reportturk e- dergİsİ Şubat 2013 sayisi

36

Upload: reportturk-kurumsal-kiymetler-dergisi

Post on 26-Mar-2016

252 views

Category:

Documents


16 download

DESCRIPTION

İŞ DÜNYASININ KURUMSAL KIYMETLER E-DERGİSİ

TRANSCRIPT

Page 1: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI
Page 2: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

Nurgül KocaAcar

ED

IT

ÖR

DE

N

Merhaba değerli Reportturk okurları,Şubat sayımızda kapağımıza Deloitte’un enerji alanındaki raporunu taşıdık. Deloitte’un enerji alanındaki raporunda, Brezilya, Kanada ve Rusya enerjinin yeni süper güçleri olarak gösteriliyor. Deloitte Enerji Grubu tarafından hazır-lanan rapora göre, enerji kaynaklarının üretim, kullanım ve diğer süreçlerinin, tahmin edilenden iyi olmasının tek nedeni bu alanlarda teknolojinin geliştiril-mesi ve kullanılması gösteriliyor.İstanbul’da “ticaretin simgesi” değişti başlıklı haberimizde İstanbul Ticaret Odasının yeni logosunu ve İTO Başkanı Murat Yalçıntaş’ın düzenlenen basın toplantısında ki açıklamalarını bulabilirsiniz.Avea’nın 2012 yılına ilişkin hazırladığı “Avea Müşteri Profil Endeksi”nin sonuçları yayınlandı. 2012’de kadınlar konuşma, MMS ve SMS gönderiminde, erkekler ise data ve akıllı telefon kullanımında birinci oldu.

Reportturk dergimizde bu ay da birbirinden değerli makaleler var.

Ertan Acar bu ay ki “İktidarın anahtarı itibardır” makalesinde itibar ölçülebilir, geliştirilebilir ya da yönetilebilir mi? sorularının yanıtlarını veriyor. Aytaç Mest-çi ise Facebook’un yeni özelliği olan ve özelleştirilmiş arama fikrine dayana “Facebook Graph Search” yapısını anlatıyor.

Faruk Şen 2013 yılında Türkiye’nin dış politikada karşı karşıya kalacağı güçlük-leri ve çatışma ortamlarını başlıklar halinde sizlere aktarıyor. İnci Şen’de dergi ve gazetelerde meydana gelen değişimleri ve bu değişimlerden yola çıkarak kurulmuş olan brandy.net internet gazetesini anlayor.

Geçen ay ki makalesinde 2013’ün arsaların yılı olacağına dikkat çeken Mehmet Canıtatlı bu ay konut ve sitelerdeki aidatları gündemine taşıdı. Konu hakkında uzman görüşlerine de yer verdiği yazısında firmaların aidat uygula-malarıyla ilgili verileri aktarıyor.

Her zaman olduğu gibi bu ay ki sayımızda da Merve Seçkin medyada en fazla öne çıkan kurumsal sosyal sorumluluk projelerini sizler için derledi.

Tevfik Dalgıç ise “Yunan yoğurdu öyküsü” başlıklı makalesinde jenerik marka ve ürünlere değinerek Türk girişimcilerin yaptıkları yanlışlıkları anlatıyor.

Şubat sayımızda sizin için yine dolu dolu bir Reportturk hazırladık. Hepinize keyifli okumalar diliyorum…

Enerjide büyük oyun başlıyor

•Yayın Kurulu:

•İletişim Adresleri:

Esentepe Mah. Kasap Sok. Aslan Apt. No:11 D:7 Şişli/İst

•Yazı İşleri:

[email protected]

•Web: www.reportturk.com

Telefon: 0212.272.51.51Fax: 0212.272.49.50

E-mail: [email protected]

:

P

Ankara TemsilcisiAbdullah Kuş

ortakal Çiçeği Sokak Ansera İş Merkezi No 17/66 Çankaya /AnkaraTelefon: 0312.440.49.57

Abd Temsilcisi: Prof. Dr. Tevfik DalgıçDallas, Texas, USATel-214-2124343

e-mail:[email protected]

İngiltere Temsilcisi: Vehbi Koca

10 Avocet Close, Se1 5En London/UkTelefon: +44 (0)20 7232 0291

•Dijital Yayın Platformu:

Dijimecmua•

Sayfa Tasarım: V2 Medya İletişim

• REPORTTURK Basin meslek ilkelerine uymaya soz vermistir.• Kose ve makalerdeki yorum, bilgi ve haberlere iliskin sorumluluk yazirina aittir.

İmtiyaz Sahibi:Ertan Acar Medya İlişkileri Danışmanlığı adına

Ertan Acar●

Genel Yayın YönetmeniNurgül Koca Acar

Yayın KoordinatörüOnur Pulat

Yayın Koordinatör YardımcısıAbdullah Sarıkuzu

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüMetin Koca

Reklam Satış:

Büşra Yıldız

● REPORTTURK Basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.

● Köşe ve makalelerdeki yorum, bilgi ve haberlere ilişkin sorumluluk yazarına aittir.

Adnan Dalgakıran, Ali Eren, Fatih Acer, Tufan Darbaz,

Prof. Dr. Faruk Şen, Mehmet Canıtatlı, Dr. Yusuf Adıguzel, Çiğdem Penn,

Osman Yılmaz, Metin Koca

Nurgül KocaAcar

ED

IT

ÖR

DE

N

Yunanistan’ın en büyük şirketi olan Coca-Cola Hellenic (CCH) Atina borsa-sından çıkıp, Londra borsasında işlem görmeye devam edeceğini ve şirketin merkezini de İsviçre’ye taşıyacağını açıkladı. Biz de bu nedenle kemer sıkma politikaları yüzünden sıkıntılı günler yaşayan Yunanistan’a dikkat çekmek için Kasım ayı sayımızda kapağımıza, Coca-Cola komşuyu terk ediyor başlığı ile sizleri karşılamak istedik.Merve Seçkin’in kaleme aldığı yazısında ayın en çok konuşulan KSS projelerini inceleyen Medya Takip Merkezi (MTM)’nin her ay düzenli olarak Reporttürk için hazırladığı medya araştırmasına göre, Eylül ayında gazete ve dergilerin en fazla yer verdiği KSS projesi “Fıstığımız Bol Olsun” nun medya yolculuğundaki başarı hikayesi anlatılıyor.Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı başkanı Prof.Dr.Faruk Şen’in makalesi “Afrika ve Güney Afrika’da faaliyetlerimiz” başlığı ile bu ay ki sayımızda yerini alıyor. Davranış bilimleri ve aynı zamanda psikiyatri uzmanı olan Dr.İnci Şen ise kalem aldığı yazısında “2012 Yılına girerken Türkiye’de sağlık sorunları Avrupa’ya göre daha iyi bir gelişme gösteriyor” konusu ile sağlık sorunlarımıza farklı bir pence-reden bakarken, çözüm önerisi ile de ilgi çekiyor.Texas Üniversitesi İşletme Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr.Tevfik Dalgıç’ın Ka-sım ayı sayımızda yer alan makalesinde işlediği konu Amerika’da alkol yasağı, anayasa maddesi oldu ama anayasa maddesi olmasına karşın kanun maddesi-nin uygulanmasının gerçekte mümkün olmadığının anlatıldığı yazıda; bu tarzda kanun maddelerinin Osmanlı’da olduğu gibi baskı ve zorla, kanun yoluyla insan-ların yaşamına müdahale etmenin geri tepebileceğinin, hatta bir karşıt hareket doğuracağının belirtisi olduğu anlatılıyor.Haberlerimizden bazılarına gelince “Aydınlı’dan Rusya’ya 28 mağaza”, “Car-refour ‘a sürpriz talip”,Türkiye’den organik pamuk talebinde patlama”, “Suriye ekonomisi nefes alamıyor”, “Afrika Çinliler’in ‘taklit pazarı’ oldu”, “dijital gıda kuponu geliyor”, “Apple’a patent şoku” başlıkları ile ilginizi çekeceğini umdu-ğumuz bir sayı hazırladık. Devamı ve daha fazlası Reporttürk E-Dergi Kasım sayısında…

•Yayın Kurulu:

•İletişim Adresleri:

Esentepe Mah. Kasap Sok. Aslan Apt. No:11 D:7 Şişli/İst

•Yazı İşleri:

[email protected]

•Web: www.reportturk.com

•Telefon:

0212.272.51.51•

Fax: 0212.272.49.50

•Ankara Temsilcisi:

Abdullah KuşPortakal Çiçeği Sokak Ansera İş Merkezi

No 17/66 Çankaya /AnkaraTelefon: 0312.440.49.57

•Abd Temsilcisi:

Prof. Dr. Tevfik DalgıçDallas, Texas, USATel-214-2124343

e-mail:[email protected]

İngiltere Temsilcisi: Vehbi Koca

10 Avocet Close, Se1 5En London/UkTelefon: +44 (0)20 7232 0291

•Dijital Yayın Platformu:

Dijimecmua•

Sayfa Tasarım: V2 Medya İletişim

• REPORTTURK Basin meslek ilkelerine uymaya soz vermistir.• Kose ve makalerdeki yorum, bilgi ve haberlere iliskin sorumluluk yazirina aittir.

İmtiyaz Sahibi:Ertan Acar Medya İlişkileri Danışmanlığı adına

Ertan Acar●

Genel Yayın YönetmeniNurgül Koca Acar

Yayın KoordinatörüOnur Pulat

Yayın Koordinatör YardımcısıF. Nur Şen

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüMetin Koca

Reklam Satış:

Büşra Yıldız

● REPORTTURK Basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.

● Köşe ve makalelerdeki yorum, bilgi ve haberlere ilişkin sorumluluk yazarına aittir.

Adnan Dalgakıran, Ali Eren, Fatih Acer,Kemal Yamankaradeniz, Tufan Darbaz, Prof. Dr. Faruk Şen, Mehmet Canıtatlı,

Dr. Yusuf Adıguzel, Çiğdem Penn, Osman Yılmaz, Metin Koca

Coca-Cola komşuyu terk ediyor

Page 3: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI
Page 4: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

İçindekiler

KISA KISA

3D öldü, yerine bakın kim geldi

THY’ye ağır kar faturası

Fiyatına inanamayacaksınız!

Bele ve bileğe destek şartı

TÜSİAD’ın yeni Yönetim Kurulu belirlendi

Tüketici güveni %0,2 azaldı

6

MAKALELER AYTAÇ MESTÇİ

Facebook Graph arama nedir ve nasıl çalışır? ERTAN ACAR

İktidarın anahtarı itibardır MERVE SEÇKİN

2012’nin son ayında medyada KSS projeleri DR. İNCİ ŞEN

Yeni bir marka gazetesi oluşuyor PROF. DR. TEVFİK DALGIÇ

Yunan yoğurdu öyküsü MEHMET CANITATLI

Aidat deyip geçmeyin PROF.DR. FARUK ŞEN

2013 yılında dış politika açısından güç bir yılla karşı karşıyayız

18

22

25

26

28

30

32

KAPAK Enerjide büyük oyun başlıyor

HABER Güneş enerjisinde 100 yatırım yolda

HABER Kadınlar konuşma ve SMS’te, erkekler data ve

akıllı telefon kullanımında birinci!

10111214

HABER 20 kulüpten 5 milyar euro...

HABER İstanbul’da “ticaretin simgesi” değişti

8

Page 5: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

IsıPompaları

OdaTermostatları

Isıtma Kablosu Çözümleri

Hidronik Balansve Kontrol Vanaları

TermostatikRadyatör Vanaları

DöşemedenIsıtma Sistemleri

İŞİNİZİ BÜYÜTMEK İÇİNİHTİYAÇ DUYDUĞUNUZ HERŞEY

BU ÇATININ ALTINDA...

Danfoss Isıtma Çözümleri Türkiye

Page 6: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

3D öldü, yerine bakın kim geldi

Son iki yıldır televizyon üreticilerinin üzerine basa basa tanıttığı 3D teknolojisi özellikle 2011 yılında patlama yaşamış ve milyonlarca tüketici ekstra para ödeyerek 3D teknolojili televizyon satın almıştı. Ancak bugün gelinen noktada 3D’nin esamesi okunmazken, televizyon üreticileri yeni heyecanı buldu bile: Ultra HDTV!

ABD’nin Las Vegas eyaletinde devam eden dünyanın en büyük teknoloji fuarı CES, teknoloji dünya-sının son durumuyla ilgili de fikir veriyor. Yeni nesil televizyonların bolca tanıtıldığı fuarda ise dikkatlerden kaçmayan bir nokta var: 3D nerede? Neden hiçbir üretici henüz dünyada yaygınlık kazanmayan ama devrim olarak nitelendirilen bir teknolojiyi ağzına almıyor?Theverge’ün haberine göre televizyon üreticileri artık 3D yerine daha yüksek çözünürlüklü ekranlar ve OLED’in getirdiği özellikleri dillendiriyor. özellikle 4K UltraHD TV’ler üreticilerin bir numaralı gözdesi... Zira üreticiler kullanıcıların televizyon alırken 3D özelliğini aramaktan ziyade daha yüksek çözünürlük aradığını ve 3D’nin halihazırda sunulan küçük bir özellik olduğunu düşünüyor.Sony’nin CEO’su Kaz Hirai, CES 2013’te yaptığı konuşmasında televizyonların dijital kayıt özelliğinin üzerinde daha fazla dururken 3D’den hiç bahsetmedi. Sony’den Kentaro Matsumoto konuyla ilgili yaptığı açıklamada 3D’nin artık bir standart olduğunu ve daha yeni özelliklerin keşfedil-meye başlandığını belirtti.

KISA

KSI

A

6 | Report Türk - Şubat 2013

THY’ye ağır kar fatu-

rası

TÜRKİYE’Yİ etkisi altına alan yoğun kar yağışı

başta İstanbul olmak üzere birçok ilde hava

ulaşımını olumsuz etkiledi. Olumsuz hava ko-

şulları nedeniyle Türk Hava Yolları 242 seferini

iptal ederken, 5 bin yolcusunu da otellerde

misafir etti.

Üç gün boyunca İstanbul’da etkili olan yoğun kar yağışı

nedeniyle Türk Hava Yolları iç ve dış hat olmak üzere birçok

seferini iptal etti. THY’nin en çok seferini gerçekleştirdiğiA-

tatürk Havalimanı ile yurt içi ve yurt dışı çeşitli noktalardan

yapılması planlanan seferler olumsuz hava koşulları yüzün-

den yapılamadı. Türk Hava Yolları’ndan alınan bilgiye göre

242 seferin iptal olduğu öğrenildi. THY iptal edilen seferler

dolayısıyla 5 bin yolcusunu otellerde ağırladı. THY ayrıca,

14 bin yolcuya da iptaller ve gecikmeler nedeniyle ikram

hizmeti verdi.

Fiyatına inanama-yacaksınız!Merakla beklenen ucuz iPhone’un fiyatı belli oldu.

Wall Street Journal’ın haberine göre ucuz materyal-lerle üretilecek olan yeni iPhone’un fiyatı 99 ila 149 dolar arasında olacak.Cihazın kasasının plastikten imal edilmesi beklenir-ken Apple’ın bu telefonlar için önceliğiÇin’e vereceği düşünülüyor. Özellikle IPhone 5’in 3 günde 5 milyon sattığı ülkede ucuz iPhone’un kapış kapış satılacağı sanılıyor.

Apple her ne kadar konuyla ilgili açıklama yapmasa da, şirkete yakın kaynaklara göre cihazın bu yıl içinde bile satışa sunulma ihtimali bulunuyor.

Page 7: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

Tüketici güveni %0,2 azaldıTürkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen Aylık Tüketici Eğilim Anketi sonuçlarından hesaplanan Tüketici Güven Endeksi 2012 Aralık ayında bir önceki aya göre %0,2 oranında azaldı; Kasım ayında 89,2 olan endeks Aralık ayında 89,0 değerine düştü.

Mevcut dönemin 6 ay öncesine göre satın alma gücü değerlendirmesi %1,6 azaldıTüketici Güven endeksindeki düşüş, tüketicilerin mevcut dönem satın alma gücü, gelecek dönem satın alma gücü ve mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğu durumlarına ait değerlendirmelerinin kötüleşmesinden kaynaklandı. Alt kalemlerdeki en yüksek düşüş mevcut dönemin satınalma gücü değerlendirmesinde oldu.

Şubat 2013 - Report Türk | 7

Bele ve bileğe destek şartıHazırlanan yönetmelik taslağına göre 2013 yılında Türkiye’deki tüm işyerlerine ısı, ışık, gürültü ve karakter ayarı geliyor. Taslaktaki yeni-likler arasında çalışanın bileklerini dayayabileceği özel desteklerden, sırt ve bel ağrılarına karşı çeşitli önlemler yer alıyor.

Yeni yılda uygulamaya girmesi planlanan yönetmelik taslağı çalışanın oturduğu yerden, bilgisayardaki yazı karakterine kadar şu yenilikleri getiriyor:GÖZ MUAYENESİ ZORUNLU• Ekranlı araçlarla çalışmaya başlamadan önce, yapılan risk değerlendirmesi sonuçlarına

göre işyeri hekimince belirlenecek düzenli aralıklarla ve en fazla 2 yılda bir, ekranlı araçlarla çalışmadan kaynaklanabilecek görme zorlukları yaşandığında çalışanın göz muayenesi yapılacak.BÜYÜK PUNTOLU KARAKTER DÖNEMİ• Bilgisayar ekranında görünen karakterler, kolayca seçilir şekil ve formda, uygun büyüklükte olacak. Satır ve karakterler arasında yeterli boşluk bulunacak.• Ekran görüntüsü titremeyecek. Parlaklık ve karakterlerle arka plan arasındaki kontrast, çalışan tarafından kolaylıkla ayarlanabilecek. • Ekranda kullanıcıyı rahatsız edebilecek yansıma ve parlamalar olmayacak. Klavyenin çalışanın el ve kollarının yorulmaması ve rahatça çalışabilmesi için ekrandan ayrı ve hareketli olması sağlanacak. Klavyenin ön tarafına, çalışanın bileklerini dayayabileceği özel destek konulacak.KLAVYE SEMBOLÜ OKUNUR OLACAK• Klavye yüzeyi ışığı yansıtmayacak şekilde mat olacak. Klavye tuşları üzerindeki semboller, çalışma pozisyonuna göre kolaylıkla okunabilir ve seçilebilir nitelikte olması zorunlu tutulacak. • Sandalyelerde dayama yeri öne, arkaya ve yukarı, aşağı ayarlanabilir, sırt desteği bele uygun ve esnek olacak. İstendiğinde çalışana uygun bir ayak desteği verilebilecek. Çalışanın gereksinimleri ve yapılan işin türü dikkate alınarak uygun aydınlatma şartları sağlanacak. Çalışma merkezlerinde yansımalara ve parlamalara neden olabilecek ışık gelmesini önlemek amacıyla tedbirler alınacak. • Ekrana gelen gün ışığının kontrol edilebilmesi için yatay ve dikey ayarlanabilir perdeler kullanılacak. Çalışma merkezlerinde kullanılan ekipmanın gürültüsü çalışanların dikkatini dağıtmayacak ve karşılıklı konuşmayı engellemeyecek düzeyde olacak. • Ortamdaki nemin uygun düzeyde tutulması ve bu düzeyde korunması gerekecek. Kullanı-lan programların kolay kullanılabilir ve eğer uygunsa operatörün bilgi düzeyine ve deneyimine göre ayarlanabilecek.

TÜSİAD’ın yeni

Yönetim Kurulu

belirlendi

TÜSİAD’ın 17 Ocak 2013 Perşembe günü

gerçekleşen 43. Genel Kurulu toplantısında

TÜSİAD Yönetim Kurulu, Yüksek İstişare

Konseyi Başkanlık Divanı, Denetleme

Kurulu ve Haysiyet Divanı üyelerinin seçimi

gerçekleşti.

Genel Kurul toplantısında, TÜSİAD’ın yeni

Yönetim Kurulu Üyeleri belli oldu. Genel

Kurul’da seçilen yeni Yönetim Kurulu, ilk

toplantısında, Yönetim Kurulu Başkanlığı’na

Muharrem YILMAZ’ı, Başkan Yardımcılık-

larına ise Haluk DİNÇER, Tayfun BAYAZIT

ve Memduh BOYDAK’ın atanmasına karar

verdi.

Page 8: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

HABER

8 | REPORTTURK / Şubat 2013

Enerjide büyük oyun başlıyorDeloitte’un enerji alanındaki raporunda, Brezilya, Kanada ve Rusya enerjinin yeni süper güçleri olarak gösteriliyor.

Profesyonel hizmetler alanında dünyanın en büyük firmalarından biri olan Deloitte, ‘Enerjinin Geleceği: Teknoloji, Arz-Talep ve Enerji Jeo-politiğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?’ raporunu yayınladı. Deloitte Enerji Grubu tarafından hazırlanan rapora göre, enerji kay-naklarının üretim, kullanım ve diğer süreçlerinin, tahmin edilenden iyi olmasının tek nedeni bu alanlarda teknolojinin geliştirilmesi ve kullanılması…

4 trilyon varillik potansiyel 19. yüzyıldan bu yana insanoğlunun 1 trilyon varil petrol ürettiği be-lirtilen raporda, ileri teknoloji araçlarla yapılacak keşiflerle yaklaşık 4 trilyon varil daha petrole ulaşılabileceği ifade ediliyor. Ayrıca, 2040 yılında, petrol ve diğer akaryakıtların, dünyanın en büyük enerji kay-nağı olacağı ve toplam talebin 1/3’ünü karşılamaya devam edeceği öngörülüyor. Yenilenebilir ve alternatif enerjinin de günümüzde giderek popüler hale geldiği vurgulanan raporda, yenilenebilir enerjinin 2015 yılında 800 milyar dolar büyüklüğe sahip olacağı ve dünya elektrik tüketimi-nin %17’sini karşılaşacağı tahmin ediliyor. Enerji piyasasına ilişkin teknolojilerdeki son gelişmelerle birkaç yıl önce hayal edilemeyen gelişmelerin yakalandığı günümüzde, enerji şirketleri, bazı teknoloji şirketlerini bile geçmiş bulunuyor. Bilgi tekno-lojilerinde gelişmiş bu şirketler, önerdikleri çözümler ile enerji devri-minde birçok konuda önemli rol oynuyorlar. Deloitte Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Lideri Sibel Çetinkaya ise teknolojinin, bundan birkaç yıl önce erişilmesi imkânsız görünen potansiyelin kullanılabilir hale gelmesini sağladığını ifade ediyor. Çe-tinkaya, “Yazılım ve donanımı içine alan teknolojik gelişmeler şirket-lerin ve bireylerin kendi enerji tüketimlerini izleyebilmelerine ve yö-netebilmelerine imkan veriyor. Son dönemde teknolojik dönüşümün ekonomik, çevresel ve jeopolitik sonuçlarını görmek baş döndürüyor. Bugün enerji şirketleri en önemli teknoloji kullanıcıları arasında yer alıyor. Enerji teknolojileri;• Araştırmalarda inovasyonu tetiklemesi• Akıllı binalarla enerji yönetiminin sağlanması, • Su, elektrik ve doğal gazda akıllı şebekelerle daha iyi bir kaynak planlaması yapılmasının sağlanması• Bireysel enerji tüketiminin izlenmesi ve yönetilmesinin sağlanması• Rüzgar türbinlerinden güneş panellerine ve nükleer santrallere dek geniş bir yelpazede

Tasarım ve test yapılmasını sağlaması gibi unsurlarla enerji devriminin öncüleri sayılıyorlar. Teknoloji, kay-

nakların daha önce olmadığı kadar çok kullanıcıya erişmesini sağ-

lıyor. Bu da ülke, şirket ve birey seviyesinde arz güvenliğinin daha

rahat yönetilmesine imkan veriyor” dedi.

Büyük Oyun 2.0Raporda, teknolojik gelişmelerin ekonomik, çevresel ve jeopolitik

olarak önemi vurgulanırken, daha önemlisinin ise yeni aktörler ile

yeni enerji oyunlarına giriş olduğu vurgulanıyor. Büyük Oyun 2.0’da,

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin yanı sıra yeni birer

süper güç olarak Brezilya, Kanada ve Rusya’nın da adı geçiyor. Fi-

lipinler, Arjantin, Angola, Surinam ve Polonya ise enerji arenasında

gelişmekte olan ülkeler arasında yer alıyor.

Henüz ilk zamanlarında bulunduğumuz Büyük Oyun 2.0’ın aktörleri-

nin arasında yukarıda bahsi geçen devletler olduğu gibi, büyük tek-

noloji şirketleri ve enerji üreticileri de bulunuyor. Yapılan öngörülerde

bu aktörlerin tamamının, sadece enerjiyi nereden elde edeceğimizi

ve ne kadara mal olacağını değil, aynı zamanda yerel ve global geli-

şimin nasıl şekilleneceğini de belirleyeceği ifade ediliyor.

Page 9: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

Şubat 2013 / REPORTTURK | 9

HABER

ABD’nin enerjisi kendine yeterAmerika Birleşik Devletleri’nin kaya gazından elde ettiği gazın, ülke-deki toplam gaz üretimindeki yerinin 2001’de %2 seviyesindeyken günümüzde %30’a ulaşmış olduğu aktarılan raporda, arzın artmasıy-la fiyatlarda düşme yaşandığı, gittikçe azalan fiyatların tek sebebinin ise, kaya gazı üretiminde son yıllarda kullanımı artan ileri teknolojiye sahip yöntemler olduğu belirtiliyor. Teknolojinin enerji piyasası üzerindeki diğer bir sonucunun ise petrol varil fiyatlarında görülebileceği söylenen raporda, 2008’de ham pet-rolün varil fiyatının, ani ve beklenmedik bir artışla 137 dolara çıkması-nın ardından, petrol fiyatlarında sürekli düşüş yaşandığı vurgulanıyor. Öte yandan, Meksika Körfezi’nin derin sularından çıkarılan petrolle birlikte, 2008’den bu yana Amerikan petrol üretiminin %12 oranında yükseldiği vurgulanan raporda, tüketimin artarken, üretimin de bu koşullar altında artması yine ileri teknoloji kullanımına bağlanıyor. Bu oranlarla Amerika Birleşik Devletleri, enerji konusunda kendine yetecek enerji üretim kapasitesine sahip oluyor.

Milli altyapı şartRaporda, enerjide gelinen noktada güvenlik, teknoloji ve istikrarın

vazgeçilmez unsurlar olduğunun altı çiziliyor.Ayrıca yeni oyunda, daha büyük kitlelere, daha fazla enerji kaynağı sağlama zorunluluğu olacağı belirtilen rapora göre bu durum, birey-ler, şirketler ve devletler için daha büyük bir enerji güvenliği arayışını da birlikte getiriyor. Raporda, yeni enerji arenasında yer alan aktörlerin, özellikle devletle-rin enerji güvenliğini sağlamak için aşağıdaki noktalara dikkat etmesi gerektiği belirtiliyor: • Vizyoner ve istikrarlı bir milli politika inşa ederek, uzun dönemli enerji vizyonuna sahip olmak,• Milli altyapı kurmak,• AR-GE çalışmalarına uzun vadeli ve yoğun yatırımlar yapmak,• AR-GE çalışmaları için uygun koşul ile ortam sağlamak ve teknolo-jilerin gelişme ortamı için uygun alan yaratmak,• Kamuoyunu müttefike çevirmek için şeffaf ve hesap verebilir ol-mak.Tüm bunlara ek olarak, rapor, teknoloji odaklı enerji devriminde, alışılmışın dışında devletlerin başarılı olamaması halinde, bireylerin ve şirketlerin kendi tüketimlerinde radikal değişiklik yaparak da yeni enerji oyununun geleceğini etkileyebileceklerine dikkat çekiyor.

Page 10: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

Güneş enerjisinde 100 yatırım yoldaDünya üzerinde toplam 2 GW kurulu gücün uygulayıcısı olan IBC SOLAR Türkiye, Konya’da kurduğu santral ile güneş enerjisi projeleri için referans kaynağı oldu.

Türkiye’nin önde gelen enerji ve sanayi kuruluşları 2013 yılı içeri-sinde yenilenebilir enerji projelerini gerçekleştirebilmek için atağa geçti. Güneş enerjisinden elektrik üretiminin enerji gündemini be-lirlediği şu günlerde yoğun bir çalışma dönemine giren IBC SOLAR Türkiye, talep edilen analizler doğrultusunda 100’üncü yatırım fizi-bilite raporunu teslim etti.

Fizibilite raporunu alan 100 önemli yatırımcı tetikte bekliyorBelirsiz sürecin atlatılması için bekletilen bu 100 önemli yatırımın, ekonomiyi destekleyici büyük bir güç olacağına dikkat çeken IBC SOLAR Türkiye Genel Müdürü Hayri BALİ, “Türkiye’de uygulanan yönetmelikler kapsamında, yatırımcılardan kurulum öncesi uzun süreli ölçümleme raporları talep ediliyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama sebebiyle yatırımlar bekletilmiyor. Yatırımcının işini zorlaştırmak, ekonomiyi zora sürmektedir” dedi.Birçok nedenden dolayı tedirgin olan yatırımcının doğru bildiği yan-lışları da düzeltmekten kaçınmayan ve Konya’daki faal santralden ölçümlediği verileri paylaşarak güven veren IBC SOLAR Türkiye, yatırım yapmayı planlayan büyük ölçekli sanayicilerin odağı haline geldi. 1982 yılından bu yana dünyanın 12 ülkesinde sunduğu çözümler ile toplam 120 bin sistem kurulumu gerçekleştiren IBC SOLAR, yılların deneyimini Türk yatırımcının hizmetine sunmak için 2010 yılında

Türkiye ofisini açtı. IBC SOLAR Türkiye olarak geçtiğimiz yıl faali-

yete aldığı Konya’daki santral sayesinde ülkemizde güneş enerjisi

potansiyeli yüksek olduğu halde kullanamayan yatırımcının, gerçek

verilere ulaşabilmesini sağlıyor ve yatırımcılara somut projenin so-

nuçları ile yol gösteriyor.

Bakım maliyetleri yok denecek kadar azIBC SOLAR Türkiye, Ağustos ayında kurduğu 200 KW’lık güneş

enerji santralinden her gün aldığı verilerini yatırımcılarla paylaşı-

yor. Ağustos ayında enerji üretimine başlayan 200kWp gücündeki

santralin yıllık enerji üretimi 320.000kWh olarak hesaplandı. Ayrıca

anlık olarak izlenmekte olan santralde gerçeklesen 6 aylık enerji

üretim verileri, IBC SOLAR Türkiye tarafından hesaplanan üretim

tahminleri ile %100 uyum sağlıyor.

Özellikle bakım maliyetinin yüksek olduğu yönündeki söylemlerin

tamamen bilinçsiz yapıldığının altını çizen IBC SOLAR Türkiye Ge-

nel Müdürü Hayri BALİ, “Santralin temizliği için ihtiyaç duyulan tek

şey yağmur duası. Yağmur yağmıyorsa da suyu panellerin üzerine

tutup yıkamak yeterli oluyor” şeklinde esprili bir yaklaşımla gerçeği

vurguluyor.

HABER

10 | REPORTTURK / Şubat 2013

Page 11: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

20 kulüpten 5 milyar euro...Deloitte’un, ‘’Futbol Para Ligi’’ raporuna göre en büyük 20 futbol kulübünün 2012/2013 sezonunda toplam gelirlerinin 5 milyar Euro’nun üzerine çıkması bekleniyor.

Deloitte Spor Grubu’nun 16’ncı ‘’Futbol Para Ligi’’ rapo-ru yayımlandı. Rapora göre, Real Madrid 500 milyon Euro gelir eşiğini geçen ilk spor kulübü oldu. İspanyol Kulüp bir yıl içerisinde 33,1 milyon Euro’luk (yüzde 7) artışla, gelirini 512 milyon Euro ya çıkarttı. Dünyanın en çok gelir elde eden 20 futbol kulübünün toplam gelir-leri, 2011-2012 sezonunda yüzde 10’luk bir büyümeyle, toplamda 4,8 milyar Euro ya ulaştı. 2012-2013 sezonunda ise, en büyük 20 futbol kulübünün toplam gelirlerinin 5 milyar Euro’nun üzerine çık-ması bekleniyor.

-Futbol Para Ligi’nde en büyük sıçramayı Manchester City yaptı 44 yılın ardından geçen yıl İngiltere Premier Ligi’nde şampiyon olan Manchester City’nin listenin yedinci sırasına yükseldiği belirtilen raporda, ‘’Öte yandan listede 11. sırada bulunan Borussia Dort-mund ve 15. sıraya yerleşen Napoli’nin bu yıl iyi bir sıçrama yaptık-ları; Premier Lig şampiyonları ve Juventus’un ise Internazionale ve Schalke 04 takımlarının yerini alarak, ilk 10’a girmeyi başardıkları görüldü’’ ifade edildi. Manchester City’nin Premier Lig’de şampiyon olması ve UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılması gelirini yüzde 51 oranında yüksel-terek, 285,6 milyon Euro’ya çıkarmasına yardım ettiği kaydedilen raporda, şu bilgiler verildi: ‘’Manchester City, bu gelirle, listede yer alan takımlar içerisinde-ki en büyük büyüme oranına sahip. Kulübün bu denli büyümesi, öngörülebilir bir gelecekte Futbol Para Ligi’nin en büyük 10 takımı arasında kalacağının ve sıralamada hemen önünde bulunan Arse-nal ve Chelsea ile ilk 5’e girmek için yarışacağının da bir göstergesi. Chelsea’nin beşinci sırada yer almasında, UEFA Şampiyonlar Ligi’ni kazanan ilk Londra takımı olması etkili oldu. Buna rağmen, bu yıl Avrupa rekabet ortamından erken ayrılması ve kendi sahası Stam-ford Brigde Stadyumu’ndaki kapasite sınırlamaları, Chelsea’nin

önümüzdeki sene listede daha gerilerde olmasına neden olabilir. ‘’

-Manchester United, İspanyolları zorlayacak Raporda, Manchester United’ın, ticari operasyonlar anlamında büyük yol kat etmeye devam ettiği belirtilirken, ‘’Kulübün General Motors ile yapılan 7 yıllık rekor sponsorluk sözleşmesi kulüp geli-rine çok büyük katkıda bulundu. Bu durum, 2013-2014 televizyon yayını anlaşmalarıyla da perçinlenerek Manchester United’ın liste-de üzerinde yer alan iki İspanyol takımını zorlamasına yol açacak. Premier Lig’te yapılan bu anlaşmalar, önümüzdeki yıllarda En İyi 20 listesinin yarısını İngiliz takımlarının oluşturacağının bir göstergesi olabilir’’ denildi.

Futbol Para Ligi 2011/2012 yılı gelir listesi şöyle:

Kulüp 2011/12 Gelir(milyon Euro)1 Real Madrid 512.6 (479.5)2 FC Barcelona 483.0 (450.7)3 Manchester United 395.9 (367)4 Bayern Munich 3 68.4 (321.4)5 Chelsea 322.6 (253.1)6 Arsenal 290.3 (25 1.1)7 Manchester City 285.6 (169.6)8 AC Milan 256.9 (234.8)9 Liverpool 233.2 (203.3)10 Juventus 195.4 (153.9)11 Borussia Dortmund 189.1 (138.5)12 Internazionale 185.9 (211.4)13 Tottenham Hotspur 178.2 (181)14 Schalke 04 174.5 (202.4)15 Napoli 148.4 (114.9)16 Olympique de Marseille 135.7 (150.4)17 Olympique Lyonnais 131.9 (132.8)18 Hamburger SV 121.1 (128.8)19 AS Roma 115.9 (143.5)20 Newcastle United 115.3 (98)

Şubat 2013 / REPORTTURK | 11

HABER

Page 12: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

HABER

12 | REPORTTURK / Şubat 2013

Kadınlar konuşma ve SMS’te, erkekler data ve akıllı telefon kullanımında birinci!Avea’nın 2012 yılına ilişkin hazırladığı “Avea Müşteri Profil Endeksi”nin sonuçları yayınlandı. 2012’de kadınlar konuşma, MMS ve SMS gönderiminde, erkekler ise data ve akıllı telefon kullanımında birinci oldu. Avealıların en çok modayı takip ettiğini gösteren endeks; işbirliği servislerinden erkeklerin magazin ve astrolojiyi kadınlardan daha fazla kullandığını gösterdi. Avealı genç erkekler teknoloji ve astroloji servislerinden sonra en çok NBA basketbol servisine ilgi gösterirken, cepten en çok Mega Star Tarkan dinlendi

Türkiye’nin en çok konuşturan operatörü Avea, 2012 yılı tüketici alış-kanlıklarını değerlendirdiği “Avea Müşteri Profil Endeksi”nin sonuç-larını açıkladı. Yıl içerisinde 3 ayda bir açıklanacak endeks sonuçları ile Avealı müşterilerin kullanım alışkanlıkları hakkında çarpıcı bilgiler paylaşılacak. Avea Müşteri İlişkileri Direktörü Bülent Velioğlu, verilerin; doğru ürün, kampanya ve hizmeti müşteriye sunmak adına çok önemli olduğu-nu vurgulayarak şu şekilde konuştu; “İletişim stratejilerinde ortaya koyduğumuz ürün, servis, tarife ve marka ortaklıklarını oluştururken, en güçlü dayanağımız müşterimizin davranış ve tüketim eğilimi. Bu bizi tamamen müşteri odaklı bir yapıya götürüyor. Önümüzdeki dö-nem planlarımızın hepsini de hem bu araştırma hem de bu analiz datalarında çıkan sonuçlara göre yaptık. Türkiye’de bir ilke imza atan S.E.Ç tarifesinin oluşturulmasında bu tür saptamalarımız etkili oldu. Bu araştırma sonuçlarının bir diğer olumlu yansımasını ise ‘Avea Her Yerde Kazandırır’ platformunda görüyoruz. Müşterimizin bizden ne beklediğini çok iyi tespit ettiğimiz için, onlara dokunan onlara değer yaratan işbirliklerine imza atıyoruz.”

Velioğlu: “Avea müşterinin hem kalbine hem cebine do-kunuyor”Müşterinin hem cebine hem de kalbine dokunan konularda hedefi daha net yakalayabildikleri söyleyen Bülent Velioğlu, endeks çalış-masının yılda dört kez kamuoyu ile paylaşılacağını belirtti. Avea 2012 Endeks sonuçlarında ön plana çıkan sonuçlara gelince… Kadınlar konuşma, SMS ve MMS gönderimde, erkekler ise data ve akıllı telefon kullanımında birinci olurken, internetin efendisi ise genç-ler oldu. 2012 yılı Endeks bilgilerine göre; İstanbul’u, en çok konuşan

ve en çok data kullanan kent olarak işaret edilirken, SMS’in liderinin ise İzmir olduğu gözlemlendi.2011 yılına oranla 2012 yılında Avea abonelerinin konuşma sürele-rinin yüzde 25 arttığını vurgulayan Bülent Velioğlu, “Araştırma so-nuçları kadınların konuşma ve MMS gönderiminde, erkeklerin ise data ve akıllı telefon kullanımında daha etkin olduğunu gösterdi” dedi. Gençlerin 25 yaş üstü müşterilere oranla daha çok mesaj gön-derdiğinin altını çizen Velioğlu, “Biz genelde müşterilerin taleplerini araştırma birleşiminden çıkan argümanlardan oluşturuyoruz. Bu da bizi tamamıyla müşteri odaklı bir yapıya götürüyor. Çünkü, müşterile-rimizi 360 derece saran çalışmalar yapıyor, onların hem cebine hem de kalbine dokunuyoruz” diye konuştu.

Erkekler çiçek göndermeyi ve burç okumayı seviyor!Endeks verileri Avealıların en çok giyim sektöründe yapılan kam-panyalardan yararlandığına ışık tutarken, bu sektörü sırasıyla gıda, e-ticaret ve ulaşım alanları izledi. Erkekler çiçek gönderimi ortaklıkla-rına kadınlara göre yüzde 62 oranında daha fazla ilgi gösterdi. 25 yaş üstü Avealılar gençlere göre 7 kat daha fazla çiçek gönderimi yaptı. Endeks, “erkekler çiçek göndermeyi sevmez” tezinin doğru olmadı-ğını da göstermiş oldu. Avealı kadınlar online alışveriş ve gıda sektörüne ilgi gösterirken, er-keklerin talepleri kargo gönderimi ve sosyal etkinlikler yönünde oldu. Bunun yanı sıra, Avealı erkekler araç kiralama ortaklıklarına kadınlara göre yaklaşık 2.5 kat daha fazla katılımda bulundu.

Erkekler burç yorumlarını ve magazini daha çok takip etti Endeksin gösterdiği bir başka çarpıcı sonuç ise, erkeklerin Astro-

Page 13: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

Şubat 2013 / REPORTTURK | 13

HABER

loji servisini kadınlara göre yüzde 26 oranında daha fazla, magazin servisini ise kadınlara göre 2 kat daha fazla kullandığı oldu. Avealı genç erkekler teknoloji ve astroloji servislerinden sonra en çok NBA basketbol servisine ilgi gösterirken, genç kadınlar ise haber sitelerini takip ediyor.

SMS Sevgililer Günü’nde data kullanımı yılbaşında zirve yaptıAvea müşterileri özel günlerden en çok SMS’i Sevgililer Günü’nde gönderirken, en çok data kullanımını yılbaşında yaptı. Resmi bayram-larda en fazla data kullanımı Cumhuriyet Bayramı’nda olurken; kandil günlerinden Beraat Kandili’nde data kullanımı, Regaip Kandili’nde ise ses trafiği arttı.

Kadın da erkek de “akıllandı”!Endeks; kadınların akıllı telefon sahipliği oranında yüzde 45, erkekle-rin akıllı telefon sahipliği oranında ise yüzde 62 yükselme olduğunu gösterdi. Verilere göre 25 yaş altındaki gençlerin akıllı telefon sahiplik oranı 3 kat artarken, 25 yaş üstü müşterilerde bu oran 2’ye katlandı. Bu sonuçta; Avea’nın üçüncü çeyrek döneminde gerçekleştirdiği Korkusuz Internet Kampanyası ile Türkiye’de bir ilke imza atması ve internette “Paket Aşımı”na da son vermesi etkili oldu. Data kullanan

kadınların sayısı yüzde 19’a yükselirken, erkeklerde ise bu oran yüzde

24 oldu.

Erkekler Fransa ve Yunanistan’a, gençler Hollanda’ya git-meyi tercih etti“Avea Müşteri Profil Endeksi” sonuçlarına göre, Avealıların uluslara-

rası arama süresi yüzde 26 oranında daha uzun olurken, kadınlar yüz-

de 11 oranında daha fazla uluslararası görüşme yaptı. Kadınların en

çok seyahat etmeyi tercih ettiği Avrupa ülkelerinin; Fransa, İspanya,

Belçika; erkeklerin de Fransa, Yunanistan ve İtalya olduğu görüldü.

Gençlerin ise; Avrupa’da Hollanda, Avusturya ve İngiltere’yi tercih

ettikleri ortaya çıktı.

Cepten en çok Mega Star dinlendi En çok Ringa yapılan ilk 3 şarkı Tarkan’dan Adımı Kalbime Yaz, Serdar

Ortaç’tan Mikrop ve Emre Aydın’dan Hoşçakal şarkıları oldu. Avealı-

lar temel servislerden en çok ARAYANIBİL, MMS ve LİRA PAYLAŞ

servislerini kullandı. Araştırma; Avea’nın en fazla data kullanan 1000

müşterisinin ise, ayda 629 video ya da 30 filme karşılık gelen 31 bin

209 MB data kullandığını gösteriyor.

Page 14: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

HABER

14 | REPORTTURK / Şubat 2013

İstanbul’da “ticaretin simgesi” değiştiİstanbul Ticaret Odası (İTO), projeleri ve yeni logosuyla 2023 vizyonu için güçlü kay-nak olmayı sürdürüyor. İstanbul Ticaret Odası’nın çok yönlü kimliğini yansıtan logoda, farklı yönlere ancak aynı devinim içinde uzanan uçlar, Odanın farklı sektörleri, düşün-celeri ve talepleri aynı çatı altında toplaması gerçeğinin dışa vurumunu ifade ediyor.

131 yıllık köklü tecrübesi ve tüm sektörlerden 320 bin kayıtlı

üyesi ile dünyanın en büyük beş odasından biri olan İstanbul

Ticaret Odası, Türkiye’nin 2023 vizyonuna hizmet eden lider ku-

rumlarından biri olarak projelerini yeni dönemde de tüm hızıyla

sürdürüyor.

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden Teknopark İstanbul’a,

ÖZİMEK’ten İhracata İlk Adım’a hayata geçirdiği çok sayıdaki

öncü projelerle artık sadece tek şehrin değil tüm Türkiye’nin

uluslararası ticaretine yol gösteren bir kuruma dönüşen İstan-

bul Ticaret Odası, gelecek vizyonuna paralel son yıllarda daha

da gelişen ve güçlenen kurumsal kimliğini en iyi şekilde yansı-

tacak yeni logosuna da kavuştu.

BASIN TOPLANTISIYLA TANITILDITürkiye’nin marka kimliği duayenlerinden Bülent Erkmen yöne-

timindeki BEK Tasarım tarafından tasarlanan yeni logo, Türk

ticaretinin uluslararası alanda güçlü simgelerinden biri olacağı

için ayrıca önem taşıyor.

İstanbul Ticaret Odası’nın yeni logosu ve gelecek dönem hedef-

leri bir basın toplantısı ile paylaşıldı.

Toplantıya İTO Meclis Başkanı İbrahim Çağlar, İTO Yönetim Ku-

rulu Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş, İstanbul Ticaret Odası Başkan

Yardımcısı Şekib Avdagiç, İTO Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet

Develioğlu ve İsrafil Kuralay ile İTO Genel Sekreteri Dr. Cengiz

Ersun katıldı. Yeni logonun tanıtım filmi, 3 boyutlu hologram

teknolojisi ile sunuldu.

İTO’NUN GÜÇLENEN KURUMSAL KİMLİĞİ

Page 15: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

Şubat 2013 / REPORTTURK | 15

HABER

Page 16: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

HABER

16 | REPORTTURK / Şubat 2013

Yeni logo, Türk ticaret dünyasının yeni simgesi olacak.

Türkiye’nin gelecek vizyonuna hizmet eden lider ve köklü bir ku-

rum olan İstanbul Ticaret Odası, gelişen ve güçlenen kurumsal

kimliğini yansıtması açısından logosunda da değişikliğe gitti.

İstanbul Ticaret Odası’nın 12 Temmuz 1974’ten bu yana kul-

landığı eski logo yerine Türkiye’nin önde gelen marka kimliği

duayeni Bülent Erkmen’in hazırladığı logonun kullanılmasına oy

birliğiyle karar verildi.

İstanbul Ticaret Odası’nın çok yönlü kimliğini yansıtan, Bülent

Erkmen’in dört aylık bir çalışma sonucunda hazırladığı logoda,

farklı yönlere ancak aynı devinim içinde uzanan uçlar, Odanın

farklı sektörleri, düşünceleri ve talepleri aynı çatı altında topla-

ması gerçeğinin dışa vurumunu ifade ediyor.

Gelişim ve değişimin simgesi olan turkuaz renginden oluşan

logonun ahenk içindeki hareketli yapısı ise Oda bünyesindeki

farklı talep ve görüşlerin Odayı sinerji ve dinamizme yönlendir-

mesini temsil ediyor.

Başkan Yalçıntaş: Logomuzun temelini, Ahilik gele-neğine oturtmak istedikİTO Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş, Oda’nın değişen logosundaki

sekizgenin Anadolu Selçuklu Devletine ait olduğunu belirterek,

“Logomuzun temelini, ticaret geleneğimizin temeli olan ahilik

geleneğine oturtmak istedik” dedi.

İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Yal-

çıntaş, İTO’nun yeni logosunun tanıtım toplantısında yaptığı

konuşmada, amblemler ve logoların temsil ettikleri kurumların

veya markaların vizyonunu en kısa yoldan ifade etmekte önemli

bir misyon üstlendiğini, İTO’nun da yeni misyonu ve yeni logo-

sunda hayat bulduğunu kaydetti.

İTO’nun 1882’de kurulduğunu ve ilk logoyu da bu yılda kullan-

maya başladıklarını anımsatan Dr. Yalçıntaş, şunları kaydetti:

“O zamanlarda hem imparatorlukta hem de ticaret hayatında

Fransızca hakim olduğundan bir dairenin çevresinde Fransızca,

İstanbul Ticaret Odası yazıyordu. Dairenin üst ortasında, sağ

üst tarafa doğru bakan bir ay, ayın ortasında ise bir yıldız yer

alıyordu. Dairenin merkezinde ise Osmanlı hat sanatının tüm

zarafetini taşıyan Dersaadet Ticaret Odası yazısı bulunuyordu.

Tabii o tarihte bu logo 6.7 milyon kilometrelik bir alanı temsil

eden bir logoydu. Bugün o coğrafyada onlarca devlet yer alıyor.

Bugüne kadar kullandığımız modern logomuzu da 1960’larda

kullanmaya başlamışız. Ancak yayınlarımızda vurgulamamız

1974 yılından itibaren olmuş. 1988’de eski logomuzun ilk harfi

olan ‘İ’nin sonda yer aldığı görüldü ve logo ters çevrilerek yön

değiştirdi. İşte bu haliyle de 21 Ocak 2013 tarihine kadar kulla-

nıldı. Artık yeni vizyonumuzu, ufkumuzu yansıtan bu logomuzu

kullanmaya başlayacağız.”

KARAR 2006’DA ALINDIDr. Yalçıntaş, 1960’lardan bu yana Türkiye’nin ekonomik anla-

yışı ve Oda’nın vizyonunun değiştiğini ifade ederek, “Bizim bu

değişimi logomuza yansıtmamız gerekiyordu. 9 Şubat 2006’da

İTO Meclisi logo değişimi kararı aldı. Bu amaçla bir yarışma

açtık. Ne yazık ki, birinciliğe layık bir logo bulamadık. Bunun

üzerine bazı ajanslardan ön çalışma talep ettik. Nihayetinde

Bülent Erkmen çalışmaya karar verdik” diye konuştu.

LOGONUN RENGİ TURKUAZLogonun, bu toprakların büyük bir ticari birikiminin üzerine

oturduğunu anlatan Yalçıntaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Logo-

muzda gördüğünüz sekizgen Anadolu Selçuklu devletine aittir.

Bu topraklardaki ticaretin geçmişi, Anadolu Selçuklu devrinde

kurulan ahilik geleneğine dayanır. Logomuzun temelini, ticaret

geleneğimizin temeli olan ahilik geleneğine oturtmak istedik.

Logomuzun rengi turkuazdır. Bu renk bu topraklardan çıkıp kü-

reselleşmiş bir renktir. Biz de bu topraklardan, yerelden çıkıp,

küreselliğin simgesi olan bu rengi kendi rengimiz, odamızın ren-

gi olarak seçtik. Amblemi oluşturan 8 uç, aslında 8 kavramı

da anlatır. Aynı şekilde bu uçların bir merkezde buluşması da

farklı düşüncelerin bir sinerji oluşturarak, tek bir hedefe yönel-

mesini anlatıyor. Burada logo ve amblemimizle ilgili 3 boyutlu

bir sunum yaptık. Bu İTO’nun yenilikçiliğine, öncülüğüne, mo-

dern teknolojilerle birleşen vizyonuna bir gönderme, üç boyutlu

sunum, İTO’nun üç boyutlu hizmetlerinin yansımasıdır. Çünkü,

bizim tüm çalışmalarımız, 3 temele dayanıyor. Birincisi, Kanu-

nun bize getirdiği tüm yasal hizmetleri yapan kurum olmamız-

dır. İkincisi, İTO’nun, tüccarının, Türk sanayicisinin, iş adamının

daha ileriye götüren çalışmalara imza atmasıdır. Üçüncü boyu-

tumuz da sosyal sorumluluk projelerimizdir.”

Page 17: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI
Page 18: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

18 | REPORTTURK / Şubat 2013

MAKALEMAKALE

Facebook Graph arama nedir ve nasıl çalışır?

AYTAÇ MESTÇI

Mark Zuckerberg 12.01.2013’te 20:00’da düzenlediği basın toplan-

tısı ile özelleştirilmiş arama fikrine dayanan ve orijinal adı “Graph Se-arch” (Sosyal Ağ Araması) olan yeni bir özelliği tanıttı. Facebook yeni bir telefon, farklı bir proje, alternatif bir işletim sistemi değil bunların yerine sosyal ağlarda grafik arama yapısını açıkladı. Bu yeni özellik, doğru kişilere, fotoğrafları ve daha fazlasını bulmak için Facebook arama işlevini kullanmak için yeni yol sunuyor olacak.

Graph Search Nedir?Facebook üzerinden normalde bir arama kutusu bulun-makta ve buradan arama yapabilirsiniz. Ancak aradığınız konuda tam hedefli, sizin doğrudan istediklerinizi bulabil-meniz için Facebook Grapf Search Doğru bir araç olacaktır.

Şu anda beta sürümünde olup sa-dece kısıtlı kullanıcı tarafından ulaşı-labilen Facebook Graph Search dört alana odaklanmaktadır: İnsanlar, Fotoğraflar, Yerler ve İlgi. Facebo-ok Graph Search şimdilik sadece ABD’de ve İngilizce dil desteği ile çalışmaktadır ancak kısa süre içinde tüm kullanıcılarına ulaşabilecek.Graph Search insanları fotoğraflar,

yerler ve Facebook üzerinde en alakalı bağlantıları ile bul-manın yeni bir yoludur. Örneğin sadece “Beşiktaş Tarafta-rı” olan ve “İzmir’de” yaşayan kişileri arayıp bulabilmeniz gibi.Facebook kullanıcılarını F tipi ceza evi mahkumlarına ben-zetiyorum. F-tipi cezaevleri yüksek güvenlikli cezaevleri olarak tasarlanmalarının yanında, koğuş sisteminden hüc-re sistemine geçilmiştir. Yani her kullanıcı kendi hücresin-dedir. Özellikle günümüzde, F tipi ceza evine benzettiğim

Page 19: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

MAKALEMAKALE

Şubat 2013 / REPORTTURK | 19

Facebook’ta tüm kullanıcılar da aynı, herkesin bir sürü ar-kadaşı var ama kendi hücresinde bir yardım istese, yardım ancak mesajla gelebilir. Ya da tanımayanlar hiç yüzüne bakmaz. Ancak Facebook Graph Searh ile biraz umutlan-dım. Kullanıcılar Graph Search sayesinde, özellikle kendi ilgi alanlarına uyan kişileri bulabilecek, onlar hakkında daha fazla bilgi edinecek ve bağlantılar kurabilecektir. Bu kişile-rin adını bilmese de önemli olan ortak bir noktada buluşa-biliyor olmaları olacaktır.Bunların dışında Facebook Graph Searh ile fotoğraflara ba-kılabilir ve çok hızlı şekilde diğer bireylerin beğendiği yerel turistik yerler ve restoranlar gibi alanlara ulaşabilinmekte. Yine arkadaşlarınızla ortak noktalarda kesişilen müzik, film ve kitap gibi değişik alanlarda ortak noktaların keşfedebi-linmesini, Facebook Graph Searh’ü biraz daha etkili hale getiren özellikleri arasında gösterebilirim.

Facebook Graph Searh, her sayfaya girdiğimde, sayfanın üst kısmında büyük bir arama çubuğu olarak görünmekte. Yazmaya başladığınızda, öneri-leri içeren alt kuru açılmakta ve size kelimenin yazdığınız kada-rıyla uyumlu öneriler sunmakta. Hey, sayfanın sağ tarafındaki araçları kullanarak da aramanızı daha verimli hale getirebilece-ğinizi unutmayın.Facebook Graph Searh ile bir arama yaptığınızda, arama sonucunda tam aradığınız sonucu bulamasanız bile, aradı-ğınız sonuçla ilgili – ilintili sonuçları içeren sayfa başlıkları ile size sonuç sunmakta.

Page 20: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

20 | REPORTTURK / Şubat 2013

MAKALEMAKALE

Facebook Graph Search’e Neler Sorabilirsiniz?Facebook Graph Search özelleştirilebilir bir yapıya sahiptir. Sağ panelde yer alan Ayrıntılı Arama yapısı sayesinde ör-neğin sadece “Boğaziçi Üniversitesi”nden mezun olanları ya da “Lady Gaga”yı seven bayan arkadaşlarınızı aramanız mümkündür.Ya da tarih bazlı kırımlar üzerinden farklı aramalar yapılabi-lir. Örneğin “2003 yılında Bodrum’a giden kişilerin resimle-ri” gibi bir aramadan bahsediyorum. Tamamen seçim sizin gibi görünmektedir.

Facebook Neden Graph Search’ü Başlattı?Facebook’un belirttiğine göre bağlantıda bulunan 1 milyar kullanıcıya ait olan 240 milyar resim gönderilmiş durumda, bu resimlerin bağlantılarının açılımları ile 1 trilyon kullanıcı bağlantısına ulaşılması mümkün. Bu ulaşılması mümkün

olan kullanıcıyı hedef alan ve inanan Facebook, Graph Search yapısını aktif hale getirdi. Bu sayede ağa bağlı ol-mayan kişileri de bu yöntem üzerinden çekmek mümkün olacak. Bu yöntemin stratejik adı hiç kuşkusuz, “Grafik” yani “Graph”.Mark Zuckerberg Facebook’u ilk oluşturduğunda ağın asal amacı okuldaki kişileri, ilgi alanları vb. kısımlardan tanıyıp kısmet döngülerini doğru yöne çevirmekti. Yani işin aslı tamamen bir kişileri paylaşımları ile tanıma sitesi olarak düşünmüştü. Zamanla yoğun paylaşımlar Facebook’a yeni özellikler eklemesine ve bu ana hedeften biraz da olsa sapmasına sebep olurken, Graph Search ile tekrar ilinti – eşleme yapılandırması ile yeniden bağlantı etkili bağlantı temasına tam olarak dönüş olmuş oldu. Graph Search, Google’ın Grafik Aramasının Yeri-ne Geçer mi?Facebook Graph Search ile Google’ın Grafik araması ta-mamen farklıdır. Google grafik araması tamamen anahtar kelime ve arama yoğunluğu uyumluluğuna göre en doğru sonuçlar getirirken, Facebook Graph Search sadece araya kullanıcının kendi hesabındaki yapmış olduğu paylaşımlara bağlı olarak yaptığı aramalarda diğer kullanıcıların eklediği ve tanımladığı bilgilere göre sonuç getirmektedir. Yani birinde örümcekler, sonuçları hızlı ve otomatik çe-kerken; diğerinde sadece kullanıcıların tanımlamış olduğu bilgiler/açıklamalar/anahtar kelimeler üzerinden sonuçlar gelir.

Graph Search’te Gizlilik Ne Durumda?Facebook Graph Search ile kullanıcılara özel arama yapa-bilmeleri için oluşturulmuş. Özel deniyor, çünkü bunun se-

Page 21: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

Şubat 2013 / REPORTTURK | 21

MAKALEMAKALE

bebi her kullanıcıya aradığı içeriğe bağlı olarak kişiselleş-tirilmiş sonuç getirmesidir. Bu sayede farklı kullanıcıların yaptığı aynı aramalar, yine arama yapan kişilere göre özel ve farklı sonuçlar getirmektedir.Facebook Graph Search’te, gizlilik seviyesi de yine kul-lanıcılara bırakılmış durumda. Yani tüm kullanıcılar kendi hesaplarının incelenmesi ve görüntülenmesi için verdikleri izinler doğrultusunda arama sonuçlarında çağrıldıklarında çıkmaktadır. Yani bir kullanıcı “Bodrum resimleri”ni pay-laşmış ancak bu paylaşım kısmı kısıtlı ise (örneğin sadece arkadaş olarak kabul ettikleri görebilir) Graph Search ile yapılan aramalarda, arama yapan kullanıcının arama hakkı seviyesine göre bu kullanıcıya ulaşabilir durumdadır.

Graph Search ile Türk İnsanı’nın Sınavı Nasıl Ola-cak?Türkler Facebook’u en yoğun kullanan ülke toplulukla-rından biri. Yine Türkler, kullanım amacının %90’ı yeni ilişkiler kurmak olan bir kullanıcı profiline sahiptir. Şimdi, sen Graph Search ile Türklerin karşısına çıkıp siz kendinizi tanıtan ayrıntılı bilgileri girin ve bunu herkesin ulaşımına açın, bu sayede de sizin için en doğru kişilere ulaşabilirsi-niz dersen, bunun sonuçlarına da katlanacaksın. Yani Türk kullanıcısının, “Sosyal Kısmet Döngü Kullanımı” bir yapısı vardır. Kısaca söylemek gerekirse bir fake hesap oluştu-rur, doğru olamayan bilgileri girer, yapmadığı tatillerden bahseder, sevmediği sanatçıları ekler. Tüm bu bilgiler ışığında Graph Search üzerinden karşılaşan kişiler, yazılan bilgilerle konuşan kişinin uyuşmadığını görünce, bu du-rumdan Graph Search de payına düşeni alabilir.Yani bir anda Türk kullanıcıları “Ya bu Graph Search fos

çıktı, tam sonuç göstermiyor!!!” derse ve tepki koyarsa hiç şaşırmayın.Bu tabii ki, olası en kötü ihtimal ve dahi mutlaka düşünmek gerekiyor, burası Türkiye.

Graph Search’ün Bir Sonraki Adımı Ne Olacak?Sosyal ağ sektöründeki kişiler, proje sahipleri, Graph Search’ün duyurusunun erken olduğu kanısında. Şu an sadece ABD’de aktif olarak çalışan Graph Search, gerçek-ten Beta yapısında değilse ve kısa süre içinde tüm dünya kullanımına açılmazsa, açıkçası benim de düşüncem aynı olacaktır. Üstelik şu anki görünümünde sadece resim ve içerik araması görünmekte, yani otomatik oluşan içerik yapılarının araması henüz mümkün gözükmüyor ya da değdim gibi kullanıma açılmamış durumda.

Page 22: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

22 | REPORTTURK / Şubat 2013

MAKALEMAKALE

ERTAN ACAR

İktidarın anahtarı itibardırDünya ekonomisi son 50 yıldır büyük bir kabuk

değişimi yaşıyor. Bu nedenle kurum ve marka-

ların gücü artık kendi ülke markalarının önüne

geçti. Gözlemlenen bir diğer değişim de ekonomideki

göstergeleri belirleyen yeni algılama alışkanlıkları. Çünkü

tüm dünyada endüstriyel üretime dayalı ekonomi modeli

yerini giderek bilgiye dayalı üretime terk etmeye başladı.

Böyle olunca da şirket ve markların piyasa değerlerinin

belirlenmesinde artık fiziksel sermaye ya da assetleri

(varlıkları) yerine, elle tutulamayan varlıklar yani sek-

törde ya da piyasada o kuruma atfedilen değerler öne

çıkmaya başladı. Bu nedenle günümüzde piyasa veya

bilanço değerlerinin 20-30 katı olan markalar var artık.

Otomotiv, kimya, tarım, gıda, medya, teknoloji ve ilaç

sektörleri buna en iyi örnekleri barındırıyor olsa gerek.

Elle tutulamayan değerler, marka ya da kurumların pi-

yasa değerlerinin belirlenmesinde o kadar öne çıktı ki;

araştırmalara göre bilanço değerine göre etki oranı yüz-

de 80’lere ulaştı. İşte o elle tutulamayan varlıklara biz

itibar diyoruz. Çünkü itibar, bir kişiye, kuruma ya da mar-

kaya atfedilen tüm değerlerin toplamını temsil ediyor.

İtibar kavramı ve elle tutulamayan varlıkların yönetilmesi

konusu iş dünyasınının gündemde artık en üst sıralarında

yer bulmaya başladı. Evet itibar, elle tutulamıyor ama

şirketlerin geleceğine yön veriyor. Peki itibar ölçülebilir,

geliştirilebilir ya da yönetilebilir mi?

Evet!

İletişimin doğru ve belli bir stratejik plan çerçevesinde

yönetilmesi ile mümkün. İletişimden kastım geleneksel

halkla ilişkiler faaliyetleri değil elbette. Çünkü geleneksel

halkla ilişkiler faaliyetleri, kurum ya da markanın reklam

çalışmaları ile paralel, aynı ortak mesaj ve hedef kitle-

de reklamlarla belirlenen algıyı yerleştirmeye odaklanan

çalışmalardır. Yani halkla ilişkiler çalışmaları kapsamında

icra edilen faaliyetler tek başına kurumun pazarlama fa-

aliyetlerine katkı sağlasa da elle tutulamayan değerlerin

yani itibarın şekillenmesinde yeterince etkili olamazlar.

Çünkü itibar kurum ya da markanın hayatın farklı alanla-

rında yarattığı algılamaların bir toplamıdır. Bu yüzden de

uzun ömürlüdür ve belli bir stratejik plan dahilinde yöne-

tilmelidir. Belli dönem aralıklarında ölçümlenmeli, ölçüm-

leme sonuçlarına göre üretilen stratejiler revize edilmeli

ve tüm iletişim faaliyetleri yeniden planlanmalıdır.

Özetle geleneksel iletişim ya da halkla ilişkiler çalışmaları

algıların tesis edilmesinde diğeri itibar yönetimi ise oluş-

muş algılardan itibar kazanmaya çalışılmasıdır.

O halde geleneksel halkla ilişkiler çalışmalarını iletişimin

mimarisi, itibar yönetimini de iletişimin mühendislik yönü

olarak kabul edebiliriz. Peki itibar ölçümlenebilir mi?

İtibar ölçümlemesi için dünya çapında tasarlanmış pek

çok araştırma modeli var. Bu modellerin çoğu rakipler-

le yapılan karşılaştırmalara yönelik modellere dayanı-

yor. Yani itibar mutlak bir değer olarak değil, göreceli

bir değer olarak ölçümleniyor. Bu çerçevede sonuçları

sayısal ifadelerle analiz edilen ve sayısal ifadelere göre

kıyaslamalar içeren pek çok “itibar endeksi” de mevcut.

Bunlara bir kaç örnek vermemiz gerekirse American Re-

putation Institute’ün “Reputation Index and Pulse”unu,

Fortune Dergisi’nin “Dünyanın En Beğenilen Şirketleri”,

Financial Times Gazetesi’nin ise “Dünyanın En Saygın

Şirketleri” araştırmalarını, Dow Jones’un “Sustainability

(sürdürülebilirlik) Index”ini, Türkiye’de ise İstanbul Ti-

Page 23: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

Şubat 2013 / REPORTTURK | 23

MAKALEMAKALE

caret Üniversitesi’nin akademik denetiminde ESOMAR

üyesi uluslararası araştırma şirketi XSights tarafından,

kurucusu olduğum ve başkanlığını yürüttüğüm İtibar

Atölyesi için gerçekleştirilen ve ülke ekonomimizin 12 lo-

komotif sektörü ekseninde gerçekleştirilen Türkiye İtibar

Endeksi’ni, Capital Dergisi tarafından yapılan “Türkiye’nin

En Beğenilen Şirketleri Araştırması”nı ve KalDer’in “Tür-

kiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi”ni sıralayabiliriz.

Kısacası rakiplerle karşılaştırmalı olarak itibar ölçümle-

mesi yapmak, bunu da bir endeskle ifade edip, zaman

içindeki gelişimi izlemek mümkün.

Ama bilinen manada kurum ve markaların geleceğini

şekillendirmede navigasyon aracı görevi üstlenen sade-

ce Türkiye İtibar Endeksi ülkemizde itibar ölçümlemesi

konusunda yegane enstrüman konumunda. Zaten Tür-

kiye İtibar Endeksi projesini şekillendirirken bu ihtiyacı

görmüştük.

İtibarı yönetmek için 10 altın kuralKurumların genel performansını belirlemekte artık finan-

sal göstergelerin yetersiz kaldığı bir yüzyılda yaşıyoruz.

İster kamu ister özel sektör olsun “şeffaflık”, “etik”,

Page 24: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

24 | REPORTTURK / Şubat 2013

MAKALEMAKALE

“yönetim kalitesi” gibi görülemeyen değerler açısından Türkiye’deki kurumların doğru bir şekilde analiz edilmesi gerekiyorŞimdilerde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de pek çok kurum “Nasıl itibar sahibi olabileceklerini”, “İtibar-larını nasıl koruyabileceklerini” düşünüyor. Bu konularda arayış içine giriyor. Görünen o ki siyaset dışında pek çok kurum ‘toplumsal sorumluluk’, ‘yatırımcıya değer yarat-ma’, ‘finansal sağlamlık’, ‘çalışan memnuniyeti’, ‘müşteri memnuniyeti’ ve ‘yeni ürün geliştirme’ gibi algıyı şekil-lendiren pek çok kriterin her birinde kendilerini geliştir-mek için çabalar sarf ediyor. Bu uğurda milyonlarca lira para harcıyor. Peki itibar tesisi için siyaset kurumu ne yapıyor?” İşte “İtibar nasıl yönetilir?” sorusunun yanıtı aşağıdaki satırlarda gizli…The Wall Street Journal’ın editör ve köşe yazarlarından Ron Alsop’un, “The 18 Immutable Laws of Corporate Reputation: Creating, Protecting and Repairing Your Most Valuable Asset” (Kurumsal İtibarın 18 Değişme-yen Kanunu: En Değerli Varlığınızı Yaratmak, Korumak ve Onarmak) adlı kitabı adeta “itibar yönetiminin anayasa-sı” niteliğini taşıyor. Alsop, kitabında itibar sahibi olmak, korumak ve geliştirmek için uygulanması gereken 18 temel kuralı açıklıyor.Alsop, itibar sahibi olmanın kurum ve markalar için daha fazla kâr, daha fazla müşteri ve daha yüksek bir borsa değeri anlamına geldiğine dikkat çekiyor. Şirketlere iti-barlarını düzenli olarak ölçmelerini, sosyal sorumlulukla-rının bilincinde örnek birer kurumsal vatandaş olmalarını, eksiklerini saptamalarını tavsiye ediyor. Çalışan mem-nuniyetinin ve kriz yönetiminin itibar yönetimi açısından önemine dikkat çekiyor. Ron Alsop’un bu konuda kurum 1. İşi baştan sıkı tutun: Krizlerin ilk birkaç günü nasıl dav-randığınız çok kritik önem taşır. Bu sırada doğru bir tu-tum ve politika izleyebilirseniz, itibarınızın mümkün oldu-ğunca az hasar ile bu işten sıyrılmasını sağlayabilirsiniz.2. Şeffaf olmalısınız: Bir skandal ile karşılaştığınızda asla kamudan bilgi saklamaya kalkışmayın. Sessizliğe de bü-rünmeyin. Sessiz kalırsanız hakkınızda şüpheler oluşma-sına yol açarsınız. Kriz dönemlerinde hemen uygulamaya alabileceğiniz iyi bir iletişim planınız olsun.3. İnternetten faydalanın: Web sitenizde veya kriz için

özel olarak açacağınız sitede kriz ile ilgili gelişmeleri yayınlayın. Bu bilgileri şirket içindeki ve dışındaki pay-daşlarınızla paylaşın. Sizin kontrolünüz dışındaki blog odalarında ve e-posta gruplarında hakkınızda neler konu-şulduğunu takip edin.4. Panik havası yaratmayın: Krizler ve skandallar aniden gelişen olaylardır ama siz asla şirkette paniğe kapılma-malısınız. Kimi durumlarda tüm gerçeklere ve bilgilere sahip olduktan sonra açıklama yapacağınızı söylemek en iyisidir.5. Özür dilemesini bilin: Kibirli olmayın ve hemen savun-maya geçmeyin. Gerektiğinde özür dilemeyi bilin. Özür dilemek kurumsal itibarı korumak açısından olumlu bir tutumdur. Avukatlarınız özür dilemenizi tavsiye etmeye-bilir. Ancak toplumun güvenini tekrar kazanmanın mali-yeti hukuki masraflardan daha yüksek olabilir, bu noktayı da göz önüne alın.6. İsim değişikliği konusunu iyi düşünün: Şirketin adını değiştirmek her derde deva bir çözüm değildir. İsim de-ğişikliği yapmak son çaredir. Bu konuda aceleci davran-mayın. İsminizin itibarından ve geçmiş başarılarınızın size sağladığı kredilerden faydalanın.7. Zamanlamayı iyi ayarlayın: İsim değiştirecekseniz ne zaman değiştireceğiniz büyük önem taşıyor. Çünkü ken-dinizden ve geçmişinizden kaçamazsınız.8. Kriz sonrası iletişimi ihmal etmeyin: Yaşanan kriz at-latıldıktan sonra tekrar kurumsal algı yönetimi ve reklam kampanyalarına başlayabilirsiniz. Ancak tüm olumsuz-lukları arkanızda bıraktığınıza emin olun. Kendi krizinizi kendiniz yaratmamaya da özen gösterin.9. İtibarınızı ölçün: Kurumsal itibar politikanızı ve hare-ket planınızı hayata geçirirken analistlerin, gazetecilerin, müşterilerin ve diğer üçüncü kişilerin nezdindeki kurum-sal itibarınızı sürekli ölçün. Kriz sonrası bir olumlu geliş-me saptarsanız yeni bir itibar yönetimi kampanyasına başlamak için uygun zaman demektir.10. Krizi atlatmak ne kadar sürüyor? İletişim danışmanlığı yapan Burson Marsteller şirketinin araştırmasına göre, iş ve ekonomi dünyasının önde gelen insanları krizleri atlat-manın ortalama 4 yıl sürdüğünü düşünüyor. Eğer itibarlı

bir şirketseniz kendinizi daha çabuk toparlayabilirsiniz.

Page 25: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

Şubat 2013 / REPORTTURK | 25

MAKALEMAKALE

MERVE SEÇKIN

Ayın en çok konuşulan projeleri

Türkiye’ye Değer (Türk Telekom)

Teknolojide Kadın Hareketi (Vodafone)

81 İlde 81 Orman (İş Bankası)

Ülkem İçin Engel Tanımıyorum (Koç Holding)

Bir Usta, Bin Usta (Anadolu Sigorta)

Meslek Lisesi Memleket Meselesi (Koç Holding)

Mikrokedi (HSBC Bank)

Paramı Yönetebiliyorum (Visa Electron)

Düşler Akademisi (Vodafone)

Engelsiz Bankacılık (Yapı Kredi)

Van İçin Türkiye Kumbarası (Turkcell)

7 Ağaç Ormanları Projesi (Vodafone)

Trafik Hayattır (Doğuş Grubu)

Baba Beni Okula Gönder (Milliyet)

Her Ses Bir Nefes (Polisan Şirketler Grubu)

*MTM’nin Aralık ayında, ulusal gazete ve dergilerde yaptığı basın

takibi sonuçlarından elde edilmiştir.

Sosyal sorumluluk projeleri ile markalar, “kurumsal vatandaş” olarak topluma katkı sağla-maya devam ediyor. 2012’nin son ayında tüm ulusal gazete ve dergileri inceleyen Med-ya Takip Merkezi (MTM), ayın medyada en fazla öne çıkan KSS projelerini belirledi.

2012’nin son ayında medyada KSS projeleri

“Türkiye’de Değer” medyanın en çok yer verdiği proje olduAyın en çok konuşulan KSS projeleri araştırmasına göre, “Türkiye’ye Değer” Aralık ayında medyada adından en çok söz edi-

len proje olmayı başardı. Türk Telekom tarafından yürütülen çeşitli sosyal sorumluluk faaliyetlerinin, 2012 yılında tek bir çatı altında toplanması ile oluşan “Türkiye’ye Değer”, bünyesindeki “Telefon Kütüphanesi Projesi”nin KSS Pazaryeri etkinliğinde, “İnsan Hakları Uygulaması Ödülü”nü kazanması ile medyada geniş yer buldu.

Kadınlar en iyi girişimci olmak için yarışacaklarVodafone Türkiye’nin sosyal ve ekonomik hayatta kadının varlığını güçlendirmek hedefiyle hayata geçirdiği “Teknolojide Kadın Ha-rekatı” projesi, Aralık ayında basının en çok değindiği ikinci KSS projesi oldu. 5 ilde toplam 1.000 kadına eğitim verilen projede, eğitim sürecinin Gaziantep’te tamamlandığı açıklandı. Eğitim aşamasının ardından projenin, “Teknolojide Kadın Hareketi Yarışması” ile devam edeceği bildirildi.

“81 İlde 81 Orman” projesinin tamamlanması bu ay da ses getirdi.Aralık ayında, medyada en fazla yansıma bulan üçüncü KSS çalışması, “81 İlde 81 Orman” isimli projeydi. İş Bankası’nın 2008 yılından itibaren yürüttüğü projenin sonlanmasına dair haberler, Aralık ayında da medyada yer bulmaya devam etti. Proje kapsamında 23 farklı türden 2 milyon 205 bin fidan dikilmişti.

“Engelliliğe Doğru Yaklaşım Eğitimleri”ne 27 bini aşkın kişi katıldıMTM’nin hazırladığı KSS projeleri araştırmasında, ayın medyada öne çıkan bir diğer sosyal sorumluluk çalışması, “Ülkem İçin Engel Tanımıyorum” oldu. Proje kapsa-mında, Mayıs 2012’den itibaren Koç Topluluğu Şirketleri’nde ve 20 ilde düzenlenen “Engelliliğe Doğru Yaklaşım Eğitimleri”ne 27 bini aşkın kişinin katıldığı açıklandı.

Bir Usta Bin Usta projesine bir ödül dahaAnadolu Sigorta’nın yürüttüğü “Bir Usta Bin Usta” projesi, medyada öne çıkan diğer KSS çalışmasıydı. Projenin medyada en çok yer alan haberi ise, Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği tarafından, “İşletme 2023; Cumhuriyetin 100. Yılında Ku-rumsal Sosyal Sorumluluk” başlığı ile Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “KSS Çözümleri Pazaryeri” etkinliğinde KSS’nin Yaygınlaştırılması Ödülü’nü alması oldu.

Page 26: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

26 | REPORTTURK / Şubat 2013

MAKALEMAKALE

DR. INCI ŞEN

Yeni bir marka gazetesi oluşuyorİnternet gazeteciliğin önemi her geçen gün daha da artıyor

Bugün baktığınız zaman ülkemizde binlerce internet gazetesinin oluştuğunu görüyoruz.

Milliyet’ten Hürriyet’e, Ekovitrin’den tüm dergilere kadar internet üzerinden kuruluşlar artık kitlelere haber veriyorlar. Dünyanın en önemli dergilerinden biri olan Newsweek’te son iki aydır basılı halinden vazgeçip internet üzerinden dergiciliğe başladı. Bu konuda bugün size benim de içinde bulunduğum brandday.net internet gazetesini kısa bir tanımlamak istiyorum.

Brandday.net’in işlevibrandday.net Türkiye’nin her sektörden başarılı markalarını, sanatçılarını ve girişimcilerini, bunların başarı hikayelerini ve güncel faaliyetlerini hem Türk kamuoyuna hem de dünyaya duyurmak amacıyla kurulmuş bir internet gazetesidir. Bu gazetenin mis-yonu, başarılı Türk markalarının tanıtımında öncü rol oynamak, Türk markalarının ve Türkiye’nin hak ettiği marka değerine ulaşmasına katkıda bulunmaktır.Brandday başta Türkiye ve Almanya olmak üzere Bal-kanları da kapsayacak şekilde, AB sınırları içinde yer alan okurlara ulaşmayı hedeflemektedir.Neden BranddayNet İnternet gazetesi ?Türkiye’deki markalaşmaya ve marka algısına bak-

tığımızda, bu konuda yayın yapan ve markaları öne çıkaran yayın organlarının kısıtlı sayıda olduğunu gö-rüyoruz. Belirli branşlarda başarılı çalışmalar yapan dergilerin bulunmasına rağmen bu konuda internet-te büyük bir boşluk var. BranddayNet Türkiye’deki önemli markaların Türk tüketicisine tanıtılmasını ve bu Mart’tan sonra Almanca konuşan 109 milyon kit-leye ulaşılması için yayın hayatına başlayan bir İnter-net gazetesi oluyor. Türkiye’de ciddi markalar var, fa-kat bunlar pek bilinmiyor. Türkiye eskiden sporda da ciddi markalara sahipti. GS’nin 2001’de UEFA Şam-piyonu olması önemli bir olaydır. Türk Milli takımının Dünya üçüncülüğü gibi olaylar Türkiye’yi futbolda bir marka yapma yolundaydı, fakat son üç yıldaki başarı-sızlıklar bu markanın ciddi bir şekilde gelişmesini en-gelledi, buna karşılık basketbol ve voleybolda Türkiye markalaşma yoluna gitmekte.

Sanatta MarkalaşmaGelelim Türkiye’deki sanat dünyasına. Sezen Aksu ve Tarkan gibi sanatçıların ünleri, ülkenin sınırlarını da aşarak yurtdışında da popülerliklerini koruyor. Bunun yanında Türkiye’deki ressamlarımızın eserleri ülke-mizde büyük meblağlara satılırken, henüz Avrupa’da yeteri kadar ilgi görmüyor. Artık kaybettiğimiz res-

Page 27: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

Şubat 2013 / REPORTTURK | 27

MAKALEMAKALE

sam Burhan Doğançay ülkenin en önemli sanat markalarından biri idi.

Öğrenimde MarkalaşmaÖğrenim alanında da Türkiye’de mar-kalaşma söz konusu. Dünya açısından bir marka olma yolunda gidiyor. Bugün Türkiye’nin okulları ve üniversiteleriyle yurtdışında da yükseldiğini görüyoruz. Hizmet grubunun dış ülkelerdeki okulları ve üniversiteleri bunun önemli bir örne-ğidir.

Taşımacılıkta MarkalaşmaTaşımacılık sektöründe Türk markaları gelişiyor. Be-ğensek de beğenmesek de THY ciddi bir marka oldu. Artık uçtuğu ülke sayısıyla 1. Sırayı elinde tutuyor. Bu yükselişi kara taşımacılığında da görmek mümkün. EMS, Tırsan gibi lojistik firmaları dünya kulvarında önde gelen kurumlarımızdır.

Tekstilde KonumumuzTekstil sektöründe erkekte Türkiye bir Sarar, Ram-sey, Damat Tween gibi markalarlarla yavaş yavaş Avrupa’ya girme çabası içinde. Kadında ise İpekyol, Silk and Cashmere, Gizia belirli ülkelerde üst düzey kitleler tarafından da ilgi görülüyor.Mayo dendiği zaman Sunset’in çıkardığı mayolar dünyadaki pazar payını her geçen gün daha fazla art-tırıyor.

İçecekte GelişmeTekel’in Türkiye’de özelleştirilmesinden sonra ülkede 20’nin üzerinde rakı markası birbiriyle yarış ediyor ve cirolarını tüm pahalılıklarına rağmen arttırıyor.Bunun yanısıra Türk şaraplarının her geçen gün kali-tesini yükselttiğini ve ödüller aldığını görüyoruz.

Tariş’in incirleri ,İzmir’in o güzel kutuları içinde Avrupa’da iyi bir hediye olarak görülürken niye acaba Malatya’nın gül kurusunu güzel paketlerle Avrupa’da satamıyoruz. Türkiye’nin markalarının Avrupa’ya yan-sıması konusunda da ciddi bir potansiyeli var.

AB’DEKİ TABANIMIZAB sınırları içinde 145 bin girişimcimiz var. Bunlar gıda maddelerinden tekstile, hizmet sektörüne kadar birçok branşta faaliyet gösteriyorlar.Yalnız Almanya’da 16 bin Dönerci dükkanının olması belirli Türk içeceklerinin Avrupa’da pazar bulması-nı sağlayabilir. Avrupa’da da Türk markalarının her geçen gün arttığını görüyoruz. Mainz’da pastırma üreten Öz Kayseri Hilmi Selçuk’un önderliğinde artık yalnız Almanya’da değil Türkiye’nin dışında Polonya, Fransa gibi ülkelerde de işkembe ve dilli ciddi bir marka haline gelmiş bulunuyor. Türk sucuğu olarak da EGETÜRK’ün kalitesi Türkiye’deki birçok sucuktan daha iyi bir konumda.Bunun ötesinde, AB sınırları içerisinde yaşayan 5.2 milyon Türk kökenli tüketicinin Türk markalarının do-laşıma sokulup tanıtılmasındaki katkısı da büyük.Brandday.net hem Türkiye’de, hem AB’deki insan-larımıza ve Almanca konuşulan ülkelerde önemli bir marka tanıtım görevi üstlenecektir.

Page 28: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

28 | REPORTTURK / Şubat 2013

MAKALE

Yunan yoğurdu öyküsü

PROF. DR. TEVFIK DALGIÇ

Hamdi Ulukaya Amerika’da yaşayan bir Türk ve bugün Amerikan süpermarketlerinin raf-

larını dolduran Chobanı (Çobani) marka yoğurtlarını üreten işletmenin sahibi ve kurucusu. Geçenlerde bir de girişimcilik ödülü aldı. Kendisini kutlamak gerekti-ği kanısındayım. Amerika’da Türkçe kökenli bir marka yarattığı için değil, aynı zamanda Türkiye’de sadece iç pazara dönük marka ve satış stratejileri ile caka satan bir takım sözde büyük işletmecilere de bu tür işlerin, hele Amerika’da nasıl yapılacağını gösterdiği için.Bizim dil bilmeyişimiz, uyanık girişimcilere sahip ola-mayışımız, hele hele marka olayını tam anlayabilecek uygulamaya dönük çalışmalar yapacak bilgi ve bece-riden hatta cesaretten yoksun kısa dönemde köşe dönmeye hevesli çok sayıda milyarlık sermaye sahip-lerinin yapamadıklarını, zamanında bizden öğrendik-lerini başkalarına satan Yunanlılar ve başka azınlıklar Amerika’da kökeni bize ait çok ürünü kendi ürünleri olarak lanse etmişler ve bu tür ürünlerin Amerikan tü-keticisinin zihninde olumlu bir algı yaratmasına neden olmuşlardır. Bu bakımdan Greek Yoğurt-Yunan Yoğurdu bir tür jenerik ürün haline gelmiştir. Eğer Greek Yoğurt diye yazmazsanız satış imkânınız azalır. Amerikalı üreticiler bile artık Greek Yoğurt jenerik markasını kullanıyorlar. Sattıkları ürünün Yunanistan ile uzaktan yakından hiç bir ilgisi olmadığı halde. Bazı Türkler ve Arnavutlar da İtalyan Pizza’cısı nitelemesi ile İtalyancayı çağrıştıran veya İtalyan şehirlerinin isimlerini kullanan pizzacı dükkanı açmışlardır. Buradaki İtalyanlık bir anlamda “İtalyan usulü” anlamına da gelmektedir, tıpkı Yunan Yoğurdu nitelemesinin bir anlamda Yunan usulü yoğurt algılamasına çağrıştırma yapması gibi.

Bugün artık tüm naylon turu ürünler için kullanılan Naylon kelimesi Amerikan DuPont şirketinin bir ürün markası olan Nylon’dan gelmektedir. Ama herkes bu tür yapay ürünlere genel olarak naylon adını takmış ve ürün markası bir tür jenerik ürün turu olmuştur.Aynı şekilde ınstant coffee-anında kahve-diyebileceği-miz türden olan ve sıcak suya karıştırılarak içime hazır hale getirilen kahve türüne bizde herkes Nescafe der. Oysa Nescafe, İsviçre kökenli bir küresel gıda üreti-cisi olan Nestle şirketinin çok sayıdaki markalarından birisidir. Ama bazı ülkelerde ve kendi ülkemizde artık tüm hazır, anında kahve türüne Nescafe denilmekte-dir. Oysa başka firmaların da bu tür kahvesi vardır, örneğin Jacobs isimli bir Avrupa kökenli üreticinin ol-duğu gibi.Gelelim Chobani markasının niye Greek Yoğurt jene-rik ismi ile satıldığına. Marka ve reklamcılığın temel kurallarından birisi “Dışarıdan İçeriye” bakmaktır. Yani senin kafandaki hayal ile değil, müşterinin kafasında yerleşmiş bulunan marka ve algıdan yola çıkarak mar-ka üretilir. Burada yapılan şey Amerikan müşterisinin kafasında olan algı Yunan Yoğurdu jenerik adıdır, ürün türüdür. Aynı şekilde keçi sütünden yapılan beyaz peyniri Yunanlılar jenerek Fetta ismiyle satarlar. Beyaz koyun peynirinin olmadığı çok yerde tüketici mecbu-ren Fetta türünde üretilmiş peynir almak zorundadır. Satılan peynirlerin Yunanlılarla hiç bir ilgisi olmasa da Amerikalılar Fetta türü peynir yapıyorlar ama kendi markalarının bir ürünü olarak.Şimdilerde Beyaz Peynir türünü Amerikalılara yüksek kaliteli inek sütünden yapılmış Beyaz Cheese olarak herkese kabul ettirecek bir girişimciye şiddetle ihtiyaç var.

Page 29: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI
Page 30: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

30 | REPORTTURK / Şubat 2013

MAKALEMAKALE

MEHMET CANITATLI

Aidat deyip geçmeyinHangi cemiyete girerseniz girin attığınız ilk adımda mutlaka aidat konusu gündeme gelir.

Çoğu kez yılda bir kere alınan aidatlar bütçemizi sars-maz. Ancak oturduğumuz sitelerin aidatları, üyesi ol-duğumuz cemiyet, dernek ya da vakıflarınki gibi değil. Sitelerin olmazsa olmazıdır aidatlar. Yeter ki yönetimler insaflı olsun. Çalışıp didinerek satın aldığı, özene be-zene döşediği dairesinden sırf aidat yüzünden taşınan ya da evi boş kalanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Peki aidatlarda ölçü ne olmalı, aidat içinde hangi hizmetlere yer verilmeli. Yılın ilk günlerinde yönetmenliği yaptığım emlakguncel.com.tr portföyünde bulunan tüm konut projelerinin aidatlarını bir bir inceledim. İnsanlara daha iyi yaşam koşulları ve sosyal aktiviteler sunmak üzere markalı konut üreticileri tarafından gelişti-rilen site hayatı beraberinde yüksek aidatları da getiriyor. Havuz bakımından site güvenliğine, tenis kortundan spor salonlarına kadar birçok aktivite site sakinlerine sunulur-ken aidatlar da bin 400 TL’lere kadar yükselebiliyor. Bu rakam, İstanbul genelinde iyi semtlerdeki 2+1 , bazen de 3+1 dairelerin kirasına neredeyse eşit.Örneğin İstanbul’un en prestijli sitelerinden biri olan Ke-mer Country’de site aidatları ısınma hariç 750 ile bin 400 TL arasında değişiyor. Yine Kemerburgaz’da yer alan İstanbul evlerinde aidatlar bin 350 TL’ye ulaşıyor. Lüks otel hizmeti veren rezidans projelerinde ise aidatlar metrekarede 12 TL’ye kadar çıkabiliyor. Kaliteli yaşam standardını yaşamak için bu sitelerden ev alanlar artık ortalama standarttaki bir semtte 2+1 dairelerin kirasına denk gelen aidatlar ödemekten şikayetçi. Hatta bazıla-rı da oturdukları sitelerden uzaklaşıp aidatı daha düşük yerleri tercih etmeye başlamış durumda. Markalı konut üreticileri de insanların bu eğilimini gözlemleyerek yeni

projelerinde aidatları rakip projelere göre rekabet unsuru olarak ön plana çıkarmaya başladılar. Geçmişte havuz, sosyal donatılar yeni projelerde rakipleri için rekabet un-suru olurken artık aidatlar da rekabet unsurları arasına girmeyi başardı.

Lansmanda başka, teslim sonrası başka !Doğruya doğru, yanlışa yanlış demek gerek. Birçok şir-ket projelerinin lansmanını yaparken düşük aidata vurgu yaparak ev satmaya çalışıyor. Örneğin İnanlar İnşaat , Sıfır Aidat işletim sistemi ile kişilerin wireless, kredi kartı harcamaları, vale hizmeti gibi hizmetleri aldıklarında ai-datlarının karşılanması gibi bir uygulama başlattı. İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, tüketicilere yönelik geliştirdikleri altın formüllerden birinin de ‘Sıfır aidat’ formülü olduğunu, insanların ev alma kararlarında etkili olan aidatın bu şekilde sıfırlandığını söylüyor.Düşük aidata odaklanan konut üreticilerinden bir kısmı da projelerinde her zaman düşük aidat uygulaması ya-panlardan oluşuyor. Bunlardan biri olan Dumankaya İn-şaat, tüm projelerinde maliyetleri düşürücü çalışmalar yaparak en başından beri aidatları düşük tutmayı ba-şarmış. Ancak Beylikdüzü’ndeki ÖNAY Garden için aynı şeyleri yazmak zor. Aidat konusunda mütevazı yaklaşa-cakları vaadinde bulunan Önay Grup, satış sonrası bu vaadin çok ötesinde alıcısını küstüren bir politika izledi. Aidatı sıfırladılarSon dönemde lansmanı yapılan projelerin hemen hepsi düşük aidata odaklanırken kimi projeler de de aidatlar birkaç yıllığına da olsa sıfırlandı. Üstelik aidatlar konusun-daki çalışmalar da sadece İstanbul’daki projelerle sınırlı kalmıyor. Örneğin Sinpaş GYO, Bursa Modern projesin-den ev alanların ilk iki yıl aidatlarını ödeme sözü vermişti.

Page 31: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

Şubat 2013 / REPORTTURK | 31

MAKALEMAKALE

Kavi Yapı’nın Home Art projesinde hiç aidat ödenmeye-cek, açıklanmıştı. Bayrampaşa’daki Yorum İstanbul pro-jesinde de ‘üç yıl hiç aidat ödenmeyecek’ vaadi dikkat çekmişti.Site aidatlarının yükselmesinde kimi şirketlerin sitenin ilk yıllarında yönetimi kendileri yapıp daha sonra yöne-timi kendi kurdukları site yönetim şirketine devrederek bu işi kâr amacı güder hale getirmeleri etkili oluyor. An-cak son yıllarda insanların bu yapılardan yüksek aidatlar nedeniyle rahatsız olmaya başlamaları nedeniyle bu tür yönetimlerin sayısının giderek azalmaya başladığına da dikkat çekiliyor. Bu tür profesyonel yönetim şirketleri olan markalı konut üreticilerinin aidat almadıkları projele-ri de açıklamaları bu konuda yaşanan sıkıntıların ne kadar etkili olduğunun da bir göstergesi.Bununla birlikte bazı konut üreticileri de yaşanan sıkın-tıları gözlemleyerek en baştan beri ürettikleri projelerde aidatları düşük seviyelerde tutmayı tercih ediyorlar.Avrupa Konutları Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya, Avrupa Konutları olarak yarattıkları marka ile yapılan sitelerde aidatların site sakinlerini rahatsız etme-yecek bir seviyede kalmasına dikkat ettiklerini söylüyor.

Bahçe bakımı pahalı Lüks konut projelerinde özellikle bahçe bakımı, güvenlik hizmetleri ve havuz bakımı aidatları artırıcı unsur oluyor. Birçok sitede aidatlar bu nedenle bin 400 TL’ye kadar çıkabiliyor. Özellikle kısa katlı ya da az evin bulunduğu sitelerde de genel giderler ortak paylaşıldığı için aidatlar da yüksek olabiliyor.Villa projelerinde de en önemli kalemi bahçe bakımı ile güvenlik giderlerinin oluşturduğuna dikkat çekiliyor.

Davalık olanlar varSite aidatları artık insanların site yönetimleri ile davalık olmalarına bile sebep oluyor. Örneğin İstanbul’un en lüks sitelerinden biri olan Alkent2000’de davalık bir durum

yaşanmıştı. Muhtarlık seçimi yapılarak mahalle statüsü kazanan Alken2000’de oturan bir gazeteci bin 100 TL’lik site aidatını ödememek için dava açmış ve bu davayı ka-zanmıştı. Mahkeme mahalle statüsü kazanan bir yerde aidat alınamayacağına hükmetmişti.

Firmalar Ne yapıyor ?• İnanlar İnşaat Evnet Sıfır Aidat sistemini uyguluyor• Sinpaş GYO Bursa Modern projesinde iki yıl aidat al-mayacak• Kavi Yapı Home Art projesinde aidat yok• Özyurtlar İnşaat Projelerinde aidatlar emsallerine göre %50 ucuz• Eroğlu Yapı Projelerinde aidatlar m2’de 1.5 TL’nin üs-tüne çıkmayacak• Artaş İnşaat Avrupa Konutları projelerinde aidatlar m2 başına 1-2 TL arasında• Dekar DK Asmalı Evler projesinde aidatlar 300-400 TL’yi geçmeyecek• Yorum İnşaat-Turk Mall Yorum İstanbul projesinde 3 yıl aidat ödenmeyecek

2013 -Site aidatları: (Ortalama - TL)Kemer Country 700-1.400Mesa Yamaçevleri 900İstanbul İstanbul 1.300Mesa Nurol 700-900Ağaoğlu Suncity 260 -330Eston Şehir 260-350Kent Plus Ataşehir 250-275Stargate Ataşehir 500-550South Side Ataşehir 250-320Moontown Ataşehir 350Starland Ataşehir 260-330Andromeda Ataşehir 240-275Bizimevler 1: 160- 220

Page 32: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

32 | REPORTTURK / Şubat 2013

MAKALEMAKALE

PROF.DR. FARUK ŞEN

2013 yılında dış politika açısından güç bir yılla karşı karşıyayız

2013‘e girerken Türkiye dış politika açısın-dan oldukça yoğun ve zorlu bir yıl yaşayacak.

AB‘den yeni ABD hükumetine, Suriye‘den Ermenistan‘a kadar birçok konuda Türkiye yeni çatışma alanlarında yeni sorunlarla karşı karşıya kalacak. Bu sorunları belirli başlıklarda toplamamız mümkün:

1. AB ile olan ilişkilerimizTürkiye son iki yıldır AB ile ilişkilerinde çok büyük sı-

kıntılar yaşadı. Özellikle 2012 yılının ikinci yarısında Güney Kıbrıs‘ın dönem başkanlığı sürecinde Türkiye AB ilişkileri donma noktasına geldi. 2013’ün ilk dönemin-de Irlanda‘nın dönem başkanı olmasıyla Türkiye belirli ölçüde ümitli bir tabloya bakmak itsiyor. 4,8 milyon-luk Irlanda‘yla Türkiye’nin hiç bir sorunu olmaması ve Irlanda‘nın Türkiye‘nin tam üyeliğine sıcak bakması çerçevesinde bu süre zarfında bir bölümün açılması ve bir bölümün kapanması Türkiye tarafından bekleniyor.

Page 33: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

Şubat 2013 / REPORTTURK | 33

MAKALEMAKALE

Hrvatistan tam üyelik görüşmeleri 2005‘de başla-yıp çok kısa sürede tamamlanmasının çerçevesinde Türkiye‘nin hala hangi başlıklar açılacak, hangi başlıklar kapanacak tartışması içine girmesi kısır bir döngünün getirisi olarak ortaya çıkıyor. Tüm bu gelişmeler çerçe-vesinde Türk halkının da AB‘den her geçen gün daha so-ğuduğunu görüyoruz. Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı TAVAK‘ın 2012 yılında yaptığı son araştırmada Türkiye‘nin AB üyeliğine sıcak bakanların oranı %17‘ye düştüğünü görüyoruz. Aynı vakfın 2011 yaptığı araştırmada bu %34‘tü. 2013 yılında nasıl bir sonuç çıkacağını şimdiden tahmin etmek güç ama çok büyük olumlu bir gelişim beklenmiyor. AB‘den gelen tek olumlu değişim Almanya‘nın Dışişleri Bakanı Gui-do Westerwelle‘nin Türkiye‘nin AB için önemini görüp bu konuda Türkiye‘nin tam üyeliğine destek vermesine yönelik. Eski Başbakan Gerhard Schröder‘den sonra ilk defa bir Alman bakanı Türkiye‘nin tam üyeliğine sıcak bakıyor.

2. ABD ile olan ilişkilerimizABD‘deki seçimlerde Obamanın seçilmesi Türkiye için olumlu olarak algılanırken Amerika‘nın yeni Savunma Bakanının Türkiye‘ye yakın bir kişi olması buna karşılık

yeni Dışişleri Bakanının Ermeni lobisiyle belirli dirsek teması olması Obama‘nin yönetimine nasıl yansayacak göreceğiz. Özellikle son günlerde ABD‘nin Kuzey Irak ve Türkiye‘nin ekonomik yaklaşmasına soğuk bakması da ilginç bir gelişmeyi beraberinde getiriyor.

3. Suriye Türkiye‘nin en sorunlu olduğu bölgelerin başında Suriye gelmektedir. 877 km sınırımız olan Suriye ciddi bir iç savaş yaşamaktadır. Her ne kadar bunun Suriye özgür-lük savaşçılarının Baas Rejimi‘ne karşı bir baş kaldırışı olarak görmek istesek de, burada ciddi bir …. Çalışma-sı olduğu ortaya çıkmaktadır. Bugünki Suriye hükume-tinin kısa sürede gitmeyeceğinden hareket edebiliriz. Her ne kadar Rusya‘nin desteği yavaşlasada Iran ve Cin‘i arkasına alan Suriye bölgede bu ülkeler için bir denge unsurudur. Bu açıdan Amerika‘nin bile yavaş ya-vaş yumuşak bakmaya başladığı Suriye‘deki bugünkü yönetimine Avrupa Birliği ülkelerinden olumsuz sinyal çok az gelmektedir. Tek olumsuz sinyalin Fransa‘dan geldiğinden hareket edebiliriz. Bu açıdan bu konuya ciddi bir şekilde angaje olan Türkiye‘nin sorunu büyük-tür. Suriye‘yi de turizm ve dış ticaretteki kayıplarımız büyük boyutlari erişmiş ve bölgedeki insanlarımız bü-

Page 34: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

34 | REPORTTURK / Şubat 2013

MAKALE

yük ölçüde etkilemektedir. Önümüzdeki aylarda Türkiye‘nin Suri-ye hükumetinden yumuşamaya geçmesi beklenebilir. Bu konuda Assad‘ın Türkiye‘ye yönelik çok akıllı adımlar atması lazımdır.

4. Irak Irak artık ikili bir yönetim tarafından yönlendirilmektedir. Bir taraf-ta Kuzey Irak .... bağımsızlığa doğru gidip Türkiye’ye yaklaşırken, Irak resmi hükumetinde Maliki’nin Türkiye’ye tepkisi her geçen gün artmaktadır. Maliki’nin merkezi hükumette tam bir dayanağı yoktur. Bunun önümüzdeki günlerde nasil gelişeceğini beklemek-te yarar vardır. Türkiye Irak çatışması Türkiye’nin alehine gelişen bir unsurdur. Kuzey Irak’da ki bugünkü yönetimin Türkiye’ye yö-nelik yaklaşımı nasıl ilerleyeceğini bilmek çok güç bir durumdur.

5. İranIran 1500 Osmanlının Çavdaran savaşından sonra Osmanlıya ve daha sonrada Türkiye’ye sıcak bakmayan bir ülke konumundadır. Bu Şah Rejiminde de böyle olmuş daha sonraki rejimlerde de bü-yük bir değişim olmamıştır. Ahmedinejad hükumeti tavşana kaç tazıya suç politikasını izlemekte. Ahmedinejad Türkiye’ye yakın bir politika izlerken yanındaki çalışanlarının Türkiye’ye düşmanlık saçtığını görmekteyiz. Iran Türkiye’ye ekonomik olarak 4 bölüm-de zarar vermektedir. Ilk olarak Iran hükumeti TAV’a yaptırdığı Tahran hava alanını işleme sokmamış. İkinci olarak Türkcell’le yaptığı iletişim anlaşmasını. Üçüncü olarak da Tahran hükumeti Türk charta uçaklarının direk Tahran veya İran’ın başka bölgele-rinden Antalya gibi turistik bölgelere gitmesine izin vermeyerek İran’dan Türkiye’ye gidecek turistlere büyük ölçüde balta vur-maktadır. Türkiye bugüne kadar İran’ın atom enerji politikasını ... avrupa nezdinde müdafaa etmiş olsa bunun karşılığını İrandan hiç bir şekilde görmemiştir. Suriye konusunda da Türkiye’ye ters bir tavır izleyen İranla ilişkilerimiz 2013 yılında daha da kötüleşebilir.

6. Kafkasya, Gürcistan, Ermenistan ve AzerbaycanAzerbaycan hükumeti Türkiye’ye karşı dostça bir tutum izlerken diğer tarfata da Türkiye karşıtlığını sürdürmektedir. Özellikle Ermenistan’la yakınlaşmamızı önleyen Azerbaycan hükumeti bu tutumunu ne kadar sürdürebileceğini ve Aliyev’in ne kadar daha iktidarda kalacağını beklemekte yarar var. Gürcistan’a gelirsek. Gürcistan’da Sarkaşvili, Amerika, Rusya çatışması tam anlamıyla devam etmektedir. Türkiye bu konuda Gürcistan’a yakın bir politika izlemesine rağmen Batum’da hava alanı ve oraya giden çok sayıda Türkün konumu Batum başta ol-mak üzere Türkiye karşıtlığını körüklemektedir.Bugün artık bölünme noktasına gelen Gürcistan da Türkiye eko-nomik çıkarlarını savunmak ve ilişkilerini geliştirmekte güçlük çe-kecek bir konuma gelmiş bulunmaktadır. Ezeli bir sorun olan Ermenistan’a gelince. Ermenistan’ın 4 yıl

evvel başlayan yumuşama hareketleri Azerbaycan’ın etkisiy-

le geri sert bir politikaya dönüşmüştür. Bu konuda Ermenistan

Türkiye’ye yakınlaşma politikasını izlemekte güçlük çekmektedir.

Bir taraftan kara suların açılması konusu büyük bir sorun olurken

hava sınırımız açık bir durumdadır. İstanbul Erivan arasında günde

karşılıklı iki uçak seferi yapılmaktadır. Ve 40 bin kadar Ermeni’de

Türkiye’de çalışmaktadır. Diaspora’nın bu konudaki Türkiye’ye

negatif tutumu ne kadar süreceğini beklemekte yarar vardır.

2013 yılında Türkiye’nin kara sınırını açması ve Ermenista’nın

Türkiye‘ye 1920 anlaşmasından kaynaklanan sınırları tanıması iki

ülkenin yakınlaşmasını beraberinde getirebilir.

7. Batı komşularımızBatı komşularımızdan Yunanistan kendi iç sorunlarıyla mücadele

ettiği için türkiye karşı hiç bir politika izleyememektedir. Buna

karşılık ... her an gündeme getirmekte ısrarlı bir tutum içindedir.

Ayrıca Yunanistan Batı Trakya da yaşayan 150 bin Türke baskıyı

azaltsada bu baskı devam etmektedir. Yunanistan Kıbrıs politika-

sındaki bağnaz tutumu Türkiye için ciddi bir sorundur.

Bulgaristan ile sorunlarımız şu anda minumum düzeydedir. Buna

karşılık Bulgaristan tır taşımacılarımıza büyük ölçüde ... bir tu-

tum izlemekte. Bunun en büyük nedenlerinin başında da AB’nin

para veremediği Bulgaristan’a tır taşımacılıarınmda taviz vermesi

isteminden kaynaklanmaktadır. Bulgaristan şu anda sorunsuz

olduğumuz tek ülke olarak nitelendirilebilir.

8. Kıbrıs Kıbrıs konusunda 2013’te somut adımların atılması beklenme-

melidir. 2004 yılında AB’nin Kıbrıs hükumetine verdiği hiç bir gü-

venceyi yerine getirmemiş bulunmaktadır. Kıbrıs için önümüzdeki

yıllarda da sorunun devam edeceğini Türkiye Kırbrıs ve Türkiye

Yunanistan çatışmasının bu konuda azalmaycağınıdan hareket

edebiliriz

SonuçTürkiye 2013 yılına 0 çatışma politikası izleyen bir ülke niteliğin-

den çıkmış, Bulgaristan haricinde her komşusu ile sorunu olan bir

ülke konumuna girmiştir. Bu 2013’te Türkiye için olumlu gelişme,

ancak AB ile olan ilişkilerin yumuşaması, ABD ile Türkiye’nin daha

ciddi bir ilişki içine girmesine bağlıdır. Güç bir yıl geçirecek olan

Türkiye sorunlarını çözdükten sonra dış sorunlarda atak yapabilir.

Page 35: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI
Page 36: REPORTTURK E- DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISI

Farklı olmak, cesaret ister…

ErtanAcar medya ilişkileri danışmanlığı