uluslararasi sempozyum - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d220886/2013_eserm.pdf · hi ~oyunca gizli...

19
. MEDRESELER ULUSLARARASI SEMPOZYUM MADRASAH TRADITION AND MADRASAHS IN THE PROCESS OF MODERNIZATION " KEVNETORA MEDRESEYE . Ü " " " Dl PEVAJOYA MODERNBUNE DE REWSA MEDRESEYAN , 5-7 Ekim / October 2012 Alparslan Üniversitesi I

Upload: others

Post on 25-Oct-2019

18 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

MEDRESEGELENEGİVE MODERNLEŞME SÜRECİNDE

.MEDRESELER

ULUSLARARASI SEMPOZYUM

MADRASAH TRADITION AND

MADRASAHS IN THE PROCESS OF

MODERNIZATION

" KEVNETORA MEDRESEYE . Ü

" " " Dl PEVAJOYA MODERNBUNE DE

REWSA MEDRESEYAN ,

5-7 Ekim / October 2012 Muş Alparslan Üniversitesi

Muş I TÜRKİYE

Page 2: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

M.Ş.Ü. YAYINLAlU-1- .

1. cilt isbn: 978-605-5137-01-4

Kitap Adı Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler

Editör Yrd. Doç. Dr. Fikret GEDİKLİ

Son Okumalar Yrd. Doç. Dr. Hüseyin DOGAN

Yrd. Doç. Dr. Mehmet DALKILIÇ

Dizgi . Yrd. Doç. Dr. Fikret GEDİKLİ

Kapak Tasarım Erdal YILDIZ

Baskı/Cilt -2-

1. Baskı Mayıs 2013, Muş

Bu eserin bütün haklan M.Ş.Ü' ye aittir. Yayınevin~n izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik

ya da fotokopi yoluyla basımı , yayımı , çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

İsteme Adresi Muş Alparslan Üniversitesi

Tel: 0436 213 00 59 - Fax: 0436 213 00 59 W'\Y\"'..a lparslan.edu.tr

Page 3: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

Giriş

Doğu Medreselerinde İslam Tarihi ve Siyer Eğitimi

Yrd. Doç. Dr. Mithat ESER1

İslam tarihinde eğitim ve öğretim kurumlarına genel olarak medrese adı

verilmektedir. İlk defa Gazneliler döneminde Nişabur'da kurulduğu kabul edilen

ancak Büyük Selçuklular döneminde (Nizamiye medreseleri) İslam dünyasında bü­

yük önem kazanan medreseler,2 Anadolu Selçukluları, beylikler ve Osmanlı Devleti

zamanında Anadolu'da eğitim öğretim açısından çok önemli kurumlar olmuşlardır.

3Mart1924 tarihinde Tevhicl-i Tedrisat Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti'nde bütün

eğitim öğretim kurumlarının Maarif Vekaleti'ne (Eğitim Bakanlığı) bağlanması ve

ardından da dönemin Eğitim Bakaııı .Vasıf [Çınar] Bey tarafından adı geçen kanu­

nun uygulamalarını belirleyen 11 Mart 1924 tarihli ve 477 numaralı genelgesiyle3

resmi olarak eğitim öğretim faaliyetlerine son verilen medreseler, Cumhuriyet tari­

hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında

önemli bir görev üstlenmişlerdir.

Medreselerde okutulan dersler farklı isimlendirmeler olmakla birlikte genel ola­

rak ulürn-u aliye (alet ilimleri) ve uhim-u şeriyye (şeri ilimler) olarak iki gruba ayrıl­

mıştır.4 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, medreselerde okunan ve okutulan kelam, mantık,

1 Muş Alparslan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakiiltesi

2 Nebi Boıkurt, ÜMedrese~ 'fürkiye Diyanet Vakti İslam Ansiklopedisi, Cilt: XXVID, İstanbul, 2003, s. 323-324.

3 Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 51.0/2.1.3l:Söz konusu ge.nelgenin okunmasında katkısı olan Muş Alparslan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Turkiye Cumhuriyeti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ercan Çağlayan'a teşekkür ediyorum.

4 Saçaklı.zade, Muhammed b. Ehi Bekir el-Maraşi: Tertibu'I-'Ulum, Çev: Zekeriya Pak, Kahramanmaraş, 2009, s. 125, 152,236,237,245.

Page 4: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

710 1 Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler

. belagat, lügat, nahiv, hendese, hesap, heyet, felsefe, tarih ve coğrafya ile ilgili dersleri

"ulfun-ı aliye" (vasıta ilimler); aralarında Kur'an, hadis ve fıkıh konuları bulunan di­

ğer dersleri de "ulfun-ı 'aliye" (yüksek ilimler) olarak iki ana başlık altında değerlen­

dirir.5 Arapça başta olmak üzere ulum-u aliye (vasıta/alet ilimler) ulum-u aliyenin

(yüksek ilimler) tahsiline vasıta olduğu için bu ismi alrnıştır.6

Osmanlı Devleti dönemindeki medreselerde alet ilmi olarak kabul edilen İslam

tarihi/siyer derslerinde ders kitabı olarak Kadı Iyaz'ın Kadı Iyaz veya Şifa-i Şerif

adlarıyla tanınan Kitabü'ş-Şifa isimli eseri okutulmuştur.7 Taşköprülüzade, kendi

hayatını anlatırken söz konusu kitabın bir bölümünü okuduğunu söylemiştir.8 Med­

resede okuduğu kitapları anlatan Taşköprülüzade'nin, XVI. yüzyılda medreselerde

okutulan kitaplarfa ilgili geniş bir bilgi verdiği görülmektedir. Medreselerde okutu­

lan diğer bir siret eseri Halebi'nin ( öl.1634) İnsanü'l-Uyftn fi Sireti'l-Emirıi'l-Me'mun adlı eseridir. Bu eser Siyer-i Halebi veya sadece Halebi adıyla meşhur olmuştur. Yine

Tirmizi'nin Şemail-i Şerif ile Beyhaki'nin Delailü'n-Nübüvve isimli eserleri medre­

selerde okutulmuştur. Arıcak dört eserin de medreselerde hadis kitabı olarak okutul­

duğu görülmektedir.9

Günümüzde eğitim öğretim faaliyetlerine devam eden medreselerde de belli

oranda klasik anlayış devam etme~e ve bu noktada eğitimi yapılan Arapça dili ile

ilgili olan sarf, nahiv, belagat gibi derslere alet ilimleri, diğerlerine harici/izafi/şeri

dersler denilmektedir. Osmanlı medreselerinde harici ve dahili ders ifadelerinin kul­

lanıldığına bakılırsa 10 günümüz medreselerinde kullanılan bu ifadenin kullanımının

gerilere gittiği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda bu tebliğe konu olan medreselerdeki

İslam tarihi ve siyer dersleri de harici/izafl/şeri ders olaral< okutulmaktadır.

Bu çalışmada günümüzdeki. doğu medreselerinde İslam tarihi ve siyer ders kitap-

5 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmarılı Devleti'nin İlmiye Teşkilatı, 3. baskı. Ankara. 1988, s. 20.

6 Uzunçarşılı, age .. s. 20.

7 Mefail Hızlı, "Osmarılı Medreselerinde Okutulan Dersler ve Eserler·: Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XVII, Sayı: 1, Bursa, 2008. s. 36, 44, 45. Osmarılı medreselerinde okutulan dersleri ve kitapları liste halinde görmek için bkz. Cahid Baltacı. XV-XVI. Asırlan Arası Osmanlı Medreseleri, İstanbul, 1976, s. 35-43; Cevat İzgi, Osmarılı Medreselerinde İJim, İstanbul, 1997, s. 67-117.

8 Taşköprülüzade (968), Ahmed b. Mustafa, eş-Şakaik"ll'n-Nu'mfıniyye fi Ulemfıi'd-Devleti'l-Osmaniyye, Beyrut, 1395/1975, s. 327; Uzunçarşılı, age., s. 40.

9 Hµlı, agm., s. 37, 44-45. Osmarılı medreseleriyle ilgili eserinde Cahit Baltacı, medreselerdeki müfredatı tek tek sayarken. söz konusu kitaplardan bahsetmeiniştir. Bkz. Cahit Baltacı, age .. s. 35-43.

10 Ahmet Cevdet, Tarilı-i Cevdet (1-XII), Sadeleştiren: Mümin Çevik. İstanbul, 1972, I/154.

Page 5: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

Y rd. Doç. Dr. Mithat ESER 1711

laiı, bu kitapların içerikleri, okutulan İslam tarihi konuları ve söz konusu derslerin

işleniş usUlü üzerinde durulacak, bu konularla ilgili değerlendirmeler yapılacaktır.

Bu değerlendirmelerden hareketle hem medreselerdeki mevcut durum ortaya konul­

muş olacak hem de İslam tarihi ve siyer dersi eğitimin kalitesinin artırılması için tek­

lifler yapılacaktır. Bu çalışma öncesinde Bitlis, Batınan, Diyarbakır ve Muş illerinden

örnek olarak seçilen dokuz medresenin müderrisi ile birebir görüşülmüş, önceden

hazırlanan sorular orılara yöneltilmiş ve verilen cevaplar kayıt altına alınmıştır. Söz

konusu medreselerdeki müderrisler Cizre, Tillo, Norşin, Ohin medreseleri gibi ekol

olarak kabul edilen medreselerden icazetli olan ve genel olarak Doğu ve Güneydoğu

AnadoluClaki bütün medreselerin temeli sayılabilecek kişiler olduğu için veriler, söz

konusu bölgelerdeki bütün medreseleri kapsayacak şekilde genelleştirilmiştir. Mea­

reselerin resmi olarak yasak kabul edilmesi sebebiyle söz konusu müderrislerin ve

medreselerin isimleri verilmeyecek, il ve ilçe ismiyle yetinilecektir.

Medreselerde Siyer ve İslam Tarihi Dersleri

Geçmişte olduğu gibi günümüzde de Arapça, medreselerde müretteb/sıralı ders

olarak kabul edilmektedir. Harici veya izafi dersler arasında tefsir, hadis, fıkıh gibi

derslerin yanı sıra siyer, yer yer de İslam tarihi dersleri yer almaktadır. Görüşmeler­

de hemen hemen bütün müderrislerin ifade ettiği husus, asıl ilimlerin tefsir, fıkıh,

hadis vb. olduğu bunun yanında özellikle Hz. Peygamber'in hayatının da mutlaka

öğretilmesi gerektiğidir. Hatta bu derslere harici ders adını kullanmak istemeyen

müderrisler vardır. Dolayısıyla her medrese İslam tarihinin özellikle de siyerin oku­

tulması konusunda hemfikirdir ve nitekim siyer dersi olmayan hiçbir medrese yok­

tur. Sadece siyer dersi bulunan ve İslam tarihiyle ilgili başka hiçbir dersi bulunmayan

bir medrese bulunmaktadır. Söz konusu medresenin müderrisi de bunun büyük bir

eksiklik olduğunu kabul etmekte ve bir arayış içinde olduklarını ifade etmektedir.

Görüşme yapıl_an diğer bütün medreselerde İslam tarihi dersi bulunmaktadır ancak

konular itibariyle az da olsa farklılık görülmektedir. Söz konusu durumu bir tablo ile

şöyle gösterebiliriz:

Medresenin Bulunduğu İl. Siyer Dersi İslam Tarihi Dersi

Batman Var Var

Batman Kozluk Var Yok Bitlis Güroymak Var Var

Page 6: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

712 1 Medrese Geleneği ve Modeml~şme Sürecinde Medreseler

Bitlis Tatvan Var Var

Bitlis Tatvan Var Var

Diyarbakır Var Var

Diyarbakır Var - -- Var

Muş Var Var

Muş Bulanık: Var Var

İslam Tarihi Konuları

Eskiden farklı olarak günümüz medreselerinde büyük oranda raşit halifelerin

hayatları okutulmaktadır. Görüşme yaptığımız medreselerin yarısı Emev1 ve Abbasi

halifelerini İslam tarihi dersinde işlemektedirier. Medreselerde peygamberler tarihi­

nin de ders olarak işlenilmeye başlandığı görülmüştür. Medreselerinde İslam tarihi

konularını kısıtlı olarak okutan hatta hiç okutmayan müderrisler bile Hz. Adem'den

başlamak üzere Emeviler ve Abbasiler de dahil İslam tarihinin okutulmasının gerek­

li olduğunu ifade etmektedirler. Bir müderris bölge itibariyle Selçuklu ve Osmanlı

devletlerinin dahi okutulmasının gereğini vurgulamıştır. Otuz kırk yıl öncesine ka­

dar değil İslam tarihi, siyer dahi okutulmazken şimdi İslam tarihinin değişik bölüm­

lerinin okutulması ve okutulma gerekliliğinin ifade edilmesi medreselerdeki İslam ı,

tarihi eğitimi açısından son derece önemli bir husustur. Ancak şunu da ifade etmek

gerekir ki önceden konuların belirlenmeyip dersin konularını kitapların belirleme­

si ve kitaplara bu derece bağımlılık' 1 olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Her şeyden

önce bazı konuların okutulmasının zaruri olduğu ifade edilmesine rağmen istenilen

konular okutulamamaktadır. Bu husus korfiı zenginliğini fakirleştirmektedir. Üstelik

öğrenci için amaç konuyu öğrenmeden ziyade metni okuma, ibarelerini çözme ve

anlama ile sınırlı olabilmektedir.12

İslam tarihinin ders olarak okutulması ve ders konularının zenginleşmeye

başlamasının nedenleri olarak müderrisler şunları ifade etmiştir: Özellikle

medreselerin resmi olarak kapatılmasından sonra medreselerin birçoğu kapanmış

kalanlar ise çok zor şartlarda eğitim öğretimlerine devam etmişlerdir. Bu zor şartlar

altında sadece alet ilimleriyle yani sarf, nahiv ve belagat ile yetinilmiştir. Medreseler,

ill/asıl ilimleri okutma imkanı bulamamışlardır. Alet ilimlerinin okutulması neti-

11 Dursun Hazer, "Osmanlı Medreselerinde Arapça Öğretimi ve Ok-utulan Ders Kitapları': Gazi Üniversitesi Ço­rum İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002/I, Çorum, 2002, s. 281.

12 Hazer, agm., s. 282.

Page 7: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

Yrd. Doç. Dr. Mithat ESER 1713

cesinde öğrencilerin kendi kendilerine asıl ilimleri okuyabileceği öngörülmüştür.

Bir bakıma kapıyı açmaları için öğrencilere anahtar verilebilmiş ve kapıyı açma işi

kendilerine bırakılmak zorunda kalınmıştır. · Bunun yanı sıra medreselerde maddi

imkanların son derece sınırlı olması, yeme içme gibi temel ihtiyaçların bile karşıla­

namaması da bunda etkili olmuştur. Son olarak Latin alfabesinin kabulüyle birlikte

eski alfabe diye tabir edilen Arap alfabesiyle yazılan gerek Osmanlıca gerekse Arapça

kitap satmak ve bulundurmak suç kabul edildiği için kaynak kitap temini mümkün

olmamıştır. Bu zor şartlar altında bir medrese hocası medresesinde okutmak üzere

başka bir medrese hocasından kitabı ödünç almak zorunda kalmıştır. Dolayısıyla

Arapça ve Osmanlıca kitapların basımının ve satıınınıİı yaygınlaşl'T!ası, Arap dünyası

ile olan iletişimin artması, refah seviyesinin yükselmesi vb. sebeplerden dolayı artık

günümüzdeki medreseler ali ilimlerin okutulmasına önem vermişler, İslam tarihi ve

siyer derslerinin içeriği de zenginleşmeye başlamıştır. Görüşme yapılan medreseler­

deki İslam tarihi konularını bir tablo halinde incelemek mümkündür:

Medresenin Bulun- Peygamberler Tarihi Raşit-Halüeler Emeviler-Abbasiler

duğu İl/İlçe

Batman Var Yok Yok

Batman Kozluk Yok Yok Yok

Bitlis Güroymak Yok Var Var

Bitlis Tatvan . Yok Var Yok

Bitlis Tatvan Yok Var Var

Diyarbakır Var Var Var

Diyarbakır Var Var Yok

Muş Yok Var Var

Muş Bulanık Yok Var Var

Medreselerde Siyer ve İslam Tarihi Derslerinde Okutulan Ders Kitapları ve

İçerikleri

Cumhuriyet tarihi boyunca medreselerde okutulan genelde ders kitapları özel­

de ise İslam tarihi ve siyer kitapları üç aşama geçirmiş gibi görünmektedir: Birinci

dönem Tek Partili dönem olarak ifade edilen dönem olup faaliyetlerini gizli olarak

sürdüren medreselerde ancak nahiv, sarf vb. alet ilimleri okutulabilmiş ve harici ders

adı verilen gerçekte ali ilimler olarak isimlendirilen tefsir, hadis, fıkıh gibi dersler

okutulamamıştır. İkinci dönem çok partili dönem olup bu dönemde medreselerde

Page 8: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

714 1 Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Med~eseler

ali.ilimler okutulmaya başlanmıştır. Üçüncü dönem ise 1990'lı yıllardan günümü­

ze dek süren dönem olup bu süreçte Doğu medreselerinde okutulan siyer kitapları Halebi'nin Siretü'l-Halebiyye'si, Hudari'nin Nuru'l-Yakin'i ve Muhammed Rızanın

Muhammed Raslllullah isimli kitapları olmuştur. Bu zaman zarfında İslam tarihi ile ilgili Süyfrti'nin Tarihu'l-Hulefası ve Şeblenci'nin Nfıru'l-Ebsar'ı okutulmuştur. ·

1990'lı yıllardan itibaren özellikle 2000'li yıllarda bu kitaplara ilaveten farklı, özellik­

le çağdaş kitaplar okutulmaya başlanmıştır. Bu kapsamda söz konusu üç dönemde

okutulan kitapların içeriklerinin incelenmesi, dönemlerin yapısı ile söz konusu ki­taplar arasındaki ilişki açısından öner!). arz etmektedir.

İlk dönemde tefsir, hadis, fıkıh vb. ilimlerle birlikte siyer ve İslam tarihi der~leri de okutulamamıştır. Bu dönem, medreselerin var olma mücadelesi verdiği dönem­

dir. Bu dönemde bütün engellemelere ve baskılara rağmen medreseler varlıklarını gizli olarak sürdürmüşlerdir.

İkinci dönem diye tabir ettiğimiz 1950'li yıllardan itibaren medreselerde okutu­

lan kitaplar ve içeriklerinin değerlendirilmesi medreselerdeki İslam tarihi ve siyer derslerini anlamak açısından gerekli bir husustur.

Halebi'nin Siretü'l-Halebiyye'sJ: Şafii fakihi olan Nfıreddin Halebi'nin ( 1044/1635) ' eserinin tam ismi İnsanu'l-Uyfrn fi Sireti'l-Emini'l-Me'mtln'dur. Ebu'l-Mevahib

Muhammed b. Muhammed es-Sıddiki'nin işaretiyle kaleme alınan eser, İbn Sey­yidi'n-Nas'ın Uyfrnu'l-Eser'i ile Şarni'nin es-Siretü'ş-Şarniyye'si ihtisar edilerek

meydana getirilmiştir. 13 Halebi, eserine Busiri ve Sübkiöen beyitler almıştır. 14 Eser

için "Diğer siyer kitaplarından farklı bir yönü bulunmayan, konuları iyi tasnif edil­melniş derleme bir eserdir:' dense de15 tam olarak derlemeci tarih anlayışıyla oluş­

turulmuş bir eser olduğu söyleneme;z. Çünkü eserde sadece rivayetler verilmekle

kalınmamış, dvayetlerle ilişkili yapılan eleştiriler savunulmaya çalışılmıştır. Örnek olarak eserin müellifi, Rahib Bahira olayında Zehebi ve İbn Hacer başta olmak üzere

pek çok alimin eleştirdiği, çocuk yaştaki Hz. Muharnmed'in kendinden daha küçük

olan Hz. Ebubekir ve belki de daha doğmamış olan ya da çok küçük yaşta olan Hz. Bilal ile geri gönderilmesi rivayetini savunmaktadır. 16 Müellifin eserin son bölümün-

13 Cevat İzgi, "Halebi, Nureddin" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 1997, XV /233.

14 El-Halebi, Ali b. Bürhanüi:t-din (1044/1635}, lnsan~'l-Uyün fi S'ıreti'l-Emini'l-Me'mıln (1-Ill), Beyrut, 1400, I/5.

ı5 İzgi, agm., XV/233.

16 Halebi, age., I/195-197.

Page 9: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

Y rd. Doç. Dr. Mithat ESER 1715

de Hz. Peygamber'in yakınları, şairleri, müezzinleri, hizmetçileri vb. hakkında bilgi

vermesinin yanı sıra onun mucizelerini de ayrı bir başlık altında incelemesi dikkat

çekicidir.

Hudari'nin Nuru'l-Yakin'i: Mısırlı hukukçu ve tarihçi olan Hudari'nin (1927)17

tek ciltlik eserinin tam ismi Nıiru'l-Yakin fi Sireti Seyyidi'l-Murselin'dir. 18 Hz. Pey­

gamber'in hayatını özet bir şekilde ve klasik anlayışla ele alan çağdaş bir siyer ki­

tap olan19 eserin diğer siretlerden farklılığı, Halebi'nin eseriyle benzer bir şekilde

son bölümde Hz. Peygamber'in şemail ile mucizelerini ayrı bir başlık altında ele

almasıdır.20 Hudari'nin eserini meydana getirirken faydalandığını belirttiği eser­

ler arasında, Kadı Iyaz'ın eş-Şifa, Halebi'nin es-Siretu'l-Halebiyye, Kastallanfnin

el-Mevahibu'l-Ledunniye ve Gazalinin İhyau Ulıimi'd-Din adlı eserlerinin bulun­

ması21 mucizeler konusunda geleneksel bir bakış açısıyla hareket ettiğini göstermek­

tedir. Bağcı'nın da işaret ettiği üzere "Özellikle kitabının sonuna ilave ettiği şemail

ve mucizeler bölümünde pek çok problemli rivayet yer almaktadır. Bunun nedeni,

içerisinde pek çok zayıf ve uydurma rivayetler yer alan yukarıda Kadı Iyaz'dan başla­

yarak saydığımız kaynaklara dayanarak bu bölümü oluşturmasıdır:'22

Muhammed Rızanın Muhammed Rasıilullah'ı: Eserin müellifi eseri birçok araş­

tırma neticesinde yazdığını, eserinin kaynakları arasında siret eserlerinin yanı sıra

Kuran-ı Kerim' in tefsirleri, mevsuk hadis kitapları, sahabe hayatlarını anlatan eserler

ve lügat kitaplarının bulunduğunu özellikle müsteşriklerin görüşlerini incelediği­

ni belirtmektedir.23 Müellif, siyer kitaplarının ya çok uzun ya da çok kısa olması,

fihristlerinin bulunmaması ve siyer ile ilgili rivayetlerin içerisinde uydurulmuş ve

ihtilaflı bilgilerin bulunması sebebiyle siyer kitabı yazdığını ifade etmektedir. Mü­

ellif, eserinin derlemeci değil tenkitçi bir metodla yazıldığıyla ilgili şöyle demek-.

tedir: "Şunu da söylemeden geçemeyeceğim: Şu anda, geçmişte olduğu gibi sadece

yazılan ve anlatılan kıssalardan ibaret bir tarih anlayışı kabul edilen bir anlayış de-

17 Ferhat Koca, "Hudan~ rurkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, lstanbul, 1998, XVITI/283.

18 El-Hudari Beg, Muhammed (1927), Nılru'l-Yakin fi Sireti Seyyidi'l-Murselin, 4. Basla, Mısır, 1344/1926.

19 Musa Bağc;, "Medrese Eğitiminde Hadis Birikimi-Diyarbakır Örneği-", Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, Sayı: I Nisan 2009, s. 53.

20 Hudari, age .. s. 236, 255.

21 Hudari, age., s. 3.

22 Bağcı, agm., s. 53.

23 Muhammed Rıza, Muhammed Rasülullah, Beyrut, 1966, s. 4.

Page 10: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

716 1 Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler

ğildir. Tarih, araştırma ve tahkike dayalı ilimler gibi bir ilim haline gelmiştir:'24 Hı.

Peygamber'in doğum gününün kutlanması ile ilgili söz konusu kutlamanın ortaya

çık.ısından kendi zamanına kadar olan süreci anlatan Rıza, kitabında yer yer klasik

siyerlerin dışına çıkmıştır. Hı. Peygamber'in çok eşle evliliği ve bunun hikmetleri

gibi konulara da yer veren müellif, medreselerde okutulan diğer siret eserleri gibi

Hı. Peygamber'i.İl mucizelerini bir başlık altında ele alarak kitabına son vermiştir.

1950'li yıllardan itibaren Türkiyeöe çok partili hayata geçişle birlikte insan hak

ve hürriyetlerinde bir takım gelişmele.r kaydedilmiş, bununla birlikte eğitim, sosyal

ve kültürel hayatta da büyük farklılıklar görülmüştür. Tercüme faaliyetleri ile bir­

likte İslam dünyası ve onların fikirleri ile tanış~ken aynı zamanda oryantalistlerin

fikirleri de tartışılmaya başlanmıştır. Özellikle Muhammed Rızanın Muhammed

Rasfilullah kitabında yer alan oryantalist bakış açısına karşı reddiyeler, geleneğe sıkı

sıkı bağlı olan medreselerde bu kitabın neşvü nema bulmasına katkıda bulunmuş­

tur. Nitekim bir müderris bu hususun altını çizmiştir. Söz konusu müderris, Tevrat

ve İncilöeki Hı. Peygamber'i müjdeleyen ayetlerin Muhammed Rızanın kitabında

bulunmasının önemine de işaret etmiştir. İkinci olarak medreseler bir yandan eğitim

öğretim faaliyetlerini sürdürürken öte yandan tasavvufi bir geleneğe bağlı olmuşlar­

dır. Tasavvufi gelenekte şeyh-müt.it ilişkisi açısından mucize, keramet vb. olağanüstü

hallerin önemli bir rolünün olduğu bilinen bir husustur. Söz konusu anlayışa sahip

olan medreselerde özellikle Hz. Peygamber'in mucizelerirıi uzun uzadıya anlatan ve

bunlara "Hz. Peygamber'in Mucizeleri" tarzında müstakil başlıklar ayıran Halebi'nin

Siretü'l-Halebiyye'si,Hudari'nin Nuru'l-Yakin'i veMuhammed Rızanın Muhammed ı

Rasfilullah'ı anlamlı görünmektedir. Bunun yanı sıra bu kitapların Hz. Peygamber'in

hayatını bir veya birkaç ciltte geniş bir biçimde ele alması, klasik medrese eğitiminde

müderris ile öğrencinin karşılıklı o~asına uygun olması da bu kitapların seçi­

minde etkili olsa gerektir. Hiç şüphesiz bu kitapların seçimindeki en önemli sebep,

bunların tamamen geleneğe bağlı kalması ve tenkitçi tarih yorumunu değil de klasik

kaynaklardaki rivayetleri savwıan bir tarih yorumunu benimsemesi olmalıdır. Zira

medreselerin, yapısı icabı geleneğe sıkı sıkıya bağlı olan eğitim kurumları olduğu

söylenebilir. Medreseler sorgulamayan, sorgulatmayan, daha çok saygıya dayanan

bir eğitim anlayışına yer vermiştir. Bu, medreselerde müzakere ve tartışmanın hiç

olmadığı anlamına gelmemektedir. Nitekim bunun varlığı görüşmelerde teyit edil­

miştir. Ancak medreselerdeki genel yapının itaat, saygı, dinleme, karşı çıkmama,

24 Rıza, age., s. 4.

Page 11: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

Yrd. Doç. Dr. Mithat ESER 1717

eleştirmeme gibi kelimelerde kendini bulan bir yapıda olduğu malwndur. Dolayısıy­

la sadece rivayetlerin savunulduğu söz konusu kitapların ders kitabı olarak okutul­

masındaki temel sebebin, medresenin geleneğe bağWığı ve tenkitçi tarih anlayışına

karşı tepkisel bir yaklaşımdan kaynaklandığı söylenebilir.

İkinci dönemde İslam tarihi kitabı olarak okutulan iki eser göze çarpmaktadır:

Sµyılti'nin Tarihti'l-H~efa'sı ve Şeblenci'nin Nılru'l-Ebsar'ı. Söz konusu kitaplardan

!arihu'l-Hulefanın medreselerde okutulma sebebi ilk halife Hı. EbubekirClen

müellifin yaşadığı döneme kadar bütün halifelerin dönemini özet bir biçimde an­

latması olabilir. Zira yazar kitabın önsözünde kitabı yazma sebebi olarak genelde ta­

rihçilerin yapmadığı bir şekilde peygamberler, sahabiler, müfessirler, hadis hafızları,

nahiv ve dilciler, usulcüler, veWer vb. büyük zatlarla ilgili ayrı ayrı kitap yazdığını,

söz konusu kitapta da halifeleri anlattığını ifade etmiştir.25 Fakat bundan daha önem­

li bir sebebe birkaç müderris işaret etmiştir: "Süyılti'nin !arihu'l-Hulefasının ibare­

leri zordur ve medrese öğrencileri arasında ibareleri anlama noktasında bu kitap bir

. yarışma aracı olmuştur:· Bir başka müderris de söz konusu kitabın Arapçasının zor

olduğunu, içinde yer alan şiirlerin tercümesinin iyi bir Arapça bilgisi gerektirdiğini

ifade etmiştir. Dolayısıyla söz konusu kitabın seçilmesinde uzun yıllar Arapça eği­

timi alan medrese öğrencilerinin .Arapça düzeyinin sınanması için önemli bir işlev

görmesi kanaatimizce temel sebep olmalıdır. Tarihu'l-Hulefa' adlı eserinde son bölü­

münde çok özet bir şekilde Endülüs Emevileri, olumsuz ifadelerle Fatımiler, Yem~n

ve Taberistan bölgesinde hilafetlerini ilan eden Alioğullan ele alınmıştır.26

Medreselerde İslam tarihi ile ilgili okutulan diğer eser Şeblenci'nin Nfıru'l-Ebsar fi Menakıb-i Al-i Beyti'n-Nebiyyi'l-Muhtar'ı öncelikle Hz. Peygamber'in hayatını özet

olarak anlatmakta, başlıklar halirıde Allah Rasıllü'nün isimleri, lakabları, künyeleri;

şemaili, mizahları, gazveleri, seriyyeleri, çocukları, zevceleri, hizmetçileri, kadıları, .

elçileri, şairleri, katipleri, emirleri, kılıçları, okları, hasa.isi, nübüvvetinin deWleri ve

mucizelerini ele almaktadır. Kitapta daha sonra dört halifenin sireti özetlenmiş; ikin-

ci bölümde başta Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin olmak üzere on iki imamın menkıbe­

leri yer almıştır. Üçüncü bölüm, Ehli Beyt'ten olan hanımların menkıbelerine ayrıl­

mış, dördüncü bölümde dört büyük imamın hayatına dair bilgilere yer verilmiştir.

25 Es-Süyıiti, Cela!üddin Abdurrahman b. Ebi Bekr (91111505). T"acihu'l-Hulefa', thk: M. Muhyiddin Abdülhamid, Beyrut, 1409/1989, s. 5-6.

26 Süyıiti, age., s. 576-579.

Page 12: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

718 1 Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medr~seler

Hatime bölümü ise dört kutbun menkıbelerini ihtiva etm~ktedir.27 Delailü,n-Nü­

büvve türünde telif edilen eserin, özellikle Hz.Peygamber'in sireti bölümü geçmiş

asırlarda yazılmış delailü'n-nübüvve kitaplarına dayanılarak oluşturulmuştur.28

Eserin en bariz özelliği menkıbevi tarzda olmasıdır. Nitekim bir müderris sahabi

hayatlarıyla ilgili söz konusu eserin uzun yıllar medreselerde okutulduğunu arıcak

içerisindeki bidat ve hurafe olarak tavsif edilecek bilgilere ye! vermesinden dolayı bu

eseri okutmadığını ifade etmiştir. Dolayısıyla menkıbevi arılatımların önemli bir yer

tuttuğu tasavvufi arılayışa sahip oları medreselerin Nlıru'l-Ebsar'ı uzun yıllar medre­

selerde okutması ve halen de okutmaya.devam etmesi anlaşılır bir husus ol~ak göze

çarpmaktadır. Söz konusu eserdeki on iki imamın menkıbeleri ile Şia mezhebinin

temel kaynaklarındaki on iki imamın menkıbelerinin tamamen aynı olması dikkat-i

calib bir husustur.19

Üçüncü dönem diye tabir ettiğimiz 1990'lı yıllardarı itibaren özgürlüklerin

artması ve diğer İslam ülkelerindeki Müslümarılar ve Müslürnarı alimlerle iletişim

kurulması neticesinde medreselerdeki siyer ve İslam tarihi kitaplarında da değişik­

likler görülmeye başlarımıştır. Farklı kitapların başında Said Ramazan el-Bıltl'nin Fıkhu's-Sire'si gelmektedir ki bu aslında medresenin rivayetçi tarih metodundarı ten­

kitçi tarih metoduna geçtiğinin d~ delilidir. Artık tarih anlatımındaki temel espri

oları tarihten ders ve ibretler çıkarma anlayışının medreselerde de kendisine yer

bulduğu söylenebilir. Bu dönemde medreselerde yer yer ismi geçen bir başka siret

eseri, Mübarekfü.rlnin er-Rahiku'l-Mahtfun adlı eseridir. Bu eserin Buti'nin Fık­

hu's-Sire'si ile tercihli okutulması da anlamlıdır. Çürıkü her iki yazar da çağdaştır ve ' eserlerini yazarken olaylarla ilgili yorumlarını da yazmışlardır. Bu iki yazarın yanı

sıra Ebü,l-Hasen Nedvi, Süleyman Mekhw vb. çağdaş yazarların Hı. Peygamber'i

ele alan eserlerinin Doğu me.dreselerinde yer alması, medreselerin yeniliklere açık

olduğunun ve medrese eğitim progranllarının geliştirilmesi için çaba sarf ettikleri­

nin en açık göstergesidir. Ancak bu kitapların çocuklara yönelik yazılmış olması ve

Arapçasının basit olması medreseye yeni başlayan talebeler için bir yarıdarı Arap­

çalarının geliştirilmesi amacının da güdüldüğü izlenimi vermektedir. Buna rağmen

siyerin öğretimi açısındarı söz konusu kitaplar bir zihıJ.iyet değişikliğini yansıtmak-

27 Şeblenci, es-Seyyid Müınin b. Hasan (1298/188ı), Niıru'l-Ebsar fi Menakıb-i Al-i Beyti'n-Nebiyyi'l-Muhtar, Mısır, 1324.

28 Bağcı, agm., s. 52.

29 Örnekler için bkz. Miıhat Eser, Abbasilerin ilk Döneminde Seyyid ve Şeriflerin Diıü, Sosyal ve Kültürel Ko­numlan, (Basılmamış Doktora Tezi), Konya, 2008, s. 30, 3ı, 42, 43, 45.

Page 13: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

Yrd. Doç. Dr. Mithat ESER 1719

tadır. Nitekim görüşme yaptığımız bütün müderrisler, medreselerde eğitimin kalite­

sinin daha da arttırılması için bir çaba içinde olduklarını ifade etmişlerdir.

Üçüncü dönemde İslam tarihi kitaplarında da bir değişim görülmektedir.

SüyCıti'nirı !arihu'l-Hulefa'sı ve Şeblenci'nirı Nılru'l-Ebsar'ının dışında çağdaş

yazarların Kasasu'n-Nebiyyin ismirıde eserleri ile peygamberler tarihi, Abdurrahman

Ra'fet Başanın Suverun min Hayati's-Sahabe30 ve Suverun min Hayatit-Tabiliı31 isim­

li eserleri ile sahabe ve ta.bitin neslinden önemli şahsiyetlerin hayatları medreselerde

okutulmaya başlanmıştır. Bu da son dönemde Doğu medreselerirıin yeniliklere açık

yönünü gösterirken, medreselerdeki İslam tarihi derslerinin içeriğinirı de zengirıleş­

tiğinin bir kanıtı olarak görülmelidir. Ancak söz konusu kitapların çocuklara yönelik

tarzda yazılmış olması ve dilinin kolaylığı, az önce siyer ile ilgili kitaplarda bahsetti­

ğimiz gibi, medreseye yeni başlayan öğrencilerin Arapçasının geliştirilmesine yöne­

lik bir düşüncenirı varlığını hissettirmektedir.

Medresenin Bu-Medreselerde Okutulan Siyer Kitapları

lunduğu İl/İlçe -Batman Nedvi-Siretü Hateıni'n-Ne-

biyy'"ın

Batman Kozluk Halebi-Siretü' !-Hale- Hudarl-Niiru'l-Yakin Muhammed Rıza- Muhaın-

biyye med Rasfılullah

Bitlis Güroymak Halebi-Siretü' !-Hale- Said Ramazan el-Bfıti Muhammed Rıza- Muham-biyye Fıkhu's-Sire med Rasfılullah

Bitlis Tatvan Haleb1-Siretü'l-Ha- Said Ramazan el-Bilti Muhammed Rıza- Muham-lebiyye İbn Hişam, Fıkhu's-Sire med Rası1lullah es-Si re

Bitlis Tatvan Hudari-Niiru'l-Yakin Muhammed Rıza- Muham-med Rası1lullah

Diyarbakır İbn Hişam, es-Sire Hudari-Niiru '!-Yakin Nedvi-Siretü Hatemi'n-Ne-biyyin

Diyarbakır Süleyman Mekhfıl Nedvi-Siretü Hate- Mübarekfilri, er-Rahi-vd. es-Siretü'n-Ne- mi'n-Nebiyyin ku'l-Mahtüm veya beviyye

Said Ramazan el-Bfıti Fık-hu's-Sire

Muş Muhammed Rıza- Muham-med Rası1lullah

Muş Bulanık

30 Abdurrahman Ra'fet el-Başa, Suverun min Hayati's-Sahabe, Beyrut, 1412/1992.

31 Abdurrahman Ra'fet el-Başa, Suverun min Hayatit-Tiıbiin, 15. Baskı, Kahire, 14ı8/ 1997.

Page 14: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

720 1 Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Meı;lreseler

Medresenin Bulun-Medreselerde Okutulan İslam Tarih.i Kitaplari'

duğu İl/İlçe

Batman Nedvi, Kasasu'n-Ne-biyyin

Batman Kozluk

Bitlis Güroymak Süyiiti-Tiirihu'J-Hu-leffi

Bitlis Tatvan Said Hawa-Raşit Ha-Lifeler1

Bitlis Tatvan Süyiiti-Tiirihu'l-Hu- Şeblenci- NCıru'I-

leffi Ebsar

Diyarbakır Süyı1ti-Tarihu'l-Hu- Nedvi, Kasasu'n-Ne-leffi biyyin

Diyarbakır Nedvi, Kasasu'n-Ne- Abdurrahman Ra'fet biyyin Başa-Suverun min

Hayati 's-Sahabe ve Suve-run min Hayarit-Tabiin

Muş Süyuti-Tiirihu' 1-Hu- Şebi enci- Nıiru' J- Abdurrahman Ra'fet leffi Ebsar Başa-Suverun min

Hayati 's-Sahabe

Muş Bulanık Süyı1ti-T3rihu'J-Hu- Şeblenci- NCıru'J-

leffi Ebsar

• ı,

Islam Tarihi ve Siyer Dersinin Eğitim Usfilü

Medreselerdeki klasik eğitim usıllü hocanın talebeye kitabı okutması, ibarelerini

açıklaması, onların derslerini dinlemesi, öğrencinin seviyesinin tespiti ve yönlendir­

mesi şeklindedir. Müderrisler oku~arı derslerden herhangi bir konu üzerine öğ­

rencilerine münazara yaptırırlar ve neticede iki taraf arasında hakem olup mütalaa­

larını söylerlerdi. 32 Görüşm~ yapılan medreselerde özellikle filet ilimleri olarak kabul

edilen sarf, nahiv vb. ilimlerin eğitiınlı\i.n aynı şekilde öğrencinin derse hazırlanması

ve birebir hoca ya da öğrencinin ders kitabının ibareleri çözmesi ve gerektiği yerde

hocanın açıklamalarda bulunması şeklinde dev:am ettiği görülmüştür. Ancak birebir

eğitim, faydalarının yanı sıra özellikle çok zaman alması, hocaların öğrencilere ye­

tişememesi ve öğrencilerin daha az branşta ders alması gibi sebeplerle bizzat bazı

müderrisler tarafından eleştirilmektedir. Bu sebeple özellikle harici/izafi derslerde

klasik usıllün terk edildiği birçok müderris tarafından ifade edilmiştir.

Harici derslerden birisi olan İslam tarihi ve siyer derslerinin görüşme yapılan

32 Uzunçarşılı, age., s. 14-16, 57; Haıer, agm., s. 280.

Page 15: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

Yrd. Doç. Dr. Mithat ESER 1721

bütün medreselerde en az 3-5 kişilik gruplar halinde yapıldığı görülmüştür. Bunun

sebebi olarak müderrisler İslam tarihi ve siyer derslerinin harici/izafi/şeri derslerden

olmasını, hoca sayısının yetersiz kalmasını, öğrencilerin daha çok ve farklı dersler

görmeye imkan tanımasını söz konusu etmişlerdir. Dersler genelde öğrencilerin

derslere hazırlanması, Arapça seviyesi düşük olan öğrenci gruplarına müderrislerin

kitabı okuması ve tercüme etmesi şeklinde. işlenmektedir. Müderrisler kimi zaman

ders kitabının dışındaki kaynaklardan yararlanarak öğrencilere konuyu daha geniş

bir biçimde anlattıklarını ifade etmişlerdir. Öğrenciler bazen müderrisle bazen de

kendi aralarında dersi müzareke etmekte ve münazara yapmaktadırlar. Müderrisler,

açıklamalarını öğrencilerin durumuna göre, Kürtçe veya Türkçe yaptıklarını söyle­

mekte ve bunu dilin sadece bir araç olması şeklinde açıklamaktadırlar.

Medreselerde İslam tarihi ve siyer derslerinde genellikle belirlenen iki üç kitap

okutulurken, birkaç kitap da öğrencilerin kendi kendilerine okumaları için ödev ola­

rak verilmektedir. Böylece bazı müderrislerin ifade ettiği gibi çok önemli bir ders

olan Hz. Peygamber'in hayatının iyice öğretilmesi amaçlanmaktadır.

Öğrenciler belli bir Arapça seviyesine ulaştıkları zaman özellikle Molla Cami

isimli nahiv kitabını bitirdikten sonra İslam tarihi ve siyer derslerinin okutulmaya

başlandığı ifade edilmiştir. Özellikle klasik uswe bazı yenilikler getirdiği görüleri,

6-7 yıl gibi bir zaman zarfında talebenin medrese eğitimi tamamlamasını öngören

ve her bir yılı bir sınıf olarak kabul edip ona göre müfredatını planlayan medrese­

lerde birinci sınıfta Kasasu'n-Nebiyyin isimli kitapların okutulduğu görülmektedir.

Bu, söz konusu kitapların dilinin sade ve anlaşılır olması sebebiyle, bir yandan alet

ilimleri okutulurken öte taraftan Arapça seviyelerine uygun bir biçimde öğrenciye

İslam tarihini öğretmeye matuf bir gayret olarak görülmelidir.

Klasik medrese usıllünde icazet alına seviyesine gelmiş bir öğrenci imtihan edi­

lirken, günwnüzdeki medreselerin bir kısmında haftalık, üçer aylık ve dönemlik im-.

tihanların yapıldığı, imtihanlarda başarısız olan öğrencilerin bir üst sınıfa/kademe­

ye/ derse geçirilmediği ifade edilmiştir. Çağdaş medreselerde imtihan konusunda da

anlayış değişikliğine gidildiği görülmektedir.

Sonuç ve Öneriler

Medreselerde okutulan ilimlerle ilgili farklı tasnifler bulunmasına rağmen, Doğu

ve Güneydoğu Anadolu'da faaliyet gösteren medreselerde İslam tarihi ve siyer ders­

leri, Osmanlı medreselerinde de görülen harici (yer yer izafi veya şeri) dersler içeri-

Page 16: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

722 1 Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler

sinde yer almaktadır. Harici ders olınası sebebiyle özellikle öğrencilerin kendi ken­

dilerine rahat bir biçimde öğrenebileceği düşüncesiyle İslam tarihi ve siyer dersleri

diğer dersler arasında sınırlı bir şekilde okutulmaktadır. Bu derslerin kısıtlı eğiti­

mine rağmen görüşme y~pılan . müderrisler, her ne kadar harici ismi verilse de as~

ilimlerin tefsir, hadis, fıkıh, İslam tarihi ve siyer vb. olduğunu söylemektedirler. Bü- ·

tün medreselerde Hz. Peygamber'in hayatının ders olarak okutulduğu, medreselerin

tama.mına yakınında ise muhtelif İslam tarihi konularının işlenildiği görülınektedir.

Doğu medreselerinin son yüzyıl içerisinde üç farklı dönem geçirdiği söylenebi­

lir: Bunlardan birincisi Cumhuriyet'in-kurulmasının hemen ardından medreselerin

kapatılması ve yasaklı hale getirilmesidir. Bu dönemde sadece İslam tarihi ve siyer

dersi değil Arapça hariç diğer ilimler de okutulamamıştır. Medreselerin ikinci döne­

mi 1950'li yıllar ile birlikte çok partili hayata geçiş sonrasıdır ki bu dönemde medre­

selerde siyer dersi olarak Halebi'nin Siretü'l-Halebiyye'si, Hudari'nin Nuru'l-Yakin'i

ve Muhammed Rızanın Muhammed Rasıllullah isimli kitapları okutulmuştur. Bu

zaman zarfında İslam tarihi ile ilgili Süyılti'nin Tarihu'l-Hulefü'sı ve Şeblenci'nin

Nuru'l-Ebsar'ı okutulmuştur. 1990'lı yıllardan itibaren medreseler üçüncü dönemini

yaşamışlar ve bu dönemde harici derslere daha çok önem verildiği görülınüştür. Bu

önemden pay alan İslam tarihi ve şiyer derslerinde çağdaş, öncekilerden farklı kitap-, lar okutulmaya başlanıruştır. Siyer derslerinde Said Ramazan el-Buti'nin Fıkhu's-Si-

re'si, MübarekfCıri'nin, er-Rahiku'l-Mahrum'u ve Nedvi'nin Siretü Hatemi'n-Ne­

biyyin vb. çağdaş eserlerin okutulduğu görülınüştür. Bu dönemde İslam tarihinin

farklı alanlarıyla ilgili özellikle peygamberler tarihi, sahabe ve tabiıln hayatlarıyla

ilgili çağdaş eserler okutulmuştur. Bunı'~ın başında Nedvi'nin Kasasu'n-Nebiyyin

adlı eseri ile Abdurrahman Ra'fet Başa'nın Suverun min Hayati's-Sahabe ve Suverun

min Hayatit-Tabiin kitapları gelınektedir. Söz konusu kitaplar genel olarak değerlen­

dirildiğinde her.ne kadar tamamen derlemeci bir tarih anlayışından bahsedemesek

de genel olarak rivayetleri savunma psikolojisiyle yazılmış eserlerin tercih edildiği

görülınektedir. Yine söz konusu kitaplardaki Hi. Peygamber'in mucizeleriyle ilgili

müstakil başlıkların varlığı, medreselerdeki tasavvuf geleneğinin bir sonucu olarak

görülınelidir. Şeyh-mürit ilişkisi açısından mucize-keramet ilişkisinin önemli oldu­

ğu izahtan varestedir.

İslam tarihi ve siyer dersinin Doğu medreselerinde eğitim usıllü de bire bir hoca

ile talebe arasındaki klasik medrese eğitiminden biraz daha farklı olduğu görülınek­

tedir. Artık en az üçerli beşerli gruplar halinde söz konusu dersler işlenmektedir.

Page 17: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

Yrd. Doç. Dr. Mitbat ESER 1723

Doğu medreselerindeki İslam tarihi ve siyer dersleriyle ilgili bu tebliğde, görüşü­

len medrese hocalarının düşünceleri, teklifi.eri de göz önüne alınarak genel eğitim

il.keleri açısından düşünüldüğünde söz konusu derslerin eğitiminin daha da gelişti­

rilmesi için önerilerimiz maddeler halinde şunlardır:

Doğu medreselerinde son dönemde İslam tarihi ve siyer dersleriyle ilgili konu ve

kitap değişimi yaşanmasına rağmen, temel problem, söz konusu derslerin ve konu­

larının sistemli bir biçimde planlanması ve oluşturulması yerine dersleri ve konuları

okutulan kitapların belirlemesidir. Medresede okutulan kitap neyse İslam tarihi ve

siyer dersi de o kadar bulunmaktadır. Üstelik bazen kitap seçiminde sadece kitabın

dilinin etkili olduğu görülmektedir. Dolayısıyla ders müfredatı oluşturulmalı ve OI)a

göre kitaplar okunmalıdır. Bu, bazen aynı konuda birkaç kitap bölümünün okunına­

sı şeklinde de olabilir. Bu usı1l, öğrencilerin sadece kitapların ibarelerini çözme yeri­

ne konuyu anlamalarına da yardımcı olacak, üstelik farklı görüşlerin tartışılmasına

da imkan verecektir.

İslam tarihi ve siyer dersi müfredatı belirlenirken İslam ve Batı-medeniyeti

açısından önemli olan Endülüs Emevileri, Anadolu coğrafyasında İslam tarihi sü­

recinin kopmaması açısından Büyük Selçuklular, Anadolu Selçukluları, Beylikler ve

Osmanlı Devleti ile bunların medeniyet-kültür hayatlarıyla ilgili özet bilgi talebeye

verilmelidir.

Gelenekteki ve tarih kitaplarındaki her rivayetin doğru olduğu tezinden hareket­

le rivayetleri kutsayan savunmacı bir anlayış yerine, farklı görüşleri tartışan akıl ve

ilini verileri dikkate alan bir anlayışın yaygınlaşması önemsenmelidir. Bu geleneğin

n~ açısından son derece önemli görevler ifa eden medreselerin, söz konusu yönü

ihmal edilmeden yapılmalıdır.

Siyer eğitimi açısından farklı peygamber anlayışlarının varlığı son dönemlerde

çokça tartışılan bir husustur. Medreselerde okutulan siyer kitaplarında geçmiş pey-·

gamberlerin gösterdiği her mucizenin bizim peygamberimiz tarafından gösterildiği

şeklinde bir anlayışın hakim olduğu görülmektedir. Bunun Hz. Muharnmed'in beşer

peygamber algısında kırılmalara yol açabileceği unutulmamalıdır. Böyle bir yaklaşı­

~ Hz. Peygarnber'in yaşadığı mucizeleri yok saymak anlamına geleceği düşünül­

memelidir.

Siyer ve İslam tarihi derslerinin 10-15 kişilik sınıflarda işlenilmesinin medrese­

lerdeki öğren~ilere daha fazla ders görme, daha az müderrisle daha çok öğrenciye

Page 18: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

7241 Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler

eğitim verebilme imkanı sağlayacağı malumdur. Bu hususa dikkat edilirken İslam tarihi ve siyer dersinden en az bir kitabın her öğrenci tarafından okunması usıilüne

halel getirilmemelidir.

Son dönemlerde bazı medreselerde imtihana önem verildiği görülmektedir. Bu

mevcut bütün medreseler tarafından önemsenmeli ve mutlaka düzenli bir şekilde öğrencinin istenilen bilgileri alıp almadığını ölçen imtihanlar yapılmalıdır.

Bazı müderrislerin de ifade ettiği gibi medreselerde ihtisaslaşma/uzmanlaşmaya

gidilmelidir. Bu uzmanlık alanlarından bir tanesi de hiç şüphesiz İslam tarihi ve si­

yer alanı olmalıdır. Söz konusu dersleri de uzman hocaların verilmesi sağlanmalıdır.

Uzman hocalar tarafından verilen derslerin daha verimli geçeceği aşikardır.

Kaynakça

Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 51.0/2.1.31.

Ahmet Cevdet, Tarih-i Cevdet (I-XII), Sadeleştiren: Milinin Çevik, İstanbul, 1972.

Bağcı, Musa, "Medrese Eğitiminde Hadis Birikimi-Diyarbakır Örneği-", Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, Sayı: I Nisan 2009, s. 45-59.

· Baltacı, Cahid, XV-XVI. Asırları Arası Osmanlı Medreseleri, İstanbul, 1976. ı, .

Bozkurt, Nebi, "Medrese", Türkiye Diyanet Vakfı lslam Ansiklopedisi, Cilt: XXVIII, s. 323-327, İstanbul, 2008.

Eser, Mithat, Abbasilerin İlk Döneminde Seyyid ve Şeriflerin Dini, Sosyal ve Kültürel Konumlan, (Basılmamış Doktora Tezi), Konya, 2008.

El-Halebi, Ali b. Bürhanü'd-din (1044/1~35), İnsanu'l-Uyfuı fi Sireti'l-Emini'l-Me'mfın (1-III), Beyrut, 1400.

Hazer, Dursun, "Osmanlı Meöreselerinde Arapça Öğretimi ve Okutulan Ders Kitapları", Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002/I, s. 274-293, Çorum, 2002.

Hızlı, Mefail "Osmanlı Medreselerinde Okutulan Dersler ve Eserler'', T.C.Uludağ Üni­versitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XVII, Sayı: 1, s. 25-46, Bursa, 2008.

EI-Hudari Beg, Muhammed (1927), Nfıru'l-Yakin fi Sireti Seyyidi'l-Murselin, 4. Baskı, Mısır, 134411926.

İzgi, Cevat, Osmanlı Medreselerinde İlim, İstanbul, 1997 .

. . . . . . . . . . . . .. "Halebi, Nureddin" Türkiye Diyanet Vakfı İslaıp Ansiklopedisi, İstanbul, 1997, XV/232-233.

Page 19: ULUSLARARASI SEMPOZYUM - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D220886/2013_ESERM.pdf · hi ~oyunca gizli faaliyet sürerek insanların Arapça ve din eğitimi alma noktasında önemli

Y rd. Doç. Dr. Mithat ESER 1725

Koca, Ferhat, "Hudari" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 1998, XVIW283-284.

Rıza, Muhammed, Muhammed Rası1lullah, Beyrut, 1966.

Saçaklızade, Muhammed b. Ebi Bekir el-Maraş!: Tert'ibu'l-'Ulum, Çev: Zekeriya Pak, Kahramanmaraş, 2009.

Es-Süyılti, CeJalüddln Abdurrahman b. Ebl Bekr (91111505), Taribu'l-Hulefü', thk: M. Muhyiddin Abdülhamid, Beyrut, 1409/1989.

Şeblenci, es-Seyyid Mümin b. Hasan (\AA\ / H'\A), Nfıru'l-Ebsar fi Menakıb-i .Al-i Beyti'n-Nebiyyi'l-Muhtar, Mısır, 1324.

Taşköprülüzade (968), Ahmed b. Mustafa, eş-Şakaiku'n-Nu'maniyye fi Ulemai'd-Dev­leti'l-Osmaniyye, Beyrut, 1395/1975.

Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Devleti 'nin İlmiye Teşkilatı, 3. baskı, Ankara, 1988.

(Dipnot)

1 Said Havva'nın Raşit halifeler konusunda müstakil bir çalışmasına rastlayamadık. Muh­temelen yazarın bir kitabının içerisinde bir bölümdür.