petrol plus dergisi 18

52

Upload: odak-yayincilik

Post on 20-Mar-2016

268 views

Category:

Documents


5 download

DESCRIPTION

oil - petrol - gas - gaz - shell - bp - total - opet - po - petrol ofisi - aytemiz - bpet - balpet - alpet -

TRANSCRIPT

Page 1: Petrol Plus Dergisi 18
Page 2: Petrol Plus Dergisi 18
Page 3: Petrol Plus Dergisi 18

ITG Fortune 240x350.ai 1 30.09.2011 16:41

Page 4: Petrol Plus Dergisi 18

2 PETROL PLUS - OCAK 2010

EPDK “cari açığı azaltacağı”, yerli üretimi artırmak amacıyla 1 Ocak 2013 yılında benzin türevlerine yüzde 2, 1 Ocak 2014’ ten itibaren yüzde 3 oranında yerli üründen üretilmiş etanol ilavesinin zorunluluğunu içeren karara imza attı. EPDK akaryakıta yerli tarım ürünlerinden üretilen etanol ve biyodizel katılması kararının üreticileri rahatlatacağı, ülke için de önemli bir gelir kaynağı ve istihdam yaratılacağını iddia ediyor. Bunun yanında EPDK, biyoyakıtların, başta petrolde dışa bağımlılığın azaltılması olmak üzere, tarımsal üretimde çeşitliliğin artırılması, kırsal kalkınmayı desteklemesi ve yem sanayisine hammadde sağlaması gibi sebeplerle büyük önem taşıdığını da kaydediyor. EPDK Başkanı Hasan Köktaş’a göre karar, Türkiye’deki atıl durumdaki biyodizel tesislerinin tekrar ülkeye kazandırılmasına da katkı sağlayacak.

EPDK’nın bu kararı ile akaryakıta tarımsal ürün katkısını zorunlu hale getirirken, bu karar bir anlamda yerli biyoyakıtların üretiminin teşviki anlamına da geliyor.

Yapılan hesaplamalara göre, EPDK’nın öngördüğü şekilde benzin ve motorine %3 harmanlama yapılması durumunda, 493 bin m3 biyodizel ve 80 bin m3 biyoetanole ihtiyaç duyulacak. Bunun için de 1 milyon 233 bin ton kolza ve aspir, 945 bin ton şeker pancarı veya 223 bin 145 ton mısır üretilmesi gerekiyor.

Karar sonrasında kimi çevreler hükümetin ve EPDK’nın kendi üzerine düşen görevi en iyi şekilde yerine getirdiğini, tarım sektörü ve tarımsal sanayine yeni bir ufuk açtığını kaydederken, dünyanın gelişmiş ülkelerinin biyokütle enerjisi politikaları ile ülkemizdeki durumu paralel hale getirmesi açısında alınan kararın oldukça olumlu olduğunu dile getiriyorlar.

Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği ise yaptığı açıklama ile Türkiye’nin yağlı tohumlar kaleminde yaklaşık 2,5 milyon ton açığı olduğunu, yağlı tohumların katkı maddesi olarak kullanılıp cari açığı azaltma projesinin temelden yanlış olduğunu, hammadde olarak %70 dışa bağımlı olunan bu grupta, zaten yeterli olmayan üretimin bir de akaryakıtta kullanılmasının anlamsız olduğunu kaydetti. Bugün 1 litre yağın 1 litre akaryakıttan daha pahalı olduğuna işaret eden dernek yetkilileri yağlı tohumları ithal ederek yakıtın içine katılması durumunda bu kez daha çok yağ ithal etmek zorunda kalacağımızı ve dolayısıyla aynı ürüne daha fazla para ödeyeceğimizin altını önemle çiziyorlar.

Kimi çevreler ise olaya farklı bir boyuttan bakıp insan gıdası olarak kullanılabilecek ürünlerin, sanayide kullanılmasının zararına dikkat çekerek atık yağların çevreye de büyük zarar verdiğini hatırlatıyorlar.

Kimi uzmanlar ise yerli tarımsal üretimi destekler nitelikte görünse de kararın son derece yanlış olduğunu belirterek, “Dünyada 1 milyar insan açken, tarım ürünlerinin insanlara değil arabalara yedirilmesi yanlıştır. Cari açığı bir miktar azaltsa bile açlığı körükleyecektir” görüşünü dile getiriyorlar.

Alınan karar ile ilgili sektörde pek çok kesimden farklı sesler çıkmaya devam ediyor. İlerleyen süreçte bu konuda yaşananlar ile kararın doğruluğunu ya da yanlışlığını hepimizin görmesine olanak sağlayacak.

Saygılarımla…

Özay SAĞIR

Genel Yayın Yönetmeni

Editörden

İmtiyaz SahibiOdaklı Yayıncılık Tanıtım ve Sanayi Ticaret Ltd. Şti.

Adına Nurhan SAĞIR

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Ahmet [email protected]

Genel Yayın Yönetmeni

Özay SAĞIR

EditörBerna SAN

Art DirektörBurak ALTUNBAŞ

Dağıtım Planlama ve KoordinasyonEthem KUT

Reklam KoordinatörüEmin ESER

[email protected]

Hukuk MüşaviriAv. Murat Kurt

YÖNETİM MERKEZİ

Odaklı Yayıncılık Tanıtım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

Tatlısu Mah. Seyhan Sk. Elalmış Cad. No:7 D:1 Şerifali - Ümraniye / İSTANBUL

Tel: (0216) 527 32 62 Faks: (0216) 527 32 [email protected]

TASARIMODAK Tanıtım Himetleri

0216 420 20 [email protected]

Abone ve Okur Hizmetleri

[email protected]

BASKI ve CİLTİstanbul Basım

0(212) 454 31 71

Baskı Tarihi30.09.2011

Bu dergi tüm Türkiye’de dağıtılmaktadır.

Basın Kanunu’na göre Yerel Süreli Yayın’dır.

Fiyatı: 10 TLYıllık Abonelik: 100 TL

(Fiyatlara KDV Dahildir. Yıllık gönderimlerde kargo fi yata dahil, tek gönderimlerde dahil değildir.)

“Petrol Plus Dergisi’nde yayınlanan yazı ve çizimlerin

her hakkı mahfuzdur. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez”

“Yayımlanan tüm yazılaın sorumluluğu yazarlarına, ilanların sorumluluğu ilan verene aittir. 2 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Page 5: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 3

Güncel

Page 6: Petrol Plus Dergisi 18

4 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Güncelİçindekiler

Tam sayfa: 24x33 / yatay - 1/2: 24x14,5 / dikey - 1/2:12x29 / 1/4: 11,5x14,5Reklam Ebatları

Reklam İndeksi

T O R A P E T R O L . . . . . . . . . . . . . . . A . K . İ .

A Y T E M İ Z . . . . . . . . . . . . . . . . . . A . K .

T I T A N I C . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Ö . K . İ .

T U R K C E L L . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1

T I R S A N . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3

L A S T İ K P A R K . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7

K O R U R . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9

E A E . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 3

O K T T R A I L E R . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 7

P O W E R W A X . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 9

I PA C K . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2 3 - 2 4 - 2 5

T P. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3 7

L Ö S E V . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3 3

P E T R O L A S I S T . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3 9

EPDK, yerli bioyakıtların üretiminin teşviki ve cari açığın azaltılması amacıyla, 2013 yılından itibaren benzin ve motorinde her yıl arttırılmak üzere yerli katkı yapılması zorunluluğu getirdi.

“10 Numaralı Yağ Sorununa Çözüm Getirilmesi Amacıyla Yapılan ÖTV Düzenlemesi İyi Niyetli, Fakat Eksik ve Geç Kalmış Bir Düzenlemedir”

Akaryakıta ‘Yerli

Tarım Ürünleri

Harmanlama’

Zorunluluğu Getirildi

PÜİS Yönetim Kurulu

Üyesi ve Genel

Sekreteri Güner

Yenigün:10 14

“Otomasyon konusunda yükümlülüklerin bayilerimizde olması lazım ki, sistem kusursuz bir şekilde çalışsın” diyen PETDER Genel Sekreteri Erol Metin ile sektörde yaşanan gelişmeler üzerine konuştuk.

Starpet Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Koordinatör Murat Okalin, akaryakıt sektöründeki en büyük problemlerden biri alınan yüksek vergiler olduğunu ve uygulanan politikaların adil sonuçlar doğurmadığını ifade ediyor.

“Kanundaki Ceza

Maddeleriyle

İlgili Revizyon

Gerekiyor”

“Yılsonuna

Kadar 40 Milyon

Dolarlık Yatırım

Hedefl iyoruz”20

Bölge Bayiler Toplantısı kapsamında Erzurum’da akaryakıt bayileri ile birlikte Palan Otel’de basın toplantısı düzenleyen PUİS Genel Başkanı Muhsin Alkan, akaryakıt bayilerinin sorunlarına değindi.

16

Sektöre en iyi hizmeti vermek için her zaman gayret içinde olacağız” diyen Tekser Yönetim Kurulu Başkan Yardım-cısı Murat Atasoy ile sektörde sunduk-ları çözümler hakkında konuştuk.

3026

“EPDK, Petrol Piyasasının İşleyişini Yeniden Adil Bir Düzene Kavuşturmalıdır”

“Kendini Sürekli Yenileyen ve Geliştiren Bir Firma Olmaya Gayret Ediyoruz”

Page 7: Petrol Plus Dergisi 18

Haberler

Akaryakıta ‘Yerli Tarım Ürünleri Harmanlama’

Zorunluluğu Getirildi

Analiz: İki Nokta..

Analiz: PÜİS Yönetim Kurulu ve

Genel Sekreteri Güner Yenigün

PÜİS Erzurum Bayi Toplantısı

Söyleşi: PETDER Genel Sekreteri Erol Metin

Söyleşi: Starpet Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve

Koordinatör Murat Okalin

Söyleşi: Tekser Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Murat Atasoy

Söyleşi: Sertaş Genel Müdürü Sedat Besen

Söyleşi: Tora Petrol Ticari ve Endüstriyel Tesisler

Departman Müdürü Alper Buğra Şirin

Türkiye’nin LPG Tüketimi Artıyor

Fotoğrafl arla Aygaz’ın 50 Yılı

Şirket Haberleri

Makale: Benchmark Ham Petrol Fiyatlarının Yerel

Akaryakıt Fiyatları İle İlişkisine Dair Bir Çalışma

6

12

10

14

16

20

26

30

34

38

40

42

47

36

5PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Page 8: Petrol Plus Dergisi 18

6 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Haberler

Ergaz Petrol Dağıtım Şirketi Kuruyor

“Hükümetin Yerli Üretime Destek Vermesi Çok

Önemli Fırsatlar Yaratıyor”

ERGAZ Yönetim Kurulu Başkanı

Ebubekir Yağız, petrol dağıtım şirketi

kurarak ülkeye açılma kararı aldıkla-

rını kaydetti.

Ebubekir Yağız, Yönetim Kurulu

üyeleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında

ERGAZ olarak 10 milyon Dolar öz sermayeli petrol

dağıtım şirketi kurma kararı aldıklarını açıkladı.

Kuracakları petrol dağıtım şirketinin 2012 yılının

başında hizmete gireceğini dile getiren Yağız, bu

nedenle alt yapı çalışmalarına hız verdiklerini be-

lirtti. Hedeflerinin 2012 yılının sonuna kadar ülke

genelinde 500 şube sayısına ulaşmak olduğunu

aktaran Ebubekir Yağız, “Petrol dağıtım şirketini

hizmete sokup 3 yıl içerisinde sektörde ilk 5’e gir-

meyi hedefliyoruz. Şirketin ismi henüz

net değil. Ulusal veya uluslararası bir

isimle sektöre yeni bir heyecan ve renk

getirmek istiyoruz.” dedi.

Dünyanın aksine Türkiye’de yaşanan

istikrarlı büyümenin yatırımcı kuruluş olarak

kendilerine moral ve güç verdiğini de sözlerine

ekleyen Yağız, “Türkiye’nin ekonomisi güçleniyor.

Yatırımcı olarak korkmadan yatırım yapma kararı

aldık. Siyasi ve ekonomik istikrar bizi korkmadan

yatırım yapmaya yöneltti” dedi.

Türkiye’nin ilk 500 büyük şirketi arasında yer

aldıklarını dile getiren Ebubekir Yağız, Erzurum

merkezli LPG firması olmalarına rağmen bölgedeki

pazar paylarının yüzde 24 olduğunu kaydetti.

PETKİM Genel Müdürü Hayati

Öztürk, petrokimya ürünlerinin

ithalatının 2023 yılında 20 milyar

dolara ulaşacağını ifade etti.

PETKİM’in Türkiye petrokimya sa-

nayinin tek oyuncusu olduğunu söyleyen Öztürk,

Türkiye’nin bu alanda rekabet gücünü yeniden

inşa etmek ve azalan pazar payını artırmaya

yönelik yatırımların büyüme stratejilerini oluş-

turduğunu belirtti.

Sektördeki büyümenin her zaman ekonomik

büyümenin üstünde olduğuna işaret eden Ha-

yati Öztürk, “Türkiye’de bu sektördeki büyüme

2, 5- 3; dünyada ise 1, 5 kat olarak gerçekleşiyor.

PETKİM’in 21 yıl süren özelleştirme sürecinde, ihti-

yaç duyulan yatırımlar yapılamadığı için sektörde

ciddi biçimde yatırıma ihtiyacı var. Türkiye’nin

bugün temel sorunu olan cari açığın enerji dışında

en önemli bileşeni, petrokimya ürünleri ithalatı. O

nedenle PETKİM’in söz konusu yatırımları Türkiye

cari açık problemi için de önemli bir çözüm aracı

olarak görülüyor. Hükümetin yeni politikaları,

ülkenin cari açık sorununa yerli üretimle destek

verme stratejileri, yeni dönemde çok önemli fır-

satları önümüze getiriyor. Dolayısıyla üretimi ne

kadar içeri çekersek cari açık ve istihdam sorununa

çözüm üretmiş oluruz” dedi.

Sektörde son 20 yılda yüz-

de 12’ye varan bir büyüme

yaşandığını dile getiren

Öztürk, Türkiye’nin reka-

bet gücünü artırabilmek

için rafineriden başlayan

petrokimya, enerji ve lojistik yatırımlarının

zamanında yapmasının zorunlu olduğuna

söyledi. Yeni rafineri kurmadaki temel amacın

buradan çıkan ürünleri PETKİM’in tesislerinde

kullanarak daha rekabetçi bir üretim yapısı

kazanmak olduğunu vurguladı. Öztürk sözlerini

şöyle sürdürdü: “Türkiye için çok kritik bir yatı-

rım. Bu değer zincirine mutlaka entegre olmak

zorundayız. PETKİM ürünlerini bugün modern

hayatın her yerinde görmemiz mümkün. Bu

ürünler hem daha çevre dostu, enerjiyi verimli

kullanan, insanlığın en temel ihtiyaçları arasına

girmiş bulunuyor.”

Petrokimya sektörünün hammadde ve pazar ba-

ğımlılığı nedeniyle oldukça dalgalı seyrettiğini

kaydeden Öztürk, petrokimyanın dünya ekonomi-

sinin çok önemli bir bölümünü oluşturduğunu da

belirtti. Öztürk, “Bugün kimya sanayi 3, 5 trilyon

Dolar mertebesinde giderken bunun yüzde 35’ini

petrokimya sektörü oluşturuyor. Sektör genellikle

dünya ekonomisiyle paralel. Öte yandan dünyada

özellikle son 20 yılda sektörde yatırımlar büyük

oranda Ortadoğu ve Uzakdoğu’ya kayıyor. Çünkü

hammadde ucuz, bu ülkeler petrol ve doğal gaz

zengini. Türkiye’de bu alanda pazar var ve bü-

yüyor ancak hammadde yok. Aslında PETKİM’in

Socar&Turcas ortaklığı, Türkiye için çok uygun bir

yapılanma oldu” dedi.

ERGAZ Yönetim Kurulu Ba�kan� Ebubekir Ya��z

ikle son 20 yılda sektörde yatırımlar büyük

PETK�M Genel Müdürü Hayati Öztürk

Page 9: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 7

Page 10: Petrol Plus Dergisi 18

8 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Haberler

Libya Petrol Üretimine Yeniden Başladı

OPEC Gelirleri Zirve Yapacak

İtalyan enerji şirketi Eni, Libya’da iç savaştan bu yana petrol üretimine ilk kez başladıklarını, 15 kuyudan petrol çıkardıklarını ve günde 31 bin 900 varil petrol ürettiklerini açıkladı.

Eni’den yapılan açıklamada petrol üretiminin Bin-gazi kentinin yaklaşık 300 kilometre güneyindeki Ebu-Ettifel petrol sahasında başladığını, Ebu-Ettifel ve Zuetina limanı arasındaki “petrol boru hattını doldurmak için gerekli hacme” ulaşmak için diğer petrol kuyularında da üretimin yakında başlaya-cağı ifade edildi. Petrol üretimi faaliyetinin, Eni ve Libya Ulusal Petrol Şirketi ortaklığı Mellitah Oil & Gas şirketi tarafından yürütüldüğü bildirildi.

Artan petrol fiyatlarına bağlı olarak Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC)’nün gelirlerinin bu yıl 310 milyar dolar daha artması ve ör-gütün kurulduğu 50 yıldan bu yana en yüksek seviyesine çıkması bekleniyor. Küresel Enerji Çalışmaları Merkezi tarafından ya-yınlanan rapora göre OPEC, geçen yıl ham petrol ve doğal gaz satışlarından 830 milyar dolarlık gros ihraç geliri elde etti. Böylece petrol gelirleri 2010’a kıyasla 310 milyar dolar daha artmış olacak. Ayrıca petrol fiyatlarının zirve yaptığı 2008’deki 997 mil-yar dolarlık gelir rekoru da aşılmış olacak. OPEC gelirleri ise 1,1 trilyon dolar olacak.

KKTC TPAO’ya Arama Ruhsatı Verdi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türk Petrolleri Ano-nim Ortaklığı’na petrol ve doğalgaz arama ruhsatı verdi. Başbakan İrsen Küçük başkanlığında olağa-nüstü toplanan Bakanlar Kurulu, TPAO’ya Kuzey Kıbrıs deniz yetki alanlarında petrol ve doğalgaz arama ruhsatı verme kararı aldı.

Toplantı sonrası açıklama yapan Küçük, Kuzey Kıb-rıs Türk Cumhuriyeti’nin, adanın kıta sahanlığının tümü üzerindeki meşru haklarını korumakta kararlı olduğunu açıkladı. Küçük, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs arasında imzalanan Kıta Sahanlığı Anlaşması’nın ise her iki ülke Meclislerinde en kısa sürede onay-lanmasının beklendiğini söyledi.

10 Numara Yağın ÖTV’si ArtırıldıMaliye Bakanlığı, son dönemde kullanımı yay-gınlaşan ve 1.5 milyar liralık vergi kaybı ile çevre tahribatına yol açarak akaryakıt sektörünün en önemli sorunu haline gelen “10 numara yağ” sorununa çözümü ÖTV artışı yapmakta buldu. Yağlama müstahzarları normal teslimlerde kilog-ramda 0.3000 TL olan ÖTV tutarı, baz yağ/madeni yağların normal teslimlerindeki vergi tutarlarına paralel olarak kilogramda 1.0560 TL’ye çıktı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu vergi düzenlemesi ile piyasadaki ‘10 numara yağ’ adı altında motorin yerine yasa dışı akaryakıt satışını ve kullanımını engellemeyi amaçladıklarını söyledi.

Yasal olmayan şekilde akaryakıta karıştırılması mümkün olan ve aynı zamanda sanayicilerin üretimlerinde girdi olarak kullandıkları solvent

diye adlandırılan mallar ile baz yağ, madeni yağ, yağlama müstahzarı, tiner gibi ürünlerin tüke-timinde son yıllarda ciddi artışlar görüldüğüne işaret eden Bakan Şimşek, artışların sanayicilerin ihtiyaç duyduğu miktarlar dikkate alındığında cid-di rakamlara tekabül ettiğini dile getirdi. Şimşek, piyasada 10 numara yağ adıyla bilinen söz konusu malların ilgili mevzuata aykırı olarak akaryakıt ürünlerine karıştırılmak veya doğrudan akaryakıt olarak kullanılmak suretiyle vergi kaybına ve hak-sız rekabete neden olunduğunu söyledi.

Yapılan düzenlemenin sanayicilerin imalatlarında kullandıkları solvent, tiner, baz yağ/madeni yağlar ve yağlama müstahzarlarının girdi maliyetlerini azaltmak amacıyla ÖTV mevzuatında yer alan tecil-terkin uygulamasında herhangi bir değişiklik

getirmediğine dikkati çeken Şimşek, “Yine madeni

yağ veya yağlama müstahzarları üreterek bu mal-

ları ihraç eden ya da tecil-terkin yoluyla satanlara

yapılan indirimli baz yağ teslimi uygulaması da

aynen devam ediyor. Dolayısıyla yapılan düzen-

leme sanayicilerin imalatlarında kullandıkları

solvent, tiner, baz yağ/madeni yağlar ve yağlama

müstahzarlarının girdi maliyetlerinde herhangi bir

artışa neden olmuyor. Söz konusu malları imalatla-

rında kullanan sanayicilerimize ilave bir vergi yükü

getirilmiyor. Vergi düzenlemesi ile 10 numara yağ

adı altında motorin yerine yasa dışı akaryakıt satışı

ve kullanımını engellemeyi amaçlıyoruz. Amaç dışı

kullanım ve satışı engellemek için yaygın ve yoğun

vergi denetimleri artırılacak. Düzenleme ile haksız

rekabetin önüne geçtik” dedi.

TREDER: “Türkiye’de Hiçbir Kurum ve Kuruluş, Henüz, T9 Belgesi Verememektir”TREDER, Türkiye’de T9 belgesini onaylayacak bir kurum ve kuruluş bulunmaması sebebiyle Türkiye plakalı araçlara T9 belgesinin alınmasının henüz mümkün olmadığını beyan etti.

Treyler Sanayicileri Derneği (TREDER) tarafından yapılan yazılı açıklamada, ülkemizde bu yılbaşında tehlikeli madde taşımacılığıyla ilgili olarak devreye giren ADR mevzuatına ilişkin şimdiye kadar çeşitli Bakanlıklar nezdinde yaptıkları görüşme ve ortak çalışmalarda, ADR ile ilgili alt yapı çalışmalarının devam ettiği görüldüğünü fakat bu çalışmalara ilişkin nihai sonuca varılamadığını kaydetti.

TREDER tarafından yapılan yazılı

açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“ADR’nin taşıma tanklarında uygulanması, üç kademeli bir sistemle mümkün olmaktadır. İlk aşamada, tankların ADR’ ye uygun imal edilip, belgelendirmesinin yapılması gerekmektedir. Bu aşamada, ADR belgesi yurtdışından temin edilebilmektedir. İkinci aşamada ise semitreyler uygulamalarında altyapının, kamyon uygulama-larında ise kamyonun ADR’ye uygun olması ve bunun belgelendirilmesi gerekmektedir.

Üçüncü aşamada ise tankın ve alt yapının, kam-yonun belgelerinin sunulabilmesidir. Bunların birleştirilmesi sonucunda da T9 Belgesi elde edilmektedir.

ADR regülasyonunun 9.1.3.1 maddesi uyarınca

T9 belgesinin aracın trafiğe tescil edildiği ülkedeki atanmış kurum veya ku-ruluşlar tarafından verilmesi gerekir.

Türkiye’de henüz T9 belgesini onaylayacak bir ku-rum ya da kuruluş bulunmamaktadır, bu sebeple Türkiye plakalı araçlara T9 belgesinin alınması henüz mümkün değildir. ADR’ye uygun olarak üretilen araç ile ADR belgeli araç arasındaki far-kın doğru anlaşılması gerekmektedir. Türkiye’de henüz hiçbir kurumun T9 belgesi veremediğinin bir kere daha altını çizer, tehlikeli madde taşımakla sorumlu nakliyecilerin ve tüm kamuoyunun bilgi-sine sunarız.”

Page 11: Petrol Plus Dergisi 18
Page 12: Petrol Plus Dergisi 18

10 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Güncel

AB’de Biyoyakıtlara İlişkin Süreç Nasıl Gelişmişti?

Akaryakıta ‘Yerli Tarım Ürünleri

Harmanlama’ Zorunluluğu Getirildi

Kurul Kararına göre, piyasaya akaryakıt olarak arz

edilen benzin türlerinin, 1 Ocak 2013 tarihinden

itibaren yüzde 2, 1 Ocak 2014 tarihi itibariyle en

az yüzde 3 oranında yerli tarım ürünlerinden üre-

tilmiş etanol ilave edilmesi olması zorunlu kılındı.

Piyasaya akaryakıt olarak arz edilen motorin türle-

rinin, yerli tarım ürünlerinden üretilmiş yağ asidi

metil esteri (YAME) içeriğinin 1 Ocak 2014 tarihi

itibariyle en az yüzde 1, 1 Ocak 2015 tarihi itiba-

riyle en az yüzde 2, 1 Ocak 2016 tarihi itibariyle en

az yüzde 3 olması zorunluluğu getirildi.

“Yerli biyoyakıtlar enerjide dışa

bağımlılığı azaltacak”

Konuya ilişkin bir açıklama yapan EPDK Başkanı

Hasan Köktaş, aldıkları kararın önümüzdeki birkaç

yıl içinde hem cari açığın azaltılması, hem de yerli

tarım üretimi açısından çok büyük önem taşıdığını

ifade etti. Söz konusu kararı, Hükümetin yerli ürün

kullanımının teşvik edilmesi yönündeki kararı ve

bu kapsamda yayımlanan Başbakanlık Genelgesi

çerçevesinde aldıklarını vurgulayan Köktaş, şöyle

konuştu:

“Petrol ihtiyacının çok büyük bir kısmının ithalat

yoluyla karşıladığımız dikkate alındığında, bu

kararımız sayesinde, yerli tarım ürünlerinden elde

edilecek biyoyakıtlar enerjide dışa bağımlılığı

azaltacak. Yerli katkının payı tedricen arttıkça o

orandaki döviz çıkışı son bulacak. Ayrıca yerli

tarım ürünlerinden biyoyakıt üretiminin teşvik

edilmesiyle belirli tarım ürünlerine olan talep

artacak ve tarım sektörü için ek gelir ve istihdam

imkânı oluşacak.”

“Harmanlama zorunluluğu

atıl biyodizel kapasitesinin

kullanılmasını sağlayacak”

Karar üzerinde çok uzun zamandır çalışıldığını

ve konuyla ilgili Maliye, Tarım ve Köy İşleri, Enerji

Bakanlığı ile rafineri, dağıtım şirketleri gibi tüm

kesimlerin değerlendirmelerini aldıklarını kay-

deden Köktaş, “Konu-

nun ülkemizin tarımsal

üretim imkanlarından,

ekonomimize katkısı-

na, fiyatlara ve vergi

gelirlerine etkisine ka-

dar tüm boyutlarını ele

alarak tedrici bir geçişi

uygun gördük” dedi.

Kararın Türkiye’deki atıl

durumdaki biyodizel

tesislerinin tekrar ül-

keye kazandırılmasına

da katkısı olacağını be-

lirten Köktaş sözlerini

şöyle sürdürdü:

“Türkiye’de biyodizel

dünyadaki gelişme-

lerin etkisinde 2000’li yılların başında gündeme

gelmişti. Biyodizelin ilk başlarda ÖTV dışında

tutulması nedeniyle yatırımlar dünyaya paralel

biçimde hızla arttı. Bugün ülkemizde yaklaşık 1,5

milyon ton kurulu kapasite bulunduğu tahmin

ediliyor. Zamanla, petrol piyasasında haksız re-

kabet oluşturduğu iddialarının sonucunda vergi

avantajının ortadan kalkması ile biyodizel üretim

kapasitenin büyük kısmı atıl duruma düşmüştü.

Harmanlama zorunluluğu getirilmesi ile bu atıl

kapasitenin kullanılması sağlanacak.”

Avrupa Birliği 2009 yılında yürürlüğe giren

2009/28/AT sayılı yönergesi ile yenilenebilir

kaynaklardan elde edilen enerji türlerine ilişkin

yapılan tanımlamalar çerçevesinde yenilenebilir

enerji türleri içerisinde biyoyakıtları alt grup ola-

rak değerlendirilmişti. Yönergelerinde ve strateji

planlarında biyoyakıtların kullanımının artırıl-

masını hedefleyen Avrupa Birliği, 2003/30/AT

sayılı yönergede ulaştırmada kullanılan yakıtlar

içerisindeki biyoyakıtların payının 2005 yılında

yüzde 2, 2010 yılında ise yüzde 5,75 olması

yönünde bir hedef belirlemiş ancak bu hedefe

ulaşılamamıştı.

2009 yılında yürürlüğe giren 2009/28/AT sayılı

“Yenilenebilir Kaynaklardan Elde Edilen Enerji-

nin Kullanımının Teşviki” Yönergesi kapsamında

2020 yılı hedefleri belirlenmiş ve ulaştırma ama-

cıyla kullanılan yakıtın en az yüzde 10’unun ve

tüketilen tüm enerjinin de en az yüzde 20’sinin

yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerji ile

karşılanması hedeflenmişti. Bu hedefler doğrul-

tusunda da üye ülkelerin kendi eylem planını

oluşturması da zorunlu hale getirilmişti. Yine

yönerge kapsamında biyoyakıtlar için sürdü-

rülebilirlik kriterleri oluşturulmuş, yatırımcılara

yönelik bazı destek planları öngörülmüş ve üye

ülkelere, biyoyakıtların kullanımına ilişkin rapor-

larını 2021 yılına kadar her iki yılda bir raporlama

yükümlüğü getirilmişti.

EPDK, yerli bioyakıtların üretiminin teşviki ve cari açığın azaltılması amacıyla,

2013 yılından itibaren benzin ve motorinde her yıl arttırılmak üzere yerli katkı

yapılması zorunluluğu getirdi. Bu tarihten itibaren akaryakıta her yıl artan

oranlarda yerli tarım ürünlerinden üretilen etanol ve biodizel ilave edilecek.

Page 13: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 11

Güncel

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı:

“Harmanlama oranı en az yüzde 4 oranında olmalı”

PETDER:

“İlave düzenlemelere ihtiyaç var”

Alternatif Enerji ve Biyodizel Üreticileri Birliği Derneği (ALBİYOBİR):

“Zorunluluğun mutlaka cezai bir yaptırımı olmalı”

Harmanlanan ürünün yerli tarım ürünleri kullanılarak üretilmiş olması

zorunluluğunun oldukça olumlu bir çalışma olduğunu ifade eden Tarım

Bakanlığı yetkilileri, bu oranların en az yüzde 4 seviyesinde olmasının

uygun olacağı ifade ediyor.

2010 yılından itibaren oluşturdukları Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme

Modeli’nin de 2010 yılından itibaren destekleme uygulamalarının da bu

modele göre gerçekleştirildiğini ifade eden yetkililer, başta yağlı tohumlu

bitkiler olmak üzere biyoyakıt hammaddesi olarak kullanılan bitkisel ürün-

lerin üretim miktarlarında, destekleme uygulamaları sayesinde, çok ciddi

oranlarda artış sağlandığını dile getiriyor.

Biyoyakıtların akaryakıt ile harmanlama

oranının Avrupa Birliği kriterlerine uygun

haline getirilmesi kararıyla birlikte biyo-

yakıt kullanımının cazip hale geleceğini

kaydeden yetkililer, bu sayede hem biyo-

yakıt hammaddesi olarak da kullanılmak-

ta olan bitkilerin üretiminin cazip hale

geleceğini, hem çiftçinin gelir düzeyinin

artacağını, hem de biyoyakıt işleme

tesislerindeki mevcut atıl kapasitenin

değerlendirilerek istihdam ve katma değer yaratılacağını vurguluyor.

Atık bitkisel yağların ve diğer benzeri atıkların geri kazanımıyla üretilecek

biyodizelin kullanımının hileli ve kayıt dışı uygulamalara yol açmayacak

biçimde düzenlenmesi ve güçlü bir denetim süreci içine alınması gerek-

tiğini ifade eden PETDER yetkilileri, söz konusu kararın zamanla akaryakıt

piyasasında önemli bir sorun haline gelebilecek bir konu olduğuna işaret

ederek, atıklardan elde edilen yakıtların yerli tarım ürünü olarak ele alın-

maması gerektiğini belirtiyorlar.

Denetim süreçlerinde, her iki biyoyakıtın da harmanlama işlemi öncesi ve

sonrası söz konusu akaryakıt cinsinin teknik düzenlemelere uygunluğuna

yönelik özel bir dü-

zenleme gerekeceği-

ni kaydeden yetkili-

ler, “Tebliğ taslağında

yer alan akar yakıt

ürünlerinin piyasaya arzı tanımlamasının açıklığa kavuşturulmasında yarar

var. Bu çerçevede biyoetanol ve biyodizel harmanlama yükümlülüğünün

dağıtıcılarda olması ve mevzuat çerçevesinde teslim edilen ÖTV’siz yakıt-

ların tebliğ kapsamında olmaması gerekmektedir” diyor.

Arz güvenliği ve çeşitlendirilmesi, alternatif tarımın geliştirilmesi, çevresel

katkıları ve sektörün güçlenmesi halinde ihracatta AB’nin önemli tedarikçisi

olabilmesi açısından alınan kararın Türkiye adına çok önemli olduğunu ve

ifade eden ALBİYOBİR yetkilileri, söz konusu tebliğin aynen uygulanmasın-

dan duyacakları memnuniyeti dile getiriyor.

ÖTV muafiyetine rağmen 5 yıldır biyoyakıtlara destek verilmemesinin

bugün teknik düzenlemede “zorunluluk” olarak ortaya çıkmasına neden

olduğunu belirten yetkililer, zorunluluğun mutlaka cezai bir yaptırımının

olması gerektiğini, zorunluluğu uygulamayanların cezalarının oluşturduğu

fonun ise enerji tarımının geliştirilmesi

için kullanılmasının oldukça yararlı

olacağını uygulamanın ertelenmesinin

5 yıllık bir kaybın daha yaşanması an-

lamı taşıdığını ifade ediyor. ALBİYOBİR

yetkilileri ayrıca, biyodizelle alternatif

müşteri potansiyeli yaratılmasının tarıma ve çiftçiye sağlayacağı avantaj-

ların ise göz ardı edilmemesi gerektiğine de dikkat çekiyor.

Page 14: Petrol Plus Dergisi 18

12 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Analiz

Enerji Piyasas� Düzenleme Kurumu 2013 y�l�ndan itibaren Türkiye akaryak�t piyasas� ve tar�m sektörünü etkileyecek çok önemli kararlar ald�:

Buna göre, piyasaya akaryak�t olarak arz edilen motorin türlerinin, yerli tar�m ürünlerinden üretilmi� ya� asidi metil esteri (YAME) içeri�inin: 1 Ocak 2014 tarihi itibariyle en az yüzde 1, 1 Ocak 2015 tarihi itibariyle en az yüzde 2, 1 Ocak 2016 tarihi itibariyle en az yüzde 3 olmas� zorunlu k�l�nd�. Ayr�ca, piyasaya akaryak�t olarak arz edilen benzin türlerinin, yerli tar�m ürünlerinden üretilmi� etanol içeri�inin; 1 Ocak 2013 tarihi itibariyle en az yüzde 2, 1 Ocak 2014 tarihi itibariyle en az yüzde 3 olmas� zorunlulu�u getirildi.

Önce i�in iyi taraf�ndan bakal�m, tüm dünyada ve Avrupa Birli�i’nde oldu�u gibi akaryak�t�n içinde yerli katk� koyulmas�, az da olsa cari aç���n azalt�lmas�, yerli üretimin yenilenebilir enerji kaynaklar�n�n te�viki, yeni i� imkânlar� aç�s�ndan çok faydal�d�r.

Avrupa Birli�i aç�s�ndan bakarsak, Avrupa Komisyonu’nun 2006 y�l�nda yay�nlanan strateji raporunda, biyoyak�tlara talebin art�r�lmas�, hammadde ve biyoyak�t d�� ticaret hacminin (ithalat ve ihracat) geli�tirilmesi, biyoyak�tlar�n üretim ve da��t�m kapasitesinin geli�tirilmesi, çevresel kazan�mlar sa�lanmas� gibi birçok hedef belirlenmi� durumda. Zaten, 2009 y� l �nda yürür lü�e giren 2009/28/AT say�l� yönerge ile 2020 y�l� hedefleri belirlenerek, ula�t�rma sektöründe kullan�lan enerjinin en az yüzde 10’unun ve tüketilen tüm enerjinin de en az yüzde 20’sinin yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerji ile kar��lanmas� öngörülmü�tü. Bu hedefe ula��lmas� aç�s�ndan da biyoyak�tlar�n kullan�lmas� çok büyük önem ta��yor.

Tüm dünya bu konuda y�llar önceden ba�layan çal��malar yürütmü� ve önemli bir mesafe kat etmi�ken, ülkemizde bu i�in geç de olsa ba�layacak olmas� çok sevindiricidir. Burada �unu �skalamamak laz�m, Sanayi Bakanl��� mevzuat� zaten akaryak�t�n içine belli oranlarda biyoyak�t ilavesine imkân veriyor ancak bunu iste�e ba�l� k�l�yor. EPDK’n�n son düzenlemesi ise 2013 y�l�ndan itibaren hem bir zorunluluk getiriyor, hem de bu katk�n�n ithal de�il yerli tar�m ürünlerinden yap�lmas�n� düzenliyor.

Ba�ta tar�m kesimi olmak üzere tüm sektör kademeli bir geçi�le (ilk taslak bu i�in motorinde yüzde üç ile 2012 y�l�nda ba�lamas�n� öngörüyordu) bu i�in ba�layacak olmas�n� memnuniyetle kar��land�.

Buraya kadar her �ey çok güzel görünüyor da, �imdi gelelim i�in dü�ündüren ve ciddi ad�mlar at�lmas� gereken taraf�na:

“Bu hedeflerin tutturulabilmesi için acaba ne

kadarl�k bir üretim yap�lacak?” diye sorarak cevab�n� arayal�m:

Türkiye’de 2010 y�l�nda yakla��k 13,9 milyon ton motorin ve 2,1 milyon ton da benzin tüketimi yap�ld�. Benzin ve motorinde yüzde 3’lük bir harmanlama yap�lmas�n�n zorunlu hale getirilmesi durumunda ise 493 bin metreküp biyodizel ve 80 bin metreküp biyoetanole ihtiyaç bulunuyor. Bu da Tar�m ve Köyi�leri Bakanl��� ürün verimlilikleri de dikkate al�nd���nda 493 bin metreküp biyodizel için 1 milyon 233 bin 728 ton kolza ve aspir ile 80 bin metreküp biyoetanol için 945 bin 83 ton �ekerpancar� veya 223 bin 145 ton m�s�r üretimi anlam�na geliyor. 2010 y�l� tüketimi sabit al�nd���nda bu rakama harmanlanmas� gereken biyodizel üretimi için gerekli yerli tar�m ürünlerinin üretiminin Tar�m ve Köyi�leri Bakanl��� verilerine dayan�larak 2016 y�l�nda kar��lanabilece�i hesaplan�yor.

Soru �u, bu ürünler o tarihe kadar nas�l üretilecek, bunun için ve zorunluluk ta��yan bir ürünün teknik standartlara uygun ikmal güvenli�i nas�l sa�lanacak?

Biodizel üretiminde de kullan�lan ham bitkisel ya�larda, ülkemizde üretim aç��� ve d��a ba��ml�l�k var. Etanol üretiminde kullan�lan ham maddelerden �eker pancar�, tah�llar ve m�s�rda yurt içi üretim ve tüketim ham ya�lara göre daha dengeli.

Üstelik baz� modifikasyonlar yap�lmadan saf biodizelin motorlarda verimli kullan�m� mümkün de�il. Motorlar�n saf etanolle çal��abilmesi için, modifikasyon de�il, motor dizaynlar�n�n de�i�mesi gerekiyor. Brezilya, ABD ve AB ülkelerinde E85 türü akaryak�tla çal��an motorlu araçlar bulunuyor.

Buyurun size çok daha önemli bir konu, biodizel ve etanolde yüzde 2’ye kadar harmanlaman�n vergisiz olmas� gerek uygulama gerekse de vergi kaçakç�l��� aç�lar�ndan risk yarat�yor.

Tamam, 2013 y�l�na kadar eksiklikleri tespit ettik

ve elbirli�i ile tüm denetim sistemini kurduk, üstelik ürün ikmalini de sa�lad�k diyelim, peki bu i�in fiyatland�rma boyutunda ne olacak?

A�ustos ay� itibariyle Platts bültenine oksijenlendirici (biyoyak�t) harmanlanm�� benzinin fiyat�, benzinlerin fiyat�na göre tonda 15 Amerikan dolar� daha fazla fiyatla i�lem görüyor. Ülkemizdeki biodizel ve etanol ile bunlar�n hammaddelerinin fiyatlar� dünya fiyatlar�n�n üzerinde seyrediyor. Ayr�ca akaryak�t�n etanol ve biodizel ile belirli oranlarda harmanlanmas�n�n zorunlu hale getirilmesi

durumunda g�da de�eri olan ürünlerin arz�nda k�s�tlarla kar��la��lmas�ndan ve bitkisel ya� üretimi için kullan�lan tar�m alanlar�n�n biodizel üretmek için gerekli olan ürünlerin üretimine kayd�r�lmas�, buna ba�l� olarak bitkisel ya� ithalat�n�n artmas� riski var. Ülkemizde tar�msal olarak 8 milyon hektarl�k bir alan� at�l, bu alanlara biodizel üretimi için kullan�labilecek aspir, kanola gibi ya�l� tohumlar�n ekilmesi halinde yerli tar�m üretiminde büyük art��lar beklenebilir. Bu sözle�meli tar�m ile mümkün olabilir.

Bu art�� ile birlikte motorin ile madeni ya� aras�ndaki f iyat fark� biraz daha artar, zaten sektörümüzün en büyük belas� olan araçlarda motorin kullan�m�ndan madeni ya� kullan�m�na

kay�labilir, yerli olmayan tar�m ürünlerinden elde edilen etanol ve biyodizelin yerliymi� gibi harmanlanabilir bu durum vergi kay�plar�na sebebiyet verilebilir.

O halde, tar�m ve sanayi politikalar� ile vergi ve gümrük rejimlerinin gözden geçirilmesi ve hammadde üretimin te�vik edilmesi ve bir ölçüde koruma kapsam�na al�nmas� gereklidir.

Bu iki y�ll�k süreç iyi yönetilemez ise, konunun te�vik vergilendirme, denetim, fiyatlar, araçlar�n durumu gibi tüm boyutlar� dikkate al�nmazsa, hem ürün ikmalinde sorunlar olacakt�r, hem de denetimsiz ortamda, memleket ne oldu�u belli olmayan ithal ya�lara yeni bir kap� açacakt�r.

Yine evdeki bulgurdan olmamak için petrolcü bu ad�m�n devam�n�n nas�l gelece�ini merakla beklemektedir.

Petrolcünün Gözü Tarlalarda…

Page 15: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 13

Page 16: Petrol Plus Dergisi 18

14 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Analiz

Bilindiği gibi, ülkemizde oldukça uzun bir süreden

beri 10 numaralı yağ adı altında akaryakıt kaçak-

çılığı yapılmaktadır. Bu sorun bir yandan devlet

hazinesine zarar verirken, öte yandan yarattığı

haksız rekabet dolayısıyla sektörde ciddi bir kaos

meydana getirmekte ve nihayet ülkemizdeki tüm

tüketicilerin maddi ve hatta can kaybına sebep

olmaktaydı.

Önce bu ciddi sorunun doğuşunu, gelişimini ve

geçirdiği evreleri kısaca irdelemekte fayda var.

2008 yılından önce ortaya çıkan 10 numaralı yağ

adı altında yapılan kaçakçılık, 2008 yılında maksi-

mum seviyeye ulaşmıştı. Bu sorunun ana nedeni,

akaryakıt ürünlerinden alınan ÖTV ile akaryakıt

harici ürünlerden alınan ÖTV arasında ciddi fark

idi. İllegal kazanç peşinde olanlar, bu ciddi farkı

derhal istismar etmişler ve bunun sonucunda

sektörde çok ciddi bir haksız rekabet yaşan-

masına yol açılırken, aynı zamanda Devlet

Hazinesinin de büyük ölçüde vergi kaybına

sebep olmuştu.

Bu sorunun yukarıda da değindiğimiz

üzere 2008 yılında had safhaya ulaşması

karşısında Maliye Bakanlığının öngörüsüyle

2 Temmuz 2008’de düzenlenen Bakanlar

Kurulu Kararı, akaryakıt harici ürünlerin

ÖTV’si, motorinden alınan ÖTV ile eşdeğer

hale getirmiştir. Bunun sonucunda, sorun

derhal çözüme kavuşmuş ve iki aylık süre-

nin bitiminde ülkemizde artık 10 numaralı

yağ adı altında yapılan herhangi bir kaçakçılık

sorunu kalmamıştır.

Ancak ne yazık k i 2 ay sonra yine Maliye

Bakanlığı’nın öngördüğü 4 Eylül 2008’de düzen-

lenen başka bir Bakanlar Kurulu Kararı ile akaryakıt

harici ürünlerden alınan ÖTV oranı tekrar düşü-

rülmüştür. Nedeni anlaşılmayan bu vergi indirimi

sonucunda, bu sorun tekrar ve çok hızlı bir şekilde

artarak yeniden gündeme oturmuştur. Nitekim 2

Temmuz 2008 yılından itibaren 2 ay içinde duran

üretim ve tüketim, 4 Eylül 2008 kararından sonra

hızla artmıştır. Bu artış iki yılda %65 gibi inanılma-

yacak bir orana yükselmiştir.

Bunun üzerine Temmuz 2008 tarihli Bakanlar

Kurulu Kararı’nın çıkmasında da ciddi bir rol oyna-

mış olan PÜİS, bu sorunun çözümü için ÖTV’lerin

eşitlenmesi talebiyle yeniden harekete geçmiştir.

Konunun ancak ÖTV’yi eşitleyecek yeni bir Bakan-

lar Kurulu Kararının istihsali ile çözümleneceğini

savunan PÜİS, başta Maliye Bakanı olmak üzere,

ilgili tüm Bakanları birebir ziyaret ederek, sorunu

Sayın Bakanlara anlatmış ve hazırladığı raporları

kendilerine sunmuştur. Ayrıca, bu konuda kamuo-

yu oluşturulması amacıyla, yazılı ve görsel medya

organlarını, gerek basın toplantıları, gerekse de-

meçler vererek bilgilendirmiştir.

10 Numaralı Yağ Sorununa

Çözüm Getirilmesi Amacıyla

Yapılan ÖTV Düzenlemesi İyi

Niyetli, Fakat Eksik ve

Geç Kalmış Bir Düzenlemedir

PÜİS Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Güner Yenigün, sektörün gündemindeki konuları Petrol Plus Dergisi okuyucuları için kaleme aldı.

PÜ�S Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Güner Yenigün

Page 17: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 15

Analiz

Bütün bu girişimlerin sonucunda, sevinerek ifade

etmek istiyorum ki, 10 numaralı yağ sorununun

çözümü amacıyla, 14 Eylül 2011 tarih ve 28054

sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu

kararı ile yağlama yağlarının ÖTV’si büyük ölçüde

arttırılmıştır.

Bu karar, her şeyden önce iyi niyetli bir karardır.

Ne var ki, yazımızın başlığında da belirttiğimiz

üzere bahse konu karar iyi niyetli olmakla beraber,

eksiktir ve geç alınmıştır.

Geç alınmıştır. Çünkü boşu boşuna tam 3 yıl

beklenilmiştir.

Bu beklenilen 3 yıl sonunda sektörde çok cid-

di haksız rekabet yaşanırken, Devlet Hazinesi

de milyarlarca lira vergi kaybına uğramıştır.

Eksik bir karardır. Karardaki tecil-terkin işlemi

yerine vergi iadesi sisteminin getirilmesi

gerekir. Ancak, daha sonra 21 Eylül 2011 tari-

hinde Maliye Bakanlığı çıkardığı 21 Seri No’lu

Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ile

konunun mali açıdan çok daha titiz ve

sıhhatli incelenmesini sağlayacak hükümler

getirmiştir. Daha açık ifadesi ile tecil terkin

işleminin sonuçlanması için gerekli raporu

hazırlayacak yeminli mali müşavirlerin so-

rumluluğunu çok büyük ölçüde arttırmıştır.

Bunun kanayan yaranın durdurulmasında

oldukça etkin olacağı kesindir. Ancak, bu-

rada yapılacak en radikal tedbir, tecil terkin

sisteminin terk edilerek, yerine vergi iadesi

sisteminin getirilmesidir.

Bütün bunların dışında, yapılması gereken bir

diğer önemli husus ise piyasada bu konuda sürekli

ve etkin bir denetimin yapılmasıdır. Bu denetim

yapılmadığı takdirde hangi karar alınırsa alınsın,

10 numaralı yağ adı altında yapılan kaçakçılığın

tamamen önlenmesi mümkün olamayacaktır.

Ancak, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek ve

Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Hayati Yazıcı’nın

son birkaç gün içinde bu konuda denetime hız

ve daha çok önem vereceklerine dair beyanları

sevindirici ve umut vericidir.

Page 18: Petrol Plus Dergisi 18

16 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Güncel

EPDK, Petrol Piyasasının İşleyişini

Yeniden Adil Bir Düzene

Kavuşturmalıdır

23 Eylül 2011 tarihinde PÜİS Yönetim Kurulu

üyeleri, akaryakıt bayileri ve çok sayıda basın

mensubunun katılımıyla gerçekleştirilen basın

toplantısında akaryakıt bayilerinin en büyük

sorunlarının 10 numaralı yağ, petrol piyasası sis-

teminin çökmesi, bayiler aleyhine olan mevzuat

hükümleri olduğunu anlatan PÜİS Genel Başkanı

Muhsin Akalın, sorunların çözümü için hükümet-

ten destek beklediklerini dile getirdi.

Konuşmasında son yıllarda akaryakıt bayilerinin

çok büyük sıkıntılar yaşadığına değinen Alkan,

bu sorunlardan en önemlilerinin 10 numaralı yağ

adı altında yapılan kaçakçılık ve haksız rekabet,

kurulması için bayilerin çok büyük bedeller öde-

diği petrol piyasası sisteminin, dağıtıcıların etkisi

ile çökmesi, kaçakçılık ve sistemin çökmesi sonu-

cunda piyasada yapılan yüksek fiyat indirimlerin

sonucunda yaşanan kaos, bayiler aleyhine olan

onlarca mevzuat hükmünün getirdiği mağduriyet-

ler ve otomasyon kurulumu ve sonrasında yaşanan

sorunlar olduğunu kaydetti.

“Rantı ortadan kaldırmak ancak

vergi düşürmekle olur”

Sorunların sadece akaryakıt bayilerini değil, tü-

keticileri ve devlet hazinesini de yakından ilgilen-

dirdiğini söyleyen Muhsin Alkan, 10 numaralı yağ

adı altında yapılan akaryakıt kaçakçılığı nedeniyle,

bayilerin haksız rekabetle karşı karşıya kaldığını,

devletin milyarlarca liralık vergi kaybı yaşadığını,

tüketicilerin ise maddi ve manevi açıdan çok ciddi

kayıplara uğradığını ifade etti.

10 numara yağ kullanımının özellikle son yıllarda

büyük oranlarda arttığına dikkat çeken Alkan, bu

artışta petrol ürünlerinden alınan ağır vergile-

rin en büyük etken olduğunu vurguladı. Alkan,

“Akaryakıtta yüzde 65-70 oranında vergi var.

Kaçak getirildiği vakit bu para cebinde kalıyor.

Esrar eroinden daha karlı bir olay. Cezası da onlar

kadar değil. Az bir para cezası var. Akaryakıtta bu

rant olduğu sürece bunun kaçağına tevessül edilir.

Rantı ortadan kaldırmak ancak vergi düşürmekle

olur. Eğer yakıt ucuzlarsa kimse de bunun kaça-

ğına gitmez” diye konuştu.

Devletin 10 numaralı yağ sebebiyle vergi kaybının

yıllık en az 1.5 milyar dolar olduğunu ifade eden

Akalın, sendika olarak yaptıkları girişimlerin sonu-

cunda 14 Eylül 2011 tarihinde yayımlanan Bakan-

lar Kurulu kararı ile ÖTV’de yapılan düzenlemenin

iyi niyetli ancak eksik olduğuna işaret etti.

“Sistemin yeniden yapılandırılması

şarttır”

Dağıtıcıların kendi işlettiği istasyonlar aracılığı ile

yaptıkları satışın toplam yurt içi pazar paylarının

yüzde on beşinden fazla olmayacağına dair mev-

zuat hükmünün yürürlükten kaldırılmasının 5015

sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na aykırı olduğunu

alınan kararın bayi kesimine vurulan çok ciddi bir

darbe olduğunu kaydeden Alkan sözlerini şöyle

sürdürdü:

“Petrol piyasasında kurulan bu sistem, ülkemizdeki

akaryakıt hareketlerinin üreticiden dağıtıcıya, da-

ğıtıcıdan bayiye, bayiden de kullanıcıya yönünde

olacağını ve bu hareketin hiçbir şekilde değişe-

meyeceğini öngörmüştür. Yani örneğin üreticinin

bayiye veya kullanıcıya doğrudan doğruya bir

satışı kesinlikle olamayacaktır. Yine örneğin, bayi

Bölge Bayiler Toplantısı kapsamında Erzurum’da akaryakıt bayileri ile birlikte Palan Otel’de

basın toplantısı düzenleyen PUİS Genel Başkanı Muhsin Alkan, akaryakıt bayilerinin

sorunlarına değindi. Konuşmasında ana bayilerin perakendecilik yapması halinde akaryakıt

bayilerinin işyerlerine kilit vurma durumuyla karşı karşıya kalacağını vurgulayan Akalın, “EPDK,

bayilerin de üreticilerden, diğer dağıtıcılardan ve diğer bayilerden akaryakıt almalarını serbest

hale getirecek mevzuat değişikliğini yapmalıdır” dedi.

Page 19: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 17

Page 20: Petrol Plus Dergisi 18

18 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Güncel

akaryakıtını sadece bağlı olduğu dağıtıcıdan ala-

bilecek, başka hiçbir dağıtıcıdan veya doğrudan

doğruya üreticiden akaryakıt alımı yapamayacak-

tır. Hatta bayi, kullanıcıya sattığı akaryakıtı iade

dahi alamayacaktır. Sistem bu şekilde kurulmuş

ve çok ciddi cezalara bağlanmıştır. Ancak sistem,

bu katılığının yanı sıra, katmanların mağduriyet-

lerini önlemek amacıyla bir takım düzenlemeler

de getirmiştir.

Bunlardan bir tanesi, dağıtıcıların kendi işlettiği

istasyonlar aracılığıyla yaptığı satışın toplam yurt

içi pazar payının %15’inden fazla olamayacağına

dair düzenlemedir. Böylece, bayilerin dağıtıcılarla

rekabet etme imkanı sağlanmıştır. İşte söz konusu

yeni düzenleme bu adil düzenlemeyi ortadan

kaldırarak, tüm sistemin yerle bir olmasına yol

açmıştır. Çünkü bahsettiğimiz %15 şartı, sistemin

ayakta durmasını sağlayan en önemli ayaklardan

birisidir. Bu ayağın yıkılması, sistemin yıkılması

ile eş anlamlıdır. Dolayısıyla, söz konusu karar

düzeltilmediği takdirde, sistemin yeniden yapı-

landırılması şarttır.

Dağıtıcıların kendi adlarına istasyon kurmalarının

%15 şartı olmaksızın serbest olacağını öngören

EPDK’nın Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nde

yaptığı değişiklik eski haline getirilmediği tak-

dirde, EPDK, bayilerin de üreticilerden, diğer

dağıtıcılardan ve diğer bayilerden akaryakıt

almalarını serbest hale getirecek mevzuat değişik-

liğini yapmalıdır. Bir başka ifadeyle EPDK, petrol

piyasasının işleyişini yeniden adil bir düzene

kavuşturmalıdır”

“Yapılan kaçakçılık ve sistemin çökmesi sonucunda

piyasada yapılan yüksek fiyat indirimleri nedeniyle

yaşanan kaos önlenmezse, petrol piyasası çökecek

ve ülke ekonomisi onarılmayacak çok ciddi yaralar

alacaktır” diyen PUİS Genel Başkanı Muhsin Alkan

son zamanlarda bazı dağıtım şirketlerinin petrol

piyasasında kurulu sistemi hiçe sayarak, piyasaya

çok düşük fiyatlarla sürdükleri akaryakıtlar sonu-

cunda, piyasada bugün tam anlamıyla bir kaos

yaşandığını da belirtti.

Mevzuat hükümlerine aykırı davranışların ceza-

landırılacağı yerde Enerji Piyasası Düzenleme

Kurumu’nun, sistemi yıkan bu illegal girişimleri

legal hale getirecek bir karara imza atmasının da

kabul edilemez olduğunu kaydeden Alkan, “Ha-

tadan derhal dönülmelidir. Aksi halde, yaşanan

kaos, beraberinde bir piyasanın çökmesini ve ülke

ekonomisinin onarılmayacak çok ciddi yaralar

açmasına yol açacaktır” dedi.

“Bayilere tarımsal amaçlı tankerler

için ekstra bir gider kapısının

oluşturulması önlenmeli”

“Bayilerin adil olmayan mevzuat hükümleri ve

bunların uygulamaları nedeniyle yaşadıkları

mağduriyetler, yapılacak mevzuat revizyonları ile

ortadan kaldırılmalıdır” diyen Alkan İstasyon, köy

pompası ve tarımsal amaçlı tanker otomasyonu

konularında karşılaşılan sorunların da devam

ettiğini dile getirdi.

Alkan, “Özellikle, tarımsal amaçlı tankerlerde

yapılacak bir otomasyonun neyi amaçladığını

anlamak mümkün değildir. Burada önemli olan

akaryakıttaki kaçağın önlenmesi ise tankerlere

bağlanacak otomasyonun hiçbir fayda sağlama-

yacağı çok açıktır. Burada bir fayda söz konusu

ise, bu sadece söz konusu otomasyonu kuracak

birkaç şirketin cirosunun artması nedeniyle bu

şirketlere ait olacaktır. Bir başka fayda ise olsa

olsa dağıtıcıların bayiler üzerinde kurdukları

anlamsız, hiçbir işe yaramayan ve sadece bayileri

dağıtıcıların kapı kulu haline getiren birçok kararın

paralelinde, dağıtıcıların lehine sağlayacağı yanlı

bir faydadan ibaret kalacaktır. Dolayısıyla PÜİS

olarak, söz konusu kurul kararının revize edilerek,

bayilere bir de tarımsal amaçlı tankerler için ekstra

bir gider kapısının oluşturulmasının önlenmesini

talep etmekteyiz” şeklinde konuştu.

PÜİS olarak, AB ülkelerinde olduğu gibi, intifa

hakkının bayilik ilişkilerinde sözleşmelere paralel

olarak 5 yılla sınırlandırılması için büyük çaba sarf

ettiklerini ve sonunda başarıya ulaştıklarının da

altını önemle çizen Alkan, EPDK’nın verilerine göre

18 Eylül 2010 tarihinde başlayan bir yıllık sürece

bakıldığı zaman Rekabet Kurumu’nun kararının

daha rekabetçi bir petrol piyasasının oluşumuna

katkı sağladığını açıkça ortaya koyduğunu ve kara-

rın bu olumlu etkisinin, önümüzdeki dönemlerde

daha da artacağına inandıklarını beyan etti.

Page 21: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 19

Page 22: Petrol Plus Dergisi 18

20 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Söyleşi

Kanundaki Ceza Maddeleriyle

İlgili Revizyon Gerekiyor

“Otomasyon konusunda yükümlülüklerin ba-

yilerimizde olması lazım ki, sistem kusursuz bir

şekilde çalışsın” diyen PETDER Genel Sekreteri

Erol Metin ile sektörde yaşanan gelişmeler üzerine

konuştuk.

Sektörün içinde bulunduğu noktayı

kısaca özetleyebilir misiniz?

Türkiye’de akaryakıt sektörü, Avrupa ülkelerinden

farklı olarak, büyüme eğilimini devam ettiren dina-

mik sektörlerin başında geliyor. Enerji piyasasında

liberal bir yapıyı korumaya, serbest ve rekabetçi bir

düzeni geliştirmeye gayret eden bir çizgi ortaya

koyması, gerçekleştirdiği uygulamalarla enerji

sektörüne rehber niteliği taşıması bakımından da

petrol piyasası oldukça önemli bir sektör.

Petrol piyasası zaman zaman kayıt dışı ve bunun

gibi nedenlerden ötürü büyüme kaybı yaşasa da

özünde baktığınız zaman Türkiye’deki büyüyen

ekonominin çizgisine paralel olarak büyüyen bir

sektör. Gelişmekte olan ülkelerde büyüyen bir

petrol piyasası rastlanan bir durumken gelişmiş

ülkelerde bu çok görülmeyen bir durumdur.

Türkiye’nin aksine Avrupa’ya bakarsanız araçların

daha verimli yakıt kullanması, farklı ulaşım model-

lerinin gelişmesi, farklı enerji kaynaklarının ortaya

çıkması nedeniyle petrol piyasasının küçüldüğünü

görürsünüz. Avrupa’nın aksine Türkiye’deki petrol

piyasası gün geçtikçe büyüyor ve büyümeye de

devam edeceği öngörülüyor.

Bir diğer önemli nokta da zaman zaman tü-

keticiler olarak fiyatlardaki artışları rahatsız

edici bulsak da akaryakıttan alınan vergiler

Türkiye’deki vergi gelirlerinin çok önemli bir

bölümünü oluşturuyor. Öyle ki akaryakıt sek-

törü senede 45 milyar TL civarında bir dolaylı

verginin çok hızlı, çok dinamik ve çok verimli

bir şekilde toplandığı bir sektör ve bu nedenle

ülkemizin ekonomisinin lokomotifi olarak da

kabul edilebilir. Bu durum muhtemeldir ki önü-

müzdeki dönem de devam edecek. Geldiğimiz

nokta itibarıyla liberalleşme, serbestleşme

sürecinde çok önemli mesafeler kat etmiş bir

sektörüz. Kısacası akaryakıt sektörü; enerji

piyasalarına yasasıyla, uygulamasıyla, şirketle-

riyle, rekabetçi ortamıyla rehber olma özelliğine

sahip bir piyasa.

Son 4-5 yılda da hizmet, kalite, sağlık, emniyet,

çevre ve rekabet anlamında da Türkiye petrol

sektörü çok önemli mesafeler kat etti. Dilerim bu

gelişme, büyüme ve ilerleme çizgisi aynı hızıyla

devam eder.

Petrol Piyasası Kanunu’nda

bazı değişikliklerin yapılması

gündemde. Size göre mevcut

kanunda sektör açısından revize

edilmesi gereken bölümler

nelerdir?

Petrol Piyasası Kanunu şu anda yedinci yılını ya-

şıyor. Bu yedi yıllık süreç içerisinde

de kanuna dair olumlu ve olumsuz

olmak üzere pek çok birikim oluştu.

Yaşanan bu birikimler kanunun

aksayan ve geliştirilmesi gereken

bölümlerini tespit etmek için önemli

bir fırsat oldu. Bunlardan en önem-

lisi ulusal marker ile ilgili olarak

kanundaki Kaçak Petrol tanımı.

Petrol Piyasası Kanunu’na göre bir

akaryakıtın “kaçak akaryakıt” olup

olmadığının belirlenmesinde “ulusal

marker seviyesi” tek başına ve doğrudan bir belir-

leyici konumda. Yapılan saha denetimleri sırasında

ulusal marker seviyesi kurumun belirlediği düze-

yin altında / ya da üzerinde çıkarsa, bu akaryakıt

kanundaki tanım gereği kaçak akaryakıt anlamına

geliyor. Yasaya göre bu akaryakıtı elinde bulundu-

ran kişi de, kuruluş da yasaların öngördüğü kaçak

akaryakıt uygulamasına tabi olmakta. Yasada bu

kadar sert bir tanım var ve bu tanım uygulamada

ne yazık ki ciddi sorunlar yaratmakta.

Esasen marker belirli kimyasal özellikleri olan

önemli bir enstrüman. Fiziki şartlar, ölçüm hatası,

operasyonel hatalar gibi pek çok teknik neden-

den ötürü kurumun belirlediği seviyenin altında

çıkabiliyor. Ya da numune alınırken hata yapılabi-

liyor veya numune alındıktan sonra bu numune

bekletildiği için farklı sonuçlar çıkabiliyor. Bu ve

bunlara benzer uygulama hataları veya tama-

mıyla operasyonel nedenlerden dolayı sektördeki

pek çok şirketin, bayinin haksız yere kaçakçılık

soruşturması ile karşı karşıya kaldığını biliyoruz.

Sektör olarak üzerinde önemle durduğumuz

nokta bu. Akaryakıt sektörünün bütün oyuncuları

ulusal marker’ın bir yakıtın kaçak veya kayıt dışı

olup olmadığının belirlenmesiyle ilgi faydalı ve

önemli bir enstrüman olduğu konusunda hem-

fikir. Ama teknik bir problemlerden, operasyonel

veya ölçümlerden kaynaklanan hatalar nedeniyle

“Akaryakıt sektörü; enerji piyasalarına yasasıyla,

uygulamasıyla, şirketleriyle, rekabetçi ortamıyla rehber

olma özelliği olan bir piyasa.”

PETDER Genel Sekreteri Erol Metin

Page 23: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 21

Söyleşi

kaçakçı damgası vurulmaması gerektiğini düşün-

mekteyiz. Örneğin biz, bize verilmiş olan A tipi

cihazla ölçüm yapıyoruz. Yaptığımız ölçümlerde

oranlar kanunda belirtilen miktarlarda çıkıyor ve

biz operasyonlarımızı A tipi cihaza göre yapıyoruz.

Ancak denetimler B tipi cihazla, nihai denetimse

C tipi cihazla yapılıyor. Bende B tipi cihaz yok. A

tipi cihaz var, A tipi cihazla operasyonumu yöne-

tiyorum. A tipi cihazla doğru mu? Doğru. Bu bile

kaçak akaryakıt işlemi görüyor. Sistem mühürle-

niyor. Bu nedenlerle çok uzun süreler müherlenen

müesseseler, tank, depolar, gemiler, tesisatlar var,

var. Yapılan hukuki soruşturma ve mahkeme süreci

sonunda bir kaçakçılık olmadığı ortaya çıkıyor ama

neticede boşa geçmiş bir zaman ve zedelenmiş bir

itibar var. Sektör olarak marker seviyesine ilişkin

problemlerde; detaylı bir inceleme yapılmadan

doğrudan kaçak işlemine tabi tutulmamasını arzu

ediyor ve yaşanan bu deneyimlerden yola çıkarak

kanunda bu yönde bir değişiklik yapılmasını ge-

rekli görüyoruz.

Ulusal Marker ’in yanı s ı ra Petrol Piyasası

Kanunu’nun ceza maddesiyle ilgili de bazı prob-

lemler yaşıyoruz. Kanunda bazı cezalar çok ağır,

bazıları ise hafif. Bu anlamda ceza maddeleriyle

ilgili de bir revizyon gerektiği kanısındayız. Ek

olarak on numara yağ konusunda bazı önlemler

alınabilir, bayi dağıtıcı ilişkilerinde iyileştirme

yapılabilir düşüncesindeyiz. Ayrıca standartların

ve hizmetlerin daha da geliştirilmesi gibi idari

ve teknik konular da var. Kısacası öncelikli olarak

kanunda ulusal marker ve ceza maddelerinde bir

revizyona ihtiyaç var.

Otomasyon konusunda gelinen

noktayı değerlendirir misiniz? Sizce

verilen süre yeterli miydi?

Otomasyon Türkiye’de uygulanmasında fayda

gördüğümüz önemli denetim ve izleme yöntem-

lerinden bir tanesi. Ancak yine unutmamız gerekir

ki, aynen ulusal marker’da olduğu gibi otomasyon

da önemli bir teknik enstrümandır ve dolayısıyla

otomasyonu da ulusal marker’da olduğu gibi ta-

mamen siyah- beyaz olarak görmemek gerekiyor.

Netice itibariyle otomasyon sistemi size bir veri

veriyor. O veriyi yorumlamak gerekiyor. Gelen

verileri olduğu gibi kabul edip değerlendirme

yapmamak lazım.

Otomasyon sisteminden gelen veriler çok kıymetli

bilgiler, dolayısıyla hem şirketlerin, hem EPDK’nın

bu verileri dikkatli bir şekilde değerlendirmesi la-

zım. Neticede bunlar gri alanları da olan operasyo-

nel konular. Otomasyon yasa gereği 1 Temmuz’da

uygulanmaya başlandı. Yasaya göre Türkiye’de tüm

istasyonlarda otomasyon sistemi olması gerekiyor.

30 Eylül’e kadar da tankerlerin otomasyona geç-

mesi için süre tanındı. Bunun yanında tarım ve köy

pompalarında da otomasyon sisteminin kurulmuş

ve çalışıyor olması lazım.

Uygulama şu anda başladı. Hem EPDK, hem da-

ğıtım şirketi merkezine tanklardan tank seviyesi,

miktar, satış seviyesi v.s bilgiler anlık olarak akıyor.

Ama bu verilerin çok dikkatli yorumlanması lazım.

Diğer taraftan sahada da bir sürü problemimiz var.

Örneğin biz dağıtım şirketleri olarak bayilerimizin

de bizler kadar bu konuda sorumlu olmaları ge-

rektiğini düşünüyoruz. Çünkü otomasyon sistemi

bayii işletmesinin içinde olan bir sistem-

dir. Dolayısıyla veri kaynağı bayilerdir.

Bayilerin otomasyon sistemini çalışır ve

işler şekilde tutması bu sistemin sağlıklı

işleyişi için son derece önemlidir. Kısa-

cası otomasyon konusunda, en azından

sistemin işlerliğine dair yükümlülüklerin

dağıtıcılar ile birlikte bayilerimizde ol-

ması lazım ki sistem kusursuz bir şekilde

çalışsın.

Sektörde otomasyon sisteminin

pahallı olduğuna ve birçok

istasyonun bu sistemi

karşılamayacağına ilişkin

bir görüş var. Bu konuda ne

düşünüyorsunuz?

Tarafsız baktığınızda sağlanan sürenin gerçekçi bir

süre olduğunu açıkça görmek mümkün. Yaklaşık

3 yılı aşkın bir süre önce EPDK, otomasyon siste-

minin kurulacağını söyledi. EPDK otomasyon için

öncelikle 18 ay süre verdi. Sonra bu süreyi 6 ay

uzattı. Daha sonra 18 Eylül süreci gelince dağıtıcı

bayi anlaşmaları sonucunda şirket değiştirmeleri

oldu. EPDK bu nedenle bir kez daha bu kararı

öteledi. Bu anlamda otomasyon sistemlerinin

kurulması için aslında EPDK makul bir süre verdi.

Ama EPDK’nın otomasyon sisteminden anladı-

ğıyla sektörün otomasyon sisteminden algıladığı

arasında bazı nüanslar olduğu ilerleyen aşama-

larda ortaya çıktı. Aslında özünde zamanla ilgili

yeterince süre vardı. 1 Temmuz itibariyla eğer bir

istasyonda otomasyon sistemiyle ilgili hiçbir şey

yapılmamışsa bunu sistem pahalı, zaman kısa gibi

bahaneyle ilişkilendirmek bizce doğru değil. Eğer

istasyon yeni bir istasyonsa ve işletmeye yeni ge-

çiyorsa EPDK bunu da göz önünde bulundurarak

geçiş sürelerinde esnek davrandı.

10 numara yağ konusundaki vergi

artışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu karar sektörün beklentisini

karşıladı mı? Kesin çözüm

sağlamak adına sizce başka ne tip

enstrümanlar kullanılmalı?

Bu vergi artışının ne ölçüde caydırıcı olacağını

zaman içerisinde göreceğiz. Biz bu uygulamanın

kesin çözüm olmasını ümit ediyoruz. 10 numara

konusu sektörün, EPDK’nın, maliyenin, kamu ida-

relerinin ve bizim gündemimizi uzun süre meşgul

etti ve hepimizi bir o kadar da üzdü. 10 numara

yağ konusunda alınabilecek birkaç tane önlem

vardı. Bunlardan bir tanesi idari önlemlerdi ki

EPDK bu yönde bir iki adım attı. Bir diğeri vergisel

önlemlerdi. 10 numara yağ konusunda sektörde

vergi farklılaştırmasına yönelik bir beklenti vardı.

Bizim de temel olarak öngördüğümüz politika

bu tür teşviklerin kullanım alanına göre vergi

farklılaştırması yolu ile yapılmaması şeklinde idi.

PETDER olarak bizim önerimiz bu tür teşviklerin

veya vergisel desteklerin vergi iadesi mekanizması

ile yapılması şeklinde idi. Böylece bir tarafta gerçek

anlamda üretim ve imalat sektörüne vergi artışı

sonucu ilave bir yük gelmesi önlenecek, diğer ta-

rafta da piyasada bir fiyat farklılığı oluşturulmamış

Page 24: Petrol Plus Dergisi 18

22 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Söyleşi

olacaktı. Maliye Bakanlığımız geçtiğimiz günlerde

aldığı karar ile bir taraftan ÖTV tutarını arttırırken,

diğer taraftan bu vergi artışının üreticiler üzerinde

bir yük olmaması için tecil terkin uygulamasını

devam ettirmekte. Ayrıca Maliye Bakanlığımızın

yetkilileri Tecil terkin uygulamasının da ciddi bir

şekilde denetleneceğini ve bu alandaki sorunları

gidermek üzere çeşitli ilave önlemler de aldıklarını

ifade etmekteler. Dolayısıyla alınan bu kararın

sektör için ciddi haksız rekabet konusu ve aynı

zamanda çevre ve insan sağlığı için ciddi bir tehdit

unsuru olan 10 numara yağ sorununu önleyece-

ğini ümit diyoruz.

PETDER olarak on numara yağ konusunu petrol

sanayimizin ve ülkemizin geldiği gelişmişlik sevi-

yesine yakıştıramıyoruz. 10 numara yağ çevre ve

insan sağlığı içinde uygun değil, aynı zamanda

neden olduğu mali kayıplar çok ciddi oranlarda.

Alınan bu kararla bunun önüne geçebiliriz diye dü-

şünüyorum. Denetimlerle desteklendiği takdirde

önüne geçilmemesi için hiçbir neden yok.

2007 yılında Enerji Bakanlığı’nın

gündeminde ulusal stok ajansı

kurulması vardı. Ancak bu konuda

herhangi bir çalışma yapılmadı.

Bu konuda gecikme sizce neden

kaynaklanıyor? Bu gecikmenin

sektöre maliyeti nedir?

Ulusal Stok Ajansı kurulmasının 2 önemli anlamı

var. Birincisi petrol Türkiye için çok önemli 24 saat

kullanılan bir emtia. Bütün sektörlerin kan damar-

larını oluşturuyor. Eğer bir ajansa sahipseniz acil

durumlarda rezerviniz var demektir. İkincisi de

bazen tüm dünyada spekülatif bir dönem oluşuyor

ve bir bakıyorsunuz ki petrol 300 Dolara çıkmış. Bu

belki çok uç bir örnek olacak ama bu gibi durum-

larda tüketiciler de ülke ekonomisi de etkilenebi-

liyor. Bu tür durumlarda o şoka dayanabilmek için

stok devreye giriyor. Bu, tıpkı zor günler için bir

kenara koyduğunuz paraya benziyor.

Bu çerçevede bakarsak Türkiye’nin zaten yasa

gereği 90 gün stok tutması gerekiyor. Uygulama-

da fiilen 45-50 günlük stok sadece lisans gereği

tutuluyor. Dolayısıyla Türkiye’nin bugün ikmali

kesilse sadece lisans gereği olarak mevcut stoklar

önemli bir güvence.

Petrol Piyasası Kanunu 2003’de çıktı. Bu 8 yıllık sü-

reç içerisinde ulusal stok ajansı kurmuş 90-120 gün

stok tutan ülkeler kaç defa ajansın stoklarına baş-

vurmuşlar? Bir kez mi? Bu anlamda ben Türkiye’nin

çok büyük bir kaybı olduğunu düşünmüyorum.

Mevcut stoklar Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşıla-

yabilecek düzeydedir. Tabii kazanın gelmesini de

beklememek lazım.

Zamanında Petrol İş Genel Müdürlüğü’nde ve

Enerji Bakanlığımızda taslak olarak ulusal stok

ajansı konusu üzerinde epey çalışıldı. Hatta bu

çalışmalara sektör olarak biz de katkıda bulunduk.

Ama belki ülkenin gündemi buna fırsat vermedi.

Önümüzdeki günlerde AB müzakereleri sırasında

da stok ajansı karşımıza çıkacaktır.

Bayiler dağıtım şirketleri istasyon

açabilecekse biz de direkt

rafineriden mal alabilmeliyiz diyor.

Bu konuya bakış açınızı öğrenebilir

miyiz?

‘Dağıtım şirketleri istasyon açabilecekse biz de

direkt rafineriden mal alabilmeliyiz’ söylemini an-

lamlı ve rasyonel bulmuyoruz. Bir kere rafinerinin

perakendeci olmadığını unutmamak gerekiyor.

Eğer rafineri perakende satış yapıyorsa ben de

tüketici olarak rafineriden arabamın deposunu

doldurayım diyebilirim. Bu dağıtım şebekesinin

yapısal unsurlarıyla tamamen ters.

Rafineri ana üreticidir. Ürün orda üretilir, oradan

büyük miktarlarda depolara gider, o depolar vası-

tasıyla da ülkeye dağıtılır ve istasyonlar üzerinden

de tüketicilere ulaştırılır. Dolayısıyla bayii istasyo-

nu aslında bir perakende satış noktasıdır. Peraken-

de satış noktasıyla ana üreticiyi buluşturmanın da

yolları vardır. Eğer bayi ben rafineriden mal almak

istiyorum diyorsa dağıtım şirketi kursun buyursun

alsın. Bugün Petrol Piyasası Kanunu gereği dağıtım

şirketi kurmanın şartı iki yıl sonra satmak üzere

60 bin ton projeksiyon vermektir. Birçok istasyon

da bu rakamı yıl içinde kolaylıkla sağlayabilecek

durumdadır. Dolayısıyla dağıtım şirketi kurmanın

önünde bir engel yoktur ve bayiler isterlerse şir-

ket kurarak da rafineriden kendi ürünlerini teslim

alabilirler. Dolayısıyla sadece adını değiştirecek,

dağıtım şirketi olarak lisans alacak. Ondan sonra

bunu yapması için

hiçbir engel yok .

Dağıtım şirketi olan

herkes de isterse

ithalat yapar isterse

de rafineriden alır.

Buna bir engel yok.

O nedenle hizmet-

leri bir bütün olarak

görmemiz lazım. Bu

perspektiften bak-

mak daha doğru ve

şunu unutmamak

gerekir petrol sektörüne bir dikey zincir dersek

o zincirin her bir halkasının önemli ve kilit bir

fonksiyonu var. O halkalardan hiçbirini çıkartıp

bir başkasını yerine koyamazsınız. Koyarsanız da

sistem yürümez.

Atık yağ konusunda PETDER ne

gibi faaliyetler gösteriyor?

Atık yağ konusunda yürüttüğümüz faaliyetler

6. yılını dolduruyor. Bu projemizin hedefi her yıl

artıyor ve daha iyi sonuçlar veriyor. Aynı zamanda

sosyal sorumluluk projesi olarak gördüğümüz

çalışmamızda bu yıl, 20 bin tonluk seviyeyi aşmayı

hedeflemekteyiz. Türkiye’nin her noktasına ulaşan

ağımızda sağlık, emniyet ve çevre açısından üstün

şartlarda hizmet veriyoruz. 2 yıldır da bu projemizi

başka bir sosyal sorumluluk projesiyle birleştirme-

ye gayret ettik ve “1 Ağaç 1 Varil” adını verdiğimiz

projemizle topladığımız her bir varil yağ için bir

fidan diktik. Geçtiğimiz yıl 15.000 fidanla destek

olduğumuz Ankara Çakırlar Çiftliği (Atatürk Orman

Çiftliği)nin en kısa zamanda yemyeşil bir koru

haline gelmesini arzu ediyoruz.

PETDER’in sosyal sorumluluk

projelerinden bahsedebilir misiniz?

Türkiye genelindeki atık yağ toplama çalışmamız

ana projemiz. Tabii ki üniversitelerdeki araştırma

projelerine ve öğrenci etkinliklerine katkıda bu-

lunmaya, güvenlik sağlık ve çevre koruma oda-

ğında bilinçlendirme çalışmalarımıza da devam

ediyoruz. Örneğin 2 sene önce Trafikte 10 Bin

Hayat adlı ülke ve sektörümüz için oldukça faydalı

olan farkındalık yaratma projesine destek verdik.

Önümüzdeki dönem için

planlarınız nelerdir?

PETDER olarak bu sektördeki saygınlığımızı, öncü

kimliğimizi ve kurumsal duruşumuzu devam

ettirmek istiyoruz.

Page 25: Petrol Plus Dergisi 18
Page 26: Petrol Plus Dergisi 18
Page 27: Petrol Plus Dergisi 18
Page 28: Petrol Plus Dergisi 18

26 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Söyleşi

Yılsonuna Kadar 40 Milyon Dolarlık Yatırım Hedefl iyoruz

Starpet Yönetim Kurulu Başkan Yar-

dımcısı ve Koordinatör Murat Okalin,

akaryakıt sektöründeki en büyük

problemlerden biri alınan yüksek

vergiler olduğunu ve uygulanan poli-

tikaların adil sonuçlar doğurmadığını

ifade ediyor. Hem şirketler, hem de

bayilerin akaryakıt sektörünün yapı

taşları olduğunu her iki tarafın da haklarının gö-

zetilmesini ve sorun teşkil edebilecek alanlarda

yeni düzenlemelere gerektiğini kaydeden Okalin,

“700 bayiye ulaştığımızda ise yurt dışına açılmayı

hedefliyoruz” diyor.

2002 yılında kurulmasına rağmen sektöre hızlı bir

giriş yapan ve kısa zamanda 450 istasyona sahip

olan Starpet Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve

Koordinatör Murat Okalin ile Starpet’in sektördeki

yolculuğu ve gündemdeki son gelişmeler üzerine

keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Kısaca kendinizden ve Starpet’ten

bahsedebilir misiniz?

1981 yılında doğdum. Mardin ve Diyarbakır’da

ilköğrenimimi tamamladıktan sonra Anadolu

Üniversitesi İşletme Fakültesinde lisans eğitimimi

aldım. Çalışma hayatına çok erken yaşlarda baba-

mın yanında başladım. 16- 17 yaşımdan beri çalı-

şıyorum. O yıllarda ithalat-ihracat şirketimiz vardı

ve bu sayede gümrük işle-

rini öğrendim. Sonrasında

akaryakıt sektörüne girdik.

Uzun yıllardır bu sektör-

de faaliyet gösteriyoruz.

“Starpet Garzan Akaryakıt

Dağıtım Pazarlama A.Ş”

adıyla 2002 yılında ana

dağıtım şirketi olarak, yüzde 100

yerli sermayeyle Mersin’de kurulduk.

O günden bu güne kendi markamız

olan Starpet ile ilerliyoruz.

Starpet ülke çapında

kaç istasyona sahip?

Hangi bölgeleri yatırım

anlamında stratejik

buluyorsunuz?

Starpet olarak Türkiye’nin 7 bölge-

sinde, 73 ilimizde 450 istasyona sa-

hibiz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu

Bölgesi’nde özellikle Erzurum, Malatya, Mardin,

Şanlıurfa; Akdeniz Bölgesi’nde Gaziantep, Adana;

İç Anadolu Bölgesi’nde Kayseri, Konya, Çankırı,

Adana; Ege Bölgesi’nde İzmir, Aydın, Muğla;

Marmara Bölgesi’nde İstanbul, Bursa; Karadeniz

Bölgesi’nde Samsun, Trabzon gibi noktalarda

istasyonlarımız bulunuyor ve bu sayıyı daha da

artırmayı hedefliyoruz.

Bu ay içerisinde An-

talya Gazi Paşa’da bir

istasyon daha açacağız.

Starpet, henüz çok genç

bir firma, ancak buna

rağmen gerek bayi is-

tasyonlarımız, gerek öz

mal istasyonlarımız ve

gerekse kurumsal yapı-

lanmamız gibi faktörler

Starpet ’in her geçen

gün büyümesini sağlı-

yor. Marmara bölgesini

yatırım anlamında stra-

tejik bir bölge ve burada 25 milyon dolarlık yatırım

hedefimiz var. Toplamda ise bu yılsonuna kadar 40

milyon dolarlık yatırım hedefliyoruz.

Bayilikler verirken göz önünde

bulundurduğunuz temel

kriterleriniz nelerdir?

Aradığımız tek şart Starpet’in kalitesini vizyon ve

misyonunu anlayarak o doğrultuda faaliyetlerini

sürdürecek kişiler ile birlikte çalışıyor olmak.

Bunun yanı sıra Starpet’in kurulduğu günden bu

yana üzerinde durduğu “aile” kavramını benimse-

miş kişiler olması gerekiyor. Toplamda 40 milyon

dolarlık bir yatırım hedefledik ve Türkiye’nin

her bölgesindeki istasyon sayımızı da artırmayı

hedefliyoruz. Buna bağlı olarak istihdam olarak

sayımızda da büyük artışlar olacaktır. 2011 yılı bayi

yatırım hedeflerinde bir sınırlama yapmayacağız;

ancak en az 3 yıl geri dönüşüm sağlayabilecek ve

yüksek satış potansiyeline sahip bayi olması ge-

rekiyor. Yatırımlarımızda sınırlama yapılmayacak,

yeter ki bu şart sağlanabilsin.

“Bayilerimizle oluşturduğumuz ve her geçen gün gelişen bir kurum kültürümüz var. Bunu

müşterilerimize de yansıtıyor ve ortak bir anlayışla hizmet veriyoruz.”

Page 29: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 27

Söyleşi

Starpet bayisi olmanın getirdiği

avantajlar nelerdir? Bayilere neler

vaat ediyorsunuz?

Bayilerimizle oluşturduğumuz ve her geçen gün

gelişen bir kurum kültürümüz var. Bunu müşteri-

lerimize de yansıtıyor ve ortak bir anlayışla hizmet

veriyoruz. Bayilerimizde ortak kurum kültürünü

oluşturmak için çeşitli eğitimler ve seminerler

gerçekleştiriyoruz. Tüm bu çalışmalardan karşı-

lıklı faydalar sağlanıyor. Önce kendimize yatırım

yapıyoruz ki verdiğimiz hizmet her zaman en üst

düzeyde olsun. Tüketici beklentilerinin üstüne

çıkabilelim. Starpet bayilerinin ayrıcalıklı olması

gerek, fark yaratması gerek. Buna bağlı olarak

da ortak değerler yaratmalılar. Starpet bir aile

şirketidir, bu sebeple ortak bir kurum kültürü

oluşturmak için sürekli eğitimlerle ve toplantı-

larla standartlarımızı ve kurallarımızı uygulama

nedenlerimiz üzerinde duruyor ve tam olarak

anlaşılmasını sağlıyoruz. Nedensiz kısıtlamalar

ve yasaklar kurum kültürümüze uymadığı için bu

tür uygulamalarımızı çalışanlarımızla şeffaf olarak

paylaşıyoruz. Böylece motivasyon eksikliği ya da

düşüklüğü gibi bir sorunla karşılaşmıyoruz. Kural-

ları çalışanlarımıza gerekçesi ile açıkladığımızda

onlar bu kuralları sahipleniyor ve uyulması için

çaba gösteriyorlar.

Ürün ikmali konusunda bayilere

ne tür kolaylıklar sağlıyorsunuz?

Bayiler kendi imkanlarıyla mı

ürünleri alıyorlar?

2006 yılında kurduğumuz ve o zamandan beri

faaliyet gösteren kendimize ait lojistik filomuz

var. Bayilerimiz kendi ihtiyaçları doğrultusunda

bizimle irtibata geçiyorlar. Ülke genelinde bu-

lunan tüm bayilerimize dağıtımı lojistik filomuz

gerçekleştiriyor.

Nasıl bir fiyat politikası

izliyorsunuz? Şu anda

Starpet’in pazardaki konumunu

değerlendirebilir misiniz?

Türkiye’de hâlihazırda 55 akaryakıt dağıtım şirketi

bulunuyor. Türk akaryakıt sektörünün yaklaşık yüz-

de 70’inin yabancıların elinde olduğu biliniyor. Biz

Starpet olarak akaryakıt firmaları arasında istasyon

sayısı ile sıralamada 16, satış sıralamasında ise

13.sırada yer alıyoruz. Starpet, henüz çok genç bir

firma, ancak buna rağmen gerek bayi istasyonları-

mız, gerek öz istasyonlarımız ve gerekse kurumsal

yapılanmamız gibi faktörler Starpet’in her geçen

gün büyümesini sağlıyor. Türkiye petrolün yüzde

95’ini ithal ediyor. Bu nedenle petrol fiyatlarındaki

artış, tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de olum-

suz etkiliyor. Petrol fiyatları içinde rafineri, dağıtım

şirketleri, bayi kar payı var. Bir de üreticilerin payı

var. Vergi yükü yüzde 67’tir. Bu ciddi bir rakam.

Dünyada en fazla akaryakıt vergisi alınan ülkeyiz.

Dolayısıyla en pahalı benzini biz satıyoruz bu

durumda dağıtım firmaları ve bayileri kar marjları

ciddi şekilde düşüş yaşanıyor. Akaryakıttan alınan

vergi oranları Türkiye’de alınan tüm vergilerin yüz-

de 14’ünü oluşturuyor. Eğer gerekli tedbirler alınır

ve vergi oranları düşürülürse akaryakıttaki tüketim

de artar. Yani oluşacak olan bütçe açığı da denge-

lenmiş olur. Starpet olarak sektörün tüm büyük

firmalarında olduğu gibi ürünlerimizin tamamını

TÜPRAŞ’tan satın alıyor ve uygun fiyatlarda, güven

ve kaliteli hizmet anlayışı çerçevesinde müşterimiz

ile buluşturuyoruz.

Starpet olarak, indirim günleri kampanyalarımızı

da geçtiğimiz Şubat ayı ile birlikte başlattık ve hala

Türkiye’nin çeşitli noktalarında da kampanyala-

rımıza devam ediyoruz. İndirim günleri tüketici

için de büyük avantaj. Çünkü bu özel kampanya

günlerinde, tüketici deposunu tamamen doldu-

rabiliyor. Bu, gerçekten tüketici açısından çok

anlamlı ve faydalı.

Türkiye’de ADR hakkında uzun

zamandır konuşuluyor. Sizce

firmalar ve sürücüler ADR sürecine

hazır mı?

ADR tehlikeli maddelerin taşımacılığının güvenle

yapılabilmesi ve çevreye maddi manevi zarar oluş-

turmaması için belirlenmiş olan bir takım kurallar.

Bir nevi bu işin standartlaştırılması. Bu tabi ki hem

firmalar hem de firmaların faaliyet gösterdiği çev-

re açısından çok olumlu bir anlaşma. ADR uyum

süreci Türkiye için çok önemli. Alınan önlemler ve

yapılan uygulamalar da bu sürecin olumlu yönde

geliştiğini gösteriyor. Önemli olan bunun adımı-

nın atılmış olması, çalışmaların başlamış olması.

Zaman içerisinde hem firmalar hem sürücüler bu

konuda daha da bilinçlenecek. Doğal olarak bu

zaman alacak bir süreç fakat ben gelişmeleri çok

olumlu buluyorum.

Sahada karşılaştığınız problemler

nelerdir?

Akaryakıt sektöründeki en büyük problemlerden

biri alınan yüksek vergiler. Uygulanan politika

maalesef ki adil sonuçlar doğurmuyor. Fiyatlar

belirli bir standartta kalmıyor ve tüketicide

olumsuz yargılar oluşmasına sebep oluyor. Haksız

rekabet ortamı oluşuyor. Hatta kamu güvenliğini

tehdit edecek boyutlara kadar ulaşıyor bu durum.

Akaryakıt kaçakçılığı diye bir gerçek var. Tüketi-

ciler kalitesini, markasını bilmediği akaryakıtları

alıyorlar. Bu hem kanunen yasak, hem de çok ciddi

sonuçlar doğurabilir.

Bildiğiniz üzere Lisans

Yönetmeliği’nin 34’üncü ve

44’üncü maddelerinde yapılan

değişiklikle dağıtım şirketleri ile

bayiler arasındaki “mülkiyet” ve

“işleticilik” şartları kaldırıldı. Yüzde

15 pazar payı sınırlaması, sadece

dağıtım şirketi ile aynı ticari unvanı

taşıyan bayiler için geçerli olacak.

Bunun sektöre etkilerinin ne yönde

olacağını düşünüyorsunuz?

Etkileri piyasaya olumlu olarak yansıdı. Dağıtım

kanalları önceden birkaç şirketin tekelindeydi.

Yeni yapılan düzenlemeyle artık her şirket kendi

dağıtım ağını oluşturabiliyor. Böylece dağıtımdaki

maliyetler düşüyor. Bu düşüşler tüketici yararına

oluyor. İndirim kampanyalarıyla daha uygun fiyata

akaryakıt alabiliyorlar.

Page 30: Petrol Plus Dergisi 18

28 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Söyleşi

Sektörde 10 numara yağ sorununa

nasıl bir çözüm getirebilir.

Bu konuda sektörün önemli

oyuncularından biri olarak

neler yapılması gerektiğine

inanıyorsunuz?

10 numara yağ sorunu akaryakıt sektörünün en

önemli sorunlarından biridir. Ticari ve sınai faali-

yetlerin önemli bir göstergesi olan kırsal motorin

tüketimindeki yüzde 4,6 düzeyindeki gerileme,

kriz sonrası büyüyen ekonomi ve sınai gelişme

verileri ile önemli bir uyuşmazlık göstergesi ola-

rak dikkati çekiyor. Akaryakıt sektörü üzerinde

bulunan ağır vergi yükü doğal olarak fiyatlara da

yansıyor. Fiyatlar arasındaki tutarsızlık nedeniyle

tüketici 10 numara yağa rağbet gösteriyor. Atık

ve baz yağlardan oluşturulan 10 numara yağ

satışı hem akaryakıt sektörünün hem de toplum

sağlığının en büyük problemidir. Tüm bunlar bu

konudaki yasal düzenlemelerdeki eksikliklerin

sebep olduğu bir durum. Tabi ki yasalar tekrar

düzenlenmeli ve eksiklikler giderilmeli diye dü-

şünüyorum.

Bildiğiniz üzere Rekabet

Kurumu’nun 18 Eylül 2010

tarihinden itibaren akaryakıt

dağıtım şirketleriyle bayiler

arasındaki intifa sözleşmelerini 5

yılla sınırlandırmasının üzerinden 1

yıl geçti. Geçen süreci göz önünde

bulundurarak sizce bu süreçte

alınan karar sektörün yapısını nasıl

değiştirdi? Önümüzdeki döneme

etkilerinin ne yönde olacağını

öngörüyorsunuz? Alınan karar

beklentilere ne ölçüde cevap verdi?

Alınan karar bayiler açısından olumlu sonuçlar

doğurdu. Karar öncesinde bayi ve şirket arasında

yapılan anlaşma daha çok şirketin menfaatlerini

gözetiyordu ve adil olmayan bir durum söz ko-

nusuydu. Hem şirketler, hem de bayiler akaryakıt

sektörünün yapı taşlarıdır. Her iki tarafın da hakları

gözetilmeli ve sorun teşkil edebilecek alanlarda

yeni düzenlemelere gidilmelidir. Bu tür düzenle-

meleri Starpet olarak olumlu karşılıyoruz. Bununla

beraber rekabet kurulunda da değişim oldu.

İstasyonların yüzde 30-40’ı serbest kalmış oldu.

Buna rağmen sektörde yüzde 10 bir değişim oldu.

Bu değişimde biz 60 yeni istasyon kazandık ve 1

bayi kaybettik. Bu bizim için önemliydi. Onun için

marka çalışmalarına ağırlık veriyoruz.

Bayilerinizin eğitimi noktasında ne

tür faaliyetler yürütüyorsunuz?

Starpet kurum kültürü olan ve bu kültürü yaşayan

ve yaşatabilen bir kurumdur. Yani Starpet kurum-

sal değerler, kurumsal inançlar ve alışkanlıklara

dair her şeyi gözetmektedir. Her daim çalışanlarına

ve bayilerine normlar, kalıplar, inançlar, tutumlar

ve davranışların oluşturduğu bir değerler sistemi

ile yaklaşmaktadır. Bu nedenle Starpet olarak

kurumsal bir anayasaya sahibiz. Tüm Türkiye’ye

yayılan istasyon ağımız ile dağıtık bir organizasyon

yapısına sahip. Bu nedenle tüm görsel ve yazılı

kullanımlardaki Kurumsal Kimlik standartlarımız

yanı sıra, Temizlik ve Hijyen, İlk Yardım, Güvenlik,

Müşteri Hizmetleri, Lojistik Hizmetler, Davranış

Kuralları, Market İşletmesi ve İstasyon Yönetimi

vb konularda uyguladığımız değerler ve kurallar

sistemimiz bulunuyor. Bunları tüm bayilerimizin

uygulaması için sistematik eğitimler gerçekleş-

tiriyoruz.

Pazar payını artırmak

anlamında 2011 ve sonrası için

hedefl eriniz var mı?

Starpet kurulduğu yıldan bu yana hedeflerini çok

iyi belirlemiş ve öncelikle tüm Türkiye sonrasında

da yurtdışı açılımları için çalışmalarını sürdü-

rüyor. 2011 yılı sonuna kadar sadece Marmara

Bölgesi’nde 25 milyon dolarlık yatırım hedefliyo-

ruz. Toplamda ise 40 milyon dolarlık yatırım hedefi

belirledik ve bu konuda çalışmalarımız sürüyor.

2011 yılı için ise hedeflediğimiz cirosal rakam

650 milyon TL’dir. Starpet’in şu an Türkiye çapın-

daki istasyon sayısı ortalama 450’dir. Türkiye’de

700 bayiye ulaştığımızda ise yurt dışına açılmayı

hedefliyoruz.

Gelecek dönemde Starpet

müşterilerini ne gibi yenilikler ve

kampanyalar bekliyor?

Starpet olarak hizmet kalitemizi ve müşteri mem-

nuniyetimizi her şeyin üstünde tutuyoruz. Çalışan-

larımız, en alt kademeden en üst düzeye kadar

yenilikçi. Verimli Tüketim Hareketi kampanyamızı

devam ettiriyoruz ve tüketimde müşterilerimizi bi-

linçlendirmeyi ve doğal kaynaklara sahip çıkılması

gerektiği yönünde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Bu amaçla kendi bünyemizde yenilikçi projeler

geliştiriyoruz. Müşterilerimiz ise, Starpet’te uygun

fiyata, yüksek kalitede ürün bulabiliyor. Güvenilir,

ulaşılabilir, vizyon sahibi ve şeffaf bir kurumuz.

Müşterimize yüksek kaliteli ürünü avantajlı kam-

panyalarla ulaştırıyoruz. Müşteri menfaati odaklı

olan bu kampanyalar devam edecek.

Page 31: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 29

Page 32: Petrol Plus Dergisi 18

30 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Söyleşi

Kendini Sürekli Yenileyen ve

Geliştiren Bir Firma Olmaya

Gayret Ediyoruz

Tekser sektörde yaşanan teknolojik gelişmeleri

sürekli ve yakından takip eden bir firma. Firmanın

bu felsefesi ürün gamına ve hizmet kalitesine de

yansımış. “Tekser hiçbir zaman 2. olma hedefi ile

hareket etmedi. Hizmet verdiği alanın şampiyonu

olmaya çalıştı. Bu hedef, bizim bundan sonraki

felsefemizin de temelini oluşturuyor. Sektöre en

iyi hizmeti vermek için her zaman gayret içinde

olacağız” diyen Tekser Yönetim Kurulu Başkan

Yardımcısı Murat Atasoy ile sektörde sundukları

çözümler hakkında konuştuk.

Kısaca kendinizden bahseder

misiniz?

1961 yılında Trabzon’da dünyaya geldim. Eği-

timimi İstanbul’da tamamladıktan sonra 1983-

1990 yılları arasında fiber-glass yat imal eden bir

firmada yönetici olarak, 1990’lı yılların başında

da petrol sektörüne Meksan firması’nın Bölge

Müdürü olarak katıldım. Buradaki deneyimim

sonrası 1996 yılında Tekser firmasını kurduk. Tekser

kuruluşundan bu yana önemli adımlar attı, hep

büyüyerek ilerledi.

Tekser’in kuruluşundan bugüne

kadar geçen sürece ilişkin bilgi

verebilir misiniz?

Biz aslen Tekser’i bir servis şirketi olarak oluştur-

muştuk. Gayemiz Türkiye’de yer alan akaryakıt

dağıtım şirketlerinin tümüne altyapı tesisatı ve

marka farkı gözetmeksizin ekipman teknik servisi,

bakım hizmetleri vermekti.

Fakat süreç içinde müşteri taleplerimiz ve yurt-

dışı ekipman üreticisi firmalarla ilişkilerimiz bizi

biraz daha farklı geliştirdi. İlk olarak 1998 yılın-

da Dresser Wayne markalı pompaların Türkiye

distribütörlüğünü aldık ve bu ilişkiyi günümüze

kadar taşıdık. 1999 yılında Alman Hectronic tank

otomasyonu ekipmanlarının, Cimtek markalı

pompa filtrelerinin ve İtalyan Annovi Reverberi

markalı yıkama makinelerinin distribütörlüğünü

aldık. 2002 yılına geldiğimizde İsveç orijinli KPS

yer altı akaryakıt flexible boru sistemlerinin ve

Çek Cumhuriyeti’nden Semperit markalı akaryakıt

pompa hortumlarının distribütörlüğü ile tanıştık.

2004 yılında Red Jacket markalı dalgıç pompaların,

2006 yılında Husky markalı pompa üzeri güvenlik

ekipmanlarının (tabanca dahil), 2009 yılında ise

UPP markalı yer altı flexible borulama ekipman-

larının distribütörlüğünü aldık. 2010 yılında yer

altı çift cidarlı tankların ve boruların cidar arası

kaçak gözetleme sistemi olan Alman SGB firma-

sının temsilciliğini yapmaya başladık. Son olarak

bu yılbaşından itibaren Red Jacket markalı dalgıç

pompa distribütörlüğümüzün sona ermesiyle Fe

Petro markalı dalgıç pompaların yetkili satıcılığını

yapmaya başladık.

Distribütörlük ilişkilerimizin şirket bünyesine

katılması ile Tekser, yıllar içinde servis ve bakım

hizmetlerini ekipman tedariki ile birleştirerek

Türk akaryakıt sektörünün önemli bir oyuncusu

haline geldi.

Bizi bu alanda hizmet eden fi rmalardan ayrıştıran

en önemli parametre, bizim istasyonun her detayını

yapabilme, tekniğe dayalı her konusunda hizmet

verebilme kabiliyetimizdir. Dolayısıyla istasyona

yalnızca otomasyon penceresinden bakmıyoruz,

toplamına yönelik çözümler üretirken farklı bir

analitik bakış

getiriyoruz.

Page 33: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 31

Söyleşi

Sektöre ne tür hizmetler

veriyorsunuz?

Biz aslımızı oluşturan servis ve istasyon bakımı

hizmetlerimizi hep geliştirerek bugüne geldik.

Bugün Türkiye’nin her köşesine dağılmış 28 adet

bayi organizasyonumuz ile servis, survey ve

periyodik bakım hizmetleri, daha önce bahset-

tiğim ekipmanların tedariki, montajı ve devreye

alınması, altyapı tesisatları ve kıramadığımız

müşterilerimizin talebi durumunda anahtar teslimi

akaryakıt, LPG ve CNG istasyonu yapımı hizmet-

lerini üstleniyoruz.

Ürün portföyünüzden bahsedebilir

misiniz? Önümüzdeki dönemde

ürün portföyünüze ne türde

ürünler katılacak?

Ürün portföyümüze baktığımızda lokomotif

ürünümüzün Wayne markalı akaryakıt pompaları

olduğunu söyleyebilirim. Bunun dışında dalgıç

pompalar, flexible yer altı borulama sistemleri,

pompa üstü hortum, tabanca, mafsal, breakaway

coupling, tank ve pompa otomasyonu, kaçak gö-

zetleme sistemleri ana ürün portföyümüzü oluş-

turuyor. Tekser, 2002 yılında kurduğu Teksergaz

firması ile de o tarihten bu yana da sıkıştırılmış

doğalgaz (CNG) istasyonlarının ekipman tedarik-

lerini ve kurulumunu yapmaktayız.

Tekser olarak sektörün teknolojik gelişmelerini

sürekli ve yakından takip ediyoruz. Bu takip

ürün gamımıza da yansımakta. Sürekli kendi-

mizi yenileyerek ve geliştirerek yeni ürünleri

ekleme gayreti içindeyiz.

Marka konumlandırmanızı

hangi faktörleri göz önünde

bulundurarak yapıyorsunuz?

Nihai kullanıcıda doğru bir Tekser

imajı yaratabilmek için ne tip

faaliyetlerde bulunuyorsunuz?

Hizmetin sürekliliği, esnekliği ve koşulsuz

müşteri memnuniyeti Tekser’in en temel il-

keleri. Tekser kuruluşundan bu yana verdiği

hizmetlerle hep taahhüdünü eksiksiz ve zama-

nında yerine getiren bir profil çizdi. Tekser’den

istenen hizmet tam ve zamanında karşılığını

buldu. Müşteri profilimizi oluşturan akaryakıt

dağıtım şirketleri ve istasyon sahipleri Tekser’i

belirttiğim bu özellikleri ile hep farklı bir yerde

konumlandırdılar. Wayne pompaları ile özdeş-

leşen imajımız bu sayede hep yukarıda yer aldı.

Bizim en önemli misyonumuz uzun ve özverili

emeklerle oluşan bu imajı her zaman devamlı ve

sürekli kılmak.

Bunu sağlayabilmek için insan kaynaklarımıza,

yetişmiş personelimize ve yurtiçi-yurtdışı eğitim

programlarımıza çok önem veriyoruz. Kendini

sürekli yenileyen, geliştiren bir firma olmaya

gayret ediyoruz.

Pazar payınızı artırabilmek

için gerçekleştirdiğiniz yatırım

stratejilerinden bahsedebilir

misiniz?

Belirttiğim gibi insan kaynaklarına ve onların eği-

timine yaptığımız yatırım önemli bir yer tutuyor.

Bunun dışında lokomotif ürünümüz olan Wayne

akaryakıt pompaları ile ilişkilerimiz günden güne

gelişiyor, yenileniyor. Ortak yatırımlar planlıyoruz.

Bunun dışında bu yıl itibarıyla Tekser markalı LPG

pompa üretimine de başlamış bulunuyoruz.

Sizce şu anda sektörün en önemli

sorunu nedir? İyileştirme adına

çözüm önerileriniz nelerdir?

Sektörün türlü sorunları var elbette, bunlar değişi

platformlarda, değişik seviyelerde ele alınıyor,

görüşülüyor ama bizi ilgilendiren kısmını özetle-

meye çalışırsak:

2010, 18 Eylül miladı sektöre farklı bir boyut

getirdi. 5 yılla sınırlanan intifa süreleri sebebiyle

evvelce akaryakıt dağıtım şirketlerince yapılan

istasyon demirbaş yatırımları bayi inisiyatifine

bırakıldı. Burada istasyon sahipleri malzeme,

ekipman, ürün kalitesinden önce satın alma

fiyatları ve alım şartları ile karar veriyorlar. Kalite-

nin karşılığını bulamadığı bir süreç yaşıyoruz ne

yazık ki. Organizasyon ağı ve büyüklüğü bizimle

eşdeğer olmayan, ürün kalitesi bizden çok aşağı

segmentlerde yer alan meslektaşlarımızla aynı

kefeye konuluyoruz.

Akaryakıt şirketlerinin kendi mülkü istasyonların

önümüzdeki dönemde artacağını düşünüyoruz,

her 5 yılda bir sözleşme yenilemektense kendi

istasyonlarını oluşturacaklar. Bu konuda öncülük

yapan ve kaliteyi seçerek Tekser’le çalışan dağıtım

firmalar var. Bu sayı arttıkça sorunun azalacağını

ön görüyorum.

Tank otomasyonu konusunda da

sektöre hizmet veriyorsunuz. Sizce

bu konuda sektör yeteri kadar

bilinçli mi?

Ne yazık ki hayır. Bilindiği üzere EPDK mevzuatı

gereği tüm istasyonlar bu yatırımı tamamladılar.

Önemli bir kısmı sadece mevzuatı yerine getirme

ana fikriyle kaliteye bakmadan bu çalışmaları bitir-

diler. Bizim pazarlama ve satışını gerçekleştirdiği-

miz Alman Hectronic Markası bu alanda önder bir

üretici. Elbette farklı kalite fiyata da yansıyor. Bir

evvelki sorunuzda bahsettiğim sorun bu sebeple

bu alanda da karşımıza çıkıyor.

Satış sonrası servis

organizasyonunuz hakkında bilgi

verebilir misiniz?

Konuşmamın başında da geniş bir şekilde bahset-

miştim. Tekser servis tandanslı kurulmuş bir şirket.

Başlangıçta tüm markalar için başlattığımız bu

hizmet, yıllar içinde kendi ithal ettiğimiz, temsilcisi

olduğumuz markalar için ağırlık kazandı. Koşulsuz

müşteri memnuniyeti felsefesiyle hareket eden bir

organizasyonumuz olduğu için bu hizmeti hep

esas ve ön planda tuttuk. Bugün Türkiye ve hizmet

verdiğimiz Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan,

Özbekistan, Kuzey Irak, KKTC, Afganistan coğrafya-

ları da dahil olmak üzere 7/24 servis vermekteyiz.

Yurtiçinde sayıları 28’i bulan bayi teşkilatımız,

yurtdışında ise alt distribütörlerimiz üzerinden

bu hizmeti sürekli kılmaktayız.

Page 34: Petrol Plus Dergisi 18

32 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Söyleşi

Akaryakıt otomasyonu konusunda

hizmet veren sektördeki diğer

firmalardan sizi ayrıştıran unsurlar

nelerdir?

Tekser olarak aslen biz de bu hizmeti vermekteyiz.

Ama sektör ve müşterilerimiz bizi farklı konum-

landırdıkları için bu yönümüzle yeterli hacme

ulaşamadık. Bizi yalnızca bu alanda hizmet eden

firmalardan ayrıştıran en önemli parametre, bizim

istasyonun her detayını yapabilme, tekniğe dayalı

her konusunda hizmet verebilme kabiliyetimizdir.

Dolayısıyla istasyona yalnızca otomasyon pence-

resinden bakmıyoruz, toplamına yönelik çözümler

üretirken farklı bir analitik bakış getiriyoruz.

Bu sebeplerle bizim algılama seçiciliğimiz farklı

çalışıyor, bir istasyona otomasyon amaçlı gidildi-

ğinde istasyonun HSSE standartlarından, ekipman

yelpazesine kadar her detayı görüyor ve gerekli

olanlara müdahale edebilme kabiliyeti taşıyoruz.

Önümüzdeki döneme ilişkin

hedefl eriniz nelerdir?

Tekser hiçbir zaman 2. olma hedefi ile hareket

etmedi. Hizmet verdiği alanın şampiyonu olmaya

çalıştı. Bu hedef, bizim bundan sonraki felsefemi-

zin de temelini oluşturuyor. Sektöre en iyi hizmeti

vermek için her zaman gayret içinde olacağız.

Son olarak neler söylemek

istersiniz?

Öncelikle bana bu fırsatı verdiğiniz için size te-

şekkür ederim. Devrin hesap ve ekonomi devri

olduğunu unutmuyoruz. Bu sebeple lansmanını

yeni başlattığımız yeni jenerasyon “x-flo” pompa

metrelerimize değinmeden geçemeyeceğim.

Biz Wayne pompalarımızın Türkiye’de en yaygın

kullanılan “Global Vista” ve “Global Vision” model-

lerinde bu yeni metrelerimizi kullanmaya başladık.

Tasarruf sağladığı bağımsız deneticiler tarafından

ispatlanmış bu metrelerimizin istasyon sahipleri

tarafından yoğun bir talep görmeye başladığını

ve bu talebin artacağını belirtmek isterim.

Page 35: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 33

Page 36: Petrol Plus Dergisi 18

34 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Söyleşi

Petrol İstasyonlarında Lastik

Satışının En Verimli Yolu: LastikPark

LastikPark’ı ve Genel Müdürü

olduğunuz Sertaş Şirketini ve

Tatko’yu kısaca sizden dinlemek

istersek ne derdiniz?

Sektörde asırlık kuruluş olmaya merdiven dayamış

bir yapıdan söz ediyoruz, kısaca anlatmak zor der-

dim öncelikle. Tatko kültürü üzerine inşa edilmiş

şirketleriz. Temelinde temsil edilen markalara gözü

gibi bakmak olan bir anlayış. Otomotiv, özel olarak

da lastik alanında uzmanlaşmış bir yapı. Beklenti-

leri tam karşılamayı, iş hayatında devamlılığı esas

alan, güvene dayalı ilişkilerle gelişen bir dağıtım

şirketleri grubu en özet hali ile. Lastikpark ise do-

ğumunu bu yapının bizzat gerçekleştirdiği, gruba

ait en genç perakende ağı markası.

Faaliyet alanları hakkında biraz

daha detaylı bilgi verebilir misiniz?

Tatko Grubu Şirketleri; binek ve fork lift lastiğin-

den, kamyon otobüs lastikleri ve iş makineleri

lastiklerine kadar en geniş kapsamda, yeni lastik

satışı, jant satışı, kaplama üretimi, kaplama ve

tamir malzemeleri, en basitinden en karmaşığına

komple servis ekipmanları ve cihazları temini ve

bunların servisi gibi konularda hizmet veriyor.

LastikPark şehirli araç segmentlerine, yani binek,

4x4 ve hafif ticari araç lastiklerine, satış – servis

bütünlüğü içinde, üst standartlarda hizmet sun-

mak için geliştirilen, tüm Türkiye

çapında bir lastikçi servis mağaza-

ları zinciri kimliği.

Söylediklerinizden

uluslararası ilişkileri

de kapsayan, çok geniş

çapta hakimiyete sahip

bir organizasyon söz

konusu diye anlıyorum.

Doğru mudur?

Grup şirketlerimizi toplu düşünür-

sek, hepsi dünyanın alanında önde

gelenlerinden olan 50 civarında

markanın temsilciliği uzun yıllardır

sürdürülmekte. İthalat ve ihracat-

larımızın kapsamı da genel eko-

nomik yapıya bağlı olarak gittikçe

genişlemekte. Özet olarak doğru

anlıyorsunuz diyeyim.

LastikPark’ a özel olarak bakarsak

orada durum nasıl?

LastikPark 2010 yılı başında Türkiye lastik pi-

yasası ile tanışan bir marka. Dünya lideri lastik

markalarını bünyesinde

bulunduruyor. Temsil et-

tiği uluslarası markaların

yapılanmalarına bağlı

olarak Türkiye çapında tek

temsilcisi olduğu lastik

markaları ve jant marka-

ları da dahil toplam 20

markayı bayilerine sunu-

yor. 1.5 yıl gibi kısa bir

sürede Türkiye çapında

50’ye yakın ilde ve pek

çok önemli ilçede toplam

150’ye yakın bayisi i le

Türkiye lastik piyasasının en hızlı gelişen lastik

mağazaları zinciri durumunda.

LastikPark’ın bu başarısının sırrı

nedir sizce?

Bayilerin beklentilerini analiz edip, bunlar tam

karşılanmıyor, biz karşılayabiliriz diyerek yola

çıkmış olmamız. Bu bir sır değil ayrıca, henüz yola

çıkarken açık açık tüm sektöre duyurduğumuz,

“LastikPark bayileri büyüyecek, LastikPark bayileri

ile büyüyecek” şeklinde slogan olarak benimse-

diğimiz tek cümle yatıyor tüm bu yaşananların

temelinde.

Peki LastikPark ile petrol

istasyonları neden yanyana

gelmesi gereken ikililer sizce?

LastikPark öncelikle piyasada mevcut lastik satıcı-

larının beklentilerine konsantre olarak yola çıktı.

Sertaş Genel Müdürü Sedat Besen ile Grup Şirketleri ve Lastikpark üzerine yaptığımız

söyleşi, petrol istasyonlarını özellikle ilgilendiren önemli değerlendirmeler ortaya çıkardı.

Page 37: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 35

Söyleşi

Aslında petrol istasyonlarında lastik satışı için

gerekenleri incelediğimizde, bunların cevaplarının

da LastikPark’ta olduğu net olarak görülüyor. Bana

göre, eğer lastik bayiliklerinin beklentilerine geç-

mişte daha fazla adapte olabilen dağıtımcı yapılar

bulunsaydı, daha o günlerden petrol istasyonları

lastik perakendesinde çok daha önemli bir konu-

ma gelmiş olurdu.

O zaman LastikPark petrol

istasyonları için lastik işi

eklemlenmesini otomatik

olarak çözecek bir fırsat

diyebilir miyiz?

Karşılıklı fırsat oldukları doğru, ama oto-

matik sözcüğü gerçekci bir tanımlama

olmaz. Evet LastikPark olarak, piyasada

talebi olan tüm ebat ve markalara tek el-

den hizmet, yokluk yaşatmayan, miktara

bağlı olmaksızın hızlı sevk sağlayan lojis-

tik imkanlar, hedef kota zorunluluklarını,

stok yükünü kaldırma, verimli iş akışı için

uzman desteği verme, rekabette avan-

tajı koruyan fiyat politikası, net fiyatlı

takip gerektirmeyen faturalama sistemi,

periyodik genel ve özel kampanyalar, internet

üzerinden tüm ilişkileri takip ve kontrol imkanı ve

bunlar gibi bilinen tüm beklentilerin cevaplarını

kapsayan hizmet özelliklerini sunuyoruz. Ancak

her bir istasyona özel durumunda dikkate alınması

ve oraya özel gerekenlerin de sağlanması gereki-

yor. Bu da kendiliğinden olacak bir şey değil.

O zaman petrol istasyonlarının

verimli bir şekilde LastikPark ile

yanyana gelmesinin doğru yolu

nedir?

Bir petrol istasyonu işletmecisi gün boyunca

önünde durup kalkan araçların lastiklerine bakıp,

“Neden buradan lastik almasınlar?” diye soruyor

ise doğruya yürüyebiliriz. Petrol istasyonu işlet-

mecisinin beklentilerinin cevapları bizde, ondan

eminiz. Potansiyel lastik müşterilerinin beklentileri

nelerdir ve bunlar istasyonda nasıl en iyi karşılanır

sorularının cevaplarını ise birlikte bulabiliriz.

Un var, yağ var, şeker var iş helvayı

yapmaya kalıyor bu durumda?

Aynen öyle. Hatta daha ileri gidebili-

riz, petrol istasyonlarında lastik satışı

yapmak için nasıl bir dağıtım organi-

zasyonu olsa ideal olur diye sorarsanız

bunun cevabı LastikPark’tır. Petrol

istasyonlarının da lastik satış potansi-

yellerin olmaması imkansız olduğuna

göre, iş bu iki kıymeti doğru şekilde bir

araya getirmeye kalıyor.

Çok teşekkür ediyor ve

benzin istasyonlarında

LastikPark’ı görmek için

takipte olacağız diyorum.

Ben de teşekkür ederim. İlgilenen

işletmeciler özel ilgi alanımızda, ko-

nuyu yüzyüze görüşüp değerlendirerek çok

güzel örnekleri yakın zamanda yaşatacağımıza

inanıyorum.

Page 38: Petrol Plus Dergisi 18

36 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Söyleşi

Tora Sektöre Birçok Yenilik Getirmiş

Bir Mühendislik Firmasıdır

Tora Petrol Ticari ve Endüstriyel Tesisler Depart-

man Müdürü Alper Buğra Şirin ile Tora Petrol’ün

ticari ve endüstriyel tesislere yönelik ürettikleri

çözümler üzerine konuştuk.

Tora Petrol olarak ticari ve endüst-

riyel tesislerde ne tür faaliyetler

gerçekleştiriyorsunuz?

Endüstriyel tesislerin ihtiyacı olan periyodik ba-

kım, yeni tesisler, akışkan devreleri, otomasyon

sistemleri, PLC kontrol ve scada işleri, seviye ölçüm

sistemleri, proses kontrol sistemleri gibi birçok

konuda faaliyetlerimiz mevcut.

Bu kapsamda faaliyet göstermiş olduğumuz tesis-

lerin başında otomobil fabrikaları geliyor.

Aktif olarak Oyak Reno Bursa fabrikası, Tofaş Bursa

fabrikası, Ford Otosan Gölcük fabrikası, Hyundai

Assan İzmit fabrikası, Toyota Sakarya fabrikasında

birçok konuda faaliyetlerimiz 2000 yılından bugü-

ne kadar devam etmektedir.

Bu tesislere ek olarak Dupont Marmara Üniver-

sitesi laboratuar inşat ve otomasyon sistemleri

yapımı tamamlanmış ve akabinde periyodik

kontrolleri işlerimiz devam ediyor. Ayrıca akaryakıt

sektörü haricinde endüstrinin kimya ve ambalaj

sanayi dallarında faaliyet gösteren birçok firma

ile de sıkı işbirliklerimiz ve faaliyetlerimiz devam

etmektedir.

Ağırlıklı olarak fabrikalarda akaryakıt ve diğer

kimyasal akışkanlar konusunda çalışıyoruz.

Bu kapsamda yukarıda bahsetmiş olduğumuz

fabrikalara akaryakıt tesisleri kurduk ve her ay

periyodik bakımlarını gerçekleştiriyoruz.

Akaryakıt tesisi haricinde otomobil fabrikalarının

motor test ve deneme odalarının kurulumu ve

istenilen yakıt yağ antifriz ve diğer kimyasal akış-

kanların istenilen standartlarda prosese verilmesi

için gerekli altyapı ve otomasyon sistemlerinin

yapımı işlerini gerçekleştirdik

Faaliyetleriniz kapsamında bir

operasyonun başından sonuna

kadar nasıl bir süreç yaşanıyor?

Öncelikli olarak ihtiyaçlar belirleniyor. Tesis-

lerdeki proje grubu ile bu ihtiyaçlar üzerinde

toplantılar yapılıyor. Projeler hazırlanıyor ve

karşılıklı görüşler belirtiliyor.

Tesisteki bu proje ile ilgili departmanların gö-

rüşleri alınıyor, bu konuda teknik kişiler ve eğer

ihtiyaç olursa dış kurumların ( TSE, TUBİTAK,

Oda, Üniversite vb. ) görüşleri belirleniyor.

Tam mutabakat sağlandıktan sonra iş planları

ve uygulama aşamasına geçiliyor.

İstasyonlardaki alt yapının

sağlamlığı ve güvenliği en çok

önem taşıyan konuların başında

geliyor. Başta tank sızıntıları

olmak üzere bu alana yönelik

ürün ve hizmetlerinizden bahseder

misiniz?

Evet, bu konu gerçekten çok önemli. Tora bu-

güne kadar sektöre birçok yenilik getirmiş bir

mühendislik firmasıdır. İstasyonlardaki en önemli

ekipmanların başında yeraltı depolama tankları

gelmektedir. Bu ekipmanı gözle kontrol etme

imkanınız yok.

Tesislerde iki tip tank kullanılıyor, tek veya çift

cidarlı tanklar. Bugüne kadar çift cidarlı tanklarda

cidar arasına sıvı konulur ve bu sıvının seviyesi

bir sensör vasıtası ile kontrol edilirdi, şu anda bile

birçok istasyonda bu sistem bulunuyor ancak bu

sistemde kullanılan sıvı zamanla jelleşiyor ya da

azalıyor, sistemin kontrolü daha çok insana bıra-

kılmış bir durumda ve bu da birçok engeli ya da

hatayı beraberinde getiriyor. Sistemler bu şekli ile

sürdürülebilir bir istenilen kaliteyi sunamıyor.

Dolayısı ile biz bu konuda dünyanın bir numaralı

üreticisi ile distribütörlük anlaşması yaptık. Sıvı ile

kontrol yerine basınçlı hava ile kontrol sistemini

getirdik. Bu yeni sistem merkezi bir ünite ile tank-

lara bağlantı hatlarından oluşuyor ve istasyonlara

1 günlük bir çalışma ile kurulabiliyor. Bu çalışmalar

esnasında yakıt satışının durdurulmasına gerek

görülmüyor.

Sistem merkezi bir üniteden tankın cidar arasına

basınçlı hava verilmesi ve bu basıncın sabit tutul-

ması prensibi ile çalışıyor. Eğer basınç istenilen

aralığın dışında ise sistem alarm vererek kullanıcıyı

uyarıyor. İstenilmesi durumunda bu sistem ile

uzaktan haberleşmekte mümkündür.

Sahip olduğunuz portföyden ve bu

portföyden ağırlıklı olarak gelen

taleplerden bahseder misiniz?

Ülkemizde faaliyet gösteren tüm otomobil fab-

rikaları ile çalışıyoruz. Bizden birçok talepleri

oluyor, yeni getirmiş olduğumuz Gilbarco Horizon

pompalardan kısa bir süre sonra bir fabrikaya

kurmuş olacağız.

“Yeni sistem merkezi bir ünite ile tanklara bağlantı hatlarından oluşuyor ve istasyonlara 1 günlük bir çalışma ile kurulabiliyor. Bu çalışmalar esnasında yakıt satışının durdurulmasına gerek görülmüyor.”

Page 39: Petrol Plus Dergisi 18

Söyleşi

Bunların haricinde, elektrik, mekanik ve otomas-

yon sistemleri ile ilgili oldukça geniş bir yelpazede

talepler geliyor.

Ticari ve endüstriyel tesisler

için nasıl bir SEÇ – G politikası

uyguluyorsunuz?

Temel olarak şunu belirtmeliyim, akaryakıt is-

tasyonlarında yapmış olduğumuz çalışmalardan

edindiğimiz tecrübeler, fabrikalarda ki çalışma-

larımızda bize gerçekten çok önemi avantajlar

sağladı.

Bu tesislerdeki çalışma alanları oldukça çeşitli ve

beraberinde farklı riskleri barındırıyor. Dolayısı ile

SEÇ departmanımız fabrikalar ile sıkı bir haber-

leşme içerisindedir ve çalışma güvenliği ile ilgili

tüm tespitler ve öneriler karşılıklı paylaşılmakta

ve personelimize periyodik eğitimler ile aktarıl-

maktadır.

Bu alanlarda çalışacak olan personelimize birebir

tesiste eğitimler verilmekte ve çalışma alanları ile

riskler anlatılmaktadır.

Böyle bir alanda faaliyet göster-

mek için sahip olduğunuz sertifika-

lar neler?

Öncelikli olarak fabrikaların akreditasyonları var

tabiî. Bunun yanı sıra bağımsız kuruluşlarca verilen

sertifikalar var. Yurt dışından almış odluğumuz

eğitimci ve kullanıcı sertifikalarımız bulunuyor.

Ticari ve endüstriyel tesislere

yönelik 2012 yılı hedefl eriniz

neler?

Yeni getirmiş olduğumuz ürünleri bu tesislerde

kullanıma sokmayı planlıyoruz. Ve an az bir tesiste

daha akaryakıt sistemi kurmayı planlıyoruz.

Page 40: Petrol Plus Dergisi 18

38 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

LPG Gündemi

Türkiye’nin LPG Tüketimi Artıyor

EPDK verilerine göre toplam LPG tüketimi geçtiği-

miz yılın aynı dönemine oranla yüzde 2,4 oranında

artış gösterdi. Altı aylık süreç içerisinde Türkiye, 1

milyon 764 bin 450 ton LPG tüketti.

Verilerden yola çıkarak bir açıklama yapan

TOBB LPG Meclisi Başkan Yrd. Rasim Kahyaoğlu,

Türkiye’nin net bir LPG ithalatçısı ülke olduğunu

belirterek, 2011 yılı Ocak-Haziran döneminde

tüketilen LPG’nin yüzde 78’inin ithal edildi-

ğini dile getirdi. Fosil yakıtların Türkiye’nin

üretim yapabilmesi için gerekli ulaşım

enerjisini sağladığına işaret eden Kahya-

oğlu, toplam ithal edilen LPG’nin yüzde

70’inin otogaz olarak kullanıldığını kaydetti.

Genişleyen doğal gaz kullanımı sonucunda,

evlerde tüketilen Tüplü LPG oranında ciddi

bir azalma görülmesine karşın, toplamda LPG tü-

ketiminin artmasını otogaz kullanımındaki büyük

artışa bağlayan Kahyaoğlu, Türkiye’de hızla artan

motorlu araç sayısının, toplam LPG tüketimini

daha da arttıracağını ifade etti. Kahyaoğlu sözle-

rini şöyle sürdürdü:

“Böylesi büyük bir kullanım oranı Türkiye dış tica-

retinde çok önemli bir kaleme denk gelmektedir.

Bu nedenle de Türkiye’nin bu konuda hassas çalış-

malar yapması gerekiyor. Başkanlığını yürüttüğüm

EPDK 2011 yılının ilk iki çeyreğindeki

LPG istatistiklerini yayınladı.

TOBB LPG Meclisi Ba�kan Yrd. Rasim Kahyao�lu

Page 41: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 39

LPG Gündemi

Anadolu LPG Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nde

(ANA LPG SİAD) bu konuda önemli çalışmalar hazırlıyo-

ruz. Bunları da yakında kamuoyu ile paylaşacağız.”

Tüplü LPG tüketiminin düşmesinde ise doğal gazın

olduğu kadar elektriğin de etkisi olduğunu belirten

Kahyaoğlu, LPG’deki ÖTV oranının diğer enerji türleri-

ne göre çok yüksek olduğunu bundan dolayı da enerji

tüketiminin yine ithalat yolu ile karşılanan başka enerji

türlerine kaydığını, oysa LPG’nin çevre dostu bir enerji

türü olduğunu ve diğer enerji kaynaklarına alternatif

olarak her an kullanılabilecek durumda olması gerek-

tiğini kaydetti.

Page 42: Petrol Plus Dergisi 18

40 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

LPG Gündemi

Fotoğrafl arla Aygaz’ın 50 Yılı

Petrolden gaza, elektrikten madenciliğe

enerjinin her alanında faaliyet gösteren ve

kuruluşunun 50. yılını çeşitli etkinliklerle

kutlayan Aygaz, 19 Eylül – 16 Aralık 2011

tarihleri arasında, kendi hikâyesini anlatan

sergiye ev sahipliği yapıyor.

Danışmanlığını Bahattin Öztuncay’ın, tasarı-

mını Ersu Pekin’in gerçekleştirdiği, fotoğraf

sanatçısı Murat Germen’in objektifinden

yansıyan, Aygaz ve Koç Holding koleksiyo-

nundan seçilen fotoğraflardan oluşan ve

Türkiye’nin LPG ile 50 yıllık tarihine de ışık

tutan sergi; 16 Aralık 2011 tarihine kadar

Aygaz Genel Müdürlük binasında tarih ve

sanatseverlerle buluşacak.

Fotoğraf sergisi, günümüzde Avrupa’nın

5. büyük LPG şirketi haline gelen Aygaz’ın,

kurulduğu 1961 yılından bu yana güvenli ve

güler yüzlü hizmet anlayışıyla Türkiye’de bir

ürünün adının marka ile nasıl bütünleştiğini

de gözler önüne sermiş olacak.

50 yılın yükselen enerjisi: Aygaz

Sergide, fotoğraflarla markanın ve Türkiye’de

LPG kullanımının yarım asırlık hikayesi eski

ve yeni çekilmiş fotoğraflarla anlatılmaya

çalışılacak. Sergide ayrıca, LPG’yle değişen

60’lı yılların günlük hayatı ile “iki buçuk gözlü”

gazlı ocağı; birbiri ardına açılan tesisler; 60’lı

ve 70’li yıllarda tesislerin sembolü olan beyaz

küreler; 80’li ve 90’lı yıllarda gaz ticaretinde

Aygaz’ı birinci sıraya yerleştiren deniz filosu,

LPG’yi merkezileştiren dökmegaz; 2000’lerde

bu rahatlığı otomobillere taşıyan otogaz ve

2000’li yılların Aygaz’ının, sosyal ve kültürel

projeleri sayesinde, tüketicisiyle kurduğu

kalıcı ilişki gözler önüne serilecek.

Sergide yer alan Aygaz ve Koç Holding ar-

şivinden derlenmiş eski fotoğraflar, Murat

Germen’in objektifinden yansıyan yeni

görüntülerle birlikte, Aygaz’ın 50 yıllık sem-

bollerini bir çırpıda tarih ve fotoğraf merak-

lılarına aktaracak.

Page 43: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 41

LPG Gündemi

Aygaz 50. Yılını Coşkuyla KutladıAygaz, 50. kuruluş yıldönümünü Four Seasons

Oteli’nde gerçekleştirilen bir davetle kutladı. İş, sa-

nat ve eğlence dünyasının önde gelen isimlerinin

katıldığı etkinlikte konuşma yapan Koç Holding

Şeref Başkanı ve Aygaz Yönetim Kurulu Başkanı

Rahmi M. Koç, “Bugün Avrupa’nın beşinci büyük

LPG şirketi olan Aygaz, üretimden dağıtıma uza-

nan enerji zincirinin tamamına hâkim olan yegâne

şirkettir. Lider olmak zordur. Ama lider kalabilmek

çok daha zordur. Aygaz bu zoru başardığı gibi,

kendine has yöntemleriyle değişime hızla uyum

sağladı ve yerli-yabancı yatırımcıların hep ilgi

odağı oldu” dedi.

Gecede konuşma yapan Aygaz Genel Müdürü

Yağız Eyüboğlu, “Aygaz olarak İstiklal Caddesi

Merkez Han’da başlayan yolculuğumuzda 50 yılı

geride bıraktık. Bu yolculuk boyunca, modern ve

temiz enerji kullanımına öncülük ettik. Ürün ve

hizmetlerimizle, milyonlarca ailenin yaşamının bir

parçası olduk. Ürünümüze adımızı verdik. Merhum

Vehbi Koç’un iş kültürü yolumuzda bize hep reh-

berlik etti.” dedi. Elli yılda pek çok şeyin değiştiğini

belirten Eyüboğlu iki şeyin hiç değişmediğini vur-

guladı: “Birincisi, Aygaz’ı Aygaz yapan tüketiciyle

olan yakın ilişkisi… İkincisi, hala köşe başındaki

bayi, evlere tüpleri taşıyan mahallenin delikanlısı

ve unutulmaz melodisi ile çocukluk hatıralarımızı

süsleyen kuvvetli marka imajı... 50 yılda Aygaz, ana

işimiz olan LPG’nin yanında, doğalgaz, elektrik

ve rafinaj alanındaki geniş iştirak portföyüyle bir

enerji devine dönüştü. Bugün ana faaliyet ala-

nımız olan LPG’de ülkemizin ihtiyacının yaklaşık

yarısını tedarik ediyoruz. 15 bin çalışanımızla tek

bir amaç için, tüketicilere daha iyi ürün ve hizmeti

sunmak için çalışıyoruz. Bu nedenle yarım asırdır

Türkiye’nin en çok tercih edilen LPG markasıyız”

şeklinde konuştu.

50. yıla özel gösteri

İtalyan sanatçıların oluşturduğu Studio Festi-

Festi Stüdyosu’nun Ay’ı gökyüzünden yeryüzüne

indirmeyi canlandıran gösterisi hafızalardan

silinmeyecek gökyüzü dansıyla geceye damga-

sını vurdu. Davetlileri büyüledi. 20 dakika süren

balon ve dans gösterisiyle davetlilere unutulmaz

saatler yaşattı.

Patrica Kaas’dan özel sahne

Aygaz’ın 50. yıl kutlamaları, Jazz sanatçısı Elif

Çağlar’ın performansı ile başladı. İngiltere’de kısa

süre önce büyük bir şöhrete ulaşan String Ladies-

Yaylı Sazlar Grubu ve İtalyan gösteri sanatçılarının

oluşturduğu Studio Festi-Festi stüdyosu göste-

rilerinin ardından bu özel geceye dünyaca ünlü

Fransız sanatçı Patrica Kaas şarkılarıyla eşlik etti.

Koç Holding �eref Ba�kan� ve Aygaz Yönetim Kurulu Ba�kan� Rahmi M. Koç

Aygaz Genel Müdürü Ya��z Eyübo�lu

Page 44: Petrol Plus Dergisi 18

42 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Şirket Haberleri

TIRSAN, Eskişehir’de ESRAY

ile Şimdi Daha Güçlü

Açılış töreni TIRSAN Treyler A.Ş.

Yönetim Kurulu Başkanı Çetin

Nuhoğlu, Esray Otomotiv A.Ş.

Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan

Yanar ve kalabalık bir protokol

katılımıyla gerçekleşti. Eskişehir

ve çevre illerden de geniş müşteri

katılımının olduğu törende DAF

Trucks N.V’den açılışa katılmak

üzere gelen Bölge Müdürü Gregor

van der Mark da hazır bulundu.

Esray Otomotiv Yönetim Kurulu

Başkanı Ramazan Yanar yaptığı

konuşmada 2009 yılında kurulan

Esray A.Ş.’nin artık TIRSAN treyler-

lerinin ve DAF çekicilerinin satışını

gerçekleştireceğini, sektörü bilen tecrübeli kadro-

ları ile bölgede önemli başarılara imza atacaklarına

inandıklarını belirtti.

TIRSAN Treyler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Çetin

Nuhoğlu ise yaptığı konuşmada Eskişehir’in geli-

şiminin heyecanla izlendiğini vurguladı. Sürekli

gelişim içinde olan Eskişehir’in rekabetçi sanayisi

ve öncü kuruluşları ile bölgesinde önemli ve çok

değerli olduğunu dile getirdi.

Ulaştırma sektörünün ekonominin gelişimi için

çok önemli olduğunu belirten Nuhoğlu ‘Ülke

ekonomileri ulaştırma sektörü sayesinde ivme

kazanmaktadır. Pek çok sektör ve iş kolu bu sek-

törle beraber büyümektedir. Eskişehir’in de ulaşım

sektörü içindeki yeri giderek artmaktadır. Yeni tren

yolu ve karayolları yatırımları sayesinde Eskişehir

yükselen bir şehirdir’ dedi.

Eskişehir’de TIRSAN ve DAF

markalarını Esray Otomotiv Temsil

Edecek

Çetin Nuhoğlu konuşmasında Eskişehir ve çev-

resinde sektörün içinden olan ve uzun yılların

tecrübesine sahip olan Esray Otomotiv ile işbirliği

yapmaktan duyduğu gururu dile getirdi. Nuhoğ-

lu ‘Eskişehir’de Esray Otomotiv, DAF ve TIRSAN

markalarının gücüne güç katacaktır. Yurtiçi sa-

tışlarımızı arttırmak, TIRSAN ve DAF pazar payını

Eskişehir ve çevresinde yükseltme hedefimiz Esray

Otomotiv ile ivme kazanacaktır. TIRSAN’ın müşte-

rilerine daha yakın olmak ve yurtiçinde her yerde

ulaşılabilir olmak hedefi çerçevesinde Eskişehir

bizim için önemli bir noktadır’ dedi.

Çetin Nuhoğlu ‘TIRSAN her 8

dakikada bir treyler üretecek’

TIRSAN Treyler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Çetin

Nuhoğlu, Türkiye’de taşımacılık sektörü olarak

TIRSAN Treyler A.Ş., Türkiye’deki bayi ağını genişletmeye devam ediyor. Eskişehir’de 21

Eylül 2011 Çarşamba günü gerçekleşen açılış töreniyle TIRSAN ve DAF yetkili satış bayisi

Esray Otomotiv A.Ş. tüketicilere kapılarını açtı.

Page 45: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 43

Şirket Haberleri

gelinen noktanın gurur verici olduğunu belirttiği

konuşmasında ‘Firmalarımız gün geçtikçe daha

bilgili ve bilinçli araç satın almaları yapmaktadır.

Son 5 yıldır daha önce sadece yurt dışına sattığı-

mız araçları artık yurtiçine de satıyoruz. Can, yük

ve yol güvenliği bilincine sahip firmalar ADR’li

Kässbohrer tankerlerimizi tercih ediyorlar’ dedi.

TIRSAN’ın 2014 yılı hedefinin Avrupa’nın ilk 3

treyler üreticisinden biri olmak olduğunu belirten

Nuhoğlu, TIRSAN’ın her 8 dakikada bir treyler üre-

teceğini vurguladı. Bunun temelinde de TIRSAN’ın

müşterileriyle kurduğu güven ilişkisi olduğunu

ve TIRSAN’ın müşterilerine layık olduğu ürünler

sunmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.

Açılışda iki teslimat töreni gerçekleştirildi. Es-

ray Otomotiv’in ilk satışlarından olan ADR’li

Kässbohrer Akaryakıt Tankeri Bilecik Milletvekili

Bahattin Şeker’e ve Türkoğlu Kerestecilik Yönetim

Kurulu Başkanı Sami Türk’e Tırsan Açık Kasa Semi-

Treyler’i Çetin Nuhoğlu tarafından teslim edildi.

DAF-TIRSAN Otomotiv Samandıra

tesislerinde düzenlenen tören ile

İsmailoğlu Nakliyat Yönetim Kurulu

Başkanı Mehmet Halit Değer 1 adet

DAF XF105.460 Elite Edition ve 1

adet DAF XF105.460 araçlarını, satışı

gerçekleştiren DAF-TIRSAN Gaziantep

Şubesi adına DAF-TIRSAN Pazarlama

Yöneticisi Haluk Özen’den teslim aldı.

Yeni alımları ile birlikte İsmailoğlu

Nakliyat tamamen DAF araçlarından

oluşan filosundaki çekici sayısını 18’e

çıkartmış oldu.

Kuruluşundan bu yana tercihi hep

DAF ürünlerinden yana kullanan İs-

mailoğlu Nakliyat Yönetim Kurulu Baş-

kanı Mehmet Halit Değer DAF’ı tercih

etme nedenlerini şöyle açıkladı: “DAF

araçları bizim bölgemizin zor şart-

larında üstün performans sergiliyor.

İlk kullanım ömründe düşük işletme

maliyetleri sunmanın yanında, yeni-

lenmesi aşamasında da yüksek ikinci

değeri sayesinde sahibinin yüzünü

güldürüyor. Sonuç olarak DAF bizim

için her zaman en avantajlı tercihtir.”

DAF-TIRSAN Hadımköy tesislerinde düzenlenen

tören ile Aktif Nakliyat ve Ticaret Ltd. Şti adına

firma ortağı Suat Eren 4 adet DAF CF85.410

Medium Deck çekici ve 4 adet TIRSAN Perdeli

Semi-Treyleri, DAF-TIRSAN Hadımköy Şubesi Satış

Yöneticisi Onur Güldik’ten teslim aldı. Yeni alımları

ile Aktif Nakliyat filosundaki araç sayısını 52 araca

çıkartmış oldu.

Yeni yatırımlarında tekrar DAF ve TIRSAN ürünle-

rini tercih eden firma yetkilileri bu ürünleri tercih

etme nedenlerini şöyle açıkladı. ‘DAF ve TIRSAN

ürünleri konusunda tecrübemiz var, ürünleri iyi ta-

nıyoruz. Operasyon maliyetlerinin düşürülmesi ve

verimin arttırılması söz konusu olduğunda bizim

için bu ürünlerin avantajlı olduğunu gördük. Ayrı-

ca DAF-TIRSAN ile olan iyi ilişkilerimiz ve karşılıklı

güven de tercihimizde etkili oldu. Gelecekteki araç

yatırımlarımızda da ilk tercihimiz her zaman DAF

ve TIRSAN ürünlerinden yana olacaktır’ dedi.

İsmailoğlu Nakliyat DAF

Elite Edition’ı Tercih Etti

Aktif Nakliyat Filosunu DAF ve TIRSAN Ürünleri

ile Büyütüyor

Page 46: Petrol Plus Dergisi 18

44 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Şirket Haberleri

BP Türkiye ve Özyeğin Üniversitesi İşbirliği Sektöre Hukuk Uzmanları Kazandıracak

Petrol ve akaryakıt alanlarında bilgi sahibi olmak

isteyen hukukçuları ve bu sektörlerde faaliyet gös-

teren şirket çalışanlarını bilgilendirmek amacıyla

Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından

öğretim üyesi hukukçuların katılımı ile BP Türkiye

sponsorluğunda “Petrol Piyasası Hukuku Seminer-

leri” düzenleniyor. Seminerler, 20 Eylül 2011 – 11

Haziran 2012 tarihleri arasında, her ay bir kez

olmak üzere 10 ay süreyle 15.00-18.00 saatleri

arasında gerçekleşecek.

Sektöre ilişkin yasal düzenlemelerin ve düzen-

leyicilerin aldıkları kararların artması ve çeşitlilik

kazanması sonucunda petrol ve akaryakıt alanla-

rında karşılaşılan hukuki sorunları bilen ve bunlara

çözümler üretebilen uzman hukukçu ihtiyacının

her geçen gün arttığını belirten BP Petrolleri A.Ş.

Hukuk Baş Müşaviri Avukat Deniz Reha Özilhan,

şirket olarak bu programa destek olmaktan dolayı

son derece gurur duyduklarını söyledi.

Özilhan, düzenlenecek seminerler sayesinde avu-

kat, stajyer avukat ve hukuk fakültesi öğrencileri;

petrol ve akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren

şirketlerin yöneticileri ve çalışanları ile konuyla

ilgilenen tüm meslek gruplarının petrol ve akar-

yakıt piyasası hukuku alanında uzmanlaşma fırsatı

yakalayacağını da sözlerine ekledi.

Avukat Deniz Reha Özilhan’ın açılış konuşmasını

yapacağı programda, petrol piyasalarında karşı-

laşılan Borçlar Hukuku, Ticaret Hukuku, Rekabet

Hukuku, İdare Hukuku ve Ceza Hukuku’na ilişkin

sorunlar Rekabet Kurulu, Enerji Piyasası Düzenle-

me Kurulu, Yargıtay ve Danıştay kararları ışığında

incelenecek.

Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi yetkililerinin

verdiği bilgiye göre, katılım ücretinin 500 TL oldu-

ğu program için son başvuru tarihi 12 Eylül 2011

Pazartesi saat 17.00 olarak belirlendi. Katılımcılara

program sonrasında “Katılım Belgesi” verileceği

belirtildi.

Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri ve BP

Türkiye Hukuk Baş Müşaviri Deniz Reha Özilhan’ın katılımı

ile BP Türkiye sponsorluğunda “Petrol Piyasası Hukuku

Seminerleri” düzenleniyor.

BP Petrolleri A.�. Hukuk Ba� Mü�aviri Avukat Deniz Reha Özilhan

Page 47: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 45

Şirket Haberleri

Klasik Otomobiller Mobil 1 Sponsorluğunda 4. Babıali Günleri’ne Katıldı

14 Eylül - 18 Eylül tarihleri arasında, Türkiye Gaze-

teciler Cemiyeti, İstanbul Valiliği ve Fatih Belediye-

si tarafından, Sultanahmet Meydanı’nda üçüncüsü

düzenlenen 4. Babıali Günleri’nde, Alman Çeşmesi

önündeki alana kurulan Mobil 1 standında, 5 gün

boyunca ziyaretçilere, motor bakımı ile uygun

yağ kullanımı konusunda teknik bilgiler verildi.

Ayrıca standa gelenler, Mobil’in Formula 1 yarış

simülatörüyle keyifli zamanlar geçirdi. Best FM’in

ünlü DJ’i Cem Arslan ise Mobil standına gelenlere

eğlenceli sorular sorarak, kazananlara Mobil 1 yağı

hediye etti.

Babıali Günleri’nin son gününe, İKOD üyeleri

de 50 klasik araçla katıldı. Bo-

ğaz gezisiyle başlayan ve dört

gün boyunca Babıali ruhunu

Sultanahmet’te tekrar yaşatan

etkinliklere katılanlarla birlikte,

Sultanahmet’teki turistler de

klasik arabalara büyük ilgi gös-

terdi.

1950’li ve 1960’lı yılların efsaneleşmiş klasik

otomobil sahiplerinin bir araya gelerek kurduğu

İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği, Sultanah-

met Meydanı’nda otomobillerini sergileyerek,

bir zamanlar medya kuruluşlarının merkezi olan

tarihi yarımadada otomobil meraklılarına geçmişi

yaşattı.

İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği, Mobil 1

ana sponsorluğu kapsamında, Çanakkale Şehitler

Anıtı, Yunanistan Selanik gezisi ve Eskişehir gezisi

düzenledi. İKOD, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda

da resmi geçit kortejine katılacak.

Dünyanın önde gelen sentetik motor yağı

markası Mobil 1’in bir yıl süresince tüm

aktivitelerine ana sponsor olduğu İstanbul

Klasik Otomobilciler Derneği, Sultanahmet’te

düzenlenen 4. Babıali Günleri’ne tarih kokan

birbirinden güzel araçlarıyla katıldı.

ExxonMobil Lubricants and Petroleum Specialties CompanyExxonMobil Lubricants and Petroleum Specialties Company dünyanın önde gelen yağ, asfalt ve özel ürünler pazarlama şirketidir ve dünyanın en büyük baz yağ üreticilerinden biridir.

Mobil 1Dünyanın önde gelen sentetik motor yağı markası Mobil 1, geleneksel motor yağlarının ötesinde performans sunan aşınma önleme teknolojisini içermektedir. Bu teknoloji, Mobil 1’in otomobil üreticilerinin en katı standartlarını karşılamasını ve normal, hatta aşırı koşullar altında motor aşınmasına karşı üstün koruma sunmaktadır. Mobil 1, kritik motor parçalarını korumak için aşırı uçlardaki sıcaklıklarda hızla akar ve motor performansını en üst düzeye çıkarmak ve motor ömrünü uzatmaya yardımcı olur. Daha fazla bilgi için www.mobil1.com.tr adresini ziyaret ediniz.

Page 48: Petrol Plus Dergisi 18

46 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Şirket Haberleri

TORA’dan SEÇ Etkinlikleri

SPEEDY’den Kış Bakımında %18 KDV İndirimi

TORA Petrol 6. Geleneksel SEÇ Haftası Etkinlikleri 5–9 Eylül 2011 tarihinde TORA merkez ofisinde gerçekleştirildi.

Tüm saha ve ofis personeli bu sene daha geniş bir zamana yayılarak 5 gün süren etkinlikler çerçe-vesinde kapsamlı periyodik sağlık taramasından geçirildi, teorik ve uygulamalı ilkyardım ve yangın eğitimleri verildi, SEÇ ve mesleki eğitimler yapıldı. Etkinlikler son gün defansif ve ileri sürüş eğitim-leriyle tamamlandı.

Periyodik Sağlık taramaları

Yunus Emre Tıp Merkezi tarafından gerçekleştirilen taramalar kapsamında tüm saha ve ofis perso-nelinin akciğer filmleri çekilip, tam kan sayımları yapıldı. Yüksek risk grubunda bulunan, akaryakıt ile yakın temas halinde olan teknisyenlere ayrıca kanda kurşun, fenol, TCA (triklorik asit) ve solunum

fonksiyon testleri yapıldı. Gürültüye maruz kalan başta inşaat ekipleri olmak üzere risk altında bulunan personele işitme testleri gerçekleştirildi. Yapılan taramalar sonucunda çalışanlarda önemli bir rahatsızlığa ve hastalığa rastlanılmadı.

İlkyardım Eğitimleri

İlkyardım eğitimleri Yunus Emre Tıp Merkezi ta-rafından teorik ve uygulamalı olarak verildi. Esen Engel, Güncen Biçkin ve Dr. Sedat Erol tarafından verilen teorik eğitimlerin ardından uygulamalar yapılarak personelin acil durumlarda yapacağı müdahaleler gerçekleştirildi.

Yangın Eğitimleri

Yangın eğitimleri de yine her sene olduğu gibi sektörün önde gelen tedarikçisi Hassa Firması

tarafından teorik ve uygulamalı olarak verildi. Eğitmen Hakan Tekin tarafından verilen eğitim-ler sonucunda tüm personel bire bir uygulamalı yangın söndürme eğitimine katıldı. Uygulamalı eğitimler TORA Yangın Tatbiki Eğitim Sahası’nda gerçekleştirildi.

SEÇ ve Mesleki Eğitimler

Bu seneki SEÇ eğitimleri 2 bölüm halinde gerçek-leştirildi. İlk bölümde TORA Kalite ve SEÇ Depart-manı tarafından verilen eğitimlerde sektörümüzde dünyada ve Türkiye’de yaşanan kazalar, emniyetsiz durum ve olaylar incelendi. İkinci bölümde ise A Sınıfı İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Çetin Ürüt tarafından İSG eğitimleri verildi ve sınavlar yapıldı. Mesleki eğitimler her departmanın kendi arasında yaptığı eğitim ve uygulamalar ile tamamlandı.

Speedy, HSBC müşterilerine özel kış için araç bakı-mında %18 KDV indirimi kampanyası başlıyor.

HSBC, MTV kampanyasında müşterilerine avantaj sunmak için tercih ettiği Speedy ile müşterilerine avantajlar sunmaya devam ediyor.

28 Eylül-31 Ekim tarihleri arasında HSBC müşte-rilerine özel olarak sürdürülecek kampanyada, HSBC kart sahiplerine araçlarının kış kontrollerini içeren check-up ücretsiz olarak yapılırken peri-yodik bakımda da %18 KDV indirim uygulaması yapılacak.

Özellikle kış aylarına girmeden önce sürücülerin

güvenlik için, silecek süpürgelerinin, cam suyu

fıskiyelerinin, antifirizin, kalorifer, cam rezistans-

larının, akü, lastik, motoryağı, filitre, bujilerin,

fren sisteminin kontrolden geçmesi gerektiğini

belirten Speedy yetkilileri, kış için yaptıkları

ekspertiz raporunu da müşterilerle paylaşarak

bilgilendirme yapacaklar. Kış için yasal olarak

bulundurulması gereken ekipmanlar konusunda

da müşterileri uyaran Speedy yetkilileri konu hak-

kında müşterilere detaylı bilgi de veriyorlar.

Page 49: Petrol Plus Dergisi 18

PETROL PLUS - EYLÜL 2011 47

Makale

Geçen ayki yazımda size, Türkiye’deki akaryakıt

fiyatlarının benchmark ham petrol ve ABD döviz

kuru karşısındaki hareketini incelediğimiz çalış-

mamızdan bahsetmiştim. O yazının temelinde,

genel olarak fiyat hareketlerindeki temel etkenleri

inceleme çabası vardı. Bu etkenlerin incelenmesi

kısmında fiyatların artış ya da azalışındaki ivmele-

rin arasında bir simetri gözlemleyemediğimizden

bahsetmiş, fiyatların azalış ya da artışlarında fiyat-

ların denge yönünde düzeltme yapması hızına

etkisinde de kıyaslamalarımızı sunmuştum.

Bu hafta işin biraz daha dikkat çekici kısmı hak-

kında sizlere yaptığım bazı incelemeleri sunmak

istedim. Dünya’daki benchmark petrol fiyatlarının

yerel beyaz ürünlerin fiyatları üzerindeki etkisini

incelemek için yaptığım bu çalışmada elde etti-

ğim sonuçları sizlerle paylaşmak niyetindeyim.

Burada en başta belirtmek isterim ki bu çalışmayı

iki zaman dilimi içerisinde inceledim. Birinci za-

man dilimi 01.03.2005-31.12.2009 tarihleri arası,

ikinci zaman dilimi de 01.01.2009-31.12.2009

tarihleri arası. Bu zaman dilimlerinin belirlenme-

sindeki nedenlerin başında fiyat değişimlerinin

(volatilitenin) yoğun olduğu zaman dilimleri

olması. 2005’ten 2008 ortalarına kadar ani

artış gösteren fiyatlar, 2009 başına kadar gös-

terdiği düşüş ile birlikte, volatilitenin en ciddi

etkilerini bizlere göstermiş oldu. Bu nedenle de

bu zaman dilimindeki benchmark petrol fiyat-

larındaki değişimi gözlemlemek ve yerel beyaz

ürün fiyatları ile kıyaslamak, bizlerin küresel

petrol değişimlerinin yerel akaryakıt fiyatları

üzerindeki değişimleri görememizde bir deney

ortamı olabilir diye düşünmekteyim.

Bu çalışmanın bir deney gibi düşünülmesi ge-

rektiğine değindikten sonra çalışmanın ayrın-

tılarına girmeye başlayabilirim. Bu çalışmanın

biraz daha net ve sade bir sonuca ulaşabilmesi

için seçtiğimiz benchmarkların sayısını düşük

tutmanın mantıklı olacağını düşündüm. Benc-

hmark petrol olarak Brent, Arab Light ve Urals tipi

ham petrollerin seçilmesindeki nedenleri şöyle

anlatabiliriz:

Türkiye, Avrupa pazarının hareketlerinden etki-

lendiği için küresel benchmark olarak Brent tipi

ham petrolün fiyatını çalışmamıza katmak mantıklı

oldu. Ham petrol ihracatımızda büyük bir orana

sahip Rus petrolleri için baz fiyat olarak kullanılan

Urals petrolü de ithal ettiğimiz ham petrolün yerel

fiyatlara etkisini göstermede önemli olacağını

düşünmek de yanlış olmazdı. Ayrıca bu fiyatın

Akdeniz’deki baz petrollerden birisi olması da

önemli bir etkendi. Yerli ham petrol üretimimizde

benchmark kullanılan Arab Medium’un da hesap-

lamalara katılması, rafinajda kullanılan yerel ham

petrolün de hesaba katılabilmesi için deneyimizde

bize yardımcı olacaktır.

Bu benchmarkların seçilmesinde kriterimiz kullan-

dığımız benchmarkların rafinaj sektörümüzdeki

paylarından daha çok, içinde bulunduğumuz co-

ğafyadaki trendlerin durumuna karşı bir kıyaslama

yapma imkanı sunması olur diye düşündüm. Bu

nedenle de yerel akaryakıt fiyatlarını, bu benc-

hmark ile kıyaslamak bilimsel olarak da makul bir

zaman serisi seçimi olacaktı. Bu benchmarkların

fiyatlarındaki temel kaynağımız Thomson Reuters

data stream oldu ancak yine de fiyatların ortala-

maları için US Energy Information Administration

- EIA (ABD Enerji Bilgi İdaresi) tarafından resmi

internet sitesindeki verileri de kullanmayı uygun

gördüm.

Yukarıda da bahsettiğim gibi bu çalışmanın amacı

yerel akaryakıt fiyatlarının benchmark ham petrol

fiyatlarından ve de döviz kurundan nasıl etkilen-

diğini göstermek olduğundan ilgili benchmarklar

ile ilgili biraz bilgi verelim. Benchmark olarak

kullandığımız ham petrollerin fiyat hareketleri kul-

landığımız zaman serisi içerisinde 50.00 ABD Do-

ları civarından başlayarak önce 140.00 ABD Dolar

seviyesine, oradan da 40.00 ABD Doları seviyesine

giden bir yol izledi. Burada yaşanan volatiliteya

rağmen aynı dönemde yıllık ortalama fiyatların

bu derece keskin bir değişim izlemediğini, yıllık

ortalamada her üç benchmarkın da 100.00 ABD

Doları’nı geçmediğini gözlemlemek ise ilginç oldu.

Aşağıdaki tabloda kullandığımız her üç benchmar-

Benchmark Ham Petrol Fiyatlarının

Yerel Akaryakıt Fiyatları İle

İlişkisine Dair Bir Çalışma

Petrol Müh. Serkan �AH�NKAHIN Enerji Dan��manl�k [email protected]

Page 50: Petrol Plus Dergisi 18

48 PETROL PLUS - EYLÜL 2011

Makale

kın 2005-2009 yılları arasındaki yıllık ortalama

fiyatlarını ve 2009 yılı içerisindeki aylık ortalama

fiyatlarını ABD Doları cinsinden görebilirsiniz. Yıllık

ve aylık ortalama fiyatlar, haftalık ortalama fiyatla-

rın ortalaması şeklinde hesaplandı. Bu tablodaki

fiyatlar EIA’nın Europe (UK) Brent Blend 380 Spot

FOB, Mediterranean Russia, Urals 320 Spot FOB ve

Saudi Arabia Medium Spot FOB 310 haftalık orta-

ma fiyatlarından alınmıştır. İncelemek isteyenler

için EIA’nın ilgili linki: http://205.254.135.24/dnav/

pet/pet_pri_wco_k_w.htm

Ttabloda da görüldüğü üzere yıllık ortalama fi-

yatlar 100.00 ABD Doları üzerine çıkmamış. Tabi

burada enflasyon etkisi gözardı edilmiş durumda,

bunu da burada belirtmek gerekir. Diğer taraftan

aynı zaman dilimindeki future fiyatları da incele-

mek faydalı olur ancak şu anki konumuz gereği

ben buna gerek görmüyorum. Yapılan çalışmanın

mantığı belirlenen tarihlerdeki benchmark ham

petrollerin fiyatlarının yerel beyaz ürünler ile ilgisi

olduğu için spot fiyatlar bizim için şimdilik yeterli

olacaktır. Çalışmanın mantığında bu benchmark-

ların ve ABD döviz kurunun %1’lik değişiminin

“95 oktan kurşunsuz” ve “motorin” fiyatlarında ne

kadarlık bir değişime yol açacağı tespiti var. Bu

çalışmamızda yine EPDK’nın yıllık sektör raporla-

rındaki akaryakıt toptan ve bayii vergisiz fiyatlarını

kullanmayı uygun gördüm.

Akaryakıt toptan fiyatlarını kullanma nedenim

rafineri çıkıştaki etkiyi saptamaya çalışmaktı,

bayii fiyatındaki neden ise son kullanıcıya satı-

şın üzerindeki etkiyi görmekti. Her iki fiyatı da

vergisiz alma nedenim, verginin etkisinin apayrı

incelenmesi gerektiğini düşünmemdir.

Ayrıca akaryakıt dağıtım fiyatını alma-

yışımıın nedeni de akaryakıt dağıtım

şirketi ve bayii karlarının değişkenlik

gösterebileceği ve bu durumun beni

yanıltabileceği endişesidir. Zaten bura-

daki çalışmanın temeli de rafinaj çıkışı

ve son kullanıcı için fiyat değişimlerini

tespit etmek olduğundan, akaryakıt

dağıtım fiyatını bu çalışmanın içine

almak gerekli olmaz. ABD Doları döviz

kuru değeleri de Merkez Bankası’ndan

alınmıştır.

Burada yine elimizdeki verileri lineer

regression yöntemi ile tespit ettik.

Logaritmik olarak karşılıklı eşleştirdi-

ğimiz bu çalışmadaki değerler kulla-

nılan benchmark ham petrolün ya da

ABD Doları döviz kurunun 95 oktan

kurşunsuz ve motorin fiyatları üzerin-

de yüzde kaçlık etki yaptığı değerleri

aşağıdaki tablolarda hem 01.03.2005-31.12.2009

tarihleri arası, hem de 01.0.12009-31.12.2009

tarihleri arası için ayrı ayrı sunulmuştur. Buradaki

değerler virgülden sonra 6 hane olacak şekilde

yuvarlanmıştır:

Aşağıdaki tablonun okunması ile ilgili bir örnek

vermek gerekirse 01.03.2005 – 31.12.2009 tarihleri

arasında Brent Blend ham petrolün ya da ABD

Doları döviz kurunun %1’lik değişimi 95 oktan

kurşunsuz benzinin toptan fiyatını %0,996235

değiştirirken, motorinin toptan fiyatını %0,974753

değiştirmekte.

Bu tablonun bize sunduğu en önemli bilgi 95 ok-

tan kurşunsuz ve motorinin fiyatlarının aynı deği-

şimlerden aynı oranda değişmediği. Bu konuda da

EPDK verilerine baktığımızda, karşımıza çıkan en

mantıklı neden 95 oktan kurşunsuzun ülkemizde

uygun miktarda rafinaj edilmesi ancak motorin

türlerinin ithalatının daha yüksek miktarda olması,

bize bir cevap verebilir. Tahminim odur ki, ham

petrol ithal ederek ürettiğimiz 95 oktan kurşun-

suzun fiyatı doğal olarak ham petrol fiyatlarından

daha fazla etkilenmekte. Motorinde is ithalatın

diğer etkenleri devreye girdiği için buradaki ilişki

95 oktan kurşunsuz kadar net olmamakta.

Dikkat çekici diğer veri ise fiyatlardaki değişimlerin

toptan fiyatlardaki etkisinin, motorin fiyatlarında

aynı miktarda olmayışı. Buradaki bilgi de bize

halkın gözündeki ciddi bir yanılsamaya cevap

olarak çıkıyor; benchmark petroldeki ya da döviz

kurundaki değişimler her ne kadar rafineri çıkış

fiyatlarına hızlı bir şekilde yansısa da son kullanı-

cıya yansıması aynı derecede olmuyor. Bu da genel

olarak fiyat değişimlerinden daha çok etkilenenin

akaryakıt dağıtım firmalarının ya da bayiilerin kar

marjları olduğunu gösteren bir delil olabilir. Bu

durumda da buradaki fiyat artışlarının akaryakıt

dağıtım bayilerinin ve bayiilerin üzerine binen bir

yük olarak görebiliriz.

Ayrıca her ne kadar ham petrol olarak ithal et-

tiğimiz miktarda etkisi yok denecek kadar olsa

da Brent Blend ham petrolünün etkisinin diğer

benchmarklardan daha fazla olması da şaşırtıcı ol-

madı çünkü hem Urals, hem Arab Medium hem de

diğer yakın çevredeki benchmarkların fiyatlarında

belirleyici rolü olan Brent Blend’in etkisi diğer

benchmarkların tersine çok daha fazla yönden

fiyatları etkilemekte. Ayrıca ithalat/ihracat olarak

Avrupa’ya bağlı Türkiye’nin Avrupa benchmarkı

olan Brent’e olan bağlılığı da şaşırtıcı değil.

Bu çalışmamızda, bir önceki sayıda yazmış oldu-

ğum çalışmamızın eksik kalan kısmı olan ülkemizi

ilgilendiren benchmark ham petrollerin etkisini

görmeye çalıştık. Özellikle dalgalanmanın çok

ciddi olduğu bu zaman dilimlerinde yaptığım

bu çalışmanın ayrıntılarına burada girebilmek

de pek mümkün değil ancak yine de şu kısıma

değinmekte fayda var ki yerel akaryakıt fiyatla-

rının değişiminde benchmark petrol ürünlerinin

fiyatlarının Brent Blend’in fiyatına göstermiş

olduğu bu bağlılık, akaryakıt sektöründeki fiyat

hareketlerinin sadece ham petrol ve döviz kuru

ile alakalı olmadığını, taşıma, iş gücü ve cari açık

gibi diğer nedenlere de bağlı olarak beklenenden

farklı bir seyir gösterdiğini bize sunma konusunda

önemli bir tespit olabilir.

Page 51: Petrol Plus Dergisi 18
Page 52: Petrol Plus Dergisi 18