reportturk e-dergİsİ nİsan 2012 sayisi

36

Upload: reportturk-kurumsal-kiymetler-dergisi

Post on 18-Mar-2016

250 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

İŞ DÜNYASININ KURUMSAL KIYMETLER E-DERGİSİ

TRANSCRIPT

Page 1: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI
Page 2: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

Nurgül KocaAcar

ED

IT

ÖR

DE

N

Türkiye İtibar Endeksi’ne kavuştu

Nisan sayımızda Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın onur konuğu olarak açılışını yaptığı

Türkiye İtibar Zirvesi’nde açıklanan Türkiye İtibar Endeksi 2011 sonuçlarını kapağa

taşımak istedik.

Türkiye İtibar Endeksi, 12 farklı sektörde hizmet veren yüzlerce markanın kamuoyu

nezdinde nasıl algılandığını ortaya koyan özellikle iletişim sektörü için önemli bir

çalışma. Araştırmanın amacı; Türkiye genelinde itibarı oluşturan etkenleri belirle-

mek, sektörlerin itibarlarım kıyaslamak, şirketlerin sektörlerinde ve Türkiye genelin-

deki diğer şirketlere göre nasıl konumlandırıldıklarını ölçümlemek, kurumsal itibar

yönetimi alanında bir referans kaynağı oluşturmak olarak sıralanıyor. İstanbul Ticaret

Üniversitesi‘nin akademik kontrolünde yapılan Türkiye İtibar Endeksi, Türkiye’nin ilk

itibar endeksi olma özelliğini de taşıyor.

Yazarımız Ertan Acar, “aşk ve iletişim” konulu makalesinde ruh ikizinizi bulduğunuzu

düşünerek başladığınız ilişkinin tat vermemesinin aradaki iletişim bozukluğundan

kaynaklanabileceğini aktarmış.

Deneyimli gazeteci Mehmet Canıtatlı da köşe yazısında İstanbul’un en önemli merke-

zi haline gelen Beyoğlu’nun vazgeçilmez bir değer haine gelmesini ve herkesin gön-

lünde, dilinde olmasının önemini vurgulamış. Kentsel dönüşüm en önemli sembolü

olan Beyoğlu’nun yeniden yapılanma sürecini ve dönüşümünü, şehre ve İstanbullulara

neler getireceğinden bahsetmiş.

BTD Danışmanlık Genel Müdürü Tufan Darbaz da köşe yazısında şirket yönetiminin

önemine, şirket yönetiminin paylaşarak güvenerek ve ekip içinde olması gerektiğini

çok güzel bir dille anlatmış.

Yılbak Ticaret A.Ş. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Koordinatörü Ali Rıza Değer de RE-

PORTTURK okurları için kaleme aldığı makalesinde, uluslararası bir niteliğe kavuştu-

rulmak istenen Türk ticaret hayatında “kurumsallaşma yolunda yolsuzlukla mücadele”

ve “hile denetimi” konularına değinmiş.

Keyifli okumalar…

•Yayın Kurulu:

•İletişim Adresleri:

Esentepe Mah. Kasap Sok. Aslan Apt. No:11 D:7 Şişli/İst

•Yazı İşleri:

[email protected]

•Web: www.reportturk.com

•Telefon:

0212.272.51.51•

Fax: 0212.272.49.50

•Ankara Temsilcisi:

Abdullah KuşPortakal Çiçeği Sokak Ansera İş Merkezi

No 17/66 Çankaya /AnkaraTelefon: 0312.440.49.57

•Abd Temsilcisi:

Prof. Dr. Tevfik DalgıçDallas, Texas, USATel-214-2124343

e-mail:[email protected]

İngiltere Temsilcisi: Vehbi Koca

10 Avocet Close, Se1 5En London/UkTelefon: +44 (0)20 7232 0291

•Dijital Yayın Platformu:

Dijimecmua•

Sayfa Tasarım: V2 Medya İletişim

• REPORTTURK Basin meslek ilkelerine uymaya soz vermistir.• Kose ve makalerdeki yorum, bilgi ve haberlere iliskin sorumluluk yazirina aittir.

İmtiyaz Sahibi:Ertan Acar Medya İlişkileri Danışmanlığı adına

Ertan Acar●

Genel Yayın YönetmeniNurgül Acar

Genel Yayın KoordinatörüAslı Yörükoğlu

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüMetin Koca

EditörAylin Levendoğlu

Reklam ve pazarlama:

● REPORTTURK Basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.

● Köşe ve makalelerdeki yorum, bilgi ve haberlere ilişkin sorumluluk yazarına aittir.

Adnan Dalgakıran, Ali Eren, Fatih Acer,Kemal Yamankaradeniz, Tufan Darbaz, Prof. Dr. Faruk Şen, Mehmet Canıtatlı,

Dr. Yusuf Adıguzel, Çiğdem Penn, Osman Yılmaz, Metin Koca

Page 3: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI
Page 4: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

İçindekiler

MAKALELER MEHMET CANITATLI

Taksim’in orta yerinde Beyoğlu’nu kurtarmak

TUFAN DARBAZPatron olmak

PROF.DR. FARUK ŞEN2030’un Almanya’sında Türk sayısı tüm geri dönüşlere rağmen 3,2 Mil-yon sınırının altına düşmeyecektir

ERTAN ACARAşk ve iletişim

ALİ RIZA DEĞERKurumlaşma yolunda yolsuzlukla mücadele ve hile denetimi

12

14

16

18

20

HABER 2012’de sosyal alışverişin yükselen trendi:

Grup hediye!242628303234

HABER Trader Eğitimi Mayıs’ta

iticü’de başlıyor

HABER İnternet reklam harcamaları 721 milyon

TL’ye ulaştı

HABER Kenan’dan dudak uçuklatan anlaşma

HABER Reklamdaki espriyi anlamadılarsa kendi-

leri bilir

HABER BBC ve WSJ’de tarihi değişim

gerçekleşti…

KISA KISA Adidas’tan Outdoor Fotoğraf Yarışması

İzmir’in 4 futbol takımı Avea ile konu-şacak

Dünyanın en değerli 500 markası belli oldu!

FLO İtalyan ayakkabı devini satın aldı

BİM artık cepten konuşturacak

5 yaşında çocuk da denek

6

KAPAK Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayanın Onur

Konuğu Olarak Açılışını Yaptığı Türkiye İtibar Zirvesi’nde Açıklanan Türkiye İtibar Endeksi 2011 Sonuçları…

8

Page 5: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

Teknoprofil “Erken Uyarı Sistemi” sayesinde pazardaki yerinizi belirleyebilir, rakiplerinizin durumunu izleyebilirsiniz. Patent ihlali riskinden korunabilir, zaman ve para kaybını engelleyebilir, teknolojik rekabetin tüm avantajlarından yararlanabilirsiniz.

destekphone: 444 43 44 www.destekpatent.com.tr

Rakip Teknolojilere Karşı

RAKİP

RAKİP

RAKİP

RAKİP

RAKİP

RAKİP

RAKİP

Page 6: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

Adidas’tan OutdoorFotoğraf Yarışması

Adidas, Outdoor spor tutkunlarını düzenlediği yepyenibir yarışma ile outdoor tecrübesi yaşamaya davetediyor. Adidas ürünlerinin yer aldığı bu yarışmalarda,adidas’ı 3 bandına da atıfta bulunarak, outdoorsporları ile ilgilenenlerin çok iyi bildiği, 3 parmakişareti yapılarak çekilen fotoğraflar 1 Mart-31 Mayıs2012 tarihleri arasında, www.terrex-experience.com yüklendi, kullanıcıların oylamasına sunuldu.Seçilen 3 talihli, Terrex malzemelerinden oluşan birtakım çantası ile rehberler eşliğinde, İsviçre’nin kayakmerkezleriyle ünlü Zermatt kasabasında bulunanAlpine Center Zermatt‘ta 4 gün sürecek bir Trekking tecrübesine katılıyor.

KISA

KSI

A

6 | Report Türk - Nisan 2012

İzmir’in 4 futbol

takımı Avea ile ko-

nuşacak

Avea Kartalcell, Fenercell, GSMobile, Trabzon-

Cell ve Samsuncell’den sonra şimdi de İzmir’in

en köklü dört takımı Altay, Buca, Göztepe ve

Karşıyaka ile işbirliği yaptı. Gerçekleştirilen bu

işbirliği ile İzmirliler, çok avantajlı tarifeler ile

konuşurken, kulüpleri de ek gelir sağlayacak.

İzmirli futbolseverler için özel olarak hazırlanan

AltayCell, BucaCell, GöztepeCell ve KafKafCell

markalarıyla Avea, taraftarların ihtiyaçlarına

yönelik olarak çok avantajlı tarifeleri İzmirliler’in

kullanımına sunacak.

Dünyanın en değerli 500 marka-sı belli oldu!Brand Finance tarafından hazırlanan “Dünyanın En Değerli 500 Mar-kası” çalışmasının sonuçları açıklandı. Listenin ilk sırasına 70.6 milyar dolar marka değeri ile Apple yerleşti. Brand Finance Türkiye Direktörü Muhterem İlgüner, Türk markalarının listede yer alamamasıyla ilgili görüşlerini bildirerek bu konuda hem kamu hem de özel sektöre büyük görevler düştüğünü söyledi. İlgüner, “Bir zamanlar eş değer kabul edildiğimiz ülkelerin değer elde etme konusunda gösterdiği başarı listelere yan-sıyor. Bir ülkenin küresel ölçekte değerli marka sayısı, söz konusu ülkenin değer üretebilme kabiliyetini yansıtır. Umuyoruz ki, Türk markaları da sayıca artarak bu listede kalıcı şekilde yer alma başarısı gösterecektir. Bu konuda hem kamu hem de özel sektöre büyük görevler düşüyor” diye konuştu.En değerli 500 marka arasındaki ilk 3 marka ise şöyle:APPLE - 70,605 - ABD

GOOGLE - 47,463 - ABDMICROSOFT 45,812 ABD

Page 7: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

5 yaşında çocuk da denek

Hazırlanan Reyting Yönetmelik taslağında reyting ölçümüne dahil edilen birey yaşının 5’e indirildiğini söyleyen RTÜK (Radyo Televizyon Üst Kurulu) Başkanı Davut Dursun, taslakla ilgili şunları anlattı: “Reyting araştırmasını RTÜK yapmayacak. Biz bu işi yapacak kuruluşların uyması gereken prensipleri belirliyoruz. Veri tabanının oluşturulması konusunda biz TÜİK’i yetkili kıldık. 5 yaş ve üzeri kişilerin eğilimi ölçülecek. 5 yaşın üstündeki çocukların program tercihlerini kendi yapabilecekle-ri ve people meteri (Radyo, televizyon izleyicilerinin program dinleme veya seyretme alışkanlıklarını ölçmek için kullanılan kumanda) kullanabilecekleri varsayılıyor. Tecrübelerimiz, anlık açıklanan reyting sonuçları nedeniyle, reytingin düştüğü tespit edildiği an programlara müdahale edildiği yönünde. Bu nedenle ölçümlerin anlık açıklanması artık olmayacak.”

Nisan 2012 - Report Türk | 7

FLO İtalyan ayak-kabı devini satın aldıZiylan Ayakkabıcılık bünyesinde bulunan ayakkabı mağazası FLO, bünyesine kattığı yeni markalarla yurtdışına çıkmaya hazırlanıyor. İtalya’nın en eski ve en ünlü ayakkabı markalarından Lumberjack’ı alan şirket, yakın zamanda dünyanın en ünlü 10 spor ayakkabı markası arasında yer alan bir marka-yı daha satın alacak.

Ziylan Ayakkabı Yönetim Kurulu üyesi Aykut Büyükekşi, İtalyan Lumberjack’la ilgili uzun süredir çalışma yaptıklarını ve sonunda 67 yıllık İtalyan markanın alımının bu hafta sonuçlandığını söyledi. Ayrıca önümüzdeki dönemde 4 yeni marka daha almayı planladıklarını belirtti. Bu atakların daha çok yurtdışına açılım için gerçekleştirildiği bilgisini veren Büyükekşi, şöyle devam etti: “Avrupa ve dünyaya açılmak istiyoruz. Romanya, Polonya, Rusya, Mısır ve Kuzey Irak’ta fizibilite çalışmaları

devam ediyor. Bu pazarlarda en az 15’er mağaza açacağız.”

BİM artık cepten

konuşturacak

BİM, ‘BİMcell’ markası ile GSM hizmetlerine

başlama kararı aldı. Konuşmanın yanı sıra SMS

ve internet paketleri de bulunan BİMcell’de 6

saniyesi 1 kuruştan hizmet verilecek. BİMcell Tür-

kiye genelindeki 3.350 BİM mağazasında satışa

çıkardı. BİMcell, GSM sektörüne sade, karmaşık

paketler içermeyen ve avantajlı hizmetler sunmak

amacıyla girdiğini açıkladı. BİMcell müşterileri

uygun fiyatlı ve konuştukları kadar ödeyecekleri

GSM hizmetinden faydalanacaklar.

‘’Bimcell’in 6 Saniyesi 1 kuruş’’

BİM İcra Kurulu Üyesi ve CFO’su Haluk Dortlu-

oğlu konuyla ilgili olarak açıklama yaptı.: “BİM

kalite anlayışından ödün vermeden etkin maliyet

yönetimi politikasıyla ve müşteri memnuniyetine

odaklanarak faaliyetlerini sürdürüyor Hizmet anla-

yışımızla GSM hizmetleri alanında herkesin ilgisini

çekeceğimize inanıyorum. Müşterilerimizin kullanı-

mı kolay, düşük fiyatlı ve kaliteli GSM hizmetimizi

beğenerek kullanacaklarını düşünüyorum.” dedi

Page 8: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

HABER

8 | REPORTTURK / Nisan 2012

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın onur konuğu olarak açılışını yaptığı Türkiye İtibar Zirvesi İstanbul Ticaret Üni-versitesi (İTİCÜ) Eminönü Kampüsü’nde gerçekleştirildi. London School of Economics’ten davranış bilimlerinin dün-yaca ünlü uzmanı Prof.Patrick Hamphreys’in de bir kon-ferans verdiği zirvede, İTİCÜ’nün akademik denetiminde İtibar Atölyesi adına uluslararası araştırma şirketi Xsights

tarafından “Gıda”, “Alkolsüz İçecek”, “Otomotiv”, “Ban-ka ve Sigorta”, “Konfeksiyon ve Tekstil”, “Enerji”, “Beyaz Eşya”, “Elektronik”, “Holdingler”, “İletişim (GSM ve Te-lekom)”, “İnşaat” ve “Perakende” sektörlerinde 26 ilde gerçekleştirilen Türkiye İtibar Endeksi (TİE) araştırması da kauoyuna açıklandı. TİE’nin 2011 araştırmasından çarpıcı sonuçlar çıktı.

TİE 2011 sonuçlarına göre; Türkiye’nin en itibarlı üç markası Koç, Turkcell ve Sabancı

Türk halkı markalarının gönüldaşı• Türkiye İtibar Endeksi 2011 sonuçlarına göre Koç Holding, Turkcell ve Sabancı Holding Türkiye’nin en itibarlı üç markası. Endekse göre kamuoyu nezdinde en itibarlı üç sektö-rün “Gıda”, “Elektronik” ve “Perakende” olduğu görülüyor.

• Türkiye İtibar Endeksi’nde ölçümlenen 12 sektörün itibar puanı ortalaması 78,3. En-deksin 2011 sonuçlarına göre, çıkan en dikkat çekici sonuç ise Türk halkının itibarlı gör-düğü markalara gönülden bağlı olduğunu söylemesi…

Page 9: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

Nisan 2012 / REPORTTURK | 9

HABER

Zirveye ev sahipliği yapan İTİCÜ Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren, “Güvenilir olma durumu, saygınlık ve prestiji ifade eden itibar konsepti, ekonomik, finansal sosyal kültürel, si-yasal ve benzeri alanlarda, kamu, özel, bireysel ve kurum-sal bazda önem taşımaktadır. İtibar endeksi, başlangıçta ekonomik ve finansal içerikli olarak belirlenmiş sektörlerde uygulanmıştır. Daha sonra da farklı alanlarda uygulamaya konulacaktır. İstanbul Ticaret Üniversitesi, ‘Türkiye İtibar Endeksi’nin akademik içeriğinde yer almaktadır. İtibarın oluşumu ve gelişimini etkileyen değişkenlerin, faktörlerin izlenmesi ve değerlendirilmesinde üniversitemiz bilimsel altyapıyı sağlamıştır” dedi. Türkiye İtibar Endeksi çalışmasını ekonomiye kazandı-ran İtibar Atölyesi’nin kurucusu Ertan Acar, “Son 10 yıla baktığımızda ülkemizin gerek bölgesinde gerekse dünya çapında etkin bir rol üstlenmesi, ülkemizdeki ekonomik göstergelerin dünyanın pek çok gelişmiş ülkesine bile par-mak ısırtmaya başlaması ile birlikte kurumsal itibar yöne-timi konusu iletişim dünyamızın tekrar gündemine taşındı. Oysa ki bu konu gelişmiş batı ülkelerinde yaklaşık 30 yıldır gündemde ve uygulanıyor. Geçen yıl şubat ayında Türki-ye İtibar Zirvesi’ni gerçekleştirirken, ülkemizde de şeffaf ve güvenilir bir itibar endeksi çalışmasının yapılması için artık zamanın geldiğini ve İtibar Atölyesi olarak bu konuda elimizden gelen çabayı sarf edeceğimizi belirtmiştim. İşte bugün Türkiye ekonomisinin aktörlerinin uzun yıllardır ge-reksinim duyduğu tamamen bilimsel zeminde hazırlanmış bu araştırmayı kurumlarımızın hizmetine sunuyoruz” diye konuştu.

İtibar yönetimi KOBİ’lerin yeni ilgi alanıZirvenin bu yıl ki uluslararası konuğu aynı zamanda Tür-kiye İtibar Endeksi Akademik Danışma Kurulu Üyesi Pat-rick Hamphreys dünyadaki itibar araştırmaları konusunda

örnekler verdi. Hamphreys, “İtibar yönetimi her geçen gün biraz daha gelişiyor, sadece uluslararası şirketlerin ilgilendiği bir konu olmaktan çıkıp, KOBİ’lerin de üzerinde durmaya başladığı bir alan haline geliyor, iletişim alanın-daki son gelişmler de bunu artık mümkün kılıyor. Türkiye İtibar Endeksi Modeli, şirketllerin ilişki ve kapitalini güzel bir şekilde özetliyor” dedi.TİE Araştırmasını yapan XSights’ın Yönetim Kurulu Başka-nı Çiğdem Penn, TİE’nin hangi metodoloji, ile yapıldığını an-lattı. Penn, “Türkiye İtibar Endeksi Modeli Xsights’ın farklı ülkelerde başarıyla uyguladığı X-Reputation’ın Türkiye’ye uygulanmış hali. Türkiye genelinde, kentsel nüfüsü temsil eden 2055 kişilik bir örnekleme yapılan bu araştırmada, Xsight ekibi, pilot çalışmadan, rapor yazımına kadar itina ile çalıştı. İstanbul Ticaret Üniversitesi ile beraber yaptığımız bu çalışmadan çıkan sonuçların bir lig sırlamasından çok, şirketlerin içinde bulundukları sektörlerin şartlarına göre itibarların yönetebilecekleri bir kaynak olmasını hedefliyor, bu alandaki sürdürülebilir, akademik bir endeks çalışmasını yapmış olmanın heyecanını taşıyoruz” diye konuştu.

Gelecekte ölçümlenen sektör sayısı artacakİTİCÜ adına TİE’nin denetleme ve geliştirme çalışmaları-nı gerçekleştiren akademik ekibi yöneten İTİCÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Müvevver Turanlı da TİE’nin metodolojisini akademik perpektiften değerlendirerek bilimsel eksen-de TİE’nin neden güvenilir bir araştırma olduğunu anlattı. Turanlı, “Bilindiği gibi İstanbul Ticaret Üniversitesi ile İti-bar Atölyesinin birlikte yaptığı bu çalışmada bir bilimsel araştırmanın taşıması gereken özelliklere önemle dikkat edilmiştir. Biz de bu araştırmada İtibar Atölyesi adına ulus-lararası araştırma şirketi Xsights ile işbirliği yaparak interdi-sipliner bir çalışma ile Türkiye’nin önde gelen 12 sektörüne yönelik 2011 yılı için Türkiye İtibar Endeksi oluşturduk ve

Page 10: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

HABER

10 | REPORTTURK / Nisan 2012

bu sektörlerin endekslerine ilişkin bilgi ürettik. Ancak şunu tekrar belirtmekte yarar var. Biz bu süreçte yapılan araştır-manın bilimsel araştırmalarda uyulması gereken kurallara uyulup uyulmadığı konusunda yol göstericilik yaptık. Sonuç olarak; son yıllarda artan endeks çalışmalarının varlığına rağmen henüz yeterli seviyeye ulaşılamamıştır. Üniver-sitemizdeki akademisyenlerin (bilim insanlarının) deneti-minde iş dünyası-üniversite işbirliği ile yapılan bu endeks çalışması ile bu türden çalışmaların artması sağlanacak ve diğer paydaşlarımız ile birlikte yürüttüğümüz bu çalışma sonucunda ortaya çıkardığımız Türkiye İtibar Endeksi, gele-cekte yapılacak daha detaylı ve 12 sektör yerine daha fazla sektörle çalışmalara ışık tutacaktır” dedi.

Muassır medeniyet seviyesine ulaşma-Zirvede söz alan TİE Platformu Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Fatma Çelenk, “İtibar, toplum değerleriyle de-ğişkenlik gösterebiliyor, bir kurumun itibari bile, bir sektö-rün itibarını etkileyebiliyor. Bu yüzden topyekün harekete geçerek daha kaliteli ve saygın bir yaşamın yolunu bulmak için çaba sarfetmeliyiz. Bir toplumun kalkınması için hükü-met politikalarının, ekonomik gücünün olması için kurum-larının ve sürdürülebilir bir yaşam için insanlarının saygın ve güvenilir bir geleceğe yön verecek şekilde davranmaları çok önemli. Muasır medeniyet seviyesine ancak bu şekil-de ulaşabiliriz” dedi.Kurumların TİE’den nasıl faydalanacağına dikkati çeken İTİCÜ öğretim üyesi Doç. Dr. Ebru Güzelcik Ural, “Ülkemiz genelinde sektörlerin itibarlarını görmek, itibarı oluşturan etkenleri belirlemek, kurumların sektörlerinde ve Türkiye genelinde itibarlarını ölçerek kurumsal itibar yönetiminde kurumlara referans kaynağı olmak amacıyla yapılan TİE çalışmasının sonuçlarından, kurumlar çok önemli geribildi-rimler sağlayabileceklerdir. Endeks çalışmasıyla itibar açı-ğının olduğu alanlar hakkında bilgi sahibi olan kurumlar, bu alanlarda kendilerini geliştirerek, itibarlarını daha etkin yö-netebilecek ve böylece önemli bir itibar avantajı yaratarak Türkiye ve dünyada rekabet güçlerini arttırabileceklerdir. Bu açıdan TİE çalışması ülkemizin sürdürülebilir kalkınma-

sına destek verecek bir çalışma olarak değerlendirilebilir” diye konuştu.Ural, TİE çalışmasının sonuçlarına göre itibar açığı bulu-nan sektörlerin itibarlarını güçlendirmek üzere sektörde yer alan kurumların biraraya gelerek ortak bir strateji geliştir-meleri gereğinin de altını çizdi.İTİCÜ’nün TİE’deki rolüne değinen İTİCÜ Rektör Yardım-cısı Prof. Dr. A. Halim Zaim de, “Bu çalışmayı üniversite olarak desteklemekteki amacımız ülkemizde bu endeksin önemine dikkat çekmektir. Çünkü globalleşen ekonomi-mizde rekabet edebilir olmak sadece kaliteli ürün üret-mekle olmamakta ancak bu üretimi destekleyici ve kalıcı faaliyetlerle perçinlenmektedir. Bu amaçla bu çalışmada Firmaların itibar algılarını şekillendiren 17 farklı parametre üzerinden bir ölçüm yapılmış ve bu parametreler kullanıla-rak öncelikle sektör bazında, sonrasında da firma bazında itibar endeks değerleri çıkartılmıştır. Bu raporda firmalara toplum üzerindeki itibar algılarını değiştirmeleri için nelere dikkat etmeleri gerektiği görülmekte, ele alınan örnek sek-tör ve örnek firmalar baz alınarak kendilerini bu bağlamda yenileyerek toplumsal itibar algılarını arttırmaları yolunda yol göstermekteyiz. Şimdilik Türkiye çapında yapılan bu çalışma özellikle küresel rekabet açısından ileride kurula-cak Araştırma Merkezi aracılığıyla uluslararası boyutlara da taşınacak ve bu sayede firmalarımızın uluslararası bi-linilirliklerinin arttırılması noktasında önemli bir referans

TİE Platformu Yürütme Kurulu

* Can Çağdaş – İcra Komitesi Başkanı* Fatma Çelenk - İcra Komitesi Başkan Yardımcısı* Günseli Özen Ocakoğlu – Üye* Ertan Acar – Üye* Çiğdem Penn – Üye* Prof. Dr. A. Halim Zaim – Üye* Prof. Dr. Münevver Turanlı – Üye* Doç. Dr. Ebru Güzelcik Ural – Üye

Türkiye İtibar Endeksi çalışmasını ekonomiye kazandıran İtibar Atölyesi’nin kurucusu Ertan Acar, “Son 10 yıla baktığımızda ülkemizin gerek bölgesinde gerekse dünya çapında etkin bir rol üstlenmesi, ülke-mizdeki ekonomik göstergelerin dünyanın pek çok gelişmiş ülkesine bile parmak ısırtmaya başlaması ile birlikte kurumsal itibar yönetimi konusu iletişim dünyamızın tekrar gündemine taşındı. Oysa ki bu konu gelişmiş batı ülkelerinde yaklaşık 30 yıldır gündemde ve uygulanıyor. Geçen yıl Şubat ayında Türkiye İtibar Zirvesi’ni gerçekleştirirken, ülkemizde de şef-faf ve güvenilir bir itibar endeksi çalışmasının yapılması için artık zamanın geldiğini ve İtibar Atölyesi olarak bu konuda elimizden gelen çabayı sarf edeceğimizi belirtmiştim. İşte bugün Türkiye ekonomisinin aktörlerinin uzun yıllardır gereksinim duyduğu tamamen bilimsel zeminde hazırlanmış bu araştırmayı kurumlarımızın hizmetine sunuyoruz” diye konuştu.

Page 11: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

Nisan 2012 / REPORTTURK | 11

HABER

kaynak üretilecektir. Bu sayede Türkiye’den de uluslararası piyasalarda bilinirliği yüksek markalar çıkartmak mümkün olacaktır” dedi.

Vatandaş kurumlar hakkında bilgi medyadan alıyorDeğerlendirmelerin ardından Türkiye İtibar Endeksi 2011 Sonuçları’nı TİE Platformu Yürütme Kurulu Başkanı Can Çağdaş açıkladı. “Kurumların bir yandan itibarlarına, diğer yandan markalarına yaptıkları doğrudan ya da dolaylı yatı-rımlar, Türk halkının zihninde bu tabloyu oluşturuyor” diyen Çağdaş, “Şirketler hakkında en önemli bilgi kaynağı aile, çevre ve yazılı/görsel basındır. Web siteleri üçüncü sıra-dadır ve sanırım gelecekte önemleri daha da artacaktır. Bu noktada Halkla ilişkiler faaliyetlerinin şirketler adına ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurgulamakta yarar var” dedi.Her sektörün en itibarlı şirketleri sorulduğunda kurumların itibarı ile sektörel algıların birleştiğini ve sıralamada bazı farklılıklar oluştuğuna dikkati çeken ve bu da algı deni-len kavramın yönetilmesi adına ne kadar titiz olunması gereğini göstergesi olduğuna değinen Çağdaş, “120’nin üzerinde en itibarlı bulunan şirketlerimizin ortalama de-ğerlerinden elde edilen Türkiye İtibar Endeks değeri 78,3 olarak gerçekleşmiştir. Türk halkı itibarını yüksek bulduğu şirketleri çok iyi tanıdığını, çok beğendiğini ve çok güven-diğini söylemektedir. Ancak ilişki kurma aşamasına gelin-diğinde oranlar düşmekte, memnuniyet, sadakat ve elçilik oranları da bunu takip etmektedir. Söz konusu gönüldaşlık olduğunda, yani kurumların etkinliklerine aktif olarak katıl-maktan bahsettiğimizde oran yüzde 50’nin hemen altında gerçekleşmektedir ki bu oran oldukça yüksektir” diye ko-nuştu.

Şirketlerden çevre, eğitim ve sağlık konularına özen bek-leniyorHalkın itibarlı buldukları markaları çok iyi tanıdığını ifade eden Çağdaş, “Ancak ilişki kurma söz konusu olduğunda oranlar kimi sektörlerde yüzde 50’nin altına düşmektedir. Çünkü bu sektörlerde en itibarlı markalara erişmek, maddi açıdan mümkün olmamaktadır” dedi.Halkın şirketlere çevre, eğitim ve sağlık konularına daha fazla özen göstermeleri işaretiğini ifade eden Çağdaş, “Özellikle bankacılık sektöründe itibarlı bankaları herkes tanımaktadır. Beğeni ve güven parametreleri yüksektir. Ancak ilişki kurma aşamasında hızlı bir düşüş görülmek-tedir ki bu düşüşü genç nüfusun yüksek oranı ile açıkla-yabiliriz” dedi.

İnşaat sektöründe ilginç bulgular var“Ne yazık ki itibar endeks puanı en düşük sektörümüz inşa-at sektörü” diyen Çağdaş, “Tanıma, beğeni ve güven kav-ramları sektörün en itibarlı kabul edilen şirketlerinde yine çok yüksektir. Ancak satın alma gücü bu şirketlerimizin bi-nalarına yetişememekte ve ilişki kurma oranı ancak yüzde 18 de kalmaktadır. Bir kere bu ilişki kurulduğunda her ne kadar memnuniyet, sadakat ve elçilik sürdürülüyorsa da gönüldaşlık yok denecek kadar azdır” diye konuştu.“Perakende sektörü itibar parametrelerinin çok yüksek olduğu sektörlerden biri. Bu sektörde insanımız fikri so-rulmadan bağlı oldukları markaları tavsiye ediyorlar” diyen Çağdaş, “Enerji sektöründe gönüldaşlık çok düşük. Araş-tırmanın bir ilginç bulgusu ilk on şirketin içinde akaryakıt dağıtımı yapan kurum bulunmamasıdır. Bu tür şirketleri halkımız enerji şirketi olarak konumlandırmamakta” dedi.

TİE Akademik Danışma Kurulu * Prof. Dr. Nazım Ekren – İTİCÜ REKTÖRÜ* Prof. Patrick Humphreys – London School of Economics* Prof. Dr. Tevfik Dalgıç – Teksas Universıtesi

Türkiye İtibar Endeksi’nde denekler sektör belirtmeden “Sizce ülkemizdeki en itibarlı şirket hangisidir?” sorusuna verilen yanıtların sonucunda oluşan en itibarlı 10 marka

Marka %Koç Holding 24,3Turkcell 13,1Sabancı Holding 10.0Ülker 9,4Arçelik 8,3Ağaoğlu 6,6Coca Cola 4,5İş Bankası 4,4BİM 2,8LCW 2,3Tedaş 2,2Renault 1,6

Türkiye İtibar Endeksi’ne göre kendi sektöründe birinciliği göğüsleyen markalar (Alfabetik Sıralama)

Sektör MarkaAlkolsüz İçeçek Coca ColaBankacılık ve Sigorta İş BankasıBeyaz Eşya ArçelikElektronik ArçelikEnerji AygazGıda ÜlkerGSM-Telekom TurkcellHoldingler Koç Holdingİnşaat AğaoğluOtomotiv MercedesPerakende BİMTekstil ve Konfeksiyon Adidas

Page 12: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

12 | REPORTTURK / Nisan 2012

MAKALEMAKALE

MEHMET CANITATLI

Bir şehri tanıtmanın en kolay yolu şehrin en bi-lindik yerini söylemekten geçiyor. Hele bir de iz

bıraktıkları varsa. Beyoğlu da böyle işte. İstanbullu olsun olmasın herkesin dilinde ve gönlünde. Mahallenin en güzel kızı gibi çekici, en delikanlısı gibi yerinde duramayan ve en yaşlısı gibi olgun yönleri vardır Beyoğlu’nun. Şehrin ekono-misini bir yerden bir yere alıp götüren turizm, kültür sanat, sinema, yeme içme ve eğlence endüstrilerinin bir arada bulunduğu tek ilçe Beyoğlu’dur dersek yanılmayız. Son 8 yıldır bir değişim rüzgârı esiyor 6. Daire’de. Çehresi başka ilçeler gibi sil baştan değişmiyor ancak geçmişini geleceğe taşıyor Beyoğlu. Beyoğlu‘ndaki değişimin fotoğrafını net çekmenin ilk adımı, belki de iki dönemdir Belediye Başkanlığını yürüten Ahmet Misbah Demircan’a selam vermekten geçiyor. Demircan’a göre, iş ve aş deyince ilk akla gelen semtlerden birisi Beyoğlu. Sit alanı olarak bilinen İstiklâl Caddesi merkezli, Tarlabaşı, Tophane ve Cihangir’deki yapı stokunun rehabi-litasyonu süreci hızla sürüyor. Devasa bütçelerle gerçek-leşen bir süreç söz konusu. 3 yıl sonra Tarlabaşı’nda yeni bir dünya göreceğiz. Demircan, bu değişimi ‘ Tarlabaşı’nı Paris’teki Champs Elysees’ye dönüştürmeyi hedefliyoruz” sözleriyle destekliyor. İlçenin her köşesi şantiye gibi. Dolapdere’de de ciddi bir hareketlilik var. Kentsel dönüşüm bölgesi olan Piyalepaşa, merkezi konumu ve ulaşım kolaylığı sebebiyle yeni ofisler bölgesi olacak gibi görünüyor. Galata, Tophane cezbedi-cilikte birbiriyle yarışıyor. Örnektepe ve 70 bin nüfuslu Okmeydanı projeleriyle de ciddi bir dönüşüm mevcut. Kı-sacası bitenler, devam edenler ve başlayacak olanlarla bir

başka değer kazanıyor Beyoğlu ve her adımda tarihle el ele yeniden doğuyor adeta. Ya Taksim’de neler oluyor? Taksim sadece Beyoğlu ya da İstanbul’un değil adeta Türkiye’nin meydanı. Bu arada, mevcut trafiği olduğu gibi yerin altına alan İstiklâl Caddesi ile Taksim Gezi Parkı’nı Şişli’ye kadar bütünleyen Taksim projesi İ.B.B. Meclisinde onaylanıp görücüye çıktı. A.Misbah Demircan’a göre bu proje, ‘ Hayatı ara sokaklarda tıkayan bir sürece son ver-mek için büyük bir fırsat.’ Projenin İstanbul’un turizm aksın-da büyük bir rol üstleneceğini düşünen Demircan,‘Taksim Meydanı’nın yayalaştırılmasından önce ve sonra diye dil-lendirilecek önemli bir proje gerçekleşecek.’diyor. Başba-kan Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerine titrediği bu projenin iki yıl içinde hayat bulması bekleniyor. Belediye Meclisi’nin oybirliği ile kabul ettiği ve Anıtlar Kurulu’nun onayladığı pro-jeye göre Tarlabaşı Bulvarı ve Talimhane, Taksim Meydanı ile birleştirilecek. İstanbul’un balkonu Taksim’deki düzen-leme hem komşusu Beşiktaş’ı hem de Şişli’yi uçuracak. Bütün bunlar Beyoğlu’nun, olması gereken noktaya doğru adım adım ilerlediğinin bir ispatı. Bu nedenle gayrimenkul sektöründe inşaat firmaları, yatırım grupları, kurumlar ve bireylere danışmanlık hizmeti verenlerin de gözü kulağı Beyoğlu’nda.

NASIL BİR TAKSİM?Dedik ya, Taksim sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin de meydanı. Dönüşüm sürecinde herkes Taksim’in üzerine titriyor. Dönüşümün şehre ve İstanbullulara getireceği yük için farklı seslere de kulak vermek gerekiyor. İşte bunlar-dan bir kaçı:

Taksim’in orta yerindeBeyoğlu’nu kurtarmak

Page 13: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

Nisan 2012 / REPORTTURK | 13

MAKALEMAKALE

Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Başkanı Tayfun Kahraman: ’Beyoğlu 10 yıldır yapısal ve fonksiyonel ola-rak yenilenme baskısı altında. Gayrimenkul dünyasının aktörleri burada yeni projeleriyle konumlanmak arzusun-da. Bunun sonucu olarak üst gelir grubuna dönük hizmet sunma eğilimi söz konusu. Peki Beyoğlu’nun orta ve düşük gelirli yerlisi ne olacak? Öte yandan Taksim Meydanı için açıklanan projenin ‘yayalaştırma’ öncelikli olduğu söylense de, 7 adet çıkışı ile’ Kent içi kavşak’ projesine dönüştürül-mektedir. Dahası yıllar önce yıkılan bir kışlanın 21. Yüzyıl teknolojisi ile yapılması alanın mimari olarak işlevsiz hale getirilmesine neden olacaktır.’ Bu arada, 1939 yılında yıkılan Topçu Kışlası’nın bir repkila-sını İnşa etmek isteyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İstanbul’da tanınmış mimarların kapısını çaldığı ancak olumlu cevap alamadığı haberleri Taksim’deki değişimin sancılı olacağının önemli bir işareti. Mimarlar Odası İs-tanbul Şubesi Başkanı Eyüp Muhçu: Taksim üzerinde ve çevresinde yapılaşma olmamalı. Trafiğin yerin altına alın-ması yetmez, araç trafiğinin meydanın dışına çıkarılması gerekir. Metronun yapılmasıyla birlikte asıl olarak araç trafiğinin bölgeden uzaklaştırılması öngörülmeli. Trafiğin yeraltına alınması sırasında birtakım tüneller yapılması ge-rekecek. Bunlar topografik yapıya zarar verebilir. Yeraltına alışveriş merkezleri ya da yoğunluğu arttırıcı fonksiyonlar da yer almamalı. Böyle bir girişime İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Zafer Murat Çetintaş da karşı: Çetintaş, ’Bölgedeki trafik akışının düzenlenmesi projeleri kamuoyunda tartışmaya açılmalı. Nesiller öncesinin çınar ağaçlarına göz dikercesi-ne yapılan bir dönüşüme kimse razı olmamalı. Boyu kadar kökleri olan çınarlar gezi parkında yapılacak dönüşüme feda edilmemeli. Alan yapalım derken yeşili tahrip etmeye kesinlikle karşıyız.’ diyor. Taksim’in çehresini değiştirecek projelere farklı bir gözle bakan Y.Mimar Kent Bilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp de, dönüşümün en önemli yapılarından AKM’nin restore edil-mesi sürecine dikkat çekiyor ve ekliyor: Yanındaki otopark

arazisine yeni kısımlar bal gibi eklenebilir. Fena da olmaz.

Proje tüm Taksim Meydanı’nı içeren, trafiği ‘kısmen’ alta

alan bir kentsel tasarım projesiyle bütüncül olarak ele alı-

nabilirdi. ‘Hocam, lafı bırak, hadi çiz bakalım’ deseler otu-

rup çizeceğim…

Sonuç olarak, mahallenin en güzel kızı gibi çekici, en de-

likanlısı gibi yerinde duramayan ve en yaşlısı gibi olgun

görünen Beyoğlu her nedense yine paylaşılamıyor. Ne-

redeyse ‘İstanbul’un taşı toprağı altın’ sözünün ilk bura-

da söylendiğine inanasım geldi. Sahiden İstanbul’un taşı

toprağı altın mı? Bu soruya da gelecek yazımızda cevap

bulacağız. Kalın sağlıcakla

Page 14: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

14 | REPORTTURK / Nisan 2012

MAKALE

TUFAN DARBAZ

Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan bir

araştırma yeni kurulan şirketlerin %50 sinin

ilk dört yıl içerisinde battığını ortaya koymuş. Biz de

bu konuda bir araştırma var mı bilemiyorum ancak

kişisel düşüncem bu oranın daha yüksek olduğu

yönünde zira;

1- Dışarıdan yardım almayı sevmeyiz bunu bir

masraf kalemi olarak görür ve kendimizi herkesten

daha akıllı olarak nitelendiririz.

2- İşi zevk alınan, keyif duyulan, sevilen bir uğraş

olarak değil yapılması gereken bir uğraş olarak

görürüz.

3- Kendimizden daha akıllı olduğunu düşündüğü-

müz insanları çevremizde bulundurmayı sevmeyiz.

4- Araştırma, literatür takip etme, örnek alma gibi

alışkanlıklarımız yoktur.

SEVGİLİ PATRONBir şirkete sahip olmak, patron olmak takdire şayan

bir şeydir ancak onu yönetmek farklı bir şey olup

aşağı doğru giden asansörü yukarı çıkartmaya

benzer ve eğer istatistik olmak istemiyorsan;

- Dışarıdan alınan yardımı masraf değil yatırım

olarak gör. Bilmediğini öğrenmemek bunun için akıl

sormamak asansörün halatlarından birini kopartma-

ya benzer.

- İşinden keyif al onu bir eğlence haline getir, unut-

ma kerhen yapılan iş zarar keyif alınan iş kar getirir.

- Senden daha akıllı ve bilgili insanlarla çalış.

Patron olmak

Page 15: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI
Page 16: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

16 | REPORTTURK / Nisan 2012

MAKALEMAKALE

PROF.DR. FARUK ŞEN

Dünyada en güç gerçekleştirilen varsayımlar futu-rolojiye yöneliktir. Tüm futurolojilerde yaklaşımlar

büyük ölçüde gerçekleri yansıtmaya bilir. Türkiye’deki ilk fu-turolojiyi bir ekonomi dergisi 2023 Türkiye olarak İstanbul Sempozyumlarıyla başlatmıştı. Almanya’daki ekonomik duruma göçmenlerle beraber yaşamaya baktığımız za-man acaba 2030 yılında Almanya nasıl bir görünüm içinde

olacak onu irdelemekte yarar var. Almanya büyük ölçüde nüfus kaybeden, buna karşılık ül-keye göçmen getirmemekte kararlı bir ülke konumunda. Ekonomik krizler Almanya’ya neler getirecek? Almanya’da ne gibi gelişmeler olacak? Önümüzdeki 18 yıl bu ülkenin kaderini nasıl değiştirecek? Bunlar ilginç gelişmeler. 2015 yılında Almanya’da 36 milyon sosyal sigortalı çalışan, 28

2030’un Almanya’sında Türk sayısı tüm geri dönüşlere rağmen 3,2 Milyon sınırının altına düşmeyecektir

Page 17: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

Nisan 2012 / REPORTTURK | 17

MAKALEMAKALE

milyon emekliyi finanse edecek. Bu olaya baktığımız zaman Almanya’da devletin emekli sandıklarına büyük ölçüde kay-nak aktarmasının gerekli olduğunu tespit edebiliriz. 2030 yılında büyük bir olasılıkla Almanya’da 75 yaşından aşağı emekli olmak güçleşecek. Acaba almanya’da ırkçılık, is-lamafobi ve nazi hareketleri nasıl gelişecek? Ekonomik krizlerde Almanya’da ortaya çıkan bu gelişmeler önümüz-deki yıllarda nasıl bir yapı içine girecek?

Almanyalı Türkler ve 2030’daki konumlarıAlmanya’da yavaş yavaş Türklerin ülkelerine dön-düklerini görüyoruz. Son 4 yılda 190 bin genç Türk, akademisyen ve meslek öğrenmiş olarak ülkelerine geri döndüler. Almanya’da 2030 yılında Türklerin önyargısız ve başarılı olması için çok önemli adımlar atması lazım. 1) Eğitime ağırlık verilmeli ve gençlerimizin meslek kalitesi-nin arttırılması şart. Artık Almanya’da yalnız belirli deneyimi ve kalitesi olanlar iş bulabilecek. 2)Aile içi dayanışmanın sürdürülmesinde yarar var. Nesiller arasındaki dialog kopmamalı ve ekonomik dayanışma da gerçekleştirilmeli.3)Almanyalı Türkler içinde yaşadıkları bölge ile daha iyi bir dayanışma ve kaynaşma içine girmeleri lazım. Spor kluple-rinden sivil toplum örgütlerine, gönüllü işlere kadar atılımlar yapmaları gerekiyor. 4) Sivil toplum kuruluşlarında Türklerin yer alması ve sesle-rini çıkarması gerekiyor. 5) Almanya’da yeni yatırım yapacak Türklerin yi branşlar seçmesi lazım. Klasik, dönerci, bakkal ve seyahat acen-taları 5 yıl sonra alman ekonomisinde hiçbir şekilde yer almayacak. 6)Politik atılım ve katılım; partilerin içinde yer almak ve o-rada kariyer yapmak,Türk gençlerini en önemli görevleri arasında yer almalı. Tabiki bu noktaları 20’lere 30’lara da çıkarmak müm-kün. Fakat 2030 yılına yönelik atılımlar konusunda Türk sivil toplum örgütlerinin de kafayı yorması şart. Bu ko-nuda en ciddi atılım, Hamm Ahlen. Bölgesinde gelişiyor. Geçtiğimiz günlerde Aktuel dergisinin yöneticisi ve dos-tum Ahmet Salıncaklı ile bölgeyi gezdim ve bölgenin

yetkilileri Türk multiplikatörlerin etkisiyle böyle bir çalışma içine girecekler. Bu konuda tam Almanya’nın azalan nüfu-zu ve artan göçmen kökenliler açısından ‘’ 2030 Almanya ‘’ başlığında ciddi bir araştırmaya başlaması lazım. Bu konuda Türkiye’ninde ciddi adımlar atması gereklidir. Ön futuroloji olarak Almanya’da Türklerin sayısı tüm geri dönmelere rağ-men 3,2 Milyon sınırının altına düşmeyecektir.

Page 18: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

18 | REPORTTURK / Nisan 2012

MAKALEMAKALE

ERTAN ACAR

Ruh ikizinizi bulduğunuzu düşünerek başladığınız bir ilişki ya da evlilik size artık eskisi gibi tat ver-miyorsa ilişkinizde iletişim sorunları yaşıyorsunuz

demektir. Bir süre önce Davranış Bilimleri Uzmanı Çiğdem Acarsoy’un aşk ve iletişim üzerine yazdığı bir makale elime geçti. Acarsoy’a göre aşk, duyguları etkileyen kimyasal bir süreç ve bu kimyasal süreç bittikten sonra bireyler arasında iletişim doğru yönetilmezse yaşanan bir ilişki ka-busa dönüşebiliyormuş. Arzu edenler makaleye şu linkten ulaşabilirler: http://www.olumlubak.com/dosyalar/ golf_dergi_ask.pdf Acarsoy’un makalesini kısaca özetlemek gerekirse; “Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme” yöntemiy-le yapılan araştırmalara göre, insan aşık olunca beynindeki iki bölge aktive oluyormuş. Bunlardan ilki beynin ortasında C şeklinde yer alan “Kaudat” çekirdeğiymiş. Bu bölge ödü-lün algılanmasını, bir konuya ya da amaca hedeflenmeyi, ödülün elde edilmesi için kişilerde gerekli motivasyonun devreye girmesini sağlayan bölgeymiş. İnsan aşık olunca beyindeki “Kaudat” aktivitesi artıyormuş. Aktivitesi artan bir başka beyin bölgemiz daha var. “Ventral Tegmental Alan” kısaca “VTA” dediğimiz bölge. Burası da dopamin üreten hücrelerin olduğu bölgeymiş. Bu da işe hormonların da karıştığını gösteriyor. Yazmadan geçemeyeceğim şizofrenide görülen en belirgin şeylerden biri de dopaminin yükselmesiymiş. Aşk bir deliliktir sözü buradan geliyor olsa gerek. Bitti mi? Hayır… Şehvetin hor-monu testosteron, aşkın hormonu dopamin, norepinefrin ve seratonin, bağlılığın hormonları oksitosin ve vazopres-sin aşık olunca VTA tarafından yoğun oranda salgılanmaya başlanıyormuş. Gördünüz mü, aşk insanın kimyasını nasıl bozuyor? Ama asıl sorun hormonlarımız normale dönünce ortaya

çıkıyor. Hormonlar normale dönünce nemi oluyor? O en-telektüel tavrı ile sizi etkileyen yakışıklı adam birden bire göbekli, pasaklı ve cimri, sütun gibi bacaklı, şehvetli du-dakları ve ateş gibi yakan bakışları ile sizi baştan çıkaran kadının çarpık bacaklı, sivilceli ve çirkin bir kadın olduğu-nu görüveriyorsunuz. Böyle olunca ilişkiye aşk demek insafsızlık olur. Aşkın kay-bolup gitmesiyle, yaşanan duyguların sevgiye ve hayat arkadaşlığına dönüşebilmesi için iş bireyler arasındaki ile-tişime kalıyor. Aslında farkında olmadan günlük hayatımızda öyle çok i-letişim hatası yapıyoruz ki, sırf bunları düzelterek bile sevdiğimiz kişi ile ya da eşimizle yaşadığımız ilişkiyi büyük ölçüde ayakta tutabiliriz. Belli bir zaman dilimini paylaşınca insanoğlu karşı tarafı çok iyi tanıdığını düşünür. Bu yüzden ilişkilerimize balta vuran davranışlar sergileriz. Bunları, akıl okumak, eşlerin birbir-lerinin söylediklerinden çok söylemedikleri ile ilgilenmesi, her konuda genelleme yapmaya başlamak, tamamen ken-dini haklı görmek, yaşanan problemlerde sorumluluğu karşı tarafa yüklemek, tavır sergilemek adına susmak ve “sen dili” yani iletişimde saldırgan bir dil kullanmak şeklin-de sıralayabiliriz. Sevdiğimizle ya da hayat arkadaşımızla sağlıklı bir iletişim kurmak ve yürütmek istiyorsak şu üç şeye dikkat etme-mizde fayda var: 1- Yönlendirmeye çalışmak: Bazen sadece istediğimi-zi almak amacıyla iletişim kurarız, karşımızdaki kişi bunu verebilecek durumda olsa da olmasa da. Küseriz, surat asarız, gözdağı veririz, aldatırız ya da diğer kişinin kötü his-setmesini sağlamak için elimizden geleni yaparız. Bu çeşit iletişim, geçici olarak etkili olsa bile, uzun vadede ilişkimize büyük zarar verir. Bunu asla yapmayın. Sevdiğinizin de is-teklerine saygı gösterin.

Aşk ve iletişim

Page 19: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

Nisan 2012 / REPORTTURK | 19

MAKALEMAKALE

2- Kandırmak: Söylemeye hiç gerek yok, bu iletişim kur-

manın en tehlikeli, birçok ilişkiyi de mahveden biçimidir.

Yalanlar, aşırılıklar, sadakatsizlikler, oyunlar ve genel aldat-

malar, ilişkinin temelini sarsar ve sonunda güvende büyük

bir yıkıma neden olur. Bu tehlikenin farkında olun ve baş-

lamadan bitirin. Eğer bu size tanıdık gelen bir şey ise önce

bunu kendi davranışlarınızda deneyin. Dürüstken ve açık

sözlüyken, diğerlerinin yalanlarına artık tahammül edeme-

yeceksiniz. Yani ilişkilerimizde dürüstlük olacak ve bir de

keskin göz tabi ki...

3- Tutarsızlık: Bir şey söyleyip başka bir şey yapmak, al-

datmanın çok yaygın bir çeşididir aslında. Bu ayrıca sözle

veya hareketlerle bir şeyi yapmaya söz vermek ve yerine

getirmemek olarak da görülebilir. Her zaman bir insanın

hareketlerine dikkat edin. Sözlerinden çok gerçeklerle da-

ha bağlantılıdır. Eğer sözleri yaptıklarıyla çelişiyorsa onun

söylediklerini duymazdan gelebilirsiniz. Anlayın ki o insan

kendi içinde çatışma yaşıyordur. Sakın onlara sizin de ken-

dinizi öyle hissettirmelerine izin vermeyin.

Son olarak affetmek unutmayı da beraberinde getirmez.

Bilinmelidir ki yanlışlar aklımızda doğrulardan daha fazla

yer edinir…

Ertan Acar’ı Hürriyet Benim Sayfam’dan, www.facebook.

com/ertanacar001 ve http://twitter.com/ertanacar ‘dan

da takip edebilirsiniz...

Page 20: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

20 | REPORTTURK / Nisan 2012

MAKALEMAKALE

01.Temmuz.2012 tarihi itibariyle ilgili yö-netmelikler yayınlandıktan sonra, yürürlüğe

girecek olan 6102-6103 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu ile Türkiye Kamu Gözetim Kurumu nezdinde, ulusla-rarası bir niteliğe kavuşturulmak istenen Türk Ticaret Hayatı’nda...2000’li yılların başından itibaren, dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan önderliğinde iş dünyasının gün-demine gelmeye başlayan, Küresel İlkeler Sözleşmesi (Tüm ülkelerde ortak bir kalkınma kültürünü temel alan, sürdürülebilir gelişmeyi ve uygulamaları özel paydaş-larıyla destekleyen, Dünya’nın en büyük gönüllü ve kurumsal vatandaşlık platformu) ile Kurumsal Sosyal Sorumluluk (Mecazi bir yaklaşımla, devlete ödenen verginin yanında halka ödenmesi gereken kutsal ver-gi) ve Sürdürülebilir Kalkınma (Bugünün ihtiyaçlarının, gelecek nesillerin kaynaklarını tehlikeye atmadan kar-şılama), aradan geçen 10 yılı aşkın süre zarfında büyük şirketlerin yanında, özellikle ülkemizde çeşitli teşvikler-le desteklenen “Kurumlaşma” (Yani kişilerden bağımsız olarak, örgütsel bir yapı içinde, o kurumun hedefleriyle ilgili gereken kuralları, standartları, yöntemleri belirle-dikten sonra, bu özel kuralları sektörün ve toplumun genel kuralları ile desteklemek. Ve de belirlenen tüm

kurallara sadık kalarak, harekete geçmek) yolundaki Kobi’ler açısından da, günden güne önemini arttırma-ya devam etmekte! Bilindiği üzere 4 ana başlık (İnsan Haklarına Saygı, Cinsel Ayırımcılık Yapmadan Çalışma Standartlarının İyileştirilmesi ve Örgütlenme Özgürlüğü,Doğa ve Çevre Sorunlarını Önleyici Her Türlü Yaklaşıma Destek,Yolsuzluk ve Hile ile Mücadele) çerçevesinde 10 maddeden oluşan, Küresel İlkeler Sözleşmesi ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk; paranın nasıl harcandığı ile değil, nasıl kazanıldığı ile ilgilenmekte.Bu açıdan baktığımızda; şirketleri, çalışanları, hissedar-ları, tedarikçileri, müşterileri ve tüketicileri ile birlikte, özellikle üretim ve hizmet projelerine destek veren kamu kurumlarını, yerel yönetimleri, sivil toplum ku-ruluşlarını, üniversiteleri, sendikaları, finansal pazarları ve medyayı, sosyal paydaşlar olarak niteleyen kurum-sal sosyal sorumlulukta, “Para” söz konusu olunca, alın terine ve vergilendirilmiş kazanç’a daima saygı du-yarak, yolsuzluk ve hile’nin de gündeme gelmemesi düşünülemez!(İnsanlık tarihinde rüşvetin ilk yazılı belgesinin M.Ö.4000 yılına ait olduğunu biliyor musunuz?İnanmıyorsanız, İstanbul Arkeoloji Müzesine gidin ve

Kurumlaşma yolunda yolsuzlukla mücadele ve hile denetimi

ALI RIZA DEĞER

Page 21: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

Nisan 2012 / REPORTTURK | 21

MAKALEMAKALE

Sümerler’e ait tablet belgeyi inceleyin!) Sözleşmeye daha sonradan ilave edilen ve Dünya Bankası tarafından “Devletler” nezdinde “Kamu gü-cünün, özel çıkarlar amacıyla kötüye kullanılması” şeklinde tanımlanan “Yolsuzlukla Mücadele”de, iş dün-yası açısından Kayıt Dışı Ekonomi, Rüşvet, Zimmet ve Haraç’la birlikte “Hile”, vergi kaybı yönünden çok önem-li bir rol oynamakta... ve de Devletlerin ilgili kurumları, Yurttaşlık ve Vergi Bilinci de dahil, bunun önlemleri-ni alabilmek için sürekli olarak çalışmakta. (Yeni Türk Ticaret Kanunu, Vergi Barışı, Yeniden Yapılandırma, Nereden Buldun Kanunu gibi... Tabii, daha önce de ol-duğu gibi “Nereden Buldun Kanunu” bir çıkarsa :) Siz, o zaman görün çok çok iyi giden ekonomiyi) Aslında “Nakit Para Dolaşımı” devre dışı kalmadıkça, tüm harcamalar da “Bankalar ve Kartlar” devreye gir-medikçe, yolsuzlukların önüne geçmek, hayalden öteye geçmiyor ama... Neyse!Yolsuzlukla mücadelede “Hile” konusuna gelince Sayın Prof.Dr.Nejat Bozkurt’un tanımıyla, “Hile; yapana veya yaptıranlara çıkar sağlamak amacıyla yapılan, gizli ve kasıtlı bir faaliyettir!..”

Kurum dışı ve içi hile çeşitleri ise; yatırım hileleri, yö-netim hileleri ve çalışan hileleri olarak adlandırılır. Yatırım ve yönetim hilelerinde “Paydaşlar” (ki, bu ko-nu Yeni Türk Ticaret Kanunu ile, şirketlerdeki mevcut eski Deneticiler veya Denetleme Kurullarından alına-rak, Bağımsız Deneticiler veya Bağımsız Denetleme Şirketlerinin devreye girmesi ile gündeme getiriliyor. Bu noktada İSO 9001 Kalite Deneticileri’nin dışında SMMM ve YMM ler’den Bağımsız Denetici Sınavlarına 40-50.000 müracaatın olduğunu da belirterek, yepye-ni bir sektörün ön plana çıktığını söyleyebiliriz.), zimmet ve çalışan hilelerinde ise... “Kurum ve İşletmeler” za-rar görür. Her şirkete uyan standart bazı uyarlamalar olmasına rağmen, hile yöntemleri genellikle kurumlara ve ortam-lara göre değişiklikler gösterir. Hemen hemen hepsi kendilerine göre haklı ve çok önemli ihtiyaçlar nedeniy-le, küçük küçük başlar ve büyüdükçe “Hile Yönetimi” için ortak menfaatçiler işin içine dahil edilerek, sorumluluk ve ceza süreçleri paylaştırılmaya çalışılır. İş büyüdükçe şantaj ve tehdit de devreye girebilir. Tahammül sınırla-rında kontrol ve denetleme devreye girmezse veya geç

Page 22: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

22 | REPORTTURK / Nisan 2012

MAKALE

girerse işletmelerin kayıpları, altından kalkılamayacak boyutlara ulaşabilir.Bağımsız Deneticiler ve Bağımsız Denetleme Şirketleri yaptıkları finansal analizler ile hizmet girdi ve çıktıla-rı yanında hammadde, üretim, stok performanslarıyla bu sorunlara en iyi çözümleri üretme çabasında olma-ları yanında, bu konuda ülkemizde yeni yeni gündeme gelmeye başlayan Hile Denetim Şirketleri de yararlı ça-lışmalar yapacaktır, diye düşünüyorum. Ancak tüm denetim ve kontrolleri (Şirket ve CEO i-simlerine girmek istemiyorum ama, ABD deki “Şirket Çöküşleri” ile başlayan 2009 ekonomik krizini dikka-te alırsanız) dış kaynaklardan beklemek de, her zaman doğru çözümleri getirmiyor.Netice de iş dünyasında sorun ne olursa olsun, konu dönüp dolaşıp aynı faktörde odaklaşıyor.“Hangi faktörde?” dediğinizi duyar gibiyim. Tabi ki “İnsan Faktörü”. Bu nedenle, aslında “İş Sahipleri (Küçük ve Orta Boy İşletmeler, özellikle Aile Şirketleri)”miz ile “İnsan Kaynakları ve Yönetim Kadroları”mızın da çok iyi bildi-ği gibi... Eğer çalışanlarınızdan ve yöneticilerinizden biri veya birkaçı;*İş’e, en erken gelip - en geç giden, olarak istikrar gösteriyorsa...*Uzun zamandır (1-2 yıl), zam talebinde bulunmuyorsa...*Bir kaç yıl üst üste (2-3 yıl) yıllık izin kullanmaktan im-tina ediyorsa..*Aynı departmanda ve aynı konumda uzun süre çalış-maktan şikayetçi değilse...*Yaptığı işlere kimseyi karıştırmayıp, kontrolu devamlı elinde tutmak istiyorsa...*Yapması gereken raporlamaları savsaklıyorsa...*Hayat Standartlarında ani yükselmeler başlamışsa...*Ani karşılaşmalarda el ayak dolaşması ve aşırı heye-canlanma oluyorsa... (Ve tabi bu aranızda yeni başlayacak olan bir aşkın ilk

işaretleri değilse... :))

Aman dikkat, vakit çok geç olabilir!

Bunların önüne geçmek içinse:

*Hile yöntemlerini keşfetmeden, hileyi denetlemenin

çok zor olacağı ve de en iyi bilgi işlem güvenlik sistem

mühendislerinin, hidayete ermiş hacker’lardan olabile-

ceği:)... görüşünden hareketle, işinizle ilgili daha önce

yapılmış olanlar da dahil başka neler yapılabilir diye, hi-

le yöntemlerini araştırmak...

*Özellikle parasal konularda aynı kişilere; hem işlem

kontrolleri, hem para transferleri, hem de raporlama gi-

bi görevleri, bir arada vermemek...

*Elemanların konumlarını, belirli periyotlarla ve belirsiz

sürelerle değiştirmek...

(Özellikle şubeli işletmelerde şehir içi ve şehirler ara-

sı da dahil)

*Düşük maaşlarla, çok fazla iş yaptırma prensibinden

vazgeçmek...

*Performans ölçümleri ve otokontrol sistemleri

uygulamak...

*Çapraz raporlama ile sonuç odaklı istatistikler

çıkarmak...

*İnovasyon toplantılarındaki içtenliklere dikkat etmek...

*Proje üretmekteki sadakati ve detayları incelemek...

*İşe alım süreçlerini, yeniden gözden geçirmek...

*Kıdem ve terfilerde adil davranmak... önemli yöntem-

lerden bazıları olacaktır!..

Ayrıca; güvenlik kameraları, telefon kayıtları ve mail

kontol sistemleri de etkili yöntemlerdir.

İşe bugün şirketinize “bir alıcı gözüyle bakmak” kaydıy-

la bir bakın bakalım neler göreceksiniz?

Hilesiz, hurdasız, tertemiz ve pırıl pırıl bir iş dünyası

dileğiyle...

Sevgi ve saygılarımla

Page 23: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

Yerel Kimlik, Evrensel Vizyon...

T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ

Üsküdar Kampüsü: Selman-ı Pak Cad. No: 2 Üsküdar 34672 / Tel: (0216) 553 94 22

Sütlüce Kampüsü: Sütlüce Mah. İmrahor Cad. No: 90 Beyoğlu 34445 / Tel: (0212) 221 19 29-30Küçükyalı Kampüsü: Küçükyalı E5 Kavşağı İnönü Cad. No: 4 Küçükyalı 34840 / Tel: (0216) 489 18 88

Eminönü Kampüsü: Ragıp Gümüşpala Cad. No: 84 Eminönü 34378 / Tel: (0212) 511 41 50

Üsküdar Kampüsü Küçükyalı Kampüsü

Eminönü Kampüsü Sütlüce Kampüsü

FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ TİCARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ HUKUK FAKÜLTESİMESLEK YÜKSEKOKULU İLETİŞİM FAKÜLTESİ MÜHENDİSLİK ve TASARIM FAKÜLTESİ

130 yıllık geçmişi olan 360 bin üyeli İstanbul Ticaret Odası’na (İTO) bağlı bir vakıf üniversitesinde öğrenim görmenin gelecek için sağladığı avantajlar - 11 yıllık birikimle iş dünyasıyla yakın bağlar - Şehrin merkezinde, hayattan kopmadan 4 ayrı kampüste eğitim - % 40’a varan bursluluk oranı - Vakıf Üniversitesi olmanın gereği öğrenimde makul ücret - Farklı kategorilerde yüksek oranlı burs imkânları - Profesyonel akademik kadro - Çift Anadal, Yan dal uygulamaları -Staj ve sosyal imkânlar - Kariyer planlama desteği - Uluslararası İşbirlikleri - Erasmus programı

İŞTE SİZİN ÜNİVERSİTENİZ

REKOR SEVİYEDE DOLULUK ORANLARI VE TERCİH EDİLİRLİK

%40’A VARAN BURSLULUK ORANI

İŞ DÜNYASIYLA YAKIN BAĞLAR

ÖĞRENCİ ODAKLI UYGULAMALI EĞİTİM

GÜÇLÜ AKADEMİK KADRO

GİRİŞİMCİ ÜNİVERSİTE

Page 24: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

HABER

Her geçen yıl büyüyen hediye sektörü ve e-ticaretin yükselişi, fırsat kollayan yatırımcıları hediye alma süre-cini online ortama taşımaya itti. Hediye alma alışkanlık-larını değiştiren grup hediye alma siteleri, Amerika ve Avrupa’da hızla yayılıyor. Kullanıcılara online ortamda para toplayıp hediye alma imkanı sunan grup hediye si-teleri, 2012’de sosyal alışverişin yıldızı olacak. Sosyal alışveriş, gerçek hayatta alışverişin sosyal bir ey-lem olduğu gerçeğinden yola çıkıyor ve e-ticarete tam da ihtiyacı olan sosyal interaktif özellikleri kazandırıyor. Tüketicilerin satın alma kararlarında ürünün özellikleri kadar başkalarının tavsiyelerinin de etkili olduğunu fark eden eBay ve Amazon, kullanıcılara öneriler sunmuş ve online alışveriş pazarında çığır açmışlardı. Şimdi sosyal alışveriş siteleri, bu iki e-ticaret devinin açtığı yoldan yürüyor. Ancak işi daha da ileri götürerek, kullanıcıya baktıkları ürünle ilgili arkadaşlarının ne düşün-düğünü öğrenme imkanı da veriyor. Tüketicilerin gerçek hayatta alışveriş yaparken tezgahtarın “Çok yakıştı” demesinden daha çok yanlarındaki arkadaşın fikirlerini dikkate aldıkları göz önünde bulundurulunca, bunun çok yerinde bir hamle olduğu ortada. Zaten sosyal alışveriş sitelerinin hızla yayılması da bunu doğrular nitelikte. Sosyal alışverişin yeni trendi: Grup hediye!

Sosyal alışverişin hızla yükselen trendi ise grup hediye. Grup hediye siteleri saye-sinde kullanıcılar kısıtlı bir bütçeyle bile arkadaşlarına işe yarar, kaliteli bir hediye alabiliyor. Kullanıcılar grup hediye siteleri üzerinden buluşma ve maddi güçlerini birleştirme imkanı buluyor. Seçkin mağa-za ve sitelerle işbirliği yapmış olan site üzerinden diledikleri hediyeyi alabiliyor. Örneğin 20 TL tutarında işe yarayan hediye seçenekleri olduk-ça kısıtlıyken, 25 arkadaş 20 TL’lerini bir araya ge-tirdiğinde ise 500 TL’ye harika bir hediye alıp arkadaşlarını çok mutlu edebiliyor. Doğum günü, düğün, terfi ya da bebek do-ğumu gibi durumlarda arkadaşlarla birlikte hediye alınma eğilimin-

2012’de sosyal alışverişin yükselen trendi:

Grup hediye!Yapılan araştırmaya göre Fransa’da arkadaşlar arasında yapılan gayri resmi para ve hediye transferinin yıllık 600 milyon Euro olduğu belirlendi, Türkiye’de ise bu rakamın yıllık 189 milyon Euro civarında olduğu tahmin ediliyor.

24 | REPORTTURK / Nisan 2012

Page 25: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

de olduğu biliniyor. Yapılan bir araştırmada Fransa’da arkadaşlar arasında yapılan gayri resmi para ve hediye transferinin yıllık 600 milyon Euro olduğu belirlendi ve Türkiye’de ise bu rakamın yıllık 189 milyon Euro civarında olduğu tahmin ediliyor. Sosyal alışveriş siteleri gerçek hayatta alışverişin ayrıl-maz bir parçası olan arkadaş tavsiyelerini nasıl e-ticaretin bir parçası haline getiriyorsa, grup hediye siteleri de bir-likte hediye alma sürecini online alışverişe kazandırıyor. Online alışveriş siteleri nasıl saatlerce mağaza mağaza gezip alışveriş yapmaktan daha kolay ve keyifli bir alış-veriş sunuyorsa, grup hediye siteleri de birlikte hediye alma sürecini o kadar zahmetsiz ve eğlenceli hale getiri-yor. Amerika’yı ve Avrupa’yı etkisi altına alan ve hediye

alma alışkanlıklarını değiştiren, yatırımcıların yeni gözdesi grup hediye trendi, önümüzdeki dönemde Türkiye’yi de saracak gibi görünüyor. Konuyla ilgili Gruphediye.com Kurucu Ortağı Cengiz Coş-kun şunları söylüyor: “Grup hediye siteleri, sadece kulla-nıcılara maddi güçlerini birleştirerek hediye alma imkanı vermekle kalmıyor aynı zamanda arkadaşlarının doğum günlerini hatırlatarak onlar için hediye alma sürecini de kolaylaştırıyor. Son yıllarda gelişen ödeme sistemleri sa-yesinde bugün internet üzerinden birlikte hediye almak mümkün. Grup hediye siteleri yaygınlaşırken pek çok on-line alışveriş sitesi de sitelerine grup hediye ile ödeme seçeneği sunuyor ve sağladığı bu kolaylıkla hediye almak isteyen hedef kitleyi de yakalıyor.”

Page 26: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

HABER

26 | REPORTTURK / Nisan 2012

İTİCÜ ile merkezi Londra’da bulunan finans şirketi CFT Financials Limited, İTİCÜ çatısı altında, geleceğe yönelik türev eğitim hizmetlerinin sağlanması, Türkiye’de trader yetiştirmek gibi yeni eğitim alanının oluşturulması ve sek-töre kazandırılması için işbirliği protokolü geçtiğimiz ay imzaladı. İTİCÜ Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren, her iki kurumun eğit-men kadrosunu finans sektörünün ihtiyaç duyacağı insan kaynakları için seferber edeceklerini açıkladı. Dış ticaretin içinde yer aldığı bütün kalemlerle ilgili eğitimleri vermeyi amaçladıklarını anlatan Ekren, 2009’da hazırlanan İstanbul Finans Merkezi eylem planına dikkat çekerek, projenin önemli bir ayağı olan fiziki altyapıyla ilgili detayların Çev-re ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın açıkladığını, İTİCÜ’nün ise finans merkezine nitelikli insan kaynağı sağ-lamaya aday olduğu söyledi. Ekren, İstanbul Finans Merkezi için belirlenen ve Yüksek Planlama Kurulu tarafından onaylanan eylem planı içinde yer alan; insan kaynağının belirlenmesi, üniversite- sektör işbirliği, mevcut iş gücünün eğitimi gibi konularda İTİCÜ olarak rol alacaklarını açıkladı. Londra merkezli CFT Finans ile oluşturdukları eğitim işbirliği projesi çerçevesinde, fi-nansal enstrümanlardan başlayarak bütün türev ürünlerle ilgili teknik bilgileri paylaşacaklarını anlatan Ekren, dünya finans pazarlarına elektronik ortamda bağlantı kurarak daha sağlıklı trade imkânı sağlanacağını söyledi. Ekren, ‘ İstanbul Finans Merkezi’nde ve CFT’nin Londra’daki ofisi ile Türkiye’de açacağı finans şirketinde çalışacak traderları yetiştirmeyi hedefliyoruz’ dedi. Trader eğitimi için İstanbul’daki finans sektör temsilcile-riyle temas halinde olduklarını kaydeden Ekren, eğitim programının detaylarının; Türkiye Bankalar Birliği, Aracı Kuruluşlar Birliği gibi sektörün önde gelen kurum ve kuru-luş temsilcilerinin Eminönü Kampüsündeki eğitim konfe-ransında kamuoyu ile paylaşıldığını hatırlattı.

Destek yağdıEğitim projesine, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Va-deli İşlemler Borsası (VOB), İMKB Takas ve Saklama Bankası, Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB), Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yönetici-leri Derneği’nin üst düzey yöneticileri katıldıkları ‘’Türev Hizmetlerde Kaliteli İşgücü’’ eğitim konferansı ile destek verdiler. Konferansa SPK, VOB, İMKB Takas ve Saklama Bankası gibi finans dünyasına yön veren kuruluşların en üst yöneticilerinin yanı sıra Inter Continental Exchange, Tra-ding Technologies, Trader Made Global, CFT Finans tem-silcileri katıldı. Konferansta konuşan SPK Başkanı Akgiray, 3 yıldır SPK başkanlığı yaptığını ancak 25 yıl boyunca yurt içinde ve yurt dışında finans hocalığı yaptığını kaydetti. Ak-giray bu noktada eğitimin önemine vurgu yaparak şunları söyledi: ‘ Finans konusunda eğitim vazgeçilmez derecede öneme sahip, bunu dillendirmek bile gereksiz. Finans sek-töründe iyi eğitilmiş insanların bulunması halinde sıkıntılar daha da azalır. Bizler SPK olarak kanunlar koyuyoruz ve düzenlemeler yapıyoruz. Sonra bunlar uygulanıyor mu diye denetleniyoruz. Fakat düzenleyici otoritenin veya politika yapıcıların kastını anlayamayacak kadar az eğitimli nüfu-su ne kadar düzenlerseniz düzenleyin sonuç alamasınız. Mümkün değil. Finans sektöründe ve piyasalarında aka-demik olarak en ideal en süper düzenlemeler kümesini bir araya koyalım orada iş yapan tüccarlar, yatırımcılar cahil ise sonuç almak mümkün değil. Bu sektörde piyasa oyun-cuları ne kadar bilgili, yetenekli ve akıllı olursa o kadar iyi. Çünkü onlar bizi zorlayacaklar fakat günün sonunda düzen-lemenin hedeflediği amaç yerine gelmiş olacak. Yani eği-timli insanların bulunduğu piyasanın düzenleyici otoriteyi zorlaması aslında düzenlemenin birinci amacıdır. Dolayısıy-la neyi eksik yaptığımızı hemen göreceğiz ve tekrar kendi-mizi toparlayabileceğiz. Ancak kimse bizi anlamıyor, ahlak zabıtası gibi görüyor dolayısıyla bu iş pek de gelişmiyor.

Trader Eğitimi Mayıs’ta İTİCÜ’de başlıyorİstanbul Finans Merkezi’ne ilk somut insan kaynağı desteği İTİCÜ’denİstanbul Ticaret Üniversitesi(İTİCÜ), İstanbul’u dünyanın en önemli finans mer-kezleri arasına sokmayı amaçlayan İstanbul Finans Merkezi Projesi’nin insan kaynaklarını yetiştirmek için ilk somut adımı attı.

Page 27: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

Nisan 2012 / REPORTTURK | 27

HABER

Eğitimin böyle görünmeyen önemli bir katkısı var.’’İşin önemli parçasının ‘’akademik ve profesyonel dünyayla beraber işi bilen, ürünleri tasarlayacak ve etiketleyecek olan uzmanları yetiştirmek’’ olduğunu kaydeden Akgiray, finansal eğitimi organize etme görevinin kurum olarak kendilerine düştüğünü ve bununla ilgili eylem planlarını yakında açıklayacaklarını sözlerine ekledi.

İTO’dan tam destekTicaret ve finansın kendine ait dili olduğunu ve günümüzde bu dili iyi öğrenen ülkelerin öne çıkacağını söyleyen İstan-bul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şekip Avdagiç, son yıllarda ‘’küreselleşme’’ ve ‘’kriz’’ kavramla-rının fazlasıyla öne çıktığını vurgulayarak, İTO’nun projeye tam destek verdiğini kaydetti. Avdagiç, ‘’İstanbul, ülkemizin geleceğinde kilit bir role sahip. Burada devreye giren uluslararası finans merkezi projesi var. Buna kayıtsız kalmayan İTİCÜ, insan kaynağı sağlamak amacıyla bu eğitim programını düzenlemiştir. Artık iş başvurularında önümüze gelen öz geçmişlerin hepsi nitelikli. Bu tür eğitimler ve buradan alınan sertifika-lar gençlerin geleceğine dair gideceği yolu gösterir’’ diye konuştu. Eğitimler Mayıs- HazirandaMayıs ayında yapılması planlanan eğitim programlarında ise finansal ürünler, pazar payları, teknik analiz, teknik analizlerde kullanılan formüller, makro- mikro ekonomik prensiplerin pazar hareketleri üzerine etkileri, arz-talep dengesi, paranın idaresi, risklere karşı korunma, pazar ve trade psikolojisi, trading yazılımları, performans geliştirme yönetimleri üzerinde yoğunlaşılacak.

‘Türkiye’de bulunmak bizim için bir fırsattır’ diyen CFT Fi-nans Direktörü Danny Burrows, ‘İTİCÜ ile ortak geliştirdiği-miz eğitim projesi ile İstanbul Finans Merkezi’nin değerine katkı sağlamış olacağız’ diyor. İTİCÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Yusuf Tuna da, üniversiteye bağlı 3 enstitü bünyesinde 10’a ya-kın yeni programın açılacağı, bunların bir kısmının finans sektöründe kaliteyi arttırıcı özellikler taşıyacağı müjdesini verdi. FSA belgeli İngiliz bir trader şirketi olan CFT Finans eğit-menleri ile İTİCÜ’deki akademisyenlerden eğitim alacak olan traderlara İTİCU ve CFT Finans onaylı sertifika ve-rilecek. Bunun ötesinde başarılı öğrencilere Londra ve İstanbul’un dev projelerinden olan finans merkezinde iş imkânı sağlayacaktır. Eğitim alanlar, elde ettikleri referans ve sertifika ile diğer dünyadaki trade şirketlerinde trader olarak çalışma fırsatı yakalayacaklar. Taksit imkânının sunulduğu eğitimlerle ilgili detaylı bilgi, projeyi yürüten ekipte yer alan Ali Arman’dan öğrenilebilir.(0212 5114150 -1422)

4 hafta sürecek olan trader eğitimi 7 temel konuyu kapsıyor:

1. Finansal piyasalara giriş2. Ticari Yazılımlar (Trading Software)3. Teknik Analizi Anlamak4. Ekonomik Teoriler5. Temel Analiz ve Piyasa verileri6. Para İdaresi ve Risk7. Piyasa ve Trading Psikolojisi

Page 28: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

HABER

28 | REPORTTURK / Nisan 2012

Tüm dünyada dijital pazarlama endüstrisinin gelişmesi için kurulan ve halen 33 ülkede faaliyet gösteren IAB’nin (Inte-ractive Advertisement Bureau) Türkiye merkezi IAB Türki-ye, “2011 Dijital Reklam Yatırımlarını”nı açıkladı. IAB Türkiye, son yıllarda ciddi artış gösteren “Dijital Reklam Yatırımları”nın 2011 yılındaki hacmini ilk kez açıkladı. 2011 Dijital Reklam Harcamaları Raporu’na göre; Display, arama raporu, mobil reklam, ilan sayfaları, e-posta, in game advertising gibi uygulamalardan oluşan internet reklam yatırımları toplamı; 721 milyon TL, Gösterim/tıklanma bazlı reklam, video, sponsorluk ve gelir paylaşımlı reklam yatırımlarından oluşan “Display Reklam Yatırımları”; 294 milyon TL, Ücretli sıralama, arama motoru görüntülü reklam ağından oluşan “Arama Motoru Reklam Yatırımları”; 339 milyon TL, Mobil gösterim ve mobil opt-in SMS/MMS’den oluşan “Mobil Reklam Yatırımları” 25 milyon TL, oldu. İlan sayfaları reklam yatırımları 58 milyon TL olurken, e-posta ve in game advertising reklam yatırımları toplamı 5 milyon TL olarak gerçekleşti.

IAB Türkiye Başkanı Ahmet Pura toplantıda “İnterne-tin ‘en hızlı gelişen mecra’ ünvanını koruduğunu gördük. Türkiye’nin büyüme trendi dünya ile benzerlik gösteriyor. Örneğin World Federation of Advertisers (WFA) 2011 yılı

dünya toplam reklam yatırımlarının büyüklüğünü 501, 7 milyar $ olarak öngörürken, Boston Consulting Group’un yaptığı bir araştırmaya göre, 2010’da tek başına ABD’de in-ternet ekonomisinin büyüklüğü 684 milyar dolara ulaşmış, GSMH’dan aldığı pay yüzde 4, 7’ye çıkmış. Bu araştırma internetin 2016’ya kadar dünyanın ilk 20 ülkesinde ortala-ma yüzde 10 büyüyeceğini, bu rakamın gelişmekte olan ülkelerde iki katına çıkacağını ortaya koyuyor. Benzer şekilde ZenithOptimedia’nın 2012 Mart tarihli araş-tırması, internet reklam yatırımlarının 2014’e kadar yılda ortalama yüzde 21 artacağını öngörüyor. Araştırma, bu dönemde özellikle display ve ücretli arama reklam modelle-rinin öne çıkacağını gösteriyor. Türkiye verileri, uluslararası araştırmalarda öngörülenlere uygun bir seyir izliyor” dedi. Türkiye’nin, 25 milyon kullanıcı sayısı ile internet nüfusu açısından bölgesinde Rusya’dan sonra ikinci büyük ülke konumunda olduğunu vurgulayan Ahmet Pura, internet kullanıcılarının yüzde 56’sının erkek, yüzde 44’ünün kadın olduğuna, ayda ortalama 49:45 saatini internette geçirdik-lerine dikkat çekerek internetin medya tüketim alışkanlık-larını değiştirdiğini belirtti. Örneğin 15-34 yaş aralığında, internetten televizyon izliyorum diyenlerin oranı toplamda yüzde 74, 41 iken, internetten radyo dinliyorum diyenlerin oranı yüzde 76, 21, gazete okuyorum diyenlerin oranın ise yüzde 69, 33 olduğunu belirtti. Ahmet Pura toplantıda ayrıca IAB Türkiye’nin kısa ve orta vadeli hedeflerini de paylaştı. Pura şunları söyledi: “IAB Türkiye, ajans – reklamveren – medya üçlüsünün aynı çatı altında buluştuğu, sektörün ortak yararı için birlikte çalış-tığı bir meslek örgütü. Bu özellik IAB’yi benzersiz kılıyor, farklı bakış açılarının analiz edilmesine, sektöre bütünsel bir anlayışla yaklaşılmasına imkân veriyor. Dijital dünya hızla gelişiyor. Pazarlama iletişiminin, marka yönetiminin, işletmelerin paradigmaları değişiyor. Konvansiyonel akıl dijital akla dönüşüyor. Bu ortamda gençliğin dinamizmi ile deneyimi birleştirdik. Hedefimiz dönüşümün uluslararası standartlarda gerçekleşmesine destek vermek, sürdürü-lebilir bir büyüme modeli geliştirilmesine katkı sağlamak, kontrolsüzlüğün yol açabileceği tehlikelerin önüne geçerek, sektörel denetim mekanizmalarını geliştirmek, Türkiye’yi EMEA bölgesinin djital hub’ına dönüştürmek. Bu hedefler doğrultusunda çeşitli çalışmalar başlatmış bulunuyoruz. Avrupa’nın önemli dijital organizasyonları arasında yer alan Interact’ı İstanbul’a almak, atılacak ilk adımlar arasında bu-lunuyor. Ayrıca IAB Europe Yönetim Kurulu’na girmeyi ve IAB’nin uluslararası yapılanmasında öne çıkan ülkeler ara-sında yer almayı amaçlıyoruz.”

İnternet reklam harcamaları 721 milyon TL’ye ulaştıIAB Türkiye, 2011 dijital reklam yatırımlarını açıkladı, 2011 toplamı 721 milyon lira

IAB Türkiye 2011 Dijital Reklam Harcamaları (Milyon TL)

İnternet Reklam Yatırımları Toplamı 721Display Reklam Yatırımları 294Gösterim ya da tıklama bazlı reklam yatırımları 236Video reklam yatırımları 22Sponsorluk yatırımları 23Gelir paylaşımı reklam yatırımları 13Arama Motoru Reklam Yatırımları 339Kelime bazlı reklam yatırımları 230Arama motoru görüntülü reklam ağı yatırımları 109Mobil Reklam Yatırımları 25Mobil gösterim reklam yatırımları 6Mobil opt-in SMS/MMS yatırımı 19İlan Sayfaları Reklam Yatırımları 58İlan sayfaları reklam yatırımları 58Diğer 5E-posta 3In-game advertising 2

Page 29: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI
Page 30: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

30 | REPORTTURK / Nisan 2012

HABER

Kenan’dan dudak uçuklatan anlaşmaEn son Ezel dizisinde hayranlarıyla buluşan ve feno-men haline gelen Kenan İmirzalıoğlu, Ay Yapım’la gelecek sezon yayınlanacak bir dizi için anlaştı. Bu anlaşma karşılığında 4 milyon dolar gibi rekor bir üc-ret alacak olan İmirzalıoğlu, bu paranın yarısı olan 2 milyon doları da pe-şin olarak aldı. Dizi

piyasasında daha başlamadan bir rekora imza atan

dizinin ne kadar iddialı olacağı

belli. Dizinin içeriği ve

diğer oyuncuları

ise şimdiden

m e r a k

konusu.

Page 31: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI
Page 32: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

HABER

Birkaç kere izledim sahiden tamamı 13 saniye ama Bi-omen Erkek Şampuanı reklamı ortalığı epey karıştırdı. Arkadaşlarım ‘Biomen Erkek Şampuanı ile ilgili tweetler atılmaya başlandı, bir şeyler oluyor’ dediklerinde önce reklam filmini izleyelim, ardına da işin reklam ajansı M.A.R.K.A.’nın kreatif direktörü Hulusi Derici’ye bir sora-lım dedim. Olay Milliyet yazarı Ali Eyüpoğlu’nun reklama tepkisiyle başlamış, mesele sosyal medyada büyümüştü. Twitter’da biomeniprotesto ve kellalirimbiomenalmam hastag’ları açılmış. Gelen yorumların hepsini Radikal yazarı Gürül Öğüt retweet etmiş. Twitter’da takipçi-si çok olan iki yazar Mirgün Cabas ve Ece Temelkuran Twitter’dan konuya dahil olmuş. Milliyet yazarı Fatoş Ka-rahasan, Milliyet’teki köşesinde reklamı yazarken milyon tık alan Hürriyet.com’da Fatih Çekirge reklamı eleştirmiş. Ekşi Sözlük’te Biomen maddesi de bu reklamla birlikte açılmış ve sitede çok sayıda olumsuz yorum yapılmış. Sosyal medyada durum buyken Regal, Atlas Jet, 118 80 gibi tepki alan reklamlarla Zeki Triko’nun Atatürk görselli “Güneşi Özledik”, Audi’nin “Bu aksesuarları bizde bula-mazsınız” gibi reklam dünyamızın ses getiren klasikleri arasına giren pek çok başarılı reklamın kreatifi Hulusu Derici’nin cevabına. Benim tanıdığım Derici bugüne de-ğin tepki aldığı işlerin sorumluluğunu almaktan hiç kaç-madı. Diyor ki, “1- Birileri yapar birileri konuşur. 2- Yüzü-ne konuşamayan korkaklar arkandan konuşur. 3- Gıybet en büyük günahtır. 4- Meyve veren ağacı taşlarlar. 5- Eğer bir markanın hakkında ileri geri konuşuluyorsa bu o

markayı var eder. 6- Kayıtsız kalınması o markayı öldürür. Bunun için insanlara bakmak bile yeterli... Madonna’ya bakın, Tayyip Erdoğan’a bakın, hatta Hülya Avşar’a ba-kın. O nedenle birileri üretir birileri konuşur. Reklamdaki espriyi anlamadılarsa kendileri bilir. İsteyen istediği gibi çekiştirsin.”

Reklamın iyisi, kötüsü olur ama nasıl?Bütün bunlar dijital dünyada olageldi yani sosyal med-yada olmayanlar bu tartışmalardan habersiz. Ancak ben kısa bir derleme yaparak şimdiye kadarki durumu size aktarırken; 1- Daha önceki yorumların da katkısıyla rek-lama bir kez dikkat çekip izlemenizi sağlıyorum. 2- Sizin, “Amma da büyüttünüz yok muydu başka derdiniz? Yahu kötü olmuş! Bu muydu eleştirilen reklam?” tepkilerinden birini vermenize neden oluyorum. Böylelikle bilmediğiniz bir konuda konuşmalara dahil olmanıza vesile oluyor yani reklamın reklamını yapıyorum. Peki, reklamın iyisi kötüsü ayırt edilir mi? Ben reklam, reklamdır demeyenlerdenim. İyisinin ya da kötüsünün olduğuna inanırım ama yapılan reklamın iyiliği ya da kötülüğü konusunda iş sonuçlarına yansıyıp yansımadığıyla ölçülmesi gerektiğine de. Peki, meselelere her zaman toplumsal hassasiyetler açısından bakmak gerekir mi? Buna da cevabım “elbette, tabii ve kesinlikle” biçiminde olur.

Bu yazı Günseli Özen Ocakoğlu’nun Zaman gazetesindeki köşesinden alınmıştır.

Reklamdaki espriyi anlamadılarsa kendileri bilir

32 | REPORTTURK / Nisan 2012

Page 33: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI
Page 34: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI

34 | REPORTTURK / Nisan 2012

HABER

Dünya basınında kritik pozisyonlarda birbiri ardına önemli değişim-

ler yaşanıyor. Wall Street Journal’daki idari editör değişikliğinden

kısa bir süre sonra BBC Genel Müdürü Mark Thompson’ın ayrılık

şok etkisi yarattı. Thompson, önümüzdeki sonbaharda görevini

bırakacağını açıkladı. BBC’nin 1970’lerden bu yana en uzun süre

görev yapan genel müdürü olan Thompson’ın, ayrılık kararını ilk

önce çalışma arkadaşları ile paylaştı. Thompson, BBC çalışanlarına

gönderdiği e-postada, 2012 Londra Olimpiyatları ve Kraliçe İkinci

Elizabeth’in tahta çıkışının 60’ncı yıl dönümü dolayısıyla gerçekleş-

tirilecek törenlerin ardından görevinden ayrılacağını belirtti.

BBC’de yaşanan bu değişiklik akıllara kısa bir süre önce ABD’nin iki

köklü gazetesi arasında yaşanan idari kadro transferini getirdi.Wall

Street Journal, birkaç hafta önce Washington Post’un idari editörü

Raju Narisetti’yi yine idari editör olarak bünyesine kattı. Wall Stre-

et Journal’ın dijital platformlarından sorumlu olacak olan Narisetti,

Washington Post’ta da benzer bir görevle bulunuyordu.

BBC ve WSJ’de tarihi değişim gerçekleşti…

Page 35: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI
Page 36: REPORTTURK E-DERGİSİ NİSAN 2012 SAYISI