odtÜ psİkolojİ bÖlÜm bÜltenİ · bunları biliyor muydunuz? odtÜ psİkolojİ bÖlÜm...

6
BU SAYIDA: Klasik Koşullan- ma Dr. Sezen Kışlal 1 Bölümden Ha- berler! 2 Ödüller ve Başa- rılar 3 Yayınlar 3 Tezler 3 Bunları Biliyor Muydunuz? 4 Dört Cevapta Doktora Tezim 5 Mezunlar: Kim, Nerede? 6 ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ OCAK-ŞUBAT-MART 2019 SAYI 9 Editör: Ar. Gör. Gizem Fındık E-posta: [email protected] Klasik Koşullanma Bölümümüz ek görevli öğretim üyelerinden Dr. Sezen Kışlal hocamız, doktora sırasında ve sonrasında hayvan davranışlarıyla ilgili yaptığı çalışmaları bizimle paylaştı. Bu bültende bana yer verdiği- niz için teşekkür ederim. OD- deki kariyeri- min başlangıcın- da değerli hoca- larımdan, asis- tanlarımdan ve öğrencilerimden, idari ve teknik personelden aldığım enerji ve içtenlik için min- nettar olduğumu belirtmek iste- rim. Üniversite- deki son yılımda Japonyadaki National Institute of Genetics`de davranış sinir bilimi alanında yapılan çalışmalara katılmış olmam kariyerimi bu alan üzerine inşa etmemde önemli bir rol oynadı. Davranış sinir biliminin özellikle disiplin- lerarası olması ve mekanizmasının psikoloji ve biyolojiye dayanması beni çok heyecanlandırdı ve Pennsylvania State Üniversitesinde bir öğ- renme türü olan klasik koşullanma üzerine dok- tora çalışmaları yapmaya başlayarak bu alanda ilerleme fırsatı buldum. Klasik koşullanma de- yince hepimizin aklına 20. yüzyılın başlarında Rus fizyolog Ivan Pavlovun köpeklerle yaptığı araştırmalar gelir. Deneyin başlangıcında köpe- ğe zil sesi çalındığında köpeğin hiçbir tepki ver- mediği (çünkü zil nötr uyarıcıdır), ancak et veril- diğinde doğal olarak salya salgıladığı gözlemle- nir. Daha sonra zil sesi, koşulsuz uyarıcı olan et ile tekrarlı sunumlar halinde eşleştirilerek köpe- ğe sunulur. Daha önce salya salgılama üzerin- de hiçbir etkisi olmayan zil sesi, tek başına su- nulduğunda artık salya salgılanmasına yani koşullu tepkiye neden olur. Klasik koşullanma- nın farklı tipte örnekleri vardır: Bunlardan biri de koşullu tat itinmesidir (conditioned taste aver- sion). Koşullu tat itinmesinin hikayesi 1954 yı- lında John Garcia ile başlamıştır. O yıllarda Amerikan hükümeti Japonya`ya atılan atom bombasından sonra radyasyonun insanlar üze- rindeki etkisini incelemek için birçok projeye destek olmaktaydı. Garcia aslında o zamanlar radyasyonun etkilerini incelemek üzere sıçan- larla doktora sonrası araştırmalar yapmaktaydı. Garcianın çalışmalarında sıçanlar kendi ka- feslerinde cam şişelerden su içerken, test sırasında plastik şişelerden su içiyorlardı ve aynı zamanda radyasyona maruz kalıyorlardı. Garcia bir müddet sonra sıçanların kendi ka- feslerinde normal miktarda su içtiklerini ancak test sırasında plastik şişelerden su içmedikle- rini gözlemledi. Bunun sebebi olarak radyas- yonun plastik şişelerdeki suyun tadı ile eşle- şip sıçanlarda koşullu tepkiye (su alımının azalması) yol açtığını varsaydı ve koşullu tat itinmesi ilk olarak bu şekilde gözlemlenmiş oldu. Bu makaleyi okuduğumda ilk aklıma gelen, sıçanların plastik şişedeki suyun tadına değil de, plastik şişenin şekline mi koşullandı- ğı sorusuydu. Diğer bir deyişle; ya bu sıçanlar cam ve plastik şişeler arasındaki farkı ayırt edebiliyorlarsa ve radyasyon aslında plastik şişenin şekli ile eşleşip koşullu çevre itinmesi- ne (conditioned context aversion) yol açtıysa? Koşullu çevre itinmesi ile ilgili yaptığım deney- lerde ilk olarak bu soruların cevabını aradım ve Garcianın yaptığı bu çalışmayı fareler üzerinde denedim. Sonuç olarak, farelerin gerçekten de suyun tadına değil, su şişesinin şekline yani aslında koşullu çevre itinmesi tepkisini verdiklerini ispatladım ve bu çalışma- larım Learning&Behavior dergisinde yayınlan- dı. Tabi ki 1950 yıllarındaki aynı materyalleri ve aynı deney koşullarını günümüzde yüzde yüz sağlamamız mümkün değil ancak belki de Garcianın yaptığı bu çalışmada oluşan koşullu çevre itinmesi, koşullu tat itinmesi buluşuna neden oldu. Bu deney doktora de- neylerimin temelini oluşturdu ve doktora bo- yunca koşullu tat ve çevre itinmesi, seçici bağsal öğrenme gibi konularda ilerlememe neden oldu. Doktora bitiminde davranışlarla beyin mekanizmasının etkileşimini daha de- taylı incelemek için Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi Sinir Cerrahisi Bölümünde doktora sonrası araştırmalarıma devam ettim. Bura- daki çalışmalarım felç üzerine yoğunlaşsa da farklı klasik koşullanma çalışmalarına da de- vam etme fırsatı buldum. Şu an ODTÜde hayvan davranışı ve sinir bilimi araştırmaları- ma devam edecek olmaktan ve bilgi birikimimi değerli öğrencilerime aktaracak olmaktan büyük mutluluk duymaktayım. Dr. Sezen Kışlal Dopdolu bir içerikle yeni sayımız!

Upload: others

Post on 07-Jun-2020

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ · Bunları Biliyor Muydunuz? ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ Prof. Dr. Reyhan Bilgiç Hocamızın bizimle paylamıú olduğu, yakın zamanda

BU S AYI D A:

Klasik Koşullan-ma Dr. Sezen Kışlal

1

Bölümden Ha-berler! 2

Ödüller ve Başa-rılar 3

Yayınlar 3

Tezler 3

Bunları Biliyor Muydunuz? 4

Dört Cevapta

Doktora Tezim 5

Mezunlar: Kim,

Nerede? 6

ODTÜ PSİKOLOJİ

BÖLÜM BÜLTENİ

O C A K - Ş U B A T - M A R T 2 0 1 9 S A Y I 9

Editör: Ar. Gör. Gizem Fındık E-posta: [email protected]

Klasik Koşullanma

Bölümümüz ek görevli öğretim üyelerinden Dr. Sezen Kışlal hocamız, doktora sırasında ve

sonrasında hayvan davranışlarıyla ilgili yaptığı çalışmaları bizimle paylaştı.

Bu bültende bana yer verdiği-niz için teşekkür ederim. OD-TÜ’deki kariyeri-min başlangıcın-da değerli hoca-larımdan, asis-tanlarımdan ve öğrencilerimden, idari ve teknik personelden aldığım enerji ve içtenlik için min-nettar olduğumu belirtmek iste-rim. Üniversite-

deki son yılımda Japonya’daki National Institute of Genetics`de davranış sinir bilimi alanında yapılan çalışmalara katılmış olmam kariyerimi bu alan üzerine inşa etmemde önemli bir rol oynadı. Davranış sinir biliminin özellikle disiplin-lerarası olması ve mekanizmasının psikoloji ve biyolojiye dayanması beni çok heyecanlandırdı ve Pennsylvania State Üniversitesi’nde bir öğ-renme türü olan klasik koşullanma üzerine dok-tora çalışmaları yapmaya başlayarak bu alanda ilerleme fırsatı buldum. Klasik koşullanma de-yince hepimizin aklına 20. yüzyılın başlarında Rus fizyolog Ivan Pavlov’un köpeklerle yaptığı araştırmalar gelir. Deneyin başlangıcında köpe-ğe zil sesi çalındığında köpeğin hiçbir tepki ver-mediği (çünkü zil nötr uyarıcıdır), ancak et veril-diğinde doğal olarak salya salgıladığı gözlemle-nir. Daha sonra zil sesi, koşulsuz uyarıcı olan et ile tekrarlı sunumlar halinde eşleştirilerek köpe-ğe sunulur. Daha önce salya salgılama üzerin-de hiçbir etkisi olmayan zil sesi, tek başına su-nulduğunda artık salya salgılanmasına yani koşullu tepkiye neden olur. Klasik koşullanma-nın farklı tipte örnekleri vardır: Bunlardan biri de koşullu tat itinmesidir (conditioned taste aver-sion). Koşullu tat itinmesinin hikayesi 1954 yı-lında John Garcia ile başlamıştır. O yıllarda Amerikan hükümeti Japonya`ya atılan atom bombasından sonra radyasyonun insanlar üze-rindeki etkisini incelemek için birçok projeye destek olmaktaydı. Garcia aslında o zamanlar radyasyonun etkilerini incelemek üzere sıçan-larla doktora sonrası araştırmalar yapmaktaydı.

Garcia’nın çalışmalarında sıçanlar kendi ka-feslerinde cam şişelerden su içerken, test sırasında plastik şişelerden su içiyorlardı ve aynı zamanda radyasyona maruz kalıyorlardı. Garcia bir müddet sonra sıçanların kendi ka-feslerinde normal miktarda su içtiklerini ancak test sırasında plastik şişelerden su içmedikle-rini gözlemledi. Bunun sebebi olarak radyas-yonun plastik şişelerdeki suyun tadı ile eşle-şip sıçanlarda koşullu tepkiye (su alımının azalması) yol açtığını varsaydı ve koşullu tat itinmesi ilk olarak bu şekilde gözlemlenmiş oldu. Bu makaleyi okuduğumda ilk aklıma gelen, sıçanların plastik şişedeki suyun tadına değil de, plastik şişenin şekline mi koşullandı-ğı sorusuydu. Diğer bir deyişle; ya bu sıçanlar cam ve plastik şişeler arasındaki farkı ayırt edebiliyorlarsa ve radyasyon aslında plastik şişenin şekli ile eşleşip koşullu çevre itinmesi-ne (conditioned context aversion) yol açtıysa? Koşullu çevre itinmesi ile ilgili yaptığım deney-lerde ilk olarak bu soruların cevabını aradım ve Garcia’nın yaptığı bu çalışmayı fareler üzerinde denedim. Sonuç olarak, farelerin gerçekten de suyun tadına değil, su şişesinin şekline yani aslında koşullu çevre itinmesi tepkisini verdiklerini ispatladım ve bu çalışma-larım Learning&Behavior dergisinde yayınlan-dı. Tabi ki 1950 yıllarındaki aynı materyalleri ve aynı deney koşullarını günümüzde yüzde yüz sağlamamız mümkün değil ancak belki de Garcia’nın yaptığı bu çalışmada oluşan koşullu çevre itinmesi, koşullu tat itinmesi buluşuna neden oldu. Bu deney doktora de-neylerimin temelini oluşturdu ve doktora bo-yunca koşullu tat ve çevre itinmesi, seçici bağsal öğrenme gibi konularda ilerlememe neden oldu. Doktora bitiminde davranışlarla beyin mekanizmasının etkileşimini daha de-taylı incelemek için Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi Sinir Cerrahisi Bölümünde doktora sonrası araştırmalarıma devam ettim. Bura-daki çalışmalarım felç üzerine yoğunlaşsa da farklı klasik koşullanma çalışmalarına da de-vam etme fırsatı buldum. Şu an ODTÜ’de hayvan davranışı ve sinir bilimi araştırmaları-ma devam edecek olmaktan ve bilgi birikimimi değerli öğrencilerime aktaracak olmaktan büyük mutluluk duymaktayım. Dr. Sezen Kışlal

Dopdolu bir içerikle yeni sayımız!

Page 2: ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ · Bunları Biliyor Muydunuz? ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ Prof. Dr. Reyhan Bilgiç Hocamızın bizimle paylamıú olduğu, yakın zamanda

S A Y F A 2

ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ

Bölümden Haberler!

Bölüm Başkan Yardımcımız değişti! Bölümümüz hocalarından Dr. Öğr. Üyesi Banu Cingöz Ulu bir süredir devam ettirdiği Bölüm Başkan Yardımcılığı görevinden ayrılmış, yerine Doç. Dr. Deniz Canel Çınarbaş hocamız göreve başlamıştır. Banu hocamıza verdiği destek için teşekkür ediyor, Deniz hocamızı tebrik ediyoruz.

Geçtiğimiz Kasım ayında aramızdan ayrılan öğrencimiz İrem Kütük adına düzenlenen anıt ya-rışmasının sonucu belli oldu! Yarışmada Eren Güney ve Dilara Güney tarafından tasarlanan proje birinci oldu. İrem adına yapıla-cak anıtın, Sosyal Bilimler Binası ana girişinin sol tarafında yer alan, içinde mahlep ağaçlarının da yer aldığı yeşil alana yapılması bekleniyor.

11. ODTÜ Psikoloji Günleri Gerçekleşti! Bu sene 11.'si düzenlenen "Kayıp ve Yas" temalı ODTÜ Psikoloji Günleri, ODTÜ Psikoloji Topluluğu'nun önderliğinde 9-10 Mart tarih-leri arasında gerçekleştirildi.

Lisansüstü programlarımıza yeni bir anabilim dalı eklendi! Trafik ve Ulaşım Psikolojisi Anabilim Dalımız Yüksek Öğretim Kurumu tarafından onaylanmış bulunmaktadır.

Kaza ve Davranış Modelleri, Teorileri ve Uygulamaları dersinde poster sunumları yapıldı! Prof. Dr. Türker Özkan tarafından verilen PSY571 "Accident and Behavioral Models, Theories, and Its Implications" dersi kapsamında yapılan kaza analizleri 17 Ocak 2019'da KKM Küçük Fuaye'de poster olarak sunuldu.

Page 3: ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ · Bunları Biliyor Muydunuz? ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ Prof. Dr. Reyhan Bilgiç Hocamızın bizimle paylamıú olduğu, yakın zamanda

S A Y F A 3

ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ

Ödüller ve Başarılar Bölümümüz öğretim üyelerinden Doç. Dr. Mine Mısırlısoy, üniversitemizin Bilimsel Araştırma

Projeleri Koordinasyon Birimi Komisyon Üyeliğine seçilmiştir. Hocamızı gönülden tebrik ediyoruz.

Bölümümüz öğretim üyelerinden Doç. Dr. Emre Selçuk, Engelsiz ODTÜ Birimi Yöneticiliğine atanmıştır. Hocamızı gönülden kutluyoruz.

Bölümümüz doktora öğrencisi ve araştırma görevlilerinden Sami Çoksan'ın yürütücülüğünü üstlendiği "Özdeşimin İç Grup Yanlılığı Üzerindeki Etkisinde İç Grup Normu ve Formasyonunun Düzenleyici Rolü" başlıklı proje, TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı kapsamında desteklenmiştir. Kendisini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

Bölümümüz doktora öğrencisi ve araştırma görevlilerinden Bülent Aykutoğlu, "Romantik İlişkilerde Kıskançlık, Temel İhtiyaç Doyumu ve İyi Olma Hali" başlıklı projesi ile TÜBİTAK 2214-A Yurtdışı Doktora Sonrası Araştırma Bursu'nu almaya hak kazanmıştır. Burs kapsamında Mart-Kasım 2019 arasında University of Houston'da misafir araştırmacı olarak çalışmalarına devam edecektir. Kendisini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

Açıkgöz, Y., & Toker, Y. (2019). Integrating occupational complexity levels to interest assessments in social and enterprising areas: Development of the Vertical Social Interest Scale. Journal of Ca-reer Assessment, 27(1), 61-77. doi: 10.1177/1069072717748633

Karanci, A. N., Aras, A., Kumpasoğlu, B., Can, D., Cakir, E., Karaaslan, C., Semerci, M., & Tuzun, D. (2019). Living with schizophrenia: Perspectives of Turkish people with schizophrenia from two patients' associations on how the illness affects their lives. International Journal of Social Psychi-atry, DOI: 10.1177/0020764018820879.

Okay, D., & Karanci, A. N. (2019). Voice of the indirect victims: Qualitative analysis of the impact of terrorism on Turkish young adults. Journal of Aggression, Maltreatment & Trauma. https://doi.org/10.1080/10926771.2019.1572402

Toker, Y., & Gültaş, M. (2019). STEM Interest Complexity Inventory Sort Form with IRT and DIF applications. Journal of Career Assessment, 27(1), 78-96. doi: 10.1177/1069072717748645

Bir önceki sayıya yetişemeyenler:

Şengül-İnal, G., & Sümer, N. (2018). Duyusal işlemleme hassasiyeti: Kuramsal çerçeve ve derleme çalışma-sı. Türk Psikoloji Yazıları, 21(42), 38-54.

Yayınlar

Tezler Dr. Öğr. Üyesi Başak Şahin-Acar danışmanlığındaki ve Prof. Dr. Nebi Sümer eş-

danışmanlığındaki İlker Dalğar “A Social Relational Approach to Shame” başlıklı doktora tezini,

Doç. Dr. Deniz Canel Çınarbaş danışmanlığındaki Kutay Saçak “Turkish Version of Perceived Devaluation-Discrimination Scale: An Adaptation Study” başlıklı yüksek lisans tezini,

Dr. Öğr. Üyesi Banu Cingöz Ulu danışmanlığındaki Cansu Yumuşak “Social Representations of Sex Work and Workers among Socialist Women” başlıklı yüksek lisans tezini,

başarıyla sunmuşlardır. Kendilerini ve danışmanlarını tebrik ediyoruz.

Page 4: ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ · Bunları Biliyor Muydunuz? ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ Prof. Dr. Reyhan Bilgiç Hocamızın bizimle paylamıú olduğu, yakın zamanda

S A Y F A 4

Bunları Biliyor Muydunuz?

ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ

Prof. Dr. Reyhan Bilgiç Hocamızın bizimle paylaşmış olduğu, yakın zamanda yayımlanmış bazı araştırmaların bulguları şöyle:

Beklenti deyip geçmeyin: Beklentilerimiz ve başkalarının beklentisi bizleri gerçekten etkiler mi? Genel psikolojide bu etkinin orta düzeyde olduğu varsayılmıştır. Ancak bahsedilen bu olumlu beklentinin örgütler için önemli etkisi olduğu birçok çalışma ile dile getirilmiş ve özellikle yapılan bir meta analiz çalışmasında bu etkinin oldukça yüksek olduğu bulunmuş-tur. Bu etki Pygmalion etkisi olarak da bilinir (karşımızdakinden olumlu performans beklentisi o kişinin olumlu performans sergilemesini sağlar). Bununla ilgili olan bir de Galatea etkisi bulunmaktadır. Galatea etkisi çalışa-nın kendinden olumlu davranış beklemesidir. Olumlu davranış beklemesi sonucu, çalışanda olumluya dönüşen davranıştır. Bunlar bilinen etkiler; ancak daha az bilinen ve grup seviyesinde olan bir Golem etkisi vardır ki bu çok karmaşık bir etkidir. Golem etkisi, olumsuz beklentilerin beklenen kişi tarafından gerçekleştirilmesidir. Grup düzeyindeki gizil çalışan teorisine göre, grup üyelerinin işle ilgili sinik tutumları prototipik grup davranışını tetikli-yor ve doğal olarak grup düzeyi Golem etkisi doğarak grup davranışı olumsuza yöneliyor.

IT ağırlıklı çalışanlar duygu durumunuza dikkat? Pozitif duygulanımın başkaları tarafından değerlendirilmiş yaratıcılığı artırdığını, yaratıcılık gerektiren işlerin de pozitif duygu durumu artırdığını biliyor muydunuz? 2014’te yayımlanan bir çalışmaya göre, özellikle duygu duru-munu zenginleştirebilen ve duygu düzenlemesi yapabilen insanlarda bu etki daha da fazlalaşmaktadır. İlave olarak, bilgi işlem süreçleri gerektiren işlerde bilgiyi işlemleme işi fazlalaştıkça duygu düzenleme yeteneği olma-yan kişilerde olumlu duygu durum azalmaktadır. Olumluluk yaratıcılıkla paralel gittiğine göre, bilgi işlem türü iş yapanların mümkün olduğu kadar duygu düzenleme becerisi kazanması iyi olur. Ayrıca, yaratıcılık gerektiren işlerde de duygu düzenleme yapamayanların duygu durumları olumlu bir hal almaktadır. Duygusal zekası dü-şük olanlar, yaratıcılık gerektiren işlerde daha olumlu hale geliyorlar. Buradan şunu çıkartabiliriz: Duygu duru-munuzu olumlu hale getirebilirseniz yaratıcılığınız artar. Yaratıcılık gerektiren işler ise sizin duygu durumunuzu olumlu hale getirir.

Mutluluğun hesabını yapabilir misin Abidin? Mutlulukla verimlilik arasında ilişki var mıdır? Yapılan çalışmanlar performansla iş doyumu arasında olumlu ilişki olduğunu göstermektedir. İşlerinde mutlu olan çalışanların genellikle performansları da yüksek olmaktadır. Tabii ilişki iki yönlü de olabilir. Ancak yapılan meta analiz çalışmaları genellikle ilişki yönünün işte mutluktan perfor-mansa doğru olduğunu göstermektedir. Ayrıca özsaygısı yüksek olan insanların performansları da yüksek ol-maktadır. Bunu parasal değere aktarırsak diyelim ki bir çalışan ayda 4000 TL kazanıyor. Bu çalışanın işletmeye olan parasal katkısı aylık kaba bir hesapla 400 TL civarındadır. Çalışanı mutlu etmek para dışında başka yollar-la da mümkün olduğuna göre, işletmeler mutlu çalışandan hep kazanır, bunu unutmamak gerekir. Çok mutsuz olanla mutlu olanın kazanç açısından farkı ise 4000 TL yani 4000 TL aylık zarar demektir. Bir işletmede birden fazla kişi çalıştığına göre zarar ve kar hesaplarını artık siz düşünün.

Analiz Şart İşletme ve kurumlarda her yapılan etkinliğin iş analizine dayandığı-nı veya dayanması gerektiğini biliyor musunuz? İş analizi olmadan eleman temini ve alımı, performans değerlendirme, eğitim ihtiyaç-larını belirleme, hatta ve hatta işin yeniden düzenlenmesinin yapı-lamayacağını, iş analizi ile iş tanımı kavramlarının aynı olmadığını, hatta iş tanımının iş analizi sonucu ortaya çıktığını biliyor muydu-nuz?

Bekar deyip geçmeyin onlar da iş-aile çatışmasını yoğun yaşı-yor: Yaptığımız bir tez çalışmasına göre, bekar olan kişilerin evli olan-lara göre daha çok iş-aile çatışması yaşadığını biliyor muydunuz? (Üzümcüoğlu, 2013)

Page 5: ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ · Bunları Biliyor Muydunuz? ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ Prof. Dr. Reyhan Bilgiç Hocamızın bizimle paylamıú olduğu, yakın zamanda

S A Y F A 5

Ad Soyad: Dr. İlker Dalğar Başlık: Utanca Sosyal İlişkisel Bir Yaklaşım Konu Neydi? Tezimde farklı sosyal ilişki biçimlerinde kuralları ihlal eden kişilerin utanç duygusunu nasıl deneyimlendiğini ve bu ihlallerin nasıl sonuçlandığını inceledik. Utanç geleneksel olarak kaçınma, sos-yal izolasyon ve ilişkiden uzaklaşma motivasyonları ile ilişkilendirilmiştir. Bu tezde söz konusu bağlantıyı farklı ilişki biçimlerinde (örneğin; komünal paylaşım, otorite sıralaması, eşitlikçi eşleme, piyasa değeri) yeni-den değerlendirdik. Nasıl Çalışıldı? Dört farklı çalışmada niteliksel ve deneysel yöntemler kullandık ve 668 katılımcı ile çalıştık. Katılımcılarımızın büyük çoğunluğunu Türkiye’nin farklı üniversitelerinden öğrenciler oluştursa da ABD’de yaşayan ve öğrenci olmayan bir örneklemle çalışma fırsatımız da oldu. Ne Bulundu? Sonuçlar katılımcıların kendi günlük ilişkilerini bizim önerdiğimiz şekilde dört farklı ka-tegoride sınıflardırabildiğini ve her ilişki biçimi için farklı ahlaki kural ihlallerinin utanca yol açtığını ayırt ede-bildiğini göstermiştir. Ayrıca, algılanan utanç ve olumsuz hissetme seviyeleri en yüksek komünal paylaşımın ya da hiyeraşinin belirlediği ilişkilerde bulunmuş-tur. Katılımcılar komünal paylaşımın belirlediği bir ilişkide ise ya da hiyerarşik bir ilişkide üst statüde ise yaptıkları ihlalden sonra ilişki kurdukları kişiye normalden daha fazla yaklaşma motivasyonu gösterirken hiyerarşide ast statüde ise daha fazla kaçınma motivasyonu göstermiştir. Neden Önemli? Bu bulgular utanç duygusu-nun doğasını anlamak için sosyal ilişki bağlamı-nın ve ilişkili ahlaki kuralların dikkate alınması gerektiğini göstermiştir.

ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ

Dört Cevapta Doktora Tezim

Page 6: ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ · Bunları Biliyor Muydunuz? ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ Prof. Dr. Reyhan Bilgiç Hocamızın bizimle paylamıú olduğu, yakın zamanda

MEZUNLARIMIZ: Kim, Nerede?

S A Y F A 6

ODTÜ PSİKOLOJİ BÖLÜM BÜLTENİ

Mezuniyet Yılı: 1999

Yüksek Lisans: Ufuk Üniversitesi, İnsan Kaynakları Yöne-

timi

Çalıştığı Kurum: Kibele Akademi (Kurucu)

İlgi/Çalışma Alanları: Yoga, Somatik ve Hareket Terapileri

Bulunduğu Şehir: Ankara

İletişim Bilgileri:

E-posta: [email protected]

Telefon: 03122353033

Sibel SÖNMEZ

Mezuniyet sonrası tek düşündüğüm şey, düzenli ve kariyeri iyi bir işimin olması

gerektiğiydi. Oysa ben dans eden ve dans etmeyi çok seven biriydim. Psikolojiyi çok

isteyerek okumuş olsam da içinde hareketin olmadığı bir çalışma düzeni beni hiç memnun

etmiyordu. Yaklaşık 16 yıl boyunca farklı kurumlarda hem mesleğimi icra etme hem de

insan kaynakları yöneticiliği yapma fırsatı buldum. Ancak dans ve yoga hayatımın

ayrılmaz parçası oldu. En sonunda cesaret göstererek kendi merkezimi açtım. Şu anda

hareket alanında çalışıyorum. Bedenimiz zihnimizin bir sonucu. Nasıl durduğumuz, nasıl

konuştuğumuz, duygularımız hepsi bedende ifade ediliyor aslında. Bu nedenle acılarımız

ve travmalarımız da bedende kayıtlı. Bu nedenle bedene dokunmanın da derinleşmek ve

sorunlardan özgürleşmek için bir yöntem olduğuna inanıyorum. Psikoloji öğrencilerine en

büyük tavsiyem, eğer yatkınlıkları var ise Hareket Terapisi alanıyla da ilgilenmeleri. Bize

standart olarak sunulan yolları kabul etmeden önce kendilerini keşfetmeleri gerek. Hayatı

yaşama ve anlama biçimlerini iyice anlamaları gerek. Bir terapist olacaklarsa, hangi terapi

tekniğinin kendilerine uygun olduğunu bulmaları gerek. Ve bence mutlaka yoga, dans

veya meditasyon gibi alternatif teknikleri deneyerek, bedenin işleyişine dair farklı

yaklaşımları anlamaları gerek. Çünkü bu onların ileride yol gösterecekleri insanlara

yaklaşım şeklini çok etkileyen bir şey. Çünkü Türkiye’de sığ kalmış Hareket ve Somatik

Psikoloji alanı, yeni neslin daha çok ilgilenmesiyle biraz daha yaygınlaşabilir.

Psikoloji Öğrencilerine Tavsiyesi