anonİm Şİrketler - hukuk.hku.edu.trhukuk.hku.edu.tr/dosyalar/files/anonim Şirketler hukuku ders...

46
ANONİM ŞİRKETLER Prof. Dr. Şaban KAYIHAN 07.04.2015

Upload: trinhngoc

Post on 15-Aug-2018

244 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

ANONİM

ŞİRKETLER

Prof. Dr. Şaban KAYIHAN

07.04.2015

I. Genel Olarak

Anonim şirket TTK m.329 ila 563’te düzenlenmiş olan bir sermaye şirketidir.

Anonim şirketler çok ortakla kurulabilmektedir ve halka açılma özelliğine sahiptir.

Ortakların sorumluluğunun taahhüt ettikleri sermaye payı ile sınırlı olduğu anonim

şirketlerde ortaklar sadece şirkete koymayı taahhüt ettikleri sermayeyi riske etmiş

olurlar.

Anonim şirketle borç ilişkisine giren kişilerin tek güvencesinin şirket tüzel

kişiliğinin malvarlığı olduğu ifade edilebilir.

II. Tanım ve Unsurları

A. Tanımı

Anonim şirket, TTK m.329 f.1’de “sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan,

borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirket” olarak

tanımlanmıştır.

Bu tanım yeterli değildir. Bu sebeple anonim şirketi, “bir veya daha fazla kişinin

ekonomik konularda faaliyette bulunmak üzere yazılı bir sözleşme ile bir ticaret

unvanı altında kurdukları, esas sermayesi belirli ve paylara bölünmüş, ortaklarının

taahhüt etmiş oldukları sermaye miktarı ile sınırlı sorumlu oldukları ve

borçlarından dolayı yalnız şirket malvarlığıyla sorumlu tutulan tüzel kişiliğe sahip

sermaye şirketi” olarak tanımlayabilmemiz mümkündür.

B. Unsurları

1. Ortak (Kişi) Unsuru

Anonim şirketlerde ortaklar gerçek kişiler olabileceği gibi kollektif şirketlerin aksine tüzel kişiler de olabilir.

Tüzel kişiler TTK ile getirilen bir yenilik olarak yönetim kurulunda dahi üye sıfatıyla yer alabilir.

Anonim şirketler yine TTK ile getirilen bir yenilik olarak tek ortaklı olarak kurulabilir (TTK m.338).

Anonim şirketin çok ortaklı kurulmasına rağmen sonradan tek ortaklı şirkete dönüşmesi de imkân dâhilindedir. Bu durumda, ortak sayısını teke düşüren işlemin, yedi gün içinde yönetim kuruluna yazılı olarak bildirilmesi (TTK m.338 f.2), yönetim kurulunun ise bildirimi aldığı tarihten itibaren yedi gün içinde şirketin tek pay sahipli bir anonim şirket olduğunu tescil ve ilan ettirmesi gerekmektedir. Aksi bir durumda bildirimde bulunmayan ortak ve tescil ve ilan ettirmeyen yönetim kurulu ortaya çıkacak zarardan sorumludurlar.

Anonim şirketlerde ortak sayısının üst sınırı da bulunmamaktadır. Bu özelliği ile limited şirketlerden farklılık arz etmektedir. Buna karşın ortak sayısının 500’ü aşması halinde artık halka açık anonim şirket statüsü kazanmaktadır ve Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri bu şirketler hakkında öncelikle uygulanacaktır (SerPK m.16 f.1).

2. Esas Sözleşme Unsuru

Anonim şirketin kurucu işlemi olan esas sözleşmesi yazılı şekilde

yapılmalıdır ve sözleşmede kurucunun ya da kurucuların imzalarının noter

tarafından tasdik edilmesi gerekmektedir (TTK m.339 f.1).

Anonim şirketin anayasası olarak da ifade edilebilen esas sözleşmenin

zorunlu asgari içeriği TTK m.339 f.2’de tespit edilmiştir. Bu unsurların

sözleşmede yer almaması şirket sözleşmesinin geçersizliğine ve ticaret sicil

müdürünün tescil talebini reddetmesine sebep olur.

3. Amaç ve Konu Unsuru

Anonim şirketler, kanunen yasaklanmamış her türlü ekonomik amaç ve

konular için kurulabilir (TTK m.331). Buna karşın genel ahlaka, kanunun

emredici hükümlerine aykırı konular anonim şirketin konusu olarak

belirlenemez. Suç işlemek amacıyla da anonim şirket kurulamaz.

4. Ticaret Unvanı Unsuru

Anonim şirketin ticaret unvanının çekirdek kısmı, “şirket konusu ve anonim

şirket” ibaresinden oluşur (TTK m.43). Örneğin, “Tekstil Sanayi ve Ticaret

Anonim Şirketi” gibi. Unvanda geçen “anonim şirket” ibaresi kısaltılarak

“A.Ş.” olarak da yazılabilir. Şirket kelimesi yerine “ortaklık” terimi,

kısaltma olarak da “A.O.”nın kullanılmasında kanunen bir sakınca yoktur.

Buna karşın şirketin unvanında şayet bir gerçek kişinin ad ve soyadı yer almışsa, şirket türünü gösteren ibareler kısaltılarak yazılamaz.

Ticaret unvanına kanunda öngörülen zorunlu unsurların yanında, işletmenin niteliğini, ortakların kimliğini gösteren veya hayali adlardan oluşan ekler konulması da mümkündür (TTK m.46 f.1). Fakat bu eklerin “tacirin kimliği, işletmesinin genişliği, önemi ve mali konumu hakkında, üçüncü kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte bulunmaması, gerçeğe ve kamu düzenine aykırı” olmaması gerekir (TTK m.46 f.2).

5. Sermaye Unsuru

Anonim şirketin sermayesinin “belirli (muayyen) ve paylara bölünmüş” olması gerekir.

Ortaklar sermaye taahhüdü olarak, nakit dışında ayni sermaye kapsamına giren değerleri de karşılıklarının resmi bilirkişilerce belirlenmesi ve esas sözleşmede miktarlarının gösterilmesi kaydıyla getirebilirler

Sermayenin belirli olmasının bir sonucu olarak, anonim şirketin sermayesinin artırımını ancak ve mutlaka bir esas sözleşme değişikliği ile gerçekleştirebilmesi gösterilebilir.

Sermayenin bir diğer özelliği olarak paylara bölünmüş olması kabul edilebilir.

Her payın itibari (nominal) değeri esas sözleşmede gösterilir ve bu değer en az bir kuruştur.

Anonim şirketlerde sermaye, esas sermaye ya da kayıtlı sermaye şeklinde karşımıza çıkabilmektedir.

Tamamı esas sözleşmede taahhüt edilmiş olan sermaye esas sermayedir. Buna karşın, sermayenin artırılmasında yönetim kuruluna tanınmış yetki tavanını gösteren sistemde geçerli olan sermaye ise kayıtlı sermayedir (TTK m.332 f.1).

Anonim şirketlerde sermayenin asgari bir sınırı da vardır. Bu tutar, en az 50.000 TL’dir (TTK m.332 f.1).

Buna karşın kayıtlı sermayenin olduğu anonim şirketlerde ise asgari tutar 100.000 TL olarak belirlenmiştir (TTK m.332 f.1).

Bu tutarlar Bakanlar Kurulu tarafından artırılabilir.

Banka ve sigorta şirketleri gibi anonim şirketler için ilgili mevzuatta, kuruluş sermayesi daha yüksek öngörülmüş olabilir. Bu durumda öncelikle bu özel düzenlemeler uygulama alanı bulur.

Emek, anonim şirkete sermaye olarak getirilebilecek değerler arasında yer almamaktadır. Buna ilaveten hizmet edimlerinin, vadesi gelmemiş alacakların ve ticari itibarın da anonim şirkete sermaye olarak getirilebilmesi mümkün değildir (TTK m.342 f.1).

Ayni sermaye olarak konulabilecek malvarlığı unsurlarına ilişkin olarak kanun koyucu bir takım koşullar tespit etmiştir (TTK m.342 f.1).

Ayni değerlerin sermaye olarak getirilebilmesi, miktarlarının mahkemelerce atanmış olan resmi bilirkişiler tarafından belirlenmiş olması şartına bağlanmıştır (TTK m.343).

6. Sınırlı Sorumluluk Unsuru

TTK m.329 f.1’e göre, anonim şirketler, borçlarından dolayı üçüncü kişilere karşı yalnız şirket malvarlığı ile sorumludur.

Açılacak olan davalarda, başlatılacak olan takiplerde davalı ya da borçlu sadece anonim şirket tüzel kişiliği olacaktır.

Anonim şirkette ortakların sorumluluğu da taahhüt ettikleri sermaye payları ile sınırlı tutulmuştur.

Ortak tarafından pay taahhüdünün devri mümkündür. Ancak bu devir şirketin tescilinden önce gerçekleşmiş ise şirkete karşı bu devir geçersizdir (TTK m.352).

7. Tüzel Kişilik Unsuru

Anonim şirketler, diğer ticaret şirketleri gibi tüzel kişiliğe sahiptir. Anonim şirket, ticaret siciline tescil ile tüzel kişi tacir sıfatını kazanır (TTK m.355 f.1).

Tescilden önce şirket adına işlem yapanlar bu işlemlerden dolayı şahsen ve müteselsilen sorumludurlar (TTK m.355 f.2).

Şirket tarafından kabul olunmadığı takdirde, kuruluş giderlerinin kurucular tarafından karşılanması gerekir. Kurucuların bu giderler için pay sahiplerine rücu hakkı bulunmamaktadır (TTK m.355 f.3).

III. Anonim Şirketlerde Devletin Gözetimi

TTK m. 333 ve 334’te devletin gözetimine ilişkin hükümler yer almaktadır.

A. Kuruluş ve Esas Sözleşme Değişikliği İçin Bakanlığın İznine İhtiyaç Duyulması

Tüm anonim şirketler için olmasa da belirli anonim şirketlerin kuruluşlarında ve esas

sözleşme değişikliklerinde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın iznine ihtiyaç

duyulmaktadır.

Bu şirketlerin esas sözleşme değişiklikleri de aynı şekilde Bakanlığın iznine bağlıdır.

Bakanlık tarafından gerçekleştirilecek olan incelemenin kapsamına sadece kanunun

emredici hükümlerine aykırılık bulunup bulunmadığı dâhildir

TTK m.333’te işaret edilen Tebliğ, 15.11.2012 tarihli ve 28468 sayılı Resmi Gazete’de

yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni

Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi

Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 5. maddesinde kuruluş ve esas

sözleşme değişiklikleri için Bakanlığın iznine gerek duyulan anonim şirketler tespit

edilmiştir. Buna göre, bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, tüketici

finansmanı ve kart hizmetleri şirketleri, varlık yönetim şirketleri, sigorta şirketleri,

anonim şirket şeklinde kurulan holdingler, döviz büfesi işleten şirketler, umumi

mağazacılıkla uğraşan şirketler, tarım ürünleri lisanslı depoculuk şirketleri, ürün ihtisas

borsası şirketleri, bağımsız denetim şirketleri, gözetim şirketleri, teknoloji geliştirme

bölgesi yönetici şirketleri, SPK’ya tabi şirketler ile serbest bölge kurucusu ve işleticisi

şirketlerin kuruluşları ve esas sözleşme değişiklikleri Bakanlığın iznine tabi tutulmuştur.

B. Kamu Tüzel Kişilerinin Yönetim Kurulunda Temsili

Devletin anonim şirketler üzerindeki gözetiminin bir başka yansıması, yönetim

kurullarında devletin, il özel idaresinin, belediyenin, köyün ve diğer kamu

tüzel kişilerinin temsilci bulundurmaları olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ancak bunun için temsilci bulundurmaya ilişkin olarak anonim şirketin esas

sözleşmesinde açık bir hükmün bulunması gerekmektedir. Buna ilaveten

yönetim kurulunda kamunun temsilcisinin bulunabilmesi için anonim şirketin

işletme konusunun kamu hizmetini ilgilendirmesi de şarttır. Aksi takdirde bu

iki ön koşul gerçekleşmeden devletin anonim şirketin yönetim kurulunda

temsilci tayin etmesi söz konusu olamaz (TTK m.334 f.1).

Temsilcileri atayan kamu tüzel kişileri bu temsilcilerin görevden alınabilmesi

noktasında da münhasır bir yetkiye sahiplerdir (TTK m.334 f.2).

Temsilcinin bu sıfatla işlediği haksız fiillerden ve gerçekleştirdiği işlemlerden

dolayı kendisini tayin eden kamu tüzel kişisi anonim şirket tüzel kişiliğine ve

anonim şirket ortaklarına karşı sorumludur. Bununla birlikte kamu tüzel

kişisinin kusurlu olan temsilciye rücû hakkı bulunmaktadır (TTK m.334 f.3).

IV. Kuruluşu

A. Kuruluş Anı (Ön Anonim Şirket)

Anonim şirket, kurucuları (ya da kurucusu) tarafından kanuna uygun şekilde düzenlenmiş olan ve sermayenin tamamının ödenmesinin şartsız kayıtsız taahhüt edildiği ve buna ilaveten imzaların noter tarafından onaylandığı bir esas sözleşmede anonim şirket kurma iradelerinin açıklanması ile kurulmuş olur (TTK m.335 f.1).

Buna karşın söz konusu kuruluş kurucular arasında geçerlik kazanan ve iştirak halinde mülkiyet rejimin geçerlik kazandığı ön anonim şirket olarak ifade edilmektedir. Ön anonim şirketin tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Nitekim anonim şirketin tüzel kişilik kazanabilmesi için TTK m.355’e göre tescil edilmesi gerekir.

B. Kuruluş belgeleri

Anonim şirketlerin kuruluş belgeleri TTK m.336’da ismen sayılmıştır. Bu belgelerin şirketin kuruluşuna dair ticaret sicili dosyasına konması ve birer nüshalarının da şirket tarafından beş yıl süreyle saklanması gerekmektedir.

Bu belgeler, esas sözleşme, kurucular beyanı, değerleme raporları, ayın ve işletme devralınmasına ilişkin olanlar da dâhil olmak üzere, kurulmakta olan şirketle, kurucular ve diğer kişilerle yapılan ve kuruluşla ilgili olan sözleşmeler olarak sınırlı sayıda tespit edilmiştir.

C. Kurucular

Anonim şirkette pay taahhüt edip esas sözleşmeyi imzalayan gerçek ve tüzel kişiler kurucu olarak nitelendirilmektedir (TTK m.337 f.1).

Kurucular pay taahhüdünde bulunmayı ve esas sözleşmeyi imzalamayı üçüncü bir kimse hesabına da gerçekleştirebilirler. Bu ihtimalde söz konusu üçüncü kişi de kuruluştan doğan sorumluluk bakımından kurucu sayılmaktadır.

Buna ek olarak üçüncü kişi kendi hesabına işlem gören kimsenin bildiği veya bilmesi gerektiği bir hususu kendisinin bilmediğini ileri süremeyecektir (TTK m.337 f.2).

D. Kuruluş Türleri

1. Ani Kuruluş

Şirket sermayesinin tamamını kurucu ortakların taahhüt ettikleri hâllerde anî kuruluş yönteminden bahsedilmektedir.

Bu yöntemde, anonim şirket kurucusu olma niteliğine sahip kişiler bir araya gelir ve Kanunda öngörülen formaliteleri yerine getirerek anonim şirketi kurarlar (TTK m.335 f.1).

Ortakların sermaye taahhütlerini derhal yerine getirmeleri bir ön şart değildir. Nakden taahhüt edilen payların itibarî değerlerinin en az yüzde yirmi beşinin tescilden önce, gerisinin de şirketin tescilini izleyen yirmi dört ay içinde ödenmesi gerekir.

Ani kuruluş işlemleri beş aşamada gerçekleştirilir. Buna göre önce esas

sözleşme hazırlanır, imzaların noterlikte onaylanmasının ardından pay

bedellerinin ödenmesi ve kurucular beyanının alınması işlemleri yapılır. Son

aşamada şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret siciline tescil ve ilan

yapılmak suretiyle kuruluş işlemleri tamamlanmış olur.

2. Halka Arz Şartıyla Kuruluş

Bu yöntemin ani kuruluştan farkı kurucu ortaklardan bir veya bir kaçının halk

arz koşuluyla pay taahhüdünde bulunmalarıdır.

Kurucular tarafından payların tamamı taahhüt edilerek önce kuruluş işlemleri

tamamlanmakta, halka arz daha sonraki aşamada hayata geçirilmektedir. Halka

arz şartıyla kuruluş yönteminde şirketin tescilinden sonraki iki ay içinde halka

arz edileceği esas sözleşmede gösterilen paylar, sermaye piyasası mevzuatına

uygun olarak halka arz yoluyla satışa çıkarılmaktadır.

Satış süresinin sonunda, payların itibarî değerlerinin, varsa çıkarma priminin

karşılığı şirkete giderler düştükten sonra kalan tutar ise pay senetlerini halka arz

eden pay sahiplerine ödenir (TTK m.346 f.1).

Halka arz edilip de süresinde satılmayan payların bedellerinin tamamı, süresinde

halka arz edilmeyen payların bedellerinin ise yüzde yirmi beşi iki aylık süreyi

izleyen üç gün içinde ödenir (TTK.m.346 f.2).

Halka arz şartıyla kuruluşun aşamaları olarak, esas sözleşmenin düzenlenmesi,

noter tarafından imzaların tasdiki, pay bedellerinin ödenmesi (halka arz dışı paylar

için), kurucular beyanının alınması, ticaret siciline tescil ve ilanın

gerçekleştirilmesi, halka arz işlemlerinin yapılması ve pay bedellerinin ödenmesi

(halka arz edilen paylar için) gösterilebilir.

E. Esas Sözleşmenin Hazırlanması ve Noter Tarafından İmzaların Onaylanması

1. Şekli

Anonim şirketlerin kurucu statü belgesi olan esas sözleşmenin yazılı şekilde

yapılması ve tüm kurucular tarafından onaylandıktan sonra bu imzaların noter

tarafından onaylanması gerekmektedir. Tüm bunlar geçerlik şekil şartlarıdır (TTK

m.339).

2. İçeriği

Anonim şirket esas sözleşmesinin kanuni zorunlu içeriği TTK m.339 f.2’de tespit

edilmiştir. Buna göre,

1) Şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunacağı yer,

2) Esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde şirketin işletme konusu,

3) Şirketin sermayesi ile her payın itibarî değeri, bunların ödenmesinin şekil ve şartları,

4) Pay senetlerinin nama veya hamiline yazılı olacakları; belirli paylara tanınan

imtiyazlar; devir sınırlamaları,

5) Paradan başka sermaye olarak konan haklar ve ayınlar; bunların değerleri; bunlara karşılık verilecek payların miktarı, bir işletme ve ayın devir alınması söz konusu olduğu takdirde, bunların bedeli ve şirketin kurulması için kurucular tarafından şirket hesabına satın alınan malların ve hakların bedelleriyle, şirketin kurulmasında hizmetleri görülenlere verilmesi gereken ücret, ödenek veya ödülün tutarı,

6) Kurucularla yönetim kurulu üyelerine ve diğer kimselere şirket kârından sağlanacak menfaatler,

7) Yönetim kurulu üyelerinin sayıları, bunlardan şirket adına imza koymaya yetkili olanlar,

8) Genel kurulların toplantıya nasıl çağrılacakları; oy hakları,

9) Şirket bir süre ile sınırlandırılmışsa, bu süre,

10) Şirkete ait ilanların nasıl yapılacağı,

11) Pay sahiplerinin taahhüt ettiği sermaye paylarının türleri ve miktarları,

12) Şirketin hesap dönemi

Anonim şirket esas sözleşmesinde mutlaka yer alması gereken hususlardır. Bu hususlardan bir tanesi dahi esas sözleşmede bulunmuyorsa ticaret sicil müdürü tescil talebini geri çevirir. Bu sayede anonim şirket tüzel kişilik kazanamaz ve kuruluşunu tamamlayamaz.

F. Ayni Sermayeye Değer Biçme

Anonim şirketlerde sermayenin korunması ve şeffaflık ilkeleri çerçevesinde

şirkete konulan ayni sermayenin ve varsa kuruluş sırasında devralınacak

işletmelerin ve ayınların değerleri, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye

ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce tespit edilmelidir.

Bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda (değerleme raporu) uygulanan

yöntemin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun

seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin

ve vadesi gelmemiş olduğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam

değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken

pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme

ilkesinin icaplarına göre açıklanır.

Bilirkişiler tarafından hazırlanan rapora kurucuların ve menfaat sahiplerinin

itiraz edebilmeleri mümkündür. Bu itiraz üzerine mahkemenin vereceği karar

bilirkişi raporunu onaylar nitelikte ise bu karar kesindir (TTK m.343).

G. Pay Bedellerinin Ödenmesi

Nakden taahhüt edilen payların itibari değerlerinin en az yüzde yirmibeşinin

şirketin tescilinden önce ödenmiş olması gerekir. Aksi takdirde şirketi tescil

edilemez ve tüzel kişilik kazanamaz. Taahhüt edilen sermayenin nakit kısmının

geri kalanı ise şirketin tescilini izleyen yirmidört ay içerisinde ödenmesi

gerekmektedir (TTK m.344).

Nakdi ödemelerin 5411 sayılı Bankacılık Kanununa bağlı bir bankada,

kurulmakta olan anonim şirket adına açılacak bir hesaba ve sadece şirketin

kullanabileceği şekilde yatırılması gerekir. Taahhüt edilen payların, kanunda

veya esas sözleşmede öngörülmüş bulunan ve kanunda yazılı olandan daha

yüksek olan tutarlarının ödendiği, ticaret siciline yöneltilecek bir banka

mektubu ile ispatlanır. Banka, bu tutarı, şirketin tüzel kişilik kazandığını

bildiren bir sicil müdürlüğü yazısının sunulması üzerine, sadece şirkete öder

(TTK m.345 f.1).

Şirket esas sözleşmedeki imzaların noter tarafından onaylanmasını müteakiben

üç ay içerisinde tüzel kişilik kazanamadığı takdirde, sicil müdürlüğünün bu

duruma ilişkin yazısının da ibraz edilmesi ile yatırılmış olan bedeller banka

tarafından sahiplerine geri verilir (TTK m.345 f.2).

H. Halka Arzedilecek Paylar

Esas sözleşmede taahhüt edilmiş olup da taahhüt sahiplerince, şirketin tescilinden itibaren en geç iki ay içinde halka arzedileceği esas sözleşmede belirtilmiş ve ayrıca garanti edilmiş bulunan nakdî payların karşılıkları satıştan elde edilen gelirden ödenir.

Pay senetlerinin halka arzedilmesi sermaye piyasası mevzuatına göre yapılır. Satış süresinin sonunda, payların itibarî değerlerinin, varsa çıkarma priminin karşılığı şirkete ödenir. Giderler düştükten sonra kalan tutarın da pay senetlerini halka arzeden pay sahiplerine ödenmesi gerekmektedir (TTK m.346 f.1).

Halka arzedilip de süresinde satılmayan payların bedellerinin tamamı, süresinde halka arzedilmeyen payların bedellerinin ise yüzde yirmibeşi iki aylık süreyi izleyen üç gün içinde ödenir (TTK m.346 f.2).

İ. Kurucu Menfaatleri

Şirketi kurdukları sırada harcadıkları emek ve mesaiye karşılık olarak kuruculara bir takım menfaatler öngörülebilir. Ancak bu menfaat, para ve bedelsiz pay senedi vermek gibi şirket sermayesinin azalması sonucunu doğurabilecek nitelikte olamaz.

Buna karşın, sadece dağıtılabilir kârdan yedek akçe ve pay sahipleri için yüzde beş kâr payı ayrıldıktan sonra kalan miktarın onda birine kadar kuruculara intifa senetlerinin ödenmesi mümkün olabilir (TTK m.348 f.1).

Dağıtılabilecek kâr mevcut ise şirket kârın dağıtılmamasını kararlaştırmış olsa bile kurucu intifa sahipleri esas sözleşmede öngörülen kâr paylarını alırlar (TTK m.348 f.3).

J. Kurucular Beyanı

TTK m.349’da anonim şirketlerin kuruluşunda yeni bir aşama olan kurucular beyanı düzenlenmiştir.

Şeffaflık ilkesinin bir yansıması olarak kurucular tarafından kuruluşa ilişkin bir beyan imzalanır. Beyan, dürüst bir şekilde bilgi verme ilkesine göre, doğru ve eksiksiz olarak hazırlanır. Beyanda, ayni sermaye konuluyor, bir ayın ya da işletme devralınıyorsa, bunlara verilecek karşılığın uygunluğuna, bu tür sermayenin ve devralmanın gerekliliğine, bunların şirkete olan yararlarına ilişkin belgeli, gerekçeli ve kesin ifadeli açıklamalar yer alır.

Ayrıca, şirket tarafından iktisap edilen menkul kıymetlerle, bunların iktisap fiyatları, söz konusu menkul kıymetleri çıkaranların son üç yıllık, gereğinde konsolide finansal tablolarının değerlemelerine ve çözümlenmelerine ilişkin bilgiler, şirketin yüklendiği önemli taahhütler, makine ve benzerleri malların ve herhangi bir aktif değerin alımına ilişkin bağlantılar, fiyatlar, komisyonlar ile her türlü borçlar, emsalleriyle karşılaştırılarak açıklanır (TTK m.349 f.1).

Kurucular beyanında ayrıca kuruculara tanınan menfaatler de gerekçeleriyle yer alır. Kimlerin halka arz amacıyla ne miktarda pay taahhüt ettiği, pay taahhüdünde bulunanların birbirleri ile ilişkileri, bunlar bir şirketler topluluğuna dâhil bulunuyorlarsa topluluk ile ilişkileri, diğer hizmet verenlere ödenen ücretler emsalleriyle karşılaştırma yapılarak beyanda açıklanır (TTK m.349 f.2).

K. Bakanlığın İzni

L. Şirketin Tescili ve İlanı

Bu husus TTK m. 354’te düzenlenmiştir. Buna göre, şirket esas sözleşmesinin

tamamı, Bakanlığın izni ile kurulacak anonim şirketlerde izin alınmasını, diğer

şirketlerde ise ön anonim şirketin kuruluşunun gerçekleşmesini izleyen otuz

gün içinde şirketin merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve TTSG’de

ilan olunur.

Tescil tüzel kişiliğin kazanılması için gereklidir ve yeterlidir (TTK m.355).

Tüzel kişiliğin kazanıldığı an ticaret siciline tescilin gerçekleştiği andır. İlan ise

tüzel kişiliğin kazanılması için gerekli bir işlem değildir.

Buna karşın,

--Esas sözleşmenin tarihi,

--Şirketin ticaret unvanı ve merkezi,

--Şirketin, varsa süresi,

--Şirketin sermayesi, ödenmesinin şekil ve şartları ile payların itibarî değerleri,

varsa imtiyazlar,

--Pay senetlerinin türleri, hamiline veya nama yazılı oldukları,

--Şirketin nasıl temsil olunacağı,

--Yönetim kurulu üyeleriyle şirketi temsile yetkili kimselerin ad ve soyadları,

unvanları, yerleşme yerleri ve vatandaşlıkları,

--Şirketin yapacağı ilanların şekli; esas sözleşmede buna ilişkin hüküm

bulunduğu takdirde, yönetim kurulu kararlarının pay sahiplerine nasıl

bildirileceği hususları tescilden sonra ilanın gerçekleşmesi ile üçüncü kişiler

açısından sonuç doğurmaya başlar (TTK m.354 f.1).

Tescilden önce şirket adına işlem yapanlar ve taahhütlere girişenler, bu işlem

ve taahhütlerden üçüncü kişilere karşı şahsen ve müteselsilen sorumludurlar

Bununla birlikte işlem ve taahhütlerin, ileride kurulacak şirket adına yapıldığı

açıkça bildirilmiş ve şirketin ticaret siciline tescilinden sonra üç aylık süre

içinde bu taahhütler şirket tarafından kabul olunmuşsa bu borçlardan dolayı

yalnız şirket sorumlu olur (TTK m.355 f.2).

Şirket tarafından bu borçların kabul olunmadığı hallerde ise kuruluş

giderlerinin kurucular tarafından karşılanması gerekir. Kurucuların gereğini

yerine getirdikleri borçlardan dolayı daha sonra pay sahiplerine rücu hakları

da bulunmamaktadır (TTK m.355 f.3).

M. Fesih Davası

Tescil edilmiş ve tüzel kişilik kazanmış bir anonim şirketin butlanına veya yokluğuna karar verilemez (TTK m.353 f.1).

Fesih ileriye dönük hukuki sonuçlar meydana getirdiğinden fesih kararına kadar şirket tarafından gerçekleştirilen işlemler hukuken geçerliklerini muhafaza edeceklerdir. Mahkemenin fesih kararı verebilmesi için yönetim kurulunun, Bakanlığın, ilgili alacaklının veya pay sahibinin fesih istemi ile dava açması gerekmektedir (TTK m.353 f.1).

Mahkeme fesih kararı vermeden önce diğer tedbirlere başvurmayı tercih edebilir. Buna göre mahkeme, eksikliklerin giderilebilmesi, esas sözleşmeye veya kanuna aykırı hususların düzeltilebilmesi için şirkete süre verebilir (TTK m.353 f.2).

Dava dilekçesine deliller ile gerekli bütün bilgiler ekleneceğinden yargılama aşamasında delil sunulamaz ve başka bir davanın beklenilmesi ve bilgi getirtmesi de mahkemeden istenemez. Ancak somut olayın haklı göstermesi hâlinde mahkeme, kesin süreye bağlayarak, davacının delil sunma ve bilgi getirtme istemini kabul edebilir. Fesih davası acele işlere ilişkin usule tâbîdir (TTK m.353 f.3).

Fesih davası şirketin tescil ve ilanından itibaren üç ay içerisinde açılmalıdır. Bu üç aylık süre hak düşürücü süredir (TTK m.353 f.4).

N. Kanuna Karşı Hile

Anonim şirketin tescilinden itibaren iki yıl içinde bir işletme veya aynın, sermayenin onda birini aşan bir bedel karşılığında devralınmasına veya kiralanmasına ilişkin sözleşmeler, genel kurulca onaylanıp ticaret siciline tescil edilmedikçe geçerli olmaz.

Bu sözleşmelerin onaylanmasından ve tescilinden önce bunların ifası amacıyla yapılmış olan ödemeler dâhil, her türlü tasarruf geçersizdir (TTK m.356 f.1).

Bu yasak sermayenin korunması ilkesinin bir yansıması olarak anonim şirketin kuruluşuna ilişkin emredici hükümlerle meydana getirilen hukuki rejimin dolanılmasının önüne geçmeyi hedeflemektedir.

Genel kurul tarafından onay kararının verilmesinden yönetim kurulunun istemi üzerine şirketin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesince atanacak bilirkişinin, şirket tarafından devralınacak ya da kiralanacak işletme ve ayınlara değer biçmesi gerekir. Bilirkişinin hazırlamış olduğu rapor resmî bir nitelik taşır (TTK m.356 f.2).

Karar alınabilmesi için sermayenin en az yüzde yetmişbeşini oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oyu gerekmektedir. Yeter sayıya toplantıda ulaşılamadığı takdirde izleyen toplantılarda da aynı yeter sayı aranır (TTK m.356 f.3, 421 f.3, 4).

Devralınmaya veya kiralanmaya ilişkin sözleşmenin genel kurul kararı ile birlikte ticaret siciline tescil ve TTSG’de ilan edilmesi gerekir.

V. Anonim Şirketin Organları

A. Yönetim Kurulu

1. Yönetim Kurulu Üyeliği

a. Üyelerin Atanması, Seçimi ve Süresi

Anonim şirketin kuruluşunda ilk yönetim kurulu üyeleri esas sözleşme ile atanırken (TTK m.339 f.3), daha sonraki yönetim kurulu üyelerinin genel kurul tarafından seçilmeleri gerekmektedir (TTK m.359 f.1).

Yönetim kurulunda atanmış ya da seçilmiş üye sayısı bir veya daha fazla olabilir. TTK ile getirilen yeni sisteme göre bir üyeyle dahi yönetim kurulunun oluşmasına imkân tanınmıştır(TTK m.359 f.1).

Yönetim kurulunda üyeler gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişilerin de yönetim kurulunda üye sıfatıyla yer alabilmesi mümkündür. Bu ihtimalde tüzel kişi yönetim kurulu üyesi ile birlikte bir gerçek kişi temsilcinin de ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi gerekir.

Tüzel kişi adına toplantılara katılma ve oy kullanma yetkisi sadece gerçek kişi temsilciye aittir. Gerçek kişi temsilci tüzel kişi üye adına yönetim kurulu çalışmalarına, toplantılarına katılacaktır (TTK m.359 f.2).

Yönetim kurulu üyelerinin ve şayet üye tüzel kişi ise tüzel kişi üyenin gerçek kişi temsilcisinin tam ehliyetli olması atanma ve seçilme şartıdır (TTK m.359 f.3).

Bir anonim şirkette devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin pay sahipliği söz konusu ise, sayılan kamu tüzel kişileri veya bu kamu tüzel kişilerinin gerçek kişi temsilcileri de yönetim kuruluna seçilebilir.

Kamu tüzel kişisini temsilen birden fazla gerçek kişi yönetim kuruluna seçilebilir. Bunun için yönetim kurulu üye sayısı ikiden fazla olan şirketlerde üyelerin tamamının aynı kamu tüzel kişisinin temsilcisi olmaması şartının sağlanması gerekir (TTK m.359 f.4).

Yönetim kurulu üyeleri en çok üç yıl süreyle görev yapmak üzere seçilir. Görev süresi sona eren bir üyenin yeniden seçilebilmesi mümkündür. Bunun için esas sözleşmede aksi yönde bir hükmün bulunmaması gerekir (TTK m.362 f.1).

Kamu tüzel kişilerinin işletme konusu kamu hizmeti olan anonim şirketlerin yönetim kurulundaki temsilcileri bu kapsam dâhilinde değildir (TTK m.362 f.2).

b. Belirli Grupların Yönetim Kurulunda Temsil Edilmesi

Anonim şirket yönetim kurulunda belirli pay gruplarına, özellik ve nitelikleriyle belirli bir grup oluşturan pay sahiplerine ve azlığa temsil edilme hakkı tanınabilir. Bunun için esas sözleşmede bu hakkın ilgili gruplara tanınmış olması gerekir (TTK m.360 f.1).

Bu şekilde yönetim kurulunda temsil edilme hakkı tanınan paylar imtiyazlı paylar olarak kabul edilir (TTK m.360 f.2).

Esas sözleşmede yönetim kurulu üyelerinin doğrudan söz konusu ilgili gruplar arasından seçilebilmesi öngörülebileceği gibi bu gruplara yönetim kurulu üyeliği için aday önerme hakkının da tanınması mümkündür. Bu ihtimalde genel kurulun ilgili gruplarca önerilen adayı veya ilgili gruplara mensup adayı yönetim kurulu üyeliğine seçmesi bir zorunluluktur

Bu zorunluluğun tek istisnası haklı sebeplerin bulunmasıdır. Haklı sebeplerin bulunması halinde genel kurulun böyle bir zorunluluğundan bahsetmek mümkün değildir.

İlgili gruplara bu şekilde tanınacak temsil edilme hakkı, halka açık anonim şirketlerde yönetim kurulu üye sayısının yarısını aşamaz (TTK m.360 f.1).

c. Üyeliğin Boşalması

Kamu tüzel kişilerinin işletme konusu kamu hizmeti olan anonim şirketlerin yönetim kurulunda temsilci atayabilme yetkilerinin dışında kalan hallerde, anonim şirket yönetim kurulunda herhangi bir sebeple üyelik boşaldığı takdirde yönetim kurulu üye olabilmek için gerekli olan kanuni koşullara sahip birini geçici olarak yönetim kurulu üyeliğine seçer.

Seçilen bu üye daha sonra ilk genel kurul toplantısında genel kurulun onayına sunulur. Bu yolla seçilen üye ilk genel kurul toplantısına kadar görevini yerine getirir. Genel kurul tarafından onaylandığı takdirde ise selefinin yani yerine seçildiği üyenin görev süresini tamamlar (TTK m.363 f.1).

d. Üyeliğin Kendiliğinden Sona Ermesi

Yönetim kurulu üyeliği bazı hallerde herhangi bir işleme gerek kalmaksızın kendiliğinden sona ermektedir. TTK m.363 f.2 bu halleri, üyenin iflasına karar verilmesi, ehliyetinin kısıtlanması veya üyelik için gerekli kanuni şartları ya da esas sözleşmede öngörülen nitelikleri üyenin kaybetmesi olarak sıralamıştır.

e. Görevden alma

Yönetim kurulu üyelerini görevden alacak merci anonim şirketin genel kuruludur. Yönetim kurulu üyelerinin esas sözleşmeyle atanmış olmaları bu noktada herhangi bir fark meydana getirmemektedir

Gündemde görevden almaya ilişkin bir madde yer almasa dahi haklı bir sebebin varlığı halinde genel kurul yönetim kurulu üyesini her zaman görevden alabilir (TTK m.364 f.1).

Yönetim kurulu üyesinin bir tüzel kişi olduğu hallerde ise tüzel kişi üye temsilcisini genel kurul kararına gerek kalmaksızın her an değiştirebilir (TTK m.364 f.1).

Görevden alınan yönetim kurulu üyesinin şirkete karşı tazminat hakkı bulunmaktadır. Görevden alınmış olması üyenin tazminat hakkından da mahrum kalmasına yol açmaz. Kamu tüzel kişilerinin anonim şirket yönetim kurulundaki temsilcilerinin görevden alınmasına ilişkin olarak TTK m.334’de yer alan düzenleme saklıdır (TTK m.364 f.2).

2. Şirketin İdaresi ve Temsili

a. Yönetim Kurulunun Organizasyonu

Yönetim kurulu bir başkan ve başkanın bulunmadığı zamanlarda ona vekalet etmek üzere en az bir başkan vekilini kendi üyeleri arasından seçer. Bununla birlikte esas sözleşmede başkan ve başkan vekilinin veya bunlardan en az birinin genel kurul tarafından seçilmesi öngörülebilir (TTK m.366 f.1).

Bu ihtimalde başkan ve başkan vekili seçimi noktasındaki yetki genel kurula aittir. Bu hallerde dahi genel kurul tarafından seçilecek başkan ve başkan vekilinin yönetim kurulu üyeleri arasında yer alması gerekmektedir.

b. İdare ve Temsil Yetkisi

Anonim şirketin idaresi ve temsilinde görevli ve aynı zamanda yetkili merci yönetim kuruludur (TTK m.365).

Ticari temsilci ya da ticari vekil atanmasına ilişkin hükümler ise idare ve temsil noktasında yönetim kurulunun mutlak pozisyonunun istisnaları olarak kabul edilebilir (TTK m.368).

Buna ilaveten, yönetim kurulu, işlerin gidişini izlemek, kendisine sunulacak konularda rapor hazırlamak, kararlarını uygulatmak veya iç denetim amacıyla içlerinde yönetim kurulu üyelerinin de bulunabileceği komiteler ve komisyonlar kurabilir (TTK m.366 f.2).

Anonim şirketi temsile veya idareye yetkili olanların, görevlerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden şirket sorumludur. Şirketin zarara yol açan yetkililere karşı rücû hakkı bulunmaktadır.

aa. Şirketin İdaresi ve İdare Yetkisinin Devri

Anonim şirketin idaresine ilişkin olarak yönetim kurulu yetkisini devretmediği

takdirde, yönetim kurulunun tüm üyeleri şirketin idaresine ilişkin olarak yetkili

ve görevlidirler (TTK m.367 f.2).

Yönetim kurulu idare yetkisini kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim

kurulu üyesine devretmeye yetkilidir. Bu yetki devrinin, yönetim kurulu

tarafından düzenlenecek bir iç yönergeye göre gerçekleşmiş olması gerekir.

Yetkinin devrinin gerçekleşebilmesine ilişkin olarak esas sözleşmede hükmün

bulunması ise aranan bir ön şart olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yönetim kurulu tarafından hazırlanacak olan iç yönerge, şirketin yönetimini

düzenler, bunun için gerekli olan görevleri tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle

kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler.

Yönetim kurulu, istem üzerine pay sahiplerini ve korunmaya değer

menfaatlerini ikna edici bir biçimde ortaya koyan alacaklıları, bu iç yönerge

hakkında yazılı olarak bilgilendirir (TTK m.367 f.1).

bb. Şirketin Temsili ve Temsil Yetkisinin Devri

Yönetim kurulu anonim şirketin temsilinde yetkilidir.

Temsil yetkisini yönetim kurulu çift imza ile kullanabilir

Temsile yetkili en az iki yönetim kurulu üyesinin imzası ile söz konusu hukuki işlem anonim şirketi bağlayacaktır. Ancak bu genel kuralın aksi gerçekleşebilir. Bir başka deyişle tek bir yönetim kurulu üyesinin dahi imzasının şirketi bağlayabilmesi için yeterli olacağı öngörülebilir. Bunun için gerçekleşmesi gereken şart çift imza kuralının istisnasının esas sözleşmede açıkça gösterilmiş olmasıdır.

Buna ilaveten yönetim kurulunun tek kişiden oluştuğu hallerde de doğal olarak tek üyenin imzası ile hukuki işlem anonim şirketi bağlayabilecektir (TTK m.370 f.1).

Yönetim kurulu idare yetkisinde olduğu gibi temsil yetkisini de devredebilir (TTK360/2).

Yönetim kurulu temsile yetkili kişileri ve bunların temsil şekillerini gösterir kararının noterce onaylanmış suretini, tescil ve ilan edilmek üzere ticaret siciline verir. Temsil yetkisinin ticaret sicilinde tescilinden sonra ilgili kişilerin seçimine veya atanmalarına ilişkin herhangi bir hukuki sakatlık, şirket tarafından üçüncü kişilere ancak sakatlığın bunlar tarafından bilindiğinin ispat edilmesi şartıyla ileri sürülebilir (TTK m.373).

Yönetim kurulu, yukarıda belirtilen temsilciler dışında, temsile yetkili olmayan

yönetim kurulu üyelerini veya şirkete hizmet akdi ile bağlı olanları sınırlı

yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları olarak atayabilir.

Bu şekilde atanacak olanların görev ve yetkileri, hazırlanacak iç yönergede

açıkça belirlenir. Ancak sadece iç yönerge ile ticari vekil ve diğer tacir

yardımcıları atanamaz.

Yönetim kurulu tarafından bu şekilde atanmış ticari vekil veya diğer tacir

yardımcılarının da ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi gerekir. Bu kişilerin,

şirkete ve üçüncü kişilere verecekleri her tür zarardan dolayı yönetim kurulu

müteselsilen sorumludur (TTK m.371 f.7).

Şirketin temsilinde temsil yetkisine sahip olan yönetim kurulu üyeleri ya da

üçüncü kişi olarak müdürler, şirketin amacına ve işletme konusuna giren her

türlü hukuki işlemi şirket adına yapabilirler ve şirketin ticaret unvanını

kullanabilirler (TTK m.371 f.1).

Buna karşın söz konusu amaç ve konu şeklindeki temsil yetkisinin kapsamını ve

sınırı ancak anonim şirket tüzel kişiliği ve temsil yetkisini kullananlar için bir

anlam ifade etmektedir. Nitekim ultra vires ilkesinin TTK ile kaldırılması ile

(TTK m.125 f.2) şirketin amacını ve konusu dışında kalan bir işlem dahi üçüncü

iyiniyetli kimselere karşı anonim şirketi bağlayacaktır (TTK m.371. f.2).

Buna karşın, temsil yetkisinin kapsamını aşan işlemleri gerçekleştiren üye veya müdürlerin kanuna ve esas sözleşmeye aykırı işlemleri dolayısıyla şirkete karşı sorumlulukları söz konusudur. Nitekim şirket tüzel kişiliği uğradığı zararlar sebebiyle söz konusu kişilere rücu edebilirler (TTK m.371 f.1).

Temsil yetkisinin sınırlandırılması kural olarak iyiniyet sahibi üçüncü kişilere karşı hüküm ifade edemez. Ancak bu sınırlandırma, sadece birlikte temsil kaydı ve/veya belirli bir veya birden fazla şubenin işleriyle ilgili olarak gerçekleştirilmişse ve buna ilaveten sınırlandırmalar ticaret siciline tescil ve ilan edilmişse bu ihtimalde söz konusu sınırlandırmalar üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecektir (TTK m.371 f.3).

3. İdare ve Temsil Dışındaki Görevleri ve Yetkileri

a. Genel Olarak

Yönetim kurulu ve kendisine bırakılan alanda yönetimin kanun ve esas sözleşme uyarınca genel kurulun yetkisinde bırakılmış bulunanlar dışında, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkili olduğu TTK m.374’te genel bir ifadeyle düzenlenmiştir (TTK m.374).

Bu özel nitelikteki görev ve yetkilerini incelemeden önce yönetim kurulu üyelerinin ve yönetimle görevli üçüncü kişilerin (ticari temsilci ve ticari vekil), görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmekle ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmekle yükümlü olduklarını belirtmemiz gerekir (TTK m.369).

b. Yönetim Kurulunun Devredilemez Görev ve Yetkileri

TTK m.375’te yönetim kuruluna münhasır olan ve vazgeçilemez nitelikteki

görev ve yetkiler maddeler halinde sayılmıştır. Buna göre,

a) Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi,

b) Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi,

c) Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde,

finansal planlama için gerekli düzenin kurulması,

d) Müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların

atanmaları ve görevden alınmaları,

e) Yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç

yönergelere ve yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip

etmediklerinin üst gözetimi,

f) Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin

tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklamasının

düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının

hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi,

g) Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması,

anonim şirketin yönetim kurulunun vazgeçilemez görev ve yetkileridir

c. Sermayenin Kaybı, Borca Batık Olma Durumunda Yönetim Kurulunun

Görevleri

aa. Çağrı ve Bildirim Yükümü

Anonim şirketin son yıllık bilançosuna göre sermaye ile kanuni yedek akçeler

toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde,

yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırmakla ve bu genel kurula

uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunmakla yükümlüdür (TTK m.376 f.1).

Bununla birlikte son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler

toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde,

derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya

sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden

sona erer. Bu bir infisah sebebidir (TTK m.376 f.2).

Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa

yönetim kurulu, işletmenin devamlılığı esasına göre aktiflerin muhtemel satış

fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır.

Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya

yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin

bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister.

Bununla birlikte iflas kararı verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak

ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının

alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki

sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmişlerse ve bu beyanın veya

sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından

iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış ise

iflas gerçekleşmez. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış

başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur (TTK m.376 f.3).

bb. İflasın Ertelenmesi İsteme Yükümü

Yönetim kuruluna yüklenen bir başka özel nitelikteki görev ve yetki ise iflasın

ertelenmesini istemektir.

Buna göre, herhangi bir alacaklının yanında yönetim kurulunun da iyileştirme

projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini istemesi mümkündür. Ancak

iflasın ertelenmesi talebinde bulunulurken mahkemeye sunulacak olan

iyileştirme projesinde yeni nakit sermaye konulması dâhil nesnel ve gerçek

kaynaklar ve önlemlerin de gösterilmesi gerekmektedir. İflasın ertelenmesi

talebine ilişkin olarak İcra ve İflas Kanunu m.179 ila 179/b uygulanacaktır

(TTK m.377).

d. Riskin Erken Saptanması ve Yönetimi Görevi

Pay senetleri borsada işlem gören şirketlerde yönetim kurulu, şirketin varlığını,

gelişmesini ve devamını tehlikeye düşüren sebeplerin erken teşhisi, bunun için

gerekli önlemler ile çarelerin uygulanması ve riskin yönetilmesi amacıyla

uzman bir komite kurmak, sistemi çalıştırmak ve geliştirmekle yükümlüdür.

Pay senetleri borsada işlem görmeyen şirketlerde ise bu komite denetçinin

gerekli görüp bunu yönetim kuruluna yazılı olarak bildirmesi hâlinde derhâl

kurulur ve ilk raporunu kurulmasını izleyen bir ayın sonunda verir (TTK

m.378 f.1).

Komite, yönetim kuruluna her iki ayda bir rapor verir. Bu raporda durum

değerlendirilir ve varsa tehlikelere işaret edilir, çareler gösterilir. Raporun

denetçiye de gönderilmesi gerekir.

4. Yönetim Kurulu Toplantıları

a. Toplantı Usulü ve Toplantı ve Karar Yeter Sayıları

Esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim

kurulu, üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır.

Yeter sayının sağlandığı toplantılarda kararlar ise toplantıda hazır bulunan

üyelerin çoğunluğu ile alınır.

Yönetim kurulunun elektronik ortamda yapılması hâlinde de aynı kural geçerlidir (TTK

m.390 f.1).

Yönetim kurulu toplantılarında üyeler bizzat katılmak ve oy vermek zorundadırlar. Bir

başka deyişle yönetim kurulu üyeleri birbirlerini temsilen oy veremeyecekleri gibi,

toplantılara vekil aracılığıyla da katılamazlar (TTK m.390 f.2).

Oylama neticesinde oylar eşit olduğu takdirde o konu gelecek toplantıya bırakılır. İkinci

toplantıda da eşitlik olursa söz konusu öneri reddedilmiş sayılır (TTK m.390 f.3).

Üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu

kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı karar şeklinde yazılmış

önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle toplantı

yapılmaksızın da verilebilir.

Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın

geçerlilik şartıdır.

Onayların aynı kâğıtta bulunması da şart değildir ancak onay imzalarının bulunduğu

kâğıtların tümünün yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması veya kabul edenlerin

imzalarını içeren bir karara dönüştürülüp karar defterine geçirilmesi kararın geçerliliği

için gereklidir (TTK m.390 f.4).

İster toplantı yapılarak isterse yazılı öneri üzerine karar alınsın her durumda alınan

kararın geçerliği yazılı olmasına ve devamında imza edilmesine bağlıdır (TTK m.390

f.5).

b. Batıl Kararlar

TTK m.391’de yönetim kurulunun batıl kararları sayılmıştır. Kanunda yer alan

sayım örnek vermek amacını gütmektedir.

Yönetim kurulunun almış olduğu bir kararın batıl olduğunun tespiti

mahkemeden talep edilebilir. Mahkemeden yönetim kurulu kararının butlan

olduğuna dair tespit hükmü özellikle alınan kararın,

a. Eşit işlem ilkesine aykırı olması,

b. Anonim şirketin temel yapısına uymaması veya sermayenin korunması ilkesini

gözetmemesi,

c. Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal etmesi veya

bunların kullanılmalarını kısıtlaması ya da güçleştirmesi,

d. Diğer organların devredilemez yetkilerine girmesi ve bu yetkilerin devrine

ilişkin olması hallerinde verilir.

5. Yönetim Kurulu Üyelerinin Hakları ve Borçları

a. Hakları

aa. İdari Hakları

Anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin en önemli idari nitelikteki hakkı şirketin idaresinde ve temsilinde yetkili olmalarıdır.

Bununla birlikte bilgi alma ve inceleme hakkını, toplantılara katılma ve oy kullanma hakkını da bu başlık altında inceleyebilmek mümkündür.

Her yönetim kurulu üyesinin şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteyebilmesi, soru sorabilmesi ve inceleme yapabilmesi mümkündür.

Ayrıca her yönetim kurulu üyesinin başkandan yönetim kurulunu toplantıya davet edebilmesi de imkân dâhilindedir (TTK m.392 f.7).

Bir üyenin istediği herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirtilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınması reddedilemez. Reddedilmişse mahkemeye müracaat edilebilir (TTK m.392 f.1).

Yönetim kurulu toplantılarında, yönetim kurulunun bütün üyeleri gibi şirket yönetimiyle görevlendirilen kişiler ve komiteler de bilgi vermekle yükümlüdür. Bir üyenin bu konudaki istemi de reddedilemez, soruları cevapsız bırakılamaz (TTK m.392 f.2).

Yönetim kurulu başkanı, bir üyenin, bilgi alma, soru sorma ve inceleme yapma

istemini reddederse konu iki gün içinde yönetim kuruluna getirilir.

Kurulun toplanmaması veya bu istemi reddetmesi hâlinde üye, şirketin

merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurabilir.

Mahkeme istemi dosya üzerinden inceleyip karara bağlayabilir, mahkemenin

kararı kesindir (TTK m.392 f.4).

Yönetim kurulu başkanı dahi olsa kurulun izni olmaksızın yönetim kurulu

toplantıları dışında bilgi alması, şirket defter ve dosyalarını inceleyebilmesi

mümkün değildir. Yönetim kurulu başkanının bu yöndeki talebi yönetim

kurulu tarafından reddedilmişse başkanın dahi mahkemeye müracaat

edebilmesi mümkündür (TTK m.392 f.5).

Yönetim kurulu üyesinin bilgi alma ve inceleme hakkının kısıtlanabilmesi

veya kaldırılabilmesi mümkün değildir. Buna karşın, esas sözleşme ile veya

yönetim kurulu kararı ile üyelerin bilgi alma ve inceleme haklarının

genişletilebilmesi mümkündür (TTK m.392 f.6).

bb. Mali Hakları

Yönetim kurulu üyelerinin mali haklarının kapsamına, huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenmesi dâhildir.

Tüm bu mali hak kalemlerinin geçerlik kazanabilmesi için bu kalemlerin tutarlarının esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olması gerekmektedir (TTK m.394).

b. Borçları

aa. Müzakereye Katılma Yasağı

TTK m.393’te yönetim kurulu üyelerinin müzakerelere katılma yasağı düzenlenmiştir.

Buna göre, yönetim kurulu üyesinin, kendisinin şirket dışı kişisel menfaatiyle şirketin menfaatinin çatıştığı konulara ilişkin müzakerelere katılması yasaktır.

Bununla birlikte yönetim kurulu üyesinin, alt ve üst soyundan birinin ya da eşinin yahut üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarından birinin, kişisel ve şirket dışı menfaatiyle şirketin menfaatinin çatıştığı konulara ilişkin müzakerelere de katılması yasak kapsamında kabul edilmektedir.

. Kanunda açıkça sayılmış bu ihtimallerin dışında, yönetim kurulu üyesinin müzakereye katılmamasının dürüstlük kuralının gereği olan durumlarda da müzakereye katılma yasağı söz konusu olmaktadır.

Yönetim kurulu üyesi hakkında müzakerelere katılamamasının dürüstlük

kuralının bir gereği olup olmadığı hakkında tereddüt bulunduğu takdirde

yönetim kurulunun kararı belirleyici nitelik kazanmaktadır. Nitekim söz konusu

kararın alınmasında ilgili üyenin oy kullanması söz konusu olamaz (TTK

m.393 f.1).

TTK m.393 f.2’de, müzakereye katılma yasağının çiğnenmesi halinde, yasağı

çiğneyen yönetim kurulu üyesi ve menfaat çatışması nesnel olarak varken ve

biliniyorken ilgili üyenin toplantıya katılmasına itiraz etmeyen üyeler ve söz

konusu üyenin toplantıya katılması yönünde karar alan yönetim kurulu üyeleri

bu sebeple şirketin uğradığı zararı gidermekle yükümlü tutulmuşlardır

bb. Şirketle İşlem Yapma Yasağı

Yönetim kurulu üyesi, genel kuruldan izin almaksızın, şirketle kendisi veya

başkası adına herhangi bir işlem yapamaz (TTK m.395 f.1).

Bu yasağın ihlâli halinde anonim şirket tüzel kişiliği, yapılan işlemin batıl

olduğunu ileri sürebilse de işlemin diğer tarafının böyle bir iddiada bulunması

söz konusu olamaz. Nitekim burada tek taraflı bağlamazlığın varlığından

bahsetmek mümkündür.

cc. Şirkete Borçlanma Yasağı

Şirkete borçlanma yasağı da yönetim kurulu üyeleri için söz konusu olmaktadır. Ancak bu noktada tespit edilmesi gerekir ki, bir yönetim kurulu üyesinin şirkete borçlanma yasağına tabi olabilmesi için pay sahibi olmaması gerekir.

Pay sahibi olan yönetim kurulu üyeleri ise şirkete borçlanabilmektedir. TTK m.395 f.2’ye göre, pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ile yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan alt ve üst soyundan biri ya da eşi yahut üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları şirkete nakit borçlanamaz.

Bu kişiler için şirket kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz (TTK m.395 f.2).

Şirkete borçlanma yasağının ihlâli halinde, şirket alacaklıları bu kişileri, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları için doğrudan takip edebilir (TTK m.395 f.2).

dd. Rekabet Yasağı

Anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin tabi oldukları yasaklardan biri de rekabet yasağıdır. Buna göre, yönetim kurulu üyeleri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacakları gibi aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremezler (TTK m.396 f.1).

Bu yasağa aykırı davranıldığı hallerde, yönetim kurulu üyelerinden şirket tüzel kişiliği tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir (TTK m.396 f.1).

Rekabet yasağını ihlâl eden yönetim kurulu üyesi kararın alınmasında oy kullanamaz (TTK m.396 f.2).

Rekabet yasağının ihlâli halinde şirket tüzel kişiliğinin seçimlik hakları, söz konusu ticari işlemlerin yapıldığının veya yönetim kurulu üyesinin diğer bir şirkete girdiğinin, diğer üyelerce öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her hâlde bunların gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçince zamanaşımına uğrar (TTK m.396 f.3).

6. Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu

Yönetim Kurulu üyelerinin hukuki sorumlulukları, TTK m.553’te düzenlenmiştir.

TTK m.553’te yer alan bu düzenleme yönetim kurulu üyelerinin dışında kurucuların, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumlulukları hakkında da geçerli olmaktadır. Buna göre, yönetim kurulu üyeleri, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde hukuki sorumlulukları söz konusu olmaktadır.

Maddede yer alan açık ifade gereği, yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumlulukları kusura dayanmaktadır.

Yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluklarından bahsedilebilmesi için zararın varlığı şarttır. Zarar, anonim şirket tüzel kişiliği nezdinde gerçekleşebileceği gibi, pay sahipleri veya şirket alacaklıları nezdinde gerçekleşebilmektedir (TTK m.553 f.1).

Yönetim kurulu üyeleri, kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamazlar. Bu sorumsuzluk durumu, yönetim kurulu üyelerinin gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz (TTK m.553 f.3).

Yönetim kurulu üyelerinin, görevlerini yaparken kusurlarıyla şirkete verebilecekleri zararlar sigorta ettirilebilir. Bu sigorta, mesleki sorumluluk sigortası kapsamında değerlendirilir (TTK m.361).

Yönetim kurulunun kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir yetkiyi veya görevi devredebilmesi mümkündür (TTK m.367, 370). Bu ihtimalde yetkiyi veya görevi devralan kişilerin fiil ve kararlarından dolayı hukuki sorumluluk kural olarak sadece yetki veya görevi devralan kişiler için söz konusu olmaktadır.

Bununla birlikte yönetim kurulu veya üyeleri, yetki veya görev devrini gerçekleştirirken devrettikleri kişi ya da kişilerin seçiminde özen göstermemişler ise bu devre rağmen yine de hukuken sorumlu olmaktadırlar. Gösterilmesi gereken özen ölçüsü kanun koyucu tarafından “makul derece” şeklinde gösterilmiştir. İspat yükü, makul derecede özenin gösterilmediğini iddia eden tarafa aittir (TTK m.553 f.2).

B. Genel Kurul

Anonim şirketlerde karar organı, esas itibarıyla genel kuruldur. Nitekim ortaklar

iradelerini genel kurul toplantıları aracılığıyla ortaya koyarlar ve şirketin

idaresine ilişkin haklarını kural olarak genel kurul aracılığı ile kullanırlar (TTK

m.407 f.1).

Anonim şirketin tek ortaklı teşkili de mümkündür. Bu halde, tek ortaklı anonim

şirketlerde bu ortak genel kurulun tüm yetkilerine sahiptir. Bununla birlikte, tek

ortağın genel kurul sıfatıyla alacağı kararların geçerlilik kazanabilmeleri için

yazılı olmaları gerekir (TTK m.408 f.3).

1. Genel Kurulun Görev ve Yetkileri

Genel olarak ifade etmek gerekirse genel kurul, kanunda ve esas sözleşmede

açıkça öngörülmüş bulunan hâllerde karar almakla görevli ve aynı zamanda

yetkilidir (TTK m.408 f.1).

Genel kurula ait yetki ve görevlerden bazıları devredilemez. Devri mümkün

olmayan görev ve yetkiler kanun koyucu tarafından hem TTK m.408 f.2’de hem

de çeşitli hükümlerde olmak üzere dağınık bir şekilde düzenlenmiştir.

Çeşitli hükümlerde öngörülmüş bulunan devredilemez görevler ve yetkiler

saklı kalmak üzere, genel kurulun devredilemez görev ve yetkilerini,

a. Esas sözleşmenin değiştirilmesi,

b. Yönetim kurulu üyelerinin seçimi, süreleri, ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye

ve prim gibi haklarının belirlenmesi, ibraları hakkında karar verilmesi ve

görevden alınmaları,

c. Kanunda öngörülen istisnalar dışında denetçinin seçimi ile görevden alınması,

d. Finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde

tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin

sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil, kullanılmasına dair

kararların alınması,

e. Kanunda öngörülen istisnalar dışında şirketin feshi,

f. Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı

şeklinde saymak mümkündür.