peki niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 mart 2007 fiyat›:1ytl (kdvdahil) [email protected]...

50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 97 25 Mart 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv dahil) [email protected] Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden temizleninceye ve halk›m›z›n nihai kurtuluflu sa¤lan›ncaya kadar sürecektir. “Savafl›m›z özgürlük ve kurtulufl savafl›d›r. Savafl›m›z hak, adalet, namus ve onur savafl›d›r. Namuslu ve onurlu herkesi, milliyet, din, mezhep ayr›m› yapmadan Cephe saflar›nda savaflmaya ça¤›r›yoruz.” Peki Niye? Düzen suçsuzu suçlu yap›yor. Açl›k, fakirlik artt›kça suç da artar. Suç, polisle de¤il, ekmek ve adaletle önlenir! AKP’nin hiçbir konuda, hiçbir alanda suçu önlemek, suçu yaratan koflullar› ortadan kald›rmak politikas› yoktur! K›z›ldere’den bugüne ça¤r›m›z sürüyor: K›z›ldere’den bugüne ça¤r›m›z sürüyor:

Upload: others

Post on 05-Mar-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 97

25 Mart 2007Fiyat›: 1 YTL(kdv dahil)

[email protected]

Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar›

kuruluncaya, ülkemiz emperyalist

iflgalcilerden temizleninceye

ve halk›m›z›n nihai kurtuluflu

sa¤lan›ncaya kadar sürecektir.

“Savafl›m›z özgürlük ve

kurtulufl savafl›d›r.Savafl›m›z

hak, adalet, namus ve onur savafl›d›r.

Namuslu ve onurlu herkesi, milliyet, din, mezhep ayr›m›yapmadan Cephe saflar›nda

savaflmaya ça¤›r›yoruz.”

Peki Niye?Düzen suçsuzu suçlu yap›yor.

Açl›k, fakirlik artt›kça suç da artar. Suç,

polisle de¤il, ekmek ve adaletle

önlenir!

AKP’nin hiçbir konuda, hiçbir alanda

suçu önlemek, suçu yaratan koflullar›

ortadan kald›rmak politikas› yoktur!

��

K›z›ldere’den bugüne ça¤r›m›z sürüyor:K›z›ldere’den bugüne ça¤r›m›z sürüyor:

Page 2: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

HHaaffttaall››kk SSüürreellii YYeerreell YYaayy››nn

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelemizin 29 Mart

4 Nisan

Devrim ve sos-yalizm bayra¤›n›yoldafllar›ndan veayn› zamanda yol-dafl› olan a¤abeyiKahraman Altun’dandevralm›flt› Meryem.

Meryem, 1976’da ‹stanbul’da do¤du.Ümraniye Lisesi’ndeyken gençli¤in mücadelesi içinde yerald›. 1991sonlar›nda ‹ngiltere’ye götürüldü ve 7 y›l orada yaflad›. Yurtd›fl›ndada mücadeleden uzak kalmad›. Ve bunun sonucunda ‹ngiltere’nintecrit hücrelerinde 6 ay tutuldu. 1998’de ülkeye döndü. Tutsakdüfltü. 5. Ölüm Orucu Ekibi direniflçisi olarak zulme karfl› direndi ve31 Mart 2002’de direniflin 90. flehidi olarak Sa¤malc›lar DevletHastanesi'nde ölümsüzleflti.

BBüüyyüükk DDiirreenniiflflttee fifieehhiitt

DDüüflflttüülleerr

Meryem ALTUN

SSaahhiibbii vvee YYaazz››iiflfllleerrii MMüüddüürrüü::SSeevvttaapp TTÜÜRRKKMMEENN

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah. ‹stiklalCad. Büyükparmakkap› Tel Sok. No:4

Kat:4/2 Beyo¤lu/‹STANBULTelefon-Faks: 0212 251 94 35

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›kAdres: Merkez Mah. Abidei Hürriyet Cad.

Atlas Apt. No: 155-157 Kat: 5/14fiiflli/ ‹STANBUL

Tel: 0212 241 26 41-Faks: 0212 241 11 16

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANE Pieter de Hoochstr. 30

3021 CS Rotterdam/NEDERLAND

‹‹nntteerrnneett AAddrreessii:: wwwwww..yyuurruuyyuuss..ccoomm

MMaaiill AAddrreessii:: iinnffoo@@yyuurruuyyuuss..ccoomm

ISSN: 1305-7944

Hesap No: 1051 - 1637885 Sevtap TürkmenTürkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.Bask›: ASPAfi Pazarlama-Evren Mah. GülbaharCad. No:7 Ba¤c›lar/‹ST. Tel: 0 212 655 88 64Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m Pazarlama San. ve Tic.A.fi. Tel: 0 212 354 37 67Fiyat›: 1 YTL

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

Zulmün tecrit sald›r›s›nakarfl› 9. Ölüm Orucu Eki-bi’nde aln›na k›z›l bant›n›takt›. Tekirda¤ Devlet Hasta-nesi'nde 29 Mart’ta bedeninitutuflturarak, 31 Mart 2004günü flehit düfltü.

Günger, 13 Temmuz1972'de Artvin'in fiavflat ilçe-si Kayadibi köyünde do¤du. 1989'da Marmara Üni-versitesi Atatürk E¤itim Fakültesi Fizik Ö¤retmenli-¤i’nde ö¤renciyken Dev-Genç saflar›nda yerald›.1992’de SDB savaflç›s› oldu. 1993'de tutsak düfltü.‹flkencede direndi. Hapishane sürecinde de çeflitli so-rumluluklar almaya devam etti.

Ümit GÜNGER

31 Mart 1998’de Ege Bölgesi’nde gözalt›na al›nd›lar. Gözalt›na al›nd›klar› ka-bul edilmedi. Kaybedildiler. Yaklafl›k bir y›l sonra, itiraflarda bulunan Turan Ünal adl› kontrgerilla eleman›,dört devrimcinin Foça’daki askeri birliklerde iflkence yap›ld›ktan sonra, kollar›, ba-caklar› k›r›lm›fl olarak bir tekneye konulduklar›n› ve teknenin Seferihisar aç›kla-r›nda bombayla bat›r›ld›¤›n› aç›klad›. Neslihan Uslu (Hayat), 1968, Bolu-Düzce Çilimli Beldesi do¤umludur. Gürcü’y-dü. ‹.Ü. Hukuk Fakültesi’nde Dev-Genç'li oldu. ‹YÖ-DER kurucular›ndand›. Genç-lik örgütlenmesinde bölgesel sorumluluklar üstlendi. Metin Andaç, Bergama’da bir çiftçiydi. "Siyanürcü fiirket"i Bergama’dan söküpatma mücadelesinin önderlerinden biriydi. '80 öncesinde TAR‹fi Direnifli'nin mili-tanlar›ndand›r. '90'dan sonra ‹zmir ‹flçi Hareketi Gazetesi'nin temsilcili¤ini üst-lendi. Mehmet Ali Mandal; 1958’de ‹zmir Menemen-Alia¤a'da do¤du. 1974’de iflçiçocu¤u olarak yurtd›fl›na ç›kt›. 1984’de Yunanistan'da örgütlü mücadeleye kat›ld›.Her türlü göreve haz›rd› ve ülkesine kofltu. Hasan Aydo¤an; 1974 Tokat/Almus Akarçay do¤umludur. Düzene öfkesi ve

devrimcilere sempatisi çocuk yafltayken bafllad›. 16 yafl›nda devrimci oldu. Çeflitli görevler ald›.

HasanAYDO⁄AN

Mehmet AliMANDAL

Metin ANDAÇNeslihan USLU

‹stanbul Kad›köy K›z›ltoprak'ta 30 Mart-17 Nisan fiehitle-rini Anma Günleri dolay›s›yla bir polis timine karfl› düzen-lenen eylem s›ras›nda 1 Nisan 1993’te flehit düfltüler. SDBüyesiydiler. Hakk› KARAHAN, 1989’da ‹.Ü. Veterinerlik Fak. ö¤-rencisi iken Dev-Genç saflar›na kat›ld›. Dev-Genç’in bölgesorumlulu¤unu, milis komutanl›¤›n› üstlendi. Ferda C‹-VELEK de Dev-Gençli’ydi. 1988’de Sa¤l›k Meslek Lise-si’nde devrimci mücadeleye kat›ld›. Dev-Genç’in Kad›köy

örgütlenmesinde sorumluluklar üstlendi. Veysel BEYSÜREN, 1991’de Liseli Dev-Genç saflar›nda mücadeleye ka-t›ld›. Milislerde yerald›.

Veysel BEYSÜREN

Ferda C‹VELEK

Hakk› KARAHAN

4 Nisan 1995’de Gaziantep’te ölüm mangalar› taraf›ndan katledildiler.1962 Dersim do¤umlu Hüseyin Coflkun, 1976’da devrimci mücadeleye ka-t›ld›. 1985 sonras› Ege’de görevler ald›. Tutsakl›klar yaflad›. 1993’te Gazian-tep sorumlulu¤unun yan›nda, Bedii Cengiz SPB komutanl›¤›n› üstlendi. 1971Antep do¤umlu Demet TANER, ‹zmir’de Üniversitede Dev-Genç’li oldu.1992’de Ege TÖDEF temsilcili¤i yapt›. ‹lerleyen süreçte Antalya, Burdur, Is-parta illerinin sorumlulu¤unu üstlendi.

�Ça¤r›‹lan

� 1199 AArraall››kk KKaattlliiaamm›› BBaayyrraammppaaflflaa DDaavvaass››

TTaarriihh:: 30 Mart 2007YYeerr:: Eyüp AdliyesiSSaaaatt:: 10.00

(Davaya Tan›k Olarak YYaaflflaarrKKeemmaall ve OOrrhhaann PPaammuukkKat›lacaklar)

� TTAAYYAADD BBaass››nn AAçç››kkllaammaass››Ocak-fiubat 2007 Dönemi F TipiHapishanelerdeki Hak ‹hlalleri

TTaarriihh:: 25 Mart 2007YYeerr:: Taksim-Tramvay Dura¤›SSaaaatt:: 13.00

� 1199 AArraall››kk KKaattlliiaamm›› ÜÜmmrraanniiyyee DDaavvaass››

TTaarriihh:: 28 Mart 2007YYeerr:: Üsküdar 1. ACMSSaaaatt:: 10.00

� EE¤¤iittiimm--SSeenn BBööllggeesseell MMiittiinngglleerrii

E¤itim-Sen’liler, 31 Mart-1 Ni-san’da “‹nsanca Yaflam Demok-ratik Türkiye” fliar›yla 8 bölgedemiting düzenliyorlar.

HHaallkk››nn SSeessii RRaaddyyoossuu her-gün saat 08.00 ile 24.00 aras›n-da yay›nda

fifiEEHH‹‹TTLLEERR‹‹MM‹‹ZZ‹‹ AANNIIYYOORRUUMMUUDDUU BBÜÜYYÜÜTTÜÜYYOORRUUZZGGEECCEESS‹‹

TTaarriihh:: 31.03.2007

YYeerr:: Sibel Yalç›n Direnifl Park›

SSaaaatt:: 18.00

Haklar ve Özgürlükler Cephesi

Ankara Temel Haklar veÖzgürlükler Derne¤i’nden Davet

DÜNDEN BBUGÜNE UUMUDUBÜYÜTENLER‹ SSELAM-LAYACA⁄IMIZ EETK‹NL‹KTEBULUfiALIM!

YYeerr:: Ekin Sanat MerkeziTTaarriihh:: 1 Nisan 2007 Pazar, SSaaaatt:: 16.30

‹dil KKültür MMerkezi

Dünya TTiyatrolarGünü KKutlamas›

Tarih: 25 Mart 2007 Pazar

Yer: ‹KM Tiyatro Atölyesi

Saat: 14.00

Çocuklar ‹çin HHerPazar SinemaKültür Merkezi’mizde çocuklar içinher pazar günü, saat 13.00’deÜCRETS‹Z sinema gösterimiyap›lacakt›r. ‹stanbul’un tüm yoksulsemtlerinin çocuklar› davetlimizdir.

K›rklareli’nin Pehlivanköy il-çesinde do¤du. Babaeski De-mokratik Kültür Derne¤í’ninkurucular›ndand›r. Mücade-lesini ‹stanbul’da sürdürü-yordu. 4 Nisan 1977’debir sol grup taraf›ndan pusu-

da katledildi. Kemal KARACA

Devrimci hareketin iflçi örgüt-lülü¤ü içinde yeral›yordu. Ec-zac›bafl› ‹laç Fabrikas›’ndakigrevin önderlerindendi. 4Nisan 1977 gecesi, grevnöbeti s›ras›nda faflistler ta-raf›ndan katledildi.

Hasan ATEfi

Cuntaya karfl› mücadeleyisürdüren devrimcilerdendi.Gözalt›na al›n›p iflkence ya-p›ld›ktan sonra 3 Nisan1981’de ‹stanbul Küçük-köy’e götürülüp kurfluna di-zilerek katledildi.

Mustafa IfiIK

1991’de Avusturya’da dev-rimci hareket içerisindeyerald›. 4 y›l Avusturya ha-pishanelerinde tutsak kald›.Kanser sonucunda 3 Nisan2001’de aram›zdan ayr›ld›.

Mustafa KURAN

1956 Çanakkale do¤umluolan Yücel, ‹stanbul MaliyeMuhasebe Yüksek Okulu ö¤-rencisiyken mücadeleye kat›l-d›. ‹stanbul Dev-Genç yönetici-lerinden biri oldu. SDB üyesiolarak mücadelesini sürdürdü.3 Nisan 1981’de ‹stanbulKad›köy’de cadde ortas›ndapolis taraf›ndan katledildi.

Mehmet SelimYÜCEL

‘70’li y›llar›n sonlar›ndan iti-baren devrimci mücadeleiçindeydi. Son olarak Bursabölgesinde mücadelesini yü-rütüyordu. Körfeze Bak›fl Ga-zetesi’nin sahibi ve yaz›ifllerimüdürü idi. ‹flkenceciler tara-f›ndan kaç›r›ld› ve 31 Mart1992’de Bursa Uluda¤ yo-

lunda iflkence yap›lm›fl ve bafl›ndan vurulmufl ola-rak bulundu.

Bülent ÜLKÜ

Demet TANERHüseyin COfiKUN

Page 3: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

Devrimci hareket, kimi slogan-larda “uummuudduunn aadd››” olarak ta-

n›mlanm›flt›r. Peki neden “umut”laözdefllefltirilmifltir devrimci hare-ket? Bunun tek cevab›, devrimci ha-reketin sosyalizmi savunmas› vesosyalizmi gerçeklefltirece¤ine ina-n›lmas›d›r. Mevcut düzen karfl›s›ndaherhangi bir alternatife sahip olma-yan bir hareketin, umut olmas› damümkün de¤ildir.

Devrimci hareket, umudu temsilediyor; çünkü bugün ülkemizi

ve dünyam›z› mahveden emperya-list kapitalizme karfl› bir alternatifesahiptir. Bu alternatifin ad›, sosya-lizmdir. Sosyalizm, subjektif bir ter-cih, arzulara göre olabilir veya ol-mayabilir bir seçenek de¤il, insanl›-¤›n geliflim seyrinin kaç›n›lmaz biraflamas›d›r. Tarih ve bilim, böylesöylüyor, ama baflka türlü söyleyen-ler de var.

Burjuvazinin teorisyenleri, ka-lemflörleri, burjuvazi ad›na em-

peryalist ve iflbirlikçi ülkeleri yöne-tenler, dünya halklar›na her gün dur-maks›z›n yalanlar söylüyorar. O ka-dar çok yalan söylüyorlar ki, Irakyalanlar›, nükleer yalanlar, küresel-

leflme yalanlar› diye kitaplar yay›n-lan›yor da hâlâ kitaplara s›¤mayanyalanlar kal›yor geriye. Fakat bu ya-lan bollu¤unun içinde burjuvazininen önemli yalan› hangisidir diye so-rulacak olursa, bizim buna verece¤i-miz cevap fludur; bbuurrjjuuvvaazziinniinn eennbbüüyyüükk yyaallaann››,, ““kkaappiittaalliizzmmiinn aall--tteerrnnaattiiffssiizz oolldduu¤¤uu”” sözüdür.

Emperyalistler, özellikle sosyalistsistemin y›k›lmas›ndan sonra bu

yalan› daha yüksek perdeden söyle-meye bafllad›lar. Genifl kitleler nez-dinde, tarihi çi¤neyerek, kapitaliz-min ezeli ve ebedi bir sistem oldu-¤unun propagandas›na girifltiler. ‹fltesosyalizm y›k›ld›¤›na göre, kapita-lizmin gelmifl geçmifl en iyi sistemoldu¤u ve alternatifsiz oldu¤u kan›t-lanm›flt›! Burjuvazinin son derecekapsaml› bir propaganda eflli¤indeifllemeye bafllad›¤› bu yalan, kitlelerbir yana, ayd›nlar›, çeflitli siyasi ha-reketleri de de¤iflik ölçülerde etkile-di.

Birkaç burjuva flarlatan›n sözle-riyle “tarihin sonu” gelmezdi

elbette ama, kapitalizmin alternatif-sizli¤i do¤ruysa, iflte o zaman “tari-hin sonu”ndan sözedilebilirdi. Ama

dedi¤imiz gibi, kapitalizmin insanl›-¤› en iyi gelifltiren sistem oldu¤u da,alternatifsiz oldu¤u da baya¤› biryaland›r. Burjuvazinin ve burjuvazi-ye karfl› dövüflecek siyasi cesaretikaybedenlerin yalan›d›r.

Bu anlamdad›r ki; kapitalizminalternatifsiz oldu¤unu kabul et-

mek, teslimiyettir. Kapitalizmin al-ternatifsiz oldu¤unu kabul etmek,umutsuzlu¤u kabul etmektir. Ki buda insanl›¤›n topyekün çöküflü anla-m›na gelir. Kapitalizmin alternatif-siz oldu¤unu kabul etmek, son tah-lilde namussuzlu¤a, onursuzlu¤a,adaletsizli¤e ortak olmakt›r, boyune¤mektir. Ba¤›ms›zl›k diye bir fleyolmayaca¤›n› kabul etmektir. K›sa-cas› kapitalizm, alternatifsiz oldu-¤unu kabul ettirdikten sonra, hheerr flflee--yyii kkaabbuull eettttiirriirr......

Hay›r. Bin kere hay›r. Kapitalizmalternatifsiz de¤ildir. Ve bin ke-

re daha hay›r ki, kapitalizm gelmiflgeçmifl en iyi sistem de¤ildir. Kapi-talizm, yeryüzünde bir milyara ya-k›n insan› aç b›rakm›flken, milyar-larca insan› yoksullaflt›rm›flken,yüzmilyonlarcas›n› mülteci duru-muna düflürmüflken, yüzmilyonlar-cas›n› yetersiz beslenmeden, sa¤l›khizmetlerinin yoklu¤undan dolay›öldürüyorken, bbuunnuu iiddddiiaa eettmmeekkaallççaakkll››kk vvee nnaammuussssuuzzlluukkttuurr.. Kapi-talizmin ikiyüzy›ld›r çözmedi¤i veçözemedi¤i ekonomik, siyasi, kültü-rel sorunlar›n çözümü, sosyalizmde-dir. Sosyalizm deneyini 70 y›l yafla-

Kapitalizmin BüyükYalan›: Alternatifsizli¤i

Kapitalizme karfl› bir alternatifimiz var: Sosyalizm. Sosyalizme gidecek yolu açacak bir anahtar›m›z var: Devrim.

Devrimi gerçeklefltirecek bir Partimiz ve Cephemiz var!

3 Kapitalizmin Büyük Yalan›:

Alternatifsizli¤i

5 Kurtulufl yolunda 37 Y›l

8 Halklar›n isyan atefli sönmeyecek

12 ‘Dolan’ Sistemin Ömrüdür

14 Emek: ‘Serbest Bölge’ iflçileri a¤›r çal›flma

koflullar›na isyan etti

16_ Gün gün, an an K›z›ldere - 2

19 K›z›ldere fiehitleri

20 “Türklü¤ünü ispatla!”

22 Türk milliyetçili¤inin tarihi geliflimi - 6

26 ‹slamc›larla Laiklerin Çanakkale Savafl›

28 Hayat›n ‹çindeki Teori: Sosyal fiovenizm-2

32 Kad›nlar›n “kaderi” KA-DER’ le de¤iflir mi?

34 Fetullah’›n Alevili¤i yozlaflt›rma çabas›

36 Suç örgütleriyle kol kola olan kim?

37 Umudu reklamc›larda!

38 Yine IMF’ye teslim oldular!

39 TBMM’den cuntan›n adam›

Do¤ramac›’ya onur ödülü!

40 Genelge’nin ve sözlerin takipçisiyiz

42 Direnen Irak halk› kazanacak

44 Gençlik: Tabela Üniversiteler

46 16 Mart’›n sorumlusu devlettir

48 ‘Büyüyünce ne olacaks›n?’

50 ‘Vali Pafla’ emriyle muhalif sitelere

sansür

‹‹ çç ii nn dd ee kk ii ll ee rr

Page 4: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

m›fl SSCB bile tek bafl›na bunun ka-n›t›d›r. Sosyalizmi hâlâ yaflayan ül-keler bunun kan›t›d›r.

Dünyan›n ve ülkemizin gelece-¤inde tek alternatif sosyalizm-

dir. Biz sosyalizmi savundu¤umuziçin alternatifiz. Alternatif olmak,düzeniçi çözümleri reddetmektir.Reddediyoruz. O çözümler ne kadarcazip görünürse görünsün, reddedi-yoruz. Çünkü düzenin sundu¤u herçözüm eksiktir, yar›md›r, k›r›nt›larasar›lm›fl bir aldatmacad›r; biz dahafazlas›n› istiyoruz. Bunlara kap›l-mak, faflizmin 50 küsur y›ld›r tez-gahlad›¤› demokrasicilik oyunununve kapitalist sömürü çarklar›n›n birparças› olmakt›r.

Gerçek flu ki, burjuva siyasetindehalka söylenen "senin akl›n yö-

netmeye yetmez"dir. Burjuva de-mokrasicilik oyunu, kitleleri bu s›-n›rlar içinde oyunun içine katmakta-d›r. Halk›n bu sistemdeki konumu,yönetmek de¤il, yönetilmektir. Do-lay›s›yla demokrasicilik oyununda-ki rolü de yönetmeye talip olmaks›-z›n, yaln›z ve yaln›z kendisini kiminyönetece¤ini seçmekten ibarettir. Kibu seçiminde de özgür de¤ildir; se-çimini kendisine gösterilen en k›s›t-l› seçenekler içinden yapmak zorun-dad›r. Parti-Cephe alternatiftir; çün-kü Parti-Cephe, bu oyunu “kabuledilebilir” hale getirmekle meflgulde¤ildir. Parti-Cephe, bu oyunutümden sahneden kald›r›yor. Siste-min halka biçti¤i “yönetilen” konu-munu reddediyor. Halk›n devrimciiktidar›n› bir alternatif olarak koyu-yor. Ki, halk›n yönetmesi, sosyaliz-min bir parças›d›r.

Hiç kuflku yok ki, alternatif ol-mak, kolay telaffuz edilebile-

cek bir iddia de¤ildir. Alternatif ol-mak, düzenin karfl›s›na sistematikbir bütün olarak ç›kmakt›r. Kapita-lizm, “deve”ye benzetilebilir. Yaln›zboynu e¤ri de¤ildir; do¤ru bir yan›yoktur. Bu anlamda kapitalizmin flu-ras›n› veya buras›n› düzeltmeye ça-l›flarak, halk›n kaderini de¤ifltire-mezsiniz. Sosyalizm iflte bu anlam-da, kapitalizmin karfl›s›na konulabi-lecek kendi iç bütünlü¤üne sahip tekekonomik-siyasal-kültürel-ideolojik

sistemdir.

Ne yaz›k ki, burjuvazi yalanc› ol-du¤u kadar, bask›c› ve terörist-

tir. Kitlelere kapitalizmin alternatif-siz oldu¤unu söyleyen burjuvazi,bunun yalan oldu¤unu, kapitalizminalternatifinin sosyalizm oldu¤unuda en iyi bilen s›n›ft›r. Bu anlamdada sosyalizmi engellemek için heryönteme baflvurmaktad›r. Burjuva-zinin tarihi, sosyalizmi engellemekiçin gerçeklefltirilen savafllarla, kat-liamlarla, karfl›-devrimci terörle do-ludur. ‹flte bu koflullarda alternatifbir düzeni yani sosyalizmi infla et-mek, ancak devrimlerle mümkünolabilmektedir. Devrim kurtulufltur;çünkü sosyalizme aç›lan kap›d›r.

S›n›flar mücadelesinin yasalar›n›,tarihin ö¤retti¤i gerçekleri yeni-

den keflfetmek gerekmiyor. Tarih ta-n›k ki, ezilen halklar, ancak büyükbedeller ödeyerek zaferler kazan-m›fllard›r. Halk iktidarlar› hiçbir

yerde savafls›z, bedelsiz kurulmad›.Dolay›s›yla, zafer ancak böyle kaza-n›lacaksa devrimci bir hareket bubedellerden korkmamak durumun-dad›r. O bedelleri asgariye indirme-ye çal›fl›r elbette; ama bu, savafl› yu-muflatmak, halk›, proletaryay› uz-laflma çizgisine çekmek de¤ildir.

Düzen partilerinden, reformistpartilerden farkl› alternatif bir

parti olmak, kurtulufla, yani devrimeve sosyalizme giden yolu do¤rugöstermektir. Evet, gösterdi¤imizyol, zorludur, ama do¤rudur. Parti-Cephe’nin teorisi ve program›, "na-s›l bir ülkede yafl›yoruz?" sorusununyan›lg›lardan, yönlendirmelerden,aldanmalardan ve aldatmadan uzakcevab›d›r. Buna paralel olarak daanti-emperyalist anti-oligarflik dev-rim stratejisi, tek gerçekçi kurtuluflstratejisidir. Mahir Çayanlar’›n teo-rik aray›fl›, hangi ülkenin kal›b› bizeuygun sorusunun aray›fl› de¤ildi; buaray›fl, ça¤›m›z›n, dünyam›z›n veülkemizin gerçeklerine denk düflenbir devrim teorisi aray›fl›yd›. Budevrimci strateji, ülkemizin ekono-mik, sosyal, kültürel özellikleri üze-rinde yükselen niteli¤iyle Mark-sizm-Leninizm'in ülkemize ustacauyarlan›fl› olmufltur. Ülkemizi vehalk›m›z› kurtulufla götürecek stra-tejik çizgi, bu çizgidir. Bu çizgi,““TTüürrkkiiyyee ddeevvrriimmiinniinn yyoolluu””dur.

Bu yolda birleflelim. Bu yoldamücadele edelim. Kurtulufl, bu

yolun sonundad›r.

Ülkemizde iktidar› ellerinde bu-lunduranlar, halk kitlelerinin

taleplerini karfl›layamaz, sorunlar›-na çözüm bulamaz durumdad›rlar.Her fleyleriyle ABD ve Avrupa em-peryalizmine s›rtlar›n› dayamalar›-n›n, laiklik-fleriat kavgalar›n› sürek-li gündemde tutmalar›n›n, milliyet-çili¤i-flovenizmi elbirli¤iyle yük-seltmelerinin alt›ndaki as›l nedenbudur. Ülkeyi yönetmek, kapitalistsömürü ve soygunu sürdürmek için,teröre, yaygaraya ve yalanlara bafl-vuruyorlar. Emperyalizmin sömür-gecili¤ine, faflizmin zulmüne, kapi-talizmin sömürüsüne son vermekiçin tek yol devrim, tek alternatifsosyalizmdir.

4

25 Mart 2007 / 97

““DDeevvrriimmcciilleerr,, hhaallkkaa,, ‘‘ddiikkeennssiizzggüüll bbaahhççeelleerrii’’ vvaaaatt eettmmeezzlleerr,, ssöö--mmüürrüü--ttaallaann ddüüzzeenniinnii ttüümm çç››pp--llaakkll››¤¤››yyllaa ddeeflfliiffrree eeddiipp,, oonnuunn aalltteerrnnaattiiffiinnee,, eemmeekkççii hhaall--kk››nn kkeennddii iikkttiiddaarr››nnaa nnaass››ll bbiirrmmüüccaaddeellee iiççiinnddee vvaarraaccaakkllaarr››nn››aannllaatt››rr,, yyaaflflaamm››nn iiççiinnddee öönnddeerrlliikkeeddeerrlleerr.. SS››nn››ffllaarr ssaavvaaflfl››mm››nn››nnzzoorrlluu yyoollllaarr›› bbiizzzzaatt ddeevvlleettii yy››kkaa--ccaakkllaarr››nn››nn,, iiyyiiyyee,, ggüüzzeellee,, ttooppyyee--kküünn mmuuttlluulluu¤¤aa vvaarr››llaaccaakk yyoolluunnffeeddaakkâârrll››kkllaarrllaa öörrüüllddüü¤¤üünnüünn,,ccaann bbeeddeellii bbiirr ssaavvaaflfl››nn üürrüünnüüoollaaccaa¤¤››nn››nn pprrooppaaggaannddaass››nn›› yyaa--ppaarrllaarr.. BBeeddeell ööddeemmeessiinnii bbiillmmee--yyeenn hhaallkk,, iinnssaannll››¤¤››nn kkuurrttuulluuflfluuyyoolluunnddaakkii aatt››ll››mm›› aassllaa ggeerrççeekk--lleeflflttiirreemmeeyyeecceekkttiirr.. BBiizz,, aassaallaakkllaarrddaann,, iikkiiyyüüzzllüülleerr--ddeenn,, çç››kkaarrcc››llaarrddaann tteemmiizzlleennmmiiflflbbiirr üüllkkee iiççiinn,, bbiirr ddüünnyyaa iiççiinn,,eeggooiizzmmiinn yyeenniilleeccee¤¤ii ss››nn››ffss››zz ttoopp--lluumm iiççiinn ssaavvaaflfl››yyoorruuzz.. ‘‘GGiizzlliimmaakkssaadd››mm››zz’’,, ‘‘ppeerrddee aarrkkaass››nnddaa--kkii nniiyyeettiimmiizz’’,, ‘‘kkaarraannll››kk aammaaççllaa--rr››mm››zz’’ bbuunnddaann iibbaarreettttiirr..””((DDuurrssuunn KKaarraattaaflfl,, HHaakkll››yy››zzKKaazzaannaaccaa¤¤››zz))

Page 5: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

30 Mart-17 Nisan, DDeevvrriimm fifiee--hhiittlleerriinnii AAnnmmaa vvee PPaarrttii’’nniinn KKuurruu--lluuflfluunnuu KKuuttllaammaa günleridir. Anmave kutlama gibi birbirinden ayr› an-lamlar tafl›yan iki kavram, devrimkavgas› içinde biraraya gelmifltir.Kutlad›¤›m›z parti, bize, and›¤›m›zflehitlerimizin hediyesidir çünkü.fiehitlerimiz, partinin bayraklar›d›rhâlâ. 30 Mart-17 Nisan günlerininanlam›, ne salt bir hüznü, ne de saltbir coflkuyu paylaflmakt›r; 30 Mart-17 Nisan, ülkemiz s›n›flar mücade-lesi aç›s›ndan bundan daha fazlas›-d›r. Devrimi ve kurtulufl umudunukitlelere tafl›yan bir kampanyad›r bugünler. Anmalar›m›z ve kutlamala-r›m›z düne ve yar›na dair bir bilinç-lenmenin platformlar›d›r.

Yolunda yürüdü¤ümüz parti,1970’de kuruldu. Yolunda yürüdü-¤ümüz önderler, tarihsel manifesto-lar›n› 1972’de K›z›ldere’de yazd›-lar. 37 y›ld›r bu yol nas›l yüründü?K›z›ldere yolundan, yani ayn› anla-ma gelen Kurtulufl yolundan sapan-lar nas›l ve neden sapt›? Sapmayan-lar, yani bu ülkenin Marksist-Leni-nistler’i bunu nas›l ve neler pahas›-na baflard›?

30 Mart-17 Nisan günlerinin ce-vab›n› verece¤i sorular iflte bunlard›r.

Bu devrimci çizginin oluflturul-mas›n›n ilk aflamas›nda, büyük birteorik kavga, keskin bir ideolojikhesaplaflma vard›r. Parti-Cephe çiz-gisinin ülkemiz s›n›flar mücadele-sinde tarih sahnesine ç›k›fl›, yar›mas›rd›r etkisini sürdüren 50 y›ll›k re-formist-revizyonist gelenekten ko-puflla mümkün olmufltur. Siyasal bir“kopufl”, niteliksel bir ad›md›r, birs›çramad›r. Mahirler, teoride ve pra-tikte bu büyük s›çramay› gerçeklefl-tirdiler. Ancak siyasal kopufllar, ha-yat›n her alan›nda ilmik ilmik örüle-rek tamamlanmad›¤› sürece, yaln›z-ca bir “ç›k›fl” olarak kalma tehlike-siyle de yüzyüzedirler. Reformist,revizyonist gelene¤in uzlaflmac›,pasifist, iktidar hedefinden uzak

çizgisine karfl›, her alanda ve herkonuda devrimci bir tarz oluflturula-rak, bu tehlike bertaraf edilmifltir.Revizyonizmden ve reformizmdenfarkl› olarak, mesela yaln›zca silah-l› mücadeleyi savunmak, yaln›zcaillegal örgütlenmeden sözetmek,Türkiye devriminde yeni bir yolunoluflturulmas› ve yeni bir döneminbafllat›lmas› için yeterli olmazd›.Eylemde, üslupta, yay›nda, örgüt-lenmede, yaflam biçiminde, çal›flmatarz›nda, k›sacas› her fleyde o kopu-flun kendine uygun at›l›mlar yapma-s› gerekiyordu. Devrimci bir çizgi,eski gelene¤e kesin darbeyi ancakböyle vurabilir ve kendini ancakböyle kal›c›laflt›rabilirdi.

Cephe ve onun önderleri, bunubaflarabildikleri içindir ki, bu hare-ket, gelip geçici-konjonktürel birhareket olarak kalmam›flt›r.

37 y›ld›r Türkiye s›n›flar müca-delesinin en önünde yeralan ve gü-cüyle orant›l› olarak sola damgas›n›vuran bu hareketin, 37 y›l önce ger-çeklefltirdi¤i kopuflun en önemlihalkalar›ndan biri hiç kuflkusuz, ik-tidar›n, aç›k bir hedef haline getiril-mifl olmas›d›r. ‹ktidar perspektifi, ogünden itibaren hayat›n her alan›n-daki çal›flmalar›n ufkunu olufltur-mufltur.

Yenilgilerden zaferler yaratabilen bir gelenek37 y›ll›k süreç, tahmin edilebile-

ce¤i gibi inifllerle ç›k›fllarla, yenilgi-lerle ve zaferlerle doludur. fiuras›aç›k ki, kurtulufl yolunda, her hare-ket yenilgiler yaflayabilir, darbeleralabilir. Fakat burada önemli olan,fiziki yenilgilerin, örgütsel darbele-rin “politik” bir yenilgiye dönüflme-mesidir. Tam tersine, devrimci bir

5

25 Mart 2007 / 97

Kurtulufl Yolunda 37 Y›lAral›k 11970Türkiye halklar›n›n Marksist-Leninist Partisi, tüm ezilenle-rin anti-emperyalist, anti-oli-garflik Kurtulufl CephesiTTHHKKPP--CC kkuurruulldduu..

30 MMart 11972THKP-C önderi Mahir Ça-yan’›n da aralar›nda bulun-du¤u 10 devrimci, Tokat’›nK›z›ldere Köyü’nde oligarfli-nin askeri güçlerine karfl› ça-t›flarak, Türkiye devrimininmanifestosunu yazarak flehitdüfltüler.

17 NNisan 11992Devrimci Sol’un önder kadro-lar› Sabahat Karatafl ve Si-nan Kukul’un da aralar›ndabulundu¤u Devrimci Sol kad-rolar›, kuflat›ld›klar› üslerdeddiirreenniiflfl ddeessttaannllaarr›› yyaazzaarraakk,,ssoossyyaalliizzmm bbaayyrraa¤¤››nn›› ddaallggaa--llaanndd››rraarraakk flehit düfltüler.

30 MMart 11994Mahirler’in miras›n› devralandevrimcilerin ilk sözlerindenbiri partiyi yeniden yarat-makt›. Devrimci Solcular,1994 30 Mart’›nda iflteTürkiye halklar›na verdikleribu sözü yerine getirdiler;Devrimci Halk Kurtulufl PartisiCephesi (DHKP-C) kuruldu.

PPaarrttii,, kkuurrttuulluuflfl iiççiinn bbiirrççaa¤¤rr››;; kkuurrttuulluuflflaa kkaaddaarrssaavvaaflfl’’››nn öönnccüüssüüddüürr!!

Page 6: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

hareket, yenilgilerini zaferlere dö-nüfltürebildi¤i ölçüde büyük ve sa¤-lam ad›mlarla ilerler bu yolda.

K›z›ldere’den 12 Temmuz’a, 17Nisan’a kadar, devrimci hareket tari-hi boyunca bunu baflarabilmifltir. Butarihin hiçbir aflamas›nda, kay›plarve darbeler ne kadar büyük olursaolsun, koflullar ne kadar a¤›r olursaolsun, iktidar perspektifi ve devrimyürüyüflünü sürdürme kararl›l›¤› ter-kedilmemifltir. Yoldafllar›m›z›n kan-lar›yla oluflan kan göl-lerinin ortas›ndan do¤-rulup, küllerimizdenyeniden do¤up “devrimyürüyüflünü sürdürüyo-ruz” diyebildik.

Mücadele arenas›n›terketmek, emperyaliz-min ve oligarflinin fluveya bu dayatmas›naboyun e¤mek, Parti-Cephe tarihinin yazma-d›¤› tav›rlard›r. Bu, iha-netler ortam›nda da,kuflatmalarda da, yaln›zb›rak›ld›¤›m›z koflul-larda da de¤iflmemifltir.Elbette böyle bir politikçizgiyi hayata geçir-mek için büyük bedel-ler ödemek göze al›n-m›fl ve bu bedeller ödenmifltir de.

Maltepe'den Arnavutköy'e, Ar-navutköy'den K›z›ldere'ye, K›z›lde-re’den 1984 Ölüm Oruçlar›na, 12Temmuzlar'a, 16-17 Nisanlar'a uza-nan bu gelenek, Ba¤c›lar’dan, on-larca üste, onlarca sokakta “Dev-rimci Solcular, Cepheliler teslim ol-maz, siz teslim olun” fliarlar›yla sü-ren direnifllere evrildi; Dersim'denKaradeniz'e, Toroslar'a, Balk›ca’yauzanan say›s›z destanlarla bezendi;2000-2007 Büyük Direnifli’yle bili-nen tüm statükolar› afl›p, bir büyükdestana dönüfltü. Özcesi, bir dergiyaz›s› içinde saymakla bitiremeye-ce¤imiz bu tarih, gösteriyor ki, em-

peryalizmleve oligar-fliyle girilenaskeri veyapolitik her

çat›flmada teslimiyet reddedilmifltir.Karfl›-devrim güçleri, Cephelilerikatlettiler, iflkencelerden geçirdiler,yakt›lar, ama teslim alamad›lar.Cepheliler, Mahirler’den devral›pgelifltirdikleri, pekifltirdikleri dire-nifl gelenekleriyle korkuyu ve pifl-manl›¤›, halk› terketmeyi, faflizminönünde mücadeleden ve direnifltenkaçmay› bu tarihe yazd›rmad›lar.

Üstelik, bunu ço¤u kez, devrim-den sözedenlerin çoklu¤una karfl›n

devrim için savaflma kararl›l›¤› gös-terenlerin az oldu¤u koflullarda;zulme karfl› can bedeli direnmek ka-ç›n›lmazken, ricat teorilerinin yap›l-d›¤› koflullarda gerçeklefltirdiler.“Hayatta kalma”, “örgütü koru-ma”, Cephe çizgisi için asla ve aslateslimiyetin gerekçeleri olamazd›.Olmad› da. fiu veya bu gerekçelerlesolun di¤er kesimlerince yaln›z b›-rak›ld›¤›m›z durumlarda da direniflçizgisini ve mevzilerini terketme-meyi bir gelene¤e dönüfltürdük. Buyüzden de tarihimizden sözederken,flimdi, bugün de oldu¤u gibi, hep al-n›m›z ak, bafl›m›z dik oldu. Her say-fas›ndan gurur duyduk tarihimizin.

Her sayfas›ndan gelece¤e dair güçald›k ve almaya devam ediyoruz.

‹lkelerinden hedefindenvazgeçmeyen bir çizgiEvet, büyük darbeler ald›k, ama

hiç yenilmedik; çünkü, bencilli¤i,benmerkezcili¤i, ç›karc›l›¤›, reka-beti, f›rsatç›l›¤› reddedip her koflul-da "devrim için savaflmayana sos-yalist denmez" aç›kl›¤› ve netli¤iyledavrand›k. Hesaps›z, ç›kars›z ve te-

reddütsüz atefl çem-berlerinin ortas›naat›ld›¤›m›z için hiç ye-nilmedik. Ölmemizera¤men, boyun e¤me-di¤imiz için yenilme-dik. Kurtulufl yolun-daki yürüyüflümüzühiç durdurmad›¤›m›ziçin yenilmedik.

Parti-Cephe, bu 37y›l›n çeflitli dönemle-rinde flu veya bu ko-nuda yetersiz kalm›fl-t›r, flu veya bu konudasürece müdahale ede-bilecek güç ve imkan-lardan yoksun olmufl-tur; ama hiçbir koflul-da, politik aç›dan ssaa¤¤aaveya ssoollaa ssaappmmaamm››flfl--

tt››rr.. Parti-Cephe’nin tarihinde bununda bir örne¤i yoktur. Tarihlerin, sa¤tasfiyeciler ele geçirdi, sol sekterleriflbafl›na geldi, ihanet kli¤i merkezeyerleflmiflti... diye yaz›ld›¤› bir solgelenek içinde, sa¤ ve sol sapmayadüflmeden devrim yolunda yürüye-bilmek önemli bir ayr›cal›k, çok bü-yük bir güç, çok büyük bir avantaj-d›r.

Hiç kuflku yok ki, ihanetlere, ku-flatmalara ra¤men e¤er devrimciçizgiden sap›lmam›flsa, bunda ide-olojik sa¤laml›¤›n pay› tart›fl›lmaz.‹deolojik sa¤laml›¤›n en önemli da-yanak noktalar›ndan biri ise,THKP-C ideolojisinde bafl›ndan iti-baren flablonculu¤a, taklitçili¤e,baflka güçlere bel ba¤lamaya, flu ve-ya bu merkezin flubesi olmaya yerverilmemifl olmas›d›r.

Bu konularda yap›lan yanl›fllar›n

6

25 Mart 2007 / 97

YYoollddaayy››zzYYoolluunnuuzzddaayy››zzYYoolluummuuzz ddeevvrriimm yyoolluu....

Page 7: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

faturas›n› çok a¤›r ödedi Türkiyesolunun çeflitli kesimleri. Devrimiçin baflka güçlere, merkezlere belba¤lad›lar. O merkezlerin belirledi-¤i saflaflmalar içinde “sosyal faflist-maocu bozkurt” çat›flmalar›n›n par-ças› oldular. O merkezlerin belirle-di¤i “bar›fl, diyalog, parlamente-rizm” kulvarlar›na hapsoldular.Devrimci hareket ise tüm bunlar›nd›fl›ndayd› hep. Görevlerinin bafl›n-dayd›.

Böyle oldu¤u, yani beyni bu ül-kede, ayaklar› bu ülke topraklar›nabasan bir hareket oldu¤u için, “ulus-lararas›” sosyalist hareketteki sap-malar ve savrulmalar, sosyalist sis-temdeki y›k›m, devrimci hareketüzerinde belirleyici bir etkide bu-lunmad›. Bunlar karfl›s›nda dik du-rabildi devrimci hareket.

Ne sosyalizmden, ne orak çekiç-ten, k›z›l bayraklardan yani sosya-lizmin simgelerinden, ne anti-em-peryalist, anti-oligarflik stratejikçizgimizden, ne halk savafl›ndan vePASS’den vazgeçmedik.

““KKuurrttuulluuflfl yyoolluunnddaa 3377 yy››ll””, buanlamda ideolojik, teorik ve politikbir istikrar› da ifade eder. Türkiyesolunda Cephe çizgisi d›fl›ndaki ge-leneklerin bir ço¤unda, mesela halksavafl›ndan parlamenterizme geç-mek gibi, ÇKP çizgisini savunmak-tan AEP’çili¤e savrulmak gibi,SSCB’yi dayan›lacak bir güç olarakgörmekten “reel sosyalizm”e küf-retmeye evrilmek gibi, PASS’yi sa-vunmaktan legal particili¤e geçiflgibi, ideolojik ve politik savrulma-lar›n pek çok örne¤i görülmüfltür.Cephe çizgisinde ise, bu tür bir sav-rulman›n esamesi okunmaz.

Sapanlar, savrulanlar, her zamankendi sapmalar›n› ve savrulufllar›n›aç›klayacak gerekçeler, bahanelerbulurlar kuflkusuz. Fakat bunlar, ül-kenin gerçeklerinin, halk›n ihtiyaç-lar›n›n ve taleplerinin, devrimin ih-tiyaçlar›n›n karfl›l›¤› olmaz genel-

likle. Bunlar esasta kü-çük-burjuva kaç›fl vedönüfllere denk düfler.Parti-Cephe çizgisi, ül-kemizde Marksizm-Le-

ninizm çizgisinin temsilcisidir. Za-ten flu da bir olgudur ki, ülkemizdeMarksist-Leninist düflünceler ilkkez, THKP-C'yle birlikte genifl halkkitleleriyle buluflmufltur. THKP-Cöncesinde, solun k›smen de olsa kit-leselleflti¤i tek süreç, parlamenteristtemelde yaflanan bir kitleselliktir.T‹P etraf›nda yaflanan bu kitlesel-leflmeyi, Marksist-Leninist düflün-celerin kitlelerle buluflmas› olarakde¤erlendirmek mümkün de¤il-dir. Sonuçta T‹P bünyesinde sözüedilen, “parlamenter yoldan” biryerlere var›labilece¤inden öte birfley de¤ildir. Yani esas olarak sözüedilen sosyalistlik, “düzen içi”dir.Parti-Cephe her fleyiyle iktidar al-ternatifi bir güç olarak ortaya ç›k-m›fl, ve o günden itibaren de 37 y›l-d›r, bu niteli¤iyle varl›¤›n› sürdür-müfltür.

Mahir Çayan ve yoldafllar› K›z›l-dere'de Türkiye devriminin mani-festosunu yazarken, devrimin gele-ce¤ini de görüyorlard› kuflkusuz.Biliyorlard› ki, ““TTüürrkkiiyyee ddeevvrriimmii--nniinn yyoolluu””, kanlar›yla mühürlerinibast›klar› bu stratejidir. Biliyorlard›ki, bu do¤ru devrimci çizgi, kitlesel-leflecek, milyonlar› bayra¤› alt›ndatoplayacakt›r. Bu devrimci çizginin,bu devrimci gelene¤in kendini herseferinde yeniden üretece¤ini, tümAnadolu halk›n›n bu miras› sahiple-nece¤ini biliyor, öngörüyorlard›.

Yan›lmad›lar.

Türkiye halk›, Mahirler’in ö¤-rencisi olarak yetiflen ülkemizinMarksist-Leninistler’i, onlar› hayâlk›r›kl›¤›na u¤ratmad›lar.

37 y›ld›r, Türkiye devrimi buçizgide gelifliyor. 37 y›ld›r, kurtuluflumudu, bu yolda somutlan›yor.

30 Mart, kendinden önceki süre-cin bir simgesi, kendinden sonras›-n›n ise yol göstericisidir. Bu yüzden37 y›ll›k tarihin mihenk noktas› veen önemli simgesidir.

K›z›ldere, bu topraklar için ddiirrii--lliiflfl demektir. Demirci Kawalar, Ba-ba ‹shaklar, fieyh Bedreddinler, PirSultanlar, Dadalo¤lular, Çak›rcal›-lar, K›z›ldere'de yeniden Anadoluhalklar›yla buluflmufllard›r. K›z›lde-

re’de Anadolu umudu bulmufltur.

Kuflku yok ki, sosyalizm müca-delesi Parti-Cephe’yle bafllamad›.Ama iktidar hedefli, devrim kararl›-l›¤›na sahip bir sosyalist mücadele-nin bafllang›c› Parti-Cephe’dir. Em-peryalizme ve oligarfliye karfl› s›k›-lan ilk kurflundur Parti-Cephe. ‹lkkurflun, her yerde ve her zaman, çokgüç bir görevdir. O ilk kurflununkarfl›l›¤›nda kurflunlar, bombalarya¤acakt›r üstünüze. Nitekim öylede olmufltur. Ne var ki, bir kez isyanbafllam›fl, bir kez emperyalizme veoligarfliye karfl› kurtulufl bayra¤›aç›lm›fl, bir kez devrim yoluna ç›k›l-m›flt›r. Emperyalizm ve oligarfli, ogünden bu yana, 37 y›ld›r, Parti-Cephe’ye karfl› say›s›z sald›r›lar dü-zenlemifl, ama bu tarihi ad›m› geri-ye çevirememifltir.

Hareket, 37 y›ld›r, ilkelerindentaviz vermeden, hedefinden yüz çe-virmeden yoluna devam ediyor. Yü-rüyüflümüz sürüyor. Yürüyüflümüzyeterince h›zl› m› denilirse; iktidariddias›na ve kararl›l›¤›na sahip birdevrim hareketi, yeterlilik duygusu-nu ve statükoculu¤u reddeder. Buanlamdad›r ki, say›lan bütün buolumluluklar, Parti-Cephe çizgisinibugüne getiren olumluluklard›r, an-cak yar›na götürmeye yeterli de¤il-lerdir. Gelenekler, politikalar, örgüt-lenme ve mücadele biçimleri heralanda gelifltirilmelidir ki; kurtuluflyolunda devrim yürüyüflü sürsün.Tarihimizin her sayfas›ndan onur vegurur duydu¤umuz gibi, bundansonra yazaca¤›m›z her tarih sayfas›da ayn› onur ve gururu tafl›yacak vebu onurlu yol, halk›m›z› nihai kur-tulufla götürecektir.

7

25 Mart 2007 / 97

PPaarrttii--CCeepphhee,, ddeevvrriimmcciibbiirr ççiizzggii,, ddiirreenniiflflççii bbiirrggeelleenneekk,, iikkttiiddaarriiddddiiaass››nnddaann vvaazzggeeçç--mmeeyyeenn bbiirr kkaarraarrll››ll››kk,,dduurrdduurruullaammaayyaann bbiirrddeevvrriimm yyüürrüüyyüüflflüüddüürr..

Page 8: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

Haklar ve Özgürlükler Cephe-si Newroz’u 19 Mart’ta GGaazzii MMaa-hhaalllleessii’nde kutlad›. “Newroz Em-peryalizme ve Oligarfliye Karfl›Mücadele Günüdür”, “CengizlerZaferin Müjdesidir” pankartlar›açarak, Gazi Temel Haklar Derne-¤i önünden Muharrem Tepesi’neyürüyen HÖC’lüler s›k s›k “New-roz Atefli Zalimleri Yakacak, BijiNewroz, Yaflas›n Halklar›n Kar-deflli¤i, Kurtulufl Kavgada ZaferCephede” sloganlar›n› att›.

K›z›l bayraklar›yla yürüyen500 HÖC’lüye Gazi halk› alk›fllar-la destek verirken, Muharrem Te-pesi’nde, Cengiz Soydafl ve tümdevrim flehitleri için sayg› duruflun-da bulunuldu. HÖC ad›na konuflmayapan Mehmet Ali F›rat, New-roz’un, ezilen mazlum halklar›nzulme isyan günü oldu¤unu hat›r-latt› ve halklar›n bayram›n› kutlad›.

Atefller yakarak halaylar çekenHÖC’lülerin z›lg›tlar› Gazi’yi in-letirken, Grup Umut Ya¤muru daverdi¤i dinleti ile coflkuyu art›rd›.Kutlama, ateflin üzerinden atlana-rak bitirildi.

21 Mart günü ‹‹ssttaannbbuull’unNNuurrtteeppee,, OOkkmmeeyyddaann››,, 11 MMaayy››ss,,GGüüllssuuyyuu,, EEsseennlleerr Mahallele-ri’nde Newroz ateflleri yak›ld›.

DDeerrssiimm’’ddee kutlamalar K›fllaMeydan›’ndayd›. HÖC, ESP,DTP, EMEP, DHP, HKM ve Ge-nel-‹fl taraf›ndan düzenlenen mi-tingin fliar› “fiovenizme Karfl›Halklar›n Kardeflli¤i" olurken, ya-p›lan konuflmalarda halklar›n kar-deflli¤ine vurgu vard›. HÖC Tem-silcisi’nin de konufltu¤u kutlama-lar öncesi, 17 Mart’ta da bölgede-ki son geliflmeler ve demokratik-leflme mücadelesi ad›yla bir paneldüzenlendi. Panelde HÖC ad›nasöz alan Sakine Ögeyik, Kürt so-runun halklar›n birlikteli¤iyle çö-zülece¤ini belirtti. MMeerrssiinn HÖCüyeleri Newroz’u Demirtafl Ma-hallesi’nde düzenledikleri eylemlekarfl›larken, bir gün önce mahalle-de ça¤r› bildirileri da¤›tan NebihaArac› ve Halil Geyik polis taraf›n-dan yerlerde sürüklenerek gözalt›-na al›nd› ve para cezalar› kesildi.BBuurrssaa HÖC üyeleri, BüyükflehirBelediyesi önünde yapt›klar› ey-

lemde, “Newroz isyand›r. NewrozAnadoluda, Orta Asya'da, Mezo-potamya'da, Ortado¤u'da yaflayantüm halklar için özgürlü¤ün, yenigünün, isyan›n müjdecisidir” de-diler. UUflflaakk’ta DTP'nin Elmal›dereMahallesi'nde düzenledi¤i New-roz kutlamalar›nda Uflak GençlikDerne¤i, ESP ve DGH de yer al›r-ken, coflkulu kutlamada, ateflleryak›ld›, halaylar çekildi. AAddaa-nnaa’daki kutlamalar 21 Mart’ta fia-kirpafla Mahallesi’nde yap›ld›.“Newroz Emperyalizme ve Oli-garfliye Karfl› Mücadele Günüdür”pankart› açan HÖC üyeleri ad›naaç›klama yapan Mehmet B›ld›rc›n“Dehaklar’a karfl› isyan› CengizSoydafllar’la büyütüyoruz” dedi.

Newroz ateflinin yak›ld›¤› yer-lerden biri de AAnnttaallyyaa Alt›novaMahallesi’ydi. “Yaflas›n Halklar›nKardeflli¤i” slogan›yla ateflin üze-rinden atlayan HÖC’lüler halay-larla, türkülerle Newroz’u kutlad›.EEllaazz››¤¤’da HÖC ve DHP’nin bir-likte düzenledi¤i eyleme 1000 kiflikat›ld›. Fevzi Çakmak Mahalle-si’nde yap›lan eylemde bafl›ndan

8

25 Mart 2007 / 97

”Bugün bir ba-har rengi düflergeceye. Atefl-ler tutar da¤la-r›n yamaçlar›-n›. Bir ses ye-flertir umutlar›-m›z› da¤lar›n›rmaklar›ndan.Yanar m› insanözgürlük su-yunda, su insa-n› yakar m› ba-har›n ortas›n-da? Atefl, ça¤-lar boyu akarm› nehir misa-li? Newrozakar ama, bili-riz... Newrozrengi sarar bü-tün tarihin say-falar›n›... Çi-çek çiçek kokarözgürlü¤ümüzbugün... Kimne derse desinhalklar her za-man kardefltir.Bu nedenle bizhepimiz Kürt,Türk, Ermeni,Laz, Çerkez,Arap, Gürcü’-yüz… Biz hal-k›z… BugünNewroz… Bu-gün kardeflhalklar için z›l-g›tlar›n çekildi-¤i gün olsun...Atefl da¤lar›nkoynunda hiçama hiç sön-mesin... BafltaOrtado¤u halk-lar› olmak üze-re tüm dünyaemekçi halkla-r›n›n NewrozBayram›’n› kut-luyoruz.”

Page 9: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

sonuna kadar coflku hakimdi. MMaallaatt-yyaa‘da HÖC, DHP, Partizan’›n ortakyapt›¤› yürüyüfle 250 kifli kat›l›rkeneylemde isyan ateflinden meflaleler ya-k›ld›. Yürüyüflle bafllayan eylemde po-lisin tacizleri amac›na ulaflmad›.

EEsskkiiflfleehhiir Gençlik Derne¤i üyeleriAdalar Migros önünde aç›klama yapa-rak Newroz’u kutlayarak Cengiz Soy-dafl’› sloganlar›yla and›.

‹‹zzmmiirr’’ddee ssaalldd››rr››

‹zmir'de ise, Büyük Yamanlar Ma-hallesi'nde Newroz kutlamas› yapanHÖC üyelerine polis sald›rd›.

Büyük Yamanlar Muhtarl›k önün-de toplarak aç›klama yapmak isteyenHÖC üyeleri, polisin "siz buradaNewroz kutlamas› yapamazs›n›z, sizehalay ve türkü söyletmeyece¤iz” teh-ditleri ile karfl›laflt›lar. Buna ra¤men“Newroz Emperyalizme ve OligarfliyeKarfl› Mücadele Günüdür” pankart›açarak kutlamay› bafllatan HÖC’lüler,sloganlarla Newroz atefli yakt›lar.

Zulme karfl› isyan gününe taham-mülsüzlü¤ünü gösteren polis, ateflinyak›lmas›yla birlikte gaz bombalar›,panzerler, biber gazlar› ile sald›r›yageçti. Kitle sald›r›ya direniflle, slogan-

larla cevap verdi. Ara sokaklarda çat›-flan ve barikatlar kuran devrimciler,“Kurtulufl Kavgada Zafer Cephede,Newroz Piroz Be" sloganlar›yla birbuçuk saat boyunca direndiler. Polisinhavaya atefl açt›¤› ve yo¤un bir flekil-de gaz bombas› kulland›¤› olayda,devrimciler son olarak çekildikleri Ya-manlar Kubilay Caddesi üzerine kur-duklar› barikatta, halka neden diren-diklerini anlatan konuflmalar yapt›larve iradi olarak geri çekildiler.

Sald›r›da çok say›da HÖC’lününgözalt›na al›nd›¤› ve yaraland›¤› ö¤re-nildi.

SSaammssuunn’’ddaa KKüürrtt MMiilllliiyyeettççiilleerrii SSaalldd››rrdd››

Birçok yerde polisin irili ufakl› sal-d›r›lar› yaflan›rken, Samsun'da Kürtmilliyetçilerinin sald›r›s› vard›. 21 Martakflam› HÖC, DSÖB, ESP, BDSP üye-leri Newroz kutlamas› için, Türk-‹fl'teki‹skele Cafe'de topland›lar. Newroz ate-fli yak›lmak üzereyken, bir grup sopal›-b›çakl› Kürt milliyetçisi, "Hainler! Sizeatefl yakt›rmay›z" diye ba¤›rarak sald›-r›ya geçti.

Sald›r›da DSÖB üyesi HüseyinÖzveren b›çakla yaralan›rken, Kürt

milliyetçilerinin, hedefledikleriDSÖB’liler baflta olmak üzere tümkitleye sald›rd›klar› görüldü. Olaydabir ESP’li de hafif yaraland›.

‹lk olay, gündüz saatlerinde Ondo-kuz May›s Üniversitesi kampüsünde"Bar›fl ve Kardefllik ‹nsiyatifi" ad›ylabiraraya gelen Kürt milliyetçileri, SDP,EMEP ve TÖP’ün organize etti¤i kutla-malar esnas›nda yaflanm›flt›. Kutlamas›ras›nda kampüs içinde, akflam yap›la-cak etkinli¤in bildirisini da¤›tan Hüse-yin Özveren, burada yine Kürt milliyet-çilerinin sald›r›s›na u¤rad›. Bununla dabitmeyen olayda, sald›r›y› yapan Kürtmilliyetçisi, Özveren'den "flikayetçi"oldu ve DSÖB üyesi Hüseyin Özverengözalt›na al›nd›.

Akflam saatlerinde ise yukar›da ak-tard›¤›m›z olaylar yafland›. Polisin vebas›n›n önünde yaflanan sald›r›da, Kürtmilliyetçilerinin, araya girmeye çal›flandevrimcilere karfl› da tehditli, itip kak-mal› tav›rlar› dikkat çekerken, polisindemagojilerine de f›rsat verilmifl oldu.

Polisin kimlik kontrolünün ard›n-dan gruplar ayr›l›rken, geriye masala-r›n alt›na s›çrayan devrimcilerin kan›kald›.

9

25 Mart 2007 / 97

18 Aral›k'ta polis-savc› komplosuyla, bir itirafç›n›nifadeleri do¤rultusunda Dersim Temel Haklar Derne¤ibas›lm›fl, dernek çal›flan ve yöneticileri tutuklanm›fl,Dersim’in köy ve ilçelerinde de köylüler ayn› komploçerçevesinde tutuklanm›flt›. Komplonun ilk duruflmas›,20 Mart günü Malatya 3. ACM’de yap›ld›. Malatya Te-mel Haklar ve tutuklu ailelerinin izledi¤i duruflmada,yasal kurumlara karfl› kurulan komplo da ortaya ç›kt›.

Operasyon ve tutuklamalara gerekçe yap›lan, itiraf盋smail Gelen’in ifadeyi polis zoruyla imzalad›¤› anlafl›l-d›. ‹smail Gelen mahkemede yapt›¤› savunmada, polisinzorlamas›yla Temel Haklar çal›flanlar› üzerine ifade ver-di¤ini belirtti.

Komplo itiraf› da fayda etmedi

‹smail Gelen’in komployu aç›kça ortaya koymas›nakarfl›n, mahkeme Temel Haklar üyelerinin tutuklulukhallerini sürdürerek, duruflmay› 18 Nisan’a erteledi.

Mahkeme ç›k›fl›nda aç›klama yapan Temel Haklar

üyeleri ve aileler, hukuksuzlu¤u vekomployu protesto ettiler. Tutuklular›nserbest b›rak›lmas›n›n istendi¤i aç›kla-mada, tutuklanan Temel Haklar çal›flan-

lar›n›n, ad› geçen itirafç›y› tan›mad›klar›n›, hiçbir iliflki-lerinin olmad›¤›n› ve sorgulama esnas›nda bütün ›srarla-r›na ra¤men itirafç›yla yüzlefltirilmediklerini belirttikle-ri hat›rlat›ld›.

“Komployla tutuklananlar serbest b›rak›ls›n”

Temel Haklar Dernekleri’nin aç›k, demokratik faali-yetlerini hazmedemeyen devletin, çeflitli bahanelerlebask›n ve tutuklamalara baflvurdu¤u belirtilen aç›kla-mada, “gerekçeler ne olursa olsun amaç, yürüttü¤ümüzba¤›ms›zl›k, demokr asi mücadelesini engellemektir.Halklar›m›z›n temel haklar mücadelesini yok saymak,terörize etmektir” denildi. Bu tutuklamalar›n da birkomplo oldu¤unu belirten Malatya Temel Haklar üyele-ri, arkadafllar›n›n serbest b›rak›lmas›n› istediler.

“Komplolarla Tutuklananlar Serbest B›rak›ls›n” pan-kart›n›n tafl›nd›¤› eylemde, “Komplolar› Bofla Ç›karaca-¤›z, Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz, Halk›z Hakl›y›z Kazana-ca¤›z" sloganlar› at›ld›.

KOMPLO ORTAYA ÇIKTI!

Page 10: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

10

25 Mart 2007 / 97

Her y›l oldu¤u gibi, bu y›l daNewroz’u ‘Nevruz’laflt›rma çabala-r› ve kat›l›m› düflürme yönündekigiriflimler yo¤undu.

Günler öncesinden “gerginlik”bilinçli flekilde yükseltildi. “Olaylarç›kacak, provokasyon olacak” ha-vas› yarat›lmaya çal›fl›ld›. Burjuvabas›n bu konuda üzerine düfleni ya-parken, Baflbakandan valilere kadarbirbiri ard›s›ra yap›lan aç›klamalarda buna hizmet ediyor, bir yandanda gözda¤› veriliyordu.

21 Mart’ta alanlar z›lg›tlarla in-lerken öte yanda flöyle bir manzaravard›: Mehteran müzi¤i eflli¤indeyumurta tokuflturup demir döven veutanmadan Naz›m’›n dizelerini

okuyan Baflbakanve ele ele atefl üs-tünden atlayandevlet erkan›,“nevruz kutlu ol-sun’ afiflleri yapanG e n e l k u r m a y,

ateflin üstünde z›playan Kültür Ba-kan›, “Nevruz Ergenekon’dan ç›k›fl-t›r” buyuran faflist MHP...

Diyarbak›r baflta olmak üzerekat›l›m› düflük göstermek, bununüzerinden politika gelifltirmek içinburjuva bas›n özel olarak seferberolmufltu. Do¤an Medya’dan Sa-bah’a, islamc› bas›ndan faflist bas›-na kadar tümünün ortak karar›yd›adeta bu durum. Hürriyet örne¤indeoldu¤u gibi, ertesi günü verilen ha-berlerde de genel olarak DTP’lilerhedef gösterildi, provokatif bir dilhakim k›l›nd›. Kimi köfle yazarlar›PKK ve DTP üzerine gelifltirdikleriteoriler için Newroz alanlar›ndanmalzeme toplamaya çal›flt›, hayat›

teorinin kal›b›na sokmak için zor-larken, gerçe¤i çarp›tmaktan geridurmad›.

Tüm bunlar aç›k bir tahammül-süzlü¤ün, haz›ms›zl›¤›n ürünüydü.Ne yaparlarsa yaps›nlar bu halk›teslim alam›yor, sindiremiyor,Newroz’un içini boflaltam›yorlard›.

fiovenist ‘‘Ayd›n’Hezeyan ‹‹çinde!

Bu tahammülsüzlü¤ü en aç›k bi-çimde, “TSK’c› yazarlar” listesindeyeralan Bekir Coflkun gösterdi. 22Mart tarihli yaz›s›nda, devletin, ay-d›nlar ve medyan›n ‘Nevruz’u bay-ram yapmak, bar›fl ve sevgiye dö-nüfltürmek için ç›rp›nd›klar›n›, Ge-nelkurmay’›n afifl bast›rd›¤›n›, Bafl-bakan›n yumurta tokuflturdu¤unusöyleyen Coflkun, gösterilerde Öca-lan’›n resimlerinin tafl›nmas›n›“haks›zl›k” olarak nitelendirdi.Öcalan’a yönelik her türlü hakaretserbestli¤inden de sonuna kadar ya-rarlanan Coflkun’un “haks›zl›k” tes-pitini dayand›rd›¤› nokta ise ilginç-ti. fiöyle diyordu Coflkun:

“‹stanbul’un, Ankara’n›n engörkemli binalar›n›n sahibidir Kürtkökenli ifladamlar›. Her zaman ka-binelerin dörtte biri Kürt bakanlar-dan olufltu. Bir tek gün olsun bafla-ran ve yürüyen ifladamlar›na, aka-demisyenlere, devlet memurlar›na,politikac›lara, ayd›nlara, sanatç›la-ra ‘Kürt müsün?’ diye sorulmad›...Üniversiteler, siyaset, devlet kadro-lar›, ekranlar onlarla doludur.

DDaahhaa nnee iisstteerrssiinniizz??

Bu haks›zl›k.. Bence istedi¤i ken-di kimli¤i de¤il, Apo denilen katilibafl›na taç yapmak istiyor. ‹stedi¤ikültürü de de¤il... ‹stedi¤i bölün-mek, parçalanmak, kavga ve kan...”

Ve tahammülsüzlük en sonunda,kendisini dinlemeyen, yola gelme-yen Kürtler’e, ““aakk››llss››zz””,, ““aahhmmaakk””diye hakaret etmeye kadar var›yor.

Genelkurmay’›n Coflkun için ne-den “bizdendir” dedi¤i daha iyi an-lafl›l›yor! Verdikleri örneklerin apo-litikli¤ini, tükenmifl demagojiler ol-du¤unu pekala bilir Bekir Coflkun,

‘Ya gerçek demokrasi ya hiç’ sloganl› NewrozDTP taraf›ndan Diyarbak›r, ‹stanbul, Adana, Mersin, Van, Siirt, Urfa, Yük-

sekova, Mardin, K›z›ltepe, A¤r›, Antep, Silopi, Cizre, Viranflehir, Suruç, De-rik, Maz›da¤›, fiemdinli ve daha birçok il ve ilçede düzenlenen mitinglerleNewroz kutland›. Oligarflinin ve burjuva bas›n›n günler öncesinden “olaylarç›kacak” havas› yaratmaya ve sürekli flekilde “sa¤duyu” ça¤r›lar› yaparak ka-t›l›m› engellemeye çal›flmas› fayda etmedi. Yüzbinlerce Kürt alanlara ç›karak,‘Newroz Piroz Be’ diye hayk›rd›. DTP’nin organize etti¤i kutlamalarda za-man zaman polisin, jandarman›n provokatif tutumlar› dikkat çekerken, mi-tinglerin ard›ndan, Mersin, ‹stanbul, Mardin, Siirt, fi›rnak ve Urfa’da insanav›na ç›kan polis, yüzlerce kifliyi gözalt›na ald›.

“Ya gerçek demokrasi ya hiç” slogan›yla gerçeklefltirilen kutlamalarda,Öcalan’›n zehirlenmesi ön plana ç›karken, birçok yerde de, oligarflinin cezakonusu yapt›¤› ‘Say›n Öcalan’ yaz›l› pankartlar aç›ld›. Diyarbak›r’da düzen-

lenen mitingde konuflan,DTP Genel Baflkan› Ah-met Türk, “Say›n Öcalans›radan bir tutuklu de¤il”diyerek, sa¤l›¤› üzerindeki“kuflkular›n” ortadan kal-d›r›lmas›n› istedi. Türk,“Newroz halk›m›z›n, ka-d›nlar›n özgürlük mücade-lesini doru¤a ç›kard›¤›gündür” diye konuflurken,Leyla Zana da, bütünKürtler’in “onuruna sahipç›kmas›n›” istedi.

Tahammülsüzlük ve Resmi Soytar›l›klar

Page 11: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

11

25 Mart 2007 / 97

ama baflkaca argüman› da olmad›¤›için, Kürt bakan, Kürt ifladam›... gi-bi söylemlere baflvuruyor. Meselede burada. Bir ulusal soruna böylebak›lamaz. Yani sen kendi kimli¤inibir yana b›rak›p egemen ulus kimli-¤ini kabullenirsen, elbette bakan daolursun. Bekir Coflkun’un dili, bey-ni dahi; egemen olan, lütfeden po-zisyonundad›r.

Öyle ya daha ne istersiniz, bun-lar› vermiflken! Daha isterseniz de,köfle yazar›ndan hakaret, a¤a baba-s›ndan bomba, kurflun yersiniz.

fiovenizmin pençesine düflmüflTürk ayd›n›n›n soruna, bir ulusunmeflru hak ve talepleri fleklinde bak-mas› mümkün de¤ildir. Bekir Cofl-kun bunun klasik bir örne¤ini sergi-lemektedir. ‹stiyorlar ki, onlar “te-rörist” ilan etti diye herkes Öcalan’adüflman olsun! ‹stiyorlar ki, herkes

onlar›n yalan›na inans›n ve bu halkneden silaha sar›l›yor sorusunu aslasormas›n!

“Mahlûkat BBayr am›”

Newroz’un içini boflaltmak içinüretilen teorilerin haddi hesab› yok-tur. Bunlara bir yenisini de, Fethul-lah’›n Zaman Gazetesi ekledi. 19Mart günkü Zaman’da, AbdullahAymaz’›n köfle yaz›s›nda, “Nevruz,mahlûkat›n bayram›d›r” deniliyor-du: “Üstad (Bediüzzaman) ‹stan-bul’da Nevruz günü k›ra giderken,bizi de yan›na götürdü. K›rda ‘Bu-gün mahlûkat›n bayram›d›r’ diyeNevruz’un önemini bize anlatm›flt›.K›rdaki köpeklere ekmek parças›verdi. ‘Bugün, bu Nevruz bayram›n-dan, bu köpe¤in bile bir hissesi var-d›r. Bahar mahlukat›n bayram›d›r.

Biz de onlar›n bayram›na ifltirakedelim’ demiflti.”

Bilim, tarih, hak getire... “Bedi-üzzaman Hazretleri” böyle demifl...

Newroz’un binlerce y›la dayananbir tarihi var, bu tarih etraf›ndan fle-killenen bir ele al›n›fl› var. ‹slamc›,her kavram›, olay›, olguyu kendineyontarak sapt›rma tavr›n› burada dagösteriyor. Newroz’a mistik, ruhanibir hava vermeye çal›flan Fethullah-ç› yazar, ona ‹slami bir anlam kazan-d›rmaya soyunuyor. Oligarflinin‘Bahar Bayram›’ söylemiyle de bü-tünleflen Fethullahç›’n›n yapmak is-tedi¤i de içeri¤ini sapt›rmaktan, bo-flaltmaktan baflka anlam tafl›m›yor.

Bu çabalar boflunad›r. Newrozhalklar›n zalime baflkald›r› günüolarak an›lmaya devam edecek vezulüm düzenleri sürdükçe halklar›nisyanlar›n› motive edecektir.

DTP’ye yöne-lik bask›lara, yö-neticilerinin ceza-land›r›lmas›na biryenisi daha eklen-

di. Hakkari Belediye Baflkan› Me-tin Tekçe, “terör örgütü üyesi ol-mak” ve “terör örgütü propaganda-s› yapmak” suçlamas› ile toplam 7y›l 1 ay hapis cezas›na çarpt›r›ld›.

Van 4. A¤›r Ceza Mahkeme-si'nde yarg›lanan Tekçe'nin durufl-mas› 4. celsede karara ba¤land›.

Kararda, TBMM’de bir komis-yonda söyledi¤i “PKK terör örgü-tü de¤ildir” sözlerinin, gizli otu-rumda söylenmesi nedeniyle “be-raat” verilirken, “üyelik” suçlama-s›ndan hapis cezas› verildi.

Ahmet Türk ve Leyla Zanahakk›nda ise, Newroz mitinglerin-de yapt›klar› konuflmalar nedeniy-le ertesi günü inceleme bafllat›ld›¤›duyuruldu.

Bu arada, DTP Hukuk Komis-yonu Baflkan› Avukat Hasip Kap-lan, Baflbakan'a, Anayasa Mahke-mesi Baflkan›'na, Yarg›tay Baflka-

n›'na, Yarg›-tay Cumhuri-yet Baflsavc›-s›'na, Türki-

ye Barolar Birli¤i'ne, Adalet ve‹çiflleri Bakanlar›na ve siyasi parti-lerin genel baflkanlar›na gönderdi-¤i mektupta, partinin yönetici veüyelerinin düflüncelerini aç›klad›k-lar› için gözalt› ve tutuklanma bas-k›s›yla karfl› karfl›ya oldu¤unu, buuygulamalar s›ras›nda kolluk kuv-vetlerinin orant›s›z güç kulland›¤›-n› belirtti. Kaplan, "düflünceyiaç›klama ve örgütlenme özgürlü-¤ümüz ihlâl ediliyor;seyirci kala-mazs›n›z" dedi.

Gündem SSusmayacak!Gündem Gazetesi çal›flanlar›,

gazetelerine verilen 2 ay yay›ndurdurma ve toplatma kararlar›n›,16 Mart’ta Türkiye GazetecilerCemiyeti'nde yapt›klar› bas›n top-lant›s›yla protesto ettiler. GenelYay›n Yönetmeni Yüksel Genç,haber alma ve ifade özgürlü¤ününengellendi¤ini belirtirken, fianarYurdatapan da, karar› k›nad›. SDP,ÖDP, EMEP ve KESK yöneticile-rinin de destek verdi¤i aç›klamada,Gündem’in ve DTP’nin üzerindekibask› politikalar›na karfl› ç›k›ld›.

TTeekkççee’’yyee 77 yy››ll hhaappiiss!! "Kap›m›zda Polis ‹stemiyoruz"Samsun polisi yaklafl›k iki ayd›r,

demokratik kitle örgütlerinin önünde24 saat bekleyerek, “önlem” ad› alt›n-da onlar› terörize ediyordu. Bu uygu-lama, 17 Mart günü Karadeniz TemelHaklar taraf›ndan dernek önünde ya-p›lan eylemle protesto edildi.

"Yaflam›m›z› Terörize Etmeyin Ka-p›m›zda Polis ‹stemiyoruz” pankart›-n›n aç›ld›¤› eylemden k›sa süre önce,iki ayd›r 24 saat dernek önünden ayr›l-mayan 55 LZ 875 plakal› sivil polisarac›n›n kay›plara kar›flt›¤› gözlendi.

Aç›klamay› yapan Hasan To¤an,provokasyon düzenleyen polisin de-mokratik kurumlar› koruyamayaca¤›-n› belirterek, “polisin as›l amac›; ku-rumlar›m›z üzerinde bask› kurmak, te-rör estirmek oldu¤u aflikârd›r. OgünSamast'larla ‘hat›ra foto¤raf›’ çekti-ren Samsun polisinin‘korumas›n›’ istemiyo-ruz.” dedi.

DSÖB'nin destek-ledi¤i aç›klamada ‘Ya-flas›n Örgütlü Mücade-lemiz’ slogan› at›ld›.

Page 12: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

17 Mart tarihli Milliyet’in habe-rine göre; cezaevleri yine dolmufl!

Haberde, h›rs›zl›k, gasp, cinayetgibi suçlardaki art›fla dikkat çekilir-ken, en büyük art›fl›n 2006 y›l›ndagerçekleflti¤i belirtilmekte.

“Cezaevlerinin ihtiyaca yan›t ve-remez duruma geldi¤ini” kaydedengazetenin aktard›¤› verilere göre;

Rahflan Aff› denilen cezalar›n er-telenmesi yasas›nda boflalarak 72binden 49 bin 512’ye düflen tutukluve hükümlü say›s› 28 fiubat 2007itibariyle 77 bin 425’e ulaflm›fl.

Daha gerilere giderek cezaevlerinüfusuna bak›ld›¤›nda ise flu verilergörülmekte:

12 Eylül Cuntas›’n›n hemen aka-binde 70 bin 172.

1981’de; 79 bin 786. 1982’de;78 bin 202. 1983’te; 76 bin 258.1985’de; 71 bin 230. 1986’da; 52bin 150. 1991’de; 26 bin 851.1998’de; 60 bin 391. 1999’da; 67bin 581.

2000’de; 72 bin olan say›, ‘Rah-flan Aff›’ ile 49 bin 512’ye düfltü.Sonraki y›llarda periyodik olarakart›k sürdü ve 2005’te 55 bin 870olan say› iki y›lda h›zla yükselerekbugün 77 bin 425’i buldu.

Nedenleri Yanl›fl Yerde Aramak Gerçe¤i Gölgeler

Soru flu; peki neden?

Gazetenin görüfllerine baflvurdu-¤u “uzman”, Doç. Dr. Adem Sözüermeseleyi ceza hukuku aç›s›ndan eleal›p, “bu, son 20 y›ld›r uygulanansuç ile ceza politikas›zl›¤›n›n bir so-nucudur. Geçmifl y›llarda suç iflle-

yeni cayd›rmam›fl, af ç›ka-rarak suça itmifliz. Otoma-tik aflarla her suçun yüzde40’›n› affederek herhangibir kontrole tabi tutumdanbafl›bofl b›rakm›flsan›z so-nuç elbette bu olacakt›r”

teflhisini koyuyor.

Bunlar elbette birer etken olabi-lir, ancak olguyu aç›klamaktanuzakt›r. Her fleyden önce, bu bak›flaç›s› daha çok polisin bak›fl aç›s›d›r.Biz yakal›yoruz mahkemeler b›rak›-yor... Afla ç›k›yor yine suç iflliyor-lar... Cezalar az, cayd›r›c› olmuyorart›r›lmal›...

Tüm bu söylemler polisin s›kçabaflvurdu¤u fleylerdir. Oysa yap›lanbaflka araflt›rmalar, örne¤in “RahflanAff›” ile ç›kanlar›n yeniden dönmeoran›n›n hiç de abart›ld›¤› fleklindeolmad›¤›n› da göstermektedir.

O zaman bir hukukçu, bir biliminsan› “sorunu” baflka yerlerde ara-mak durumundad›r. Bunu yapmad›-¤›nda niyeti farkl› da olsa gerçe¤inüzerinin örtülmesine hizmet ediyordemektir.

Özellikle burjuva bas›n›n s›kçayapt›¤› üzere, af ya da tecil yasalar›-n› “suçlu” ilan etmek, tam da böylebir yaklafl›m›n ürünüdür. Ve ne ya-z›k ki bu yalan öyle s›k tekrarlan-maktad›r ki, genifl bir kesimi de ik-na etti¤i görülmektedir. Ortaya ç›-kan birkaç örne¤in sürekli gündem-de tutulmas›, ön plana ç›kar›lmas›,“afla ç›kan geri dönüyor” propagan-das›n›n yelkenlerini fliflirmifltir.

‘Suçlu’ Üreten SistemÇözüm Üretebilir Mi?

Artan suçlar›n tasnifine bak›ld›-¤›nda asl›nda birçok soruya cevapbulmak mümkün.

12 Eylül Cuntas›’n›n hemen ar-d›ndan yaflanan art›fl siyasi tutsakla-r›n say›s›. Sonraki y›llarda ise sos-yal, kültürel çürü(t)meye ba¤l› ola-

rak yaflanan, yoksullaflma ile derin-leflen suçlarda patlama düzeyindeart›fllar yaflanmakta. Son iki y›ldakirekor art›fl›n alt›nda da, h›rs›zl›k,gasp gibi suçlar dikkat çekmekte.

Bu ne anlama gelir?

En yal›n ifadeyle; “suçlu” diyeniteledikleri insanlar› üreten siste-min kendisi oldu¤u anlam›na gelir.

Nas›l yap›yor bunu?

Yoksullaflt›r›yor, iflsiz b›rak›yor.Köfle dönmeci kapitalist kültürü heryol ve biçimde körüklüyor. Yoksul-lu¤a karfl› örgütlenmesini engelli-yor. Medyas› ile ‘prototipler’ yara-tarak gençlerimizin buna ulaflmakiçin ‘her yola baflvurmalar›n›’ kö-rüklüyor. Yozlaflmay› devrimci mü-cadelenin potansiyelini çürütecekbir araç olarak görüp en az›ndanicazet veriyor...

Cezaevlerinden yans›yan resim-ler asl›nda sistemin niteli¤ini gös-termektedir; her yan›ndan lime limedökülen, çürüyen ve çürüten bir sis-temde yafl›yoruz. Ve böyle bir sis-tem kendi yap›sal politikalar›n›n so-nucu olan sorunlarda çözüm bula-maz. “Çözüm” diye ortaya att›klar›sadece sorunun üzerini küllemektenbaflka hiçbir ifle yaramaz.

Örne¤in ne yap›l›yor?

Daha fazla ceza anlay›fl›yla ya-salar a¤›rlaflt›r›l›yor.

Daha fazla cezaevi yap›l›yor veüstelik, utan›lmas› gereken böylebir durumdan, bu ülkenin AdaletBakan› gururla bahsediyor, eleflti-renlere “flu kadar para verip cezaeviyapt›k daha ne istiyorsunuz” anla-m›nda cevaplar veriyor.

Tart›fl›lmas› Gereken Çürüyen Kapitalizmdir

‹flsizlik, yoksulluk önlenmedenh›rs›zl›k, kapkaç, gasp gibi suçlar›nönlenemeyece¤ini akl› bafl›nda her-kes bilir. Buna karfl›n, suç üzerinekonuflan ve konuflturulanlar, iflsizli-¤in nas›l ve neden yükseldi¤ini sor-gulam›yorlar örne¤in.

Sorgulayamazlar çünkü, bu ayn›zamanda tekellerin sistemini sorgu-

12

25 Mart 2007 / 97

‘Dolan’ Sistemin Ömrüdür

Page 13: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

13

25 Mart 2007 / 97

lamakt›r, bu sistemde iflsizler ordu-sunun hem ucuz emek ordusu anla-m›na geldi¤ini hem de çal›flanlar›ndaha ucuza çal›flmalar› için üzerle-rinde bask› unsuru oldu¤unu söyle-mek durumunda kalacaklard›r.

AKP hükümetinin memur say›-s›n› azalt›p iflsizleri art›ran yasalar›-n› tart›flmak durumunda kalacaklar-d›r; daha az iflçiye daha fazla ifl yap-t›rman›n önünü açan yasalar›n ne-den ç›kar›ld›¤› sorgulanacakt›r, bafl-l›bafl›na iflsizler ordusu yaratanözellefltirmeler tart›fl›lacakt›r...

Yine bir baflka olgu olarak karfl›-m›za ç›kan, Do¤u ve Güneydo¤ua¤›rl›kl› göçü sorgulamazlar örne-¤in. Çünkü burada da oligarflininbask›, katliam, sürgün politikalar›karfl›lar›na ç›kacakt›r. Hatta b›rak›nyak›lan köyleri, sürgünleri; bugün

evlerine dönmek isteyenler dahi oli-garflik düzenin askeri siyasi güçleritaraf›ndan türlü yollarla engellen-mektedir.

Bu düzenin sahipleri, yoksullu-¤a, iflsizli¤e çözümden söz edeme-dikleri gibi, sistem içinde mümkünolan istihdam olanaklar›n› dahi tar-t›flamaz durumdad›rlar.

En basit örnek: A¤›zlar›na sak›zyapt›klar›, Rahflan Aff› ile ç›kanlariçin hangi sosyal, ekonomik koflul-lar› haz›rlad›lar?

O zaman geriye ne kal›yor;

Halktan toplad›klar› vergilerle,onlar› t›kacaklar› yeni cezaevleriyapmak ya da yine doldur/boflalt af-lar›na baflvurmak. Ki bunlar›n çö-zümsüzlü¤ü bugün ortadad›r.

‹flsizlik, yoksulluk sorunu çözül-

meden bu ülkenin cezaevleri hepdolup boflalmaya devam edecektir.Ve iddia ediyoruz ki, cezaevlerininsay›s›n› bugün oldu¤unun iki kat›naç›kar›n, yine dolacakt›r. Ankara’daoldu¤u gibi ‘cezaevi kampüslerini’ço¤alt›n, yine derdinize deva olma-yacakt›r.

‹flsizlik, yoksulluk sorununu or-tadan kald›rabilecek, bu çürüyensistemin ahlaki, kültürel, sosyal tah-ribatlar›na merhem olabilecek tekçözüm, sistemin tümden de¤iflmesi-dir. Bunun ad›, devrimdir. Bununad›, emekçi halk›n iktidar›d›r.

Baflka “çözümler” önerenler, sa-dece bu süreci uzatm›fl olurlar, amaengelleyemezler. Çünkü “dolan” as-l›nda sadece cezaevleri de¤il, siste-min ömrüdür.

19-22 Aral›k 2000 tarihinde"Hayata Dönüfl" ad›yla yap›lan kat-liam operasyonda, Çanakkale Ha-pishanesi'nde 4 gün süren operas-yona iliflkin aç›lan davaya, 20Mart’ta devam edildi.

Çanakkale Hapishanesi'ndekitutuklu ve hükümlülerin suç duyu-rular› sonucu aç›lan dava 7 y›ld›rsürüyor.

Tutsaklar›n avukatlar› ile TA-YAD'l› Aileler kat›ld›¤› duruflmada,san›klar yer almazken, onlar› avu-katlar› temsil etti.

Devrimci tutsaklar›n avukatlar›;19 Aral›k 2000 tarihinden önce ha-pishanelerde sorunun çözümü içinarabuluculuk yapan Yaflar Kemal,Orhan Pamuk, Zülfü Livaneli, Oral

Çal›fllar, CanDündar, Meh-met Bekaro¤-lu gibi ayd›n-lar heyetinintan›k olarakdinlenmeleri-ni, hapishane-

de keflif yap›lmas›n› ve dosyadabulunan baz› operasyon aç›s›ndanönemli olan tutanaklar›n alt›ndakiimzalar›n sahiplerinin dinlenmesinive 14.12.2000 tarihli ‹çiflleri Ba-kanl›¤›nca Çanakkale Baflsavc›l›¤›-na gönderilen talimat içerikli yaz›-n›n dosyada bulunmad›¤›n› bu ya-z›lar›n araflt›r›lmas›n› talep ettiler.

Mahkeme heyeti talepleri dahasonra de¤erlendirmek üzere durufl-may› 15 May›s tarihine ertelerken,mahkeme ç›k›fl›nda aç›klama ya-pan TAYAD'l›lar, ‘‘1199--2222 AArraall››kkKKaattlliiaammcc››llaarr›› YYaarrgg››llaannss››nn’’ pan-kart› açt›lar. Aç›klamada, katillerincezaland›r›lmas› istenirken, katlia-m›n gerçek faillerinin san›k sandal-yesine oturtulmas› talep edildi.

4 tutsa¤›n katledildi¤i operas-yonda onlarca tutsak yaralanm›fl vebu flekilde F Tipi hapishanelere gö-türülmüfltü. Binlerce jandarma veözel timin kat›ld›¤› operasyonda,binlerce bomba ve silah, de¤iflikmuhtevada kimyasal gazlar kulla-n›lm›fl, katliam bilinçli ve planl›

olarak uygulamaya konulmufltu.

Katledilen, sakat b›rak›lan, hüc-relerde tecrit edilen tutsaklara, ope-rasyon sonras› davalar açmak sure-tiyle katliam› aklama süreci baflla-tan oligarfli, tutsaklar›n açt›¤› dava-lar› da ayn› aklama manevralar› ilegeçifltirmeye çal›fl›yor.

Cezaevine para varinflaat›n› yapana yok!

Antalya Yeniköy'de cezaevi in-flaat›nda çal›flan 5 iflçi, 6 ayd›r üc-retlerinin ödenmedi¤ini belirterek,kendilerini yakmak istediler.

17 Mart günü maafllar›n› alama-d›klar› için eylem yapan iflçiler,yüklenici firman›n iste¤iyle, jandar-ma taraf›ndan inflaat alan›ndan ç›-kar›lmak istendi. 70’e yak›n iflçininkat›ld›¤› hak arama eyleminin jan-darma zoruyla bitirilmek istenmesi-ne karfl›, Dilaver Çabuk, Yakup Ça-buk, Zafer Öncü, ‹smail Öncü veMehmet Arasl› isimli iflçiler, üzerle-rine tiner dökerek, kendilerini bara-kaya kilitleyip yakmak istediler.

Dört saat süren pazarl›klar so-nucu ikna edilen iflçiler, yetkililerinseslerini duymas›n›, paras›zl›k yü-zünden ailelerinin yan›na gideme-diklerini söylediler.

Çanakkale Katliam Davas›

Katliamc›lar için ceza istiyoruz

Page 14: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

14

25 Mart 2007 / 97

emek

fiirketlerin birçok yasadan muafoldu¤u ‘Serbest Bölge’ler, ayn› za-manda ucuz ve örgütsüz iflçi bölge-leri olarak bilinir. ‹fl yasas›, sendika-lar yasas› ya gaçersizdir ya da uygu-lanmaz. Patronlar bu “serbest-lik”ten ald›klar› güçle, sömürüyüdaha da pervas›z sürdürürler. 6 biniflçinin çal›flt›¤› Mersin Serbest Böl-ge’deki iflçilerin durumu bunun ençarp›c› örne¤ini teflkil ediyordu.

Ve iflçiler, uzun zamand›r yafla-d›klar› sorunlar›n çözülmemesi, da-ha da a¤›rlaflt›r›lmas› karfl›s›nda 17Mart’tan itibaren ifl b›rakma eyle-mine bafllad›lar. Yaklafl›k 3 bin iflçi,çal›flma koflullar›n›n düzeltilmesitalebi ile ifl b›rak›p, serbest bölge gi-riflinde topland›.

‹flçiler, çal›flma koflullar› düzelti-lene kadar eylemlerinin sürece¤inibelirtirken, onlara kat›lmak isteyengece vardiyas›ndaki emekçilerinise, kap›lar›n kilitlenerek engellen-dikleri ö¤renildi.

Halaylar çeken ve “‹flçiyiz Hak-l›y›z Kazanaca¤›z, Vur Vur ‹nlesinPatron Dinlesin” sloganlar› atan ifl-çiler, serbest bölgede daha önce hiç-bir yerde karfl›laflmad›klar› kuralla-r›n varoldu¤unu, asgari 13 saat ça-l›flt›r›ld›klar›n›, ücretlerinin günün-de ödenmedi¤ini, primlerinin yat›-r›lmad›¤›n› belirttiler.

‹flçilerin birlikte hareket etmele-rinden endiflelenen patronlar, polisflefleri arac›l›¤›yla, “da¤›l›rsan›z ta-

lepleri-nizi gö-rüflürüz”h a b e r ig ö n d e -r i r k e n ,

bu istek iflçiler taraf›ndan reddedil-di. Sonraki günlerde de serbest böl-ge giriflini miting alan›na çevirerekifl bafl› yapmayan iflçiler, patronlar›n“iflbafl› yapmazsan›z iflten ataca¤›z”tehditlerine de ald›rmad›lar.

Bu arada çeflitli sendika, DKÖve partilerden de emekçilere destekgeldi. MESBAfi giriflinde bekleyeniflçileri ziyaret eden kurumlar ad›nakonuflan D‹SK-Tekstil Bossa fiubeBaflkan› Recep Türky›lmaz, sendi-kal örgütlenmenin gereklili¤ine dik-kat çekerek, bu anayasal hakk›n en-gellenemeyece¤ini söyledi. ‹flçilerad›na konuflan Muhittin Özo¤lu ise,patronlar›n milyarl›k arabaya bindi-¤ini, iflçilerin ücreti olunca, “Zararediyoruz” dediklerini söyledi.

Hakk›m›z› aalana kkadarDirenifl yerinde görüfltü¤ümüz

iflçiler de çal›flma koflullar›n›n zor-lu¤unu dile getirirken, kararl›l›kla-r›n›, "hakk›m›z› alana kadar devam”sözleriyle ortaya koydular.

Tekstil iflçisi MMuuzzaaffffeerr KKuuttlluu,serbest bölgede çal›flan 6000 tekstiliflçisinin uzun zamandan beri çal›fl-ma flartlar›n›n a¤›rlaflt›r›ld›¤›n› be-lirtirken, eylemi bunun için yapt›k-lar›n› söyledi. Kutlu flöyle devametti: “Daha önceleri mesai saati üc-reti 1,5 YTL iken hiçbir aç›klamayap›lmadan 1 YTL’ye düflürüldü.Hemen hemen bütün firmalar sigor-tas›z iflçi çal›flt›r›yor, olanlar›n dasigortalar› yatm›yor. Fazla mesaiyapt›r›l›yor ve ücretleri de ödenmi-yor. Maafllar›m›z› zaman›nda ala-m›yoruz. ‹zin hakk›m›z kesiliyor.‹zinli olarak görüldü¤ü halde iflçi-ler 'ifle gelmedi' diye iflten at›l›yor.Böyle bir fley olabilir mi?”

MM uu rr aa ttTTuuçç isimliiflçi ise, hemparalar›n›nverilmedi¤i-ni hem dem e s a i n i nzorunlu ol-du¤unu be-lirterek, “Mesaiye kalmayan› da ifl-ten ç›kar›yorlar. fiu anda serbestbölgede 40-45 tane tekstil firmas›var. Toplam 6000 iflçi var, bunlar›n5000-5500 tanesi ifl b›rakm›fl du-rumda” diye söze giriyor.

Muzaffer Kutlu, belirledikleriheyetin yapt›¤› ilk görüflmede sonuçalamad›klar›n› kaydederken, pat-ronlar›n “Böyle çal›fl›rsan›z çal›fl›n”dediklerini dile getiriyor. Sendikal›olmad›klar›n› ve 15 y›ld›r ilk kezburada eylem yap›ld›¤›n› belirtenKutlu, “flartlar çok a¤›r, bu flartlar-da hiçbir iflçi çal›flamaz. Bizler hak-k›m›z istiyoruz ve hakk›m›z› alanakadar burada toplanaca¤›z” dedi.Kutlu, sendika ve derneklere destekça¤r›s› yaparken, Murat Tuç da,“Evet bizleri yanl›z b›rakmamal›lar,onlar›n desteklerini bekleyece¤iz.Ve her gün buraya gelece¤iz” diyeKutlu’ya destek veriyor.

‘Tafl ocaklar›na hay›r’Antalya’da 18 Mart günü düzenle-

nen mitingde biraraya gelen 2 binköylü, topraklar›na zarar veren taflocaklar›n›n kapat›lmas›n› istedi.

‘Tafl Ocaklar›na Hay›r’ slogan›ylaEski Lunapark Meydan›’na kadar yü-rüyen köylülere demokratik kitle ör-gütleri de destek olurken, Yaz›r, Ko-vanl›k ve di¤er çevre köylerden gelenhalk, tafl oca¤›n›n sular›n› kirletti¤ini,topraklar›n› öldürdü¤ünü, ürünleriniyoketti¤ini hayk›rd›. Bofl kovalar, çü-rümüfl a¤aç dallar›, y›k›lm›fl ev gibisimgeler ve resimlerle tahribat› can-land›ran köylüler yapt›klar› konuflma-larda da, madenin kendilerine verdik-leri zarar› somut olarak anlatt›lar ve“Hani köylü milletin efendisiydi? Bizefendilikten vazgeçtik, biraz insanl›kbekliyoruz” diye seslendiler.

‘Serbest Bölge’ ‹flçileri A¤›rÇal›flma Koflullar›na ‹syan EttiTALEPLER: Mesailer hafta sonunda 1 saatte 2 YTL, di¤er günlerde1.5 YTL olmal›, zorunlu mesai kalkmal›... ‹fl güvenli¤i ve iflçi sa¤-l›¤› sa¤lanmal›... Sigortas›z iflçi kalmamal›... iflçilere yönelik ha-karet ve tacizler son bulmal›, insanca çal›flma koflullar› istiyoruz...Yemek ve servis düzenli olmal›... Ücretler zaman›nda ödenmeli...

Page 15: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

15

25 Mart 2007 / 97

e mek

D‹SK’e ba¤l› Genel-‹fl Sendika-s›’n›n flubelerinin genel kurullar›devam ediyor. 17 Mart günü yap›-lan, Genel-‹fl ‹stanbul 3 No’lu fiube5. Ola¤an Genel Kurulu sonucunda,mevcut flube baflkan› MevsimGürlevik iflçilerin, delegelerin des-te¤ini alarak yeniden seçildi.

Mevsim Gürlevik, genel kuruldayapt›¤› konuflmada, devrimci sendi-kal anlay›fl› savunarak bu anlay›flla

yollar›na devam ede-ceklerini belirtti.Bask›lar›n, iflkence-lerin, yoksulluk veyolsuzluklar›n sür-dü¤üne, emek hare-keti üzerinde fiili,ideolojik bask›laradikkat çeken Gürle-vik, “ama tüm bun-lara ra¤men iflçi s›-n›f› ve emekçi halk›nmücadelesi durmad›.Tüm u¤rafllar›na

r a ¤ m e nmücadeleyisekteye u¤-ra tamad›-lar” diyekonufltu. Yönetim olarak, grevlerde,yürüyüfllerde, mitinglerde, hak almamücadelelerinin yan›nda, tecritekarfl› mücadelenin saf›nda yerald›k-lar›n› kaydeden Gürlevik, konuflma-s›n› flöyle sürdürdü:

“Siz bizi emperyalizme ve fafliz-me karfl› verdi¤imiz mücadeleden;siz bizi anti-demokratik uygulama-lara karfl› ald›¤›m›z tav›rdan; siz bi-zi sar› uzlaflmac› sendikal anlay›flakarfl› verdi¤imiz mücadeleden; sizbizi, T‹S masalar›nda iflçilerin eko-nomik-demokratik ç›karlar›n› koru-mak için asla taviz vermeden Be-yo¤lu Belediyesi’nde yürüttü¤ümüzgrevlerden; sefalet ücretiyle çal›-flan, tüm demokratik haklardanmahrum b›rak›lan, düzensiz çal›fl-maya tabi tutulan Kent Yol iflçile-

rinin sendikam›zda örgütlenmesiylebirlikte ba¤›tlad›¤›m›z T‹S’ten tan›-yorsunuz. Siz bizi, emperyalistlerinkatliamlar›na maruz kalan Filistin veIrak halk›yla dayan›flmam›zdan, k›-saca haks›zl›¤a, sömürüye, zulme vebireysel ç›karc›lara karfl› verdi¤imizonurlu mücadeleden tan›yorsunuz.”

Sendikac›l›k anlay›fllar›n›, “dev-rimci sendikal anlay›flla örgütlen-mek, örgütlülü¤ü güçlendirmek,birlik dayan›flmas›n› gelifltirmek”olarak nitelendiren Gürlevik, yöne-time geldiklerinden bu yana s›n›f›nhep en ön saflar›nda yeralmaya ça-l›flt›klar›n›, ancak bunun da yeterliolmad›¤›n› bildiklerini dile getirdi.

Gürlevik konuflmas›n›n sonun-da, iflçileri yeni mevziler kazanmakiçin deste¤e, sahiplenmeye ça¤›rd›.

Gürlevik: Devrimci Sendikal Anlay›flla Örgütleniyoruz

SES: Sa¤l›k Bakan› ‹stifa Etmeli14 Mart’ta SES ve TTB taraf›ndan yap›lan

grevi de¤erlendiren SES Genel Baflkan› KöksalAyd›n, emekçileri tehdit eden Sa¤l›k Bakan›Recep Akda¤’a istifa ça¤r›s›nda bulundu.

Sa¤l›k Bakan›’n›n kendilerini dinlemek ye-rine, gerçekleri sapt›rmay›, tehdit ve fliddet yo-lunu tercih etti¤ini belirten Ayd›n, bakan›n,eyleme emekçilerin “itibar etmedikleri” yönün-deki aç›klamas›n›n da gerçekleri yans›tmad›¤›n›kaydetti. Eylemin baflar›yla tamamland›¤›n›söyleyen Ayd›n, “ IMF, DB politikalar›n› haya-ta geçirmek için kendi çal›flan›na, kendi halk›nabu denli tahammülsüz bir bakanla sa¤l›k alan›-n›n sorunlar›n› çözebilmek mümkün de¤ildir.Say›n Bakan bir an önce istifa etmeli veya gö-revden al›nmal›d›r” dedi.

Baflbakanl›k Önünde EylemNerede bir hak arama eylemi sözkonusu olsa, nerede iflçiler

anayasal haklar›n› kullanarak örgütlenseler, sendikaya üye olsa-lar; patronlar›n cevab› iflten atmak oluyor. Bu flekilde her günbir iflçi k›y›m› yaflanan ülkemizde, bu hukuksuzluklar›n sorum-lusu, sadece patronlar de¤il, ayn› zamanda patronlar›n yasad›fl›uygulamalar›na, emekçileri iflsiz, afls›z b›rakmas›na göz yuman,izin veren iktidard›r. Akmercan iflçileri de yapt›klar› eylemle bugerçe¤i hayk›rd›lar.

‹stanbul Gaziosmanpafla Belediyesi’ne ba¤l› tafleron flirketAkmercan'da çal›flan iflçiler, ekonomik koflullar›n›n düzeltilme-si için 9 Temmuz’da bafllad›klar› grevin ard›ndan iflten at›lm›fl-lard›. Akmercan iflçileri bir yandan ifle iade davas› açarken, öteyandan eylemlerle bu durumu protesto etmeye devam etti.

Bu eylemlerin sonuncusu, 19 Mart günü Baflbakanl›k Binas›önündeydi. ‹flten at›lan üç iflçi, sorunlar›n› dile getirmek ama-c›yla Baflbakanl›k önünde aç›klama yapmak istedi. “‹flçiyizHakl›y›z Kazanaca¤›z” yaz›l› pankart› açmaya çal›flan ancakpolisin müdahalesine maruz kalan biri bayan üç iflçi, apar topar

gözalt›na al›n›rken, ‘‹flçiyiz, Hakl›-y›z, Kazanaca¤›z’ slogan›n› att›lar.

‹flçilerden Abidin Ateflo¤lu, “9ayd›r haklar›m›z verilmiyor. 1-2 y›l-l›k tazminat hakk›m›z var. Sorunla-r›m›z› ve sesimizi duyurabilmek,u¤rad›¤›m›z haks›zl›¤› göstermekiçin eylem yapt›k” diye konufltu.

2. SSay›s› ÇÇ›kt›Kamu Emekçileri Cephesi dergisinin 2. say›s›

zengin bir içerikle ç›kt›. Derginin bu say›s›nda; 14Aral›k ve KESK, Ortak Örgütlenme, Sendikalar Na-s›l Mücadele Etmeli, E¤itim-Sen Program Kurultay›gibi bafll›klar alt›nda, memur hareketinin sorunlar›tart›fl›l›rken, “Sömürünün Arac› Olarak fiiddet”,“Dizi Dizi Yedi Bizi” yaz›lar›nda oldu¤u gibi, kültü-rel alana dair yaz›lar da yeral›yor.

Page 16: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

16

25 Mart 2007 / 97

Maltepe Ha-pishanesi’nden fi-rar ettikten sonra-ki günler, her fle-yin çok h›zl› ge-liflti¤i günlerdi.‹stanbul’dan An-kara’ya geçmifl-lerdi ama Anka-ra’daki Parti-Cep-heliler’e yönelikoperasyonlar da görülmemifl boyut-lardayd›. Fakat onlar iflte bu ortam-da bir an bile kavgadan kaçmay› dü-flünmüyorlard›. Silahl› mücadeleyekald›¤› yerden devam edilecekti.

‹stanbul’da da operasyonlar sü-rüyordu. Mahirler’in ayr›lmas›ndanyaklafl›k iki hafta sonra, 13 fiubat’taUlafl Bardakç› ve Ziya Y›lmaz'›nkald›¤› Levent’teki eve polis bask›ndüzenledi. Ulafl ve Ziya, çat›flarakevden ç›kmay› baflard›lar. Fakat ta-kip sürüyordu. Bir hafta sonraUlafl’›n F›nd›kzade’de kald›¤› ev debas›l›r. Ulafl teslim olmaz yine.Cephe’nin gelenekleri ilmik ilmikörülmektedir. 19 fiubat 1972 günü,07.00 s›ralar›nda Ulafl çat›flarak fle-hit düfler.

Ulafl'›n vurulup flehit düfltü¤ügün Çankaya'da bir evdeydi Mahir.Bir gerilla daha düflmüfltür. Fakatkararlar›nda ve kararl›l›klar›ndaherhangi bir de¤ifliklik olmayacak-t›r. Ulafl, gövdesi kanlar içinde yeredüflerken bir devrim f›rt›nas› yara-

tanlardand›r. fiimdi geride kalanlaradüflen, o bayra¤› devral›p oligarfli-nin burcuna dikinceye kadar sürdür-mektir savafl›. Bayrak elden ele ak-tar›lacakt›r.

*

Koray Do¤an, ODTÜ ö¤renciy-di. 25 yafl›na girmiflti k›sa süre ön-ce. Firardan sonraki o günlerde An-kara’da Mahirler’in bir bak›ma elle-ri-ayaklar› gibiydi. Ev gerekiyorsaev, silah gerekiyorsa silah, istihba-rat gerekiyorsa istihbarat, her göre-ve kofluyordu. Coflkusu salt gençli-¤inden de¤il, Cepheli’li¤indendi. 12Mart Cuntas›’na karfl› direnme çiz-gisini sürdüren Cephe’nin bir parça-s› olarak, Cephe’nin önder kadrola-r›n› korumay› da en önemli görevisay›yordu.

O günlerde Mahir ve Cihan Alp-tekin’in iliflkileri içinde yeralanTHKO’dan Hasan Ataol, anlat›yor:“Silahlar› vard› ama yeterli de¤il...Silahlar› daha önceden çat›s›na giz-ledikleri bir tiyatro varm›fl.

Bize, 'O tiyatronun çat›s›nda bu-lunan silahlar› al›p, getirin' dediler.Fakat biz silahlar› gidip oldu¤uyerden alam›yoruz. Çünkü tiyatro-nun sahipleri de¤iflmifl. Mahir veCihan, s›k›flt›r›yor. Yan›mda... birarkadafl ile tiyatronun önüne gittik.Onlar kap›da beklediler. Ben do¤-rudan, bilet satan genç adama git-tim, aç›kça:

-Arkadafl, ben devrimciyim. Tiyat-ronun çat›s›nda bize ait iki bavul var.O bavullar› almam gerekli, dedim.

Bilet satan çocuk da SBF ö¤ren-cisiymifl. Durumu anlad› ve çat›dano bavullar› ald›m. Koray’la rande-vulaflt›k. O bavullar› ben, Koray'ateslim edece¤im. Koray da, Cihan

ve Mahir'e götürecek.Kavakl›dere Sinema-

s› önünde, bir sokakaras›nda... O gece Ko-ray, koflarak geldi, ikiçantay› da kapt›, gitti.”

*

En az›ndan silah so-rununu bir ölçüde çöz-müfllerdi böylelikle. El-

lerindeki silahlar, düflün-dükleri eylemleri gerçeklefltirmeyeyetecek kadar vard›. Bu arada An-kara’da operasyonlar, özellikleCephe’nin ordu içindeki iliflkilerineyönelik olarak yo¤unlaflm›flt›. As›lamaç, Mahirler’e ulaflmakt›. Buoperasyonlarda polis Koray Do-¤an’›n da ad›na ulaflt›. Koray’›n ai-lesinin ve niflanl›s›n›n evine kara-kollar kuruldu. “O gece Koray’la,Hofldere Caddesi'ndeki bir evdekald›k. Sabah Koray, baz› arkadafl-larla buluflmak üzere d›flar› ç›kt›.Dönmesi gecikince bir fleyler oldu-¤unu anlad›m. Kald›¤›m eve okul-dan bir arkadafl› geldi. Telaflla Ko-ray'›n üzerindeki giysileri sordu.Bindi¤i dolmufltaki bir kad›n, Ko-ray'›n niflanl›s›n›n evinin yak›n›ndabeyaz gömlekli, kravatl› bir çocu¤u,polislerin vurdu¤unu söylemifl.”

Evet, o beyaz gömlekli, kravatl›çocuk, Koray’dan baflkas› de¤ildi.Evin kap›s›n› polis açm›fl, bununüzerine Koray hemen silah›n› çeke-rek f›rlam›flt›. Arkas›ndan aç›lanateflle vuruldu orada Koray. Yaral›olarak bir inflaata giren Koray, ora-da tutsak düfltü. Yaral› halde sorgu-layarak Mahirlerin yerini ö¤renme-ye çal›flt›lar. Ama alamad›lar iste-diklerini ve Koray’› katlettiler. 8Mart’t› o gün. Ve 1972’nin bu Martay› daha nelere gebeydi...

*

‹flte tam bu günlerde, Koray Do-¤an’›n katledilmesinden sadece ikigün sonra, Deniz Gezmifl, Yusuf As-lan ve Hüseyin ‹nan'›n idam karar-lar› TBMM’de kabul edildi ve idamdosyalar› senatoya gönderildi. (Odönem yasama organ› Meclis ve Se-nato olmak üzere iki bölümden olu-fluyordu.)

2

UUllaaflfl’’››nn eelliinnddee mmaavvzzeerrmmaavvzzeerrii ttüürrkküüyyee bbeennzzeerrbbiizziimmkkiilleerr bbööyyllee ööllüürrbbööyyllee ööllüürr bbiizziimmkkiilleerr

Page 17: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

17

25 Mart 2007 / 97

Denizler’le ilgili idam hükmü,Askeri Yarg›tay taraf›ndan 10 Ocak1972'de onaylanm›flt›. ‹dam›n en-gellenmesi için asl›nda 12 Mart ko-flullar›nda olunmas›na karfl›n, yo-¤un giriflimler yap›lm›flt›.

Karar›n uygulanmamas› içinhummal› bir çal›flma bafllat›l›yor.Aralar›nda Yakup Kadri Karaosma-no¤lu'ndan Faz›l Hüsnü Da¤lar-ca'ya kadar birçok ayd›n, meslek ör-gütleri temsilcileri idamlara karfl›imza toplam›fllard›. 12 Mart terörü-nün özellikle ayd›nlar üzerinde yo-¤unlaflt›¤› bir dönemde cesur bir ç›-k›flt› bu. Keza baz› okullarda boy-kotlar, hapishanelerde de açl›kgrevleri yap›lm›flt›. Fakat bunlarara¤men idam dosyas› TBMM'ye ge-tirildi.

10 Mart 1972'de TBMM’de ya-p›lan oylamada, 450 milletvekilin-den 245'i idam› onaylad›. 63 millet-vekili red oyu kullan›rken, 124 mil-letvekili ise oylamaya kat›lmad›.

Oylama, Cumhuriyet Senato-su'nda da hemen hemen ayn› oran-larda sonuçland›. 183 senatörden105'i idama evet derken, 36's› hay›rdedi. 42’si de oylamaya kat›lma-m›flt›.

Oylamalarda Adalet Partililer,hemen hemen tümüyle Denizler’inidam edilmesi için el kald›rd›lar. De-nizler’in katledilmesini isteyenlerinbafl›nda Süleyman Demirel vard›.CHP yönetimi de gerçekte idamdanyanayd›. Partinin bafl›ndaki ‹smet‹nönü, idam kararlar› Meclis'e geldi-¤inde ba¤lay›c› grup karar› ald›rma-d›. Nitekim, meclisteki oylamada144 CHP'liden 97’si DDeenniizzlleerr’’iinniiddaamm eeddiillmmeessii iiççiinn oy kulland›. Ke-za senatoda da CHP’lilerin yar›s›idamlara evet oyu verdiler.

CHP ve ‹nönü, sanki karfl› gibibir görünüm veriyordu. Bu çerçeve-de de ‹nönü karar› Anayasa Mahke-mesi'ne götürmüfltü. Anayasa Mah-kemesi, idam karar›n› usül yönün-

den bozdu. Karar, Mec-lis ve Senato'da ikincikez onayland›ktan son-ra ise, ‹smet ‹nönü,idamlar› durdurmak

için böyle bir yol olmas›na ra¤men,ikinci kez Anayasa Mahkemesi'nebaflvurmad› bile.

K›sacas›, Denizler’i bir an önceipe çekmek isteyenlerin bafl›ndaDemirel ve AP’liler vard›. Ama bi-linmeli ki, CHP’lilerin önemli birbölümü de onlardan geri kalmad›lardevrimcilere düflmanl›kta.

*

29 Kas›m gecesinden bu yana 3ay 10 gün geçmiflti. TBMM’de De-nizler’in idam›yla ilgili oylaman›nyap›laca¤› 10 Mart günü, birçok ki-fli karar› bekliyordu.

Karar Mahirler için sürpriz ol-mad›. Biliyorlard› ki, Denizler’inidam›yla ilgili karar ‘hukuki’ de¤il,siyasiydi. Oligarfli, onlar› asarakdevrimci harekete hem örgütsel,hem moral darbe vurmak istiyordu.Buna izin vermeyeceklerdi. Bafltanberi, kararlar› buydu ve ilmik De-nizler’in bo¤az›na geçirilmiflken,onlar› bu kararlar›n› hayata geçir-mekten art›k kimse al›koyamazd›.

*

Mahir, idamlar›n onaylanmas›n-da baflrolü oynayan Adalet Parti-si’nden fiinasi Osma ve Senato‹dam Komisyonu Baflkan› Turhan

Kapanl›'n›n istihbarat›n›n ç›kar›l-mas›n› ister yoldafllar›ndan. Onlar›kaç›rabilirlerse, Denizler’in idam›-n›n engellenebilmesi ihtimal dahi-lindedir. Ama bu ihtimalden dahaönemli ve belirleyici olan, Türkiyedevrimci hareketinin, baflka bir de-yiflle silahl› devrim cephesinin busald›r› karfl›s›nda sessiz kalmam›flolmas›d›r.

THKO kadrolar›ndan CihanAlptekin de ayn› günlerde, yabanc›diplomatlara yönelik birtak›m ha-z›rl›klar içindedir.

*

fiimdi, 1972 Mart’›n›n Ankara-s›’nda bu planlar› yapan devrimcile-rin durumuna flöyle bir bakal›m.

Çok yo¤un bir operasyon alt›n-dayd›lar. Tutsakl›klar sonucundailiflkileri, imkânlar› alabildi¤ine da-ralm›flt›. Ulafl’›, ard›ndan Koray’›flehit vermifllerdi. Ço¤u “vur” emir-leriyle aran›yordu. Ama onlar ken-dilerine yönelik vur emirleriyle de-¤il, Denizlerin dara¤ac›na ç›kar›la-cak olmas›yla ilgiliydiler. O döne-min iliflkilerinde yeralan bir Cephe-li’nin dedi¤i gibi; “Biz, kalacak ye-rimiz olmad›¤› halde, adamlar ka-ç›rmaya kalk›yor, planlar yap›yor-

Mahir ve Deniz... Yanyana çok fazla bulunmad›lar belki. Ama tarihonlar›n isimlerini çok s›k yanyana getirdi. Eylemlerin en önündeydi-ler hep. Yukar›daki foto¤rafta Mahir DTCF direniflinde... Altta Denizbir yürüyüflte. Adlar› revizyonizmden örgütsel olarak olmasa da, si-yasal olarak yanyanayd›. Sonra 12 Mart koflullar›nda silahl› devrimcephesi içinde adlar› yine yanyana geldi. K›z›ldere’de, as›lmak iste-nen bir devrimci ve onun as›lmas›na, kendi ölümü pahas›na izin ver-meyen bir devrimci önder olarak adlar› yine yanyana an›lacakt›... Veadlar›, ihtilâlcilikleri, devrim saflar›nda birlikte yaflayacakt›...

Page 18: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

18

25 Mart 2007 / 97

duk. Her gün kaç›yorduk, ancak,baflkalar›n› da kaç›rmay› tasarl›-yorduk.”

Öyleydi ve zaten siyasi cüret de-nilen fley de buydu. Devrimin so-rumlulu¤unu hissetmek, devrim id-dia ve kararl›l›¤›n› tafl›mak iflte buy-du.

Çok sonralar› yap›lan de¤erlen-dirmelerde, “asl›nda o zaman bueylemleri yapmamal›yd›k” türündensöylemler çok duyuldu. Ama busöylemler, ancak piflmanl›klar›n vepiflmanlar›n tarihinde yer buldukendine. As›l tarih, kararl›l›kla, cü-retle, sorumlulukla, netlikle yaz›l-maya devam edecekti.

Do¤ruydu, süreç son derece zor-luydu. Daha k›sa süre önce ihaneteu¤ram›flt› Parti. fiimdi dört bir yan-dan kuflat›lm›fllard›. Tereddütler,hatta korkakl›klar da görülebilirdi.Ama, biraz önce de denildi¤i gibi,art›k hiçbir fley, bu yolda yürüyenle-ri al›koyamazd›. Çünkü esas›ndamesele, tek bir eylemi gerçeklefltiripgerçeklefltirmemek de de¤il, devrimyürüyüflünü sürdürüp sürdürme-mekti. Yine o günlerde Ankara’daMahirler’le iliflki içinde olanlardan‹smet Öztürk, o günkü durumu flöy-le özetleyecekti. "O s›ralar ne yapa-ca¤›n› sadece Mahir biliyordu. Herfleyi o s›ralar Mahir belirliyordu.Her olayda herkesin onay›n› al›yor-du. Bu konularda çok yetkin ve ka-rarl› bir insand›. Bu nedenle Ma-hir'i kimse ezip geçemiyordu."

Önderlik de buydu. 1971’in sonu ve 1972’nin bafl›n-

daki dört ayl›k zaman dilimini, s›ra-dan bir zaman dilimi olmaktan ç›ka-ran fley, iflte bütün bunlar›n birarayagelmesiydi. Hergün, her an, at›lanher ad›mla bir tarih yaz›l›yordu. Vehiç kuflku yok ki, o ad›mlara önder-lik edenler, bunun bilincindeydiler.

Sonraki çarp›t›lm›fl tarih anlat›m-lar›nda baflka türlü bir tablo çizilme-

ye çal›fl›lsa da, rastlant›larve zorunluluklar, bu ta-rihte en fazla tali bir roloynuyordu. Tüm buolaylar›n ssiiyyaassaall oollaarraakkflöyle de¤il de böyle ol-

mas›n› belirleyen ise 12 Mart terörükarfl›s›nda e¤ilip bükülmeyen, yo-lundan flaflmayan devrimci iradeydi.

*

Adalet Partililer’e veya diplo-matlara yönelik kaç›rma çal›flmalar›sürerken, kaç›r›lanlar›n sevkedilme-si amac›yla Karadeniz’den EErrttaannSSaarruuhhaann Ankara’ya ça¤r›l›r. Fat-sa’n›n Beyceli Köyü’nden Ertan,Karadeniz’in yerel önderlerinden-dir. Ertan, yan›nda bir floför ve birkamyonla birlikte gelir Ankara’ya.

Ertan Saruhan, Ankara’da koflul-lar›n ne kadar zorlaflt›¤›na tan›kolur. Mahirler’le yapt›klar› görüfl-meler s›ras›nda “Ünye'de bulunan‹ngiliz teknisyenlerinin kaç›r›labile-ce¤i” önerisini yapar. Bu öneri ka-bul görür ve Ankara’y› terketme ka-rar› al›n›r.

Ankara, THKP-C’nin oluflu-munda özel yeri olan bir flehirdir.Mahir’in önderli¤inde sürdürülenideolojik mücadelenin en önemlimekanlar›ndan biri bu flehirdekiSBF’dir. Ama art›k flehirler dar gel-mektedir onlara.

15 veya 16 Mart gecesi, MahirÇayan, Cihan Alptekin, Ertu¤rulKürkçü ve Ömer Ayna, Samsun yo-lu üzerinde kendilerini bekleyenmakarna yüklü kamyona, makarnaçuvallar› aras›na yerleflirler ve havaiyice karard›¤›nda Mahirler’in Ka-radeniz yolculu¤u bafllar.

Ankara’da bulunan di¤er kadro-lar›n bir k›sm› da farkl› güzergah vearaçlarla Karadeniz’e gitmek üzereyola ç›karlar. Karadeniz, zaten k›rgerilla mücadelesini bafllatmak içinhep Cepheliler’in planlar›nda veufuklar›nda olan bir yerdir. Anka-ra'dan ç›karken bir bavul içerisinde-ki çeflitli çapta silahlar, el bombala-r› ve tabancalar› da yanlar›ndad›r.

18 Mart 1972 günü saat 16.00 s›-ralar›nda Ünye'ye var›rlar. Oradanda Fatsa Yaprakl› Köyü’ne geçerekMehmet Atasoy'un evine yerleflirler.

Mahirler’in d›fl›nda bölgede bu-lunan THKP-C kadrolar›ndan SinanKaz›m Özüdo¤ru, Hüdai Ar›kan,Saffet Alp ve Sabahattin Kurt da

baflka bir eve yerleflmifllerdi. Dördüde THKP-C’nin kadrolar›yd›lar. Si-nan Kaz›m ve Hüdai Genel Komiteüyesiydiler. Ve dördü de Parti-Cep-he’nin devrim iddias›n›n ve kararl›-l›¤›n›n temsilcisiydiler.

Mahirler’in kald›¤› evle, di¤erkadrolar›n kald›¤› ev aras›ndakiba¤lant›y› da Ünye-Sar›halil Kö-yü’nden Ahmet Atasoy sa¤l›yordu.Oyalanacak, a¤›rdan al›nacak za-man de¤ildi. Düflünülen eylem içinistihbarat çal›flmalar› h›zla tamam-land› ve Karadeniz’e ulaflal›, birhafta doldu¤unda, eylemi gerçek-lefltirmek için harekete geçtiler.

*

Takvimler 25 Mart’› gösteriyor-du. Ünye Radar Üssü’nde görevli‹ngilizler’i kaç›rmak için planland›-¤› gibi, Ünye hükümet binas› bitifli-¤indeki, K›l›ç Apartman›’na yönel-diler. Ancak ‹ngilizler’in kald›¤›evin yak›n›nda yolda hesapta olma-yan baz› kiflilerin varl›¤› nedeniyle,eylem ertelendi. Ertesi akflam, tek-rar denenecekti.

Nitekim, 26 Mart 1972 Pazargünü, Mahir Çayan, Cihan Alpte-kin, Ertu¤rul Kürkçü ve karac› su-bay elbisesi giymifl bulunan HüdaiAr›kan, K›l›ç Apartman›’nda kalanüç ‹ngiliz’in kap›s›n› çald›lar. Aske-ri makamdan geldiklerini söyleye-rek kap›y› açt›ran savaflç›lar, üç ‹n-giliz’i rehin ald›lar.

Asl›nda rehinelerinin say›s›,12’ydi. Apartman giriflinden itiba-ren karfl›laflt›klar› baz› kiflileri de re-hin almak durumunda kalm›fllard›.12 kifliyi apartman›n 5. kat›nda top-layan Mahirler, rehinelere korkma-malar›n›, kendilerine bir zarar ver-meyeceklerini belirttiler. Hemen ar-d›ndan da üç ‹ngiliz’i yanlar›na ala-rak bölgeden uzaklaflt›lar. Uzaklafl-madan önce de eylem yerine, dahaönceden haz›rlad›klar› ““''TTüürrkkiiyyeeCCuummhhuurriiyyeettii CCuummhhuurrbbaaflflkkaannll››¤¤››,,PPaarrllaammeennttoossuu vvee HHüükküümmeettiinnee”” di-ye bafllayan bildiriyi koydular.

K›l›ç Apartman›’ndan ç›kt›lar.Yolculuklar› K›z›ldere’yeydi flimdi.Yolculuklar› bir manifestoyayd›...

Page 19: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

19

25 Mart 2007 / 97

K›z›ldere fiehitleriK›z›ldere fiehitleri1122 MMaarrtt CCuunnttaass››’’nnaa kkaarrflfl›› ssiillaahhll›› mmüü--

ccaaddeelleeyyii ssüürrddüürrmmeekk vvee DDeenniizz GGeezzmmiiflfl--lleerr’’iinn iiddaamm››nn›› eennggeelllleemmeekk iiççiinn ÜÜnnyyeeRRaaddaarr ÜÜssssüü’’nnddeenn üüçç ‹‹nnggiilliizz aajjaann››kkaaçç››rr››llaarraakk,, kkaarrflfl››ll››¤¤››nnddaa DDeenniizz--lleerr’’iinn sseerrbbeesstt bb››rraakk››llmmaass›› iisstteenniirr..EEyylleemmii ggeerrççeekklleeflflttiirreenn sseekkiizzTTHHKKPP--CC,, iikkii TTHHKKOO öönnddeerr vveessaavvaaflflçç››ss››,, aalldd››kkllaarr›› rreehhiinnlleerrlleebbiirrlliikkttee ggiittttiikklleerrii TTookkaatt’’››nnNNiikkssaarr iillççeessiinnee bbaa¤¤ll›› KK››zz››ll--ddeerree kkööyyüünnddee kkuuflflaatt››lldd››--llaarr.. 1100 öönnddeerr vvee ssaavvaaflflçç››,,ssoonn nneeffeesslleerriinnee vvee ssoonnmmeerrmmiilleerriinnee kkaaddaarrssaavvaaflflaarraakk flfleehhiitt ddüüflfl--ttüülleerr..

Mahir ÇAYAN:THKP-C önderi. Yaz›lar›y-la, eylemleriyle, yafla-m›yla ve ölümsüzleflti¤iK›z›ldere direnifliyle, çizdi-¤i devrim yolu bugün deyolumuzu ayd›nlatmaya de-vam etmektedir. 15 Mart1946 Samsun do¤umludur.1963’te Haydarpafla Lisesi ö¤renci-siyken mücadeleye bafllam›flt›r.1964'te Ankara Siyasal Bil-giler Fakültesi ö¤rencisi ol-du¤u dönem, onun geliflti¤i,önderlik misyonunu üstlendi¤idönemdir. SBF Fikir Kulübü’nde,Dev-Genç’te hep önder bir devrimciolarak yerald›. Türkiye devrimininyolunun netlefltirilmesinin teorik aç›danda önderidir. THKP-C’nin kurucusu, MerkezKomitesi Üyesi’dir.

Sinan Kaz›m ÖZÜDO⁄RU: THKP-C'nin ön-der kadrolar›ndand›r. Genel Komite Üyesi’dir. 1947 Sivas-fiark›flla-Orta-köy do¤umlu olan Sinan Kaz›m, yüksek ö¤renimi için geldi¤i Ankara'dadevrimci gençlik mücadelesinin içinde yerald›. Ekim 1970'deki Dev-Gençkurultay›nda TDGF Genel Sekreterli¤i’ne getirildi. 12 Mart faflizmi karfl›-s›nda da, ihanet karfl›s›nda da omuz omuzad›r Mahir'le; K›z›ldere'de ol-du¤u gibi.

Cihan ALPTEK‹N: 1947 Rize, Ardeflen do¤umludur. THKO yönetici-lerindendir. Bir dönem TDGF ‹stanbul Bölge Yürütme Kurulu Üyeli¤i yap-t›. 1969 Temmuz’unda, THKO'yu oluflturacak gençlik önderleriyle birlik-

te Filistin kamplar›na gitti. Ayr›flmalarda tercihini silahl›kurtulufl savafl›ndan yana koyarak THKO içinde yerald›.

Hüdai ARIKAN: 1946, Denizli-Çivril do¤umlu-dur. Ankara'da gençlik mücadelesinin ve Dev-

Genç'in örgütlenmesinin bir çok aflamas›ndavard›r. Partinin ilk örgütlenmelerinde yer alan

kadrolardan ve THKP Genel Komitesi Üyesi-dir.

Ömer AYNA: 1952 Diyarbak›r,Dicle do¤umludur. THKO'ludur.

1960'lar›n geliflen mücadelesiiçinde tercihini silahl› savafltan

yana yapm›flt›r. K›z›ldere'dekisiper yoldafll›¤›na THKO cep-

hesinden kat›lan ikinci sa-vaflç›d›r.

Sabahattin KURT:1949, Van Gevafl do-¤umludur. Ankara'dadevrimci gençlik hareke-

ti içinde savaflç› yanlar›y-la öne ç›kt›.

Nihat YILMAZ: 1937,Fatsa-Bozda¤› köyü do¤umlu-

dur. Karadeniz bölgesindeki Parti-Cephelilerdendir. F›nd›k mitinglerin-

den tütün mitinglerine kadar böl-ge halk›n›n mücadelesinin için-dedir.

Ahmet ATASOY: 1946 Ünye-Sar›halil köyü do¤umludur. Karade-niz köylüleri içinde yürütülen müca-

delelerde örgütlenmifl bir devrimcidir.T‹P içinde yaflanan ayr›flma sürecinde refor-

mizmden koparak THKP-C önderli¤indemücadeleye at›lm›flt›r.

Ertan SARUHAN: 1942, Fatsa, Beyceli köyü do¤umludur. Karade-niz'deki mücadelenin yerel önderlerindendir. Karadeniz'in çeflitli kesim-lerinde yay›n faaliyetinden eylemleri organize etmeye, gerillan›n lojistikhaz›rl›klar›na kadar sürekli aktif bir yerel önderdir.

Saffet ALP: THKP-C'nin ordu içindeki örgütlenmesini gerçeklefltirenkadrolardan biridir. 1949, Kayseri do¤umludur. Bafllang›çta askeri birlik-lerde “Hava Kuvvetleri Proleter Devrimci Örgütü” adl› bir olufluma ön-derlik yapm›fl, giderek Parti-Cephe'nin kadrolar›ndan biri olarak do¤ru-dan örgütlenmenin içinde yer alm›flt›r.

30 Mart 197230 Mart 1972

Page 20: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

K›br›s Türk Bar›fl Kuvvetleri(KTBK) Komutan› KorgeneralHayri K›vr›ko¤lu ile, KKTC Baflba-kan› ve Cumhuriyetçi Türk Partisi(CTP) Genel Baflkan› Ferdi SabitSoyer aras›nda yaflanan tart›flmay›izlemeyenler için hat›rlatal›m.

Korgeneral K›vr›ko¤lu, EmekliTabip Asker Nihat ‹lhan onuruna 18Mart günü verilen yemekte, FerdiSabit Soyer'i, “elini s›kmayarak”protesto ediyor. Bununla da yetin-meyen K›vr›ko¤lu davetlilerinönünde, “Parti kongrelerinde ‹stik-lal Marfl› söyletmeyen, flehitler an›-s›na sayg› duruflunda bulunmayanbir Baflbakan'›n elini s›kmam. CTPkongresinde neden ‹stiklal Marfl›okumad›n›z? Üstelik kongreyi fie-hitler Günü'ne denk getirdiniz. On-lar bu dava için can›n› verdi. Hiç misayg›n›z yok? ” dedi. Bu f›rça üzeri-ne Soyer, “fiehitler kalbimizde yafl›-yor. Türklü¤ümüzden flüpheniz mivar?” cevab› verdi. K›vr›ko¤lu’nuncevab› ise haz›rd›: ““OO zzaammaann TTüürrkk--llüü¤¤üünnüüzzüü kkaann››ttllaayy››nn!!””

KKTC gerçe¤i ve milliyetçili¤in yaratt›¤› atmosfer

Bu olay iki olguya dikkat çek-mesi aç›s›ndan ilginç bir örnektir.

Birincisi, KKTC’nin durumu.KKTC’nin “ba¤›ms›z bir devlet” ol-du¤unu söyleyen ve bunu tüm dün-yaya kabul ettirmeye çal›flan kim?Oligarfli! Bu örnek bile asl›nda ken-

disinin KKTC’yi ba¤›ms›z bir dev-let olarak tan›mad›¤›n›n kan›t›d›r.Bir ordu komutan›, o ülkenin baflba-kan›n› çocuk azarlar gibi çok rahatazarlayabilmekte, kendini ispatazorlayabilmekte, elini s›kmama gibibir yöntemle protesto edebilmekte.Aç›kças›, sen kimsin buran›n efen-disi benim demektedir. Öte yandanokunmas›n› istedi¤i marfl, as›lmas›-n› istedi¤i bayraklar kimin? TürkiyeCumhuriyeti’nin! Hani KKTC ‘ba-¤›ms›z bir devlet’ idi? Neden baflkabir devletin bayra¤›n› ass›n, marfl›n›okusun?

Görünen tablo flu: Baflbakan›nTürklü¤ünü kan›tlama mecburiyeti,TC komutan›n›n da kan›t› kabuledip etmeme yetkisi var. Nas›l birbask›, siyasal tahakküm kuruldu¤uburadan da belli de¤il mi? Sizi bizkurtard›k, hep bize biat edeceksinizedas›ndaki komutan›n tavr› karfl›-s›nda ne yapaca¤›n› bilemez duru-ma düflen Soyer’in daha sonra yap-t›¤› aç›klamada “Türklü¤ümüzdenkuflku duyulamaz, biz Atatürkçü-yüz” sözleri, CTP Genel Sekreteri-nin ise, partinin ad›nda ‘Türk’ keli-mesini örnek vererek kendilerini“kan›tlamaya” çal›flmalar›, bu bas-k›n›n düzeyini göstermeye yeterli-dir.

‹kinci olgu ise, sadece KKTC’yeözgü olmayan, Türkiye’yi de içinealan milliyetçi atmosferin nas›l birbask›, tahakküm arac›na dönüfltü-rüldü¤üdür.

Say›s›z örne¤e tan›k olunmufltur.Yasalarda böyle bir hüküm bulun-mamas›na karfl›n, muhalif bir parti-nin kongresinde bak›lan ilk fley,bayrak ast› m›, ‹stiklal Marfl› söyle-di mi, oluyor. Ya da herhangi bir ko-nuda bas›n aç›klamas› yapan insan-lara birileri ç›k›p “hani nerede bay-ra¤›n›z” diye ç›k›flabiliyor. Ve üste-lik bu kifli bilinçli bir provokatörde¤ilse, yapt›¤›n›n oldukça do¤aloldu¤una inan›yor. Mesele sadecebu “cahil milliyetçilerle” s›n›rl› olsaneyse, devletin polisi, yarg›s›, poli-tikac›s›, tüm bir sistem dayat›yor as-l›nda bunu. Bayrak, marfl vb. simge-ler, milliyetçili¤i toplumda hakimunsur haline getirmek, tüm kesimlerüzerinde yo¤un bir bask› kurmakiçin kullan›lan araçlard›r. Özetle,egemen ideolojiye tabi olacaks›ndeniliyor.

Ordu ise, bu egemen ideolojininsahibi kendini görerek, di¤er kesim-lere bunu dayat›yor. KKTC’dekigeneralin mant›¤›, halet-i ruhiyesiböyle flekillenmektedir.

Irkç› generallerin ‘Türklük’ terazisi

Korgeneralin konuflmas›nda ›rk-ç› zihniyette kendini ele veriyor.“Türklü¤ü ispata” davet bu kafa ya-p›s›n›n a盤a vurmas›d›r.

Peki Soyer nas›l ispatlayacakTürklü¤ünü acaba? Var m› böyle bir“Türklük ölçer!”

1940’l› y›llar›n ›rkç› lideri NihalAts›z bu ölçümü kafatas› ölçen biraletle yap›yor ve yüzde kaç Türk ol-

20

25 Mart 2007 / 97

Katlederek, sindirerek, bask›y› sistematik hale geti-rerek yönetmek d›fl›nda hiçbir fley bilmeyen ve baflkada seçenek görmeyen generallerin insan haklar› ile ilifl-

kileri her zaman “sorunlu”, daha do¤rusudüflmanca olmufltur. ‹nsan haklar›n› duy-

duklar›nda tüyleri diken diken olur general-lerin.

2. Ordu Komutan› Orgeneral Hasan I¤s›z’›n‘Çanakkale Zaferi’nin 92. y›l› dolay›s›yla Ma-

latya’daki törende yapt›¤› konuflma, buzihniyeti bir kez daha gözler önüne ser-

di. I¤s›z, “‹nsan haklar›, bar›fl veözgürlük gibi ifadelerin arkas›nas›¤›narak terör örgütünün söz-

cülü¤ünü yapanlar var. Herkes flunu çok iyi bilsin ki mü-cadelemiz sonuna kadar devam edecektir” dedi.

Y›llar önce Kürt sorununa iliflkin bak›fllar›n› veciz birflekilde “flu insan haklar› olmayacak ki, bu meseleyi ikihaftada kökünden hallederiz” diye özetleyen generalle-rin insan haklar›ndan, bar›fltan, özgürlükten anlad›¤›,bunlar› duyunca akl›na gelen, “terör!” Böyle bir zihniyethukuktan, demokrasiden, özgürlüklerden yana olabilirmi? Elbette hay›r! ABD emperyalizminin tüm dünyayadayatt›¤› hukuksuzluk, zorbal›k sistemi, oligarflinin ge-neralleri için de en ideal olan›d›r.

''fifiuu iinnssaann hhaakkllaarr›› oollmmaassaa......’’ ggeelleennee¤¤ii

“Türklü¤ünü ispatla!”

Page 21: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

du¤una hükmediyordu.

Mustafa Kemal’in denetimin-de gelifltirilen Türk Tarih Tezi’ninteorisyenleri ise, “Türklerin bra-kisefal Alpin ›rk›n›n mükemmeltemsilcileri oldu¤unu” göstere-rek, “Türklerin kadimli¤ini ve ta-rih boyunca sürmüfl ebedi üstün-lü¤ünü” kan›tlamak için kafatas›biçimlerine göre toplumu s›n›f-land›r›yorlard›. Kemalist milli-yetçili¤in geliflimine önemli kat-k›da bulunan Afet ‹nan'›n 1939y›l›nda 64 bin kifli üzerinde yap-m›fl oldu¤u araflt›rma örnektir.

Nas›l ispatlayacak Soyer flim-di Türklü¤ünü? Zinhar onun mil-liyetçili¤i ›rkç› de¤ildir dedi¤inizMustafa Kemal’in emriyle topla-nan Tarih Kongresi'nde tarif edi-len ‘vas›flar’a sahip olunca m›Türk say›lacak? (Bu ‘vas›flar’için Bkz: 1932'de toplanan 1. Ta-rih Kongresi tutanaklar›)

Generallerin k›stas› ne aca-ba!?

Emekli albay›n Kuvayi Milli-ye Derne¤i’nin yemin töreninde-ki “Türk anadan do¤ma, Türk ba-badan olma” ifadeleri, aleni ›rkç›-l›¤›n örne¤i gösterilmifl, ancakkimse bu zihniyetin kayna¤› ne-dir diye sorgulamam›flt›. Irkç› ba-k›fl, ne o emekli albaya özgüydü,ne de kendinde Türklü¤ü test et-me yetkisi gören korgenerale öz-güdür. Halk›n bir kesimini “sözdevatandafl” ilan eden Genelkur-may’›n yaklafl›m› ne ise, onlar dabunu bazen kaba (aleni) biçimdeifade etmektedirler.

Düzenlerini sürdürebilmek,halk› denetim alt›nda tutabilmekiçin milliyetçili¤i durmadanpompalayan iflte bunlard›r.

Katliamc›l›ktan, as›p kesmek-ten, farkl› düflüneni yok etmektenbaflka hiçbir meziyeti olmayanbunlar›n ortal›kta “Türklü¤üntemsilcileri” edas›nda dolaflmas›ise, en baflta Türk ulusuna haka-rettir. Türk ulusu bu hastal›kl›,›rkç› unsurlar›n ideolojik, politiktahakkümünden kurtuldu¤unda,ancak kendi kimli¤ini bulabilir.

21

25 Mart 2007 / 97

2 Nisan 1948’de katledilen ve ce-sedi haziran ay› ortalar›nda K›rklare-li'nin Sazara Köyü yak›nlar›nda bulu-nan Sabahattin Ali’yi an›yoruz.

Sosyalist gerçekçi öyküleriyle,muhalif kimli¤iyle bilinen SabahattinAli’nin yaflad›klar›, devletin muhalifayd›nlara, sosyalistlere karfl› düfl-manl›¤›n›n örnekleriyle doludur. Ya-flam› boyunca sosyalist ve muhalifkimli¤i yüzünden bask›lara u¤ram›fl,cezaevlerinde yatm›fl ve en sonundayurtd›fl›na ç›kmak isterken devlet ta-raf›ndan katledilmifltir. Üstelik, budevlet kendi cinayetini, komünistlereyükleyerek, 'komünist komplo' diyelanse ederek, komünistlere yönelikbask› politikalar›nda kullanacakt›.

Kontrgerillan›n ilk cinayeti olarakgeçen olayda, tetikçi Ali Ertekin ““mmiill--llii dduuyygguullaarr››nn››nn ggaalleeyyaannaa ggeellddii¤¤iinnii””söyleyecekti. Ony›llard›r galeyandatutulan bu milli duygular, ülkenin ger-çek vatanseverlerini, ayd›nlar›n› kat-lediyor. Sadece 4 y›la mahkum edi-len katil, ayn› y›l afla serbest kald›.T›pk›, Sabahattin Ali’ye hakaretten 6aya mahkûm edilen Nihal Ats›z'›n ce-zas›n›n "milli tahrik" gerekçesiyle 4aya indirilip ertelenmesi gibi.

Sola yönelik bask›n›n artt›¤›1940’l› y›llar, ›rkç›, Turanc› milliyetçi-li¤in revaçta oldu¤u, Avrupa’da fa-flizmin yükseldi¤i ve bunun ülkeyeyans›d›¤› dönemdir. Aziz Nesin, R›fatIlgaz baflta olmak üzere ilerici ayd›n-larla birlikte gericili¤e, ›rkç›l›¤a karfl›mücadele ederler. ‘‹çimizdeki fiey-tan’ adl› roman› bu mücadelenin birörne¤idir. Roman 2. Dünya Savafl›öncesi üniversite ve sanat çevreleri-nin toplumsal, siyasal görüfllerini an-lat›r. Kendine ‘ayd›n’ diyen ›rkç›, Tu-ranc›lar›n gerçek yüzünü, çarp›k dü-flüncelerini elefltirir. Bu nedenle ›rkç›-lar›n büyük tepkisiyle karfl›land›. Oise yefleren gerici-faflist düflüncelerleçat›fl›yor, taviz vermiyordu.

Turanc› ideolog Nihal Ats›z'la ya-flad›¤› tart›flmalarda, faflistler ona"vatan haini, sat›lm›fl, Bolflevik ajan"diye sald›rd›lar. Oysa, bunu söyle-yenler tam da en büyük ihanetin için-deydi; ülkeyi Nazi Almanyas›’n›n ya-n›nda savafla sokmak için iktidar› s›-k›flt›r›yorlar, tek parti iktidar› da, Na-ziler’in zafer kazanma ihtimaline kar-

fl›, onlar›n kolu olan buçevrelere pragmatisthesaplarla hoflgörügösteriyordu.

Bask›lar sonucu devlet memurlu-¤undan istifa ederek Tan Gazete-si'nde yazmaya bafllad›. S›k›yönetimve faflistlerin Tan’a yönelik sald›r›lar›,iktidar›n yönlendirmesi ile faflistler ta-raf›ndan tahrip edilmesiyle sona erdi.Yeni Dünya’da yazmaya bafllad›¤›n-da, dergi iki say› sonra tahrip edildi.Bunun üzerine önce Gün’de, ard›n-dan TSP'nin yay›n organ› Gerçek’teyazd›. Ilgaz ve Nesin'le birlikte ç›kar-d›klar› "Markopafla", mizah dergisiolman›n ötesinde önemli bir muhale-fet oda¤› oldu. Markopafla iktidarlasürekli çat›flma halindeydi. Kapat›l-d›kça baflka adlarla yeniden ç›kan budergide Ali yürekli ve kararl› yaz›lar›y-la mücadeleyi sürdürdü.

Yaz›lar›nda genel olarak, tek partiyönetiminin bask›lar›n›, emperya-lizmle girilen ba¤›ml›l›k iliflkilerini,"ayd›n"lar›n ikiyüzlülü¤ünü elefltiri-yor, halk›n iktidarda olmas› gerekti¤i-ne olan inanc›n› ortaya koyuyordu.

Örne¤in; "Sen kendi baht›n› kendieline almad›kça, sen sana yabanc›-laflm›fl olanlar›n hala senin ad›na ko-nuflmalar›na göz yumdukça, hiçbirfley de¤iflmez." (Bütün Eserleri 9) di-ye sesleniyordu halka. "Bak, derdinederman olacaklar›n› umup pefline ta-k›ld›klar›n, dün seni ezenlerle canci-¤er oluverdiler. Dünkü kurtlar›n, bu-gün kuzu oluvereceklerini mi sanm›fl-t›n? Bofl hülyalara kap›lma, onlar'büyük lokmay› kim yutacak?' diyeikide bir kendi aralar›nda kap›flsalarbile, eninde sonunda sana karfl› bir-leflirler. Aman, dikkat et. Galiba, yinesenin postunu paylafl›yorlar" (age)sözleri ise, adeta bugüne ›fl›k tutu-yor, it dalafl›n›, milliyetçi sahtekarlar›teflhir ediyordu. “Namuslu olmak nezormufl me¤er?” derken, ba¤›ms›z-l›ktan yana tutumunu; “Bir gün Al-manlar›n papucunu yalayanlar, ertesigün ‹ngilizlere takla atanlar, daha er-tesi gün de Amerika'ya kavuk salla-yan soysuzlar gibi olmak istemedik.Yaln›z ve yaln›z bir tek milletin önün-de secdeye vard›k. O da kendi cefa-kefl milletimizdir..." (Merhumpafla, 1Kas›m 1947) sözleriyle ortaya koydu.

Sabahattin Ali ve ›rkç› milliyetçili¤e karfl› mücadele

Page 22: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

Önceki bölümde ele ald›¤›m›z gibi;1970’li y›llar boyunca halka karfl› sava-fl›n ideolojisi olarak kendini varedenTürk milliyetçili¤i, 12 Eylül’de ‘Türk-‹slam’ sentezi ile resmi ideoloji halinegelmiflti. Faflist flef Alparslan Türkefl’in“fikrimiz iktidarda biz içerideyiz” de-mesine sebep olacak bu durum, 1980’liy›llar boyunca devam etti. Cunta bask›ve zulmünü, gayri-meflru yönetiminimeflrulaflt›rmak için terör demagojisi-nin yan›s›ra, yo¤un flekilde milliyetçilikhamasetine baflvururken, bu süre içindefaflist hareket de yeniden güç biriktirmefaaliyetlerini yo¤unlaflt›rd›. Emperya-lizm ve oligarflinin beklemeye ald›¤› si-vil faflistler 1981’de Yeni Düflünce,1983’te de Bizim Ocak dergilerini ç›ka-rarak 1987-’88’lere kadar yay›nlar yo-luyla taban›n› flovenizm islamc›l›k kar›-fl›m› bir ideolojiyle elde tutmaya çal›flt›.1983’te kurulan MÇP de ayn› amacahizmet etti.

Cunta sonras› faflist hareketten isla-mi kesime ve sa¤ merkez partilere yö-nelik bir kay›fl›n da yaflanmas›n›n etki-siyle, faflist ideoloji içinde islami a¤›r-l›k artt›. "Tanr› Türk’ü Korusun" sloga-n› yerini "Ya Allah Bismillah, AllahuEkber" slogan›na b›rakt›.

Milliyetçili¤in BBeslendi¤i Yeni KKaynaklar

1980’lerin sonuna do¤ru dünyadave ülkemizde yaflanan geliflmeler, milli-yetçili¤in yeni beslenme kaynaklar›n›da ortaya ç›kard›. Bunlar; içeride, Kürtulusal mücadelesinin yükselifli ile d›fla-r›da ise, sosyalist blokun da¤›lmas›yd›.

‘So¤un savafl’ y›llar› boyunca, veri-len görevin gere¤i kendini ‘antikomü-nizm’ üzerinden flekillendiren milliyet-çilik, bu savafl›n bitmesi ile birlikteKürt sorunu etraf›nda yaflanan çat›flma-lara göre yeniden konumland›r›ld›.

Cumhuriyetin kuruluflundan itibaren

Kürt ulusal sorununda imha, inkar veasimilasyon politikas› izleyen devlet,baflgösteren silahl› mücadele karfl›s›ndayürüttü¤ü uzun, kanl› ve ahlâks›z sava-fl› kitlelerin gözünde meflrulaflt›rmak,destek sa¤lamak zorundayd›. Bununyöntemi ise kuflkusuz milliyetçili¤inyükseltilmesi, flovenist politikalar›n kit-lelere yans›t›lmas›yd›. Devlet politika-s›nda ve bütün devlet örgütlenmelerin-de bu ihtiyaca uygun örgütlenmeler,propaganda yöntemleri ön plana ç›ka-r›ld›. Yo¤un bir flekilde “bölücülük”propagandas› ile, tarihsel “belle¤e” at›fyapan bir hamaset yükseltildi.

Kürt ulusal mücadelesinin bafllama-s›, 12 Eylül sonras› geri plana çekilenMHP’ye de yeni bir misyon yükledi.MHP bir yandan savafl›n askeri gücüne,özelikle de yeni kurulan özel timlerekadro aktard›. MHP’lilerin halka karfl›savaflta devlete hizmeti sadece “resmi”ölüm mangalar› ile de s›n›rl› de¤ildi.Susurluk’ta ortaya ç›kt›¤› gibi, her türlüillegal, hukuk d›fl› ifllerinde de yer ald›-lar. 12 Eylül'de Savc› Do¤an Öz'ün ka-tili olarak yarg›lanan MHP'li ‹brahimÇiftçi, bu süreci flöyle anlat›yordu:

“1980'den sonra ilginç bir teklifgeldi bizlere. Hepimize tek tek denildiki 'Sizi Güneydo¤u'ya gönderelim. Ora-da bizim ad›m›za çal›fl›rs›n›z. PKK'ylamücadele edersiniz. Buradan kurtulur-sunuz. Yakalan›rsan›z firar›n›z› veririz'denildi.” Özel timci olmak için ülküocaklar›ndan bir kart getirmenin yeterlioldu¤u bu politika içinde, binlerceMHP'liye de polis üniformas› giydirile-rek katillikleri yasallaflt›r›ld›.

1988'lerde devrimci mücadelenin vehalk muhalefetin yükselifle geçmesi ilebirlikte, üniversite gençli¤ine karfl›devreye sokulan sivil faflistler, grevle-rin k›r›lmas›nda, provokasyonlarda,devrimci hareketin silahl› mücadelesikarfl›s›nda gelifltirilen infaz, katliamoperasyonlar›nda “kitle deste¤i” mi-zansenlerinde de yayg›n flekilde kulla-n›ld›lar. 1990’lar boyunca Susurluk po-litikalar› nerede ihtiyaç duyarsa oradarollerini oynad›lar, bu halk düflman› po-litikalar› meflrulaflt›rmaya çal›flt›lar.

MHP’nin Kürt ulusal mücadelesikarfl›s›ndaki en önemli ifllevi de bura-dayd›. Oligarflinin savafl›n›n meflrulu-

22

25 Mart 2007 / 97

‘Ak›ll›’ Milliyetçilik sermayenin hizmetinde

Türk milliyetçili¤inintarihi geliflimi

6. bölüm

u Turanc›l›k1990’l› y›llardaemperyalizminkoçbafl› rolü oy-nad›. Küresellefl-me sürecininemperyalist poli-tikalar›n› ‘milli’söylemlerle mefl-rulaflt›ran MHP,‘ülkülerini’ biryana b›rakarak“ak›ll›ca” serma-yenin istekleriniyerine getirdi.

Page 23: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

¤unun kitlelere kabul ettirilme göre-vi verildi. Bunun yolu, flovenist mil-liyetçili¤in MHP eliyle kitlelere in-dirilmesi fleklinde olacakt›. Oligar-flinin Kürt halk›na karfl› savafl›n›nideolojik savunuculu¤unu yapanMHP, asker cenazelerini, u¤urlama-lar›n› bu temelde kulland›. Oligarfli-nin Kürt ve Türk halk›n› düflman-laflt›rma politikas›n›n en önemli ara-c› durumunda olan MHP, ayn› za-manda elbette ki bu flovenist devletpolitikas›ndan beslendi. Yükseltilenflovenizm, MHP’yi kitleler içindemeflrulaflt›r›rken, medyan›n da des-te¤iyle, kanl› tarihinin unutturulma-s›nda kullan›ld›. Öcalan’›n ABD ta-raf›ndan Türkiye’ye teslim edilme-sinin etkisi ile daha da boyutlananve Öcalan’›n ‹talya’ya geçifli süre-cinde genelgelerle yönlendirilengösterilerle k›flk›rt›lan milliyetçi flo-ven iklim, 1999 seçimlerinde flove-nist milliyetçi oylar›n patlamas›ndaifadesini buldu. “Merkez sol”damilliyetçili¤in temsilcili¤ini yapanDSP bu yükseliflten nasibini al›rken,a¤›rl›kl› olarak muhafazakâr bir ni-telik gösteren milliyetçilik eksenlioylar›n önemli bir bölümü deMHP’de topland›.

Böylece sistemin ekonomik kri-zinin, kitlelerin büyük bir h›zla yok-sullaflmas›n›n üzerine, toplumu sa-ran flovenist histeri çöktü. Krizin y›-k›ma u¤ratt›¤› küçük-burjuvazi ken-dini gerici bir kanalda, milliyetçi-likte ifade etmifl oldu. Bir kez dahamilliyetçilik rolünü oynam›flt›.

Sa¤› solu ile milliyetçili¤in ikti-dar› olan DSP-MHP-ANAP koalis-yon hükümetinin icraatlar› ise, ayn›zamanda milliyetçili¤in iflbirlikçikarakterine bir kez de koltuk üze-rinden ›fl›k tutacakt›. IMF’nin, ABDve AB’nin neredeyse bütün istekleriyerine getirilirken, MHP, milliyetçi-lik silah›n› elinde tutmak için gös-termelik “direnifller” gösterse de, busüreç demagojik faflist milliyetçili-¤in y›pranmas›n› engelleyemedi.Nitekim, MHP’nin iktidar içinde iz-ledi¤i iflbirlikçi politikalar, kendi iç-lerindeki ç›kar çat›flmalar›n›n daönemli bir tetikleyicisi oldu ve ha-len de bu çat›flma sürmektedir.

Yeniden CCanlanan Turanc›l›k vve AABDAd›na ÇÇ›k›lan SSeferler

1980’lerin sonuna do¤ru, milli-yetçili¤i besleyen ikinci kaynak ise,sosyalist blokun da¤›lmas› oldu.

Türkçülü¤ün y›llard›r kulland›¤›demagojilerden biri, “esir Türkler”söylemidir. Karfl›-devrim dalgas›n›nSovyetler k›y›lar›n› dövmeye baflla-mas› ve emperyalizmin k›flk›rtt›¤›cumhuriyetlerin “ba¤›ms›zl›klar›n›”ilan etmeleri, bu söylemi yenidengündeme tafl›d›.

Turanc›lar’›n ““AAddrriiyyaattiikk’’tteennÇÇiinn SSeeddddii’’nnee”” politikas›, devletinresmi politikas› haline geldi. ‘D›flTürkler’e yönelik devlette kurum-laflmalar meydana getirilirken,Türkçülük sadece devlet düzeyindeTuranc› bir ilgiye mazhar olmad›.Ayn› zamanda faflist hareketin yük-selifline moral ve politik destek desundu. Keza, emperyalizmin k›fl-k›rtt›¤› milliyetçili¤in bir ürünüolan Azerbaycan-Ermenistan, Bos-na Hersek-S›rp çat›flmalar› da faflisthareket için propaganda malzeme-leri oldu.

MHP’liler 1990’lardan itibarenTürki cumhuriyetlere “ak›n” ettiler.Bu ülkelerde iliflkiler gelifltirmeyeçal›flt›lar, darbeler tezgahlad›lar.Hem mevcut hükümetlerle hem mu-halefetle gelifltirdikleri iliflkiler sa-yesinde, bu ülkelerin yönetimlerinifaflistlefltirme yoluyla “Türk birli¤i-ni” kurma hayallerini körüklediler.

MHP yöneticisi M‹T’çi EnverAltayl›'n›n bu ülkelerdeki darbe gi-riflimlerinin arkas›ndan ç›kmas› te-sadüf veya MHP’nin becerisi de¤il-di. Hem oligarflik devletin, hem deondan ba¤›ms›z olmayan MHP’ninfaaliyetleri tümüyle emperyalist po-litikalar çerçevesinde flekillenmiflti.

Emperyalizmin bakir pazarlarolarak gördü¤ü eski Sovyet Cumhu-riyetleri’ni talan etmeye bafllama-s›yla birlikte iflbirlikçi oligarfli de,tarihi ve kültürel yak›nl›¤›n› kulla-narak, bu ç›karlara hizmet etti. Bu-nun karfl›l›¤›nda ise, pazardan al›na-

cak k›r›nt›lard›. Bugün Koçlar’a,Enkalar’a verilen pazar pay› bu hiz-metlerin ürünüdür.

Emperyalizmin Orta Asya paza-r›n› ele geçirme politikas›na hizmeteden oligarfli, bu gerçe¤in üzeriniörtmek için ‘Türkçülük’, ‘Türklerinbirli¤i’ söylemini yo¤unlaflt›r›rken,birbiri ard›s›ra kurultaylar düzenle-niyordu. Bunlardan ilki, 22 Mart2003’te Antalya’da yap›lan ‘TürkDünyas› Kurultay›’d›r. Cumhurbafl-kan› Turgut Özal aç›l›flta flöyle di-yordu: "(...) Bugün K›rg›z›, Özbeki,Kazak›, Türkmen'i, Tatar›, Azerisi,Gagavuzu, Yakutu ve daha nicesiylebirlikte aayyaa¤¤aa kkaallkkmm››flfl oollaann TTüürrkk--llüükk aalleemmii,, ddoo¤¤uuddaann bbaatt››yyaa,, bbaatt››ddaannddoo¤¤uuyyaa nneerreeddeeyyssee hheerr ggüünn sseeffeerreeçç››kkmmaakkttaadd››rr.. TTüürrkk ttaarriihhiinniinn yy››lldd››zz››ççookk yyüükksseekklleerrddee ppaarrllaammaakkttaadd››rr.."

‘fiahlanan Türkçülük’; dört nalaemperyalist baflkentlere koflsa da, ogünlerde yarat›lan hava içinde bu-nun genifl kitlelerce görülebildi¤ipek söylenemez. Küreselleflme pro-pagandalar›n›n yo¤unlaflt›¤›, flove-nist havan›n kitlelerin üzerine çö-reklendi¤i günlerdir. “Kemalist sol-cular›n” dahi bafl›n› döndüren birbakir alan, devasa bir pazar sözko-nusudur ve Turan hayali, onlar› dacezbetmektedir. Toplant›lar›n ikin-cisi Ekim 1994’te Ç›ra¤an Sara-y›'nda ‘Türk Cumhuriyetleri Zirve-si’ ad›yla yap›l›r. Cumhurbaflkan›Demirel ile birlikte Azerbaycan,K›rg›zistan, Türkmenistan, Kaza-kistan ve Özbekistan Cumhurbafl-kanlar›n›n kat›ld›¤› zirvede 24 mad-delik ‹stanbul Bildirisi imzalan›r.As›l olarak emperyalistler aras›ndasüren ekonomik-siyasi pay kapmayar›fl›nda oligarfli de emperyalizm-den artan pazar pay› üzerine politi-ka yürütmektedir. Bildiride de, oli-garflinin ekonomik-siyasi nüfuzunugeniflleten maddeler a¤›rl›ktad›r. Yi-ne ayn› kapsamda Cumhurbaflkan›Demirel öncülü¤ünde Türki cumhu-riyetlere say›s›z gezi düzenlenir.Oligarflinin flovenist politikas›n›nmaflas› olan Türkefl de Türki cum-huriyetlerin talan edilmesinde gezive toplant›lara kat›lmas› sa¤lanarakoligarflinin pay kapma amac›nda

23

25 Mart 2007 / 97

Page 24: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

önemli bir misyon üstlenir.

As›l ‘misyon’ ise; emperyalistç›karlar ad›na tafleronluktur. Turan-c›l›k bir kez daha, t›pk› 1. ve 2. Pay-lafl›m Savafllar›’nda Alman emper-yalizminin, ‘anti-komünizm’ kam-panyas›nda ABD emperyalizmininoldu¤u gibi, ‘küreselleflme’ ça¤›ndada emperyalist ç›karlar›n ideolojisiolarak parlat›lm›flt›r.

“Türk Birli¤i”, “Turan” gibi söy-lemlerle üzeri örtülmeye çal›fl›lan,meselenin özü fludur: Sovyetler Bir-li¤i'nde kapitalist restorasyonunh›zlanmas›, sistemde çözülmelerinbafllamas›yla birlikte, baflta ABDolmak üzere emperyalizm bölüp,parçalama, buradaki ülkeleri sosya-lizmden uzaklaflt›rarak kendi dene-timlerine alma politikalar›na h›zvermifller ve bu politikalar›n› haya-ta geçirmede Türkiye kontrgerillas›-

na, MHP'ye yeni roller biçmifllerdir.MHP'liler de kendilerine biçilen burol gere¤i Türki cumhuriyetlere ta-fl›nmaya bafllam›fllard›r. Enver Al-tayl› gibilerinin, bu cumhuriyetler-de gördükleri “büyük itibar›n” arka-s›nda iflte bu gerçeklik vard›r.

Oligarflinin politikas› ise temel-de ikilidir. Bir yandan Türki cumhu-riyetlerinin yönetimleriyle iliflki ge-lifltirmeye çal›fl›rken, öte yandanemperyalizmle daha çok iflbirli¤iyapan, yapmay› taahhüt eden muha-lifleri MHP arac›l›¤›yla destekle-mifl, bunlar›n iktidara getirilmesiamac›yla darbe tezgahlama gibi ifl-lerde de a¤›rl›kl› rolü MHP'ye ver-mifltir. Böylece darbe ve komplola-r›n baflar›s›z olmas› durumunda buülkelerin yönetimleriyle iliflkilerinbozulmamas›n› sa¤lamaya çal›fl-m›flt›r. Azerbaycan'daki darbe giri-fliminde her fley aleni hale gelmifltir.Darbede rol oynayan faflistlerdenbaz›lar› ülkeden ç›kamayarak Tür-kiye Konsoloslu¤u’na s›¤›nm›fllar,Demirel'in gönderdi¤i uçakla geti-rilmifltir. Haydar Aliev kendisinekarfl› gerçeklefltirilen darbeden Tür-kiye'yi sorumlu tutarak önce serttepki göstermifl olsa da, Demirel’inpolitik manevralar› ile “gönlü” al›n-m›flt›r. Yine, benzer sorun 16 fiubat1999'da Özbekistan Devlet Baflkan›Kerimov'a düzenlenen suikast giri-fliminde de yaflanm›flt›r.

Türkiye egemenlerinin bölgeyeyönelik politikalar›ndaki “cüret”inkayna¤› kuflkusuz kendisini ABDç›karlar›na ba¤lamas›yla mümkünoluyordu. Ve elbette, emperyalizmbölgede k›smen denetimini sa¤lad›-¤›nda, ihtiyac› kalmad›¤›nda, faflist-leri tutup bir kenara atmaktan çe-kinmemifl, Turan hayalleri de birkez daha böylece sönmüfltür.

Küreselleflmeye UUyumSa¤layan MMilliyetçilik

Bir ideolojinin, politik bir hare-ketin ülkede ve dünyada yaflanangeliflmelere göre politikalar›n› yeni-den belirlemesi, kendini yenidenkonumland›rmas› do¤ald›r. Do¤alolmayan; egemen olan politikaya ve

politik güçlere her koflulda angajeolmakt›r, oda¤a bunu oturtmakt›r,politikay›, ideolojiyi buna göre fle-killendirmek, hatta ideolojiden vaz-geçmektir.

Türk milliyetçili¤i her dönemikinci yolu tercih etmifltir. 1980'lerinsonuna kadar ABD emperyalizmininSovyetler’e karfl› ‘Yeflil Kuflak Te-orisi’ çerçevesinde islamc›larla bir-likte hareket eden faflist hareketinideolojisi, politikalar› da buna görebelirlenmiflti. Türk-‹slam Senteziolarak ifade edilen faflist politika buçerçevede flekillenmiflti. Orta As-ya'da truva at› rolu verilen hareketiçin art›k bu politikalarla hareket et-mek mümkün de¤ildi, ‹slamc›larlaköprüler at›l›rken, “laiklik” yenidenkeflfetildi. Sürecin ideolojisi emper-yalizmin ç›karlar›na uygun olarakTuranc›l›k oldu. Düne kadar "Kan›-m›z aksa da zafer ‹slam›n" diyen fa-flistler, "MHP her zaman laik birpartiydi" demeye bafllad›.

Faflist milliyetçili¤in “küresel-leflme” politikalar› karfl›s›nda ki tu-tumu da angaje olmakt›.

1999 seçimlerinde, yukar›daözetledi¤imiz iç ve d›fl koflullar›netkisiyle kendilerinin de beklemedi-¤i bir oy patlamas› yapan MHP ile,‘sol milliyetçi’ söylemin bafl›n› çe-ken DSP, ANAP’› da yanlar›na ala-rak koalisyon hükümeti kurdular.Hükümet görevi verilen bütün parti-lerin yaflad›¤›, kimliksizleflme, ide-olojisizleflme sürecini MHP de ya-flad›. Hem de daha sanc›l› olarak.Çünkü, tarihi boyunca ‘iç ve d›fltehditler’ üzerinden kendini vare-den bir hareket, koltukta IMF, Dün-ya Bankas› politikalar›n› uygula-mak zorunda kald›. MGK’n›n vesermayenin MHP’den istedi¤i, sö-mürü için istikrard›. O gün içinAB’nin, IMF’nin istekleri, Öca-lan’›n idam›n›n ertelenmesine imzaatmas› hep bu çerçevede flekillendi.

Emperyalizmin ve sermaye çev-relerinin MHP’ye “sürece uyumsa¤lamas›” dayatmas› karfl›s›nda,baflka bir alternatifi bulunmuyordu.Ya küreselleflme politikalar›na dörtelle sar›lacak ya da egemen s›n›fla-

24

25 Mart 2007 / 97

Milliyetçilik vve ‘‘ya¤l› eekmek’

Milliyetçilik, burjuva düzen partilerinin enönemli rant kayna¤›d›r. Bu söylemle kitle-leri aldatanlar, en iflbirlikçi politikalar› uy-gulamakla kalmad›lar, ayn› zamanda halk›soydular. MHP'nin yay›n organ› KurultayGazetesi'nin yazarlar›ndan Aslan Bulut,verdikleri hizmetin karfl›l›¤›n› alamad›klar›n›söylerken tam da bu gerçe¤in alt›n› çiziyor,oligarfliye ‘size hizmet ettik, bize yeterlirant› vermediniz’ diye dert yan›yordu.

Tam da dizimizde anlatt›¤›m›z flekilde,kendi misyonlar›n›; “Komünizmle mücadeleedilecek, ülkücüler cepheye... Terör konu-sunda kamuoyu oluflturulacak, ülkücülercepheye... Çat›flman›n sürdü¤ü bölgelereasker, uzman çavufl sevkedilecek, seçilmiflülkücüler göreve... Özel timler kurulacak,ülkücüler çat›flmaya... Kimse aksini iddiaetmesin, ben flahsen flahidim. K›br›s konu-sunda kamuoyu oluflturulacak, ülkücülers›n›ra...” sözleriyle anlatan Bulut, flöyle de-vam ediyor: ““FFaakkaatt nneerreeddee bbiirr yyaa¤¤ll›› eekkmmeekkvvaarrssaa,, üüllkküüccüülleerr dd››flflllaann››yyoorr...... BBuu kkaaddaarr›› ddaaffaazzllaa aammaa”” (27 Eylül 1999 Kurultay)

Öyle “vatansever”ler ki, “vatan” ad›na yap-t›klar› tüm bu hizmetlerinin karfl›l›¤›nda ifl-birlikçi oligarfliden “ya¤l› ekmekten” payistemeyi hak görüyorlar. Büyük oranda al-d›lar da paylar›n›. ‹ktidar koltu¤una ortakedildiler. O koltukta bir yandan emperya-listlerin istedi¤i yasalar›n alt›na imzalaratarken, kasalar›n› da doldurdular, dep-remzedelerin paralar›n› “iç” edecek kadar“ya¤l› ekmek” pefline düfltüler.

Page 25: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

r›n saf›n› terk edecekti. Bu kez “yasev ya terk et” dayatmas› ile karfl›karfl›ya olan MHP’ydi. Ve elbettetarihi misyonuna uygun olarak ser-maye ve emperyalizm cephesiniterk etmedi, sisteme sanc›l› da olsa,kendi içinde bölünmeler yaflasa da,uyum sa¤lad›. Bu süreçte MHP’yedüflen görev, yabanc› sermayeninkutsanmas›, önündeki engellerinkald›r›lmas›n› sa¤layan politikalar›n“milliyetçilik” söylemi ile kitlelernezdinde meflrulaflt›r›lmas› oldu.Örne¤in AB üyeli¤i, ne idü¤ü belir-siz, alt› bofl bir “onurlu üyelik” söy-lemi ile desteklenirken, MHP sa¤la-d›¤› bu uyumun karfl›l›¤›nda çok ge-nifl bir kesimden destek buldu.

Küreselleflme süreci politikalar›giderek sa¤›, solu ile milliyetçileriayn› zeminde bulufltururken, iktidarkoltu¤unda MHP’nin izledi¤i politi-kay›, MHP yöneticilerinden Meh-met fiand›r flöyle aç›kl›yordu:“Duygular›m›za kap›lmadan, ide-olojik saplant›lara meseleyi feda et-meden, ak›ll›ca, objektif ve ilmi ola-rak yap›lmas› gerekeni yapmak so-rumlulu¤undayd›k. Bizi incitse de,ac›tsa da yap›lmas› gerekeni yap-mak...” (Ortado¤u, 18 fiubat 2002)

Faflist milliyetçili¤in hamasetisürdüremedi¤i noktada içine düfltü-¤ü pespayeli¤i gösteren ilginç söz-ler! Piyasa kurallar›n›n emretti¤i gi-bi; ideolojilerin, politikalar›n bir ya-na b›rak›ld›¤›n›n, her fleyin piyasa-lar›n ç›karlar›na göre flekillendiril-di¤inin itiraflar›. Nitekim, fiand›rayn› röportajda sermaye çevreleri-nin, ordunun, Avrupa ve Ameri-ka’n›n takdirini almaya, güven ver-meye ne denli önem verdiklerini,MHP’nin kendini bu kesimlere is-pat etti¤ini söylüyordu. IMF’nin ki-mi talimatlar›na karfl› ç›kan EnisÖksüz gibilerini tasfiye edecek den-li, küreselleflme sürecinin kendin-den istedi¤i kal›ba girmeye teflneolan MHP, öte yandan tonlarca yol-suzluk belgesine karfl›n Koray Ay-d›n gibilerini koruyarak bu çizgisin-de sebatla yoluna devam etti.

Küreselleflmeye uyum MHP’yesistem içinde meflrulaflma kanal›

açarken, kendi içinde kimliksizlefl-me sorununu da beraberinde getir-memesi kaç›n›lmazd›. Varoluflun-dan itibaren hep “tehditler”, sunniolarak yarat›lm›fl korkular üzerin-den politika yapan bir siyasal güçiçin, öteki sermaye partileri ile ayn›-laflt›¤›n›n kitlelerin gözünde deflifreolmas›, bir anlamda erimesi demek-ti. MHP yönetiminin imdad›na; 11Eylül sald›r›lar› sonras› geliflen sü-reçte, Amerikan emperyalizminintüm dünyada yayd›¤› “terör” dema-gojisi yetiflti. Hak ve özgürlüklere,demokrasiye düflmanl›k bu temeldeyükseltildi. Oligarfli içindeki iktidarçat›flmas›nda saf›n› “AB karfl›t›”cephede, Amerikan emperyalizmi-nin “teröre karfl› savafl” konseptinedayanarak statükosunu korumayaçal›flan kesimlerin yan›nda belirle-di. MGK Siyaset Belgesi kimi, top-lumun hangi kesimini “tehdit” ola-rak de¤erlendiriyor ve politikas›n›buna uygun yo¤unlaflt›r›yorsa,MHP de an›nda buna uyum sa¤laya-rak o politikalar›n kitlelere tafl›y›c›-s› oldu ve olmaya devam ediyor.

Milliyetçilik AAyn› Güzergâhta YYürüyor

Türk milliyetçili¤in tarihiniözetle ele ald›¤›m›z dizimizi bitirir-ken, birkaç temel noktan›n alt›n›,bugünkü yükselen milliyetçili¤i an-lamland›rma aç›s›ndan çizelim.

BBiirriinncciissii;; Türk milliyetçili¤inintarihinde, Kurtulufl Savafl› d›fl›ndahalk için olumlu hiçbir fley yoktur.

‹‹kkiinncciissii;; gösterilmek istendi¤i-nin aksine, gerek resmi milliyetçi-lik, gerekse de faflist ›rkç› milliyet-çilik emperyalizme karfl› de¤ildir.Emperyalizmle iflbirli¤i içinde veyönünü, emperyalistlerin ihtiyaçlar›do¤rultusunda belirlemektedir.

ÜÜççüünnccüüssüü;; halk›n mücadelesi-nin bast›r›lmas›nda, kitlelerin düze-ne öfkesinin yanl›fl yöne kanalizeedilmesinde oligarfli taraf›ndan kul-lan›lan en etkili araç durumundad›r.

DDöörrddüünnccüüssüü;; faflist hareketintemsil etti¤i milliyetçilik ile, resmimilliyetçilik aras›nda kimi farklar

bulunmakla birlikte, tarihin ço¤udöneminde bu farklar da s›f›rlan-m›flt›. Halka karfl› konumlan›fllar›n-da ise her zaman yan yana oldular.

Bugün de gerek MHP, BBP vb.geleneksel faflist partiler eksenindeyükselen milliyetçilik, gerekse CHPtaraf›ndan pompalanan milliyetçilikya da AKP’nin körükledi¤i milliyet-çilik aras›nda özde hiçbir fark yok-tur, ayn› kaynaktan beslenmekte,ayn› amaca hizmet etmektedir.

Kendilerini ‘ulusalc›’ olarak ni-telendiren, “Kemalizmi’ kendilerinebayrak yapan oluflumlar›n ise,1923’ün Kemalizmi ile uzaktan ya-k›ndan hiçbir ilgileri bulunmad›¤›gibi, as›l olarak oligarflik devletinihtiyaçlar› do¤rultusunda kontrge-rilla örgütlenmelerinin ideolojik altyap›s›n› oluflturmaktad›rlar.

Ne böyle bir ulusalc›l›¤›n ne demilliyetçili¤in; gerçek anlamda ba-¤›ms›z Türkiye’yi savunma anla-m›nda vatanseverlikle hiçbir alakas›yoktur. Her koflulda halk›n hak veözgürlükler mücadelesinin karfl›s›n-da, kurulu sömürü düzeninin koru-may› ‘birinci vazifesi’ olarak adde-den bir milliyetçiliktir bu. Ve bumilliyetçilik kendini varedebilmekiçin mutlaka bir “düflman” yaratma-ya devam edecektir. Bu “düflman”,devrimciler olur, Kürtler olur, Gay-rimüslim az›nl›klar, yeri geldi¤indealeviler olur, günü gelir hak ve öz-gürlüklerini isteyen herkes “düfl-man” ilan edilir. Düflman görmedik-leri sadece emperyalistlerdir, iflbir-likçi tekelci burjuvalard›r.

25

25 Mart 2007 / 97

Halka karfl› savafl›n kontrgerilla örgü-tü J‹TEM’in kurucusu, Susurluk politi-kalar›n› uygulayanlar aras›nda baflta

gelen, emekli general Veli Küçük,kontrgerilla faaliyetlerini ‘ulusalc›l›k’görünümü alt›nda, mafyac› Sedat Pe-ker gibileriyle kolkola sürdürüyor ve

s›k s›k Turanc›l›k’tan sözediyor.

Page 26: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

“Çanakkale Deniz Zaferi’nin 92.Y›ldönümü”, önceki y›llardan farkl›oldu. Birincisi; tüm gazetelerin üze-rinde hemfikir oldu¤u gibi, ““bbuuggüü--nnee kkaaddaarr ggöörrüüllmmeemmiiflfl bir görkem-le” kutland› Çanakkale Deniz Zafe-ri. ‹kincisi, burjuva politikac›lar, ge-neraller, köfle yazarlar›, bbuuggüünnee kkaa--ddaarr yyaapp››llmmaamm››flfl tarif ve tasvirleryapt›lar Çanakkale Savafl›’na iliflkin.

Sanki 90 y›l sonra keflfedilmifltiÇanakkale Savafl›. Sanki, bu sava-fl›n ne kadar önemli oldu¤u yeni far-kediliyordu. Do¤al olarak ak›llardasoru iflaretleri b›rakan bir keflif bu.

TTaarriihh ‘‘yyeenniiddeenn’’ yyaazz››ll››yyoorr aaddee--ttaa.. AAmmaa aatt››pp ttuuttaarraakk!! TTaarriihhii ggeerr--ççeekklleerrii ççaarrpp››ttaarraakk!!

Mesela biri diyor ki; ““ÇÇaannaakkkkaa--llee CCuummhhuurriiyyeett''iinn ÖÖnnssöözzüüddüürr""((Genelkurmay Baflkan› Yaflar Büyü-kan›t): Mesela Cumhurbaflkan› SezerÇanakkale Savafl›’n› "" TTeekkiill DDeevvlleettiiSSaavvuunnmmaa"" olarak adland›r›yor (herne demekse?). Baykal “laikliksavunmas›”ndan bahsediyor.

Bir yazar, "Çanakkale: Yenidenvarolman›n ana rahmi!” derken, birbaflkas›, diyor ki, ““ÇÇaannaakkkkaallee BBiirrÖÖnn KKuurrttuulluuflfl SSaavvaaflfl››''dd››rr!!”” Üstelikbu sonuncusunu yazan›n ad›n›n ba-fl›nda da “Prof. Dr.” s›fat› var. Bucehaletle nas›l “Prof” olmuflsa?!

H›z›n› alamayan baz›lar› ise“Çanakkale olmasayd›... Rusya’da1917 Devrimi de olmayacakt›."(Necati Do¤ru, 18 Mart Vatan) di-yordu. Milli Gazete’den Ekrem K›-z›ltafl da Do¤ru’ya benzer bir analizyap›p “Çanakkale Zaferi olmasay-d›, belki de Kurtulufl Savafl›’ndanbahsetme flans›m›z bile olmayabilir-di” diye yazd›.

San›r›z bu kadar al›nt› yeter.Ama gerçekten kuflku verici bir ke-flif bu. Bu kadar devlet yöneticisi,gazetecisi, yazar›, siz 90 küsur y›l

Çanakkale Savafl›’n›n tafl›d›¤› bü-yük önem ve anlam› bir türlü anla-yamay›n, tarif edemeyin, sonra bir-den vahiy gelsin ve Çanakkale’yiyeniden keflfedin!

Çanakkale Savafl›’n›n “KurtuluflSavafl›’n›n bir parças› san›lmas›”,geçmifli ony›llara ve ony›llard›r oku-tulan tarih kitaplar›na dayanan biryan›lsamayd›. Oligarflinin e¤itimsisteminden geçenlerin çok büyükbölümünün bu yanl›fl bilgiye sahipolmas› bir anlamda “do¤al” karfl›la-n›rd›. Ama yukar›daki tarifler, art›kbu yanl›fl› kat bekat aflm›flt›r.

Hamaset vve ccehalet koyun kkoyunaHemen baflta belirtmeliyiz ki,

yukar›daki tasvir ve tan›mlar›n ta-rihsel gerçeklikle bir ilgisi yoktur.Tarihi aç›dan bu tan›mlar apaç›k uy-durmad›r. Çanakkale’yi böyle yo-rumlamak, siyasi bir yorum de¤il,sadece tarihi çarp›tmak olur.

Hamaset ve cehalet o kadar bir-birinin içine girmifl ki, baz› demeç-ler hamasetten mi, cehaletten miay›rdetmek zor. Herkes demeç üstü-ne demeç patlat›yor, ama en basitsorular, en yal›n gerçekler yok de-meçlerde.

““ÇÇaannaakkkkaa''ddee nneeddeenn vvee kkiimmiiççiinn ssaavvaaflfl››lldd››??”” Ç›plak soru bu.Çanakkale Savafl› kendi bafl›na birsavafl m›yd›, yoksa hemen tüm Av-rupa’ya yay›lm›fl durumdaki büyükbir savafl›n sadece bir parças› m›y-d›? Osmanl› ‹mparatorlu¤u bu sava-fla nas›l dahil oldu?..

Bunlara dair tek kelime yaz›lm›-yor, konuflulmuyor. Varsa yoksa ha-maset. Çanakkale’de vatan savun-mas› yap›lm›flm›fl.

Hay›r, gerçek bu de¤il.

1. Dünya Savafl› ad›yla bilinensavafl, eemmppeerryyaalliissttlleerr aarraass›› bbiirr ssaa--

vvaaflfltt››.. ‹flte bu yüzdendi ki, ne Ça-nakkale’yi geçmeye çal›flan emper-yalistler ne Çanakkale’den “itilafdevletlerini” geçirmemeye çal›flanAlman emperyalizmi deste¤indekiOsmanl› ordusu, ““vvaattaannllaarr››nn›› ssaa--vvuunnmmaakk iiççiinn”” savaflm›yorlard›. As-ker olarak siperlere sürdükleri genç-leri böyle kand›r›yor olmalar›, ger-çe¤i de¤ifltirmez.

fiunu da belirtmek gerekir ki,Çanakkale Savafl›, tarihsel olarakbir ““ssaavvuunnmmaa”” savafl› de¤ildir.Çünkü, Osmanl› ‹mparatorlu¤u,emperyalistlerin sald›r›s›na u¤ram›flda kendini savunmak durumundakalm›fl de¤ildir. Tersine, Osmanl›‹mparatorlu¤u, sald›rgan durumun-dad›r. O dönem adeta Alman emper-yalizminin uydusu durumuna gel-mifl durumdaki Osmanl› yönetimi,Alman emperyalizminin k›flk›rtma-s›yla, 1. Dünya Savafl›’n›n bir tara-f›n› oluflturan itilaf devletlerine sal-d›rarak, kendini savafl›n içine att›.

Evet, bir dergi yaz›s› kapsam›n-da Çanakkale Savafl›’n›n tarihini tü-müyle aktaramay›z, ama as›l önem-li olan, Çanakkale Savafl› üzerinebüyük yalan› gösteren bu temelnoktalard›r.

Çanakkale’yi “ön Kurtulufl Sa-vafl›” olarak gösterenler de büyükyalan›n bir parças›d›rlar.

Yukar›da belirtti¤imiz gibi, za-ten Osmanl› bu savafla, kendisinekarfl› bir sald›r› olmad›¤› halde, Al-man emperyalizminin ç›kar ve poli-tikalar› do¤rultusunda girdi. Pekisonra ne oldu. Sonra, Osmanl›, müt-tefiki olan Almanya’yla birlikte busavafl› kaybetti. YYeenniillddii.. Yenilgininsonucu olarak 30 Ekim 1918’deMondros Mütarekesi imzaland›.

Mondros’a göre de itilaf devlet-lerine (‹ngiltere, Fransa, Rusya,‹talya, Yunanistan...) OOssmmaannll›› ttoopp--rraakkllaarr››nn›› iiflflggaall hhaakkkk›› vveerriillddii..

26

25 Mart 2007 / 97

‹slamc›larla Laiklerin Çanakkale Savafl› Ve Oligarflinin Büyük Yalan›

Page 27: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

Kurtulufl Savafl›, iflte bu iflgallerekarfl› yürütülmedi mi?

Öyleyse, Çanakkale nas›l Kurtu-lufl Savafl›’n›n bir parças› gibi gös-terilir? Osmanl› Alman emperyaliz-minin yede¤inde 1. Dünya Savafl›’nagirerek, Anadolu’nun iflgalinin yo-lunu açm›flt›r. Yüzbinlerce askerinÇanakkale’deki kahramanl›¤› ayr›bir konudur ve savafl›n siyasi sonu-cunu de¤ifltirmemifltir. B›rak›n Kur-tulufl Savafl›’n›n bir parças› olmas›-n›, tarihsel olarak bak›ld›¤›nda,Kurtulufl Savafl› ve Çanakkale Sa-vafl› birbirinin anti-tezidirler. ÇÇaa--nnaakkkkaallee’’ddee eemmppeerryyaalliissttlleerr iiççiinndövüflülmüfltür; KKuurrttuulluuflfl SSaavvaa--flfl››’’nnddaa iissee eemmppeerryyaalliissttlleerree kkaarrflfl››..

Oligarfli, ggerçekleri, tarihi, hhep ççarp›tm›flt›rÇanakkale Valisi Orhan K›rl›, 18

Mart Stad›’ndaki yap›lan törendebak›n Çanakkale Savafllar›’n› nas›lanlat›yor:

“Çanakkale Savafllar›, bir mille-tin vatan›na ve meflru haklar›na yö-nelik en haks›z, en zalim bir sald›r›-n›n geri püskürtülmesi harekat›d›r.Bu savafl, flanl› bir vatan müdafaas›oldu¤u kadar ayn› zamanda ulusla-raras› bir haks›zl›¤a ve zulme karfl›bir isyan›n ad›d›r. ”

Tek bir kelimesi yok ki do¤ru...Bu konuflmalardan sonra da ayn› tö-rende Tayyip Erdo¤an kalk›p "Tari-hi bilmeyen gençlik tarih yazamaz"diye sesleniyor gençlere.

Peki sizin ö¤retti¤iniz bu çarp›kçurpuk tarihle nas›l bir tarih yazabi-lir gençlik?

Bir islamc› yazar, Çanakkale’de57 bin mi, 280 bin kifli mi öldü¤üüzerine rakamlar s›ralad›ktan sonraflöyle diyor: “Dünyan›n en büyüksavafllar›ndan birini küçültmeninkime ne faydas› olabilir? Yetiflengençlerimizin bu vatan›n neye ma-loldu¤unu idrak etmeleri kime nezarar verir?) Mehmed Niyazi, 20Mart 2007)

Güya, gerçekten yana. Evet, buvatan Anadolu halk›na pahal›ya ma-lolmufltur. Ama bu Osmanl› haneda-

n›n›n ve ‹ttihatç› iktidar›n Almanemperyalizmine uflakl›klar›n›n so-nucunda ortaya ç›kan bir faturad›r.E¤er gençlerimiz bir ders alacaksa,bu dersi almal›d›r. E¤er gerçekleriyazacaksan›z bunlar› yaz›n.

Ama bunlar yok hiçbirinde.

Çanakkale’yi istismar etmek ko-nusunda islamc›larla laik kesimleradeta bir savafl içindeler.

‹slamc›lar kendi bat›l inançlar›nayeni malzemeler bulmak için sony›llarda özel bir önem veriyorlarÇanakkale’ye. Savafl›n gerçekleriy-le, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun ge-ricili¤ini, Alman emperyalizmineuflakl›¤›n› gizleyip, savafla “iyi saat-te olsunlar”›, gökteki melekleri ka-r›flt›r›p menkibelerle ‘yeniden’ yaz›-yorlar tarihi.

Laikler de Çanakkale’yi islamc›-lara “kapt›rmamak” için, Osmanl›‹mparatorlu¤u’nun emperyalist ç›-karlar›n hizmetinde girdi¤i bir sava-fl› bile ““llaaiikkllii¤¤ee””,, ““tteekkiill ddeevvlleettii ssaa--vvuunnmmaayyaa”” ba¤layan bir saçmal›kiçindeler.

‹slamc›lar “uhrevi” zemine tafl›-y›p sahip ç›kt› diye laikçiler de“kapt›rmamak” için onu KurtuluflSavafl›’n›n bir parças›ym›fl gibi su-nuyor... Fakat, islamc›larla laikler,AKP hükümetiyle Genelkurmay,Çanakkale’nin yorumunda ayr›lsa-lar da, Çanakkale’den flovenizm ç›-karma konusunda tam bir fikir ve iflbirli¤i içindedirler.

Bu noktada ikisinin de amac› ay-n›d›r; milliyetçili¤i ne kadar k›flk›r-t›rlarsa, tarihe yaslan›p ne kadar“bat›” karfl›t› görünürlerse, bugünbo¤azlar›na kadar batm›fl bulunduk-lar› iflbirlikçili¤i o kadar kolay giz-leyebileceklerini hesaplamaktad›r-lar.

Bak›n, ‹stiklal Marfl›’n›n kabulediliflinin y›ldönümü “milli gün”ilan ediliyor, Genelkurmay ‹stan-bul’daki bir karakolda emperyalist-lere nas›l direnildi¤ini 80 y›l sonrahat›rlay›p anma düzenliyor, Çanak-kale yeniden keflfediliyor; Çünkü,bbuuggüünnkküü iiflflbbiirrlliikkççiillii¤¤ii gizleyecekbir siyasi atmosfer oluflturulmak is-teniyor ve böylesi günler, hiç kuflkuyok ki, böyle bir atmosfer için enuygun malzemeye oluflturuyorlar.

‹flin bir de ““ÇÇaannaakkkkaallee ttiiccaarree--ttii”” boyutu var... Savafl bölgesi “Tu-ristik” hale getirilmifl durumda za-ten... Son 5 y›lda yaklafl›k 150 (ya-z›yla yüzelli) Çanakkale kitab› ba-s›lm›fl... Kimisi Çanakkale Savafl›hat›ralar›, kimisi Çanakkale Savafl-lar› rehberi... Kimisi turistik, kimisitarihi iddial›... Ama hepsinin sat›fl›fena de¤il. Çünkü bu kitaplar›AKP’li bakanl›klar ve belediyelertoplu al›p da¤›t›yorlar..

K›sacas›, hamaset ve cehalet, ti-caret ve burjuva siyaset elele ver-mifl, halk›m›z› bu kez tarihle aldat›-yorlar, flehitleri istismar ediyor-lar, tarihin ve gerçeklerin ›rz›na ge-çiyorlar.

27

25 Mart 2007 / 97

Yüzbinlerce asker öldüÇanakkale Savafl›’nda. Ne u¤runa?Vatan u¤runa m›? Hay›r, Alman emperyalizmininç›karlar› u¤runa...O zaman padiflah ve itti-hatç›lar, Alman emperya-lizmine uflakl›klar›n›kan›tlamak için kulland›yüzbinlerce askeri. Bugün Tayyipler, Baykallar, Büyükan›tlar, hâlâ onlar›n kan› üzerin-den siyaset yapmaya, hâlâ onlar› istismar etmeye devam ediyorlar. Bir teki ç›k›p da, o gün Anadolu’nun yüzbinlerce genci emperyalist-lerin pis ç›karlar› u¤runa kurban edildi diye gerçe¤i hayk›ram›yor. Hayk›ramazlar, çünkü bugün kendileri de esasen aayynn›› flfleeyyii yap›yorlar.

Page 28: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

Sevgili Yürüyüfl okurlar›, Mer-haba. Sosyal flovenizm konusunadevam ediyoruz bu haftaki sohbeti-mizde. Önceki hafta, sorunun tümç›plakl›¤›yla ortaya ç›kt›¤› 1. Em-peryalist Paylafl›m Savafl› döneminiele alarak konunun teorik çerçevesi-ni özetle ortaya koymufltuk.

Birinci bölümde iflledi¤imiz da-ha çok sosyal flovenizmin “uluslara-ras› sorunlar” zemininde ortaya ç›-k›fl biçimiydi. Ama yine dedi¤imizgibi, sosyal flovenizm sadece ulusla-raras› de¤il, “ulusal” s›n›rlar içinde-ki sorunlarda da s›k s›k kendini gös-terir. Ülkemizin en uzun süreli gün-demlerinden KKüürrtt sorunu, KK››bbrr››sssorunu ve EErrmmeennii sorununda oldu-¤u gibi... Evet Mazlum arkadafl,K›br›s konusunda sosyal flovenizmnas›l ortaya ç›k›yor, buradan baflla-yal›m istersen.

MMaazzlluumm:: K›br›s konusu özel-likle 1960’lardan bafllayarak, oli-garflinin s›k s›k gündeme getirip flo-venizmi körükledi¤i bir konudur.Bu hava 1974’teki K›br›s müdaha-lesiyle birlikte doru¤a ç›kt›.

Ülkede ise, çok güçlü bir flove-nizm rüzgar› esiyordu. “Milli” birsavafla girilmiflti ve ad›na ““bbaarr››flflhhaarreekkaatt››”” ad› verilmiflti bu savafl›n.Böyle bir ortamda bu müdahaleyekarfl› ç›kmak, son derece zordu.Zaten, K›br›s müdahalesi oldu¤un-da sol, üç y›l önceki 12 Mart Cunta-s›’n›n ard›ndan henüz kendini topar-lama aflamas›ndayd›.

‹flte bu ortamda baflta TKP, TS‹Pgibi reformist sol hareketler olmaküzere, geleneksel sol, bu flovenist

kuflatmay› yaracak bir tav›r ortayakoyamay›p, olay›n bütünü aç›s›ndantali yanlar› öne ç›kard›lar.

Onlar neydi, k›saca hat›rlatay›m.Türkiye ordusunun K›br›s’a müda-halesinden bir süre önce Yunanis-tan’daki Albaylar cuntas›n›n bir ele-man› olan Sampson, K›br›s’takiMakarios yönetimine karfl› faflist birdarbe gerçeklefltirmifl; bu darbeylebirlikte K›br›s’taki Türk az›nl›¤ayönelik bask›lar da iyice artm›flt›.‹flte bu ortamda, iktidarda olan Ece-vit K›br›s iflgal harekat›n›, sanki fa-flist Sampson darbesine karfl› bir ha-reketmifl gibi pazarl›yordu... ‹flte bunoktada: “Olaylar›n görülür yanla-r›na tak›l›p kalan, anl›k gerçe¤e bo-yun e¤en geleneksel sol, Türk Ordu-sunun faflist Sampson hareketine‘karfl›’ oluflundan hareketle, bol bolMarksizm-Leninizm edebiyat› yap-malar›na karfl›n, K›br›s ‘Bar›fl’ Ha-rekat› deneyinde, ‹kinci Enternasyo-nal oportünistlerinin takipçileri ol-duklar›n› bir kez daha gösterdiler.”

Evet, Hakl›y›z Kazanaca¤›z’danaktard›¤›m›z bu de¤erlendirmede degörülece¤i gibi, sosyal flovenizmsözkonusu oldu¤unda kaç›n›lmazolarak s›k s›k ‹kinci Enternasyo-nal’e at›f yap›lacakt›r.

fiovenist kuflatmaya teslim olansol kesimler, do¤al olarak sa¤l›kl›de¤erlendirme yetene¤ini de kaybe-diyor ve burjuvazinin “Yunanis-tan’a demokrasiyi biz getirdik, fa-flist SAMPSON’u devirdik” türün-den demagojik propagandalar› soldada etkili oluyordu.

THKP-C, 12 Mart dönemindeörgütsel olarak da¤›lm›flt›. Dolay›-s›yla K›br›s’›n iflgali karfl›s›nda güç-lü bir mücadele gelifltirilmesi zordu.Fakat buna ra¤men, Cephe çizgisinibenimseyenler, o koflullarda içindeörgütlü olduklar› merkezi dernekle-ri olan ‹YÖKD arac›l›¤›yla da olsa,

do¤ru tavr› ortaya koydular.‹YÖKD, iflgale karfl› ç›karak, bununhakl› bir savafl olmad›¤›n›, K›br›s’tagerçek çözümün ba¤›ms›z ve de-mokratik bir K›br›s’la sa¤lanabile-ce¤ini savundu. Devrimci hareketsonraki y›llarda da bu düflüncesinde›srar etti. O günden bu yana geçensüreç, ‹YÖKD’nin devrimci bir ta-v›r ortaya koydu¤unu yeterince ka-n›tlad›.

KKeemmaall:: Burada flöyle de ilginçbir nokta var tabii. Esas›nda TKP gi-bi yap›lar, çok fazla merkezi darbealmam›fllard› 12 Mart döneminde.Yönetici kadrolar› görevlerinin ba-fl›ndayd›. Ama iflte o “tecrübeli eski-ler”, flovenizmin etkisinde sosyalflovenizme savrulurken, genç Cep-heliler do¤ruyu savunuyordu. Far-k›n nedeni, elbette ki s›n›flar müca-delesinin devrim iddias›yla, kararl›-l›¤›yla ele al›n›p al›nmamas›yd›. S›-n›flar mücadelesinde Marksist-Le-ninist bir perspektifi HER KOfiUL-DA savunacak ve sürdürecek cesa-rete, dirayete sahip olmayanlar, fluveya bu rüzgar›n, bask›lanman›n et-kisi alt›nda kal›rlar do¤al olarak. Okoflullarda solun bu kesimlerininK›br›s konusundaki bu sosyal floventav›rlar›n›n alt›nda yatan iki neden,bir yan›yla burjuvaziyle karfl› karfl›-ya gelmemek, bir yan›yla, t›rnakiçinde söylüyorum “halkla ters düfl-memek”tir.

ÖÖzzlleemm:: ‹lginç gerçekten, yine2. Enternasyonal’a dönmek olacakama, Kautsky ile Lenin’in tart›flma-s›nda da var bu.

““HHaallkk››nn uulluussaall dduuyygguullaarr››,, tteepp--kkiilleerrii......”” söylemi sosyal flovenistle-rin tutumlar›n› savunmak için s›kbaflvurduklar› gerekçelerden biri ol-mufl. Mesela Kautsky, sosyal flove-nizmini savunmak için flu gerekçeyebaflvurmufl: “Halk, bir düflman isti-

28

25 Mart 2007 / 97

hayat›niçindeki tteeoorrii

Sosyal fiovenizm -2

Revizyomizmin kirli sosyalfloven gömle¤ini Marksist-Leninistler y›rt›p atm›flt›r!

Page 29: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

las›ndan korktu¤u kadar hiçbir fley-den korkmaz... E¤er bir ülkenin in-sanlar› savafla kendi hükümetlerininde¤il, ama kkoommflfluu ddeevvlleettiinn kkaarraannll››kkttaassaarr››mmllaarr››nn››nn neden oldu¤unu gö-rürlerse... o zaman s›n›rlar› düflma-na karfl› savunma arzusu tüm halkayay›l›r... Öfkeye kap›lan y›¤›nlar, or-dular›n s›n›rlara gönderilmesini en-gellemeye çal›flanlar› öldürebilir."

Lenin, bu gerekçeyi “bu, bütünsosyal-flovenistlerin temel düflünce-sinin sözde Marksist savunusu” ola-rak niteliyor.

Tüm burjuva hükümetlerin sava-fla “komflu devletin karanl›k tasa-r›mlar›n›n neden oldu¤unu” ilerisürece¤i aç›kt›r. Bu gerekçelerle y›-¤›nlar› aldatmas› da ihtimal dahilin-dedir. Burada temel soru, “böyle biraldatmay› desteklemenin -[dolay›-s›yla] savafl ödeneklerinden yana oyvermenin, konuflman›n, yaz› yazma-n›n, vb.- enternasyonalizm ve sosya-lizmle ba¤dafl›p ba¤daflmad›¤›” so-rusudur!

Kautsky ne yap›yor, bu sorununyerine baflka bir soruyu koyuyor;“aldat›lan halk ço¤unlu¤unun arzu-suna karfl› ç›kmak makul bir davra-n›fl m›?” diyor. Yani baflka deyiflleburjuvazinin aldatmas›na ve aldat›l-m›fl y›¤›nlar›n duygular›na teslimolmay› öneriyor. Bunun bir baflkaad› da “kitle kuyrukçulu¤u” ama el-bette bu politika, kitle kuyrukçulu-¤uyla s›n›rl› kalmay›p “kitlenin ar-zusuna karfl› ç›kmama” ad›na burju-vazinin ç›karlar›n› savunmaya dö-nüflüyor.

Lenin bunun karfl›l›¤›nda flunudiyor: “Aldat›lan küçük-burjuva, bugörüflün tersine inand›r›lmal›, al-datmaca, onlara aç›kça gösterilme-lidir: Bazan onlarla birlikte savaflalan›na gitmek ve savafl deneyimiy-le ay›lmalar›na kadar beklemek ge-rekli olabilir. Ama burada tart›flmakonusu olan fley bu de¤ildir; buradatart›fl›lan fley, burjuvazinin ‘halk›’aldatmas›na sosyalistlerin kat›lma-s›na göz yumulabilip yumulamaya-ca¤›d›r. ”

O zaman da bugün de küçük-bur-juva kesimler olsun, halk›n farkl› ke-

simleri olsun, burjuvazinin suçu öte-ki devletlere atan yalanlar›na inana-bilir; bu yalan›n yaratt›¤› milliyetçitepki ve duygular içine sürüklenebi-lirler. Nitekim de böyle oluyor. Fa-kat bu noktada da devrimcilerin gö-revi de¤iflmez; yap›lmas› gereken budalgaya teslim olmak de¤il, bbuu aall--ddaattmmaaccaayyllaa ssaavvaaflflmmaakktt››rr!

Gerekirse o “dalga”n›n karfl›s›nadikilerek halka do¤rular› söylemeli-yiz. Yani demeliyiz ki, K›br›s’› iflgaletmek, vatan topraklar›n› savunmakde¤ildir. Demeliyiz ki, Kerkük’emüdahale 盤l›klar› atmak “ata top-raklar›n› savunmak” olarak yuttu-rulamaz. Demeliyiz ki, baflka halk-lar›, devletleri “bo¤azlaman›n” ad›vatan savunmas› olamaz.

MMaazzlluumm:: “Hepimiz Ermeni-yiz” slogan›na “soldan” karfl› ç›kan-lar›n durumu da biraz önce Öz-lem’in anlatt›¤›na benzerdir. Mese-la, TKP, “Hepimiz Ermeniyiz” slo-gan›na karfl› ç›kman›n gerekçesini“ak›ll› olmak laz›m” diye savunu-yor. Oysa bu gerekçe, tam da yuka-r›da anlat›lana benzer ayn› ruh halive ayn› sosyal floven savrulmay› ifa-de etmektedir. Kitlelerle, hakim e¤i-limle, mevcut konjonktürle ters düfl-meme ad›na asl›nda burjuvazininçizdi¤i s›n›rlar içinde bir politikagelifltirilmektedir.

KKeemmaall:: Bu tür savrulman›n ül-kemizdeki en uç örneklerinden biribilindi¤i üzere Ayd›nl›kç›lard›r.

Sosyal-emperyalizm teorisinintüm savunucular›, potansiyel olarakböyle bir savrulman›n zeminine sa-hiptiler, ama bu savrulmay› en uçnoktada yaflayan Ayd›nl›kç›lar oldu,öyle bir savruldular ki, solu¤u karfl›-devrimci saflarda ald›lar. Ayd›nl›k-ç›lar’›n savruluflu, esas olarak1970’li y›llar›n ikinci yar›s›nda ta-mamland›. Bugün Ayd›nl›kç›lar’›nlideri Perinçek’i Ermeni Soyk›r›-m›’n›n avukatl›¤›n› yaparken görü-yoruz. Ayd›nl›k’›n sürecini de birazaçal›m istersen Mazlum.

MMaazzlluumm:: Peki. Ayd›nl›k çizgi-sindeki savrulman›n önemli s›çrama

noktalar›ndan biri ““uulluussaall bbiirr bbuurr--jjuuvvaazzii”” aray›fl›d›r. Burjuvazinin ç›-karlar›n› savunurken bunu “ulu-sal”l›k k›l›f›na sarabilmek için böy-le bir burjuva kesim bulmak flartt›tabii.

Ayd›nl›k, sonunda böyle bir bur-juvazi “buldu”! Böyle bir burjuvaziyoktu ama Ayd›nl›k tekelci burjuva-zinin en iri kesimleriyle çeliflkileriolan baz› kesimleri böyle nitelendi-rerek iflin içinden ç›kt›. Ayd›nl›k’›nsavruluflundaki ikinci önemli basa-mak ““ssoossyyaall eemmppeerryyaalliizzmm”” tespi-tiydi. Ayd›nl›k’a göre Sovyetler“sosyal emperyalist”ti ve sosyal em-peryalistler, Amerikan, Avrupa em-peryalistlerinden daha tehlikeliydi.

Bu “tespit”ler çerçevesinde neleryapt›, neleri savundu Ayd›nl›k? Bu-nun cevab›n› Perinçek’in 12 Eylülmahkemelerinde yapt›¤› savunma-lardan aktaral›m:

"(...) Partimiz Sovyet sosyal em-peryalizmine karfl› TTüürrkkiiyyee ddeevvlleettiivvee oorrdduussuunnuu savunuyor.

"MMiillllii ggüüvveennlliikk ddeerrsslleerriinniinn yeni-den düzenlenmesini destekleyen bi-ricik parti T‹KP'dir. (...) Partimizorduyu parçalamak bir yana, ordu-yu düflman ilan edenlerin adresleri-ni göstermifltir.

"T‹KP oorrdduuyyuu ggüüççlleennddiirrmmeeyyiimerkezi görev olarak benimsemifltir.

"Partimiz ''ÖÖzzeell HHaarrbbii'' d›fl tehdi-de karfl› son derece gerekli gördü-¤ünü defalarca belirtmifltir."

12 Eylül Cuntas› taraf›ndan tu-tuklanan Ayd›nl›kç›lar, kendileriniiflte bunlarla savunup aklanmaya ça-l›fl›yorlard›. Gerçekten de faflistdevlet için neler yapmam›fllard› ki ogüne kadar. Yay›n organlar›nda dev-

29

25 Mart 2007 / 97

›n›flar mmücadelesinde MMarksist-Leninist bbir pperspektifi HHER KKOfiULDA ssavu-nacak ccesarete, ddirayete ssahip oolmayanlar,flu vveya bbu rrüzgar›n, bbask›lanman›n eetkisialt›nda kkal›rlar ddo¤al oolarak. OO kkoflullardasolun bbu kkesimlerinin KK›br›s kkonusundakibu ssosyal flfloven ttav›rlar›n›n aalt›nda yyataniki nneden, bbir yyan›yla bburjuvaziyle kkarfl›karfl›ya ggelmemek, bbir yyan›yla, tt›rnak iiçindesöylüyorum ““hhaallkkllaa tteerrss ddüüflflmmeemmeekk””t i r.

S

Page 30: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

rimcileri isim isim, adres adres ya-y›nlad›lar.""4499 ssaahhttee ssooll"" bafll›¤› ileyaz› dizileri haz›rlay›p devrimci ör-gütler hakk›nda bulabildi¤i tüm bil-gileri; yönetici, kadro, sempatizantüm detaylar›yla yaz›p, s›k›yönetimkomutanlar›ndan “gerekenlerin ya-p›lmas›n›” istedi.

Hepsine teker teker tekrar bak›l-d›¤›nda, bunlar›n sosyal flovenizminçok karakteristik davran›fllar› oldu-¤unu görür. Bunlar› savunurkenyapt›klar› teori de öyledir.

Ayd›nl›kç›lar’a göre tüm sol ör-gütler, ya Rusya'n›n ya da Ameri-ka'n›n denetimi alt›nda hareket edi-yorlard› ve onlar›n talimatlar›yla ey-lem yapan “provokatörler”di. Türki-ye faflist devleti, özellikle de budevletin ordusu ise, ABD'ye ve Rus-ya'ya karfl› “millici” konumdayd›.Ünlü “üç dünya teorisi” çerçevesin-de, oligarfliye ak›l hocal›¤› yap›yor,mmiillllii kkooaalliissyyoonn öneriyor, ordununher an Türkiye'ye sald›racak olanRusya'ya karfl› teyakkuzda olmas›n›-hatta ordunun SSSCB s›n›r›na kay-d›r›lmas›n›- istiyorlard›.

Ayd›nl›k çizgisi, daha ‘80 öncesikarfl›-devrim saflar›na iltihak etmifl-tir. Bu anlamda bugün Ermeni, K›b-r›s veya Kürt sorunlar›ndaki tavr›n›“sosyal flovenizm” olarak adland›r-m›yoruz, zaten oligarflinin bu konu-lardaki tezleriyle Ayd›nl›k’›n savun-duklar› bire bir örtüflmektedir. AmaAyd›nl›k’›n halen “sol” olma iddi-as›n› terketmemifl olmas› nedeniyle,politikalar›nda, o politikalar›n› ge-rekçelendiren teorilerinde sosyal flo-venizmin özelliklerini görmekmümkündür.

KKeemmaall:: Sosyal flovenizmin “enyeni” ve karikatürize bir örne¤i ola-rak siyasi arenaya ç›kan HKP’ninsöylem ve politikalar› da çok benzi-yor bunlara de¤il mi? Onlar da tümsolu, “Sevrci emperyalizm cephesi”ilan ediyor. Ayd›nl›k’›n “Sahte sol”deyimini, “Sevrci sahte sol” olaraktekrar ediyor. Aynen Perinçek gibi,Ermeni meselesinde rakamlarla oy-nayarak soyk›r›m›n avukatl›¤›na so-yunuyor...

ÖÖzzlleemm:: Ayd›nl›k’a iliflkin flunuda belirtelim son olarak. Ayd›nl›kçizgisi, oligarflinin ve milliyetçili¤inetkisindeki kitlelerin e¤ilimlerinegöre politika belirlemifl olsa da hiç-bir zaman güçlenmedi, o kitlelerindeste¤ini göremedi. Üstelik de dü-zenin belli kesimlerinin tüm hima-yesine ra¤men...

Sosyal flovenistler, hemen her ül-kede, oynad›klar› rolün karfl›l›¤›olarak burjuvaziden himaye ve des-tek görmüfllerdir. “Avrupa'da... dev-rimci proletaryay› zay›flatmak veyozlaflt›rmak için çabalayan tümburjuvazinin oportünizmi binbir bi-çimde desteklemedi¤i herhangi birülke yoktur.” Ama elbette bu hima-ye ve destek genellikle örtülü ve do-layl›d›r. Çünkü tersi bir durumdasosyal flovenistlerin Marksistlikleri-ne, iflçi s›n›f›n›n temsilcisi olma id-dialar›na halel gelecektir.

Yukar›da da dedi¤im gibi, budestek hiçbir sosyal flovenist gücehay›r getirmemifltir. Sosyal floveniz-min kkiittllee kkuuyyrruukkççuulluu¤¤uu,, ““aakk››llll›› ooll--mmaakk”” tteeoorriilleerrii,, pprraaggmmaattiizzmmii geçicigüçler sa¤lasa da uzun vadede hiç-bir siyasi hareketi güçlendirmemiflve iktidar alternatifi yapmam›flt›r.Zaten bu karakterdeki hareketler, engüçlü olduklar› dönemlerde bile, yi-ne birilerinin kuyru¤una tak›lacak-lar, yine burjuvazinin ç›karlar›n› sa-vunacaklard›r.

MMaazzlluumm:: S›n›flar mücadele-sinde do¤rular› savunmak zor tabii.Üstelik “ulusal” nitelikle sorunlardabu zorluk daha da artar ve do¤ruyusavunacak olanlar› kuflat›lma, hattatecrit olma tehlikeleriyle de yüzyüze

b›rakabilir. Fakat er geç güçlenecekve hakim olacak olan yine de bu po-litikad›r. Bunun güveniyle hareketetmek gerekir. De¤ilse, sosyal flove-nizme savrulmak iflten bile de¤ildir.

Bir sosyalist, e¤er sözkonusuolan emperyalist bir savaflsa, sözko-nusu olan gerici bir savaflsa, ““kkeenn--ddii”” hhüükküümmeettiinniinn yyeenniillggiissiinnii isteye-bilmelidir. Lenin flöyle diyor bu nok-tada: “Bugünkü savaflta kendi hükü-metlerinin zaferi ile ‘ne zafer, ne ye-nilgi’ sloganlar›ndan herhangi biri-ni savunmak sosyal flovenizmin ba-k›fl aç›s›d›r. Devrimci s›n›f, gerici birsavaflta kendi hükümetinin yenilgisi-ni istemek ve askeri yenilgilerinonun y›k›lmas›n› kolaylaflt›raca¤›n›görmek zorundad›r. ... Savaflan bü-tün ülkelerin sosyalistlerinin ‘kendi’hükümetlerinin yenilmesini isteme-leri ve bunu ifade etmeleri gerekti¤i-ne dair düflünce... emperyalist sava-fl›n iç savafla dönüfltürülmesi do¤-rultusundaki faaliyetlerimizle örtü-flen tek ifade, kesinlikle budur. ”(Sosyalizm ve Savafl, syf. 28)

Diyelim, oligarfli Kore’ye veyaIrak’a asker gönderiyor. Evet, biztam bu noktada oligarflinin ordusu-nun orada yenilmesini isteyebilme-liyiz. Çünkü tersi, nas›l gerekçelen-dirilirse gerekçelendirilsin, oligarfli-nin zaferini istemek, haks›z bir sa-vaflta, sömürücü bir kesimin zaferi-ni istemektir ve bu da tart›flmas›z bi-çimde sosyal flovenizmdir. Ki, “fio-venizmin özü tam da budur; ‘kendi’anayurdunu savunmak ad›na baflkahalklar›n anayurtlar›n› tutsaklaflt›r-may› amaçlamak.” (Sosyalizm veSavafl, syf. 76)

KKeemmaall:: Hiç kuflkusuz, ülke-mizde sosyal flovenizmin kendini enyayg›n ve en çeflitli biçimde göster-di¤i konu Kürt sorunudur.

1920’lerde, 30’larda Kürt isyan-lar›na karfl› Kemalist iktidar inkarve katliam politikas› izlerken,TKP’nin nas›l bir sosyal flovenizmiçinde oldu¤unu birinci bölümdeözet olarak anlatm›flt›k. Hakl›y›zKazanaca¤›z’dan bir bölümle hat›r-latacak olursak;

30

25 Mart 2007 / 97

oossyyaall flfloovveenniizzmmiinn kkiittllee kkuuyyrruukkççuu--lluu¤¤uu,, ““aakk››llll›› oollmmaakk”” tteeoorriilleerrii,, pprraaggmmaattiizz--mmii ggeeççiiccii ggüüççlleerr ssaa¤¤llaassaa ddaa uuzzuunn vvaaddeeddeehhiiççbbiirr ssiiyyaassii hhaarreekkeettii ggüüççlleennddiirrmmeemmiiflfl vveeiikkttiiddaarr aalltteerrnnaattiiffii yyaappmmaamm››flfltt››rr.. ZZaatteenn bbuukkaarraakktteerrddeekkii hhaarreekkeettlleerr,, eenn ggüüççllüü oolldduukk--llaarr›› ddöönneemmlleerrddee bbiillee,, yyiinnee bbiirriilleerriinniinnkkuuyyrruu¤¤uunnaa ttaakk››llaaccaakkllaarr,, yyiinnee bbuurrjjuuvvaazzii--nniinn çç››kkaarrllaarr››nn›› ssaavvuunnaaccaakkllaarrdd››rr..

S

Page 31: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

31

25 Mart 2007 / 97

“Kemalistlerin Kürt ulusununvarl›¤›n› yads›yan, onlar› zor vebask›yla eritmeye tabi tutan politi-kalar› gerici, flovendir. Misak-› Mil-li ad›na bir ulusun yok edilmesidir.... Kemalistlerin anti-emperyalistolma yanlar›n› ileri sürüp... Kema-lizmi temize ç›karmaya çal›flmak,sosyalistlerin ifli olamaz. ... BununMarksist-Leninist literatürdeki ad›da sosyal-flovenizmdir.

Ülkemizde sosyal-flovenizminflampiyonlu¤unu yapan gelenekselsol [taraf›ndan] Kemalistlerin flo-ven, ›rkç› tav›rlar› ‘feodalizmi tasfi-ye ediyor’ gerekçesiyle desteklen-mifl, Komintern’de uyar›lmalar›nakarfl›n bu destek sürdürülmüfltür.”

Kürt sorunundaki bu sosyal flo-ven tav›r, solun çeflitli kesimleri ta-raf›ndan de¤iflik biçimlerde sürdü-rüldü. Bunlar›n herbirini ayr› ayr›ele alamayacak olsak da bafll›klarhalinde özetleyelim:

11-- Kürt sorununda sosyal flove-nizmin biçimlerinden biri ulusal so-runun ““MMiissaakk--›› MMiillllii”” s›n›rlar›içinde çözülece¤ini mutlaklaflt›r-makt›r. Ki, solun çok genifl bir kesi-mi 70’lere kadar bu anlay›fl› savun-mufltur. Sol hareketlerin üzerindekibu “kirli floven gömlek”, Mahirlerlebirlikte y›rt›l›p at›lm›flt›r.

Ulusal sorun konusundaki sosyalflovenizmin de tarihi çok eski. Lenin,Kautsky’nin ulusal sorundaki sosyalflovenizmini anlat›rken, flöyle diyor:“Kautsky, emperyalist burjuvazinintart›fl›lmas›na izin vermedi¤i tam daen önemli sorundan, yani uluslar›nezilmesi üzerinde yükselen ddeevvlleett ss››--nn››rrllaarr›› ssoorruunnuunnddaann kaç›n›yor; bur-juvaziyi hoflnut edebilmek için, enönemli fleyi programdan at›yor.”

Ülkemiz solunun önemli bir böl-lümü de bu anlay›fltayd›, ta ki 70’le-rin bafl›ndaki devrimci kopufla ka-dar. (Ama ne yaz›k ki bugün sosyalflovenizmin bu tezi, bizzat Kürt mil-liyetçileri içinde yaflam bulmufl du-rumda, “devlet s›n›rlar›n› tart›flma-ma” onlar›n bir politikas› haline gel-di. Bu da ayr› bir konu.) Lenin’indedi¤i gibi, “burjuva yasall›k çer-çevesi içinde kal›nd›¤›, devlet s›n›r-

lar› sorununda burjuvaziye ‘sessiz-ce’ bafl e¤ildi¤i sürece, burjuvaziher türlü ‘uluslar›n hak eflitli¤i’, hertürlü ‘ulusal özerklik’ sözü vermeyehaz›rd›r!” (Leninizm, Ulusal Sorunve Sömürgeler Sorunu, 90-92) Amabu da ulusal sorunun çözümü de¤il-dir. Asl›nda UKKTH, her flart alt›n-da savunulmad›¤› sürece, sosyal flo-venizmle aradaki s›n›rlar çok incedemektir.

22-- Sosyal flovenizmin bir biçimide UKKTH’n›n “sosyalist devrim”gerekçesiyle reddedilmesidir. .. Buanlay›fl, demokrasi mücadelesi vebunun emperyalist aflamadaki bi-çimleniflinden habersiz olman›n d›-flavurumudur. Ve sonuçlar› itibariy-le, uluslar›, emperyalist boyunduru-¤a mahkum eden sosyal-floven biryaklafl›m tarz›d›r.

33-- Sosyal-flovenizmin gizli savu-nusunun bir biçimi de “kültürelözerklik” savunuculu¤udur. Bu gö-rüfl, ulusun ezilme siyasetini daha“uygarca” savunmak ve ezilen ulu-sun iflçi ve köylülerini, kapitalist sö-mürüye mahkum etmek anlam›nageliyor. Çünkü burjuva egemenli¤ialt›nda “ulusal kültür” özü itibariyleburjuva kültürünü ifade eder. Bu dü-flüncenin sahibi sosyal-flovenler ger-çekte egemen ulus burjuvazisininayr›cal›klar›n›n devam›n› savun-maktad›rlar.

44-- Çokuluslu devlette ortak ör-gütlenmeyi savunmak, ezilen ulu-sun varl›¤›n› görmezden gelmeyigerektirmez. Bu tür bir anlay›fl, ikiulusun proletaryas›n›n örgütlenme-sini tek bir ulusun proletaryas› dere-cesine indirger ki, bu da sosyal-flo-venizmin bir baflka biçimde tezahüretmesidir.

MMaazzlluumm:: Kemal arkadafl›n an-latt›¤› çerçevede bakt›¤›m›zda asl›n-da sosyal floven tav›rlar›n ne kadaryayg›n oldu¤unu daha somut göre-biliriz. Mesela devletin silahl› mü-dahalesini meflru görüp Kürt halk›-n›n silahl› mücadelesini meflru gör-meyen reformist görüfller, tamambaz› haklar verilsin ama “ayr›lma”zinhar tart›fl›lamaz diyen görüfller,sosyal flovenizmin ifadesidirler. Fa-

kat tam bu aç›dan enteresan bir nok-ta da fludur. Kürt milliyetçili¤inintav›r ve nitelendirmeleri, sosyal flo-venist teori ve prati¤in kendini giz-leyebilmesine hizmet etmifltir. Çün-kü, Kürt milliyetçili¤ine göre “sö-mürge” tespiti yapmayan herkes“sosyal-floven”di. S›rf “sömürgetespitini” yapt›klar› veya s›rf Kürtmilliyetçi hareketini elefltiriden mu-af tuttuklar› için çeflitli sosyal floventav›rlar görmezden gelindi. Bu kav-ram o kadar keyfi ve çarp›t›lm›fl ola-rak kullan›ld› ki, Perinçekler, “Kürtdostu” makam›na terfi ettirilirken,Marksist-Leninistler “sosyal floven”ilan edildiler. Ama elbette sosyalpratik ve zaman, her fleyi yerli yeri-ne oturtuyor.

KKeemmaall:: Evet, sosyal flovenizmsohbetimizi burada noktalayal›m ya-vafl yavafl. Sosyal flovenizm mesele-si tart›fl›l›rken, bir di¤er konu da“ulusall›k, sosyal flovenizm ve enter-nasyonalizm” aras›ndaki hassasMarksist-Leninist çizginin nas›l yer-li yerine oturtulaca¤›, baflka deyifllesosyal flovenizme düflmeden ulusalde¤erlerin nas›l savunulaca¤›d›r, kibu da bir baflka sohbetimizin konusuolabilir daha sonra. Bu sohbetimizaç›s›ndan özetlersek, 2. Enternasyo-nal’den günümüze kadar örnekleriy-le gördük ki, lafta sosyalist, gerçek-te floven davrananlar, kitleleri burju-vazinin ideolojik hegomanyas›nateslim ederek, devrim ve sosyalizmmücadelesine zarar vermektedirler.Bu anlamda sosyal flovenizme karfl›tüm Marksist-Leninistler hassas ol-mal›, her söz ve eylemlerinde prole-taryan›n enternasyonalist ve ihtilalciçizgisini gözetmelidirler. Sevgiliokurlar›m›z, haftaya buluflmak üzereflimdilik hoflçakal›n diyoruz.

aaffttaa ssoossyyaalliisstt,, ggeerrççeekkttee flfloovveennddaavvrraannaannllaarr,, kkiittlleelleerrii bbuurrjjuuvvaazziinniinn iiddee--oolloojjiikk hheeggoommaannyyaass››nnaa tteesslliimm eeddeerreekk,,ddeevvrriimm vvee ssoossyyaalliizzmm mmüüccaaddeelleessiinnee zzaarraarrvveerrmmeekktteeddiirrlleerr.. BBuu aannllaammddaa ssoossyyaall flfloovvee--nniizzmmee kkaarrflfl›› ttüümm MMaarrkkssiisstt--LLeenniinniissttlleerrhhaassssaass oollmmaall››,, hheerr ssöözz vvee eeyylleemmlleerriinnddeepprroolleettaarryyaann››nn eenntteerrnnaassyyoonnaalliisstt vvee iihhttii--llaallccii ççiizzggiissiinnii ggöözzeettmmeelliiddiirrlleerr..

L

Page 32: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

KKaadd››nn AAddaayyllaarr›› DDeesstteekklleemmee vveeEE¤¤iittmmee DDeerrnnee¤¤ii (Ka-Der) 2007 ge-nel ve yerel seçimleri öncesinde‘‘MMeecclliissee GGiirrmmeekk ‹‹ççiinn EErrkkeekk OOll--mmaakk fifiaarrtt mm››??’’ ad›yla bir kampan-ya bafllatt›. Kampanyan›n amac›,ad›ndan da anlafl›laca¤› üzere, kad›nadaylar›n burjuva siyasette temsiledilmesini sa¤lamak. Derne¤in bukapsamda, merkezi bir kad›n yöne-tici aday havuzu/bilgi bankas› havu-zu oluflturulmas›; partiler yerel vegenel seçimlerde tüm aday listele-rinde en az üçte bir oran›nda kad›nbulunmas›n› sa¤lamas› gibi taleple-ri de yeral›yor.

Ka-Der’in MMisyonu vve Yan›lg›lar

Bu kampanya neye hizmet edi-yor, hangi düflünceleri besliyor?

Öncelikle belirtilmesi gereken,bu kampanya ya da Ka-Der’in genelolarak amac› aç›s›ndan, kad›n› bur-juvazinin hizmetine sokman›n d›-fl›nda bir hedef yoktur ortada. Bur-juvazi nas›l ki, kad›n›n ucuz eme¤i-ne ihtiyaç duydukça onu “evinden”ç›kar›p fabrikalara yöneltmifl ve bu-nu ‘kad›na tan›nan haklar’ olarakpazarlam›flsa, burada da aslolanburjuvazinin ihtiyaçlar›d›r.

Ancak Ka-Der’in misyonu bu-nunla bitmiyor, burjuvaziye hizmetisadece “havuzdan” eleman aktar›m›ile s›n›rl› kalm›yor. Daha da önem-lisi, s›n›rl› bir kesime hitap edilen“milletvekili adayl›¤›” vesilesiyle,genel olarak bütün kad›nlarda vekad›n sorununda çarp›k bir bak›fl›nflekillenmesine hizmet etmektedir.Yani ortada kad›nlar›n sorunlar›n›nçözümüne hizmet eden bir durumolmad›¤› gibi, aksine üzerini örten,yanl›fl bir bilincin flekillenmesinehizmet eden bir nitelik tafl›yan faali-yet sözkonusudur.

Ka-Der’in sloganlar›, aç›klad›¤›hedefleri birçok kesimi ciddi yan›l-

g›ya düflürdü, kafakar›fl›kl›¤› yaratt›.‹lerici, demokrat,hatta sosyalist ay-d›nlardan, ayn› s›-fatlar› tafl›yan parti-lere kadar genifl birkesim taraf›ndandesteklendi kam-panya. Yani, sol,sosyalist kesimler,ayd›nlar dahi Ka-Der’in misyonunugörmekten uzak.

Örne¤in, Ka-Der’in misyonudüflünüldü¤ünde desteklemeyi b›ra-k›n, karfl› ç›kmas› gereken Ifl›l Öz-gentürk, kad›nlar›n burjuva parla-mentosuna, 1960’larda T‹P’in getir-di¤i havay› tafl›yaca¤›n› iddia ede-bilmekte. (Cumhuriyet, 18 Mart)Yani eksi¤ine, yanl›fl›na ra¤menezilenlerin sesi olan bir politik par-tinin sesiyle, “hangi partiden olursaolsun” seçilen kad›nlar›n ayn› kate-goride de¤erlendirmesi dahi bu ya-n›lg›n›n boyutunu göstermektedir.

Yine Oral Çal›fllar, daha da ilerigiderek, tam da Ka-Der’in yapmakistedi¤i bilinç çarp›tmas›n›n sonuçverdi¤ini gösterircesine, “Türki-ye'nin daha demokratik ve bar›flç›bir ülke olmas› için ‘Haydi Kad›n-lar Meclis'e’. Türkiye, kad›nlarlaumuda yürüyecek...” diyebilmekte-dir. (Cumhuriyet, 17 Mart) Yani“kad›n eli de¤erse” bütün meselele-rin halledilece¤i gibi bir yan›lg› sa-dece Ka-Der taraf›ndan pompalan-mamakta, baflkalar› da bu bilinç çar-p›tmas›na destek olabilmektedir.

Cinsiyetçi vve AApolitik Yaklafl›m

Ka-Der’in bak›fl aç›s›n›n oda¤›n-da cinsiyetçilik ve kopkoyu bir apo-litizm bulunmaktad›r. Kad›n›n yafla-d›¤› sorunlar›, çözümlerini s›n›fsal,toplumsal konumundan soyutlaya-rak salt biyolojik varl›k olarak ka-

d›n olmaya in-dirgemektedir.Politik, s›n›fsalkonumu neolursa olsun,yeter ki kad›naday olsunbak›fl aç›s› ile,“parti fark› gö-zetmeksizin”kad›n adaylar›ço¤altma slo-gan›, bu bak›flaç›s›n›n teza-hürüdür. Kad›nadaylar›n ç›k-mas›n› ister-

ken, kad›n sorunlar›yla ilgilenme,çözümü için çal›flma gibi k›staslar›dahi yoktur Ka-Der’in. Yani asl›ndakad›n sorunlar›yla ilgili de¤il, top-lumun en çok ezilen kesiminin gö-zünü boyamakla meflguldür.

Sadece kad›n olsun yeter bak›flaç›s›, burjuva partilerinin vitrinleri-ni süslemek için her seçimde kon-tenjan ay›rd›klar› kad›n adaylar›nmisyonlar›yla özde hiçbir fark› yok-tur. Ve bu bak›fl›n kad›nla, kad›n›nsorunlar› ve çözümleri ile hiçbiralakas›n›n bulunmad›¤›, yaflanarakbilinen bir gerçektir. Ka-Der de buvitrinin daha kalabal›k olmas›n› is-temekten öte bir misyonu temsil et-memektedir.

Cinsiyetçi bak›fl aç›s›, adeta ka-d›n adaylar›n, milletvekillerinin sa-y›s› art›nca kad›nlar›n sorunlar›n›nçözülece¤i, hatta ülkenin sorunlar›-n›n çözülece¤i gibi bir yanl›fl umu-du pompalad›¤› oranda bir sorunolarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Oysamesele, sadece ve sadece milletve-killerinin kad›n veya erkek olmas›n-da m› yoksa onlar›n s›nfsal niteli-¤inde ve bu niteliklerine uygun ola-rak belirlenen, partilerin politikala-r›nda, kime hizmet ettiklerinde mi?Bu sorunun bilinen cevab›n› gölge-leyen, perdeleyen her yaklafl›m, oli-garflinin düzenine, yani bir baflkadeyiflle oligarflinin hükmünü sür-dürdü¤ü “erkek egemen sisteme”hizmet ediyor demektir. Ka-Der detersini iddia etmesine ra¤men, per-deleme rolü ile bu “erkek egemen”

32

25 Mart 2007 / 97

Kad›nlar›n “kaderi” KA-DER’le de¤iflir mi?

Page 33: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

sisteme güç veren bir misyonu tafl›-maktad›r.

Türkiye ve dünyadan, kad›n ba-kan, hatta baflbakan olup en büyükzulüm düzenini kuranlara pek çokörnek vermek mümkündür. Filipin-ler’in Marcos’u, Türkiye’nin Çil-ler’i en çok da analar› a¤latan yöne-timlerin bafl›yd›lar.

12 Eylül sonras› düzen partileri-nin, burjuva anlamda dahi apolitik-leflti¤i bir gerçektir. Ka-Der bunu,cinsiyetçilikten kaynakl› bir bak›fl›nda etkisiyle, çok daha üst boyutas›çratan bir yaklafl›m› sergilemekte-dir. Yani görünüflte kad›nlar› burju-

va politik sah-nesine ça¤›-r›rken dahi,çok daha ge-nifl bir kad›nkitlesine apo-litikli¤i tafl›-yor. “Hangisiyasi görüfl-ten gelirsegelsin, hangipartiden olur-sa olsun...”gibi bir yakla-fl›m, apolitiz-min meflrulu-¤unu savun-makt›r. Ki sa-dece kad›n›nde¤il tüm ezi-len halk›n bu-günkü durum-lar›n›n kan›k-sat›lmas›ndabu apolitik-

lefltirmenin önemli pay› oldu¤u dü-flünüldü¤ünde, Ka-der’in kimin de-¤irmenine su tafl›d›¤› daha aç›k gö-rülecektir. “Kad›n olmak” gibi bir“k›stas” bu apolitiklefltirme gerçe¤i-ni de¤ifltirmiyor, aksine “cinsiyetçi-lik” dedi¤imiz olgunun kad›n›n kur-tuluflu mücadelesine verdi¤i zarara›fl›k tutuyor. Bu bak›fl aç›s› örne¤in,milyonlarca kad›n› ezen sisteminas›l sahibi olan, yüzbinlerce emek-çinin al›nterini çalan patronlar›n ör-gütü TÜS‹AD’›n baflkan› kad›n ol-du diye, tüm ezilen kad›nlara da“sevinmeyi” ö¤retmektedir. S›n›fsalbak›fl ortadan kalk›nca çarp›kl›¤›n

s›n›r› yoktur. Feminizm içinde de bir sapma

olarak de¤erlendirilebilecek, düze-nin sunmaya çal›flt›¤› bak›fl aç›s›,daha do¤rusu çarp›kl›¤›, Oral Çal›fl-lar’›n yaz›s› üzerinden ele alal›m.Bu bak›fla göre; yoksulluk ve açl›k,faflizm sorunu, Kürt ulusal sorunu,bask›lar, sömürü, iflkenceler yani bi-limum “kötülükler” hep “erkeklerinyönetiminden” kaynaklanmaktad›r.Kad›nlar yönetimde daha fazla sözsahibi olsa bunlar olmayacak, Tür-kiye gelece¤e daha umutla bakacak,bar›fl egemen olacakt›r.

Olabilir mi böyle bir fley! S›n›f-lar, kapitalizm, tekeller, ezen-ezilençat›flmas› her fley bir ç›rp›da cinsi-yetçili¤e kurban edilebilir mi? Gü-ler Sabanc›lar, Arzuhan Do¤al Yal-ç›nda¤lar ile tüm kad›nlar›n övün-mesini, onlar›n s›n›fsal konumlar›n›bir yana b›rakmalar›n› söyleyen deiflte bu bak›fl aç›s›d›r. Ve özü itiba-riyle egemen s›n›f düzeniyle emek-çi kad›nlar›n çeliflkilerini yumuflat-ma giriflimidir.

Sonuç olarak bir kez daha yine-lemekte ve uyarmakta fayda var:

Kad›nlar›m›za gerçek kurtuluflyolunu göstermeyen, s›n›fsal, cin-sel, ulusal bask›ya maruz b›rakan›nbu sistem oldu¤u gerçe¤ini vurgula-mayan hiçbir projenin, kampanya-n›n kad›nlar›n sorunlar›n›n çözümü-ne hizmet etmesi mümkün de¤ildir.Aksine gerçe¤i perdeledi¤i orandakad›n› ezen, sömüren sistemi güç-lendirir.

33

25 Mart 2007 / 97

HÖC’lü kad›nlar Dün-ya Emekçi Kad›nlarGünü’nü Gemlik Te-mel Haklar’da ve Ko-

caeli'nde ve Alman-ya’da Dortmund Kültür Merke-

zi’nde de düzenle-dikleri eylem veetkinliklerle kut-lad›lar. Kocae-li’ndeki eylem-

de 'CinselUlusal S›-n›fsal Sö-mürüyeSon' yaz›l›pankart›nyan›s›raSabo ve‹dil’inresim-leri ta-fl›nd›.

“YOZLAfiMAYA, ÇÜRÜMEYE HAYIR!”Mersin’in emekçi mahallelerinden Demirtafl Mahallesi’nde

kurulufl çal›flmalar›n› sürdüren, Demirtafl Temel Haklar ve Öz-gürlükler Derne¤i Giriflimi üyeleri, 18 Mart günü yozlaflmayakarfl› bildiri da¤›tt›lar. “H›rs›zl›¤a, yozlaflmaya, çürümeye ha-y›r” bafll›kl› yüzlerce bildiriyi halka ulaflt›ran giriflim üyeleri,halk›n ilgisi ve deste¤iyle karfl›lafl›rken, bu konuda yürütüle-cek mücadeleye destek flimdiden net olarak görüldü.

Sözkonusu bildiride, mahallede artan h›rs›zl›k, çete, fuhuflgibi sorunlara yer verilerek, “Gelin hep birlikte bunlar› düzelt-mek için birleflelim, örgütlenelim, mücadele edelim. Unutma-yal›m! Bizler sessiz kald›kça gençlerimiz kararacak, gelece¤i-miz kararacak. Buna izin vermeyelim!” deniliyor.

CHP’li belediyede sürgünCHP’li Çankaya Belediyesi’nde Emekçi Ka-

d›nlar Günü dolay›s›yla kad›n üyelerine karanfilve bildiri da¤›tan Tüm Bel-Sen birim temsilcisiLeyla A¤cakaya, kad›n tuvaletinin dahi bulun-mad›¤› Natoyolu hangarlara sürüldü.

15 Mart günü sendika binas›nda bas›n top-lant›s› düzenleyen, Tüm Bel-Sen 2 No’lu fiube-si ise, Çankaya Belediyesi’nde temsilci ve üye-lerine yönelik bask›, sürgün ve hakaret uygula-malar›na son verilmesini, sürgünlerin geri gö-revlerine getirilmelerini ve kapat›lan temsilcilikodalar›n›n yeniden aç›lmas›n› istedi.

Page 34: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

34

25 Mart 2007 / 97

Fethullah Gülen'in onursal bafl-kan› oldu¤u Abant Platformu bu kezde Alevileri gündemine ald›. Plat-form toplant›lar›n›n 13.’sü 'Tarihî,Kültürel, Folklorik ve Aktüel Bo-yutlar›yla Alevilik' bafll›¤›yla ‹stan-bul’da gerçeklefltirildi.

Alevi örgütlerinin kat›l›m› olma-dan gerçekleflen toplant›larda, Fet-hullahç›lar’a yak›nl›¤› ile bilinen bir-kaç “dede” ile alevi bezirgan› d›fl›n-da, Sünniler konufltu. SempozyumdaHüseyin Çelikler, A¤arlar, Diyanet‹flleri vard›; ama yine Aleviler yoktu.Aleviler hakk›nda yine Sünniler veiflbirlikçiler ahkam kestiler.

Baflta Alevi Bektafli Federasyo-nu olmak üzere alevi örgütlerininelefltirdi¤i Abant Platformu toplan-t›lar›n›n "ABD'nin Ortado¤u taflero-nu" olarak nitelenen Gülen'in söz-cülü¤ünü yapt›¤› kaydedildi.

Y›llarca Alevileri düflman gören,katliamlar›nda rol alan, karalamakampanyalar› yapan islamc›lar›n,özellikle de Fethullahç›lar’›n Alevi-lere yönelik ilgisi elbette yeni birolgu de¤ildir. Alevi halk›m›z› dev-rimcilerden koparmak için her f›rsa-t› kullanmaya çal›flan, k›flk›rtma gi-riflimlerinde bulunan, bu yönde as-paragas haberler yapan Fethullahç›yay›nlar bilinmektedir.

Abant Platformu’nun Alevilik il-gisinin alt›nda yatan; Alevili¤inbask›ya, zulme karfl› isyan› besle-yen yanlar›n›n ö¤ütülerek sistem-den yana asimile edilmesidir. Birsonraki aflamas› ise, Fethullahç› ca-mia arac›l›¤›yla Amerikan Il›ml› ‹s-lam projesine yedeklemektir. Top-lant›daki tart›flmalar ve yay›mlanande¤erlendirme metni, niyeti ortayakoymaya yeterlidir.

Alevilik Sorunu Yokmufl!

Zaman Gazetesi’nin haberinegöre, Alevi ve Sünni kesimin tem-silcilerinin biraraya geldi¤i toplant›-da, “Türkiye'de Alevi sorununun ol-

mad›¤›, bu konuda kargafla ortam›oluflturmaya çal›flanlara da f›rsattan›nmamas›” istenmifl. ““AAlleevviillee--rriinn bbiillggii eekkssiikkllii¤¤iinniinn ggiiddeerriillmmeessii””ve taleplerinin karfl›lanmas›n›n,““ssoossyyaall bbaarr››flfl››nn ppeekkiiflflttiirriillmmeessii aaçç››--ss››nnddaann zzaarruurreett aarrzz eettttii¤¤iinnee”” dik-kat çekilmifl ve “S›k›nt›lar›n afl›lma-s› için” Alevi ve Sünnilerin ortak birçal›flma yapmas› konusunda fikirbirli¤ine var›lm›fl.

Yüzy›llard›r kendini ifade etme,kimli¤ini, kültürünü ifa etme soru-nu yokmufl demek ki! Devletin Di-yaneti Sünni mezhebin temsilcisiolarak orada durmuyormufl; ülkeninbaflbakan› milyonlarca halk›n inan-c›n›, ibadet yerini inkar etmiyor-mufl, Aleviler sadece kimliklerindendolay› afla¤›lanm›yor, ayr›mc›l›¤atabi tutulmuyor, haklar›nda hem debu toplant›y› düzenleyen yobazlarcayalanlar üretilerek karalamalar ya-p›lm›yormufl... Bunlar›n yafland›¤›-n› söyleyenler, “kargafla yaratmaya”çal›flan, fler odaklar›ym›fl demek ki!

AAlleevvii ssoorruunnuu yyookkttuu ddaa ssiizz nnee--yyiinn ttooppllaanntt››ss››nn›› yyaapptt››nn››zz??

“Alevilik sorunu yoktur” söyle-mi, onu egemen inanç sistemi içinedahil etmenin ön ad›m›d›r. Bu kabulettirildi¤inde, geriye kalan detayd›rve göstermelik kimi uygulamalarlaafl›l›r. Nitekim, Diyanette temsil,cemevlerinin statüsü gibi konulardataleplerin karfl›lanmas›n›n, onunsistem aç›s›ndan ‘tehlike’ olmaktanç›kar›laca¤›na dikkat çekilmektedir.“Toplumsal bar›fl için zaruret” kav-ram› ile anlat›lan budur, daha aç›k-ças›, asimile edilmesidir, yozlaflt›r›l-mas›d›r.

Fethullahç›lar’›n “ortak çal›fl-maktan” hedefledikleri ve anlad›k-lar› da yine bu asimilasyona hizmetetti¤i oranda bir anlam ifade eder.Yoksa, her inançtan halklar›n birli-¤i, eflitli¤i, egemen mezhebin tem-silcileri aç›s›ndan sadece bir ‘ta-viz’dir ve Fethullah’›n buna ne den-li uzak oldu¤u da bilinir.

Asl›nda Alevilik De Yok!

Sünni inanc›n temsilcilerininAlevili¤i tarif etmesindeki dayat-may› bir yana b›rak›rsak, de¤erlen-dirme metninde, ““AAlleevviilliikk mmeezzhheeppddee¤¤iill,, ‹‹ssllaamm kkiimmllii¤¤iinnddee mmiissttiikk bbiirryyoorruummuudduurr”” tespitinin a¤›rl›kl› biryer tuttu¤u görülmektedir. Ki, butart›flma asl›nda son dönemde aleviörgütlerinin kendi aras›nda ve Sün-ni ‹slamc›larla Aleviler aras›nda yo-¤un olarak yaflan›yor. Toplant›n›nen önemli amaçlar›ndan biri de za-ten bu. Burada asl›nda anlafl›lmas›gereken, Alevili¤in ‹slamiyetiniçinde mi d›fl›nda m› oldu¤undançok, onun bir inanç sistemi, bir ya-flam biçimi, bir mezhep oldu¤ununkülliyen inkar›d›r. Metinde yer alan“islam kimli¤i”nden kas›t ise, Sünniislam kimli¤inden baflkas› de¤ildir.

De¤erlendirme metnin befl mad-desi bu konuya ayr›lm›fl. Örne¤in,““AAlleevviillii¤¤iinn mmüüssttaakkiill bbiirr ddiinn yyaahhuuttiittiikkaaddii,, ff››kkhh›› vvee ssiiyyaassii nniitteelliikkllii bbiirrmmeezzhheepp oollmmaadd››¤¤››,, ‹‹ssllaamm kkiimmllii¤¤iiiiççiinnddee bbaattiinnii vvee mmiissttiikk kkaarraakktteerraarrzz eettttii¤¤ii uunnuuttuullmmaammaall››”” denil-mekte, Alevili¤in ‹slam’›n d›fl›ndaoldu¤unu söyleyenler ““mmaarrjjiinnaall””olarak nitelenmekte, kimler oldu¤ubelirsiz “kanaat önderleri” taraf›n-dan elefltirildi¤i belirtilmektedir. Birbaflka maddede ise, Alevili¤in ““ttüü--mmüüyyllee,, iittiikkaaddii ttaarrtt››flflmmaallaarraa bbaa¤¤ll››oollaarraakk oorrttaayyaa çç››kkaann bbiirr yyaapp›› ooll--mmaadd››¤¤›› iiççiinn kkeennddiinnee hhaass ssiisstteemmlliibbiirr tteeoolloojjii kkuurrmmaa kkoonnuummuunnddaa ooll--mmaadd››¤¤››”” belirtilirken, bunun neden-leri es geçilerek, ““‹‹ssllaamm''››nn iinnaannççkkoonnuullaarr››nn›› iiççiinnddeenn ggeellddii¤¤ii ttaarriihhîîssüürreeccee ppaarraalleell bbiirr nniitteelliikkttee aallgg››llaa--yy››pp yyoorruummllaadd››¤¤››”” tespiti yap›l›yor.

Neden Alevilik böyle bir ko-numda olamad›, neden sistemli birteoloji oluflturamad›? Bunu Sünniinanc›n temsilcilerinin “ecdad›m›z”diye sahip ç›kt›klar› Yavuz SultanSelimler’in k›l›çlar›ndan akan Alevikan›yla ilgisini bilmez mi oradaki-ler? Elbette bilirler. Ezilmifllerin,Selçuklu’nun, Osmanl›’n›n alt taba-kalar›n›n inanc›n› ifade etti¤i için,zulme karfl› isyan etmeyi ö¤ütledi¤iiçin sürekli olarak bask›lar, yasak-

Fethullah’›n Alevili¤iyozlaflt›rma çabas›

Page 35: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

35

25 Mart 2007 / 97

larla karfl›laflt›¤›, katliamlara u¤ra-t›ld›¤› es geçilmektedir. Sünni “en-tellektüellerin” sözünü etti¤i ve gi-dermeye soyunduklar›, “Alevilerinbilgi eksikli¤i”nin kayna¤› da ifltebu tarihtedir. Sürekli gizlenmek zo-runda kalan, da¤lara sürülen, inan-c›n› gizleyen bir toplumun inanc› vekültürüne dair yaz›l› belgeler b›ra-kamamas› do¤ald›r. fiimdi SünniDiyanet ve onun destekçisi tarikat-lar, s›n›rlar›n› kendilerinin çizdi¤iAlevili¤i “bilgilendirme” ad›yla da-yatma u¤rafl›ndalar.

Alevi Halk›m›z Kancalar›Boynuna Takmayacak!

Oligarfli ony›llard›r Alevi halkakarfl›, asimilasyon, bask› ve katliampolitikas› uygulam›flt›r. Kimi zamanbiri, kimi zaman ötekisi ön planaç›km›flt›r. Her ikisinde de amaç,Alevi kimli¤inin muhalif yanlar›n›törpülemek, sistem içine çekmek,en önemlisi de devrimci mücadele-

nin potansiyeli olmaktan ç›karmakolmufltur. Fethullah’›n giriflimleri-nin de, kendi tarikat hedeflerininyan›s›ra, özünü bu gerçeklik teflkiletmektedir.

Görüldü¤ü kadar›yla Alevi ör-gütleri Fethullah’›n giriflimine, dahafazla laiklik vurgusu yaparak karfl›ç›kmaktad›rlar. Yan›l›yorlar. Bu laikdüzen de güvence olamaz. Fethul-lah’›n giriflimi, düzenin Alevi politi-kas›ndan tümüyle ba¤›ms›z de¤il-dir.

Diyanetin “Alevileri ihmal ettik”söylemleri, göstermelik özürler,utan›p s›k›lmadan sarfedilen “Diya-net'in Alevilik hakk›ndaki çal›flma-lar›n› flans olarak bilmeliyiz” vaaz-lar›, Fethullah’›n göz yaflartan ilgisi,Alevileri düzene çekmek için at›lankancalard›r.

Alevi halk›m›z bu kancalar› boy-nuna takmayacakt›r.

Son olarak belirtelim ki, Fethul-lah’›n, oligarflik düzenin tuzaklar›

ne denli tehlikeli, Alevili¤in özünüboflaltmay› amaçl›yorsa; AvrupaBirli¤i’nin Alevilik ilgisinin alt›ndada ayn› niyetler, ayn› ç›karc›l›k yat-maktad›r. Buradan bir kez daha, ABprojesinin pefline tak›lan Alevi Ku-rumlar›na ça¤r› yap›yoruz; Kurtulu-flumuz, özgürlü¤ümüz ne AB’de nede düzen partilerinden al›nacak mil-letvekilli¤i kontenjanlar›ndad›r.

Kurtulufl; zulme isyan neredey-se, oradad›r. Kurtulufl, tüm ezilenhalklarla birlikte devrim saflar›ndaaya¤a kalkmaktad›r. Bize egemens›n›f›n, oligarflinin temsilcileri ola-rak her türlü araçla sald›ranlar›nkarfl›s›na, s›n›f bilinciyle, ezilmiflli-¤imizin öfkesiyle dikilmektedirkurtulufl. Fethullahç›lar’›n ilk hede-finin bizi devrimcilerden tecrit et-mek oldu¤unu görmek dahi, bizekurtuluflun adresini verecektir. Zu-lüm düzeninin temsilcileri bizi ne-reden, kimden tecrit etmek istiyor-sa, Alevi halk›m›z oraya daha fazlasar›lmal›d›r.

1 May›sMahallesi,1995 Mar-t’›nda GaziH a l k › n › nk a t l i a m akarfl› ayak-lanmas ›nadestek ver-

mek için 15 Mart günü sokaklara dökülmüfltü. Oligar-flinin cevab› katliam› Ümraniye’ye tafl›mak olmufl veburada da 6 kifliyi katletmiflti.

Katliam›n y›ldönümünde 1 May›s halk› yine sokak-lara ç›kt› ve flehitlerini bir yürüyüflle and›.

17 Mart günü düzenlenen anma öncesi mahalle gi-rifl, ç›k›fllar›nda y›¤›nak yapan polis, keyfi aramalar vetacizlerle kat›l›m› engellemeye, sabah›n erken saatle-rinden itibaren sokaklar› kuflatan panzerler gözda¤›vermeye çal›flt›.

Ancak baflar›l› olamad›lar ve yaklafl›k 2000 kifli ce-mevinde verilen yeme¤in ard›ndan flehitlerinin resimle-riyle Emlakç› Dura¤›'na yürüdü. “1 May›s fiehitleriniUnutmayaca¤›z” pankart› aç›lan yürüyüflte s›k s›k "1

May›s fiehitleri Ölümsüzdür, 15 Mart'›n Hesab› Sorula-cak, Bedel Ödedik Bedel Ödetece¤iz" sloganlar› at›ld›.

Yürüyüflün ard›ndan sayg› duruflunda bulunuldu vebir aç›klama yap›ld›. Aç›klamay› okuyan Ayhan Yük-sel, oligarflinin katletme politikas›n›n kesintisiz bir fle-kilde sürdü¤ünü ifade ederek, Hrant Dink cinayeti veard›ndan yap›lan aç›klamalar› örnek gösterdi.

Yeni katliamlar›n da yaflanabilece¤ine dikkat çekenYüksel, “Bu nedenle kendi direnifl tarihimize sahip ç›-karak gelebilecek her türlü sald›r›lar› direnifl gelene¤i-mizle püskürtelim" dedi.

1 May›s Mahallesi fiehit Aileleri, Mustafa KemalMahallesi Güzellefltirme Derne¤i, PSAKD Ümraniyefiubesi, Do¤ufl Spor Kulübü, HÖC, Partizan, DHP, ESP,May›sta Yaflam Kooperatifi, Savafl Yolu, SDP, DTP ta-raf›ndan düzenlenen anma fliirler ve sloganlarla sonaerdi.

Gazi katliam›n›n y›ldönümü nedeniyle AntalyaHÖC, Grup Seslenifl'in kat›l›m› ile Tevfik DurdemirHalk Sahnesi'nde bir anma etkinli¤i düzenlerken, Er-zincan Gençlik Derne¤i, Partizan ve DHP üyeleri deErzincan E¤itim Fakültesi önünde yapt›klar› eylemlekatliam› lanetlediler.

1 may›s halk› flehitlerini unutturmayacak1 May›s halk› flehitlerini unutturmayacak

Page 36: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

“Ne olacak bu ‹stan-bul’un güvenli¤i?” diye birkatile mikrofon uzat›rsan›zne diyebilir?

‘Güvenlik’ten ne anl›yor-sa onu anlatacak, “çözüm”diye onlar› gösterecektir. Ve el-bette mevcut durumu, çeteleri,kapkaçlar›, mafyay› ifline geldi¤igibi aç›klayacak. Gerçekleri tersyüz edip yalan söyleyecektir.

Bir gazeteci de bilir asl›ndabunlar›. Ancak, Radikal’in “tec-rübeli’ röportajc›s› Nefle Düzelbilmezden gelip uzatm›fl mikro-fonu bir katile ve alm›fl cevapla-r›n›.

‹stanbul Eski Emniyet MüdürüNecdet Menzir’le yap›lan 19 Marttarihli Radikal’deki röportajdan sözediyoruz. Tan›mayanlar için belirte-lim; emniyet müdürlü¤ü dönemindeinsan haklar›na düflman olan ve bu-nu gizlemeyen, onun dönemindepolislerin sokaklarda ‘Kahrolsun‹nsan Haklar›’ slogan› att›¤› Menzir,birçok infaz operasyonunun bafl›ndada bizzat bulunmufltu.

Çocuklar› AAdaya Doldurmak!

Dedik ya bir katilin “çözümleri”ne olabilirse, Menzir de çözüm diyebunlar› s›ral›yor röportajda.

Polislerin daha fazla yetki almakiçin baflvurduklar› “elimiz kolumuzba¤l›” söylemini tekrarlayan Men-zir, kapkaç, çete, h›rs›zl›k gibi suç-lar›n nas›l önlenece¤ini soran Dü-zel’e flu cevab› veriyor.

Daha önce baz› kifliler suçlu ço-cuklar› toplay›p ›ss›z bir adaya dol-durmay› öneriyormufl da, Menzir ozaman buna karfl› ç›k›yormufl. fiim-di ise fikrini de¤ifltirmifl. Çocuklar›adaya doldurmak gerekirmifl. (Buönerinin yap›ld›¤› gün yaflanan tar-t›flmalar› iyi bilen Menzir burada“ama” diye belirterek devam et-mifl:) bu adaya atölyeler yap›lmas›gerekirmifl ve toplanan çocuklar bu-ralarda çal›flt›r›lmal›ym›fl.

Peki kim yarat›yor bu kapkaçç›çocuklar›, nas›l bu kadar art›yor çe-

te suçlar›? Menzir’in bu sorulara ce-vab› yoktur elbette. Yoksullu¤u yokedemeyen bir düzenin adam› olarakyoksullar› gözönünden kald›rarakçözüyor sorunlar›! Brezilya poliside ayn› durumdaki çocuklar› sokakortas›nda vuruyordu. Menzir flimdi-lik, Naziler’in Yahudiler’i çal›flt›r-d›¤› toplama kamplar›n› (üstelik da-ha insani diye) öneriyor.

Çetelerle KKol KKola Olan SSenin PPolisin

Menzir’in ‘›fl›k tuttu¤u’ konular-dan biri de, son süreçte s›klaflan be-lediye otobüsü yakma olaylar›.

Menzir’e göre bu olaylar, ‘Har-lem’ gibi, ‘suçun kurtar›lm›fl bölge-leri’ yaratmak için yap›l›yormufl.Ön planda ideolojik örgütler görü-lüyormufl, ama as›l olarak bunlar dasuç örgütleriyle, çetelerle içli d›fll›y-m›fl. Bu amaçlar›na erifltiklerinde,kurtar›lm›fl mahallelerden h›rs›zlar›salacaklarm›fl, sonra bul bulabilir-sen bu kurtar›lm›fl mahallelerde on-lar›!... Menzir’in örne¤i de var.

“1970'lerde Ümraniye en büyüktoplumsal olaylar›n yap›ld›¤› yerdi.Ümraniye zaman içinde ne oldu?‹nsanlar bir yolla arsa sahibi olduve bu arsalar›n üzerine büyük bina-lar yap›ld›. Zenginlefltiler arsadan,binadan. Rant kazanmak isteyenle,ideolojisi olan örgüt mensubu hepsiberaber hareket ediyor buralarda.Devlete karfl› bir direnç sa¤lan›yor.Terör örgütleri, ideolojik örgütler

ön tarafta, arsa çevirmeler,bina yapmalar, yasad›fl› yol-larla para kazanmalar arkatarafta duruyor.”

Ümraniye (1 May›s Ma-hallesi) gecekondu emekçi-lerinin devrimcilerin öncü-

lü¤ünde direnmesiyle kurulanbir mahalle. Halk, sisteminumurunda olmayan bar›nma so-rununu çözmek için direndi.Rantiye peflinde olan, Menzirle-rin korumas›ndaki mafyalard›.

Menzir, katlederek yok ede-medi¤i devrimcilere karfl› düfl-manl›¤›n› burada da gösteriyor;devrimcileri suç örgütleriyle

birlikte hareket etmekle suçluyor,daha do¤rusu çamur at›yor.

Oysa bu suç örgütleriyle, çete-lerle kimler kol kola herkes çok iyibilir. Menzir bir tek örnek göstere-mez ki; bir mafya, çete oluflumuiçinde polis ç›kmas›n ya da polisinkorumas›nda uyuflturucu, kad›n ti-careti yap›lmas›n. Bunlar istatistik-lerde mevcuttur.

Peki devrimciler ne yap›yor?Gecekondu mahallelerine polisinhimayesinde giren ve gelifltirilençetelere, uyuflturucuya, fuhufla veher türden düzenin pisli¤ine karfl›mücadele ediyorlar. Üstelik bu mü-cadeleyi yürüttükleri için dernekleribas›l›yor, onlarcas› tutuklan›yor, fle-hitler veriyorlar bu mücadelede.

Devrimcilerin öteden beri eleflti-rip mahkum etti¤i belediye otobüsüyakma gibi “eylemleri” bahane ya-parak, devrimci düflmanl›¤›n› kusanMenzir bu flekilde kendi düzenini,polisini aklayamaz.

Onun düzeni yaratt›¤› yoksul-lukla, sefaletle, iflsizlikle suç üret-mekle kalm›yor; ayn› zamanda suçörgütlerini de bilinçli bir politikan›nürünü olarak koruyor. Emekçi ma-hallelerinin yozlaflt›r›lmas› için osuç örgütlerini nas›l kulland›klar›n›Menzir çok iyi bilir!

Mesele, bu suç örgütleri kendile-rinin yaflam›n› tehdit etmeye baflla-mas›. Yoksa, ne çocuklar›n soka¤adüflmesinden, ne de gecekondular›nyozlaflmas›ndan rahats›z olurlar.

36

25 Mart 2007 / 97

Suç örgütleriyle kol kola olan kim?

Page 37: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

Kendine ‘sosyal demokrat’ di-yen bir parti olarak CHP, yoksulla-ra, emekçilere dair ne yapar, hangipolitikalar› savunur, onlar için nesöyler, ne vaatlerde bulunur?

Bu sorulara verilebilecek somutbir cevab› olan var m›?

Yoktur! Ne Deniz Baykal’›n ko-nuflmalar›nda, ne de genel olarakCHP’nin yürüttü¤ü “muhalefet” an-lay›fl›nda ne emekçiler vard›r ne deonlar›n sorunlar›.

Yap›lan araflt›rmalar ve öncekiseçimde ortaya ç›kan sonuçlar;CHP’nin yoksul, emekçi bölgele-rinden de¤il, orta s›n›flardan, bir fle-kilde “tuzu kuru” olanlardan oy al-d›¤›n› gösteriyordu. Bu göstergele-rin önümüzdeki seçimlerde daha dabelirgin hale gelece¤ini flimdidensöyleyebiliriz.

Çünkü bu süre içinde CHP’ninsaf› çok daha netleflmifltir. Savun-duklar›n› görüp duymak mümkünolmad›¤› gibi, onun muhalefet yap-t›¤› ya da yapmad›¤› konulara bak-mak bile yeterlidir asl›nda.

AKP iktidar› IMF politikalar›n›hiçbir engelle karfl›laflmadan uygu-larken onun bu konuda tek bir mu-halefeti olmam›flt›r.

Meclise getirilen emekçi düflma-n› yasalar göstermelik itirazlar d›-fl›nda pürüzsüz geçmifltir.

Daha çok muhaliflerin, emekçi-lerin sorunu olan hak ve özgürlüklerkonusunda ise, b›rak›n sessizli¤ini,tam aksi yönde bir tutumu mevcut-tur. Yasaklar›, bask›lar› savunan,muhaliflerin susturulmas›n› isteyenbir CHP vard›r. Bu ülkede bask›lar-la, yasaklarla, katliamlarla, kontrge-rillayla birlikte an›lan ordunun ide-olojik sözcülü¤ü bugün, MHP’dende önce CHP taraf›ndan yap›lmak-tad›r. fiemdinli’den and›ca kadarher konuda ordunun arkas›nda dur-mufl, hatta önünde durup elefltirilerekarfl› siper etmifltir kendini.

Son günlerde yaflanan, TayyipErdo¤an cumhurbaflkan› olacak m›

tart›flmalar› dahi, Baykal’›n anti-de-mokratik kafa yap›s›n›, s›rt›n› ordu-ya dayamaktan baflka hiçbir ideolo-jik, politik gücü bulunmad›¤›n› gös-termeye yeterlidir.

CCHHPP’’nniinn söyleyecek bir fleyikalmam›fl, ““ÇÇaannkkaayyaa’’yyaa ff››tt››kkll›› çç››--kk››llmmaazz”” muhalefeti yap›yor. ““BBiirrii--lleerrii EErrddoo¤¤aann’’›› uuyyaarrmmaall››”” diye or-duya göz k›rp›yor.

Ricky Martin Beceremedi Umut Reklamc› Alinur’da

CHP Lideri Deniz Baykal, ‹ngi-liz ‹flçi Partisi’ni taklit etti¤i 1999seçimleri sürecinde ünlü pop flark›-c›s› Ricky Martin eflli¤inde konfeti-ler, alk›fllar aras›nda merdivenleri‘delikanl›’ edas›yla iniyordu. Kam-panyas›n›n simgesiydi adeta bu gö-rüntüler.

Olmad›!

O seçimlerde CHP tarihinin enbüyük hezimetini yaflayarak baraj›dahi aflamad›.

fiimdi s›rada ünlü reklamc› Ali-nur Velidedeo¤lu varm›fl.

Hürriyet’ten Ertu¤rul Özkök ak-tar›yor:

“Baykal, Türkiye’nin önde gel-len reklamc›lar›ndan Alinur Velide-deo¤lu ile buluflacakt›... CHP GenelBaflkan›’n›n analizi flöyle; toplu-mun e¤itimli, varl›kl› kesimlerindebüyük sorun yaflanmayaca¤›n› dü-flünüyor. Ancak, AKP’nin oy depo-lar›n› oluflturan varofllara kendinitam olarak anlatamad›¤› kanaatin-de. Yani reklamc›lardan, kendisinivarofllarla buluflturacak yarat›c› fi-kirler bekliyor.”

‹flte size CHP!

Zenginler zaten bizden yana, fluyoksullar› bir aldatabilsek! Mant›kbu, emekçilere bak›fl bu!

Herkes reklamc›n›n ne ifle yara-d›¤›n› bilir. “Mal›” allay›p-pullay›ppazarlarlar.

Kendine sosyal demokrat diyen

bir partinin, en baflta hitap etmesigereken tabana allan›p-pullanarakgitme ihtiyac› duymas›, tükenifltiresas olarak. Benim bu konuda poli-tikam yok, bu yüzden pazarlanmayaihtiyac›m var demektir.

Politika yoksa pazarlanacak nevar peki; yalandan ve bofl vaatler-den baflka!

Gecekondularda, yoksullar ara-s›nda CHP’nin oylar› niye artm›yordiye sormuyor, tart›flm›yor, reklam-c›lardan medet umuyor, aldatma,oyalama yöntemleri ar›yor

VVaa rrooflflllaarraa kkeennddiilleerriinnii aannllaattaa--mm››yyoorrllaarrmm››flfl!!

Hamasi milliyetçilikle anlata-mazs›n elbette!

Faflizmi savunarak aldatamazs›nelbette!

Yoksullar›n sorunlar›n› laikliksöylemi içinde bo¤arak anlatamaz-s›n elbette!

Emekçiler, yoksullar;

Kapitalizmin kirli tuzaklar›ndasizi reklamlarla uyutmaya çal›flanla-ra aldanmay›n! Din istismarc›lar›na,yüzü reklam makyajlar› ile boyal›olanlara prim vermeyin.

37

25 Mart 2007 / 97

Umudu reklamc›larda!

‹ngiltere'de Az›nl›klara Yönelik Bir Hak Gasb›‹ngiltere'de ilticac›lara yönelik ve-

rilen ücretsiz ‹ngilizce derslerinin pa-ral› hale getirilmesi planlan›yor.

ESOL (English for Speakers of Ot-her Languages) "farkl› dilleri konuflan-lar için ‹ngilizce" anlam›na geliyor.Hükümetin ç›kard›¤› bu sosyal hak k›-s›tlamas›na karfl› ‹ngiltere genelindebir kampanya bafllat›ld›. Londra'n›nHackney bölgesinde faaliyet yürütenkurumlardan Anadolu Halk KültürMerkezi, HRF (Hackney Refugee Fo-rum), G‹K-DER, TKM, DAY-MER,AGROFOREP, NUT ve UCU kam-panyaya kat›l›yorlar. “Hackney ESOLKampanyas›n› Koruma” ad› alt›ndabirleflen kurumlar, bir yandan bilgilen-dirme çal›flmalar›n› sürdürürken, buhak gasb›ndan ma¤dur olan çeflitlihalklar› birlefltirmeye çal›fl›yorlar.

Page 38: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

Ayinesi ifltir kiflinin lafa bak›l-maz diye bofluna söylenmemifltir.Çanakkale’de flehitlerin ve flove-nizmle adeta sarhofl edilmifl kitlele-rin huzurunda “yedi düvele” at›p tu-tan AKP hükümeti, Çanakkale’dehamaset nutuklar› atarken, ayn› an-da IMF’yle de yeni anlaflmalar im-zal›yordu.

IMF’yle yap›lan toplant›, burjuvabas›nda aynen flöyle aktar›l›yordu:

“IMF ile alt›nc› gözden geçirme-nin tamamlanmas› için süren pazar-l›k gece yar›s› sonuçland›.

Devlet Bakan› Ali Babacan'›nsabaha karfl› saat 4.00'e kadar sü-ren toplant›da ikna edemedi¤i IMF,esneklik göstermedi. IMF'yi Hazineyetkilileri de ikna edemeyince, geceyar›s› bitirilen aç›klama metnindeIMF'nin iisstteeddii¤¤ii ddoo¤¤rruullttuuddaa vurgu-lar yap›ld›.”

K›sacas›, IMF’nin dedi¤i olmufl-tu yine. AKP hükümetinin kap›s›n-da, “IMF’nin dedi¤i olur” yaz›l› birtabela as›l›d›r zaten bafltan beri.AKP, seçim meydan›nda, IMF’ylepazarl›k yapaca¤›z ve en k›sa za-manda da bu programa son verece-¤iz sözlerini çoktan unuttu.

IMF’nin dikte ettirdi¤i ve AKPhükümetinin bakan›n›n imzalad›¤›aç›klamada; harcamalar konusundaek tedbir al›nmas›, sa¤l›k harcama-lar›n›n k›s›lmas›, Sosyal GüvenlikReformu'nun devreye al›nmas›,K‹T'lerin mali dengesi için zam ya-

p›lmas› gerekti¤isöyleniyor. Aç›kla-man›n her kelimesi,emekçilere yönelikbir sald›r›d›r.

Bu aç›klama do¤-rultusunda da önümüzdeki günler-de bir niyet mektubu haz›rlana-cak. Niyet mektubunun IIMMFF ‹‹ccrraaDDiirreekkttöörrlleerrii KKuurruulluu taraf›ndanonaylanmas› ise, yukar›daki mad-delerin AKP taraf›ndan yerine ge-tirilmesi kofluluna ba¤land›.

‹flbirlikçilerin, nas›l acizleflti¤inebak›n. fiuna zam yapacak, halk›n fluihtiyaçlar›nda k›s›nt› yapaca¤›m di-ye IMF yetkililerine söz üstüne sözveriyorlar. Ve tabii, halka seçimmeydanlar›nda verilen sözler tutul-mazken, IMF’ye verilen sözlerin tu-tulaca¤›ndan emin olabilirsiniz.

Bu arada AKP Hükümeti, seçimöncesi dönemde koflullar› çok a¤›rbulmufl... Yani seçim öncesi olmasaönemli de¤il, IMF’nin istedi¤indende fazla zam, istedi¤inden de fazlak›s›nt› yapacak. Ama seçim öncesiolunca memnuniyetsiz davran›yorbiraz. Memnuniyetsizli¤i de sadeces›zlanmaktan ibaret. Ben bu anlafl-may› imzalam›yorum diyebilecekcüret yok iflbirlikçi AKP’de.

Son y›llarda baflta Latin Amerikaülkeleri olmak üzere birçok ülke,IMF’yi defetti ülkesinden. IMF tali-matlar›yla hayata geçirilen ekono-mik programlara son verdi. Ve gö-rüldü ki, IMF’yi kovan her ülke,ekonomik sorunlar›n›n bir bölü-münden kurtulmufl oluyor en az›n-dan. Kuflkusuz, emperyalizme ba-¤›ml› ve kapitalizmin oldu¤u ülke-lerde, IMF ekonomide tek belirleyi-ci de¤ildir. IMF gitse de emperyalisttekellerin hükmü sürdü¤ü müddet-çe, ekonomik sorunlar›n tamamençözülmesi beklenemez. Hele AKPgibi iflbirlikçilerin yönetti¤i ülkeler-de, hiç beklenemez.

Bitmeyen d›fl borçlar, sonu gel-meyen IMF talimatlar›, ta ki,“IMF’nin yönetti¤i de¤il ba¤›ms›zTürkiye” diyenlerin ve emperyaliz-mi ülkemizden kovacak olanlar›niktidar›nda bitecek.

Çanakkale’de hamaset nutuklar› atarken... Yine IMF’ye Teslim Oldular!

** SSaa¤¤ll››kk hhaarrccaammaallaarr›› kk››ss››llaaccaakk ** EElleekkttrrii¤¤ee zzaamm yyaapp››llaaccaakk** SSoossyyaall ggüüvveennlliikk rreeffoorrmmuu,,yyaannii ssoossyyaall hhaakkllaarr››nn ggaassbb››ddeevvaamm eeddeecceekk!!

‹stanbul TTalan› !‹stanbul Levent’teki ‹ETT Garaj›’n›n arazisi, televizyonlar›n canl› yay›n-

lad›¤› bir ihaleyle sat›ld›. Arazi Dubai fieyhi El Maktum taraf›ndan 770055 mmiill--yyoonn ddoollaarraa sat›n al›nd›.

Belediyesi, bas›n›, hükümeti, hepsi a¤›z birli¤i etmifl ne kadar baflar›l› birsat›fl oldu¤unu ve araziye dikilecek gökdelenleri konufluyorlar.

1- Kimse konuflmuyor ki, ‹ETT Garaj›, planlarda ““ddeepprreemm ttooppllaannmmaa aallaa--nn›› oollaarraakk”” belirlenmifl bir yerdir ve bölgede dep-rem an›nda kalabal›k kitlelerin toplanabilece¤iuygun baflka bir aç›k alan da yoktur.

2- Kimse görmüyor ki; ‹stanbul’un göbe¤indeyükselenler, gökdelen de¤il, ‹stanbul’un ya¤mave talan›n›n an›tlar›d›r. Halk›n ve flehrin ihtiyaç-lar›n› düflünen yok. Merkezi ve yerel iktidar sa-dece kaç yüz milyon dolar gelece¤iyle meflgul.

3- ‹lk ihale bozulmasayd›, ‹stanbul Belediyesiayn› araziyi fieyh El Maktum’a 100 milyon dola-ra verecekti... fiimdi kimse Kadir Topbafl’›n ya-kas›na yap›flmayacak m›, oray› nas›l ve neyinkarfl›l›¤›nda peflkefl çekecektin diye?

B›rak›n flatafatl›, canl› yay›nl› ihale flovunu,b›rak›n milyon dolarlar›, ‹stanbul sat›l›yor, ‹stan-bul katlediliyor, içindeki halk›yla birlikte...

38

25 Mart 2007 / 97

Page 39: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

Her y›l verilen ““TTBBMMMM OOnnuurrÖÖddüüllüü””ne bu y›l, Prof. Dr. ‹hsanDo¤ramac› lay›k görülmüfl.

Düzenin meclisinin onur duydu-¤u ‹hsan Do¤ramac›’n›n kim oldu-¤unu, 12 Eylül sonras› üniversiteokuyan, en az›ndan o sürecin tan›¤›olanlar çok iyi bilirler.

Bilmeyenler için hat›rlatal›m:

12 Eylül Cuntas› tüm toplumuzapturapt alt›na alma, bask›y› ku-rumsallaflt›rma program›n› yürürlü-¤e koydu¤unda, “stratejik” alanlar-da çeflitli kurumlaflmalara gitti. Bukurumlar o alanda 12 Eylül politi-kalar›n›, aç›kças› faflist politikalar›yaflama geçirecek, her zaman, y›l-larca “cunta yeni olmufl” atmosferi-ni hep canl› tutacakt›.

YÖK de üniversitelerin bafl›nadikilen kurum oldu.

Toplumsal muhalefetin enönemli dinamiklerini bar›nd›ranüniversitelerin bu dinami¤ini yokedecek, sadece devrimci-demokratgençli¤in, örgütlü hak arama müca-delesi yürütenlerin üzerinden silin-dir gibi geçmekle kalmayacak, ayn›zamanda onurlu, namuslu bilim in-sanlar›n›, demokrat akademisyenle-ri de üniversitelerden d›fllamakta te-reddüt etmeyecek “kararl›l›kta” birigerekiyordu YÖK’ün bafl›na.

Zor bir görevdi böyle bir kuru-mun bafl›nda cunta politikalar›n› uy-gulamak. Kat›ks›z bir flekilde faflistcuntaya itaat edecek bir kiflilik ol-mal›yd›. Bilimin onurunu elinin ter-siyle iten, üniversitelerin k›fllayaçevrilmesini isteyen biri olmal›yd›.Bu da yetmez, bilim yuvalar› olma-s› gereken yerler tekellerin arkabahçesi haline dönüfltürülmeliydi...

Prof. Dr. ‹hsan Do¤ramac› bu vedaha fazlas› için en uygun isim ola-rak belirlendi cunta taraf›ndan.

Y›llarca YÖK’ü, cuntan›n politi-kalar› çerçevesinde yönetti. Üniver-siteler birer enkaza dönüflürken,

g e n ç l i k ,d i ¤ e ralanlarda-ki politi-kalar›n daetkisiyle,

apolitiklefltirildi, ç›karc›laflt›r›ld›,de¤ersizlefltirildi. Özel üniversitelerilk kez onun döneminde gündemegetirildi ve ilk özel üniversite olan,Bilkent Üniversitesi’ni de bizzatkendisi kurup bafl›na geçti.

YÖK Baflkan› oldu¤u dönemde

gençli¤e yönelik bütün bask›lardan,e¤itim haklar›n›n ellerinden al›nma-s›ndan do¤rudan sorumlu olan Do¤-ramac›, bütün hizmetkârlar gibi,hizmetinin karfl›l›¤›n› da al›yordubu s›rada.

Birçok üniversitenin inflaat›n-dan mobilyas›na kadar ihaleleronun ‘Tepe Grubu’na veriliyor, ka-salar flifltikçe flifliyordu. YÖK Bafl-kan› oldu¤u dönemde, YÖK kapsa-m›na ald›¤› 2547 say›l› yasa ileözel üniversitelerin önünü açmas›-n›n nedeni de anlafl›lm›flt›. Anaya-sa’n›n 136. maddesine dayanarakvak›flara kâr amac›na yönelik ol-mamak flart›yla üniversi-teler kurma hakk› veril-miflti. Ama ifli kitab›nauydurmakta ustayd›larve ilk uyduran da Do¤ra-mac› oldu. K›sa süredeBilkent’i holdinge dö-nüfltürdü. E¤itim ise buvakf›n “yan ifli” halinegeldi. Bilkent Üniversi-tesi’nin Tepe, Meteksan,Dilek, Bilintur ve Enerjigruplar›na ba¤l› 101 flir-keti her y›l 20 milyonDolar’dan fazla net kârelde ediyordu. ‹fl Banka-s›’n›n ‹stanbul’daki gök-delenlerini, tanesi mil-yon Dolar’larla sat›lanBeykoz konaklar›n›, Bil-

kent konutlar›n›, Atatürk Havala-n›’n› Bilkent Üniversitesi’nin flir-ketlerinin yapt›¤›n› belirtmek, ku-rulan holdingin çap›n› göstermeyeyeterlidir san›r›z. Ki, o dönemlerdebas›na yans›yan yolsuzluk haberle-rini burada hiç saym›yoruz, çünküçarp›k kapitalizmin nimetlerini yi-yenlerin baflka türlü büyümesi dü-flünülemez.

E¤itimin ›rz›na geçip, bilim yu-valar›n› holdinglere dönüfltürüp ka-sas›n› dolduran Do¤ramac›’y› anlat-mak için daha fazla örnek s›ralaya-biliriz, ama gereksizdir. O, YÖK’ünmimar›d›r demek san›r›z yeterlidir.

Peki bu ödülü verenler kim?

Güya YÖK ile çat›flan, YÖK’ünyasaklad›¤› baflörtüsünü “namusu-muz” diye bayrak yapanlar. Güyaözgürlüklerden yana olanlar. Güyacuntaya karfl› olanlar. Güya yolsuz-luklara karfl› bayrak açanlar...

Riyakârl›k diz boyu!

Pragmatizm g›rtla¤a dayanm›fl!

Bu ödülün verilmesinde, oligar-flinin son günlerde ana gündemle-rinden birini oluflturan Kerkük’teDo¤ramac›’n›n iliflkileri muhtemelki önemli bir etkendi. AKP iktidar›-n›n pragmatizmi düflünüldü¤ünde,de¤il Do¤ramac›’ya, yar›n 28 fiu-bat’›n komutanlar›na, ÇevikBir’lere dahi ödül verebilece¤inisöylemek kehanet olmaz.

39

25 Mart 2007 / 97

TBMM’den Cuntan›n Adam› Do¤ramac›’ya Onur Ödülü!

‹hsan Do¤ramac› ad› y›llarca YÖK ile birliktean›ld›. YÖK ise; bask›, okuldan at›lmalar, örgüt-lenme hakk›n›n yokedilmesi, k›smi özerkli¤in

katli, bilim insanlar›n›n üniversitelerden kovul-mas›, gerici ve anti-bilimsel e¤itim demektir.Do¤ramac› tüm bunlar›n da uygulay›c›s› oldu.

Do¤ramac›’ya ‘‘onur ödü-lü’ vermek, 112 EEylül CCun-tas›’yla oonur duymakt›r!

Page 40: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

“Yer yok, personelyetersiz”; Bahane çok!

TTeekkiirrddaa¤¤ 22 NNoolluu FF TTiippii’’nnddeennKKeennaann GGüünnyyeell’’iinn 99 MMaarrtt 22000077 ttaa--rriihhllii mmeekkttuubbuunnddaann::

Genelge sonras› neler yaflan›yordiye soracak olursan, anlatay›m.

Genelge sonras› sohbete toplamüç kez ç›kar›ld›k. "Yer yok, perso-nel yetersiz" gerekçesiyle haftadaiki saat olarak ç›kar›l›yoruz. ‹flinçarp›c› yan› bu iki saatlik süre de yas›cak su saatine ya da ziyaret saati-ne denk getirilmektedir. Bunun te-sadüf olmad›¤› aflikard›r.

Burada haftada bir saat s›cak suverilmekte ve haftada bir saatlik gö-rüfl süresi vard›r. Sohbet alan›na ç›-kar›lmam›z bu saatlere denk getiril-mek için özel çaba harcand›¤› orta-dad›r. Haftada iki saatlik sohbet sü-resine indirilemez. Genelgede belir-tilen süre on saattir ve ayr›ca bu sü-renin haftada yirmi saate ç›kar›laca-¤› taahhüt edilmifltir. Genelge flu yada bu mazeret ortaya konmadan tamolarak uygulanmal›, verilen sözlertutulmal›.

... Ayr›ca 1 Mart günü ayakkab›aramas› s›ras›nda sorun ç›kart›p, pe-flinden arkadafllar›m›za ssaalldd››rr››llmm››flflve Ercan Kutlu tteekkllii hhüüccrreeyyee kaç›-r›lm›flt›. Sald›rganlar korunup, sal-d›r›ya u¤rayan arkadafl›m›za 'me-mura mukavemetten' soruflturmaaç›ld›. Arkadafl›m›z halen keyfi birflekilde teklilerde tutulmaktad›r. Busald›r›n›n devam›nda 5 Mart günküsohbet alan›na Ercan arkadafl›m›zbir bahane yarat›larak bilinçli ola-rak ç›kar›lmam›flt›r.

... Di¤er yandan genelgenin ne-den uygulanmad›¤›n› müdüre soranfarkl› yap›dan bir arkadafla Müdür,"bakanl›k bana on saat uygula de-miyor ki. Koflullar›n varsa uyguladiyor. Benim koflullar›m yok."

... Genelgeyi uygulamakla yü-kümlü idare, bunun yerine zorlamabahanelerle genelgeyi uygulam›yor,

dahas› sald›rganl›¤a yöneliyor. Ade-ta fiziki sald›r›larla birlikte psikolo-jik savafl verilmekte, zaferimizinkarfl›s›ndaki acizliklerini ve haz›m-s›zl›klar›n› kusmaktad›rlar. Ancakyan›l›yorlar. Haz›ms›zl›k sald›r›y›ve en geri noktada statü dayatmay›getirirken, acizliklerini de büyütü-yor. "De¤iflen bir fley yok" havas›vermeye çal›flmak bu acizli¤in birbaflka boyutudur.

Onlar için bu saatten sonra yap›-lacak tek fley genelgeyi tam olarakuygulamak ve devam›nda di¤er tec-rit uygulamalar›na son vermektir.Ki yapacaklar› da baflka bir fley ol-mayacakt›r nihayetinde.

*

“K›sacas› genelgeyeuymuyorlar”

EEddiirrnnee FF TTiippii’’nnddeenn AAllii OOssmmaannKKöössee’’nniinn 1111 MMaarrtt 22000077 ttaarriihhlliimmeekkttuubbuunnddaann::

Bu hafta ‘aç›k görüfl var’ diyereksohbete ç›karmad›lar.

... Yeni tutuklalan Canip, Sezginve Onur'u da ç›karmad›lar. Niye ç›-karmad›klar›na dair bilgi de verme-mifller. Ama ç›kar›lmayanlar›n pekço¤unun sohbet vb. etkinliklerdenmen cezas› varm›fl. Oysa genelgehükmü çok aç›k: Sohbet, ceza kap-sam› d›fl›nda.

22 Ocak tarihli 55/1 Nolu Genel-ge'nin 3. bölümünün 14. maddesin-

de ise çok aç›k: "Hücreye koyma ce-zas› olan hükümlü ve tutuklular, bu-cezalar› infaz edildikten sonra, di-¤er disiplin cezalar›n› alanlar ise,cezalar›n›n infaz koflulu aranmaks›-z›n bu faaliyetlere kat›l›r."

... K›sacas› genelgeye uyma-maktalar. Bakal›m önümüzdekigünler ne gösterecek?

*

Bakanl›k soracak m›?TTeekkiirrddaa¤¤ 22 NNoo’’lluu FF TTiippii’’nnddeenn

SSeerrddaarr KKaarraaççeelliikk’’iinn 88--1111 MMaarrtt22000077 ttaarriihhllii mmeekkttuubbuunnddaann::

Gittik, 2 saat volta-sohbet edipgeldik... Bizim böyleydi. Öncesindeve sonras›nda da ç›kanlar olmufltu.Yani öyle 10 saat vb. durum flu anyok, bunu konuflaca¤›z. Durumagöre gözden geçirece¤iz... Bu biryan›yken, hemen hemen ç›kan tümhücrelerin ya o an ziyaret saatiydi,ç›kamad›lar, yar›m kesip geri geti-rildiler... Ya haftada bir verilen s›-cak su saatine denk getirilip tercihleyüz yüze b›rak›ld›lar. ... elbette bun-lar bilinçli uygulamalard›r. Bunlar›anlamamak için çok çok iyimser ol-mak gerekir. Genelgeden bu yana 4saat görüfle ç›kabilmifl olduk.

... Anlayaca¤›n buralarda 10 sa-atlik genelgenin durumu yazd›¤›m›zflekildedir... Böyle olursa ç›kmaya-ca¤›z bir kez daha ifade ederiz, faz-la tart›flacak durum yok...

Di¤er yerlerden de genel olarakbilgiler al›yoruz. Ayn› bakanl›¤aba¤l› ama ayr› uygulamalar›n yap›l-d›¤› bir hapishaneler gerçe¤i var.Bakanl›k siz benim yay›mlad›¤›mbir genelgeyi nas›l hayata geçirmez-siniz diye soracak m›? Bunun ceva-b› uygulamalardaki gayri ciddi so-nuçlardan bellidir. Düflünün, bir ül-kede hapishanelerden sorumlu birbakan genelge yay›nl›yor ama bunuciddiye alan yok mu diyece¤iz, nediyece¤iz?

40

25 Mart 2007 / 97

GGGeeennneee lll gggeee ’’’ nnn iii nnn vvveee SSSööözzz lll eee rrr iii nnn TTTaaakkk iii pppççç iii sss iii yyy iii zzz :::

Page 41: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

41

25 Mart 2007 / 97

Mart bizimdir en çok, bahar biziz!Merhaba!

Mart'la gelir bahar. Kar erir da¤larda, yeflerir do¤a. Uyan›r.Ve Mart bizimdir en çok, bahar bizim.

Elimiz yüre¤imizde, susmak bilmeyen bir ça¤r› oluruz kav-gaya. NNeewwrroozz demek bahar›n bir balyoz darbesiyle patlamas›-d›r Dehaklar’›n beyninde. Biz her bahar Kawa oluruz, elleri-mizle sunar›z umut ateflini.

16 Mart 1978 olur tarih. BBeeyyaazz››tt Meydan›’nda açan k›z›lkaranfiller oluruz. Tomurcuklar›m›z da¤›l›r dört bir yana.

Emperyalizmin ve zorbal›¤›n zehrine bo¤arlar bahar›m›z›.HHaalleeppççee'de evlad›na sar›lan el oluruz. Ölüm soluruz.

Gün olur, kondulardan akan insan seli oluruz. Zaptederizpanzerleri, zaptederiz sokaklar›. Karanl›¤a inat, parlayan y›l-d›zlarca gösteririz yürünecek yolu. GGaazzii oluruz, ÜÜmmrraanniiyyeeoluruz ve yürürüz kurflunlanan bedenlerle. ‹syan oluruz! Za-limlerin yüre¤ine korku oluruz. Kabusu oluruz gökdelenlerin.

Ve dört bir yan zifire kesilecekken, tam da sustu san›l›rkenhalk›n yüre¤i, CCeennggiizzccee konufluruz... Bahar biz oluruz. UUmmuuttgibi sokak sokak dillenir türkümüz. Zafer oluruz.

Kahramanlar›m›z› sayg›yla an›yor, zafer and›m›z› bir kezdaha yineliyoruz.

TTeekkiirrddaa¤¤ 22 NNoo''lluu FF TTiippii HHaappiisshhaanneessiiDDHHKKPP--CC DDaavvaa TTuuttssaakkllaarr››

Çeflitli devrimci, demokratik ör-gütler, 19 Mart’ta TMMOB’da birbas›n toplant›s› yaparak Adalet Ba-kanl›¤›’n›n genelgeyi uygulamas›n›istediler.

Bas›n toplant›s›nda ÇHD’denAv. Bark›n Timtik bir konuflma ya-parak, genelgenin hapishanelerdenas›l uyguland›¤›na dair bilgi verdi.Tek tek hapishanelerdeki durumuözetleyerek 10 saatlik görüflme hak-k›n›n fiilen uygulanmad›¤›na de¤i-nen Timtik, genelgenin takipçisiolacaklar›n› dile getirdi.

Timtik’in aç›klamas›ndan sonraortak aç›klamay› okuyan EHP ‹lBaflkan› Fadik Bilgetekin, genelge-nin uygulanmas›, hasta olan tutuk-lular›n tedavilerinin sa¤lanmas›,

Erol Zavar’›n serbest b›rak›lmas›taleplerini dile getirdi¤i aç›klama-da, hasta tutsaklar›n durumlar›n› ör-nekleyerek, durumlar› giderek a¤›r-laflmakta olan bu kiflilerin tecrithücrelerinde tedavi olmalar›na im-kân olmad›¤›n› belirtti.

Toplant›da söz alan di¤er konufl-mac›lar da tecrite son verilmesiniisterken, ““ FF TTiippiinnddee kkooflfluullllaarr››nn ddüü--zzeellttiillmmeemmeessii dduurruummuunnddaa ssookkaa¤¤aaçç››kkmmaakkttaann ççeekkiinnmmeeyyeecceekklleerriinnii””vurgulad›lar.

Aç›klamada imzas› bulunan ku-rumlar flunlard›r:

TMMOB, KESK fiubeler Plat-formu, D‹SK Genel-‹fl 2 No'lu Böl-ge ve 3 No'lu fiube, D‹SK DEVSa¤l›k-‹fl, D‹SK Bas›n-‹fl, D‹SK

Emekli-Sen 2 No'lu fiube, Ça¤daflAvukatlar Grubu, ÇHD, TecriteKarfl› Avukatlar (Tecrite Karfl› Da-yan›flma Komitesi), Tecride Karfl›Sanatç›lar, Tiyatro Simurg, PSAKDMarmara fiubeleri, Halkevleri, ÖDP‹stanbul ‹l Örgütü, EMEP, TKP,SDP, Kurtulufl Partisi, EHP, HÖC,HKM, Anti Kapitalist, Kald›raç,BDSP, Ça¤r›, ‹flçi Mücadelesi, TÖP,ESP, Partizan, ODAK, SEH, Dev-rimci Hareket, ‹HD, TUDEF, Anar-flist Komünist ‹nisiyatif, Divri¤iKültür Derne¤i, SODAP.

GGeenneellggeenniinn UUyygguullaannmmaammaass››nnaa DDeemmookkrraattiikk KKuurruummllaarrddaann TTeeppkkii

Dayan›flmam›z ssürecekAtina'da daha önce kurulmufl olan “Türki-

ye'deki Politik Tutsaklarla Dayan›flma Komi-tesi”, ölüm orucu direnifline kazan›mlar sonu-cu ara verilmesi nedeniyle çeflitli sendikalar›nve örgütlerin kat›l›m›yla bir gece düzenledi.16 Mart’ta Atina'da Politeknik Üniversite-si’nde yap›lan etkinlikte, direniflin flehitlerian›l›rken, Dayan›flma Komitesi Temsilcisi, di-reniflin ilk gününden zafer gününe yedi y›ll›ksüreci özetleyen bir konuflma yapt›. Konufl-mada direnifle destek veren bütün Yunanl› ki-fli, kurum, parti ve DKÖ'lere teflekkür edildi.Henüz tecritin ortadan kalkmad›¤› ve bu ne-denle de tecrite karfl› mücadelenin devam etti-¤i vurgulanarak bundan böyle de birlikte ol-mak gerekti¤ine de¤inildi.

Behiç Aflc› ve Gülcan Görüro¤lu'nun gön-derdikleri mesajlar›n sinevizyondan gösteril-di¤i gece Grup Sevcan'›n marfl ve türküleriylesona erdi.

V›zgelir Ç›kt›!Sincan F Tipi Hapisha-

nesi’ndeki Cepheli tutsaklar›nç›kard›¤› mizah dergisi V›zge-lir’in 91. say›s› ç›kt›.

Page 42: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

17 Mart’ta ‹stanbul’da iki ayr›eylem vard›. Kad›köy’de BAK tara-f›ndan düzenlenen mitinge, refor-mist partilerle sendikalardan oluflan2 bine yak›n kifli kat›l›rken, devrim-ci gruplar taraf›ndan Dolmabah-çe’de yap›lan fiili mitingte 4 bin ki-fli emperyalizme karfl› direnen halk-lar›n yan›nda yerald›¤›n› hayk›rd›.

Taksim AKM önünde toplananHÖC, Emperyalizme Karfl› Yurtse-ver Cephe, Halkevleri, BDSP, EHP,Kald›raç, DHP, Devrimci Hareket,Odak, HKM, ÇHD, PDD, Divri¤iKültür Derne¤i, Tunceliler Dernek-leri Federasyonu, Al›nteri, PSAKD,

Ö¤renci Muhalefeti üyeleri, slogan-larla Dolmabahçe’ye yürüdü.

En önde ortak imzal› "Emperya-lizm Yenilecek Direnen Halklar Ka-zanacak! Yaflas›n Halklar›n Kardefl-li¤i" pankart›n›n yerald›¤› yürüyüfl-te, "Kahrolsun Emperyalizm, Yafla-s›n Mücadelemiz! Biji Bratiya Ge-lan! Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i!Emperyalistler ‹flbirlikçiler 6. Filo-yu Unutmay›n! Irak Halk› Yaln›zDe¤ildir, Filistin Halk› Yaln›z De-¤ildir!" sloganlar› at›ld›. HÖC kor-tejinin en önünde "‹flgale Karfl› Di-renen Irak Halk› Kazanacak" pan-kart› tafl›n›rken hemen peflinde Irak,

Filistin ve Lübnan bayraklar› ile k›-z›l bayraklar dalgaland›r›ld›.

Türkiye devrimci hareketin anti-emperyalist mücadele gelene¤indesimgesel önemi bulunan Dolmabah-çe’de yap›lan konuflmalarda, Türki-ye halk›n›n direnifle deste¤i vurgu-land›. Sunuculu¤unu tiyatro ve sine-ma oyuncusu Orhan Ayd›n’›n yapt›-¤› programda, ortak metni okuyan‹lknur Birol, "Biz on y›llar›n müca-dele gelene¤inden geliyoruz. Musta-fa Suphiler’in, Denizler’in, Ma-hirler’in, ‹bolar’›n yolundan yürü-yoruz. Hayk›r›yoruz; Direnen Irakhalk› ve tüm Ortado¤u halklar›n›nyan›nday›z.” diye konufltu.

Hasan Biber’in Arapça ve Türk-çe fliirlerinin, fiehir Ifl›klar› ve ‹lkayAkkaya’n›n flark›lar›n›n ard›ndan,"Felluce" marfl›yla dinletisine bafl-layan Grup Yorum, anti-emperyalistöfkeyi daha da yükseltti.

Bu arada, Taksim’de toplanmas›ras›ndan The Marmara Oteli’ninbayrak direklerinde çekili olan em-

42

25 Mart 2007 / 97

Dört y›l önce, 20 Mart sabah› ilk bomba düflmüfltü.‹flgal dördüncü y›l›n› tamamlarken, 17 Mart dünya ça-p›nda iflgale karfl› eylem gününde, meydanlar iflgali la-netleyen sloganlarla inledi, ABD bayraklar› yak›l›rken,direnifle destek sloganlar› hayk›r›ld›.

‹tiraflar›n birbirini izledi¤i, baflar›s›zl›¤›n ayyukaç›kt›¤› Irak için Bush yönetiminin tek bir stratejisi varart›k: Daha fazla katliam, daha fazla iflgal askeri... K›-saca, tarihte bütün iflgalcilerin eninde sonunda baflvur-mak zorunda kald›¤› ve hiçbir iflgalin zaferini getirme-yen yöntem... Buna ra¤men kimse ABD emperyalizmi-nin hemen pes edece¤ini de beklemesin. Belki y›llarcasürecek bu direnifl, ama kesin olan bir fley varsa, zaferdirenenlerin olacakt›r.

Halklar iflgalin y›ldönümünü meydanlarda karfl›lar-ken, direniflçiler de iflgalcilere ve iflbirlikçilerine vur-maya devam ediyorlard›. ‹flgal komutan› Bush ise, dörty›l önce yapt›¤› “savafl zaferle sonuçlanm›flt›r” aç›kla-mas›n› çoktan unutmufl, “Irak’ta baflar› için aylarca, y›l-larca beklemek gerekebilir, Amerikan halk› sab›rl› ol-mal›” diyordu. Kararl›l›¤› göstermek, kendi halk›na ba-k›n baflar›yoruz, diktatörleri yok ediyoruz mesajlar›vermek, içeride iflbirlikçi fiiileri tatmin edebilmek içinidamlar› da sürdürdü iflgalciler. Bu kez, iflgalin bafllad›-

¤› gün, Saddam Hüseyin’in yard›mc›s› Taha Yasin Ra-mazan idam edildi. Ramazan, Saddam ile ayn› yere gö-mülürken, yüzlerce Irakl› iflgalcileri lanetledi.

Peki iflgalin dördüncü y›l›nda Irak halk›n›n durumuneydi? Buna iliflkin de bas›nda çok say›da haber yer al›-yordu. Tüm bu haberlerin ortak noktas› ise, halk›n ifl-galcileri istemedi¤iydi, ‘Saddam dönemi daha iyiydi’diyenlerin say›s›n›n giderek artt›¤›yd›.

Örne¤in son günlerde yap›lan bir araflt›rma, Irakhalk›n›n iflgal yönetimindeki ülkenin gelece¤i ile ilgiligiderek derinleflen bir karamsarl›k içinde oldu¤unugösteriyordu. Sonuçlar›n geçen y›la göre daha olumsuzoldu¤unun görüldü¤ü araflt›rmada, geçen y›l “hayat›-m›z bir y›l sonra iyi olacak” diyenlerin oran› yüzde64’ü bulurken, flimdi bu oran yüzde 35’e düflmüfltü.Halk›n yüzde 78’inin iflgalci askerlerin varl›¤›na karfl›olduklar›n› söyledi¤i ankette bir di¤er çarp›c› sonuç ise,iflgalin k›flk›rtt›¤› mezhep çat›flmalar›na yüzde 94’lükbir kesimin karfl› olmas›, semtlerin mezhep temelindebölünmesinin kötü bir fikir oldu¤u yolunda görüfl be-lirtmesiydi. Halk bu sonuçlarla iflgale karfl› oldu¤unuve birlikten yana tutumunu bir biçimde ortaya koymak-tad›r. ‹flgalin dördüncü y›l›nda direniflin önündeki enönemli sorun da zaten budur: Birlik!

‘Direnen Irak Halk› Kazanacak’‘Direnen Irak Halk› Kazanacak’

Page 43: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

peryalist ülkelerin bayraklar›n›n in-dirilmesi dikkat çekti.

‹stanbul’daki bir baflka eylemise, 20 Mart’ta D‹SK, KESK, TTBve TMMOB'un da aralar›nda bulun-du¤u sendika ve meslek örgütlerin-ce yap›lan eylemdi. HÖC’ün de ka-t›ld›¤› eylemde 1200 kifli Dolma-bahçe’ye yürüdü. Kurumlar ad›naaç›klama yapan ‹. Hakk› Tombul,“Bugün ve her zaman, burada veher yerde George Bush'a, Venezuel-la Devlet Baflkan› Hugo Chavez ka-dar cesurca karfl› ç›kmal›y›z” diyekonufltu. Meslek örgütleri Anka-ra’da da ABD Büyükelçili¤i önünesiyah çelenk b›rakt›lar.

AAddaannaa ‹nönü Park›'nda, "Dire-nen Irak Halk› Kazanacak" pankart›açarak 20 Mart günü eylem yapanHÖC üyeleri, “Filistin'de ‹ntifadaIrak'ta Direnifl Kazanacak!" slo-ganlar› att›lar. Eylemde konuflanHasan Kutlu, “Bu dört y›lda Irakhalk› direnifliyle emperyalizmin kâ-¤›ttan kaplan oldu¤unu bir kez dahagösterdi” dedi. Amerikan bayra¤›-n›n yak›ld›¤› eylemde, okunan fliir-de, söylenen marfllarda da emperya-lizme öfke vard›.

AAnnkkaarraa’’ddaa, HÖC’ün de yerald›-¤› demokratik kitle örgütleri, sendi-kalar, meslek odalar› ve siyasi parti-lere üye 1000 kifli, Kolej Kavfla-¤›’ndan Sakarya Caddesi’ne yürü-dü. Coflkunun dorukta oldu¤u yürü-yüflte s›k s›k "Emperyalizm Yenile-cek Direnen Halklar Kazanacak"slogan› hayk›r›ld›. HÖC’lülerin "‹fl-gale Karfl› Direnen Irak Halk› Kaza-nacak" pankart›yla yerald›¤› eylem-de ABD bayra¤›na sar›l› kukla ya-k›ld›. fiair Mehmet Özer’in fliirininard›ndan ortak aç›klamay› yapan

KESK fiubelerPlatformu Sözcü-sü Osman Özyurt,emperya l izminOr t ado¤u’dak isald›rganl›¤›na veAKP iktidar›n›niflbir l ikçi l i¤inedikkat çekerek,Türkiyeli devrim-cilerin anti-em-peryalist mücade-le gelene¤ini ha-t›rlatt›. Eylem, ‹dilcan Müzik Top-lulu¤u’nun marfllar› ile sona erdi.

HÖC’ün de içinde yerald›¤› ‹‹zz--mmiirr Emperyalizme ve SiyonizmeKarfl› Birlik ile, BSP, Al›nteri veDevrimci Hareket üyeleri, 20Mart’ta Kemeralt› giriflinde birara-ya geldiler. ‹flgali anlatan resim ser-gisinin de yerald›¤› eylemde, "Em-peryalizm Yenilecek Direnen Halk-lar Kazanacak, ‹flgale Karfl› Dire-nen Irak Halk› Kazanacak, Yaflas›nHalklar›n Kardeflli¤i” yaz›l› pan-kartlar aç›ld›. P›nar Bali taraf›ndanokunan ortak aç›klamada, “Biz anti-emperyalistler olarak, topraklar›m›-z›n, emperyalizmin iflgallerinde, sö-mürü ve talanlar›nda, suç orta¤› ola-rak kullan›lmas›n› ve iflbirli¤i yap-mas›n› istemiyoruz!” denildi.

AAnnttaallyyaa’’ddaa TKP, Halkevleri,HÖC ve PSAKD üyeleri 17 Mart’taK›fllahan Oteli önüne yürüdü. Irak,Filistin ve k›z›l bayraklar›n tafl›nd›-¤› yürüyüflte, “Katil ABD ‹flbirlikçiAKP, Irak Halk› Yaln›z De¤ildir”sloganlar› at›ld›. Kurumlar ad›naaç›klamay› yapan Züleyha Kurt,emperyalizmin ve iflbirlikçilerininplanlar›n›n gerçekleflmeyece¤inibelirtti. TTrraabbzzoonn HÖC üyeleri 18Mart’ta Trabzon Meydan›’nda ABDbayra¤› yakarak iflgali protesto edenbir aç›klama yapt›lar. MMeerrssiinn’’ddee deHÖC Temsilcili¤i, Büyükflehir Be-lediyesi önünde “Emperyalizm Ye-nilecek Direnen Halklar Kazana-cak” yaz›l› pankart açarak, emper-yalist iflgali lanetledi. HÖC ad›naaç›klamay› yapan Hasan Biber,“Ezilen halklar›n direnifli meflrudur.Tarihler boyunca güçlüler de¤ilhakl›lar kazanm›fllard›r” dedi.

Halklar iflgale hay›r diyor

‹flgal dünyan›n dört bir yan›ndada protesto edildi. ‹spanya’da 400bin kifli iflgale son verilmesini ister-ken, ABD’de onbinlerince insan'Savafla Hay›r' dedi. Japonya'danMalezya'ya, fiili'den Almanya’yaonlarca ülkede meydanlara ç›kandünya halklar›, iflgalcilerin Irak’›terk etmesini istedi. Avusturya'n›nbaflkenti Viyana'da yap›lan yürüyü-fle HÖC d›fl›nda Avusturyal›, Filis-tinli, ‹ranl› örgütlerle Slovak ö¤ren-ciler kat›ld›. Almanya’n›n Duisburgkentinde düzenlenen yürüyüflteAnadolu Federasyonu "Emperya-lizm Yenilecek, Direnen HalklarKazanacak" pankart› ile yerini ald›.Avustralya k›tas›nda birçok flehirdeiflgal karfl›t› gösteriler yap›l›rken,Sydney'de yap›lan eylemde "Dire-nen Halklar Emperyalizmi Yene-cek” pankart› ile yerini alanAvustralya HÖC üyeleri coflkulusloganlar› ile dikkat çektiler.

Avrupa’da gösterilerin yap›ld›¤›yerlerden biri de Belçika’n›n bafl-kenti Brüksel oldu. 4 bin kiflinin yü-rüdü¤ü eylemde, HÖC imzal› dö-vizler tafl›n›rken, 150 kiflilik CLEAkortejinde, DHKC Davas› ile ilgilipankartlar, döviz ve resimler yeral-d›. DHKC Davas›’n›n, Amerikanemperyalizminin “teröre karfl› sa-vafl” sald›rganl›¤›n›n bir yans›mas›oldu¤unu belirten CLEA üyeleri,konuya iliflkin bildiriler de da¤›tt›-lar. Irak, Filistin, Lübnan, Küba veVenezuella bayraklar›yla AmerikanKonsoloslu¤u'na yürüyen kitle, bu-rada iflgale son verilmesini istedi ve“‹ran'a Sald›r›ya Hay›r” dedi.

43

25 Mart 2007 / 97

Page 44: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

4425 Mart 2007 / 97

"Seçim yat›r›m› de¤il" diyor hü-kümet sözcüsü Cemil Çiçek; "e¤erböyle de¤erlendirirsek bizim2007'de yapt›¤›m›z tüm icraatlarseçim yat›r›m›." Aç›klaman›n ko-nusu yeni aç›lmas› planlanan vekurucu rektör atamalar›n› kiminyapaca¤› tart›flma konusu olan 15yeni üniversite. Nas›l, hangi ola-naklarla aç›laca¤› belli olmayan 15üniversiteden sözediyor Çiçek. Buaç›klamay› yaparken de ülkemizdeüniversiteye gidebilen genç oran›-n›n dünya ortalamas›n›n çok alt›n-da oldu¤unu, bu yüzden yeni üni-versiteler açman›n her zaman he-defleri oldu¤unu da vurgulad›.

Eminiz bu aç›klamay› dinleyenve az çok çevresinde olanlar›n far-k›nda olan her üniversite ö¤rencisi,gülmekten kendini alamam›flt›r.Çünkü biz bu ülkenin üniversitele-rinde okuyoruz. Tabelas›ndan bafl-ka her fleyiyle liseden farks›z, hiç-bir araflt›rma olana¤› olmayan, bili-min yan›ndan geçmedi¤i, ö¤renci-lere kendilerini sosyal yönden ge-lifltirebilece¤i hiçbir olanak sunma-yan onlarca fakülte, yüzlerce bö-lüm var. Çiçek de yeni açacaklar›tabela üniversiteleriyle e¤itimekatk› yapaca¤›n› söylüyor.

Ülkemizde var olan üniversite-lerin mevcut durumlar› ortaday-ken yeni aç›laca¤› söylenen üni-versitelerin durumunun nas›l ola-ca¤› da aç›kt›r. Geçmifl dönem ör-neklerinden yola ç›kacak olursaküniversite olmayan bir ilde zatenbulunan herhangi bir fakültede ta-bela de¤iflikli¤i yap›l›r; ‘Fakülte’ ya-z›s› yerine ‘Üniversite’ yaz›l›r. Al›nsize yepyeni bir üniversite!

Seçim kampanyalar›nda, ‘15 ye-ni üniversite açt›k’ demek içingençlerimizin e¤itim standartlar›n›daha da afla¤›ya çekmekte bir sa-k›nca görmeyen AKP, aç›lacak üni-versitelerde de kadrolaflma yapa-rak bir taflta iki kufl vurmay› he-deflemektedir.

Tam da bu noktada bas›na dayans›yan, YÖK-Milli E¤itim Bakanl›-

¤›-AKP aras›ndaki, ‘kurucu rektör-leri kim atayacak’ tart›flmas›; asl›n-

da ‘ortaya ç›kacak rant nas›l vekimler aras›nda paylafl›lacak’tart›flmas›d›r. Aksini iddia et-mek, alt›nda akademik, bilimsel,gençli¤i düflünen kayg›lar ara-

mak safl›kt›r, körlüktür.

Bizim duraca¤›m›z yer ise bu ikitaraf›n da d›fl›nda, tamamen kendiprogram›m›z, yani Halk ‹çin Bilim,Halk ‹çin E¤itim veren üniversite-ler fleklinde formüle etti¤imizprogram›n çerçevesinde bir yer ol-mak zorundad›r. Çünkü ne YÖK nede AKP e¤itim flartlar›n›n iyilefltiril-mesini, nitelik ve nicelik olarak ka-litesinin artt›r›lmas›n› tart›flma-maktad›r. ‹kisi için de varsa yoksa“üniversitelerde kim söz sahibiolacak”t›r.

Liseden mezun olan neredeyseher gencimizin hayallerini süsle-yen üniversiteli olma iste¤i, AKPkurmaylar› taraf›ndan da çok iyibilinmektedir. ‹flte bunun üzerin-den kendilerine propaganda mal-zemeleri üretmektedirler. Din istis-marc›lar› gençlerimizin hayalleriniistismar ederek ailelerinin oylar›n›avlamaya soyunmaktad›r.

Mevcut üniversitelerin imkan-s›zl›klar› bunun en aç›k kan›t›d›r.Laboratuar› olmayan kimya ve fi-zik bölümleri, bilgisayars›z bilgisa-yar mühendisli¤i bölümleri vb. gibiörnekler hiç de yabanc› olmad›¤›-m›z örneklerdir. E¤itim kalitesi aç›-s›ndan ise tart›fl›lacak yanlar› bileyoktur. Ezberci bir e¤itimin hakimoldu¤u, deneye ve gözleme nere-deyse hiç imkan ayr›lmad›¤› bire¤itim program› hakimdir. Bir deson tart›flmalarda "laikli¤in bekçisi,üniversite özerkli¤inin y›lmaz sa-vunucusu, demokrasi havarisi" ke-silen YÖK'ün üniversiteleri soktu-¤u k›flla disiplinini de eklersek, 15yeni üniversitenin de nas›l olabile-ce¤inin ilk verileri gelmifl olur.

Üniversite açman›n tamamenolumsuz oldu¤unu mu düflünüyo-ruz? Tabi ki hay›r. Hatta isteyenherkesin yetenek ve ihtiyaçlarauygun bir biçimde lisans e¤itimi al-mas›n›n en vazgeçilmez hak ve öz-gürlüklerden biri oldu¤unu düflü-nüyoruz. Fakat bunu ne AKP ikti-dar› ne YÖK ne de bu düzenin bafl-

ka bir kurumu yapacakt›r. Ne söy-ledikleri önemli de¤ildir. Çiçek ve-ya Milli E¤itim Bakan› Hüseyin Çe-lik ne kadar, ‘gençlerimizin e¤itimi-ne önem veriyoruz’ derlerse desin-ler iktidarlar› boyunca yapt›klar›kendilerini yalanlamaktad›r.

Özel üniversitelere ayr›lan fon-lar›n artt›r›lmas›, üniversite e¤iti-mine harcanan reel bütçenin daral-t›lmas›, ö¤renci harçlar›n›n ö¤retimmaliyetinin % 50 ile % 80 aras›ndaö¤renciden al›nmas› yönünde yasatasar›lar› hep onlar›n icraatlar›d›r.Ö¤rencilerin lehine ise tek bir yasabile ç›karmamalar› flafl›rt›c› olmasagerek.

Var olanlar›yla, yeni aç›lacakolanlar›yla düzenin üniversiteleridüzenin de bir aynas›d›r. Gittikçeticarileflen, ö¤rencinin her türlühakk›n› gasp etmeye odaklananyönetimleriyle, insana de¤er ver-memeleriyle kapitalizmin ahlâk›n›yans›tmaktad›rlar asl›nda.

15 yeni üniversite, yaklafl›k yüzbin ö¤renci demek. Bu ülkenin yüzbin genci üniversiteli olacak amaüniversite e¤itimi alamayacak. Git-tikleri yerin sadece tabelas›nda ya-zacak üniversite. AKP iktidar› pro-pagandas›n› yapacak, oy toplaya-cak gençlerin hayalleri üzerinden.YÖK'le uzlaflacaklar ya da kavgayadevam edecekler, kim hakim ola-cak bu ranta diye. Arada kalan yi-ne biz olaca¤›z. Üniversiteler hak-k›nda gerçekten konuflmas› gere-ken gençler olmas›na karfl›n, yinekonuflturulmayaca¤›z. Birileri bi-zim yerimize kararlar verecek, iti-razs›z uymam›z beklenecek.

Bizler bu yalanlara kanmayacakve halk üniversiteleri için mücade-lemizi sürdürece¤iz. Baflka türlüe¤itimde ve üniversitelerin niteli-¤inde hiçbir de¤ifliklik olmayacak-t›r. Aralar›ndaki hakimiyet müca-delesini flöyle ya da böyle çözüptam paral›, ticarileflmifl, tekellerinhizmetinde üniversiteler yaratmakiçin çal›flmalar›na h›z verecekler-dir. Tek çözüm vard›r. O da "De-mokratik Halk Üniversiteleri”nikurmak için mücadele etmektir.Bunun d›fl›nda hiçbir çözüm ülke-miz gençli¤i için çözüm olamaz...

Gençlik Federasyonu

Tabela Üniversiteler

gS ençlikte:öz

Page 45: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

45

25 Mart 2007 / 97

KTÜ’de Soruflturmalara Karfl› KampanyaTrabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) ö¤rencileri, soruflturma ve ceza-

lara karfl› “Arkadafl›ma Dokunma” ad›yla bir kampanya bafllatt›lar.

KTÜ'de 2 y›ld›r soruflturma terörü devrimci demokrat ö¤rencilerin üzerinde yo-¤un flekilde estiriliyor. Bu süre içinde 78 soruflturma gündeme geldi, 28 ö¤renciyeadli dava aç›ld›, 8 ö¤renci okuldan uzaklaflt›r›ld›. En demokratik bas›n aç›klamas›hakk› dahi suç say›l›rken, kimi zaman bu eylemlere kat›lmayanlar da polisin talima-t› ile soruflturmaya maruz kald›lar. Tüm bunlara karfl›n ö¤renciler sinmediler, y›lma-d›lar. ‹çinde Trabzon Temel Haklar Gençilk Komisyonu, Ekim Gençli¤i, YDG,DPG ve Kald›raç'›n bulundu¤u 'Arkadafl›ma Dokunma' kampanyas› ile soruflturma-lara maruz kalan arkadafllar›na sahip ç›kt›lar.

Çeflitli propaganda araçlar› ile süren kampanyada, 6 ve 15 Mart’ta iki protestoeylemi yap›ld›. Ö¤renciler 24 Mart’ta yapacaklar› eylemle birlikte, ayn› gün bir depanel düzenleyecek. Geçen hafta perflembe günü Rektörlük önünde soruflturmalar›protesto eden ö¤renciler; YÖK üyesi Türkan Saylan'›n da bulundu¤unu ö¤rendikle-rinde, alk›fl ve ›sl›klarla YÖK’ü protesto ettiler ve yürüyüfl yaparak 'Çav Bella ve'Eflkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz' marfllar›n› söylediler.

6 Mart’ta yap›lan eyleminin ard›ndan jandarman›n 3 ö¤renciyi gözalt›na alarak,109 YTL 'ceza' kesmesi ise, gençli¤i sindirme politikas›nda rektörlük ve polisin ya-n›s›ra jandarman›n da yerald›¤›n› gösterdi.

Bu arada KTÜ'lü 6 ö¤renci, 14 Mart'ta, Akçaabat E¤itim Fakültesi'nin önündebir grup serserinin sald›r›s›na u¤rad›. Sald›r›ya cevap veren 6 ö¤renci daha sonratoplanarak gelen 30 kifli taraf›ndan feci flekilde dövüldü. Ö¤renciler dekana durumubildirmesine karfl›n, dekan, b›rak›n sahip ç›kmay›, onlar› düflman gördü¤ünü belliedercesine tutum içine girdi ve “olay› büyütmeyin” dedi. Bunun üzerine ö¤renciler,17 Mart'ta yapt›klar› eylemle sald›r›y› ve dekan› protesto ettiler.

Erzincan Gençlik Derne¤i’ne Sald›r›

16 Mart gecesi HalitpaflaCaddesi’nde bulunan ErzincanGençlik Derne¤i'ne, cam› tafllak›r›larak, iflhan› içindeki tabe-lalar› sökülerek, bir sald›r› dü-zenlendi.

Sald›r› sonras› bas›n top-lant›s› yapan dernek üyeleri,sald›r›lar›n mücadelelerini en-gellemeyece¤ini dile getirdi-ler. Son süreçte dernek üyele-rine, ailelerine yönelik bask›-lara karfl›n derne¤in sosyal,kültürel, siyasal faaliyetlerinisürdürdü¤ünün alt› çizilenaç›klamada flöyle denildi:

“Sormak istiyoruz, derne-¤imizi tafllayan ve tafllatanla-ra. Madem ki o kadar vatanse-versiniz neden Üzümlü'dekiNATO üssünü tafllam›yorsu-nuz? Neden ülkemizin maden-lerini ya¤malayan Kemali-ye'deki ABD'li alt›n madeniniiflleten flirketi tafllamazs›n›z?Neden Erzincan'da uyuflturucusatarak gençlerimizi zehirle-yenleri, fuhuflu yayarak gençk›zlar› kötü yola sürükleyenle-ri linç etmezsiniz.

Çünkü bu sald›r›lar› as›lorganize edenler, etki alt›ndab›rak›lan insanlar d›fl›ndakilerzaten Erzincan'daki her türlüpisli¤in yöneticisi, uyuflturu-cuyu satana izin veren, fuhufluyayan teflvik edendir.”

E¤itim-Sen flube yönetici-leri, ÖDP ‹l Örgütü, Partizanve ESP üyeleride derne¤i zi-yaret ederekdes tek le r in isunarken, sal-d›r›n›n tümdemokrat dev-rimci kifli vekurumlara yö-nelik oldu¤u-nu belirttiler.

Liseliye itirafç›dan ders!Sonunda bu da oldu. Bugüne ka-

dar vahflet ve infaz görüntüleri ile gö-zü korkutulan, “devrimci olursan›zböyle olur” diye sindirilmek istenengençlerimize, oligarflik düzen ve onunpolisinin “terör” konferans›nda bu kezde bir itirafç› taraf›ndan ders verdirildi.

Okul yöneticileri ve resmi polislereflli¤inde Rekabet Kurulu CumhuriyetFen Lisesi’ne götürülen, Diyarbak›rNafiye Ömer fievki Cizrelio¤lu Lisesi11. s›n›f ö¤rencilerine, “terör” konulukonferans verildi. 2 saat süren konfe-

ransta bir itirafç› sinevizyon arac›l›¤›y-la ö¤rencilere “teröre karfl›” ders ver-di.

‹tirafç›l›k hangi düflüncede olursaolsun, en afla¤›l›k ifltir. Oligarfli genç-lere “sözünü dinlemesi” için iflte bu ki-fliliksizli¤i sunmaktad›r.

Ö¤rencilerin zorunlu olarak tabi tu-tulduklar› bu “e¤itimi” elefltiren ve‘hukuk d›fl›’ olarak de¤erlendiren E¤i-tim-Sen Diyarbak›r fiube Baflkan› ‹h-san Babao¤lu, hakl› olarak, itirafç›lar›ngörüntüleri yerine gençlerin bar›fl veadalet duygusunu gelifltirecek etkin-likler yap›lmas› gerekti¤ini söyledi.

gençlik

Liseli GGençlik’ten Z›pk›n gibi bir dergi

Onlar “Liseli Gençlik olarak yaflad›klar› bu köh-ne dünyada, karfl›laflt›klar› haks›zl›klara, adaletsiz-liklere dur demek için biraraya geldiler.”

Haks›zl›klar›, adaletsizlikleri mmiizzaahh››nn vvee ççiizzggiinniinnddiilliiyyllee elefltirdikleri ZZ››ppkk››nn, Ülkemizde Gençlik Ge-lecektir Dergisi’nin özel say›s› olarak yay›nland›.

Page 46: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

Bundan 29 sene önce, 16 Mart1978'de ‹stanbul Beyaz›t Meyda-n›'nda oligarflinin faflist kontra güç-leri taraf›ndan katledilen 7 devrimciö¤renci ülke genelinde düzenleneneylemlerle an›ld›. Devrimci demok-rat gençlik; Hatice Özen, Ahmet Tu-ran Ören, Cemil Sönmez, MuratKurt, Abdullah fiimflek, Hamit Ak›l,Baki Ekiz’i unutmad›klar› ve unut-turmayacaklar›n› bir kez daha gös-terdi. Eylemlerde ayn› zamanda Ha-lepçe katliam› da lanetlendi.

Beyaz›t Meydan›’nda‘Unutmayaca¤›z’ Sloganlar›‹stanbul’daki anma eylemi, her

y›l oldu¤u gibi katliam›n gerçeklefl-ti¤i Beyaz›t Meydan›’yd›.

‹lk olarak DTP Gençlik Meclis-leri’nin de içinde oldu¤u Bar›fl VeKardefllik ‹çin Gençlik ‹nisiyatifiüyeleri Eczac›l›k Fakültesi önüneyürüyerek karanfiller b›rakt›. “16Mart’tan Newroz’a, Özgürlük, Kar-defllik Kazanacak” pankart› aç›lanbu eylemin ard›ndan ÇHD üyesi hu-kukçular, s›n›f arkadafllar›n› and›lar.Avukat Ebru Timtik, katliam dosya-s›n›n 16 Mart 2008’de zamanafl›m›-na u¤rayaca¤›n› dile getirdi.

Ard›ndan; Gençlik Federasyonu,Örgenci Kolektifleri, Ekim Gençli-¤i, DPG, DGH, DSG, EHP Gençli-¤i, Ö¤renci Muhalefeti, ÖDP Genç-li¤i, Ö¤renci Otonomlar› veÇHD'nin yerald›¤› gruplar›n eylemi

vard›. Ede-biyat Fakül-tesi önün-den, Tram-vay dura¤›n-dan ve mer-kez kampü-sün önündenolmak üzereüç koldan"KahrolsunFaflizm, Ya-flas›n Müca-delemiz! Fa-

flizmi Döktü¤ü Kanda Bo¤aca¤›z!Katil Devlet Hesap Verecek!” slo-ganlar›yla yürüyen ö¤renciler Ecza-c›l›k Fakültesi’nin önünde birleflti-ler. Yap›lan aç›klamada gençli¤in 16Mart katliam›n› ve Halepçe’yi unut-mayaca¤› belirtildi. Grup Yorum damarfllar› ile eyleme destek verdiler.

AAnnkkaarraa’’ddaakkii ilk etkinlik, A.ÜCebeci Kampüsü’nde düzenlenenpanel oldu. Ayd›n Sanatç› Girifli-mi'nden Oktay Etiman ve Av. Rah-flan Aytaç’›n konuflmac› olarak ka-t›ld›¤› panelde, 16 Mart katliam›n›nbizzat devlet taraf›ndan gerçekleflti-rildi¤inin alt› çizildi. Sinevizyon

gösteriminin ard›ndan kortej olufltu-rarak yürüyüfle geçen ö¤renciler,"16 Mart'tan Bugüne Katliamlar›nSorumlusu Devlettir" yaz›l› pankartaçt›lar. Cebeci Kampüsü önüne ge-len ö¤renciler ad›na aç›klamay› ya-pan Didem Akman, “Bizler ö¤rencigençlik olarak 16 Mart'› unutmaya-ca¤›m›z›, unutturmayaca¤›m›z› bu-radan bir kez daha hayk›r›yoruz. Bukatliamlar› unutmamak anti-faflistmücadeleyi yükseltmektir, katliam›yapanlardan hesap sormakt›r" dedi.Eyleme, Ankara Gençlik Derne-¤i’nin de aralar›nda yerald›¤› çoksay›da gençlik örgütü kat›ld›.

Bornova Metro önünde yapt›kla-r› aç›klama ile katliam› lanetleyen‹‹zzmmiirr GGeennççlliikk DDeerrnnee¤¤ii üyeleri, ay-n› gün dernek binas›nda bir de anmaetkinli¤i düzenlediler. Dev-GençliHatice Özen'in hayat›n›n anlat›ld›¤›etkinlikte Grup Gün›fl›¤› da marfllarsöyledi. MMaallaattyyaa Temel HaklarGençlik Komisyonu’nun dernek bi-nas›nda düzenledi¤i anma etkinli-¤inde de faflizme karfl› öfke vard›.Grup Umuda Yürüyüfl’ün söyledi¤imarfllara efllik eden gençler, s›k›l›yumruklarla “hesab›n› soraca¤›z”dediler. KKooccaaeellii GGeennççlliikk DDeerrnneekklliiö¤renciler ise Kocaeli ÜniversitesiAn›tpark Yerleflkesi önünde yapt›k-lar› eylemde, "16 Mart’tan BugüneKatliamlar›n Sorumlusu Devlettir"

46

25 Mart 2007 / 97

16 Mart’›n Sorumlusu Devlettir

Ogün Samast’›n Dostlar› ‹fl bafl›nda!SSaammssuunn’’ddaa ise, polisin örgütledi¤i bir grup faflistin, kendi kanl› tarihle-

rinin lanetlenmesine karfl› haz›ms›zl›¤› ve provokasyon giriflimi vard›.

17 Mart günü, Vak›fbank Çiftlik fiubesi önünde toplanarak sloganlarlaSüleymaniye Geçidi’ne yürüyen HÖC, ESP, BDSP, DSÖP, ÖEP, Kald›raçüyeleri, "Gaziyi–Beyaz›t›–Halepçeyi Unutmad›k Unutturmayaca¤›z" yaz›l›,ortak imzal› pankart açt›lar. Polisin meflaleli yürüyüflü “sessiz yürüyüfle”dönüfltürme giriflimi bofla ç›karken, Süleymaniye Geçidi’ne yap›lan aç›k-lamada, provokasyon ve katliam politikalar›n›n devam etti¤i vurgulanarak,Gazi, Beyaz›t ve Halepçe'de yaflanan katliamlara de¤inildi.

Aç›klaman›n sonlar›na do¤ru, polisin yönlendirdi¤i aflikâr olan dört-beflkiflilik bir grup faflist, kitleye do¤ru ba¤›r›p ça¤›rmaya, "Ne Ermeni'si, he-pimiz Türküz lan..." diye höykürmeye bafllad›. Polis sald›rgan grubu en-gellemezken, aç›klama yapanlar›n pankart› kald›rmalar›n› isteyerek, tavr›n›aç›kça ortaya koydu.

Kitlenin "Faflizme Karfl› Omuz Omuza" sloganlar›yla cevaplad›¤› faflistgüruha ra¤men eylem sürerken, faflistlerin say›s› giderek artmaya bafllad›.Ogün Samast ile resim çektirmekle tan›nan Samsun polisi faflistleri yön-lendirmesini gizleme gere¤i dahi duymazken, kitle bir süre SDP il binas›n-da bekledikten sonra da¤›ld›.

Page 47: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

pankart› açt›lar. "Faflizme Karfl›Omuz Omuza", "Hatice ÖzenÖlümsüzdür" sloganlar› atan ö¤ren-ciler ad›na aç›klama yapan EmreDuran, “Onlar katlettikçe biz ço¤a-laca¤›z. Ne 12 Mart'lar, ne 16Mart'lar ne de 19 Aral›k'lar bizi y›l-d›ramayacak” diye konufltu.

MMeerrssiinn’’ddee ise, Beyaz›t ve Ha-lepçe katliamlar›n›n y›l dönümündeDHP, ESP ve Partizan taraf›ndanyap›lan eyleme HÖC üyeleri de ka-t›ld›lar. AAddaannaa GGeennççlliikk DDeerrnnee¤¤iiüyeleri Ç.Ü. R-1 Dersli¤i önündedüzenledikleri eylemde, Hatice-ler’in ölmeyece¤ini bir kez dahahayk›rd›lar. Aç›klamay› yapan Hali-me Keçeli “her Mart'›n 16's›nda gö-rüyor meydan; verilen sözler unu-tulmuyor ve tarih yaz›lmaya devamediyor." derken, Bilgen Geçgil de16 Mart fliirini okudu. EEddiirrnneeGGeennççlliikk DDeerrnnee¤¤ii GGiirriiflfliimmii’nin ''16

Mart'› Unutmad›k, Unutturmayaca-¤›z'' etkinli¤i Trakya Genel-‹fl Edir-ne fiubesi Abdullah Bafltürk salo-nundayd›. Konuflmalar ve sineviz-yon ile katliam›n anlat›ld›¤› etkin-likte, derne¤in müzik grubu da din-leti sundu.

EErrzziinnccaann GGeennççlliikk DDeerrnnee¤¤ii Ga-zi ve 16 Mart katliamlar›n› düzenle-di¤i etkinlikte birarada anarken, IIss--ppaarrttaa GGeennççlliikk DDeerrnnee¤¤ii de 18 Martgünü dernek binas›nda and› flehitle-rini. Ayn› gün UUflflaakk GGeennççlliikk DDeerr--nnee¤¤ii'nde yap›lan anmada konuflanEda fiiflman, “Bizler dev yürekligençler olarak emperyalizme, oli-garfliye ve faflizme karfl› mücadele-mizi sürdürece¤iz. 16 Mart'ta katle-dilen 7 karanfilimizin bayra¤›n›yerlere düflürmeyece¤iz” dedi.

BBaall››kkeessiirr Gençlik Derne¤i, At›-l›m okurlar›, Emek Gençli¤i ve YÖ-GEH’lilerin düzenledi¤i anmada Ko-

ma Avara ve Grup Direnifl marfllarsöylerken, Halepçe ve 16 Mart katli-amlar›n›n unutulmayaca¤› hayk›r›ld›.

AAnnttaallyyaa Akdeniz Üniversitesiö¤rencileri ise Üniversite Ö¤renci-evinde yapt›klar› aç›klama ve anmaprogram› ile 16 Mart’› unutmaya-caklar›n› gösterdiler. Ö¤rencilerad›na konuflan Mehmet Çizmeci,“Beyaz›t'› unutmad›k! fiemdinli'yiunutmad›k! Marafl'› unutmad›k! Ga-zi'yi unutmad›k!” dedi. Grup Sesle-nifl’in fliir ve marfllarla yerald›¤› an-ma program› “Faflizme Karfl› OmuzOmuza” slogan›yla sona erdi.

47

25 Mart 2007 / 97

Ankara K›z›lcahamam’da bir va-fla¤› avlay›p bir de üstelik önündefoto¤raf çektiren avc› bozuntular›y-la ilgili olarak flöyle yazm›fl Hürri-yet: ““BBaaflflkkeennttttee uuyyggaarrll››kk kkaattlliiaamm››VVaahhflfleett ffoottoo¤¤rraaffllaarr››.... UUttaannmmaazzll››kkppoozzuu......”” (17 Mart)

Do¤ru, utanmazl›k!

Peki Hürriyet bu ülkede, katlet-tikleri ‹NSAN’larla poz verenleri debilir mi? Evet, hem de çok iyi bilir.Eminiz elinde yüzlercesinin de res-mi vard›r. Ama yay›nlamaz, böylesekiz sütuna manfletler atmaz.

1990’l› y›llar boyunca neredeyseher gün yafland› bu vahflet. ÖzelTimler katlettikleri gerillalar›n ku-laklar›n›, hatta bafllar›n› kesip pozlarverdiler, kesik kulaklardan, cinselorganlardan koleksiyonlar yapt›lar...

Cesetlere iflkence yapmak oligar-flinin odusunun adeta bir “savafl tak-ti¤i” haline geldi. Bu konuda say›s›zbelge, bilgi ç›kt› ortaya, en sonA‹HM’de bu vahfleti kabul etti Tür-kiye hükümeti.

Biz burada bu vahfletin sadece

bir karesine yer verdik. Hürriyet’insayfalar›nda hiç böyle bir re-sim görülmedi, vaflaklar içinyazd›¤› ‘foto alt›’ yaz›s›n›, oöfkeyi insanlar›n katledilmesiiçin göstermedi, yazmad›.

‹nsanlara uygulanan vahfle-tin karfl›s›nda olmayan bir zih-niyet, asl›nda hayvanlar› da se-vemez, onlar›n katledilmesininde karfl›s›nda yeralamaz. E¤erböyle gösteriyorsa kendini, bi-lin ki orada yalan vard›r, iki-yüzlülük vard›r. Bas›n ahlâk›y-la s›n›rla olmayan, beyni çürü-ten bir ahlâki sorun vard›r.

Vahfli katliamlar› yapan oli-garflinin askeri olunca görmez-den geleceksin, bir rezil avc›-n›nkini tam sayfa teflhir ede-ceksin; iflte bu ahlâk, bu zihni-yet katliamc›lar›n flakflakç›l›¤›-n› yap›yor.

Ve katliamc›lar ‘akredite’kay›tlar›nda, bu ahlâks›zlar›nad›n›n karfl›s›na bu yüzden“bizdendir” diye yaz›yorlar.

‹K‹ RES‹M, TANIDIK B‹R AHLAK! Hürrriyet hiçbir zaman, kafa ko-par›p kulak kesen ve bunlarla pozveren ölüm mangalar›n› ‘vahflet’

diye yay›nlamad›

Page 48: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

Çocukken hep bu soruyu sorarlar.Sanki, “ne olaca¤›m›z” kendi elimiz-deymifl gibi... Kaç çocuk acaba düfl-lerinde istedi¤i gibi oldu?

Üstelik bize o soruyu sorarken al-mak istedikleri cevap da bellidir ge-nellikle. Doktor olacam, mühendisolacam, subay olacam cevaplar›n›duymak isterler bizden. Çocuk ufku-muz daha küçükken, küçücükkendaralt›lm›flt›r alabildi¤ince. Alterna-tifler bir elin parmaklar›n› bile geçmez ço¤unlukla.

Ne olmak istedi¤imiz sadece flu veya bu meslekten–ve elbette çok para getiren bir meslekten– olmayla s›-n›rland›r›lm›flt›r.

Acaba kaç çocuk küçükken kapkaçç› olaca¤›m dedi.Kaç çocuk tamirci ç›ra¤› olmay› kendi istedi? Kaç k›zçocu¤u ben büyüyünce overlokçu olaca¤›m demiflti aca-ba ve kaç k›z çocu¤u “büyüyünce ne olacaks›n?” diyen-lere “ben hayat kad›n› olaca¤›m” cevab›n› verdi?!

*

Büyüyünce ne olaca¤›m›z sorusu, soruyu kimse bizesormasa da, yafl›m›z 20’lere gelinceye kadar hep önü-müzde durur. Beynimize bir çengelle as›l› gibidir adeta.Kaç›n›lmaz ve gelecek dedi¤imiz fleyi belirleyen bir so-rudur ki cevaplamaktan kaç›n›labilemez.

Bu soruyu kendimize sordu¤umuzda hayata anlam›-n› veren temelleri aramaya bafllar›z. Yani, bu arama biryan›yla da yaflama amac›m›z› aramakt›r. Üzerine düflün-dü¤ümüz fley gelece¤imizdir.

Herkesin, bir flekilde empoze edilmifl hayalleri, ide-alleri vard›r. Lisedeyken üniversiteye gitmek, üniversi-teye gidip doktor, mühendis olmak ister. Üniversitedey-ken ifl bulmay› hedefler. Ç›raksa usta olmay› ister. Üc-retli, iflin sahibi olmay› ister... Ve her halükârda bir ev,bir araba, bir efl ve çocuklar süsler hayalleri.

Her insan›n bunlar› düflünmesi, bir yerde do¤ald›r.‹nsan›n doktor olmay›, avukat olmay› veya usta olmay›istemesinde de bir kötülük yok.... Ama birinci meselebunlar›n nas›l olaca¤› noktas›nda ç›kar. Ülkemizde bumasum istemlerin gerçeklefltirilmesi hiç kolay de¤ildir.Haydi bunlara ulafl›ld› diyelim.

Mesele “insan›n gelece¤ini belirlemek” oldu¤unda,bu da pek fazla bir fley ifade etmez. Doktor da olsan,avukat da, usta da olsan, mühendis de olsan pek bir fleyde¤iflmez. Çünkü, “büyüyünce ne olacaks›n?” sorusun-da temel mesele bir mesle¤i seçmekte de¤il, kime hiz-met edece¤ine karar vermektedir. Diyelim doktor oldun,nas›l bir doktor olacaks›n? “Beslenme yetersizli¤i”ndenverem olana "et, süt, bal ye" diyen cinsinden mi? ‹flken-ceden ç›km›fl insanlara "sa¤lam" raporu verenlerdenmi? Yoksa bir sa¤l›k oca¤›nda oraya halk›n gözünü bo-

yamak için oturtuldu-¤unu bile bile, teflhisle-rinin "Allah kerim" ol-du¤unu bile bile "halkahizmet ediyorum" diyekendini kand›rarak m›yapacaks›n doktorlu-¤u? Bir fabrikada iflçi-lik kapt›n; üç kurufl al›p"yarabbi flükür" diyerekmi kazanacaks›n ekme-¤ini? Ustabafl› oldun,patrona iflçileri migammazlayacaks›n bir

maafl ikramiye almak için... Haydi diyelim mühendis ol-dun. Rüflvetin, üçka¤›tç›l›¤›n, yalakal›¤›n envai çeflidi-nin ortas›nda kap›lan ihalelere, çal›nan malzemelere gözmü yumacaks›n?... Diyelim devlet dairesindesin. Ami-rin kölesi, gelen vatandafl›n padiflah› m› olacaks›n?..."Ye kürküm ye" diyenlerden mi olacaks›n? "Devletinmal› deniz, yemeyen domuz" mu diyeceksin yoksa?

Uzun laf›n k›sas› her ne olursak olal›m hayat›n birgerçekli¤i var. Hayat›n içinde ezenler ve ezilenler, sö-mürenler ve sömürülenler var. Sistem bu çeliflki üzerinekurulmufl. Hangi meslekten olunursa olunsun, bu çelifl-kinin bir yan›nda olarak verilir çocuklu¤un en temel so-rusuna cevap... Sorunun cevab›, hayat›n anlam›n› da ve-rir bize. Hayat›n içinde tutulan saftad›r o anlam.

*

Evet sevgili çocuklar, ne olacaks›n›z büyüyünce?Hayat›n hangi yan›nda duracaks›n›z?..

Cevab›ndan kaç›namayaca¤›n›z soru bu. Zaten kaç-mak da gerekmiyor, tersine üzerine gidip ne kadar tezelden verilirse bu cevap, o kadar iyidir... Gençli¤in enolumlu özelli¤inden birisidir sorular sormas›. Soru sor-mak kendine söylenen her fleyi oldu¤u gibi kabul etme-mektir. Soru sormak, gerçe¤i, do¤ruyu aramakt›r. Genç-lik, henüz düzenin rüflvet, doland›r›c›l›k, soysuzluk, yol-suzluk bata¤›na batmam›fl oldu¤u için soru sormaya ce-saret edebilendir. Bu düzen de bunun için gençliktenkorkar. Gençli¤i serserilefltirmeye, gününü gün eden,sorulardan ve cevaplardan hofllanmayan sorumsuz birgüruha dönüfltürmeye çal›fl›r. Her fley gençli¤i politika-dan uzak tutmak üzere flekillendirilmifltir. Gençlerin dü-flünmesinin de, düflüncelerini ifade etmesinin de önüneonlarca engel dikilmifltir.

Önümüze birkaç genç modeli konulmufltur. "Yuppie"derler kimine, kimine baflka bir fley..

Her fley, “gelecekte çok daha fazla kazanma” üzeri-ne programlan›r. Felsefesi "bu memleketi sen mi kurta-racan ya” düflüncesi üzerine kurulmufltur. Bencildir vebunu ak›ll›l›k sayar. Halk›na yabanc›laflmay›, özgürlüksan›r. Hayatta her fleyi yapm›fl olmak, “kendisi” için ya-flamak ad›na tam bir ahlâki çöküflü ve insanl›ktan uzak-laflmay› yaflar. H›rsl›d›r ve h›rs› ayn› zamanda da kendi-

48

25 Mart 2007 / 97

‘Büyüyünce ne olacaks›n?’

Page 49: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

ne zarar verir. Bu yaflam tarz› büyük bir tatminsizli¤inve bofllu¤un da kap›s›n› açar.

Kimi zaman markal› kotlar, ayakkab›lar “özgür-lük”tür; kimi zaman y›rt›k-p›rt›k giysiler... Sorsan›z"kendi istedi¤i gibi yafl›yor, istedi¤i gibi giyiniyor"dur.Oysa nas›l yaflayay›m sorusuna cevab› veren kendi de¤il-dir; verilmifl cevaplar›n basit bir taklitçisidir o yaln›zca.‹steklerinin, zevklerinin s›n›r›n› baflka birileri çizmifltir.

Ne saf›, ne tav›r›, ne taraf›... etliye-sütlüye kar›flma-y›n der ona görünmeyen bir ses. Ondan beklenen tek fleyyaflad›¤› ve tan›k oldu¤u bütün eflitsizlikleri görmezdengelmesidir. Kendini kurtarmak için kiflili¤ini, onurunuher gün parça parça pazarlamaya zorlan›r. Hem de hiç

fark›nda bile olmaks›z›n.... Kendini pazarlamak kariyeryapmak diye masumlaflt›r›larak hem de... Bunlar mezi-yet diye belletilir. Gençli¤in saf, temiz yan› böylecead›m ad›m kirletilir. Sorulmas› gereken sorulardan veolmas› gereken cevaplardan böyle uzaklaflt›r›l›r.

Büyük idealleri s›rtlamaya aday bir toplumsal kesim,böyle böyle etkisizlefltirilir. Gençlik kendi gücünün far-k›na varamaz hale gelir.

Evet, iflte böyle gençler. Çok büyük yükleri, çok bü-yük misyonlar› omuzlayabiliriz. Ancak omuzlar›m›z›ngüçlenmeye ihtiyac› var. Do¤ru bir hayat yaflamak içindo¤ru sorular›m›z ve do¤ru cevaplar›m›z olmal›. Do¤ru-larla buluflmak, ilk ad›mda bize sunulan modelleri, ka-l›plar› reddetmekten geçiyor. Ve elbette gençler flunu dabilmeli ki; düzenin sundu¤u cevaplar› kabul etti¤inizdesizin s›rt›n›z› p›flp›fllayanlar, mesela halk, ba¤›ms›zl›k,özgürlük, adalet, eflitlik, onur demeye bafllad›¤›n›zda si-ze gül demetleri ikram etmeyeceklerdir.

Bu ülkede güzel fleyleri savunman›n, güzel ifller yap-man›n, zalimin ve soyguncunun tekerine çomak sokma-n›n bedeli bask›lard›r.

Bu ülkenin toptan bir temizli¤e ihtiyac› var. Her fle-yin y›k›l›p, büyük bir güçle, yeniden yap›lmas›na ihti-yaç var. Bu düzen sa¤›ndan-solundan törpülemelerledüzelme aflamas›n› çoktan geçmifl, art›k dikifl tutmaya-

cak hale gelmifl.

Düzenin dayatt›¤› her fle-yin üstüne büyük bir safl›kve cesaretle yürüyerek, herfleyi sorgulayarak, her fleyide¤ifltirecek gücün kendi-mizde oldu¤unu bilerek ç›-kal›m meydana. Cahil b›ra-k›lm›fl kimsenin olmad›¤›bir ülke yarataca¤›z. Bize ifl-sizlik korkusuyla onursuzlu-¤a boyun e¤mek dayat›l›yor.Öyle ise, "ilk iflimiz” bizeonursuzlu¤u dayatan bu dü-zeni de¤ifltirmek olsun.

Bize düflünmeyen, sorgu-lamayan insanlar olmak da-yat›l›yor. Düflünecek ve do¤-rular› bulaca¤›z. Bizi düflün-düklerini savunamayan in-sanlar haline getirmeye çal›-

fl›yorlar. Düflünecek, do¤rular› bulacak ve onlar› cesa-retle savunaca¤›z. Bize reva görebilecekleri her türlüafla¤›l›k bask›dan y›lmamak için de omuzlar›m›z›n güç-lenmeye ihtiyac› var... Çünkü büyük idealler, güçlüomuzlar ve cesur yürekler ve namuslu beyinlerle savu-nulur. Bize afla¤›l›k asalak ve korkakça bir yaflam› daya-tanlar›n karfl›s›nda Kahramanlar gibi bir Kahraman ola-rak ç›kmak var flu hayatta. Hayat›m›z› gerçek anlam›nakavuflturup, ""NNeesslliimmee aarrmmaa¤¤aann››mmdd››rr"" demek var.

NNEESSLL‹‹MMEE AARRMMAA⁄⁄AANNIIMMDDIIRR

NNeesslliimm::HHüükkmmüü ggiiyyddiirrddiilleerr bbaannaaVVee aasstt››llaarr,,

yyaaflflll›› bbiirr çç››nnaarr aa¤¤aacc››nnaa..NNeesslliimm aall››nn bbeennddeenn ggeerriiyyee kkaallaannllaarr››..AAll››nn kkaammbbuurruummuu,,

nnaass››rrll›› eelllleerriimmii..VVee vvuurruunn bbaaflfl››nnaa,,

hhüükkmmüü ggiiyyddiirreennlleerriinn..--KKii--NNeesslliinniizziinn ssiizzddeenn aallaaccaa¤¤›› bbiirrflfleeyylleerr oollssuunnGGeerriiyyee kkaallaann

kkaannll›› bbiirr cceesseett oollssaa ddaa..YYoo¤¤uurruunn nneesslliimm

aacc››mm›› aacc››nn››zzllaaYYoo¤¤uurruunn kkaann››mm››

kkaann››nn››zzllaa.. VVee yyooll ddiikkeennlliiddiirr..

UUnnuuttmmaayy››nnvvee yy››llmmaayy››nn

ssoonnuunnddaa ööllüümm oollssaa ddaa..

NNeesslliimm;;flfliimmddii bbeenn flfleerreeffiimmllee ööllmmeenniinn

ddoorruu¤¤uunnddaayy››mm..NNeesslliimm;;

uunnuuttmmaaddaann ggeeççmmiiflfliiuunnuuttmmaayy››nn ssöözzlleerriimmii,,

VVee bbeekklliiyyoorruumm,, sseeyyrreeddeerrkkeennggöökkyyüüzzüünnüünn

kkaannll›› flflaaffaa¤¤››nn››BBeekklliiyyoorruumm ssiizzii..

KKaahhrraammaann AAllttuunn

Page 50: Peki Niye?yuruyus.biz/pdf/pdf/097.pdf25 Mart 2007 Fiyat›:1YTL (kdvdahil) info@yuruyus.com Savafl›m›z, Devrimci Halk ‹ktidar› kuruluncaya, ülkemiz emperyalist iflgalcilerden

Isparta'da valilik taraf›ndan ya-y›nlanan genelgeyle, internet kafe-lere filtre konuldu ve pek çok site-ye girifl böylece yasakland›.

‹nternet kafelerden al›nan bil-giye göre; Isparta Emniyet Müdür-lü¤ü her hafta internet kafelereyapt›¤› denetimlerle bu listeyikontol etmekte ve yasak sayd›¤›sitelere yenilerini eklemektedir.Sözkonusu sitelere, kentteki tüminternet kafelerden flu anda eriflimengellenmektedir.

Valili¤in karar› ne çocuklar›porno sitelerden korumak içindi,ne de baflka ahlâki kayg›lar tafl›-yordu.

Bu sitelerin büyük birço¤unlu-¤u sol, muhalif yay›nlara ve ku-rumlara aitti. Ço¤u yasal faaliyetgösteren yay›n ya da kurumlard›.

Gençlik Federasyonu, Yürü-yüfl, Halk›n Sesi, At›l›m, Haklarve Özgürlükler Cephesi, ÖzgürPolitika, Halk›n Birli¤i, ÜlkedeÖzgür Gündem bunlardan baz›la-r›. Devrimci, sol yay›nlar›n yan›s›-ra, ‘radikal islamc›’ siteler de ya-sak kapsam›ndayd›.

Ahlâki kayg›lar tafl›mayan va-

lilik, anlafl›lan o ki, hukuki kayg›-lar da duymam›flt›. Zira bu siteleregiriflin yasakland›¤›na dair ortadane bir mahkeme karar› vard›, ne deilgili site yöneticilerine iletilmiflbir tebligat.

Girifli engelleme yöntemindende anlafl›laca¤› üzere (filtreleme)tamamen keyfi, tamamen “benyapt›m oldu” mant›¤›yla fiili birsansür uyguluyor valilik. Bu ülke-nin yasalar›yla yönetilmiyor kent,valinin iki duda¤› aras›ndan ç›ka-cak lafla yönetiliyor.

Hangi yetkiyle, hangi yasayadayanarak polisin yapt›¤› site lis-telerini “yasaklad›m” diye ilanediyor? Isparta Valili¤i cevap ver-mek durumundad›r.

Yapt›¤›n›n ad›; yasal yay›nla-r›n, derneklerin halka kendilerinianlatma, düflüncelerini ifade etmeözgürlüklerini, hiçbir mahkemekarar›na dayanmadan fiilen engel-lemektir. Bas›n özgürlü¤üne düfl-manl›kt›r. Benim gibi düflünmeyenkurumlar› yaflatmam mant›¤›d›r.Ki, bu kafa yap›s› kentte demokra-tik, muhalif kurumlar›n faaliyetgöstermesine de tahammülsüzdür.

Da¤larda Umudun Bayra¤›n› Dalgaland›ranlara Selam OlsunMalatya da¤lar›nda umudun bayra¤›n› dalgaland›-

ran, Cephe gerillalar› Hasan ERKUfi ve Mustafa Kemal‹NAN, HÖC üyeleri taraf›ndan 17 Mart’ta mezarlar› ba-fl›nda an›ld›lar. Akçada¤ ‹lçesi Gürkaynak Köyü’nde M.Kemal ‹NAN’›n mezar› bafl›nda yap›lan anmada, Cep-he gerillas›n›n devrimci yaflam› anlat›ld›. Marfllar söyle-yen HÖC’lüler daha sonra Hasan ERKUfi’un mezar›n›nbafl›nda da ayn› anma program›n› yinelediler.

Ayn› yerde bulunan Songül ERKUfi’un mezar›n› daziyaret eden HÖC’lüler, karanfil b›rak›l›p ‘Dersim’deDo¤an Günefl’ türküsü söylediler.

Ordu’nun Ünye ‹lçesi’nde flehit düflen Cephe gerilla-lar› da 5. ölüm y›ldönümlerinde Ankara Gençlik Derne-

¤i taraf›ndan an›ld›lar.

fiengül GÜLSOY, Turan fiAH‹N ve Gökçe fiAH‹Niçin 20 Mart’ta Cebeci Mezarl›¤›’nda bulunan Gök-çe’nin mezar› bafl›nda yap›lan anmada ilk olarak, baba-s› Bayram fiahin, o¤lunu anlatt›. Dev-Genç’liyken ge-rillaya kat›lan Gökçe fiAH‹N’in yoldafllar›n›n onun mü-cadelesine iliflkin yapt›¤› konuflman›n yan›s›ra, ElbistanHapishanesi’ndeki özgür tutsaklardan Gülay Efendio¤-lu'nun O’nun için yazd›¤›mektup ve fliir okundu.‹dilcan Müzik Toplulu¤umarfllar›n› ve türkülerinida¤lar›n flahanlar› içinsöylerken, daha sonraAnkara Gençlik Derne-¤i'nde Ünye flehitleri içinyemek verildi.

‘Vali Pafla’ EmriyleMuhalif Sitelere Sansür

Anadolu topraklar›nda ve dünyadayaflananlar›, gizlenmek istenenleritüm ç›plakl›¤›yla anlatmaktan vaz-geçmeyen dergimizin, toplu sat›fllar›engellemelere ra¤men devam edi-yor. Geçen hafta içinde;

EErrzziinnccaann'›n Geçit Beldesi’nde yap›landa¤›t›mda 40 dergi halk›m›za ulaflt›-r›l›rken, Kocaeli’ndeki okurlar›m›zise, Derince’ye ba¤l› Esentepe Ma-hallesi’nde emekçilerin kap›lar›n› tektek çald›lar. AAnnttaallyyaa’da 17 Mart’taK›fllahan Meydan›’nda sat›fl yapanokurlar›m›z polisin keyfi müdahalesiile karfl›laflmalar›na ra¤men, dergi-mizi halka ulaflt›rmay› sürdürdüler.‹‹zzmmiirr’de ise, Kemeralt› girifli, Gülte-pe ve Güzeltepe mahallelerindegruplar halinde yap›lan sat›flta, 168dergi halka ulaflt›r›ld›. Okurlar›m›ztan›t›m esnas›nda megafonlarla; Ga-zi katliam›, 16 Mart katliam› ve ma-hallelerde uyuflturucuya ve yozlafl-maya karfl› verilen mücadeleye ilifl-kin anonslar yapt›lar. Burada da po-lisin keyfi flekilde kimlik kontrolünemaruz kalan okurlar›m›z, da¤›t›madevam edeceklerini belirterek karar-l›l›klar›n› bir kez daha gösterdiler.

Yoksullara gerçe¤i tafl›yoruz

50

25 Mart 2007 / 97