mÜjdelİ haberler

18
MÜJDELİ HABERLER Ebu Basîr diyor ki, İmam Ca‟fer Sâdık (a.s.) şöyle buyurdu: “Kim Ramazan ayının en makbul gecesi olan yirmiüçüncü (23.) gecesinde Ankebût ve Rûm sûresini okursa, Allah‟a yemîn olsun ki, o Cennet ehlinden olur. Hiç kimseyi bundan istisna tutmuyorum. Bu yemînimden dolayı Allah bana günah yazmaz. Gerçekten bu iki sûrenin Allah (c.c.) indinde büyük makamı vardır.” (Kaynaklar: Sevâbu’l-Amel, Sûrelerin Fazîleti, sh: 73-74) ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yine Sevâbu‟l-A‟mâl‟de İmâm Ca‟fer-i Sâdık‟tan (a.s.) şöyle rivâyet edilmiştir: “Kim uyumadan önce 3 kere şu duâyı okursa, anasından doğmuş gibi günahları silinir: El-hamdü lillâhilleziy alâ fe-gahar, vel-hamdü lillâhilleziy betane fe-haber, vel-hamdü lillâhilleziy meleke fe-gader, vel-hamdü lillâhilleziy yuhyil-mevtâ ve yümiytü‟l-ahyâ‟e ve Hüve alâ külli şey‟in gadiyr.Mânâsı: Yüce olan ve kahreden Allâh‟a hamd olsun, gizli işlerden haber veren Allâh‟a hamd olsun, ölüleri dirilten ve dirileri öldüren Allâh‟a hamd olsun, “O” her şeye hakkıyla gücü yeten(gadiyr)dir. Kaynak: Sevâbu’l-A’mâl ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Ve kim uyumadan önce 3 kez şöyle söylerse, 1000 rekât namaz kılmış gibi olur: Yef‟alullâhu mâ yeşâ‟ü bigudratihî ve yahkümü mâ yüriydü bi-„ızzetih.” Mânâsı: Allâh, dilediğini kudretiyle yapar ve dilediğine izzetiyle hükmeder. Kaynak: Sevâbu’l-A’mâl ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Sınırsız sevap kazandıran bir tesbîh: Bir kimse gece yatarken döşeğe girmeden bir (ya da 3) kez bu duâyı okuya, bin rekât tatavvu "nâfile" namaz kılmış (gibi) sevab vereler. Cenâb-ı Celle ve A‟lâ, bir ferişteh

Upload: mehmet-arpaku

Post on 26-Jan-2016

79 views

Category:

Documents


8 download

DESCRIPTION

Dua ve Havass

TRANSCRIPT

Page 1: MÜJDELİ HABERLER

MÜJDELİ HABERLER

Ebu Basîr diyor ki, İmam Ca‟fer Sâdık (a.s.) şöyle buyurdu:

“Kim Ramazan ayının en makbul gecesi olan yirmiüçüncü (23.)

gecesinde Ankebût ve Rûm sûresini okursa, Allah‟a yemîn olsun ki, o

Cennet ehlinden olur. Hiç kimseyi bundan istisna tutmuyorum. Bu

yemînimden dolayı Allah bana günah yazmaz. Gerçekten bu iki

sûrenin Allah (c.c.) indinde büyük makamı vardır.” (Kaynaklar:

Sevâbu’l-Amel, Sûrelerin Fazîleti, sh: 73-74)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yine Sevâbu‟l-A‟mâl‟de İmâm Ca‟fer-i Sâdık‟tan (a.s.) şöyle rivâyet

edilmiştir: “Kim uyumadan önce 3 kere şu duâyı okursa, anasından

doğmuş gibi günahları silinir:

El-hamdü lillâhilleziy alâ fe-gahar, vel-hamdü lillâhilleziy betane

fe-haber, vel-hamdü lillâhilleziy meleke fe-gader, vel-hamdü

lillâhilleziy yuhyil-mevtâ ve yümiytü‟l-ahyâ‟e ve Hüve alâ külli

şey‟in gadiyr.”

Mânâsı: Yüce olan ve kahreden Allâh‟a hamd olsun, gizli işlerden

haber veren Allâh‟a hamd olsun, ölüleri dirilten ve dirileri öldüren

Allâh‟a hamd olsun, “O” her şeye hakkıyla gücü yeten(gadiyr)dir.

Kaynak: Sevâbu’l-A’mâl

------------------------------------------------------------------------------------------------------------- ---------------------------

Ve kim uyumadan önce 3 kez şöyle söylerse, 1000 rekât namaz kılmış

gibi olur: “Yef‟alullâhu mâ yeşâ‟ü bigudratihî ve yahkümü mâ

yüriydü bi-„ızzetih.”

Mânâsı: Allâh, dilediğini kudretiyle yapar ve dilediğine izzetiyle

hükmeder. Kaynak: Sevâbu’l-A’mâl

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

Sınırsız sevap kazandıran bir tesbîh: Bir kimse gece yatarken döşeğe

girmeden bir (ya da 3) kez bu duâyı okuya, bin rekât tatavvu "nâfile"

namaz kılmış (gibi) sevab vereler. Cenâb-ı Celle ve A‟lâ, bir ferişteh

Page 2: MÜJDELİ HABERLER

"melek" ona musallat eyleye, tâ kıyâmete değin tesbîh ve tehlîl eyleye,

sevâbını ona vereler; ol duâ budur:

“Bismillâhirrahmânirrahıym. Allâhümme lâ tü'minniy mekrake

velâ tünsiniy zikrake velâ tec'alniy me‟al-gavmiz-zâlimiyn.”

Mânâsı: Allâh‟ım! Ayıplarımı ört, zikrini bize unutturma ve bizi

zâlimlerden kılma. Kaynak: {Evrâd-ı ġeyh Bahâî, Osmanlıca}

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Resûl-i Ekrem (s.a.a.) Efendimiz buyurdular ki: Cenâb-ı Hakk‟ın

nurdan bir denizi vardır ki, etrafında nurdan atlara binmiş ve ellerinde

nurdan harbileri (silahları) olan bir takım melâikeleri vardır.

Mütemadiyen teşbihleri şunlardır:

“Sübhâne zi‟l-mülki ve‟l-melekût, Sübhâne zi‟l-„ızzeti ve‟l-

ceberût, Sübhâne‟l-Hayyilleziy lâ yemût, Sübbûhun Guddûsün

Rabbu‟l-melâiketü ve‟r-rûh.”

Bir kimse bu tesbîhi günde yahut ayda yahut senede yahut ömründe

bir kere söylese, Allâhu Teâlâ (c.c.) geçmiş ve gelecek günahlarını, ne

kadar çok olursa olsun mağfiret eder. Velev günahı deniz köpükleri

nisbetinde ve kumların adedince olsa da velev harpten kaçmış olsa da

af olunur. Kaynak: (Hakk’a Hakîkî Kul Edici Velîlerin Nurlu Duâları,

s/289.)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

“Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sellim” (Ey

Allâh‟ım! Hz. Muhammed‟e, Ehl-i Beyti‟ne salât ve selâm et.) Bu

salavâtın fazileti hakkında Peygamber (s.a.a.) Efendimiz buyuruyor ki:

“Kim bu salavâtı ayakta okursa, oturmadan; oturan okursa, ayağa

kalkmadan mağfiret olunur.” Kaynak: ġerhu’d-Delâil, Hizbu’l-Ferec,

37)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

İhyâ‟ül-Ulûm‟un beyanına göre, Resûl-i Ekrem (s.a.a.) Efendimiz bir

gün Hz. Ali‟ye (Kerramallâhu Vechehû ve RadıyAllâhu Anh) hitâben:

Yâ Ali! Hangi mü‟min hayâtında bu duâyı okursa ana ve babasının

Page 3: MÜJDELİ HABERLER

rûhuna bağışlarsa, ebeveyninin (ana-babasının) hakkını îfâ etmiş

(ödemiş) olur. Bir de ayrıca kendisine mükâfat cennettir. Ve ayrıca,

Allâhu Teâlâ (c.c.) Mûsâ ve Hârûn‟a (aleyhimesselâm) ihsân ettiği

sevâbı ihsân eder. İki defa (daha bu duâyı okursa) söylerse, ehl-i

îmânın ölenlerine ve ölmeyenlerine (bağışlarsa, onlara) birer senelik

ibâdet sevâbı verilir. Ayrıca, okuyana da okuduğunun her bir kelimesi

için (Cennette) içinde bin hûri bulunan bir şehir verilecektir. Öldüğü

vakitte de şehîddir. Duâ-i Mübârek şudur:

“El-hamdü lillâhi Rabbi‟s-semâvâti ve Rabbu‟l-ardı Rabbil-

âlemiyn, ve lehü‟l-kibriyâ‟ü fi‟s-semâvâti ve‟l-ardı ve Hüve‟l-

Aziyzü‟l-Hakiym. El-hamdü lillâhi Rabbi‟s-semâvâti ve Rabbi‟l-

eradıyne Rabbil-âlemiyn, ve lehü‟l-azametü fi‟s-semâvâti ve‟l-ardı

ve Hüve‟l-Aziyzü‟l-Hakiym. Lillâhi mülkü‟s-semâvâti vel-ardı ve

Hüve‟l-Aziyzü‟l-Hakiym.” Kaynak: (Hakk’a Hakîkî Kul Edici

Velîlerin Nurlu Duâları, s/289-290.)

Başka bir eserde aynı dua az bir farkla şöyledir:

“El-hamdü lillâhi Rabbi‟s-semâvâti ve Rabbi‟l-eradıyne Rabbil-

âlemiyn, ve lehü‟l-kibriyâ‟ü fi‟s-semâvâti ve‟l-ardı ve Hüve‟l-

Aziyzü‟l-Hakiym. El-hamdü lillâhi Rabbi‟s-semâvâti ve Rabbi‟l-

eradıyne Rabbil-âlemiyn, ve lehü‟l-azametü fi‟s-semâvâti ve‟l-ardı

ve Hüve‟l-Aziyzü‟l-Hakiym. Lillâhi mülkü Rabbi‟s-semâvâti ve

Hüve‟l-Aziyzü‟l-Hakiym.”

(Yerlerin, göklerin ve âlemlerin Rabbine hamd olsun, semâlarda

(göklerde) ve yerde büyüklük O‟na âittir. O Aziyz‟dir ve Hakiym‟dir

(hikmet sâhibidir). Yerlerin, göklerin ve âlemlerin Rabbine hamd

olsun, göklerde ve yerde yücelik O‟na âittir. O Aziyz‟dir ve

Hakiym‟dir. Mülk O‟nundur, semâların (göklerin) Rabbi O‟dur. O

Aziyz‟dir ve Hakiym‟dir.)

Bu duânın fazîleti hakkında Peygamber (s.a.a.) Efendimiz Hz. Ali‟ye

(k.v. ve r.a.) şöyle buyurdu:

Ey Ali! Kim bu duâyı ömründe veya senede bir kere okuyup, sevâbını

annesinin ve babasının rûhuna bağışlarsa, haklarını edâ etmiş olur.

Page 4: MÜJDELİ HABERLER

Karşılığında cenneti kazanır. Mûsâ ve Hârûn‟un (aleyhimesselâm)

sevaplarının bir misli okuyan kimseye verilir. Eğer ikinci defa okur da

Allâh‟ım! Bu duâdan hâsıl olan sevâbı, (ehl-i îmân ve ehl-i

islâmdan) dirilerin ve ölülerin rûhuna bağışladım derse, Allâhu

Teâlâ yaşayan ve ölen mü‟minlere bir senelik ibâdet sevâbı yazar.

Okuyana da içinde bin hûri olan bir şehir ihsân eder. Öldüğünde de

şehîd olarak ölür. Kaynak: Mecmû’atü’l-Ahzâb, Gazâlî: 262)

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ ----------------

Câbir ibni Abdillâh‟den yapılan rivâyete göre, adamın biri Peygamber

(s.a.a.) Efendimiz‟in huzûruna gelerek iki veya üç defa: “Vay benim

günahlarım” dedi. Peygamber (s.a.a.) Efendimiz ona: Sen

“Allâhümme mağfiratüke evse‟u min zünûbiy, ve rahmetüke ercâ

„ındiy min ameliy” (Ey Allâh‟ım! Senin mağfiretin benim

günahlarımdan daha geniştir ve Senin rahmetin bence amelimden daha

ümitlidir/Amelimden daha çok Senin rahmetinden ümîd ederim.)

söyle, buyurdu. Adam bunu bir kere söyledi. Sonra Resûlüllâh (s.a.a.)

Efendimiz “Tekrar söyle” buyurdu. Adam tekrar söyledi. Resûlüllâh

(s.a.a.) Efendimiz “Tekrar söyle” buyurdu. Adam tekrar söyleyince,

Resûlüllâh (s.a.a.) Efendimiz “Kalk, Allâh seni mağfiret etti” buyurdu.

Kaynak: (Hâkim, el-Müstedrek: 1/543)

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ ----------

Resûlüllâh (s.a.a.) Efendimiz‟in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:

Her kim: “Sübhâneke zalemtü nefsiy ve amiltü sû‟en fağfir liy fe-

innehû lâ yağfiru‟z-zünûbe illâ ente.” (Seni tenzih ederim, ben

nefsime zulmettim ve kötülük yaptım. O halde beni mağfiret et. Zîra

günahları Senden başka hiç kimse bağışlayamaz.) Derse, onun

günahları karıncaların attığı adımları kadar da olsa, mağfiret olunur.

Kaynak: (Beyhakî, De’avât. Ğazâlî, ed-De’avâtü’l-Müstecâbe, sh: 67)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

“Allâhümme lâ ilâhe illâ ente sübhâneke amiltü sûen ev zalemtü

nefsiy fağfir liy innehû lâ yağfiru‟z-zünûbe illâ ente.” (Ey

Allâh‟ım! Sen‟den başka ilâh yoktur/ilâh yoktur, ancak Sen varsın.

Page 5: MÜJDELİ HABERLER

Seni tesbîh ederim. Günah deryâsına daldım. Kendime kötülük ettim.

Beni affeyle. Çünkü günahları ancak Sen affedersin.) Bir gün Resûl-i

Ekrem (s.a.a.) Efendimiz Hz. Ali (a.s.) Efendimizin elinden tutarak:

“Dikkat et ey Ali! Sana öyle kelimeler öğreteceğim ki, sen o

kelimeleri okuduğunda, eğer günahların karıncaların yahut kum

tanelerinin adedi kadar olsaydı, mutlaka Allâh seni affederdi. Sen

zâten affolunanlardansın.” Buyurdu. Kaynak: ġifâlı Duâlar

Ansiklopedisi, sh: 392)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

Yeryüzündekilerden herhangi bir kimse: “Lâ ilâhe illAllâhu vallâhu

ekber, velâ havle velâ guvvete illâ billâh” derse, hatâlarına keffâret

olur. Bu hatâları, deniz köpükleri kadar da olsa.. Kaynak: (Ali el-

Müttakî, I, 455/1963)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Resûlüllâh (s.a.a.) Efendimiz: Yâ Ali! Sana bir duâ öğreteyim mi ki,

olunur. Şöyle söyle: “Allâhümme lâ ilâhe illâ ente‟l-Haliymü‟l-

Hakiym, tebârakte sübhâneke Rabbi‟l-arşi‟l-azıym.” (Allâh‟ım!

Senden başka ilâh yoktur/ilâh yoktur, ancak Sen varsın. Sen Haliym

ve Hakiym‟sin, hayır ve bereketi çok olansın. Sen‟i tenzih ederim, Sen

arş-ı azıym‟in Rabbi‟sin.) Kaynak: (Taberânî, Kebîr, V, 192/5060)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

Allâh Resûlü (s.a.a.) Efendimiz: “Ey Ali! Sana öyle kelimeler

öğreteceğim ki, onları söylediğin zaman, Allâhu Teâlâ seni bağışlar.”

“Lâ ilâhe illAllâhu vahdehû lâ şeriyke leh, lehü‟l-Haliymü‟l-

Keriym. Lâ ilâhe illAllâhu vahdehû lâ şeriyke lehü‟l-Aliyyü‟l-

Azıym. sübhânAllâhi Rabbi‟s-semâvâti‟s-seb‟ı ve Rabbi‟l-arşi‟l-

Azıym. Ve‟l-hamdü lillâhi Rabbi‟l-âlemiyn.”

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

Duânın hayırlısı “istiğfâr”, ibâdetin hayırlısı da “Kelime-i Tevhîd”dir.

Kaynak: (Ali el-Müttakî, I, 483/2112)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

Page 6: MÜJDELİ HABERLER

Şeddâd bin Evs‟den yapılan rivâyete göre, Resûlüllâh (s.a.a.)

Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: İstiğfârın en üstünü kulun şöyle

demesidir: “Allâhümme ente Rabbiy, lâ ilâhe illâ ente halagteniy,

ve ene abdüke, ve ene alâ ahdike ve va‟dike mesteta‟tü, eûzü bike

min şerri mâ sana‟tü, ebû‟ü leke bi-ni‟metike aleyye, ve ebû‟ü bi-

zembiy fağfir liy, fe-innehû lâ yağfiru‟z-zünûbe illâ ente”

(Allâh‟ım! Sen benim Rabbimsin. Sen‟den başka ibâdete lâyık ilâh

yoktur. Beni Sen yarattın. Ben Senin kulunum. Ezelde Sana verdiğim

sözümde ve vaadimde hâlâ gücüm yettiğince durmaktayım. İşlediğim

kusurların şerrinden Sana sığınırım. Bana lütfettiğin ni‟metleri

huzûrunda minnetle anar, günâhımı îtirâf ederim. Beni affet, şüphe

yok ki, günahları Sen‟den başka affedecek yoktur.) Her kim bu

“seyyidü‟l-istiğfârı” sevâbına ve fazîletine bütün kalbiyle inanarak

gündüz okur da o gün akşam olmadan ölürse, cennetlik olur. Yine her

kim sevâbına ve fazîletine gönülden inanarak gece okur da sabah

olmadan ölürse, cennetlik olur. Kaynak: (Buhârî, De’avât, 2, 16; Ebû

Dâvûd, Edeb, 100-101)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kim her gün bir defa: “Sübhâne‟l-Gâimi‟d-Dâim, Sübhâne‟l-

Hayyi‟l-Gayyûm, Sübhâne‟l- Sübhâne‟l-Hayyilleziy lâ yemût,

SübhânAllâhi‟l-Azıymi ve bi-hamdihî, Sübbûhun Guddûsün

Rabbu‟l-melâiketi ve‟r-rûh, Sübhâne‟l-Aliyyi‟l-A‟lâ, Sübhânehû

ve teâlâ.” Derse, cennetteki makamını görmedikçe (yahut ona

gösterilmedikçe) ölmez. Kaynak: (Ali el-Müttakî, II, 230/3886)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kim: “El-hamdü lillâhilleziy tevâda‟a küllü şey‟in li-azametihî,

vel-hamdü lillâhilleziy zelle küllü şey‟in li-„ızzetihî, vel-hamdü

lillâhilleziy hada‟a küllü şey‟in li-mülkihî vel-hamdü

lillâhillezistesleme küllü şey‟in li-gudratihî.” (Hamd ederim Allâh‟a

ki, her şey O‟nun azameti önünde boyun eğmiştir. Hamd ederim

Allâh‟a ki, her şey O‟nun izzeti karşısında zelîldir. Hamd ederim

Allâh‟a ki, her şey O‟nun mülk ü saltanatına boyun eğmiştir. Hamd

Page 7: MÜJDELİ HABERLER

ederim Allâh‟a ki, her şey O‟nun kudretine teslîm olmuştur.) Derse ve

bunu ancak Allâh‟ın indindekini (katındakini) taleb ederek söylerse,

Allâh (c.c.) ona bin hasene yazar, derecesini bin kat yüceltir, kıyâmet

gününe kadar ona istiğfâr etmeleri için yetmişbin melek vazîfelendirir.

Kaynak: (Ali el-Müttakî, II, 226/3879)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- ----

"Lâ ilâhe illellâhu adede kelimâtihî, Lâ ilâhe illellâhu adede

halgıhî, Lâ ilâhe illellâhu zinete arşihî, Lâ ilâhe illellâhu mil‟e

semâvâtihî, Lâ ilâhe illellâhu misle zâlike me„ahû, vallâhu

ekberu misle zâlike me„ahû, vel-hamdü lillâhi misle zâlike

me„ahû, (Allâhümmağfir liy zünûbiy)."

"Allâh'ın kelimeleri adedince Lâ ilâhe illallâh. Yarattıkları

adedince Lâ ilâhe illallâh, Arş ağırlığınca Lâ ilâhe illallâh. Semâlar

(gökler) dolusu Lâ ilâhe illallâh. Bunlarla beraber, bunların

mislince Lâ ilâhe illallâh. Bunlarla beraber, bunların mislince

Allâhu Ekber, Bunlarla beraber, bunların mislince Elhamdülillâh."

Böyle dersen, ne bir melek sevâbını yazmaya tâkat getirebilir, ne

de bir başkası." Kaynaklar: (el-Câmi’u's-Sağîr, Ali el-Müttakî, I,

442/1910)

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

“Lâ ilâhe illAllâh Muhammedün Resûlüllâh fî külli lemhatin

ve nefesin adede mâ vesi‟ahû „ılmüllâh …”

Anlamı: Allâh‟ın ilminin kapsadığı şeyler adedince ve (yaratılan

her varlığın) her göz açıp kapama ve her nefes alışverişi adedince,

her an “Lâ ilâhe illAllâh Muhammedün Resûlüllâh”.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- ----

(Hak olan) Tevrât kitabında şöyle yazılıdır: "Her kim Şa'bân-ı

Şerîf ayında: “Lâ ilâhe illAllâhu velâ na'budü illâ iyyâh,

muhlisıyne lehü'd-dîn, velev kerihe'l-kâfirûn.”

Allâhu Teâlâ'dan (celle celâlühû) başka hiçbir ilâh yoktur. Biz

ancak O'na ibâdet ederiz. Kâfirler istemese de biz ibâdetlerimizi

sırf O'na tahsis ederiz.

Page 8: MÜJDELİ HABERLER

Derse, Allâhu Teâlâ (celle celâlühû) o kimseye bin senelik ibâdet

sevâbı yazar. Bin senelik günahını siler. Kabrinden yüzü ayın

ondördü gibi parlak (nûrlu) bir şekilde çıkar. Allâhu Teâlâ (celle

celâlühû) ındinde Sıddîk olarak yazılır." Kaynak: (Safuri,

Nüzhetü'l-Mecâlis:1/144)

Başka bir eserde yukarıdaki ibâre şu farkla geçiyor:

“Lâ ilâhe illAllâhu velâ na'budü illâ iyyâh, muhlisıyne lehü'd-

dîn, velev kerihe'l-müşrikûn.”

Allâhu Teâlâ'dan (celle celâlühû) başka hiçbir ilâh yoktur. Biz

ancak O'na ibâdet ederiz. Müşrikler istemese de biz ibâdetlerimizi

sırf O'na tahsis ederiz.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

Cüveyriye anlatıyor: Peygamber (s.a.a.) Efendimiz bir gün sabah

namazını kılmak üzere erkenden yanımdan çıktı. Daha sonra kuşluk

vaktinden sonra geri döndü. Cüveyriye hâlâ oturuyordu. Allah Rasûlü

(s.a.a.) Efendimiz: „Hâlâ yanından ayrılırken seni bıraktığım durumda

mısın?‟ diye sordu. Cüveyriye: Evet deyince, Peygamberimiz (s.a.a.)

Efendimiz şöyle buyurdu:

And olsun, senden (ayrıldıktan) sonra dört kelimeyi üç defa

tekrarladım. Eğer bunlar sabahtan beri senin söylediklerinle tartılacak

olursa hiç şüphesiz benim söylediklerim seninkilerden ağır basacaktır:

“Sübhânallâhi ve bi-hamdihî adede halgıhî ve rıdâ nefsihî ve

zinete arşihî ve midâde kelimâtihî”

(Yarattıklarının sayısınca, zâtını hoşnut edecek kadar, arşının

ağırlığınca ve kelimeleri sayısınca yüce Allâh‟ı hamd ile tesbîh

ederim.) Kaynaklar: [Müslim, 4/2090; Tirmizî, 5/556] (Müslim, Zikir

79. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 24)

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ ----

Bir kimse sabah ve akşam yüzer defa “SübhânAllâh” derse, Cenâb-ı

Ecell-i Alâ yüz hac yapmış kadar sevâb ihsân eder. Sabah ve akşam

yüzer defa “El-hamdü lillâh” derse, o gün rızâ-i Bârî için yüz at

yüklemiş veya yüz defa savaşa girip düşmanla çarpışmış kadar ecre

Page 9: MÜJDELİ HABERLER

nâil olur. Sabah ve akşam yüzer defa “Lâ ilâhe illAllâh” derse, İsmâîl

(a.s.) soyundan yüz köleyi hürriyete kavuşturmuş kadar ecir verilir.

Sabah ve akşam yüzer defa “Allâhu Ekber” derse, o gün bu zikri

okuyan kimseden daha çok sevâb getiren kimse bulunmaz, ancak bu

zikri daha fazla okuyan kimse müstesnâ.” Kaynak: (Tirmizî, Amr b.

ġuayb’dan rivâyet etmiĢtir.)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

Peygamberimiz (s.a.a.) Efendimiz buyuruyorlar ki: “Her kim günde

yüz kere: “SübhânAllâhi ve bi-hamdihî” (Allâh‟ı hamd ile tesbîh

ederim) derse, o kimsenin hatâları deniz köpüğü kadar da olsa

dökülür, yani mağfiret olunur.” Kaynak: (Buhârî, De’avât, 65)

Yine aynı tesbîhle ilgili diğer bir rivâyet: “Bir kimse sabah ve

akşamları bu tesbîhi yüzer defa okursa, bu tesbîhi daha çok okuyan

müstesnâ, hiçbir kimse onun bu tesbîhi okumasından daha faziletli bir

zikir getiremez.” Kaynak: (Müslim, Ebû Hüreyre’den rivâyet etmiĢtir.)

------------------------------------------------------------------------------------------------- ---------------------------------------

İki kelime vardır ki, Rahmân Teâlâ‟ya sevgili, lisanda hafif, mîzânda

da ağırdırlar. Bunlar: “SübhânAllâhi ve bi-hamdihî sübhânAllâhi‟l-

Azıym” (Allâh‟ı hamd ile tesbîh ederim, büyük Allâh‟ı tesbîh ederim)

kelîmeleridir. Kaynak: (Buhârî, De’avât, 65)

--------------------------------------------------------------------------------------------------------- -------------------------------

“Ne ben, ne de benden evvelki nebîler: “SübhânAllâhi ve‟l-hamdü

lillâhi velâ ilâhe illAllâhu vAllâhu ekber” tesbîhinden daha efdal bir

kelîme ile tesbîh etmemişlerdir.” Kaynak: (Ali el-Müttakî, no: 2015)

--------------------------------------------------------------------------------------------------------- -------------------------------

Peygamber (s.a.a.) Efendimiz buyuruyorlar ki: “Lâ havle velâ

guvvete illâ billâh” zikrini çok ediniz. Zîra o, cennetin hazînesidir.”

Kaynak: Buhârî, De’avât, 50)

“Sana arşın altındaki cennet hazînelerinden bir kelîme söyleyeyim mi?

“Lâ havle velâ guvvete illâ billâh” (Günahlardan korunmaya güç

yetirmek ve tâate kuvvet bulmak, ancak Allâh‟ın tevfîk ve

yardımıyladır) kelimesidir.” Kul bunu söyleyince, (Cenâb-ı Hakk)

“Kulum hakkı teslîm etti ve benden onu selâmette kılmamı istedi” der.

Page 10: MÜJDELİ HABERLER

--------------------------------------------------------------------------------------------------------- -------------------------------

“SübhânAllâhi ve‟l-hamdü lillâhi velâ ilâhe illAllâhu vAllâhu

ekber, velâ havle velâ guvvete illâ billâhi‟l-Aliyyi‟l-Azıym” mil‟e

mâ AlimAllâhu Teâlâ, ve adede mâ AlimAllâhu Teâlâ, ve zinete mâ

AlimAllâhu Teâlâ.

(Ben bu tesbîhi, Allâhu Teâlâ‟nın ilminin ihâtâsının dolusu kadar

söylerim. Yine ben bu tesbîhi, Allâhu Teâlâ‟nın ilminin ihâtâsının

sayısı kadar söylerim. Yine ben bu tesbîhi, Allâhu Teâlâ‟nın ilminin

ihâtâsının ağırlığı kadar söylerim. Demektir.)

Not: Bu tesbîhin bu şekilde söylenmesinin faziletiyle ilgili olarak;

Erenler demişler ki: Bu tesbîhi bu suretle bir kere zikir, gece ve

gündüzü zikrullâh ile müstağrak olmaktan efdaldir. Kaynak: (Hakk’a

Hakîkî Kul Edici Velîlerin Nurlu Duâları, sh: 286-287)

--------------------------------------------------------------------------------------------------------- -------------------------------

Resûlü Ekrem (s.a.a.) Efendimiz: “Yâ Kubeysa, dünyan için sabah

namazından sonra: “SübhânAllâhi ve bi-hamdihî sübhânAllâhi‟l-

Azıym, ve bi-hamdihî lâ guvvete illâ billâh” söyle. Eğer böyle

söylersen, gözlerine âmâ gelmez ve frengi gibi hastalıktan ve

nüzulden (felçten) emîn olursun. Amma âhiret için üç defa:

“Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammedin

vehdiniy min „ındike ve efıd aleyye min fadlike venşür aleyye min

rahmetike ve enzil aleyye min berakâtik” diye bunları îfâ edip de

yerine getirdiğin vakitlerde âhirette cennetin dört kapısı açılır,

hangisinden istersen girersin.” Buyurdu.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------- -------------------------------

Hz. Peygamber (s.a.a.) Efendimize “Göklerin ve yerlerin anahtarları

Allâh‟ındır” (Zümer sûresi 63‟ten) âyet-i kerîmesinin tefsîri hakkında

sorulduğunda, “Bana öyle bir şeyden sordun ki, senden evvel kimse

bana bunu sormamıştı. Göklerin ve yerlerin anahtarı olan duâ şudur:

“Lâ ilâhe illAllâhu vAllâhu ekberu ve sübhânAllâhi ve bi-hamdihî

ve estağfirullâhe velâ havle velâ guvvete illâ billâhi‟l-Evveli ve‟l-

Âhıri ve‟z-Zâhiri ve‟l-Bâtıni bi-yedihi‟l-hayru yuhyiy ve yümiyt,

ve Hüve alâ külli şey‟in gadiyr.” (Allâhu Teâlâ‟dan başka ilâh

yoktur/ ilâh yoktur, ancak Allâh vardır. Allâhu Teâlâ her şeyden

büyüktür. Allâhu Teâlâ‟yı tesbîh ederim, O‟na hamd ederim ve

O‟ndan mağfiret dilerim. Evvel ve Âhir olan (yani öncesi ve sonu

Page 11: MÜJDELİ HABERLER

olmayan), Zâhir ve Bâtın (isimleri-sıfatları-fiilleri-âyetleriyle zâhir-

açık-ortada; Zâtıyla gizli) olan, dirilten ve öldüren, Kendisi her şeye

hakkıyla gücü yeten(gadiyr) olan Allâhu Teâlâ‟nın yardımı olmadan

hiçbir günahtan kurtuluş ve hiçbir ibâdete kuvvet yoktur.) Her kim

sabahladığında bu duâyı on kere okursa, ona altı haslet (özellik)

verilir: Birincisi, iblis (şeytan) ve ordularından korunur. İkincisi,

kendisine tonlarla sevâb verilir. Üçüncüsü, cennette bir derecesi terfi

edilir, yükseltilir. Dördüncüsü, hûrîlerle evlendirilir. Beşincisi,

yanında devamlı (onu korumak üzere) onikibin melek hâzır olur.

Altıncısı, kendisine Tevrât, İncîl, Zebûr ve Furkan (Kur‟ân) okuyan

kadar sevâb yazılır. Bununla birlikte, ona hac ve umre yapıp, haccı ve

umresi kabul edilen kişinin ecri yazılır. O gün ölecek olursa, şehîd

olarak öldüğüne dâir, şehîdlerin mührüyle damgalanır.” Buyurdu.

Kaynak: (Ġbni Âsım, Ebû Ya’lâ, Ġbnü’s-Sünnî)

--------------------------------------------------------------------------------------------------------- -------------------------------

“Allâhümme inniy asbahtü üşhidüke ve üşhidü hamelete arşike ve

melâiketeke ve cemiy‟a halgıke enneke entAllâhü lâ ilâhe illâ ente

vahdeke lâ şeriyke lek, ve enne Muhammeden abdüke ve

resûlük.” Resûlü Ekrem (s.a.a.) Efendimiz buyurdu: “Her kim bu

duâyı sabahladığı vakit okursa, o gün işlediği hatâları affolunur.

Akşam okursa, geceleyin işlediği hatâları ve günahları bağışlanır.”

Not: Akşam okunurken “…asbahtü…” kelimesi yerine

“…emseytü…” denilecek…! Kaynak: (Tirmizî, Ebû Dâvûd)

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ ----------------------

“Allâhümme inniy asbahtü üşhidüke ve üşhidü hamelete arşike ve

melâiketeke ve cemiy‟a halgıke enneke entAllâhü lâ ilâhe illâ ente,

ve enne Muhammeden abdüke ve resûlük.” (Ey Allâh‟ım!

Muhakkak ben Zât-ı Ecell-i A‟lâ‟ndan başka hiçbir ilâh olmadığına ve

Hz. Muhammed‟in (s.a.a.) kulun ve resulün olduğuna, Zât-ı Ecell-i

A‟lâ‟nı, arşını yüklenen meleklerini ve bütün mahlûkatını şâhid

getirdiğim hâlde sabahlarım/akşamlarım.)

Not: Akşam okunurken “…asbahtü…” kelimesi yerine

“…emseytü…” denilecek…!

“Kim sabahladığı ya da akşamladığı vakit bu zikri bir defa okursa

cehennemden dörtte birini, iki defa okursa dörtte ikisini, üç defa

Page 12: MÜJDELİ HABERLER

okursa dörtte üçünü, dört defa okursa tamamını Allâhu Teâlâ âzâd

eder.” Kaynak: (Süneni Ebî Dâvûd, Enes’ten rivâyet etmiĢtir.)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

“Allâhümme mâ asbeha biy min ni‟metin fe-minke vahdeke lâ

şeriyke lek, leke‟l-hamdü ve leke‟ş-şükr.” (Ey Allâh‟ım! Benimle ne

kadar nimet sabahladı ise, hepsi Sen‟dendir. Sen Tek‟sin, eşin ve

ortağın yoktur. Hamd ve şükür Zât-ı Ecellü A‟lâ‟na mahsustur.)

“Her kim sabaha çıktığı vakit (bu duâyı) okursa, o günün şükrünü;

akşamladığı vakit okursa, o gecenin şükrünü edâ etmiş olur.”

Not: Akşam okurken “…asbeha…” kelimesi yerine “…emsâ…”

kelimesi söylenecektir…!

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

“RabbiyAllâhu tevekkeltü aleyhi, Lâ ilâhe illâ Hû, aleyhi

tevekkeltü ve Hüve Rabbu‟l-arşi‟l-Azıym. Lâ ilâhe illAllâhu‟l-

Aliyyü‟l-Azıym. Mâ şâ‟Allâhu kâne ve mâ lem yeşe‟ lem yekün

a‟lemü ennAllâhe alâ külli şey‟in gadiyr. Ve ennAllâhe gad ehâta

bi-külli şey‟in „ılmâ.” (Rabbim Allâh‟tır. O‟na dayandım/O‟na

güvendim. O‟ndan başka hiçbir ilâh yoktur/hiçbir ilâh yoktur, ancak O

vardır. O‟na dayandım. O, büyük arşın Rabbi‟dir/O, arşın büyük

Rabbi‟dir. Aliyy (sonsuz yüce) ve Azıym (sonsuz büyük) olan

Allâh‟tan başka hiçbir ilâh yoktur/ hiçbir ilâh yoktur, ancak Aliyy

(sonsuz yüce) ve Azıym (sonsuz büyük) olan Allâh vardır. Allâh neyi

dilerse (o) olur, (neyi de) dilemezse (o) olmaz. Ben bilirim ki, Allâh

her şeye hakkıyla gücü yeten(gadîr)dir. Hiç şüphe yoktur ki, Allâhu

Teâlâ ilmiyle her şeyi kuşatmıştır.) Peygamberimiz (s.a.a.) buyurdu ki:

“Kim sabah ve akşamladığı vakit bu duâyı okur da ölürse, cennete

girer.” Kaynak: (Kitâbu Ġbni’s-Sünnî, Büreyde’den rivâyet etmiĢtir.)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

“Allâhümme inniy üşhidüke bi-enneke entAllâhülleziy lâ ilâhe illâ

ente vahdeke lâ şeriyke leke ve enne Muhammeden abdüke ve

resûlüke ebû‟ü leke bi-ni‟metike aleyye ve ebû‟ü bi-zenbiy fağfir

liy fe-innehû lâ yağfiru‟z-zünûbe ğayruke.” (Allâh‟ım! Ben şehâdet

ediyorum ki, hakikaten Sen‟den başka ilâh yoktur. Sen Tek‟sin, eşin

ve ortağın yoktur. Hz. Muhammed (s.a.a.) Senin kulun ve resûlündür.

Page 13: MÜJDELİ HABERLER

Bana verdiğin nimetlere karşı şükrederek (bana bunca nimetler

verdiğini) îtirâf ediyorum ve Sana karşı yaptığım günahları da îtirâf

ediyorum. Beni affet, çünkü Sen‟den başka günahları affedecek hiçbir

ilâh yoktur Allâh‟ım!) Peygamberimiz (s.a.a.) buyuruyor ki: “Bir

kimse sabah ve akşamladığında (bu duâyı) okursa, şehîd olarak ölür.”

(Kaynak: Ebû Kasım el-Ġsbahânî, Huzeyfe’den rivâyet etmiĢtir.)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

“Rabbiy lâ üşrikü bihî şey‟en ve eşhedü en lâ ilâhe illâ ente.” (Zât-ı

Ecellü A‟lâ‟na hiçbir şeyi eş koşmam/ortak koşmam Rabbim. Ben

şehâdet ederim ki, Sen‟den başka ilâh yoktur/hiçbir ilâh yoktur, ancak

Sen varsın.) Peygamberimiz (s.a.a.) buyuruyor ki: “Bir mü‟min kul,

sabahladığı vakit (bu duâyı) okursa, akşama kadar kendisinden sudûr

edecek günâhı affedilir. Akşam okursa, sabaha kadar sudur edecek

günâhı mağfiret olunur.” Kaynak: (Ġmam-ı Bezzâr rivâyet etmiĢtir.)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

TESBÎH NAMAZI

Rasûlullâh (s.a.a.) Efendimizin bizlere olan emir ve vasiyetlerinden

biri de; büyük fazîleti olan tesbîh namazını kılmamız hakkındadır.

Bizim gibi günahlarda boğulmuş ve sayısız günahlar işlemiş kimseler

için bu ahde itinâ göstermek bir vecîbedir. Tesbîh namazı istiğfarın en

büyüğü ve bütün vücudla yapılanıdır. Tesbîh namazıyla ve kılınışıyla

ilgili en sahîh rivâyet Ebû Dâvûd, İbn-i Mâce ve İbn-i Huzeyme nin

rivayet ettikleridir. Ebû Dâvûd şöyle der; “Tesbîh namazı hakkında

bundan başka sahîh hadîs yoktur.” Müslim ise; “Bu namaz hakkında,

isnadı bundan daha güzel bir hadîs yoktur: Allâh‟ın rızâsı üzerine

olsun, İbn-i Abbâs der ki; “SallAllâhü aleyhi ve âlihî ve sellem

Efendimiz, Muttalip oğlu Hz. Abbâs‟a; “Ey amca! Bu

söyleyeceklerimi yaptığın takdirde, önceden ve sonradan işlemiş

olduğun ve işleyeceğin, yeni ve eski, büyük ve küçük, ne yapmış isen;

kasten olsun-olmasın, gizli veya alenî (açık) olsa da, bütün suçlarının

Hak Teâlâ katında affedilmesi için sana on haslet vereyim mi? Bunları

yaptığın zaman her şeyden temiz olarak çıkarsın.” Buyurmuşlar ve

sonra sözüne devamla:

“Dört rekât namaz kılmalısın. Her rekâtta sübhâneke‟den sonra 15

defa, Fâtiha ile bir zamm-ı sûre okuduktan sonra ayrıca ayakta

Page 14: MÜJDELİ HABERLER

rükûdan önce 10 defa: sübhânAllâhi ve‟l-hamdü lillâhi velâ ilâhe

illAllâhü vAllâhü ekber, velâ havle velâ guvvete illâ billâhil-

Aliyyil-Azıym diye tekrarlarsın. Rükûda yine bunu 10 defa tekrarlar,

sonra doğrulduğunda 10 defa daha okur, secdede yine 10 defa,

secdeden kalktığında yine 10 defa, ikinci secdede yine 10 defa

okursun. Bunların toplamı bir rekâtta 75 olur. Böylece 4 rekât kılarsın.

Gücün yeterse bunu her gün kıl. Gücün yetmezse haftada bir, onu

yapamazsan ayda bir, onu da yapamazsan senede bir, o da olmazsa

ömründe bir defa olsun kılmalısın.” buyurmuşlardır.

Hafız Münzirî, “tesbîh namazı hakkında birçok uzun konuşmalar

vardır, anlattıklarımız yeterlidir.” Der. Beyhakî ise; “tesbîh namazını

Mübârek oğlu Abdullâh kılmış ve sâlih kişiler de birbirinden öğrenip

almışlardır.” Der.

Bazı kişiler Mübârek oğlu Abdullâh‟a; “şâyet namaz sırasında kişi

unutur veya şaşırırsa, sehiv secdesinde de onar onar tesbîh getirsin

mi?” diye sordular. Cevap olarak: “Hayır, dört rekât olan bu

namazdaki tesbîh sayısı üçyüzü geçmemelidir.” Buyurdular.

Kaynak: (el-Uhudü’l-Kübrâ)

Tesbîh namazının kılınışı; Günahların afvına vesîle olan tesbîh namazı

4 rek'âtlı bir namazdır. Bu namazı kılabilmek için şu tesbîhi

ezberlemek icab eder; Sübhânallâhi vel-hamdü lillâhi velâ ilâhe

illAllâhü vAllâhü ekber. Velâ havle velâ guvvete illâ billâhil-

Aliyyil-Azıym Kalben Allah rızâsı için tesbîh namazı kılmaya niyet

edilir. Allâhü Ekber diyerek namaza başlanır.

Yukarıdaki tesbih: “Sübhâneke”den sonra 15 kere, zamm-ı sûreden

sonra 10 kere, rükûda 10 kere, rükûdan doğrulunca 10 kere, secdede

10 kere, secdeden doğrulunca 10 kere, ikinci secde de 10 kere okunur.

Böylece birinci rek'ât kılınmış olur. İkinci rek'âte kalkılınca Fâtiha-i

şerîfeden önce yine 15 kere, diğer yerlerde de, tarif edildiği gibi 10'ar

kere okunarak 4 rek'ât tamamlanır.

Tesbîh namazının diğer tarafları aynen diğer namazlarda olduğu

gibidir. Fark sadece okunan tesbîhlerdir. İkinci rek'âtta oturulduğunda,

“Et-tehıyyâtü”'den sonra, “Allâhümme salli” ve “Allâhümme bârik”,

Page 15: MÜJDELİ HABERLER

üçüncü rek'ât için ayağa kalkıldığında da “Sübhâneke” okunacaktır.

Tesbih namazında beher rek'âtta okunan tesbîh adedi: 75'dir. Dört

rek'âtta 300 tesbîh okunmuş olur. Kaynak: (Muhtasar Ġlmihâl)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -----------

Îmânla Ölmek İçin Kılınacak Namaz:

Hz. Resûl (s.a.a.) hâtime (son nefeste îmânlı olabilmek)

korkusundan Allah Teâlâ‟ya sığınmak için namaz ve dualar

tavsiye etti. Kurtulmak için gayret ediniz. Hak Teâlâ bu korkudan

emânda tutar, inşâAllâhu Teâlâ.

Namaz budur: Hz. Resûl (s.a.a.) buyurdu ki: “Her kim Ramazan

ayının ilk sekiz gününde iki rekât namaz kılsa, her rekâtında bir

Fâtiha Sûresi ve bir “İkra‟ bismi Rabbike” (Alak Sûresi) ve onbeş

kez “İhlâs Sûresi” okusa. Selâmdan sonra on kez: “Lâ havle velâ

guvvete illâ billâhil-Aliyyil-Azıym” dese ve on kez salavat getirse.

O kişiyi Allah Teâlâ hâtime korkusundan emîn eder. Dünyadan

âhirete îmanla gider. Îmânını şeytanın şerrinden koruyup iki

cihanda da ehl-i saâdet olur.

Eğer Ramazan ayının sekizinci günü kılamazsa, Ramazan ayından

ne vakit olsa kılsın. Eğer Ramazan ayı geçse de kılamasa, hangi

ayda olsa kılsın. Tek, yılda bir kez kılsın. Eğer yılda bir kez dahi

kılamazsa, ömründe bir kez kılsın.” Allah Resûlü doğru dedi.

Kaynak: ġifâ’ül-Esrâr (Sûfî Yolunun Sırları), Seyyid Yahyâ

ġirvânî, s/107.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

BERAAT KANDİLİ:

Hz. Ali b. Ebî Tâlib (kerramallâhu vechehû ve radıyallâhu teâlâ

anh) Efendimizden rivâyet edildiği belirtilen bir hadîs-i şerîfte, Hz.

Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafâ (sallallâhu aleyhi ve

âlihî ve sellem) şöyle buyurmuşlar:

“Ey Ali! Her kim şa‟bânın (onbeĢinci) yarı gecesinde yüz rekât

kılar, her rekâtta bir Fâtiha ve on İhlâs okursa, ey Ali! Hangi bir

Page 16: MÜJDELİ HABERLER

kul bu namazları kılarsa, Allâhu Teâlâ onun için o gece istediği her

hâceti yerine getirir.”

Soruldu ki, “Yâ Rasûlallâh! Eğer Allâhu Teâlâ onu şakî (îmânsız

ölecek bir bedbaht olarak) yazdıysa, saîd (îmânlı ölecek bahtiyar)

kuluna çevirir mi?” Buyurdu ki: “Ey Ali! Beni hakla gönderen Allâhu Teâlâ‟ya yemin

ederim ki; Levh-i Mahfûz‟da: „Falan oğlu falan şakî olarak

yaratıldı ama Allâhu Teâlâ bu hükmü sildi ve onu saîde döndürdü‟

diye yazılmıştır. Allâhu Teâlâ bu (namazı kılan) kuluna, yetmişbin melek gönderir

ki, bir dahaki sene başına kadar, onun sevaplarını yazarlar,

günahlarını silerler ve derecelerini yükseltirler… (burada Adn

Cennetlerinde verilen derece ve ni’metler uzunca anlatılıyor…)

Eğer bu kişi, bir dahaki seneye kadar ölürse, şehit olarak ölür…

(burada okuduğu Ġhlâs Sûresi için her bir harfine verilen sevaplar,

Cennetteki derecesi ve ni’metleri uzunca anlatılıyor…) Her kim âhiret yurdunu niyet ederek bu namazı kılarsa, Allâhu

Teâlâ ona rüyâsında; otuzu kendisini Cennetle müjdeleyen, otuzu

ona Cehennem azâbından emân veren, otuzu onu hatâ yapmasın

diye koruyan, onu da (ondan dünyanın belâlarını uzaklaĢtıran ve)

kendisine düşmanlık edenlere tuzak kuran (ve ondan Ģeytanın

hîlelerini uzaklaĢtıran) yüz melek göndermedikçe, dünyadan

çıkmaz.” Kaynaklar: (Cûzekanî, Suyûtî, el-Leâlî, 2/58, Gazalî, Ġhyâ-ü

Ulûmi’d-Dîn, 1/203, Zebîdî, Ġthâfü’s-Sâde, 3/425, Seyyid

Abdülkaadir-i Geylânî, el-Ğunye, 1/348-349, Ebu’l-Ferac ibnü’l-

Cevzî, Kitâbu’n-Nûr Fî Fedâili’l-Eyyâmi ve’Ģ-ġuhûr, Süleymâniye

Kütüphanesi, Nazîf PaĢa, Mikrofilm arĢivi, nu: 1575, varak: 63-

64, Ebû Abdullâh el-HubeyĢî, nu: 529-531, sh: 192-193, Ġsmâîl

Hakkî, Rûhu’l-Beyân, 8/403, Muhammed Hakkî, Hazînetü’l-Esrâr,

sh: 68.)

Page 17: MÜJDELİ HABERLER

İlgili kitaplarda belirtildiği üzere, İmâm-ı Gazâlî ve Seyyid

Abdülkadir Geylânî (Rahimehumallâh) hazretlerinin beyânlarına

göre; bu namaz, rivâyet edilen fazîletli namazlardandır.

Yine bu konuyla ilgili olarak Hasen-i Basrî‟nin şöyle dediği

rivâyet edilmiştir: “Rasûlullâh‟ın (sallallâhu aleyhi ve âlihî ve

sellem) ashâbından otuz tanesi bana: „Bu gece bu namazı kılana

Allâhu Teâlâ yetmiş kere nazar (tecellî) buyurur ve her bir

nazarıyla yetmiş hâcetini görür ki, bunların en ufağı, günahlarının

bağışlanmasıdır‟ diye anlattılar.” Kaynak: (Ebû Tâlib el-Mekkî,

Kûtü’l-Kulûb, 1/62.)

Zebîdî‟nin beyânı vechile; bu namazdan maksat, İhlâs-ı Şerîf

Sûresi‟nin bin kere okunmasıdır ki, bu şekilde edâ edilse de yeterli

olur.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- ----

Çok Önemli Not: Sultânu‟l-Evliyâ Seyyid Ahmed‟er-Rufâî Ebu‟l-

Alemeyn (k.s.a.) Hz.leri talebeleri ile sohbet ederken insanların

kendini beğenmesi ile ilgili bir soru sorulduğunda: “İlminin fazla,

amelinin çok olması ile gurûra kapılan kimse, mârifet sâhibi

değildir. Çünkü şeytan da pek fazla bilgiye sâhipti. Mantık

yürütmek sûretiyle, ateşin topraktan daha hayırlı olduğunu iddiâ

etti. Halbuki meleklere hocalık yapıyordu. Sonunda kendi nefsinin

üstün olduğunu söyleyip kibirlendi. Böylece Allâhü Teâlâ‟nın

gadâbına (gazâbına) uğradı ve lâ‟nete müstehak oldu. Ebedî olarak

rahmet dergâhından kovuldu.

Ey oğlum! Sakın! Çok sakın! İyi ibâdetlerine, yüksek ilmine

aldanma. Çünkü Bel‟âm-ı Baûrâ ve Bersîsâ, en çok ibâdet

edenlerdendiler. Fakat sonunda, nefs ve şeytana uyarak dünyâya

bağlandılar. Âhiretlerini ziyân ettiler. Rezîl rüsvâ oldular.

Ey oğlum! Kalbinde ufak bir leke görürsen, oruç tut. Gitmezse, az

konuşmaya bak. Gitmezse, günahlardan şiddetle kaç. Yine

gitmezse, her hâli iyi bilen Allâhü Teâlâ‟ya yalvarmaya,

sızlanmaya başla.

Bilgisizlik ölümdür. Allâhü Teâlâ ilim verdikçe canlanma başlar.

Her bilgi bir vebâldir. Bu vebâlden kurtulmak amel etmekle

Page 18: MÜJDELİ HABERLER

mümkün olur. Her amel fayda vermez. Fayda vermesi Allâhü

Teâlâ için yapılmaya bağlıdır. İhlâs elde edilmedikçe, kurtuluşa

erilmez.” buyurdu.

Sâlih müslüman ve iyi bir kul nasıl olmalıdır? Diye sorulunca,

şöyle cevap verdi: “Sâlih müslümanlar, Allâhü Teâlâ‟nın hükmüne

boyun eğerler, gelen şiddet ve belâlara sabrederler, aza kanâat

ederler. Allâhü Teâlâ‟dan başkasından korkmazlar ve kimseden bir

şey beklemezler. Ancak Allâhü Teâlâ‟dan isterler. İnsana, yüksek

makamları veren, aşağı düşüren azîz ve zelîl edenin Allâhü Teâlâ

olduğunu bilirler.

Sâlih müslümanlar, Peygamber (s.a.a.) Efendimizin sünnet-i

şerîflerine tam uyarlar. Onların korkusu, son nefes içindir. Onlar,

az konuşurlar. Öfkelerini tutarlar, şehvetlerini yenerler. Nefslerinin

arzularını yapmazlar. Allâhü Teâlâ‟yı unutturacak bütün engelleri

ortadan kaldırarak, hep O‟nunla berâber olmaya bakarlar. Böylece

nefslerini alçaltıp, ruhlarını yükseltirler.

Nefse, Allâhü Teâlâ‟nın kazâ ve kaderine rızâ göstermek kadar zor

gelen bir şey yoktur. Çünkü, kadere râzı olmak, Allâhü Teâlâ‟nın

hükmüne boyun eğmek, nefsin isteklerine zıttır. Nefs bunları

istemez. Saâdete kavuşmak, nefsin rızâsını terk edip, Allâhü

Teâlâ‟nın rızâsına koşmakla mümkündür. Saâdete kavuşanlara

müjdeler olsun.”