brian greene evrenin zarafeti - horozz.net

258

Upload: adnan-dan

Post on 22-Jan-2018

273 views

Category:

Science


7 download

TRANSCRIPT

Page 1: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net
Page 2: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Bir şey keşfetmenin insanın yeni bir şey görmesi değil de bakışını biçimlendirmesi demekolduğu söylenir. Evreni sicim kuramı tarafından biçimlendirilmiş bir bakışla gören okurlar yenimanzaranınnefeskesiciolduğunugörecek.

Önde gelen sicim kuramcılarından Brian Greene, çok açık ve anlaşılır bir dille yazdığı bukitapta okuyucuya nihai kuram arayışının ardındaki bilimsel hikâyeyi ve bilim insanlarınınçabalarınıanlatıyor.Heyecanvericiveçığıraçıcı fikirlerin,örneğinuzayındokusundagizliyeniboyutlar, temel parçacıklara dönüşen kara delikler, uzay-zamanda yarıklar ve delikler,birbirlerininyerinegeçebilençokbüyükveçokküçükevrenlervebunlargibibirçokbaşkafikrin,günümüzde fizikçilerin üstesinden gelmeye çalıştığı bazı sorunların çözümünde çok önemli biryerivar.

Evrenin Zarafeti bu konuda yapılan keşifleri ve hâlâ çözülememiş gizemleri, durupdinlenmedenuzayın,zamanınvemaddeninnihaidoğasınıaraştıranbilim insanlarınınyaşadığıcoşkuları ve hayal kırıklıklarını yetkinlik ve incelikle bize aktarıyor. Brian Greene akıllıcakullandığıbenzetmelerle,fiziktebugünekadarelealınmışkavramlardanenkarmaşıkolanlarınıgerçektendeeğlendiricibiranlatımlaokuyucuiçinkavranabilirhalegetiriyorvebizievreninnasılbirişleyişiolduğunuanlamayadahaöncehiçolmadığıkadaryaklaştırıyor.

TÜBİTAKPopülerBilimKitapları

Evrenin Zarafeti Süper sicimler, Gizli Boyutlar ve Nihai Kuram Arayışı Tbe ElegantUniverseSuperstrtngs,HiddenDimensions,andtheQuestfortbeUltimateTheory

BrianGreene

Çeviri:EbruKılıç

EvreninZarafeti

süpersicimler,gizliboyutlarvenihaikuramarayışı

BrianGreene

ÇeviriEbruKILlÇ

TÜBİTAKPOPÜLERBİLİMKİTAPLARI

Annemevebabamınanısına,sevgiveminnetle.

Page 3: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Önsöz

AlbertEinstein hayatının son otuz yılı boyunca, birleşik alan kuramı olarak bilinen kuramı -doğanınkuvvetlerini,tutarlıbirtekçerçeveiçindetanımlayabilenbirkuramı-yakalamayaçalıştı.Einstein'ı harekete geçiren nedenler, genellikle bilimsel çalışmalarla ilişkilendirdiğimiz şeyler,örneğinşuyadabudeneyselveriyiaçıklamaçabasıdeğildi.Tutkuylasarıldığıbir inançtıonuharekete geçiren; evreni derinden anlamanın, onun en hakiki mucizesini, dayandığı ilkelerinbasitliği ve kuvvetini ortaya koyacağı inancıydı. Einstein evrenin işleyişini, onun güzelliği vezarafeti karşısında hepimizi hayretler içinde bırakacak önceden erişilmemiş bir açıklıklaresmetmeyiistiyordu.

Bu hayalini hiç gerçekleştiremedi, bunun da sebebi büyük ölçüde elindeki kâğıtların iyiolmamasıydı:Onunzamanındamaddeninvedoğadakikuvvetlerin temelniteliklerininbirkaçıyabilinmiyordu ya da en iyi ihtimalle pek iyi anlaşılmamıştı. Fakat geçen yarım asır içinde yenikuşaktan fizikçiler -çıkmazsokaklaradalıpçıkarak-seleflerininkeşifleriüzerineçalışıpevreninnasıl işlediğinedairdahaeksiksizbirkavrayışoluşturmak içinparçalarıbirleştirmeyisürdürdü.Bugün, Einstein'ın birleşik bir kuram arayışında olduğunu açıklamasından ve bunda başarılıolamamasından uzun zaman sonra, fizikçiler bu keşifleri, derinlikli görüşleri eklenti yerleri belliolmayanbir bütünhalinegetirmelerini sağlayacakbir çerçeve, prensipte bütün fiziksel olgularıbetimleyebilecek tek bir kuram bulduklarına inanıyor nihayet. Bu kitabın konusu da işte bukuram,süpersicimkuramı.

Evrenin Zarafetini, fizik alanında ön cephelerdeki araştırmalardan doğan bu dikkat çekicigörüşleri,genişbirokurkesimi,özellikledehiçmatematikvefizikeğitimigörmemişokurlariçinerişilebilir kılma çabasıyla kaleme aldım.Geçen birkaç yıl içinde süpersicim kuramı hakkındaverdiğim konferanslarda, geniş kesimlerin, halihazırda sürmekte olan araştırmaların evrenintemelyasalarıhakkındanelerdediğini,buyasalarınkozmosukavrayışımızdanetürdevasabiryenidenyapılanmagerektirdiğini,devametmekteolannihaikuramarayışınınegibizorluklarınbeklediğinianlamaarzusuylayanıptutuştuğunatanıkoldum.Umuyorumkibukitap,EinsteinveHeisenberg'den bu yana fizik alanındaki büyük başarıları açıklayarak, onların keşiflerininçağımızın atılımlarında nasıl kocaman çiçekler gibi açtığını göstererek bu merakı hemzenginleştirirhemdoyurur.

Evrenin Zarafetinin biraz bilimsel birikimi olan okurların da ilgisini çekeceğini umuyorum.Umarımbukitapbilimöğrencileri veöğretmenleri içinözelgörelilik,genelgörelilik vekuantummekaniği gibi modern fiziğin temel yapıtaşlarının bazılarına ışık tutar, araştırmacıların uzunzamandır aranan birleşik alan kuramına yaklaşırken duyduğu bulaşıcı heyecanı onlara daaktarır.Meraklıpopülerbilimokurları içindekozmosuanlayışımızatazekansağlayan,sononyıl içinde gün ışığına çıkan ilerlemelerin birçoğunu açıklamaya çalıştım. Başka bilimseldisiplinlerde çalışan meslektaşlarım için de bu kitabın, sicim kuramcılarının nihai bir doğakuramı arayışında kaydedilen ilerlemelerden dolayı neden bu kadar heyecanlı olduğuna dairdürüstvetutarlıbiraçıklamasunacağınıumuyorum.

Süpersicim kuramı fizikteki başlıca keşiflerin birçoğundan yararlanan geniş ve derinlikli birkonudur. Kuram, büyük olanla ilgili kuramlarla, küçük olanla ilgili kuramları, kozmosun en ücraköşelerindenmaddeninenküçükparçasınadekfiziğiyönetenyasalarıbirleştirdiğinden,konuyayaklaşmanın birçok yolu vardır. Ben uzay ve zaman kavrayışımızın gelişmesine odaklanmayı

Page 4: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

tercih ettim. Bunun özellikle insanı saran bir gelişme çizgisi olduğunu gördüm, zengin vebüyüleyicibirharmanın içindentemelönemdekiyenigörüşlerlegeçenbiryol.Einsteindünyayauzayvezamanınhiçbilmediğimiz,hayretvericibiçimlerdedavrandığınıgöstermişti.Bugünsonaraştırmalar,bukeşifleribirleştirmiş,kozmosundokusuna işlenmişbirçokgizliboyutasahipbirkuantum evreni ortaya çıkarmıştır; öyle boyutlardır ki bunlar, bir sarmaşıktan farkı olmayangeometrileri bugüne dek sorulmuş en temel soruları cevaplayacak anahtarı sunabilir. Bukavramlarınbazılarıçokinceolsada,gerçekçibenzetmelerlekavranabileceklerinigöstereceğiz.Bufikirlerinanlaşılması,evrenleilgilişaşırtıcıvedevrimcibirbakışaçısısunar.

Kitap boyunca, okura bilim insanlarının mevcut kozmos kavrayışına nasıl ulaştığına dairsezgisel bir anlayış kazandırmaya çalışırken -genellikle benzetmeler ve metaforlar yoluyla-bilimeyakındurmayaçalıştım.Fakat teknikdildenvedenklemlerdenkaçındım,çünkükonuylailgili yeni kavramlar nedeniyle, okurun, fikirlerin gelişimini tam olarak izleyebilmesi için şuradaburada durması, şurada bir bölüm üzerine düşünmesi, burada bir açıklamayı tartmasıgerekebilir. Son gelişmeleri konu alan dördüncü kısımdaki bazı bölümler kitabın geri kalankısmına göre biraz daha soyuttur; okuru bu bölümler hakkında önceden uyarmaya, metni bubölümlerin atlanmasının kitabın mantıksal akışını etkilemeyecek şekilde yapılandırmaya özengösterdim. Ana metinde ortaya atılan fikirlerle ilgili kolay ve erişilebilir bir hatırlatma olmasıamacıyla bir bilimsel terimler sözlüğüne de yer verdim. İlgisiz okur dipnotları tümüyle atlamakisteyebilir, gayretli okursa notlardametinde geçen konulara dair ayrıntılı açıklamalar bulacak,metinde basitleştirilerek ortaya konan fikirlerin açıklamalarıyla karşılaşacaktır, matematikeğitimialmışolanlarbirkaçteknikgezintiyedeçıkacaklardır.

Kitabın yazımı sırasında yardımlarını gördüğüm birçok kişiye teşekkür borçluyum. DavidSteinhardt,kitabıntaslaklarınıbüyükbirdikkatleokuyupeditöryelaçıdankeskinbazıgörüşlerinibenimlecömertçepaylaştı,değerbiçilemezbirteşviktebulundu.DavidMorrison,KenVineberg,Raphael Kasper, Nicholas Boles, Steven Carlip, Arthur Greenspoon, David Mermin, MichaelPopowitsveShaniOffenkitabıntaslağınıyakındaninceleyiptepkilerinivetavsiyeleriniayrıntılıbirbiçimdeortayakoyaraksunumabüyükbirkatkıdabulundular.Metnitamamenyadakısmenokuyup tavsiyelerde bulunarak beni teşvik edenler arasında Paul Aspinwall, Persis Drell,Michael Duff, Kurt Gottfried, Joshua Greene, Teddy Jefferson, Marc Kamionkowski, YakovKanter, Andras Kovacs, David Lee, Megan McEwen, Nari Mistry, Haşan Padamsee, RonenPlesser, Massimo Poratti, Fred Sherry, Lars Straeter, Steven Strogatz, Andrew Strominger,HenryTye,CumrunVafaveGabrieleVenezianodayeralıyor.RaphaelGunner'abaşkabirçokşeyin yanı sıra, yazımın erken bir aşamasında getirdiği, kitabın biçiminin genel olarakşekillenmesini sağlayan derinlikli eleştirilerinden, Robert Malley ye de kitap hakkındadüşünmenin ötesine geçip kâğıda dökmem konusundaki nazik, fakat ısrarlı teşvikinden ötürüteşekkürederim.StevenWeinbergveSidneyColemandeğerlitavsiyelerdebulunupyardımlarınısundular, Carol Archer, Vicky Carstens, David Cassel, Anne Coyle, Michael Duncan, JaneForman,ErikJendresen,GaryKass,ShivaKumar,RobertMawhinney,PamMorehouse,PierreRamond, Amanda Salles ve Eero Simoncelli'yle de yararlı birçok fikir alışverişinde bulunmuşolduğumu teslim etmek benim için bir zevk. Olguların kontrol edilmesi ve referanslarınbulunmasındaki yardımlarından, yaptığım ilk karalamaları çizim haline getirmesinden dolayıCostas Efthimiou'ya borçluyum. Tom Rockwell, Efthimiou'nun çizimlerinden yararlanarak -birazizinsabrıveustalıklıbirsanatçıgözüyle-metnisüsleyenşekilleriyarattı.AndrewHansınveJimSethna'yadaözelbazışekillerinhazırlanmasındakiyardımlarındandolayıteşekkürederim.

Page 5: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Kitaptaki çeşitli konularda benimle söyleşi yapıp kişisel görüşlerini aktarmayı kabul edenHoward Georgi, Sheldon Glashow, Michael Green, John Schwarz, John Wheeler, EdwardWitten ve yine Andrew Strominger, Cumrun Vafa, Gabriele Veneziano'ya da teşekkürlerimisunuyorum.

W. W. Norton'daki editörlerime, Angela Von der Lippe'ye derinlikli görüşleri ve değerlitavsiyeleri için, Traci Nagle'ye de ayrıntılara duyarlılığı için teşekkürlerimi sunmaktanmutlulukduyuyorum. Her ikisi de sunumun açıklığına önemli katkılarda bulundu. Edebi ajanlarım JohnBrockman ile Katinka Matson'a da, yazılmaya başlamasından yayınlanma aşamasına dekkitabıngeçtiğisüreçleriuzmankılavuzluklarıylayönlendirdikleriiçinteşekkürediyorum.

Kuramsal fizik alanındaki araştırmalarımı 15 yılı aşkın bir süredir cömertçe destekledikleriiçin Ulusal Bilim Vakfı'na, Alfred P. Sloan Vakfı'na ve ABD Enerji Bakanlığı'na müteşekkirim.Araştırmalarımın süpersicim kuramının uzay ve zaman kavrayışımızdaki etkisini konu almasıbelki de şaşırtıcı değil, sonraki birkaç bölümde benim de dahil olma şansına eriştiğim bazıkeşifleri anlattım. Okurun bu "içerden" değerlendirmeleri okumaktan keyif almasını umuyorolsam da, süpersicim kuramının geliştirilmesinde oynadığım role dair abartılı bir izlenimbırakabileceklerinidefarketmişbulunuyorum,izninizlebufırsattanyararlanarak,nihaibirevrenkuramı oluşturma çabasının ciddi ve kararlı bir katılımcısı olmuş, dünyanın dört bir yanındakibini aşkın fizikçiye de teşekkür ederim. Bu değerlendirmede çalışmalarından bahsedilmeyenherkesten özür diliyorum; bu yalnızca seçmiş olduğum tematik bakış açısını ve genel birsunumunberaberindegetirdiğiuzunlukkısıtlamalarınıyansıtıyor.

Sonolarak sarsılmaz sevgisi ve desteği içinEllenArcher'a gönülden teşekkür ediyorum.Oolmasaydıbukitapyazılamazdı.

Page 6: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

I.Bölüm

SicimleBağlanmış

Buna ört bas etmek demek fazla ağır olur. Ama fizikçiler, yarım yüzyılı aşkın bir süredir -tarihteki en büyük bilimsel başarıların tam ortasındayken bile- ufukta kara bir bulutuntoplandığını içten içe biliyorlardı. Soruna modern fiziğin dayandığı iki temel kaideden yolaçıkarak yaklaşmakta fayda var. Biri Albert Einstein'ın, evreni en geniş ölçeklerde -yıldızları,galaksileri, galaksi kümelerini- anlamaya yönelik kuramsal bir çerçeve sunan genel görelilikkuramıdır. Diğeriyse evreni en küçük ölçeklerde, moleküller, atomlar ile daha derinlere inipelektronlar ve kuarklar gibi atomaltı parçacıklar düzeyinde kavramaya yönelik kuramsal birçerçevesunankuantummekaniğidir.Yıllarsürenaraştırmalarsonucu, fizikçilerher ikikuramındaöngörülerininhemenhepsinineredeyseakılalmazbirdoğrulukladeneyselolarakdoğrulamışbulunuyor.Fakatkaçınılmazbirbiçimdebukuramsalaraçlar,rahatsızedicibaşkabirsonucadayolaçtı:Halihazırda formüleedildikleribiçimiylegenelgörelilik ilekuantummekaniğiaynıandadoğru olamaz. Geçen yüzyıl içinde fizikte kaydedilen muazzam ilerlemenin -gökleringenişlemesini vemaddenin temel yapısını açıklayan ilerlemenin- temelindeyatanbu iki kurambirbirineuymaz.

Bu feci karşıtlığı önceden incelemediyseniz, neden böyle diye merak ediyor olabilirsiniz.Cevappekdezordeğil.Enuçdurumlarhariç,fizikçileryaküçükvehafif(atomlarvebileşenlerigibi) yadabüyükveağır (yıldızlarvegalaksilergibi) şeylerüzerindeçalışırlar,aynıandaherikisinin de üzerinde çalışmazlar. Bu dayayalnızca kuantum mekaniğini ya dayalnızca genelgöreliliği kullanmaları gerektiği, diğerinin uyarı ikazlarına şöyle kaçamak bir bakış atıp omuzsilkebildiklerianlamınageliyor.Elliyıldır,buyaklaşımcehaletkadarneşedoluolmadı,fakatonaepeyceyaklaştı.

Fakat evren, uçlardaolabilir. Bir kara deliğinmerkezindeki derinliklerde,muazzambir kütleçok çok küçük boyutlara iner. BüyükPatlama sırasında evren, yanında bir kum tanesinin devgibi kaldığı mikroskobik boyutlarda bir kütleden doğmuştu. Bunlar küçük, fakat inanılmazderecede kütleli alanlardır, dolayısıyla hem genel göreliliğin hem kuantum mekaniğinin eşzamanlı olarak devreye girmesini gerektirirler. İlerledikçe giderek açıklık kazanacaksebeplerden ötürü, genel görelilik ile kuantum mekaniği denklemleri birleştiklerinde, sukaynatmışbirotomobilgibisarsılır,takırdar,buharlarçıkarır.Bukadarsüslemedensöyleyecekolursak, iyi kurgulanmış fizik soruları, bu iki kuramın mutsuz birleşmesinden saçma cevaplarçıkmasınanedenolur.Karadeliklerinderinlikleriniveevreninbaşlangıcınıbirgizemperdesininardında tutmak istiyor olsanız da, kuantum mekaniği ile genel görelilik arasındaki karşıtlığındaha derin bir anlayış beklediğini hissetmekten kendinizi alamazsınız. Evren gerçekten de entemeldenbölünmüş; şeyler büyükolduğundabaşka yasaları, küçükolduğundabaşka yasalarıgerektiriyorolabilirmi?

Kuantummekaniği ile genel göreliliğin saygıdeğer yapıları ile kıyaslandığında genç biryapıolarakkarşımızaçıkansüpersicimkuramı,yankılananbirhayırlacevapveriyorbusoruya.Tümdünyadafizikçiler ilematematikçilerinsononyıl içindeyaptığıyoğunaraştırmalar,maddeyientemel düzeyde betimleyen bu yeni yaklaşımın genel görelilik ile kuantummekaniği arasındaki

Page 7: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

gerilimi çözdüğünü ortaya koyuyor. Aslına bakarsanız süpersicim kuramı daha da fazlasınıgösteriyor. Bu yeni çerçevede, kuramın anlamlı olabilmesi için genel görelilik ile kuantummekaniği birbirini tamamlıyor. Süpersicim kuramına göre, büyük olana dair yasalarla küçükolanadairyasalarınevliliğiyalnızcamutludeğil,aynızamandakaçınılmazbirbirlikteliktir.

Buiyihaberinbirkısmı.Süpersicimkuramı-kısacasicimkuramı-bubirlikteliğidevbiradımdahaöteye taşıyor.Einsteinotuzyılboyuncabirleşikbir fizikkuramı,doğanınbütünkuvvetleriilemaddibileşenlerinitekbirkuramsaldokumadabirleştirecekbirkuramarayıpdurdu.Bulmayıbaşaramadı.Bugün,yenibinyılınşafağında,sicimkuramıyandaşlarıbuelegeçmez,bütünlüklüdokumanın ipliklerinin nihayet ortaya çıkarıldığını iddia ediyor. Sicim kuramı, evrendeki bütünmucizevi olayların -atomaltı kuarkların çılgın dansından, birbirlerinin etrafındadönen çift yıldızsistemlerinin gösterişli valsine, Büyük Patlama'nın ilk ateş topundan göklerdeki galaksilerinmuhteşem girdabına varıncaya dek- hepsinin, tek bir büyük fiziksel ilkenin, tek bir temeldenkleminyansımalarıolduğunugösteriyor.

Sicim kuramının bu özellikleri uzay, zaman ve madde anlayışımızı ciddi biçimdedeğiştirmemizi gerektirdiğinden, bunlara alışmak, rahatça sindirebilir hale gelmek biraz zamanalacak. Fakat, bağlamına yerleştirildiğinde açıklık kazanacağı üzere, sicim kuramı, fizikalanındasonyüzyıldayapılmışdevrimcikeşiflerinciddivedoğalbirürünüolarakbeliriyor.Aslınabakarsanızgenelgörelilikilekuantummekaniğiarasındakiçatışmanında,geçenyüzyıldakarşıkarşıya kalman, çözümleri evreni kavrayışımızın hayret verici bir biçimde değişmesiylesonuçlanantemelçatışmalardizisindekiilkdeğilüçüncüçatışmaolduğunudagöreceğiz.

ÜçÇatışma

1800'lerin sonu gibi uzak bir tarihte görebildiğimiz ilk çatışma, ışığın hareketinde görülenşaşırtıcı özelliklerle ilgiliydi. Kısaca şöyle açıklayabiliriz: Isaac Newton'un hareket yasalarınagöre,yeterincehızlıkoşarsanızharekethalindekibirışıkdemetineyetişebilirsiniz;JamesClerkMaxwell'in elektromanyetizma yasalarına göreyse yetişemezsiniz. II. Bölüm'de tartışacağımızüzereEinstein bu çatışmayı özel görelilik kuramıyla çözdü, bunu yaparkendeuzay ve zamananlayışımızıtümüylealtüstetti.Özelgöreliliğegöre,uzayvezamanartıkdeğişmeyen,herkesinaynı şekildedeneyimlediği evrensel kavramlar olarakdüşünülemez.Einstein'ın yeniden işlediğibiçimiyleuzayvezaman,biçimlerivegörünümleri insanınharekethalinebağlıolanşekillenebiliryapılarolarakkarşımızaçıkar.

Özelgöreliliğingeliştirilmesi, çokgeçmeden ikinci çatışmayazeminhazırlamıştır.Einstein'ınçalışmasından çıkan sonuçlardan biri şuydu: Hiçbir nesne -aslına bakarsanız olumlu ya daolumsuzhiçbiretkiyle-ışıkhızındandahahızlıyolalamaz.FakatIII.Bölüm'dedetartışacağımızgibi, Newton'un deneysel olarak başarılı olmuş ve sezgisel olarak hoşa giden evrenselkütleçekimi kuramı, etkilerin uzayda geniş mesafelerde anında aktarılmasını gerektiriyordu.1915'teortayakoyduğugenelgörelilikkuramıylayenibirkütleçekimikavrayışısunarakdevreyegirip çatışmayı çözen yine Einstein oldu. Özel göreliliğin daha önceki uzay ve zamankavrayışlarını alt üst etmesinde olduğu gibi, bu kez de genel görelilik, önceki uzay ve zamankavrayışınıaltüstetti.Uzayvezaman,hareketlilikdurumundanetkilenmeklekalmıyor,maddeya da enerjinin varlığına bağlı olarak yamulabiliyor ve eğrilebiliyordu. Uzay ve zamanındokusundaki bu tür çarpılmalar göreceğimiz üzere kütleçekimi kuvvetini bir yerden diğerineaktarıyordu.Dolayısıylauzayvezamanartık,üzerindeevrendekiolaylarıngerçekleştiğiatılbir

Page 8: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

zemin olarak düşünülemeyecekti; aksine özel ve sonra da genel görelilik kuramlarıyla birlikteolaylarıniçindekioyuncularhalinegelmişlerdi.

Sahnebirkezdahabaştanalındı:Genelgöreliliğinkeşfibirçatışmayıçözerkenbirdiğerineyolaçtı.1900'denberi30yıldır,fizikçiler,19.yüzyılınfizikkavrayışlarınınmikroskobikdünyayauygulanmasıhalindebaşgösterenbirtakımbelirginsorunlaracevabenkuantummekaniğini (IV.Bölüm'de tartışacağız) geliştirmekteydi. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, üçüncü ve en derinçatışma,kuantummekaniğiylegenelgörelilikarasındakiuyumsuzluktandoğdu.V.Bölüm'dedegöreceğimizüzere,genelgöreliliğinortayakoyduğuuzayınyumuşakkıvrımlıgeometrikbiçimi,kuantummekaniğininanlattığı,evreninçılgın,bulanık,mikroskobikdavranışbiçimiylesüreklibiruyumsuzluk içindedir.Sicimkuramınınbirçözümönerdiği1980'lerinortalarınadek,buçatışmahaklı olarak modern fiziğin ana sorunu olarak nitelenmiştir. Dahası, özel ve genel göreliliğinüzerine kurulan sicim kuramı da, uzay ve zaman kavrayışlarımızın ciddi biçimde yenilenmesinigerektirmiştir.Örneğinbirçoğumuzevrenimizinüçuzamsalboyutuolduğunukabulederiz.Fakatsicim kuramına göre durumböyle değildir; sicim kuramı evrenimizin gözle görülenlerden dahafazlaboyuta-kozmosunkatlanmışdokusuiçindesıkıcakıvrılmışboyutlara-sahipolduğunuönesürer.Uzayvezamanındoğasıylailgilibudikkatçekicigörüşlerokadarmerkezibirönemtaşırki, bundan sonra söyleyeceğimiz her şeyde bunları kılavuz tema olarak kullanacağız. Sicimkuramı,gerçektende,Einstein'danbuyanauzayvezamanınhikâyesidir.

Sicimkuramınınaslındaneolduğunutakdiredebilmekiçin,biradımgeriatıpgeçenyüzyıldaevreninmikroskobikyapısınadairneöğrenmişolduğumuzukısacabetimlememizgerekiyor.

EnKüçükHaliyleEvren:MaddeHakkındaBildiklerimiz

Eski Yunanlılar, evrendeki her şeyin atom dedikleri, küçük, "bölünemez" bileşenlerdenyapıldığını varsaymışlardı. Alfabe kullanılan bir dilde, muazzam sayıda sözcüğün, az sayıdaharfle oluşturulmuş zengin kombinasyonlardan meydana gelmiş olması gibi, engin bir varlıkgösterenmaddinesnelerindeazsayıdakiayrı, temelyapıtaşlarındanoluşmuşkombinasyonlarolabileceği tahmininde bulunmuşlardı. İleriyi gören bir tahmin olmuş bu. En temel birimlerinkimliği,sayılamayacakkadarçokdeğişikliktengeçmişolsada,2000yılsonrahâlâbunundoğruolduğuna inanıyoruz. 19. yüzyılda bilim insanları oksijen ve karbon gibi tanıdık maddelerinbirçoğunun tanınabilir, en küçük bir bileşeni olduğunu gösterdi; Yunanlıların geleneğine uyarakbubileşeneatomdediler.İsimtuttu,amatarihbununyanlışbir isimlendirmeolduğunugösterdi,ziraatomlartabiki"bölünebiliyordu."1930larınbaşındaJ.J.Thomson,ErnestRutherford,NielsBohr ve James Chadwick'in kolektif çalışmalarıyla birlikte, hepimizin aşina olduğu Güneşsistemine benzer bir atommodeli geliştirildi. Atomlarmaddenin en temel bileşeni olmak şöyledursun, yörüngede dönen elektronlarla çevrelenmiş protonlar ve nötronlar içeren bir çekirdektaşıyordu.

Bir süre, birçok fizikçi protonlar, nötronlar ve elektronların Yunanlıların "atomları" olduğunudüşündü. Fakat 1968'de, Stanford Doğrusal Elızlandırıcı Merkezi'ndeki araştırmacılar,teknolojinin artan kapasitesinden yararlanarakmaddeninmikroskobik derinliklerini araştırırken,protonlarvenötronlarındatemelbileşenlerolmadığınıgördüler.Aksineherbirininkuarkdenilen-dahaöncedenbuparçacıkların varlığını varsayan kuramsal fizikçiMurrayGell-Man'in JamesJoyce'unFinnegan'sWakeadlıromanındakipasajdanaldığımizahibirisimdibu-dahaküçüküçparçadandahaoluştuğunugösterdiler.Deneyigerçekleştirenlerkuarklarındaikiçeşitolduğunu

Page 9: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

doğruladı;bunlarapekokadaryaratıcılığakaçılmadanyukarıkuarklarveaşağıkuarklardendi.Birprotonikiyukarıkuarkla,biraşağıkuarktanoluşur;birnötronsaikiaşağıkuarklabiryukarıkuarktan.

Maddelerindünyasındaveyukarıdagöklerdegördüğünüzherşey,elektron,yukarıkuarkveaşağıkuarkkombinasyonlarındanoluşur.Buüçparçacığındahaküçükbirşeylerdenyapıldığınıgösterendeneyselbirkanıtyoktur.Fakatbirçokkanıt,evreninparçacık türübaşkabileşenleriolduğunu göstermektedir. 1950'lerin ortalarında Frederick Reines ve Clyde Cowan nötrinodenilen dördüncü bir tür temel parçacığın varlığına dair kesin deneysel kanıtlar buldular;1930'larınbaşındaWolfgangPaulitarafındanvarlığıtahminedilenbirparçacıktıbu.Nötrinolarıbulmak çok güç oldu, çünkü bunlar başka maddelerle nadiren etkileşime geçen hayaletsiparçacıklardır: Ortalama düzeyde enerjiye sahip bir nötrino, trilyonlarca kilometre kurşununiçinden, onun hareketini bir nebze olsun etkilemeksizin kolayca geçip gidebilir. Bu sizi epeycerahatlatmalı, çünkü siz bu satırları okurken, Güneş'in uzaya saldığı milyarlarca nötrino,kozmostakiyalnızseyahatlerinisürdürürken,vücudunuzdanveyerkürenin içindengeçipgidiyor.1930'ların sonunda, kozmik ışınlar (dış uzaydanDünyaya yağanparçacık yağmurları) üzerineçalışmakta olan fizikçilermüon denilen başka bir parçacık keşfetti. Kozmik düzendemüonunvarlığınıgerektirenhiçbirşey,çözülmemişbirbilmece,hazıredilmişbiryerolmadığından,NobelÖdüllüparçacık fizikçisi Isidor IsaacRabimüonunkeşfini hiç de şevkli olmayan "Bunuda kimsiparişetti?"sözleriylekarşılamıştı.Amaneyaparsınızvardıişte.Arkasıdagelecekti.

Dahadagüçlübirteknolojikullananfizikçiler,maddeparçacıklarınıgiderekartanbirenerjiyleçarpıştırmayı, Büyük Patlama'dan buyana hiç görülmemiş koşulları bir anlığına yaratmayısürdürdü. Enkazın içinde, giderek uzayan parçacık listesine ekleyecek yeni temel parçacıklararıyorlardı. İşteşunlarıbuldular:Dörtkuarkdaha-çekici, tuhaf,altveüstkuarklar-elektronuntaudenilendahaağırbirkuzeni,ayrıcanötrinoyabenzerözelliklergösterenbaşkaikiparçacıkdaha (bugün elektron-nötrino denilen özgün nötrinoyla karıştırılmamaları için bunlara müon-nötrino ve tau-nötrinodenmiştir).Buparçacıklarbüyükenerjipatlamalarıylaoluşturulmuşlardırve ancak geçici bir ömürleri vardır: Genelde karşılaştığımız hiçbir şeyin bileşeni değillerdir.Fakat hikâye burada bitmiyor. Bu parçacıkların her birinin bir karşı parçacık partneri vardır;benzer kütleye sahip, fakat elektrik yükü (ayrıca aşağıda tartışacağımız başka kuvvetlerbakımındanyükleri)gibibaşkabazıbakımlardankarşıtolanbirparçacık.Örneğinbirelektronunkarşıparçacığınapozitrondenir;elektronlaaynıkütleyesahiptir,amaelektronunelektrikyükü-1'ken onun elektrik yükü +1'dir. Temasa geçtiklerinde madde ve karşı madde birbirleriniortadankaldırıpsafenerjiortayaçıkarabilirler;etrafımızdakidünyadadoğalolarakmevcutsondereceküçükmiktardakarşımaddebulunmasınınsebebibudur.

Fizikçiler bu parçacıklar arasında, Tablo 1.1'de gösterilen bir örüntü görmüşlerdi. Maddeparçacıkları genellikle aile denilen üç gruba ayrılmaktadır. Her aile iki kuark, bir elektron,elektronun kuzenlerinden birini ve nötrino türlerinden birini içerir. Bu üç ailede, benzer tipteparçacıklar benzer özellikler gösterirler, kütleleri dışında; kütlelerinin büyüklüğü ailesıralamasınagöreartar.Neticeitibarıyla,fizikçilerbugünmaddeninyapısını,metreninmilyardabirininmilyardabiriölçeğindearaştırmışlarvebugünekadarkarşılaşdanherşeyin-isterdoğalolarak mevcut olsun, ister devasa atom çarpıştırıcılarda yapay olarak üretilmiş olsun- bu üçailede yer alan parçacıkların ve onların karşı madde partnerlerinin bir kombinasyonundanoluştuğunugöstermiştir.

Page 10: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Tablo1.1Üçtemelparçacıkailesivebuparçacıklarınkütleleri(protonunkütlesininkatlanolarak).Nötrinokütlelerinindeğerleri,bugünedekdeneyselolarakbelirlenememiştir.

Tablo1.1'eşöylebirgözgezdirdiğinizde,Rabi'ninmüonunkeşfikarşısındakişaşkınlığınıdahaiyi anlayacaksınız kuşkusuz.Ailelerindüzenlenmesi, enazındandüzenlilikbenzeri bir şeyin varolduğunu gösteriyor, fakat birçok "neden" sorusu da gündeme geliyor. Neden bu kadar çoktemelparçacıkvar,özellikledeetrafımızdakişeylerinbüyükbirçoğunluğusadeceelektronları,yukarı-kuarklarıveaşağı-kuarklarıgerektiriyormuşgibigörünürken?Nedenüçailevar?Nedenaile sayısı bir ya da dört ya da başka bir şey değil? Neden parçacıkların kütlesel dağılımıgörünüşte rasgele; örneğin taunun ağırlığı neden elektronun ağırlığının yaklaşık 3520 katı?Neden üst kuarkın ağırlığı, yukarı-kuarkın ağırlığının yaklaşık 40.200 katı? Bunlar tuhaf,görünüşte rasgele rakamlardır. Şans eserimimevcutturlar yoksa ilahi bir tercih yüzündenmi,yoksaevrenimizinbutemelözelliklerininanlaşılabilirbirbilimselaçıklamasıvarmıdır?

KuvvetleryadaFotonNerede?

Doğadaki kuvvetleri düşündüğümüzde işler daha da karışıyor. Etrafımızdaki dünya etkiyaratma araçlarıyla doludur: Toplara sopalarla vurulabilir, bungee meraklıları yüksekplatformlardan kendilerini yere doğru bırakır, mıknatıslar süper hızlı trenleri metal raylarınüzerinde tutar,Geigersayaçları radyoaktifmaddeye tepki verir, nükleerbombalarpatlayabilir.Şiddetli bir biçimde iterek, çekerek ya da sarsarak; onlara başka nesneler fırlatarak ya daateşleyerek; çekiştirerek, bükerek ya da parçalayarak; dondurarak, ısıtarak ya da yakaraknesneleri etkileyebiliriz. Geçen yüzyıl içinde fizikçiler, çeşitli nesneler ve maddeler arasındakibütün bu etkileşimlerin, ayrıca her gün karşılaştığımız milyonlarca etkileşimin, dört temelkuvvetin kombinasyonuna indirgenebileceği yolunda giderek artan sayıda kanıt topladı. Bukuvvetlerden biri kütleçekimi kuvvetidir. Diğer üçü elektromanyetik kuvvet, zayıf kuvvet vegüçlükuvvettir.

Kütleçekimien tanıdıkkuvvettir,biziGüneş'inetrafındayörüngede tutar,ayrıcaayağımızınyeresağlambasmasınısağlar.Birnesneninkütlesi,nekadarçekimkuvvetiuygulayabileceğivehissedebileceğiyle ölçülür. Elektromanyetik kuvvet, dört kuvvet arasında en tanıdık ikincikuvvettir. Modern hayatın sunduğu bütün rahatlıkların -ampuller, bilgisayarlar, televizyonlar,telefonlar- iticigücüdür;ışıklarsaçanfırtınalarvebir insanelininyumuşakdokunuşundakituhafkudretin temelinde yatar.Mikroskobikolarak, bir parçacığınelektrik yükü, kütlenin kütleçekimiaçısındanoynadığı rolünbir benzerini elektromanyetik kuvvet açısındanoynar:Bir parçacığınelektromanyetik olarak ne kadar kuvvet açığa çıkarabileceğini ve ne kadar karşılıkverebileceğinibelirler.

Page 11: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Güçlü ve zayıf kuvvetler o kadar tanıdık değildir, çünkü güçleri atomaltı mesafe ölçekleridışında heryerde hızla azalır; bunlar nükleer kuvvetlerdir. Bu iki kuvvetin bu kadar yakındönemde keşfedilmiş olmasının sebebi de budur. Güçlü kuvvet, kuarkların protonların venötronların içinde "yapışık" durmasını, protonlar ve nötronların atom çekirdekleri içinde birarada sıkışık durmasını sağlar. Zayıf kuvvet, uranyum ve kobalt gibi maddelerin radyoaktifbozunmasındansorumlukuvvetolaraktanınırdahaçok.

Geçen yüzyıl içinde fizikçiler bütün bu kuvvetlerde ortak olan iki özellik buldular. İlki, V.Bölüm'de tartışacağımızgibi,mikroskobikdüzeydebütünkuvvetlerinkuvvetinenküçükdemetiya da paketi olarak düşünebileceğiniz birleşik bir parçacığa sahip olmasıdır. Bir lazer ışınıateşlerseniz -"elektromanyetikbir ışın tabancası"-bir fotonakımı,elektromanyetikkuvvetinenküçük demetlerini ateşlersiniz. Keza, zayıf ve güçlü kuvvet alanlarının en küçük bileşenleri dezayıfayar bozonları ile glüonlardır. (Glüonları atom çekirdeklerini bir arada tutan kuvvetli birtutkalınmikroskobikbileşenleriolarakdüşünebilirsiniz.)1984'egelindiğindedeneyciler,buüçtürkuvvet parçacığının varlığını ve ayrıntılı özelliklerini, Tablo 1.2'de görüldüğü gibikesinleştirmişlerdi.Fizikçiler kütleçekimi kuvvetinindebirleşikbirparçacığı -graviton-olduğunainanıyor,fakatbuparçacığınvarlığıdeneyselolarakhenüzdoğrulanmışdeğildir.

Kuvvetlerin ikinciortaközelliğişudur:Kütlenin,kütleçekiminbirparçacığınasıletkileyeceğinibelirlemesinde, elektrik yükünün de elektromanyetik kuvvetin bir parçacığı nasıl etkileyeceğinibelirlemesindeolduğugibi,parçacıklar,güçlüvezayıfkuvvetlertarafındannasıletkileneceklerinibelirleyen belli miktarlarda "güçlü yük" ve "zayıfyük"e sahiptir. (Bu özellikler, bu bölümünsonundakidipnotlardaayrıntılıolarakverilmiştir.)Fakattıpkıparçacıkkütleleribakımındansözkonusu olduğu gibi, deneysel fizikçilerin bu özellikleri titizlikle ölçmüş olması gerçeği dışında,evrenimizinnedenbuözelparçacıklardan,buözelkütlelerdenvekuvvetyüklerindenoluştuğuna,kimsebiraçıklamagetirebilmişdeğildir.

Ortak özellikleri bir tarafa, sadece temel kuvvetlerin incelenmesi bile yalnızca sorularınağırlığınıartırıyor.Örneğinnedendört temelkuvvetvar?Nedenbeşyadaüçyadabelkideyalnızcabirkuvvetyok?Nedenkuvvetlerinböylefarklıözelliklerivar?Nedengüçlükuvvetlezayıfkuvvetin etkisi mikroskobik ölçeklerle sınırlıyken, kütleçekimi ile elektromanyetik kuvvetinsınırsızbiretkialanıvar?Nedenbukuvvetleriniçkingücündeböylemuazzambiryayılmavar?

Tablo1.2Doğadakidörtkuvvet,bunlarlailişkilikuvvetparçacıklarıvebuparçacıklarınprotonkütlesininkatlarıolarakkütleleri.(Zayıfkuvvetparçacıklarıçokçeşitlidir,ikiolasıkütlesıralanmıştır.Kuramsalincelemelergravitonundakütlesizolmasıgerektiğinigöstermektedir.)

Busonsoruyudeğerlendirebilmekiçinsolelinizdebirelektron,sağelinizdebirbaşkaelektrontuttuğunuzu, benzer elektrik yüküne sahip bu parçacıkları bir araya getirdiğinizi düşünün.Karşılıklı kütle çekimleri yaklaşmalarını desteklerken, elektromanyetik iticilikleri de onlarıayırmaya çalışacaktır. Hangisi daha güçlüdür?Burada yarışa yer yoktur: Elektromanyetik itiş1042 kere daha kuvvetlidir! Sağ kolunuz kütleçekimi kuvvetinin gücünü temsil ediyorsa, sol

Page 12: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

kolunuzun elektromanyetik kuvvetin gücünü temsil edebilmek için bilinen evrenin kıyısınınötelerineulaşmasıgerekir.Etrafımızdakidünyada,elektromanyetikkuvvetinkütleçekimitümüyleaşmamasınınteksebebi,çoğuşeyineşitmiktardapozitifvenegatifelektrikleyüklüolması,buyüklerinkuvvetlerininbirbiriniiptaletmesidir.Öteyandankütleçekimiherzamançekenbirkuvvetolduğundan, benzer bir iptal söz konusu değildir; daha fazla şey daha büyük bir kütle çekimkuvveti anlamına gelir. Fakat esasen, kütleçekimi son derece zayıf bir kuvvettir. (Graviton'unvarlığınıdeneyselolarakdoğrulamanıngüçlüğübuolguylaaçıklanır.Enzayıfkuvvetinenküçükdemetiniaramakhaylizorbir iştir.)Deneylergüçlükuvvetinelektromanyetikkuvvettenyüzkat,zayıfkuvvettendeyüzbinkatdahagüçlüolduğunugöstermiştir.Peki,evrenimizinbuözellikleresahipolmasınınmantığınerededir?

Bazı ayrıntıların neden şöyle değil de böyle olduğu üzerine aylak aylak felsefe yapmaktanileri gelen bir soru değildir bu; maddenin ve kuvvet parçacıklarının özellikleri bir parça biledeğiştirilseydi, evren çok farklı biryer olurdu. Örneğin periyodik tablodaki yüz kadar elementioluşturankararlıçekirdeklerinvarlığı,güçlükuvvetleelektromanyetikkuvvetingüçleriarasındakihassas orana dayanır. Atom çekirdeklerinin içindeki protonların hepsi de birbirinielektromanyetik olarak iter; protonların bileşeni olan kuarkları etkileyen güçlü kuvvet, şükürlerolsun ki, bu itkiyi yener ve protonları sıkıca bir arada tutar. Fakat bu kuvvetlerin göreligüçlerindeki küçücük bir değişiklik bile aralarındaki dengeyi kolayca bozacak ve atomçekirdeklerininçoğununçözülmesineyolaçacaktır.Dahasıelektronunkütlesi,olduğundanbirkaçkatdahabüyükolsaydı,elektronlarveprotonlarnötronlaroluşturmaeğilimindeolurlar,hidrojen(evrendeki en basit elementtir ve tek bir protona sahip tek çekirdeği vardır) çekirdekleriniyutarlar, böylece daha karmaşık elementlerin ortaya çıkmasını engellerlerdi. Yıldızlar, kararlıçekirdeklerarasındaki füzyonadayanırveoluşumlarıda temel fizikkoşullarıaçısındandeğişikdurumlaroluşturmaz.Kütleçekimikuvvetiningücüyıldızlarınoluşumundadaroloynar.Biryıldızınmerkezinde bulunan çekirdektekimaddenin ezici yoğunluğu, yıldızın nükleer ocağını besler vesonuçtaoluşanyıldızışığınayolaçar.Kütleçekimikuvvetiningücüartsaydı,yıldızkümelenmesidaha sıkı bir biçimde birbirine bağlanır, bu da nükleer tepkimelerin oranında ciddi bir artışanedenolurdu.Fakattıpkıparlakbiralevinyakıtını,ağırağıryananbirmumanazarandahahızlıtüketmesinde olduğu gibi, nükleer tepkime oranındaki bir artış daGüneş gibi yıldızların dahahızlı yanıp tükenmesine yol açardı ki, bunun da bildiğimiz biçimiyle hayatın oluşumu üzerindeyıkıcı bir etkisi olurdu. Öte yandan kütleçekimi kuvvetinin gücü azalsaydı, madde bir aradakümelenmezdi,budayıldızlarınvegalaksilerinoluşumunuengellerdi.

Devam edebiliriz, fakat fikir gayet açıktır: Evren olduğu gibidir çünkü madde ve kuvvetparçacıkları sahip oldukları özelliklere sahiptir. Peki, neden bu özelliklere sahip olduklarınınbilimselbiraçıklamasıvarmıdır?

SicimKuramı:AnaFikir

İlk kez sicim kuramı, ortaya çıkan bu soruları cevaplamaya yönelik güçlü bir kavramsaldeğerlerdizisisunmuştur.Amaönceanafikrikapalım.

Tablo1.1'dekiparçacıklarmaddenin"harfleri"dir.Dildekikarşılıklarıgibionlarındabaşkabiriçyapısı yoktur. Oysa sicim kuramı aksini iddia ediyor. Sicim kuramına göre, bu parçacıklarıdaha büyük bir kesinlikle -bugünkü teknolojik kapasitemizin ötesine geçen bir ölçekte-inceleyebilecek olsaydık, nokta gibi olmadıklarını, aksine tek boyutlu küçük bir ilmekten

Page 13: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

oluştuğunugörürdük.Parçacıklarınherbirinde,sonsuzderecedeincelastikbirbantabenzeyenve titreşen, salman, dans eden bir tel vardır; Gell-Mann'ın edebi zevkinden yoksun fizikçilerbuna sicim demişlerdir. Şekil 1.1'de sicim kuramının bu temel fikrini, sıradan bir maddeden,elmadan başlayarak, daha küçük boyutlardaki bileşenlerini ortaya koyabilmek için elmanınyapısını her seferinde büyüterek resmettik. Sicim kuramı, atomlardan protonlara, nötronlara,elektronlaravekuarklarauzanan,bilinensıralamaya,mikroskobikdüzeydeyeralantitreşenbirilmekeklemiştir.

Bu, şu anda sizin için çok açık olmasa da, VI. Bölüm'de madde bileşenlerinin noktasalparçacıklar yerine sicimler olarak görülmesinin kuantummekaniğiyle genel görelilik arasındakiuyumsuzluğu çözdüğünü göreceğiz. Sicim kuramı böylece çağdaş kuramsal fiziğin Gordiyondüğümünüçözmüştür.Bumuazzambirbaşarıdır,fakatsicimkuramınınböylebüyükbirheyecanyaratmasınıngerisindekisebeplerdenbiridiryalnızca.

Şekil1.1Maddeatomlardanoluşur,atomlardakuarklarveelektronlardan.Sicimkuramınagöre,bütünbuparçacıklaraslındatitreşenküçüksicimilmekleridir.

HerŞeyinBirleşikBirKuramıOlarakSicimKuramı

Einstein'ınzamanında,güçlüvezayıfkuvvetlerhenüzkeşfedilmemişti,fakatEinsteinikifarklıkuvvetinvarlığını-kütleçe-kimiileelektromanyetizma-oldukçasorunlubulmuştu.Doğanınböyleabartılıbir tasarımadayandığınıkabuletmemişti.Buyüzdende,buikikuvvetinaslındatekbirbüyük temel ilkenin tezahürüolduğunugöstereceğiniumduğubirleşikbiralankuramıarayışınagirmişti, buarayışı30yıl sürecekti.BuDonKişot'unkinebenzeyenarayışEinstein'ı, yeni yenidoğmaktaolankuantummekaniğininçerçevesinedalmakonusundagayetanlaşılırbirheyecanduyan ana akım fizikten ayırdı. 1940'ların başında bir dostuna, "Aslına bakarsan, çorapgiymemekletanınan,özelbazıdurumlardailginçbirvakaolaraksergilenenyalnızbirihtiyarolupçıktım,"diyecekti.

Einsteinzamanının ilerisindeydi.Yarımyüzyılıaşkınbirsüresonra,birleşikbirkuramhayalimodern fiziğinKutsalKâsesiolupçıkacaktı.Bugünfizikvematematikçevrelerininhatırısayılırbir kesimi sicim kuramının bir cevap sunabileceğine giderek daha çok ikna olmaktadır. Sicimkuramı, tek bir ilkeden -en ilerimikroskobik düzeyde her şeyin titreşen tellerin bileşimlerindenoluştuğuilkesi-bütünkuvvetlerivebütünmaddeyiiçerebilenaçıklayıcıtekbirçerçeveoluşturur.

Page 14: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Sicimkuramı,parçacıklardagözlenenözelliklerin,Tablo1.1 ile1.2'deözetlenenverilerin,birsiciminçokçeşitlititreşmebiçimlerininbiryansımasıolduğunuiddiaeder.Nasılbirkemanyadabir piyanodaki tellerin titreşmeyi tercih ettiği yankı frekansları -kulaklarımızın çeşitli müziknotaları ve onların armonileri olarak duyduğu örüntüler- varsa aynı şey, sicim kuramındakiilmekler içindegeçerlidir.Fakat sicimkuramında,bir sicimin tercihettiği titreşimörüntülerinin,müzik notaları ortaya çıkarmak yerine, kütlesi ve kuvvet yükü sicimin salınım örüntüsüylebelirlenen bir parçacık olarak göründüğünü ilerde göreceğiz. Elektron, bir biçimde titreşen birsicimdir, yukarı kuark başka bir biçimde titreşen bir sicim vs. Sicim kuramında parçacıklarınözellikleri kaotik deneysel olgular olmakdeğildir.Aslında tek bir fiziksel özelliğin tezahürleridir,yani temelsicimdemetlerinin titreşimlerinin,müziğin,yankıörüntülerinin tezahürleridir.Aynı fikirdoğadakikuvvetler içindegeçerlidir.Kuvvetparçacıklarınındabelli sicim titreşimörüntüleriyleilişkili olduğunu, dolayısıyla her şeyin, bütünmaddenin ve bütün kuvvetlerinmikroskobik sicimsalınışları-sicimlerinçaldığı"notalar"-başlığıaltındabirleştiğinigöreceğiz.

Böylece fizik tarihinde ilk kez evrenin yapısının dayandığı bütün temel özellikleri açıklamakapasitesine sahip bir çerçeve oluyor elimizde. Bu yüzden de sicim kuramı kimi zaman "herşeyin kuramı" ya da "nihai", "son" kuram olarak tanımlanır. Bu şaşaalı betimleyici terimler,kuramın mümkün olan en derin fizik kuramı olduğunu ifade etmeyi amaçlar; başka bütünkuramlarıntemelindekibirkuram,dahaderinbiraçıklayıcıdayanağıgerektirmeyen,hattabunuolanaksız kılan bir kuram. Pratikte, sicim kuramcılarının birçoğu daha makul bir yaklaşımıbenimservedahasınırlıbiranlamda, temelparçacıklarınveonlarınetkileşimegirdiği,birbirinietkileyebilen kuvvetlerin özelliklerini açıklayabilen bir kuram olması anlamında "her şeyikapsayan bir kuramdan bahsederler. Sıkı bir indirgemeci bunun aslında hiçbir biçimde birsınırlamaolmadığını, prensip itibarıylaBüyükPat-lama'dangözümüzaçık daldığımız rüyalaradek her şeyin maddenin temel bileşenlerini içeren, temel mikroskobik fiziksel süreçlerleaçıklanabileceğiniönesürecektir.Bileşenlerhakkındaherşeyianlıyorsanız,derindirgemeci,herşeyianlarsınız.

İndirgemeci felsefe, ateşli bir tartışmayı kolayca yangına çevirebilir. Birçok kişi, hayatın veevreninmucizelerinin,mikroskobikparçacıklarınyaptığı,koreografisitümüylefizikyasalarınaaitamaçsız bir dansın yansımalarından ibaret olduğu iddiasını ahmakça ve baştan aşağı çirkinbulur. Neşe, üzüntü, sıkıntı duyguları gerçekten de beyindeki kimyasal tepkimelerden -moleküllerveatomlar,dahadamikroskobikdüzeydebakınca,gerçektendetitreşensicimlerdenibaretolan,Tablo1.1'dekibazıparçacıklararasındakitepkimelerden-başkabirşeydeğilmidir?Nobel Ödüllü StevenWeinbergDreams of a Final Theory adlı kitabında bu eleştiri çizgisinecevabenşuuyarıdabulunuyor:

Yelpazenin diğer ucundaysa, modern bilimin sıkıcılığı olarak gördükleri şey karşısındahayretedüşen indirgemecilik karşıtları yeralır.Kendilerinin vedünyalarının,parçacıklar yadaalanlar ile bu parçacıklar arasındaki etkileşimler meselesine indirgenebilmesi karşısında bubilgiylekendilerinieksilmişhissederler...Butüreleştirileriyapanlaramodernbilimingüzelliklerinedair moral verici bir konuşmayla cevap vermeye çalışmayacağım. İndirgemeci dünya görüşüürkütücü ve gayri şahsidir. Olduğu haliyle kabul edilmesi gerekir, sevdiğimiz için değil, dünyaböyleişlediğiiçin.

Bazılarıbukeskingörüşekatılır,bazılarıkatılmaz.

Page 15: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Başkabazıları isekaoskuramıgibi gelişmelerin, bir sistemdeki karmaşıklıkdüzeyiarttıkçayeni türyasaların işlemeyebaşladığınısavunur.Birelektronunyadakuarkındavranışbiçiminianlamak bir şeydir; bu bilgiyi bir hortumun davranış biçimini anlamak için kullanmak isebambaşka bir şeydir. Bu noktada çoğu kişi hemfikirdir. Fakat tek tek parçacıklardan dahakarmaşık olan sistemlerde ortaya çıkabilen çok çeşitli ve genelde beklenmedik olgularıngerçekten yeni prensiplerin devreye girdiğini mi gösterdiği, yoksa bu olguların gerisindekiprensiplerinsonderecekarmaşıkbirbiçimdedeolsamuazzamsayıdatemelparçacığıyönetenfiziksel ilkelere dayanan, onların türevi olan prensipler mi olduğu konusunda fikir ayrılıklarımevcuttur.Benbuprensiplerinyenivebağımsızfizikyasalarınıtemsiletmediğinidüşünüyorum.Bir hortumun özelliklerini elektron ya da kuarkların fiziğiyle açıklamak zor olsa da, ben bunuhesaplarla ilgili bir çıkmaz olarak görüyorum, yeni fiziksel yasalara ihtiyaç olduğunun birgöstergesiolarakdeğil.Fakatyine,bugörüşekatılmayanlardavar.

Sorgulamalarınbüyükölçüdeötesindeolanvebukitaptabetimlenenyolculukaçısındanasılönemliolanşeyşudur:Katı indirgemecinintartışmalıakılyürütmesinikabuletsekdahi,prensipbirşeydir,uygulamatümüylebaşkabirşey."Herşeyikapsayankuram"ıbulmuşolmanınhiçbirbiçimde, psikoloji, biyoloji, jeoloji, kimya, hatta fiziğin çözüldüğü, yani bir anlamdasınırlandırıldığı anlamına gelmediği konusunda neredeyse herkes hemfikirdir. Evren öylemuhteşembirzenginliğesahip,öylekarmaşıkbiryerdirki,buradabetimlediğimizanlamdanihaikuramınkeşfi,biliminsonuanlamınagelmeyecektir.Tamtersine:Herşeyinkuramının -evreninmikroskobikolarakenileridüzeydekinihaiaçıklaması,dahaderinbiraçıklamayadayanmayanbir kuram- keşfi, dünyaya dair anlayışımızı üzerine inşa edeceğimiz en sağlam temelioluşturacaktır. Bu kuramın keşfi bir son değil, bir başlangıç olacaktır. Nihai kuram, evreninanlaşılabilir bir yer olduğu yönündebizi ebediyen teminedecek sarsılmaz tutarlılıkta bir temelsunacaktır.

SicimKuramınınDurumu

Bukitabıntemelkaygısı,sicimkuramınagöreevrenin işleyişiniaçıklamaktır,bunuyaparkenasıl ağırlığı kuramın vardığı sonuçların uzay ve zamanı kavrayışımız üzerindeki etkilerinevereceğim. Bilimsel gelişmelerle ilgili başka birçok açıklamanın tersine, burada sunulacakaçıklama,tümüyleoturtulmuş,birçokdeneyseltestledoğrulanmış,bilimselçevretarafındantamanlamıylakabuledilmişbirkuramıelealmaz.Sonrakibölümlerdedetartışacağımızüzerebununsebebişudur:Sonyirmiyıldakaydedilenetkileyiciilerlemelererağmen,sicimkuramıöylederin,öyleinceliklibirkuramsalyapıdırkikuramatamanlamıylahâkimolduğumuzuiddiaedebilmemiziçindahaepeyceyolkatetmemizgerekiyor.

Buyüzdendesicimkuramı,tamamlanmışkısımlarıylauzay,zamanvemaddeninderinliklerinedair şaşırtıcı kavrayışlar ortaya çıkarmış, hâlâ geliştirilmekte olan bir çalışma olarakgörülmelidir. Genel görelilik ile kuantum mekaniğinin uyumlu bir biçimde bir araya getirilmesibüyükbirbaşarıdır.Dahasısicimkuramı,doğanınentemelbileşenlerivekuvvetleriyleilgiliesassorulara cevap verme kapasitesine sahiptir. Aktarması daha güç olsa da, sicim kuramınınortaya attığı cevapların ve bu cevapları oturttuğu çerçevenin dikkat çekici bir zarafete sahipolması da aynı derecede önemlidir. Söz gelimi sicim kuramına göre, doğanın, yapay teknikayrıntılarolarakgörünebilecekbirçokyönünün-örneğin,ayrıtemelparçacıkbileşenlerininsayısıve özellikleri gibi- evrenin geometrisinin temel ve somut veçhelerinden kaynaklandığıgörülmektedir. Sicim kuramı doğruysa eğer, evrenimizin mikroskobik dokusu, evrendeki

Page 16: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

sicimlerin sonu gelmez bükülmeler ve titreşimlerle kozmik yasaları ritmik olarak ifade ettiği, içiçegeçmişbirçokboyuttanoluşanzenginbir labirenttir.Doğanın temelyapıtaşlarınınözellikleritesadüfiayrıntılarolmakşöyledursun,uzayvezamanındokusunaderindensarılmıştır.

Gerçi son kertede, sicim kuramının evrenimizin en derin gerçeklerini örten gizem perdesinigerçekten kaldırıp kaldırmadığını belirleyebilecek eksiksiz, sınanabilir tahminlerin yerini hiçbirşeyalamaz.Anlayışdüzeyimizinbuamacaulaşabilecekderinliğikazanmasızamanalabilir,fakatIX.Bölüm'dedetartışacağımızgibi,deneyseltestlergelecekonyıliçindesicimkuramınagüçlü,ayrıntılı bir destek kazandırabilir.AyrıcaXIII.Bölüm'de, sicimkuramının yakındönemdekaradeliklerle ilgili, yaygın deyişle Bekenstein-Hawking entropisiyle ilişkilendirilen, daha bildik,alışıldık yöntemlerle çözülmeye25yılı aşkınbir süredir inatladirenen temelbir bulmacayıdaçözdüğünügöreceğiz.Bubaşarıbirçokkişiyi,sicimkuramınınbizi,evrenimizinişleyişinedairenderinkavrayışıkazandırmayolundaolduğunaiknaetmiştir.

SicimkuramınınöncülerindenveöndegelenuzmanlarındanbiriolanEdwardWitten,durumu"sicimkuramı21.yüzyılfiziğininşanseseri20.yüzyıladüşmüşbirparçasıdır,"sözleriyleözetler,ilk kez ünlü İtalyan fizikçi Danielle Amati'nin dile getirdiği bir değerlendirmedir bu.O halde biranlamda, 19. yüzyıldaki atalarımızın nasıl çalıştıracaklarını bilemedikleri, modern zamanlaraözgü süper bir bilgisayarla karşı karşıya kalmış olmasına benzer bir durum söz konusudur.Denemeyanılmalarlasüperbilgisayarıngücünedair ipuçlarıeldeedebilirlerdi, fakatgerçekbirustalığa erişmeleri sıkı ve uzun süreli bir çaba göstermelerini gerektirirdi. Bilgisayarınpotansiyeline dair ipuçları, tıpkı sicim kuramının açıklayıcı gücüne ilişkin kavrayışlarımız gibi,tambirkullanmayetisikazanmakonusundasonderecegüçlübirsaikolurdu.Bugündebenzerbir saik bu kuşaktan fizikçilere, sicim kuramının eksiksiz ve somut bir biçimde anlaşılmasıçabasınagirmeenerjisiveriyor.

Witten'ın ve bu alanda çalışan başka uzmanların sözleri, sicim kuramının tam anlamıylageliştirilipanlaşılmasınınyıllar,hattayüzyıllaralabileceğinigösteriyor.Bupekâlâdoğruolabilir.Aslına bakarsanız, sicim kuramının matematiği o kadar karmaşıktır ki, bugüne dek kuramınkesin denklemlerini bilebilen biri çıkmamıştır. Fizikçiler, bu denklemlerin yalnızca yaklaşıklarınıbilirler, yaklaşık denklemler bile o kadar karmaşıktır ki, bugüne dek ancak kısmençözülebilmişlerdir. Yine de 1990'ların son yarısında ilham verici bir dizi atılım -bugüne dektahayyüledilemezderecedezorgörülenkuramsalsorularıcevaplayanatılımlar-sicimkuramınailişkin eksiksiz bir niceliksel anlayışın başta düşünüldüğünden daha yakın olduğunu gösteriyorolabilir pekâlâ. Dünyanın dört bir yanında fizikçiler, bugüne dek kullanılmış olan çok sayıdayaklaşık yöntemi aşmaya yönelik yeni, güçlü teknikler geliştirmekte, hep birlikte canla başlasicimkuramıbulmacasınınfarklıunsurlarınıbirarayagetirmekteler.

Şaşırtıcıdır ki, bugelişmeler kuramınbir süredir kabul görmüşolanbazı temel veçhelerininyenidenyorumlanmasıiçinyenihareketnoktalarısunmaktadır.Örneğin"Nedensicimler?Nedenküçük frizbiler değil? Ya da mikroskobik ölçeklerde kabarcıklar değil? Ya da bütün buolasılıkların bir bileşimi değil?" gibi sorular, Şekil 1.1'e bakarken aklınıza gelebilecek doğalsorulardır.XII.Bölüm'degöreceğimizüzere,sondönemdeulaştığımızkavrayışlar,bubaşkatürbileşenlerindesicimkuramındaönemlibirrolüolduğunugöstermekte,sicimkuramınınaslındabugünM-kuramıdenilendahabüyükbirsentezinbirparçasıolduğunuortayakoymaktadır.Busongelişmeler,bukitabınsonbölümlerindeelealınacaktır.

Page 17: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Bilimdeki ilerlemeler aralıklarla gerçekleşir. Bazı dönemler büyük atılımlarla doludur; başkabazı dönemlerde araştırmacılar kuru sözlerle uğraşır. Bilim insanları hem kuramsal hemdeneyselsonuçlar ilerisürer.Sonuçlarbilimçevrelerindetartışılır;bazenbirkenarabırakılırlar,bazen değiştirilirler, bazen de fiziksel evreni anlamanın yeni ve daha geçerli yolları için ilhamvericisıçramatahtalarıolurlar.Başkabirdeyişle,bilimnihaigerçekolmasınıumduğumuzşeyedoğru zikzaklı bir yol izleyerek ilerler; insanlığın, evreni etraflıca anlamaya yönelik ilkgirişimleriyle başlamış, sonunu tahmin edemeyeceğimiz bir yoldur bu. Sicim kuramı bu yoldatesadüfi bir dinlenme molası mı, bir dönüm noktası mı, yoksa son durak mı, bunu henüzbilmiyoruz. Fakat çok sayıda ülkede kendilerini bu işe adamış yüzlerce fizikçi, yüzlercematematikçi doğru ve muhtemelen de nihai yolda olduğumuza dair bize sağlam bir umutvermişlerdir. Bugünkü anlayış düzeyimizin bile evrenin işleyişine ilişkin yeni, çarpıcı görüşleredinmemizi sağlamış olması, sicim kuramının zengin ve uzun erimli niteliğine ilişkin anlamlı birişarettir. Bundan sonra gelen sayfaların ana teması, Einstein'ın özel ve genel görelilikkuramlarınınuzayvezamankavrayışımızdabaşlattığıdevrimiileriyetaşıyangelişmelerdir.

Page 18: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

II.Bölüm

Uzay,ZamanveGözlemcininGözü

Haziran1905'te26yaşındakiAlbertEinsteinAnnalsofPhysics dergisine teknikbirmakalegönderdi;onyılkadaröncebirdelikanlıykenaklınatakılan,ışıklailgilibirparadokshakkındaydımakalesi. Derginin editörü Max Planck Einstein'ın makalesinin son sayfasını da çevirdiktensonra anladı ki, kabul gören bilimsel düzen yerle bir olmuştu, İsviçre'de Bern'de yaşayan birpatentofisikâtibi,gelenekseluzayvezamankavrayışlarınıgürültüsüzpatırtısıztamamenaltüstetmiş, bu kavrayışların yerine, ortak deneyimlerimizden aşina olduğumuz her şeye karşı olanyenibirkavrayışgeçirmişti.

Einstein'ıonyıldıruğraştıranparadoksşuydu:1800'lerinortalarındaiskoçfizikçiJamesClerkMaxwell, ingiliz fizikçi Michael Faraday'ın deneysel çalışmalarını yakından inceledikten sonraelektrik ile manyetizmayı elektromanyetik alan çerçevesinde birleştirmeyi başarmıştı.Gökgürültülüveşimşeklibir fırtınaöncesindebirdağın tepesindebulunduysanızyadabirVande Graafjeneratörünün yakınlarında durduysanız elektromanyetik alanın ne olduğunu içorganlarınızla anlamışsınızdır, çünkü hissetmişsinizdir. Bunu yaşamamışsanız eğer, şöyleanlatabiliriz: Elektromanyetik alan, uzayda içinden geçtikleri bölgeye nüfuz eden elektrik vemanyetikkuvvetçizgilerindenoluşanbirdalgagibidir.Örneğinbirmıknatısınyakınınademirtozuserpiştirdiğinizde, tozların oluşturduğu düzenli örüntü, manyetik kuvvetin gözle görünmeyençizgileriniortayaçıkarır.Kurubirgündeüzerinizdekiyünkazağıçıkarırkenbirçıtırtıduyupbelkibir iki kere elektrik çarpmış gibi olursunuz; kazağınızın liflerinin topladığı elektrik yükününyarattığı elektrik kuvvet çizgilerinin varlığına tanık olmaktasınızdır. Maxwell'in kuramı, bu vediğerbütünelektrikvemanyetikolgularıtekbirmatematikselçerçevedebirleştirmeninötesinde,pek de beklenmedik bir biçimde elektromanyetik dalgaların sabit, hiç değişmeyen bir hızda,sonradanışıkhızınayakınolduğuanlaşılanbirhızdayolaldığınıgöstermişti.Maxwellburadan,görülebilir ışığın bir tür elektromanyetik dalgadan başka bir şey olmadığını anladı; bugün budalganın retinadaki kimyasallarla etkileşime girerek görme duyumuna yol açtığı anlaşılmıştır.Ayrıca(burasıönemlidir)Maxwell'inkuramıbütünelektromanyetikdalgaların-görünebilirışıkdadahil-durmadanbiryerdenbiryeregidenbirseyyahabenzediğinigöstermiştir.Elektromanyetikdalgalarhiçdurmaz,hiçyavaşlamaz.Işıkhepışıkhızındayolalır.

Tıpkı16yaşındakiEinstein'ınyaptığıgibi"Pekiışıkhızındahareketederekbirışıkdemetininpeşine düşersek ne olur?" diye soruncaya kadar her şey iyi hoş. Kökleri Newton'un hareketyasalarına uzanan sezgisel akıl yürütme, ışık dalgalarına yetişeceğimizi, böylece dalgalarınsabit görüneceğini, ışığın duracağını söyler. Fakat Maxwell'in kuramına ve bütün güvenilirgözlemleregöredurağan ışıkdiyebir şeyyoktur:Bugünedekhiçkimseavcundadurağanbirışıktopağıtutmamıştır.Sorundaburadançıkar.Talihebakınki,Einsteindünyanınöndegelenbirçokfizikçisininbusoruylauğraştığından(veyanlışyollarasaptığından)habersizdiveMaxwellile Newton'un paradoksu üzerine büyük ölçüde düşüncelerinin bozulmamış mahremiyetiiçerisindekafayormuştu.

BubölümdeEinstein'ınbuçatışmayıözelgörelilikkuramıylanasılçözdüğünü,bunuyaparkenuzayvezamankavrayışlarımızınasıltamamendeğiştirdiğinitartışacağız.Özelgöreliliğintemelkaygısının,dünyanıngenelde"gözlemciler"denilenvehareketleribirbirleriylegörelilikoluşturan

Page 19: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

bireylere tamolaraknasılgöründüğünüanlamakolmasışaşırtıcıolabilir, ilkbaşta,sondereceönemsiz zihinsel bir egzersiz gibi görünebilir. Tam tersine: Işık demetlerini takip edengözlemcilerihayaledenEinstein'ınelinde,ensıradandurumlarınbilegörelihareketdurumundakibireylerenasılgöründüğünütamolarakanlamamızısağlayacaksağlambazısonuçlarvardı.

İçgüdüveKusurları

Ortakdeneyim,bireyleringözlemlerininhangibiçimlerdefarklılaşabileceğinigösterir.Örneğinbir yol kenarındaki ağaçlar, şoförün bakış açısından hareket ediyormuş gibi görünür, oysayolkenarındakikorkuluklaraoturmuşotostopçununbakışaçısınagöredurağandırlar.Aynışekilde,şoförün bakış açısından otomobilin gösterge paneli hareket ediyor gibi görünmez (yani öyleumalım),otostopçununbakışaçısınagöreiseotomobilingerikalankısımlarıgibikontrolpanelidehareketediyorgörünür.Bunlardünyanınişleyişinedairöyletemel,öylesezgiselözelliklerdirki,pekdikkatealmayız.

Fakat özel görelilik, böyle iki bireyin gözlemleri arasındaki farklılıkların o kadar kolaygörülemeyen,dahaköklüfarklılıklarolduğunugösterir.Görelihareketdurumundakigözlemcilerinmesafeyi ve zamanı farklı algılayacakları gibi tuhafbir iddiada bulunur. Bu da birazdangöreceğimiz gibi, göreli hareket durumundaki iki bireyin taktığı kol saatlerinin farklı hızlardaçalışacağı,dolayısıylaseçilmişolaylararasındanekadarzamangeçtiğikonusundaaynısonucuvermeyecekleri anlamına gelir. Özel görelilik, bu ifadenin söz konusu kol saatlerinin doğruolmadığınısöylemediğini,aksinezamanınkendisihakkındadoğrubirifadeolduğunugösterir.

Aynı şekilde, ellerinde birbirinin tamamen aynı birermetre olan göreli hareket durumundakibireyler, ölçülen mesafe konusunda da aynı sonuca varamayacaktır. Bu durum da ölçümaygıtlarındaki ya da bunların kullanımındaki hatalardan kaynaklanmaz. Dünyanın en hatasızölçüm aygıtları, uzay ile zamanın -mesafe ve süre olarak ölçüldüklerinde- herkes tarafındanaynışekildealgılanmadığınıdoğrulamıştır.Özelgörelilik,tamdaEinstein'ıntasvirettiğişekilde,hareketedair sezgilerimizle ışığınözellikleri arasındaki çatışmayı çözer, amabununbir bedelivardır:Birbirlerinegöreharekethalindeolanbireylerinuzayavezamana ilişkingözlemleriaynıolmayacaktır.

Einstein'ınbubüyükkeşfinidünyayaduyurmasınınüstündenneredeysebiryüzyılgeçti,fakatçoğumuz hâlâ uzayı ve zamanı mutlak terimlerle düşünüyoruz. Özel göreliliği iliklerimizdehissetmiyoruz. Etkileri sezgilerimizin temel bir parçası değil. Bunun sebebi gayet basit: Özelgöreliliğinetkileri, insanınnekadarhızlıhareketettiğinebağlıdır;otomobillerin,uçakların,hattauzay mekiklerinin hızı söz konusu olduğunda bile bu etkiler çok küçüktür. Yerde duran veotomobilde ya da uçakta seyahat eden bireyler arasında uzay ve zaman algısı açısındanfarklılıklarmeydana gelir, fakat bunlar o kadar küçüktür ki fark edilmezler. Ama ışık hızınayakın bir hızda seyahat eden bir uzay aracıyla bir seyahate çıkabilecek olsanız, göreliliğinetkileri gayet belirgin olacaktır. Tabi bu hâlâ bilimkurgunun konusu. Yine de, daha sonrakibölümlerde de tartışacağımız üzere, akıllıca düzenlenmiş deneyler, uzayın ve zamanınEinstein'ın kuramının öngördüğü göreli özelliklerinin net bir biçimde gözlemlenmesini mümkünkılar.

Bahsettiğimiz ölçekleri biraz kavrayabilmek için 1970 yılında olduğumuzu, büyük, hızlıotomobillerinmodaolduğunudüşünün.BütünbirikiminiyenibirTransAmayatıranSlim,satıcının

Page 20: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

izin vermediği türden bir deneme sürüşü yapabilmek için kardeşi Jim'le birlikte o civardakiotomobilyarışınaelverişlibölgeyegider.Slimotomobilinmotorunuhızlandırdıktansonra,1mil(1,6kilometre)uzunluğundakiyolusaatte120mil(yaklaşık195kilometre)hızlaşimşekgibikateder,buaradaJimdekenardadurupzamantutar.BağımsızbirdoğrulamaisteyenSlimdeyeniotomobilinin yolu ne kadar zamanda kat edeceğini görmek için koluna kronometreli bir saattakmıştır.Einstein'ınçalışmasıöncesindehiçkimseherikikronometreninde,tabieğerdüzgünçalışıyorlarsa, geçen zamanın aynı olduğunu göstereceğinden şüphe etmezdi. Fakat özelgöreliliğe göre Jim geçen zamanı 30 saniye olarak ölçerken, Slim'in kronometresi29,99999999999952 saniye geçtiğini gösterecektir -yanibirazcık daha az. Tabi bu farklılık okadarküçükki,parmaklabasılarakçalıştırılankronometrelerin,Olimpiyatlar'dakullanılanzamanölçüm sistemlerinin, hatta en hassas atom saatlerinin çok ötesinde bir hassaslıktaki zamanölçerlerle ölçülebilir ancak. Gündelik deneyimlerimizin, zamanın akışının hareket durumumuzabağlıolduğugerçeğiniortayakoymamasıhiçşaşırtıcıdeğil.

Uzunluklarınölçümükonusundadabenzerbiruyuşmazlıkvardır.ÖrneğinbaşkabirdenemesürüşündeJim,Slim'inyeniotomobilininuzunluğunuölçmek içinakıllıcabirnumarayabaşvurur:Kronometresini tam otomobilin önü ona ulaştığında çalıştırır ve otomobilin arkası önündengeçtiğindedurdurur.Jim,Slim'insaatte120mil(yaklaşık195kilometre)hızlagittiğinibildiğindenbu hızı kronometrenin gösterdiği süreyle çarparak otomobilin uzunluğunu hesaplayabilir. YineEinsteinöncesindehiçkimse,Jim'inböyledolaylıbirbiçimdeölçtüğüuzunluğun,Slim'inotomobilgaleride hareketsiz dururken ölçtüğü uzunlukla tamı tamına aynı olup olmayacağınısorgulamazdı bile. Tersine özel görelilik, Slim ile Jim bu şekilde kesin ölçümlergerçekleştirirlerse ve Slim otomobilin farz edelim tam olarak 16 feet (yaklaşık 5 metre)uzunluğunda olduğunu bulursa, Jim'in ölçümünün de otomobilin 15,99999999999974 feet(yaklaşık4,6metre)uzunluğunda-yanibirazcıkdahaaz-olduğunugöstereceğini söyler.Tıpkızaman ölçümlerinde olduğu gibi bu da o kadar küçük bir farklılıktır ki, sıradan aygıtlar bunubelirleyecekdoğruluktadeğildir.

Bu farklılıklar son derece küçük olsalar da, uzay ve zamanın evrensel ve değişmez olduğuyönündekiyaygınkavrayışta temelbirkusurolduğunugösterirler.Bireylerin,örneğinSlim'inveJim'ingörelihızlarıarttıkçabukusurgiderekbelirginleşir.Farklılıklarınayırtedilebilirolmasıiçin,söz konusu hızların mümkün olan en yüksek hıza -yani ışık hızına- yakın olması gerekir;Maxwell'in kuramı ve deneysel ölçümler ışık hızının saniyede 186.000mil (yaklaşık 300.000kilometre) olduğunu, yani saatte 670 milyon mil (yaklaşık 1 milyar kilometre) olduğunugöstermiştir. Bu hızla Dünya'nın çevresinde saniyede yedi kere dolaşılabilir. Örneğin Slim,saatte 120mil (yaklaşık 195 kilometre) değil de 580milyonmil (870milyon kilometre) hızla(ışık hızının yüzde 87'si) gidiyor olsaydı, özel görelilik matematiğine göre Jim otomobilinuzunluğunu 8 feet (yaklaşık 2,5 metre) olarak ölçecekti; bu da Slim'in yaptığı ölçümden(otomobilin kullanıcı kılavuzunda belirtilen özelliklerden de) ciddi oranda farklı olacaktı. Aynışekilde,Jim'egöreyarışyolunukatetmesüresideSlim'inölçtüğüsüreninikikatıolacaktı.

Bu türmuazzamhızlaragünümüzdeerişilemediğinden, teknikolarak "zamangenleşmesi"ve"Lorentzbüzülmesi"diyeisimlendirilenbuolgularınetkilerigündelikhayattasondereceküçüktür.Işık hızınayakın hızlardayol almanın normal olduğu bir dünyada yaşıyor olsaydık, uzay vezamanın bu özellikleri -onları sürekli gözlemleyebileceğimiz için- o kadar sezgisel olurdu ki,üzerlerindebubölümünbaşındabahsettiğimiz,yolunkenarındakiağaçlarıngörünürhareketindendaha fazladurmazdık.Fakatöylebirdünyadayaşamadığımızdan,buözelliklereaşinadeğiliz.

Page 21: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

İleridegöreceğimizgibi,bunlarıanlamakvekabuletmek,dünyayıalgılayışımızıherbakımdangözdengeçirmemizigerektiriyor.

Görelilikİlkesi

Özelgöreliliğintemelinde,basitfakatkökleşmişikiyapıvardır.Dahaöncedebelirttiğimizgibibiri ışığın özellikleriyle ilgilidir; bunu gelecek bölümde daha kapsamlı tartışacağız. Diğeriysedaha soyuttur. Belli bir fizik yasasıyla değil, bütün fizik yasalarıyla ilgilidir ve görelilik ilkesiolarakbilinir.Görelilik ilkesibasitbirgerçeğedayanır:Hızdanyadayönlühızdan(birnesneninhızı ve hareket doğrultusu) bahsettiğimizde, ölçümü kimin ya da neyin yaptığını özel olarakbelirtmemiz gerekir. Şimdi anlatacağım durum üzerine düşünerek, bu ifadenin anlamını veöneminikolaycaanlayabiliriz.

Üzerindeyanıpsönenküçükbirkırmızı ışıkbulunanbiruzayelbisesigiymişolanGeorge'unbütün gezegenlerden, yıldızlardan, galaksilerden uzakta, tamamen boş evrenin mutlakkaranlığında yüzdüğünü düşünün. Kendi bakış açısına göre George tümüyle durağandır,kozmosun durgun karanlığına gömülmüştür. George uzakta yanıp sönen küçük bir yeşil ışıkgörür, ışık giderek yaklaşıyor gibi görünmektedir. Sonunda ışık iyice yaklaşır ve George buışığın,başkabiruzaygezgininin,boşluktaağırağıryüzenGracie'ninuzayelbisesininüzerindeolduğunu anlar. Gracie geçerken ona el sallar, George da karşılık verir ve sonra Gracieuzaklaşıp gider. Bu hikâyeGracie'nin bakış açısından da aynen geçerlidir.Hikâyenin başındaGracie dış uzayın muazzam karanlığında yapayalnızdır. Uzakta yanıp sönen kırmızı bir ışıkgörür, ışık giderek yaklaşıyormuş gibi görünmektedir. Sonunda iyice yaklaşır ve Gracie buışığın,başkabirvarlığın,boşluktaağırağıryüzenGeorge'unuzayelbisesininüzerindeolduğunuanlar.Georgegeçerkenonaelsallar,GraciedekarşılıkverirvesonraGeorgeuzaklaşıpgider.

Bu iki hikâye, aynı durumu birbirinden farklı fakat aynı ölçüde geçerli iki bakış açısındanbetimlemektedir.Gözlemcilerinikisidedurağanolduklarınıhissetmekte,diğeriniharekethalindealgılamaktadır.Herikibakışaçısıdaanlaşılabilirvehaklıçıkarılabilirniteliktedir.İkiuzaygezginiarasındabirsimetribulunduğundanbirininbakışaçısının"doğru",diğerininkinin"yanlış"olduğunusöylemeninhiçbirtemeliyoktur.Herikibakışaçısıdaaynıölçüdedoğrulukiddiasıtaşır.

Buörnekgörelilikilkesininanlamınıgayetiyiaçıklıyor:Hareketkavramıgörelidir.Birnesneninhareketindenancakbirbaşkanesneyegöreyadabirbaşkanesneylekıyaslayarakbahsedebiliriz. Dolayısıyla, kıyaslama yapmamızı sağlayacak başka bir nesne belirlemediğimiz için"George saatte 10 kilometre hızla yol alıyor" ifadesinin bir anlamı yoktur. Ama "George,Gracie'nin yanından saatte 10 kilometre hızla geçiyor" ifadesinin bir anlamı vardır, çünküGracieyikarşılaştırmanoktasıolarakbelirlemişizdir.Örneğimizindegösterdiğigibi,busonifade"Gracie, George'un yanından (ters yönde) saatte 10 kilometre hızla geçiyor" ifadesiyletamamenaynıdır.Başkabirdeyişle"mutlak"birhareketkavramıyoktur.Hareketgörelidir.

Bu hikâyenin kilit unsuru George'un ve Gracie'nin kuvvetten bağımsız, sabit hız vedoğrultudaki hareketlerinin seyrini bozabilecek bir kuvvet, yani etki tarafından ne itiliyor ne deçekiliyor olması, başka bir etkiye maruz kalmamasıdır. Dolayısıyla, kuvvetten bağımsızhareketin sadece başka nesnelere kıyasla anlamlı olduğu ifadesi daha kesin bir ifadedir. Buönemlibiraçıklamadır,çünküişiniçinekuvvetlerdahilolursa,gözlemcilerinhızlarında-hızlarındave/veya hareket doğrultularında- değişiklikler olur ve bu değişiklikler hissedilebilir. Örneğin

Page 22: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

George'ungiysisininsırtındaateşleyebileceğibirtepkilimotorolsaydı,hareketettiğinikesinliklehissederdi. Bu içkin bir histir. Georgemotoru ateşleseydi, gözleri kapalı da olsa, dolayısıylabaşkanesnelerlekıyaslamayapamayacakdurumdaolsabilehareketettiğinibilirdi.Kıyaslamayapamaz durumdayken dahi, "dünyanın geri kalanı yanından geçip giderken" kendisinindurduğunu iddia edemezdi. Sabit hızdaki ve sabit doğrultudaki hareket görelidir; hızı vedoğrultususabitolmayanhareket,yanibaşkabirdeyişleivmelihareketiçiniseaynışeygeçerlideğildir. (Gelecek bölümde ivmeli hareketi ele alıp Einstein'ın genel görelilik kuramınıtartıştığımızdabuifadeyiyenidenelealacağız.)

Bu hikâyelerin boş uzayın karanlığında geçmesi aşina olduğumuz, haklı olarak olmasa dagenellikle "durağanlık" gibi özel bir statü atfettiğimiz sokakları ve binaları ortadan kaldırarakkonuyuanlamamızakatkıdabulunuyor.BununlaberaberaynıilkeDünyaüzerindekiortamlariçindegeçerlidir ve aslındaherkes tarafından yaşanır.Diyelim ki trendeuyuyakaldınız ve treniniztambaşkabir trenin yanındangeçerkenuyandınız.Yanındangeçmekteolduğunuz trenbaşkanesneleri görmenizi engellediği, pencereden baktığınızda sadece diğer treni gördüğünüz içingeçici olarak sizin treninizin mi, diğer trenin mi, yoksa ikisinin birden mi hareket ettiğinianlayamayabilirsiniz. Elbette ki treniniz sarsılırsa ya da bir virajı alırken doğrultu değiştirirsehareketettiğinizianlarsınız.Fakattrensarsılmadandümdüzgidiyorsa-treninhızıvedoğrultususabitse- trenlerin birbirine göre hareket ettiğini görür, ancak hangisinin hareket ettiğini kesinolaraksöyleyemezsiniz.

Eladi bir adım daha ileri gidelim. Böyle bir trende olduğunuzu, perdeleri iyice çektiğinizi,pencerelerin tümüyle kapandığını düşünün. Kendi kompartımanınız dışında bir şeygöremeyeceğiniziçin(treninsabitbirhızla,hepaynıdoğrultudailerlediğinivarsayarak)hareketedipetmediğinizihiçbirbiçimdebelirleyemezsiniz. İçindebulunduğunuzkompartıman, tren isterraylar üzerinde duruyor olsun, ister yüksek hızda hareket ediyor olsun, size kesinlikle aynıgörünecektir. Einstein aslında Galileo'ya dek uzanan bu fikri, ne sizin ne trendeki başka biryolcunun kapalı kompartıman içindeyken trenin hareket edip etmediğini belirleyebilecek birdeney yapabileceğini söyleyerek göstermişti. Bu da yine görelilik ilkesine çıkar: Kuvvettenbağımsız tüm hareketler tümüyle göreli olduğundan, ancak yine kuvvetten bağımsız olarakhareketedenbaşkanesnelereyadabireylerekıyaslaanlamlıdır."Dış"nesnelerledoğrudanyadadolaylıbazıkıyaslamalaryapmaksızınhareketedipetmediğinizianlamanızınbiryoluyoktur."Mutlak" sabit hız ve doğrultuda hareket diye bir kavram yoktur; fizik açısından yalnızcakıyaslamayapmanınanlamıvardır.

Aslına bakarsanız Einstein görelilik ilkesinin daha da büyük bir iddiada bulunduğunu farketmişti:Fizikyasaları -hangiyasaolursaolsun-sabitbirhızvedoğrultudahareketedenbütüngözlemciler için tamamenaynıolmalıdır.George ileGracieuzaydatekbaşlarınayüzmüyordauzayda yüzmekte olan uzay istasyonlarında birbirinin aynı bir dizi deney gerçekleştiriyorolsalardı buldukları sonuçlar aynı olacaktı. Eler iki istasyon da göreli hareket halinde olsa dahem George hem de Gracie yine kendi istasyonlarının duruyor olduğuna inanmakta haklıdır.Kullandıkları donanım tamamen aynıysa, iki deney düzeneğini birbirinden ayıran bir şeyolmayacaktır; düzenekler tümüyle simetriktir. Eler ikisinin deneylerden çıkardığı fizik yasalarıdayi-ne aynı olacaktır. Ne onlar ne de deneyleri sabit hız ve doğrultuda yol aldıklarınıalgılayabilir,yanihiçbirbiçimdeharekethalindeolduklarıbilgisinikullanamaz.Butürgözlemcilerarasında tam bir simetri oluşturan şey işte bu basit kavramdır; görelilik ilkesinin özündekikavramdabudur.Builkeyibirazdaniyiceincelenmesigerekenbirbiçimdekullanacağız.

Page 23: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

IşıkHızı

Özelgöreliliğinikincikilitbileşeniışıkveışığınhareketininözellikleriyleilgilidir."Georgesaatte10 kilometre hızla yol alıyor" ifadesinin kıyaslama yapmamızı sağlayacak bir karşılaştırmanoktasıolmaksızınhiçbir anlamıolmadığını iddiaetmiştik.Amabu iddianın tersine, kendileriniişlerine adamış bir dizi deneysel fizikçi neredeyse yüzyıllık bir çabayla, kıyaslama için birkarşılaştırma noktası olmaksızın da bütün gözlemcilerin ışığın saatte yaklaşık 1 milyarkilometrehızlayolaldığınıkabuledeceğinigöstermiştir.

Bu gerçek, evrene bakışımızda bir devrim yapmamızı gerekli kılmıştır.Öncedaha sıradannesneleri konu alan benzer ifadelerle kıyaslayarak, bu ifadenin ne anlamageldiğini anlayalım.Diyelimkigüzel,güneşlibirgün,sizdebirarkadaşınızlatopoynamakiçindışarıçıkıyorsunuz.Bir süre ikiniz de tembel tembel topu birbirinize saniyede diyelim ki 6 metre hızla atıptutuyorsunuz.Gelgelelimbirdenbireşimşekçakmaya,gökgürlemeyebaşlıyor, ikinizdekaçıpsaklanıyorsunuz. Fırtına dindikten sonra oyuna devametmek için yine bir araya geliyorsunuz,fakat bir şeyin değiştiğini fark ediyorsunuz. Arkadaşınızın saçları darmadağın, diken dikenolmuşvesizesertsert,delidelibakıyor.Elinebaktığınızdahayretlegörüyorsunuzkiartıksizinletopoynamakistemiyor,onunyerinesizebirelbombasıfırlatmayahazırlanıyor.Tabisizindetopoynama hevesiniz kalmıyor, dönüp kaçmaya başlıyorsunuz. Arkadaşınız el bombasınıfırlattığında bombayine size doğru uçacak, ama siz koştuğunuz için bombanın size yaklaşmahızı saniyede6metredenazolacak.Aslında sağduyubize, saniyedediyelim ki 4metrehızlakoşuyorsanız, el bombasının size (6-4)=2 metre hızlayaklaşacağını söyler. Başka bir örnekverelim:Diyelimkidağdasınızveüstünüzeçığgeliyor,dönüpkaçmaeğilimindeolursunuz,çünküo zaman çığın size yaklaşmahızı azalacaktır ve bu da genel olarak iyi bir şeydir.Hareketsizhaldeki bir bireye göre yaklaşmakta olan çığın hızı, kaçmakta olan bir bireyin algıladığındandahafazladır.

Şimditop,elbombasıveçığileilgilibugenelgözlemleriışıklailgiligözlemlerlekıyaslayalım.Kıyaslarımızdahadoğruolsundiye,bir ışıkdemetinin fotonolarakbilinenküçük"paketlerden"(ışığın, IV. Bölüm'de daha etraflıca tartışacağımız bir özelliği) oluştuğunu düşünün. Bir feneriyaktığımızda ya da bir lazer ışını demeti gönderdiğimizde, aslında aygıtı yönelttiğimizdoğrultudabirfotondemetigönderiyoruzdemektir.Elbombasıveçığörneklerindeolduğugibi,bir fotonunhareketinin, hareket halindeki birine nasıl göründüğünüdüşünelim.Diyelim ki çdgınarkadaşınız el bombası yerine güçlü bir lazer taşıyor. Lazeri size doğru ateşlerse -sizde deuygun ölçüm cihazı varsa- demetteki fotonların yaklaşma hızının saatte yaklaşık 1 milyarkilometreolduğunubulursunuz.Pekiyaelbombasıylatopoynamaihtimalikarşısındayaptığınızgibi kaçarsanız ne olur? Yaklaşmakta olan fotonların hızı o zaman ne olacaktır? İşleri birazdahakarıştıralım,diyelimkiuzaygemisiAtılgana,bindinizvearkadaşınızdansaatte160milyonkilometre hızla uzaklaşmaya başladınız. Geleneksel Newtoncu dünya görüşüne dayanan akılyürütmeyi izleyecek olursak, artık arkadaşınızdan hızla uzaklaşmakta olduğunuzdan yaklaşanfotonların hızının azaldığını görmeyi beklersiniz. Size (saatte 1 milyar kilometre-saatte 160milyonkilometre=)saatte840milyonkilometrehızlayaklaştıklarınıbulmayıumarsınız.

Geçmişleri 1880'lere kadar uzanan çeşitli deneylerden elde edilen yığınla kanıt, ayrıcaMaxwell'in ışığın elektromanyetik kuramının titizlikle incelenmesi ve yorumlanması bilimcamiasını yavaş yavaş aslında göreceğiniz şeyin bu olmayacağına ikna etmiştir. Kaçıyorolsanız da, yaklaşmakta olan fotonların hızını saatte 1 milyar kilometre olarak ölçersiniz,

Page 24: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

bundan birazcık bile az değil. Başta kulağa tümüyle saçma gelse de, yaklaşmakta olan birtoptan,elbombasındanyadaçığdankaçarkenolanıntersine,yaklaşmaktaolanfotonlarınhızıhep saatte 1 milyar kilometredir. Aynı şey size yaklaşmakta olan fotonların üstüne doğrugittiğinizdeyadapeşlerindenkoştuğunuzdadageçerlidir.Yaklaşmayadauzaklaşmahızlarıhiçdeğişmez,fotonlaryinesaatte1milyarkilometrehızlayolalıyorgörünecektir.Fotonkaynağıilegözlemciarasındakigöreliharekettenbağımsızolarak,ışığınhızıherzamanaynıdır.

Yukarıda betimlenen türden ışık "deneyleri" teknolojik sınırlamalar yüzünden aslındayapılamaz.Fakatkıyaslanabilecekdeneyleryapılabilir.Örneğin1913'teHollandalıfizikçiWillemde Sitter, hızla hareket eden çift yıldız sistemlerinin (birbirinin çevresinde dönen iki yıldız)hareketedenbirkaynağınışıkhızınınüzerindekietkisiniölçmektekullanılabileceğiniilerisürdü.Geçtiğimiz80yıliçindeyapılanbutürdeneyler,hareketlibiryıldızdangelenışığınhızının,sabitbiryıldızdangelenışığınhızıylaaynıolduğunu-saatte1milyarkilometre-giderekgelişenölçümaygıtlarıyla elde edilen kesin sonuçlarla gösterdi. Ayrıca geçen yüzyıl boyunca başka birçokdetaylıdeneydaha-ışıkhızınıçeşitlikoşullardadoğrudanölçmeninyanısıra,ışığınkısacaelealdığımız bu özelliğinden kaynaklanan sonuçlan sınayan deneyler- gerçekleştirildi ve hepsi deışıkhızınınsabitolduğunudoğruladı.

Işığın bu özelliğini kabullenmekte zorlandıysanız, yalnız değilsiniz. Yüzyıl başında fizikçilerbunu çürütmek için çok uğraşmışlardı. Yapamadılar. Einstein ise tersine, ışık hızının sabitolduğunukabuletti,çünkügençliğindenberionuuğraştıranparadoksuncevabıoradayatıyordu:Bir ışık demetini ne kadar kovalarsanız kovalayın, yine de sizden ışık hızında uzaklaşır. Işığıdurgun görüneceği kadar yavaşlatmak şöyle dursun, ışığın görünür hızını saatte 1 milyarkilometreden zerre kadar daha az yapamazsınız. Konu kapanmıştır. Fakat paradoksa karşıkazanılmışbuzafer,hiçdeküçükbirzaferdeğildi.Einstein,ışıkhızınınsabitoluşununNewtonfiziğininsonunugetirdiğinianlamıştı.

GerçekveSonuçlan

Hız, bir nesnenin belli bir süre içinde ne kadar yol alabileceğinin ölçüsüdür. Saatte 100kilometreyle yol alan bir otomobilin içindeysek, tabi ki bir saat boyunca bu hareket halinikorursak100kilometreyolalacağızdemektir.Bubiçimdedilegetirildiğindehızhaylisıradanbirkavramdır. Topların, kartoplarının ve fotonların hızı hakkında neden o kadar gürültükopardığımızı merak ediyor olabilirsiniz. Fakat unutmayalım ki mesafe uzaya ilişkin birkavramdır;ikinoktaarasındanekadaruzayolduğununölçüsüdür.Şunudaunutmayalımkisürede zamanla ilgili bir kavramdır; iki olay arasında geçen zamandır. Dolayısıyla hız, uzay vezaman kavramlarıyla yakından bağlantılıdır. Bu biçimde dile getirdiğimizde, hızla ilgili ortakkavrayışımızatersdüşenherhangibirdeneyselolgunun,örneğinışığınhızınınsabitolmasının,uzayla ve zamanla ilgili ortak kavrayışlarımıza ters düşme potansiyeli taşıdığını görürüz. Işıkhızıyla ilgili tuhaf gerçek, işte bu yüzden ayrıntılı olarak incelenmeyi hak ediyor; Einstein buincelemeyiyapmış,olağanüstüsonuçlaraulaşmıştır.

ZamanÜzerindekiEtki:I.Kısım

Pek az çabayla, ışık hızının sabit olmasından yararlanarak bildik gündelik zamankavrayışımızınaçıkçahatalıolduğunugösterebiliriz.Diyelimkisavaşhalindekiikiülkeninliderleri

Page 25: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

uzun bir müzakere masasının iki ucuna oturmuş ve ateşkes kararı almışlar, ama ikisi deanlaşmayı ilk imzalayan olmak istemiyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri parlak bir önerigetiriyor:İkibaşkanıntamortasınabirampulyerleştirilecek,ampulbaştakapalıolacak.Ampulaçıldığında yaydığı ışık, iki başkandaampuleeşit uzaklıktaolduğu için, ikisinedeaynı andaulaşacak. İki başkan da ışığı gördüklerinde anlaşmayı imzalamayı kabul ediyor, planuygulanıyorveanlaşmaherikitaralıdatatminedecekşekildeimzalanıyor.

Bu başarıyla koltuklan kabaranGenel Sekreter, barış anlaşmasına varmış savaş halindekibaşka iki ülke için de aynı yaklaşımı kullanmaya karar veriyor. Bu sefer tek fark, bumüzakeredeki devlet başkanlarının sabit bir hız ve doğrultuda ilerleyen bir trenin içindeki birmasanınikiucundaoturuyorolmaları.Adlarınauygundüşecekşekilde,İleriülke'ninliderininyüzütreninhareketdoğrultusunadönük,Geriülke'ninliderininyüzüisehareketdoğrultusununtersine.Fizik yasalarının bireyin hareketinden -bu hareket değişmediği sürece- bağımsız olarakkesinlikle aynı kalacağını bilenGenel Sekreter, farkı dikkate almıyor ve ampulün yanmasıylabaşlayan imza törenini daha önce yapıldığı gibi gerçekleştiriyor. İki başkan da anlaşmayıimzalıyorvedanışmanheyetleriylebirliktedüşmanlıklarınsonbulmasınıkutluyor.

Gelgelelimtamosırada, imzatöreniniharekethalindeki trenindışındakiplatformdan izlemişolan iki ülke halkı arasında çatışmaların başladığı haberi geliyor. İleriülke halkınınkandırıldıklarınıvebaşkanlarınınanlaşmayıGeriülke'ninliderindendahaönceimzaladığınıiddiaettiğini,çatışmalarınbuyüzdenyenidenpatlakverdiğiniöğrenmekmüzakeretrenindekiherkesidehşetedüşürüyor.Trendekiherkes-ikitarafda-anlaşmanınaynıandaimzalandığındahemfikirolduğunagöre,töreniizleyendışarıdakigözlemcilernasılbununaksinidüşünebilir?

Platformdakigözlemcininbakışaçısınıdahadetaylı inceleyelim.Başlangıçta trendekiampulkapalıdır, sonra belli bir anda yanar ve her iki başkana doğru ışık demetleri gönderir.Platformdakibirkişininbakışaçısınagöre,İleriülke'ninbaşkanıyayılanışığadoğrugitmektedir,Geriülke'nin başkanı ise ışıktan uzaklaşmaktadır. Yani platformdaki gözlemcilere göre ışıkdemetinin,yaklaşmaktaolan ışığadoğrugiden İleriülkedevletbaşkanınaulaşmak için, ışıktanuzaklaşanGeriülke başkanına ulaşmak için kat ettiği yol kadar yol kat etmesi gerekmez. Bu,ışığın her iki başkanadoğru yol alırkenkihızıyla ilgili bir ifade değildir; ışık kaynağının ya dagözlemcinin hareket halinden bağımsız olarak, ışığın hızının hep aynı olacağını zatenbelirtmiştik.Şimdisadeceilkışıkçakımının,platformdakigözlemcilerinbakışaçısınagöre,heriki başkana da ulaşmak için ne kadar yol kat etmesi gerektiğini betimlemeye çalışıyoruz. Bumesafeİleriülke'ninbaşkanıiçin,Geriülke'ninbaşkanıiçinolduğundandahakısaolduğundanveışık her iki başkana doğru aynı hızla yol aldığından, ışık önce İleriülke'nin başkanınaulaşacaktır.İleriülkeyurttaşlarınınkandırıldıklarınıiddiaetmesininsebebibudur.

CNN görgü tanıklarının ifadelerini aktardığında Genel Sekreter, başkanlar ve danışmanlarkulaklarına inanamaz. Hepsi de, ampulün tam iki başkanın arasına gayet sağlam olarakyerleştirildiğinde, dolayısıyla başka söze gerek bırakmayacak şekilde ampulün yaydığı ışığınbaşkanlaraulaşmak içinaynımesafeyikatettiğindehemfikirdir.Hemsağahemdesoladoğruyayılan ışığın hızı aynı olduğundan, ışığın her iki başkana da aynı anda ulaştığınıdüşünmektedirler,hattaöyleolduğunugözlemlemişlerdir.

Pekikimhaklı,trendekilermitrenindışındakilermi?İkigrubungözlemlerindede,gözlemlerinidestekleyen açıklamalarında da hata yok. Cevap her iki tarafın da haklı olduğudur. Uzay

Page 26: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

gezginlerimizGeorgeileGracie içinolduğugibi, ikibakışaçısıdaaynıölçüdedoğrulukiddiasıtaşımaktadır.Buradakiayrıntı,ikidoğrununçelişiyorgibigörünmesidir.Önemlibirsiyasimeselesözkonusu:Başkanlaranlaşmayıaynıandaimzaladımı?Yukarıdakigözlemlerveakılyürütmebizi kaçınılmaz olarak anlaşmanın trendekilere göre aynı anda imzalandığı, amaplatformdakilere göre aynı anda imzalanmadığı sonucuna götürür. Başka bir deyişle, ikigözlemcigrubugöreliharekethalindeyse,bazıgözlemcilerinbakışaçısınagöreeşzamanlıolanşeyler,diğergözlemcilerinbakışaçısınagöreeşzamanlıolmayacaktır.

Bu şaşırtıcı bir sonuçtur. Gerçekliğin doğasına dair bugüne kadar keşfedilmiş en derinkavrayışlardan biridir. Yine de bu kitabı okuyup bir kenara bıraktıktan uzun süre sonra, bubölümden şu talihsiz barış girişimi dışında bir şey hatırlamayacak olsanız bile, Einstein'ınkeşfinin özünü kapmış olurdunuz. Hiç yüksek matematiğe ya da karışık bir mantık zincirinebaşvurmaksızın, bu senaryonun da gösterdiği gibi, zamanın tümüyle beklenmedik bu özelliğidoğrudan ışığın hızının sabit olmasından kaynaklanmaktadır. Işığın hızı sabit olmasaydıdayavaş hareket eden toplara ve kartoplarına dayalı sezgilerimizin bize düşündürdüğü gibihareketediyorolsaydı, platformdaki gözlemcilerin trendeki gözlemcilerleaynı fikirdeolacağınıhatırlatırım. Platformdaki bir gözlemci yine fotonların Geriülke'nin başkanına ulaşmak için,İleriülke'nin başkanına ulaşmak için olduğundan daha uzun bir mesafe kat etmesi gerektiğiniiddiaederdi.Ancaksezgi,Geriülke'ninbaşkanınayaklaşmaktaolanışığın,ileridoğrugidentrentarafından "itildiği" içindahahızlı yolalacağını söyler.Aynı şekildebugözlemciler, İleriülke'ninbaşkanınayaklaşmaktaolanışığıntreninhareketiyle"geriyeçekilip"dahayavaşyolaldığınıdagörürdü. Bu (hatalı) etkiler dikkate alındığında, platformdaki gözlemciler ışık demetlerinin ikibaşkanadaaynıandaulaştığınıgörecekti.Fakatgerçekhayattaışıkhızlanmazveyavaşlamaz,hızıartırılamazveazaltılamaz.Oyüzdendeplatformdakigözlemcilerhaklıolarak ışığınönceİleriülke'ninbaşkanınaulaştığınıiddiaedecektir.

Işık hızının sabit olması, eşzamanlılığın, hareket hallerinden bağımsız olarak herkesinhemfikir olduğu evrensel bir kavram olduğu yönündeki asırlık kavrayıştan vazgeçmemizigerektirir. Dünya'da, Mars'ta, Jüpiter'de, Andromeda galaksisinde, kozmosun her köşesindesakinsakinaynısaniyelerivurduğuhayaledilmişolanevrenselsaatyoktur.Tamtersine,görelihareket halindeki gözlemciler, hangi olayların aynı anda olduğu konusunda görüş ayrılığınadüşecektir. Bir daha tekrarlayalım, bu sonucun -yaşadığımız Dünyanın gerçek bir özelliği- bukadar yadırgatıcı olmasının sebebi, gündelik hayatta karşılaşılan türden hızlar söz konusuolduğunda ortaya çıkan etkilerin son derece küçük olmasıdır. Müzakere masası 30 metreuzunluğunda olsaydı, tren de saatte 16 kilometre hızla hareket ediyor olsaydı, platformdakigözlemciler ışığın İleriülke'nin başkanına Geriülke'nin başkanından saniyenin milyarda birininmilyonda biri kadar daha önce ulaştığını "görecekti". Bu gerçek bir farklılık olsa da o kadarküçüktürkiinsanduyularıtarafındandoğrudanalgılanamaz.Trenhatırısayılırölçüdedahahızlıgidiyorolsaydı,diyelimki saatte900milyarkilometrehızlahareketetseydi,platformdaduranbirinin bakış açısına göre ışığın Geriülke'nin başkanına ulaşması İleriülke'nin başkanınaulaşmasından20katdahauzunsürecekti.Özelgöreliliğinçarpıcıetkileri,yüksekhızlardadahabelirginhalegelir.

ZamanÜzerindekiEtki:II.Kısım

Zamanın soyut bir tanımını yapmak zordur; bu tür tanımlar genellikle ya eninde sonunda"zaman" sözcüğünü kullanmak zorunda kalır ya da sırf bundan kaçınabilmek için dili çarpıtır.

Page 27: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Böylebiryol izlemektense,pragmatikbirbakışaçısıbenimseyipzamanısaatlerleölçülenşeyolaraktanımlayabiliriz.Amabuseferdetanımyükü"saat"sözcüğünekayıyor.Bunoktadabirazgevşekbir tutumbenimseyipsaatihareketdöngülerinindüzenihiçdeğişmeyenbiraygıtolarakdüşünebiliriz. Zamanı, saatimizin yaptığı döngüleri sayarak ölçeriz. Kol saati bu tanıma uyar,düzenli döngülerle hareket eden kolları vardır. Gerçekten de, seçilen olaylar arasında geçenzamanısaatinkollarınınyaptığıdöngüleri(vebudöngülerinbölümlerini)sayarakölçeriz.

"Hareket döngülerinin düzeni hiç değişmeyen" ifadesi, örtük bir biçimde zaman kavramınıiçeriyor, çünkü "düzen" sözcüğüherdöngünün tamamlanması içingeçensürenineşit olduğunuifadeediyor.Pratik bir bakış açısıyla bu sorunu, döngüsel hareketlerini bir döngüdendiğerinehiçbir biçimde değişmeyecek şekilde tekrarlamasını beklediğimiz, basit fiziksel bileşenlerdensaatler yaparak hallederiz. İleri geri sallanan sarkaçları olan saatler, tekrarlayan atomiksüreçleredayalıatomsaatleribirerörnektir.

Hedefimizhareketinzamanıngeçişininasıletkilediğinianlamak;zamanıişlevselolaraksaatlerüzerindentanımladığımıziçindesorumuzu"hareketsaatlerin'tıklamasını'nasıletkiler"şeklindedeğiştirebiliriz. En baştan, tartışmamızın bir saatin mekanik bileşenlerinin sert bir harekettenkaynaklanabilecek sarsıntılara nasıl tepki vereceğiyle ilgili olmadığını vurgulayalım. Aslınabakarsanız, sadeceenbasit hareket türünü -mutlakolarak sabit hız vedoğrultudaki hareketi-hesaba katacağız, dolayısıyla herhangi bir sarsıntı söz konusu olmayacak. Daha doğrusu,hareketin zamanın geçişini nasıl etkilediği ve dolayısıyla tasarımlarından ve yapılarındanbağımsızolarakbütünsaatlerintıklamasınıtemeldenasıletkilediğiyönündekievrenselsoruylailgileniyoruz.

İşte bu amaçla, dünyanın kavramsal olarak en basit (ama uygulanırlığı olmayan) saatinikullanacağız. Bu saat "ışık saati" olarak bilinir ve birbirine bakan iki küçük ayna ile onlarınarasında gidip gelen tek bir fotondan oluşur (Şekil 2.1). Aynalar birbirinden yaklaşık 15santimetreuzakolursa,fotonunikiaynaarasındabirkeregidipgelmesisaniyeninmilyardabirikadar sürecektir. Işık saatinin bir kere "tıklaması" fotonun iki ayna arasında bir kere gidipgelmesiolarakdüşünülebilir;birmilyartıklamabirsaniyeningeçtiğianlamınagelecektir.

Işıksaatini,olaylararasındageçenzamanıölçmek içinbir kronometregibidekullanabiliriz.İlgilendiğimiz süre boyunca saatin kaç kez tıkladığını sayarız, sonra bunu bir tıklamaya denkgelen zamanla çarparız. Örneğin bir at yarışı için zaman tutuyorsak, yarışın başlaması ilebitmesi arasında totonun 55milyar kere gidip geldiğini saydıysak, yarışın 55 saniye sürdüğüsonucunavarabiliriz.

Tartışmamızda ışık saatini kullanmamızın sebebi, ışık saatinin mekanik basitliğinin konuyladoğrudan ilgisi olmayan ayrıntıları ayıklayıp hareketin zamanın geçişini nasıl etkilediğine dairbize en açık kavrayışı sunmasıdır. Hareketin zamanın geçişini nasıl etkilediğini anlayabilmekiçin, yakınınızdaki bir masada duran bir ışık saatinin tıklamasına bakarak tembel tembelzamanıngeçişiniseyrettiğinizidüşünün.Sonrabirden,ikincibirışıksaatimasanınüzerindesabitbir hız ve doğrultuda kaymaya başlıyor (Şekil 2.2). Sorduğumuz soru şudur: Acaba harekethalindekiışıksaati,duranışıksaatiyleaynıhızdamıtıklayacak?

Page 28: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Şekil2.1Birışıksaatibirbirineparalelikiaynaylaonlarınarasındagidipgelenbirfotondanoluşur.Fotonikiaynaarasındabirkeregidipgeldiğindesaatbirkere"tıklamış"olur.

Şekil2.2Öndekiışıksaatihareketsiz,ikinciışıksaatiysesabitbirhızlakayıyor.

Bu soruyu cevaplayabilmek için kayan saatteki fotonun bir tıklamayı tamamlayabilmek içinizlemesi gereken yolu, bizim bakış açımıza göre, gözümüzün önüne getirelim. Şekil 2.2'degörüldüğüüzere fotonhareketinekayansaatin tabanındanbaşlar, sonraüsttekiaynayadoğruhareket eder. Fakat saat bizim bakış açımıza göre hareket ettiğinden foton Şekil 2.3'tegösterildiğigibibiraçıylahareketetmelidir.Fotonbuyolu izlemezseüsttekiaynayı tutturamaz,uzayauçupgider.Kayansaatkendisinindurduğunu,diğerherşeyinhareketettiğini iddiaetmehakkına sahip olduğu için fotonun üstteki aynaya çarpacağını biliyoruz, yani dolayısıylaçizdiğimizyoldoğru.Fotonüsttekiaynayaçarptıktansonrayinediyagonalbiryol izleyipalttakiaynayaçarpar vekayansaatbir tıklamasını tamamlamışolur.Basit fakat temelnoktaşudur:Fotonunaldığınıgördüğümüzikidiyagonalçizgidenoluşanyol,duransaattekifotonunyukarıyaveaşağıyadoğrualdığıyoldandahauzundur.Kayansaattekifotonyukarıyaveaşağıyadoğruyolalmakdışındabirde,bizimbakışaçımızagöre,sağadoğruhareketetmelidir.Dahası ışıkhızınınsabitoluşubizekayansaattekifotonun,duransaattekifotonlatamolarakaynıhızdayolaldığınısöyler.Fakatbirtıklamayıtamamlamakiçindahauzunbirmesafealmasıgerektiğiiçintıklamasıklığıdahaazolacaktır.Bubasitdüşünceharekethalindeki ışıksaatinin,bizimbakışaçımıza göre, duran ışık saatinden daha yavaş tıkladığını gösteriyor. Tıklama sayısının nekadar zamangeçtiğini doğrudanyansıttığını kabulettiğimiz içinde,harekethalindeki saat içinzamanıngeçişininyavaşladığınıgörürüz.

Şekil2.3Bizimbakışaçımızagöre,kayansaattekifotondiyagonalbiryolizler.

Budurumunışıksaatlerineözelbirdurumumuyansıttığını,sarkaçlısaatlerveRolexsaatleriçin de geçerli olup olmadığını merak edebilirsiniz. Zaman böyle daha sıradan saatlerleölçüldüğünde de yavaşlayacakmıdır?Cevap kesin bir evettir, görelilik ilkesini uygulayarak da

Page 29: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

bunu görebiliriz. Işık saatlerimizin tepelerine birer Rolex kol saati iliştirelim ve deneyitekrarlayalım. Daha önce anlattığımız gibi, duran ışık saati ve tepesindeki Rolex aynı süreyiölçecektir,Rolex'teherbirsaniyegeçişinde,ışıksaatidebirmilyarkeretıklamışolacaktır.Pekiyaharekethalindeki ışıksaatiyleona iliştirilmişRolex?HarekethalindekiRolex'inde tıklamasıyavaşlayacakveböyleceRolex iliştirilmişolduğu ışıksaatiyleaynıhızdamıolacak?Meseleyidaha net ortaya koyalım: Işık saati-Rolex İkilisinin dümdüz raylarda hiç sarsılmadan sabit birhızlagidenpenceresizbirtrenkompartımanınınzemininesabitlenmişolduğuiçinharekethalindeolduğunudüşünün.Görelilikilkesinegöre,butrendekibirgözlemcinintreninhareketininherhangibir etkisini gözlemesi mümkün değildir. Fakat eğer ışık saati ile Rolex'in hızları birbirlerindenfarklıolacakolsaydı,bugerçektendefarkedilebilirbiretkiolurdu.Dolayısıylaharekethalindekiışıksaati ileona iliştirilmişRolex'inölçtüğüsüreyineeşitolmalıdır,Rolex'inde tıpkı ışıksaatigibi yavaşlaması gerekir. Markaları, tipleri, yapıları ne olursa olsun, göreli hareket halindekisaatlerzamanıngeçişinifarklıhızlardagösterir.

Işıksaatitartışması,duranveharekethalindekisaatlerarasındakizamanfarkının,kaymaktaolansaattekifotonunbirkeretıklamasıiçinnekadarmesafekatetmesigerektiğinedayandığınıda açıkça ortaya koyuyor. Bu da kayan saatin ne kadar çabuk hareket ettiğine bağlıdır;hareketsiz bir gözlemcinin bakış açısına göre, saat ne kadar hızlı kayıyorsa, fotonun sağadoğru o kadar uzun bir mesafe alması gerekir. Duran saate kıyasla, kayan saatin tıklamahızının,saatnekadarhızlıhareketederseokadarazalacağısonucunavarırız.

Birölçekduygusukazanabilmek için, fotonun tekbir tıklamayısaniyeninmilyardabiri kadarbir sürede tamamladığını hatırlayalım. Saatin bir tıklama kadar zamanda fark edilebilir birmesafekatedebilmesiiçinmüthişbirhızla,yaniışıkhızınayakınbirhızlahareketediyorolmasıgerekir.Saatte16kilometregibinormalbirhızlahareketediyorsa,birtıklamatamamlanıncayadek sağa doğru kat edeceği mesafe çok küçüktür; sadece 30 santimetrenin (1 feet) 15milyarda biri kadardır. Kayan fotonun alması gereken ek mesafe de küçüktür ve dolayısıylahareket halindeki saatin tıklama hızı üzerindeki etkisi de o kadar azdır. Yine görelilik ilkesinegöre,bubütünsaatler için yanibizatihi zamanınkendisi içingeçerlidir.Bizimgibi, böyleyavaşhızlarda göreli hareket eden varlıkların, zamanın geçişindeki çarpılmaların genellikle farkındaolmamasınınsebebibudur.Varlıklarıkesinolsada,buetkilerinanılmazderecedeküçüktür.Öteyandan kayan saate tutunup onunla birlikte ışık hızının dörtte üçü kadar bir hızla hareketedebilseydik, özel görelilik denklemlerini kullanarak, hareketsiz gözlemcilerin bizim harekethalindeki saatimizin, onların saatlerinin tıklama hızının üçte ikisi hızda tıkladığını göreceğinikanıtlamamızmümkünolabilirdi.Gerçektendeönemlibiretki.

HayatKoşusu

Işıkhızınınsabitolmasının,harekethalindekibir ışıksaatininduranbir ışıksaatinekıyasladahayavaştıklayacağıanlamınageldiğinigördük.Görelilikilkesinegörebusadeceışıksaatleriiçin değil bütün saatler için geçerli olmalı, hatta zamanın kendisi için geçerli olmalı. Zaman,hareket halindeki bir birey için hareketsiz haldeki bir birey için olduğundan dahayavaş geçer.Eğer bizi bu sonuca getiren hayli basit akıl yürütme doğruysa, o zaman örneğin harekethalindekibirinsanın,hareketsizhaldeykenyaşayacağındandahauzunsüreyaşamasıgerekmezmi? Ne de olsa, eğer zaman hareket halindeki bir birey için duran bir birey için olduğundandahayavaş geçiyorsa, o zaman bu eşitsizlik sadece saatlerle ölçülen zaman için değil, kalpatışlarıyla ve vücut uzuvlarının çürümesiyle ölçülen zaman için de geçerli olmalı. İnsanların

Page 30: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

ömürlerinin uzunluğuna dair beklentileriyle değil, amamikrodünyanın bazı parçacıklarıyla yanimüonlarla dolaysız olarak doğrulanan durum budur işte. Fakat yeni bir gençlik kaynağıbulunduğunuiddiaetmemiziengelleyenönemlibirproblemvar.

Müonlar laboratuvarda dururken, radyoaktif çürümeye hayli benzer bir süreçle, ortalamaolaraksaniyenin ikimilyondabirikadarbirsüredeparçalanır.Buparçalanmaçok(azlakanıtlada desteklenen deneysel bir olgudur. Bir müon sanki kalasına silah dayalı bir halde yaşıyorgibidir: Ömrü saniyenin iki milyonda birine ulaştığında tetik çekilir, müon elektronlara ve nöt-rinolaraayrılır.Fakatbumüonlar laboratuvardadurmuyorda,parçacıkhızlandırıcıdiyebilinenveışıkhızındanbirazdahadüşükbirhızlahareketetmelerinisağlayanbircihazıniçindeilerliyorolsalar, laboratuvardaki bilim insanlarının ölçümlerine göre ortalama ömürleri ciddi miktardauzar. Gerçekten de böyle olur. Saatte 667 milyon mil (ışık hızının yüzde 95'i) hızla gidenmüonunömrünün10katarttığıgörülür.Özelgöreliliğegörebuşöyleaçıklanır:Müonlarıntaktığı"kol saatleri" laboratuvardaki saatlerden daha yavaş tıklamaktadır; dolayısıyla laboratuvarsaatleri müonların tetiği çekip patlamış olması gerektiğini söylerken, hızla hareket edenmüonların saatleri daha ölüm vaktinin geldiğini göstermez. Bu, hareketin zamanın geçişiüzerindeki etkisini çok doğrudan, çarpıcı bir biçimde gösterir. İnsanlar bumüonlar kadar hızlıhareket edecek olsalardı, ömürleri aynı oranda artardı. 70 yıl yaşamak yerine 700 yılyaşarlardı.

Şimdi şu problemli noktaya gelelim. Laboratuvardaki gözlemciler hızla hareket edenmüonlarınhareketsizhaldekikuzenlerinekıyasladahauzunyaşadığınıgörsede,bununsebebihareket halindeki müonlar için zamanın daha yavaş geçmesidir. Zamanın bu şekildeyavaşlaması, yalnızca müonların taktıkları saatler için değil yapabilecekleri her şey içingeçerlidir. Örneğin hareketsiz haldeki bir müon kısa ömrü boyunca 100 kitap okuyabiliyorsa,hızlahareketedenkuzenide100kitapokuyabilir,çünkühareketsizhaldekimüondandahauzunyaşıyor gibi görünse de -hayatındaki diğer her şey gibi- okuma hızı da yavaşlamıştır.Laboratuvarınbakışaçısınagöre, hareket halindekimüonhayatını ağır çekimyaşıyorgibidir.Bu bakış açısına göre hareket halindeki müon hareketsiz haldeki müondan daha uzunyaşayacaktır; fakatgeçireceği "ömrünuzunluğu"hareketsizhaldekimüonunömrüyle tamamenaynıuzunluktaolacaktır.Aynışeyhızlıhareketettikleriiçinyaşamsürelerininyüzyıllarıbulmasıbeklenen,insanlariçindegeçerlidir.Onlarınbakışaçısınagörehayatherzamankigibidir.Bizimbakışaçımızagöreysehayatıiyiceyavaşyaşamaktadırlar,dolayısıylaonlarınnormalbirhayatdöngüsübizimçokfazlazamanımızıalır.

KimHareketEdiyor?

HareketingöreliliğihemEinstein'ınkuramınıanlamanınanahtarıdır,hemdekafakarışıklığınayol açması olasıdır. Bakış açılarının ters çevrilmesinin, saatlerinin yavaş çalıştığınısavunduğumuz"hareketli"müonlarla"hareketsiz"müonlararasındabirroldeğişimineyolaçtığınıfarketmişsinizdir.NasılGeorgedaGraciede kendilerinindurduğunu, diğerininhareket ettiğiniiddia etmekte aynı derecede haklıysa, hareket halinde diye tanımladığımızmüonlar da kendibakış açılarına göre, kendilerinin hareketsiz olduğunu, "hareketsiz" müonların ters yöndehareketettiğini iddiaetmektesonunakadarhaklıdır.Sunduğumuzsavlarbubakışaçısı içindeaynıölçüdegeçerlidir;hareketsizmüonlardediğimizmüonlarıntaktığısaatlerin,harekethalindediye tanımladığımızmüonlarınsaatlerinekıyasladahayavaşhareketettiği yönünde,görünüştetamtersibirsonucavarılabilir.

Page 31: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Böylebirdurumladahaöncedekarşılaşmıştık;ampulkullanılan imza töreninde farklıbakışaçılarıtabantabanazıtmışgibigörünensonuçlardoğurmuştu.Odurumdaözelgöreliliğedayalıtemel akıl yürütme bizi, hareket halinden bağımsız olarak, hangi olayların aynı andagerçekleştiğine dair herkesin hemfikir olduğu yönündeki kökleşmiş fikirden vazgeçmeyezorlamıştı.Fakatbuuyuşmazlıkdahadabetermişgibi görünüyor.Nasıl olurda,gözlemcilerinikisi dediğerinin saatinindahayavaşçalıştığını iddiaeder?Dahadaönemlisi,müonların farklıfakat aynı ölçüde geçerli bakış açılarına göre, iki grubun da diğer grubun daha önce öleceğiiddiasında bulunacağı sonucuna varıyoruz. Dünya'nın beklenmedik bazı tuhaf özelliklere sahipolabileceğini öğreniyoruz, fakat öğrendiklerimizin mantıksal saçmalık sınırını aşmayacağınıumuyoruz.Pekiohaldenedirbuolupbiten?

Özel görelilikten doğan bütün görünüşteki paradokslar gibi, bu mantıksal ikilemler deyakından incelenip çözüldüklerinde evrenin işleyişine dairyeni bilgileri gözler önüne seriyor.Müonlara insanlara ait özellikler atfetmeyi bir kenara bırakıp uzay elbiselerinde yanıp sönenışıkların yanı sıra artık bir de parlak dijital saatler taşıyan George ile Gracie ye dönelim.George'un bakış açısına göre,Gracie yanıp sönen yeşil ışığı ve büyük dijital saatiyle uzaktabeliripsonraboşuzayınkaranlığındayanındangeçipgiderken,kendisihareketsizdir.Gracie'ninsaatininkendisininkinegöredahayavaşçalıştığınıfarkeder(saatinyavaşlamahızıbirbirlerininyanından ne kadar hızlı geçtiklerine bağlıdır). George biraz daha akıllı olsa, Gracie'ninsaatindeki zamanın geçiş hızının yanı sıra Gracie'deki her şeyin -geçerken el sallamasının,gözünü kırpma hızının vs.- ağır çekimde gerçekleştiğini fark edebilirdi. Gracie'nin bakışaçısındandaaynıgözlemlerGeorgeiçingeçerlidir.

Hernekadarparadoksalgörünsedemantıksalbirsaçmalığıgözlerönüneserecekkesinbirdeney gerçekleştirmeye çalışalım. En basiti, her şeyi öyle düzenleyelim kiGeorge ileGraciebirbirlerininyanındangeçerkensaatlerini12:00'aayarlasınlar.Birbirlerindenuzaklaşırlarken,ikisidediğerininsaatininyavaşişlediğiniiddiaedecektir.BuuyuşmazlığıhemençözmekiçinGeorgeile Gracie yeniden bir araya gelip geçen zamanı, saatlerinin gösterdiği üzere, doğrudankarşılaştırmalıdır. Peki ama bunu nasıl yapabilirler? Tamam, George'un kendi bakış açısınagöreGracieyiyakalamakiçinkullanabileceğitepkilibirmotoruvar.Amamotorunukullanırsa,buparadoksun sebebi olan iki bakış açısının simetrisi bozulacaktır, çünkü o zaman George'unhareketi ivmeli yani kuvvetten bağımsız olmayan bir hareket olacaktır. O şekilde yeniden biraraya geldiklerinde George'un saatine göre gerçekten de daha az zaman geçmiş olacaktır;George şimdi kesinlikle hareket halinde olduğunu söyleyebilir, çünkü bunu hissedebilmiştir.George ileGracie'ninbakışaçılarıartıksimetrikdeğildir.George tepkilimotorunuçalıştırarakhareketsizolmaiddiasındanvazgeçmiştir.

GeorgebuşekildeGracie'ninpeşindengiderse,saatleriningöstereceğizaman farkı, ikisiningörelihızlarınavehareketdoğrultularınaveGeorge'untepkilimotorununasılkullandığınabağlıolacaktır. Artık bildiğimiz gibi, söz konusu hızlar küçükse aradaki zaman farkı da çok azolacaktır. Ama ışık hızına yakın hızlar söz konusuysa, zaman farkı dakikaları, günleri, yılları,yüzyılları hatta daha fazlasını bulabilir. Somut bir örnek olsun diye George ile Gracie'ninbirbirlerinin yanlarından geçip sonra da uzaklaşırlarkenki hızlarının, ışık hızınınyüzde 99,5'ineeşitolduğunudüşünelim.AyrıcadiyelimkiGeorgesaatinegöreüçyılbeklediktensonratepkilimotorunu ateşliyor ve birbirlerinden ayrıldıkları hızla, yani ışık hızınınyüzde 99,5'i bir hızlaGracie ye yaklaşmaya başlıyor. Gracieye ulaştığındaGeorge'un saatine göre altı yıl geçmişolacaktır, çünkü Gracieyi yakalaması üç yıl sürecektir. Gelgelelim özel görelilik kuramı

Page 32: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Gracie'nin saatine göre 60yıl geçeceğini söyler. Bu bir el sürçmesi değil: Gracie'nin uzaydaGeorge'unyanındangeçtiğinihatırlaması içinhafızasınıyoklaması,60yılöncesinihatırlamasıgerekecektir.ÖteyandanGeorge'agörebusadecealtıyılönceolmuştur.George'unhareketionugerçekanlamdazamandabirseyyahyapmıştır,çokdasomutbirbiçimdeüstelik:GeorgeGracie'ningeleceğineseyahatetmiştir.

Doğrudan karşılaştırmak için iki saati bir araya getirmek lojistik bir sıkıntıdan ibaretgörünebilir, ama aslında meselenin özüdür. Paradoksun zırhındaki bu çatlağın üstesindengelmek için çok çeşitli hileler düşünebiliriz, ama sonunda hepsi de başarısız olur. MeselaGeorge ile Gracie saatlerini, bir araya getirerek değil de cep telefonlarını kullanarakkıyaslasalar nasıl olur? Eğer cep telefonuyla iletişim "anında" bir iletişim türü olsaydı, başaçıkılamayacakkadarbüyükbirtutarsızlıklakarşıkarşıyakalırdık:Gracie'ninbakışaçısıylaakılyürütecek olursak, George'un saati ağır işlemektedir, buyüzden de George daha az zamangeçtiğinisöylemelidir;George'unbakışaçısıylaakılyürütecekolursakdaGracie'ninsaatiağırişlemektedir,buyüzdendeGraciedahaazzamangeçtiğinisöylemelidir. İkisidehaklıolamaz,bizdebatarız.Tabiburadakilitnokta,bütüniletişimaraçlarıgibiceptelefonlarınındasinyallerianında göndermemesidir. Cep telefonları ışığın bir biçimi olan radyo dalgalarıyla işler,dolayısıyla gönderdikleri sinyaller de ışık hızıylayol alır. Yani sinyallerin alınması zaman alır;aslındaikibakışaçısınıbirbiriyleuyumlukılacakbirgecikmedirbu.

Gelin bu durumaönceGeorge'un bakış açısından yaklaşalım.Diyelim ki,George her saatbaşıcep telefonuylaGracie'ye "Saaton iki\herşeyyolunda", "Saatbir,herşeyyolunda"diyemesaj gönderiyor. Onun bakış açısına göre Gracie'nin saati yavaş işlediği için, ilk baştaGracie'ninbumesajları,saatidahasaatbaşınıgöstermedenalacağınıdüşünüyor.BöylecedeGracie'nin, yavaş işleyensaatin kendi saati olduğunukabuletmekzorundakalacağı sonucunavarıyor. Ama sonra yeniden düşünüyor: "Gracie benden uzaklaştığına göre cep telefonuylagönderdiğimsinyalleronaulaşmakiçinherseferindedahauzunbirmesafekatetmekzorunda.Belki bu ek süre, onun saatinin yavaşlığını telafi eder." George, birbirine ters düşen etkilerolduğunu -Gracie'nin saatinin yavaşlığına karşı kendisinin gönderdiği sinyalinGracieye ulaşmasüresi- anlayınca oturup bunların bileşik etkisini niceliksel olarak hesaplar. Bulduğu sonuç şuolur:GönderdiğisinyalinGracieyeulaşmasüresi,Gracie'ninsaatininyavaşlığını telafietmenindeötesinegeçecektir.ŞaşırtıcıdıramaGracie,George'unkendisaatinegöre1saatingeçtiğinibelirtenmesajlarını,belirlenmişovaktinkendisaatinegöregeçipgitmesindensonraalacaktır.Aslına bakarsanız George, Gracie'nin fizik konusunda uzman olduğunu bildiği için, Gracie'nincep telefonuna gelen mesajlara dayanarak George'un saatine dair çıkarımlarda bulunurken,sinyalin kendisine ulaşma süresini hesaba katacağını da bilmektedir. Biraz daha hesapyaptıktan sonra görür ki, Gracie sinyallerin kendisine ulaşma süresini hesaba katsa dahi,Gracie'ninGeorge'unyolladığısinyallerleilgilianalizinin,onuGeorge'unsaatininkendisaatindendahayavaşçalıştığısonucunagetireceğinigörür.

Aynımantık,Gracie'ninbakışaçısınıdikkatealıpbukezonunhersaatbaşıGeorge'asinyalgönderdiğini düşündüğümüzde de geçerlidir. Onun bakış açısına göre George'un saati yavaşolduğundan, ilk başta George'un, onun gönderdiği saat başı mesajlarını, kendi mesajlarınıgöndermeden önce alacağını düşünür. Ama, karanlıkta yolladığı sinyallerin giderek uzaklaşanGeorge'a ulaşmak için her seferinde daha uzun bir mesafe kat etmesi gerektiğini dikkatealdığında,George'unaslındabumesajlarıkendimesajlarınıgönderdiktensonraalacağını farkeder. Gracie, sinyallerin kendisine ulaşma süresini dikkate alsa da George'un, Gracie'nin

Page 33: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

gönderdiği mesajlardan Gracie'nin saatinin kendi saatinden dahayavaş işlediği sonucunavaracağınıgörür.

George da Gracie de hızlarını değiştirmedikleri sürece ikisinin de bakış açısı aynıdır. Buparadoksal görünse de, bu şekilde, ikisinin de diğerinin saatinin yavaş işliyor olduğunudüşünmesininsonderecetutarlıolduğunufarkedeceklerdir.

HareketinUzayÜzerindekiEtkisi

Birazöncekitartışmamız,gözlemcilerinhareketedensaatlerinkendisaatlerindendahayavaştıkladığını gördüğünü, yani zamanın hareket tarafından etkilendiğini açığa çıkardı. Buradanhemen hareketin uzay üzerinde de aynı derecede büyük bir etkisi olduğunu görebiliriz. Yarışsahasındaki Slim ile Jim'e dönelim. Daha önce de söylediğimiz gibi Slim, galeride yeniotomobilininuzunluğunubirmetreyledikkatleölçmüştü.SlimyarışsahasındahızyaparkenJimotomobilin uzunluğunu ölçmek için bu yöntemi kullanamaz, dolayısıyla dolaylı bir yol izlemekzorundadır.Dahaöncedesöylediğimizgibibuyollardanbirişudur:Jimotomobilinön tamponukendisine ulaştığında kronometresini çalıştırır, arka tamponu tam önünden geçtiğinde dedurdurur.Aradageçenzamanıotomobilinhızıylaçarparakotomobilinuzunluğunubulabilir.

Zamanıninceliklerinedairyeniedindiğimizbilgiyikullanırsak,Slim'inbakışaçısınagöre,Slimduruyorken Jim'in hareket halinde olduğunu, dolayısıyla Slim'e göre Jim'in saatinin yavaşişlediğini görürüz. Sonuç olarak Slim, Jim'in yaptığı dolaylı ölçüm sonucunda otomobilinuzunluğununkendisiningalerideyaptığıölçümdendahakısaçıkacağınıanlar;çünküJimhesapyaparken(hızçarpıaradangeçenzamaneşittiruzunluk)aradangeçenzamanıyavaşişleyenbirsaatle ölçecektir. Saat yavaş işliyorsa, Jim'e göre aradan geçen zaman daha az olacak,dolayısıyla yaptığı hesap sonucunda da otomobilin uzunluğu Slim'in ölçtüğünden daha kısaçıkacaktır.

Başka bir deyişle Jim, Slim'in otomobilinin uzunluğunun, otomobil hareket halindeykenduruyorken ölçüldüğünden daha kısa olduğunu görecektir. Bu genel bir olguya örnektir:Gözlemcilerharekethalindekibirnesneyihareketdoğrultusundakısalmışolarakalgılar.Örneğinözel görelilik denklemlerine göre, bir nesne ışık hızınınyüzde 98'i kadar bir hızla hareketediyorsa,duranbirgözlemcibunesneyi,onesneduruyorolsaydıgöreceğindenyüzde80dahakısagörecektir.Buolguşekil2.4'tegösterilmiştir.

Uzay-zamandaHareket

Işık hızının sabit olması, uzayı ve zamanı katı ve nesnel yapılar olarak gören gelenekselbakış açısının yerini, onları gözlemci ile gözlenen arasındaki göreli harekete yakından bağlıgören yeni bir kavrayışın almasına yol açmıştır. Hareket halindeki nesnelerin ağır çekimdehareketettiğini ve kısaldığını anlamışolduğumuzagöre, tartışmayıburadabitirebilirdik.Fakatözel görelilik, bütün bu olguları içine alacak daha derin ve bütünleşik bir bakış açısısunmaktadır.

Bu bakış açısını anlayabilmek için, aslında var olması imkânsız bir otomobil düşünelim; buotomobil saatte100kilometrelikseyirhızınahemenulaşıyor, sonradamotoruduruncayadekhızınıhiçartırıpazaltmadanaynenkoruyor.Diyelimki,yeteneklibirsürücüolarakünkazandığı

Page 34: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

içinSlim'denbuaraçlabirçölünortasındakibirdüzlükteyeralanuzun,düzvegenişbirparkurdadeneme sürüşü yapması isteniyor.Başlangıç ve bitiş çizgileri arasındakimesafe 10 kilometreolduğundan otomobilin bu mesafeyi bir saatin onda biri kadar bir sürede, yani altı dakikadaalmasıgerekir.OtomobillerdendeanlayanJim,birçokdenemesürüşündeneldeedilenverileriinceliyorveçoğusürüşün6dakikadatamamlanmışolduğunugörüyor.Amasonbirkaçtanesininhayliuzun,6,5,7hatta7,5dakikasürmüşolmasıkafasına takılıyor.Baştamekanikbir sorunolabileceğini düşünüyor, çünkü bu veriler son üç sürüşte otomobilin saatte 100 kilometredendahayavaşseyrettiğineişaretediyormuşgibigörünüyor.

Şekil2.4Hareketedenbirnesnehareketdoğrultusundakısalır.

Şekil2.5Öğledensonragüneşgözünüaldığıiçin,Slimsonüçdenemesürüşündeotomobilinigiderekartanbiraçıylasürmüştür.

Fakat otomobili iyice incelediğinde mükemmel durumda olduğu kanısına varıyor. Denemesürüşlerinin normalden uzun sürmesini açıklayamadığındanSlim'le konuşup son sürüşlerle ilgilibilgialıyor.Slimkonuyagayetbasitbiraçıklamagetiriyor.Jim'eparkurundoğudanbatıyadoğruuzandığını, günün ilerleyen saatlerinde güneşin gözünü aldığını, son üç sürüşte durum iyicekötüleştiğindenotomobiliparkurunbirucundandiğerinehafifbiraçıylasürdüğünüanlatıyor.Sonüç sürüşte izlediği yolu, şekil 2.5'te de görüldüğü gibi, kaba taslak çiziyor. Son üç denemesürüşünün neden daha uzun sürdüğü şimdi gayet açık: Başlangıç çizgisiyle bitiş çizgisiarasındaki yol bir açıyla kat edilirse daha uzun olur, dolayısıyla bu yolu saatte 100 kilometrehızla kat etmek daha fazla zaman alır. Başka bir deyişle bir açıyla yol alırsanız, saatte 100kilometrelik hızın bir kısmı güneyden kuzeye doğru giderken harcanacak, böylece doğudanbatıya doğru uzanan yolu tamamlamak için biraz daha az zaman kalacaktır. Bu da parkurubitirmeninbirazdahauzunsüreceğianlamınagelir.

Bu haliyle Slim'in açıklamasını anlamak kolay; fakat birazdan yapacağımız kavramsalsıçrayışahazırlanmakiçinbuaçıklamayıbirazdahafarklı ifadeedelim.Kuzey-güneyvedoğu-batı doğrultuları, bir otomobilin hareket edebileceği birbirinden bağımsız iki uzamsal boyuttur.(Otomobil dikey de hareket edebilir, dağda bir geçit aşarken örneğin, ama burada bu yetiyeihtiyacımızyok.)Slim'inaçıklaması,otomobilinbütündenemesürüşlerindesaatte100kilometrehızlahareketettiğihaldesonüçsürüştebuhızı ikiboyutarasındapaylaştırdığını,dolayısıyladoğu-batı doğrultusunda saatte 100 kilometreden daha yavaş gidiyormuş gibi göründüğünügösteriyor.Dahaöncekidenemesürüşlerininhepsindesaatte100kilometrelikhızıntamamıdo-

Page 35: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

ğubatıdoğrultusundakihareketeharcanmış,sonüçsürüşteysebuhızınbirbölümükuzey-güneydoğrultusundakihareketiçinharcanmıştır.

Einstein,özelgörelilik fiziğinin temelinde tamdabu fikrin -hareketin farklı boyutlararasındapaylaştırılmasının- yattığını buldu; bir nesnenin hareketini sadece uzamsal boyutların değilzamanboyutunundapaylaştığınıkavramamızkoşuluylaama.Aslınabakarsanız,çoğukoşulda,bir nesnenin hareketinin büyük bölümü zaman içindedir, uzay içinde değil. Gelin bunun neanlamageldiğinigörelim.

Uzayda hareket, hayatın ilk yıllarında öğrendiğimiz bir kavramdır. Genellikle bu bağlamdadüşünmesek de kendimizin, arkadaşlarımızın, bize ait olan şeylerin zaman içinde de hareketettiğiniöğreniriz.Tembeltembeloturuptelevizyonseyrederkenbilebirduvarsaatineyadakolsaatine baktığımızda saatin sürekli değiştiğini, sürekli "zaman içinde ileriye doğru gittiğini"görürüz. Kendimiz ve etrafımızdaki her şey kaçınılmaz olarak zaman içindeki bir andan birsonraki ana geçerek yaşlanıyoruz. Aslına bakarsanız matematikçi Hermann Minkowski -sonundaEinsteinda-zamanın,evreninkendimizi içindebulduğumuzuzamsalüçboyutunabazıbakımlardan hayli benzeyen başka bir boyutu -dördüncü boyutu- olduğunun düşünülmesinisavunmuştu.Kulağasoyutgelsede,bir boyutolarakzamankavramıaslındasomuttur.Biriylebuluşacağımızda o kişiye kendisini "uzayda" nerede bekleyeceğimizi söyleriz; mesela 53.sokakla 7. caddenin köşesindeki binanın dokuzuncu katında. Burada evrenin uzamsal üçboyutundabelirlibiryeriyansıtanüçayrıbilgivar(dokuzuncukat,53.sokak,7.cadde).Fakatokişiyle ne zaman buluşacağımızı belirtmemiz de aynı derecede önemlidir; mesela öğledensonra üçte. Bu bilgi de buluşmamızın "zamanda" nerede gerçekleşeceğini söyler. Dolayısıylaolaylardörtbilgiyletanımlanır:Uzaylailgiliüç,zamanlailgilibirbilgi.Buverilerinolayınuzayvezamandaki,yanikısacasıuzay-zamandakiyerinibelirttiğisöylenir.Buanlamdazamandiğerbirboyuttur.

Bu görüş, uzay ve zamanın farklı boyut örnekleri olduğunu iddia ettiğine göre, bir nesneninuzaydaki hızından bahsettiğimize benzer şekilde zamandaki hızından da bahsedebilir miyiz?Evet,bahsedebiliriz.

Bununasıl yapacağımızadairönemlibir ipucunu,öncedenkarşılaşmışolduğumuz temelbirbilgidebuluyoruz.Birnesneuzaydabizegöreharekethalindeyse,saatibizimkindenyavaşişler.Yanizaman içindekihareketininhızıyavaşlar, işte sıçramanoktası:Einstein evrendeki bütünnesnelerinuzay-zamandaherzaman tek bir sabit hızla, ışık hızıyla yol aldığını iddia etmiştir.Tuhafbir fikirdir bu; nesnelerin ışık hızından hatırı sayılır derecede düşük hızlarda hareketettiğini düşünmeye alışmı-şızdır. Gündelik hayatta görelilikten kaynaklanan etkilere aşinaolmamamızın gerekçesi olarak bunu sık sık vurguladık. Bunların hepsi de doğrudur. Fakatşimdi, bir nesnenin dört boyuttaki -üç uzam, bir zaman- birleşik hızından bahsediyoruz; ışıkhızına denk olan da bir nesnenin bu genel anlamdalyrihızıdır. Bunu daha iyi anlayabilmek veönemini ortaya koyabilmek için, daha önce anlattığımız, gerçek hayatta karşılaşmamızınimkânsızolduğutekhızlıotomobilörneğindeolduğugibi,buteksabithızınfarklıboyutlar,yanifarklıuzayvezamanboyutlarıarasındapaylaşılabileceğinibelirtelim.Birnesneduruyorsa(bizegöre)vebunabağlıolarakdauzaydahiçhareketetmiyorsa-otomobilinilkdenemesürüşleriylebir benzetme yapacak olur-sak- nesnenin bütün hareketi tek boyutta -bu durumda zamanboyutunda- yol almak için kullanılır. Ayrıca bize ve birbirlerine göre hareketsiz olan bütünnesnelerzamandatamıtamınaaynıhızdahareketederleryaniyaşlanırlar.Gelgelelimbirnesne

Page 36: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

uzayda da hareket ederse, bu zamandaki hareketinin bir kısmının başka bir doğrultuyaharcanması gerektiği anlamına gelir. Belli bir açıylayol alan otomobil örneğinde olduğu gibi,hareketinbuşekildepaylaşılmasıda-hareketinbirkısmıuzaydahareketetmekiçinkullanıldığıiçin-nesneninzamaniçindedurağanbenzerlerinekıyasladahayavaşhareketedeceğianlamınagelir.Yani,nesneuzaydahareketedersesaatidahayavaşişleyecektir.Dahaöncedetambunubulmuştuk.Şimdide,birnesnebizegöreharekethalindeysezamanınyavaşlayacağını,çünküonesneninzamaniçindekihareketininbirbölümünüuzayiçindehareketeyönelteceğinigörüyoruz.Dolayısıyla bir nesnenin uzaydaki hızı, zaman içindeki hareketinin ne kadarının uzaydakihareketineyöneltildiğininbiryansımasıdır.

Buçerçevenin,birnesneninuzaydakidoğrusalhızınınbirsınırıolduğugerçeğinideiçerdiğinigörüyoruz: Uzayda maksimum hız, ancak bir nesnenin zaman içindeki hareketinin tamâmınınuzay içinde harekete yöneltilmesi halinde mümkündür. Bu da ancak o nesnenin zamandakiaslındaışıkhızındaolanhareketinintümünün,uzaydaışıkhızındahareketeyöneltilmesihalindeortaya çıkar. Ancak bütün hareketini zaman içinde kullandığından, bu hız bütün nesnelerinuzayda ulaşabileceği en yüksek hızdır. Bu durum, otomobilimizin doğrudan kuzey-güneydoğrultusunda denenmesine benziyor. Tıpkı otomobilin doğu-batı boyutunda hareket edecekhızının kalmayacak olması gibi, uzayda ışık hızında hareket eden bir nesnenin de zamandahareketetmesinisağlayacakhızıkalmaz.Dolayısıylaışıkyaşlanmaz;BüyükPatlama'daortayaçıkmışbirfoton,bugündeozamankiyaşındadır.Işıkhızındazamangeçmez.

PekiyaE=mc2?

Einsteinkuramına"görelilik"kuramıdenmesiniönermediy-sede(başkaşeylerinyanısıraışıkhızının değişmezliğini yansıtmak üzere "değişmezlik" kuramı ismini önermişti) terimin anlamıartıkgayetaçıktır.Einstein'ınçalışmaları,öncedenayrıvemutlakgibigörünenuzayvezamangibikavramların,aslındaiçiçegeçmişvegöreliolduğunugöstermiştir.EinsteinayrıcaDünyanınbaşkafizikselözelliklerinindebeklenmedikbiçimdeiçiçegeçmişolduğunugöstermiştir.Enünlüdenklemi,enönemliörneklerdenbiriniortayakoyar.BudenklemdeEinstein,birnesneninenerjisi(E) ile kütlesinin (m) bağımsız kavramlar olmadığını, bir nesnenin kütlesini biliyorsakenerjisini(kütleyiışıkhızıylaikikere-c2-çarparak),enerjisinibiliyorsakdakütlesini(enerjiyi ikikereışıkhızınabölerek)hesaplayabileceğimiziortayakoymuştur.Başkabirdeyişleenerjivekütle-dolarve frank gibi- birbirine çevrilebilir para birimleridir. Fakat parayla olanın tersine, ışık hızınınkaresi olarak verilen değişim kuru her zaman, sonsuza kadar sabittir. Bu değişim kuru çokyüksek olduğundan (c2 büyük bir sayıdır), küçük bir kütle çok büyük miktarda enerji üretir.Dünya 0,90 kilogramın yüzde 1'inden daha az miktarda uranyumun enerjiye dönüşmesinindoğurduğuyıkıcıgücüHiroşima'dagörmüştür.BirgünEinstein'ınformülündenverimlibirşekildeyararlanaraknükleerreaktörlerdegerçekleştirilecekfüzyonlarsayesinde,bütündünyanınenerjitalebinisonugelmezdenizsuyukaynaklarımızdankarşılayabiliriz.

BubölümdevurguladığımızkavramlaraçısındanEinstein'ındenklemi,bizetemelbirgerçeğin,hiçbir şeyin ışık hızından daha hızlı gidemeyeceği gerçeğinin en somut açıklamasınısunmaktadır. Örneğin, neden bir nesneyi, diyelim ki bir hızlandırıcıda hızı saatte ışıkhızınınyüzde 99,5'ine çıkartılmış bir müonu alıp "biraz daha iterek" hızını ışık hızının yüzde99,9'una yükseltip sonra bir daha "gerçekten hızla itip" ışık hızı sınırını aşmasınısağlayamıyoruz,diyedüşünmüşolabilirsiniz.Einstein'ınformülübutürçabalarınnedenbaşarıya

Page 37: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

ulaşmayacağını açıklıyor. Bir şey ne kadar hızlı hareket ederse enerjisi o kadar artar, yineEinstein'ınformülündenbirşeynekadarçokenerjiyesahipse,kütlesinindeokadarartacağınıgörüyoruz. Örneğin ışık hızınınyüzde 99,9'u bir hızla hareket eden müonlar durmakta olankuzenlerinden çok çokdahaağırdır.Aslında tam22 kat dahaağırdırlar. (Tablo 1.1'de verilenkütlelerduranparçacıklariçindir.)Amabirnesneninkütlesinekadarartarsa,hızınıartırmakdao kadar zor olur. Bisikletin üzerindeki bir çocuğu itmek başka bir şeydir, bir kamyoneti itmekbaşkabir şey.Dolayısıylabirmüonunhızı artarken, hızını dahadaartırmakgiderek zorlaşır.Işık hızının yüzde 99,999'u hızda bir müonun kütlesi 224 kat artar; ışık hızının yüzde99,99999999'u hızda bir müonun kütlesiyse 70.000 kattan daha fazla artar. Hızı ışık hızınayaklaştıkçamüonun kütlesi sınırsız olarak artacağından, ışık hızına ulaşması ya da bu sınırıaşması için müonu sonsuz miktarda enerjiyle itmek gerekecektir. Bu da tabi ki imkânsızdır,dolayısıyladahiçbirşeyışıkhızındandahahızlıyolalamaz.

Sonraki bölümde göreceğimiz üzere, vardığımız bu sonuç, fizikçilerin geçen yüzyıldakarşılaştıkları ikinci büyük çatışmanın tohumlarını attı ve sonuç olarak da saygı duyulup elüstündetutulanbaşkabirkuramın,Newton'unevrenselkütleçekimikuramınınsonunuhazırladı.

Page 38: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

III.Bölüm

KıvrımlarveDalgalarÜzerine

Einsteinözelgörelilik kuramısayesinde,harekethakkındaki "asırlık sezgiler" ile ışıkhızınınsabitliği arasındaki çatışmayı çözmüştü. Çözüm, sezgilerimizin yanlış olduğuydu; sezgilerimizışık hızına kıyasla son derece yavaş olan hareketlere dayanıyordu, bu tür yavaş hızlarda dauzay ve zamanın gerçek karakteri gözlerden gizleniyordu. Özel görelilik, uzay ve zamanındoğasını gözler önüne serer, önceki kavrayışlarda görüldüklerinden kökten bir biçimde farklıolduklarınıortayakoyar.Gerçiuzayvezamanıntemellerinedairkavrayışımızıdüzeltmekhiçdeküçük bir iş değildir. Einstein çok geçmeden, özel göreliliğin ortaya koyduklarını izleyen çoksayıdaçıkarımarasındaözelliklebirininaçıklanmasınıngüçolduğunu farketmişti:Hiçbirşeyinışıktan hızlı olamayacağı hükmünün, Newton'un 17. yüzyılın ikinci yarısında ortaya attığı,saygınlıkkazanmışevrenselkütleçekimikuramınauymadığıgörülüyordu.Böyleceözelgörelilik,bir çatışmayı gözerken bir diğerine yol açmıştı. On yıl süren yoğun, kimi zaman da eziyetliçalışmalar sonucu Einstein bu ikilemi, genel görelilik kuramıyla çözdü. Einstein bu kuramıyla,uzayvezamanın,kütleçekimikuvvetiniiletmekiçinyamulduğunuveçarpıldığınıgöstererekuzayvezamanadairanlayışımızdayinebirdevrimyaratmıştı.

Newton'unKütleçekimiGörüşü

1642'de İngiltere de Lincolnshire'da doğan Isaac Newton, matematiği tüm gücüyle fizikselaraştırmanın hizmetine sunarak bilimsel araştırmaların çehresini değiştirmişti. Newton öylemuazzambirdehaydıki,araştırmalarındanbazılarıiçingerekenmatematiğinmevcutolmadığınıgördüğündeomatematiğiicatediyordu.Dünyaonunlakıyaslanabilecekbirbilimseldehayadahaev sahipliği yapana dek yaklaşık üç yüzyıl geçmesi gerekecekti. Newton'un evrenin işleyişihakkında vardığı çok sayıda bulgu arasında, burada bizi asıl ilgilendiren evrensel kütleçekimikuramıdır.

Kütle çekimi kuvveti hayatın her alanına yayılmıştır. Bizi ve etrafımızdaki bütün cisimleriyerküreninyüzeyindetutar;soluduğumuzhavanındışuzayakaçmasınıengeller;Ay'ıDünyanınçevresinde, Dünyayı da Güneş'in çevresinde yörüngede tutar. Asteroitlerden gezegenlere,gezegenlerdenyıldızlara,yıldızlardangalaksileremilyarlarcakozmiksakininyorulmakdinlenmeknedir bilmeden gerçekleştirdiği kozmik dansın ritmini kütleçekimi belirler. Newton'un, üç yüzyılboyunca süren etkisi, Dünya'daki ve Dünyanın dışındaki bu olayları tek bir kuvvete,kütleçekimine bağlı olarak görmemize yol açtı. Newton'dan önce, ağaçtan yere düşen birelmanın, gezegenlerin Güneş'in etrafında dönmesini sağlayan aynı fiziksel ilkeye tabi olduğuyönünde bir anlayış yoktu. Newton bilimsel egemenlik hizmetinde cüretkâr bir adım atarak,gökleriveyeryüzünüyönetenfiziğibirleştirdivekütleçekimikuvvetininheralandaişbaşındaolangörünmezelolduğunuilanetti.

Newton'un kütleçekimi görüşüne, büyük eşitleyici denebilir. Newton mutlaka her şeyin,kesinlikle geri kalan her şey üzerine çekici bir kütleçekimi kuvveti uyguladığını ilan etmişti.Herşey -fiziksel bileşimine bağlı olmaksızın- kütleçekimi kuvveti uygular ve bu kuvvete maruzkalır.JohannesKepler'ingezegenlerinhareketleriyleilgiliçalışmasınıiyiceinceleyenNewton,ikicisim arasındaki kütleçekimine bağlı çekim gücünün, tam olarak iki şeye bağlı olduğu

Page 39: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

çıkarımındabulunmuştu:Cisimlerinher birini oluşturanmalzememiktarı ve cisimler arasındakiuzaklık. "Malzeme"maddedemektir;buprotonların,nötronlarınveelektronların toplamsayısıanlamınagelirki,budacisminkütlesinibelirler.Newton'unevrenselkütleçekimikuramı,ikicisimarasındaki çekimin gücünün, kütlesi büyük cisimler arasında büyük, kütlesi küçük cisimlerarasında küçük olacağını söyler; ayrıca cisimler arasındaki mesafe az olduğunda çekimingücününartacağını,mesafebüyüdüğündedeazalacağınısöyler.

Newton bu niteliksel betimlemeden çok daha ileriye gidip iki cisim arasındaki kütleçekimikuvvetinin gücünü niceliksel olarak betimleyen denklemler kaleme almıştı. Kelimeyedöküldüklerindebudenklemler,ikicisimarasındakikütleçekimikuvvetinin,kütlelerininçarpımıyladoğru orantılı, aralarındaki mesafenin karesiyle ters orantılı olduğunu söyler. Bu "kütleçekimiyasası", gezegenlerin ve kuyrukluyıldızların Güneş etrafındaki, Ay'ın Dünya etrafındakihareketlerini veya gezegenleri araştırmaya giden roketlerin hareketlerini tahmin etmektekullanılabileceği gibi, havada uçan beysbol toplarının ya da tramplenden havada helezonlarçizerekhavuzaatlayanyüzücülerinhareketlerigibi,dahadünyevidurumlardadakullanılabilir.Bucisimlerin gözlenen hareketleri ile tahminler arasındaki uyum, dikkat çekicidir. Bu başarıNewton'un kuramının, 20. yüzyılın başlarına dek hiç kuşkulanılmaksızın desteklenmesine yolaçtı.Fakat

Einstein'ın özel göreliliği keşfetmesi, Newton'un kuramının karşısına, aşılamaz olduğuanlaşılanbirengelçıkaracaktı.

Newton'unKütleçekimiileÖzelGörelilikArasındakiUyuşmazlık

Özelgörelilikkuramınınanaunsurlarındanbiri,ışığınkoyduğumutlakhızengelidir.Busınırınsadece maddi cisimler için değil, sinyaller ve her türlü etki için geçerli olduğunun ayrımındaolmakönemlidir.Biryerdendiğerine, ışıkhızındandahahızlışekildebilgiyadabaşkabiretkiiletmenin bir yolu yoktur. Tabi ki, Dünya ışık hızındandahayavaş bir biçimde etki aktarmanınçeşitli yollarıyla doludur. Örneğin konuşmalarınız ve başka bütün sesler, havada saatte 1100kilometrelik bir hızlayol alan titreşimlerle taşınır; ışık hızının saatte 1milyar kilometre olduğudüşünülürse, pek düşük bir hızdır bu. Bu hız farkı, örneğin bir beysbol maçını tribünlerdeseyrederkenvurucudanuzaktaysanızbelirginlikkazanır.Oyuncu topavurduğunda,vurmasesi,topavurulduğunugörmenizdenbir süresonra size ulaşır.Gökgürültülü fırtınalar sırasındadabenzerbirşeyyaşanır.Şimşekvegökgürültüsüaynıandaortayaçıkıyorolsada,önceşimşeğigörüpardındangökgürültüsünüduyarsınız.Budayine ışık ilesesarasındakiciddihız farkınınsonucudur.Özelgörelilikbize,tamtersibirdurumun,yanibirsinyalinbizeçıkardığıışıktanönceulaşmasınınimkânsızolduğunusöylemektedir.Hiçbirşeyfotonlarıgeçemez.

İşte pürüz de buradadır. Newton'un kütleçekimi kuramına göre, bir cisim bir başka cisimüzerinde,yalnızcasözkonusucisimlerinkütlelerivebirbirlerineolanmesafelerinebağlıbirgüçlekütleçekimikuvvetiuygular.Bugücüncisimlerinnekadarsüredirbirbirlerinietkiledikleriylehiçbirilgisi yoktur. Bu da, kütlel eri ya da aralarındaki mesafe değişecek olursa, Newton'a görecisimlerinkarşılıklıkütleçekimlerindeanındabirdeğişiklikhissedeceğianlamınagelir.ÖrneğinNewton'un kütleçekimi kuramı, Güneş birden patlayacak olursa, Dünyanın (Güneş'ten 150milyon kilometre uzaktadır) normal eliptik yörüngesinden hemen çıkacağı iddiasında bulunur.Patlamanın ışığının Güneş'ten Dünyaya ulaşması sekiz dakika alacak olsa da, Newton'unkuramınagöre,Güneş'inpatladığıbilgisi,yeryüzüne,hareketiniyönetenkütleçekimikuvvetindeki

Page 40: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

anideğişiklikleanındaaktarılacaktır.

Bu sonuç özel görelilikle doğrudan çatışır; çünkü özel görelilik hiçbir bilginin ışık hızındandahahızlıaktarılamayacağınısöyler;anındaaktarımsabukuralıenüstdüzeydeçiğner.

Dolayısıyla Einstein, 20. yüzyılın ilk yarısında, Newton'un muazzam derecede başarılıkütleçekimi kuramının kendisinin özel görelilik kuramıyla çatıştığını fark etti. Özel göreliliğindoğruluğundaneminolan,Newton'unkuramınıdestekleyendeneyleryığınınıbirkenarabırakanEinstein,özelgöreliliğeuygundüşecekyenibir kütleçekimikuramıarayışınagirdi.Budaonu,uzay ve zamanın özelliklerinin bir kez daha dikkat çekici bir dönüşüm geçirdiği genel görelilikkuramınınkeşfinegötürdü.

Einstein'ınEnİsabetliFikri

Daha özel görelilik keşfedilmemişken dahi,Newton'un kütleçekimi kuramı, önemli biryöndeneksikti.Kuram,cisimlerinkütleçekimininetkisiylenasılhareketedeceğinedairsonderecedoğrutahminlerde bulunmak için kullanılabiliyor olsa da, kütleçekiminin ne olduğuna dair bir fikirvermiyordu. Yani, fiziksel olarak birbirinden ayrı olan, aralarında belki de yüz milyonlarcakilometre mesafe olan cisimlerin birbirlerinin hareketlerini nasıl etkilediğine dair bir şeysöylemiyordu. Kütle çekimi görevini hangi yolla gerçekleştiriyordu? Bu Newton'un da farkındaolduğubirsorundu.Şöyledemişti:

Cansız,cismanibirmaddenin,başkabirşeyinaracılığıolmaksızın,maddiolmayanbirşeyinaracılığıyla karşılıklı temasa dayanmadan başka bir madde üzerinde işleyip onu etkilemesidüşünülemez.Kütleçekimininmaddedeenbaştan,ona içkin,onunesasınıoluşturacakşekildevarolması,böylecebircismin,başkabirşeyinaracılığıolmaksızın,uzaktakibaşkabirmaddeüzerinde eylemleri ve kuvvetlerini birbirlerine aktarmalarını sağlayacak bir boşluk dola-yımıylaetkili olması, bana öyle büyük bir saçmalık gibi görünüyor ki, felsefi meselelerde yetkin birdüşünmebecerisine sahip birinin bu saçmalığa inanmagafletine düşmeyeceğini düşünüyorum.Kütleçekimi,süreklibelliyasalaragörehareketedenbiraracıetkisiyleortayaçıkıyorolmalıdır,fakatbuaracımaddimidirdeğilmidirbunuokurlarımındeğerlendirmesinebırakıyorum.

Demek oluyor ki Newton, kütleçekiminin varlığını kabul etmiş, etkilerini doğru bir biçimdetanımlayacak denklemler geliştirmeye girişmişti, fakat hiçbir zaman kütleçekiminin nasılişlediğinedairbir fikir ilerisürmemişti.Dünyaya,kütleçekimiyle ilgilionunasıl "kullanacağımızı"anlatanbir "kullanımkılavuzu"bırakmıştı; fizikçiler, gökbilimciler vemühendisler,Ay'a,Mars'a,Güneşsistemindekibaşkagezegenleregönderilenroketlerinizleyeceğirotayıçizmek,GüneşveAy tutulmalarını tahmin etmek, kuyrukluyıldızların hareketlerine dair tahminlerde bulunmak vebenzeribirçokşeyiçinbukılavuzdanbaşarıylayararlanacaklardı.FakatNewtonkütleçekimininiç işleyişi -kütleçekiminin "kara kutusu"nun içeriği- sırrını koruyordu. Bilgisayarınızı veya CDçalarınızı kullanırken, iç işleyişleri hakkında benzer bir cehalet içinde olduğunuzu farkedebilirsiniz. Cihazı nasıl kullanacağınızı biliyorsanız, ne sizin ne de başka birinin, cihazınyapmasını istediğiniz işi nasıl gerçekleştirdiğini bilmesi gerekmez. Ama CD çalarınız ya dabilgisayarınız bozulduğunda, onarımı iç işleyişle ilgili bilgiye dayanır. Keza Einstein da özelgöreliliğin, Newton'un kuramının yüzlerce yıldır deneysel olarak doğrulanıyor olsa da kolaycafarkedilmeyecekşekilde''bozulduğunu"gösterdiğini,kuramınonarımınınkütleçekiminingerçekniteliğinintamanlamıylaneolduğusorusuylayüzleşmeyigerektirdiğinianlamıştı.

Page 41: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Einstein1907'de,İsviçre'ninBernkentindepatentbürosundakimasasındabumeselelerekafapatlatırken, nihayetinde onu yepyeni bir kütleçekimi kuramına götürecek temel bir kavrayışasahipti. Newton'un kuramından boşalan yeri doldurmakla kalmayacak, kütleçekimini ele alışıtümüyle yeniden formüle edecek, en önemlisi de bunu özel görelilikle tamamen tutarlı birbiçimdegerçekleştirecekbiryaklaşımıbenimsemişti.

Einstein'ın kavrayışı II. Bölüm'de sizi rahatsız etmiş olabilecek bir sorunla ilgiliydi. II.Bölüm'de, Dünyanın sabit hız ve doğrultudaki göreli hareket halindeki bireylere nasılgöründüğünü anlamakla ilgilendiğimizi vurgulamıştık. Bu bireylerin gözlemlerini titizliklekarşılaştırarak uzay ve zamanın doğasına dair bazı ciddi sonuçlara varmıştık. Peki ya ivmeliharekethalindeolanbireyleraçısındandurumnasıldır?Bubireyleringözlemlerininanalizi,sabithız ve doğrultuda hareket edenlerin yani daha sakin bir seyir halinde olanların gözlemlerininanalizindendahakarmaşıkolacaktır,yinedebukarmaşıklığıçözmeninve ivmelihareketiuzayvezamanlailgiliyenianlayışımızakatabilmeninbiryoluolupolmadığınısorabiliriz.

Einstein'ın"enisabetlidüşüncesi"bununasılyapabileceğimizigösteriyordu.Onunkavrayışınıanlayabilmek için, 2050 yılında olduğumuzu düşünelim; FBI'ın baş patlayıcı uzmanısınız,Washington D.C.'nin göbeğine yerleştirilmiş, yüksek teknoloji ürünüymüş gibi görünen birbombayı incelemenizi isteyen bir telefon aldınız az evvel. Olay yerine koşup aygıtıincelediğinizde, en korktuğunuz şeyin başınıza geldiğini görüyorsunuz: Bomba nükleer birbomba, üstelik de o kadar güçlü ki, yerkabuğunun ya da bir okyanusun dibine gömülse dahi,patlamasıyıkıcıbiretkiyaratacak.Bombanın imhamekanizmasını ihtiyatla incelediktensonra,aygıtı etkisiz hale getirmenin mümkün olmadığını anlıyorsunuz, dahası alışılmışın dışında birbubi tuzağıkuruluolduğunugörüyorsunuz.Bombabir tartınınüzerineyerleştirilmiş,göstergedehalihazırda görülen değerin yarısından fazla bir sapma olduğunda bomba patlayacak.Zamanlamamekanizmasınagöre sadece ve sadecebir haftanız var, geri sayımdabaşlamışdurumda.Milyonlarcainsanınkaderisizebağlı;neyapardınız?

Eh, Dünya'nın üzerinde ya da içinde aygıtı etkisiz hale getirebileceğiniz güvenli bir yerolmadığınakaniolduğunuzagöre,tekbirseçeneğinizvarmışgibigörünüyor:Aygıtıdışuzaydauzaklara, patlamasının hiçbir hasara sebep olmayacağı bir yere göndermelisiniz. FBEdakiekibinizle yaptığınız toplantıda bu fikri gündeme getiriyorsunuz, getirir getirmez de genç birasistanplanınızakarşıçıkıyor.Asistanınız Isaac,"Planınızdaciddibirsorunvar,"diyor."AygıtDünya'dan uzaklaştıkça, yerçekimi azalacağından aygıtın ağırlığı da azalacak. Bu da aygıtınüzerindekigöstergedekideğerindüşeceğivebombanınuzayınderinliklerindeenıniyetlibiryereulaşmadan çok önce patlayacağı anlamına geliyor." Siz daha bu eleştiriyi doğru dürüsttartışmadan,başkabirgençasistanarayagiriyor. "Şimdidüşündümde,başkabirsorundahavar,"diyorasistanınızAlbert."BudaenazIsaac'initirazıkadarönemlibirsorun,amadahazoranlaşılacak bir şey, o yüzden açıklamama izin verin lütfen." Isaac'in itirazı üzerine düşünmekistediğinizdenAlbert'i susturmaya çalışıyorsunuz.Amaher zamanki gibi, Albert bir başladımıdurdurmanınimkânıyok.

"Aygıtıdışuzayagöndermekiçinbirroketeyerleştirmenizgerekiyor.Roketdışuzayaçıkmakiçinyukarıyadoğruivmekazanacağındangöstergedekideğeryükselecektir,budayineaygıtınerkenpatlamasınayolaçacaktır.Bakın,bombanıntabanıtartınınüzerinde,dolayısıylatartıya,aygıt hareketsizken yaptığından daha fazla baskı yapacak; tıpkı hızlanan bir otomobildegövdenizin koltuğa yapışmasında olduğu gibi.Otomobilin koltuğunda sırtınız nasıl arkanızdaki

Page 42: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

yastığı sıkıştırıyorsa, bomba da göstergeyi "sıkıştıracak". Bu durumda da tartının gösterdiğideğerartacaktabü,artışyüzde50'denfazlaolursadabombapatlayacak."

Albert'e yorumu için teşekkür ediyorsunuz, ama Isaac'in sözlerini zihninizde doğrulamayaçalışırkenonunaçıklamasınıpekdinlemediğinizden,birfikriöldürmeyebirtekölümcüldarbeninyeteceğini,Isaac'ingayetdoğrugözleminindebunukesinliklebaşardığınısöylüyorsunuzbıkkınbıkkın.Birazumutsuzcayenitavsiyelerbeklediğinizisöylüyorsunuz.OsıradaAlbertşaşırtıcıbiraçıklama yapıyor: "Fakat bir kere daha düşünecek olursak," diye devam ediyor, "Fikrinizintümüyle öldüğünü sanmıyorum. Isaac'in, aygıt uzaya çıkarken kütleçekiminin azalacağıyönündeki gözlemi, göstergedeki değerin düşeceği anlamına geliyor. Benim gözlemim, yaniroketin yukarıya doğru hızlanmasının aygıtın tartıya daha fazla baskı yapmasına yol açacakolmasıysa,göstergedekideğerinyükseleceğianlamınageliyor,ikisinibirlikteelealırsak,demekoluyorki,yukarıyadoğruhareketederkenroketinivmesinianbeantitizlikledeğiştirirsek,buikietki birbirini ortadan kaldırabilir! Özellikle de kalkışın ilk aşamalarında, roket yeryüzününkütleçekiminin tümkuvvetinihâlâhissederken,çokkeskinolmayanbirşekilde ivmekazanabilir,böyleceyarıyarıyaaralığındakalabiliriz.RoketDünya'danuzaklaştıkça-dolayısıylayeryüzününkütleçekimini giderek daha az hissederken- yukarıya doğru ivmelenmesini bunu telafi edecekşekilde artırmamız gerekiyor. Göstergedeki değerde, yukarıya doğru ivmelenmedenkaynaklanan artış, kütleçekiminin azalmasından kaynaklanan düşüşe tamamen eşit olabilir,böyleceaslındatartınıngöstergesindekideğeri,değişmesinehiçyolaçmaksızınkoruyabiliriz!"

Albert'in önerisi yavaş yavaş bir anlam ifade etmeye başlıyor. "Başka bir deyişle, yukarıyadoğru ivmelenme, kütleçekiminin yerine geçebilir, yani onun muadili olabilir. Uygun biçimdeivmelendirilmişhareketle,kütleçekimininetkisinitaklitedebiliriz,"diyekarşılıkveriyorsunuz.

"Aynenöyle,"diyorAlbert.

"Yani,bombayıuzayafırlatabiliriz,roketinivmelenmesinideakıllıcadeğiştirerekgöstergedekideğerin değişmemesini sağlayabilir. böylece bomba Dünya'dan güvenli bir uzaklığa gidinceyekadar ana patlamadan kaçınmış oluruz," diye devam ediyorsunuz. Böylece kütleçekimini veivmelihareketi-21.yüzyılroketbiliminininceliklerini-kullanarakfelaketiönleyebileceksiniz.

Kütleçekimiileivmelihareketintemeldeniçiçegeçmişolduğunufarketmek,güzelbirgündeBern'dekipatentofisindeEinstein'ınaklınagelenkilitgörüştü.BombaörneğiEinstein'ın fikrininözünü vurgulasa da, bu fikri II. Bölüm'de kullandığımı-zayakın bir çerçevede yeniden dilegetirmeyedeğer.Hatırlayın,her tarafı kapalı, penceresiz, ivmelenmeyen bir kompartımanda,hızınızıbelirleyebilmenizmümkündeğildir.Kompartımanaynıgörünür,yaptığınızdeneylerdenekadarhızlıhareketettiğinizebağlıolmaksızınaynısonuçlarıverir.Dahadatemelbirnoktavar:Kıyaslama yapabilmenizi sağlayacak dış işaretler olmaksızın, hareketinize bir yönlü hız tayinetmek bile mümkün değildir. Öte yandan ivmeleniyorsanız, algılarınız her tarafı kapalıkompartımanınızlasınırlıolsadahi,vücudunuzdabirkuvvethissedeceksinizdir.Örneğin ileriyebakan koltuğunuz zemine sabitlenmişse, kompartımanınız da ileriye doğru ivme kazanıyorsa,koltuğunuzunkuvvetinisırtınızdahissedersiniz, tıpkıAlbert'inverdiğiotomobilörneğindeolduğugibi. Keza kompartımanınız yukarıya doğru ivme kazanırsa, ayaklarınızın altında zemininkuvvetini hissedersiniz.Einstein şunu farketmişti:Küçükkompartımanınızın sınırları içinde,buivmelenmiş durumları, ivmesiz fakat kütleçekimli durumlardan ayırt etmeniz mümkünolmayacaktır:Büyüklükleri akıllıcadeğiştirildiğinde, bir kütleçekimialanındahissettiğiniz kuvvet

Page 43: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

ile ivmeli hareketten gelen kuvveti birbirinden ayırmanız mümkün değildir. Kompartımanınızsessiz sakin yeryüzünde duruyor olsaydı, zeminin o tanıdık kuvvetini ayaklarınızın altındahissedecektiniz, tıpkı yukarı doğru ivmelenme senaryosunda olduğu gibi; Albert'in teröristlerinbombasını uzaya göndermeye yönelik çözümünde kullandığı eşdeğerlik tam da budur.Kompartımanınız arka ucuna dayalı olarak duruyor olsaydı, koltuğunuzun kuvvetini (düşmeniziengelleyenokuvveti)sırtınızdahissederdiniz,tıpkıyatayolarakivmekazanmanızdaolduğugibi.Einstein ivmeli hareket ile kütleçekiminin birbirinden ayırt edilememesine eşdeğerlik ilkesidemişti.

Bu betimleme, özel göreliliğin başladığı bir işi genel göreliliğin bitirdiğini gösteriyor. Özelgörelilik kuramı görelilik ilkesi sayesinde gözlem yapılan duruş noktalarının serbestliğini ilaneder:Fizikyasaları sabithızvedoğrultudahareketedenbütüngözlemciler içinaynıdır.Fakatbugerçektesınırlıbirserbestliktir,çünküçoksayıdabaşkabakışaçısını,hareketleriivmelenenbireylerin bakış açılarını dışlar. Einstein'ın 1907'deki görüşü, bugün artık bize bütün bakışaçılarını -sabit hız ve doğrultuda hareket ile ivmeli hareket- eşitlikçi tek bir çerçevede nasılkucaklayacağımızı gösteriyor. Bir kütleçekimi alanı olmayan ivmeli bir duruş noktası ile birkütleçekimialanıolan ivmesizbirduruşnoktasıarasındahiçbir farkolmadığından, ikincibakışaçısını kullanarak şunu söyleyebiliriz: Bütün gözlemciler, kendi çevrelerinin betimlemesineuygun bir kütleçekimi alanı dahil ettikleri sürece, hareket durumlarından bağımsız olarak,durağanolduklarınıve "dünyanıngerikalankısmınınyanlarındangeçipgittiğini"söyleyebilir.Buanlamdakütleçekimininişiniçinedahiledilmesisayesinde,genelgörelilikbütünolasıgözlemnoktalarının aynı düzeyde olmasını sağlar. (Daha sonra da göreceğimiz gibi, bu İLBölüm'de,gözlemciler arasında ivmeli hareketedayalı farklarında -George'un tepkilimotorunu çalıştırıpGracie'nin peşine düşmesi ve ondan daha genç kalmasında olduğu gibi- ivmesiz fakat kütleçekimlieşdeğerbirbetimlemeninolabileceğininkabuledildiğianlamınagelir.)

Kütle çekimi ile ivmeli hareket arasındaki bu derin bağlantıyı idrak etmek kuşkusuz dikkatedeğer, fakat Einstein için neden bu kadar önemlidir? Basitçe söyleyecek olursak sebebi,kütleçekiminingizemliolmasıdır.Kütleçekimikozmosunhayatınanüfuzetmişbüyükbirkuvvettir,fakat ele geçmez, ruh gibidir. Öte yandan ivmeli hareket, sabit hız ve doğrultudaki hareketegörebirazdahakarmaşıkolsada,somuttur,elletutulupgözlegörülebilirniteliktedir.Einsteinbuikisiarasında temelbirbağbulunca,hareketle ilgilikavrayışını,kütleçekimine ilişkinbenzerbirkavrayışa varmak için de kullanabileceğini fark etmişti. Bu stratejiyi uygulamaya koymak,Einstein gibi bir dahi için bile hiç de kolay bir iş olmamıştı; fakat bu yaklaşım nihayetindemeyvesini genel görelilikle vermişti. Fakat bu noktaya ulaşabilmesi, Einstein'ın kütleçekimi ileivmeli hareketi birleştiren zincire ikinci bir halka daha eklemesini gerektirmişti: Birazdangöreceğimizüzereuzayvezamanıneğrilmesi.

İvmeveUzayileZamanınYamulması

Einstein, kütleçekimini anlamak için aşırıya varan, neredeyse takıntılı bir yoğunluklaçalışıyordu.Bern'dekipatentbürosunda,oisabetlifikreulaşmasındanbeşyılsonrafizikçiArnoldSommerfeld'e şu satırları yazmıştı: "Bugünlerde sadece kütleçekimi sorunu üzerindeçalışıyorum. (....) Şurası kesin ki, hayatımda hiçbir şey beni bu kadar yormamıştı. (.....) Buproblemlekarşdaştırılıncaorijinal(özel)görelilikkuramıçocukoyuncağıgibikalıyor."

Öyle görünüyor ki bir sonraki kilit atılımı, özel göreliliği kütleçekimi ile ivmeli hareket

Page 44: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

arasındaki bağa uygulamanın getirdiği basit fakat kolayca anlaşılmayan sonuca ulaşması1912'de gerçekleşecekti. Einstein'ınmantık yürütmesindeki bu adımı anlayabilmenin en kolayyolu, tıpkı onun yaptığı gibi, belli bir ivmeli hareket örneğineodaklanmaktangeçer.Bir cisminhızı ya da hareket doğrultusu değiştiğinde ivmelendiğini hatırlayalım. Basit olması için,cismimizin hızı sabit kalırken sadece hareket doğrultusunun değiştiği ivmeli hareketeodaklanalım. Özellikle de, lunaparkta Tornadoya bindiğinizde yaşanana benzer, bir çemberşeklindeki hareketi düşünelim. Tornadoya binip duruşunuzun sağlamlığını hiç sınamadıysanızşöyleanlatayım,sırtınızıyüksekhızdadönendaireselpleksiglasyapınıniçkısmınadayayarakdurursunuz. Bütün ivmeli hareketlerde olduğu gibi, bu hareketi hissedersiniz; vücudunuzunmerkezdendışa doğru çekildiğini, dairesel pleksiglas duvarın sırtınıza baskı yaptığını, sizi birdaireizleyecekşekildehareketederhaldetuttuğunuhissedersiniz.(Aslınabakarsanız,buradakitartışmaylailgiliolmasadabelirteyim,dönmehareketisizipleksiglasaöylebirkuvvetle"çiviler"ki, üzerinde durduğunuz çıkıntı olmasa da aşağıya doğru kaymazsınız.) Hareketiniz hiçsarsıntısızsa, gözlerinizi kapattığınızda, sırtınızdaki baskı -tıpkı bir yatağın desteği gibi-neredeyse yatıyormuşsunuz gibi hissetmenize yol açar. "Neredeyse" lafı, olağan "dikey"kütleçekimini hâlâ hissetmenizden, dolayısıyla beyninizin tümüyle kandırılamamasından gelir.FakatTornadoyadışuzaydabinecekolsanızveTornadodoğruhızdadönecekolsa,Dünya'dahareket etmeyen bir yatağa uzanmışsınız gibi hissederdiniz. Dahası, "ayağa kalkıp" dönenpleksiglasın iç yüzeyinde yürüyecek olsanız, ayaklarınız pleksiglasa yere basıyormuş gibibasardı. Aslına bakarsanız uzay istasyonları da bu şekilde dönüp dış uzayda suni birkütleçekimiduygusuyaratacakşekildetasarlanmışlardır.

DönenTornado'nun ivmelihareketinikütleçekimini taklitetmek içinkullandığımızagöre,artıkEinstein'ı takip edip uzay ve zamanın bu alete binen birine nasıl göründüğünü incelemeyegeçebiliriz.Einstein'ınakılyürütmesibudurumauyarlandığındaşuşekildeilerliyordu:Biz,durangözlemciler dönen Tornado'nun çevresini ve yarıçapını kolaylıkla ölçebiliriz, örneğin çevreyiölçmek için, Tornado'nun dönen kısmının etrafını bir cetvelle, cetveli kaydıra kaydıra ölçeriz;yarıçapını ölçmek için de aynıyöntemi kullanarak Tornado'nun ortasından dış duvarına doğruilerleriz.Lisegeometrisindenhatırladığımızgibi,çevresiyleyarıçapınınoranının,pisayısınınikikatına eşit olduğunu buluruz -yaklaşık 6,28- tıpkı bir kâğıt üzerine çizilen bütün dairelerdeolduğugibi.PekiyaLornado'nuniçindekibirineişlernasılgörünecektir?

Bunuöğrenebilmekiçin,Lornado'dadönüşünkeyfiniçıkaranSlimileJim'denbizimiçinbirkaçölçüm yapmalarını istiyoruz. Cetvellerimizden birini çevreyi ölçsün diye Slim'e, diğerini deyarıçapıölçmesi içinJim'everiyoruz.Durumurahatçadeğerlendirebilmek için.TornadoyaŞekil3.1'de görüldüğü üzere yukarıdan bakalım. Tornado'nun bu çizimini, hareket doğrultusunugösteren bir okla süsledik. Slim çevreyi ölçmeye başladığında, onu yukarıdan izlerken, bizimbulduğumuzdan daha farklı bir sonuca ulaşacağını hemen anlıyoruz. Cetvelini Tornado'nunçevresiniölçmekiçinyerekoyduğunda,cetvelinboyununkısaldığını farkediyoruz.II.Bölüm'detartıştığımız, bir cismin hareket doğrultusundaki boyutunun kısalmış görünmesine yol açanLorentzbüzülmesindenbaşkabir şeydeğilbu.Cetvelindahakısaolması,Slim'inTornado'nunçevresiniölçebilmekiçin,cetvelidahafazlakereyerekoymasıgerektiğianlamınageliyor.Slimcetvelinin hâlâ 30 santimetre uzunluğunda olduğunu düşündüğünden (Slim ile cetveli arasındagöreli bir hareket olmadığından, cetvelini hâlâ normal uzunluğunda gibi algılıyor), bu durum,Slim'in ölçümüne göre, Tornado'nun çevresinin bizim ölçtüğümüzden daha uzun çıkacağıanlamınageliyor.

Page 45: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Şekil3.1Slim'incetvelikısalmış,çünküTornadonunhareketdoğrultusuboyuncauzanıyor.AmaJim'incetveli,çapıoluşturankirişinüzerinde,Tornado'nunhareketdoğrultusunadik

duruyor,dolayısıyladauzunluğudeğişmemiş.

PekiyaTornado'nunyarıçapı?Jimdemerkezdençevreyedoğruuzanankirişiölçerkenaynıyöntemi kullanıyor, onu yukarıdan izlerken bizim bulduğumuz sonuca ulaşacağını görüyoruz.Bunun sebebi, cetveli Tornado'nun hareket doğrultusuna paralel kullanmasıdır (oysa çevreninölçümünde durum böyle değildi). Cetvel hareket doğrultusuyla 90 derecelik bir açı yapacakşekildekullanılmaktadır,buyüzdendeboyukısalmamıştır.DolayısıylaJim,bizimbulduğumuzlatıpatıpaynıbiryarıçapuzunluğunaulaşacaktır.

Fakat Slim ile Jim, Tornado'nun çevresinin yarıçapına oranını hesapladıklarında bizimbulduğumuzcevaptan (pi sayısının iki katı)daha fazlabir sayıbulacaklar, çünküçevreyidahauzun,amayarıçapıaynıuzunluktaölçtüler. İştebubiraz tuhafNasılolurdaşudünyadadaireşeklindebirşey.EskiYunanlılarınfarkınavardığıbütündairelerdebuoranınpisayısınıntamikikatıolacağıkuralınıçiğner?

İşteEinstein'ın açıklaması: Eski Yunanlıların vardığı sonuç, düz bir yüzeye çizilmiş daireleriçin geçerlidir. Fakat nasıl bir lunaparktaki güldüren aynalar yansımanızın normal uzamsalilişkileriniçarpıtıyorsa,yamulmuşyadaeğribiryüzeyeçizilendaireninolağanuzamsal ilişkilerideçarpılır:Çevresininyarıçapınaoranıgenelliklepisayısınınikikatıolmaz.

Örneğin Şekil 3.2'de yarıçapları birbirinin aynı olan üç daire kıyaslanmaktadır. Fakatdairelerinçevrelerininaynıolmadığınadikkatedin.Birkürenineğriyüzeyineçizilmişolan,b'dekidairenin çevresi, a'daki düz bir yüzeye çizilmiş dairenin çevresinden kısadır, ama ikisinin deyarıçapıaynıuzunluktadır.Küreninyüzeyinineğriyapısı,daireninmerkezindengeçençizgilerinbiraz birbirine yaklaşmasına, sonuçta da dairenin çevresinin biraz küçülmesine yol açar. Yineeğri bir yüzeye -eyer şeklindeki bir yüzeye- çizilmiş olan, c'deki dairenin çevresi ise düzbiryüzeye çizilmiş olan dairenin çevresinden uzundur; eyerin yüzeyinin eğri yapısı, daireninmerkezinden geçen çizgilerin birbirinden biraz uzaklaşmasına, sonuçta da dairenin çevresininbiraz uzamasına yol açar. Bu gözlemler, b'deki dairenin çevresinin yarıçapına oranının pisayısının iki katından az olacağı, aynı oranın c'de pi sayısının iki katından fazla olacağıanlamına gelir. Fakat pi sayısının iki katı oranından sapma, özellikle de c'de bulunan büyükdeğer, tamda dönenTornado'da bulduğumuz sonuçtur. Bu daEinstein'ı "olağanın", başka birdeyişleEukleidesçigeometrininçiğnenmesiniaçıklamayayönelikbir fikir ilerisürmeyegötürdü:

Page 46: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Uzayın eğrilmesi. Yunanlıların, binlerce yıldır okullarda çocuklara öğretilen geometrisiTornado'da dönen biri için geçerli olmuyordu işte.Onun yerini Şekil 3.2 (c)'de şematik olarakçizilmişkıvrımlıuzaygenellemesialıyordu."

Şekil3.2Dairelerinhepsininyarıçapıaynıolsada,birküreninüzerineçizilmişbirdairenin(b) çevresi, bir kâğıdaçizilmişdairenin (a) çevresindenküçükolacaktır, bir eyerin yüzeyineçizilmişbirdairenin(c)çevresidehepsindenuzunolacaktır.

BöyleceEinstein,Yunanlılarınkanunlaştırmışolduğu,bildikgeometrikuzamsal ilişkilerin,düzbir masa üzerindeki bir daire gibi "düz" uzam şekilleri için geçerli olan ilişkilerin, ivmeli birgözlemcinin bakış açısı söz konusu olduğunda geçerli olmadığını fark etmişti. Burada ivmelihareketinyalnızcabirbiçiminiinceledik,amaEinsteinaynısonucun-uzayınyamulmasının-bütünivmelihareketbiçimleriiçingeçerliolduğunugöstermişti.

Aslına bakarsanız ivmeli hareket sadece uzayın yamulmasına değil, benzer bir biçimdezamanın da yamulmasına yol açar. (Kronolojik olarak Einstein önce zamanın yamulmasınaodaklanmış, uzayın yamulmasının önemini bundan sonra ayrımsamıştı.) Bir bakıma, zamanında etkileniyor olması çok da şaşırtıcı gelmemeli, özel göreliliğin uzay ile zaman arasında birbirlikteliği ifade ettiğini II. Bölüm'de görmüştük. Bu birleşme, 1908'de özel görelilik ile ilgili birkonferansta, Minkowski'nin şairane sözleriyle şöyle özetlenmişti: "Bundan böyle kendi başınauzay, kendi başına zaman, gölgeler arasında kaybolup gidecek, sadece ikisinin bir birliğibağımsızlığınıkoruyacak."’Özelgörelilikkuramıdadahagerçekçi,fakataynıölçüdemuğlakbirdille,uzay ilezamanıuzay-zamanınbirleşikyapısı içindebirarayagetirerek "Uzay içingeçerliolan zaman için de geçerlidir," der. Fakat bu bir soru doğuruyor: Yamulmuş uzayı, eğri birşekilderesmedebiliyoruz,pekiyayamulmuşzamanderkenaslındaneyikastediyoruz?

CevabıbirazkestirebilmekiçinSlimileJim'iyineTornadoyabindirelimveonlardanaşağıdakideneyi gerçekleştirmelerini isteyelim. Slim, Tornado'nun ortasından geçen kirişlerden birininucunda, sırtını pleksiglasın iç yüzüne vererek duracak, Jim de merkezden başlayarak kirişboyunca yavaş yavaş ona doğru emekleyecek. Birkaç adımda bir Jim duracak ve iki kardeşsaatlerinikarşılaştıracaklar.Negörecekler?Yukarıdan,sabityerimizdenonları izlerkencevabıtahmin edebiliriz yine: Saatleri tutmayacak. Bu sonuca varıyoruz, çünkü Slim ile Jim'in farklıhızlarda yol aldığının farkındayız; Tornado'da bir kiriş üzerinde merkezden uzaklaştıkça, birdönüşütamamlamakiçindahaçokyolalırsınız,dolayısıyladadahahızlıgidersiniz.Fakatözelgöreliliğe göre, ne kadar hızlı giderseniz saatiniz o kadar yavaş ilerler, buradan da Slim'insaatinin Jim'in saatinden daha yavaş işleyeceğini anlıyoruz. Dahası Slim ile Jim, Jim Slim'eyaklaştıkçaJim'insaatininyavaşladığını,Slim'insaatininhızınayaklaştığınıdagörecek.Buda,Jim'in kiriş üzerindemerkezden uzağa gittikçe, dairesel hızının artıpSlim'inkine yaklaşacağınıyansıtıyor.

Slim ile Jim gibi, Tornado'daki gözlemciler açısından, zamanın akış hızının, tam olarak

Page 47: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

durdukları yere -bu durumda Tornado'nun merkezinden uzaklıklarına- bağlı olduğu sonucunavarıyoruz. İştebu,yamulmuşzamanlanekastettiğimizigösterir:Akışhızıbir yerdendiğerinefarklılıkgösteriyorsa, zamanyamulmuştur.Buradaki tartışmamızaçısındanözellikleönemlibirnoktadahavar,Jimkirişüzerindeemeklerkenbirşeyidahafarkedecektir.Dışadoğrugiderekdaha güçlü bir biçimde çekildiğini hissedecektir, çünkü Tornado'nunmerkezinden uzaklaştıkçayalnızcahızıartmaklakalmamış, ivmesideartmıştır.OhaldeTornado'da, ivmeninartmasınınsaatlerinyavaşlamasıylabağlantılıolduğunu,yaniivmearttıkçabununzamandadahaönemlibiryamulmayayolaçtığınıgörüyoruz.

Bu gözlemler Einstein'ı nihai adıma götürdü. Kütle çekimi ile ivmeli hareketin gerçektebirbirinden ayırt edilemez olduğunu daha önce göstermişti, şimdi de ivmeli hareketin uzay vezamanın yamulmasıyla ilgili olduğunu gösteriyordu; böylece kütleçekiminin "kara kutusunun"içindekilere, yani kütleçekiminin işleyiş mekanizmasına ilişkin şu önermeyi ortaya attı: Kütleçekimi (Einstein'a göre) uzay ile zamanın yamulmasıdır. Gelin bunun ne anlama geldiğinigörelim.

GenelGöreliliğinEsasları

Bu yeni kütleçekimi görüşüne dair bir kavrayış edinebilmek için, Güneş gibi biryıldızınetrafındadönenDünyagibibirgezegeninörnekdurumunudüşünelim.Newtoncukütleçekiminegöre,GüneşDünyayı yörüngede tanımlanamayan kütle çekimsel bir "ip"le tutar, bu ip nasılsaanında uzayda engin mesafeleri aşıp Dünyayı yakalayıverir (keza Dünya da uzanıp Güneş'iyakalar). Einstein gerçekte neler olup bittiğine dair yeni bir kavrayış ortaya attı. Einstein'ınyaklaşımıyla ilgili tartışmamızda, uzay-zamana dair rahat bir şekilde kullanabileceğimiz somutbirgörselmodelimizinolmasıbizeyardımcıolacaktır.Bunuyapabilmekiçindeişleriikibiçimdesadeleştireceğiz.Öncelikle,şimdilikzamanıbirkenarabırakıpyalnızcagörselbiruzaymodelineodaklanacağız. Sonra zamanı, bu tartışmaya dahil edeceğiz, İkincisi, bu kitabın sayfalarındagörselimgeleriçizmemizveüstlerindeçalışmamızmümkünolabilsindiyedegenellikleüçboyutluuzayın ikiboyudu bir benzerine atıfta bulunacağız. Bu daha az sayıda boyutlu modelledüşünmemizin bize kazandırdığı kavrayış üçboyutlu fiziksel ortama doğrudan uyarlanabilir,dolayısıylabudahabasitmodelgüçlübireğiticiaygıtolacaktır.

Şekil3.3'tebusadeleştirmelerdenyararlanıyoruzveevrenimizinuzamsalbölgesininikiboyutlubirmodeliniçiziyoruz.Izgarayıandıranyapı,tıpkısokaklarınbirkenttekikonumlarıbelirlememizisağlamasında olduğu gibi, konumlan belirlemenin uygun bir yolu. Tabi ki bir kentte, adresverecekolduğumuzda,biryerihemsokaklarınikiboyutlukesişmelerinedayanarakanlatırız,hemde dikey doğrultuda bir yer belirtiriz, kaçıncı katta olduğunu söyleriz örneğin. Görsel açıklığısağlamakamacıyla ikiboyutluçizimimizde,busonbilgiyi,üçüncüuzamsalboyuttakiyerbilgisiniatlayacağız.

Einstein madde, yani enerji olmazsa, uzayın düz olacağını tasavvur etmişti. İkiboyutlumodelimizdebu,uzayın"şeklinin"Şekil3.3'teçizildiğiüzere,düzbirmasanınyüzeyigibiolmasıgerektiği anlamına gelir. Uzamsal evrenimizin, binlerce yıldır yaygın kabul gören görüntüsübudur.PekiGüneşgibi,büyükkütlelibircisimvarolursa,uzayaneolur?Einstein'danöncebusorunun cevabı "hiçbir şey" idi; uzayın (ve zamanın) hareketsiz bir tiyatro sahnesi olduğudüşünülüyordu,evrendekiolaylarınvukubulduğubirdekordanibaretolduğusanılıyordu.Fakat,Einstein'ıntakipetmekteolduğumuzmantıkzinciri,farklıbirsonucavarır.

Page 48: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Şekil3.3Düzuzayınşematikbirtemsili

Güneş gibi büyük kütleli bir cisim, hatta herhangi bir cisim, başka cisimler üzerine birkütleçekimi kuvveti uygular. Bomba örneğinde, kütleçekimi kuvvetinin ivmeli hareketten ayırtedilemeyeceğini öğrenmiştik. Tornado örneğinde de, ivmeli hareketin matematiksel olarakbetimlenmesinineğriuzayilişkilerigerektirdiğinigörmüştük.Kütleçekimi, ivmelihareketveeğriuzay arasındaki bu bağlantılar, Einstein'ı dikkat çekici bir iddiada bulunmaya götürdü: Güneşgibi bir kütlenin var olması, o kütlenin etrafındaki uzay dokusunun Şekil 3.4'te görüldüğü gibiyamulmasınayolaçacaktı.Yararlı,sıksıkkullanılanbirbenzetmedeşudur;üzerinebirbovlingtopu konmuş plastik bir branda gibi, uzayın dokusu da Güneş gibi büyük bir cismin varlığısebebiylebozulur.Bu radikalönermeyegöre,uzayevrendekiolaylarınsahnesiolanedilginbirplatformdeğildir;aksineuzayınşekli,ortamdakicisimlerekarşılıkverir.

Buyamulma,Güneş'inyakınlarındaharekethalindeolandiğercisimlerideetkiler,çünküşimdiartık bozulmuş bir uzay dokusundan geçmeleri gerekmektedir. Branda-bovling topubenzetmesini kullanalım yine; brandanın üstüne küçük bir çelik bilye yerleştirip başlangıçtabilyeye bir hız verdiğimizde, bilyenin nasıl bir yol izleyeceği, bovling topununmerkezde durupdurmadığınabağlıolur.Bovlingtopuyoksa,brandadüzolur,bilyededüzbirhatüzerindeilerler.Bovling topu varsa, dolayısıyla brandada yamulmaya sebep oluyorsa bilye eğri bir yolizleyecektir.Aslınabakarsanız,sürtünmeyibirkenarabıraktığımızda,eğerbilyeyidoğruhızda,doğru doğrultuda hareketlendirirsek, bovling topunun etrafında aynı eğri yol üzerindeilerleyecektir hep; daha doğrusu "yörüngeye girecektir." Şimdi bu benzetmeyi kütleçekimineuygulayalım.

Şekil3.4Güneşgibibüyükbircisim,uzaydokusununyamulmasınanedenolur;birbovlingtopununplastikbirbrandaüzerinekonmasınınyarattığıetkiyebenzerbiretkidirbu.

Güneş, tıpkı bovling topunun yaptığı gibi, etrafındaki uzay dokusunu yamultur; Dünyanınhareketide, tıpkıbilye içinolduğugibi,buyamulmanınşekliylebelirlenir.Dünya,bilyegibi,hızı

Page 49: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

ve yönelimi uygun değerlere sahipse, Güneş'in çevresinde yörüngeye girecektir. Dünya'nınhareketi üzerindeki bu etkiyi, Güneş'in kütleçekimi etkisi olarak ifade ederiz (Şekil 3.5'te buetkiyi görebilirsiniz). Aradaki fark, Newton'dan farklı olarak, Einstein'ın kütleçekimini aktaranmekanizmayı tanımlamış olmasıdır: Uzayın yamulmasıdır bu mekanizma. Einstein'ın bakışaçısınagöre.Dünyayıyörüngedetutankütleçekimiipi,Güneş'inanlıkgizemlibireylemideğildir;Güneş'invarlığındanötürü,uzamsaldokununyamulmasıdır.

Şekil3.5DünyaGüneş'inçevresindeyörüngedekalır,çünküyamulmuşuzaydokusundakibiryolüzerindeilerler.Dahaaçıkbirifadeyle,Güneş'inçevresindekiçarpılmışbölgede"enaz

dirençgösteren"yoluizler.

Bu tablo, kütleçekiminin iki temel unsurunu yeni bir biçimde anlamamızı sağlıyor.Öncelikle,bovling topunun kütlesi ne kadar büyükse, top brandada o kadar büyük bir çarpılma yaratır;keza Einstein'ın kütleçekimi tanımlamasına göre de, bir cismin kütlesi ne kadar büyükse,etrafındaki uzayda o kadar büyük bir çarpılma yaratır. Bu da, bir cismin kütlesi ne kadarbüyükse, başka cisimlere uyguladığı kütleçekimi etkisinin de o kadar büyük olacağı anlamınagelir, deneyimlerimizin bize söylediği de tam olarak budur, İkincisi, tıpkı bovling topununbrandada yarattığı çarpılmanın toptan uzaklaşıldıkça azalmasında olduğu gibi, Güneş gibikütlesi büyük bir cismin yarattığı uzamsal yamulmanın büyüklüğü de Güneş'e olan uzaklıkarttıkça azalır. Bu da yine kütleçekimi kavrayışımızla örtüşüyor; cisimler arasındaki mesafebüyüdükçekütleçekimizayıflar.

Önemli bir nokta daha vardır: Bilye de brandayı yamultur, ama bu küçük biryamulma olur.KezaDünya da, kütleye sahip bir cisim olduğundan uzayın dokusunu yamultur, amaGüneş'inyamulttuğundançokdahaazyamultur.Genelgörelilikdilinde,Dünya,Ay'ıişteböyleyörüngedetutar, aynı şekilde her birimizi de yüzeyine bağlı tutar. Bir serbest paraşütçü, yere doğrudüşerken, Dünya'nın kütlesinin uzamsal dokuda neden olduğu bir alçak basınç alanındankaymaktadır. Dahası, her birimiz -kütleye sahip her cisim gibi- vücutlarımızın yakınındakiuzamsaldokudayamulmayaratırız,gerçiinsanvücudunispetenküçükkütleyesahipolduğundanbuyamulmanınufacıkbirçentiktenfarkıyoktur.

Ohaldeözetle,Einstein,Newton'un"Kütleçekimibiraracıetkisiyleortayaçıkıyorolmalıdır"ifadesine tamamenkatılıyordu,Newton'un"okurlarımındeğerlendirmesinebırakıyorum,"dediğiaracının kimliğini belirleme işine girişmişti. Einstein'a göre, kütleçekiminin aracısı kozmosundokusuydu.

BirkaçUyarı

Page 50: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Branda-bovling topu benzetmesi yararlıdır, çünkü evrenin uzamsal dokusundaki biryamulmadannekastettiğimizisomutbirbiçimdeanlamamızısağlayacakgörselbir imgesunarbize. Fizikçiler, kütleçekimi ve yamulmayla ilgili sezgilerine kılavuzluk etmesi amacıyla bu vebenzeri benzetmelere sık sık başvururlar. Fakat yararlılığı bir kenara, branda-bovling topubenzetmesi mükemmel değildir, durumun açıklık kazanması için birkaç yetersizliğine dikkatçekmekistiyorum.

ÖncelikleGüneş'in,etrafındakiuzaydokusundabiryamulmayaratmasınınsebebi,brandanınbovling topununkütleçekimiyleaşağıyadoğruçekilip yamulmasındaolduğugibi, kütleçekimiyle"aşağı doğru çekilmesi" değildir. Güneş'in durumunda, "çekim uygulayacak" başka bir cisimyoktur.Einsteinbize,uzayınyamulmasınınkütleçekimiolduğunuöğretmiştir.Uzay,kütleyesahipbir cismin varlığına yamulmayla karşılık verir. Keza, Dünya da, branda üzerindeki bilyeörneğinde olduğu gibi, başka bir dış cismin çekimi yamulmuş uzamsal ortamın yollarında onakılavuzlukettiği içinyörüngedekalıyordeğildir.Einsteincisimlerinuzayda (dahadoğrusuuzay-zamanda) mümkün olan en kısa yollar ("mümkün olan en kolay yollar" veya "en az dirençgösteren yollar") üzerinde gittiğini göstermişti. Uzay yamulmuşsa, bu yollar eğri olacaktır.Dolayısıyla branda-bovling topu modeli, Güneş gibi bir cismin etrafındaki uzayı nasılyamulttuğuna,böylecebaşkacisimlerinhareketininasıletkilediğinedair iyibirgörselbenzetmesunsa da, bu çarpılmaların ortaya çıkmasına yol açan fiziksel mekanizma tümüyle farklıdır.Benzetmemiz, geleneksel Newtoncu çerçevede kütleçekimiyle ilgili sezgimize uysa da,çarpılmalara yol açan fiziksel mekanizma, kütleçekiminin uzayın eğrilmesi üzerinden yenidenformüleedilmesinigerektirir.

Benzetmemizdeki ikinci kusur, brandanın iki boyutlu olmasından kaynaklanır. Gerçekte,gözümüzün önüne getirmek zor olsa da, Güneş (ve kütle sahibi bütün cisimler) etraflarındakiüçboyutlu uzayı yamultur. Şekil 3.6, bunu resmetme yönünde kaba bir girişimdir; Güneş'inetrafındaki -"altındaki", "yanlarındaki", "tepesindeki"- bütün uzay aynı çarpılmayamaruz kalır.Şekil 3.6'da kısmi bir örnekleme görüyorsunuz. Dünya Güneş'in varlığının üçboyutlu uzamsalortamda yol açtığı yamulma üzerinde yol alır. Bu şekli sorunlu bulabilirsiniz; mesela Dünyaneden gidip de şekildeki eğri uzayın "dikey kısmına" çarpmıyor? Fakat unutmayın, uzaybrandadan farklı olarak, katı bir engel değildir. Şekilde gördüğünüz yamulmuş çizgiler, sizin,Dünya'nın ve başka her şeyin tamamen içine gömülmüş olduğu ve içinde serbestçe hareketettiğiüçboyutluyamulmuşuzaydasadecebirkaçincedilimlikkısımdır.Belkide,bununmeseleyikavramayı daha da zorlaştırdığını düşünüyorsunuz. Dokusuna gömülmüşsek uzayı nedenhissetmiyoruz?Aslındahissediyoruz.Kütleçekiminihissediyoruz,kütleçekimikuvvetiniaktaranaraçdauzaydır.SaygınfizikçiJohnWheeler'ınkütleçekiminibetimlerkensıksıksöylediğigibi,"kütle,nasılyamulacağınısöyleyerekuzayıkavrar,uzaydanasılhareketedeceğinisöyleyerekkütleyikavrar."

Benzetmemizdeki üçüncü eksiklik, zaman boyutunu atlamış olmamızdır. Bunu görsel açıklıksağlamak adına yaptık, çünkü özel görelilik, zaman boyutunu, bildiğimiz üç uzamsal boyutlabirliktedüşünmemizgerektiğinisöylesede,zamanı"görmek"sonderecegüçtür.FakatTornadoörneğinde görüldüğü üzere, ivme -dolayısıyla kütleçekimi- hem uzayı hem zamanı yamultur.(Aslına bakarsanız, genel görelilik matematiği, Güneş gibi, tipik biryıldızın etrafında dönen,Dünya gibi, nispeten yavaş hareket eden bir cisim söz konusu olduğunda, zamanınyamulmasının,Dünya'nınhareketiüzerinde,uzayınyamulmasınınyolaçtığındandahabüyükbiretki yaratacağını söyler.) Zamanın yamulması konusuna bir sonraki bölümden sonra tekrar

Page 51: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

döneceğiz.

Şekil3.6Güneş'inçevresindekiyamulmuşüçboyutluuzayörneği

Buuyarılarönemlidirelbette,amabunlarıaklınızınbir köşesinde tuttuğunuzsürece,brandaüzerindeki bovling topu görüntüsünün sunduğu yamulmuş uzay imgesini, Einstein'ın yenikütleçekimigörüşününsezgiselbirözetiolarakkullanmanızgayetkabuledilebilir.

ÇatışmaÇözümü

Einsteinuzayvezamanıetkinoyuncularolarakişedahilederek,kütleçekimininnasılişlediğinedair açık bir kavramsal görüntü sunmuştu. Fakat asıl sorun, kütleçekimi kuvvetinin bu şekildeyenidenformüleedilmesinin,özelgörelilikileNewton'unkütleçekimikuramıarasındakiçatışmayıçözüp çözmediğidir. Çözer. Burada branda benzetmesi yine bize temel fikri veriyor. Brandaüzerindebir bovling topuolmadığını, bilyenindüzbir hatta yuvarlanmaktaolduğunudüşünelim.Bovlingtopunubrandanınüstüneyerleştirdiğimizde,bilyeninhareketibundanetkilenecektir,fakatanında değil. Olaylar dizisini filme çekip ağır çekimde izleyecek olursak bovling topunubrandanın üstüne yerleştirmemizin yarattığı etkinin bir havuzdaki dalgacıklar gibi yayılıpnihayetinde bilyeye ulaştığını görürüz. Kısa süre sonra, yüzeydeki geçici salınımlar kesilir vehareketsiz,yamulmuşbirbrandagörürüzkarşımızda.

Aynışeyuzayındokusuiçindegeçerlidir.Hiçkütleolmadığındauzaydüzdür;küçükbircisimya sükünet içinde duruyor ya da sabit hız ve doğrultuda hareket ediyor olacaktır. Fakat halböyleykenbüyükkütlelibircisimsahneyeçıkacakolursauzayyamulur;fakatbrandaörneğindeolduğu gibi, yamulma heryer-de anında olmayacaktır. Büyük kütleli cisimden dışa doğruyayılacak, nihayetinde yeni cismin kütleçekimine bağlı çekimini aktaran yamulmuş bir şekiloluşturacaktır. Benzetmemizde branda üzerindeki etkiler, brandanın yapıldığı malzemenin izinverdiğibirhızla,brandaboyuncayayılır.Gerçekgenelgörelilikortamında,buetkilerinevrenindokusundanekadarhızlıhareketedeceğiniEinsteinhesaplayabilmişvetamolarakışıkhızındahareket ettiklerini bulmuştu. Bu da, daha önce tartıştığımız varsayımsal örnekte, Güneş'inortadan kalkmasının Dünyayı karşılıklı kütle çekimlerinde ortaya çıkan değişikliklerden dolayıetkileyecek olması örneğinde, bu etkinin anında iletilmeyeceği anlamına gelir. Bir cisimkonumunu değiştirirse, hatta patlarsa, uzay-zamanın dokusundaki çarpılmanın değişmesineneden olur; bu değişiklik dışarıya doğru ışık hızıyla, yani özel göreliliğin evrensel hız sınırınatamolarakuyanbirhızlayayılır.DolayısıylabizlerDünya'da,Güneş'inpatladığını,budurumunkütleçekimine bağlı sonuçlarını hissetmeye başladığımız anda görürüz; patlamasından sekizdakika sonra yani. Einstein'ın formülasyonu böylece çatışmayı çözer: Kütle çekiminin etkilerifotonlaraayakuydurur,onlarıgeçmez.

Page 52: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

ZamanınYamulması,Yeniden

3.2,3.4ve3.6numaralışekillerdekigibiçizimler,"yamulmuşuzay"ınneanlamageldiğiniözüitibarıyla yakalıyor. Bir yamulma uzayın şeklinde çarpılma yaratır. Fizikçiler, "zamanınyamulmasının" anlamını aktarabilmek için de benzer imgeler geliştirmişlerdir, fakat bunlarıyorumlamak çok daha zor olduğundan, buradao imgelere girmeyeceğiz.Onun yerineSlim ileJim'inTornadoyabindikleriörnekledevamedelimvekütleçekimininetkisiylezamanınyamulmasıdeneyiminianlamayaçalışalım.

Bunu yapabilmek için önce George ile Gracie yi bir kere daha görelim; artık boş uzayınkaranlık derinliklerinde değiller, Güneş sisteminin sınırlarına yakın bir yerlerde dolanıyorlar,ikisinin de uzay elbiselerinde yine büyük dijital saatler bulunuyor, başta bu saatler senkronize.işleri basitleştirmek için, gezegenlerin etkilerini görmezden geliyoruz, yalnızca Güneş'inkütleçekimi alanını dikkate alıyoruz. Diyelim ki, yanlarına yaklaşan bir uzay gemisi, Güneş'inyüzeyininyakınlarınadekuzananuzunbirhalatsaldı.GeorgebuhalatıkullanarakyavaşyavaşGüneş'e doğru inmeye başlıyor. Bunu yaparken düzenli aralıklarla duruyor,Gracie yle birliktezamanın ne hızla geçtiğini kıyaslamak için saatlerine bakıyorlar. Einstein'ın genel görelilikkuramının öngördüğü üzere zamanın yamulması, George'un deneyimlediği kütleçekimi alanıgüçlendikçesaatinindeGracie'ninsaatinegöregiderekyavaşlayacağıanlamınageliyor.Başkabir deyişle George Güneş'e ne kadar yaklaşırsa, saati o kadar yavaş işleyecektir. İştekütleçekimibuanlamda,uzayınyanısırazamanıdayamultur.

Dikkatetmenizgerekenbirnoktavar:IIBölüm'de,GeorgeileGracie'ninboşuzaydasabithızve doğrultuda birbirlerine göre hareket halinde olduğu örnekten farklı olarak bu örnektearalarında bir simetri yoktur. George, Gracie'den farklı olarak kütleçekimi kuvvetinin giderekgüçlendiğinihisseder,Güneş'eyaklaştıkça,içineçekilmektenkurtulmasıiçinhalatıgiderekdahasıkı tutmasıgerekir.George'unsaatininyavaşladığıkonusundahemfikirler.Rollerinideğiştiren,budurumutersineçeviren"aynıorandageçerlibirbaşkabakışaçısı"yoktur.Aslınabakarsanız,II. Bölüm'de, George, Gracie'yi yakalamak için tepkili motorunu çalıştırıp ivmelendiğinde dekarşılaştığımızşeybuydu.George'unhissettiğiivme,saatininGracie'ninkinegöreaçıkçayavaşişlemesine yol açmıştı. İvmeli hareketi hissetmenin, bir kütleçekimi kuvvetini hissetmekle aynışeyolduğunuartıkbildiğimiziçin,George'unşuandahalatüzerindekidurumunundaaynıilkeyetabiolduğunu,saatininde,hayatındakibaşkaherşeyindeGracie'nindurumunakıyaslayavaşişlediğinigörüyoruz.

Güneşgibi sıradanbir yıldızınyüzeyindeki kütleçekimialanında, saatlerdeki yavaşlamaçokaz olacaktır. Gracie, diyelim ki Güneş'ten bir buçuk milyar kilometre uzakta, George daGüneş'inyüzeyininbirkaçkilometreyakınındaolsa,George'unsaatinin tıklamahızı,Gracie'ninsaatinin tıklamahızınınyüzde99,9998'ineeşitolacaktır.Yavaş, fakatçokçokdayavaşdeğil.FakatGeorge,kütlesikabacaGüneş'inkütlesineeşit,amahacmiküçük,dolayısıylayoğunluğuGüneş'in yoğunluğundan milyon kere milyar kere daha büyük bir nötron yıldızının yüzeyineyaklaşacak şekilde halattan iniyor olsa, kütleçekimi alanının daha büyük olması, saatininGracie'nin saatinden yüzde 76 daha yavaş işlemesine yol açacaktır. Kara deliklerindışındakilere benzer daha güçlü kütleçekimi alanları zamanın daha da yavaş işlemesine yolaçar;dahagüçlükütleçekimialanları,zamandadahaciddibiryamulmayaratır.

GenelGöreliliğinDeneyselOlarakDoğrulanması

Page 53: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Genel görelilik üzerine çalışan çoğu insan onun estetik zarafetine kapılmıştır. Newtoncu osoğukvemekanikuzay,zamanvekütleçekimikavrayışınınyerineEinstein,eğribirUzay-zamangerektirendinamikvegeometrikbirbetimlemegeçirerek,kütleçekiminievrenintemeldokusunaişlemiştir. Kütle çekimi ek biryapı olarak dayatılmak yerine, en temel düzeyde evrenin birparçası haline gelmiştir. Uzay ve zamana hayat verip eğrilmelerini, yamulmalarını vedalgalanmalarınımümkünkılmak,yaygınolarakkütleçekimidediğimizşeylesonuçlanmıştır.

Estetiğibirkenarabırakacakolursak,birfizikkuramınınnihaisınavı,fizikselolgularıdoğrubirbiçimde açıklayıp öngörebilirle becerisinde yatar. Newton'un kütleçekimi kuramı, 1600'lerinsonundaortaya çıkışındanbu yüzyılın başlarına dek, bu sınavı büyükbir başarıyla geçmiştir.İster havaya fırlatılan toplara uygulansın, ister eğik kulelerden atılan cisimlere, isterGüneş'inetrafında dönen kuyrukluyıldızlara ya da Güneş'in çevresinde yörüngede olan gezegenlere,Newton'unkuramıbütüngözlemleresonderecegeçerliaçıklamalargetirirken,dayanağıolduğutahminler de birçok durumda ve sayılamayacak kadar çok kereler doğrulanmıştır. Deneyselolarak son derece başarılı olan bu kuramın sorgulanmasını gerektiren şeyin, kütleçekimikuvvetininanındaaktarılmasıözelliğiileözelgöreliliğetersdüşmesiolduğunuvurgulamıştık.

Uzay, zaman ve harekete dair temel bir kavrayış açısındanmerkezi önemde olsa da, özelgöreliliğinetkileri, içindeyaşadığımızyavaşdünyadasondereceazdır.Keza,Einstein'ıngenelgöreliliği (özel görelilikle uyumlu bir kütleçekimi kuramı) ile Newton'un kütleçekimi kuramıarasındaki sapmalar, çoğu sıradan durumda son derece küçüktür. Bu hem iyidir, hem dekötüdür. İyidir, çünkü Newton'un kütleçekimi kuramının yerine geçmeye çalışan bir kuram,Newton'un kuramının deneysel olarak doğrulandığı alanlara uygulandığında onunla uyuşsa iyiolur.Kötüdür,çünkü ikikuramarasındadeneyleredayalıbirkararavarmayızorlaştırmaktadır.Newton'unkuramıylaEinstein'ınkuramınıbirbirindenayırmak,ikikuramınbirbirindenfarklılaştığınoktalaraçokduyarlıdeneylereuygulanmışsonderecehassasölçümleryapmayıgerektirir.Birbeysbol topu fırlattığınızda nereye düşeceğini bulmak için Newtoncu kütleçekimi kuramı da,Einsteincıkütleçekimikuramıdakullanılabilir,cevaplarıfarklıolacaktır,fakatbufarklılıkokadarküçük olacaktır ki genellikle deneysel olarak saptayabilme yetimizin ötesindedir.Daha akıllıcabirdeneyeihtiyaçvardırveEinsteindaböylebirdeneyönermiştir.

Yıldızları gece görürüz, ama tabi gündüz de oradadırlar. Güneş'in yaydığı ışık, onların ouzak,topluiğnebaşıbüyüklüğündekiışıklarınıbastırdığıiçinonlarıgeneldegöremeyiz.FakatbirGüneş tutulmasısırasında,AygeçiciolarakGüneş'in ışığınıkeserveuzakyıldızlargörülebilirhalegelir.YinedeGüneş'invarlığınınhâlâbiretkisivardır.Uzakyıldızlarınbazılarındangelenışık, Dünyaya doğru gelirken Güneş'in yakınlarından geçmek zorundadır. Einstein'ın genelgörelilik kuramı,Güneş'inetrafındakiuzayvezamandokusunuyamultacağı, buçarpmanındayıldızların ışığının izleyeceği yolu etkileyeceği öngörüsünde bulunur. Nihayetinde uzakkaynaklardan gelen fotonlar, evrenin dokusu boyunca yol alırlar; doku yamulursa, fotonlarınhareketi de bundan maddi bir cisim kadar etkilenecektir. En fazla da, Dünyaya gelirken yolüzerindeGüneş'isıyırıpgeçenışıksinyallerininyolubükülecektir.BirGüneştutulması,Güneş'isıyırıpgeçenbuyıldızışıklarını,güneşışığıtarafındanbastırılmadangörmemizisağlayacaktır.

Işığın izlediği yolun bükülme açısı basit bir biçimde hesaplanabilir. Işığın izlediği yolunbükülmesi, yıldızın görünürdeki konumunda bir kaymayayol açar. Bu kayma, yıldızın bugörünürdeki konumunu, tutulmadan altı ay önce veya sonraDünya uygun bir konumdaolduğusırada, geceleri yapılan gözlemlerden (Güneş'in yamulma yaratan etkisi olmaksızın) öğrenilen

Page 54: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

gerçek konumuyla karşılaştırarak kesin bir biçimde ölçülebilir. Einstein Kasım 1915'te yenikütleçekimi kavrayışını kullanarak Güneş'i sıyırıp geçen yıldız ışıklarının bükülme açısınıhesapladıveyaklaşık0,00049derece(1,75arksaniye,birarksaniyebirderecenin1/3600'üneeşittir) olarak buldu. Bu açı, yaklaşık 3 kilometre uzaktan bakılan, dik duran, çapı 2,5santimetre olan bir bozuk paranın açısal yüksekliği kadardır. Böyle küçük bir açının tespitedilebilmesi, o günün teknolojik imkânları dahilindeydi. Greenwich Gözlemevinin yöneticisi SirFrank Dyson'ın uyarısı üzerine tanınmış gökbilimci ve İngiltere Kraliyet Gökbilim Cemiyetininsekreteri Sir Arthur Eddington, Einstein'ın tahminini 29 Mayıs 1919'daki Güneş tutulmasısırasındatestetmeküzereBatıAfrikasahiliaçıklarındakiPrincipeAdasınabiraraştırmagezisidüzenledi.

6Kasım1919'da,tutulmasırasındaPrincipe'deçekilenfotoğrafların(veCharlesDavidsonileAndrew Crommelin liderliğindeki ikinci bir İngiliz ekibin Brezilya'da Sobra1'de çektiğifotoğrafların)incelenmesindenbeşaysonra,KraliyetCemiyetiileKraliyetGökbilimCemiyeti'ninortak bir toplantısında Einstein'ın genel göreliliğe dayanarak yaptığı tahminlerin doğrulandığıaçıklandı.Bubaşarının-öncekiuzayvezamankavrayışlarınıntümüyleyerlebirolduğu-haberiçok geçmeden fizik camiası dışında dayayıldı ve Einstein dünya çapında meşhur bir kişilikhaline geldi. 7 Kasım 1919'da London Times'ın manşetinde "BİLİMDE DEVRİM: YENİ BİREVRENKURAMI,NEWTONCUFİKİRLERYIKILDI"deniyordu.“Einstein'ınzaferanıydıbu.

Bu deneyi izleyen yıllarda, Eddington'ın genel göreliliği doğrulaması bazı eleştirelincelemelere tabi tutuldu. Ölçümün çok sayıda zor ve incelikli yönü olması, yenidengerçekleştirilmesinizorlaştırıyor,özgündeneyingüvenilirliğiyleilgilibazısorularyaratıyordu.Son40 yılda, teknolojik ilerlemelerden yararlanılan çeşitli deneylerle genel görelilik pek çokbakımdanhassasbirbiçimdesınandı.Genelgöreliliğintahminleritümdendoğrulandı.Einstein'ınkütleçekimi betimlemesinin özel görelilikle uyuşmasının ötesinde, tahminlerinin deneye dayalısonuçlara, Newton'un kuramına dayanan tahminlerden daha yakın olduğuna da kuşku yokturartık.

KaraDelikler,BüyükPatlamaveUzayınGenişlemesi

Özel görelilik, şeyler hızla hareket ettiğinde en açık biçimde görülebilir, genel görelilikseşeylerinkütlesiçokbüyükolduğunda,bunabağlıolarakdauzayvezamandaciddiyamulmalarmeydanageldiğindeenaçıkbiçimdegörülür.Bunuikiörnekleaçıklayalım.

İlki, Alman gökbilimci Kari Scbwarzschild'ın I. DünyaSavaşı sırasındaRus cephesinde topgüllelerinin izlediği yola dair hesaplamaları sırasında Einstein'ın kütleçekimiyle ilgili bulgularınıincelerken yaptığı bir keşifti. Einstein'ın genel görelilik kuramının son rötuşlarını yapmasındanyalnızcabirkaçaysonra,Schwarzschild'ın,mükemmelderecedeküreselbiryıldızınçevresindeuzay ve zamanın nasıl yamulacağına dair eksiksiz, yanlışsız bir anlayışa varabilmek için bukuramı kullanabilmiş olması dikkat çekicidir. Schwarzschild elde ettiği sonuçları Ruscephesinden Einstein'a göndermiş, o da bunları Schwarzschild adına Prusya Akademisi'nesunmuştu.

Schwarzschild'ın çalışması -bugün artık "Schwarzschild çözümü" olarak bilinmektedir- Şekil3.5'te şematik olarak gösterilen yamulmayı doğrulamanın ve matematiksel olarakkesinleştirmeninötesinde,genelgöreliliğinçarpıcıbiriçeriminiortayakoymuştu.Schwarzschild,

Page 55: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

biryıldız,kütlesininyarıçapınabölümününbellibirkritikdeğeriaşacağıkadarküçükbirküreselbölgedeyoğunlaştıysaeğer,ortayaçıkanuzay-zamanyamulma-sınınçokbüyükolacağını,öyleki, yıldızın yanınayaklaşan, ışık dahil hiçbir şeyin yıldızın kütleçekimi kuvvetindenkaçamayacağını göstermişti. Işık dahi böyle "sıkıştırılmış yıldızlardan" kaçamayacağı için,baştabuyıldızlarakaranlık yadadonmuşyıldızlardenmişti.YıllarsonraJohnWheelerdahacazipbir isimuyduruponlarakaradelikler diyecekti; kara, çünkü ışık saçmazlar; delik, çünküyanlarınaçokyaklaşanherşeyiçlerinedüşervebirdahaçıkamaz.Buisimtuttu.

Schwarzschild'ınçözümünüŞekil3.7'degösteriyoruz.Karadelikler,açgözlülükleriylemeşhurolsalar da, "enıniyetli" bir mesafeden yanlarından geçen cisimler, sıradan biryıldızdanetkilenmelerine çok benzer biçimde kara delikten etkilenip saadet içinde yollarına devamedebilirler. Fakat bileşimleri ne olursa olsun, yanlarına çok yaklaşan -kara deliğin olay ufkudenenşeyiaşacakkadaryaklaşan-cisimlerfecisonlarınaadımatar:Kaçınılmazbiçimdekaradeliğinmerkezinedoğruçekilirlervegiderekartan,nihayetindeyıkıcıbir kütleçekimigeriliminemaruzkalırlar.Örneğinolayufkunaönceayaklarınızgirerse,karadeliğinmerkezineyaklaşırkenkendinizigiderekdaharahatsızhissedersiniz.Karadeliğinkütleçekimikuvvetiokadarartacaktırki, ayağınızın maruz kaldığı çekim, başınızın maruz kaldığı çekimden çok çok daha güçlüolacaktır (çünkü önce ayaklarınız düştüğünde, ayaklarınız kara deliğin merkezine her zamanbaşınızdan biraz daha yakın olur): O kadar güçlü olacaktır ki, aslına bakarsanız vücudunuzuhızlaparçalaraayıracakbirkuvvetlegerileceksinizdir.

Şekil3.7Birkaradelik,etrafındakiuzay-zamandokusundaokadarciddibiryamulma-yasebepolurkî,"olayufku"na-koyurenklidaireylegösterilmiştir-girenhiçbirşeykaradeliğinkütleçekimindenkaçamaz.Birkaradeliğinenderinnoktasındatamolaraknelerolduğunuhiç

kimsebilmiyor.

Öte yandan, bir kara delik civarında dolanırken daha temkinli davranıp olay ufkunuaşmamaya büyük özen gösterirseniz, kara delikle inanılmaz başarılara imza atabilirsiniz.Örneğin, kütlesi Güneş'in kütlesinden 1000 kat daha büyük bir kara delik keşfettiğinizi, tıpkıGeorge'un Güneş'in yakınlarında yaptığı gibi, sizin de bir halata tutunup kara deliğin olayufkunun2-3santimetreyakınınakadarsokulduğunuzudüşünelim.Birazevveltartıştığımızüzerekütleçekimi alanları zamanda yamulma yaratır, bu da sizin zamanın içinden geçişinizinyavaşlayacağıanlamınagelir.Aslınabakarsanız,karadeliklerçokgüçlükütleçekimialanlarınasahip olduklarından, zamanın içinden geçişiniz bir hayli yavaşlayacaktır. Saatiniz, geride,Dünya'da bıraktığınız arkadaşlarınızın saatlerinden 10.000 kat dahayavaş işleyecektir. Karadeliğin olay ufku üzerinde bu şekilde bir yıl kadar oyalansanız, sonra halata tırmanıp sizibekleyenuzaygeminizedönseniz,kısasürenrahatbiryolculuklaevevarsanız.

Page 56: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Dünyaya geldiğinizde, yola çıkışınızdan bu yana 10.000 yılı aşkın bir zaman geçtiğinigörürdünüz. Böylece kara deliği Dün-ya'nın uzak geleceğine gitmenizi sağlayan bir tür zamanmakinesiolarakbaşarıylakullanmışolurdunuz.

İşin içindeki ölçeklerin ne kadar uç olduğunu kavramak için birkaç örnek verelim: Güneş'inkütlesine sahip olan bir yıldız, Güneş'in yarıçapına değil de (yaklaşık 700.000 kilometre),yaklaşık 3 kilometrelik bir yarıçapa sahip olsaydı bir kara delik olurdu. Düşünün: Güneş'intamamıöylebirsıkıştırılmışki,yukarıManhattan'arahatçasığıyor.BusıkışmışGüneş'tenbirtatlıkaşığıbüyüklüğündebirparça,EverestDağıkadarağırolacaktır.Dünyayıbirkaradeliğeçevirebilmemiz için, büyüklüğünü yarıçapı neredeyse 1 santimetre olan bir küreye indirmemizgerekirdi. Fizikçiler, böyle uç konfigürasyonlarda maddelerin gerçekte var olupolamayacağındanuzuncabir süre boyunca kuşkulanmışlar, birçoğu kara delikleri aşırı çalışanbirkuramcınınhayalgücününeseriolarakgörmüştür.

Yine de son on yıl içinde, kara deliklerin varlığına işaret eden, daha ikna edici deneyselkanıtlar toplanmıştır.Karaoldukları için gökyüzünündoğrudan teleskoplarla taranması sonucugörülemezler tabi ki. Gökbilimciler de, kara delikleri ararken, ışık saçan, sıradan yıldızlarındavranışlarındaki anormallikleri araştırırlar, bu anormallikler kara deliğin olay ufkunun hemendışında konumlanmış olmalarına bağlı olabilir. Örneğin, kara deliğin yakınlarındaki sıradanyıldızlarındışkatmanlarındaki tozvegaz,karadeliğinolayufkunadoğrudüşerken,neredeyseışık hızına yakın bir ivme kazanır. Bu hızlarda, aşağıya doğru girdap oluşturan maddeniniçindeki sürtünme, inanılmaz boyutlarda bir ısı üretir, böylece toz ve gaz karışımının hemsıradan görünebilir ışık, hem de X ışınları yayarak "parlamasına" yol açar. Bu ışıma olayufkununhemendışındameydanageldiğinden,karadeliktenkaçıpuzaydayolalabilir,dolayısıyladoğrudangözlenipincelenebilir.Genelgörelilik,butürXışınısalımlarınınsahipolacağıözelliklerkonusunda ayrıntılı tahminlerde bulunur; tahmine dayalı bu özelliklerin gözlenmesi de, karadeliklerinvarlığınadairdolaylıolsada,güçlükanıtlar sunar.Örneğingiderekçoğalmaktaolankanıtlar, bizim Samanyolu galaksimizin tam ortasında, kütlesi Güneş'in kütlesinden 2,5milyonkatdahabüyük,devasabirkaradelikbulunduğunaişaretetmektedir.Gelgelelim,bugörünüşteheybetli kara delik bile, gökbilimcilerin düşüncesine göre kozmosun dört bir yanına dağılmışşaşırtıcı derecede parlak kuasarların ortasında bulunan, kütleleri Güneş'in kütlesindenmilyarlarcakatbüyükkaradeliklerinyanındasönükkalmaktadır.

Schwarzschild, kendi adını taşıyan çözümü bulmasından birkaç ay sonra, Rus cephesindekaptığıbirderihastalığıyüzündenöldü.42yaşındaydı.Einstein'ınkütleçekimikuramıyla trajikderecede kısa süren karşdaşması, doğal dünyanın en çarpıcı ve gizemli yanlarından birinimeydanaçıkarmıştı.

Genel göreliliğin, gücünü göstermiş olduğu ikinci bir örnek de, bütün bir evrenin kökeni veevrimiyle ilgilidir. Daha önce bahsettiğimiz gibi, Einstein uzay ve zamanın kütle ve enerjininvarlığına tepki verdiğini göstermişti. Uzay-zamanın çarpılması, ortaya çıkan yamulmalarınyakınlarındakikozmikcisimlerinhareketlerinietkiler.Bunakarşılıkbucisimlerinkendikütleleriveenerjilerine bağlı olan hareketleri de, uzay-zamanın yamulmasını etkiler, bu etki de cisimlerinhareketini etkiler bir kezdaha;böylecehareketlerinbirbirinebağlı olduğukozmikdansdevamedip gider. Genel görelilik denklemleri ve 19. yüzyılın büyük matematikçisi Georg BernhardRiemann'ınöncülükettiği,eğriuzayadairgeometrikkavrayışlarauzanandenklemlersayesinde,Einstein uzay, zaman ve maddenin karşılıklı evrimini niceliksel olarak betimleyebilmişti. Bu

Page 57: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

denklemler,evrendebiryıldızınetrafındadönenbirgezegenveyakuyrukluyıldızgibiyalıtılmışbağlamlarındışında, evrenin tamamınauygulandığında kendisini de çok şaşırtandikkat çekicibirsonucaulaşılıyordu:Uzamsalevreninbüyüklüğüzamanladeğişiyorolmalıydı.

Yanievrenindokusuyagenişliyordu,yaküçülüyordu,amakesinlikleaynıkalmıyordu.Genelgörelilikdenklemleribunuaçıkçagösteriyordu.

Bu sonuç, Einstein'a bile fazla ağır geldi. Uzayın ve zamanın dokusuyla ilgili, binlerce yıllıkgündelik deneyimlerle oluşturulmuşgenel sezgiyi alt üst etmişti, fakat her zaman var olan, hiçdeğişmeyen evren kavramı o kadar derinlere işlemiş bir kavramdı ki, bu radikal düşünür bilebundan vazgeçmekte zorlandı. Bu yüzden, Einstein denklemlerini yeniden gözden geçiripkozmolojiksabit olarakbilinenbir şeyi dahil ederekdenklemlerini değiştirdi.Kozmolojik sabit,Einstein'ın evrenin boyutlarının değiştiği öngörüsünden kaçınmasını ve bir kez daha durağanevren fikrinin rahatlığına gömülmesini mümkün kılmıştı. Gel gelelim 12 yıl sonra, Amerikalıgökbilimci Edwin Elubble, uzak galaksilere ilişkin ayrıntılı ölçümler yaparak, evreningenişlediğinideneyselolarakkanıtladı.Bilimtarihindeartıkmeşhurolanbirhikâyeyegörede,Einstein bundan sonra denklemlerini ilk hallerine döndürdü; onları bir süreliğine değiştirmişolmasını da hayatının en büyük hatası olarak niteledi. Vardığı sonucu kabul etme konusundabaştagösterdiğiisteksizlikbirkenarabırakılacakolursa,Einstein'ınkuramıevreningenişlediğiniöngörüyordu. Aslına bakarsanız, 1920'lerin başında -Hubble'ın ölçümlerinden yıllar önce- RusmeteorologAlexander Friedmann,Einstein'ın özgün denklemlerini kullanarak bütün galaksileringenişlemekte olan uzamsal dokunun altkatmanlarında taşınacağını, böylece hızla diğergalaksilerden uzaklaşacağını ayrıntılı olarak göstermişti. Genel göreliliğin bu şaşırtıcı sonucuElubble'ıngözlemlerivedahasonrayapılansayılamayacakkadarçokgözlemlekapsamlıolarakdoğrulamıştır. Einstein evrenin genişlediğine dair açıklamasıyla, tüm zamanların en büyükentelektüelbaşarılarındanbirineimzaatmıştı.

Uzayın dokusu genişliyor, böylece kozmik akışla taşınan galaksiler arasındaki uzaklıkartıyorsa, evrenin başlangıcını öğrenebilmek için bu gelişmeyi zaman içinde geri çevirdiğimizihayal edebiliriz. Tersinden baktığımızda evrenin dokusu küçülür, bütün galaksiler giderekbirbirine yaklaşır. Bir düdüklü tencerenin içinde olduğu gibi, evrenin büzülmesi galaksileri birarayagetiripsıkıştıracağındansıcaklık ciddiorandayükselir, yıldızlarparçalanır vemaddeninilkbileşenleriniiçerensıcakbirplazmaoluşur.Dokuküçülmeyisürdürdükçe,hemsıcaklıkhızınıkesmeden yükselir, hem de ilk plazmanın yoğunluğu artar. Saati geriye doğru işlettiğimizi,evreninbugüngözlediğimizhalinden15milyaryılönceyegittiğimizidüşünelim,bugünbildiğimizhaliyleevren,çokküçükbirboyutainecektir.Herşeyi-bütünotomobilleri,binaları,yeryüzündekidağları, Dünya'nın kendisini, Ay'ı, Satürn'ü, Jüpiter'i, diğer bütün gezegenleri; Güneş'i veSamanyolu'ndaki başka yıldızları; 100 milyar yıldızın bulunduğu Andromeda Galaksisi'ni,sayıları 100 milyarı aşkın diğer bütün galaksileri- oluşturan madde, kozmik bir mengeneylesıkıştırılıp dudak uçuklatan bir yoğunluğa ulaşacaktır. Saatimiz geri gidip daha da öncekizamanlaraulaştığında,evrenintamamısıkışıpbirportakal,birlimon,birbezelye,birkumtanesibüyüklüğüne, sonra daha da küçük bir boyuta inecektir. Ta "başlangıca" kadar tahminlerdebulunduğumuzda, evren, bütün madde ve enerjinin hayal edilemez yoğunlukta ve sıcaklıktasıkıştığı bir nokta olarak -sonraki bölümlerde eleştirel bir gözle yeniden inceleyeceğimiz birimgedir bu- başlamış gibi görünecektir. Bu gaz halindeki karışımdan, bildiğimiz haliyle evreningeliştiğitohumlarısaçankozmikbirateşküresioluştuğu-BüyükPatlama-düşünülmektedir.

Page 58: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Patlayan bir bombadan saçılan şarapneller gibi, evrenin maddi içeriğini saçan kozmik birpatlama olarak Büyük Patlama imgesi, akılda tutulması yararlı bir imgedir, ama birazyanıltıcıdır. Bir bomba patladığında, uzayda belli bir yerde, zamanda belli bir anda patlar.İçindekilerçevresindekiuzayadağılır.OysaBüyükPatlama'daçevreleyenbiruzayyoktu.Filmigeri sarıp evrenin başlangıcına uzandığımızda, bütün maddi içeriğin sıkışması, uzayıntamamınınküçülmesiyüzündenortayaçıkar.Portakalbüyüklüğü,bezelyebüyüklüğü,kumtanesibüyüklüğü, evrenin içinde bir şeyi değil, evrenin tamamını tanımlar. Başa dönecek olursak, ilknoktasal"bomba"dışındabiruzayyoktu.BüyükPatlama,sıkışmışuzayınpatlamasıdır,uzayınbirgelgitdalgasıgibiyayılması,maddeveenerjiyibugünlerekadartaşımıştır.

GenelGörelilikDoğrumudur?

Bugünküteknolojikdüzeyimizlegerçekleştirilendeneylerde,genelgöreliliğin tahminlerindebirsapmagörülmemiştir.Dahadahassasdeneylerinsapmalarsaptayıpsaptayamayacağızamaniçindebelliolacaktır;ozamanbukuramındadoğanınaslındanasıl işlediğinedairyaklaşıkbirbetimleme olduğu ortaya çıkacaktır. Kuramların giderek daha hassas biçimde sınanmaları,bilimsel ilerlemeninbir yoludur kuşkusuz, fakat tek yoludeğildir.Aslınabakarsanız şunuzatengörmüştük: Yeni bir kütleçekimi kuramı arayışı, Newton'un kuramının deneysel olarakçürütülmesiyle değil, Newtoncu kütleçekimi kuramının başka bir kuramla, özel görelilikkuramıyla çatışması sonucubaşlamıştı.Newton'unkuramındaki deneysel açıklar, ancak rakipbir kütleçekimi kuramı olarak genel göreliliğin keşfinden sonra, iki kuramın farklılaştığı, küçükamaölçülebiliryönlerinaraştırılmasıylatanımlanabilmiştir.Dolayısıyladeneyselverilerinyaptığıgibi,kuramlararasındakitutarsızlıklardailerlemeyeöncülükedebilir.

Geçen yarım yüzyıl içinde, fizik, en az özel görelilik ile Newtoncu kütleçekimi kuramlarıarasındaki çatışma kadar ciddi başka bir kuramsal çatışmayla karşı karşıya kaldı. Genelgöreliliksonderece iyisınanmışbaşkabirkuramla,kuantummekaniğiyle temelbiruyuşmazlıkiçinde gibi görünüyor. Bu bölümde ele aldığımız konularla ilgili olarak, bu çatışma fizikçilerin,BüyükPatlamaanındaolduğugibiyadabirkaradeliğinmerkezindekigibisıkıştıklarındauzay,zamanvemaddeyeaslındaneolduğunuanlamasınıengellemektedir.Fakatdahagenelolarakbu çatışma, doğayı kavrayışımızdaki temel bir kusur hakkında bizi uyarmaktadır. Bazı büyükkuramsal fizikçilerin,çatışmanınçözülmesiyönündekigirişimleriboşaçıkmış,dolayısıylagenelgörelilik ile kuantum mekaniği arasındaki bu kuramsal çatışma, modern kuramsal fiziğin anasorunu olarak betimlenerek hak edilmiş bir üne kavuşmuştur. Bu çatışmayı anlayabilmemiz,şimdi anlatmaya başlayacağımız kuantum kuramının bazı temel unsurlarına aşina olmamızıgerektiriyor.

Page 59: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

IV.Bölüm

MikroskobikTuhaflık

George ile Gracie, Güneş sistemi sınırlarının dışına çıktıkları uzay seyahatlerinden birazyorulmuşhaldeDünyayadönerlerveyorgunlukatmaküzerebirşeyleriçmekiçinH-Bar'ınyolunututarlar.Georgeherzamankiiçkilerisöyler-kendisinepapayasulubuzlubirviskiveGracieiçindebir votka tonik- ve sonraellerini başınınarkasınadayayıp sandalyesine yaslanarak yeniceyaktığı purosunun keyfini çıkarmaya koyulur. Fakat dumanı tam içine çekecekken, şaşkınlıkiçinde puronun dişlerinin arasında olmadığını fark eder. Puronun bir şekilde ağzından düşmüşolmasıgerektiğidüşüncesiyle,gömleğiyadapantolonundayananbirdelikgöreceğinisanarakdoğrulur. Fakat ortalıkta puro yoktur. Bulunabilecek gibi görünmez de. George'un telaşıylahareketlenenGraciegözkesilirvepuronunGeorge'unsandalyesinin tamarkasındaki tezgâhınüzerinde durduğunu fark eder. "Tuhaf," der George, "nasıl olur da oraya düşebilir? Sankikafamıniçindengeçmişgibiamadilimyanmadı,başkabirdeliğimvarmışgibidegörünmüyor."Gracie, George'u inceler ve biraz gönülsüzce, dilinin ve başının gayet normal göründüğünüdoğrular, içkiler geldiğinde, George ile Gracie omuz silkerek, düşmüş puroyu yaşamın küçükgizemleriarasındakiyerindebırakırlar.AncakH-Bar'dakituhaflıklardevametmektedir.

Georgepapayasuyunabakarveiçindekibuzküplerinindönüpdurduğunufarkeder;çarpışanarabalargibibirbirlerinevebardağınkenarlarınaçarpıpdurmaktadırlar.Georgebuseferyalnızdeğildir.Graciede,George'unkininaşağıyukarıyarısıbüyüklüğündekibardağınıkaldırırveherikisidebardaktakibuzküplerininGeorge'unbardağındakilerdençokdahahareketli bir şekildedöndüğünü görürler. Öyle ki, bütün buzlar dönerek bir kütle oluşturduğundan, onları ayrı ayrıgüçlükleseçmektedirler.Fakatsonraolanlaryanındabunlarbirşeydeğildir.GeorgeileGraciegözleri fal taşıgibiaçılmış,Gracie'ninbardağınabakıpdururkentekbirbuzküpününbardağıniçindengeçipbaradüştüğünüfarkederler.Düşmemesiiçinkaptıklarında,bardağınsapasağlamolduğunugörürler; buz küpübir şekildehiç hasar vermedenbardağın içindengeçmiştir. "Uzayyürüyüşü sonrasında yaşanan halüsinasyonlardan biri olmalı," der George. Her ikisi de,çarpışan buz küplerinin taşkınlığını içkilerini bir dikişte bitirerek savuşturur ve eve gidipdinlenmek üzere ayaklanırlar. Fakat bardan bir an önce ayrılma telaşıyla, barın duvarınaboyanmış dekoratif bir kapıyı gerçek sandıklarının her ikisi de farkında değildir.Öte yandan,insanların duvarlardan geçip gitmelerine fazlasıyla alışkın olanH-Bar'ın patronları,George ileGracie'ninbeklenmedikkalkışlarınınfarkınavarmazlarbile.

BundanbirasırönceConradileFreudkaranlığınyüreğiileruhunuaydınlatırken,AlmanfizikçiMax Planck kuantum mekaniği üzerine ilk ışık demetini düşürdü. Başka şeylerin yanı sıraGeorge ile Gracie'nin H-Bar deneyimlerinin de -mikrodünya ölçülerine vurulduğunda- karanlıkbazı yetilere atfedilmemesi gerektiğini ilan eden kavramsal bir çerçeveydi bu. Alışıkolmadığımız bu tür tuhaf olaylar evrenimizin son derece küçük ölçeklerdeki genel davranışbiçimidiraslında.

KuantumÇerçevesi

Kuantummekaniğievreninmikroözelliklerinianlamayayönelikkavramsalbirçerçevedir.Nasılki, şeylerin çok hızlı hareket ettiği ya da çok kütleli olduğu durumlarda özel görelilik ve genelgörelilikdünyagörüşümüzdeciddideğişiklikleregitmemizigerektiriyorsa,kuantummekaniğide

Page 60: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

atomik ve atomaltımesafe ölçeklerinde incelendiğinde, evrenin daha çarpıcı değilse de, aynıderecedeçarpıcıözellikleresahipolduğunuortayakoymaktadır.KuantummekaniğiyleuğraşanenbüyükisimlerdenbiriolanRichardFeynman1965'teşunlarıyazıyordu:

Birzamanlargazeteler,sadece12kişiningörelilikkuramınıanlayabildiğiniyazdı.Ben,böylebir zaman olduğuna inanmıyorum. Belki sadece bir tek kişinin görelilik kuramını anladığı birzaman olmuş olabilir, çünkü bildirisini yazmadan önce konuyu kavrayan bir tek oydu. Amainsanlar bildiriyi okuduklarında, birçok kişi görelilik kuramını şu ya da bu biçimde anladı vebunların sayısı da kuşkusuz 12'den fazlaydı. Öte yandan, kuantum mekaniğini hiç kimseninanlamadığınırahatlıklasöyleyebilirim,sanırım.

Feynman 30 yıl önce dile getirmiş olsa da, bugün de geçerliliğini aynı ölçüde koruyan birgörüştür bu. Feynman'ın demek istediği, özel ve genel görelilik kuramları dünyayı görmebiçimimizde ciddi bir değişiklik gerektirse de, bu kuramların temelindeki ilkeler tam anlamıylakabuledildiğinde, titizbirakılyürütmeyle,uzayvezamana ilişkinyenivealışılmadıksonuçlaradoğrudanulaşılacağıydı.Öncekiikibölümdeelealınan,Einstein'ınçalışmasınaaitbetimlemelerüzerine yoğun bir şekilde düşünürseniz, vardığımız sonuçların kaçınılmaz olduğunu takdiredersiniz. Kuantum mekaniğinde durum farklıdır. 1920'lerin sonlarma gelindiğinde, kuantummekaniğine ilişkin matematiksel formül ve kuralların birçoğu yerli yerine oturtulmuştu ve oyıllardanberi bu formül ve kuralların kullanımıyla bilim tarihindekienkesin vebaşank sayısaltahminlereulaşılmıştır.Fakat,kuantummekaniğinigerçekanlamdakullananlar,onunneden işeyaradığı ya da ne anlama geldiğini aslında pek de anlamadan, kuramın "kurucu babaları"nınkoyduğu kural ve formülleri -basitçe gerçekleştirilen, hesaplamaya dayalı işlemler- izlerkenbulmaktadır kendilerini.Görelilik kuramından farklı olarak, kuantummekaniğini "derinlemesine"kavrayabilmişinsansayısıyokdenecekkadarazdır.

Pekineyapacağızbudurumda?Bütünbunlar,evreninmikrodüzeydesonderecebelirsizvealışılmadık biçimlerde işlediği, öyle ki çok uzun süre evrim geçirerek, gündelik ölçekte bildikolguların üstesinden gelen insan zihninin "aslında ne olup bittiği'ni bir türlü kavrayabilecekyeterlilikte olmadığı anlamına mı gelmektedir? Yoksa, fizikçiler tarihsel bir rastlantı sonucukuantummekaniğinisonderecetuhafbirbiçimde,nicelikselolarakbaşarılıolsada,gerçekliğindoğasıylailgilidoğrularınanlaşılmasınıgüçleştirenbiryollaformülleştirmişolabilirlermi?Kimsebilmiyor.Belki ileridebirgünçokzekibiriçıkıpkuantummekaniğinin"niçin"lerive"ne"lerini tamanlamıyla ortaya koyan yeni bir formül bulacaktır. Bu, mümkün olmayabilir de. Kesin olarakbildiğimiz bir şey var ki, o da kuantum mekaniğinin, alışıldık dünyayı anlamamız için elzembirkaç temel kavramın, daha dikkatli bir şekilde mikrodünya üzerine yoğunlaştığımızda hiçbiranlam ifade etmiyor olduğunu kesin ve tartışmasız bir şekilde gösteriyor olmasıdır. Sonuçtaatomikveatomaltıölçeklerdeevrenianlamayaveaçıklamayagirişirken,dilimizideakılyürütmebiçimimizideönemliölçüdedeğiştirmemizgerekiyor.

Bundansonrakibölümlerde,budilin temellerinigeliştiripberaberindegetirdiğibirkaçsürprizibetimleyeceğiz.Bunuyaparken,kuantummekaniğisizebüsbütüntuhaf,hattadelisaçmasıgibigelirse, iki şeyi aklınızda tutmanız gerekir. Öncelikle, matematiksel olarak tutarlı bir kuramolmasının ötesinde, kuantum mekaniğine inanmamızın tek gerekçesi şaşırtıcı bir geçerlilikledoğrulanan tahminleri olanaklı kılmasıdır. Biri çıkıp da çocukluğunuzu en ince ayrıntısına deksatır satır anlatırsa, o kişinin uzun zamandır aradığınız kayıp kardeşiniz olduğu iddiasınainanmamanızeldedeğildir, ikinciolarak,kuantummekaniğinekarşıböylebirtepkidebulunacak

Page 61: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

olsanızyalnızdakalmazsınız.Tümzamanlarınensaygınfizikçilerininbirkısmıdaazyadaçoktepkinizipaylaşmaktadır.Einstein,kuantummekaniğinibütünüylekabuletmeyeyanaşmamıştır.Elatta, kuantumkuramının başlıca öncülerinden ve en güçlü savunucularındanolanNielsBohrbile bir keresinde, kuantummekaniğini düşündüğünüzde başınız dönüpmideniz bulanmıyorsa,onugerçektenanlamışsayılamayacağınızısöylemiştir.

MutfağınİçiÇokSıcak

Fizikçilerikuantummekaniğinegötürenyolculukbilmecegibibirproblemlebaşladı.Diyelimkievdeki mükemmel bir yalıtıma sahip fırınınızı 200 santigrat dereceye ayarlıyorsunuz veısınması için yeterince zaman ayırıyorsunuz. Yakmadan önce, fırının içindeki tüm havayıboşaltmışolsanızbile,duvarlarını ısıtarak fırının iç kısmında ışınımdalgalanyaratırsınız.Bu,Güneş'in yüzeyinin ya da kızgın ocak demirinin yaydığı türde bir ışınım, yani elektromanyetikdalgabiçimindekiısıveışıktır.

Problem işte burada yatmaktadır. Elektromanyetik dalgalar enerji taşır. Örneğin,yeryüzündeki yaşamGüneş'in elektromanyetik dalgalarla Dünyaya aktardığı Güneş enerjisinebağlıdır. 20. yüzyılın başlarında fizikçiler, seçtikleri sıcaklığa ayarlanmış bir fırının içindekielektromanyetik ışınımın taşıdığı toplam enerji miktarını hesapladılar. Yerleşik yöntemlerinkullanıldığıbuhesaplamadatuhafbircevabaulaşıldı.Hangisıcaklığaayarlanmışolursaolsun,fırınıniçindekitoplamenerjisonsuzdur.

Bunun anlamsızlığı herkes için açıktı. Sıcak bir fırın önemli miktarda enerji içerebilir, amakesinlikle sonsuz miktarda enerji içeremez. Planck'ın önerdiği çözümü kavrayabilmek içinproblemi biraz daha etraflıca anlama çabasına değer. Maxwell'in elektromanyetik kuramı birfırının içindeki ışınımauygulandığında, fırının içindekisıcakduvarlarınürettiğidalgaların,karşıyüzeylere kusursuz bir biçimde denk düşen tam sayıda tepeler ve çukurlara sahip olmasıgerektiği ortaya çıkmaktadır. Şekil 4.1'de bazı örnekler görülüyor. Fizikçiler bu dalgalarıtanımlarken üç terim kullanırlar: Dalga boyu, frekans ve genlik. Dalga boyu. Şekil 4.2'degörüldüğü gibi, dalgalarda birbirini izleyen tepeler ya da birbirini izleyen çukurlar arasındakimesafedir.Çukurlarvetepelerinfazlasayıdaolması,dalgaboyununkısaolmasıanlamınagelir;dalgalar fırının sabit duvarları arasına sıkışmıştır. Frekans, bir dalganın bir saniyedetamamladığıbiryukarıbiraşağısalınımdöngülerininsayısıdır.Frekansındalgaboyuyla,dalgaboyununda frekanslabelirlendiğigörülür:Dalgaboyununuzunolması frekansındüşükolması,kısaolmasıisefrekansınyüksekolmasıanlamınagelir.Bununnedeninianlamakiçin,birucubiryerebağlı uzunbir ipi sallayarakdalgayarattığınızdanelerolduğunudüşünün.Uzunbir dalgaboyuyaratmak için ipigevşekçebiraşağıbiryukarısallarsınız.Dalgaların frekansı,kolunuzunbir saniyede ürettiği devir sayısına eşittir ve dolayısıyla hayli düşüktür. Ama kısa dalga boyuyaratmak için ipi daha bir şiddetli -yani daha fazla sıklıkla- sallarsınız, bu da daha yüksekfrekansdalgasıyaratır.Sonolarakfizikçiler.Şekil4.2'degörüldüğügibi,birdalganınmaksimumyüksekliğiniyadaderinliğinibetimlemekiçingenlikteriminikullanırlar.

Page 62: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Şekil4.1MaxweII'inkuramı,birfırınıniçindekiradyasyondalgalarınaaittepeveçukurlarıntamsayıyaeşitolduğunusöyler;dalgalartamdalga-devirlerigerçekleştirir.

Şekil4.2Dalgaboyu,birdalgadabirbiriniizleyentepeleryadaçukurlararasındakimesafedir.Genlikisedalganınmaksimumyüksekliğiyadaderinliğidir.

Elektromanyetik dalgalar biraz soyut bulunacak olursa, akılda tutulabilecek başka bir iyibenzetme bir keman telinin çekilmesiyle oluşan dalgalardır. Farklı dalga frekansları farklınotalarakarşılıkgelir:Frekansyükseldikçenotadayükselir.Birkemantelindekidalganıngenliğiteli ne kadar sert çektiğinize bağlıdır. Daha sert çekmeniz dalga etkisine daha fazla enerjiyüklediğiniz anlamına gelir; dolayısıyla daha fazla enerji de daha fazla genliğe karşılık gelir.Sonuçtaortayaçıkantondahayüksekolacağıiçinbunuduyabilirsiniz.Benzerşekilde,dahaazenerjidahaazgenliğevedahaalçaksesekarşılıkgelir.

Fizikçiler19.yüzyıltermodinamiğininolanaklarıyla,fırınınsıcakduvarlarınınmümkünolanherdalga boyundaki elektromanyetik dalgalara ne kadar enerji aktaracağını, daha doğrusuduvarların her dalgayı ne denli şiddetli "çekeceği"ni belirleyebilmişlerdi. Buldukları sonucu dilegetirmekkolaydır:Mümkünolandalgalarınherbiri-dalgaboyuneolursaolsun-aynımiktardaenerji (tamolarak fırınınsıcaklığınınbelirlediğimiktarda) taşır.Başkabirdeyişle fırının içindemümkünolanbütündalgaörüntüleri taşıdıklarıenerjimiktarıbakımından tamamenbirbirleriyleeşitkonumdadır.

İlk bakışta bu, fena sayılmasa da ilginç bir sonuç gibi görünüyor. Ancak böyle değildir. Busonuç klasik fizik olarak bilinegelen şeyin yıkılışı anlamına geliyor. Bunun sebebi ise bütündalgalardatepeveçukurlarıntamsayıdaolmasıgerekliliğidir.Bukoşulfırınıniçindeolasıdalgaörüntülerinin aşırı çeşitlilik göstermesini engellese de, bu koşula uyan olası dalgalaryine desonsuz sayıda olacaktır ve bunların da tepe ve çukurları daha fazla sayıda olacaktır. Bütündalgaörüntüleriaynımiktardaenerjitaşıdığından,sonsuzsayıdadalga,sonsuzmiktardaenerjidemektir.Sonuçolarakyüzyıldönümündekuramdaçorbadakisinekgibikeyifkaçırıcıbirdurumvardı.

YüzyılDönümündeÖbeklerOluşturmak

Page 63: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Planck1900'de,bumuammayıçözmesinive1918'defizikdalındaNobelÖdülükazanmasınısağlayacakbiresinlebirtahmindebulundu.Bulduğuçözümleilgilifikiredinebilmekiçinkocamanbirkalabalıkla-"sonsuz"sayıdainsanla-birlikte,cimribirevsahibineaitgeniş,soğukbirdepoyasıkıştepişdoluşturulduğunuzuveoradayaşadığınızıhayaledin.Duvardasıcaklığıkontroledenşıkbirdijitaltermostatvar,ancakevsahibininısınmanıziçinaldığıparayıduyuncadudaklarınızuçukluyor. Termostat 50 Fahrenhayt dereceye ayarlandığında, herkesin ev sahibine 50 dolarvermesigerekiyor,55dereceyeayarlandığındaise55dolarvs.Depoyusonsuzsayıdainsanlapaylaştığınızdan, termostat açılacak olursa ev sahibinin sonsuz miktarda para kazanacağınıfarkediyorsunuz.

Ev sahibinin ödeme kurallarını ayrıntılı olarak incelediğinizde bir açığın olduğunugörüyorsunuz. Ev sahibi çok meşgul bir adam olduğundan, hele bir de söz konusu sonsuzsayıdakiracıoluncaparaüstüvermekleuğraşmakistemiyor.Buyüzdençekleödemegibifarklıbir sistemle çalışıyor: Borçlarını tam olarak ödeyebilenler ödüyor. Diğerleri ise, sadece paraüstü almaksızın ödeyebilecekleri kadarını ödüyor. Bu suretle, herkesin dahil olabileceği, amaısınmak için fahiş ücretler ödenmesinin önüne geçecek bir çözüm arıyorsunuz ve depoyupaylaştığınız insanları,sahipolduğunuzzenginliğişuşekildedüzenlemeyeiknaediyorsunuz:Birkişi bütünbir sentlikleri taşıyor, biri bütünbeş sentlikleri, biri bütünon sentlikleri, biri bütün25sentlikleri, biri bütün bir dolarları, biri bütün beş dolarları, biri bütün on dolarları ve 20'likler,50'likler, 100'lükler, 500'lükler derken, daha büyük ve bilinmedik banknotlara göreayrışıyorsunuz. Yüzsüzlük bu ya, termostatı 80 dereceye ayarlayıp ev sahibinin gelmesinibekliyorsunuz.Evsahibigeldiğinde,öncebirsentlikleritaşıyangidip8000tanebirsentveriyor.Arkasındanbeşsentlikleri taşıyangelip1600 tanebeşsent, sonra10sentlikleri taşıyangelip800 tane 10 sent, 25 sentlikleri taşıyan gelip 320 tane 25 sent veriyor. Sonra bir dolarlıkbanknotlartaşıyankişi80tane,beşdolarlıkbanknotlartaşıyan16tane,10dolarlıkbanknotlartaşıyan 8 tane, 20 dolarlık banknotlar taşıyan4 tane, 50 dolarlık banknotlar taşıyan bir taneveriyor (çünkü iki tane 50 dolarlık banknot gerekli tutarı aşıyor, ev sahibinin de para üstüvermesigerekiyor).Fakatbunlarındışındaherkes,ödenmesi içingerekli tutarı aşanmiktardapara taşıyor (minimum miktarda bir para "öbeği"). Onun için, bunlar ev sahibine ödemedebulunamıyor.Ev sahibi de beklediği gibi sonsuzmiktarda para kazanacağına, 690 dolarlık birmeblağileoradanayrılmakzorundakalıyor.

Fırının içinde sonsuz miktarda enerji oluşacağına dair tuhaf sonucu sonlu bir miktaradüşürmek için Planck da çok benzer bir strateji kullandı. Şimdi bunu nasıl yaptığını görelim.Planck, fırındaki elektromanyetik bir dalganın taşıdığı enerjinin, tıpkı örneğimizdeki para gibiöbeklerhalindegeldiğişeklindegenelbir tahmindebulundu.Enerji, temelbir"birimenerjininbirkatı olabilir, iki katı olabilir, üç katı vs. olabilir, ama hepsi budur. Bir sentin üçte biri ya da ikibuçukçeyreklikgibi bir paraolamayacağıgibi,Planckda, işenerjiyegeldiğindekesir küsuratolamayacağını söylüyordu. Bugün kullandığımız para birimleri ABD Hâzinesi tarafındanbelirleniyor.Daha temel bir açıklamaarayışına girenPlanck, bir dalganın taşıdığı birimenerjimiktarının -taşıyabileceğiminimumenerjiöbeğinin-odalganın frekansı tarafındanbelirlendiğiniilerisürdü.Dahakesinbirdeyişle,birdalganınsahipolabileceğiminimumenerjimiktarınınonunfrekansıyladoğruorantılıolduğunuvarsayıyordu:Dahayüksekfrekans(dahakısadalgaboyu)daha fazla minimum enerji gerektirir; daha alçak frekans (daha uzun dalga boyu) daha azminimumenerjiyigerektirir.Kabacaifadeedersek,tıpkıyumuşakokyanusdalgalarınınuzunvekeyif verici, buna karşın sert olanların kısa ve çırpıntılı olması gibi, uzun dalga boylu ışınımözündekısadalgaboyluışınımdandahaazenerjiktir.

Page 64: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Gelelim can alıcı noktaya: Planck'ın hesapları, dalgaların her birinde mümkün olan enerjimiktarının bu öbekliliğinin daha önceki, fırının içinde toplam sonsuz enerji şeklindeki tuhafsonucu düzelttiğini gösteriyordu. Bunun sebebini anlamak zor değildir. 19. yüzyıltermodinamiğine dayalı hesaplamalar, bir fırın herhangi bir sıcaklığa ayarlandığında, her birdalganıntaşıdığıenerjimiktarınıntoplamakatkıdabulunacağıvarsayımınadayanıyordu.Fakat,tıpkıellerindefazlaparaolankiracılarınevsahibineborçlarınıödeyememesindeolduğugibi,birdalganın taşıyabileceğiminimumenerjimiktarı,katkıdabulunmasıgerekenmiktarıaşıyorsa,odalga katkıda bulunamamakta, atıl kalmaktadır. Planck'a göre bir dalganın taşıyabileceğiminimum enerji miktarı frekansıyla doğru orantılı olduğundan, fırında gördüğümüz yüksekfrekanstakidalgaların (dahakısadalgaboyundakiler) taşıyabileceğiminimumenerjimiktarıergeç katkıda bulunmaları beklenen enerji miktarından daha büyük olur. 50 dolarlıktan büyükbanknotlar taşıyan kiracılar gibi, bu çok daha yüksek frekanslı dalgalar da 19. yüzyıl fiziğiningerektirdiğienerjimiktarınakatkıdabulunamaz.Buyüzden, tıpkı ısınmaiçinyapılanödemeye,sonlu miktarda toplam para sonucunu veren ancak sonlu sayıda kiracının katkıdabulunabilmesinde olduğu gibi, ancak sonlu sayıda dalga, fırının toplam enerjisine katkıdabulunabilirvebudayineenerjimiktarınınsonluolmasınayolaçar.İsterenerjiolsunisterpara,temelbirimlerinöbekliliği-vedahayüksekfrekanslaryadadahabüyükbanknotlaraçıktıkçabuöbeklerin boyutlarının giderek büyümesi- sonsuz değeri gösteren bir cevabı sonlu olanaçevirmektedir.

Planck, "sonsuz" enerji miktarını gösteren cevaptaki açık tuhaflıktan kurtularak önemli biradımattı. İnsanlarıyaptığı tahminingeçerliliğinegerçekteninandıranşeyise,benimsediğiyeniyaklaşımın, fırındaki enerji miktarının ne olacağı sorusuna getirdiği sonlu cevabın yapılandeneysel ölçümlerle çarpıcı bir biçimde uyuşmasıydı. Planck kesin biçimde, yeni hesaplarınadahil olan bir parametreyi değiştirerek, herhangi bir sıcaklığa ayarlanmış bir fırında ölçülenenerjimiktarınadairdoğrubir tahmindebulunabileceğinigördü.Butekparametre,birdalganınfrekansı ile taşıyabileceği minimum enerji öbeği arasındaki orantılılık faktörüydü. Planck buorantıhlık faktörünün -bugün Planck sabiti olarak bilinir ve " H-bar" denir- gündelik birimlerinyaklaşık milyarda birinin milyarda birinin milyarda biri olduğunu buldu.Planck sabitinin böyleküçük bir değere sahip olması, enerji öbeklerinin boyutlarının genelde çok küçük olduğuanlamına gelmektedir. Örneğin bize, bir keman telindeki bir dalganın enerjisinde -dolayısıylaürettiği ses yüksekliğinde- sürekli değişim yaratabilecekmişiz gibi gelmesinin sebebi budur.Bununla birlikte, Planck'a göre, dalganın enerjisi aslında farklı aşamalardan geçer, fakat buaşamalar öyle küçük boyutlardadır ki, bir yükseklikten diğerine geçiş kolayca, hissedilmedenger-çekleşiyormuş gibi görünür. Planck'ın iddiasına göre, bu enerji sıçramalarının boyutları,dalgaların frekansı yükseldikçe (dalga boyları kısaldıkça) büyür. Sonsuz-enerji paradoksunuçözenönemlibileşen,iştebudur.

Göreceğimiz gibi, Planck'ın kuantum varsayımı bir fırının içindeki enerji miktarınıkavramımızdan daha fazlasını olanaklı kılmaktadır. Dünyamızla ilgili apaçık olduğunudüşündüğümüzbirçokşeyialtüstetmektedirbu.H-bar'ınküçüklüğü,alışageldiğimizyaşamdanradikal sapmaların birçoğunun mikrodün-yayla sınırlı kalmasına neden olur. Ancak, H-barolduğundandahabüyükolsaydı,H-Bar'dayaşanantuhafolaylaraslındasıradanolaylarolurdu.Göreceğimizgibi,bunlarmikrodünyadakesinliklesıradanolaylardır.

ÖbeklerNedir?

Page 65: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Enerjininöbekliliği konusunabuçokönemligirişi yaparkenPlanck,savınıgerekçelendirecekbirdayanağasahipdeğildi.Yaptığıhesaplarınişeyaramasınınötesindenekendisinedebaşkabiri bunun niçin doğru olması gerektiğine dair ikna edici bir neden gösterebiliyordu. FizikçiGeorge Gamow'un dediği gibi, sanki doğa, birine ya bir büyük bardak biranın tamamınıiçeceksin ya da hiç içmeyeceksin diyor, ikisinin arasını kabul etmiyordu. 1905'te Einstein biraçıklamabulduvebukeskingözlemiona1921'deFizikNobeli'nigetirdi.

Einstein,açıklamasınafotoelektriketkisiolarakbilinenşeyüzerinekafayorarakulaştı.Almanfizikçi Eleinrich Elertz 1887'de, elektromanyetik ışınımın -ışığın- belirli metaller üzerindeparladığında,bunlarınelektronsaldığınıbulanilkkişioldu.Bu,tekbaşınadikkatçekicibirbuluşdeğildi.Metallar,atomlarının içindekibazıelektronlarıngevşekbirşekildebağlıolmasıgibibirözelliğe sahiptir (elektriği bu kadar iyi iletmelerinin nedeni de budur). Işık metal yüzeyevurduğundaenerjisini bırakır; tıpkı teninize vururken ısındığınızı hissetmenizdeolduğugibi.Buaktarılmış enerji metalin elektronlarını harekete geçirebilir ve gevşek tutunan elektronların birkısmıyüzeyeçıkabilir.

Fakat fotoelektriketkinin tuhafözellikleri,dışarı çıkanbuelektronlarındoğasıdahaayrıntılıincelendiğinde belirginlik kazanır. İlk bakışta, ışığın yoğunluğu -parlaklığı- arttıkça, etkidebulunanelektromanyetikdalganındaha fazlaenerjisi olduğundan,metaldençıkanelektronlarınhızının da artacağını düşünebilirsiniz. Ancak bu gerçekleşmez. Metalden çıkan elektronlarınsayısı artarken hızları sabit kalır. Öte yandan, metale vuran ışığın frekansı yükseldiğinde,metalden çıkan elektronların hızının arttığı, benzer şekilde frekans düştüğünde, elektronlarınhızınındadüştüğüdeneyselolarakgözlenmiştir. (Tayfıngörülebilir kısmındakielektromanyetikdalgalaraçısından, frekanstabir yükselme, rengin kırmızıdan turuncuya, sonrasarıya, yeşile,maviye, çivite ve nihayet leylak rengine dönmesine denk düşer. Leylak rengininkinden dahayüksek frekanslar görünebilir değildir ve ultraviyole, sonra da X ışınlarına karşılık gelirler;kırmızıdan düşük frekanslar da görünebilir değildir ve kızılötesi ışınıma karşılık gelirler.)Aslında, kullanılan ışığın frekansı düşürüldükçe metalden çıkan elektronların hızının sıfıradüştüğü ve ışık kaynağının olası bir kör edici yoğunlukta olup olmadığına bakılmaksızın,yüzeyden dışarıya atılmalarının kesildiği bir noktaya gelinir. Bilinmeyen bir nedenle metaldenelektronlarınçıkıpçıkmayacağını,çıkarlarsasahipolacaklarıenerjimiktarınımetalevuranışıkdemetininrengi-amatoplamenerjisideğil-belirler.

Einstein'ınbukafa karıştırıcı olgularagetirdiği açıklamayıanlayabilmek için, 80Fahrenhaytderecede ısıtılmakta olan depoya geri dönelim şimdi.Düşünün ki çocuklardan nefret eden evsahibi,15yaşındanküçükherkesindeponunaltındakibodrumkatındayaşamasınışartkoşuyorveyetişkinler,çocuklarıbodrumkatınıçevreleyenkocamanbirbalkondan izleyebiliyor.Dahasıda var: Bodrum katına mahküm çocuklar ancak kapıdaki bekçiye 85 sent çıkış ücretiödendiğinde depodan çıkabiliyorlar. (Ev sahibinin çocuk yiyen bir canavardan farkı yok.)Israrınızüzerinekolektifzenginliğiparabirimlerinegöredüzenleyenyetişkinlerçocuklarasadecebalkondanatarakparaverebiliyorlar.Bakalımneleroluyor.

Bir sentlikleri taşıyankişi, birkaç taneatıyoraşağıyaamabu, çocuklardanbirininbile çıkışparası içinyetmeyecekkadarküçükbirmeblağ.Esasında,aşağıdadüşenparalarıyakalamakiçinazgındalgalarhalindekaynaşan"sonsuz"birçocukdeniziolduğundan,birsendikleritaşıyanyetişkin aşağıya muazzam miktarda para atsa bile, tek bir çocuk dahi çıkmak için bekçiyeödemesi gereken 85 senti toplayamayacaktır. Aynı durum, beş sentlik, 10 sentlik, 25 sentlik

Page 66: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

taşıyan yetişkinler için de geçerli. Aşağıya herkes tarafından inanılmaz miktarda paraatılmasına rağmen, bir tane bile yakalayan çocuklar şanslıdır (çoğu hiçbir şey yakalayamaz);çıkışiçingerekli85sentitoplayançocukçıkmıyor.Ancaksonra,dolartaşıyanyetişkinaşağıyanisbetenaz, tek tekbileolsaparaatmayabaşladığında tekbirbanknotbileyakalayanşanslıçocuklar, derhal oradan çıkabiliyorlar. Fakat dikkat edin, bir dolarlık banknot taşıyan yetişkin,aşağıya variller dolusu bir dolarlık banknot atsa da, depodan çıkabilen çocukların sayısındamuazzambirartışolmakta,ancakhepsinindecebindebekçiyeyaptıklarıödemedensonra15sentkalmaktadır.Aşağıyaatılanbanknotlarınsayısıneolursaolsun,bugeçerlidir.

Şimdi tüm bunların fotoelektrik etkiyle ilişkisine bakalım. Einstein yukarıda gördüğümüzdeneyselverileredayanarak,dalgalarıntaşıdığıenerjiöbekliliğiyleilgiliPlanck'ınçizdiğitabloyuışığın yeni bir tanımıyla birleştirmeyi önerdi. Einstein'a göre bir ışık demeti, aslında, kimyacıGilbertLewis'insonundafotonadınıvereceğiküçükpaketlerden-küçükışıkparçacıklarından-oluşanbırakımolarakdüşünülmelidir.İLBölüm'dekiışıksaatiörneğindekullandığımızbirfikirdirbu). Işığı parçacıklar üzerinden gören bu bakış açısında, ölçeklerle ilgili örnek sunmak için,bildiğimiz 100 vatlık bir ampulün saniyede 10" foton salmasını verebiliriz. Einstein bu yenikavrayışa dayanarak fotoelektrik etkinin temelindeki mikro mekanizmaya dair bir varsayımdabulundu:Birelektronayeterinceenerji yüklübir fotonçarptığında,elektronunmetalinyüzeyineçıkacağını ileri sürdü. Peki fotonun enerjisini belirleyen nedir? Einstein deneysel verileriaçıklarken, Planck'ın izinden giderek, her bir fotonun enerjisinin ışık dalgasının frekansıyla(Plancksabitiolarakorantılı-lıkfaktörüyle)doğruorantılıolduğunuilerisürdü.

Bu durumda, tıpkı, çocukların ödemesi gereken minimum çıkış ücreti gibi, bir metaldekielektronların dayüzeye çıkarılabil-meleri için belli bir minimum enerjiye sahip fotonlarlaçarpışmalarıgerekir. (Tıpkıçocuklarınaşağıyaatılanparalarıyakalamak içinbirbirleriyle itişipkakışmalarında olduğu gibi, bir elektronun birden fazla fotonla çarpışma olasılığı son derecedüşüktür; çoğu hiç çarpışmaz.) Fakat metale vuran ışık demetinin frekansı çok düşükse,demetteki fotonlar da elektron çıkarmak için gerekli kuvvetten yoksun olacaktır. Yetişkinleraşağıya muazzam sayıda para attığı halde çocukların çıkmak için gerekli meblağıtoplayamamasında olduğu gibi, metale vuran ışık demetinin toplam enerjisi ne olursa olsun,frekansı(dolayısıylatektekfotonlardakienerjimiktarı)çokdüşükse,fotonlarlaçarpışıpserbestkalabilenelektronolmayacaktır.

Fakat, bodrum katına atılan paralar birimsel olarak yeterli büyüklükte olunca, çocuklarındepodan ayrılma olanağına hemen kavuşmasında olduğu gibi, metale vuran ışığın frekansı -enerji birimi- yeterince yükselir yükselmez elektronlar da yüzeye çıkmaya başlayacaktır.Dahası,birdolarlıkbanknotlarasahipyetişkininaşağıyaattığıbanknotsayısınıartırarak,attığıtoplammeblağıyükseltmesindeolduğugibi,bellibirfrekanstakiışıkdemetinintoplamyoğunluğuda,içerdiğifotonsayısınınartırılmasıylaartacaktır.Tıpkıdolarsayısınınartmasının,dahafazlasayıda çocuğun depodan ayrılmasını olanaklı kılmasında olduğu gibi, foton sayısının artmasıda daha fazla sayıda elektronun çarpılıp yüzeye çıkmasını sağlamaktadır. Dikkat edilmesigerekennokta,yüzeyeçıkmalarısonrasındabuelektronlarınherbirindekalanenerjimiktarının,sadecevesadeceonlaraçarpanfotonlarmherbirindekienerjimiktarınabağlıolmasıdır;bunuda ışıkdemetinin toplamyoğunluğudeğil, frekansıbelirler.Tıpkıaşağıyakaç tanebirdolarlıkbanknot atılmış olursa olsun, her bir çocuğun bodrum katının kapısından cebinde 15 sentleçıkmasındaolduğugibi,metalevuranışığıntoplamyoğunluğuneolursaolsun,herelektrondayüzeyi aynı miktarda enerjiyle -dolayısıyla aynı hızla- terk eder. Aşağıya atılan toplam para

Page 67: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

sayısınındahafazlaolması,dahafazlasayıdaçocuğunbodrumkatınıterkedebilmesianlamınagelir; ışık demetinin toplam enerji miktarının daha fazla olması da, daha fazla elektronunfotonlarlaçarpışıpserbestkalmasıanlamınagelir.Çocuklarkapıdançıkarkenceplerindedahafazlaparakalsınistersek,aşağıyaatılanparalarınbirimdeğeriniyükseltmemizgerekir;yüzeyeçıkan elektronların daha hızlı olmasını istersek metale vuran ışık demetinin frekansınıyükseltmemiz, yani metalik yüzeye gönderdiğimiz fotonların taşıdığı birim enerji miktarınıartırmamızgerekir.

Buaçıklama,deneysel verilerle tamamenuyumludur. Işığın frekansı (rengi)metaldençıkanelektronların hızını belirler; ışığın toplam yoğunluğu ise çıkan elektronların sayısını belirler.Einsteinböylece,Planck'ınenerjiöbekleriyle ilgili tahminininaslındaelektromanyetikdalgalarıntemelbirözelliğiniyansıttığınıgösteriyordu:Elektromanyetikdalgalarküçükışıkpaketleriyadakuantalardan ibaretparçacıklardan -fotonlardan-oluşmaktadır.Budalgaların taşıdığıenerjininkesikliliği,öbeklerdenoluşmalarındankaynaklanır.

Einstein'ın bu görüşü büyük bir ilerlemeyi temsil ediyordu. Fakat göreceğimiz gibi, konugöründüğükadarderlitopludeğildir.

DalgamıyoksaParçacıkmı?

Suyun ve tabi su dalgalarının çok sayıda su molekülünden oluştuğunu herkes bilir.Dolayısıyla, ışık dalgalarının aynı zamanda çok sayıda parçacıktan, yani fotondan oluşmasıgerçekten şaşırtıcı mıdır? Öyledir. Ancak, şaşırtıcı olan şey ayrıntılarda gizlidir. Üç yüzyılıaşkınbirsüreönceNewton,ışığınparçacıkakımlarındanoluştuğunuilerisürdüğüiçinfikiryenideğildir.Gelgelelim,Newton'unbazımeslektaşları,özellikleHollandalı fizikçiChristianHuygensbu fikri paylaşmıyor, ışığın birdalga olduğunu savunuyordu. Tartışma giderek kızıştı, fakatsonunda, İngiliz fizikçi Thomas Young tarafından 1800'lerin başında gerçekleştirilen deneylerNewton'unyanıldığımgösterdi.

Şekil4.3Youngdeneyinde,üzerineikidelikaçılmışbirlevhayaışıkdemetitutulur.Deliklerdenbiriyadaberikisiaçıkolduğundalevhadangeçenışıkbirfotoğraflevhasına

kaydedilir.

Young'ın deneysel düzeneği -bu deney Young deneyi olarak da bilinir- Şekil 4.3'te şematikolarak gösterilmiştir. Feynman, bu biricik deneyin çıkarımlarından, dikkatli bir şekildeirdelemeylebütünbirkuantummekaniğinisüzüpçıkarmanınolanaklıolduğunusöylemektenpekhoşlanırdı, bu yüzden üzerinde durmaya değer bir deneydir. Şekil 4.3'te gördüğümüz gibiüzerineikidelikaçılmışincebirlevhayaışıktutulmuştur.Birfotoğraflevhası,deliklerdengeçenışığıkaydeder;fotoğrafınparlakkısımlarıgelenışığındahafazlaolduğuyerlerigöstermektedir.Deney,deliklerdenbiriyadaikisibirdenaçıkbırakıldığındaveışıkkaynağıaçıldığındafotoğraflevhalarıüzerindeoluşangörüntülerinkarşılaştırılmasındanoluşmaktadır.

Page 68: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Soldelikkapatılıpsağdelikaçıkbırakıldığında, fotoğrafŞekil4.4'tekigibigörünecektir.Bugayet anlamlıdır, çünkü fotoğraf levhasına düşen ışık açık olan tek delikten geçecektir,dolayısıylafotoğrafınsağkısmındayoğunlaşacaktır.Benzerşekildesağdelikkapatılıpsoldelikaçık bırakıldığında, fotoğraf Şekil 4.5'teki gibi görünecektir. Her iki delik açık olduğunda,Newton'unparçacıklardanoluşanışıktanımı,fotoğraflevhasınınŞekil4.6'dakigibigörüneceği.Şekil 4.4 ile Şekil 4.5'in bir karışımı olacağı tahminine götürmektedir. Newton'un ışıkparçacıklarını duvara ateşlediğiniz çok minik gülleler olarak düşünürseniz, levhayı aşanparçacıkların iki deliğin karşısına denk düşen bölgelerde yoğunlaşacağını söyleyebilirsiniz.Dalgalardanoluşanışıktanımıise, ikidelikbirdenaçıkbırakıldığındanelerolacağınadairçokfarklıbirtahminegötürmektedir.Şimdibunabakalım.

Şekil4.4Sağdeliğinaçıkolduğubudeneyde,fotoğraflevhasıüzerindegörülengörüntüortayaçıkmaktadır.

Şekil4.5Şekil4.4'teolduğugibi,fakatbukezyalnızcasoldelikaçık.

Şekil4.6Newton'unparçacıklaradayalıışıkgörüşü,ikidelikdeaçıkbırakıldığında,fotoğraflevhasındakigörüntününŞekil4.4ile4.5'tekigörüntülerinbirbirleşimiolacağıtahmininde

bulunur.

Işıkdalgalarıyerinesudalgalarıkullandığımızıdüşünelim.Bulacağımızsonuçaynıdır,ancaksu üzerine düşünmek daha kolaydır. Su dalgaları levhaya çarptığında, deliklerin her birindençıkandaireselsudalgalarıoluşurveŞekil4.7'degörüldüğügibibunlar,birgöle taşatıldığındaoluşan halkalara çok benzer. (Su dolu bir kapta üzerinde iki delik bulunan karton bir levha ilekolaycadenenebilirbu.)Deliklerinherbirindençıkandalgalarüstüstebindiğindeçok ilginçbirşeygerçekleşir,ikidalganıntepenoktalarıüstüstegeldiğinde,bunoktadakidalganınyüksekliğiartar, ayrı iki dalganın yüksekliklerinin toplamı olur. İki dalganın çukur noktaları üst üste

Page 69: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

bindiğinde, o noktadaki yüzey girintisinin derinliği de artar. Son olarak, bir delikten çıkandalganın tepe noktası, diğer delikten çıkan dalganın çukur noktasıyla üst üste binerse,birbirlerini iptal ederler. (Aslma bakılırsa, ses geçirmez kulaklıkların ardında yatan fikir debudur; gelen ses dalgasının şeklini ölçerek tam "zıt" başka bir ses dalgası oluştururlar veböylece istenmeyen sesler engellenmiş olur.) Uçlardaki bu üst üste binmeler -tepe noktalarıtepe noktalarıyla, çukur noktaları çukur noktalarıyla ve tepe noktaları çukur noktalarıyla-dışında birçok kısmi yükseklik artışları ve iptaller söz konusudur. Diyelim ki, siz ve bir gruparkadaşınız,levhayaparalelküçükteknelerdenbirhatoluşturuyorsunuzveherbirinizdeliklerdengeçensudalgasıylanekadarsallandığınızısöylüyorsunuz.Ortayaçıkansonuç.Şekil4.7'ninensağında görünen şekil gibi olacaktır. Çalkalanmanın çok olduğu yerler, deliklerin her birindençıkandalgatepenoktalarının(yadaçukurnoktalarının)kesiştiğibölgelerdir.Çalkalanmanınazolduğuyadahiçolmadığıbölgelerise,birdeliktençıkandalgatepenoktalarınındiğerdeliktençıkançukurnoktalarıylakesiştiği,böylecebirbirleriniiptalettikleriyerlerdir.

Şekil4.7Deliklerinherbirindençıkandaireselsudalgalarıüstüstebiner,budatoplamdalganınbazıyerlerdebüyümesinebazıyerlerdeküçülmesineyolaçar.

Şekil4.8Işıkbirdalgaise,ikidelikaçıkolduğunda,dalgalarınherbirindençıkandalgakısımlarıarasındagirişimolacaktır.

Fotoğraf levhası gelen ışıkla ne ölçüde "çalkalanma" olduğunu gösterdiğinden, bir ışıkdemetinin dalga resmi üzerine aynı akıl yürütmeyle iki delik de açık bırakıldığında fotoğrafınŞekil4.8'dekigibigörüleceği sonucunaulaşılır.Şekil4.8'dekienparlakbölgeler,deliklerinherbirinden çıkan ışık dalgalarının tepe noktalarının (ya da çukur noktalarının) kesiştiği yerlerdir.Karanlık bölgeler isebir delikten çıkan tepelerin, diğerindençıkan çukurnoktalarıyla kesiştiği,böylece birbirlerini iptal ettikleri yerlerdir. Şeritlerin düzeni, girişim örimtüsü olarak bilinir. Bufotoğraf. Şekil 4.6'da gösterilenden önemli ölçüde farklıdır, bu yüzden ışığın parçacıklı vedalgalı betimleri arasındaki farkı ayırt etmek için somut bir deney söz konusudur. Young budeneyin değişik bir biçimini gerçekleştirdi. Bulduğu sonuçlar Şekil 4.8'dekine uyuyor, böyleceışığındalgalardanoluştuğugörüşünüdoğruluyordu.BöylelikleNewton'un ışığınparçacıklardanoluştuğugörüşüyenilgiyeuğradı (gerçi fizikçilerinbunukabul etmesi bir hayli zamanalmıştır).

Page 70: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Galip gelen ışığın dalga kuramı daha sonra Maxwell tarafından matematiksel temellereoturtuldu.

Ancak, Newton'un saygın kütleçekimi kuramını yerle bir eden Einstein, fotonları devreyesokarakNewton'unparçacıklıışıkmodelinişimdiyenidendiriltmişgörünmektedir.Hiçşüphesiz,hâlâ aynı soruyla karşı karşıyayız: Parçacıklara dayalı bir bakış açısı, Şekil 4.8'deki girişimörüntüsünü nasıl açıklayabilir? İlk bakışta şöyle bir tahminde bulunabilirsiniz: Su, H2Omoleküllerinden, yani su parçacıklarından oluşur. Bununla birlikte, bu moleküllerden çok çokfazlası birbiri ardı sıra aktığında, su dalgaları oluşturabilirler; bu dalgalara da Şekil 4.7'degördüğümüz girişim özellikleri eşlik eder. Böylece, çok fazla sayıda fotonun, yani ışıkparçacığının söz konusu olması koşuluyla, girişim desenleri gibi dalga özelliklerinin parçacıklıışıkbetimindendoğacağınıtahminetmekaklayatkıngelebilir.

Oysa aslında, mikrodünya kolayca fark edilemeyen ve anlaşılması zor özelliklere sahiptir.Şekil4.8'degörülenışıkkaynağınınyoğunluğuiyicevehattasonundafotonlarınlevhayatektekgönderildiği-diyelimkiher10saniyedebirfotonungönderildiği-birnoktayakadarazaltılsabile,sonuçtaortayaçıkanfotoğraflevhasıhâlâŞekil4.8'dekigibigörünecektir:Buışıkdemetlerinin,deliklerden ayrı ayrı geçmesini, her birinin fotoğraf levhasında vurduğu yerin tek bir noktaylakaydedilmesini, böyle çok sayıda ışık demetinin aynı işlemi tekrarlamasını yeterince sürebeklediğimizde, levhanın üzerindeki bu noktalar, Şekil 4.8'de görülen bir girişim örüntüsününgörüntüsünü oluşturacaktır. Şaşırtıcıdır bu. Aradaki levhadan sırayla tek tek geçip fotoğraflevhasına vuran foton parçacıkları, nasıl olur da bir araya gelip girişen dalgaların karanlık veparlakşeritlerinioluşturur?Gelenekselakılyürütmebizeherbir fotonunyasoldeliktenyasağdelikten geçeceğini, bu nedenle Şekil 4.6'da görülen şekli karşımızda bulmayı beklememizgerektiğinisöyler.Amakarşımızabuçıkmaz.

Doğanın bu olgusu kafanızı allak bullak etmediyse, ya daha önce görmüş ve artıkkanıksamışsınızdır bunu ya da buraya kadar yaptığımız betimleme yeterince canlı değildir.İkincisinin söz konusuolmaolasılığını göz önündebulundurarak, betimlemeye tekrar girişelim;ama bu kez biraz farklı bir biçimde. Sol deliği kapatıyoruz ve fotonları tek tek levhayagönderiyoruz. Fotonla-rın bir kısmı levhadan geçiyor, bir kısmı ise geçemiyor. Levhadangeçenler fotoğraf levhasınınüzerinde,Şekil 4.4'te noktanoktagörünengörüntüyüoluşturuyor.Sonra deneyi yeni bir fotoğraf levhasıyla tekrarlıyoruz, ama bu kez deliklerin ikisini de açıkbırakıyoruz. Bu durumda doğal olarak, bunun sadece levhadaki deliklerden geçip fotoğraflevhasına vuran foton sayısının artmasını sağlayacağını, böylece levhanın ilk deneydeolduğundandahafazlatoplamışığamaruzkalacağınıdüşünürüz.Fakatortayaçıkangörüntüyüincelediğimizde, beklediğimiz gibi fotoğraflev-hasının üzerinde ilk deneyde karanlık kalıp daşimdiparlakolanyerlerdenbaşka, tıpkıŞekil4.8'deolduğugibi ilkdeneydeparlakolupşimdikaranlık olan yerler de olduğunu görürüz. Fotoğraf levhasına vuran tek tek fotonların sayısınıartırarak belli bölgelerdeki parlaklığı azaltmış oluyoruz. Geçici olarak birbirlerinden ayrılanfotonlar, bir şekilde birbirlerini iptal etme yeteneğin-dedirler. Bunun ne kadar çılgınca bir şeyolduğunu düşünün bir: Sağ delikten geçipŞekil 4.8'deki karanlık şeritlerden birine vurabilecekfotonlar, sol delik açıldığında bunu yapamamaktadır (şeritin şimdi karanlık olmasının sebebibudur). Peki nasıl oluyor da, bir delikten geçebilen küçücük bir ışık demeti diğer deliğin açıkolupolmamasındanetkilenebiliyor?Feynman'ınişaretettiğigibi,garipbirşekilde,sankilevhayamakineli tüfekle ateş açıyoruz; levhadaki iki delik de açık olduğunda bağımsız, ayrı ayrıateşlenmiş mermiler bir şekilde birbirlerini iptal ediyor ve hedefte hiç dokunulmamış, levhada

Page 71: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

sadecetekdelikaçıkolduğundavurulanbölgelerdenoluşanbirdesenbırakıyorlar.

Bu tür deneyler Einstein'ın ışık parçacıklarının Newton'un-kilerden hayli farklı olduğunugöstermektedir. Fotonlar parçacık olsalar da, bir şekilde ışığın dalgaya benzer özelliklerinitaşımaktadır aynı zamanda. Bu parçacıkların enerjisinin dalgaya benzer bir özellik -frekans-tarafındanbelirlenmesi,tuhafbirbirleşmeninortayaçıktığınadairilkişarettir.Fakatfotoelektriketkisi ile Young deneyi, dersi anlamamızı kolaylaştırıyor. Fotoelektrik etkisi ışığın parçacıközelliklerinesahipolduğunugösteriyor;Youngdeneyi,ışığındalgalarıngirişimözellikleriniortayakoyduğunu gösteriyor. İkisi birlikte ise ışığın hem dalgaya hem parçacığa benzer özelliklertaşıdığınıgösteriyor.Mikro-dünyabirşeyinyadalgayaparçacıkolduğunusöyleyensezgimizibir kenara bırakmamızı, o şeyin hem dalga hem parçacık olma olasılığını kucaklamamızısöylüyor. Feynman'ın, "Kuantum mekaniğini kimse anlamıyor," iddiası da işte burada öneçıkıyor. "Dalga-parçacık ikiliği" gibi ifadeleri dile getirmek mümkündür. Bu sözleri, gerçekdeneyleriinanılmazbirgeçerliliklebetimleyenmatematikselformelliğeaktarabiliriz.Fakatmikro-dünyanınbuşaşırtıcıözelliğiniderin,sezgiselbirdüzeydeanlamaksonderecezordur.

MaddeParçacıklarıdaDalgadır

20.yüzyılınilkyıllarındabirçokbüyükkuramsalfizikçi,gerçekliğinozamanadekgizlikalmışbu mikro yönleri üstüne matematiksel olarak sağlam, fiziksel açıdan anlamlı bir kavrayışgeliştirmek için yorulmaknedir bilmedenuğraşıpdurdular.ÖrneğinKopenhag'daNielsBohr'unöncülüğünde, kor halindeki hidrojen atomlarının saçtığı ışığın özelliklerini açıklama konusundaciddi ilerleme kaydedildi. Fakat bu ve 1920'lerin ortalarından önce yapılmış diğer çalışmalar,fizikselevrenianlamayayöneliktutarlıbirçerçevedençok19.yüzyılınfikirleri ileyenibulunmuşkuantum kavramlarının derme çatma bir biçimde bir araya getirilmesiydi. Newton'un hareketyasalarının ya da Maxwell'in elektromanyetik kuramının açık ve mantıklı çerçevesiylekarşılaştırıldığında,kısmengeliştirilmişkuantumkuramıkarmakarışıkbirhaldeydi.

1923'te genç Fransız soylusu Prens Louis de Broglie kuantum tartışmasına yeni bir öğeekledi;modernkuantummekaniğininmatematikselçerçevesininkurulmasınakatkıdabulunacak,deBroglie'ye de 1929'da fizik alanındaNobelÖdülü kazandıracak bir öğeydi bu.DeBroglie,Einstein'ın özel görelilik kuramına tutunan bir akıl yürütmeden esinlenerek dalga-parçacıkikiliğininyalnızcaışıkdeğil,maddeiçindegeçerliolduğunuilerisürdü.DeBroglie,kabacaifadeetmek gerekirse, Einstein'ın E=mc2 formülünün kütleyi enerjiyle ilişkilendirdiğini, Planck ileEinstein'ın enerjiyi dalga frekanslarıyla ilişkilendirdiğini, bu yüzden bu iki ilişkilendirmebirleştirildiğinde, kütlenindedalgayabenzer bir somutluğuolması gerektiğini düşünüyordu.DeBroglie, bu mantık çizgisinde titizlikle çalıştıktan sonra, tıpkı kuantum kuramının ışığın eşitderecede geçerli parçacık tanımına sahip, dalgayla ilgili bir formül olduğunu gösterdiği gibi,normaldeparçacıkolarakdüşündüğmüzelektronunda,dalgaözelliğiyleaynıölçüdegeçerlibirtanıma sahip olabileceğini öne sürdü. Einstein, görelilik ve fotonlar konusundaki katkılarınındoğal bir uzantısı olduğu için, de Broglie'nin fikrini hemen benimsedi. Yine de, deneyselkanıtların yerini hiçbir şey tutamaz. Bu kanıtlar çok geçmeden Clinton Davisson ile LesterGermer'inçalışmalarındaortayakonacaktı.

1920'lerinortalarında,Bell telefonşirketindedeneysel fizikçiolarakgörevyapanDavissonveGermer,birelektrondemetininbirnikelparçasınanasılçarptığıüzerindeçalışıyorlardı.Buradabizimiçinönemlitekayrıntı,böylebirdeneydekullanılannikelkristallerinindahaönceşekillerle

Page 72: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

gösterilendeneydeki ikidelikgibidavranıyorolmasıdır.Aslınabakılırsa,bununoradaanlatılandeneyin aynısı olduğunu düşünmenin hiçbir sakıncası yoktur; yalnız, bu deneyde ışık demetiyerine elektron demeti kullanılmaktadır. Biz, bu bakış açısını benimseyeceğiz. Davisson veGermer, elektronların levhadaki iki delikten geçip, her bir elektronun etkilediği yeri parlak birnokta olarak kaydeden fosforlu bir ekrana vurmasını -aslında bir televizyonun içinde olan dabudur-incelerkendikkatçekicibirşeykeşfettiler.OrtayaŞekil4.8'dekineçokbenzerbirdesençıktı.Buyüzden,yaptıklarıdeneylerelektronlarıngirişimolgusunu,yanidalganitelikleriniaçığavuranişaretlerigösteriyordu.Fosforluekranüzerindekikaranlıkbölgelerde,tıpkısudalgalarınıntepe ve çukur noktalarının üst üste binmesinde olduğu gibi, elektronlar bir şekilde "birbirleriniiptal ediyordu." Gönderilen elektron demeti, örneğin her 10 saniyede tek bir elektronungönderileceği kadar "inceltilse" dahi, tek tek elektronlar o parlak ve karanlık şeritleri yine deoluşturuyordu;herbirseferdeteknoktaoluşuyordu.Birşekilde,tıpkıfotonlarındurumundasözkonusu olduğu gibi, tek tek elektronlar birbirleriyle "girişiyor", zaman içinde dalgalarlailişkilendirilen girişim örüntüsünü yeniden inşa ediyordu. Bu noktada kaçınılmaz olarak, her birelektronun,obildiğimizparçacık tanımıylabirliktedalgayabenzerbir nitelik taşıdığı sonucunavarmakzorundakalıyoruz.

Ektronlar açısından bunu tanımlamış olsak da, benzer deneyler,bütün maddelerin dalgayabenzer bir nitelik taşıdığı sonucunu doğurmaktadır. Fakat bu sonuç, katı ve sağlam, hiçbirbiçimdedalgayabenzemezmaddeolarakgerçekdünyadeneyimimizlenasıluyuşmaktadır?DeBroglie,maddedalgalarınındalgaboyuiçinbirformülkalemealdı;bu,dalgaboyununPlanck'ınH-barsabitiyledoğruorantılıolduğunugösteriyordu.(Dahadoğrusu,H-barınverdiğidalgaboyu,maddicisminmomentumunabölünüyordu.)H-barçokküçükolduğundan,sonuçtaortayaçıkandalga boylan da gündelik ölçeklerle karşılaştırıldığında benzer şekilde küçüktü. Maddenindalgayabenzerniteliğininancak titizmikroskobik incelemelerlenetlikkazanmasınınsebebi iştebudur.Nasılki,c'nin,yaniışıkhızınınçokbüyükdeğeresahipolması,uzayvezamanıngerçekdoğasının anlaşılmasını güçleştiriyorsa, H-bar'ın küçük olması da maddenin dalgaya benzerözellikleriningündelikyaşamdaanlaşılmasınıgüçleştirmektedir.

NeyinDalgaları?

Davisson ile Germer'in bulduğu girişim olgusu, elektronların dalgaya benzer niteliğini elletutulurhalegetirdi.Ancak,sözkonusuolan,neyindalgalarıdır? İlkönerilerdenbiri,AvusturyalIfizikçiErwinSchrödinger'in,dalgaların"düzlenen"elektronlarolduğuaçıklamasıydı.Bu,elektrondalgasınınneolduğunadairbirkısım"sezgi'lerdoğuruyordu,ancaknetbirkavrayışsözkonusudeğildi. Bir şeyi düzlediğinizde, bir kısmı orada bir kısmı burada kalır. Fakat bir elektronunyarısışurada,birelektronunüçtebiriburadagibiherhangibirbölünmedurumuylakarşılaşılmaz.Böyle olunca, düzlenen elektronun aslında ne olduğunu anlamamız da güçleşmektedir. Biralternatif olarak. Alman fizikçi Max Born 1926'da Schrödinger'in elektron dalgasıyla ilgiliyorumunuönemliölçüdegeliştirdi.Bohrvemeslektaşlarıncagüçlendirilenonunbuyorumubugünhâlâ geçerlidir. Born'un önerisi kuantum kuramının en tuhaf unsurlarından biridir, fakat bunarağmen önemli sayıda deneysel veriyle desteklenmektedir. Born, elektron dalgasının olasıkkaçısındanyorumlanmasıgerektiğini ilerisürdü.Dalganınbüyüklüğünün (dahadoğrusuboyununkaresinin) geniş olduğu yerler, elektronun bulunma olasılığının daha yüksek olduğu yerler,büyüklüğününa-~olduğuyerleriseelektronunbulunmaolasılığınındahadüşükolduğuyerlerdir.Şekil4.9'dabirörnekgörülmektedir.

Page 73: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Bu,gerçektentuhafbirfikirdir.Temelfiziğinaçıkvekesinanlatımındaolasılığınişinedir,öyledeğil mi? Olasılığın at yarışlarında, yazı tura oyunlarında, rulet masasında görünmesinealışkınız, ancak bu gibi durumlarda olasılık, yalnızca bilgimizin yetersizliğini gösterir. Rulettekerleğinin hızını, beyaz bilyenin ağırlığı ile sertliğini, tekerleğe düştüğü nokta ile o andakihızını, odacıkları oluşturan maddenin vb. özelliklerini tam olarak bilseydik ve hesaplarımızıyapmaya yetecek denli güçlü bilgisayarlarımız olsaydı, klasik fiziğe göre bilyenin nerededuracağınadairkesinbir tahmindebulunabilirdik.Kumarhaneler,bahiskoymadanönce tümbubilgileri toplayıp gerekli hesapları yapma konusundaki yetersizliğimize güvenir. Fakat ruletmasasındakarşılaştığımıztürdenolasılığın,dünyanınnasılişlediğinedairözellikletemelönemesahip bir şeyi yansıtmadığını görüyoruz. Kuantummekaniği ise bundan farklı olarak, olasılıkkavramınıdahaderinbirdüzeydeevreneyerleştirir.Born'aveelliyılıaşkınsüredirdevamedendeneylere göre, maddenin dalga niteliği, bizzat maddenin temelde olasılıkçı bir yaklaşımlabetimlenmesi gerektiği anlamına geliyor. Bir kahve fincanı ya da rulet tekerleği gibi makroölçeklerdeki nesneler açısından de Broglie'nin kuralı, maddenin dalgaya benzer niteliğininneredeyse fark edilmez olduğunu, olağan durumlarda kuantum mekaniğiyle ilişkili olasılığıntümüyle görmezden gelinebileceğini gösteriyor. Fakat mikro düzeyde, yapabileceğimiz en iyişeyin, bir elektronun belli biryerde belli bir bulunma olasılığı taşıdığını söylemek olduğunuöğreniyoruz.

Şekil4.9Elektronlailişkilendirilendalga,elektronunbulunmasıenolasıyerdeenbüyükdurumdadır,elektronunbulunmaolasılığınınazolduğuyerlerdedalganınboyutlarıdagiderek

küçülür.

Olasılıkçıyorumlamanınşöylebirüstünlüğüvardır:Birelektrondalgası,birengeleçarpıpçokçeşitli dalgacıklar oluşturmak gibi, diğer dalgaların yaptıklarını yapabiliyorsa, bu durumelektronun kendisinin farklı parçalara ayrıldığı anlamına gelmemektedir. Bu, daha çok, artıkelektronunihmaledilemezbirolasılıkiçerisindebulunabileceğibirçokyerolduğuanlamınagelir.Pratikte bu, şu anlama gelmektedir: Bir elektronun kullanıldığı bir deney tekrar tekrar, tamolarakaynışekildegerçekleştirilirse,elektronunkonumunaaitölçümlerde tamolarakhepaynıcevap bulunmayacaktır. Daha çok, deney tekrarlandıkça her seferinde farklı sonuçlaraulaşılacaktır vebu sonuçlara bakıldığında, bir elektronunbelli biryerde kaç kezbulunacağınınelektronun ola-silik dalgasının şekline bağlı olduğu görülecektir. Olasılık dalgasının (dahadoğrusu, olasılık dalgasının karesinin) A'daki büyüklüğü B'deki büyüklüğünün iki katıysa, budurumda kuram, deney birçok kere tekrarlandığında, elektronun B'de bulunduğundan iki katdaha fazla A'da bulunacağı tahmininde bulunur. Deneylerin kesin sonuçları tahmin edilemez.Yapılabilecekeniyişeyse,bellibirsonucunortayaçıkmaolasılığınıtahminetmektir.

Hal böyleyken, olasılık dalgalarının kesin biçimlerini matematiksel olarak belirleyebildiğimizsürece,bunlarlailgiliolasılıktahminlerinibellibirdeneyiçokkerelertekrarlayaraktestedebiliriz,

Page 74: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

böylece belli bir sonuca ya da başka bir sonuca ulaşma olasılığını deneysel olarak ölçmüşoluruz.DeBroglie'ninönerisindensadecebirkaçaysonra,Schrödingerolasılıkdalgalarınınyada bilinen adıyla dalga fonksiyonlarının şeklini ve evrimini etkileyen denklemi saptayarak, buamaca yönelik belirleyici bir adım attı. Schrödinger'in denklemi ve olasılıkçı yorumu, çokgeçmeden müthiş derecede geçerli tahminlerde bulunmakta kullanılıyor olacaktı. Dolayısıyla,1927ye gelindiğinde klasik masumiyet kaybolup gitmiş bulunuyordu. Tek tek bileşenlerinegeçmişte bir anda hareket verilen ve bu bileşenlerin eşsiz şekilde belirlenen kaçınılmazyazgılarını yerine getirdiği, saat gibi işleyen bir evrenin zamanı geride kaldı. Kuantummekaniğine göre, evren katı ve kesin bir matematiksellikle evrilir, fakat bu çerçeve ancakherhangi bir geleceğin gerçekleşme olasılığını belirler, belirli bir geleceğin gerçekleşeceğinideğil.

Birçokları bu sonucu rahatsız edici, hatta tümüyle kabul edilemez bulmuştur. Einsteinbunlardanbiriydi.Fizikalanındasarfedilmişenunutulmazcümlelerdenbiriolan, "Tanrıevrenlezaratmaz,"sözleriylekuantumkuramınınateşliyandaşlarınaöğütveriyordu.Einsteinolasılığın,temel fiziğin bir açılımı olduğunu, rulet tekerleğinde çok ince bir akıl yürütme biçimini ortayaçıkardığını düşünüyordu; bu, anlayışımızda temel bir eksiklikti. Einstein'ın gözünde, evrende,kesin biçimi bir şans öğesi içeren bir geleceğe yer yoktu. Fiziğin, sırf belli bir gelişmeningerçekleşme olasılığıyla ilgili değil, evrenin nasıl gelişeceğiyle de ilgili öngörüde bulunmasıgerekiyordu.Ancakçok iknaediciolanlarınınbirkısmıölümündensonragerçekleşenardısıradeneyler Einstein'ın yanıldığını kesin bir biçimde gösterdi. İngiliz kuramsal fizikçi StephenElawking'inbukonudadediğigibi,"KafasıkarışıkolanEinstein'dı,kuantumkuramıdeğil."

Gelgeldim, kuantum mekaniğinin aslında ne anlama geldiği üzerine tartışma hararetli birşekilde sürüyor. Kuantum kuramının eşitliklerini geçerli tahminlerde bulunmak için nasılkullanmak gerektiği konusunda herkes hemfikir. Fakat olasılık dalgalarına sahip olmak neanlamagelir,birparçacıkbirçokolasıgelecektenhangisiniizleyeceğininasıl"seçer",gerçektenseçermiyoksakollaraayrılanbirnehirgibidurmadangenişleyenbirparalelevrenleralanındabütün olası geleceklerini mi yaşar, bu konularda bir fikir birliği yok. Yorumlamaya dayalı bukonularbir kitabıdolduracakayrıntılıbir incelemeyihakediyorveaslında,kuantumkuramıylailgili şu veya bu düşünme biçimini benimseyerek yazılmış çok sayıda mükemmel kitapbulunmaktadır.Fakatkesingörünenbirşeyvarki,kuantummekaniği,onunasılyorumlarsanızyorumlayın,evrenin,gündelikdeneyimlerimizlekarşılaştırdığımızdatuhafgörünenilkelerüzerinetemellendiğinigöstermektedir.

Elemgöreliliğin hem kuantummekaniğinin verdiği büyük ders ise, evrenimizin temelde nasılişlediğini derinlere inerek araştıracak olduğumuzda, beklentilerimizden çok çok farklı yönlerlekarşılaşabileceğimizde. Derin sorular sorma cesareti, cevapları kabul edeceksek eğer,öngörülmemişbiresneklikgöstermemizigerektirebilir.

Feynman'ınBakışAçısı

RichardFeynman,Einstein'dansonra,gelmişgeçmişenbüyükkuramsal fizikçilerdenbiridir.Feynman, kuantummekaniğininolasılıkçıözünübütünüyle kabuletti, fakat II.DünyaSavaşı'nıizleyen yıllarda, kuram üzerine düşünmek için yeni ve güçlü bir yol önerdi. Sayısal tahminleryönüyle, Feynman'ın bakış açısı, daha önceden olup bitenlere tam anlamıyla uymaktadır.Ancak, kullanılan formüller hayli farklıdır. Gelin bu bakış açısını, elektronla gerçekleştirilen

Page 75: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Youngdeneyibağlamındabetimleyelim.

Şekil 4.8'le ilgili kafa karıştırıcı olan şey, elektronların her birinin ya sol delikten ya sağdelikten geçtiğini kafamızda canlandırmamız ve bu yüzden Şekil 4.4 ile 4.5'in, Şekil 4.6'daolduğugibi,eldeedilecekverileritamolaraktemsiletmesiiçinbirleşmesinibeklememizdir.Sağdeliktengeçenbirelektron,soldabirdelikbulunmasınıdikkatealmakdurumundadeğildirvebu,tamtersi içindegeçerlidir.Ortayaçıkangirişimörüntüsü,elektronları tek tekgönderecekbileolsak,herikideliğededuyarlıbirşejarasındabirüstüstebinmeyivebirkarışmayıgerektirir.Schrödinger, de Broglie ile Born bu olguyu elektronların her birini bir olasılık dalgasıylailişkilendirerekaçıkladı.Şekil4.7'dekisudalgalarıgibi,elektronunolasılıkdalgasıher ikideliği"görür" ve karışımdan ileri gelen aynı tür bir girişime tabi olur. Şekil 4.7'de önemli ölçüdeçalkalanmanın görüldüğü yerlerde olduğu gibi, olasılık dalgasının karışımla büyüdüğü yerler,elektronun bulunmasının olası olduğu yerlerdir; olasılık dalgasının karışımla küçüldüğü yerler,Şekil4.7'dekiçalkalanmanınçokazolduğuyadahiçolmadığıyerlergibi,elektronunbulunmaolasılığının olmadığı ya da hiç bulunmadığı yerlerdir. Bu olasılık kesitine göre dağılanelektronlarfosforluekranatektekçarparveböyleceŞekil4.8'dekinebenzerbirgirişimörüntüsüoluşturur.

Feynmanfarklıbiryolizledi.Elektronlarınherbirininyasağdeliktenyasoldeliktengeçeceğiyönündekitemelklasikvarsayımakarşıçıktı.Bunun,şeylerinişleyişinintemelbirözelliğiolduğu,dolayısıyla bu özelliğe karşı çıkmanın budalalık olduğunu düşünebilirsiniz. Ne de olsa, her birelektronun hangi delikten geçeceğini belirlemek için delikler arasındaki bölgeye ve fosforluekranabakılabilir,öyledeğilmi?Evet,buyapılabilir.

Amayapılırsa,deneydeğiştirilmişolur.Elektronugörmekiçinonabirşeyyapmanızgerekir;örneğin üstüne ışık tutabilirsiniz, yani fotonları ona çarptırırsınız. Şimdi gündelik ölçeklerdedüşünecek olduğumuzda, fotonlar ağaçlara, resimlere, insanlara çarpan, görece büyük bumaddi cisimlerin hareket durumunu aslında etkilemeyen, ihmal edilebilir küçük sondalar gibidavranır. Ama elektronlar kolayca fark edilemeyen, çok küçük madde parçacıklarıdır.Elektronunhangideliktengeçtiğinibelirlemeişininekadartitizceyürütürsenizyürütün,elektronaçarpan fotonlar, onun sonraki hareketini mutlaka etkiler. Hareketteki bu değişiklik, deneyinsonuçlarını değiştirir. Deneyler göstermiştir ki, bu deneyi, her bir elektronun hangi deliktengeçtiğini belirleyecek kadar değiştirirseniz, sonuç olarak Şekil 4.8'deki tablo değişir ve Şekil4.6'dakitabloortayaçıkar!Kuantumdünyası,herbirelektronunyasolyadasağdeliktengeçipgidiyorolduğubirkezsaptandığında,ikidelikarasındakigirişiminortadankalktığınıbizegarantieder.

Böylece,Dünya'dakideneyimimiz,elektronlarınherbirinindeliklerinbirindenyadadiğerindengeçmesini gerektiriyormuş gibi görünse de, Feynman'ın bu şekilde meydan okumasının haklıgerekçeleri vardı; çünkü 1920'lerin sonlarına gelindiğinde, fizikçiler gerçekliğin görünüşte butemelniteliğinidoğrulamayönündeherhangibirgirişimindeneyimahvedeceğinianladılar.

Feynman, fosforlu ekrana ulaşan her bir elektronun aslında her iki delikten birden geçtiğiniiddia etti. Bu, kulağa çılgınca geliyor ama durun, işler daha da karışıyor. Feynman, her birelektronun kaynaktan çıkıp fosforlu ekranda belirli bir noktaya doğru ilerlerken aslında olastbütünyollaneşzamanlıolarakkatettiğini savunuyordu:Şekil4.10'dabirkaçyolgösterilmiştir.Elektron,muntazambiryol izleyipsoldeliktengeçer.Eşzamanlıolarakyinemuntazambiryol

Page 76: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

izleyipsağdeliktengeçer.Soldeliğedoğruyönelir, fakatanidenyolunudeğiştiripsağdeliktengeçer. İleri geri kıvrılarak, sonunda sol delikten geçer. Sol delikten geçip fosforlu ekranaulaşmadanönceuzunbiryolculuklaAndromedagalaksisinidolanır.Bu,durmaksızındevamedergider.Feynman'agöre,elektronbaşlangıçnoktasınıvarışnoktasınabağlayanherolasıyolueşzamanlıolarak"tüketir."

Şekil4.10Feynman'ınkuantummekaniğiformülünegöre,parçacıklarınbiryerdendiğerinegiderkenolasıheryolboyuncaseyahatettiğidüşünülmelidir.BuradabirtekelektroniçinışıkkaynağıileFosforluekranarasındakisonsuzsayıdayoldanbirkaçıgösterilmiştir.Bubirtek

elektronunaslındaikideliktendegeçtiğinedikkatedin.

Feynmanbuyollarınherbirinebirnumaraverebileceğini,öylekihepsininortalamasınındalgafonksiyonu yaklaşımı kullanılarak hesaplanan olasılıkla tam olarak aynı sonucu vereceğinigösterdi. Bu yüzden, Feynman'ın bakış açısına göre, elektronla bir olasılık dalgasınınilişkilendirilmesi gerekmemektedir. Onun yerine, aynı ölçüde, hatta biraz daha tuhaf bir şeyidüşünmemizgerekmektedir.Herzamantümüylebirparçacıkolarakgörülenelektronunekrandabellibirnoktayaulaşmaolasılığı,orayaulaşantümolasıyollarınbileşiketkisindenoluşmaktadır.BudaFeynman'ınkuantummekaniğine"yollarıntoplamı"yaklaşımıolarakbilinir.'

İştebunoktayıkavramamızdaklasikeğitimimizyetersizkalmayabaşlıyor:Nasıloluyordabirelektron aynı anda farklı yolları, hem de sayıları sonsuzu bulan farklı yolları katediyor? Bu,savunulabilir bir itiraz olarak görünüyor, fakat kuantum mekaniği -dünyamızın fiziği- böylesıradan itirazların vaktinin geçtiğini görmemizi zorunlu kılıyor. Feynman'ın yaklaşımınınkullanıldığıhesaplarınsonuçları,dalgafonksiyonuyaklaşımınınkullanıldığıhesaplarla,onlardadeneylerle uyuşmaktadır. Doğanın neyin anlamlı olduğunu neyin olmadığını buyurmasına izinvermek zorundayız. Feynman bu gerçeği şu sözlerle ifade etmektedir: "[Kuantum mekaniği],sağduyununbakışaçısınagöredoğayısaçmaolarakbetimler.Deneylerhiçbirşekildekuramınaksini söylememektedir. Bu yüzden doğayı olduğu gibi, saçmalığıyla kabul edebileceğiniziumuyorum."

Yine de, mikro ölçeklerde incelendiğinde doğa, ne kadar saçma bulunursa bulunsun,Dünya'dagündelikölçeklerdede-neyimlenensıradanolaylarıaçıklayabilmemiziçinşeylerinbir-birleriyle uyuşması gerekir. Bu amaçlaFeynman, beysbol topları, uçaklar ve gezegenler, yaniatomaltı parçacıklara kıyasla büyük nesnelerin hareketini incelerseniz, yolların her birine birnumaravermekuralının,hepsininbirleşiketkisidikkatealındığında,biridtşmdadiğerhepsininbirbirini iptal ettiğni göstermiştir. Aslında nesnenin hareketi söz konusu olduğunda, sonsuzsayıdaki yoldan yalnızca biri önemlidir. Bu yol da tam olarak Newton'un hareket yasalarınıngösterdiği,havadahareketedennesnenin izlediğiyoldur.Günlükyaşamda,nesnelerin-örneğin

Page 77: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

havayafırlatılanbirtopun-çıkışnoktalarındanvarışnoktalarınadektekvebiricik,öngörülebilirbir yol izliyor gibi görünmelerinin nedeni budur. Fakat mikro boyutlardaki nesneler için,Feynman'ın yolları numaralandırma kuralı, birçok farklı yolun bir nesnenin hareketine katkıdabulunabileceğini, genellikle de bulunduğunu göstermektedir. Örneğin Young deneyinde, buyollarınbir kısmıgözlemlenengirişimörüntüsünüortayaçıkararak farklı deliklerdengeçer.Bunedenlemikro-dünyada,birelektronundeliklerinyalnızcabirindenyadadiğerindengeçtiğiniilerisüremeyiz.Girişim örüntüsü ve Feynman'ın alternatif kuantummekaniği formülü kesinlikle tamtersinigöstermektedir.

Nasılkibirkitapyadabir filmhakkındaçeşitliyorumlar,okitapyada filmin farklıyönlerinianlamamızaazyadaçokkatkıdabulunuyorsa, kuantummekaniğine farklı yaklaşımlar içindeaynı durum geçerlidir. Yaptıkları tahminler her zaman tümüyle uyuşsa da, dalga fonksiyonuyaklaşımıylaFeynman'ınyollarıntoplamıyaklaşımıbize,nelerolupbittiğinedairfarklıdüşünmebiçimlerisunar.Dahasonragöreceğimizgibi,bazıuygulamalarda,buyaklaşımlardanbiriyadadiğeriçokdeğerlibiraçıklayıcıçerçevesunabilir.

KuantumTuhaflığı

Geldiğimiz noktada, evrenin kuantummekaniğine göre bu son derece farklı işleme tarzıylailgilibellibirfikiredinmişolmalısınız.HenüzBohr'ungörüşleribaşınızıdöndürmediysebile,şimdielealacağımızkuantumtuhaflığınınazdaolsabaşınızıdöndürmesibeklenebilir.

Mikrodünyadadoğupbüyüyenminyatürbirinsanolduğumuzufarzederekkuantummekaniğinisorgulamadan benimsemek, görelilik kuramlarını sorgulamadan yürekten benimsemekten çokdahazordur.Yinedekuramınöylebiryönüvarki,kuantummantığınıklasikmantıktantamamenayıran köşe taşı niteliğinde bir unsur olduğu için, sezgilerimiz için bir işaret levhası işlevigörebilir.AlmanfizikçiWernerHeisenberg'in1927'dekeşfettiğibelirsizlikilkesidirbu.

Bu ilke, daha önce aklınıza gelmiş olabilecek bir itirazdan doğmaktadır. Her bir elektronunhangi delikten geçtiğini (konumu) belirleme ediminin, elektronun sonraki hareketini (doğrusalhızı) zorunlu olarak etkilediğini belirtmiştik. Ancak, birinin varlığından, ona hafifçe dokunarakemin olabildiğimiz gibi, niçin elektronun konumunu da "iyice hafif' bir ışık kaynağıyla, ışığınelektronun hareketi üzerindeki etkisini iyice azaltarak be-lirleyemiyoruz? 19. yüzyıl fiziği bunuolanaklıgörür.Bunagöre,iyicesolukışıkverenbirlambayla(vehiçolmadığıkadarduyarlıbirışık detektörüyle) elektronunhareketi üzerinde yok denecek kadar küçük bir etki yaratabiliriz.Fakat kuantum mekaniği bu akıl yürütmede bir kusur olduğunu gösteriyor. Işık kaynağınınyoğunluğunuazalttıkça,bilirizki, ışığınsaldığı fotonsayısınıazaltıyoruzdur.Fotonlarıartık tektek göndermeye başladığımızda ise, ışığı daha fazla kısamayız; daha fazla kısmamız ışığıkapatmamızanlamınagelir. İncelememizihassaskılan"hafifliğin" temeldekuantummekaniğinedayalı bir sınırı vardır. Bu yüzden, elektronun konumunu ölçmeye çalışarak, onun doğrusalhızındayolaçacağımız,daimaminimumdüzeydebirdeğişikliksözkonusudur.

Evet bu, tam olmasa da doğrudur. Planck yasası, tek bir fotonun enerjisinin, frekansıyladoğru orantılı olduğunu söylüyordu (tersinden ifade edecek olursak, dalga boyuyla doğruorantılı olduğunu). Gitttikçe düşen frekanslarda (yani daha büyük dalga boylarında) ışıkkullanarakdahahafif fotonlaroluşturabiliriz. İşte işinsırrıburadayatmaktadır.Birnesneyebirdalga gönderdiğimizde, edineceğimiz bilgi sadece nesnenin yerinidalganın dalga boyuna eşit

Page 78: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

bir hata payıyla belirlememize yetecektir. Bu önemli olguyla ilgili sezgilerimizi hareketegeçirebilmek için kocaman, hafifçe su yüzeyinin altında kalmış bir kayaparçasının konumunu,okyanustageçipgidendalgalarınasıletkilediğinebakarakbelirlemeyeçalıştığımızıdüşünelim.Kayayayaklaşırken,dalgalarbirbirini izleyen,biryukarıyabiraşağıyadüzgünbirdöngüseldizioluşturur. Kayayı geçtikten sonra tek tek dalga döngüleri bozulur; bu, orada batık bir kayabulunduğuna işarettir. Fakat tıpkı bir cetvelin üzerindeki incecik çizgiler gibi, bir yukarıya biraşağıyadalgadöngüleridedalgadizisinioluşturanenküçükbirimlerdir,dolayısıylaonlarınnasılbozulduğunu inceleyerekkayanınyerini, sadecedalgadöngülerininuzunluğuna, yanidalgalarındalgaboyunaeşitbirhatapayıylabelirleyebiliriz.Işıkörneğindeise,ışığınbileşeniolanfotonlar,kabaca söyleyecek olursak, tek tek dalga döngüleridir (fotonların sayısıyla belirlenen dalgadöngülerinin yüksekliğiyle); bundan dolayı, bir nesnenin yerini belirleyebilmek için foton, ancakbirdalgaboyunundoğruluğuesasalındığındakullanılabilir.

Böylece, kuantum mekaniğine dayalı bir dengeleme edimiyle karşı karşıya bulunuyoruz.Yüksekfrenkansta(kısadalgaboyunda) ışıkkullanırsak,birelektronunyerinidahayüksekbirkesinlikle belirleyebiliriz. Fakat yüksek frekanslı fotonlar çok enerjiktirler ve dolayısıylaelektronun hızını ve doğrultusunu bozucu bir biçimde etkilerler. Düşük frekanslı (uzun dalgaboyunda) ışık kullanırsak elektronun hareketi üzerindeki etkiyi azaltmış oluruz, çünkü ışığıoluşturan fotonların enerjisi görece düşük olur; ancak, bu sefer de elektronun konumunubelirlemede kesinliği gözden çıkarmış oluruz. Heisenberg bu rekabeti sayıya döktü veelektronun konumunu belirlemedeki kesinlik ile doğrusal hızını belirlemedeki kesinlik arasındamatematikselbir ilişkibuldu.Heisenbergverdiğimizörnekleuyumlubiçimde,bu ikisininbirbirineters orantılı olduğunu gördü: Bir konumun ölçümündeki kesinlik ne kadar artarsa, doğrusalhızınınölçümündekikesinlikzorunluolarakodenligerçekdeğerdenuzakolurvebununtersidegeçerlidir. En önemlisi, tartışmamızı elektronun yerini belirleme konusunda tek bir aracabağlamışolsakda,Heisenberg,konumölçümününkesinliği iledoğrusalhızölçümününkesinliğiarasındakibudengenin,kullanılancihazyadayöntemdenbağımsıztemelbirgerçekolduğunugösterdi. Newton'un, hatta Einstein'ın çizdiği, bir parçacığın hareketinin yeriyle doğrusal hızıüzerindenbetimlenençerçevedenfarklıolarak,kuantummekaniğimikrodüzeydebuözelliklerinikisinin birden tam bir kesinlikle bilinemeyebileceğini söyler. Dahası, birini ne kadar kesinbilirseniz, öbürünün kesinliğinden o kadar az emin olursunuz.Bu durumuelektronlar açısındanbetimlemişolsakda,sözkonusufikirlerdoğanıntümbileşenleriiçingeçerlidir.

Einstein, kuantum mantığı, konum ile doğrusal hıza dair bilgisini kesinlikle sınırlıyor gibigörünse de, elektronun tam da her zaman düşündüğümüz şekilde, hâlâ kesin bir konum iledoğrusal hıza sahip olduğunu savunarak klasik fizikten bu kopuşu en aza indirmeye çalıştı.Fakatsonzamanlarda,geçtiğimizyıllardaaramızdanayrılan İrlandalI fizikçiJohnBell'inbaşınıçektiğikuramsalilerlemelerileAlainAspectveçalışmaarkadaşlarınındeneylerdeneldeettiklerisonuçlarEinstein'ınyanıldığınıkesinbirbiçimdegösterdi.Elektronlar-vesonuçolarakherşey-aynı anda şu konumda ve şu hızda şeklinde betimlenemez. Kuantum mekaniği -yukarıdaaçıklandığıgibi-böylebirönermenindeneyselolarakasladoğrulanamayacağınınyanısıra,çokkısa bir süre önce geçerlilik kazanan diğer deney sonuçlarıyla da doğrudan çeliştiğinigöstermektedir.

Aslınabakarsanız,büyükbirkutununiçindetekbirelektronuyakalayıp,elektronunkonumunudahakesinbelirlemekiçinkutununkenarlarınıyavaşyavaşsıkıştıracakolsanızelektronundahaçılgınbirşekildehareketettiğinigörürdünüz.Elektronsankiklostrofobiyekapılmışgibiyerinde

Page 79: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

duramayacak,giderekçokdahaçılgınbirşekildeveöngörülemezbirhızlazıplayarakkutununkenarlarına çarpacaktı. Doğa, bileşenlerinin köşeye sıkıştırılmasına izin vermez, H-Bar'ıngerçek dünyada olduğundan çok daha büyük olduğunu, bu nedenle gündelik nesnelerindoğrudan kuantum etkilerine maruz kaldığını hayal ettiğimiz H-Bar'da, George ile Gracie'niniçkilerindekibuzküpleri dekuantumklostrofobisineçok fazlamaruzkaldıkları için, bardaklarıniçindeçokhareketlibirşekildedönmeyebaşlamıştı.H-Barbirfantazidiyarıydı-gerçekteH-baraşırı derecede küçüktür- ama tam da bu tür bir kuantum klostrofobisi, mikrodünyada yaygınolan bir özelliktir. Mikro parçacıkların hareketleri daha küçük bölgelerle kısıtlandığında ve buşekildeincelemeyetabitutulduğunda,gittikçedahaçılgınbirhalalır.

Belirsizlik ilkesi, kuantum tüneli olarak bilinen çarpıcı bir etkiye de yol açar. Üç metrekalınlığındaki beton bir duvara plastik bir mermi atarsanız, klasik fizik sezgilerinizin olacağınısöylediğişeyidoğrulayacaktır:Mermisizedoğrugeritepecektir.Bununsebebi,plastikmermininböylesinesağlambirengeliaşacakenerjiyesahipolmamasındanbaşkabirşeydeğildir.Fakattemelparçacıklardüzeyinde,kuantummekaniği şüpheyeyerbırakmayanbirbiçimde,mermiyioluşturan parçacıkların dalga fonksiyonlarının -yani olasılık dalgalarının- hepsinin duvarı aşıpgeçenküçükbirparçasıolduğunusöyleyecektir.Buda,mermininaslındaduvaragirebilipdiğertaraftançıkabilmek için az da olsa -sıfır değilse de- bir şansı olduğu anlamına gelir. Peki bunasılolabilir?AklımızbirkezdahaHeisenberg'inbelirsizlikilkesikarşısındabocalıyor.

Bunu anlayabilmek için, tam bir yoksulluk içinde olduğunuzu hayal edin. Hal böyleyken çokuzakbir akrabanızınöldüğünü, sizedemuazzambirmirasbırakmışolduğunuöğreniyorsunuz.Tek sorun, oraya gitmek için uçak bileti alacak paranızın olmaması. Kısa süreliğine bir borçolarakbiletparanızıveripyeniservetinizlearanızdakiengeliaşmanızayardımettikleritakdirde,döndüğünüzdeborcunuzugeriödeyeceğinizisöyleyerekarkadaşlarınızadurumuaçıklıyorsunuz.Ancak, hiçbirinde borç verecek para çıkmıyor. Eski bir dostunuzun bir havayolu şirketindeçalıştığınıhatırlayıp,onadaaynıricadabulunuyorsunuz.Odaihtiyacınızolanparayıveremiyor,ama bir çözüm öneriyor. Havayolunun muhasebe sistemine göre, biletin parasını gideceğinizyere varmanızın ardından24 saat içinde ödeyecek olursanız, yola çıkmadanönce ödememişolduğunuzukimsebilmeyecektir.Böylecemirasınızüzerindehakiddiaedebiliyorsunuz.

Kuantummekaniğininhesapişlemleribunaçokbenzemektedir.Heisenberg,konumölçümününkesinliği ile doğrusal hız ölçümünün kesinliği arasında ters orantılı bir ilişkinin olduğunugöstermenin yanı sıra,enerji ölçümünün kesinliği ile ölçümün yapılmasınınne kadar süreceğiarasında da benzer bir ters orantı olduğunu göstermiştir. Kuantum mekaniği, bir parçacığınzaman içinde kesin olarak şu anda ve kesin olarak şu miktarda enerjiye sahip olduğunusöyleyemeyeceğimizi ileri sürer. Enerji ölçümlerinde kesinliğin artması, bu ölçümlerigerçekleştirme süresinin de uzaması anlamına gelir. Kabaca söyleyecek olursak, bu da birparçacığınsahipolduğuenerjininciddibiçimdedeğişebileceğini,ancakbudeğişimin,yeterincekısa bir zaman ölçeğinde son bulmak koşuluyla gerçekleşebileceğini söyler. Tıpkı havayoluşirketinin muhasebe sisteminin yeterince hızlı ödemeniz koşuluyla uçak bileti parasını"borçlanmanıza izin vermesi"nde olduğu gibi, kuantum mekaniği de, Heisenberg'in belirsizlikilkesiylebelirlenmişbirzamançerçevesiiçindeserbestbırakmasıkoşuluylabirparçacığınenerji"borçlanması"naizinverir.

Kuantummekaniğininmatematiği,enerjiengelinekadarbüyükolursa,buyaratıcıveçoktitizhesaplamanıngerçektengerçekleşmesiolasılığınınokadardüşükolacağınıgösteriyor.Ancak,

Page 80: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

beton bir duvarla karşılaşan mikro parçacıklar, klasik fiziğe göre imkânsız olanı yaparakyeterince enerjiyi borçlanabilmekte ve hatta bunu bazen gerçekleştirebilmektedir; başlangıçtagerekli enerjiye sahip olmadıkları bir bölgeye girip bir tünel açabilmektedirler. İncelediğimiznesneler, gittikçe daha fazla parçacık bileşenleri içererek daha karmaşık hale geldikçe, sözkonusukuantumtüneliyineortayaçıkabilir.Ancakbuçokdahazayıfbirolasılıktır,çünkütektektüm parçacıklar tünel oluşturmak için hep birlikte yeterince şanslı olmak zorundadır. FakatGeorge'unpurosununkaybolması,birbuzküpününbardağıncamındangeçmesiveGeorge ileGracie'ninbarınduvarındangeçmelerigibişokediciolaylargerçekleşebilir,H-bar'ınçokbüyükolduğunu hayal ettiğimiz H-Bar gibi bir fantezi diyarında, bu tür kuantum tünelleri sıradanolaylardır. Ancak, kuantummekaniğinin olasılık kuralları ve özellikle H-bar'ın gerçek dünyadaçok küçük oluşu, bir duvarın içinden geçmeyi her saniye deneyecek olsanız, girişimlerinizdenbirindeduvardangeçipgidebilmeşansınızınolabilmesi için, evrenimizinbugünkü yaşındançokdaha uzun bir süre beklemeniz gerektiğini gösteriyor. Ebedi sabır (ve ömürle) er ya da geçduvarınöbürtarafındabelirebilirsiniz.

Belirsizlik ilkesi kuantum mekaniğinin özünü yakalamaktadır. Nesnelerin belirli konum ilehızlaravebelirlianlardabelirlienerjileresahipolmasıgibi,normaldesorgulanamayacakkadartemelolduğunudüşündüğümüzözellikler,Plancksabitiningündelikdünyaölçeğinevurulduğundaçok çok küçük olmasının bir sonucu olarak görülüyor artık. Bu kuantum farkmdalığı uzay-zamanın dokusu için kullanıldığında, "kütleçekimine bağlı gerilmeler"de ölümcül kusurlarolduğunugösteriyorvebudabizi, fiziğingeçenyüzyıldakarşıkarşıyakaldığıüçüncüve temelçatışmayagötürüyor.Asılönemliolanisebudur.

Page 81: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

V.Bölüm

YeniBirKuramİhtiyacı:GenelGörelilikKuantumMekaniğineKarşı

Fizikselevrenikavrayışımız,geçenyüzyıl içindebirhayliderinlikkazandı.Kuantummekaniğive genel görelilik, bu kuramsal araçlar, atom ve atomaltı alanlardaki fiziksel olaylardan,galaksiler, galaksi kümeleri ölçeğinde gerçekleşen olgulara ve evrenin yapısına dek birçokolguyu anlayabilmemizi, bunlar hakkında sınanabilir öngörülerde bulunmamızı mümkün kılıyor.Budevasabirbaşarıdır.Epeycesıradanbirgalaksininuzakbir köşesindesıradanbir yıldızınetrafındadönenbirgezegenemahkümedilmişvarlıklarındüşüncevedeneyleryoluyla, fizikselevrenin en gizemli özelliklerinden bazılarını araştırıp anlayabilmiş olması gerçekten ilhamvericidir.Yinedefizikçiler,evreninenderinden,entemeldenkavranmasınıengelleyengizemlertamamen ortadan kalkmadıkça doğaları gereği tatmin olmayacaklardır. Stephen Hawking'in"Tanrı'nınzihninibilmeyolundailkadım"diyenitelediğişeybudurişte.

Kuantummekaniği ile genel göreliliğin, en derin düzeydeki bu anlayışı sunmadığı yönündebirçok kanıtmevcuttur.Bu iki kuramın olağanuygulamaalanları çok farklı olduğundan, birçokdurumdaya kuantummekaniğinin yagenel göreliliğin kullanılması gerekir, ikisininbirdendeğil.Fakat bazı uç durumlarda, şeylerin çok kütleli ve çok küçük olduğu durumlarda -iki örnekverelim:KaradeliklerinmerkezlerininyakınlarınıyadaBüyükPatlamaanındaevrenintamamınıdüşünün- tam bir kavrayış için hem genel göreliliğe hem kuantummekaniğine ihtiyaç duyarız.Fakattıpkıateşlebarutunbirarayagelmesindeolduğugibi,kuantummekaniğiylegenelgöreliliğibirleştirmeye çalıştığımızda, birleşmeleri bir felaketle sonuçlanır. Bu iki kuramın denklemlerigayet iyi formüle edilmiş fiziksel sorulara birlikte uygulandığında saçma cevaplara ulaşılır.Saçmalık genellikle şu biçimde ortaya çıkar: Bir sürece ilişkin kuantum mekaniğine dayalıolasılıktahminlerindeyüzde20,yüzde70,yüzde93gibibirsonucadeğilde,sonsuz sonucunaulaşılır.Sonsuzubirkenarabırakın,birolasılığınbirdenbüyükolmasısaçmalıkdeğildenedir?Birşeylerinciddenyanlışolduğusonucunavarmakzorundakalırız.Genelgörelilikvekuantummekaniğinin temel özelliklerini yakından inceleyerek bu yanlış giden şeylerin ne olduğunubelirleyebiliriz.

KuantumMekaniğininKalbi

Fleisenberg,belirsizlik ilkesinikeşfettiğinde, fizikkeskinbirvirajaldı;eskidengeçtiğiyolabirdaha geri dönmeyecekti. Olasılıklar, dalga fonksiyonları, müdahale ve kuantumlar, hepsi degerçekliği yeni biçimlerde görmeyi gerektirir. Yine de sıkı bir "klasik" fizikçinin, söylenecek nevarsa söylenip yapılacak ne varsa yapıldığında, bütün bu yoldan çıkmaların, kopuşların eskidüşünme biçimlerinden çok da uzak olmayan bir çerçeve ortaya koyacağı yönünde bir umutışığına sarılması gerekebilir hâlâ. Gelgelelim, belirsizlik ilkesi geçmişe tutunma girişimlerinetemiz,kesinbirbiçimdesonvermiştir.

Belirsizlik ilkesi,küçükmesafelerdevekısazamanölçeklerinde incelendiğindeevreninçılgınbir yer olduğunu söyler bize. Önceki bölümlerde betimlediğimiz üzere, elektronlar gibi temelparçacıklarınyerinibelirlemegirişimimizdebununbazıkanıtlarınıgörmüştük.Elektronlarıdahayüksekfrekanslardaışığatabitutarak,onlarınkonumlarınıdahakesinölçebiliriz,amabunundabirbedelivardır,çünkügözlemlerimizdahayıkıcıbirhalalmıştır.Yüksekfrekanslıfotonlarçok

Page 82: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

fazla enerjiye sahiptir, dolayısıyla elektronlara sıkı bir "tekme" atarlar, onların hızları veyönlerindeciddibirdeğişiklikyaratırlar.Konumlarınıanlıkolarakbüyükbirdoğruluklabildiğinizama hareket hızlarını ve yönlerini hiç kontrol edemediğiniz çocuklarla dolu bir odadaki kaosuandıranbirdurumçıkarortaya;temelparçacıklarınkonumlarınıhemdehızlarıveyönleriniaynıandabilemememiz,mikroskobikalanıniçkinbirkargaşayasahipolduğuanlamınageliyor.

Buörnekbelirsizlikilekaosarasındakitemelilişkiyiaktarıyorolsada,aslındahikâyeyieksikbir biçimde ortaya koyuyor. Örneğin belirsizliğin, ancak ve ancak bizim gibi sarsak doğagözlemcileri sahneye çıktığında ortaya çıktığını düşünmenize yol açabilir. Bu doğru değildir.Küçük bir kutuya sıkıştırılmış olmaya çılgınca tepki verip oraya buraya hızla hareket edenelektron örneği, bizi hakikate biraz daha yaklaştırıyor. Bir deneycinin yıkıcı fotonunun "sıkıtekmeleri"olmasada,elektronunhızıveyönübirandandiğerineciddiveöngörülemezbiçimdedeğişir. Fakat buörnekbile,Heisenberg'in keşfiningerektirdiği şaşırtıcımikroskobiközellikleritam olarak aydınlatmıyor. Tahayyül edilebilir en sakin ortamda, örneğin boş uzayda bile,belirsizlik ilkesi, mikroskobik bakış açısından muazzam bir faaliyet olduğunu ve bu faaliyetinmesafevezamanölçeğiküçüldükçedahadaarttığınısöyler.

Kuantumhesaplanbunuanlayabilmemiziçinelzemdir.Öncekibölümde,önemlibirmaliengeliaşmak içingeçiciolarakborçlanmanızgerektiğindeolduğugibi,elektrongibibirparçacığındakelimenin tam anlamıyla fiziksel bir engeli aşmak için geçici olarak enerji borçlanabileceğinigörmüştük. Bu doğrudur. Fakat kuantum mekaniği önemli bir adım daha atıp bu benzetmeyibiraz daha ileriye taşımamızı gerektiriyor. Sürekli borç alan birini, o arkadaşından buarkadaşına gidip para isteyen birini düşünün. Arkadaşları ona ne kadar kısa süre için borçverirse,borçlandığımiktardaokadarbüyükoluyor.Borçlangeriöde,borçlangeriöde;bitmektükenmekbilmezbiryoğunluklakısasürezarfındageriödemeküzereborçlanıyor.WallStreet'tehızlı, yoğun bir günde hisse senedi fiyatları nasıl inip çıkarsa, bizim borç müptelasının daherhangi bir anda sahip olduğu para miktarı aşırı dalgalanmalar geçiriyor, fakat her şeybittiğinde,malidurumugösteriyorki,başladığındandahaiyibirdurumdadeğil.

Heisenberg'in belirsizlik ilkesi, evrende mikroskobik mesafe ve zaman aralıklarında benzerşekildeçılgıncabirenerjivemomentumdeğişiminindaimagerçekleşmekteolduğunuilerisürer.Belirsizlik ilkesi, uzayda boş bir bölgede bile -örneğin boş bir kutunun içinde- enerji vemomentumun belirsiz olduğunu söyler: Kutunun boyutları küçüldükçe ve incelemenin yapıldığızamanaralığıdaraldıkçaenerjivemomentumgiderekuçnoktalaravarır.Sankikutununiçindekiouzaybölgesi, sürekli enerji vemomentum "borçlanır", evrendendurmadan "borç"alır, sonrada "geri öder". Peki ama, örneğin uzayın sessiz, boş bir bölgesinde bu değiş tokuşunkatılımcılarıkimlerdir?Herşey.Kelimenintamanlamıylaherşey.Enerji(vemomentumda)nihaiparabirimidir.E=mc2formülü,enerjininmaddeye,maddenindeenerjiyeçevrilebileceğinisöyler.Nitekimenerjideğişimiyeterincebüyükse,birandabirelektronunveonunantimaddeyoldaşıpozitronunvarlıkbulmasınayolaçabilir,baştaobölgeboşolsabile!Buenerjininçabucakgeriödenmesigerektiğinden,buparçacıklarbiransonrabirbirleriniortadankaldıracaklar,oluşumlarısırasında borç alman enerjiyi serbest bırakacaklardır. Aynı şey enerji ve momentumunalabileceği başka bütün biçimler -başka parçacıkların ortaya çıkıp birbirlerini ortadankaldırması, elektromanyetik alanda çılgın salınımlar, zayıf ve güçlü kuvvet alanlarındakidalgalanmalar- için de geçerlidir; kuantum mekaniğine dayalı belirsizlik, evrenin mikroskobikölçeklerde kaynaşıp duran, kaotik, karmakarışık bir arena olduğunu anlatır. Feynman'ın dadediği gibi, "Yaratılıyor, ortadan kaldırılıyor, yaratılıyor ortadan kaldırılıyor; ne zaman kaybı

Page 83: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

ama!"Ortalamadaborçlanmavegeriödemebirbiriniortadankaldırdığıiçin,mikroskobikölçümdışında başka bir yolla bakıldığında uzamda boş bir bölge sakin, sessiz görünür. Fakatbelirsizlik ilkesimakro ölçeklerdeki ortalamanın,mikroskobik düzeydeki bir faaliyet zenginliğinigözden gizlediğini ortaya koymuştur. Biraz sonra göreceğimiz gibi, genel görelilik ile kuantummekaniğinibirleştirmemizinönündekiengeldebukaynaşmadır.

KuantumAlanKuramı

1930' larve1940'larboyunca,birkaçının isminiverecekolursakPaulDirac,WolfgangPauli,Julian Schwinger, Freeman Dyson, Siriltiro Tomonaga ve Feynman'ın başını çektiği kuramsalfizikçiler durmak dinlenmek nedir bilmeden mikroskobik düzeydeki bu kargaşayla başaçıkabilecek matematiksel bir formellik bulmaya çalıştılar. Schrödinger'in kuantum dalgasıdenkleminin(IV.Bölüm'debahsetmiştik)aslındamikroskobikölçeklerdekifiziğinsadeceyaklaşıkbir betimlemesi olduğunu gördüler; mikroskobik kargaşa fazla derinden (deneysel ya dakuramsal olarak) incelenmeye çalışamadığında gayet işe yarayan bir yaklaşıklıktı bu, aksihaldekesinliklebaşarısızoluyordu.

Schrödinger'in kuantummekaniği formülasyonunda görmezden geldiği, temel önemdeki fizikkuralıözelgörelilikti.Aslınabakarsanız,Schrödingerbaştaözelgöreliliği formülasyonunadahiletmeyeçalışmıştı, fakatsonuçtavardığıkuantumdenklemi,deneylerdekihidrojenölçümleriyleters düştüğü anlaşılan bazı tahminlerde bulunmasına yol açmıştı. Bu yüzden de fiziğin eskigeleneklerindenbirini,bölvefethetgeleneğinibenimsemişti:Yenibirkuramgeliştirirkenfizikselevrenhakkındabütünbildiklerimizibirsıçramadabirleştirmeyeçalışmakyerine,araştırmalardaeldeedilenyenibulgularısırasıylakuramadahiledenbirçokküçükadımatmakgenellikledahaçok işe yarar. Schrödinger, deneysel olarak keşfedilmiş dalga-parçacık ikiliğini birleştirenmatematiksel bir çerçeve arayıp bulmuştu, ama anlama çabasının bu ilk aşamalarında özelgöreliliğiişiniçinedahiletmemişti.

Fakat çok geçmeden fizikçiler, özel göreliliğin uygun bir kuantum mekaniği çerçevesindenbakıldığında temel önemde olduğunu fark etti. Çünkü, mikroskobik kargaşa, enerjinin kendiniçok çeşitli biçimlerde gösterebileceğini kabul etmemizi gerektirir; özel göreliliğe dayalıE=mc2'den kaynaklanan bir kavrayıştır bu. Schrödinger'in yaklaşımı özel göreliliği görmezdengelerek,madde,enerjivehareketinşekilalabilirliğinigörmezdengeliyordu.

Fizikçiler, özel görelilik ile kuantumu birleştirme yönündeki yol açıcı ilk çabalarını,elektromanyetikkuvveteveelektromanyetikkuvvetinmaddeyleetkileşimineyoğunlaştırdı,ilhamverici bir dizi gelişme sonucu kuantum elektrodinamiğini yarattılar. Daha sonra görelilikçikuantum alan kuramı, kısaca kuantum alan kuramı denecek olan kuramın bir örneğiydi bu.Kuantumdu çünkü, olasılıkla ve belirsizlikle ilgili bütün meseleler en baştan kurama dahiledilmişti; alan kuramıydı, çünkü kuantum ilkelerini önceki klasik kuvvet alanı kavrayışıyla, buörnekte Maxwell'in elektromanyetik alan kuramıyla, birleştiriyordu. Son olarak görelilikçiydi,çünküözelgörelilikdahabaştakuramadahiledilmişti.(Birkuantumalanıiçingörselbirmetaforistiyorsanız, klasik bir alan imgesini gözünüzün önüne getirebilirsiniz pekâlâ; uzaya yayılmışgörünmezalanhatlarındanbirokyanushayaledin;buimgeyiikibiçimderafineetmenizgerekir.Önceparçacıkbileşenlerindenoluşanbirkuantumalanıhayaletmenizgerekir,elektromanyetikalan için fotonlar gibi, ikinci olarak, parçacıkların kütleleri ve hareketleri biçimindeki enerjininsonugelmezbirbiçimde,uzayvezamandasürekli titreşenbirkuantumalanındandiğerine ileri

Page 84: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

gerigidipgeldiğinihayaletmelisiniz.)

Kuantum elektrodinamiği, doğal olgularla ilgili olarak şimdiye dek geliştirilmiş en kesinkuramdır.Kesinliğininbirörneği,CornellÜniversitesi'ndeparçacıkfizikçisiolarakçalışan,son30yıldır kuantum elektrodinamiğini kullanarak elektronların bazı ayrıntılı özelliklerini hesaplayanToichiroKinoshita'nınçalışmalarındagörülebilir.Kinoshita'nınhesaplarıbinlercesayfayıdoldururve nihayetinde sonuçlandırılmaları için dünyanın en güçlü bilgisayarlarının kullanılmasınıgerektirmiştir. Fakat gösterilen bu çabaya değmiştir: Flesaplamalar, elektronlar hakkında, birmilyardabirparçadançokdahaiyidüzeydebirgeçerlilikledeneyselolarakdoğrulanantahminlerdoğurmuştur. Soyut kuramsal hesaplarla gerçek dünya arasında hayret verici bir uyuşmaolduğunu göstermektedir bu. Fizikçiler kuantum elektrodinamiği sayesinde, "en küçük ışıkdemetleri" olarak fotonların rolünü kesinleştirip onların elektronlar gibi elektrik yüklüparçacıklarla etkileşimlerini matematiksel bakımdan eksiksiz, öngörülerde bulunabilir ve iknaedicibirçerçevedeortayakoyabilmişlerdir.

Kuantum elektrodinamiğinin başarısı, 1960'larda ve 1970'lerde başka fizikçiler açısından,zayıf ve güçlü kuvvetler ile kütleçekimi kuvvetine dair kuantum mekaniğine dayalı bir anlayışgeliştirmek için benzer bir yaklaşım izleme konusunda ilham verici olmuştur. Zayıf ve güçlükuvvetleraçısındanbugirişiminsondereceverimlibirsaldırıhattıolduğuanlaşılmıştır.Kuantumelektrodinamiğine benzer şekilde, fizikçiler güçlü ve zayıf kuvvetler için sırasıyla kuantumkromodinamiği ve kuantum elektrozayıf kuram denilen kuantum alan kuramları inşa etmeyibaşarmıştır. "Kuantum kromodinamiği", "kuantum güç dinamiği"ne kıyasla kulağa daha renkligelenbir isimdir,amadahaderinbiranlamıolmayanbir isimdir işte;öteyandan"elektrozayıf"terimidoğadakikuvvetlerikavrayışımızaçısındanönemlibirköşetaşıdır.

SheldonGlashow, Abdus Salam ve StevenWeinbergNobelÖdülü kazanan çalışmalarıyla,zayıf ve elektromanyetik kuvvetlerin, etrafımızdaki dünyada tezahürleri son derece farklı olsada, kuantum alan kuramına dayalı tanımları itibarıyla doğal olarak birleşmiş olduğunugöstermiştir. Nihayetinde zayıf kuvvet alanları, atomaltı ölçekler dışında bütün ölçeklerde,kuvvetlerini yok denecek kadar yitirirler; elektromanyetik alanlarsa -görünür ışık, radyo veTVsinyalleri, X ışınları- makroskobik düzeyde tartışılmaz bir varlık gösterir. Yine de Glashow,SalamveWeinbergözünde,yeterinceyüksekenerjivesıcaklıkta-örneğin,BüyükPatlama'danbir saniyenin bir bölümü kadar bir süre sonra ortaya çıkan enerji ve sıcaklık ortamında-elektromanyetik ve zayıf kuvvet alanlarının birbirine karıştığını, birbirinden ayrılamaz özelliklerkazandığını ve daha doğru bir biçimde elektrozayıf alanlar olarak adlandırılabileceğinigöstermişti. Büyük Patlama'dan sonra olduğu gibi, sıcaklık hızla düşerse, elektromanyetik vezayıf kuvvetler, yüksek-sıcaklığa özgü ortak biçimlerinden farklı bir biçimde -daha sonrabetimleyeceğimiz simetri kırılması diye bilinen bir süreçle- şekil alırlar, dolayısıyla da bugüniçindeyaşamaktaolduğumuzsoğukevrendebirbirlerindenfarklıgörünürler.

Böylece bir çetele tutacak olursak, 1970'lere gelindiğinde fizikçiler dört kuvvetten üçüne(güçlü, zayıf, elektromanyetik) dair kuantum mekaniğine dayalı anlaşılır ve başarılı tanımlargeliştirmişler, üç kuvvetten ikisinin (zayıf ve elektromanyetik kuvvetin) aslında aynı kaynaktan(elektrozayıfkuvvetten)geldiğinigöstermişlerdi.Sonyirmiyıl içindefizikçiler,kütleçekimle ilgiliolmayanbuüçkuvvetle ilgili -kendiaralarındakive I.Bölüm'de tanıtılanmaddeparçacıklarıylailgili davranışları itibarıyla- kuantum mekaniğine dayalı yaklaşımı muazzam sayıda deneyselincelemeye tabi tuttu.Kurambütünbusınavları tambirkendinegüvenlekarşıladı.Deneylerde

Page 85: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

19 ayrı parametre ölçülüp (Tablo 1.1'de gösterilen parçacık kütleleri, I. Bölümün birincidipnotundaki tabloda verildiği üzere bu parçacıkların kuvvet yükleri, Tablo 1.2'de gösterildiğiüzerekütleçekimle ilgiliolmayanüçkuvvetingücü,bunlarınyanısıratartışmamızgerekmeyenbazı rakamlar) bu rakamlar kuramcılar tarafından, madde parçacıklarıyla, güçlü, zayıf veelektromanyetik kuvvetlerle ilgili kuantum alan kuramlarına dahil edildiğinde, kurama dayalıolarak mikrokozmos hakkında yapılan tahminlerin deneysel sonuçlarla çarpıcı bir uyuşmagösterdiğigörüldü.Aynışey,bugünküteknolojininsınırları itibarıylamaddeyimetreninmilyardabirinin milyarda biri küçüklüğünde parçacıklar haline getirebilen enerjiler için de geçerlidir. Buyüzdende fizikçilerkütleçekimle ilgiliolmayanüçkuvvetveüçmaddecikailesiyle ilgilikuramastandartparçacıkfiziğikuramı,(dahadasıklıkla)standartparçacıkfiziğimodelider.

HaberciParçacıklar

Standartmodelegöre,nasılkifotonbirelektromanyetikalanınenküçükbileşeniyse,güçlüvezayıf kuvvet alanları da en küçük bileşenlere sahiptir. I. Bölüm'de kısaca tartıştığımız üzere,güçlü kuvvetinenküçükdemetleriglüonlar olarakbilinir, zayıf kuvvetinen küçükdemetleri isezayıfayarbozonları(dahadoğrusuWbozonlarveZbozonlar)olarakbilinir.Standartmodel,buparçacıkları içyapıdanyoksunolarakdüşünmemizisöyler;buçerçevedeüçmaddeailesindekiparçacıklarkadartemeldirler.

Fotonlar, glüonlar ve zayıf ayar bozonları oluşturdukları kuvvetlerin iletimini sağlayanmikroskobikmekanizmayıyaratır.Örneğin,elektrikyüklübirparçacığın,benzerelektrikyükünesahipbirparçacığı itmesinikabacaşöyledüşünebilirsiniz:Herparçacıkbirelektrikalanıyla-bir"elektriközünden"bir "bulut"layada "duman'laçevrilidir,herbirparçacığınhissettiği kuvvetdeberaberlerindeki kuvvet alanlarının birbirini itmesinden doğar. Birbirlerini nasıl ittiklerininmikroskobik olarak betimlenmesiyse biraz daha farklıdır. Elektromanyetik bir alan, bir fotonsürüsünden oluşur; yüklü iki parçacık arasındaki etkileşim esasen birbirleri arasındaki foton"ateşlemeleri'ndendoğar.Kababirbenzetmeyapalım:Buzpateniyaparkenbirliktebuzpateniyaptığınızbirininhareketinivekendihareketinizionabirkucakdolusubowlingtopuyuvarlayaraketkileyebilirsiniz;tamdaburadaolduğugibielektrikyüklüikiparçacıkdabirbirlerinebuenküçükışıkdemetlerinigöndererekbirbirlerinietkilerler.

Buz patencisi benzetmesindeki önemli bir kusur şudur: Patencilerin bowling topuyuvarlamalarıherzaman"iticidir"-patencileriherzamanbirbirindenayırır.Oysabirbirinekarşıtyükleresahipparçacıklardabirbirlerinefotongönderereketkileşimkurarlar,fakatortayaçıkanelektromanyetikkuvvetçekicidir.Sankifoton,kuvvetideğildealıcınınsözkonusukuvvetenasılkarşılık vermesi gerektiğine dair bir mesajı aktarır. Benzer yüklü parçacıklar söz konusuolduğundafoton,"ayrılın"mesajınıtaşır,karşıyüklüparçacıklarada"birleşin"mesajınıverir.Buyüzden de foton bazen elektromanyetik kuvvetin haberci parçacığı olarak nitelenir. Kezaglüonlar ve zayıf ayar bozonları da sırasıyla güçlü ve zayıf nükleer kuvvetlerin haberciparçacıklarıdır.Kuarklarıprotonlarvenötronlarıniçindekilitlitutangüçlükuvvet,tektekkuarklararasındaki glüon alışverişinden doğar. Glüonlar, deyim yerindeyse bu atomaltı parçacıklarıbirbirine bağlı tutan "tutkal"ı sağlar. Radyoaktif bozunumda görülen bazı türde parçacıktransmutasyonlarmmgerisindekizayıfkuvvet,zayıfayarbozonlarıylaaktarılır.

AyarSimetrisi

Page 86: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Fark etmişsinizdir, doğadaki kuvvetlere ilişkin kuantum kuramıyla ilgili tartışmamızdaki entuhaf şey kütle çekimdir. Fizikçilerin diğer üç kuvvetle ilgili olarak kullanmış olduğu başarılıyaklaşımıdikkatealarakkütleçekimikuvvetinedairdebirkuantumalankuramıarandığını ilerisürebilirsiniz;bukuramagöredekütleçekimikuvvetalanınınenküçükdemetiolangraviton,bualanınhaberciparçacığıolacaktır.Şimdi,kütleçekimidışındakiüçkuvvetalanınailişkinkuantumkuramı,bukuvvetlerle kütleçekimi kuvvetinin III.Bölüm'dekarşımızaçıkmışbir yönüarasındaçarpıcıbirbenzerlikolduğunuortayakoyduğundanbuiddiailkbakıştagayetyerindegörünebilir.

Hatırlayalım: Kütle çekimi kuvveti bütün gözlemcilerin -hareket durumlarından bağımsızolarak- mutlaka eşit koşullarda olduğunu söylememizi mümkün kılıyordu. Normaldehızlandıklarını düşünebileceklerimiz bile, durduklarını iddia edebiliyorlardı, çünkü hissettiklerikuvvetibirkütleçekimialanınagömülmüşolmalarınabağlayabiliyorlardı.Buanlamdakütleçekimisimetriyi güçlendirir yani, bütün olası gözlem noktalarının, bütün olası referans çerçevelerininaynı ölçüde geçerli olmasını sağlar. Güçlü, zayıf ve elektromanyetik kuvvetler arasındakibenzerlik, hepsinin de benzer simetrilerle birbirine bağlı olmasıdır, fakat bu simetriler kütleçekimleilişkilendirilensimetriyegöreciddiorandasoyuttur.

Epeyce incelikliolanbusimetri ilkelerinikabacakavrayabilmek için,önemlibirörneküzerinedüşünelim. I. Bölümün birinci dipnotundaki tabloda belirttiğimiz üzere bütün kuarklar üç"renktedirler" (kırmızı, yeşil vemavidenmiştir bu renklere, fakatbunlar sadecebireretikettenibarettir,olağangörselanlamdarenklerlebirilgisiyoktur);burenklerkuarkmgüçlükuvvetenasılkarşılık vereceğini belirler, tıpkı kuarkm elektrik yükünün de elektromanyetik kuvvete nasılkarşılıkvereceğinibelirlemesindeolduğugibi.Toplananbütünveriler,benzer renkte (kırmızıylakırmızı,yeşilleyeşil,maviylemavi)ikikuarkarasındakietkilesimlerinhepsininbirbirininbenzeriolması anlamında, aynı şekilde renkleri benzemeyen iki kuark (kırmızıyla yeşil, yeşille mavi,maviyle kırmızı) arasındaki etkileşimlerin de birbirinin benzeri olması anlamında kuarklararasındabirsimetriolduğunugöstermektedir.Aslınabakılırsaverilerçokdahaçarpıcıbirşeyidesteklemektedir. Bir kuarkm taşıyabileceği bu üç renk -üç farklı güçlü yük- belli bir biçimdedeğiştirilirse (lisanımızın bu canlı renkleri, kırmızı, yeşil ve mavi, örneğin sarı, çivit ve leylakrengine dönüştüğünde) bu değişimin ayrıntıları bir andan diğerine, bir yerden diğerinedeğiştirilecekolsabile,kuarklararasındakietkileşimyinehiçbirşekildeyüklüolmayacaktır.Buyüzden, nasıl ki bir kürenin rotasyon simetrisine örnek oluşturduğunu, zira onu elimizdedöndürmeşeklimizdenyadabakışaçımızıdeğiştirmemizdenbağımsızolarakherdurumdaaynıgöründüğünü söyleyebiliyorsak, evrenin de güçlü kuvvet simetrisinin bir örneği olduğunusöyleyebiliriz: Fizik, kuvvet yükündeki bu değişikliklerle değişmez; bu değişikliklere tümüyleduyarsızdır.Tarihselsebeplerle, fizikçilergüçlükuvvetsimetrisininayarsimetrisineörnek teşkilettiğinidesöyler.

Esas önemli nokta şudur: Tıpkı genel görelilikte olası bütün gözlem noktaları arasındakisimetrinin kütleçekimi kuvvetinin varlığını gerektirmesinde olduğu gibi, Hermann Weyl'in1920'lerde, Chen-Ning Yang ve Robert Mills'in de 1950'lerde yaptığı çalışmalar da ayarsimetrilerinin başka kuvvetlerin varlığını gerektirdiğini göstermektedir. Tıpkı hassas bir çevrekontrol sisteminin dış etkileri mükemmel düzeyde analiz ederek bir bölgedeki sıcaklığı, havabasıncınıvenemitümüylesabittutmasındaolduğugibi,YangveMillsegörebellitürdekuvvetalanları da kuvvet yüklerindeki değişimleri mükemmel düzeyde analiz ederek parçacıklararasındaki fizikseletkileşimlerinhiçbirbiçimdedeğişmedenkalmasınısağlayacaktır.Kuarklarınrenk değişimiyle ilişkilendirilen ayar simetrisi durumunda, gereken kuvvet, bizatihi güçlü

Page 87: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

kuvvetten başkası değildir. Yani güçlü kuvvet olmasaydı, fizik, yukarıda belirtilen renkyüklerindeki değişimlerdendolayıdeğişirdi. Bunu idrak etmiş olmamızın gösterdiği şey şudur:Kütleçekimikuvvetivegüçlükuvvetçokfarklıözellikleresahipolsalarda(örneğinkütleçekimingüçlü kuvvetten çok daha güçsüz olduğunu, muazzam derecede uzak mesafelerde faaliyetgösterdiğinihatırlayın),birazbenzerbirmirasasahiptirler:Evreninbellisimetriler taşıyabilmesiiçin ikisine de gerek vardır. Dahası benzer bir tartışma, zayıfve elektromanyetik kuvvetleraçısındandageçerlidir;onlarındabaşkaayarsimetrilerinebağlıolduğunugösterir.Dolayısıyladörtkuvvetinhepsidesimetriilkesiyledoğrudanilişkilidir.

Dört kuvvetin bu ortak özelliği, bu bölümün başında ortaya atılan iddiaya gayet uygungörünmektedir. Bu iddianın ne olduğunu daha açık söyleyelim: Kuantum mekaniğini genelgöreliliğe dahil etme çabamızda, kütleçekimi için de fizikçilerin diğer üç kuvvet için keşfetmişolduğunaçokbenzerbirkuantumalankuramıaramamızgerekir.Yıllarvarki,buakılyürütme,büyük ve seçkin bir grup fizikçiyi sıkı sıkıya bu yolu izlemeye teşvik etmiştir, fakat bu yoltehlikelerledoludur,kimsedetamanlamıylageçmeyibaşaramamıştır.Nedenlerinigörelim.

GenelGörelilikKuantumMekaniğineKarşı

Genel göreliliğin olağan uygulama alanı, geniş, astronomik mesafe ölçekleridir. Einstein'ınkuramınagörebumesafelerde,kütleninyokluğu,Şekil3.3'tegörüldüğüüzereuzayındüzolduğuanlamına gelir. Genel göreliliği kuantum mekaniğiyle birleştirmeye çalışırken, odak noktamızıkeskinbirbiçimdedeğiştirmemizveuzayınmikroskobik özelliklerini incelememizgerekir.BunuŞekil 5.1'de mesafeyi küçültüp uzamsal dokunun daha küçük bölgelerini büyüterek gösterdik.Başta odak noktamıza yaklaştığımızda pek fazla bir şey olmaz;Şekil 5.1'de görüldüğü üzerebüyütmeişlemininilküçaşamasındauzayınyapısıaynıtemelbiçiminikorur.Tümüyleklasikbirbakış açısından akıl yürüterek bu sakin ve düz uzay imgesinin, iyice küçük ölçeklerde dekorunmasını bekleriz. Fakat kuantum mekaniği bu sonucu kökten değiştirmiştir. Her şey,belirsizlik ilkesineiçkinolankuantumdalgalanmalarınatabidir;kütleçekimialanıbile.Klasikakılyürütme,boşuzayınkütleçekimialanınınsıfırolduğunusöylesede,kuantummekaniğibualanınortalamadasıfır olduğunu, amagerçekdeğerinin kuantumdeğişmeleri sebebiyle yukarı aşağıdalgalandığını göstermiştir. Dahası belirsizlik ilkesi, kütleçekimi alanındaki dalgalanmalarınçapının, dikkatimizi daha küçük uzay bölgelerine yoğunlaştırdığımızda daha da büyüyeceğinisöyler.Kuantummekaniği,hiçbirşeyinköşeyesıkıştırılmayısevmediğinisöyler;uzamsalodaknoktasınıdaraltmakdahabüyükdalgalanmalarayolaçar.

Page 88: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Şekil5,1Uzayınbirbölgesiniaşamaaşamabüyüterek,ultramikroskobikÖzellikleriniinceleyebiliriz,Genelgörelilikilekuantummekaniğinibirleştirmegirişimleri,büyütmeninen

sonaşamasındaortayaçıkanşiddetlikuantumdalgalanmalarınatersdüşmektedir.

Kütle çekimi alanları bükülmeyle yansıtıldığına göre, bu kuantum dalgalanmaları, çevredekiuzamın giderek şiddetli biçimde çarpılması olarak kendini gösterir. Şekil 5.1'de büyümenindördüncüaşamasındaortayaçıkanbu türçarpılmaların izlerinigörüyoruz.Şekil5.1'debeşincidüzeydeyaptığımızüzere,dahaküçükmesafeölçeklerini incelediğimizdekütleçekimialanındakuantum mekaniğine dayalı rasgele salmışların uzayda çok ciddi bükülmelere yol açtığını, okadar ki uzayınartık III.Bölüm'deki tartışmamızdakullandığımızbrandabenzetmesindeki gibihafifkıvrımlıgeometrikbirnesneyeartıkhiçbenzemediğinigörürüz.Aksine,şeklinüstkısmındagördüğümüz, püskürmelerin olduğu, karışık, kıvrımlı biçimi alır. John Wheeler, uzayın (vezamanın) böyle ultramikroskobik düzeyde incelenmesinin gözler önüne serdiği kargaşayıbetimlemek için kuantum köpüğü terimini geliştirmiştir; bu terim, evrende sol ve sağ, ileri vegeri,yukarıveaşağı(hattaöncevesonragibi)gelenekselkavramlarınanlamlarınıyitirdiği,hiçbilmediğimiz bir alanı betimler. Genel görelilik ile kuantum mekaniği arasındaki temeluyumsuzluğaböylekısamesafeölçeklerinderastlarız.Genelgöreliliğinanailkesidüz,pürtüksüzuzamsal geometri kavramı, kısa mesafe ölçeklerindeki kuantum dünyasındaki şiddetlidalgalanmalarla yıkılır.Ultramikroskobik ölçeklerde incelendiğinde, kuantummekaniğinin temel

Page 89: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

özelliği -belirsizlik ilkesi- genel göreliliğin temel unsuruyla, düz, pürtüksüz bir geometriye sahipuzay(uzay-zaman)modeliyledoğrudançatışmaktadır.

Pratikte bu çatışma çok somut bir biçimde kendini gösterir. Genel görelilik denklemleriylekuantum mekaniği denklemlerini birleştiren hesaplar genelde hep aynı saçma sonucu verir:Sonsuzluk.Eskikafalıbiröğretmeninavucunuzaindirdiğibircetveldarbesimisali,sonsuzcevabıda doğanın hayli yanlış bir şey yaptığımızı söyleme biçimidir. Genel görelilik denklemleri,kuantumköpüğününfıkırdamasınıkaldıramaz.

Dikkat edin ama, daha sıradanmesafelere geldiğimizde (Şekil 5.1' deki çizim sıralamasınatersindenbaktığımızda),küçükölçektekirasgele,şiddetlidalgalanmalarbirbiriniortadankaldırır-ortalamada,şubizimdurmadanborçlanan tipinbankahesabındaborçlanmaeğilimindenbir izgörülmemesindeolduğugibi-evrenindokusuylailgiliolarakdüz,pürtüksüzgeometrikavramıbirkez daha geçerlilik kazanır. Bu durum, nokta vuruşlu yazıcıdan çıktı alınmış bir tabloyabaktığınızdayaşadığınızşeyebenzer:Uzaktanbakıldığındatabloyuoluşturannoktalarkaynaşırve düz bir imge izlenimi yaratır, bu imgenin varyasyonları tablonun bir bölgesinden diğerinekesintisiz biçimde hafifçe değişmektedir. Fakat tabloyu daha küçük mesafe ölçeklerindeincelediğinizde, uzakmesafeden verdiği düz görüntüden çok daha farklı olduğunu görürsünüz.Her biri diğerlerinden çok ayrı noktaların bir toplamından ibarettir tablo. Fakat unutmayın,tablonunböylefarklıbirniteliğesahipolduğunu,ancakonuçokküçükölçeklerdeincelediğinizdefarkedersiniz;uzaktandüzgörünür.Kezauzay-zamanındokusuda,ultramikroskobikkesinlikleincelendiği zamanlar dışında düz, pürüzsüz görünür. Genel göreliliğin yeterince büyükmesafe(ve zaman) ölçeklerinde -birçok tipik astronomik uygulamayla ilgili ölçekler- geçerli olmasınakarşın, kısa mesafe (ve zaman) ölçeklerinde bozulmasının sebebi de budur. Kuramın temeldireği(düzveyumuşakbirbiçimdekıvrılanbugeometri),büyükolanaçısındangeçerlidir,fakatküçüğedoğrugidildikçekuantumdeğişimleriyüzündenbozulur.

Genel görelilik ve kuantum mekaniğinin temel ilkeleri, Şekil 5.1'deki tehlikeli olgunungörünürlük kazanması için, altında kalınması gereken yaklaşık mesafe ölçeklerinihesaplamamızı mümkün kılıyor. Planck sabitinin küçüklüğü -kuantum etkilerinin gücünüyönlendirir-vekütleçekimikuvvetinin içkinzayıflığıbirarayagelerekPlanckuzunluğudenenbirsonucayolaçarkibuuzunluktahayyüledilemeyecekkadarküçüktür:Birsantimetreninmilyardabirininmilyardabirininmilyardabirininmilyondabirikadardır(10-33santimetredir).Şekil5.1'dekibeşincidüzeyde,evrenimizinultramikroskobik,Planckuzunluğualtıölçeklerdekimanzarasınıresmetmektedir. Bir ölçek duygusu kazanalım: Bir atomu bilinen evren boyutunda büyütecekolsaydık,Planckuzunluğuortalamabirağacınuzunluğunaancakeşitolurdu.

Böylece genel görelilik ile kuantum mekaniği arasındaki uyumsuzluğun ancak ve ancakevrenin gizli bir alanında biraz görünürlük kazandığını görüyoruz.Bu yüzden de kaygılanmayadeğer mi acaba diye sorabilirsiniz. Aslına bakarsanız, fizik camiası bu meselede ağız birliğisergilemiyor. Sorunu ele almak isteyen, ama tipik uzunlukların Planck uzunluğunu hayli aştığıproblemlerde,amaaraştırmalarınıngerektirdiğibiçimde,kuantummekaniğinivegenelgöreliliğikullanmaktan menınun olan fizikçiler var. Gelgelelim başka bazı fizikçiler de var ki, bildiğimizhaliyle fiziğin iki temel kaidesinin özleri itibarıyla temelde uyumsuz olduğu gerçeğinden, ki busorunu ortaya koymak için ultramikroskobik mesafelerin incelenmesinin gerekmesindenbağımsızolarak,derinbirrahatsızlıkduyuyorlar.Bufizikçiler,ikikuramarasındakiuyuşmazlığınfiziksel evreni kavrayışımızda temel bir kusura işaret ettiğini savunuyor. Bu görüş, evrenin en

Page 90: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

derin, en temel düzeyde anlaşılırsa eğer, uyumlu bir birliktelik sergileyen parçalardan oluşan,mantıkensağlambirkuramlabetimlenebileceğiniortayakoyan,kanıtlanamayanfakatderindenhissedilenbirdüşünceyedayanıyor.Birçokfizikçiyse,bahsettiğimizuyuşmazlığın,araştırmalarıaçısından ne kadar temel önemde olduğu bir tarafa, temelde, evrene dair en derin kuramsalanlayışımızın, güçlü, fakat birbiriyle çatışan iki açıklama çerçevesinin matematiksel açıdantutarsızbirbiçimdeharmanlamasındanoluşmasınainanmaktazorlanıyor.

Fizikçiler, gerek genel görelilik kuramını gerek kuantummekaniğini, çelişmeyi engelleyecekşekilde değiştirmek için sayılamayacak kadar çok girişimde bulunmuştur, fakat bu girişimlergenelde cesur ve dâhiyane girişimler olsalar da başarısızlık üstüne başarısızlıklasonuçlanmıştır.

Evet,durumböyleydi,takisüpersicimkuramınınkeşfinedek.

Page 91: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

VI.Bölüm

MüzikBu:SüpersicimKuramınınEsasları

Müzikötedenberi,kozmikbir ilgiyiyansıtankonularakafayoranlarıntercihettiğimetaforlarıbesleyen bir kaynak olmuştur. Eskiçağa ait Pythagorasçı "kürelerin müziğinden", asırlardıraraştırmalara kılavuzluk etmiş "doğanın armonilerine" dek, gök cisimlerinin hareketlerinde,atomaltı parçacıkların isyankâr patlamalarında hep beraber doğanın şarkısını aradık.Süpersicimkuramınınkeşfiylebirliktemüzikleilgilimetaforlardaçarpıcıbirgerçeklikkazanmışoldu, çünkü bu kuram mikro seviyedeki manzaranın küçük tellerden oluştuğunu, bu tellerintitreşim örüntülerinin kozmosun evrimini yönettiğini öne sürer. Yani süpersicim kuramına göredeğişimrüzgârlarızatenrüzgârlıbirevrendeesmektedir.

Standartmodel isebunun tersineevrenin temelbileşenlerini, hiçbir iç yapısı olmayannoktabenzeribileşenlerolarakgörür.

Bu yaklaşımne kadargüçlüolsada (dahaöncedebelirttiğimizgibi, standartmodelegöremikrodünyahakkındayapılan tüm tahminleresasenbugünkü teknolojiksınırımızolanmetreninmilyardabirininmilyardabiriölçeğindedoğrulanmıştır),standartmodelkütleçekimini içermediğiiçineksiksizyadanihaibirkuramolamaz.Dahası,kütleçekiminikuantummekaniğiçerçevesineoturtma girişimleri, ultramikroskobik mesafelerde -yani Planck uzunluğundan daha kısamesafelerde- uzamsal dokuda gözlenen şiddetli dalgalanmalar yüzünden başarısızlığauğramıştır.Çözülemeyenbuproblem,doğahakkındadahaderinbiranlayışaulaşmaarayışınıbaşlatmıştır. 1984'te, o dönemdeQueenMaryCollege'da çalışmakta olanMichaelGreen ileCalifornia Teknoloji Enstitüsü'nden John Schwarz, süpersicim kuramının (ya da kısaca sicimkuramının)buanlayışıpekâlâsunabileceğiyönündeiknaediciilkkanıtıortayakoymuştur.

Sicimkuramı,evreninultramikroskobiközelliklerine ilişkinkuramsal tanımımızayeniveköklübir değişiklik getirir. Fizikçiler zaman içinde bu değişikliğin Einstein'ın genel görelilik kuramını,kuantummekaniğinin yasalarına tam da gerektiği biçimde ve tümüyle uyumlu kılacak şekildedeğiştirdiğini fark etmiştir. Sicim kuramına göre, evrenin temel bileşenleri nokta parçacıklardeğildir. Aksine küçücük, tek boyutlu iplikçiklerdir, çok çok ince lastik bantlar gibi ileri gerititreşip dururlar. Fakat kuramın ismi sizi yanıltmasın: Kendisi demoleküllerden ve atomlardanoluşansıradanbirsicimparçasınıntersine,sicimkuramındakisicimlerinmaddenintamkalbindeolduğu düşünülmelidir. Kuram, sicimlerin atomları oluşturan parçacıkları oluşturanultramikroskobikparçacıklarolduğunuilerisürer.Sicimkuramınınsicimleriokadarküçüktürki-ortalama uzunlukları ancak Planck uzunluğu kadardır- en güçlü cihazlarımızla bileincelendiklerindenoktabenzerigörünürler.

Fakatherşeyintemelbileşeniolaraknoktaparçacıklarınyerineiplikçikleringeçirilmesininsonderece önemli sonuçları olmuştur. Bir kere öyle görünüyor ki, sicim kuramı genel görelilik ilekuantummekaniği arasındaki çatışmayı çözmektedir. Birazdan göreceğimiz üzere, bir siciminboyutununolması ikikuramıdabirleştiren tekbiruyumluçerçevedüşünmeyimümkünkılanvehayatiönemtaşıyanyenibirunsurdur,İkincisi,bütünmaddeninvebütünkuvvetlerintekbirtemelbileşenden, salınan sicimlerden oluştuğunu ileri süren sicim kuramı gerçekten de birleşik birkuramortayakoyar.Sonolaraksonrakibölümlerdedahaayrıntılı olarak tartışıldığıüzere,budikkat çekici başarılarının yanı sıra, sicim kuramı uzay-zaman kavrayışımızı bir kez daha

Page 92: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

köktendeğiştirir.

SicimKuramınınTarihçesi

1968'deGabrieleVenezianoadındagençbirkuramsalfizikçi,güçlünükleerkuvvetindeneyselolarak gözlenmiş çeşitli özelliklerini anlamaya çalışıyordu. O dönemde, İsviçre'nin Cenevrekentindeki parçacık hızlandırma laboratuvarı CERN'de bir araştırma bursuyla bulunanVeneziano, bu sorunun çeşitli yönleri üzerinde birkaç yıl çalıştı ve nihayet bir gün çarpıcı birkeşifte bulundu. Ünlü isviçreli matematikçi Leonhard Euler'in yaklaşık 200 yıl önce tümüylematematikselheveslerlegeliştirdiğiezoterikbir formül(yaygındeyişleEuler'inbeta-fonksiyonu)kuvvetlibiretkileşimiçindeolanparçacıklarınbirçoközelliğinibirçırpıdabetimleyiveriyormuşgibi görünüyordu. Veneziano'nun bu gözlemi, güçlü kuvvetin birçok özelliği için sağlam birmatematiksel çerçeve sunuyordu; böylece Euler'in beta-fonksiyonunu kullanmayı amaçlayanyoğun bir araştırma furyasıyla birlikte, dünyanın dört bir köşesindeki çeşitli atom çarpıştırmalaboratuvarlarındangelenveriyığınınıbetimleyençeşitligenellemeleryapılmayabaşlandı.YinedeVeneziano'nungözlemibiranlamdaeksikti.Öğrencilerin formüllerineanlamageldikleriniyadanasılkanıtlandıklarınıbilmeksizinkullanmasıgibi,Euler'inbeta-fonksiyonudaişeyarıyorgibigörünüyordu,amakimsebununnasılolduğunubilmiyordu.Açıklamasınıarayanbirformüldübu.1970'tebudurumdeğişti;ChicagoÜniversitesindenYoichiroNambu,NielsBohrEnstitüsü'ndenHolger Nielsen ve Stanford Üniversitesinden Leonard Susskind'in yaptığı çalışmalar Euler'informülünün gerisinde saklı duran, o zamana dek bilinmeyen fiziği ortaya koydu. Bu fizikçiler,eğer temel parçacıklar küçük, titreşen, tek boyutlu sicimler olarak ele alınırlarsa, parçacıklararasındakinükleeretkileşimlerinEuler'in fonksiyonuyla tamolarakbetimlenebileceğinigösterdi.Sicim parçacıklarının çok küçük olmaları halinde yine nokta benzeri parçacıklar gibigörüneceklerini, dolayısıyla da bu durumun deneysel gözlemlerle uyumlu olacağınıdüşünmüşlerdi.

Buçalışmasezgiselbakımdansadebirkuramortayakoyuyorolsada,çokgeçmedengüçlükuvveti sicimlerle betimlemenin başarısız olacağı gösterildi. 197O'lerin başlarında atomaltıdünyayı daha derinden inceleme kapasitesine sahip yüksek enerjili deneyler, sicim modeliningözlemlerle doğrudan çelişen bazı tahminlerde bulunduğunugösterdi. Aynı zamanda, kuantumkromodinamiğinin nokta parçacık kuantum alan kuramı da geliştiriliyordu; bu kuramın güçlükuvvetitanımlamaktakiezicibaşarısısicimkuramınınbirkenarabırakılmasınayolaçtı.

Parçacıkfizikçilerininçoğu,sicimkuramınınbiliminçöplüğünegönderildiğigörüşündeydi,amakararlı birkaç fizikçi kurama sadık kaldı. Örneğin Schwarz "Sicim kuramının matematikselyapısıokadargüzelki,okadar fazlamucizeviözelliğivarki,derinlerdebirşeye işaretediyorolsagerek."diyedüşünmüştü.Fizikçilerinsicimkuramındagördüğüsorunlardanbiri,başınabelaaçacakkadar "zengin"görünmesiydi.Kuram,glüonunözelliklerineçokbenzerözelliklere sahiptitreşen sicim konfigürasyonları içeriyordu, bu da güçlü kuvvete ilişkin bir kuram olduğuyönündeki ilk iddiayı destekliyordu. Fakat bunun dışında, güçlü kuvvete ilişkin deneyselgözlemlerle hiç ilgisi yokmuş gibi görünen, haberci benzeri başka parçacıklar da içeriyordu.1974'te Schwarz ve Ecole Normale Superieure'den Joel Scherk görünürdeki bu kusuru birmeziyete çevirme yönünde önemli bir adım attı. Sicimlerin titreşimindeki haberci benzeri kafakarıştırıcı örüntüleri inceledikten sonra, bunların özelliklerinin, kütleçekimi kuvvetine ait olduğuvarsayılanhaberciparçacığınyanigravitonunözellikleriylemükemmelbiruyumiçindeolduğunufark ettiler. Kütle çekimi kuvvetinin bu "en küçük demetleri" henüz hiç görülmemiş olsa da,

Page 93: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

kuramcılar bunların sahip olması gereken bazı temel özelliklere dair güvenilir tahminlerdebulunabilir; Scherk ve Schwarz da bu özelliklerin bazı titreşim örüntüleriyle gerçekleştiğinibulmuştu.Bunadayanarak, fizikçilerinsicimkuramınınkapsamını çoksınırlı tutması yüzündenkuramın ilk seferde başarısız olduğu iddiasında bulundular. Sicim kuramının yalnızca güçlükuvvete ilişkin bir kuramolmadığını, kütleçekimini de içerenbir kuantumkuramı olduğunuönesürüyorlardı.

Fizik camiasının bu iddiayı büyük bir hevesle karşıladığı söylenemez. Aslına bakarsanız,Schwarz"Çalışmamızherkestarafındangörmezdengelindi."diyor.İlerledikleriyol,kütleçekiminivekuantummekaniğinibirleştirmeyideneyipbaşarısızolmuşçoksayıdagirişimledoluydu.Sicimkuramının, güçlü kuvveti tanımlama yönündeki ilk girişiminin yanlış olduğu gösterilmişti;birçoklarına göre de, bu kuramı daha büyük bir amaç için kullanmak anlamsızdı. 1970'lerinsonunda ve 1980'lerin başında yapılan sonraki çalışmaların, sicim kuramı ile kuantummekaniğinin de kendi içlerinde kolayca fark edilmeyen çelişkiler olduğunu göstermesi dahadayıkıcıoldu.Öylegörünüyorduki,kütleçekimikuvveti,evreninmikrodüzeydebetimlenmesininbirparçasıhalinegetirilmeçabalarınabirkezdahadireniyordu.

1984'e kadar durum buydu. 1984'te Green ve Schwarz, çoğu fizikçinin büyük ölçüdegörmezdengeldiği,genellikledeelinintersiyleittiği,onyılıaşkınbirsüredirdevamedenyoğunbiraraştırmanınsonucundayazdıkları,dönümnoktasıniteliğindekibirmakaledesicimkuramınınkuantumkuramıylaçelişmesininçözülebileceğiniortayakoydular.Dahası,sonuçtaortayaçıkankuramın dört kuvvetin dördünü ve bütün maddeyi kapsayacak kadar geniş olduğunu dagösteriyorlardı. Green ve Schwarz'ın vardığı bu sonuç fizik camiasında yayıldıkça, yüzlerceparçacıkfizikçisiellerindekiaraştırmaprojelerinibirkenarabırakıpevreninderinlerdekiişleyişinianlama yolundaki çok eskilerden beri süregelen arayışın, görünüşe bakılırsa son kuramsalsavaşmeydanınagirdiler.

Lisansüstü çalışmalarıma Ekim 1984'te Oxford Üniversitesi'nde başladım. Kuantum alankuramı, ayar kuramı ve genel görelilik gibi konuları öğrenmekten heyecan duyuyor olsamda,benden büyük lisansüstü öğrencileri arasında parçacık fiziğinin pek gelecek vaat etmediğiyönündebirkanıyaygındı.Standartmodelgeçerliliğinikoruyordu,deneylerinsonuçlarınıtahminetme yönündeki gözle görülür başarısı da, modelin doğrulanmasının yalnızca bir zaman veayrıntımeselesi olduğunu gösteriyordu. Bumodelin sınırlarının ötesine geçip kütleçekimini deonadahiletmekvemodelindayandığıdeneyselgirdileri -temelparçacıklarınkütlelerini,kuvvetyüklerini, kuvvetlerinin göreli gücünü özetleyen, deneyler sonucu elde edilmiş ama kuramsalolarakanlaşılamamışondokuz rakam-belkiaçıklayabilecekolmakokadargözkorkutucubirişti ki, en cesurları hariç bütün fizikçiler bu zorluk karşısında geri çekiliyordu. Fakat altı aysonra, bu durum tümüyle değişmişti. Green ile Schwarz'ın başarısı nihayet lisansüstüeğitimlerinindahailkyılındakiöğrencilerebileulaşmış,öncekibezginlikyeriniheyecanvericibirduyguya,fiziktarihindeçokönemlibiranıniçindeolmaduygusunabırakmıştı.Bazılarımız,sicimkuramınıanlamakiçingerekliolansoyutmatematikvekuramsalfizikkonularınahâkimolabilmekiçingeceyarılarınadekçalıştık.

1984'ten 1986'ya kadarki dönem "ilk süpersicim devrimi" olarak bilinir. O üç yıl içindedünyanındörtbiryanındakifizikçiler,sicimkuramıüzerinebiniaşkınaraştırmakalemealdı.Buçalışmalarstandartmodelinçoksayıdaözelliğinin-yıllarsürenaraştırmalarla,kılıkırkyarantitizçalışmalarlakeşfedilmişözellikler-sicimkuramınınortayakoyduğubüyükyapıdandoğalolarak

Page 94: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

çıktığınıkuşkuyayerbırakmayacakşekildegösteriyordu.MichaelGreen'indedediğigibi"Sicimkuramıylakarşılaşıpsonyüzyıl içinde fiziktekaydedilenbüyükgelişmelerinneredeysehepsininböyle basit bir başlangıç noktasından doğduğunu -hem de büyük bir zarafetle doğduğunu-anladığınızda,buinanılmazderecedeiknaedicikuramınkendibaşınabirsınıfoluşturduğunudaanlarsınız." Dahası birazdan tartışacağımız üzere, sicim kuramı bu özelliklerin birçoğunastandart modelden daha eksiksiz ve tatmin edici bir açıklama getirir. Bu gelişmeler birçokfizikçiyi,sicimkuramınınnihaibirleşikkuramolmavaadinitutmayolundaolduğunaiknaetmiştir.

Yine de sicim kuramcıları, tekrar tekrar çalışmalarına sekte vuran önemli bir engellekarşılaştı. Kuramsal fizik araştırmalarında anlaşılamayacak ya da analiz edilemeyecek kadarzor denklemlerle sık sık karşı karşıya kalınır. Genelde fizikçiler vazgeçmez ve denklemleriyaklaşık olarak çözmeye çalışır. Sicim kuramındaysa durum çok daha zordur.Denklemlerinkendilerini belirlemek bile o kadar zor olmuştur ki, şu ana dek denklemlerin yalnızcayaklaşıkversiyonları çıkarılabilmiştir. Bu yüzden de sicim kuramcıları yaklaşık denklemlere yaklaşıkçözümler bulmakla sınırlanmıştır. İlk süpersicim devrimi sırasında, birkaç yıl boyuncakaydedilen ciddi ilerlemeler sonrasında, fizikçiler kullanılan yaklaşık değerlerin o konuda dahada ilerlemenin yolunu kapayan birçok temel soruyu cevaplamakta yetersiz olduğunu gördü.Sicim kuramı üzerine çalışan, yaklaşık yöntemlerin ötesine geçme yolunda somut önerileriolmayan fizikçilerin birçoğu hayal kırıklığına uğrayıp daha önceki araştırmalarına döndü.Gerikalanlar için 1980'ler ve 1990'ların başı zorlu dönemler oldu. Bir kasaya kapatılmış, yalnızcaufak ve ümitleri boşa çıkaran bir delikten görülebilen altın bir hazine gibi, sicim kuramınıngüzelliği ve vaat ettikleri de insanı kendine çağıriyordu, ama kimsede kuramın gücünü ortayaçıkaracak araçlar yoktu. Uzun süren verimsiz kriz dönemleri önemli keşlilerle kesintilereuğruyordu,amaöncekiyaklaşıklıklarınötesinegeçmegücünesahipyeniyöntemlergerektiğinibualandaçalışıldığınıherkesaçıkçagörüyordu.

Sonra, Güney California Üniversitesinde düzenlenen Sicim 1995 konferansında, dünyanınöndegelenfizikçilerinintıkabasadoldurduğubirsalondaçokheyecanvericibirkonferansverenEdwardWitten,birsonrakiadımlailgilibirplanıolduğunuaçıkladıveböylece"ikincisüpersicimdevrimi"başladı.Busatırlar yazıldığı sırada,sicimkuramcılarıöncedenkarşı karşıyakalmankuramsalengellerinaşılmasınısağlayacağıdüşünülenbirdiziyeniyönteminetleştirmeyolundacanla başla çalışıyordu. Bu yolda karşılaşılacak zorluklar, süpersicim kuramcılarının teknikgücünü çok ciddi bir sınava tabi tutacak; fakat tünelin sonundaki ışık her ne kadar hâlâ uzakolsada,nihayetgörünürlükkazanıyorolabilir.

Bu bölümde ve bundan sonraki birkaç bölümde, ilk süpersicim devriminden sonra ve ikincisüpersicim devriminden önce yapılan çalışmalardan doğan sicim kuramı kavrayışınıbetimleyeceğiz. Zaman zaman ikinci süpersicim devriminden doğan yeni kavrayışların altınıçizeceğiz,amabudahayenigelişmelerikapsamlıolarakXII.veXIII.Bölüm'detartışacağız.

YinemiYunanlılarınAtomları?

Bubölümünbaşındabelirttiğimiz,ayrıcaŞekil1.1'dedegösterdiğimizgibisicimkuramı,eğerstandartmodeldekivarsayılannoktaparçacıklarbugünküteknolojikkapasitemizinçokötesindebir kesinlikle incelenebilirse, bu parçacıkların her birinin salınım halinde, çok küçük birersicimdenoluştuğunungörüleceğiniiddiaeder.

Page 95: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Daha sonra açıklık kazanacak sebeplerden ötürü, tipik bir sicimin uzunluğu yaklaşık olarakPlanckuzunluğunaeşittir, yani bir sicimbir atomunçekirdeğindenyüzmilyar keremilyar (10")defa küçüktür. Günümüzde yapılan deneylerin, maddenin mikro seviyede sicimlere dayalıdoğasınıçözemiyorolmasındaşaşıracakbirşeyyok:Sicimler,atomaltıparçacıklarölçeğindebile çok ama çok küçüktür. Bir sicimin bir nokta parçacık olmadığını doğrudan gösterebilmekiçin,maddeleribugünedekyapılmışolanlardanmilyonkeremilyarkatdahayüksekbirenerjiyleçarpıştıracakbirhızlandırıcımızolmasıgerekir.

Noktaparçacıklar yerinesicimleri geçirmeninnegibi şaşırtıcı sonuçlardoğurduğunukısacaanlatacağız,amaöncedahatemelbirsoruyuelealalım:Sicimlernedenyapılmıştır?

Busorununikiolasıcevabıvar:İlki,sicimlergerçektendetemeldir,tamdaEskiYunanlılarınkastettiği anlamda parçalanamaz bileşenler y Ani "atomlar"dır. Her şeyin mutlak en küçükbileşeni olduklarından, mikrodünyanın altyapısındaki çok sayıda katmanın sonuncusunu -Ruslarınmatruşkabebeklerinin sonuncusunu- temsil ederler.Bubakışaçısınagöre, sicimlerinbir boyutu olsa da, neden oluştukları sorusunun bir anlamı yoktur. Sicimler daha küçük birşeyden oluşuyor olsalardı, temel olmazlardı. O zaman, sicimleri oluşturan her neyse derhalsicimlerin yerini alır ve evrenin dahada temel bileşeni olduğu iddiasındabulunurdu.Dilbilimselbenzetmemizi kullanalım: Paragraflar cümlelerden oluşur, cümleler kelimelerden, kelimeler deharflerden. Peki bir harf neden oluşur? Dilbilimsel bir bakış açısına göre, bu nokta yolunsonudur. Harf, harftir; yazılı dilin yapıtaşıdır, onların altında başka bir yapı daha yoktur.Harflerin bileşenlerini sorgulamanın bir anlamı yoktur. Aynı şekilde bir sicim de bir sicimdir;ondandahatemelbirşeyolmadığıiçinbaşkabirmaddedenoluşuyordiyebetimlenemez.

Bu ilk cevaptır. İkinci cevap, sicim kuramının doğaya dair doğru ve nihai bir kuram olupolmadığınıhenüzbilmediğimizgerçeğinedayanır.Sicimkuramıgerçektendehedeftenuzaksa,ohaldesicimleride,sicimlerinbileşimiyleilgilisorularıdapekâlâunutabiliriz.Bubirihtimal,ama1980'lerin ortalarından bu yanayapılan araştırmalar ciddi bir çoğunlukla bunun pek de ihtimaldahili olmadığına işaret ediyor. Fakat tarih bize evren anlayışımızın derinleştiği her sefer,maddenin daha da alt bir düzeyini oluşturan, daha da küçük mikro bileşenler olduğunugöstermiştir.Sicim kuramının nihai kuramolamaması halinde, diğer bir olasılık sicimlerin nihaikatman olmaması, ama kozmik soğanın Planck uzunluğu ölçeğinde görünürlük kazanan birkatmanıolmasıolasılığıdır.Budurumdasicimlerdahadaküçükparçacıklardanoluşuyorolabilir.Sicim kuramcıları bu olasılığı gündeme getirmişler ve bu konuda çalışmaya devametmektedirler. Bugüne dek, kuramsal çalışmalar sicimlerin de altında başka bir yapıolabileceğinedairilginçipuçlarıvermiştir,fakathenüzkesinbirkanıtyoktur.Busoruylailgilisonsözüancakzamanveyoğunaraştırmalarsöyleyecektir.

XII. veXV.Bölüm'de yer verdiğimiz birkaç tahmin dışında, buradaki tartışmamız açısındansicimleri,ilkcevaptaönerilenyaklaşımlayanidoğanınentemelbileşenleriolarakelealacağız.

SicimKuramıylaGelenBirleşme

Standart modelin kütleçekimi kuvvetini kapsayamamak dışında, başka bir yetersizliği dahavardır: Yapısının ayrıntılarına dair bir açıklama yoktur. Doğa neden, önceki bölümlerdeözetlenen ve Tablo 1.1 ve 1.2'de gösterilen belli parçacıkları ve kuvvetleri seçmiştir? Bubileşenleritanımlayan19parametre,nedensahipolduklarıniceldeğerleresahiptir?Sayılarının

Page 96: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

veayrıntılıözelliklerininfazlasıylakeyfigöründüğühissinekapılmamakeldedeğil.Bugörünüşterasgelebileşenleringerisindeyatandahaderinbiranlayışvarmı,yoksaevreninayrıntılıfizikselözellikleritesadüfenmi"seçilmiş"?

Standart modelin kendisinin bir açıklama sunmasımümkün değil, çünkü parçacıkları ve buparçacıkların özelliklerini deneysel olarak ölçülmüş birer girdi olarak kabul eder. Tıpkı eldebaşlangıç yatırımlarınıza ilişkin veri girdisi yoksa, borsanın performansının portföyünüzündeğerini belirlemekte kullanılamayacağı gibi, standart model de -temel parçacık özelliklerinedair veri girdisi yoksa- tahmin yapmakta kullanılamaz. Kuramcılar ancak deneyleri yürütenparçacık fizikçilerinin kılı kırk yararak bu verileri ölçmesi sonrasında, sınanabilir tahminlerdebulunmak için -örneğin parçacıklar bir hızlandırıcıda çarpıştırıldığında neler olacağı gibi-standart modeli kullanabilir. Fakat bugünkü Down Tones ortalaması on yıl önce borsadayaptığınız başlangıç yatırımınızı ne kadar açıklayabilirse, standart model de Tablo 1.1 ve1.2'dekitemelparçacık.özellikleriniokadaraçıklayabilir.

Aslına bakarsanız, eğer deneyler mikrodünyada, muhtemelen farklı kuvvetlerle etkileşimhalinde olan, farklı bir parçacık içeriği olduğunu göstermiş olsaydı, kurama farklı girdiparametreleri ekleyerek bu değişiklikleri standart modele dahil etmek gayet kolay olurdu. Buanlamda, standart modelin yapısı temel parçacıkların özelliklerini açıklayamayacak kadaresnektir,çünkübirdiziolasılığaaçıktır.

Sicim kuramı çok farklıdır. Benzersiz ve esnek olmayan kuramsal bir yapıdır. Aşağıdaaçıklandığı gibi, ölçümlerde nirengi noktası olarak alınacak ölçeği belirleyen tek bir rakamdışında bir girdi gerektirmez. Mikrodünyanın bütün özellikleri, kuramın açıklama gücünündahilindedir.Bunuanlayabilmekiçinistersenizöncedahabildiksicimleri-örneğinkemantellerini-düşünelim.Şekil6.1'degörüldüğügibi,tellerinherbirirezonansdiyebilinen,çokçeşitli(aslındasonsuz sayıda) titreşim örüntüsü oluşturabilir. Rezonanslar, tepe noktaları ve çukur noktalarıarasındaki mesafeler eşit olan ve telin sabit iki ucu arasına tam olarak oturan dalgaörüntüleridir. Kulaklarımız bu farklı titreşimli salınım örüntülerini, farklı notalar olarak algılar.Sicim kuramındaki sicimler de benzer özellliklere sahiptir. Sicimlerin, boyutlarına tam olarakoturan ve tepe noktaları ve çukur noktaları arasındaki mesafenin eşit olması sayesindedestekleyebildikleri titreşimli salınım örüntüleri vardır. Şekil 6.2'de bazı örneklergösterilmektedir.İşteasılönemlinokta:Birkemantelininoluşturduğufarklıtitreşimörüntülerininfarklı notalar oluşturması gibi, temel bir sicimdeki farklı titreşimörüntüleri de farklı kütleler vekuvvet yükleri oluşturur. Bu çok önemli bir nokta olduğundan, bir kere daha söyleyelim.Sicimkuramına göre, temel bir "parçacığın" özellikleri -kütlesi ve farklı kuvvet yükleri- içteki sicimingerçekleştirdiğititreşimörüntüsüylebelirlenir.

Page 97: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Şekil6.1Birkemanıntelleri,bütüntepenoktalanveçukurnoktalarıkemantelininikiucuarasınatamolarakoturansalınımörüntülerisergileyerektitreşebilir.

Bu ilişki en kolay, bir parçacığın kütlesi açısından anlaşılır. Bir sicimdeki belirli bir titreşimörüntüsünün enerjisi, örüntünün genliğine -tepe noktaları ve çukur noktaları arasındakimaksimumyerdeğiştirmeye-vedalgaboyuna-yanibirtepenoktasıylabirsonrakitepenoktasıarasındakimesafeye-bağlıdır.Genliknekadarbüyüksevedalgaboyudanekadarkısaysa,enerjiokadarbüyüktür.Budasezgiselolarakumulacakşeyiyansıtıyor;çokhareketli titreşimörüntüleridahafazlaenerjiyesahiptir,okadarhareketliolmayanlarınsaenerjisidahaazdır.Şekil6.3'tebirkaçörnekveriliyor.Budatanıdıkbirşey:

Şekil6.2Sicimkuramındakiilmekler-kemantellerindeolduğugibi-bütüntepenoktalarıveçukurnoktalansicimlerinboyutunaoturansalınımörüntülerisergileyerektitreşebilir.

Daha kuvvetli çekilen keman telleri daha şiddetli titreşir, daha hafifçe çekilen tellerse dahahafif titreşir. Şimdi özel göreliliğin bakış açısına göre, enerji ile kütlenin madalyonun iki yüzüolduğunubiliyoruz:Dahafazlaenerjidahabüyükkütledemektir,dahabüyükkütlededahafazlaenerji. Dolayısıyla sicim kuramına göre, bir temel parçacığın kütlesi, içindeki sicimin titreşimörüntüsününenerjisitarafındanbelirlenir.Dahaağırparçacıklarındahafazlaenerjiyletitreşeniçsicimlerivardır,hafifparçacıklarınsadahaazenerjiyletitreşeniçsicimlerivardır.

Birparçacığınkütlesionunkütleçekimselözelliklerinibelirlediğinden,sicimintitreşimörüntüsüile bir parçacığın kütleçekimi kuvvetine verdiği karşılık arasında doğrudan bir ilişki olduğunugörüyoruz. Buradaki akıl yürütme biraz daha soyut olsa da, fizikçiler bir sicimin titreşimörüntüsünündiğerayrıntılıyönleriilebaşkakuvvetlerkarşısındakiözellikleriarasındabenzerbireşleşmeolduğunubulmuştur.Örneğinbellibirsicimin taşıdığıelektrikyükü,zayıfyükvegüçlüyük, bu sicimlerin tam olarak nasıl titreştiğiyle belirlenir. Dahası, haberci parçacıklar için detamamen aynı fikir geçerlidir. Fotonlar, zayıf ayar bozonları ve glüonlar gibi parçacıklar dabaşka sicim titreşim örüntüleridir. Özellikle önemli bir nokta var: Sicim titreşim örüntüleriarasından bir tanesi, gravitonun özelliklerine tamamen uyar ve bu da kütleçekiminin sicim

Page 98: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

kuramınınayrılmazbirparçasıolmasınısağlar.

Böylece sicim kuramına göre her temel parçacığın gözlenen özelliklerinin, iç sicimi belli birtitreşim örüntüsü gösterdiği için ortaya çıktığını anlıyoruz. Bu bakış açısı, fizikçilerin sicimkuramınınkeşfedilmesindenöncebenimsediğibakışaçısındanhaylifarklıdır.Dahaöncekibakışaçısınagöre,temelparçacıklararasındakifarklılıklar,aslındaherbirparçacıktürünün"farklıbirkumaştankesildiği"söylenerekaçıklanıyordu.Herparçacıktemelolarakgörülsede,herbirininoluştuğu "malzemenin" farklı olduğu düşünülüyordu. Örneğin elektron "malzemesi" negatifelektrik yüklüydü, nötrino "malzemesi" ise elektrik yüküne sahip değildi. Sicim kuramı, bütünmaddenin ve bütün kuvvetlerin "malzemesinin" aynı olduğunu söyleyerek bu tabloyu köktendeğiştirir. Her temel parçacık tek bir sicimden oluşur -yani her parçacık tek bir sicimdir- vebütünsicimlerdekesinliklebirbirininaynıdır.Parçacıklararasındakifarklılıklar,sicimlerininfarklıtitreşimörüntülerigöstermesindendoğar.Farklıtemelparçacıklarolarakgörünenşeyleraslındatemel bir sicimin çıkardığı farklı "notalardır".Muazzam sayıda böyle titreşen sicimden oluşanevreninkozmikbirsenfonidenfarkıyoktur.

Şekil6.3Dahahareketlititreşimörüntülerininenerjisi,okadarhareketliolmayanörüntülerinenerjisindendahafazladır.

Bu genel bakış, sicim kuramının gerçekten demuhteşem bir birleştirici çerçeve sunduğunugösteriyor.Maddeninherparçacığı veher kuvvet iletkeni, titreşimörüntüsüosicimin "parmakizi" olan bir sicimden oluşur. Evrendeki bütün fiziksel olaylar, süreçler ve olgular en temeldüzeyde, bu temel maddi bileşenler arasında etkin olan kuvvetlerle betimlenebilir olduğu için,sicim kuramı fiziksel evrene dair her şeyi kapsayan, tek bir birleşik tanımlama yapmayı vaateder:Herşeyinkuramı.

SicimKuramınınMüziği

Sicim kuramı, temel parçacıkları yapıdan yoksun olarak gören önceki kavrayışı ortadankaldırıyor olsa da eski alışkanlıklar kolaycayok olmaz; hele de en küçükmesafe ölçeklerindebile gerçekliği doğru bir şekilde betimliyorsa. Biz de alandaki yaygın uygulamayı izleyerek"temel parçacıklar" demeyi sürdüreceğiz, ama böyle dediğimizde kast ettiğimiz şey daima"temelparçacıklarolarakgörünen,amaaslında titreşenküçüksicimparçaları"olacak.Öncekibölümde,butürtemelparçacıklarınkütlelerininvekuvvetyüklerinin,sicimlerininnasıltitreştiğinebağlıolduğunuilerisürmüştük.Buradanşunuanlıyoruz:Temelsicimlerinmümkünolantitreşimlisalınım örüntülerini -deyim yerindeyse çalabildikleri "notaları"- tambir kesinlikle çözebilseydik,temel parçacıkların gözlenen özelliklerini açıklayabilmemiz gerekirdi. Dolayısıyla ilk kez sicimkuramı, doğada gözlenen parçacıkların özelliklerini açıklamaya yönelik bir çerçeveoluşturmaktadır.

O halde, bu aşamada bir sicimi "tutmamız" ve mümkün olan titreşimli salınım örüntülerini

Page 99: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

belirleyebilmek için sicimi çeşitli biçimlerde "çekmemiz" gerekir. Sicim kuramı doğruysa, olasıtitreşim örüntülerinin tam olarak Tablo 1.1 ve 1.2'deki madde ve kuvvet parçacıklarındagözlenen özelliklere yol açtığını görmemiz gerekir. Tabi ki bir sicim, bu deneyi tam olarakanlattığımız gibi gerçekleştiremeyeceğimiz kadar küçüktür. Ama matematiksel betimlemelerikullanarak bir sicimi kuramsalolarak çekebiliriz. 1980'lerin ortalarında sicim kuramının birçokyandaşı, bunu yapabilmek için gerekli olanmatematiksel analizin, evreninmikro düzeydeki enayrıntılı bütün özelliklerini açıklamanın eşiğinde olduğunu düşünüyordu. Hatta, bazı ateşlifizikçiler, her şeyin kuramının sonunda keşfedildiğini ilan etti. Fakat on yılı aşkın bir süredeedinilendeneyim,budüşünceninyarattığıcoşkununvakitsizolduğunugösteriyor.Sicimkuramıherşeyinkuramıolmakiçingereklinitelikleresahip,fakatsicimtitreşimleriyelpazesini,deneyselsonuçlarlakarşılaştırabilecekkesinlikteeldeedebilmemizinönündehâlâbirçokengelvar.Yanihalihazırda, evrenimizin Tablo 1.1 ve 1.2'de özetlenen temel özelliklerinin sicim kuramıylaaçıklanıp açıklanamayacağını bilmiyoruz. IX. Bölüm'de de tartışacağınîîz gibi, açıkça ortayakoyacağımız bazı varsayımlar doğrultusunda, sicim kuramı parçacıklar ve kuvvetler hakkındabilinen verilerle niceliksel olarak uyumlu özelliklere sahip bir evren ortaya koyabilir, fakatkuramdan ayrıntılı sayısal tahminler çıkarmak bugün için kapasitemizin dışındadır. Bu yüzdende, her ne kadar sicim kuramının çizdiği çerçeve, nokta parçacıklara dayalı standartmodelintersine, parçacıkların ve kuvvetlerin neden sahip oldukları özelliklere sahip olduklarınıaçıklayabilme kapasitesine sahip olsa da, henüz bu açıklamayı çıkartabilmiş değiliz. Fakatdikkat çekici bir nokta var: Sicim kuramı o kadar zengin, o kadar kapsamlıdır ki, en ayrıntılıözelliklerini henüz belirleyememiş olsak da, sonraki bölümlerde göreceğimiz üzere, kuramdançıkarsanabilecekçoksayıdayenifizikselolguyailişkinbirkavrayışedinmemizmümkün.

Sonraki bölümlerde, önümüzdeki engellerin durumunu da biraz ayrıntılı olarak tartışacağız,fakat öncelikle bu engelleri genel bir düzeyde anlamaya çalışmak daha öğretici olur.Yaşadığımız dünyadaki sicimlerin çok çeşitli gerilimlere sahip olduğunu biliyoruz. Örneğin birayakkabının bağcıkları çoğunlukla bir kemana gerilmiş bir telden daha gevşektir.Öte yandanayakkabı bağcığı da keman teli de bir piyanonun çelik telleri kadar gergin değildir. Sicimkuramınıngenelölçeğinikurabilmesiiçingerekenbirdeğerdesicimleringerilimidir.Pekiamabugerilim nasıl belirlenir? Temel bir sicimi çekebilseydik ne kadar gergin olduğunu öğrenebilir,böylece de daha bildik gündelik sicimlerin gerilimleri ölçülürken yaptığımız gibi geriliminiölçebilirdik. Fakat temel sicimler çok küçük olduğundan buyaklaşım uygulanamaz ve dahadolaylı bir yönteme başvurmak gerekir. Scherk ve Schwarz 1974'te belli bir sicim titreşimiörüntüsünün graviton parçacığı olduğunu ileri sürdüklerinde, böyle dolaylı bir yaklaşımkullanmayı başarmışlar ve böylece sicim kuramının sicimlerindeki gerilime dair tahminlerdebulunabilmişlerdi. Scherk ile Schwarz'ın hesapları, graviton olduğunu ileri sürdükleri sicim,titreşimiörüntüsününaktardığıkuvvetingücünün,sicimingerilimiyletersorantılıolduğunuortayakoymuştu. Gravitonun kütleçekimi kuvvetini -ki zayıf bir kuvvettir- aktardığı varsayıldığından,bunun,binmilyarkeremilyarkeremilyarkeremilyarton(1039)gibidevasabirgerilimanlamınageldiğini bulmuşlardı; bu gerilim Planck gerilimi diye adlandırılır. Dolayısıyla temel sicimler,dahabildikörneklerekıyaslasonderecegergindir.Bununüçönemlisonucuvardır.

SicimlerinGerginOlmasınınÜçSonucu

Birincisibirkemanyadapiyanotelininuçlarısabitlenmiştir,budauzunluklarısabitdemektir,fakat temel bir sicimin büyüklüğünü belirleyen böyle sınırlayıcı bir çerçeve yoktur. Sicim

Page 100: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

kuramındaki ilmeklerin geriliminin çok fazla olması, sicimlerin çok ama çok küçük olacağıanlamına gelir. Ayrıntılı hesaplamalar Planck gerilimine sahip tipik bir sicimin, daha önce debelirttiğimizgibiPlanckuzunluğunda-1033santimetre-olacağınıgöstermiştir.

İkincisi, gerilimi çok fazla olduğundan, sicim kurammdaki titreşen bir sicimin enerjisi tipikolarak son derece yüksektir. Bunu anlayabilmek için, bir sicimin gerilimi ne kadar fazlaysatitreşmesini sağlamanınokadarzorolduğunubilmemizgerekir.Örneğinbir keman telini çekiptitreşmesini sağlamak, bir piyano telini çekmekten daha kolaydır.Dolayısıyla farklı gerilimleresahip, tamamenaynıbiçimde titreşen iki sicimaynıenerjiyesahipolmayacaktır.Gerilimi fazlaolan sicim, gerilimi daha az olan sicimden daha fazla enerjiye sahip olacaktır, çünkü gerilimifazlaolansicimihareketegeçirmekiçindahafazlaenerjiuygulanmasıgerekir.

Bu da bize, titreşen bir sicimin enerjisinin iki şeyle belirlendiği gerçeğini hatırlatıyor: Tamolarak nasıl titreştiği (daha hareketli bir örüntü daha yüksek enerjiye karşılık gelir) ve sahipolduğugerilim(yüksekgerilimyüksekenerjiyekarşılıkgelir).Başlangıçtabubetimleme,giderekdahahafif titreşimörüntüleri -genliklerigiderekküçülen,dahaazsayıda tepenoktasıveçukurnoktası olan örüntüler- gösteren bir sicimin enerjisinin giderek azalacağını düşünmenize yolaçabilir.FakatIV.Bölüm'debaşkabirbağlamdadagördüğümüzgibi,kuantummekaniğibizebumantığın doğru olmadığını söyler. Kuantummekaniği diğer bütün titreşimler ve dalga benzerietkilergibibutitreşimlerindeancakayrıayrıbirimlerhalindevarolabileceğinisöylüyor.Kabacasöyleyecekolursak,örneğinbirdepogörevlisininüzerindetaşımaklagörevlendirildiğipara,nasılkullanılan para biriminin tam sayı bir katıysa, bir sicimin titreşim örüntüsündeki enerji deminimumbirenerji biriminin tamsayıbir katıdır.Şunoktaönemlidir:Buminimumenerji birimi,sicimin gerilimiyle doğru orantılıdır (belli bir titreşim örüntüsündeki tepe noktalarının ve çukurnoktalarının sayısıyla da doğru orantılıdır), bu birimin tam sayı katı ise titreşim örüntüsününgenliğiylebelirlenir.

Buradaki tartışmamız açısından önemli olan nokta şudur: Minimum enerji birimleri sicimingerilimiyle orantılı olduğundan, bu gerilim de çok büyük olduğundan, temel parçacık fiziğininolağan ölçeklerinde, temelminimum enerjiler de aynı şekilde büyüktür;Planck enerjisi olarakbilinen şeyin katlarıdır. Şu bize bir ölçek duygusu verecektir: Einstein'ın ünlü değişim formülüE=mc2'yikullanarakPlanckenerjisinikütleyeçevirecekolursak,birprotondanyaklaşıkonmilyarkeremilyar(1019)katdahabüyükbirkütleyekarşılıkgelir.TemelparçacıkstandartlarındaçokbüyükolanbukütlePlanckkütlesidiyebilinir;yaklaşıkolarakbirtozzerreciğininkütlesineyadaortalama büyüklükteki bir milyon bakteriden oluşan bir topluluğun kütlesine karşılık gelir.Dolayısıyla, sicim kuramına göre titreşen bir sicimin tipik kütle eşdeğerliği, genelde Planckkütlesinin tamsayı (1, 2, 3, ...) bir katıdır. Fizikçiler bu durumu, sicim kuramının "doğal" yani"tipik" enerji ölçeğinin (dolayısıyla da kütle ölçeğinin) Planck ölçeği olduğunu söyleyerek ifadeeder.

BudurumTablo.1.1ve1.2'dekiparçacıközellikleriniyenidenüretmehedefiyledoğrudanilgiliolan önemli bir soruyu gündeme getiriyor: Sicim kuramının "doğal" enerji ölçeği bir protonunyaklaşık on milyar kere milyar katıysa, etrafımızdaki dünyayı oluşturan çok daha hafifparçacıklar-elektronlar,kuarklar,fotonlarvs.-nasılaçıklanacak?

Busorununcevabınıdakuantummekaniği verir.Belirsizlik ilkesi, hiçbir şeyin tamanlamıylahareketsizolmadığınısöyler.Bütünnesnelerkuantumçalkalanmasıyaşar,eğeryaşamasalardı

Page 101: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

nerede olduklarını, hareket hızlarının ne olduğunu tam bir kesinlikle bilebilirdik; bu daHeisenberg'in ilkesineaykırı olurdu.Bu, sicimkurammdaki sicimler içindegeçerlidir.Bir sicimnekadardurgungörünürsegörünsün,herzamanbirmiktarkuantumtitreşimigösterecektir. İlkolarak1970'lerdeanlaşıldığıüzere,buradadikkatçekiciolanşey,bukuantumçalkalanmalarıileyukarıdabahsettiğimiz,ayrıcaŞekil6.2'deveŞekil6.3'tegösterilentipteki,dahasezgiselsicimtitreşimlerinin birbirlerinin enerjilerini iptal edebilecek olmasıdır. Aslına bakarsanız, kuantummekaniğinin tuhaflığı yüzünden, bir sicimin kuantum çalkalanmasıyla ilişkilendirilen enerjinegatiftir, bu da titreşen bir sicimin toplam enerji içeriğini kabaca Planck enerjisine eşit birmiktarda azaltır. Bu da en düşük enerjili sicim titreşim örüntülerinin (biraz safça da olsaenerjilerinin hemen hemen Planck enerjisine -yani Planck enerjisinin 1 katı- eşit olmasınıbeklediğimiz örüntülerin) büyük ölçüde birbirini iptal ettiği, dolayısıyla nispeten düşük bir netenerjiyesahiptitreşimlereyolaçtığıanlamınagelir;bunetenerjilerinkütleeşdeğerleriTablo1.1ve 1.2'de görülenmadde ve kuvvet parçacıklarının kütlelerine yakındır.Dolayısıyla, sicimlerinkuramsalbetimlemeleriyleparçacıkfiziğinindeneyselolarakerişilebilirdünyasıarasındatemaskuracak olan da, bu en düşük enerjili titreşim örüntüleridir. Önemli bir örnekten bahsedelim:Scherkve

Schwarz, özelliklerinden ötürü haberci graviton parçacığı olabileceğini düşündükleri titreşimörüntüsünde, enerjilerin birbirini tam olarak iptal ettiğini, bunun da sıfır kütleli bir kütleçekimikuvvetiparçacığıanlamınageldiğinibulmuştur.Gravitondanbeklenendetambudur;kütleçekimikuvveti ışık hızında aktarılır ve yalnızca kütlesiz parçacıklar bu en yüksek doğrusal hızdahareket edebilir. Fakat düşükenerjili titreşim kombinasyonları kural değil istisnadır.Daha tipiktitreşimli bir temel sicim, kütlesi protonun kütlesinden milyar kere milyar daha büyük birparçacığakarşılıkgelir.

Budurumda,Tablo1.1ve1.2'dekinispetenhafif temelparçacıklarınbiranlamda,hareketlisicimlerden oluşan, gümbürdeyen bir okyanusun üzerindeki ince pustan doğması gerektiğinisöylüyor.Kütlesiprotonunkütlesinin189katıolanüstkuarkgibiağırbirparçacıkbilebirsicimtitreşiminden doğabilir. Ama ancak, sicimin çok yüksek düzeydeki tipik Planck ölçeğindekienerjisinin, kuantum belirsizliği çalkalanması tarafından iptal edilmesi koşuluyla, üstelik yüzmilyon kere milyarda birden daha yüksek bir kesinlik oranıyla. Sanki The Price is Right'a.katılmışsınız, Bob Barker elinize on milyar kere milyar dolar tutuşturmuş ve sizden verdiğiparayıgeriye189dolar-nebirdolareksik,nebirdolarfazla-kalacakşekildeharcamanızı(iptaletmek de diyebiliriz) istemiş gibi. Tek tek ürünlerin kesin fiyatını bilmeksizin böyle büyük amaçok da belirli bir alışveriş yapmak, dünyanın en uzman alışverişçisini bile çok zorlayacaktır.Geçerakçeninparadeğildeenerji olduğusicimkuramında,yaklaşıkhesaplamalar,enerjilerinbuna benzer şekilde birbirini iptal etmesinin kesinlikle gerçekleşebileceğini kuşkuya yerbırakmayacak bir biçimde göstermiştir. Fakat sonraki bölümlerde giderek açıklık kazanacaksebeplerden ötürü, enerjilerin birbirini iptal etmesini bu kadar yüksek bir kesinlik düzeyindedoğrulamak genelde bugünkü kuramsal bilgimizin ötesindedir. Öyle olsa bile, daha önce debelirttiğimiz gibi, sicim kuramının bu ince detaylara o kadar duyarlı olmayan başka birçoközelliğinitamolarakbelirleyipanlayabileceğimizidegöreceğiz.

Böylece sicimgeriliminin çok yüksek olmasının üçüncü sonucuna geliyoruz.Sicimler sonsuzsayıda farklı titreşim örüntüsü gösterebilir. Örneğin Şekil 6.2'de, giderek artan sayıda tepenoktasıveçukurnoktasıolan,sonugelmezbirolasılıklardizisininbaşlangıcınıgösterdik.Pekiamabu, budiziye karşılık gelen sonugelmezbir temel parçacık dizisi olması gerektiği vebu

Page 102: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

durumun Tablo 1.1 ve 1.2'de özetlenen deneysel durumla görünüşte çelişeceği anlamınagelmiyormu?

Cevap: Evet. Sicim kuramı doğruysa eğer, sonsuz sayıdaki sicim titreşim örüntüsünün herbirininbir temelparçacığakarşılıkgelmesigerekir.Fakat temelbirnoktavar:Sicimgerilimininyüksek olması nedeniyle bu titreşim örüntülerinden yalnızca birkaçı son derece ağırparçacıklarakarşılıkgelecektir(obirkaçörüntüdekuantumsicimçalkalanmalarınınneredeysetamamen iptal ettiği en düşük enerjili titreşim örüntüleridir). Burada "ağır" ifadesi Planckkütlesindenkatkatdahaağıranlamınagelmektedir.Bugünengüçlüparçacıkhızlandırıcılarımızdahi, sadece protonun kütlesinden bin kat daha yüksek kütleler düzeyindeki enerjilere, yaniPlanckenerjisindenmilyonkeremilyardahadüşükdüzeydekienerjilereulaşabildiğinden, sicimkuramınınöngördüğübuyeniparçacıklarılaboratuvarortamındaaraştırmaktançokçokuzağız.

Ama bu parçacıkları aramakta kullanabileceğimiz daha dolaylı yaklaşımlar var. Örneğinevrenin doğuşunda var olan enerjiler, bu parçacıklardan çok bol miktarda ortaya çıkaracakkadaryüksekolmuşolmalıdır.Geneldebuparçacıklarıngünümüzeulaşmışolmasıbeklenmez;aslındasüper-ağırparçacıklargeneldekararsızdır,muazzamkütleleridağılır,yanigiderekdahahafif parçacıklara bozunurlar ve sonunda bizi çevreleyen dünyadaki bildik, nispeten daha hafifparçalara dönüşürler. Gelgelelim böyle süper-ağır bir sicim titreşimi durumunun -BüyükPatlama'nın bir kalıntısının- bugüne ulaşmış olmasımümkündür. IX. Bölüm'de daha kapsamlıolarak tartışacağımız üzere, bu tür parçacıkların bulunması en hafif tabirle anıtsal bir keşifolacaktır.

SicimKuramındaKütleçekimiveKuantumMekaniği

Sicim kuramının sunduğu birleştirici çerçeve ikna edicidir. Fakat kuramın asıl cazibesi,kütleçekimi kuvveti ile kuantum mekaniği arasındaki çatışmayı giderme becerisidir. Genelgörelilikilekuantummekaniğinibirleştirmektekisorunun,genelgöreliliğintemelilkesi(uzayınvezamanındüzgünbireğrişeklindebirgeometrikyapısınınolması)ilekuantummekaniğinintemelözelliği (uzay ve zamanın dokusu da dahil, evrendeki her şeyin giderek küçülen mesafeölçeklerindeincelendiklerindedahaşiddetlenenkuantumdalgalanmalarıgöstermesi)birbirlerineters düştüğünde ortaya çıktığını hatırlayalım. Planck-altı ölçekteki mesafelerde kuantumdalgalanmalarıokadarşiddetlidirki,uzayındüzgünbireğrişeklindebirgeometriyesahipolduğukavrayışıbozulur;budagenelgörelilikkuramınınçökmesianlamınagelir.

Sicim kuramı, uzayın kısa mesafe ölçeğindeki özelliklerini "gidererek" şiddetli kuantumdalgalanmalarınıyumuşatır.Bununaslındaneanlamageldiği,çatışmayınasılçözdüğüsorusunaverilebilecekbirkaba,birdedahakesinbircevapvardır,ikisinidesıraylaelealalım.

KabaCevap

Kulağa fazla basit gelse de, bir nesnenin yapısını öğrenmenin yollarından biri, o nesneyebaşka nesneler fırlatarak, fırlattığımız bu nesnelerin tam olarak nasıl doğrultu değiştirdiğinigözlemektir.Örneğin, gözlerimizbaktığımıznesneyeçarpıp yansıyan fotonların taşıdığı bilgiyitopladığı, beynimiz de o bilgiyi deşifre ettiği için o nesneyi görebiliyoruz. Parçacıkhızlandırıcıları da aynı ilkeye dayanır: Elektron ve proton gibi madde parçacıklarını hembirbirleriyle hem de başka hedeflerle çarpıştırırlar, çok hassas detektörler de söz konusu

Page 103: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

nesnelerinyapısınıbelirlemekiçinortayaçıkankalıntıbulutunuanalizeder.

Genelkuralolarak,kullandığımızsondanınbüyüklüğüduyarlıolduğumuzuzunlukölçeğininaltsınırını belirler. Bu önemli ifadenin ne anlama geldiğini biraz olsun anlayabilmek için, Slim ileJim'in biraz kültür sahibi olmak amacıyla bir resim kursuna kaydolduğunu düşünelim. DönemilerledikçeJim,Slim'inbirressamolarakgiderekyetkinleşmesinefenahaldebozulurvesıradışıbir yarışma yapmayı önererek Slim'e meydan okur. Bir şeftali çekirdeği alıp bir mengeneniniçinesıkıcayerleştirecekveaslınaensadık"natürmortu"yapmayaçalışacaklardır.YalnızJim'inbumeydanokumasındaalışılmadıkbirkoşulvardır:NekendisinedeSlimşeftaliçekirdeklerinebakacaktır.İkisideçekirdeklerininbüyüklüğünü,şeklini,özellikleriniyalnızcaçekirdeğebirşeyler(foton dışında bir şeyler ama!) fırlatıp fırlattıkları şeylerin nasıl doğrultu değiştirdiğinigözlemleyerek (Şekil 6.4'te gösterildiği gibi) öğrenecektir. Fakat .Tim Slim'den habersiz onun"tabancasını"misketle (Şekil 6.4 (a)), kendi "tabancasını" da çok daha küçük, beşmilimetreçapındasaçmayla(Şekil6.4(b))doldurur.İkisidetabancalarınıateşlerveyarışmabaşlar.

Bir süre sonra, Slim'in yapabildiği en iyi resim Şekil 6.4 (a)'daki resim olur. Slim, doğrultudeğiştirenmisketlerin havada izlediği eğri yolu gözleyerek çekirdeğin küçük ve yüzeyi sert birkütle olduğunu öğrenmiştir. Ama öğrenebildiği tek şey bu olur. Çünkü misketler şeftaliçekirdeğinin ince kıvrımlarla dolu yüzeyine duyarlı olamayacak kadar büyüktür. Slim, Jim'in(Şekil6.4(b)'degösterilen)resminebaktığındayarışmayıkaybettiğinigörüpşaşırır.AmaJim'intabancasınabakarbakmazhileyianlar:Jim'inkullandığıdahaküçüksondalarınyansımaaçıları,çekirdeğin yüzeyindeki en büyük kıvrımlardan bazılarından etkilenecek kadar küçüktür.DolayısıylaJim,çekirdeğeçoksayıdabeşmilimetreliksaçmaatıpbusaçmalarınçekirdektenyansıdıktansonrahavadaizlediklerieğriyollarıgözleyerekdahaayrıntılıbirresimçizebilmiştir.Yenilgiyi kabul etmeyenSlimkendi tabancasını çekirdeğin yüzeyindeki en ince kıvrımlaragiripdoğrultudeğiştirebilecekkadarküçüksondalarla-yarımmilimetreliksaçmayla-doldurur.Şeftaliçekirdeğine çarpan bu sondaların nasıl doğrultu değiştirdiğini gözleyerek de Şekil 6.4 (c)'degörülenresmiyaparveyarışmayıkazanır.

Şekil6.4Birşeftaliçekirdeğibirmengeneyeyerleştirilirveyalnızcaonafırlatılanşeylerin-"sondaların"-nasıldoğrultudeğiştirdiğigözlenerekresmiyapılır.Dahaküçükparçacıklarkullanılırsa-(a)misketler,(b)beşmilimetreliksaçmalar,(c)yarımmilimetreliksaçmalar-

Page 104: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

dahaayrıntılıresimleryapılabilir.

Buküçükyarışmadançıkandersaçıktır:Sondalarınincelenenfizikselözelliklerdençokbüyükolmamasıgerekir;çünküozamanincelenmekistenenyapılaraduyarlıolamazlar.

Şeftali çekirdeğinin atom yapısını ve atomaltı yapısını belirlemek için çekirdeği dahaderinlemesineincelemekistediğimizdedeaynımantıkgeçerliolur.Yarımmilimetreliksaçmalaryararlı bilgiler sunmayacaktır; atom ölçeğindeki yapılara duyarlı olamayacak kadar büyükoldukları açıktır. Parçacık hızlandırıcılarda sonda olarak elektron ve proton kullanılmasınınsebebi de budur, bu parçacıklar küçük oldukları için bu işe daha uygundur. Kuantumkavramlarının klasik akıl yürütmelerin yerini aldığı atomaltı ölçeklerde, bir parçacığın sondaolarak duyarlılığı en iyi o parçacığın kuantum dalga boyu ile ölçülür. Kuantum dalga boyu,parçacığın konumundaki belirsizlik payını gösterir. Bu olgu, IV Bölüm'deki Heisenberg'inbelirsizlik ilkesine ilişkin tartışmamızı yansıtıyor. Orada, bir nokta parçacığı sonda olarakkullandığımızda (biz fotonların sonda olarak kullanılmasına odaklanmıştık, fakat tartışmamızdiğer bütün parçacıklar için de geçerlidir) ortaya çıkan hata payının, sonda olarak kullanılanparçacığın kuantum dalga boyuna hemen hemen eşit olduğunu bulmuştuk. O kadar kesinolmayan bir dille söyleyecek olursak, kuantum mekaniği çalkalanmaları, bir nokta parçacığınsonda olarak duyarlılığını "giderir", tıpkı bir cerrahın elleri titriyorsa neşteri ne kadar isabetlikullandığının bir anlamı kalmaması gibi. Fakat IV. Bölüm'de bir parçacığın kuantum dalgaboyunun parçacığın momentumuyla, yani kabaca söyleyecek olursak enerjisiyle, ters orantılıolması gibi önemli bir olgudan da bahsetmiştik. Bu durumda bir nokta parçacığın enerjisiniartırarakkuantumdalgaboyunukısaltabilir-kuantumdalgalanmalarıdagiderilebilir-veböyleceparçacığı daha da küçük fiziksel yapıları incelemekte kullanabiliriz. Sezgilerimize dayanarakşunusöyleyebilirizki,yüksekenerjiliparçacıklarınnüfuzetmegücüdahafazladır,dolayısıyladadahaküçükyapısalözellikleriinceleyebilirler.

Bu konuda, nokta parçacıklar ile sicim demetleri arasındaki farklılık apaçıktır. Şeftaliçekirdeğinin yüzey özelliklerini incelemekte kullanılan saçmalar için olduğu gibi, sicimin içkinboyutu da, kendinden çok daha küçük bir şeyin -bu örnektePlanck uzunluğundandaha küçükuzunlukölçeklerindeortayaçıkmışyapıların-yapısınıincelemektekullanılmasınıengeller.Birazdahakesinkonuşalım:1988'de,otarihlerdePrincetonÜniversitesindegörevliolanDavidGrossile öğrencisi Paul Mende, kuantummekaniği hesaba katıldığında, bir sicimin enerjisini sürekliartırmanın,siciminküçükyapılarıincelemebecerisinisürekliartırmayacağımgöstermişti.Noktaparçacıklarda olanın tam tersi bir durum. Gross ile Mende, bir sicimin enerjisi artırıldığındabaşlangıçta, tıpkı enerji-yüklü bir nokta parçacık gibi, daha kısa ölçekteki yapılarıinceleyebildiğini gösterdi. Ama sicimin enerjisi, Planck uzunluğu ölçeğindeki yapıları incelemekiçingerekliolanenerjimiktarınınötesinegeçtiğinde,bufazladanenerjisiciminincelemeyetisiniartırmaz. Aksine enerji sicimin büyümesine neden olur, dolayısıyla sicimin kısa mesafededuyarlılığıazalır. Aslına bakarsanız, tipik bir sicimin büyüklüğüPlanck uzunluğundaysa da, birsicimeyeterinceenerji-hayaledemeyeceğimizkadarçok,ancakmuhtemelenBüyükPatlama'daortayaçıkmışenerjikadarbirenerji-yükleyebilseydik,siciminmakroskobikbüyüklüğeçıkmasınısağlayabilirdik;mikrokozmosu incelemek için epeyi kullanışsız olurdu yani!Bir sicim, bir noktaparçacığıntersine,sanki ikigidermekaynağınasahipgibidir:Biri,noktaparçacıklaraçısındansözkonusuolduğugibikuantumçalkalanmaları,diğeridekendiiçkinboyutu.Birsiciminenerjisiniartırmak, ilk kaynağın gidermesini azaltır, ama eninde sonunda İkincisinin gidermesini artırır.Yaninekadarçabalarsanızçabalayın,siciminboyutununolması,birsicimiPlanckuzunluğunun

Page 105: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

altındakimesafelerdekiolgularıincelerkenkullanmanızıengeller.

Gelgeldim, genel görelilik ile kuantum mekaniği arasındaki bütün çatışma da uzamsaldokunun Planck uzunluğu altındaki uzunluklara özgü özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Eğerevrenin temelbileşeniPlanckölçeğininaltındakimesafeleri inceleyemiyorsa,ozamanneo,ne de ondan oluşan herhangi bir şey yıkıcı olduğu varsayılan kısa-mesafeli kuantumdalgalanmalarındanetkilenir.Budurum,elimizicilalıbirgranityüzeyesürdüğümüzdeolanşeyebenzer.Mikrodüzeydegranitparçalı,damarlıvepürtüklüolsada,parmaklarımızküçükölçeklibu değişiklikleri fark edemez ve yüzey bize dümdüz gelir. Kısa ve geniş parmaklarımızmikrofarklılıkları "giderir". Aynı şekilde, sicimin de bir boyutu olduğundan, onun da kısa mesafeduyarlılığının bir sınırı vardır; Planck-altı ölçeklerdeki değişiklikleri tespit edemez.Parmaklarımızı granite sürdüğümüzde olduğu gibi, sicim de kütle çekimsel alandakiultramikroskobikçalkalanmalarıgiderir.Sonuçtagerikalandalgalanmalarhâlâçokönemliolsada,bugidermeonlarıgenelgörelilik ilekuantummekaniğiarasındakiuyumsuzluğuyokedecekkadar "düzleştirir". Bilhassa da kütleçekiminin kuantum kuramını oluştururken nokta parçacıkyaklaşımını benimsediğimizde ortaya çıkan (bir önceki bölümde tartıştığımız) o tehlikelisonsuzlar,sicimkuramıylaortadankalkar.

Granitbenzetmesiyleuzamsaldokuya ilişkinasılsorunarasındaki temelbir farklılık,granitinyüzeyindekimikroölçektekideğişiklikleriortayakoymanınyollarıolmasıdır:Parmaklarımızdandaha ince, daha hassas sondalar kullanılabilir. Bir elektron mikroskobu yüzey özelliklerini,santimetreninmilyonda birinden daha yüksek bir hassasiyetle çözebilir; yüzeydeki çok sayıdakusuru ortaya çıkarmaya yetecek kadar küçük bir ölçektir bu. Oysa bunun tersine sicimkuramında, uzayın dokusunda bulunan Planck-altı ölçekteki "kusurları" göstermenin bir yoluyoktur. Sicim kuramının yasalarıyla yönetilen bir evrende, doğayı giderek daha da küçükmesafelerebölebileceğimizi,bununbirsınırınınolmadığınısöyleyengelenekselkavrayışgeçerlideğildir.Birsınırvardırvebusınır,bizdahaŞekil5.1degörülenyıkıcıkuantumkargaşasıylakarşılaşmadan etkisini gösterir. Dolayısıyla sonraki bölümlerde daha belirgin hale gelecek biranlamda, varsayılan Planck-altı kuantum dalgalanmalarının var olmadığı bile söylenebilir. Birpozitivist, bir şeyin ancak -en azından prensipte- incelenip ölçülebiliyorsa var olduğunusöyleyecektir.Siciminevrendeki en temel nesneolduğu varsayıldığından ve sicimdeuzamsaldokuda bulunanPlanck-altı uzunluktaki şiddetli dalgalanmalardan etkilenmeyecek kadar büyükolduğundan bu dalgalanmalar ölçülemez, dolayısıyla sicim kuramına göre de, aslında ortayaçıkmazlar.

ZekiceBirHilemi?

Bu tartışma sizi tatmin etmemiş olabilir. Sicim kuramının uzayın Planck-altı uzunluktakikuantumdalgalanmalarınıyumuşattığınıgöstermekyerine,konudankaçmakiçinsiciminsıfırdanfarkmı büyüklüğünü kullanmış gibi görünüyoruz. Gerçekten de çözdüğümüz bir şey oldu muacaba?Evet,oldu.Birazdanelealacağımızikinoktabunugösterecek.

Öncelikle, biraz önceki sav şu anlama geliyor: Sorunlu olduğu varsayılan Planck-altıuzunluktaki uzamsal dalgalanmalar, genel göreliliği ve kuantum mekaniğini nokta parçacıkçerçevesinde formüle etmenin bir ürünüdür. Dolayısıyla bir anlamda, çağdaş kuramsal fiziğintemel problemi, kendi kendimize yarattığımız bir problemdir. Önceleri bütün maddeparçacıklarını ve bütün kuvvet parçacıklarını, kelimenin tam anlamıyla, uzamsal boyutları

Page 106: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

olmayannokta benzeri nesneler olarak düşündüğümüz için, evrenin özelliklerini de "keyfi" kısamesafeölçeklerindedüşünmekzorundakalıyorduk.Enküçükmesafelersözkonusuolduğundada,altındankalkılamazmışgibigörünensorunlarlakarşıkarşıyakalıyorduk.Sicimkuramıbize,sadece oyunun asıl kurallarını anlamadığımız için bu sorunlarla karşılaştığımızı söyler. Yenikurallarsa,evreni incelemehassaslığımızınbirsınırıolduğunu,yaniaslındagelenekselmesafekavrayışımızı evrenin ultramikroskobik yapısına hassas bir şekilde uygulayabilmemizin de birsınırı olduğunu söyler. Varsayılan tehlikeli uzamsal dalgalanmalar, artık kuramlarımızdankaynaklanıyormuş gibi görünmektedir; çünkü daha önce bu sınırların varlığını bilmiyorduk vedolayısıyladanoktaparçacıkyaklaşımıfizikselgerçekliğinsınırlarınıfenahaldeaşmamızayolaçmıştı.

Buçözümün,genelgörelilik ilekuantummekaniğiarasındakisorunubarizbirbasitlikleaştığıdikkate alındığında, birinin çıkıp da nokta parçacık yaklaşımının bir idealleştirmeden ibaretolduğunu, gerçek dünyada temel parçacıkların bir uzamsal boyutu olduğunu ileri sürmesininneden bu kadar uzun sürdüğünü merak edebilirsiniz. Bu da bizi, üzerinde durmak istediğimizikincinoktayagetiriyor.UzunzamanöncePauli,Heisenberg,DiracveFeynmanyanikuramsalfiziğinenbüyükbeyinlerindenbazıları,doğanınbileşenlerininaslındanoktalarolmayabileceğini,küçükvedalgalanan"kabarcıklar"yada"topaklar"olabileceğiniilerisürmüştü.Gelgelelimonlardabaşkalarıda,temelbileşenibirnoktaparçacıkolmayan,yinedefiziğinentemelikiilkesiyle,kuantum mekaniği olasılığının korunmasıyla (bu yüzden fiziksel nesneler hiç iz bırakmadanevrendeanidenyokolmaz)vebilgininışıktandahahızlıiletilmesininimkânsızoluşuylatutarlıbirkuram oluşturmanın çok zor olduğunu gördüler. Bu fizikçilerin yaptığı araştırmalar, noktaparçacık paradigması bir kenara bırakıldığında bu ilkelerden birinin ya da ikisinin birdençiğnendiğini çok çeşitli bakış açılarından tekrar tekrar gösterdi. Dolayısıyla da, noktaparçacıklardanbaşkabirşeyüzerinekurulu,anlamlıbirkuantumkuramıbulmakuzunbirsüreimkânsızmışgibigöründü.Sicimkuramınıngerçektenetkileyiciolanyönüşudur:Yirmiyılıaşkınbir süredir devam eden titiz araştırmalar, bazı özellikleri tanıdık olmasa da sicim kuramının,anlamlıbirfizikselkuramaiçkinolmasıgerekenbütünözelliklereuyduğunugöstermiştir.Üsteliksicim kuramı graviton titreşim örüntüsü sayesinde, kütleçekimini de içeren bir kuantumkuramıdır.

DahaNetCevap

Kabacevap,öncekinoktaparçacıkkuramlarıbaşarısızlığauğrarken,sicimkuramınınnedenüstün geldiği sorusunun özünü yakalıyordu. Bu yüzden isterseniz tartışmamızın mantıksalakışındanuzaklaşmadanbirsonrakibölümedegeçebilirsiniz.FakatII.Bölüm'deözelgöreliliğeilişkin temel fikirleri geliştirmiş olduğumuzdan, elimizde sicim kuramının şiddetli kuantumdalgalanmalarınınasılyatıştırdığınıdahadoğrubirbiçimdebetimlemekiçingerekliaraçlarvar.

Vereceğimiz daha kesin cevap, kaba cevabın özündeki fikre dayanacak, ama bu fikridoğrudansicimlerdüzeyindeifadeedeceğiz.Bunu,noktaparçacıklarıvesicimlerisondaolarakbiraz daha detaylı şekilde kıyaslayarak yapacağız. Sicimin boyutu olmasının, nokta parçacıksondalarlaeldeedilebilecekbilgiyinasıl "giderdiğini",dolayısıylaçağdaş fiziğin temel ikilemininsebebiolanultra-kısa-mesafedekidavranışlarınasılortadankaldırdığınıgöreceğiz.

Page 107: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Şekil6.5İkiparçacıketkileşimegirer-birbirleriyle"çarpışır"-vebununsonucundaikisinindeizlediğiyoldeğişir.

Önce, gerçekten var olsalardı nokta parçacıkların birbirleriyle nasıl etkileşeceklerini,dolayısıyla fiziksel sondalar olarak nasıl kullanılabileceklerini düşünelim. En temel etkileşim.Şekil 6.5'tegörüldüğüüzere, yolları kesişecek şekildebir çarpışmahattı üzerinde ilerleyen ikinoktaparçacıkarasındakietkileşimdir.Buparçacıklarbilardotopuolsalardıçarpışırlardıveherikisinin de izlediği yol değişirdi. Nokta parçacıklara dayalı kuantum alan kuramı, temelparçacıklar çarpıştığında da esasen aynı şeyin olduğunu -birbirlerine çarpıp doğrultudeğiştirdiklerini-gösterir,amaayrıntılarbirazfarklıdır.

Somutluk ve basitlik adına bu iki parçacıktan birinin elektron, diğerinin ise onun karşıparçacığı pozitron olduğunu düşünün. Madde ve karşı madde çarpıştığında saf bir enerjiçakımıyla ortadan kalkabilirler ve ortaya, örneğin bir foton çıkabilir.’ Bu fotonun izlediği yolu,elektron ilepozitronunönceden izledikleri yollardanayırmak için fizikteki gelenekselbir tutumubenimser ve bu yolu dalgalı bir çizgiyle belirtiriz. Normalde foton biraz yol alıp sonra baştakielektron-pozitron çiftinden aldığı enerjiyi serbest bırakınca başka bir elektron-pozitron çiftiüretir;buelektronvepozitrondaŞekil6.6'da,ensağdagösterilenyollarıizler.Yaniikiparçacıkçarpıştırılmış, elektromanyetik kuvvet sayesinde etkileşime girmiş ve sonuçta da yollarıdeğişmiş olarak belirmişlerdir. Bu bilardo toplarının çarpışmasıyla ilgili betimlemeye birazbenzeyenbirolaylardizisidir.

Şekil6.6Kuantumalankuramında,birparçacıkileonunkarşıparçacığıbiranlığınabirbirleriniyokedebilirvebundanbirfotonortayaçıkabilir.Ardındanbufoton,farklıyollar

izleyenbirbaşkaparçacıkvekarşıparçacıkortayaçıkarabilir.

Bizbuetkileşiminayrıntılarıyla ilgiliyiz;özellikledebaştakielektronunvepozitronunortadankalkıp fotonu ürettiği noktayla. Birazdan açıklık kazanacağı üzere asıl önemli olan nokta, buolayın gerçekleştiği kesin ve tümüyle belirlenebilir bir zaman ve yer olmasıdır. Bu yer Şekil6.6'dagösterilmiştir.

Sıfır boyutlu noktalar olduğunu düşündüğümüz nesneleri inceleyip de aslında tek boyutlusicimler olduklarını anlamamız, biraz önce yaptığımız betimlemeyi nasıl değiştirir? Temeletkileşimsüreciaynıdır,amaartık çarpışmahattındakinesneler.Şekil 6.7'degörüldüğüüzeresalınım halindeki ilmeklerdir. Bu ilmekler tam da gereken titreşim örüntüleriyle titreşiyorlarsa.Şekil 6.6'da görüldüğü gibi çarpışma hattındaki bir elektrona ve bir pozitrona karşılıkgeleceklerdir.Ancakbugünküteknolojimizinerişebileceğindençokdahaküçük,enküçükuzaklıkölçeklerindeincelendiklerinde,gerçeknitelikleriyanisicimbenzeriözellikleribelliolacaktır.Nokta

Page 108: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

parçacıkörneğindeolduğugibi, ikisicimçarpışırvebirçakımlabirbirleriniortadankaldırır.Buçakım,yanifotonunkendisi,bellibirtitreşimörüntüsünesahipbirsicimdir.Böylece,Şekil6.7'degörüldüğüüzere, ikiayrısicimbirbirleriyleetkileşimegiripbirleşirveüçüncübirsicimoluşturur.Tıpkı nokta parçacık betimlememizde olduğu gibi bu sicim biraz yol alır, sonra baştaki ikisicimdenaldığıenerjiyi serbestbırakarak iki ayrı sicimeayrılır, o sicimlerdeyollarınadevameder. En mikro bakış açısı dışındaki bütün bakış açılarından, bu durum tıpkı Şekil 6.6'dagörülennoktaparçacıketkileşimigibigörünecektir.

Şekil6.7(a)Çarpışanikisicimbirleşipüçüncübirsicimoluşturabilir,ardındanbusicimtekrarikisicimeayrılabilirvebusicimlerdoğrultudeğiştirmişolarakilerleyebilir,(b)Buradakisüreçde(a)'dagörülensürecinaynısı,ancaksicimlerinhareketivurgulanıyor,(c)Etkileşimhalindekiikisiciminbir"dünya-yaprağını"nasıltaradığınıgösterenbir"time-lapse"fotoğrafı.

Gelgelelim iki betimlemearasında önemli bir fark var.Nokta parçacık etkileşiminin uzay vezamanda belirlenebilir bir noktada, bütün gözlemcilerin üzerinde hemfikir olabileceği bir yerdegerçekleştiğinivurgulamıştık.Şimdigöreceğimizgibi,budurumsicimlerarasındakietkileşimleraçısındangeçerlideğildir.BunuII.Bölüm'deolduğugibibirbirlerinegöreharekethalindeolanikigözlemcinin, George'un ve Gracie'nin bu etkileşimle ilgili betimlemelerini kıyaslayarakgöstereceğiz. Gözlemcilerimizin, iki sicimin birbirlerine ilk olarak ne zaman ve nerede değdiğikonusundafikirbirliğinevaramadığınıgöreceğiz.

Bunu yapabilmek için, iki sicim arasındaki etkileşimi, örtücüsü açık tutulan bir fotoğrafmakinesiyle izlediğimizi, böylece sürecin bütün tarihini bir film şeridine kaydedebildiğimizidüşünelim.SonuçŞekil6.7(c)'degörülüyor:Sicimdünya-yaprağı.

Dünya-yaprağını birbirine paralel parçalar halinde "dilimleyerek" -ekmek dilimler gibi-sicimlerinetkileşimlerinin tarihianbeanyenideneldeedilebilir.BudilimlemeninbirörneğiŞekil6.8'de gösteriliyor. Şekil 6.8 (a)'da birbirine yaklaşmakta olan iki sicime dikkatle bakanGeorge'ungözüveGeorge'unbakışaçısınagöreuzaydaaynıandameydanagelmekteolanbütünolaylarıdilimlereayıranbirdüzlemgörülüyor.Öncekibölümlerdesıksıkyaptığımızgibi,görsel açıdan kolaylık sağlayabilmek için bu şekilde de uzamsal boyutlardan birinigöstermiyoruz.Gerçekte tabi ki, bütüngözlemcileregöreaynı andaolanüçboyutlubir olaylardizisi vardır. Şekil 6.8 (b) ve 6.8 (c)'de George'un iki sicimin birbirine yaklaşmasını nasılgördüğünügösteren,birbiriniizleyenikigörüntü-dünya-yaprağınınbirbiriniizleyen"dilimleri"-var.En önemlisi. Şekil 6.8 (c)'de George'a göre, zamanda iki sicimin birbirine ilk kez değdiği ve

Page 109: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

birleştiği,üçüncübirsiciminortayaçıktığıangösteriliyor.

Şekil6.8Birbirineyaklaşanikisiciminzamandabirbiriniizleyenüçanda,George'unbakışaçısındangörünüşü,(a)'dave(b)'desicimlerbirbirlerineyaklaşıyor;(c)'deGeorge'unbakış

açısındansicimlerilkkezbirbirinedeğiyor.

Şimdi aynı şeyi Gracie için yapalım. II. Bölüm'de gördüğümüz gibi George ile Gracie'ningöreliharekethalindeolması,hangiolaylarınaynıandaolduğukonusundahemfikirolmadıklarıanlamınagelir.Şekil6.9'dagösterildiğiüzere,Gracie'ninbakışaçısınagöre,uzaydaaynıandaolanolaylar farklıbirdüzlemdeyeralmaktadır.YaniGracie'ninbakışaçısınagöre,etkileşiminanbeanilerleyişininortayakonabilmesiiçinŞekil6.7(c)'dekidünya-yaprağınınfarklıbiraçıyla"dilimlenmesi"gerekir.

Şekil6.9Birbirineyaklaşanikisiciminzamandabirbiriniizleyenüçanda,Gracie'ninbakışaçısındangörünüşü,(a)'dave(b)'desicimlerbirbirlerineyaklaşıyor;(c)'deGracie'ninbakış

açısındansicimlerilkkezbirbirinedeğiyor.

Şekil6.9(b)ve6.9(c)'de,birbirineyaklaşanikisiciminbirbirinedeğdiğiveüçüncübirsicimin

Page 110: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

ortayaçıktığıandadahilolmaküzere,zamandabirbirini izleyenanlarıbukezGracie'ninbakışaçısınagöregösteriyoruz.

Şekil 6.10'dagörüldüğüüzere.Şekil 6.8 (c) ileŞekil 6.9 (c)'yi kıyasladığımızdaGeorge ileGracie'nin ikisiciminbirbirine ilkkeznezamanvenerededeğdiği -neredeetkileşimegirdikleri-konusundahemfikirolmadığınıgörüyoruz.Sicimuzamdabirboyutasahipolduğuiçinikisiciminilk kez birbirine değdiği uzaydaki yer ve zamandaki an, belirsiz bir yer ve belirsiz bir andeğildir;bu,gözlemcininhareketinebağlıdır.

Şekil6.10GeorgeileGracie,ikisicimarasındakietkileşiminyerikonusundaanlaşamaz.

Tamamen aynı mantığı. Şekil 6.11'de özetlendiği gibi, nokta parçacıkların etkileşimineuygulayacak olursak, daha önce ifade edilen sonuca varırız: Nokta parçacıklar birbirleriyleuzayda belli bir noktada ve zamanda belli bir anda etkileşime girer. Nokta parçacıklar bütünetkileşimlerini belli bir noktaya sıkıştırır. Etkileşime giren kuvvet kütleçekimi kuvvetiyse, yanietkileşimde yer alan haberci parçacık foton değil de gravitonsa, kuvvetin gücünün tek birnoktaya sıkışması, feci sonuçlara yol açar, daha önce dolaylı olarak bahsettiğimiz sonsuzcevaplar gibi.Oysa bunun tersine sicimler, etkileşimlerinmeydana geldiği yeri "düzler". Farklıgözlemciler, etkileşimin Şekil 6.10'daki yüzeyin sol kısmında farklı yerlerdemeydana geldiğinigördüklerinden,bugerçekanlamda,etkileşimyerininhepsinde"düzlendiği"anlamınagelir.Budakuvvetin gücünü dağıtır; kütleçekimi kuvveti örneğinde, bu yayılma kuvvetin ultramikroskobiközelliklerini büyük oranda hafifletir; o kadar ki yapılan hesaplardan, daha önceki sonsuzlaryerine gayetmakul sonlu cevaplar elde edilir. Bu, geçen kısımda bahsettiğimiz kaba cevaptakarşımıza çıkan yayılmanın daha kesin bir halidir. Ve bir kez daha bu yayılma Planck-altı-uzunluktaki mesafeler birbirine karıştıkça, uzayın ultramikroskobik çalkalanmalarınınyumuşamasıylasonuçlanır.

Şekil6.11Göreliharekethalindekigözlemciler,ikinoktaparçacığınbirbirleriylenezamanveneredeetkileştiğikonusundaanlaşıyor.

Dünyaya çok düşük numaralı ya da çok yüksek numaralı gözlüklerden bakmak gibi, noktaparçacıkbirsondanınalgılayabileceğiPlanck-altıölçektekiçokküçükdetaylar,sicimkuramıyla

Page 111: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

düzlenir ve zararsız hale gelir. Gözleri iyi görmeyen birine önerilebilecek bir tedavi olmasınıntersine, eğer sicim kuramı evrene dair nihai betimlemeyse, Planck-altı ölçekteki mesafelerdevar olduğu varsayılan dalgalanmaları daha net görmemizi sağlayacak bir düzeltici mercekyoktur. Erişilebilen hatta geleneksel anlamda var olduğu söylenebilen mesafelerle ilgili bir altsınırın olduğu bir evrende, genel görelilik ile kuantummekaniği arasındaki -ancak Planck-altıölçektekimesafelerdebelirginhalegelen- uyumsuzluktan kaçınılmışolur. İşte sicimkuramınınbetimlediği evren de, ultramikroskobik mesafelerde ortaya çıktığı varsayılan felaket hemenortadan kalktığı için, büyük olana ilişkin yasalarla küçük olana ilişkin yasaların uyumlu birbiçimdekaynaştırılabildiğibirevrendir.

SicimlerdenÖtesiVarmı?

Sicimler ikisebeptenötürüözeldir. İlkibirboyutlarıolsada,kuantummekaniğiçerçevesindetutarlıolarakbetimlenebilirler.İkincisi,titreşimörüntüleriarasında,gravitonunözelliklerinetıpatıpuyanbirörüntüvardırki,budurumkütleçekimikuvvetininkuramınyapısınınayrılmazbirparçasıolmasını sağlar. Fakat sicim kuramının, o alışıldık, sıfır boyutlu nokta parçacık kavrayışınıngerçek dünyada karşılığı olmayan matematiksel bir idealleştirme olduğunu göstermesindeolduğugibi,acabasondereceince,tekboyutlusicimdebenzerbirmatematiksel idealleştirmeolamaz mı? Acaba aslında sicimlerin bir kalınlığı mı var? Bisiklet tekerleklerinin içindeki içlastiklerinikiboyutluyüzeylerigibiyadabirazdahagerçekçiolursakincebirüçboyutlusimitgibi.Heisenberg,Diracvebaşkafizikçilerinüçboyutlutopaklaradayalıbirkuantumkuramıinşaetmegirişimlerinde karşı karşıya kaldıkları altından kalkılamazmış gibi görünen zorluklar, bu doğalakılyürütmezinciriniizleyenaraştırmacılarıengellemiştir.

Fakat hiç beklenmedik biçimde, 1990'ların ortalarında sicim kuramcıları, dolaylı ve oldukçazekicebirakılyürütmeyle,butürdahafazlaboyutlutemelnesnelerindesicimkuramındaönemlive hemen fark edilmeyen bir rol oynadığını görmüştür. Araştırmacılar yavaş yavaş sicimkuramının yalnızca sicimleri içeren bir kuram olmadığını anlamıştır. 1995'te ikinci süpersicimdevrimini başlatan Witten ve başka fizikçiler bu devrimin temeli olan, çok önemli bir gözlemyapmıştır.Sicimkuramıaslında çok çeşitli ve farklı boyutlardabileşenler içerir: Frizbi benzeriikiboyutlu bileşenler, kabarcık benzeri üçboyutlu bileşenler; hatta daha alışılmadık bileşenlerindeortayaçıkmaolasılığıvardır.YakındönemdeulaşılmışbuenyenikavrayışlarıXII.veXIII.Bölüm'de ele alacağız. Ama şimdilik tarihin geçtiği yolda ilerleyip sıfır boyutlu noktaparçacıklardan değil de tek boyutlu sicimlerden oluşan bir evrenin yeni ve çarpıcı özellikleriniaraştırmayısürdüreceğiz.

Page 112: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

VII.Bölüm

Süpersicimlerdeki"Süper"

Einstein'ın yıldızların ışığının Güneş'in kütleçekimi tarafından eğilmesiyle ilgili tahmininisınamakiçinEddington'ın1919'dagerçekleştirdiğiaraştırmagezisininsonuçlarıkesinleştiğinde,Hollandalı fizikçi Hendrik Lorentz, Einstein'a bir telgraf gönderip iyi haberi vermişti. Telgrafıngenel göreliliğin doğrulandığı haberini verdiği, çevrede yayılıyordu. Bir öğrencisi Einstein'a,Eddington yaptığı deneyde yıldızların ışığının eğilmesiyle ilgili öngörüsünü doğrulayan birsonucaulaşmasaydınedüşüneceğinisorduğunda,Einsteinşucevabıvermişti:"OzamansevgiliTanrıiçinüzülürdüm,çünkükuramdoğru.Elbette,deneylergerçektendeEinstein'ıntahminlerinidoğrulamasakuramdoğruolmaz,genelgörelilikdemodernfiziğintemeldireklerindenbirihalinegelmezdi. Einstein aslında o cümleyi, genel göreliliğin kütleçekimini derin ve gizli bir zarafetle,çokbasitamagüçlü fikirlerlebetimlediğini,okadarkidoğanınbunu"gözönünealmayacağını"düşünemediğini anlatmak için söylemişti. Einstein'ın bakış açısına göre genel görelilik, yanlışolamayacakkadargüzeldi.

Gelgelelimestetikyargılar,bilimselkonulardahakemolamaz.Nihayetinde,kuramlarhakkındasomutvedeneyselolgularlakarşı karşıyakaldıklarındaayaktakalıpkalmadıklarınabakılarakhükümverilir.Fakatbusonsözümüzçokönemlibirkoşulatabidir.Birkuraminşaedilirken,dahatam olarak geliştirilmemiş olduğu için, ayrıntılı deneysel sonuçları değerlendirilemez. Yine defizikçilerin, kısmen tamamlanmış kuramlarını hangi yönde araştırmaya devam edeceklerikonusunda bir seçim yapmaları, yargıda bulunmaları gerekir. Bu kararların bazıları, kuramınkendi içinde mantıksal bir tutarlılığa sahip olması koşulundan doğar; anlamlı bir kuramınkesinliklemantıksalsaçmalıklardanuzakolmasıgerekir.Başkabazıkararları ise,birkuramsalkavramındiğerbirkuramsalkavramagörenitelikseldeneysonuçlarınınsezindirdiğibirkavrayışyönlendirir.Genelde,eğeretrafımızdakidünyadakarşılaştığımızherhangibirşeyi temsiletmekapasitesi yoksa o kuramla ilgilenmeyiz. Fakat, kuramsal fizikçilerin verdiği bazı kararların daestetik bir duyguya, bize hangi kuramın yaşadığımız dünya kadar zarif, yapısının onun kadargüzelolduğunusöyleyenbirduyguyadayandığıdabirgerçektir.Elbettekimsebustratejininbizigerçeğegötüreceğini garanti edemez.Belki dederinlerdeevrenimizin yapısı, deneyimlerimizindüşündürdüğükadarzarifdeğildir;belkideokadartanıdıkolmayanbağlamlarauygulandığındabugünküestetikölçütlerimizidahadainceltmemiz,rafineetmemizgerektiğinigöreceğiz.Yinede,kuramlarınevrenindeneyselolarakincelemeningiderekdahadazorlaştığıalanlarınıbetimlediğibir çağa girerken, fizikçiler aksi takdirde sapabilecekleri çıkmaz sokaklardan uzak durabilmekiçinböylebirestetiğinyardımınasırtlarınıdayamışlardır.Şimdiyekadarbuyaklaşımgüçlüvederinliklibirkılavuzolduğunugöstermiştir.

Sanatta olduğu gibi fizikte de, simetri estetiğin kilit bir bileşenidir. Fakat sanatta olduğununtersine fizikte simetrinin çok somut ve kesin bir anlamı vardır. Aslına bakarsanız bu somutsimetrikavrayışını,matematiğedegayretleuygulayanfizikçiler,sonyirmiotuzyıliçinde,maddeparçacıkları ile haberci parçacıkların birbirleriyle önceden mümkün olduğu sanılandan çokdahayakından ilişkili olduğu kuramlar oluşturmuştur. Yalnızca doğadaki kuvvetleri değil,maddibileşenleri de bir araya getiren bu tür kuramlar, mümkün olan en fazla simetriye sahiptir, buyüzden de süpersimetrik diye nitelenirler. Birazdan göreceğimiz üzere süpersicim kuramısüpersimetrikçerçeveninhemilkhemdezirvenoktasıniteliğindekiörneğidir.

Page 113: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

FizikYasalarınınDoğası

Fizikyasalarınınmodakadarkısaömürlüolduğu,yıldanyıla,haftadanhaftayahattaandananadeğiştiği bir evrendüşünün.Böyle bir dünyada, fizik yasalarındaki bu değişikliklerin temelhayatsüreçlerinikesintiyeuğratmayacağınıvarsaymakkoşuluyla,enhafif tabirle tekbiranınızbile sıkıcı olmayacaktır. Rasgele değişiklikler, hem sizin hem de başkalarının geçmişdeneyimlerinigelecektekisonuçlaradairtahminlerdebulunmaküzerekullanmasınıengelleyeceğiiçinenbasiteylemlerbilebirmaceraolacaktır.

Böyle bir evren, bir fizikçinin kâbusudur. Evrenin istikrarı fizikçiler için -herkes gibi- hayatiönem taşıyan bir dayanaktır: Bugün geçerli olan yasalar dün de geçerliydi, yarın da geçerliolacaklar (hepsini anlayacak kadar akıllı olmasak bile). Ne de olsa, eğer birdenbiredeğişebiliyorsa"yasa"terimininneanlamıolabilirki?Amabuevrenindurağanolduğuanlamınagelmez;evrenbirandandiğerinesayılamayacakkadarçokbiçimdedeğişirkuşkusuz.Budahaçok değişimi yönlendiren yasaların sabit ve değişmez olduğu anlamına geliyor. Bunun doğruolduğunu gerçekten biliyormuyuz, diye sorabilirsiniz. Aslında bilmiyoruz. Fakat evrenin BüyükPatlama'dan kısacık bir an geçtikten sonraki halinden itibaren günümüzdeki haline dek çoksayıda özelliğini betimlemekteki başarımız, eğer değişiyorlarsa da, yasaların çok çok yavaşdeğiştiğinidüşündürüyorbize.Bildiğimizherşeyletutarlıolanenbasitvarsayım,yasalarınsabitolduğudur.

Fizik yasalarının, yerel kültürler kadar sınırlı ve çeşitli olduğubir evrendüşünelimşimdide;biryerden diğerine geçildiğinde öngörülemez biçimde değiştiklerini, dışarıdan gelen uyumgöstermeleri yönündeki etkilere cüretkârcadirendiklerini.Gulliver'in seyahatlerindeolduğugibi,eğer öyle bir dünyada seyahat ederseniz inanılmaz ölçüde zengin, bir dizi öngörülemezdeneyime maruz kalırsınız. Fakat bir fizikçinin bakış açısından, bu da başka bir kâbustur.Örneğin bir ülkede -hatta bir eyalette- geçerli olan yasaların, başka bir ülkede geçerliolmayabileceği gerçeğiyle yaşamak bile zordur. Eğer doğa yasaları o kadar çeşitli olsaydı,işlerinnasılolacağınıbirdüşünün.Öylebirdünyada,biryerdegerçekleştirilendeneylerin,başkabiryerdegeçerliolanfizikyasalarıylahiçbir ilgisiolmazdı.Fizikçiler,farklıyerlerdegeçerliolandoğa yasalarını öğrenmek için aynı deneyleri farklı yerlerde tekrar tekrar yapmak zorundakalırdı. Şükürler olsun ki, bildiğimiz her şey fizik yasalarının heryerde aynı olduğuna işaretediyor.Dünyanınheryerindeyapılandeneyleraynıtemelfizikselaçıklamalarkümesindebirleşir.Dahası, tekvedeğişmezbir fiziksel ilkelerkümesinikullanarakkozmosunçokuzakbölgelerinedair pek çok astrofiziksel gözlemi açıklayabilmemiz de, aynı yasaların her yerde geçerliolduğunu düşünmemize yol açıyor. Evrenin öbür ucuna hiç gitmediğimiz için, başka yerlerdetamamenyenibir fiziğingeçerliolması ihtimalini tartışmasızbirkenarabırakamayız, fakatherşeybununtersineişaretediyor.

Yine de bu, evrenin farklı yerlerde aynı göründüğü -ya da aynı ayrıntılı özelliklere sahipolduğu- anlamına gelmez. Ay'da yaylı bir sopa üstünde zıplayan bir astronot, Dünya'dayapılması imkânsız birçok şeyi yapabilir. Fakat bu farklılığın Ay'ın kütlesinin Dünya'nınkindendahaazolmasındankaynaklandığınıbiliyoruz;yanibukütleçekimiyasasınınbiryerdendiğerinedeğiştiği anlamınagelmiyor.Newton'un,dahadoğrusuEinstein'ın kütleçekimi yasasıDünya'daneyseAy'dadaodur.Astronotundeneyimlerininfarklıolması,fizikyasalarındakibirdeğişiklikledeğilortamdakidetaylarındeğişmesiyleilgilidir.

Page 114: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Fizikçilerfizikyasalarınınbuikiözelliğine-yanionlarıneredevenezamankullandığınızabağlıolmamalarına-doğanınsimetrisider.Buterimle,doğanınaynıtemelyasalarıngeçerliolmasınısağlayarak,zamandakiheranaveuzaydakiheryereeşit -simetrik-davranmasınıkastederler.Simetri nasıl sanatta ve müzikte etkiliyse, benzer şekilde doğada da etkilidir; doğanınişleyişindeki bir düzene ve tutarlılığa ışık tutar. Fizikçilerin "güzel" terimini kullandıklarındakastettikleri şeylerden biri, basit bir evrensel yasalar kümesinden doğan zengin, karmaşık vebüyükbirçeşitlilikgösterenolgularınzarafetidir.

Özelvegenelgörelilikkuramlarına ilişkin tartışmalarımızda,doğanınbaşkasimetrileriyledekarşılaşmıştık. Özel göreliliğin merkezinde yer alan görelilik ilkesinin, tek tek gözlemcilerindeneyimleyebileceği sabit hız ve doğrultudaki göreli hareketten bağımsız olarak, bütün fizikyasalarının aynı olması gerektiğini söylediğini hatırlayalım. Bu bir simetridir, çünkü doğanınbütün gözlemcilere eşit yani simetrik davrandığı anlamına gelir. Sabit hız ve doğrultuda göreliharekethalindekigözlemcilerinhepsi,kendininhareketsizolduğunudüşünmektehaklıdır.Yinebuda,göreliharekethalindekigözlemcilerinaynıgözlemlerdebulunacağıanlamınagelmez;dahaöncegördüğümüzgibi,gözlemlerindehertürdenveçokşaşırtıcıfarklılıklarvardır.YaylısopaylazıplayanbirkişininDünya'daveAy'dafarklıdeneyimleryaşamasındaolduğugibi,gözlemlerdekifarklılıklar, gözlemler aynı yasalara tabi olsa da ortamdaki detayların farklı olduğunu -gözlemcileringöreliharekethalindeolduğunu-yansıtır.

Genel görelilikteki eşdeğerlik ilkesi sayesindeEinstein, gözlemciler karmaşık ivmeli harekethalindeolsalarbile fizikyasalarınınaslındabütüngözlemciler içinaynıolduğunugöstererekbusimetriyiciddiorandagenişletmişti.Einstein'ınbunu, ivmeliharekethalindekibirgözlemcinindekendisinindurduğunuvehissettiğikuvvetinkütleçekimialanındankaynaklandığını iddiaetmektegayet haklı olduğunu anlayarak başardığını hatırlayalım. Kütle çekimi çerçeveye dahiledildiğinde,bütünolasıgözlemnoktalarıtümüyleeşittir.Bütünhareketlerinböyleeşitbirbiçimdeelealınmasınaiçkinestetikcazibeninötesinde,busimetriilkelerininEinstein'ınkütleçekimleilgiliolarakvardığıçarpıcısonuçlardadamerkezibirroloynadığınıgörmüştük.

Doğa yasalarının uzay, zaman ve hareketle ilgili uyması gereken başka simetri ilkeleri varmıdır? Bunun üzerine düşündüğünüzde, bir olasılık daha bulunduğunu görebilirsiniz. Fizikyasaları,gözlemlerinizihangiaçıdanyaptığınızıumursamamalıdır.Diyelimkibirdeneyyaptınız,sonra bütün cihazlarınızı çevirip deneyi tekrar yapmaya karar verdiniz, aynı yasalar geçerliolmalıdır.Bunadönmesimetrisidenirvefizikyasalarınınolasıbütünkonumlar içinaynıölçüdegeçerli olduğu anlamına gelir. Daha önce tartıştığımız simetri ilkelerine uygun bir simetriilkesidir.

Peki başkaları davar mı? Gözden kaçırmış olduğumuz bir simetri var mı? V. Bölüm'detartıştığımız, kütle çekimsel olmayan kuvvetlerle ilişkili ayar simetrilerini ileri sürebilirsiniz.Kuşkusuz bunlar da doğadaki simetrilerdir, fakat daha soyutturlar; bizse uzay, zaman vehareketledoğrudanbirilişkisiolansimetrilerleilgiliyiz.Bukoşuludikkatealdığınızdamuhtemelenbaşkabirolasılıkdüşünemezsiniz.Aslınabakarsanız,1967'defizikçiSidneyColemanveJeffreyMandula, biraz önce tartıştıklarımızla birleştirilebilecek ve dünyamızla herhangi bir benzerliktaşıyan bir kuram doğurabilecek, uzay, zaman ve hareketle ilgili başka bir simetri olmadığınıkanıtlamayıbaşarmıştı.

Amabununardından,birkaç fizikçininbu teoremi yakından incelemesi sonucunda teoremde

Page 115: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

kolayca fark edilmeyen tek bir açık olduğu ortaya çıktı: Coleman-Mandula sonucu, spin diyebilinenbirşeyeduyarlısimetrileritamanlamıylakullanmıyordu.

Spin

Bir temel parçacık, örneğin bir elektron bir atom çekirdeğinin yörüngesinde Dünya'nınGüneş'in çevresinde bir yörüngede dönmesine çok benzer bir biçimde dönebilir. Fakatelektronungelenekselnoktaparçacıkbetimlemesinde,Dünya'nınkendieksenietrafındadönmehareketinin elektronun hareket tanımında yer almadığı görülecektir. Herhangi bir nesnedönerken, dönme ekseninin kendisindeki noktalar hareket etmez - dönmekte olan bir frizbininmerkez noktası gibi. Ama bir şey gerçekten de nokta benzeriyse, dönme ekseni olduğusöylenen yerin çevresinde "başka noktacıkları" yoktur. Bu yüzden de bir nokta nesnenin spinidiye bir kavram yokmuş gibi görünecektir. Fakat uzun yıllar önce, kuantummekaniği bu akılyürütmeyedebirsürprizyapmıştır.

1925'te, Hollandalı fizikçiler George Uhlenbeck ile Samuel Goudsmit, atomların yaydığı veemdiğiışığınözellikleriyleilgiliçokmiktardakafakarıştırıcıverinin,eğerelektronlarınçokbelirlimanyetik özellikleresahipolduğuvarsayılırsaaçıklanabileceğini farketti.Bundanyüzyıl kadarönce, FransızAndre-MarieAmpere,manyetizmanın elektrik yükünün hareketinden doğduğunugöstermişti. Uhlenbeck ve Goudsmit bu yoldan gittiler ve elektronun sadece tek bir belirlihareketinin,verileringösterdiğimanyetiközelliklereyolaçabileceğinibuldular:Dönmehareketi,yani spin. Böylece Uhlenbeck ile Goudsmit klasik beklentilerin tersine, elektronların birazDünyaya benzer bir şekildehem bir yörüngede hem de kendi eksenleri etrafında döndüğünüsöyledi.

Uhlenbeck ve Goudsmit, elektronun kelimenin tam anlamıyla kendi ekseni etrafındadöndüğünü mü söylüyordu? Hem evet, hem hayır. Aslında çalışmaları olağan imgeye birazbenzeyen, ama doğasına kuantum mekaniği içkin olan, kuantum mekaniğine özgü bir spinkavramı bulunduğunu gösteriyordu. Bu, mikrodünyanın klasik fikirleri tazeleyen, fakat bunlaradeneysel olarak doğrulanmış bir kuantum niteliği veren özelliklerinden biridir. Örneğin kendieksenietrafındadönmekteolanbir buzpatencidüşünün; kollarını iki yana indirirsedahahızlı,açarsadahayavaşdöner.Dönmehareketinenekadarhızlıbaşladığınabağlıolarak,eryadageçyavaşlayacakveduracaktır.UhlenbeckveGoudsmit'inortayakoyduğuspintürüiçinböyledeğildir, ikilinin yaptığı ve onlardan sonrayapılan çalışmalara göre evrendeki her elektron, herzamanvesonsuzakadar,satirvehiçdeğişmeyenbirhızladöner.Birelektronunspini,şuyadabusebepledönmekteolandahatanıdıknesneleriçinolduğugibigeçicibirharekethalideğildir.Birelektronunspini,kütlesiveelektrikyükügibiiçkinbirözelliktir.Birelektronunspiniolmasaydıelektronolmazdı.

Daha önceki çalışmalar elektrona odaklanmış olsa da, fizikçiler daha sonra, spinle ilgili bufikirlerin Tablo 1.1'de verilen üç ailede yer alan bütün madde parçacıkları için de geçerliolduğunugöstermiştir.Budurumeninceayrıntıyadekgeçerlidir:Bütünmaddeparçacıkları(vekarşımaddeeşleride)elektronunspinineeşitbirspinesahiptir.Fizikçilermeslekdilindemaddeparçacıklarınınhepsinin"spin-1/2'yesahipolduğunusöyler:1/2değeri,kabacaelektronlarınnekadarhızlıdöndüğününkuantummekaniğiaçısındanölçüsüdür.Dahasıfizikçiler,kütleçekimselolmayan kuvvet taşıyıcılarının da -fotonlar, zayıf ayar bozonları ve glüonlar- içkin olarak spinözelliğine sahipolduğunuve spinlerininmaddeparçacıklarınınkinin iki katı olduğunu bulmuştur.

Page 116: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Hepsininspini"spin-1"dir.

Peki ya kütleçekimi? Sicim kuramından bile önce, fizikçiler hipoteze dayalı gravitonunkütleçekimi kuvvetinin taşıyıcısı olabilmek içinhangi spine sahipolması gerektiğini belirlemişti.Cevap:Fotonların,zayıfayarbozonlarınınveglüonlarınkininikikatı,yani"spin-2".

Sicim kuramı bağlamında, spin -tıpkı kütle ve kuvvet yükleri gibi- bir sicimin titreşimörüntüsüyle ilişkilidir.Nokta parçacıklarda olduğu gibi, sicimin spininin kelimenin tamanlamıylauzayda dönmesinden doğduğunu düşünmek biraz yanıltıcı olur, yine de bu imge aklımızdatutmamızgerekenbir tablodur.Buarada,dahaöncekarşımızaçıkmışolanönemlibirkonuyuşimdiaçıklığakavuşturabiliriz.ScherkveSchwarz1974'tesicimkuramınınkütleçekimikuvvetinide içeren bir kuantum kuramı olarak düşünülmesi gerektiği iddiasını ortaya attılar, çünküsicimlerindağarcığındakütlesizvespin-2'yesahip-gravitonunayırtediciözellikleri-birtitreşimörüntüsününmutlakavarolduğunubulmuşlardı.Gravitonunolduğuyerde,küdeçekimidevardır.

Spin kavramıyla ilgili bu bilgilerin ardından, artık spinin, bir önceki kısımda bahsettiğimiz,doğadakiolasısimetrilerleilgiliColeman-Mandulasonucundakiaçığıortayaçıkarmaktanasılbirroloynadığınageçebiliriz.

SüpersimetriveSüpereşler

Daha önce de vurguladığımız gibi, spin kavramı dönen bir topaç imgesine yüzeysel olarakbenzesede,köklerikuantummekaniğineuzanançeşitlibiçimlerde,buimgedenfarklıdır.1925'tespininkeşfedilmesiyle,tümüyleklasikbirevrendevarolamayacakbaşkabirtürdönmehareketiolduğudaortayaçıkmıştır.

Bu durum şu soruyu gündeme getirir: Tıpkı sıradan dönme hareketinin rotasyonaldeğişmezliğinsimetriilkesini("fizikyasalarıbütünuzamsalkonumlariçinaynıölçüdegeçerlidir")mümkünkılmasıgibi,acabaspinleilişkilendirilenvedahazorfarkedilirolandönmehareketinindoğayasalarınaözgübaşkabirolasısimetriyeyolaçmasımümkünmüdür?1971'egelindiğindeyadaönayakınbirtarihte,fizikçilerbusorununcevabının"evet"olduğunugöstermişti.Hikâyenintamamı hayli karmaşık olsa da, temel fikir şudur: Spin söz konusu olduğunda, matematikselolarakmümkünolandoğayasalarınaözgübir simetridaha vardır.Budasüpersimetriolarakbilinir.

Süpersimetri, gözlem noktasındaki basit ve sezgisel bir değişiklikle ilişkilendirilemez;zamandaki, uzamsal konumdaki, açısal konumdaki ve hareketin hızındaki ve doğrultusundakikaymalar buolasılıkları tüketir. Fakat tıpkı spinin "kuantummekaniğineözgübir niteliğe sahipdönme hareketine benzemesi" gibi, süpersimetri de "uzayın ve zamanın kuantummekaniğineözgü bir uzantısında" gözlemnoktasındaki bir değişiklikle ilişkilendirilebilir. Bu ifadeler özellikleönemlidir, çünkü son cümle süpersimetrinin geniş simetri ilkeleri çerçevesinde nereyeoturduğuna dair kaba bir kavrayış kazandırmayı amaçlamaktadır sadece. Her ne kadarsüpersimetrinin kökenini anlamak hayli zor bir iş olsa da, kavramanın çok daha kolay olduğubaşlıca içerimlerinden birine -doğa yasalarının süpersimetri ilkelerini içermesi halinde-odaklanacağız.

1970'Ierin başlarında fizikçiler, eğer evren süpersimetrikse doğadaki parçacıkların, spinleri

Page 117: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

birbirinden yarım birim farklılaşan çiftler halinde bulunması gerektiğini anlamıştı. Bu parçacıkçiftlerine-noktabenzeriolarakmı(standartmodeldeolduğugibi)yoksaküçüktitreşenilmeklerolarakmı düşünüldüklerinden bağımsız olarak- süpereşler denir. Madde parçacıklarının spinispin-0, bazı haberci parçacıkların spini spin-1 olduğundan, görünüşe bakılırsa süpersimetri,madde ve kuvvet parçacıklarının eşleşmesiyle sonuçlanmaktadır. Bu özelliğiyle harika birbirleştiricikavramgibigörünür.Sorun,ayrıntılardadır.

1970'lerinortalarında,fizikçilersüpersimetriyistandartmodeledahiletmeçabasıiçindeyken,bilinen parçacıkların hiçbirinin -Tablo 1.1 ve 1.2'deki parçacıklar- birbirinin süpereşiolamayacağını buldular. Ayrıntılı kuramsal analizler, eğer evren süpersimetriyi içeriyorsa, ozaman bilinen bütün parçacıkların henüz keşfedilmemiş bir süpereş parçacığı olması ve oparçacığın spininin de bilinen parçacığın spininden yarım birim az olması gerektiğini gösterdi.Örneğin elektronun spin-0'lı bir eşi olması gerekiyordu; bu varsayımsal parçacığa selektrondendi(süpersimetrikelektronunkısaltması).Aynışeyindiğermaddeparçacıklarıiçindegeçerliolması gerekiyordu, örneğin nötrinoların ve kuarkların varsayımsal spin-0'lı süpereşlerinesnötrino ve skuark dendi. Aynı şekilde kuvvet parçacıklarının da spin-0'lı süpereşleri olmasıgerekiyordu:Fotonlar için fotinolar,glüonlar içinglüinolar,WveZbozonları içindewinolar vezinolarolmasıgerekiyordu.

O halde yakından bakıldığında, süpersimetri hiç ekonomik olmayan bir özellik gibi görünür;sonunda temel bileşen listesinin iki katına çıkmasına yol açan bir sürü ek parçacıkgerektirmektedir. Süpereş parçacıkların hiçbiri henüz tespit edilemediğinden, Rabi'nin I.Bölüm'de bahsettiğimiz müonun keşfedilmesi hakkındaki ifadesini bir adım daha ileri götürüp"Süpersimetri sipariş eden mi oldu?" diyerek bu simetri ilkesini derhal reddetseniz haklıolursunuz. Ne var ki, fizikçiler üç sebepten dolayı süpersimetriyi üzerinde fazla düşünmedenhemenbirkenaraitmekiçinerkenolduğunudüşünmektedir.Busebepleritartışalım.

SüpersimetriSavunması:SicimKuramıÖncesi

Öncelikle estetik bir bakış açısından, fizikçiler, doğanın matematiksel olarak mümkünsimetrilerin hepsine değil de, neredeyse hepsine uyacağına inanmakta zorlanır. Elbette,simetrininaslındaeksikbirbiçimdekullanılıyorolmasıdamümkündür,amaozamançokyazıkolur.SankiBach,dâhiyanebirmüzikalsimetriörüntüsüortayaçıkaracakçoksayıdasesiiçiçegeçirmeyibaşarmışda,sonölçüyü,bitişölçüsünüboşbırakmışgibi.

İkincisi, kütleçekimini göz önüne almayan bir kuram olan standart model çerçevesinde,kuantum süreçleriyle ilişkili belalı teknik konular, kuram süpersimetrik olduğunda hemençözülmektedir. Temel sorun, her ayrı parçacık türünün, mikro düzeydeki kuantummekaniğineözgü çılgınlığa kendine özgü bir katkıda bulunmasıdır. Fizikçiler bu çılgınlıkta, parçacıketkileşimi içerenbazısüreçlerin,sadecestandartmodeldekisayısalparametrelerinen tehlikelikuantum etkilerini iptal edecek şekilde bir ince ayara -bir milyon kere milyarda birden dahahassas-tabitutulmasıhalindetutarlılıklarınıkoruyacağınıbulmuştur.

Böylebirhassaslık,muazzamderecedegüçlübirtüfektenateşlenenbirmermininateşlenmeaçısının,mermiAy'daki belirli bir hedefi bir amipin kalınlığındandahabüyükolmayanbir hatapayıyla vuracak şekilde ayarlanabilmesine benzer. Standart modelde de benzer kesinliktesayısaldeğişiklikleryapılabilirsede,fizikçiler,dayandığıbirsayınınondalıknoktasındansonraki

Page 118: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

onbeşincibasamağındabirdeğişiklikolursaçökecekkadarzayıfbirkuramapekdegüvenmez.

Süpersimetri bu durumu ciddi şekilde değiştirir, çünkü spinleri bir tamsayı olan parçacıklarolanbozonların (Hintli fizikçi SaryendraBose'ye atfen) ve spinleri bir tam (tek) sayının yarısıkadar olan parçacıklar olan fermiyonların (İtalyan fizikçi Enrico Fermi'ye atfen) kuantummekaniğineözgükatkılarıbirbiriniiptaletmeeğilimindedir.Tıpkıbirtahterevallininikiucugibi,birbozonun kuantum çalkalanmaları pozitifse, fermiyonun kuantum çalkalanmaları negatif olmaeğilimindedir,bununtersidegeçerlidir.Süpersimetribozonlarvefermiyonlarınçiftlerhalindevarolmasınısağladığından,dahaenbaştaönemlibirbirini iptaletmedurumları -ençılgınkuantumetkilerinin bazılarını ciddi oranda yumuşatan iptaller- ortaya çıkar. Süpersimetrik standartmodelin -bütünsüpereşparçacıklarındahiledildiği standartmodel- tutarlılığının,artıksıradanstandart modeldeki rahatsız edici derecede hassas sayısal değişikliklere dayanmadığıanlaşılmıştır. Bu son derece teknik bir konu olsa da, birçok parçacık fizikçisi, bu kavrayışınsüpersimetriyiçokçekicihalegetirdiğinidüşünür.

Süpersimetriyi destekleyen üçüncü ikinci dereceden kanıt da büyük birleşme kavramındangelmektedir. Doğadaki dört kuvvetle ilgili şaşırtıcı özelliklerden biri, içkin güçleri arasındakimuazzam farktır. Elektromanyetik kuvvetin gücü, güçlü kuvvetin gücünün yüzde 1'inden dahaazdır;zayıfkuvvetbundanyaklaşık1000katdahagüçsüzdür;kütleçekimikuvvetiyseyüzmilyonkere milyar kere milyar kere milyar (10-35) daha zayıftır. Glashow, Salam ve Weinberg'inyaptığı,elektromanyetikkuvvetlezayıfkuvvetarasındaderinbirbağlantıolduğunugösteren(V.Bölüm'de tartışmıştık)çığıraçıcıvesonundaNobelÖdülü'ne layıkbulunançalışmanın izindengidenGlashow,1974'teHarvardlımeslektaşıHowardGeorgi'ylebirlikte,benzerbirbağlantınıngüçlü kuvvetle de kurulabileceğini ileri sürmüştü. Dört kuvvetin üçü için bir "büyük birleşme"öneren bu çalışmanın, elektrozayıf kuramdan farklı temel bir yönü vardı. Elektromanyetik vezayıf kuvvetler, evrenin sıcaklığı mutlak sıfırın üstünde bir milyon kere milyar dereceyken(1015Kelvin) vedahasimetrikbir birleşmedendoğmuşken,Georgi veGlashowgüçlü kuvvetleolan birlikteliğin, sadece on trilyon kat daha yüksek bir sıcaklıkta -yaklaşık mutlak sıfırınüstünde on milyar kere milyar kere milyar derecede (1028 Kelvin)- görünür hale geleceğinigöstermişti.Enerjiyidikkatealanbakışaçısınagörebu,protonunkütlesininyaklaşıkbirmilyonkeremilyar katıdır, yani Planck kütlesinden 104 daha küçüktür. Georgi ile Glashow cesur biradım atarak kuramsal fiziği daha önce hiç kimsenin incelemeye cüret edemediği bir enerjialanınataşımışlardı.

Georgi, Helen Quinn ve Weinberg'in bu çalışmanın ardından 1974'te Harvard'dagerçekleştirdiği çalışma, kütle çekimsel olmayan kuvvetlerin büyük birleşik çerçeve içindebirleşmesiolasılığınıdahadabelirginhalegetirdi.Buçalışma,kuvvetlerinbirleştirilmesindevesüpersimetrinindoğaldünyayla ilişkisinindeğerlendirilmesindehâlâönemlibirroloynadığından,bununaçıklanmasınabirazzamanayıralım.

Karşıt yüklü iki parçacık arasındaki elektriksel çekimin ve büyük iki cisim arasındakikütleçekimikuvvetinin,nesnelerarasındakimesafeazaldıkçadahagüçlühalegeldiğinihepimizbiliyoruz. Bunlar klasik fiziğin basit, herkesin iyi bildiği özellikleridir. Fakat kuantum fiziğininkuvvetlerin güçleri üzerindeki etkisini incelediğimizde bir sürprizle karşılaşırız. Kuantummekaniğinin neden bu güçler üzerinde herhangi bir etkisi olsun ki? Bunun da cevabı yinekuantum dalgalanmalarındadır. Örneğin bir elektronun elektrik kuvvet alanını incelediğimizde,aslındabualanı,elektronuçevreleyenuzaydakianlıkparçacık-karşıparçacıkoluşmalarıveyok

Page 119: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

olmalarınınmeydanagetirdiği"pusun"ardındaninceliyoruz.Fizikçilerbirsüreönce,mikroskobikdalgalanmaların oluşturduğu kaynaşma halindeki bu pusun, tıpkı ince bir sis tabakasının birdeniz fenerinin ışığını kısmen perdelemesi gibi, elektronun kuvvet alanının tam gücününgörülmesiniengellediğinifarketti.Fakatelektronanekadaryaklaşırsak,perdeleyiciişlevigörenparçacık-karşı parçacık pusunun içine o kadar daha fazla girmiş olacağımızı, dolayısıylabulutun giderek azalan etkisine daha azmaruz kalacağımızı unutmayın. Bu da bir elektronunelektrikalanınıngücünün,bizonayaklaştıkçaartacağıanlamınagelir.

Fizikçiler bizelektronayaklaştıkçaelektronungücündemeydanagelenkuantummekaniğineözgübuartışı,klasikfiziktekibilinengüçartışındanayırmakiçin,elektromanyetikkuvvetin içkingücünün kısamesafeölçeklerindearttığını söyler.Buda, elektronungücünün sadecebiz onadahayakınolduğumuziçindeğil,aynızamandaelektronuniçkinelektrikalanınındahabüyükbirbölümügörünürhalegeldiğiiçindearttığınıgösterir.Aslınabakarsanız,hernekadarelektronaodaklanmış olsak da, bu tartışma elektrik yüklü bütün parçacıklar için de aynen geçerlidir vekuantumetkilerinin,kısamesafeölçeklerinde incelendiğinde,elektromanyetikkuvvetingücününartmasınanedenolduğusöylenereközetlenir.

Pekiyastandartmodeldekiöbürkuvvetler?Onlarıniçkingüçlerimesafeyebağlıolaraknasıldeğişir? 1973'te Princeton'dan Gross ve Frank Wilczek ile onlardan bağımsız olarakHarvard'danDavidPolitzerbusorununcevabınıaraştırmışlarveşaşırtıcıbircevapbulmuşlardı:Parçacıkların oluşması ve yok olmasının neden olduğu kuantum bulutu, güçlü ve zayıfkuvvetlerin güçlerini büyütür. Bu da, bu kuvvetleri kısa mesafelerde incelediğimizde, bukaynaşan buluta daha fazla nüfuz edeceğimiz, dolayısıyla güçteki büyümeye daha az maruzkalacağımızanlamınagelir.Dolayısıyla,bukuvvetleringüçlerikısamesafelerde incelendiğindezayıflar.

Georgi,QuinnveWeinbergbukavrayışıkullanarakdikkatçekicibirsonucavardılar.Kuantumhareketliliğininbuetkileri incelenipanlaşıldığında,ortayaçıkacakkesinsonucun,kütleçekimselolmayanüçkuvvetinhepsiningüçlerininbirlikteçalıştığınınanlaşılmasıolacağınıgösterdiler.Bukuvvetleringüçleri,bugünkü teknolojimizleerişebildiğimizölçeklerdeçok farklıolsada,Georgi,Quinn ve Weinberg bu farklılığın aslında mikro düzeydeki kuantum faaliyetlerinin oluşturduğupusun, kuvvetlerin her biri üzerindeki farklı etkisinden kaynaklandığını öne sürdüler. Yaptıklarıhesaplar, eğer bu kuvvetleri gündelik ölçeklerde değil de bir santimetrenin milyarda birininmilyardabirininmilyardabirininyüzdebiri(10-29)kadarmesafelerde(Planckuzunluğunun10binkatı) etkili oldukları biçimiyle inceleyerek bu sise nüfuz edersek, kütle çekimsel olmayan üçkuvvetingücününeşitolduğunungörüleceğinigösteriyordu.

Gündelikdeneyimlerinalanındanhayliuzakolsada,bukadarküçükmesafelereduyarlıolmakiçin gerekli yüksek enerji, daha henüz bir saniyenin trilyonda birinin trilyonda birinin trilyondabirinin binde biri yaşındaki, fokurdayan ve sıcak evrenin ilk zamanlarının karakteristik birözelliğiydi;osıradaevreninsıcaklığıdahaöncedebelirttiğimizgibi1028Kelvindüzeyindeydi.Bukuramsal çalışmalar, birbirine hiç benzemeyen bileşenlerin -metal parçaları, tahta, taşlar,minerallervs.-yeterinceyükseksıcaklıktaeriyipbirleşmesivebirörnek,homojenveyoğunbirsıvıhalinegelmesigibi,güçlü,zayıfveelektromanyetikkuvvetlerinhepsinin,böyleçokyüksekbir sıcaklıkta birleşip tek bir büyük kuvvet haline geldiğini ileri sürmektedir. Bu durum Şekil7.1'deşematikolarakgösterilmiştir."

Page 120: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

O kadar küçük mesafe ölçeklerini inceleyecek ve o kadar kavurucu sıcaklıklar yaratacakteknolojiye sahip olmasak da, 1974'ten beri deneyciler kütle çekimsel olmayan üç kuvvetingündelik koşullar altındaki güçlerine dair yapılan ölçümleri önemli oranda rafine etmiştir. Buveriler -yani Şekil 7.1'deki üç kuvve t-güç eğrisinin başlangıç noktaları- Georgi, Quinn veWeinberg'in kuantum mekaniğine özgü tahminlerinde kullandıkları girdi verileridir. 1991'deCERN'denUgoAmaldi ileAlmanya'dakiKarlsruheÜniversitesindenWimdeBoer veHermannFürstenau, deneylere dayalı olarak rafine edilmiş bu ölçümleri kullanarak Georgi, Quinn veWeinberg'in tahminlerini yeniden hesapladılar ve önemli iki şey gösterdiler. Öncelikle, kütleçekimselolmayanüçkuvvetingüçleri.Şekil7.2'degösterildiğigibi,neredeysetutar,amaküçükmesafe ölçeklerinde pek de tutmaz (eşdeğer olarak yüksek enerji/yüksek sıcaklık), İkincisi,süpersimetri işe dahil edildiğinde kuvvetlerin güçlerindeki bu küçük fakat görmezdengelinemeyecekfarklılıkortadankalkar.Bununsebebi,süpersimetriningerektirdiğiyenisüpereşparçacıklarınyenikuantumdalgalanmalarıyaratmasıvebudalgalanmalarıntamdakuvvetleringüçlerinibirbirineyaklaştıracakkadarolmasıdır.

Şekil7.1Kütleçekimselolmayanüçkuvvetin,giderekkısalanmesafeölçeklerinde(bunaeşdeğerolarakgiderekyükselenenerjisüreçlerinde)hareketederkenkigüçleri

Birçok fizikçi için, doğanın kuvvetleri güçleri mikro düzeyde neredeyse birleşecek -mikrodüzeyde eşit olacak- ama tam da birleşmeyecek şekilde seçtiğini düşünmek çok zordur. Sonparçası biraz şekilsiz olan, yerine tam oturmayan bir yapbozun başında olmaya benzer budurum.Süpersimetribusonparçanınşeklinihünerlibirbiçimdedüzeltir,öylekibütünparçalaryerineoturur.

Şekil7.2Kuvvetgüçlerininhesaplanmasınadairrafineleştirmeler,süpersimetriolmazsabu

Page 121: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

güçlerinneredeysebirleştiğini,amatamolarakdabirleşmediğinigösterir.

Bu son kavrayışın başka bir yönüyse, neden süpereş parçacıklardan hiçbirinikeşfedemediğimizsorusunaolasıbircevapsunmasıdır.Birkaçfizikçininüzerindeçalıştığıbaşkadeğerlendirmelerin yanı sıra kuvvet güçlerinin birleşmesiyle sonuçlanan hesaplar, süpereşparçacıkların bilinen parçacıklardan bir hayli ağır olması gerektiğini göstermektedir. Kesintahminlerdebulunmakmümkünolmasada, incelemelersüpereşparçacıklarınprotondanenazbin kat daha ağır olması gerektiğini göstermektedir. En son teknolojilerin ürünleri olanhızlandırıcılarımız bile bu enerjilere ulaşamadığı için, bu parçacıkların henüz nedenkeşfedilemediğianlaşılır.IX.Bölüm'de,süpersimetriningerçektendedünyamızınbirözelliğiolupolmadığınıyakıngelecektebelirlemeyeyönelikolarakdeneyleryapılmasıihtimalinitartışacağız.

Süpersimetriye inanmamız -yadaenazından reddetmememiz- için bize sunulangerekçelerelbette yüzde yüz tartışmasız değildir. Süpersimetrinin, kuramlarımızı nasıl en simetrikbiçimlerine taşıdığını anlatmıştık; ama evrenin matematiksel olarakmümkün olan en simetrikbiçimi almak gibi bir derdi olmadığını ileri sürebilirsiniz. Süpersimetrinin bizi önemli bir tekniksorundan, standart modeldeki sayısal parametreleri kolaylıkla fark edilemeyen kuantumsorunlarından kaçınacak şekilde ayarlamak gibi ince bir işten kurtardığını söylemiştik; amadoğayı tanımlayan doğru kuramın, pekâlâ iç tutarlılık ile özyıkım arasındaki ince çizgideolabileceğini ileri sürebilirsiniz. Süpersimetrinin, kütle çekimsel olmayan üç kuvvetin çok küçükmesafelerdeki içkin güçlerini, nasıl tam da birleşip büyük bir birleşik kuvvet oluşturabileceklerişekilde değiştirdiğini tartışmıştık; yine, doğanın tasarımında, bu kuvvetlerin güçlerinin mikroölçeklerdebirbirlerine tamolarakuymasınışartkoşanbirşeyolmadığınısöyleyebilirsiniz.Sonolarak, süperparçacıkların neden bulunamadığı sorusunun basit bir açıklaması olduğunu,evrenimizsüpersimetrikolmadığıiçinsüperparçacıklarındaolmadığınıilerisürebilirsiniz.

Bunlara kimse karşı çıkamaz. Fakat sicim kuramındaki rolünü düşündüğümüzde,süpersimetrininvarolduğuiddiasıçokgüçlenmektedir.

SicimKuramındaSüpersimetri

Veneziano'nun 1960'ların sonunda yaptığı çalışmadan doğan ilk sicim kuramı, bu bölümünbaşında tartıştığımız bütün simetrileri içeriyordu, fakat o sıralarda henüz keşfedilmemiş olansüpersimetriyi kapsamıyordu. Sicim kavramına dayanan bu ilk kurama bozonik sicim kuramıdeniyordu.Buradakibozonik terimi,bozoniksicimdekibütün titreşimörüntülerininspinlerininbirtam sayı olduğuna işaret eder; fermiyonik örüntüler, yani spinleri bir tam sayıdan yarım birimfarklıolanörüntüleryoktur.Budaikisorunayolaçmıştır.

Öncelikle, eğer sicim kuramı bütün kuvvetleri ve bütünmaddeyi betimleyecekse, fermiyoniktitreşim örüntülerini de içermesi gerekir, çünkü bilinenmadde parçacıklarının hepsinin spinlerispinVVdir.İkincivedahasıkıntıvericisorunsa,bozoniksicimkuramındakütlesi(dahadoğrusukütlesinin karesi) negatif olan bir örüntü -takiyon- bulunduğunun anlaşılmasıydı. Sicimkuramından önce bile, fizikçiler, dünyamızın, hepsi de pozitif kütlelere sahip daha bildikparçacıkların yanı sıra takiyon parçacıklarına da sahip olması olasılığını incelemişlerdi, amaçabaları böyle bir kuramın mantıksal olarak anlamlı olmasının imkânsız değilse bile zorolduğunu göstermişti. Aynı şekilde, bozonik sicim kuramı bağlamında, fizikçiler, bir takiyontitreşim örüntüsü olması gerektiği yolundaki tuhaf tahmini anlamlı kılabilmek için hayal gücüne

Page 122: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

dayalı her tür şeyi denemişlerdi, ama boşuna. Bu özellikler, ilginç bir kuram olsa da bozoniksicimkuramınıntemelbireksiğiolduğunuaçıkhalegetirmişti.

1971'de,FloridaÜniversitesi'ndenPierreRamondbozoniksicimkuramını,fermiyoniktitreşimörüntülerinide içerecekşekildedeğiştirme işinegirişti.HemonunçalışmalarıhemdeScbwarzve Andre Neveu'nün daha sonra elde ettiği sonuçlar sayesinde sicim kuramının yeni birversiyonudoğmayabaşladı.Buyenikuramdabozonikvefermiyoniktitreşimörüntülerininçiftlerhalindeymişgibigörünmesiherkesişaşırttı.Herbozonikörüntü içinbir fermiyonikörüntüvardı,her fermiyonik örüntü için de bir bozonik örüntü. 1977'de Torino Üniversitesinden FerdinandoGliozzi, Scherk ve Imperial College'dan David Olive'in çalışmalarıyla bu eşleşme aydınlatıldı.Yeni sicim kuramı süpersimetriyi içeriyordu, bozonik ve fermiyonik titreşim örüntülerinineşleştiğiningözlenmesi,buhaylisimetriközelliğiyansıtıyordu.Süper-simetriksicimkuramı-yanisüpersicim kuramı- doğmuştu. Dahası Gliozzi, Scherk ve Olive'in yaptığı çalışmaların çokönemli bir sonucu daha olmuştu: Bozonik sicimdeki sorun yaratan takiyon örüntüsününsüpersicimi etkilemediğini göstermişlerdi. Sicim bulmacasının parçaları yavaş yavaş yerineoturuyordu.

Bununla beraber Ramond'un ve onun yanı sıra Neveu ile Schvvarz'ın çalışmalarınınbaşlangıçtayarattığıbüyüketkiaslındasicimkuramındaolmamıştı.1973'egelindiğinde,fizikçiJulianWess ileBrunoZumino, süpersimetrinin -sicim kuramının yeniden formüle edilmesindendoğanyenisimetri-noktaparçacıklaradayalıkuramlarabileuygulanabildiğinigörmüşlerdi. İkili,süpersimetriyi nokta parçacıklara dayalı kuantum alan kuramına dahil etme yolunda önemliadımlar attı. O tarihlerde, kuantum alan kuramı parçacık fiziği konusunda çalışan fizikçilerarasındaençokrağbetgörenkonuolduğuiçinde-sicimkuramıgiderekkenardakalanbirkonuhaline gelmişti- Wess ile Zumino nun getirdiği yeni kavrayışlar, daha sonraları süpersimetrikkuantumalankuramıdenecekolanalandaçok fazlasayıdaaraştırmabaşlatılmasınayolaçtı.Biraz önce tartışmış olduğumuz süpersimetrik standartmodel, bu araştırmalardanelde edilenenbüyükkuramsalbaşarılardanbiriydi.Bugünartık,tarihinçeşitlicilvelerindensonra,bunoktaparçacıkkuramınınbilesicimkuramınaçokşeyborçluolduğunugörüyoruz.

1980'lerinortalarındasüpersicimkuramınınyenidencanlanmasıylabirlikte,süpersimetrideilkkeşfi bağlamında yeniden doğdu. Bu çerçevede, süpersimetri savunusu, önceki bölümdesunduğumuzundaötesinegeçer.Genelgörelilik ilekuantummekaniğinibirleştirmeninbildiğimiztek yolu sicim kuramıdır. Fakat sicim kuramının da sadece süpersimetrik versiyonu, tehlikelitakiyon sorunundan kaçınmamızı sağlayan ve etrafımızdaki dünyayı oluşturan maddeparçacıklarını açıklayan fermiyonik titreşim örüntülerine sahip olan kuramdır. Dolayısıylasüpersimetri,sicimkuramınınkütleçekimininkuantumkuramınailişkinönerisivebütünkuvvetlerile bütün maddeyi birleştirme yönündeki büyük iddiasıyla el ele gider. Eğer sicim kuramıdoğruysa,fizikçilersüpersimetrinindedoğruolmasınıbekler.

Ancak 1980'lerin ortalarına kadar, özellikle sıkıntı verici bir konu süpersimetrik sicimkuramınınbaşınabelaolmuştur.

ZenginlikBaşaBela

Biri gelip de size Amelia Earhart'ın akıbetinin gizemini çözdüğünü söylerse, başta kuşkuyakapılabilirsiniz, fakatbelgeleredayanan,üzerindeadamakıllıdüşünülmüşbiraçıklamasıvarsa,

Page 123: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

muhtemelenonudinlersiniz,kimbilirbelkiiknabileolursunuz.Pekiyahemenarkasından,aslındaikincibiraçıklamasıdahaolduğunusöylerse?Sabırladinlersinizvebuaçıklamanındatıpkı ilkigibibelgeleredayandığını,iyicetartılmışolduğunugörmeksizişaşırtır.İkinciaçıklamabittiktensonra, üçüncü, dördüncü ve hatta beşinci bir açıklama daha gelir; hepsi de birbirinden farklı,ama aynı ölçüde ikna edicidir. Hiç kuşku yok ki, bütün bunların ardından, Amelia Earhart'ıngerçekakıbetini ilkbaştaolduğundandaha iyibildiğinizidüşünmezsiniz.Temelaçıklamalarsözkonusuolduğunda,"dahaçok"kesinlikle"dahaaz"demektir.

1985'egelindiğinde, sicimkuramı -yarattığıhaklı heyecanbir tarafa-bizimşu fazlagayretliEarhart uzmanını andırmaya başlamıştı. Bunun sebebi de fizikçilerin 1985'te, artık sicimkuramının yapısının anaunsurlarındanbiri halinegelmiş süpersimetrinin, kuramabir değilbeşfarklı biçimde dahil edilebileceğini fark etmiş olmasıydı. Yöntemlerin her biri, bozonik vefermiyonik titreşimörüntülerieşleşmesiylesonuçlanır, fakatbueşleşmeninayrıntılarıveayrıcasonuçta ortaya çıkan kuramların çok sayıda başka özelliği ciddi farklılıklar gösterir. O kadarönemliolmasada,bufarklıbeşsüpersimetriksicimkuramınınadlarışöyledir:TipIkuramı,TipIIA kuramı, Tip IIB kuramı,Heterotik tip 0(32) kuramı veHeterotik tip EfpcEs kuramı. Sicimkuramınınbunoktayakadar tartıştığımızbütünözellikleribukuramlarınherbiri içingeçerlidir;kuramlaryalnızcaincedetaylardafarklılıkgösterir.

HerŞeyinKuramısayılanbirkuramın-muhtemelennihaibileşikkuram-beşayrıversiyonununbulunması sicim kuramcıları için büyük bir sıkıntı kaynağıdır. Nasıl ki Amelia Earhart'a neolduğununtekbiraçıklamasıvarsa(bizbuaçıklamayıbulsakdabulmasakda),dünyanınnasılişlediğine dair en derin, en temel kavrayış için de aynısının geçerli olmasını bekleriz. Tek birevrendeyaşıyoruz,tekbiraçıklamaolmasınıbekliyoruz.

Busorununçözümyollarındanbiri,beşayrısüpersicimkuramıolsada,bunlardandördünündeney yoluyla elenmesi, böy-lece geriye doğru ve konuyla doğrudan ilgili tek bir açıklayıcıçerçeve kalmasının sağlanması olabilir. Fakat durum öyle bile olsa, o zaman diğer kuramlarneden var peki, sorusu içimizi kemirip duracak.Witten'ın alaycı sözleriyle "Beş kuramdan birievrenimizibetimliyorsa,diğerdörtdünyadakimyaşıyoracaba?"’Birfizikçininhayali,nihaicevaparayışınınbenzersiz,mutlakolarakkaçınılmazvetekbirsonucaulaşmasıdır, idealolanşudur:Nihai kuram -sicimkuramı yadabaşkabir kuram-başkabir olasılık olmadığı için, olduğugibiolmalıdır. Göreliliğin ve kuantum mekaniğinin temel bileşenlerini kapsayan, mantıksal olaraksağlam tek bir kuramolduğunu keşfedecek olsay-dik, birçok kişi, evrenin neden sahip olduğuözelliklere sahip ol duğuna dair en derin kavrayışa ulaştığımızı düşünürdü. Kısaca sı bu birbirleşik-kuramcennetiolurdu.

XII.Bölüm'degöreceğimizgibi,ensonaraştırmalar,beşayrıkuramınaslındabirtekveaynıkapsayıcı kuramı tanımlamanın beş ayrı yolu olduğunu göstermiş ve böylece dev bir adımatılmasını sağlayarak süpersicim kuramını bu birleşik ütopyaya biraz daha yaklaştırmıştır.Süpersicimkuramıbiricikliközelliğinesahiptir.

Her şey yerine oturuyor gibi görünüyor, fakat bir sonraki bölümde de tartışacağımız gibi,sicim kuramı aracılığıyla birleşme, geleneksel bilgiden önemli bir noktada daha ayrılmayıgerektirir.

Page 124: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

VIII.Bölüm

GözeGörünendenDahaFazlaBoyut

Einstein geçen yüzyılın en büyük bilimsel çatışmalarını önce özel, sonra da genel görelilikkuramıyla çözdü. Eintein'ın çalışmalarına konu olan problemler sonucun ne olacağına dairbaşlarda bir işaret vermemiş olsa da, bu çözümlerin her ikisi de uzay ve zamanı kavrayışbiçimimizitümüyledeğiştirdi.SicimkuramıisegeçenyüzyılınüçüncübüyükbilimselçatışmasınıEinstein'ınbileolağanüstübulabileceğibir tarzdaçözmekteveuzayvezamananlayışımızıbirkez daha radikal bir biçimde değerlendirmemizi gerektirmektedir. Sicim kuramımodern fiziğintemellerini öyle derinden sarsmaktadır ki, evrenimizde kaç sayıda boyut olduğuna dair genelkabuller -sorgulanmasını düşünemeyeceğiniz çok temel şeyler- bile kesin ve çarpıcı birbiçimindeyıkılmaktadır.

AlışıldıkOlanınYanıltıcılığı

Deneyimsezgiyibesler.Ancak,bundanfazlasınıdayapar:Deneyim,incelemeyaptığımızvealgılarımızıyorumladığımızçerçeveyibelirler.Sözgelimi,birkurtsürüsününyetiştirdiği"vahşibirçocuğun" dünyayı sizinkinden epeyce farklı bir bakış açısından yorumlamasını beklersinizkuşkusuz. Bu kadar aşırıya kaçmayan kıyaslamalara gidip farklı kültürel gelenekler içindeyetiştirilmişinsanlarıkarşılaştırdığımızdada,butürkıyaslamalarındeneyimlerimizinyorumlamaçerçevemizinederecedebelirlediğinivurgulamayayaradığınıgörürüz.

Gelgelelim,hepimizindeneyimlediğibelirlişeylervardır.Saptamasıvekarşıçıkılmasıenzorolan da, bu genel deneyimlerden kaynaklanan inanç ve beklentilerdir genellikle. Basit fakatsağlambirörnekolarakşunuverebiliriz:Bukitabıelinizdenbırakacakolduğunuzda,bağımsızüçdoğrultuda, yani birbirinden bağımsız, uzamsal üç boyutta hareket edebilirsiniz. İzlediğiniz heryol ne kadar karmaşık olursa olsun, zorunlu olarak "sol-sağ boyutu", "ileri-geri boyutu" ve"yukarı-aşağı boyutu" diyebileceğimiz üç boyutta yapılan hareketlerin bir birleşimidir. Attığınızheradımda,buüçboyuttaneşekildehareketedeceğinizibelirleyenüçayrı tercihtebulunmuşolursunuz.

Özel görelilik kuramını ele alırken karşımıza çıkan, buna eşdeğer bir ifade ise şuydu:Evrendeheryer,sözkonusuyerneresiysebuuzamsalüçboyutaçısından,üçayrıveriyletamolarak belirlenebilir. Daha aşina bir dil kullanırsak, bir kentte bir adresi, cadde ismi ("sol-sağboyutu"ndakiyer),ocaddeyikesenbirsokakyadabulvarismi("ileri-geriboyutu"ndakiyer)vebir kat numarası ("yukarı-aşağı boyutu'ndaki yer) vererek tarif edebilirsiniz. Dahamodern birbakış açısıyla, Einstein'ın çalışmasının bizi, zamanı ayrı bir boyut olarak ("gelecek-geçmişboyutu")düşünmeyeteşvikettiğini,böylecetoplamdörtboyutasahipolduğumuzu(üçuzamvebir de zaman boyutu) gördük. Evrendeki olayları nerede ve ne zaman meydana geldiklerinibelirterektanımlarsınız.

Evreninbu yönüo kadar temel, o kadar tutarlı veöylesinederinlere işlemişbir özelliktir ki,gerçektende sorgulanamazgörünür.Fakat 1919'da,KönigsbergÜniversitesi'nden, az tanınanPolonyalI matematikçi Theodor Kaluza, aşikâr olana meydan okuma cesaretini gösterdi veevrenin aslında uzamsal üç boyuta değil, daha fazlasına sahip olabileceğini ileri sürdü. Kimi

Page 125: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

zaman, kulağa aptalca gelen öneriler kuşku götürmez bir biçimde aptalcadır. Kimi zaman dafiziği temelden sarsarlar.Düşünülüp tartılması biraz zaman aldıysa da, Kaluza'nın önerisi fizikyasalarını formüleetmebiçimimizdebirdevrimyaratmıştır.Onunşaşırtıcıderecedeönseziyledolubugörüşününartçısarsıntılarınıyaşıyoruzhâlâ.

Kaluza'nınFikriveKlein'ınBuFikriGeliştirmesi

Evrenimizinüçtenfazlauzamsalboyutasahipolabileceğifikri,pekâlâkulağabudalaca,tuhafya da mistik gelebilir. Oysa, gerçekte somut ve son derece aklayatkın bir iddiadır bu. Bunugörebilmekiçinbirsüreliğinegözümüzüevrendençeviripdahabildikbirnesneyi,örneğinuzunveincebirbahçehortumunudüşünelim.

Aşağıyukarıyüzmetreuzunluğundakibubahçehortumubirvadininüzerinegerilmişolsun,sizdebubahçehortumunuŞekil8.1 (a)'dagösterildiğigibi,yaklaşık500mötedengörüyorsunuzdiyelim. Bu mesafeden, açılmış hortumun uzun, yatay yayılımını kolayca algılarsınız, fakatgözlerinizkeskindeğilse,hortumunkalınlığını seçmeniz zor olacaktır.Bir karıncabuhortumunüzerinde yaşamaya mahküm edilmiş olsaydı, uzaktaki bakış noktanızdan, karıncanınyürüyebileceği bir boyut bulunduğunu düşünürdünüz: Hortum boyunca uzanan sol-sağ boyutu.Biri size karıncanın belli bir anda nerede olduğunu sorsaydı, ona feirveri sunma gereğigörürdünüz:Karıncanınhortumunsol (yadasağ)ucunauzaklığı.Sonuçolarak,500mötedenuzunbirbahçehortumu,tekboyutlubirnesnegibigörünür.

Şekil8.1(a)Epeyuzakbirmesafedengörülenbirbahçehortumu,tekboyutlubirnesnegibigörünür,(b)Bugörünümbüyültüldüğünde,birdaireşeklindehortumunçevresinisaran

ikincibirboyutgörünürhalegelir.

Oysa gerçekte, hortumun bir kalınlığı olduğunu biliriz. Bunu 500 m öteden seçmektezorlanabilirsiniz, ama bir dürbünle hortuma odaklandığınızda. Şekil 8.1 (b)'de olduğu gibi,çevresinidoğrudangörebilirsiniz.Büyültülmüşgörüntüde,hortumunüzerindeyaşayankarıncanınaslında,yürüyebileceğibirbirindenayrıikidoğrultuolduğunugörürsünüz:Dahaöncebelirttiğimizgibi hortum boyunca uzanan sol-sağ boyutu ve hortumun dairesel kesitindeki "saat yönü-saatyönünün tersi boyutu." Belli bir anda küçük karıncanın nerede olduğunu belirleyebilmemiz için,aslında iki veri sunmamız gerektiğini görüyoruz artık: Karıncanın hortumun boyu üzerindenerede olduğu ve dairesel çevresi üzerinde nerede olduğu. Bu, bahçe hortumunun yüzeyinin

Page 126: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

ikiboyutluolduğunugösterir.

Yine de bu iki boyut arasında açık bir farklılık vardır. Hortumun boyuna ait doğrultu uzun,uzamış ve kolayca görülebilirdir. Hortumun kalınlığını çevreleyen doğrultu kısa, "kıvrılmış" vegörülmesi zordur. Dairesel boyutunu fark etmek için hortumu çok daha fazla bir netlikleincelememizgerekir.

Bu örnek, uzamsal boyutların anlaşılması zor, önemli bir özelliğinin altını çiziyor: Uzamsalboyutlarikiçeşittir.Geniş,uzamışvedolayısıyladoğrudangörülebilmeözelliğinesahipolabilirlerya da küçük, kıvrılmış olup fark edilmesi daha zor olabilirler. Elbette, bu örnekte hortumunkalınlığını çevreleyen "kıvrılmış" boyutu ortaya çıkarmak için çok da büyük bir çabaharcamamızgerekmiyor.Birdürbünkullanmamızyeter.Gelgeldim,sözkonusuçokince,birsaçteliyadakılcaldamarkadarincebirbahçehortumuolsaydı,kıvrılmışboyututespitetmekçokdahazorolurdu.

Kaluza, 1919' d a Einstein'a gönderdiği bir çalışmada şaşırtıcı bir iddiada bulunuyordu.Evrenin uzamsal dokusunun, ortak deneyimimiz olan üç boyuttan daha fazlasına sahipolabileceğini ileri sürüyordu. Onu böyle radikal bir tez ileri sürmeye iten şey, kısacatartışacağımız gibi, tezinin, Einstein'ın genel görelilik kuramıyla Maxwell'in elektromanyetikkuramınıtekbirbirleşikkavramsalçerçevedebirarayagetirmeyeyönelik,zarifveiknaedicibirçerçeve sunduğunu fark etmiş olmasıydı. Fakat öncelikle şunu soralım: Bu iddia, açık birşekildeuzamsalüçboyutgördüğümüzgerçeğiylenasılbağdaştırılabilir?

Kaluza'nınçalışmasındaörtülüşekildebulunan,sonra ise İsveçlimatematikçiOskarKlein'ın1926'daaçıkhalegetiripgeliştirdiğicevap,evrenimizinuzamsaldokusununhemuzamışhemde kıvrılan boyuüara sahip olabileceğidir. Yani, tıpkı bahçe hortumunun yatay yayılımı gibi,evrenimizdegeniş, uzamış ve kolaycagörünebilenboyutlara sahiptir.Ortakdeneyimimizolanuzamsal üç boyuttur bunlar. Fakat tıpkı bahçe hortumunun dairesel çevresi gibi, evrenin çokküçükbiruzamda,en inceliklideneyselcihazlarımızlabile tespitedilemeyecekkadarküçükbiruzamdasıkıcakıvrılmışbaşkauzamsalboyutlarıdaolabilir.

Bu olağanüstü önerinin daha net bir resmini çıkarmak için, bahçe hortumunu yenidendüşünelim.Flörtümünçevresininçokyakınaralıklısiyahhalkalarlaboyalıolduğunugözümüzdecanlandıralım. Daha önce olduğu gibi, bahçe hortumu ince, tek boyutlu bir çizgi gibi görünür.Ancak,dürbünlebaktığınızdakıvrılmışboyutu,boyamaişlemindensonraçokdahakolaytespitedebilirsiniz ve Şekil 8.2'dekine benzer bir görüntüyü görürsünüz. Bu şekil, bahçe hortumununyüzeyinin ikiboyutlu olduğunu göstermektedir; biri geniş, uzamış boyuttur, diğeri ise ince,daireselboyut.Kaluza ileKlein,uzamsalevrenimizindebunabenzediğini, fakatüç tanegeniş,uzamış boyutla, bir tane ince, dairesel boyut olmak üzere toplam dört uzamsal boyuta sahipolduğunuilerisürdü.Böylebirçokboyutasahipbirşeyçizmekzordur,buyüzdengörselleştirmeamacıyla iki geniş boyutu ve ince, dairesel bir boyutu birleştiren bir çizimle idare etmemizgerekiyor. Bunu Şekil 8.3'te, uzayın dokusunu, bahçe hortumunun yüzeyine dürbünleodaklanmamızaçokbenzerbirbiçimdegösterdik.

Şekildeenalttayeralangörüntü,uzayın -etrafımızdakisıradandünyanın-görünenyapısınımetregibi,aşinaolduğumuzmesafeölçeklerindegöstermektedir.Bumesafelerbirbirinikesen,engenişçizgikümesiylegösterilmiştir.Sonrakigörüntülerdedikkatimizi,kolaycagörülebilmeleriiçin aşama aşama büyültülen daha küçük bölgelere odaklayarak uzayın dokusuna yakından

Page 127: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

bakıyoruz. Başta, uzayın dokusunu kısa mesafe ölçeklerinde incelediğimizde, fazla bir şeygerçekleşmez; büyültme işleminin ilk üç aşamasında gördüğümüz gibi, daha geniş ölçeklerdesahipolduğutemelbiçimikoruyorgibigörünmektedir.FakatŞekil8.3'tekibüyültmenindördüncüaşamasındakigibiuzayıenayrıntılışekildeinceleyerekyolculuğumuzusürdürdüğümüzdesıkıcadokunmuş bir halıyı oluşturan dairesel ilmeklere çok benzer, yeni, kıvrımlı, dairesel bir boyutgözlegörünürhalegelir.KaluzaileKlein,budaireselboyutun,tıpkıbahçehortumunundaireselçevresinin, açılmış yatay yayılımının her noktasında bulunmasında olduğu gibi, uzamışboyutlarınher noktasında var olduğunu ileri sürüyordu. (Görsel açıklık sağlamak için, uzamışboyutlarda dairesel boyutun düzenli aralıklarla nasıl yer alacağını gösteren bir örnek çizdiksadece.) Kaluza ile Klein'ın, uzamsal dokunun ince yapısını görme biçimlerini. Şekil 8.4'tegösterdik.

Şekil8.2Bahçehortumununyüzeyiikiboyutludur.Boyutlardandüzoklagösterileni(yatayyayılımı)uzunveuzamıştır;daireseloklagösterilendiğerboyutise(daireselçevresi)kısave

kıvrılmıştır.

Page 128: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Şekil8.3Şekil5.1'deolduğugibi,birbiriniizleyenherkademe,biröncekikademedegösterilenuzamsaldokunundevasaboyutlardabüyültülmüşhalinitemsiletmektedir.

Büyültmenindördüncüaşamasındagördüğümüzgibi,bugünekadardoğrudangözlenememişolmalarısonucunudoğuracakkadarküçükbiruzaydakıvrılmışolmalarıkoşuluyla,

evrenimizdebaşkaboyutlardaolabilir.

Bazı önemli farklılıklar bulunmasına rağmen, bahçehortumuyla aradaki benzerlik ortadadır.Evren burada yalnızca ikisini çizdiğimiz üç uzamsal boyuta sahiptir. Bir karşılaştırma yapmakgerekirse, bir bahçe hortumunun, örneğin, tek bir boyutu vardır. Daha da önemlisi, böylecebetimlemekte olduğumuz şey, bahçe hortumu türünden evrenin içerisinde var olan bir nesnedeğil, evreninmekânsal dokusunun ta kendisidir. Fakat temel fikir aynıdır: Bahçe hortumunundairesel çevresinde olduğu gibi, evrenin kıvrılmış, dairesel boyutu son derece inceyse, buboyutubelirlemek,görebildiğimiz, geniş veuzamışboyutları belirlemektendahazordur.Aslınabakarsanız, boyutları yeteri kadar küçükse eğer, bu dairesel boyut en güçlü büyültmecihazlarımızlabiletespitedilemeyecektir.Enönemlisi,daireselboyut,buresmininanmanızayolaçabileceği gibi, uzamış o bildiğimiz boyutlar içinde dairesel bir tümsekten ibaret değildir.Daireselboyutdahaçok,yenibirboyuttur,bildiğimizuzamışboyutlarınhernoktasındavarolanbir boyuttur; tıpkı, yukarı-aşağı, sol-sağ ve geri-ileri boyutlarının her noktada var olmasındaolduğu gibi. Yeterince küçük olsa bir karıncanın hareket edebileceği yeni ve bağımsız birdoğrultudur bu. Mikrodünyaya ait böylesine bir karıncanın uzamsal konumunu belirleyebilmek

Page 129: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

için, bildiğimiz (birbirini kesen çizgilerle temsil edilen) uzamış boyutların her birinde neredeolduğunuveayrıcadaireselboyuttaneredeolduğunusöylememizgerekirdi.Budurumda,uzaylailgilidört tanebilgiye ihtiyacımızolurduvebunlarazamanıdaeklersek,uzay-zamanadairbeştanebilgiolurduelimizde;yaninormaldeolmasınıbekleyeceğimizdenbirfazla.

Şekil8.4Birbirinikesençizgiler,ortakdeneyimimizolanuzamışboyutlarıtemsileder,dairelerise,yeni,ince,kıvrılmışboyutu.Birhalıyıoluşturandaireselilmeklergibi,budairelerbildiğimizuzamışboyutlarınhernoktasındavardır;amagörselaçıklıksağlamakadınabunları

çizgilerinkesişmenoktalarınayayılmışbirhaldeçizdik.

Böylece biraz şaşırtıcı bir biçimde, uzamış özellikte sadece uzamsal üç boyutun farkındaolsakda,KaluzaileKlein'ınakılyürütmesi,budurumun,kıvrılmışbaşkaboyutlarınvarlığını,enazından çok küçük olmaları koşuluyla engellemediğini göstermektedir. Evren pekâlâ gözlegörünendençokdahafazlaboyutasahipolabilir.

"Küçük"nekadarküçüktür?Enson teknolojininürünücihazlarımız,metreninmilyardabirininmilyarda biri küçüklüğündeki yapıları tespit edebilmektedir. Bir fazladan boyut, bu küçükmesafeden çok daha küçük bir boyutta kıvrılabiliyorsa eğer, tespit edemeyeceğimiz kadarküçüktür. 1926'da Klein, Kaluza'nın başta ortaya attığı iddiayı, kuantum mekaniği alanındaortaya çıkmakta olan bazı fikirlerle birleştirdi. Klein'ın hesaplan ek dairesel boyutun Planckuzunluğu kadar kısa, yani deneysel olarak erişebileceğimizden çok daha kısa olabileceğinigösteriyordu. O zamandan beri fizikçiler, uzayda ek ince boyutların bulunması olasılığına,Kaluza-Kleinkuramıdemişlerdir.

BirBahçeHortumuÜzerindeGidişlerveGelişler

SomutbahçehortumuörneğiveŞekil8.3'tekiçizim,evrenimizinekuzamsalboyutlarasahipolmasının nasıl mümkün olduğuyla ilgili bir fikir vermeyi amaçlamaktadır. Fakat bu alandaçalışan araştırmacılar için bile, uzamsal üç boyuttan daha fazla boyuta sahip bir evrenintasavvuru hayli zordur. Bu yüzden fizikçiler -Edwin Abbott'ın 1884 tarihli, yalın bir dile sahipbüyüleyiciklasiğiFladandm(AçıklamalıDüzülke*) izindengiderek-dahaazsayıdaboyutolanhayali bir evrende yaşıyor olsaydık ve yavaş yavaş içinde bulunduğumuz evrenin, bilincindeolduğumuzdan daha fazla sayıda boyuta sahip olduğunu fark etseydik, yaşamın nasıl olacağıüzerinekafayoraraksezgilerinikeskinleştirmeyeçalışırlar.Gelin,bizimbahçehortumuşeklindeikiboyutlu bir evren hayal ederek bunu deneyelim. Bunu yapabilmek, bahçe hortumunuevrenimizde bir nesne olarak gören "dışarıdan" bakışı bir kenara bırakmanızı gerektirir.Bildiğimiz haliyle dünyayı geride bırakmalı ve sonsuz bir uzunluğu olduğunu düşünebileceğiniz

Page 130: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

çokuzunbirbahçehortumunun,uzamsalyayılımolarakvarolanherşeyolduğuyenibirBahçeHortumu evrene girmelisiniz. Farz edin ki bu evrenin yüzeyinde yaşayan küçücük birkarıncasınız.

Şimdi gelin, biraz daha aşırı uçlara yönelelim. Bahçe Hortumu evrenin dairesel boyutuzunluğununçok kısaolduğunudüşünelim; öyle kısa ki, sizle birliktediğerHortumsakinleri buboyutunfarkındadeğilsinizbile.SizveHortumevrenindeyaşayandiğerherkesyaşamın temelbir gerçeğini sorgulanamayacak ölçüde aşikâr kabul ediyorsunuz: Evrende tek bir uzamsalboyut vardır. (Bahçe Hortumu evren kendi karınca-Einstein'ını çıkarmış olsaydı, Hortumsakinleri evrenin bir uzamsal ve bir de zaman boyutu olduğunu söyleyeceklerdi.) Aslında, buözellikokadaraçık,öylesorgulanamazdırki,Hortumsakinleri,uzamsaltekbirboyutuolduğunuaçıkçabelirterek,yurtlarınaÇizgiülkedemişlerdir.

Çizgiülke'de yaşam, bildiğimiz yaşamdan çok farklıdır. Örneğin, aşina olduğunuz vücutÇizgiülke'ye uyamaz. Vücudunuzu yeniden şekillendirmek için ne kadar çaba harcarsanızharcayın, kesinlikle sahip olamayacağınız bir şey vardır. Uzunluk, genişlik ve yükseklikle üçboyuttauzamsalolarakyerkaplayamazsınız.Çizgiülke'deböylemüsrifbirtasarımayeryoktur.Unutmayın, zihninizdeki Çizgiülke imgesi, bizim evrenimizde var olan uzun, iplik benzeri birnesneyebağlıolsadahâlâ,Çizgiülke'yigerçektenbirevrenolarak,yanivarolanherşeyolarakdüşünmenizgerekiyor.Çizgiülke'ninbirsakiniolarak,buevreneuzamsalyayıhmıiçindeuymanızgerekiyor.Gözünüzdecanlandırmayaçalışın.Bir karıncanın vücudunualsanızdahi, buevreneuymayacaksınızdır. Karınca vücudunuzu, daha çok bir kurtçuğa benzeyinceye deksıkıştırmalısınız, sonra hiç kalınlığınız kalmayıncaya dek biraz daha sıkıştırmalısınız.Çizgiülke'yeuyabilmekiçinyalnızcauzunluğasahipbirvarlıkolmalısınız.

Biraz daha ileri gidip, vücudunuzun her iki ucunda bir gözünüz olduğunu düşünün şimdi de.Dönerek üç boyutta da bakabilen insan gözlerinizden farklı biçimde, bir Çizgivarlık olarakgözlerinizebediyenkonumakilitlikalacak, ikisidetekboyutlumesafeyebakıyorolacaktır.Yenivücudunuza özgü, anatomik bir sınırlılık değildir bu. Siz de diğer tüm Çizgi varlıklar daÇizgiülke'de tek bir boyut olduğundan, gözlerinizin bakabileceği başka bir doğrultu olmadığınıbilmektesinizdir.İlerivegeri,Çizgiülke'ninyayılımımsınırlar.

Çizgiülke'dekiyaşamıgözümüzdecanlandırmadabirazdaha ilerigitmeyideneyebiliriz, fakatbunu deneyince hemen fark ederiz ki, bundan daha ötesi söz konusu değildir. Örneğin,yanınızdabaşkabirÇizgivarlıkbulunuyorsa,sizenasılgörüneceğinidüşünmeyeçalışalım:Onungözlerinden birini, yani size bakan gözünü göreceksinizdir, ama insanlardaki gözlerden farklıolarak,onunkilertekbirnoktacıktanibaretolacaktır.Çizgiülke'dekigözlerinhiçbirözelliğiyoktur,hiçbir duygu yansıtmazlar; bildiğimiz bu özelliklere yer yoktur, o kadar. Dahası, komşunuzungözününnoktayabenzerbugörüntüsünetakılıpkalacaksınızdırebediyen.Onuaşıpvücudununöte yanında kalan Çizgiülkeyi keşfe çıkmak isteyecek olsanız, büyük bir hayalkırıklığmauğrayacaksınız demektir.Onu aşamazsınız. Tümüyle "yolu kapatmıştır" ve Çizgiülke'de onunetrafını dolaşmanızı sağlayacak bir yer yoktur. Çizgiülke uzamına yayıldıkları haliyleÇizgivarlıklarındüzenisabitvedeğişmezdir.Nesıkıcı!

Çizgiülke'de yüce bir varlığın görünmesini izleyen birkaç bin yılın ardından, KaluzaK.Çizgiadında bir Çizgivarhk, ezilmiş Çizgisakinlerine bir umut sunar. Artık, kutsal bir esinle ya dakomşusunun nokta gözüne bakıp durmaktan büsbütün usandığından, Çizgiülke'nin tek boyutlu

Page 131: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

olmayabileceğini ilerisürer.YaÇizgiülke,aslındaikiboyutluysa, ikinciuzayboyutu,uzamdaçokince biryayılımı olduğu için henüz doğrudan tespit edilememiş çok küçük bir daireseldoğrultuysa,diyekuramlaştınriddiasını.Yepyenibiryaşamınresminiçizmeyegirişmektedir.Bukıvrılmış uzay doğrultusu boyut olarak bir genişlese! Meslektaşı Çizgistein'ın yaptığı sonçalışmalarabakılırsaenazındanmümkünolanbirşeydirdebu.KaluzaK.Çizgi,sizivebütünÇizgiülke sakinlerini hayrete düşüren ve onlara ümit veren bir evren betimlemektedir.Çizgivarlıkların ikinci boyutu kullanarak birbirlerini serbestçe aşabilecekleri bir evrendir bu:Uzamsal esaretin sonu. Böylece, Kaluza K. Çizgi'nin, "kalınlaştırılmış" bir Bahçe Hortumuevrenindekiyaşamıbetimlediğininfarkınavarıyoruz.

Aslına bakarsanız dairesel boyut büyüyüp Çizgiülkeyi "şişirerek" Bahçe Hortumu evrenineçevirecek olsaydı, yaşamınız ciddi değişikliklere uğrardı. Vücudunuzu ele alın, söz gelimi. BirÇizgivarlık olarak, iki gözünüzün arasındaki her şey vücudunuzun içini oluştururdu. Dolayısıylasıradan insanvücudunuzdaderiniznasıl bir rol oynuyorsa,gözlerinizdeçizgivücudunuzdaöylebir rol oynar. Çizgiülke'de gözleriniz, vücudunuzun içiyle dış dünya arasındaki engeli oluşturur.Çizgiülke'debirdoktor,çizgivücudunuzuniçkısmına,ancakveancakyüzeyinidelerekulaşabilir,başkabirdeyişleÇizgiülke'de"ameliyat"gözlerüzerindengerçekleştirilir.

Peki, şimdi de Çizgiülke, Kaluza K. Çizgi'nin ileri sürdüğü tarzda, gizli, kıvrılmış bir boyutasahip olsaydı ve bu boyut genişleyip görülebilecek bir büyüklüğe ulaşsaydı ne olurdu, birdüşünelim. Böylece bir Çizgivarhk, vücudunuza bir açıyla bakabilir ve içini de doğrudangörebilirdi. Şekil 8.5'te gösterdiğimiz gibi. Bir doktor, bu ikinci boyutu kullanarak, açıkta olaniçinize ulaşabilir, vücudunuzu ameliyat edebilirdi. Ne garip! Çizgivarlıklar zamanla, vücutlarınınyenicedışaaçılmış içkısımlarınıdışdünyayla temastankorumak için,şüphesizderiyebenzerbir kalkan geliştireceklerdir.Dahası, uzunluk yanı sıra genişliği olan varlıklara dönüşeceklerdirkuşkusuz:İkiboyutluBahçeHortumuevrende.Şekil8.6'dagörüldüğüşekildekayargibihareketeden düz varlıklar. Dairesel boyut çok büyüyecek olsaydı, bu ikiboyutlu evren Abbott'ınDüzülke'sine çok benzer bir hal alacaktı (Abbott, Düzülke'yi zengin bir kültürel mirasa, hattahicivlibirdilkullanarak,kişiningeometrikşeklinedayalıbirkastsisteminesahipbirevrenolaraktasviretmişti.)Düzülke'deilginçşeylerolupbittiğinihayaletmekzorsada-açıkçaböyleşeylereyer yoktur- Bahçe Hortumu'nda yaşam olasılıklarla doludur. Tek olandan, gözlemlenebilirgenişliğiolanikiuzayboyutunaevrimçarpıcıdır.

Şekil8.5ÇizgiülkegenişleyipBahçeHortumuevrenolduğunda,birÇizgivarlıkdiğerininvücudununiçinidoğrudangörebilir.

Page 132: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Şekil8.6BahçeHortumuevrendeyaşayandüz,ikiboyutluvarlıklar.

Şimdi,nakaratımızageçebiliriz:Nedenbunoktadadurulsunki?ikiboyutluevreninkıvrılmışbirboyutuolabilir,dolayısıylabuevrenbilmediğimizüçüncübirboyutasahipolabilir.Şimdi,uzamışiki tane uzay boyutu bulunduğunu hayal ettiğimizi unutmamak koşuluyla, bunu Şekil 8.4'legösterebiliriz (bu şekli ilk çizdiğimizde, kesişen düz çizgilerin uzamış üç boyutu temsil ettiğinidüşünüyorduk). Dairesel boyut genişlerse, ikiboyutlu bir varlık kendini, hareketin uzamışboyutlarda sol-sağ ve ileri-geri olarak sınırlı olmadığı, yepyeni bir dünyada bulacaktır. Budurumda,bir varlıküçüncübir boyuttadahareketedebilecektir.Daireboyunca "yukarı-aşağı"doğrultusunda.Aslına bakarsanız, dairesel boyut daha da genişleyecek olsaydı, burasıbizimüçboyutlu evrenimiz olurdu. Şimdilik uzamsal üç boyutumuzdan birinin, dışa doğru ebediyenuzayıpuzamadığınıyadaaslındadevasabirdaireşeklinde,engüçlüteleskoplarımızıneriminindışında kendi üstüne kıvrılıp kıvrılmadığını bilemiyoruz.Şekil 8.4'teki dairesel boyut yeterincebüyürse -milyarlarca ışıkyılıbüyüklüğüneulaşırsa-buşekilpekâlâbizimdünyamızınbirçizimiolabilir.

Ancak,nakaratımızıyinelemekdurumundayız:Nedenbunoktadadurulsunki?Bu,biziKaluzaile Klein'ın imgelemine götürüyor, yani üçboyutlu evrenimizin önceden bilinmeyen, kıvrılmış birdördüncü uzamsal boyutunun olabileceği fikrine. Eğer bu çarpıcı olasılık ya da bu olasılığın,ileride kısaca ele alacağımız sayılamayacak kadar çok sayıda kıvrılmış boyuta genellenmesidoğruysavebukıvrılmışboyutlar,makroboyutlardagenişleyecekolursa,elealdığımızdahaazboyutlu örnekler bildiğimiz haliyle yaşamın muazzam derecede değişeceğini açıkça ortayakoyar.

Fakat şaşırtıcıdır ki, hep böyle kıvrılmış ve küçük kalacak olsalar dahi, kıvrılmış başkaboyutlarınvarolmasınınönemlianlamlarıvardır.

ÇokluBoyutlardaBirleşme

Kaluza'nın 1919'da ortaya attığı, evrenimizin doğrudan bildiğimizden daha fazla uzamsalboyuta sahip olabileceği iddiası başlı başına dikkat çekici bir olasılık olsa da, bu iddiayıgerçekten ilginç kılan başka bir şey vardır. Einstein, genel göreliliği uzamsal üç boyuta ve birzamanboyutunasahipaşinabirevrendekorunda formüleetmişti.Fakat,Einstein'ınkuramınınmatematikselformelliği,başkauzamsalboyutlarasahipbirevreniçinbenzerdenklemlerkalemealacakşekilde,oldukçadolaysızolarakgenişletilebilir.Kaluza,matematikselçözümlemesinibirfazladan boyut daha olduğuna dair "ılımlı" varsayım yönünde geliştirip, açık bir şekilde yenidenklemleritüretti.

Kaluza, yeniden ele alınan formülasyon çerçevesinde, bildiğimiz üç boyutla ilgili görünen

Page 133: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

denklemlerinaslındaEinstein'ın denklemlerinebenzerolduğunubuldu.Fakat fazladanbir uzayboyutu daha eklediğinden, Einstein'ın başta oluşturduğundan farklı denklemler de bulmuştu kibu,hiçşaşırtıcıdeğildir.Kaluza,buyeniboyutlailişkilendirilenekdenklemleriincelediktensonra,ortada hayret verici bir şey olduğunu fark etti. Ek denklemler, Maxwell'in 1880'lerdeelektromanyetikkuvvetibetimlerkenkalemealmışolduğudenklemlerdenbaşkabirşeydeğildi!Kaluza,başkabiruzayboyutudahaekleyerek,Einstein'ınkütleçekimikuramımMaxwell'in ışıkkuramıylabirleştirmişti.

Kaluza'nınbuönerisindenönce,kütleçekimi ileelektromanyetizmabirbiriyle ilgisiolmayan ikikuvvetolarakdüşünülüyordu; ikisiarasındabir ilişkiolabileceğinisöyleyenbir ipucudahiyoktu.Evrenimizin başka bir uzay boyutuna daha sahip olduğunu hayal etme yaratıcılığını gösterenKaluza, gerçekten derin bir bağlantının varlığını ileri sürüyordu. Kuramı, kütleçekiminin deelektromanyetizmanın da uzayın dokusundaki dalgacıklarla ilişkili olduğunu savunuyordu. Kütleçekimi, bildik üç boyuttaki dalgacıklarla taşınıyordu, elektromanyetizma ise yeni, kıvrılmışboyutuiçerendalgacıklarla.

Kaluza,çalışmasınıEinstein'agönderdi.Einsteinbaştaçalışmayıhayli ilginçbuldu.21Nisan1919'da Kaluza'ya yazdığı cevap mektubunda, "beş boyutlu [dört uzay, bir zaman boyutu]silindir bir dünya üzerinden" böyle bir birleşme sağlanabileceği fikrinin aklına hiç gelmediğinisöylüyordu, "ilk bakışta, fikrinizi çok beğendim," diye de ekliyordu. Fakat bir hafta sonraEinstein, Kaluza'ya bir mektup dahayazdı. Bu kez biraz şüpheliydi: "Çalışmanızı okudum vegerçekten de ilginç buldum. Buraya kadar çalışmanızda çürütülebilecek bir yan görmemeklebirlikte, ileri sürmüş olduğunuz savların yeterince ikna edici görünmediğini de itiraf etmekzorundayım."Fakatikiyılıaşkınbirsüresonra,14Ekim1921'de,EinsteinKaluza'yabirmektupdahayazdı.Kaluza'nınortayakoyduğuyeni yaklaşımı tamanlamıylasindirmeyevaktiolmuştu:"Kütleçekimiileelektriğinbirleşmesiyleilgilifikriniziyayınlamaktansizialıkoymamıbirkezdahadüşündüm...Dilerseniz,herşeyerağmençalışmanızıakademiyesunacağım."GeçolmuştuamaKaluza'nınçalışmasınaustanınonaymührüvurulmuştu.

Klein'ın katkılarıyla genişletilenKaluza'nın önerisi güzel bir fikir olsada, ayrıntılı çalışmalar,bunundeneyselverilerleciddibirçatışma içerisindeolduğunugösterdi.Elektronukuramadahiletme yönündeki en basit girişimlerde bile, elektronun kütlesi ile yükü arasındaki ilişkiye dairtahminler,ölçülendeğerlerindençokfarklısonuçlarveriyordu.Busorunuaşmanınaçıkbiryoluyokmuş gibi göründüğünden, Kaluza'nın fikrini dikkate alan fizikçilerin birçoğu konuya ilgileriniyitirdiler. Einstein ve diğerleri, kıvrılmış başka boyutların da var olabileceği olasılığı üzerineçalışmayı sürdürdüler, ama bu çaba kısa zamanda kuramsal fiziğin kıyısında kalan bir uğraşhalinegeldi.

Kaluza'nın fikri gerçekten zamanının çok ilerisindeydi. 1920'ler, mikrodünyanın temelyasalarını kavramakla ilgilenen kuramsal ve deneysel fizik çalışmalarının yoğunlaştığı birdöneminbaşlangıcıoldu.Kuantummekaniğininvekuantumalankuramınınyapısınıgeliştirmeyeçalışırken, kuramcıların önlerinde bir yığın iş bulunuyordu. Deneycilerin atomun ayrıntılıözelliklerini bilmelerinin yanında, önlerinde keşfedilecek başkabirçok temel bileşen duruyordu.Fizikçiler yarım asır boyunca çalışmalarını ileriye götürmeye çalışırlarken kuram deneylererehberlik etti. Deneyler ise kuramı daha rafine ve sonunda StandartMode1'i ortaya koyacakhalegetirdi.Buverimlivezorluzamanlarda,fazladanboyutlarınvarlığıyla ilgili tahminlerinepeygeriden gelmiş olması pek de şaşırtıcı değildir. Fizikçiler deneysel olarak test edilebilir

Page 134: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

tahminlere yol açan güçlü kuantum yöntemlerini kullanıyorlardı; en güçlü cihazlarla dahiincelenemeyecekkadarküçükölçeklerdebakıldığında,evreninaslındasonderecefarklıbiryerolabileceğiolasılığınapekilgiduyulmuyordu.

Fakat boğa piyasası er ya da geç heyecanını yitirir. 1960'ların sonları ile 1970'lerinbaşlarında Standart Mode1'in kuramsal yapısı oturmuş bulunuyordu. 1970'lerin sonları ile1980'lerin başlarında Standart Mode1'in birçok tahmini deneysel olarak doğrulanmıştı veparçacıkfizikçilerininçoğu,gerikalantahminlerindoğrulanmasınınanmeselesiolduğusonucunavarıyordu. Birkaç önemli ayrıntı çözümsüz kaldıysa da, birçokları, güçlü, zayıf veelektromanyetikkuvvetlerleilgilibaşlıcasorularıncevaplandığınıdüşünüyordu.

Sonunda soruların en büyüğüne, genel görelilik ile kuantummekaniği arasındaki esrarengizçatışmaya dönmenin vakti geldi. Doğadaki kuvvetlerin üçüyle bir kuantum kuramı geliştirmebaşarısı, fizikçileridördüncüyü,yanikütleçekiminide işedahiletmekonusundacesaretlendirdi.Sonunda hepsi başarısızlığa uğrayan çok sayıda fikri denemiş olan fizik camiasının zihniyetyapısı, nispeten radikal yaklaşımlara daha açık hale geldi. 1920'lerin sonlarında ölüme terkedilenKaluza-Kleinkuramıdayenidencanlandırıldı.

ModernKaluza-KleinKuramı

Kaluza'nın iddiasını ilkkezortayaatmasınınüstündengeçen60yıl içinde fizikanlayışıciddibiçimde değişmiş ve derinleşmişti. Kuantummekaniği tamamen açıklık kazanmış ve deneyselolarakdoğrulanmıştı.1920'lerdebilinmeyengüçlüvezayıfkuvvetlerkeşfedilmişvebüyükölçüdekavranmıştı. Bazı fizikçiler Kaluza'nın, bu diğer kuvvetleri bilmediği için, getirdiği ilk önerininbaşarısız olduğu, yine aynı sebepten uzayla ilgili yeni bakışında fazla tutucu bir tavırbenimsediğini ileri sürüyordu.Kuvvet sayısının daha fazla olması, daha fazla boyut bulunmasıgerektiğianlamınageliyordu.Birtekyenidaireselboyutun,genelgörelilikileelektromanyetizmaarasındakibağlantıyadairipuçlarınaişaretediyorolsada,yeterliolmadığısavunuluyordu.

1970'lerin ortalarına gelindiğinde, yoğun bir araştırma faaliyeti yürütülüyordu. Araştırmalarçok sayıda kıvrılmış uzamsal doğrultu içeren fazladan boyutlarla ilgili kuramlar üzerineyoğunlaşmıştı. Şekil 8.7'de, bir topun, yani bir kürenin yüzeyine kıvrılan iki fazladan boyutunvarlığınıgösterenbirörnekgörünüyor.Tekbirdaireselboyutörneğindeolduğugibi,bufazladanboyutlar da, bildik uzamış boyutların her noktasına eklenmektedir. (Görsel açıklık sağlamakamacıyla, küresel boyutların, uzamış boyutlardaki kesişme noktalarına düzenli aralıklarlayerleştirilmiş bir örneğini çizdik sadece.) Fazladan boyutlar için farklı bir sayı önermeninötesinde,buboyutlarbaşkaşekillerdededüşünülebilir.ÖrneğinŞekil8.8'deyine,bukezsimithalkasışeklinde,ekikiboyutundabulunmasıolasılığınıçizdik.Çizimbecerimizinsınırlarınıaşsada,üç,dört,beşveaslındaherhangibirsayıdauzamsalboyutunvarolduğuvebunlarınkıvrılıpgeniş bir ilginç şekiller yelpazesi oluşturduğu çok daha karmaşık olasılıklar hayal edilebilir.Temelkoşul,bütünbuboyutlarıninceleyebileceğimizenküçükölçektendahaküçükbiruzamsalyayılımasahipolmasıdır,çünküşimdiyekadarhiçbirdeneyvarlıklarınıortayakoymamıştır.

Page 135: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Şekil8.7Birküreşeklindekıvrılmışikifazladanboyut.

Şekil8.8Birlastikyadasimit(torus)şeklindekıvrılmışikifazladanboyut.

Fazladanboyutlarlailgiliönerilerarasındaenümitvericiolanlar,aynızamandasüpersimetriyide içeren önerilerdir. Fizikçiler, süpereş parçacıkların eşleşmesiyle ortaya çıkan, en ciddikuantum dalgalanmalarının kısmen birbirlerini iptal etmelerinin kütleçekimi kuramıyla kuantummekaniği arasındaki çatışmaların yumuşamasını sağlayacağını umuyorlardı. Kütle çekimi,fazladan boyutlar ve süpersimetri içeren kuramları betimlemek için çok boyutlusüperkütleçekimiisminiortayaattılar.

Kaluza'nın ilk girişiminde olduğu gibi, çok boyutlu süperkütleçekiminin çeşitli yorumları dabaşta hayli ümit verici görünüyordu. Fazladan boyutlardan kaynaklanan yeni denklemlerelektromanyetizmayı, güçlü ve zayıf kuvvetleri betimlerken kullanılan denklemleri andırıyorduçarpıcıbirbiçimde.Fakatayrıntılı incelemelerde,eskibilmecelerinvarlığınıkoruduğugörüldü.En önemlisi de, tehlikeli denecek kadar kısa mesafeli incelemelerde uzaydaki kuantumdalgalanmalarının süpersimetri sayesinde azaldığı görülüyordu, fakat anlamlı bir kuramagötürecek yeterlilikte değildi bu. Fizikçiler ayrıca, kuvvetler ve maddenin tüm özelliklerinibirleştiren,anlamlıveçokboyutlutekbirkurambulmaktazorlukçekiyorlardı.

Birleşikbir kuramınufak tefekparçalarının suyüzüneçıkmaktaolduğuyavaşyavaşaçıklıkkazanıyordu, fakat tüm bunları kuantum mekaniği açısından tutarlı bir biçimde birbirinebağlayacak kritik önemdebir unsur kayıptı. 1984'tebu kayıpunsur -sicimkuramı- çarpıcı birbiçimdehikâyeninparçasıveilgiodağıoldu.

DahaFazlaBoyutveSicimKuramı

Page 136: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Buraya dek, evrenimizin kıvrılmış fazladan uzamsal boyutlara sahip olabileceği konusundaiknaolmuşolmalısınız;kuşkusuz,yeterinceküçüklerseeğer,onlarıyoksaymamızıgerektirecekbirnedenyoktur.Fakataklınızabufazladanboyutlarınhayalgücününbirürünüolduğugelebilir.Metreninmilyardabirininmilyardabirindendahaküçükmesafeleriinceleyemiyor

oluşumuz, sadece ek küçük boyutların varlığı olasılığına değil, her tür tuhaf olasılığa da -örneğinminiminnacıkyeşilinsanlarınyaşadığımikroölçeklerdebiruygarlıkolasılığı-kapıaçar.Fazladan boyutların varlığıyla ilgili olasılık hiç kuşku yok ki, mikro ölçeklerde yeşil uygarlığınvarlığıylailgiliolasılığagöredahamakuldür,fakatdeneyselolaraksınanmamışbuolasılıklardanbiriniyadadiğerinivarsaymaedimi,aynıderecedeyapaygörünebilir.

Sicimkuramıöncesindedurumböyleydi. İştesize,çağdaşfiziğinkarşıkarşıyaolduğutemelikilemi -kuantum mekaniği ile genel görelilik arasındaki uyumsuzluğu- çözen ve doğanın tümtemelbileşenleriilekuvvetlerikavrayışımızıbirleştirenbirkuram.Fakatsicimkuramınınbunlarıgerçekleştirebilmesi için, evrenin fazladan boyutlara sahip olmasının zorunlu olduğuanlaşılmaktadır.

Bunun nedenine gelince: Kuantum mekaniğinin getirdiği başlıca kavrayışlardan biri, tahminetmegücümüzünesasen,şuşusonucunşuşuolasılıklagerçekleşeceği iddiasındabulunmaklasınırlı olduğudur. Einstein, bununmodern anlayışımızın nahoş bir yönü olduğunu düşünse de,tabi siz de ona katılabilirsiniz, bu kesinlikle bir olgu gibi görünüyor. Gelin, bunu kabul edelim.Biliyoruzkibirolayıngerçekleşmeolasılığı0 ile1arasındakisayılaryadayüzdeolarak ifadeedecek olursak, 0 ile 100 arasındaki sayılarla numaralandırılır. Fizikçiler, kuantum mekaniğikuramınıbelirli hesaplardakarmaşıklaştıranönemli bir göstergenin,bukabuledilebilir aralıktayer almayan "olasılıklar"ı sonuç vermesi olduğunu bulmuştur. Örneğin daha önce, nokta-parçacıkçerçevesindegenelgörelilikilekuantummekaniğiarasındakiyıpratıcıuyuşmazlığınbirişaretinin,hesaplardasonsuzsayıdaolasılıksonucualınmasıolduğunusöylemiştik.Yinedahaönceelealdığımızgibi, sicimkuramıbusonsuzluklarıdüzeltir.Fakathenüzbelirtmediğimizbirşey,geride,dahagiriftbirsorununhâlâvarlığınısürdürdüğüdür.Sicimkuramının ilkgünlerindefizikçiler, bazı hesapların negatif olasılıkları sonuç verdiğini buldular ki bu sonuçlar da kabuledilebiliraralıktayeralmaz.Buyüzdenilkbakışta,sicimkuramıkuantummekaniğineözgükendikaynarkazanındakaynıyorgörünmektedir.

Fizikçiler kararlılıkla,bukabuledilemezözelliğinnedeniniaraştırdılar vebir cevabaulaşıldı.Açıklamabasitbirgözlemlebaşlıyordu.Birsicimbirmasanınyadabahçehortumununyüzeyigibi ikiboyutlu bir yüzey üzerinde uzanmakla sınırlanırsa, titreşebileceği bağımsız doğrultularınsayısı ikiye iner: Yüzey üzerinde sağ-sol ve ileri-geri boyutu. Yüzeyde kalan her titreşimörüntüsü,buikiyöndekititreşimlerinbirbileşiminiiçerir.Bunauygunolarak,busöylediklerimizinDüzülke'de,BahçeHortumuevrendeyadaikiboyutlubaşkabirevrendebirsicimindetoplamdaikibağımsızuzamsaldoğrultudatitreşmeklesınırlıolduğuanlamınageleceğinigörmekteyizaynızamanda.Fakatbirsiciminyüzeydenayrılmasınaizinverilirse,bağımsıztitreşimdoğrultularınınsayısı da üçe çıkacaktır, çünkü bu durumda sicim yukarı-aşağı doğrultusunda dasalınabilecektir. Gözümüzde canlandırmak giderek zorlaşsa da, bu örüntü uzayıp gitmektedir:Daha çok sayıda uzamsal boyutlar içeren bir evrende sicimin titreşebileceği bağımsızdoğrultularınsayısıdaokadarfazladır.

Sicimlerin titreşimiyle ilgili bu olguyu özellikle vurguluyoruz, çünkü fizikçiler, sorun çıkaran

Page 137: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

hesapların bir sicimin titreşebileceği bağımsız doğrultuların sayısına son derece duyarlıolduğunubulmuşlardı.Negatifolasılıklar, kuramıngerektirdiğiylegerçekliğindayatırgöründüğüşey arasındaki bir uyumsuzluktan doğuyordu: Hesaplar, sicimler birbirinden bağımsız dokuzuzamsal doğrultuda titreşebilecek olsa, tüm negatif olasılıkların ortadan kalkacağınıgösteriyordu. Kuram açısından iyi bir şeydir bu, fakat gerisi? Sicim kuramının dünyamızıuzamsalüçboyutlaaçıklamasıbekleniyorsa,başımızhâlâderttedemektir.

Ama,acababöylemidir?Yarımyüzyıldandahaeskibiryoluizlediğimizde,KaluzaileKlein'ınbirgedikaçtığınıgörüyoruz.

Sicimlerçokküçükolduklarından, yalnızcageniş,uzamışboyutlardadeğil, incevekıvrılmışboyutlarda da titreşebilirler. Bu nedenle Kaluza ve Klein nın yaptığı gibi, bildik, uzamış üçuzamsal boyuta ek olarak diğer altı kıvrılmış uzamsal boyutun bulunduğunu varsayıp sicimkuramınınevrenimizde dokuz uzay boyutunun varlığını gerektirdiğini kabul edebiliriz. Böylece,fiziktekaydadeğerkonulararasındakiyerinikaybetme tehlikesiylekarşıkarşıyagörünensicimkuramı bu tehlikeden kurtulmuş oluyor. Bunun da ötesinde, sicim kuramı Kaluza ile Klein veonlarıtakipedenlerinyaptıklarıgibifazladanboyutlarıvarsaymaktançok,buboyutlarınvarlığınıgerektirmektedir.Sicimkuramınınanlamlıolabilmesiiçin,evrendedokuztaneuzayboyutuvebirdezamanboyutuylabirlikte, toplamonboyutolmasıgerekir.Buşekilde,Kaluza'nın1919'dakiönerisieniknaedicivegüçlüsavunmasınıbuluyor.

BazıSorular

Birçok soru çıkıyor bu durumda karşımıza. Öncelikle, sicim kuramı anlamsız olasılıkdeğerlerinden kurtulmamız için niçin özellikle dokuz tane uzay boyutunun varlığınıgerektirmektedir? Herhalde, sicim kuramında matematiksel formelliğe kapılmaksızıncevaplamakta zorlanılacak en zor sorudur bu. Basit bir sicim kuramı hesaplaması bununcevabını vermektedir, fakat hiç kimsenin ortaya çıkan özel sayıya getirebileceği, sezgisel veteknikolmayanbiraçıklamasıyok.FizikçiErnestRutherfordbirkeresinde,özetle,birsonucu,basit, teknik olmayan terimlerle açıklayamıyorsanız, aslında onu anlamamışsınızdır demiştir.Demek istediği şey, bulduğunuz sonucun yanlış olduğu değil, bulduğunuz sonucun kökenini,anlamını, işaret ettiklerini tam olarak anlamamış olduğunuzdur. Sicim kuramının fazladanboyutlarıyönüyle,busözlerinbirgeçerliliğivardırbelkide.(Aslında,gelin, fırsattan istifadebirparantez açarak, XII. Bölüm'de tartışacağımız ikinci süpersicim devriminin temel bir yönüneuzanalım. On tane uzay-zaman boyutu -dokuz tane uzay, bir tane zaman- olduğu sonucunuveren hesaplamanın yaklaşık olduğu anlaşılmıştır. 1990'ların ortalarında Witten, kendigörüşlerineveTexasA&MÜniversitesi'ndenMichaelDuff ileCambridgeÜniversitesi'ndenChrisHull ile Paul Townsend'in çalışmalarına dayanarak yaklaşık hesaplamanın aslında bir uzayboyutunu gözden kaçırdığı yönünde inandırıcı kanıtlar sundu: Sicim kuramcılarının çoğunuhayrete düşürecek şekilde, sicim kuramının aslında on uzay boyutu bir de zaman boyutuylabirlikte, toplamda on bir boyut gerektirdiğini savundu. Bu önemli sonuca XII. Bölüm'e dekdeğinmeyeceğiz,çünküorayakadargeliştireceğimizmalzemeyledoğrudanbirilişkisiolmayacakbusonucun.)

İkinci soru ise şudur: Sicim kuramının denklemleri (ya da daha açık ifadeyle, XII. Bölümöncesindekitartışmamızarehberlikedenyaklaşıkdenklemler),evrenindokuztaneuzayboyutuvebirtanedezamanboyutuolduğunugösteriyorsaeğer,nedenüçuzayboyutu(birdezaman

Page 138: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

boyutu)genişveuzamış,diğerleriyseküçükvekıvrılmıştır?Nedenhepsigenişdeğildir,nedenhepsikıvrılmışdeğildiryadanedenbuikisininarasındabirolasılıksözkonusudeğildir?Şimdilikkimse bu sorunun cevabını bilmiyor. Sicim kuramı doğruysa, nihai olarak bunun cevabınaulaşabilecek olmamız gerekir, fakat kuramı henüz bu amaca bizi ulaştıracak denli kavramışdeğiliz.Bu,elbetteaçıklamayolundakahramancagirişimlerolmadığıanlamınagelmemektedir.Örneğin, kozmolojik bir bakış açısına göre, boyutların hepsinin de başta sıkıca kıvrılmışolduğunu, ama sonra Büyük Patlama benzeri bir patlamayla uzamsal üç boyutla bir zamanboyutunun açıldığını, bunların genişleyip bugünkü yayılmalarına ulaştığını, diğer boyutlarınsakıvrılmışhaldekaldığınıdüşünebiliriz.XIV.Bölüm'detartışacağımızgibi,nedensadeceüçuzayboyutunun genişlediğiyle ilgili bazı genel savlar ileri sürülmüştür, fakat doğrusunu söylemekgerekirse, bu açıklamalar henüz serpilme aşamasındadır. Bundan yola çıkarak, çevremizdegördüklerimize uygun şekilde, üç uzay boyutu dışında tüm boyutların kıvrılmış olduğunuvarsayacağız. Modern araştırmanın başlıca amaçlarından biri, bu varsayımın, kuramınkendisindendoğduğunugöstermektir.

Gelelim üçüncü soruya: Çok sayıda fazladan boyutun varlığının gerekliliği göz önündetutulursa, fazladan uzay boyutlarının varlığına karşılık fazladan zaman boyutlarının varlığı damümkün müdür? Bir an düşünecek olsanız, bunun gerçekten tuhafbir olasılık olduğunugörürsünüz.Evreninçokluuzayboyutlarınasahipolmasınınneanlamageldiğiyle ilgilidoğalbiralgıya sahibizdir, çünkü sürekli çoklukla -üçle- iç içe olduğumuz bir dünyada yaşıyoruz. Pekiçoklu zamanların bulunması ne anlama gelecektir? Diğer zaman biraz farkhysa eğer, zamanıhalihazırda psikolojik olarak yaşamamızda olduğu gibi, onunla da mı aynı çizgideyiz demekolacaktırbu?

Kıvrılmış bir zaman boyutu düşündüğümüzde iş daha da tuhaflaşıyor. Örneğin küçük birkarınca bir daire gibi kıvrılmış ek bir uzay boyutunun etrafında dolanıyor olsa, daireleritamamladığında hep aynı konuma geldiğini görecektir. İstersek uzaydaki aynı konumaistediğimizsıklıktageridönmeyeterliğineaşinaolanbizlerebirazgizemligörünüyorbudurum.Peki,yakıvrılmışboyutlardanbirizamanboyutuysaveoboyutugeçmekkısabiraradansonrazamandaöncekibiranadönmekanlamınageliyorsa.Bu, tabikideneyimalanımızdışındadır.Bildiğimiz biçimiyle zaman, mutlak bir kaçınılmazlıkla yalnızca tek bir yönde geçebileceğimiz,geçip gittikten sonra herhangi bir anına geri dönmemizin hiçbir zaman mümkün olmadığı birboyuttur.Elbette,kıvrılmışzamanboyutları,evreninyaratılışınagidipşimdikianageridönmeyihayal ettiğimiz, bildik geniş zaman boyutundan oldukça farklı özelliklere sahip olabilir. Ancak,fazladan uzamsal boyutların varlığı olasılığında olduğundan farklı şekilde, yeni ve öncedenbilinmeyen zaman boyutlarının varlığı, açıkça, sezgimizde önemli bir yeniden yapılanmayıgerektirecektir.Bazıkuramcılar,sicimkuramınafazladanzamanboyutlarıdahiletmeolasılığınıaraştırmaktadırlar,fakathenüzbukonudabirsonucavarılmamıştır.Biz,buradakisicimkuramıtartışmamızda, bütün kıvrılmış boyutların uzay boyutları olduğu daha "geleneksel" yaklaşımabağlı kalacağız, fakat yeni zaman boyutlarının varlığına dair şaşırtıcı olasılık da gelecektekigelişmelerdeönemlibirroloynayabilir.

FazladanBoyutlarınFizikselAnlamları

Kaluza'nınilkçalışmasındanberi,yıllarsürenaraştırmalargöstermiştirki,fizikçilerinvarlığınıileri sürdüğü fazladan boyutların, onları henüz görmediğimiz için bizim ya da cihazlarımızındoğrudan"görebileceğinden"dahaküçükolmasıgereksede,gözlediğimiz fiziküzerindeönemli

Page 139: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

dolaylı etkileri vardır.Sicimkuramında,uzayınmikroözellikleri ilegözlediğimiz fizikarasındakibağlantıçokaçıktır.

Bunu anlayabilmek için, sicim kuramında parçacıkların kütleleri ile yüklerinin olası sicimtitreşimiörüntülerinebağlıolduğunuhatırlamanızgerekir.Hareketedenvesalınanincebirsicimigözünüzün önüne getirin. Titreşim örüntülerinin onun uzamsal çevresinden etkilendiğinigöreceksiniz. Okyanustaki dalgaları düşünün, örneğin. Açık okyanusun engin genişliğinde,yalıtılmışdalgaörüntülerigöreceserbestbirbiçimdeoluşupşuveyabuyönedoğruyolalır.Bu,birsicimingenişuzamsalboyutlardahareketederkenortayaçıkardığıtitreşimörüntülerineçokbenzer.VI.Bölüm'degördüğümüzgibi,böylebirsicim,herhangibiranda,uzayandoğrultulardanherhangibirindesalınmakonusundaeşit derecedeserbesttir.Fakatbir okyanusdalgasıdahasıkışık bir uzamsal ortamdan geçerken, dalganın ayrıntılı hareket biçimi, örneğin suyunderinliğinden, karşılaşılan kayaların yeri ve şeklinden, suyun akıtıldığı kanallardan kuşkusuzetkilenecektir. Ya da bir org borusu veya korno düşünün. Bu enstrümanların her birininçıkarabileceğises,içlerindekihavadalgalarınıntitreşimörüntülerinindoğrudanbirsonucudur.Buörüntüleri enstrümanın içinde hava dalgalarının geçtiği uzamsal ortamın boyutları ve şeklibelirler.Kıvrılmışuzamsalboyutlarbirsiciminolasıtitreşimörüntüleriüzerindebenzerbiretkidebulunur. Küçük sicimler, bütün uzay boyutlarında titreştiğinden, fazladan boyutların birbirinegeçmevebirbirininüzerinekıvrılmabiçimleriolasıtitreşimörüntülerinikuvvetleetkilervesıkıbirşekilde sınırlar. Büyük ölçüde fazladan boyut geometrisinin belirlediği bu örüntüler, bildiğimizuzamış boyutlarda gözlenen olası parçacık özellikleri yelpazesini oluşturur. Bu da, ortakdeneyimimizin bir parçası olan, bildik, geniş üç uzay boyutunda gözlediğimiz fizikselözellikleri,örneğinparçacıklarınkütleleriveyüklerini fazladanboyutgeometrisininbelirlediğianlamınagelir.

Bu, öyle derin ve önemli bir noktadır ki, bilinçli bir şekilde bir kez daha yineleyelim. Sicimkuramına göre, evren küçük sicimlerden oluşur; bu sicimlerin titreşim örüntüleri de, parçacıkkütleleri ve kuvvet yüklerininmikrodünyaya ait kaynağıdır. Sicim kuramı ayrıca, hiç görmemişolmamızdançıkardığımız,çokküçükboyutlardakıvrılmışolmasıgerekenbaşkauzayboyutlarıda gerektirir. Ama ince bir sicim, ince bir uzayı sondalayabilir. Bir sicim salınıp yol alarakhareket ederken, fazladan boyutların geometrik biçimi, titreşim örüntülerinin belirlenmesindekritik bir rol oynar. Sicimlerin titreşim örüntüleri bize, temel parçacıkların kütleleri ve kuvvetyükleriolarakgöründüğünden,evreninbu temelözelliklerinin,büyükölçüde fazladanboyutlarıngeometrik boyutları ve şekliyle belirlendiği sonucuna varırız. Sicim kuramının getirdiği enkapsayıcıvederinliklikavrayışlardanbiribudur.

Fazladanboyutlar, evrenin temel fiziksel özelliklerini bu kadar derindenetkilediğinden, şimditümenerjimizle,bukıvrılmışboyutlarınneyebenzediğinikavramayaçalışmalıyız.

KıvrılmışBoyutlarNeyeBenziyor?

Sicim kuramındaki fazladan uzamsal boyutlar herhangi bir biçimde "kıvrılabilir" değildir;kuramdançıkandenklemler,boyutlarıngeometrikbiçiminiciddibiçimdesınırlamaktadır.

Page 140: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

1984'te,Austin'dekiTeksasÜniversitesi'ndenPhilipCandelas,SantaBarbara'dakiCaliforniaÜniversitesi'nden Gary Horowitz ile Andrew Strominger ve Edward Witten, altı boyutlu birgeometrik şekiller grubunun bu sınırlı koşullara uyabileceğini gösterdi. Bu şekiller grubu, ikimatematikçinin, Pennsylvania Üniversitesi'nden Eugenio Calabi ile Harvard Üniversitesi'ndenShing-TungYau'nunadıylaCalabi-Yauuzayları(yadaCalabi-Yauşekilleri)olarakbilinir.CalabiileYau'nunsicimkuramıylailgilibirbağlamda,amasicimkuramındanönceyaptıklarıaraştırmabu uzayları anlamamızda kilit bir rol oynamıştır. Calabi-Yau uzaylarım betimleyen matematikçokgiriftveanlaşılmasızorolsada,birresimleneyebenzediklerinedairbirfikiredinebiliriz.

Şekil 8.9'da birCalabi-Yauuzay örneği görüyoruz.’ Bu şekle bakarken, görüntünün kendinehassınırlamalarıolduğunuaklınızdabulundurmalısınız,ikiboyutlubirkâğıtparçasıüzerinde,altıboyutlu bir şekli göstermeye çalışıyoruz ve bu, hatırı sayılır bir biçim yitimini beraberindegetiriyor.Yinede, resmin,birCalabi-Yauuzayınneyebenzediğinedairkabacabir fikir verdiğisöylenebilir. Şekil 8.9'daki şekil, sicim kuramıyla bilinir hale gelen fazladan boyutların getirdiğikatı koşullara uyan on binlerce Calabi-Yau şekli örneğinden biridir yalnızca. Onbinlerce üyesiolan bir kulübe üye olmak çok ayrıcalıklıymış gibi gelmese de, matematiksel olasılığı olansonsuz sayıda şekille karşılaştırınca, Calabi-Yau uzayların gerçekten de ender olduğunuanlarsınız.

Hepsini birleştirmek için şimdi, iki tane kıvrılmış boyutu temsil eden Şekil 8.7'deki yerineCalabi-Yau uzaylarını koyduğumuzu gözümüzde canlandıralım. Yani, sicim kuramı, bildiğimizuzamış üçboyutlu evrenin her noktasında daha önceden öngörülmemiş altı tane boyutbulunduğunu ve bu boyutların Şekil 8.10'da görüldüğü gibi, sıkı bir biçimde iç içe geçmiş,karmaşık görünen bu şekillerden birini oluşturduğunu ileri sürmektedir. Bu boyutlar uzamsaldokunun ayrılmaz ve her yerde bulunan bir parçasıdır. Örneğin, elinizle geniş bir yayçizdiğinizde, sadece uzamış üç boyutta değil, bu kıvrılmış boyutlarda da hareket etmişolursunuz. Tabi ki, kıvrılmış boyutlar çok küçük olduğundan, elinizi hareket ettirirken tekrartekrarbaşlangıçnoktanızadönerek,onlarınçevresinidefalarcadolaşırsınız.Yayılımlarınınçokküçük oluşu, eliniz gibi büyük bir nesnenin hareketine yer tanımaz; öyle ki sonunda kolunuzuçevirip indirdiğinizde, kıvrılmış Calabi-Yau boyutlarında yaptığınız seyahatten tümüylehabersizsinizdir.

Page 141: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Şekil8.10Sicimkuramınagöre,evrenbirCalabi-Yauşeklinekıvrılmışfazladanboyutlarasahiptir.

Sicimkuramınınçarpıcıbiryönüdürbu.Fakatpratikdüşünenbiriyseniz,tartışmayısomutbirçerçeveye çekeceksinizdir kaçınılmaz olarak.Şimdi fazladanboyutların neyebenzediğine dairdahafazlafikiredinmişbulunuyoruz.Pekisicimlerinbuboyutlardatitreşmesindendoğanfizikselözellikler nelerdir ve bu özelliklerin deneysel gözlemlerimizle karşılaştırılması nasıl sonuçlarverir?Sicimkuramının500milyardeğerindekisorusubudurişte.

Page 142: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

IX.Bölüm

DumanıTütenTabanca:Deneyselimzalar

Sicimkuramcılarını,dünyayaayrıntılı,deneyselolaraksınanabilirbiröngörülerlistesisunmakkadarmenınunedecekbirşeydahayoktur.Hiçkuşkuyokki,birkuramınöngörülerinideneyseldoğrulamaya tabi tutmaksızın o kuramın dünyamızı betimlediğini kabul etmeyi kural olarakyerleştirmenin bir yolu yoktur. Sicim kuramının çizdiği tablo ne kadar ikna edici olursa olsun,evrenimizidoğrubirbiçimdebetimlemiyorsaeğer,seçkinbirZindanlarveEjderhalaroyunundandahailertutarbiryanıolamayacaktır.

EdwardWitten,sicimkuramınınçoktan,önemlivedeneyselolarakdoğrulanmışbirtahmindebulunmuş olduğunu açıklamaktan büyük keyif alırdı: "Sicim kuramı, kütleçekimi öngörmüşolmak gibi dikkat çekici bir özelliğe sahiptir. Witten'ın bu sözlerle kastetmek istediği şuydu:Newton da Einstein da kütleçekimi kuramları geliştirdiler, çünkü Dünyaya dair gözlemleri,kütleçekimin var olduğunu, bu yüzden de geçerli ve tutarlı bir biçimde açıklanması gerektiğinionlara açıkça gösteriyordu. Oysa sicim kuramı üzerine çalışan bir fizikçi -genel göreliliktenbütünüylebihaberolsabile-sicimkuramısayesindekaçınılmazolarakkütleçekimevaracaktır.Şu kütlesi olmayan, 2-spinli, graviton titreşim örüntüsü sayesinde, sicim kuramının kuramsaldokusu kütle çekimle örülmüştür. Witten'ın da söylemiş olduğu gibi, "Kütle çekimin, sicimkuramınınbirsonucuolması,bugünekadarulaşılmışenbüyükkuramsalkavrayışlardanbiridir.Witten,bu"öngörü"ye,"söylem-sonrası"demenindahadoğruolacağını,çünküfizikçilerinsicimkuramını bilmeden evvel, kütleçekimin kuramsal betimlemelerini keşfettiğini belirtirken, bununyeryüzü tarihinde bir tesadüften ibaret olduğuna işaret ediyor. Witten, hayal dünyamızıcanlandırırken, evrendeki başka ileri medeniyetlerde önce sicim kuramının keşfedilmiş,sonrasındaçarpıcıbirsonuçolarakkütleçekimikuramınınbulunmuşolmasınınpekâlâmümkünolabileceğinisavunuyor.

Bizler gezegenimizdeki bilim tarihine bağlıyız ya, bu kütleçekimi söylem-sonrasının sicimkuramını inandırıcıbirbiçimdedeneyselolarakdoğrulayamadığınısöyleyendebirçokkişivar.Şu iki şeyden biri, fizikçilerin çoğunu menınun ederdi: Sicim kuramının, deneycilerindoğrulayabileceği çok iyi bir öngörüde bulunması ya da Dünya'nın halihazırda bir açıklamasıbulunmayan bir özelliğine (elektronun kütlesi ya da üç parçacık ailesinin varlığı gibi) dair birsöylem-sonrasısunması.Bubölümde,sicimkuramcılarınınbuamaçlaraulaşmadoğrultusundanekadaryolaldıklarınıtartışacağız.

İroniktir, sicim kuramının, fizikçilerin bugüne dek üzerinde çalışmış olduğu en güçlüöngörülerde bulunma potansiyeline sahip olduğunu -doğanın en temel özelliğini açıklamakapasitesine sahip bir kuram olduğunu- görecek olsak da, fizikçiler henüz deneysel verilerinkarşısına çıkaracak kesinlikte öngörülerde bulunmayı başaramamışlardır. Yılbaşında dahayallerini süsleyen armağana kavuşan, ama kullanma kılavuzunda birkaç sayfa eksik olduğuiçinbirtürlüyenioyuncağınıçalıştıramayanbirçocukgibi,günümüzfizikçileridepekâlâmodernbilimin Kutsal Kâse'sini ellerinde tutuyor, fakat kullanma kılavuzunu tamamen yazmayıbaşarmadanonunöngörmegücünütamanlamıylahareketegeçiremeyecekdurumdabulunuyorolabilirler.Yinedebizlerbubölümdetartışmamızısürdürürken,birazşansyavergiderseeğer,sicim kuramının temel özelliklerinden biri gelecek on yıl içinde deneysel olarak doğrulanabilir.Dahadabüyükbirşanseseri,kuramındolaylıizlerideherandoğrulanabilir.

Page 143: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

ÇaprazAteş

Sicim kuramı doğrumudur? Bilmiyoruz. Fizik yasalarının büyük olana hükmeden yasalarla,küçük olana hükmeden yasalar olarak bölünmemesi gerektiği inancını paylaşıyorsanız,uygulanabilme çapı sınırsız olan bir kuram buluncaya kadar rahat etmememiz gerektiğineinanıyorsanız, elimizde sadece sicim kuramı var. Yine de, bunun sicim kuramının benzersiznitelikte temel bir özelliğinden çok, yalnızca fizikçilerin hayal güçlerinin zayıflığını yansıttığınısavunabilirsiniztabü.Belkideöyledir.Kaybettiğianahtarlarınıyalnızcasokaklambasınınaltındaarayanadamınhikâyesindeolduğugibi,yalnızcaveyalnızcabilimtarihininyolundançıkmasıbirtesadüf eseri bu yöne bir parça ışık düşürmüş olduğu için fizikçilerin sicim kuramının başınaüşüşmüş olduğunu da savunabilirsiniz. Kim bilir, belki dediğiniz gibidir. Nispeten muhafazakârbiriyseniz ya da şeytanın avukatını oynamaya bayılan biriyseniz eğer, fizikçilerin, doğanın,doğrudandeneyselolarakinceleyebileceğimizbirşeydenyüzmilyonlarcamilyarkezküçük,yenibir özelliğini ortaya koyan bir kurama vakit harcamaktan başka bir işi olmadığını dahisöyleyebilirsiniz.

Buşikâyetleri,1980'lerdesicimkuramınınilkçıkışınıyaptığıyıllardadilegetirmişolsaydınız,zamanımızın en saygın fizikçilerinden bazıları da size katılırdı.Mesela, 1980'lerin ortalarındaNobelÖdüllüHarvard'lıfizikçiSheldonGlashow,yineodönemdeHarvard'daçalışanfizikçiPaulGinsparg'le birlikte, sicim kuramını deneysel olarak erişilebilir olmaması yüzünden açıkçaaşağılamıştı:

Süpersicimkuramcıları,kuramiledeneyarasındakigelenekselkarşılaşma,yüzleşmeyerine,bir iç uyumun, zarafet, benzersizlik ve güzelliğin hakikati tanımladığı bir iç uyumun peşindengidiyor.Bukuramınvaroluşu,büyülürastlantılara,mucizevibirbiriniiptaletmelerevegörünürdebirbiriyle ilgisiz olan (muhtemelen de keşfedilmemiş) matematik alanları arasındaki ilişkileredayanıyor. Bu özellikler, süpersicimlerin gerçekliğini kabul etmenin gerekçesi olabilir mi?Matematikveestetik,saltdeneyinyerinitutuponuaşabilirmi?

Glashowbaşkabiryerdedeşunlarısöylemişti:

Süpersicimkuramıokadariddialıdırki,yatopyekündoğruolabiliryadatopyekünyanlış.Teksorun,matematiğiningeleceknesillerdedesırrınaeremeyeceğimizkadaryenivezorolmasıdır.

Glashow, "sicim kuramcılarına fizik bölümlerince maaş ödenmesi ve kolay etki altındakalabileceköğrencileriyoldançıkarmalarına izinverilmesi"gerekipgerekmediğinisorgulayacakkadar ileri gitmiş, sicim kuramının ortaçağlarda ortaçağ teolojisinin yaptığına çok benzer birbiçimdebilimibaltaladığıuyarısındabulunmuştu.

RichardFeynmanda, ölmeden kısa bir süre önce, sicim kuramının kütleçekimi ile kuantummekaniğininuyumlubirbiçimdebirleştirilmesiniengelleyenbütünsorunların-özellikledesonsuzsonucunuverenotehlikelicevapların-tekçaresiolduğunainanmadığınıaçıkçadilegetirmişti:

"Bir işi becermenin tek yolu olmadığını düşünmüşümdür hep, yanılıyor da olabilirim.Sonsuzluklardankurtulmanıntekbiryoluolduğunudüşünmüyorum.Birkuramınsonsuzluklardankurtulmuşolması,onunbenzersizliğineinanmakiçinbenceyeterlibirgerekçedeğil."

Glashow'un Harvard'dan meslektaşı ve çalışma arkadaşı Howard Georgi de 1980'lerin

Page 144: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

sonlarındasicimkuramınaveryansınediyordu:

"Deneyci dostlarımızın bize yardımcı olamayacağı kadar küçük mesafelerdeki "nihai"birleşmenin siren sesleriyle baştan çıkmaya göz yumarsak eğer, başımız belada demektir,çünkü fiziği insanlarınokadarda ilginçolmayanbaşka faaliyetlerindenayıranoönemlisüreci,ilgisizfikirlerinayıklanmasısürecinikaybedeceğiz."

Büyük önem taşıyan birçok meselede olduğu gibi, bu "hayır" korosunun karşısında bir deşevklibirdestekkorosuvardı.Witten,sicimkuramınınkütleçekimiilekuantummekaniğininasılbirleştirdiğini öğrendiğinde, hayatının "en büyük entelektüel heyecanını" duyduğunu söylemişti.Harvard Üniversitesi'ndeki önde gelen sicim kuramcılarından Cumrun Vafa, "sicim kuramının,evrene dair bugüne kadar ulaştığımız en derin kavrayışı kesinlikle ortaya koyduğunu"söylemişti.’ Nobel Ödüllü fizikçi Murray Gell-Mann da sicim kuramının "fantastik bir şey"olduğunu,birgünsicimkuramınınbir versiyonununbütündünyanınkuramıolmasınıumduğunusöylemişti.

Gördüğünüzgibi, tartışmakısmenfizikten,kısmendefiziğinnasılyapılmasıgerektiğiyle ilgilifarklı felsefelerden beslenmektedir. "Gelenekçiler" kuramsal çalışmanın deneysel gözlemlereyakındanbağlıolmasını,bugözlemlerinde,büyükölçüde,geçenbirkaçyüzyıldabaşarılıolanaraştırma tarzında yürütülmesini istemektedir. Fakat başkaları, halihazırdaki teknolojikbeceerimizle doğrudan sınayamayacağımız meseleleri ele almaya hazır olduğumuzkanısındadır.

Farklı felsefelerbir tarafa, sicimkuramınayöneltileneleştirilerinbüyükbölümügeçenonyıliçinde yatışıp durulmuş, dibe çökmüştür.Glashowbunu iki şeyebağlıyor.Öncelikle 1980'lerinortalarınadairşunlarısöylüyor:

Sicimkuramcılarışevkle,coşkuylafiziğinbütünsorularınıkısacacevaplayabileceklerini iddiaediyorlardı. Coşkuları bir sağgörü kazandığı için, 1980'lerdeki eleştirilerimin büyük bölümü deartıkgeçerlideğildir."

İkinciolarakdaşunaişaretediyor:

Biz,sicimkuramıdışındakikuramcılar, sononyılda ilerlemenamınahiçbir şeyyapamadık.Dolayısıylasicimkuramınıntekkuramolduğusavıçokgüçlübirsav.Gelenekselkuantumalankuramı çerçevesinde cevaplanamayacak sorular var. Bu kadarı açık. Başka bir şeyleaçıklanabilirler,bildiğimtekşeydesicimkuramı.

Georgide1980'lerüzerineçokbenzerşeylerdüşünüyor:

"İlkyıllarındaçeşitlikereler,sicimkuramı fazlagöklereçıkarılıppazarlandı.Sonrakiyıllardasicim kuramının bazı fikirlerinin fizikle ilgili olarak ilginç biçimlerde düşünmeye yol açtığınıgördüm,kibudüşünmebiçimleriçalışmalarımdabanadayararlıoldu.İnsanlarınsicimkuramınavakit ayırdığını görmekten şimdi dahamenınunum, çünkü artık sicim kuramındannasıl yararlıbirşeyçıkabileceğinigörüyorum."

Hem geleneksel fizikte hem sicim fiziğinde önde gelen isimlerden biri olan kuramcı DavidGross,durumuşuşekildezarifçetoparlamış:

Page 145: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

"Sanki Doğa Dağı'na tırmanıyorduk da, başı deneyciler çekiyordu. Biz tembel kuramcılararkada kalıyorduk. Deneyciler, arada kafalarımıza deneysel bir taş atarlardı, kafamıza inentaşlanihayetindemeseleyiçakar,onlarınaçtığıyolagirerdik.Arkadaşlarımızakavuştuğumuzdaonlara manzaranın nasıl olduğunu, oraya nasıl vardıklarını açıklardık. Bu, Doğa Dağı'natırmanmanın eski ve kolay yoluydu (en azından kuramcılar için). Hepimiz o eski günlerin gerigelmesini istiyoruz. Fakat artık biz kuramcıların başı çekmesi gerekiyor. Bu daha yalnız biryolculukolacak."

Sicimkuramcıları,DoğaDağı'nınzirvelerinetekbaşlarınatırmanmayacanatmıyor;buyüküve bu heyecanı deneycimeslektaşlarıyla paylaşmayı onlardan çok istiyorlar. Yalnızcamevcutdurumdateknolojikbiruyumsuzluk-tarihibirasenkron-sözkonusu;zirveyeyapılacaktırmanışınkuramsal ipleriveayakkabılarıenazındankısmenbelirlenmiş,deneysel iplerveayakkabılarsahenüz ortadayok. Fakat bu, sicim kuramının deneyden temelden ayrıldığı anlamınagelmiyor.Sicim kuramcıları son derece-yüksek-enerji zirvesinden daha aşağılardaki bir kampta çalışandeneycilerinin kafasına "kuramsal bir taş atabilme" konusunda büyük ümitler besliyor. Sicimkuramıçerçevesindebugünsürenaraştırmalarınbaşlıcahedeflerindenbiridirbu.Henüz,dağınzirvesinden,aşağıyaatılabilecektaşlarkoparılabilmişdeğil,fakatbizbunlarıtartışırken,hayretveümitvericibirkaççakılkoparılmışolacakkuşkusuz.

DeneyeGidenYol

Devasa teknolojik atılımlar olmazsa eğer, bir sicimi doğrudan görmek için gerekli küçükölçeklere odaklanmamız asla mümkün olmayacak. Fizikçiler bir metrenin milyarda birininmilyarda biri ölçeğini, kabaca birkaç kilometre uzunluğundaki hızlandırıcılarla inceleyebiliyor.Dahaküçükölçekleriincelemekdahafazlaenerjigerektiriyor,budabuenerjiyitekbirparçacığaodaklayabilecek daha büyük makineler anlamına geliyor. Planck uzunluğu, bugünerişebileceğimizölçekten1(H’dahaküçükolduğundan,bugününteknolojisinikullanacaksakeğer,tekteksicimlerigörebilmekiçingalaksibüyüklüğündebirhızlandırıcıyaihtiyacımızvardemektir.AslınabakarsanızTelAvivÜniversitesi'ndenShmuelNussinov,doğrudanölçeklemeyedayananbu kaba tahminin hayli iyimser olduğunu göstermiştir; Nussinov'un titiz çalışması, bütünevrenboyutlarında bir hızlandırıcıya ihtiyacımız olduğuna işaret ediyor. (Maddeyi Planck uzunluğuölçeğinde incelemek içingerekenenerji kabacabin kilovat saateeşittir- ki budaortalamabirklimayıyaklaşık100saatçalıştırdığınızdaharcananenerjiyedenktir-çokdafazlagörünmüyor,amagörünürdeaşılamayacakasılteknolojikmeselebütünbuenerjiyitekbirparçacığa,yanitekbir sicime odaklamaktır.) ABD Kongresi'nin Süperiletken Süperçarpıştırıcı -çevresi "sadece"86,90 kilometre olan bir hızlandırıcı- için finansmanı sonunda iptal etmesine bakılırsa, Planckölçeği hızlandırıcısı için para çıkmasını beklerken ruhumuzu teslim edebiliriz. Sicim kuramınıdeneysel olarak test edeceksek, budolaylı bir biçimdeyapılmalı.Sicimkuramının, bir siciminboyutundan çok daha büyük olan ölçeklerde gözlenebilecek fiziksel sonuçlarını belirlememizgerekiyor.“

Candelas,Horowitz,StromingerveWittençığıraçıcımakalelerinde,buamaçdoğrultusundailk adımları attılar. Sicim kuramındaki başka boyutların bir Calabi-Yau şeklinde kıvrılmasıgerektiğini bulmakla kalmayıp bunun sicim titreşimlerinin olası örüntüleri üzerindeki bazısonuçlarınıda incelediler.Buldukları temel sonuçlardanbiri, sicimkuramının,parçacık fiziğininuzun zamandır sürüncemede kalmış sorunlarına getirdiği hayret verici derecede beklenmedikçözümleriaydınlatıyor.

Page 146: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Fizikçilerinbulduğutemelparçacıkların,benzerbirörgütlenmeyesahipüçaileyebölündüğünü,parçacık kütlelerinin birinci aileden üçüncü aileye doğru gidildikçe arttığını hatırlayalım. Sicimkuramından önce hiçbir cevap getirilemeyen soru, neden aileler var, neden üç tane aile varsorularıydı. İşte sicim kuramının çözüm önerisi: Tipik bir Calabi-Yau şeklinde, bir fonografplağınınortasındakinebenzerdeliklervardıryadaŞekil9.1'degörüldüğüüzerebirsimidinyada"çoklubirsimidin"ortasındakinebenzerdelikler.ÇokboyutluCalabi-Yaubağlamında,aslınabakarsanız çok farklı tipte delikler -farklı boyutlara sahip olabilen delikler ("çok boyutludelikler")-ortayaçıkabilir.FakatŞekil9.1anafikriveriyor.İşteCandelas,Horowitz,Stromingerve Witten, bu deliklerin olası sicim titreşim örüntüleri üzerindeki etkisini yakından incelediler.Bakın ne buldular: Calabi-Yau şeklindeki her delikle ilişkili bir "en düşük enerjideki sicimtitreşimleri ailesi" vardır. Temel parçacık ailelerinin en düşük enerjideki salınım örüntülerinetekabületmesigerektiğinden,birdençokdeliğinolması-çoklusimitteolduğugibisicimtitreşimörüntülerininçoksayıdaaileyeayrılmasıanlamınagelecektir.KıvrılmışCalabi-Yau'nunüçdeliğivarsa, bu durumda üç temel parçacık ailesi buluruz.“ Böylece sicim kuramı, deneysel olarakgözlenenaileörgütlenmesinin, tesadüfiyadailahi,açıklanamazbirözellikolmakyerine,başkaboyutlarıoluşturangeometrikdeliksayısınınbiryansımasıolduğunu iddiaetmektedir! İştebu,bir fizikçinin kalbini durduracak türden bir sonuçtur. Planck ölçeğinde kıvrılmış boyutların deliksayısının-tambirzirvefiziği-ulaşılabilirenerjilere,doğrudandeneyselolaraksınanabilirbirtaşfırlattığınıdüşünebilirsiniz.Nihayetindedeneycilerparçacıkailelerinsayısınıverebiliyor-aslındaçoktan verdiler: 3. Fakat maalesef, bilinen on binlerce Calabi-Yau şeklinin her birindeki deliksayısıçokgenişbiraralıktadolanıyor.Bazılarının3deliğivar.Amabazılarının,4,5,25;hattabazılarının 480 deliği var. Sorun şu ki, şimdilik kimse sicim kuramının denklemlerine bakarakCalabi-Yau şekillerinden hangisinin başka uzamsal boyutları oluşturduğunu nasılçıkarabileceğimizibilmiyor.Sayılamayacakkadar fazlaolasılık içindenCalabi-Yauşekillerindenbirini seçmemizimümkün kılacak ilkeyi bulabilirsek, o zaman gerçekten de dağın tepesinden,deneycilerin kampına bir taş yuvarlanmış olacak. Kuramın denklemlerinin işaret ettiği o tekCalabi-Yau şeklinin üç tane deliği olursa eğer, sicim kuramının, dünyanın bildik, ama tümüylegizemlibirözelliğiniaçıklayanetkileyicibirsöylemsonrasınıbulmuşolacağız.FakatCalabi-Yauşekilleriarasındaseçimyaparkendayanakalacağımızilkeninbulunması,henüzçözülmemişbirsorun.Yinede-önemliolandabuzaten-sicimkuramının,parçacıkfiziğinintemelmuammasınıcevaplamapotansiyeliortayakoyduğunugörüyoruzki,budabaşlıbaşınaciddibirilerlemedir.

Şekil9.1Birsimit(torus)veonunçokdeliklikuzenleri.

Parçacık ailesi sayısı, başka boyutların geometrik biçimlerinin deneysel sonuçlarındanyalnızcabiridir.Başkaboyutların,olasısicimtitreşimleriüzerindekietkileriyoluylagörülendiğersonuçları arasında kuvvet ve madde parçacıklarının ayrıntılı özellikleri de yer alır. Başlıcaörneklerden birini belirteyim. Strominger ile Witten sonraları yaptıkları bir çalışmada, herailedeki parçacıkların kütlelerinin -durun, durun, burası biraz çetrefilli- Calabi-Yau şeklindekiçeşitli deliklerin birbirleriyle kesişme ve örtüşme sınırlarına bağlı olduğunu gösterdi, insanın

Page 147: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

gözünde canlandırması zor, ama anafikri şu: Sicimler, kıvrılmış diğer boyutlarda titreşiyor, butitreşme sırasında Calabi-Yau şeklinde bulunan çeşitli deliklerin tam düzenlenme biçimi veCalabi-Yau şeklinin bu delikleri sarma biçimi olası titreşim örüntüleri üzerinde doğrudan etkilioluyor.Ayrıntıları takip etmek zor vegerçekteno kadar elzemolmasada, önemli bir noktayıbelirtelim: Parçacık ailesi sayısında olduğu gibi, sicim kuramı bize daha önceki kuramlarıntümüylesuskunkaldığısoruları-elektronunvediğerparçacıklarınnedensahipolduklarıkütleyesahip oldukları gibi soruları- cevaplayacak bir çerçeve sunabilir. Fakatyine, bu hesaplarıgerçekleştirmek, diğer boyutların geometrik biçimi için hangi Calabi-Yau şeklini temelalacağımızıbilmemizigerektiriyor.

Önceki tartışmalar, sicim kuramının Tablo 1.1'de gördüğünüz madde parçacıklarınınözelliklerinibirgünnasılaçıklayabileceğikonusundabir fikirverebilir.Sicimkuramcıları,benzerbir hikâyenin, bir gün, Tablo 1.2'de gördüğünüz temel kuvvetlerin haberci parçacıklarınınözelliklerini de açıklayacağına inanıyor. Yani, geniş ve kıvrılmış boyutlarda gezinen, kıvrılıptitreşensicimlerin,genişsalınım repertuarlarınınküçükbirbölümünüspinleri1yada2'yeeşitolan örüntülerin oluşturduğuna. Bu örüntüler, kuvvet-taşıyıcı sicim-titreşim halleri adaylarıdır.Calabi-Yauuzayınınşeklineolursaolsun,kütlesizolanvespini2'yeeşitbirtektitreşimörüntüsüvardır hep; bu örüntüyü graviton olarak tespit etmiş bulunuyoruz. Fakat spini 1'e eşit haberciparçacıkların tam listesi -sayıları, aktardıkları kuvvetin gücü, bağlı oldukları ayar simetrileri-kritik bir biçimde kıvrılmış boyutların tam geometrik biçimine dayanmaktadır. Böylece bir kezdahasicimkuramının,evrenimizdegözlenenhaberci-parçacık içeriğiniaçıklayacak,yani temelkuvvetlerinözellikleriniaçıklayacakbirçerçevesunduğunu,fakatbaşkaboyutlarınhangiCalabi-Yau şekli gibi kıvrıldığını tam olarak bilmeden kesin öngörülerde ya da söylem sonralarında(Witten'ınkütleçekimisöylemsonrasıylailgilisözleridışında)bulunamayacağımızıgörüyoruz.

"Doğru" Calabi-Yau şeklinin hangisi olduğunu neden belirleyemiyoruz? Sicim kuramcılarınınçoğubununkabahatini,halihazırdasicimkuramınıanalizetmektekullanılankuramsalaraçlarınyetersizliğinde buluyor. XII. Bölüm'de biraz daha ayrıntılı olarak tartışacağım üzere, sicimkuramının matematiksel çerçevesi o kadar karmaşıktır ki, fizikçiler ancak tedirginlik kuramıolarak bilinen bir formellik yoluyla yaklaşık hesaplar gerçekleştirebilmektedirler.Bu yaklaşıklıkşemasınagöre,olasıbütünCalabi-Yauşekillerininherbiridiğerleriyleaynıkoşullardaymışgibigörünmektedir; denklemler temelde hiçbirini öne çıkarmamaktadır. Sicim kuramının fizikselsonuçları da, kıvrılmış boyutların tam biçimine duyarlı olduğundan, birçok Calabi-Yau şekliarasından birini seçme yetisi olmaksızın, deneysel olarak sınanabilir belirleyici sonuçlarçıkarılamaz. Bugünkü araştırmaların gerisindeki itici güçlerden biri de, başka yararların yanısıra, başka boyutlar için tek bir Calabi-Yau şekline bizi ulaştıracağı umuduyla, yaklaşıklıkyaklaşımını aşan kuramsal yöntemler geliştirmektir. Bu yöndeki ilerlemeyi XIII. Bölüm'detartışacağız.

TükenenOlasılıklar

Budurumdaşusoruyusorabilirsiniz:SicimkuramınınhangiCalabi-Yauşekliniseçtiğinihenüzbilmesekde,seçeneklerdenbiri,gözlediklerimizeuygundüşenfizikselözelliklereulaştırıyormubizi? Başka bir deyişle bütün Calabi-Yau şekillerinin her birine denk düşen fiziksel özellikleriinceleyiphepsinidevasabirkatalogdatoplayacakolsak,gerçekliğedenkdüşenbirşekilbulabilirmiyiz aralarında? önemli bir sorudur bu, fakat iki önemli sebepten ötürü, aynı zamanda tamanlamıylacevaplamasızorbirsorudur.

Page 148: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Yalnızca üç aile sonucunu veren Calabi-Yau şekillerine odaklanmak anlamlı bir başlangıçolabilir. Böylece tutarlı seçenekler listesi hatırı sayılır ölçüde kısalır, gerçi liste yine de uzun.Aslına bakarsanız, çok delikli bir simidi, delik sayısını değiştirmeksizin çok çeşitli -sonsuzçeşitlilikte- şekillere sokabileceğimizi fark etmişsinizdir. Şekil 9.2'de, Şekil 9.1'de en altta yeralanşeklinböylebirdeformasyonauğratılmışbirhalinigörüyorsunuz.Çokbenzerbirşekilde,üçdelikli bir Calabi-Yau uzayıyla işe başlayıp delik sayısını değiştirmeden yavaş yavaş şeklinideğiştirerekdevamedebiliriz, böylece yine sonsuzgibi görünenbir şekiller dizisi ortaya çıkar.(Önceden on binlerce Calabi-Yau şekli olduğunu söylerken, bu tür hafif deformasyonlarlabirbirlerine dönüşebilecek bütün bu şekilleri bir arada gruplamıştık, bütün bir grubu da tek birCalabi-Yau uzayı olarak saymıştık.) Sorun, sicim örüntülerinin ayrıntılı fiziksel özelliklerinin,kütlelerinin, kuvvetlere verdikleri tepkilerin, şekilde meydana gelen bu gibi ayrıntılıdeğişikliklerden çok fazla etkilenmesidir, fakat yine burada da bir olasılık yerine diğeriniseçmemizisağlayacakbiraracımızyokelimizde.Fizikprofesörlerikaçyükseklisansöğrencisinidahabuişekoşarsakoşsun,sonsuzsayıdafarklışekillerlistesinetekabüledenfiziğiçıkarmakmümkündeğildir.

Şekil9.2Çokdeliklibirsimidinşekli,deliksayısınıdeğiştirmeksizinbirçokbiçimdedeformeedilebilir;bunlardanbirideburadagösteriliyor.

Bununidrakedilmesi,sicimkuramcılarının,olasıbirCalabi-Yauşekillenörneklemindendoğanfiziği incelemesine yol açmıştır. Gelgelelim burada da hayat rahat akmamaktadır. Sicimkuramcılarının halihazırda kullandığı yaklaşık denklemler, belli bir Calabi-Yau şekliseçeneğinden doğan fiziği tamolarak inceleyebileceğimiz kadar güçlü değildir. Bu denklemler,gözlemlediğimiz parçacıklarla uyuşacaklarını umduğumuz sicim örüntülerinin özelliklerinianlamamızkonusundauzunbiryolkatetmemizisağlayabilirler;topungireceğiyeredairtahminyürütmehesabı.Fakatelektronunkütlesi veyazayıf kuvvetingücügibi somut ve kesin fizikselsonuçlar,mevcutyaklaşıklıkçerçevesindençokdahakesindenklemlerigereklikılmaktadır.VI.Bölüm'den -ve Doğru Fiyat örneğinden- hatırlayalım: Sicim kuramının "doğal" enerji ölçeğiPlanckenerjisidirvesicimkuramıancakveancaksonderecehassasiptallersayesinde,bilinenmaddevekuvvetparçacıklarınınkütlelerineyakınkütleyesahiptitreşimörüntüleriverir.Hassasiptaller kesinhesaplar gerektirir, çünkü küçücükhatalar biledoğruluğu çoketkilemektedir.XII.Bölüm'de tartışacağımız üzere, 1990'ların ortalarında fizikçiler mevcut yaklaşık denklemlerinaşılmasıyolundaciddiilerlemelerkaydetmişlerdi,fakatalınacakçokyolvarhâlâ.

Peki ohaldenerededuruyoruz?Calabi-Yau şekilleri arasındanbirini seçmemizi sağlayacaktemelkriterlerdenyoksunolmak,ayrıcaböylebirseçimingözlenebilirsonuçlarınıtamanlamıylaçıkarsayabilmemiz için gerekli kuramsal araçlarınhepsine sahipolmamakgibi engellerle karşıkarşıyaolsakdahi,Calabi-Yau şekilleri katalogundan yapacağımızbir seçimingözlemlerimizlekabacaolsunuyuşanbirdünyaortayakoyupkoymayacağınısorabiliriz.Busorununcevabıhaylicesaretlendiricidir. Calabi-Yau katalogundaki kalemlerin çoğu, dünyamızla ciddi farklılıklar

Page 149: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

gösteren gözlenebilir sonuçlar (başka farklılıkların yanı sıra parçacık ailesi sayılarının farklıolması,temelkuvvetlerinfarklısayıdavetipteolmasıgibi)versede,katalogdakibirkaçkalem,gerçekhayattagözlemlediğimizfiziğenicelikselolarakyakınbirfizikortayakoymaktadır.Başkabir deyişle, sicim kuramının gerektirdiği kıvrılmış boyutları temsil etmek üzere seçilmelerihalinde, standart modeldeki parçacıklara yakından benzeyen sicim titreşimlerine yol açacakCalabi-Yau örnekleri vardır. Asıl önemlisi de sicim kuramı, kütleçekimi kuvvetini bu kuantummekanikçerçeveyebaşarılıbirbiçimdeeklemiştir.

Mevcut anlayış düzeyimiz itibarıyla, bu durum umabileceğimizin en iyisidir. Calabi-Yauşekillerinin birçoğu deneyle kabaca uyuşsaydı, belli bir tercih ile gözlediğimiz fizik arasındakibağlantıyı kurmak o kadar zorlayıcı olmayabilirdi. Birçok tercih hesaplara uyabilir, böylecedeneysel bir bakış açısından bile hiçbirini ayırıp öne çıkarmak mümkün görünmeyebilir. Öteyandan Calabi-Yau şekillerin hiçbiri gözlenen fiziksel özellikleri göstermeye birazcık olsunyaklaşmıyorsa,budurumdasicimkuramıgüzelbirkuramsalçerçeveolsada,evrenimizlehiçbirilgisi yokmuş gibi görünecektir. Ayrıntılı fiziksel etkileri belirleme konusundaki hayli işlenmemişmevcut becerimizle, kabul edilebilirlik kıstaslarına sahip görünen az sayıda Calabi-Yau şeklibulmaksonderececesaretlendiricibirsonuçtur.

Temelmaddevekuvvetparçacıklarınınözellikleriniaçıklamak,enbüyükbilimselbaşarılardanbiri-belkideenbüyüğü-olacaktır.Yinedesicimkuramınınortayakoyduğu,deneyselfizikçilerinşimdi ya da öngörülebilir bir gelecekte doğrulama girişiminde bulunabileceği öngörüler olupolmadığınısorabilirsiniz.Vardır.

Süperparçacıklar

Sicim kuramına dayanarak ayrıntılı tahminler ortaya koymamızı engelleyen kuramsalsıkıntılar,sicimlerdenoluşanbirevreninözelyönlerindençok,genelyönleriniaramayazorluyorbizi. Bu bağlamda "genel özellikler"den kastım, sicim kuramı açısından çok temel olanözelliklerdir; bunlar o kadar temel özelliklerdir ki sicim kuramının, bugün kuramsalanlamlandırma becerimizin ötesinde kalan ayrıntılı özelliklerinden tümüyle bağımsız olmasalarda,bunlaraduyarsızdırlar.Buözellikleri, kuramın tamamını iyiceanlamadandahi kendimizdeneminolarak tartışabiliriz.Sonrakibölümdebaşkaörnekleredebakacağız,amaşimdilikbir teközelliğeodaklanıyoruz:Süpersimetri.

Daha önce de tartıştığımız gibi, sicim kuramının temel bir özelliği, son derece simetrikolması, yalnızca sezgisel simetri ilkelerini kapsamakla kalmayıp bu ilkelerin maksimummatematiksel uzantısına, yani süpersimetriye de uygun olmasıdır. Bu da, VII. Bölüm'detartıştığımız üzere, sicim titreşimi örüntülerinin, eşlerdenbirinin spininin diğerinden yarımbirimküçük olduğu çiftler -süpereş çiftleri- halinde oluştuğu anlamına gelir. Sicim kuramı doğruysaeğer, bu durumda sicim titreşimlerinden bazıları bilinen temel parçacıklara tekabül edecektir.Süpersimetrik eşleşmeden dolayı da, sicim kuramı bilinen her parçacığın bir süpereşe sahipolduğu öngörüsünde bulunur. Bu süpereş parçacıkların her birinin taşıması gereken kuvvetyüklerini belirleyebiliriz, fakat halihazırda, bu parçacıkların kütlelerini tahmin etme becerisinesahip değiliz. Fakat hâl böyleyken dahi, süpereşlerin var olduğu öngörüsü, sicim kuramınıngenel bir özelliğidir; sicim kuramının henüz çıkartamadığımız özelliklerinden bağımsız olarakgeçerliliktaşıyan,gerçekbirözelliğidir.

Page 150: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Bilinentemelparçacıklardanhiçbirininsüpereşlerişimdiyedekgözlenmemiştir.Budurum,buparçacıkların var olmadığı, sicim kuramının yanlış olduğu anlamına gelebilir. Fakat birçokparçacık fizikçisine göre bu, süpereşlerin çok ağır olduğunu, dolayısıyla mevcut deneyselgözlemkapasitemiziaştığınıgöstermektedir.Fizikçilerbugünlerde İsviçre'ninCenevrekentindedevasa bir hızlandırıcı inşa ediyorlar: Büyük Hadron Çarpıştırıcısı. Bu makinenin süpereşparçacıkları bulacak kadar güçlü bir makine olmasına büyük umutlar bağlanmıştır.Hızlandırıcının, 2010 tarihinden önce çalışmaya hazır olması gerekmektedir, bundan kısa birsüre sonra da süpersimetri deneysel olarak doğrulanabilir. Schwarz'ın dediği gibi,"Süpersimetrininçokgeçkalmadankeşfedilmesigerekiyor.Bugerçekleştiğinde,çokbüyükbirşeyolacak.

Fakataklınızdatutmanızgerekenikişeyvar.Süpereşparçacıklarbulunsalarbile,tekbaşınabu olgu, sicim kuramının doğru olduğunu göstermeye yetmeyecektir. Daha önce görmüşolduğumuz gibi, süpersimetri, sicim kuramı üzerinde çalışılırken keşfedilmiş olsa da, noktaparçacıklara dayalı kuramlara da gayet başarılı bir biçimde dahil edilmiştir, dolayısıyla sicimkuramına özgü değildir. Öte yandan, süpereş parçacıkların Büyük Hadron Çarpıştırıcısıtarafındanbulunamamasıhalinde,buolgudatekbaşınasicimkuramınıgeçersizkılmayacaktır,çünküsüpereşlerinbumakinenin incelemeerimininötesinegeçecekkadarağırolmasıdasözkonusuolabilir.

Bunları söylemişken şunu da ekleyeyim: Aslında süpereş parçacıkların bulunması, sicimkuramınıngüçlüveheyecanvericiikinciderecekanıtlarındanbiriolacaktırkesinlikle.

KesirliYüklereSahipParçacıklar

Sicimkuramının,başkabirdeneysel imzasıdaelektrik yüküyle ilgilidir; süpereşparçacıklarkadar genel olmayan, fakat ayrn ölçüde önemli bir özelliktir bu. Standart modeldeki temelparçacıklar, elektrik yükleri bakımından çok sınırlı bir çeşitlilik gösterirler: Kuarklar ve karşıkuarklar 1/3 ya da 2/3 ve bunların negatif değerlerinde elektrik yüküne sahiptir, diğerparçacıklarınsaelektrik yükü0,1 yada—1'dir.Evrendebilinen tümmadde,buparçacıklarınkombinasyonlarıylaaçıklanır.Fakatsicimkuramında,ciddibiçimdefarklıelektrikyüklerinesahipparçacıklara denk gelen titreşim örüntülerinin bulunması mümkündür. Örneğin, bir parçacığınelektrik yükü çok çeşitli başka olasılıkların yanı sıra 1/5, 1/11, 1/13 ya da 1/53 gibi acayipkesirlideğerleralabilir.Kıvrılmışboyutlarbellibirgeometriközelliğesahipseeğerböylesıradışı yükler ortaya çıkabilir. Bu geometrik özelliği şöyle özetleyebiliriz: Sicimler tarafındansarmalanmak gibi tuhafbir özelliğe sahip delikler, bu sarmalanmadan ancak ve ancak bellikerelerkendietraflarındasarmalanmaklakurtulur."Ayrıntılarınözelbirönemiyoktur,fakatöylegörünüyor ki, sarmalanmadan kurtulmak için gerekli sarmalanmaların sayısı, mümkün olantitreşim örüntülerinde kendini göstermekte, titreşim örüntüleri kesirli yüklerdeki paydayıbelirlemektedir.

Bazı Calabi-Yau şekilleri bu özelliğe sahiptir, diğerleriyse değildir, bu yüzden de sıradışıkesirlielektrikyükünesahipolmaolasılığısüpereşparçacıklarınvarlığıkadargenelbirözellikdeğildir.Öteyandan,süpereşlerinvarlığınailişkinöngörü,sicimkuramınınbenzersizbirözelliğiolmasada,yıllarındeneyimigöstermiştirki,birnoktaparçacıkkuramındabutüracayipkesirlielektrikyüklerininvarolmasıiçiniknaedicibirsebepyoktur.Buyüklerzorlabirnoktaparçacıkkuramınadahiledilebilir,fakatbunuyapmakzüccaciyedükkânınafilsokmaknekadardoğalsao

Page 151: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

kadar doğal olacaktır. Başka boyutların sahip oldukları basit geometrik özelliklerden dolayıortaya çıkmaları olasılığı, bu sı radı şı elektrik yüklerini sicim kuramının doğal bir deneyselimzasıkılıyorolabilir.

Süperparçacıklarda olduğu gibi, böyle acayip yüklere sahip parçacıklar da hiçgözlenmemiştir; sicim kuramı anlayışımız da, başka boyutlar büyükleri ortaya çıkaracaközellikleresahipolsaydıbuparçacıklarınkütlelerineolurdusorusunakarşılıkkesinbiröngörüyümümkünkılmamaktadır.Buparçacıklarıgörmememizinbiraçıklamasıyine, varolsalardıeğerkütlelerinin bugünkü teknolojik imkânlarımızı aşan boyutlarda olması gerektiği cevabı olabilir;aslında bu parçacıkların kütlelerinin Planck kütlesi düzeninde olması muhtemeldir. Fakatgelecekte yapılacak bir deneyde, böyle acayip elektrik yükleriyle karşılaşılması, sicim kuramılehindeçokgüçlübirkanıtoluşturacaktır.

BazıUzunDönemOlasılıklar

Sicim kuramı lehinde kanıtlar bulabilmenin başka yolları da vardır. Örneğin, Witten uzundönemli bazı olasılıklar bulunması olasılığına dikkat çekmiş, gökbilimcilerin bir gün gökyüzünügözlerken topladıkları veriler içinde sicim kuramının doğrudan bir imzasını görebileceğinisöylemiştir.VI.Bölüm'degördüğümüzüzere,birsiciminboyutu,geneldePlanckuzunluğundadır,fakat daha enerjik sicimler daha büyük boyutlara ulaşabilir. Aslına bakarsanız, BüyükPatlama'nın enerjisi, makroskobik boyutlarda birkaç sicim ortaya çıkaracak kadar büyükolmalıdır,busicimler kozmikgenişlemesonucuastronomikölçeklerdebüyümüşolabilir.Bugünya da gelecekte bir gün, bu tür bir sicimin bir gece gökyüzünden geçebileceğini, böylecegökbilimcilerin topladıkları veriler üzerinde yanılmaz ve ölçülebilir bir iz (arka plandaki kozmikmikrodalga sıcaklığında küçük bir değişiklik gibi; IVX. Bölüm'e bakınız) bırakabileceğini hayaledebiliriz. Witten'ın dediği gibi, "Biraz hayalperestçe de olsa, sicim kuramının doğrulanmasıyolunda en sevdiğim senaryo bu, hiçbir şey bu meseleyi teleskopta bir sicim görmeninyaratabileceğikadarciddibiretkiyarataraksonuçlandıramaz.

Yeryüzününyakınlarındada,sicimkurammındeneyselimzalarıolabileceğiilerisürülenbaşkakanıtlar vardır. Beş tane örnek var. Öncelikle, Tablo 1.1'den bahsederken nötrinolar çok muhafif yoksa hiç mi kütleleri yok bilmediğimizi söylemiştik. Standart modele göre nötrinolarınkütlesi yoktur, fakat bunun özellikle derinlerde yatan bir sebebi de yoktur. Sicim kuramınagetirilebilecekbir itiraz,bugünve ilerdenötrinolarhakkındakiverilerle ilgiliolarak iknaedicibiraçıklamagetirilmesi,özellikledenihayetindedeneylersonucunötrinolarınküçükfakatsıfıraeşitolmayan bir kütleye sahip olduğunun gösterilmesi olacaktır. İkincisi, standartmodelin ortadankaldırdığı, fakat sicim kuramının, mümkün kıldığı bazı varsayımsal süreçler vardır. Protonunçözülmesiolasılığı (kaygılanmayın,doğruysaeğerbuçözülmeçokyavaşgerçekleşecektir)veçeşitli kuark bileşimlerinin nokta parçacıklara dayalı kuantum alan kuramının uzun zamandıryerleşik kabul ettiği özellikleri çiğneyerekmutasyon geçirip bozunması olasılıkları bu süreçlerarasındayeralır.Bu tür süreçler özellikle ilginçtir, çünkügeleneksel kuramdayeralmamaları,onları yeni kuramsal ilkelerebaşvurmaksızınaçıklanamayacakhassas fiziksel emareler halinegetirir. Gözlem yapılırsa eğer, bu süreçlerin biri, sicim kuramının bir açıklama getirmesi içinverimli bir zemin oluşturacaktır. Üçüncüsü, bazı Calabi-Yau seçenekleri dikkate alındığında,yeni,küçük,uzunerimlikuvvetalanlarınınvarlığınıetkilibirbiçimdegündemegetirebilecekbellisicimtitreşimörüntülerisözkonusudur.Butüryenikuvvetlerinetkilerininkeşfedilmeside,pekâlâsicimkuramınınyenifiziğinikısmenyansıtabilir.Dördüncüsü,sonrakibölümdebelirttiğimizüzere,

Page 152: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

gökbilimciler galaksimizin, muhtemelen de bütün evrenin karanlıkmaddeye gömülmüş olduğuyönünde kanıtlar toplamışlardır, karanlık maddenin özellikleri henüz belirlenmemiştir. Sicimkuramı,birçokolasıtitreşimörüntüsüsayesinde,karanlıkmaddeiçinbirçokadayönermektedir;bu adaylar hakkındaki karar, karanlıkmaddenin ayrıntılı özelliklerini ortaya koyan gelecektekideneylerinsonuçlarınıbeklemektedir.

Son olarak, sicim kuramını gözlemlere bağlamanın beşinci olası yolu, kozmolojik sabitleilgilidir; III. Bölüm'de tartıştığımız üzere, kozmolojik sabitin, Einstein'ın evrenin statik olduğusonucunavarmakiçinilkgenelgörelilikdenklemlerindegeçiciolarakyaptığıdeğişiklikolduğunuhatırlayalım. Sonradan evrenin genişliyor olduğunun keşfedilmesi, Einstein'ı bu değişikliktenvazgeçmeye zorlamışsa da, o tarihten beri, fizikçiler kozmolojik sabitin neden sıfır olmasıgerektiğininbiraçıklamasıolmadığınıfarketmişlerdir.Aslınabakarsanızkozmolojiksabit,uzayboşluğunda depolanmış bir tür toplam enerji olarak yorumlanabilir, dolayısıyla da değerikuramsal olarakhesaplanabilir, deneysel olarakdaölçülebilir olmalıdır. Fakat bugünedek, butür hesaplar ve ölçümler devasa bir uyumsuzluğu ortaya koymuştur: Gözlemler, kozmolojiksabitin ya sıfır olduğunu (Einstein'ın nihayetinde ileri sürdüğügibi) ya dahayli küçükolduğunugöstermektedir; hesaplar, boş uzaydaki kuantum mekanik dalgalanmaların, değeri sıfırolmayan, deneylerin mümkün kıldığından on üzeri 120 (1'den sonra 120 sıfır geliyor) dahabüyük (!) bir değere sahip bir kozmolojik sabit yaratma eğiliminde olduğunu göstermiştir. Budurum sicim kuramcılarının önüne muhteşem bir zorluk ve fırsat koyuyor: Sicim kuramınınhesapları,buuyumsuzluküzerindenilerleyipkozmolojiksabitinnedensıfırolduğunuaçıklayabilirmiyadadeneylernihayetindekozmolojiksabitindeğerininküçükolduğunu,amasıfırolmadığınıortayakoyarsasicimkuramıbununbiraçıklamasınısunabilirmi?Sicimkuramcılarıbugüçlüğüaşabilselerdi eğer -şimdilik bu durumda değillerdir- kuramı destekleyen ikna edici bir kanıtortayakoymuşolurlardı.

BirDeğerlendirme

Fiziktarihi,ilkortayakonduklarındatümüylesınanamazgörünen,fakatöngörülemeyençeşitligelişmeler sonucu, nihayetinde deneysel olarak doğrulanabilmenin alanına giren fikirlerledoludur. Maddenin atomlardan oluştuğu yönündeki kavrayış, Pauli'nin hayaletsi nötrinoparçacıkların varlığına dair varsayımı, göklerin nötron yıldızları ve kara deliklerle dolu olduğugörüşü,tamdabutürüçönemlifikirdir;bugünsıkıcasarıldığımız,fakatilkortayaatıldıklarındabilimselgerçeklerinözelliklerindençokbilimkurguhayallerolarakgörülmüşfikirlerdirbunlar.

Sicim kuramının ortaya konulmasının arkasındaki itici güçler de, enaz buüç fikirde olduğukadariknaediciolmuştur;aslınabakarsanızsicimkuramıkuramsalfizikte,kuantummekaniğininkeşfinden buyana gelmiş geçmiş en önemli ve heyecan verici gelişme addedilmiştir. Bukıyaslamagayetyerindebirkıyaslamadır,çünkükuantummekaniğinintarihibize,fizikalanındakidevrimlerinolgunluğaermesininyıllaralabileceğinigöstermektedir.Bugününsicimkuramcılarıylakarşılaştırıldığında,kuantummekanikçileribüyükbiravantajadasahiplerdi:Kuantummekaniğikısmen formüleedilmişolsada,deneysel sonuçlarladoğrudanbir ilişkisi vardı.Halböyleykenkuantum mekaniğinin mantıksal yapısının oturtulması 30 yıla yakın bir zaman aldı, özelgöreliliğin tam anlamıyla kurama dahil edilmesi de bir 20 yılı buldu. Bugünse genel göreliliğikurama dahil ediyoruz; çok daha zor bir iş bu, üstelik deneylerle doğrudan bağlantılı olmayıdaha da zorlaştıran bir iş. Kuantum kuramı üzerine çalışanların tersine, bugünkü sicimkuramcıları,doğanın,birsonrakiadımlarındaonlarakılavuzlukedecekolan -ayrıntılıdeneysel

Page 153: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

sonuçlaryoluyla-aydınlatıcıışığınasahipdeğiller.

Bu da, bir ya da birden fazla fizikçi kuşağının hayatlarını bir nebze olsun deneysel geribildirimalmaksızınsicimkuramınınaraştırılmasınavegeliştirilmesineadayacağınındüşünülebilirolması anlamına geliyor. Dünya çapında, sicim kuramını kuvvetle takip etmekte olan ciddisayıdafizikçibirriskaldıklarınıbiliyor:Ömürboyusürençabaları,kesinbirsonuçvermeyebilir.Hiçkuşkuyokkikuramsalalandaciddi ilerlemelersürecektir, fakatmevcutengellerinaşılmasıve deneysel olarak sınanabilir, kesin öngörüler ortaya konması için bu yeterli olacak mıdır?Dolaylı testler,sonuçtasicimkuramınınüzerindenduman tüten tabancasıolabilecekmidir?Busorularbütünsicimkuramcılarıaçısındantemelbirönemtaşır,bunlaraynızamandagerçektenhaklarında hiçbir şey söylenemeyecek sorulardır. Ancak ve ancak zaman, cevapları ortayaçıkaracaktır. Sicim kuramının güzel sadeliği, kütleçekimi ile kuantum mekaniği arasındakiçatışmayı yatıştırma biçimi, doğanın bütün bileşenlerini birleştirme yetisi, sınırsız öngörüdebulunmapotansiyeli,bunlarınhepsideburiskiüstlenmeyedeğerkılanzengin ilhamkaynaklarısunar.

Bu kibirli değerlendirmeler, sicim kuramının, sicimlere dayalı bir evrenin dikkat çekici yenifiziksel özelliklerini -doğanın işleyişinde ince ve derin bir tutarlılık bulunduğunu gösterenözellikler- ortaya çıkarma becerisiyle sürekli güçlendirilmektedir. Yukarıda kullandığımız dilitibarıyla, bunların birçoğu, bugünbilinmeyenayrıntılardanbağımsız olarak sicimlerden oluşanbirevrenin temelözellikleriolacaklar.Bunlararasındaenşaşırtıcıolanlar,hepgelişmekteolanuzayvezamankavrayışımızüzerindederinbiretkiyaratmıştır.

Page 154: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

X.Bölüm

KuantumGeometrisi

Einsteinyaklaşıkonyıllıkbir zamandilimi içinde,asırlıkNewtoncuçerçeveyi tekbaşınabirkenara itmiş ve dünyaya yepyeni, kanıtlanabilecek kadar derin bir kütleçekimi kavrayışısunmuştu. Çok geçmeden konunun uzmanı olanlar kadar olmayanlar da, Einstein'ın genelgörelilik kuramını kurmaktaki başarısının göz kamaştırıcı parlaklığını ve anıtsal özgünlüğünügöklere çıkaracaktı. AmaEinstein'ın bu başarısına ciddi bir katkıda bulunan elverişli birtakımtarihselkoşullarıgözardıetmememizgerekir.BahsettiğimizbuelverişlikoşullarınenbaşındadaGeorg Bernhard Riemann'ın 19. yüzyılda geliştirdiği, rasgele boyutlardaki eğri uzamlarıbetimlemekiçingerekligeometrikaraçlarısunanmatematikselgörüşlerigelir.Riemann1854'teGöttingen Üniversitesi nin açılışında yaptığı o meşhur konuşmada, düz uzamlara dayalıEukleidesçi düşüncenin zincirlerini kırmış ve her türden eğri yüzey geometrisininmatematikselaçıdan serbest bir yaklaşımla benimsenmesinin yolunu açmıştı. Matematiğin Şekil 3.4'te ve3.6'da görülenlere benzer yamulmuş uzamları niceliksel olarak inceleyebilmesini sağlayanRiemann'ın görüşleridir. Einstein'ın dehası bu matematiğin, kütleçekimi kuvvetiyle ilgili yenigörüşününuygulanmasıaçısındanbiçilmişkaftanolduğunugörmesindeyatar.Einstein,Riemanngeometrisindekimatematiğin kütleçekimi fiziğiylemükemmel bir uyum içinde olduğunu cesurcadilegetirmiştir.

Fakat bugün, Einstein'ın müthiş başarısından neredeyse bir asır sonra sicim kuramı bizegenelgöreliliği(mesafelerPlanckuzunluğukadarkısaolduğunda)kaçınılmazolarakdeğiştiren,kütleçekiminin kuantum mekaniksel bir betimlemesini sunuyor. Riemann geometrisi genelgöreliliğinmatematikselaçıdanenönemlikısmıolduğundan,sicimkuramınınyenikısamesafefiziğiniaynenyansıtabilmesiiçinRiemanngeometrisinindedeğiştirilmesigerekir.Genelgörelilikkuramı, evrenin eğri özelliklerinin Riemann geometrisiyle tanımlandığını ileri sürerken, sicimkuramı bunun sadece evrenin dokusunu yeterince büyük ölçeklerde incelediğimizde geçerliolduğunu ileri sürer. Planck uzunluğu kadar küçük ölçeklerde, sicim kuramının yeni fiziğiyleuyumlu, yeni bir geometri türünün ortaya çıkması gerekir. Bu yeni geometrik çerçeveyekuantumgeometrisidenir.

Riemann geometrisi için olduğunun aksine, sicim kuramcılarının benimseyip kuantumgeometrisinin hizmetine sunabileceği, bir matematikçinin rafında hazır bekleyen bir geometrişaheseri yoktur. Fizikçiler ve matematikçiler bugün azimle sicim kuramını inceliyor ve yavaşyavaşfiziğinvematematiğinyenibirdalınıoluşturuyor.Elikâyenintamamıhenüzyazılmamışsada bu araştırmalar, sicim kuramının uzay-zamana dair öngördüğü yeni geometrik özelliklerinbirçoğunu-Einstein'ıbilemutlakaheyecanlandırırdıdiyebileceğimizözellikler-ortayaçıkarmıştır.

RiemannGeometrisininÖzü

Birtrambolininüzerindezıplarsanız,vücudunuzunağırlığı,trambolininelastiklifleriningerilerektrambolinin yamulmasına yol açar. Vücudunuzun altına gelen kısımda bu gerilme en yüksekdüzeydedir, trambolinin kenarlarına doğru daha az fark edilir bir hal alır. Trambolinin üzerindeMonaLisagibi tanıdıkbirresimolmasıhalindebunuaçıkçagörebilirsiniz.TrambolininüzerindeherhangibirağırlıkyoksaMonaLisanormalgörünür.Amatrambolininüzerindedurduğunuzda,

Page 155: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Mona Lisanın görüntüsü, özellikle de Şekil 10.1'de görüldüğü üzere tam vücudunuzun altınagelenkısımdaçarpılır.

Buörnek,Riemann'ınyamulmuşşekilleribetimlemekiçingeliştirdiğimatematikselçerçeveninözünüanlatıyor.KendindenöncegelenCariFriedrichGauss,NikolaiLobachevsky,JanosBolyaive başka matematikçilerin görüşlerinden yararlanan Riemann, bir nesnenin üzerindeki ya daiçindeki bütün yerler arasındaki mesafeleri titizlikle analiz ederek bir nesnenin eğriliğininderecesinin hesaplanabileceğini göstermişti. Kabaca dile getirecek olursak, birörnek olmayangerilmenekadar fazlaysa -yanidüzbir şekil üzerindekimesafe ilişkilerindeki sapmanekadarfazlaysa- nesnenin eğriliği de o kadar fazladır. Örneğin trambolinin en fazla gerildiği yervücudunuzun tamaltındakalankısmıdır, dolayısıylaen fazlabubölgedekinoktalararasındakimesafeilişkileriçarpılmıştır.Dolayısıylatrambolinineğriliğibubölgedeenfazladır;zatensizdeöyle olmasını beklersiniz, çünkü Mona Lisa en fazla bu kısımda çarpılmıştır, o her zamankigizemlitebessümünyeriniasıkbirsuratalmışgibidir.

Şekil10.1MonaLisatramboliniüzerindedururken,görüntüençokvücudunuzunağırlığıaltındakikısımdaçarpılır.

Einstein, Riemann'ın matematiksel keşiflerini onlara somut bir fiziksel yorum kazandırarakbenimsedi. III. Bölüm'de de tartıştığımız üzere, uzay-zamanın eğriliğinin kütleçekimi kuvvetiniiçerdiğini gösterdi. Ama gelin bu yorum üzerinde biraz daha düşünelim. Matematiksel olarakuzay-zamanın eğriliği -trambolinin eğriliği gibi- uzay-zamandaki noktalar arasındaki mesafeilişkilerinin çarpıldığını gösterir. Fiziksel olarak, bir nesnenin algıladığı kütleçekimi kuvveti, buçarpılmanındoğrudanbiryansımasıdır.Aslınabakarsanıznesnegiderekküçültüldüğünde,yaninoktayı fiziksel açıdan soyut bir matematiksel kavram olarak anlamaya yaklaştıkça, fizik ilematematik hiç olmadığı kadar uyumlu olur. Fakat sicim kuramı, Riemann'ın geometrikbiçimciliğinin kütleçekimi fiziği tarafındansomutolarakalgılanmasınabir sınır getirir, çünkübirnesneyiküçültmeninbirsınırıvardır.Sicimlerdüzeyineinildimi,dahailerigidilemez.Gelenekselnoktaparçacıkkavrayışısicimkuramındayoktur;budasicimkuramınınkütleçekiminedairbirkuantumkuramı sunabilmesinin temel bir unsurudur.Bubize,Riemann'ın esasolaraknoktalararasındaki mesafelere dayanan geometrik çerçevesinin, sicim kuramı tarafından mikroölçeklerdedeğiştirildiğinisomutbirbiçimdegösteriyor.

Bugözlemin,genelgöreliliğinsıradanmakroskobikuygulamalarıüzerindeçokküçükbiretkisivardır.Örneğinkozmolojikincelemeleryapanfizikçiler,koskocagalaksilerisankibirernoktaymışgibi modeller; çünkü galaksiler evrenin bütününe kıyasla son derece küçüktür. Bu yüzden de,genelgöreliliğinkozmolojikbağlamdakibaşarısınındaişaretettiğiüzere,Riemann'ıngeometrik

Page 156: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

çerçevesininböylehambirbiçimdeuygulanmasıçokkesinbirtahmindir.Fakatultramikroskobikalanlar söz konusuolduğunda, sicimlerin bir boyutununolması, basitçeRiemanngeometrisininuygun matematiksel biçim olmamasına yol açar. Birazdan göreceğimiz gibi Riemanngeometrisininyerini, tamamenyenivebeklenmediközelliklerortayaçıkmasınayolaçan,sicimkuramınaözgükuantumgeometrisialmalıdır.

KozmolojikBirOyunBahçesi

KozmolojidekiBüyükPatlamamodelinegöre,bütünevrenyaklaşık15milyaryılönce,şiddetlibir tekil kozmik patlama sonucu doğmuştur. İlk olarak Hubble'ın keşfettiği üzere, bugün bupatlamanın "kalıntılarının" milyarlarca galaksi olarak hâlâ dışa doğru akmakta olduğunugörebiliyoruz. Evren genişlemektedir. Bu kozmik büyüme sonsuza kadar devam mı edecek,yoksa günün birinde genişleme durup tersine dönecek ve içe doğru bir kozmik patlama mıolacak bilmiyoruz. Gökbilimciler ve astrofizikçiler deneyler yaparak bu soruyu cevaplamayaçalışıyor, çünkü cevap ilkesel olarak ölçülebilen bir şeye bağlı: Evrendekimaddenin ortalamayoğunluğuna.

Eğermaddeninortalamayoğunluğukritikyoğunluğuaşacakolursa(yanibirsantimetreküpte,bir gramın bir milyarda birinin bir milyarda birinin bir milyarda birinin yüzde biri (10-29), ki buevreninhermetreküpündeyaklaşıkbeşhidrojenatomudemektir),büyükbirkütleçekimikuvvetikozmosa nüfuz edecek, genişleme duracak ve süreç tersine dönecektir. Maddenin ortalamayoğunluğu kritik değerden daha azsa, kütleçekimi genişlemeyi durduramayacak kadar zayıfolacak, bu durumda genişleme sonsuza dek sürecektir. (Dünyaya dair kendi gözlemlerinizedayanarak,evreninortalamakütleyoğunluğununkritikdeğeriçokaştığınıdüşünebilirsiniz.Fakatunutmayın ki madde -tıpkı para gibi- kümelenme eğilimindedir. Dünya'nın, Güneş sisteminin,hattaSamanyolugalaksisinin ortalamakütle yoğunluğunuevreninortalamakütle yoğunluğununbir göstergesi olarak kullanmanın, Bill Gates'in servetini ortalama bir dünyalının geliriningöstergesiolarakkullanmaktanpekbir farkı yoktur.Nasıl ki birçokkişinin servetiBillGates'inservetinin yanında hayli sönük kalıyor ve bu da ortalamayı çok düşürüyorsa, galaksilerinarasında da toplam ortalama madde yoğunluğunun ciddi biçimde düşmesine sebep olanneredeyseboş,çokfazlaalanvardır.)

Gökbilimciler, galaksilerinuzaydaki dağılımını titizlikle inceleyipevrendeki görünürmaddeninortalamamiktarınınneolduğusorusunucevaplayabilir.Bumiktarınkritikdeğerdenciddiorandaaz olduğu anlaşılmıştır. Fakat evrenin karanlıkmaddeyle dolu olduğu yönünde hem kuramsalhemdeneysel pek çokgüçlü kanıt vardır.Karanlıkmadde, yıldızlaraenerjilerini verennükleerfüzyon süreçlerine dahil olmayan maddedir, dolayısıyla ışık vermez ve teleskopla bakıncagörülmez. Kesin miktarını bilmek şöyle dursun, daha kimse karanlık maddenin ne olduğunuçözememiştir.Buyüzdendehalihazırdagenişlemekteolanevrenimizinakıbetişimdilikbelirsizdir.

Sırf tartışmayı ilerletmek için, kütle yoğunluğunun kritik değeri aştığını, uzak gelecekte birgün genişlemenin duracağını ve evrenin kendi üzerine çökmeye başlayacağını varsayalım.Bütün galaksiler yavaş yavaş birbirlerine yaklaşmaya başlayacak, zaman içinde birbirlerineyaklaşmahızlarıartacak,sonradaçokbüyükbirhızlabirbirlerinedoğruilerleyeceklerdir.Bütünevreni, giderek sıkışıp küçülen bir kozmik kütle olarak hayal etmeniz gerekiyor. III. Bölüm'deanlatıldığı gibi, evrenin büyüklüğü maksimum milyarlarca ışık yılından milyonlarca ışık yılınainecek,hızlarıheranartarakbirbirineyaklaşanherşey tekbirgalaksibüyüklüğünesıkışacak,

Page 157: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

sonratekbiryıldız,ardındanbirgezegen,birportakal,birfasulye,birkumtanesibüyüklüğüne,sonradagenelgöreliliğegörebirmolekül,biratombüyüklüğüneinecektir,sonradaönlenemeznihai kozmik çöküşle hiç büyüklüğü kalmayacaktır. Genel kabul gören kurama göre, evrenbaşlangıçta sıfır büyüklükten bir patlamayla doğmuştur; yeterince kütlesi varsa, nihai kozmiksıkışmayabenzerbirçöküşlesonbulacaktır.

FakatsözkonusumesafeölçekleriPlanckuzunluğucivarındaysayadaondandahakısaysa,kuantummekaniğinin genel görelilik denklemlerini geçersiz kıldığını artık gayet iyi biliyoruz.Ozaman sicim kuramını kullanmamız gerekir. Böylece, Einstein'ın genel görelilik kuramı evreningeometrik biçiminin rasgele küçülmesini mümkün kılarken -tıpkı Riemann geometrisindekimatematiğin, soyut bir şeklin aklın alabileceği kadar küçülmesini mümkün kılması gibi- sicimkuramınınbutabloyunasıldeğiştirdiğisorusuylakarşıkarşıyakalıyoruz.Birazdangöreceğimizgibi, sicim kuramının fiziksel olarak erişilebilir mesafe ölçeklerine bir kez daha bir alt sınırgetirdiği yönünde kanıtlar vardır. Sicim kuramı evrenin hiçbir uzamsal boyutunun Planckuzunluğundan daha fazla kısaltılamayacağı iddiasında bulunur, ki bu çok dikkat çekici biryeniliktir.

Artık sicim kuramına aşina olduğunuza göre, bunun nasıl olduğuna dair bir tahmindebulunmayıgözealabilirsiniz.Nedeolsa,nekadarçoknoktayı -yaninoktaparçacığı-üstüstekoysanız da, toplam hacimlerinin hâlâ sıfır olduğunu söyleyebilirsiniz. Oysa bu parçacıklaraslındasicimse,tümüylerasgelekonumlardabirarayagelmişlerse,sıfırdanfarklıbüyüklüktebirkabarcığıdoldururlar,sankibirbirinedolaşmışlastikbantlardanoluşanPlanckbüyüklüğündebirtopgibi.Savınızbuysa,doğruyoldasınızdemektir; fakatsicimkuramınınevreninminimumbirbüyüklüğü olacağını iddia ederken zarafetle kullandığı çok önemli ve hemen fark edilmeyenunsurlarıgözdenkaçırıyorsunuzdur.Buunsurlaretkisiniyenigöstermeyebaşlayansicimfiziğiniveonunuzay-zamanıngeometrisiüzerindekietkisinisomutbirbiçimdevurgulamayayarar.

Konunun bu önemli yönlerini açıklayabilmek için öncelikle, konuyla doğrudan ilgili olmayanayrıntılarıbirkenarabırakan,amabuaradadayenifiziğifedaetmeyenbirörneğegeridönelim.Sicimkuramındakionuzay-zamanboyutununhepsini -hattaaşinaolduğumuzdört uzay-zamanboyutunubile-dikkatealmakyerine,BahçeHortumuevrenegeridönelim.Buikiuzamsalboyutluevreni ilkolarakVIII.Bölüm'desicimkuramıöncesibağlamda,Kaluza ileKlein'ın1920'lerdekigörüşlerinin çeşitli yönlerini açıklarken kullanmıştık.Şimdi de sicimkuramınınözelliklerini basitbir ortamda incelemek için bir "kozmolojik oyun bahçesi" olarak kullanalım: Edindiğimizkavrayışları,sicimkuramınıngerektirdiğibütünuzamsalboyutlarıdahaiyianlamakiçinbirazdankullanacağız. Bunun için de, Bahçe Hortumu evrenin dairesel boyutunun başlangıçta gayetdolgunolduğunu,amasonraboyutlarınıngiderekküçüldüğünüveÇizgiülkebiçimine-yanibüyükçökmeninbasitleştirilmiş,kısmibirhaline-yaklaştığınıdüşünelim.

Cevaplamaya çalıştığımız soru şu: Acaba bu kozmik çöküşün geometrik ve fizikselniteliklerinin, sicimlere dayalı bir evrenden ve nokta parçacıklara dayalı bir evrenden belirginolarakfarklıözelliklerivarmı?

EnTemelYeniÖzellik

Yenisicim fiziğinin temelinibulabilmek içinçokdauzağagitmemizegerekyok.Bu ikiboyutluevrende hareket eden bir nokta parçacık. Şekil 10.2'de görülen biçimlerde hareket edebilir:

Page 158: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Bahçe Hortumu evrenin uzunluğu boyunca hareket edebilir, hortumun kıvrılmış kısmı boyuncahareketedebiliryadabu ikisininbileşimiolanbirhareketyapabilir.Birsicim ilmeğidebenzerihareketler yapabilir, ama bir farkla: Sicim ilmeği yüzeyin üzerinde hareket ederkenŞekil 10.3(a)'da görüldüğü gibi salınır. Bu önceden biraz ayrıntılı olarak tartıştığımız bir farklılıktır:Yaptığı salınımlar sicime, kütle ve kuvvet yükü gibi bazı özellikler kazandırır. Sicim kuramınınönemli bir yönü olsa da şimdi buna odaklanmayacağız, çünkü bunun fiziksel etkilerini dahaöncedenanlamıştık.

Şekil10.2Birsilindirüzerindehareketedennoktaparçacıklar

Şekil10.3Sicimlerbirsilindirüzerindeikifarklıbiçimdehareketedebilir;"sarılmamış"ve"sarılmış"halde.

Şimdi nokta parçacıkların hareketiyle sicimlerin hareketi arasındaki başka bir farklailgileniyoruz; sicimin hareket ettiği uzayınşekline doğrudan bağlı bir farkla. Sicimin bir boyutuolduğundan,öncedenbelirttiklerimizindışındabaşkabirolasıhareketşeklidahasözkonusudur:Şekil10.3(b)'degörüldüğügibisicimBahçeHortumuevrenindaireselkısmınasatılabilir(deyimyerindeyse bir kement gibi). Sicim kaymaya ve salınmaya devam edecektir, fakat bunu yerkaplayarakyapacaktır.Aslınabakarsanız,sicimuzayındaireselkısmınıpekçokdefasarabilir(Şekil 10.3 (b)'de gösterildiği gibi); kayarken yine salınındı bir hareket gerçekleştirecektir. Birsicim böyle sarılmış bir şekildeyse eğer, sarmal halde olduğunu söyleriz. Belli ki sarmal hal,sicimlere içkin bir olasılıktır. Nokta parçacıklarda bunun karşılığı yoktur. Şimdi, bu nitelikselolarakyenisicimhareketinin,hemsiciminkendisihemdesardığıboyutungeometriközellikleriüzerindekietkisinianlamayaçalışalım.

SarılmışHaldekiSicimlerinFiziği

Sicimlerinhareketiyleilgiliöncekitartışmamızsırasında,sarılmamışsicimlereodaklanmıştık.Uzayın dairesel bir bileşenini saran sicimler, daha önce incelediğimiz sicimlerle neredeysetamamen aynı özelliklere sahiptir. Bu sicimlerin sahnımları da, tıpkı sarılmamış sicimlerinsalınımları gibi, gözlenen özelliklerine katkıda bulunur. Aralarındaki esas fark, sarılmış birsiciminminimum bir kütlesinin olmasıdır; bu kütleyi dairesel boyutunbüyüklüğü ve sicimin budaireselboyutukaçkezsardığıbelirler.Siciminsalınımhareketibuminimumkütleyibirazartırır.

Buminimumkütleninkaynağınıanlamakzordeğildir.Sarılmışbirsiciminminimumbiruzunluğu

Page 159: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

vardır; bu uzunluğu dairesel boyutun çevresi ve sicimin dairesel boyutu kaç kez çevrelediğibelirler. Sicimin minimum uzunluğu, sicimin minimum kütlesini belirler: Bu uzunluk ne kadarfazlaysa, kütle de o kadar büyüktür, çünkü sicim o kadar daha büyük demektir. Bir daireninçevresi yarıçapıyla doğru orantılı olduğundan, sardmış haldeki minimum kütleler de etrafınasarıldıklarıdaireninyarıçapıyladoğruorantılıdır.Einstein'ınkütleyienerjiyleilişkilendirenE=mc2formülünükullanarak,sarılmışbirsicimdekienerjinin,daireselboyutunyarıçapıyladoğruorantılıolduğunu da söyleyebiliriz. (Sarılmamış sicimlerin de çok küçük bir minimum uzunluğu vardır;öyleolmasaydınoktaparçacıklarınalanınadönmüşolurduk.Aynıakıl yürütmeyle,sarılmamışsicimlerinbileçokçokküçük, fakatsıfırdanfarklıbirkütleyesahipolduğusonucunavarabiliriz.Bu bir anlamda doğrudur, fakat VI. Bölüm'de karşılaştığımız kuantum mekaniği etkileri -yinePrice is Right'ı hatırlayalım- kütleye yapılan bu katkıyı tam olarak iptal edebilir. Sarılmamışsicimlerin, örneğin sıfır kütleli fotonu, gravitonu ve diğer kütlesiz ve neredeyse kütlesizparçacıklarıbuşekildeortayaçıkardığınıbiliyoruz.Sarılmışsicimlerbubakımdanfarklıdır.)

Sarılmış sicim şekillerinin varlığı, sicimlerin sardığı boyutun geometrik özelliklerini nasıletkiler?İlkolarak1984'teJaponfizikçilerKeijiKikkawaileMasamiYamasaki'ninbulduğucevapçoktuhafvedikkatçekicidir.

BüyükçöküşünBahçeHortumuevrendekiversiyonunun,kıyametiandıransonaşamalarınıbirdüşünelim. Genel göreliliğe göre dairesel boyutun yarıçapı Planck uzunluğuna kadar küçülüpdaha da küçülmeyi sürdürür; sicim kuramıysa aslında neler olduğunu kökten yenidenyorumlamamız gerektiği üzerinde durur. Sicim kuramının iddiası şudur: Dairesel boyutunyarıçapının Planck uzunluğundan kısa olduğu ve kısalmaya devam ettiği Bahçe Hortumuevrende bütün fiziksel süreçler, dairesel boyutun Planck uzunluğundan daha uzun olduğu veuzamaya devam ettiği fiziksel süreçlerle mutlak olarak aynıdır! Bu da dairesel boyut Planckuzunluğunugeçip dahada küçülmeye ve çökmeye çalışırken, bu çabanın durumugeometrininaleyhine çeviren sicim kuramı tarafından etkisizleştirildiği anlamına gelir. Sicim kuramı bugelişmenin, dairesel boyutun önce Planck uzunluğuna inmesi, sonra genişlemeye başlamasıolarakyenidenifadeedilebileceğini-tamolarakyenidenyorumlanabileceğini-göstermiştir.Sicimkuramı kısa mesafe geometrisinin yasalarını yeniden yazar, öyle ki önceden tam bir kozmikçöküşolarakgörülenşeyartıkkozmikbirpatlamaolarakgörülmektedir.DaireselboyutPlanckuzunluğu kadar küçülebilir. Fakat sarmal hallerden dolayı, daha da küçülme girişimleri aslındagenişlemeylesonuçlanacaktır.Sebebinigörelim.

SicimHalleriYelpazesi

Sicimlerin sarılmış halde de bulunabilme olasılığı, Bahçe Hortumu evrendeki bir siciminenerjisinin iki kaynaktan geldiğini gösterir: Titreşimli hareket ve sarmalama enerjisi. Kaluza ileKlein'ınmirasınagöre,bunlarınikisidehortumungeometrisine,yanihortumunkıvrılmışdaireselbileşeninin yarıçapına dayanmaktadır, fakat bu belirgin bir biçimde sicimlere özgüdür; çünkünokta parçacıklar hortumun boyutlarını saramaz. O halde ilk işimiz sarmalama enerjisinin vetitreşimin, sicimin enerjisine katkısının dairesel boyutun büyüklüğüne tam olarak nasıl bağlıolduğunubelirlemekolacak.Buamaçla,sicimlerintitreşimhareketleriniikigrubaayırmakuygun:Birörnek ve sıradan titreşimler. Sıradan titreşimler, Şekil 6.2'de de görülen, tekrar tekrarbahsettiğimiz olağan sahnımları ifade eder. Birörnek titreşimlerse daha da basit bir hareketiifadeeder:Sicimin şeklini değiştirmeden, bir yerdendiğerine kayarken yaptığı hareket.Bütünsicimhareketlerikaymanınvesalınmanın-birörnekvesıradantitreşimlerin-birbileşimidir,fakat

Page 160: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

şimdi tartıştığımız konu açısından sicimlerin hareketlerini bu şekilde ayırmak işimizikolaylaştıracaktır. Aslına bakarsanız, sıradan titreşimler akıl yürütmemizde çok önemli bir roloynamayacak, dolayısıyla bu titreşimlerin etkilerine, savın özünü ortaya koyduktan sonradeğineceğiz.

İşte iki temel gözlem. İlki, bir sicimin birörnek titreşimlerinin enerjisi, dairesel boyutunyarıçapıylatersorantılıdır.Bu,kuantummekaniğininbelirsizlikilkesinindoğrudanbirsonucudur:Yarıçapküçülürsesicimdahakatıbirbiçimdesınırlanır,dolayısıyla-kuantummekaniğineözgü"kapalı yer korkusu" yüzünden- hareketinin enerjisini artırır. Yani dairesel boyutun yarıçapıküçüldükçe, sicimin hareketinin enerjisi mutlaka artar; bu ters orantılı olmanın ayırt ediciözelliğidir. İkincisi, bir önceki kısımda da gördüğümüz gibi, sarmal hal enerjisi yarıçapla -tersdeğil-doğruorantılıdır.Bunun,sarılmışsicimlerinminimumuzunluğunun,dolayısıyladaminimumenerjilerinin yarıçapla doğru orantılı olduğu için böyle olduğunu unutmayın. Bu iki gözlem,yarıçapın büyük değerlere sahip olmasının sarmalama enerjilerinin büyük, titreşim enerjilerininküçük olması, yarıçapın küçük değerlere sahip olmasının da sarmalama enerjilerinin küçük,titreşimenerjilerininbüyükolmasıanlamınageldiğiniortayakoyar.

Bütün bunlar da bizi kilit olguya götürüyor: Bahçe Hortumu evrendeki her büyük daireselyarıçapa karşılık gelen, büyükyarıçaplı evrendeki sicimlerin sarmalama enerjilerinin küçükyarıçaplı evrendeki sicimlerin titreşim enerjilerine, büyük yarıçaplı evrendeki sicimlerin titreşimenerjilerinindeküçükyarıçaplıevrendekisicimlerinsarmalamaenerjilerineeşitolduğuküçükbirdairesel yarıçap vardır. Fiziksel özellikler, bir sicimin şeklinin toplam enerjisine -bu enerjiyetitreşiminnekadar,sarmalhareketinnekadarkatkıdabulunduğunadeğil-duyarlıolduğundan,Bahçe Hortumu evren için geometrik olarak farklı bu biçimler arasında hiçbir fiziksel farkyoktur. İşin tuhafı, sicimkuramı "dolgun"birBahçeHortumuevrenle "ince"birBahçeHortumuevrenarasındahiçbirfarkolmadığıiddiasındadır.

Kozmik bir çoklu bahis yani. Akıllı biryatırımcı olarak şöyle bir durumla karşılaştığınızdayapmanızgerekenşeyebenziyorbiraz.DiyelimkiWallStreet'teişlemgörenikihissesenedinin-örneğinbiriegzersizaletleriüretenbirşirkete,diğeridekalpbypassameliyatlarındakullanılanventilleri üreten bir şirkete ait olsun- kaderinin ayrılmaz biçimde birbirine bağlı olduğunuöğrendiniz. Bugün borsanın kapanışında iki şirketin de hisseleri bir dolardan işlem görüyordu;güvenilir bir kaynak da size birinin hisselerinin değeri yükselirse diğerinin hisselerinin değerkaybedeceğini ya da tersinin olacağını söyledi.Ayrıca kaynağınız -tamanlamıyla güvenilir birkaynak, ama yol göstericiliği yasal sınırları aşıyor olabilir- ertesi gün bu iki hissenin kapanışfiyatlarının kesinlikle birbiriyle ters orantılı bir ilişki içinde olacağını da haber verdi. Yani birşirketin hisseleri kapanışta 2 dolardan işlem görüyorsa, öbürünün hisseleri 1/2 dolardan (50sent),birininhisselerikapanışta10dolardanişlemgörüyorsa,öbürününhisseleri1/10dolardan(10sent) işlemgörecektivs.Fakatkaynağınızhangihisseninyüksekhangisinindüşük fiyattankapanacağınısöylemedi.Neyaparsınız?

Herhaldebütünparanızıbuikişirketinhisseleriarasındaeşitolarakpayedipderhalborsayayatırırsınız. Birkaç örneği kontrol edince siz de görürsünüz ki, ertesi gün ne olursa olsunyatırımınızdeğerkaybedemez.Enkötüihtimalleaynıkalır(ikişirketinhisselerikapanıştatekrar1dolardanişlemgörecekolursa),fakathissefiyatlarındakiherhangibirhareket-köstebeğinizinverdiğibilgiyletutarlıolarak-birikiminiziartıracaktır.

Page 161: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Örneğin egzersiz aletleri üreten şirketin hisseleri günü 4 dolardan, kalp ventilleri üretenşirketin hisseleri 1/4 dolardan (25 sent) kapatırsa, ikisinin bileşik değeri 4,25 dolar eder (herhisse çifti için), oysa önceki gün bu değer 2 dolardı. Ayrıca net gelir açısından bakarsanız,egzersizaletleri üreten şirketinhisselerimi yükselmiş kalp ventilleri üreten şirketinhisselerimidüşmüş ya da tam tersi mi olmuş, hiç önemi yoktur. Yalnızca paranızın toplam miktarıylailgileniyorsanız,bubirbirindentamamenfarklıikikoşulmaliaçıdantamamenaynıdır.

Sicimkuramındakidurumda,sicimşekillerindekienerjinin,sicimin toplamenerjisinekatkılarıgenellikle farklı olan iki kaynaktan -titreşim ve sarmalama- gelmesi açısından buna benzer.Fakatbirazdandahaayrıntılıolarakgöreceğimizüzere,birbirinden farklıbazıgeometrikkoşulçiftleri -yüksek sarmalama enerjisi/düşük titreşim enerjisi ya da düşük sarmalamaenerjisi/yüksek titreşim enerjisi çiftleri- fiziksel olarak ayırt edilemez. Finans dünyasındanverdiğimiz, iki hisse senedi arasında ayrım yapmanın ancak toplam zenginlik dışında birdeğerlendirmeye gidildiğinde mümkün olduğu örneğin tersine, iki sicim senaryosu arasındakesinliklehiçbirfizikselfarklılıkyoktur.

Örneğimizle sicim kuramı arasındaki benzerliği biraz daha artıralım ve başlangıçta yatırımyaparkenparanızıikişirketinhisseleriarasındaeşitolarakbölmeyipdediyelimegzersizaletleriüretenşirketin1000hissesini,kalpventilleriüretenşirketinde3000hissesinialmışolsaydınızneolurdu,diyedüşünelim.Budurumdatoplambirikiminizgünühangişirketinyüksek,hangişirketindüşük değerden kapatacağına bağlıdır. Örneğin hisselerin biri günü 10 dolardan (egzersizaletleri), diğeri 10 sentten (kalp ventilleri) kapatırsa, baştaki 4000 dolarlık yatırımınız 10.300dolar olacaktır. Tersi olursa -hisseler günü 10 sentten (egzersiz aletleri) ve 10 dolardan (kalpventilleri)kapatırsa-birikiminizindeğeri30.100dolarolacaktır,yaniçokdahafazla.

Yine de hisse senetlerinin kapanış fiyatları arasındaki ters orantılı ilişki şunu garantiler: Birarkadaşınız sizin yaptığınızın tam "tersi" bir yatırım yaparsa -yani egzersiz aletleri şirketinin3000 hissesini, kalp ventili şirketinin 1000 hissesini satın alırsa- birikiminin toplam değeri,kapanıştaventilyüksek/egzersizaletleridüşükolursa10.300dolar (kapanıştaegzersizaletleriyüksek/ventil düşük olması halinde siz de aynı miktarda kazanacaktınız), egzersiz aletleriyüksek/ventil düşük olursa 30.100 dolar (karşılık gelen durumda sizin birikiminizle yine aynımiktarda) olacaktır. Demek oluyor ki hisselerin toplam değeri açısından bakıldığında, hangişirketin yüksek değerden, hangi şirketin düşük değerden kapanacağının karşılıklı olarakdeğişmesi,sahipolduğunuzhisselerinsayısınınkarşılıklıolarakdeğişmesiyletelafiedilmişolur.

Busongözlemiaklınızda tutun, çünküşimdi sicimkuramınadönüpbelirli bir örnektekiolasısicim enerjileri üzerine düşüneceğiz. Örneğin Bahçe Hortumu evrenin dairesel boyutununyarıçapı Planck uzunluğunun 10 katı olsun. BunuR=10 diye yazacağız. Bir sicim bu daireselboyutunçevresinibirkere, ikikere,üçkerevs.sarabilir.Birsicimindaireselboyutunçevresinikaç kere sardığı sarmal sayısı ifadesiyle anlatılır. Sarılmış sicimin uzunluğuna bağlı olansarmalama enerjisi, yarıçap ile sarmal sayısının çarpımıyla doğru orantılıdır. Ayrıca sarmalsayısıneolursaolsun,sicimtitreşimhareketiyapabilir.Şimdiincelediğimizbirörnektitreşimlerinenerjisiyarıçapatersbirorantıylabağlıolduğundan,enerjilerikarşılıkgelenyarıçapın(1/R)tamsayıkadarıyladoğruorantılıdır;buörnektebudeğerPlanckuzunluğununondabiridir.Bu tamsayıkatadatitreşimsayısıderiz.

Gördüğünüzüzerebudurum,sarmalsayısınınvetitreşimsayısınınikişirketinhisselerine,R

Page 162: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

ile 1/R'nin de iki şirketteki hisselerin her birinin kapanış fiyatlarına karşılık gelmesi açısındanWall Street'te karşılaştığımız duruma çok benziyor. Şimdi, tıpkı elinizdeki hisse sayısını vebunların kapanış fiyatlarını kullanarak yatırımınızın toplam değerini kolaycahesaplayabileceğinizgibi,birsicimintaşıdığıtoplamenerjiyidetitreşimsayısını,sarmalsayısınıve yarıçapı kullanarak hesaplayabiliriz. Tablo 10.1'de, yarıçapıR=10 olan bir BahçeHortumuevrendekisarmalsayılarınave titreşimsayılarınagörenitelendirdiğimizçeşitlisicimşekillerinintoplamenerjilerinigösterenkısmibirlisteverdik.

Tablo10.1Şekil10.3'tegösterilenR=10yarıçaplıbirevrendehareketedenbirsicimiçinörnektitreşimvesarmalamaşekilleri.Titreşimenerjileri1/10'unkatlarıolarak,sarmalama

enerjileride10'unkatlarıolarakkatkıdabulunurvesonuçtatablodasıralanantoplamenerjilerortayaçıkar.EnerjibirimiPlanckenerjisidir,dolayısıylaörneğinsağdakisütundayeralan10,1

ifadesiPlanckenerjisinin10,1katıanlamınagelmektedir.

Sarmal sayıları ve titreşim sayıları rasgele tam sayı değerler alabileceği için, tablonuntamamı sonsuz uzunlukta olurdu; fakat tablonun örnek olarak verdiğimiz kısmı buradakitartışmamız açısından yeterlidir. Tablodan ve söylediklerimizden, yüksek sarmalamaenerjili/düşük titreşim enerjili bir durumda olduğumuzu anlıyoruz. Sarmalama enerjilerinin 10'unkatları,titreşimenerjilerinindedahaküçükbirsayıolan1/10'unkatlanolduğunugörüyoruz.

Page 163: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Tablo10.2Tablo10.1'dekigibi,aradakitekfarkçapın1/10olması.

Şimdidaireselboyutunyarıçapının10'dandiyelim9,2ye,sonra7,1'eindiğini,sonrada3,4'e,2,2'ye, 1,1'e, 0,7ye ve sonunda da 0,1'e (1/10) indiğini düşünelim; tartışmamız açısındanyarıçapın küçülmesi burada dursun. Bahçe Hortumu evrenin geometrik olarak farklı olan bubiçiminde de, sicim enerjileri için benzer bir tablo derleyebiliriz: Sarmalama enerjileri artık1/10'un katlarıdır, titreşim enerjileri de 1/10'a karşılık gelen 10'un katlarıdır. Sonuçlar Tablo10.2'degösterilmiştir.

İlkbakıştaikitablobirbirindenfarklıymışgibigörünebilir.Fakatyakındanincelendiğinde,farklıbirbiçimdedüzenlenmişolsalarda,herikitablodaki"toplamenerji"sütunlarındaaynıdeğerlerinyeraldığıgörülür.Tablo10.1'denseçtiğimizbirdeğerinTablo10.2'deki karşılığınıbulmak içinyalnızcatitreşimsayılarınınvesarmalsayılarınınyerlerinideğiştirmemizgerekir.Demekoluyorki, dairesel boyutun yarıçapı 10'ken 1/10 olduğunda titreşim ve sarmalama katkıları birbirinitamamlayıcı roller oynar. Bu yüzden de, toplam sicim enerjisi açısından, dairesel boyutun bufarklı büyüklükleri arasında hiçbir fark yoktur. Egzersiz aletleri yüksek/ventil düşük durumunyerini, ventil yüksek/egzersiz aletleri düşük durumun alması halinde, iki şirketteki hisselerinizinsayısını birbirleriyle değiştirerek durumdaki bu değişikliği tamamen telafi edebilmeniz gibi,yarıçapın 10'ken 1/10 olması halinde de, titreşim sayıları ile sarmal sayılarının yerinideğiştirmek bu yarıçap değişikliğini tamamen telafi edecektir. Ayrıca basit olsun diye baştayarıçapıR=10, karşılığını da 1/10 olarak almıştık, ama yarıçap ve karşılığı için hangi sayıseçilirseseçilsineldeedilensonuçaynıolacaktır.

Tablo 10.1 ve10.2 iki sebepteneksiktir.Öncelikle, dahaöncebelirtmiş olduğumuzgibi, birsiciminsahipolabileceğisonsuzsayıdakisarmalsayısı/titreşimsayısıolasılıklarındanyalnızcabirkaçınılistemizealdık.Bubirsorunoluşturmuyor,çünkütablolarısabrımızelverdiğinceuzatıparalarındaki ilişkinin aynı kaldığını görebiliriz. İkincisi, buraya dek sarmalama enerjisi dışındayalnızcabirsiciminbirörnek titreşimhareketindendoğanenerjikatkılarınıdikkatealdık.Şimdi,sıradan titreşimleri de dahil etmemiz gerekiyor, çünkü bunlar sicimin toplam enerjisine ek

Page 164: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

katkılardabulunurvesicimintaşıdığıkuvvetyükünüdebelirler.Gelgelelimönemliolan,yapılanaraştırmaların bu katkıların yarıçapın büyüklüğüne bağlı olmadığını göstermiş olmasıdır.Nitekim, sicimlerin özniteliklerinin bu daha ayrıntılı özelliklerini Tablo 10.1'e ve 10.2'ye dahiletseydik dahi, tablolar yine tam anlamıyla birbirine denk düşerdi, çünkü sıradan titreşimlerinkatkıları tabloların ikisini de aynı biçimde etkilerdi. Dolayısıyla yarıçapı R olan bir Bahçehortumuevrendekiparçacıkların kütleleri ve yükleriyle tamamenaynıolduğusonucunavarırız.Temel fiziği bu kütleler ve kuvvet yükleri yönlendirdiği için de, geometrik olarak birbirindentamamen farklı bu iki evreni fiziksel olarak ayırt etmek mümkün değildir. Böyle bir evrendeyapdan herhangi bir deneyin, diğer evrende de yapılabilecek ve tamamen aynı sonuçlarıverecekbirkarşılığıvardır.

BirTartışma

GeorgedeGraciedüzleşip ikiboyutluvarlıklarhalinegeldiktensonraBahçeHortumuevreneyerleşip fizik profesörlüğü yapmaya başlarlar. Birbirine rakip iki laboratuvar kurarlar, ikisi dedairesel boyutun yarıçapını belirlediği iddiasındadır. İkisinin de çok titiz araştırmacılar olduğubilindiği halde, şaşırtıcı bir şekilde, vardıkları sonuçlar uyuşmamaktadır. George daireselyarıçap için R=Planck uzunluğunun 10 katı, Gracie ise R=Planck uzunluğunun 1/10 katıdemektedir.

Georgeşöyleder:"Gracie,sicimkuramıhesaplarımagöre,eğerdaireselboyutunyarıçapı10 ise sicimlerin enerjisinin Tablo 10.1'de verilen değerlerde olması gerektiğini biliyorum.YeniPlanck enerjili hızlandırıcıyı kullanarak kapsamlı deneyleryap-tım ve bu deneyler tahminimikesinlikle doğruluyor. Dolayısıyla, kendimden gayet emin olarak iddia ediyorum ki, daireselboyutunyarıçapıR=10'dur."Graciedekendi iddiasınısavunurkentıpatıpaynışeylerisöyler,ama o sonuçta Tablo 10.2'de gösterilen enerji değerlerini elde etmiştir, bu da yarıçapın R =1/10olduğunudoğrulamaktadır.

KafasındabirdenbirampulyananGracie,George'afarklıbiçimdedüzenlenmişolsalardaikitablonunaslındaaynı olduğunu söyler.Gayet iyi bildiğimiz üzereGracie'denbiraz dahaya-vaşakıl yürüten George o zaman "Nasıl olur? Temel kuantum mekaniği ve sarılmış sicimlerinözelliklerinibildiğimiçin,yarıçapınfarklıdeğerleresahipolmasınınsicimlerinenerjileriveyükleriiçin farklı olası değerlere yol açtığını biliyorum.Eğer sicimlerin enerjileri ve yükleri konusundaanlaşıyorsak,yarıçaptadaanlaşmamızgerekir."der.

Gracie sicim fiziğiyle ilgili yeni edindiği kavrayışı kullanarak George'u şöyle cevaplar:"Söylediklerin neredeyse doğru, ama tam doğru değil. Yarıçapın iki ayrı değerde olmasının,mümkünolanenerjiseviyelerininfarklıolmasınayolaçtığıgenellikledoğrudur.Ancakyarıçapaverilenikideğerinbirbiriyletersorantılıolması(10ve1/10)gibiözelbirdurumda,mümkünolanenerjiler ve yükler aslında birbirinin aynıdır. Baksana, senin sarmalama hali dediğin şeye bentitreşim hali, titreşim hali dediğin şeye sarmalama hali diyorum. Ama doğa kullandığımız dilebakmaz. Tersine, fiziği temel bileşenlerin özellikleri -parçacıkların kütleleri (enerjileri) vetaşıdıklarıkuvvetyükleri-yönlendirir.YarıçapınRolduğudurumdada,1/Rolduğudurumdada,sicimkuramındakitemelbileşenlerinbuözelliklerinintamamıaynıdır."

George, bir an durumu kavrayarak Gracieyi cevaplar: "Galiba anladım. Senin ve benimsicimler içinverebileceğimizayrıntılıbetimlemelerbirbirinden farklıolsadasahipolabilecekleri

Page 165: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

fiziksel özelliklerin -dairesel boyutun etrafına sarılmış olup olmadıkları ya da titreşimhareketlerinin özellikleri- tamamı aynıdır. Dolayısıyla da, evrenin fiziksel özellikleri temelbileşenlerin bu özelliklerine dayandığından, birbiriyle ters orantılı yarıçaplar arasında hiç farkyokturvebuyarıçaplarıbirbirindenayırmakmümkündeğildir."Aynenöyle.

ÜçSoru

Bunoktadaşöylediyebilirsiniz:"Baksana,BahçeHortumuevrendeküçükbirvarlıkolsaydım,hortumun çevresini bir mezurayla ölçüp hiçbir belirsizliğe yer bırakmadan, 'eğer', 've', 'ama'demedenyarıçapıbelirlerdim.Yarıçaplarıfarklı,amabirbirindenfarkıolmayanikiolasılıkdanedemekoluyor?Hemsonra,sicimkuramıPlanck-altımesafeleribirkenarabırakmamışmıydı?O zaman neden yarıçapları ancak Planck uzunluğu -nun bir kesiri kadar olan daireselboyutlardan bahsediyoruz? Hazır sırası gelmişken, ikiboyutlu Bahçe Hortumu evren kiminumurundaki?Bütünboyutlarıişiniçinekattığımızdanereyevarıyoruz,sizonuanlatın."

Son sorudan başlayalım, çünkü onun cevabı bizi önceki iki soruyla karşı karşıya gelmekzorundabırakacak.

TartışmamızBahçeHortumuevrendegeçiyorolsada,basitolsundiyekendimizibiriuzamışbiridekıvrılmışikiuzamsalboyutlasınırlamıştık.Üçtaneuzamışuzamsalboyutumuz,altıtanedairesel boyutumuz olsaydı da -bütün Calabi-Yau uzaylarının en basiti altı dairesel boyutluolandır- sonuç aynıdır. Dairelerin her birinin çapı, karşılığıyla değiştirildiğinde fiziksel olaraktamamenaynıevreninoluşmasınayolaçar.

Busonucuçokdahaileriyedegötürebiliriz.Evrenimizde,gökbilimselgözlemleregöreherbiri15milyar ışıkyılıuzunluğundaolan(bir ışıkyılı9,5 trilyonkilometredir,dolayısıylabumesafede 142,5 milyar kere milyon kere milyon kilometredir) üç uzamsal boyut gözlüyoruz. VIII.Bölüm'debelirttiğimizüzere,bundansonraneolduğunadairbir ipucuyok.Buboyutlarsonsuzakadar devam mı ediyor, yoksa acaba teknoloji harikası teleskopların görsel duyarlılığınınötesinde, kendi üstlerine kıvrılıp devasa bir daire mi oluşturuyorlar bilmiyoruz, ikinci durumgeçerliyse, uzayda seyahat eden bir astronot sürekli sabit bir doğrultuda giderse sonundaevrenin çevresini dolaşıp -tıpkı Macellan'ın Dünyanın çevresini dolaşması gibi- başlangıçnoktasınageridönecektir.

Dolayısıyla bildiğimiz uzamış boyutlar da pekâlâ daire şeklinde olabilir ve yine dolayısıylasicimkuramınınRpe//Rfizikseltanımlarınatabiolabilir.Kabacarakamlarlakonuşacakolursak,bildiğimiz boyutlar eğer daireselse, çapları yukarıda da belirttiğimiz gibi 15 milyar ışık yılıuzunluğundaolmalıdır;15milyarışıkyılı,Planckuzunluğunun10trilyonkeretrilyonkeretrilyonkere trilyonkere trilyonkatıdır (R=1061), evrengenişledikçedebüyümektedir.Sicimkuramıdoğruysa, bu durum bildiğimiz boyutların yarıçaplarının yaklaşık //R = 1/1061, yani Planckuzunluğunun 1061 gibi inanılmayacak kadar kısa bir uzunlukta olması halinde ortaya çıkacakdairesel evrenle fiziksel olarak tamamen aynıdır! Bunlar şu bildiğimiz boyutlar, ama şimdionlarısicimkuramınınsunduğualternatifbirtanımçerçevesindegörüyoruz.Aslınabakarsanızbu karşılıklı dilde, bu küçük daireler zamanla giderek ufalacaktır, çünkü R büyürken 1/Rküçülecektir. İşte şimdi gerçekten de her şey karıştı. Nasıl olur da böyle bir şey mümkünolabilir?Nasılolurda1,80metreboyundabirinsan,böyleinanılmazderecedemikrobirevrene"sığabilir"? Nasıl olur da zerre kadar bir evren, başımızı kaldırınca gördüğümüz o muazzam

Page 166: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

genişlikle fiziksel olarak tamamen aynı olabilir? Şimdi bir de başta sorduğumuz üç sorununİkincisi var karşımızda: Sicim kuramının Planck-altı mesafeleri araştırma becerisini bertarafetmesibekleniyordu.Amadaireselbirboyut,PlanckuzunluğundandahauzunbirRyarıçapınasahipse, karşılığı olan1/R demutlaka Planck uzunluğunun bir ke-siri olacaktır. Neler oluyor?Sorduğumuzüç sorunun ilkiyle de ilgili olan cevabımız, uzayın vemesafenin önemli ve hemenfarkedilmeyenbiryönünedikkatçekiyor.

SicimKuramındaBirbirineBağlıİkiMesafeKavrayışı

Mesafe, dünyayı kavrayışımızda öyle temel bir kavramdır ki, ne kadar ince ayrıntılarbarındırdığını gözden kaçırmak çok kolaydır. Özel ve genel görelilik kuramlarının uzay vezamankavrayışlarımızdayolaçtığı şaşırtıcıetkiler vesicimkuramındandoğanyeniözellikler,mesafeyidahatanımlarkenbilebizidikkatliolmayazorlar.Fiziktekienanlamlıtanımlarişlemseltanımlardır,yanienazındanprensipte, tanımlananşeyiölçmeninbiryolunusunantanımlar.Nede olsa, bir kavram ne kadar soyut olursa olsun elimizde işlemsel bir tanımının olması, okavramın anlamını, kavramın değerini ölçebileceğimiz deneysel bir sürece dönüştürmemizimümkünkılar.

Mesafe kavramının işlemsel bir tanımını nasıl yapabiliriz? Sicim kuramı bağlamında busorununcevabıbirhaylişaşırtıcıdır.1988'deikifizikçi,BrownÜniversitesi'ndenRobertBranden-berger ile FfarvardÜniversitesindenCumrunVafa, eğer bir boyutun uzamsal şekli daireselse,sicim kuramında birbirinden farklı ancak birbiriyle ilişkili, işlemsel iki mesafe tanımı olacağınıgöstermişti. Bu tanımların ikisi de, mesafenin ölçülmesi için farklı bir deneysel süreç ortayakoyar ve iki süreçdekabacasöyleyecekolursak,eğerbir sondasabit vebilinenbir hızdayolalıyorsa, belli birmesafeyi, parçacığın omesafeyi ne kadar zamanda kat ettiğini belirleyerekölçebilecekolmamızgibibasitbirilkeyedayanır.İkisüreçarasındakifarkkullanılansondadadır.İlk tanımda dairesel bir boyuta sarılmamış sicimler, ikinci tanımdaysa dairesel bir boyutasarılmış sicimler kullandır. Görüyoruz ki, sicim kuramında mesafeye dair işlemsel iki doğaltanım olmasının gerisinde temel sondanın boyuta sahip olma özelliği vardır. Sarmalamakavramınınolmadığınoktaparçacıkkuramında,mesafenintekbirişlemseltanımıolacaktır.

Bu iki sürecin sonuçları arasında nasıl bir fark vardır? Brandenberger ve Vafa'nın bulduğucevap hemen anlaşılabilir olmadığı gibi şaşırtıcıdır da. Sonucun ardındaki ilk fikir, belirsizlikükesinebaşvurularakanlaşılabilir.SarılmamışsicimlerserbestçehareketederekdaireninR iledoğruorantılıolançevresinidolaşabilir.Belirsizlikilkesinegöre,sicimlerinenerjileri1/Riledoğruorantılıdır (Hatırlarsanız VI. Bölüm'de sondanın enerjisi ile duyarlı olduğumesafeler arasındaters orantılı bir ilişki olduğundan bahsetmiştik). Öte yandan sarılmış sicimlerin minimumenerjisinin -R'yledoğruorantılıolduğunugörmüştük;belirsizlik ilkesibusicimlerinsondaolarakR'nin karşılığına, yani l/R'ye duyarlı olduğunu söyler. Bu fikrin matematiksel olaraksomutlaşması, eğer her ikisi de dairesel boyutun yarıçapını ölçmekte kullanılırsa, sarılmamışsicimlerinyarıçapıRolarak,sarılmışsicimlerin1/Rolarakölçeceğinigösterir;dahaönceolduğugibiburadadamesafeleriPlanckuzunluğununkadarıylaölçüyoruz.

İkideneydedevarılansonuçlaraynıderecedegeçerlilikiddiasıtaşımaktadır.Mesafeölçmekiçin farklı sondalar kullanıldığında farklı cevaplar alacağımızı sicim kuramından öğrenmiştik.Aslınabakarsanızbuözellik,yalnızcadaireselbirboyutunbüyüklüğününbelirlenmesindedeğil,bütün uzunluk ve mesafe ölçümleri için geçerlidir. Sarılmış ve sarılmamış sicimlerden oluşan

Page 167: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

sondalarlaeldeedilensonuçlarbirbirleriyletersorantılıbirilişkiiçindeolacaktır.

Eğer sicim kuramı evrenimizi tanımlıyorsa, buolası ikimesafe kavramıyla gündelik hayattayadabilimseluğraşlarımızdanedenhiç karşılaşmadıkacaba?Nezamanmesafedenbahset-sek,hepbirtekmesafekavramınınolduğu,ikincibirmesafekavramanınolmasıihtimalininbileolmadığı yönündeki deneyimimizle uyuşan bir tarzda konuşuyoruz. Alternatif olasılığı nedengözdenkaçırmışız?Busorununcevabışu:Tartışmamızdayüksekderecedebirsimetriolsada,R'yi (dolayısıyla1/R'ninde)1'den (yaniPlanckuzunluğunun1katı)önemliölçüde farklıolmasıhalinde, işlemsel tanımlarımızdanbiriniuygulamaksonderecegüçken,diğeriniuygulamaksonderece kolaydır. Esasında başka bir olasılık daha olduğundan tümüyle habersiz bir halde,daimakolayyaklaşımıuygulamışızdır.

İkiyaklaşımınzorlukderecelerinin farklıolmasınınnedeni,Ryarıçapının(dolayısıyla1/R'ninde) Planck uzunluğundan (yani R=1'den) çok farklı olması durumunda kullanılan sondaların(yüksek sarmalama enerjili/düşük titreşim enerjili ve tersi) kütlelerinin çok farklı olmasıdır.Planck uzunluğundan çok farklı yarıçaplar söz konusu olduğunda, "yüksek" enerji inanılmazderecede büyük kütleli sondalara (örneğin protondan milyar kere milyar kat daha ağırparçacıklara), "düşük" enerji ise sıfırdan en fazla bir zerre fazla bir kütlesi olan sondalarakarşılık gelir. Bu koşullarda, iki yaklaşımın zorluk derecesi arasındaki fark çok çok büyüktür,çünküağırsicimşekilleriniüretmekbilebugünküteknolojikyetilerimizinötesindedir.Ohalde,ikiyaklaşımdan yalnızca biri teknolojik olarak uygulanabilir: İki sicim şeklinden hafif olanınkullanıldığıyaklaşım.Buyaklaşım,burayakadarmesafeyle ilgilibütün tartışmalarımızdaüzeriörtükolarakkullanılanyaklaşımdır.Bizebilgiverenvesezgilerimizleuyuşanyaklaşımbudur.

Uygulanabilirlikleilgilikonularıbirkenarabırakırsak,sicimkuramınınyönlendirdiğibirevrendemesafeleri bu iki yaklaşımdan birini kullanarak ölçmekte serbestiz. Gökbilimciler "evreninbüyüklüğünü" ölçerken, bunu kozmosta dolaşan ve tesadüfen teleskoplarının menziline girenfotonları inceleyerek yapar. Şaka yapmıyorum, bu durumda fotonlar sicimlerin hafif halleridir.Eldeedilensonuç,dahaöncedebahsettiğimizüzerePlanckuzunluğunun1061katıdır.Bizimiçintanıdıkolanüçuzamsalboyutgerçektendaireselsevesicimkuramıdadoğruysa,sonderecefarklı(vehalihazırdavarolmayan)cihazlarkullanangökbilimcilerin,prensipte,evreningenişliğinisarılmış haldeki ağır sicimlerle ölçebilmesi ve bu büyük mesafenin karşılığı olan bir sonucavarmasıgerekir,iştebuanlamda,evreniyanormaldeyaptığımızgibiçokbüyükyadaçokçokküçük olarak düşünebiliriz. Hafif sicim hallerine göre evren büyüktür ve genişlemektedir, ağırsicim hallerine göreyse küçüktür ve büzüşmektedir. Burada bir çelişki yoktur, aksine elimizdebirbirinden tamamen farklı, fakat aynı derecede anlamlı iki mesafe tanımı var. Teknolojiksınırlılıklaryüzünden ilk tanımıçokdaha iyibiliyoruz,amayinede iki tanımdaaynıderecedegeçerlikavramlardır.

Şimdi küçük evrendeki büyük insanlarla ilgili, daha önceden sorduğumuz soruyucevaplayabiliriz.Örneğin,birinsanınboyunuölçüp1,80metreolduğunubulduğumuzda,mutlakahafifsicimhallerinikullanmışolmamızgerekir.Hafifsicimlerinbüyüklüğünüevreninbüyüklüğüylekarşılaştırabilmek için aynı ölçüm sürecini kullanmamız gerekir, buyöntem de yukarıdagörüldüğügibi, evrenin büyüklüğünün15milyar ışık yılı olduğu sonucunu verir; 1,80metredenhaylibüyükbirsonuç.Buboydabirinsanın,ağırsicimhalleriyleölçülmüş"çokküçük"birevrenenasıl sığacağını sormak, anlamsız bir soru sormaktır; elmalarla armutları karşılaştırmak gibi.Artık elimizde iki mesafe kavramı -sonda olarak hafifve ağır sicimlerin kullanıldığı- olduğuna

Page 168: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

göre,aynıyöntemlegerçekleştirilmişölçümlerikarşılaştırmamızgerekir.

MinimumBirBüyüklük

Biraz zor ilerlemiş olduk, ama artık kilit noktaya yaklaştık. Mesafelerin ölçümünde "kolayyola"bağlıkalınırsa-yaniağırsicimhalleriyerineenhafifsicimhallerikullanılırsa-eldeeddensonuçlar her zaman Planck uzunluğundan büyük olacaktır. Bunu anlayabilmek için, daireselolduklarını varsaydığımız üç boyutun varsayımsal büyük çöküşünü düşünelim. Sırf tartışmayıilerletmek için bu düşünsel deneyin başlangıcında diyelim ki, hafif sicimler sarılmamış sicimhalleridir ve bu sicimler kullanılarak evreninmuazzam derecede büyük bir yarıçapı olduğu vezaman içindeküçüldüğübelirlenmiştir.Evrenin yarıçapı küçülürken,busarılmamışsicimhalleriağırlaşır ve sarılmış haldeki sicimler de hafifler. Yarıçap giderek küçülüp Planck uzunluğunaindiğinde -yani R'nin değeri 1 olduğunda- sarmal hallerin ve titreşim hallerin kütlelerikarşılaştırılabilir hale gelir. Mesafeyi ölçmekle ilgili iki yaklaşımı da hayata geçirmek aynıderecede zor olacaktır, dahası 1 kendi kendisinin karşılığı olduğundan ikisi de aynı sonucuverecektir.

Yarıçap küçülmeye devam ederken, sarmal haldeki sicimler sarılmamış sicim hallerindendaha hafif hale gelir, dolayısıyla da her zaman "kolay yaklaşımı" tercih ettiğimizden, artıkmesafeleriölçmekiçinonlarınkullanılmasıgerekir.Sarılmamışsicimhalleriyleölçülensonucunkarşılığımverenbuölçümyönteminegöre,yarıçapPlanckuzunluğunun1katındanfabladırvebüyümektedir. Bu durum, R (sarılmamış sicimlerle ölçülen miktar) 1'e inerken ve küçülmeyisürdürürken, lAR'nin (sarılmış sicimlerle ölçülen miktar) 1'e çıktığını ve daha da büyüdüğünüaçıkçagösterir.Dolayısıylaherzamanhafif sicimhallerinin -mesafeölçmenin "kolay"yolunun-kullanılmasınaözengösterildiğinde,bulunanminimumdeğerPlanckuzunluğuolacaktır.

Özelliklede,büyükçöküşlebirlikteevrenin sıfır boyutuna inmesindenkaçınılmışolur, çünküevrenin yarıçapı sonda olarak hafif sicim halleri kullanılarak ölçüldüğünde, her zaman Planckuzunluğundan büyük olacaktır. Evrenin yarıçapı -en hafif sicim halleriyle ölçüldüğünde- Planckuzunluğuna inip daha da küçüleceğine, Planck uzunluğuna iner ve sonra hemen büyümeyebaşlar.Çöküşünyerinibirzıplamaalır.

Mesafeleriölçmek içinhafifsicimhallerininkullanılmasıalı-şdageldikuzunlukkavrayışımızla,sicim kuramının keşfinin çok öncesinden beri geçerli olan kavrayışla uyumludur. V. Bölüm'degördüğümüz üzere, Planck-altı ölçekteki mesafelerin fiziksel bir rol oynaması halinde, şiddetlikuantum dalgalanmalarının doğurduğu ve altından kalkamadığımız sorunla, işte bu mesafekavrayışını benimsediğimizde karşılaşırız. Bu tamamlayıcı bakış açısıyla, bir kez daha sicimkuramı sayesinde ultra kısamesafelerden kurtulduğumuzu görüyoruz.Genel göreliliğin fizikselçerçevesineveRiemanngeometrisiningenelgöreliliğekarşılıkgelenmatematikselçerçevesinegöretekbirmesafekavramıvardır;bukavramagöremesafelerrasgeleküçükdeğerleralabilir.Sicim kuramının fiziksel çerçevesine ve buna bağlı olarak yeni ortaya çıkmakta olan kuantumgeometrisinegöreyseikiayrımesafekavrayışıvardır.İkisinidemantıklıbirbiçimdekullanarakmesafeölçeklerininbüyükolduğudurumlardahemsezgilerimizehemgenelgöreliliğeuyan,amamesafe ölçekleri küçük olduğunda sezgilerimize de genel göreliliğe de uymayan bir mesafekavrayışınaulaşırız.ÖzellikledePlanck-altıölçektekimesafelererişilmezolur.

Bu konu çok da kolay anlaşılmayan bir konu olduğundan, önemli bir noktayı bir kere daha

Page 169: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

vurgulayalım.Uzunlukölçmeyedair "kolay"ve"zor"yaklaşımlararasındaki farklılığıbirkenarabırakacak olsaydık ve diyelim kiRPlanck uzunluğuna inerken uzunluk ölçmek için sarılmamışsicim hallerini kullanmayı sürdürseydik, gerçekten de Planck-altı ölçekte bir mesafeylekarşılaşabilirdik gibi görünebilir. Fakat yukarıdaki paragraflar bize son cümledeki "mesafe"sözcüğünündikkatli birbiçimdeyorumlanmasıgerektiğini söylüyor, çünkübusözcüğünsadecebirigeleneksel kavrayışımızauyan farklı ikianlamıolabilir.Budurumda,RküçülüpPlanck-altıuzunluklara indiğinde biz hâlâ sarılmamış sicimleri (artık sarılmış sicimlerden daha ağır halegelmişolmalarınarağmen)kullanmayadevamediyorsak,mesafeölçmeyedair"zor"yaklaşımıkullanıyoruz demektir, dolayısıyla da -mesafe'nin anlamı standart kullanımauymaz- Fakat butartışma bir anlambilim tartışması, hatta uygun ve elverişli bir ölçüm yöntemi tartışması dadeğildir. Standart olmayanmesafe kavrayışını kullanmayı seçsek ve böylece yarıçapı Planckuzunluğundankısadiye tanımlasakbile, karşımıza çıkacakolan fizik -daha önceki kısımlardatartıştığımız üzere-yarıçapın, bizim için tanıdık olan mesafe kavrayışına göre Planckuzunluğundandahabüyükolduğu (örneğinTablo10.1 ile10.2'nin tamanlamıylabirbirinedenkdüşmesininkanıtladığıgibi)birevreninfiziğiyleaynıolacaktır.Asılönemliolandildeğil,fiziktir.

Brandenberger,Vafavebaşkafizikçiler,kozmolojiyasalarınıhemBüyükPatlama'dahemdeolasıbirbüyükçöküştesıfırbüyüklüktebirevrendeğilde,bütünboyutlarıPlanckuzunluğundabirevrenolacakşekildeyenidenyazarkenbufikirlerikullanmışlardı.Hiçkuşkuyokkibu,sonsuzderecedeyoğunbirnoktadandoğanyadasonsuzderecedeyoğunbirnoktayakadarçökenbirevrenin doğurduğu matematiksel, fiziksel ve mantıksal bilmecelerden kurtulmaya yönelik çokcazip bir öneridir. Bütün evrenin sıkışıp da Planck büyüklüğünde bir topak haline geldiğinidüşünmek kavramsal olarak zor da olsa, hiç büyüklüğü olmayan bir nokta oluşturana kadarçökeceğini düşünmek gerçekten imkânsızdır. IVX. Bölüm'de de tartışacağımız üzere sicimkozmolojisihenüzçokyenidir,fakatçokümitvaatedenbiralandır;bizestandartBüyükPatlamamodelininalternatifiolan,hazmedilmesidahakolaybirmodelkazandırabilirpekâlâ.

BuSonuçNeKadarGenel?

Peki ya uzamsal boyutların şekli dairesel değilse? Sicim kuramındaki minimum uzamsalboyutlarla ilgilidikkatçekiciso-nuçlaryinegeçerliolacakmı?Busorununcevabınıkimsekesinolarak bilmiyor. Dairesel boyutların en temel özelliği, sarılmış sicim olasılığına olanakvermeleridir. Uzamsal boyutlar -şekilleriyle ilgili ayrıntılar bir yana- sicimlerin bu boyutlarınetrafınasarılmasınımümkünkılıyorsaeğer,çıkardığımızsonuçlarınçoğuhâlâgeçerliolmalıdır.Peki, ya boyutlardan diyelim ikisi küre şeklindeyse? Bu durumda sicimler sarılmış bir şekle"kısılı" kalamaz, çünkü o durumda, nasıl ki bir basket topuna geçirilmiş bir lastik bant toptankurtulabilirse, sicimler de her an "kayabilir". Sicim kuramı bu boyutların en fazla ne kadarküçülebileceğimyinedebelirlermi?

Çoksayıdaaraştırmabusorununcevabının,biruzamsalboyutuntamamınınküçülmesine(bubölümdekiörneklerdeolduğugibi)yada(XI.veXIII.Bölüm'degöreceğimizveaçıklayacağımızgibi)uzayınyalıtılmışbir"parçasının"çökmesinebağlıolduğunugöstermiştir.Sicimkuramcılarıarasındaki genel kanıya göre, şekli ne olursa olsun bir uzamsal boyutun tamamınıküçülttüğümüzsürecesınırlayıcıbirminimumbüyüklükvardır, tıpkı dairesel boyutlarda olduğugibi. Bunu kanıtlamak, ileride yapılacak araştırmaların önemli bir hedefidir; çünkü bunun sicimkuramınınbirçokyönüüzerindedoğrudanbiretkisiolduğugibi,kozmolojiüzerindedevardır.

Page 170: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

AynaSimetrisi

Einstein, kütleçekimi fiziğiyle uzay-zaman geometrisi arasında genel görelilik üzerinden birbağ kurmuştu, ilk bakışta, sicim kuramı fizik ile geometri arasındaki bağı güçlendirir vegenişletir,çünkütitreşensicimlerinözellikleri-kütlelerivetaşıdıklarıkuvvetyükleri-büyükölçüdeuzayın kıvrılmış bileşeninin özellikleri tarafından belirlenir. Ama biraz önce kuantumgeometrisinin -sicim kuramındaki geometri-fizik birlikteliği- bazı şaşırtıcı yönleri olduğunugördük.Genelgörelilikteve"bildiğimiz"geometride,yarıçapıRolanbirdaire,yarıçapı1/Rolanbirdairedenfarklıdır,bugayetaçıkvenettir; fakatsicimkuramındabu ikidaire fizikselolarakbirbirlerinden ayırt edilemez. Bu da bize biraz daha deri gidip uzayın çok daha ciddi biçimdefarklılaşabilen -yalnızca genel büyüklük itibarıyla değil, muhtemelen şeklen de- fakat yine desicim kuramına göre fiziksel olarak birbirinden ayırt edilemeyen geometrik biçimleri olupolmadığınısorgulamacesaretiveriyor.

1988'de Stanford Doğrusal Hızlandırıcı Merkezinden Lance Dixon bu konuda, CERN'denWolfgangLerche,Harvard'danVafaveozamanMassachusettsTeknolojiEnstitüsü'ndegörevliolanNicholasWarnertarafındandahadaayrıntılandırılan,çokönemlibirgözlemdebulundu.Bufizikçilerköküsimetrideğerlendirmelerineuzananestetiksavlaradayanarak,sicimkuramındakikıvrılmışfazladanboyutlariçinseçilmişolanfarklıikiCalabi-Yauşeklinintamamenaynıfiziklereyolaçmasınınmümkünolabileceğiyönündeçokcesurcabiriddiaortayaattılar.

İnanılmazgibigörünenbuolasılığınaslındanasılgerçekleşebileceğinedairbir fikiredinmekiçin, fazladanCalabi-Yauboyutlarındakideliksayısının,sicimhareketlerininbudeliklerin içindekendilerini düzenleyecekleri ailelerin sayısını belirlediğini hatırlayalım. Bu delikler, Şekil 9.1'degörüldüğüüzerebirsimitteveçokdeliklikuzenlerindegörebileceğimizdeliklerebenzer.Birkitapsayfasında göstermek zorunda olduğumuz ikiboyutlu şeklin kusurlarından biri, altı boyutlu birCalabi-Yau uzayının çok çeşitli boyutlarda deliklerinin olabileceğini göstermemesidir. Böyledelikleri zihinde canlandırmak daha zor olsa da, net bir matematikle betimlenebilirler. Kilitolgulardanbiri,sicimtitreşimlerindendoğanparçacıkailesisayısının,herbirboyuttakideliklerinsayısına değd de, yalnızca toplam delik sayısına duyarlı olmasıdır (örneğin IX. Bölüm'dekitartışmamızda, farklı delik tipleri arasında herhangi bir ayrıma gitmekle uğraşmamamızınsebebi de budur). O halde, çeşitli boyutlarındaki delik sayıları farklı olan, fakat toplam deliksayıları aynı olan iki Calabi-Yau uzayı düşünelim. Boyutların her birindeki delik sayısı aynıolmadığından,bu ikiCalabi-Yau farklı şekillere sahipolacaktır.Fakat ikisindede toplamdeliksayısıaynıolduğundan,ikisideaynısayıdaaileyesahipbirerevreneyolaçacaktır.Elbettebuyalnızcatekbirfizikselözelliktir.Bütünfizikselözelliklerüzerindeanlaşmakçokdahakısıtlayıcıbir koşuldur, fakatbuenazındanDixon-Lerche-Vafa-Warner varsayımınındoğruolabileceğinedairbirizlenimvermektedir.

1987 sonbaharında doktora sonrası araştırmacı olarak Harvard Üniversitesi fizik bölümünegirdim, odam Vafa'nın odasının bulunduğu koridorun sonundaydı. Tez araştırmam sicimkuramındaki kıvrılmış Calabi-Yau boyutlarının fiziksel ve matematiksel özelliklerineodaklandığından, Vafa bu alandaki çalışmaları hakkında beni yakından bilgilendiriyordu. 1988sonbaharında odama uğrayıp da Lerche ve Warner'le birlikte ulaştıkları varsayımdanbahsettiğinde,hemmeraklanmışhemdekuşkuyakapılmıştım.Merakım,varsayımlarınındoğruolması halinde sicim kuramında yeni bir araştırma alanının açılabileceğini fark etmemdenkaynaklanıyordu; kuşkumsa tahminler ile, bir kuramın kanıtlanmış özelliklerinin aynı şeyler

Page 171: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

olmadığınıbiliyorolmamdan.

Sonraki aylarda sık sık bu varsayımüzerindedüşündümvedoğrusu kendimi neredeysebuvarsayımın doğru olmadığına ikna ettim. Ama, o zaman Harvard'da yüksek lisans öğrencisiolan,şimdidehemWeizmannEnstitüsününhemdeDukeÜniversitesininkadrolarındabulunanRonen Plesser'la birlikte üstlendiğimiz, konuyla hiç ilgisi yokmuş gibi görünen bir araştırmaprojesi,çokgeçmedenfikrimitamamendeğiştirmemeyolaçacaktı.Plesserveben,birCalabi-Yau şekliyle işe başlayıp o şekli, o zamana dek bdinmeyen Calabi-Yau şekilleri ortayaçıkaracak biçimde matematiksel olarak manipüle etme yöntemleri geliştirmekle ilgilenmeyebaşlamıştık.Özelliklede1980'lerinortalarındaDixon,ChicagoÜniversitesindenJeffreyHarvey,Vafa ve Witten'in geliştirdiği ve orbifolding olarak bilinen teknikten etkilenmiştik. Kabacasöylenecek olursa orbifolding, başlangıç noktası olarak alınan bir Calabi-Yau şeklindeki farklınoktaların,yenibirCalabi-Yauşeklininortayaçıkmasınısağlayanmatematikselkurallaragörebirleştirildiği bir süreçtir. Bu süreç Şekil 10.4'te şematik olarak gösterilmiştir. Şekil 10.4'tegösterilen işlemlerin altında yatan matematik çok zordur, bu yüzden de sicim kuramcıları busüreci yalnızca en basit şekil için -Şekil 9.1'de gösterilen simit şekillerinin çok boyutluversiyonları- geçerli olduğu kadarıyla kapsamlı biçimde incelemiştir. Fakat Plesser ve ben, ozaman Princeton Üniversitesi'nde çalışan Doron Gepner'in bazı yeni ve güzel fikirlerinin,orbifolding tekniğinin, örneğin Şekil 8.9'da gösterilenler gibi bütün Calabi-Yau şekillerineuygulanmasınısağlayabilecekgüçlübirkuramsalçerçevesunduğunufarketmiştik.

Şekil10.4Orbifolding,birCalabi-YauşeklindenyolaçıkılıpoşeklinüzerindekiçeşidinoktalarınbirleştirilipyenibirCalabi-Yauşeklinineldeedilmesisürecidir.

Bu fikirüzerindebirkaçayboyuncayoğunbirbiçimdeçalıştıktansonraşaşırtıcıbirşey farkettik. Belli nokta gruplarını tam gerektiği gibi birleştirirsek, elde ettiğimiz Calabi-Yau şekli, ilkCalabi-Yau şeklinden şaşırtıcı bir farklılık sergiliyordu: Yeni Calabi-Yau şeklinde boyutlarınınsayısıteksayılıolandeliklerinsayısı,ilkCalabi-Yauşeklindeboyutlarınınsayısıçiftsayılıolandeliksayısınaeşitoluyordu,aynışeytersiiçindegeçerliydi.Budurum-çiftsayılı/teksayılıyerdeğişimi, Calabi-Yau,'ların şekillerinin ve temel geometrik yapılarının birbirinden hayli farklıolduğu anlamına gelse de- her birindeki toplamdelik sayısının -dolayısıyla da parçacık ailesisayısının-ajmolduğuanlamınageliyordu."

Page 172: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Plesserveben,Dixon-Lerche-Vafa-Warneröngörüsüylegörünüşteortakbirnoktayakalamışolmaktan duyduğumuz heyecanla, en temel soruya geçtik: "Birbirinden farklı iki Calabi-Yauuzayının,parçacıkailelerininsayısıdışındakidiğerfizikselözellikleridebirbiriyleuyuşuyormu?Oxford'daki tezdanışmanımGrahamRoss'un veVafa'nınbizedeğerli fikirler verdiği ve teşvikettiği birkaç ay daha, ayrıntılı ve çok ağır matematiksel analizler yaptık ve Plesser ve bencevabınkesinlikleevetolduğunusöyleyebilecekhalegeldik.Teksayılı/çiftsayılıyerdeğişimiileilgilimatematikselgerekçeler yüzünden,Plesserveben fizikselolarakbirbirineeşdeğer, takatgeometrik olarak birbirinden farklı Calabi-Yau uzaylarını betimlemek için ayna katlanmalarterimini geliştirdik." Bir Calabi-Yau ayna çiftindeki tek tek uzaylar -gündelik kullanımdakianlamıyla- birbirlerininaynagörüntüsüdeğildir. Fakat her ne kadar farklı geometrik özellikleresahip olsalar da, sicim kuramındaki fazladan boyutlar için kullanıldıklarında tamamen aynıfizikselevreneyolaçarlar.

Bu sonuca varmamızdan sonraki haftalar, son derece gergin zamanlardı. Plesser ve ben,sicim fiziğiyle ilgili yeni ve önemli bir bilgiyi açıklamayı geciktirdiğimizi biliyorduk. Fizik ilegeometri arasındaki, ilk olarak Einstein'ın saptadığı sıkı birlikteliği sicim kuramının esaslı birbiçimde değiştirdiğini göstermiştik: Genel görelilikte farklı fiziksel özellikler anlamına gelecekolanbirbirlerindençok farklıgeometrikşekiller, sicimkuramındaaynı fiziğeyolaçıyordu.Pekiyabirhatayapmışsak?Yabuşekillerinfizikselözellikleriarasında,bizimgözdenkaçırdığımız,kolayca ayırt edilemeyen farklar varsa? Örneğin elde ettiğimiz sonuçları Yau'yagösterdiğimizde, kibarca fakat kesin olarakmutlaka bir hata yapmış olduğumuzu iddia etmiş,bulduğumuzsonuçların,matematikselbirbakışaçısınagöre,doğruolamayacakkadaracayipolduğunu söylemişti. Onun bu değerlendirmesi bizi durup düşünmeye yöneltti. Fazla ilgiçekmeyecek, çok önemli olmayan bir iddiada yanılmak başka şeydi. Oysa bizim bulduğumuzsonuç,yenibiryöndebeklenmedikbiradımdıvekuşkusuzgüçlübirkarşılıkbulacaktı.Yanlışsaeğer,herkesduyacaktı.

Sonunda, elde ettiğimiz sonucu defalarca kontrol ettikten sonra güvenimiz arttı veçalışmamızı yayımlanması için gönderdik. Birkaç gün sonra, Elarvard'daki odamda otururkentelefonçaldı.ArayanTeksasÜniversitesi'ndenPhilipCandelas'tı.Candelashemen,ayaktaolupolmadığımı sordu.Oturuyorum,dedim.Ozamankendisi veöğrencileriMonikaLynker ileRollSchimmrigk'in beni sandalyemden düşürecek bir şey bulduklarını söyledi. BilgisayarlaoluşturduklarıbüyükbirCalabi-Yauuzaylarıörnekkümesinidikkatleincelemişler,hemenhemenhepsinin çiftler halinde olduğunu, bu uzay çiftlerinin tek sayılı ve çift sayılı deliklerin sayılarıarasındakiyerdeğişimiylebirbirindenfarklılaştığınıgörmüşlerdi.Onahâlâoturduğumu,Plesserile benim de aynı sonuca vardığımızı söyledim. Candelas'ın çalışması ile bizim yaptığımızçalışmanın birbirlerini tamamladıkları anlaşıldı. Bir ayna çiftinde ortaya çıkan fiziğin tamamenaynı olduğunu göstererek biz bir adımdaha ileri gitmiştik,Candelas ve öğrencileriyse anlamlıolacakkadarbüyükbirCalabi-Yauşekillerikümesininaynaçiftlereayrıldığınıgöstermişti.Buikiçalışmayla,sicimkuramınınaynasimetrisinikeşfetmişolduk.

AynaSimetrisininFiziğiveMatematiği

Einstein'ın uzayın geometrisi ile gözlenen fizik arasında kurduğu katı ve alışılmadık ilişkininyumuşaması, sicim kuramına özgü çarpıcı paradigma kaymalarından biridir. Fakat bugelişmeler, felsefi bakış açısının değişmesinden daha fazlasını beraberinde getirir. Özellikleayna simetrisi hem sicim kuramı fiziğinin hem de Calabi-Yau uzaylarının matematiğinin

Page 173: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

anlaşılmasınısağlayangüçlübiraraçortayakoyar.

Cebirsel geometri denilen alanda çalışanmatematikçiler, sicim kuramının keşfedilmesindençokdahaöncesindenberiCalabi-Yauuzaylarınıtamamenmatematikselaçıdanincelemekteydi.Gelecekte fiziksel bir uygulama olabileceğine dair ortada en ufak bir işaret yokken, onlar bugeometrik uzayların birçok özelliğini ayrıntılı olarak ortaya çıkarmıştı. Gelgeldim Calabi-Yauuzaylarının bazı yönlerini tam olarak açıklığa kavuşturmanın matematikçiler için zor, aslındaimkânsız olduğu anlaşılmıştı. Fakat sicim kuramında ayna simetrisinin keşfi bu durumudeğiştirdi. Ayna simetrisi esasen, önceden aralarında hiçbir ilişki olmadığı düşünülen belirliCalabi-Yauuzayıçiftlerinin,sicimkuramısayesindeartıkyakındanbağlantılıolduğunugösterir.Eğer bu uzayların birinden biri fazladan kıvrılmış boyutlar için seçilmiş olan uzaysa,doğuracaklarıortak fizikselevrensayesinde ilişkilidirler.Öncedenbilinmeyenbukarşılıklı ilişki,konununözüneinebilenyenibirfizikselvematematikselaraçortayakoymuştur.

Örneğin,fazladanboyutlar içinseçilmişolasıbirCalabi-Yauşekliyleilişkili fizikselözellikleri-parçacık kütleleri ve kuvvet yükleri- hesaplamakta olduğunuzu düşünün. Elde ettiğiniz ayrıntılısonuçların deneylere uymasıyla özellikle ilgilenmezsiniz, çünkü daha önce de gördüğümüz gibibirçokkuramsalveteknolojikengelyüzündenbugünbunugerçekleştirmekçokzor.Onunyerine,belirli bir Calabi-Yau uzayı seçilmiş olsaydı, dünyanın nasıl görüneceği sorusuyla ilgili birdüşünce deneyi yapıyorsunuz. Bir süre her şey yolunda gidiyor, ama sonra tam çalışmanızınortasında karşınıza altından kalkılamaz zorlukta bir matematiksel hesap çıkıyor. Hiç kimse,dünyanın en büyük matematik uzmanları bile ne yapılması gerektiğini bilemiyor. Tıkandınız,çıkmazdasınız. Ama sonra, bu Calabi-Yau'nun bir ayna eşi olduğunu fark ediyorsunuz. Aynaçiftininikiüyesiyledebağlantılıolarakortayaçıkansicimfizikleriaynıolduğundan,hesaplarınızıiki şekilden istediğiniz birini kullanarak yapabileceğinizi görüyorsunuz. Böylece, ilk Calabi-Yauşekli üzerindeki zor hesabı, ayna ikizi üzerinde yeniden ifade ediyorsunuz; iki hesabın dasonucunun -fiziğin- aynı olacağını biliyorsunuz. İlk bakışta, hesabınızın yeniden ifade edilmişhalinin ilki kadar zor olacağını düşünebilirsiniz. Ama burada hoş ve önemli bir sürprizlekarşılaşıyorsunuz:Sonuçaynıolacaksadahesabınayrıntılarınınçokfarklıolduğunu,hattabazıdurumlarda, en başta sizi korkunç derecede zorlayan o hesabın, ayna Calabi-Yau uzayıüzerindesonderecekolaylaştığınıkeşfediyorsunuz.Bununnedenböyleolduğunadairbasitbiraçıklama yoktur, ama -en azından bazı hesaplarda- kesinlikle böyle olur, hatta zorlukderecesinde çok ciddi bir azalma olabilir. Bunun anlamı açıktır gayet tabi: Artık çıkmazdadeğilsiniz.

Sizden kenarları 15 metre, yüksekliği 3 metre olan dev bir kutuya gelişigüzel doldurulmuşportakallarınsayısınıtamolaraksaymanızistendiğinidüşünün.Tekteksaymayabaşlıyorsunuz,amaçokgeçmedenanlıyorsunuz ki bu iş çok zor ve yorucu.Fakat şansınızaportakal kutusuteslimedildiğisıradaoradabulunanbirarkadaşınızgeliyor.Portakallarınküçükpaketlerhalindeolduğunu (bu arada, bu paketlerden biri de elinde), üst üste yerleştirildiklerinde uzunluğu 20paket, genişliği 20 paket, yüksekliği 20 paket büyüklüğünde bir yığın oluştuğunu söylüyor.Hemen 8000 paket portakal geldiğini hesaplıyorsunuz, artık yapmanız gereken tek şey herpakettekaçportakalolduğunubulmak.Arkadaşınızınelindekipaketialıpportakalladoldurarakbunukolaycahallediyorsunuz, yanio tümportakalları sayma işini hemenhemenhiç çabasarfetmedenhallediyorsunuz.Aslında,hesabıgayetakıllıcayenidendüzenleyereksayma işiniçokkolaylaştırmışoluyorsunuz.

Page 174: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Sicimkuramındakibirçokhesapiçindebenzerbirdurumsözkonusudur.BirCalabi-Yauuzayıaçısından, bir hesap çok sayıda ve çok zormatematiksel aşama gerektirebilir. Fakat hesabıayna ikizine aktararak daha etkin bir biçimde yeniden ifade etmiş olursunuz ve nispeten dahakolaysonuçlandırılmasınısağlarsınız.BunoktayaPlesservebendikkatçekmiştik.Candelas'ınTeksasÜniversitesindenXeniadelaOssaveLindaParkes'laveMarylandÜniversitesi'ndenPaulGreen'lebirlikteyaptığıçalışmalardadabunoktaetkileyicibirbiçimdeuygulamayakondu.Buçalışmalar, neredeyse hayal bile edilemeyecek kadar zor hesapların ayna perspektifikullanılarak birkaç sayfa cebir işlemi ve bir masaüstü bilgisayarla halledilebileceğinigösteriyordu.

Bu gelişme özelliklematematikçiler için son derece heyecan vericiydi, çünkü bu hesaplarınbazıları tam da yıllardır tıkanıp kaldıkları hesaplardı. Sicim kuramı çözümü onlardan öncebulmuştu,enazındanfizikçileröyleolduğunuiddiaediyordu.

Unutmayın ki, matematikçiler ile fizikçiler arasında sağlıklı ve genelde kırıcı olmayan birrekabet vardır.Sonradananlaşıldı ki,Norveçli ikimatematikçi -GeirEllingsrud veSteinArildeStromme-Candelasileçalışmaarkadaşlarınınaynasimetrisiylebaşarılıbirbiçimdeüstesindengeldiğibirçokhesaptanbiriüzerindeçalışıyordu.Kabacasöyleyecekolursak,problembelirlibirCalabi-Yauuzayının içine "sığdırılabilecek"küresayısınınhesaplanmasıyla ilgiliydi;birazönceyaptığımız, dev bir kutudaki portakalları sayma benzetmesinde olduğu gibi. 1991'deBerkeley'dedüzenlenen, fizikçilerinvematematikçilerinkatıldığıbir toplantıda,Candelaskendigrubunun sicim kuramını ve ayna simetrisini kullanarak vardığı sonucu açıkladı: 317.206.375.Ellingsrud ve Stromme de yaptıkları çok zor matematiksel hesabın sonucunu açıkladı:2.682.549.425. Matematikçiler ve fizikçiler günlerce tartıştı: Kim haklıydı. Bu soru, sicimkuramının niceliksel güvenilirliğini sınamaya yönelik gerçek bir turnusol testine döndü. Hattabazdan -şakayla karışık- bu testin, sicim kuramının deneyle kanıtlanabilmesinden sonraolabilecekeniyişeyolduğuyorumundabulundu.Dahası,Candelas'ınvardığısonuçlarEllingsrudileStromme'ninhesapladıklarınıderisürdükleriobirteksayısalsonucunçokötesinegeçiyordu.Candelas ve çalışma arkadaşları, son derece zor olan -aslına bakarsanız matematikçilerinüstündeçalışmayahiçgirişmeyeceğikadarzor-başkabirçoksoruyudacevapladıklarını iddiaediyordu.Fakat sicimkuramıylaeldeedilensonuçlaragüvenilebilirmiydi.Toplantı, fizikçiler ilematematikçilerarasındaepeyceverimligeçenbirfikiralışverişiylesonbuldu,fakatuyumsuzluğuortadankaldıracakbirçözümbulunamadı.

Yaklaşıkbiraysonra,Berkeley'dekitoplantıyakatılanlararasında"Fizikkazandı!"başlıklıbire-postamesajıdolaşıyordu.Ellingsrud ileStrommebilgisayarkodlarındabirhatabulmuşlardı,hata düzeltildiğinde bilgisayar Candelas'ın vardığı sonucu doğrulamıştı. O tarihten beri, sicimkuramının ayna simetrisinin niceliksel olarak güvenilir olup olmadığı matematiksel olarak pekçok defa sınandı; her defasında da yıldızlı pekiyi aldı.Dahadayakın bir zamanda, fizikçilerinayna simetrisini keşfetmesinden neredeyse on yıl sonra, matematikçiler ayna simetrisininyapısındakimatematikseltemelleriaçığaçıkarmakonusundabüyükilerlemekaydetti.SonundaYau ile çalışma arkadaşları Bong Lian veKefeng Liu,matematikçilerMaximKontsevich, YuriManin,GangTian, Jun Li veAlexanderGiventa1'in önemli katkılarından yararlanarak,Calabi-Yauuzaylarınıniçindekikürelerisaymakiçinkullanılanformülleringüçlübirmatematikselkanıtınıbulupyüzlerceyıldırmatematikçilerinkafasınıkarıştırmışproblemleriçözdüler.

Bu başarının ayrıntılarından öte, bu gelişmelerin dikkat çektiği şey aslında fiziğin modern

Page 175: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

matematikte oynamaya başladığı roldür. Fizikçiler epeyce uzun bir süre boyunca, fizikseldünyaya ilişkin modeller kurmalarını ve analiz etmelerini sağlayacak araçlar bulabilmek içinmatematik arşivlerini "alt üst" etti. Bugün sicim kuramının keşfiyle birlikte, fizik borcunuödemeye,matematikçilere çözülmemiş problemleriyle ilgili yeni ve güçlü yaklaşımlar sunmayabaşlıyor.Sicimkuramısadece fizik içinbirleştiricibir çerçevesunmaklakalmayıpmatematikledeaynıderecedederinbirbağkurabilirpekâlâ.

Page 176: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

XI.Bölüm

UzayınDokusunuYırtmak

Kauçukbir zarı hiçdurmadançekerseniz, er geç yırtılacaktır.Bubasit gerçek, yıllar içindeçok sayıda fizikçinin, aynı şeyin evreni oluşturan uzamsal doku için de geçerli olup olmadığısorusunusormasınanedenolmuştur.Yaniuzayındokusudayırtılabilirmi,yoksabukauçukzarbenzetmesinifazlaciddiyealmaktankaynaklananhatalıbirkavrayışmıdır?

Einstein'ın genel görelilik kuramı, hayır, uzayın dokusu yırtılamaz der. Genel görelilikdenklemlerinin kökleri Riemann geometrisindedir; önceki bölümde belirttiğimiz üzere bu da,uzaydabirbirine yakın konumlar arasındakimesafe dişkderin-deki çarpılmaları analiz edenbirçerçevedir. Temeldekimatematiksel biçimcdik, bumesafe ilişkileri hakkında anlamlı bir şeylersöyleyebilmemiz için, uzayın alt katmanlarının düzgün olmasını gerektirir. "Düzgün" buradamatematiksel bir anlamı olan teknik bir terimdir, fakat gündelik kullanımı da terimin özünüyakalar: Buruşuk olmayan, deliği olmayan, birbirine "tutturulmuş" ayrı parçalardan oluşmayan,yırtığıolmayan.Uzayındokusuböyledüzensizliklergösteriyorolsaydıgenelgörelilikdenklemleriçökerdi;budaşuveyabubiçimdebirkozmikfelaketin-görünüşebakılırsaiyihuyluevrenimizinkaçındığıfecibirsonucun-habercisiolurdu.

Fakatbudurum,hayalgücügenişkuramcılarıyıllariçindeEinstein'ınklasikkuramınınötesinegeçip kuantum fiziğini de içine alan yeni bir fizik formülasyonunun uzamsal dokuda yarıklar,yırtıklar ve birleşmelerin olduğunu gösterebileceği olasılığı üzerinde düşünmektenalıkoymamıştır. Aslına bakarsanız, kuantum fiziğinin kısa mesafede şiddetli dalgalanmalaryaşandığını göstermesi, kimi fizikçileri yarıkların ve yırtıkların uzamsal dokuda sıradan birermikro özellik olduğu yönünde tahminlerde bulunmaya götürmüştür. Solucandeliği kavramında(Uzay Yolu: Deep Space Nine hayranlarının aşina olduğu bir kavram) bu tür düşüncelerdenyararlanılmıştır. Fikir basittir: Diyelim ki, merkezi New York'taki Dünya Ticaret Merkezikulelerindenbirinin90.katındabulunanbir şirketin icrakurulubaşkanısınız.Şirketin tarihindekisaçma sapan bazı işler yüzünden, şirketinizin giderek daha da fazla temasta olmak zorundaolduğunuz bir kolu diğer kulenin 90. katına yerleşmiş.Ofislerden birini ya da diğerini taşımakpratik olmayacağından, doğal bir öneri ortaya atıyorsunuz: Bir ofisten diğerine, iki kuleyibirleştiren bir köprü yapılsın. Böylece çalışanlar aşağı inip sonra tekrar 90 kat çıkmalarınagerekkalmaksızınofislerarasındarahatçagidipgelebilecektir.

Solucandeliklerinin de benzer bir rolü vardır: Bir solucandeliği evrenin bir bölgesiyle diğeriarasındakestirmebir yol oluşturanbir köprü yada tüneldir, ikiboyutlubirmodel kullanalımveevrenin şeklinin, Şekil 11.1'de gösterildiği gibi olduğunu düşünelim. Eğer şirket merkezi, 11.1(a)'da gösterilen alttaki dairenin yakınlarında bulunuyorsa, yukarıdaki dairenin yakınlarındabulunanşubeye,ancaksizievreninbirucundandiğerinegötürecekU-şeklindekiyoluntamamınıkatederekgidebilirsiniz.Fakateğeruzayındokusuyırtılabilirve11.1(b)'deolduğugibidelikleroluşabilirse,budeliklerindeuçları"büyüyüp"11.1(c)'degörüldüğügibibirleşirse,öncedenuzakolanbölgeleruzamsalbirköprüylebirleşmişolacaktır.Bubirsolucandeliği-dir.Solucandeliğinin,Dünya Ticaret Merkezindeki köprüye biraz benzediğini, fakat arada temel bir fark olduğunuunutmamalısınız:DünyaTicaretMerkeziköprüsümevcutuzayınbirbölgesini-ikikulearasındakiuzayı-katedecektir.Oysasolucandeliği,uzaydayenibirbölgeyaratır;çünküŞekil11.1(a)'dakiıkiboyutlu eğri uzay, sadece o kadardır (ikiboyutlu benzetmemiz bağlamında). Zarın dışında

Page 177: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

kalan bölgeler, U şeklindeki bu evreni, çok boyutlu evrenimizin içindeki bir nesneymiş gibigösterençizimin yetersizliğidir.Solucandeliği yeni uzay yaratır veböylecedeyeni bir uzamsalalanaçar.

Şekil11.1(a)"Uşeklindeki"birevrende,biruçtandiğerucagitmenintekyoluevrenintamamınıkatetmektir,(b)Uzayındokusuyırtılırvebirsolucandeliğininikiucubelirmeye

başlar,(c)İkiuçbirleşirveevreninbirucundandiğerineuzananyenibirköprü-birkestirmeyol-oluşur.

Evrende solucandelikleri var mı? Kimse bilmiyor. Eğer varlarsa, sadecemikro düzeydemioldukları, yoksa evrenin geniş bölgelerini mi kapladıkları (Deep Space Nine da. olduğu gibi)bilinmiyor.Uzayındokusununyırtılıp yırtılamayacağmıbelirleyerek, solucandeliklerininolgumuyoksakurgumuolduğunuanlayabiliriz.

Karadelikler,uzayındokusununzorlanmasınınbirbaşkaiknaediciörneğidir.Şekil3.7'debirkara deliğinmuazzam kütleçekimi alanının aşırı bir eğrilmeye yol açtığını, bu nedenle uzayındokusunun, kara deliğin merkezinde delinmiş ya da sıkışmış gibi göründüğünü göstermiştik.Solucandeliklerinin tersine, kara deliklerin varlığını destekleyen güçlü deneysel kanıtlar vardır,bu yüzden de kara deliklerin merkezinde aslında ne olup bittiği sorusu, spekülasyon değilbilimselbirsorudur.Genelgörelilikdenklemleributüraşırıkoşullardayineçöker.Bazıfizikçiler,karadeliklerinmerkezindegerçektendebirdelikbulunduğunu,fakatbukozmik"tekillikten",karadeliğinhiçbirşeyinkütleçekimselkapanındankaçamadığıolayufkusayesindekorunduğumuzuileri sürmüştür. Oxford Üniversitesi nden Roger Penrose bu akıl yürütmeyi kullanarak bu türuzamsaldüzensizliklerin,ancakolayufkununörtüsününardında,bizdentamamensaklanmışbirhaldeortayaçıkmalarınımümkünkılanbir"kozmiksansürhipotezi"kurmuştu.Öteyandan,sicimkuramının keşfinden önce, bazı fizikçiler eğer kuantum mekaniği ile genel görelilik uygun birbiçimde birleştirilirse, aslında uzaydaki o görünürdeki deliğin kuantum özellikleri sayesindedüzleştirildiğinin-deyimyerindeyse"dikildiğinin"-görüleceğinidüşünmüşlerdi.

Sicim kuramının keşfedilmesi ve kuantum mekaniği ile kütleçekimin uyumlu bir biçimdebirleştirilmesiyle, nihayet bu konuları incelemeye hazırız. Henüz sicim kuramcıları bu sorularıtamanlamıyla cevaplayamadı, fakat son birkaç yıl içinde bu sorularla yakından ilişkili konularçözümlendi. Bu bölümde, sicim kuramının ilk defa uzayın dokusunun yırtılabileceği fizikselkoşullar olduğunu -belirli bakımlardan solucandelikleri ve kara deliklerden farklı olan koşullar-nasılkesinliklegösterdiğinitartışacağız.

Page 178: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

ÇokÇekiciBirOlasılık

1987'de Shing-Tung Yau ile bugünMassachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde çalışan öğrencisiGang Tian ilginç bir matematiksel gözlemde bulundular. İyi bilinen bir matematiksel sürecikullanarak,belirliCalabi-Yauşekillerininyüzeylerininyırtılmasıvesonuçtaortayaçıkandeliklerinbelli bir matematiksel örüntüye göre dikilmesi yoluyla, başka Calabi-Yau şekillerinedönüştürülebileceğini bulmuşlardı. Kabaca söyleyecek olursak, Şekil 11.2'de olduğu gibi,başlangıçnoktasıolarakaldıklarıbirCalabi-Yauşeklininiçinde,bellibirtürikiboyutluküre-deniztopunun yüzeyi gibi- belirlemişlerdi. (Bildiğimiz bütün nesneler gibi deniz topu da üçboyutludur.Fakat burada yalnızca topun yüzeyinden bahsediyoruz; yapıldığı maddenin kalınlığını, ayrıcaçevrelediği yani içindeki uzayı görmezden geliyoruz. Deniz topunun yüzeyindeki noktalarınkonumları,tıpkıDünyanınyüzeyindekinoktalarınkonumlarınıbelirtirkenyaptığımızgibiikisayı-"enlem" ve "boylam"- verilerek belirlenebilir.Deniz topunun yüzeyinin, tıpkı önceki bölümlerdetartışmış olduğumuz Bahçe Hortumu evren gibi ıkiboyatla olmasının sebebi budur.) İkili dahasonra küreyi. Şekil 11.3'te görüldüğü üzere, tek bir noktaya sıkışıncaya dek küçültmeyidüşündüler.Buşekilvebubölümdedahasonragöreceğinizşekiller,Calabi-Yauşeklininkonuylaenyakındanilgili"parçasına"odaklanılarakbasitleştirilmiştir,fakatbuşekildönüşümlerininŞekil11.2'deki gibi biraz daha büyük bir Calabi-Yau şekli üzerinde meydana geldiğiniunutmamalısınız. Tian ve Yau, son olarak da Calabi-Yau şeklini sıkıştığı noktada yırttıklarını(Şekil 11.4 (a)), açtıklarını ve içine deniz topu benzeri başka bir şekil yapıştırdıklarını (Şekil11.4 (b)), sonra da bu şekli büyütüp şişkin hale getirdiklerini (Şekil 11.4 (c) ve 11.4 (d))düşündüler.

Şekil11.2BirCalabi-Yauşeklininiçindekibelirginhalegetirilmişbölgedebirkürebulunmaktadır.

Şekil11.3BirCalabi-Yauşeklininiçindekikürebirnoktayakadarküçülürveuzayın

Page 179: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

dokusundabirsıkışmayaratır.Bunuvesonrakişekilleri,Calabi-Yauşeklininbirkısmınıgösterereksadeleştirdik.

Şekil11.4SıkışmışbirCalabi-Yauşekliyırtılırvebunoktadayüzeyidüzeltenbirküregelişir.Şekil11.3'tekiilkküre"sönmüştür".

Matematikçilerbumanipülasyondizisinesönmegelişider.Sanki ilkdeniz topuşekli "sönüp"Calabi-Yau şekli içinde yeni bir konum kazanmıştır. Yau, Tian ve diğerleri. Şekil 11.4 (d)'deolduğu gibi, belirli koşullarda, bir sönmeyle ortaya çıkan yeni Calabi-Yau şeklinin Şekil 11.3(a)'daki ilkCalabi-Yauşeklinden topolojikolarakfarklıolduğunugöstermiştir.Buda,Şekil11.3(a)'daki ilk Calabi-Yau şeklinin bozulup Şekil 11.4 (d)'deki son Calabi-Yau şekli halinegetirilmesinin, Calabi-Yau şeklinin dokusunu ara bir aşamada yırtmaktan başka hiçbir yoluolmadığınısöylemeninsüslübiryoludur.

Matematiksel bir bakışaçısınagöre,Yau ileTian'ın kullandığı bu süreç ilgi çekicidir, çünkübilinenCalabi-YauşekillerindenhareketleyeniCalabi-Yauşekilleriortayaçıkarmanınbiryolunugöstermektedir. Fakat asıl potansiyeli fizik alanında yatmakta, çok çekici bir soru ortayaatmaktadır:Şekil11.3(a)'danşekil11.4(d)yekadargösterilensıralama,soyutmatematikselbirsüreçolmasınınötesinde,doğadagerçektendeortayaçıkabilirmi?Einstein'ınbeklentilerinintersine,acabauzayındokusuyırtılabilirvetarifedildiğigibisonradayenidenonarılabilirmi?

AynaPerspektifi

Yau,1987'dekibugözlemlerindensonrakibirkaçyılboyuncabenizamanzaman,busönmegeçişlerinin fiziksel bir somutluğu olması olasılığı üzerinde düşünmeye teşvik etti. Ama bendüşünmedim.Sönmegeçişleribana,sicimkuramıfiziğinehiçbiretkisiolmayansoyutmatematikgibi görünüyordu sadece. Aslına bakarsanız insan kendini, X. Bölüm'de anlatılan, daireselboyutların asgari bir yarıçapı olduğu sonucuna vardığımız tartışmaya dayanarak, sicimkuramının Şekil 11.3'teki kürenin küçülüp sıkışmış bir nokta haline gelmesine izin vermediğinisöylemektenalamayabilir.Fakatunutmayınki,yineX.Bölüm'debelirttiğimizüzere,biruzamsalboyutun tamamı değil de uzayın bir parçası -bu durumda bir Calabi-Yau şeklinin küresel birparçası-çökerse,küçükvebüyükyarıçaplarıtanımlayansavdoğrudangeçerliolmaz.Yinede,sönmegeçişlerinihesabakatmamakiçinönesürülenbufikirdikkatleincelenmeyegelmesede,uzaydokusununyırtılabileceğihâlâpekolasıgörünmüyordu.

Amasonra1991'deNorveçli fizikçiAndyLütken ileOxford'danyüksek lisansarkadaşımvebugün Duke Üniversitesi'nde profesör olan Paul Aspinwall, kendilerine sonradan çok ilginçolduğuanlaşılacakbirsorusordular:EğerevrenimizinCalabi-Yaukısmınınuzamsaldokusunda

Page 180: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

uzayıyırtanbirçökmegeçişiolsaydı,budurumaynaCalabi-Yauşeklininperspektifindennasılgörünürdü? Bu soruyu neyin doğurduğunu anlayabilmek için, ayna çifti Calabi-Yau şekillerinin(eğerfazladanboyutlariçinseçilmişlerse)birindenyadadiğerindendoğanfiziğinaynıolduğunu,fakat bir fizikçinin bu fiziği bulabilmek için kullanması gereken matematiğin karmaşıklıkderecesininikişekilarasındabüyükbirfarklılıkgösterebileceğinihatırlayın.AspinwallveLütkenŞekil11.3ve11.4'tegörülenmatematikselolarakkarmaşıksönmegeçişlerininçokdahabasitbir ayna tanımlaması olabileceği öngörüsünde bulunmuştu; ilgili fizik hakkında daha şeffafbirgörüşkazandırabilecekbirtanımlama.

Lütken ile Aspinwal1'ın yürüttüğü çalışma sırasında, ayna simetrisi henüz ikilinin sorduğusoruyu cevaplamak için gereken derinlikte anlaşılmamıştı. Ancak Aspinwall ile Lütken aynatanımlamasında,görünüşte, sönmegeçişlerininyolaçacağıuzamsal yırtılmalarla ilişkili felaketanlamınagelenbir fizikselsonuca işaretedenhiçbirşeyolmadığınıbelirtiyorlardı.OsıralardaPlesser'in vebenimayna çiftiCalabi-Yau şekillerini bulduğumuz çalışma (X.Bölüm'ebakınız),bizi de beklenmedik şekilde sönme geçişleri üzerinde düşünmeye götürmüştü. Şekil 10.4'teolduğugibiçeşitlinoktalarıbirbirineyapıştırmanın-aynaçiftleroluşturmakiçinbizdebusürecikullanıyorduk-Şekil 11.3 ile 11.4'teki yırtılmalar ve sıkışmalarla aynı geometrik durumlara yolaçtığı iyibilinenbirmatematikselgerçektir.Fakatbiz,fizikaçısındanbununlailişkilibirfelaketerastlamamıştık.DahasıPlesserveben,Aspiwnall ınveLütken'ingözlemlerinden(ayrıcadahaönceki bir tarihte Graham Ross'la birlikte yazdıkları bir makaleden) esinlenerek, sıkışmayımatematikselolarakikifarklıbiçimdeonarabileceğimizifarketmiştik.BuyollardanbiriŞekil11.3(a)'dakiCalabi-Yauşekline,diğeriyseŞekil11.4(d)'dekiCalabi-Yauşeklineyolaçıyordu.BudabizeŞekil11.3(a)'dan11.4(d)yekadaryaşanandeğişiminaslındadoğadagerçekleşebilecekbirşeyolduğunudüşündürdü.

1991'in sonlarında, artık en az birkaç sicim kuramcısı, uzayın dokusunun yırtılabileceğiyönünde bir düşünceye sahipti. Fakat hiç kimse, bu şaşırtıcı olasılığın kesin olarakkanıtlanmasınıyadaçürütülmesinisağlayacakteknikolanaklarasahipdeğildi.

YavaşYavaşİlerlemek

Plesser ve ben 1992 yılı boyunca zaman zaman, uzayın dokusunda, uzayı yırtan sönmegeçişleri olabileceğini göstermeye çalıştık. Hesaplarımız ikinci dereceden bir iki destekleyicikanıt ortaya çıkarıyordu, fakat kesin bir kanıt bulamıyorduk, ilkbaharda bir gün, Plesser birkonuşma yapmak üzere Princeton'daki İleri Araştırmalar Enstitüsü'ne gitti.Witten'le yaptıklarıözel görüşme sırasında da ona uzayın yırtılmasına yol açan sönmegeçişlerininmatematiğini,sicim kuramının fiziği içerisinde gerçekleştirme yolundaki son girişimlerimizden bahsetti.Fikirlerimizi özetledikten sonra, Witten'in cevabını bekledi. Witten kara tahtanın başındanuzaklaşıp ofisinin penceresindendışarıya baktı.Kısa bir suskunluktan sonra,Plesser'a dönüpeğer fikirlerimiz iyi sonuç verirse, "bunun çok etkileyici bir şey olacağını" söyledi. Onun busözleri çabalarımızı yeniden alevlendirdi. Fakat bir süre sonra ilerlememiz durunca, ikimiz desicimkuramıylailgilibaşkaprojelerüzerindeçalışmayabaşladık.

Yine de ben kendimi uzayın yırtılmasına yol açan sönme geçişleri olasılığı üzerinde kafayorarken buldum. Aylar geçtikçe, bu geçişlerin sicim kuramının ayrılmaz bir parçası olmasıgerekliğinden giderek daha da emin oluyordum. Plesser ile birlikte yaptığımız ilk hesaplar veDukeÜniversitesi'ndenmatematikçiDavidMorrison'layaptığımızöğreticitartışmalarsonucunda

Page 181: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

öyle görünüyordu ki, ayna simetrisinin doğal olarak desteklediği tek sonuç buydu. Aslınabakarsanız,Morrison'labirlikteDukeÜniversitesi'neyaptığımızbirziyaretsırasında,osıralardaoradabulunanOklahomaEyaletÜniversitesindenSheldonKatz'ınbazıyararlıgözlemlerindendehareketle, sicim kuramı çerçevesinde sönme geçişlerinin gerçekleşebileceğini kanıtlayan birstratejiyi ana hatlarıyla belirlemiştik. Fakat gerekli hesapları yapmaya koyulduğumuzda,olağanüstü derecede yoğun olduklarını gördük. Sonuçlandırılmaları, dünyanın en hızlıbilgisayarındabileyüzyılıaşkınbirsürealacaktı.İlerlemekaydetmiştik,fakatbellikihesaplamayöntemimizin etkinliğini artıracak yeni bir fikre ihtiyacımız vardı. Essen Üniversitesindenmatematikçi Victor Batyrev, 1992 ilkbahar ve yaz aylarında yayımladığı makalelerle, hiçbilmedenböylebirfikirortayakoydu.

Özellikle de Candelas ve çalışma arkadaşlarının, X. Bölüm un sonunda anlattığımız küresayma probleminde ayna simetrisini kullanarak başarılı olmalarının sonrasında, Batyrev aynasimetrisine büyük bir ilgi duymuştu. Fakat Batyrev konuya bir matematikçinin bakış açısıylayaklaştığından, Plesser ve benim ayna çifti Calabi-Yau uzayları bulmak için başvurduğumuzyöntemlerden huzursuz olmuştu. Her ne kadar bizim yaklaşımımız, sicim kuramcılarmınkinebenzer araçlardan yararlanıyorsa da, Batyrev daha sonra bana makalemizin kendisine "karabüyü" gibi geldiğini söylemişti. Onun bu sözleri fizik disiplini ile matematik disiplini arasındakibüyük kültürel bölünmeyi yansıtıyor; sicim kuramı bu disiplinlerin sınırlarınıbulanıklaştırdığından, her iki alanın dilleri, yöntemleri, tarzları arasındaki büyük farklılıklargiderek belirginlik kazanmıştır. Fizikçiler daha çok yenilikçi bestecilere benzer, çözüm arayışıiçinde geleneksel kuralları aşmayı, kabul edilebilirlik sınırlarını silmeyi göze alırlar.Matematikçiler ise klasik bestecilere benzer, genelde daha sıkı bir çerçeve içinde çalışırlar;öncekibütünadımlargerekentitizlikleuygulanmadanbirsonrakiadımıatmakistemezler.Herikiyaklaşımındahemavantajlarıhemdezavantajlarıvardır;ikisideyaratıcıkeşifleriçinbenzersizbirer çıkış noktasıdır. Modern müzikte ve klasik müzikte olduğu gibi, bir yaklaşımın doğrudiğerinin yanlış olması söz konusu değildir; seçilen yöntemler, büyük ölçüde zevk ve eğitimmeselesidir.

Batyrev, ayna katlanmaların oluşumunu daha bildik bir matematiksel çerçeve içindegerçekleştirmeye çalıştı ve bunu başardı. Tayvanlı matematikçi Shi-Shyr Roan'ın daha önceyaptığı çalışmalardan esinlenerek, birbirinin ayna imgesi olan Calabi-Yau uzayı çiftleriyaratmayayöneliksistematikbirmatematikselsüreçkeşfetmişti.Ortayakoyduğuyapı,Plesserve benim değerlendirdiğimiz örneklerde bulduğumuz süreçten ibaretti, fakat matematikçilerindahaaşinaolduğubirtarzdadilegetirilmişdahagenelbirçerçeveortayakoyuyordu.

Batyrev'in yayımladığı makalelerde matematiğin, fizikçilerin çoğunun daha önce hiçkarşılaşmamışolduğualanlarınabaşvurması işindiğeryönüydü.Örneğinben,savlarınınözünüyakalayabiliyordum, fakat hayati önem taşıyan ayrıntıların birçoğunu anlamakta ciddenzorlanıyordum. Fakat bir şey gayet açıktı: Çalışmasında kullandığı yöntem, eğer gereği gibianlaşılıp uygulanırsa, uzayın yırtılmasına yol açan sönme geçişleri konusunda yeni bir atılımhattıaçılmasınımümkünkılabilirdipekâlâ.

Bu gelişmelerin verdiği enerjiyle yaz sonunda, tam ve kesintisiz bir yoğunlaşmayla sönmeprobleminegeridönmeyekararverdim.MorrisonbiryıllığınaDuke'tenayrılıpİleriAraştırmalarEnstitüsü'ne gidecekti. Aspinwal1'un da doktora sonrası araştırmacı sıfatıyla orada olacağınıbiliyordum. Birkaç telefon görüşmesi ve e-postanın ardından 1992 sonbaharını Enstitü'de

Page 182: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

geçirmeküzereCornellÜniversitesi'ndenizinaldım.

BirStratejiDoğuyor

İnsan,uzunsaatlerboyuncayoğunbirbiçimdeçalışmasınaodaklanmak istiyorsaeğer, İleriAraştırmalar Enstitüsünden daha ideal biryer bulamaz. 1930'da kurulan Enstitü, PrincetonÜniversitesi kampüsünden birkaç kilometre ötedeki bir ormanın kıyısında uzanıp giden kırınortasındadır. Enstitü'de çalışırken dikkatinizin dağılamayacağı söylenir, çünkü dikkatinizidağıtacakhiçbirşeyyoktur.

Einstein1933'teAlmanya'danayrılmasınınardındanEnstitüyekatılmışvehayatıboyuncadaburada kalmıştı. Onu Enstitü nün sessiz, sakin, neredeyse münzevilere yaraşır ortamında,birleşik alan kuramı üzerinde düşünürken hayal etmek pek zor değil. Derin düşünce mirasıatmosfereöylebirnüfuzetmiştirki,kendiçalışmanızınoankidurumunagörebuheyecanvericideolabilir,boğucuda.

Enstitüyegelmemdenkısabirsüresonra,AspinwallilebirlikteNassaucaddesinde(Princetonkasabasının en işlek caddesi) akşam yemeğini nerede yiyeceğimizi kararlaştırmayaçalışıyorduk.Buhiçdekolaybirişdeğildi,çünkübennekadarkoyubirvejetaryensem,Pauldeokadarkoyubiretseverdir.BiryandanyürüyüpbiryandanhayatlarımızdakigelişmelerüzerinebirbirimizebilgiverirkenPaul,üzerindeçalışacakyenibirşeylerleilgilenipilgilenmediğimisordu.İlgilendiğimi söyleyip eğer evren gerçekten de sicim kuramıyla betimleniyorsa, uzayı yırtansönmegeçişlerinin yaşanabileceğini kanıtlamanınönemiyle ilgili düşüncelerimi, ayrıca izlediğimstratejiyianahatla-rıylaanlattım.Batyrev'inçalışmasınınkayıpparçalanbulmamızısağlayacağıyolundakiyeniumudumdandasözettim.Paulunzatençoktaniknaolduğunudolayısıyladabuihtimalinonugerçektenheyecanlandıracağınıdüşünmüştüm.Amaheyecanlanmadı.Geridönüpbaktığımda, onun bu suskunluğunun aramızdaki iyi niyetli, uzun yıllara dayanan entelektüelmücadeleden kaynaklandığını görüyorum; birbirimizin fikirlerine karşı şeytanın avukatlığınıyapardık.Birkaçgünsonrafikirdeğiştirdivebirliktetümdikkatimizisönmelereverdik.

OtarihteMorrisondaEnstitüyegelmişti;birstratejibelirlemekiçinEnstitününçaysalonundabuluştuk.Temelamacımızın,Şekil11.3(a)'danŞekil11.4(d)yedoğrugerçekleşendeğişimin,evrenimizde gerçekten ortaya çıkıp çıkmayacağını belirlemek olduğunda anlaşmıştık. Fakatkonununüzerinedoğrudangitmekürkütücüydü, çünkübudeğişimi betimleyendenklemler sonderece zordu, özellikle de uzamsal yırtılmalar olduğunda. Onun yerine, ayna betimlemesinikullanarak soruyu başka türlü sormayı seçtik, böylece ilgili denklemlerin üstesinden gelmenindaha kolay olacağını düşünüyorduk. Bu Şekil 11.5'te şematik olarak gösteriliyor: Üst sıradaŞekil11.3(a)'dan11.4(d)yedoğruilkdeğişimigörüyorsunuz,altsıradaiseaynıdeğişimaynaCalabi-Yau şekillerinin perspektifinden görülüyor. Bazılarımızın çoktan fark ettiği üzere, aynaşekilleri kullanarak soruyu başka türlü sorduğumuzda, sicim fiziği mükemmel bir uyumlulukgösteriyorvehiçbirfelaketlekarşılaşılmıyorgibigörünüyordu.Gördüğünüzgibi.Şekil11.5'tealtsırada bir sıkışmaya da yırtılma yok gibi görünmektedir. Fakat bu gözlemin bizim açımızdandoğurduğu asıl soru şuydu: Ayna simetrisini, uygulama sınırlarının ötesinde zorluyor olabilirmiydik acaba?Şekil 11.5'in sol kısmında yer alan, hemyukarıdaki hemde aşağıdakiCalabi-Yau şekilleri aynı fiziğe yol açsalar da. Şekil 11.5'in sağına doğru gerçekleşen değişimin heradımında -ortada mutlaka sıkışma-yırtılma-onarım aşamaları gerçekleşecektir- orijinalperspektifinveaynaperspektifininfizikselözelliklerigerçektenaynımıdır?

Page 183: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Güçlüayna ilişkilerinin.Şekil 11.5'in üst kısmındakiCalabi-Yauşeklinde yırtılmayayol açandizi içingeçerliolduğunudüşünmemizisağlayacaksağlamgerekçelerimizolsada.Şekil11,5'teyukarıda ve aşağıda yer alan Calabi-Yau şekillerinin yırtılma gerçekleştikten sonra da aynaçiftler olmayı sürdürüp sürdürmeyeceğini kimsenin bilmediğini fark ettik. Bu kritik bir soruydu,çünkü eğer ayna çiftlerse, ayna perspektifte bir felaketin olmaması orijinalde de bir felaketolmadığıanlamınagelecekti,böylecebizdesicimkuramındaevreninyırtılabileceğinigöstermişolacaktık.Busorununbirhesaplamayaindirgenebileceğinigördük:ÜsttekiCalabi-Yauşekli için(Şekil11.5'teki,diyelimüstteensağdayeralanCalabi-Yauşeklinikullanarak)vebuşeklinaynaimgesi olduğu varsayılan şekil için (Şekil 11.5'teki altta en sağda yer alan Calabi-Yau şekli)evreninyırtılmadansonrakiözelliklerinibelirleyin,sonradaaynıolupolmadıklarınabakın.

Şekil11.5Uzaydayırtılmayayolaçanbirsönmegeçişi(üstsıra)ileonunaynaimgesiolduğuvarsayılanyenidenifadesi(altsıra)

Aspinwall,Morrisonveben,1992sonbaharındaiştebuhesaplamayaadadıkkendimizi.

Einstein'ınDolaştığıYerlerdeSabahlarken

EdwardWitten'inkeskinzekâsı,iğneleyicibiryönüdeolabilen,neredeyseironikamanazikbirtavrın ardında gizlidir. Einstein'dan sonra dünyanın yaşayan en büyük fizikçisi olarak görülür.Dahailerigidiponutümzamanlarınenbüyükfizikçisiolaraktanımlayanlardavardır.Enzorveen yeni fizik problemlerine doymaz bir iştahla saldırır. Sicim kuramıyla ilgili araştırmalarınyönününbelirlenmesindeçokbüyükbirağırlığıvardır.

Witten'in üretkenliğinin kapsamı ve derinliği efsanevi boyutlardadır. Kendisi de Enstitü'defizikçiolankarısıChiaraNappi,bir keresindeonuşöyleanlatmıştır:Wittenmutfakmasasındaoturmuşzihnindekisicimkuramınadairbilgileriyokluyor,ancakaradabirhemenaçıklayamadığıbir iki ayrıntıyı doğrulamak üzere eline kâğıt kalem alıyor. Bir yazWitten'in odasının hemenyanındaki odada doktora sonrası araştırmacı olarak çalışan biri de, ona dair başka bir şeyanlatmıştır: Kendisi masasında oturmuş sicim kuramıyla ilgili çok zor bazı hesaplarlaboğuşurken,Witten'inklavyesindengelenhiçkesilmeyenritmiktıkırtıları,çığıraçıcımakalelerinbirbiri ardına doğrudan Witten'in zihninden bilgisayar dosyalarına aktarılışını dinlemenin nekadarhuzursuzediciolduğundanbahsetmiştir.

Enstitüyevarmamdanbir ikihaftasonra,Witten'leEnstitü'nünbahçesindesohbetediyorduk;bana araştırma planlarımı sordu. Uzayda yırtılmaya yol açan sönmelerden ve izlemeyiplanladığımız stratejiden bahsettim. Bu fikirleri duyduğunda gözleri parladı; fakat hesaplarınkorkunç derecede zor olacağı kanısında olduğunu söyleyerek beni uyardı. Ayrıca anlattığımstratejideki olası bir zayıf halkaya, birkaç yıl önce Vafa ve Warner'la birlikte yaptığım bazıçalışmalarlailgilibirnoktayadikkatimiçekti.Sonradanbunoktanın,sönmelerianlamayayönelikyaklaşımımızla doğrudan ilgili olmadığı anlaşıldı. Fakat o nokta, Witten'in ileride konuyladoğrudanilgilivetamamlayıcıolduğuortayaçıkacakbaşkabazınoktalarhakkındadüşünmeye

Page 184: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

başlamasınısağlamıştı.

Aspinwall,Morrisonvebenyaptığımızhesaplarıikiparçayabölmeyekararverdik.İlkbaşta,önce Şekil 11.5'te üst sırada yer alan son Calabi-Yau şekli için geçerli olan fiziği çıkarmak,sonradaaynışeyiŞekil11.5'tealtsıradayeralansonCalabi-Yauşekli içinyapmakdoğalbirbölme gibi görünüyordu. Eğer üsttekiCalabi-Yau şekli yırtıldığında ayna ilişkisi dağıtmıyorsa,her ikisıradakisonCalabi-Yauşeklininaynı fiziğeyolaçmasıgerekirdi, tıpkı ilk ikiCalabi-Yauşekli gibi. (Problemibu şekilde ifadeetmek,üsttekiCalabi-Yauşekli tamyırtılırkenyapılmasıgereken o çok zor hesaplardan kaçınmamızı sağlıyordu.) Ama üst sıradaki son Calabi-Yauşekliyle ilgili fiziği hesaplamanın hayli basit olduğu anlaşıldı. Planladığımız stratejiyiuygulamadaki asıl zorluk, önce Şekil 11.5'te alt sıradayer alan son Calabi-Yau şeklinin -üstsıradaki Calabi-Yau'nun ayna imgesi olduğu varsayılan şeklin- kesin şeklini belirleyip sonraonunlailişkilifiziğiçıkarmaktı.

Candelasbirkaçyılönceikinci işi-yanişekli tamolaraköğrenildiktensonra,altsıradakisonCalabi-Yau uzayının fiziksel özelliklerini belirleme işini- gerçekleştirmeye yönelik bir süreçbulmuştu.Fakatonunyaklaşımıçokağırhesaplargerektiriyordu;buyaklaşımıbizimörneğimizeuygulayabilmekiçinakıllıbirbilgisayarprogramınaihtiyacımızolduğunuanlamıştık.TanınmışbirfizikçiolmasınınyanısıramükemmelbirbilgisayarprogramcısıdaolanAspinwallbuişiüstlendi.Morrison ve ben de ilk işi yapmaya, yani ayna Calabi-Yau uzayı olmaya aday Calabi-Yauuzayınınkesinşeklinibelirlemeişinekoyulduk.

Tam da bu noktada, Batyrev'in yaptığı çalışmanın bize önemli bazı ipuçları sunabileceğinidüşündük.Fakatmatematik ile fizikarasındakikültürelayrım-bizimdurumumuzdaMorrison ilebenim aramdaki- bir kere daha ilerlememize sekte vurmaya başladı. Eğer doğanındağarcığındasönmeyırtılmalarıvarsa,üstsıradakiCalabi-Yauşekilleriyleaynı fizikselevrenekarşılıkgelmesigerekenalt sıradakiCalabi-Yauşekillerininmatematiksel biçimini bulmak için,ikidisipliningüçlerinibirleştirmemizgerekiyordu.Fakat ikimizdediğerinindilini,buamacanasılulaşacağımızı açıkça görecek kadar iyi bilmiyorduk. Biraz dişimizi sıkmamız gerekecekti:Birbirimize uzmanlık alanlarımızda yoğunlaştırılmış kurs vermemiz gerekiyordu. Böylecegündüzlerimizi planladığımız gibi hesaplarımız üzerinde çalışarak, akşamlarımızı da teköğrencilikderslerde,hemöğrencihemöğretmenolarakgeçirmeyekararverdik:BenMorrison'açalışmamızla ilgili fizik üzerine bir iki saat ders verecektim, o da bana çalışmamızla ilgilimatematiküzerinebirikisaatdersverecekti.Okulumuzgeneldegeceleri11.00'debitecekti.

Programımızıhiçaravermedensürdürdük.Yavaşilerliyorduk,fakatbirşeylerinyavaşyavaşyerine oturduğunu hissedebiliyorduk. Bu arada Witten daha önce fark ettiği zayıf halkayıyeniden formüle etme konusunda ciddi ilerleme kaydediyordu. Yaptığı çalışma, sicim kuramıfiziği ile Calabi-Yau uzaylarının matematiğini birbirlerine çevirmenin yeni ve daha etkili biryönteminioluşturuyordu.Aspinwall,MorrisonvebenhemenhemenhergünWitten'leayaküstütoplantılar yapıyorduk; Witten yaklaşımının beraberinde getirdiği yeni kavrayışları bizeaktarıyordu. Elaftalar geçtikçe, Witten'in bizimkinden tümüyle farklı bir bakış açısıylagerçekleştirdiği çalışmanın hiç beklenmedik bir biçimde sönme geçişleri konusuna yöneldiğiyavaş yavaş açıklık kazandı. Eğer hesaplarımızı en kısa zamanda bitirmezsek,Witten'in bizigeçeceğinianlamıştık.

AltıKutuBiraveHaftasonuÇalışmaları

Page 185: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Bir fizikçinin zihnini yaptığı işe yoğunlaştırmasını sağlamak konusunda sağlıklı bir rekabetgibisi yoktur.Aspinwall,Morrison veben vites yükselttik. Fakat şunuhemenbelirteyim, bununanlamıMorrisonvebenimiçinbaşkaydı,Aspinwalliçinbaşka.Aspinwall,büyükölçüdelisansveyüksek lisans öğrencisi olarak Oxford'da geçirdiği on yılın bir yansıması olan üst sınıf İngilizduyarlılığınınvehafifçekendinibelliedenafacanlaraözgübiryaramazlığınilginçbirkarışımıdır.Çalışmaalışkanlıklarınagelince,herhaldetanıdığımenuygarfizikçidir.Birçoklarımızgeceboyuçalışırken, o hiç beşten sonra çalışmaz. Birçoğumuz haftasonlan çalışırken, o hiç çalışmaz.Bunu kaldırabilir, çünkü hem zekidir hem de çok verimli çalışır. Onun için vites yükseltmek,verimliliğiniartırmakanlamınageliyordu,okadar.

O sıralarda Aralık başlarıydı. Morrison ve ben birkaç aydır birbirimize ders veriyorduk veçabalarımızın karşılığını almaya da başlamıştık. Aradığımız Calabi-Yau uzayının tam şeklinibelirlemeye çok yaklaşmıştık. Dahası Aspinwall bilgisayar programını neredeyse bitirmişti vebizim sonuca varmamızı bekliyordu; bulduğumuz sonuç onun yazdığı programın girdi verisiolacaktı.Nihayetbirperşembeakşamı,aradığımızCalabi-Yauşeklininasılbelirleyebileceğimizibulduk.Bu,haylibasitbirbilgisayarprogramıyazılmasınıgerektirenbirsüreçtenibaretti.Cumaöğledensonraprogramıyazıpkusurlarınıgidermiştik;cumagecesigeçsaatlerdedearadığımızsonucueldeetmiştik.

Fakatsaatbeşigeçmiştivegünlerdendecumaydı.Aspinwallevegitmişti,pazartesiyekadarda gelmezdi. Onun yazdığı bilgisayar programı olmaksızın yapabileceğimiz bir şey yoktu.Morrisondabendebütünbirhaftasonunubekleyerekgeçirmeyidüşünemiyorduk.Uzunsüredirüstüne kafayorulan, kozmosun dokusunda uzamsal yırtılmalar olup olmadığı sorusunucevaplamanın eşiğine gelmiştik; gerilim kaldıramayacağımız kadar büyüktü. Aspinwal1'uevinden aradık. İlk önce, ertesi sabah gelip çalışması ricamızı geri çevirdi, ama epeyce birhomurdandıktansonrabizekatılmayırazıoldu;fakatkendisinealtıkutubiraalmamızkoşuluyla.Kabulettik.

HakikatAnı

PlanladığımızgibicumartesisabahıEnstitü'detoplandık.Güneşlibirsabahtı,neşeliverahatbir havamız vardı. Ben kendi adımaAspinwal1'un gelmeyeceğini düşünmüştüm; geldiğinde bir15 dakika, ilk kez haftasonu işe gelmesinin önemine dair övgü dolu bir konuşma yaptım. Birdahaolmayacağınıngarantisiniverdi.

Morrison ve benim odamızda, Morrison'ın bilgisayarının başına toplandık. AspinwallMorrison'a, yazdığı programı nasıl açacağını anlattı ve veriyi tam olarak hangi biçimdegireceğimizi gösterdi.Morrison, önceki gece ulaştığımız sonuçlara gereken biçimi verdi. Artıkbaşlamayahazırdık.

Kabaca söylenecek olursa yapacağımız hesap, belli bir parçacık türünün (belli bir sicimtitreşimörüntüsünün),bütünbirsonbaharıCalabi-Yaubileşeninibelirlemekiçinharcadığımızbirevrende hareket ederkenki kütlesini belirlemeye yönelikti. Daha önce tartıştığımız stratejiyegöre,bulacağımızkütlenin,uzaydayırtılmayayolaçanbirsönmegeçişindensonraortayaçıkanCalabi-Yauşekliüzerindeyaptığımızbenzerbirhesaplamasonucundabulduğumuzkütleyleaynıolacağını umuyorduk. Bu bahsettiğim hesap görece kolay olan hesaptı; haftalar öncetamamlamıştık ve sonuç, kullandığımız özel birimler cinsinden, 3 çıkmıştı. Şimdi, ayna ikizi

Page 186: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

olduğunu düşündüğümüz şekille ilgili hesabı bilgisayar üzerinde sayısal olarak yaptığımızdan,tam3değilamaonaçokyakınbirsonuç,yaniyuvarlamahatalarındandoğacakçokçokküçükbirfarknedeniyle3,000001yada2,999999gibibirsonuçeldeetmeyibekliyorduk.

Morrison bilgisayarın başına oturmuştu, parmağı "enter" tuşunun üzerindeydi. Gerilimtırmanırken "İşte başlıyor" diyerek, programı başlattı. Bilgisayar birkaç saniye içinde cevabıverdi: 8,999999. Bir anda bütün umudumu kaybettim. Uzayda yırtılmaya yol açan sönmegeçişleriaynailişkisinibozuyor,budaaslındasönmegeçişleriolamayacağınımıgösteriyordu?Ama neredeyse hemen, bir tuhaflık olması gerektiğini fark ettik. Eğer bu iki şekildenkaynaklanan fiziktegerçekbir uyumsuzlukolsaydı, bilgisayarın tamsayıyabukadar yakınbircevap vermesi neredeyse imkânsızdı. Eğer fikirlerimiz yanlış olsaydı, bu sefer de tamamenrasgelebirrakamlardizisieldeetmemizgerekirdi.Yanlışbirsonuçalmıştık,fakatmuhtemelenbasitbiraritmetikhatayaptığımızıgösterenbirsonuçtubu.Aspinwallvebentahtayageçtikvehatamızı hemen bulduk: Haftalar önce yaptığımız "basit" hesapta bir 3 çarpanını gözdenkaçırmıştık;gerçeksonuç9'du.Dolayısıylabilgisayarınverdiğicevap,tamistediğimizcevaptı.

Her şey olup bittikten sonra bir uyuşma olduğunu görmenin ancak kısmi bir inandırıcılığıvardır tabi ki. Eğer aradığınız cevabı biliyorsanız, o cevabı elde etmenin bir yolunu bulmakgeneldeçokkolaydır.Başkabirörnekdahaçözmemizgerekiyordu.Gereklibilgisayarprogramızatenyazılmışolduğuiçinbunuyapmakzordeğildi.ÜstsıradakiCalabi-Yauşekliiçinbaşkabirparçacığınkütlesini,bukezhatayapmamayaözengöstererekhesapladık.Bulduğumuzsonuç12'ydi. Bir kez daha bilgisayarın başına toplanıp programı çalıştırdık. Birkaç saniye sonrasonuç11,999999olarakgeldi.Sonuçlartutuyordu.Aynaikiziolduğuvarsayılanşeklingerçektenayna ikizi olduğunu, dolayısıyla uzayda yırtılmaya yol açan sönme geçişlerinin sicim kuramıfiziğininbirparçasıolduğunugöstermiştik.

Sandalyemden fırladım, dizginlenemez bir coşkuyla odada bir zafer turu attım. Morrison,bilgisayarın başında gülümsüyordu. Ama Aspinwal1'un tepkisi farklıydı. "Harika, işeyarayacağınıbiliyordum."dedisakinsakin."Peki,biralarımnerede?"

Itten'inYaklaşımı

Pazartesi günü zafer kazanmış kişilerin edasıylaWitten'in yanına gidip başarımızı anlattık.Bulduğumuz sonuç onu çok sevindirdi. Anlaşıldı ki, o da sicim kuramında sönme geçişleriningerçekleştiğini kanıtlamanınbir yolunubulmuştu.Onunsavıbizimkindençok farklıydı,uzamsalyırtılmalarınnedenfelaketeyolaçmadığınadairmikrokavrayışıönemliölçüdeaçıklıyordu.

Witten'inyaklaşımı,butüryırtılmalaroluştuğundabirnoktaparçacıkkuramıilesicimkuramıarasında nasıl bir fark görüleceğini ortaya koyuyordu. İki kuram arasındaki belirleyici fark,yırtığınyakınlarında iki türsicimhareketi,amabir türnoktaparçacıkhareketiolmasıdır.Yani,birsicim tıpkıbirnoktaparçacıkgibiyırtığınhemenyanında ilerleyebilir, fakataynızamanda,Şekil11,6'dagörüldüğügibi, ilerlerkenyırtığıçevreleyebilirde.Witten'inanalizi temelde,yırtığıçevreleyen sicimlerin (bir nokta parçacık kuramında olamayacak bir şey) kendilerini kuşatanevreni,aksitakdirdedoğacakolanfelaketlerdenkoruduğunuortayakoyar.Sankisicimindünya-yaprağı-VI.Bölüm'den,bunun,birsiciminuzaydahareketederkentaradığıikiboyutlubiryüzeyolduğunuhatırlayalım-uzamsaldokudakigeometrikbozulmanınfelaketeyolaçabilecekyönlerinitamolarakiptaledenbirkoruyucukalkanoluşturmaktadır.

Page 187: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Böyle bir yırtılma olursa ve eğer yakınlarda onu koruyacak bir sicim yoksa ne olur, diyesorabilirsiniz.Dahası, yırtılmanınmeydanageldiği anda, bir sicimin -sonsuzderecede incebirilmeğin- ancak bir misket bombasına karşı bir hulahupun arkasına saklanmanın sağlayacağıkorunmakadaretkilibirkorunmasağlayacağınıdadüşünebilirsiniz.Buikiproblemindeçözümü,kuantum mekaniğinin IV. Bölüm'de tartıştığımız temel bir özelliğine dayanmaktadır. IV.Bölüm'de, Feynman'ın kuantum mekaniği formülasyonuna göre, parçacık ya da sicim bütünnesnelerin, bir yerden diğerine olası bütün yolları "koklayarak" ilerlediğini görmüştük. Siciminsonuçta gözlenen hareketi bütün olasılıkların (kuantummekaniğinin matematiğiyle tam olarakbelirlenenolasıyollarınherbiriningörelikatkısıyla)birbileşimidir.Uzayındokusundabiryırtılmaolursa,hareketetmekteolansicimlerinolasıyollarıarasında(Şekil11.6'dagörülenlerebenzeryollar) yırtılmayı çevreleyen yollar da yer alacaktır. Yırtılma olduğu anda yakında hiç sicimgörünmüyor olsa bile, kuantummekaniği, olası bütün sicim yollarının fiziksel etkilerini dikkatealır. Bu yollar arasında yırtılmayı çevreleyen çok sayıda (aslına bakarsanız sonsuz sayıda)koruyucuyoldabulunmaktadır.Witten,yırtılmanınaksitakdirdeyolaçabileceğikozmikfelaketiiştebukatkılarıntamolarakiptalettiğinigöstermişti.

Şekil11.6Birsicimintaradığıdünya-yaprağı,uzayındokusundaolabilecekbiryırtılmaylailişkilipotansiyelfelaketleriiptaledenbirkalkanyaratır.

Ocak1993'teWitten vebiz üçümüz,makalelerimizi, fizikmakalelerinin anındadünyanın heryerinden erişilebilir hale geldiği elektronik İnternet arşivinde aynı sıralarda yayımladık. Her ikimakalede, farklıbakışaçılarıyla topolojideğiştirengeçişlerin -uzayda yırtılmaya yol açtığınıbulduğumuzsüreçlerin teknik ismi- ilkörneklerinibetimliyordu.Uzunzamandır cevapbekleyen,uzayın dokusunun yırtılıp yırtılamayacağı sorusu, sicim kuramıyla niceliksel olarakcevaplanmıştı.

Sonuçlar

Fizikselfelaketlereyolaçmadandauzamsalyırtılmalarolabileceğiniortayakoymuştuk.Pekiuzamsal doku yırtıldığında ne olur? Gözlenebilir sonuçları nelerdir? Etrafımızdaki dünyanınbirçok özelliğinin, kıvrılmış boyutların ayrıntılı yapısına bağlı olduğunu gördük. Bu yüzden de,Şekil 11.5'te gösterildiği gibi, bir Calabi-Yau şeklinin çok farklı başka bir Calabi-Yau şeklinedönüşmesinin önemli bir fiziksel etkisi olacağı düşünülebilir. Fakat aslına bakarsanız, uzaylarıgözümüzde canlandırabilmek için kullandığımız az boyutlu çizimler, bu dönüşümün aslındaolduğundan daha karmaşıkmış gibi görünmesine neden olur. Eğer 6 boyutlu geometriyigözümüzde canlandırabilseydik, uzayın dokusunun yırtıldığını, fakat bunun hayli yumuşak birbiçimde gerçekleştiğini görürdük. Eski bir pantolonun dizinden yırtılmasından çok, bir güvenin

Page 188: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

yünbirkazağıyemesigibi.

Bizim çalışmamız ve Witten'in çalışması, fiziksel özelliklerin, örneğin sicim titreşimi ailesisayısının ve her ailedeki parçacık tiplerinin bu süreçlerden etkilenmediğini gösteriyordu. BirCalabi-Yau uzayının yırtık oluştukça değişmesinden etkilenebilecek şey, tek tek parçacıklarınkütlelerinin tam değerleri, yani olası sicim titreşim örüntülerinin enerjileridir. Makalelerimiz,uzayınCalabi-Yaubileşeniningeometrikşeklinindeğişmesinekarşılıkbukütlelerinsürekliolarakdeğişeceğini, bazılarının kütlesi artarken, bazılarınınkinin azalacağını gösteriyordu. Fakat asılönemli olan şudur: Yırtılma gerçektenmeydana geldiğinde bu değişen kütlelerde felakete yolaçanbirsıçrama,birsivrilmeyadaolağanüstüherhangibirözellikortayaçıkmaz.Fiziğinbakışaçısından,yırtılmaanınınayırtedicibirözelliğiyoktur.

Bu noktada iki konu gündeme gelir. Öncelikle, evrenin fazladan 6 boyutlu Calabi-Yaubileşeninde gerçekleşen uzamsal doku yırtılmalarına odaklanmıştık. Daha aşina olduğumuzüçboyutlu uzamda da bu tür yırtılmalar meydana gelebilir mi? Cevap, neredeyse kesinlikleevettir.Nedeolsauzayuzaydır; isterbirCalabi-Yauşeklihalindekıvrılmışolsun, isteraçıkveyıldızlı bir gecede gördüğümüz evrenin muazzam genişliği boyunca uzayıp gitsin. Aslınabakarsanız, bildiğimiz uzamsal boyutların da aslında kıvrılmış olabileceklerini, evrenin öbürtarafına doğru kendi üstüne katlanan devasa bir şekil meydana getiriyor olabileceklerini,dolayısıyla kıvrılmış boyutlar ve açık boyutlar arasındaki ayrımın bir bakıma yapay olduğunudaha önce görmüştük. Bizim analizimiz ve Witten'in analizleri, Calabi-Yau şekillerinin özelmatematikselözelliklerinedayanıyorolsada,sonucun-uzayındokusuyırtılabilir-kesinlikledahagenişbiruygulamaalanıvardır.

İkincisi, topoloji değiştiren böyle bir yırtılma bugün yarın gerçekleşebilir mi? Geçmişteyaşanmışolabilirmi?Evet.Temelparçacık kütlelerinindeneyselölçümleri, değerlerinin zamaniçindehayliistikrarlıolduğunugösteriyor.FakatBüyükPatlama'dansonrakiilkevreleredönecekolursak,sicimedayalıolmayankuramlarbile,temelparçacıkkütlelerininzamaniçindedeğiştiğiönemlidönemlerolduğunugösterir.Sicimkuramınınbakışaçısınagöre,budönemlerkuşkusuzbu bölümde tartıştığımız topoloji değiştiren yırtılmaları da içeriyordu. Günümüze yaklaştıkçatemel parçacıkların kütlelerinde gözlenen istikrar, eğer evren halihazırda topoloji değiştirenbiryırtılma geçiriyorsa, bunun son derece yavaş gerçekleşiyor olması gerektiğini gösterir. Okadaryavaş ki, bu yırtılmanın temel parçacık kütleleri üzerindeki etkisi, günümüzdeyapabildiğimizdeneylerinduyarlılığındandahadüşüktür.Dikkatçekicibirnoktavar:Birazöncebahsettiğimiz koşul geçerliyse, evren şu anda uzamsal bir yırtılmanın ortasında olabilir.Yeterince yavaş gerçekleşiyorsa, bunu bilmeyiz bile. Ortada gözlenebilir ve çarpıcı bir olgubulunmamasının büyük heyecan yaratması, fizikte ender rastlanan bir durumdur. Bu kadaregzotik bir geometrik değişimin gözlenebilir bir felaketle sonuçlanmaması, sicim kuramınınEinstein'ındüşündüğününnekadarötesinegeçtiğininbirkanıtıdır.

Page 189: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

XII.Bölüm

SicimlerinÖtesi:M-KuramıArayışı

Einstein, uzun süren o birleşik kuram arayışı sırasında "Tanrı dünyayı farklı bir biçimdeyaratmış olabilir miydi acaba;mantıksal basitlik zorunluluğu, serbestliğe hiç yer bırakıyormuacaba,"diyedüşünmüştü.Einsteinbusözüyle,bugünbirçok fizikçininpaylaştığıbirgörüşün ilkhalinidilegetiriyordu:Doğayadairnihaibirkuramvarsaeğer,bukuramınbiçiminidestekleyenen inandırıcı savlardan biri de, kuramın başka türlü olamayacağı olacaktır. Nihai kuramın,olduğu biçimde olması gerekir, çünkü evreni bir iç tutarsızlığa ya da mantıksal tutarsızlığadüşmeksizin betimleme yetisine sahip tek açıklayıcı çerçevedir. Böyle bir kuram şeylerinolduklarıgibiolduklarını,çünküböyleolmalarıgerektiğiniilerisürecektir.Bütündeğişiklikler,herbiri, ne kadar küçük olurlarsa olsunlar, kendi yıkımının tohumlarını atan bir kurama yolaçacaklardır;"Bucümleyalandır,"önermesindeolduğugibi.

Evreninyapısındakiböylebirkaçınılmazlığıkanıtlamak,asırlardırvarlığınıkoruyanenderinsorulardan bazılarını cevaplama yolunda uzun bir yol almamızı gerektirecektir. Bu sorular,evrenimizin tasarlanması içingerekliolduğubelli,sayılamayacakkadarçok tercihikiminyadaneyin yaptığıyla ilgili gizemedikkat çekmektedir.Kaçınılmazlık, seçenekleri silerekbu sorularıcevaplar. Kaçınılmazlık, aslında hiçbir tercih olmadığı anlamına gelir. Kaçınılmazlık, evreninbaşka türlü olamayacağını ortaya koyar. XIV. Bölüm'de de tartışacağımız üzere, evrenin bukadar sıkı biryapıya sahip olmasını garanti eden bir şey yoktur. Yine de, doğa yasalarındaböylebirkatılıkaramak,modernfiziktekibirleştiriciprogramınkalbindeyatmaktadır.

1980'lerin sonlarına gelindiğinde, fizikçiler, sicim kuramı evrenin benzersiz bir tablosunusunmayayaklaşmışolsada,bunupekbaşaramadığıgörüşündeydi.Bununikisebebivardır.İlki,VII.Bölüm'de kısacabelirttiğimiz üzere, fizikçilerin sicimkuramınınaslındabeş ayrı versiyonuolduğunugörmesiydi.BunlaraTip I,Tip IIA,Tip IIB,HeterotikO (32) (kısacaHeterotik-O) veHeterotikE,xE,(kısacaHeterotikE)kuramlarıdendiğinihatırlayabilirsiniz.Birçoktemelözellikçoğundaortaktır:Titreşimörüntüleriolasıkütlevekuvvetyüklerinibelirler,hepside toplam10uzay-zaman boyutunun varlığını gerektirir, kıvrılmış boyutlar Calabi-Yau şekillerden birininşeklinde olmalıdır vs. Bu yüzden de önceki bölümlerde bu kuramlar arasındaki farklılıklarüzerinde durmamıştık. Yine de 1980'lerde yapılan analizler, bu kuramların birbirinden farklıolduğunu göstermiştir. Kuramların özellikleri hakkında bilgilenmek için dipnotlara bakabilirsiniz,fakatsüpersimetriyeyervermebiçimlerininyanısıra,desteklediklerititreşimörüntülerininönemliayrıntılarıkonusundabirbirlerindenayrıldıklarınıbilmenizyeter.(ÖrneğinTipIsicimkuramında,bizimodaklanmış olduğumuz kapalı ilmeklerin yanı sıra, uçları bağlanmamış, açık sicimler devardır.)

Sicimkuramcılarınımahcupedenbirdurumdurbu,nihaibirleşikkuram içinciddibiröneriyesahipolmaketkileyiciolsada,beşayrıöneriortayakoymak,önerilerinherbirininağırlığınıciddibiçimdeazaltmaktadır.

Kaçınılmazolandan ikinci sapma,daha incedir.Bunu tamanlamıyladeğerlendirebilmek için,bütün fizik kuramlarının iki kısımdanoluştuğunuunutmamalısınız. İlk kısım,kuramın,genelliklematematiksel denklemlerle ifade edilen temel fikirler koleksiyonudur. İkinci kısım denklemlerin

Page 190: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

çözümlerinden oluşur. Genel itibarıyla, bazı denklemlerin bir tek, bazılarının ise birden fazlaçözümü vardır. (Basit bir örnek verelim: "Bir sayının iki katı 10'a eşittir" denkleminin bir tekçözümüvardır:5.Fakat"Birsayının0katı0'aeşittir"denklemininsonsuzsayıdaçözümüvardır,çünkübütünsayıların0katı0'aeşittir.)Buyüzdendearaştırmalar,bizibenzersizdenklemleredayananbenzersizbirkuramagötürsede,denklemlerinbirçok farklıolasıçözümüolduğundankaçınılmazlığın tehlikeye girmesi söz konusu olabilir. 1980'lerin sonlarına gelindiğinde, sicimkuramındadadurumbuymuşgibigörünüyordu.Örneğinfizikçilerbeşsicimkuramındanherhangibirinin denklemlerini incelediklerinde, bu denklemlerin birçok çözümü olduğunu görmüşlerdi;örneğin ekstra boyutlar birçok farklı olası kıvrılma biçimine sahiptir; çözümlerin her biri farklıözellikleresahipbirevrenetekabüleder.Buevrenlerinçoğu,sicimkuramıdenklemleriningeçerliçözümleriolarakdoğsalarda,bildiğimizbiçimiyledünyaylabirilgileriyoktur.

Kaçınılmazlıktanbusapmalar,sicimkuramınıntalihsiztemelözelliklerigibigörünebilir.Fakat1990'ların ortalarından beri yapılan araştırmalar, bu özelliklerin, sicim kuramcılarının kuramıanalizetmebiçimlerininbiryansımasındanibaretolduğuyolundayenibirümitvermiştir.Kısacasöyleyecek olursak, sicim kuramı denklemleri o kadar karmaşıktır ki, kesin biçimlerini kimsebilmiyor. Fizikçiler bu denklemlerin sadece yaklaşık versiyonlarını kaleme almayıbaşarmışlardır. Sicim kuramları arasındaki ciddi farklılıklar işte bu yaklaşık denklemlerdeyatmaktadır. Beş sicim kuramından herhangi biri bağlamında bir çözümler bolluğuna, biristenmeyenevrenlerbolluğunayolaçandaiştebuyaklaşıkdenklemlerdir.

1995'ten, ikinci süpersicim devriminin başlangıcından bu yana, kesin biçimlerine hâlâerişemediğimiz asıl denklemlerin bu sorunları çözebileceği, böylece sicim kuramınakaçınılmazlık damgasının vurulmasını sağlayacağı yolunda kanıt sayısı giderek artmaktadır.Aslına bakarsanız, kesin denklemler anlaşıldığında; bunların, beş sicim kuramının da aslındayakından ilişkili olduğunu göstereceği, sicim kuramcılarının çoğunu tatmin edecek şekildekanıtlanmıştır. Bir denizyıldızının kolları gibi, hepsi de, ayrıntılı özellikleri halen yoğun birbiçimdearaştırılmaktaolantekbirbütününparçalarıdır.Fizikçilerbeşayrıkuramasahipolmakyerine,beşinidebenzersizbirkuramsalçerçevedebirleştirentekbirkuramolduğuinancındadırartık.Tıpkıbugünekadargizliolan ilişkileringözlerönüneserilmesiyleortayaçıkannetlikgibi,bu birlik de sicim kuramına göre evreni anlamak için yeni ve güçlü bir duruş noktasısunmaktadır.

Bu görüşleri açıklayabilmek için sicim kuramındaki en zor, en yeni gelişmelerden bazılarınadeğinmemiz gerekiyor. Sicim kuramını incelerken kullanılan yaklaşıklıkların niteliğini ve onlaraiçkinsınırlarıanlamamızgerekiyor.Fizikçilerinbuyaklaşıklıklarıaşmakiçinbaşvurduğuakıllıcatekniklere -hepsine birden ikilikler denir- aşinalık kazanmamız gerekiyor. Sonra da, yukarıdabahsettiğimizdikkatçekicigörüşlereulaşmakiçinbutekniklerdenyararlananinceakılyürütmeyiizlememiz gerekiyor. Fakat endişelenmeyin. Sicim kuramcıları asıl zor işi çoktan tamamlamışbulunuyor,bizleronlarınvardığısonuçlarıaçıklamaklayetineceğiz.

Gelgeldim,geliştirmemizvesonradabirarayagetirmemizgerekenbirbirindenayrıçokfazlaparça varmış gibi göründüğünden, özellikle bu bölümde ağaçlara bakarken ormanı kolaycagözdenkaçırabilirsiniz.Buyüzden,bubölümdetartışmabirazkarmaşıklaşacakgibiolurdabiran önce kara delikler (XIII. Bölüm) ya da kozmolojiyle (XIV. Bölüm) ilgili bölümlere geçmekisteyecekgibiolursanız,ikincisüpersicimdevrimininkilitgörüşleriniözetlediğimizbundansonrakikısmahemenbirgözatıverin.

Page 191: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

İkinciSüpersicimDevrimininBirÖzeti

İkincisüpersicimdevrimininbaşlıcagörüşüŞekil12.1 ile12.2'deözetlenmiştir.Şekil12.1'defizikçilerin sicim kuramını analiz ederken geleneksel olarak kullandığı yaklaşık yöntemlerinötesine (kısmen de olsa) geçme konusunda son dönemde kazandıkları beceri öncesindekidurum görülüyor. Beş sicim kuramının tamamen birbirinden ayrı olarak düşünüldüğünügörüyoruz.Fakatsonaraştırmalardandoğanyenigörüşlerlebirlikte.Şekil12.2'deolduğugibi,denizyıldızınınbeşkolugibi, bütünsicimkuramlarınınartıkher şeyi içinealan tekbir çerçeveolarakgörüldüğünügörüyoruz. (Aslınabakarsanız,bubölümünsonunageldiğimizde,altıncıbirkuramın daha -altıncı bir kol- bu birliğe ekleneceğini göreceğiz.) Bu her şeyi kapsayançerçeveye, tartışmamızın ilerlemesiyle açıklık kazanacak sebeplerden ötürü M-kuramıdenmiştir.

Şekil12.1Beşsicimkuramıüzerindeçalışanfizikçileryıllarca,tümüylefarklıkuramlarüzerindeçalıştıklarımdüşündü.

Şekil12.2ikincisüpersicimdevrimininsonuçları,beşsicimkuramınındaaslında,geçiciolarakM-kuramıdenilentekbirbirleşikçerçeveninparçasıolduğunugöstermişti.

Şekil 12.2, nihai kuram arayışında köşe taşı niteliğinde olan bir başarıyı resmeder. Sicimkuramının,görünüşebakılırsabirbirindenayrı ilerleyenaraştırmakollarıartık tekbirdokuda -benzersiz, her şeyi içeren, pekâlâ uzun zamandır aranan o her şeyin kuramı olabilecek birkuramda-birleştirilmiştir.

Gerideyapılacakçokişkalsada,M-kuramınınfizikçilertarafındanortayaçıkarılmışikitemelözelliğivardır. İlki,M-kuramında11boyutbulunmasıdır(10uzay,1zamanboyutu).Kaluza'nın,ekbiruzamsalboyutungenelgörelilikkuramıileelektromanyetizmakuramınınhiçbeklenmedikbiçimde birleşmesini mümkün kıldığını ortaya çıkarmasında olduğu gibi, sicim kuramcıları dasicim kuramındaki ek bir uzamsal boyutun -önce-ki bölümlerde tartıştığımız 9 uzay, 1 zaman

Page 192: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

boyutu dışında- kuramının beş versiyonunun da derinden tatmin edici bir biçimde birleşmesinimümkünkıldığınıanlamışlardır.Dahasıbuekuzamsalboyuthavadangelmemiştir;aksine,sicimkuramcıları,1970'lerdeve1980'lerdegeçerliolan,1zamanve9tanedeuzayboyutuolduğunusöyleyen akıl yürütmenin yaklaşık olduğunu; artık tamamlanabilecek olan kesin denklemlerinbugünedekatlanmışolanbiruzamsalboyutdahaolduğunugösterdiğinianlamışlardır.

M-kurammm keşfedilmiş olan ikinci özelliği, titreşen sicimler içermesinin yanı sıra başkanesneleri de kapsamasıdır: Titreşen ikiboyutlu zarlar, dalgalanan üçboyutlu kabarcıklar ve birsürübaşkabileşen.11.boyuttaolduğugibi,M-kuramınınbuözelliği,hesaplar1990ortalarındanöncekullanılanyaklaşıklıklardantemizlendiğindeortayaçıkmıştır.

Bunlar ve son birkaç yılda edinilen başka görüşler dışında,M-kuramının gerçek niteliği birmuammadır; ileri sürüldüğü üzere "M"'nin bir anlamı da budur: Muamma. Dünyanın dört biryanında fizikçiler, büyükbir azimleM-kuramınadair tambir anlayışaulaşmayaçalışmaktadır;21.yüzyılfiziğinintemelproblemidepekâlâbuolabilir.

BirYaklaşıklıkYöntemi

Fizikçilerin sicim kuramını analiz etmek için kullanmakta olduğu yöntemlerin sınırları,tedirginlikkuramıdenenbirşeyebağlıdır.Tedirginlikkuramı,birsoruyakabacacevapvermeyeçalışırkenbiryaklaşıklıkoluşturmaya,sonradabaştagörmezdengelinen inceayrıntılarıdahayakından inceleyerek bu yaklaşıklığı sistematik olarak geliştirmeye verilen incelikli isimdir. Bukuram, bilimsel araştırmanın birçok alanında çok önemli bir rol oynar ve sicim kuramınınanlaşılmasında da temel unsur olmuştur, ayrıca birazdan göstereceğimiz gibi, günlükhayatımızdadasıksıkrastladığımızbirşeydir.

Diyelim ki bir gün otomobiliniz arızalandı, bir tamirciye gidip baktıracaksınız. Arabanızıtamirciye götürüyorsunuz, şöyle bir bakıp kötü haberi veriyor. Arabanınmotorunun değişmesigerekiyor;parçalarve işçilikgenellikle900dolar tutar.Bu,yaklaşıkdeğeralanınadayananbirtahmindir, yapılması gereken işin ince ayrıntıları belirginlik kazandıkça bu tahminin de kesinlikkazanmasını beklersiniz. Birkaç gün sonra, teknisyen otomobilde başka testler de yapmayavakit bulduktan sonra, daha kesin bir fiyat verir: 950 dolar. Yeni bir regülatöre ihtiyacınızolduğunusöyler,parçalarveişçilikyaklaşık50dolartutacaktır.

Nihayetindeotomobili almayagittiğinizdebütünayrıntıları toplar ve önünüze987,93dolarlıkbirfaturakoyar.Motorveregülatöriçin950dolar,fankayışı için27dolar,akükablosuiçin10dolar, izolasyon cıvatası için 0,93 dolar yazdığını açıklar. Başta 900 dolar olarak verdiğiyaklaşık rakam başka birçok ayrıntının dahil olmasıyla kesinleşmiştir. Fizik terimleriylebakıldığında,buayrıntılara,ilktahmindemeydanagelentedirginlikler(pertürbasyonlar)denir.

Tedirginlik kuramı etkili bir biçimde uygulandığında, ilk tahmin nihai cevaba makul ölçüdeyakınolacaktır; ilk tahmindegörmezdengelinen inceayrıntılar işin içinedahiledildiğindekesinsonuçta küçük farklılıklara yol açacaktır. Fakat bazen nihai faturayı ödemeye gittiğinizde, ilktahminle aradaki farkı görüp şoka girersiniz.Dahaduygusal başka terimler de kullanabilirsiniztabü,amateknikolarakbunatedirginlikkuramıhatasıdenir.Budailktahmininnihaicevapiçiniyi bir rehber olmadığı, çünkü "ince ayrıntıların" yaklaşık değer tahmininde nispeten küçüksapmalaryerine,büyükdeğişikliklereyolaçtığıanlamınagelir.

Page 193: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Önceki bölümlerde kısaca gösterildiği üzere, bu noktaya kadar sicim kuramı tartışmamızotomobil tamircisinin kullandığına benzer tedirginliklere dayalı (pertürbatif) bir yaklaşımabağlıdır. Sicim kuramının zaman zaman atıfta bulunmuş olduğumuz "yetersiz anlaşılmasınınkökleri,şuveyabubiçimdebuyaklaşıklıkyöntemineuzanmaktadır.Gelin, tedirginlikkuramını,sicim kuramı kadar soyut olmayan ama sicim kurammdaki uygulamaya otomobil tamircisiörneğindendahayakınolanbirbağlamdatartışarakbuönemlikavramıanlamayaçalışalım.

KlasikBirTedirginlikKuramıÖrneği

Dünyanın hareketini Güneş sistemi üzerinden anlamak, tedirginlik kuramına dayalı biryaklaşım kullanmanın klasik bir örneğidir. Bu tür büyük mesafe ölçeklerinde, yalnızcakütleçekimi kuvvetini değerlendirmemiz gerekir, fakat başka yaklaşıklıklar kurulmazsa eğer,karşımızaçıkandenklemlersonderecekarmaşıkolacaktır.HemNewton'ahemEinstein'agöre,her şeyin başka her şey üzerinde kütleçekimi kuvveti uyguladığını, bunun da bizi hemen,Dünya'yi, Güneş'i, Ay'ı, başka gezegenleri, prensipte göklerdeki bütün cisimleri içine alankarmaşık ve matematiksel olarak kolayca içinden çıkılamayacak bir kütleçekimi savaşmagötürdüğünühatırlayalım.Tahayyüledebileceğinizgibi,bütünbuetkilerihesabakatıpDünyanınhareketinikesinolarakbelirlemekimkânsızdır.Aslındayalnızcaüçgökcismihesabakatıldığındabile, denklemler o kadar karmaşık bir hâl alır ki, şimdiye kadar kimse tam anlamıylaçözememiştir.

YinedetedirginlikkuramınadayalıbiryaklaşımkullanarakDünyanınhareketiniGüneşsistemiüzerinden büyük bir isabetlilikle tahmin edebiliriz. Güneş'in, Güneş sistemimizin diğergezegenlerinekıyaslamuazzambirkütleyesahipolması,diğerbütünyıldızlarakıyaslaDünyayayakınlığı, onu, açık araDünyanın hareketi üzerindeki baskın etki unsuru kılmaktadır. BöyleceyalnızcaGüneş'inkütleçekimietkisinideğerlendirerekyaklaşıkbirdeğertahminieldeedebiliriz.Birçokamaç içinbukesinlikle yeterlidir.Gerekirse,Ayyadaosıradaenyakındangeçmekteolangezegenlergibi, konuylabağlantısıengüçlücisimlerinkütleçekimietkilerini sırasıyladahilederekbuyaklaşıklığıbirazdaharafinebirhalegetirebiliriz.Ortayaçıkmaktaolankütleçekimietkileri ağı karmaşıklaştıkça hesaplar da zorlaşabilir, fakat bu durumun tedirginlik felsefemizegölge düşürmesine izin vermeyelim: Güneş ile Dünyanın kütle çekimsel etkileşimi, Dünyanınhareketinedairyaklaşıkbiraçıklamasunar,gerikalandiğerkütleçekimietkilerikarmaşası iseçokdahaküçükoranlıbirinceltmelerdizisisunacaktır.

Bu örnekte tedirginlik yaklaşımı işe yarıyor, çünkü nispeten basit bir kuramsal betimlemeyimümkünkılanbaskınbirfizikseletkisözkonusu.Amaherzamanböyleolmaz.Örneğinüçlübirsistem içinde birbirlerinin çevrelerinde dönmekte olan benzer kütleye sahip üç yıldızınhareketiyleilgileniyorsakeğer,etkisidiğerlerinigölgedebırakantekbirkütleçekimiilişkisiyokturortada. Buna bağlı olarak yaklaşık bir değer tahminini mümkün kılan, diğer etkilerin küçükdüzeltmeler yaratmasına yol açan tek bir baskın etkileşim yoktur. Tedirginlik yaklaşımınabaşvurup,diyelimkiyalnızca ikiyıldızarasındakikütleçekimi ilişkisinielealıpbunuyaklaşıkbirdeğer belirlemekte kullansaydık, yaklaşımımızın başarısız olduğunu çok geçmeden görürdük.Hesaplamalarımız, tahmin edilen hareketteki, üçüncü bir yıldızı işin içine dahil etmektenkaynaklanan"düzeltmenin"küçükolmadığını,aslındavarsayılanyaklaşıkdeğerkadarciddibirbüyüklükteolduğunugösterirdi.Bunaaşinayız:Horontepenüçinsanınhareketi,tangoyapanikiinsanın hareketine pek benzemez. Büyük bir düzeltme, baştaki yaklaşıklığın işe yaramazolduğunu ve bütün bir şemanın iskambil kâğıtları üzerine kurulu olduğunu gösterir. Bunun

Page 194: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

yalnızca, üçüncü yıldızdan kaynaklanan büyük düzeltmeyi dahil etmekle ilgili bir meseleolmadığını unutmamalısınız. Bir domino etkisi söz konusudur: Büyük düzeltmenin iki yıldızınhareketi üzerinde önemli bir etkisi olur, bunun da üçüncü yıldızın hareketi üzerinde büyük biretkisiolur,odadiğerikisiniciddibiçimdeetkilerveböyledevamedipgider.Buradakütleçekimiağındaki bütün halatlar aynı derecede önemlidir ve hepsinin de aynı anda ele alınmalarıgerekmektedir. Bu gibi durumlarda, genellikle tek çaremiz sonuçta ortaya çıkan hareketinsimülasyonunueldeetmekiçinbilgisayarlarınkabakuvvetinebaşvurmakolur.

Bu örnek, tedirginlik yaklaşımını uygularken, varsayılan yaklaşık değer tahminin gerçektenyaklaşık olup olmadığını belirlemenin önemini, eğer öyleyse arzulanan geçerlilik düzeyineulaşmak için ince detayların hangilerinin ve kaçının dahil edilmesi gerektiğini aydınlatıyor.Tartışmakta olduğumuz üzere, bu meseleler özellikle, tedirginlik araçlarının mikrodünyadakifizikselsüreçlereuygulanmasıaçısındankritikönemtaşır.

SicimKuramınaTedirginlikKuramıAçısındanBirYaklaşım

Sicimkuramındaki fizikselsüreçler, titreşensicimlerarasındaki temeletkileşimlerdenoluşur.VI.Bölümün(VI.Bölüm'de"Dahanetcevap"kısmınıatlamışolanokurlar,bukısmınbaşlangıçbölümüne göz gezdirmeyi yararlı bulabilir) sonuna doğru tartıştığımız üzere, bu etkileşimlersicim ilmeklerinin Şekil 6.7'de olduğu gibi (yeri geldiği için Şekil 12.3'te de tekrarladık)birbirlerinden ayrılmalarını ve birleşmelerini içerir. Sicim kuramcıları, Şekil 12.3'teki şematikresmin kesin bir matematiksel formülle nasıl ilişkilendirilebileceğini göstermiştir; gelen her birsicimin diğerinin hareketi üzerindeki etkisini ifade eden bir formüldür bu. (Formülün ayrıntıları,sicim kuramlarının beşinde de farklıdır, fakat şimdilik bu tür ince unsurları bir kenarabırakacağız.) Kuantum mekaniği olmasaydı bu formül, sicimlerin etkileşim hikâyelerinin sonuolabilirdi. Fakat belirsizlik ilkesinin hükmettiği mikroskobik kargaşa, sicim/antisicim çiftlerinin(birbirinekarşıt titreşimörüntüleriortayakoyanikisicim)evrendenenerjialarakbirandavarlıkbulabileceği anlamına gelir; tabi, yeterince hızlı bir şekilde birbirlerini ortadan kaldırmaları,böylece enerji borçlarını ödemeleri koşuluyla. Kuantum çılgınlığından doğan fakat ödünçaldıkları enerjiyle var olan, dolayısıyla kısa süre içinde yeniden tek bir ilmek haline gelmelerigerekenbusicimçiftlerisanalsicimçiftleriolarakbilinir.

Bu durum Şekil 12.4'te şematik olarak gösterilmiştir. Baştaki iki sicim, (a) diye belirtilennoktadabirbirleriyleçarpışır,birleşiptekbirilmekoluşturur.Builmekbirazyolalır,ama(b)'de,çılgınkuantumdalgalanmalarısanalbirsicimçiftininoluşmasınayolaçar,buçiftyolalır,sonra(c)noktasındabirkezdahatekbirsicimoluşturarakortadankalkar.Sonolarak(d)noktasındabu sicim bir çift sicime ayrılarak enerjisini boşaltır ve bu sicimler de başka yönlere doğru yolalırlar. Şekil 12.4'te merkezdeki tek ilmek yüzünden, fizikçiler buna "tek ilmek" süreci derler.Şekil 12.3'te resmedilen etkileşimde olduğu gibi, kesin bir matematiksel formül bu şemaylailişkilendirilebilir,böylecesanalsicimçiftininilkikisiciminhareketiüzerindekietkisiözetlenebilir.

Page 195: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Şekil12.3Sicimlerbirleşerekveayrılaraketkileşimkurarlar.

Şekil12.4Kuantumçılgınlığı,birsicim/antisicimçiftininortayaçıkmasına(b)veortadankalkmasına(c)yolaçabilir,böylecedahakarmaşıkbiretkileşimortayaçıkar.

Fakat bu da hikâyenin sonu değildir, çünkü kuantum dalgalanmaları anlık sanal sicimdoğuşlarınınbirçokkerelermeydanagelmesine,birsanalsicimçiftleridizisininoluşmasınayolaçabilir. Bu da Şekil 12.5'te görüldüğü üzere daha fazla ilmeğin bulunduğu şemalara yolaçacaktır.Buşemalarınherbiri, gerçekleşen fiziksel süreçleri resmetmeninpratik vebasitbiryolunu ortaya koymaktadır: Gelen sicimler birleşirler, kuantum çalkalanmaları bu birleşmesonucuortayaçıkanilmeğinayrılmasına,sanalbirsicimçiftininoluşmasınayolaçar,buikisicimyolalır,sonrabirleşiptekbirilmekoluşturarakbirbirleriniortadankaldırır,oilmekdeyolalırvebaşkabirsanalsicimçiftioluşturur,buböylecedevameder.Başkaşemalardaolduğugibi,busüreçlerin her biri için ilk sicim çiftinin hareketi üzerindeki etkiyi özetleyen bir matematikselformülvardır.

Ayrıca tıpkı tamircininotomobilinizin tamirinin toplamdakaçamalolacağı sorusunakarşılık,başta 900 dolar olarak tahmin ettiği fatura tutarını, 50, 27, 10 ve 0,93 dolar ekleyerekdüzeltmesindeolduğugibi,tıpkıDünyanınhareketinianlamaçabamızda,Güneş'inetkisiniAyveöbür gezegenlerin daha küçük orandaki etkilerini de işin içine dahil ederek düzeltmemizin bizidaha kesin bir anlayışa ulaştırmasında olduğu gibi; sicim kuramcıları da, iki sicim arasındakietkileşimi hiç ilmek bulunmayan (sanal sicim çiftlerinin olmadığı) şemaya, tek ilmekli şemaya(tekbirsanalsicimçifti), iki ilmeklişemaya(ikisanalsicimçifti)vs.tekabüledenmatematikselifadeleri.Şekil12.6'dagösterildiğigibibirbirineekleyerekanlayabileceğimizigöstermişlerdir.

Şekil12.5Kuantumçılgınlığı,çoksayıdasicim/antisicimçiftidizisininortayaçıkmasınaveortadankalkmasınanedenolabilir.

Kesin bir hesaplama, bu şemaların her biriyle ilişkili matematiksel ifadeleri birbirineeklememizi gerektirir; şemaların her birinde ilmek sayısı artacaktır. Fakat bu şemalar sonsuzsayıda olduğundan ve her biriyle ilişkilendirilen matematiksel hesaplar ilmek sayısı arttıkçagiderekzorlaştığındanbuimkânsızbiriştir.Sicimkuramcılarıbuhesaplarısıfırilmeklisüreçlerin

Page 196: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

makul bir yaklaşık değer tahmini vereceği, ilmek sayısı arttıkça ilmek şemalarının giderekküçülen düzeltmelere yol açacağı beklentisine dayanan bir tedirginlik çerçevesi içineyerleştirmişlerdir.

Şekil12.6Gelenherbirsicimindiğeriüzerindekinetetkisi,Çokdahafazlasayıdailmeklişemalarıiçerenetkilerinbirbirineeklenmesindengelir.

Aslınabakarsanız,sicimkuramıhakkındabildiğimizherşey-öncekibölümlerdeanlattığımızmalzemenin büyük bölümü- bu tedirginlik yaklaşımını kullanarak ayrıntılı ve incelikli hesaplargerçekleştiren fizikçiler tarafından keşfedilmiştir. Fakat bulunan sonuçların geçerliliğinegüvenebilmemiz için, Şekil 12.6'da-ki ilk birkaç şema dışında, her şeyi görmezden gelenyaklaşıkolduğuvarsayılandeğertahminleriningerçektenyaklaşıkolupolmadığınıbelirlememizgerekir.Budabiziokritiksoruyagötürüyor:Yaklaşıklıkiçindemiyiz?

YaklaşıkDeğerYaklaşıkmı?

Değişir. Şemaların her biriyle ilişkilendirilenmatematiksel formül ilmek sayısı arttıkça dahakarmaşıklaştığından, sicim kuramcıları temel bir özelliğin farkına varmışlardır. Bir ipinsağlamlığının, ipin kuvvetli bir çekme ve sarsma sonucu koparak iki parçaya ayrılıpayrılmayacağını belirlemesinde olduğu gibi, kuantum dalgalanmalarının tek bir sicimin ikiparçaya ayrılmasına, bir anda sanal bir çiftin ortaya çıkmasına neden olup olmayacağınıbelirleyenbir rakamvardır.Bu rakamsicimeşleşmesabitiolarakbilinir (dahaaçıkkonuşacakolursak, kısabir süre sonra tartışacağımızgibi beşsicimkuramınınherbirinin farklı bir sicimeşleşme sabiti vardır). Bu isim hayli tanımlayıcıdır: Sicim eşleşme sabitinin büyüklüğü, üçsicimin (ilk ilmek ile ayrıldığı iki sanal ilmek) kuantum çalkalanmalarının birbirleriyle ne kadargüçlü bir ilişki içinde olduğunu betimler; deyim yerindeyse birbirleriyle ne derece sıkıeşleştiklerini betimler. Hesaplamaların biçimine göre, sicim eşleşme sabiti ne kadar büyüksekuantum çalkalanmalarının bir ilk sicimin ayrılmasına (sonra tekrar birleşmesine) yol açmaihtimalideokadarbüyüktür;sicimeşleşmesabitinekadarküçükse,butürsanalsicimlerinbiranlığınavarolmalarıihtimalideokadardüşüktür.

Beş sicim kuramının herhangi birindeki sicim eşleşme sabitinin değerini belirleme sorusunukısaca ele alacağız, ama önce bu sabitin büyüklüğünü değerlendirirken "küçük" veya "büyük"demekle aslında ne demek istiyoruz ona bakalım. Sicim kuramının temelindeki matematik,"küçük"ile"büyük"arasındakisınırın1rakamıolduğunugöstermektedir.Sicimeşleşmesabitinindeğeri 1'den küçükse, bu durumda -birden fazla sayıda şimşek çakmasında olduğu gibi- çokfazla sayıda sicim çiftinin bir anlığına varlık bulması giderek ihtimal dışı olacaktır. Fakateşleşme sabitinin değeri 1 ise ya da 1'den büyükse, bu tür sanal çiftlerin daha fazla sayıdasahneye çıkması dahamuhtemeldir. Mesele şudur: Sicim eşleşme sabiti 1'den küçük olursa,ilmek sayıları arttıkça, ilmek şemalarının katkıları giderek azalır. Tedirginlik yaklaşımı içingereken de budur işte, çünkü bu yaklaşım, birkaç ilmekli süreçler hariç bütün süreçleri

Page 197: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

görmezden gelsek dahi makul derecede geçerli sonuçlar elde edeceğimizi göstermektedir.Fakatsicimeşleşmesabiti1'denküçükdeğilse,ilmeksayısıarttığındanilmekşemasıkatkılarıgiderekdahaönemlihalegelir.Üçlüyıldızsistemimizdeolduğugibi,budatedirginlikyaklaşımınıgeçersiz kılar. Varsayılan yaklaşık değer -hiç ilmek bulunmayan süreç- yaklaşık değildir. (Butartışma,beşsicimkuramınınbeşiiçindeaynıderecedegeçerlidir;birsicimkuramındakisicimeşleşmesabitinindeğeri,tedirginlikyaklaşımışemasınınetkililiğinibelirler.)

Bu kavrayış bizi bir sonraki kritik soruya götürüyor: Sicim eşleşme sabitinin değeri nedir?(Daha açık bir deyişle beş sicim kuramının her birinde sicim eşleşme sabitlerinin değerlerinedir?) Halihazırda hiç kimse bu soruyu cevaplayabilir durumda değildir. Bu mesele sicimkuramının çözülmemiş en önemli meselelerinden biridir. Bir tedirginlik kuramı çerçevesinedayanansonuçların, ancak veancaksicimeşleşmesabitinin1'denküçükolmasıhalindehaklıçıkacağındaneminolabiliriz.Ayrıcasicimeşleşmesabitininkesindeğerinin,çeşitlisicimtitreşimörüntülerinin taşıdığı kütleler ve yükler üzerinde de doğrudan bir etkisi vardır. Nitekim fiziğinbüyükbölümününsicimeşleşmesabitinindeğerinedayandığınıgörüyoruz.Buyüzdendegelin,eşleşmesabitinindeğeriyle -beşsicimkuramınınherhangibirindekideğer- ilgiliönemlisorununnedenhâlâcevaplanmamışolduğunayakındanbakalım.

SicimKuramıDenklemleri

Sicimlerin birbirleriyle nasıl bir etkileşim içinde olduğunu belirlemeye yönelik tedirginlikyaklaşımı, sicim kuramının temel denklemlerini belirlemek için de kullanılabilir. Esasen sicimkuramıdenklemleri, sicimlerinnasıl etkileşimkurduğunubelirler, tersindensöyleyecekolursak,sicimlerinbirbirleriyleetkileşmebiçimleri,kuramındenklemlerinidoğrudanbelirler.

İlk örnek olarak, beş sicim kuramının her birinde kuramın eşleşme sabitinin değerinibelirlemeye yarayanbir denklembulunduğunubelirtelim. Fakat fizikçiler bugün, az sayıda ilgilisicim şemasını tedirginlik yaklaşımıylamatematiksel olarak değerlendirerek, beş kuramın herbiri için bu denklemin ancak yaklaşığını bulabilmişlerdir. Yaklaşık denklem şöyle söyler: Beşsicimkuramınınherhangibirinde,sicimeşleşmesabitiöylebirdeğeralırki,sıfırlaçarpıldığındasonuç sıfır verecektir.Müthiş bir hayal kırıklığı yaratanbir denklemdir bu, çünkühangi sayıyısıfırlaçarparsanızçarpınsıfırsonucunavarırsınız.Nitekimbeşsicimkuramınınherbirindede,sicim eşleşme sabitiyle ilgili yaklaşık denklem bize bu sabitin değeri hakkında hiçbir şeysöylemez.

Yerigelmişken,beşsicimkuramınınherbirinde,hemuzamışhemdekıvrılmışuzay-zamanboyutlarının kesin biçimini belirlediği varsayılan başka bir denklem de vardır. Bu denkleminbugün elimizde bulunan yaklaşık versiyonu, sicimeşleşme sabitinin değeriyle ilgili denklemdençok daha sınırlıdır, yine de çok sayıda çözümü mümkün kılmaktadır. Örneğin, uzamış dörtuzay-zaman boyutu, kıvrılmış 6 boyutlu bir Calabi-Yau uzayıyla birlikte bir sürü çözüme kapıaçar,fakatbubileolasılıklarıtüketmemektedir;olasılıklaruzamışvekıvrılmışboyutlarınsayısıarasındafarklıbirbölünmeyidemümkünkılmaktadır."Pekibusonuçlarlanereyevarabiliriz?Üçolasılıkbulunuyor.Öncelikle,enkaramsarolasılıktanyola çıkalım; sicimkuramlarınınherbiri,kuramın eşleşme sabitinin yanı sıra, uzay-zamanın boyutlarını ve kesin geometrik biçiminibelirlemeye -başkahiçbir kuramböylebir iddiadabulunamaz-yarayandenklemlerledonanmışolsa da, bu denklemlerin henüz bilinmeyen kesin biçimi geniş bir çözüm yelpazesini mümkünkılabilir, ki bu da kuramın tahmin yürütme gücünü ciddi biçimde zayıflatacaktır. Bu doğruysa

Page 198: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

eğer, bir geri adım olacaktır; çünkü sicim kuramı kozmosun bu özelliklerini açıklayacağıvaadinde bulunur; bizim deneysel gözlemlerde bulunarak bunları belirlememizi, az çok keyfibiçimde bunları kurama katmamızı gerektirmeyecektir. Bu olasılığa XV. Bölüm'de döneceğiz.İkincisi, yaklaşık sicim denklemlerindeki istenmeyen esneklik, akıl yürütmemizdeki ince birkusurun göstergesi olabilir. Sicim eşleşme sabitinin değerini belirlerken tedirginlik yaklaşımınıkullanma girişiminde bulunuyoruz. Fakat daha önce de tartışmış olduğumuz gibi, tedirginlikyöntemleri,ancakveancakeşleşmesabiti1'denküçükseanlamlıdır,dolayısıylahesaplamamızcevabı hakkında haklılığı geçerlilik kazanmamış bir varsayımda bulunuyor olabilir; açıkçasıcevabın 1'den küçük olacağını söylüyor olabilir. Yanılgımız pekâlâ bu varsayımın yanlışolduğunu, beş sicim kuramının herhangi birindeki eşleşme sabitinin 1'den büyük olduğunugösteriyor olabilir. Üçüncüsü, istenmeyen esneklik, sırf kesin denklemler yerine yaklaşıkdenklemler kullanıyor olmamızdan da kaynaklanıyor olabilir. Örneğin, bir sicim kuramındakieşleşmesabiti1'denküçükolabilsede,kuramındenklemleribütünşemalarınkatkılarınahassasbir biçimde dayanıyor olabilir yine de. Yani, daha fazla sayıda ilmeğe sahip şemalara dayalıküçükdüzeltmelerinin toplamı,yaklaşıkdenklemleri -birçokçözümümümkünkılarlar-değiştiripdahakısıtlayıcıkesindenklemlerhalinegetirmemizaçısındanelzemolabilir.

1990'ların başında, bahsettiğimiz bu son iki olasılık, tamamen tedirginlik yaklaşımınadayanmanın ilerlemeyolunu tıkadığını sicimkuramcılarınınçoğunaaçıkçagöstermişti.Alandaçalışançoğuinsanınhemfikirolduğuüzere,bundansonrakibüyükatılım,tedirginlikyaklaşımınadayanmayan bir yaklaşımı gerektirecektir; yaklaşık hesaplama tekniklerine ayrılmayan,dolayısıyla tedirginlik çerçevesinin ötesine geçebilecek bir yaklaşımı. 1994'te, böyle bir yolbulmak, kafamız dumanlı olduğunda dalınan hayallerden biriymiş gibi görünüyordu. Ne var kibazenböylehayallergerçeğedönüşür.

İkilik

Dünyanın dört bir yanından sicim kuramcıları her yıl, bir önceki yıl varılan sonuçlarınözetlenmesini, olası araştırma yönlerinin göreli yararının değerlendirilmesini amaçlayan birkonferansta bir araya gelir. Belli bir yıl kaydedilmiş ilerleme durumuna bakılarak, katılımcılararasındaki ilgi ve heyecan düzeyine dair tahminde bulunulabilir. 1980'lerin ortalarında, ilksüpersicimdevrimininşaşaalıdöneminde, toplantılaradizginlerindenboşanmışbircoşkuhâkimolurdu.Fizikçilerinbüyükbölümü,sicimkuramınıkısasüre içinde tamanlamıylaanlayacakları,sicim kuramının evrenin nihai kuramı olduğunu açıklayacakları umudu içindeydi.Geriye dönüpbakınca naifçe bir umut olduğunu söyleyebiliriz. Aradan geçen yıllar, sicim kuramının,anlaşılmasıuzunvemeşakkatlibirçalışmayıgerektireceğisugötürmeyenbirçokderinve inceveçhesi olduğunu göstermiştir, ilk zamanların gerçekçi olmayan beklentileri bir geri tepmeylesonuçlanmıştı; her şeyin hemen yerli yerine oturmaması birçok araştırmacıyı yılgınlığasürüklemişti. 1980'lerin sonlarındaki sicim konferansları, düşük seviyede bir hayal kırıklığınıyansıtıyordu:Fizikçilerilginçsonuçlarsunuyorlardı,fakatatmosferheyecandanyoksundu.Hattabazıları, camianın her yıl sicim konferansları düzenlemeye bir son vermesi gerektiğini ilerisürüyordu. Fakat 1990'ların başında işler düzeldi. Bazılarını önceki bölümlerde tartıştığımızçeşitli atılımlar sayesinde, sicim kuramı yeniden gücünü topluyor, araştırmacılar yenidenheyecan ve iyimserlik kazanıyordu. Fakat Mart 1995'te Güney California Üniversitesi'ndeolacaklarıhaberverenpekbirşeyyoktu.

EdwardWitten,kendisineayrılanbirsaatliksüre içinsıraonageldiğindekürsüyeyürüdüve

Page 199: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

ikinci süpersicim devrimini başlatan bir konuşma yaptı. Duff, Hull ve Townsend'in daha önceyaptığı çalışmalardan esinlenen, Schwarz,Hint fizikçi AshokSen ve diğerlerinin görüşlerindenyararlananWitten,sicimkuramınıntedirginlikyaklaşımıylaanlaşılmasınıaşanbirstratejisundu.Planınanakısmınıikilikkavramıoluşturuyordu.

Fizikçiler ikilik terimini, birbirinden farklıymışgibi görünen, fakat yinede kesinlikleaynı fiziğibetimledikleri gösterilebilecek olan kuramsal modelleri ifade etmek için kullanırlar. Görünürdebirbirinden farklıkuramlarınaslındaaynıolduğu,sadecevesadecesunulma tarzlarıyüzündenfarklı göründükleri "önemsiz" ikilik örnekleri vardır.Yalnızca İngilizcebilenbirinegenel görelilikÇinceanlatılırsa,baştaEinstein'ınkuramıolanogenelgörelilikgibigelmeyebilir.Fakather ikidiledehâkimolanbir fizikçi,kolaycabirdildendiğerinetercümeyapıp ikikuramındaeşdeğerolduğunu gösterebilir. Bu örneğe "önemsiz" deriz, çünkü fiziğin bakış açısına göre böyle birtercümenin kazandırdığı bir şey yoktur. Hem İngilizceye hem Çinceye hâkim olan biri genelgörelilikte zor bir problem üzerinde çalışıyor olsaydı, ifade etmek için hangi dili kullanırsakullansın uğraştığı problem aynı derecede zor olacaktı. İngilizceden Çinceye geçmek ya daÇincedenİngilizceyegeçmekfizikselaçıdanyenibirkavrayışgetirmez.

Önemsizolmayan ikilikörnekleri, aynı fizikseldurumadair farklı tanımların farklı vebirbirinitamamlayıcı fiziksel kavrayışları ve matematiksel analiz yöntemlerini beraberinde getirdiğiörneklerdir. Aslına bakarsanız, iki tane ikilik örneğiyle karşılaşmış bulunuyoruz zaten. X.Bölüm'de,sicimkuramınınRya-rıçapındadaireselbirboyutuolanbirevrenile1/Ryarıçapındadairesel bir boyuta sahip bir evreni nasıl aynı derecede iyi tanımlayabileceğini tartışmıştık.Bunlar sicim kuramının özellikleri sayesinde aslında fiziksel olarak aynı olan farklı geometrikdurumlardır.Aynasimetrisideikincibirörnektir.Burada6boyutluikifarklıCalabi-Yauşekli-ilkbakışta tümüyle farklı görünen evrenler- kesinlikle aynı fiziksel özellikleri beraberindegetirmektedir.Bunlartekbirevrenedairikibetimlemesunmaktadır.Buradaönemlinoktaşudurki, İngilizcedenÇinceye çeviri yapma örneğindeki durumun tersine, bu iki tanımı kullanmamızımantıken izleyecek olan önemli fiziksel kavrayışlar vardır, dairesel boyutların minimumbüyüklüğüvesicimkuramındatopolojideğiştirensüreçlergibi.

Witten, Sicim 95 Konferansı'nda yaptığı konuşmada, yeni ve köklü bir ikiliğin kanıtlarınısunmuştu.Bubölümünbaşındakısacaözetlediğimizüzere,temelyapılarıgörünürdefarklıolsada,beşsicimkuramının,temeldeaynıolanfiziğitanımlamanınfarklıyollarındanibaretolduğunuilerisürmüştü.Budurumda,elimizdebeşfarklısicimkuramıyerine,temeldekibutekkuramsalçerçeveyeaçılanbeşfarklıpenceremizolacaktır.

1990'lardakigelişmeleryaşanmadanönce,böylesinebüyükbirikilik,fizikçilerinsığınabileceği,fakat çok uzak göründüğünden hakkında nadiren konuştukları temennilerden biriydi. İki sicimkuramıyapılarındakiönemlifarklarnedeniylebirbirindenfarklıysaeğer,nasılolupdaaynıtemelfiziğin farklı betimlemeleri olabileceklerini tahayyületmekzordur.Yinedesicimkuramının incekuvvetisayesinde,beşsicimkuramınındaikiliolduğuyönündeartankanıtlarmevcuttur.Dahasıbirazdan tartışacağımız üzereWitten, altıncı bir kuramın dahaaynı kazana karıştığı yönündekanıtlarsunmuştur.

Bu gelişmeler, geçen kısmın sonunda karşımıza çıkan tedirginlik yöntemlerininuygulanabilirliğiyle ilgilimeselelerle iç içe geçmiştir. Sebep, beş sicim kuramının her birinin birdiğeriyle zayıf bir biçimde eşleştirildiğinde -kuramın eşleşme sabitinin 1'den küçük olduğu

Page 200: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

anlamınagelenmeslekibirterimdirbu-açıkçabirbirlerindenfarklıolmasıdır.Fizikçiler,tedirginlikyöntemlerine dayandıklarından, herhangi bir sicim kuramının eşleşme sabitinin 1'den büyükolmasıhalinde-güçlüeşleştirmedenilenterim-kuramınhangiözellikleresahipolacağısorusunubirsürecevaplayamamışlardır.Birazdantartışacağımızüzere,Wittenilediğerlerininiddiası,buönemli sorunun artık cevaplanabileceği yönündedir. Vardıkları sonuçlar ikna edici bir biçimde,birazdan tanımlayacağımızaltıncıbir kuramlabirlikte,bukuramlardanherhangibirindekigüçlüeşleşmetutumununbirdiğerindekizayıfeşleşmetutumuylaikilibirbetimlemeyesahipolduğunu,aynışekildetersinindegeçerliolduğunuilerisürmektedir.

Bununneanlamageldiğinidahasomutbirbiçimdeanlayabilmekiçin,şubenzetmeyiaklınızdatutmak isteyebilirsiniz. İki birey düşünün. Biri buzu seviyor, ama tuhaftır hayatında hiç sugörmemiş (suyun sıvı halini). Diğeriyse su seviyor, fakat yine tuhaftır, hayatında hiç buzgörmemiş. Şans eseri tanışıp çölde bir kamp gezisine çıkmayı kararlaştırıyorlar. Yolakoyulduklarında, ikisi de diğerinin yanında getirdiklerinin büyüsüne kapılıyor. Buz âşığı, suâşığının ipeksiyumuşaklıktaki şeffafsıvısınahayranoluyor,suâşığıysa tuhafbirbiçimdebuzâşığının yanında getirdiği o dikkat çekici katı kristal küplere kaptırıyor kendini. Su ile buzarasında aslında derin bir ilişki olduğuna dair bir fikri yok ikisinin de; onlara göre su ile buztümüyle farklı ikimadde.Fakatçölünkavurucusıcağında,buzunyavaşyavaşsuyadönüşmesikarşısındaşokoluyorlar.Çölgecelerinindondurucusoğuğundadasıvısuyunyavaşyavaşbuzadönüşmesideonlarıyinehayretedüşürüyor.Başta,birbiriylehiçilişkisiolmadığınıdüşündükleribuikimaddeninyakındanbağlantılıolduğunufarkediyorlar.

Beş sicimkuramıarasındaki ikilik debirazbunabenzer:Kabaca söyleyecekolursak, sicimeşleşmesabitleriçölbenzetmemizdesıcaklığınoynadığı rolebenzerbir roloynar.Tıpkısuvebuzgibi,beşsicimkuramındanherhangiikisiilkbakıştabirbirindentümüylefarklıgörünür.Fakateşleşme sabitlerini değiştirirsek, kuramlar kendi içlerinde dönüşmeye başlar. Tıpkı sıcaklığınıartırdığımızdabuzunsuyadönüşmesindeolduğugibi,eşleşmesabitinindeğeriniartırdığımızdabir sicim kuramı da bir diğerine dönüşebilir. Bu da bütün sicim kuramlarının, temeldeki tekbiryapının -su ve buz için H2O neyse o- ikili tanımları olduğunu gösterme yolunda büyük birmesafekatetmemizisağlıyor.

Bu sonuçların gerisindeki mantık, neredeyse tümüyle simetri ilkelerine kök salmış savlarınkullanılmasınadayanır.Gelinbunutartışalım.

SimetrininKuvveti

Yıllarca,hiçkimsebeşsicimkuramındanherhangibirininsicimeşleşmesabitinedahabüyükdeğerler verilmesi halinde ne tür özellikler göstereceğini inceleme girişiminde dahi bulunmadı,çünkü tedirginlik çerçevesi olmaksızın nasıl ilerleneceği konusunda hiç kimsenin fikri yoktu.Fakat1980'lerinsonundave1990'larınbaşında,fizikçilerbellibirsicimkuramınıngüçlüeşleşmefiziğinin bir parçası olan, yine de hesaplama yetimiz içinde kalan bazı özel yönlerin—bellikütlelerin ve güç boşalımlarının—tanımlanması konusunda yavaş ama istikrarlı bir ilerlemekaydetti. Tedirginlik çerçevesini kesinlikle aşan bir iş olan bu özelliklerin hesaplanması, ikincisüpersicim devriminin ilerlemesinin itici gücü olma konusunda temel bir rol oynamıştır vesimetrininkuvvetinedesıkısıkıyabağlıdır.

Simetri ilkeleri, fiziksel dünya hakkında birçok şeyin anlaşılması konusunda derinlikli

Page 201: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

kavrayışagötürenaraçlarsunarlar.Örneğinfizikyasalarının,evrendekiherhangibiryereyadazamandakiherhangibiranaözelbirmuamelegöstermediğini,bugayetsıkıdestekleneninancındaburadaveşimdiyehükmedenyasalarınheryerdeveherzamanhükümsürenyasalarlaaynıolduğunusavunmamızımümkünkıldığınıtartışmıştık.Bubüyükbirörnektir,fakatsimetriilkeleri,okadarkapsayıcıolmayankoşullardadaaynıderecedeönemliolabilir.Diyelimkibirsuçatanıkoldunuz,fakatfailinyüzünüyalnızcasağtarafındangözucuylagördünüz,birpolisressamıyüzüntamamını çizmek içinbubilgiyi yinede kullanabilir.Sebebi simetridir.Bir insan yüzününsol vesağ tarafları arasında farklılıklar bulunsa da, çoğu yüz, bir tarafına dair iyi bir yaklaşıklıkkurmakiçindiğertarafıngörüntüsününkullanılmasınımümkünkılacakkadarsimetriktir.

Birbirindensonderecefarklıbuuygulamalarınherbirindesimetrininkuvveti,özellikleridolaylıbir tarzda kavrama yetişidir; bu genellikle, doğrudan bir yaklaşımdan çok daha kolaydır.Andromedagalaksisindegeçerlitemelfiziği,orayagidipbiryıldızınetrafındadönenbirgezegenbulup, hızlandırıcılar inşa edip dünyada gerçekleştirdiğimiz türden deneyleri oradagerçekleştirerek öğrenebiliriz. Fakat yerel farklılıklar dikkate alınarak simetrinin dolaylıyaklaşımınıuygulamakçokdahakolaydır.Failinyüzününsoltarafınınözelliklerinionuyakalayıpinceleyerek de öğrenebiliriz. Fakat yüzdeki sol-sağ simetrisini kullanmak genellikle çok dahakolaydır.’

Süpersimetri, farklı miktarlarda spinlere sahip olan temel bileşenlerin fiziksel özellikleriniilişkilendiren daha soyut bir simetri ilkesidir. En iyi ihtimalle elimizde, mikrodünyanın böyle birsimetri içerdiği yönünde deneysel sonuçların sunduğu ipuçları vardır, fakat daha öncetartıştığımız sebeplerden ötürü, süpersimetrinin var olduğu yönünde kuvvetli bir inançbulunmaktadır.Süpersimetri,sicimkuramınınkesinlikleayrılmazbirparçasıdır.1990'larda,İleriAraştırmalar Enstitüsü'nden Nathan Seiberg'in öncü çalışmasının liderliğinde fizikçiler,süpersimetrininçokzorveönemlibazısorularıdolaylıyoldancevaplayabilecekkeskinvenüfuzedicibiraraçolduğunuanlamışlardı.

Birkuramınincedetaylarınıanlamamışolsakdahi,kuramınsüpersimetriiçerdiğiolgususahipolabileceği özelliklere ciddi sınırlamalar getirmemize izin verir. Dilsel bir benzetme kullanalım:Küçük bir kâğıda belli bir harf dizisinin yazıldığını düşünün, içinde "y" harfi tam olarak üç kezgeçiyorvekâğıtmühürlübirzarfıniçinekonuluyor.Başkabirbilgiverilmezse,diziyitahminetmeimkânımız olmaz; çünkü tek bildiğimiz, dizinin, içinde üç "y" geçenmvcfojziyxidqfqzyycdi gibirasgele bir harf topluluğu olabileceği gibi sonsuz sayıdaki başka olasılıklardan biri deolabileceğidir.Fakatdiyelimki,ikiipucudahaverildi:Gizliharfdizisiİngilizcebirsözcükveiçindeüç"y"geçenenkısasözcük.Baştaelimizdesonsuzsayıdaharfdizisiolasılığıbulunurken,buipuçlarıolasılıklarıtekbirsözcüğe,içindeüç"y"geçenenkısaİngilizcesözcüğeindirir:Syzygy.

Süpersimetri,simetriilkeleriniiçerenkuramlariçinbenzerkısıtlayıcıipuçlarıgetirir.Bunubirazanlayabilmek için, önümüze biraz önce anlattığımız dil bulmacasına benzer bir fizik bulmacasıkonduğunudüşünelim.Birkutununiçinesaklanmış,bellibirkuvvetyükünesahipbirşeyvar;neolduğu söylenmiyor. Yük, elektrik yükü olabilir, manyetik yük olabilir ya da başkagenellemelerdenbiri olabilir, amaaçıkolalımvediyelimki üçbirimelektrik yükü var.Elimizdedahafazlabilgiolmadankutununiçindeneolduğunubelirleyemeyiz.Pozitronlaryadaprotonlargibikuvvetyükü1olanüçparçacıkolabilir;kuvvetyükü1olandörtparçacıkla,kuvvetyükü-1olanbirparçacık(elektrongibi)olabilir,bukombinasyonundakuvvetyükünetüçtür;1/3yüklüdokuzparçacık (yukarıkuarkgibi)olabileceğigibiaynıdokuzparçacığınyanındaherhangibir

Page 202: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

sayıda yüksüz parçacıklar (fotonlar gibi) da bulunabilir. Elimizde sadece üç "y"li ipucu varkenolduğugibi,kutununiçindeolabilecekleredairdeolasılıklarsınırsızdır.

Ama diyelim ki, dil bulmacamızda olduğu gibi iki ipucu daha veriliyor. Dünyayı -dolayısıylakutunun içindekileri- betimleyen kuramın süpersimetrik olduğu, kutunun içindekilerin de toplamelektrikyükününüçbirimolduğunusöyleyenilkipucuylatutarlıolarakenazkütleyesahipolmasıgerektiği söyleniyor. Fizikçiler E. Bogomoln'yi, Manoj Prasad ve Charles Sommerfeld'ingörüşlerine dayanarak, sıkı işlevsel bir çerçevenin (süpersimetri çerçevesi, İngilizcebenzetmesinde olduğu gibi) bu şekilde belirtilmesinin ve bir "en az sınırlaması" getirilmesinin(belli bir elektrikyükü için enaz kütle, belli sayıday için en kısa sözcükbenzetmesindeolduğugibi) kutunun içinde saklı olanların kimliğininbenzersiz biçimde sabitlendiği anlamına geldiğinigöstermişlerdir.Yani fizikçiler,kutunun içindekininolabildiğincehafifolmasıveyinedebelirtilenyükesahipolmasıdurumunda,neolduğununtamanlamıylatespitedilebileceğinigöstermişlerdir.Belli bir yük değeri için en az kütlenin bileşenleri, onları keşfeden üç fizikçinin adlarıyla BPShalleriolarakbilinir.

BPShalleriyle ilgiliönemlinoktaşudur:Özellikleri tedirginlikhesaplamasınabaşvurmaksızın,emsalsiz bir biçimde, kolayca ve kesinlikle belirlenebilir. Bu durum, eşleşme sabitlerinindeğerindenbağımsızolarakgeçerlidir.Yanisicimeşleşmesabitininbüyükolması,budurumdatedirginlik yaklaşımının geçersiz olması halinde dahi, BPS konfigürasyonlarının kesin değeriniçıkartabiliriz yine de. Bu özelliklere genellikle tedirginolmayan kütleler ve yükler denir, çünküdeğerleri tedirgin yaklaşıklık şemasını aşar.Bu yüzdenBPS'nin "BeyondPerturbativeStates"(tedirginhallerinötesi)anlamınageldiğinidedüşünebilirsiniz.

BPSözellikleri, eşleşme sabitinin büyük olması halinde, belli bir sicim kuramınaözgü fiziğinancak küçük bir kısmını inceleyebilirler, ama yine de kuramın bazı güçlü eşleşme özelliklerinisomut bir biçimde anlamamızı sağlarlar. Seçilmiş bir sicim kuramında eşleşme sabiti artar vetedirginlik kuramının erişebileceği alanın ötesine geçerse, sınırlı kavrayışımızı, BPS hallerinedemir atarız. Yabancı bir dildeki birkaç seçilmiş sözcük gibi, bu hallerin de bizi hayli uzaklaragötüreceğinigöreceğiz.

SicimKuramındaikilik

Witten'ı izleyerek, beş sicim kuramından biriyle, diyelim ki Tip I sicimle yola çıkalım vekuramdakidokuzuzayboyutunundokuzunundadüzvekıvrımsızolduğunudüşünelim.Elbettekibu hiç gerçekçi değil, ama tartışmayı daha basitleştiriyor; kıvrılmış boyutlara birazdandöneceğiz. Sicim eşleşme sabitinin 1'den çok daha az olduğunu varsayarak başlayalım. Budurumda tedirginlikaraçlarıgeçerlidir,dolayısıylakuramınbirçokayrıntılı özelliğidoğruolarakortaya çıkarılabilir, çıkarılmıştır. Eşleşme sabitinin değerini artırıp yine de 1'den epeyce aztuttuğumuzda da, tedirginlik yaklaşımları kullanılabilir. Kuramın ayrıntılı özellikleri birazdeğişecektir-örneğin,birsiciminbirdiğerindenayrılmasıylailişkilendirilensayısaldeğerlerbirazfarklıolacaktır,çünküŞekil12.6'dakiçokluilmeksüreçlerieşleşmesabitiarttığındadahabüyükkatkılarda bulunur. Fakat ayrıntılı sayısal özelliklerdeki bu değişikliklerin ötesinde, eşleşmesabititedirginlikaraçlarınınalanındakaldığısürecekuramıngenelfizikseliçeriğidedeğişmedenkalır.

Tip I sicim eşleşme sabitini, 1 değerinin ötesinde artırırsak, tedirginlik yöntemleri geçersiz

Page 203: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

halegelecektir,buyüzdensadecesınırlıbirkümeolan,hâlâanlamayetimizdahilindeyeralantedirgin olmayan kütleler ve yükler kümesine -BPS hallerine-odaklanacağız. Witten'ın ortayaattığı,dahasonraSantaBarba-ra'daCaliforniaÜniversitesi'ndenJoePolchinski'nindoğruladığısav şudur:Tip I sicimkuramınıngüçlüeşleşmeözellikleri, ancakEleterotik-Osicimkuramınınsicim eşleşme değerinin küçük olması koşuluyla bu kuramın bilinen özellikleriyle tam olarakuyuşur. Yani Tip I sicimin eşleşme sabiti büyükse, nasıl ulaşacağımızı bildiğimiz kütleler veyükler, eşleşme sabitinin küçük olması halinde Eleterotik-O sicim kuramındaki kütleler veyüklerletamolarakaynıdır.Buda, ilkbakıştasuvebuzgibibirbirindentümüylefarklıgörünenbu iki sicim kuramının aslında ikili olduğu yönünde güçlü bir işaret sunuyor. Eşleşme sabitininbüyük değerlerde olması halinde Tip I kuramı fiziğinin, eşleşme sabitinin küçük değerlerdeolmasıhalindeEleterotik-Okuramıfiziğiyleaynıolduğunuinandırıcıbirbiçimdeilerisürüyor.Vetersinin de doğru olduğu yönünde ikna edici kanıtlar var: Eşleşme sabitinin küçük değerlerdeolduğudurumlardakiTipIkuramıfiziği,eşleşmesabitininbüyükolduğudurumlardakiHeterotik-Okuramı fiziğiyle aynıdır.’ Bu iki sicim kuramı, tedirgin yaklaşıklık şeması kullanılarak analizedildiğindebirbiriylehiçilişkisiyokmuşgibigörünsede,eşleşmesabitlerinindeğerideğiştiğindebirinindiğerinedönüştüğünügörüyoruz;suilebuzarasındakidönüşümüandırıyorbiraz.

Bu yeni sonuç, bir kuramın güçlü eşleşme fiziğinin, bir diğerinin zayıf eşleşme fiziğiylebetimlenmesi, güçlü-zayıf ikiliği olarak bilinir. Daha önce tartıştığımız diğer ikiliklerde olduğugibi, bu ikilik de söz konusu iki kuramın aslında birbirinden farklı olmadığını söyler bize. Bukuramlar daha çok, aynı temel kuramın birbirinden farklı iki betimlemesini sunmaktadırlar.İngilizce-Çincetercümeörneğindekiönemsizikiliğintersine,güçlü-zayıfeşleşmeikiliğikuvvetlidir.İkili bir kuramçiftinde, kuramlardanbirinineşleşmesabiti küçükse, kuramın fizikselözellikleriniiyi geliştirilmiş tedirginlik araçları kullanarak analiz edebiliriz. Fakat kuramın eşleşme sabitibüyükse,dolayısıylatedirginlikyöntemleriişeyaramıyorsa,artıkikilibetimlemeyi-ilgilieşleşmesabitinin küçük olduğu betimlemeyi- kullanabileceğimizi, geri dönüp tedirginlik araçlarınabaşvurabileceğimizi biliyoruz. Bu tercüme, başta kuramsal yetimizin ötesinde olduğunudüşündüğümüz bir kuramı analiz etmeye yönelik niceliksel yöntemlere sahip olmamızlasonuçlanmıştır.

Aslında, Tip I sicim kuramındaki güçlü eşleşme fiziğinin, Eleterotik-O kuramındaki zayıfeşleşmefiziğiyleaynıolduğunukanıtlamak,henüzbaşarılamamışsonderecezorbiriştir.Bununsebebi basittir. İkili olduğu varsayılan kuram çiftindeki kuramlardan biri, eşleşme sabiti çokbüyük olduğu için tedirginlik yaklaşımıyla analiz edilmeye uygun değildir. Bu da birçok fizikselözelliğinin doğrudan hesaplanmasını engeller. Aslına bakarsanız, varsayılan ikiliği bu kadargüçlükılanşeytamdabudur,çünkübudoğruysaeğer,güçlüeşleşmeyesahipkuramınanaliziiçinyenibiraraçortayakoyacaktır,buaraç:Zayıfeşleşmeyesahipdiğerbetimlemeüzerindetedirginlikyöntemlerininkullanılmasıdır.

Fakat iki kuramın ikili olduğunu kanıtlayamasak dahi, kendimizden emin bir haldeçıkartabildiğimiz özellikler arasındaki mükemmel uyum, Tip I ve Heterotik-O sicim kuramlarıarasındakivarsayılangüçlü-zayıfilişkisinindoğruolduğuyönündesondereceiknaedicikanıtlarortaya koyar. Aslına bakarsanız, varsayılan ikiliği sınamak için gerçekleştirilen daha akıllıcahesaplarınhepsideolumlusonuçlarvermiştir.Sicimkuramcılarınınçoğuikiliğindoğruolduğunaiknaolmuştur.

Aynı yaklaşımı izleyerek geri kalan sicim kuramlarından bir diğerinin, diyelim ki Tip IIB

Page 204: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

kuramınıngüçlüeşleşmeözelliklerinideinceleyebiliriz.İlkolarakHullileTownsend'invarsaydığı,birçok fizikçinin araştırmalarıyla da desteklendiği üzere, aynı derecede dikkat çekici bir şeyortaya çıkıyormuş gibi görünmektedir. Tip IIB sicim kuramının eşleşme sabiti büyürken hâlâanlayabildiğimiz fiziksel özellikler, Tip IIB sicim kuramının zayıf eşleşme durumundakiözelliklerine tamolarakuyuyormuşgibigörünmektedir.Başkabirdeyişle,Tip IIBsicimkuramıkendinde-ikilidir,Özelliklede,ayrıntılıanalizler,Tip IIB'nineşleşmesabiti1'denbüyükseeğer,değerini tersiyle değiştirecek olursak (dolayısıyla bu değer 1'den küçük olacaktır), sonuçtaortaya çıkan kuramın başlangıçtaki kuramla aynı olacağını ikna edici bir biçimde ilerisürmektedir. Dairesel bir boyutu, Planck-altı ölçekte bir uzunluğa sıkıştırmaya çalıştığımızdabulduğumuzşeyebenzerbirbiçimde,bukendinde-ikilik,sonuçtaortayaçıkankuramın tamdaeşleşmesabiti1'denküçükolanTipIIBsicimkuramınıneşdeğeriolduğunuortayakoymaktadır.

BurayaKadarAnlatılanlarınBirÖzeti

Bakalım nereye geldik. 1980'lerin ortalarına gelindiğinde, fizikçiler beş farklı süpersicimkuramıinşaetmişbulunuyorlardı.Tedirginlikkuramınınyaklaşıklıkşemasınagörebukuramlarınhepsidebirbirindenfarklıymışgibigörünüyordu.Fakatbuyaklaşıklıkyöntemi,yalnızcabirsicimkuramında sicim eşleşme sabitinin 1'den küçük olduğu durumlarda geçerliydi. Beklentiler,fizikçilerinherhangibirsicimkuramındasicimeşleşmesabitinin tamdeğerinihesaplayabileceğiyönündeydi, fakat halihazırda elde bulunan yaklaşık denklemlerin biçimi bunu imkânsızkılmaktadır. Bu yüzden de fizikçiler, beş sicim kuramının her birini, eşleşme sabitlerinin olasıdeğerleri üzerinden, bu değeri hem 1'den küçük, hem 1'den büyük varsayarak, yani hemzayıfhem güçlü eşleşme üzerinden incelemeyi amaçlamaktadır. Fakat geleneksel tedirginlikyaklaşımı yöntemleri sicim kuramlarından herhangi birinin güçlü eşleşme özelliklerine dair birkavrayışsunmamaktadır.

Kısa süre önce fizikçiler, süpersimetrinin kuvvetinden yararlanarak sicim kuramlarındanherhangibiriningüçlüeşleşmeözelliklerindenbazılarınınasılhesaplayabilecekleriniöğrendi.Bualanda çalışan hemen herkesi şaşırtacak şekilde,Heterotik-O sicim kuramının güçlü eşleşmeözellikleriileTipIsicimkuramınınzayıfeşleşmeözelliklerininaynıymışgibigöründüğü,tersiiçinde aynı durumun söz konusu olduğu anlaşıldı. Dahası Tip IIB sicim kuramının güçlü eşleşmefiziğidezayıfeşleşmefiziğiyleaynıözellikleresahiptir.Bubeklenmedikbağlantılar,biziWitten'ınizinden gitmeye ve diğer iki sicim kuramının, Tip IIA ile Heterotik-E'nin genel tabloda nereyeoturduğunu görmek için bastırmaya zorlamıştır. Burada insanı şaşırtan daha da acayipdurumlarlakarşılaşıyoruz.Kendimizihazırlamakiçinkısacakonudanayrılıptarihebakalım.

Süperkütleçekimi

1970'lerinsonundave1980'lerinbaşında,sicimkuramınailgininyükselmesindenönce,birçokkuramsal fizikçi, kuantum mekaniğini, kütleçekimi ve başka kuvvetleri nokta parçacıkçerçevesinedayalıkuantumalankuramıçerçevesindebirleştirebilecekbirleşikbirkuramarayışıiçindeydi. Kütle çekimi ve kuantum mekaniğini içeren nokta parçacık kuramları arasındakitutarsızlıkların, kuramların büyük oranda simetriyle incelenmesi yoluyla aşılacağı umuluyordu.1976'da, o sıralardaStonyBrook'taNewYorkEyaletÜniversitesi'nde çalışmakta olanDanielFreedman, Sergio Ferrarave Peter Van Nieuwen-huizen en umut vadeden kuramlarınsüpersimetri içeren kuramlar olduğunu keşfetti, çünkü bozonlar ve fermiyonların birbirini

Page 205: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

götürdüğü kuantum dalgalanmaları ortaya çıkarma eğilimi, mikroskobik düzeydeki çılgınlığınyatışmasını sağlıyordu. Yazarlar, genel göreliliği kapsamaya çalışan süpersimetrik alankuramlarını betimlemek için süperkütleçekimi terimini geliştirdi. Genel göreliliği kuantummekaniğiyle birleştirme girişimleri nihayetinde başarısızlığa uğradı. Yine de VIII. Bölüm'debelirttiğimiz üzere, bu araştırmalardan öğrenilecek değerli bir ders vardı, sicim kuramınıngelişiminihaberverenbirders.

1978'dehepsideEcoleNormaleSuperieure'deçalışmaktaolanEugeneCremmer,BernardJulia ve Scherk'in çalışmalarıyla belki de daha büyük bir açıklık kazanan bu ders, başarılıolmayaen fazla yaklaşankuramların4boyutludeğil, daha fazlaboyutluolarak formüleedilensüperkütleçekimikuramlarıolduğuydu.Özellikledeenümitvericikuramlar,10yada11boyutlukuramlardı, 11boyutunmaksimumolasılık olduğuanlaşılmıştı."Gözlenendört boyutla temas,Kaluza ile Klein'ın çizdiği çerçevede de sağlanmıştır: Diğer boyutlar kıvrılmıştır. 10 boyutlukuramlarda,sicimkuramındaolduğugibi,altıboyutkıvrılmıştır,11boyutlukuramlardaiseyediboyut.

1984'te fizikçileri sicim kuramı fırtınası sardığında, nokta parçacık anlayışına dayalısüperkütleçekimi kuramlarına bakış açısı da ciddi bir değişime uğradı. Tekrar tekrarvurguladığımızüzere,birsicimibugünveöngörülebilirgelecekte,mevcutkesinlikle inceleyecekolursak,birnoktaparçacıkgibigöründüğünügörürüz.Bugayriresmisöyleyişibirazdahasomuthale getirelim: Sicim kuramında düşük enerjili süreçleri -sicimin ultra-mikroskobik, uzamışniteliğini incelemek için yeterli enerjiye sahip olmayan süreçleri- incelerken, nokta parçacıkanlayışına dayalı kuantum alan kuramı çerçevesini kullanarak bir sicimle yapısı olmayan birnokta parçacık arasında bir yaklaşıklık kurabiliriz. Kısa mesafedeki ya da yüksek enerjilisüreçlerle uğraşırken bu yaklaşıklığı kullanamayız, çünkü sicimin uzama niteliğinin, bir noktaparçacık kuramının yapamadığı şeyi yapma, genel görelilik ile kuantum mekaniği arasındakiçatışmaları çözme yetisi açısından kritik önemde olduğunu biliyoruz. Fakatye-terince düşükenerjilerde -yeterince büyük mesafelerde- bu sorunlarla karşı karşıya kalınmaz, bu tür biryaklaşıklıkdagenelliklehesapsalbiruygunluksağlamaadınakurulur.

Sicimkuramıylaenyakındanyaklaşıkolankuantumalankuramı,10boyutlusüperkütleçekimikuramından başkası değildir. 10 boyutlu süperkütleçekimi kuramına özgü, 1970'ler ve1980'lerde keşfedilmiş özelliklerin, sicim kuramının temel kuvvetinin düşük enerjili kalıntılarıolduğu anlaşılmıştır artık. Aslına bakarsanız, süpersimetriyi tam anlamıyla nasıl içerdiklerinebağlı olarak birbirinden ayrılan 10 boyutlu, dört farklı süperkütleçekimi kuramı bulunduğuanlaşılmıştır.Bunlardanüçünün,TipIIA,TipIIBveHeterotik-Esicimkuramlarınındüşükenerjilinoktaparçacıkyaklaşıklıklarıolduğugörülmüştür.Dördüncüsü,hemTip IhemdeHeterotik-Osicim kuramı için düşük enerjili nokta parçacık yaklaşıklığı vermektedir: Geriye dönüpbaktığımızda bunun bu iki sicim kuramı arasındaki yakın bağlantının ilk işareti olduğunugörüyoruz.

11boyutlusüperkütleçekiminindışarıdabırakılmışgibigörünmesidışındabuçokderli toplubirhikâyedir.10boyuttaformüleedilensicimkuramı,11boyutlubirkuramayerbırakmıyormuşgibigörünmektedir.Birkaçyılboyunca,sicimkuramcılarınınhepsinindeğilamaçoğunungenelgörüşü, 11 boyutlu süperkütleçekiminin sicim kuramı fiziğiyle hiçbir bağlantısı olmayanmatematikselbirtuhaflıkolduğuyönündeydi.

Page 206: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

M-KuramınınPırıltıları

Bugünkü görüş çok farklıdır. Sicim'95 konferansında Witten, Tip IIA sicim kuramıyla yolaçıkıpeşleşmesabitini1'inçokaltındaolanbirdeğerden1'inçoküstündebirdeğereçıkaracakolursak,budurumdahalenanalizedebileceğimizfiziğin(BPSdoygunluğundakiyapılandırmalar)düşükenerjilibiryaklaşıklığıolduğu,bununda11boyutlusüperkütleçekimiolduğusavınıortayaatmıştı.

Witten bu keşfi duyurduğunda, dinleyiciler hayrete düşmüştü ve bu keşifle sicim kuramıçevrelerinde büyük bir canlılıkya-kalanmış oldu. Bu alanda çalışan hemen herkese göre,beklenmedik bir gelişmeydi bu. Bu sonuca verdiğiniz ilk tepki, alanda çalışan uzmanlarınçoğununverdiğitepkininaynısıolabilir:11boyutaözgübirkuramnasılolurda10boyutlufarklıbirkuramlailgiliolabilir?

Busorununcevabıçokönemlidir.BucevabıanlayabilmekiçinWitten'ınvardığısonucudahakesin bir biçimdebetimlememiz gerekiyor.Aslındaönce,Witten ilePrincetonÜniversi-tesi'ndedoktora sonrası araştırmalar yürüten Petr Hofava'nın daha sonra Heterotik-E sicim kuramıodaklıbiraraştırmadavardığıvebukonuylayakından ilgilibirsonucuörneklemekdahakolay.Witten ile Elofava, güçlü eşleşmeli Eleterotik-E sicim kuramının 11 boyutlu bir betimlemesiolduğunu bulmuşlardı, Şekil 12.7'de neden böyle olduğu gösteriliyor. Şeklin sol kısmında,Eleterotik-Esicimkuramıeşleşmesabitinin1'dençokdahaküçükolduğunukabulediyoruz.Bualan,öncekibölümlerdebetimlediğimizvesicimkuramcılarınınonyılıaşkınbirsüredirüzerindeçalışmaktaolduklarıalandır.Şekil12.7'desağadoğru ilerlerkeneşleşmesabitininbüyüklüğünüsırayla artırıyoruz. 1995 öncesinde, sicim kuramcıları bunun ilmek süreçlerini daha önemlikılacağınıveeşleşmesabitibüyüdüğünden,nihayetindekocabirtedirginlikçerçevesinigeçersizkılacağınıöğrenmişlerdi.Fakathiçkimseninkuşkulanmadığıbirşeyvardı,odaeşleşmesabitibüyüdükçe, yeni bir boyutun görünür hale geleceğiydi! Bu da Şekil 12.7'de gösterilen "dikey"boyuttur.Unutmayınki,buradabaşlangıçnoktasıolarakaldığımızikiboyutluızgaraHeterotik-Esicimkuramındakidokuzboyutuntamamını temsilediyor.Dolayısıylayenidikeyboyut,onuncubir uzamsal boyutu temsil ediyor, zaman boyutuyla birlikte bu da bizi toplam 11 uzay-zamanboyutunagötürüyor.

Şekil12.7Heterotik-Esicimeşleşmesabitiartarken,yenibiruzayboyutubelirirvesicimgenleşipsilindirikbirzarşeklialır.

Dahası, Şekil 12.7 bu yeni boyutun çok önemli sonuçlarından birini de resmeder. Bu boyutbüyüdükçe, Heterotik-E siciminin yapısı değişir. Eşleşme sabitinin büyüklüğü arttıkça, tekboyutlubirilmekkengenleşipbirkurdeleye,sonradadeformeolmuşbirsilindiredönüşür!Başkabir deyişle,Heterotik-E sicimiaslında genişliği (Şekil 12.7'deki dikey boyut) eşleşme sabitininbüyüklüğüyle kontrol edilen ikiboyutlu bir zardır. On yılı aşkın bir süre boyunca sicimkuramcıları, eşleşme sabitinin çok küçük olduğu varsayımına sıkı sıkıya bağlı tedirginlik

Page 207: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

yöntemleri kullanmışlardır. Witten'ın savladığı üzere, bu varsayım, temel bileşenlerin aslındagizlibirikinciboyutasahipolmalarınakarşıntekboyutlusicimlergibigörünüpdavranmasınayolaçmıştır. Eşleşme sabitinin çok küçük olduğu yönündeki varsayımı gevşetip Heterotik-Esiciminin eşleşme sabitinin büyük olması halindeki fiziğini dikkate alırsak, ikinci boyut açıklıkkazanır.

Bukavrayış,öncekibölümlerdevardığımızsonuçlarınhiçbirinigeçersizkılmaz,aksinebizibusonuçlan yeni bir çerçevede görmeye zorlar. Örneğin bunların hepsi, sicim kuramınıngerektirdiği 1 zaman, 9 uzayboyutuyla nasıl uyuşur?VIII.Bölümdenhatırlayacağınız gibi busınırlama, bir sicimin titreşebileceği bağımsız yönleri tek tek saymaktan, bu sayının kuantummekaniğiaçısındanolasılıklarınanlamlıdeğerleresahipolmasınısağlayacakdoğrusayıolmasıkoşulundandoğmaktadır.Henüzkeşfettiğimizyeniboyut,Heterotik-Esiciminintitreşebileceğibirboyutdeğildir,bizatihi"sicimler'myapısındasaklanmışbirboyuttur.Başkabirdeyişle,fizikçilerin10boyutluuzay-za-mankoşuluçıkarımındabulunurkenkullandıkları tedirginlikçerçevesi,dahaenbaştaHeterotik-Eeşleşmesabitininküçükolduğuvarsayımındabulunur.Epeycesonrakabuledilmiş olsa da, bu birbiriyle tutarlı iki yaklaşıklığı güçlendirmektedir: Bunlardan biri Şekil12.7'dezarıngenişliğininazolması,sicimgibigörünmesineyolaçmasıdır;diğeriyse11.boyutuntedirginlik denklemlerinin hassas olamayacağı kadar küçük olmasıdır. Bu yaklaşıklık şemasıçerçevesinde, tek boyutlu sicimlerle dolu 10 boyutlu bir evren hayal etmeye yöneliriz. Bunoktada,bunun ikiboyutluzarlar içeren11boyutlubirevrenlebiryaklaşıklıktan ibaretolduğunugörüyoruz.

TekniksebepleryüzündenWitten,TipIIAsiciminingüçlüeşleşmeözellikleriniincelerkenönce11.boyutarastlamıştı,oradadahaylibenzerbirhikâyesözkonusuydu.Heterotik-Eörneğindeolduğu gibi, büyüklüğü Tip IIA eşleşme sabitiyle kontrol edilen bir 11. boyut vardır. Eşleşmesabitinin değeri arttıkça yeni boyut da büyür.Witten, yeni boyut büyüdükçe, Tip II-A sicimininHeterotik-E örneğinde olduğu gibi genişleyip bir kurdele haline gelmek yerine Şekil 12.8'degösterildiği gibi genişleyipbir "iç lastiğe"dönüştüğüsavını ileri sürmüştü.Wittenbir kezdaha,kuramcılarTip IIAsicimlerini sadeceuzunluklarıolan,kalınlıklarıolmayan tekboyutlunesnelerolarak görmüşlerse de, onları böyle görmelerinin sicim eşleşme sabitinin küçük olarakvarsayıldığı tedirgin yaklaşıklık şemasının bir yansıması olduğu savını ileri sürmüştü.YinedeWitten'ın ve ikinci süpersicimdevrimi sırasındadiğer fizikçilerin ileri sürdüğü savlar,Tip IIA veHeterotik-E "sicimleri"nin esasen 11 boyutlu bir evrende yaşayan ikiboyutlu zarlar olduğuyönündegüçlükanıtlarortayakoymaktadır.

Pekiamabu11boyutlukuramneyinnesidir?Wittenvediğerleri,düşükenerjilerde (Planckenerjisine kıyasla düşük) bu kuramınuzun zamandır ihmal edilen11boyutlu süper-kütleçekimikuantum alan kuramına yaklaşık olduğu savını ileri sürmüşlerdir. Peki yüksek enerjiler sözkonusu olduğunda bu kuramı nasıl betimleyebiliriz? Bu konu, bugün yoğun bir incelemealtındadır.Şekil 12.7 ile 12.8'den 11 boyutlu kuramın i ki -boyutlu uzamış nesneler -ikiboyutluzarlar-içerdiğinibiliyoruz.Birazdantartışacağımızüzere,başkasayıdaboyutlarasahipuzamışnesneler de önemli bir rol oynarlar. Fakat karmakarışık özellikler dışında,bu 11. boyutun neolduğunu kimse bilmemektedir. Zarlar 11. boyutun temel bileşenleri midir? 11. boyutuntanımlayıcı özellikleri nelerdir? 11. boyut nasıl olupdabildiğimiz fizikle temas kurar?Eşleşmesabitleri küçükse eğer, bu sorulara verebileceğimiz en iyi cevaplar önceki bölümlerde be-timlenmiştir,çünküküçükeşleşmesabitlerisözkonusuolduğundasicimkuramınageridöneriz.Fakat eşleşme sabitleri küçük değilse eğer, bugün hiç kimse bu soruların cevaplarını

Page 208: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

bilmemektedir.

11 boyutlu kuram her neyse, Witten bunaM-kuramı demişti. Bu ismin ne anlama geldiğisorusunu, kaçkişiyesorsanızbirbirindenokadar farklı cevapalırsınız.Bazıörnekler verelim:Mystery Theory (gizem kuramı),Mother Theory (ana kuram / "Bütün kuramların anası" gibi),MatrixTheory (RutgersÜniversitesindenTomBanks,Austin'dekiTexasÜniversitesi'ndenWillyFischler,RutgersÜniversitesi'ndenStephenShenkerveSusskind'inkuramadairyenibir yorumsunansonçalışmalarınaatfen).Fakatisminiyadaözelliklerinisıkısıkıyakavramak-sızmdahi,M-kurammın beş sicim kuramının hepsini bir araya getiren birleştirici bir alt katman ortayakoyduğuçoktanaçıklıkkazanmıştır.

Şekil12.8TipIIAsicimeşleşmesabitiartarken,sicimlertekboyutluilmeklerkengenişleyipbirbisiklettekerleğininiçlastiğinebenzerikiboyutlunesnelerhalinegelir.

M-KuramıveİçBağlantıAğları

'Üçköradamvebirfilleilgilieskibiratasözüvardır,ilkkör,filindişinitutarvehissettiğidüz,sertyüzeyibetimler,İkincisifilinbacaklarındanbirinitutar.Hissettiğisıkı,kaslıgirintiyibetimler.Üçüncüsü filin kuyruğunu tutar ve hissettiği ince, kuvvetli uzantıyı betimler. Betimlemeleribirbirindençokfarklıolduğuiçinvehiçbiridebirbirinigöremediğiiçinadamlarınherbirifarklıbirhayvanı tuttuğunudüşünür.Uzunyıllarboyunca fizikçiler,buköradamlarkadarkaranlık içindeolmuşlar, farklı sicim kuramlarının birbirinden çok farklı olduğunu düşünmüşlerdi. Fakat artıkikinci süpersicim devriminin getirdiği kavrayışlar sayesinde fizikçiler, M-kuramının beş sicimkuramınınbirleştiğiokalınderilihayvanolduğunuanlamışlardır.

Bu bölümde, sicim kuramını kavrayışımızda tedirginlik çerçevesinin -bu bölüm öncesindeörtük olarak bu çerçeveyi kullanmıştık- dışına çıktığımızda doğan değişiklikleri tartıştık. Şekil12.9'da şimdiye kadar bulduğumuz iç ilişkiler özetlenir, oklar ikili kuramlara işaret eder.Gördüğünüzgibielimizdebirbağlantılarağıbulunuyor,fakatbuağdahatamamlanmamıştır.

X.Bölüm'dekiikilikleridedahilederekbuişibitirebiliriz.

R yarıçapmdaki bir dairesel boyutla 1/Ryarıçapındaki dairesel bir boyutun yer değiştiğibüyük/küçükdaireselçap ikiliğinihatırlayalım.Dahaöncebu ikiliğinbirboyutunagözatmıştık,şimdi buna açıklık getirmemiz gerekiyor. X. Bölüm'de, dairesel bir boyuta sahip bir evrendekisicimlerin özelliklerini beş sicim kuramı formülasyonundan hangisiyle çalıştığımızı titizliklebelirtmeden tartışmıştık. Bir sicimin sarmal ve titreşim halleri arasındaki yer değişiminin, 1/Ryarıçapınasahipdaireselbirboyutunbulunduğubirevreninsicimkuramsaltanımını,Ryarıçapı-na sahip dairesel bir boyutun bulunduğu bir evrenle yapabileceğimiz savını ortaya atmıştık.Gözden gizlediğimiz nokta şudur ki, Tip IIA ile Tip IIB sicim kuramları aslında bu ikilik yoluyla

Page 209: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

birbirlerininyerinialmışlardır,Heterotik-OveHeterotik-Esicimlerigibi.Büyük/küçükçapikiliğinindaha kesin bir ifadesi şudur: Tip IIA siciminin Ryarıçapında dairesel bir boyuta sahip birevrendekifiziği,TipIIBsiciminin1/Ryarıçapındadaireselbirboyutasahipbirevrendekifiziğiylekesinlikle aynıdır (benzer bir ifade Heterotik-E ve Heterotik-O sicimleri için de geçerlidir).Büyük/küçük yarıçap ikiliğinin bu şekilde rafine edilmesinin X. Bölüm'de vardığımız sonuçlarüzerindeciddibiretkisiyoktur,fakatburadakitartışmaaçısındanönemlibiretkisivardır.

Şekil12.9Oklar,hangikuramlarınbirbiriyleikilikoluşturduğunugöstermektedir.

Bununsebebideşudur:Büyük/küçükyarıçapikiliği,TipIIAveTipIIBsicimkuramlarınınyanısıra, Heterotik-O ve Heterotik-E kuramları arasında da bir bağ oluşturarak Şekil 12.10'danoktalı çizgilerle gösterildiği üzere bağlantılar ağını tamamlar. Bu şekil, M-kuramıyla birlikte,sicim kuramlarının beşinin de birbirleriyle ikiz olduğunu gösteriyor. Hepsi de tek bir kuramsalçerçevede birleşmiştir; temeldeki tek ve aynı fiziği tamamlamaya yönelik beş farklı yaklaşımortayakoyarlar.Şuyadabuuygulamayagöre,formülasyonlardanbiridiğerindençokdahaetkiliolabilir. Örneğin zayıf eşleşmeli Heterotik-O kuramıyla çalışmak, güçlü eşleşmeli Tip I sicimkuramıylaçalışmaktançokdahakolaydır.Yinedeherikikuramdaaynıfiziğibetimler.

Şekil12.10BeşsicimkuramıveM-kuramıuzay-zamanıngeometrikbiçimini(X.Bölüm'deolduğugibi)gerektirenikilikleriiçererek,birikiliklerağıylabirleşir.

BüyükResmiGörmek

Temelnoktalarıözetlemeküzerebubölümünbaşındaverdiğimiz ikişekli -Şekil12.1 ile12.2yi- daha eksiksiz olarak anlayabiliriz artık. Şekil 12.1'de, 1995 öncesinde, hiçbir ikiliği dikkatealmaksızın elimizde birbirinden belirgin biçimde ayrı beş sicim kuramı olduğunu görüyoruz.Çeşitlifizikçiler,bukuramlarınherbiriüzerindeçalışmıştır,fakatikiliklerianlamaksızın,kuramlarfarklı kuramlar gibi görünmektedir. Her bir kuramın eşleşme sabitinin büyüklüğü, kıvrılmışboyutların geometrik biçimi ve büyüklükleri gibi değişen özellikleri vardır. Bu tanımlayıcıözelliklerin, bizatihi kuram tarafından belirleneceği umuluyordu (hâlâ da umulmaktadır), fakatmevcutyaklaşıkdenklemlerlebuözellikleribelirlemeyetisiolmaksızın,fizikçilerdoğalolarak,birdiziolasılıktankaynaklananbirfiziğiincelemişlerdir.BudurumdaŞekil12.1'degölgelibölgelerletemsil edilmiştir; gölgeli bölgelerdeki her nokta, eşleşme sabiti ve kıvrılma geometrisiyle ilgilibellibirtercihiifadeeder.Herhangibirikiliğebaşvurmadığımızdanelimizdehâlâbirbirindenayrıbeşkuram(kuramlarkoleksiyonu)bulunuyor.

Fakatartık,tartışmışolduğumuzikiliklerinhepsiniuyguladığımızda,eşleşmeparametreleriylegeometrikparametrelerideğiştirerekmerkezdeyeralanbirleştiriciM-kuramınıdadahiletmek

Page 210: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

koşuluylabirkuramdandiğerinegeçebiliriz;bunuŞekil12.2'degösteriyoruz.M-kurammısınırlıbir biçimde kavramış olsak da, bu dolaylı savlar M-kurammın, bizim şu naifbir biçimdebirbirindenayrıgördüğümüzbeşsicimkuramınıbirleştirenbiralt katmanoluşturduğu iddiasınıkuvvetle desteklemektedir. Üstelik M-kuramının altıncı bir kuramla -11 boyutlusüperkütleçekimiyle- daha yakından ilgili olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz, bu da Şekil 12.2'nindahasomutbirversiyonuolanŞekil12.11'degösteriliyor.

11boyutlusüperkütleçekimi

Şekil12.11ikiliklerindahiledilmesiylebirlikte,beşsicimkuramı,11boyutlusüperkütleçekimiveM-kuramıbirleşikbirçerçevedebirarayagetirildi.

Şekil 12.11, halihazırda kısmen anlaşılmış olsa da M-kuramının temel fikirleri vedenklemlerininsicimkuramınınbütünformülasyonlarınıbirleştirdiğinigösteriyor.M-kuramı,sicimkuramcılarınıngözleriniçokdahabüyükbirbirleştiriciçerçevekonusundaaçmışolankuramsalfildir.

M-KurammmŞaşırtıcıBirYönü:YayılmaSerbestliği

Şekil 12.11'deki kuram haritasında beş yarımada bölgesinden birinde sicim eşleşme sabitiküçükolduğunda,göründüğükadarıylakuramıntemelbileşenitekboyutlubirsicimdir.Fakatbugözlemle ilgili olarak yeni bir bakış açısı da kazanmış bulunuyoruz.Heterotik-E ya daTip IIAbölgelerinden başlayıp da sicim eşleşme sabitlerinin değerini artırırsak. Şekil 12.11'dekiharitanınmerkezinedoğrugeliriz, tekboyutlusicimolarakgörünenşeylerde ikiboyutluzarlaradönüşür. Üstelik, hem sicim eşleşme sabitlerini hem de kıvrılmış uzamsal boyutların ayrıntılıbiçimlerini içeren, az çok belirsiz ikilik ilişkileri dizisi sayesinde, Şekil 12.11'deki herhangi birnoktadan bir diğerine yavaşça ve sürekli hareket edebiliriz. Heterotik-E ve Tip IIA bakışaçılarında rastlamış olduğumuz ikiboyutlu zarlar, Şekil 12.11'deki diğer üç sicimformülasyonundanbirinegeçtiğimizdedetakipedilebileceğinden,beşsicimformülasyonununherbirininikiboyutluzarlariçerdiğinideöğreniriz.

Budagündeme iki sorugetiriyor. İlki şudur: İkiboyutluzarlar, sicimkuramınıngerçek temelbileşenlerimidir? İkincisi, 1970'lerde ve 1980'lerin başında sıfır boyutlu nokta parçacıklardan,tekboyutlu sicimlere ciddi bir sıçramayapıp şimdi de sicimkuramınınaslında ikiboyutlu zarlar

Page 211: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

içerdiğinigördüktensonra,kuramınçokdahafazlaboyutlubileşenlerininbulunmasısözkonusuolabilirmi acaba? Bu satırları kaleme aldığımız sırada, bu soruların cevapları tam anlamıylabilinmiyordu,fakatdurumaşağıdaanlatacağımızgibigörünmektedir.

Sicimkuramınınformülasyonlarına ilişkin, tedirginyaklaşıklıkyöntemleriningeçerlilikalanınınötesindebirazkavrayışkazanabilmekiçinağırlıklıolaraksüpersimetriyedayandık.

BPS hallerinin özellikleri, kütleleri ve kuvvet yükleri, benzersiz bir biçimde süpersimetriylebelirlenir vebudahayal edilemeyecek kadar zor doğrudanhesaplar gerçekleştirmek zorundakalınmaksızınBPS hallerinin bazı güçlü eşleşme özelliklerini anlamamızımümkün kılar. Aslınabakarsanız,HorowitzveStrominger'inbuyöndesarfettiği ilkçabalarsayesinde,BPShallerineilişkin bugün çok daha fazla şey biliyoruz. Özellikle de kütleleri ve taşıdıkları kuvvet yüklerinibilmenin yanı sıra, neye benzediklerine dair de açık bir kavrayışımız var artık. Bu tablo daherhalde gelişmeler arasında en şaşırtıcı olanı. BPS hallerinin bazıları tek boyutlu sicimler,diğerleriiseikiboyutluzarlar.Şimdiyedekbuşekilleraşinaolduğumuzşekillerdir.Fakatşaşırtıcıolanşudurki,üçboyutlu, ikiboyutlubaşkaşekillerdevardır;aslınabakarsanızolasılıklardizisi,dokuzdadahilbütünuzamsalboyutları içerir.SicimkuramıyadaM-kuramıyadanihayetindenasıladlandırılıyorsaokuram,aslındafarklıuzamsalboyutlardabirsürünesneiçerir.Fizikçilerüçuzamsalboyutlu,uzamışnesneleri tanımlamakiçinüç-zar,dörtuzamsalboyutlular içindört-zargibi terimlergeliştirmiştir;bu,dokuz-zarakadargider (dahadagenelolarak,p'ninbir tamsayıyı temsil ettiği, p boyutlu bir nesne için fizikçiler, kulağa pek de hoş gelmeyen birterminolojiyle p-zar terimini geliştirmişlerdir). Bazen bu terminolojiyle sicimler tek-zar olarak,zarlardaçift-zarolaraktanımlanmıştır.Bütünbuboyutlunesnelerinaslındakuramınbirparçasıolması, Paul Townsend'in 'zarların serbestliği'ni (democracy ofbranes) ilan etmesine yolaçmıştır.

Zarların serbestliği bir tarafa, sicimler -tek boyutlu uzamış nesneler- şu sebepten ötürüözeldir. Fizikçiler, Şekil 12.11' de -ki beş sicim bölgesinden hangisinde olursak olalım, tekboyutlu sicimler hariç, farklı sayıda boyuta sahip bütün uzamış nesnelerin kütlesinin,bulunduğumuz bölgeye bağlı sicim eşleşme sabitinin değeriyle ters orantılı olduğunugöstermiştir. Bu da, beş formülasyondan herhangi birinde, zayıf sicim eşleşmesi söz konusuolduğunda,sicimlerhariçherşeyinmuazzamderecedekütleli-Planckkütlesindençokdahaağırbüyüklük düzenlerinde- olacağı anlamına gelir. Bu kadar ağır olacakları için, dolayısıylaE=mc2'den hareketle ortaya çıkmaları hayal dahi edilemeyecek enerjileri gerektireceği için,zarların fiziğin büyük bölümünde küçük bir etkisi vardır (fakat bir sonraki bölümde degöreceğimiz gibi, fiziğin tamamı için geçerli değildir bu). Fakat Şekil 12.11'de yarımadabölgelerinin dışına çıktığımızda, çok boyutlu zarlar hafifler, dolayısıyla da daha fazla önemkazanır.

Bu yüzden de aklınızda tutmanız gereken görüntü şudur: Şekil 12.11'inmerkez bölgesindetemel bileşenleri sicimler ya da zarlar değil, farklı boyutlara sahip, hepsi de az çok aynıkoşullardaolan"zarlardır."Halihazırda,buenginkuramıntemelbirçoközelliğiniçokiyikavramışdeğiliz. Fakat bildiğimiz bir şey var, o da şu: Merkez bölgeden yarımada bölgelere doğrugeçtiğimizde,yalnızcasicimler(yadaŞekil12.7ve12.8'deolduğuüzerekıvrıldıkları içinsicimgibi görünen zarlar) bildiğimiz haliyle fizikle -Tablo 1.1'deki parçacıklar ile bu parçacıklarınbirbirleriarasındaetkileşimkurmasınısağlayandörtkuvvet-temaskuracakkadarhafiftir.Sicimkuramcılarının 20 yıla yakın bir süredir kullanmakta olduğu tedirginlik analizleri, başka

Page 212: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

boyutlardakisüper-kütleliuzamışnesnelerinvarlığınıkeşfetmeyeyetecekkadarrafinedeğildir;analizlere sicimler hâkimdir ve kurama da serbestlikten çok uzak olan sicim kuramı ismiverilmiştir.Şekil12.11'dekibubölgelerde,değerlendirmelerinçoğundasicimlerdışındaherşeyigörmezden gelmemizin de yine haklı bir sebebi vardır. Esasen şimdiye dek bu kitapta böyleyaptık.Amaartıkbukuramın,dahaöncehayaledilendençokdahazenginolduğunugörüyoruz.

BunlarSicimKuramındakiCevaplanmamışSorularaYanıtGetiriyormu?

Elem evet hem hayır. Geriye dönüp baktığımızda, gerçek sicim fiziğinden çok tedirginyaklaşık analizlerin bir sonucu olduğunu gördüğümüz bazı sonuçlardan uzaklaşarakkavrayışımızıderinleştirmeyibaşardık.Fakat,tedirginlikyaklaşımınadayanmayanaraçlarımızınbugünküçapıhaylisınırlı.Odikkatçekiciikilikilişkileriağınınkeşfedilmesi,sicimkuramıylailgiliolarak bize daha derin bir kavrayış kazandırdı, fakat birçok mesele çözülmemiş bir haldeduruyor.Örneğinhalihazırda,sicimeşleşmesabitinindeğerinibulmakiçinyaklaşıkdenklemlerin-dahaönce de gördüğümüzgibi, işlenmemiş, bu yüzden de bize yararlı bir bilgi veremeyecekdenklemler-ötesinenasılgeçeceğimizibilmiyoruz.Nedentamolaraküçuzamışuzamsalboyutbulunduğu sorusuyla da, kıvrılmış boyutların ayrıntılı biçimini nasıl seçeceğimiz sorusuyla dailgili olarak daha geniş çaplı bir kavrayışa erişmiş değiliz. Bu sorular, halihazırda elimizdebulunanlardandahakeskin,tedirginlikyaklaşımınadayanmayanyöntemlergerektiriyor.

Sahip olduğumuz şey, sicim kuramının mantıksal yapısına ve kuramsal erimine dair dahaderin bir anlayış. Şekil 12.11 de özetlenen kavrayışlar öncesinde, sicim kuramlarının herbirindeki güçlü eşleşme tutumu bir kara kutuydu, tam bir muammaydı. Tıpkı eski haritalardaolduğu gibi, güçlü eşleşme alanı, ejderhalarla ve deniz canavarlarıyla dolu olması muhtemelayakbasılmamıştopraklardı.Amaartık,güçlüeşleşmeyedoğruyaptığımızyolculuğun,biziM-kuramının bilinmedik bölgelerine götürdüğünü görmüş olsak da, nihayetinde bizi zayıfeşleşmenin rahat ortamına bırakmıştır; ama bir zamanlar farklı bir sicim kuramı olduğudüşünülenikilibirdilde.

İkilikveM-kuramıbeşsicimkuramınıbirleştirirveönemlibirsonuç ilerisürerler.Birazevveltartışmış olduklarımız kadar şaşırtıcı, keşfedilmeyi bekleyen başka sürprizler olmayabilirpekâlâ. Bir haritacı, Dünya'nın küresel temsili üzerinde her yeri doldurabildiğinde, haritatamamlanmış, coğrafi bilgiler tamamlanmış olur. Fakat bu,Antarktika'ya ya daMikronezya'dayalıtılmışbiradayayapılankeşifgezilerininbilimselyadakültürelbirdeğeriolmadığıanlamınagelmez. Yalnızca ve yalnızca, coğrafi keşifler çağının sona erdiği anlamına gelir. Küreninüzerinde boş bir nokta olmaması bunu sağlar. Şekil 12.11'deki "kuram haritası" da sicimkuramcılarıiçinbenzerbirroloynar.Beşfarklısicimyapısınınherhangibirindeyelkenaçılarakulaşılabilecekkuramlarmenzilinikapsar.M-kuramınınbilinmeyentopraklarınıhenüztamolarakanlayamamışolsakda,haritaüzerindeboşbölgeyoktur.Tıpkıharitacıgibi,sicimkuramcısıdaartıksavunmalıbir iyimserliklegeçenyüzyılın temelkeşiflerini -özelvegenelgörelilik;kuantummekaniği;güçlü,zayıfveelektromanyetikkuramlarailişkinayarkuramları;süpersimetri;KaluzaileKlein'ınfazladanboyutları- içerenmantıksalolaraksağlamkuramlaryelpazesininharitasınınŞekil12.11'detamolarakçıkarıldığınıilerisürebilirartık.

Sicim kuramcısının -belki deM-kuramcısı dememiz gerek-önündeki zorluk,Şekil 12.11'dekikuram haritasında &ir noktanın gerçekten de evrenimizi betimlediğini göstermektir. Bunugerçekleştirmek de, çözümleri harita üzerindeki bu ele geçmez noktayı belirleyecek olan

Page 213: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

eksiksiz ve kesin denklemleri bulmayı, sonra da buna denk düşen fiziği deneylerle kıyaslamayapmayımümkünkılacakyeterlikesinlikleanlamayıgerektirir.Witten'ındasöylemişolduğugibi,"M-kuramınıngerçekteneolduğunu-vücudagetirdiğifiziği-anlamakdoğayıkavramabiçimimizi,en azından geçmişteki büyük bilimsel altüst oluşlarda yaşandığı kadar kökten bir biçimdedeğiştirecektir."İştebuda,21.yüzyılınbirleştirmeprogramıdır.

Page 214: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

XIII.Bölüm

KaraDelikler:BirSicimyadaM-KuramıBakışAçısı

Sicim kuramı öncesinde genel görelilik ile kuantum mekaniği arasındaki çatışma, doğayasalarınınekyerleribelliolmayan,tutarlıbirbütünolarakbirbirineuymasıgerektiğiyönündekihissimizirencideediyordu.Fakatbuçatışma,giderekşiddetlenensoyutbirayrılmanınötesindebirşeydi.BüyükPatlamaanındaortayaçıkanuçkoşullarla,karadeliklerehâkimolankoşullar,kütleçekimikuvvetine ilişkinkuantummekaniğineözgübir formulasyonolmaksızınanlaşılamaz.Sicimkuramınınkeşfiylebirlikte,artıkbuderingizemlerinçözülmesiyönündebirumudumuzvar.Bu ve sonraki bölümde, kara deliklerin ve evrenin kökeninin anlaşılması yönünde sicimkuramcılarınınnekadaryolaldığımanlatacağız.

KaraDeliklerveTemelParçacıklar

ilk bakışta, kara delikler ile temel parçacıklar kadar birbirinden kökten farklı iki şey hayaletmekgüçtür.Geneldekaradeliklerigökcisimlerininendevasasıolarak,temelparçacıklarıdamaddeninenküçükzerreleriolarakresmederiz.FakatDemet-riosChristodoulou,WernerIsrael,RichardPrice,BrandonCarter,RoyKerr,DavidRobinson,HawkingvePenrosedadahilbirçokfizikçinin 1960'ların sonlarında ve 1970'lerin başında yaptığı araştırmalar, kara deliklerin vetemelparçacıklarınbirbirindenmuhtemelendüşündüğümüzkadarfarklıolmadığınıgöstermiştir.Bu fizikçiler, John Wheeler'ın "Kara deliklerin saçı yoktur," diyerek özetlemeye çalıştığı şeyidoğrulayangiderekçokdahafazlaiknaedicikanıtbulmuştur.Wheeler,busözleriyleazsayıdaayırıcıözellikdışında,bütünkaradeliklerinbirbirinebenzergöründüğünüanlatmayaçalışıyordu.Ayırıcı özellikler mi? Bunlardan biri tabi ki, kara deliklerin kütlesidir. Peki diğerleri nedir?Araştırmalar, bir karadeliğin taşıyabileceğielektrik vebaşkabazı kuvvet yükleri olabileceğini,ayrıca bir de spin hızı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Hepsi budur işte. Aynı kütleye, kuvvetyüklerine, spin hızına sahip iki kara delik birbirinin tıpatıp aynıdır. Kara deliklerin, birinidiğerinden ayıran "saç stilleri" -yani başka içkin özellikleri- yoktur. Alarm sirenini çalan da buolmuştur. Hatırlayalım, bir temel parçacığı diğerinden ayıran tam da bu tür özelliklerdi; kütle,kuvvetyüklerivespin.Butanımlayıcıözelliklerinbenzerlikleri,yıllariçindebazıfizikçilerituhafbirspekülasyonda bulunmaya götürmüştür: Kara deliklerin aslında devasa temel parçacıklarolabileceğispekülasyonuna.

Aslına bakarsanız, Einstein'ın kuramına göre, bir kara delik için minimum bir kütle yoktur.Herhangibirkütleyesahipbirmaddeparçasını,yeterinceküçükbirbüyüklüğeindirecekolursak,genelgörelilikkuramınındoğrudanbiruygulamasıbumaddeninbirkaradelikhalinegeleceğinigösterir.(Kütlenekadarhafifolursa,okadarküçültmemizgerekir.)Böylecedüşünselbirdeneygerçekleştirebiliriz: Başta, çok hafif madde parçacıkları alıyoruz, onları daha da küçük karadeliklerhalinegetiriyoruz,sonradaortayaçıkankaradeliklerinözelliklerini temelparçacıklarınözellikleriyle karşılaştırıyoruz. Wheeler'ın "saç yok" ifadesi, bu şekilde oluşturduğumuz karadeliklerin, kütleleri yeterince küçükse eğer, temel parçacıklara çok benzeyeceği yönünde birsonucavarmamızayolaçıyor.Karadeliklerde, temelparçacıklarda, tümüylekütleleri,kuvvetyüklerivespinleritarafındantanımlananküçükyığınlarabenzeyecektir.

Amaburadabirtuzakvar.Güneş'inkütlesindenkatkatbüyükkütleyesahipastrofizikselkara

Page 215: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

delikler, o kadar büyük ve ağırdırlar ki, kuantum mekaniği büyük ölçüde yetersiz kalır vebunlarınözelliklerinianlayabilmekiçinyalnızcagenelgörelilikdenklemlerininkullanılmasıgerekir.(Burada kara deliğin genel yapısını tartışıyoruz, bir kara deliğin içinde, merkezde yer alan,boyutları çok çok küçük olduğundan hiç kuşkusuz kuantum mekaniğine özgü bir betimlemegerektirençöküşnoktasınıdeğil.)Bizdahaküçükkütlelikaradelikleryapmayaçalışırken,öylebir nokta gelecektir ki kara delikler çok hafil ve çok küçük olduğundan kuantum mekaniğidevreyegirecektir.KaradeliğintoplamkütlesiPlanckkütlesineyakınsayadaondanazsaböylebir şeyolur. (Temelparçacık fiziği açısından,Planck kütlesi devasadır; bir protonunkütlesinin1018 katıdır. Fakat kara deliklerle kıyaslandığında, Planck kütlesi ortalama bir kum tanesininkütlesine eşittir.) Bu yüzden de küçük kara delikler ile temel parçacıkların yakından ilişkiliolabileceğini düşünen fizikçiler, genel görelilik -kara deliklerin kuramsal kalbi- ile kuantummekaniğiarasındakiuyumsuzluklaburunburunagelmişlerdir.Geçmiştebuuyumsuzluk,builginçyöndekibütünilerlemeyiengelliyordu.

SicimKuramıİlerlememizeİzinVerirmi?

Verir. Kara deliklerin hayli beklenmedik ve incelikli bir biçimde anlaşılması sayesinde, sicimkuramı kara delikler ile temel parçacıklar arasında kuramsal olarak sağlam ilk bağlantıyısunmuştur. Bu bağlantıya giden yol biraz dolambaçlıdır, fakat bizi sicim kuramındaki en ilginçbazıgelişmeleriniçindengeçirir,böylecedeyolculuğupekâlâçıkmayadeğerkılar.

Bahsettiğimiz yol, sicim kuramcılarının karşısına 1980'lerin sonunda çıkan, görünüşte ilgisizbir soruyla başlamıştır.Matematikçiler ve fizikçiler, altı uzamsal boyutun, bir Calabi-Yau şeklihalinde kıvrıldığında, genelde bu şeklin dokusuna gömülmüş iki tür küre bulunduğunu uzun birsüredirbiliyordu.Bunlardanbiri,birdeniz topununyüzeyigibi ikiboyutlukürelerdi;XI.Bölüm'deanlattığımız,uzaydayırtılmayayolaçansönmegeçişlerindehayatibirroloynuyordubuküreler.Diğerini resmetmek daha zordur, ama o da aynı derecede önemlidir. Bunlar üçboyutlukürelerdir; uzamış dört uzay boyutuna sahip bir evrende okyanus sahillerini süsleyen deniztoplarının yüzeyleri gibi tıpkı.Elbette ki, XI.Bölüm'de tartıştığımız üzere, bizimdünyamızdakisıradanbirdeniz topuüçboyutlubirnesnedir;amayüzeyi, tıpkıbahçehortumununyüzeyigibiikiboyutludur, yüzeyde herhangi bir konuma işaret etmek için yalnızca iki rakama -uzunluk vegenişlik- ihtiyacınız vardır. Fakat şimdi bir uzay boyutunun daha var olduğunu hayal ediyoruz:Yüzeyiüçboyutlu,kendisiAboyutlubirdeniztopudüşünelim.Böylebirdeniztopunugözünüzdecanlandırmanız neredeyse imkânsız olduğundan, çoğunlukla daha kolayca gözümüzün önünegetirebildiğimiz daha az boyutlu benzetmelere başvuracağız. Fakat birazdan göreceğimiz gibi,küreselyüzeylerinüçboyutluniteliğininbiryönüvardırki,çokönemlidir.

Fizikçiler, sicim kuramı denklemleri üzerinde çalışarak, zaman geçtikçe, bu üçboyutlukürelerin küçülüp -çöküp- yok denecek kadar küçük bir hacme inmesinin mümkün, hattamuhtemel olduğunu fark etmişlerdi. Sicim kuramcıları, peki uzayın dokusu da bu şekildeçökecekolursaneolacak,diyesormuşlardı.Uzamsaldokununbuşekildedelinmesinin,felaketevaran bir etkisi olacakmıydı?Bu soru,XI.Bölüm'de sorduğumuz ve çözdüğümüz soruya çokbenzer, ama burada üçboyutlu kürelerin çöküşüyle ilgileniyoruz, oysa XI. Bölüm'de yalnızcaikiboyutlu kürelerin çöküşüyle ilgilenmiştik. (XI. Bölüm'de olduğu gibi, Calabi-Yau şeklinintamamının değil de, bir parçasının küçüldüğünü hayal ettiğimizden, X. Bölüm'deki küçükyarıçap/büyük yarıçap tanımlaması geçerli değildir.) Burada temel niteliksel farklılık, boyutsayısındaki değişiklikten kaynaklanmaktadır. XI. Bölüm'den hatırladığımız üzere, sicimlerin

Page 216: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

uzayda hareket ederlerken ikiboyutlu bir küreyi sarabilecekleri kavrayışı, öncü bir kavrayıştı.Yani sicimlerin ikiboyutlu dünya-yaprakları, Şekil 11.6'da olduğu gibi ikiboyutlu bir küreyi tamanlamıylasarabilir.Bununda, ikiboyutlubirküreninçökmesinin,delinmesinin fiziksel felaketlereyol açmasını engelleyen yeterli bir korumasağladığı anlaşılmıştır. Fakat şimdi birCalabi-Yauuzayının içindeki diğer türdeki küreyebakıyoruz; bu küreninhareket edenbir sicim tarafındansarılamayacak kadar fazla boyutu var. Bunu gözünüzde canlandırmakta sıkıntı çekiyorsanız,boyut sayısını bir eksilterek varacağınız benzetmeyi düşünseniz de olur. Üçboyutlu küreleri,bildiğimizdeniztoplarınınikiboyutluyüzeyleriymişgibidüşünebilirsiniz,amatekboyutlusicimleride sıfır boyutlu nokta parçacıklar olarak düşünmek koşuluyla. Bu durumda, sıfır boyutlu birnoktaparçacığınbırakın ikiboyutlubir küreyi,hiçbir şeyisarmalayamayacağıolgusunaparalelolarak,tekboyutlubirsicimdeüçboyutlubirküreyisarmalayamaz.

Böylebirakılyürütmesicimkuramcılarını,birCalabi-Yauşeklinin içindekiüçboyutlubirküreçökecekolursaeğer-yaklaşıkdenklemlersicimkuramıçerçevesindebununsıradandeğilsedeson derece mümkün olduğunu göstermiştir- bunun feci bir sonuca yol açabileceği tahmininegötürmüştür. Aslına bakarsanız, sicim kuramı çerçevesinde 1990'ların ortalarından öncegeliştirilen yaklaşık denklemler göründüğü kadarıyla, böyle bir çöküş yaşanırsa eğer, evreninişleyişininduracağına işaretetmektedir;yaklaşıkdenklemler,sicimkuramınınehlileştirdiğibazısonsuzluklarınuzamsaldokudakiböylebirdelinmeyleserbestkalacağınıgöstermektedir.Sicimkuramcıları birkaç yıl boyunca bu rahatsız edici ve bir sonuca varmayan anlayışla yaşamakzorunda kalmıştır. Gelgelelim 1995'te Andrew Strominger, felaket tellallığı yapan buspekülasyonlarınyanlışolduğunugöstermiştir.

Strominger,WittenveSeiberg'undahaönceyapmışolduklarıçığıraçıcıçalışmalarınizindengitmiş ve sicim kuramının, ikinci süpersicim devriminden kaynaklanan yeni kesinlikle analizedildiğinde, yalnızca tek boyutlu sicimlerin kuramı olmadığını göstermiştir. Şöyle akılyürütmüştür: Tek boyutlu bir sicim -alanın yeni diliyle bir tek-zar Şekil 13.1'de gösterdiğimizüzeretekboyutlubiruzayparçasını,örneğinbirdaireyitamamençevreleyebilir.(Unutmayınbudurum Şekil 11,6'da olduğundan farklıdır, 11,6'da tek boyutlu bir sicim zaman içinde hareketederken ikiboyutlu bir küreyi sarar. Şekil 13.1 zamanda bir anda çekilmiş bir fotoğraf olarakgörülmelidir.) Keza, Şekil 13.1'de ikiboyutlu bir zarın -bir iki-zarın- ikiboyutlu bir küreyi sarıptamamen kaplayabileceğini görüyoruz; tıpkı naylon bir paketlememalzemesinin bir portakalınyüzeyine sıkı sıkı sarılmasındaolduğugibi.Bunugözümüzdecanlandırmakdahazorolsada,Stromingerbuörüntüyü izlemişvesicimkuramındayenikeşfedilmişüçboyutlubileşenlerin -üç-zarların-üçboyutlubirküreyisarıptamamenkapatabileceğinifarketmiştir.BukavrayışıaçıkçaoturtanStrominger,sonradabasitvestandartbirfizikselhesaplamayla,sarmalanmışüç-zarın,sicimkuramcılarınınüçboyutlubirküreninçökmesihalindeortayaçıkmasındankorktuklarıbütünolasıfecietkileritamamenortadankaldıranbirtürhazırkalkanvazifesigördüğünügöstermiştir.

Şekil13.1Birsicim,tekboyutlubirkıvrılmışuzaydokusuparçasınıçevreleyebilir;ikiboyutlubirzarikiboyutlubiruzaydokusuparçasınısarabilir.

Page 217: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Muhteşem, çok önemli bir kavrayıştır bu. Fakat gücü, kısa bir süre öncesine dek tamanlamıylaaydınlatılmışdeğildi.

UzayınDokusunuİknaYoluylaYırtmak

Fizikle ilgili en heyecan verici şeylerden biri, bilginin durumunun kelimenin tamanlamıyla birgecede nasıl olup da değişebildiğidir. Strominger'in, çalışmasını elektronik internet arşivinegönderdiği gecenin sabahında, ben Cornel1'deki odamda internetten indirdiğim bu makaleyiokuyordum. Strominger bir çırpıda, sicim kuramının heyecan verici yeni kavrayışlarınıkullanarakdiğerboyutlarınCalabi-Yauuzayışeklindekıvrılmasıylailgilidikenlimevzulardanbiriniçözmüştü.Fakatçalışmasıüzerinedüşünürken,hikâyeninyalnızcayarısınıçözmüşolabileceğinidüşündüm.

XI. Bölüm'de anlattığımız, uzayda yırtılmaya yol açan sönme geçişleriyle ilgili daha öncekiçalışmada, ikiboyutlu bir kürenin önce küçülüp tek bir noktaya indiği, uzay dokusununyırtılmasınayolaçtığı,sonrayenibirbiçimdeyenidenbüyüdüğü,böyleceyırtılmayıonardığıikikısımlı süreci incelemiştik. Strominger çalışmasında, üçboyutlu bir küre küçülüp bir noktayaindiğindeneolacağını inceliyordu;sicimkuramındayenibulunmuşuzamışnesnelerinfiziğinsonderece iyihuyludavranmayısürdürmesinisağladığınıgöstermişti.Fakatçalışmasıburadasonbuluyordu. Hikâyenin, yine uzayın yırtılmasını, ardından kürelerin yeniden şişmesiyleonarılmasınıiçerenbaşkabiryarısıdahaolabilirmiydi?

1995'inbaharyarıyılındaDaveMorrison,Cornel1'debeniziyaretegelmişti;oöğledensonraStrominger'in çalışmasını tartışmak üzere buluştuk. Birkaç saat içinde, "hikâyenin ikinciyarısı'nın neye benzeyebileceğini özetle çıkarmıştık. Utah Üniversitesi'nden Herb Clemens,Columbia Üniversitesi'nden Robert Friedman ve Warwick Üniversitesinden Miles Reid gibimatematikçilerin 1980'lerin sonunda ortaya attığı, Candelas, Green ve o sıralarda Austin'deTexas Üniversitesi'nde çalışan Tristan Hübsch'ün uyguladığı bazı görüşlerden hareketleüçboyutlu bir küre çöktüğünde, Calabi-Yau uzayının yırtılmaya başlamasının, ardından küreyiyeniden şişirerek kendisini onarmasınınmümkün olabileceğini görmüştük. Fakat şaşırtıcı olanönemlibirnoktavardı.Çökenküreninüçboyutuvardı,oysayenidenşişeninyalnızcaikiboyutu.Bunun neye benzediğini resmetmek çok zordur, fakat daha az boyutlu bir benzetmeyeodaklanarak bir fikir edinebiliriz. Gözümüzde canlandırması zor olan örnek, yani üçboyutlu birkürenin çökmesi, yerini ikiboyutlu bir kürenin alması örneği yerine tek boyutlu bir küreninçöktüğünü,yerinisifirboyutlubirküreninaldığınıdüşünelim.

Şekil13.2Farklıboyutlardakikürelerikolaycagözümüzdecanlandırabiliriz;(a)iki,(b)tekve(c)sıfırboyutluküreler.

Öncelikle, tek boyutlu küre nedir, sıfır boyutlu küre nedir? Eh, benzetmeyle akıl yürütelim.İkiboyutlu bir küre, üçboyutlu bir uzayda, belli bir merkeze aynı uzaklıkta olan noktalar

Page 218: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

toplamıdır,Şekil13.2(a)'dagörüldüğüüzere.Aynı fikirüzerindengidelim:Tekboyutlubirküre,ikiboyutlu bir uzayda (örneğin bu kâğıdın yüzeyi üzerinde) belli bir merkeze aynı uzaklıktakinoktalartoplamıdır.Şekil13.2(b)'degörüldüğüüzerebubirdairedenbaşkabirşeydeğildir.Sonolarak, aynı mantıkla, sıfır boyutlu bir küre de, tek boyutlu bir uzayda (bir çizgi üzerinde)seçilmiş birmerkeze aynı uzaklıktaki noktalar toplamıdır.Şekil 13.2(c)'de görüldüğüüzere buda iki noktaya tekabül eder; sıfır boyutlu kürenin "yarıçapı" noktaların her birinin merkezeuzaklığına eşittir. Böylece, daha önceki paragrafta bahsettiğimiz daha az sayıda boyutlubenzetmemiz bir dairenin (tek boyutlu bir küre) küçülmesi, ardından uzayda bir yırtılmameydanagelmesi,sonradabuküreninyerinisıfırboyutlubirkürenin(ikinokta)almasıanlamınageliyor.Şekil13.3'tebusoyutfikriuygulamayakoyduk.

Şekil13.3Daireselbirsimit(torus)parçasıbirnoktadaçöküyor.Yüzeyyırtılıpaçılıyor,ikidelikortayaçıkıyor.Baştakitekboyutlukürenin(daire)yerinesıfırboyutlubirküre(ikinokta)'yapıştırılıyor",böyleceyırtılmışyüzeyonarılıyor.Budatümüylefarklıbirşekle-birdeniz

topuna-dönüşümümümkünkılıyor.

Şekil13.3'tegördüğümüzüzere, içine tekboyutlubirkürenin(birdairenin)gömülmüşolduğubir simidin yüzeyiyle yola çıktığımızı düşünelim. Şimdi de zaman içinde gösterdiğimiz daireninküçüldüğünü, bunun da uzay dokusunun delinmesine yol açtığını düşünelim. Bu delinmeyi,dokunun bir anlığınayır-tılmasma izin verip ardından delinmiş tek boyutlu kürenin -küçülmüşdaire- yerine sıfır boyutlu bir küre -iki nokta- geçirerek, yani sıfır boyutlu bu küreyi yırtılmasonucu ortaya çıkan şeklin alt ve üst kısımlarındaki deliklere yerleştirerek onarabiliriz. Şekil13.3'tegörüldüğüüzere,sonuçtaortayaçıkanŞekilkıvrılmışbirmuzabenzer,hafifçedeformeedilerek (uzayda yırtılmaya yol açmaksızın) yeniden şekillendirilip bir deniz topunun yüzeyineçevrilebilir. Dolayısıyla tek boyutlu bir küre çöküp yerine sıfır boyutlu bir küre geçtiğinde, ilksimidin topolojisinin, yani asıl şeklinin ciddi oranda değiştiğini görüyoruz. Kıvrılmış uzamsalboyutlar bağlamında. Şekil 13.3'te gördüğümüz uzayda yırtılmaya yol açan ilerleme sonuçtaŞekil8.8'deresmedilenevrene,budaŞekil8.7'deresmedilmişevrenedönüşecektir.

Budahaazboyutlubirbenzetmeolsada,Morrison ilebenimStrominger'inhikâyesinin ikinciyarısı olacağını öngördüğümüz şeyin temel unsurlarını yakalıyordu. Bize öyle gelmişti ki, birCalabi-Yauşeklininiçindekiüçboyutlubirküreninküçülmesisonrasındauzayyırtılabilir,sonradaikiboyutlu bir kürenin büyümesi yoluyla kendini onarabilirdi; bu da topolojide daha öncekiçalışmamızda (XI. Bölüm'de tartışmıştık)Witten'la birlikte bulduğumuz sonuçlardan çok dahaciddi değişikliklere yol açardı. Böylece sicim fiziği tamamen iyi huylu olmayı sürdürürken, birCalabi-Yau şekli de esasen tamamen farklı bir Calabi-Yau şekline dönüşebilirdi; tıpkı Şekil13.3'te simidin deniz topuna dönüşmesinde olduğu gibi. Bu noktada bir tablo ortaya çıkmayabaşlamışolsada,hikâyenin ikinciyarısınınhiçbir tuhaflık -yani tehlikelive fizikselolarakkabuledilemezsonuçlar-çıkarmadığımilerisürebilmekiçinüzerindeçalışmamızgerekenönemliyönlervardı. O akşam ikimiz de evlerimize, yepyeni, büyük bir kavrayışı yakalayabilmiş olmanınsevinciylegittik.

BirElektronikPostaAkışı

Page 219: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Ertesisabah,Strominger'denbirelektronikpostaaldım;çalışmasıylailgiliyorumlarımıyadatepkilerimisoruyordu."BirşekildeAspinwallveMorrison'layürüttüğünüzçalışmaylabağlanmasıgerekir," diyordu, çünkü anlaşıldığı üzere, o da topoloji değişikliği olgusuyla ilgili olası birbağlantıyı inceliyordu. Ona derhal, Morrison'la birlikte çıkardığımız ana hatları anlatan birelektronik posta gönderdim. Cevabında, duyduğu heyecanın, önceki gün Morrison ve benimduyduğumuzheyecandanaşağıkalıryanıolmadığıaçıkçagörülüyordu.

Sonraki birkaç gün boyunca, üçümüz arasında sürekli bir e-posta akışı yaşandı, uzaydayırtılmaya yol açan ciddi topoloji değişimleriyle ilgili fikrimizi dayandıracağımız niceliksel birpayanda arıyorduk hararetle. Yavaş yavaş, ama kesinlikle, bütün ayrıntılar yerli yerineoturuyordu.Ertesiçarşambagünü,Strominger'inilkgörüşlerinigöndermesindenbirhaftasonra,üçboyutlu bir kürenin küçülüp çökmesinin ardındanuzamsal dokudaortaya çıkabileceko ciddiyenidönüşümüortayakoyanortakbirçalışmataslağıhazırlamıştık.

Strominger'in ertesi gün Harvard'da bir seminer vermesi gerekiyordu, böylece sabaherkendenSantaBarbara'danayrıldı.Morrisonvebenimçalışmaüzerindeinceayarlaryapmayısürdürmemizi,sonradamakaleyioakşamelektronikarşiveyüklemeyikararlaştırmıştık.Gece23.45'te,hesaplarımızıtekrartekrargözdengeçirmişbulunuyorduk,herşeymükemmelbiçimdeyerliyerineoturuyormuşgibigörünüyordu.Böylece,çalışmamızıelektronikortamayükledikvefizikbinasındançıktık.Morrison ilebirlikteotomobilimedoğruyürürken(kendisinioyarıyıl içinkiraladığı eve bırakacaktım) tartışmamız şeytanın avukatlığına dönüştü, vardığımız sonuçlarıkabul etmemeye kararlı birinin getirebileceği en acımasız eleştiriler neler olabilir diyekafayormaya başladık. Park yerinden çıkıp kampustan ayrılmıştık ki, savlarımız güçlü veinandırıcı olsa da, o kadar da hava geçirmez olmadıklarını fark ettik, ikimiz de çalışmamızınyanlışolabileceğiyönündegerçekbir ihtimalolmadığınıbiliyorduk,fakatiddialarımızıngücününvemakaleninbazıyerlerindeseçtiğimizsözcükleryüzünden fikirlerimizin,vardığımızsonuçlarınönemini gölgelemesi olası hiddetli bir tartışmayayol açabileceğini fark etmiştik. Makaleyiiddialarımızınderinliğini tazlaöneçıkarmayanbirazdahadüşükbir tonlayazmışolsaydık, fizikcamiasının sunum biçimimize tepki göstermesi olasılığına kapı aralamaktansa, makaleyi iyiyönleriyledeğerlendirmesineizinverseydikdahaiyiolurdudiyedüşündük.

YoldagiderkenMorrison,elektronikarşiv kurallarınagöre,makalemizigece02.00'yekadardüzeltebileceğimizihatırlattı;çalışmalarbusaattensonrakamusalinterneterişimineaçılıyordu.Arabayıhemençevirdim,fizikbinasınageridöndük,ilkgönderimizigeriçektik,sonradametnintonunudüşürmeyeçalıştık.Şükürlerolsunki,bunuçabucakhallettik.Kritikparagraflardabirkaçsözcüğüdeğiştirmek,teknikiçeriğitehlikeyeat-maksızın, iddialarımızıyumuşatmamızısağladı.Bir saat içinde makalemizi yeniden gönderdik, sonra da Morrison'ın evine giderken yolda birdahamakalehakkındakonuşmamayakararverdik.

Ertesigünöğledensonra,makalemizinheyecanlakarşılandığıaçıklıkkazanmıştı.E-postaylaaldığımız birçok cevaptan biri de Plesser'dan geliyordu; bir fizikçinin diğerine yapabileceği engüzel iltifatlardan birini kaleme almıştı: "Keşke bunu ben düşünmüş olsaydım dedim!" Öncekigeceyaşadığımızkorkularbiryana,sicimkuramıcamiasını,uzaydokusundadahaönce(1X1.Bölüm'debahsettiğimiz)keşfedildiğiüzereortalamayırtılmalarınyanısıra,Şekil13.3'tekabacagösterilençokdahaciddiyırtıklarındameydanagelebileceğikonusundaiknaetmiştik.

KaraDeliklereveTemelParçacıklaraGeriDönelim

Page 220: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Peki bütün bunların kara deliklerle ve temel parçacıklarla ne ilgisi var?Çok ilgisi var. Bunugörebilmek için kendimize, XI. Bölüm'de sorduğumuz soruyu yöneltmemiz gerekiyor. Uzaydokusundaki bu tür yırtılmaların gözlenebilir fiziksel sonuçları nelerdir? Daha önce degördüğümüzgibi,sönmegeçişleriaçısından,busorununşaşırtıcıcevabı,pekbirşeyolmadığıyönündedir. Konifold geçişler -henüz bulmuş olduğumuz, uzayda yırtılmaya yol açan ciddigeçişlereverdiğimizteknikisim-açısındanda,yinefizikselbirfelaketsözkonusudeğildir(genelgörelilikteböylebir felaket söz konusudur), amaelbettedahaaşikârgözlenebilir sonuçlar sözkonusudur.

Bugözlenebilir sonuçlarıngerisindebirbiriyle ilişkili iki kavramyatmaktadır; ikisinidesıraylaaçıklayacağız. Öncelikle, biraz önce tartışmış olduğumuz üzere, Strominger'in ilk atılımı, birCalabi-Yau şeklinin içindeki üçboyutlu bir kürenin bir felak ete yol açmaksızın küçülüpçökebileceğini, çünkü etrafına sarılmış bir üç-zarın mükemmel bir koruyucu kalkanoluşturduğunu fark etmesiydi. Peki ama böyle bir sarmalanmış-zar konfigürasyonu neyebenzer?CevapHorowitzileStromin-ger'indahaönceyaptıklarıbirçalışmadayatmaktadır;ikilibuçalışmada,üçboyutluküreninetrafına"sarmalanmış"üç-zarın,bizlergibi,doğrudanyalnızcauzamışüçuzamsalboyututanıyankişilere,birkaradeliğinkütleçekimialanıgibigörünecekbirkütleçekimi alanı oluşturacağını göstermişti. Bu belirgindeğildir ve ancak, zarlara hâkim olandenklemlerinayrıntılıbirbiçimdeincelenmesiyleaçıklıkkazanır.Yine,böyleçokboyutluyapılarıdoğru bir biçimde kâğıda geçirmek zordur, fakatŞekil 13.4, ikiboyutlu küreler içeren daha azsayıdaboyutlubirbenzetmeyedairkabacabirfikirvermektedir,ikiboyutlubirzarınikiboyutlubirkürenin (bu küre de uzamış boyutlarda bir yerde konumlanmış bir Calabi-Yau şeklinin içindebulunmaktadır)etrafınasarılabileceğinigörüyoruz.Uzamışboyutlardanburayadoğrubakanbiri,sarılmış zarı, kütlesiyle ve taşıdığı kuvvet yükleriylehissedecektir;Horowitz veStromingerbuözelliklerin bir kara deliğin özellikleri gibi görüneceğini göstermiştir. Dahası, Strominger 1995tarihli çığır açıcı makalesinde, üç-zarın kütlesinin -yani kara deliğin kütlesi- sardığı üçboyutluküreninhacmiyledoğruorantılıolacağınıgöstermiştir:Küreninhacminekadarbüyükolursa,üç-zardaonusarmak içino kadarbüyükolmalıdır, buyüzdendedahakütleli olur.Aynı şekilde,küreninhacminekadarküçükolursa,onusaranüç-zardaokadarküçükolur.Ohaldebuküreçökerken, küreyi saran, bir kara delik gibi algılanan bir üç-zar da öyle görünüyor ki dahahafifleyecektir.Üçboyutluküresıkışmışbirnoktahalinegeldiğindeonatekabüledenkaradelik-şimdisıkıdu-run-kütlesizolur.Kulağa tümüylemuammagibigelsede -küt-lesizkaradelikdeneyin nesi oluyor?- bu muammayı birazdan sicim fiziğinin daha aşina olduğumuz kısımlarıylabağlantılan-dıracağız.

Şekil13.4Birzarkıvrılmışboyutlariçindekibirküreyisardığında,bildikboyutlariçindebirkaradelikgibigörünür.

Page 221: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Hatırlamamız gereken ikinci şey, IX. Bölüm'de tartıştığımız üzere bir Calabi-Yau şeklindekideliksayısı,düşükenerjili,dolayısıyladüşükkütlelisicimtitreşimörüntülerini,yaniTablo1.1'deyeralanparçacıklarınyanısıra,kuvvet taşıyıcılarınıdaaçıklamasımümkünörüntüleribelirler.Uzayda yırtılmaya yol açan konifold geçişler delik sayısını değiştirdiğinden (örneğin Şekil13.3'teki deliğin yırtılma/onarılma süreciyle ortadan kalkmasında olduğu gibi), düşük kütlelititreşimörüntülerininsayısındadabirdeğişimolmasınıbekleriz.

Gerçekten de Morrison, Strominger ve ben bunu ayrıntılı olarak incelediğimizde, kıvrılmışCalabi-Yauboyutlarındakisıkışıpnoktacıkhalinegelmişüçboyutluküreninyerini ikiboyutluyenibir küre aldığında kütlesiz sicim titreşim örüntülerinin sayısının tamı tamına bir arttığınıgörmüştük. (Şekil 13.3'te simidin deniz topuna dönüşmesi örneği, delik sayısının -dolayısıylaörüntü sayısının- azaldığını düşünmenize yol açacaktır, fakat anlaşıldığı üzere bu az sayıdaboyutluolanbenzetmeninyanıltıcıbirözelliğidir.)

Önceki iki paragrafta geçen gözlemleri birleştirelim ve bir Calabi-Yau şeklinin içindekiüçboyutlu bir kürenin büyüklüğü giderek küçülürken çekilmiş fotoğraflarını düşünelim. İlkgözlemimiz,buüçboyutluküreyisaranüç-zarın-bizebirkaradelikgibigörünmektedir-kütlesiningiderekküçüleceği,nihayetindeküreninküçülmesinin,çöküşününsonaşamasındakütlesizhalegeleceğini söylemektedir.Pekiama,yukarıdadasorduğumuzgibibuneanlamagelmektedir?İkincigözlemebaşvurduğumuzdabusorununcevabıaçıklıkkazanacaktır.Çalışmamız,uzaydayırtılmaya yol açan konifold geçişten doğan, yeni, kütlesiz sicim titreşim örüntüsünün, karadeliğin dönüştüğü kütlesiz bir parçacığın mikroskobik bir tanımı olduğunu göstermiştir. BirCalabi-Yau şekli uzayda yırtılmaya yol açan konifoldbir geçiş yaşarken, başta kütleli olanbirkara deliğin giderek daha hafifleyeceği, sonunda kütlesiz hale geleceği, sonra da kütlesiz birparçacığa -örneğin kütlesiz bir fotona- dönüşeceği sonucuna vardık; sicim kuramına göre bukütlesiz parçacık belli bir titreşim örüntüsü gösteren tek bir sicimden başka bir şey değildir.Böylecesicimkuramı,karadelikleriletemelparçacıklararasındadoğrudan,somutvenicelikselolarakçürütülemezbirbağlantıyıilkkezaçıkçaortayakoymuştur.

KaraDelikleri"Eritmek"

Karadelikleriletemelparçacıklararasındabulduğumuzbağlantı,hepimizingündelikhayattanaşina olduğu, teknik olarak faz geçişi diye bilinen bir şeye çok benzer. Son bölümde, bir fazgeçişininbasitbirörneğindenbahsetmiştik:Su;katı (buz),sıvı (sıvısu)vegaz (buhar)olarakvarolabilir.Bunlarsuyunfazlarıolarakbilinir,suyunbirhaldendiğerinegeçmesineisefazgeçişidenir. Morrison, Strominger ve ben, bu tür faz geçişleriyle bir Calabi-Yau şeklinden diğerinegeçişisağlayan,uzaydayırtılmayayolaçankonifoldgeçişlerarasındasıkıbirmatematikselvefizikselbenzerlikolduğunugöstermiştik.Tıpkı,hayatındahiç(sıvı)suyada(katı)buzgörmemişbirinin ikisinin temeldeaynımaddenin iki fazıolduğunuhemen farkedememesindeolduğugibi,fizikçiler de incelediğimiz kara delik türleriyle temel parçacıkların aslında temelde aynı sicimsimaddeninikifazıolduğunuöncedenfarkedememişlerdi.Suyunhangifazdaolacağınıçevredekisıcaklıkbelirlerken,sicimkuramıçerçevesindebazı fizikselkonfigürasyonlarınkaradeliklermiyoksatemelparçacıklarolarakmıgörüneceğinidiğerCalabi-Yauboyutlarınıntopolojikbiçimi-şekli- belirler. Yani ilk fazda, ilk Calabi-Ya-u şeklinde (diyelim ki buz fazının benzerinde) bazıkaradeliklerbulunduğunugörüyoruz.İkinciaşamada,ikinciCalabi-Yauşeklinde(sıvısufazınınbenzeri) bu kara delikler bir faz geçişi yaşamış -tabiri caizse "erimiş"- temel sicim titreşimörüntüleri haline gelmişlerdir.Uzayın konifold geçişlerle yırtılması, bizi birCalabi-Yau fazından

Page 222: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

diğerinegötürür.Bunuyaparkende,karadelikleriletemelparçacıkların,tıpkısuvebuzgibibirmadalyonun iki yüzü olduğunu görüyoruz. Kara deliklerin sicim kuramı çerçevesine sıkı sıkıyaoturduğunugörüyoruz.

Aynısubenzetmesini,uzaydayırtılmayayolaçanbuciddidönüşümlerilesicimkuramınınbeşayrı formülasyonundan birinin diğerine dönüşmesi için de kullanmıştık (XII. Bölüm'de), çünküaralarında derin bir bağlantı vardır. Şekil 12.11 yoluyla beş sicim kuramının birbirleriyle ikiliolduğunu,böyleceherşeyibirleştirentekbirçatıaltındabirleştiğini ifadeetmiştikhatırlarsanız.Pekiama,birbetimlemedendiğerinesürekligeçebilmebecerisi-Şekil12.11'deverdiğimizharitaüzerindeherhangibirnoktadanyolaçıkıpbirbaşkanoktayavarmak-diğerboyutlarınbirCalabi-Yau şekli ya da diğeri biçiminde kıvrılmasına izin vermemiz halinde de mümkün müdür?Topolojinindeğiştiğiciddisonuçlarınkeşfiöncesinde,busorununcevabınınhayırolduğutahminediliyordu, çünkü bir Calabi-Yau şeklini sürekli değiştirip bir başka Calabi-Yau şekli halinegetirmeninbilinenbiryoluyoktu.Amaartıkcevabınevetolduğunugörüyoruz:Uzaydayırtılmayayolaçan,fizikselolarakanlamlıbukonifoldgeçişlersayesinde,birCalabi-Yauuzayınısüreklibirbaşka Calabi-Yau uzayına dönüştürebiliriz. Eşleşme sabitlerini ve kıvrılmış Calabi-Yaugeometrisini değiştirdiğimizde, bütün sicim yapılarının tek bir kuramın farklı fazları olduğunugörüyoruzbirkezdaha.Bütündiğerboyutlarınkıvrılmasısonrasındabile,Şekil12.11'dekibirlikvarlığınısürdürür.

KaraDelikEntropisi

Enbaşarılıkuramsal fizikçilerinbazıları,uzaydayırtılmayayolaçansüreçlerinmümkünolupolmadığı, karadeliklerle temelparçacıklararasındabir bağlantı olasılığı bulunupbulunmadığıkonusunda yıllardır spekülasyonlarda bulunmaktadır.Bu tür spekülasyonlar başta kulağa bilimkurgu gibi gelse de, sicim kuramının keşfi ve kuramın genel görelilikle kuantum mekaniğinibirleştirme becerisi bu olasılıkları son dönemlerin biliminin ön cephesine sıkı sıkıyayerleştirmemizi mümkün kılmıştır. Bu başarı da bize, evrenimizin yıllardır çözülmeye dirençgöstermiş başka gizemli özelliklerinin de sicim kuramının gücüne mağlup olup olmayacağısorusunusormacesaretivermiştir.Buözelliklerinöndegelenlerindenbiridekaradelikentropisikavramıdır. Sicim kuramının, çeyrek asırlık çok çok önemli bir problemi başarıyla çözerekgücünüsondereceetkileyicibirbiçimdegösterdiğibiralandırbu.

Entropi, bir düzensizlik ya da rasgelelik ölçüsüdür. Örneğin masanız, açık duran üst üstekonmuş kitaplarla, yarısı okunmuşmakaleler, eski gazeteler, işe yaramaz postalarla doluysa,son derece düzensiz bir halde, yani yüksek entropi durumunda demektir. Öte yandanmakaleleriniz alfabetik sıraya göre kutulara konmuş, gazeteleriniz kronolojik sıraya göreyerleştirilmiş, kitaplarınız yazarların isimlerine göre alfabetik sıraya dizilmiş, kalemlerinizkalemliğe konmuş haldeyse masanız son derece düzenli bir halde, yani düşük entropidurumunda demektir. Bu örnek temel fikri resmediyor, fakat fizikçiler entropiye, bir şeyinentropisinikesinbirsayısaldeğerkullanaraktanımlamayımümkünkılantamamennicelikselbirtanım getirmişlerdir: Büyük sayılar, entropinin yüksek olması, küçük sayılar düşük olmasıanlamınagelir.Ayrıntılarbirazkarmaşıkolsada,busayı,kabacasöyleyecekolursakbellibirfiziksel sistemdeki bileşenlerin, sistemin genel görünümünü olduğu gibi bırakarak yenidendüzenlenme olasılıklarını ifade eder. Masanız düzgün ve temizse, herhangi bir yenidendüzenleme-gazetelerin,kitaplarınyadamakalelerinsırasınıdeğiştirmek,kalemlerikalemliktençı-karmak-onunosonderecedüzenliolanörgütlenmebiçiminibozacaktır.Budurummasanın

Page 223: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

düşük entropiye sahip olmasını açıklar. Oysa, masanız karmakarışıksa, gazetelerin,makalelerin ve işe yaramaz postaların çok farklı biçimlerde yeniden düzenlenmesi, onu yinekarmakarışıkbirhaldebırakacak,genelgörünümünüetkilemeyecektir.Budamasanınyüksekentropiyesahipolmasınıaçıklar.

Elbetteki,birmasanınüstündekikitaplar,makalelervegazetelerinyenidendüzenlenmesinintanımı -ve hangi yeniden düzenlemelerin "genel görünümü bozulmadan bırakacağı"na kararvermek- bilimsel kesinlikten yoksundur. Entropinin eksiksiz tanımı aslında, bir fiziksel sistemiçindeki temel bileşenlerin, sistemin büyük makroskobik özelliklerini (örneğin enerjisi vebasıncını) etkilemeyen mikroskobik kuantum mekaniğine özgü özelliklerinin olası yenidendüzenlemelerininsayısınıbulmayıgerektirir.Entropinin,birfizikselsistemdekigeneldüzensizliğitamolarakölçentamamennicelikselkuantummekaniğineözgübirkavramolduğunuanladığınızsürece,ayrıntılarönemlideğildir.

197O'te, o sıralarda Princeton'da John Wheeler'ın yüksek lisans öğrencisi olan JacobBekensteincüretkârbir iddiadabulunmuştu.Bekenstein,karadeliklerinentropiye -hemdeçokyüksek miktarda- sahip olabileceğini ileri sürmüştü. Bekenste-in'ı harekete geçiren şey,termodinamiğin ikinciyasasıydı;neredeysekutsalsayılanbuçoksınanmışyasa,birsisteminentropisininherzamanarttığınısöylüyordu:Elerşeydahafazladüzensizliğeeğilimlidir.Dağınıkmasanızı toplayıp entropisini azaltsanız bile, vücudunuzun ve odadaki havanın entropisi dahiltoplam entropi aslında yükselir. Gördüğünüz gibi,masanızı temizlemek için enerji harcamanızgerekir;kaslarınızabuenerjiyivermeniz içinvücudunuzdakidüzenliyağmoleküllerininbazılarınıbozmanızgerekir;temizlikyaparkenvücudunuzısıverir,budaetraftakihavamoleküllerinidahahareketli ve düzensiz bir hale sokar.Bütünbuetkiler toplandığında,masanızın entro-pisindekiazalmayıtelafietmeninötesinegeçerler,böylecetoplamentropiartmışolur.

Bekenstein'ın sorusu şuydu: Peki masanızı bir kara deliğin olay ufkunun yakınındatemizlersenizveyenicehareketlenmişhavamoleküllerinibirelektriksüpürgesiyleodanıniçinden,kara deliğin gizli derinliklerine doğru çekerseniz ne olur? Daha da ileri gidebiliriz: Elektriksüpürgesibütünhavayı,masanınüstündekiherşeyi,hattamasanınkendisinikaradeliğin içineçekip sizi soğuk, havasız, son derece düzenli odada tek başınıza bırakırsa ne olur?Bekenstein'ın mantığına göre, odanızdaki entropi kesinlikle azalmış olacağından,termodinamiğinikinciyasasınıgerçekleştirmenintekyolu,karadeliğinentropiyesahipolmasıvebuentropininkaradeliğiniçinemaddeçekilirkenyeterinceyükselmesi,karadeliğindışkısmınındışındagözlenenentropikazalmayıbozmasıolacaktı.

Aslınabakarsanız,Bekensteinsavınıgüçlendirmek için,StephenHawking'invardığımeşhurbirsonuçtanyararlanmıştı.Hawking,birkaradeliğinolayufkununalanının-buranınbütünkaradelikleri çevreleyen geri dönüşü olmayan yüzey olduğunu hatırlayalım- herhangi bir fizikseletkileşimde hep arttığını göstermişti. Bir kara deliğin içine bir asteroitin düşmesi ya dayakınlardakibiryıldızınyüzeyindekigazınkaradeliklebirleşmesiyadaikikaradeliğinçarpışıpbirleşmesihalinde,buvebaşkabütünsüreçlerinherhangibirindebir karadeliğinolayufkununtoplam alanı her zaman büyür. Bekenstein a göre, toplam alanın daha büyümesi yönündekikaçınılmaz gelişme, termodinamiğin ikinci yasasında ifadesini bulan toplam entropinin dahabüyümesiyönündekikaçınılmazgelişmeylearadabirbağolduğunuaklagetiriyordu.

Fakatdahayakından incelendiğinde, fizikçilerinçoğu ikisebeptenötürüBekenstein'ın fikrinin

Page 224: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

doğru olamayacağını düşünüyordu. İlki, kara deliklerin koca evrendeki en düzenli ve organizenesnelerarasındagörünmesidir.Karadeliğinkütlesi,taşıdığıkuvvetyükleri,spiniölçüldüğünde,kimliği tamamen ortaya çıkarılmış olur. Bu az sayıda tanımlayıcı özellikle, bir kara delikdüzensizliği mümkün kılacak yeterli yapıdan yoksunmuş gibi görünmektedir. Nasıl ki üzerindeyalnızcabirkitapvebirkalemduranbirmasadapekkargaşayaratamazsanız,karadeliklerdedüzensizliği destekleyemeyecek kadar basit görünmektedir. Bekenstein'ın iddiasınıhazmetmeninzorolmasının ikincisebebiyse,entropinin,buradada tartışmışolduğumuzüzere,kuantum mekaniğine özgü bir kavram olması, kara deliklerin ise yakın zaman öncesine dekkarşı cepheye, klasik genel görelilik cephesine sıkı sıkıya bağlı görülmesidir. 1970'lerinbaşında, genel görelilik ile kuantummekaniğini birleştirmenin bir yolu yokken, bir kara deliğinolasıentropisinitartışmakeniyiihtimalletuhafgörünüyordu.

KaraAmaNeKadarKara?

Anlaşıldığı üzere,Hawking de kara deliklerin alan artışı yasasıyla kaçınılmaz entropi artışıyasası arasındaki benzerlik üzerine düşünmüştü, fakat bunun bir tesadüften başka bir şeyolmadığına karar vererek bir kenara bırakmıştı. Nihayetinde Hawking, kendisinin alan artışıyasası ile JamesBardeenveBrandonCarter'labirliktebulduklarıbaşkasonuçlaradayanarakkaradeliklerleilgiliyasalarvetermodinamikyasalarıciddiyealınacakolursabirkaradeliğinolayufku alanını entropiyle tanımlamak zorunda kalacağımızı bulmakla kalmamış, kara deliğe birsıcaklıkatfetmemizgerekeceğinideanlamıştı(tamolarak,karadeliğinkütleçekimialanınınolayufkundaki gücüyle belirlenendeğerdebir sıcaklık). Fakat eğer bir kara delik sıfır olmayanbirsıcaklığasahipse(nekadardüşükolursaolsun),entemel,enyerleşik fizik ilkelerikaradeliğintıpkıparlayanbir lambagibi radyasyonvermesinigerektirir.Fakatherkesinbildiğiüzere,karadelikler karadır; dışarıya hiçbir şey vermedikleri varsayılır. Hawking ve hemen herkes, bununBekenstein'ın iddiasını devre dışı bıraktığı konusunda hemfikirdi. Hawking bunun yerine,entropiye sahip madde bir kara deliğe atılırsa, bu entropinin kaybolduğunu kabul etmeyehazırdı,bukadarbasitveaçıktıişte.Termodinamiğinikinciyasasıiçinbukadaryeter.

Hawking,1974'tegerçektenhayretvericibirşeyikeşfedinceyedekdurumböyleydi.Hawking,kara deliklerin tamamen kara olmadığım söylüyordu. Kuantum mekaniği bir kenara bırakılıpdayalnızca klasik genel görelilik yasalarına başvuracak olursak, ilk olarak altmış yıl öncebulunduğuüzere,karadeliklerin,kütleçekimlerininelindenhiçbirşeyin-ışığınbile-kurtulmasınaizinvermeyeceğinikesinliklesöyleyebilirdik.Fakatkuantummekaniğinin işin içinedahiledilmesibusonucuciddibiçimdedeğiştiriyordu.Genelgöreliliğinkuantummekaniğineözgübirversiyonubulunmasada,Hawking sınırlı, fakat güvenilir sonuçlar veren bu iki kuramsal aracın kısmi birbirliğine ustalıkla hâkim olabilmişti. Bulduğu en önemli sonuç da, kara deliklerin kuantummekaniğineözgüradyasyonyaydığıyönündeydi.

Hesaplamalar uzun ve karmaşıktır, fakat Hawking'in temel fikri basitti. Belirsizlik ilkesisayesinde, uzay boşluğunun dahi sanal parçacıkların bir anlığına varlık bulduğu, ardındanbirbirleriniortadankaldırdığıhareketli,bulanıkbirkarmaşaiçindeolduğunugörmüştük.Buçılgınkuantum davranışı, bir kara deliğin olay ufkunun hemen dışında kalan uzay bölgesinde demeydana gelir. Fakat Hawking, kara deliğin kütleçekimi kuvvetinin bir sanal foton çiftine dediyelimkionlarıbirinindeliğiniçineçekilmesinimümkünkılacakkadarayırmayayetecekölçüdeenerji verebileceğini görmüştü. Eşi kara deliğin girdabında kaybolup gittiğinden, diğer fotonunartık ortadan kaldıracak bir eşi olmayacaktı. Hawking, geride kalan fotonun kara deliğin

Page 225: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

kütleçekimialanındanenerjitakviyesialdığını,eşiiçeridüşerkenonundışa,karadeliktenuzağafırlatıldığını göstermişti. Hawking, bu sanal foton çiftinin birbirinden ayrılmasının, bunun karadeliğin ufkunda heryerde tekrar tekrar gerçekleşmesinin kara deliğe uzaktan, enıniyet içindebakan birine dışarıya doğru düzenli bir radyasyon akışı gibi görüneceğini fark etmişti. Karadeliklerparlar.

Dahası Hawking, uzaktaki bir gözlemcinin yayılan radyasyonla ilişkilendireceği sıcaklığı dahesaplayabilmiş ve bu sıcaklığın kara deliğin olay ufkundaki kütleçekimi alanının kuvvetiylebelirlendiğinibulmuştu;tamdakaradelikfiziğiyasalarıylatermodinamikyasalarınınilerisürdüğüüzere. Bekenstein haklıydı: Hawking'in vardığı sonuçlar bu benzerliğin ciddiye alınmasıgerektiğini gösteriyordu. Aslına bakarsanız sonuçlar bunun, benzerliğin ötesine geçen bir şeyolduğunu, bir aynılık olduğunu gösteriyordu. Bir kara deliğin entropisi vardır. Bir kara deliğinsıcaklığıvardır.Karadelikfiziğininkütleçekimiyasalarıvetermodinamikyasalarınınsonderecetuhaf bir kütleçekimi bağlamındaki bir yeniden yazımından başka bir şey değildir. Hawking'in1974'tepatlattığıbombabuyduişte.

Bahsettiğimiz ölçeklere dair bir fikir verelim: Anlaşıldığı kadarıyla bütün detaylar hesabakatıldığında, kütlesiGüneş'in kütlesinin yaklaşık üç katı olan bir kara deliğin sıcaklığı,mutlaksıfırdan bir derecenin yüz milyonda biri kadar fazladır. Sıfır değildir ama neredeyse sıfırdır.Karadeliklerkaradeğildir,amagüçbela.Maalesefbudabirkaradeliğinyaydığıradyasyonunaz ve deneylerle tespit edilemeyecek olmasına yol açar. Fakat bir istisna vardır. Hawking'inhesapları, bir kara deliğin kütlesi ne kadar azsa, sıcaklığının o kadaryüksek, saldığıradyasyonunokadar fazlaolacağınıdagöstermiştir.Örneğinküçükbirasteroit kadarhafifbirkara delik, bir milyon megatonluk bir hidrojen bombası kadar radyasyon salacaktır; ve buradyasyondaelektromanyetiktayfıngammaışınıkısmındayoğunlaşmışolacaktır.Astronomlargeceleyin gökyüzünde bu türdeki radyasyonu aramış, fakat birkaç uzak olasılık dışında elleriboş kalmıştır; böyle küçük kütleli kara deliklerin varlar -sa bile pek ender olduklarına dairmuhtemelbirişarettirbuda.Hawking'insıksıkşakaylakarışıkdikkatçektiğiüzerebuçokkötü,ziraçalışmalarınınöngördüğükaradelikradyasyonutespitedilebilecekolsaydı,hiçkuşkuyokkibirNobelÖdülükazanırdı.

Sıcaklığı azıcık, bir derecenin milyonda biri kadar olsa da, diyelim ki, kütlesi Güneş'in üçkatma eşit bir kara deliğin entropisini hesaplayacak olsak bulacağımız sonuç kesinliklemuazzambirrakamolur:Birtane1vearkasından78tanede0!Deliğinkütlesinekadarbüyükolursa,entropisideokadarfazlaolur.Hawking'inhesaplarınınbaşarısı,bunun,birkaradeliğintaşıdığı muazzam miktardaki düzensizliği yansıttığını aksi ileri sürülemeyecek şekilde ortayakoymaktadır.

Pekiamaneyindüzensizliği?Dahaöncedegörmüşolduğumuzgibi,karadeliklersonderecebasit nesneler gibi görünmektedir, peki o halde bu muazzam düzensizliğin kaynağı nedir?Hawking'in hesapları bu konuda hiçbir şey söylemez. Genel görelilik ve kuantum mekaniğiarasında sağladığı kısmi birlik bir kara deliğin entropisinin sayısal değerini bulmak içinkullanılabilir, fakat bunun mikroskobik olarak ne anlama geldiğine dair hiçbir fikir vermez.Yaklaşık çeyrek asır boyunca, en büyük fizikçilerin bazıları kara deliklerin entropilerini, hangiolasıözelliklerininaçıklayabileceğinianlamayaçalışmışlardır.Fakatkuantummekaniğiilegenelgörelilikarasındasağlambirkaynaşmasağlanmaksızın,cevabınneolabileceğinedair ipuçlarıortayaçıksada,muammaçözülmedenkalıyordu.

Page 226: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

VeSicimKuramıSahneyeÇıkar

Daha doğrusu, Strominger ve Vafa'nın -Susskind ile Sen'in daha önceki kavrayışlarındanhareketle- elektronik fizik arşivinde "Beckenstein-Hawking entropisinin mikroskobik kökeni"başlıklıbirmakaleyayınladığıOcak1996 tarihinekadardurumböyleydi.Strominger ileVafa,bu çalışmalarında belli bir grup kara deliğin mikroskobik bileşenlerini tanımlamak ve bunlarlailişkilientropiyitamolarakhesaplayabilmekiçinsicimkuramınıkullanmıştı.Çalışmaları,1980'1erve1990'larınbaşındakullanımdaolandüzensizlikyaklaşımınıkısmenaşmakonusundahenüzgeliştirilmişbirimkânadayanıyordu,bulduklarısonuçdaBeckensteinileHawking'intahminlerinekesin olarak uyuyor ve 20 yılı aşkın bir süre önce kısmen renklendirilmiş bir tabloyu nihayettamamlıyordu.

Strominger ile Vafa, ekstremal denilen kara deliklere yoğunlaşmıştı. Bu kara delikleryüklüydüler - elektrik yükü diye düşünebilirsiniz. Ayrıca taşıdıkları yük uyarınca minimum birolasıkütleyedesahiplerdi.Butanımdandagörülebileceğiüzere,

XII.Bölüm'detartışılanBPShalleriyleyakındanilişkiliydiler.AslınabakarsanızStromingerveVafa, bu benzerliği tamanlamıyla kullanmışlardı.BirBPS zarları grubu (belli bazı boyutlarda)alıpkesinbirmatematikselplanagörebunlarıbirbirinebağlayarakbazıekstremalkaradeliklerinşaedebileceklerini -kuramsalolarak tabiki-göstermişlerdi.Tıpkı,birgrupkuarkveelektronalıp sonra onları etraflarında elektronların belli bir yörüngede döndüğü protonlar ve nötronlarolarak düzenleyerek bir atom inşa edilebilmesinde -kuramsal olarak tabi ki- olduğu gibi.StromingerveVafadasicimkuramıçerçevesindeyenibulunmuşbileşenlerdenbazılarının,bellibazı kara delikler ortaya çıkarmak için benzer şekilde nasıl bir araya getirilebileceğinigöstermişti.

Aslına bakarsanız kara delikler, yıldızlara özgü evrimin olası nihai ürünlerinden biridir. Biryıldız, milyarlarca yıl süren atomik füzyonla bütün nükleer enerjisini yakıp bitirdiğinde kütle-çekimin içe doğru çekenmuazzam kuvvetine dayanacak güce -dışarıyayönelen basınç- sahipdeğildir artık. Geniş bir koşullar yelpazesinde düşünüldüğünde, bu durum yıldızın muazzamkütlesininfecibirşekildeiçedoğruçökmesineyolaçar;kendimuazzamağırlığıaltındaşiddetleçöker ve bir kara delik oluşturur. Bu gerçekçi oluşum yolunun tersine, Strominger ve Vafa,"tasarım"karadeliklerisavunuyordu.Karadelikoluşumunatersdüşenbiradımatmışlar, ikincisüpersicim devriminde ortaya çıkmış olan zarları titizlikle, yavaş yavaş, kılı kırk yararcasınabirbirine ekleyip belli bir kombinasyon oluşturarak nasıl sistematik olarak kara delikler inşaedilebileceğini-kuramcınınzihninde-göstermişlerdi.

Buyaklaşımınönemiçokgeçmedenaçıklıkkazanacaktı.Karadeliklerinmikroskobikdüzeydeinşası üzerinde tam bir kuramsal denetim sağlayan Strominger ile Vafa, kara deliklerinmikroskobik bileşenlerinin, bütün gözlenebilir özelliklerini, kütlelerini ve kuvvet yüklerinideğişmeden bırakacak şekilde kaç değişik biçimde yeniden düzenlenebileceğini kolayca vedoğrudansayabiliyorlardı.Sonradabusayıyıkaradeliğinolayufkununalanıyla-BekensteinveHawking'in tahminettiğien-tropiyle-karşılaştırıyorlardı.StromingerveVafabunuyaptıklarındaarada tam bir uyuşma olduğunu görmüşlerdi. En azından ekstremal kara delikler açısından,mikroskobikbileşenleriveilişkilientropiyitamolarakaçıklamakiçinsicimkuramınıkullanmaktabaşarılıolmuşlardı.Çeyrekasırlıkbirmuammaçözülmüştü."

Page 227: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Sicim kuramcılarının birçoğu bu başarıyı, kuramı destekleyen önemli ve inandırıcı bir kanıtolarak görür. Sicim kuramına dair kavrayışımız, diyelim ki bir kuarkm ya da bir elektronunkütlesine dair deneysel gözlemlerle doğrudan ve tam bir bağlantı kurmamıza henüzelvermeyecekkadarzayıftır.Fakatartıksicimkuramının,karadeliklerindahaalışıldıkkuramlarkullanan fizikçileriyıllardırçuvallatmışolan,uzunzamanönceortayakonmuşbirözelliğinedairilk temelaçıklamayıgetirdiğinigörüyoruz.Karadeliklerinbuözelliği,Hawking'in,karadeliklerinışımasıgerektiğiyönündeki tahminiyle,prensiptedeneyselolarakölçülebilirolmasıgerekenbutahminle yakından bağlantılıdır. Elbette ki böyle bir ölçüm yapabilmek, kesinlikle göklerde birkara delik bulup yaydığı ışınımı tespit etmekte hassas teçhizatlar kurmamızı gerektirir. Karadelik yeterince hafifse eğer, bir sonraki adımmevcut teknolojinin erimi dahilinde olacaktır. Budeneyselprogramhenüzbaşarıyaulaşmamışolsada,sicimkuramıiledoğaldünyahakkındakikesin fiziksel ifadeler arasındaki uçurumlar üzerine köprüler kurulabileceğini bir kez dahavurgulamaktadır.SheldonGlashow-kendisi1980'lerdensicimkuramınınezelidüşmanıdır-bilekısa zaman önce, "Sicim kuramcıları kara deliklerden bahsettiklerinde, neredeyse gözlenebilirolgulardanbahsetmektedirler;budaetkileyicidir,"’demiştir.

KaraDeliklerinHenüzÇözülmemişGizemleri

Bu etkileyici gelişmeler sonrasında bile kara deliklerin iki önemli gizemi sırrını koruyor. İlkikara deliklerin determinizm kavramı üzerindeki etkisiyle ilgilidir. 19. yüzyılın başında, Fransızmatematikçi Pierre-Simon de Laplace, Newton'un hareket yasalarına göre mantıken evreninsaatgibiişliyorolmasınınenkatıveuzunerimlisonuçlarındanbirinitelaffuzetmişti:

Belli bir anda, doğaya hayat veren bütün kuvvetleri ve onu oluşturan canlıların durumlarınıayrı ayrı kavrayabilen bir zekâ, bütün bu verileri analiz edebilecek kadar genişse eğer,evrendeki en büyük cisimler ile en hafif atomların hareketlerini aynı formülde birleştirecektir.Böylebirzekâyagörehiçbirşeybelirsizolmayacaktır,geçmişgibigelecekdegözlerininönüneaçıkçaserilecektir.

Başkabirdeyişle,biran,evrendekibütünparçacıklarınkonumlarıileyönlühızlarınıbilirsenizeğer, Newton'un hareket yasalarını kullanarak bu parçacıkların önceki ya da sonraki birzamandakikonumlarınıveyönlühızlarınıda -enazındanprensipte-belirleyebilirsiniz.Bubakışaçısına göre, bütün tezahürler, Güneş'in oluşumundan İsa'nın çarmıha gerilmesinden,gözlerinizinbu sözcüküzerindeki hareketine kadarbütün tezahürler,BüyükPatlama'danbir ansonra evrendeki parçacık bileşenlerinin kesin konumlarına ve yönlü hızlarına dayanır. Evreninaçılmasıyla ilgili, birbirini izleyen adımlara dayalı bu katı bakış açısı, özgür irademeselesiyleilgili, insanın zihnini allak bullak ed en envai çeşit ikilemi gündeme getirir, fakat kuantummekaniğininkeşfiylebirlikteönemideciddiorandaazalmıştır.Eleisenberg'inbelirsizlik ilkesininLaplace determinizmini sekteye uğrattığını, çünkü evrenin bileşenlerinin kesin konumlarını veyönlü hızlarını esasen bilemeyeceğimizi görmüştük. Bu klasik özelliklerin yerini, bir parçacığınşuradaya da burada olma, şu ya da bu yönlü hızda olma olasılığını söyleyen kuantum dalgafonksiyonlarıalıyordu.

Gelgelelim,Laplace'ınbakışaçısınıngözdendüşmesi,determinizmkavramınınparamparçaolmasınayolaçmadı.Dalgafonksiyonları-kuantummekaniğininolasılıkdalgaları-zamaniçinde,Schrödinger denklemi (ya da Dirac denklemi ve Klein-Gordon denklemi gibi onun daha kesinmuadilleri) gibi kesin matematiksel kurallara göre evrilirler. Bu da bize Laplace'ın klasik

Page 228: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

determinizminin yerini kuantum determinizminin aldığını söyler. Zamanda bir anda, evreninbütün temelbileşenlerinindalga fonksiyonlarınınbilinmesi, "yeterincegeniş"bir zekânınöncekiya da sonraki bir zamandaki dalga fonksiyonlarını belirlemesini mümkün kılar. Kuantumdeterminizmi, belli bir olayın gelecekte seçilmiş bir zamanda meydana gelmesi olasılığının,tamamenöncekibirzamandakidalgafonksiyonlarınadairbilgiylebelirlendiğinisöyler.Kuantummekaniğinin olasılıkçı yaklaşımı, kaçınılmazlığı sonuçlardan sonuç-olasılıklarına kaydırarakLaplace determinizmini yumuşatmıştır, fakat sonuç-olasılıkları bildiğimiz kuantum kuramıçerçevesindegerçekleşir.

Hawking 1976'da, bu yumuşak determinizm biçiminin bile kara deliklerin varlığıyla ihlaledildiğinisöylemişti.Buifadeningerisindekidenklemleryineçokçetrefildir,fakatesasfikirhaylidoğrudandır. Kara deliğe bir şey düştüğünde, dalga fonksiyonu da kara deliğin içine çekilir.Fakat bu durum, gelecekte bütün zamanlardaki dalga fonksiyonlarını ortaya çıkarmaçabamızda, "yeterince geniş" zekâmızın onarılamaz biçimde eksik kalacağı anlamına gelir.Geleceği tam anlamıyla tahmin edebilmek için, bugün bütün dalga fonksiyonlarını bilmemizgerekir. Fakat bazıları kara deliklerin girdabına düştüyse eğer, içerdikleri bilgi de kaybolmuşdemektir.

ilk bakı şta, kara deliklerden kaynaklanan bu zorluk, üzerinde durmaya değermiş gibigörünmeyebilir.Birkaradeliğinolayufkununardındakiherşey,evreningerikalanındankopmuşolduğuiçin,karadeliğiniçinedüşecekkadarşanssızbirşeyitamamengörmezdengelsekolmazmı?Ayrıcafelsefiolarakkendikendimize,evreninkaradeliğiniçinedüşenşeyinbilgisiniaslındakaybetmediğini,bubilgininbizakılcıvarlıklarınbedelineolursaolsunbakmaktankaçındığıbiruzay bölgesinde saklı olduğunu söyleyemez miyiz? Hawking kara deliklerin tümüyle karaolmadığını keşfetmedenönce,bütünbusorularıncevabıevetti.FakatHawkingkaradeliklerinışıdığınıtümdünyayaduyurduğundahikâyededeğişti.Işımaenerjitaşır,buyüzdendebirkaradelik ışıdığında kütlesi yavaş yavaş azalır, yavaş yavaş buharlaşır. Böyle devam ederken,deliğinmerkeziileolayufkuarasındakimesafeyavaşyavaşküçülür,buküçülmesonaerdiğinde,önceden ayrı olan bölgeler kozmik arenaya yeniden dahil olur. Şimdi felsefi düşüncelerimizinmüziklekarşıkarşıyakalmasıgerekiyor:Karadeliğinyuttuğuşeyleriniçerdiğibilgi-karadeliğiniçindebulunduğunudüşündüğümüzveriler-karadelikbuharlaşıpgiderkenyenidenortayaçıkarmı?Bu,kuantumdeterminizminingeçerliolmasıiçingerekliolanbilgidir,buyüzdendebusoru,karadeliklerinevrenimizinevriminiçokdahaderinbirrastlantıunsuruyladoldurupdoldurmadığısorusununkalbineuzanmaktadır.

Bu satırlar kaleme alındığı sırada, bu sorunun cevabıyla ilgili olarak fizikçiler arasında birgörüş birliği yoktu. Hawking, yıllar boyunca bu bilginin yeniden ortaya çıkmayacağını iddiaetmişti;karadeliklerinbubilgiyiyokettiklerini,"böylecefiziğe,kuantumkuramıyla ilişkiliolağanbelirsizliğin üstünde ve ötesinde yeni bir belirsizlik düzeyi kattıklarını" ileri sürmüştü.’ Aslınabakarsanız Hawking, California Teknoloji Enstitüsünden Kip Thorne'la birlikte, bir kara deliğiniçindekısılıpkalmışbilgiyeneolacağıkonusundayineCaliforniaTeknolojiEnstitüsü'ndenJohnPreskil1'le bahse tutuşmuştu: Hawking'e Thorne bu bilginin ebediyen kaybolacağını iddiaediyordu,Preskill ise tamtersibirkonumbenimsemişti,karadelik ışıyıpküçülürkenbubilgininde yeniden ortaya çıkacağını savunuyordu. Ödül neydi dersiniz? Ödül yine bilgiydi:"Kaybeden(ler)kazanan(lar)akazanantarafıntercihiolanbiransiklopedialacak."

Bahis bir sonuca bağlanmadı, amaHawking, kısa bir süre önce, kara deliklerle ilgili olarak

Page 229: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

sicim kuramı çerçevesinde geliştirilen yeni kavrayışın, yukarıda da tartıştığımız üzere, karadeliğiniçinegirenbilgininyenidenortayaçıkmasınınbiryoluolabileceğinigösterdiğinikabuletti.Yeni fikir, Strominger ileVafa'nın ve onların ilkmakalelerindenbu yanabaşka birçok fizikçininincelediği türdekaradelikler sözkonusuolduğunda, karadeliğin içindekibilgininonuoluşturanzarlarda depolandığı ve yeniden ortaya çıkarılabileceği yönündedir. Strominger'in kısa süreönce bu konuda, "Bu görüş bazı sicim kuramcılarının, kara delikler buharlaşırken içlerindekibilginin de yeniden kazanıldığı iddiasında bulunmasına yol açmıştır. Kanımca bu sonuç,yeterinceolgunlaşmamışbirgörüş;bunundoğruolupolmadığınıgörmekiçinyapılmasıgerekençokişvar,"demiştir.Vafaisedüşüncelerini,"Busorukarşısındaagnostiğim,ikicevapdadoğruolabilir," sözleriyle ifade etmiştir. Bu soruyu cevaplamak halihazırda süregiden araştırmalarınanahedeflerindenbiridir.Hawking'indedediğigibi:

Fizikçilerin çoğu, bu bilginin kaybolmadığına inanmak ister, çünkü bu, Dünyayı enıniyetli veöngörülebilirbiryerkılacaktır.FakatEinstein'ıngenelgörelilikkuramınıciddiyealacakolursak,uzay-zamanın düğümler oluşturması, bilginin de katmanlar arasında kaybolması olasılığınıgörmezden gelmememiz gerektiğine inanıyorum. Bilginin aslında kaybolup olmadığınıbelirlemek,bugünkuramsalfiziğinenbüyükmeselelerindenbiridir.

Karadeliklerleilgilihenüzçözümekavuşturulmamışikincigizemsedeliğinmerkezindekiuzay-zamanınniteliğiyleilgilidir.Genelgöreliliğin,1916'daSchwarzschild'akadaruzanandoğrudanbiruygulaması, kara deliğin merkezinde birbiriyle çarpışan muazzam kütle ve enerjinin uzay-zamanındokusundayıkıcıbiryarığınoluşmasına,buyarığında radikalbirkıvrılmaylasonsuzbir kıvrık halini almasına -bir uzay-zaman tuhaflığıyla delinecektir- yol açtığını göstermiştir.Fizikçilerin buradan çıkardığı sonuçlardan biri de şudur: Olay ufkunu aşan maddelerin hepsikaçınılmaz olarak kara deliğin merkezine doğru çekildiğinden ve burada da maddenin hiçbirgeleceği olmadığından, kara deliğin kalbinde zaman son bulmaktadır. Yıllardır Einstein'ındenklemlerini kullanarak kara deliklerin merkezine özgü özellikleri incelemiş olan fizikçiler,çılgınca bir olasılığı, bunun, bir kara deliğin merkezi üzerinden bizim evrenimize hafifçebağlanmışbirevreneaçılanbirkapıolmasıolasılığınıortayakoymuşlardır.Kabacasöyleyecekolursak,bizimevrenimizdezamanınsonbulduğuyerde,bizimkiylebağlantılıbaşkabirevrendezamandahayenibaşlar.

Bukafakarıştırıcıolasılığınbazıetkilerinigelecekbölümdeelealacağız,fakatşimdi,önemlibir noktayı vurgulamak istiyoruz. Temel dersi hatırlamamız gerekiyor: Elayal edilemeyecekkadar büyük bir yoğunluğa yol açan devasa kütleye ve küçük boyutlara sahip uç noktalar,Einstein'ın kuramının kullanılmasını geçersiz kılarken, kuantum mekaniğinin kullanılmasınıgerektirir. Bu da bizi şu soruya götürüyor: Sicim kuramının, kara deliğin merkezindeki uzay-zaman tuhaflığı hakkında ne söylemesi gerekir?Bumesele, bugün yoğun araştırmalara konuolmaktadır, fakatbilgi kaybımeselesindeolduğugibi henüzçözümekavuşturulmamıştır.Sicimkuramıçokçeşitlibaşkatuhaflıklarladaustalıklauğraşmaktadır:XI.Bölüm'devebubölümünilkkısmındatartışmışolduğumuz,uzaydakideliklerveyırtılmalar.Fakatbirtektuhaflıkgördüyseniz,hepsini görmüş sayılmazsınız. Evrenimizin dokusu çok çeşitli biçimlerde delinebilir, yırtılabilir.Sicim kuramı, bu tuhaflıkların bazılarına dair bize güçlü fikirler vermiştir, fakat diğerleri, karadeliklerin tuhaflığı da dahil olmak üzere, sicim kuramcılarının elinden kaçmıştır. Bunun esassebebi yine sicim kuramının, yaklaşıklıkları kara deliklerin en derinindeki noktada neler olupbittiğini eksiksiz ve güvenilir bir biçimde analiz etme becerimizi gölgeleyecek olan tedirginlikaraçlarınadayanmasıdır.

Page 230: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Fakattedirginlikçerçevesinedahilolmayanyöntemlerdesondönemdeinanılmazbir ilerlemekaydedilmiş ve bu yöntemlerin kara deliklerin başka yaklaşımlarına başarılı bir biçimdeuygulanmışolmasınabakılırsa,sicimkuramcıları karadeliklerinmerkezindeyatansırlarınçokuzakolmayanbirgelecekteçözüleceğikonusundabüyükümitleresahiptir.

Page 231: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

XIV.Bölüm

KozmolojiÜzerineDüşünceler

Tarih boyunca insanlar, tutkulu bir şekilde evrenin kökenini anlama isteği duymuşlardır.Kültürel ve zamansal farklılıkları böyle aşan, kadim atalarımızın hayal gücü kadar, modernkozmoloğun araştırmalarına da ilham kaynağı olan başka bir soru daha yoktur herhalde.Derinlerdebiryerde,nedenbirevreninvarolduğu,nasılolupdatanıklıkettiğimizbiçimialdığıveevrimini yönlendiren mantığın -ilkenin- ne olduğu sorularına getirilecek bir açıklamaya özlemduyuyoruz.Şaşırtıcıolanşuki,insanlıkartıkbusorularınbazılarınıbilimselolarakcevaplamayısağlayanbirçerçeveninortayaçıkmayabaşladığıbirnoktayagelmişbulunuyor.

Bugün kabul gören bilimsel yaratılış kuramı, evrenin ilk zamanlarında en uç koşulları -muazzam enerji, sıcaklık ve yoğunluk- yaşadığını söylüyor. Artık bildik olan bu koşullar, hemkuantummekaniğininhemkütleçekiminindikkatealınmasınıgerektirmekte;bunedenle,evrenindoğuşu süpersicim kuramının getirdiği kavrayışları deneyebileceğimiz sağlam bir zeminoluşturmaktadır. Bu yeni kavrayışları kısaca ele alacağız, ama önce, genelde standartkozmoloji modeli olarak anılan, sicim kuramı öncesine ait kozmolojik hikâyeyi yenidenözetleyelim.

StandartKozmolojiModeli

Kozmik kökenlere ilişkin modern kuramın başlangıcı, Einstein'ın genel görelilik kuramınıtamamlamasından 15 yıl sonrasına uzanır. Einstein, kendi fikirlerinin kuramsal değerini vebunların evrenin sonsuz ve durağan olmadığına işaret ettiğini kabul etmeye yanaşmamış olsada, Alexander Friedmann bunu yaptı. IIL Bölüm'de tartıştığımız gibi, Friedmann, Einstein'ındenklemleriyle ilgili,BüyükPatlamaolarakbilinençözümügeliştirdi.Evreninsonsuzbirsıkışmadurumundan şiddetle doğduğunu ve bu ilk patlama sonrasında halen genişlemekte olduğunusöylüyordu bu çözüm. Einstein böyle zamanla değişen çözümlerin kendi kuramının sonucuolmadığındano kadar emindi ki, Friedmann'ın çalışmasında vahimbir hata bulduğunuanlatanbirmakaleyayınladı.FakatsekizaykadarsonraFriedmann,Einstein'ıaslındahataolmadığınaikna etmeyi başardı. Einstein alenen ama ters bir şekilde itirazını geri aldı.Gerçi Einstein'ın,Friedmann'ınsonuçlarınınevrenlebirilgisiolabileceğinidüşünmediğiaçıktır.Fakatyaklaşıkbeşyıl sonra Elubble'ın, Wilson Dağı Rasathanesi'nde yüz inçlik teleskobuyla birkaç düzinegalaksiye ilişkin yaptığı ayrıntılı gözlemler, evrenin gerçekten de genişlediğini doğruladı.Friedmann'ın çalışması, fizikçiler Eloward Robertson ve Arthur Walker tarafından dahasistematikveetkilibirbiçimdeyenilenmişhaliylemodernkozmolojinintemelinioluşturmaktadır.

Kozmik kökenlerle ilgili modern kuramı biraz daha ayrıntılı şekilde şöyle özetleyebiliriz:Yaklaşık 15milyar yıl önce, evrenmuazzamderecede enerjik bir olayla patlayarakmeydanageldi. Bütün uzayı ve bütün maddeyi püskürten bir olaydı bu. (Büyük Patlama'nın neredegerçekleştiğinibulmak içinçokuzaklaragitmenizegerekyoktur;çünkübuolaybaşkayerlerdeolduğu kadar şimdi bulunduğunuz yerde de gerçekleşti. Başlangıçta, bugün birbirinden ayrıgördüğümüzbütünyerler,aynıyerdi.)HesaplandığıkadarıylaBüyükPatlama'dansadece10-43saniyesonra,yaygındeyişlePlanckzamanı sonrasında,evreninsıcaklığı,1032Kelvin'di, yaniGüneş'in kızgın derinliklerinin 10 trilyon kere trilyon katı daha sıcaktı. Zaman geçtikçe evren

Page 232: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

genişleyipsoğuduvebunlarolurkenbaştakihomojenvekaynarsıcaklıktakiilkkozmikplazmadagirdaplar ve kümelenmeler oluşmaya başladı. Büyük Patlama'nın üstünden bir saniyenin yüzbinde biri kadar bir zaman geçtiğinde, her şey kuarkların üçlü gruplar halinde bir araya gelipprotonlar ve nötronları oluşturmasına elverecek kadar soğumuştu; sıcaklık yaklaşık 10 trilyonKelvin'e inmişti, yaniGüneş'in içkısımlarındanbirmilyonkatdahasıcaktı.BüyükPatlama'dansonra saniyenin yüzde biri kadar bir zaman geçtiğinde, periyodik tablodaki en hafif bazıelementlerin çekirdeklerinin, soğuyan parçacıkların plazmasında pıhtılaşmaya başlamasınaelverecek koşullar oluşmuştu. Sonraki üç dakika içinde, kaynayan evren soğuyup yaklaşık birmilyar derece sıcaklığa indiğinde ortaya çıkan çekirdekler çoğunlukla, hidrojen ve helyumçekirdekleriyanısıraesermiktardadöteryum("ağır"hidrojen)velityumçekirdekleriydi.Bu, ilknükleosentezevresiolarakbilinir.

Sonrakibirkaçyüzbinyılboyuncadahafazlagenişlemevesoğumadışındabirşeyolmadı.Amasonra, sıcaklıkbirkaçbindereceyedüştüğünde, çılgıncakaynaşanelektronlar yavaşladıve hızları, çoğu hidrojen ve helyum olan atom çekirdeklerinin kendilerini yakalayabileceği,böylece elektriksel olarak ilk nötral atomları oluşturabileceği noktaya indi. Bu, çok önemli birandı: Bu noktadan sonra evren genel olarak şeffaflık kazandı. Elektron yakalanması devriöncesinde, evren elektrik yüklü parçacıklardan oluşan yoğun bir plazmayla doluydu ve buparçacıkların bazıları, örneğin çekirdekler pozitif yüklüydü, bazıları ise, örneğin elektronlarnegatif yüklüydü. Yalnızca elektrik yüklü nesnelerle etkileşim kuran fotonlar, yüklü parçacıkyağmuru altında bu parçacıklarla sürekli çarpışıyor ve yollarından sapmadan ya dasoğurulmadan yol almaları pek mümkün olmuyordu. Fotonların serbestçe hareket etmesininönündekiyüklüparçacıkengeli,evreninneredeysetamamenmatbirgörünümebürünmesineyolaçmışolabilir, tıpkısabahleyinyoğunbirsisteyada insanıköreden, tozlubirkar fırtınasındayaşamışolabileceğinizgibi.Fakatnegatif yüklüelektronlarpozitif yüklü çekirdeklerinetrafındayörüngeyegiripelektrikyüklünötralatomlarıortayaçıkardığında,yüklüengellerkaybolupgittive yoğun sis ortadan kalktı. Bundan sonra, Büyük Patlama'da ortaya çıkan fotonlar hiçengellenmedenyolaldılarveevreningenişlemesidegittikçegörünürhalegeldi.

Yaklaşık bir milyar yıl sonra, evrenin o çılgın başlangıçlarının ardından büyük ölçüdesakinleşmesiylebirliktegalaksiler,yıldızlar,sonundagezegenlerortayaçıkmayabaşladı.Kütleçekimininbirarayagetirdiği ilkelementyığınlarıydıbunlar.Bugün,BüyükPatlamanınardındanyaklaşık 15milyar yıl sonra, hem evrenin ihtişamını hem de kozmik kökenlere dairmakul vedeneyselolaraksınanabilirbirkuramıparçaparçabirarayagetirmişolmabecerimizihayretlekarşılayabiliyoruz.

Peki,BüyükPatlamakuramınagerçektennekadargüvenmeliyiz?

BüyükPatlamayıSınamak

Gökbilimciler en güçlü teleskoplarla evreni izleyip galaksilerin ve kuasarların BüyükPatlama'dan birkaç milyar yıl sonra yaydığı ışığı görebiliyorlar. Bu, onların Büyük Patlamakuramının öngördüğü evrenin genişlemesini, evrenin ilk zamanlarına dek geriye uzanarakdoğrulamalarına imkân tanır,herşeybir "T'yeuyar.Kuramındahaöncekizamanlaraçısındangeçerliliğinisınamakiçinfizikçilervegökbilimcilerdahadolaylıyöntemlerkullanmakzorundadır.Enayrıntılıyaklaşımlardanbirikozmikarkaplanışınımıolarakbilinenşeyiiçerir.

Page 233: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

İyice şişirdikten sonra bir bisiklet lastiğine dokunduysanız, sıcak geldiğini bilirsiniz. Bununsebebi,sıkıştırıldıklarındaşeylerinısınmasıdır.Örneğindüdüklütencerelerinardındayatanilkebudur. Bu tencerelerde sıradan olanların ulaşabildiklerine kıyasla çok yüksek sıcaklıklaraçabucakulaşılabilmesiiçin,havakapalıortamiçindeiyicesıkıştırılır.Tersidegeçerlidir:Basınçserbestbırakıldığındaveşeyleringenleşmesine izinverildiğindesoğumadaberaberindegelir.Düdüklü tencerenin kapağı kaldırılacak olsa -ya da daha ilginci, tencere patlayacak olsa-içindeki hava soğuyup standart oda sıcaklığına inerken, genleşip olağan yoğunluğunaulaşacaktır. Isınmış bir ortamı "soğutmaya" yönelik tanıdık bir tekniği anlatan "istim salma"deyiminin ardındaki bilim işte budur. Öyle anlaşılıyor ki, Dünyaya dair bu basit gözlemler,evrendederinliklibirbiçimdevücutbulmaktadır.

Yukarıda gördüğümüz gibi, elektronlar ve çekirdeklerin birleşip atomları oluşturmasısonrasında fotonlar, tıpkı sıcak fakat boş bir düdüklü tencerenin içindeki atomlar gibi serbestkalarak,evrendeengelsizbirşekildehareketeder.Kapağınıkaldırıpdüdüklütencereniniçindekihavanın genleşmesine izin verdiğinizde içerideki havanın soğumasında olan şey, aynı şekildeevrengenişlerkeniçindeakıpduranfoton"gazı"içindegeçerlidir.Aslınabakarsanız,1950'lerdeGeorge Garnow ile öğrencileri Ralph Alpher ve Robert Hermann ve 1960'ların ortalarındaRobertDicke ile JimPeeblesgibi eski fizikçiler, kozmikgenişlemenin son15milyar yılı içindesoğuyup mutlak sıfırın birkaç derece üstünde bir sıcaklığa erişen bu ilk fotonlardan oluşanneredeyse yeknesak bir yağmurun, bugünkü evrenin her yerine sızmış olması gerektiğini farkettiler. 1965'te, New Jersey'deki Bell Laboratuvarları'ndan Arno Penzias ile Robert Wilson,iletişim uydularında kullanılması amaçlanmış bir anten üzerinde çalışırlarken Büyük Patlamasonrasındaki bu parlamayı tespit ettiklerinde, zamanımızın en önemli keşiflerinden birinitesadüfen gerçekleştirmiş oluyorlardı. Bundan sonraki araştırmalar kuramı da deneyleri dederinleştirdi ve 1990'ların başında Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesine (NASA) ait KozmikArkaplanKâşifi (COBE)adlıuydununyaptığıölçümlerevarıldı.Buverilerlebirlikte fizikçilervegökbilimciler, evrenin, sıcaklığı Büyük Patlama kuramının beklentileriyle tam olarak örtüşenbiçimde,mutlak sıfırın yaklaşık2,7dereceüstündemikrodalga ışınımladoluolduğunu büyükbir kesinlikle doğruladılar (gözlerimizmikrodalgalara duyarlı olsaydı etrafımızdaki dünyaya birparlaklığın yayılmış olduğunu görürdük). Somut bir şekilde ifade edecek olursak, şu an işgaletmekteolduğunuzdadahil evreninhermetrekübündeo enginmikrodalga ışınımdenizinin birparçası olan 400 milyon foton bulunmaktadır; bu, yaratılışın bir yankısıdır. Kabloyuçıkardığınızdaveyayınsaatidolmuşbirkanalaayarladığınızda,televizyonunekranındabeliren"karlanma"nın bir kısmı aslında Büyük Patlama sonrasındaki bu sönük ortamdan dolayıdır.Kuramiledeneyarasındakibuuyuşma,kozmolojininçizdiğiBüyükPatlamatablosunufotonlarınpatlamadanbirkaçyüzbinyılsonraevrendeserbestçehareketetmeyebaşladığıilkzamanlaradekgeriuzanarakdoğrulamaktadır.

Büyük Patlama kuramıyla ilgili testlerimizin kapsamını daha da önceki zamanlara doğrugenişletebilir miyiz? Evet, bunu yapabiliriz. Fizikçiler, nükleer kuramın ve termodinamiğinstandart ilkelerini kullanarak, ilknükleosentezdöneminde, yaniBüyükPatlamanınbir saniyeninyüzdebirikadarsonrasıilebirkaçdakikasonrasıarasındakizamandilimindeortayaçıkanışıkunsurlarınıngörelibolluğuylailgilikesintahminlerdebulunabilirler.Örneğinnükleerkuramagöre,evrenin yüzde 23'ünün helyumdan oluşuyor olması gerekiyor. Gökbilimciler yıldızlar venebulalarda bol miktarda bulunan helyum miktarını ölçerek gerçekten de bu tahminin doğruolduğunaişareteden,etkileyiciverilertoplamışlardır.Döteryumbolluğuylailgilitahminvebunundoğrulanması, herhalde daha etkileyicidir, çünkü döteryumun evrende azmiktarda fakat kesin

Page 234: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

olarak bulunmasını açıklayan, Büyük Patlama dışında başka bir astrofiziksel süreç yokturesasen.Bumaddelerlebirliktedahayakındönemdelityumunevrendekibolluğunundoğrulanışı,bunların ilk sentezlenme zamanlarına dek geriye uzanan, evrenin başlangıcına ait fiziğikavrayışımızınhassasbirsınamasıdır.

Tümbunlar,bizineredeysekibresürükleyecekderecedeetkileyicidir.Sahipolduğumuzbütünveriler,evreniBüyükPatla-ma'nınbirsaniyeninyüzdebirikadarsonrasındanşimdiye,15milyaryıl sonrasına kadar betimleyebilen bir kozmoloji kuramını doğrulamaktadır. Yine de, yenidoğmuş evrenin olağanüstü bir hızla evrildiği gerçeğini gözden kaçırmamamız gerekiyor. Birsaniyenin küçük parçaları -yüzde birinden çok daha küçük parçalar- dünyamızın kalıcıözelliklerinin ilk kezortaya çıktığı kozmik devirleri biçimlendirir.Böylece, fizikçiler sürekli artanbirçabayla,evreninbaşlangıcınaçokdahayakınzamanlarıaçıklamayaçalışmışlardır.Bizdahageriyeyöneldikçe,evrendahadaküçüldüğü,ısındığıveyoğunlaştığıiçin,maddevekuvvetlereilişkin, kuantummekaniğine özgü geçerli bir betimleme yapabilmek giderek daha önemli halegelmektedir. Daha önceki bölümlerde başka bakış açılarıyla gördüğümüz gibi, nokta-parçacıklaradayalıkuantumalankuramıancakveancaktipikparçacıkenerjileriPlanckenerjisicivarında olduğu sürece işe yaramaktadır. Kozmolojik bir bağlamda, bu durum bilinen evrenintamamıPlanckbüyüklüğüölçülerindebir topağın içine sığdırıldığındaortaya çıkar veböyleceöyle büyük bir yoğunluk söz konusu olur ki, aydınlatıcı bir benzetme bulmak güç: Basitçe,evreninPlanckzamanındakiyoğunluğudevasadır.Buenerjilerdeveyoğunluklarda,kütleçekimive kuantummekaniği, nokta-parçacıklara dayalı kuantum alan kuramında olduğu gibi artık ikiayrı eleman olarak ele alınamaz. Bu kitabın vermek istediği temel mesaj da, bu muazzamenerjilerde ve bunların ötesinde, sicim kuramına başvurmamız gerektiğidir. Zamanla ilgiliterimlerle ifade edecek olursak, Büyük Patlamanın 10-41saniye sonrasına denk gelen Planckzamanından öncesini araştırmaktayız, dolayısıyla en baştaki bu devir, sicim kuramınınkozmolojikarenasıdır.

Şimdibudevireuzanalım,amaönce,standartkozmolojinin,evreninBüyükPatlama'dansonraPlanck zamanı ile bir saniyenin yüzde biri sonrası arasında kalan zaman dilimindeki halihakkındanelersöylediğinebakalım.

PlanckZamanından,BüyükPatlamanınBirSaniyeninYüzdeBiriSonrasına

VII. Bölüm'e (özellikle de Şekil 7.1'e) dönüp kütleçekimi dışındaki üç kuvvetin evrenin ilkdönemindeki son derece sıcak ortamında birleşiyormuş gibi göründüğünü hatırlayalım.Fizikçilerinbukuvvetleringüçlerininenerjivesıcaklıklabirliktenasıldeğiştiğiüzerinehesapları,BüyükPatlama'dansonraki10-35saniyeninöncesinde,güçlü,zayıf ileelektromanyetikkuvvetintekbir "birleşikbüyük"yada "süper"kuvvetolduğunugöstermektedir.Buhaliyleevren,bugünolduğundan çok daha simetrikti. Birbirinden farklı metaller ısıtıldığında ortaya çıkan eriyiğinhomojenliğinde olduğu gibi, bugün gözlediğimiz haliyle kuvvetler arasındaki ciddi farklılıklar daevrenin ilk zamanlarında karşılaşılan sıcaklık ile enerjinin uç noktalarda olması yüzündensiliniyordu. Kuantum alan kuramının biçimselliği, evren zamanla genişleyip soğudukça busimetrinin de daha çok, aniden gerçekleşen pek çok adımla keskin bir biçimde azaldığını venihayetbugünaşinaolduğumuznispetenasimetrikbiçimevardığınıgöstermiştir.

Simetrinin bu biçimde azalmasının ya da daha somut bir deyişle simetri kırılması olarakadlandırılanşeyinaltındayatanfiziğianlamakzordeğildir.Suyladolubüyükbirkapdüşünelim.

Page 235: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

H2Omoleküllerikabınher tarafınaeşitdüzeydeyayılmıştır,hangiaçıdanbakılırsabakılsınsuaynıgörünür.Şimdiise,biryandansıcaklığıdüşürürkenkabıizleyelim.Baştapekfazlabirşeygerçekleşmez. Mikro ölçeklerde su moleküllerinin ortalama hızı azalır, fakat olup bitenneredeyse bundan ibaret gibidir. Fakat sıcaklığı 0 dereceye indirdiğimizde, önemli bir şeyinmeydana geldiğini görürüz. Sıvı su donmaya başlar ve katı buza dönüşür. Önceki bölümdetartıştığımız gibi bu, bir faz geçişinin basit bir örneğidir. Buradaki amacımız açısındanbelirtilmesi gereken önemli nokta, bu faz geçişinin H2O moleküllerinin gösterdiği simetrimiktarındabirazalmayayolaçtığıdır.Hangiaçıdanbakılırsabakılsınsıvısuaynıgörünsede-dönüşümlüolaraksimetrikgörünür-katıbuzfarklıdır.Buzunkristalleşmişbirblokyapısıvardır,bu da yeterince keskin bir biçimde incelenirse, bütün kristaller gibi buzun da farklı açılardanfarklı görüneceği anlamına gelir. Faz geçişi, apaçık olan dönüşümlü simetri miktarında birazalmayayolaçmıştır.

Aşinaolduğumuz tekbirörneği tartışmışolsakda,bahsettiğimiznoktadahagenelolan içingeçerlilik taşımaktadır: Birçok fiziksel sistemde, sıcaklığı azalttığımızda, bir noktada, öncekisimetrilerinbirbölümününazalmasıyada"kırılması"nayolaçanbirfazgeçişiyaşanırgenellikle.Aslınabakarsanız,sıcaklığıyeterincegenişbiraralıktadeğiştirilirse,birsistembirdizilazgeçişiyaşayabilir.Su,verilebilecekbasitbirörnektiryine.Sıcaklığı100dereceninüstüneyükseltilecekolursa, su artık gaz olup buharlaşır. Bu biçimde, sistem sıvı fazda olduğundan daha fazlasimetriye sahiptir; çünkü artık tek tek H2Omolekülleri sıkışık ve birbirlerine yapışık olduklarısıvı biçiminden kurtulmuştur. Birbirleriyle tamamen eşit bir biçimde, molekül gruplarınındiğerlerinidışarıdabırakarakyakınbirlikteliklerkurmak içinbirbirlerini seçtiği topluluklaryada"klikler" oluşturmaksızın kabın içinde dolanırlar. Yeterince yüksek sıcaklıklarda molekülerserbestlik baskındır. Sıcaklığı 100 derecenin altına düşürdüğümüzde, bir gaz-sıvı faz geçişiyaşadığımız için,elbettesudamlalarıbiçimkazanırvesimetriazalır.Devamedipdahadüşüksıcaklıklara inecek olursak, 0 dereceyi geçene kadar çok önemli bir şey gerçekleşmez. 0derecede, yukarıda gördüğümüz gibi, sıvı su-katı buz faz geçişi simetride bir başka aniazalmayayolaçar.

Fizikçiler Büyük Patlama'dan sonra Planck zamanı ile bir saniyenin yüzde biri sonrasıarasındakalanzamandilimindeevrenindeçokbenzerbirdavranışgösterdiğinevebunabenzeren az iki faz geçişi yaşadığına inanmaktadır. 1028 Kelvin'in üstünde kalan sıcaklıklarda,kütleçekimidışındakiüçkuvvet tekbirkuvvetmişveolabildiğincesimetrikmişgibigörünüyordu.(Bu bölümün sonunda, sicim kuramının kütleçekimini bu yüksek sıcaklıktaki birleşmeye nasıldahil ettiğini ele alacağız.) Fakat sıcaklık, 1028 Kelvin'in altına düştüğünde, evren üç kuvvetinortak birlikleri içinden farklı biçimlerde kristalleştiği bir faz geçişine maruz kaldı. Kuvvetleringöreli güçleri ve madde üzerindeki etkilerinin ayrıntıları farklılaşmaya başladı. Böylece evrensoğurken, kuvvetlerin yüksek sıcaklıklardaki açık simetrisi kırıldı.YinedeGlashow,SalamveWeinberg'un çalışmaları (bkz. V. Bölüm) yüksek sıcaklıkta simetrinin tümüyle silinmediğinigöstermektedir: Zayıf ve elektromanyetik kuvvetler hâlâ ayrışmamış bulunuyordu.Evren dahafazla genişleyip soğuyarak, şeylerin sıcaklığı 1015 Kelvin'e -Güneş'in çekirdeğindeki sıcaklığın100milyonkatı-ininceyedek,yanievrenelektromanyetikvezayıfkuvvetlerietkileyenbaşkabirfazgeçişinegirinceyedek fazlabirşeygerçekleşmedi.Busıcaklıktazayıfveelektromanyetikkuvvetler de, önceki daha simetrik birliklerinden ayrılıp kristalleşti ve evren soğumaya devamettikçebukuvvetlerarasındaki farklılıkdabüyüdü.Kozmik tarihe ilişkinbuözetbilgilerhernekadarbukuvvetlerinaslındabirbirleriylederindenilişkiliolduğunugöstersede,dünyamızdafaal

Page 236: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

olan, birbirinden belirgin biçimde farklı, kütleçekimi dışındaki üç kuvvetten bu iki faz geçişisorumludur.

KozmolojikBirBilmece

Bu Planck-dönemi sonrası kozmolojisi, evreni, Büyük Patlama sonrasındaki kısacık anlaradönerekanlamayayönelik,zarif,tutarlıvehesaplarlaizlenebilirbirçerçevesunmaktadır.Fakatbaşardı kuramların çoğunda olduğu gibi, yeni kavrayışlarımız çok daha ayrıntılı sorulargündeme getiriyor. Öyle anlaşılıyor ki, bu soruların bir kısmı, sunulduğu biçimiyle standartkozmolojisenaryosunugeçersizkılmasada,dahaderinliklibirkuramgereksinimineişaretedentuhaf yönleri aydınlatmaktadır. Gelin bunlardan birine odaklanalım şimdi. Buna ufuk problemidenmektedirvemodernkozmolojininenönemlikonularındanbiridir.

Detaylıkozmikarkaplanışınımıaraştırmalarıgöstermiştirki,ölçümantenineyöneçevrilirseçevrilsin, hata payı 100.000'de 1 olmak üzere, ışınımın sıcaklığı aynıdır. Durup birdüşünüldüğünde,bununçok tuhafbirdurumolduğugörülecektir.Evrende,aralarındamuazzammesafeler bulunan yerler neden birbirine bu kadar yakın sıcaklıklara sahip olsun ki? Bubilmeceningörünürdedoğalbir çözümüolarak,evet, gökyüzündebirbirine taban tabanazıt ikiyerbugünbirbirindençokuzakolsada,tıpkıikizlerindoğumsırasındaayrılmasındaolduğugibi,evrenin ilk zamanlarında birbirlerine çok yakındı, denilebilir. Ortak bir başlangıç noktasındandoğduklarıiçin,sıcaklıkgibiortaközellikleresahipolmalarıokadardaşaşırtıcıdeğildir.

Standart Büyük Patlama kozmolojisinde, bu iddia geçerli olamamaktadır. Nedenini şöyleaçıklayabiliriz: Sıcak bir kap çorba yavaş yavaş soğuyarak odanın sıcaklığına uyum sağlar,çünküetrafındakisoğukhavaylatemashalindedir.Yeterinceuzunbirsürebeklenirse,çorbanınsıcaklığıylahavanınsıcaklığı temasyoluylaaynıolacaktır.Amaçorbabir termosun içindeyse,sıcaklığını dahauzun süre korur elbette; çünküdıştaki ortamla iletişimi dahaazdır.Buda, ikicisminsıcaklıklarınıneşitlenmesinin,aralarındauzunsürelivebozulmayanbirilişkibulunmasınabağlı olduğunu göstermektedir. Uzayda, bugün çok uzun mesafelerle ayrılmış yerlerin ilktemaslarıyüzündenaynısıcaklığasahipolduğuiddiasınısınamakiçin,evreninilkzamanlarındabu yerler arasındaki bilgi alışverişinin etkinliğini incelememiz gerekmektedir. Başta, bu yerlerbirbirine ilk zamanlarda daha yakın olduğundan, aralarında iletişimin daha kolay olduğunudüşünebiliriz. Fakat uzamsal yakınlık, hikâyenin bir parçasıdır yalnızca. Hikâyenin diğerparçasıysazamansalsürekliliktir.

Bunu daha etraflıca irdeleyebilmek için kozmik genişlemeyle ilgili bir "filmi" incelediğimizidüşünelim,amafilmi tersinden,bugündenBüyükPatlamayadoğrugerisararakoynatalım. Işıkhızıherhangibirsinyalyadabilginin,nekadarhızlıyolalacağınabirsınırgetirdiğinden,bellibirandaaralarındakimesafenin,ancakışığınBüyükPatlama'danberialmışolabileceğimesafedenkısa olması koşuluyla uzayın iki ayrı bölgesindeki maddeler arasında ısı enerjisi alışverişigerçekleşebilirveböylecebubölgelerdekimaddeaynısıcaklığagelmeolanağınasahipolabilir.Sonuç olarak, filmi geriye sardıkça uzay bölgelerinin ne ölçüde yakınlaşacağı ile bu noktayavarmaları için saati ne kadar geriye alacağımız arasında bir rekabet olduğunu görmekteyiz.Örneğin,uzayda iki konumarasında300.000kmmesafeolması için, filmi,BüyükPatlama'nınbir saniyeden daha kısa bir süre sonrası süresince sarmamız gerekecektir; bu durumdabirbirlerine daha yakın olsalar da, hâlâ hiçbir şekilde birbirleri üzerinde etkili olamazlar, çünküışığınaralarındakimesafeyikatedebilmekiçintambirsaniyedahayolalmasıgerekecektir.İki

Page 237: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

konumarasındakimesafeninçokdahaaz,diyelimki300kmolmasıiçin,filmiBüyükPatlama'nınardındanbirsaniyeninbindebirisonrasısüresincesarmamızgerekecektirki,budurumdayineaynısonucavarırız.Sözkonusu ikikonumbirbiriniyineetkileyemez,çünkübirsaniyeninbindebirikadarbirsüredeışık300km'likbiryolukatedemez.Aynışekildedevamederek,ikikonumarasındakimesafeninyaklaşık30cmolmasıiçinfilmiBüyükPatlama'nınardındanbirsaniyeninmilyardabirisonrasısüresincesardığımızdadayinebirbirinietkileyemezler,çünküışığınBüyükPatlama sonrasında bu iki konum arasındaki yaklaşık 30 cm'yi kat etmeye yeterince zamanıyoktur. Bu, Büyük Patlamaya doğru geri gidildikçe evrendeki iki nokta giderek birbirineyaklaşacağıiçin,çorbailehavaarasındaolduğugibi,aralarındaonlarıaynısıcaklığagetirecekzorunlubirısıltemasınbulunamayacağınıgöstermektedir.

Fizikçiler, standart Büyük Patlama modelinde tam da böyle bir sorunun ortaya çıktığınıgöstermişlerdir.Ayrıntılıhesaplar,halihazırdabirbirindençokuzaktakiuzaybölgeleriarasında,aynısıcaklıktaolmalarınıaçıklayacakbirısıenerjisialışverişigerçekleşmişolmasınınmümkünolmadığınıgöstermektedir.

Ufuk sözcüğü, ne kadar uzağı görebileceğimizi, yani ışığın ne kadar yol alabileceğini ifadeettiğinden,fizikçilerkozmosundevasagenişliktekialanınınheryerindesıcaklığınaçıklanamazbirbiçimde aynı olmasına "ufuk problemi" demişlerdir. Bumuamma, standart kozmolojimodelininyanlış olduğu anlamına gelmemektedir. Fakat sıcaklığın aynı olması, güçlü bir ihtimallekozmolojik hikâyenin önemli bir parçasını gözden kaçırdığımıza işaret etmektedir. HalenMassachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde araştırmalarını sürdüren fizikçi Alan Guth, 1979'dahikâyeninbukayıpbölümünüyazdı.

Şişirme

Ufuk probleminin temelinde, evrende birbirinden çok uzak iki bölgeyi birbirineyaklaştırabilmemiz için, kozmik filmi zamanın başlangıcına doğru geri sarmamızın gerekliliğiyatar.Aslında,okadargeriyedönüldüğündebir fizikseletkininbirbölgedendiğerinegitmesineyetecek kadar zaman geçmez. Dolayısıyla buradaki güçlük, biz kozmolojik filmi geriye sarıpBüyükPatlamayayaklaştıkça,evreninyeterincehızlıbiroranlaküçülmemesidir.

Evet, ana fikir kabaca budur, fakat betimlemeyi biraz daha netleştirmek için çabalamayadeğer.Ufukproblemininkaynağı, tıpkıbir topunyukarıyaatılmasındaolduğugibi,kütleçekiminçekici kuvvetinin evrenin genişleme hızının yavaşlamasına yol açmasıdır. Bu da örneğin,kozmosta ikiyerarasındakimesafeyiyarıyarıya indirmek için, filmibaşlangıcadoğruyarıdanfazla geri sarmamız gerektiği anlamına gelmektedir. Gördüğümüz gibi, mesafeyi yarı yarıyaindirmek için Büyük Patlama'dan sonra geçen zamanın yarısından fazlasını geriye sarmamızgerekiyor. Orantısal olarak, Büyük Patlamanın üstünden daha az zaman geçmesi, birbirlerineyaklaşsalarbileikibölgearasındaetkileşimolmasınındahazorolduğuanlamınagelmektedir.

Guth'unufukprobleminegetirdiğiçözümüartıkbasitbirdilleifadeedebiliriz.Guth,Einstein'ındenklemleriyle ilgili başka bir çözüm geliştirmiştir. Buna göre, evrenin ilk zamanlarında kısasüren,muazzamhızlı bir genişleme evresi yaşanır ve aslında, evrenin beklenmedik derecedehızlı artan bir genişlemeyle, gittikçe "şiştiği" bir evredir bu. Bir topun havaya atıldıktan sonrayavaşlamasıörneğindeolduğununtersine,giderekartanbirhızlagenişleme,ilerledikçedahadahızlanır. Kozmik filmi geri sardığımızda, hızla ivme kazanan genişleme, hızla sürati kesilen

Page 238: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

büzülmeye dönüşür. Bu da kozmosta iki yer arasındaki mesafeyi yarıya indirmek için (hızıngiderekarttığıgenişlemeevresinde) filmiyarısındandahaaz -aslındaçokdahaaz-sarmamızgerektiği anlamına gelir. Filmi daha az geriye sarmamız, iki bölgenin ısıl iletişim kurmak içindahafazlazamanıolmasıanlamınagelir; tıpkısıcakçorbavehavaörneğindeolduğugibiaynısıcaklığavarmakiçinyeterincezamanlarıolacaktır.

Guth'un keşfi ve halen Stanford Üniversitesinde araştırmalarını sürdüren Andre Linde ile osıralardaPennsylvaniaÜniversitesi'ndeçalışanPaulSteinhardtveAndreasAlbrecht'inyanısırabaşkabirçokfizikçininbukeşfeyaptığıkatkılarsayesinde,standartkozmolojimodeligelişerek,şişmeyedayalıkozmolojimodelinedönüşmüştür.Buçerçevede,standartkozmolojimodeli,kısabir zaman dilimi içinde -Büyük Patlama'dan 10-36 saniye ile 10-34 saniye sonrası arasında-değiştirilmiştir.Buaralıktaevren,StandartModelinöngördüğü1'e100yerine,enaz1'e1030'lukdevasa bir oranda genişlemiştir. Bu da kısacık bir zaman aralığında, Büyük Patlama'dan birsaniyenintrilyondabirinintrilyondabirinintrilyondabirikadarbirsüresonra,evreninboyutlarının15 milyar yıldan beri olduğundan çok daha yüksek bir oranda büyüdüğü anlamına gelir. Bugenişleme öncesinde, bugün kozmosun birbirine çok uzak bölgelerinde bulunan maddelerbirbirine standart kozmolojik modelde olduğundan çok daha yakındı; bu da aynı sıcaklığakolayca ulaşılmasını mümkün kılıyordu. O sıralarda, Guth'un ortaya koyduğu ani kozmolojikşişmeyle birlikte -bunu standart kozmoloji modelindeki daha olağan genişleme izlemişti- uzaybölgelerinin bugün tanık olduğumuz geniş mesafelerle birbirlerinden ayrı olması mümkünolmuştu. Böylece, standart kozmolojimodelinde yapılan, şişirme kuramına dayalı küçük fakatderinlikli bir değişiklik, burada tartışmadığımız başka birçok önemli problemle birlikte ufukprobleminiçözmüş,kozmologlararasındagenişbirkabulgörmüştür.

Şekil14.1Evrenintarihindebirkaçkilitanıgösterenbirzamançizelgesi

Planck zamanının hemen sonrasından şimdiye dek,mevcut kuram uyarınca evrenin tarihiniŞekil14.1'degörüldüğüşekliyleözetleyebiliriz.

KozmolojiveSüpersicimKuramı

Şekil14.1'deBüyükPatlamaylaPlanckzamanıarasındakalan,henüztartışmamışolduğumuzbir kesit bulunuyor. Fizikçiler, gerekçesi ve getireceği sonuçlarla ilgili emin olmamakla birlikte,genel görelilik denklemlerini bu bölgeyle ilgili hesaplarda kullandıklarında, zaman içindeBüyükPatlamayadoğrugerigidildikçeevrenindahadaküçülmeye,ısınmayaveyoğunlaşmayadevamettiğinibuldular.Sıfırzamanda,evreninboyutlarıkaybolurken,genelgöreliliğinklasikkütleçekimiçerçevesinesıkıcabağlıbukuramsalevrenmodelinintümdençöktüğünedairengüçlübirişaret

Page 239: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

olarak,sıcaklıkveyoğunluksonsuzaçıkar.

Doğabizebukoşullaraltında,genelgöreliliklekuantummekaniğinibirleştirmemizgerektiğini,başka bir deyişle sicim kuramını kullanmamız gerektiğini söylüyor üstüne basa basa.Halihazırda, sicim kuramının kozmolojiye etkileri üzerine araştırmalar henüz başlangıçaşamasındadır. Tedirginlik kuramına dayalı yöntemler en iyi ihtimalle, genel kavrayışlaragötürür, çünkü enerji, sıcaklık ve yoğunluğun uç noktalarda olması hassas çözümlemelergerektirir, ikinci süpersicim devrimi, tedirginlik yaklaşımına dayanmayan bazı tekniklersağlamışsada,butekniklerinkozmolojikbağlamlaragereklitürdenhesaplariçingüçlendirilmesibiraz zaman alacaktır. Yine de, burada ele aldığımız haliyle, son on yıl içinde fizikçiler sicimkozmolojisinianlamayönündeilkadımlarıatmışlardır.Şimdi,bulduklarışeylerielealalım.

Öyle görünüyor ki, sicim kuramı standart kozmolojik modeli üç temel biçimdedeğiştirmektedir. Öncelikle, mevcut araştırmaların açıklık kazandırmaya devam ettiği şekilde,sicim kuramı evrenin olabilecek en küçük boyuta sahip olduğuna işaret etmektedir. StandartkuramBüyükPatlamaanındaevreninboyutlarınınbüzülereksıfıra indiğiniönesürerken,sicimkuramının işaret ettiği şeyin Büyük Patlama anındaki evreni kavrayışımız açısından önemlisonuçlarıbulunmaktadır, İkincisi,evreninolabilecekenküçükboyutlarasahipolduğu iddiasıylayakındanilgiliolarak,sicimkuramındabirküçükyarıçap/büyükyarıçapikiliğivardırvebuikiliğin,göreceğimizgibikozmolojikbirönemidebulunmaktadır.Sonolarak,sicimkuramıdörttenfazlauzay-zaman boyutuna sahiptir ve bu yüzden, kozmolojik bir bakış açısıyla bunların hepsiningelişiminielealmamızgerekir.Şimditümbunoktalarıdahaayrıntılıolarakelealalım.

BaşlangıçtaPlanckBoyutlarındaBirTopakVardı

1980lerinsonlarındaRobertBrandenbergerileCumrunVafa,sicimkuramınınortayakoyduğubuözelliklerinuygulamadastandartkozmolojikçerçeveninvardığısonuçlarınasıldeğiştireceğinianlama yönünde ilk önemli adımları attı, iki önemli sonuca vardılar. Öncelikle, zaman içindebaşlangıca doğru geri gittiğimizde sıcaklık, evrenin boyutları tüm yönlerde yaklaşık Planckuzunluğuna ininceye dek yükselmeyi sürdürür. Ama sonra, sıcaklık maksimuma ulaşır veazalmayabaşlar.Sezgiselolarakbununardındakinedenianlamakokadarzordeğildir.Basitlikve sadelik adına, Brandenberger ve Vafa'nın yaptığı gibi, evrendeki tüm uzay boyutlarınındairesel olduğunu düşünelim. Zamanı geri sardığımızda, bu dairelerin her birinin yarıçapıküçülürken,evreninsıckalığıartar.FakatyarıçaplarınherbiriPlanckuzunluğuna inerken, sicimkuramı çerçevesinde bunun, yarıçapların Planck uzunluğuna inmesi ve sonra sıçrayıpboyutlarınınbüyümesiyle fizikselolarakaynışeyolduğunubiliyoruz.Evrengenişlerkensıcaklıkdüştüğünden, evreniPlanck-altı boyutlara sıkıştırmaya yönelik boşa çabanın sıcaklık artışınındurması,maksimumaulaşmasıvesonradaazalmayabaşlamasıanlamınageldiğinidüşünürüz.Brandenberger ve Vafa, ayrıntılı hesaplarla, durumun gerçekten böyle olduğunu kesin olarakdoğruladılar.

Bu,Brandenberger ileVafa'yıelealacağımızkozmolojik tabloyagötürdü.Başlangıçta,sicimkuramınıntümuzamsalboyutlarıolabilecekenküçükboyutlarda,kibudaaşağıyukarıPlanckuzunluğudur, sıkıca kıvrılmıştır. Sıcaklık ve enerji yüksektir fakat sonsuz değildir; çünkü sicimkuramı, sonsuzca sıkıştırılmış, sıfır boyutlu başlangıç noktası varsaymının çetrefillerindenkaçınmıştır.Evreninbubaşlangıçanındasicimkuramınıntümuzamsalboyutlarıeşitdüzeydedir-hepsitamamensimetriktir-hepsiçokboyutlu,Planckboyutlarındabirtopakiçindekıvrılmıştır.

Page 240: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Daha sonra, Brandenberger ve Vafa'ya göre, Planck zamanı sularında diğerleri başta sahipoldukları Planck ölçeğindeki boyutları korurken üç uzamsal boyut öne çıkıp genişlemeyebaşladığında,evrensimetriazalmasınınilkaşamasınagirer.Buüçuzayboyutu,şişmeyedayalıkozmolojik senaryodaki üç boyutla birdir; sonra Şekil 14.1'de özetlediğimiz Planck zamanısonrasıgelişmelerbaşlarvebuüçboyutgenişleyerekbugüngözlemlediğimizbiçimlerineulaşır.

NedenÜçTane?

Aklagelebilecek ilksorulardanbiri,genişlemeiçin tamolaraküçuzayboyutunuöneçıkaransimetri azalmasının altında neyin yattığıdır. Yani, deneysel bir olgu olarak sadece üç uzayboyutunungözlemlenebilirbüyüklüğegenişlemesininötesinde,sicimkuramıbize,niçinbaşkabirsayıda boyutun (dört, beş, altı ya da daha fazla) veya hatta daha simetrik şekilde, uzayboyutlarının tümdengenişlememesine temel bir açıklamagetirmektemidir?Brandenberger ileVafa, geçerli olabilecek bir açıklama ileri sürdü. Unutulmamalıdır ki, sicim kuramının küçükyarıçap/büyük yarıçap ikiliği, bir boyut bir daire gibi kıvrıldığında bir sicimin onun etrafınısarabileceği olgusuna dayanmaktadır. Brandenberger ile Vafa, tıpkı bir bisiklet tekerleğinin içlastiğine sarılmış lastik bantlar gibi, böyle sarılmış sicimlerin sardıkları boyutları sıkıştırmaeğilimindeolduğunu,onlarıngenişlemeleriniengellediğini farketti. İlkbakıştabu,boyutlarınherbirinin sıkıştırılacağı anlamına geliyor gibi görünecektir; çünkü sicimler hepsini sarabilirler vesararlar.Buradabelirsizolannokta,sarılmışbirsicimveonunantisicimeşi(kabacaifadeetmekgerekirse, karşı yöndeki boyutu saran sicim) temas kuracak olursa, hızla birbirlerini yokedecekleri,sarılmamışbirsicimortayaçıkaracaklarıdır.Busüreçleryeterincehızlıveetkilibirbiçimde gerçekleşirse, lastik bantların yaptığına benzer sıkıştırma yeterince ortadankaldırılacak,böyleceboyutlarıngenişlemesimümkünolacaktır.BrandenbergerileVafa,sarılmışsicimlerin takoz gibi sabitleyici etkisindeki bu azalmanın, uzamsal boyutların yalnızca üçündegerçekleşeceğiniilerisürdü.Şimdibununnedeninebakalım.

Çizgiülke'nin uzamsal yayılımındaki gibi tek boyutlu bir çizgi üzerinde hareket eden iki tanenokta parçacık düşünelim. Doğrusal hızları aynı değilse, er geç biri öbürüne yetişecek veçarpışacaklardır. Fakat dikkat edilmelidir ki bu nokta-parçacıklar, Düzülke'nin uzamsalyayılımınabenzer ikiboyutlubirdüzlemüzerinde rasgelehareketediyorsa,hiççarpışmamalarıolası olacaktır. İkinci uzamsal boyut her parçacığın önüne, çoğu aynı anda aynı noktadabirbiriyle kesişmeyen, olası pek çok yol açar. Üç, dört ya da daha fazla sayıda boyutta, ikiparçacığın hiç karşılaşmaması giderek daha olası hale gelir. Brandenberger ile Vafa, nokta-parçacıklarınyerine,uzamsalboyutlarınetrafınasarılmışsicim ilmeklerigeçirdiğimizdebenzerbirfikringeçerliolduğunufarketti.Bunugörmekönemliölçüdezorolsada,üç(yadadahaaz)dairesel uzamsal boyut varsa eğer, sarılmış iki sicimmuhtemelen birbirleriyle çarpışacak, tekboyuttahareketedenikiparçacığınbaşınagelenşeyinbenzeriolacaktır.Fakatdörtyadadahafazla sayıdauzayboyutu söz konusuolduğunda, sarılmış sicimlerin çarpışmasıdahaazolasıolacak,ikiyadadahafazlasayıdaboyuttahareketedennokta-parçacıklarınbaşınagelenlerinbirbenzerigerçekleşecektir.

Böylece, şimdi göreceğimiz tablo ortaya çıkıyor. Evrenin ilk anında, yüksek fakat sonlusıcaklıktan ileri gelen kargaşa, bütünboyutları genişlemeçabasına iter.Boyutlar genişlemeyeçabalarken, sarılmış sicimler sıkıştırma etkisiyle boyutları baştaki Planck-boyutlarındakiyarıçaplarına inmeyezorlayarakgenişlemeyikısıtlar.Fakatrasgelebir ısıldalgalanmaergeç,üç boyutu bir an için diğerlerinden daha fazla büyümeye itecektir ve bu durumda yaptığımız

Page 241: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

tartışma, bu boyutları sarmalayan sicimlerin çok büyük bir olasılıkla çarpışacağınıgöstermektedir. Çarpışmaların yaklaşık yarısını, sicim/antisicim çiftleri oluşturacaktır; bu dakısıtlamayı sürekli azaltan etkisizleştirmelere yol açacak, böylece üç boyutun genişlemeyisürdürmesimümkün olacaktır. Üç boyut ne kadar genişlerse, diğer sicimlerin onların etrafınasarılma ihtimalleri o kadar düşük olacaktır, çünkü bir sicimin daha büyük bir boyutu sarmasıdaha fazla enerji gerektirir. Bu yüzden genişleme kendi kendini besler, boyutlar daha dabüyürken giderek daha az sıkıştırılır. Bu üç boyutun önceki bölümlerde betimlendiği biçimdeevrilmeyi sürdürdüğünü ve genişleyip bugün gözlenebilir olan evren kadar büyük ya da ondandahabüyükboyutlaraeriştiğinidüşünebilirizartık.

KozmolojiveCalabi-YauŞekilleri

BrandenbergerileVafa,basitlikvesadelikadınauzayboyutlarınıntümünündaireselolduğunudüşündü. VIII. Bölüm'de belirtildiği gibi, aslında dairesel boyutların ancak ve ancak bugünkügözlemleme kapasitemizin dışında kalabilecek şekilde kendi üzerlerine kıvrılabilecek kadarbüyükolmasıkoşuluyla,daireselbirşekilgözlemlediğimizevreneuygundur.Fakatküçükkalanboyutlar açısından, bu boyutların daha girift bir Calabi-Yau uzayı şeklinde kıvrılması dahagerçekçibirsenaryodur.Kilitsoruelbette,"HangiCalabi-Yauuzayı?"sorusudur.Bufarklıuzaynasıl belirlenir? Bu soruyu kimse cevaplayama-mıştır. Fakat önceki bölümde anlattığımız,topoloji değiştiren sonuçları kozmolojiyle ilgili bu kavrayışlarla birleştirerek, söz konusu soruyucevaplamamıza yardımcı olacak bir çerçeve önerebiliriz. Uzayda yırtılmaya yol açan konifoldgeçişler sayesinde, herhangi bir Calabi-Yau şeklinin başka bir Calabi-Yau şeklinedönüşebileceğini artık biliyoruz. Bu yüzden, Büyük Patlamayı izleyen kargaşa dolu sıcakanlarda, uzayın kıvrılmış Calabi-Yau bileşeninin küçük kalacağını, fakat çılgınca bir dansabaşlayacağınıvebusıradadokusununyırtılıptekrartekrarbirleşeceğini,bizihızlauzunbirfarklıCalabi-Yau şekiller silsilesinin içine sürükleyeceğini düşünebiliriz. Evren soğuyup uzayboyutlarının üçü genişlerken bir Calabi-Yau şeklinden diğerine geçiş yavaşlar ve buna paralelolarak fazladan boyutlar nihayet durulur ve iyimser olarak bakarsak, bugün etrafımızdakidünyadagözlediğimizfizikselözelliklereyolaçanbirCalabi-Yauşeklineuyumsağlar.Fizikçilerinönündeki zorluk, uzayınCalabi-Yau bileşeninin gelişiminin ayrıntılı olarak anlaşdması, böylecebununmevcutbiçimininkuramsalilkelerdenhareketleöngörülebilmesidir.BirCalabi-Yauşeklininyumuşak bir biçimde değişip bir başkaCalabi-Yau şeklini alma biçimindeki yeni keşfedilen bubeceriden hareketle, birçok Calabi-Yau şekli arasından birini seçme meselesinin aslında birkozmolojisorununaindirgenebileceğinigörüyoruz."

BaşlangıçtanÖncesi?

Brandenberger ile Vafa, sicim kuramının kesin denklemlerinden yoksun oldukları için,kozmolojik incelemelerinde çoğu kez yaklaşık hesaplara ve varsayımlara dayanmak zorundakaldılar.Vafa'nınkısazamanöncesöylediğigibi,Çalışmamız,sicimkuramınınkozmolojiyleilgilistandartyaklaşımınbitmekbilmeyensorunlarınıelealmayabaşlamamızınasılyenibirbiçimdemümkün kıldığına ışık tutmaktadır. Örneğin, sicim kuramının bütün o tuhaf başlangıçdüşüncesinden tümüyle kaçınabildiğim görüyoruz. Fakat sicim kuramına dair bugünküanlayışımızlaböyleuçkoşullara ilişkintamgüvenilirhesaplaryapabilmeninzorluklarıyüzünden,çalışmamızyalnızcasicimkozmolojisinebirilkbakışsunmaktadırvesonsözolmaktançokçokuzaktır."

Page 242: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Brandenberger ile Vafa'nın çalışmalarından bu yana fizikçiler, sicim kozmolojisini daha iyikavrama konusunda hızlı bir ilerleme kaydettiler; bunların başında başka fizikçilerin yanı sıraTorino Üniversitesinden Gabriele Veneziano ile çalışma arkadaşı Maurizio Gasperini gelir.Gasperini ileVeneziano,aslında,yukarıdaanlatılansenaryoylabazıortaknoktalarıolan,amaönemli yönleriyle ondan ayrılan, ilginç bir sicim kozmolojisi türü geliştirdi. Brandenberger ileVafa'nın çalışmasında olduğu gibi, onlar da, standart kozmoloji ve şişmeye dayalı kozmolojikuramlarındaortayaçıkansonsuzsıcaklıkveenerjiyoğunluğusonucundankaçınmakamacıylasicimkuramınınminimumbiruzunluğasahipolmasınadayanır.FakatGasperini ileVeneziano,bu durumun başlangıçta evrenin son derece sıcak, Planck boyutlarında bir topak olarakdoğması anlamına geldiği sonucuna varmak yerine, evrenin Planck boyutlarındaki kozmikembriyoyayolaçan-burayakadarsıfırzamandediğimizşeydençoköncebaşlamış-biröntarihiolabileceğiniilerisürer.

Büyük Patlama öncesi senaryo denilen bu senaryoya göre evren başta, Büyük Patlamaçerçevesinde çizilen tablonun gösterdiğinden son derece farklı bir haldeydi. Gasperini ileVeneziano'nunçalışması,evrenin,muazzamderecedesıcak,küçükuzamsalbirbenekhalindesıkı sıkıya kıvrılmış olmaktan çok, başlangıçta soğuk ve esasen uzamsal boyutlarda sonsuzolarakortayaçıktığını ilerisürer.Ohaldesicimkuramıdenklemleri-birazGuth'unilerisürdüğüşişmeyedayalıdevredeolduğugibi-bir istikrarsızlığındevreyegirdiğini,evrendekihernoktayıhızla birbirinden uzaklaştırdığını göstermektedir. Gasperini ile Veneziano, bu durumun uzayıngiderekdaha fazlakıvrılmasınavesonuçtasıcaklıkveenerjiyoğunluğundaciddibirartışayolaçtığını belirtmektedir. Bir süre sonra, bu engin genişliğin içindekibir milimetre büyüklüğündeüçboyutlubölge,Guth'unçizdiğişişmeyedayalıgenişlemetablosundaortayaçıkansonderecesıcak ve yoğun yamaya benziyor gibiydi. O halde, bildiğimiz Büyük Patlama kozmolojisindekistandartgenişlemesayesinde,buyama,aşinaolduğumuzokocaevreniaçıklayabilir.Dahası,BüyükPatlamaöncesievretablosudaşişmeyedayalıbirgenişlemeiçerdiğinden,Guth'unufukproblemine getirdiği çözüm, otomatik olarak Büyük Patlama öncesi kozmolojik senaryoyaiçkindir. Veneziano'nun dediği gibi, "Sicim kuramı, şişmeye dayalı kozmolojinin bir versiyonunubizegümüşbirtabaktasunar.

Süpersicim kozmolojisiyle ilgili incelemeler, hızla faal ve verimli bir araştırma alanı halinegelmektedir. Örneğin Büyük Patlama öncesi senaryo, hararetli fakat verimli çok sayıdatartışmayı beraberinde getirmiştir ve bunun sicim kuramından çıkacak nihai kozmolojikçerçevede nasıl bir rol oynayacağı açık olmaktan uzaktır. Bu kozmolojik çözümlere varmak,kuşkusuzağırlıklıolarakfizikçilerinikincisüpersicimdevriminitümyönleriylekavramabecerisinedayanmaktadır. Örneğin, daha fazla boyuta sahip temel zarların varlığının kozmolojik açıdansonuçlarınelerdir?SicimkuramıbiziŞekil12.l1'deyarımadabiçimindekibölgelerdenbiriyerineşeklinmerkezine yakın bir yere yerleştirecekdeğerdebir eşleşmesabitine sahipse, tartışmışolduğumuz kozmolojik özellikler nasıl bir değişim gösterir? Yani, eksiksiz haliyle M-kuramınınevrenin ilk anları üzerinde nasıl bir etkisi vardır? Bugün bu temel sorular üzerinde önemledurulmaktadır.Buçabalarıngetirdiğideğerlibirkavrayışşimdidenortayaçıkmışbulunuyor.

M-KuramıveBütünKuvvetlerinBirleşmesi

Şekil 7.1'de, evrenin sıcaklığı yeterince yüksek olduğunda, kütleçekimi dışındaki üçeşleşmeningüçlerininnasılbirleşeceğinigösterdik.Peki,kütleçekimikuvvetiningücü,butablodanereyeoturmaktadır?M-kuramınınortayaçıkmasıöncesindesicimkuramcıları,uzayınCalabi-

Page 243: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

Yaubileşeniiçinenbasittercihleriyaptığımızda,kütleçekimikuvvetinin,Şekil14.2'degösterildiğiüzere diğer üç kuvvetle tam olmasa da neredeyse birleştiğini göstermeyi başardılar. Sicimkuramcıları,denedikeridiğerpekçokincelikliyönteminyanısıra,seçilmişCalabi-Yauşeklinititizbir biçimde kalıplayarak bu uyumsuzluktan kaçınmanın mümkün olabileceğini gördüler, fakatbulgulara uyarlanarak yapılan bu tarz ince ayarlar fizikçileri hep huzursuz eder. Calabi-Yauboyutların kesin biçiminin nasıl tahmin edileceğini şu an kimse bilmediğinden, boyutlarınşekilleriyleilgiliinceayrıntılarabukadarhassasbiçimdedayanançözümlereyaslanmaktehlikeligörünmektedir.

FakatWitten, ikincisüpersicimdevrimininçokdahagüçlübirçözümsunduğunugöstermiştir.Witten, sicim eşleşme sabitinin küçük olmasının zorunlu olmadığı zaman kuvvetlerin güçlerininnasıldeğişeceğiniinceleyerek,kütleçekimikuvvetieğrisinin,uzayınCalabi-Yaubileşeniniözelbirkalıba dökmeye gerek kalmaksızın. Şekil 14.2'de olduğu üzere yumuşak bir biçimde başkakuvvetlerle birleşmeye hafifçe itilebileceğini buldu. Bu, bir şey söylemek için henüz çok erkenolsa da, M-kuramı-nın daha geniş çaplı çerçevesinden yararlanarak kozmolojik birliğe dahakolayulaşılabileceğinigösteriyorolabilir.

Şekil14.2M-kuramıçerçevesinde,dörtkuvvetingüçleridoğalolarakbirleşebilir.

Bu ve önceki bölümlerde tartışılan gelişmeler, sicim/M-kuramının kozmolojik anlamlarınıkavrama yönündeki ilk ve biraz da kesin olmayan adımları temsil ediyor. Fizikçiler, gelecekyıllarda sicim/M-kuramına özgü, tedirginlik yaklaşımına dayanmayan araçlar güçlendirildikçe,bunların kozmolojinin konularına uygulanmasıyla gayet sağlam birtakım kavrayışlaraulaşılacağınıbeklemektedir.

Fakat sicim kuramına göre kozmolojiyi anlamaya yetecek kadar güçlü yöntemler şu anelimizde bulunmasa da, nihai kuram arayışı içinde kozmolojinin olası rolüyle ilgili bazı geneldeğerlendirmeler üzerinde düşünmeye değer. Bu fikirlerin bazılarının, daha önce elealdıklarımıza kıyasla daha spekülatif nitelik taşıdığı uyarısında bulunalım, ancak bunlar, nihaiolması amaçlanan bir kuramın bir gün ele almak zorunda kalacağı meseleleri gündemegetirmektedir.

KozmolojikSpekülasyonlarveNihaiKuram

Kozmolojibiziçokderindenetkilemepotansiyelinesahiptir,çünküherşeyinnasılbaşladığınadair bir anlayışa vardığımızda -en azından kimimiz-neden başladığını da anlamaya en yakın

Page 244: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

noktada hissederiz kendimizi. Bu, modern bilimin nasıl sorusuyla neden sorusu arasında birbağlantı sunduğu anlamına gelmiyor -böyle bir bağlantı ortaya koymaz- ve böyle bir bilimselbağlantınınhiçbulunmamasıdasözkonusuolabilirpekâlâ.Fakatkozmolojiçalışmaları,nedensorusununalanına-evrenindoğuşuna-dairdahaeksiksizbirkavrayışsunmayıvaateder,budaen azından soruların sorulduğu çerçeveye bilimselliğe dayalı bir bakışla yaklaşmayı mümkünkılar.Kimizaman,bir soruyaçokgüçlüolanaşinalığımızsorununcevabınıgerçektenbilmeninyerinekoyabileceğimizeniyişeydir.

Nihai kuram arayışı bağlamında, kozmolojiyle ilgili bu yüksek fikirler, çok daha somutdeğerlendirmelere kapı açar. Evrendeki şeylerin bugün bize görünme biçimi -Şekil 14.1'dekizaman çizgisinin iyice sağ tarafı- kuşkusuz fiziğin temel yasalarına dayanır; fakat en derinkuramın bile kapsamının dışında kalması mümkün olan, kozmolojik evrimin zaman çizgisininiyicesoltarafındakalanyönlerinededayanıyorolabilir.

Bununnasılolabileceğimdüşünmekçokdazordeğildir.Örneğin,havayabir topattığınızdaneler olduğunu düşünün. Topun bundan sonra nasıl hareket edeceğini kütleçekimi yasalarıbelirler, fakat topun nereye düşeceğini yalnızca bu yasalardan hareketle kestiremeyiz. Topunelimizden çıktığı sıradaki doğrusal hızım da bilmemiz gerekir. Yani, topun hareketininbaşlangıçtaki koşullarını bilmemiz gerekir. Benzer şekilde, evrenin tarihsel rastlantıyla ortayaçıkmışolabilecekyönleridevardır.Biryddızınnedenşuradabirgezegeninnedenoradaortayaçıktığı, enazından ilkesel olarak, herşeyin başlangıcında evrenin durumuyla ilgili bir özellikteizlerini bulabileceğimizi düşündüğümüzkarmaşıkbir olaylardizisinedayanır.Fakatevrenin çokdahatemelözelliklerinin,hatta temelmaddevekuvvetparçacıklarınınözelliklerininbile tarihselgelişime, yani beklenmedik olaylarla evrenin ilk koşullarına dayanan gelişime doğrudan bağlıolmasımümkündür.

Aslınabakılırsa,bufikrinsicimkuramıçerçevesindeolasıbirsomutlanışınaçoktandeğinmişbulunuyoruz: İlk zamanlardaki o sıcak evren gelişirken, diğer boyutlar şekilden şekle girmiş,sonunda şeyler yeterince soğuduğunda belirli tek bir Calabi-Yau uzayında durulmuş olabilir.Fakat tıpkı havaya atılan bir top gibi, birinden diğerine çok sayıdaCalabi-Yau şekli arasındageçen bu yolculuğun sonucu da yolculuğun nasıl başladığına, başlangıçtaki ayrıntılara bağlıolabilir.SonuçtaortayaçıkanCalabi-Yauşeklininparçacıkkütlelerinevekuvvetlerinözelliklerineetkisine bakarak, kozmolojik evrimin ve evrenin baştaki durumunun bugün gözlemlemekteolduğumuzfiziküzerindederinbiretkisiolabileceğinigörüyoruz.

Evreninilkkoşullarınınnasılolduğunubilmiyoruz,hattabukoşullantanımlamadakullanılmasıgereken fikirleri, kavramları ve dili de bilmiyoruz. Standart kozmoloji modelinde ve şişmeyedayalı kozmoloji modeli çerçevesinde, o en başta ortaya çıkan acayip durumun, yani enerji,yoğunluk ve sıcaklığın sonsuz olması halinin, aslında gerçekleşmiş koşullarla ilgili doğru birtanımlama olmaktan çok, bu kuramların çöktüğüne dair bir işaret olduğuna inanıyoruz. Sicimkuramı, sonsuzu gösteren bu uç durumlardan nasıl kaçınılabileceğini göstererek bir ilerlemeyolu sunmaktadır; bununla birlikte, her şeyin aslında nasıl başladığı sorusuyla ilgili olarakkimseninbirkavrayışıyoktur.Aslında,bilgisizliğimizçokdahayüksekbirdüzeydesürmektedir:İlk koşulların nasıl olduğunu belirlemekle ilgili soru, sorulması anlamlı bir soru mudur -genelgöreliliğe başvurup topu havaya ne kadar sert fırlattığınızla ilgili olarak size bir kavrayışkazandırmasını beklemek gibi bir şeydir bu- yoksa herhangi bir kuramın asla cevapveremeyeceği bir soru mudur, bunu da bilmiyoruz. Hawking ve California Üniversitesi'nden

Page 245: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

James Hartle gibi fizikçilerin cesur girişimleriyle, ilk koşulların nasıl olduğuna dair kozmolojiksoru fizik kuramının şemsiyesi altına alınmaya çalışılmıştır, fakat bu girişimlerin hepsi desonuçsuz kalmıştır. Sicim/M-kuramı bağlamında, bugün kozmoloji anlayışımız, "her şeyinkuramı" olmaya aday gösterdiğimiz kuramın gerçekten de bu adı hak edip etmediğini, kendikozmolojik ilk koşullarını belirleyip onları fizik yasası mertebesine taşıyıp taşıyamayacağınıtespitedemeyecekkadarilkeldir.Busoru,gelecektekiaraştırmalarınanasorusuolacaktır.

Fakat ilk koşullar ve bunların kozmik evrimde tarihsel sapaklar ve virajlar ortaya çıkmasıüzerindekietkisimeselesinindeötesinde,sondönemlerdekisonderecespekülatifbazıiddialarbir nihai kuramın açıklayıcı gücünün başka olası sınırları olduğunu savunmaktadır. Bu fikirlerdoğrumudur, yanlışmıdır kimse bilmiyor, fakat bugün bunların ana akım bilimin dolaylarındabulunduğu kesindir. Gelgelelim, biraz kışkırtıcı ve spekülatif bir tarzda da olsa, nihai kuramolarakilerisürülenbirkuramınkarşılaşabileceğibirengeleışıktutarlar.

Temel fikir şu olasılığa dayanmaktadır:Evren dediğimiz şeyin aslında, engin bir kozmolojikgenişliğin yalnızca küçük bir parçası olduğunu, devasa genişlikte kozmolojik bir takımadaoluşturan, oraya buraya dağılmış muazzam sayıda ada evrenden yalnızca biri olduğunudüşünelim.Kulağabirazzorlamagelsede-sonuçtapekâlâöyledeolabilir-AndreLinde,böyledevasabirevreneyolaçabileceksomutbirmekanizmaortayakoymuştur.Linde'ninbulduğuşey,daha önce tartışmış olduğumuz şişmeye dayalı genişlemeyi beraberinde getiren o kısa fakatkritik patlamanın, benzersiz, bir seferlik bir olay olmayabileceğiydi. Linde, şişmeye dayalıgenişlemeye yol açan koşulların, kozmosa dağılmış yalıtılmış bölgelerde tekrar tekrar ortayaçıkabileceğini, sonra bu bölgelerin de şişip genişleyeceğini ve yeni, başka evrenleredönüşebileceğini savundu. Bu evrenlerin her birinde bu süreç devam eder, eski evrenin uzakbölgelerinde yeni evrenler doğar ve böylece hiç sonu gelmeyen bir şişmeye dayalı kozmikgenişlemeağıortayaçıkar.Terminolojibirazsıkıcıbirhalalmaktadır,amageleneğeuyalımvebu muazzam şekilde genişleyen evren kavramına çoklu evren (multiverse), onu oluşturanbileşenlerinherbirinedebirevrendiyelim.

Budurumdatemelgözlemşudur:VII.Bölüm'de,bildiğimizherşeyinevrendetutarlıvetektipbirfizikbulunduğunaişaretettiğinigörsekde,budurumunbizdenayrıolmalarıyadaenazındanışıkları bize ulaşacak zaman bulamayacak kadar uzak olmaları koşuluyla öbür evrenlerdekifiziksel özellikler açısından geçerli olmaması mümkündür. Bundan dolayı, fiziğin bir evrendendiğerine değiştiğini hayal edebiliriz. Bazı evrenlerde farklılıklar kolayca fark edilemeyebilir:Örneğin elektronun kütlesi ya da güçlü kuvvetin gücü, bizim evrenimizde olduğunun binde birikadar daha büyük ya da daha küçük olabilir. Diğer evrenlerde fizik, daha belirgin biçimlerdefarklılıkgösterebilir. I.Bölüm'degösterildiğigibi,yıldızlarvebildiğimizhaliyleyaşamüzerindekitümgüçlüetkileriyle,yukarıkuarkbizimevrenimizdeolduğundanonkatdahaağırolabiliryadaelektromanyetik kuvvetin gücü, bizim ölçtüğümüz değerin on katına eşit olabilir. Başka bazıevrenlerde fizik dahaciddi başka farklılıklar gösterebilir. Temelparçacıklar ve kuvvetler listesibizim listemizden tümüyle farklı olabilir ve sicim kuramının verdiği ipucunu alırsak, uzamışboyutların sayısı bile farklı olabilir. Örneğin sıkışmış bazı evrenlerde bir tek geniş uzamsalboyutolabileceğigibi,hiçolmayabilirde;diğertaraftan,genişleyenbaşkaevrenlerdeisesekiz,dokuz,hattaontaneuzamışuzamsalboyutolabilir.Hayalgücümüzüserbestbırakırsak,yasalarbilebirevrendendiğerineciddibirfarklılıkgösterebilir.Olasılıklarınsonuyoktur.

Meseleşudurki,budevasa,karmakarışıkevrenlerlabirentinitaradığımızda,evrenlerinbüyük

Page 246: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

çoğunluğunun yaşama, en azından bildiğimiz biçimiyle, uzaktan yaşama benzeyen bir şeyeelverişli koşullara sahip olmadığını görürüz. Bildiğimiz fizikte ortaya çıkabilecek önemlideğişiklikleridüşündüğümüzde,şunoktaaçıktır:EvrenimizgerçektendeBahçeHortumuevrenebenzeseydi, bildiğimiz biçimiyle yaşam var olmazdı. Fizikte yaşanacak basit değişiklikler bile,örneğin yıldızlarınoluşumsürecini olumsuzetkiler, onların, normaldesüpernovapatlamalarıylaevrenin dört bir yanına dağılan karbon ve oksijen gibi yaşamı destekleyici karmaşık atomlarısentezleyenkozmikocaklarmışçasınahareketetmeyetisinisekteyeuğratırdı.Yaşamınhassasbirbiçimde fiziğinayrıntılarınabağlıolmasınıgözönündebulundurarak,doğadakikuvvetlerveparçacıkların neden gözlemlediğimiz belli özelliklere sahip olduğu sorusunu soracak olursak,şöyleolasıbircevapkendinigösterir:Çokluevrenin tamamında,buözelliklerbüyük farklılıklargösterir; kuvvetlerin ve parçacıkların özellikleri, başka evrenlerde farklı olabilir ve farklıdır.Parçacıkvekuvvetözellikleriningözlediğimizbileşimesahipolmasındaözelolannokta,açıktırkibu özelliklerin yaşamın oluşumunu mümkün kılmasıdır. Yaşam, özellikle de zeki yaşam,evrenimizin niçin kendisinde bulunan özelliklere sahip olduğu sorusunun sorulmasının bile önkoşuludur. Daha açık bir deyişle, evrenimizde her şey olduğu gibidir, çünkü eğer böyleolmasaydı,bizburadaolupböyleolduğunufarkedemezdik.TopluhaldeoynananbirRusruletioyunundangalip çıkanların, yenilmemiş olmaları karşısındahissettiği şaşkınlığın, kazanmamışolsalardışaşkınlıkhissedemeyeceklerinifarketmeleriylehafiflemesindeolduğugibi,çokluevrenvarsayımı da evrenimizin neden göründüğü gibi göründüğünü açıklama konusundaki ısrarımızıazaltmaktadır.

Buçizgidekitartışma,uzunbirtarihiolanveinsancıilkeolarakbilinendüşünceninbirçeşitidir.Sunulduğu biçimiyle bu düşünce, evren başka türlü olamayacağı için şeylerin oldukları gibiolduğunu söyleyen, katı, tümden tahmin etmegücüne sahip, birleşik bir kuramhayaline tabantabanazıtbirbakışaçısıdır.Çokluevrenve insancı ilke,herşeyindeğiştirilemezbirzarafetleyerliyerineoturduğu,şürselbirinceliğinörneğiolmakyerine,doyurulamazbirçeşitlilikiştahıyla,son derece ölçüsüz bir evrenler topluluğu resmi çizer. Çoklu evren resminin geçerli olupolmadığını öğrenmek bizim için imkânsız değilse de çok zor olacaktır. Başka evrenler varsabile, asla hiçbiriyle temas kurmayacağımızı düşünebiliriz. Fakat çoklu evren kavramı, "oradaolanşey"inölçeğini inanılmazderecedeartırarak -Hubble'ın,Samanyolu'nunbirçokgalaksidenyalnızca biri olduğunu fark etmesini solda sıfır bırakan bir biçimde- en azından bizi, nihai birkuramdançokfazlaşeybekliyorolabileceğimizihtimalinekarşıuyarmaktadır.

Nihai kuramımıza, bütün kuvvetler vebütünmaddeyedair, kuantummekaniğineözgü tutarlıbir betimleme yapması koşulunu getirmemiz gerekiyor. Nihai kuramımıza, evrenimizçerçevesindeinandırıcıbirkozmolojisunmasıkoşulunugetirmemizgerekiyor.Gelgelelim,çokluevrenresmidoğruysaeğer-kocabireğer-kuramımızınparçacıkkütleleri,yüklerivekuvvetleringüçlerineözgüayrıntılıözellikleriaçıklamasınıistemekondançokşeyistemekdeolabilir.

Fakat şunu da vurgulamamız gerekir ki, spekülatif çoklu evren öncülünü kabul etsek bile,bunun tahmin etme gücümüzü tehlikeye attığı sonucu hiç de sorgulanamaz değildir. Bununnedeni, basitçe ifade etmek gerekirse, hayal gücümüzü serbest bırakıp bir çoklu evrendüşünmemize izinverecekolursak,kuramsaldüşüncelerimizideserbestbırakıpçokluevreningörünürdeki rasgeleliğini ehlileştirmenin yolları üzerine düşünmemizin gerekmesidir. Görecemuhafazakar bir düşünme biçimiyle, çoklu evren resmi doğru olsaydı eğer, nihai kuramımızıçokluevreninyayılıpgidenenginliğinidekapsayacakşekildegenişletebileceğimiz!,"genişlemişnihai kuramımız"ın temel parametre değerlerinin çoklu evreni oluşturan evrenlere tam olarak

Page 247: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

nedenvenasılserpiştirildiğinisöyleyebileceğinihayaledebiliriz.

Penn Eyalet Üniversitesi'nden Lee Smolin'in önerisi daha radikal bir düşünme biçimi ortayakoymaktadır. Büyük Patlama koşulları ile kara deliklerin merkezlerindeki koşullarınbenzerliğinden-sıkışmışmaddeninmuazzamyoğunluğu-ilhamalanSmolinbütünkaradeliklerinyeni bir evrenin tohumu olduğunu, bu yeni evrenlerin Büyük Patlamaya benzer bir patlamaylavücut bulduğunu, fakat kara deliğin olay ufkuyla ebediyen gözlerimizden gizlendiğini ilerisürmüştür.Smolin,birçokluevreninortayaçıkmasınailişkinbaşkabirmekanizmailerisürmeninötesinde,insancıilkeyleilişkilibilimselsınırlamalarınetrafındabirbitirmekoşusuyapanyenibirunsur-genetikmutasyonunkozmikversiyonu-devreyesokmuştur.Düşünün,derSmolin,birkaradeliğin çekirdeğinden bir evren doğduğunda, fiziksel özellikleri, örneğin parçacık kütleleri vekuvvetleringüçleri anaevrendekilere yakındır, amaonlarlaaynı değildir.Karadelikler sönmüşyıldızlardan doğduğundan ve yıldız oluşumu da parçacık kütleleri ve kuvvet güçlerinin kesindeğerlerinedayandığından,belli birevrenindoğurganlığı -üretebileceği yeni karadelikneslininsayısı- hassas bir biçimde bu parametrelere dayanır. Dolayısıyla yeni nesil evrenlerdeparametrelerdeki küçük değişiklikler, bazılarının kara delik üretiminin ana evrenlerinden dahaelverişli olmasına, çok daha fazla sayıda yavru evren doğurmalarına yol açar. Birçok "kuşak"sonra,karadeliküretmeyeelverişlievrenlerintorunlarıokadarfazlasayıdaolacaktırki,çokluevren nüfusunda ezici çoğunluğu oluşturacaklardır. Böylece, Smolin'in önerisi insancı ilkeyebaşvurmakyerine,ortalamadaheryenikuşakevreninparametrelerinibellideğerlere-karadeliküretimiiçinenelverişlideğerlere-dahadayaklaştırandinamikbirmekanizmaortayakoyar.

Bu yaklaşım, çoklu evren bağlamında dahi, temel madde ve kuvvet parametreleriniaçıklayabilecekbaşkabiryöntemortayakoyar.Smolin'inkuramıdoğruysa,bizlerdeolgunbirçoklu evrenin tipik bir üyesi isek eğer (bunlar büyük "eğerler"dir ve tabi ki birçok açıdantartışılabilirler), parçacıklar ve kuvvetlerin ölçtüğümüz parametrelerinin kara delik üretimi içinelverişlihalegetirilmesigerekir.Başkabirdeyişle,evrenimizinbuparametrelerindebiroynama,kara delik oluşumunu zorlaştırır. Fizikçiler bu öngörüyü araştırmaya başlamışlardır vehalihazırda bunun geçerliliği üzerinde bir fikir birliği yoktur. Fakat Smolin'in iddiasının yanlışolduğu anlaşdsa dahi, bu öneri nihai kuramın alabileceği başka bir şekli sunmaktadır. Nihaikuram ilk bakışta, katılıktan yoksunmuş gibi görünebilir. Kuramın, çoğu bizim yaşadığımızevrenle alakasız bir evrenler bolluğunu betimleyebileceğin! anlayabiliriz. Dahası, bu evrenlerbolluğunun fiziksel olarak gerçekleşip bir çoklu evren -ilk bakışta, tahmin etme gücümüzüebediyensınırlayanbirşey-ortayaçıkarabileceğinidüşünebiliriz.Aslınabakarsanızbutartışma,yalnızca nihai kanunları değil, bunların kozmolojik evrimde işaret ettiği şeyleri de beklenmedikderecede büyük bir ölçekte kavramamız koşuluyla nihai bir açıklamaya ulaşabileceğimizigösteriyor.

Sicim/M-kuramının kozmolojik anlamları, hiç kuşkusuz 21. yüzyılda da başlıca araştırmaalanlarındanbiriolacaktır.Planckölçeğindeenerjilerüretmeyeteneğinesahiphızlandırıcılarımızolmadığından,deneyselverilerimiz içinBüyükPatlamaya,bukozmolojikhızlandırıcıyaveonunevrendebizimiçingeridebıraktığıkalıntılaragiderekdahafazladayanacağız.Şansvesabırla,sonunda evrenin nasıl başladığı, göklerde ve yerde gördüğümüz biçimi nasıl aldığı sorularınıcevaplayabilecek duruma gelebiliriz. Elbette, bulunduğumuz yerle bu temel sorularıncevaplarının yattığı yer arasında henüz bilinmeyen geniş topraklar vardır. Fakat süper sicimkuramı sayesinde bir kuantum kütleçekimi kuramının geliştirilmesi, artık bilinmeyeninenginliklerine açılmamızı sağlayacak kuramsal araçlara sahip olduğumuz ve kuşkusuz birçok

Page 248: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

mücadeleden sonra, bugüne dek sorulmuş en derin soruların bazılarınamuhtemelen cevaplarverebileceğimizumudunainancımızıgüçlendirmektedir.

Page 249: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

XV.Bölüm

SicimKuramınınGeleceği

Belki yüzyıllar sonra, süpersicim kuramı ya da kuramın M-kuramı içindeki evrimi, bugünküformülasyonumuzun çok çok ötesine, bugünün önde gelen araştırmacılarının biletanıyamayacağı bir yere gidebilir. Nihai kuram arayışımızı sürdürürken, sicim kuramının,kozmosa dair çok daha geniş kapsamlı bir kavrayışa -daha önce karşılaştığımız her şeydenradikalbirbiçimde farklılaşan fikirleri içerenbirkavrayışa-gidenyoldaatılmışöncüniteliğindebirçok adımdan yalnızca biri olduğunu görebiliriz. Bilim tarihi, her şeyi kavradığımızıdüşündüğümüz her seferinde, doğanın karşımıza, dünyayı düşünme biçimimizde ciddi, kimizaman da büyük değişimler gerektiren esaslı sürprizler çıkardığını anlatır. O halde, bizdenöncekilerinnaifçeyapmışolduğugibibirazatılganbirzihniyetle, insanlık tarihindeevreninnihaikanunlarıyla ilgili arayışın nihayetinde son bulmaya yaklaştığı, dönüm noktası niteliğinde birdönemdeyaşadığımızıdüşünebiliriz.EdwardWitten'ındasöylemişolduğugibi,

Sicim kuramıyla o kadar yaklaşmış olduğumuzu hissediyorum ki -en iyimser anlarımda- birgün,kuramınnihaibiçiminingöklerdendüşüpbirininkucağınainivereceğinihayalediyorum.Amadahagerçekçiyaklaşacakolursak,bugündahaöncesahipolduklarımızdançokdahaderinbirkuram inşa etme sürecinde olduğumuzu, 21. yüzyılda, konuyla ilgili yararlı düşüncelerimolamayacak kadar yaşlandığımda, nihai kuramı aslında bulup bulmadığımız konusunda gençfizikçilerinkararvermekzorundakalacağınıhissediyorum.

Halen ikinci süpersicim devriminin artçı şoklarını hissediyor, ortaya koyduğu yeni kavrayışdonanımını hazmediyor olsak da, sicim kuramcılarının çoğu, sicim kuramının gücünün tamanlamıylaortayaçıkmasıvenihaikuramolarakolasırolünündeğerlendirilmesiiçinmuhtemelenüçüncü,belkidedördüncübirkuramsalaltüstoluşyaşanmasıgerektiğinekatılıyor.Dahaöncedegörmüşolduğumuzgibi,sicimkuramı,evreninnasılişlediğinedairdikkatçekiciyenibirtabloortayakoymuştur,fakat21.yüzyıldasicimkuramcılarınınüzerindeçalışacağıkuramadairciddiengellerveboşluklardamevcuttur.Buyüzdendebusonbölümde, insanlığın,evreninenderinyasalarını arayış hikâyesini anlatmayı bitiremeyeceğiz, çünkü bu arayış sürüyor. Onun yerinebakışlarımızısicimkuramınıngeleceğineyöneltelim,sicimkuramcılarınınnihaikuramarayışınısürdürürkenkarşılaşacağıbeştemelsorunutartışalım.

SicimKuramınınAltındaYatanTemelİlkeNedir?

Geçen yüzyıl içinde öğrendiğimiz, derslerden biri, bilinen fizik yasalarının simetri ilkeleriyleilişkili olduğudur.Özel görelilik, görelilik ilkesinde vücut bulmuş simetriye -sabit hız ve yöndekibütünsabitnoktalararasındakisimetriye-dayanır,kütleçekimikuvveti,genelgörelilikkuramıylasomutlaştırıldığı şekliyle eşdeğerlik ilkesine dayanır; yani, görelilik ilkesinin, hareket hallerininkarmaşıklığından bağımsız olarak olası bütün sabit noktaları içine alacak şekildegenişletilmesinedayanır.Güçlü,zayıfveelektromanyetikkuvvetlerdedahasoyutayarsimetrisiilkelerinedayanırlar.

Daha önce de tartışmış olduğumuz gibi fizikçiler, simetri ilkelerini üstün bir yere koymaeğilimindedirler,builkelereaçıklamanıntemelindedürüstçeyerverirler.Bubakışaçısınagöre,

Page 250: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

kütle çekim, olası bütün gözlem noktalarının tümüyle eşit düzeyde olması, yani eşdeğerlikilkesinin geçerli olması içinvardır. Keza kütleçekimi dışındaki güçler de doğanın onlarla ilişkiliayar simetrilerine saygı göstermesi içinvardır. Elbette ki bu yaklaşım, bir kuvvetin neden varolduğusorusunudoğanınonunlailişkilisimetriilkesinenedensaygılıolduğusorusunakaydırıyor.Fakatbukuşkusuzilerlemegibigeliyor,özellikledesözkonususimetrigayetdoğalgörünenbirsimetriyse. Örneğin, bir gözlemcinin referans çerçevesine neden bir başkasının referansçerçevesinden daha farklı muamele edilmesi gereksin ki? Evrenin yasalarının bütün gözlemnoktalarınaeşitbiçimdemuameleetmesiçokdahadoğalgörünüyor;budaeşdeğerlik ilkesiyleve kütleçekimin kozmosun yapısına dahil edilmesiyle sağlanıyor. Bunu tam anlamıyladeğerlendirmek biraz matematiksel birikim gerektirse de, V. Bölüm'de belirttiğimiz üzere,kütleçekimidışındakiüçkuvvetintemelindekiayarsimetrilerininarkasındadabenzerbirmantıkvardır.

Sicim kuramı açıklamalarında, bütün bu simetri ilkelerinin yanı sıra, başka bir simetri ilkesidaha -süpersimetri- sicim kuramının yapısından doğar. Aslına bakarsanız, tarih farklı bir yolizlemiş olsaydı ve fizikçiler sicim kuramıyla bir yüzyıl kadar önce tanışmış olsaydı, bu simetriilkelerininhepsidesicimkuramınınözelliklerinin incelenmesiyleortayaçıkarılmışolabilirdidiyedüşünebiliriz.Fakatşunuunutmayalımki,eşdeğerlikilkesikütleçekiminnedenvarolduğunadairbelli bir kavrayış kazandırıyor. Ayar simetrileri de kütleçekimi dışındaki kuvvetlerin neden varolduğunadairbize ışık tutuyor.Amasicimkuramıbağlamındabusimetrilerbirersonuçtur,buönemlerini hiçbir biçimde azaltmasa da, çok daha geniş kapsamlı bir kuramsal yapının nihaiürünününbirparçasıdırlar.

Butartışma,şusoruylailgilibüyükbiraçılımgetiriyor:Sicimkuramınınkendiside,eşdeğerlikilkesinin kaçınılmaz olarak genel göreliliğe varması ya da ayar simetrilerinin kütleçekimidışındaki kuvvetlere varmasına çok benzer biçimde daha geniş kapsamlı bir ilkenin -mutlakadeğil muhtemelen bir simetri ilkesinin- kaçınılmaz bir sonucu mudur? Bu satırları kalemealdığımız sırada kimsenin bu sorunun cevabıyla ilgili derinlikli bir fikri yoktu. Böyle bir fikrinönemini değerlendirebilmek için, Einstein'ın 1907'de Bern patent ofisinde deneyimlediği, onueşdeğerlikilkesinegötüren,omutlulukvericidüşünceolmaksızıngenelgöreliliğiformüleetmeyeçalıştığını düşünmemiz yeter de artar bile. Önce bu kilit önemdeki derin kavrayışa sahipolmaksızıngenelgöreliliğiformüleetmekimkânsızolmayabilirdi,fakatkesinliklesonderecezorolurdu. Eşdeğerlik ilkesi, kütleçekimi kuvvetinin analizi için az ve öz, sistematik ve güçlü birörgütleyiciçerçeveortayakoyar.ÖrneğinIII.Bölüm'devermişolduğumuzgenelgöreliliktanımı,esaseneşdeğerlikilkesinedayanır;eşdeğerlikilkesininkuramınmatematikselformelliğiiçindekirolüçokdahaönemlidir.

Şu anda sicim kuramcıları, Einstein'ın eşdeğerlik ilkesinden yoksun olmasına benzer birkonumdadırlar.Veneziano'nun1968'dekiisabetlitahminindenbuyana,keşiftenkeşfe,devrimdendevrime kuramın parçaları bir araya getirilmiştir. Fakat bütün bu keşifleri ve kuramın diğerözellikleriniherşeyibirleştiren,sistematikbirçerçevede-tektekherbileşeninvarlığınımutlakakaçınılmaz kılan bir çerçevede- bir araya getiren temel bir örgütleyici ilke hâlâ kayıptır. Builkenin keşfi sicim kuramının gelişiminde bir dönüm noktası olacaktır, çünkü bu temel ilkemuhtemelen kuramın iç işleyişini görülmemiş bir açıklıkla ortaya koyacaktır. Elbette ki, böyletemelbirilkeninvarolduğununhiçbirgarantisiyoktur,fakatsonyüzyıliçindefiziğingelişimisicimkuramcılarına, bu ilkenin var olduğu yönünde büyük umutlar besleme cesareti vermiştir. Sicimkuramının gelişiminde bir sonraki aşamaya baktığımızda, "kaçınılmazlık ilkesi"ni "kuramın

Page 251: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

tamamının kaynağında yatıyor olması gereken temel fikri" bulmanın en büyük öncelik halinegeldiğinisöyleyebiliriz.

UzayveZamanAslındaNedir,OnlarsızYapabilirMiyiz?

Önceki bölümlerin birçoğunda, uzay ve uzay-zaman kavramlarını serbestçe kullandık. II.Bölüm'de,Einstein'ınbeklenmedikbirolgusayesinde(birnesneninuzaydakihareketininzamaniçindengeçişiüzerindebiretkisiolduğuolgususayesinde)uzayvezamanınayrılmazbirbiçimdeiç içe geçtiğini nasıl fark ettiğini anlatmıştık. III. Bölüm'de, uzay-zamanın kozmosunaçılmasındaki rolüne dair anlayışımızı genel görelilik sayesinde derinleştirdik; genel görelilikuzay-zaman dokusunun ayrıntılı şeklinin kütleçekimi kuvvetini bir yerden diğerine ilettiğinigöstermektedir.IV.veV.Bölüm'detartıştığımızüzere,dokununmikroskobikyapısındakişiddetlikuantum dalgalanmaları yeni bir kuram ihtiyacı ortaya çıkarmış, böylece sicim kuramınavarmıştık.Sonolarak, izleyenbölümlerdedesicimkuramının,evrendebildiğimizdençokdahafazla sayıda boyut bulunduğu, bunların bazılarının küçük fakat karmaşık şekiller halindekıvrılmışolduğu,buşekillerindokularınındelinmesi,yırtılması,sonrakendikendinionarmasıylaharikadönüşümlergeçirdiğiiddiasınıortayaattığınıgörmüştük.

Şekil3.4,3.6ve8.10'da,uzayveuzay-zamanındokusunuevreninkesilipbiçildiğibirmalzemeparçasıymışgibihayalederekbufikirleriresmetmeyeçalışmıştık.Buresimlerhatırısayılırbiraçıklama gücüne sahiptir; fizikçiler genellikle teknik çalışmalarında bunları görsel bir rehberolarak kullanırlar. Bahsettiğimiz bu şekillere benzer şekillere bakmak, terimin anlamına dairyavaş yavaş bir izlenim verse de, hâlâ şu soruyu soruyor olabiliriz: "Evrenin dokusu derken,gerçektennedemekistiyoruz?"

Busoru,şuveyabubiçimdeyüzlerceyıldırdevamedenbir tartışmanınkonusuolmuşköklübir sorudur. Newton, uzay ve zamanın, kozmosun düzeninde yer alan ebedi ve değişmezbileşenler olduğunu, soru ve açıklamanın sınırları dışında kalan bozulmamış yapılar olduğunuilan etmişti. Prirıcipia'da şöyle yazmıştı: "Mutlak uzay, doğası itibarıyla, dışsal hiçbir şeyleilişkisi olmaksızın hep aynı ve sabit kalır. Mutlak, gerçek ve matematiksel zaman da, kendibaşına ve doğası itibarıyla dışsal hiçbir şeyle ilişkisi olmaksızın akar." Gottfried Leibniz vediğerleri, buna var güçleriyle karşı çıkmışlar, uzay ve zamanın evrendeki nesneler ve olaylararasındaki ilişkileri uygun bir biçimde özetlemeye yönelik çetele tutma aygıtlarından ibaretolduğunu iddia etmişlerdi. Bir nesnenin uzay ve zamandaki yeri, ancak ve ancak bir diğeriylekıyaslanması halinde anlamlıdır. Uzay ve zaman bu ilişkilerin lügatidir, daha fazlası değildir.Newton'un deneysel olarak başarılı üç hareket yasasıyla desteklenen bakış açısı, iki yüzyılıaşkınbir süredir etkili olsada, Leibniz'in daha sonraAvusturyalI fizikçiErnstMach tarafındangeliştirilenkavrayışıbugünkütablomuzaçokdahayakındır.Dahaöncegörmüşolduğumuzgibi,Einstein'ın özel ve genel görelilik kuramlarımutlak ve evrensel bir uzay ve zaman kavrayışınıkesinliklebir kenarabırakmıştır.Fakatyinede,genelgörelilik vesicimkuramındaböyleöncübirroloynayangeometrikuzay-zamanmodelinin,çeşitliyerlerarasındakiuzamsalvezamansalilişkilereuygundüşenbirstenodanmıibaretolduğu,yoksauzay-zamandokusuiçinegömülmüşolduğumuzdanbahsederkenkendimizigerçektendebirşeyin içinegömülüolarakmıgörmemizgerektiğinisorabiliriz.

Spekülatif alanlara uzanıyor olsak da, sicim kuramı bu soruya bir cevap veriyor. Graviton,kütleçekimi kuvvetinin en küçük demeti, bir sicim titreşim örüntüsüdür. Görünebilir ışık gibi

Page 252: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

elektromanyetik bir alan muazzam sayıda fotondan oluşuyorsa, bir kütleçekimi alanı damuazzam sayıda gravitondan, yani graviton titreşim örüntüsünü oluşturan muazzam sayıdasicimden oluşur, kütleçekimi alanlarıysa, uzay-zaman dokusunun kıvrılmasında şifrelenmiştir;dolayısıylauzay-zamandokusunu,hepsideaynıgravitontitreşimörüntüsünüdüzenlibirbiçimdegeçirenmuazzamsayıdasicimle tanımlamayayöneliriz.Alanındiliyle, böylemuazzamsayıda,benzerşekildetitreşenorganizesicimlerdizisisicimlerintutarlıhaliolarakbilinir.Sicimkuramınınsicimleriniuzay-zamandokusununilmekleriolarakgörmekbirazşürselbirimgeamahâlâbununkesinanlamınıntamolarakortayaçıkarılmasıgerekiyor.

Yine de, uzay-zaman dokusunu sicim ilmeklerinin birbirine iliştirilmesiyle tanımlamak, biziaşağıdaki soru hakkında düşünmeye yöneltiyor. Sıradan bir dokuma parçası, birinin tek tekilmekleri, yani bildiğimiz tekstil ürünlerinin hammaddesini, titizlikle örmesinin nihai ürünüdür.Benzer şekilde, uzay-zaman dokusunun da işlenmemiş, ham bir habercisi -kozmik dokudakisicimlerin henüz birleşip uzay-zaman olarak tanıdığımız örgütlü biçimi almamış birkonfigürasyonu- olup olmadığı sorusunu sorabiliriz kendimize. Dikkat edin, bu durumutitreşmekte olan tek tek sicimlerden oluşan, henüz ilmekler halinde birleşip düzenli bir bütünoluşturamamış karmaşık bir kitle olarak resmetmek biraz hatalı olur; çünkü olağan düşünmebiçimimize göre bu durum hem uzaya hem zamana dair bir kavrayışı gerektirir: Bir sicimintitreştiğibiruzayıvebirandandiğerinesiciminşeklindemeydanagelendeğişiklikleri izlememizimümkün kılan zamanın ilerlemesini. Fakat işlenmemiş durumda, kozmik dokuyu oluşturansicimlerin tartışmakta olduğumuz düzenli, tutarlı titreşim dansına girişmesinden önce,uzay vezamana dair bir idrakyoktur. Dilimiz dahi bu fikirleri ele alamayacak kadar kabadır, çünküaslındabirönce kavrayışıyoktur.Biranlamda, tek teksicimleruzayvezamanınparçasıymışgibidir, ve ancakuygunbiçimdebirbirine yakın titreşimler gerçekleştirdiklerindebildiğimiz uzayvezamankavramlarıortayaçıkıyorgibidir.

Böyleyapışız,bildiğimizbiçimiyleuzayyadazamankavramlarınınbulunmadığı,birilkvaroluşhalini tasavvur etmek, birçok kişinin idrak gücünün sınırlarını zorlar (kuşkusuz benimkinizorluyor). Stephen Wright'ın ufkun yakın çekim bir fotoğrafını çekmeyi kafaya takmışfotoğrafçısıgibi,olan,fakatbirşekildeuzayyadazamankavramlarınıgündemegetirmeyenbirevrenhayaletmeyeçalıştığımızdabirparadigmalarçalışmasıylaburunburunageliyoruz.Yinede, sicim kuramını tam anlamıyla değerlendirmeden önce, muhtemelen bu tür fikirlerleuzlaşmamızveuygulanmabiçimlerinianlamamızgerekecektir.Bununsebebide,bugünküsicimkuramı formülasyonumuzun, içindesicimlerin (veM-kuramıdadahil diğerbileşenlerin)hareketettiği ve titreştiği uzay ve zamanın varlığını gerektirmesidir. Bu da, bir zaman boyutuna, bellisayıda yer kaplayan uzay boyutuna (genelde bu sayının üç olduğu varsayılır) ve kuramındenklemlerininmümkün kıldığı şekillerden biri halinde kıvrılmış ek boyutlara sahip bir evrendesicim kuramının fiziksel özelliklerini çıkarmamızı sağlar. Gelgelelim bu durum biraz, birsanatçının yaratıcı yeteneklerini numaraları birleştirip ortaya çıkan şekli boyamasını şartkoşarakdeğerlendirmeyebenzer.Sanatçımızkuşkusuzresminşurasınaburasınakendineözgübir hava katacaktır, fakat yaptığı çalışmanın formatını bu kadar sıkı bir kısıtlamaya tabitutarsakyetenekleriniancakyetersizbirbiçimdegörebiliriz,yeteneklerinintamamındanbihaberkalırız. Keza, sicim kuramının başarısı kuantum mekaniği ile kütleçekimi birleştirmekolduğundan,kütleçekimideuzayvezamanınbiçiminebağlıolduğundan,kuramı,zatenmevcutolanbiruzay-zamançerçevesiiçindeişlemeyezorlayarakkısıtlamamamızgerekir.Onunyerine,nasıl ki sanatçımızın boş bir tuval üzerinde çalışmasına izin vermemiz gerekiyorsa, sicimkuramının dauzaysız ve zamansız bir konfigürasyonla yola çıkıp kendi uzay-zamanarenasını

Page 253: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

yaratmasınaizinvermemizgerekir.

Umudumuzodurki,bubomboşbaşlangıçnoktasındanhareketle-muhtemelenBüyükPatlamaöncesinde var olan ya da Büyük Patlama öncesinden önceki bir dönemdedir bu başlangıçnoktasıkuram,arkaplandatutarlısicimtitreşimlerininbelirdiği,butitreşimlerinbildiğimizuzayvezaman kavramlarını ortaya çıkardığı bir biçime bürünen bir evreni betimleyecektir. Böyle birçerçeve, ortaya çıkarılırsa eğer, uzay, zaman ve onlarla ilişkili olarak boyutun, evrenin esastanımlayıcı unsurları olmadığını, aksine bunların daha temel bir ilk haldendoğan, kolaycaelegeçenkavramlarolduğunugösterecektir.

M-kuramının çeşitli yönleriyle ilgili, Stephen Shenker, Edward Witten, Tom Banks, WillyFischler, Leonard Susskind ve tek tek adlarını sayamayacağım kadar çok sayıda fizikçininbaşını çektiği son araştırmalar, sıfır-zar diye bilinen bir şeyin -muhtemelen M-kuramının entemel bileşeninin, uzakmesafelerde bir nokta parçacık gibi davranan, ama kısamesafelerdeciddibiçimde farklıözelliklergösterenbirnesnenin-uzaysızvezamansızalanadairbizeanlıkbir görünüm sunabileceğini çoktan göstermiştir. Bu fizikçilerin çalışmaları, sicimlerin Planckölçeğialtındaalışıldıkuzaykavramlarınınkonuylailgisizhalegeldiğinigösterdiğini,sıfır-zarlarındaaynısonucuverdiğini,fakataynızamandaPlanckölçeğialtındakiyeni,bilinmedikçerçeveyede küçük bir pencere açtığını ortaya koymuştur. Bu sıfır-zarlarla yapılan çalışmalar sonucu,olağangeometrininyerini,noncommutativegeometridenilenbirşey,matematiğinbüyükölçüdeFransız matematikçi Alain Connes tarafından geliştirilen bir alanı almıştır. Bu geometrikçerçevede, uzay ve noktalar arasındaki mesafelerle ilgili bildik kavramlar eriyip gider, sonderece farklı bir kavramsalmanzarada buluruz kendimizi. Yine de fizikçiler, dikkatimizi Planckuzunluğundandahabüyükölçeklereodakladığımızda,bildikuzaykavramımızınyenidenortayaçıktığınıgöstermişlerdir.Noncommutativegeometriçerçevesinin,yukarıdatahminettiğimizboşhalevarmakiçinönemlibirkaçadımdahaatmasıgerekmektedirmuhtemelen,fakatbuçerçeveuzayvezamanıbirleştirmeyeyönelikdahaeksiksizbirçerçeveninneler içerebileceğinedairbiripucuvermektedir.

Sicimkuramını,öncedenvarolanuzayvezamankavramınabaşvurmaksızınformüleetmeyeyarayacak doğru matematiksel aygıtı bulmak, sicim kuramcılarının karşı karşıya olduğu enönemli meselelerden biridir. Uzay ve zamanın nasıl ortaya çıktığına dair bir anlayış, dev biradım atıp aslında hangi geometrik biçimin ortaya çıktığı sorusunu, bu önemli soruyucevaplamayayaklaşmamızısağlayacaktır.

SicimKuramıKuantumMekaniğininYenidenFormüleEdilmesineYolAçacakmı?

Evren, fantastik bir isabetlilikle kuantum ilkeleri tarafından yönetilir. Hal böyleyken, fizikçilergeçen yarım yüzyıl içinde kuramların formülasyonunda, yapıyı dikkate alarak konuşacakolursak,kuantummekaniğinibirazikincilbirkonumayerleştirenbirstratejiizlemişlerdir.Fizikçiler,kuramlar geliştirirken genelde, kuantum olasılıklarını, dalga fonksiyonlarını vs. göz ardı edentümüyleklasikbirdilde-Maxwell'in,hattaNewton'unçağındafizikçileriçinmükemmelderecedeanlaşılabilirolacakbirdilde-çalışmayabaşlar;sonrabununardındanklasikçerçeveninüzerinekuantum kavramlarını yayar. Bu yaklaşım o kadar da şaşırtıcı değildir, çünkü deneyimlerimizidoğrudanyansıtır. İlkbakıştaevren,birparçacığınbellibirandabellibirkonumdavebellibirhızda olması gibi klasik kavramlara dayanan kanunlarla yönetiliyormuş gibi görünmektedir.Ancak ayrıntılı mikroskobik incelemelerden sonra, bu tür bildik klasik fikirleri değiştirmemiz

Page 254: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

gerektiğini fark ediyoruz. Keşif sürecimiz, klasik bir çerçeveden çıkıp kuantum keşifleriyledeğiştirilen bir çerçeveye varmıştır, bu ilerleme de fizikçilerin bugüne kadar kuramlarını inşaederkenizledikleriyolayansımıştır.

Sicim kuramıyla ilgili olarak da durum kesinlikle budur. Sicim kuramını betimleyenmatematiksel formellik, küçük, sonsuz derecede ince klasik bir ilmeğin hareketini anlatandenklemlerle -büyük ölçüde Newton'un şöyle bir üç yüzyıl kadar önce yazmış olabileceğidenklemlerle-başlar.Budenklemlerdahasonrakuantizeedilir.Yani,fizikçilerin50yılıaşkınbirzaman zarfında geliştirdiği sistematik bir tavırla, klasik denklemler olasılıkları, belirsizliği,kuantum çalkalanmalarını doğrudan içeren kuantum mekaniğine özgü bir çerçeveye çevrilir.AslınabakarsınızXII.Bölüm'debuprosedürünnasıl işlediğinigörmüştük: ilmeksüreçleri (şekil12.6) kuantum kavramlar -bu örnekte, sanal sicim çiftlerinin anlık kuantum mekaniğine özgüyaratımı-içerir;ilmeksayısıkuantummekaniğineözgüetkileriaçıklayankesinliğibelirler.

Klasikbirkuramsalbetimlemeyleyolaçıkıpsonrakuantummekaniğininözelliklerini işedahiletme stratejisi, yıllarca son derece verimli olmuştur. Örneğin standart parçacık fiziğinintemelindebuyatar.FakatbuyönteminsicimkuramıveM-kuramıgibigenişkapsamlıkuramlarıelealamayacakkadarkapalıolmasıdamümkündürvemuhtemelenböyleolduğunaişaretedenkanıtlarınsayısıgiderekartmaktadır.Bununsebebi,evreninkuantummekaniğineözgüilkelerleyönetildiğini fark ettiğimizde, artık kuramlarımızın da daha en baştan gerçekten kuantummekaniğine özgü olmasının gerekmesidir. Klasik bir yaklaşımdan başlayıp şimdiye kadarbaşarılıbirbiçimdeidareedebildik,amaartıkbukabayaklaşımınbiziyanıltmayabaşlayacağıbirdüzeydeyiz.Sicim/M-kuramınınderinliğiylebirlikte,mücadelelerlesınanmışbustratejininsonnoktasınagelmişolabilirizpekâlâ.

İkinci süpersicim devriminden doğan bazı derinlikli kavrayışları (örneğin şekil 12.11'deözetlendiği biçimiyle) yeniden değerlendirerek bu yönde özel kanıtlar bulabiliriz. XII. Bölüm'detartıştığımız üzere, beş sicim kuramının birliğinin temelinde yatan ikilikler, bu sicimformülasyonlarının herhangi birinde ortaya çıkan fiziksel süreçlerin, başka herhangi birformülasyonun ikili diliyle yeniden yorumlanabileceğini gösterir. İlk bakışta bu yorumun, ilktanımlapekilgisiyokmuşgibigörünecektir,fakataslındaikiliğingücüişbaşındadır:ikilikyoluylabir fizikselsüreç,çoksayıdafarklıbiçimlerdetanımlanabilir.Busonuçlarhemince,hemdikkatçekicidir,fakatenönemliözelliklerininneolabileceğinihenüzdilegetirmedik.

İkilik çevirilerinde,genellikle,beşsicimkuramındanbirinde tanımlanan, kuantummekaniğinekuvvetlebağlı bir süreç (örneğinDünyakuantum fiziğiyledeğil de klasik fizikle yönetiliyorolsaortaya çıkmayacak sicim etkileşimlerini içeren bir süreç) alınır ve bir başka sicim kuramınınperspektifinden kuantum mekaniğiyle zayıf bağları olan bir süreç (örneğin, ayrıntılı sayısalözellikleri kuantum değerlendirmelerinden etkilenen, ama niceliksel biçimi tümüyle klasikdünyada olabileceği biçime benzeyen bir süreç) olarak yeniden formüle edilir. Bu da kuantummekaniğinin sicim/M-kuramının temelindeki ikilik simetrileriyle sıkı sıkıya iç içe geçmiş olduğuanlamına gelir: Bu simetriler, doğaları itibarıyla kuantummekaniğine özgü simetrilerdir, çünküikilikbetimlemelerindenbirikuantumdeğerlendirmelerindenoldukçaetkilenmiştir.Budasicim/M-kurammıneksiksiz formülasyonunun -yeni bulunmuş ikilik simetrilerini en temelde içinealanbirformülasyonun- geleneksel kalıp uyarınca klasik bir biçimde başlayıp sonra kuantize edilerekilerleyemeyeceğine işaret eder. Klasik bir başlangıç noktası, ikilik simetrilerini mutlakaatlayacaktır,çünkübusimetrilerancakveancakkuantummekaniğideğerlendirmeyealındığında

Page 255: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

geçerlidir.Dahaçok,sicim/M-kuramınıneksiksiz formülasyonunungelenekselkalıbıkırmasıvetamkuantummekaniğineözgübirkuramolarakvarlıkbulmasıgerekiyormuşgibigörünmektedir.

Bunun nasıl yapılacağını bugün kimse bilmiyor. Ama sicim kuramcılarının birçoğu, kuantumilkelerinin evrenle ilgili kuramsal tanımımıza nasıl dahil edileceğine ilişkin biryenidenformülasyonun,anlayışımızdagerçekleşecekbirsonrakibüyükaltüstoluşolacağıöngörüsündebulunmaktadır. Örneğin Cumrun Vafa şöyle demiştir: "Kuantum mekaniğiyle ilgili, onun birçokmuammasınıçözecekbiryeniden formülasyonunkapıdaolduğukanısındayım.Kısasüreöncekeşfedilen ikiliklerin, kuantum mekaniğiyle ilgili olarak, uzay, zaman ve kuantum özelliklerininayrılmaz bir biçimde birleştirileceği daha geometrik, yeni bir çerçeveye işaret ettiği görüşünübirçok kişinin paylaştığını düşünüyorumEdwardWitten ise şunları söylemiştir: "inanıyorum ki,kuantum mekaniğinin mantıksal statüsü, Einstein'ın eşdeğerlik ilkesini keşfetmesi sonrasındakütleçekimin mantıksal statüsünün değişmesine benzer bir biçimde değişecektir. Bu süreç,kuantum mekaniğiyle ilgili olarak henüz tamamlanmış değil, fakat bir gün insanların bizimdönemimizibusürecinbaşladığıdönemolarakgöreceğikanısındayım.

Savunmacı bir iyimserlikle, kuantummekaniği ilkelerinin sicim kuramı çerçevesinde yeni birçerçeveyeoturtulmasının,evreninnasılbaşladığı,nedenuzayvezamangibişeylerbulunduğusorusunabircevapverebilecekdahagüçlübirformelliği-Leibniz'insorduğu,"Nedenherhangibirşey yok değil de var?" sorusunu cevaplamaya bizi bir adım daha yaklaştıracak bir formelliği-beraberindegetirebileceğinihayaledebiliriz.

SicimKuramıDeneyselOlarakSınanabilirmi?:

Sicim kuramının önceki bölümlerde tartıştığımız birçok özelliği arasında şu üçü, aklımızdanhiç çıkarmamamız gereken belki de en önemlilerindendir: Öncelikle kütleçekimi ve kuantummekaniğievreninişlemebiçimininbirparçasıdır,dolayısıylabirleşikkuramolmayıamaçlayanbirkuram her ikisini de içermelidir. Sicim kuramı bunu başarır. İkincisi, fizikçilerin geçen yüzyıldayaptığı çalışmalar, evren anlayışımız açısından temel önemdeymiş gibi görünen başka kilitfikirler -birçoğudeneyselolarakdoğrulanmış-olduğunudaortayakoymuştur.Bunlararasında,spin, madde parçacıklarının aile yapısı, haberci parçacıklar, ayar simetrisi, eşdeğerlik ilkesi,simetri kırılması ve süpersimetri gibi kavramları sayabiliriz. Bu kavramların hepsi de doğalolarak sicim kuramından doğmuştur. Üçüncüsü, standart model gibi, deneysel ölçümlerleuyuşmasağlamak içindeğiştirilebilecek19 taneserbestparametresibulunandahagelenekselbazı kuramların tersine, sicim kuramının değiştirilebilir parametresi yoktur. Prensipte kuramıniçerimleri,katıbirkesinlik içermelidir;kuramındoğrumu,yanlışmıolduğunadairmuğlaklıktanuzakbirtestortayakoymalıdır.

"Prensip"teki bu muhakemeden "pratik"teki olguya giden yol birçok engellerle doludur. IX.Bölüm'de diğer boyutların biçimlerini belirlemek gibi, önümüzde duran bazı teknik engellerdenbahsetmiştik. XII. ve XII. Bölüm'de bunları ve diğer engelleri, görmüş olduğumuz gibi doğalolarak bizi M-kuramını değerlendirmeye yönelten daha geniş kapsamlı bir bağlama, sicimkuramıylailgilikesinbiranlayışavarmaihtiyacımızbağlamınayerleştirmiştik.Sicim/M-kuramınadair eksiksiz bir anlayışa ulaşmak, kuşkusuz çok büyük bir çalışma, aynı derecede büyük birdehagerektirmektedir.

Bu yolun her adımında, sicim kuramcıları kuramın deneysel olarak gözlenebilir sonuçlarını

Page 256: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

aramışlardır, aramayı da sürdüreceklerdir. IX. Bölüm'de tartışmış olduğumuz üzere sicimkuramını destekleyecek kanıtlar bulma konusunda, başarılı olma ihtimali azmış gibi görünenolasılıkları da gözden kaçırmamalıyız.Dahası kavrayışımız derinleştikçe, sicim kuramı başkadeneysel yaklaşımları gündeme getiren az rastlanır süreçleri ya da özellikleri de ortayaçıkacaktırhiçkuşkusuz.

Fakat en önemlisi, IX. Bölüm'de tartışmış olduğumuz üzere süpereş parçacıklarınkeşfedilmesisayesindesüpersimetrinindoğrulanması,sicimkuramıaçısındanbüyükbirdönümnoktası olacaktır. Süpersimetrinin, sicim kuramıyla ilgili kuramsal incelemeler sırasındakeşfedildiğini, kuramın temel parçalarından biri olduğunu hatırlayalım. Süpersimetrinindoğrulanması, sicimlere dair ikinci derecede olsa da, zorlayıcı bir kanıt olacaktır. Dahasısüpereş parçacıkların bulunması, hoş karşılanan bir zorluk olacaktır, çünkü süpersimetrininkeşfi,saltdünyamızla ilgisiolupolmadığınadairevet-hayırsorusunucevaplamaktançokdahafazlasınıyapacaktır.Süpereşparçacıklarınkütleleriveyükleri,süpersimetrinindoğayasalarınanasılayrıntılı birbiçimdedahilolduğunuaydınlatacaktır.Bununardındansicimkuramcıları,buuygulamanınsicimkuramıçerçevesindetamanlamıylagerçekleşipgerçekleşemeyeceğiniyadaaçıklanıpaçıklanamayacağınıgörmesınavıylakarşıkarşıyakalacaktır.Elbettekidahaiyimserolup gelecek on yıl içinde -Cenevre'deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nın çalışmayabaşlamasından önce- sicim kuramı anlayışımızın, süpereşlerin umulan keşfinden önce onlarlailgili ayrıntılı tahminler yapılmasına elverecek kadar ilerlemesini umut edebiliriz. Bu türtahminlerindoğrulanması,bilimtarihininanıtsalanlarındanbiriolacaktır.

AçıklamanınSınırlarıVarmıdır?

Elerşeyianlamak,evrenintemelbileşenlerivekuvvetlerininbütünyönlerinianlamakgibisınırlıbir anlamda da olsa, bilimin bugüne dek karşı karşıya kaldığı en büyük güçlüklerden biridir.Süpersicimkuramıbuzorluğugöğüslememizisağlayacakderinlikteymişgibigörünenbirçerçevesunmuşturilkkez.Fakatkuramınvaadinieksiksizolarakanlayıpörneğinkuarklarınkütleleriniyadaelektromanyetikkuvvetingücünü,kesindeğerlerievrenleilgilibukadarçokşeyiyönlendirenburakamlarıhesaplayabilecekmiyiz?Dahaöncekibölümlerdeolduğugibi,buhedeflere-bugünbunların en önemlisi tedirginlik yaklaşımına hiçbir biçimde dayanmayan bir sicim/M-kuramıformülasyonunaulaşmaktır-gidenyolçoksayıdakuramsalengelledoludur.

Pekiama,sicim/M-kuramınadair,yeniveçokdahaşeffafbirkuantummekaniğiformülasyonuçerçevesine oturtulmuş kesin bir anlayışa ulaşmış olsak bile, parçacık kütlelerini ve kuvvetgüçlerini hesaplama arayışımızda başarısızlığa uğramamız mümkün müdür? Bu değerleribulabilmekiçinyinekuramsalhesaplamalardanziyade,deneyselölçümlerebaşvurmakzorundakalacak olmamız mümkün müdür? Dahası bu başarısızlık, daha derin bir kuram aramamızgerektiği anlamına gelmeyip gerçekliğin bu gözlenen özelliklerinin bir açıklaması olmadığınıyansıtıyorolabilirmi?

Bu sorulara derhal verilebilecek cevaplardan biri "evet" olabilir. Einstein'ın bir zaman öncedediği gibi, "Evrenle ilgili en anlaşılmaz şey, anlaşılabilir olmasıdır."’ Evreni anlama becerimizkarşısındakihayretimiz,hızlı veetkileyicibir ilerlemeçağındakolaycagözdenkaçırılmaktadır.Gelgelelim,belkideanlaşılabilirliğinbirsınırıvardır.Belkide,biliminsunabileceği,olabildiğincederin bir anlayış düzeyine vardıktan sonra, yine de evrenin açıklanamayan bazı yönlerikalacağınıkabuletmemizgerekiyor.Geçmiştebilimselyönteminbaşarısı,yeterincezamanve

Page 257: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

çabaylaevreningizemleriniaydınlatabileceğimizidüşünmecesaretivermiştibize.Fakatbilimselaçıklamanınmutlaksınırınavarmak-teknolojikbirengellekarşılaşmakyada insananlayışınınmevcut, fakat ilerleyen sınırına varmak değil- görülmemiş bir olay olacaktır, geçmişdeneyimlerimizinbizihazırlamışolamayacağıbirolay.

Nihai kuramarayışımızlabüyükbir ilgisi olsada, buhenüzçözemeyeceğimizbirmeseledir;hatta, bilimsel açıklamanın sınırları olması olasılığı, ifade ettiğimiz kapsamlı biçimiyle, hiççözülemeyecek bir meseledir. Örneğin, ilk bakışta bilimsel açıklamaya kesin bir sınırgetiriyormuş gibi görünen spekülatif çoklu evren kavramını dahi, en azından ilkesel olaraktahmin gücünü tekrar ayağa kaldıran aynı derecede spekülatif kuramlar hayal ederek elealabileceğimizigörmüştük.

Bu değerlendirmelerden ortaya çıkan aydınlatıcı bir nokta, kozmolojinin nihai bir kuramıniçerimlerinin belirlenmesindeki rolüdür. Tartışmış olduğumuz gibi süpersicim kozmolojisi, sicimkuramının koyduğu yeni standartlara göre bile genç bir alandır. Kuşkusuz gelecek yıllarda,araştırmaların odaklanacağı başlıca alanlardan biri, muhtemelen fiziğin büyüyen başlıcaalanlarından biri olacaktır. Sicim/M-kuramının özelliklerine dair yeni kavrayışlar edindikçe,birleşikbirkuramavarmayönündekibuzengingirişiminkozmolojik içerimleridahadakeskinlikkazanacaktır.Elbetteki,butüraraştırmalarınbirgünbizi,gerçektendebilimselaçıklamanınbirsınırı olduğuna ikna etmesi mümkündür. Fakat tersine, yeni bir çağı -evrenle ilgili temel biraçıklamanınnihayetbulunduğunuilanedebileceğimizbirçağıdabaşlatabilirler.

YıldızlaraUzanmak

TeknolojikolarakDünyaylaveonunGüneşsistemindeki yakın komşularıyla sınırlı olsakda,düşünmenin ve deneylerin gücüyle hem iç hem de dış uzayın ücra bölgelerini araştırmışbulunuyoruz. Özellikle de son yüzyıl içinde sayılamayacak kadar çok sayıda fizikçinin kolektifçabası, doğanınengizli tutulmuş sırlarındanbazılarını ortaya çıkardı.Buaçıklayıcı cevherlerortaya dökülür dökülmez, bildiğimizi sandığımız, fakat ihtişamını tahayyül etmenin yakınındandahi geçmediğimiz bir dünyaya dair hayallerin kapısını açtı. Bir fizik kuramının derinliğininölçülerindenbiri de,dünyagörüşümüzündahaöncedendeğişmezmişgibi görünenveçhelerininkarşısına ne derece ciddi sorular çıkardığıdır. Bu ölçüye vurulduğunda, kuantummekaniği vegörelilik kuramı en büyük beklentilerin ötesinde bir derinliğe sahiptir: Dalga fonksiyonları,olasılıklar, kuantum tünelleri, boşluktaki kesintisiz kaynayan enerji dalgalanmaları, uzay vezamanınbirliktesilinmesi,eşzamanlılığıngöreliniteliği,uzay-zamandokusununkıvrılması,karadelikler, BüyükPatlama. Sezgisel,mekanik, saat gibi işleyenNewtoncu perspektifin bu kadardar görüşlü olduğunun anlaşılacağını kim tahmin edebilirdi? Sıradan bir biçimdedeneyimlendikleri halleriyle şeylerin yüzeyinin hemen altında, kafa karıştırıcı, yepyeni birdünyanınyattığınıkimtahminedebilirdi?

Fakat bu paradigmaları sarsan keşifler bile, daha geniş kapsamlı, her şeyi içine alan birhikâyenin parçasıdır yalnızca. Fizikçiler, büyük olanla ve küçük olanla ilgili yasaların tutarlı birbütün içinde yerli yerine oturması gerektiğine duydukları sarsılmaz inançla, o ele geçmezbirleşik kuramın amansız takipçileri olmuşlardır. Arayış sona ermiş değildir, fakat süpersicimkuramıvekuramınM-kuramınadönüşmesiylebirlikte,kuantummekaniği,genelgörelilik,güçlü,zayıf ve elektromanyetik kuvvetleri birleştiren tutarlı bir çerçeve nihayet ortaya çıkmıştır. Bugelişmelerin,dahaöncelerigeçerliolandünyayıgörmebiçimimizinkarşısınaçıkardığızorluklar

Page 258: Brian greene   evrenin zarafeti - horozz.net

devasadır:Yaratılanherşeyi,uzamsaldokularınınyırtıldığı,sonrakendiniyenidenonardığıuçnoktada bükülmeler geçirebilecek çok sayıda gizli boyutun bulunduğu bir evrende titizlikle icraedilen titreşim örüntülerinde birleştiren sicim ilmekleri ve salınım halindeki kürecikler. Kütleçekimi ve kuantum mekaniğinin, bütün madde ve bütün kuvvetlere dair birleşik bir kuramçerçevesindebirleştirilmesinin,evreninnasılişlediğinedairkavrayışımızdaböylebirdevrimeyolaçabileceğinikimtahminedebilirdi?

Kuşkusuz,süpersicimkuramıyla ilgiliolarak,eksiksizvehesaplamalaradayanarak izlenebilirbir anlayışa varma arayışımızı sürdürürken bizi bekleyen daha büyük sürprizler olacaktır. M-kuramı çerçevesinde yapılmış çalışmalar sayesinde, evrenin, Planck uzunluğunun altındagizlenmiş, muhtemelen zaman ve uzay kavramlarının olmadığı, yeni, tuhaf bir alanındanmanzaralargörmüştük.Bununtamkarşıtıuçnoktadaysa,evrenimizinçokluevrendenilenenginve karmakarışık bir kozmik okyanusun yüzeyindeki sayılamayacak kadar çok baloncuktanyalnızca biri olabileceğini de gördük. Bu fikirler, bugün spekülasyonların geldiği son noktadır,fakatevrenanlayışımızdakibirsonrakisıçramanınhabercisiolabilirler.

Gözlerimizi geleceğe dikip bizi bekleyen harikaları beklerken, geçmişi düşünüp burayakadaryapmışolduğumuzyolculuğadahayretle,hayranlıklabakmamızgerekiyor.Evrenin temelyasalarının peşinde sürdürülen arayış, aklı genişleten, ruhu zenginleştiren, kesinlikle insani birdramdır. Einstein'ın, kendisinin kütleçekimi anlama macerasına dair renkli betimlemesi -"karanlıkta geçen o gerilimli arayış yılları, o yılların yoğun özlemi, güvenin yerinihayalkırıklığmm, hayalkırıklığının yerini güvenin alması, nihayetinde ışığa çıkmak"- kuşkusuzinsanlığın bütün bir mücadelesini içine alıyor. Hepimiz kendi yolumuzdan giderek hakikatiarıyoruz,hepimiznedenburadaolduğumuzsorusununcevabınaözlemduyuyoruz.Açıklamalardağına hep birlikte tırmanırken, her kuşak kendinden önceki kuşağın omuzları üstündeyükselerek cesurca zirveye uzanıyor. Bizden sonraki kuşaklardan biri zirveyi görüp sonsuzaçıklıktabir perspektifle evreninenginliğini ve zarafetini izleyebilecekmi, bunuöngöremiyoruz.Amaher kuşakbirazdahayukarı tırmanıyor,bunoktadaJacobBronowski'nin "Her çağdabirdönümnoktasıvardır,dünyanıntutarlılığınıgörmeninveortayakoymanınyenibirbiçimivardır,"’sözlerini idrak ediyoruz. Bizim kuşağımız evrene dair çizdiğimiz yeni tabloya -dünyanıntutarlılığını ortaya koyarken izlediğimiz yeni tarza- hayranlık dolu bir ilgiyle yaklaşırken,insanların yıldızlara uzattığı merdivene kendi basamağımızı eklemiş, rolümüzü tamamlamışoluyoruz.