sosyalist İşçi 380

12
sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 380 13 Kasým 2009 2 TL 1 3 Ekim'de KESK Genel Baþkaný Sami Evren ile Kamu-Sen Genel Baþkaný Bircan Akyýldýz, yaptýklarý basýn toplantýsýyla iki konfed- erasyonun da, 25 Kasým'da Toplu Ýþ Sözleþmesi hakkýnýn kullanýlmasý için bir günlük Uyarý Grevi yapmakta kararlý olduðunu açýkladýlar. KESK Genel Baþkaný Sami Evren, grevin yapýlacaðý 25 Kasým tarihinde hiçbir kamu hizmetinin verilmeyeceðini ve hayatý duruduracaklarýný açýk- ladý. Ayný basýn açýklamasýnda Kamu-Sen Genel Baþkaný Bircan Akyýldýz da grevin tüm emekçi- lerin haklarýnýn savunulmasý için yapýlacaðýný söyledi. KESK ve Kamu-Sen'in birlikte greve çýkmasý iþçi hareketi için bir fýrsat olarak görülmelidir. Bugün solda iki sendikanýn bir- likte greve çýkmasýna dair yapýlan karþýt yorumlar ve tutumlar, bireþik bir iþçi kareke- tinin kazanýmlarýný göremeyen solun tüm siyasi geliþmeleri deðerlendirmekten uzak tek noktada saplanmýþ olan AKP karþýtlýðýnýn bir ürünüdür. Oysa bugün AKP'ye akrþý en büyük darbeyi vurmak güçlü bir iþçi direniþi ile mümkün. Birleþik olarak eyleme çýkýlan 15 Þubat bunun en somut göstergesi oldu. Ýþçi sýnýfýnýn 25 Kasým grevinden gerçek bir kazaným ile çýk- masýnýn yolu tüm emek örgüt- lerinin en geniþ katýlým ile bu greve destek vermesidir. Kürt sorununda çözüm için Cuntacýlar yargýlansýn Kürt sorununun çözümünde tarihsel bir eþikteyiz. Çok önemli adýmlar atýldý. Akan kanýn dur- masý için büyük bir hamle yapýldý. Barýþ elçilerinin sýnýrdan girmeleri ve serbest býrakýlmalarý çözüm sürecinin hangi yönde ilerleyeceðini de gösteriyor. Barýþ adýmlarýnýn durakla- masýnýn arkasýnda savaþtan beslenenler var. Savaþtan beslenen milliyetçiler, savaþtan beslenen cuntacýlar var. "Daða çýkarýz" diyen, kötü bir karikatür gibi daðda bir gece geçirip geri dönen, demokratik tüm geliþmelere karþý çýkan, Kürt halkýnýn barýþ sevincini bile çok gören, batýda barýþ duygusunun güçlenmesine karþý direnenler, savaþtan çýkarý olanlardýr. Savaþtan, kan akmasýndan, annelerin aðlamasýndan, kay- naklarýn eðitime, saðlýða deðil, silaha, bombaya harcanmasýndan çýkarý olanlardýr. Barýþ sürecine karþý çýkan bir güç daha var ki tam "savaþ istiy- oruz" diye baðýrmaya baþlamýþken yasa dýþý bir eylem planlamasýyla yakalandý. Albay Dursun Çiçek imazlý darbe bel- gesinin gerçek olduðu açýða çýktý. Aleni bir þekilde darbe planla- masý yapan askeri cuntayla karþý karþýyayýz. Þimdi bu cuntanýn daðýtýlmasýný savunmamýz gerekiyor. Kürt sorununun siyasal yöntemlerle çözülmesi içinde tüm özgürlük- lerimizin korunmasý için de, adalet duygusunun güçlenmesi içinde askeri cuntaya bulaþan, belgeyi basýn toplantýsýyla sahte ilan eden tüm komuta kademesi görevden alýnmalýdýr. sayfa 3, 8 Kamu emekçileri greve hazýrlanýyor Chris Harman: 1942-2009 sayfa 6-7 ANTÝKAPÝTALÝST DÝRENÝÞ FESTÝVALÝ 13 - 15 Kasým ÝZMÝR 13 Kasým Cuma 18:00 Antikapitalist Hareket ve Öðrenci Mücadelesi Atacan Ak [Antikapitalist Öðrenciler] Mehmet Kaan Uður [Genç Dayanýþma] Karakedi Kültür Merkezi: 1471 sok. no:21 d:302 Alsancak 14 Kasým Cumartesi 13:00 Küresel Ýklim Deðiþimi Kamil Okyay Sýndýr [Bornova Belediye Baþkaný] Nalan Tanacý [KEG] Vezan Karabulut [EGEÇEP] 15:00 Kitlesel bir Sol Alternatif Þenol Karakaþ [DSÝP] Av. Arif Ali Cangý [ÖSH] 17:00 Darbe, Ergenekon, Demokrasi Yýldýz Önen [DSÝP] Av. Halit Çelik [Mazlum Der] 15 Kasým Pazar 13:30 Kapitalizm ve Homofobi Çaðlayan Akkaya [DSÝP] Yavuz Cingöz [Siyah Pembe Üçgen LGBTT Derneði] Özenç Kabasakal [Genç Dayanýþma] 16:00 21. Yüzyýlýn Sosyalizmi Volkan Akyýldýrým [DSÝP] Ýbrahim Akýn [ÖSH] 17:30 - Kapitalizmi Tarihe Gömelim Emin Þakir [DSÝP] Meltem Oral [DSÝP] Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi: Anadolu cad. no:40 Bayraklý

Upload: sosyalist-isci

Post on 08-Mar-2016

247 views

Category:

Documents


2 download

DESCRIPTION

Sosyalist İşçi 380

TRANSCRIPT

Page 1: Sosyalist İşçi 380

sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE

www.sosyalistisci.org

SSAAYYII:: 338800 1133 KKaassýýmm 22000099 22 TTLL

13 Ekim'de KESK GenelBaþkaný Sami Evren ileKamu-Sen Genel Baþkaný

Bircan Akyýldýz, yaptýklarýbasýn toplantýsýyla iki konfed-erasyonun da, 25 Kasým'daToplu Ýþ Sözleþmesi hakkýnýnkullanýlmasý için bir günlükUyarý Grevi yapmakta kararlýolduðunu açýkladýlar.

KESK Genel Baþkaný SamiEvren, grevin yapýlacaðý 25Kasým tarihinde hiçbir kamuhizmetinin verilmeyeceðini vehayatý duruduracaklarýný açýk-ladý. Ayný basýn açýklamasýnda

Kamu-Sen Genel Baþkaný BircanAkyýldýz da grevin tüm emekçi-lerin haklarýnýn savunulmasýiçin yapýlacaðýný söyledi.

KESK ve Kamu-Sen'in birliktegreve çýkmasý iþçi hareketi içinbir fýrsat olarak görülmelidir.Bugün solda iki sendikanýn bir-likte greve çýkmasýna dairyapýlan karþýt yorumlar vetutumlar, bireþik bir iþçi kareke-tinin kazanýmlarýný göremeyensolun tüm siyasi geliþmelerideðerlendirmekten uzak teknoktada saplanmýþ olan AKPkarþýtlýðýnýn bir ürünüdür. Oysa

bugün AKP'ye akrþý en büyükdarbeyi vurmak güçlü bir iþçidireniþi ile mümkün. Birleþikolarak eyleme çýkýlan 15 Þubatbunun en somut göstergesi oldu.

Ýþçi sýnýfýnýn 25 Kasým grevindengerçek bir kazaným ile çýk-masýnýn yolu tüm emek örgüt-lerinin en geniþ katýlým ile bugreve destek vermesidir.

Kürt sorununda çözüm için

Cuntacýlaryargýlansýn

Kürt sorununun çözümündetarihsel bir eþikteyiz. Çok önemliadýmlar atýldý. Akan kanýn dur-masý için büyük bir hamleyapýldý. Barýþ elçilerinin sýnýrdangirmeleri ve serbest býrakýlmalarýçözüm sürecinin hangi yöndeilerleyeceðini de gösteriyor.

Barýþ adýmlarýnýn durakla-masýnýn arkasýnda savaþtanbeslenenler var.

Savaþtan beslenen milliyetçiler,savaþtan beslenen cuntacýlar var.

"Daða çýkarýz" diyen, kötü birkarikatür gibi daðda bir gecegeçirip geri dönen, demokratiktüm geliþmelere karþý çýkan, Kürthalkýnýn barýþ sevincini bile çokgören, batýda barýþ duygusunungüçlenmesine karþý direnenler,savaþtan çýkarý olanlardýr.Savaþtan, kan akmasýndan,annelerin aðlamasýndan, kay-naklarýn eðitime, saðlýða deðil,

silaha, bombaya harcanmasýndançýkarý olanlardýr.

Barýþ sürecine karþý çýkan birgüç daha var ki tam "savaþ istiy-oruz" diye baðýrmayabaþlamýþken yasa dýþý bir eylemplanlamasýyla yakalandý. AlbayDursun Çiçek imazlý darbe bel-gesinin gerçek olduðu açýða çýktý.

Aleni bir þekilde darbe planla-masý yapan askeri cuntayla karþýkarþýyayýz.

Þimdi bu cuntanýn daðýtýlmasýnýsavunmamýz gerekiyor. Kürtsorununun siyasal yöntemlerleçözülmesi içinde tüm özgürlük-lerimizin korunmasý için de,adalet duygusunun güçlenmesiiçinde askeri cuntaya bulaþan,belgeyi basýn toplantýsýyla sahteilan eden tüm komuta kademesigörevden alýnmalýdýr.

ssaayyffaa 33,, 88

Kamu emekçileri greve hazýrlanýyor

Chris Harman: 1942-2009

ssaayyffaa 66-77

ANTÝKAPÝTALÝSTDÝRENÝÞ

FESTÝVALÝ13-115 Kasým

ÝZMÝR13 Kasým Cuma 18:00 Antikapitalist Hareket ve ÖðrenciMücadelesiAtacan Ak [Antikapitalist Öðrenciler]Mehmet Kaan Uður [GençDayanýþma]

Karakedi Kültür Merkezi: 1471sok. no:21 d:302 Alsancak

14 Kasým Cumartesi 13:00 Küresel Ýklim DeðiþimiKamil Okyay Sýndýr [BornovaBelediye Baþkaný]Nalan Tanacý [KEG]Vezan Karabulut [EGEÇEP]

15:00 Kitlesel bir Sol AlternatifÞenol Karakaþ [DSÝP]Av. Arif Ali Cangý [ÖSH]

17:00 Darbe, Ergenekon, DemokrasiYýldýz Önen [DSÝP]Av. Halit Çelik [Mazlum Der]

15 Kasým Pazar 13:30 Kapitalizm ve HomofobiÇaðlayan Akkaya [DSÝP]Yavuz Cingöz [Siyah PembeÜçgen LGBTT Derneði]Özenç Kabasakal [GençDayanýþma]

16:00 21. Yüzyýlýn SosyalizmiVolkan Akyýldýrým [DSÝP]Ýbrahim Akýn [ÖSH]

17:30 - Kapitalizmi Tarihe GömelimEmin Þakir [DSÝP]Meltem Oral [DSÝP]

Tepekule Kongre ve SergiMerkezi: Anadolu cad. no:40 Bayraklý

Page 2: Sosyalist İşçi 380

2 sosyalist iþçi sayý: 380

19 Ekim'de Mahmur'dan veKandil'den gelen PKK'ligerillalarýn "Piþman

olduðumuz için deðil, liderimizAbdullah Öcalan çaðýrdýðý içingeldik" demeleri ve buna rað-men tutuklanmamalarý tümKürt illerinde ve Ýstanbul gibibazý batý Türkiye illerindecoþkuyla karþýlandý. Buyaþananlar coðrafyada barýþisteyen herkesin umutlarýný can-landýrýrken Türkiye egemensýnýfýný ve bu sýnýfýn çýkarlarýnagöre hareket eden AKP'yikorkuttu.

Açýlým sürecinde iplerinhükümetin elinden AbdullahÖcalan'ýn ve PKK'nin ellerinegeçiyor olmasý, diðer yandanmuhalefetin sesinin yükselmesive biz görememiþ olsak damuhtemelen kapalý kapýlararkasýnda ordunun da sesininyükselmiþ olmasý AKP'ye geriadým attýrdý ve Avrupa'dangelecek olan PKK'li barýþ elçiler-ine kapýlar kapandý. Kürtillerinde yaþanan büyük karþýla-manýn bir benzerinin de Ýstan-bul'da yaþanmasýna izin ver-ilmedi.

Açýlým sürecinin bu þekildeduraklamasý pek çok barýþ yan-lýsýný endiþelendirdi. "Acabasüreç tümüyle duruyor mu?"sorusunu soranlarýn sayýsý git-tikçe arttý.

AAççýýllýýmmýýnn dduurrmmaassýý aarrttýýkkmmüümmkküünn ddeeððiill!!

Açýlým baþladýðýndan beriarada bazý baþka konular gün-deme otursa da esas gün-demimiz hep Kürt açýlýmý.

Daðlýca, Aktütün gibi operasy-onlardan sonra her yeri donatankýrmýzý bayraklar arasýnda Kürtkelimesini kullanmaktan kork-tuðumuz günlerin üzerindendaha iki yýl geçmedi. Açýlýmbaþladýktan sonra bile, dahabirkaç ay önce, kýsa süre önce-sine kadar "PKK'ye terörörgütüdür demeyenlerlegörüþmem" diyen BaþbakanýnAhmet Türk'le görüþmesine,Cumhurbaþkanýnýn Norþin'eNorþin demesine ne kadar sev-inmiþtik. Oysa bugün öyle birnoktadayýz ki, bu adýmlar bizeoldukça önemsiz geliyor.Öcalan'ýn çaðrýsýyla PKK'li geril-lalarýn bayram havasýnda evler-ine dönmelerini Ýstanbul'un ortayerinde kutlarken, Kürtlerin lid-erinin hâlâ doðrudan muhatapalýnmýyor olmasýna hayýflan-maya gerek yok.

BBuu aaddýýmmllaarr yyeetteerr mmii??Atýlan bu adýmlar elbette ki

yeterli deðil. Kürtler onlarcayýldýr, Norþin'e Norþin dedirte-bilmek, üniversitelerde KürtEnstitüleri açýlmasýný saðlaya-bilmek için mücadele etmediler.Kürtler onlarca yýldýr; ulusalkimliklerinin tanýnmasý için, dil-lerini istedikleri gibi kullan-abilmek ve kültürlerini özgürceyaþayabilmek için, kendicoðrafyalarýnda özgürce yaþaya-bilmek ve kendi kendilerini

yönetme haklarýný kullan-abilmek için mücadele etiller.Devletin baskýlarý arttýkça dahabüyük bir motivasyonlamücadele edip, en ufak birdemokratik çözüm umudundasilahlarýný susturup "barýþ, barýþ,barýþ" diyerek bu taleplerininyerine getirilmesini istediler. Vetüm bu talepleri gerçekleþenekadar da durmalarý mümkündeðil.

Kürtlerin talepleri yerinegelmeden Kürt hareketinin dur-mayacaðýný biz zaten ezeldenberi biliyorduk. Ama önemliolan, bunu artýk devlet ve AKPde biliyor. Çözümün ancak dahafazla demokrasiyle olabileceðinianlayan AKP sorunu egemensýnýfýn çýkarlarýna en uygun þek-ilde çözmeye çalýþýyor. Diðeryandan savaþ isteyenlerin;CHP'nin, faþist MHP'nin veonlarca yýldýr savaþtan beslenenordunun ve bürokrasininmücadeleleri de sürüyor. Vetam da bu sebeplerle açýlým;duraklamadan, týkýr týkýrilerleyemiyor.

Açýlým, eðer korkulduðu gibitümüyle durursa ne olur?

Bugün öyle bir noktadayýz ki;eðer açýlým durursa, eðerKürtler barýþ umutlarýný

tümüyle yitirirlerse, rüzgartümüyle tersine döner. Bugünesen barýþ rüzgarý, kanlý bir fýrtý-naya döner. Ateþkesinisürdürmekte olan PKK savaþatekrar baþlar. Hem de bu kez,sadece daðlarda deðil kentlerdede çok þiddetli, 30 yýldýr hiçolmadýðý kadar þiddetli birsavaþ yaþanýr. Çünkü; açýlýmsürecinde morali yerine gelen,yýllardýr verdiði onurlu mücade-lesinin sonuç verdiðini gören vedaðdan gelen evlatlarýný karþýla-mak için bir anda bir arayagelen milyonlarca Kürdün moti-vasyonu o kadar yüksek birdüzeye vardý ki rüzgar tersinedöndüðü anda, barýþ umudukalmadýðý anda savaþ çok dahaþiddetli yaþanmaya baþlar.

Rüzgarýn tersine dönmesini,savaþýn tekrar þiddetlenmesinive bölgenin kaosa girmesiniKürtler de istemez, Türkiye iþçisýnýfý da istemez, bizim gibidevrimci sosyalistler de istemez.Savaþarak kazaným elde ede-meyecðini anlayan egemen sýnýfda açýk ki kendi çýkarlarýna goreyönetilen bir açýlým sürecindenyana. Kapitalistlerin çýkarlarýgerektirdiði için bugün barýþsüreci iþliyor fakat bu barýþ süre-ci esas olarak; kapitalistlerin

deðil, kapitalistlere barýþtanbaþka ihtimal býrakmayan Kürthalkýnýn eseridir.

Bir süredir duraklama dönemi-ni yaþayan açýlým süreci kýsasürede tekrar canlanacak veolumlu adýmlar atýlmaya devamedecektir. Hükümet açýlýmsürecini 10 Kasým'da meclisetaþýyacaðýný açýkladý. Gruptoplantýsýnda muhtemelenBaþbakan yine çok önemli birkouþma yapacaktýr ve açýlýmsüreci hareketlenecektir. Kýsasüre içinde de, Avrupa'dan gele-cek olan PKK'li barýþ elçilerinekapýlar açýlacaktýr ve on binlerceKürt ile maalesef az sayýda daolsak biz, Kürtlerin koþulsuzdestekçisi sosyalistler, þenlikhavasýnda onlarý karþýlayacaðýz.

BBiizzee ddüüþþeenn ggöörreevvlleerrSosyalist Ýþçi'de daha önce de

defaatle belirtildiði gibi; Kürthalkýnýn kararlý mücadelesisonucu buraya gelen süreci hýz-landýrmak, açýlýmýn egemensýnýfýn çýkarlarýnýn gerektirdiðisýnýrlardan daha da öteyegitmesini saðlamak, Kürthalkýnýn ve önderlerinin özgür-lüðünü saðlamak ve bölgeyedemokrasinin yerleþmesinisaðlamak için; Kürt illerinden

yükselen sesin Türkiye'ninbatýsýndan da yankýlanmasýgerekiyor.

Diðer yandan, açýlýmýnbaþarýyla ilerlemesi; Ergenekondavasýnýn sonuna kadar gitme-sine, Ýlker Baþbuð'un ve tümcuntacýlarýn yargýlanmasýna,ülkeyi kendi bahçeleri gibigören yargýçlarýn ihraç edilme-sine ve diðer tüm demokrasikarþýtý unsurlarýn yokedilmesinede baðlý. Tüm bunlarýn gerçek-leþmesi için de özellikle batýdankitlesel bir hareketin sokaða çýk-masý ve bu talepleri dilegetirmesi gerekiyor.

Bunu saðlayabilecek büyük birkitle var Türkiye'de. Fakatonlarý birleþtirecek, taleplerinidile getirmelerini saðlayacak,yýðýnlar halinde sokaklaradökülüp barýþ için ve demokrasiiçin haykýrmalarýný saðlayacakgüçlü bir sol parti yok.

Bize düþen görev de; bir yan-dan küçük olsa da var olan tümgücümüzle bu taleplerin sokaðataþýnmasýný saðlamak, bir yan-dan da kitlesel bir sol partinininþasý için üstümüze düþengörevleri yerine getirmek.

BBuurraakk DDeemmiirr

Barýþýn önünü açalým

“Barýþ morali yerine gelen, yýllardýr verdiði onurlu mücadelesinin sonuç verdiðini gören ve daðdan gelen evlat-larýný karþýlamak için bir anda bir araya gelen milyonlarca Kürdün motivasyonu o kadar yüksek bir düzeye vardý kirüzgar tersine döndüðü anda, barýþ umudu kalmadýðý anda savaþ çok daha þiddetli yaþanmaya baþlar.”

Page 3: Sosyalist İşçi 380

sayý: 380 sosyalist iþçi 3

Ýstanbul'da gerçekleþen Alevimitingi onbinlerce insanýnkatýlýmýna sahne oldu. Kemalistrejim tarafýndan kuruluþ yýl-larýndan itibaren baský altýndatutulan, Laik-Sunni-Hanefi-Türkkimliði dayatmasýna maruzkalan Aleviler tüm ezilenler gibibugün haklarýný istiyor.

Alevi örgütleri taleplerini þöylesýralýyor:

Diyanet Ýþleri BaþkanlýðýKaldýrýlsýn,

Zorunlu Din DersleriKaldýrýlsýn,

Cemevlerimiz Yasal StatüyeKavuþsun,

Alevi köylerine cami yapmaPolitikalarýndan vazgeçilsin, buköylere atanmýþ olan imam vemüezzinler geri çekilsin,

Madýmak Müze Olsun,

Baþta Hacýbektaþ Dergahýolmak üzere, elimizden alýnýp, elkonulmuþ olan, kendi kutsalmekanlarýmýz, biz; gerçek sahip-lerine iade edilsin.

Sonuna kadar haklýlar!Türkiye'de gerçek bir demokrasiolacaksa Alevilerin bu taleplerikarþýlanmalý ve eþit yurttaþlýkhakký bir an önce tanýnmalý. Butaleplerin ne kadar güçlü birtoplumsal temele sahip olduðueyleme katýlan on binlerceAlevi'nin duyarlýlýðýnda ortayabir kez daha çýktý.

Alevi Bektaþi Fedarasyonu

Baþkaný Ali Balkýz, mitingteyaptýðý konuþmada Alevilerinhak taleplerini görmezliktengelen AKP, CHP ve MHP'yieleþtirdi. Haklýydý. Ancak unut-tuðu bir baþka adres vardý:Aleviler üzerindeki baskýyý onyýllardýr uygulayan rejiminyönetici gücü Türk SilahlýKuvvetleri. Gerek Balkýz,gerekse diðer konuþmacýlar dar-beci generaller hakkýnda hiçbireleþtiri getirmedi.

EErrggeenneekkoonn aattllaannmmaammaallýýOysa Balkýz Ergenekon'un

suikast listesinde üst sýradaydýve mutlak bir ölümden dön-müþtü. Darbecilerin planý Alevi-Sünni çatýþmasý çýkartmak,bunun üzerinden seçilmiþhükümeti devirmekti. Balkýz,Aleviler ve bizzat þahsýna dönükkomplalarý hiç gündme getirme-di. Oysa geçmiþte bu planlaruygulanmýþ, Maraþ'ta, Çorum'dave Sivas'ta Aleviler hedef alýn-mýþtý. Balkýz ve arkadaþlarýbunu unutmuþa benziyor.

Balkýz konuþmasýnda tek biryerde darbe tartýþmalarýnadeðindi. Yaþar Büyükanýt ve

Tayyip Erdoðan arasýnda2007'de yapýlan Dolmabahçegörüþmesini eleþtirdi. EleþtirdiðiTSK deðildi, TSK tarafýndandevrilmek istenen hükümetti.

CCHHPP''ddeenn kkuurrttuullmmaaddaannoollmmaazz

Diðer konuþmacýlar iseBalkýz'ýn genel eleþtirisine bilesahip deðildi. Hepsi militan birCHP'li gibi davrandý. Ne Kürtbarýþýný bozanlarý ne de çeteci-leri eleþtirdiler. Onlarýn tek gün-demi AKP karþýtlýðýydý.

Aleviler özgürleþmek istiyor-larsa önce kendi cellatlarýndankurtulmalýlar. Diðer ezilenlerlebirleþmeliler, örgütlü iþçi sýnýfýy-la, Kürtlerle, Ermenilerle,baþörtülü kadýnlarla...

Aleviler özgürlük istiyor

Albay Dursun Çiçek imzalýdarbe planýnýn orjinalininortaya çýkmasý yetmedi.

Bu belgeyi baþka darbe bel-geleriyle birlikte ifþa eden sub-ayýn itiraflarý, Genelkurmaykarargahýndaki cunta örgütlen-mesini isim isim ve hiyerarþikolarak göstermesi de yetmedi.Baþýndan itibaren darbe tez-gahlarýndan haberdar olan, üste-lik medyanýn karþýsýna çýkarakbunlarý açýkça yalanlayanGenelkurmay Baþkaný ÝlkerBaþbuð hala koltuðunda oturu-yor. Darbeci Dursun Çiçek vearkadaþlarý ise TSK tarafýndankollanýyor. Ergenekon savcýlarý-na ifade vermekten hala kaçýyor-lar.

Sosyalist Ýþçi, Ergenekon'undireniþte olduðunu yazmýþtý.Direniyorlar. Toplumun gözündeTürk Silahlý Kuvvetleri kredisiniher geçen gün yitirmesine rað-men askeri vesayet rejimini ayak-ta tutmak için elinden geleniyapýyor. Politika falan yapmýyor-lar. Düpedüz bir savaþ içindeler.Görev tanýmý gereði "ülkeninsavunmasýndan" sorumlu olanTSK, darbecileri kollayan birGenelkurmay Baþkaný yöneti-minde halka karþý bir savaþsürdürüyor.

Almýyor deðil alamýyor. Geçenhafta sonu baþbakan durumuaçýkça özetledi: "Bundan önceolduðu gibi kalkýp, býrakýp git-mem. Gereðini yaparým." GereðiBaþbuð'u görevden almak vedarbe hazýrlýðýnda olan subaylarýsivil mahkemelerde yargýlamak-tý. Ancak Erdoðan þimdilik topuyargý sürecine atmýþ durumda.Hala darbe tehlikesinin varolduðunu ima ediyor.

27 Mayýs 1960 darbesi sonucuBaþbakan Menderes vearkadaþlarý idam edilmiþti. 12Mart ve 12 Eylül darbeleriTürkiye'de tüm sivil siyasetkurumlarýný acýmasýzca ezmiþti.28 Þubat darbesi, bir medyaharekatýyla hükümeti kolaycadevirmiþti. Adý Ergenekon'laözdeþ olan 9. CumhurbaþkanýSüleyman Demirel türevi

siyasetçiler generallerin emir eriolarak faaliyet göstermiþti. 2003-2005 arasý dört darbe girþiminemaruz kalan, 27 Nisan 2007'de e-muhtýrayý yiyen, o günden buyana darbe ve kaos planlarýnýnhedefi olan hükümet bu kanlýtarihi hiç unutmuyor.

GGüünneeyy AAmmeerriikkaa ddeerrsslleerriiTürkiye'yle kaderi benzer

olmuþ ülkelerle dolu GüneyAmerika'da iþler farklý yürüye-biliyor.

Paraguay Devlet BaþkanýFernando Lugo, adlarý darbe söy-lentilerine karýþan genelkurmaybaþkaný ve tüm kuvvet komutan-larýný görevden aldý; siyasetemüdahale ettiði ve üstüne vazifeolmayan iþlerle uðraþtýðý için.

Öte yandan, halkýn oylarýylayönetime gelmiþ olan Manuel

Zelaya liderliðindeki sol iktidarMayýs ayýnýn sonunda bir askeridarbeyle devrilmiþti. Cuntayakarþý sokakta direniþ hemenbaþlamýþtý. Ancak darbe giriþimidaha baþta ezilemedi ve cuntahala yönetimde.

Türkiye'de açýða çýkan cunta iseson kumarýný oynuyor.

Belli ki hala bu iþten yýrtabile-ceklerini düþünüyorlar.Ergenekon davasý tutuklalarýnýsalmayý, seçilmiþ hükümetidevirmeyi, DTP'yi yok etmeyi,barýþ sürecini dinamitlemeyi,demokratikleþmeyi durdurmayýplanlýyorlar. Generaller çok önce-den söylemiþti: "28 Þubat bin yýlsürecek."

Kritik bir süreçte olduðumuzaçýk. Ya cunta þimdi daðýtýlacakya da ilk fýrsatta kanlý planlarýnýuygulayacak. Demokrasi ya

þimdi kazanýlacak ya da eskimiþbir hayal olarak kalacak. Ya Kürtsorununda barýþ ve demokratik-leþmenin önü þimdi açýlacak yada þiddetli bir çatýþma ve savaþortamý hakim olacak.

ÞÞiimmddii,, hhaarreekkeettee ggeeçç!!Cuntayý þimdi yenmeliyiz.

Sosyalistlerin bu süreçteki görev-leri açýktýr:

Seçilmiþ hükümeti, DTP'yi vemeclisi darbecilere karþý savun-mak.

Darbelere karþý olan Türkiyehalklarýnýn çoðunluðunu bir-leþtirmek ve kitlesel eylemlerleharekete geçirmek.

Ergenekon soruþturmasýnýnderinleþtirilmesini saðlamak, budavanýn arkasýnda halkýnolduðunu göstermek.

Bir an önce cuntayý koruyan ve

kollayan Ýlker Baþbuð'ungörevden alýnmasý içinCumhurbaþkaný, hükümet vemeclis üzerinde toplumsal baskýoluþturmak.

Biz DSÝP'te örgütlenmiþ sosyal-istler, barýþ, demokrasi ve özgür-lükten yana olan herkesi cun-taya, Ergenekon'a, darbecilerekarþý direnmeye çaðrýrýyoruz.

DSÝP'in bir bileþeni olduðuDarbeye Karþý 70 Milyon AdýmKoalisyonu direnen Baþbuð'akarþý ilk eylemi yaptý. Sýradadaha büyük eylemler var.

Ýlk kez özgürlüðe bu kadar yak-laþtýk. Özgürlüðü, hep birlikte,aþaðýdan kitlesel bir mücadeleylekazanacaðýz.

Darbecileri yenmek içinharekete geçelim.

VVoollkkaann AAkkyyýýllddýýrrýýmm

Ýpliði pazara çýkan cunta vebundan sonrasý

22 KKaassýýmm’’ddaa ddaarrbbee ppllaannýýnnaa kkaarrþþýý ÝÝssttaannbbuull’’ddaa ssookkaaððaa ççýýkkaann 7700 MMiillyyoonn aaddýýmm KKooaalliissyyoonnuu,, hhüükküümmeettee ‘‘BBaaþþbbuuðð’’uu ddeerrhhaall ggöörreevvddeenn aall ‘‘ççaaððrrýýssýý yyaappttýý..

Page 4: Sosyalist İşçi 380

4 sosyalist iþçi sayý: 380

Siyaset sahnesindeki boþluk

Yeni bir sol parti oluþturma doðrultusunda çalýþ-malar devam ediyor. Çeþitli illerde toplantýlaryapýlýyor. Yeni partinin temel siyasi görüþleriniöneren "Çerçeve Metin" baþlýklý bir metin tartýþýlýyor.Metin yeni çevre ve kiþilere ulaþtýrýlmaya çalýþýlýyor.Bazý çevrelerle görüþmeler yapýlýyor. Baskýn Oran veUfuk Uras seçim kampanyalarýndan bildiðim çoðuisim bu çalýþmalarýn içinde.

Ne gerek var yeni bir partiye? Bir dizi sol parti varzaten. Bir tane daha yaratmaya ne lüzum var?

ÖDP'nin on küsur yýlda ne hale geldiði belli. BirÖDP deneyimi daha yaþamanýn ne gereði var?

Yeni parti, mevcut partiler gibi olacaksa, hiç gereðiyok tabii. ÖDP deneyimini tekrarlayacaksa, hiçuðraþmamak daha iyi. Ama öyle olmayacaðýnýumuyorum.

Yeni bir sol parti ihtiyacý, objektif durumdan vegeniþ emekçi kesimlerin çýkarlarýndan kaynaklanýy-or.

Bugün emekçilerin siyasi ve ekonomik taleplerinidile getiren, bu talepler uðruna mücadele eden kitle-sel bir parti yok. Ne mecliste böyle bir parti var, nede sokakta. Mevcut sol partiler kendilerinin varolduðunu iddia edecektir kuþkusuz, ama bununciddi bir iddia olmadýðý açýk. Bütün mevcut sol par-tiler bir araya gelse de, yine ciddi bir iddia olamaya-caðý açýk.

Dolayýsýyla, emekçi kitleler siyasî bir sesten, bu sesigüçlü bir þekilde çýkarabilmelerini saðlayacak biraraçtan yoksun.

Toplumun bütününde yaklaþýk on yýldýr giderekderinleþen, keskinleþen bir yarýlma var. Bir yandakemalistler, milliyetçiler, darbeciler, Ergenekoncularve bunlarý destekleyen "Aman þeriat geliyor'cular ve"Eyvah vatan bölünüyor'cular, bayraða sarýnarak'vatan, millet,Sakarya' diye baðýrarak sokaklaradökülenler, orduyu göreve çaðýranlar.

Bunlarýn silahlý gücü var (TSK), yayýn organý var(Cumhuriyet) ve siyasi partisi var (CHP).

Yarýlmanýn öbür yanýnda demokrasiyi, barýþý veKürt Açýlýmý'ný savunanlar; darbelere veErgenekon'a karþý olanlar; askerin kýþlasýna çekilipuysal memurlar gibi oturmasýný ve AnayasaMahkemesi veya Hakimler ve Savcýlar YüksekKurulu gibi seçilmemiþ kurumlarýn siyasete bulaþ-mamasýný isteyenler; baþörtüsüne karýþýlmamasýnýsavunanlar; azýnlýk haklarýný destekleyenler var.

Bunlarýn silahlý gücünün olmamasý doðal, ama birsiyasi partileri de yok. Bu nedenledir ki, geçenseçimlerde kendini solcu olarak düþünenler arasýndaAKP'ye oy vermeyi düþünenler bile oldu.

Yeni sol parti, siyaset sahnesindeki bu boþluðudoldurmak için gerekli.

Bu kez ÖDP gibi olmayacaðýný umuyorum, çünküÖDP hem uzun bir yenilgi döneminin ardýndan,adeta bir boþlukta kurulmuþtu, hem de sol örgüt-lerin kendi sorunlarýný çözmek için katýldýklarý biroluþumdu.

Bu kez, tabandan gelen bir deðiþim isteði vartoplumda. Bu istek, tek çare olarak AKP'ye oy vermeþeklini alýyor. CHP'ye oy verme þeklini alacak deðilya! Yeni parti, bu deðiþim isteðinin üzerine otur-duðu ölçüde baþarýlý olur.

Mevcut sol örgütlerin biraraya gelmesi biçiminialdýðý ölçüde ise baþarý þansý yok olur. Öyle olacakgibi görünmüyor, yani baþarý þansý var.

Sosyalist Ýþçi yýllardýr, belki de herkesten önce,böyle bir partiye ihtiyaç olduðunu savunuyor.Gazetenin tüm taraftarlarý yeni partinin içinde yerinialacak ve daha þimdiden yeni partinin baþarýsý içinçalýþýyor.

RRoonnii MMaarrgguulliieess

GÖRÜÞ

General Motors'unOPEL'i satmaktanvazgeçmesi,

Almanya'nýn gündeminebomba gibi düþtü. OPEL'inKanadalý Magna'ya satýl-masýna kesin gözüylebakýlýrken, GM'den yapýlanaçýklamada OPEL'in strate-jik öneminden dolayý satýþ-tan vazgeçildiði belirtildi.OPEL'in GM'den ayrýlmasýve Kanada þirketi Magnaile Rus Sberbank'a satýl-masýndan yana tutum alanAlmanya hükümeti,Almanya'daki fabrikalarýnkapatýlmamasý koþuluylaOpel'e 1.5 milyar avrodevlet yardýmý vermiþti.Magna'ya ise 3 milyar avroek yardým sözü verenMerkel hükümeti, 1929buhranýnda ABD'ye kap-týrýlan Opel'i geri almaeðilimini açýktan ortayakoymuþtu.

Milliyetçi bir hezeyanlaOPEL'i yeniden almayaçalýþan hükümetle birlikte,OPEL'in Magna'ya satýþýnýbaþýndan beri destekleyenIG Metal Sendikasý ve Ýþy-eri Temsilciliði de reziloldu. Sendika, GM'nin 10bin iþçiyi iþten çýkarmaplanýna onay vererek tutu-munu önceden bellietmiþti.

G20 toplantýlarýndahükümetlerin ekonomiyi -aslýnda özel sektörü- teþviketmesi kararý çýkmýþtý.

Alman hükümeti þirketlere"devlet eli" uzatýrken iþçil-er açýsýndan olumlu birdurum söz konusu deðil.OPEL, Magna'ya satýlsa dasatýlmasa da 10 bin iþçiiþten çýkartýlacak.

Bu kargaþanýn bir an öncesona ermesini steyen

yüzlerce iþçi ve aileleri,iþlerini býrakýp davullarla,düdüklerle sokaðadöküldü.

Merkel hükümetininseçim yatýrýmý hesaplarý isesuya düþtü.

TTuunnaa ÖÖzzttüürrkk

Almanya'da OPEL krizi:

ÝÝþþççiilleerr aayyaakkllaannddýý

British Airways1200 iþçi çýkaracak

Geçen yýlý 52 milyonsterlin kârla kapatanBritish Airways, buyýlýn daha ilk yarýsýndavergiler hariç yaklaþýk300 milyon sterlin zararettiðini açýkladý.Tarihinde ilk kez zarareden þirket, 1200 iþçiçýkartma kararý aldý.

2010 Mart'ýna kadariþten çýkartýlan iþçisayýsý 4900'ü bulacak.Þirket, iþten çýkart-malarýn yanýsýraönümüzdeki 2 yýlboyunca ücretlere zamyapmayacaðýný açýk-larken, sendikalar daanlaþma olmamasýdurumunda greve git-meyi düþünüyor.

Erdemir Çelik greve gidiyor

Haziran ayýndabaþlayan Toplu ÝþSözleþmesigörüþmelerinde sonuçalýnamadýðý için TürkMetal Sendikasý grevkararý aldý. Sendikanýngrev kararý Erdemirtarafýndan teblið edildi.Görüþmeler devamediyor.

Migros'ta 20 yýlsonra grev

Tez-Koop-Ýþ Sendikasý,yaklaþýk 13 bin çalýþanýkapsayan toplu iþsözleþmesigörüþmelerinde anlaþ-maya varýlamamasýdurumunda MigrosTicaret A.Þ market-lerinde 24 Kasým Salýgünü greve çýkma kararýaldý.

Migros'ta daha öncetoplu iþ sözleþmesigörüþmelerinde anlaþmasaðlanamamasýnedeniyle iki grevyaþanmýþtý. Tez-Koop-ÝþSendikasý üyeleri1987'de 152 gün ve1989'da 15 gün sürengrevler gerçekleþtirdi.Anlaþma olmamasýhalinde 24 Kasým'daMigros, Tansaþ ve Þok iþyerlerinde greve çýkýla-cak. Sendika, 25 Kasýmgrevine de destek vere-cek.

TOKÝ’de iþgalÝstanbul Halkalý'daki

TOKÝ þantiyesindeçalýþan iþçiler 3 aylýkalacaklarý ödenmediðiiçin þantiyeyi iþgal etti.

Geçen hafta boyuncauyarý için iþ yavaþlatma,iþ býrakma eylemleriyapan yaklaþýk 100 iþçioturma eylemi baþlattý.Þantiye giriþini de kap-atan iþçiler alacaklarýödeninceye kadareylemlerini sürdürecek-lerini açýkladý.

Temmuz 2007 seçim-lerinden önce Ýstan-bul'un bölünen

belediyelerinde çalýþaniþçiler ya süründürülüyorya da iþten çýkartýlýyor.Esenyurt'ta belediyelerideðiþen iþçilerden 16'sýatýldý, 12 iþçi de parklar-daki dökülmüþ yapraklarýtopluyor.

Sendikalý olduklarý içinyeni belediyelerindeçalýþan iþçilere göremaaþlarý daha yüksekolan iþçilere sendikadanayrýlmalarý için yoðunbaský yapýlýyor. EsenyurtBelediyesi, aralarýndageçtiðimiz Temmuz ayýn-da basýn danýþmaný,makine mühendisi,güvenlik, yemekhane

çalýþaný gibi iþçilerin deolduðu sendikalýlarasürgün niyetine çöptoplama iþi vermiþ.

Atýlan 16 iþçi, direniþ-

lerinin 3. ayýný doldu-rurken, iþe geri dönenekadar direneceklerini vesendikadan istifa etmeye-ceklerini belirtiyor.

ÝÝssttaannbbuull''ddaa bbeelleeddiiyyee iiþþççiilleerrii ddiirreenniiyyoorr

Çorum Þeker Fabrikasýiþçileri de özelleþtirmeyekarþý direniyor. Fabrikaiþçileri düzenledikleriimza kampanyasýnýnardýndan 6 Kasým günüfabrika önünde yaptýklarýeylemle seslerini duyur-dular.

Þeker Ýþ Sendikasý

Çorum Þubesi BaþkanýSefer Kahraman,özelleþtirme adý altýndafabrikalarýn kapatýlacaðýnýbelirterek, "Özelleþtirilenfabrikalar birer birer kap-atýlarak hurdalýk halinedönüþtürülüyor.Fabrikanýn kapatýlmamasýiçin Þeker Ýþ Sendikasý

olarak esnafý, çiftçisi vetüm yöre halkýnýn desteðiile mücadele vereceðiz.Eylemse eylem, grevsegrev, mitingse miting!Her türlü demokratikhakkýmýzý kullanacaðýz"diye konuþtu.

Þeker-Ýþ Turhal Þubesi11 Kasým'da bir mitingdüzenleyecek. MitinglerKastamonu ve Çorum iledevam edecek.

‘‘EEyylleemmssee eeyylleemm,, ggrreevvssee ggrreevv’’

Krize karþý iþçi mücadelesiKrize karþý iþçi mücadelesi

Page 5: Sosyalist İşçi 380

sayý: 380 sosyalist iþçi 5

Sudan'da yaþanan dramýntarihsel kökleri epeyceeskilere dayanýyor. Darfur

sorunu, genellikle Araplar veAfrikalý siyahlar arasýnda biretnik sorunmuþ gibi gösterilse deasýl çeliþki bundan oldukça fark-lý. Sudan'daki etnik ayrýmlarýnkýþkýrtýlmasý, sömürgecilik döne-mine dek uzanýyor.

Darfur'un dramý bölgedekiÝngiliz sömürgeciliði, petrol veABD'nin bölgeye olan ilgisi ilekarakterize oluyor. Sudan, uzunyýllar boyunca neoliberal poli-tikalarýn uygulandýðý bir ülkeolarak yaþadý. Ortaya çýkan eþit-sizlikler; hayvancýlýðýn yýkýmý vekuraklýk çatýþmanýn temelinioluþturuyor.

Sudan egemen sýnýfý, emperyal-ist devletler için yýllar yýlýAfrika'nýn diðer egemen sýnýflarýile de temas edebilmenin önemlibir noktasý idi ayrýca Sudan,Süveyþ kanalýna ve Orta Doðu'yagiriþin kanallarýndan birisi olarakgörüldü. ABD, bu sebepleSudan'a 1980'li yýllar boyuncayardýmda bulundu. Sudan'dapetrol bulununca bu ilgi daha dayoðunlaþtý.

Kuzeydeki El Beþir öncülüðün-deki Ýslami hükümet ile güney-deki Sudan Halk KurtuluþOrdusu arasýndaki çatýþma 19yýldýr devam ediyor. Savaþsýrasýnda ölen insan sayýsý 2milyondan fazla. El Beþirhükümeti, bu süreçte Darfur'dakanlý bir saldýrý baþlattý. El Beþirtarafýndan bölgeye yollananordu ve paramiliter güçlerAfrikalý siyahlarý zorla göçettiriyor, tecavüz ediyor veöldürüyor. Bölgedeki salgýnhastalýklar da ciddi bir sorunoluþturuyor.

ABD ve diðer emperyalistler iseiki güç arasýnda bir barýþ anlaþ-masý yapýlmasýný denedi. Çünkübölgede kendi denetimlerinde birhükümetin yönetime gelmesininiþlerini kolaylaþtýracaðýnýdüþünüyorlar. Ancak batýlýdevletlerin Sudan'a bakýþý, Irak'ave Afganistan'a bakýþlarýndanfarklý deðil. Ülke, ABD'nin"terörü destekleyen ülkeler" lis-tesinde yerini alýyor, El Beþir'isavaþ suçlarýndan hükümlü ilanedenler aslýnda oradaki sorunungerçek mimarlarý.

Tayyip Erdoðan'ýn bu konudabatýya kafa tutuyormuþ gibigörünmesine de aldanmamaklazým. Erdoðan, artýk bölgede birgüç hâline gelmeye baþlamýþ alt-emperyalist Türkiye'ninbaþbakaný. Batý tarafýndan düþ-man gösterilen çeþitli devletlerleyakýnlýk kurduðunda, emperyal-izmden kopmuþ olmuyor,bölgedeki gücünü saðlamlaþtýr-maya çalýþýyor. Bunu yaparkendarbeci bir katil olan katil ElBeþir'le yan yana gelmek iseErdoðan açýsýndan bir sorundeðil.

Sosyalistler açýsýndan Sudan'daeskiden beri beraber aþaðýdanmücadele geleneðine sahip olanSudan halklarýnýn kendi kaderinitayin hakkýný savunmak önemtaþýyor.

Ne bölgeye timsah gözyaþlarýile yaklaþan emperyalistler ne dehalkýn katili El Beþir Darfur'dakidramý bitirebilir. Darfur katili ElBeþir ile el sýkýþan Türk egemensýnýfýnýn temsilcisi TayyipErdoðan'ýn bu tutumu her yerdeteþhir edilmelidir. Darfur'aemperyalist "destek" deðil,koþulsuz gýda ve ilaç yardýmý git-melidir.

Darfur: Emperyalizmin yarattýðý dram

Baþbakan katilin elini tutmayý býrakmalý

El Beþir Kimdir? Tayyip Erdoðan'ýn dostlukla andýðý Ömer El-

Beþir aslýnda bir darbeci. Hayatýný 16 yaþýndan itibaren bir asker olarak

geçiren, Sudan ve Mýsýr ordularýnda eðitim alýpgörev yapan El-Beþir, 1989 yýlýnda bir generalolarak hükümete karþý yapýlan darbede yer aldý.

Hükümeti ele geçiren askerler, parlamentoyu

fesh edip, siyasi partileri yasakladýlar. El Beþir, 1993 yýlýnda cuntanýn kendini

laðvetmesinden sonra tüm yetkileri elinde topla-yarak kendisini devlet baþkaný ilan etti. Bugörevini hâlen sürdürüyor.

2003 yýlýnda Darfur sorunu ortaya çýktýðýnda El-Beþir, Sudan ordusu ve paramiliter Janjweed'ikurarak Darfur'a saldýrdý. 2003'ten bu yana ElBeþir yüzünden, 200.000'den fazla insan öldü.

Bugünlerde Avusturya'nýnbaþkenti Viyana, öðrenci iþgal-leriyle sarsýlýyor.

Avusturya hükümeti, "ulus-lararasý piyasayla uyum saðla-mak" bahanesiyle eðitim mas-raflarýný öðrencilere yükleyipders ücretlerini arttýrmayaçalýþýyor. Bunun nedeni Türkiyede dâhil olmak üzere bütünAvrupa'da yaygýnlaþtýrýlmayaçalýþýlan Bolonya süreci. Busüreç temel olarak Avrupa'dakiyükseköðretim kurumlarýný tek-tipleþtirip piyasaya ve rekabeteaçmayý planlýyor. Ayrýca busüreci uygulayan hemen herülke sürecin gerektirdiklerininyanýnda öðrencilerin mas-raflarýný arttýran, öðretim üyelerive öðrencilerin haklarýný kýsýt-layan baþka "reform"larý da

geçirmeye çalýþýyor. Avusturya'da da benzer bir

süreç iþletilmeye baþladýðýndaöðrencilerin tepkisi sert oldu. Ýlkolarak Viyana ÜniversitesiGüzel Sanatlar Fakültesi'ni iþgalettiler. 200 kiþiyle baþlayan iþgalkýsa sürede binlerce öðrenciyeulaþtý ve þimdilik yedi farklýüniversiteye yayýlmýþ durumda.Geçtiðimiz perþembe günü deþehir merkezinde 45 bin kiþininkatýldýðý bir öðrenci yürüyüþüyapýldý. Özellikle yürüyüþtensonra iþgaller daha da hýzlandý.

Viyana Üniversitesi'ndekiöðrenciler her akþam anfilerdetoplanarak demokratik toplan-týlar yapýyor, siyasi gündemi veneler yapabileceklerini tartýþýy-orlar. Diðer üniversitelerde deöðrenciler benzer toplantýlar

düzenleyerek iþgale nasýl destekverebileceklerini konuþuyorlar.Ýþçi hareketiyle bað kurmak,öðrencilerin hedefleri arasýnda.Bazý sendika temsilcilerinin deViyana Üniversitesi'ne gidereköðrencilere destek mesajlarýverdiði belirtiliyor.

Öðrenciler bu iþgallerle birlikteoldukça politize olmuþ durum-da ve her yeni iþgal haberihükümet üzerinde daha büyükbir baský oluþturuyor. Hükümetiþgaller baþladýktan sonraüniversitelere bütçeden 40 mily-on avro ayýrma taahhüdündebulundu, ancak öðrencilerbankalarý kurtarmak için mil-yarlarca avro harcanmýþkenbunun yeterli olmadýðýnýsöylüyorlar.

Kýsacasý üniversiteleri paralý

hale getirip piyasaya açarak,eðitimi metalaþtýrarak yeni-lib-eral politikalarýn kurbaný halinegetirmeye çalýþanlara karþýöðrencilerin direniþi sürüyor. Budireniþ kazandýðý takdirde özel-

likle Bolonya sürecini uygu-layan diðer ülkelerdeki öðren-cilere de ilham kaynaðý olabilir.

MMuuhhiipp TTeezzccaann

Avusturya'da üniversite iþgalleri yayýlýyor

Page 6: Sosyalist İşçi 380

International Socialismgazetesinin editörlüðünüyapan ve uzun yýllar boyunca

Socialist Worker'ý hazýrlayanChris Harman, 6 Kasým'ý 7Kasým'a baðlayan gece Kahire'degeçirdiði kalp krizi sonucu haya-ta veda etti.

Harman, 1960'larýn sonunda ve70'lerin baþýnda Ýngiltere'dekipolitik radikalizasyonun içindençýkan olaðanüstü bir Marksisttive geniþ bir konu yelpazesindeköklü entelektüel katkýlar yaptý.

Harman; Marks, Engels, Lenin,Troçki, Luxemburg ve Gramscigibi devrimcilerin ýþýðýnda, hay-atýný Socialist Workers Party'nin(Sosyalist Ýþçi Partisi) inþasýnaadadý.

1942 yýlýnda doðan Harman,Socialist Review Grubu'na katýldýve daha sonralarý SocialistWorkers Party'yi oluþturacakInternational Socialists'in (IS)kurucularý arasýnda yer aldý.1962-65 yýllarý arasýnda LeedsÜniversitesi'nde okuyanHarman, Londra EkonomiOkulu'nda (LSE) doktorasýnýtamamladý.

Chris, 60'larýn ikinci yarýsýndaöðrenci hareketininmerkezindeydi. LSE'nin öncüaktivistleri arasýnda yer alarakakademik kariyerinden vazgeçti.

Hayatý boyunca mücadeleniniçinde bulunan ve InternationalSocialism'in editörlüðünü yapanHarman, 1975-77 ve 1982-2004yýllarý arasýnda Socialist Worker'ýhazýrladý ve son dönemdeInternational Socialism'dekigörevine geri döndü.

1960'lar ve 70'lerde onbinlercegenç Chris ile ayný mücadeledeyer aldý, ama haraketin 70'lerinortasýnda geri çekilmeye baþla-masýndan sonra çok azý onunla

ayný safta kaldý.O dönemde 20'li yaþlarýnýn

baþýnda bulunan Harman, 20.yüzyýlýn sonlarýndan 21. yüzyýlýnbaþýna kadar devrimciMarksizm'i bir kýlavuz olarakkullandý.

Uluslararasý Sosyalist Akým'ýnkurucusu Tony Cliff'in fikirleri,Chris'in teorik olarak baþlangýçnoktasýný oluþturuyordu. Cliff'inSovyetler Birliði ve diðer "sosyal-ist" ülkelerle ilgili bürokratikdevlet kapitalizmi analizi,Devrimci Marksizm'in yaþayanbir gelenek olarak devamlýlýðýnýsaðladý.

Marks'ýn iþçi sýnýfýnýn kurtu-luþunu kendi eseri olarak görenkonsepti, Cliff'in gösterdiði gibi,yalnýzca bu þekilde anlamlýolmaya devam edecekti.

Cliff'in tespitlerine katýlanHarman, çalýþmalarý ile Marksistgeleneðe pek çok katký yaptý.Özenli çalýþmalarla kaliteli eser-ler ortaya çýkardý.

Chris, ilk kitabý "DoðuAvrupa'da Bürokrasi ve Devrim"ile Cliff'in Stalinizm analizini biradým öteye taþýdý. Stalinist rejim-leri inceleyerek, onlarýn aþaðýdanmücadele ile devrileceðini öngör-müþtü. Yaklaþýk 20 yýl önce debu öngörüsü gerçekleþti."Polonya: Devlet Kapitalizmi'ninKrizi" ile sözde sosyalistülkelerin küresel kapitalizmeentegrasyonunu tespit etti. Budevletlerin çöküþünü, "Doðu'daFýrtýna Koptu" ile yakaladý.

Chris, bir tarihçi olarakyeteneklerini, "Bürokrasi veDevrim", 1918-23 AlmanDevrimi'ni inceleyen "KayýpDevrim" ve 60'larýn sonu ile70'lerin baþýndaki altüst oluþu elealan "Son Büyük Yangýn" eserleriile ortaya koydu.

Yazdýðý makalelerle Marksisttarih teorisine önemli katkýlaryapan Harman, çalýþmalarýný"Ýnsanlýðýn Dünya Tarihi" adlýeserinde topladý. Kitabýn önemliyanlarýndan biri "ilkel" denilentoplumlarý anlatmasýydý. Chrisbu konudaki çalýþmalarýna,70'lerin sonunda kadýnlarýn kur-tuluþ hareketi içindeki tartýþ-malarla baþladý. Ona göre, ilkelinsanlar, sýnýfsýz bir toplumdakadýnlar ile erkeklerin eþit olarakyaþayabileceðini açýkça göster-miþlerdi.

Bu, Chris'in entelektüel yak-laþýmýnýn tipik bir örneðiydi. O,belirli sorunlarý kendi iyiliði içindeðil, politik argümanlarýna

adres göstermek için kullandý.Chris'in "Peygamberler ve Ýþçi

Sýnýfý" adlý kitabý, 11 Eylül'densonra tartýþýlan siyasal islamýanlamak için iyi bir klavuz.

O, bazý eserlerini devrimcistrateji ve taktik problemlerinianlamak için yazmýþtý. 1968'deyayýnladýðý "Parti ve Sýnýf" ileiçinde bulunduðu dönemdekiLeninist parti inþasýnýn ihtiyacýnadeðindi.

1970'lerin ortasýnda, Avrupasolundaki karýþýklýðýn büyüdüðübir anda, tam da PortekizDevrimi'nin yükseldiði 1974-75yýllarýnda yaptýðý çalýþmalarla,Antonio Gramsci'yi reformist birteorisyen olarak göstermekisteyenlere karþý durdu.

Chris'in yazýlarýnda çok önemverdiði bir diðer konu ise kapi-talizm analiziydi. 1960'lý yýllarýnsonunda, DördüncüEnternasyonal'in lideri ErnestMandel ile Marksizm'in ekonomipolitiði tartýþmasýna katký yaptý.Makalelerinin birleþtirilmesindenoluþan "Krizi Anlamak" kitabý ileise, Ýkinci Dünya Savaþý'nýn son-rasýnda yapýlan askeri harca-malarýn geçici olarak kapitalizmiistikrarlý gösterdiðini açýkladý.

Chris, büyük krizlerin geridönüþünü açýklamak için analizi-ni geniþletti. Marksist ekono-minin kargaþa içinde olduðudönemlerde, Marks'ýn kapital-izmin hareket yasalarýnýinceleme çabasýný savundu.

Chris, ekonomi politiði hakkýn-daki yazýlarýna sonraki yýllardada devam etti; ama son yýllardabu konuya aðýrlýk verdi ve"Zombi Kapitalizm" üzerindeçalýþtý. Bu yýlýn baþýnda yayýn-lanan kitapta, mevcut kriz vekapitalizmin dinamiklerinin birbütün olarak açýklamasý yer alýy-

or.Harman, bu çalýþmalarý ile belki

çok iyi bir akademik kariyeryapabilirdi. Fakat o, partisiSWP'de çalýþmayý tercih etti.Chris'in partideki en önemli rolü,1980'lerde solun kafa karýþýklýðýdöneminde tekrar devraldýðýSocialist Worker editörlüðü idi.Thatcherizm'in acýlarýnýn, büyükmaden iþçileri grevinin (1984-5),anti-kapitalist ve savaþ karþýtýhareketin yükseldiði on yýllýkdönemde gazetenin aldýðý tutumçok önemliydi.

Chris'in utangaç dýþgörünüþünün arkasýnda muaz-zam yetenek ve baþarýlar gizli. O,tamamen gösteriþten arýnmýþbiriydi. Ama devrimci bütünlüðüve kararlýlýðý bir model olarakkaldý. Son toplantýlarýndanbirinde, mücadeleye daha fazlazaman ayýrabilmek içinakademiyi býraktýðýný hatýrlat-mýþtý.

Onun hayli üretken ve mutluolduðu bir zamanda hayatýnýkaybetmesi, yaþamýn zalimlik-lerinden biri olabilir. AncakChris, yazýlarý ve geleneði ileSWP ve onun UluslararasýSosyalist Akým'daki kardeþörgütlerininde yaþamaya devamedecek. Tabii ki bu onunölümünün acýsýný azaltmakdeðildir; ölümü, Chris'in eþiTalat, çocuklarý Seth veSinead'dan çok daha geniþ birkitle için çok korkunç bir kayýp.

Ben, kiþisel olarak 35 yýldanuzun süredir beraber olduðumyoldaþýmý, arkadaþýmý ve öðret-menimi kaybettim. Bu, Chris'inde isteyeceði gibi, mücadeleyedevam etmeden önce kýsa bir yastutma aný.

AAlleexx CCaalllliinniiccooss

6 sosyalist iþçi sayý: 380

Chris Harman: 1942-2009

““CChhrriiss''iinn yyaazzýýllaarrýýnnddaaççookk öönneemm vveerrddiiððii bbiirrddiiððeerr kkoonnuu iissee kkaappiittaall-iizzmm aannaalliizziiyyddii.. 11996600''llýýyyýýllllaarrýýnn ssoonnuunnddaa,,DDöörrddüünnccüüEEnntteerrnnaassyyoonnaall''iinn lliiddeerriiEErrnneesstt MMaannddeell iilleeMMaarrkkssiizzmm''iinn eekkoonnoommiippoolliittiiððii ttaarrttýýþþmmaassýýnnaakkaattkkýý yyaappttýý..MMaakkaalleelleerriinniinn bbiirrlleeþþttiirr-iillmmeessiinnddeenn oolluuþþaann""KKrriizzii AAnnllaammaakk"" kkiittaabbýýiillee iissee,, ÝÝkkiinnccii DDüünnyyaaSSaavvaaþþýý''nnýýnn ssoonnrraassýýnnddaayyaappýýllaann aasskkeerrii hhaarrccaa-mmaallaarrýýnn ggeeççiiccii oollaarraakkkkaappiittaalliizzmmii iissttiikkrraarrllýýggöösstteerrddiiððiinnii aaççýýkkllaaddýý..””

Page 7: Sosyalist İşçi 380

Devrimler sadece bir grupsosyalistin çabasýsayesinde olmaz. Devasa

sosyal krizlerin yarattýðý veLenin'in "yönetilenler eskisi gibiyönetilmek istemez ve yöneten-ler eskisi gibi yönetemez" diyetanýmladýðý durumlar devrimeyol açar.

Küreselleþme aþamasýndakikapitalizm, dünyanýn hertarafýndaki egemen sýnýflar içinbelirsiz ve tahmin edilmesiimkânsýz bir hale gelirken, böylebüyük sosyal krizleriönümüzdeki yüzyýl için kaçýnýl-maz kýlýyor. Kapitalizmin ken-disinin aptalca dinamikleri -bazen 'devrimci' ya da 'devrim-öncesi' durumlar olarak daanýlan- çok sayýda büyük sosyalayaklanma olacaðýný garantiliy-or. Ancak her 'devrim-öncesidurum' baþarýlý bir sosyalistdevrim ile sonuçlanmaz.

Muazzam yýðýnlarýn kitle grevive kendiliðinden ayaklanmalaryoluyla politik hayata ani birgiriþ yapmasý tartýþmalarýn eþibenzeri görülmemiþ bir seviyedeartmasýna neden olur. Ýnsanlarýnbir araya geldiði her yerde -herotobüs duraðýnda, her maðaza-da, her fabrikada ve ofiste, herokulda ve her sosyal toplanma-da- devrimci olmayan durum-larda yaþayanlara akýl almazgelecek ölçüde sürekli olarakpolitika konuþulur.

Bir tarafta mevcut sistemeduyulan nefret, diðer tarafta isebirlikte mücadele etmenin vebirlikte gösteri yapmanýn deney-imi, iþçilerin kolektif ve

demokratik yollarla toplumuidare edebilecekleri fikrine karþýkýsmen açýk fikirli olmalarýnýsaðlar. Sosyalist fikirler anidendeneyimlerine uygun hale gelir.Ama etkilenilen, sadece devrim-ci sosyalist fikirler deðildir.

Egemen sýnýfýn çeþitli kesimlerikendilerini krizden kurtaracakçareler ararlar. Askeri darbedüþleri gören generallere, politikmaceracýlara ve kitlelerin ümit-sizliðini dini ve etnik azýnlýklarakarþý yeniden yönlendirmeyideneyen adi gazetecilere arkaçýkarlar. Bu aþýrýlýklar arasýndadengeyi kuran ise toplumunkapitalist olmayan bir yöndedeðiþmesi gerektiðini, amabunun dolaysýz meydan okumaþeklinde deðil yavaþça, müzak-ereler ve yasal süreçlertemelinde olmasý gerektiðinisavunanlardýr.

Bu 'reformist' yaklaþým ilkbüyük devrimci dalgadan sonra-ki dönemde her zaman çok sayý-da taraftar bulur. Devrimci dal-gaya katýlan insanlar, iþleriyürütmeye uygun olmadýk-larýnýn söylendiði sýnýflý birtoplumda büyümüþlerdir. Sahipolduklarý fikirleri bir gecededeðiþtirmezler.

Bir hükümeti devirdiktensonra bile, çoðunlukla umut-larýný, taleplerine görünüþtedaha az düþman olan yenihükümete baðlamýþlardýr.Sosyal krizlerin keskinölçeðinde, 'iþbirliði'ne dayanan'barýþçýl' ve 'ýlýmlý' çözümlermümkün deðildir. Ancak çoðuinsan ilk baþta bunlarý tam bir

devrim için mücadele etmekten'daha pratik' ve daha az 'sert'bulur.

AAcceemmiiccee öönnlleemmlleerrBu nedenle 1917 Rusya'sýnda,

Þubat ayýnda Çar'ý devirenkendiliðinden bir ayaklanmadansonra halk önce bir savaþ vur-guncusu olan Prens Lvov'un,daha sonra ise kapitalizmisaðlam tutmaya çalýþan biravukat olan Kerenski'ninhükümetlerine güvendi.

2001 yýlýnda Arjantin'de halk,kapitalizm yanlýsý eski politikkurumlardan gelen dört baþkanýbaþlarýndan attý ve sonundabenzer bir geçmiþi olan ikisinekatlanmak zorunda kaldýlar,Duhalde ve Kirchner.

Tarihte, halkýn çalýþmasýimkânsýz acemice önlemlereumut baðladýðý bir ara döneminolmadýðý bir devrimci yükseliþyoktur. Bu ara dönemde, ilkbüyük yükseliþi üreten çeliþkileryeniden birikmeye baþlar.Ancak bu kez, bu potansiyel ikiyöne gidebilir; toplumdaki'düzeni yeniden saðlama'nýn

kendilerine uygun gerici yol-larýný bulan kapitalistlerinamaçlarýný destekleyebilir ya dahalkýn devrimi tamamlamanýngerekliliðini görmesine,hükümeti devirmenin ötesinegeçip gücü kendi ellerine alaraksistemi devirmesine yol açabilir.

Tek parça ve kendiliðindengibi gözüken hareketin içinde üçakým belirgin hale gelir -aslýnda,üç parti. Bu isimleri kullan-masalar bile; devrimci parti,gerici parti ve bu ikisi arasýndaköprü kurmaya çalýþan birreformist parti. Devrimci duru-mun kaderi, bu üç büyük par-tinin arasýndaki savaþýn sonucu-na baðlýdýr.

Kriz koþullarýnda reformistseçenek bir çözüm suna-madýðýnda, üyelerini etkilemekiçin bir savaþ vermeye baþlar.Bu, her ne kadar önemli olsalarda basitçe fikirlerin savaþýdeðildir. Ayný zamanda pratikbir mücadeledir.

Egemen sýnýf, iþçi sýnýfýnýnparçalanmýþlýðýndan ve toplumukolektif olarak idare etmekonusundaki özgüven eksik-liðinden gelen üstünlüðüne bel

baðlar. Ýþçi sýnýfýnýn bu engel-lerin üstesinden gelmesinin tekyolu devrimci durum içinde,iþyerleri ve sokaklar içinmücadele etmesidir. Bu tarihselanda, en 'apolitik' iþçi bile yenibir toplum yaratabilecekhareketin bir parçasý olduðunuhisseder. Bu nedenle hareketiyavaþlatmaya çalýþan reformistgiriþimler son derece yýkýcý ola-bilir. Bu giriþimler, güç duy-gusunu kýrar, yeniden bölünm-eye neden olur ve egemensýnýflarýn yaydýðý gerici fikirleriniþçi sýnýfýný tekrar ele geçirme-sine yol açarlar. Bu yüzden tümdevrimler ya ileriye gidecekleriya da geriye çekilecekleri kritikbir ana ulaþýrlar.

Ve geriye çekilmek, eski kapi-talist düzenin eskisinden bilekötü bir þekliyle geri dönmesidemek olabilir. Devrimci birparti, bir devrimi baþlatmak içingerekli olmayabilir. Ancakdevrimin zaferini garantiyealmak, sosyalizm ve barbarlýkarasýnda doðru seçimin yapýl-masýný saðlamak için kesinliklegereklidir.

Chris Harman

sayý: 380 sosyalist iþçi 7

Chris Harman'ýn Parti ve Sýnýf makalesinden"Lenin'in genel parti anlayýþýndaki unsurlardan, kendi görüþüne göre, tarihsel olarak belirlenenlerle

genel geçerliliðe sahip olanlarý ayýrmak gerekir. Tarihsel olarak sýnýrlanan unsurlar arasýnda partininkapalý, gizli örgüt niteliklerini ve parti görevlileri aracýlýðýyla yukarýdan aþaðýya doðru sýkýca yön-lendirilmesini sayabiliriz.

Devrimci partinin varlýðý, en bilinçli ve savaþkan iþçilerle aydýnlarýn birleþik ve uyumlu eylemehazýrlýklý olarak, bilimsel tartýþmalar yürütmelerini saðlamaya yöneliktir. Bu da, partinin eylemlerinegenel katýlým olmadan olamaz; bir yandan tartýþmada kesin bir berraklýk, bir yandan da örgütselkararlýlýk gerektirir. Bunun alternatifi 'bataklýk'týr, yani bilimsel kesinliðe sahip unsurlar kafalarý kar-makarýþýk unsurlara karýþýr gider, kararlý eylem imkânsýzlaþýr, esas olarak en geri unsurlarýnöncülüðüne izin verilmiþ olur. Olumlu bir tartýþmanýn gerektirdiði disiplin, 'özgürce verilmiþ bir kararuyarýnca birleþmiþ' insanlarýn disiplinidir. Partinin sýnýrlarý belli deðilse ve parti verdiði kararlarýuygulayacak uyumlu çalýþmaya sahip deðilse, o zaman partinin kararlarýný tartýþmak 'özgürlük'anlamýna gelmediði gibi üstelik anlamsýzdýr da. Lenin için, merkeziyetçilik parti üyelerinin inisiyatifve baðýmsýzlýðýnýn geliþmesini önlemek þöyle dursun, bu geliþmenin ön koþuludur."

(sf 28-29, Parti ve Sýnýf, Z yayýnlarý)

Baþarýlý bir devrim, devrimci örgüte baðlýdýr

11991177,, PPeetteerrssbbuurrgg

Page 8: Sosyalist İşçi 380

Dünya 2009 yýlýnýn Mart ayýnda yenibir salgýn hastalýkla tanýþtý. Aslýndayaklaþýk 30 sene önce görülen bir türgrip artýk bir salgýn boyutuna ulaþmýþtý:Domuz gribi. Zamanýnda önlem alýn-mamasý, ilaçlarýn insanlara ücretsizulaþtýrýlmamasý sebebiyle hastalýk artýktüm dünya için bir kabus olmuþdurumda.

Ýlk olarak Meksika ve AmerikaBirleþik Devletleri'nde görülenPandemik A tipi H1N1 virüsünün ateþ,öksürük, boðaz aðrýsý, yaygýn vücutaðrýsý, baþ aðrýsý, üþüme ve yorgunlukgibi belirtileri var. Ancak bazý vakalar-da kusma ve ishal de görülebiliyor.

Tüm dünyada büyük bir paniðe yolaçan domuz gribi, Dünya SaðlýkÖrgütü'nün (WHO) resmi raporunagöre 482,300 kiþide görülmüþ durumda.1 Kasým tarihli son güncellemeye göreise domuz gribinden dolayý hayatýnýkaybeden insan sayýsý en az 6071. WHOresmi internet sitesinde hastalýðýn hangibölgelerde görüldüðünü ve ölümleriharitalar üzerinden açýklýyor. Haritalarýtakip ettikçe salgýnýn boyutunu görmekmümkün.

Zamanýnda önlemleri almayan, aþýnýngeliþtirilme sürecini hýzlandýrmayan,bunun yerine hastalýða yakalananlarýsadece karantinaya alan hükümetler veilaç þirketleri bu kadar insanýnölümünün en büyük þuçlularý. Ama budurum þaþýrtýcý deðil tabii ki. AIDS'innasýl engellenmediðini ve etrafýndadönen kârlý hesaplarý görünce domuzgribinin yayýlmasý sürecinde yaþanan-larý da "olaðan" karþýlamak mümkün.

Türkiye'de ilk domuz gribi vakasý iseABD'den gelen bir turistte tespit edildi.O günden bu güne Saðlýk Bakanlýðý'nýndüzenli bilgi vermemesi üzerinetoplamda kaç kiþide virüsüngörüldüðünü bilmiyoruz ancak 9 Kasýmitibariyle 30 kiþinin hayatýný kaybettiði-ni biliyoruz.

Domuz gribine karþý aþý kampanyasýise geçtiðimiz günlerde baþladý. Hâlâyan etkileri konusunda çok önemli çek-inceler bulunan aþý, bir kampanya iletanýtýldý. Hastalýðýn Türkiye'degörüldüðü günden itibaren kamuoyunasaðlýklý bilgiler veremeyen, halka çeliþk-ili bilgiler veren hükümet aþý sýnavýn-dan da sýnýfta kaldý.

Saðlýk Bakaný bir yanda aþý kampa-nyasýný basýna tanýtýrken, baþbakandiðer yanda tüm Türkiye'ye aþý konusu-nun tartýþmalý olduðunu ve aþý olmaya-caðýný duyuruyordu. Baþbakan ile

saðlýk bakaný bile karþý karþýyagelmiþken, halk medyanýn bilgi kirliðiile pompaladýðý haberler sonucu bazýilaçlara ve dezenfektanlara yöneldi.

Kýsa bir süre önce her eczanede bulu-nan ve 3 liraya satýlan bir el temizleyiciürünün fiyatý kýsa sürede 3 katýna çýktý.Sadece Roche'un ürettiði diðer bir ilacýise piyasada bulmak imkansýz.

Baþbakan ve hükümetin bu krizi iyiyönetememesinden faydalanan tüm

dünyada olduðu gibi Türkiye'de de devilaç firmalarý oldu. Domuz gribi salgýnýile ilaç þirketlerinin 10 miyar dolarkazanmasý bekleniyor. Ýlaç þirketlerihem satýþlarýndan kârlarýný arttýrýrken,borsalarda da kazanmaya devam ediy-orlar. Zamanýnda önlemler alýnmadýðýiçin ölenler yine bizler olurken, kazananyine þirketler oluyor.

Ýlker Karayýlan

DDSSiiPP’’ee üüyyee ooll!!

8 sosyalist iþçi sayý: 380

ssoossyyaalliisstt iissccii Kitlesel eylemler içinkitlesel bir sol

Baþýmýzý nereye çevirsek bir mücadele konusuylakarþý karþýyayýz. PKK'li barýþ elçilerinin sýnýrdangirmesi, ýrkçýlarýn hezeyana kapýlmasý, Dursun Çiçekimzalý cunta belgesinin gerçek olduðunun açýða çýk-masý.

Küresel krizin emekçiler üzerindeki etkisi, yoksul-luk, eþcinsellerin ezilmesi, travestilerin öldürülmesive baský altýna alýnmasý.

Aleviler üzerindeki baskýlar. Buzdolabýnda bek-letilen baþörtüsü sorunu.

Küresel iklim deðiþiminin gezegen çapýnda yarattýðýyýkým ve önüne geçilmezse yüzleþeceðimiz felaket-lerin boyutu.

GDO'lu ürünler. Domuz gribi. Kuþ gribi.Afganistan'da savaþ, Irak'taki ABD katliamý. Kýta

çapýnda açlýk yaþayan Afrika. Küresel bir felaket olarak iþsizlik.Kapitalizmin ne kadar mantýk dýþý, akýl dýþý bir sis-

tem olduðu her gün biraz daha görünür oluyor.Akýl dýþý olan bir baþka gerçek ise tüm bu küresel ve

yerel politik baþlýklarda solun sýnýfta kalmýþ olmasý. Kürt sorununun siyasal çözümü yönünde yakalanan

tarihsel fýrsat da, cuntacýlarýn eylem planý hazýrlýðýyaparken yakalanmasý da, iklim deðiþimine karþýkazaným elde etme þansý da sol tarafýndan tepiliyor.Toplumda net bir sol sesin, keskin ve berrak talepleresahip güven veren bir sol çýkýþýn ne kadar büyük biretki yaratacaðý çok açýkken sol, saða kaymayý tercihediyor.

Saða kaymayanlar ise baþlarýný kuma gömüm, nos-taljik sloganlarda idare etmeye çalýþýyor.

Ýlk bakýþta anlaþýlmaz görünen bir baþka politiktuhaflýk daha yaþanýyor. Sözde sosyal demokrat particuntanýn, Ergenekon örgütünün avukatlýðýný yapmayasoyunur, saða kayarken, bir dizi demokratik açýlýmiktidardaki sað parti döneminde gerçekleþiyor. CHP,demokrasinin "d"sini duyduðunda "vatan veKemalizm" çýðlýklarý atarken haklarý, demokrasi, eþit-lik ve özgürlük için mücadele etmek isteyen yüz bin-lerce emekçi ve genç aktivist tüm kampanyalarýnkanallarýný zorlayarak sesini duyurmaya çalýþýyor.

Arayýþýn solda olduðu çok açýk. Birkaç örgüt vekiþinin kurduðu inisiyatiflerin eylem çaðrýsý binlerceaktivisti bir araya getirebiliyor.

Yeni bir kitlesel sol parti, bu arayýþa yanýt vere-bildiðimiz ölçüde heyecan yaratacak, güven verecek,þekillenecek ve gerçekten kitleselleþebilecek.

Sol içinde yaþanan büyük yarýlma göz ardý edilerekyeni bir kitlesel parti kurulamaz.

Kýzgýnlýðýný birleþtirebileceði bir odaða ihtiyaçduyan emekçilerle buluþmadan yeni bir sol partiyaratýlamaz.

Esas olarak sokaðýn dýþýnda yeni bir sol partiyaratýlamaz. Darbeye karþý çýkmadan ama sokaktakarþý çýkmadan, çürüyen statükonun daha hýzlýçökmesi için sokakta mücadele etmeden, kitlesel birsol parti yaratýlamaz.

Kitlesel bir sol parti, tüm kesimlerden önce iþçisýnýfýnýn ihtiyaçlarýna yanýt vermek zorundadýr. Buyanýtý vermenin ilk yolu, kemalizmin hiçbir veçhesiyleiliþki kurmayacaðýný baþtan ilan eden, milliyetçiliðiher düzeyde teþhir eden, tüm ezilenlerin özgürlüðün-den yana net bir biçimde tutum alan, iþçi sýnýfýnýnküresel eylemleriyle ve küresel antikapitalist hareke-tle kopmaz baðlar kuran, politik sloganlarla yola çýk-maktýr.

Bu açýdan bakýldýðýnda, 2001 yýlýnda Ankara'dadüzenlenen Sosyalist Tartýþma toplantýlarýnda "yenibir solun" iþçi sýnýfýnýn ve ezilenlerin en önemli ihtiy-acý olduðunu vurgulayan DSÝP'te örgütlü SosyalistÝþçi okurlarý ve taraftarlarý her eylemleriyle kitleselsol partinin kuruluþuna yardýmcý oluyor. Kitlesel solparti, bu ihtiyaca vurgu yapan devrimci örgütleringüçleri ve kitleleri harekete geçirme yetenekleribüyük boyutlu sorunlarý çözmeye yetmediði için acilbir gereklilik.

Ýlker Baþbuð'u görevden almak için, cuntacýlarýnhapse girmesi için, Ergenekoncularýn bir numaralarýy-la birlikte daðýtýlmasý için, saðlýkta, eðitimdeözelleþtirmelerin durdurulmasý, hak kayýplarýnýn gerialýnmasý için, yönetenler ve devlet kurumlarý arasýn-daki çeliþkilerin daha da derinleþmesi için, ABD'ninAfganistan'daki yenilgisinin hýzlandýrýlmasýnýn yoluda bu adýmdan geçtiðinden Türkiye'ninAfganistan'dan derhal çekilmesi için daha büyük güç-lerin harekete geçmesi ama gerçekten hareketegeçmesi gerekiyor.

Bir daha barýþ elçileri geldiðinde, Kürt açýlýmýndaönümüzdeki günlerde yaþanacak bir olumlu adýmdaha atýldýðýnda, batýda da on binlerce insanýn sevinçgösterileri yapmasýnýn garanti altýna alýnmasý ve Kürthalkýnýn yalnýzlýk duygusundan kurtulmasý için kitle-sel bir sol parti gerekiyor.

Darbeye, Ergenekonçetesine karþýysan,

Kürt sorunundademokratik bir çözümistiyorsan,

Cinsiyetçiliðe vehomofobiye karþýysan

Küresel krize karþýmücadele etmek isti-yorsan

Küresel ýsýnmaya,nükleer santrallarakarþýysan w

ww

.dsi

p.or

g.tr

Hükümet sýnýfta kaldý,þirketler kazandý

Domuz gribi:

Page 9: Sosyalist İşçi 380

1930'larda Ekim Devrimi'ni tasvir edenbir çok yaðlý boya tablo ortaya çýkmýþtý.Devrimin liderlerinden biri olan Lenin

koskocamandý. Devrimin diðer lideriTroçki'nin yerine konmuþ devasa partibayraðýnýn yanýnda maðrur bir þekildeduruyordu. Lenin'in ayaklarýnýn bastýðýyerde duran Rus iþçileri ve köylüleri, kitledenizinde sadece küçük bir noktaydý. Budüpedüz Ekim Devrimi'nin içeriðininboþaltýlmasý ve Lenin etrafýnda yaratýlan lid-erlik kültünün pazarlanmasýydý.

1917 Ekim Devrimi'nden 11 ay önceFinlandiya'da sürgünde bulunan bolþeviklider Lenin bir toplantýda yoldaþlarýna þöylediyordu: Devrimi belki de 20 yýl sonra göre-ceðiz. 1916 yýlýnýn sonunda 1. DünyaSavaþý'nýn yarattýðý yýkým had safhadaydý.Savaþa karþý çýkanlar bir avuçken kitlelermilliyetçi ve þoven çýðlýklarla kanlý bir boða-zlaþmaya sürüklenmiþti. Rusya'da iseBolþevik Partisi son derece zayýf, örgütleridaðýlmýþ ve baðlantýsýz bir konumdaydý.Lenin bu yüzden karamsardý.

Sadece iki ay sonra, 1917 Þubat'ýnda,savaþa karþý çýkan ve 8 saatlik iþgünüisteyen kadýn iþçilerin sokaða çýkmasýndankýsa bir süre sonra Rus monarþisi yýkýldý.Devrim kendiliðinden gerçekleþmiþti. Hiçbirparti bu geliþmeyi öngörememiþ ya da birplan doðrultusunda iradi müdahalede bulu-namamýþtý. Çarlýðý yýkan Rus iþçileri hemenkendi taban örgütlerini kurdular.Farbrikalarda bütün iþçilerin oyuyla seçilmiþiþçi temsilcilerinin oluþturduðu Sovyet(Türkçesiyle Konsey) adý verilen örgütlenmeher tarafa yayýlmýþtý.

1917 Þubat'ý ile Ekim'i arasýnda ikili biriktidar dönemi yaþandý. Bir yanda Sovyetleröte yanda burjuvazinin soldaki yandaþlarýy-la oluþturduðu geçici hükümet. Bu süreçboyunca Lenin ve partisi, inatla Sovyet ikti-darýný savundu. Bolþevikler, sovyetlerinçoðunluðunu kazanmak için uðraþtý. 1917Eylül'ünün sonunda ise Bolþeviklersovyetlerde çoðunluk olmuþtu. Rus iþçilerive köylülerinin verdiði destek sonucu ayak-lanma parti tarafýndan örgütlendi. Ama yinebir müthiþ plan doðrultusunda deðil. Doðasýgereði gizli olan ayaklanmanýn tarihi, ayak-lanmaya karþý çýkan bir bolþevik liderZinovyev tarafýndan ifþa edilmiþti!Zinovyev gibi bir çok Bolþevik kadro ikti-darýn alýnmasý konusunda tereddütlüydü.Ancak Lenin ve Troçki tabanýn temsilcileriolarak doðru anda iktidarýn alýnmasýnýsaðladý.

1917'deki iki Rus Devrimi'nin tarihinebakýldýðýnda, devrimin milyonlarca iþçi veyoksul köylü tarafýndan aþaðýdan gerçek-leþtiði, devrimci partinin ise bu eðilimitanýdýðý ölçüde çoðunluðun desteðinikazandýðý görülür.

Ekim Devrimi tarihin en kansýz devrim-lerinden biridir. Devrimin kalbi olanPetersburg'da ayaklanma sýrasýnda 1 kiþibile ölmemiþtir. Moskova'da küçük çaplýçatýþmalar sonucu az sayýda insan öldü.Çoðunluk harekete geçmiþ ve hegemonik birgüç olmuþtu. Kanlý hesaplaþma 1919'dagerçekleþecekti.

EEnn ddeemmookkrraattiikk iikkttiiddaarr1917-1919 yýllarý arasýnda Rusya'da tarihin

en demokratik ve özgürlükçü iktidar deney-imi yaþandý. Devrim, hiçbir burjuva ikti-darýn cesaret edemeyeceði kararlar aldý.Eþcinsellik ve farklý cinsel yönelimler yasalolarak tanýndý. Kadýn üzerindeki erkektahakkümü yasal olarak ortadankaldýrýlýrken kolektif kreþler ve mutfaklaraçýldý. Kaðýt üzerindeki yüksek vergilerkaldýrýldý, dünya ve Rus edebiyatýndanmilyonlarca kitap ücretsiz olarak daðýtýldý.Askeri hiyerarþi ve rütbeler yasaklandý.Ücretler eþitsizliðine karþý savaþ açýldý. Kabasaba denilip hor görülen sýradan insanlarýnönü açýldý.

Doðrudan demokrasi, iþçi sýnýfý iktidarýnýn

temel özelliðiydi. Sovyet aygýtý için seçilentemsilciler ortalama bir iþçi ücreti kadarpara alýyordu. Her an geri çaðrýlabilirlerdi.Burjuva toplumunda seçimlerde 5 dakikalýkgerçekleþen demokrasi devrimci iktidarsýrasýnda sürekli yaþatýlan bir olguydu.

Bugün kendine komünist diyen kimilerinegöre demokrasi demek faþizm demek. AmaLenin ve yoldaþlarý hiç de böyle düþün-müyordu.

KKaarrþþýý-ddeevvrriimmLenin, Troçki ve Bolþevikler'e göre Rus

Devrimi, Dünya Devrimi için atýlan biradýmdý. Üstelik tali bir adýmdý. Önemli olanbu hareketin bir dizi zincirleme reaksiyonaneden olmasýydý. Eðer Avrupa'dan, özellikleAvrupa kapitalizminin kalbi Almanya'danbir devrim gelmediði sürece Rusya'dadevrimin yaþama þansý yoktu. Lenin, birdenfazla kez Alman Devrimi'nin zaferi için RusDevrimi'nin feda edilebileceðini söylemiþti.

1919-1923 Alman Devrimleri baþarýsýzlýðauðradý. Dünyanýn bir çok yerinde devrimler,ayaklanmalar oluyor, Sovyetler kuruluyor-du. Ama hiçbir ülkede Bolþevik Partisi gibiiþçi sýnýfý içinde kökleri olan ve bu sýnýfýnkitlesel onayýný almýþ bir parti yoktu.

1919 yýlýnda dünyadan beklenen yankýgelmezken, Rusya'da eski toplumun

devamýný isteyen güçler toparlanmýþ ve biriç savaþ baþlatmýþtý. 1921'e gelindiðindeEkim Devrimi'ni gerçekleþtiren iþçilerin eziciçoðunluðu cephelerde ölmüþtü. Ýþçi sýnýfýatomize olurken, büyük þehirleri kýtlýkkaplamýþ, mülk sahibi köylüler devrimekarþý direniþe geçmiþti. Toplumsal temeliniyitiren Bolþevik Partisi, devletleözdeþleþmiþti. Sovyetler ve diðer tabanörgütleri sönerken Kýzýl Ordu en güçlüörgütlenme olmuþtu. Stalin liderliðindekibürokrasi tüm ipleri eline almýþtý.

Karþý Devrim, 1921-1929 arasýndaki çetinmücadelelerin sonucu zafere ulaþtý. Stalin,1926'da milliyetçi "tek ülkede sosyalizm"doktrinini uydurmuþtu. 1929 yýlýnda mutlakiktidarý elinde tutan stalinist bürokrasi, Rustoplumunun önceliði olarak sermaye biriki-mini koymuþtu. 1936'da MoskovaDuruþmalarý diye anýlan terör dönemininardýndan milyonlarca iþçi, köylü, muhalif,Rus olmayan uluslarýn üyeleri, eþcinseller,kadýn haklarý savunucularý katledilmiþti.1940 yýlýnda stalinist brüokrasi 2. DünyaSavaþý'nýn bir tarafý olarak milyonlarca iþçiyicepheye göndermiþti.

Ancak tarih sýnýf mücadelelerin tarihidir.Hiç bir parti, merkez komitesi, yanýlmaz þefbu toplumsal yasaya karþý duramaz.Rusya'da iþçi devrimini ezen, dünya devri-mini satan ve tarihin en aðýr baskýcý rejim-lerinden biri olan Sovyetler Birliði 1991'deçökecekti.

Çöküþü baþlatan 1989'da Doðu Avrupa'daRusya'nýn kuklasý stalinist hükümetleriyýkan iþçi sýnýfýnýn hareketiydi. 1917Ekim'inde tarihe parantezi iþçiler açmýþtý,1989-1991'de parantezi kapatan yine iþçileroldu.

SSeelliimm IIþþýýkk

sayý: 380 sosyalist iþçi 9

Toplumun çok dinamik olabilenbir kesimi olarak gençliðinMarksizm içinde bir kategoriolmamasý bazý yanlýþ deðer-lendirmeleri de beraberindegetirmektedir. Bunlardan birin-cisi gençliði, öðrencilerdenibaret sayan ve bu kategoriyi deher nasýlsa "küçük burjuvalýk"laözdeþleþtiren bir yaklaþýmdýr. Buyaklaþýmýn yanlýþlýðý, gençlerinya da öðrencilerin üretim içindetuttuklarý konumun toplumsalolarak yanlýþ çözümlenmesindenkaynaklanmaktadýr. Ýkinci biryanlýþ deðerlendirme ise yinesýnýfsal konumun es geçilmesiyüzünden ortaya çýkan bir deðer-lendirmedir. Genellikle iþçisýnýfýnýn bittiði yönündeki tezler-le el ele giden bu yaklaþýmagöre, iþçi sýnýfýnýn artýk geçerliolmayan devrimci rolünüüstlenebilecek olanlargençlerdir.

Peki, gençler sýnýfsal bir deðer-lendirme içinde nasýl konum-landýrýlabilirler? Birincisi gençlerdiye homojen bir kategori yok-tur. Kapitalizm altýnda; gençpatronlar, genç iþçiler, orta sýnýfgençler gibi pek çok sýnýfabölünmüþ bir tablo ortaya çýk-maktadýr. Öðrenciler ise ne mülksahibidirler, ne de üretimsürecine katkýda bulunurlar -çalýþmak zorunda olanlar hariç.Küçük burjuvazi ise toplumsalolarak üretim içindeki konumunagöre belirlenmesi gereken birsýnýftýr. Basitçe, kendi emeðinide üretim sürecine katan ancakküçük mülk sahibi olan yani üre-tim aracýnýn mülkiyetini elindebulunduran bir sýnýftýr küçükburjuvazi. Öðrenciler için böylebir þey söz konusu deðildir.Aslýnda öðrenciler bir tür "sýnýf-öncesi" kategori olarak deðer-lendirilebilirler; iþçi sýnýfýailelerinden gelen öðrencilerolduðu gibi, mülk sahibi sýnýflar-dan gelen ailelerden gelenöðrenciler de vardýr. Bunlarýn birkýsmý okullarýný bitirdiklerindeiþçi sýnýfýna -çoðunlukla da beyazyakalý iþçilere- dahil olurlar, birkýsmý ise yeni orta sýnýf ya daburjuvazi içinde yerlerini alýrlar.Bu durumda, devrimci bir rolüstlenebilecek olanlar kapitalizmiçinde deðer üreten iþçiler ola-caktýr.

Dünyada gençlerin, öðrenci-lerin, devrimci hareketlerin kývýl-cýmýný yakalayabildiklerigörülmüþtür. Burada en önemliolan, gençlerin yeni bir kuþaðýnüyeleri olarak önceki kuþaklarýnyenilgilerini yaþamamýþ olmalarý,dolayýsýyla radikalleþen bir grupolarak öne çýkabilmeleridir.Antikapitalist hareket bunun ennet göstergesidir. DevrimciMarksistler, gençlerin inisiyatifalmasýnýn, harekete geçmesininönünü açmak için çabalarlarancak bir gençlik hareketininancak iþçi sýnýfý hareketi ile bir-leþebildiðinde devrimci birdinamik yaratabileceðinin altýnýçizerler.

Can Irmak Özinanýr

PPOOLLÝÝTTÝÝKKAANNIINN AABBEECCEESSÝÝ......

GGENÇLÝK

1917 Ekim Devrimi kimin eseridir?

““HHiiçç bbiirr ppaarrttii,, mmeerrkkeezz kkoommiitteessii,,yyaannýýllmmaazz þþeeff bbuu ttoopplluummssaallyyaassaayyaa kkaarrþþýý dduurraammaazz..RRuussyyaa''ddaa iiþþççii ddeevvrriimmiinnii eezzeenn,,ddüünnyyaa ddeevvrriimmiinnii ssaattaann vvee ttaarrii-hhiinn eenn aaððýýrr bbaasskkýýccýý rreejjiimm-lleerriinnddeenn bbiirrii oollaann SSoovvyyeettlleerrBBiirrlliiððii 11999911''ddee ççöökkeecceekkttii..””

GGEELLEECCEEKKSSAAYYIIDDAA::

1989 Doðu AvrupaDevrimleri OOnnuurr ÖÖzzttüürrkk yyaazzddýý

Page 10: Sosyalist İşçi 380

10 sosyalist iþçi sayý: 380

ABD oyunlarý - Volume ISolda bir akýl hastalýðý baþ gösterdi. Her türlü demokratik

geliþme, ABD'nin oyunu, ABD'nin planý olarak reddediliyor.Onlarca yýllýk geleneðiyle, marksizmden geriye, bu solun elinde

kala kala ABD planlarý kaldý. Ýnsan, "Acaba solun bazý kesimleribazý gizli belgelere mi ulaþtý, Pentagon'da yapýlan bir dizi toplan-týnýn kayýtlarýný mý ele geçirdi?" diye sorasý geliyor.

Ermeni açýlýmý, Kürt açýlýmý ve bir dizi demokratik açýlým, sýrfABD planý olarak görüldüðü için reddediliyor.

Bu ABD meselesine daha yakýndan bakýnca, sorunun ABD deðilAKP meselesi olduðu anlaþýlýyor. ABD planý vurgusu, AKPhükümeti döneminde yaþanan bir dizi açýlýmýn reddedilmesininmaskesi olarak kullanýlýyor.

Çünkü milliyetçi sol, AKP'yi istemiyor. "Ýstemiyor" derkenkastedilen, bir sosyalistin tüm burjuva partilerine duyduðukýzgýnlýk, tiksinme ve öfke anlamýnda istememek deðil.Milliyetçiler, AKP'yi her hangi bir burjuva partisi olarak da gör-müyor. Örneðin CHP hükümet olsa ve 1 Mayýs'ý yasal ve izinli tatilgünü, bir bayram ilan etse coþkuya kapýlacak olanlar, ayný hak,AKP döneminde kazanýlýnca, iþin içinde bir bit yeniði arýyorlar.

Kürt açýlýmý DSP-ANAP-MHP koalisyonu altýnda olsa hayra yora-cak olanlar, AKP'nin açýlým konusunda attýðý adýmlarý pentagonplanlarýna baðlýyorlar.

Burada, sýnýflar mücadelesi yok! Bu anlayýþ, tarihin motorununsýnýflar mücadelesi olduðunu deðil, kapalý kapýlar ardýndayapýlan planlar olduðunu var sayýyor. Deðiþimi sadece yönetici-lerin sarsýlmaz olan planlarýna baðlayan ve edilgen kitlelerin buplanlarýn hayata geçiþini izlemekle yetindiðini düþünenler, yakaramsarlýða kapýlmak ve mücadeleden vaz geçmek ya dayöneticilerin bir kesimiyle yakýnlaþmak ve "ABD planlarýna karþýgeliþtirilen planlarý" hayata geçirmek için örgütlenmek zorundakalýyor.

Türkiye'de solun bazý kesimlerinin AKP'ye karþý TSK'yý savun-maya baþlamasýnýn nedeni de bu.

Hastalýk erken teþhisle belirlenemezse ölüm kaçýnýlmaz. Solunbir kesiminin sol adýna intiharý seçmesinin kanýtý, AKP'yi ABD'ninoyuncaðý ilan ederken TSK'yý ABD planlarý karþýsýndaki direniþmevzisi olarak saptamasý!

Evet! Bu þaka deðil! 21. yüzyýlda sosyalizmin güncelliðinitartýþtýðýmýz bir dönemde, içinde "ilerici bir birikim" olduðu iddiaedilen ordu, ABD'nin yeni dönem planlarýna karþý direniþ kalesiolarak görülüyor. Hatta AKP hükümeti karþýsýnda geri adým attýðýiçin de ABD emperyalizmine karþý baðýmsýzlýk ruhunun maðlupolduðu düþünülüyor.

Oysa durum son derece basit. Doðrudan iþçi sýnýfý iktidarýnahizmet etmeyen her türlü hükümet, Troçki'nin faþizme karþýmücadelenin önemini anlattýðý çalýþmalarýnda deðindiði gibi, bur-juvaziye hizmet etmek zorundadýr. Bunun nedeni, Troçki'denyetmiþ yýl sonra da, hala, bu toplumun iki temel sýnýf arasýndaki,burjuvazi ve iþçi sýnýfý arasýndaki uzlaþmaz çeliþkiye baðlý olarakhareket etmesidir. Eninde sonunda her siyasi parti ve devletörgütlenmesi bu iki sýnýftan birisine hizmet etmek zorunda kala-caktýr. Türk sermaye sýnýfýndan baðýmsýz iktidar olan, hattadesteðini almadan iktidar olan hiçbir parti yoktur, olamaz. Amaayný þekilde, belirli bir özerkliðe sahip olsa da Türk sermayesýnýfýndan baðýmsýz bir devlet kurumu da olamaz.

Türk sermaye sýnýfý þekillenmesinin en baþýndan beri küreselsermayeye muhtaç, onunla birlikte palazlandýðý için de özellikleABD ile her düzeyde, her kurumuyla yakýn iliþki içindedir. Silahlýkuvvetlerin bundan baðýmsýz olduðunu ya da içinde "ilericibirikimler" olduðunu savunmak, kabaca, Türk sermayesinin ileri-ci birikimlerinden, baðýmsýzlýðý için yanýp tutuþtuðundan sözetmektir. Özetle, AKP ne kadar sermayeye ve ABD'ye baðýmlýysa,silahlý kuvvetler de o kadar sermayeye ve ABD'ye baðýmlýdýr.

ABD'nin planý "teorisi" bu yüzden bir saçmalýktýr.ABD'nin tutmayan bir planý vardýr oysa! Irak iþgali planý. Sýnýflar

mücadelesinin, egemen sýnýflarýn parlak ýþýklý odalarýnda yapýlanplanlardan ne kadar baðýmsýz ve bu planlarý umursamadan sürüpgittiðini de, egemen sýnýflarýn ve kurumlarýnýn birleþik bir merkezkomitesi gibi çalýþma yeteneðine sahip olmadýðýný, tersine çeliþk-ili ve bölünmüþ bir sýnýf olduðunu da 1 Mart tezkeresinde hepbirlikte gördük. Meclis bölündü, egemen sýnýf bölündü, egemensýnýfýn en büyük partisi AKP bölündü, silahlý kuvvetler ne diye-ceðini þaþýrdý.

Ama belli mi olur, belki de plan, geçmeyeceðini bile bile tezk-ereyi meclise getirip AKP'nin halkýn nezdinde puan kazanmasýnýve birkaç yýl sonra da yüzde 47 oy alarak ABD'nin asýl planýný,Türkiye'nin bütün kapýlarýný açma planýný hayata geçirmekti!

Bu arada Bush'un yerine Obama'nýn gelmesi mi? Belli ki budaha da derin bir planýn parçasýydý.

Marksistlerin bu kadarýný bilmesine olanak yok, bunu,neredeyse Bush'la birlikte ayný dönemde Ýslam fobisine kapýlanmilliyetçi solcular düþünsün.

Bunu düþünürken, neden darbecilerin de Ýslam düþmanlýðý yap-týðýný ve Ergenekon örgütünün belgelerinde AKP'ye karþý cuntagiriþimlerinde "þeriatçý olduðu" gerekçesini kullandýðýný dakendilerine açýklayabilirler.

Marksistler iþçi sýnýfýnýn her düzeyde birliði için mücadele et-meye devam edecekler, milliyetçi solcular Bush'un argüman-larýný kullanarak ABD planlarýna karþý çýkmaya devam etsinler.

ÞÞeennooll KKaarraakkaaþþ

SÝNEMA

Karabal karakolu ve DemirciKöyü... Keskin rüzgarýn, aylarcakalkmayan karýn, kuraklýðýn ve yok-sulluðun coðrafyasý.

Ayný tarihlerde vizyona giren ikiyerli yapým olan "Nefes" ve "Ýki DilBir Bavul", birbirine zýt anlatýmbiçimlerine raðmen, ortak bir kaderipaylaþan yerlerden sesleniyor bize.Taraflarýn kimler olduðunun birsüre sonra öneminin kalmadýðý,ölümün tüm soðukluðuyla süreklikendini hissettirdiði bir dað baþýkarakolunda yollarý kesiþen bir grupasker ile daðlýk ve kurak bir ücradoðu köyünün okulunda yollarýkesiþen batýlý bir öðretmen ile öðren-cilerinin hikayesi çok da ayrý deðilaslýnda. Her iki filmin de 20'liyaþlarýnda mecburi hizmet sebebiylehiç aþina olmadýklarý bir dünyayaadeta ýþýnlanan erkek kahramanlarý,içinden kopup geldikleri kendidünyalarý ile tek zayýf baðlantýyýtelefon aracýlýðý ile saðlýyorlar.Kiþisel hikayelerine dair küçük bil-gileri anneleri ya da sevgilileri ileyapmaya çalýþtýklarý zorlu telefongörüþmelerinden edindiðimiz asker-ler, bir türlü tam olarak dillendirile-meyen nefretin, korkunun ve sinir-leri laçka eden bir bekleyiþin için-deler. Tahmin ettiðinden çok dahazor koþullarda ilk öðretmenlikdeneyimine baþlayan Denizlili Emrede cep telefonu aracýlýðý ile sadeceannesine sinyallerini verdiði, onusaðýr ve dilsiz býrakan bir yabancýlýkile yüzyüze kalmýþ durumda."Nefes" in karlý daðlarýnda, sadecebulutlarla komþuluk eden karakoliçinde, savaþýn tüm çirkinliðini veadaletsizliðini, kiþisel bir intikamhýrsýna dönüþtüren yüzbaþý da tele-fonun diðer ucundaki düþmaný ilesürdürdüðü küfürlü diyaloglarlavarlýðýný sürdürmeye çalýþýyor.Nasýl yüzbaþý için savaþýn ve düþ-manýn temsili, karþýlýklý küfürleþtiðitelefonun diðer ucundaki ses ise,karakoldaki askerler için dehaykýrarak "sað olsun!" dediklerivatanýn temsili, aslýnda telefonundiðer ucundaki sevdiklerinin sesleri.

Türkiye sinemasýnda görmeye çokalýþkýn olmadýðýmýz kalitede birgörsellikle sunulan Nefes filmi,sanýrým ya faþist ya da savaþ karþýtý

þeklinde iki farklý kutupta deðer-lendirilme beklentisiyle vizyonagirdi. Tüm gerçekliði ile sunulansahneler, savaþýn yýkýcýlýðýnýn, mili-tarizmin yok ediciliðinin apaçýkortaya çýkmasý açýsýndan oldukçaetkili olsa da, bana kalýrsa genelmiliter bakýþ açýsýndan çok da uzaðadüþemiyor. Aslýnda yine herkesinkendi bakýþ açýsý ve hassasiyetiaçýsýndan deðerlendireceði Nefesfilmi, ölmenin ve öldürmenin kut-sallaþtýrýldýðý bu topraklarda, barýþ-tan yana ses vermek yerine erkekegemen militer duygusallýða taraftutmayý tercih ediyor.

Ölmenin ve öldürmenin deðil,yaþamýn, büyümenin ve deðiþiminbaþrol oynadýðý Demirci Köyü oku-lunda ise, kuraklýðýn ortasýndaalkýþlar eþliðinde dikilen aðaç temsilediyor belki de her þeyi. Tek biraðaç gölgesinin bulunmadýðý, kay-alýk tepelerde "beni anlamýyorsunuz

deðil mi? Ben de sizi anlamýyorum"ile baþlayan yabancýlýk; inat, sevgive sabýr ile anlaþmaya dönüþüyor.Kýþlada, okulda ezberlediðimiz vekimliklerimizin, kiþiliklerimizin,duygularýmýzýn önüne set çeken"vatan saðolsun", "ne mutlu türkümdiyene" etiketlerinin, bizi biz yap-maya yetmediðini anlýyoruz bir keredaha. Biz'in, birlikte diktiðimizaðaçta, vatanýn da en saf sevgidesaklý olduðunu hatýrlamamýz için,batýya uzak, ortak kaderi paylaþanbu coðrafyalardan yükselen ses,hayatýn ta kendisi.

Biri karakoldan diðeri okuldan,sanatýn gücüyle bize bir kez dahahatýrlatýlan gerçek:

Vicdanýmýzý ayakta tutmak, sahipolduðumuz en temel sorumluluk.

Vicdanýmýz uyursa, hepimizölürüz çünkü!

EEssrraa AAkkbbaallýýkk

"Nefes"in daðlarýndan "Ýki dil bir bavul"un bahçesine

NNeeffeess ffiillmmii ddeevv bbiirr rreekkllaamm kkaammppaannyyaassýý iillee ttaannýýttýýllddýý

ÝÝkkii DDiill BBiirr BBaavvuull ffiillmmiinnee yyaappýýllaann eenn öönneemmllii eelleeþþttiirrii,, KKüürrtt ssoorruunnuunnuu ssaavvaaþþttaann kkooppaarrmmaassýý vvee kküüllttüürreell bbiirr ssoorruunn oollaarraakk kkooyymmaassýý..

Page 11: Sosyalist İşçi 380

Aþaðýdan sosyalizm-Kapitalist toplumda tümzenginliklerin yaratýcýsýiþçi sýnýfýdýr. Yeni birtoplum, iþçi sýnýfýnýn üre-tim araçlarýna kolektifolarak el koyup üretimive daðýtýmý kontroletmesiyle mümkündür.

Reform deðil, devrim-Ýçinde yaþadýðýmýz sis-tem reformlarla köklü birþekilde deðiþtirilemez,düzeltilemez.-Bu düzenin kurumlarýiþçi sýnýfý tarafýndan elegeçirilip kullanýlamaz.Kapitalist devletin tümkurumlarý iþçi sýnýfýnakarþý sermaye sahipleri-ni, egemen sýnýfý koru-mak için oluþturulmuþ-tur.-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tama-men farklý bir devletgereklidir.-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda birmücadelenin parçasýdýr.Sosyalistler baþkaülkelerin iþçileri ile daimadayanýþma içindedir.-Sosyalistler kadýnlarýntam bir sosyal, ekonomikve politik eþitliðinisavunur.-Sosyalistler insanlarýncinsel tercihlerindendolayý aþaðýlanmalarýnave baský altýna alýn-malarýna karþý çýkarlar.

Enternasyonalizm-Sosyalistler, bir ülkeniniþçilerinin diðer ülkeleriniþçileri ile karþý karþýyagelmesine neden olanher þeye karþý çýkarlar.-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperyalizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendikaderlerini tayin hakkýnýsavunurlar.-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareket-lerini desteklerler.-Rusya deneyi göster-miþtir ki, sosyalizm tekbir ülkede izole olarakyaþayamaz. Rusya, Çin,Doðu Avrupa ve Kübasosyalist deðil, devletkapitalistidir.

Devrimci parti-Sosyalizmin gerçekleþe-bilmesi için, iþçi sýnýfýnýnen militan, en mücadele-ci kesimi devrimci sosyal-ist bir partide örgütlen-melidir. Böylesi bir partiiþçi sýnýfýnýn yýðýnsalörgütleri ve hareketi için-deki çalýþma ile inþaedilebilir.-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizminiþçi sýnýfýnýn çýkarlarýnaaykýrý olduðunu kanýtla-malýdýr. Bu fikirlerekatýlan herkesi devrimcibir sosyalist iþçi par-tisinin inþasý çalýþmasýnaomuz vermeye çaðýrý-yoruz.

SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii nnee ssaavvuunnuuyyoorr??

ii nn tt ee rr nn ee ttozurdiliyoruz.combarisarock.orgkureselbarisveadalet.orgkureseleylem.orgdurde.orghranticinadaleticin.com70milyonadim.org

sayý: 380 sosyalist iþçi 11

Güncel politikadan, devrimci mark-sist geleneðe uzanan geniþ tartýþmabaþlýklarýnýn olduðu Marksizm 2009etkinliði, "kapitalizmi tarihe gömelim"vurgusuyla gerçekleþti.

Üç gün boyunca, yaklaþýk yedi yüzkiþinin katýldýðý on dokuz toplantýyapýldý. Çok sayýda gencin katýlýmcýsýolduðu tartýþmalar oldukça canlýydý.Tartýþmalarýn odak noktasýErgenekon'a karþý mücadele ve Kürtaçýlýmýyla beraber gelen barýþ süreciy-di.

KKýýbbrrýýss''ttaa iiþþggaallee ssoonnÜç günün en çarpýcý toplantýlarýndan

biri "Kýbrýs: Ýþgale son" baþlýðýndaydý.Ýþçi Demokrasisi örgütü üyesi DinosAgiomamitis ve Yeni Kýbrýs Partisiüyesi Murat Kanatlý'nýn konuþmacýolduðu toplantýda, gerçek bir özgür-lük mücadelesinin aktörleri deneyleri-ni aktardýlar. Ortadoðu'daki savaþ veiþgal politikalarýnýn adadaki üslerinüzerinden hayata geçirildiði budönemde, adada bir istikrarýn olmasýegemen güçler açýsýndan önemli.Yoldaþ Dinos'un aktardýðý gibiKýbrýs'ta barýþýn garantisi her ikitarafýn iþçi sýnýfýnýn kendi egemensýnýflarýna karþý "barýþ" sesini yük-seltmesidir.

BBaarrýýþþ iiççiinn kkaappiittaalliizzmmii yyýýkkÝngiltere'deki Sosyalist Ýþçi

örgütünün üyelerinden AlexCallinicos, Marksizm tartýþmalarýnýniki toplantýsýnda konuþmacýydý."Emperyalizm ve küresel ekonomikpolitika" toplantýsýnda emperyalizminkapitalizmden dýþsal bir olguolmadýðýný vurgulayan Callinicos,

kapitalizmin birleþik ve eþitsiz geliþimözelliðinin, askeri güç olmak isteyenülkelerin ekonomik olarak da güçlüolmak zorunda olduðu bu sistemdeemperyalist politikalarýn temelinioluþturduðunu aktardý. Bush dönemisona erdi ancak savaþlar devam ediy-or. Obama dönemi ABD'si savaþýPakistan'a sýçratmýþken savaþ karþýtýhareketi inþa etmenin önemi büyük.

Ev sahipliðini DSÝP'in yaptýðý

Marksizm2009 etkinliðinde, RosaLuxemburg'dan yeni sol partiye, stal-inizmden medyanýn rolüne kadardaha birçok konu canlý politik tartýþ-malarýn baþlýklarý oldu. Toplantýlardada sýkça vurgulandýðý gibi, bugünsosyalist alternatifi tartýþma zamaný.Mücadeleyi güçlendirmek için sosyal-istlere katýl, dünyayý deðiþtir.

MMeelltteemm OOrraall

NE DEDÝLER?"Ýdeal, iyi bir demokratik

düzen yoktur, demokrasimücadelesi vardýr. Bizmücadele ettiðimiz sürecedemokrasi iyi iþleyebilir.Seçilmiþlerin 'demokratik'olmayan icraatlarýnýengelleyecek olandemokrasi mücadelesidir."

BBüülleenntt SSoommaayy"Darbelerin, asimilasyon

politikalarýnýn provasýburada yapýldý. Darbecigenerallerin, kontrgerillafaaliyetlerinin yetiþtiði yerKKTC'dir. Kýbrýs'a bak-madan Ergenekon'u anla-mak, Ergenekon'la tamanlamýyla mücadele etmekmümkün deðildir."

MMuurraatt KKaannaattllýý "Bugün her alanda

pratiðe müdahale etmeklazým. Bunu baþarabilmekiçin de büyük, kitleseldevrimci örgütler inþaetmek gerekli."

AAlleexx CCaalllliinniiccooss"Bugün darbelere karþý

özgürlükten yana olmadansaðlýklý bir sistem eleþtirisiyapýlamaz. Saðlýklý kapital-izm eleþtirisi saðlýklý birsosyalizm tahayyülüylemümkündür."

UUffuukk UUrraass"Ya mevcut düzende

yaþamaya devam edeceðizya da onu deðiþtirmeyeçalýþacaðýz."

MMüüjjddee AArrssllaann

Kapitalizmin krizine karþý devrimci alternatif

Üniversitedenpostal izlerinisilelim!

YÖK’ün kuruluþyýldönümünde, üniversiteyeözgürlük talebimizi bir kezdaha coþkulu bir þekildehaykýrdýk. 7 Kasým’daAnkara’da “Üniversitedenpostal izlerini silelim!” dedik.

“Darbelere Karþý Öðrencil-er” olarak gerçekleþtirdiðimizeylemde “Darbeci RektörÝstemiyoruz”, “Barýþ için biradým, anadilde eðitim”,“anadilde eðitim, kürt halký-na özgürlük”, “öz, öz, özgür-lük baþörtüye özgürlük,üniversiteye özgürlük”,“YÖK’e hayýr!”, “Parasýzeðitim-parasýz üniversite”,“darbeciler yargýlansýn” slo-ganlarý attýk.

“Kaðýt parçasý”nýn gerçek-liðinin kesinleþtiði þu gün-lerde biz darbelere karþýöðrenciler olarak her türlüdarbe ve darbe giriþimlerine,üniversitelerde uygulananpolis, jandarma ve ÖGB þid-detine, darbe mitinglerindeveya generallerin telefon hat-týnýn öbür ucunda postalaselam duran öðretim üyeler-ine, baþörtülü öðrencileriokullara almayan zihniyeteve bunlarýn hepsinin enönemli nedenlerinden biriolan 80 darbesiyle hayatý-maza giren YÖK'e karþýüniversitelerimizde ve sokak-ta mücadele etmeye devamedeceðiz.

NNeesslliihhaann UUrraass

Aralýk ayýnýn baþýndaKopenhag'da Ýklim Zirvesigerçekleþecek. AKPhükümeti de Türkiye'yitemsilen bu zirveye katýla-cak. Küresel Eylem Grubu(KEG) onlarca kurumlabirlikte Ýzmir, Ankara veÝstanbul'da mitinglerörgütleyecek. 12 Aralýk'tagerçekleþecek mitinglerKopenhag ve dünyanýndiðer þehirlerindeki eylem-lerle eþ zamanlý olacak.

KEG, aþaðýdan birhareket örerek hükümetüzerinde baský oluþtur-maya çalýþýrken aynýzamanda ürettiði 12talebin hayata geçirilmesiiçin de mücadele edecek.

KKEEGG''iinn ttaalleepplleerrii þþööyyllee:: 1. Adil, eþitlikçi, yüküm-

lülükleri olan ve atmosfer-deki karbondioksit oranýný350 ppm'e indirmeyi hede-fleyen uluslararasý sözleþ-menin oluþturulmasýndaaktif rol alýn.

2. Enerji deðiþikliði, enerjiverimliliði ve enerji tasar-rufu saðlayýcý radikal birprogram oluþturulmasýiçin politik irade gösterin,gerekli yasal ve idaridüzenlemeleri yapýn, tümbunlarý piyasa koþullarýiçinde deðil, sosyaldevletin yapmasý gereken-ler olarak, kamu yararýgözeterek yapýn.

3. Derhal lisans almýþ

olan veya lisans bekleyenbütün (47) kömürlü termiksantrallerin yapýmýndanvazgeçin.

4. Hala iþletilmekte olankömürlü termik santral-lerini, çalýþanlarýna yeni iþgarantisi saðlayarak kap-atýn.

5. Fosil yakýtlara dayalýenerji politikanýzýdeðiþtirin. Rüzgar, güneþ,dalga ve jeotermal enerjikaynaklarýndan enerji eldeedilmesi için seferberlikilan edin. Þirketlerin kârlýyatýrýmlar yapmasýný bek-lemeden, kamu kaynaklarýile yenilenebilir enerjilereyatýrýmlar yapýn.

6. Ulaþým politikalarýndaradikal deðiþiklikler yapýn.Otomobillerin kullanýmýna

herkese eþit olarak uygu-lanacak sýnýrlamalargetirin. Herkesin dahafazla kullanabileceði,yaygýn, ucuz, konforlu,dakik raylý toplu taþý-macýlýðýný yaygýnlaþtýrýn.

7. Yalýtýmý yapýlabilecektüm binalarda enerji tasar-rufunu arttýracak izolasy-onlarýn yapýlmasý için malikaynak ayýrýn.

8. Sizlerin medeniyet,zenginlik diyegördüðünüz ama her birienerji canavarý olan çokkatlý iþ merkezleri, büyükalýþveriþ merkezleri vekonutlar yerine enerjitasarruflu, iklim koþullarý-na uygun az katlý mimariözelliklere sahip binalarinþa edin.

9. Ýstanbul Boðazý'na3.köprü yapma giriþimin-den vazgeçin.

10. Þehirlerarasý taþý-macýlýk ve ulaþým içindemiryolunu baþlýca araçolarak belirleyin, gereklialtyapýyý kurun.

11. Tüm bina, reklampanolarý ýþýklandýrmalarýnýyasaklayýn. Bütün bina içiaydýnlatmalarýnýn enerjitasarruflu ampullerleyapýlabilmesi için ücretsizdaðýtým yapýn, herkesinkullanmasýný saðlayýn,bunun için kaynak ayýrýn.

12. Türkiye'nin, 2020'yekadar kiþi baþýna düþenemisyon seviyesini 6,5tonda sabit tutma hedefinigerçekleþtirmesinisaðlayýn.

Küresel ýsýnmaya karþý 12 talep

Kadýköy Belediyesi'nde küresel ýsýnma paneli9 Kasým Pazartesi günü Kadýköy Belediyesi bünyesinde, 'yaþama ve çevre poli-

tikalarýna etkileri' alt baþlýðý adý altýnda "Küresel ýsýnma paneli" yapýldý. ÝTÜMeteoroloji Mühendisliði bölümünden Prof. Dr. Mikdat Kadýoðlu, "küresel ýsýnmanedir?" baþlýklý bir sunum gerçekleþtirdi.

Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararasý Ýliþkiler bölümünden Yrd.Doç. Semra C. Mazlum, 1990'lardan beri uygulanan, uygulanmaya çalýþýlan ya dauygulanamayan politikalarý özetledi. Ardýndan küresel ýsýnma ve iklim deðiþikliði-ni anlatan kýsa animasyon film gösterimi yapýldý.

Son olarak KEG aktivisti Nuran Yüce baþta 350 ppm eylemleri olmak üzereKüresel Eylem Grubu tarafýndan gerçekleþtirilen ve 12 Aralýk'ta Kopenhagzirvesinde hükümete radikal kararlar almasý için yapýlacak "12" eylemleri hakkýndabilgi verdi. Sunumlardan sonra panele katýlan konuþmacýlara Kadýköy Belediyesitarafýndan plaket verildi.

HHüüsseeyyiinn AAllýýþþkkaann

Page 12: Sosyalist İşçi 380

ssoossyyaalliisstt iissccii Z Yayýncýlýk ve Tanýtým Hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Ayþe Demirbilek Sorumlu YazýiþleriMüdürü: Volkan Tamusta Adres: Caferaða

Mahallesi, Nail Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/Ýstan-bul Baský: Yön Matbaacýlýk, Davutpaþa Cad. Güven

Sanayi Sitesi, B Blok, Kat 1, No: 366 Topkapý,Ýstanbul-0212 544 66 34 Yerel süreli yayýn,

haftada bir yayýnlanýr. wwwwww..ssoossyyaalliissttiissccii..oorrgg

Genetiði DeðiþtirilmiþOrganizmalar (GDO) içerenürünlerin Türkiye'ye giriþi, kon-trolü ve denetimi, Tarým veKöyiþleri Bakanlýðý'nýn 26Ekim'de Resmi Gazete'de yayým-lanarak yürürlüðe giren yönet-meliðiyle resmiyet kazandý."Ýnsan yaþamý ve saðlýðý, hayvansaðlýðý, tüketici çýkarlarý veçevrenin en üst düzeyde korun-masýný" amaçladýðý iddia edilenve GDO'suz ürünlerin etiketine'GDO'suzdur' yazýlmasýný yasak-layan yönetmeliðin yürürlüðegirmesi, medyada ve kamuoyun-da büyük bir tartýþma baþlattý.

Ýçinde çok sayýda meslekörgütü, tüketici haklarý, çiftçi veçevre derneklerinin bulunduðuGDO'ya Hayýr Platformu,"Türkiye'nin hiçbir GDO'ya veürününe gereksinimi yoktur. Buürünler açlýða çare deðil" diyenbir yazýlý açýklama yaptý. TüketiciHaklarý Derneði, GDO'lara izinveren yönetmeliðin iptali içindava açacaðýný açýkladý. TMMOBZiraat Mühendisleri Odasý,GDO'lu ürünlerin yasaklanmasý-na iliþkin olarak 300 bin imzatopladý. Ekolojik ÜreticilerDerneði Baþkaný Levent GürselAlev, "GDO'lu yemlerin tohumolarak kullanýlma riski var.Organik Tarým Yasasý'na göreGDO'lu tohum kullanmanýzyasaktýr ve tüketici güveni içinbu ibareyi bir çok üretici kullan-maktadýr. Bu konuda yasadüzenlemesi yapýlmadan yönet-melik çýkarýlmasýnda tuhaflýkvar. Yönetmelik þirketlerin lobisisonucu ticari avantajlar içinhazýrlanmýþ" dedi.

Yoðun eleþtiriler üzerine, Tarýmve Köyiþleri Bakaný Mehdi Eker,GDO'larla ilgili yönetmeliðinithalatý kolaylaþtýrmak için deðil,

zorlaþtýrmak ve kontrol altýnaalmak için çýkarýldýðýný; ken-disinin asla GDO'lu ürün tüket-meyeceðini açýkladý. BaþbakanTayyip Erdoðan da, kamuoyun-daki algýnýn aksine yönetmelikleTürkiye'ye GDO'lu ürün giriþinin'engelleneceðini' savundu.

Yönetmelik, genetiði deðiþtir-ilmiþ bitkilerin bebek mamalarýve küçük çocuk besinlerinde kul-lanýlmalarýný yasaklýyor. Ancakçocuklara zarar verdiði resmiolarak kabul edilen GDO'larýn,yetiþkinlere nasýl zarar vermediðimeçhul. ABD'de Duyarlý BilimÝnsanlarý Derneði tarafýndanNisan 2009'da yapýlan bir araþtýr-mada, GDO'lu çeþitlerin birverim üstünlüðü olmadýðý, çevr-

eye ve saðlýða zararlarýnýn gözealýnamayacaðý belirtiliyordu.Araþtýrmacýlar, organik tarým vedüþük girdili tarým gibi yöntem-lerle çok daha yüksek verimartýþlarý ortaya koyulabileceðinivurguluyorlar. Ýskoçya RowettEnstitüsü'nde Dr. ArpadPusztai'nin genetiði deðiþtirilmiþpatates ile beslediði farelerintümünün iç organlarýndaküçülme, sindirim sistemlerindebozukluk, baðýþýklýk sistem-lerinde çökme görüldü. RusyaBilimler Akademisi'nden Dr.Ýrina Ermakova'nýn farelerüzerinde yaptýðý denemede,genetiði deðiþtirilmiþ soya ilebeslenen farelerin yavrularýnýn%55,6'sý doðumdan üç hafta

sonra öldü.Çiftçi Sendikalarý

Konfederasyonu, yayýnladýðý birbroþürde, þirketlerin çiftçileri veköylüleri kendilerine baðýmlý kýl-mak için, onlarýn yaþam kaynaðýolan tohumu ele geçirmeyeçalýþtýklarýný anlatýyor. Çiftçi-Senayrýca, Türkiye'de hâlâ birBiyogüvenlik Yasasý olmamasýnadikkat çekiyor.

Hibrit tohumlarýn geliþtirilmesi,tohumlarýn genleriyle oynanarakbir daha filizlenmelerinin engel-lenmeye çalýþýlmasý, çiftçilerintohum satýn almak için her yýlþirketlere para ödemesi anlamýnageliyor.

OOzzaann TTeekkiinn

GDO nedir?Nelerdebulunur?

Genetiði DeðiþtirilmiþOrganizmalar, genetikmühendisliðinin çeþitliteknikler kullanarak yaptýðýmüdahalelerle kalýtýmsaldeðiþikliðe uðrattýðý organiz-malardýr.

GDO'lu bitkilerin büyükçoðunluðunu soya, mýsýr,kolza ve pamuk oluþturuyor.Fakat bunlarýn yaný sýra,patates, domates, pirinç, buð-day, ayçiçeði, yer fýstýðý vebazý balýk türleri de GDO'luolarak üretiliyor. Muz, çilek,kiraz, biber, kavun ve karpuz-da ise çalýþmalar devam ediy-or.

Mýsýr ve soyadan üretilenyað, un, niþasta, glikoz þrubu,sakkaroz, fruktoz içerengýdalar, günlük tüketim mad-deleri arasýnda yer alýyor.Örneðin; bisküvi, kraker,pudingler, bitkisel yaðlar,bebek mamalarý, þekerlemel-er, çikolata ve gofretler, hazýrçorbalar, mýsýr ve soyayý yemolarak tüketen tavuk ve benz-eri hayvansal gýdalar ilepamuk, GDO'lu olma riskitaþýyan gýdalarýn baþýndageliyor.

GDO'lu ürünlerin saðlýk risk-leri þunlar; antibiyotiklere karþýdayanýklýlýk oluþmasý, gýdaolarak kullanýmda insan ve hay-vanda toksik ya da allerjik etkiyapmasý, doðrudan alým duru-munda insan ve hayvanbünyesindeki mikroorganiz-malarla birleþme ihtimali.

Brezilya fýndýðýnýn bir genine

sahip olan transgenik soya fasu-lyesi, fýndýða alerjisi olanlardaalerjiye neden oluyor.

Rowett Enstitüsü'nde çalýþanArpad Pusztaria'nýn son deney-leri GDO'larla ilgili yeni kuþku-lar ortaya çýkardý.

Genetik yapýsý deðiþtirilmiþpatateslerin fareler için toksik(zehirli) olduðu, baðýþýklýk siste-

minde bozukluklar, viral enfek-siyonlar gibi birçok etkileriolduðu ortaya çýktý.

Genetiði deðiþtirilmemiþpatateslerle beslenen farelergayet saðlýklýydý. Sonrakideneyler toksikliðin gen trans-feri yöntemiyle ilgili olduðunuortaya çýkardý.

Besinler yoluyla aldýðýmýz

yabancý DNA'nýn hücrelerimizetaþýnabileceði de ortaya çýktý.Yakýn zamana kadar DNA'nýnbaðýrsaklarýmýzda sindirilebile-ceði düþünülüyordu. Ancakdeneyler durumun aksini kanýt-ladý. Bakteriyel bir virüsünDNA'larýyla beslenen farelerdebaðýrsak boyunca yaþayabilenve kana karýþabilen büyük virüs

DNA'sý parçalarý bulundu.Alýnan DNA'lar lökositlerde,dalak ve karaciðer hücrelerindede görüldü ve virüs DNA'sýnýnfare genomuna yerleþtiði kanýt-landý.

Hamile farelere yedirilen virüsDNA'sý, ceninin ve yeni doðmuþyavrularýn hücrelerine geçtiði debelirlendi.

ÞÞiirrkkeettlleerriinn kkâârr hhýýrrssýý yyaaþþaammýýmmýýzzýý tteehhddiitt eeddiiyyoorr::

GDO'ya hayýr!

GDO ürünleri saðlýðýmýzý nasýl etkiler?