Meteksan Savunma çevre güvenliği için ürettiği Retinar PTR’yi basına tanıttı. Bilkent Otel’de

düzenlenen basın toplantısına yoğun ilgi vardı. 10 km’lik menzilde tarama yapabi-len Retinar PTR, özel algoritması ile 4 km’den itibaren insanı ve aynı büyük-lükteki hedefleri ayırt ediyor.

Meteksan Savunma’nın tamamen öz kay-nak ve iç Ar-Ge ile geliştirdiği yeni nesil çevre gözetleme radarı Retinar PTR, Bilkent Otel’de düzenlenen basın toplantısı ile tanıtıldı. Toplantıya yoğun ilgi dikkat çekti. Basın toplantısında Meteksan Savun-ma üst yönetimi tam kadro hazır bulundu.

Toplantıda ilk sözü Meteksan Savunma Genel Müdürü Murat Erciyes aldı. Erciyes, sözlerine şirketimizi tanıtarak başladı: “Meteksan Savunma, Bilkent Holding’in bir parçası. Bilkent Holding, bugün uluslar-arası derecelendirme kuruluşları tarafın-dan verilen notları ile çok yüksek derecede taahhütlerini yerine getirme kabiliyetine sahip; sanayi, hizmet ve ticaret alanlarında yer alan önemli bir yapı. Biz de bu yapı içerisinde, Bilkent Üniversitesi’ne kaynak yaratma misyonuyla yer alan, bir anlamda kamusal bir görev üstlenen bir şirketiz.”

Erciyes: “Yeni uygulamalar yolda”

Meteksan Savunma’nın elektronik alt- sektöründe TSKGV şirketlerinden sonra en büyük özel şirket olduğunu hatırlatan Erciyes, şirketimizin cirosunun %8’ini Ar-Ge’ye ayırdığını vurguladı. Erciyes, şirketimizin dikkat çeken büyüme rakam-larının arkasında tüm paydaşların emeği olduğunu ifade etti. Erciyes, “Çok sayıda alt yüklenicimiz, tedarikçimiz, iş ortağımız var; üniversite ve araştırma kurumları ile birlikte çalışıyoruz. Nitekim bugün size takdim ettiğimiz ürün, Meteksan Savunma ve Meteksan Savunma ile birlikte hareket eden büyük bir paydaşlar kümesinin ese-ridir” dedi.

Retinar markasının bir ürün ailesi oldu-ğunu söyleyen Erciyes, deniz platformları, hava araçları gibi farklı alanlarda kullanı-labilecek yeni uygulamaların da önümüz-deki süreçte hayata geçeceğinin sinyallerini verdi.

Alparslan: “Dışa bağımlılık sıfır!”

Erciyes’in ardından Algılayıcı Sistemler Programından sorumlu Genel Müdür Yar-dımcısı Selçuk Alparslan Retinar PTR’nin teknik özelliklerini anlattı. Alparslan, Retinar PTR’nin kolay taşınabildiğini ve kullanım arayüzünün ürünü farklı kılan özelliklerinden olduğunun altını çizdi. Retinar PTR’nin insanı, diğer nesneler-den ayırabildiğini hatırlatan Alparslan, insan tespiti ile ilgili çalışmaların bilimsel literatürde ciddi bir konu olduğunu söyledi. Alparslan, Meteksan Savunma mühendislerinin bir kısmının da ürün çalışmaları ile birlikte literatüre giren katkılarda bulunduğunu açıkladı.

10 kilometrelik tarama alanı olan Retinar PTR’nin 4 kilometreden insan tespiti yapabildiğini söyle-yen Alparslan, “Algılanması, tes-pit edilmesi zor bir radardır. Güç tüketiminin de az olmasına dikkat ettik. Bir paket batarya takımı ile yaklaşık sekiz saat operasyon yapabiliyorsunuz. Yani güç tüke-timi hemen hemen akıllı bir cep telefonu ile aynı seviyede” dedi.

Retinar PTR’nin iki kişi tarafından rahat-lıkla taşınabildiğine dikkat çeken Alpars-lan: “Çok rahat kullanılan bir arayüzü var. Dizüstü bilgisayarla kontrol ediliyor. Uz-man bir operatör olmanıza gerek yok. Tab-letten, akıllı telefondan da kullanılabiliyor. Bunların dışında, fark yarattığımız en önemli yerlerden birisi, insan ve hayvanları ayırt edecek algoritmalar içeriyor” dedi.

Alparslan, sözlerine şöyle devam etti: “Radar, bölgedeki hareketlenmeyi detaylı inceleyerek takip edebiliyor. İnsan ve hay-van teşhisi dahil çok ciddi sonuçlar sunan radar, karakol, kamp, kıyı, kritik tesisler, boru hatları, enerji santralleri ve hava alanları gibi tesislerin güvenliğini sağlaya-cak bir sistem. Tasarımı kompakt ve hafif olarak yapıldı. Taktik saha için son derece uygun. Taşınabilir olmasının yanı sıra araç konfigürasyonu söz konusu. Bu şekilde aslında tam güvenliği sağlayacak bir yapı olduğunu düşünüyoruz.”

Alparslan: “Fark yaratan bir sistem...”

Dünya pazarında birçok benzer ürünün olduğunu anımsatan Alparslan, Retinar PTR’nin değişik kullanım ihtiyaçlarına da uyarlanabileceğinin altını çizdi. Alparslan, “Biz boşluk dolduran, fark yaratan bir sistem yapmaya çalıştık” dedi.

ÇEVRE GÜVENLİĞİNEMİLLİ ÇÖZÜM

Erciyes, Retinar PTR ile ilgili beklenti ve öngörülerini şu sözlerle anlattı: “Hızlı hareket edebilmek ve iddialı olmak, özel sektör karakterinin en belirgin özelliğidir. Biz de bunu yerine getirmek için hareket ediyoruz. Retinar PTR, Meteksan Savunma’nın, hem yurt içi hem de yurt dışı ihtiyaçlara yönelik olarak kendi yaptığı bir girişimdir. Bunun için önemli miktarda yatırım yapılmıştır. Bunun karşılığı olarak, çok yüksek teknoloji ürünü bir Türk sistemini, yurt dışında satabilmenin mutluluğunu birlikte yaşayacağımızı ümit ediyorum.”

Alparslan, Retinar PTR’nin tamamen Meteksan Savunma mühendisleri tarafından geliştirildiğini vurguladı ve “Çok net söyleyebilirim ki üretiminde dışa bağımlılık sıfırdır” dedi.

P T R

01

METEKSAN SAVUNMA SANAYİİ A.Ş. İKİ AYLIK YAYINIDIR.

ISSN: 2147-0073

KASIMARALIK2014 13SA

YI

2

Gazetemizin bu sayısının Profil konuğu Prof. Dr. Orhan Arıkan... Prof. Dr. Orhan Arıkan, 21 Kasım

2014 tarihinde tanıtılan Retinar PTR’nin köklerindeki 1007 Projesinin de önemli paydaşlarından biri. İşte Prof. Dr. Arıkan ile hem kendine, hem de Retinar PTR ve radar teknolojilerine dair yaptığımız keyifli söyleşi:

-Meteksan Savunma: Retinar PTR’nin geliştirilmesi sürecinde büyük emeğiniz var. Öncelikle sizi tanıyarak başlamak isteriz. Kimdir Orhan Arıkan?

-Orhan Arıkan: Liseyi Ankara Fen Lisesi’nde bitirdim. Ankara Fen Lisesi’nden nadir Elektrik-Elektronik Mühendisi olan öğrencilerden bir tanesiyimdir. Hepimiz tıp doktoru oluyorduk ama benim abilerim önderlik edip Elektrik-Elektronik Mühendisi olunca ben de bu bölümü okumaya karar verdim. Zaten metematik ve fizik bölümün çok içinde... Benim de hoşuma giden alanlardır bunlar. Bunun üzerine 10-15 arkadaş elektrik mühendisliği okumaya karar verdik. Gerçekten yoğun çalışma dolu bir öğrencilik hayatından sonra Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden 1986’da mezun oldum. Ardından yüksek lisans ve doktora için Amerika’ya gittim. Amerika’da University of Illinois at Urbana Champaign Üniversitesi’nde – ki şimdi de oğlum geçen hafta oradan mezun oldu- “Sayısal Sinyal İşleme” ile ilgili çalışmaya karar vermiştim. Profesor David Munson diye, çok iyi ve Syntetic Aperture Radar (SAR) denilen radarın aslında nasıl çalıştığını formülize etmiş bir kişi ile yüksek lisans tezime başladım. O da bana SAR ile ilgili bazı problemler verdi. Tezimde SAR’ı öğrendim. Yüksek lisansta da kendi bulduğum bazı problemler ile ilgili yine radar üzerine bir doktora yaptım. Doktoramın bitiminde –ki bu süreç toplamda 4 yıl sürdü- mezun olup 1990 yılında evlendim. Eşim ODTÜ Elektrik – Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden benim sınıf arkadaşımdı. Eşimin doktorasının bitmesi için Amerika’da kaldık. Doğu’da, Connecticut’ta bir araştırma merkezinde iş buldum ve çalışmaya başladım. Aslında orada bir yıl çalışmayı ve ardından Türkiye’ye dönmeyi planlıyorduk. Ancak eşimin doktorası uzadı ve çocuğumuz oldu derken biz üç sene daha Amerika’da kaldık. Türkiye’ye dönüşümüzde ise ben Bilkent’te, eşim de Hacettepe Üniversitesi’nde göreve başladı.

“1007 bir başarı hikayesidir”

-Meteksan Savunma: Türkiye’ye dönüşünüzden sonraki durum ve 1007 ile devam eden süreç nasıldı?

-Orhan Arıkan: 1993 yılında Türkiye’ye döndüğüm zaman Türkiye enteresan bir durumdaydı; araştırma tarafına verilen bir destek neredeyse hiç yoktu. TÜBİTAK destek verirdi fakat çok sınırlıydı. Bir proje yazarsınız, zar-zor kabul olur. Kabul edilen proje ile belki bir bilgisayar alabilirsiniz. Bunun gibi bir sıkıntı içindeydik ama işler hızla gelişti. Burada çok iyi öğrenciler vardı, araştırma yoğun bir şekilde çalıştık. O parlak öğrenciler master ve doktoralarını aldılar. 2000’li yılların ortasında, 2004 yılı gibi, Türkiye’de Ar- Ge yavaş yavaş kabul gören bir konuma geldi. AB uyum yasaları kapsamında Ar-Ge’ye verilen kaynaklar artırıldı. Bu sürecin en önemli etkisi TÜBİTAK’ın Ar-Ge fonlarının artırılması oldu. O kadar artırıldı ki, kendi yağında kavrulan bizim Ar-Ge endüstrimiz bu kaynağı tüketemediler. Bir zaman sonra öğrenmeye başladık ve ardından büyük

projeler geldi.

Bunlardan birisi de MİLDAR projesidir. Bence MİLDAR projesi öncü bir proje oldu. Bu proje donanım uzmanları ve şirket araştırması yapan bir ekip ile üniversitede aslında geliştirmeci olmayan, doğrudan araştırmacı olan profesör ekibi bir araya getirdi. Bu iki ekip bir araya gelince ne kadar parlak işlerin ortaya çıkabileceğini gösterdi. Bütün hedeflere varıldı ve daha önemlisi hedeflere vaktinden önce varıldı. Hatta vaktinden önce tüm hedeflerine varan başka bir proje var mıdır bunu bilemiyorum...

Bu başarı SSM tarafından da görüldü ve SSM bu projenin devamında bütün kuvvetlere sorarak devamını getirmek istedi. Uzun bir süreç başladı ve bu sırada Meteksan Savunma’nın mühendisleri devreye girdi. Çünkü burada var olan bir projenin kabiliyetine sahip bir mühendis ekibinin devletin ihtiyaçlarına çözüm üretmesi gerekiyordu. Bu süreç, birkaç önemli alt sürece dönüştü ve MİLDAR-2

başladı. MİLDAR-2 aslında yine çok örnek bir proje çünkü ilk kez bir Ar-Ge projesi zamanında hedeflerine vararak tamamlandı ve prototipten ürüne giden süreç de başlatıldı. Bunun devamında da üretim fazı başlayacak ki, bu bir başarı hikayesidir.

“Milimetre radarı bir gerekliliktir”

-Meteksan Savunma: 1007’den bu güne baktığınızda radar teknolojileri nereye gidiyor?

-Orhan Arıkan: Radar teknolojileri aslında dünyada ciddi mesafeler kaydediyor. Radar teknolojilerinin bu derece gelişmesinin nedeni radarın aslında soğuk savaştaki fonksiyonları yerine farklı bir ihtiyaca evrilmesidir. Radarlar

günümüzde giderek yeni ortamlara adapte edilen ve menzilinden ziyade, teknoloji işleme gücü ve verebileceği bilginin zenginliği yüksek radar sistemlerine dönüşüyor. Bu radarlar da bant genişliği yüksek radarlar anlamına geliyor. Cep telefonlarımızı düşünürsek, şimdiki üçüncü jenerasyon cep telefonları GHz mertebesinde çalışıyor. Sunabildikleri hız da son derece düşük. Dördüncü jenerasyon çok başarılı olmayacağı için muhtemelen Türkiye beşinci jenerasyona sıçrayacak ve bu yeni jenerasyonda benim öngörüm cep telefonlarının milimetre dalga radarı genişliğine sıçrayacağı... Bunun nedeni bant genişliği. Bu yeni jenerasyonda Gbps hızında cep telefonları ile veri transferi sağlanacak. Bu yüzden radarın milimetre dalgaya kayması bir istek değil, gerekliliktir.

“Sorgulayıcı sistemler gelecek”

Hatta öyle ki, milimetre dalga geniş bir bant ama daha üst sınırlarına da bu seviyeler tırmanacak. Üst sınırlara

tırmanmasının temel nedeni; -başkalarını rahatsız etmemek için- radarların menzillerinin daha kısa olmasına çaba gösterilecek. Milimetre radar ve edinilen kabiliyetler de çok kritik bir noktada. Bu ihtiyaç milimetre dalga radarına geçildiğinde iki farklı kıymet yaratıyor. Bunlardan ilki bant genişliğinin yüksek olması ve bu sayede çok daha fazla bilgi gönderebilmemiz, ikincisi ise gelen bilgiyi işleyerek yansıma sinyallerinden bilgi çıkarmamız. Mesela Retinar PTR’nin insan ve hayvanı ayrımını yapabilmesi için iki farklı nesneden gelen yansımanın farklılığını ayırt edecek bir radar geri yansıma sinyaline ihtiyacınız var. Bu sinyaller düşük frekanslarda oluşmuyor. Bu farkı fark edebilmek için milimetre

dalgaya çıkmanız gerekiyor. “Doppler (darbe)” etkisi daha ön plana çıkıyor ve artan “doppler” etkisinden de imzalar elde edilip sınıflama yapılabiliyor. Retinar bu nedenle başarılıdır. Devamında yapılması gereken işlerden bir tanesi de, belki birden çok radarın konuşlandırılması ve bu işin bir ağ yapısıyla yapılmasıdır. Ağ yapılı radar sistemlerindeki açılım hala araştırma aşamasında ve problemler hala devam ediyor. Ağ yapısındaki geliştirme ve prototipten ürüne gidilmesi için yaklaşık 15 yıllık bir süreç olduğunu ön görüyorum. Türkiye bu yolda çok ciddi hedef odaklı bir şekilde devam ediyor. “Sorgulayıcı radar sistemleri” dediğimiz bu teknoloji ile ilgili ABD’de de ciddi çalışmalar devam ediyor.

“Araf” safhada araştırma şart...

-Meteksan Savunma: Ürünleşen Retinar PTR’ye baktığımızda bu süreçte üniversitelerin payını nasıl görüyorsunuz? İlk baştaki araştırma desteğinden sonra nasıl adımlar atılabilir?

-Orhan Arıkan: Ürün fazına geçildikten sonra araştırma da bir faz daha kazanıyor. Normalde Türkiye’de biz ürünü ihtiyaç makamına sunup konuyu kapatıyoruz. Fakat doğru ürünleşme sürecinde şöyle ‘araf’ bir safha var: ürünleşen teknolojiden, içindeki sinyallere ulaşabileceğimiz (bizim “böğrü açık” dediğimiz) sistemlerin üniversitelerle paylaşılması lazım. Bilkent Üniversitesi ve Meteksan Savunma’nın fiziksel yakınlığı, geçmişteki işbirlikleri buna çok iyi bir olanak sağlıyor. Bu işbirliği vasıtasıyla elde edilen veriler, üniversitelerdeki tezler kapsamında değerlendirilmeli, geliştirilmeli ve devamındaki ürün geliştirmeleri için elde edilen sonuçlar kullanılmalı.

Yani sadece üniversiteler ve sanayi kuruluşlarının işbirliği belirli projelerde değil, var olan ürünlerin modernizasyonunda da gerekli. Yurt dışındaki örneklere baktığımızda süreçlerin böyle işlediğini görüyoruz. Ülkemize baktığımızda bu tarz merkezlerin çok iyi işlemediğini görüyoruz. Kurulması gerektiğini düşünüyorum. Bilkent Üniversitesi de buna bir aday. Yapıların bahsettiğimiz noktaya gelmesinden önce de ikili ilişkiler kullanılarak süreç desteklenebilir.

Süreç bir silsile ile devam ediyor. Bu silsile ihtiyaçtan başlıyor, araştırma, prototipleştirme, ürünleştirme ve ürün revizyonu ile devam ediyor. Bu süreç aslında başarılı bir şekilde yürütülürse başarılı işlerin gelmesine neden olur. Eğer biz bu süreci düzenli olarak yürütmeye başlarsak, belki başlarda var olan teknolojileri ülkemize kazandırabileceğiz. Fakat bir süre sonra var olmayan teknolojileri de ülkemizde geliştirebileceğiz, benim asıl hedefim o.

-Meteksan Savunma: Bu açılardan bakıldığında Retinar PTR teknolojisinin gelecekteki çizgisini nasıl görüyorsunuz?

-Orhan Arıkan: Aslında değişik yerlere uygulanabilir. Bunun devamı bence ağ yapılı radar sistemlerinden oluşan “sorgulayıcı” yeni bir sisteme gidebilmesi. Bu sistemlerin de başka sensör sistemleriyle desteklenerek entegre edilmesi ve tümünün geniş bir alanda bilgi toplayarak tek merkezde değerlendirilebilmesi lazım. Bu tür komuta kontrol merkezi uygulamalarının belki de sivil kullanım için geliştirilmesi ve ticari hale getirilmesi büyük bir başarı olacaktır.

Profil: Prof. Dr. Orhan Arıkan

3

MÜSİAD 15. Uluslararası Fuarı, bu yıl ilk

kez savunma sanayii başta olmak üzere teknoloji ürünleri için bir salon açtı. Reti-nar PTR’nin dış paydaş lansmanı da bu yıl düzenlenen “High-Tech Port by MÜSİAD” Fuarı’nda görücüye çıktı. Meteksan Savunma standı ve Retinar PTR büyük ilgi gördü.

Fuarda 102 ülkeden ziyaretçi hem son teknoloji ürünleri inceledi, hem de iş ortaklıkları ile ilgili adımlar attı. Fuarın en çok dikkat çeken alanlarından biri ise Meteksan Savunma’nın standı oldu. High- Tech Port’a tek ürün, Retinar PTR ile katılan Meteksan Savunma, hazırladığı tasarımla da ezber bozdu. Gerçek bir ara-zi görüntüsü ile hazırlanan standımıza ilgi yoğundu.

Fuarda Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir ve SSM heyeti Retinar PTR’yi inceledi. Ürün hakkında bilgi alan Prof. Dr. Demir, Meteksan Savunma’ya başarı dileklerini sundu.

Meteksan Savunma Genel Müdürü Murat Erciyes, Bloomberg HT’ye verdiği röpor-tajda savunma sanayiine dair ürünlerin stratejik hale geldiğini söyledi ve öngö-rülerini şu sözlerle dile getirdi: “Sektörün

yapısı gittikçe büyüyor. 4 milyar dolar seviyesinde, bunun 1 milyar doları ihracat. SSM’nin söylediği gibi yurt içi katkılar %51, %52 seviyelerine geldi. Bu durum savunma sanayii ürünlerinin gittikçe stra-tejik ürün haline geldiğini gösteriyor. Gele-cek için sadece savunma sanayii için değil, tüm paydaşların umutlu olduğu bir zaman dilimi öngörüyorum.”

Meteksan Savunma Algılayıcı Sistemlerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Selçuk

Alparslan da TRT Arapça TV’ye Retinar PTR’yi anlattı. Alparslan: “Tamamen yerli kaynaklar ve iç Ar-Ge ile geliştirdiğimiz Retinar PTR, geniş alanlarda ‘güvenli bölge’ oluşturmak amacıyla üretildi. Dışa bağımlılığı olmayan, innovative bir ürün olan Retinar PTR’nin önümüzdeki dönem-de farklı konfigürasyonlarda uygulamala-rını göreceğiz” dedi.

Retinar PTR® High-Tech Port’ta Görücüye Çıktı

Genel Müdürümüz Murat Erciyes, fuar kapsamında düzenlenen CEO Forum’da “Stratejik Ürünler ve Türkiye’nin Geleceği” oturumunda bir konuşma yaptı. Erciyes, savunma sanayii için milat olan 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında başlayan sanayi seferberliğinde yaşananlar ve gelinen noktayı gündemine aldı. 40 yıl sonra Türkiye’de pek çok savunma sanayi şirketi bulunduğunu hatırlatan Erciyes, Türkiye’nin geçen süreçte artık uçak, uydu, gemi, tank, füze, denizaltı üretebilir durumda olduğunu vurguladı. Erciyes, Türkiye’nin artık savunma sektörünün güçlü olduğu ülkeleri arasında görülebileceğinin de altını çizdi.

4

Kurumsal Ofisten...2006 2010, 2014... Bu yıllar Meteksan Savunma’nın kuruluşu, gelişmesi ve büyümesi ile

ilgili dönüm noktaları. Şirketimizi kuruluşundan itibaren elektronik ve yazılım alt sektöründeki gelişimini bir noktaya getirdikten sonra, 2010 yılından sonra gittikçe odaklanan bir yapı haline getirmeye gayret ettik. Buradaki duruşumuz, her fırsatta söylediğimiz gibi güvenilir ve işlerinde başarılı bir paydaş, batı dünyasında söylendiği şekliyle başarılı bir “2nd tier” şirket olmaktır. Bu amaçla platform entegratörü ve ana yüklenici konumundaki şirketler için değer yaratan bir iş ortağı olmaya çaba gösteriyoruz.

Meteksan Savunma’da, olağanüstü yaratıcı bir mühendislik gücünü, 0-gün gecikme esası ile birleştirerek hizmet verirken, “spin-off” ürünler de çıkartmayı hedefliyoruz. Bu ürünler de netice itibariyle üst sistem entegratörlerinin kullanabilecekleri birimlerdir. Bunlardan birisi ticari radar ve laser altimetrelerdir. Kendi kaynaklarımızı da kullanarak geliştirdiğimiz bu ürünleri şimdi yurtiçi ve yurtdışı havacılık alt sektörüne sunmayı hedefliyoruz. Ürüne yönelmek, SSM tarafından da en üst düzeyde teşvik edilen bir konu. Bizler de bu yönlendirmenin bir sonucu olarak geliştirdiğimiz projelerin somut birer ürüne dönüşmesi için çalışıyoruz. Retinar-PTR ise bu yolda giriştiğimiz en büyük boyutlu bir proje oldu.

Bu sayımızda tüm cepheleriyle Retinar-PTR hikâyesini okuyacaksınız. Milimetredalga, Devletimizin başından beri Meteksan Savunma’ya yatırım yaptığı bir alan. Bu insiyatifin olumlu yansımalarını bugün Atak Helikopteri için atış kontrol radarında, insansız hava araçları için SAR/GMTI sensörlerinde ve otomatik iniş sistemlerinde görüyoruz. Hedefimiz bunları öngörülen süreler içinde teslim etmektir.

Retinar-PTR ise kazandığımız bu yetkinlik kümesinden türettiğimiz bir girişimin sonucudur. Bu ürünü kendi kaynaklarımızla geliştirmeye başladığımızda milimetredalga’nın sunduğu avantajları ön plana çıkartan, kolay kullanılabilir, basitçe taşınabilir bir radarın yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda müşteri bulacağına inandık. Pazar analizlerini, rekabet stratejilerini buna göre yaptık. Retinar-PTR’nin lansmanından itibaren bize en fazla yöneltilen soru ise Retinar’ın menzili ile ilgili oldu. Klasik kara gözetleme radarlarında 10 km’nin üstünde sağlanmaya çalışılan menzil performanslarının, coğrafi koşulların yarattığı kısıtlamalar ve taktik kullanım konseptleri itibariyle gerçek etkiyi sağlamadığını analiz ettik. Dolayısıyla, emniyet ve güvenlik amaçlı orta menzil bir radar ürünü için pazarda bir boşluk olduğunu farkettik. Ürünümüzü de bu segmente hitap edecek şekilde geliştirdik. Dünyada benzer sistemlerin yapılmaya başlaması da bir yönden dikkatimizi çekti. Retinar-PTR 10 km gibi menzillerde hareketli hedefleri tespit ederken, asıl özelliği olan insan-hayvan gibi öznelerin tespit ve teşhisini 4 km menzilde yapabiliyor. 4 km menzil ise, “uzun menzilli silah” olarak bilinen tehditlerin etkin menzillerinin ötesinde olup, kullanıcıyı bu tehditlerden korumak ve “yanlış alarm” sorunundan kurtarmak için geliştirildi.

Savunma elektroniği alanında, daha özelde RF alanında ülkemizdeki yetişmiş insanların ve altyapıların Dünya ile en üst seviyede rekabetçi ürünler çıkartabilmeleri hepimiz için bir gurur vesilesi. Bu durum bizlere olağanüstü bir özgüven ve gelecek için güven veriyor. Sektör olarak hedefimiz daha iyiyi zorlamak, birbirleriyle çakışmayan ürünleri gerçek olmayan bir rekabete sokmak yerine, onları tümleştirerek daha üst düzey çözümleri yurtiçi ve bilhassa yurtdışı müşterilerimize sunmaktır. Hepimiz çok değerli tasarımlar yapıyor, ürünler geliştiriyoruz. Maksat, değerli olanı kullanıcı nezdinde bir değer haline getirebilmektir.

Bu vesile ile tüm paydaşlarımızın yeni yılını içtenlikle kutlar, esenlikler dileriz.

S. Murat Erciyes

METEKSAN Savunma Sanayii A.Ş. Yayın Organıdır.

Parayla Satılmaz.

METEKSAN Savunma Adına Sahibi: S.Murat Erciyes

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: S.Murat Erciyes

Kurumsal İtibar Müdürlüğü: Aylin Erokay Bilekli

Yayın İdare Merkezi: METEKSAN Savunma

Cyberpark F Blok Beytepe Lodumlu Köyü Yolu No:85/A Bilkent Çankaya 06800 Ankara

Gazetede yer alan haberler hakkında Detaylı bilgi icin; info@meteksan.com

Basın iletişimi için; basın@meteksan.com Her türlü görüş için itibar@meteksan.com

Yayının Türü: Yerel Süreli Yayın (1250 adet basılmıştır)

Baskı: REKMAY Reklam ve Tanıtım A.Ş. Cihan Sok. 12/B Sıhhıye 06430 Ankara

Tel: 0312 231 09 26

Basım Tarihi: Kasım-Aralık 2014

Abonelik ve diğer sorularınız için iletişim bilgimizitibar@meteksan.com

TAKVİM NOTLARI

22 - 26 Şubat 2015 / Abu Dhabi

22 - 26 Şubat 2015 / Abu Dhabi

17 - 21 Mart 2015 / Langkawi

4 - 7 Mayıs 2015

5 - 8 Mayıs 2015 / İstanbul

Retinar PTR, 1-5 Aralık 2014 tarihleri arasında Pakistan’ın Karaçi kentinde

düzenlenen IDEAS Fuarı’nda dünya lans-manını gerçekleştirdi. Meteksan Savunma, fuarda başta Retinar PTR olmak üzere DCSIM, FTSIM, NAWAS, SODAS ve Sualtı Akustik alanındaki çalışmalarını anlattı. Dünya’nın dört bir yanından gelen heyetlerin standımıza ilgisi yoğundu.

Retinar PTR’nin dünya lansmanı Karaçi’de düzenlenen IDEAS Fuarı’nda yapıldı. Dünya’nın dört bir yanından fuara gelen katılımcılar Retinar PTR hak-kında bilgi aldı. Retinar PTR’nin yanı sıra Yangın- Yara Savunma Simülatörleri ile Meteksan Savunma’nın tüm kabiliyetleri heyetler tarafından ilgiyle izlendi. İşte fuardan kareler...

Retinar PTR’ye IDEAS’ta Yoğun İlgi

Test Mühendisliği Müdürümüz Cengiz Eken

Milli Savunma Bakan Yardımcısı Hasan Kemal Yardımcı ve SSM Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir, standımızın ilk ziyaretçileri oldu.

Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı

Muhammed Zakaullah ürünlerimize yakından

ilgi gösterdi.

Suudi Arabistan Kara Kuvvetleri Komutanı ve Heyeti Güney Kore Savunma Bakanlığı Heyeti

Tasarım Direktörlüğü çatısı altında dört yıla yakın süredir “Teknik Lider” olarak

görev yapan Cengiz Eken 2014 yılı Aralık ayı itibariyle Test Mühendisliği Müdürü olarak atandı.Test Mühendisliği Müdürümüz Eken, Gaziantep Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü bitirdikten sonra yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. 19 yılı aşkın süredir savunma sanayiinde farklı pozisyonlarda görev yapan Eken, evli ve bir çocuk babası.