eylul 2009

38
2009 Eylül Sayý: 1 1998 YAMAHA R1 mecmua YAMAHA TÜRKÝYE SAÐLIK : HÝKAYE : BAKIÞ : GÜVENLÝ SÜRÜÞ: PODYUM : GEZÝ : HABER : MEDYA : GÜRÜLTÜYE BAÐLI ÝÞÝTME KAYIPLARI HAYBEDEN GERÇEK ÜSTÜ MOTOSÝKLET HÝKAYELERÝ MOTOSÝKLET ve HAYAT KENDÝMÝZ ÝLE BAÞA ÇIKMAK-1 AYIN GÜZELÝ SALDA GÖLÜ MOTORSPORLARI FOTO-VIDEO MOTOSÝKLETÝ HANGÝ DEVÝRDE KULLANMAK GEREKÝR ? KASK ÝÇÝ KULAKLIK SETLERÝ N-COM Kaliteli Motosiklet Bilgi Paylaþým Platformu www.YamahaTurkiye.Org

Upload: yamaha-tuerkiye

Post on 28-Mar-2016

246 views

Category:

Documents


9 download

DESCRIPTION

YamahaTurkiye.Org Eylul 2009 Sayısı

TRANSCRIPT

Page 1: Eylul 2009

2009 Eylül Sayý: 1

1998 YAMAHA R1

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

SAÐLIK : HÝKAYE :BAKIÞ : GÜVENLÝ SÜRÜÞ: PODYUM : GEZÝ : HABER : MEDYA :

GÜRÜLTÜYE BAÐLI ÝÞÝTME KAYIPLARI HAYBEDEN GERÇEK ÜSTÜ MOTOSÝKLET HÝKAYELERÝ

MOTOSÝKLET ve HAYATKENDÝMÝZ ÝLE BAÞA ÇIKMAK-1

AYIN GÜZELÝSALDA GÖLÜ

MOTORSPORLARIFOTO-VIDEO

MOTOSÝKLETÝ HANGÝDEVÝRDE KULLANMAK GEREKÝR ?

KASK ÝÇÝKULAKLIK SETLERÝN-COM

Kaliteli Motosiklet Bilgi Paylaþým Platformu www.YamahaTurkiye.Org

Page 2: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

YamahaTurkiye.org

Page 3: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Editör

AdýYamahaTürkiye E-Mecmua

SahibiYamahaTurkiye.org

EditörH.Aþkýn KAYMAZ

TasarýmH.Aþkýn KAYMAZSuna KAYMAZ

Haber EditörüMelih BAYKARA

YazarlarAli TÜTER

Emre ERCÝNSLevent KOLAK

Murat KAVAKLIOÐLUH.Aþkýn KAYMAZ

Emre ERCÝNSAhmet ACAR

Hakan BAKIREZEROrhan ONDÖRTOÐLU

Reklam RezervasyonSuna KAYMAZ

Ýletiþ[email protected]

Vedat KÜRÞÜN

[email protected]

Mecmua Ýçeriði Hakkýnda

Yazýlan tüm yazýlar yazarlarýn sorumluluðundadýr. Mecmuamýzda

yayýnlanan tüm görsel ve yazýlar izinsizkullanýlamaz.

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

Yeni bir bebek doðdu. Adý «YamahaTurkiye». Henüz bebeðiz, öðreneceðimiz çok þey var. Büyümek, öðrenmek ve paylaþmak için ise tez canlýyýz. Heyecanýmýzýn, hayallerimizin, azmimizin bizi baþarýya götüreceðine inanýyoruz.

Hepimizin bildiði gibi Türkiye›de motosiklet kültürü henüz emekleme aþamasýnda. Biz de bu emekleme sürecini hýzlandýrmak ve doðru bilgiler ile sizlere ýþýk tutmak amacýndayýz.

Ýyi de YamahaTurkiye.Org ne yapacak ? diye aklýnýzdan geçiriyor olabilirsiniz.

Bir çok internet sitesi, forumlarý varken buna ne gerek vardý diyebilirsiniz. Çeþitlilik ve rekabet hepimizin bildiði üzere kaliteli iþlerin çýkmasýna neden olur. Biz de çýtayý bir üste çýkarabilmek adýna bir þeyler yapmak istedik.

YamahaTurkiye.Org, kültürlü, bilinçli motosiklet kullanýcýlarýný bir araya toplamak isteyen bir oluþumdur. Okuyacaðýnýz bu e-mecmua›nýn içeriðinde rol alan arkadaþlar, eðitimli ve bilinöli motosiklet sevdalýlarýndan oluþuyor. Hiç bir karþýlýk beklemeden emek veren bir grup motosiklet sevdalýsýnýn eseridir.

Nefesimizin yettiði yere kadar her ay sizler ile bu e-mecmua aracýlýðý ile ve ayrýca sitemiz üzerinden sizler ile birlikte olacaðýz.

Görüþ ve önerileriniz bizler için çok önemli. Olumlu-olumsuz tüm mesajlarýnýzý bekliyoruz.

BEBEÐÝMÝZ OLDU

H.Aþkýn [email protected]

Page 4: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.org

HABERLER

Eylül 2009

[email protected]

Melih Baykara

2009 Yamaha R1 Avrupa Pistlerinin Lideri

Yamaha, 2009 Yamaha R1 modelinde yapmýþ olduðu teknolojik atýlýmlar ile gerçek bir devrim yaptýðýný pistlerde de kanýtlýyor. Çünkü 2009 Yamaha R1, Avrupa yarýþmalarýnýn lideri. Sonuçlara bakýlýrsa Yamaha, R1 modeli ile Avrupa pazarýnda liderliðini devam ettirecek gibi gözüküyor.

Yenilikçi teknolojisi ile yakaladýðý inanýlmaz potansiyeli 2009 Yamaha R1 pilotlarýný baþarýya taþýyor. Dünya Superbike þampiyonasýndaki Ben Spies’in muhteþem performansýna, Avrupa pistlerinde bir numaraya oturan R1 pilotlarýný da eklersek bunun Japon firmaya dönüþü kaçýnýlmaz gözüküyor.

Yamaha MotoGP’den Vazgeçmiyor

Yamaha Racing direktörü Lin Jarvis, küresel ekonomik krize raðmen þirketin MotoGP’ye sýmsýký baðlý olduðunu söyledi. Birçok Japon üretici firma, son aylarda sýkýntýya girerek çoðu spor etkinliðinden çekildiðini açýklamýþtý. Bu yönde Honda Formula 1?den, Suzuki ve Subaru Dünya Ralli Þampiyonasý’ndan, Kawasaki ise MotoGP’den ayrýldýklarýný açýklamýþtý. Jarvis, konuya iliþkin açýklamasýnda þunlarý kaydetti: “Geçtiðimiz Kasým ayýndan bu yana bütün dünya çok zor günler geçiriyor. Sadece MotoGP deðil,

motor sporlarýnýn her kademesinde sýkýntý var. Ancak biz Yamaha olarak spora 4 pilotumuzla birlikte azimle devam etme kararý aldýk. Geçen yýlki performansýmýzla çok baþarýlý bir süreç yakaladýk. Ýçinde bulunulan zor þartlarda kimse geleceðe iliþkin tahminlerde bulunamaz.”

Rossi Þampiyonluða Çok Yakýn

En yakýn rakibi Lorenzo ile puan farkýný 50 ‘ ye çýkaran Yamaha Pilotu Valentino Rossi tartýþmasýz þampiyonluða en yakýn pilot.

Page 5: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.org

HABERLER

Eylül 2009

[email protected]

Melih Baykara

01. Fiat Yamaha 36 45 25 25 36 45 45 36 45 11 25 -- -- -- -- -- -- 374

02. Repsol Honda 16 27 21 29 13 23 0 25 16 32 33 -- -- -- -- -- -- 235

03. Ducati Marlboro 29 13 18 15 29 22 23 24 21 3 10 -- -- -- -- -- -- 207

04. Monster Yamaha Tech 3 13 11 14 16 19 12 23 9 13 30 16 -- -- -- -- -- -- 176

05. Rizla Suzuki 9 15 16 18 17 16 17 8 8 8 16 -- -- -- -- -- -- 148

06. Honda Gresini 17 5 11 11 3 4 13 15 21 17 27 -- -- -- -- -- -- 144

07. Honda LCR 6 5 13 2 8 8 9 7 -- 16 6 -- -- -- -- -- -- 80

08. Hayate Racing 2 10 11 20 5 2 4 6 9 9 -- -- -- -- -- -- -- 78

09. Pramac Racing 8 8 0 1 10 7 2 4 6 14 4 -- -- -- -- -- -- 64

10. Grupo Francisco Hernando 3 1 6 -- -- 1 3 -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- 14

11. Scot Racing Team MotoGP 1 0 5 3 0 -- 1 -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- 10

2009 TAKIMLAR SIRALAMASI

01. Valentino Rossi 20 20 25 0 16 25 25 20 25 11 25 -- -- -- -- -- -- 212

02. Jorge Lorenzo 16 25 0 25 20 20 20 16 20 0 -- -- -- -- -- -- -- 162

03. Casey Stoner 25 13 16 11 25 16 16 13 13 1 -- -- -- -- -- -- -- 149

04. Dani Pedrosa 5 16 20 16 0 10 0 25 16 7 20 -- -- -- -- -- -- 135

05. Colin Edwards 13 4 10 9 10 9 13 9 7 20 9 -- -- -- -- -- -- 113

06. Andrea Dovizioso 11 11 1 13 13 13 0 -- -- 25 13 -- -- -- -- -- -- 100

07. Randy de Puniet 6 5 13 2 8 8 9 7 -- 16 6 -- -- -- -- -- -- 80

08. Marco Melandri 2 10 11 20 5 2 4 6 9 9 -- -- -- -- -- -- -- 78

09. Loris Capirossi 0 9 9 8 11 11 6 -- 5 5 11 -- -- -- -- -- -- 75

10. Chris Vermeulen 9 6 7 10 6 5 11 8 3 3 5 -- -- -- -- -- -- 73

11. Toni Elias 7 2 8 6 2 -- 8 10 10 0 16 -- -- -- -- -- -- 69

12. Alex De Angelis 10 3 3 5 1 4 5 5 11 13 8 -- -- -- -- -- -- 68

13. James Toseland 0 7 4 7 9 3 10 -- 6 10 7 -- -- -- -- -- -- 63

14. Nicky Hayden 4 0 2 4 4 6 7 11 8 2 10 -- -- -- -- -- -- 58

15. Mika Kallio 8 8 0 -- 3 7 0 -- 2 6 -- -- -- -- -- -- -- 34

16. Niccolo Canepa 0 0 0 1 7 -- 2 4 4 8 4 -- -- -- -- -- -- 30

17. Sete Gibernau 3 1 6 -- -- 1 3 -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- 14

18. Yuki Takahashi 1 0 5 3 0 -- 1 -- -- -- -- -- -- -- -- -- -- 10

19. Gabor Talmasci -- -- -- -- -- -- -- -- -- 4 3 -- -- -- -- -- -- 7

2009 SÜRÜCÜLER SIRALAMASI

MotoGP 2009 Sezonunun 11. Ayaðý sonunda oluþan markalar ve sürücüler puan durumu:

Page 6: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.org

AYIN MEDYALARI

Eylül 2009

[email protected]

Melih Baykara

Radyal Motorlu Motosiklet

http://thekneeslider.com/archives/2006/05/10/radial-engine-powered-motorcycle/

Page 7: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.org

GÜRÜLTÜYE BAÐLI ÝÞÝTME KAYIPLARI (Noise Induced Hearing Loss, NIHL)

Merhaba sevgili motosiklet kullanýcýsý dostlarým. Yazýn son günlerini yaþamaya baþladýðýmýz þu günlerde böyle bir mecmuada sizlerle beraber, sizlerden biri olarak bulunmak ve birkaç satýr da olsa bizler için son derece önemli bir konuda sizlere bazý bilgiler aktarmak istiyorum. Çünkü bir motor sevdalýsý olarak biliyorum ki bazýlarýmýz iþi gereði her durumda, bazýlarýmýzsa vazgeçemediði için havalar izin verdiði ölçüde motorlarýmýzý kullanmaya devam edeceðiz. Motosikletin fiziksel yapýsý itibariyle biz sürücüleri en çok etkileyen ve beden saðlýðýmýzý tehdit eden þeyler dýþ etkiler ki bunlarýn baþýnda gürültü ve buna baðlý iþitme kayýplarý geliyor. Öncelikle kulaðýmýzýn yapýsýna bakacak olursak dýþarýdan içeriye doðru sýrasýyla Dýþ kulak, Orta kulak ve Ýç kulak olarak adlandýrýlan 3 ayrý bölümden oluþtuðunu görürüz. Resimde de gördüðümüz bu anatomik yapýnýn þekli itibarýyla, dýþarýdan gelen ses, kulak kepçesi ve dýþ kulak yolu tarafýndan toplanýp orta kulaða, buradaki orta kulak kemikleri tarafýndan da iç kulaða iletilir. Ýç kulakta bulunan ve uyarýlarý üzerinde toplayan hücreler aracýlýðý ile sinirlere iletildikten sonra bu uyarý beyne ulaþtýrýlarak deðerlendirilir. Ýþte bu bölümlerdeki herhangi bir yapýnýn görevini veya geliþimini etkileyen her türlü faktör iþitme kaybýna neden olur. Hemen her toplumda iþitme kaybý ve saðýrlýða maruz kalmýþ çok sayýda birey bulunmaktadýr. Ýþitme kaybý doðuþtan olabildiði gibi sonradan da ortaya çýkabilir. Doðumsal iþitme kaybý ortalama olarak her 1000 veya 2000 doðumda bir görülmektedir. Geliþmiþ ülkelerde yapýlan araþtýrmalar sonucunda elde edilen verilere göre doðuþtan olan saðýrlýk veya iþitme kaybý %60 gibi bir oranda aileden geçmekte ve bunlarýn % 70’i herhangi bir hastalýkla iliþkili deðilken % 30’u bir hastalýk veya hastalýklarla beraber olabilmektedir. Toplumda görülen iþitme kaybý ve saðýrlýðýn üç temel nedeni vardýr. Bunlar: 1.Genetik (Aileden gelen) sebepler, 2. Çevresel sebepler (Doðum öncesi dönemde annenin geçirdiði bazý enfeksiyonlar, menenjit, kabakulak, hamilelik döneminde annenin kullandýðý bazý ilaçlar ) 3. Sebebi belirlenemeyen iþitme kayýplarý. Ýþitme kayýplarý genellikle; 1. Ýletim tipi (Konduktif) olanlar ortakulak ve dýþ kulaktaki anormalliklerden, 2. Sensorineural (Perception) tipte olanlar iç kulakta meydana gelen bozukluklardan, 3.Karýþýk (Mix) tipte olan iþitme kayýplarý ise yukarýdaki iki tipin bir arada olduðu durumlardan ortaya çýkar.

Eylül 2009

[email protected]

Dr. Ali Tüter

DOKTOR CÝVANIM

Page 8: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.org

GÜRÜLTÜYE BAÐLI ÝÞÝTME KAYIPLARI (Noise Induced Hearing Loss, NIHL)

Biz motosiklet kullanýcýlarýný yakýndan ilgilendiren Gürültüye Baðlý Ýþitme Kayýplarý (Noise Induced Hearing Loss NIHL) ise eriþkinlerdeki en sýk karþýlaþýlan iþitme problemlerindendir ve gün geçtikçe de iþgücünün fazlalaþmasýna baðlý olarak potansiyel gürültüye maruz kalma durumunun artmasýyla vaka sayýsý da artmaktadýr. Gürültünün en sýk kaynaðý iþyerleri olmakla beraber ayrýca, evde ve motosiklet gibi diðer günlük sosyal aktiviteler de yaþ, cins ve etnik grup gibi faktörlerden baðýmsýz olarak toplumu etkilemektedir. Kiþinin iletiþiminin bozulmasýndan, yaþam kalitesinin ve sosyal iyilik halinin azalmasýndan, iþgücü kaybýna ve dolayýsýyla ekonomik kayba kadar uzanan etkileri bulunmaktadýr. Gürültü terimi genelde “sinir bozucu ve istenmeyen ses” olarak tanýmlanmaktadýr. Ýþitme alanýnda bu terim “iþitmeye potansiyel olarak zarar veren yüksek ses” anlamýna gelir. Çevresel gürültü tipik olarak dört þekilde tanýmlanýr. 1. Devamlý 2. Dalgalanan 3. Aralýklý 4. Ani Biz motosiklet kullanýcýlarý ise gürültünün nerdeyse bu dört tipine de maruz kalýrýz. Genel olarak yüksek frekanslý sesleri duyamama, yüksek vurgulu kulak uðultusu ve kalabalýk ortamlarda konuþmayý ayýrt etme zoluðu gibi belirtilerle kendini gösterir. Ýþitme kaybý, kulakta oluþan gürültü seviyesine ve maruziyet süresine baðlý olarak; geriye dönüþü olan veya kalýcý hasar olarak ikiye ayrýlýr. Geriye dönüþlü kayýp, Geçici Eþik Kaymasý (TTS) olarak adlandýrýlýr ve orta þiddette seslerle oluþur (Örn. Rock müzik konserlerinde, vs.).

Ýþitme yetisinin geri gelmesi, gürültünün süresiyle orantýlý olarak dakikalar içinde olabilirken bu süreç saatlerce veya günlerce de uzayabilir. Maruziyet sonrasý TTS geri dönmez ve kulak tekrar þiddetli sesle karþýlaþýrsa iþitmede kalýcý deðiþiklikler oluþur. Buna da kalýcý eþik kaymasý (PTS) denir. PTS’de iþitme eþiklerindeki yükselme geri dönüþsüzdür. Kalýcý hasar oluþmuþtur. Sesin þiddetine göre maruziyet süresi 90 dB için 8 saati, 95 dB için 4 saati, 100 dB için 2 saati , 105 dB için 1 saati ve 130 dB için 2 dakikayý geçmemesi için önlem almak zorunludur. 140 dB'den daha þiddetli sese ise izin verilmez. Kýsaca gürültünün 85 dB'i geçtiði ortamlarda bulunanlar için önlem alma zorunludur.

UCLA’nin (University of California Los Angeles) Ses Laboratuarýnda ve yol þartlarýnda motosikletlerle yaptýðý (kask içi seslerin ölçümlerini de içeren) çalýþmalar göstermiþtir ki: Rölantide: 74 dB 56 km/s hýzda (çýplak motor): 108 dB 80-100 km/s hýzda (otoyol hýzý) (çýplak motor): Ortalama 116 dB þiddetinde seslere maruz kalýnmaktadýr. Ortalama bir kaskýn ses þiddetini düþürme deðeri 3 dB olup kullanýlýp atýlan türde ucuz bir sünger kulak týkacýnýn ise ses þiddeti düþürme deðeri 20-30 dB dir.

Eylül 2009

Dr. Ali Tü[email protected]

DOKTOR CÝVANIM

Page 9: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.org

GÜRÜLTÜYE BAÐLI ÝÞÝTME KAYIPLARI (Noise Induced Hearing Loss, NIHL)

Eylül 2009

Kask içi ölçümlerinde ortalama 100km/h hýzda maruz kalýnan ses þiddeti ise 93.5 dB’dir. Bunun anlamý ise ortalama bir kaskla kulaklýksýz yapýlan 2.5 - 3 saatlik motosiklet seyahati sonucunda kulaðýmýzda artýk kalýcý iþitme kaybý oluþmaya baþlamýþ olduðudur. Ýþte bu da bize saðýr olmak istemiyorsak mutlaka bir þeyler yapmamýz gerektiðini gayet açýk anlatmaktadýr. Motosiklet kullanýrken de bunun en etkili ve kolay yolu mutlaka “Kulak Týkacý” kullanmaktýr. Son not olarak, gürültüye baðlý iþitme kayýplarýnda iþitme cihazlarýnýn yararý vardýr. Ancak, gürültüden korunma en etkili ve ucuz tedavi yöntemidir. Sevgiyle, saðlýklý kalýn. Dr. Ali Tüter Kaynaklar:

1- OMÜ Týp Fakültesi Dönem 5, KBB Ders Notlarý 2- Çevresel Gürültünün Deðerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliði 3- Motosiklet Teorisi http://donald.hypermart.net 4- Ýnternet (Muhtelif)

[email protected]

Dr. Ali Tüter

DOKTOR CÝVANIM

Page 10: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.org

MOTOSÝKLET TARÝHÝNDEN BÝR YAPRAKYamaha YZF R1

Hakan Bakýrezer

Eylül 2009

[email protected]

R1, 1997 yýlýnýn sonlarýna doðru ortaya çýktýðýnda büyük bir sansasyona yol açmýþtý. 1000 cc’lik, yola çýkmaya hazýr makine sadece 177 kg geliyordu ki, bu o sýralarda üretilen tüm modern 600 cc’lik yarýþ motorlarýndan bile daha hafifti.

R1 projesi 1995 yýlýnda Yamaha mühendisi Kunihito Miwa’nýn en hýzlý,en hafif ve en iyi kontrol edilip, sürülebilen spor motosikleti tasarlayýp üretme isteðiyle baþladý. Sonuç, bir onceki YZF-1000R Thunderace’e göre daha küçük ve hafif olarak ortaya çýkan R1’di. Yamaha’nin 20 vâlf, 4 silindir, þasi içine oturtulmuþ, 998 cc’lik (74.0 x 58.0 mm çap ve strok) motorlu bu makinesi, sofistike “Exhaust Ultimate Power Valve” ya da kýsaca EXUP sistemi ile donatýlmýþ böylece; motorun hýzý, gaz kelebeklerinin konumu, gaz kolunun açýlma oraný gibi veriler kontrol edilip orta devir aralýðýnda tork artýþý elde edilmiþti. Ýlave geri sekme sunan çoklu ayarlanabilir süspansiyon ve ters ön çatallar ise ani hýzlanmalarda ya da sert kullanýmlarda motorun ön tekerleðini yerde tutabilmek için yardýmcý oluyordu.

Miwa ve mühendisleri motorun fren ve tekerleklerine de ayrýca özen göstermiþlerdi. R1, pek çok kiþi tarafýndan bir yol makinesi olarak algýlanmýþ olmasýna raðmen, pek çok açýdan bir yarýþ makinesi olarak tasarlanmýþtý ki, bunda da düþük aðýrlýðýn rol oynuyordu. 4 pistonlu ön fren kaliperlerinin aðýrlýklarý azaltýlýrken jantlarýn içleri de boþ býrakýlmýþtý. Miwa, motorun aðýrlýðý azaltýrken süspansiyon performansýný da arttýrmýþtý. Bu makinenin bir baþka özelliði ise (diðer

büyük hacimli, silindir baþýna 5 vâlfli Yamaha motorlarýnda olduðu gibi) karþýmýza çýkan uysal yapýydý. Standart koþullarda, modifiye olmamýþ bu makine, pürüzsüzce, en yüksek vitesteyken 32 km/s hýz ile problem çýkarmaksýzýn sürülüp, istenildiði takdirde de 11.500 devirdeki kýrmýzý çizgiye çýkarýlabiliyordu. Miwa, 2000 yýlýnda R1’i tekrar elden geçirerek yeni karenajlar ile aerodinamik yapýyý iyileþtirerek sürücü yorgunluðunu da azalttý ve bir yandan da motora yeni titanyum susturucuyu ilave etti.

TARÝHTEN BÝR YAPRAK

Page 11: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

[email protected]

Bir baþka Japon motosiklet devi Suzuki’nin R1’e yanýtý GSX-R1000 olurken, Kawasaki ise ZX-10’u piyasaya sürdü. Böylece bu üç firma arasýnda maðazalarda ve pistlerde halen devam eden mücadele de baþlamýþ oldu. 1998 Yamaha YZF-R1 Teknik Özellikler Motor: Sývý soðutmalý, üstten çift eksantrikli, 20 supaplý, sýralý dört silindir. Hacim: 998 cc Çap x Strok: 74.0 mm x 58.0 mm Ateþleme: Elektronik Vites: 6 vites, ayaktan deðiþtirmeli Tahrik: Zincir Þasi: Alüminyum Deltabox Kuru Aðýrlýk: 177 kg Azami Güç: 160 bg - 11.500 dd Azami Sürat: 282 km/s Yazý: Mick Walker - Motorcycle Evolution,Design,Passion (S: 214-215) Çeviri: Hakan Bakýrezer

Hakan Bakýrezer

MOTOSÝKLET TARÝHÝNDEN BÝR YAPRAKYamaha YZF R1

TARÝHTEN BÝR YAPRAK

Page 12: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.org

TÜRKÝYE'DE KÝ ÝLK NOS LUMOTOSÝKLET YARIÞI

'

Eylül 2009

[email protected]

Levent Kolak

Sevgili arkadaþlar. Öncelikle kendi adýma, Yamaha Türkiye Mecmua’sýna hoþ geldiniz demek istiyorum. Elimden geldiðince ve Türkçe bilgim elverdiðince (tüm hatalar için þimdiden özür dilerim) size buradan kendi tarzýmla ülkemizin motosiklet geçmiþinden tatlý bazý hatýralarý yazmayý deneyeceðim. Yorum ve takdir size ait. Ýlk hikâye olarak zamanýnda çok ses getirmiþ olan, iki tane Kawasaki ZZR 1100 arasýnda geçen ve ülkemizin ilk NOS’lu motosiklet kalkýþ yarýþýný elimden geldiðince yazmayý seçtim. Bu hikâyede yaþanan olaylar tamamen gerçektir. Ancak olaylarý kiþi ve mekân adý vermeden yazacaðým. Hikayemizde karakterler bay X, bay Y v.b þeklinde yer alacak. Öncelikle kalkýþ yarýþýnýn nasýl yapýldýðý anlatmak istiyorum. 90’lý yýllarda gece saat 10 - 11 olduktan sonra Ýstanbul’ un çevre yollarýnda trafikten pek eser kalmazdý. Yine de yollar yarýþmak için müsait deðildi tabii. Yarýþacak kiþiler gerçekten büyük risk aldýklarýný bilirlerdi. Ancak bu iþi güvenli olarak yapacak yer maalesef yoktu ( ki Ýstanbul’da hala yok ). Neyse fazla uzatmayalým. Yarýþ yapýlacak yaklaþýk 1 km’lik bir düzlük bulunur ve düzlüðün baþýndan itibaren 16 tane elektrik direði sayýlýr. Ýki direk arasý 25 metredir. 25 m X 16 = 400 m olarak yarýþýn yapýlacaðý yer belirlenmiþ demektir. Bundan sonrasýný sanýrým tahmin edersiniz? Ýki motosiklet beraber start alýr ve 400 m’de kim kimi geçerse…….. 90’lý yýllarýn baþlarýnda Türkiye’de motosiklet yarýþlarý sadece ara sýra düzenlenen kros ve enduro yarýþlarýndan ibaretti. Bazen de önemli günlerde il ve ilçe belediyeleri kalkýþ yarýþlarý düzenlerdi. Bunlarýn dýþýndaysa gece otobanlarda yapýlan kalkýþ yarýþlarý motorcular arasýnda oldukça popülerdi o zamanlar. Ýþte o yýllarda bay X adlý bir þahýsýn bindiði ZZR 1100 motosikleti kimse geçemiyordu ve bay X bununla her yerde övünüyordu. Bay X’ in yarýþtýðý motosiklet atmosferik olarak full yapýlý tabir edilen bir motordu. ZRR 1100 için üretilmiþ olan dereceli egsantrikler, supap sistemleri, komple egzoz, karbüratör kiti ve benim þu an adýný hatýrlayamadýðým bir çok parça takýlarak “stage 2” denilen 2. seviyeye getirilmiþti. Gerçektende rakipsizdi motosiklet. Bay X ise kendisine kimsenin rakip olmayacaðýndan her yerde bahsederdi.

Hikayemizde bir de bay Y var. Bay Y araba yarýþlarý ile ilgilenir ve yarýþacak arabalara performans verecek parçalar takardý. Bay Y bu iþi yurt dýþýnda öðrenmiþti ve özelikle arabalara takýlan NOS sistemleri üzerine oldukça bilgiliydi. Bay Y ayrýca da hobi olarak motosiklet kullanýrdý. Ancak motosiklet yarýþlarý ile pek ilgilenmezdi. Günlerden bir gün bay X ve bay Y bir ortamda karþý karþýya gelirler. Bay X, bay Y’ye hitaben kendisine hiç rakip bulmadýðýný ve araba yarýþlarýnda oldukça iyi olan bay Y’nin bile þayet bir motosiklete performans parçalarý taksa dahi kendisine rakip olamayacaðýný iddia eder.

Bunun üzerine ise bay Y kendi ZZR 1100 motosikletine bir NOS sistemi baðlayabileceðini ve bay X in motorunu geçebileceðini söyler. Ancak sözünün sonuna kendisinin motosiklet ile yarýþmak için uygun olamadýðýný, yerine bu iþi daha iyi bilen bir baþka þahsý yarýþtýrarak bu iþi yapacaðýný da ekler. Bay X ise kim yarýþýrsa yarýþsýn asla geçilmeyeceðini söyler ve ortalýk iyiden kýzýþýr.

HAYBEDEN GERÇEK ÜSTÜMOTOSÝKLET HÝKAYELERÝ

Page 13: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.org

TÜRKÝYE'DE KÝ ÝLK NOS LUMOTOSÝKLET YARIÞI

'

Eylül 2009

[email protected]

Levent Kolak

Yarýþýn yapýlmasý kesinleþmiþtir. Yarýþ tarihi olarak Bay Y’ nin motosikletinin hazýrlanma süresi de göz önüne alýnarak yaklaþýk iki ay gibi bir süre sonraya sözleþilir. Bay Y bu iki aylýk süre içerisinde yurt dýþýna giderek kendisi için gerekli olan parçalarý ve kullanacaðý NOS sistemini tedarik ederek motosikletine takmýþtýr. Yapýlan ilk denemelerde motosikletin performansý gerçekten oldukça iyi görünmüþ ancak ortaya hiç akýllarda olmayan bir sorun çýkmýþtýr. Motosikleti kullanacak olan kiþi biraz ufak tefek, jokey tabir edilen yapýda olan bir kiþiydi. Korna düðmesine baðlanmýþ olan NOS sitemini devreye geçirmek için düðmeye bastýðý an, bir parmaðý açýk olduðundan motorun kontrolünü az da olsa kaybetmektedir. Bu durum ise hem yarýþçý için tehlike, hem de yarýþ için risk oluþturmaktadýr. Ancak birkaç deneme sonrasýnda bu aksaklýðýnda çaresi bulunmuþtur. NOS sistemini çalýþtýran düðme bir kablo vasýtasý ile motosikleti kullanan kiþinin aðzýna konulmuþ ve sitemin devreye girmesi için düðmeyi ýsýrmasý istenmiþtir. Sonuç ise gayet baþarýlý olmuþtur. Bay Y tarafýnda denemeler sürerken, bay X tarafýnda ise günler merakla geçmektedir. Bay X’in bazý arkadaþlarý ise kendi motosikletlerinin üzerine piknik tüpü koyarak etrafta gezmekte ve þaka yolu ile Bay Y’ nin ekibine takýlarak “ biz de NOS taktýk bakýn, artýk bizi de kimse geçemez “ þeklinde konuþmaktadýrlar. Bu geçen süre içerisinde ise motosiklet camiasý tam anlamý ile ikiye bölünmüþ ve iki ayrý taraftar kitlesi oluþarak ortam tam bir yarýþ ve heyecan havasýna bürünüþtür.

Artýk yarýþ günü gelmiþtir. Bay X ve Bay Y’ nin taraftarlarý yarýþýn yapýlacaðý yere gerçekten ciddi bir þekilde konvoy yaparak gelmiþ ve ortalýk gerçek bir þov alanýna dönüþtürülmüþtür. Motosikletlerin haricinde bazý araba yarýþý meraklýlarý bile amerikan arabalarý ile gelmiþtir. Ýki ayrý taraftar kitlesi yarýþýn yapýlacaðý yere karþýlýklý dizilmiþtir. Mesafe ayarlanmýþ, start yeri, finiþ yeri belirlenmiþtir. Startý verecek olan kiþi ve finiþt ki sonuca karar verecek olan kiþiler yerlerini almýþtýr. Artýk yarýþýn baþlamasý için her þey hazýrdýr. Yarýþ 3 kere kalkýþ yapýlarak olacaktýr. Bu üç seferden ikisini geçen yarýþýn galibi ilan edilecektir.

Ýki adet siyah ZZR 1100 motosiklet yan yana durmuþ ve heyecanla startýn verilmesini beklerken, motosikletler kalkýþ için ideal devirleri olan 7 - 8 bin aralýðýnda homurdanmaktadýr. Ve ilk start verilir. Bay X in motoru ilk 100 metre içerisinde yarým motosiklet boyu öne geçmiþtir. Ýlk 100 metre geçildikten sonra bay Y’nin motorundan bir týslama sesi yükselir, NOS sitemi devreye girmiþtir. Týslama sesinden sonra bay Y’ nin motoru bir atak yaparak öne geçer ve yarýþýn ilk ayaðýný 10 – 15 metre farkla kazanýr. Ýkinci kalkýþ için motorlar yeniden start yerine gelirler. Ýkinci start verilir. Bu kez motorlar kafa kafaya gitmektedirler. Ýlk 100 metre sonunda Bay Y’ nin motorundan o týslama sesi yeniden yükselir ve ZZR 1100 ileri doðru atýlarak bu sefer yarýþý 25 - 30 metre farkla önde bitirir. Türkiyenin ilk NOS sitemi baðlý motosikleti üstünlüðünü kanýtlamýþtýr. Bay X bay Y’ nin yanýna gelerek kendisini tebrik eder. Daha sonrasýnda bay X uzun bir tatile çýkar. Bu yarýþ sonrasýnda özelikle motosikletlerde NOS sitemlerinin, atmosferik sistemlere karþý üstünlüðü kabul edilmiþtir. 90’lý yýllarda yapýlan bir çok yarýþta NOS sitemleri kullanýlmýþ ve genelde hep baþarýlý olmuþtur. Ancak þu an düzenlenmekte olan resmi kalkýþ yarýþlarýnda NOS sistemi kullanmak yasaktýr. Bu yazýyý, o yýllarýn þartlarý ve sistemleri göz önüne alarak okumanýzý tavsiye ederim.

HAYBEDEN GERÇEK ÜSTÜMOTOSÝKLET HÝKAYELERÝ

Page 14: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.org

MOTOSÝKLET ve HAYAT

Eylül 2009

[email protected]

Murat Kavaklýoðlu

Birkaç araþtýrma sonucunu inceleyerek uzun zamandýr kafamda olan bir sorunun cevabýný bulmaya çalýþtým. Farklý çýkarýmlar ve düþünceler beni böyle bir fikir silsilesine itti. Ýsterseniz ve sýkýlmazsanýz okuyun ve sizce haklý mýyým karar verin. Ya da kendinize göre baþka bir çözüm bulun. Kýsaca baþlarsak: Obezite sorununun aç kalarak aþýlamayacaðý kanýtlanmýþ bir durum. Kýsýtlý yemek ve aç kalmak bedeni tüm kalori ve diðer besin maddelerini depolamaya yönlendiriyor. “Zor zamanlar geldi, kýtlýk var” gibi bir hisle olaðan üstü durumlarda yaþanan bir koruma durumu. Beyin duruma göre otomatik olarak reel bilinçten ayrý olarak beden yönetiminde kararlar alabiliyor. Bu atalarýmýzdan gelen, yaþamýn zor evrelerinde hayatta kalma bilincinin günümüze yansýyan þekli. Belki DNA’larýmýzda saklý, gizli bir veri kaynaðý. Ne dersek diyelim, vücut denilen mükemmel makine doðal seleksiyona uygun þekilde maddesel boyuttaki hayatýmýzýn devamý için gerekli ayarlamalarý yapabilme yeteneðine sahip. Sadece bu deðil, baþka benzer örneklerde söz konusu. Fobiler, özellikle, örümcek ve fare korkusu. Fare korkusu daha incelenebilir. Taun (Veba), kuduz gibi insanoðlunun geliþim çaðlarýnda sansasyonel yýkýmlar yapmýþ hastalýklarýn taþýyýcýlarý. Araþtýrmalar fare korkusunun en zor yenilen korku olduðunu ve en yaygýn fobi olduðunu ortaya koymakta. Hayatýnda ilk defa fare gören biri ortada tehlikeli bir durum olmamasýna raðmen, içgüdüsel þekilde ya da farklý beyin dürtüleri sonucu tepki veriyor ve savunma durumuna geçiyor. Hastalýk taþýma riski olmasa, 25-30 gramlýk bu küçük memeli insana ne kadar zarar verebilir, elbette tartýþýlýr. Tabii korkan insanlar da hastalýk taþýma riski olduðunu düþünerek korkmuyorlar. Bu durum reenkarnasyona baðlamaya çalýþýlsa da elbette reel bilimin ýþýðýnda bunu kanýtlamak imkânsýz. Zaten güzide dinimizde de böyle bir olgu söz konusu deðil.

Beden hafýzasý, acaba atalarýmýzýn yaþam tarzlarýný, onlarýn hazlarýný ve alýþkanlýklarýný bize de empoze mi ediyor? Neden bazý hisler ilk defa yaptýðýmýz ya da yaþadýðýmýz bir olguyu adeta defalarca yapmýþ gibi ya da bunun için yaratýlmýþýz gibi düþünmemizi saðlýyor? Geçmiþten gelen bilinçaltý bir savunma veya hayatta kalma mekanizmasý mý? Tabii bu olgular sadece savunma ya da hayatta kalma olarak deðil insan ruhunu okþayan zevkler, sesler, hal ve hareketlerde de ortaya

çýkmaktadýr. Gelelim esas meramýmýza. Motosiklet kullanmak bize neden bu kadar haz veriyor? Neden üzerinde daha özgür, daha mutlu, daha tatmin olmuþ oluyoruz. Yukarda ki örneklere paralel bir çizgide düþündüðümde ister istemez, birey ya da sosyal topluluk ile varlýðýný idame sýrasýnda yanýndan hiç ayrýlmadýðý zamanýn en hýzlý ulaþým aracý ile bir bað kuruyorum. Savaþ kazandýran, haber ileten, resimlerde resmedildiði üzere fetihlerde komutanlarý þaha kaldýran ve bazen her bir ayaðýnýn akýna altýnlar dökülen dört ayaklý canlýlar. Asya bozkýrlarýnda, Arap çöllerinde, Avrupa’nýn oluþumunda çok büyük rol oynayan Kavimler Göçü’nde sýrtýna binip Orta Asya’dan Anadolu’ya üzerinde geldiðimiz canlýlar. ATLAR Vücudun her hareketini algýlayýp bazen kalçanýn tek hareketiyle yön deðiþtiren, bacaklarýmýzýn arasýndaki güç makineleri. Ovalarda dörtnala, alnýmýza rüzgâr deðerek sürdüðümüz, þaha kaldýrýp altýn gümüþ eðerler taktýðýmýz, kültürümüzün önemli ve ayrýlmaz parçalarý. Bize bu kadar yakýn olan ama modern toplumda artýk yerini kaybetmiþ bu binitler artýk yerini teknolojinin nimetleri olan demir araçlara býrakýtýlar. Otomobiller bu durumu tam karþýlayamasalar da motosikletlerimiz yeniçaðýn demir binitleri. Bizler de onlara bu nedenle bu kadar baðlýyýz ve bu kadar haz almaktayýz. Hem geçmiþten gelen bir olgu, hem de modern teknolojinin saðladýðý bir haz. Birleþince neden bu kadar baðlý ve baðýmlý olduðumuz ortaya çýkýyor. Siz ne dersiniz?

Page 15: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.org

KASK ÝÇÝ KULAKLIK SETLERÝMotosiklet Üzerinde Müzik-TelefonKullanýlmalý mý ?

Eylül 2009

[email protected]

H. Aþkýn Kaymaz

Uzun zamandýr motosiklet kullanýyorum ve günümün büyük bir kýsmýný motor üstünde geçiriyorum diyebilirim. Motosiklet üzerindeyken özgür olma duygusu elbette hiçbir þeye deðiþilmez. Ama öyle bir an geliyor ki çok acil bir telefon bekleyebiliyorsunuz. Ama bir yandan motosikletin üzerinde de olmanýz gerekiyor. Böyle bir durumla karþýlaþmayan herhalde yoktur. Telefon elinizde, motosikletinizin baþýnda dolanýp durursunuz beklediðiniz haber gelsin diye. Bekleme süresince geçen vakit ise geri gelmiyor maalesef. Ýþte tam da burada biz motosikletçilerin imdadýna kask içi kulaklýk setleri yetiþiyor. Motosiklet camiasýnýn bir kýsmý motor üzerinde kulaklýk sistemlerinin kullanýmýna karþý çýksa da bence çok iþe yarayan sistemler. Elbette motosiklet üzerinde tüm dikkatimizi yola ve trafiðe vermeliyiz. Fakat yukarýda örneklediðim durumlarda da iþe yaradýðýný kimse inkâr edemez sanýrým. Hem motosiklet üzerinde 100 km/s ile giderken konuþmak zorunda deðilsiniz. Saða çekip durarak ve kaskýnýzý eldiveninizi çýkarmadan, “hangi cepteydi bu cep telefonu” diye aramadan da konuþabilirsiniz. Bu sistemler telefonla konuþmanýn yanýnda sürücülere müzik dinleme imkânýný da vererek deðiþik bir tat da yaþatmaktadýr. Ben özellikle uzun yolda beni ve dikkatimi daðýtmayacak seste müzik dinlemeyi seviyorum. Hem beni canlý tutuyor, hem de sýkýlmadan yol almamý saðlýyor. Eðer siz de motosiklet üzerinde özgürlüðünüze özgürlük katmak isterseniz tanýtmýþ olduðum kask içi kulaklýk seti ilginizi çekecektir.

Türkiye’de hýzla yayýlan kulaklýk setleri için birçok alternatifiniz bulunuyor. Ben sizlere bu iþte en profesyonel olan ve gerçekten diðer ürünlerden uzak ara önde giden N-Com firmasýna (Nolan) ait X-Series Bluetooth Kulaklýk setini tanýtacaðým. Piyasada benzer birçok ürün bulunmakla birlikte satýn alýrken mutlaka özelliklerini inceleyin. Özellikle bluetooth teknolojisini, stereo olmasýný, kapsama alanýný, garanti süresini ve ithalatçýsýný mutlaka göz önünde bulundurun. Bir çok marka modeli denedikten sonra N-Com ‘un X-Lite kasklarý için geliþtirdiði X-Series Bluetooth Kit ‘i tercih ettim. Fiyatý, diðer marka ürünlerden ciddi anlamda fazla olsa da bu pahalýlýðýn yanýnda

size kalite, estetik ve kullaným kolaylýðý veriyor. X-Series Bluetooth Kit, X-Lite kasklarýnýn 701 serileri için özel olarak üretilmiþ bir model. Bu seri kasklarda bu ürünü takmak için belirli yerler ayrýlmýþ durumda. Fakat ben kendi kaským olan X-lite 801RR kaskýma da bu ürünü takabileceðimi düþünerek gerekli modifikasyon ile montajý gerçekleþtirdim. X-Series Nolan Communication System Özellikleri - Bluetooth desteði (Bluetooth aracýlýðý ile telefon, mp3 çalar, GPS, telsiz ile baðlantý saðlar) - 2 kulaklýk seti arasýnda kablolu ya da bluetooth aracýlýðý ile konuþabilme - Konferans görüþme imkâný (telefon konuþmasýný artçý ile birlikte yapabilme-ayýrabilme)

- Farklý bir motosiklet sürücüsü ile iletiþim (artçýlar da ayrý konferans yapýlabiliyor)

TEST

Page 16: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.org

KASK ÝÇÝ KULAKLIK SETLERÝMotosiklet Üzerinde Müzik-TelefonKullanýlmalý mý ?

Eylül 2009

[email protected]

H. Aþkýn Kaymaz

- Kablolu MP3 çalar baðlayabilme, Kask içi dahili pil, Estetik ve çok kullanýþlý ince kontrol paneli Daha fazla ayrýntý için Nolan firmasýnýn web sayfasýný inceleyebilirsiniz. http://ncom.nolan.it/en/x-com/index.html Montaj Adýmlarý Öncelikle kutu içeriðinden bahsedelim: Ufak 20 x 20 cm’lik bir kutu içerisinde 1 adet kontrol düðmesi, 1 adet dahili batarya (kask içi), 1 adet kontrol ünitesi (beyin), 1 adet mikrofon, 2 adet stereo kulaklýk, 1 adet yedek mikrofon süngeri çýkýyor. Ýlk iþ olarak kaskýmýzýn iç yumuþak yanak pedlerini çýkarýyoruz. Yanak pedlerini çýkarttýðýnýzda altýnda köpük ara malzeme olduðu göreceksiniz, birçok kask modelinde bu köpük ara katmaný da sökülebiliyor. X-lite 801 ‘de sorunsuzca 2 yanak pedini ve 2 yanak köpüðünü söktüm. Ýlk iþ olarak kutudan çýkan bataryayý monte etmeye baþladým. Yukarýda yazmýþ olduðum açýklamalarda da okuyacaðýnýz üzere, X-lite için geliþtirilen bu kit 701 serilerine sorunsuz takýlabiliyorken, 801 ve diðer marka kasklara takmak için modifikasyon gerekiyor. Yapacaðýmýz modifikasyon ise, ince olan bu bataryanýn sýðabileceði ve potluk yapmayacaðý þekilde köpüðü týraþlamak olacak. Bataryayý sað tarafa takmanýzý öneriyorum, kontrol ünitesi (beyin) ve kontrol kumandasý sol tarafta olmasý, sol elinizi sürüþ halinde daha rahat kullanmanýzý saðlayacaktýr.

Bataryanýn montaj yerini ayarladýktan sonra kablolarýn geçeceði yer için de ince bir kanal açmanýzý tavsiye ederim. Montajý yaparken ben kaskýn içinde hiçbir potluk ve beni rahatsýz edecek bir þiþkinliðin olmamasý için özen göstermeye çalýþtým. Batarya montajý sonrasýnda sol tarafýn köpük kýsmýna esas iþi yapan kontrol ünitesini bataryayý taktýðýmýz þekilde uygun yere ayarlýyoruz ve ince bir þekilde köpüðü týraþlýyoruz. Hem batarya, hem kontrol ünitesini (beyin) takarken kablo yönlerine dikkat ederek köpük üzerinde ona göre yer açýn. Köpük yerlerine oturttuðunuz batarya ve kontrol ünitelerini kaska takmadan önce, kablo yönlerine dikkat edin. Batarya’dan çýkan þarj kablosu ve kontrol ünitesine giden kablolarýn yönlerini doðru ayarlayýn. Batarya’dan kontrol

ünitesine gidecek olan kabloyu kaskýnýzýn ense kýsmýnýn içerisinden (pedin altýndan) geçirerek kontrol ünitesine ulaþtýrýn. Köpükleri ve yanak pedlerini takmadan önce kontrol ünitesine (beyin) kaskýn yönetimini saðlayan kontrol panelini takýn. Kontrol panelini takarken beyin üzerinde ki ince sokete dikkat edin. Ayrýca kontrol panelinin baðlantý kablosu olan film þeklinde ki materyalin kýrýlmamasýna da özen gösterin. Batarya, kontrol ünitesi (beyin), ve kontrol panelini taktýktan sonra dýþarýdayken test etmenizi öneririm. Kontrol panelinin üzerinde bulunan ON kýsmýna 5 sn kadar basýlý tutarak elektrik geldiðini teyit edin. Eðer kýrmýzý ve mavi ýþýklar yandýysa sorun yok demektir.

Þimdi kaskýmýzýn içine montaja geçebiliriz. Öncelikle köpükleri hassasiyetle ve zorlamadan yerlerine takýyoruz. Takarken arada kablo katlanmamasý ve kýrýlmamasýna dikkat ediyoruz. Öncelikle batarya kýsmýnýzý takmanýzý tavsiye ediyorum. Sonrasýnda sol taraf pedini takmadan önce kontrol panelini beyin ile baðlamak için kaskýnýz üzerinde milimetrik bir ince alan açýyoruz. Kontrol panelinin baðlantýsýný saplayan ince filmin geçeceði yer kadar bir deliði falçete ile kesmeniz yetecektir. Kaskýnýz fiber olduðundan bu kesiði açmak sizi biraz

TEST

Page 17: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.org

KASK ÝÇÝ KULAKLIK SETLERÝMotosiklet Üzerinde Müzik-TelefonKullanýlmalý mý ?

Eylül 2009

[email protected]

H. Aþkýn Kaymaz

Bu iþlemden sonra kontrol paneli ince film kablosunu kaskýnýzda açtýðýnýz delikten geçirin ve beyine takýn. Kontrol panelini rahat kullanabileceðiniz, rahat eriþebileceðiniz yere takmayý (buna göre delme iþlemi yapmayý) unutmayýn. Beyin ünitesinin bulunduðu sol yanak köpüklerini yerine takmadan önce, beyine mikrofonunuzu ve bataryadan gelen elektrik beslemesini takmayý unutmayýn. Beyin üzerinde bulunan iki farklý çýkýþ daha göreceksiniz. Bunlardan birisi harici kablolu mp3 çalar / telsiz vb. ürün baðlamak için, diðeri ise artçýnýz ile kablolu olarak konuþmak içindir. Ben onlarý kullanmadýðým için boþta býraktým. Evet sol köpüðü artýk yerine takabiliriz. Köpükleri taktýktan sonra tekrar ürünün çalýþýp çalýþmadýðýný ON tuþuna basýlý tutarak kontrol ediyoruz. Eðer her þey yolunda ise; sol ve sað yanak pedlerini takmadan önce kulaklýklarýn yerlerini belirleyip çift taraflý bant ile kulaðýmýza uygun yere yerleþtiriyoruz ve sonrasýna yanak pedlerimizi kablolarý ezmeden ve dýþarýda kablo görünmeyecek þekilde kapatýyoruz. Mikrofonuzumuzun esnek sert kablosunu kaskýmýzýn çene bölümüne rüzgâr almayacak þekilde boyunu ayarlayarak býrakýyoruz.

Þimdi gelelim cep telefonumuz ile X-Series Communication’ý eþleþtirmeye. Cep telefonumuzun Bluetooth özelliðini aktif ediyoruz. X-Com cihazýmýzý açarken yaptýðýmýz gibi ON tuþuna basýyoruz fakat 5 sn deðil 8 sn. boyunca býrakmadan basýyoruz ve kýrmýzý-mavi ýþýklarýn yanýp söndüðünü görüyoruz. Cep telefonumuzdan Bluetooth cihazlarý tarama bölümünden arama yaptýðýmýzda N-ComX 1.02 8a cihazýný listelediðini görerek “baðlantý kur”u seçiyoruz. Telefonumuz bizden þifre isteyecek. Þifre olarak “0000” (4 adet sýfýr) girerek cihazlarýn eþleþmesini saðlýyoruz. Hepsi bu kadar. J Artýk hem telefon ile konuþabilir, hem telefonunuz destekliyorsa stereo olarak çok net bir biçimde müzik dinleyebilirsiniz. Ses kalitesi ve kullanýmý açýsýndan sizi tatmin edeceðine garanti verebilirim. J Ürünün Türkiye

temisilcisi MotoTal firmasýdýr ve parkende satýþ fiyatý 260 € ‘dur (Tek modül fiyatý). Satýn almak ve incelmek için www.mototalonline.com internet adresini inceleyebilirsiniz. Farklý bir motosiklet aksesuarý inceleme yazýsýnda görüþmek üzere.

TEST

Page 18: Eylul 2009

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Sýkça sorulan, yanlýþ uygulanan ve bilinmeyen bu konuyu açýklýða kavuþturmak istedim.

Her motosikletin kendine göre bir güç eðrisi vardýr. Yani her motor azami gücünü ve beygirini farklý bir devir aralýðýnda üretir. Sorumuza yanýt ararken örnek olarak Ducati Monster 620 ile Yamaha FZ6’yý kullanacaðýz. Öncelikle aþaðý yukarý ayný hacme sahip olan bu iki motorun güç eðrilerini karþýlaþtýrarak azami torklarýný kaç devirde ürettiklerine bir bakalým.

Monster neredeyse tüm devir aralýðý boyunca yüksek miktarda tork üretebiliyorken (50 Nm civarý) FZ6 onun ürettiði güce ancak 7500 dd’dan sonra kavuþabiliyor. Yani 2 silindirli ve 63 bg’lik bir motor, 4 silindir ve 98 bg’lik bir motordan çok daha çabuk ve sürekli olarak üretebiliyor bu torku. Bundan sonrasý doðrudan konumuzla ilgili olmadýðýndan karþýlaþtýrmayý daha çok uzatmýyorum.

Sürüþ sýrasýnda önemli olan husus þudur. Motosikletin otomobillere ve diðer aðýr vasýtalara kýyasla en önemli avantajý çabuk ivmelenebiliyor olmasý. Orta sýnýf hacme sahip pek çok motosiklet 0 dan 100 km/s hýza bir Porsche Boxter kadar çabuk çýkabilir. Bu gücü kendi çýkarýmýza kullanabilmek için sürüþ esnasýnda motorun devrini "mutlu bölge" dediðimiz aralýkta tutmalýyýz. Peki nedir bu mutlu bölge aralýðý? Bu aralýk, motorun gaz koluna hassas tepkiler verdiði, gaz açýldýðýnda ivmelendiði ve kapatýldýðýnda yavaþladýðý bir bölgedir. Bu mutlu bölge Monster'da 3 - 9 bin dd arasýndayken (toplam devir aralýðýnýn neredeyse %80’i) FZ6’da 7.500 ile 12.500 arasýnda oluyor (toplam devir aralýðýnýn (%40’ý). Bu veri ayný zamanda neden FZ6’ nýn agresif ve Ducat'nin ýlýmlý bir makine olduðunu da anlatýyor.

FZ6 motoru azami torkunu 10 bin

dd’da azami beygirini ise 12 bin

dd’da veriyor. Ancak 2 - 6 bin dd

aralýðýnda oldukça az güç üretiyor.

Bu az güç ürettiði devir aralýðýnda motorun gaz kolunun hareketlerine

tepkisi yavaþ oluyor. Mesela 40 -

50 km/s gibi bir hýzla giderken 3.

vitese atýn. Deviri 3 binlere düþürün ve birden gaz verin.

Göreceksiniz ki motor astýmlý bir

hastanýn nefes almaya çalýþmasý

gibi böðürecek ve alýþýk olduðunuz atikliði gösteremeyerek can

çekiþerek hýzlanacak. Ayný þekilde

birden gazý býraktýðýnýzda ise

motor sýkýþmayarak yavaþlamayacak aksine, sanki debriyaja basmýþsýnýz gibi akýp gitmeye devam edecek.

Halbuki 40 km/s hýzýnda 1. vitese alsanýz devir birden 7 bin’lere çýkacak. O devirdeyken gaz kolunu birazcýk

çevirmeniz bile motorun birden ileriye atýlýp inanýlmaz bir hýzla ivmelenmesini saðlayacaktýr. Benzer þekilde,

gaz kolunu birden kapatmanýz ise motorun sýkýþarak sanki arka frene basmýþsýnýz gibi yavaþlamasýna sebep

olacaktýr.

[email protected]

Vedat Kürþün

Motoru Hangi Devirde Kullanmak Gerekir ?

Page 19: Eylul 2009

Bu konuda yaygýn iki hata yapýlýyor.

Birincisi motorlar yüksek devrin zarar verebileceði inancýyla (ki vermez - bu motorlar yüksek devir için

tasarlanmýþ pistonlara - kapaklara - yataklara - krank kollarýna vs. sahipler) veya benzin tasarrufu yapmak

için düþük devirlerde ve yüksek viteslerde kullanýlýyor. Bu da acil bir durumda gaz koluna hýzlý tepki

vermeyen bir motorla yapýlan kazalara veya tatsýz olaylara sebebiyet verebiliyor. Çünkü vites küçülterek

devri yükseltirken kaybettiðiniz 1 saniye bazen tasarruf ettiðiniz benzinden veya motor ömründen daha

pahalýya mal olabilir. Özellikle þehir içinde, aniden karþýlaþtýðýmýz sýkýþýk bir durumdan paçayý sýyýrmak için o

ani güce ihtiyacýmýz olabiliyor. Nede olsa þehir içinde tehlikeler çok daha sýk ve ansýzýn çýkýyorlar karþýmýza.

Diðer hata ise bazen deneyimsizlikten bazen de etrafa motorun sesiyle hava atmak için, motorun çok yüksek

devirlerde kullanýlmasý. Örneði yine FZ6’dan veriyorum. Sürekli 11-12 dd’da kullanýlmasý büyük hata. Motora

bir zararý olduðundan ya da çok benzin harcadýðýndan deðil. Gaz kolu sonuna kadar açýlsa bile motorun artýk

üretebileceði bir güç olmadýðýndan hata. Motordan zaten nerdeyse %100 performans alýrken, birden

hýzlanmanýz gerektiðinde tek alternatifiniz vites büyütmek olacaktýr ki bu da o deðerli 1 saniyeyi yine

kaybettiðimiz anlamýna gelir. Gaz kolunu çevirdiðimizde motorun hala üretebilecek gücünün olabileceði bir

viteste ve devirde olmak en makul çözüm.

Demek ki ne yapýyoruz? Motorumuzu sürerken onu mutlu alanýn içinde tutmaya özen gösteriyoruz. Benzin

parasý, motorun yýpranmasý, ses kirliliði gibi etkenler biraz öznel olduklarýndan tartýþýlabilirler belki ama hiç bir

þeyin kendi canýmýzdan deðerli olmadýðýný düþünüyorum. Deneyimli bir motorcu devir göstergesine

bakmadan motoruyla anlaþýr ve onun mutlu olduðu bölgeleri hisseder. Tabii kilometrelere ve senelere baðlý

bir tecrübeyle ama asýl eðitimle öðrenilen bir beceri bu.

Ýllahaki de fazla vites deðiþtirmeden ve az yakarak, üstelik de çevreyi çok rahatsýz etmeden gitmek

istiyorsanýz, 2 silindirli veya yüksek hacimli bir motor almanýzý tavsiye ediyorum.

Peki bu durumun geçerli olmadýðý zamanlar yok mudur? Elbette vardýr.

Yol tutuþun az olduðu, motorun ani yavaþlama ve hýzlanma tepkilerine zeminin uyum saðlayamayacaðý

þartlarda daha yüksek vites ve daha düþük devir kuralý devreye girer. Özelikle yerlerin hep ýslak olduðu

yaðmurlu havalarda, zeminde mýcýr, kum ve pislik olduðu zamanlarda bir de (nadir de olsa) asfaltýn aþýrý

sýcaktan erimiþ olduðu zamanlarda geçerlidir bu istisnalar.

Motoru Hangi Devirde Kullanmak Gerekir ?

[email protected]

Vedat Kürþün

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Page 20: Eylul 2009

Kendimiz Ýle Baþa Çýkmak-1

[email protected]

Emre Ercins

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

GÜVENLÝ SÜRÜÞ

Sizce motosiklette GÜVENLÝ SÜRÜÞ nedir? Soruyu baþka bir þekilde de sorabilirim aslýnda ; Hangi durum ya da þartlarda kendinizi iki tekerlekli ve tek baþýna dengede duramayan bir araç üzerinde GÜVENDE hissedersiniz?

Mesela þu yandaki arkadaþ gibi giyinip motor kullansanýz kendinizi güvende hisseder miydiniz ?

Ya da yavaþ yavaþ tüm markalarda görmeye baþladýðýmýz gibi motosikletinizde saðda ki gibi üç tekerlek olduðunda mý kendinizi güvende hissedersiniz ?

Beklide kendinize koruma olarak solda ki gibi bir eskort tutmalýsýnýz. Ancak böyle güvende hissedebilirsiniz.

Peki paradigmamýzý deðiþtirip GÜVEN meselesine baþka bir açýdan bakmaya ne dersiniz ? Þunu hepimiz kabul ediyoruz sanýrým. Ortada bir tehlike var ve bu tehlikeye karþý kendimizi GÜVEN e almalýyýz.

Ýyi de tehlike nerede? Hep bir aðýzdan senfoni orkestrasý çok sesli korosu gibi “bacaklarýmýzýn arasýndaki motosiklet” diye baðýrdýðýnýzý duyar gibiyim. Ama ben bugüne kadar bir motosikletin her hangi birini ýsýrdýðýný, ya da çifte attýðýný duymadým. Tüm bu konuþtuklarýmýzýn ýþýðýnda sanki çember giderek daralýyor gibi geliyor bana… Eðer astronot gibi giyindiðimizde, üç tekerlekli motosiklete bindiðimizde, kendimize koruma tuttuðumuzda bile güvende hissedemiyor isek, tehlikeli gördüðümüz þeytan icadýnýn kendi iradesi olmayan ve kimseyi ýsýrýp çiftelemeyen bir þey olduðunu da kabul edersek sanki geriye tek bir alternatif kalýyor. Evet evet, buna artýk cevap verebilir belki de itiraf edebiliriz. Tehlikeli olan þey SEN, BEN, BÝZ’iz yani motosiklet sürücüsü… Ýþte tam bu noktada TEHLÝKE YARATAN konumundan TEHLÝKELERÝ BERTARAF EDEN konumuna nasýl terfi ederiz hep birlikte onu inceleyeceðiz. Tehlikeleri bertaraf etmek için ilk önce tehlikeyi iyi analiz etmek anlamak gerekmektedir. Bilmediðiniz anlamadýðýnýz ya da görmediðiniz bir tehlikeye ancak Uzakdoðu samuray filmlerindeki gibi içgüdülerinizle karþý koyabilirsiniz ki bu da ancak zaten az önce bahsettiðim gibi filmlerde olur.

Page 21: Eylul 2009

Kendimiz Ýle Baþa Çýkmak-1

[email protected]

Emre Ercins

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Tehlikeleri bertaraf edecek iyi bir sürücü olmak için;

· Konsantrasyonunuzun yüksek olmasý, · Ýyi gözlem yapmanýz, · Kendinizin ve motosikletinizin limitlerinin farkýnda olmanýz, · Yollarda karþýmýza çýkacak riskleri daha önceden tanýmlamak tanýmak ve bu riskleri en aza

indirgeyecek biçimde davranmak gerekmektedir. Yapýlan istatistikler ve araþtýrmalar bize 18 yaþýndan 35 yaþýna kadar 8 kere kaza yapýldýðýný söylüyor. Bu aþamada akla gelen ilk soru kazalardan ders alýp almadýðýmýz olmalýdýr ki istatistiðe bakýlýrsa bu hiç de böyle deðil. Daha iyi bir sürücü olmanýn bir aþamasý da yukarýda bahsettiðim sebeplerden dolayý tehlikeli olanýn kendimiz olduðunu kabul etmek ve sorumluluklarý baþkalarýna yüklemekten vazgeçmektir. Islak zemin, bozuk yol, aniden duran diðer araç vb gibi… Tüm bu durumlarý bizim daha önceden algýlayýp ona göre sürüþümüzü deðiþen þartlara uyumlu hale getirmeliyiz. Bizim dýþýmýzdaki tüm olaylarý suçlu görmek kendimizi geliþtirmenin önündeki en önemli engeldir. Kazaya karýþan pek çok sürücü bu kazada kendisinin suçu olduðunu düþünmez. Kendinde suç olduðunu düþünmeyen biri sizce kendini geliþtirmek ve eðitmek için harekete geçer mi? Cevap basit “Hayýr”. Böylece ne kazaya neden olan hata giderilir nede sürüþ geliþtirilir. Hepimiz motosikletimizin 1. viteste devir kesiciye girene kadar kaç km/h hýz yaptýðýný ezbere biliriz deðil mi? Peki 50 km/h ile giderken kaç metrede durduðumuzu kim biliyor? Ya hýzýmýz 50 deðil de 100 km/h olursa kaç onlarca metre sonra durabileceðinizi düþündünüz mü? Asýl tehlikenin sürücünün kendisinin olduðundan bahsetmiþtik.

Peki belli baþlý ve sýklýkla karþýmýza çýkan bu tehlikeleri isimlendirebilir miyiz ? Deneyelim …

· Öðrenmeye Direnmek · Risk Almak · Sürüþ Hýrsý · Deðiþime Karþý Direnç · Kendini Eleþtirmekten Kaçýnma · Hatalarý Baþkalarýnda Arama · Yorgunluk · Zaman Baskýsý ve Yolculuk Amacý · Dikkat ve Konsantrasyon Eksikliði

· Gereðinden Fazla Güven Duymak · Kötü Ruh Halinde Ýken Sürmek…. diye uzayarak gidebilir.

GÜVENLÝ SÜRÜÞ

Page 22: Eylul 2009

Kendimiz Ýle Baþa Çýkmak-1

[email protected]

Emre Ercins

mecmuaYAMAHA TÜRKÝYE

www.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Eminim sizinde baþýnýzdan geçen gerçek olaylara dayanarak ekleyeceðiniz birkaç baþlýk vardýr. Tüm bu konularda kendimizi geliþtirerek ve kontrol ederek GÜVENLÝ sürüþü gerçekleþtirmiþ olur muyuz? Evet demeyi çok isterdim. Ama aslýnda henüz yolun baþýndayýz… Kendimizle baþa çýkmak iyi bir sürücü olmak konusunda atmamýz gereken ilk adýmdýr. Bunu baþardýðýmýzda ancak bir sonraki adýma geçebiliriz. Aksi takdir de öðrendiðimiz tüm tekniklerin ya da bize bahþedilmiþ olan tüm yeteneklerin bir anlamý kalmayacaktýr. O zaman yarýn deðil hemen bugün, þimdi, motosikletimizi kontrol etmenin öncesinde kendimizi nasýl kontrol edeceðiz bunun üzerinde kafa yormaya baþlayalým. Tüm yukarýda yazdýklarýmý son bir cümle ile acaba nasýl baðlarým diye düþünüp araþtýrýrken Francis Bacon un bir söylemi ile karþýlaþtým. Sanýrým aslýnda kelimelere dökmeye çalýþtýðým þeyi bu cümle özetliyor. “Bizi güçlü yapan yediklerimiz deðil, hazmettiklerimizdir. Bizi zengin yapan kazandýklarýmýz deðil, muhafaza ettiklerimizdir. Bizi bilgili yapan okuduklarýmýz deðil, kafamýza yerleþtirdiklerimizdir.” Önümüzdeki sayýda devam edecek…

GÜVENLÝ SÜRÜÞ

Page 23: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Eveeet değerli arkadaşlarım, ağabeylerim, kardeşlerim, bu satırlarda sizlere, mensubu bulunduğum FazerTürkiye’nin, kendi içersinde düzenlediği olağan Uzun Yol Gezi Etkinliklerinden birini daha dilim döndüğünce aktarmaya çalışacağım. Her ne kadar kendi içersinde olduğunu söylediysek de gezi, mensubumuz olmayan, ancak uzun yol tecrübesine güvendiğimiz ve bu etkinlik için koyulan şartlara uyabilecek ve sürüşünü yakından tanıdığımız, bildiğimiz yakın arkadaşlarımıza da açıktı… Ancak bu kategoriye girip de daha önce istekli gözükenler daha sonra bir şekilde mazeret göstererek geziden aflarını istediler…, E bu durumda bize de başa başa yola koyulmak kaldı haliyle…

Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum değerli arkadaşlar, gezi öncesi bazı arkadaşlarımızın bu gezinin keyiften çok eziyet olacağının altını özellikle çizmeye çalışır görünümde olduklarını hissediyordum… Ancak bütün gününü motor üzerinde geçirmek ve yapabildiğince yol yapmak düşüncesini savunan ve bunu paylaşanların bir araya geldiği bu ekip içersinde, bir kişinin dahi bu yolculuğu eziyet olarak değil, son derece keyifli ve zevkli bir yolculuk olduğunu her fırsatta tekrarlamış olduğunu

burada tekrar söylemekte ve hatırlatmakta fayda görüyorum… Yorulmadık mı?? Tabi ki yorulduk… Hiç birimiz bazı üyelerimizin söylediği gibi biyonik değiliz… Ama yüreğimiz ve adrenalin sayesinde bu gücü kendimizde bulduk ve gezimizi sağ salim tamamladık… Yarın mı?? Allah izin verirse daha farklı bir rotada yine aynı şartlarda birlikteyiz, bekleriz… Evet şimdi konuya geçelim ve güzergahımızı şöööyle bir gözler önüne serelim… Gidiş; İstanbul (Eskihisar Feribot İskelesi) çıkışlı, Topçular, Yalova, Bursa, İnegöl, Domaniç, Tavşanlı, Emet, Hisarcık, Gediz, Uşak, Ulubey, Buldan, Denizli, Serinhisar ve nihayetinde Yeşilova - Salda Gölü / Burdur… Dönüş; Salda Gölü, Denizli, Çivril, Sivaslı, Banaz, Dumlupınar, Altıntaş, Kütahya, İnönü, Bozüyük, Bilecik, Yenişehir, Sölöz, İznik Gölü Güney sahili üzerinden, Orhangazi, Yalova ve Topçular… Yani 2 günde, 8 il hududu, 5 il merkezi ve 1.000 mt ve üzerinde 5 dağ geçidi, toplam 1.450 Km… Hadi bakalım hayırlısı… Fazla lafı uzatmadan gezimizi anlatmaya başlamak en iyisi olacak sanırım.Fazla oyalanmadan ilk hareket eden feribota biniyoruz… Her ne kadar kahvaltı için Bursa ve civarı daha önceden görüşülmüş olsa dahi, vakit kaybı olmaması adına kahvaltıyı, Ayhan’cığımın cebinden, Berkay’cığımın da ellerinden, ekmek arası ekmek (kaşar peyniri niyetine…) olarak feribotta hallediveriyoruz… Eeee çaylar??? Kağıt bardakta ve berbat..!!! İlk fırsatta yolda bir yerlerde çayın dibine vurmalıyız…

Page 24: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Bu arada Halit’(Akula)in de aynı saatlerde yıllık iznini değerlendirmek üzere eşi ile birlikte Datça’ya gitmek üzere yolda olduğunu öğreniyoruz, hem de birazdan Topçular’da karşılaşabileceğimizi söylüyor K.Emre… Domaniç’e doğru ilerlemeye devam ediyoruz… Yemyeşil bir doğa içinde kıvrıla kıvrıla önce Oylat Kaplıcaları, daha sonra Tahtaköprü geride bırakılıyor… Yükseldikçe hava iyice soğumaya başladı, Arapoturağı gözümde tütüyor, biran önce varsak da sıcak bir şeyler görse vücudum diyorum içimden tir tir titreyerek…. Ama o da ne, eyvah!… Bizim meşhur yata yata, kaya kaya tırmandığımız virajlar mıcırla kaplanmış…. Önce zift, sonra üzerine mıcır…. Yatmayı bırakın, düz durmak mesele…. Bekir ve B.Emre’nin motorlarının avantajı ile hiç zorlanmadan tırmandıklarını görüyorum… Bu arada B.Emre aramızda dolaşarak video çekimi gerçekleştiriyor, anlattıklarımı video kayıtlarda göreceğinizi umuyorum…

Ve nihayet Arapoturağı… Direkt olarak kendimizi içeri atıyoruz… İliklerimiz biraz ısındı… Mekan sahibinin söylediğine göre birkaç gündür akşamları ve sabah erken saatlerde soba yakmadan oturamıyorlarmış, haksızda sayılmazlar hani… Saat daha çok erken olduğundan hiçbirimizin canı kuru fasulye çekmiyor ve közde demlenmiş çaya yumuluyoruz...

Bu arada mekan sahibi olduğunu sandığımız dayı ile dalıyoruz koyu bir muhabbete… Amanın o da ne..!!! Her iki cümlesinde bir, sağa sola, aşağı yukarı bir şeyler koyup duruyor, durdurmak mümkün değil dayıyı…. Hükümetten, kolluk kuvvetlerinden başlıyor, höööyyyttttt!!!...sonunda yine koyacak bir yerler, bir şeyler buluyor….

Evet yeteri kadar ısındık, ilerde bulutlar da dağılmış gibi gözüküyor, güneş de çıkarsa iyice ısınırız diyerekten yola devam ediyoruz… Bundan sonra ilk durak Emet…

Page 25: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Küçük bir rota ayarlaması ile oldukça keyifli, kaliteli ara yollardan, köy içlerinden geçerek Önce Emet, daha sonra Hisarcık ve Gediz’den sonra kestirmeden Uşak’a varmanın keyfini yaşıyoruz… Bu arada saat ilerledi ve öğlen yemeği için bayağı geciktik… Uşak büyük bir şehir, merkezine girmenin bize ciddi bir vakit kaybettireceğini düşünerek, benzin ikmalini takiben şehri terk ediyoruz ve kendimize yemek yiyecek bir mekan aramaya başlıyoruz… En yakın merkez 30 km mesafedeki Ulubey derdimize derman oluyor… İlk gördüğümüz lokantaya dalıyoruz…

Karnımız Allaha şükür doydu… B.Emre fırsattan istifade videonun dolan belleğini boşaltmakla meşgul… Bu arada karnı doymayan arkadaşlarımız var… Baksanıza hala masadan kalkmaya niyeti yok…

Karıınlar doydu, hedefe yaklaşmanın da verdiği rehavet ile daha fazla oyalanmadan yola koyuluyoruz… Yaklaşık 1 saat sonra Denizli’de bir başka mensubumuz Erdinç (brigand09) ile buluşacağız… Ve Denizli Sarayköy’de bir benzinlikte Erdinç’i beklemeye başlıyoruz…

Page 26: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Page 27: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Bekleme sırasında benzinliğe gelen bir yabancı turist otobüsü sayesinde hiç ama hiç sıkılmıyoruz… Hatta içimizden bazıları otobüse yolcu olarak katılmayı ve çevrenin eşşiz güzelliklerini içindekilerle birlikte keşfetmenin yollarını bile arıyorlar… Ve Erdinç ekibe dahil oluyor…

Ayhan’cım ise, gördüğü rüyanın etkisinden henüz kopamadığından, kendisini gerçek aşkı “Ulrike”’nin kankası “Ursula” ile avutmaya çalışıyor…. Ve Erdinç’i de aramıza alıp 1.5 saatlik son etap için yola koyuluyoruz… Denizli, seneler önce geldiğimden bu yana oldukça büyük bir gelişme göstermiş, açıkçası bu durum beni çok şaşırttı… İçine girmeden, şehri kat etmek bile neredeyse yarım saati buldu… Şimdi çok geniş ve çok kaliteli bir asfalttan kıvrıla kıvrıla Denizli’yi terk ediyoruz… Serinhisarı’da geçtikten sonra Salda’ya giden sapaktan ana yolu terk ediyoruz… Ancak sabahtan beri “Antalya da Antalya..!!!” diye tutturan

Page 28: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

aramızda bir kişi (İsmi lazım değil) “Tüh ya görmedim…!” ayaklarında sapağı ıskalayarak, Antalya’nın yolunu tuttuysa da B.Emre’nin ustaca manevrasıyla kendini kedi gibi yine ekibin arasına buluyor… Ve yine çok keyifli bir asfalt ve doğa eşliğinde 1.250 mt rakımlı Salda Beli’nden Salda Gölü karşımızda…

Ayhan’cım gölü görünce keyfinden hiçbirimizin bilmediği sanatsal yönünü ayaklar altına seriyor… Çok kısa bir süre daha manzarayı seyrettikten sonra bir an önce göl kıyısına inmek için sabırsızlanıyoruz… Ve işte Salda Gölü… Şimdi sizleri bu enfes tabiat harikası ile bir süre yalnız bırakmak istiyorum…

Page 29: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Hazır yeri gelmişken, internet sayfalarından bir alıntı ile Salda Gölü hakkında küçük bir tanıtım yapmakta fayda var…

Burdur'un Yeşilova ilçesinde, ilçe merkezine 4 km. uzaklıkta, ormanla kaplı tepeler, kayalık araziler ve küçük alüvyal ovalarla çevrili hafif tuzlu tektonik bir göldür… Göller bölgesi içindedir… Yüzölçümü yaklaşık 44 kilometrekaredir… 184 metreye varan derinliği ile Türkiye'nin en derin göllerinden biridir. Kış aylarında önemli sayılarda barındırdığı pasbaş, patka ve dik kuyruk ördek Salda Gölü'nün uluslararası öneme sahip sulak alanlar içerisinde yer almasını sağlamaktadır. Çevresi karaçam ormanlarıyla çevrili olup plajları vardır. Göle 1989 yılında Doğal Sit Alanı statüsü verilmiştir…

Suyunun temizliği ve turkuaz rengiyle oluşan güzel manzaranın yanı sıra, güneybatı ve güneydoğu kıyılarında yer alan küçük kumsallar alanın rekreaktif amaçlı kullanımına olanak sağlamaktadır… Salda Gölü Burdur ilinin yaklaşık 60 km. batısında yer alır.

Türkiye'nin en derin, en temiz, en berrak özelliklere sahip gölü olarak tanınıyor… Deniz seviyesinden yüksekliği 1.140 m dir. Göl suyunun terkibinde magnezyum, soda ve kil bulunması bazı cilt hastalıklarının tedavisinde yararlı sonuçlara sebep oluyor… Uzmanların yaptığı araştırmalara göre göl suyu sivilcelere iyi geliyor… Gölün arka kısmında kalan orman örtüsü keklik, tavşan, tilki, yaban domuzu, göl ise yaban ördeklerine ev sahipliği yapıyor… Göl içindeki suların çekilmesiyle görülmeye başlayan yedi beyaz ada, gölün güzelliğine bir başka güzellik katıyor….

Page 30: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Hava kararmadan gölde daha fazla vakit geçirmek uğruna otelin bulunduğu ve gölden 7 km mesafedeki Yeşilova ilçesine daha sonra gitmeyi planlayıp kendimizi doğru gölün soğuk sularına bırakıyoruz… “Göle Girmek Yasaktır” tabelasını havlu ve giysilerimiz için askı olarak kullanmaktan hiç çekinmiyoruz… Ancak göle giren sadece biz değiliz tabi… Görüldüğü üzere, burası belediye tarafından organize edilmiş bir plaj tesisi… Ancak birden bire derinleştiği ve tabanı yer yer batak gibi yumuşak olduğundan tehlikeli olabileceği düşünülmüş olsa gerek, aslında çok yerinde bir uyarı ama ne yazık ki denetleyen merci yok…

Arkadaşlar o yoldan sonra o su öyle bir geldi ki sormayın… Bütün yorgunluğumuzu aldı götürdü desem yalan olmaz… İyi ki de önce göle uğramışız… Önce otele gitmiş olsaydık, banyo manyo derken yığılır kalırdık otelde… Gölü de bir daha zor görürdük…. Tam sudan çıktık, toparlanmaya başlıyoruz ki bizden önce otele yerleşen Antalyalı FazerTürkiye mensubu arkadaşlarımız, Ferit Akyol ve sevgili Eşi, Ertan (ebunever)

göle geliyorlar… Göl kıyısında sıcak bir karşılaşma eşliğinde ilerleyen sohbetimize daha sonra otelde ve devamında akşam yemeğinde devam etmek üzere sözleşip hep birlikte Yeşilova’ya doğru yola çıkıyoruz… Sağ olsunlar ev sahibi gibi bizden önce her şeyi organize etmişler, biz de salına salına yeni gelin gibi otelimize giriyoruz…

Page 31: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Otelimiz dört katlı ve tahminen milattan önce 1.200 yıllarında yapılmış olabileceği tahmin ediliyor… O zamanlar henüz asansörün keşfedilmemiş olduğunu söylememe gerek yok herhalde… Ve en üst kattaki odalarımıza söylene söylene, oflaya poflaya çıkıyoruz… Ben Bekir’le birlikte 402 no lu odaya doğru ilerliyoruz nefes hefese, anahtar Bekir’in elinde, bir an önce kendini sıcak duşun altına atacak ya kokoş… Anahtarı deliğe sokmaya çalışıyor ama nafile bir düz bir ters, bir daha deniyor başaramıyor…. “Hay Allah cezasını versin bu otelin, zaten

neyi doğru ki” diye tam küfürü sallamışken içerden gelen bir ses, 401 no lu odanın kapısını kurcalıyor olduğumuz gerçeğini gözümüzün tam orta deliğine sokuyor… Ve nihayet odamız ulaşıyoruz ama eziyet bitmedi… Zaten benim için eziyetin en büyüğü Bekir’in söylenmeleri… Yok bu yatakta yatamazmış çünkü sığmazmış, yok yastığı sertmiş… Daha neler neler… Şimdi sıkı durun; “Abi burada klimada yoktur şimdi” demesiyle ben kendimi balkondan aşağı atma mertebesine ulaşıyorum…. Tamam oğlum yeter, söz sana bunu suspanse etmek için seni 8 yıldızlı otele götüreceğim bir dahaki sefere deyince söylenmeyi biraz bırakır gibi oluyor… ”E tamam Ahmet Abi de, Türkiye’de 8 yıldızlı otel yok ki… ” Tamam, tamam.. seni Dubai’ye Burj Al Araba götüreceğim söz… Sıcak suyla duş alma hayallerini geride bırakarak, şort ve parmak arası terliklerimizle merdivenlerden bu defa süzüle süzüle lobiye iniyoruz… Birimizi oda da bir şey unutsa vay haline, yine 4 kat yukarı… Her neyse hepimiz otelin önünde buluşuyoruz, yine sağ olsun ne varsa Antalyalı dostlarda var, Salda’da yemek yenecek yegane yeri önceden araştırmışlar bulmuşlar… Alkol alınacak ya taksi ile gidip gelelim diyoruz haliyle… İlk posta hareket ediyor… Bekliyoruz ki taksi onları bıraksın gelsin sonra bizi götürsün… Yani 7 km gidecek, 7 km gelecek toplam 14 km gidip gelme süresi kadar otelin kapısında aramızda ve otel sahibesi hanım ile muhabbeti sürdürüyoruz… Başka taksi yok mu diyeceksiniz… Olmaz mı ama bunun muamelesi başkaymış, müesseseden torpilli anlayacağınız… Uçarak (Hakikaten..) yemek yiyeceğimiz göl kenarındaki mekana varıyoruz… Sonradan öğreniyoruz ki bir önceki taksi postası, Bekir’in uyarması sonucu son anda stop ışıkları yanmayan bir traktöre arkadan vurmaktan son saniyede kurtulmuş… Ve arkadaşlar maceramıza tekrar geri dönmek üzere izninizle tam burada apayrı bir pencere açıyorum, ve orada o anda yaşadıklarımdan duyduğum mutluluğu sizlerle paylaşmak istiyorum, aman kaldığımız yeri unutmayın…

Page 32: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Sene, 1974 yani tam 35 yıl öncesi… Herhalde şu anda bu satırları okuyan bir çoğunuzun o tarihlerde henüz daha doğmamış olması kuvvetle muhtemel… Daha henüz 17 sinde bir lise son sınıf öğrencisiyim… Yani daha gencecik, taptaze parlak bir delikanlıyım sizin anlayacağınız… Saçlar kısacık, yandan ayrık ve kuzgun siyahı… Kaşlar yay gibi… Cilt deseniz davul gibi gergin kütür kütür taptaze… Şimdiki gibi pörsümüş, orası burası sarkmıyor yane…

Yaz tatiline girilecek, adettendir yılsonu müsameresi yapılacak ya, edebiyat hocamızın yılardır çok istediği bir oyunu sahneye koymak için herkes seferber olmuş… Edebiyat hocamız da o zamanlar ünlü bir tiyatro sanatçısı olan rahmetli anneciğimin tecrübelerinden faydalanmak uğruna benim gibi rol yapma özürlü, kabiliyetsiz bir çocuğa rol vermek cesaretini gösteriyor… Tabi benim gibi başka öğrencilerde kendilerine verilen rol için canla ve başla çalışıyor… İşte o öğrencilerden biri de Ferit Akyol…

Ve emin olun arkadaşlar, Salda’ya varıp, göl kenarında karşılanıp tanışana ve muhabbet edip, akşamki sofraya oturana kadar her ikimizde bu durumun farkında değiliz… Ne zamanki gecenin ilerleyen saatlerinde muhabbet koyulaştı, ondan bundan bahseder olduk mevzu ortaya çıktı… Üstelik Ferit benden bir sınıf küçük ve sınıflarımız senelerdir hep yan yana… Birlikte büyüdük sizin anlayacağınız, ama bizim bu

durumu hatırlayıp anlamamız biraz uzunca zaman aldı… Onca yol, ihtiyarlık, Bekir faktörü anlarsınız… Sevgili Ferit, bunca sene sonra böyle güzel bir ortamda, böyle bir sürprizle karşılaşmak herkese nasip olmaz kardeşim, zaten FazerTürkiye Ailesinin bir ferdi olabilmek de herkese nasip olmaz… Eveeet nerede kalmıştık hah…!!! Sofrada yemekteydik değil mi??? Gayet hafif bir menü eşliğinde sohbetimiz koyulaşıyor… İsteyen rakı (Oraya kadar gidip te rakı içmeye vaktiniz olacak mı diyenlere…) isteyen kemik, (namı diğer bira) isteyen de cola ve su ile kadeh tokuşturuyor…

Page 33: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Çok güzel, keyifli, ancak çok çabuk geçen bir akşam yemeği sonrası otelimize dönüyoruz… Bu defa yine aynı taksi gelmesine rağmen ben; “Abi beni araba tutuyor, senden yavaş kullanmanı rica edebilirmiyim..???” diyerek taksinin muhtemel uçuş planını bozuyorum… Ve otelimize sağ salim varıyoruz… Sabah yataktan kalkış ve hareket saatini geç yatıyor olmamızdan dolayı 1 saat ileri alarak 08:00 olarak karara bağlıyoruz… Hızlıca yapılan kahvaltı sonrası son hazırlıklar yapılıyor ve Ferit ve Ertan ile vedalaşarak Yeşilova dolayısı ile Salda’dan ayrılıyoruz… Denizli’de verdiğimiz kısa bir benzinlik molası sonrası sevgili Erdinç ile yollarımız ayrılıyor…

Page 34: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Sevgili Erdinç, bu kısa süre içersinde pek fazla birlikte olmamız mümkün olamadı haliyle… Ancak bizi yolda karşılaman, birlikte yol yaparak geceyi bizlerle birlikte geçirmen son derece memnun etti bizleri bilesin… Seni tanıdığıma çok memnun oldum kardeşim, Allah yolunu açık etsin… Denizli’den vakit geçirmeden ayrılıyoruz… Güzel yollardan, kah zaman dümdüz, kah zaman kıvrıla kıvrıla yol alıyoruz… Aradaki benzin molası sonrası ilk duruşumuz Dumlupınar… Şehitliği kısaca ziyaret edip hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra tekrar yola koyuluyoruz……

Dumlupınar ile Kütahya arasını Dumlupınar’da oyalanmam ve en son ayrılmam sebebi ile maalesef yalnız tamamlamak zorunda kalıyorum… Ancak yol o kadar keyifli ki sıkılmam mümkün değil… Kütahya’ya 10-15 km kala ekibin beni beklediğini hatta B.Emre’nin merak edip geri döndüğünü uzaktan izliyorum…

Page 35: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Ve Kütahya… Karınlar oldukça acıktı, bir yerde yemek molası vermeliyiz… Aslında yaklaşık 1 saatlik bir mesafede, Bozüyük–Bilecik arası sahibi olduğum Acar Restoran’da bu işi halledebiliriz… (Sakın inanmayın,külliyen yalan, sadece isim benzerliği, ama siz yinede sanki benimmiş gibi davranın...) Geçen Kasım ayında yaptığımız toplu geziye katılanlar hatırlayacaktır… Çok keyifli bir yerdir, çok para harcadım oraya… Neyse biz en iyisi şuraya yol yakınken kıvrılalım karınlarımızı doyuralım, benim yerde çay içeriz…

Hakan’cım (expat) bu fotoğrafı senin için saklıyordum ama, yetişemedim kusura bakma… Yenmeden önce o bir ev baklavasıydı, ama yine de kıyamadım ucundan accuk olsa da sana sakladım… Kavurma üzerine attıttırılmış (Bu kelimeye lütfen dikkat, atılmış değil, attırılmışda değil… attıttırılmış…) kaşar peynirli pidelerin üzerine ev baklavasını yedikten sonra tekrar yola koyuluyoruz…

Bu defa hedef Bilecik Acar Restoran…

Buda benim balıkçılık yaptığım zamanlarda kullandığım emektar sandalım… Restoranı açınca buraya koymayı uygun buldum eski günlerin anısına, evin salonuna koyacak halim yoktu ya… Fena da olmamış ama değil mi??? Motoru bırakınca da, son motorumu bunu yanına koyacağım, kardeş kardeş geçinip gidecekler.…

Page 36: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Spesiyalitemiz Kuzu Tandır ve yanında çömlek yoğurdu… Hesapta yemekten yeni geldik burada çay kahve için durduk ama ağız tadımlığı bir porsiyon sipariş ediverdik işte… Evet oturmanın sonu yok, hava kararmadan İstanbul’a varmayı düşünüyoruz… Bundan sonraki rota sürekli kullandığımız bir güzergah… İlk bekleme noktası Yenişehir girişindeki benzinci diyerek veriyoruz gazı… Yemyeşil bir doğa, serince bir akşamüzeri daha ne isteriz ki??? Virajlar zaten ballı kaymak… Tesadüfün böylesi… Mola verdiğimiz yerde bir sürprizle karşılaşıyoruz… FazerTürkiye sakinlerinden (Kontrol ettim gerçekten sakin, zira sadece 1 mesajı var…) Yusuf (crazyusuf) küt diye bir arabanın içinden önümüze atlıyor… K.Emre’yi tanıyor ve anladığım kadarı ile bahardaki Demirköy etkinliğine katılmış daha önce… Tatildeymiş ve

Page 37: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

akrabalarını ziyarete gelmiş Yenişehir’e… Ayaküstü sohbet ediyoruz ve birlikte fotoğrafın hemen ardından vedalaşıp yola devam ediyoruz…

Bu defa İznik’e uğramadan daha önce planlandığı üzere, Yenişehir üzerinden dağları aşarak İznik Gölü’nün güney sahiline, Sölöz’e ineceğiz… Bu alternatif yolu daha önce kullanmayanlara kesinlikle tavsiye ederim… Böyle yeşil bir mekan, böyle bir doğa… Bir ara önümde seyreden K.Emre’nin kollarını her iki yana açarak memnuniyetini ifade eder bir hareket göstermesine aynen ve gönülden katılıyorum… Hatta bir ara içimden aha tam şuraya bir tahtadan kulübe kondursam, arada sırada da gelip kalsam, domates, biber yetiştirip kendi ekmeğimi kendim yapsam kim ne der diye de düşünüyorum… Evet Berkay’la ayrılık vakti geldi çattı… Bursa ayırımından ayrılarak Kurşunlu’da yazlıktaki arkadaşının yanına gideceğini söyleyerek ekipten ayrılıyor… Daha önce bu durumdan bize bahsettiği zaman bir şartla, eğer gideceğin kız arkadaşınsa kabul, yok değilse aynen bizle devam ediyorsun dediysek de pek sallamadı açıkçası… Bu noktadan itibaren trafik yoğunluğundan öte söylenecek, yazacak kayda değer pek bir şey yok arkadaşlar… Topçular feribot iskelesindeki 1-2 km uzunluğundaki kuyruk, bana 15-20 sene önceki bayram kalabalığını hatırlattı… Aradan kolayca sıyrılarak ilk kalkan feribota biniverdik… Motorun canını yiyeyim… Ne imtiyaz ama…

Page 38: Eylul 2009

SALDA GÖLÜ

[email protected]

Ahmet ACAR

GEZİ

YAMAHA TÜRKİYEwww.YamahaTurkiye.orgEylül 2009

Ve aynen hesapladığımız üzere feribotta gün batarken İstanbul’a varmanın keyfi ile K.Emre’nin elinden çaylarımızı yudumluyoruz… Yollarda görüşmek, tanışmak dileği ile.