religion and the crime. It is too say that the research in this field exists at a sufficient level in our country. This study aims at introducing the relationship between the religion I religiosity and the crime. The study consists of the analysis of the data obtained from the 80 prisoners and convicted met with at Elaz1g E-Type Prison. The data of the study has been obtained from the one to one interviews with criminals and from the applied questionnaire. As pmi of the study, there are criminals that can be dealt with under two different crime­categories: These crime - categories can be classified as the criminals imp1isoned for the first time and the ones imprisoned more than once. In this context, the study tries to put forth the similar and different characteristics among the mentioned criminals in tem1s of religiosity by making a comparison between these two different criminal groLtps in addition to the determination of the religiosity status of the criminals in common. Moreover, a comparison is also made in patches between the religiosity level of the .criminals and the types of the crimes they committed. The study, in general, has shown that religiosity level of the criminals is low and in similar way, that the criminals imprisoned more than once have displayed more negative view in terms of religiosity than the other ctiminals.

Key Words: Religion, Religiosity, Crime, Prison, Offenders

Giri~ Su<; ve su<;luluk olgusunun analizinde din veya dindarhk degi~kenin onemi

yadsmamaz. Genelde, su<; i~leyenlerin gi.i<;li.i. dindarhk diizeylerine sahip olmad1klan, ger<;ek bir inan<;tan yoksun olduklan veya dindarhk diizeylerinin zay1flamasiyla paralel bir ~ekilde su<; ve sapma egilimlerinin de mitlgl varsay1lmaktad1r. Bu varsaynnlann

Do9. Dr., Ftrat Oniversitesi insani ve Sosyal Bilimler Fakliltesi Sosyoloji Boll\mii. zkizmaz1Z1! lirat.edu. tr

Page 2: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

p

Eyli112010, Say1 16, sh. 27-58

ercegi yans1tlp yansJtmad1g1m anlamak, su<;: ve dindarhk ili~kisinin sosyo!ojik a91dan g , 1111111asmi gerekll kilmaktad1r. ele a Kriminolojide, su<;:luluk iizerinde dinin etkisi uzun si.ireden beri bir tartl~ma

nsu olagelmi$tir. Bu alandaki tartl:;:malara ili~kin ilk ciddi <;:ah9ma olarak Hirschi ve ~01~·k'l1J 1969 yilmda yaymlad1klan "Cehennem Korkusu ve Su<;:luluk" (Hellfire and st:liqnency) ba9l~ch <;:ah9ma esas ahmrsa, 40 ylldlr bu alanda dnemli dl<;:iide bir 0 ·atitri.in olu:;:tugunu s6yleneb1hr. Husch1 ve Stark sdz konusu 9ah~mada, klhseye }1teral11 etme ve dogaiistii yaptmmlara olan inan<;: ile suyluluk arasmda bir ili:;;ki deVtayamaJm:;;lardl~. ~u ara:;;tmnanm ortaya ~myd~~gu sonu<;:, din~n s~9 i.izerindeki etkisi saP

151mda b1r donum noktas1 olu:;;turdugu soyleneb1hr. (unku bu ara:;;tmnamn

].collL illegal tutumlar i.izerinde dinin etkisi konusunda uzun ve hararetli bir

111ay1 da tetiklemi:;; oldugu gdrii.lmektedir (Baz1 kaynaklar icin bkz. Benda, 1997, tart!;> ~ ,

da ve Corwyn 1997; Brownheld ve Sorensen, 1991; Burkett, 1993; Cochran v.d., f3e~4 ; Chadwic~<: ve Top, 1993, ~chard v.d., 2000). Bu ara§tlnnamn akabinde, din ve ~ 9 /sapma ih:;;klsm1 saptamaya yonehk <;:ok say1da ara:;;tmna g~n;;ekle~tmhm:;;t1r. Ancak ~ u<;:

11 zaman 19111de yapllm1:;; <;:ok say1da ara:;;tlrmamn varhgma kar~m, sdz konusu

ge~~;;kenler arasmdaki ili:;;kinin niteligi ve boyutu konusunda hala yeterli ditzeyde bir def 5111111 olu:;;tugunu soylemek miimktin degildir. vz a' Din ve su<; ara:;;tumalannda yamtl en <;:ole aranan sorulann ba~mda din ve su<;:

nda ne tiir bir ili:;;kinin oldugu hususu gelmektedir. Bu <;:en;evede, dinsel inan<;lann arast dindarhk diizeyinin, kriminal davram:;; iizerinde caydmc1 bir etkiye sahip olup

veya ne di.izeyde/boyutta etkili oldugu sorusu son derece dnem arz etmektedir. su<; i:;;leyenlerin dindarhk a<;:1smdan nasll bir gdriiniim sergiledikleri de merak

konular i<;:erisinde yer almaktad1r? Bu sorulann yamtlanna ili:;;kin kuramsal ge<;meden once burada din ve dindarhgm toplum ve birey a<;:Ismdan ne

ifade ettigine klsaca balanak yararh olacaktlr.

1. Dinin ve Sw; Genelde dinler ve dzellikle de islam bir inan9 dgretisi veya bir degerler seti

yam s1ra aym :;;ekilde de bir davram:;; .sistemini de dngdren bir dindir. ozellikle islam dini, kendi izleyicilerine hem inamlmasm1 hem de

zorunlu lnlan <;:ok say1da emir ve yasaklar i<;ermektedir. Bu nedenle din, davram:;;lan iizerinde belirli diizeylerde etkili bir unsurdur oldugu i<;:in

ve toplumsal eylemlerin dnemli bir motivasyon kaynagm1 te:;;kil etmektedir. , Din, ahlaki degerlerin ve sosyal nom1lann oziimsenmesi/i<;selle:;;tirilmesi

katln yapan son derece dnemli sosyalle:;;tirici bir dge olarak dikkat 1.ektedir. Bireylerin dini degerler etrafmdai1 sosyalle;;meleri/sosyalle:;;tinneleri,

,yel<H toplumsal deger ve normlar etrafmda davram:;; sergilemelerini saglamaktadu·. Bu vede din, bireyleri toplum tarafmdan onay gdnneyen su<; ve sapkm davram~lara

v ert;:e koruyucu ciddi bir toplumsal kontrol unsurudur. Omegin din; adam oldiirme, _ zhk yapma, rii:;;vet verme, yaralama, kumar oynama, tecaviiz etme, zorbahk etme ve

11 51 gibi gi.ini.imiizde yasalar tarafmdan da su<;: olarak tammlanan <;ok say1da davram:;;

z8

cezalandmlmasJ gereken davram:;;lar kategorisinde gdrerek olumsuzlamaktadrr. hnsus, dinin bireylerin davram9lanm yonlendiren ve bi<;:imlendiren enfonnel

unsurlanndan birini te:;;kil ettigini g6stem1ektedir. Bu enformel denP,tim

Page 3: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

Zahir KIZMAZ

unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi soylenebilir.

Su~ bir yoni.iyle hukuk diger yoni.iyle de toplumsal yap1 ile ili§kilidir. Diger bir deyi$le, su~ hukuksal yap1y1 ihlal etme anlamma geldigi gibi sosyal yap1dan da genelde bir sapma anlamma da gelmektedir. Bu sebeple hukuksal yap1 su~un yasa ve ceza tannmm ortaya koyarken, toplumsal yam da sosyal kontrol i~levini gonnektedir. Dinin gitnah alarak tammlad1g1 ve inananlann bu davram§lardan uzak dum1alanm 6giltledigi ~ak say1da davram~ bi<;imi, gilnfnniizdeki hukuk sistemleri veya taplumsal yapllar tarafmdan toplumsal degerlerden bir sapmay1 ifade ettigi i<;in su<; veya sapkm davram§ olarak tammlanmaktad1r. Ornegin, yukanda belirtilen lms1zhk yapma, cinayet i~leme, tecavilz etme v.b. davram~lar hem hukuk sistemi hem de dini 6gretiler tarafmdan cezalandmlmas1 6ng6riilen sapkm davram~lar kategorisi i~erisinde yer almaktadu·. Bu, su~ davram§lan konusunda din ve hukuk sisteminin yer yer i:irtii~titgiiniln gi:istergesi olarak g6riilebilir. Bu sebeple dinin baz1 toplumlarda gii<;lii enfam1el denetim unsurlanndan biri olmasr, su~ ve din ili~kisinin varhgmm bir kamtl olarak gi:isterilebilir.

Kriminolojik ara~tnmalarda, su~la ilintili olarak ele alman degi~kenler it;erisinde uyu~turucu ve alkol kullanma gibi unsurlar i:inemli bir yer tutmaktad1r (bkz. Benda v.d., 2001; Myner v.d., 1998; Stoolmiller ve Blechman, 2005; Dembo v.d., 1995; Leukefeld v.d; 1998: 98; Seddon, 2000:96; Pemanen, 1979). Uyu~tumcu kullamna ile su~luluk arasmda gii<;lii bir ili:;;kiyi destekleyen ampirik kamtlar vard1r (Bkz: Leukefeld v.d; 1998: 98). Aym ~ekilde su~ davram~I iizerinde alkol kullanmanm etkisini saptayan ara:;;tmnalar s6z konusudur. Omegin; yap!lan baz1 ara:;;tlrmalarda alkoliin i9lenen baz1 cinayetler ve 9iddet su~lan (tecavl.iz, yaralama gibi) (Per:nanen, 1979; Voss ve Hepburn; 1968; Amir, 1971) ile ili:;;kili oldugu tespit edilmi~tir. Bu faktorlerin sut;u kalayla~tmci veya hiZlandmcr bir i9levi yerine getirdigi ileri siiriilmektedir. Din, bu maddelerin kullamlmasuu yasaklamakla, ashnda sut; ve sapma davram~ma yi:inelmeyi engelleyici bir i9levi yerine getinnektedir.

Bilindigi gibi belirli su~ davram~nun arka plamnda; loskan~hk, iftira, i:ifke, nefret etlne, a~m lms, baskllanamayan cinsellik dihiiisii gibi bazr i<;giidii, itki ve duygu bi~imleri bulumnaktad1r. islam dini bazr su~ davram91111 tetikleyen veya su<;lulugun baz1 nedensel fakt6rlerin arka plamndaki temel giidiileri olu9turan; haks1zhk yapmak, evlilik d191 veya gayri me~ru cinsel ili:;;kide bulunma, haks1z para kazam11a ~abasnu, lmshhg1, loskan<;hg1, iftiray1, kin ve nefreti, yalan s6ylemeyi ve bozgunculuk ~1kanna gibi <;ok sayrda duygu ve davram9 bi<;imini alumsuzlamaktad1r. islam dini yiklcr, yipratlcl ve sorun yarat1c1 bu duygu bi<;imlerinin yerine diiriisthigii, adaletli olmayr, hakkaniyeti gi:izetmeyi, karde:;;ligi, affediciligi/tolerans1, sabn ve si:iziinde dunnay1 6giitlemektedir.

Din olgusunun i~levi 9er~evesinde belirtilen bu gorii~ler, dinin su~ iizerindeki etkisi veya dinin su~taki caydmCihgma bir kamt olarak gosterilebilir. Bu balo~ a<,:!Sl, din-su~ ili~kisinin negatif yon de oldugu varsayumm destekleyici bir yi:indedir. Diger bir deyi~le bu yakla:;;nn, dindar olan bireylerin hukuksal sistem tarafmdan su<; olarak tammlad1g1 davram~lardan ka<;md1klanm, dindarhk diizeyi zayrf alan bireylerin de bu tiir su~ davram~lanm i:;;leyebilecegi varsaynmna yaslam11aktad1r.

Bundan ayn olarak din sadece metafizik bir inan~ sitemi veya dinsel ibadetlere alan kat!lnn diizeyine bagh olarak su<;ta caydmc1 olmamaktadn·. Aym zamanda, belirli inan<; sistemine sahip olan aileler ve arkada~ grubu iizerinden de behrli di'tzeyde su<;ta

29

Page 4: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

SBArD Eyhil 2010, Say1 16, sh. 27- 58

engelleyici bir i~levi yerine getim1ektedir. (iinkU din, iyi bir aile diizeninin olu~umunda ve iyi bir arkada~ c;;evresi sec;;imi ii.zerinde etkili bir unsur olarak dikkat c;;ekmektedir.

Burada genel bir tespit ac;;1s1i1dan ~u hususun da belirtilmesi gerekir: Dinin bireyin davram~lan ii.zerindeki etkisi soz konusu bireyin dindarhk dii.zeyine gore degi~kenlik arz edebilmektedir. Diger bir deyi~le dinin, sue;; ii.zerindeki caydmC1hg1, dinsel inancm bireyin ya~ammdaki konumu ile alakahd1r. Stark (1987) tarafmdan fom1l.Ue edilen "ahlaki toplum" hipotezine gore; bireysel dindarhgm, bireyin dinsel topluluga olan baghhgnu giic;;lendirme durumunda ancak sue;; davram~1 ii.zerinde etkili olabilmektedir (Bkz. Richard, Bell ve Carlson, 2000: 240). Thomas ve Carver (1990: 198) c;;ok say1da ampirik ara~t1nnalan gozden gec;;irdikten soma vard1klan genel kanaati ~u ~ekilde ifade etmektedirler: Adolesanlann dinsel alana kat1hm dii.zeyleri yiikseldikc;;e, onlann antisosyal davram~a kat1lmas1 s1khg1, yogunlugu ve siiresi azalmaktad1r.

Sue;; ve din ili~kisini saptamaya yonelik yap1lan ara~tlnnalann biiyiik bir klsm1 sosyal kontrol kuramnun varsaynnlanm/oncii.llerini esas ald1g1 dikkat c;ekmektedir. Ancak, din ve sue; arasmdaki ili~kiye merkezi dii.zeyde odaklanan c;ok say1da teorik yakla~m1 bulumnaktad1r. Burada, bu kuramlara c;ok klsaca deginilecektir.

2. Ku.ramsal <:=en;eve Din ve sue; ili~kisi; sosyal kontrol perspektifi, sosyal ogremne yakla~rm1,

rasyonel tercih ve sosyal ekoloji gibi kuramlar ac,;lSlndan irdelenmektedir. Sosyal kontrol teorisi; aile, okul, akran grubu, inane;; ve degersel yap1 gibi insan

davram~mm temel kaynaklan arasmda yer alan ve aym ~ekilde bu davram~lann denetimi ile ilintili kurumsal unsur ve sii.re<;ler ii.zerinde odaklanmaktad1r. Bu teoriye gore aile, ok:ul ve baz1 dini kurumlar, bireye nonnatif inanc;;lar a~Ilamak yoluyla bireyin topluma olan baghgm1 ve katllnmm artt1rd1gmi, bunun da bireyi su<; i~lemeye kar~1 korumaktad1r.

Anla~llacag1 i.izere sosyal kontrol kurmm, bireylerin toplumsal degerlere ve yap1lara olan baghhklan ile birlikte ortaya 91kan uyumu veya konsensiisii. esas ahnaktadu. Diger bir ifade ile kontrol kuram1, bireyin toplumsal deger ve nonnlara olan baghhk dii.zeyi i.izerinden su<;un gerc;;ekle~ebilme ihtimalini tart1~maktad1r. Soz konusu kuram, bireylerin toplumsal degerlere olan baghhklanmn zaylf1amasmm onlan suc;a yonelmelerinde etkili bir unsur oldugunu, baghhk dii.zeylerinin artmasma paralel olarak da luiminalligin engellendigini ongonnektedir. Din veya dindarhk da bireylerin, toplumsal baghhklanm gii.<;lendirici bir i~levi yerine getinnesi nedeniyle onde gelen enfom1el denetim unsurlanndan biri oldugu ve dolay!Slyla sue; davram~1 iizerinde caydmCl bir etkide bulundugu soylenebilir.

Dinin sue; iizerindeki etkisi konusunda sosyal kontrol kuramc1lannm kendi aralannda farkh gorii~lere sahip olduklan gorii.lmektedir. Kimi kuramctlar, dinin sue;; i.i.zerii1deki caydmc1 etkisinin, bireyin dini ya~ama yogunluguna, bic;imine ve diizeyine ko~ut olarak degi~kenlik arz ettigini dolaylSlyla giic;lii dindarhgm bireyi sue; i~lemege k:ar~1 daha caydmc1 oldugunu ileri si.irerken diger bir grup da, bu etki bic,;imin dogrudan olmaktan <;ok aile ve akran grubu gibi diger degi~kenler iizerinden olu~tugunu ileri si.irmektedirler. Birinci yak:la~1111 dinin sue; i.izerindeki etkisinin dogrudan, ikinci yakla~m1 da bu etkinin dolayh oldugunu varsaymaktad1r. Burkett ve White ise, din ve sue; ili~kisi konusunda sosyal yapllann niteligini one 91karan farkh bir balo~ ac;;1s1

30

Page 5: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

Zahir KIZMAZ

geli:;:tinnektedirler. Onlara gi:ire, dinin sw;: iizerindeki caydmn boyutu, toplumlann sekiller ve dindarhk diizeylerine gi:ire degi:;:kenlik arz etmektedir. Onlara gi:ire, sekiiler degerlerin ahlakla <;:eli:;;en davram9lan mahkl'nn etmede ba~ans1z oldugu toplum bi<;:imlerinde din etkili bir unsur olarak boy gi:istennektedir (Bkz. Cochran, Wood, 1994: 94).

Sosyal kontrol kurmm a<;:lSlndan din ve su<;: ili:;:kisinin iyi bir i:izeti Shoemaker'in konuya ili:;:kin gi:irii:;:lerinde rastlamak miimkiindiir. Shoemaker'e gi:ire, gerek su<;: iizerinde dinin etkisinin sekiiler tmsurlardan daha gii<;:lii oldugu ve gerekse dinin su<;:luluk iizerinde hi<;:bir etkisinin olmad1g1 yi:iniindeki iddialann hi<;:biri ger<;:ek<;:i degildir. <:;:iinkii Shoemaker'e gi:ire, son di:inemlerde din ve su<;:luluk konusunda yap1hm:;: ara:;:tmnalann <;:ogunlugumm, din ve su<;:luluk degi:;:kenleri arasmda bir ili:;:kinin varhgnu ortaya koymaktadu·. Dahas1, Shoemaker i:izellikle dinin hala etkinligini devam ettirdigi ve sekiiler miieyyidelerin de bir mugH1k (amb-ivalent) tutuma i<;:kin oldugu toplumlarda, boyle bir ili:;;kiden soz etmenin daha olanakh oldugu fikrini ileri siim1ektedir (Shoemaker, 1990:189).

Din ve su<;: ili:;:kisini a<;:1klayabilecek diger bir kuram da, sosyal i:igrenme kurmmd1r. Bu kuramm tammlay1c1 i:izelliginden biri, su<;:lulugu akran grubu iizerinden tammlamas1d1r. Bu kurama gi:ire s,apkm veya su<;:lu grupla olan birliktelik veya temas su<;:un i:inemli kaynaklanndan birini te:;;kil etmektedir. Ogrenme kurmm i:izellikle de ergenlik di:inemindeki akran etkisinin, ebeveynlerin etkisini i:inceledigini veya aile kurumuna oranla daha baskin <;:Ikt1gnu ileri siirerek, akran grup yap1smm bireyin su<;:lulugundaki i:inemine dikkat <;:ekmektedir. Soz konusu kurama gore, bireyler akran gmbu i<;:ersinde kar:;;1 kar:;:1ya geldigi nonnatif tannnlar ve aymc1 peki:;:tirenler sayesinde su<;:luluga yi:inelmektedirler (bkz. K1zmaz, 2005).

Sosyal i:igrem11e teorileri i<;:erisinde ele ahnan aymc1 birle:;:imler ve referans grup teorileri de bireylerin davram:;;lan iizerinde sosyal grubun etkisini vurgulayan tiirden kuramlard1r. Aymc1 birle:;;imler perspektifi, dinin hem sosyal se<;:im/seleksiyon hem de sosyalle:;:me arac1hg1yla din iizerinde caydmc1 oldugunu ileri siim1ektedir (Burkett ve Wanen, 1993; Wright v.d., 1999). Sosyal seleksiyon perspektifi, din ve dindarhgm, dindar i:izellikler sergileyen akran grubunun sec;iminde etkili oldugunu ileri siirmektedir. Burada din veya dindarhgm suc;luluktaki etkisi, akran grubunun sec;iminde oynad1g1 rol iizerinden kurulmaktad1r. Sosyalle:;;me unsuru ac;1smdan ise din, dinsel nitelikteki akran grubunun olumlu peki:;;tinne yoluyla bireylerin dinsel davram:;; sergilemelerini saglayarak suc;ta caydmn bir etkide bulundugunu i:ingi:im1ektedir (Buket ve Wanen, 1987). Referans grup teorisi, aym referans grubu i<;:inde yer alan bireylerin, birbiriyle benzer bir gec;mi:;; ve inan<;: sistemini payla~tlklanm ve. birbirlerinin davram:;: ve tutumlanndan etkilendiklerini ileri siir:mektedir. Grup ic;erisinde olan bireyler birbirleri iizerinden davram~lanm kar~Ila~tlrma yoluna giderek ahlaki davram~ sergileme ihtiyacm1 hissederler. Bu sebeple, referans gruplan kendi ic;erisinde, grupsal bir denetime di:inil~erek su<;:ta caydmn olmaktad1r (Bock, Cochran ve Beeghley, 1987: 91-92; Baier, 2001).

Bu yakla:;:nnlan destekleyici bir argi.iman da Stark tarafmdan ileri sihiilmii~tiir. Stark'a gi:ire, suc;luluktaki etkisi ac;1smdan <;:ocugun bireysel olarak kihseye gidip gitmemesi veya cehenneme inamp ina1m1amas1 c;ok da i:inemli degildir. Su<;:lulukta i:inemli olan bireyin sahip oldugu arkada~ grubunun dindar olup olmamas1dn·. Kiliseye

31

Page 6: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

SBArD Eyliil2010, Say1 16, sh. 27-58

gitme s1khgnun dii~iik oranda geryekle~tigi toplumlarda dinin, bireysel olarak dindar alan genylerin davram~lanm yok fazla belirleyemedigi veya olumsuz davram~lanm onemli i:ilyi.ide engelleyemedigi belirtilmektedir. Aym ~ekilde, dindar bireylerin saylSlnm fazla oldugu toplumlarda, dindar bir arkada~ yevresine sahip olmayan toplumlara klyasla daha az suy i~lendigi dile getirilmektedir (Sloane ve Potvin; 1986: 101)

Yukandaki ay1klamalardan anla~nlacag1 gibi sosyal i:igrenme kurmm; din ve suy ili:;;kisini, dinin bireylerin kendileri gibi dindar alan veya sapma eyleminden kayman bireyleri arkada:;; veya akran olarak seymelerinde belirleyici bir unsur o1arak rol oynad1g1 geryegi iizerinden fonniile ettigi gi:iriHmektedir. Burada din veya dindarhk, akran grubunun seyiminde etki1i oldugu gibi benzer bir dinsel kimlik1enme edimne ve dini degerler etrafmda sosyalle:;nne gibi i:;;levleri de gi:irmektedir. Benzer biyimde grup aidiyeti aym zamanda bireylerin birbirlerinin davram~;lanm kontrol etme imkamm da ortaya y1kannaktad1r. Sonny olarak referans grubu, ahlaksal belirginligi saglama ve kuvvetlendim1e i~levini saglayarak suyta caydmc1 bir rohi yerine getinnektedir.

Dinse! grup veya cemaatlerdeki dini hayat biyimi; h1rsizhk yapma, tecavftz ve sarkmtlhk etme, uyu~turucu kullanma/satma, kumar oynama, gasp ve soygun yapma gibi yok say1da suy davram:;;mm i~lenmesini engelleyebilmektedir. Bu sebeple gmplar iyerisinde deneyimlenen dini ya~am biyimleri, suyluluk veya sapkm tutumlannm sergilemnesinin onemli i:ilyiide engellemektedir. Bu da, dini cemaatlerin kimi bireyleri suya egilimli kllan kriminojenik ya~am biyimlerinden uzak tuttugunu gostermektedir.

Suy ile din arasmda kurulabilecek diger ba~ka bir ili~ki de, dinin ceza veya mi.ikafat perspektifi ilzerinden fonniile edilmi~ olamdtr. Bu ili~ki, rasyonel tercih kurmm i.izerinden kumlabilir. Gene! olarak rasyonel tercih kuramt suy davram~1m, suyun kazammlan ve maliyeti arasmdaki mantlksal ylkanm iizerinden ay1klamaktad1r. Rasyonel tercih kurmm, bireyin i;;leyecegi suya kar91l1k olarak i:ingoriilen cezamn, onun suy eyleminden saglayacag1 kazanytan ve deneyimleyecegi zevk di.izeyinden yiiksek olmas1 durumunda suyun meydana gelmeyecegi aksi durumda da suyun i9lenebilecegini varsaymaktad1r. <;::iinhi cezanm ag1r olmas1, bireyin suya yonelmeyi karl! veya rasyonel bir eylem olmaktan ytkartJp suy i9lemede caydmc1 bir i9levi yerine getirecegi varsaytlmaktad1r. Bu kuram aylSlndan din ile suyluluk ili9kisi de biiyiik i:ilyi.lde dinin i:ingi:irdligii ceza ve i:idiil kavramlan iizerinden kuruldugu gotiilmektedir.

Genelde yogu dinler ve ozelde de islam dini, oliimden soma ba:;;ka bir hayatm var oldugunu ve sonraki ya:;;amda insanlann dlinyada geryekle9tirdikleri tiim eylemlerinden hesaba yekilecekleri inancuu i~ermektedir. Diger bir deyi:;;le dinler, kendi inananlanna bu dilnyada tiim yap1p etmelerinin kar~1hgmda "ceza" ve "miikafat" ile kar~lla9acaklan bir diinya i:i.gretisine inanmalanm vazetmektedir. Dinlerin ongi:irdiigii bu inany biyiminin, dindar bireylerde gi:irece suy i9lemede engelleyici bir rolii yerine getirdigi belirtilmektedir. Rasyonel tercih kurammdan hareketle, dindar bireylerin iysel olarak sahip olduklan varsay!lan "Allah korkusu", "Allah 'tan utanma", "cehennem korkusu" ve "cennet i:iditli.i" gibi duygu biyimlerinin, onlan sw;: i:;;lemekten caydtrd1g1 gi:i1ii~ii ileri siiriilebilir. Ceza korkusu ve suyluluk ili:;;kisi baglammda belirtilen bu yakla:;;tmlar kimi kriminologlar tarafmdan "Cehe1mem Korkusu" (Hellfire Hypothesis) hipotezi ile de ifade edilmektedir. Ancak, "Cehennem Korkusu" teorisi, Hirschi ve Stark (1969) ile popiiler olmu~tur. Bu hipotez, dinin bireysel di.izeyde bireyi suy i:;;leme

32

Page 7: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

Zahir KIZMAZ

davram~mdan caydird1gll11 var saymaktadu. Doga iistli yaptmma ve cezaya inanmamn getirdigi korku ile dinin bireylerden yerine getinnesini istedigi eylemlerin gen;;ekle~tirilmesinin kar~lhgmda dogacak odlil beklentisinin, bireyin sw;; i~lemekten caydu·d1g1 dii~iiniilmektedir (Bkz. Klzmaz, 2005).

Grasmick v.d. (1991) de, dinin su<;: iizerindeki caydmc1hgml, bireylerin dini davram~lan ger<;:ekle:;;tim1e veya dini degerleri i<;:selle:;;tirme diizeyi ile ili:;;kilendirirler. Onlar, dindarhgm i<;:selle:;;tirih11esiyle olu:;;an din eksenli bir ya:;;amm veya dinsel aktivite yogunlugunun, bireylerde su<;: i:;;lemeye kar:;;1 bir utan<;: duygusunu ortaya <;:1kardigm1 ileri siinnektedir. Onlara gore, bu sitrecin sonucu olarak dindar bireyler, enfom1el veya dinsel cezalandmna konusundaki algmm kesinligi ve :;;iddetindeki diizeyinin yiiksekligine veya artl:;;ma paralel olarak su<;: i:;;leme davram~mdan caymaktadtrlar (bkz. Baier, 2001:2).

Son olarak da, din ve su<;: ili:;;kisini <;:oziimleyen diger bir kuram da, dinin su<; iizerindeki etkisinin toplumsal yapllara gore degi~kenlik arz ettigini varsayan dinsel ekolojik yakla:;;m1dn·. Bu <;er<;evede dinsel ekolojik kuram, toplumlan genel olarak "sekiiler toplumlar" ve "ahlaki topluluklar" ~eklinde ikili bir aynma tabi tutarak dinin etkisinin her iki yap1da da farkh sonu<;lar ortaya koydugunu ileri siinnektedir. Diger bir ifade ile burada din ve su<;luluk ili~kisi, toplumun sosyo-dinsel baglam ve ahlaki sekiilerle~me diizeyine bagh olarak a<;1klanmaktad1r. Stark v.d. kilise iiyeliginin ve kilise faaliyetlere devamh olarak kat1lmanm yiiksek oranda oldugu bolgeleri "ahlaki toplululdular" (moral-communities), dii~iik kilise iiyeliginin bulundugu bi:ilgeleri de "sekiilerle:;;mi:;: toplumlar" olarak tammlamaktad1r. Sonu<;ta, ona gore dinin etkisi bu iki topluluk bi<;iminde farkhla:;:maktad1r. Ahlaki toplumlarda, dinsel katlhm ile su<;luluk arasmdaki ili~ki ters bir ili:;:ki iken, sekiHer toplumda bu ili~ki saptanamamaktad1r. Diger bir anlatlmla; sekLilerle~mi:;: toplumlarda dinin/dinselligin birey iizerindeki etkisi az olmakta veya hi<; olmamaktad1r (Johnson, De Li, Larson ve Me Cullough, 2000: 34). Omegin Stark ve Bainbridge (1977), kiliseye devamhhk diizeyinin daha yiiksek oldugu Amerika'daki Mom1onlarda ve Gitney topluluklannda sapkm davram9lann daha az ger<;ekle:;:tigini ileri siinnii:;:lerdir. Bu ara:;:tm11a kiliseye devamhhk ile sapkm davram:;: arasmda z1t bir ili~kinin oldugunu gostermektedir. Aym :;:ekilde, Hrischi ve Stark tarafmdan 1969 yllmda ger<;ekle:;:tirilen, kiliseye devam etme ile su<;luluk arasmdaki her hangi bir ili:;:kinin saptanamamasmm nedeni, Richmond ve California gibi daha seki.i.lerle:;:mi~ toplumlarda ger<;ekle:;;tirilmi:;; o lmas1 ile apklanmaktad1r (Benda, 2002: 92)

Bu <;er<;evede, din olgusunun su<; davram:;;1 itzerindeki caydmc1 etkisinin, sapma davram:Jll1l yasaklayan sosyal deger ve nonnlarm bi'tyiik ol<;:iide genel kabul gordi.igii toplumlar i<;in si:iz konusu (Chadwick ve Top; 1993:52) oldugu soylenebi.lir. Bu yakla:;;1m, sehiler toplumlarda dinin, birey lizerindeki etkisinin snmh oldugunu ortaya koymaktad1r. Bu da, sapkm davram:;:lann bireysel dindarhktan <;ok, dinsel yonelimli ahlaki topluluklann etkisinin bir sonucu oldugunu ileri sliren gorii9 (Richard, Bell v.d) ile ortii:)ti.igii anlamma gelmektedir. Ozetle dinsel ekoloji kurammm savunuculan, dinin onemli bir toplumsal belirleyici konumunda oldugu toplumlarda daha etkili oldugunu ileri sitnni.i~lerdir. Stark, Kent ve Doyle' a (1982) gore, dinin en biiyiik engelleyici etkisi, dinsel baghhk ditzeyinin dii9ilk oldugu, "sekiiler toplum" olarak nitelendirilen toplumlardan daha <;:ok, niifusun onemli bir orannun kilise liyesi oldugu ve dinsel

33

Page 8: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

SBArD Eyltil2010, Say1 16, sh. 27-58

etkilerinin kl.ilti.ire ni.ifuz ettigi "ahlaki toplumlarda" engelleyici bir etkiye sahiptir (Sloane ve Potvin; 1986;89).

Ancak Title ve Welch (1983)'in, dinselligin suc;:luluktaki etkisi konusunda yukanda belirtilen yakla~m1lardan farkh bir ac;:1klama getirdikleri gori.ilmektedir. Onlar dinsel katllnmn sue; i.izerindeki caydmc1 etkisinin belirli ko~ullarla sumh oldugunun altlm c;:izmektedirler. Onlara gore, dinsellik/dindarhgm sue; i.izerindeki caydmc1 etkisinin "seki.iler sosyal c;:ozi.ilmenin" yaygm oldugu veya "nom1alde sapmay1 engelleyen mekanizmalann olmadigi" toplumlarda en yi.iksektir (Sloane ve Potvin; 1986:89). Title ve Welch gene! bir nonnatifsel mugHikhgm, dti~uk bir sosyal entegrasyonun, genelle~mi~ di.i9i.ik bir akran uyum alg!lamasmm ve di.i~i.ik di.izeyde kilise faaliyetlerine katllnmn gerc;:ekle~tigi toplumlarda, uyum olgusuna yapt1g1 vurgulama ile dinin oldukc;:a bi.iyi.ik bir etkiye sahip oldugunu ileri si.irmektedirler. Burada dinin toplumsal uyumu saglamas1, birey davram~1 i.izerinde onemli etkiler yapmaktad1r. Bu nedenle dinsellik, nom1al olarak sapmay1 engelleyen mekanizmalann olmadigi yerde, c;:ok ac;:1k bir 9ekilde toplumsal uyum ve di.izenliligi vurgulayan ozelligi ile onemli bir etki yapmaktad1r (Petterson, 1991:280).

3. Ara~tuma Literatiiriine Bir Bakl.~ Kriminolojide uzun bir si.iredir sue; ve din ili~kisi tart1~Ilmaktad1r. Bu

ara~t1m1alann neredeyse ti.imi.i geli~mi~ baz1 bat! i.Ukelerinde yap1ldigi dildcat c;:ekmektedir. Ulkemizde ise din-sue; veya sapma ili9kisi konusunda yap1lm1~ ara~tmna say1s1 son derece snmhdn·. Bu nedenle ilgili konuya ili~kin i.Hkemiz bazmda meta analitik ara~tumalar yap1lmasim olanakh kllacak bir ara~tmna literati.iri.i.nden soz etmek mi.imki.in degildir. Burada sadece yap1lmi~ birkac;: ara~tlnnadan soz edilebilir. Soz konusu bu ara§tlnnalar da a~ag1da belirtilecegi i.i.zere c;:ok ciddi eksikleri ve kusurlan bannd1ran ti.irden c;:ah~malard1r.

Ulkemizde din ve sue; degi§kenlerine ili~kin bulgulan ic;:eren ilk ara~tm11alardan biri istanbul Universitesi Tiirlc Kriminoloji Enstiti.isi.i'niin (1948), 1944-1945 ylllanm kapsayan 63 ilde 6386 cinayet suc;:unu i~lemi~ olanlar i.izerinde ger<;ekle~tirdigi

ara~t1m1ad1r. Bu ara~hnnada kullamlan anket fonnunda yer alan sorular ic;:erisinde sadece i.i<; soru din degi~kenine ili$kindir. Bu dini degi~kenler; mensup olunan din, dini vecibeleri yerine getirme derecesi ve dini baghhktu. Bu ara§tlnnada, ara~tlnna

grubundaki suc;:lulann c;:ogunun Mi.is1i.iman (% 99.7), dini ibadetlerini yapan (% 66.9) ve dini baghhklan gi.i<;li.i olduklan (c;:ok sofu% 1.6, sofu% 48.9, imam kuvvetli, % 13.8, imam orta % 9, imam zay1f % 1.2, kayitSlZ, '% 25.6) belirlenmi:;;tir. Dolay1s1yla bu bulgular, cinayet i~leyenlerin genelde dindar bireyler oldugunu gostem1ektedir. Din degi:;;kenlerine ili:;;kin sorulann yer ald1g1 diger ikinci bir c;:ah~ma da aym enstiti.i tarafmdan 1946-194 7 y1llan arasmda Ti.irkiye' deki tiim cezaevleri ile 1slah evlerinde bulunan 974 farkh sue; ti.irlerinden (cinayet, lms1zhk, 1rza gec;:mek, sarkmtll1k, klz kac;:1nna ve diger suc;:lardan) suc;:lu bulunan c;:ocuklar i.izerinde yaplln11~ ara~t1rmanm bulguland1r. Bu ara:;;ttnnada da aym §ekilde kendilerini "imanh" olarak nitelendiren suc;:lu c;:ocuklanmn oramn ki.ic;:i.imsenmeyecek di.izeyde oldugu tespit edilmi:;;tir: Adam oldiirme SUyU11U i:;;Jeyenlerin% 48.4'i.i, 1rza gec;:me oJay1111 gen,:ek:Je:;;tirenlerin% 45.9'u, lms1zhk suc;:lanm i:;;leyenlerin de % 32.7'si ve diger su<;lan i~leyenlerin % 64.4'i.i kendilerini "imanh" olarak belirtmi~lerdir. Bu oranlar, klsmen lms1zhk suc;:lan haric;:,

34

Page 9: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

Zahir KIZMAZ

kendilerini dindar veya dini baghhklan gli<;:lii olarak belirten <;:ocuklar ile behrtmeyen <;:ocuklar arasmda ciddi bir farkm olmad1gm1 gostermektedir. Ankara Universitesi Kriminoloji Enstitiisii'niin 194 7-1953 ylllanm kapsayan 1000 miikerrir su<;:lu ilzerinde yapt1g1 ara~tlrmada da; su<;:lulann % 92.3 'it "Ahiret korkusuna" ve % 93.1 'i de "dinine bagh" olduklanm belirtmi~lerdir. Aym ~ekilde Devlet istatistik Enstitiisiiniln 1972 y1lmda kadm su<;:lular iizerindeki ara~t1rmasmda da, kadm su<;:lulann % 87'sinin dini uyguladlldan yonilnde bir bulgu elde edilmi~tir. Yavuzer (1981) <;:ocuk 1slah evlerinde hiikiim giymi~ <;:ocuklar iizerindeki ara;;t1m1asmda da dinin veya dindarhgm su<;: iizerinde negatifbir etki saptamad1g1 goriilmektedir. Ara~tlrma kapsammdaki <;:ocuklann <;:ok kii<;:iik ya~larda Kuran kurslanna gittikleri (% 27) ve dini ibadetleri yerine getirdikleri (% 66) yoniinde bulgular saptamm;;t1r. Ogel (200 1) de, 18520 lise ikinci snuf ogrencileri iizerindeki ara;;tmnasmda, dinin gereklerini yerine getinnenin, madde kullam11a iizerinde ciddi ditzeyde caydmc1 olmad1g1111 bulmu;;tur. Bu ara~tmnalann ortak yam, dinin/dindarhgm, sapma ve su<;: konusunda ciddi bir caydmCl veya onleyici bir etkide bulunmad1g1 yoniindeki saptamalard1r. Diger bir ifade ile bu ara;;tmnalar din ve su<;: ili;;kisi arasmda pozitif bir ili~kiyi ( dindarhgm artmasma paralel olarak su<;:un a1imas1) ongoren tiirden ara~tlnnalardn· (bkz. Ozbay, 2007:4-7).

Ancak bu ara;;tmnalann bilimsellik dilzeylerine ili9kin ciddi yetersizliklerin ve kusurlann oldugunu soylemek miimhindilr. Bu yetersizliklerin ba~mda din veya dindarhk duzeyini saptamak i<;:in kulland1klan degi§kenlerin son derece yetersiz olmas1d1r. <;ok snmh veya birka<;: degi~kenle din ve su<;: arasmdaki ili9kiyi saptamak olduk<;:a gii<;:tiir. Aynca sorulan sorulann <;:ogu, dindarhk ve su<;: arasmdaki ili~kiyi

saptamaktan son derece yoks undur. Orne gin, Y avuzer ( 19 81 )'in <;:ah9masmda din ve su<;: ili§kisini anlama konusunda; <;:ocuklann ge<;:mi§ ylllarda ve olduk<;:a kii<;:iik ya9larda Kuran kurslanna gitmi;; olmalan ile onlann sonraki ya§larda su<;: i;;lemeleri arasmda bir ili§ki ongoriilemez. Aym ~ekilde "dini ibadetlerde bu1unma" se<;:enegi de bize <;:ok fazla bir ~ey anlatmamaktad1r. Ornegin; dini ibadetlerden kast edilenin ne oldugu (giinliik ibadetler mi yoksa sadece Cuma veya Bayram namazlan 1111), ne stkhkta oldugu ve su<;: i;;lemeye ba~lad1klan donemlerde dini ibadetlerinin devam edip etmedigi konusu belirgin degildir. Ankara Dniversitesi Kriminoloji Enstitilsiiniin ger<;:ekle§tirdigi ara§tmnada da, sw;:lulann onemli bir oranm "Ahiret korkusunu" dile getim1eleri onlann gi.i<;:lii bir dindarhga sahip olduklan anlamma gelmez. (,:iinkii bireyler ister dindar olsun veya olmasm, hangi su<;:lan i~lerse i;;lesinler, genelde Allah'tan ve Ahiret giiniinden korktuklan yoniinde beyanda bulunma ihtiyacm1 hissetmektedirler. (:iinkii onlara gore korkmama yoni.inde bir ifadede bulunmak, dinden <;tkma anlamma gelebilmektedir. istanbul Universitesi Kriminoloji Enstiti.isiiniin yapt1g1 her iki ara~tmnada ozellikle cinayet su<;:unu ve klz ka<;n-ma su<;:unu i9leyenlerin dindarllk durumlannm yiiksek <;:1kmas1 ~a~1rtlc1 degildir. (,:i.inhi, ara$tmnamn yaplld1g1 tarih de dikkate almd1gmda, bu toplumda genelde haksiZhga kar~1 <;:Ikma, namus ve kan davas1 veya <;:ok basit gerek<;:elerle (arazi, su ve hayvan anla$mazhklan gibi) cinayet i~leme yoni.inde bir alt­kiiltiiri.i.n oldugu bilinen bir ger<;:ektir. Din veya dindarhk olgusu, gilniimi.izde bile, cinayet su<;:unun i~lenmesinde onemli bir caydmCl i$lev g6m1edigi dikkatlerden ka<;mamaktad1r. Bir anlamda toplumumuzda ve ozellikle de kn·sal yerle9im yerlerinde, cinayet su<;unu i$leyenlerin dini ibadetlerini yapan insanlar oldugu ger<;:egi $a$1Tt1Cl gelmemektedir. Ancak 1rza ge<;me su<;:unu ger<;:elde$tirenler i<;erisinde, imanlannm gi.i<;:li.i

35

~I

Page 10: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

SBArD Ey1Lil2010, Say1l6, sh. 27-58

oldugunu belirtenlere ili9kin ger<;eklqen oran son derece ~a~artiCl ve dikkat <;ekicidir. Ancak burada ba~ka bir hususa dikkat <;eh1ek gerekir. Genelde cezaevindeki yah9malanmda trza geyme suyunu i~leyenlerin, bu suyu i~lediklerini inkar etme yoni.tnde gi.i9li.t bir egilim sergiledikleri gozlenmi~tir. ('i.tnkit bu su9 tiirii sadece suylu olmayan toplum bireyleri tarafmdan degil aym zamanda cezaevindeki diger mahldlmlar tarafmdan da yi.iz klzart!c1 ve igren9 bir su9 tilri.i olarak degerlendirilmektedir. Bu sebeple bu suytan cezaevine giren suylular, genelde iftiraya ugrad1klanm belirterek bu suyu i~lemediklerini ileri sitnnektedirler. Bu nedenle de bu suylulann, iyi bir imaj1 one y1kannak kayg1siyla, genelde din ve dindarhk yoni.tndeki sorulara, gen;egi yans1tmayan tarzda cevaplar verdiklerini soylemek mitmkiindiir.

Yukanda belirtilen ara~tJrmalann hi9 biri dogrudan su9 ve din/dindarlrk ili~kisine odaklanan ara~tmnalar degildir. Genelde suylulann profilini saptama yeryevesinde yaptlan ve dolaytsiyla sadece dine ili~kin birl<:a9 soruyu iyeren ti.irden ara~tmnalard1r. Bu nedenle bu ara9t1nnalar esas almarak, din ve su9 ih~kisinin yonii, derecesi ve niteligi konusunda kesin saptamalarda bulunmak son derece giiytiir. Ancak Ozbay (2007:7-S)'m hakh bir 9ekilde belirttigi gibi, bu ara~tlrmalardan hareketle soz konusu degi~kenler arasmda ili~kinin olup olmad1g1, varsa bile ili~kinin yoniiniin bilinmesinin miimhin olmayacagidtr. Soz konusu ara~tm11alara yonelik diger ele~tiriler ise; 90k degi~kenli istatistiklerin kullamlmamas1, sadece birka9 degi~kenin kullamlmas1, ara~tmnalannm hi9 birinin as1l odak olarak din ve su<; ili~kisini seymemi$ olmas1 ve sadece cezaevinde hiikiimlii bulunanlan iyermesi (sue; i9leyip de cezaevine ginneyen suyu gizli kalanlan d1~anda b1rakmas1 gibi) ~eklinde beli1iilebilir.

Din/dindarhk ve sw;: konusunda yap!lm1~ biri yitksek lisans digeri de doktora tezi olmak i.izere iki yaymlanmam1~ yah~ma da bulunmaktad1r. Doktora tezi Tacettin Giine~ (2003), yiiksek lisans tezi de Nazire Erin9 Aksoy (1998) tarafmdan gen;:ekle~tirilmi~tir. Giinq 435 iiniversite ogrencisi ilzerinde geryekle~tirdigi 9ah~masmda, ogrencilerin % 90'mm "ba9kalannm malma, camna (yaralama ve oldlirme) zarar venne, UY1l~turucu kullanma" v.b. gibi sw;:lan i9lemeyi giinah olarak gordiiklerini aym ogrencilerin % 65'i'nin de ba$kalanmn malma veya canma zarar verme durumunda bile bu olaylann giinah olmas1 nedeniyle i~lemeyeceklerini belirttiklerini not etmektedir. Giine:;;, bu bulgulan dinin su9 i:;;lemeye kaq1 caydmCl bir i~levi yerine getirdigine ornek olarak vermektedir.

Gi.ine~ aynca soz konusu <;:ah~masmda, dindarhg1 tekil bir olgu olmaktan Cite inan9 ve amel boY1ttu ~eklinde iki farkh yeryevede ele alarak, din ve su<; arasmdaki negatif ili~kinin inan<;: eksenli dindarhga loyasla amel boyutlu dindarhk alamnda daha belirgin olarak gozlemlendigini belirtmektedir. Bu yeryevede Giine~ <;:ah$masmda, Logistik regresyon analizi yen;evesinde, amel aytsmdan dindarhk gostergeleri ile ele alman baz1 suylar arasmda negatif bir ili9kinin varhgm1 ortaya koydugu gozlenmi~tir. Ancak, soz konusu 9ah~mada inan<;: boyutlu dindarhk ile ele alman suylar arasmda ise istatistiksel olarak anlamh bir ili9kinin bulunamad1g1 vurgulanmaktad1r.

Aksoy da, Ankara' daki 3 78 i.iniversite ogrencisi iizerinde yapt1g1 anket yalv;anasmda dindarhgm su<;ta onleyici bir faktbr oldugu sonucuna vard1gm1 ileri siinnektedir. Ona gore su9 davram~mm geryekle:;:mesinde etkili olan egozim, paraya yonelimlilik gibi duygu bi<;imleri ile alkol ve UY1L:;>turucu kullanma, kumar oynama ve gayri me:;:ru cinsel ili~ki (zina) gibi davram:;: biyimlerinin din tarafmdan onaylanmayan

36

Page 11: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

Zahir KIZIVI:AZ

eylemler oldugu ve_ dolaytstyla dindar insanlann bu davram9lan geryekle~tirmekten

l cmdiklanm 1len surmektedu.

<.a, k d d l · · Din ve sapma ·onusun a zaman a yap1 1111~ b1hmsel nitelikli ·astnn

1a!ardan biri Ozbay tarafmdan geryekle9tirilmi~ olan <;:ah9mad1r (Ozbay,

~~07). Bu ara$tmna 2004 y1lmda 974 iiniversite ogrencileri i.izerinde anket uygulamak suretiyle

9ok say1da dinsel (ailemn dmdarhk di'tzey1, ogrencinin dindarhgi, oteki

diinyaya yonelimlik diizeyt, farkl1 mezheplere tolerans v. b) ve sapma degi9kenleri (kavga etme, madde kullanma, kayak elektnk kullanma, . korsan satl$ yapma, kopya <;:elanek, trafik pohsme. ru$vet vermek, me$ru olmayan cmsel 11I$klde bulunma gibi) baglammda ger<;ekle$tmhm$ oz b1ldmme dayal_1 b1r ara9tm11a mtelig1 taE,mnaktad1r. Bu ara$tn1.namn ortaya koydugu en onemh bulgu, dm1 fakti:irlerin sosyal sapma davram$lan Uzerinde onemli bir etkisinin ohnadlgldlr. Diger bir deyi$le Ozbay, dinin sapma davram$l iizerindeki etkisinin, sapma tutumlanna bagh olarak hem negatif hem de pozitif yonde saptannll$ oldugunu ileri sl.irmekte~ir. Ancak, bu <;:ah~mada dinin sadece alkol kullanma ii.zennde caydmc1 b1r etk1s1 oldugu, aym caydmCl veya azalt1c1 etkinin diger sapma davram§lannda gozlemlenmedigi beli1iilmektedir (Ozbay, 2007). Burada yazar, dinin sapma davram$lan i.izerinde beklenen olas1 negatif (azalt1c1 ve onleyici) etkinin saptanamamasm1 be$ nedenle izah etmektedir: Bunlar, din ile ilgili degi~kenlerin olytilmesinden kaynaklanan hatalar, omeklem grubunun daha az sapma davralll$1111 beli1imi~ olmas1, baz1 ogrencilerinin anketleri arkada~ gmp olarak cevaplandmna yolunu se<;meleri ( dolaylSlyla sosyal arzulanabilirlik egilimi ile hareket etmeleri), dini gostem1elik veya ritiiel bir olgu olarak kabul etmeleri ve ogrencilerin bulundugu mekanlann seki.ller nitelikte olmas1 ve dolay1styla dini zaylf1atlci bir etkide bulumnas1 ( dinsel ekoloji kurmm) olarak ozetlenebilir (Ozbay, 2007: 19-20).

Geli9mi$ bah i.ilkelerinde ise bu konuda kayda deger bir literatiiri.in (birka<;: <;:ah

9ma i<;in bkz. Benda, 1995; 1997, Benda v.d., 1997; Cochran, 1988, 1989; Cochran

v.d., 1994; Baier, 2001; Stark, 1996; Johnson v.d., 2000; Sloane ve Potvin,1986; Petterson, 1991; Grasmisk, 1994; Evans v.d., 1995; Allen v.d., 1 Evans v.d., 1996) olu~tugu dildcat <;:ekmektedir. Ancak bu konuda yap1h1119 ara~t1m1a literatihiini.in bulgulan arasmda bir orti.i9menin oldugunu soylemek mi.i.mki.in degildir (bkz. Baier, 2001; Benda, 1997; Sloane ve Potvin; 1986; Jolmson, DeLi, Larson ve Me Cullough, 2000; Larson ve Johnson,l998; Albrecht, Chadwick ve Alcom, 1977). Su<; i.izerinde din olgusunun etkisini veya su<;- dindarhk ili9kisini irdeleyen ara9t1rmalara baklld1gmda, konuya ili9kin yap1lan ara9t1nna literati.hi.iniin birbirinden farkh sonuylar ortaya koydugu gorii.lmektedir. Bir anlamda ara~tm.nalar arasmdaki ortii9mezlik, dindarhk ile su<;luluk arasmdaki ili~kinin olduk<;:a kompleks oldugunu gostennektedir. Bu alanda yapllm19 ara~tlnna bulgulanm dort farkh kategori i<;:erisinde ele almak mi.imki.indi.ir.

1. Suy ile dindarhk arasmdaki ili;:kinin pozitif oldugunu saptayan ara§t111.11alar. Bu ara$tmnalar, dini.n su<;: iizerinde caydmCl bir etkisinin olmad1gm1 dahas1 dinin suy oranlanm artt1rd1g1m iddia eden <;ah~malard1r. Bu nedenle bu gruptaki ara9t1rmalara gore dinselligin azalmas1, su<;:un azalmasma yol a<;maktad1r. Bu yondeki ara9t1nnalann

say1s1 son derece az veya sm1rhd1r. 2. Su<; ve dindarhk arasmdaki ili9kinin kompleks oldugunu ortaya koyan

<;ah9malar. Burada, Benda ve Corwyn'un, doli ozel lisedeki 724 ergen iizerinde

37

Page 12: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

SBArD Eyliil 2010, Say1 16, sh. 27-58

yaptlklan ara~tm11amn sonuylan 6rnek olarak veri1ebilir (Benda ve Corwyn, 1997:81). Bu grupta belirtilecek ara~tm11a saylS! da son derece azdn·.

3. Suy ile dindarhk arasmdaki ili~kinin negatif oldugu yi.iniinde sonuylar ortaya koyan ara~t1m1alar. Chadwick ve Top (1993 :52) dinin bireyin ya~ammdaki roliiniin artmas1 ile baglantll1 olarak bireyin sapkm davram$lara kar~1 kendini kontrol edebilme giiciiniin mitlgi gi.irii~i.ine dikkat yekmektedirler (Bkz: Pettorssen, 1991; Cochran v.d., 1994).

Sosyolojik ve kriminolojik kuramlar biiyiik i.ilyiide, suyluluk ile din veya bireysel dindarhk arasmdaki ili$kinin negatif oldugunu var saymaktadn·. Suy ile dindarhk arasmdaki ili$kinin negatif oldugunu saptayan ara~tm11alar, dindarhk diizeyinin artt~ma paralel olarak suy i$leme oranlanmn azalma gi.isterdigini ortaya koymaktad1r. Bu ara$tlnnalara gore, din bir sosya1 kontrol unsuru olarak bireyin suy i$lemeye yi.inelmesini 6nlemektedir. (ok say1da ara~tlm1a (Bkz: i.imegin, Evans v.d., 1995; Petterson, 1991; Elifson, Petersen ve Hadaway 1983; Perkins, 1985; Sloane ve Potvin 1986; Burkett ve Warren 1987; Cochran 1988; Cochran ve Akers 1989; Grasmick, Bursik ve Cochran, 1991; Albrecht, Chadwick ve Alcom, 1977:273) suyluluk iizerinde dinselligin temel bir etkide bulundugunu ortaya koymaktad1r (bkz. Cochran, Wood, 1994:93). Higgins ve Albrecht (1977), oz bildirime dayah suyluluk ara$tmnas1 kapsammda 1400 lise i.igrencisi arasmda yaptlklan yah~mada, suylulugun kiliseye devam etme ile ters ili$kili oldugunu sapta1111$lard1r. Bu ara$tmnada, kiliseye devam etme s1khgmm art1nas1 ile suy i~leme s1khgnun azald1g1 yoniinde bulgular elde edilmi~tir. Higgins ve Albrecht 6zellikle de, dinin caydmc1 etkisinin, dinin insanm ya$ammda daha merkezi bir yer i$gal ettigi toplumlarda daha etkili oldugunu ileri siinnii$lerdir (bkz. Shoemaker, 1990: 187).

Burada din ve suy arasmdaki ili~kiyi ortaya koymak amac1yla geryekle$tirilmi§ birkay meta-analitik ara~tmnamn da bulgulanna burada degimnek gerekmektedir. Baier, 1969 ile 1998 ylllan arasnu kapsayan sosyolojik ve psikolojik perspektiften geryekle$tirilmi~ 60 ara~t1m1ay1 konu edindigi yah§masmda, dinin suy iizerinde baz1 caydmCl etkiye sahip oldugu yi.iniinde giiven verici bulgular elde ettigini belirtlnektedir. Bu yah$mada, dinin suy i.izerindeki etkisinin orta diizeyde negatif yi.iniinde oldugu saptamm$1Ir (Baier, 2001:1 0). Jolmson v.d., 40 ara$11nnanm bulgulanm degerlendirdikleri yah$mada; suy ve din arasmda negatif bir ili~kiyi ortaya koyan ara$hl111a say1smm 30 (% 75) oldugunu beli1imektedirler. Diger 10 ara~tnmaya ili~kin elde edilen sonuylar da $U ~ekildedir: "Ozgiil bir etkiyi saptayamayan" ara~tm.na saylSl 1 (% 2.5), dinin suy i.izerinde "hiybir etkisi olmad1gm1 belirten" ara~t1m1a say1s1 5 (% 12.5), din ve suy ili$kisinin "pozitif yonelimli oldugunu belirten" ara~tm.na say1s1 1 (% 2.5) ve " kan~1k bir etkiyi saptayan" ara~tmna say1s1 ise 3 (% 7.5) olarak tespit edilmi$tir. Ele alman 40 ara$tlrmadan 30'unun, din ve suy ili$kisinin negatif yonelimli oldugunu ortaya koymas1 suc,;luluk/sapkmhk i.izerinde dinsel unsurun onemli i.ilyi.ide caydmc1 bir etkiye sahip oldugunu gi.istermektedir (Johnson, De Li, Larson ve McCullough, 200:42). Petterson da, din ve suy ili$kisini konu edinen yakla~1k 60 ampirik ara~tnmay1 irdeledigi yah$masmda, bu ara~tm.nalann yogunlugunun, bireysel dindarhk ile kriminal davram~ arasmda negatif bir ili~kiyi ortaya koydugunu diger bir ifade ile dinsel aktivitelere katllanlann daha az suy i:;;ledigini saptad1g1111 belirtmektedir (Petterson, 1991:279). Aym :;;ekilde Title ve Welch (1983) de yaptlklan bir c,;ah:;;mada,

38

Page 13: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

Zahir KlZMAZ

65 ara;;tm11a i<;:ersinden sadece 10 ara~trrmada din ve su<;: arasmda anlamh bir negatif ili;;kinin saptanamadrgnu belirtmi~lerdir. Din ve su<;: ili~kisini konu edinen bu ara~trrmalann ortaya koydugu bnemli sonu<;: Thomas ve Carver'in (1990) belirttigi gibi dinsel alana katrlnn arttrk<;:a, anti-sosyal davram;;m srkhgmm, yogunlugunun ve devamhhgmm azaldrgrdrr (Litchfield v.d: 1997:193)

4. Dinin caydmcr etkisinin sadece bazr su<;:larla sumh oldugunu ortaya koyan ara;;tm11alar. Bu gruptaki ara:;;tmnalar da, dinin caydmcr etkisinin su<;: tiirlerine gore farkhhk arz ettigini belirien ara;;tmnalardrr. Omegin bazr ara;;trm1alar (Jensen ve Rojek, 1980); din ve su<;:luluk ili;;kisinin biiyiik bl<;:ude uyu;;turucu kullam11a ve statii su<;:lan ile ilgili oldugunu ortaya koymu:;;tur (Shoemaker, 1990: 188). Stack ve Kanavy (1983) da, tecaviiz oranlan ile Katolik nl.ifus yiizdesi arasmdaki ili;;kinin negatif oldugu ybniinde bulgular saptamr:;;lardrr (Petterson, 1991:280). Gen<;:ler iizerinde yapilan ba;;ka bir ara;;trm1ada ise, bireysel dindarhgrn veya kiliseye diizenli gitmenin; yasadr;;r davral1li;;ta bulunma, uyu;;turucu ve alkol kullanma gibi sapkm davram~lar tizerinde dogrudan ve tutarh bir etkide bulundugu belirti1mi:;;tir (Larson ve Johnson,1998: 22, Bkz: Richard, Bell ve Carlson, 2000:241).

Kimi ara:;;trrmacrlar da, dinsel veya dindarhk faktbriiniin, :;;iddet su<;:lanndan daha <;:ok servet su<;:lan iizerinde etkili oldugunu ileri siirmti:;;lerdir (Petterson, 1991 :280). Burket ve meslekta:;;lan (Burkett ve White 1974, Burkett 1980) da, dinin ki:;;iye ve mala ybnelik su<;:lardan (adam bldiirme ve lmsrzhk gibi) daha <;:ok, magduru olmayan (nonvictims) su<;:larda (kumar oynama ve uyu:;;turucu kullamna) daha <;:ok caydmc1 bir etkiye sahip oldugunu ileri siirmektedirler (bkz. Baier, 200 1:6). Ger<;:ekle:;;tirilmi:;; bazr ara:;;trm1alarda; evlilik bncesi seks, uyu;;turucu ve alkol kullam11a gibi magduru olmayan su<;:larda dinin etkili bir caydmcr unsur oldugu gbriilmii:;;tiir (Chadwick ve Top; 1993: 53).

Su<; ve sapma davram:;;nun belirli bi<;:imleri iizerinde dindarhgm/dinselligin etkisini saptayan <;:ok sayrda ara:;;tmnanm (ilk <;:ah;;malar i<;:in bmegin; Albrecht v.d., 1977, Higgins ve Albrecht, 1977, Jensen ve Erickson, 1979; Peek v.d., 1985, Rohrbaugh ve Jessor, 1975) varhgma ragmen yine de sbz konusu degi:;;kenler arasmdaki ili;;kinin muglak oldugu beliriilmektedir. Bazr ara:;;tmnacilar da bu zrt veya negatif ili:;;kinin en azmdan belirli ko:;;ullar altmda dogru oldugunu ileri siim1ektedirler. Grasmisk v.d. (1991:251) burada sosyologlar tarafmdan dile getirilen bir yakla:;;rma dikkat <;:ekmektedirler. Din ve su<;: ili:;;kisini smrrh bir <;:er<;:evede tammlayan bu gbrii:;; :;;u :;;ekilde ifade edilebilir: En azmdan dinin bazr ybnleriyle en azmdan baz1 ko:;;ullar altmda ve en azmdan bazr illegal davram:;;lan iizerinde engelliyici veya dizginleyici bir i:;;leve sahiptir (bkz. Evans v.d., 1995).

Din ve su<;: arasmdaki ili:;;kiyi inceleyen ara:;;tmnalann farkh sonu<;:lar elde etmesi birka<;: :;;ekilde apklanabilir. Ozellikle yetersiz bmeklem se<;:imi, dindarhgm sadece birka<;: etkenle sumlandmlmasr, (sadece kiliseye gitme gibi) (Sloane ve Potvin; 1986: 88), ara:;;trrma metodolojisindeki farkhhklar (Baier, 2001 :5), farkh ara;;tmna stratejilerinin kullamlmas1 (Jolmson, De Li, larson ve Me Cullough, 2000:46) ve dindarhgrn ne oldugu ve nasll bl<;:iilecegi konusundaki farkh yakla:;;nnlar gibi hususlar belirtilebilir. Aynca ara:;;tmna tasarnm, evren ve evrenden se<;:ilen bmeldem ile ilgili farkhhklardan kaynaklanan diger baz1 metodolojik farkhhk1ar da ara:;;tm11a bulgulannm brtii:;;memesinde etkili oldugu sbylenebilir (Baier, 2001:6). Omegin, <;:ah:;;malarda ele

39

Page 14: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

SBArD Eyli.il2010, Say1 16, sh. 27-58

alman dindarhk gostergeleri veya dindarhg1 tammlama konusundaki sergilenen farkh tutumun, yah~malann sonuylanm ne denli etkiledigi hususuna burada dikkat yekilebilir. Baz1 ara:;:tmnaCllar dindarhgm olyiitii olarak sadece kiliseye iiyelik veya devamhhk gibi tek bir faktorii esas altm:;:lard1r. Oysaki dindarhg1 son derece snmh bir veya iki degit,;ken ile s1mrlamak veya ol~tmek son derece hatah bir tutumdur. c;=iinkii ara:;:tlnna sonu~tlan

. gosterge say1sma gore degi~kenlik arz edebilmektedir. Or:negin Larson ve Jolmson, dindarhk ile ilgili degi9ken saylSlnm daha fazla kullamldigi ara9tmnalarda, dindarhgm su~tluluk iizerindeki etkisinin daha ~tok negatif yonde ger~tekle:;:tigini belirtmektedirler (Larson ve Jolmson,1998:13).

Dindarhk, sadece kiliseye gitmek ile olyiilemez. Bmmn yam S!ra, insanlann kiliseye gitme nedenleri ~tok farkh olabilir. Ornegin Benson'u belirttigi gibi kiliseye gidebilen her hangi bir insan, hala ikiyiizlii kalmaya devam edebilir. Aym :;:ekilde yogu insan i~tin kiliseye gitmek din aylS!ndan ki:;:isel bir anlam ve baghhktan ote sadece bir ritiiel de olabilir. Bu nedenle, kiliseye devam etme dinin iyi bir gi:istergesi olarak gi:iri.ilemez. K1rsal alanlarda, kiliseye gitme nedenleri arasmda; ailesel bask1 ve toplumsal beklentiler, normlar ve f1rsatlar gibi etkenler belirleyici olabilmektedir. DolaylSlyla lmsal alanda kiliseye gitmek <;ogu gen<; i~tin sosyalle~mi:;: bir ritiiel ve sosyal bir aktivite anlamma gelmektedir. Kilise burada klrsal gi.iney topluluklannda sosyalle~meyi, sosyal destegi ve toplumsal aktiviteleri saglayan bir organizasyon olarak dikkat <;ekmektedir. Bu sebeple kiliseye devam etme <;ogu ara:;:tmnalarda ima edildigi gibi dinle e~ anlamh degildir (bkz. Benda, 2002).

Bu ~ter<;evede Benda v.d. (1997) dindarhgm olyiitleri olarak; kiliseye gitme, kilisedeki aktivitelere kat!lma, kutsal kitaplan okuma, kiliseye finansal destekte bulunma, dini davette bulmmla gibi birden <;ok saylda olyiitleri kullanmaktadlr. Johnson v.d. (2000:39) dindarhgm daha kapsamh olarak olr,;iilmesi i~tin 6 kategori belirlemi~tir. 1. Kilise veya sinagoga devam etme veya bu yi:indeki ayin ve ibadetlere katllma s1khg1 (attendance), 2. Dini inancm ki:;:inin ya~ammdaki belirginligi, ki~inin ya:;:ammda Allah' a verdigi onem veya dinsel gi:iriiniirhili.ik diizeyi (salience), 3. Mezhepsel yakmhk (denomination), 4. Spiritual ya~amm bir paryas1 olarak dna etme (prayer), 5. Kutsal kitaplann okunmas1 veya ara:;:tmlmas1 (bible study), 6. Bireyin ye:;:itli dini aktivitelere katllmas1 veya dini ibadetleri yerine getim1esi (religious activities).

Islam dini aylsmdan da dindarhk salt ibadetlerle veya salt camiye gitmekle ile e:;: degerde gi:iri.ilemez. Aym :;;ekilde sadece Cuma ve bayram namazlan ile yetimnek de iyi ve yeterli bir dindarhk gi:istergesi olarak goriilemez. Dindarhk dinin ongi:irdiigii ibadetlerin bilin~tlilik temelinde yerine getirilmesini i~terir. Dolay1siyla islam dini, yap1lan ibadetlerin insanlan ki:itii davram~lar sergilemekten uzak tutacak nitelikte ger~tekle~tirilmesini vazeder. Bu da dindarhgm, dinsel tatminlik, a~kmhk, CO$ku ve bilin~tten yokstm olarak tammlanamayacagnu gosterir.

5. Ara~tn-manm Metodolojisi 5.1. Konusu ve Aman Bu ara~tmnanm konusu, suylulann dindarhk durumlanm saptamaktlr. Aynca

suc;lulann dindarhk aylsmdan nasll bir profil sergiledikleri hususu da irdelenen konular i~terisinde yer almaktad1r. Bu ~teryevede ara~tmnanm amaCI da, su~tlulann dini inan~t durumlanm ve dini ibadetleri yerine getinne s1khklanm saptayarak dindarhk diizeyi ile

40

Page 15: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

i

Zahir KJZMAZ

sus;luluk arasmdaki ili~ki konusunda bir fikir edinebilmektir. Burada aynca sus;lulann gene! dindarhk durumlan ve farkh sus; kategorisi is;erisinde olan sus;lu gmplanm kar~1la~tmnak suretiyle sus;-din ili~kisinin <;:i:iziimlenmesi hedeflenmektedir. <:;:ah:;;mada sus;lularm dindarhk dtizeylerinden hareketle sus; ile dindarhk ditzeyleri arasmda bir baglantmm kurulup kurulamayacag1 tarti:;;Ilmaktadn-.

5.2. ve Yi:intemi Ara:;;tlrma, Elaz1g E Tipi Cezaevinde, miikeuer sus;luluk ve baz1 sus;lu

kategorileri (h1rs1zhk, cinayet ve gasp) iizerine farkh donemlerde yiiriitlilen bir s;ah:;;ma is;in bulundugu donemde gers;ekle:;;tirilmi~tir. Belirtilen sus;lu gruplanna yonelik olarak dindarhk durumlanm saptama s;err;:evesinde 15 sorudan olu~an bir anket fonnu uygulamm~ ve aym :;;ekilde baz1 sur;:lular ile konuya ili:;;kin olarak gorii:;;melerde bulunulmu~tur. Bu makalede degerlendirilen/yorumlanan veriler, ba:;;ka her hangi ara:;;tlnnada kullamlmam1:;;, ilk kez bu <;:ah:;;mada ele almm1:;;t1r.

Ara~tmna kapsammda daha onceden s;ok say1da cezaevine girip r;:Ilam~ ve aym :;;ekilde yeniden i:;;ledikleri s;e:;;itli sus;lardan dolay1 cezaevinde bulunan 40 miikerrir sus;lular ile cinayet, gasp ve h1rslZ11k sus;lanndan ilk kez cezaevine giren 40 sus;lu bulumnaktad1r. Burada ilk kez cezaevine giren sur;:lular ile birden s;ok kez cezaevine giren sus;lulann dindarhk durumlan kar:;;lla~tmlmah olarak verilmeye s;ah~llacaktlr. Bu sebeple dindarhk gi:istergeleri ar;:1smdan s1khkla ve ilk kez cezaevine giren sus;lulann kar:;;lla:;;tmlmas1 bu ara~tmnamn ay1rt edici bir niteligini olu~tum1aktad1r.

Ara~tm11ada her hangi bir orneklem ses;me yoluna gidilmemi:;;tir. Ara~tmnamn yaplld1g1 donemde cezaevine giren miikeuir sus;lu say1s1 (40 sus;lu) ile lms1zhk, gasp ve cinayet sus;undan ilk kez cezaevine giren sus;lu say1s1 ( 40 sus;lu) top lam yakla~1k olarak 80 ki~i olarak tespit edilmi:;;tir.

Ara:;;tmnada dindarhk gi:istergeleri olarak inanma ve ibadet yapmaya ili$kin unsurlar esas ahmm~tlr. Bu <;:ers;evede sus;lulann Allah, peygamber, kutsal kitap ve obiir dtmya konulannda inans;lannm olup olmad1g1, namaz kllma ve om<;: tutma s1khklan, Kuran ve dini kitap okuma oranlanna ili:;;kin sorular sorulmu~tur. Aynca cezaevine ginneden once ve girdikten soma dini ya:;;am diizeylerinde veya ibadet etme durumlannda bir degi:;;menin olup olmad1gt veya ne tiir bir degi~menin oldugu ve i$ledikleri sur;:u din as;1smdan nasll degerlendirdikleri yonlinde de sorular soruhnu$tur.

Glock dindarhgt; inanr;: boyutu, pratik boyutu, tecriibe boyutu, bilgi boyutu ve etkileme boyutu :;;eklinde be:;; boyutlu olarak ele almaktad1r: Dini inan<;:, insanlann dinin belirli inan<;: ilkelerine inanmalanm tannnlar. Dinin tecriibe boyutu, dini duygulann tecriibe edilmesini anlatmaktadlf. Dini korku, vecd, hu:;;u ve huzur gibi. Dindarhgm ibadet boyutu ise, dine inanlann veya dine mensup olanlann ayin, dua, ibadet gibi dini pratiklerini is;erir. Dinin bilgi boyutu da, inancm temel i:igretilerini ve kutsal metinleri bilme ve onlara gi.iven duymalanm tammlar ve son olarak da dini kanaatleri etkileme boyutu da; dini inan<;:, pratik, tecriibe ve bilginin tiim sonur;:lanm anlatmaktad1r. Ona gore, dini kurallann tiimii burada ortaya <;:1kar (Glock, 1998:22-270). Bu nedenle dindarhgm i:il<;:iitii olarak bireylerin sadece Allah, Ahiret veya melek gibi metafizik varhldara inanmakla snmlandmlamaz. Dindarhk, inanma ve inanmanm ongorditgii dini ibadetleri yerine getirmeyi de is;em1ektedir. (,::iinkii inamna fakti:irii tek ba~ma bireyi, hukuk d1~1 veya dinin yasaklad1g1 davram~ bi<;:imlerinden uzak tutmada etkili

41

Page 16: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

SBArD Eyliil2010, Say1 16, sh. 27-58

olamama1dadir. Burada, gi.i<;:h.i dindar ki~iliklerin oh.l;;masi gerekmektedir. Dindar ki9ilikler de dini ibadetlerle gert;:ekle;;tirilen dini baghhklar sayesinde olu9maktad1r. Bireyin zina yapma, it;:ki it;:me, kumar oynama, lmsiZhk yapma, cinayet i9leme, zorbahk yapma veya ba9kasmm malma haks1zca el koyma gibi dinin yasak olarak gordi.igi.i davram§lardan uzak durabilmesi it;:in gi.it;:li.i ve samimi dindarhk bit;:imine sahip olmas1 gerekmektedir. Gi.it;:h.i bir dindarhg1 olu§tum1amn bir yolu ise, ibadetlerin di.izenli, samimi ve it;:ten . gert;:ekle§tirilmesi ile mi.imkiindi.ir. <;i.inki.i. it;:tenlikli bir dindarhk yarat1c1dan t;:ekinmeyi, ona yan§Ir bir birey olmay1 gerektirmektedir. Bu nedenle dini ibadetler, bireylerin gi.i<;:li.i dini baghhklar olu§tum1asm1 saglar. Bu ara§tmnada sut;:lulara dindarhgm bu boyutlanm klsmen de olsa blt;:me t;:ert;:evesinde baz1 sorular yoneltilmi9tir.

Bu ara;;bm1amn temel varsayum, sut;:lulann dindarhk di.izeyinin genelde di.i.9i.ik bir nitelik arz ettigi hususu olu9tum1aktad1r. Bu varsay1mdan hareketle sut;:lulann dindarhk di.izeylerinin di.i9i.ik olmas1 ile onlann sut;:luluk pozisyonlan arasmda bir ili9kinin kurulabilecegi bngori.i.lmektedir. Ara9tmnanm diger bir varsaynm da cezaevine birden t;:ok say1da girip t;:Ikan sut;:lulann ilk kez giren sut;:lulara klyasla dindarhk at;:Ismdan daha olumsuz bir gori.i.ni.im sergileyecekleridir. <;i.inki.i bireyin su<;: i9leme s1khgi arttikt;:a, aym 9ekilde dindarhk di.izeyi de giderek zayiflamaktadir. Bu t;:ert;:evede, sut;:lunun sut;:u ya§am tarz1 di.izeyinde deneyimlemesi ile baglant1h olarak dinsellikldindarhk bgelerine verecegi bnem giderek azalacag1 di.i.§i.ini.ilmektedir. <;i.inkii., sut;:lunun ya§am bit;:iminin merkezine yerle§en kriminojenik unsurlar, bireyin din ile yakm bir temas it;:erisine ginnesini giit;:le§tinnektedir. Aym 9ekilde, dindarhk veya dinsel ya§alll da, SUy ogelerinin dindar bireyin ya§aimnda filizlenmesine olanak tammaz. Stark'1 izleyerek, islam dininin sosyal mi.ieyyideleri yaratan etkili bir sosyal gi.i<;: oldugu toplumlarda, islam'm gi.i<;:li.i. bir ahlak duygusu geli§tirdigini ve bunun da sw:;ta caydmc1 bir i9lev gordi.igi.i savunulabilir (Groves v.d., 1987:497).

6. Ara~tuma Bulgulannm Degerlendirilmesi 6.1. Ara~tlrma Grubunun Baz1 Sosyo-Demografik Ozellikleri Ara~tlrma kapsammda ele ahnan sut;:lulann % 95'ini erkekler, % 5'ini de

kadmlar olu9tunnaktad1r. Kadm sut;:lulann ti.imii de ilk kez cezaevine giren sut;:lulardan o1u9maktad1r. Sut;:lulann onemli bir boli.i.mi.i koy dogumludur (% 63.8). Bunu il (% 26.3) ve ilt;:e dogumlu olanlann oranlan (% 10) izlemektedir. Ancak sut;:lulann bi.iyi.ik bir hsmmm ~ehir (% 82.5) ve ilt;:ede (% 12.5) ikamet ettikleri saptamm~tlr. Sut;:lulann ogrenim di.izey1erine balold1gmda genelde ilk ogretim mezunu olanlara ili~kin

gert;:ek1e~en oran en yi.iksek oldugu gori.ilmektedir (% 28.8). Lise mezunu olanlann oram (% 8.8) i1e i.i.niversite mezunu olanlann (% 1.3) oram ise son derece di.i~i.ikti.i.r.

Burada ara~tlrmamn en t;:arpiCl bir bulgusu, sut;:lular it;:erisinde okulu terk eden bireylere ili9kin ger<;:ek1e9en orand1r. Sut;:1ulann % 27.5'i ilkogretimin ikinci kademesinde ( ortaokulu), % 15 'i ilkogretimin birinci kademesinde ve % 8.8 'i de lisede iken okulu terk ettiklerini belirtmi~lerdir. Terk edenlerin toplam oram % 50'yi ge<;mektedir. Sut;:lulann genelde bekar o1duklan (% 73.8) gori.ilmektedir. Evli olanlann oram da % 22.5 olarak gert;:ekle§l11i§tir. Sut;:lulann genelde t;:ok erken ya9larda cezaev1erine girdikleri bulgusu saptamm~tlr. Diger bir deyi9le sut;:1ulann yansmdan fazlas1 (% 57.5) 18 ve a9ag1 ya§larda iken cezaevi ile tam~t1klan gori.ilmi.i§ti.ir. Bunlann% 35'i, 15-18 ya9 arahgmda,% 22.5'i 14 ve daha a9ag1 ya~larda iken cezaevi ger<;:egi ile kar§I kar§Iya

42

Page 17: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

Zahir KIZMAZ

geldikleri belirlenmi~tir. Su<;:lulann% 13.8'i de, 19-22 ya~ kategorisinde,% lO'u 23-26 ya~larda ve geri kalan % 20'ye yaknu da ~7 ya~ ve tisti.i kategorilerde iken cezaevine girdikleri goriilmi.l$ti.ir. Ya~ kategons1 baglammda su<;:lu kategonlenne baklld1gmda, ozellikle birden <;:ok defa cezaevme g1ren su<;:lulann onemh b~r oramn (% 75) 18 ve a~ag1 ya~larda iken cezaevine girdikleri dikkat <;:ekmektedir. Ilk kez cezaevine giren su<;:lular ise diger su<;:lu grubtma hyasla daha Ilenlo dolayisiyla daha ge<;: ya~larda cezaevine girdikleri goriilmti~tiir. Ancak ara~tmnanm yaplld1g1 donemde ya~ durumlan a<;:Ismdan yogunla~mamn 22 ya~mdan sonraki ya~ kategorilerinde ger<;:ekle~tigi tespit edilmi~tir. Ara~tmnanm diger bir bulgusu da, su<;:lulann cezaevine gim1eden onceki i~ veya meslek durumlanna ili~kin olamd1r. Su<;:lular meslek veya i~ ugra~lanna ili~kin olarak en <;:ok gundelik veya yevmiyeci (% 38.8), ikinci Slfada esnaf (% 17.5) ve ii<;:iincu S!fada da ozel sektorde i~<;:i (% 16.3) ve i~siz (% 16.3) ~eklindeki se<;:enekleri belirtmi~lerdir. Aynca su<;:lular kendilerini ·en <;:ok alt (% 51.3) ve orta s1mfa (% 45) mensup bireyler olarak tammlami~lard1r.

6.2 Din ve Dindarhk A«;Ismdan Su«;lular 6.2.1 Su«;lulara Gore Di.ndarhk Su<;:lulara "sizce dindar kimdir?" ~eklinde bir soru yoneltilmi~tir. Bu soruya

su<;:lulann % 53.8'i "dini ibadetlerini yapan" ~eklinde yamtlarken, % 26.3'u de "hem ibadetlerini yapan hem de haram ve gii.nahlardan sakman" olarak tammlam1~lard1r. Su<;:lulann % 16.3 'ii de soz konusu soruyu "hem ibadeti yapan hem de dii.nist olan" ~eklinde yamtlam1~tlr. Geriye kalan su<;:lulardan % 2.5'i de bu konuda fikirlerinin olmad1gmi, % 1.3 'ii. de "sadece diiriist olan" ~eklinde cevaplanu~lard1r. Bu yamtlar, su<;:lulann dindarhg1 en <;:ok "dini ibadetleri yapan" ve "giinahlarda sakman" ~eklinde tannnlad1klanm gostem1ektedir.

Su<;:lulann; dindar bireyleri genelde "namazmda, niyazmda olan" veya "be~ vakit namazm1 lolan, Allah yolunda dogru diizgiin giden", "Miislii.man olan", "inanan ve ya~ayan", "ibadetini yapan, dii.rtist <;:ah~an, evine ailesine yakm olan", "islami gerekliligi yerine getiren"' "kotii. ~eyler yapmayan"' "haramdan ka<;:an" "yalan soylemeyen, kotiiliik yapmayan", "giizel insan olan, haks1zhk yapmayan" "namuslu adam olan", "Allah yolunda olan", "i<;:ki, kumar gibi kotii ah~kanhklan olmayan" ve ''ii<;: kag1t<;:1 olmayan" gibi s1fatlarla tammlad1klan goriilmii~tiir.

6.2.2. Su«;lular Dindar m1?: Dindarhk A(jiSmdan Kendilerini Tammlama Bi~timi

Su<;:lulara yukanda sorulan sorunun bir devmm olarak "yapt1gnuz bu tamma gore kendinizi bir dindar olarak goriir miisiiniiz?" ~eklindeki soruya su<;:lulann ekserisi "dindar degilim" (% 60) ~eklinde yamtlarken,% 27.5'i de "az dindar",% lO'u "dindar" bi<;:iminde cevaplmm~lard1r. Bu bulgular i<;:erisinde dikkat <;:eken ba~ka bir husus da, ozellikle birden <;:ok kez cezaevine giren su<;:lulann dindarhk a<;:Ismdan kendilerini daha olumsuz bir pozisyon i<;:inde gormeleridir. 6megin "dindar degilim diyenler" i<;:erisinde cezaevine ilk kez giren su<;:lulara ili~kin ger<;:ekle~en oran % 3 7.5 iken, bu oran cezaevine birden <;:ok kez girenlerde% 62.5 olarak ger<;:ekle~mi~tir. Aym ~ekilde ilk kez cezaevine giren su<;:lar i<;:erisinde % 20'si kendilerini "dindar" olarak tammlarken, cezaevine birden <;:ok kez girenler i<;:erisinde kendilerini "dindar" olarak goren hi<;:bir

43

Page 18: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

SBArD Eyliil2010, Sayt 16, sh. 27-58

su<;lu yoktur. Ozetle mi.i.kerrer su<;luluk kapsammda tannnlanabilecek su<;lularm% 75'i "dindar degil",% 22.5'i de "az dindar" se<;eneklerini i~;;aretlemi~lerdir.

Su<;lulann cezaevine gim1e stkhklan dikkate almmakstzm, su<;lulann i:;;ledikleri su<; ti.i.rleri ile dindarhk durumu arasmdaki ili:;;kiye baloldtg)nda ise kendilerini "dindar" veya "az dindar" olarak tammlayanlann en <;ok cinayet su<;u i:;;ledikleri gdri.i.lmektedir. ~'Dindar degilim" diyenler kategorisinde en <;ok i:;;lenen su<; ti.i.lii.nl.in htrs1zhk oldugu dikkat <;ekmektedir. Bunu ikinci Strada, gasp su<;u izlemektedir. Bu bulgular, lmstzhk ve gasp su<;unu i:;;leyenlere klyasla cinayet su<;unu i9leyenlerin genelde bir dindarhk egilimine sahip olduklanm gdstennektedir. Bunun nedeni, bu su<; tllrlerinin i:;;lemnesindeki saiklerin farkhhk arz etmesidir. Cinayet su<;u bir ofke, bir tartl:;;ma, bir namus veya bir kan davas1 nedeniyle i§lenirken, lurstzhk ve gasp gibi su<;lar da daha <;ok haks1z bir kazan<; elde etme gii.di.i.sii ile i~lenebilmektedir. Bu sebeple dindar bir birey olarak cinayet i:;;lemek mii.mkiin iken, dindar kalarak veya dindar bir birey olarak lurstzhk veya gasp su<;unu i~lemek kar:;;1la~!lan pek yaygm bir davram~ bic,;imi degildir. Diger bir ifade ile toplumuzda dini ibadetleri yerine getiren insanlann cinayet su<;unu i~leyebildilderine rastlanabilirken, lms1zhk su<;u i;;leyip de dini ibadetleri yerine getiren bireylere rastlamak pek ah~1k bir durum degildir. Oysaki dinlerin adam oldii.rme konusundaki yasaklay1c1 kurallan ve dngordl.igii. ceza daha ag1r bir nitelik ta~m1asma ragmen, htrs1zhk ve gasp su<;una ktyasla cinayet ile dindarhk arasmdaki bu denli bir yakm ili:;;kinin varhg1 son derece dii.:;;i.i.ndiiri.i.ciidiir. Hie,; ku:;;kusuz burada adam oldii.rmenin baz1 toplumlarda yer yer olumlandtguu ve dolaylSlyla gorece toplumsal me:;;ru kaynaklanna sahip oldugunu da gom1ek gerekmektedir. Bu <;er<;evede, cinayet su<;unun <;ogu toplumlarda bir :;;iddet alt-kti.ltiiri.i. tarafmdan desteklendigi bir ger<;ektir.

Burada konuya ili:;;kin dikkat c,;eken diger bir bulgu da "sizce dindar olan ki:;;i sue,; i:;;ler mi? :;;eklindeki soruya verilen yamtta ortaya C,:lkmaktad1r. Bu soruya "i:;;ler" yamtm1 verenler i<;erisinde en yiiksek oramm adam 6ldiim1e su<;unu i:;;lemi:;; olanlann (% 46.7) olu:;;turmas1 dikkat <;ekicidir. Bunu ikinci ve ii<;l.incii s1rada strastyla lms1zhk (% 20) ve gasp (% 6.7) su<;unu i:;;lemi:;; olanlann oram izler. Aym :;;ekilde adam oldii.m1e su<;unu i:;;leyenlerin % 35'i "i:;;ler" derken, % 65'i "i:;;lemez" cevabtm venni:;;lerdir. Hus1zhk su<;unu i:;;lemi:;; olanlann ise% 10.3'l.i "i:;;ler" derken,% 89.7'si de "i:;;lemez" cevabm1 vermi:;;lerdir. Gasp su<;unu i:;;lemi:;; olanlann % 6. 7' si i:;;ler, % 93.3 'ii de "i~lemez"

:;;eklinde dii.~ilncelerini dile getim1i:;;lerdir. Bu oranlar apk bir ~ekilde su<;lular i<;erisinde cinayet su<;unu i:;;lemi~ olanlann, lms1zhk ve gasp su<;unu i:;;lemi9 olanlara klyasla din a<;tsmdan i:;;ledikleri su<;u daha me~ru gordiiklerini ortaya koymaktad1r.

6.2.3. ve Dini Su<;lulara cezaevine girmeden once "en son ne zaman namaz ktldtklan" ~eklinde

bir soru y6neltilmi9tir. Bu soruya verilen cevaplar i<;erisinde en yi.iksek oram, "namaz1 hi<; kllmad1klanm" belirtenlerin oram olu:;;tunnaktad1r (% 32.5). Bu oram, "bayram ve cuma namazlan" (% 18.8) ile "<;ok kii<;iik ya~larda namaz klldtklanm" belirtenlerin oram (% 17.5) izlemektedir. Si.i.rekli namaz hld1klanm belirtenlerin oram da sadece % 7.5 olarak gen;:ekle:;;mi9tir. Siirekli namaz lold1klanm belirtenlerin ti.imii de, cezaevine ilk kez girenler te§kil etmektedir. Bir anlamda birden <;ok kez cezaevine girip <;1kan su<;lar i<;erisinde siirekli namaz Joldtklanm belitien hi<;bir su<;:lu yoktur.

44

Page 19: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

Zahir KIZMAZ

Sw;:lulann dini ibadetlerini yerine getirme ile i~ledikleri su<;: tiirleri arasmdaki ili~kiye baklld1gmda ise, adam oldiirme sw;:undan cezaevinde bulunan su<;:lulann% 30'u "her zaman" ve % 45'i de "ara s1ra" (toplam olarak % 75) dini ibadetleri yenne getirdiklerini belirtmi~lerdir. H1rs1Zlarda ise "her zaman dini ibadetleri yerine getirdiklerini" belilien hi<;:bir sur;lu yok iken, sadece % 34.5'i "ara s1ra yerine getirdiklerini" belirtmi~lerdir. Geriye kalan biiyiik bir oran (% 65) ise "dini ibadetleri yerine getirmediklerini" ifade etmi;;lerdir. Gasp sw;:unu i~lemi~ olanlarda da dini ibadetleri yerine getirenlere ili~kin gerr;ekle~en oran cinayet su<;:lulara klyasla olduk<;:a dii~iik diizeyc,le gen;ekle9mi~tir.

Su<;:lulann genel olarak dini ibadetlerini yapma s1khklannm tespit edilmesi <;:er<;:evesinde "ne sllchkta dini ibadetleri yaptlklan" $eldindeki bir soruya su<;:lulardan sadece % 12'si "her zaman" bir;iminde yamtlmm~lard1r. Su<;:lulann % 36.3 'u "hi<;:bir zaman", % 51.3 'i.i de "bazen veya ara Sira" se<;:enegini i9aretlemi~lerdir. Aym ~ekilde ilk kez cezaevine giren su<;:lulann diger su<;:lu kategorisine klyasla bu soruya daha <;:ok "her zaman" 9eklinde yamtlad1klan goriilmektedir (% 80'e kar91hk% 20).

Su<;:lulara cezaevine ginneden once dini ibadetlerini yapma konusundaki tutumlan da somlmu9tur. Bu yondeki soruya, dini ibadetlerini her zaman yaptlldanm belirtenlerin oram% 12. 5 (10 su<;:lu) ile snmh kald1g1 gorii.lmektedir. ilgin<;: olan bu 10 su<;:lunun 9'u da ilk kez cezaevine giren su<;:lulardan olu~mas1d1r. Bir anlamda s1khkla su<;: i9lemi~ olan su<;:lulann cezaevine ginneden once dini ibadetleri pek yapmad1klan gori.ilmektedir. En yiiksek deger % 56.3 olarak "dini ibadetleri hi<; yapmad1klanm" belirtenlere ili9kin olarak ger<;:ekle:;;mi$tir. Hi<; ku~kusuz aym 9ekilde dini ibadetleri hi<; yapmad1klanm belirtenler i<;:erisinde <;:ok kere cezaevine girmi~ su<;:lulara ili9kin ger<;:ekle~en oran diger su<;:lu grubunun iki katl di.izeyindedir. "Dini ibadetlerini bazen yaptlklanm" belirtenlerin oram da % 31.3 olarak ger<;:ekle$111i$tir. Burada da aym 9ekilde cezaevine birden <;:ok kez giren su<;:lulann daha az s1khkta dini ibadetleri ifa ettikleri gori.ilmii$tiir.

Burada aynca su<;:lulann, dindarhgm diger onemli bir unsuru ve aym zamanda da dini bir ibadet bi<;:imi alan om<; tutma konusundaki tutumlan ele ahnmi$tlr. Bu nedenle gorii9iilen su<;:lulara cezaevine gim1eden once son Ramazan aymda om<; tutup tutmad1klan sorulmu~tur. Su<;:lulann yarlSl (% 50) bu soruyu "hay1r" 9eklinde yamtlmm~land1r. Geriye kalanlardan % 31.3 'ii "evet", % 18.8 'i de tiimii olmasa da "baz1 giinlerde" orur; tuttuklanm belirtmi9lerdir. 6zellikle <;:ok kez cezaevine giren su<;:lularda om<; tutma oramn <;:ok daha dii:;;iik oldugu saptamm~tJr. 6megin ilk kez cezaevine girenler i<;erisinde om<; tutmad1klarnn belirtenlerin oram % 30 diizeyinde ger<;:ekle~irken, birden <;:ok kez cezaevine giren su<;lularda buna ili:;;kin oran % 70 olarak ger<;:ekle~mi:;;tir. Aym ~ekilde birden <;:ok kez cezaevine giren su<;lulara kiyasla ilk kez cezaevine giren su<;:lularda oru<;: tutma oramn daha yiiksek oldugu gozlenmi:;;tir (ilk girenlerde% 80 iken, birden <;:ok kez giren su<;:lularda% 20).

Aynca su<;:lulara "Ramazan aymda su<;: i:;;ler miydiniz?" sorusu da yoneltilmi§tir. Bu soruya su<;:lulann% 52'si "evef',% 30'u "hay1r" ~eklinde cevaplarken,% 16,3'ii de i~ledikleri bu Su<;:un ilk su<;:lan oldugunu belirtmi~lerdir. Burada da birden <;:ok kez cezaevine girip <;:1kan su<;:lularda bu oranm daha yiiksek ger<;:ekle:;;tigi dildcat <;:ekmektedir (% 31 oramna kar§lhk % 69). ilk su<;:u olduklanm belirten tiim su<;:lular da tahmin edilecegi gibi ilk kez cezaevine giren su<;:lulard1r.

45

Page 20: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

SBArD Eyhil2010, Say1 16, sh. 27-58

6.2.4. Dindar insan Sm; mi? Perspektifinden Dindarhk-Su~ iH~kisinin Degerlendirilmesi

Dindarhk ve su<;: ili~kisini saptama konusunda su<;lulara sorulan onemli sorularda biri de "sizce dindar olan insan su<; i~ler mi ?" ~eklindeki sorudur. Bu soruya su<;lulann % 80'i "i~lemez" ~eklinde yamtlarken,% 18.8'i de "i$ler" $eklinde yamtlam1~tlr. "I~ler" diyenlere ili9kin ger<;:ekle$en bu oran son derece dikkat <;ekicidir. Ancak, burada i;;lenebilecegi dii$lini.ilen veya kast edilen su<;lar ozellikle namus ve kan davas1 nedeniyle Wenen su<; tiirleridir. Aym 9ekilde, dindar insamn su<;: i~leyebilecegini

belirtenlerin de genelde bu nedenlerle cinayet su<;:unu i$lemi$ olanlard1r. Ancak burada diger dikkat <;ekici bir bulgu da, dindar olanlann su<;: i$leyebileceklerini beli1ienler i<;erisinde ilk kez cezaevine giren su<;lulann diger su<;lu kategorisine klyasla oransal olarak daha yiiksek olmas1d1r.

Namus gerek<;:esiyle cinayet i$leyen ve kendisini son derece dindar olarak tammlayan su<;:lulardan M. Y. 'a yoneltilen "sizce dindar olan insan su<;: i$ler mi?'' $eklindeki soruya "bu cinayeti i~lemek i<;in mecburdum. Namus ve vatan i~in insan oldii.rmeye din cevaz verir. Ben boyle inamyorum. <;ii.nkii. namus !fOk onemli. Kimse namusunu bilmezse o zaman her ~ey yapahr." $eklinde yamtlami$tir. Kan davas111dan dolay1 cinayet i$leyen Y. K. da bu soruya "bu dmumda dindarhgm !fOk da onemli olmadtgi" cevabm1 venni$tir. Aym $ekilde dindar bir insanm su<; i$leyip i$lemeyecegi konusuna ili$kin olarak, cinayet su<;undan hiihhn giyen A A da, "dindar bir insamn namus i!fin ve bir de haks1zhga ugramas1 durumunda cinayet i~leyebilecegini" belirtmi$tir. F. A da konuya ili$kin olarak "mecbur kahmrsa i~lenir. Namus ve kan davas1 i~lenmek zonmda ohman SU!flardu. Ozellikle de namus hi<; affedilmemeli". Diger bir su<;:lu olan R. G. de insamn zor durumda kalmas1 durumunda su<;: i$lemek mecburiyetinde kalacag1 ve burada dindarhgm da <;:ok etkili olamayacag1 yoniinde gorii$ler dile getinni~tir. Namus cinayetinden hiikiim giyen B. Y. "namus cinayetinin dine uygun olup olmadtgmda kararstz oldugunu" belirtmi$tir. Ancak B.Y. bu cinayet su<;:unu, toplumsal dayatmalar sonucunda i$lemek zorunda kaldigmi ileri slim1ii~tlir. <;itnkii kendisinin toplumdan di$landtgnu ve adam yerine konulmadigmi, haks1zhga ugrad1~nda bile bundan dolay1 kimseyi sorgulayamad1g1 gibi tav1rlarla kar~1 kar~1ya geldigini, toplum bireylerinin kendisine yonelik tutumlanmn"sen ilkin namusunu temizle. Ondan sonra gel bizimle muhatap ol" $eklinde mesajlar i<;:erdilderini anlatm1~t1r. Bu olaydan da anla$1lacag1 lizere, ozellikle de brsal yerle~im bolgelerindeki namus cinayetleri olaylannda toplumsal dayatmalann veya zorlamalann dinsel caydmc1hg1 a:;;t1g1 gorl.ilmektedir. Aynca su<;:lulann yukanda konuya ili$kin dile getirdikleri bu gorii$1er, dindarhgm ozellikle namus cinayetleri ve kan davalan su<;:lannda caydmCI bir i:;;levi yerine getinnedigini de gostennektedir.

Silahh gasp su<;:undan tutuklanan F. K. da, dindarhk ve su<;: ili9kisi arasmdaki ili~ki konusunda :;;tmlan dile getirmi:;;tir: "Dindar bu i~ !';~'""~"''-''·

"'"'''"''""' kendi halimde olurdum her halde. Alkol kullanmaz beHd de su~; da i~lemezdim". Aym :;;ekilde dindar bir aileden geldigini belirten, kasap<;:1hk yapan ve ekonomik gli.<;li.iklerden dolay1 hayvan h1rsizhgm1 yapmak durumda kald1gmJ beli1ien N. A dindarhk ile su<;:luluk arasmdaki ili:;;kiyi :;;u :;;ekilde i fade etmi:;;tir: "Dinda.r adam tarafmdan korka.r. Bu nedenle "'"-'-'''"'

46

Page 21: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

Zahir KIZMAZ

uzun bir zaman bu SU((Un utangacmi ve ay1buu ya~ar. Dindar olmayan ise bu duyguyu hissetmeyecegi i((in daha rahat SUI( i~leyebilirler".

bzellikle dindarhgm sue; uzerinde caydmc1 bir etkiye sahip oldugunu kabul eden baZI suc;lular dindarhk ile suc;luluk arasmdaki ili~kiyi ortaya koymak aylSlndan, "dindar olmu:;; olsaydm1, en azmdan alkol kullanmaz ve bu sebeple suc;a bula~mazd1m" ~eklinde ifade etmi:;;lerdir.

Suc;lulann konuya ili~kin anlatimlanna genel olarak baloldigmda suc;lulann c;ogunun, namus ve bazen da kan davalan haric;, dindar bir insanm sue; i:;;lemeyecegi yoniinde gorii:;;ler dile getirdikleri goriilmii~tiir.

Suc;lulara "i:;;lediginiz suc;un dine aykm oldugunu dii:;;iiniiyor musunuz" :;;eklinde ayn bir soru sorulmu:;;tur. Bu soruya suc;lulann% 88'i "aykm oldugunu dii:;;iindiiklerini" beliiiirken, % 7.5'i de "aykm olmad1g1" yoniinde gorii:;; bildirmi:;;lerdir. Suc;lulann % 3. 8 'i de bu konuda fikirlerinin olmad1gmi bildim1i:;;lerdir. Bu soruyla ilintili olarak aym :;;ekilde "suc;lulara i:;;ledikleri suc;tan dolay1 giinah i:;;leyip i:;;lemedikleri" yoniinde ayn bir soru yoneltilmi:;;tir. Bu soruya da suc;lulann % 88.8 'i "evet", % 6.3 'ii "hay1r" ve % 5 'i de "f!krim yok" bic;iminde yamtlamt:;;lard1r.

Cinayet, htrstzhk ve gasp suc;undan cezaevinde bulunan ii9 suc;lu grubunun da i:;;ledikleri suc;lan konusunda yakla:;;tk olarak birbirine yakm oranda "dine aykm olarak" gordiiklerini belirtmi~lerdir (cinayet% 90, lmstzhk% 89 ve gasp% 93.3).

(:ok kez cezaevine ginni~ suc;lulardan Mehmet Varol'a gore "bir insan ne kadar SU((a bula~trsa, o denli dinden uzakla~tr". M. V. da aynca baz1 suc;lulann ailelerinin dindarhk durumunun bireyin suc;lulugunda onemli oldugunu belirterek, ailenin dindar olmas1 c;ocuklanmn sue; i:;;lemelerini engelleyici oldugunu ifade etmi:;;tir. Ailenin dindar olmamas1 da, bireyin daha rahat sue; i:;;lemesini saglamaktad1r.

6.2.5. Allah' a inanmaya ve Allah'tan Korkmaya Ragmen Sui( i~leyebilmek Gorii~me yapllan suc;lulara "Allah'a, Kuran'a, peygambere ve obiir diinyaya

inamp inanmadtklan" yoniinde bir soru yoneltilmi:;;tir. Bu soruya suc;lulardan biri haric;, hemen hemen ti.imii (% 98.8) "inandtklanm" belirtmi:;;lerdir.

Suc;lulara "ya:;;am bic;iminizi dildcate alarak Allah'tan korktugunuzu soyleyebilir misiniz?" :;;eklinde ayn bir soru da yoneltilmi:;;tir. Bu soruya suc;lulann neredeyse tiimii (% 97.5'i) "korkanm" :;;eklinde yamtladtklan goriilmektedir. Birden c;ok kez cezaevine giren iki suc;lu da bu konuda "fikrim yok" bic;iminde yamtlmm:;;lardtr. Allah'tan korktuklan halde nasil olup ta sue; i:;;ledikleri yoni.indeki soruya da suc;lular, "Allah'tan korlanadtgml soylersem dinden ylkanm" $eklinde kaygilanm dile getinni:;;lerdir. Gori.t:;;me yap1lan suc;lulara gore, "Allah'tan korkmayan ve korkmad1gnu dile getirenler kafirdir". Ancak kendilerinin Allah'tan korktuldan halde bu suc;lan i:;;lemeye devam ettiklerini belirtmi~lerdir. bzellikle gen~ ya$ grubu ic;erisinde yer alan baz1 suc;lular nas1l ki babalanndan korktuklan halde sue; i~lemeye devam ediyorlarsa aym ~ekilde Allah'tan korktuklan halde de sue; i~leyebildiklerini ifade etmi~lerdir.

Gasp ve cinayete yard1m ve yatakhktan hi.tkiim giyen ve birden c;ok kez cezaevine ginni~ bir su~lu alan M. N. de, konuya ili9kin olarak ~unlan dile getirmi~tir:

din veya Allah akhmiza Ailah'tan korktugumu belirtmem de bir anlam ifade etmez. burada da soz edilemez. benim sozii bile olmaz"

47

l

Page 22: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

SBArD Eyli112010, Say1 16, sh. 27-58

Sus;lular i~ledikleri sus; tiiriine gore Allah'tan korkma konusunda pek bir farkhla9ma is;inde olmad1klan 2 sus;lunun d19mda ti.im sus;lularm Allah'tan korktuklanm dile getim1i$lerdir.

ve Hizlandinc! FaktOrleri Olarak Alkol ve

Sus;lulann uyu~turucu madde ve alkol kullanma s1khklannm saptanmas1 onlann dindarhk dununlan konusunda bir fikir vennesi apsmdan onem arz eder. <;:iinkii dindarhk ile uyu$turucu veya alkol kullanma arasmda z1t bir ili~kinin oldugu ongori.Hmektedir. Genelde s;ok kez cezaevine girip <;:Ikan sus;lularda bu maddelerin kullamlma oranm, diger sw;;lu kategorisine klyasla daha yiiksek oldugunu talm1in etmek mi.imkiindi.ir.

Birden c;;ok kez cezaevine giren suc;;lularda UYJ.l$turucu madde kullanma oram % 4 7, kullamlmama oram da % 53 olarak saptanm1~t1r. ilk kez cezaevine giren sus;lular is;erisinde ise bu maddenin kullamlma oram % 33, kullamlmama oram ise % 77 olarak tespit edilmi$tir. Bu sus;lulardan sadece 5 'i "s1khkla" ve 4 'ii de "bazen" UYJ.l9turucu kulland1klanm ifade etmi9lerdir. Kulland1klan Uyt19turucu maddeler genelde baly, esrar, UYJ.l~turucu ve sinir haplandu·. Alkol kullamlma durumlanna baklld1gmda ise, ilk kez cezaevine giren sus;lulann yans1 bu maddeyi kulland1klan, geri kalanlann da kullamnad1klan goriilmii§tiir. Bu oran birden s;ok kez cezaevine giren suc;;lularda daha yiiksek olarak ger<;ekle§mi§tir.

6.2.7. Cezaevinde Dindarhk: mu mu? Suc;;lulara "9u an cezaevinde dini ibadet konusunda ne yaptlldan" yoniinde

sorulan bir soruya sus;lulann ekserisi (% 53.8'i) "hi<;bir dini ibadeti yapmad1klanm" belirtmi;;lerdir. Suc;;lularm % 21.3 'u de "bazen dini ibadetleri" yaptlklanm belirtmi§lerdir. "Dini ibadetlerin hepsini yaptlklanm" belirtenlerin oram ise % 13.8 ile snmh kald1g1 tespit edilmi9tir. Bunlardan "sadece namaz kllanm" diyenlerin oram % 3.8, "sadece dua ederim" diyenlerin oram da % 5 olarak ger<;ekle9mi9tir. "Dini ibadetlerinin ti.imfmii yaptlldanm" belirtenler is;erisinde ilk kez cezaevine giren su<;lulann oranlan diger sus;lu grub una klyasla daha yiiksek gers;ekle~mi§tir (% 81 'e luyasla% 18.2).

Sus;lulann dindarhk durumlanm saptama s;er<;evesinde su<;lulara "Kuran okur musunuz" ve "ne s1khkta okursunuz" sorusu sorulmu9tur. Sus;lulann sadece % lO'u "siirekli",% 13.8'i de "bazen" okuduklanm belirtirken,% 76.3'u "hie;" okumad1klanm belirtmi§lerdir.

Sus;lulara dini kitaplan okuytlp okumad1klan da sorulmu§tur. Bu soruya da sus;lulann % 52.5'i "his;" okumad1klanm, % 40'i "bazen" okuduklanm ve sadece % 7.5'i de "silrekli" okuduklanm dile getinni9lerdir.

Son olarak sus;lulann cezaevinde dindarhk durumlanmn deg;i§ip degi§medigi ogrenilmeye s;ah§Il11119tir. Bu s;erc;;evede sus;lulara "cezaevine girdikten sonra dini ya9ama noktasmda hayatlmzda bir degi9iklik oldu mu?" 9eklinde bir soru yoneltilmi9tir. Sus;lulann % 58.8'i dini ya:;;ama noktasmda bir degi§menin olmad1gnu belitiirken, % 27.5'inin daha dindarla§tlgm1, % 13.8'inin de dindarhk yoniini.in biraz daha azald1gnu

48

Page 23: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

Zahir KIZMAZ

belirtmi~tir. "Daha fazla dindarlm;t1klanm" belirtenlerin de genelde ilk kez cezaevine giren su<;lu grubu i<;erisinde yer alan su<;lular oldugu goriilmektedir.

Su<;lulara ":;;u an dine ili:;;kin olarak veya din ile ilgi neler yap1yorsunuz" :;:eklindeki soruya "dini ibadetlerimin hepsini yapiyon.1m" bi<;iminde cevaplanduanlar i<;erisinde cinayet su<;unu i:;:lemi:;: olanlarm, lursiZhk sw;:unu i:;:lemi:;: olanlara klyasla daha yi.i.ksek ger<;ekle:;:tigi gi:iriilmektedir (cinayet su<;unu i:;:leyenler% 63.6; h1rs1zhk su<;unu i:;:lemi:;: olanlar % 9.1 ). Aym :;:ekilde "dini ibadetlerin hi<; birini yap1myorum" diyenler i<;erisinde hirs1zhk ve gasp su<;lulanna ili:;:kin ger<;ekle:;:en oran cinayet su<;lularmdan daha yi.i.ksek olarak tespit edilmi:;:tir.

Cezaevinde cinayet su<;undan tutuklu ve hiiki.imhi bulunan su<;lann lms1zhk ve gasp su<;lulanna klyasla daha <;ok Kuran ve dini kitap okuduklan gi:iiiHml.i:;:ti.ir. Ornegin cinayet sw;;unu i$lemi:;: olanlann % 30'u cezaevinde Kuran'1 "si.irekli", % 10 'da "bazen" okuduklanm belirtirken, lms1zhk su<;unuzdan cezaevinde bulunanlanmn sadece % 6.9'u "bazen" okuduklanm belit1mi:;:lerdir. Hu-s1z su<;lular is;erisinde Kuran'1 "siirekli" okuduklanm belirten his; bir su<;lu yok. Dahas1 htrs1zhk su<;unu i~lemi:;;

olanlann <;ogu Kuran okumay1 bile bilmediklerini belirtmi9lerdir. Cezaevinde baz1 su<;lular baz1 donemlerde dindarla9ma egilimi is;erisine

gim1ektedirler. Bu dindarhk egilimin one pkmasmm hi<; ku:;;kusuz bazen sahici bazen de yapay veya gi:iriinliiye yonelik nedenleri olabilmektedir. Sahici ve ger<;ek<;i dinsel yonelim daha <;ok cinayet i:;;leme gibi mahkumiyet siiresinin uzun oldugu ve aym :;;ekilde ciddi bir pi:;;manhk duygusunun hissedildigi su<;lu grubunda daha belirgin olarak ortaya <;Ikmaktadn·. i:;;lenilen su<;un din a<;Ismdan son derece biiyi.i.k bir gi.inah kapsammda gori.Hmesi -"haks1z olarak bir insam oldi.innenin tl.im insanlan i:ildi.irmek olarak tammlamnas1 gibi" (Kuran, s.ll2 )- bireyde pi:;:manhk ve tavbe duygulanm harekete ge<;innede etkili olabilir. Aym :;;ekilde uzun bir mahkumiyet cezas1 alan baz1 su<;lulannm hayata tutunabilmeleri ve bu denli uzun bir si.i.reye tahammiil edebilmeleri i<;in dine veya dinin sabretme olarak kavramsalla:;;t1rd1g1 buyruguna ciddi bir :;:ekilde gereksinim duyacaklan bir ger<;ektir. Bu sebeple, sus; eyleminin vicdanda yaratt1g1 su<;lama ve pi:;:manhgm acJSlm bir nebze azaltma ve uzun erimli mahkihniyete dayanabilmek i<;in dine yonelim bir gereklilik olarak ortaya <;1kmaktad1r. Bu tamma da en <;ok cinayet su<;lulan uymaktad1r. Benzer bis;imde cezaevinde su<;lularla gi:iri.i:;:me esnasmda <;ogu su<;lu, dine geryek yonelimin daha s;ok cinayet su<;unu i:;;lemi:;: alan su<;lular arasmdan ger<;ekle:;;tigini ifade etmi:;;tir. Ornegin gorii:;;iilen su<;lulardan M. V. "cezaevinde, dine hangi sus;lan i:;;leyenlerin yoneldigi" yoniindeki soruya; "genelde, hasbelkader sm; i~leyen yani dah.a onceden hi<; cezaevi yuziinii gormemi~ ancak kar~lla~tl~ bir sorunla cinayet i~lemek zonmda kalmi~ olan sm;Jular" ~eklinde cevaplaiDI~tlr. Bu a<;Iklama dine yi:inelenlerin daha <;ok, bir anhk haks1zhga ugrama veya bir ofke hali veya bir tartl~ma amnda cinayet i:;;lemek zorunda kalanlar i<;erisinde daha yogun olarak ger<;ekle:;;tigini gostermektedir. M. V. konuya ili~kin aynca :;:unlan da belirtmektedir: "Ger~_;ek su~_;lu olanlar, su~_;tan yakalanm kurtaramayanlar, dii~manlan olanlar ( daha sonra tekrar su~_; i~lemek zorunda kalabiiecegi olasdtgi nedeniyle) dine yonelemez. <;iinkii su~_;, bu su~_;iularm yakalanm bnrakmaz. zamanda stirekli su~_; i~lemi~ olan, hayan su~_; olanlann dine yonelmeleri de miimkiin degil. Dine yonelmeleri de veya dindarh.klan inand1nci ve ciddi bulunmaz. Daha ~_;ok alay konusu edilir".

49

l

Page 24: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

SBArD Eyhll 2010, Say1 16, sh. 27-58

Cinayet su<;undan cezaevinde olan ve aym zamanda daha onceden cezaevine girip <;1knu~ olan A. A. da dine yonelmenin kogu~taki yap1ya gore deg,i~kenlik arz ettigini belirtmi~tir. Ancak ona gore, genel olarak siireklilik arz etmese bile veya donemsel olarak da tammlanabilen bir dine yonelme egiliml. vard1r. Soz konusu su<;lunun anlatt1gma gore, gasp ve lms1zhk su<;undan cezaevinde bulunanlar pek dine yonelmemektedirler. Yonelenler genelde cinayet, yaralama ve bir anhk ofke veya hata ile su<; i~lemi~ olanlard1r. Bir anlamda ona gore, dine yonelme ile i~lenen su<; tiiril arasmda bir ili~ki soz konusudur.

Baz1 su<;lulann cezaevinde dine yonelmeleri gen;:ek bir nitelik ta~m1aktan uzak olabilir. Bunun nedenlerinden biri, cezaevindeki personel ve diger mahkCnnlara yonelik olumlu bir alg1 olu~h1m1a <;abas1 oldugu soylenebilir. Cezaevinde baz1 su<;lulann dine yoneliminin sahici bir nitelik arz etmemesinin diger bir nedeni de, ornegin tecavi.iz veya sarkmt1hk gibi yliz bzart1c1 su<;lulardan cezaevine dii~en baz1 su<;lular, bir iftiraya kurban gittiklerini ispatlama <;abasmm bir sonucu olarak "dindar insan" gori.i.niimiinii olu~turmak ihtiyaClm duymaktad1rlar.

<;ok say1da cezaevine gi1ip <;Ikml$ su<;lulardan biri olan H. b. su<;lulann cezaevindeki dinsel yoneliminin <;ogunun "sahte bir yoneli~ olarak" tammlmm~tlr. Ona gore; "dine yonelim konusunda samimi olanlar 'rOk az. Bunlar da genelde cinayet ve yaralama su'<unu i~leyenlerdir. Ozellikle cinayet su'<unu i~leyenlerin Allah'tan ba~ka s1gmacaklan kimseleri yok. Ancak onlar da d1~anya <;Ikmca bnraklyorlar".

Yukanda daM. V. 'nin anlatnmndan da goriildilgii gibi su<;lu gruplan i<;erisinde birden <;ok kez cezaevine girip <;Ikl11I§ su<;lular dinsel ya~am tarzma <;:ok uzak bir kesimi olu~turur. <;ilnkii. bu su<;lu grubunun hayatlan daha <;ok kriminojenik bir ozellik ta$1111aktad1r. M. V'a, "bireyin bu denli su<; i~lemi~ olmasma kar~m ciddi bir pi~manhk duymanm soz konusu su<;luyu dindar olmaya yoneltemez mi?" yoniindeki soruya, M. V. su<;lunun ya~am tarzma dikkat <;ekerek cevaplamaktad1r. Ona gore, soz konusu edilen ya~am tarzmm terk edilmesi son derece gil<;:ti.ir. <;iinkii kronik su<;:lulann onemli bir lGsmmm ya~ammda uytl§turucu veya hap, esrar ve alkol gibi maddelerin kullamlmas1 son derece yaygmd1r. Ona gore bu maddelerin kullamlmas1 veya bu maddelere olan ah~kanhk bile kendi ba~ma dindar olmay1 gi.i<;le~tim1ektedir. bzellikle uytl~turucu hap kullmm1a bagimhhgi, bireylerin yeniden su<; i;;lemelerinde etkili oldugu gibi dindarla~malannm da oniindeki en bilyiik engeli olu~tum1aktad1r.

Baz1 su<;lular da, cezaevinde dine olan yonelimin siireklilik arz etmeyen ve belirli donemlerle snurh oldugunu belirtmi~lerdir. bmegin <;ok defa cezaevine girip <;1kan cezaevi miidavimlerinden M. V. 'm anlatt1g1 bu <;er<;evede goriilebilir: "insanlar arasmda dine yonelme var. Ancak bu nz1m siireli dine

ilkin sonradan cezaevi durumuna 6nceden cezaevine girip <;1k1111~ su<;:lulardan olan M. N. de, cezaevinde genelde dine bir yonelme olmakla birlikte bu yonelmenin ge<;:ici oldugunu ve ozellikle lms1zhk su<;undan cezaevine dil~mii$ olanlann dine pek yonelmediklerini belirtmi~tir. Ona gore dindarla$ma egilimi sergileyen baz1 su<;:lulann da aslmda dini bir imaj unsuru olarak kullanmaktad1rlar. Ona gore da ilk kez cezaevine dii:;;en ve ozellikle de cinayetten giren su<;lulardaki dindarla$ma egilimi daha ciddidir.

50

Page 25: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

Zahir KIZMAZ

<;::ok. say1da h1rs1zhk su<;lardan sab1kas1 olan ve sw;:un kendisi ic,;in bir ya~am bi<;imine dontt~tiigiinii ifade eden ve aym ~ekilde <;ok kez cezaevine girip <;tkan D. K. da konuya ili~kin gorii;;lerini "d1~anda din dar olmayanm il;eride dindar kesilmesi ki:itii bir ~ey. Bu bir kolaynhkt1r. (:iinkii d1~anda degi~meyen il;eride de gen;ekten degi~mez" bi<;iminde dile getirmi~tir.

H1rstzhk su<;unun belirleyicilerinin saptanmas1 ve onlenmesi kapsammda Diyarbaklr E- Tipi Cezaevinde ara;;tmna yaptlgnn donemde, h1rstzlann kendi aralannda y1kan bir <;at1;;mada yanh~hkla kendi arkada~m1 oldiiren bir htrstzm cezaevine gelir gelmez ilk i;;inin namaz ktlma <;abast ( seccade isteme) oldugu, kogu;; arkada~1

tarafmdan anlat1hm;;tL Bu ve benzeri olaylarda, dinin baz1 zor siire<;lerin atlatllmasmda veya travmayla sonu<;lanabilecek baz1 problemlerin a~tlmasmda kolayla~tmc1 bir i~levi gordiigii soylenebilir. (:iinkii bu su<;lu, yakm arkada~1 olam birini oldiim1esinin zihinsel ve ruhsal diinyasmda yaratt1g1 travmanm ancak dine veya Allah'a yonelme ile diger bir ifade ile t6vbe etme ile hafifletilebilecegini dii;;unmektedir.

Aym ~ekilde bazt su<;lular su<; davram~m1 sonlandm.nak cezaevinden <;tktlktan soma topluma ba~anh bir giri;; yapabilmek i<;in de dine yonelirler. Cezaevinde gorii~tugiimi.iz baz1 suc,;lular arttk cezaevinde ibadetlerini yapttldanm ve bu ibadetleri sayesinde artlk su<; i;;lemeyeceklerini belirtmi;;lerdir. Ancak, i<;tenlikli ve sahici olarak dindarla;;an su<;lulann saylSl son derece azdtr.

Genel olarak cezaevindeki su<;lular, kendileri gibi su<;lu olan baz1 bireylerin dine yonelmelerini ku~ku ile kar~tlamaktad1rlar. Bu ku~ku bazen yerini olumsuz bir tutuma bile doni.i~ebilmektedir. Bu olumsuz bakl;;m altmda ~oyle bir ima hissedilir gibidir: "Sen d1~anda her ~eyi yaparsm, cezaevine dii~tiigiinde de din dar olursun". Bu nedeple bazen dine yonelme tutumu alay konusu bile olabilmektedir. Ornegin lms1zhk su<;undan mahkum olan T. D., bu durumu ;;u ~ekilde ifade etmektedir: "Cezaevinde dindar olmak bazllan i<;in ki:itii bir ~eydir. <;:ocuk kogu~unda bu durumla alay ediliyor. Hoca lakabm1 taklp dalga ge<;tikleri bile oluyor".

Bu ara~tumada, dinin su<;lular i.izerindeki etkisinin farkhhk arz ettigi gorulmft~tiir. Ozellikle kronik su<;lularda dindarla~ma egiliminin daha az oldugu, ilk kez cezaevine girmi~ suc,;lularda da bu yonelimin daha belirgin oldugu soylenebilir. Bu su<;lu grubunda ozellikle de ya;;am tarz1 a<;lSlndan dindarla;;may1 gii<;le~tiren unsurlann olmamast da bu yonelimi daha da kolayla~tlrdtgi belirtilebilir. ilk kez cezaevine gim1i;; suc,;lular i<;ersinde de, mahkC1miyet cezas1 fazla olan bireylerde bu yonelimin daha olast oldugunu ongom1ek miimkiindur.

Daha onceden gasp, h1rs1zhk ve en son da evrakta sahtekarhk su<;undan cezaevine giren miikenir su<;lulardan F. Y. de "cezaevinde felsefe

dini inan<;larmm daha zayxfladigim" ifade etmi~tir. Baz1 sw:;lular da i~ledikleri su<;tan dolay1 pi~manhk duymad1klanm bu sebepten dine yonelme gibi bir durumun soz konusu olmayacagmt belirtmi~lerdir.

Dine yonelme ile pi~manhk duyma arasmda yakm bir ili:;;ki oldugu soylenebilir. Ancak, dine yonelmede pi:;;manhk duymak tek ba9ma yeterli bir faktor degildir. Bunun yamnda, su<;lunun i:;;ledigi su<; tiirii, kriminalle:;;me diizeyi, ya:;; durumu, topluma ba:;;anh bir giri:;; yap1p yapamayacag1 ongoriisi.i, aile yaplSl, evlilik durumu, d1~:lanm1$hk diizeyi, cezaevindeki akran yap1s1 gibi daha <;ok faktbrler de etkili olmaktad1r.

51

Page 26: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

SBArD EyliH 2010, Say1 16, sh. 27-58

Gi:irillditgii kadanyla su<;lulann cezaevinde dine yi:inelmelerinin i:iniindeki engel olw;turan unsurlar olarak; deneyimlenmi~ su<;lu ya~amlar, ozellikle uyu~turucu ve alkol kullannm, cezaevinde cidcliye almmayacaklan yoniindeki alg!lama ve dine yonelmenin uzun slireli olamayacag1 yoniindeki kanaat gibi etkenler belirtilebilir. Aym 9ekilde pi$manhk veya vicdani rahats1Zlrk duyma ve cezaevindeki mahkfuniyete ve gii<;:liiklere sabretme veya · tahammi.il edebilme olanagma sahip olma gibi faktorlerin de dine yi:inelmede etkili oldugu soylenebilir.

Ara9tmnada ele alman dindarhk degi~kenleri <;er<;:evesinde ger<;ekle~en oransal dag!IJmlar esas aldigmda, su<;lulann dindarhk diizeyi a<;Ismdan olumsuz bir goriiniim sergiledikleri anla91lmaktadir. Su<;lulann gii<;:lii bir dindarhk di.izeyine sahip olmadrklanna ili~kin elde edilen bu bulgular, dindarhk ve su<; arasmdaki ili~ki

konusunda belirli diizeyde bir <;:rkarsamada bulunmam1z1 kolayla~trrdigi ifade edilebilir. Burada, su<;lulann cezaevi i:incesi gii<;lii dindarhk durumuna sahip olmamalannm onlann su<; i~lemelerinde etkili oldugu soylenebilir.

(,::ah~mada dindarhk, hem kutsal/dinsel ilke ve inan<;lara inanma hem de dinin i.ingordiigii temel ibadetleri yapma anlammda ele ahnm1:;>tlr. Zaten, su<;lulann nerdeyse tiimiiniin, dindarhgi dini ibadetlerini yapma ve dini yasaldardan!gUnahlardan ka<;mma olarak tammlad1klan gi:irulmektedir. Bu <;er<;evede, su<;:lulann biiyiik bir oram (% 60) kendilerini dindar olarak gom1edikleri tespit edilmi~tir. Geriye kalan su<;lulann % lO'u kendilerini "dindar", % 27.5'i de "az dindar" olarak tammlami:;;ttr. Su<;:lulann cezaevine ginneden i:inceki dini ibadetleri (namaz klima, oruc,; tutma gibi) yerine getinne s1khklanna baklld1gmda da, dini ibadetlerini siirekli ger<;ekle:;;tirdiklerini belirtenlere ili~kin ger<;ekle:;;en oranm dii:;;iik oldugu goriilmektedir. Ibadetlerini siirekli ger<;:ekle$tirenlerin de genelde, cinayet su<;undan cezaevine giren su<;lular olduklan gori.ilmektedir.

Birden <;:ok kez cezaevine giren su<;lular ile ilk kez cezaevine giren su<;:lulann dindarhk diizeyleri a<;1smdan kar:;;Ila:;;t1nld1gmda, ozellikle <;ok kez cezaevine ginni:;; su<;lularda dindarhgm <;:ok daha dii:;;i.ik oldugu tespit edilmi$tir. Aym :;;ekilde dindar olmad1klanm belirtenlere ili:;;kin en yUksek oran da, <;ok say1da cezaevine giren su<;lu grubunda ger<;elde$111i$tir. Aym :;;ekilde kendilerinin dindar olduklanm belirten su<;lulann onemli bir oranm da, ilk kez cezaevine giren su<;lulann oldugu ve bunlann da cinayet su<;:undan mahhlmiyet alanlar oldugu goriilmektedir. Bu yondeki saptama, su<;u meslek haline getiren su<;lulann deneyimledikleri su<;:lu ya:;;am tarzlannm hi<;:bir :;;ekilde dindarhga ili:;;kin unsurlan bannduamayacaguu gostermektedir. Cinayet su<;unu i:;;lemi:;; olanlann diger su<;lu kategorilerine nispeten daha dindar olduklan yi:iniindeki saptama ise, adam oldiinne su<;una ili~kin toplumumuzda bir :;;iddet alt-kiiltiiri.iniin varhgiyla a<;Iklanabilir. Bu ~iddet ki.Utiirii yer yer cinayet gibi su<;lann i~lenmesini me~rula:;;tirarak, dinin bu alandaki yasaklayici buyrugunu onemsizle:;;tinnektedir. Su<;lulann bu konudaki anlatlmlan da, bu yakla:;;um destekler niteliktedir.

Birden <;ok kez cezaevine giren su<;lulann dindarhk diizeylerinin daha zay1f olmasmm bir nedeni, onlann kriminalle~me diizeylerinin yi.iksek olmas1 ile ilintilidir. Su<;lulann kriminalle~me diizeylerinin belirlenmesinin onemli bir olc,;iitii, onlann cezaevme gim1e Sikhkland1r. Birden <;ok kez cezaevine giren su<;lulann cezaevine

52

l

Page 27: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

Zahir KIZMAZ

girme s1khklanna balold1gmda; soz konusu sur;lu grubunun % 62.5'i (25 ki~i) dort ve daha fazla,% 27.5'i (11 ki~i) il<;,% 10 (4 ki:;;i)'u da iki kez cezaevine girdikleri belirlenmi:;;tir. MiiketTir olarak da nitelendirilebilecek bu sur;lulann biiyi.ik bir klsmmm (% 90), ii<; ve daha fazla say1da cezaevine girip <;1klm:;; olmalan, onlann sur; i:;;lemeye kar~1 egilimlerinin yi.iksek oldugu, sur;u bir ya:;;am tarz1 edindikleri, ceza ve cezaevinin caydmCl olmaktan y1kilg1 ve sur;u r;ok rahat i:;;leyebilecekleri anlamma gelmektedir. Bu sur;lulann, kriminojenik ya:;;am tarzmm yogunlugu sebebiyle de dindarhk ar;1smdan gii<;li.\ bir yap1 sergilemeyeceklerini ongormek miimklindiir.

Sur;lulann neredeyse tiimii Allah'a inanr;lannm oldugunu ve Allah'tan korktuklanm dile getirmi:;;lerdir. Ancak sur;lulann ekserisi dini ibadetlerini yapmaillklan ve dolay1styla dindar olarak goriilemeyeceklerini belirtmi:;;lerdir. Bu husus, sur;lulann da dindarhg1 dini ibadet yapma ve dinin gilnah ve kotil eylem olarak tannnlad1gJ davram:;; bir;imlerinden kar;mma olarak gordiiklerini miaya koymaktad1r. Sur;lulann, "sizce dindar insanlar su<; i:;;ler mi?'' :;;eklindeki soruya 3/4 'linden da fazlasmm (% 80) i:;;lemeyecekleri yoniindeki beyanlannm, dindarhgm sur;un i;;lenmesinde caydmet bir unsur oldugunu gostermektedir. Dindarlann sue; i~eyebileceklerini belirtenlerin de ( % 18.8'i), genelde namus ve kan davalan nedeniyle i;;lenebilecek cinayet sur;lanm kast ettikleri su<;lulann konuya ili;;kin anlatlmlanndan anla;;Ilmaktad1r. <:;:iinkii sur;lular namus, haks1zhga ugrama, or; alma, hakkm1 savunma gibi gerekr;elerin cinayet sur;unun i;;lenmesini zorunlu ve hakh klld1gm1 dii;;iinmektedirler. Burada cinayet ic;in "zorunluluk" kavrmmm gerekr;e olarak gostererek, sur;un i~lenebilme olas1hgm1 klsmen de olsa me~rula§tmnaktad1rlar. Ancak lms1zhk, tecaviiz, gasp gibi sur;lann i~lenmesi ic;in boyle bir zorunluluk durumunun olmad1g1 dii~iinillmektedir.

Sur;lular ile gorii~me esnasmda baz1 sur;lulann namus ve haklom savunma, oc; alma, hakslZltga kar;;1 miicadele etme gibi gerekc;elerle cinayet i~lemenin din tarafmdan da r;ok olumsuzlanmad1g1 yoniinde baz1 dii;;iincelere sahip olduklan gozlenmi;;tir. Sur;lulann burada ~eref, haysiyet ve saygmhklanm savunduklan ve bunun da din a<;lSlndan tolere edilebilir bir nitelikte olabilecegini dii~iinmelerinin de rolii oldugu bir ger<;ektir. Burada i:;;lenen suc;un veya cinayetin gerekr;esi onem arz etmektedir. Bu <;er<;evede toplum bireyleri tarafmdan, baz1 durumlarda lurs1zhk sur;u cinayet sur;undan daha olumsuz bir sur; ti.irii olarak gorUlebilmektedir.

Baz1 su<;lulann, sur; i;;lemeye ba~lamadan once dindar olmu:;; olsalard1 sur;lu olmayacaklan yonilnde gori.i;;ler belirtmi;;lerdir. Bunlar da, dindar olmad1klan ir;in yanh:;; arkada;; ser;tiklerini (sapkm arkada~larla birlikte olduklan), ailelerini bu konuda dinlemedikleri, uyu;;turucu ve alkol kullanmaya ba$ladtklan ve zamanla sur;u ogrenerek meslek edindiklerin ifade etmi~lerdir.

Cezaevine stkhkla gim1i:;; sur;lular ir;erisinde kendilerini "dindar" olduklanm belirten hir;bir sur;lu yok. Sadece % 22,5 'i "az dindar" olarak tammlanu:;;lardir. Bu da, bir sw;:lunun anlatt1g1 gibi, bireyin sur;ta kariyer yapmasma ko;;ut olarak giderek din veya dindarhktan daha r;ok uzakla$acagrdtr. <:;:i.inhi dindarltk veya dinsel ya~am ile sur; veya sur;lu hayat tarzlan hir;bir ~ekilde ortii$memektedir. Dahas1 birbirini dt$layan iki farkh ve z1t ya$al11 tarzlandtr.

Sur;lular ir;erisinde uyu~turucu kullandtklanm belirtmi:;; olanlara ili~kin gerc;ekle:;;en oran da ki.ic;iimsenmeyecek diizeydedir. S1khkla cezaevine girenler de

53

Page 28: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

SBArD EyliU 2010, Sayr 16, sh. 27-58

yakla~rk olarak bu oran % 4 7, ilk kez cezaevine girenler de ise % 33 olarak ger<;ekle~mi:;;tir.

Su<;lulann cezaevine girmeden i:inceki dindarhk durumlannm yam stra halihaztrda cezaevindeki dindarhk durumlan da i:ig;renilmek istenmi:;;tir. Bu yi:inde sorulan soruya su<;lulann sadece 13,8 'i "siirekli dini ibadetlerini yaptrklanm" belirtmi:;;lerdir. Yansmdan fazlasr "dini ibadetlerini hi<; yapmadrklanm", % 21.3'l.i ''bazen yaptrklanm" belirtmi:;;lerdir. Aym :;;ekilde su<;lulara cezaevine girdikten sonra dindarla:;;ma durumlannda da bir degi:;;ikligin olup olmadtgt yi:inl.indeki soruya da verdikleri yamtlar i<;erisinde sw;;lulann, % 27.5 'inin daha dindarla:;;trgnun saptam11asr ara:;;trrma bulgulan i<;erisinde i:inem arz eden bulgulanndan birini te:;;kil etmektedir. Ancak dindarla:;;tlklanm belirten su<;lulann neredeyse tiimiini.in de, ilk kez cezaevine giren su<;lulardan olu:;;tugunu burada belirtmek gerekmektedir. Su<;lulann cezaevlerinde, dine yi:inelmelerinde <;ok sayrda fakti:ir etkili olmaktadtr. Bu fakti:irler i<;erisinde; i;;ledigi su<;lardan dolayr kendini Allah'a atietme <;abasr, pi;;manhk duyma, statli kazamna, su<;lu davram:;;r terk etme egilimi, cezaevindeki mahkihniyet durumuna tahammiil edebilme, maddi ve manevi kazan<; saglama gibi <;tkarsal beklentiler (maddi durumlan iyi olmayanlar, dine yi:inelerek dindarlann kendilerine yardnn etmelerini saglamaya <;ah:;;rrlar) en belirgin olanlan olu;;tunnaktadtr.

Su<;lulann anlatunlanndan genelde cinayet su<;unu i:;;lemi~ olanlann daha <;ok dine yi:ineldikleri, lmsrzhk ve gasp su<;unu i:;;leyen su<;lularda bu yi:inelimin pek olmadtgt, rrza ge<;me ve klz ka<;m11a su<;unu i:;;leyenlerin de gi:iriinti.iyl.i kurtannak i<;in dindarhk imajmr olu:;;tunnaya <;ah:;;ttklan anla:;;rlmaktadrr. Ancak cezaevindeki dindarla:;;ma egiliminin cezaevindeki diger bireyler tarafmdan ciddi bulumnama veya alaya ahmna kaygrst bazen belirli su<;lulann dine yonelmelerini sekteye ugratabilmektedir. Bu nedenle dine yi:inelecek su<;lunun dindarhgmm ciddi bulumnamasr ve alaya ahrm1asr, cezaevindeki dindarla:;;mamn i:iniindeki temel engellerden birini olu:;;turabilmektedir.

Sonu<; olarak su<;lulann <;ogunun kendilerini dindar olarak gonnedikleri ve aym zamanda ele alman dindarhk degi:;;kenleri a<;tsmdan da olumsuz bir nitelik arz ettikleri saptanmr:;;trr. Bu olumsuz goriinl.im, cezaevine birden <;ok kez girip <;rkan su<;lularda daha yogun olarak gozlemlenmi:;;tir. Bu saptama, bu yondeki varsaymmmzr dogrular niteliktedir. Bu ara:;;tmnamn bulgulanna dayanarak, dindarhgm su<; i:;;lemeyi engelleyici unsurlardan biri oldugu, su<;lulann bi.iyl.U( bir oramn dindar olmayan bireylerden olu~tugu ve dolayrsryla su<;luluk analizinde dindarhk unsunmun da i:inemli bir degi~ken olarak ele almabilecegi soylenebilir. Aym :;;ekilde bireylerin dinsel alana katthm dlizeylerinin veya dindarhk di.izeylerinin artmasma paralel olarak, onlann antisosyal ve sw;: davram:;;r i<;erisine gim1e olasrhklanmn da azalacagr bu <;eryevede ileri si.iriilebilir.

Kaynakfi:a

Aksoy, Nazire E. (1998), The Relationship Between Religiosity and Crime (Yaymlanmatm:;; Yiiksek Lisans Tezi), A Thesis Submitted to The Graduate School Of Social Sciences of The Middle East Technical University, Ankara.

54

Page 29: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

Zahir KIZMAZ

Allen, W Litchfield, Darwin L. Thomas, Bing Dao Li, (1997), "Dimensions of Religiosity as Mediators of the Relations Between Parenting and Adolescent Deviant Behavior", Joumal of Adolescent Research, 12 (2): 199-226.

Albrecht, Stan L., Chadwick, Bruce A and Alcom, David S. (1977), "Religiosity and Deviance: Application of an Attitude- Behavior Contingent Consistency Model", Journal for Scientific The Study of Religion, 16 (3): 263-274.

Amir, Menachem (1971), Patterns of Forcible Rape. Chicago: University of Chicago

Press. Ankara Universitesi Kriminoloji Enstitl.i.sii, 1000 Mii.kerrir Sw;:1u HaldGnda

Kriminolojik Anket (1954), Ankara: Gii.zel Sanatlar Matbaas1. Baier, Colin J. (2001) " If You Love Me, Keep My Commandments: A Meta-Analysis

of The Effect of Religion On Crime", Journal of Research m Crime&Delinquency, 38 (1): 3-21.

Benda, Brent B. (1995), "The Effect Religion on Adolescent Delinquency Revisited", Joumal of Research in Crime &Delinquency, 32 (4): 446-466.

Benda, Brent B. (1997), "An Examination of Reciprocal Relationship Between Religiosity and Different Forms of Delinquency Within a Theoretical Model", Joumal of Research in Crime&Delinquency, 34 (2): 163-186.

Benda, Brent B. (2002), "Religion and Violent Offenders in Boot Camp: A Structural Equation Model", The Joumal of Research in Crime And Delinquency, 39 (1):

91-121. Benda, Brent B., Corwyn, Robert Flynn (1997), "Religion and Delinquency: The

Relationship After Considering Family and Peer Influences", Journal For Scientific The Study of Religimi, 36 ( 1 ): 81-92.

Benda, Brent B., Robert Flynn Corwyn and Nancy J. Toombs (2001), "Predicting "Survival" in the Community Among Persistent and Serious Juvenile Offenders: A 12-Month Follow-up Study", Joumal of Offender Rehabilitation, 32: 79-108.

Bock, E. Wilbur, John Cochran and Leonard Beeghley (1987), "Moral Messages: The Relative Influence of Denomination on the Religiosity-Alcohol Relationship", The Sociological Quarterly 28: 89-103.

Burkett, Steven (1993), "Perceived Parents 'Religiosity, Friends' Drinking, and Hellfire: A panel of Study of Adolescent Drinking" Review of Religious

Research 35: 134-154. Burkett, Steven and Bruce Warren (1987), "Religiosity, Peer Associations, And

Adolescent Marijuana Use: A Panel Study of Underlying Causal Structures", Criminology 25: 109-131.

Burkett, Steven (1980), "Religiosity, Beliefs, Normative Standards and Adolescent Drinking", J oumal of Studies on Alcohol 41: 662-671.

Burkett, Steven and Mervin White (1974), "Hellfire and Delinquency: Another Look", J oumal for the Scientific of Religion, 13: 45 5-462.

Brownfield, David and Ann M. Sorenson. 1991. "Religion and Drug Use among Adolescents: A Social Support Conceptualization and Interpretation." Deviant

Behavior 12: 259-276. Chadwick, Bruce A; Top, Brent L. (1993 ), "Religiosity and Delinquency Among LDS

Adolescent", Journal For Scientific The Study of Religion, 33 (1 ): 51-67.

55

Page 30: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

SBArD Eyliil2010, Say1 16, sh. 27- 58

Cochran, John (1988), "The Effects of Religiosity on Secular and Ascetic Deviance", Sociological Focus 21: 293-306.

Cochran, John (1989), "Another Look Delinquency and Religiosity", Sociological Spectrum, 9: 147-162.

Cochran, Jolm ve Ronald L. Akers (1989), "Beyond Hellfire: An Exploration of the Variable Effects Of Religiosity on Adolescent Marijuana and Alcohol Use", Joumal of Research in Crime and Delinquency 26: 198-225.

Cochran, John K. ve Peter B. Wood (1994), "Is The Religiosity-Delinquency Relationship Spurious? A Test of Arousal and Social Control Theories", Joumal of Research in Crime&Delinquency, 31 (1 ): 92-123.

Dembo, Richard, G. Turner, Camile Chin Sue, James Schmeidler, Polly Bardon ve Danell Manning (1995). "Predictors of Recidivism to a Juvenile Assessment Center". Intemational Journal of the Addictions, 30: 1425-1452.

Elifson, Kirk W., David M. Peterson, and C. Kirk Hadaway. (1983). "Religiosity and Delinquency: A Contextual Analysis." Criminology 21: 505-27.

Evans, T David, Francis Cullen, R. Gregory Dunaway ve Velmer Burton (1995), "Religion and Crime Reexamined: The Impact of Religion, Secular Controls, and Social Ecology 111 Adult Criminality", Criminology 33 (2): 195-217.

Evans, David, Francis Cullen, Velmer S. Burton, R. Gregory Dunaway, Gary L. Payne ve Esha R. Kethinen (1996), "Religion, Social Bonds, abd Delinquency", Deviant Behavior 17: 43-70.

Glock, Charles Y. (1998), "Dindarhgm Boyutlan", Din Sosyolojisi i<;:inde (edt. Yasin Aktay ve M. Emin Gokta~), Vadi Yay., Konya.

Grasmisk, Harold (1994), "Religion, Attribution Style, and Punitive Toward Juvenile Offenders", Criminology, 32 (1): 23-46.

Grasmisk, Harold, Robert Bursik ve John Cochran (1991) "Render Unto Caesar What Is Caesar's: Religiosity and Taxpayers' Inclinations To Cheat" Sociological Quarterly 32: 251-266.

Groves, W. Byron v.d. (1987), "Islam, Modernization and Crime: A Test of The Religious Ecology Thesis", Journal of Criminal Justice 15: 495-503.

Giine:;;, Tacettin (2003), The Relationship Between religiosity And Crime: A Case Study on University Students in Turkey (yaymlanmanu:;; Doktora Tezi), A Thesis Submitted to The Graduate School of Social Sciences Of Middle East Tecnical University, Ankara.

Higgins, Paul C. and Gary L. Albrecht (1977), "Hellfire and Delinquency Revisited". Social Forces 55: 952-958.

Hirschi, Travis ve Rodney Stark (I 969), "Hellfire and Delinquency" Social Problems 17: 202-213.

istanbul Universitesi Tlirk Kriminoloji Enstitiisii, 1974 Su<;:lu <;:ocuk Hakkmda K.riminolojik Anket, istanbul, 1953.

Jensen, Gary F. and Maynard I. Erickson ( 1979), The Religious Factor and Delinquenc:y: Another Look at Hellfire Hypothises: i<;:inde Robert Wuthnow (Ed.) The Religious Dimension: New Directions in Quantative Research, New York: Academic Pres.

56

l

Page 31: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

Zahir KIZMAZ

Jensen. Gary F. ve Dean G. Rojek, (1980), Delinquency and Youth Crime, Prospect Heights IL: Waveland Press.

Johnson, Byron R., Spencer De Li, David B. Larson ve Michael McCullough (2000), "A Systematic Review of Religiosity and Delinquency Literature", Joumal of Contemprorary Criminal justice, 16 (1): 32-52.

KlZlnaz, Zahir (2005); "Din ve Su<,:luluk: Su<,: Teorileri A<,:1smdan Kuramsal Bir Yakla~nm", Fn·at Dniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 15 (1): 189-215

Larson, David B. and Byron R. Johnson, (1998) "Religion: The Forgotten Factor m Cutting Youth Crime and Saving At-Risk Urban Youth", www.manhattan­institute.org/

Leukefeld, C.G, T. K. Logan, R.R.Clayton v.d. (1998), "Adolescent Drug Use, Delinquency, and Other Behaviors" Delinquent Violent Youth: Theory and Interventions, Thomas P.Gullotta v.d. (ed.), Thousand: Sage Pub.

Litchfield, Allen, Thomas Darwin L., Li, Bing D. (1997), "Dimensions of Religiosity as Mediators of the Relations Between Parenting and Adolescant deviant Behavior", joumal of Adolescent Reseach, Vol. 12, Issue: 2 199-226.

Myner, Julye, Jennifer Santman, Gordan G. Cappelletty, Perlmutter F.Barry, (1998), "Variables Related to Recidivism Among Juvenile Offenders", Intemational Joumal of Offender Therapy and Comparative Criminology, 42 (1): 65-80.

Ogel, Kiiltegin. (200 1 ), Tiirkiye' de Madde Bagnnhhg1, istanbul: IQ Kiiltiir Sanat Y ayme1hk.

Ozbay, Ozden (2007), "Universite Ogrencileri Arasmda Din ve Sosyal Sapma", Cumhuriyet Dniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 31 (1 ): 1-24.

Peek, Charles W. Ewans W. Curry ve H. Paul Chalfant (1985), "Religiosity and Delinquency over time: Deviance Detenence and Deviance Amplification." Social Science Quarterly 66: 120-131.

Perkins, H. Wesley (1985), "Religious Traditions, Parents, and Peers as Determinants of Alchol and Drug Use Among College Students" Review of Religious Research, 27: 13-31.

Pernanen, K. (1979). "Experience of Violence and Their Association with Alcohol Use in the General Population of a Community". Annual Meeting American Society of Criminology, Philadelphi.

Petterson, Thorlief(1991), "Religion and Criminality: Structural Relationships Between Church Involvement and Crime Rates in Contemporary Sweden", Journal for Scientific The Study of Religion, 30 (3): 279-292.

Richard, Alan J., Bell, David C., Carlson, Jerrey W. ( 2000), "Individual Religiosity, Moral Commitmenty, and Drug User Treatment", Joumal For Scientific The Study of Religion, 39 ( 2): 240-246.

Rohrbaugh, John ve Richard Jessor (1975), "A Personal Control Agent Against Delinquency Behavior", Joumal of Personality, 43: 135-155.

Seddon, Toby (2000), Explaining the Drug-Crime Link: Theoretical, Policy and Research Issues, Jonl. Soc. Pol. 29, 1, 95-107, United Kingdom, Cambridge Univ. Press.

Shoemaker, Donald J. ( 1990), Theories of Delinquency: An Examination of Explanations of Delinquent Behavior, Oxford Univ. Pub. U.S.A.

57

Page 32: Zahir KIZMAZ* - isamveri.org · Zahir KIZMAZ unsurunun, bireylerin toplumsal uyum ve baghhk diizeylerini arttlrmak suretiyle, su~ ve sapmay1 engelleyici bir i~levi yerine getirdigi

SBArD Eyli.il 2010, Say1 16, sh. 27- 58

Sloane, Douglas M. and Potvin, Raymond H ( 1986), "Rei igion and Delinquency: Cutting Through The Maze", Social Forces Vol. 65 (1 ): 87-105.

Stack, Steven and Kanavy, M. Jeanne (1983), "The Effect ofReligion on Forcible Rape: A Structural Analysis", Journal For Scientific The Study of Religion, Vol. 22, issue 1, p67.

Stark, Doney (1996), "Religion as Context: Helfire and Delinquency One More Time, Sociology ofReigion 57: 163-173.

Stark, R., ve S. Bainbridge (1997). Religion, Deviance and Social Control. New York: Routledge.

Stark, Doney, Lori, Kent, Daniel P. Doyle (1982), "Religion And Delinquency: The Ecology of A Lost Relationships", Journal of Research in Crime And Delinquency, 19: 4-24.

Stoolmiller, Mike ve Eleine A. Blechman (2005), "Substance Use a Robust Predictors of Adolescent Recidivism", Criminal Justice and Behavior, 32 (3 ): 302-328.

Thomas, Darvin L.ve Craig Carver (1990), "Religion and Adolescent Social Competence", Developing Social Competency in Adolescence.Advences in Adolescent Development i<;inde Volume, 3 (editOr: T.P. Gullotta ve G.R. Adams) s. 195-219, Newbury Parle Sage Pub.

Title, Charles ve Michael Welch (1983), "Religiosity and Deviance: Toward a Contingency Theory Of Constraining Effects", Social Forces 61: 653-682.

Ti.irk Kriminoloji Enstitusii (1948), Tiirkiyede Adam Oldiin11e CiirnTi.i Makhumlan Hakkmda Kriminolojik istatistik, istanbul: Hiisnittabiat.

Voss, H., ve J. Hepblm1 (1968). "Patterns in Criminal Homicide in Chicago", Journal of Criminal Law, Criminology, and Police Science, 59: 499-508.

Wright, Bradley R.E., Avshalom Caspi, Terrie E. Moffitt ve Phil A. Silva (1999), "Low Self-Control, Social Bonds ve Crime: Social Causation, Social Selection or Both", Criminology 37: 479-514.

Yavuzer, Haluk. (1981 ), Psiko-sosyal A<;1dan (ocuk Su<;lulugu. istanbul: istanbul Universitesi Edebiyat Fakiiltesi Yaymlan.

58

l