gercek sinema 03

56

Upload: redaktenet

Post on 11-Apr-2017

63 views

Category:

Entertainment & Humor


18 download

TRANSCRIPT

Page 1: Gercek sinema 03
Page 2: Gercek sinema 03

gerçek sinemaaylık sinema ve fotoğraf dergisi

y ı l : 1 s a y ı : S aralık 1973

sahibi: eroI bayrakdaryazı işleri sorum lusu: m e h m e t ö z d e m ir o ğ lu

yazışm a ve yönetim yeri: m uhtar hüsnü sokak 31 /6 fa tih - İstanbul

sayısı: 5 tl., y ıllık abonesi: 50 tl., a ltı aylık: 25 tl.

basılm ayan yazılar 2 t l .’lık pul karşılığ ı geri gönderilir,

dizgi: yönet m atbaası - baskı: zafer m atbaası

son baskı tarihi: 30 ekim 1973

kapak düzeni: oğuz m akal

içindekiler

ta ş k e s ti’de sin em a ça lışm a la rı 2 oğuz m ak a lb ağ ım sız sin em ay a doğru 8 erol b a y ra k d a rk a r ik a tü r 11 oğuz m ak a ltü r k ve d ü n y a s inem asın ın konum u 12 ay d ın saym anjap o n sinem asında yen i sol 16 ta d a o sa to

(çev. oya kileci)in san ve deney - ta rk o v sk i'n in evren i 21 ıvor m on tagu

(çev. re ş it a rın ık )paolo ve v itto r io tav ian i ile söyleşi 30 (çev. e. g ü rk u t)h ab e rle r 34fo to ğ ra fç ılık lite ra tü rü m ü ze k ısa b ir

b ak ış 35 b u rçak ev ıenfo to ğ ra f resm in yerin i mİ a ld ı? 39 john canaday

(çev. oya kileci)w in n e r film lerin in a ld a tıc ı yap ıs ı 40 abdu llah a n la rcezay ir sav aş ın a su ik a s t.. . 45 ethem alkanb aba 47 oğuz m akalk açak 49 abdullah an la rokuyucu m ek tubu 51

Page 3: Gercek sinema 03

Geri bıraktırılmış ülkemizde üretim ilişkilerinin genel yapısının yarattığı sınıfsal farklılıklar sanat ve kültürü­müze de yansınuştr.

Yoz burjuva kültürüne karşı toplumcu gerçekçi kültü­rü emekçi halk kitlelerinin içinden çıkacak düşün ve eylem savaşçdarının yaratacağı kesindir.

İşçi sinemasının yönetmenlerinden Chris Marker «Gü­nümüze dek tüm sinemacılar burjuva kökenlidir. Şimdi si­nema bir değişim içindedir ve değişim örgütlenme ile son bulacaktır» sözleriyle bunu belirtmektedir.

Arkadaşımız Oğuz Makal bir yurt taraması sırasında, Yeşilçam dışında bağımsız bir sinema yapan bir gurupla tanıştı, onlarla çalıştı. Bolunun Taşkesti köyünde yıllardır önlerine sürülen filmlerin kimin hizmetinde olduğunun bi­lincinde olan bu gurup kendi sinemalarını, gerçek halk si­nemasını oluşturmaya çalışıyorlardı.

Taşkesti köyündeki bu sinema olayı niteliği kesin be­lirmiş, tam örgütlenmiş bir oluşum değU. Fakat ilerde olu­şacak güçlü bir halk sinemasının önemli bir habercisi ol­duğu da açıktır.

1

Page 4: Gercek sinema 03

taşkesti de sinema çalışmaları

oğuz mal

A rkadaşım ız Oğuz M akal «Küçük K açağın Özlemi adlı film i çekerken.

K öroğlu der: T epelerden b ak a rım G ezlerim den k a n lı yaşlı dökerim B unca y ıld ır h a s re tin i çekerim A rk a m sensin, k a lem sensin, d ağ la r, he

Köroğlu

İ lk v a rış Bolu. O radan d a m inibüsle M udurnu. M udurnu gü ş irin b ir ilçe. A hşap evleriyle, oym alı ba lkon ve pencereleriy le , zu lm am ış gelenek leriy le kendine özgü b ir yer. Ç am o rm an la ı yeşil o v a lan , g ü rü l g ü rü l a k a n su la rı a ş a r a k T aşk es ti köyüne u tık . K üçük b ir ova b aş lang ıc ında T aşk es ti köyü. Ç evresi orm la r la bezeli, b ir k en a rın d an M udurnu çayı geçiyor. O tobüsten i inm ez gözüm üze ilk ça rp an «T aşkesti O rm an İs tih sa l ve N ak li K ooperatifi» levhası oldu. S ıcak b ir ilgi. «H oşgeldiniz» d iyen k lü ler, gençler. A ltı kahve haline g e tirilm iş ik i k a tl ı b ir yapı önünde d u rdu : «U slay F ilim Ş irketi.»

H alk yaparsa güzel olurF ilm ş irk e tle r i denilince a k la ilk kez İs ta n b u l g e lir Yeşilçs

g e lir. «Y eşilçam S okağ ı»nda iç-içe g irm iş, bodrum k a tla ım d a n . t ı la r a dek uzanan , d u v a rla rın ı cicili b icili afişlerle d ona tm ış şirk

2

Page 5: Gercek sinema 03

le r g e lir Bu ş irk e tle rin h e r yıl y a p tık la r ı üç yüze y ak ın yoz ü rü n ­leri, s a lt t ic a r i sinem a, ha lk ı b ir güzel sö m ü rd ü k le ri d e ... T aşk esti köy lü le rin in İs ta n b u l’dan, «Y eşilçam » sinem a düzeninden, soygun - söm ürü s inem asından h ab e rle ri v a rd ır .

T aşk es ti köy lü leri «kuş uçm az, k e rv a n geçm ez» bu yerde k u r ­d u k la r ı ş irk e tle «Y eşilçam » a k a rş ıd ır la r . «Y eşilçam » m k iş iliğ inde yansıyan , tica ri, işlevsiz, ç irk in sin em ay a k a rş ıd ır la r . S o ru n la rın ı an la tm a y a n , dile g e tirm eyen , h a lk ta n y an a o lm ay an sin em ay a k a r ­ş ıd ırla r. E m perya lizm in ça rp ık b ir k ü ltü r a ra c ı o lm aya y e lten en h e r s a n a ta da. O nlar, b ir «U m ut», b ir «A ğıt», b ir «Gelin» is te m e k te d ir­ler. Y an lış duym adın ız ; belge filim , k ıs a filim den y an a d ır la r . T aş­k e s ti o rm an köyünde s inem aya tu tk u n , bu e tk in a ra ç la d eğ iş tire ­b ilecek leri çok şey o lduğuna in a n a n 20 köylü b ir ş irk e t o lu ş tu r­m u ş tu r. E sk i ad ıy la «K araçom ak» köyünde.

S o ru n a çözüm g e rekBolu ve yöresi « ta r ım d a k a p ita lizm in gelişm iş olduğu, o r ta ve

k ü ç ü k m ü lk iy e t bölgesi» (*) say ılab ilir. T a şk es ti ve ö tek i o rm an k ö y le ri geçim lerin in % 80 n i o rm an c ılığ a b ağ lam ış la r. H e r dönem ­de ezilm işler. O rm an ağ a la rın ca , O rm an T eşk ilâ tın ca . A cılı, güç b ir y a şa m la r ı v ar, y o k su lluk v a r. S o ru n la rın ın düzenle iç-içe o lduğunu b iliyo rla r. S o run la rın ı dile g e tirm ek , be lgelem ek için «Y eşilçam » m d ış ın d a sinem a o lm az diyen lere , «olur» dem işler, elele v e re rek , iş te yap ıy o ru z ...

P ilim yap m an ın güç lük le rin i b iliyo rlar. B ir d il o la rak , b ir te k ­n ik o la rak . A m a on la rın m u tla k a söy lem ek is ted ik le ri b ir şey v ar. S en a ry o la rıy la sa p ta m ış la r d iyeceklerin i. ’

S a n sü r y ine sa n sü r

4.7.1934 ta r ih li, 2559 say ılı P o lis V azife ve S e lâh iye t K an u n u ’- n u n 6 ncı m addesine göre, « h a riç ten gelen filim lerin g ö ste rilm es i ve dah ilde yap ılan filim lerin çek ilm esi P o lisin izn ine bağ lıd ır . Polis, filim lerin ve se n a ry o la rın te tk ik ve m uayene işin i a lâ k a lı m a k a m ­la r la b ir lik te ve n izam nam esine gö re y apar.» Bu tü z ü ğ ü n a m aç la ­r ın a uygun kesm e, biçm e ve y a sa k la m a işlem in i de A n k a ra ’d a ça­lışan «M erkez K ontro l K om isyonu» yerine g e tir ir . (P e k y a k ın d a İs ta n b u l’a ta şm ıy o r.)

«O rm ankö3'lü H aşan» ad lı senaryoda , o rm an köy lü le rin in g e r­çek y aşam la rı, ac ıla rı, söm ürü leri konu ed in ilm iştir. Ü ste lik se n a r­yo yazım tek n iğ i aç ısından , b ir çok «senaryoculuk» la geçinen lerin pabucunu d am a a t t ı r a c a k denli m ükem m eld ir, ( is te n ilirse ö rn ek ­le rin i b ir b a şk a say ıd a veririz .) K öy lü ler d em işler ki, «güzel, bize y a ra ş ır b ir filim le işe başlayalım . B iz becerem ezsek , bize yard ım elini u za ta cak , d o s tla ra çağ rıd a bulunalım . A m a, ilk ü rü n ü m ü z b i­zim m alım ız olsun, bizi an la ts ın .. F ilm in çekilebilm esi iç in y u k a ­r ıd a sözünü e ttiğ im iz K om isycn’un iznini a lm a k g e rek lid ir. «Or- m anköy lü H aşan» İn senaryosu san sü rcü le re gönderilir, ö y le s in e su ­d an neden le rle çekim in i y a sa k la r ki, M erkez K on tro l K om isyonu» senaryonun , kö y lü le r şa ş a k a lır . . . «H evesim iz k u rsağ ım ızd a kald ı» d e ıle r, bu kez ed ind ik leri b ir 8 m m . lik çek iciy le K u rtu lu ş S av aşı’n a

3

Page 6: Gercek sinema 03

T aşk esti köylü lerin in k u rd u ğ u ş irk e t

d ay a lı b ir öyküyü film e a lır la r . 35 m m . lik t i r filim çek iyorm u sına, yap ım için g e rek li tü m öğeleri yerli yerine k o y arak , öze Y ediden yetm işe tü m h a lk g ö rü n ü r bu filim de. S onuç ta 100 d k a lık b ir filim o r ta y a çıkar. T ek n ik o la ra k bozuk luk d a olsa, I yo luy la ses lend ird ik leri filim b ir çok köyde oynatılır, t ik 8 mm çek ic ilerin in p a ra s ın ı ç ık a r tır la r . B ir «şevk» g e lir T a şk e s ti’li' d ö rt elle s a r ılır la r bu işe.

O layın içinde y e r a la n la r«O rm an köy lü lerin in söm ürüsünü belgelem ek için filim şir

k u rd u k » diyen, y ap tık la r ıy la , k işiliğ iy le o ra ha lk ın ın iç ten s; ve sevgisin i k azan an , T a şk e s ti’de y a şay an em ekli b inbaşı S A car’a k u lak verelim önce.

«Yıl 1962. A k y az ı ve M udurnu ha lk ı g e rek tü cca rla r ın , ge se kam yoncu ların b ask ısı a ltındayd ı. D oğduğum bu yere, doğa kun luğum dan ö tü rü gelm iş, e lim deki b irkaç k u ru ş la tic a re t y yordum . B ir o lay d eğ iş tird i beni d iyebilirim . V arı yeğu tek inek olan, yaşlı adam ve k u cağ ın d a taze çocuğuyla gelini, in p a ra s ın ı ta m Ö deyem edikleri için, güç du ru m d a k a lm ış la rd ır g arla r bana , y ard ım ederim . în eğ i ger: veririm onlara . E . gözlerim doluyor.) B irk aç yıl içinde geç.rr.m ıe ye tecek den., j k azan m ıştım , y a k ö y lü ? ! . Bu tü r o lay la r her zam an om m-rtı, m ak tad ır . K öylüyü b irleştirm ek , a rac ıy ı o r ta d a n kald .rr: l a n d ind irm ek gerek liyd i. 1964’de köy koy d e la şa rak m a n leşm eğe çağ ırd ım . O niki k u ru cu a rk a d a ş ile 1964 b a h a rm ru Mut nu ilçesine bağlı, bölge deyim iyle T aşkesti ad ı ver:, m bu y< b ir O rm an is tih sa l K oopera tifi ku rduk . K oopera tif m anına o m u h ta rlık , y ak la ş ık o la rak 29 köyünü a la ra k ça*.şm ağa ko dulc. A rd ından , şeh irlile rin elinde bu lunan n ak liy e ; .şıne el al Ü ç yılın v erd iğ i güçle köylülerim iz, koopera tifin caka gen iş ö de faa liy e t gösterm esin i, bunun için de kocpera :.::m iz in k u r

4

Page 7: Gercek sinema 03

d a y a n a ğ ı o lan 6831 say ılı O rm an K an u n u ’nu n 40. m addesi u y a ­rınca , o rm an is tih sa lin in tam am ım ele geç irm esin i a rzu lad ık . İlk teşebbüs o la ra k 5 ad e t kam y o n u n sa tın a lınm ası, g e rek li se rm a ­yenin hem en top lanm ası, böylece o r ta k la r ın elinde bu lu n an k en ­d ilerine a it 13 k am yon la b ir konvoy k u ru lm a s ı sağ land ı. A rac ıla r olduğu k ad a r, O rm an T eşk ilâ tı da b a sk ı yap ıyo r, h a lk ın bu u y a ­n ış ın d an k o rkuyo rdu . K öylüm üzün k a lk ın m as ın ı is tem iyo rla rd ı. Ç ünkü biz boyun eğm iyor, rü şv e t verm iyo rduk . T a şk e s ti’n in güç­lenm esi M udurnu ilçelerin in de hoşuna g itm iyo r, m ahalli verg i m e­m u r la r ı ta h r ik ediliyor, a leyhim ize ceza kesiliyordu . D a h a so n ra ­la r ı k am y o n la rı o r ta k la ra dev re ttik , h e r o r ta ğ a b ir kam y o n sa ğ la ­d ık . B ugün koopera tife bağ lı 23 d ış n a k liy a t kam yonu , 20 k a d a r d a o rm an d a ça lışan k ü çü k n ak liy a t a rac ım ız v a r. K öylü h iç b ir a ra c ı - te fec i o lm adan ü re ttiğ in i paza rlıy o r. On yıl önceki gelirle , b u g ü n k ü a ra s ın d a % 100 a r t ış var. A m a, san ırım o rm an köy le ri a ra s ın d a böylesine ö rgü tlenen b ir b a şk a yer d ah a olsun. A sıl ac ı o lan d a bu ...»

«— F ilim ş irk e tin in k u ru lm asın d a çaba la rın ız , k a tk ıla r ın ız ? »

«O rm an köy lü le rin in söm ürüsünü , yaln ız lığ ın ı ve doğanın , bu yö reye özgü güzelliğ in i be lgelem ek için. Bu am ac a u laşm ak , ş ir­k e tin g id e rle rin i k a rş ılay a b ilm ek için, o rm an ü rü n le riy le ilgili t i ­c a re t y ap m ay ı d a a n a sözleşm eye koydurduk . A yrıca , h a lk ın tü ­k e tim ih tiy aç la rın ı k a rş ıla y a c a k , % 10 k â r ı a şm ay acak şekilde s a ­t ı ş y a p a c a k b ir y e r de açm a k düşüncesindeyiz . K öylü ay n ı z a ­m an d a söm ürücü esnafı d a dize g e tirecek tir .

K o opera tifin o r ta k la r ı filim ş irk e tin e de o r ta k oldu.»Ş irke te ad ın ı veren genç b ir öğrenci. N iyazi U slay , S iyasa l B il­

g ile r F a k ü lte s i’nde okuyor. K öylü lerin a tılım ın d an son ra , o n la rla k ay n aşıp , b irleşlp bu ş irk e ti k u rm u şla r . «A m acım ız k o o p e ra tif ti ön ­ce. A m a, ö tek i k o o p era tif le k a rışm am ası için böyle dav rand ık .» d i­yor. S inem ay la y ak ın d an ilg ilen iyor, çev resin i e tk ilem eğe çalışıyor.

Y irm i o r ta k ta n o luşm uş filim ş irk e ti önce. S o n ra b ir k iş i a y ­rılm ış. K u ru cu la r ın ad la r ı ve m eslek leri şöyle:

1. S iyam i G üngör (Şoför)2. B ed re ttin O ra l (Şoför)3. E rd o ğ an G ürcan (Şoför)4. M ücah it E ra s la n (Ç iftç i)5. D u rsu n K a ra ta ş (Şoför)6. A li A ydaş (S ey y a r S atıc ı)7. N u re tt in Ü nal (B ak k a l)8. H a y d a r K ılıçaslan (Şoför)9. A hm et B ay k a l (Ç iftç i)

10. S e lâ h a ttin K ork u su z (Şoför)11. S iyam i ö z d e m ir (Şoför)12. M uhsin K o rk m az (T erzi)13. İz ze t A rık a n (Ş oför)14. H a y re tt in A k şit (T erzi)15. İ r f a n Özel (Şoför)

5

Page 8: Gercek sinema 03

Köylülerin K iraladığı Kahve

16. H üsey in K o rk m az (Ş cfö r)17. N ih a t U slay (M em ur)18. N iyaz i U s lay (ö ğ re n c i)

B azı sorular ve yanıtlarıH ayrettin A kşit kendisine yöneltilen sorulan şöyle yanıtladı:S o ru : — N asıl ve n için b ir filim ş irk e ti k u rd u n u z?Y a n ıt: — A rk a d a ş la r la b ir a ra y a geld ik . Ç evrem ize ve toplu-

m um uza b ir y a r a r sa ğ la m a k um uduy la , ş irk e tin ç a tıs ın d a to p ­landık .

S o ru : — Sizce sinem a n e d ir? A m acı n ed ir?Y an ıt: — H a y a tı, gerçeğ i, o lay la rı tc sb it eder, bize g öste rir .S o ru : — S inem ay la ne le r y ap m ak is tiy o rsu n u z?Y an ıt: — G erçeğ i gö ste rm ek . G erçek T aşk es ti köyünün şu d u ­

ru m u d u r iş te .S o ru : — T ü rk sinem asın ın bugün içinde bulunduğu durum u

n as ıl b u luyo rsunuz?Y a n ıt: — N e iyi, ne de kötü . A m a, y abanc ı film ler ka lites i de

yok.N urettin Ünal. A ynı soruları X. Ü nal’a da sordum. İste ya­

n ıtlan :— M em lekete y a ra r sağ lam ak , in san la rı eğ itm ek . ;m . İk inci

p lân d a d a k azan m ak . Ç alışacağ ız , b ak a lım zam an g rs te recek . T ek ş ik ây e tç i o lduğum n c k ta , ş irk e ti e lb irliğ iy le k u rd u k am a, k a ­r a r la r ın e lb irliğ iy le a lınm am ası.

— Ö ğ re tir ve eğ lend irir.— D ah a önce söylediğim gibi iş hep öğrenm eğe varıyor. H e­

p im iz cahiliz.

— N o rm alin a ltın d a b ir sinem a. B azı filim -r; : z p a ra e tm i­yor, b az ıla rı iyi. M eselâ Y ılm az G ıiney’ink iler

6

Page 9: Gercek sinema 03

Ali A ja a ş— İleride is tifade edelim . B ir yen ilik o lsun diye. E n k ö tü b ir

yerde belki, am a en uygun h a re k e t t i r yap tığ ım ız .— Resim , söz ve m üzik b ir a ra y a gelm iş. A n lam ası kolay.— Bizim d e y ap m ak is ted ik lerim iz v a r tab ii. B ir ik i se n a r­

yom uz var.— S ık sık sinem aya gitm em . K esin b ir şey söyliyem eyeceğim .

K em al K orkusuz— F ilim çevir m b irlik te biı şey ler yapm ak .— S an a ttır , yetm ez m i'’— H ele b ir y a p ı l ı n ı , scauç d rta y a çıksın.— T ü rk sinem ası mı. tu t tu rm u ş b ir ay la k yol, g id iyor işte.

N ih a t U slay— Söylem ek is ted ik lerim izi, filim ler yoluyla söylem ek is tiy o ­

ruz. A m acım ız sinem a sa n a tın a yak ış ır, ha lk ım ıza y a k ış ır filim - le ıd ir . Ş irk e tin k u ru lm asın d a ö n ay ak o lan la rd an b irisiy im . U ğ ra ­şıyoruz, d id in iyoruz, m u tlak a b aşaracağ ız .

M uhsin Ö zdem ir: Ç iftçi. Ş irk e te o r ta k değil.

— Y ılm az G üney 'in filim lerin in ü s tü n e yok. H eyecan lı oluyor. B ir şey le r an la tıy o r . A ğ a la ra k a rş ı çık ıyor. B azı filim lerin konu ­su çc.k sah te . Y abancı filim leri a n c a k A d ap aza rı y a d a B olu’ya indiğim izde görüyoruz, iy i film ler g ö rsek m em nun o lacağız. D aha çok a şk a d ay an an filim ler ilg i top luyo r. K ovboy filim leri fa lan pek sevilm iyor. B azı a rk a d a ş la r b ir ş i rk e t ku ru p , filim ciliğe başladı. B izden b a şa r ı dilem ek.

K öy ve S inem a

T aşk esti köy lü leri y ü re k te n b ağ lan m ış la r sinem aya. Y a z - k ış g ö s te ri yap ab ilen k ap a lı b ir sin em a sa lo n la rı v a r. A y rıca ş irk e tin k ira lad ığ ı kah v e de sinem a ih tiy ac ın ı ka rş ılıy o r. A k şa m la rı özenle seçip, k ira la d ık la r ı filim leri köy h a lk ın a g ö s te riy o rla r , ik i g ö ste ­ric ile ri v a r. B ir a ra b a la r ı. K ışın k ö y köy d o la şa rak filim g ö ste ­r iy o rla r . S inem ay ı en k ü çü k o rm an köyüne değ in g ö tü rü y o rla r .

Ş irk e tin bu lunduğu yer, ik i oda, b ir salon, b ir de k o n u k oda­sından oluşuyor. Y eni sa tın a ld ık la r ı 16 m m . lik B eau lliau çekici­le rin in yan ı s ıra , 8 m m . lik b ir çek ic ileri de v a r. Y e te rli a y d ın la t­m a a ra ç la rı, je n e ra tö r ve göste ric ile re de sah ip le r. B u s a t ır la r ın y aza rın ın senaryosunu yazd ığ ı ve y ö n e ttiğ i b ir de k ısa filim y ap ­tıla r . «K üçük K açağ ın Özlemi» adın ı ta ş ıyan .

H iç u m u lm ay an b ir yerde, T aşk es ti o rm an köyünde, bu y ılın belki de en ilg inç o lgusu, köy lü le rin ku rd u ğ u b ir filim ş irk e ti o luş­tu . K öylü lerin gerçek leştireceğ i, iyi sinem a, k ıs a filim , belge filim için .G erçekleri, d o ğ ru la n söy lem ek am ac ıy la sinem a. G elecek tek i sağ lık lı sinem ay ı y a ra tm a k çabasıy la . K o rk u su zca ve coşkuyla.

(*) S. Çelik, Y ansım a, A ğusto s 1973, s. 77

7

Page 10: Gercek sinema 03

bağımsız sinemaya doğru

G eri b ırak tır ılm ış ü lkem izde, söm ürü -soygun düzenine egernen gü ç le r em ekçi h a lk y ığ ın la rın ın en ucuz eğlence a ra c ı o lm a özelliği gö ste ren sinem an ın yoğun işlevsel değerin i kendi ç ık a r la r ı d o ğ ru l­tu su n d a k u lla n m a k ta d ır la r .

S öm ürü soygun sinem ası, Y eşilçam ’m ve em p ery a lis t am açlı ba tı s inem asın ın , yoz film leri em ekçi k itle le ri top lum cu eylem yönünden s a p tırm a , g eric i özlem ler içinde dev ind irm ey i a m aç lam ak tad ır . Bu du rum , g e ri b ırak tır ılm ış ü lkem izin , genel sosyo-ekonom ik y ap ıs ı­nın, h a lk k itle le rin in m addi y a şam o lan ak la rın ı güvencesiz b ıra k ­m as ın a neden o lan tü k e tim top lum u ( p iyango top lum u i y a ra tm a is te rle rin e u y g u n o la rak y ü rü tü lm ek ted ir. Y eşilçar.ım k lâs ik leşm iş y ön tem leri ( fa k ir e rkek -zeng in kız, zengin e rk e k - fa k ir k ız v.b. tü ­rü n d en an la tım la rı) k itle le ri sın ıf a tla m a gib i g eric i özlem ler içine düşürm e, tem el so ru n la rın a y ab an c ıla ş tırm a işlevini b ilinçli şekilde u y g u lam ak tad ır . D ışa bağ lı k ap ita lis tle şm e sü rec i içinde o lan ü lk e ­m iz ekonom ik yap ıs ın ın zorun lu k ıld ığ ı k ırsa l kesim lerden , k en tle re göç sın ıfsa l y ap ıy ı g id erek b e lirg in le ş tirm ek ted ir. S ın ıfla rın y ap ısa l fa rk lılık la rın ın belirg in leşm esin in g e tird iğ i (n ite lik se l yönü henüz tem ellenm em iş o lsa da) b ilinçlenm e sü reci içinde o lan em ekçi h a lk k itle le ri, tem el so ru n la rın ı konu a lan , ö z y aşan tıla rın ı a n la ta n film ­le rin gereksinm esin i d u y m ak tad ır . Y eşilçam içindeki b ireysel ç ık ı­şın tu ta r l ı ö rneğ i o lan yöne tm en Y ılm az G üney’in düşün yap ısın ın g e tird iğ i olum lu sinem a ö rn ek le rin in g ö rdüğü ilgi, e fsaneleşen k i­şiliği, b ilinçlenm e sü reci içindeki k itle le rin v a rlığ ın ı be lirlem ek ted ir. Sosyo-ekenom ik yap ıd a gö rü len gelişim ler k a rş ıs ın d a Y eşilçam S i­n em ası, bilinçlenm eyi y o z la ş tıracak , s a p t ıra c a k teh like li popü lis t y ö n tem leri u y g u lam ak tad ır . Bu çok teh like li popü list ak ım , u lu sa l sinem a, h a lk s inem ası k a v ra m la r ı a rk a s ın a g iz lenerek ç ıkm asına k a rş ın , b u n la r ın d ışında, em ekçi y ığ ın la ra ih an e t o lgusunu g e t i r ­m ek ted ir . Y eşilçam üa görü len k a p ita lis t ge lişm en in g e tird iğ i te k ­n ik o lan ak la rın d ış ında önem ta ş ım a y a n bu popü list ak ım ın , yavan film lerin in bazı sinem a y a z a rla r ın c a yan lış değerlend irild iğ i, dev­rim ci sinem an ın önem li yöne tm en lerinden kab u l edilen G lauber R ocha ile k ıy a s lan m ay a d ek g ö tü rü ld ü ğ ü de iz lenm ekted ir.

Y eşilçam ’ın yap ıs ı içinde T ü rk iye 'de s inem a d a y ın a çözüm a ra ­m a ta v r ın ı b ireysel ç ık ış la r be lirleyecek tir. E gem en güçlerin , eko­nom ik a l t yap ısın ın , ö rg ü tlü ü s t yap ı k u ru m u olan Y eşilçam k a rş ı­sında ö rg ü tsü z b ireysel çıkış, T ü rk iy e ’deki sinem a olay ın ı olum lu yönde e tk ilem e yo lla rın ı kendisine k ap a lı b u laca k tır . G erçekçi b ir b ak ış b ireysel çık ış tav rın ı, k işi k a ra k te r in in , d irenm e gücünün , en önem lisi ideolojik yap ıs ın ın tu ta r lıl ığ ın ın belirleyeceğ in i sap ta r.

bayrakdar

8

Page 11: Gercek sinema 03

Genç S inem a Toplu Ç alışm ası: «Grev» film inden

G eri b ırak tır ılm ış ü lke T ü rk iy e ’de Y eşilçam 'm söm ürü-soygun s in em asın d an bağım sız , em ekçi h a lk k itle le rin in so ru n la rın a yöne­lik , h a lk k ü ltü r ve san a tın ı y a şa ta c a k ö rg ü tlen m iş g e rçek sinem ayı o lu ş tu rm a yo lları a ran m a lıd ır . Y eşilçam ’m söm ürü so ygun s inem ası d ışında, bağ ım sız g e rçek sinem an ın o lu ş tu ru lm as ı güç olduğu öl­çüde k ck lü b ir ç ık ış o laca k tır . B rez ily a’d a bağ ım sız , dev rim ci si­nem ay ı y a ra ta n «C inem a Novo» ak ım ı bu k o nuda ilg inç b ir ö rnek o la ra k gösterileb ilir . B rez ily a 'd a g e ri b ırak tır ılm ış , d ışa bağ ım lı k a - p ita lis tle şm e sü reci içinde ekonom ik yap ı gö ste ren , egem en güçle­rin s iy asa l bask ı ve engellem esin in y ü rü r lü k te olduğu b ir ü lked ir. B rez ily a ’da, Y eşilçam benzeri yozlaşm ış sinem a düzenine, egem en düzene k a rş ı «C inem a Novo» ak ım ı devrim ci, u lusa l o lm a n ite liğ i g öste ren , bağ ım sız b ir s inem ay ı y a ra ta b ilm iş tir . Bu çık ışın önde g e ­len yönetm en lerinden G lauber K cch a’n ın «G öreceğiniz ben im ülkem - d ir. Ç ü rük b ir düzenin içinde y aş ıy o r B rez ily a ve bu çü rü k lü ğ ü n içinde soluk a lm a y a ça lışan in san la r. B ü tü n b u n la r v a r ve o lm am ası gerek» (n sözleri u n u tu lm am alıd ır.

Yoz sinem an ın sav u n u cu la rı T ü rk iy e ’de sinem a o lay ı üzerinde düşünm en in Y eşilçam d ış ında o lam ıyacağ ı sa v la r ıy la o r ta y a ç ık ­m a k ta d ır la r . S o run bizce aç ık tır . E gem en söm ürü -soygun s inem ası düzen inden y an a elm alı ya da em ekçi h a lk k itle le rin in so ru n la rın a

9

Page 12: Gercek sinema 03

yönelik , gerçek u lu sa l b o y u tla r ta ş ıy a n bağ ım sız , ö rg ü tlen m iş b ir s inem a o lu ş tu ru lm a sınılan y an a o lm ak. T erm inoloji dev rim cile ri l !) donuk k a fa la r ın a şunu sokm alıd ırlar. E m perya lizm in su lta s ı k a ­ra n lık geçm işin in b ü tün deneylerinden y a ra r la n a ra k , d ü n y a h a lk ­la rın ı söm ürü yön tem lerin i u y g u la m a k ta o lduğundan, g e ri b ır a k tı­rılm ış ü lke h a lk la rı da em peryalizm e k a rş ı verilen sav aş la rın deney­lerinden y a ra r la n a ra k yön tem leri sa p ta m a k zo ru n d ad ırla r. E m p er­yalizm e k a rş ı h a lk k ü ltü r ve san a tın ı y a şa ta n O sm an Sem bene, G lauber R ocha g ib i yönetm en lerin , devrim ci, bağım sız , m ili ta n s i­nem a ö rg ü tle rin in , deneylerinden y a ra r la n ıp T ü rk iy e ’de k i sinem a e lay ım e tk ilem e yo lları a ran m alıd ır. D iy a lek tik m atery a lizm d en sdzetm eye dek g iden söm ürü soygun sinem ası savunucu la rı, ta r ih ­sel ak ış içinde yerlerin i, fanatizm de, p ra tik s iz teo rin in g e tird iğ i dogm atizm de bu lacak la rd ır.

1969 da siyasa l ak ış içinde o rta y a çıkan, devrim ci, bağ ım sız sin em a o lu ş tu rm a yo lla rım a ra y a n «Genç S inem a elay ı da bu k o ­nuda ü lkem izde y ap ılan ça lışm a la r a ra s ın d a an ım sanm alı, g e tird iğ i p ra tik le r değerlend irilm elid ir. B o lu 'nun T a şk e s ti köyündeki sinem a ça lışm ala rı da Y eşilçam ’ın d ış ında sinem a olayı üzerinde düşünm e­n in g e rek li o lduğunu k a n ıtla m a k ta d ır . Ü lkem izde Y eşilçam ’dan b a ­ğ ım sız g e rçek s in em a ça lışm a la rı ( ta m ö rg ü tlen m iş ve te k n ik b a ­k ım d an ü s t düzeyde o lm asa da) y ap ılm ış tır ve bu ça lışm a la r ö r­g ü tlen e rek sü rdü rü lm elid ir. Yoz sinem an ın sav u n u cu la rı bu tü r çı­k ış la rın gelip geçici olduğu sa v la rın a da v a rıy o rla r. E gem en sinem a düzenine k a rş ı, ö rg ü tlen m iş s inem a ça lışm a la rı k ıs a dönem de gelip geçic i gö rüneb ilir. Bu tü r ç ık ış la r ta r ih se l b irik im içinde yerin i a la c a k tır .

E gem en sinem a düzeninden bağ ım sız, devrim ci sinem a oluş­tu rm a n ın k a rş ıs ın d a , geric i san sü r bask ısı, ekonom ik o lan ak s ız lık ­la r , film lerin d ağ ıtım ve gö ste rim i gibi gü ç lü k le r be lirecek tir. Bu güç lük le rin , egem en sinem a düzeninin, be lirecek so ru n la rın ta m de­ğ erlend irm esin in yap ılm ası ve ö rg ü tlen e rek çözülm esi gerek ir.

B rez ilya 'da h a lk ın ge rçek sinem asın ı y a ra ta n «C inem a Novo;> ak ım ın ın cnem li yönetm en lerinden G lauber R ocha’nın, «B aşlang ı­cında hep im iz d ah a çok am atö rd ü k . Şim di gerçek b ire r p rofesyonel olduk. S inem ada te k n ik çok önem lid ir; esk iye o ran la bugün im k ân ­la r ın ız d a h a çok. B ir film çok p a ra y a ç ık m ak tad ır ve dev letin h e r­h an g i b ir y a rd ım ı da b izim için söz konusu değil. F ilm lerim izi ken ­d im iz g e rçek leştiriy o ru z . Y eni film ler yap m ak , film lerim izin hede­fine y a n i h a lk a u la şm asın ı sağ lam ak am ac ıy la b ir de d ağ ıtım o r­ta k l ığ ı k u rd u k . B ugün sadece s a n a t ve denem e sa lo n la rın ı değil bü ­y ü k sa lo n la rı d a k a p sa y a n e tk i a lan ım ız m evcu t sözleri u m u t­land ı rıcıd ır.

Ü re tim ilişk ilerine egem en g üç le rin ç ık a rla r ın ı k o ru y an sinem a düzeninden, bağ ım sız, devrim ci sinem anm o lu ş tu ru lm a çabası, g e r- çok h a lk sinem asın ın ön k oşu lla rın ı y a ra ta c a k tır .

(D l 'e d in c i S an a t, say ı 7, G lauber R ocha F ilm lerin in Y ap ısa l Çö­züm lem esi, E rd en K ıra l.

(2) Y eni S inem a, say ı 21-22-23, G lauber R ocha K onuşuyor.

1 0

Page 13: Gercek sinema 03

11

Page 14: Gercek sinema 03

türk ve dünya sinemasının konumu 2

aydın sayman

C — S osya lis t Ü lkeler S inem ası:

S inem a, so sya lis t devrim i b a şa rm ış b ü tü n ü lke le rde devrim in am aç la rın ı ve neden le rin i h a lk k itle le rin e , en ko lay ve çabuk be­n im se ttiren b ir a ra ç o la rak k u llan ılm ış tır . H a lk eğ itim in in em rine v e rilen sinem a, bu ü lkelerde, hem to p lu m sa l ge lişim içinde d iy a ­le k tik an lam d a yerin i bu lm uş hem de u y g u lay ıc ıla rın ın elinde k en ­di kend in i yen ilem iştir. G ünüm üzde b ü tü n so sy a lis t ü lke s inem a­la r ı dev le tin k a tk ıs ıy la b ire r u lu sa l en d ü s tri şek linde kend in i gös­te rm e k te d ir . E m perya lizm in b ıra k tığ ı «yozlaştırıc ı ç irkef» m ira s ı­nı, bu g ü n in san çabasın ın ve zek âs ın ın «yüzakı» şek line g e tiren so sy a lis t ü lke le r s inem asın ın gelişm e dönem leri, bu yolda y ap ılan deney le r ge lecek te y ap ıla cak ç a b a la r iç in önem li b ire r ö rn ek tirle r.

V e T ü rk S inem ası :B a ş ta da b e lir ttiğ im iz gibi, bu yazım ızda , genel o la ra k d ü n ­

y ad a özel o la ra k t a T ü rk iy e ’de, sinem an ın ilk b a k ış ta göze ça rp an tem el özellik lerin i yeniden gözden geç irm ey i am aç lam ış tık . Böylece ileride ay rı a y rı konu edineceğim iz, çözüm lem eye ça lışacağ ım ız so­ru n la r için k a b a b ir çizelge ç ık a rm ış o la ca k tık . T ü rk iy e ’de s in em a­n ın ne g ib i n ite lik le r g ö s te rd iğ in i ve h an g i yönde g e liş tiğ in i de k ı­sa c a a ç ık la y a ra k yazım ızı sonuçland ıra lım .

G eri b ıra k tır ılm ış ü lke s in em a la rın d an söz ederken yap tığ ım ız a y rım T ü rk iy e için de geçerlid ir. T ü rk iy e ’de sey irc i k itles ine su n u ­lan filim ler k a y n a k la r ın a gö re yerli ve y ab an c ı d iye ik iye ay rılır.

Y abancı filim ler a) em p ery a lis t ü lke s in em aların ın . b> em per­yalizm in g iz li y a d a aç ık b ask ısı a ltın d a k i g e ri b ıra k tır ılm ış ü lke­le rd en (Y u n an is tan , O rtadoğu ü lke le ri, G üney K ore, F o rm o za vs.) ü rü n le rid ir. E m p e ry a lis t ü lk e le rin sü p e r g ü ç tek i u lu s la ra ra s ı d ağ ı­tım ö rg ü tle riy le yerli ith a lc i ş irk e tle r in ilişk ile ri sonucu ge tirilen filim ler - ki ekonom ik güç nedeniy le d a im a b irinc ilerin h e r is te ­d ik le rin i y ap m ay a güçleri y e tm ek ted ir. - hem en bü tünüy le em per­yalizm in k itle le re a ş ılam ay a ça lış tığ ı m e ta fiz ik d eğ e rle r sistem in i en a şağ ılık biçim de y a n s ıta n ü rü n le rd ir . Y abanc ı filim lerin k ü çü k b ir bö lüm ünü de b u rju v a d u y arlığ ı ve e s te tik an lay ışı ile süslenm iş y a p ıt la r la ileric i n ite lik te y a p ıt la r m ey d an a g e tir ir , ile ric i n ite lik ta ş ıy a n y a p ıt la r : a ) B izza t o ü lk en in d a ğ ıtım o rgan izasyonu , b ) İ t-

1 2

Page 15: Gercek sinema 03

H u d u tla r ın K an u n u / A kad

halc i ş irk e tle r - iş y ap m az diye y a d a bilinçli o la ra k c) S ansü r, d) Ö tek i dene tim gücüne sah ip k u ru m la r ta ra f ın d a n engellen ir.

Y erli s in em ay a gelince; iş le tm ec i tefec i egem en liğ indek i T ü rk S inem ası, ü lkem izde içsel b ir o lgu o la ra k v a rlığ ın ı sü rd ü ren em per- ya lizm in b u a lan d a k i do ğ a l sonucu o la rak ça rp ıtılm ış k a p ita lis t b ir y ap ı içindedir. (1) Y abancı filim lere k a rş ılık k o ru n m ad ığ ı g ib i a lt yap ı o la rak da d ış a r ıy a b ağ ım lı o lan T ü rk S inem ası:

1) A rtı - değerin y a b a şk a tic a re t a lan la rın a y a d a y ıld ız la r a rac ılığ ıy la tü k e tim için ku llan ılm ası nedeniyle.

2) Ü lke içi p a z a ra , y abanc ı filim ler nedeniyle ta m h âk im o la­m am an ın ve po tansiyel b ir sey irc i k itles in in reel sey irc iye dönüş- tü rem em en in y an ında d ış p a z a r k azan m an ın da o lanaksız lığ ı (K ıb­rıs, Y u n an is tan ve O rtad o ğ u ü lk e le rin in y a ra t t ığ ı p a z a rın önem li b o y u tla ra u la şm ası da o lanaksızd ır.) Gibi d ışsa l ve içsel n eden le r­le sen derece y a v a ş ve s ıç ra m a y ap m ası im k ân sız b ir ge lişim iç in ­dedir. D u rg u n lu k d a d iyebileceğim iz bu olgu em p ery a lizm aç ıs ın ­d an olum lu b ir dengedir, ö te y an d an em p ery a lis t n ite lik te k i y a ­banc ı s inem aya ve yerli s in em ad ak i u z a n tı la r ın a k a rş ı m illici ve ilerici n ite lik le r g ö s te ren b ireysel u n su r la r ve o n la rın az say ıd ak i y a p ıtla r ı da v a rd ır Y eşilçam S inem asında.

C te y andan yine s inem am ızda « U lu s a l Sinem a», «M illi S ine­m a» b aş lık la rı a ltında , sinem a o la ra k ö rnek le ri az o lan a m a yaz ı­la r la tem ellend irilm eye ça lışılan b ir sinem a an lay ış ı d a h a v a r. A s­lında b irb irinden a y rılan yön le ri de bu lunan bu ik i kesim o r ta k b ir sonuç ta b irleşiyo rla r. Bu d a ; « T ürk iye’n in ta r ih se l gelişim inin , g eç ­m işin in e tek i ü lke le rden ve h a lk la rd a n çok b aşk a , bağ ım sız ve öz­gün y a ln a r ı olduğu, bu nedenle çelişk ilerin in ve so ru n la rın ın d a çö­züm lenm esin in değ iş ik k a y n a k la r ı ve yo lları olduğu» idd iasıd ır. A çıkçası; «A sya T ipi Ü re tim T arzı» n a sah ip o lan A nado lu ’da sı-

13

Page 16: Gercek sinema 03

ru f la rın o luşm adığ ı günüm üzde de henüz ta m a n la m d a v a ro lm ad ı­ğı, a y r ıc a h a lk ın em peryalizm le ve o n la r la k a y n a şm ış işb irlikç i b u r­juvaz iy le çe lişk isin in de düşünülem iyeceğ i, a n a çe lişk in in b a tıc ı a y ­d ın la h a lk a ra s ın d a olduğu, bu a lan d a m a rk s is t çözüm ler g e t i r ­m ek is tey en le rin de «aslında ba tıc ılığ ın d a h a a ş ır ı b ir biçim inden b a şk a b irşey» o lm adığ ı (2) ile ri sü rü lm ek te ve b u rad an sinem a ü rü n le riy le se iy rc i a ra s ın d a b ir sö m ü rü ilişk is in in o lm ad ığ ı sonu ­cu n a v a rılm a k ta d ır . B öylece bu kesim p ra t ik te y an i Y eşilçam s in e ­m asın ın h a lk s inem ası olduğu y a rg ıs ın d a b irleşm ek te , bu s inem a­n ın b ilinçli sözcülüğünü y a p m a k ta d ır . (3)

T ü rk iy e ’de g ö ste rilen sinem a ü rü n le rin i böyle s ıra la d ık ta n son­r a sey irc iy le bu ü rü n le r a ra s ın d a k i ilişk ile rd en sözedebiliriz. Sos­yo lo jik a ra ş tırm a s ı yap ılm ad ığ ı için T ü rk s in em a sey irc is in in k im ­lerden ne o ran d a o lu ş tuğunu som u t o la ra k s a p ta m a k o lan ak sızsa d a bü y ü k bölüm ünü işçi, şeh irlileşm iş k öy lü ve d a r ge lirli bü ­r o k r a t la r o lu ş tu rm ak tad ır . G eriye k a la n bö lüm de k ü çü k b u rju ­v a la rd an m ey d an a gelir. (4)

Bu sey irc i k itle s iy le yerli - y abanc ı f ilim le r a ra s ın d a k u ru lan ilişk i şöyled ir: A yd ın la rı da içine a lan zev k le ri incelm iş küçük b u r­ju v a çevre d ış ında k a lan gen iş k itle y e rli ve y ab an c ı film lerin ço­ğun lu ğ u n u teşk il eden popülist, id ea lis t y o ru m la rla yüklü , izleyiciyi «erotizm », «şiddet» vs. tü rü n d en u n su r la r la « k a fa tem belliğ ine, s a ­p ık lığ a ve suç işlem eye» iten e s te tik aç ıd a n b ü tü n ü y le ç irk in y a ­p ıt la r ı izler. B u rad a yerli filim sey irc is i - y ab an c ı filim sey irc is i d i­ye b ir ay rım sözkonusu değ ild ir. T ersine , b ir y a k ın la şm a va rd ır. N itek im yerli sinem a, tak litç iliğ i en çok bu a la n d a y ap a r. Son ö r­n e k şiddet u n su ru n u k u llan an ‘k a ra te ’ filim le ri v e b u n la r ın y e rli­le rin in çevrilm eye başlanm asıd ır . U lu s la ra ra s ı b ir söm ürü ve u y u ş­tu rm a m ek an izm asın ın c ir it a t t ığ ı b ir a la n d ır bu. P o p ü lis t eğilim i sü rd ü rm ek le b e ra b e r ge leneksel u n s u r la ra d a y a s la n a n «aşk, k o ­m edi» tü rü n d en filim lerin y ab an c ı ve y e rlile rin in de sey irc ile ri az çok b ird ir. Bu a lan d a yerli sinem a, y ab an c ı filim le rin tak s itle rin i, ay n ı öze geleneksel u n su r la r ve «m oral» k a ta r a k y ap a r. B un ların d ış ın d a k a la n ileric i y a da gelenekçi - g e r ic i ve işb irlikç i - çizgide b u lu n an am a u lu sa llık ve ideo lo jik p e rs p e k tif n ite lik le r i bu lunan filim ler şa r tlan d ırılm ış y ığ ın la r ta ra f ın d a n d a h a az , k ü çü k b u rju v a sey irc ile r ta ra f ın d a n ayd ın lar, öğ renci kesim i dah il d ah a çok m ik ­ta r d a izlenir. Y abancı filim lerin ideo lo jik y ap ıs ı ne o lu rsa olsun e s te tik b a şa r ı ta ş ıy a n ö rn ek le ri de b ü y ü k şeh irle rde y a şa y a n bu kesim ta ra f ın d a n k a rş ılık bulur.

Ve T ü rk S inem ası:

Bu ilişk ile rden ç ıkan şu o luyor: h içb ir s a n a t tü rü n ü n u laşam ı- y acağ ı g en iş lik te b ilinçsiz b ir h a lk k itles i, k en d i k ü ltü r ve gele­nek le rin in sağ lık lı u n su r la rın d an kopuk , e s te tik b ak ım d an çirk in , k en d i k ü ltü rü n ü y o z la ş tıran v e g e tird iğ i yoz d eğ e rle r top lam ıy la b ir lik te id ea lis t ve u y u ş tu ru cu b ir b ilinç fo rm u a ş ıla y a n yabancı v e y e rli filim lerin sü rek li b ask ıs ı a ltın d ad ır .

G eri b ıra k tır ılm ış ü lke s in em a la rın d an b ah sed erk en çeşitli ü l­k elerde u lu sa l devrim ci b ir s inem a için b ireyse l y a d a ö rg ü tlü b ir

14

Page 17: Gercek sinema 03

şekilde m ücadele eden ve y ap ıtla r ın d a ayn ı z am a n d a k a y n ağ ın ı ha lk k ü ltü rü ve geleneğ inden d iy a lek tik biçim de y a ra r la n m a d a n a lan ye­n i b ir e s te tiğ i de y a ra t t ık la r ın ı be lirtm iştik . T ü rk sinem asında u lu ­sa l ve ile ric i b ir s inem a için b ü tü n engelley ici ş a r t la r a rağ m en çab a lay an ve ü rü n v eren s a n a tç ıla r o lm asına k a rş ılık b ü tü n yön­leriy le b ir ö rg ü t çerçevesi içinde ça lışm a la r - y e te r li b ir ik im in de o lm am asr nedeniyle - o lm am ış y a da gelişem eden dağ ılm ıştır . G ü­nüm üzde yeniden u lu sa l devrim ci b ir sinem a iç in şim diye k a d a r y ap ılan la r ı e leş tirip d o ğ ru la r ta ş ıy a n la r ın d a n y a ra r la n a ra k a lan a ra ş tırm a la r ı y a p m a k ge rek m ek ted ir. B unun için ilk b a k ış ta göze ça rp an so ru n la r şu n la r o lm ak tad ır:

1 — U lusa l devrim ci sinem a için «sek ter» lik ten b a şk a b ir a n ­lam ı o lm ayan , k a rş ıla şacağ ım ız o lay la rı ve so ru n la rı yeni b a ş tan değerlend irm eden ya da b a ş ta n y o ksayan an la y ışa k a rş ı ç ıkm ak.

2 — B ü y ü k çoğunluğu em ekçi h a lk k itles i o lan ve yerli - y a ­bancı sinem an ın ü rü n le riy le bey in leri y ık an an sey irc i k itles in in eğ i­lim lerin i değerlend irm ek . B unun için de hem T ü rk S inem asın ın şim diye k a d a rk i ü rü n le rin i hem de y abanc ı sinem a ü rü n le rin in y a ­p ıs ın ı sosyolo jik b ir d eğerlend irm eye tâ b i tu tm a k .

3 — H a lk k ü ltü r ve geleneğin in d iy a lek tik an lam d a a ra ç im l- m ası ve ‘yen i öz iç in uygun b ir b içim de k u llan ılm as ı için ça lış ıl­m ası.

(1) Bu a lan d a b a şv u ru lacak k a y n a k la r ın en önem lilerinden biri. Genç S inem a’nm 15. say ısın d a «T ürk iye’de S inem a Düzeni» b aşlık lı yazısıd ır.

(2) H a lit R efiğ , «U lusal S inem a K avgası» , s. 158 H a re k e t y ay ın ­la r ı, İs tan b u l, 1971.(C üm lenin ta m a m ı şöy led ir: «Bizim, T ü rk to p lum unun yapısı, T ü rk in san ın ın özellik leriy le ilgisiz, ta t l ı su M arx istle rim izm solculuğu, a slın d a b a tıc ılığ ın d ah a aşırı b içim inden b a şk a b ir şey değildir.»)

(3) M illi S inem acıla r ‘h a lk s inem ası’ k a v ra m ın d a u lu sa lc ıla rd an a y r ılm a k ta ve h a lk k itle le rin i y o z la ş tıran sinem a ü rü n le rin e ‘m o ra l’ aç ıdan k a rş ı çıkm a k ta la r . M TTB aç ık o tu ru m u n d a da beliren bu k a rş ı çık ış soyu t ve ‘tâ l i’ b ir k a rş ı ç ık ıştır.

(4) Y azım ızda ku lland ığ ım ız ‘h a lk ’ k a v ra m ı sosyolo jik a ra ş t ı r ı l ­m as ı yap ılm ad ığ ı iç in som ut o la ra k belli o lm ayan sey irc i k i t ­lesin in çoğunluğu em ekçi o lan kesim i için ku llan ıld ı. Bu po ­p ü lis tle rin k u llan d ığ ı an lam d a «halk» değild ir.

2. say ım ızda A ra Güleı-’in res im a lt ı y az ıla rın d a « F o to ğ ­r a f ta T ekn ik» ve « fo to ğ ra fta san a t» y az ıla rı te r s fo to ğ ra f­la r ın a ltm a ko n u lm u ştu r. D üzeltir, ö zü r dileriz.

15

Page 18: Gercek sinema 03

japon sinemasmda yeni soi

tadao sato1960’la r Jap o n S inem a E n d ü s tr is i için b ir düşüş devresi olm uş­

tu . 10 y ıl içinde, sin em a sey irc ile rin in say ısında 3 /4 o ran ındak i aza lm an ın yan ıs ıra , sinem a en d üstris in i teke line a lm ış büyük film ş irk e tle r i if lâ sa sü rük lenm işle rd ir . Bu s ıra d a k üçük f irm a la r ın p i­y a sa y a sü rd ü k le ri ucuz, p o rn o g ra fik film lerin çoğalm asıy la , bü y ü k ş irk e tle r de a y a k ta k a lab ilm ek iç in kendi y ap ım la rın d a sek s ve v a h ­şe t dozajın ı a r ttırm ış la rd ı, ö te yandan , bu d ağ ılm a ve çökm eye k a r ­şın, b ir avuç genç yönetm en Ja p o n s inem asına yeni b ir s til g e ti r ­m ekteydi. A m aç la rı hem öz hem de b içim de d eğ iş ik lik y a ra tm a k tı; f a k a t bu ça lışm a la rın d a asıl g ö ze ttik le ri ilke, kend ile rin i g e lenek ­sel en d ü s tri ö rgü tlen m elerin d en u z a k tu tm a k tı. S h insuke Ogavva gib i y ö ne tm en le r yen i solu y a n s ıta n k ü çü k ç a p ta ş irk e tle r k u rd u ­la r . B u genç y ö ne tm en ler sayesinde Jap o n S inem ası son b ir k aç yıl içinde yeni b ir evrim e g irm iş tir .

« Japanese L ib e ra tio n F ro n t» (Jap o n K u rtu lu ş C ephesi), «A S um m er in S an rizuka» (S a n r iz u k a ’d a Y az) 1968'de b it tik te n sonra, Ogavva, S an rizu k a köyüne y e rleşerek , yerlile rle y a şam ay a başlad ı ve o n la rla b e rab e r Tokyo d ış ındak i N a r i ta ’d a yap ılacak yeni u lu s­la ra ra s ı h av a a lan ın ın yap ım ın ı önlem ek için savaş tı. Bu içinde y a ­şad ığ ı o lay la r «Japanese L ib e ra tio n F ro n t (1970 ı. The Peopie a t th e Second F o rtre ss» (1971) ad lı film lerin ve yap ım ı sü rm ek te o lan b ir üçüncü film in y a ra tılm a s ın a neden oldu. K öylü lerin k a ra r lı lık ­la rın ı, sav aşm a k a ra k te r le r in i g ö s te ren «The Peopie a t th e Second F c rtre ss> (İk inci K aled ek ile r) , ya ln ız Ogavva'nm şeh ir d ış ında y a ­şay an Jap o n ’u an lam asın ı değ il onun so ru n la rın a y ak laşm asın ı d a sağ lad ı. Bu belgesele asıl değerin i be lirg in lik le veren n ite lik , ko ­m ün içindeki y a şa n tıy ı derin lem esine özüm sem iş o lm asıd ır.

Aynı şey le r b an a göre 1971’de İn g ilte re ’de g ö ste rilen en iyi Jap o n film i olan, T such im cto ’n u n «M inam ata» sı için de söylene­bilir. F ilm , M in am ata h a lk ın ın kom şu Chisso F a b rik a s ın ın d ö k tü ­ğ ü civa b ileşik lerinden zeh irlenm esin i konu ed inm ek te ve h a lk la fa b r ik a tö rle r a ra s ın d a k i m ücadeley i b ü tü n a y rın tı la r ıy la v e rm ek ­ted ir. Bu film de k ü çü k a y rın tı la r ın zeng in liğ i ve a n la tım d a k i do­laysız lık sey irciye gerçeğ i d ah a iyi g ö s te riy o r: doğru d ü rü s t y ü rü ­m ek ten âciz çocuklar, y av aş y a v a ş tü k en en büyük ler, a n a la r ın an t k riz le rle sa rsılış la rı.

T suchim oto , «M inam ata» d a d ik k a tim i çeken, h a s ta la r ın k en ­dileriy le k o n u şm ak is tend iğ inde, ıs ra r l ı su su ş la rı oldu» diyor. Şöy­

16

Page 19: Gercek sinema 03

le devam ediyor T suchim oto : «H em en hem en tü m nüfus, b a lık ç ı­la r ve aile lerinden o luşuyordu. Ve hepsi de ken d i y a k a la d ık la r ı ü rü n le rd en zeh irlend ik le ri için â d e ta u ta n ç duyuyo rla rd ı. A ynı böl­gede fa b r ik a d a ça lışan pek çok in san d a v a rd ı k u şk u su z ; f a k a t fa z ­la ba lık yem iyorlard ı. B alıkç ılar, ge leneksel y a şa m a biçim lerin i te rk e tm ey ip en d ü stri dışı k a lm a la r ı sonucu bu g a rip h a s ta lığ a y a ­k a lan m a la rın d an s ık ıld ık la rı izlenim ini b ıra k tı la r bende. F a k ir lik n e ­deniyle h a s ta la r ın ı evde b ak m ak zo ru n d ay d ıla r ve aç ık b ir p ro te s ­to eylem i a k ılla r ın a gelm iyordu . Ö nlerine koyduğum uz m ikrofon , gereksinm e d u y d u k la rı aç ık lam ay ı y ap tırd ı on lara .»

«M inem ata- da b an a dokunan b irşey de h a lk ın s inem acıla r önüne ç ık m ak tan kaçınm ası, u ta n ç duym ası oldu. Bu çok k a ra k ­te r is t ik b ir em ekçi sın ıfı sa flığ ı g ib i gö rünüyordu . T such im oto ’y a bu konu üzerinde fa z la d u rm am ış o lduğunu söyledim .

«Soruna h e r zam an d eğ iş ik b ir aç ıd an b a k m a k ve böylece fil­m im de ek s ik k a la n b ir yen bu lunduğu sonucuna v a rm a k m üm kün, ö rn e ğ in C hisso F a b r ik a la r ın d a k i işb irlikç i g u ru b a hiç değ inm e­dim. Bu send ika d eğ ru d an d o ğ ru y a fab rik an ın sorum lu b u lundu ­ğu çevre k irlenm esin in o luşum devresinde m ücadeleye k a r ışm a ­m ıştır. B u rad ak i so ru işç ilerin böyle b ir m ücade leye g ireb ilecek du ru m d a olup o lm am alarıd ır. K av g ad a kendine düşen i yap m ay an a , zay ıflığ ı nedeniyle hücum edilir. B iz bu zay ıflığ ı z a te n b ilm ek tey ­dik. G erçek ten bu konuda söylenecek pek faz la şey yok.»

H a tta fa b r ik a işçileriy le evlerinde konuşm aya k a lk tığ ın ızd a bile k açam ak cev ap la r alırsın ız . ‘Sizin b u rad a am aç lad ık la rın ız ı r.iiiycrum fa k a t tu konuda pek sizin gibi d ü şünm üyorum ’ gibi. Ya ca benzeri c ev ap la r Bu yüzden, fa z la s ıy la ezilen bu g ru b u kesin o la rak vereb ilm ek için bu tü r şeyleri film den çıkard ım .»

T suchim oto kesin b ir yol iz lem ek te : ba lık ç ıla rın ac ıla rın ı a n a ­liz e tm ek , a ç ık la m a la r y ap m ak yerine , in san la rın bu ac ıla rı k iş i­sel o la rak an lam ala r ın ı sağ lam ay a çalışıyor. T such im oto ’y a göre en cnem li şey ac ı çeken top lu luğu düşünce ve ü lküde b ir le ş tir ­m ek tir . «M inam ata» bu u y a rm ay ı sağ lam ay ı am açlıyor.

D ik k a ti çeken sah n e le rd en b irinde o lay k u rb a n la rın ın is te k ­leri ak ılc ı ve m an tık sa l o lm a k ta n u z a k izlenim ini b ıra k m a k ta . C hisso Ş irk e ti’ne k a rş ı ç ıkab ilm ek iç in sem bolik b ire r p ay ın k e n ­d ilerine verilm esin i is tey ecek le r f a k a t d a v a la r ın a b a k a n a v u k a tla an la şm az lığ a düşecek lerd ir. A v u k a t bu ta k t iğ i e tk is iz ve o lum suz b u lm a k ta d ır : «B ütün y ap tık la r ım ı bozdunuz. B iraz d ah a sa b re tse y ­d iniz h o şn u tsu z lu ğ a m eydan verm eksiz in ta z m in a t a lab ilecek ti­n iz ...» F a k a t M in am ata ha lk ı için o lay a r t ık p a ra s a l b ir k a rş ılık la k ap a tılab ilecek gibi değ ild ir. P a ra d a n önem lisi, h ak s ız lık la rın o r ta ­y a ç ık a rılm ası ve C hisso yönetic ilerin in k ü çü k düşürü lm esid ir.

ö zen li b ir h az ır lık sonucu (özgünü 2 s a a t 47 dak .) u zu n b ir film o r ta y a çıkarılm ış. T suchim oto film den sadece m ilitan la rın ve M in am ata ’lı la ra ac ıy a n la rın o lduğu bölüm leri ç ıkarm ış. A cı çe­k en le ri o lduğu gib i b ırakm ış.

«S an rizu k a - The People a t the Second F o rtre ss» , « ik inci K a- ledekiler» de, S h insuke O g aw a’n ın k am e ra s ı d a ayn ı belgesel ta -

17

Page 20: Gercek sinema 03

M inonıata OGA\VA

ra fs ız lığ ı iz lem iştir. F ilm in son sahnesinde sey irci, köy lü lerin , böl­gey i ele geçilm ekle gö rev li hü k ü m et kuvve tle rine k a rş ı ko y m ak için y a p tık la r ı siperlere g ö tü rü lm ek ted ir . S iperlerdek i bu gezi h e r g aze tec i y a d a film ciye n asip olm az. K öylü o lay la rı izlem e iznini a n cak kendinden y a n a o lduğuna in a n d ık la r ın a verir.

O gaw a’n ın g ru b u n a g ü ven ilm iştir. G rup köylü lerle ayn ı s a a t ­te y a tıp k a lk m a k ta , b ir y andan d a çekim i sü rd ü rm ek ted ir . K öy­lü lerden sa v a ş a rk a d a ş ı m uam elesi g ö rm ek te , her tü r lü b ilg iy i a l­m a k ta ve is ted ik le ri h e r sahney i çekeb ilm ek ted irler. S a n riz u k a Sa- v a ş ı’nı a n la ta n bu se ri film ler, m ahkem ede k öy lü le r a leyhine k u l­lan ılab ilecek sah n e le r bile içe rir le r. K öy lü ler teh like li d a v ra n ış la r ­d a b u lu n u r ve polise ta ş a ta rk e n k am eran ın fa rk ın d a d ır la r . A m a o ’n a gü v en m ek ted irle r. Bu, O gaw a’nm y ap ıtın ın k a ra k te r is t ik özel­liğ id ir. Ja p o n y a ’d ak i öğ renci o lay la rı s ıra s ın d a TV ’cilerin polisin a rk a s ın a g iz len e rek çek im y a p m a la rı ve böylece sey irc in in sadece polisin a rk a s ın ı iz leyebilm esine ilişk in ş ik ây e tle r çoktu . S a n riz u k a ’- d a ise k a m e ra doğ ru d an d o ğ ru y a b a r ik a tla r ın içine y e rle ş tir ilm iş­tir . O gaw a ilk film i o lan «Sea o f A dolescents» , (Y e tişk in le rin D e­nizi )nde de önce b ir m ilitan g ru b u n a ay lık lı o la ra k yazılm ış, g ru ­bun güven ve onayın ı elde edene k a d a r te k b ir fo to ğ ra f çekm e­m işti.

N o riak i H osh i’n in «The T renches C ontinued (S iperle r’in D e­vam ı), 16 m m . ile çek ilm iş 50 d a k ik a lık b ir film . 1950’lerde Suna- gavva’d a A m erik an y ay ılm a la rın a k a rş ı ç a rp ışm a a lan ı olm uş ve son za m a n la rd a esk i A m erik an k u vve tle rin in yerine geçen Jap o n K uvvetlerine k a rş ı d iren iş le rin yera ld ığ ı a raz in in sah ib i ile m ili­ta n ö ğ renc ile rin d iyalogunu an la tıyo r.

A raz i A oki’ye, p a s if is t b ir köy lüye a it tir . D ev le t çevreyle be­ra b e r o’nu n to p rağ ın ı d a a lm a k is ted iğ inde k ab u l e tm em iş ve ö ğ ­ren c ile rin b u ra d a s ip e rle r yap acağ ın ı b ild iğ inden to p rağ ın ı o n la ra k ira la m ış tır , ö ğ re n c ile r in y ap acağ ı d em ir sav aş ku lesi so n ra la rı g a rip gelm eye b a ş la r o’na. K ulenin yap ılacağ ı g ü n polis çağ ırır . F ilm in ik inc i bölüm ü genellik le Aoki ile öğ rencilerin ta r t ış m a la n y -

Page 21: Gercek sinema 03

la sü re r. Bu sem patizan köylünün, kendi is tek le ri b iraz aşıld ığ ın d a polis ç ağ ıran ü n iversite yönetic ilerinden , ö ğ renc ile r ü zerin d ek i e t ­k is i haric inde p ek fa rk ı y o k tu r . S u n ag aw a öğrencileri bu b a n ş s a l k a rş ı-k o y u şu yen ilg i o la rak n ite lend irm eliyd iler. H osh i’n in y a p ıtı­n ın ü stün lüğü , h e r ne k a d a r öğ renc ile rin g ö rüş le rine a y k ır ıy sa da, v u rg u su n u n bu çelişk i üzerinde o lm asındad ır.

B ir b a şk a film de N D U ’nun (N ihon D o cum en ta lis t U nion) y a p ­tığ ı, O k in aw a A dası’nd ak i ucuz genelevciliğ i a n la ta n belgeseld ir. «Bu iş te K ap ita le G erek Yok», fa k ir fah işe le rin ko n u şm ala rın ı, şa rk ıla rın ı, «Zengunro» (A m erik an Ü ssündek i Jap o n iş ç ile r i B ir­liğ i) ve O k inaw a'li öğ renc ile rin s iy asa l k av g a la rın ı, zenci A m eri­k a n A sk erle ri ve Jap o n tu r is tle r le y ap ılan rö p o r ta jla r ı içeriyo r.

O kinaw a h ak k ın d a d ah a önce çekilen film lerde, asıl ada, H ondo A dası ha lk ın ın ilg is i çekilm eye ça lışılıyo r ve ta k ım a d a la rd a A m e- rik a lı la r 'm v a rlığ ı sonucu o r ta y a ç ıkan so ru n la r ele alın ıyordu . N D U film lerin in özelliği ise «vu /gu»nun, b ir en d ü s tri a lan ı ha line g e ti­r ilm iş H cndo A d ası’nda yokluğu çekilen k a y n a k la r üzerinde o lm a­sı. A danın bu « k ay n ak la ra sah ip ç ıkm ası gerçeği,» say ısız a d a fa - h işe lerin in ağ z ın d an d u y arlı b ir biçim de an la tılıyo r. O ysa b u f a ­h işe lerin m ü ş te rile r in in çoğun luğunu ad ad ak i A m erik an A sk e rle ri o lu ştu ruyo r.

O k inaw a’dan sözederken , k ü çü k b ir f irm a olan M u m y o sh a 'y a a i t b ir belgeselden de söz edilm eli. «To Live» (Y aşam ak ). B u f i l­m in genç yönetm enleri, R yuyku T a k ım a d a la r ın a dah il k ü ç ü k b ir ad a o lan W ata k ash ito 'n u n 2. D ü n y a S av aşı so n la rın d ak i t r a je d i­sini an la tıy o rla r . S av aş sona e re rk e n P a s if ik ’in bu y a n ın d a sü re n şiddetli ç a rp ışm a la rd a ada h a lk ın ın y a n s ı top luca in tih a r e tm iş tir . G eride k a la n la r o lay ı ay d ın la ta c a k b ir ipucu verm em işle rd ir. F i l ­m in çekim i s ıra s ın d a yap ılan a ra ş tırm a la r sonucu, d o ğ ru lu ğ u k a ­bul edilm iş bazı ta r ih se l g e rçek le rin (örn. h a lk a in t ih a r em rin i J a ­pon S av u n m a K uv v e tle ri K o m u tan ı’n ın verd iğ in in ) d o ğ ru luğu k o n u ­su n d a k u şk u la r o r ta y a ç ıkm ış tır. G eride k a la n la ra yöneltilen so­ru la rd a ise ha lk , g e rçek le r üzerinde an la şm az lığ a düşm ek te , t a r ­tışm a la r ç ık m ak tad ır. K am era bu ta r ih se l in t ih a r o lay ın ı d ah a fa z la ay d ın lığ a ç ık a ram am ış, a n cak belli b ir n o k ta y a ge leb ilm iş tir .

F ilm g ö ste rilirk en d ağ ıtılan b ir a ç ık lam ad a şöyle den iyor: «O la­y ın aslın ı bu lm ay a ça lış tık f a k a t yen i gerçek le rle k a rş ıla ş tık ç a k a ­m eram ız ı bu tr a je d i üzerinde n e tle ştirm em iz de o denli g ü ç le ş ti ...» A ra ş tırm a la r ın ı d ah a ileriye g ö tü rem em iş o lm aları yen ilg i o la ra k d üşü n ü leb ilir f a k a t en te llek tü e l d ü rü s tlü k le ri g e rçek ten övgüye d e ­ğer. F ilm in a n la tım biçim i b ir gencin gezi an ıla rı - k iş ise l a r a ş t ı r ­m a özelliği gö ste rir .

H a lk ın bu yeni, bağ ım sız s in em ay a k a rş ı tu tu m u n u d a b e lir t­m ek g e rek ir . H a lk b a ş lan g ıç ta bazı ünlü yöne tm en lerin bü y ü k ş i r ­k e tle rd en k o p arak , k işisel k azan ç sağ lam ay a yöneldiğ in i d ü şü n m ü ş­tü . i lk h a re k e tle r için bundak i g e rçek p ay ı çok tu r. D ah a so n rak i devrede ise genç s in em acıla r henüz isim yap m ad an bü y ü k ş i rk e t­lerden ay rılıp fa z la s ıy la ilgi g ö ren film ler y ap tıla r . (K oji W aka- m a tsu «blue» film sahas ında , O gaw a «S anrizuka» ile) üçüncü ve sen dgvrede ise W a k a m a tsu ve O g aw a’y a benzem eyen bazı çok

19

Page 22: Gercek sinema 03

genç s in em ac ıla r o r ta y a ç ık tı. B u n la r s inem a p ra tiğ in d e n yoksun, büyük ek ip le rle ça lışm am ış gençle rd ir. «The T renches - C ontiııued» (S ip e rle r’in D evam ı) n ın y ap ım cıla rı bu g ru b a g ire r. Ve şim di genç­le r s in em a y a p m a k için kendi a ra la r ın d a p a ra to p la m a k ta d ır la r . Bu yen i b ağ ım sız s inem an ın kök le ri öğrenci film lerine d ay an m a k ­ta d ır . S inem ay ı film g ö ste re rek , k itap o k u y a ra k y a d a g ru p la r a r a ­sı e le ş tir ile rle öğ renm eyi y e te rli bu lm ay an ün iv e rsite g ru p la n ve s in em a ku lü p le rin d en d o ğ m u ştu r. Son 10 y ıld ır kendi film lerin i y a p m a y a b aş lam ış la rd ır. B unun sonucu Jap o n y a ’d a d a m ini - ko­m ü n ik a sy o n la ra ra s tlıy o ru z .

K itle a ra c ı o la ra k m illi yay ın , radyo ve TV bu o lay la rı de­rin lem esine verm ed iğ i sü rece m in i-k o m ü n ik asy o n la r kendilerine a it k ü ç ü k k öşey i k o ru m a ğ a devam edecek lerd ir S u n ag aw a buna ö r­n e k tir . B ü y ü k haberleşm e a ra ç la r ı «dem ir sav aş k u le s im d en he­m en hiç söz e tm em işlerd i. Y ine m ini - ko m ü n ik asy o n la rd an b irin ­de, N o rih ik o O nozaw a’n ın «R ecovery and L ibera tion» , (D erlen iş ve K u rtu lu ş lu n d a , y ü k sek o k u lla rd ak i iç hu zu rsu z lu k iş lenm ek ted ir. G erçi TV öğ ren c i h a rek e tle r in i g ö s te rm ek tey d i am a h içb ir zam an o k u lla ra içerden b ak m am ıştı.

A ra la r ın d a geleneksel yön tem lerle film y ap m a eğilim inde o lan­la r d a y o k değil. Bu ak ım ın , s a n a tla r ın ı büyük ş irk e tle rd e öğrenen ilk yöne tm en le ri çok u cu za film yapab ilecekken yine de 10 m ilyon­lu k b ir bü tçeye gerek sin m e d u y m ak tad ır la r . O n ları izleyenler, ö r­neğ in «The T renches C ontinued» u n y ap ım cıla rı ise film lerin i b ir­k a ç yüzb ine m a le tm ek te le r. Bu çeşit b ir bü tçe «R ebellion in th e A rm y» (O rduda İsy an ) m y ap ım cıla rı g ib i bazı g ru p la n e tk ilem ek­te ve ça lışm a la rın ı k ıs ıtla m a k ta d ır . B azı sinem a m erak lıla rı son z a m a n la rd a K onish i adlı b ir a sk e rin m ahkem esin i ad ım adım izle­yen U jiy a Ivvasa 'n in çevresinde to p lan m ışla rd ır . Y a p tık la r ı film ler y ak la ş ık 1 /2 s a a t sü rm ek te , k u rg u su z ve m üziksiz b a s it b ir b içim ­de sadece o lan ı v e rm ek ted ir . Sorun sa lt e ldeki az p a ra y la film y a ­pab ilm ek değ ild ir. B ireycilik ve tak litç iliğ e k a rş ı o lan bu yap ım ­c ıla ra g ö re p a ra s ız lık b ir bak ım a olum lu b ir d ezav an ta j.

Bu y en i sinem an ın yap ım cı ve d a y a n a k la r ı a slın d a genç m ili­ta n la r değil, g e rçek sinem acılar.

S ig h t and Scund 1973 Ç eviren :O ya K İL E C l

yeni a dergisi• S ay ıs ı 5 lira - A bone yıllık 50 TL.

• D ağ ıtım : Ge - D a/İS T A N B U L

• Y azışm a: P .K . 1392 S irkec i/İS T A N B U LK asım say ıs ı do lgun biçim de çık tı.

2 0

Page 23: Gercek sinema 03

insan ve deney: tarkovski’nin evreni

ıvor montagu

T ark o v sk i çok genç değil am a Sovyet S in em ac ıla rın ın y en i k u ­şağ ın d an say ılab ilir. İş te m eslek y aşam ı: 1932 doğum lu. Sovyet D evlet S inem a O ku lu ’nda M ihail R om m 'un öğ rencisi o lm uş ve 28 y aşın d a b itirm iş. Ö ğrenciyken iki k ısa film - «-Bugün A y rılm a O l­m ay ac ak (1959 i ve B uharlı S ilind ir ile K em an» ı (1960) yapm ış. İk inc is i d ip lom a ödevi. D ah a so n ra « İv an 'ın Ç ocukluğu» (1961), «-Andrcy Rublev» (1966), ve «Solaris» (1972) geliyor.

« İvan 'ııı Ç ocukluğu» V enedik’te A ltın A yı, San F ra n s isc o ve A capulco’da B üyük Ödül ve « savaşı y e ren şiirse l yönetim i» nede­niyle b ir diplom a, «barışa bü y ü k ölçüde y a ra r l ı b ir film » oluşu n e ­deniyle Selznick Ö dülü kazanm ış. T a rk o v sk i’n in ödü lleri b u k a d a r ­la b itm iyor. «A ndrey R ublev» C annes 1969’da, T a rk o v sk i ve okul a rk a d a ş ı M ikhalkov K onçalovsk i’n in o r ta k ü rü n ü sen a ry o su y la en iy i senaryo ödülünü, «Solaris» de geçen yıl y ine C annes’d a Jü r i Ö zel ö d ü lü ’n ü kazand ı. Ü ç u zu n m e tra j ve hepsi de b a şa r ıla r la süslü . O ldukça en d er b ir rek o r. B ü tün b u n la ra d ip lom a ödevi «B u­h a rlı S ilind ir ile K e m a n s ın , N ew Y ork S inem a ö ğ re n c ile r i Y a rış ­m ası b irinc iliğ in i de ek liyebilirsin iz.

T a rk o v sk i’n in s a n a tı b irçok ü lke g ib i b izde de p e k bilinm ez. ( İn g ilte re ’de) B elki baz ıla rın ın bildiği, « îv an R ublev» i S ovyet R u s­y a 'd a b irk aç y ıl r a f ta b ıra k a n erte lem ed ir. N eden i p e k b ilinm e­m ekle b e rab e r ta r tışm a lıd ır . B az ıla rı D in 'i, b az ıla rı ta r ih se l g e r ­çekliğe uym am asın ı, b az ıla rı d a dehşe ti neden o la ra k g ö rü rle r . G erçek A ndrey R ublev tü m zam a n la rın en bü y ü k - d e s ta n o lacak k a d a r - R us ik o n a ressam ıd ır. «Din» e ilişk in idd ia bu nedenled ir. A m a film de en irde lenm em iş o d ak la rd an b irin in d insel - fe lse fi te ­m a la r o lm ası nedeniy le bu idd iay ı değ e rlen d irm ek g ü ç tü r . T a rih se l g e rçek liğe ay k ır ılık film R u sy a ’d a g ö ste rild ik ten so n ra k a m u o y u n ­d a a lev lenen ta r t ı ş m a sonucu o r ta y a ç ık an b ir idd iad ır.B unu b ir Sovyet V a tan d aş ıy la y ap tığ ım k o n u şm a nedeniyle kend i deneyim o la ra k d a ileri sü reb ilirim . R ub lev ’in y aşam ın ın - b ir ra h ip o lm ası g e re k tiğ i ve 14 - 15. y ü zy ılla rd a yaşad ığ ı b ir y a n a - hem en h iç b i­linm ediğ i d ik k a te a lın ırsa , böyle b ir suç lam an ın sadece y o rum lay ıc ı b ir b iy o g ra fi film i için değil, T a rk o v sk i’n in de h a t ı r la t t ığ ı g ib i «H am let» y a d a «Jü l Sezar» için de yap ılab ileceğ i ve o ldukça saç ­m a o lacağ ı söylenebilir.

«Rublev»i y ap ıld ık tan hem en so n ra izlem e şan s ın ı elde eden ler ve Sovyet S inem acıla rı a ra s ın d a genellik le şa şk ın lık hak im di. Y et-

2 1

Page 24: Gercek sinema 03

İv a n ’ın Ç ocukluğu - T arkovsk i

k ilile rd en duyduğum h ab erle re gö re sa n sü r film in vahşe tinden şoke olm uş, yönetm ense k es in tile r nedeniyle güç d u ru m a d üşm üştü . P ek - çok Sovyet film in in ak sin e ra h a tç a d ış a r ıy a sa tılm ası, m a k a s la n m a ­sın ın neden in in «politik» değil, film in y a ra t t ığ ı dehşe t olduğu g ö rü ­n ü şü g ü ç len d irm iştir .

T a rk o v sk i g e rçek ç id ir; a m a h e r to p lu m d a şiir ve e s te tiğ e p rim v erm eyen le rin an lad ığ ı an lam d a değil, O n lar bu te r im i beğenilerin i s ın ır la y a n d a r b ir n a tü ra liz m an lam ın d a k u llan ır la r . K elim enin dolu an lam ıy la gerçekçilik , g e rçeğ in b u lg u lan m ası ve betim lenm esin i de içerir. G erçekçilik , g e rçek ü s tü n ü de içeren, özde g erçeğe bağ lan an b irço k b içim de bu lunab ilir. G erçekdışı te r im in in an lam ı ise, d o ğ ru ­d an d o ğ ru y a h içb ir an la tım değeri o lm ayan model, sim ge ya da de­sen düzenlem elerine b ağ lan ab ilir . S ü b jek tif beğeni v eya n e fre t konu ­su o lab ilir a m a tüm d iğer sap m a la rd an d ah a ta k d ire lay ık olduğu söylenem ez. Ç arp ıtm a , a b a r tm a ve tic a r i sinem an ın in san k iş iliğ i­n i a h m a k ç a a n la ta n tü m d iğ e r s to k la rı, p ro p ag an d a ile ne derece g a y re tk e ş ve değerli g öste rilse le r, sah te , am a doğa ld ırla r.

T a rk o v sk i y a ra t t ığ ı g ö rü n tü le re gerçekçi b ir şa ird ir . Y önetim i­n i tem asın d a y an s ıy an ipuçları, sim geler, im ala r, s e r t ç ık ış la r ve y u m u şak in işlerle yük leyerek , h ikâyes in in yap ısın ı derin lem esine k a z a r . H ik ây esin i a n la tırk e n biçim o la rak , geçm işi, geleceği y a da h iç o lm am ış, o lm ay acak o lay la rın b ileşim ini y ap a r. A sıl tem a y a ­n ın d ak i k a rış ım la r , te m a y la ayn ı a k tü e l p landa , esk i tek n ik le rd ek i so luk to n y a da özel e tk i cam b az lık la rı k u llan ılm aksız ın b irleş­tir ilir .

« îv an ’ın Ç ocukluğu» nda, îv a n ’m clü a n a - b ab as ın d an ve «Ölü» çocuk luğundan işe b a ş lıy a ra k , g e rçek o lm ayan ve o lm ay acak sa h ­nelerde sonuca v a rır . «Rublev» de b aş k iş i ölü b ir san a tç ıy la , ö lü ­n ü n y a şa say d ı dah i b u lunam ıyacağ ı b ir yerde, son derece doğal b ir ta v ır la ta r t ış ır . «Solaris» de ise k a h ra m a n ın annesi, h iç bulunam ı-

2 2

Page 25: Gercek sinema 03

y acağ ı m ek ân la rd a g ö rü n tü çerçevesine g ire re k b ir genç k ız g ö rü ­nüm ünde çeşitli sahnelerde oynar, ö ze llik le b ir sahne çok ilg inç- ti ı: Çin k u tu su , Çin k u tu su içinde - k a ra k te r le r kend ilerin i b ir f il­m i iz le rken iz le rle r; bu film de ise a ra la r ın d a n b az ıla rı, ilk iz leyen­le ri a n la ta n b ir film i iz lem ek ted irler. T üm bu k a rm a ş ık lık o ldukça düz ve do laysız çözüm lenm iştir. O b jek tif deney ve sü b je k tif im ge gücünün bu sinem asa l çözüm denklem i, doğal o la rak T a rk o v sk i’ye özgü b ir olay veya onun keşfi değ ild ir. B azı d iğerle rince de y ay ­g ın lık la ku llan ılan «m odern» b ir biçim denebilir buna. B ana, T ar- k cv sk i’ye özgü görünen şey, p ek çok ların ın bu tü r a n la tım ö zg ü r­lü k le rin i k u llan ırk en düştüğü , sey irciy i gerçek le im ge a ra s ın d a boş­lu k ta b ıra k a n k a rg a ş a lık la r h a ta s ın a düşm em esid ir. H a tta a ra la ­rın d a B unue! gibi ge rçek u s ta la r ın da bu lunduğu b irço k la rı gibi, som ut b ir özü. tam am iy le im gesel, soyut b ir biçim den, şifre çözer g ibi sey irciye çözdürm em esi... T a rk o v sk i’yi iz lerken bize a n la tılan ob jek tif gerçeğ in ne o lduğundan k uşkum uz y o k tu r. D oğallığ ın s ı­n ır la r ı yaln ızca gerçeğ in özünü beslem ek, n e tle ş tirm ek ve g en iş­le tm ek için aşılır.

G erçek b ir şiirsel y ap ıt, dinleyici, izleyici y a da okuyucusunun en te llek tü e l düzeyine, çağ ına , m illiyetine, sın ıfına, geçm işine bağ lı o la rak , fa rk lı y o ru m la ra aç ık ve o lan ak ta n ıy a n y a p ıt tır . Şeks- p ir 'in h e r k u şa k ve ik lim de - b irb irine k a r ş ıt am a doğru ve a y ­d ınca e lan - çeşitli y o ru m la rın ın yap ılab ileceğ in i san ırım h e rk es kab u l eder. Bu yüzden T a rk c v sk i’n in üç uzun m e tra jın ı k ıs a c a a n ­la tm a y a k a lk tığ ım d a , bunu en do ğ ru b içim de y ap tığ ım ı söyleye­mem .

H er üç film de de o lağ an ü s tü b ir «eski denizci» gücü v ar. Sizi yerin ize p erç in le r ve k a lk m an ıza engel o lu rlar. İz lenm eleri zevkli değil ba tıc ıd ır; izleyiciy i balyoz gücüy le in an d ırır la r . «Perçinlem e» büyüsünün bir bölüm ü de, g ra f ik kom pozisyon ların güzelliğ i ve m ü ­kem m el u yum unda gizlidir. Bu k onuda h e r üçünde de ayn ı g ö rü n ­tü yönetm eni - T a rk o v sk i’n in okul a rk a d a ş ı V adim Y usov - n in k a t ­k ıs ın ı be lirtm en in belk i an lam ı o labilir. «Rublev» in senaryosunun y ine b ir okul a rk a d a ş ı, M ikhalkov K onçalovsk i’yle o r ta k la şa y az ıl­d ığ ı ve h e r üç san a tç ın ın da Sovyet D evlet S inem a O kulu m ezunu o lm aları d a b ir an lam ta ş ır belki. C apcan lı ve y a ra tıc ı b ir k u şa ğ a iş a re tt ir b ü tü n b u n la r T a rk o v sk i’den önceki Sovyet Y önetm enleri de büyülü g ra f ik ça lışm a la rı y ap m ışla rd ır . B u rad a T a rk o v sk i’ye czgü y an la rd an b iri d ah a k a rş ım ıza ç ık a r: b ilinen öykülerden , ü s ­tü n b ir y a ra tm a gücüyle ak tö rle r in in de ya rd ım ıy la ç ıkarılan , k iş i­ler a ra s ı duy g u sa l an la şm a ve öykü lerin içerm ediğ i am a in san ın d eney le rin in ac ıla rın ın ve ev ren in in sa lt «dil» ile yo rum lan ışı.

« îv a n ’ın Ç ocukluğu» b ir son sav aş film id ir. F ilm b a ş la rk e n 12 y aşın d ak i k im sesiz b ir çocuğun, s is le r ve d iken li te lle r a rd ın d an , aşm ası ge rek en coşkun b ir neh re b ak an m erak lı, ted irg in yüzünü görü rüz . N eh ir, d ü şm an la R us k u v v e tle ri a ra s ın d ak i ta ra fs ız böl­g ed ir ve çocuk k e ş if ten denm ek ted ir . B unu, çocuğun su b ay la ra is­teğ in i z c r la kab u l e tt ire re k , cephe geris indek i em niyetli a sk e r î oku­la g itm ey i red d e ttiğ i sahne izler. A n a - b ab ası ölm üş, köyü yık ıl-

23

Page 26: Gercek sinema 03

in iş tir . K endisi de b ir e s ir kam p ın d an k a ç m ış tır ve yaşam ın ın te am ac ı cc o lab ilir a r tık . İv a n su b ay la rd an bask ın ç ık a r ve A lms ta r a f ın a g eçe rk en onu da y an la r ın a a lm ay ı kabu l ederler. Son g çişinde İv a n ’a y ard ım ed e rk en ö ldürü len ve gözdağ ı o la ra k n e h r k e n a rın a b ırak ılan ik i a sk e rin cesedini a lac ak la rd ır . îk i subay g< Tevlerini b a şa r ır la r a m a Iv an g ittiğ i k eş iften g eri dönm ez. Yıll; so n ra yo ld aş la rı z a fe r i izleyen gün lerde B erlin ’de îv a n ’ın k aderiı ilişk in b ir d o sy a bu lu rla r.

Bu senaryo çeşitli b içim lerde yüz kere a n la tılm ış tır . B üyükle den d ah a cesu r «küçük şe y ta n la r m öyküleri, v a ta n iç in ölüşle v .b. A m a bu o ldukça fa rk lıd ır . B ir çocuğun ölüm üne ilişk in b film değild ir. Bu tü r tra je d ile rin o lam ıvacağm dan y a da an la tıl m ıy acağ ın d an değil. G ünüm üzde bu ö ykü lerin ko lay lığ ı ve yineleı m e sonucu ça rp ıc ılık la rın ı y itird ik le rinden . « İvan 'ın Ç ocukluğu» i d ak i tra jed iy se çok d ah a çarp ıc ı çünkü kaç ın ılm azlığ ı d ah a başıı d a n belli. İv a n ’ın kad e ri d ah a film b aşlam ad an on ay lan m ış d u ru r da. F ilm de İv a n izlenm eye doyulm az oyunuy la K olya B u rly ay e ı d ir. Gözleri d eh şe tten açılm ış, çelim siz, aç, bazen a ğ la y a n ktiç ı y a ra tığ ın s is le r içindek i gö rü n tü sü y le , işkence ve za fe r i görm ii b ü y ü k lerin k ad e ri kendisine bağ lı, c a su s lu k u zm an ı k iş iliğ in in ç lişk isin i, b irleşm ezliğ in i gö rdüğünüz an, İv a n ’ın k u rtu lu şu n u n ol n ak sız lığ ı kend iliğ inden an laşılıyo r.

« İvan ’m Ç ocukluğu», «İvan» adlı ro m an d an u y a rla n ırk e n ağı lık n o k ta la r ı incelik le y e r d e ğ iş tirm iş ve g e rçek te yoko lm uştu r. Ol ğ a n dışı coşku ve geleneksel is te ri (sa v a ş ta ) film i ç irk in le ş tirm em tir . B ir v u ru ş la tü m ü lk e le r sav aş film lerin i s ilm iştir . A sk e r su b a y la r tü m çü rü tü cü , ad ileştiric i e tk en le re k a rş ın bü y ü k ölçü d ü rü s t, sağ lık lı k iş ile rd ir. H erb iri s in irle rin i g e ren ve tö rpü ley tü r lü b e lâ la ra k a rş ı, k iş iliğ i çerçevesinde in a tla m ücadele verm e

Salaris - Tarkovski

24

Page 27: Gercek sinema 03

ted ir. B a rış o lunca geriye , no rm al y a şam a döneceklerin i b iliriz hep ­sin in . P e k i y a îv a n ? A n a - babası, oyun a rk a d a ş la r ı ölen, so ru m ­lu luğun a ğ ır yükü çocuk o m u z la rın a b inen Ivan , g e rç e k b ir çocuk değild ir. N o rm al b ir in san o lam az «o». B arış , «o» nu b ir m erm i kesin liğ iy le b itirecek tir.

Bu, T a rk o v sk i’n in uzun m e tra jla r ın ın b ir n u m ara lıs ıd ır ve y u r t­severlik sav aş ın ın verd iğ i ö lüm cül gö rev in kap an ın d a , bu lunduğu yere çok te r s düşen çocuğun d u rum u e tüd len ir. ik in c i uzun m e t­ra j A ndrey R ublev, b ir dehşe t evren ine çaresizce hapsed ilm iş b ir sa n a tç ın ın ik ilem inde odak lan ır. B irinc in in b a şa r ıs ı genellik le ço­cuğun p e rfo rm an s ın a ve y a ra tıla n day an ılm az g e rg in lik h av as ın a d ay an ırk en , İkincisi, in san için b a rb a r lık ve keyfiliğ in fa rk s ız lığ ın ı y a n s ıta n a tm o sfe r in e tk i ve in an d ırıc ılığ ın a bağlı.

Y ak laşık y a şa m a ta r ih i, b ir din ad am ı o lm ası g e re k tiğ i ve re s ­sam lığ ın ın d ışında, k im sen in R ub lev’e ilişk in b ilg isi o lm ad ığ ın ı be­lir tm iş tim . «O» nu n ikon la rı çağ d aşla rı a ra s ın d a , ya ln ız g ra f ik y e t­k in lik le riy le değil, acı, sevgi ve in san lığ ı an la tm a d a k i b a şa rıla rıy la d a s iv rilir le r. Çok k e re çağ d aşı u s ta la r , sadece d ünya yüzeyinde gö rd ük le rin i, ş e y ta n la r la u m u tsu z b ir sav aş ı k aybeden insan i, be­lirli b ir bilinç ve in an ç la çizm işlerd ir. T a rk o v sk i R ublev’in ge len ek ­se l R us d in ad am ı tip ine u y m ad ığ ın a inand ığ ın ı söyler. O çağ ege­m en ik o n a s a n a t ı an lay ışın a , feodal y ap ın ın b ask ıla rın a , derebe- y ine k a rş ı ç ıkab ilm esi için R ub lev 'in yağ ız , se r t, in a tç ı ve h ırslı b ir ad am o lm ası g e rek ir. «O» n u n in san a o lan «peşin ve erken» inanç ve güvenin in d ram ı, çev resindeki h e rşey in o lum suzluğu sonu­cu o lu şm uştu r. İs im le r konu o lunca, A n a to li S o lon its in ’in oyunu ­n u n b ir c e sa re t g ö s te ris i değil, y u m u şak a m a yoğun b ir p e rfo r­m an s o lduğunu söylem ek, kesin lik le onu y ıp ra tıc ı b ir ta v ır olm az. F ilm in heybet ve gücü am aç lan d ığ ı biçim inden, R ub lev 'in çev re­sindek ile rin y a ra t t ığ ı y a d a hedef olduğu k o rk u n ç o lay la rdan , a c ı­la rd a n g e lm ek ted ir. F ilm dek i ya rd ım c ı k iş ile rin hepsi nefis oyun ­la r verm ek ted ir.

«A ndrey R ublev», 1400 - 1413 y ılla rı a ra s ın d a geçen ik i bölüm ve d ö rt ep izoddan o luşuyor. B u n la rd an dö rdü ayn ı y ıla - 1408’e - ra s tlıy o r. B aşla rk en , u s ta la r b a ta k l ık o rta s ın d a k i b ir k ilisen in ça ­n ın ı s ıcak h av a b a lo n la rın d an y a ra r la n a ra k kuleye çekm eye ça lı­ş ıyo rla r . R ublev ve y ard ım cıla rı, b a lç ık ve dehşetli y ağ m u rd an k o ­ru n m a k için b ir h a n a s ığ m ıy o rla r. O s ıra ik i a tlı h an a gelip y o k ­sul b ir köy lüyü y a k a la r , k o lla rın a g irip sü rü k le rk e n b irdenb ire k a ­fas ın ı b ir d ireğe ç a rp a r la r . A rd ın d an zava llın ın bayg ın bedenini b ir a ta yükley ip u zak la ş ır la r . T a rk o v sk i'n in o r ta çağ la rınday ızd ır.

B unu teo lo jik ve felsefi b ir ta r t ı ş m a izler. R ublev’in ta r a f ı ile, say g ın b ir k işi, ik o n a re s sam ı Y unanlı T heophanes a ra s ın d a , k iş i­sel re k a b e t ve k ıskanç lığ ı da içeren b ir ta r tışm a . Jean n e V ro n sk ay a ’- n ın T a rk o v sk id e n a k ta rd ığ ın a g ö re : «B üyük M ahkem e G ünü d ü ­şüncesin i öne sü re rek , in san ı s a lt g ü n ah ve k ö tü lü k le r bileşim i, T a n r ı’y ı ise öc alıcı, ilkel b ir v a rl ık o la ra k a n lay a n T heophanes’e

25

Page 28: Gercek sinema 03

k a rş ı R ublev, in san ı cn p la n a yerle ştiriy o rd u . T a n r ı’yı in san ın iç in ­de a rıy o r, kendine, ‘T a n rı’n ın içinde y aşad ığ ı b ir ev' o la rak sayg ı duyuyordu.;>

İlg inç ep izcd la rd an b ir i de derebey in in R ublev’in y a rd ım c ıla rı ve k a sa b a h a lk ın a , T a ta r la r ı k ış k ır ta ra k y ap tığ ı işkenceleri a n la tır . T a lan edilen k ilise, ö ldürü len in san la r, R ublev’in ça res iz liğ i...

F ilm i yo ru m lay an T ark o v sk i şöyle d er: «G ünüm üzle ilişk isi ol­m ay an ta r ih se l film leri an lıyam ıyorum . B ence en önem li şey, t a ­rih se l m alzem eyi insan ın düşüncelerin i aç ık lam ak ve çağ d aş k a ­r a k te r le r y a ra tm a k için k u lla n m a k tır

B u rad ak i düşünceler n e le rd ir? T ark o v sk i'n in o çağ ın m im ari ve g ra f ik san a tın ı uzun sü re incelediğini, se te pek çok san a tç ıy ı g e tird iğ in i ve d ış çek im lerde b irçok g e rçek ta r ih se l y a p ıtı k u llan ­d ığ ın ı b iliyoruz. H içb ir film de y a şan an çağ ile doğan ın , bu derece o lağ an ü s tü ve «görünm ez» b a ğ la n tıs ın a ra s tlam ad ım . R ublev’le b ir­lik te içinden geçtiğ im iz k ö tü lü k ve fe lâk e tle r , «o» nu n y a ra tıc ılık ve konuşm a gücünü yok e tm iş tir . A r tık ça lışam az, tü k en m iş g ö rü ­n ü r. B irden, b ir «ek» bölüm de konum kendin i çözüm ler, d u v a r y ı­kılır.

P re n s in a d a m la rı y ık ık köyde, efend ilerin in za fe r in i sim gele­yecek, gö rü lm em iş b ü y ü k lü k te b ir çan y a p a c a k san a tç ıy ı a ra r la r . H e rk es c lm üş sadece san a tç ın ın 16 -1 7 y a ş la rın d a k i oğlu sağ k a l­m ış tır . O n la ra babasın ın verd iğ i g iz lerle çan ı yapab ileceğ in i söy­ler. İlg inç sahne le rle çan ın yap ılış ın ı izleriz. Sonunda bek lenen an gelir, u s ta la r ezenle a ç a r la r kalıb ı. Y ine - b u kez 5 y a ş d a h a b ü ­y ü k - K olya B u rly ay ev ’in p ırıl p ır ıl b ir b a şa r ıy la oynadığ ı çocuk, d ah a faz la d ay an am az . K oşm aya b a ş la r .. . yere düşer. R ublev’in ko lla rın d a h ıçk ırır ; h içb ir gizi b ilm ediğini, çan y apm asın ı sadece sey re ttiğ in i aç ık la r. Ç an m ey d an a ç ık a r ıl ır ... H içb ir k u su ru yo k ­tu r ! Y erine a s ılır ve ç ın lam ay a başla r. B u rad a s iyah beyaz g ö rü n ­tü le r, R ublev 'i ikon la rın ı peşpeşe g ö ste ren p a rla k ren k le re dönü­şü r. B ir şü k ra n y a da za fe r ş a rk ıs ı ... G örüş n o k ta s ı a ç ık tır : E ğ e r çocuk b a şa ra m a z sa R ublev b aşa rıs ız lığ ın u tan c ın ı n asıl yük lenecek ­t i r ? C evap verilm eksiz in cevap lanm ış evrensel b ir soru değil m i­d ir b u ? H içb ir söz d aha aç ık o lam azdı, işk en ce ed ilen ler ve iş ­kence eden b ir film ; y ine de b ir başyap ıt.

S c la r is ’e gelince: p ek b aşa rılı bulm uyorum . N edeni, yö n e tm e­n in v a rm ay ı am aç lad ığ ı yere v a ram ad ığ ın ı, yolunu k ay b e ttiğ in i d ü ­şünm em ... «Solaris» PolonyalI y a z a r L em ’in ro m an ın d an u y a rla m a t i r sciencefic tion . E le ş tirm en le r (örn. P h ilip S tr ic k ) K u b rick ’in sp e k ta k ü le r fa n ta z is i «2001» le k a rş ıtl ığ ı yüzünden «Solaris» e çok yük lenm işlerd i. S trick , «Solaris» i özgün ro m an la d a çelişir g ö re ­rek , yönetm en in , ro m an d ak i yu m u şak , evcil, k işisel b ak ış açısı y e ­rine özel güç ve e tk en le r k o y a ra k tem ay ı sap tırd ığ ın ı söylem işti. T a rk cv sk i ise savunm asında , L em ’in rom ana , b ilg in lerin uzay k a p ­sü lüne g iriş le riy le , kend isin inse «o»nu d ah a çok ilg ilendiren , a s t ro ­n o tu n ev y aşam ıy la başlad ığ ın ı söyler. B unun nedeni film in özünü, b ilim in m ora l ve e tn ik y an ı sorunu üzerine k u rm a is tem id ir.

26

Page 29: Gercek sinema 03

i l k film indek i g ib i yüzeysel o lay yalın , b a s it ve alışılm ış b i­çim dedir. M oskova y ak ın la rın d a b ir d a şa d a b ir bilgin, a n a - babası ve oğ luy la y a şa r . S o la ris gezegenine ilişk in önem li b ir gö rev i v a r ­d ır . O rad a bazı g a rip o lay la r sa p ta n m ış tır . G örevi d u ru m u ince­lem ek ve S o la r is ’d ek i uzay m erkez in in te r k edilm esin in g erek ip g e rek m ed iğ in i çözm ek tir. A y rılm ad an önce k im sen in in a n m a k is­tem ed iğ i b ir o lay ta r tış ıl ır . S o la r is ’in nab ız gibi a ta n yüzeyinde, a ra ş tır ıc ı la r ın y a şa m la r ı ve geçm işleriy le ilg ili v a rlık la rın , ken d i­liğ inden c is im leştiğ i, k a rş ıla r ın a ç ık tığ ı idd iasıd ır bu. S o la r is 'te a lış ılm am ış b ir y a şam v a rd ır. K im senin d o ğ ru d an ilişk i k u ra m a ­dığı, g ezegen in tü m yüzeyin i k a p la y a n can lı b ir nesne, b ir o k y a ­n u s tu r bu! in s a n la r ın düşüncelerin i ok u r ve geçm iş deney le rin i y a da iç d ü n y a la r ın ı m adde haline g e ti ıir .

B aş k iş i b ilg in K elvin S o la r is ’e ay ak basınca , kend inden ön­ceki a ra ş tırm a c ın ın ölm üş o lduğunu g ö rü r H edef olduğu k işisel su ç lam a la r ve p siş ik b ask ıy la sav a şa m ıy a ra k ö lm üştü r. K elvin y ıl­la r önce a y r ı la ra k in t ih a ra sü rük led iğ i k a rıs ı H ari'n in , S o la ris’in c is im leştird iğ i g ö rü n tü sü y le k a rş ıla ş ır . A y rıca sağ k a la n ik i m es- lek d aşm d an d a a y rı k a lm ış tır .

B u n la rd a n b ir i bu kez b ü tünüy le z ıt b ir k a ra k te r i c a n la n d ıran A na to li S o lon itsin ta ra f ın d a n oynanan S a r to r iu s ’tu r . T a rlto v sk i’n in deyim iyle kendi c isim leşm iş «konuğunu», «sa lt b ilim sel b ir olgu» o la ra k g ö ren çok soğ u k kanlı, az ko n u şan b ir tip tir . «O nlar» «o» n a d o k u n m az la r. «O» b ilincin i psiko lo jik işkence le rin b u y ru ğ u n a v e r­m ez. Bu yenden , H a r i’y i analiz i g e rek li b ir obje değil, b ir in san o la ra k g ö ren C h ris K elv in’den d ah a güçlü d u ru m d ad ır, iş le r ona d ah a ko lay gelir. K ozin tsev ’in L e a r 'i ta ra f ın d a n oynanan d iğ er kişi, S n a u t kendi c is im leri m isa fir le ri ta ra f ın d a n çok y ıp ra tılm ış , a lk o ­lik o lm uştu r.

T a rk o v sk i’n in k a h ra m a n ı k u şk u su z K elv in’d ir. «K endim i ona d ah a y a k ın bu lu rum » d e r T a rkovsk i. «Pek u y sa l o lm ayan , k en d i­ne güvenen , p ren s ip le r in i değ iş tirm eyen , d iğ e rle rin e p ek ak ılc ı g e l­m ese de so n u n a k a d a r böyle g iden b ir k işilik . B öyleleri be lk i b iraz k a tı , a m a güçlü ve in sa lc ıld ırla r . K ısaca onun ç izg ileriy le ah lâk i sa f lık ve sağ lam lığ ın tü m varlığ ım ız ı e tk ileyeceğ in i g ö ste rm ek is ­ted im . H a t ta ilk b a k ış ta a h lâ k la ilg ili gö rü lm eyen a la n la rd a bile.»

iş te k a r ış a n n o k ta b u ras ıd ır . K elvin dün y ad a şöyle d er: «A h­lâ k i v ey a a h lâ k a k a rş ı olsun, in san bilim y ap a r. H iro ş im a’yı h a ­tır lay ın !» B ir m eslek d aşı se rtçe k a rş ı ç ık a r; «Ben ne p a h a s ın a o lu r­sa o lsun b ilim p a rtiz a n ı değilim . B ilim a h lâ k ta tem ellen iy o rsa doğ­ru yo ldadır. A h lâ k a a y k ır ı bilim e h izm et e tm ey in ...» S o la r is 'te ise geçm iş deney le ri ve v icdan ıy la k a rş ı k a rş ıy a k a la n K elvin, söy­led ik lerin i y ap am ıy acak k a d a r iyi b ir in sand ır. G erçi önce boş y e re H a r i’y i y ek e tm ey e ça lışır, am a çaresizd ir. H a ri duygu , sek s h a t t a a şk iç in g e rç e k te n ay ırded ilem iyecek k a d a r s ıcak ve can lıd ır, ö lü ­m e v a rm a s ı o lanaksızd ır. Y a ra lan ır , k a n kay b ed er am a özellikle b ilincinde y a şad ığ ı k im se ta ra f ın d a n yokedilem ez. C hris onu y en i­den te rk ed ip d ü n y ay a m ı dönm elid ir, y o k sa işini, a n a - b ab ası ve

27

Page 30: Gercek sinema 03

çocuğunu te rk ed ip sonsuza dek o n u n la S o la ris’te m i k a lm a lıd ır? İk in c is i için yem in ed er H a r i’ye, a m a «O» K elv in’in b a şa ram ıy a - c ağ ın ı b ilm ek ted ir .

T a rk o v sk i so runu şöyle Özetler: «M esele, d av ran ış la rım ım ız ın h e r p a rça s ın ın değerliliğ i, h a t t a en az ilg i çeken k ım ıltım ız ın bile an lam lı o luşudur. T am am lan m ış hiçbi rşey a r t ık değ iş tirilem ez . E ğ e r k iş in in deney le rin i «yeniden oynam a» o lan ağ ı o lsayd ı bunun te k m ete lik değeri olm azdı, ah lak sa l çü rüm eye neden o lurdu . İn sa n d e ­ney le rin in g e ri gelm ezliğ i, yaşam ım ıza , işim ize a n la m ve özgün lü ­ğ ü n ü v e ren o lg u d u r... Y ani C h ris’e ikinci b ir şans v eriliyo r; H a- r i 'd en a y rılm a tra jed is in i yen iden deneylem ek o lan ağ ın ı elde ed i­yor. B ir kez y ap ılan ı o n a rm a k o lan ak s ızd ır a m a bu, «yeni H ari» ile k a rş ıla şm a s ın ın k ah ram an ım ız ı d eğ iş tirm ed iğ i a n la m ın a gelm ez. D eneyi b ir kez d ah a g eç irm iş tir. Ve bu kez o ld u k ça b e lirg in o la ­r a k d a h a arınm ış, d ah a insancıl olm uş, yen i b ir a h la k sa l p o ta n s i­yel bu lm uştu r.»

D eneyin y inelenm ezliğ i, ey lem leri sa p ta y ıc ı ve k iş iliğ i o luş­tu ru c u önem li b ir e tk en olduğu an lay ış ın ın T a rk o v sk i’n in s a n a ­tın d a ü s tü n b ir y e r tu t tu ğ u n u gö rüyo ruz . B u ra d a T ark o v sk i’n in önceden aç ık lan an am ac ıy la dengesiz lik doğuyor. B ilim in a h lâ k a ay k ır ılığ ı so runu , b irey in deney a lam n d a çözüm lenem ez. Bu y a n ­lışlık b ira z d a y öne tm en in kendi ek sik liğ inden ile ri ge liyo r. B ence «o» b ilg in leri, bu so ru n u n çözüm üne y ard ım cı o laca k k a d a r iyi tan ım ıy o r. «O» nu n b ilg in leri d iğ e r Science - fic tio n film lerindek i- le rden çok fa rk lı d av ran m ıy o rla r. P e k â lâ b a ş k a m es lek ten k iş ile r de o lab ilirler.

Ö te y an d an T ark o v sk i o geçilm ez gücüyle , sey irc iye ac ı çeken in sa n a k a rş ı büyük b ir sem p a ti ve k ed erü b ir g e rg in lik y a ra tıy o r . B u ra d a san a tın ın tü m doğal ü s tü n lü k le ri, C h ris ve H a r i’n in b a ­şarıs ız lığ ın ın g iz lerin i a ra ş tırm a k p ah asın a , k ısm en b a şa rılı o la ­r a k tü k e tiliy o r . F az lad a n b ir bedel. A m a yine de yen i H a ri (N a- ta ly a B o n d arçu k ) ile, in san - in san o lm ayan a ra s ı duygu , özlem b a ğ ın tıs ın ı o lağ an ü s tü güzellik le çiziyor. H a r i in san o lm ay a bu k a ­d a r y ak ın k en o lam ıyacağ ın ı, sonsuza d ek ölü b ir d ü n y an ın m a h ­k û m u o lduğunu biliyor. G erçek ten b ilim sellik b ird en b ire sa h te le ş i­yor, u zay tu z a k la r ın ın geleneksel «evvel zam a n içinde» b aşlang ıç lı p e r i m a sa lla rın d a n fa rk ı ka lm ıyo r. H a r i’yle, d u y g u ve ş iir bizi esk i cin - p e ri m asa lla rın ın hiç o lm ayan k u ş la r ve y ıla n la r ü lkesine g ö ­tü rü y o r. Y önetm enin am aç lad ığ ı bu değ il a m a g ü cü n ü yan lış k u l­la n a n b ir y a ra tıc ın ın verd iğ i b u ndan ib a re t.

T a rk o v sk i’n in film lerinden k im sen in «zevk» a la c a ğ ın ı san m ı­yorum . Ç ok g erg in , ac ı veric i y ap ıtla r . K ırk b ir yaşın d a , 1932 do­ğ u m lu ? H a tır la n m a lı ki ü lkesi yoko lm a teh lik es i içinde, 20 m ilyo­n a y ak ın ölü verd iğ i s ıra la r , ilk film indek i çocuğun y a ş ın d a o lan k u ş a k ta n d ır «O». Bu yüzden onun film lerin i b ir k ez g ö re n - zevk için değ il - b irk aç kez g ö rm ek is te r . D üşünce le r k a fa s ın d a , b irb i­r in i M art ay ın d a k o v a lıyan vahşi h a y v a n la r g ib i k o v a la r.

28

Page 31: Gercek sinema 03

K om pozisyon o la ra k B reu g h e l’in tab lo la r ı g ib id ir. Sadece bü ­tü n o la rak b ir ta b lo değ ild irler. B ir m ercek le p a rç a la r ı, a y rın tı la r ı incelersen iz ay n ı derecede güçlü v e ça rp ıc ıd ırla r . U n u tam ad ığ ım üç g ö rü n tü v a rd ır : « İvan’ın Ç ocukluğu»nda h içb ir yere u la ş tı rm a ­yan b ir o lay ; cepheye yen i ge len h a s tab ak ıc ı ile ona tu tu la n su ­bay. «A ndrey Rufclev» de, P re n s 'in ad am la rın ın eserle ri g ö tü rü r ­ken g eç tik le r i göl k ıy ısı ve çev ren in k esk in güzelliğ i. Y ine «Rub- lev:> den k a tlia m d a n k u r tu la n kad ın ın , cese t y ığ ın la rı içinde do­nuk, bilinçsiz y a tış ı. D a rm ad ağ ın k ilisen in zem ininde y a ta rk e n içeri g iren b in icisiz a tın n a l sesiyle başın ı, gözlerin i açm ak sız ın b ir - ik i seuıtlm oynatışı. H â lâ «duyabilen» b ir y a ra t ık t ı r «o».

S ig h t and Sound 1973 k ıs a lta ra k çev iren :R E Ş İT A R IN IK

1. gerçek sinema fotoğraf yarışması

• G erçek S inem an ın düzenlediği y a rışm an ın konusu «Ü re­tim a ra ç la r ı b a ş ın d a insan» o la ra k b e lirlenm iştir.

0 K a tılm a k is tiy e n le r 18x24 ölçü lerindeki ç a lışm a la rın ı en geç 1 Ş u b a t ta r ih in d e elim ize geçecek şekilde derg im ize gönderm elid irler.

0 Ö n jü r in in elem esinden geçen fo to ğ ra fla r , B üyük Jü r i t a ­ra f ın d a n d eğ erlen d irilecek tir .

0 B irden fa z la fo to ğ ra fla k a tı lm a k m üm kündür.

0 D erece a la n fo to ğ ra f la r derg ide y ay ım lan acak , ilk üç de­receye P la k e t a rm a ğ a n ed ilecek tir.

29

Page 32: Gercek sinema 03

paolo ve vittorio taviani ile söyleşi;

XJn H om m e a B ru le r / P . - V. T av ian i

Y önetm enliğe n as ıl başlad ın ız? :

B iz h içb ir sinem a oku lundan m ezun olm adık . O kulum uz neo- re a lis t İ ta ly a n okulu ve hocala rım ızda Guido A ris ta rc o gibi bu oku­lu e leş tiren le rd ir.

B irço k la rı gibi y ö n e tm en -as is tan o la rak b aş lad ık ve d a h a son ­ra d a k ıs a filim ler y ap tık . D oğduğum uz köyün k a ted ra lin d ek i, fa ş is t A lm an k a tlia m ı üzerine yap tığ ım ız San M iniato, L uglio 44 adlı belgesel film in d ışında, d iğ e r k ısa filim lerde b ir idd iam ız yok. Ç ünki bizim eğilim im iz belgesel filim ci eğilim değildir.

Lı’i ta l ia non e u n P a e re P overo adlı (T V için) b ir filim üzerinde İv en s ile ça lışırken , belgesel filim ci o lm ad ığ ım ızı ve gö rüş le rim iz in b ir be lgeselcin ink inden fa rk lı o lduğunu an lad ık . Y ine İv en s ile ça lış ırk en o’nun gerçeğ i n as ıl iz lediğin i gö re rek , tu tu m u ­m uzun çok yan lış o lduğunu an lad ık . F ilim lerim iz g erçek , b ir bel­gesel filim n ite liğ i ta ş ım az la r. Ö rneğin , İv en s’in film i üç k ü çü k bö­lüm den o lu şm ak ta ve üçüncü bölüm S icilya’da g eçm ek ted ir . Bu bö­lüm ü biz çek iyorduk , çünkü İvens d iğ e r bö lüm lerin m o n ta jı iç in R o m a 'd a k a lm ış tı. M alzem eleri gö rünce bize te lg ra f çek e rek bu n ­la r ı çok iyi bulduğunu , f a k a t belgesel değil de oynanm ış b ir film in söz konusu o lduğunu bildirdi.

30

Page 33: Gercek sinema 03

F a k a t T c g lia tt i’n in to p ra ğ a veriliş i sahnesi ta m belgesel b irsek an s o lm uyor m u ?

E lr çok yönetm en T o g lia tti’n in to p ra ğ a verilişi üzerinde belge­sel filim y ap tı. B iz sadece b irk aç g ö rü n tü k a y d e ttik . O ynanm ış k ı­s ım larla , filim a lınm ış belgeleri k a r ış t ı r a r a k filim y a p a m a y a c a ğ ı­m ız bize söylenm işti. F a k a t bu id d iay a g irm ek bizi eğ lendiriyordu . Y apıtı ile belgesel film in k a tk ıla r ın ı ay ırd e tm en in güç olduğunu san ıyoruz.

H iciv s iyasa l sinem an ın b a ş lıc a öğelerinden birid ir.İk i önem li n o k ta B ir ta r a f ta , gerçeğ i b u lm ağ a ya rd ım c ı olan

u s ta n ın ö lüm ünün acısı, d iğ e r ta r a f t a d a y aşam an ın (b ir dönem ine) son verm e is teğ im be lirten b ir a lay , ö rn e ğ in , B eethoven’dan bir p a rç a söyleyen b ir a s is tan , y u m ru ğ u n u h a v a y a k a ld ırm a k isteyen fa k a t b irden heyecan lan ıp k a ld ıra n ve hem en so n ra ind iren b ir d iğeri.

M üziğin filim lerin izdeki y eri n ed ir?Ç ağdaş m üzik dilinin, hiç o lm azsa onun sağ lam m irasç ısın ın

s inem a olduğunu düşünüyoruz. B ir film i ta sa rla d ığ ım ız zam an , ritm - sel sözcük ler ve m üzik cüm leleri şek linde gö rü rü z . F ilim lerim iz bi­re r senfoni g ib i k u ru lm u ş tu r. Ö rneğin , «A krep B urcu A ltında» S tra v in sk y ’y i a n d ın r , «S ain t M ichel'in b ir horozu vard ı» ise b ir k u a r te ti s im geler. D a im a m üziksel b ir k u ru lu ş v ard ır.

P la s tik aç ıdan «S a in t M ichel» b a n a filim lerin iz içinde en eksiksizolan ı gö rü n ü y o r :

K am eran ın uzun m üddet sab it o la rak ku llan ılm ası, T rav e llin g ’in değerin i bu lm ay ı sağ lıyor. Ö te y andan , bize bazı yen i im k ân la r s a ğ ­lad ığ ı iç in ren k li de çalışıyoruz. Ö rneğin , «A krep B urcu A ltında» da, İ t a ly a doğasın ın ren k le rin i ku lland ık . T o p rağ ın k e s ta n e reng in i ve den izin m avisin i. F a k a t te k b ir k ırm ız ı bile yok. B una k a rş ı, «S a in t M ichel» de k ırm ız ıy ı bol bol ku lland ık . Z ira ilk ak lım ıza g e ­len k ırm ız ı tu ğ la d a n yap ılm ış hap ish an e fik riyd i.

F ilim le rin iz tic a r i yönden b a şa r ılı m ıyd ı?

(B ozguncu la r) tic a r i b ak ım dan o r ta b ir filim idi. «A krep B urcu A ltında» , V olonte sayesinde b iraz d a h a b a şa r ı kazand ı. S a in t M ichel İ ta ly a ’d a henüz p iy a say a çıkm adı. H alen F ra n s a ’da d ağ ıtılm ak ta . İ ta ly a ’d a tic a r i d ağ ıtım bu film i a lm a k is tem iyor. D ev le tin bu film i g ö ste rm es i g erek iyo rdu , bu k onuda onu m ecbu r eden b ir k anun m ev cu ttu r . Bu k an u n u n ta tb ik edilm esi iç in m ücade le ediyoruz. A ynı şekilde F e r r e r i’n in (B aba A dına) ve (O tu rum ) filim leri gös­te rilm eden önce ik i sene beklediler. F ilim lerim iz G üney A m erik a ve A fr ik a ’da b a şa r ı k azan ıy o rla r .

I ta ly a n filim ciliğ indeki yerin iz n ed ir?

B iz resm i I ta ly a n filim ciliğ in in d ış ında kalıyo ruz . F ilim y a p ­m an ın b ir te sad ü f o lm asına rağ m en bu yolda ça lışm am ızı sü rd ü rü ­yoruz. G iuliani G. De N eg ri (b irlik te tü m filim lerim izi y ap tığ ım ız p ro d ü k tö r) bizim le ayn ı düşüncede. F a k a t p a ra y ı bu lm ak k o lay ol­m uyor. B irk a ç yıl önce p a ra ve d ağ ıtım a lan ı b u lm ak m üm kündü.

31

Page 34: Gercek sinema 03

Z ira p ro d ü k tö rle r p ro g ram la rın d a , kend ilerine p a ra ge tirm ey en , f a ­k a t k ü ltü re l filim ler o lm asından m em nundu lar. T icari s inem a ile s a n a t ve denem e sinem asın ın tam am en a y r ı olduğu b ir dönem di. Bu g ü n d u ru m d ah a k a rış ık tır . Sözde s iy asa l, ve aym zam a n d a tic a r i o lan pekçok film v ar. P ro d ü k tö rle r in ve y ap ım cıla rın a r t ık fillm le- rim ize ih tiy ac ı ka lm ad ı. B öyle o lunca, (S o l)u n uzun m ücade lesin in ü rü n ü e lan ve b izlere bazı im k ân la r sağ lay an k an u n d an siy asa l b ir şekilde fay d a la n m a ğ a çalışıyoruz. B öyle o lm ak la b eraber, b ir b u rju v a sistem inde h içb ir k an u n u n b ir g a ra n t i o lm adığını h a t ı r la t­m a k fay d a lı o lur. Bu k a n u n h ü küm eti kendi k a n u n u n a u y m ay a m ecbu r eden b ir m ücadele a rac ıd ır . Ö rneğin , b ir dev le t ö rg ü tü t a ­ra f ın d a n m ali yönden destek lenm esi g e rek en b ir film haz ırlıyo ruz : F ilm h a z ır say ılır, f a k a t İ ta ly a ’d ak i sağ h ü k ü m e t bu film in b it ir il­m esin i engelliyor. Bu film i g e rçek leş tireb ilm ek için ayn ı zam an d a du rm u ş b ir m ekan izm ay ı yen iden h a re k e te geç irecek P a rla m e n te r , re fo rm is t b ir s iy asa l m ücadeleye g irm em iz gerek iyor.

H e r seferinde de söz konusu olan s iy asa l b ir m ücadeled ir.

Film leriniz, içinde yaşadığım ız olaylar üzerinde değilde, (S o l)ueleştirir n itelik te gözüküyorlar :

Bu üç film , is tey e re k v eya is tem iyerek , d eğ iş ik üç ta r ih i an d a doğm uşla rd ır. 1966 -1967, a r t ık bizi ta tm in edem iyen siy asa l b ir d u ru m d an b a şk a değ işik , f a k a t ne o lduğunu ta m o la ra k b ilm edi­ğ im iz b ir şeyi a rad ığ ım ız dönem di. «A krep B urcu A ltında» (1968) b irşey le r gerçek leştireb ileceğ im iz i sand ığ ım ız b ir a n d a yapıldı. S a in t M ichel ise g e rç e k le r üzerinde d ü şünm ek için g eriy e doğ ru g i t ­m ek ih tiyacm ı duyu lan b ir an d a o r ta y a ç ık tı. G elecek film im iz, y ine sol k u v v e tle r üzerinde y ü rü tü le n düşünce çizgisinde, b ir hain i konu a la c a k tır . B ir s istem i yok e tm e k için, o sistem i yo k e tm ek is tey en güçleri de ta n ım a k g erek .

S iyasa l eylem le, S inem asa l eylem i n asıl b a ğ d aş tır ıy o rsu n u z ?

S iyasa l s inem a k av ram ı çok k a rm a ş ık t ır Şüphesiz k i s iy a sa l a n film in çık ış no k tas ın d ad ır. T a rih ve siy ase te bağ lı e lan y a ş a ­m am ız, bizim y aşam a sistem im izd ir. B ir film y ap tığ ım ız zam an kendisine doğru yöneldiğ im iz sonuç s inem asal b ir sonuçtu r. Söz k en u su olan, (Sözcüğün d a r an lam ında) s iy asa l b ir m esa j ta ş ıy a n değilde, k u ru lu şu ' itib a riy le devrim ci o lan b ir film y ap m ak tır . İdeo ­lo jik ve s iy asa l yarg ı, h içb ir zam an b ir film ’de d ire k t o la rak a n la ­tılm am ıştır .

Sol sey irc i top lu luğu te levizyonu seyred ip , t ic a r i film ler g ö rü r ve b ü tü n bu g ö rdük le riy le ş a r tla n m ış b ir zevki v a rd ır . Bu yüzden bu top lu luğa devrim ci f ilm ler g ö s te rm ek b ir b ak ım a sayg ısız lık o lur. B iz a ra ş tır ıc ı k a ra k te re sah ip sinem a yapıyoruz. B u n la r se ­y irc in in zevkini d eğ iş tirecek b ir k aç film değildir. F a k a t, y ine bu film ler s iy asa l b ir düşünce d o ğu rab ilirle r . (Y apım cı) yönetm en sey irc i so runu , yöne tm en ile sey irc ile r a ra s ın d ak i k iş ise l ilişk ilerle değil, o m em leke tin sosyal y ap ıs ıy la ilg ilid ir. S ey irc ile r ve y ö n e t­m en ler a ra s ın d a k i ilişk ile r h içb ir zam an ko lay b ir şekilde k u ru la ­

32

Page 35: Gercek sinema 03

m am ıştır. ö rn eğ in , V iscon ti'n in sinem ası ve b ilh assa «Lo S tran ie ro» h içb ir zam an sey irciye kendin i k ab u l e ttirem em iştir . Böyle o lm ak la b eraber, a ra ş tırm a sinem ası g erçeğe y ö ne lttiğ i bak ış ım d eğ iş tirm iş ve dolayısiy le k itle le ri e tk ilem iş tir .

Saint Mictael’de tarihsel gerçeğe uyuldu mu ?T arih se l gerçeğe genel h a tla r ıy la uyduk. F a k a t a y rın tı la rd a

değil. A slında S a in t M ichel’deki o lan N apoli c iv arın d a m ey d an a g e l­m iş tir . F a k a t biz bu sekansı T o sk an a ’da çek tik . Bu a n a rş is t dö­nem le d o ğ m ak ta o lan b ilim sel sosyalizm in b ir a ra y a geld iğ i b ir devred ir.

N ih ilis tle rle ilk R us so sy a lis tle rin in uyuşm azlığ ın ı y a n s ıta n T o lstoy ’un b ir yaz ıs ından esinlendik. A n a rş ik h a re k e tin tü m um udu köylü hareke tindeyd i. D aha son ra bilim sel Sosyalizm in doğm asın ı sağ lıy acak olan en d ü stri ve em ekçi sınıf: te şek k ü l e tm eye b aşlı­yordu.

G iulio G ram sci’denm i e s in lenm iştin iz?G ram sc i’n in m ek tu p la r ın d an d irek t o la rak esin lenm edik fa k a t ,

bu m ek tu p la r ı ve hapse g iren d iğer K om ünist ve N ih ilis t m ilitan ­la r ın m ek tu p la r ın ı biliyoruz. D iğer ta r a f ta n K ro p o tk in ’in h a tı r a la ­r ın d an d irek t o la rak esinlendik.

Kuşakların uyuşm azlıklarıyla çok m eşgul görünüyorsunuz :K u şak la r ın k a rş ı k a rş ıy a g e liş le ri ta r ih i b ir a n a ra s tla d ığ ı z a ­

m an bizi ilg ilend irir B azen iki k u şa k b ir a ra d a b a rış içinde b e ra ­berce y a şa r la r , bazen de o an d ak i ta r ih i d u ru m k u şa k la r ın b irb i­rinden f a ik a e lm a la r ın a yol açar. B izi ilg ilend iren de bu u y u şm az­lık tır

Cnem li olan, b ir k u şa k ta n , k ısa b ir sü re içinde yan lış lık la r, ol­duğunu an lıyan d iğ er b ir k u şa ğ a g eç iş tir .

Cinema 73Çev. Ercüm ent Gtirkut

YA N S IN Aaylık sanat ve küftür dergisi

a ra lık say ıs ında :

• K a ra r gün le ri• D ünya g ö rüşü o la rak felsefen in ed eb iy a tta yansım ası• T oplum sal D eha• «N azım H ik m et incelem e yarışm ası» k o şu lla r ve seçici

k u ru lu n oluşm ası• Y ansım a derg isin in ik i yılı do larken

64 say fa 5 lira , Y ıllık abone tu ta r ı 50 lirad ır.P.K . 118 S İR K E C İ

33

Page 36: Gercek sinema 03

haberlerP A R İS ’T E Y ILM AZ G Ü N EY H A F T A S I

G eçtiğ im iz ay içinde P a r is ’te F ra n s ız S in em atek ’in in g iriş im i ile Y’ılm az G üney h a f ta s ı düzenlendi. Ü nü y u r t sın ırla rım ız ı aşan , ik i y ıla y ak ın b ir sü red ir tu tu k lu bu lu n an Y ılm az G üney’in U m ut, A ğ ıt g ib i önem li film leri gösterild i. D aha so n ra G üney 'in sa n a tı üzerine F ra n s ız S in em atek ’i yönetm eni H en ri L ang lo is’m n düzen­led iğ i b ir to p lan tı yapıld ı. B ilindiği gibi d ah a önce de P a r is 'te aç ı­lan S inem a M üzesinde G iiney’e biı- köşe ay rılm ıştı.

S İN E M A K U L Ü B L E R lB oğaziçi Ü n ivers ites i S inem a K ulübü « F o to ğ ra fla r la T ü rk Si­

nem ası» konulu b ir se rg i düzenledi. 12 K asım ’d a k a p a n a n sergide, 25 film den a lın an k a re le r ta n ıtıc ı y az ıla rla b irlik te sunuldu . Bo­ğ az iç i Ü n ivers ites i S inem a K ulübü’nün düzenlediği 8 m m . Süper 8 m m . ve 16 m m . lik, sesli y a da sessiz, konulu belge v eya k a rto n film leri içe ren y a rışm an ın ilg i gö receği san ılıyo r. Bu tü r sinem a ku lü p le rin in k u ru lm ası ve eylem e geçm elerin in T ü rk iy e 'd ek i sinem a olay ın ı olum lu yönde e tk ileyeceğ i şüphesizdir. Bu kan ıd a o lan bazı ö ğ ren c ile r E g e Ü n ivers ites i'nde ve İs ta n b u l İş le tm e F ak ü lte s i 'n d e s in em a ku lübü k u rm a k için g irişim lerde b u lu n m ak tad ırla r . G erçek S inem a bu tü r g iriş im le ri d estek liy ecek tir.

S İN E M A T E KS in em a tek ’te 50. yıl, M u sta fa K em al’i a n m a p ro g ra m la rı ve

A ltın K oza şenliğ ine k a tı la n film ler K asım ay ı g ö ste rile rinde yer aldı. A ra lık ay ı p ro g ra m la rın d a A frik a ve L â tin A m erik a s in em a­sından ö rn ek le r y e r alıyor.

T. F . A.T ü rk F ilm A rşiv i C u m h u riy e t’in 50. y ılın ı k u tla m a p rog ram ı

içinde T ü rk sinem asın ın b aşlan g ıc ın d an günüm üze k a d a rk i se rü ­ven i iç inde adı edilen 150 T ü rk film ini top lu o la ra k sunacak . B u­n u n y a n ıs ıra Y apı - E n d ü s tr i M erkezi sa lonunda aç ılacak «50 Y ılın T ü rk S inem ası» se rg is i de 50. yılı k u tla m a p ro g ram ı içinde yer a lm a k ta . T. F . A., L ü tf i A k ad ’ın son film i «D üğün» ü n g a las ıy la , y a k ın d a Y apı - E n d ü s tr i M erkezi sa lonunda g ö ste rile re b a ş la y a ­c ak tır.

İ S T E M E C ağaloğlu , Y ereb a tan Cad.

4 3 /5 - İST A N B U L

34

Page 37: Gercek sinema 03

fotoğrafçılık literatürümüze kısa bir bakış

burçak evrenH erh an g i b ir s a n a t dalı kendisiy le ilg ili l i te ra tü rü n d ış ında dü ­

şünülem ez. L ite ra tü r le r o sa n a tın ta n ın m a s ın a yard ım cı olduğu g i­bi, y ay g ın la şm asın a ve ö ğ re tis ine de çeşitli y a ra r la r s a ğ la r la r . A m a ne v a r ki ü lkem izde uzun zam a n d ır ic ra ed ilm ek te o lan p lâ s tik s a ­n a tla rd a sa n a t - l i te ra tü r İkilisi a ra s ın d a k i bu ilişk i, h içb ir zam an d oyurucu b ir düzeye ç ık am am ıştır. K onum uz o lan fo to ğ ra fç ılık h ak k ın d a da ayn ı y a rg ıy a v a rm a k m üm kündür. Ç ünkü ilk önceleri bu icad ın ta n ım ın ı ş a r t k o şan tam am iy le te k n ik üzerine y az ılan la r zam an ım ıza k a d a r ay n ı özellik lerin i k o ru m u şla rd ır . T ekn ik le b e ra ­ber, fo to ğ ra fç ılığ ın da h issed ilir b ir değişim e, d ah a aç ık ç a s ı a ş a ­m a y a u ğ ra m a s ı ve bu aşam ad an g id e rek yedinci s a n a t o la ra k ta n ım ­lan m asın ı lite ra tü rü m ü zd e bu aç ıdan iz lem ek o lanaksızd ır. Ç ünkü y u k a rıd a da söz e ttiğ im iz g ib i 1841 lerden zam an ım ıza dek y ay ın ­la n a n k itap , derg i, vs. g ib i y ay ın la r, tam am iy le te k n ik ü zerine y a ­zılm ış, fo to ğ ra fç ılığ ın teo rik y a n la r ın a hem en hem en hiç değinil- m em iştir. A şağ ıd a g u ru p la r la a y r ı la ra k bahsedeceğ im iz fo to ğ ra fç ı­lık li te ra tü rü m ü z ü n k ısa ta r ih çes in d e de bu d u ru m u aç ık ç a g ö rü l­m ek ted ir .

K İT A P L A R . (1841-1899)

T ü rk fo to ğ ra fç ılığ ın d a yazılm ış ilk k itap , bu icad m ü lkem izde tan ın m as ın d an evvelki b ir ta r ih e ra s tla r . C eride-i H av ad ls’in 26 Ce- m az iy e lah ır 1256 (15 A ğusto s 1841) t a rih li 47. sayısında, fo to ğ ra f­çılığ ın tek n iğ i ile ilg ili te rcü m e b ir k ita p ta n söz edilir. F a k a t ayn ı hab e rd e k itab ın içeriğ i h ak k ın d a h e rh an g i b ir a ç ık la m a b u lu n m a­m a k ta d ır . T a ra fım ızd an y ap ılan b ir çok a ra ş tırm a la ra k a rş ın k i ta ­b ın b iy o g ra fik özellik lerin i sa p ta m a k m ü m k ü n o lam am ıştır. B u n e ­denle T ü rk fo to ğ ra fç ılığ ı üzerine yazılm ış ilk k ita p Y üzbaşı H üsnü E fen d i’n in 1288 (1871) ta r ih l i U sulü F o to ğ ra f R isa lesi’d ir . 48 sah i- fe ve b ir levhadan o luşan bu k ita p ta tam am iy le o z am a n la rın fo to ğ ­r a f tek n iğ in i y a n s ıtm a k ta d ır . Bu dönem de b asılan k i ta p la r a r a ­s ın d a A hm et R asim ’in çev ird iğ i F o n o ğ ra f (1302), A h m et Ih s a n ’ın N evusu l F o to ğ ra f (1306/1889), F u a d A hm ed’in 1190 sah ife lik Fo- to ç in k o ğ ra f i (1307/1890) ve y ine ayn ı m üellifin F o to m in y a tü r ve B oyalı F o to ğ ra f (1311/1894), ve İzm itli M ehm et C em al’in F o to ğ ra f Ü zerine Y ağ lıboya (1312/1895) ve is im lerin i b u ra d a y azm a y a g e ­reks inm e duym adığ ım ız 23 k ita p d ah a y ay ın lan m ıştır . K uşkusuz

35

Page 38: Gercek sinema 03

dönem için T ü rk fo toğ rafç ılığ ın ın l i te r a tü r bak ım ından li dönem i d iyebiliriz. A y rıca bu dönem üzerine sürdürülı n a la rd a d a d ah a b ir çok k itab ın v a rlığ ın a ra s tlanaca : U m an lar elde ed ilm iştir.

(1899 -1926)Y irm inci yüzy ılın b aşla rından , yeni h a r f in k ılâb ına ka(

re lerde h e r yen i bu luş ile b e rab e r fo to ğ ra fç ılık da be şim e u ğ ram ış, tek n iğ in o zam an için yeni say ılab ilece t len y a ra r la n m a yo luna g itm iş tir . Bu dönem in l i te ra tü r •kiye'de fo to ğ ra fh an e le rin yay g ın la ştığ ı, ilk kez sergileı ı ve yine fo to ğ ra fç ılığ ın s tü d y o la rd an k u r tu la ra k d ışarı l b ir dev ir o la ra k ta n ım la m a k m üm kün. Bu devrin j sm da M. A bdu llah ’ın 116 sah ifeü k F o to ğ ra fy a , Jan d ar: m ı M ehm ed T ev fik ’in polis m ek tep le rine m ahsus olm a ırlad ığ ı A m eli F o to ğ ra fy a , İpekç i K ardeşle rin 126 sah if ra fç ılık K ehberi ve S ü rey y a ’n ın çevird iğ i G ev art Fotoj ıberi ile L üm yer F o to ğ ra fı R ehberin i sayabiliriz .

Page 39: Gercek sinema 03

1926 -1973E sk i yazıdan , yen i y az ıy a geçişle b e rab e r T ü rk iy e ’n in siyasi,

so sy a l ve k ü ltü re l a la n la rın d a d a h issed ilir b ir değ işim olm uş, bu değ işim içinde fo to ğ ra fç ılık ö tedenberi ge len s ın ırlay ıc ı düşünce­n in d ış ın a ç ık a ra k n ü fu s k â ğ ıtla r ın d a n , ilm ühaberle re , ta p u la rd an , m ü lk iy e ti be lirliyen h e r re sm i belgeye k a d a r h a lk ın gü n d e lik y a ­şan tıs ın a g irm iş tir . T abii bu a ra d a değ işen tekn iğe o ran tılı o la rak t a lite ra tü rd e de h issed ilir b ir devinim ve yen ilik o lm uştu r. F a k a t bu denem de de fo toğ rafç ılığ ı b ir s a n a t o la ra k tan ım lıy an tek n iğ in d ış ında h e rh an g i b ir k itap y ay ın lan m am ış tır . Bu dönem in ilginç k ita p la r ı a ra s ın d a A. F u a t A h m et A ra l’ın K endi K endine F o to ğ ­ra fç ılık , R efik F u a t’ın F o to ğ ra fç ılık Ö ğren iyorum , C em al Işm ’ın P ra t ik F o to ğ ra f R ehberi, N ü v it O sm an’ın Iş ık ta n D oğan la r, H aşan D eniz’in A m a tö r F o to ğ ra fç ılık , A yhan B abacan ile A ydem ir G ök- göz 'ün B ü tün Y önleriyle S iyah - B eyaz F o to ğ ra fç ılık ve R enk li fo ­to ğ ra f vzerine b ir kaç eseri sayabiliriz .

D E R G İL E R

Y u k arıd a çok k ısa o la ra k özetlem eye ça lıştığ ım ız k ita p la r ın s a ­y ıca bol o lm a la rın a k arş ılık , fo to ğ ra fla ilgili d erg ile rde h issed ilir b ir k ıs ır lık göze ç a rp m ak tad ır . T ica ri b ak ım d an s a t ış o ran ın ın çok k ıs ıt lı o luşu ve şim diye k a d a rk i ö rnek lerle olduğu g ib i be lirli b ir okuyucusu bu lunm ay ış ı bu konu ile ilg ili d e rg ile rin ç ıkm ay ışm ın b a ş lıc a nedenid ir. İ lk k itab ın 1841’de b as ılm asın a k a rş ılık , fo to ğ ­ra fç ılık la ilg ili ilk d erg i 1931’de yay ın lan m ıştır . F o to S ü rey y a ad iy ­le y ay ın lan an ve k ü çü k a ra lık la r la o tu za ltı say ı ç ık an bu derg i ayn ı zam an d a en uzun öm ürlü fo to ğ ra f d erg is i o lm a özelliğine de sah ip tir . D erg in in bu uzun öm ürlü lüğü de fo to ğ ra f ta n çok sa y fa ­la r ın d a yer verd iğ i spo r ve s inem a hab erle rin in o zam an için çe­k ic i e lan ilg inçliğ ine b ağ lanab ilir. T am am iy le fo to ğ ra fa dönük olan ilk d erg i ise S a fd e r S ü re l’in 1945’de a n cak ik i say ı ç ıkarab ild iğ i F o to adlı de rg id ir. Bu derg ile rd en b a şk a F ik r i G öksay 'ın F o to ğ ­ra f , A yhan B ab acan ’m yine aynı adlı derg isiy le te k y a p ra k lı F o ­to ğ r a f D ünyası ve Y ılm az B ilge’n in 1958’de yaz ı iş le ri so rum lu luğu ­n u y ap tığ ı F o to d e rg ile rin i sayab iliriz . A y rıca fo to ğ ra f d e rg ile ri ol­m ad ığ ı ha lde b irçok derg ide (F en ve Bilim , B ilim ve T ekn ik , Iş ık ve Ses Vd.) fo to ğ ra fç ılık la ilg ili k o n u la ra sah ife le rinde y e r v e r­m iş tir.

V E D İĞ E R Y A ZILA R .

K itap ve derg i d ış ında fo toğ rafç ılığ ım ız üzerine incelem e, a ra ş ­tırm a , m ak a le ve e leş tiri y az ıla rı hem en hem en yok denecek k a ­d a r azd ır. 1920 lerüe y ay ın lan an b ir m ak a le ile P e rih an K u tu rm a n ’- ın K am era derg isi için kalem e ald ığ ı T ü rk F o to ğ ra fç ılığ ın ın Ö n­cü le ri ad lı yazıs ı zam an ım ıza k a d a r yap ılm ış te k incelem elerdir. B unun d ış ında fo to ğ ra fç ılık la d ire k t o la ra k ilg is i o lm ayan k iş ile­r in te k - tü k y azd ık la rı se rg i ve san a tç ı üzerine e le ş tirise l yazıla- riy le , fo to ğ ra f san a tç ım ız G ültek in Ç izgen’in yazd ık la rın ı bu tü r içine dah il e tm e k g e rek ir. F o to ğ ra fç ılığ ı s a n a t o la ra k benim seyip, tıp k ı sin em ad a ve e d eb iy a tta olduğu g ib i gündelik g aze ted e ilk sü ­

37

Page 40: Gercek sinema 03

rek li e le ş tir ile r de ta ra f ım ız d a n b a ş la tılm ış d ah a so n ra E th e m A l- k a n g ib i genç y a z a rla r ın k a tılm as ıy la d iğer y ılla ra o ran la yayg ın b ir d u ru m a g e tir ilm iş tir .

SO NU Ç

T ü rk fo to ğ ra fç ılığ ı üzerine o ldukça k ısa o lan bu yazım ız, b ir incelem e ve a ra ş tırm a n ın d ışında, fo to ğ ra fç ılık la ilgili k iş ile re y a ­y ın la r h a k k ın d a az d a o lsa b ir düşünce verm ek am acım g ü ttü ğ ü n ­den ve de b ir d e rg in in lim itli sa y fa la rı göz önünde tu tu ld u ğ u n d an o ldukça k ıs a lt ı la ra k h a t ta b ro şü rle r , y ıllık la r v.b. gibi y ay ın la rd an söz edilm eksizin kalem e alınm ış b u lu n m ak tad ır. Y oksa ayn ı konu üzerinde y ap tığ ım ız incelem e ve a ra ş tırm a n ın b ir k itap ç ık o labi­lecek hacim de bu lunduğunu a y rıc a belirtm eğe lüzum görm eksizin , bu yazın ın d iğ e r b ir özelliğinin de T ü rk fo to ğ ra fç ılığ ı üzerine genç k u şa k la r ın titiz lik le eğilm eleri ve yaln ız m ak iney le değil, tıp k ı s i­n em ad a olduğu gib i m ak inen in a rd ın d ak i o lay la rla d a ilg ilenm ele­rin i sağ lam ak am ac ın ı gü tm esi o lduğunu belirte lim .

İ lk T ü rk fo to ğ ra fla rın d a n ö rn ek le r (B u rçak E v ren ’in özel arş iv inden a lın m ış tır .)

38

Page 41: Gercek sinema 03

fotoğraf üzerine geçmişten notlar

fotoğraf resmin yerini mi

K am eran ın , d ah a önce re ssam ın el u za tılam ıy an a lan ım is tilâ e tm esi öyle k ö k te n değ iş ik lik lere yol a ç tı ki, e leş tirm en ler a y r ın tı­la r la u ğ ra şm a k is tiy o rla rsa , bu değ işim e önem verm em elid irler. F a k a t kan ım ca , fo to ğ ra f resim san a tın ın tem elindek i ta ş ı o y n a t­m ış tır ve b izler 20. y.y. resm in in , y ıp ran m ış b ir b inay ı k u r ta rm a çab a la rın d an ö te b ir an lam ta ş ım ad ığ ın ı f a r k edem edik.

K am eran ın y a ra tıc ı ob jek tifin in , res im san a tın ın bu g ü n k ü y a ­şam ım ızda k ıs ır b ir d u ru m a g irm esinde , büyük b ir e tk e n olduğu düşünülem ez m i ? H erk es b ilirk i, h e r resim yalın b ir d ü n y a g ö rü n ­tü sü ile sın ırlan m ıştır. A n cak eski F lem in g le r y ü k sek gerçek lik le ri, em pressiyon istle r ise ış ık lı m a n z a ra la r ile e tk ili b ir s a n a t y a r a ta ­bilm ek için ob jelerin g ö rü n tü le rin e güvenm işlerd ir.

Ç eşitli yo llarla , içinde bu lunduğum uz yüzy ıla dek, re s sa m la r yaln ız resim sa n a tın a a i t o lan b ir büyü lü çeşitliliğ in u s ta la rıy d ıla r . Bu büyü u zay d a u zan an sın ırs ız b ir dünyay ı k ü çü k b ir yüzeye y a n ­sıtıyo rdu . B unu b a şa rd ığ ı sürece boyanm ış d ü n y ası in san la rın g ö r­m e d u y g u la r ın ı e tk iliyeb iliyordu . A n cak bu işi «bir m ak ine* y a p ­m a y a başlad ığ ın d a büyü de yok oldu. K am eran ın e tk is i re ssam ın yaln ız sap tay ıc ı b ir te k n ik e r o lm asın ı değil onun büyüsünü de yok e tti.

R esim ler dünyan ın yan sım asıy d ıla r. F a k a t şim di b iz dü n y ay ı fo to ğ ra fın a rac ılığ ıy la g ö rm üyor m u y u z? R essam ın dünyay ı bizim için resm etm esine g e re k k a lm am ıştır . R essam kendi içinde boya- yam az, çünkü görm e açısı bozu lm uştu r. Bu d u ru m d a fo to ğ ra f re s ­sam ın elinden san a tın ı a lm ış tır. R essam şekil ve renk le sa n a tın ı iş lem ekte özgür k a lm ış tır . B un ları kendine zevk o la rak sa ğ la m a k ta özgürdür. B u rad a b ir b aşk a tü r lü büyü söz konusu olabilir. A m a bir sonuç ge tirm ez . G österin in kendi içinde yok olduğu kab u l edil­m elidir.

john canaday

«P h o tog raphy A nnuel» 1963 Ç eviren : O ya H İL E C İ

39

Page 42: Gercek sinema 03

winner filmlerinin aldatıcı yapısı

abduilah anlarD eğ işik şek illerde yo rum lanab ilen b ir A m erika lı yönetm en in

«M ichael W inner» in ik i yeni film i geçtiğ im iz ay v izyona girdi. «M ekanik» ve «Akrep»’. F ilm lerin ik isi de W inner m kişiliğ ine aç ık ­lık k a z a n d ıra c a k cev ap la r içe riyo r aslında. F a k a t W inner'e ilişk in çok z ıt değerlend irm elerin de devam e ttiğ in i gö rüyoruz . Ö nem li b ir sinem acı m ı W inner? G erçek ten ü lkesin in bazı k u ru m la rın a a ğ ır b ir e le ş tiri m i g e tir iy o r? N ed ir m esa jı? Y önetm enin d a h a önce sey re ttiğ im iz film lerin i de k ısaca ele a la ra k W inner h a k k ın d a b ir y a rg ıy a v a rm a y a çalışacağ ız .

G eçen y ıl g ö rdüğüm üz « K aran lık la G elen A dam » W inner’ln d ü n y a gö rüşüne ilg inç b ir aç ık lam a getiriy o rd u . Ç ünkü film , « am aç­sız, bocalayan , ru h ve a h lâ k b u n a lım la rıy la sü rük lenen» k iş ile ri idea lis t b ir yo rum ve an la ş ılm ası güç b ir ü slû p la a n la ta n A m eri­k a lı rom ancı H en ry Ja m e s’te n y ap ılan b ir uya rlam ay d ı. W inner, H en ry Ja m e s’in rom an ın ın e ro tik ve heyecan veric i yön lerin i ön p lâ n a ç ık a r tır , « K aran lık la G elen A dam »da. Ja m e s’in an la tım ın ­dak i zorluğu h afifle tm ey e ça lışm asına ra ğ m e n genel o la ra k be­n im ser. Jam es, hem p a ra k azan m ak isteyen , hem de belli b ir se ­viyenin ü stünde k a lm ay a ça lışan W inner için u y g u n b ir k a y n a k ­tır . H en ry Ja m e s’in b irey le rin psiko lo jik d ü n y a la r ın a inm eye ça­lışm asın d ak i tit iz lik W inner’i e tk iler. F a k a t Ja m e s 'i t ic a r i sine­m an ın k a lıp la r ı içinde y o ru m lam a denem esi b aşa rıs ız lık la sonuçla­n ır . B eceriksizce ve eleştirilm eden ele a lm an tip le r b izim sey irc i­m ize iyice y abanc ı gelir. S ta r o y u n cu la rla ça lışm ay ı te rc ih eden W inner’in bu denem edeki tic a r i b aşa rıs ın ı M arlon B rando g a ra n ­tile r .

Bu b aşarıs ız deneyden so n ra W inner ih tiy a tlıd ır . «D evler Ü l­kesi» ile çapını a şan deneylere a r a verir. A m erik a lı sinem acıla rın «vefakâr» dostu w este rn e dönüş y ap a rk en , cevap land ırılm ası g e re ­ken b ir soru v a rd ır W inner için. D ra m a tik yap ı k ızılderili - beyaz ça tışm as ı üzerine k u ru lacak sa , film in po litik ta v r ı n asıl o lm alı­d ır ? K ızılderili - beyaz ça tışm asın ı b iraz gecikm e ile de o lsa d ü ­rü s t b ir gerçekçilik le y o ru m lam ay a ça lışan yöne tm en lerin tu tu ­m u W in n er’in ilg isin i çeker. F a k a t bu ilg i W inner’i çok ileriye gö ­tü rm ez . K ız ılderililerin t r a j ik sonunu h az ır la y a n ta r ih se l haksız lığ ı d eğerlend irecek fo rm asy o n a sah ip değ ild ir W inner. K itle o la ra k kı- zılderilile r y o k tu r «D evler Ü lkesi»nde. T ek b aş ın a b ir k ızılderili v a rd ır . C hato. C h a to ise önce C harles B ronson ’d u r so n ra b ir k ız ıl­

40

Page 43: Gercek sinema 03

derili. ABD ta r ih in in b ir k a ra n lık dönem i, B ronson’un yeni m ace­ra s ı iç in b u lan ık b ir fo n d u r «D evler Ü lkesi»nde. Y ete rs iz içeriğ ine, C h a to ’nun g e rçek dışı özellik ler ta ş ıy a n k iş iliğ in i ön p la n a ç ık a r t­m as ın d ak i o lum suzluğa rağ m en , W inner’in d iğ e r film leri içinde en tu ta r l ı gö rünen id ir. H iç değilse y an lış y o ru m la ra yol a ç a c a k özel­lik le r taşım az.

«K aran lık la G elen A dam »dak i özgün b ir sinem acı k iş iliğ i o luş­tu rm a çabası, «M ekanik» te W in n er’i teh like li b ir n o k ta y a g e tir ir . Ç ünkü geric i b ir içeriğ i v a rd ır film in. C harles B ronson’u y ığ ın ­la r a b ir k ira lık k a ti l o la ra k su n m ak la W inner ilg inç b ir te rc ih y ap a r. S ta r la ra d a y a n a ra k sinem a yap m an ın b ü tün o lum suz sonuç­la r ın ı so m u tla r «M ekanik».

Seyircin in , sadece «M ekanik» te can land ırd ığ ı tip te değerlen d irm ed iğ i b ir C harles B ronson 'a W inner h âk im o lam az bu film de. S ey irc i d ah a cncek i film lerdek i g ib i k o rkusuz , o lağ an ü s tü so ğ u k ­k an lı, y a ln ız b a şm a kö tü le rle m ücadele eden b ir B ronson görm ek is te r «M ekanik» te. İn sa n la r ın güçsüzlük lerin i, ek sik lik le rin i g e r­çekçi h a l çare leriy le çözüm leyen k ap ita lizm , k u su rsu z k ah ram an -

K aran lık la Gelen A dam / W inner

la r su n a r y ığ ın la ra . Y ığ ın la rın bu güçlü kuvvetli, y ak ışık lı, k ö tü ­lerle m ücadele edip d u ran gerçek dışı v a rl ık la r la özdeşleşerek oya­lanm asın ı is te r. S istem li o la ra k işleyen m ek an izm an ın ş a r tla n d ır ­d ığ ı in sa n la r düşsel m u tlu lu k la r la , «teselliyi» b u lm aya b a ş la r g i­derek . Böyle b ir tem ele d ay an an bu is tek k a rş ıs ın d a B ronson gibi e fsan e leştir ilen b ir s ta r ı « k ira lık katil» yap an W inner’in önünde ik i şık kalıyo r. Y a B ronson efsanesin i kesin d a rbe le rle y ık m ak y a ­n i «k ira lık katil»e B rcn scn 'u ö ldürm ek. Y a da B ronson efsanesine ilişm eden k ap ita lizm in oyununa k a tılm ak , y an i olum lu b ir k ira lık

41

Page 44: Gercek sinema 03

k a ti l tip lem esi y ap m ak , ik in c i işlevi seç iyo r yönetm en ve film g e ­ric i işlevini yerine g e tirm ey e başlıyor.

Mr. B ishop k ö tü in san la rı ö ldüren b ir k ira lık k a ti ld ir «M eka­nik» te. A ldatıc ı m izansen lerle W inner, Mr. B ishop’u n h ak lı b ir ey ­lem içinde o lduğunu a n la tm a y a ça lış ır ve sey irciy i Mr. B ishop 'un sa f ın a çeker. Ö rneğ in Mr. B ishop ta ra f ın d a n ö ldürü len adam ın ce­naze tö ren inde oğlu ölüyü «düm enci, sa ld ırg an pezevenk, h ırsız ve kundakçı» diye tan ım la r. F a k a t bu dey im ler düzenin resm i y a sa la rı içinde h ırsız lık , soyguncu luk y a p a n la r için değil, k an u n dışı yol­la rd a n h ırs ız lık y ap an la r için söylenir. Ve sadece M r. B ishop’un ö ldürdüğü in san la rın bunu h a k k e tt ik le r i y a rg ıs ın ı ku v v e tlen d irm ek ­te n b a şk a an lam ta ş ım az la r. W inner düzenin b ü tü n ü n ü e le ş tirm ek ­te n u s ta c a k a ç a r . E n az ö ldürdüğü a d am la r k a d a r a şa ğ ılık o lan B ishop’u W inner faydalı b ir iş yap tığ ı için affeder. B ronson e fs a ­nesin in «K ira lık ka til» tip lem esiy le b e rab e r sü rdürü leb ileceğ in i de g ö s te r ir böylece.

H a t ta M r. B ishop’un y ap tığ ı işi d ünya ta r ih in in bazı ü n lü k i­şile rin in eylem leriy le k ıy a s lam ay a b a ş lıy a ra k , m esleğ in (!) fe lse­fes in i y ap m ağ a g iriş ir. N apolyon, C engiz H an , H itle r ve P anço V illa da ona göre k a tild ir. Ö zellikle H itle r ile P an ço V illa’n ın ayn ı çizgide göste rilm esi düşündü rücüdü r. K endini ünlü k iş ile rin m ira s ­çısı o la rak g ö ren Mr. B ishop’un ö ldürüş biçim i ta r ih i k iş iliğ ine (!) u y g u n e lm alıd ır. Jen erik le başlıyan ilk onbeş d ak ik a lık d iyalogsuz bö lüm ün sonunda sey irciye Mr. B ishop’u n d eh asın a ve ça lışm a t a r ­z ına h a y ra n lık d u y m ak tan b a şk a y a p a c a k b irşey kalm az.

Ö yleki finalde M r. B ishop 'un genç m es lek taş ı ta ra f ın d a n öldü­rü lm esin in bile, B ronson efsanesine yeni b ir k a tk ıs ı oluyor. Ç ünkü C ross ölm üş o lm asına rağ m en in tik am ın ı çok zekice (!) d üşünü l­m ü ş b ir şekilde a lıyo r ve sey irc in in u ğ rad ığ ı b ir an lık hay a l k ır ık ­lığı yerin i yen i b ir h ay ra n lığ a b ırak ıy o r. B ronson «ölse bile ö ldü­ren» b ir adam d ır

D ünya gö rüşünü ise şöyle öze tle r M r. B ishop: «H erşey in d ı­şında, te k b aş ın a kalab ilm ek , önem li o lan bu». B ronson d iğ er film le­rinde can lan d ırd ığ ı tip lerde de bu d a v ra n ışa uy g u n h a re k e t e tm ek ­ted ir. «H erşey in d ışında, tek b a ş ın a k a lab ild iğ i sürece b a şa r ıy a u la ­şabileceğ in i is p a tla m a y a ça lış ır böylece. T ek b aş ın a ka lab ilm ek için k a d ın la r la bile ilişk iye g irm ek ten k aç ın ır M r. B ishop. K ad ın a s a ­dece fiz iksel zo rlam an ın d ış ında y a k la ş ır ve onu sey ircide özendi­rici d u y g u la r u y an d ıran zengin liğ i ile, p a ra s ı ile sa tın a lır. W inner t u o lum suz d ü n y a gö rü şü n ü n sadece b ir k ira lık k a tile a i t o labile­ceğ in i söylem ez. Söyleyebilse de b ir işlevi olm az, çünkü o r ta d a se ­y irc iye o lum lu gelen b ir « star» ın ağ ırlığ ı v a rd ır . B ishop’u n bu g e ­ric i d ü n y a g ö rü şü film in m esa jı haline gelir. B unun için teh like li b ir n o k ta y a g e lm iş tir W inner. G üçlü in san o labilm ek için «herşeyin d ışında» ve « tek başına» k a lm ay ı önerir kap ita lizm . Y ani te k başın a h a re k e t eden m ilyon la rca d ağ ın ık in san ve s ta tü k o n u n değişm em esi. Mr. B ishop genç çocukla a rk a d a ş lık k u ru p te k b a ş ın a o lm ak tan vaz geçince ölüm ünü h az ırla r .

«M ekanik» te k an u n su z in san la rı a n la tm a y a ça lışan W inner «A krep» te CÎA ve a jan la rın ı ele alır. «A krep» W inner’i tan ım ak

42

Page 45: Gercek sinema 03

açıs ından önem li y a r a r la r s a ğ la r bize. Ç ünkü işlevi ile dünyan ın en önem li p o litik ö rg ü tle rin d en b ir is id ir CÎA . ve W inner b ir ABD y u r tta ş ıd ır . H e rk e s in a k im a gelen ilk so ru k u şk u su z film in C ÎA ’yı ne şekilde y a n s ıtt ığ ı o laca k tır . «M ekanik» te uslu b ir ABD v a ta n ­daşı o lduğunu g ö s te ren W inner «A krep» te bunun m ü k â fa tın ı g ö ­rüyor. K am eras ın ı C ÎA ’n m b ü ro la rın a ge tiriy o r, so n ra k ap ıd a k a ­m era ile g irilm ez yaz ıs ın ı g ö s te riy o r size ve tab ii içeri g ir iv eriy o r.

H erşeyden önce şunu s a p ta m a k film in p o litik ta v r ın ı a n la ­m a k ta y a ra r l ı o laca k tır . F ilm genel o la rak C İA ’nın d ünya çap ın ­dak i po litik ey lem lerin i ele alm ıyor. B aşlan g ıç tak i su ik a s t olayı, C İA 'nın s iyasî n ite liğ in i a ç ık lam ak b ir yan a , yeni so ru la r o r ta y a ç ıkarıyo r. Bu acay ip o layın g e rçek ten ilginç n o k ta la r ı v a r. «İleri solcu» ö rg ü tü n ü n m ilitan la rıy la , C İA a ja n la r ı ayn ı ad am ı ö ldü r­m ek is tiy o rla r . Ü s te lik bu adam CÍA a jan ın ın deyim i ile em p er­yalizm in h izm etinde fa ş is t b ir dev let başkan ı. B aşk an ı ö ldüren a jan bile an lay a m ıy o r bu işi. F a k a t an laş ılab ilen bazı n o k ta la r v ar. W inner k a ş la göz a ra s ın d a , C İA ’nm gereğ inde faşizm e ve em per­yalizm e k a rş ı eylem e geçeb ileceğ in i söylüyor.. Bu dahice (!) h a ­z ırlan m ış m izansen le C İA ’n ın p o litik n ite liğ i böylece aç ık lan d ık tan so n ra (!) W in n er e sas h ik ây es in i an la tm a y a başlıyor. H ikâye C ÎA içinde ö rg ü te u yum sa ğ la y a m a y a n k işileri, bu k iş ile rin ö rg ü tle o lan ça tışm a la rın ı ve ib re t veric i (!) son ların ı ele alıyor.

C ross’u ö ldü rm ek is tiy en C ÍA şefin in bu işi ü s t kadem elere d u ­yu rm ad an , sadece kend i ad am la rıy la y ap m ay a ça lışm ası h e r şeyi aç ık lıyo r aslında . G iderek C ross’un s a lt şahsi sebep ler yüzünden ö ldürü lm esine k a r a r verilm ediğ i, C ross’un g e rçek ten « ihanet» iç in ­de o lduğu sey irc iye isp a tlan ıy o r. C ross’un C İA ’d a ça lışm ak is tem e­m esi de ilg inç m izansen le rle an la tılıy o r. W in n er C ross’u çok t a ­ra f lı ça lışan b ir a ja n o la ra k tan ıtıy o r, so n ra R us a jan ıy la gerçek d ışı b ir ilişk i k u rd u r tu y o r . C ross bu ilişk iy i «ikim iz de faşizm e ka rş ıy ız» d iy erek aç ık lıyo r. F aş izm in h izm etinde «Çok ta ra f l ı» ç a ­lış a ra k cebini d o ld u ran a jan ım ız faşizm e k a rş ı o lduğunu söylüyor. F a k a t W in n er’in n e rey e v a rm a k is ted iğ i açık . F aşizm e k a rş ı o lu­şundak i an lam sız lığ ı g ö s te re re k C ross’un g ir iş tiğ i y a şam a m ü ca­delesin in p o litik b ir yönü o lm adığ ın ı b e lirtm ek yönetm en in am acı. C ÎA ’d a n so y u tlan an baz ı k ö tü le r, C ross ta ra f ın d a n tem izlen ince film de denge k u ru lu y o r. C İA ’y a y an i A B D ’ye ih an e t e tm iş b ir a ja ­n ın ö ldürü lm esin i a n la ta n film in C lA ’nm « u lu s la ra ra s ı ça lışm a yön tem ine a ğ ır b ir e le ş tiri ge tird iğ in i» söylem ek faz la iy im ser b ir y a rg ı oluyor.

«M ekanik» te b e ra b e r ça lışan ik i k ira lık k a tili ön p lâ n a ç ık a r­ta n W in n er «A krep» te bu ik ilin in m eslek lerin i ve oyuncu la rm ı de­ğ iş tiriy o r. C ross, M r. B ishop g ib i m esleğ in incelik lerin i ö ğ re ttiğ i genç m es lek ta ş ı ta ra f ın d a n ö ld ü rü lü r sonunda. M ekan ik te te k b a ­şına k a lm as ı g e rek tiğ i, ha lde b ir yard ım cı seçer kendisine. A ynı önüne geçilm ez b u te rc ih i C ross’t a y ap a r. Ç ünkü L au rie r C ross’u n «içindeki in sand ır» . H e r ik i film de de bu tan ım k işile re psiko lo jik de rin lik k a z a n d ırm a k is tiy en W inner için ç ık ış n o k ta s ı olur. P s i­k o lo jik derin liğe u la şm a çabası W inner’i idealizm e y a k la ş tı r ır

43

Page 46: Gercek sinema 03

« K aran lık la G elen A dam »da g ir iş t iğ i deneye bu n o k ta d a te k r a r d öner W inner. H e r in san ın hem cinsi o lan te k b ir in sa n a m u tla k a bilinen tu tk u la r ın d ış ında b ir tu tk u ile b ağ lan m asın ın önüne g e ­çilm eyen b ir yazg ı o lduğunu a n la tm a y a ça lış ır.

F in a l «M ekanik» le ay n ı özelliğ i g ö s te rir . Sevgilisin i ve C ross’u ö ldü ren L a u r ie r b ilinm iyen b irisince ö ldü rü lü r. F ilm lerin i « ö lü m ­le» b itiren W inner ney i düşünm ek is te r? İn s a n la r ın kend ilerin i a r ­k a p lân d a tu ta n bazı g üç le rin elinde oyuncak o lduk la rım m ı? E vet. F a k a t bu güçler, ekonom ik v a rlık la r ı olan, aç ık lanab ilen egem en s iy a s î g ü ç le r değ ild ir. W inner iç in C ross’u n içinde y a şa y a n L au rie r, C ross’u ö ldürm ek le kend isin i ölüm e m ah k û m eder. «M ekanik tek i ik ili de ayn ı id ea lis t k a n u n a boyun eğer, in s a n la r m is tik ve b ilin­m eyen bazı g ü ç le rin etk isinded irler.

F ilm le rin tic a r i b a şa r ıy a u la şm as ın a h e r şeyden çok önem ve­re n W inner s ırad an b ir yöne tm en de o lm ak is tem iyor. F ilm lerin i belli b ir seviyeye u la ş tı rm a k iç in çizdiği tip le re de rin lik k a z a n ­d ırm a y a çalışıyor. Sonra, film lerin d ra m a tik y ap ıs ın ı sey irc iye d a ­h a d ik k a tli o lm aya zo rlıy acak şekilde k u ru y o r. S ey irci film in d ü ­ğüm lerin i o r ta la ra d cğ ru çözm eye başlıyo r. W inner film lerin in , bu ik i özelliği ile H en ry Ja m e s a ra s ın d a ra h a tç a b ir b a ğ la n tı k u ru ­lab ilir. B ir de film lerine ilg inç po litik bö lüm ler k a tın c a a lda tıc ı b ir gö rü n ü m kazanab iliyo r. F ilm le rin k a r ış ık d ra m a tik y ap ıs ı k a ­çış n o k ta la rın ı bu lm asında y ard ım cı o luyo r W in n er’e.

Özellikle «M ekanik» ve «A krep» g e ric i p o litik içe riğ i ile üze­rinde d u ru lm ası gerek en film le r o luyor. B u film lerin önem li eleş­t i r i le r taş ıd ığ ın ın söylenm esi ise n için WinnerM e leş tirm ey i te rc ih e ttiğ im iz i belirliyor.

yeni ufuklarA Y L IK SA N A T ve D Ü ŞÜ N C E D E R G İS İ

A R A L IK SA Y IS I Ç IK T I

Y azışm a A dresi: P . K. 1034 — K A R A K Ö Y

44

Page 47: Gercek sinema 03

cezayir savaşına suikast...

ethem alkanSU ÎK A ST /L e C om plot/Y önetm en: Rene G ainville/Senaryo: Jean Loborde/M üzik: Michel M agne/O yuneular: Michel Bouquet, Jean R ochefort, Raymond Pellegrin, Marina Vlady F ransız yapım ı.

İk in c i D ünya S a v a ş ın ın b itim iy le tü m d ü n y ad a u lu sa l b ağ ım ­sızlık ve k u rtu lu ş sav aş la rı y ay g ın lık kazandı. B u n la rın en k a n lı­la r ın d an b iri de C ezay ir k u r tu lu ş sav aş ı cldu. 1954 y ılında C ezay ir k u rtu lu ş savaşç ıla rı, T unus s ın ırın a y ak ın b ir n o k tad a F ra n s ız em ­peryalizm ine k a rş ı silâh lı m ücadele b ay rağ ın ı a ç tıla r . 1959 y ılında sav aş ın sonucunu k e s tire n G enera l De G aulle yönetim indek i F ra n ­sız h ü k ü m eti B ağ ım sız C ezay ir’den söz açm a y a başlad ı. 1960 y ılın ­d a re fe ran d u m p rensib in i kabu l eden F ra n s ız la r , 1962 M a r t’m d a E v ian ’d a a te şk es an laşm asın ı im za lam ak zo runda k a ld ıla r . De G aulle h ü k ü m etin in bu rasy o n e l ta v r ın a k a rş ı ç ıkan b ir gu ru p , O.A.S. ad lı C ezay ir’in b ağ ım sız lığ ın a k a rş ı o lan fa ş is t b ir ö rg ü t e tra f ın d a to p lan m ay a b aş lad ıla r. 1961 N isan ın d a C ezay ir’dek i O A S’a bağ lı F ra n s ız g en e ra lle r i ay ak la n m ış d u rum dayd ıla r. Bu a ra d a P a r is ’te de m uh tem el b ir ind irm eye k a rş ı g e rek li te d b ir le r a lınm ıştı. 1962 N isan ın d a ise O A S a ğ ır b ir darb e yedi, ö r g ü t d a ­ğıldı. Gizli o rdunun başı G enera l S a lan yakaland ı.

F ilim ile sağ lam b ir ilişk i k u rab ilm ek için bu ön b ilg i gerek li. Ç ünkü film in öyküsü bu n o k ta d a başlıyo r, ö y k ü k ıs a c a şöyle: Ye­n ilg iy i hazm edem eyen OAS v a r gücünü to p la y a ra k son b ir d a rb e ­ye h az ır la n m a k ta d ır . H az ırlan an p lâ n a gö re Tulle hap ishanesinde tu tu k lu bu lunan G enera l C halle h ap is te k aç ırılacak , G enera l De G aulle ö ldürülecek, C ezay ir te k r a r F ra n s a 'n ın o lacak tır . OAS te ­rö r is t y ıld ırm a h a rek e tle r iy le eylem e geçer. F a k a t iş in başı film in de sonunda O A S’ı b ir yen ilg i d ah a bek lem ek ted ir. İs te rsen iz bu işin ge rçek sonunu da b e lirte lim : 10 - 15’e r yıl hapse m ah k û m o lan f a ­ş is t g en era lle r , çok geçm eden De G aulle H ü k ü m eti ta ra f ın d a n a f o lunurlar . İç lerinde so n rad an dev le t idaresinde y ü k sek gö rev le re g e ­tirilen le r bile olur.

Şim di bu b ilg ilerin ış ığ ında film dek i ça rp ık lık la rı izlem eğe g e ­çebiliriz. G ainville film inde O A S’m h a rek e tle r in i duygusa l b ir te m e ­le o tu r tm a y a ça lışm ak tad ır. Bu ise O A S’m g e rçek yüzünün gizli k a lm asın a yol aça rk en , De G aulle’cü lerin tu tu m u h ak k ın d a d a se­yirciy i te r s y o ru m la ra sü rü k lem ek ted ir .

Gizli o rdunun ey lem leri a s lın d a duygusa l değil ekonom ik te ­mele d ayan ır . C ezay ir”d ek i k u rtu lu ş h a rek e tin d en olum suz o la rak etk ilenen F ra n s ız serm ayesi, C ezay ir’de ç ık a r la r ı bozulan C ezayirli işb irlikç ile rin ve fa n a t ik F ra n s ız su b ay la rın ın o lu ş tu rd u ğ u fa ş is t

45

Page 48: Gercek sinema 03

b ir ö rg ü t tü r OAS. (F ilm de g ö ste rilm ek zo ru n d a k a lın an ve M ad­r id ’e k a d a r u z a n a n se rm aye çevresin i d ü şünün .) G ainville ise bü ­tü n b u n la r ı e lin in te rs iy le b ir k e n a ra ite rek , O A S’ç ıla rı söm ürge­le rin i k ay b e tm e üzün tü süy le ne y ap acağ ın ı şa ş ırm ış şe re fli F ra n - s ız la r o la ra k g ö ste rm e çabasındad ır. (F ilm in so n u n d a «ceza m ü­h im değ il bizi an lay ın y e te r» d iyen b inbaş ıy ı h a tır la y ın .)

F ilm in bu a n a çarp ık lığ ı doğal o la ra k O A S’ç ıla r ile D e G aulle’- cü le rin fa rk lıla şm a la rın ı d a ça rp ıtıyo r. Ve sey irc ide D e G aulle’cü- le r an ti em p ery a lis t güç le rm iş gibi b ir iz len im b ırak ıy o r. A slında De G aulle’cü lerde an ti-em p e ry a lis t n ite lik a ra m a k y an lış tır . De G aulle’cü le r C ezay ir S av aşı'n ın sonunu g ö ren ve em perya lizm in a r ­t ık n ite lik d eğ iş tird iğ in in bilincinde o lan rasyonel, F ra n s ız E m p er- y a lizm i’n in tem silc ilerid ir. OAS’ın o n la rd an fa rk ı bu n ite lik d eğ i­şik liğ in i fa rkedem em iş fa n a tik le r o lm alarıd ır.

F ilm in en olum lu tip i o la ra k çizilen polis m ü fe tt iş i de o lay ­la r ı rasyone l o la ra k izleyen D e G aulle H ü k ü m e ti’n in m ason bir k u k las ıd ır. F ilm i y ap a rk en şoven ist d u y g u la n k a b a ra n G ainville 'in O A S’ta k i en azılı te rö ris tle r i C ezay ir lile rd en seçm esine de dokun ­m ad an geçm eyelim . C ezay ir’i te rk ed en F ra n s ız a ile le rin i gö ste ren sah n e le r de bize K üba’yı te rk ed en b u r ju v a la n g ö s te re n A m erik an p ro p a g a n d a filmlerini* an ım sa ttı . H ele g a d d a r (! ) C ezay irlile rin bı­çak lay ıp b o ğ d u k tan so n ra k ız a r t t ık la r ı C ezay irli işb irlikç iy i g ö s te ­re n sahne, yönetm en in n asıl b ir ta v ır içinde o lduğunun en aç ık ö r ­neğidir.

G erçek S inem a’n ın ik inci say ıs ın d a F ra n tz G ev au d an - S iyasa l sin em a sey ircis iy le k a rş ı k a rş ıy a - ad lı y az ıs ında , h e r film i ideolojik o la ra k gö rm ek le b irlik te s iy asa l s inem an ın ta n ım ın ı şöyle b e lir ti­yo rdu : « ... kend ilik lerinden s iy asa l o lm a la r ı y e tm ey en ve özlerin i siy ase tin incelenm esinden o lu ş tu ra n y a p ıt la r ç ık ıy o r o rtay a . Biz b undan böyle, b irey in k a rş ıs ın d ak i en so m u t gö rü n ü ş le riy le ; ordu, p a rt ile r , sen d ik a la r y a d a a d a le t o la ra k k a v ra n a n ik t id a r ın yap ısın ı incelem ek te b irleşen bu y a p ıt la ra s iy asa l filim ad ın ı vereceğiz.»

Bu tan ım ın b o y u tla rı içinde ince le rsek « S u ikas t» s iy a sa l s in e ­m an ın b ir ö rneğ id ir. A ncak incelem esini egem en g ü ç le r çizgisinde b u rju v a yön tem leriy le y ü rü te n b ir ö rnek . Z a te n T ü rk iy e ’y e bunun ö tesinde b ir s iy asa l film in ge tirilm esi de düşünü lem ezd i herhalde. A slında b izim siy asa l sinem adan an lad ığ ım ız , s iy a sa l s in em a k a v ­ram ın ın y a ra t t ığ ı p a z a rla rd a n y a ra r la n a ra k t ic a r i k a z a n ç la rın ı k a ­p ita lizm in k ir li oy u n la rın a k a ta n film ler değil, G ev au d an ’m ta n ı­m ın a nesnel ö lçü ler içinde yak laşan , ta r ih in a k ış ı iç inde o lay la rı dü ­rü s tç e y erli yerine o tu r ta n film lerd ir.

G ainville’in film i te k n ik ve dil o la ra k d a ö zg ü n ve ü s tü n b ir n ite lik te değil. A lışılm ış k lâ s ik k a lıp la r içinde v a s a t b ir y ap ıy a sah ip . F a k a t özellikle sey irc iy i n esn e llik ten s ıy ırıp b ü tü n ü y le f il­m in h av asın a k a p tırm a k için, m üziğ in de y a rd ım ıy la o lay la rın d i­nam izm in i kesip , du y g u sa llığ ın y o ğ u n la ş tın ld ığ ı bö lüm ler - b in b aşı­n ın k a rıs ıy la y ap tığ ı son te lefon k o n u şm asın ı an ım say ın - o ldukça u s ta lık gösteriyo r.

«S u ikast» y a da özgün ism iyle «Komplo», g e rçek ç i s iy asa l s i­n em ay a ve C ezay ir S av aşı’n a h az ırlan m ış b ir su ik a s tt ır .

46

Page 49: Gercek sinema 03

baba

oğuz makal

B aba / F . F . Coppola

B a b a /T h e G o d fa th e r /Y ö n .: F ra n c is F . C oppola S enaryo : M. P ozo ’nu n rom an ın d an M. Puzo ve F . F . C oppola G örün tü : G ordon W illis, M üzik: N ino R o ta O yuncu la r: M arlen B rando - A l P ac in o S te r lin g H ayden R ich a rd C aste llano R ich a rd Conte, A.B.D. F ilm i (1971), 175 d ak ika .

F ilm i gelm eden ünü gelm işti. Önce ro m an ı g ü rü ltü kopard ı, ad ın d an söz edildi u zu n ca zam an, ö n em li b ir y a p ıt olduğu için d e ­ğil, «B est Seller» olduğu iç in ... A rd ından filim y ap ılırk en doğan fıs ıltıla r . F ilm in oyuncu larından , m üziğ inden söz edildi son ra . O scar «Baba» n ın ün ü n ü d ah a d a a rtırd ı. Ö zellikle O scar sinem a iç in iyi b ir p a z a rla m a yön tem i o lm aya başlad ı. G erçek te , d a h a b ü y ü k g ü ­rü ltü le rle tü m O sca r 'la r ın a rm a ğ a n edildiği b ir «G eneral P a tto n » ’- d an k u şk u su z çok d a h a özenle y ap ılm ış b ir filim d ir «Baba».

F ilm in konusunu , b u ra d a y inelem enin a n lam ı yok. «B aba» da- k i yönetim iy le C oppola’n ın şim diye değin en iy i iş y ap an film i o luş­tu rd u ğ u n u , u s ta oyunuy la B rando ’nu n ün ü n ü p ek iş tird iğ in i de.

«Baba» b ir g erilim film i olm uş. K işiyi, o lay la rın ak ıc ılığ ı iç in ­de sü rük ley ip , so luksuz k o ltu ğ u n a bağ lıyab ilecek denli. K ap ita liz ­m in için için çü rü ttü ğ ü , güçlünün , y an i p a ran ın , şiddetin k iş ile r üzerinde egem en olduğu b ir ü lk en in özgün b ir k e s itid ir M afia. K endine özgü n o rm la rı olan, tü m k irli işleri, s a tıl ık p a rla m e n te r­ler, basın , polis vb. yo luy la y ü rü te n ö rg ü t. Y oz b u rju v a düzeniyle iç-içe gelişen , o düzenin n ite liğ in i be lirleyen k a n a - şiddete d a y a ­n a n ö rg ü t.. . P e n n ’den P eck in p ah ’a dek u zan an b ir dizi yönetm en gerilim filim lerin in u s ta s ı o lm uştu r. A lıcı gözleriy le , b ir devri,

47

Page 50: Gercek sinema 03

top lum un b ir kesitin i, önem li say ılab ilecek o lgu ları can la n d ırm ış­la r , a n la tm a y a ça lışm ışlard ır. C oppola’d a çarpıcı kurgularla değil, k o şu t k u rg u la r la o lay ların , film in d ra m a tik y ap ıs ıy la ilişk in g iy ­silerden m üziğe, k a rş ılık lı k o n u şm ala rd a n çocuk z ır lam a la rın a de­ğ in herşey in üzerinde d u rm u ştu r . «The G odfather» çevresinde to p ­lan an bu ü rk ü tü c ü a ile lerin k iş ile ri u s ta lık la y an sıtılm ış tır . D uy­g u la ra yönelik y an o lg u la r ihm al edilm em iş, h e r şey in an d ırılm a­ğ a ça lış ılm ıştır filim de.

Ç ek şey söy lem ek ge rek siz «B aba» film i için. T üm ü lkelerde olduğu gib i B ran d o ’nun, Al P ac in o ’nu n oyunu k u şk u su z bizde de sev ilecek tir. F ilim belki h a f ta la rc a o y n ay acak tır. B elki diyoruz, geçen y ılla rd a pek çok ülkede a y la rc a oynayan «Love S to ry» T ü rk iy e ’de b irk aç h a fta d a n faz la o y n am am ıştır. (Bu filim ve konu üzerinde yap ılm ış ilg inç b ir a ra ş tırm a y ı ve sonuçların ı y ay ım la ­yacağ ız .) D iyelim ki, «B aba» gişe re k o r la rı k ıra c a k tır . (B izde g e ­çen yıl g işe rek o ru k ıra n E rkek D ediğin adlı beş p a ra lık b ir filim - di.) N edenin i b iraz da, filim d ah a o r ta lık ta görünm em esine k a r ­şın, öyküsü, m üziğ i ve oyuncu ların ın n için sevdirild iğ inde a ra m a k g e rek ir. F ilim iç in kötü fa lan dediğim iz yok, am a bu işin de ne y az ık ki, düzeni böyle ...

• •

Sinematek’e üye Olunuz

S İN E M A T E K Ü Y E L E R İ:

— S in em alard a görü lm esine im k ân o lm ayan film leri g ö re ­bilirler.

— K ita p lık ta n y a ra r la n ır la r .— A çık, o tu ru m la ra , k o n fe ran sla ra , ta r t ış m a la ra k a tı lır la r . ■— F ilm le r veya s inem ayla ilgili belgeler üzerinde a ra ş tırm a

y a p m a k is tey en le r S in em atek ’in kend ilerine sağ lad ığ ı im ­k â n la rd a n y a ra r la n ır la r .

—■ S inem a san a tı ile ilg ili b ü tün so ru la rı cev ap lan d ıran bir k u ru m u n im k ân la r ın a k av u şu rla r.

SİN E M A T E K ’İN A D R E S İ:

T ü rk S in em atek D erneği, S ırase lv iler C addesi No. 65 TA K SİM

Tel.: 49 87 43 Ü yelik işlem leri 10 .50-21.30 a ra s ın d a yap ılır.

48

Page 51: Gercek sinema 03

kaçak

abdullah anlar

«La Vleuve Couderc»/Yönetm en: P ierre Granier - D efferre/ Roman: George Sim enon/O yuncular: A lain Delon, Sim one Signoret, O ttavia P icco lo /F ransız yapım ı.

G eçtiğ im iz y ılla r d a g ö ste rilen «Aile Şerefi» n i g ö rm ü ş m üydü­n üz? G ördüyseniz «K açak», F ra n s ız yönetm en D effe rre ’n in ilg inç dünya gö rüşünü d ah a iyi değerlend ireb ilirsin iz . I s r a r la üzerinde d u r­duğu bazı düşünceleri v a r yönetm en in . S im enon’d an y ap tığ ı bu u y a rla m a y a kendi po litik yo rum unu u s ta c a k a ta r a k ilgi çekic i b ir film ç ık a rm ış o rtay a .

«Aile Şerefi» (L a H o rse ) 'n d e F ra n s a ’n ın k ır sa l bö lgelerinde y a şay an in sa n la r ı a n la t ı r D efferre . K öy y a şam ın ın düzenine, ses­sizliğine, d in lend iric iliğ ine, k ırsa l yö re lerin doğal güzelliğ ine t u t ­k u y la bağ lıd ır. G eleneksel d av ran ış ve düşünüş şek ille rine b ağ lılık ­la r ın ı kaybetm eyen , en az ından k o ru m a y a ça lışan köy lü ler ilg isin i çeker yönetm enin . F eoda l dönem in ah lâ k s is tem ine titiz lik le b ağ b yaşlı aile re is i (Je a n G abin) film de, k ap ita lizm in yerleşm esi ile gelişen, g it tik ç e y ay g ın la şan e s ra r tic a re tin i m eslek ed inenlerle ça ­tış ır . G eleneklere b ağ lı yaşlı köylü a ilesin in şe re fin i k o ru m a m ü ­cadelesini, polis te şk ilâ tın ı işe k a rış tırm a d a n sonuç land ırır. Şeh irden g e le rek h e r şeyi a lt ü s t eden k ö tü a d a m la rla m ücadele ederken «aile reisi» b ir o r ta ç a ğ şövalyesin i a n d ır ır âd e ta . A ilen in ye tişk in oğlu köyde y a şa m a k istem ediğ i, b a şk a y a sa la r ın h ü k ü m sü rd ü ğ ü şeh irlere g ittiğ i için değ işm iş ve yozlaşm ıştır. A slında köyde y a ­şay a ra k , geçm işin geleneksel d a v ra n ış b içim lerine bağ lı k a lm an ın kö tü lü k le ri yenm eye yeteb ileceğ in i k a n ıt la m a k is te r D effe rre . D ra ­m a tik y ap ıy ı şeh irden gelen in sa n la r la köy lü lerin ç a tışm as ı üze ri­ne k u ra ra k m esa jın ı ile tm eye çalışır.

«K açak» ta D effe rre bizi y ine b ir köye g ö tü rü r . Ü ste lik ta r ih B irinci D ünya S av aşı’m n acılı sonuç la rın ın d ü n y ay ı kasıp k a v u r­duğu 1922 y ılla rıd ır. «K açak» ta şeh irden köye gelen in san b ir s i­yasi suçludur. E s r a r k aç a k ç ıla r ı g ib i in san la rın şe re fi ile oyna­m ay an L av igne’ye yöne tm en fa rk lı b ir şekilde y ak la ş ır . L av igne’- nin suçluluğu, suçunun n ite liğ i önem li değ ild ir ve bu konuda se ­y irc iye b ir aç ık lık ge tirilm ez . Y önetm en için, L av ig n e 'n in köye tu tk u ile bağ lanm ası, ge leneksel in an ç la rın düzenled iğ i köy y a şa ­m ında a rad ığ ı m u tlu lu ğ u bulabileceğine in an m ası önem lidir. L a- vigne özlem ini çek tiğ i «şarab ı» ve «güneş» i köyde bulur. «D effer­re > n in köyü F ra n s a ’n ın ve D ünyan ın ekonom ik ça lk a n tıla rın ın d ı­şında, ü to p ik b ir m e k ân d ır ...

49

Page 52: Gercek sinema 03

Ş ehre ind iğ inde L av igne g revc i işçilere k a rş ı k a y ıts ız k a lır. P a z a r g ü n ü işçilerin g rev y ap m asın ı an lam ay an dul C oudere’e g rev h ak k ın d a ne düşü n d ü ğ ü n ü bile söylem ez. K u lu çk a m akinesindek i civcivler, güzel F elic ia , k an a ld a n geçen m av n a la r, k ır la rd a ça lış­m ak L av igne’yi büyü lem iştir. K öyü ik iye bölen k an a ld an geçen m av n a la rın h arek e tin d ek i, ağ ırlığ ı, te laşsız lığ ı g ö s te r ir sık s ık D ef- fe rre . G ü rü ltü lü düzensiz u çu şu y la b ir u çak m av n a la rı sey reden L a- v igne’ye şeh ri h a tır la tır . Y aşam an ın â d e ta yen iden fa rk ın a v a ra n L av igne öylesine h a y a t do ludur k i yaşlı dul C ouderc’e bile tu tk u ile bağ lan ır. F e lic ia ise gençliğ i ve güzelliğ i ile ş a ş ır t ır onu.

D ul C ouderc, F elic ia , F e lic ia ’nın annesi, babası, C ouderc’e â ş ık büy ü k b ab a sü rek li b ir an la şm az lık içinde gö rü n ü rle r. A m a L a ­vigne bu a ilen in çocuksu, â d e ta h a y a tla r ın a b ir re n k k a tm a k için g ir iş tik le ri küçük ç a tışm a la ra g ü lüm seyerek b ak a r. S ın ıfsal ç a tış ­m a la r y o k tu r «D efferre’nin köyünde». K öyün k ad ın la rı ç am a ş ır y ı­k a rk e n ve o tobüs bek le rk en k a rş ıla ş tık la r ı dul C ouderc’e z a ra rs ız ge leneksel b ir te p k i g ö s te r ir le r sadece. Y önetm en L av igne’ye sank i g ir iş tik le r i p o litik m ücade len in an lam sız lığ ın ı an la tm a k is te r bu «orda b ir köy v a r u z ak ta » tab lo su ile.

F a k a t L av igne önem li b ir siyasi suçludur. H ü k ü m et k u v v e tle ri onun köyde sak land ığ ın ı k ısa b ir sü re so n ra ö ğ ren irle r. F e lic ia ’n ın ailesi onu ih b a r ederken önem li b ir s iy a s î suçlu o lduğunu b ilm ez­ler. S iyasî b ir m esa j ta ş ım az bu m uhb irlik . F a k a t sabah ın erken saa tle r i ile b irlik te yüzlerce a sk e rin te k b ir in san ı ö ldürm ek am ac ı ile g ir iş t ik le r i h a re k e ti veren bölüm etk iley ic id ir. Bu ted irg in edici h a z ır lık ta k i ç irk in lik le , köyün ve o rm an ın güzelliğ i a ra s ın d ak i z ıt­lığ ı a n la tırk e n b a şa r ılıd ır D efferre . T ek b ir in san ın av h ayvan ı g ib i tu z a ğ a dü şü rü lm ek is ten m esi onun gelenekçi a h lâ k an lay ışın a k a rş ıd ır . L av igne’n in yüzlerce k u rşu n la delik deşik edilm esi a s lın ­d a D e ffe rre ’n in ü to p y asın ın im kânsız lığ ın ı gö ste rir .

«K açak» t a «Aile Şeref» i g ib i özenli b ir sinem a çalışm asıd ır. D effe rre ’n in d u rg u n an la tım ı, a slın d a film in içeriğ in in g e rek tird iğ i b ir özellik tir. G erilim in güçlü oluşu, bu du rg u n an la tım ın m ono­to n lu ğ u n a ve s ık ıc ılığa yol açm asın ı önler. K am eran ın titiz , ölçülü ve ağ ırb aş lı harek e tliliğ i, e tk ili b ir m üzik le birleşince b a şa rılı b ir film o lu r «K açak».

K ap ita lizm in gelişm esinden, güçlenm esinden hoşnu t o lm ayan gelenekçi b ir F ra n s ız D efferre . K ap ita lizm in sağ lam ekonom ik te ­m ellere d ay an an b ir ah lâ k s is tem i geliştirem em esi, in san la rı d ah a y ık ıcı ç a tışm a la ra sü rü k lem esi ra h a ts ız ed iyor onu. H e r iki f il­m inde de bunun doğu rduğu b ir b u ru k lu k , b ir k u şk u seziliyor. K a ­p ita lizm i bu şekilde a lg ıla rk en d ü rü s ttü r D efferre . F a k a t so runun çözüm ünü geçm işte a ra m a k is tem esi onu ü to p ik ve e tk is iz b ir n o k ta y a ge tiriy o r. Bu p o litik ta v n ile D effe rre önem taş ım az . F a ­k a t ilg i çekici ve düşündü rücüdü r.

50

Page 53: Gercek sinema 03

okuyucu mektubuY U SU F ÎLE ZÜLEYIIA A DLI BİR FOTO - KOMAN ÜZERİNE

GERÇEK SİNEM A Yöneticileri2 K asım 1973

ö n ce ç ıkard ığ ın ız derg id en ö tü rü s îz le ri k u tla rım . D erginizi henüz okuyabild im . B elki bu, sizin d u y u rm a im kânsız lık ların ızdan , belk i de, benim belli çevrelere u z a k o luşum dandır. B ir zam a n la r öğrenciyken , b ir s inem a heveslisi o larak , sinem a çevrelerine yak ın say ılırd ım . Şim di okuyam ayıp , b ir fab r ik a d a ça lışm ak zo runda k a l­m am , ge rç i d ah a g erçek ç i hevesler y a ra t t ı am a, sevdiğ im heves­lerle u ğ ra şm am ı önledi.

D erginizi okuyunca genç ve a ta k b ir d erg i olduğunu gördüm . Bu beni sevindirdi. B una güvenerek , derg ide yay ım lad ığ ın ız b ir y a ­zıy la ilgili düşüncelerim i ile tm ek is tiyo rum . Size bu m ek tubu gö n ­derm em e b ir o lay sebep oldu:

B ir gün S irkeci banliyö tren iy le işe g id iyordum . K arş ım d a iki genç k ız o tu rm u ş h eyecan la b ir şey ler k o n uşuyo rla r. E llerinde fo ­to - ro m an la rın bol olduğu b ir g aze te v ar. B ir a r a gaze tedek i fo to - ro m an la rd an b irin i ok u m ay a koyu ldu lar. S o n ra iç lerinden b iri a ğ ­lam ay a başlad ı. Z a ten d ah a önce de, k o n u şu rk en bu ağ lay a n ın çok üzgün olduğu an laşılıyo rdu . A rk ad aş ı ona susm asın ı söyledi. A r­t ık k o n u ştu k la rın ı an lam ak m üm kündü. A ğ lay an kız, b ir gün ön­ce A lm an y a’y a g itm e k için m uayene o lm uş ve g e ri çevirm işler. O kuduğu fo to - ro m an k ah ram an ın ın d u rum u d a kend ine benziyo r­m uş. K endini tu ta m a y ıp ağ lam ış. B ü tün u m u tla r ı yok olm uş falan . A z so n ra genç k ız ağ la rk en , «bizi bu d u ru m la ra d ü şü ren le r k a h ­rolsun» gib ilerden , b ir tak ım ad a m la ra k ah red en sözler e tm eye b a ş ­ladı. T ren İs ta sy o n a geldi, göz ucu y la g aze ten in ta r ih in e bak tım . Bu o lay beni çok etk ilem işti. Bu k ızı da böyle e tk ileyen b ir fo to - rom an ne o la k i diye is ta sy o n d a g aze tey i aldım . O kuduğum bö lü ­m ünde, işçi olduğu an laş ılan genç b ir adam , y an ın d ak i genç k ıza, ciğerinde leke olduğu iç in m uayeneden g e ri çevrild iğ in i, a r t ık u m u tla r ın ın b ittiğ in i, b ir ad am ın m uayene yerinde kendisine «5 bin lira ve rirsen sen i A lm an y a’y a gönderirim » dediğini, b ir ta k ım a d a m ­la ra k ah red e rek , to p lu m a k ız a ra k , an la tıy o rd u . B en şaşırd ım . B ir fo to ro m an d a böyle gerçekç i u n su r la r ın olm ası ra s tla n m a y a c a k b ir şeydi. H em en gaze ten in d iğ e r n ü sh a la rın ı b u lm aya k a r a r verdim . Ve b ü tü n fo to - ro m an ı okudum . O ndan so n rak i gün le rde de iz le­m eye başlad ım . D a h a da şaşırd ım . H a y a tım d a ilk d efa fo to - rom an okuyordum am a, top lum sal gerçekçi b ir b ir h ikâye o k u r g ib i t a t alm ıştım . B ildiğim k a d a rıy la h iç b ir fo to ro m an d a böyle şeye r a s t ­lan m am ıştır . Y a d a v a rd ır ben h iç görm edim , duym adım . B ir kere d ah a k a ra k a ra düşündüm . E sk id en beri fo to - rom an diye, beyin y ıkay ıc ıb ğ ın m b ir k a v ra m ı haline gelm iş o lan b ir a rac ın , devrim ci am a ç la r la ku llan ıld ığ ı ap aç ık o rtad ay d ı. Bu k o nuya y ine dönm ek am ac ıy la fo to - ro m an ın ad ın ı ve h ikâyesin i verm eden edem eyece-

51

Page 54: Gercek sinema 03

f im ; siz in de b ilg in iz olsun: A dı: Y usuf ile Z üleyha. Ve bugün lerde h â lâ devam ediyor. Sonunu m e ra k la bekliyorum . K ısa h ikâyesi de şöyle:

A nado lu ’d a n İs ta n b u l’a a n a s ıy la b irlik te genç b ir adam göç ediyor. G ecekondu m ahallesinde o tu ru y o r ve b ir fa b r ik a d a ça lışı­yor. B ir m esire yerinde b ir k ız gö rüyor, ilg isin i çekiyor. K ız da ailesiy le İs ta n b u l’a ilk g e lm iş tir, şim dilik Y usuf'un kom şusu olan b ir evde k a lm ak tad ır . A ra la r ın d a çok sa f b ir ilişk i başla r. Ö zel­lik le k ız çok sade, büyük şeh rin en k üçük b ir p is liğ inden h aberi yo k tu r. H e r şeyi so ra r. Y usuf A lm an y a sırasın ı bek lem ek ted ir. B ü tü n u m u t o rad ad ır. Ö nceleri g izli o lan ilişk ileri, so n ra duyu lu r. A ra la r ın a y a ş lıla r g ire r , ik is i de ev lenm ek is te r le r am a henüz Y u­su f’u n y e te r li p a ra s ı yok tu r. K ızın an as ı b aş lık t a is tem ek ted ir. S onunda an la ş ır la r . Y usuf başlığ ı A lm an y a’d an gelince ödeyeceğine d a ir sen e tle r im za la r. Böylece sözlü o lan Y usuf ile Z üleyha a ra - s’n d ak i ilişk i yoğun laşır. İk is in i de, büyük şeh rin , k ap ita lizm in y a ra t t ığ ı düzensiz lik ler önünde k o n u şu rk en gö rü rüz . K öprü, b an ­k a la r , p ir in ç k u y ru k la rı, y oksu lluk la r. B azan bun la rı da k o n u şu r­lar. Y usuf’la Z ü leyha 'm n b ü tü n um udu A lm an y a’dadır. E v le r a la ­cak la r, elbiseler, a ra b a la r vs. Bu a r a Z ü leyha d a ça lışm ak is ter. Y usuf « k a rı k ısm ı çalışam az» derse de k a rş ı ko y am az ve Z ü leyha b ir çorap a tö lyesinde ça lışm ay a başla r. B u ıad a d a a tö lyedek i sö­m ü rü n serg ilen ir. B ir g ü n Y usu f işinde n a tılır . N edeni işveren in d ah a ucuz işçi bu lm uş o lm asıd ır. U zun uzun a n la tm a m a g e rek yok. Bu ik i in san k ap ita lizm in y a ra t t ığ ı b ü tü n yoz değerle rin içinde, sebep lerin ip u ç la rı d a sezd irile rek sunu lu r. O k u rsan ız s iz de g ö re ­ceksiniz.

B ü tü n b u n la r ı O ğuz M ak al’ın yazıs ın ı okuyunca düşündüm . M akal y az ıs ında fo to - ro m an ko n u su y la ilg ili g e rçek le ri a ç ığ a çı­k a rm a k ta d ır . A m a sunduğum örnek le ilg ili b ir d u ru m d an söz e t­m iyor. F o to - rom an ı sadece b ir b u rju v a a ra c ı g ib i gö rüyor. Y u k a­rıd ak i ö rn ek te gö rü ldüğü gibi, fo to - ro m an la da g e rçek le r söylene­bilir. A m a nereye k a d a r? Bu d a a y rı b ir ta r t ı ş m a konusu. A k lım a b ir bü y ü k devrim cin in sözü geliyor: «B ir devrim ci g e rek irse sa rı send ikada bile ça lışm alıd ır, ö n em li o lan işçi s ın ıfın a h izm et e tm ek- sebu o ra d a d a m üm kündür. Ç ünkü b ü tü n d eğ e rle ri h a lk y a ra tm ış tı r ve o değerle rin h a lk için k u llan ılm ası devrim cilerle m üm k ü n olur.»

Gerçek Sinem a Yöneticileri.B en b ir ö rn ek ten h a re k e t ederek bazı şey ler söy lem ek is te ­

dim . Şim di fa b r ik a d a ça lış ırk en b ir çok şeye d a h a gerçek ç i b ir ta ­ban d an b ak m ay a çalışıyorum . Ö ğrencilik y ılla rın d ak i b ir çok h a ­ya li düşüncenin yan lışlığ ım d a an lıyorum . B ence devrim ci b ir k ü l­t ü r adam ı, düzen in h e r yerine elinden geld iğ ince g irm eli ve am acın ı g e rçek le ş tirm ek iç in m ücadele e tm elid ir. K üçük çevrelerdeki, d a r m uh itle rd ek i p ra t iğ i o lm ayan sonu gelm ez k ü ltü r sohbetleriy le ne gerçek leşeb ilir. D evrim ciler k a p ita lis t h a y a tın b a r ik a tla r ın a yer- leşm elid ir. H e r y an d an k u şa tm a k için.

B ir o k u runuz o la ra k bazı g e rçek le re dokunab ild im se sevin irim . D erg in iz in b a ş a n lı o lm asın ı d ile r say g ıla rım ı sunarım .

K Â ZIM A K T A Y

52

Page 55: Gercek sinema 03

Kaçak

/ Pierre

G. D

efferre

Büyük Y

arış /

Lee H

. K

atzin

Ben ünle E

vlenir m

isin? /

Dino R

isi

Tek Adam

/ Boris

Sağal

Suikast /

René

Gainvllle

Akrep

/ M

ichael W

inner

ee**

1t?pa2

ırft<■*»eO3E.

<B5s*6

**%\ae

pöao?

Cehennem

de tki

Adam /

John B

oorman

Baba /

« rancis

F. C

oppola

••

• • • • • • ••••

« HŞ> r* S er■a ftS- 3 ? >

İ Ë

!• ■

:11

•i * «jr >ı HB •*!£ *T © 2§ i 0

•••

••

1 • 1 •

i

•••

••9m

GünyU

zO

enılrhan

• •• • • • •

•99

9999

llıırçuk E

vren Yeni

Ortam

!1 • • 1

9999

0 C5 ?6 *

3 m1 to

/

Kötü

Orta

İlginç G

üzel ı s:ıtj\n | n •

DE

ĞE

RL

EN

DİR

ME

•• •••

••

••

•••

•*

Page 56: Gercek sinema 03

n X l u t l '* oya ENVER GÖKÇE

dost dost

ille kavga

vahşetin 5 çağrısı l

iJACK LONDON

Jyaşamak hırsı q

® j • yv r v 10 Lira r

aydın hatipoglu

hoyratyü ce l yayınları