İşitme fizyolojisi

69
1 İŞİTME ve DENGE FİZYOLOJİSİ Doç.Dr. Ercan ÖZDEMİR

Upload: cumhuriyet-ueniversitesi

Post on 08-Jan-2017

1.889 views

Category:

Education


3 download

TRANSCRIPT

Page 1: İşitme fizyolojisi

1

İŞİTME ve DENGE FİZYOLOJİSİ

Doç.Dr. Ercan ÖZDEMİR

Page 2: İşitme fizyolojisi

2

GİRİŞ

Kulak üç bölümde incelenir: a) Dış b) Orta c) İç kulak Kulakta işitme ve denge ile ilgili iki önemli duyu organı bulunur:

İşitme ile ilgili olanlar: Dış kulak Orta kulak İç kulağın kohleası

Denge ile ilgili olanlar: Yarım daire kanalları Utrikulus Sakkulus

Page 3: İşitme fizyolojisi

3

GİRİŞ

Yarım daire kanalları → Döngüsel hızlanmayı (rotasyonel akselerasyon)

Utrikulus → Yatay yönde doğrusal hızlanmayı (lineer akselerasyon)

Sakkulus → Dikey yönde hızlanmayı saptarlar

İşitme ve denge reseptörleri tüy hücreleri şeklindedir ve 6 grup tüy hücresi bulunur

Page 4: İşitme fizyolojisi

4

Dış ve Orta Kulak

Kulak kepçesi ses dalgalarını dış kulak kanalına iletir

Kulak kanalı dış kulaktan kulak zarı’na (timpan zarı) kadar ilerler

Orta kulak, östaki borusu (odituvar

kanal) aracılığıyla nasofarinkse dışa açılır

Östaki borusu yutma, çiğneme sırasında açılır ve kulak zarının iki tarafındaki basıncı dengede tutar

Orta kulakta çekiç, örs ve üzengi kemikleri yerleşmiştir

Page 5: İşitme fizyolojisi

5

Dış ve Orta Kulak

Çekicin uzun kolu kulak zarına, kısa kolu örse bağlanır ve örs ise üzenginin başı ile eklem yapar

Üzenginin tabanı annular bir bağla oval pencerenin duvarına bağlanmıştır

M. tensör timpani ve stapedius da aynı şekilde orta kulağa yerleşmiştir

M. tensor timpani’nin kasılması çekiç kemiğinin uzun kolunu mediale doğru çeker ve kulak zarı titreşimini azaltır

M. stapediusun kasılması ise üzenginin taban parçasını oval pencereden geri çeker

Page 6: İşitme fizyolojisi

6

Orta Kulak (Timpanik Kavite)

Page 7: İşitme fizyolojisi

7

İç Kulak

İç kulak biri diğerinin içine yerleşmiş iki parçadan oluşur:

Kemik labirent, temporal kemiğin petroz kısmında yer alan bir seri kanallar halindedir

Bu kanalların iç kısmında bulunan Zarsı labirent perilenf adı verilen bir sıvıyla çevrelenmiştir

Bu zarsı çatı aşağı yukarı kemiksi labirentin biçimine benzer

Zarsı labirent endolenf adı verilen bir sıvıyla dolu olup, endolenfa ve perilenfa arasında iletişim bulunmaz

Page 8: İşitme fizyolojisi

8

Kohlea

Kohlea 35 mm boyda ve 2 ¾ kıvrım yapan sarmal bir tüptür

Baziler ve Reissner membranı kohleayı uzunluğu boyunca 3 skalaya ayırır

Üstteki skala vestibuli ile alttaki skala timpani perilenfa içerir

Bunlar kohleanın apeksinde helikotrema adı verilen küçük bir delikle birbirine bağlanır

Page 9: İşitme fizyolojisi

9

Kohlea

Skala vestibuli kohlea tabanında üzenginin taban parçası ile kapatılmış olan oval pencerede sonlanır

Skala timpani, orta kulağın medialinde yer alan ve esnek sekonder timpanik membran ile kapatılmış olan yuvarlak pencerede sonlanır

Skala media kohleanın orta odası olup zarsı labirent ile devam eder, diğer iki odayla bağlantısı yoktur ve endolenfa içerir

Page 10: İşitme fizyolojisi

10

Korti Organı

Korti organı bazal membran üzerine yerleşmiş ve tüy hücrelerini içeren bir yapıdır

Tüy hücre uzantıları, zara benzer bir yapı olan retiküler laminayı delerler

Tüy hücre sıraları ince, visköz fakat esnek bir tektorial zar ile örtülüdür

Dış tüy hücrelerinin yaptığı 3 sıra tünelin lateralinde, iç tüy hücreleri 1 sıra tünelin medialinde yer alır

Her insan kohleasında 20 000 dış tüy hücresi ile 3 500 iç tüy hücresi vardır

Page 11: İşitme fizyolojisi

11

Korti Organı

Tüy hücrelerinden çıkan afferent nöronların hücre gövdeleri modiolus içinde yer alan spiral gangliona yerleşmiştir

Bu afferent nöronların %90-95 iç tüy hücrelerini sadece %5-10’nu, dış tüy hücrelerini innerve eder

Nöron aksonları vestibulokohlear sinirin kohlear dalını oluşturur ve m.oblangatada dorsal ve ventral kohlear çekirdeklerde sonlanır

Page 12: İşitme fizyolojisi

12

Kohlea

Page 13: İşitme fizyolojisi

13

Korti Organı

Kohlea tüy hücreleri ile komşu falangial hücreler arasında sıkı kavşaklar vardır

Bu sıkı kavşaklar endolenfanın hücrelerin tabanına ulaşmasını önlerler

Baziler membran ise perilenfaya görece geçirgendir

Tüy hücrelerinin uzantıları endolenfa içine batmışken bu hücrelerin tabanları perilenfaya dalar

Page 14: İşitme fizyolojisi

14

Korti Organı

Page 15: İşitme fizyolojisi

15

Merkezi İşitme Yolları

Kohlear çekirdeklerden çıkan aksonlar işitme refleks merkezi inf. kollikuliye ve medial genikulat cisimcik ile işitme korteksine ulaşır

Her iki kulaktan gelen bilgi oliva süperior larda kavuşum gösterir ve her iki taraftan gelen girdilere yanıt verir

Primer işitme merkezi Brodman’ın 41. alanı temporal lobun üst bölümündedir

İnsanlarda bu merkez lateral serebral fissürün tabanına yerleşmiştir

Page 16: İşitme fizyolojisi

16

Merkezi İşitme Yolları

Primer işitme alanına bitişik işitme asosiyasyon alanı insulaya kadar uzanır

Olivokohlear bant her odituvar sinir içinde efferent liflerin yaptığı belirgin bir bant olup superior olivar kompleksten doğar

Primer olarak korti organındaki dış tüy hücrelerinde sonlanır

Page 17: İşitme fizyolojisi

17

Yarım Daire Kanalları

Yarım daire kanalları, uzaydaki her üç boyut düzleminde birbirlerini dik seyreder

Membranöz kanallar kemiksi kanalların içinde perilenfa içine asılı haldedir

Reseptör bir yapı olan krista ampullaris her membranöz kanalın genişlemiş son kısmına (ampulla) yerleşmiştir

Her krista, ampullayı kapatan jelatimsi bir bölme (kupula) ile örtülmüş tüy hücreleri ve destek hücreleri içerir

Tüy hücrelerin uzantıları kupulaya gömülü iken bu hücrelerin tabanları vestibular afferent lifleri oluşturur

Page 18: İşitme fizyolojisi

18

Utrikul ve Sakkulus

Her membranöz labirentteki utrikul tabanında bir otolitik organ (makula) vardır

Diğer bir makula yarı dik bir pozisyonda sakkulus duvarına yerleşmiştir

Makulalar destek ve tüy hücrelerinden oluşur ve kalsiyum karbonat kristallerinin (otolit) içine gömülü olduğu otolitik bir zar tarafından kuşatılmıştır

Otokonia veya kulak tozu adı verilen otolitler endolenfadan daha yoğundur

Tüy hücrelerinden gelen sinir lifleri vestibulokohlear sinir içinde kristalardan gelen liflerle birleşir

Page 19: İşitme fizyolojisi

19

Vestibular Yollar

Her iki yandaki makula ve kristaları besleyen nöron gövdeleri vestibular ganglionda yerleşmiştir

Her vestibular sinir, aynı taraftaki vestibular ganglionun her 4 parçasında ve beyinciğin flokülonodüler lobunda sonlanır

İkinci nöronlar vestibuler çekirdeklerden başlayıp vestibulospinal traktuslar içinde omurilik boyunca ilerler

Page 20: İşitme fizyolojisi

20

TÜY HÜCRELERİ

Tüy hücreleri sustentaküler hücrelerinden yapılmış bir epitel içine gömülüdür

Hücrelerin tabanları afferent nöronlarla yakın temastadır

Hücrelerin apikal uçlarından çubuğa benzeyen 30-150 tane uzantı veya tüy çıkar

Kinosilium hareketsiz fakat gerçek bir silia olup merkezde yer alan bir çift mikrotubuli etrafına daire şeklinde dizilmiş 9 çift mikrotubuliden yapılmıştır

Page 21: İşitme fizyolojisi

21

TÜY HÜCRELERİ

Kohleadaki tüy hücrelerinde stereosilia adı verilen uzantılar bulunur

Stereosiliumların koçan kısmı biribirine parelel aktin flamanlarından oluşmuştur

Her hücre üzerinde bu uzantılar koni şeklindedir

Page 22: İşitme fizyolojisi

22

Elektriksel Yanıtlar

Tüy hücre zar potansiyeli –60 mV kadardır

Stereosilia ve kinosiliuma doğru itildiğinde potansiyel –50 mV’a kadar yükselir (depolarizasyon)

Uzantıların yaptığı bu bant zıt yöne itildiğinde ise hücre hiperpolarize olur

Uzantıların bu eksene dik yönde yer değiştirmede zar potansiyelinde değişiklik olmaz

Page 23: İşitme fizyolojisi

23

Afferent Sinir Liflerinde AP Oluşumu

Tüy hüclerinin uzantıları endolenfa içinde tabanları ise perilenfa içinde yüzer

Bu düzenleme normal jeneratör potansiyel üretimi için gereklidir

Perilenfa temel olarak plazmadan oluşur

Plazmadaki mannitol ve sükrozun skala timpanideki perilenfaya geçişi skala vestibuliden daha yavaştır

Endolenfa stria vaskülaris tarafından oluşturulur ve bir yüksek K+ ile düşük bir Na+ yoğunluğuna sahiptir

Page 24: İşitme fizyolojisi

24

Afferent Sinir Liflerinde AP Oluşumu

Stereosiliumların tepe uçlarında mekanosensitif kanallar bulunur

Bu uzantıların kinosiliuma doğru hareketi K+ kanallarını açarken, kinosiliumdan uzaklaşmaları ise kapar

K+ hücre içine girmesi depolarizasyon ile transmitter salınımına neden olur

Stereosiliumların kinosiliumdan uzaklaş-ması ise geçirgenliğini azaltır ve hücre hiperpolarize olur

Page 26: İşitme fizyolojisi

26

İŞİTME

Ses Dalgaları: Ses, dış ortamdaki moleküllerin ardışık

yoğunlaşıp seyrekleşmesinin kulak zarına çarpması ile oluşan bir duyudur

Bu hareketlerin kulak zarı üzerine olan basınç değişikliği olarak çizilmesi bir dalga serisi verir ve bu hareketlere ses dalgaları denir

Ses dalgaları 20 oC sıcaklıkta havada yaklaşık 344 m/s (Saatte 770 mil) hızla hareket eder

Sesin hızı sıcaklık ve irtifa ile artar

Ses suda daha hızlı yayılır. Örneğin 20 0C sıcaklıkta tatlı suda ses hızı 1450 m/sn olup bu hız tuzlu suda daha fazladır

Page 27: İşitme fizyolojisi

27

Ses Dalgaları

Page 28: İşitme fizyolojisi

28

Ses Dalgaları

Bir sesin şiddetinin ses dalgasının genliği, bu sesin tınısının frekans ile ilişkili olduğu söylenir

Genlik ne kadar büyükse ses o kadar gürken frekans ne kadar fazla ise ses o kadar tizdir

Frekans sesin şiddetini de belirler

Yinelenen ses dalgaları müzikal ses olarak algılanırken, periyodik olmayan ve yinelenmeyen titreşimler gürültü duygusu verir

Page 29: İşitme fizyolojisi

29

Ses Dalgaları

Sesin Şiddeti: Bir sesin bel cinsinden şiddeti, o ses ile standart bir sesin

şiddetleri oranının logaritmasıdır. 1 desibel 0.1 bel’dir.

Akustik şiddet ses basıncının karesi ile orantılıdır. Bu yüzden;

Page 30: İşitme fizyolojisi

30

Ses Dalgaları

Ses Frekansı: İnsanda duyulabilir ses

frekans aralığı saniyede 20-20000 döngü (cps, Hz) arasında değişir

Yarasa ve köpekler daha yüksek frekansları duyabilir

İnsan kulağında en yüksek duyarlılık 1000-4000 Hz arasındadır

Page 31: İşitme fizyolojisi

31

Ses Dalgaları

Ses Frekansı: Konuşma sırasında

ortalama erkek sesinin tizliği 120 Hz iken ortalama kadın sesinin tizliği 250 Hz’dir

Normal bir kişide ayırt edilebilen ses frekansları 2000 iken, eğitilmiş bir müzisyende bu çok daha fazladır

Page 32: İşitme fizyolojisi

32

Ses İletimi

Kulak dış ortamdaki ses dalgalarını işitme sinirlerinde AP’ne dönüştürür

Ses dalgaları kulak zarı ve kulak kemikçikleri tarafından hareketler haline çevrilmektedir

Bu hareketler iç kulak sıvısında dalgalanmalar yapar

Dalgaların Korti organı üzerine olan etkisi sinir liflerinde AP doğurur

Page 33: İşitme fizyolojisi

33

Kulak Zarı ve Kemiklerin İşlevleri

Ses dalgalarının yaptığı basınç ile zar içe ve dışarı hareket eder

Ses dalgası durduğu zaman zarın titreşimi de hemen durur Kulak zarının hareketleri çekicin uzun koluna iletilir Kısa kol çekicin titreşmelerini örse iletir Örs, bu titreşmeleri üzenginin başına iletecek şekilde

hareket eder Üzengi tabanı ise oval pencerede ileri-geri harekete neden

olur

Page 36: İşitme fizyolojisi

36

Timpanik Refleks

Orta kulaktaki kaslar (tensor timpani ve stapedius) kasıldıkları zaman çekicin uzun kolunu içe, üzenginin taban parçasını dışa doğru çekerler bu olay ses iletimini azaltır

Yüksek sesler genelde bu kaslarda refleks kasılma başlatır ve bu olaya timpanik refleks adı verilir

Bu refleks işitme reseptörlerinin aşırı uyarılmasına yol açan güçlü ses dalgalarını önleyerek koruyucu fonksiyon görür

Bununla beraber refleks reaksiyon zamanı 40-160 ms olduğundan silah atışı gibi kısa süre devam eden şiddetli uyarılara karşı koruyucu nitelik taşımaz

Page 37: İşitme fizyolojisi

37

Kemik ve Hava İletimi

Ses dalgalarının kulak zarı ve işitme kemikçikleri aracılığı ile iç kulağa iletilmesine kemikçik iletimi denir

Ses dalgaları aynı şekilde yuvarlak pencereyi kapatan ikinci timpatik zarda titreşimler başlatır

Normal işitme için önem taşımayan bu olaya hava iletimi adı verilir

Page 38: İşitme fizyolojisi

38

İletimin üçüncü tipi olan kemik iletimi’nde kafatası kemiklerinin titreşimleri iç kulaktaki sıvıya iletilir

Diyapozonun kafatasına direkt olarak uygulanması halinde önemli ölçüde kemik iletimi görülür

Bu yol çok güçlü seslerin iletiminde de rol oynar

Kemik ve Hava İletimi

Page 39: İşitme fizyolojisi

39

İlerleyen Dalgalar

Üzenginin hareketleri skala vestibüli içindeki perilanfada ilerleyen dalga serisini başlatır

Bu dalganın boyu bir doruğa yükselip daha sonra hızla düşer Bu doruk nokta ile özengi arasındaki uzaklık dalgayı başlatan

titreşimlerin frekansı ile değişir Tiz sesler kohlea tabanında doruk noktaya ulaşan dalgalar

yaratırken, pes sesler apeks yakınında dalgalar üretirler Skala vestibülinin kemik duvarları katı ise de Reissner membranı

esnektir Baziler membran gerilim altında olmayıp üstelik skala

vestibülideki dalgaların doruk noktaları tarafından skala timpani içine kolayca bastırılır

Page 40: İşitme fizyolojisi

40

İlerleyen Dalgalar

Skala timpanideki sıvının yer değiştirmesi yuvarlak pencereden havaya dağılır

Korti organındaki tüy hücrelerinin tepeleri retiküler lamina tarafından gergin halde tutulur ve dış tüy hücrelerinin tepeleri retiküler hücrelerinin tüyleri tektoriyal zar içine gömülüdür

Üzengi hareket ettiği zaman her iki zar aynı yönde hareket eder fakat farklı eksenler üzerinde döndüklerinden tüyleri büken ortak bir hareket görülür

Page 41: İşitme fizyolojisi

41

İç ve Dış Tüy Hücrelerinin İşlevleri

İç tüy hücreleri işitme sinirlerinde AP üreten primer duyu hücreleridir ve sıvı hareketleri ile uyarılmaktadırlar

Diğer taraftan dış tüy hücreleri,

superior oliva komplekslerinden gelen kolinerjik efferent liflerle innerve edilir

Bu hücreler hareketli olup depolarize olduklarında kısalır, hiperpolarize olduklarında uzarlar

Bu tüy hücreleri baziler membranın titreşim kalıplarını etkileyerek işitmeyi daha mükemmel hale getirir

Page 42: İşitme fizyolojisi

42

İşitme Sinirinde Aksiyon Potansiyelleri

Tek bir işitme sinirindeki AP’nın frekansı, sesin şidetiyle orantılıdır

Düşük şiddette seslerde her akson sadece tek bir ses frekansına karşı deşarj yapar ve bu frekans sinir lifinin kohleadan kaynaklandığı bölgeye bağlı değişir

Daha yüksek şiddette seslerde her akson geniş bir ses yelpazesine özellikle eşik uyarının görüldüğü frekansın altında kalan frekanslarda karşı deşarj yapar

Page 43: İşitme fizyolojisi

43

İşitme Sinir Liflerindeki Aksiyon Potansiyelleri

Tizliğin ana belirleyicisi Korti organının hangi bölgesinin azami düzeyde uyarıldığıdır

Ses dalgası baziler zar üzerinde belli bir noktada maksimum depresyon ve maksimum reseptör uyarılması yapar

Pes tonlar kohlea apeksinde azami uyarı yaparken tiz sesler kohlea tabanında azami uyarı oluşturur

Page 44: İşitme fizyolojisi

44

Resonance of the Basilar Membrane

Page 45: İşitme fizyolojisi

45

İşitme Sinir Liflerinde Aksiyon Potansiyelleri

Bir sesin tizliği temel olarak ses dalgasının frekansına bağlı ise de sesin şiddeti de rol oynar

Sesin şiddeti arttıkça pes sesler (5000 Hz altı) daha pesleşirken (4000 Hz üzeri) tiz sesler daha tizleşmektedir

Bir sesin tizliğin algılabilmek için o sesin en az 0.01 saniye devam etmesi gerekir ve süre uzadıkça sesin tizliği artar

Page 46: İşitme fizyolojisi

46

Medulla Oblongatanın İşitsel Yanıtları

Kohlear çekirdeklerdeki ikinci nöronların ses uyarılarına verdikleri yanıtlar işitme sinirlerine benzer

Ses şiddeti arttıkça yanıt verilen frekans yelpazesi genişler

Birinci ve ikinci nöron yanıtları arasındaki en büyük fark medüller nöronlardan düşük frekans bölgesinden keskin bir “sınır çizgisi” bulunmasıdır

Page 47: İşitme fizyolojisi

47

İŞİTME KORTEKSİ

Dorsal ve ventral kohlealar çekirdeklerden çıkan impulslar hem çaprazlaşan hem de çaprazlaşmayan yollar içinde yukarı doğru tırmanırlar

Pes sesler işitme korteksinde anterolateral, tiz sesler posteromedial olarak temsil edilir

Page 48: İşitme fizyolojisi

48

İşitme Korteksi

İşitme korteksinde her nöron, işitmenin başlama, süre ve yinelenme hızı ile sesin geldiği yön gibi değişkenlere yanıt verir

Hayvanlarda işitme korteksinin tahribi sağırlığa yol açmaz

Buna karşın işitme korteksi, ses özelliklerinin analizi ve sesin lokalize edilmesi ile beraber ton kalıplarının tanınması ile ilgilidir

Page 49: İşitme fizyolojisi

49

Sesin Lokalizasyonu

Yatay düzlem üzerinde yayılan bir sesin geldiği yeri saptamak, bu uyarının 2 kulağa geliş zamanları arasındaki farka bağlıdır

20 µs kadar küçük ayırt edilebilir zaman farkı 3000 Hz altındaki frekanslarda önemli iken, 3000 Hz üzerindeki frekanslarda ise ses şiddetindeki fark büyük önem taşır

Page 50: İşitme fizyolojisi

50

SAĞIRLIK

Sağırlık 2 şekilde gelişebilir:

1. İleti tipi sağırlık: Dış veya orta kulakta ses iletiminin

bozulmasıdır

İleti sağırlığı nedenleri arasında dış kulağın kulak kiri veya yabancı bir cisimle kapanması

Kulak kemikçiklerinin tahrip olması, enfeksiyonlarından sonra kulak zarının kalınlaşması

Üzenginin oval pencereye bağlanmasında anormal bir katılık bulunmasıdır (otoskleroz)

Page 51: İşitme fizyolojisi

51

2.Sinirsel (Sensonörinal) sağırlık: Tüy hücre veya sinir hücresi hasarına

bağlıdır

Streptomisin ve gentamisin gibi antibiyotikler tüy hücre stereosiliumlarının mekanosensitif kanallarını tıkar ve sinirsel sağırlık yapar

Uzun süreli gürültünün dış tüy hücrelerinde yaptığı hasara işitme kaybı eşlik eder

Diğer nedenler arasında 8. sinir harabiyeti ve serebellopontin açı tümörleri ve medullada vasküler lezyon bulunmaktadır

SAĞIRLIK

Page 52: İşitme fizyolojisi

52

WEBER TESTİ: İşitme kaybı tipi belirlenir

Diyapozon kafatasında orta hatta yerleştirilir ve hastaya sesi nereden duyduğu sorulur

Sonuçta tek kulağında sinirsel (sensörinöral) işitme kaybı bulunan hastalar sesi normal olan kulağından daha fazla duyarlar

İletim tipi işitme kaybı olanlar, tıkanıklığın dış sesleri maskeleyici etkisinden dolayı, sesi patoloji olan kulaklarından daha yoğun olarak duyarlar

İşitme Testleri

Page 53: İşitme fizyolojisi

53

RINNE TESTİ: İleti tipi işitme kaybı araştırılır

Diyapozon önce, mastoid çıkıntı üzerine konur

Hasta, sinirsel bir işitme sorunu yoksa, yayılan titreşimleri kemik yoluyla duyacaktır.

Hasta "ses kesildi" dediğinde, titreşimi devam eden diyapozon bu kez kulak kepçesine doğru tutulur.

Sağlam bir kulakta, şiddeti azalmış diyapozon sesi, rahatlıkla duyulur

Fakat ileti bozukluğu varsa, bu ses işitilmez

İşitme Testleri

Page 54: İşitme fizyolojisi

54

Odiyometre

İşitme keskinliği genelde bir odiyometre ile ölçülür

Bu aygıt kulaklık aracılığı ile kişinin kulağına çeşitli frekanslarda saf tonda sesler gönderir

Her frekans için saptanan eşik şiddet bir grafik üzerine normal işitmenin yüzdesi olarak işaretlenir

Bu yolla sağırlığın derecesi nesnel olarak ölçüldüğü gibi en fazla hasara uğramış ton ağırlığına ait bir tabloda elde edilir

Page 55: İşitme fizyolojisi

55

İleti Tipi İşitme Kaybı-Otoskleroz

İleti sağırlığının sık görülen bir şekli otosklerozda üzenginin oval pencere ile bağlantısı anormal derecede katılaşır

Tedavide hava iletimi kullanılır

Bu amaçla kemik labirentte zar ile örtülü bir delik oluşturulur ve sekonder kulak zarının titreşmesi ile oluşan dalgalar ileri dağıtılabilir

Bu “pencereleme” girişiminde horizontal yarım daire kanalına matkapla bir delik açılır ve bu delik deri ile örtülür

Page 56: İşitme fizyolojisi

56

VESTİBÜLER FONKSİYON

Döngüsel Hızlanmaya Verilen Yanıtlar: Herhangi bir YDK düzleminde döngüsel

hızlanma bu kanalın kristasını uyarır

Endolenfa dönüş yönünü aksi yönde yer değiştirir ve kupulayı iterek deforme eder

Sabit hıza ulaşıldığında kupula dik konumuna geri döner

Dönüş durduğunda endolenfa dönüş yönünde yer değiştirir ve yönün aksi tarafına deforme olur

Kupula 25-30 saniye sonra tekrar orta konumuna geri döner

Page 57: İşitme fizyolojisi

57

Döngüsel Hızlanmaya Verilen Yanıtlar

Kupulanın bir yöne doğru hareketi sinirlerde uyarıyı artırır, aksi yönde hareket ise uyarıyı azaltır

Dönme hareketi sırasında, en yakın YDK’da doruk uyarı oluşur

Başın bir tarafındaki kanallar diğer taraftakilerin ayna hayalidir

Bundan dolayı, endolenfa bir tarafta ampullaya doğru hareket ederken diğer tarafta ampulladan uzaklaşır

Page 58: İşitme fizyolojisi

58

Döngüsel Hızlanmaya Verilen Yanıtlar

Doğrusal hızlanma olasılıkla kupulanın yerini değiştirmeyeceğinden kristaları uyarmaz

Bunun beraber elde bulunan kanıtlara göre labirentin bir bölümü tahrip olduğunda diğer bölümler bunun fonksiyonlarını yüklenir

Vestübüler cekirdeklerden omurilik içinde aşağıya inen traktuslar temel olarak postür ayarlanması ile ilgilidirler

Yukarı tırmanan bağlantılar ise geniş ölçüde göz hareketleri ile ilgilidirler

Page 59: İşitme fizyolojisi

59

Nistagmus

Dönüşün başlangıç ve bitişinde gözde görülen tipik sıçrama şeklinde ani istemsiz harekete nistagmus denir

Bu hareket körlerde de görülebilir ve geçekte dönerken gözün belirli noktaya tespitini sağlayan bir reflekstir

Dönme başladığında gözler dönüş yönüne ters yönde yavaşça hareket ederek görsel tespiti sürdürür (vestibülo oküler refleks)

Page 60: İşitme fizyolojisi

60

Nistagmus Nistagmus sıklıkla yatay (horizontal)

ise de dönüş sırasında kafanın yana yatırılması halinde dikey (vertical) veya kafanın öne eğilmesi halinde döngüsel (sirküler) de olabilir

Tanım olarak nistagmusta göz hareketinin yönü hızlı kompenentin yönüdür

Klinikte beyin sapı lezyonları bulunanlarda dinlenme sırasında nistagmus görülür

Page 61: İşitme fizyolojisi

61

Doğrusal Hızlanmaya Verilen Yanıtlar

Utrikül yatay, sakkulus dikey hızlanmayı yanıtlar

Otolitler endolenfadan daha yoğundur ve bir yönde hızlanma bunların zıt yönde yer değiştirmesine ve tüy hücre uzantılarının bükülmesine neden olur

Otolitler üzerine yerçekimi etkisi nedeniyle hareket etmezken de tonik deşarj yaparlar

Bu reseptörlerden doğan impulslar postür düzenlemesinden sorumludur

Page 62: İşitme fizyolojisi

62

Makulaların uyarılması genelde refleks yanıtlar oluşturur

Kortekse giden impulslar ise hareketin bilinçli algılanmasından sorumludur ve uzayda oriyantasyon için gereken bilgiyi sağlar

Aşırı vestibüler uyarılarla oluşan bulantı, kusma, hipotansiyon, terleme gibi belirtiler vestibüler bağlantılarla kurulu reflekslere bağlıdır

Vertigo (baş dönmesi), gerçek bir dönme hareketi yokken kişinin dönüş duyusu almasıdır

Doğrusal Hızlanmaya Verilen Yanıtlar

Page 63: İşitme fizyolojisi

63

Utrikular Reseptör Hücreleri Üzerine Yerçekiminin Etkisi

Page 64: İşitme fizyolojisi

64

Kalorik Uyarı

YDK, dış kulak yoluna sıcak veya soğuk su şırınga edilmesiyle uyarılabilirler

Sıcaklık farkı endolenfadan konveksiyon akışları başlatır ve kupulanın hareketine neden olur

Bazen tanı amacıyla kullanılan bu kalorik stimülasyon yöntemi nistagmus, baş dönmesi ve kusmaya neden olur

Bu nedenle, kulak yıkanırken suyun vücut sıcaklığına dikkat edilmelidir

Page 66: İşitme fizyolojisi

66

Denge: Vestibular Apparat

Page 67: İşitme fizyolojisi

67

Uzaysal Uyum

Bireyin içinde bulunduğu uzaya uyumu büyük ölçüde vestibüler reseptörlerden alınan girdilere bağlı ise de görme ipuçları da önem taşır

Vücudun çeşitli kısımlarının bağıl konumları hakkında bilgi propriyoseptörlerden, derideki eksteroseptörler ve basınç reseptörlerinden gelen impulslarla sağlanır

Bu dört girdi kortikal bir düzeyde birleştirilerek, kişinin uzaydaki konumuna ait sürekli bir resim haline getirilir

Page 68: İşitme fizyolojisi

68

Denge ve Oriyantasyon Yolları

Denge ve oriyantasyonla ilgili üç model vardır:

Vestibuler reseptörler Görme reseptörleri Somatik reseptörler

Bu reseptörler vücut hareketlerine refleks cevaplar verir

Page 69: İşitme fizyolojisi

69TEŞEKKÜRLER