sokak sarkilari
DESCRIPTION
Sokak sarkilariTRANSCRIPT
1
2
3
insanlığın tarihi Ģairlerin yara izlerinde gizlidir, onların yara izleri insanlığın hafızası olmaya devam edecektir. kabuğu kaldırın yaraya bakın, o sizin geçmiĢle gelecek arasındaki yazıtınızdır. çünkü onlar insanlık düĢüncesinin haylaz çocukları, kavganın ve aĢkın sonsuza dek öğrencileridirler.
4
6
HIR ÇIKARTAN BĠR TARĠHĠN ÖNÜNDE tanrılardan önce doğmuĢuz sınırlar, savaĢlardan sonra tüfek tüfekliğini bilmediğinden insan, insanlığını ah yarpuz kokulu ninnisiyle ninem hala çocuğuz iĢte, en sakar kalp hırsızı ömrümüz ki bir avuç çatapat aynanın iĢi sır saklamak Ģairin iĢi kabuğu kaldırıp yaraya bakmak bütün aĢklar bakımsızlıktan ölüyor iĢte biz tutup yüreğimizi çırparken sokaklara hır çıkartan bir tarihin önünde
7
II kör kurĢunun değdiği yer üveydir hançerin gezindiği yer aĢk gayrı kaygılıdır martılar denizinden raks eden Ģaraptır ömrümüzün ziyan sofrasında sözcükler aklımın otelinde esrik aĢkı çalıĢmakta geliyor yüreğim oyunun son repliğidir bu yani dekordaki sahipsiz ve suçsuz bıçak elbet failini ve nedenini arayacak hır çıkartan bir tarihin önünde
8
III bir Ģarkı en çok yağmur kokar masalsız büyüyorsa çocuklar ey Ģehvetle kasıklarından ısırdığım hayat öfkemizden isyan gelir ıslık gider devletin bekası belası için tanrıların sevabı günahı için bastım içimdeki mayına, kanadı karanfilim hır çıkartan bir tarihin önünde
9
IV diyarbakır’da karpuz sırtlanmıĢ kamyonlar ve gözlerine uykuyu ters giyinmiĢ Ģoförler her molaya hudut diyorlar türküden ülkeler kuruyorlar bak iĢte buna mim koy mirim o kavruk dudaklarınla konuĢ girdiğin bütün resimler hoyratça eskitilmiĢ ve sen, bütün masallarını alıp gitmelisin unutmalısın tüm zamanların meydan saatlerini hır çıkartan bir tarihin önünde
10
V uykusuz Ģoförler gibi geçildi hayatlar yağmur kokan gecenin içinde insanlar ki mutsuzluklarıyla büyüdü ve unutuldu unutulmayan tek bilgi acıydı bir keman hüzünleri konuĢtu durdu rüzgârlar dağına koĢtu durdu biz tuttuk yüreğimizi çırptık sokaklara hır çıkartan bir tarihin önünde
12
ġARKILAR VE SANRILAR uslanmayan yaradan tarih sızar sevda masallarından ödünç alınmıĢ ahlar sokağın mürekkebiyle yazılan kalemden bilgelik gizemler sızar derviĢin hu... nefesinden ey suya bakarken susan eĢkıyalar bir omzunda tüfek ağrısı sevda Ģarkısı bir omzunda çeker gider bir dağı sevmeye sesimizin avlusunda örselenmiĢ çocukluğumuz sesimizin avlusunda kekre bir Ģarkıyla kaç keĢkeye geciktik, kaç ah ulan bak, ağlayacak kadar büyüdük aya bakacak kadar yaralıdır ömrümüze
13
II gecedir emziren kendi sesini çocuğunu masallarda unutan bir anne becerisi eskimiĢ Ģarkıları onarırken bir suyun kıyısında ben o sularla ne çok seviĢtim sizin yerinize dilimde Ģarkıların hüzünlü güftesi gecedir mayalanan yapıĢkan soluğuyla hır çıkartan bir tarihin önünde artık vakti vukuatı kurbağalar yorumlar ben o vukuatları ne çok iĢledim sizin yerinize Ģuramda hançerin harlı nefesi gecedir, iĢtahlı kadınlar gibi koynunda ay koynunda ay, usturuplu salınarak giden çingeneler, çengiler hükmünden sorgularken zamanı ben o çingeneleri ne çok kutsadım sizin yerinize elimde hayatın terli mendili
14
III geceler ulurken kendi sesine rüzgârdan bir atım vardı, masallara koĢardı avlumuzu yıldızlar basar ay susardı ben ki tenha kadınların vakitsiz avlağı Ģarkılar incitti iĢte ipince sızan kan gibi sesiyle sonradan öğrendim kırlangıçların rüzgâr içtiğini masalları, uykulu dudaklarda dinlemesini ah o üzülmüĢ kadınlar ama hep o üzülmüĢ kadınlar hüzünlü Ģarkılara secde duranlar acıyı Ģehvetle koynuna alıp, alıĢkın denizini yitirmiĢ martı uçurumlarda unutulan çığlık ki upuzun bir geceydi uluyan kendi sesine ve ben, hüzünbaz gezgin, o ıssız adam yaralı kadınların yorgun avlağı
15
IV bütün günahlarını iĢlemelidir her insan ömrümüzün kaç celsesi vardır bilinmez her sözün bir miladı, her miladın bin ahı vardır anladık ki aradığımız bir adres değil adresler kurmuĢuz sözcüklerde toy düğünlerde eski bir Ģarkıyı içmiĢiz ey en bilinmez yanlarıyla bizim olan hayat seyrine çivit kattığımız mavi bir yaprağın olanca yorgunluğuyla düĢmesi en arsız kahkahasıyla üĢümesi bir fahiĢenin en fanatik raconlarımızı sebil ederek kıra döke büyüttüğümüz hüznümüzle asılı kaldık iĢte Ģarkıların ilmeğine
16
V her kahramanın içinde bir korku yaĢar her korkak kahramanı oynarken tanıklığımız sanıklığımızdır yüreklerimizin yangınlara vurgun tiratlarıyla bilge sabırlar kuĢanıp yüzümüzün yorgun yanına gırnatanın hüznüne gideriz oynak deliĢmenliğine darbukanın ey üzülmüĢ kadınlar eskimiĢ Ģarkılara secde duranlar kendimizde inanmazken aĢkın adaletine kendimizde kollarken yüreğimizin menzilini babamın dudaklarında ki Ģu iki dize semaha durur sevgisiz insan olunmaz sevmekle yürek yorulmaz bundandır Ģarkılar baĢlar biz susarız bundandır annesiz çocuklarla akranlığımız masalların çocuklarla akranlığı bundan ki sevda söyletir azap geliĢtirir ancak ağudan süzülen Ģiir yatıĢtırır bizi
18
SAYIKLAMALAR I hazla gerinen sabahlar olur çıplak omuzlardan sıyrılan askılar olur bir bardak Ģarap devrilir gecemiz gündüzümüz aĢk olur tut elimi, elimi tut ben yüzme bilmem yakamozlar içinde saçların hangi denizdeyim kaç kulaçta ben bilmem dayalı döĢeli bir gece iĢte ay bir yandan yıldızlar çatapat derin kuyulardan serin kuyulardan çıkıp gelirsin gelir misin? badanalı odalardan kapısız odalardan umut cabası umutsuzluk cabası hayata çıkar mıyız çıkmaz mıyız ben bilmem
19
ben bir ıslığım kendimi çalarım, çağla baĢak sensin yağmur sen hasat sen seni bağıĢlarım çünkü muhtaçtır soluğum soluğuna seni bağıĢlarım ayıptır söylemesi biraz tanrıyım biraz çağla günah cabası sevap cabası gel çoğalalım ey aĢka çıkar mıyız çıkmaz mıyız ben bilmem yani zemheri yağız bir atın içtiği sudur yani bir efkar bir ofla nasıl buluĢur görür müyüz görmez miyiz hiç bilmem
20
II
şairlere inanmayın şairlere inanmayın şiirdir en doğru yalan
dediği dediktir tarihin inattan değil murattan değil dediği dediktir tarihçinin ister inanın ister inanmayın aĢk ya çöle benzer ya çağlayana bildiğimden değil bilmediğimden değil aĢk ya çöle benzer ya çağlayana ister inanın ister inanmayın
21
söz bumeranga benzer döner ya baĢ yarar ya gönül yakar gördüğümden değil görmediğimden değil ister inanın ister inanmayın hayat! bak bunu doğru söylemeliyim ciddi iĢtir, maharet ister zarafet ister alavere dalavere marifet hep ister sen almasını bilmezsen ister inanın ister inanmayın
22
ölüm, ölüm diyorum eyy... son sözüdür tanrılının tanrısızın gerillanın imamın berduĢun buna inanın buna inanın ben Ģiirin yalancısıyım ister inanın ister inanmayın
23
GÜLE GAZEL
hep karanfil hep karanfil gülleri nasıl da incittik
güngör tekçe
gülün siması güldür bir gülücüğe bin bahçe bağıĢlanacak gül ki kanla kan kardeĢ dikeni tutkulu öpücükle hayıflanacak uzat usulca bir goncaya yüzünü kirpiklerinde kelebekler havalanacak sevdanın yolu bir güle yorulur gülün sonu ben gibi solacak suda gamze, gamzede gül hatırlandıkca usul usul kanayacak
24
YÜZÜMDE ĠKĠNDĠLER
bir çocuk der “yüzünde ikindiler” ben derim tevekkül büyüttü beni yalan bir hayatın kuytusunda derim semahla mevlevi arasında kalmıĢ mendebur bir totemim günahların sevapların zebanisi doğmamıĢ ölmemiĢ bir tanrı ihanetlerle kuĢatılmıĢ can kırığı
25
derim bir Ģair düĢün zarf gibi pul gibi kalemi var saksıya batırılmıĢ gömleği var yelken yelken gözleri var sokak sokak elleri var masalları var yatıya gelir yağmurlarla durup durup ölümleri ezberler der ateĢin mirasıdır kül ey tarih irkilten tarihçiler amigolar borsacılar kadir bilmezler hayat ki ah ulan’dır iĢte bunu akĢamcılar bektaĢiler civanlar bilsin omzumuzdaki pıĢpıĢlar sevinsin söz ki Ģiire üryan girsin
26
o çocuktur diyecek “abi gördüm” değil iĢte öyle değil akla dadanan kramplar da değil dünya dediğin cinayetler mahalli ise dağı dağ yapan yankısındaki gururdur bundandır dilimiz yalınayak basar Ģiirin Ģarabi sofrasına her Ģarkı hüzzam her yüz ikindidir artık
27
UĞULTU bu masalın arkası rüzgâr gelir çağlardan çağlara dilsiz flütüyle kavminden kovulmuĢ bir çocuk uğultulu esintili usul bu adamın yolları yokuĢ yıldızları kaybolmuĢ göğün katında yorulmuĢ yorulmuĢ lime lime bir mendili sallamaktan okĢasana onu rüzgâr
28
bu Ģarkının sonu hayretmez ergen saatler gibi inkar ve ikrar o cenkte, yarın sokakların uslanmaz kavminde yani bütün masallar çekip gittiğinde yani hayat elini yüzünü kanla yuduğunda öpsene onu çocuk hayat sil senden beni tanrı ki usumda boĢ çerçeve silûet-ti
29
ÇETELE Ģarkıya durmuĢ salınır serviler dağın rüzgârla kucaklaĢması Ģehvetle uzanması dalgaların kumsala gün demini bulunca ömrün acıyla beslenmesi acının Ģarkıyla dillenmesi bir de benimsemesi yaĢamın ölümü ay suya soyununca
bir de kadınlar vardı kadınlar her yaĢımızın iĢbirlikçileri yalanın gerçekle hesaplaĢması hançerin ipekte sınanması artık ya bahçıvansın ya çingene ten ıhlamur kokunca
30
ĠZ
denizler dem çeker ne içindir bir unutuş bir susuş içindir
bu taraf ömür ikindisidir, hüzünler alfabesi Ģu tarafta usulca ağlayıĢın durur öte yana geçme, öteler çürümüĢ çocuk bahçesi zaten geçmiĢtik oralardan, aklın sancısından sade göz, sade siren sesleriyle bir tarasam saçlarını hatırlarsın unutulmuĢ köĢe taĢlarında adımızı bulursun ben bunlarla buldum atlas denen ömür örtümüzü sen o tarafa gitme, orası taraftır Ģu tarafa dönme, kurumuĢ çeĢme yalağıdır en iyisi bu tarafa gel, yok yok hiçlere gelme ben hiçim, hiç doğurdu beni, hiç ile hançer ile, ilenç ile
31
sen orda öyle dur, kumruların sesinde öylece yaslan muzaffer’e, hayatın yorgun hecesine sor iĢte tam zamanıdır dökülen kuĢ seslerini sor üĢüyen bir orman gibi susuĢumu sor bilirim tabi, suyun sonsuz sesini, ölümün arsız nefesini yetimliğin lehçesini, zemherinin ebesini ben bilmezsem yollar da bilmez, sen de bilmezsin
32
sistir, çamurdur, tufandır çocuklar nereden bilecek ama sen hiç gitmedin ki, yalnızca kokun giderdi sanki Ģuramda bir karanfil tüterdi bir saksıyı sular gibi usul bir çocuk güler gibi çağla sen öyle sevilmelerin ustası, beklemelerin ustası bir öpsem hatırlarsın, hatırlayıĢın gelir uyak ile, aĢk ile, ıslık ile ipince yağmurlarla gelirsin o sonsuz uykusundaki yorgun dudaklarınla öpersen ayılır sahiller bir mavi dudaklarınla, bir mavi denizi ömür billah dem çeken denizi
33
SANRILAR ter ki tamahla imandır arastada aĢk ki yüzüm eğiktir celalidir bana çarpan sözcükler tanrıların her kelamı bende irkilir söz pıhtılaĢır çarĢılarda düĢünce salıncağından içimizdeki çocuk
Ģafağın derin yırtmacında hayat fettandır ninemin dizlerini dövmesi bir tragedya ölümleri ezberlemiĢ dem çekerek dilinde ıslıkları ehlileĢtiren neyzen bir bardağı doldurur gibi usul bir bozlak çığırır gibi alaz bir can yaratır gibi çoğul hayatı eğirmiĢ canının buğusuyla
34
pir sultan, bedrettin, nazım kan düĢse aĢk biter bağırlarında fikrimizin zarif kostümleri yırtılır ey ruhumuzda tepinen isyan gönlümüzün gölünde çırpınan aĢk aksak masalların gulyabanisi kukuletalı bir ĢarkıymıĢ hayat içimizdeki çocuk düĢünce salıncağından herkes kendi ömrünün artığını yaĢar ancak
36
SOKAK ġARKILARI I kim doğurmuĢ seni öyle hoyrat hayatın kuytusunda bak kamaĢmıĢ sesin ıpıslak lime lime gayret et yekin öfkene usul erkan öğret efkârını damıt ay vakti ulurken çarĢılar diyorum ulurken Ģehvet ve cüzdanlar hayatı kabzasından tut ihaneti saçlarından Ģuramda bir sevda lekesi deme anılar artık bir sessiz türbe deme ah dedikçe ta uzaklardan vahlayan bir yavuklun var
37
yalanım yok inanmazsın tanrının tüyolarından biliyorum memleketin uzun havalarından sözcüklerin telaĢından çulunu yalana sermiĢ unutulmanın artığıdır insan diyorsun ya deme be nurali nur yüzünü nemrut eyleme günün uçurtan salıncağından hayatın arsız sarmaĢığından yani bilumum teranelerden koru kendini
38
sakın dua bulaĢtırma günaha günahın da bir saflığı vardır sakın kanma suyun gamzesine onun da vahĢi yanları vardır bak birileri birilerini bi bok sanıyor piyangosuna amorti bile çıkmayan sabah yine proleter oluyor onu diyorum iĢte elini yüzünü yumuĢ sabahları ardından konuĢulan akĢamları sonrası serin sular derin mevzu sonrası huylanan taylar dağlar dağlar be nurali
39
II sokağa düĢmüĢ Ģarkısın salınıĢın selvi gözlerin yahudi ah nalan bu nasıl gece bütün ömrüme manĢet nalan Ģarkılarınla süpürüp sokakları geceyi ağzından en uzun öpen nalan bak saçların lodos eteklerin imbat hayat kaybedilen bir oyundur seviĢmek direnmektir diyorsun ya tanrı bizi tükürdüğünden beri hep italik yaĢadık nalan ah kendini hep baĢkası sanan kimseler bilmiyor, kimseler bilmiyor sen ki bilekleri kesik ıssız bir çocuksun sen ki kınalı düĢlerinle Ģarabi bir yalana vurulmuĢsun sen ki gecenin ucuna tünemiĢ yaralı bir kuĢsun
40
III geçmiĢ uzun sürer ali gelecek uzun anılar kalbimizde sıladır dünya ki ufkumuz kadar sudan geçerken balık karada ceylan çölde mecnunsundur tanrılardan sufle bekleme ali masum da olsan suçlusundur günah masumiyetin ölümü masumiyet çocukluğun ölümüdür inat etme ali, ruhunu incitme biz ki bu gezegenin düĢükleri meleklerin ve Ģeytanların figüranıyız acı, acılardan devĢirilmiĢtir kendi elinden tutup kendini kaldıransın sen ki insansın ali mutsuz yüzünde acılar gezdiren kurtul geçmiĢin ilmeğinden geriye kendin kal kal kalabilirsen
41
IV geceden bezdim gündüze indim gündüzden bezdim geceye geldim sular gamzeli yıldızlar hayta bulutların perdesinde dikizleyen ay uğultusuyla geveze Ģehrin köpekleri aya doğru uluyan Ģehrin Ģu sokağın ucunda yarim oturur sokak ki kurcalanmaya görsün mahur Ģarkılar panjurlarından dökülür içelim yarim içelim üzüm bize doğanın armağanı Ģarap, insanın insana armağanı doldur doldur taĢırmadan çıkınımızdaki cinler oynaĢsın sabahlar duymadan, sokaklar uyanmadan serimizden geçelim
42
V sen benden gidersen dünya dıĢarıda kalacak ne yana dönsen kederli gözlerin beni arayacak sen benden gidersen ömrümüzün kuĢları sebepsiz vurulacak sen buradan gidersen bu Ģehir çok ıssız olacak huysuz bir çocuk gibi kalbim çıt diye kırılacak bırak otağında kandilim sönsün ancak bir göz anlar diğer gözü ibriĢim köprüde yürürken el ele bulutları çekerim uçurtmamın ipiyle sen buradan gidersen ben çöl, sen vaha
43
VI döke saça kırgınlıkların kıvılcımıyla sırladığınız içinizdeki ağrı ovuĢturduğunuz sözcükler hohlasanız parıldayacak, cıvıldayacak hayatın ettiklerini unutun gitsin haliniz mevsimlerin ahvalinde sorulsun bak sesiniz çiçeklenmiĢ harelenmiĢ yağmurlar çisil çisil ömrümüze yağar aĢk ki cinsiyet değiĢtirmektir yani o sonsuz soru ipekten tülleriyle uçuran ruhu peĢin ödenen bedellerin onuru aĢk der beni lirik okuyun çöle doğru dönülmezin ufkunda oy deli gönül
44
VII mahzun ömrün bulanık sulara emanet sarsak hüzünlerini kuĢan da gel sakarsın, kurda kuĢa heder olacak kadar takvimine bir çentik daha at dön mazine bak da gel insan çocukluğunun türevidir isyanın kıblesi dağdır, sarptır bütün hasarların aynaların sırrında geride bıraktığın kösnül anılar senden sana kalan aksak düĢlerini topla da gel
45
annen isa, annen gel sana kurĢunlar döktürecek muskalar, maĢallahlar, nazar boncuklarıyla seni kalbindeki zırha gömecek ihmal etme sardunyaları isa su ver, toprak ver, sevgini ver ver sana verilmeyenleri sen ki bu ömrün maktulüsün kalmasın içinde ne cerahat ne gam avazını avut da gel
46
VIII sözü sokağa saldık, ne çare nice sonra söz de dalsız kalan serçe de biçare bozkırda uğultularla ahlat inattır, bağdır biz bu gezegenin meleziyiz enis, tuhaftır bir deliyi anlamak zarafettir Ģarabı taĢırma enis, tanrıları kızdırma Ģarkıların bizi incittiği yerdeyiz gel hırçın uçurumdaki ıslığı dinleyelim bırak gamlı makamlar hiçe ağlasın nice adamlar gördük ki enis ninem onları çekiçle iki saatte yapardı* kulağına çın çın küpeler takardı ağıtlar devĢirir puslu akĢamlarda püripak gözlerinde tayların, ağlardı
47
durup dururken çilli kayısı kokusu durup dururken sahaf kokusu azala azala çoğalan söz zemheri yaksa da tenimizi içimizde temmuzlar üĢür yorgunuz enis silsin artık alnımızı Ģefkat ömrümüze teyellenmiĢ koca bir yırtık Ģuramızda beslediğimiz sırrı incitir ağustos böceği, ateĢ böceği, uğur böceği çocukluğumuz masumluğumuzdu usunu havalandır enis, ruhunun tozunu silk ufka sakla gözlerini yüreğini çırp sokaklara kalmasın karakutumuzda hiçbir iz *yüz on dört yaşlarındayken babaannemin saygısız konuşan birine söylediği sözdür.
48
IX kadınlar emzirsin puslu akĢamları kapı eĢiğindeki muhabbetli kadınlar ağzımda eriyen akidenin çocukluğunu verin kadınlara emzirsinler kırık testi gibi eĢiklerde çöreklenen kadınlar göveren çayır serinliği dalgalansın gözlerinde anaç, mahzun, cefakar kadınların bir yaralı kuĢ gibi sarın sarmalayın avutun sıcacık koynunuzda
49
kayalara koyaklara çarparken hırçın dalgaları hayatın kör kütük sarhoĢken sahiller toplanın, ninnilerle sağaltın yaralarımı bırakın yele gitsin hüzünlü Ģarkılarınız beni de bir oğlunuz sayın bir daha, bir daha doğurun beni Ģefkatli ellerinizle kundaklayın ay suya düĢerken, benim için de ağlayın
51
elbet mistik bir yanı var bu kırıĢ kırıĢ gülmelerin unutulmuĢ bir vasiyettir gamzelerin bilirsin, ayrılıkların kimyasıdır Ģarkılar aĢk bilge kuramcısı öğrendim de geldim bak bu vakitlerde sağanak gibisin yoksun elimi uzattığım yerde oysa seni duydum ölümleri erteledim sana eğilmek uslanmayan yara gibidir bir taĢ atıver denize, dalgalar valse durur bir tutuversen elimde ihtilal olur bak burada biter Ģiir, zili çalar gecenin bütün aĢklar teneffüstedir artık
52
KEMERALTI sen izmir’in hangi kızısın giydiğin her etek kısa çorabın kaçık sürdüğün her ruj hüzün renginde saçların püfür püfür salınarak vardığın kaçıncı beylerdesin sen izmir’in hangi kızısın iĢportacıların sesi defolu martılarınınki ebrulî ben de iĢportacısıyım kırık dökük ömrümün senin rüzgârın imbat benimki küstah sen izmir’in hangi kızısın bak; hasan tahsin’in tabancası güvercin atar kordon bütün çağlara piyasa yapar delikanlı saat kulesi hala randevuda eski aĢkları anlatıyor aksak aksanıyla kemeraltı; sen Ġzmir’in hangi kızısın
53
UZAK ĠSTANBUL senin adın uzak zaman usul usul gelirsin aklıma değil mi ki bir ah düĢmüĢtür ardıma yağmurlar, anasonlar masallarla efkâr efkâr gelirsin aklıma iĢte pera’nın pasaklı saçları karagümrük'ün duman altı sokakları neyzen ki hayatla dizeler tokuĢturur fatih sultan mendil satar eftelya tiner koklar can baba üflemiĢti kulağımıza damakta seken Ģarap her dem ateistmiĢ iĢte bu minval üzere mirim demlenmeye görsün gecenin ucu paldır küldür gelirsin aklıma hayatın hayalarında kamaĢma uzlaĢmanın ayak izlerini arayan suç üniformasını ütüleyen tanrı tövbeye tövbeye inen kızılcık sopasının azametiyle kan revan içinde gelirsin aklıma
54
ah mirim Ģu istanbul ‘u delikanlıyken de bilirdim bütün sokaklarını saçlarından sürüklerdim artık ne sen istanbul ‘sun ne ben o Ģarkı ey aklımın kıyısında sandal gibi sallanan ey Ģuramda kahkahaları çalkalanan zehir zemberek gecelerde değil mi ki bir ah düĢmüĢtür ardıma dilimin zulasında asi bir dizeyle tıpıĢ tıpıĢ gelirsin aklıma
55
MEZOPOTAMYA I tozlu toprak avlularda kahırlı kadınlar büyür gider aksak yaĢamlardan dıĢarı nereye giderse bacasının dumanı hayatlara ağıtlara kırıĢan toprak yüzleriyle avuçlarında yüreği, ağızlarında yaban otlarıyla kendilerinden önce upuzun gözleriyle giderlerdi yağmurlarla durulanan yüzleri saçlarında hoĢ esintilerle gibi ritmik ve nefti, giderlerdi suskunluğun dili acıdır, acıtır her Ģey yeni baĢtan yaratılır doğuda her Ģey bölüĢülen kahırlı bir aĢın buğusunda onlar ki derelerde yüzünü yuyan bir peri Ģimdi onun için rüzgâra ve yağmurlara teyelledim sesim
56
saçlarında dökülen hareli ıĢıltı gibi mistik ve gizemli her Ģey safran gibi bir hüzündür doğuda her Ģey tükenir ve çoğalır törelerin kâbusunda onlar ki düĢlerini kilimlere nakĢeden bir destan Ģimdi onun için hep masallarda aradım yitik suretimi
57
II üff... dedi miydi dikene sataĢan parmak kuĢak çatıĢmasındandır bilimle din arasında ve töre çatıĢması doğuyla batıda biz de ansiklopedilerde öğrendik neylersin albatrosların menzilsiz uçtuğunu kartalların da bir raconunun olduğunu uçurtmaların kuyruğunda kuralsız siren seslerinde duasızdık anadolu’nun yoksul uykuları, engin düĢleri vardı eksik tespih gibi aksak dualarımızla daha kilimlere nakıĢ düĢmeden kürt kızı harlı dudaklarında kınalı türkülerimiz kaldı
58
ġARKININ SONU çocuğun içinde açan çiçek elbet bir gün kirlenecek kir de masumdur kir de masumdur kırılan çiçeğe sor o söyleyecek hayâller büyüyecek, umut büyüyecek onlar da bir gün kirlenecek hayâller masumdur umut masumdur cebindeki paraya sor o söyleyecek gül kurur kokusu kalır acı diner tortusu kalır büyürsün çocukluğun mahzun kalır masallara sor o söyleyecek
59
hayat kocaman bir serüvendir bedeline ölçü konulamaz yaĢamak nasihatlerin ve yasaların da ötesindedir hiçbir tabuyla sınırlandırılamaz geçmiĢin ve geleceğin serüvenini Ģiirde arayınız baĢka hiçbir dille anlatılamaz
60
61
62
63