sosyalist İşçi 245

16
sosyalist isci SAYI: 245 24 Kasým 2005 1.000.000 TL - 1 YTL www.sosyalistisci.org Ýnsanlarý sindiremezsiniz! Kürtlere dönük yeni bir kampan- ya baþladý. Önce Þemdinli’de bombalar patladý. Bombalamayý yapanlar halk tarafýndan silahlarý, suikast planlarý ile birlikte yaka- landý. Savcýlýk halkýn yakaladýðý bu kiþileri serbest býraktý. Kara Kuvvetleri Komutaný çetecileri “yakýnýmdýr, iyi askerdir” diye korumasý altýna aldý. Hakkari valisi Yüksekova ve Hakkari’de gösteri yapan halka ateç açtýrdý. 4 kiþi güvenlik kuvvetlerinin açtýðý ateþ sonucu öldü. Vali, emniyet m üdürleri, jandar- ma komutaný yerlerinde duruyor- lar. Yetkililer ölenlerin sorumlu- luðunu “bölücü terör örgütü”ne yüklüyor. Çünkü “bölücü slogan- lar” atýlmýþ. Ardýndan cenazede halkýn üzerinden F16 savaþ uçaklarý uçu- ruldu. Asker ve polis 100 bin kiþinin katýldýðý cenazeye yaklaþ- maya cesaret edemedi ama savaþ uçaklarý yollandý, alçaktan uçuþ yapmalarý emredildi. Bu emri verenler yerlerinde duruyor. Kara Kuvvetleri Komutaný gene konuþ- tu ve bu uçuþlarý “rutindir” diye savundu. Eðer demokrasi isteniyorsa, eðer çözüm isteniyorsa o vakit Hakkari valisi ve Kara Kuvvetleri Komutaný iþten el çektirilmelidir. Sayfa: 2/3/ 5 Dünyamýz yanýyor onu kurtarabiliriz 16 sene sonra 1989 Devrimleri Sosyalizm kötü birþey olamaz 1989 yýlýnda o zamanlar sosyalist blok olarak tanýmlanan Doðu Bloku ülkelerinde ard arda halk ayaklan- malarý oldu. Baskýcý, zorba rejimler birer birer yýkýldý. Bu rejimlere sosyal- izm demek mümkün mü?sayfa: 10-11 Perihan GÜLER Orhan Pamuk ve sol milliyetçilik Son zamanlarda Nobel dahil sayýsýz ödüle aday gösterilen ve bunlarýn çoðunu alan Orhan Pamuk sað mil- liyetçiler tarafýndan olduðu kadar sol milliyetçiler tarafýndan da eleþtiri- liyor. sayfa: 15 3 Aralýk, Uluslararasý Ýklim Protestosu Günü Yürüyüþ ve mitingleri Ýstanbul: Saat: 12.00 Haydarpaþa Numune Hastanesi çnünde buluþma. 133.00 Yürüyüþ. 14.00’de Kadýköy Beþiktaþ iskelesinde miting ve konser Ýzmir: Saat 13.00’de Cumhuriyet Meydaný’nda buluþma. 14.00 yürüyüþ. 15.00’de Alsancak Gündoðdu meydaný’nda miting ve konser Dünyamýz çok ciddi bir tehdit altýnda. Sanayiden, motorlu kara taþýmacýlýðndan ve enerji santrallarýn- dan çýkan karbondioksit gazlarý nedeniyle sürekli olarak ýsýnýyor. Bu ýsýnmanýn sonucunda buz daðlarý eriyor. Her geçen gün seller çoðalýyor. Denizler ýsýnýyor ve bunedenle kasýrgalar artýyor. Deniz seviyesi hýzla yükseliyor. Bilimcilerin bazý tah- minlerine göre denizler önümüzdeki 50-100 yýl içinde 7 metre yükselebilir. Bunun sonuçlarýný herkez tah- min edebilir. Küresel ýsýnmanýn sorumlusu sermayedarlar. Onlar dünyayý kârlarý için alabildiðine tahrip ediyorlar. Petrol þirketleri, otomobil üreticileri, enerji þirketleri el birliði içinde bu korkunç gidiþin sorumlularý. Bu gidiþe dur demek mümkün. Temiz ve sürekliliði olan enerji kaynaklarýna geçmek, mümkün. Ama bu ancak kðresel þirketlere karþýmücadele ederek mümkün. Bugün ABD yönetimi açýkça küresel þirketlerden yana tutum alýyor. Çünkü Bush ve yönetimindeki di- ðerleri petrol þirketlerinin ortaklarý veya yöneticileri. Öyleyse onlara karþý da mücadele etmek gerekiyor. Mücadele etmezsek yarýn çok geç olacak! Sayfa: 13 Ayrýntýlý bilgi için: [email protected] - 0536 - 888 83 67 Bursa, Ankara ve Diyarbakýr’da basýn açýklamalarý BAÐDAT YANIYOR, NEW ORLEANS BATIYOR, PETROL ÞÝRKETLERÝ KAZANIYOR

Upload: sosyalist-isci

Post on 17-Mar-2016

239 views

Category:

Documents


2 download

DESCRIPTION

Sosyalist İşçi 245

TRANSCRIPT

Page 1: Sosyalist İşçi 245

ssoossyyaalliisstt iissccii SAYI: 245 24 Kasým 2005 1.000.000 TL - 1 YTL

www.sosyalistisci.org

ÝÝnnssaannllaarrýýssiinnddiirreemmeezzssiinniizz!!

Kürtlere dönük yeni bir kampan-ya baþladý. Önce Þemdinli’debombalar patladý. Bombalamayýyapanlar halk tarafýndan silahlarý,suikast planlarý ile birlikte yaka-landý.

Savcýlýk halkýn yakaladýðý bukiþileri serbest býraktý. KaraKuvvetleri Komutaný çetecileri“yakýnýmdýr, iyi askerdir” diyekorumasý altýna aldý.

Hakkari valisi Yüksekova veHakkari’de gösteri yapan halkaateç açtýrdý. 4 kiþi güvenlikkuvvetlerinin açtýðý ateþ sonucuöldü.

Vali, emniyet m üdürleri, jandar-ma komutaný yerlerinde duruyor-lar. Yetkililer ölenlerin sorumlu-luðunu “bölücü terör örgütü”neyüklüyor. Çünkü “bölücü slogan-lar” atýlmýþ.

Ardýndan cenazede halkýnüzerinden F16 savaþ uçaklarý uçu-ruldu. Asker ve polis 100 binkiþinin katýldýðý cenazeye yaklaþ-maya cesaret edemedi ama savaþuçaklarý yollandý, alçaktan uçuþyapmalarý emredildi. Bu emriverenler yerlerinde duruyor. KaraKuvvetleri Komutaný gene konuþ-tu ve bu uçuþlarý “rutindir” diyesavundu.

Eðer demokrasi isteniyorsa,eðer çözüm isteniyorsa o vakitHakkari valisi ve Kara KuvvetleriKomutaný iþten el çektirilmelidir.

Sayfa: 2/3/ 5

DDüünnyyaammýýzz yyaannýýyyoorroonnuu kkuurrttaarraabbiilliirriizz

16 sene sonra 1989 Devrimleri

Sosyalizm kötübirþey olamaz1989 yýlýnda o zamanlar sosyalist blokolarak tanýmlanan Doðu Blokuülkelerinde ard arda halk ayaklan-malarý oldu. Baskýcý, zorba rejimlerbirer birer yýkýldý. Bu rejimlere sosyal-izm demek mümkün mü?ssaayyffaa:: 1100-1111

Perihan GÜLER

OOrrhhaann PPaammuukk vveessooll mmiilllliiyyeettççiilliikkSon zamanlarda Nobel dahil sayýsýzödüle aday gösterilen ve bunlarýnçoðunu alan Orhan Pamuk sað mil-liyetçiler tarafýndan olduðu kadar solmilliyetçiler tarafýndan da eleþtiri-liyor. ssaayyffaa:: 1155

3 Aralýk, Uluslararasý Ýklim Protestosu GünüYürüyüþ ve mitingleri Ýstanbul: Saat: 12.00 Haydarpaþa Numune Hastanesi çnünde buluþma.

133.00 Yürüyüþ. 14.00’de Kadýköy Beþiktaþ iskelesinde miting ve konser

Ýzmir: Saat 13.00’de Cumhuriyet Meydaný’nda buluþma. 14.00 yürüyüþ.

15.00’de Alsancak Gündoðdu meydaný’nda miting ve konser

Dünyamýz çok ciddi bir tehdit altýnda. Sanayiden,motorlu kara taþýmacýlýðndan ve enerji santrallarýn-dan çýkan karbondioksit gazlarý nedeniyle sürekliolarak ýsýnýyor.

Bu ýsýnmanýn sonucunda buz daðlarý eriyor. Hergeçen gün seller çoðalýyor.

Denizler ýsýnýyor ve bunedenle kasýrgalar artýyor.Deniz seviyesi hýzla yükseliyor. Bilimcilerin bazý tah-minlerine göre denizler önümüzdeki 50-100 yýl içinde7 metre yükselebilir. Bunun sonuçlarýný herkez tah-min edebilir.

Küresel ýsýnmanýn sorumlusu sermayedarlar. Onlardünyayý kârlarý için alabildiðine tahrip ediyorlar.Petrol þirketleri, otomobil üreticileri, enerji þirketleriel birliði içinde bu korkunç gidiþin sorumlularý.

Bu gidiþe dur demek mümkün. Temiz ve sürekliliðiolan enerji kaynaklarýna geçmek, mümkün. Ama buancak kðresel þirketlere karþýmücadele ederekmümkün.

Bugün ABD yönetimi açýkça küresel þirketlerdenyana tutum alýyor. Çünkü Bush ve yönetimindeki di-ðerleri petrol þirketlerinin ortaklarý veya yöneticileri.Öyleyse onlara karþý da mücadele etmek gerekiyor.

Mücadele etmezsek yarýn çok geç olacak!Sayfa: 13

Ayrýntýlý bilgi için: [email protected] - 0536 - 888 83 67

Bursa, Ankara ve Diyarbakýr’da basýn açýklamalarý

BAÐDAT YANIYOR, NEW ORLEANS BATIYOR, PETROL ÞÝRKETLERÝ KAZANIYOR

Page 2: Sosyalist İşçi 245

2 sosyalist iþçi sayý: 245HABERLER

BBaarrýýþþ ÇÇAALLIIÞÞKKAANN

Türkiye'nin Güneydoðu'daki enuzak ucunda, Efkâr Daðý'nýn etek-lerinde kurulmuþ, 15 bin nüfusluÞemdinli'de yaþanan devlet terörü,her þeyden önce, bölge halkýnýndevlete olan güvensizliðinin çarpýcýboyutlarýný kanýtladý.

15 yýllýk kirli savaþý yaþayanKürtler, altý yýldan bu yana iyi kötüsüren barýþ ortamý sayesinde biraznefes alabilir hale gelmiþlerdi. Soniki ayda 14 ayrý bombalý saldýrýgören Þemdinli'de halk, devletinherhangi bir kurumuna olan güvenduygusundan yoksunlukla, olay-larýn faillerini yakaladý, kanýtlarýkendisi topladý, kanýtlarýn karartýl-masý ihtimaline karþý tüm belgeleriçoðaltarak halka daðýttý.Sorumlularýn yakalanmasý veyargýlanmasý konusunda pek dediþe dokunur bir þey yapýlmadýðýnýgörünce de sokaklara döküldü.

Tepki Þemdinli'den Yüksekova,Hakkari merkez, Van, Aðrý gibidoðu illerinin yanýsýra, Ýstanbul,Ýzmir, Ankara gibi büyük þehirlerede yayýldý. En önemli ayýraç nokta-larýndan biri Yüksekova'da düzen-lenen cenaze töreni oldu. tören çokbüyük bir protesto gösterisinedönüþtü. Haritadaki yerini bile kirlisavaþ dolayýsýyla öðrendiðimiz,'allahýn unuttuðu' Yüksekova'da 50bin kiþi gösteriye katýldý.

Hani 1. sýnýfvatandaþtýlar?

Cenazenin üzerine dalýþ yapansavaþ uçaklarý, açýlan ateþle üçkiþinin ölmesi, gösteri yapan herkalabalýða asker ve polisin saldýr-masý, iþgal altýndaki Irak'ta ABDaskerinin yaptýklarýný andýrýyor. Yada Hindistan'da Ýngiliz, Kongo'daFransýz, Angola'da Portekizli iþgal-cilerin... Oysa güvenlik güçlerininhalkýn güvenliðini saðlamaklagörevli olduklarý söylenir.Yüksekova, Þemdinli ve diðer yer-lerde uygulanan devlet terörünügörenlerin böyle bir masala inan-masý mümkün mü?

Baþbakan'ýn "Herkes 1. sýnýf vatan-daþtýr" sözü inandýrýcýlýðýný böyleceyitirdi. Yüksekova'da olaylarbüyüyünce resmi tüm görevlilerin(asker, polis, vergi memuru,hemþire, doktor, öðretmen, PTTgörevlisi, vb. tüm memurlar veonlarýn eþ ve çocuklarý) ilçedenresmi araçlarla tahliye edilmesinene demeli? Acaba kimden kaçýrýlýy-orlar? Bunlar o topraklarýnyabancýlarý mý? Baþka bir ülkedengeçici olarak mý geldiler? Kaçanlar1.sýnýfsa, kalanlar kaçýncý sýnýfvatandaþ?

Bölücü sloganlar

Ana akým medya ve devletgörevlilerinin açýklamalarýna göre,cenazeye katýlanlara karþý oncaönlem bölücü sloganlar attýklarý içinalýnmýþ. Bir ilçenin neredeysetamamý sokaða çýkýp 'bölücü slo-ganlar' atýyorsa o ilçenin tamamýbölücü demektir. TürkiyeCumhuriyeti devletinin temelsorunlarýndan biri ülkeyi böldürt-

memek olduðuna göre bu ilçehalkýnýn kaderi ne olacaktýr? Hepsi'ölü ele geçirilecek' ya da hapse miatýlacak?

Derin devlet mi?

Olaylarýn seyrine bakýlarak yenibir Susurluk vakasý yaþandýðý sýksýk dile getirildi. Benzer nitelikteolaylar Türkiye'de çok sýk yaþandýðýiçin bu yorum kabul de gördü. Buizlenimi doðuran pek çok etken degünlerce basýnda yer aldý.

Örneðin, araçlardan çýkan belgelerÞemdinli saldýrýsýyla sýnýrlý deðil.Planlanan çok sayýda suikast vebombalama eylemi hakkýndaipuçlarý veriyor. Saldýrýyýdüzenleyenler için izin kaðýtlarý bileönceden düzenlenmiþ.

Bombalamayý yapan þahsýn binm-eye çalýþtýðý araç olaydan bir saatönce askeri birlikten çýkmýþ vearabaya bir itirafçýyý almýþkendevletin dýþýnda, 'lokal' bir olayolduðu söylenebilir mi? Diyelim kiöyle. O zaman da devlet kendi emrialtýndaki 'lokal' suç erbabýnýdenetleyemiyor ve bunlara maaþödemeye devam ediyor demektir.

Bagajdan çýkan 105 kiþilik ölümlistesinde dükkanýna bomba atýlankiþinin ismi kýrmýzýyla çizilmiþ.Yani iþi bitirildiði varsayýlarak liste-den silinmiþ. Üstelik dört klasörlükbir dosyada planlanan baþkasaldýrýlarýn kanýtlarý da var.

Savcý olay yerinde incelemeyaparken toplanan kalabalýðýnüzerine ateþ açan asker de bir kiþiyiöldürdü, beþ kiþiyi yaraladý (Acabayanlýþlýkla savcý da vurulsaydý olayPKK'nin üstüne mi kalacaktý?).

Susurluk'un baþ mimarlarýndanMehmet Aðar'ý arayan bir polis"Bizi öldürüyorlar. Burada sýkýþtýk,yardým gönderin", diyor vehükümet bu konuda aðzýný açmýy-or. Yani bir 'derin devlet' kokusuyine ortalýðý sarýyor.

Sorun Kürt sorunuAncak bu kez topu derin devlete

atarak kimse sorumluluktan kurtu-lamaz. Sorunun çözümü Kürtsorunu konusunda devlet poli-tikasýnýn bütünüyle deðiþtirilmesin-den geçer. Artýk "Bu devletin iþideðil, bir takým karanlýk güçlerin,devletin içinde yuvalanarak yaptýðýlokal iþlerdir" açýklamalarý hiç kims-

eye fayda saðlamaz. Bu düpedüzdevletin uygulamakta ýsrar ettiðipolitikalarýn sonucudur ve çözümüde devlettedir.

Üstelik bugün "Önce PKK koþul-suz silah býraksýn" demenin de biranlamý kalmamýþtýr. Bugün, önce vederhal hükümet olaya adý karýþantüm resmi görevlileri açýða alýpyargýlamalý, olaylarda sýkýlmýþ herbir kurþunun (görgü tanýklarýndanbiri, evine isabet eden kurþunlarýnterlikleri doldurduðunu söyledi)hangi silahtan çýktýðýný ve busilahlarý kimlerin ateþlediðini buluptutuklamalýdýr.

Kullanýlan resmi belgelerde imzayetkisi bulunan Hakkari ÝlJandarma Alay Komutaný AlbayErhan Kubat, herþey ortadayken"Güvenlik güçlerinin bu iþle iliþkisiolmasý mümkün deðil. Böyle bir þeymümkün olabilir mi?" diyenHakkari Valisi Erdoðan Gürbüz,tutuklanan kiþiyle ilgili olarak"Þüpheli bile denemez, ortadasadece vatandaþýn küçük bir iddiasývar" diyen Þemdinli BaþsavcýsýHarun Ayýk derhal savcýlýk soruþ-turmasýna alýnmalýdýr.

Polisin bulunduðu bölgede yasalolarak istihbarat çalýþmasý izniolmayan jandarmaya baðlýJandarma Ýstihbarat Teþkilatý'nýn(JÝT) orada ne iþi olduðu, buna ben-zer olaylardaki sorumluluðukamuoyuna bir an önce açýklan-malý, sorumlular cezalandýrýlmalýve eski adý JÝTEM olan bu kontrger-illa teþkilatý daðýtýlmalýdýr.

Bunlar atýlmasý gereken ilk adým-lardýr. Bu adýmlar atýlmadanBaþbakan Tayyip Erdoðan'ýn olayýnüzerine 'Sonuna kadar gidileceði','Kim yaptýysa bedelini ödeyeceði','Nerden gelirse gelsin kayýrmayapýlmayacaðý' sözlerinin hiçbirinandýrýcýlýðý olamaz. Ve bunlarsadece ilk adýmlardýr. Kürt soru-nunda kalýcý çözüm içinse, yukarýdada söylendiði gibi, þahin devletpolitikasý bütünüyle deðiþtirilme-lidir.

Fransa'da atýlan tohum

Son olaylarý Susurluk'lakarþýlaþtýrmanýn mantýklý bir yanývar. Ancak karþýlaþtýrýlacak birbaþka þehir de Paris. Ülkelerindençeþitli zorluklar nedeniyle ayrýlýp

daha iyi bir hayat için Avrupa'nýnçeþitli þehirlerine yerleþen çoðumüslüman kökenli göçmen gençler,daha birkaç hafta önce, Paris'iyangýn yerine çevirdiler.Ayaklanmalarýnýn nedeni Kürtlerleayný: eþitsizliðin getirdiði aþaðýlan-ma. Yani '1.sýnýf vatandaþ' muame-lesi görmemek.

Fransa'da bir tohum atýldý. Butohumun en yalýn ifadesi "Haklarýnýalamýyorsan çýk sokaða ve yak!".Ayný tohumun Türkiye'de yeþer-mesini istemeyenler artýk ayaðýnýdenk almalýdýr. Kürt gençlerinesahip çýkmayan devlet ayný yangýnýkapýsýnýn önünde bulacaktýr.

Üstelik Kürt halký Fransa'dakigöçmen gençler gibi örgütsüz dedeðildir. Uzun yýllardýr mücadeleveren pek çok örgütlenmesi vardýr.Oradaki gibi nüfusun %10'unudeðil, %30'a yakýnýný oluþturmak-tadýr. Sýnýr dýþý etme, ülkelerine gerigönderme gibi bir durum da sözkonusu deðildir.

Bayrak provokasyonlarýndaolduðu gibi, ipini koparmýþ birkaçbin MHP'li faþistin sokaða çýk-masýyla önlenebilecek bir yangýn daolmayacaktýr bu. Çünkü batýdakibütün büyük þehirlerde yüzbinlerceKürt yaþýyor. Þimdiden Ýstanbul'unvaroþlarýnda çoluk çocuk binlerceKürt irili ufaklý gösteriler yapýyor.Hükümet ne bütün Kürtleriöldürmeye yetecek kurþun, ne dehepsini 'týkabileceði' cezaevi bula-bilir.

Þimdi, yatýþmýþ gibi görünen olay-lar, pimi çekilmiþ bomba gibi, heran yeniden patlamaya hazýr bekliy-or. Rasyonel akýl çözümünçerçevesini çiziyor.

Þemdinli:

Susurluk deðil Paris"Deðerli bir sub-ayýmýzdýr". ((OOrrggeenneerraall OOrrggeenneerraallBBüüyyüükkaannýýtt’’ýýnn ÞÞeemmddiinnlliioollaayyllaarrýýnnaa kkaarrýýþþaannaassssuubbaayy hhaakkkkýýnnddaakkiiddeeððeerrlleennddiirrmmeessii..))

"Komþuya demokrasigelecek, Esat'la veyadeðil..."((HHiillmmii ÖÖzzkköökk,, GGeenneellKKuurrmmaayy BBaaþþkkaannýý))

“Yurtsever ne demek? En kýsa tanýmýyla yurt-sever, yurdunda yaþayanherkesi din dil ýrk ayýr-madan sahiplenen veyurt topraklarýnda birarada eþit ve barýþ içindeyaþamak isteyen vebunun için mücadeleeden kiþidir.”((TTKKPP''nniinn KKoommüünniissttggaazzeetteessii))

"Sizin iþiniz çocuklarlatop oynamak deðil,onlarý tutuklamaktýr!"((TToouulloouussee kkeennttiinnddeeppoolliisslleerree hhiittaabbeennkkoonnuuþþaann FFrraannssaa ÝÝççiiþþlleerriiBBaakkaannýý SSaarrkkoozzyy))

“Vatan namustur, sattýr-madýk!”((FFaaþþiisstt YYeennii ÇÇaaðð ggaazzeettee-ssii))

“Tüpraþ vatandýr, sattýr-mayýz!”((TTKKPP))

`George Bush katildir.Arjantin topraklarýnaadým atmamasý içinyapýlan gösterinin enönünde olacaðým.”((DDiieeggoo MMaarraaddoonnaa,, EEsskkiiffuuttbboollccuu))

“Bugün en büyük yenil-giyi alan GeorgeBush’dur. Adam yaralýbir halde geri döndü.Yenilgiyi suratýndangörebilirsiniz.”((HHuuggoo CChhaavveezz,,VVeenneezzüüeellllaa DDeevvlleettBBaaþþkkaannýý))

“Ben baþkan seçildiðimzaman ABD ileBrezilya’nýn iliþkilerininbozulacaðýný söyleyenlervardý. Onlar çok fenayanýldýlar.”((LLuullaa,, BBrreezziillyyaa DDeevvlleettBBaaþþkkaannýý))

“Bush’un kuklalarý birerbirer devriliyor”((HHuuggoo CChhaavveezz,,VVeenneezzüüeellllaa DDeevvlleettBBaaþþkkaannýý))

“KÝM NE DEDÝ?

RRaakkaammllaarrllaa ÞÞeemmddiinnllii

Nüfus: 15 bin. Temel geçim kaynaðý:hayvancýlýk ve mazot

satýþý. Kiþi baþýna düþenmilli gelir: 236 dolar.

Ýþsizlik: %85. Geliþmiþlik düzeyi: 81 il

içinde Hakkâri 77.

Bir ilçenin neredeyse tamamý sokaða çýkýp 'bölücü sloganlar' atýyorsa o ilçenin tamamý bölücü demektir. TürkiyeCumhuriyeti devletinin temel sorunlarýndan biri ülkeyi böldürtmemek olduðuna göre bu ilçe halkýnýn kaderi ne olacak-

týr? Hepsi 'ölü ele geçirilecek' ya da hapse mi atýlacak?

Page 3: Sosyalist İşçi 245

sayý: 245 sosyalist iþçi 3

sosyalist iþçi

BBAAÞÞYYAAZZII

Þemdinli’de yaþanan bombalama olayýve ardýndan bomnayý koyanlarýn halktarafýndan ele geçirilmesi fakat savcýlýktarafýndan serbest býrakýlmalarý sonderece önemli bir geliþme.

Karakuvvetleri Komutaný’nýn þahsentanýdýðý ve sayýsýz karanlýk olayakarýþmýþ bir Jandarma assubayý iþiniçinde ama hala iþin karanlýk olupolmadýðý tartýþýlýyor.

Hükümet ise olayýn üstüne gideceðizdiyor. Göreceðiz.

Fakat daha önemli olan geliþmelerÞemdinli’nin ardýndan Yüksekova veHakkari’de yaþananlar ve özellikle deYüksekova’daki cenazede yaþananlardýr.

Bilindiði gibi bu kentlerdeki gösteril-erde 4 kiþi güvenlik güçlerinin açtýðý ateþsonucu öldü. Resmi makamlar “terörörgütü iþe karýþtý” falan deseler de 4 kiþigüvenlik güçlerinin ateþi ile öldü.

Ölenlerden üçünün cenazesine 100 binkiþi katýldý. Yüksekova’nýn nüfusundankat be kat daha fazla insan.

Resmi makamlar gene “terör örgütü iþekarýþtý”, “bölücü sloganlar atýldý” desede bu kez cenazeye katýlanlarýnüzerinden F16 savaþ uçaklarý uçtu.

Kara Kuvvetleri Komutaný F16’lar için“rutin uçuþ” diyor. Adam durumu kur-taracaðým derken daha büyük gaf yapýy-or. demek F16’lar rutin olarak halkýnüzerinde, þehirlerin üzerinde alçaktanuçuþ yapýyor. Bu adam derhal görevin-den alýnmalýdýr.

Halk Erdoðan’a Hakkari veYüksekova’da “Vali istifa” diye baðýrdý.Erdoðan ise ülke “sloganlarlayönetilmez” diye vecap vermiþ. Amahalkýn bütünü valiyi istemiyorsa o valihala orada duracak mý? Hani demokrasihalkýn kendiþ kendisini yönetimiydi?

Hakkari valisi derhal görevinden alýn-malýdýr.

Eðer demokrasi ve çözüm tercih ediliy-orsa o vakit halka güven vermek içinadýmlar atýlmalýdýr. Bombalamayakarýþanlarýn hepsi yargý önüne çýkmalýdýr.Derhal Kara Kuvvetleri Komutaný veHakkari Valisine iþten el çektirilmelidir.F16’lara uçma emri veren subay/subaylariþten el çektirilmelidir.

Yok eðer demokrasi ve çözüm istenmiy-orsa o vakit söyleyecek fazla birþey yok.sadece yalan söylenmesin. Komutanlarve hükümet yetkilieri çýksýn ve savaþa-caðýz desinler.

Ancak bu tutum bir yarar getirmez.Önceki savaþ döneminin yarattýðý sorun-lar biliniyor. 30 bin ölü ve yýkýlmýþ birekonomi. Eðer ekonomik ve siyasalistikrar isteniyorsa çözüm için çalýþmakgerekir, çözüm ise siyasaldýr.

Demokrasiyi veçözümü tercihetmek

Ýþçi sýnýfýnýn ‘artýk’ deðiþtiði çok sýktartýþýlan bir konudur. Egemen sýnýfýnyazarlarý bu deðiþimin sonunda iþçisýnýfýnýn artýk devrimci olamayacaðýnýsöylerler ve kapitalizmin nihai zaferiniilan ederler.

Solda da önemli bir tartýþmadýr iþçisýnýfýnýn deðiþimi. Burjuvazinin iddi-asýný soldan tekrarlayanlar da vardýr,onlar da artýk devrimler çaðýnýnkapandýðýný, reformlar için mücadeleetmek gerektiðini söylerlerler. Soldanbaþkalarý ise iþçi sýnýfýnýn yeni türsendikalara ihtiyacý olduðunu anlatýrlarve aslýnda iþçi sýnýfýnýn devrimci rolübitmiþtir argümanýný baþka bir biçimdetekrarlarlar: Ýþçiler halkla beraberörgütlenmelidir. Örneðin Türkiye’debazý çevreler “toplumsal hareketsendikacýlýðý” adlý bir öneriye sahiptir-ler.

Ýþçi sýnýfý elbette deðiþir. Kimi sektörlerortadan kaybolurken yeni sektörlerortaya çýkar. Örneðin geliþmiþ kapitalistülkelerde madencilik ve bir kýsým sanayiiþçileri ortadan kaybolurken yerlerineyeni sanayiler gelmiþtir. Ýþçi sýnýfýna eskiyapýsýyla bakan herkes iþçi sýnýfýnýneridiðini, azaldýðýný iddia edebilir amagerçekte durum böyle deðildir.

Geliþmiþ kapitalist ülkelerde “servishizmetleri” denen alanlarda giderekyoðunlaþan bir iþçi sýnýfý var. Bunlarkendilerinden önceki maden iþçileriveya tersane veya çelik iþçileri kadar kolemeðine dayalý bir iþgücüdürler.

Kimilerinin iddia ettiði gibi bu ‘beyazyakalý’ iþ gücü orta sýnýf, küçük burjuvadeðildir. Çok zaman iþçilerin maviyakalý olmaktan beyaz yakalý halegelmesi sadece bir isim deðiþikliðidir.

Türkiye’de bir çok iþkolunda bunu çoknet olarak görmek mümkün. ÖrneðinTCDD’de trenleri çalýþtýranlar ‘beyazyakalý’ kabul ediliyorlar ve bu nedenlememur kategorisine giriyorlar fakatbiletleri kontrol edenler veya tren amir-leri ‘mavi yakalý’ kabul edilerek iþçiolarak kabul edilmekteler. Benzergerçekten komik durumlarý çok iþkolun-da görmek mümkün.

Bundan 20-30 sene önce çok zaman birerkek çalýþan matbaadaki dizgi maki-nasýný kullanýyordu ve mavi yakalý iþçiolarak görülüyordu. Þimdilerde ise çokzaman kadýn bir dizgici ayný iþi yapýyorfakat o beyaz yakalý iþgücü olarakgörülüyor.

Eskiden bazý iþlerde çalýþanlar ayrý-calýklýydý. Örneðin öðretmenler, öðretimgörevlileri, hemþireler gibi. Ancak þimdibu kesimler ayný durumda deðil. Ýþeyeni baþlayan bir öðretmen ya dahemþire hiçte yüksek bir ücret almadýðý

gibi oldukça aðýr koþullarda çalýþmakta.Çok zaman ücretlerini arttýrmak içineylem yapma ihtiyacý duymaktalar. Bualanlarda yüzbinlerce iþçi çalýþmaktadýr.

Bütün bu insanlarý topladýðýnýzda iþçisýnýfýnýn ortadan kaybolmasý bir yanagiderek ve hýzla çoðalmaktadýr. Kimigeliþkin sanayi ülkelerinde iþçi sýnýfýartýk toplumun yaklaþýk üçte ikisinioluþturmaktadýr.

Gerçekten orta sýnýf sayýlmasý gereken,baþ öðretmenler, müdürler, yöneticiler iþgücünün sadce yüzde 10 kadarýný oluþ-turmaktadýrlar.

Kimileri ise içi sýnýfýný yaþam tarzýnagöre tarif etmeye çalýþmaktadýr. Giyimtarzý, belki ücret düzeyi, oturduðu böl-geye bakarak iþçi olup olmadýklarýnakarar vermeye çalýþýlmaktdýr.Oysabütün bunlar iþçi sýnýfýnýn tarifi içingeçersiz olan kriterlerdir. Oysa kapita-lizmde sadece üretim araçlarýný kotroledenlerle yaþayabilmek için onlar içinçalýþmaktan baþka çareleri olmayanlararasýndaki ayrým iþçi ile iþçi olmayanýayýr eder.

Kapitalizm 250 yýl önce Ýngiltere veBelçika’da baþladý ve oradan bütündünyaya yayýldý ve hakim oldu. Busüreç içinde kapitalist sýnýf için çalýþan-larýn sayýsýnda muazzam bir artýþyaþandý. Ýþçi sýnýfýnýn sayýsý bir-kaç yüzbinden bugün 800 milyona ulaþtý.

Kapitalizmin geliþmesinin her aþa-masýnda yeni sanayiler öne çýktý. Bu herdeðiþimde alýþýlmýþ iþçi tarifi de deðiþti.19’uncu yüzyýlýn baþýnda tekstil iþçileritipik iþçiler olarak görülürdü. 1880’lerdebu kaný deðiþmeye baþladý ve yerineliman iþçileri ve madenciler geçti.

1910 ve 20’lerde aðýr sanayide çalýþaniþçiler tipik iþçi tanýmýný oluþturmayabaþladýlar. 1950’lerde ve 60’larda otomo-bil iþçileri ve hafif sanayi iþçileri öneçýktý.

Bu her deðiþim aþamasýnda daima biri-leri yeni iþçilerin ‘gerçek’ iþçi olmadýðýnýiddia ettiler ve iþçi tanýmýný eski, alýþtýk-larý iþçi kesimi üzerinden yapmakta israrettiler.

Ýþçi sýnýfýnýn yeni kesimleri çok zamaneski kesimlerin yenilgisinin ardýndanortaya çýkýyorlar. Bu 1850’lerde ve1930’larda olduðu kadar bugün degeçerli.

Bu durum genellikle mücadeleninmümkün olmadýðý kanýsýný yaratýyor.Eski iþçiler yenilirken yeni iþçiler isemücadeleye o kadar da istekli olmuyor-lar. Bu yenilgici hava genellikle sermayesýnýfýna kollektif olarak karþý koymanýnmümkün olmadýðý kanýsýnýn yaygýnlaþ-masýna neden oluyor.

Ama insanlar sisteme karþý mücadeleetmek istemeseler dahi sistem onlarakarþý mücadele etmekten geri durmuy-or. Ne zaman ulusal ya da uluslararasýölçekte rekabet artsa sistem yükü dahaçok çalýþanlarýn sýrtýna vurmaya çalýþý-yor.

Bugün uluslararasý rekabet artýyor.Hem de çok hýzla. Bu nedenle her yerdekapitalist sýnýf ‘deðiþimden’ ve ‘reform-lardan’ bahsediyor. Onlar için deðiþimve reform sosyal haklara, ücretlere, çalýþ-ma koþullarýna daha fazla saldýrý demek.Eðitimin, saðlýðýn özelleþtirilmesi vepazara açýlmasý demek.

Ýþçi sýnýfýnýn en küçük kazanýmlarýnabile saldýrýyorlar. Ýþ güvenliðiniellerinden alýyorlar, hatta 5 dakikalýkmolalarýna bile göz dikiyorlar. “Çünkü”diyorlar, “rekabet var”. “Rekabete karþýdeðiþmeli” ve “fedakarlýklar” yap-malýyýz.

Bu noktada iþçiler üzerindeki basýnçartýyor. Ta ki bir direniþ baþlayýncayakadar. Daha önce uysalca çalýþan iþçikesimleri bir noktadan sonra direnmeye,sermayenin saldýrýsýna karþý koymayabaþlýyorlar. Ýnsanlarý bir noktaya kadaritebilirsiniz, ondan sonra direnç gelir.

Genellikle ilk direnen kesimler militanolmadýklarý söylenen, hatta iþçi sýnýfýnýnparçasý olarak dahi görülmeyen kesim-lerden gelir. Bunun sayýsýz örneði var.Bu arada kuþkusuz iþçi sýnýfýnýn eskikesimleri arasýnda da mücadeleciçýkýþlar olur. Ne var ki genel birmücadele dalgasýnýn parçasý olmadýðýsürece bu iþçi mücadelelerinin baþarýlýve diðer iþçiler için sürükleyici olmasýnýbeklemek anlamsýzdýr.

Ýþçi sýnýfýnýn direnmeye baþlayan yenikesimleri dirençlerinin etkisini gördük-lerinde, iþte o zaman yoðun bir sýnýfmücadelesi dönemi baþlar. Dünya içinolduðu kadar Türkiye için de bu yenimücadele dönemi çok uzakta deðil.

Ýþçi sýnýfý perspektifi

Kapitalizm 250 yýl önceÝngiltere ve Belçika’da baþladý

ve oradan bütün dünyayayayýldý ve hakim oldu. Bu süreç

içinde kapitalist sýnýf içinçalýþanlarýn sayýsýnda muazzam

bir artýþ yaþandý. Ýþçi sýnýfýnýnsayýsý bir-kaç yüz binden bugün

800 milyona ulaþtý

Page 4: Sosyalist İşçi 245

4 sosyalist iþçi sayý: 245

FFuuttbbooll vveemmiilllliiyyeettççiilliikk

Futbol nasýl bir spordur,bunu burada tartýþmakgereksiz. Burada sonolarak Türkiye ile Ýsviçrearasýnda oynanan maçlarve bu arada bu maçlarailiþkin yaþanan olaylaramilliyetçilik açýsýndan bak-maya çalýþacaðýz.

Türk futbol takýmýnýnbaþýnda SusurlukçuMehmet Aðar’ýnadamlarýndan Fatih Terimvar. Bu adamýn futbol bil-gisi bizi ilgilendirmiyor.Sonuç olarak Türk millitakýmýný Dünya Kupasý’nakatamadýðýna göre deaslýnda baþarýsýz.

Fakat önemli olan buadamýn bütün Türk mil-liyetçiliðini seferber etm-eye çalýþmasýdýr. Öyle kiadamýn kýþkýrtmalarýylaÝsviçre takýmý daha Ýstan-bul’a indiði andan itibarenellerinde bayraklar olangüruhlar tarafýndan saldýrýaltýna alýnmýþtýr.

Sadece bir kýsmý Türkseyircilere gösterilen film-lerden izlendiði kadarýylabu sladýrganlýk tibünler-den ve saha içinden demaç boyunca sürmüþ.Türk takýmý tekme tokatoynuyor.

Fatih Terim ise kenar-dan oyuncularýna“saldýrýn” diyor. Bu sportifbir saldýrý deðil!

Maç sonucunda ise Türkfutbolcularý ve teknikadamlarý Ýsviçre takýmýnaresmen saldýrýyorlar.Yanlarýnda bir takým siyahtakým elbiseli adamlar vetabii poisler var.

Þimdi Türk sporçevrelerini bir telaþ aldý:Avrupa basýný Türkiye’ningelecek Dünya Kupasýmaçlarýndan ihracýný istiy-orlar. Basýnýn bir ksýmýþimdi Terim ve takýmýnýeleþtiriyor. Çok geç.

Her olayda Türk mil-liyetçiliði yapan, her olay-da “Türkün Türkten baþkadostu yoktur” diyebaðýran, her olayda“bayrak asýn, bayrak asýn”diye sayýklayan, çoðununbaþlýðýnýn yanýnda Türkbayraðý olan bu basýnýnþimdi Fatih Terim vearkadaþlarýný eleþtirmesiyetmez.

Yapýlmasý gerekenbütün bu milliyetçi histeri-den kurtulmaktýr.

Aslýnda milliyetçi histeriher zaman geri tepiyorçünkü “Türkün en güçlüolduðunu” iddia eden mil-liyetçilik Türklerin heryenilgisinde kötü durumadüþüyorlar. Türkün yenile-ceði kanýtlanýyor.Futbolda, boksta, güreþteTürkiye yenildikçe, Türksporcularý yabancýlarkarþýsýnda boyun eðdikçeTürklerin de yenileceðikanýtlanýyor.

Bir de Ýsviçre’ye karþýmilli takýmý tutan yurtsev-er solcular var!

MMeehhmmeett AAllii BBUULLUUTT

""PPaarraannooyyaakk oollmmaamm,, ttaakkiippeeddiillmmeeddiiððiimm aannllaammýýnnaa ggeellmmeezz"".. EEvveettddee aarrkkaannddaa yyüürrüüyyeenn hheerr iinnssaannýýnn sseenniittaakkiipp eettttiiððiinnii ddüüþþüünnmmeenn iiççiinn iillllaa vveekkaatt''aa ppaarraannooyyaakk ddaa oollmmaann ggeerreekk-mmeezz.. BBüüyyüükk bbiirr TTüürrkk mmiilllliiyyeettççiissiioollmmaann yyeetteerrllii..

Paranoyadan ayrýlmayacak tek birþey varsa o da yüksek milli birzihindir. Türk milliyetçisi sadece"zeki, çalýþkan ve atýlgan" deðildir.Türk milliyetçisi ayný zamanda birdedektiftir. Sürekli þüphelenmekte-dir. Þüphelerinde daima haklýdýr.Haklý olduðunu en baþýndan berisonuna kadar bildiði þüpheleri hep

komplolar üzerinedir.Orhan Pamuk! Bir zengin

çocuðudur, Türkiye aleyhtarýdýr.Nobel almak için Kürtlerinöldürüldüðünden bahseder. Nobel'ialamayýnca fikirlerinden cayar. ZatenSabetay olduðu da söylenmektedir.

Paranoya dolu büyük Türk mil-liyetçisi, Orhan Pamuk'un sanatçýolduðunu, çok kitap okuduðu ve çokdüþündüðünü ve bir aydýn olarakstatükoya ve geleneksel düþünceyeaykýrý fikirleri gerçekten de dilegetirebileceðini aklýnýn ucundan bilegeçirmez. Gündem gazetesi bomba-landýðýnda sokakta, gazeteye destekvermek için açýk gazete satýþýna çýk-týðýný hatýrlamaz. Orhan Pamuk'unOrhan Pamuk olduðu için, 30 binKürt'ün devlet tarafýndanöldürüldüðünü dile getirebilmeolasýlýðý, þüphe insaný büyük Türkmilliyetçisinin anlayabileceði bir þeydeðildir.

Son büyük Türk milliyetçisi,"Ýmparatore" Fatih Terim'dir. Sonbeþ yýldýr el attýðý tüm futbol takým-larýný yerlerde süründüren Terim,ortalýk yere çýkýp açýk açýk, "Ben

baþarýsýzým, takýmý Almanya'daki2006 Dünya Kupasý'na taþýyamadým,futbol federasyonundan aldýðýmaylýk 200 milyar ücretime ne ola-caðýný da bilmiyorum" diyeceðine,dünya futbolunun ve hakemlerininTürkiye'deki futbol üzerine komplo-lar kurduðunu ima etmiþtir.

Ýnsanlarýn iþi gücü yok, zatenmafya, küfür, futbol sermayesinintüm çirkefi, faþistler, cumartesi,Pazar ve Pazartesi günleri tüm tv'lerive gazeteleri kaplayan bir garip fut-bol yorumcularý, þike yapan milli fut-bolcularý, meydan savaþlarýna dönenmaç sonralarýyla zaten oyun olmak-tan çoktan çýkan ve bütünüyle çökenTürk futboluna küresel bir komplokuracaklar!

Türk'ün Türk'ten baþka dostuvardýr da milliyetçinin milliyetçidenbaþka dostu zinhar olamaz.

Þemdinli'de halk tarafýndansuçüstü yakalanýp köþeye sýkýþan vesilahsýz halka ateþ açan polislerdenbirisi korku dolu bir telefon açar.Nedense telefonun öbür ucundaMehmet Aðar vardýr. "Aynalý siyahgözlüðü" 3 bin faili meçhulün simge-

si haline gelen bu bir diðer büyükTürk milliyetçisi, telefondaki polise,"kendinizi savunun" komutunu ver-miþtir.

Kendinizi savunun dediði güçlergünlerdir Kürt illerinde halkýn üzer-ine ateþ açýyor.

Aðar bütün bu yoðunluðu arasýndabir arkadaþýný, Susurluk çetesininbaþý olmakla sorumlu tutulduðugünlerde medyada kendisini savu-nan kadim dostu Fatih Terim'isavunmayý da ihmal etmiyor.

Aðar'la Terim duygu seli içindeelele vermiþ ortalýða saldýklarý piskokularý engellemeye çalýþýrken,bazý siyaset analizcileri de Þemdinliolaylarýnýn Türk ordusuna karþýKürtler tarafýndan tezgâhlandýðýnýanlatýyor.

"Paranoyak olman, takipedilmediðin anlamýna gelmez".

Ama arkanda kimse yok…Bu sefer büyük Türk milliyetçileri

tüm cephelerde birden yakayý eleverdiler. Mistik komplolar ve bilin-mez düþmanlar yaratma çabalarýboþa.

MMuussttaaffaa MMEETTÝÝNN

KKoommpplloo tteeoorriilleerrii

Paranoya vemilliyetçilik

CHP Kongresi

Küçük ama hepsi onun!Geçtiðimiz hafta sonu

CHP’nin Kongre’si yapýldý.Bu defa artýk Baykal’akarþý muhalefet yoktu.Kimse çýkýp aday dahiolmadý. Bu nedenle debütün oylar Baykal’a veril-di.

Baykal ise atletiksýçrayýþlarla kürsüyeçýkarak her zamanki gibiiçi bütünüyle boþ, çokzaman milliyetçi konuþ-

malarýndan birisini yaptý.Bu defa basýn bile CHP

kongresine ilgi göstermedi.Neredeyse bütün partikongreleri naklen yayýn-lanýrken CHP kongresininaklen yayýnlayan birkanal çýkmadý. Baykal’ýnkonuþmasý ise gazetelereçok sýnýrlý olarak yansýdý.

“Ne söyledi?” diye soru-lursa söyleyecek bir þeyyok. Çünkü hiçbir þey

söylemedi.CHP hergün biraz daha

eriyor. Son yapýlan birkamuoyu araþtýrmasýnagöre AKP yüzde 40 alýrkenCHP yüzde 11.5 alabiliyor.Diðer partiler ise yüzde 10barajýný aþamýyor.

Bu anket sonucuna göreAKP oylarýný arttýrýrkenCHP büyük ölçüde oykaybediyor ve giderek par-lamentoya girememe nok-

tasýna doðruyuvarlanýyor.Artýk baþýndan Baykal

belasý gitse bile bu partinintoparlanmasý, yeniden solbir çizgiye oturmasý,yeniden emekçilerin,ezilenleri sesi olmasýmümkün mü? Galiba artýkbütün bunlar çok zor.

Baykal ve çevresi CHP’yio denli hýrpaladýlar kigeriye hemen hemen hiçbirþey kalmadý.

Zarakolu’nagene dava

''Bir ErmeniDoktorun Yaþadýklarý-Garabet Haçeryan'ýnÝzmir Güncesi'' adlýkitapta ''Türklüðün veaskeri kuvvetlerintahkir ve tezyifedildiði'' iddiasý ileBelge yayýnlarý’nýnsahibi RagýpZarakolu’na 5 yýlhapis cezasý istendi.

Zarakolu’nunavukatý iddianýnAnayasa’nýn 36 ve38’inci maddelerineaykýrý olduðunusöyleyerek davanýndüþmesini istedi.

Mehkeme talebiyerinde görmedi.

Ayný gün Zarakolubu kez de “GerçekBizi Özgür Kýlacak''adlý kitapta'' TürkiyeCumhuriyeti'nintahkir ve tezyifedildiði'' iddiasý ileaçýlan duruþmayadevam edildi.

Emekliler Meclis'e yürüdüEmekli Sen üyeleri merkezi bir gösteri yaparak Meclise

yürüdüler. Meclis kapýsýnda bir basýn açýklamsý yapanGenel Baþkan Veli BeysülenÞ

"1986 yýlýndan beri alacaklý olduðumuz konut fonundabirikmiþ paralarýmýz ödenmeli. Saðlýkta yaþanan kaosortadan kaldýrýlarak, çaðdaþ ve insana yaraþýr bir saðlýkhizmeti için düzenlemeler yapýlmalý, ilaç alýrken, eþ ilaçuygulamasýyla alýnan ilaç farký ve yüzde 10'luk katkýpayý kaldýrýlmalý.

“Maaþlarýmýz açlýk sýnýrýnýn üstüne, ailemiz ve toplum-la insanca yaþayabileceðimiz seviyeye çýkarýlmalý. 2003yýlýndaki kayýplarý karþýlamak üzere, 2004 yýlý bütçekanunu uyarýnca, hükümet tarafýndan Anayasa'nýn eþit-lik ilkesine aykýrý bir þekilde, çalýþan memurlara ödenipemekli dul ve yetimlere ödenmeyen 160 YTL, memuremeklilerine de ödenmeli.

“2000 yýlýndan beri alacaklý olduðumuz ve mahkemekararýyla defalarca haklý görüldüðümüz TÜFE alacak-larýmýz da ödenmeli.''

Yapý-YYol Sen'den oturma eylemiKESK’e baðlý Yapý-Yol Sen üyeleri bütçe görüþmeleri

nedeniyle bakanlýk önünde 24 saat süreli oturma eylemibaþlattý.

Bakanlýk önünde toplanan Yapý-Yol Sen üyeleri, slo-ganlar atarak, oturmaya baþladý. Bir konuþma yapanKESK Genel Baþkaný Ýsmail Hakký Tombul, bütçelerin,ülke kaynaklarýnýn ''kime, nasýl?'' daðýtýlacaðýnýn bir bel-gesi olduðunu belirterek, bütçede kamu çalýþanlarýnaayrýlan payýn her geçen gün azaldýðýný vurguladý.

Bütçenin, Gayri Safi Milli Hasýla'nýn yüzde 31'i oranýn-da olduðunu ifade eden Tombul, bütçenin üçte birininde faiz ve borç ödemesine gittiðine belirtti.

''Bu ülkenin kaynaklarý toplum yararýna kullanýlmazsa,toplumun ezilen kesimlerinin, emekçilerinin taleplerinidinlemezseniz o zaman bu ülkede demokrasiden sözedemezsiniz. Siz, kimi dinliyorsunuz? Uluslararasý ParaFonu'nu, Dünya Bankasý'ný dinliyorsunuz. Sonra dademokrasiden söz ediyorsunuz. Bir ülke demokratikleþe-cekse, Susurluk'tan sonra ortaya çýkan” diye de devametti.

Page 5: Sosyalist İşçi 245

sayý: 245 sosyalist iþçi 5DÜNYA

JJoossee BBoovvee''yyee 44 aayy hhaappiiss

Küreselleþme karþýtý hareketin bilinen isimlerindenFransýz çiftçi Jose Bove dört ay hapis yatacak. Bove,genetiði deðiþtirilen mýsýr yetiþtirilen bir tarlayýtahrip etmek suçundan dört ay hapis cezasý aldý. Birgrup çiftçiyle beraber eylemini gerçekleþtirenBove'nin beraber eylem yaptýðý çiftçilerde ayný ceza-ya çarptýrýldý.

Genetiði deðiþtirilmiþ tarým ürünleriyle mücadeleettiðini açýklayan Jose Bove, geçtiðimiz yýlFransa'nýn güneyindeki bir tarlada genetiðiyleoynanmýþ mýsýrlarý topluca tahrip etmiþti. Ve hapiscezasýna çarptýrýlmýþtý.

Bove, hapis kararýna karþýn genetiðiyle oynanmýþorganizmalar yeryüzünden tamamen ortadan kalka-na kadar mücadeleye devam edeceðini söylüyor.

Nerede Bush, orada eylem !

ABD' dünyanýn Jandarmasýolmaya soyunalý beri eskidenberi yapa geldiði akla sýðmazuygulamalarý açýktan yapmaya

ve savunmaya baþladý. Guantanamo kayýt-lara "Üs" olarak geçse e bir iþkence hane veCIA'in sorgulama merkezi olduðu biliniyor.ABD ordu ve istihbarat teþkilatlarýnýnfaaliyet yürüttüðü ülkelerdeki hasýmlarýnýGuantanamo ve diðer gizli cezaevlerinegötürüyor. Ve hiçbir kýsýtlama olmaksýzýn,burada tutuðu insanlara her istediðiniyapabiliyor. Buralara cezaevi demek pekmümkün deðil. Çünkü bir yerin cezaeviolabilmesi için göstermelik de olsa en azýn-dan yargýlanan- ceza alan veya yargýlamasüreci devam ettiði için ceza alma ihtimaliolan insanlarýn tutulduðu bir mekan olmasýgerekiyor. Guantanamo ve diðer yerlerdeise bir yargýlama süreci mevcut deðil. HadiGuantanamo'da olanlarýn kimler olduðu venelerle karþý karþýya olduðu artýk kýsmenbilinir. Birde nerede olduðu bile bilinmeyengizli cezaevleri varmýþ ki; buralarda kim-lerin olduðu ne gibi gibi muameleler arþýkarþýya kaldýklarý ise hepten muamma.Muhtemelen giriþ kapýsý olan ama çýkýþkapýsý olmayan yerler bunlar.

Eh, normaldir, Irak'ý kocaman bir gizlicezaevine dönüþtürmeye çalýþanlar böyleþeyleri de yapabilirler elbette.

ABD'nin Irak'ta yenilmesini saðlaya-madýðýmýz takdirde olabileceklerin ufak birprovasý bunlar aslýnda. Savaþ karþýtlarýnýnetkisinin çoðaldýðýnýn bir göstergesi de türolaylarýn teþhirinin artýk çok yaygýn olarakyapýlýyor. Onlar bütün dünyaya gizli ceza-evleri kurabilirler, ama bütün dünyadakisavaþ karþýtlarý da heberleþiyor ve sokaðaçýkýyor. Guantanamo'nun kapatýlmasý hem

dünyada hem Amerika'daki savaþ karþýtýhareketin temel talepleri arasýnda.

Tutsaklar'dan toplantý

ABD'nin Guantanamo üssünden serbestbýrakýlan eski tutsaklar Londra'da, iþkence,gizli gözaltýlar ve ABD'nin ''teröre karþýsavaþý''ýn ele alýndýðý konferansta bir arayageldi. 3 gün süren konferansa Rusya,Afganistan ve Ýngiltere'den eskiGuantanamo tutsaklarý katýldýGuantanamo'da 500 kadar tutsak bulunuy-or. Bunlarýn çoðu 4 yýldýr haklarýnda davaaçýlmadýðý halde hapiste tutuluyor.Tutsaklar, Afganistan'daki Taliban reji-minin adamý olmak iddiasýyla suçlanýyor.

Toplantýya katýlan ve suçsuz olduðu haldeGuantanamo'da 3.5 yýl tutuklu kalanPakistanlý Üstad Badrüzzaman Badr;Guantanamo'dan yolu geçen binlerce insan-dan biri.

"Çok acý çektik. Askerler çizmeleriyle tek-meledi. Çýplak býrakýldýk, bu þekilde resim-lerimiz çekildi. Sakal ve býyýklarýmýz týraþedildi. Hakaretlere maruz kaldýk. 3 ay hiçyýkanmadýk. Peþaver-Bagram-KandaharGuantanamo arasý uçuþlar korkunçtu. Sonuçuþ 24 saat sürdü. Ellerimiz plastikkelepçelerle baðlandý. Ayaklarýmýzda zin-cirler vardý ve oturduðumuz yere baðlan-mýþtýk. Kelepçe ve zincirler çok acýtýyordu.Gözlerimize görmemizi önleyen siperlikli

gözlükler, kulaklarýmýza basýnç yapankulaklýklar, yüzümüze nefes almamýzý zor-laþtýran maskeler takýldý. 1.5 sene ailelerimi-zle haberleþemedik."

Tutsaklar bulunduklarý yerden alýnýpuçakla Guantanamo'ya götürülürken yoldadelirenler olduðunu anlattý.

Gizli cezaevleri

Washington Post gazetesi, CIA'in, ElKaide terör örgütünden en önemli bazýþüphelileri, bir kýsmý Doðu Avrupa'dabulunan, geri kalaný dünyanýn çeþitli böl-gelerine yayýlmýþ gizli merkezlerde tut-tuðunu ve sorguladýðýný yazdý. Sadece ABDBaþkaný ve CIA'nýn üst düzey yetkililerininhaberdar olduðu gizli merkezleribarýndýran ülkelerin sayýsý 8'i buluyor."Global Gizli Merkez Aðý"na ev sahipliðiyapanlar arasýnda Tayland ve Afganistanda var.

Habere göre, gizli merkezler, CIA tarafýn-dan yaklaþýk 4 yýl önce kuruldu. Yabancýistihbarat servisleriyle iþbirliði halinde iþler-lik kazandýrýlan bu gözaltý aðýyla ilgili bil-giler, ABD kamuoyundan, yabancý yetkilil-erden ve CIA'nýn gizli operasyonlarýnýizleyen Kongre'den bile saklanýyor. BeyazSaray, CIA, Adalet Bakanlýðý ve Kongre'ningizli belgelerinde siyah bölgeler olarakadlandýrýlan bu merkezlerin varlýklarý veyerleri yalnýzca ABD'de az sayýda yetkili,ABD Baþkaný ve her ev sahibi ülkedeki

birkaç üst düzey istihbarat yetkilisi tarafýn-dan biliniyor.

Washington Post, ulusal güvenliknedeniyle bu programýn çok önemliolduðunu öne süren CIA ve Beyaz Saray'ýn,Kongre'yi, gizli merkezlerdeki 100'den fazlaþüphelinin hangi þartlar altýnda tutulduðuve nasýl sorgulandýklarý konularýnda fazlasoru sormamasý için ikna ettiðini yazdý.Gazete, bu gizli merkezlerde kimin tutul-duðu, ne tür sorgulama yöntemleri uygu-landýðý, zanlýlarýn ne kadar tutuklu kalacak-larýyla ilgili kararlarýn nasýl alýndýðýnýnhemen hemen hiç bilinmediðini yazdý.

CIA'nýn finanse ettiði ve yönettiði bumerkezlerde tutulan þüphelilerden 30'unundýþ dünyadan tecrit edildiði; hiçbir meþruhaklarýnýn bulunmadýðý bildirildi. Post,ABD'de tutuklularý böyle tecritte tutmanýnyasadýþý olmasý nedeniyle bu merkezlerinyurtdýþýnda kurulduðunu yazdý.

Ýncirlik

Ýnsanýn aklýna acaba bu noktalardan biride incirlik midir sorusu gelmiyor deðil.Hele birde birkaç önce Türk istihbaratýnýnEl-Kaide üyesi olduðu iddia edilen biriniyaka paça CIA'e teslim ettiðinin ve Ýncirliküssünden kalkan bir uçakla nereye gittiðibelli olamayan bir yolculuða çýktýðýnýnçeþitli televizyon kanallarýnda haber olarakgeçilmesinden sonraç

Guantanamo ve ‘gizli’ cezaevleri

AAvvuussttrraallyyaa’’nnýýnn eenn bbüüyyüükksseennddiikkaa ggöösstteerriissii

Geçtiðimiz hafta Avustralya sendikalarýna üye 600bin iþçi hükümetin saðcý politikalarýna karþýMelbourne kentinde bir gösteri yaptý. Gösterideyapýlan konuþmalar diðer kentlerde yapýlan dahaküçük gösterilerde de yayýnlandý.

Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreterihükümetin verdiði para cezalarýný ödemektensehapse gitmeyi tercih edeceðini söyledi.

Avustralya ABD ve Ýngiltere’nýn yaný sýra Irak’aasker gönderen bir ülke. Göstericiler iktidardakiLiberal Parti’nin bu savaþ politikasýný da protestoettiler.

Gösteriden sonra hükümetin yüzde 7 azaldý.Gösterinin yapýldýðý Melbourne’da bir çok fabrika

ve liman gösteriden dolayý kapanýrken 140 liseninöðrencileri de topluca gösteriye katýldýlar.

Posta iþçileri daha önce iþ býrakarak gösteriyekatýldýklarý için cezalandýrýlmýþ olmalarýna raðmengene yýðýnsal bir biçimde katýldýlar.

Ulaþým iþçileri ise kullandýklarý araçlarla trafiðikapattýlar.

Geçen hafta yapýlan gösterler Avustralya tarihininen büyük yýðýn gösterileri. Ýþçiler bu gösterilerlemücadele etmeye ne kadar istekli olduklarýnýgöstermiþ oldular.

Aralýk ayý içerisindeyapýlacak olan DTÖ(Dünya Ticaret

Örgütü ) Baþkanlar KuruluToplantýsý öncesi Bushdünya turuna çýktý.DTÖ'nün yeni liberal poli-tikalarýn önümüzdekidönem uygulamalarýnýntartýþýlacaðý toplantý öncesigerçekleþen dünya gezisin-den Bush esas olarak eli boþdöndü. Gittiði yerlerdesomut adýmlar atýlmadý,aksine büyük protestolaryaþandý.

Kasým ayý baþýnda düzen-lenen, George W. Bush'unýsrarla üzerinde durduðu"Amerika ülkeleri arasýndaserbest ticaret bölgesi" pro-jesi konusundaki görüþmel-er sonuçsuz kaldý.ABD,Meksika ve Orta Amerikaülkeleri ile buna karþý çýkanMercosur ülkeleri (Arjantin,Brezilya, Uruguay,Paraguay) ve Venezüellakarþý karþýya geldi..

Arjantin'de Chavez'in dekatýldýðý, binlerce kiþilikgösterilerle protesto edildi.

Daha sonra Brezilya'yageçen Bush, Lula'dan,Amerika kýtasýnda oluþtu-rulmasý düþünülen serbestticaret bölgesi için destekistedi. KonuþmalarýndaVenezuela Devlet BaþkanýHugo Chavez ile Küba lid-eri Fidel Castro'yu hedefaldý. Sokaklarda ise binlerceinsan Bush karþýtý gösterileryaptý. Lula serbest ticaretbölgesi fikrine temkinli yak-laþýyor!

Bush daha sonra Asya-Pasifik Ekonomik ÝþbirliðiZirvesi için uzakdoðu

turuna çýktý. Orada da pekhoþ karþýlanmadý. Zirveninkonusu gene serbet ticaretanlaþmalarý idi

Bush zirve için 18 kasým’-da Güney Kore'nin Pusankentinde idi.

Asya-Pasifik EkonomikÝþbirliði (APEC) zirvesi,(Üyeleri: Avustralya,Brunei, Kanada, Þili, Çin,Hong Kong, Endonezya,Japonya, Malezya, Meksika,Yeni Zelanda, Papua YeniGine, Peru, Filipinler,Rusya, Singapur, GüneyKore, Tayvan, Tayland,ABD ve Vietnam) GüneyKore'nin Pusan kentinde 21ülke liderinin katýldýðý açýlýþyemeðiyle baþlarken, kentsokaklarýnda binlerce kiþiküreselleþme ve ABD karþýtýeylemler düzenledi.

Serbest ticaretgörüþmeleriyle, kuþ gribitehdidi ve terörle mücadelekonularýný ele almak içintoplanan konferans merkeziyakýnlarýnda eylemi katýlanbinlerce kiþi "APEC'e hayýr,Bush'a hayýr", "TeröristBush evine dön" sloganlarýattý. Küreselleþme karþýtlarý,'Güney Kore'de ABD üsleriistemiyoruz' diyerek Irak'ýniþgalini protesto etti.Konferans merkezine ulaþ-maya çalýþan çoðu çiftçiolmak üzere 12 bin gösteri-ciyi engellemek için polisyollara barikat kurdu,tazyikli su kullandý.Ellerinde sopalar ve metalborularla gösteriye katýlanyaklaþýk 300 kiþilik bir grupda Bush'u temsil eden birkuklayý yaktý. Bazý gösterici-lerin, konferans merkezinin

1 km yakýnýna kadarulaþtýðý belirtildi. Polislebazý göstericiler arasýndaçatýþma çýkarken, barikatlarýaþmaya çalýþan protestocu-larýn ittiði bir konteynerinüzerinden düþen 11 polisyaralandý. Polis, 4 saatsüren mücadeleden sonragöstericileri daðýttý. Geçenhafta 2 Güney Koreli çiftçi,pirinç pazarýnýn serbestticarete açýlmasýný protestoiçin intihar etmiþti.

APEC ülkelerinin güven-lik ve ticarete iliþkin aldýk-larý kararlar, büyük bir böl-geyi etkiliyor. Bölgededünyanýn en güçlüekonomisine sahip ABD'ninyaný sýra, en kalabalýknüfusa sahip Çin ve enbüyük yüzölçümüne sahipRusya bulunuyor.Bölgenin, dünyaekonomisindeki payý yüzde60 civarýnda.

21 Kasým'da Pekin'inziyaret eden Bush Çin yöne-timinden, ABD'ye karþý olanticaret fazlalýlýðýnýn denge-lenmesini istediði. Çin ileABD arasýndaki ticarette,Çin lehine olan açýk 2004yýlýnda 162 milyar dolarken,bu rakamýn bu yýl 200 mil-yar dolarý geçmesi bekleniy-or.

Pekin yönetiminin ticaretfazlalýðýný dengelemek için70 adet Boeing-737 uçaðýalacaðý açýklandý.

Zirve ve geziler boyuncaKuzey Kore'nin nükler pro-gramý önemli konulardanbiriydi. Bush Kuzey Kore'yisürekli hedef gösterdi.

Protestosuz

tek yer Çin!

Bush gezisi sýrasýnda

sadece bir tek yerde

protesto ile karþýlaþmadý. O

da Çin'di. Diðer bütün

ülkelerde savaþ karþýtlarý,

küreselleþme karþýtlarý

sokaða çýktý ve Bush'u

protesto etti.

Page 6: Sosyalist İşçi 245

6 sosyalist iþçi sayý: 245

Þaron istifa ettiDaha önce erken seçim kararý alan Ariel Þaron, yeni bir

parti kurmak amacýyla Likud'dan istifa etti.Koalisyon ortaðý Ýþçi Partisi'nin lider deðiþtirmesi ve

Þimon Peres'in yerine seçilen Amir Peretz'in hükümettençekileceðini açýklamasýnýn ardýndan, Baþbakan Ariel Þaronda Likud'dan ayrýlarak yeni parti kurma kararýný hayatageçiriyor.

Gazze'nin tamamý ve Batý Þeria'nýn bir bölümününYahudi yerleþimciler tarafýndan boþaltmasýný öngören planýnedeniyle Þaron eleþtirilerin hedefi olmuþtu. Özellikleradikalizm yanlýsý Yahudiler Þaron'u sert biçimde eleþtir-miþti.

23 aðustosta tamamlanan çekilme operasyonu kapsamýn-da Ýsrail, 38 yýldýr iþgal ettiði Gazze'deki 21 yerleþim birim-inin tamamýndan, Batý Þeria'daki 120 yerleþim biriminin de4'ünden çekildi.

Þaron Filistinlilere yönelik yürüttüðü soykýrým politikasýnedeniyle "Kasap Þaron" olarak anýlýyor. Þaron Arafat'ý açýkhedef göstermiþ ve yaþamasýnýn zararlý olduðunusöylemiþti.

Ýsrailde parlamento da 5 parti var ama belirleyici olanLikud ve Ýþçi Partisi. Ülkedeki bütün oluþumlar Siyonist.

Likud: Milliyetçi sað görüþlü Likud, 1999'dan bu yanaÞaron önderliðinde. Þaron, Gazze'den çekilme planýnedeniyle parti içi muhalefetle karþý karþýya kaldý. Likud,1973'te Menahem Begin önderliðinde üç saðcý oluþumtarafýndan ilan edilmiþ, Begin 1977'de iktidara gelen ilksaðcý hükümet baþkaný olmuþtu. Likud, 2003'teki sonseçimlerde 120 sandalyeli Knesset'in 38 sandalyesinikazandý.

Ýþçi Partisi: 1948'den bu yana var olan parti, 11baþbakanýn 7'sini bünyesinden çýkardý. 2003'te seçimlereAmram Mitzna önderliðinde katýlan ve tarihindeki en kötüsonucu alan Ýþçi Partisi, Knesset'te sadece 19 sandalyekazanabildi. Bir 'güvencin'! olarak tanýnan AmramMitzna'nýn yerine, 'geçici' sýfatýyla 82 yaþýndaki ÞimonPeres geçti. Peres, partinin 9 kasýmda yapýlan kongresindeliderliði sendikacý olan Amir Peretz'e kaptýrdý. Fas kökenliPeretz de, bir 'güvercin' olarak biliniyor. Ýþçi Partisi, Þaron'aGazze'den çekilmesi için gereken parlamento desteðinisaðlamak için geçtiðimiz ocak ayýnda koalisyona katýlmýþtý.

Bush'un ipliði giderek dahaçok pazara çýkýyor. OðluIrak'ta ölen Cindy Sheehan'ýnsimgesi haline geldiði

Amerikalý savaþ karþýtlarýnýnmuhalefeti hýz kesmeden devamediyor. Gelinen durumda þu andaseçim olsa Bush'a oy vermem diyen-lerin oraný % 55'e yükselmiþ durum-da.

Üstelik artýk Bush'un partisi olanCumhuriyetçiler'den de çatlak seslerçýkmaya baþladý.

Bush'un günleri sayýlý demek yanlýþolmaz artýk. Tabiki kahinolmadýðýmýza göre üç gün beþ günyada 1 yýl iki yýl bilemeyiz ama artýkkendi partisi tarafýndan da tercihedilmeyecek bir konumda.

Senato'da Cunhuriyetçilerinöncülüðünde, 19'a karþý 79 oylakabul edilen ve yönetimi Irakkonusunda düzenli rapor vermeyezorlayan yeni karar, "Senato'danyönetime güvensizlik oyu" diye nite-lendiriliyor. Anketlerde desteðieriyen ABD Baþkaný, Senato tarafýn-dan 2006'dan itibaren Irak'tan geriçekilmenin koþullarýný oluþturmayazorlanýyor

Bush Irak savaþýný askeri ve siyasalolarak esasen kaybetti.

Hergün yüzlerce Iraklýnýn öldüðüsavaþta direniþ hýz kesmek yerinegiderek büyüyor. Irak halký kendiaralarýnda da yaþanan binbir türlüsorun ve çeliþkiye raðmen direniþinisürdüyor. Irak artýk ABD için batak-lýk. Býrakýp gidemiyor çünkü buyenilgiyi kabullenmek olur.Kalamýyor, hem kendi ülkesindekisavaþ karþýtý hareket, muhalefettarafýndan sýkýþtýrýlýyor. Hem de bubaský altýnda Cumhuriyetçiler bileartýk çekilmek için bir takvime, pro-grama sahip olmak gerektiðinidüþünüyor.

Yalanlar üzerinekurulu savaþ

ABD'nin Irak'ý vurmak için bahaneolarak kullandýðý kitle imha silahývar yalaný artýk tabiri caizse ayyukaçýktý. Irak'taki kitle imha silahlarýfiyaskosunu araþtýrmak amacýylaBush tarafýndan kurulan bir komite,bu yýl yayýmladýðý raporunda,"Curveball" lakaplý muhbirin,ABD'nin Baðdat'ý biyolojik silahlarasahip olmakla suçlamasýnýn ardýnda-ki temel kaynak olduðunusöylemiþti. "Curveball" kod adlýIraklý muhbirin "ruhsal yönden den-gesiz" bir kiþi olduðu ve verdiði bil-gilerin de Bush yönetimi ve CIA

tarafýndan tahrif edilerek kul-lanýldýðýný öne süren Alman Ýstih-barat birimlerinin beyanatlarý LosAngeles Time da haber oldu.

Bu iþin baþ sorumlusu olarak daABD Baþkan Yardýmcýsý Dick Cheneygösterildi.

CNN Cheney'in canlý yayýn konuþ-masýný zaman zaman yüzünü "x"iþareti ile kapatarak yayýmladý.

Ýþin doðrusu

Irak'ta kitle imha silahý olmadýðýnýbiz biliyorduk. Bütün dünya daöðrendi. Ama biline bir þeyi dahaþimdi bütün dünya öðreniyor. Kitleimha silahýna sahip olan ve Irakhalký üzerinde kulllanan ABDordusu.

Amerikan ordusu, geçen yýl sonun-da Irak'ýn Felluce kentine yönelikaskeri operasyonu sýrasýnda beyazfosfor bombasý kullandýðýný doðru-ladý.BBC'ye konuþan Pentagonsözcüsü Yarbay Barry Venable,"Savaþan düþmana karþý yangýn

silahý olarak kullandýk" derken,beyaz fosfor bombasýnýn konvansiy-onel bir silah olduðunu, kimyasalsilah olmadýðýný söyledi.

Ýtalyan Televizyonu RAÝ'nin IrakDevlet Baþkaný Celal Talabani'ninÝtalya'ya resmi ziyaret yaptýðý birsýrada ekrana getirdiði belgeselde,görgü tanýklarý ve Felluce'deçarpýþmýþ eski Amerikan askerlerininifadelerine yer verilmiþti. Eski asker-ler, "Fosfor, kemikler ortaya çýkýn-caya kadar vücudu yakýyor. Kadýnve çocuklarýn yanmýþ cesetlerinigördüm. Fosfor bombasý patladýktansonra bir bulut oluþturuyor veyarýçapý 150 m olan bir daire içindekalanlar ölüyor" demiþlerdi. "Felluce:Gizli Katliam" adýný taþýyan belge-selde ayrýca ABD'nin uluslararasýanlaþmalarý ihlal ederek VietnamSavaþý'nda kullandýðý Napalm bom-basýnýn bir baþka versiyonu olan"Mark77"yi kullandýðý da ilerisürüldü. Birinci yýlýný dolduranFelluce operasyonunda kent harab-eye dönerken 300 bin kiþi yerindenolmuþ kentten kaçmýþtý.

Bush giderse ne olur?

Bu sorunun cevabýný aslen sokakverecek. Ama Bush'un gitmesi savaþkarþýtlarýnýn zaferi olacak. EðerABD'nin Irak yenilgisi tescillenirseher alanda kazanmak için yolumuzaçýk olacak. Yeni liberal politikalarýpüskürtmek olanaklý hale gelecek.Amerika ve Ýngiltere'de ve dünyanýnher yerinde yükselen savaþ karþýtýhareketin sokak gücü ve bununlabaðlý olarak etki alaný arttýkça, karþýtaraf geri çekilmek zorunda kalýyor.Hiç durmadan devam etmek gerek.ABD'nin ýrakta yenilgisinin tescillen-mesi için daha fazla insanýn daha çokyerde savaþa karý kampanyalareylemlere katýlmasýný saðlamakgerekir.

Arafat öleli 1 yýl olduEbu Ammar (Kurucu) takma adýyla tanýnan Filistin

davasýnýn önderi ve ilk Devlet Baþkaný Yaser Arafat,baðýmsýz Filistin devletini kurmaya yönelik mücadele doluyýllarýn ardýndan son 2,5 yýlýný karargahýnda tecrit edilmiþhalde yaþadý ve tedavi için götürüldüðü Fransa'da öldü.

Arafat ve Filistin mücadelesi

Filistin Kurtuluþ Örgütü (FKÖ) içindeki en büyük grupolan El Fetih'in kurucusu ve önderi Arafat, 1969'dan 1993'ekadar 24 yýl, FKÖ Yürütme Kurulu'na baþkanlýk etti.

Öðrenciliði sýrasýnda askeri eðitim de görerek MýsýrOrdusu saflarýndaki Filistin Birliði'nde yer alan Arafat,1956 Arap-Ýsrail Savaþý'na katýldý.

1959'da Ebu Ýyad (Salah Halef) ve Ebu Cihad (Halil ElVezir) gibi isimlerle FKÖ'nün belkemiði El Fetih'i kurdu.

1 Ocak 1965'te Ýsrail hedeflerine karþý ilk askeri harekâtýgerçekleþtiren birliðe komuta etti.

Arafat liderliði, 15 Kasým 1988'de Filistin BaðýmsýzlýkBildirisi'ni yayýmladý ve baðýmsýz Filistin devletinin kuru-luþunu ilan etti.

FKÖ Merkez Komitesi, 1989'da Arafat'ý ''baðýmsýz FilistinDevleti'nin Baþkaný'' olarak ilan etti.

Arafat, Norveç'in baþkenti Oslo'da yürütülen müzakerel-er sonucu, 13 Eylül 1993'te ilk Filistin-Ýsrail BarýþAnlaþmasý'ný imzaladý.

Washington'da, birçok yerleþim biriminin Filistin ÖzerkYönetimi'ne devredildiði ikinci kapsamlý özerklik anlaþ-masýný Rabin ile imzalayan Arafat, 20 Ocak 1996'da ilkgenel seçimle halk oyuyla FÖY Baþkaný oldu.

Ýkinci intifada ve Arafat'a tecrit

28 Eylül 2000'de Kudüs'te ikinci Filistin Ýntifada'sý patlakverdi.

Ýsrail, 29 Mart 2002'de Arafat'ýn 1994'de sürgündendöndüðünden beri en þiddetli saldýrýsýný düzenleyerek,Filistin liderinin karargâhýnýn da bulunduðu Ramallah'agirdi ve Filistin yönetim birimlerini kuþattý. Arafat'ýnkarargâhýna tank ateþi isabet etti, Ýsrail askerleri Arafat'ýnmuhafýzlarýyla ''oda oda'' çatýþtý ve Ýsrail kabinesi Arafat'ý''düþman'' ilan etti.

2 Nisan 2002'de Arafat, Ýsrail Baþbakaný Ariel Þaron'un''daimi sürgün'' önerisini, ''Batý Þeria'yý terk etmektenseölürüm'' yanýtýyla reddetti. Ayný yýl Þaron ile yan yana otu-ran ABD Baþkaný George Bush, Filistinlilere Arafat'ýn yer-ine yeni bir lider getirmeleri çaðrýsýnda bulundu.

Arafat, 29 Mart 2002'den tedavi görmek için Fransa'yagittiði 29 Ekim 2004'e kadar Ramallah'taki karargâhýndatecrit yaþamýný sürdürdü.

Bush'un günleri sayýlý

Heryerde B ush protesto ediliyorLatin Amerika’da, Asya gezisi boyunca Çin hariç gittiði bütün ülkelerde

Bush protesto edildi. Bütün b u ülkelerde Bush’a karþý sloganlar belirleyiciidi.

Türkiye’ye geldiðinde de Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu Bush’a karþý“Gelme Bush” adlý bir kampanya sürdürmüþ ve çok baþarýlý olmuþtu.

O günlerde solun bir kesimi BAK’ý eleþtiriyorlardý. “Sadece Bush”a vurguyapýyorsunuz” diyolardý. Onlara göre Bush’a karþý slogan ileri sürmek yan-lýþtý.

Þimdi Latin Amerikalýlar, Uzak Asyalýlar hep birden ayný þeyi yapýyorlar.Çünkü bugün dünyanýn tepesine çökmüþ olan müsibet Bush ve çetesidir. Bunedenle Bush’a karþý sloganlar çne çýkmaktadýr.

Bush’a karþý sloganlardan sadece Bush ve sekter sol rahatsýz olmaktadýr.

Page 7: Sosyalist İşçi 245

sayý: 245 sosyalist iþçi 7

Fransa'da heyecan vericigeliþmeler yaþandý. Yaþananlarýnheyecan verici kýsmý çok arabayakýlmasý ve çok fazla "ayaklan-ma" lafý edilmesi deðil. Çünkübelki de iþin bu kýsýmlarý bugeliþmenin en zayýf yanlarýnýoluþturuyor. Sokakta arabayakan gençler gazetecilere "nesöylememiz gerektiðini ve nasýlsöyleyeceðimizi bilmiyoruz.Araba yakmayý biliyoruz" diyor-lardý. Bu ne denli yalnýz olduk-larýný, ne denli izole edilmiþolduklarýný gösteriyor. Yalnýzlýkve izole edilmiþlik bizim açýmýz-dan sadece solla iliþkileri açýsýn-dan önemli. Fransýz solu ile bugençler arasýnda doðru dürüstbir iliþki yok.

"Ayaklanmalarýn" olduðu böl-gelerin birçoðu Paris'in ve diðerkentlerin "kýzýl kuþaklarý" yanisolun güçlü olduðu yerler.Birçoðunda belediyeleri FransýzKomünist Partisi yönetiyor.Önemli nokta burada baþlýyor:Fransýz Komünist Partisi (FKP)bir yandan Ýçiþleri Bakaný'nýnýrkçý saldýrgan dilini eleþtirip isti-fasýný isterken diðer yandan da"aþaðýdan gelen tepki" ile polisive göstericileri kýnýyor. Polisikýnýyor, çünkü aþýrý bir þiddet vebaský uygulanýyor, göstericilerikýnýyor çünkü yakýlan arabalarmahallede oturan diðer emekçi-lerin arabalarý. Kýsacasý iþçi sýnýfýbir ölçüde bölünüyor.

Burada suçlu olanlar arabalarýyakan gençler mi? Öyle yaarabayý yakan onlar! Hayýr, iþçisýnýfýnýn bölünmekte olmasýnýnsuçlusu onlar deðil, tam tersineonlarý yalnýz býrakan, doðrudürüst göçmen politikalarýnasahip olmayan, ýrkçýlýða, faþizmekarþý, Fransýz milliyetçiliðinekarþý mücadele etmeyen FKP vebenzeri Fransýz sol örgütlerisuçlu. Göçmen iþçilerin okullaratürbanla girmesini yasaklayanyasa çýktýðýnda göçmenleri yalnýzbýrakan hatta karþýlarýna geçensol suçlu.

Yukarýdan soruna bakanlargöstericilerin örgütsüzolmalarýný, net hedeflere sahipolmamalarýný ileri sürerek "bil-inçsiz" eylemler diyerek hareketiküçümsemeye çalýþtý. Hareketinnet hedeflere sahip olmamasý,hatta hiçbir hedefe sahipolmadýðý doðru. Ayný þekildeörgütsüzlükleri de doðru.

Ama diðer taraftan sorunabakýldýðýnda yüzlerce kentte çokuyumlu bir biçimde eylemleryapýldý. Yani bir örgütlenmevardý. Belki solun aradýðý türdenbir "komiteler" örgütlenmesiyoktu ama gene de bir örgütbütün eylemleri yönlendirdi.Hedef ise sokaða çýkanlar açýsýn-dan basitti: Kendilerini ifadeetmek.

Eylemci gençlerin kendileriniifade etmekten kastý öfkelerini,yalnýzlýklarýný, köþeye

sýkýþmýþlýklarýný göstermektir.Fransa'daki saðcý hükümet

bütün bunlarý anlamýyor.Hükümet tam tersine daha daazgýnca saldýrmayý tercih etti.Sokaða çýkma yasaðý ilan edildi.3 bin genç tutuklandý. Bunlarýnçoðu hapse mahkum edildi,ediliyor.

Þimdi Fransa kentlerinin sokak-larýnda daha çok polis devriyesivar. Daha çok noktada kimliksoruluyor ve daha çok "kaçakiþçi" yakalanarak sýnýrdýþýediliyor.

Hükümet saldýrýyor ve þu andagösteriler büyük ölçüde bitti.

Gençler geri çekildi.Ama acaba bu geliþmeler bitti

mi. Çok açýk ki hariç. Çünküsorunun temeli oarada duruyor.Gençler gene iþsiz, gene yoksulve gene Müslüman olduklarý içinya da daha doðrusu Müslümanailelerden geldikleri için itilipkakýlýyorlar ve hatta þimdi dahaçok saldýrý altýndalar. Dolayýsýylabu gençler gene öfkelerini ifadeedecekler.

Hapishanelere girenler tartýþa-cak, geri çekilenler apartmanbloklarýnýn kuytularýnda tartýþa-caklar. Ve birgün mutlakayeniden ortaya çýkacaklar.

Burada sola önemli bir görevdüþüyor.Bu geri çekilme sýrasýn-da onlarýn yanýnd ayer alýnýrsa,tartýþmalarda onlarýn yanýndayer alýp daha geniþ bir deneyonlara aktarýlýrsa bir daha ki çýkýþdaha örgütlü, daha yýðýnsal olur.Aksi takdirde kapýda bu gençleriörgütlemek için bekleyen sayýsýzörgütlenme var ve hepsi de poli-tik Ýslamcý.

Fransa solu ve diðer BatýAvrupa ülkelerinin solu þununfarkýna varmalý, yaþadýklarýülkenin iþçi sýnýfý artýk buunsurlarý içeriyor. Yeniden þekil-leniyor.

Fransýz iþçileri içinde buMüslüman göçmen çocuklarý dayer alýyor ve alacak. Onlarý “tem-izlemek” mümkün deðil.

Almanya’da faþistler istediklerikadar “Türken Raus” diyebaðýrsýnlar artýk 10 yýllardýrAlmanya’da olan Türklerinçocuklarý artýk Alman olarakAlman iþçi sýnýfýnýn bir parçasý.

Þimdi sola düþen görev bir yan-dan faþizmin ýrkçýlýðýna karþýmücadele etmektir, diðer yandanda bu genç iþçilerin, iþsizlerinörgütlenmesi için kollarý sýva-maktýr.

FF.. AALLOOÐÐLLUU

FFrraannssaa::

Bundan sonra ne olacak?

Fransa’daki olaylarý iyi analiz etmek gerekir. Eðer sadece arabalarýn aykýlýyorolmasýndan ve ateþlerden heyecan duyuluyorsa bu daha ziyade “ateþe tapýnmak”olur!

Sosyalistlerin görevi biraz daha farklý. olmak zorunda. Yaþananlardan daha iyi der-sler çýkarmak gerekir. hareketin zayýf yanlarýný da görmek ve ondan da öðrenmekgerekir.

Fransa’daki hareketin zayýf yaný kuþkusuz siyasal örgütlülük düzeyi ve bunun birsonucu olarak da kitlesellikten uzak olmasý.

Türkiye’de de “Fransa’ya bin selam” diye sloganlarýn atýldýðý 6 Kasým eylemleriayný durumdaydý. Giderek öðrenci kitlesinden iyice kopan 6 Kasým eylemlerinekatýlým artýk ancak yüzlerle, hatta zaman zaman onlarla ifade edilmekte.

Oysa YÖK’e karþý 6 Kasým eylemleri çok yýðýnsal olabilir. YÖK’e karþý olan bütüngençler birleþtirildiðnde bu öðrenci gençlerin çoðunluðu olur. Ama harekete geçenöðrenciler yýllardýr sanki büyük kalabalýklar kendilerine katýlmasýn der gibi eylemdüzenlemekteler.

Fransa olaylarýndan çýkarýlmasý gereken ikinci ders ise Kürt sorunu üzerinedir.Fransa’da göçmneler, Türkiye’de ise Kürtler dýþarý itilmektedir. Cenazelerininüzerinden uçaklar uçuyor. Onlarýn yanýnda yer almak gerekir. Ama bu daha çok Türkmilliyetçiliðine her açýdan karþý çýkarakolur.

Bu memleket bizim diye haykýranlar ne Fransýz gençleri ile dayanýþabilir n e deKürtlerin yanýnda yer alabilir. Önce bu sol milliyetçilikten kurtulmak gerekir.

EEnntteerrnnaassyyoonnaalliizzmm nneeddiirr??

Page 8: Sosyalist İşçi 245

8 sosyalist iþçi sayý: 245

Küresel Barýþ ve AdaletKoalisyonu, "Ýncirlik Üssükapatýlsýn/ABD evine dön"baþlýklý bir kampanyabaþlattý. Kampanya, gerçek-ten de ABD baþkanýBush'un tam köþeyesýkýþtýðý bir zamandabaþladý. BAK, bu kampa-nyayý, 23-25 Eylül'de Ýstan-bul'da düzenlenen AvrupaSosyal Forumu ön hazýrlýktoplantýsýnda, küresel birkampanya olmasý yönündetartýþmalar yaptý. BAKaktivistleri ASF savaþ karþýt-larý buluþmasýnda, yapýla-bilen tüm ülkelerde ABDaskeri üslerine karþý kampa-nya yapýlmasýnýn öneminive 18 Mart'ta Irak iþgalininüçüncü yýldönümündeyapýlacak uluslar arasýsavaþ karþýtý eylemin öneçýkan vurgularýndanbirisinin de ABD'ninüslerinin kapatýlmasý talebiolduðunu ýsrarlý bir biçimdeanlattýlar.

Türkiye'de ise geçtiðimizhaftalarda BAK'ýn kampa-nyasý ilan edildi. Çok sayýdakitle örgütü temsilcisininkatýldýðý basýn açýklamasýn-da, kampanyanýn politikiçeriði basýna açýklandý.

Ýnadýna, bir kezdaha: "Ýncirlik kap-atýlsýn"

BAK, ilk kez Ýncirlik üssüile ilgili bir kampanya yap-mýyor. Daha önce, mayýs

ayýnda Ýncirlik Üssü'ndeneler döndüðünü öðrenmekve AKP hükümetininABD'ye neler vaat ettiðiniöðrenmek için bir dilekçeverilmiþti. BAK aktivist-lerinden Sami Evren 11Mayýs'ta hükümetin ÝncirlikÜssü'nün kullanýmýnýABD'ye garanti ettiði gizlikararnamenin açýklanmasýiçin yapýlan "bilgi edinmehakký" baþvurularýna hiçbircevap verilmedi.

Ekim ayýnda, AdaletBakaný bilgi edinme hakkýiçin 3800 baþvuru olduðunuve bunlardan 3700 tanesine

cevap verildiðini açýkladý.Belli ki BAK'ýn 25 dilekçesi,cevap verilmeyen 100dilekçenin arasýnda yer alýy-or. AKP hükümetinin Ýncir-lik Üssü'nü ABD'ye kullan-ma izni verdiði gizli karar-namenin halka açýklanmasýiçin verilen bilgi edinmehakkýný kullanmayý dahedefleyen dilekçeye hiçbiryanýt gelmemesi üzerineBAK Mayýs ayýnda ÝncirlikÜssü önünde bir gösteridüzenlemiþti.

Ýþte Ekim ayýnda ilanedilen kampanya bir öncekikampanyanýn devamý

sayýlabilir.Hükümetin bu konudaki

tüm sessizliðine raðmen,Ýncirlik Üssü'nde dönendolaplar açýða çýkartýlmakzorunda.

AKP iþgale ortakoluyor

Bush Irak'ta 110 binIraklýnýn ölümündensorumlu. Ýþkencelerden,cinayetlerden, rüþvet veyolsuzluklardan sorumlu.ABD ordusunun Irak'ta"Beyaz Fosfor" adý verilenbir kimyasal silah kul-

landýðý bizzat Irak'tasavaþan ABD askerlerinceitiraf edildi. Kasým ayýndaFelluce'de gerçekleþenyýkým sýrasýnda binlerceinsan öldü. Cesetler tanýn-mayacak haldeydi.Kemikler erimiþti.

Irak'ta nelerin yaþandýðýnýaz çok tüm dünya biliyor.Yaþanan tam bir katliam.Felluce katliamý sýrasýndaBush'un bir soykýrým uygu-ladýðýný biliyoruz.

Ýncirlik Üssü bu soykýrý-ma, ABD'nin kanlý iþgalinedestek merkezsi iþlevigörüyor.

Þu sorularýn yanýtý mutla-ka AKP hükümeti tarafýn-dan halka açýklanmalý: ABDÝncirlik'te neler yapýyor?Kaç ABD askeri var? Ýsk-enderun Limaný ile ÝncirlikÜssü arasýnda nasýl bir iliþkivar? Irak'ta tutsak edilenIraklýlar Ýncirlik Üssü'nesorgulanmak üzere getir-iliyor mu? Uçaklarda nelertaþýnýyor? Ýncirlik'te gerçek-ten de 90 adet nükleerbaþlýk var mý? Varsa bunlarhangi amaçla orada tutu-luyor? Ýncirlik Üssü'ndeIrakýlarý ölürden ABDaskerleri mi dinlendiriliyor?Son dönemlerde "Ajangate"gibi bir dizi skandallasarsýlan G. W. Bush'a AKPdestek vermeye devam ede-cek mi? Ýncirlik Üssü'nünABD'ye kullandýrýlmasýnýnbazý tahminlere göre 110bin Iraklýnýn yaþamýnýyitirdiði Irak iþgaline ortakolmak anlamýna geldiðininfarkýndalar mý?

Parlamento, çoðu kez par-lamentoya girenleringözünü kamaþtýrýr. O kadartepede bir yerdedir kizaman zaman da baþ dön-mesi yaratýr. Ama RecepTayyip Erdoðan ne gözükamaþtýðý ne de baþýdöndüðü için ABD'ninIrak'ta neler yaptýðýnýbilmezden geliyor. AKPhükümeti kanlý iþgalinortaðý oluyor. Hem de bilebile.

Hem de göstere göstere.

Ýncirlik Üssü'nde 90 tane nükleer baþlýk var

Ýncirlik Üssü kapatýlsýn

Page 9: Sosyalist İşçi 245

sayý: 245 sosyalist iþçi 9

DDeerriinn ddeevvlleettiinn ssoonn ççýýrrppýýnnýýþþllaarrýýRoni MARGULÝES

Þemdinli'de olanlar derin devletin sað salim yerindedurduðunu, Susurluk'tan bu yana deðiþmeden vezayýflamadan varlýðýný sürdürdüðünü gösteriyor.Yapýlabilecek yorumlardan biri bu. En kolay, enezbere yorum ama bu. Hep yaptýðýmýz, yapmayaalýþageldiðimiz yorum.

Ýki sayý önce, yine bu köþede, þöyle yazmýþtým:"Marks'tan öðrendiðim kadarýyla, bir ülkede,

sýnýflar arasýndaki güç dengesinin izin verdiði ölçüde,egemen sýnýfýn istedikleri olur. Türkiye de nihayetdoðru dürüst bir ülke olmaya baþladý; generallerin,mafya babalarýnýn, hortumcularýn, korucularýn yönet-tiði bir ülke olmaktan çýkmaya, Koçlar'ýn,Sabancýlar'ýn, TÜSÝAD'ýn yönettiði bir ülke olmayabaþladý. Ve ülkeyi bunlarýn adýna, bunlarýn çýkarýnaAKP yönetiyor."

Birinci paragrafta özetlediðim yorum doðruysa, ikisayý önce yanýlmýþ olduðum anlamýna gelir. Amayanýldýðýmý sanmýyorum.

Türkiye egemen sýnýfýnýn uluslararasý baðlantýlarýsaðlam olan, dinamik, ileri görüþlü, TÜSÝAD'daörgütlü kesimi, ve bu kesimin doðrudan temsilcisiolmayý amaçlayan AKP hükümeti, bir zamandýr,Avrupa Birliði'ne girmek, Kýbrýs, Kürt ve Ermenisorunlarýný çözmek doðrultusunda gerekli adýmlarýtýkýr týkýr atýyorlar. Bunlar, egemen sýnýf açýsýndangereksiz ve saçma sapan sorunlar, çözümü pek çokaçýdan "kolay" olan, çözüldüðünde egemen sýnýf içinyeni fýrsatlar, yepyeni kâr alanlarý yaratacak olansorunlar. Bu sorunlarý gerçekten çözebilmek için,derin devletin iyice mankafalý, silâhtan baþka araçtanýmayan unsur, kurum ve gizli örgütlenmelerindenkurtulmasý gerektiðine, emin olabiliriz ki, egemensýnýf bizden daha iyi biliyor. Dolayýsýyla, kurtulacak.

Ancak, bu kurtulma süreci düz bir süreç olmayacak.Birincisi, her egemen sýnýf gibi buradakinin de açýk

ve gizli silâhlý güçlere, açýk ve karanlýk devletörgütlenmelerine ihtiyacý var elbet. Bu nedenle, derindevleti daðýtýrken, devlet güçlerini tümüyle demoral-ize etmemeye, zayýflatmamaya, devlet mekaniz-masýný deþifre etmemeye çalýþacaktýr. Örneðin, tümJÝTEM üst kademelerinin mahkemeye verilmesini bek-lemeyelim, ama birilerinin ayaðýnýn kaydýrýlacaðýndaneminim.

Ýkincisi, Kýbrýs, Kürt ve Ermeni sorunlarý hem derindevletin, hem milliyetçilerin (faþistlerden kemal-istlere kadar) en hassas olduklarý konular. Kuþkusuzdirenecekler, çözüm süreçlerini baltalamaya çalýþa-caklar, kâh Þemdinli gibi olaylar, kâh milliyetçi kabar-malar yaratmaya çalýþacaklar. Memleket bir gündenbir güne barýþçýl bir demokrasi bahçesinedönüþmeyecek elbet.

Ancak, gözden kaçýrmayalým, Þemdinli yüzlerinegözlerine bulaþtý (Yüksekova'da 100 bin kiþinin gös-teri yapmasý, üstelik Kürt illerinin dýþýnda bileherkesin gösteri yapanlarý haksýz bulmakta zorlan-masý, ne egemen sýnýfýn iþine gelir, ne de hatta silahlýkuvvetlerin) ve geçen Mart ayýndaki bayrak krizindenbu yana tüm çabalara raðmen milliyetçiliði sokaklaradökme, halka yayma, kitleselleþtirme çabalarý birtürlü sonuç vermedi.

Sonuç olarak, daha çok Þemdinli'ler, bayrak krizlerivs olabilir, ama bunlar derin devletin ve azgýn mil-liyetçiliðin þahlanýþýnýn deðil, son çýrpýnýþlarýnýngöstergeleri olacak. Egemen sýnýfýn baþlattýðý süreçbunlara raðmen devam edecek.

Eðer yanýlmýyorsam, bunlar bizim için ne anlamagelir?

Kürt hareketi açýsýndan, tüm operasyonlara veÞemdinli'ye raðmen, barýþ sürecinin önünün açýkolduðu ve dolayýsýyla buna göre davranmak, fýrsatlarýdeðerlendirmek, barýþ için daha da bastýrmak gerek-tiði anlamýna gelir.

Türk sosyalistleri için ise, devlet mekanizmasýndakibu çalkantýdan, itiþmeden yararlanýp var gücümüzledemokratik talepler öne sürmek, bunlarýn kitle-selleþme olanaðýnýn bilincinde olarak geniþ ve kitle-sel kampanyalar inþa etmeye çalýþmak anlamýnagelir. Gün, "baðýmsýz Kürdistan" talebinin deðil,"Büyükanýt istifa" talebinin günüdür.

Küresel Barýþ ve AdaletKoalisyonu (Küresel BAK)tarafýndan düzenlenen veçok sayýda sivil toplumörgütünün desteklediði,"Ýncirlik kapatýlsýn, ABDevine dön'' kampanyasýbaþlatýldý.

KESK, Barýþ Giriþimi,78'liler Vakfý, TMMOB veSODEV'in de aralarýndabulunduðu çok sayýda siviltoplum örgütünün destek-lediði iþgal karþýtý kampa-nya, Ýstanbul TabipOdasý'nda düzenlenentoplantý ile baþlatýldý.Toplantýda konuþan KESKKadýn Sekreteri SevgiGöðçe , Irak'taki iþgalinbütün insanlýk dýþý uygula-malarý ile devam ettiðini,kentlerin bombalandýðýný,Irak halkýnýn birbirinedüþürüldüðünü kaydetti.

Kampanya kapsamýnda 18Mart'a kadar çok sayýdaiþgal karþýtý etkinlik düzen-leneceðini kaydedenKüresel BAK sözcülerindenYýldýz Önen, ''Küresel BAKolarak bizler bu kampa-nyayý, Ýncirlik Üssü'nün,

iþgal güçlerinin kullanýmýnaaçýlmasý için çýkarýlan 'gizlikararname' in iptali veyürütmenin durdurulmasýiçin hukuksal süreciisleterek baþlatmayýdüþünüyoruz'' dedi ve AKPve ''Bushseverlere''seslenerek, ''Siz neyaparsanýz yapýn, biz buiþin peþini býrakmayacaðýz"dedi.

"Ýncirlik kapatýlsýn"dilekçesi

11Mayýs 2005 tarihinde

çeþitli kurum temsilci-lerinden oluþan 25 kiþi, BilgiEdinme Yasasý çerçevesindeBaþbakanlýða dilekçe verdi.Dilekçede þöyle deniyordu:"Hükümetin ABD'ye Ýncir-lik'te lojistik destek verdiðikonusunda gizli bir karar-name düzenlediðini 7Mayýs 2005 tarihliCumhuriyet gazetesindenokumuþ bulunmaktayým.Ayný haberde bu izninABD'nin Irak'a göndereceðiaskeri malzeme, personelnakli de dâhil lojistik

desteði kapsadýðý anlaþýl-maktadýr. Bu haber doðruise, ülkemizin komþu ülkel-erle iliþkisinin ciddi birtehlike altýna sokulduðuendiþesini taþýyorum...Anayasanýn 92. maddesinegöre, herhangi bir silahlýkuvvetin Türkiye'de bulun-masý TBMM iznine tabidir.Haberin doðru olupolmadýðýnýn, deðilse gerçekdurumun ne olduðununyasada belirtilen süredetarafýma bildirilmesini diliy-orum".

Ýskenderun limanýndaneler oluyor?

Yaklaþýk iki aydýr, ÝskenderunLimaný'ndan bir hareketlilikyaþanýyor.

Bir yandan Ýncirlik Üssü yeniden

düzenlenirken diðer yandan da Ýsk-enderun Limaný'ndan Üsse sevkiyatgerçekleþiyor. Ortada tam birhukuksuzluk örneði var.

ABD'nin Ýncirlik'le Ýskenderunarasýnda böyle bir sevkiyat yapa-bilmesi için TBMM'den yetki almýþolmasý gerek. Fakat bu durumdaAKP hükümeti el altýndan ABD'ye

yeni bir yetki vermiþ görünüyor.Ýskenderun Limaný'ndan ABD

asker mi geçecek, ABD askeri mikonuþlanacak gibi bir dizi soruyanýtsýz býrakýlýyor.

Irak iþgalinin sona ermesini ve buiþgale ortak olunmasýný istemeyen-ler, Ýskenderun Limaný'nda neleryaþandýðýný da anbean izlemelidir.

5 Haziran 1947 tarihindeABD Dýþiþleri BakanýGeorge Marshall, HarvardÜniversitesi'nde verdiðisöylevle, kendi adýnýnverildiði planýn ilk iþaret-lerini verdi. Bu planagöre; Avrupa'nýnekonomik tamiri üzerindeduruluyor, açlýk, yoksul-luk ve kaosla mücadeleyegirileceði açýklanýyor,politikalar ulusal düzey-den bölgesel (tüm Avrupakýtasý) düzeye çýkarýlýyor,bu giriþimi engellemeyekalkýþacak olanhükümetler, siyasal partil-er ya da gruplarýnAmerika'nýn direniþi ilekarþýlaþacaðý ifade ediliy-ordu.

Türkiye, Marshall Planýçerçevesinde 1948 - 1952yýllarý arasýnda toplam352 milyon dolar yardýmaldý. Bu yardýmýn 175milyon dolarý (% 50)Amerikan piyasalarýndandoðrudan mal alýmýnayönelik, 84 milyon dolarý(% 24) borçlanma, 73milyon dolarý (%21) hibe,17 milyon dolarý (%5)þarta baðlý olarak ver-ilmiþtir. Ayný dönemde

verilen Amerikan Askeriyardýmý tutarý 687 milyondolardýr (%95 fazla).Alýnan yardýmlar tarým,karayollarý yapýmý veulaþýmý, liman ve rýhtýmgibi binalarýn yapýmýndakullanýlmýþtýr. BöylelikleTürkiye'de dýþa baðýmlýkalkýnma hamlesibaþlatýlmýþ oldu.

Türkiye Kore'de:binlerce ölü veyaralý

Kuzey Kore ile GüneyKore arasýnda 25 Haziran1950 tarihinde çatýþma/savaþ baþladý. Türkiye,BM'den yapýlan çaðrýyauyarak, 17 Ekim tari-hinde, ABD'nin arkasýn-dan Kore'ye 5000 kiþilikpiyade tugayý göndererekasker çýkarttý.

27 Temmuz 1953 yýlýnakadar süren savaþtan2.381 kiþi, yaralý ve esiralýnmýþ olarak geri döndü.Bu Türkiye'nin, Misak-ýMilli sýnýrlarý dýþýndaaskeri harekâta ve müda-haleye katýlma döneminibaþlatmýþ oldu.

Bugün bile hala sorulan,

"Kore'de ne iþimizivardý?" sorusununyanýtýnýn, 1947 - 1951 yýl-larý arasýnda ABD'den alý-nan 400 milyon dolarlýkABD askeri yardýmýndayattýðýný söylemek yanlýþolmayacaktýr.

Ve Türkiye'yemadalya takýlýyor:NATO üyeliði

Türkiye, 1949 yýlýndaABD'nin öncülüðü ilekurulan NATO'ya 18Þubat 1953 tarihindekabul edildi. Koresavaþýnýn da Temmuz1953 yýlýnda sona erdiðinidüþünürsek, Türkiye birkan denizinin ortasýndaABD emperyalizmininçýkarlarý için "varýnýyoðunu" ortaya koya-caðýný kanýtlayarak,NATO'ya girmeye hakkazanmýþtýr diyebiliriz.Böylelikle Türkiye'deyabancý ülkelere ait üskurma, toprak sahibi olmadönemi baþlamýþ oldu.

Yine de TürkiyeABD'nin dümen suyunaçok daha önceden gir-miþti. 10 Mart 1954 tari-

hinde TBMM'de onay-lanan Ortak GüvenlikAnlaþmasý'na göreTürkiye NATO üyesiolmadan ABD'nin askerigiriþimlerini desteklemekve gerekirse bu giriþim-lere yardým etmekyükümlülüðünü kabuletmekteydi. Bu ABD ileTürkiye arasýnda imza-lanan ikili anlaþmalardanbirisiydi.

20 Mart 1954 tarihindeTBMM'nce onaylanan birbaþka ikili anlaþmanýn adý"NATO Kuvvetler StatüsüSözleþmesi"dir. Busözleþmeyle ABD'ninTürkiye topraklarýndaaskeri tesisler ve üstlerkurmasý ve askeri person-el bulundurulmasý kabuledildi. Bu anlaþmayla,Türk topraklarý üzerindesuç iþleyen Amerikanaskeri personele uygu-lanacak yargý kararlarýiçin, tarihinde ilk kez, biryabancý ülke makamlarýnayargýlama sürecine doðru-dan müdahale hakký ver-ilmiþ oldu.

(BAK aktivisti Nilüfer UðurDalay'ýn çalýþmasýndan)

MMaarrsshhaallll''ddaann KKoorree''yyee,, KKoorree''ddeenn NNAATTOO''yyaa

BAK kampanya yapýyor

Page 10: Sosyalist İşçi 245

10 sosyalist iþçi sayý: 245

"En kötü sosyalizm bile eniyi kapitalizmden dahaiyidir" sözüne, "Sosyalizmkötü bir þey olamaz"yanýtýný verebilmek gerçek-ten de çok önemli.1990'larýn ortalarýndan berikapitalizmi köklü birbiçimde sorgulayan antikapitalist hareket içindesosyalist fikirlerin cýlýzolmasýnýn nedenlerindenbirisi, sosyalizmin kötü birþey olabileceði kanýsýnýnhakim olmasýdýr.

Kötü olan sosyalizmdeðil, stalinizmdi

1989'da, dünya bugünkün-den bambaþka bir haritayasahipti. Sovyet SosyalistCumhuriyetler Birliði uçsuzbucaksýz bir alaný kapsayantek bir süper devletti. Veyaygýn kaný, bu devletinsosyalist olduðu yönündey-di.

Dünyada sadece küçük birazýnlýk, Sosyalist Ýþçigazetesinin de Türkiye'detemsilcisi olduðuUUlluussllaarraarraassýý SSoossyyaalliizzmmAAkkýýmmýý'na baðlý devrimcimarksistler, SovyetRusya'nýn sosyalist deðil,kapitalist, devlet kapitalistibir rejime sahip olduðunuiddia ediyordu.

Dünyada egemensýnýflarýn en çok iþineyarayan fikir, SSCB veuydularýnýn sosyalistolduðunu anlatan fikirdi.Çünkü bu çok garip ve kap-italizmden daha kötü bir‘sosyalizm’di. DoðuAlmanya'dan, Çin'e,Rusya'dan Bulgaristan'akadar bütün bu ülkelerdetek parti iktidarlarý mevcut-tu. Bunun anlamý, farklýsiyasi fikirlere sahip olan-larýn örgütlenmelerininengellenmesiydi.

Bütün bu ülkelerde gizlipolis teþkilatlarýnýn, örneðinKGB gibi, kanlý operasyon-larý ve her hangi bir kapital-ist ülkedeki kadar vahþiuygulamalarý bir gerçekti.

Bütün bu ülkelerde ulusalazýnlýklar, bir çok kapitalistülkede olduðundan çokdaha yoðun bir biçimdebaský altýndaydýlar. Rusya,SSCB bayraðý altýnda zorlabir araya getirilen uluslarýbaský altýna almýþ ve bunuda sosyalizmin gücüyleaçýklamýþtý.

Tüm azýnlýk uluslar, zor-baca bir Ruslaþtýrma poli-tikasýna maruz kalmýþlardý.

Sosyalist olduðu iddiaedilen ülkelerde, iþçisýnýfýnýn ekonomik ve siyasiyaþamýn ve kararlarýnüzerinde her hangi birdenetimi yoktu.

Bu ülkelerin bazýlarýndacinsel özgürlükler sonunakadar kýsýtlanmaklakalmamýþ, eþcinsellik suçolarak ilan edilmiþti.

Irkçýlýk, Yahudi düþman-lýðý örneðin Rusya'danerdeyse tek parti iktidarýaltýnda bir devlet politikasýhaline gelmiþti.

Hiçbir siyasi özgürlüðünolmadýðý bu sosyalist ülkel-erde, siyasi mahkumlaraköle muamelesi yapýlmaktave mahkumlarýn karþýlýksýzemek güçleri ekonomikgeliþmede önemli bir etkenolmaktaydý.

Ýþçilerin örgütlenmeözgürlüðü tümüyle baskýaltýndaydý. Grevler yasak,devlete baðlý olanlar dýþýn-da sendika kurmak isesosyalizme ihanet olarakgörülüyordu. Düþünceözgürlüðü yoktu. Gösteriyapmak ve özgürceörgütlenmek imkansýzdý.

Rusya, sosyalizmin beþiðiolarak, ABD emperyaliz-miyle küresel piyasalardaaskeri rekabet içindeydi.Silahlanma harcamalarý,savaþ sanayine baðlý birekonomi, Rusya'da emekçi-lerin aþýrý yoksullaþmasýnave temel tüketim mad-delerinin kýsýtlanmasýnaneden oluyordu.

Sosyalist Rusya en mod-ern teknolojiye dayalý askeriaraçlarý üretirken, halkýnyaþam koþullarýnda radikalbir gerileme yaþanýyordu.

Bu Rusya, dünyanýn çeþitliülkelerini sýk sýk askerimüdahaleyle tehdit ediyorve hatta 1970'lerdeAfganistan örneðindeolduðu gibi fiilen iþgal poli-tikalarý izliyordu.

Gerçekten de sosyalizmikötülemek ve uðrundamücadele etmesi aptalca birdüþ olarak mahkum etmekiçin, Rusya, Çin, Küba veDoðu Bloku gibi ülkelerininsosyalist olduðunu iddiaetmek yeterliydi.

1989 ayaklanmalarý:sosyalizmin deðilstalinizmin çöküþü

Önce Sovyetler Birliði'ndeazýnlýk uluslar ayaklanmayabaþladý. Her ülkede stalinistRusya'yý kendilerine modelolarak alanlar, bugeliþmeleri çok fazlaönemsemediler. Yine, þid-detle bastýrýlmak zorundaolan karþý devrimci giriþim-ler olarak yorumlandýgeliþmeler.

Ardýndan Çin'de,TTiiaannnnaannmmeenn MMeeyyddaannýý'ndabinlerce iþçi ve öðrencinindüzenlediði gösterininkatliamla bastýrýlmasý busefer geliþmelerin dahafarklý olduðunu kantýladý.Gerçekten de birkaç ay gibikýsa bir sürede DoðuAlmanya, Macaristan,Polonya, Çekoslovakya,Bulgaristan ve Romanya'darejimler ard arda devrilme-ye baþlandý. 1990 yýlýndaRusya'nýn uydularý birer

birer çökmüþtü. 1991 yýlýn-da ise rejim Rusya'da daçöktü. Polonya veMacaristan'da rejimlerdevrilmeden komünist par-tilerin tekeli kýrýldý vepiyasa mekanizmalarýnahýzlý bir geçiþ yapýldý.

Ortalýkta kapitalizmin nekadar üstün bir sistemolduðunu anlatan teorilercirit atmaya baþladý.Dünyanýn çeþitli ülkelerindekapitalist sisteme karþýinançlý bir biçimdemücadele eden sosyalistler,büyük bir bozgunauðradýlar. Burjuvalar, keyif-le, ""SSoossyyaalliizzmm mmii"", diyesorup, ""hhaaaa,, eevveett,, kkaappiittaall-iizzmmddeenn kkaappiittaalliizzmmee ggeeççiiþþeevvrreessii"" esprileri yapmayabaþladýlar.

FFrraanncciiss FFuukkuuyyaammaa gibiABD egemen sýnýfýna akýlveren þahýslar, tarihinsonunun geldiðini ve liberalkapitalizmin komünizmeüstünlüðünü nihai olarakkanýtladýðýný anlatmayabaþladýlar.

Soldaki erozyon korkunç-

tu. Batý Avrupa'nýn enbüyük komünist partisi,Ýtalya'daydý ve adýndakikomünist etiketini hýzla attý.Macaristan Komünist par-tisi sosyal demokrat ÝkinciEnternasyonal'e hýzlý birgeçiþ yaptý. ÝngiltereKomünist Partisi'nin teorikyayýn organý, "komünizmve leninizmin öldüðü"nüilan etti.

Moral yenilgi daha da hýz-landý. Bolþevik Parti'ninönderliðinde gerçekleþenEkim Devrimi mahkûmedilmeye baþlandý.Devrimlerin imkansýzolduðu, kazayla gerçekleþe-cek devrimlerin ise kazan-masýnýn mümkün olmadýðýkafasý karýþýk solcularcaanlatýlmaya baþlandý. Butartýþma hýzla iþçi sýnýfýnýnbir gücü olmadýðý, kapital-izmi devirme mücade-lesinin saçma olduðu genelkanýsýna baðlandý.

Stalinizmsosyalizm deðildir

Gerçekten de stalinist

Rusya'yý ve bu rejimi kendi-lerine model alan ülkelerinsosyalist olduðunu düþü-nenler açýsýndan iþlerinsarpa sarmasý kaçýnýlmazdý.

Romanya'da iþçilerinneden sosyalist bir rejimekarþý ayaklandýklarý izahedilmeye muhtaçtý. Bu nasýlbir sosyalizmdi ki ayak-lanan iþçilerin üzerine tank-lar yollanýyordu, rejimlerindüzenli ordularý iþçi eylem-lerini bastýrýyordu.

Bu sosyalizm, nasýl oluyorda kuruluþunu ilanetmesinin üzerinden on yýl-lar geçmesine raðmenulusal çeliþkileri çözemiyor,hemen her sosyalist ülkeninkendi içinde ulusal isyanlargerçekleþiyor, ezilen ulus-lara karþý þovenist fikirlergüç kazanýyor ve egemengüçler ulusal azýnlýklarýneylemini düzenli ordularýve tanklarýyla ezmeyeçalýþýyordu? Bunlar neacayip sosyalist ülkelerdi kirejimlerin devrilmesiyle bir-likte içinden faþist akýmlarçýkýyor ve hýzla büyüyordu?

Sosyalizm bu geliþmelereyol açabilecek kadar pisliðiiçinde barýndýran birrejimse, gerçekten deuðruna mücadele etmeyedeðmez.

Yüksek sesle bir kez dahavurgulamalýyýz ki ne dünyaegemen sýnýflarý, ne deRusya'da 1930'lu yýllardaegemenliðini ilan eden stal-inist rejimi sosyalizm mode-li olarak gören ve benim-seyen komünist partilerhaklýydý. Çünkü Rusya veDoðu Bloku'nda yýkýlanülkeler, sosyalist deðildevlet kapitalisti rejimlerdi.

Geliþmeler tam tersi birduruma iþaret ediyordu.Sovyet Rusya'nýn çöküþü,gerçek Marksist geleneðinbir dizi temel tezini doðru-luyordu:

Ýþçi eyleminin gücü

11.. Ýþçi sýnýfýnýn kitleseleyleminin gücü en zorba, enyýkýlmaz görünen rejimleribile yýkma gücüne sahiptir.Sosyalizm, iþçi sýnýfýnýnkendi eylemidir.

Sosyalizm kötü bir þey olamaz1166 sseennee ssoonnrraa,, 11998899 ddeevvrriimmlleerrii

1980’de genel grev sonucu kurulan Dayanýþma sendikasý 1988’de iki genel grev daha yaptý ve ardýndanseçimler yapýlmasý konusunda hükümetle anlaþtý ve seçimleri ezici bir çoðunlukla kazandý

Doðu Alman gizlipolis rejiminin çökmesine neden olan Leipzig gösterilerinden birisi. Bu gösterilerinardýndan Doðu Almanlar yýðýnsal olarak Batýya geçmeye baþladýlar. Ardýnda rejim çöktü

Page 11: Sosyalist İşçi 245

sayý: 245 sosyalist iþçi 11

Romanya'da sarayýndanyapacaðý konuþmayý dinle-meye gelen iþçiler, kýsa birsürede öfkelenerekÇavuþesku'nun üzerineyürüdüler. Çavuþeskuhelikopteriyle kaçarkenSekuritate'sine kitleninüzerine ateþ açma emriverdi ve rejim o an yýkýldý.

2000 yýlýnda Arjantindevlet baþkaný De la Rua dabaþkanlýk sarayýndan aynýyöntemle kaçmak zorundakalmýþtý. Arjantin isyanýneyse, Romanya'daki isyanda oydu. Kitlelerin baskýya,sömürüye, ezilmiþliðe veyoksulluða karþý öfkesininpatlamasý. On binlerce,milyonlarca insan, hayat-larýný zehir eden sistemi,adýnýn baþýnda "Sovyet" yada "sosyalizm" var diyeaffedemez.

22.. Sosyalizm düzenli ordu-lara sahip olamaz. Düzenliordu, egemen bir azýnlýðýnbüyük çoðunluðu baský altý-na alarak üzerinde yük-seldiði sömürü mekaniz-masýný korumasý için varolabilir.

Stalinist rejimler daimagüçlü düzenli ordularasahip oldular. Bununnedeni, stalinist bürokrasi-lerin, azýnlýk bir egemensýnýf olmasý, yeni türden birburjuva sýnýfý olmasýdýr.

Tüm stalinist rejimlerdedevlet mülkiyeti hakimdir.Bu doðru. Fakat devletmülkiyetinin denetimi, tümyatýrýmlarýn, üretimin veticaretin denetimi,ekonomik planlamanýnkarar alma yetkisi, aynýzamanda ücretlerin düzeyi-ni de belirleyen, kendisiniegemen sýnýf olarakörgütleyen stalinistbürokrasinin elindedir.

Stalinist rejimlerde düzenliordularýn bulunmasýnýnnedeni, bu bürokrasilerin,iþçi sýnýfýný sömüren yenibir egemen sýnýf, azýnlýk birburjuva sýnýfý olmasýdýr.

33.. Düzenli ordular kitleseleylemler karþýsýnda rejiminzaferini garantileyemez.Rütbesiz askerler, iþçiçocuklarý, kitle hareket-lerinin baþarý kazanma þan-sýna ikna olduklarý andadüzenli ordular daðýlmaya,tüm emir komuta zinciriparçalanmaya ve ordu iþle-mez hale gelmeye baþlar.Bu 1871 Paris iþçilerinin

ayaklanmasýnda, 1905 ve1917 Rus devrimlerinde ve20. yüzyýlda bir çok halkayaklanmasýnda görülen birgeliþmedir.

Stalinist rejimlerin çökme-si sýrasýnda yaþanan bugeliþme, sosyalizminöldüðünü deðil, sosyal-izmin çok temel bir tezinindoðrulunu bir kez dahakanýtlamýþtýr.

Reform deðil, devrim

44.. Reformlar için mücadeleçok önemlidir ama iþçi sýnýfýve tüm ezilenlerin kurtu-luþu için, reformlarý tek tekbiriktirmek, egemen sýnýfýnþu ya da bu kesimiyle ittifakyapmak deðil, kitleselmücadeleler ve devrimgerekir.

55.. Kadýnlarýn baský altýndaolduðu bir rejim sosyalizmolamaz. Kadýnlar kurtul-madan sosyalizm olamaz.Sermaye birikimininihtiyaçlarý doðrultusundakadýnlarý eve kapanmaya veçocuk doðuran makineleredönüþmeye zorlayan bir sis-tem sadece maðlup olmayýhak etmekle kalmaz.

Çok çocuk doðuran kadýn-lara madalya veren, temeliþlevi bürokratik egemensýnýfýn ihtiyaç duyduðu iþçigücünü yaratmaya indirge-nen kadýnlar açýsýndan stal-inist rejimler birer cehen-nemdi. Bazý stalinist rejim-lerde ise kürtaj hakký yasak-lanmýþtý.

66.. Kitlesel eylemler,mücadeleler ve bumücadelelerin en ileri biçi-mi olan devrimler, partikararlarýyla, akýllý politbüro-larýn verdiði emirlerle deðil,kendiliðinden patlak verir.Bu kendiliðinden isyanlarýniki koþulu vardýr: Birisi,ezilenlerin, "artýk yeter,böyle yaþamayacaðým"demesi, kendisini yönetentüm mekanizmalara kitleselbir öfkeyle karþý çýkmasýdýr.

Diðer koþul ise, egemensýnýflarýn yönetme yeteneði-ni kaybetmesi ve toplumsal,ekonomik, siyasi ve ideolo-jik tüm düzeylerde kriz veparçalanma yaþamasýdýr.Stalinist rejimlerinçöküþünün hemen ardýndan"devlet mallarýnýn" çöküþtenönceki komünist partilerinbürokratlarý, fabrika genelmüdürleri tarafýndan yað-

malanmasý ve rejimlerinçökmesinden hemen sonrafarklý çýkar gruplarýnýnifadesi olan siyasi partilerinhortlamasý, Lenin'in birdevrimin gerçekleþmesi içingerekli gördüðü bu temeltezin doðruluðunu açýkçagösterir.

77.. Ýþçi sýnýfý, kitleselmücadeleler içinde kendi özörgütlenmelerini yaratýr.Grev komitesinden fabrikakomitesine, iþçi meclis-lerinden halkýn kendisinikorumak için milisörgütlenmesine kadar birdizi örgütlenme, mücadeleiçerisinde þekillenir,mücadele içerisinde koor-dine olur.

Stalinizmin çöküþüsosyalizminyenilgisi deðildir

88.. Ýþçi sýnýfýnýn bilinciduraðan deðil, deðiþkendir.Sýnýf bilinci mücadele içindesürekli deðiþir ve geliþir.Ýþçi sýnýfý baþlangýçta basittaleplerle eyleme geçebilir.Fakat her basit talep, içindekapitalizmin bütününeyönelik daha güçlü istekleribarýndýrýr.

Ekmek, sabun ya da birazdaha fazla ücret için verilenmücadele, kitleselleþtiðioranda iþçilerin bilinçdüzeyini geliþtirir ve dahaileri talepler, örneðin, gizlipolisin, çetelerin daðýtýl-masý, iþyerlerinin yöneti-minin iþçilere geçmesi verejimin deðiþmesi gibi talep-ler öne çýkmaya baþlar.Stalinist rejimleri çökertenmücadeleler bir çok yerdeböyle bir seyir izledi.

Stalinist rejimlerin çöküþü,sosyalizmin yenilgisinideðil, tam tersine, marksistfikirlerin gücünü ve doðru-luðunu kanýtlar. Bir yandanyýkýlan rejimleri, bir yandanda sosyalizmi, marksistteoriyi savunmak mümkündeðildir.

Sosyalistler, ezen-ezilenmücadelesinde hiç koþul-suz, daime ezilenlerinyanýnda yer almak zorun-dalar. Bunu yapmanýn ilkkoþulu, isyan eden iþçilerinüzerine tanklarýný yollayanrejimleri sosyalizm olarakgörmekten vaz geçmek vebu ayaklanmalarý sevinçlekarþýlamak, coþkuylaanmaktýr.

Dünya tarihinin en büyük kitgle gösterileridalgasý 1989 yýlýnda yaþandý. O günlerdekendisine “sosyalist” denen Rusya’daezilen halklarýn gösterileri baþlayanmücadele dalgasý büyük bir ivmeyle yüksel-di ve dahba yükseldi, ta ki Doðu Bloku çat-layýp, daðýlana kadar.

Baltýk ülkelerinde nüfusun % 60’ý gösteriyaparken herkesin talebi “özgürlük vebaðýmsýzlýk”tý.

1988 yýlýnda Polonya’da ard arda 2 büyükgenel grev oldu. Genel grevleri 1980’dedevletten baðýmsýz olarak kurulan ve kýsazamanda 10 milyon iþçiyi örgütlemiþ olanDayanýþma Sendikasý (Solidarnosc) örgü-tledi.

Polonya’da Dayanýþma Sendikasý ancakGeneral Jaruzelski’nin askeri darbesi ilegeriletilebildi. Binlerce sendika aktivisti,iþçi önderi, iþyeri temsilcisi hapislere týkýldýama bütün bu naskýlara raðmen 1988 genelgrevleri engellenemedi.

Genel grevlerin ardýndan dayanýþmaSendikasý ile hükmet arasýnda uzlaþmasaðlandý. Nisbeten özgür seçimlerin yapýl-masýnda anlaþýldý.

Dayanýþma’ya bu seçimlerde 160 adaygöstermesine izin verildi. Seçimlerin sonun-da dayanýþma 160 sandalyenin hepsinikazandý. Hem de büyük farkla.

Böylece 1920’lerden sonra ilk kez DoðuBloðunda muhalefetin olduðý seçimleryapýlmýþtý.

Seçim lerin ardýndan DayanýþmaHükümeti kuruldu.

Polonya’da dayanýþma iktidara gelirkenMacaristan’da ise aniden eski iktidar partisiönce muhalefet partilerini yasallaþtýrdý,sonra kendi ismini deðiþtirdi ardýndan iseMacaristan’ýn isminden “Halk” kelimesiçýkarýldý. Böylece Polonya ve MacaristanHalk Cumhuriyetleri resmen SSCB’ninuydusu olmaktan çýktýlar. Bu ülkerdeki ben-zer geliþmelere daha önce Kýzýl Ordu iþgali-ile cevap veren SSCB bu kez eli kolu baðlýgeliþmeleri izliyordu.

TTiieennaannmmeenn ggöösstteerriissii

Polonya ve Macaristan’ý Çin izlemeyeçalýþtý. Öðrenciler Pekin’in en büyük vemerkezi meydanýnda oturma eyleminebaþladýlar. Fabrika iþçileri binler ve onbin-lerle gelerek onlarla dayanýþma içindeolduklarýný gösterdiler. Tienanmen’dedemokrasi yeþeriyordu ama Çin bürokrasisiRus bürorasisi gibi davranmadý ve orduyuiþçilerin ve öðrencilerin üzerine yolladý. Ýlkbirlikler çatýþmayý reddettiama Pekin’edaha uzak mesafelerden getirilen birlikleracýmasýzca saldýrdý. Gösteri kýrýldý.

Tienanmen Meydaný katliamýnýdestekleyen nadir ülkelerden birisi DoðuAlmanya, diðerleri ise Romanya, Küba veNikaragua idi.

Tienanmen’in ardýndan Rusya’da 250 binmaden iþçisi gösteri yaptý. talepleri çokbasitti: Temizlenebilmek için sabun istiyor-lardý!

DDuuvvaarr yyýýkkýýllýýyyoorr

Ardýndan Doðu Almanya’da gösterilergeldi. Ýlk gösteriler ufaktý. Polis olaðanüstübir þiddetle saldýrdý. Ardýndan binþerce kiþitutuklandý. Ama bu defatutuklularýn serbestbýrakýlmasý için gösteril-er baþladý.

Bu gösteriler dahabüyüktü. Polis gene þid-detle saldýrdý. Genetutuklamalar yaþandý.Gösteriler daha dabüyüdü.

Ardýndan DoðuAlmanya’nýn bütün kent-

lerinde ayný anda gösteriler baþladý.Yübinlerce insan özgürlük isteðiyle sokak-lara çýkýyordu.

Sonra beklenmedik bir geliþme oldu.Yüzbinlerce insan dalgalar halinde BatýAlmanya’ya geçmeye baþladý. Batýya geçiþo denli hýzlandý ki sonunda polis devletininbaþý Honneker istifa etti. Ýstifasýnýn ertesigünü hükümet düþtü.

Gösteriler devam etti. Partinin politbürosudevrildi.

Ertesi günü iktidar partisi Doðu Almanvatandaþlarýnýn batýya özgürce geçmesineizin verdi! Ama Dolðu Almanlar zaten bunuyapýyorlardý.

Sonra Berlin’i ikiye bölen duvarýn ikitarafýndanonbinlerce insan geldi ve o kocaduvarý yerle bir etti.

Doðu Almanya Batý ile birleþti. Rusya biruydusunu daha kaybetmiþti.

““ÞÞiimmddii ssýýrraa kkiimmddee??””

Bu soru sorulurken her hafta bir rejimyýkýldý. Bulgaristan, Çekoslavakya birbiriniizledi ve en sonunda Çavuçesku’nunRomanyasý yýkýldý.

Hemen heryerde benzer geliþmeleryaþandý. Gösteriler genel grevle tamam-landý. Polis saldýrmaya çalýþtý ama genelgrev ve gösteriler yaygýnlaþtý ve sonunda oeski güçlü politbürolar darmadaðýn oldu.

Çavuçesku’nun devriliþi en hazin olanoldu. Kendisini desteklemeleri için iþçileribir meydana toplayan Çavuçesku bir andaiþçilerin kendisinin devrilmesini isteyen slo-ganlarý duydu ve dehþet içinde helikopter-ine atlayarak kaçmaya çalýþtý. Nereye.Yakalandý ve kurþuna dizildi.

1989 Doðu Avrupa devrimlerindeöldürülen tek eski lider Çavuçesku oldu.

BBuunnllaarr ddeevvrriimm mmii??

Hala stalinizmi savunanlar bugeliþmelerin devrim olduðunu anlamamayaçalýþýyor.

Oysa bu geliþmelerin hepsinde iþçi sýnýfýbaþý çekti. Çok zaman örgütlü iþçi eylemlerirejimlerin yýkýlmasýnda belirleyici oldu.

Ýþçiler baskýcý rejimlere karþý çýkarken yer-ine yeni bir alternatif koyamýyorlardý. Bunedenle Batýdca olaný istediklerinidüþündüler. Her yerde Batý türü kapitalizm,yani pazar ekonomisi hakim olmayabaþladý.

Bu durum üzerine kapitalizm zafer çýðlýk-larý attý.

Aradan 16 yýl geçti. Bu ülkelerde pazarekonomisinin mutluluk getirmediði açýkçagörüldü. Ýþçiler ve emekçiler serbest pazarekonomisinin ne olduðunu bugün daha iyibiliyorlar. Ama eski Doðu Bloku ülkelerininhiç birinde eskiye özlem yok.

Bu durumda ya iþçiler ve emekçilersosyalizme karþý ya da yýkýlan rejimlersosyalist deðildi. Bizim cevabýmýz ikincisi.Stalinistlerin cevabý ise bütün b u rejimlerinCIA oyunu ile yýkýlmýþ olduklarý þeklinde.

Eðer öyleyse bu CIA çok güçlü ve onu yen-mek hiçbir biçimde mümkün deðil. OysaCIA güçsüz ve onu yenmek mümkün. ÝþteIrak.

1989 devrimlerinden 3 yýl sonra bu kezDoðu Bloku’nun merkezi ülkesi, SSCB

yýkýldý. Stalinistler darbeyapmaya çalýþtýlar veyenildiler. Darbeninmuhatabý olan Gorbaçovdevrildi ama yerine dar-beyi tanklarýn üzerineçýkarak durduran Yeltsingeçti.Böylece sistembütünüyle yýkýlýp daðýldý.SSCB parçalandý. Rusyaufaldý ve süper güçolmayeteneðini kaybetti.

ÝÝþþççiilleerr ssoossyyaalliizzmmii mmii yyýýkkttýý yyookkssaayyýýkkýýllaann ssoossyyaalliizzmm ddeeððiill mmiiyyddýý??

BBuu dduurruummddaa yyaa iiþþççiilleerr vveeeemmeekkççiilleerr ssoossyyaalliizzmmee kkaarrþþýý

yyaa ddaa yyýýkkýýllaann rreejjiimmlleerrssoossyyaalliisstt ddeeððiillddii.. BBiizziimm

cceevvaabbýýmmýýzz iikkiinncciissii..SSttaalliinniissttlleerriinn cceevvaabbýý iisseebbüüttüünn bb uu rreejjiimmlleerriinn CCIIAA

ooyyuunnuu iillee yyýýkkýýllmmýýþþ oolldduukkllaarrýýþþeekklliinnddee..

““SSoossyyaalliisstt”” RRuussyyaa’’ddaa mmaaddeenn iiþþççiilleerrii ssaabbuunn iiççiinn ggrreevv yyaappttýý!!

Page 12: Sosyalist İşçi 245

12 sosyalist iþçi sayý: 245

CCeennggiizz AALLÐÐAANN

19 Mayýs 1919 ile 15 Ekim 1927tarihleri arasýnda geçen baðýmsý-zlýk savaþý ve cumhuriyet döne-mi inkîlaplarýnda yaþanan somutolaylarý anlattýðý, Nutuk adýylakitaplaþtýrýlan konuþmasýnýMustafa Kemal bu sözlerletamamlar. Günler süren konuþ-manýn sonunda Mustafa Kemal'Türk baðýmsýzlýðýný vecumhuriyeti koruma ve kollama'görevini Türk gençliðine emanetetmiþtir. Gençliðin bu zorlumücadelede ihtiyaç duyacaðýgücün bulunduðu sihirlisandýðýn yerini de tarif etmiþtir:damarlar. Bu sihirli sandýðýniçindeki hazine de bilinmektedir:Türk'ün asil kaný.

Bu yazýnýn 'derdi' anýlan döne-min sorunlarý ve bu sorunlarlabaþetmede izlenen yol ve yön-temin tartýþýlmasý deðildir.Yalnýzca, var olan sistemdenmemnun olmayanlarýn izleyecek-leri mücadele rotasýný çizerken,Mustafa Kemal'in verdiði refer-anslarýn günümüz dünyasýndane derece geçerli olduðunutartýþmaya açmaktýr.

Küresel dünya

Bugünün dünyasý özde1920'lerin dünyasýndan pek defarklý deðil. Rekabet, kâr vebirikime dayalý kapitalist sistem,oturduðu zemini deðiþtirmedensürüyor. Toplumsal yaþama ege-men olan temel çeliþki halâ ikitemel sýnýf, iþçi sýnýfý ve büyükburjuvazi arasýnda sürüyor.

Kâr güdüsüyle büyük ser-mayeler arasýnda giriþilen reka-bet halâ büyük sermaye birikim-lerine ve bu birikimin giderekdaha az sayýda elde toplanýpmerkezileþmesine yol açýyor.Kürede halâ büyük yýðýnlardevasa bir yoksulluk altýndainlerken küçük bir azýnlýk budünyanýn nimetlerinden sýnýrsýz-ca faydalanýyor.

Büyük sermaye gruplarý kendidevletleri aracýlýðýyla istedikleriülkeleri iþgal ediyor, savaþlarçýkarýyor, bu ülkelerin yeraltý veyerüstü zenginliklerine el koyuy-or. Yurttaþlarýnýn yýllýk milligelirden aldýklarý kiþi baþýnaortalama pay 500 dolar olanülkeler varken ayný rakamý 30bin dolara çýkarmýþ ülkelerbulunuyor. Üstelik bu ülkeler1920'lerdeki ülkelerle, üç aþaðýbeþ yukarý ayný: G8 ülkeleri (vebunlara eklemlenmiþ birkaç ülkedaha).

Enformasyon çaðý

O günün dünyasýndan farklýolduðu söylenen bazý þeyler devar: artýk dünyada tek süper güçvar; sermayenin serbest dolaþýmýönünde engel kalmadý; iletiþim

teknolojileri ve medya impara-torluklarý karþýsýnda ezilenlerinhiç þansý yok; Marks dönemindeadres gösterilen sanayi iþçi sýnýfýartýk yok; marksizmin köhnemiþfikirleri bu dünyayý açýklamayayetmiyor; zaten Sovyetler deyýkýldý, kimse sosyalizme yüzvermiyor; dolayýsýyla yeniarayýþlara girilmeli...

Söylenenlerin bazýlarýnda hak-lýlýk payý var. Örneðin iletiþimgerçekten de çok hýzlandý. Paratransferi artýk ülkeden ülkeyegemilerle deðil banka talimat-larýyla saniyeler içinde gerçek-leþiyor. Sermaye güvenli yatýrýmalanlarý elde etmek için fizibiliteçalýþmasýný daha rahat gerçek-leþtiriyor ve hükümetlere dahakolay basýnç uygulayabiliyor.Daha kolay iþçi çýkarýlabiliyor.Sendikalara daha çok baský var,vb.

Ulusalcýlýða sarýlýþ

Ancak küreselleþen dünyanýnolanaklarýndan yalnýzca egemensýnýflar deðil ezilen sýnýflar dafaydalanýyor. Örneðin internetsayesinde dünyanýn her yanýndadayanýþma aðlarý kuruluyor vebunlar sayesinde yeni yenidireniþ odaklarýnýn çekirdekleriatýlabiliyor. Sýradan insanlarartýk bilgiye eskisinden dahakolay ulaþabiliyor. Dünyanýn enücra köþelerinde olup bitenler-den hemencecik haberimiz oluy-or.

Arjantin'de ayaklanmaolduðunda izliyor ve (kimilerim-iz) benzerini yaratmak için neyapmak gerektiðini tartýþýyoruz.ABD Irak'ý iþgal ettiðinde anýndahaber alýyor ve protesto gösteri-leri düzenliyoruz. Üstelikdünyanýn her köþesinde ayný

anda... Ama yine de henüz egemen

sýnýflar kadar yararlanamýyoruzdünya nimetlerinden. Bütünipler dünyadaki bir avuç zengin,sanayileþmiþ ülkenin egemensýnýflarýnýn ellerinde gibigörünüyor. Bunun karþýsýndaumutsuzluða düþen bazý çevreler(bir asýrlýk, iç ve dýþ düþmanlarsöyleminin de etkisiyle), geliþendünyaya uygun yeni mücadeleyöntem ve araçlarý kurmak yer-ine, eski bir limana, milliyetçiliðesýðýnýyorlar.

Bu durum emperyalizmlemücadeleyi kapitalizmlemücadeleden ayrý gören buanlayýþ sahiplerini, ister istemez,milli mücadele yýllarýnýn nos-taljik romantik havasýný yenidencanlandýrmaya itiyor. YenidenMilli Mücadele, Ýkinci KurtuluþSavaþý, Kýzýlelma Koalisyonu gibigruplanmalar peydah oluyor. Buanlayýþýn doðal sonucu olarak,bu gruplar kemalizme ve onunkurucu ideolojisi olan Türk mil-

liyetçiliðine kayýyor. Ve bu mil-liyetçiliðin söyleminde yer alan'asil kan' referansý onlarýn dareferansý oluyor.

Uluslararasý dayanýþma

Oysa emperyalist saldýrganlýðýnkarþýsýnda milliyetçi çizgilerinhiçbir þansý yok. Örneðin 11Eylül sonrasýnda baþlatýlan'terörizme karþý savaþ' tehdidininkarþýsýna dünyanýn bütünülkelerinden direniþçiler yerineyalnýzca yoksul Afgan veIraklýlar çýksa, diðer ülkelerinemekçileri "bize ne caným" diyeburun kývýrsaydý, bugün ABD'yibataklýða sürükleyen Irakdireniþi üç yýl dayanabilir miydi?

Oysa, savaþýn iki baþ mimarýolan ABD ve Ýngiltere'de bileIrak savaþý ve iþgaline karþýçýkanlarýn sayýsý giderek artarkenTürkiye'de milliyetçiliðe batmýþsol iþi Misak-ý Milli'yi tartýþmaya,Musul ve Kerkük'ü geri almayakadar vardýrabiliyor. Hatta ABDiþgaline 'Irak'taki Türkmenkardeþlerimiz öldürülüyor' diy-erek karþý çýkanlara bile rast-lanýyor.

Ekonomik baðýmsýzlýk

Milliyetçilik yalnýz siyasi vesosyal alanda deðil, ekonomikalanda da mantýk dýþý bir ideolo-ji. Ýçiçe geçmiþ ve unsurlarýnýnbirbirinden ayrýlmasý imkansýzhale gelmiþ bir ekonomik sistem-den tek baþýna kopuþ da imkan-sýzdýr.

Diyelim ki büyük bir apart-manýn bir dairesinde ailecek bizyaþýyoruz. Ve diyelim kidomates ve bulgur üretiyoruz;bilgisayar, televizyon, taþýtaraçlarý, çamaþýr makinesi, vbteknoloji ürünlerini üretemiy-oruz. Bunlarý ve hayatý kolay-laþtýracak baþka bir sürü ürünüise diðer apartman sakinleriüretebiliyor.

Diðer tüm komþulardan baðým-sýz yaþamaya kalkarsak haberleriizleyemez, çamaþýrlarý elimizdeyýkar, her yere yürüyerek (ya dayüzerek) gider ve iletiþimolanaklarýndan asla faydalana-mayýz. Sadece bulgur vedomates yiyerek önünde sonun-da yetersiz beslenmeden hastadüþeriz (tabii ilaç ve týbbimalzeme de üretemediðimiz içinhastalýðýmýz pek uzun dasürmez). "Olsun biz onurumuzlayaþayalým, yeter!" deyip bütünailenin hayatýný tehlikeye atacak-sak baþka. Ama bu biraz riskli.Üstelik aile reisinin aldýðý bukarara tüm aile fertlerinin katýla-caðýnýn garantisi de yok.

Anti kapitalistdayanýþma

Son 6-7 yýldýr dünyanýn sokak-

larýný kuþatan, kapitalizme heryerde meydan okuyan, üstelikbunu artýk küresel çapta haber-leþip dayanýþma aðlarý kurarak,eþzamanlý gerçekleþtiren antikapitalist direniþçilerin ise baþkabir önerisi var: enternasyonal-izm. Bu direniþçilerin çizgisiFransa'da göçmen gençlerinayrýmcýlýða karþý mücadelesini,Bolivya'da yoksullarýn suyunözelleþtirilmesine karþý direniþi-ni, Meksika'da Zapaterolarýn neoliberal saldýrýyý durdurmaçabalarýný, Almanya'da grevciiþçileri, Güney Koreli öðrenci-lerin eðitim mücadelesini,Türkiye'de Kürtlerin özgürlük vekültürel haklar savaþýný aynýanlayýþla, ayrým gözetmedendestekliyor.

Çünkü kendisine saldýran düþ-manýn bir ve ayný amaçladünyanýn dört bir yanýndaki hor-lanmýþlara da saldýrdýðýný görüy-or. Bundan da önemlisi, düþ-manýn gücünün farkýnda ve onutek baþýna alt edemeyeceðininbilincinde. Bu yüzden kendiküçük ülke sýnýrlarý içinde deðiluluslararasý planda mücadeleediyor. Mücadele konularýsayýsýz olduðu için de giderekher kesimden ezilen insanlarýbünyesinde sindirebiliyor.

Ulusal-evrensel

Ulusalcý bir çizgiyi savunanlarise kendi dar çevreleriyle sýnýrlýkalmak zorundalar. ÇünküMusul-Kerkük'ü iþgali savun-duðunuzda Irak halký sizinyanýnýzda olmaz. 'Belçika iþçisiTürk iþçisinin sömürülmesindenpay alýyor' dediðinizde Belçikalýiþçiyle dayanýþamazsýnýz. BirFransýz aydýný benimle kendisiarasýnda, bir Türk olduðum içindeðil, Türkiye'de ezilen sýnýflararasýnda bulunduðum için para-lellik kurar. Ayný þekilde ben de,o aydýna Fransýz olduðu içindeðil, ezilenleri savunduðu içinsaygý duyarým.

.............Türk milliyetçiliðinin zeminine

daima varoluþunun devamýkaygýsý oturmuþtur. Bu yüzden,Türkiye Cumhuriyeti devletininbatýyla iliþkisi endiþe duygusun-dan paranoyaya uzanan bir yel-pazede tarif edilebilir. Türk solu-nun büyük bir kesimi de buhâlden etkilenir ve esinlenir. Buyüzden toplumlarýn tarihini oluþ-turan sýnýfsal mücadele ulusalmücadeleye indirgenir vemücadele azmi, çoðunluðu ARh+ olan 'asil' kanda aranýr.Halbuki muhtaç olduðumuzkudret tüm dünya þehirlerinindamarlarýnda dolaþan sýradankalabalýklarda mevcuttur.

Milliyetçilik

"Muhtaç olduðun kudretdamarlarýndaki asil kanda mevcuttur"

ÇÇüünnkküü MMuussuull-KKeerrkküükk''üüiiþþggaallii ssaavvuunndduuððuunnuuzzddaaIIrraakk hhaallkkýý ssiizziinn yyaannýýnnýýzz-

ddaa oollmmaazz.. ''BBeellççiikkaaiiþþççiissii TTüürrkk iiþþççiissiinniinn

ssöömmüürrüüllmmeessiinnddeenn ppaayyaallýýyyoorr'' ddeeddiiððiinniizzddee

BBeellççiikkaallýý iiþþççiiyylleeddaayyaannýýþþaammaazzssýýnnýýzz

ÝÝnnggiilltteerree’’ddee bbiirr aannttii-ffaaþþiisstt ggöösstteerriiddeenn......

Page 13: Sosyalist İşçi 245

sayý: 245 sosyalist iþçi 13

ÞÞeennooll KKAARRAAKKAAÞÞ

George W. Bush! Hangiülkeye gitse karþýsýnda onbinlerce emekçi, savaþkarþýtý, ellerinde "Katil!"yazýlý pankartlarla onukarþýlýyor. Son bir ay içindeArjantin ve Güney Koregezilerinde hep ayný man-zarayla karþýlaþtý.

On binlerce insan, gerçekneyse onu haykýrdý:"Yalancý, katil!".

3 Aralýk'ta da dünyanýn 27ülkesinde benzer birgeliþme yaþanacak.Venezüella'dan, Kanada'ya,Brezilya'dan Fransa'ya,Meksika'dan Rusya'ya veJaponya'dan Türkiye'yekadar çok sayýda ülkede, birçok þehirde binlerce insansokaklarý dolduracak vehaykýracak: "Katil, yalancý,petrol düþkünü ve gezegendüþmaný!".

3 Aralýk'ta Küreselýsýnmaya karþý

Küresel ýsýnmanýn geze-gen ve üzerinde yaþayantüm canlý türleri için yarat-týðý dramatik sonuçlarýnetkileri, her gün bir öncekigünden daha þiddetlihissedilmeye baþlandý.Küresel ýsýnmaya karþýduyarlýlýk da dünyanýngidiþatýndan duyulankaygýlara paralel olarak vesorunun ciddiyetinindevasa boyutlarý nedeniylehýzla artmaya baþladý.

Bu tepkiler bu yýl içindeörgütlü bir hal alaraknihayet birleþti. 28 Kasým - 9Aralýk 2005 tarihleri arasýn-da Kanada'nýn Montrealþehrinde düzenlenecek olanBirleþmiþ Milletler ÝklimKonferansý bu tepkilerinsokaða çýkmasý için birolanak sundu ve 27 ülkedeküresel ýsýnmaya ve ýsýn-manýn sorumlularýna karþýeylemler örgütlendi.

Ýstanbul, Bursa,Diyarbakýr, Ankara veÝzmir

Eylül ayýndan baþlayarakTürkiye'de de çok sayýdabirey ve kurum bir arayagelmeye baþladý. 3 Aralýk'tabaþta Ýstanbul ve Ýzmirolmak üzere, Diyarbakýr,Bursa ve Ankara'da daeylemler ve basýn açýkla-malarý gerçekleþecek.

Bu eylemleri eldengeldiðince büyütmek, çoksayýda insanýn katýlmasýnýsaðlamak zorundayýz.

Bu birinci eylem olacak.Bu kadar çok sayýda kuru-mun ve bireyin yanyanageldiði, bu konuyla ilgili ilkeylem olacak. Bu yüzden 3

Aralýk'ý bir baþlangýç olarakgörmeliyiz. Bir yandaneylemin katýlýmýný artýr-maya çalýþýrken bir yandanda bu eylemden aldýðýmýzgüçle, daha yaygýn, dahabirleþik bir kampanyanýnnasýl geliþeceðini de tartýþ-maya baþlamalýyýz.

Bush, Katrinave Kyoto

Kampanya sýrasýnda bazýaktivistler, Kyoto pro-tokolü'nün yetersizolduðunu ve "ABDKyoto'yu imzala" talebininyer aldýðý bir kampanyanýnyetersiz olacaðýný tartýþýyor-lar. Ankara kampanyasý bu

tartýþma yüzünden sýkýntýlýgünler geçirdi.

Kyoto Protokolü'nün kýsahikayesi þöyle: BirleþmiþMilletler küresel iklim sis-teminin korunmasý amacýy-la 1992 yýlýnda "ÝklimDeðiþikliði ÇerçeveSözleþmesi"ni hazýrladý.Belge 1994 tarihinde yürür-lülüðe girdi ve bugünekadar 189 ülke imzaladý.Sözleþmenin uzantýsý olarak1997 yýlýnda KyotoProtokolü hazýrlandý. KyotoProtokolü 16 Þubat 2005 tar-ihinde yürürlülüðe girdi.Kyoto Protokolüendüstrileþmiþ ülkelerin2008-2012 yýllarý arasýnda,küresel ýsýnmaya yol açan

sera gazlarýnýn yayýlýmýný,1990 yýlý düzeyine göreortalama % 5,2 azalt-malarýný öngörmekte.

Tartýþmanýn düðüm-lendiði nokta tam da burasý.Kyoto Protokolü gerçektende yetersiz. ÖmerMadra'nýn 15 Kasým'daÝstanbul'da 3 Aralýkmitinginin duyurusu içinÇalýþma Grubu adýna yap-týðý basýn açýklamasýndadediði gibi:

"Küresel iklim felaketiniönlemek için KyotoProtokolü'nün hâlihazýrdakihedeflerinin çok düþük,öngördüðü takvimin de çokuzun vadeli olduðununfarkýndayýz".

Fakat Marda basýn toplan-týsýnda bir vurgu dahayaptý. Yetersiz de olsaneden Kyoto Protokolü'nünüzerine gitmemiz gerektiði-ni þöyle açýkladý:

"Ama, insanlýðýn bu eþimenendi görülmemiþtehdidin önünde dura-bilmek için elindeki tekdiplomatik çerçevenin buantlaþma olduðunu dabiliyoruz. Dolayýsýyla KyotoProtokolünün imzalanýponaylanmasýný kendiseçtiðimiz meclisten detalep etmekteyiz. Ayrýca,sera gazý salýmlarýný en azyüzde 70 azaltacak "Kyotosonrasý" önlemler sürecinede kuvvetle arka çýkýyoruz."

Sera gazý salýnýmlarýnýn %36,1'den sorumlu ABD ve %2,1'den sorumluAvustralya'nýn protokoletaraf olmamasý yüzünden %5,2'lik azalma hedefineulaþýlamayacak. Dünyanüfusunun %4'ünü oluþtu-ran ABD, sera gazý salýným-larýnda birinci. Kyoto pro-tokolü yetersiz bir çerçevede sunsa, ayný zamandasüper bir savaþ makinesigibi çalýþan ABD emperyal-izmini, Bush ve kabinesiniteþhir etmek açýsýndan dageniþ bir zemin sunuyor.

New Orleans'ta gerçek-leþen ve binlerce Afrikakökenli Amerikalý ve yok-sulun ölümüne neden olanKatrina tayfunu, nedenküresel felaketlerdeABD'nin köþeye sýkýþtýrýlasýgerektiðini bir kez dahagösterdi.

Bush'uyla, Rice'ýyla,Rumsfeld'iyle ABD kabinesibir petrol canavarý görün-tüsü çiziyor. Bu petrolcanavarlarý, küresel iklimdeðiþiminde de baþroloyuncularý. Bir yandanküresel hegemonya vepetrolün kontrolü içindünyaya meydan okur vedünyanýn en fakir halklarýnýbombalarken, diðer yandanda Kyoto Protokolü'nüimzalamayarak, küreselýsýnmadaki sorumluluðunuyerine getirmiyor. Bir yan-dan Irak'ta on binlerceinsaný yok ediyor, aynýzamanda da New Orlens'tayoksullarýn yaþamýna nedenolan küresel felaketlerinhýzlanmasýna neden oluyor.

"New Orleansbatýyor, Baðdatyanýyor."

3 Aralýk'ta sokaklar bizibekliyor. Küresel kapital-izme her yönden karþý çýk-mak için 3 Aralýk'ta sokak-larda buluþalým.

BBuuzzuullllaarr,, hhaaþþaarreelleerr,, iinnssaann-llaarr,, mmeerrccaannllaarr::

Her þey tehdit alýnda

Sanayi devrimindenberi baþta fosil yakýtlarýnyakýlmasý, ormanlarýn yokedilmesi ve çeþitli insanetkinlikleri atmosferdeki kar-bondioksit, metan, diazotmonoksit gibi sera gazlarýnýnbirikimlerini artýrmaktadýr. Ayrýca sanayi etkinlik-

leri, atmosferde daha öncehiç olamayan kloro flora kar-bon (CFC) gibi kuvvetli seraetkisine sahip gazlarýnatmosfere býrakýlmasýna yolaçmakta. Karbon dioksit atmos-

fere fosil yakýtlarýn yakýlmasý(petrol, doðal gaz ve kömür)ve aðaç ve aðaç ürünleriniyakýlmasý ile karýþmakta. 1860'lý yýllarýn baþýndan

itibaren tutulan küreselkayýtlar, sýcaklýðýn düzensizama önemli bir artýþ eðilimiiçinde günümüze kadar orta-lama 0.4 - 0.8°C yükseldiðinigösteriyor. Bu eðilim 1976'dan

günümüze kadar olandönemde daha belirgindir. 1860 yýlýndan sonraki

sýcaklýk gözlemlerinde, ensýcak on yýl 1990'lý yýllardýr(1998, 2002 ve 2003). 20. yüzyýlda kutuplar-

daki kara ve deniz buzullarý,orta enlemlerin ise daðbuzullarý azaldý. Eriyen buzullar ve deni-

zlerin termal geniþlemesisonucu küresel ortalamadeniz seviyesi 20. yüzyýldaortalama her yýl 1-2 mm. yük-seldi. Küresel ortalama yüzey

sýcaklýklarýnda 1990-2100dönemi için 1.4 ile 5.8°Carasýnda bir artýþöngörülmektedir. Özellikle kýþ mevsi-

minde yüksek kuzey enlem-lerdeki karalar daha hýzlý ýsý-nacaktýr. Küresel ýsýnmaya baðlý

olarak ortaya çýkan kuraklýkve içme suyu sýkýntýsýyeryüzünün tüm bölgelerinietkileyeceði öngörülüyor. Küresel sýcaklýk artýþý

ve nüfus artýþý sonucu2050'ye kadar su sýkýntýsýnýnbu bölgelerde daha da arta-caðý ve 700 milyon ila 2.8milyar insanýn bu sorunlakarþýlaþacaðý öngörülmekte-dir. Deniz ve kara

buzullarýndaki azalma devamedecek. Özellikle Grönland'daki

buzullarýn önemli kütle kayý-plarýna uðramasý bekleniyor. Küresel ortalama deniz

seviyesinin okyanuslarýn ter-mal geniþlemesi ve buzullar-dan gerçekleþen erime sonu-cu 1990-2100 arasýnda 0.09ile 0.88 metre kadar yüksele-ceði öngörülüyor. Küresel ýsýnma sonucu

2050'ye kadar bitki ve hay-van türlerinin yaklaþýk dörttebirinin ya da 1 milyondanfazlasýnýn yok olacaðýöngörülüyor. Virüsler ve sýtma,

humma gibi bulaþýcý hastalýk-lar sadece Afrika'da deðil,dünyanýn diðer bölgelerindede küresel ýsýnma yüzündengiderek yayýlma tehlikesigösteriyor.

(Bu bilgiler, Doç. Dr. EcmelErlat'ýn Ýzmir 3 Aralýk Çalýþma

Grubu basýn açýklamasý içinyaptýðý hazýrlýktan alýnmýþtýr)

Bush petrol satýyordünya yanýyor!

atmosferdeki karbondioksit birikimi Sanayi Devrimi öncesine göre %31 artýþ ile 280 ppm'-den 2003 yýlýnda 378 ppm'ye yükselmiþtir

Atmosferdeki metan miktarý sanayi devrimi öncesine göre % 151 artýþ ile 700 ppb den 2000yýlýnda 1750 ppb’e yükselmiþtir.

ABD’nin petrol iþtahý

Page 14: Sosyalist İşçi 245

14 sosyalist iþçi sayý: 245

Farklý bir dünya tarihiDünya Bizimdir,Alfred W. Crosby, Kitap Yayýnevi, 336 sayfa

Herkes bir dünya tarihi okumuþtur. En azýndanbütün dünyanýn nasýl yüzyýllar boyunca Türkhakimiyeti altýnda kaldýðýný yýllar boyu ballandýraballandýra anlatan resmi tarihi okumak zorundakalmýþtýr.

AAllffrreedd WW.. CCrrooccbbyy’nin DDüünnyyaa BBeenniimmddiirr baþlýklýkitabý bütünüyle farklýbir dünya tarihi anlatýy-or.

Kitabýn alt baþlýðý“Avrupa EkolojikEmperyalizmi 900-1900”.Bizi 900 yýllarýndanÝskandinavlarýn Amerikakýtasýna doðru yaptýklarýgezilerden ve ardýndanHaçlýlarýn Ortadoðu’yuelegeçirmek için düzen-ledikleri seferlerdenbaþlayarak 1900 yýllarýnakadar Avrupalýlarýnçeþitli istila giriþimlerini anlatýyor.

Bütün bu istilala çabalarýnýn askeri, politik veekeonomik tarihlerini biryerlerden bulmak mümkün.Ancak CCrrooccbbyy’nin DDüünnyyaa BBeenniimmddiirr kitabý bu tarihlerebir de “ekolojik emperyalizm” boyutunu ekliyor.Avrupalýlarla birlikte dünyanýn iþgal edilmek istenenher yerine getirilen yeni mikroplar, yeni bitkitabakalarýnýn bu bölgelerdeki tahribatýný okumakzaman zaman insaný þaþkýnlýklara uðratýyor.

Örneðin Kuzey, Güney ve Orta Amerika’da ki insan,hayvan ve bitki tahribatý inanýlmaz boyutlarda. BeyazAvrupalý’nýn yaptýðý tahribay beraberinde getirdiðimikroplarýn tahribatý yanýnda hemen hemen hiç birþey deðil. Ve tabii beyaz insanýn bilinçli olarakmikrop yaymasýný da unutmamak gerekir.

Örneðin bugünkü Amerika’yý kuranlar su çiçeði sal-gýnlarý sýrasýnda kullanýlan battaniyeler, “dostlarý”yerlilere daðýtýyorlar ve kabilelerin bütünüyle ortadankalkmasýna yol açýyorlar.

ABD yönetimi hala ayný þeyin peþinde. Ellerindekitle imha silahý var diye Irak’a saldýran ABD yöneti-minin Felluce’de kimyasal silahlar kullandýðý giderekortaya çýkýyor. Emperyalizmin mantýðýnda deðiþenbir þey yok.

Materyalizm ve DoðaMarks’ýn ekolojisi,John Bellamy Foster, 350 sayfa, Epos Yayýnlarý

Oregon Üniversitisi’nde sosyoloji profesörü olanJJoohhnn BBeellllaammyy FFoosstteerr’ýn ekoloji üzerine iki önemlikitabý var: MMaarrkkss’’ýýnn EEkkoolloojjiissii ve SSaavvuunnmmaassýýzz GGeezzeeggeenn.Her iki kitap da Türkçe’de yayýnlanmýþ olmasýna rað-men pek bilinmeyen, sosyalistler tarafýndan ise iyiceaz farkedilmiþ kitaplar.

MMaarrkkss’’ýýnn EEkkoolloojjiissii kitabýný Foster önce Marks veEkoloji olarak düþünmüþ ama daha sonra Marks’ýnekoloji sorununa nedenli saðlam bir biçimdeyaklaþtýðýný gördükçekitabýn ismini deðiþtirmegereði duymuþ.

"Bu kitabýn iki amacývar. Birincisi ÇaðdaþYeþil kuramda kabuledilen yaygýn görüþünaksine, Marx'ýndüþüncesinin ve tarihbiliminin ekolojikdüþünce biçimlerini nasýlgeliþtirdiðini dahadoðrusu nasýl mümkünkýldýðýný vurgulamak-tadýr. Ýkincisi bugün çokbüyük bir ihtiyaç duyduðumuz toplumsal dönüþümüekolojik bir tarzda insanýn doðayla iliþkisinindönüþtürülmesine baðlayan devrimci bir görüþü tar-ihsel ve kuramsal olarak anlamak ve geliþtirmektir"diyor Foster ve sonra 350 sayfa boyunca bunu çokbaþarýlý bir biçimde gerçekleþtiriyor.

Foster’ýn ekoloji üzerine ikinci bir kitabý daha var:SSaavvuunnmmaassýýzz GGeezzeeggeenn.

F. ALOÐLU

KÝTAP

Vaat edilen cennet.. Ýstanbul..GGaallaattaappoorrtt,, HHaayyddaarrppaaþþaa LLiimmaannýý,, CCeevvaahhiirrAAllýýþþvveerriiþþ MMeerrkkeezzii vvee DDuubbaaii TToowweerrss....

Son günlerde, bu baþlýklar etrafýndabiçimlenen, Ýstanbul merkezli kentseldönüþüm projelerine tanýklýk ediyoruz.Isýtýlýp ýsýtýlýp önümüze sürülen 3. köprütartýþmalarýna artýk alýþmýþken, þimdi dekent yaþamýný kökten deðiþtirmeyeyönelik, kapalý kapýlar ardýnda alýnmýþkararlarý dinliyoruz edilgen kent sakinikimliðimizle.

Tüpraþ'ý özelleþtirme kapsamýnda%14.76'lýk hisseyi önceden satýn alanÝsrailli giriþimci Sami Ofer ile Türkiyeliortaðý Kutman arasýnda kurulan RoyalCaribbean Ortak Giriþim Grubu'na 49 yýl-lýðýna kiralanan ve bu 49 yýl içindeödemesi yapýlacak olan Galataport, tümimzalar atýldýktan sonra kamuoyunaduyuruldu. Zaten çoktan hazýrlanmýþolan projeler, zaten çoktan verilmiþ olansözler Ýstanbul adýna harika bir þeygerçekleþiyormuþcasýna sunuldu. TDÝ' neait alanda yer alan tüm yapýlarýn yokedilerek yerine turistler için tasarlanmýþdinlenme, alýþveriþ ve konaklama birim-lerinden oluþan bu proje için, bir gecemesaisi kararýyla mecliste deðiþtirilenkýyý þeridi kanunun yarattýðý boþluk ilegerekli hukuksal altyapý da hazýrlandý.Yapýlmasý planlanan bu proje hayatageçtiðinde, Ýstanbul'un bu önemli kýyýþeridi, özel mülkiyete geçecek vekamusal alandan önemli bir bölümüdaha kaybetmiþ olacaðýz.

Kapalý kapýlar ardýnda pazarlýklarýnýndevam ettiði sinyallerini aldýðýmýz birdiðer proje de Haydarpaþa Limaný. Bubölge de Galataport bölgesinekazandýrýlmaya çalýþýlan yeni kimlik ileayný doðrultuda; yat limaný, alýþveriþmerkezleri, kulüpler, hastane, oteller,kongre ve fuar merkezleri olarak yenidendüzenlenme aþamasýnda.

Þiþli'de kötü bir mimarlýk örneði olarakhayata geçirilen Cevahir AlýþveriþMerkezi de, açýldýðý gün yarattýðý yoðuntrafik ile ne kadar yanlýþ bir kararolduðunun ilk sinyallerini verdi.

Son haftalarda yazýlý ve görsel medya-da sýk sýk tartýþýlan Dubai Towers da,Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi ile ortakprojeler yürütmeyi hedefleyen DubaiInternational Properties'in Türkiye'dekiilk giriþimi olarak hayata geçmek üzere.Proje kapsamýnda, Levent'teki eski ÝETTgarajýnýn olduðu alanda biri 300 metreyüksekliðinde iki kule inþa edilecek. Bukulenin içinde de alýþveriþ merkezleri,ofisler ve konutlar yer alacak.

Aslýnda bu son geliþmeler yalnýzca,"dünya kenti" olarak pazarlamaya açýlanÝstanbul üzerinde uygulanan düzen-lemelerin kamuoyuna sunulan yüzü..Sunulan bu yüzde de tartýþmanýn etrafýn-da döndüðü baþlýklar, aslýnda konununciddiyetini ve ölçeðini tam olarak yansýt-mýyor. Dubai Towers isminin nedenÝngilizce olduðu, yabancý sermaye

konusundaki komplo teorileri ya datrafik sorununa bir yenisinin daha eklen-miþ olacaðýndan duyulan endiþeden çokdaha önemli satýþ ve pazarlýklar sözkonusu bu projelerde. Küreselleþme adýaltýnda sermayenin serbest dolaþýmýnýnyüceltildiði bu post-kapitalist çaðda,ekonominin döndüðü büyük þehirler deçok rahat alýnýp satýlabilecek metalarolarak görülüyor. Ünlü markalarýn zincirmaðazalarýnýn dünyanýn her bir tarafýnayayýlmasý ile baþlayan bu süreç, yaþamstillerinin de aynýlaþtýrýlmasý ve böylecetüketim araçlarýnýn daha iþlevli halegetirilmesi ile eylemlerini hýzla sürdürüy-or. Gazetelerde boy boy reklamlarýnýgörmeye artýk alýþtýðýmýz ve çoðunluklasonu -city ile biten lüks konut alanlarýnýninþasý uðruna kaybettiðimiz yeþil alanlarda bu sürecin önemli bir parçasý olarakgörülebilir. Kentin her bir parçasýnýn rantuðruna satýþa sunulmasý ve "kentseldönüþüm projesi" adý altýnda ironik birbiçimde kamudan çok özel mülkiyetiyücelten yatýrýmlara fýrsatlar sunulmasý,Dubai Towers ya da Galataport gibi kent

siluetini derinden etkileyecek projelerkarþýsýnda çok da þaþýrmamamýz gerek-tiðini gösteriyor. Kamu yararýný birincilkoþul alan ya da asli görevi bu olmasýgereken belediyelerin bizzat bu satýþlaraortak olmasý, tabloyu daha da karartýyor.Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi'nin kamuhizmeti olarak, park alanlarýna camidýþýnda pek bir proje üretmemesi, Ýstan-bul'da yaþayan kent sakinleri olarak, alý-nan kararlar karþýsýnda daha aktif dirençgöstermemizi zorunlu kýlýyor.

Kentleþmeyi, yalnýzca ekonomik temellibir yapý inþa etme süreci olarak algýlayanbu bakýþ açýsý, çaðlar boyu farklý kimlik-leri bir araya getirmiþ Ýstanbul gibi özelbir kenti yavaþ yavaþ yok ediyor. Birtarafta nüfusu hýzla artan bu koca þehir,en ilkel altyapý ve temel ihtiyaçlarýnkarþýlanamamasý gibi problemleri aþa-mazken, diðer taraftan da kýyý þeridi veMaslak üzerinden Manhattanvari birkimliðe zorlanýyor. Meslek odalarýnýn veaklýselim vicdan sahibi aydýnlarýn anlat-maya çalýþtýðý gibi, tüm bu çeliþkilerinfaturasý yine bu kentte yaþayanlarakesilecek. Bizler çözülememiþ ilkel prob-lemlerin boðuculuðunda bu kentte yaþa-maya çabalarken, ekonomik olarakkalkýnma saðlayacaðý iddia edilen ser-maye sahipleri de fildiþi kulelerinin 77.katýnda viskilerini yudumlayarak seyre-decekler bir zamanlar 7 tepeli olan Ýstan-bul þehrini.

Kenti meta olarak algýlayan bu zih-niyetin, yaþanabilir tek bir karýþ toprakbýrakmamacasýna giriþtiði bu acýmasýzalýþveriþe daha fazla seyirci kalmamakiçin bilincimizi uyanýk tutmak zorun-dayýz. Ýnþa edilmesi planlanan gün-demdeki bu projeler ile bize söylendiðigibi, yeni iþ alanlarý, çaðdaþ bir kentsilueti ve yeni yatýrýmcýlarý cezbedecekbir çekim merkezi çýkmayacak karþýmýza.Ýthal etmeye çalýþtýðýmýz imaj, kaçýnýlmazolarak dahil olduðumuz tüketim toplumuprojesinin engel olunamaz koþulu olarakdayatýlýyor bize. Bir tarafta kuleler içindepara piyasalarýnýn baþrol oyuncularý, birtarafta güvenlik duvarlarýyla örülmüþlüks konutlarda yaþayan kent sahipleri,bir tarafta da iþsizlik, ulaþým, barýnmagibi sorunlarla boðuþan yýðýnlar.. iþte bunoktada sormamýz gereken soru þu:kentli kim? Söz sahibi olmasý gereken,yaþam alanlarý konusunda inisiyatif kul-lanmasý gereken kentli kim?

Kentleþme adý altýnda giriþilen bupazarlýklara karþý, bu sürecin sosyalboyutu olan kentlileþme üzerinde yoðun-laþmalýyýz. Barýnma, çalýþma ve sosyo-kültürel ihtiyaçlarýmýzý karþýlayacaksaðlýklý yaþam çevrelerine sahip olmakiçin, kentli olma bilincini oluþturmalý vemasa baþý pazarlýklarýna karþý setolmalýyýz.

Ýstanbul bizim ve alýnýp satýlamaz..EEssrraa AAKKBBAALLIIKK

Galataport

Dubai Towers

Page 15: Sosyalist İşçi 245

sayý: 245 sosyalist iþçi 15

AAþþaaððýýddaannssoossyyaalliizzmm

-Kapitalist toplumda tümzenginliklerin yaratýcýsý iþçisýnýfýdýr. Yeni bir toplum, iþçisýnýfýnýn üretim araçlarýnakolektif olarak el koyup üreti-mi ve daðýtýmý kontroletmesiyle mümkündür.

RReeffoorrmm ddeeððiill,,ddeevvrriimm

-Ýçinde yaþadýðýmýz sistemreformlarla köklü bir þekildedeðiþtirilemez, düzeltilemez.

-Bu düzenin kurumlarý iþçisýnýfý tarafýndan ele geçirilipkullanýlamaz. Kapitalistdevletin tüm kurumlarý iþçisýnýfýna karþý sermaye sahip-lerini, egemen sýnýfý korumakiçin oluþturulmuþtur.

-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tamamenfarklý bir devlet gereklidir.

-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.

-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda bir mücade-lenin parçasýdýr. Sosyalistlerbaþka ülkelerin iþçileri iledaima dayanýþma içindedir.

-Sosyalistler kadýnlarýn tambir sosyal, ekonomik ve poli-tik eþitliðini savunur.

-Sosyalistler insanlarýn cin-

sel tercihlerinden dolayýaþaðýlanmalarýna ve baskýaltýna alýnmalarýna karþýçýkarlar.

EEnntteerrnnaassyyoonnaalliizzmm

-Sosyalistler, bir ülkeniniþçilerinin diðer ülkelerin iþçi-leri ile karþý karþýya gelme-sine neden olan her þeyekarþý çýkarlar.

-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperya-lizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendi kader-lerini tayin hakkýnýsavunurlar.

-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareketlerinidesteklerler.

-Rusya deneyi göstermiþtirki, sosyalizm tek bir ülkedeizole olarak yaþayamaz.Rusya, Çin, Doðu Avrupa veKüba sosyalist deðil, devletkapita-listidir.

-Sosyalistler bu ülkelerdeiþçi sýnýfýnýn iktidardakibürokratik egemen sýnýfakarþý mücadelesini destekler.

DDeevvrriimmccii ppaarrttii

-Sosyalizmin gerçekleþe-bilmesi için, iþçi sýnýfýnýn enmilitan, en mücadeleci kesimidevrimci sosyalist bir partideörgütlenmelidir. Böylesi birparti iþçi sýnýfýnýn yýðýnsalörgütleri ve hareketi içindekiçalýþma ile inþa edilebilir.

-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizmin iþçisýnýfýnýn çýkarlarýna aykýrýolduðunu kanýtlamalýdýr.

-Bu fikirlere katýlan herkesidevrimci bir sosyalist iþçi par-tisinin inþasý çalýþmasýnaomuz vermeye çaðýrýyoruz.

ssoossyyaalliisstt iiþþççiinnee ssaavvuunnuuyyoorr??

AAnnkkaarraaMithatpaþa Cd. No: 34/F, Kat: 4, No: 23 - Kýzýlay00553355 - 551144 1111 7733

KKaaddýýkkööyyNail Bey Sk. Ýbrahim Aðaoðlu Ýþhaný, No: 9-11, Kat: 3 -Bahariye - Kadýköy00553366 - 663377 8811 9999

BBeeyyooððlluuÝstiklal Cd. Büyükparmakkapý Sk. Hayat Apt. Kat: 4 - Beyoðlu00553366 - 225599 7733 6644

ÝÝzzmmiirr3. Beyler, Yaparsoy Ýþhaný, No: 31, Kat: 4, No: 403, Konak00553377 - 662244 4499 0088

Akhisar: 0544 - 515 62 59Bursa: 0535 - 422 39 65Denizli: 0543 - 476 27 88Ýzmit: Karabük: 0533 - 772 54 93Kütahya: 0544 - 515 62 59

DSÝP BÜROLARI

Ayrýntýlý bilgi için: 0536 - 335 10 19

ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Þti.

Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü:

Volkan Akyýldýrým Adres: Ýstiklal Cad.,Büyükparmakkapý

Sok., 8/10, Beyoðlu/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý

Yerel süreli yayýn, iki haftada bir yayýnlanýr

[email protected]

PPeerriihhaann GGÜÜLLEERR

OOrrhhaann PPaammuukk üzerine tartýþmalarduruldu. Þimdi biraz daha iyi birdeðerlendirme yapabiliriz.

Basýnýn ve daha ilginci solun bütünumursamazlýðýna raðmen OrhanPamuk önce NNoobbeell EEddeebbiiyyaattÖÖddüüllüü’ne aday oldu. Az daha da buen prestijli edebiyat ödülünükazanýyordu. Ödülü onun yerinealan HHaarroolldd PPiinntteerr “ödülü aslýndaOrhan Pamuk almalýydý” dedi.

Bugüne kadar çok az edebiyatçýTürkiye’den böylesine büyük biredebiyat ödülüne aday gösterilmiþolmasýna raðmen Türk medyasýsanki ya böyle birþey hiç olmamýþgibi davrandý ya da OrhanPamuk’un aday gösterilmesine adetaüzüldü. Bunu “Batýlý emperyalist-lerin bir oyunu” olarak deðerlendir-di. Herhalde bu fikri soldan, mil-liyetçi soldan öðrenmiþ ve ödünçalmýþtý.

Orhan Pamuk’un Nobel adaylýðýnakarþý çýkan sadece burjuva basýnýolmadý. kendisine sosyalist-komünistdiyenlerde solda Pamuk’u yoðun birbiçimde eleþtirdi.

Kimileri engin edebi bilgileri ileOrhan Pamuk’un hiç bir edebi deðeriolmadýðýný iddia etti, kimileriPamuk’un herþeyi Nobel ödülünüalmak için yaptýðýný iddia etti.

Tabii ki asýl sorun Pamuk’un edebideðeri deðil. Hem burjuva basýnýhem de sað ve sol milliyetçiler içiniþin edebi kýsmý deðil politik kýsmýönemli. Zaten onlarýn OrhanPamuk’u eleþtirecek ölçüde edebiyat-tan anladýklarý da söylenemez.

Politik olan ise Pamuk’unkatledilen Kürtler ve Ermeniler üzer-ine verdiði bilinen demeci. Sað ve solmilliyetçiler iþte bunu kabul edemiy-orlar.

Sað milliyetçilerin tutumu anlaþýlýrbirþey. Ama sol milliyetçilerin budenli saða sapmýþ olmalarý önemli.Onlar sað milliyetçiliðe karþý “sol-dan” milliyetçilikle, Orhan Pamuk’ueleþtirerek ve benzer baþka tutumlar-la “yurtsever” olduklarýný kanýtla-mak ve böylelikle güçlenmek istiyor-lar.

Öncelikle sol milliyetçilikle güçlene-mez. Nitekim sonuca bakýldýðýndagüçlenen sol milliyetçiler deðil.

Sol milliyuetçiliðin her milliyetçi,yurtsever ya da vatansever tutumusaddece saðýn ve çok zaman ýrkçýsaðýn güçlenmesine hizmet ediyor.

Sosyalistler enternasyonalisttirler.Yurtsever olamazlar, milliyetçi ola-mazlar.

Nobel Barýþ ödülünün ardýndanOrhan Pamuk’a Almanya’da geneçok prestijli bir baþka ödül verildi.Bu ödüle de ayný türden tepkiler gös-terildi.

Burjuva basýný bir iki istisnasý ile buödülü görmemezlikten geldi. Herhangi bir Türkün aldýðý en kýytýrýködül için tantana yapan basýnýn bututumu garipti ama Ermeniler veKürtler için yapýlan açýlmadan sonranormal.

Ama gene solun tutumu daha dakötüydü. Kemalist Cumhuriyetgazetesi bu ödül haberini 8. sayfadanverirken Evrensel tek bir satýrla bah-setmedi. Birgün’den ise bahsetmeyebile gerek yok.

TKP’nin gaztesi ve internet sitesi deayný þekilde bu ödülden bahset-memeyi tercih ettiler.

Peki Evrensel, Cumhuriyet, Birgünya da Sendika.Org veya Sol haberOrhan Pamuk’tan bahsetmedikleriiçin Orhan Pamuk birþey mi kaybetti.Hayýr. Ödül törenine devletin hiç birtemsilcisinin katýlmamasý üzerine“bu benim için bir onurdur” demiþti

Orhan Pamuk. Sol milliyetçilerin buödül töreninden bahsetmemesi isebizim için bir onurdur

Solda Ýþçi Partisi’nin yayýn organýAydýnlýk diðerlerinin söyleyemediði-ni söyleyerek Almanya’daki barýþödülünü aslýnda “Alman istihbaratýverdi” kapaðý ile çýktý.

Alman istihbaratýnýn ardýndan budefa Fransa’dan bir edebiyat ödülüverildi. Herhalde onu da Fransýz isti-hbaratý vermiþtir diye düþünüldüðüiçin gene sol basýn olaya deðinmedi.Cumhuriyet iç sayfalarda habere yerverirken diðerleri bunu bile yap-madý.

Sol ve sað milliyetçilerin sorunuburda. Onlar bir yandan deli gibiuluslarýnýn kazandýðý ödüller arýyor-lar. Hatta ödülden daha küçüðünebile razýlar. Bir Türk futbol takýmýnýnberaberliðine ebile razýlar. Bir hris-tiyan kadýn bir Türkle evlensel onubile manþet yaparlar ama OrhanPamuk’un ödülleri toplamasýna,bütün dünyada beðenilmesinedayanamýyorlar. Çünkü oErmenilerden ve Kürtlerdenbahsediyor.

Güneþ balçýkla sývanamaz. OrhanPamuk hem deðerli bir edebiyatçýdýrhem de politik olarak doðru ve has-sas noktalara deðinmektedir. Bunedenle o bizim için kýymetlidir.

Sol milliyetçiliðin çirkin hali

Ege Üniversitesi'nde 17Kasým Perþembe günüdüzenlediðimiz "iklimdeðiþiyor biz durdurabili-riz" baþlýklý panel 60kiþinin katýlýmýyla gerçek-leþti. Panelde Ege Üniver-sitesi coðrafya bölümüöðretim üyesi Ecmel Erlat,küresel ýsýnmanýn ulaþmýþolduðu boyutlar, iklimdeðiþikliðinin nedenlerive ileriye dönük olarakbulunabileceðimizöngörüler üzerine birsunum yaptý.EcmelErlat'ýn sunumuküresel ýsýnma konusundaayrýntýlý bilgi edinmekisteyenler açýsýndanolaðanüstüydü. Ayrýca nekadar büyük bir

tehlikeyle yüz yüzeolduðumuzu ve nedeniklim deðiþikliðine karþýmücadele etmenin,çevremizdeki herkesi bukonuda seferber etmenin,düzenleyeceðimiz eylemve etkinliklerle hükümet-leri uyarmanýn bu kadarönemli olduðunu gözlerönüne sermesi açýsýndanda bir o kadar etkileyiciy-di. Gerçekten eðerharekete geçmezsek yarýnçok geç olabilir.

Panelin bir diðer konuþ-macýsý Av. Hilal Küey'di.Hilal Küey KyotoProtokolü süreci hakkýn-da bilgiler verdi. Bukonudaki çalýþmalarýn1992 Rio Konferansý'na

kadar dayandýðýný,Kyoto'nun bir sürecinürünü olarak ortaya çýk-týðýný belirtti. Bu anlamýy-la Kyoto'nun asla bir sonolmadýðýný, belki dehenüz baþlangýçolduðunu, ama kesinlikleçok önemli olduðunu vur-guladý. Kyoto Protokolüçevre konusunda kampa-nya yürüten, kamuoyubasýncý yaratmaya çalýþanaktivistler açýsýndanönemli bir kazanýmdýr.Belki de küresel olarakörgütlediðimiz 3 Aralýkkampanyasý, hem kapsamhem de baðlayýcýlýkaçýsýndan, daha geliþkinbir çerçeve anlaþmasýnýdoðuracaktýr. Bunun için

yapmamýz gereken, dahaçok çalýþmak ve dahafazla sayýda insaný kam-panyada seferber etmek-tir.

Panele katýlan 60 kiþiden28'i kampanyanýn aktifkatýlýmcýsý olmak içinaktivist föyü doldurdu.Tamamý kampanyabroþürlerinden aldý. Birçoðu birden çok alarakçevresinde daðýtacaðýnýsöyledi. Ege'de vize döne-mi baþlamýþ olduðu içinyeni bir panel dahadüzenlememiz zor gibigözüküyor. Ancakyapacaðýmýz çalýþmagrubu toplantýlarýyla 3Aralýk'a hazýrlanmayadevam edeceðiz.

Ege Üniversitesi’nde panel

Page 16: Sosyalist İşçi 245

ssoossyyaalliisstt iissccii SAYI: 245

24 Kasým 20051.000.000 TL

1 YTL

"Siz çevreciler..." dedi."Ben çevreci deðilim"dedim. Suratýma anla-mamýþ gibi baktý. "Nasýlçevreci deðilsin? Ýki saattiriklim deðiþikliðinin nebüyük bir tehlike olduðun-dan bahsediyorsun ya"dedi. "Ýklim deðiþikliðineden salt bir çevre sorunuolsun ki" diye yanýtladým,bu tarz sorulara alýþmýþolmama raðmen oldukcasýkýlarak. Doðru ya, küreselýsýnma ve bunun sonucuolarak meydana gelen iklimdeðiþikliði bir çoklarýnagöre bir çevre sorunuyduve bu gibi eften püftenkonularla "çevreci züppel-er" ilgilenirlerdi. BirleþmiþMilletler bünyesinde oluþ-turulan Ýklim deðiþikliðipanelinin veya dünyanýnbir çok ülkesinden 2000 bil-iminsanýnýn yýllardýr insan-lýða yaptýðý uyanýþ çaðrýlarýbile bir çok kiþinin durumuciddiye almasýný saðlaya-mamýþtý. Konu uzun süreya bilimsel dayanaðýolmadýðý ya da hiçte "çevre-cilerin" abarttýðý gibiaciliyeti olmadýðý gibiküçümsemelere maruzkalmaktan öteye gidemedi.Aslýnda buküçümsemelerin hiç bir bil-imsel dayanaðý yoktu vedurum da oldukca acildi.

Bir açýdan bakýldýðýndaiklim deðiþikliði tabiki birçevre sorunu olarak dikkatçekmektedir. Sonuçta insaneylemleri sonucunda ortayaçýkan sera gazlarý (karbon-dioksit baþta olmak üzere)küresel ýsýnmaya nedenolmakta ve bu nedenle sonyüzyýl içinde dünyanýnsýcaklýðý on binlerce yýldýr

görülen ýsý artýþýnýn çoküzerinde bir artýþ göster-mektedir. Bu ýsýnmanýndünyanýn ekosistemiüzerinde yarattýðý baskýmercanlarýn ölmesi, canlýtürlerinin yok olmasý veyadeformasyon geçirmesi gibisonuçlara yol açmaktadýr.Deniz ýsýsýnýn yükselmesisonucunda yok olan mer-canlar veya cinsiyetdeðiþikliðine uðrayan denizkaplumbaðalarý ile deçevreciler ilgilenmelidir. Buböyle de iklim deðiþikliðinedeniyle topraklarý son 10yýl içinde tamamen kurak-laþan Ýç Moðolistanlý çiftçil-er, adalarý sular altýnda

kalmakta olduðu içinülkelerini terk etme kararýalmak zorunda kalanGüney Pasifik’tekiTuvalulular, ýsýnan suyüzeyinin etkisi ilegörülmemiþ þiddetekavuþan kasýrgalarýn vur-duðu yerleþim alanlarýndaevsiz kalan insanlar ile kimilgilenecek? Baþlarýna gelenbu felaketin nedenini vesorumlularýný bile bilmeyenbu insanlar nasýl olacak dabir araya gelip bu cinayetinarkasýndakilerin yakasýnayapýþacaklar?

Sorunun sebebi belli:Milyonlarca yýllýk evrim-inin ve binlerce yýllýk farklý

uygarlýklar inþasý ardýndaninsan sonunda inþa etmiþolduðu Petrol Uygarlýðý ilekendisini yok etmenineþiðine geldi. Hem de ken-dini diðer tüm canlýlarýnüzerinde görmesine sebepolan o üstün zekasýsayesinde. Enerji üretmekiçin ölmüþ dinozorlarýyakýp atmosfere saldýðý seragazlarý ile kendi felaketinihazýrlayan bir zeka.

Burada teknik bilgilere,bilimsel kanýtlara girecekdeðilim. Kitap yazmakgerekir. Hala þüphesi olanvarsa kendilerine ayrýca"belge" gösterebilirim.Durum kötü ve bununsebebi kurduðumuz PetrolUygarlýðý. Bundan saltpetrolün sorumlu olduðunusöylemeye çalýþmýyorum.Üstümüze giydiðimizelbiselerden, kullandýðýmýzbilgisayara, bindiðimizarabadan, yaktýðýmýz elek-triðe kadar yaþamýmýzýnher yerine girmiþ olanpetrol aslýnda 21.yüzyýlda,kurmuþ olduðumuz buuygarlýða adýný vermeyeyaraþýyor sadece. Yoksayaktýðýmýz kömürden, üret-tiðimiz atom bombalarýn-dan, tohumlarýn ve tavuk-larýn genetik yapýsýný bozangenetik mühendisliðindenmantýk olarak pek bir farkýyok. Petrol Uygarlýðýmýzböyle üretmeye, böyletüketmeye ve böyle kirlet-meye devam edemez.

Petrol Uygarlýðý’nýnmimarlarý, koruyucularý veavukatlarý bize telaþ edecekfazla bir þey olmadýðýnýsöyleyebilirler. Hatta omuhteþem zekalarýsayesinde iklim deðiþikliði

dahil her soruna teknolojikbir çare bulacaklarýný daiddia edebilirler. Amabizim bu muhteremlerinzekalarýna güvenecek kadarvaktimiz kalmamýþ olabilir.O nedenle gelin hepberaber dümeni bunlarýnelinden alalým.

Peki ama nasýl?Meydanlara çýkýp "kahrol-sun Amerikan emperyaliz-mi" diye baðýrmak birsonuç getireceðe benzemiy-or. Hem Amerikanemperyalizmi kahrolmuyorhem de küresel ýsýnma dur-muyor. Öncelikle PetrolUygarlýðý'nýn madurlarýnýnbir araya gelip ortak birhedefte anlaþmasý ve bütüngücümüzle sonuç alabilecekstratejiler uygulayarakkampanya yürütmemizgerekiyor. Sadece bir günsokaða çýkarak deðil, hergün kendi yaþantýmýzdanbaþlayan deðiþiklikleri dekapsayan bir mücadeleyegirmek lazým gözüküyor.

O zaman 3 Aralýk bir sondeðil uluslararasý bir kam-panyanýn baþlangýcý olsun.Atölyeler ve çalýþma gru-plarý ile yeni stratejiler vetaktikler geliþtirip en azýn-dan kendi ülkemizde pet-role, kömüre ve doðalgazayatýrým yapýlmasýnýengelleyebiliriz. Buna iseiklim deðiþikliðinin birçevre sorununun çokötesinde yaþamýmýzý doðru-dan tehdit eden bir konuolduðunu kamuoyuna veAnkara'daki yöneticelereanlatmak ile baþlayabiliriz.3 Aralýkta ve sonrasýndagörüþmek ümidiyle.

Tolga TEMUGE

3 Aralýk baþlangýç olsun

Baþka bir dünya yaratmak için 3 Aralýk’a

“Bana daha sýcak gelmiyor!”