tiffanyde kahvaltı - truman capote

125
^oeppcfcçepHote

Upload: furkan

Post on 15-Sep-2015

128 views

Category:

Documents


28 download

DESCRIPTION

tiffanyde kahvaltı

TRANSCRIPT

  • o^eppcfcepHote

  • * S E L YAYINCILIK PiyeHoo Cad. 1 1 / 3 emberlta - stanbul Tel. (0212)516 96 85

    http^/www selyayincilik. com E-mail: [email protected]

    SATI - DAITIM.ataleme Sokak. No: 19. Giri KatCagaloflu - stanbulE-mail: [email protected]. (0 2 12) 522 96 72 Faks: (0 2 12) 5 16 97 26

    *S E L YAYINCILIK. 273 ISBN 978-975-570-279-7

    TFFANYDE KAHVALTITruman CapoteRoman

    Trkest Meral AJaku

    zgn A&.Breakfast at Tifcny's

    Truman Capote. 1958 Random House Publishing Group ve Anatolialit Telif Haklar Ajans Araclyla Sel Yaynclk, 2008, 2013

    Genel Yap Ynetmene rfan Sana Edtr Aye Ece Kapak tasonmr Sava eki Teknk haarik Gby Tun

    Bina Baskc Ocak 2008 pro B o k Ocak 201-4

    Bask ve ite Yaylack Matbaas F*oh Sanayi Sitesi. 12/197-203 Topkap-lstanbul, 567 80 03

    Sertifika No: 11931

  • Truman Capote

    Tiffanyde Kahvalt

    Trkesi: Meral Alaku

  • Gemite yaadm semtler ve evler beni hep kendilerine eker. rnein, East Seventies'de cephesi krmz tulayla kapl bir apartman vardr. Savan ilk yllarnda New York'ta oturduum ilk daire bu apartmandayd. Tek odal dairem, tavan aras eyalaryla denmiti; kanepe ve kabark minderli iskemleler, scak yaz gnlerindeki tren yolculuklarn hatrlatan krmz renkli, kant veren kadife bir kumala kaplyd. Duvarlar aldand, sarmtrak bir ttn rengine boyanmt. Her yerde, banyoda bile, yllar iinde kahverengi izgilerle lekelenmi kaln stunlar vard. Dairenin tek penceresi yangn merdivenine bakyordu. Tm bu zelliklerine ramen, cebimdeki anahtara her dokunduumda ruhum cokuyla dolard. Kasvetli bir havas vard kukusuz, ancak yine de oras benim ilk evimdi. Kitaplarm oradayd, ularnn almasn bekleyen bir kavanoz dolusu kalem ve hayal ettiim gibi bir yazar olmak iin gerekli grdm her ey oradayd.

    O gnlerde, Holly Golightly zerine bir eyler yazmak hi aklma gelmemiti. imdi bile gelmezdi

    5

  • ama, Joe Bell ile yaptm bir konuma, onunla ilgili btn anlarm yeniden canlandrd.

    Holly Golightly, krmz tula binadaki kiraclardan biriydi, benim dairemin tam altndaki dairede oturuyordu. Joe Bell'e gelince, o da Lexington Avenue'nn kesindeki bar iletmekteydi, hl da bu ie devam ediyor. Hem Holly, hem de ben, gnde alt yedi kez buraya giderdik. Her zaman iki imeye deil, kimi zaman da telefon etmeye. Sava yllarnda eve telefon balatmak ok gt. stelik Joe Bell bakalanna gelen telefonlara cevap verip mesajlar almakta ok baarlyd; Holly iin hi de kmsenemeyecek bir iyilikti bu, nk ona pek ok mesaj braklrd.

    Btn bunlar ok uzun bir zaman nce yaand; Joe Bell'i grmeyeli yllar gemiti, ta ki geen haftaya kadar. Arada bir haberlemitik, o semtten geerken de Joe'nun barna uradm olmutu. Aslmda Joe ile ben hibir zaman ok yakn arkada olmamtk; ama nemli bir ortak zelliimiz vard: kimiz de Holly'nin arkadaydk. Joe Bell geinil- mesi zor bir insandr, kendisi bunu bekrlna ve midesinin sk sk bozulmasna balar. Onu tamyan herkes Joe ile sohbet etmenin ok g olduunu syler. Eer Joe'nun saplantlarm siz de benimsemiyorsanz onunla konumamz mmkn deildir. Bu saplantlardan biri, Holly Golightly'dir. tekiler

    6

  • ise unlardr: buz hokeyi, av kpekleri, Our Gal Sunday (on be yldr dinledii bir radyo piyesi), Gilbert ve Sullivan bunlardan birinin, hangisi olduunu hatrlamyorum ama, akrabas olduunu iddia eder.

    Geen Sal akamst, telefon alp da, "Ben Joe Bell" diyen sesini duyduumda konumann Holly ile ilgili olacan kestirmitim. Joe bunu aka dile getirmedi. Yalnzca "Hemen buraya gelebilir misin? ok nemli!" dedi. Bouk sesinde bir heyecan tms vard.

    iddetli bir Ekim yamurunun altnda taksiye bindim; yolda, Holly'nin orada olabileceini, onu yeniden grebileceimi bile dndm.

    erde bar sahibinden baka kimse yoktu. Joe Bell'in bar, Lexington Avenue'deki teki barlarla karlatrldnda sessizdir. Burada ne televizyon, ne de neon klar vardr. ki eski ayna caddenin grntsn yanstr. Barn arkasndaki duvarda gze arpan oyuk, her zaman taze ieklerle dolu bir vazoya ev sahiplii yapar, etraf da nl hokey oyuncularnn fotoraflaryla evrilidir. Joe Bell, vazodaki iekleri bir ev kadn titizliiyle dzenler. O gn ieriye girdiimde de tam olarak bunu yapyordu.

    Vazoya bir kl iei yerletirirken "Tabii," diye sylendi, "tabii, seni buraya ne diyeceini duymak iin ardm. Tuhaf bir ey. ok tuhaf bir ey oldu."

  • "Hollv'den haber mi aldn?''Sanki ne cevap vereceini bilemiyormu gibi

    ieklerden birinin yapran okamaya balad. Joe'nun biimli kafasn kaln telli, beyaz salar ssler; kemikli ve eri yz, ondan daha uzun boylu birine daha ok yakrd. Srekli gnein altndaym gibi koyu bir ten rengi vard. Yz kzard. "Dorusunu istersen, kendisinden haber aldm diyemem. Demek istiyorum ki, bilmiyorum. te bu yzden senin ne diyeceini merak ediyorum. Bir dakika dur da, sana bir iki hazrlayaym. Yeni bir ey. Bunun ad Beyaz Melek," diyerek yarm lek votka ve yanm lek cini vermut eklemeden kartrd. Ben ikimi yudumlarken Joe Bell de elindeki nane ekerini emerek ayakta duruyor, kafasnda bana syleyeceklerini kuruyordu. Sonra: "Bay I. Y. Yunioshi diye birini hatrlyor musun? Japon adam vard ya, onu hatrlyor musun?" dedi.

    Bay Yunioshi'yi ok iyi hatrlayarak, "Kaliforniya' dan gelen adam", dedim. Bay Yunioshi, sinema dergilerinden birinde fotorafdr; ben onu tandm zaman, krmz tula binann en st katnda oturuyordu.

    "Kafam kantrp durma, tek sormak istediim, bu dediim adam tamyor musun? Tamam! Dn gece vals yapa yapa buraya gelen kimdi dersin? Bizim Bay Yunioshi'nin ta kendisi. Neredeyse iki yl

    8

  • dr grmemitim onu. Bil bakalm bu iki yl boyunca neredeymi?"

    "Afrika'da."Joe Bell nane ekerini emmeyi brakt, gzleri k

    ld. "Sen nereden biliyorsun bunu?""VVinchell'de okudum." Gerekten de okumu

    tum.Kasay dmesine basarak at, iinden kahve

    rengi bir zarf kard. "Peki yleyse, VVinchell'de bunu da grdn m, syle bakalm."

    Zarfn iinde, birbirinin hemen hemen ayn olan, ancak deiik alardan ekilmi fotoraf vard. Patiskadan dikilmi bir etek giymi, ince uzun boylu bir zenci, yznde utanga fakat gururlu bir glmsemeyle, elindeki tuhaf tahta heykeli gsteriyordu: Oyma ii uzun bir ba, bir kz ba; salar ipek gibi parlak ve gen bir erkeinki gibi ksa, boyna doru incelen yzndeki parlak gzleri ise ok iri ve ekik, geni ve abartl izilmi az palyaolarn byk azlarn andryor. lk bakta bu, ok ilkel bir tahta oyma iine benziyordu, ama daha dikkatli baknca hi de yle deildi. Bu heykel, Holly Golightly'nin tpatp bir kopyasyd. Hareket etmeyen, siyah bir ey ona ne denli benzeyebilirse.

    Joe benim aknlmdan duyduu honutluk iinde: "imdi buna ne diyorsun?" dedi.

    "Ona benziyor."

  • "Dinle, beni" diye elini serte tezgha vurdu, "bu O'dur. u an ben senin karnda nasl duruyorsam o da ite bizim karmzda byle duruyor. Kk Japon da onu grr grmez Holly olduunu anlam."

    "Onu mu grm? Afrika'da?"Fotoraflardan birinin arkasn evirerek, "Yok,

    aslnda yalmzca heykeli grm. Fakat bu ayn ey demektir. Al, gerekleri kendin oku!" dedi. Fotorafn arkasnda unlar yazlyd: Oyma tahta ileri, S Kabilesi, Tococul, Dou Anglia, Noel, 1956.

    "Japon anlatt bana her eyi," dedi; yk uydu: Noel gn Bay Yunioshi elinde fotoraf makinesiyle Tococul'da dolayormu. Kimsenin varlndan bile haberdar olmad bir kym oras. Bahelerinde maymunlara, atlarnda da ahinlere ev sahiplii yapan toprak kulbelerden baka bir ey yokmu. Oradan aynlmaya karar verdii srada, bir kapnn nnde bada kurmu, elindeki bastona maymun suratlarndan oymalar yapan zenciyi grm. Bay Yonioshi'nin houna gitmi bastondaki oyma maymun suratlar, adamn yapt teki oymalar grmek istemi. Bunun zerine zenci ona kzn bamn oyma heykelini gstermi. Joe Bell'e dediine gre, Bay Yunioshi, rya grdn dnm o an. Heykeli satn almak istediinde, zenci eliyle ap arasn kapayarak (bu, kiinin elini kalbine gtrmesiyle eanlaml, ince bir hareket olmal), "hayr" demi.

    10

  • Yarm kilo tuz ile on dolar, bir kol saati, bir kilo tuz ve yirmi dolardan hibiri adam kararndan caydrmam. Bay Yunioshi, bu oyma ban nasl yapldm renmek iin elinden gelen her eyi yapmaya kararlym. Zenci, tuz ve kol saati karlnda yar Afrika dili, yar ngilizce ve bir para da el iaretleriyle olay anlatm. O yln ilkbaharnda, allarn arasndan, atla dolaan beyaz km. Gen bir kadnla iki adam. Gzleri yksek ateten kpkrmz olmu bu iki adam, souktan titredikleri uzaklardaki bir kulbeye birka hafta boyunca kapatlmlar. Tahta oymacsn beenen gen kadn ise bu sre boyunca onun yatan paylam.

    Joe Bell, hafif bir tiksintiyle, "Olayn bu ksmna inanmyorum," dedi. "Biliyorum, o ok farklyd, ama bunu yapacak kadar ileri gideceini sanmyorum."

    "Evet, sonra?""Sonra hi!" diyerek omuzlarm silkti, "gnn bi

    rinde atma binmi ve geldii gibi gitmi.""Yalnz m, yoksa iki adamla birlikte mi?"Joe Bell gzn krpt. "ki adamla birlikte, san

    rm. Japon, lkenin altm stne getirip her yerde kz sormu. Fakat hi kimse onu grmemi." Joe Bell, benim duyduum hayal krklnn kendisini de sardm hissetti yavaa ve buna teslim olmay reddetti. "Kabul etmek gereken bir ey var ki, o da

    11

  • yllardr..." parmaklarn sayd tek tek, yetmedi "ondan aldm tek doru haber bu. Btn umudum, umudum onun sonunda zengin olmasdr. Olmutur herhalde. Afrika'da yle dolaabilmek iin zengin olmak gerek."

    Sylediime kendimde inanarak, "Belki de Afrika'ya admm bile atmad," dedim. Fakat yine de onu orada dolarken hayal edebiliyordum, tam da onun gidecei trden bir yerdi. Sonra oyma ba heykel vard ortada. Fotoraflara tekrar baktm.

    "Madem o kadar ok biliyorsun syle bakalm, o imdi nerede olabilir?"

    "lm. Ya da bir akl hastanesinde. Ya da evlenmi. Samnm evlenip durulmutur. Belki de bu ehirde yayordur."

    Bir dakika dnd. Bam sallayarak, "H ayr," dedi. "Dediin mmkn deil. Eer bu ehirde olsayd, onu mutlaka grrdm. Benim gibi yrmeyi seven, on on iki yldr sokaklar arnlayp duran bir adam dn; btn bu yllar boyunca da adamn gzleri tek bir kiiyi aryor ve onu hibir zaman bulamyor. Bu gerek, onun bu ehirde olmadn kantlamaz m? Onun paralarm gryorum hep orada burada, dz kk kalasyla hzl ve dimdik yryen her sska kza o diye bakyorum ..." Yzn dikkatle incelediimi fark edince duraklad. "Onun yznden delirdiimi mi dnyorsun?"

    12

  • "Yok yle bir ey, sadece ona k olduunu bilmiyordum. Byle k olduunu."

    Bunu syler sylemez piman oldum. Baklarndan sinirlendii belliydi. Fotoraflar toplayarak zarfa koydu. O srada ben de saatime baktm. Yetimem gereken bir yer yoktu, ama gitme vaktimin geldiini dndm.

    Bileimi skca tutarak "Dur," dedi. "Tabii ki sevdim onu. Fakat bu ona dokunmak istediim anlamna gelmez," dedi ve hi glmsemeden ekledi: "in o yann dnmediimden deil. Bu yamda bile. Ocak aynn onunda altm yedi yanda olacam. alacak bir gerek, yalandka iin bu yn aklma daha ok taklyor. Bunlar zerinde genken bile bu kadar dndm hatrlamyorum, imdi ise iki dakikada bir. nsan yalandka dnceyi harekete geirme gcn yitiriyor belki. Belki de onun iin her ey aklna taklp byk bir yk oluyor. Gazetede ne zaman yal bir adamn kendini kk drdn okusam, bu ykten dolay olduunu bilirim. Fakat..." Bir l viski koydu, bir yudumda yuvarlad, "ben kendimi hibir zaman kltecek bir ey yapmam. Ve yemin ederim ki Holly'yle ilgili yle bir ey aklmdan kesinlikle gemedi. Kii yle bir ey dnmeden de birini sevebilir. Sevdiin insanlar yabanc gibi tutabilirsin hayatnda, arkadan olan bir yabanc gibi."

  • ki adam girdi ieri, bu da bana ayrlmak iin uygun bir frsat gibi grnd. Joe Bell kapya dek arkamdan geldi. Bileimi tekrar yakalad, "nandn m buna?"

    "Senin Holly'ye dokunmak istemediine mi?""Afrika yksn diyorum ben." O an yky

    hatrlayamadm sanki, aklmda sadece onun at stndeki grnts vard. "Her neyse, bu ehirde deil o artk!"

    Darda yamur durmutu, ama havada yamurdan kalma bir slaklk vard. Keyi dndm, krmz tula binann bulunduu cadde boyunca yrdm. Aalarla kapl bu caddede, yazn dallarn serin glgesi kaldrma vururdu. imdi ise yapraklar sararm, ou yere dklmt. Yamurdan kayganlam yapraklar ayakkablarn altnda hzla kayyordu. Krmz tula bina caddenin ortasnda, saat balarm haber veren mavi kuleli kilisenin yanndayd. Bina benim iinde yaadm gnlerdeki gibi deildi, yenilenmiti. Eski buzlu cam kapmn yerini k bir siyah kap almt, pencerelerde de gri renkli gzel kepenkler vard. Benim zamanmdan orada oturan kimse kalmamt, her leden sonra Central Park'a paten kaymaya giden bouk sesli soprano Madam Sapphia Spanella'dan baka.. Madamm hl orada oturduundan emindim, nk apartmana girip posta kutularna gz atmtm.

    14

  • Holly Golightly diye birinin bu apartmanda oturdu- unu da ilk kez posta kutularndan renmitim.

    O apartmana tanmamn zerinden bir hafta gemiti ki iki numaral dairenin posta kutusuna ilitirilmi tuhaf bir kart grdm. Kartta k bir el yazsyla yle yazlyd: Bayan Holiday Golightly ve alt kede Travelling (gezgin). Bu szckler ok uyumlu bir ses oluturmutu kulamda: Bayan Holiday Golightly, Travelling.

    Bir gece on ikiyi epey gee, Bay Yunioshi'nin sesiyle uyandm. En st katta oturduu iin, fkeli ve sert sesi yukardan tm binamn iine yayld. "Bayan Golightly, buna artk bir son vermek zorundasnz."

    Merdivenlerin dibinden yukarya doru fkran ses gen, rahat ve neeliydi. "Oh, sevgilim, zr dilerim, kahrolas anahtar kaybetim yine."

    "Durmadan benim zilimi alp duramazsnz. Ltfen, ltfen kendinize bir anahtar yaptrn."

    "Fakat hepsini kaybediyorum.""Ben alan biriyim. Geceleri uyumak zorunda

    ym," diye bard Bay Yunioshi. "Fakat siz gece yans benim zilimi alp duruyorsunuz."

    "Ah, sinirlenmeyin, sevgili kk adam, bir daha yapmam. Eer kzmayacanza sz verirseniz..." Sesi daha yakndan geliyor, merdivenleri trmanyordu, "daha nce konutuumuz gibi, o resimleri ekmenize izin verebilirim."

    15

  • Bu arada ben de yatamdan kalkp dairemin kapsn iki parmak aralamtm. Bay Yunioshi'nin sessizliini iitebiliyordum; nk bu sessizlie duyulabilir bir soluk alp verme sesi elik ediyordu.

    "Ne zaman?" diye sordu.Kz gld. Szckleri aznda yuvarlayarak, "Bir

    gn," diye cevap verdi."Herhangi bir gn yani," diye mrldanan Bay

    Yunioshi kapm kapad.Kat koridoruna kp kendimi gstermeden, fakat

    aay da yeteri kadar grebileceim ekilde merdiven parmaklna dayandm. Kz hl merdivenlerdeydi, imdi koridora kt; oradaki k, kzn olan gibi kesilmi salarnn koyu dalgalar, gm ve sar telleri zerine dmt. Yazm yaklat, lk bir akamd. Kzn zerinde zarif, k bir siyah elbise, ayanda siyah ayakkablar, boynunda da smsk dolanm inci bir kolye vard. Btn bu klk ve zayflna karn, sabah kahvaltsnda yenen yulaf ezmesi gibi salkl bir havas, sabun ve limon kokusunu andran temiz bir grnts, yanaklarnda koyu pembe bir ekicilik vard. Az byk, burnu havaya kalkkt. Takt gne gzl gzlerini kapatmt. ocukluun tesinde bir yzd bu, yine de kadnla yakn bir yan vard. On alt ile otuz arasmda herhangi bir yata olduunu dnebilirdim. Sonradan rendim ki on dokuzuncu ya gnne iki ay varm.

    16

  • Yalnz deildi. Arkasndan bir adam geliyordu. Adamn etli elinin onu kalalarndan yakalay biraz uygunsuzdu; ahlaki adan deil, estetik olarak. Adam ksa boylu ve imand, yz koyu renkti, sana briyantin srmt, ince kumatan elbisesinin yakasnda soluk krmz bir karanfil taklyd. Dairenin kapsna geldiklerinde Holly antasnda dikkatle anahtar aramaya balad, bu arada kaim dudaklarn ensesine srtmekte olan adama aldrmad. En sonunda anahtarn bulup kapy anca, adama saygyla dnerek, "Tanr seni korusun sevgilim bana evime kadar elik ettiin iin ok teekkr ederim," dedi. Adam yzne kapanan kapy grnce, "Hey, bebeim," diye seslendi.

    "Evet, Harry?""Harry br herifin adyd. Ben Sid'im. Sid Ar-

    buck. Beni beeniyor musun?""Sana tapyorum, Bay Arbuck. Ama imdi iyi ge

    celer deme vakti geldi, Bay Arbuck."Bay Arbuck inanmayan gzlerle smsk kapal

    kapya bakakald. "Hey, bebeim, ieri alsana beni. Beni beendiini biliyorum bebeim. Ben kadnlarn bayld adamlardanm. Srf senin iin hi tanmadm be arkadann hesabn demedim mi ben? te bu yzden benden holanman gerekmez mi? Sen beni beeniyorsun, yle deil mi, bebeim?"

    Kapy nce kibarca ald, sonra daha hzlca. En

    17

  • sonunda, vcudu kamburlam ve eilmi bir durumda kapy krmak istercesine geriye doru birka adm att. Ama bunu yapmad, yumruuyla duvara vurarak merdivenlerden aaya doru atld. Ta aaya indii zaman kzn dairesinin kaps ald.

    "Ah, Bay Arbuck..."Adam, yzn birden yumuatan rahat bir g

    lmsemeyle geriye dnd; kz az nce aka yapmt herhalde.

    "Bir dahaki sefere bir kz sizden tuvalete gitmek iin bozuk para isterse/' diye hi de aka yapmayarak seslendi, "szm dinleyin, sevgilim; sakn ona yirmi be sent vermeyin."

    Holly Golightly, Bay Yunioshi'ye verdii sz tuttu, en azndan ben bir daha onun zilini almadn biliyordum, nk o gnden sonra srekli benimkini almaya balad, kimi zaman sabaha kar saat ikide, kimi zaman te, kimi zaman da drtte. Sokak kapsn aan dmeye basmam iin beni yatamdan o saatlerde kaldrdndan tr hi mi hi utanmyordu. Az sayda arkadam vard, stelik hibiri de evime bu kadar ge gelmezdi, bu yzden zili alann hep o olduunu bilirdim. Ancak bu ge vakitte zil almalarn balad ilk gnlerde, kapya hemen hemen hep kt bir haber, bir telgraf alacam dnerek gittim. Bayan Golightly, her seferinde,

    18

  • "zr dilerim, sevgilim. Anahtarm unutmuum da/' diye bard aadan.

    Tabii daha nce hi tanmamtk. Merdivenlerde, caddede karlatmzda o hep beni grmezlikten gelmiti. Hep gne gzl takar, her zaman iyi giyinirdi; giysilerinin sadeliinde bile yksek beeninin izleri vard, maviler, griler ve dikkat ekici renklerden ka onu, o gzel grntsn, ylesine parldatrd ki. Onu bir fotorafnn modeli sanabilirdiniz ya da bir gen bir oyuncu. Fakat eve dn saatlerinden de anlalaca zere, ikisini de yapmaya zaman yoktu.

    Ona ara sra semtin dnda da rastlardm. Bir gn, beni grmeye gelen bir akrabamla Kulp 21'e gitmitik. Orada, sekin bir masada, Bayan Golightly drt adamla oturmu, evresindekileri hi umursamadan san fralyordu; adamlarn arasnda Bay Arbuck yoktu, ancak ondan farkl bir grnts de yoktu hibirinin. Holly'nin yzndeki ifade, dncesizce esnemesi, yle bir yerde yemek yediim iin duyduum heyecam bastrmama yardmc olmutu. Baka bir gece, yaz ortalarnda odamn scakl yznden kendimi sokaklara atmtm. Third Avenue'den aaya doru yryerek, Fifty First Street'teki antikac dkknna gittim. Bu dkknn vitrininde ok beendiim bir ey vard: saraya, minareli bir camiye ya da konukan papaanlarn ii

    19

  • ne dolmasn bekleyen bambu odalara benzeyen bir ku kafesi. Fiyat yz elli dolard. Eve dnerken P. J. Clark'n salonunun nnde toplanm taksi ofrlerini grdm. Onlar buraya eken ey, herhalde, viskiden gzleri dnm en AvusturyalI subaylarn bariton sesleriyle syledikleri 'Waltzing Matilda' olmutu. ark sylerken, kaldrmda bir kzla dne dne dans etmek iin sra bekliyorlard; Bayan Go- lightly, onlarn kollarnda hafif bir earp gibi uuyordu.

    Bayan Golightly, gece sokak kapm amakla grevli kii olduum dnda benimle ilgili hibir ey bilmese de, o yaz boyunca ben onunla ilgili epey bilgi sahibi oldum. Kapsnn dndaki p kutusunu inceleyip resimli dergiler, astroloji haritalar ve gezi brorleri okuduunu rendim; Picayunes adl pek bilinmeyen bir sigara iiyor, szme yasz peynir ve etimek yiyor, farkl renklerde ldayan san kendisi boyuyordu. Ayn kaynak, onun bir belalsndan ak mektuplar aldm ortaya kard. Kitap sayfalarnn arama iaret koymak zere, o mektuplardan eritler halinde yrtlm ktlar grdm. Ara sra o eritlerden birini yrtrdm. Bu kt paralarnn zerinde en ok tekrar edilen szckler hatrla, seni zlyorum, yamur, ltfen yaz, bela ve Tanrnn belas, yalnzm ve ak idi.

    Bir kedisi, bir de gitan vard. Gnein parlak ol

    20

  • duu gnlerde san ykar, krmzya alan izgileri olan tekir erkek kedisiyle birlikte yangn merdivenine oturur, salarn kuruturken baparmayla gitarnn tellerine dokunurdu. Mzii her duyuumda penceremin kenarna gider, orada sessizce dururdum. ok gzel gitar alard, bazen ark da sylerdi. Sesi, ergenlik andaki bir olan ocuunun kesik ve bouk sesini andrrd.

    Filmlerdeki nl arklar bilir, Cole Porter ve Kurt Weill'i tanrd; zellikle o yaz yeni olan ve her yerde sylenen Oklahoma arklarn severdi. Fakat kimi zaman yle arklar alard ki, bunlar nerede rendiini dnr, nereli olduunu merak ederdim. am kokularn ve ayrlar hatrlatan sert, yumuak, serseri arklar. Bunlardan biri yleydi: Uyumak istemem, lmek istemem, gezmek isterim yalnzca, gkyznn ayrlarnda. Onu en ok mutlu klan da bu olmalyd ki sa kuruduktan, gne battktan, karanlkta pencerelerde klar grndkten sonra bile bu arky sylemeyi srdrrd.

    Onunla Eyll'de, sonbaharn ten rzgrlarnn estii ilk akamlardan birinde tantk. Sinemadan dnm, elimde bir kadeh viski ve en son kan Simenon kitabyla yataa girmitim; o kadar yorgundum ki, kalbimin atlarn duyuncaya dek beni rahatsz eden ve gittike artan duygularmm nedenini bir trl anlayamadm. Bu, nceden okumu

    21

  • ve yazm olduum, fakat hi tatmam olduum bir duyguydu. Gzleniyor olmak duygusu. Odada baka birinin bulunmasnn verdii duygu. Derken, pencerede ani bir vuru, hayalet grisi bir grnt. Elimdeki ikiyi dktm. Bir an dndm, sonra yatamdan frlayp pencereyi atmda karmda Bayan Golightly'yi grdm ve ona ne istediini sordum.

    Yangn merdiveninden ieriye girerken, "Aada ok korkun bir adam var," dedi. "Yani aykken tatl, fakat arab yuvarlamaya balaynca, ite o zaman aman Tanrm, tam bir canavar! Tiksindiim bir ey varsa, o da sran adamlardr." Isrldm gstermek iin gri hafif ynl elbisesinin bir omzunu kaydrd. Elbisenin altna bir ey giymemiti. "Sizi korkuttuysam zr dilerim. Canavar o kadar skc olunca pencereden dar ktm. Samrm o benim banyoda olduumu dnyor. Onun ne dndne aldrdm yok, cam cehenneme, yorulur ve uyuyakalr nasl olsa birazdan. Tanrm, uyumas gerek, nk yemekten nce sekiz martini, bir fili ykmaya yetecek kadar da arap iti. stersen beni darya atabilirsin. Evine byle aniden daldm iin imdi ok utanyorum senden. u yangn merdiveni de ne kadar soukmu. Sen de ylesine scak grnyorsun ki. Tpk erkek kardeim Fred gibi. Biz bir yatakta drt kii uyurduk, souk gecelerde yalnz

    22

  • Fred kendisine sarlmama izin verirdi. Aklma gelmiken, sana Fred desem kzar msn?"

    Odann ortasna kadar ilerledi, orada bana bakarak duraklad. Daha nce onu kara gzl olmadan grmemitim, imdi belliydi ki bu gzlk numaralyd. nk gzlerini bir kuyumcu gibi ksarak bakyordu. Biraz mavi, biraz yeil, zeri kahverengi benekli, iri gzlerdi bunlar. Salar gibi ok renkliydiler, salar gibi gzleri de canl ve lk bir k sayordu. "Sanrm beni ok utanmaz buluyorsun, ya da ok deli ya da baka bir ey."

    "Hi de deil."Umudu krlm gibi bakt. "Evet, yle. Herkes

    yle bulur. Ama ben aldrmam. Byle olmak da iyidir."

    Aya krk, krmz kadife koltua oturdu, ayaklarm altna ald, gzlerini daha belirgin bir ekilde krptrarak odaya gz att. "Bu korkun odada nasl yayorsun?"

    Bu syledii hi houma gitmemiti, fakat "Ah, insan her eye alabiliyor," dedim. Aslnda ben dairemden memnundum.

    "Ben alamam. Hibir eye alamam. Her eye alabilen bir kimse gebersin daha iyi." Kmseyen gzlerle oday yeniden tarad. "Btn gn burada ne yapyorsun?" Kitap ve kt ynlaryla dolu masaya doru yrdm. "Yaz yazyorum."

    23

  • "Ben yazarlarn ok yal olduunu dnrdm. Tabii Saroyan yal deil. Ona bir partide rastladm, hi de yal deildi. Aslnda..." dnceye dalarak, "daha dikkatli tra olsa... Aklmdayken soraym, Hemingway yal m?"

    "Sanrm krk yalarnda olmal.""Yal deilmi. Bir adam krkna gelmeyince beni

    heyecanlandrmaz. Bana durmadan kafa tamircisine gitmemi salk veren bir kz biliyorum, bende baba kompleksi olduunu sylyor. Bu berbat bir eydir. Ben kendimi yal erkekleri sevmeye altrdm, bu da imdiye kadar yaptm en akllca ey oldu. W. Somerset Maugham ka yanda?"

    "Tam bilmiyorum. Altmnda galiba.""Pek fena deil. Ben bir yazarla hi yatmadm.

    Hayr, dur. Benny Shacklett'i tanyor musun?" Kafam sallaynca kalarn att. "ok garip. Radyoya bir ym ey yazmtr. Fakat, tam bir sandr o! Syle bana, sen gerekten yazar msn?"

    "Gerek yazar olmaktan ne anladna bal bu.""Peki yleyse sevgilim, yazdklarn kimse satn

    alyor mu?""Henz byle bir ey yok.""Sana yardm edeceim," dedi. "Bunu yapabili

    rim. Btn tandklarm, bir de onlarn tandklarn bir dnsene. Sana yardm edeceim, nk kardeim Fred'e benziyorsun. Yalmz daha ufak tefeksin.

    24

  • On drt yandan beri onu grmedim, evden o zaman ayrlmtm, o zaman bile bir seksenbe boyundayd. br kardelerim ise senin kadard, boylar ok uzamamt. Fred'i o kadar uzun boylu yapan ey, fstk ezmesi oldu. Herkes, onun durmadan fstk ezmesi tknmasn manyaka bulurdu. O, bu dnyada atlardan ve fstk ezmesinden baka hibir eyi sevmezdi. Ama Fred hi de manyak deildi; yalnzca tatl, anlalmaz ve korkun derecede uyuuktu. Ben evden katm zaman, sekizinci snfta nc ylyd. Zavall Fred. Acaba ordu, ona bol bol fstk ezmesi veriyor mu? Aklma gelmiken syleyeyim; alktan lyorum."

    Elma dolu meyve taban gsterdim, evden niin o yata katn sordum. Bana bo bo bakt, burnunu gdklamyormu gibi ovuturdu. Bu hareketi sk sk tekrarlyordu, sonradan anladm ki, cevap vermek istemedii bir soruyu geitirmek istediinde hep bunu yapyordu. Dorudan doruya ak bir cevap gerektiren bir soru, baz insanlar korkusuzca bilgi vermeye nasl iten bir istekle srklerse, onu da korunmaya doru itiyordu. Elmadan bir srk alarak, "Bana yazm olduun bir eyi anlat. yk ksmm," dedi.

    "ok g bir i bu. Bunlar anlatlacak trden ykler deil."

    "ok mu ak sak?"

    25

  • "Belki gnn birinde bir tanesini okumana izin veririm."

    "Viski ile elma iyi gider. Bana bir iki hazrlasana, sevgilim. Sonra da bana bir ykn okuyabilirsin"

    Pek az yazar, zellikle de yazlar hi baslmam olanlar, sesli okuma arsna kar koyabilir. Ben ikimize de iki koyup, onun karsndaki koltua oturdum, okumaya baladm. Sesim, ok heyecanl ve istekli olduum iin biraz titrekti; bu yeni bir ykyd, bir gn nce bitirmitim, o kanlmaz baarszlk duygusu henz iimi kaplamamt. Bu yk, birlikte yaayan iki kadn retmen hakkndayd. Kadnlardan birisi nianlannca, teki bu evlilii nleyecek bir skandal karmak amacyla imzasz mektuplar yazmaya balyordu. yky okurken, Holly'ye her kaamak bakm kalbimi sktrd. Oturduu yerde kprdayp duruyordu. Kl tablasndaki izmaritleri kartrd nce, trplemek istiyormu gibi trnaklarna dalgn dalgn bakt sonra. Daha kts, tam onun ilgisini ekmeye baladm sandm anda, yzn neeli bir ifade kaplad sanki bir vitrinde grm olduu ayakkaby almay dnyordu.

    Kendine gelerek, "Sonu bu mu?" diye sordu. Daha bir eyler sylemek iin abalad. "Ben lezbiyenleri severim. Beni hi rktmezler. Ama lezbiyenler zerine yazlan ykler ok canm skar. Kendimi bir

    26

  • trl onlarn yerine koyamam/' aknlm grnce, 'Teki ama sevgilim," dedi "eer bu yk bir ift budala lezbiyen zerine deilse, ne zerine?"

    Bu yky okumu olmakla yaptm yalnln zerine bir de bunu aklamaya kalkarak daha da utanlacak bir duruma dmek istemiyordum. Byle bir dnceye yol aan gururum, imdi de onu duygusuz, kafasz bir gsteri budalas gibi grmeye zorlad beni.

    "unu soraym," dedi, "hi tandn iyi bir lezbiyen var m? Bir oda arkada aryorum da. f, glme. O kadar dzensizim ki, bir hizmeti tutmaya da gcm yetmiyor. Lezbiyenler gerekten ok iyi ev hanm olurlar, btn ileri yapmaya baylrlar. By- lece ne ortalk sprme, ne buzdolab temizleme, ne de amarhaneye amar gnderme ileriyle urarsn. Hollyvvood'da bir oda arkadam vard. Kovboy filmlerinde oynuyordu, ona Lone Ranger derlerdi. Evin iinde bir erkekten daha iyiydi. Tabii onun yznden herkes benim de lezbiyen olduumu dnyordu. yleyim elbette. Herkes yledir, bir para. Ne olmu yani? imdiye dek bu hibir erkein cesaretini krmad, hatta bu, onlar daha da kkrtyor. Lone Ranger'a baksana, iki kez evlendi. Genellikle lezbiyenler bir kez evlenir, sadece bir soyad kazanmak iin. Daha sonradan Bayan Falan Filan diye arlmak bir etiket gibidir. Olamaz!"

    27

  • Masann zerindeki alar saate hayretle bakt: "Saat drt buuk olamaz!"

    Camn rengi maviye dnmekteydi. Sabah rzgr perdeleri uurdu.

    "Bugn ne?""Perembe.""Perembe." Ayaa kalkt. "Tanrm," diyerek bir

    iniltiyle tekrar yerine oturdu. "Bu ok korkun."Meraklanamayacak kadar yorgundum. Yataa

    uzanarak gzlerimi kapadm. Fakat yine de kendimi alkoyamadm: "Neden perembe korkunmu?"

    "Hi. Yalmz u var ki, Perembe ne abuk geldi, onu anlamadm. Perembe gnleri sekiz krk bei yakalamak zorundaym. Ziyaret saatleri konusunda yle dikkatliler ki. Eer oraya saat onda gidersem, zavall adamlar bir saat sonra yemee gidiyorlar. Dn bir kez: on birde le yemei. Saat ikide de gidebilirdim, bu benim iin ok daha iyi olurdu; fakat o benim sabahlar gitmemi istiyor. Bylece gnn geri kalan ksmnda rahat ediyormu," diyerek yanaklarm kzanncaya dek imdikledi. "Uyumak iin zaman yok, imdi azck uyursam veremli gibi grnrm, rk bir bina gibi kerim, bu da hakszlk olur; bir kz, yemyeil bir suratla Sing Sing Cezaevi'ne gidemez."

    "Doru, gidemez," dedim. ykm iin sylediklerinden sonra ona kar fkem gittike kabaryor

    28

  • du; ama ite o yeniden ilgimi ekmeyi baarmt bir ekilde.

    "Btn ziyaretiler, en iyi halleriyle grnmek iin aba gsteriyorlar; bu da ok ince ve tatl bir davran. Btn kadnlar en gzel elbiselerini giyerler, yallarla yoksullar bile, ite onlar bunun iin seviyorum. ocuklar da seviyorum, zellikle kara renkli olanlar, yani kadnlarn yanlarnda getirdikleri ocuklar. Bu ocuklar orada grmek hzn verici gibi gelir, insana, fakat hi de yle deil. Salarnda kurdeleler, ayakkablar prl prl. Sanki dondurma yemeye gidiyorlar; ziyareti odas bazen neye benziyor biliyor musun, neeli bir partiye. Her neyse, filmlere hi benzemiyor bu; bilirsin, bir parmakln nnde bir yn ac konuma yaplr. Burada parmaklk yok, yalmzca arada uzun bir masa var; ocuklar da babalarm kucaklamak iin bunun zerinde ayakta durabilirler. Birisini pmek istersen kar tarafa doru eilebilirsin, o kadar. En ok houma giden ey, kiilerin birbirlerini grnce o kadar mutlu olmalar. Birbirlerine syleyecek bir yn szleri var, skc olmalar mmkn deil. Durmadan glp, el ele tutuurlar. Bundan sonras ise daha bakadr," dedi. "Onlar trende grrm sonra. Nehrin akn seyrederken sessizce otururlar." Bir tutam san azna gtrerek, dnceli dnceli srd. "Seni uykusuz bkaryorum. Yat uyu artk."

    29

  • "Ltfen devam et. Anlattklarn ok ilgin.""Fark ettim ilgin bulduunu. te bunun iin

    de uyuman istiyorum. Eer devam edersem sana Sally'yi anlatacam. Bunun da doru bir ey olacam sanmyorum." Sessizce san inedi. "Bunu kimseye syleme diye bana tembih etmediler. Gerekten de gln. Belki deiik adlarla falan bir yk iin kullanabilirsin bunu." Bir elma daha almak iin uzand. "Dinle, Fred," dedi. "imdi bu anlatacaklarm kimseye sylemeyeceine dair yemin et bana, dirseini p mesela..."

    Ancak kklar dirseklerini pebilirlerdi, bu nedenle tam pmeyi beceremesem de hareketimi kabul etmek zorundayd.

    Elmadan kocaman bir srk alp, "Aman" dedi, "belki de gazetelerde onunla ilgili bir eyler okumusundur. Ad Domates Sally. Ben onun ngilizce konumasndan daha iyi branice konuurum. ok tonton bir ihtiyardr, ok da sofu. Eer altn dileri olmasayd bir rahibe de benzeyebilirdi. Benim iin her gece dua ettiini sylyor. Hibir zaman o benim sevgilim olmad, tabii; aslnda ben onu hapse girdii zamana kadar tammyordum. Yedi aydr her Perembe onu grmeye gittiim iin herhalde imdi kendisini tapacak kadar seviyorum, samrm artk bana para vermese bile onu grmeye giderdim." Elmann geri kalan ksmm pencereden aa frlata-

  • rak, "Bu elmann ii gem i/' dedi. "Aklmdayken unu da syleyeyim, Sally'yi uzaktan tanrdm. Joe Bell'in barna, u kedeki bara gelirdi; hi kimseyle konumazd, otel odalarnda yaayan adamlar gibi, orada tek bana otururdu. Gemii dnnce, beni nasl yakndan gzlemlediini hatrlamak ok tuhaf. nk o tutuklandktan hemen sonra bana bir telgraf geldi. ( J e Bell onun resmini bana gazetede gstermiti. Gizli ebekeler. Uyuturucu maddeler. Bir yn grlt patrt ite, sonunda da be yl verdiler.) Telgraf yleydi: 'Kendi iyiliin iin bilgi almak zere hemen beni gr.'"

    "Sen de sandn ki biri sana bir milyon brakt.""H i de deil. Bergdof yine toparlanmaya bala

    d diye dndm. Her eyi gze alarak bu avukat grmeye gittim (Bu adam eer bir avukatsa tabii. Bundan phe ediyorum, nk bir brosu bile yok. Her seferinde, seninle Hamburg Heaven'da bulualm der; bunun nedeni de, ok iman oluu. Bir oturuta on tane sandvi, iki tabak salata ve btn bir limonlu pastay yiyebiliyor). Avukat bana, 'yal ve yalnz bir adam elendirip her hafta bir yzlk almay istemez misin?' diye sordu. Ben de ona, 'bak sevgilim,' dedim, 'sen yanl kap almsn. Hem elendirip, hem de hastaya bakan hemirelerden deilim ben/ Hizmet karlnda verilecek parann etkisinde de kalmamtm. Bu kadar paray tuvalete

    31

  • birka ziyaret yaparak da alabilir insan. Beylerin en kabas bile, kzlara tuvalete gitmeleri iin bir ellilik verir, ben her zaman aynca taksi parasn da alrm, bu da bir ellilik eder. Fakat avukat bana mterisinin Domates Sally olduunu syledi. Sevgili ihtiyar Sally'nin uzun zamandr beni a la distance (uzaktan) beendiini de ekledi; onu her hafta grmeye gitmem ne iyi olacakt. te bu yzden hayr diyemedim; durum ok romantikti."

    "Bilmem ki. Ben bunu pek doru bulmuyorum."Glmsedi. "Yalan sylediimi mi dnyor

    sun?""Bir kere, her nne geleni, bir tutukluyu ziyaret

    etmesi iin ieriye brakmazlar.""Oh, elbette brakmyorlar. Epey skc, baya

    olay karyorlar. Ben szde onun yeeniyim.""Her ey bu kadar kolay m diyorsun? Bir saatlik

    konuma iin sana yz dolar veriyorlar yle mi?""O deil, avukat veriyor. Ben hava raporunu ve

    rir vermez, Bay O'Shaughnessy paray bana postayla yollar."

    "Sannm bu yzden ban derde girebilir," diyerek lambay sndrdm; lamba artk gerekli deildi, sabah olmutu, gvercinler yangn merdiveninde guruldamaya balamt.

    Ciddiyetle, "Nasl?" diye sordu."Yasalarda yanl kimlik bilgisi vermekle ilgili

    32

  • bir eyler olmas gerek. Sen onun yeeni deilsin. Hava raporu da ne?"

    Esnerken azna vurdu. "Bu nemli bir ey deil ki. Tek yaptm, telesekretere baz mesajlar brakyorum. Bay O'Shaughnessy benim oraya gittiimi bilsin diye. Sally bana neler syleyeceimi sylyor, szgelii Kba'da kasrga var, Palermo'ya kar yayor gibi." Yataa doru yryerek, "Endielenme" dedi. "Ben uzun zamandr kendi bamm aresine bakyorum." Sabah gnei ona dedike sanki yn deitiriyordu; pikeyi eneme doru ekerken, yz saf bir ocuunki gibi parlyordu. Sonra geldi yanma yatt. "Uzanabilir miyim? Yalmzca bir dakika dinlenmek istiyorum. Artk hibir ey konumayalm. Sen uyu."

    Uyuyor gibi yaptm, yava ve dzgn nefes almaya baladm. Yan bamzdaki kilisenin kulesindeki an saat ban bildirdi. Elini kolumun zerine koyduu zaman saat altyd. "Zavall Fred," diye fsldad, benimle konuuyor gibi grnyordu, ama seslendii ben deildim. "Neredesin Fred? Hava ok souk. Rzgr buz gibi esiyor." Yanam omzuma dayad, lk ve slak bir arlk hissettim.

    "Niin alyorsun?"Geriye srad, oturdu. "Tanr akna," diyerek

    pencereye ve yangn merdivenine doru yrmeye balad. "Her eye burnunu sokanlardan nefret ederim

    33

  • Ertesi gn, Cuma gn, eve gelince kapmn nnde Charles & Co. etiketini tayan byk, lks bir sepet buldum, zerinde onun kart vard: Bayan Holy Golightly, Gezgin. Arkasna mark anaokulu ocuklarnn biimsiz yazsyla unlar karalamt; "Tanr seni korusun, Fred. Geen geceyi bala ltfen. Her bakmdan bir melek gibiydin. Mille tendresses (kucak dolusu sevgiler.) Holly. Not: Seni bir daha rahatsz etmeyeceim. " "Ltfen edin," diye bir cevap yazdm ve bu notu, ancak bir sokak satcsndan alabildiim bir demet meneke ile birlikte kapsna braktm. Kesin karar vermi olmalyd ki, onu bir daha ne grdm, ne de ondan bir haber aldm; sonradan rendiime gre, sokak kaps anahtarndan alacak kadar ilerleme gstermi. Her neyse, bir daha zilimi hi almad. Bense bunu zlyordum; gnler getike ona kar krgnlk duymaya baladm. Sanki en yakn dostum beni ihmal ediyordu. Yaamma rahatsz edici bir sessizlik kt, fakat bu yalnzlk, uzun sreden beri tandm eski arkadalarma kar bir zlem duymam gerektirecek kadar etkili olmad. Onlar benim iin artk tuzsuz, ekersiz perhiz yemekleri gibiydiler. Holly, Sing Sing Cezaevi, Domates Sally, kadnlar tuvaletine girmek iin elli dolar veren erkeklerin dnyas gibi dnceler aklm ylesine kurcalyordu ki arambaya kadar alamadm. O gece Holly'nin posta kutusuna bir mesaj braktm:

    34

  • Yarn Perembe. Ertesi sabah bana ocuksu yazsyla bir not gnderdi: Hatrlattn iin Tanr seni korusun.6 sularnda bir iki imek iin bana urayabilir misin?

    Alty on geeye dek bekledim, sonra kendimi be dakika daha oyaladm .

    Kapy aan yaratk, puro ve Knize kolonyas kokuyordu. Ayakkablarnn topuklar yksekeydi. Bu birka santimlik ek ykseklik olmasayd, adama baya ksa boylu denebilirdi. illi kabak kafas bir cce kafas gibi iriydi; bu kafaya ilitirilmi bir ift kulak gerekten cce kulaklaryd. Hafif patlak inli gzleri merhametsizdi. Kulaklarndan, burnundan saak gibi kllar fkryordu. Yanaklar, leden sonraki sakalyla grilemiti, elimi skarken hissettiim eli de kllarla kaplyd.

    Purosunu ieriden gelen su rltsn iaret edercesine uzatarak, "ocuk banyoda," dedi. inde bulunduumuz oda (ayakta duruyorduk, nk oturulacak bir ey yoktu) yeni tanlm gibiydi. Odada bavullardan ve sandklardan baka hibir eya yoktu. Sandklar masa hizmeti gryordu. Birinin zerinde martini malzemeleri, tekinde de bir lamba, bir radyo, Holly'nin krmz kedisi ve sar gllerle dolu bir vazo vard. Bir duvar boydan boya kaplayan kitapln bir rafmn yars edebi yaptlarla doluydu. Odaya hemen sndm, yerleilmemi havasn sevdim.

    35

  • Adam boazn temizleyerek, "Seni bekliyor muydu?" diye sordu.

    Bam edim, evet diye cevap verdiimden ok emin olmu grnmyordu. Souk gzlerini zerimde dolatrd, zeki, ie ileyen baklarla inceliyordu beni. "Buraya beklenmedik pek ok kimse gelir. Kz uzun sreden beri tanyor musun?"

    "ok deil.""yleyse iyi tanmyorsun?""Ben yukanda oturuyorum."Bu cevap onu yeteri kadar rahatlatm grnd."Sizin daireniz de byle mi?""ok daha kk."Sigarasmn kln yere silkti. "Buras tam bir

    mezbelelik. Fakat sorun u ki kz, kendine yetecek mangr olduu halde nasl yaanacan bilmez." Konumas sinirliydi, ses tonu huzursuzdu, "Sen" dedi, "ne dnyorsun? Sence de yle, deil mi?"

    "Ne demek yle mi?""Kak m yani?""yle olduunu dnmedim.""Yanlyorsun. O kan biridir. Fakat bir bak

    ma da haklsn. Kak deildir de, zr delidir. Aklna esen btn zrvalklara inanr. Onu bunlardan caydramazsn. Yanaklarmdan yalar dklene dek uratm. Benny Polan, o her yerde sayg gren Benny Polan da alt. Benny onunla evlenmeyi

    36

  • aklna koymutu; o ise buna yanamad. Benny onu kafa tamircilerine yollayarak belki binlerce dolar harcad. Yalnz Almanca konuan o en nlsne bile gnderdi. Grseydin oul, o adam nasl bandan att onu. Bir trl caydramazsn onu zrvalklarn- dan," yumruunu hrsla bolua sallad, "btn bu dncelerinden. Dene bir kez. nand baz eyleri sylet ona. Ama bak," dedi, "ben bu ocuu yine de severim. Herkes sever, ama aslnda sevmeyenler de vardr. Ben severim. Bu ocuu ben gerekten sevdim. Duygusal bir adammdr zaten. Onun deerini anlayabilmek iin duygusal olman gerek; biraz air gibi. Fakat sana dorusunu syleyeceim. Sen onun iin beynini paralayabilirsin, o ise buna karlk sana tabak iinde at pislii sunar. Sana bir rnek verecek olsam sorarm, bugn onu grdnde kime benziyordu? Bu gidile o, gnn birinde de okuyacaksm ya, bir ie Sekonal ile hayatna son verecek. Ben bunu yapanlar ok grdm. nan senin ayak parmaklarnn saysndan daha ok grdm bunu yapanlar. Onlar inan kak bile deildirler. Bu ise kak."

    "Ne de olsa gen daha. nnde uzun bir hayat var."

    "Eer onun geleceinden sz ediyorsan yine yanlyorsun. Birka yl kadar nce, Bat'dayken her ey bambaka olabilirdi. Onun iyiliine olacak bir

  • sr ey vard, ona ilgi duyan kiiler vard. te yryp gidebilirdi. yle bir frsat kardktan sonra tekrar geriye dnemezsin. Luise Rainer'e sor. Rainer bir yldzd. Tabii, Holly bir yldz falan deildi. Hibir zaman fotomodel olmaktan teye gidemedi. Dr. VJassell'n yks filminden nceki dnemi anlatyorum. Ondan sonra gerekten ilerleyebilirdi. Bunu biliyorum, nk onu drten herif bendim." Purosuyla kendini iaret ederek, "O. J. Berman" dedi.

    Karmda sayg grmek ister gibi bekledi, ben de ona karlk vermekten kanmadm; bu benim iin g bir ey deildi, ne var ki O. J. Berman adn daha nce hi duymamtm. Sonradan anlald ki adam Hollywood'da bir menajer imi.

    Anlatmaya balad. "Onu ilk gren ben oldum. Santa Anita'da. Her gn yollarda babo dolap dururken. Mesleim yznden ona ilgi duydum. rendim ki bir jokeyin kadnym, o bodurla yayormu. Jokeyi buldum, eer byk olanlarla atmak istemezsen kz brak dedim; bak kz daha on beinde. Fakat gzel kz; olabilir, cana da yakn. Bu kadar kaim ereveli gzlkler takarken bile, azn at zaman bile, yine de onun Gney'deki dalardan m geldiini, bir OklahomaT m, neyin nesi olduunu bilemiyor insan. Ben hl bilmiyorum. Bence kimse onun nereden geldiini renemeyecek. yle Tanrnn belas bir yalanc ki, belki artk gerei

    38

  • kendisi bile bilmiyor. Onun aksann dzeltmek tam bir ylmz ald. Sonunda nasl baardk, biliyor musun, ona Franszca dersleri vererek. Franszcay taklit etmeye baladktan sonra ngilizceyi dzgn konumas ok uzun srmedi. Onu Margaret Sullivan tipine uygun olarak ekillendirmeye altk, ancak sann baz kvrmlarn kendi isteine gre dzeltmesine izin veriyorduk. nsanlar onunla ilgilenmilerdi, hem de byk adamlar, stelik saygdeer herif Benny Polan bile. Benny onunla evlenmek istiyordu. Bir menajer bundan ok ne isteyebilir? Sonra hop! Dr. Wassel'n yks kt. Bu filmi grdn m? Cecil B. DeMille. Gary Cooper. sa ak iin kendimi ldryorum, her ey hazr. Onu Dr. Wassell'in hastabakcs rol iin deneyecekler, yani hastabakclardan biri iin. Sonra, hop! Bir telefon alar." Bu srada eliyle havada bir telefon tutar gibi yaparak ahizeyi kulaana getirdi, "Kardaki ses: 'Ben Holly' der. Ben derim ki: 'Balm sesin uzaklardan geliyor/ O cevap verir: 'New York'taym.' Ben derim: 'Ne halt etmeye New York'tasn, yarn pazar, burada denemen varken?' 'Ben New York'taym nk daha nce hi New York'a gitmemitim' der. Ben hemen: 'Poponu bir uaa koy ve buraya gel' derim. O cevap verir: 'stemiyorum.' Ben derim: 'Ne numara evirmek istiyorsun peki bebeim?' O cevap verir: 'Sen bu denemenin iyi olmasn istiyorsun, ben ise

    39

  • istemiyorum/ Teki/ derim ben de, 'sen ne cehennem istiyorsun?' O cevap verir: 'Bunu bir bilebildiimde ilk sana syleyeceim/ Ne demek istediimi anlyor musun, ite bir tabak iinde at pislii."

    Krmz kedi sandn stnden atlayarak adamn ayaklarna srtnd. Kediyi ayann ucuyla kaldrarak frlatt. Bu hareketi nefret dolu idi, ama kedinin farknda bile deildi, yalnzca kendi fkesiyle ayan oynatmt.

    Kollarn iki yana aarak, "Onun istedii bu mudur?" dedi. "Davetsiz bir sr adam? Bahilerle yaamak. Serserilerle srtmek. Bylece belki Rusty Trawler ile evlenir? Bunun iin ona bir madalya m takmal?"

    Dik dik bakarak bekledi."zr dilerim, onu tanmyorum."Dilini kocaman aznn iinde oynatarak, "Rusty

    Trawler'i tammyorsan, ocuu da tammyorsun demektir. ok kt," dedi. "Sizin belki etkiniz olabilir diye umuyordum. Bylece ok gemeden ocuk da biraz ilerleme gsterirdi."

    "Fakat size gre bunu yapmas zaten mmkn deil."

    Purosundan bir halka fleyerek bunun dalmasn bekledi, sonra glmsedi; bu glmseme onun yzn deitirdi, yumuatt. "te tekrar balayabilirim. Sana az nce sylediim gibi," dedi ve im

    40

  • di gerei aklyor gibiydi. "Bu ocuu gerekten seviyorum."

    "O.J. yine hangi samalklar anlatyorsun?" Holly, zerine gstermelik sarlm bir havlu ve slak ayaklarndan szan su damlacklaryla ieri dald.

    "Her zamanki samalklar. Senin deli olduunu."

    "Fred bunu zaten biliyor."Banyo baln tutup ekerek salarn silkeledi

    ve "Bana bir sigara yak sevgilim," dedi. "Sen deil. O. J. Sen yle aptalsn ki! Sigaray zenciler gibi dudaklarna yaptrp emiyorsun."

    Kediyi ensesinden yakalayp omzuna att. Kedi orada bir ku dengesiyle tnedi, trnaklaryla yn rer gibi kzn salarnn iine dald. Bu gln hareketlerine karn, boaz kesilmi bir korsan kafas gibi yabani grn vard. Gznn biri krd, br kt kt bakyordu.

    Benim yaktm sigaray alrken, "O. J. aptaln biridir" dedi. "Ama korkun derecede ok telefon numaras bilir. David O. Selznick'in numaras neydi. O . J .? "

    "Kes unu.""aka etmiyorum, sevgilim. Ona telefon edip,

    Fred'in nasl olaanst bir insan olduunu sylemeni istiyorum. Bir sr yk yazm. Aman, kzarma, Fred. Olaanst bir insan olduunu sen deil,

    41

  • ben syledim. Gel buraya, O.J, Fred'i zengin etmek iin ne yapacaksn?"

    Yanmzdan ayrlrken O.J.'e, "Unutma," dedi, "ben onun menajeriyim. Bir ey daha: Seslendiim zaman gel fermuarm ek. Eer kapy alan olursa, onlar da ieriye al."

    Kapy birok kii ald. Oday on be dakika iinde ou niformal bir erkek srs doldurdu. ki deniz subay, bir hava albay grdm. Fakat bunlarn saylan, askere alnma yam oktan geirmi gri sal adamlarn yamnda ok az kald. Bu konuklarn yal olmak dnda bir benzerlikleri yoktu. Hepsi yabanclar arasnda yabanc gibiydiler. Kapdan grnen her yz, tekileri grd zaman korkusunu saklamaya alt. Sanki ev sahibi bardan bara dolaarak davetiye datmt; herhalde durum byleydi. Balangta kalarm atmalarna ramen, sonunda homurdanmadan birbirleriyle kaynatlar. O. J. Berman benim Hollywood'daki geleceim hakknda konumamak iin kendisini zellikle yeni topluluun iine att. Ben kitap raflaryla babaa kalmtm. nmdeki rafn yarsmdan ou atlar zerineydi, geri kalan da beyzbol zerine. Binek Atlar ve Nitelikleri adl bir kitaba ilgi duymu gibi grnmek, Holly'nin arkadalarm gzleyebilmem iin iyi bir frsat yaratt.

    O anda bunlardan biri gzmde nem kazand: zerinden bebeklik tombulluunu hl atamam,

    42

  • orta yal bir adam. Ne var ki, usta bir terzi onun iman ve iyice pataklanabilir poposunu hemen hemen rtmeyi baarmt. Vcudunda kemik diye bir ey yokmu gibi grnyordu. Kocaman bir sfr rakamna benzeyen yuvarlak yz hi el dokunulmam bir bakire gibiydi. Sanki domu, ondan sonra iirilmiti, derisi krksz bir balonu andryordu. Az her an yaygara ve hrnlk yapmaya hazr olmakla birlikte, tatl bir marklkla bzlmt. Fakat onu tekilerden ayran ey grn deildi; bym de klm grnl kiiler o kadar az deildir. Onu tekilerden ayran ey, davranlaryd. Parti sanki kendi partisiymi gibi hareket ediyordu. Enerji dolu bir ahtapot gibi martini kartryor, tantrma konumalar yapyor, gramofonu altryordu. Aslnda, onun hareketlerinin ounu ev sahibesi incelikle ynetiyordu: Rusty, zahmet olmazsa. Rusty, ltfen unu yapar msn? Eer Rusty ona ak idiyse, besbelliydi ki kz onun kskanlk duygularn bu yolla kontrol ediyordu. Kzn bir elinde kedisini tayarak, br eliyle de bir kravat dzeltip bir yaka inesini kartarak odamn ortasnda sekmesini seyreden kskan bir adam kontroln kaybedebilirdi. Hava albaynn yakasndaki madalyon bile iyice parlatld.

    Rusty'nin asl ad Rutherfurd Trawler idi. Anne ve babasm 1908 ylnda kaybetmiti. Babas bir

  • anaristin kurban olmu, annesi ise fel geirip lmt. Be yandayken bana gelen bu ifte talihsizlik Rusty'yi bir ksz, bir milyoner ve nl bir kii yapvermi. O zamanlardan beri de Pazar eklerinin konusu olmu. Daha rencilii sralarnda isim babas ve koruyucusu olan adamn sapklk suuyla yakalanmasna sebep olmu; bundan sonra da n bir kasrga gibi hzla yaylm. Daha sonra evlilik ve boanmalar onun gazetelerin dedikodu stunlarndaki yerini salamlatrm. lk kars nafakasn alp, Kutsal Peder'in yolunu seti. kinci karsndan pek sz edilmedi; ncs ise New York Eyaleti'nde bir anta dolusu belge ile veraset davas at. Son Bayan Trawler' kendisi boad, ondan ikayeti de, karsnn kendi yatnda bir isyan balatm olmasyd; bu isyan yznden Dry Tortugas'ta yattan inmek zorunda kalmt. O zamandan beri bekar yaamakla birlikte, savata ilkin Unity Mitford'a evlenme teklif ettii bilinmektedir. Ya da hi olmazsa, ona telgraf ekip, eer Hitler onunla evlenmezse kendisinin evlenmek istediini bildirmi olduu sanlmaktadr. Winchell'in ondan her zaman "Nazi" diye sz etmesinin sebebinin de bu olduu sylenir.

    Bunlar bana anlatlmad. Holly'nin raflarndan setiim Beyzbol Klavuzu adl kitabn iinde okudum. Holly bu kitab bir am defteri olarak kullanm olmalyd. Sayfalarnn arasna Pazar eklerinden ya-

    44

  • zlarla, dedikodu sayfalarndan kesilmi paralar sktrlmt. Rusty Trawler ve Holly Golightly "One Touch o f Venus"n galasnda bir arada . Holly arkamdan gelerek beni kitab kartrrken yakalad: Boston'un Golightly ailesinden Bayan Golightly, 24 kratlk Rusty Trawler ile gnn gn etmekte.

    O m zum dan bakarken gne gzln ayarlayarak, "H akkm da kan yazlara m bayldn, yoksa yalnzca beyzbol delisi m isin?"

    "Bu haftann hava raporu neydi?" diye sordum.Gz krpt, fakat aka yapmyordu; bu bir uyary

    d. "Atlar ok severim," dedi. Sesindeki gizli tn, Domates Sally zerine syledii eyleri unutmam istediini iaret ediyordu. "Radyoda beyzboln adn bile duymaktan nefret ederim, fakat dinlemek zorundaym, bu benim aratrmamn bir paras. Erkeklerin konuabilecei eyler o kadar snrl ki. Eer bir erkek beyzbol sevmiyorsa, o zaman atlar sevmek zorundadr, eer ikisini de sevmiyorsa, o zaman kt durumdaym. Bu, kzlar da sevmiyor demektir. O. J. ile aran nasl?"

    "Karlkl anlaarak ayrldk.""nan bana onu tammak byk bir frsattr.""Sana inanyorum, ama benim ona bir frsat ola

    rak verebilecek neyim var ki?""Yanma git ve onu hi de gln grnmedii

    konusunda ikna et. Sana gerekten yardm edebilir,

    45

  • Fred," diye direndi."Senin onun yardmn istemediini ren

    dim." Bu szm onu artmt. "Dr. VVassell'n yks'nden sz ediyorum," diye ekledim.

    "Hl bunu mu anlatyor?" diyerek odann kar tarafndaki Berman'a sevgi dolu bir bak frlatt. "Ama hakl olduu bir nokta var, kendimi sulu saymalym. Bu rol bana vereceklerinden ya da benim bunu baarabileceimden deil. Onlar bana bu rol vermezlerdi, ben de beceremezdim zaten. Kendimi sulu saymalym, nk ben bununla ilgili bir damla bile hayal kurmazken, onun hayal iinde yaamasna gz yumdum. O zamanlar kendimi gelitirmeye urayordum. Bir sinema yldz olamayacam da iyi biliyordum. Bu ok gtr, eer akll biriysen, ok utandrcdr da. ok derin aalk kompleksim de yoktur benim. Bir sinema yldz olmamn, aym zamanda kocaman ve iman bir benlie sahip olmak anlamna geldiini herkes bilir. Gerekte ise hibir benlie sahip olmamak gerekir. Bu hayatta zengin ve nl bir kii olmay istemezdim demiyorum. Bu benim planlarmda var ve gnn birinde bunu baaracam da umuyorum. Fakat byle olsa bile, benliimin peim sra gelmesini isterdim. Gzel bir sabah uyanp da Tiffany'de kahvalt ettiim zaman bile yine kendim olmak isterim." Ellerimin bo olduunu grerek, "Bir iki imez misin?" dedi.

    46

  • "Rusty, arkadam a bir iki getirir misin?"Kediye hl sarlmaktayd. Ban gdklayarak,

    "zavall aptal" dedi, "zavall adsz aptal. Bir ad olmamas biraz g oluyor. Fakat ona bir ad takmavn da hakkm yok. Birinin oluncaya dek beklemes g rek. Biz birbirim ize bir gn rmak kenarnda rastla dik; o zgr b ir hayvan, tabii ki ben de yleyim. Ben gerek kendim in, gerek benim olacak her eyin ait olduu yeri buluncaya dek hibir eye sahip olmak istemiyorum. H enz bu yerin de nerede olduunu bilmiyorum. Am a bu yerin nasl bir yer olduunu biliyorum." Gld ve kediyi yere att. "Tiffany'ye benziyor. M cevhere be para deer verdiimden deil. Elm asa hayr demem. Fakat krkndan nce elmas takm ak da ok sama; hatta o zaman bile tehlikeli. Elm as yalnzca ok yal kadnlarda iyi duruyor. M ario Ouspenskaya. Buruukluklar ve kemikler, beyaz sa ve elmas; sabrszlanyorum. Tiffany iin deli olm am n nedeni bu deil. Dinle. Kt krmzla yakalandn gnleri hatrlyorsun, deil mi?"

    "Keder m avileri gibi mi?""H ayr," dedi yavaa. "Hayr, keder mavilerine

    imanlamaya baladn zaman ya da ok uzun bir sre yamur yad zaman yakalanrsn. Yalnzca kederlenirsin, o kadar. Fakat kt krmzla yakalanmak ok korkuntur. Korkmaya ve cehennem-

  • devmisin gibi terlemeye balarsn, neden korktuunu da bilmezsin. Yalnzca kt bir ey olacaktr, takat ne olacan bilmiyorsundur. Bu duyguyu hi yaadn m?"

    "Olduka sk saylr. Bazlar buna sknt der.""Peki, sknt diyelim. Fakat bunun nne ge

    mek iin ne yapabilirsin?""ey, iki ie yarayabilir.""Bunu denedim. Aspirini de denedim. Rusty af

    yon imenin iyi olacan dnyor, bir sre onu da kullandm, fakat bu beni yalnzca kkr kkr gldryor. En iyi eyin, bir taksiye binip Tiffany'ye gitmek olduunu buldum. Orann sessiz ve gururlu grn beni bir anda durgunlatryor. Orada kimsenin bana kt bir ey gelmez; gzel giysili iyi adamlarn, gm sslemeleri olan timsah derisi czdanlarn kokular arasnda byle bir ey olamaz. Gerek yaamda bana Tiffany'nin verdii bu duygulan verebilecek bir yer bulursam, hemen birka eya alp kediye de bir ad takardm. Dndm ki, belki savatan sonra Fred ile ben..." Koyu renk gzln kaldrp alnna koydu ve baklar, deiik renkleri, grileri, yer yer mavi ve yeil renkleriyle, uzaklan gren bir keskinlie brnd. "ok nce Meksika'ya gitmitim. At yetitirmek iin ok harika bir lke. Deniz kenannda bir yer grdm. Fred atlardan iyi anlar."

    48

  • Rusty Trawler elinde bir martini ile geldi, yzme bakmadan bana uzatt. "Am" diye sylendi; kendisi gibi gelimemi sesi, Holly'yi sulayan, sinir bozucu bir ocuk alay gibiydi. "Saat yedi buuk oldu, ben am. Doktorun ne dediini biliyorsun."

    "Evet, doktorun ne dediini biliyorum.""Peki, yleyse, kes unu. Haydi gidelim.""Senden kibar davranman istiyorum Rusty,"

    diye yavaa konutu. Fakat sesinin tonu, karsndakinin yzn honutlukla kzartacak, minnettarlkla pembeletirecek bir paylamay andryordu.

    Sanki orada yalnzlarm gibi, "Sen beni sevmiyorsun," diye sylendi.

    "Kimse yaramazl sevmez."Onun iitmek istedii cevab ald apakt; bu,

    onu hem heyecanlandrd hem de rahatlatt. Konuma kutsal bir eymi gibi srd: "Beni seviyor musun?"

    Holly ona hafife vurdu. "Sen iine bak, Rusty. Ben hazr olduum zaman nerede istersen yemee gideceiz."

    "Chinatown?""Fakat bu, yal domuz pirzolas yiyeceksin de

    mek deildir. Doktorun ne dediini biliyorsun."Rusty mutlu rdek yryyle grevinin bana

    giderken, ben de Holly'ye Rusty'nin sorduu soruya cevap vermediini hatrlatmaktan kendimi alamadm. "Onu seviyor musun?"

    49

  • "Sana, kendini herhangi bir kimseyi sevmeye altrabilirsin demitim. Hem o ok berbat bir ocukluk yaad."

    "Eer o kadar berbatsa, niin hl bir ocukmu gibi davranyor?"

    "Kafan kullansana. Grmyor musun, u besbelli ki Rusty etek giymektense ocuk bezleri iinde yaamakla daha mutlu oluyor. Onun yapaca seim de bu iki ey arasndadr, yalnzca bu noktada kendisi ok alngandr. Ona bymesini ve bu gerei kabul ederek babacan bir kamyon ofryle evcilik oynamasn sylediim iin beni kk bir bakla yaralamaya kalkt. Bu arada ben de ok iyi bir ey yaptm, onu avucumun iine aldm. ok zararszdr, kzlan tam bir bebek sanr."

    "Tann'ya kr.""Ama btn erkekler iin bu byle olsayd,

    Tann'ya zor krederdim.""Demek istedim ki, Tann'ya kr, Bay Trawler

    ile evlenmeyeceksin."Bir kam kaldrd. "Sras gelmiken unu da

    syleyeyim; onun zengin olduunu bilmezlikten gelmiyorum. Meksika'daki araziler pahal. imdi..." diyerek beni ileri doru itekledi, "haydi gidip O. J.'i ele geirelim."

    Geri durarak bu ii ertelemek iin aklm iletmeye baladm. Sonra hatrladm, "Niin gezgin?"

    50

  • "Kartmn stnde mi?" diye sinirlenerek sordu. "Gln m buluyorsun?"

    "Gln deil, yalnzca insamn sinirine dokunuyor." Omuzlarm silkti. "Her ey bir yana, yarn nerede olacam nasl bilirim? Onun iin kartma 'gezgin' yazmalarm syledim. Her neyse, bo yere para harcamaktan baka bir ey deildi bu kartlar bastrmak. u var ki, oradan bir ey satn almay ok istedim. Tiffany'den almtm onlar." Benim martinime uzand; hi dokunmamtm. ki yudumda yuvarlad ve elimi tuttu. "Dikilip durmay brak, O. J. ile arkada olacaksn," dedi.

    Kapda geen bir olay bizi durdurdu. Gen bir kadn ieriye bir rzgr gibi, earplarndan ve angrdayan altnlardan meydana gelmi bir kasrga gibi girdi. Bir parman sallayarak ilerlerken, "Ho Ho Holly," dedi, "Seni aalk istifi seni. Bu gzleri k-kr o-olmu a-adamlann hepsini kendine ayryorsun!"

    Boyu bir seksenin zerindeydi, oradaki adamlarn oundan daha uzundu. Herkes omzunu dikletirdi, midesini ieri ekti; onun herkesi aan boyunu gemek iin genel bir yar balad.

    Holly, "Sen burada ne aryorsun?" dedi; dudaklar gerilmi, sicim gibi sklmt.

    "Niin hi hi hi ekerim. Yukarda Yunioshi ile alyordum. Ba Ba Bazaar dergisi iin Noel eyleri.

  • Fakat ok cann sklm gibisin, ekerim." evresine glck datt. "Siz o olanlar pa pa partinize burnumu soktuum iin kzmadnz ya?"

    Rusty Trawler kkr kkr gld. Kadnn kaslarna hayranlk duyarcasna, kollarn sktrd, iki iip imeyeceini sordu.

    "Tabii ierim," diye cevap verdi. "Benimkisi viski olsun."

    Holly, "Hi viski yok," dedi. Bunun zerine hava albay gidip bir ie viski almay nerdi.

    "Oh, ortal te te telaa vermeyelim. Ben amonyakla da yetinirim. Holly, balm," diyerek onu hafife drtt. "Benim iin zahmet etme. Ben kendimi tantrm." O. J. Berman'a doru eilerek, "Ben Mag Wi Wi Wildwood. Wild wo wo wood; Arkansas'dan. Da lkesi." O. J. Berman'n baklar, birok ksa boylu erkein uzun boylu kadnlarn yamndayken duyduu arzuyla buulanmt.

    Bu bir dans andryordu. Berman rakibinin bu giriini nlemek istercesine sahnede ho ayak oyunlar yapyor gibiydi. Sonunda kz sekizli bir gruba kaptrd. Bunlar onun kekeme akalarm patlam msr yutan gvercinler gibi yuttular. Bu gzle grlr bir baaryd. Ksa bir anda, gzellikten daha avutucu olan irkinliin zaferi ortal ele geirmiti; bu yalnzca bir paradoks yaratm olsa bile bir baaryd. yi ve sade bir beeni ve bilinli bir giyim ter

    52

  • cihini sergilemek yerine, kz kulland ince taktikle kusurlarnn altn abartarak izmiti. Kusurlarn yiite kabul ederek onlar sslemiti. Uzun boyunu daha da belli eden yksek topuklu ayakkablarnn zerinde dizleri titriyordu. Dz smsk kemeri onun plaja bir erkek mayosuyla gidebileceini gsteriyordu. Arkaya doru skca toplanm sa, banda ne kadar az sa olduunu, yznn bir manken gibi alktan kuruduunu daha ok gsteriyordu. stne biraz basarak bile olsa, kekemeliini kendi karna kullanmasn biliyordu. Bu kekemelik bir nem belirtisiydi, nk bununla kendi bayalklarm biraz ilgin yapmay beceriyor ve bunun yannda, boyunun uzunluuna karn, onu dinleyen erkeklerde bir koruma duygusu uyandryordu. rnein u szleri sylerken Berman'n srtna vuruyordu: "Tu tu tuvaletin ne ne nerede olduunu bana kim syleyebilir?" Grubu epeevre dolandktan sonra, adama kolunu uzatt ve kendisini tuvalete dek gtrmesi iin srkledi.

    Holly, "Bu samalk," dedi. "Buraya daha nce de gelmiti. Nerede olduunu biliyor." Kl tablalarm boaltyordu, Mag Wildwood tuvalete gitmek zere ktktan sonra bir tabla daha boaltt. "ok zc," diye iini ekerek konutu. Kendisine merakla bakanlar sayabilmek iin bir sre duraklad, yeterli bulunca konumasm srdrd. "yle anlalmaz

    53

  • biri ki. Bunu siz de anlayacaksnz. Fakat Tanr bilir, salkl grnyor. Yani, ey, temiz. Olaanst taraf da bu." Belirli bir kimseyi iaret etmeden, fakat ilgiyle sorarak, "Ya siz, siz onun temiz grndn sylemez miydiniz?"

    Biri ksrd, birou yutkundu. Mag Wilwood'un ikisini tutmakta olan bir deniz subay ikiyi brakt.

    "Fakat, ite," diye sylendi, "birok Gneyli kzn ayn derdi olduunu iitiyorum." Kibarca rperdi ve biraz daha buz almak zere mutfaa gitti.

    Mag Wildwood dnnde birdenbire kaybolmu olan scak havay bulamaynca ne olduunu anlayamad. Balam olduu konuma ya ktkler gibi, yanaca yerde ttmt. Daha da kts, herkes onun telefon numarasn almadan ayrlyordu. Havac albay arkas dnkken kat; ite bu ok ar bir darbe oldu, nk az nce ondan bir akam yemei daveti almt. Kzn gzleri birdenbire hibir ey grmedi. Gzyalarnn rimeli aktmas gibi ekicilii birden kayboldu. Bunun hncn da herkesten almaya balad. Ev sahibesinin bir Hollywood dejeneresi olduunu syledi. Elli yalarndaki bir adam kavgaya ard. Berman'a "Hitler hakl imi," dedi. Rusty Trawler ile bir kede kuvvet denemesi yaparak onu neelendirdi. Hi de kekelemeden, "Sana ne olacak biliyor musun?" dedi. "Seni hayvanat bahesine gtrp srlara yedireceim."

  • Adam ise ok istekli grnyordu ki, o srada Mag k a y a r a k yere dt, mrldanarak odann ortasna oturdu ve Rusty'yi h a y a l krklna uratt.

    Holly eldivenlerini takarken, "ok skcsn, kalk oradan," dedi. Partinin son artklar da kapda bekliyorlard; skc Mag yerinden kmldamaynca, Holly bana zr dileyen bir bak frlatarak "Sen bir meleksin Fred. Onu bir taksiye koyuver, olmaz m? Winslow/da oturuyor," dedi.

    "Hayr. Barbizon'da oturuyorum. Regent 4-5700. Mag Wildwood'u sor."

    "Sen bir meleksin Fred."Herkes gitti birden. Bir Amazon'u taksiye gtr

    mek dncesi ruhumu kaplayan fkeye gem vurdu. Fakat bu sorunu da yine Mag'in kendisi zd. Kendi kuvvetiyle ayaa kalkarak tepeden bana sallantl bir gururla bakt. "Haydi gidelim leylek, ansl bir balon yakaladn," dedi ve sonra balta vurulmu bir mee aac gibi boylu boyunca yere ykld. lk dncem bir doktora komak oldu. Fakat onu bir yokladktan sonra, nabznn normal, solunumunun dzenli olduunu grdm. Yalnzca szmt. Bamn altna bir yastk koyduktan sonra rahata szmas iin onu yalmz braktm.

    Ertesi gn leden sonra Holly ile merdivenlerde karlatm. Elinde eczaneden ald bir paketle hzla geerken, "Sen" dedi. "Kz orada zatrreye

  • yakalanmak zere. stelik krktk sarho. Bunlarn stne bir de kt krmzlklar." Bu szlerden Mag VVildvvood'un hl apartmanda olduunu kardm, fakat bu artc iyilik duygularnn nedenini anlamama frsat vermedi. Hafta sonunda ise bu anlamazlk daha da derinleti. lk nce kapma yanllkla bir Latin Amerikal geldi, adam Bayan Wilwood'u aryordu. Ona yanll anlatabilmem epey zaman ald. Birbirimizin ne dediini bir trl yakalayamyorduk, fakat anlatktan sonra ondan baya holanmtm. Her paras dikkatle bir araya getirilmiti; esmer kafas ile bir boa greisini andran grnnde bir btnlk, bir mkemmellik vard; sanki doamn yaratt bir elma, bir portakal gibi kusursuzdu. Bunlara ek olarak ngiliz kumandan bir takm giymi, ar bir koku srnm ve hi de Latinlere uymayan utanga baklarla etraf szyordu. Gnn ikinci olay da bu adamla ilgiliydi. Akama doru yemek yemeye giderken yolda ona rastladm. Bir taksiyle geliyordu; ofr onun bir yn bavulla eve girmesine yardm etti. Bu olay benim azmda ineyip durduum bir sakz oldu; fakat Pazar gn artk enem yorulmutu.

    Sonra adamn grnts zihnimde hem karard, hem de aydnland.

    Pazar, bir yaz gn gibiydi; gne yakyordu, pencerem akt. O srada yangn merdiveninde

    56

  • s e s le r duydum. Holly ve Mag aralarnda kedi, bir battaniyenin zerine yaylmlard. kisinin de yeni ykanm salar sprge gibi sarkyordu. kisi de meguld; Holly ayak trnaklarn boyamakta, Mag de kazak rmekteydi. Mag konuuyordu.

    "Bana sorarsan, sen a a anslsn derim. Hi olmazsa Rusty iin rahatlkla diyebilecein bir ey var. Bir Amerikaldr o."

    "Bravo ona.""ekerim, sava devam ediyor.""Biter bitmez de beni bir daha zor grrsn kzm.""Ben yle dnmyorum. Vatanmla gu gu gu

    rur duyuyorum. Benim ailemdeki erkekler byk askerlerdi. Wildwood/un tam ortasnda Ba Baba Wildwood/un bir heykeli durur."

    "Fred de asker," dedi Holly. "Fakat hibir zaman bir heykeli olacan sanmyorum. Olabilir de. Ne kadar aptalsan o kadar cesursun derler. Fred olduka aptaldr."

    "Fred, u yukardaki olan? Asker olduunu bilmiyordum. Fakat gerekten aptala benziyor."

    "zgn. Aptal deil. eride olup dary seyretmek istiyor; burnunu cama dayayp bakan kiinin aptal grnmesi pekl mmkndr. Her neyse, o baka Fred. Fred benim kardeim."

    "Sen kendi ka ka kanma ve ca ca canna aptal m diyorsun?"

    57

  • "Aptalsa aptaldr.""Ama bunu demek hi iyi bir ey deil. Hepimiz

    iin arpan bir olana byle demek.""Ne oluyoruz? Miting yeri mi buras?""Yalnzca benim hangi yanda olduumu bilme

    ni istiyorum. Ben akadan holanrm, ama aslnda Amerikal olmaktan gurur duyan ci ci ciddi bir insanm. Jos iin zlmemin nedeni de bu." rg ilerini yere koydu. "Sen onun ok yakkl olduunu dnyorsun, yle deil mi?" Holly "Hmm," diyerek oje frasn kedisinin byklarnda gezdirdi. "Bir Brezilyal ile ev ev evlenebilme dncesine ala- bilsem. Kendimin de Bre Brezilyal olmasna. Bu almas yle g bir vadi ki. On bin kilometre, stelik konutuklar dili de bilmemek..."

    "Berlitz'e gidip ren.""Kim Po Po Portekizce retir ki? Sanki herkes

    bunu renmek istiyormu gibi. Hayr, benim tek ansm Jos'ye siyaseti unutturup onu Amerikal yapmak. Bir adamn olmak isteyebilecei en gereksiz ey, Brezilya Cu Cu Cumhurbakan olmaktr." ini ekerek rgsn eline ald. "Deli gibi m ona herhalde. Bizi birlikte grdn. Sence de ona deli gibi k mym?"

    "ey. Isnr m?"Mag bir ilmik kard. "Isrmak m?""Seni. Yatakta."

    58

  • "Bu da nereden kt, hayr. Yapmal m?" Sonra losur bulur gibi ekledi: "Fakat gler."

    'yi. Bu doru bir davran. in esprili ynn gren bir adam beenirim, birou yalnzca pantolon ve grltden baka bir ey deil."

    Mag, ikayetini geri ald. Syleneni kendisine yaplm bir vg olarak kabul etti. "Evet, yle sannm."

    "Peki. Isrmaz. Gler. Baka ne?"Mag kard ilmii sayd, sonra tekrar balad,

    ilmik ilmik rd."Dedim ki...""Seni duydum. Sana sylemek istemediimden

    deil. Fakat aklda tutmak yle g ki. Bu eylerin zerinde senin yaptn gibi du du durmam. Hepsi aklmdan d gibi uar. Eminim bu no no normal bir tutumdur."

    "Normal olabilir, canm. Ama ben doal olmay isterim." Holly, kedinin byklarn krmzya boyarken birden durdu. "Dinle. Eer hatrlayamyorsan klar ak tutmay dene."

    "Ltfen anla beni Holly. Ben o o ok banaz bir insanm."

    "Oh, atm. Beendiin bir herife bakmann nesi yanl? Hi de yanl deil. Erkekler gzeldirler, bir- u. Jos de. Sen eer grmek bile istemiyorsan, yleyse o da olduka souk bir tabak makarnaya kalyor demek."

    59

  • "Ke ke kes sesini.""Senin ona k olabilmen olanaksz. imdi. Bu

    senin soruna cevap oluyor mu?""Hayr. nk ben bir tabak souk ma ma ma

    kama deilim. Ben scak yrekli bir insanm. Bu benim karakterimin temelidir."

    "Kabul. Scak bir yrein var. Ama ben yataa girmeye hazrlanan biri olsaydm, yanma scak su dolu bir ie alrdm. O bile daha duyguludur."

    Mag kibarca, "Jos hi ikayet etmez," dedi. ileri gne nda parlyordu. "Dahas var, ben ona m. Dnebiliyor musun, aydan ksa bir zamanda on ift baklaval orap rdm. Bu da ikinci sveter." Elindeki sveteri dzelterek bir kenara att. "Ne gerei var? Brezilya'da sveter. a a apka rsem daha iyi."

    Holly gerinerek esnedi. "Bazen oras da souk oluyordur."

    "Yamur yayor, bunu biliyorum. Scak. Yamur. O o ormanlk."

    "Scak. Ormanlk. Aslnda ben bunlar severim." "Benden daha m ok seversin?"Sahte bir uykulu bir sesle, "Evet," dedi Holly.

    "Ben bunlar senin sevdiinden daha ok severim."

    Pazartesi gn sabah postas iin aaya indiimde, Holly'nin kutusundaki kartn stne bir ad

    60

  • daha eklenmiti: Bayan Golightly ve Bayan Wildwood. imdi birlikte taklyorlard.

    posta kutumda bulduum mektup, bu konuya olan ilgimi datt. Mektup, ykm gnderdiim bir niversite dergisinden geliyordu. Beenmilerdi, fakat anlay gsterm eliydim ki para deyemeyeceklerdi, ama yaymlamay dnyorlard. Yaymlamak? Bunun anlam baslmakt. Heyecandan ba dnmek denen ey yalnzca bir his olarak kalamazd. Bunu birine sylemeliydim, merdivenleri ikier ikier karak H olly'nin kapsna vurdum.

    Haberi sylemek iin sesime gvenemedim; gzleri uykudan kslmt, kapya gelir gelmez mektubu ona uzattm. Bitirip bana geri verinceye dek sanki alt sayfa okuyacak kadar zaman gemiti. "Ben senin yerinde olsam eer para demeyeceklerse, basmalarna izin verm ezdim ," diyerek esnedi. Belki de yzmdeki ifadeden yanl yorum yaptn, kendisinden t deil, tebrik beklediimi anlad. Azndaki esneme glmsemeye evrildi. "Oh, anlyorum. ok gzel. ey, ieriye gir," dedi. "Bir kahve yapp kutlarz. Hayr. Giyinip seni le yemeine gtreceim."

    Yatak odas da ayn salon gibiydi: Ak havada kurulmu bir kampa benziyordu; sandk ve bavullar, her ey hazrlanm ve gitmeye hazr polisin peinde olduunu hisseden bir sulunun eyalar

  • gibi. Salonda alageldiimiz eyalardan yoktu ama, yatak odasnda bir karyola vard, iki kiilik, olduka gz kamatrc; sar aatan, pskll saten rtl.

    Banyonun kapsn ak brakt, oradan konumaya balad. Su ve di fralama sesleri eliinde, sylediklerinin ou anlalmaz eylerdi, fakat z uydu: Mag Wildwood'un yanna tandn nasl olsa renmitim, yle deil mi? Bu iyi olmam myd? Eer bir ev arkadan olacaksa ve lezbiyen deilse, en iyisi onun tam bir aptal olmasyd. Mag de yleydi, o zaman kiray stne ykabilecei gibi, amarhaneye amar ykamaya da onu gnderebilirdi. Holly'nin amardan yana zoru olduu grlyordu. Odann ii kzlarn jimnastik salonu gibi oraya buraya frlatlm giysilerle doluydu.

    "Ve biliyor musun, Mag olduka baarl bir manken saylr. Harika, yle deil mi? ok iyi bir ey," deyip banyodan korsesini yerletirerek seke seke kt. "ou zaman onu bamdan atmam gerek. Erkekler ynnden de ok zararl olmaz samrm. Nianl; herif de iyi. Fakat boylarnda biraz fark var; belki otuz santim, Mag'in lehine. Ne cehenmeme..." Dizlerinin zerine kp yatan altna gz atyordu. Arad timsah derisi ayakkablarm bulduktan sonra, bir bluzla bir kemer arayna balad. Bu danklk iinde bunu nasl baarabildii, zerinde dnlecek bir konuydu. Sanki Kleopatra'run

    62

  • hizmetileri etrafnda drt dnyormu gibi, sessiz ve soukkanlyd. Eliyle enemin altndan tutarak, "Dinle/' dedi. "ykn iin ok sevindim. Gerekten e ok sevindim."

    1943 Ekim ayndaki o Pazartesi gn, ku hafifliinde gzel bir gnd. lk olarak, Joe Bell'in barnda Manhattan imekle gne baladk ve Joe Bell benim bama gelen gzel olay duyunca bir de ampanya kokteyli ikram etti; sonra Fifth Avenue'deki trene doru babo yollandk. Rzgrda sallanan bayraklar, askeri bandonun rap raplar, sanki hi savala ilgili deildi de, daha ok benim erefime dzenlenmi bir elenceydi.

    Parktaki kafeteryada le yemei yedik. Daha sonra hayvanat bahesine girmeden yolumuza devam ettik (nk Holly kafeslerin iine kapanm hibir eyi grmeye dayanamadn syledi), imdi ortadan kalkm olan tahta kaykhaneye giden yollarda gldk, kotuk, arklar syledik. Gln stnde yapraklar yzyordu, parktaki beki kyda tututurduu yapraklarn yann seyrediyordu, titreyen havada grnen tek leke, kzlderililerin iaretlerini andrarak ykselen dumanlard. Benim iin Nisan aylan pek bir ey ifade etmezdi; sonbahar balang mevsimi olan ilkbahara benzetirdim, kaykhanenin balkonundaki demir parmaklklarn

  • zerinde Holly'yle otururken ite byle bir yeni balang hissine kapldm. Gelecei dndm, gemiten de sz ettim. nk Holly benim ocukluumu renmek istiyordu. O da kendisininkini anlatt; fakat nemli eyleri sylemiyor, kaygan bir dille konuuyor, adlardan ve yerlerden hi sz etmeden bir resim iziyor gibiydi. Yaratacan dnd etkiden farkl bir etki olutu bende; nk yaz ve denizi, Noel aalarn, gzel kuzenlerini ve partileri neredeyse cokuyla anlatyordu. Ksaca, bu gemi, hibir zaman evinden kam bir ocuun- kine ait olamayacak kadar mutluydu.

    Ona, on drt yandan bu yana tek bana yaadn doru mu diye sordum. Burnunu ovalad, "Bu doru, teki dediklerim deil. Fakat, sevgilim, sen kendi ocukluunu ylesine ackl anlattn ki seninle yarmak istemem."

    Parmaklktan atlad. "Her neyse, imdi aklma geldi: Fred'e biraz fstk ezmesi yollamam gerek." O gn leden sonra geri kalan zamanmz, doudan baya dek dolaarak, bizden bkknlk getiren bakkallarda, fstk ezmesi arayarak geirdik. Sava zaman ktl vard. Yarm dzine kavanozu toparlaya- madan hava kararmt bile. Vitrininde saray gibi ku kafesinin bulunduu antikac dkkanna yakndk, kafesi gstermek iin onu oraya gtrdm, komik eklini beendi; "Fakat yine de, bu bir kafes," dedi.

    64

  • Byk bir Wool worth maazasnn nnden geerken kolumu yakalad: "Haydi bir ey alalm," diyerek beni maazaya ekti. Burada birdenbire birok gzn zerimizde olduunu hissettim, daha imdiden phe altndaydk sanki, "Haydi gel, tavuk gibi dlek olma." Kttan balkabaklar ve Cad Bayram maskeleri dolu bir tezgha gzn dikti. Satc kadn, maskeleri takp karan bir grup rahibeyle urayordu. Holly bir maske seerek bana takt; sonra elimi tuttu, birlikte yrdk. Bunu yapmak o kadar kolayd ki. Birka cadde boyunca kotuk, sanrm durumu daha dramatik hale getirmek iin komutuk, sonradan kefettim ki baarl bir hrszlk insann sevinten ayaklarn yerden kesermi. Acaba sk sk alar m diye meraklandm. "Bir zamanlar yapardm ," dedi. "Yani yapmak zorundaydm. Camm bir ey istedii zaman. Fakat hl da ara sra yapyorum, biraz el alkanlm kaybetmeyeyim diye."

    Eve giderken yol boyunca maskeler yzmz- deydi.

    Holly ile orada burada birok gn geirdiimizi hatrlyorum. Birbirimizi belli belirsiz zamanlarda ok grdmz dorudur. Fakat bellein yanltc olduu unutulmamaldr. Ayn sonuna doru kendi- me bir i buldum; buna ekleyecek daha ne olabilir?

    kadar az sylersem o kadar iyi, baka ne demeli?

    65

  • Denebilir ki bu gerekliydi, i saat dokuzdan bee kadar sryordu. Bu da bizim, Holly ile benim, buluma saatlerimizi ok gletirdi.

    Eer Holly'nin Sing Sing gn -yani gnlerden Perembe- deilse ya da eer parkta atla dolamaya gitmemise -ara sra bunu yapard- ben eve geldiimde o daha uyanmam olurdu. Bazen ona urardm, birlikte sabah kahvesi ierken o bir yandan da akam iin giyinirdi. Hep dar kmak zere olurdu, her zaman Rusty Trawler ile birlikte deil, fakat genelde Rusty, Mag Wildwood ile yakkl Brezilyal, Jos Ybarra-Jaeger ile beraber. Drtl bir mzik topluluundan, mzikle ilgisi olmayan bir ses kyordu sanki, bu yanln nedeni de Ybarra- Jaeger'di. Grupta, caz bandosundaki bir keman gibi uygunsuz kalyordu. Akllyd, grn kt, ii ile ciddi balantlan vard. Gizli bir hkmet ii nedeniyle -nemli ya da nemsiz- haftamn birok gn Washington'a gitmesi gerekiyordu. yle ise, nasl oluyor da birbiri ardndan her gece La Rue ya da El Morocco'da, Wildwood'un ge-ge-gevezelik etmesini dinleyip, Rusty'nin ham, etli bebek yzne bakarak yaayabiliyordu? Belki de yabanc bir lkede yaayan biroumuz gibi, insanlar iyice deerlendiremiyor, kiilerin resimlerine uygun birer ereve seemiyordu. Kii bunu ancak kendi lkesinde yapabilirdi. Bunun iin, btn Amerikallar ayn ke-

    66

  • feye koyarak deerlendiriyor, bu temele dayanarak arkadalarn da o blgenin rengini ve ulusal karakterini tayan rnekler olarak ho gryordu. Bu birok eyi aklyordu; Holly'nin azmi de geriye kalan ksmn.

    Bir leden sonra, Fifth Avenue otobsn beklerken, yolun karsnda bir taksinin durduunu, taksiden inen kzn koarak Forty-Second Street'teki Halk Ktphanesi'nin merdivenlerinden ktm grdm. Ben tanymcaya kadar o kapdan ieri girmiti bile. Onu tamyamamam ok normaldi, nk Holly ile ktphane kolay kolay badaacak eyler deildi. imde byk bir merak uyand; yolda giderken, acaba onun arkasndan gittiimi belli mi etmeli, yoksa rastlant gibi mi davranmalym diye dnyordum. Sonunda ikisini de yapmadm, genel okuma odasna giderek ondan uzak masalardan birinde sakladm. Holly gznde koyu gne gzl ile oturmu, masamn stne kule kadar yksek bir yn kitap toplamt. Bir kitaptan tekine geiyor, arada bir sayfaya taklyor, sanki harfler ters baslm gibi hep kalarm atyordu. Kdn zerine dayad kalemi dzgn tutuyordu, dikkatini eken hibir ey yok gibiydi, yalnz, arada bir sanki srf matrana, alyormu gibi bir eyler karalyordu. Onu seyrederken, okulda tamm olduum inek Mildred Grossman' hatrladm. Nemli salar ve yal gz

    67

  • lyle, kurbaalar kesen ve iilere kahve tayan kirli elleriyle, yalnzca yldzlarn kimyasal arla m lmek iin dnen yass gzleriyle Mildred. Siyah ile beyaz, Mildred ile Holly'nin birbiriyle olduu kadar zt olamazd. Bununla birlikte, ikisinin de Siyam ikizleri gibi benzerlikleri vard; onlar birbirine balayan dnce zinciri de yleydi: Ortalama kii sk sk biim deitirir, birka ylda bir bedenlerimiz bile tm bir deiimden geer. Evet. te bu iki kii hibir zaman deimeyecekti. Mildred Grossman ile Holly Golightly arasndaki benzerlik tam olarak buydu. Hibir zaman deimeyeceklerdi, nk on- lann karakteri kendilerine ok nceden verilmiti. Birisi en an ekliyle gereki, br ise romantik eilimli. Onlar yllar sonra bir lokantada hayal ettim; Mildred elinde yemek listesi hl yemeklerin besin deerini inceliyor, Holly ise grd her eye hl itahla saldryor. Bu, hibir zaman baka trl olamazd. kisi de yaamn iinden geerek onun dma, evrelerini saran tepelerin pek az farkna vararak gl admlarla yryeceklerdi. Bu derin gzlemler bana nerede olduumu unutturdu. Kendimi ktphanenin kasveti iinde bulunca rperdim, Holly'yi orada grdmde yeniden ardm. Saat yediyi geiyordu; o rujunu tazeliyor, ktphane iin uygun grd giysisini, bir earp ve kpeler ekleyerek sslyor, aklnca kendini grubuna yaraacak

    68

  • ekle sokmaya alyordu. Holly ktphaneden ktktan sonra okuduu kitaplarn bulunduu masaya doru yrdm; bunlar grmek istiyordum: South by the Thunderbird, Byways of Brazil, The Political Mind o f Latin America ve buna benzer eyler.

    Noel gecesi Holly ve Mag bir parti verdiler. Holly erken gelip aac sslememi rica etti. O aac apartmann iine nasl sokabildiklerine hl aarm. En tepedeki dallar tavana deiyordu. Alttaki dallar bir duvardan brne yaylmt. Bu, Rockefeller Plaza'da Noel mevsiminde grdmz dev aaca benziyordu. Dahas da var, bu aac sslemek iin bir Rockefeller gerekliydi; nk aa btn ssleri ve gm telleri emerek, onlar kar tanecikleri gibi yok ediyordu. Holly, Wool worth maazasma koarak balon almay nerdi; bunu yapt da. Balonlar aac olduka gzel gsterdi. Yaptmz iin erefine itik. Holly bana, "Yatak odasma bak. Senin iin bir hediye var orada," dedi.

    Ben de ona bir hediye almtm, cebimde kck bir paket vard. Yatam zerinde duran, kare biiminde bir kutuya konulmu, krmz kurdela balanm gzel ku kafesini grnce cebimdeki hediye daha da kld.

    "Fakat Holly! Bu korkun!""Seninle ayn fikirdeyim; fakat bunu istediini

    sanmtm."

    69

  • "Paras yz elli dolar!"Omuzlarn silkti. "Tuvalete birka fazla ziyaret

    Fakat, sz ver bana. Bunun iine canl bir ey koymayacana sz ver."

    Onu pmeye baladm, fakat o elini uzatt. Cebimdeki ikinlie vurarak, "Armaanm ver," dedi.

    "Benimki ok kk bir hediye," dedim. Bir St. Christopher madalyonu. Fakat hi olmazsa Tiffany'den alnmt.

    Holly hibir eyi saklayabilecek bir kz deildi. O madalyonu, imdiye kadar ya bir bavula tkp ya da bir otel ekmecesinde unutup kaybetmitir. Fakat ku kafesi hl bende. Onu New Orleans, Nantucket, btn Avrupa, Fas ve Bat Hint Adalar'na kadar tadm. Bununla birlikte, onu bana Holly'nin vermi olduunu pek az dndm, kafesle Holly arasndaki balanty zihnimde silmeye verdim. Bir kez kavga ettik, bu byk kasrgaya ku kafesi, O. J. Berman ve niversite dergisinde baslan yknn Holly'e vermi olduum kopyas neden oldu.

    Holly, ubat ay iinde bir ara Rusty, Mag ve Jos Vbarra-Jaegar ile bir k gezisine gitmiti. Atmamz onun dnnden sonra oldu. Kapkara olmutu, salan da gneten solmu, hortlaklar andran grimtrak bir sanya brnmt. Orada ok gzel

  • zaman geirmiti: "ey, ilk nce Key West'e gittik ve Rusty baz denizcilere kzd ya da denizciler ona. Her neyse, btn hayat boyunca bel korsesi giymek zorunda kalacak. Sevgili Mag de sonunda hastanelik oldu. Birinci derece gne yanmas. ren, batan aa kabarck ve yank merhemi. Onun kokusuna dayanamadk. Bylece, Jos ve ben ikisini hastanede brakarak Havana'ya gittik. Bana, Rio'yu grene kadar bekle diyor, fakat bana kalrsa btn param Havana'da harcayabilirim. Hi dayanamadn bir rehberimiz vard: zenci ve inli karm bir adam. Ne zencilere ne de inlilere zel olarak baylmam, ama bu ikisinin bir araya gelmesini ok heyecan verici buldum. Bu yzden de masamn altndan bacaklarma dokunmasna izin verdim, gerekten hi de sradan biri deildi. Fakat sonra bizi erotik bir filme gtrd ve ne oldu dersin? Perdede oynayan oydu. Key West'e dndmzde Mag'in Jos ile yattmdan phesi yoktu, Rusty de bundan emindi; fakat o buna aldrmaz, yalmzca olam biteni btn ayrntlaryla bilmek ister. Gerekten Mag ile ak bir ekilde konuuncaya dek ortam olduka gergindi."

    n odadaydk; o sralar Mart'a ok az bir zaman kalm olmasna ramen, kocaman Noel aac, kokusunu kaybetmi, sararm, balonlar yal bir inein memeleri gibi burumu bir halde hl odamn byk bir ksmm kaplyordu. Odamn iine gze

    71

  • arpan yeni bir eya eklenmiti: bir asker yata* Holly, tropikal grnn korumak istercesine lambann altnda bu yataa uzanmt.

    "Sen de onu inandrdn?""Jos ile yatmadma m? Tanrm, evet. Yalnzca

    yle dedim -fakat biliyorsun ok ac bir itirafta bulunuyormu gibi- 'ben lezbiyenim .'"

    "Buna inanmamtr.""nanmazsa can cehenneme. Gidip bu asker ya

    tan almasna ne dersin? Sen onu bana brak. nsanlar artmakta stme yoktur. Sevgilim, iyi bir sevgili ol da srtma biraz ya sr." Ben srtm yalarken o da konutu. "O. J. Berman burada, dinle bak. Dergideki ykn ona verdim. ok ilgilendi. Yardm etmeye deecek biri olduunu dnyor. Fakat yanl yol setiin kansmda. Zenciler ve ocuklar kimin ilgisini eker ki?"

    "Anladma gre, Bay Berman'm ilgisini ekmiyor."

    "yle, ben de onunla ayn fikirdeyim. yky iki kez okudum. Veletler ve karalar. Titreyen yapraklar. Tasvir. Hibir anlam yok."

    Srtna ya sren elim, kendi kendine sinirlenmi gibiydi, sanki birden kalkp serte onun poposuna inmek istedi. "Bir rnek ver" dedim sessizce; "senin anlayna gre anlam olan bir rnek."

    ekinmeden "Rzgrl Bayr" dedi.

    72

  • Elimin duyduu istek kontrol snrlarn ayordu. "Fakat bu mantksz, sen olaanst bir yapttan sz ediyorsun."

    "yle deil mi?" Benim sevgili vahi Cathy'm. Tanrm, hkra hkra aladm. Tam on kez izledim."

    nce grlebilir bir rahatlkla "Ah, u film, dedim. Kaslar sertleti; ona dokunmak, snm bir taa dokunmak gibiydi. "Herkes kendisini binlerinden stn hissetmelidir," dedi.

    "Fakat bu ayrcala ulaabilmek iin ortaya kk bir kant koyabilmek gerekir."

    "Ben kendimi seninle karlatrmam. Ya da Ber- man ile. Onun iin de stnlk duymam. Biz baka eyler isteyen kiileriz."

    "Sen para kazanmak istemiyor musun?""O kadar uzun vadeli bir planm yok.""yklerin de bunu gsteriyor. Sanki sonunun

    ne olacan bilmeden yazmsn. Peki, sana syleyeyim: Para kazansan iyi edersin. ok pahalya patlayan bir hayal gcn var. Sana ku kafesi alacak ok insan kmaz karna."

    "Buna zldm.""Bana vurursan da zlrsn. Birka dakika nce

    bunu yapmak istedin. Bunu elinden hissediyordum; hl da vurmak istiyorsun bana."

    istiyordum, hem de ok; ienin kapan kaparken elim, yreim titriyordu. "Oh, hayr, buna zl

    73

  • mezdim. Yalnzca paran benim iin bo yere harcadna zldm. Bu paray Rusty Trawler yoluyla kazanmak g i."

    Asker yatanda dorulup oturdu; yz, pi^ gsleri lambann nda souk bir maviye brnd. "Buradan kapya gitmek senin drt saniyeni alr. Ben sana iki saniye veriyorum."

    Doru yukar ktm, ku kafesini aldm, aaya getirdim ve kapsnn nne braktm. Bu i bitmiti. En azndan ertesi sabaha kadar bunu zmlediime inanmtm. e giderken grdm ki ku kafesi p tenekesinin zerine oturtulmu, pnn gelmesini bekliyordu. Bir hrsz gibi, onu oradan kararak odama geri gtrdm. Bu hareketim, Holly'yi hayatmdan bsbtn karma kararm sarsmad. Karar verdim ki o, "kaba bir gsterii", "aylan nde gideni", "tam bir sahtekar"d; ksaca hibir zaman konuulmamas gereken kii.

    Konumadm ben de. Uzunca bir sre konumadm. Merdivenlerde rastlatka gzlerimizi birbirimizden karmaya zen gsterdik karlkl. O, Joe Bell'in barna girince, ben ktm. Tam o gnlerde Madam Sapphia Spanella, birinci katta oturan paten merakls soprano, krmz tula binamn br kiraclarna, Bayan Golightly'yi apartmandan atmak iin dileke imzalatmaya balad, beni de kendisiyk

  • ibirliine ard. Holly, Madam Spanella'ya gre, "dk ahlaklyd", "komularnn gvenlik ve saln tehlikeye atan gece toplantlarnn dzenleyi- cisiydi." Bunu imzalamay reddettiim halde, yine de Madam Spanella'nm ikayetinde hakl olduunu dndm. Fakat dilekesiyle herhangi bir sonu elde edemedi ve Nisan ay Mays'a dnerken, lk ilkbahar akamlar, 2 numaral daireden kan martini imi kiilerin ayak sesleri, gramofondan gelen mzik ve parti amatasyla renklendi.

    Holly'nin ziyaretileri arasnda srad tiplere sk sk rastlanrd. Dorusunu isterseniz sradan insanlara rastlamak pek mmkn deildi. Fakat baharn sonuna doru bir gn, krmz tula binadan karken onun posta kutusunu inceleyen ok sinir bir adama rastladm. Ellili yalarnn bandayd, sert, rzgrdan kavrulmu yz ve gri umutsuz gzleriyle tuhaf grnyordu. Terden rengi kam eski bir apka vard kafasnda, ak mavi ucuz yazlk takm ince uzun bedeninden bolca sarkyordu, kahverengi ayakkablar ise yepyeniydi. Holly'nin zilini almaya hi niyeti yok gibiydi. Yavaa, sanki, kr alfabesi okuyormu gibi, bir parmam onun admn kabartma yazs zerinde dolatrp durdu.

    O akam yemek iin dar karken adam tekrar grdm. Yolun karsnda, bir aaca yaslanm duruyor, Holly'nin penceresini gzlyordu. Dedektif

    75

  • miydi? Ya da Holly'nin Sing Sing arkada Domates Sally ile balants olan gizli bir ajan m? Bu durum Holly'ye hl beslediim sevgiyi canlandrd. Uzun sren dargnlmza bir son verip ona gzetlendiini haber vermek, yaplacak tek doru eydi. Seventy- ninth ve Madison'da bulunan Hamburg Heaven'a gitmek iin douya sapp, keye doru yrrken, adamn dikkatinin benim stmde toplandnn farkndaydm. O srada, bam evirmeden adamn arkamdan geldiini sezdim. Islk aln iitebiliyordum. Bu tandk bir melodiydi, Holly'nin kimi zaman gitaryla ald ackl da melodisiydi: Uyumak istemem / lmek istemem / Gezmek isterim yalnzca / Gkyznn ayrlarnda. Islk Park Avenue'de ve Madison'dan yukar karken de srd. Bir kez, trafik klarnda beklerken, bir kanii okamak iin diz kt srada, gzmn ucuyla ona baktm. Kyllere zg bouk bir ses tonuyla sahibine, "Bu ok gzel bir hayvan," dedi.

    Hamburg Heaven botu. Buna ramen uzun masada gelip tam yamma oturdu. Ttn ve ter kokuyordu. Bir kahve smarlad, fakat kahvesine dokunmad. Bunun yerine bir krdan ineyerek karmzdaki duvar aynasndan beni incelemeye balad.

    Aynadan ona seslenerek, "zr dilerim," dedim, "ne istiyorsunuz?"

    76

  • Bu soru onu utandrmad, aksine rahatlatt. "Aslna bakarsan/' dedi, "bir arkadaa ihtiyacm var."

    Cebinden czdann kard. Czdan, burumu bir deri parasn andran, her an para para dklecekmi gibi duran ellerinden farkszd, o da ok ypranmt, neredeyse paralanacakt. Bana uzatt resim de ayn ekilde lime lime olmutu. Resimde, tahta bir evin km balkonunda, bir araya toplanm yedi kii vard. Bir eliyle gneten yzn kapam iman, sarn bir gen kzn beline sarlm adamdan baka hepsi ocuktu.

    Parmayla gstererek, "bu benim," dedi. "Bu da o," iman kzn zerine vurdu, "uradaki de" diye sapsar sal bir fasulye srn gstererek, "onun erkek kardei Fred." Kza tekrar baktm, imdi grebiliyordum, gzleri ksk, iman yanakl bu ocuk Holly'ye benziyordu. O dakikada adamn kim olabileceini anladm.

    "Siz Holly'nin babasstnz."Gz krpt, kalarn att, krdan azma gtrerek,

    "Onun ad Holly deildir. O, Lulamae Bames'di. Evet yleydi," dedi, "benimle evleninceye dek. Ben onun kocasym. Doktor Golightly. Ben bir at doktoruyum, hayvan doktoru. Biraz iftilik de yapanm. Tulip'e yakn bir yerde, Teksas'ta. Neden glyorsun?"

    Bu gerek bir gl deildi; sinirlerim bozuktu, hir yudum su itim, bouluyordum. Srtma vurdu.

    77

  • "Ortada gln bir ey yok ki, ben yoruldum artk. Be yldr kadnm aryorum. Fred'den onun nerede olduunu bildiren o mektubu alr almaz, Grey- hound otobslerinden bir bilet aldm. Lulamae'nin yeri, kocas ve ocuklarnn yandr."

    "ocuklar:"Onlar ocuklardr," diye hemen bard. Resim

    deki br drt ocuktan sz ediyordu, iki yalnayak kz ve tulum giymi iki olan. Bu srada adam biraz rahatsz olmutu tabii. "Fakat Holly bu ocuklarn annesi olamaz, ocuklar ondan yaa daha byk, daha iriler."

    "Bak evlat," diye mantkl bir sesle konutu, "ondan doma ocuklar olduunu sylemedim. Onlarn biricik anneleri, deerli kadn, sa ruhunu ad etsin, 4 Temmuz Bamszlk Gn, 1936'da ld. Kuraklk ylyd o yl. Lulamae ile evlendiim zaman, 1938'in Aralk'yd. Daha on drdndeydi. On drt yandaki bir ocuk doru yolu belki bilemezdi. Fakat Lulamae yle deildi, o srad bir kadnd. Benim kanm ve ocuklarmn da anas olmaya sz verdii zaman, ne yaptm ok iyi biliyordu. u yapt ey, yani evden kamas hepimizin kalbini krd." Souk kahvesini yudumlad ve anlay arayan gzlerle bana bakt. "imdi, benden phelenmeye devam ediyor musun? Yoksa anlattklarma inandn m?" diye sordu.

    78

  • nanmtm. O kadar olanaksz eyler anlatmt yf bunlarn uydurulmas mmkn olamazd, hepsi gerekti ite. Bunun yan sra, O. J. Berman'm Holly'yle ilk kez Kaliforniya'da karlamas da anlatlanlarla uyuuyordu. "Onun bir da kz m, bir Oklahomal m, neyin nesi olduunu hi bilemezsin." Onun, Tuli, Texas'tan bir ocuk kadn olduunu bilemedii iin Berman' sulamak hakszlk olurdu.

    "Hepimizin kalbini krd, byle kaarak," diye tekrarlad at doktoru. "Hibir nedeni yoktu. Btn ev iini kzlar yapyordu. Lulamae aynalarn nnde oyalanp, salarn ykayp, cannn istediini yapyordu. Kendi ineklerimiz, bahemiz, tavuklarmz, domuzlarmz vard; kadn imanlayp durdu, kardei de bir dev gibi byd. Bize geldikleri zaman ok farklydlar. Onlar eve getiren Nellie'ydi, byk kzm Nellie. Bir sabah bana dedi ki, 'baba mutfakta iki vahi ocuk var. Onlar darda st ve hindi yumurtas alarken yakaladm/ Lulamae ile Fred'di. Dorusu bundan ackl bir ey grmemisindir. Kaburgalar dar frlam, bacaklar yle elimsiz ki ayakta duramyorlar, dileri yle sallanyordu ki lapa bile ineyemiyorlard. Hikyeleri uydu: Analar veremden lm, sonra babalar da veremden lm. Btn ocuklar, bir araba dolusu, deiik kt insanlarn yamna gnderilmiler. imdi Lula-

    79

  • mae ve erkek kardei, ikisi de Tulip kasabasnn yz elli kilometre dousunda kimsenin pek sevmedii kt kiilerle yayorlarm. O evden kamann akla uygun bir nedeni vardr. Benimkinden kamak iin ise hibir neden yoktu. Oras onun kendi eviydi." Dirseklerini masaya dayayarak kapal gzlerini parmaklarnn ularyla bastrd, iini ekti. "imanlad, gerekten gzel bir kadn oldu. Canlyd da. Geveze bir ku gibi konukan. Her konuda syleyecek akll bir sz vard, radyodan bile daha iyi. Biliyor musun, o kadar etkilendim ki ondan ilk i onun iin baheden iek topladm. Bir kargay evcilletirip adm sylemeyi rettim. Gitar almasn rettim sonra ona. Yalmzca ona bakmak bile gzlerimi ya- artrd. Ona evlenme teklif ettiim gece, bebek gibi aladm. 'Niin alyorsun Dok? Tabii evleneceiz biz. Ben daha nce hi evlenmedim/ dedi. Bunun zerine gldm, ona skca sarldm; daha nce hi evlenmemi." Gevrek gevrek gld, krdann inedi bir sre, sonra meydan okurcasna, "Kadnn mutsuz olduunu sakn syleme bana," dedi. "Hepimiz ona an dkndk. Pasta yemek iin yalnzca parmam oynatmas gerekiyordu. San t