2015 yilina aİt kurumlar vergİsİ...

28
2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ NOT:. İŞ BU KİTAPÇIK BİR BİLGİLENDİRME KİTAPÇIĞI OLUP HATA VE UNUTMA MÜSTESNADIR.

Upload: others

Post on 17-Jan-2020

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

2015 YILINA AİT

KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ

DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI

ÖNEMLİ NOT:. İŞ BU KİTAPÇIK BİR BİLGİLENDİRME KİTAPÇIĞI OLUP HATA VE UNUTMA MÜSTESNADIR.

Page 2: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

2

2015 yılında elde edilen kurum kazançları için kurumlar vergisi beyanname verme süresi 1 Nisan

2016 tarihinde başladı.

Mükelleflerimizin

beyannamelerini www.gib.gov.tr aracılığıyla https://ebeyanname.gib.gov.tr adresi üzerinden elektronik

ortamda 25 Nisan 2016 tarihine kadar göndermeleri gerekmektedir.

Hesaplanan kurumlar vergisi nisan ayının sonuna kadar anlaşmalı bankalardan ödenecektir.

Bilgi ve danışma için Vergi İletişim Merkezi - 444 0 189

E-beyanname sistemine ulaşmak için tıklayınız.

Beyannamenin vergi Bildirimi tablosunda mahsup edilecek vergiler üç başlık altında toplanmıştır. Bu başlıklar;

Yabancı ülkelerde ödenen vergilerden mahsup edilecek kısım

Yıl içinde kesinti yoluyla ödenen vergiler ve

Geçici vergiden oluşmaktadır.

Yurt içinde kesilen vergilerin mahsubuna ilişkin düzenleme Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 34. maddesinde, yurt

dışında ödenen vergilerin mahsubuna ilişkin düzenleme ise aynı Kanun’un 33. maddesinde yapılmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 34. maddesinde yapılan düzenlemeye göre; beyannamede gösterilen

kazançlardan kaynağında kesilmiş olan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edileceği, mahsubu yapılan miktarın kurumlar vergisinden fazla olması halinde aradaki farkın vergi

dairesince mükellefe bildirileceği ve mükellefin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde müracaatı üzerine

kendisine iade olunacağı hükme bağlanmıştır.

52 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğiyle yapılan düzenlemelere göre;

Yıllık beyanname ile beyan edilen kurum kazancı üzerinden hesaplanan vergiden yıl içinde kesilen

vergilerin mahsup edilebilmesi için, kesilen verginin beyannameye dahil edilen kazanca ilişkin olması gerekir.

1)-KURUMLAR VERGİSİ BEYAN VE ÖDEME ZAMANI

UYGULAMA SIRASI

2) KURUMLAR VERGİSİNDEN MAHSUP EDİLECEK VERGİLER

UYGULAMA SIRASI

Page 3: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

3

Kesilen vergilerin, yıllık kurumlar vergisinden mahsubunda mükelleflerin kendilerinden yapılan vergi

tevkifatı ile ilgili olarak kesintiyi yapan vergi sorumlularının adı-soyadı veya unvanını, bağlı olduğu vergi

dairesini ve vergi kimlik numaralarını, kesintiye esas alınan brüt tutarları, kesilen vergileri ve kesinti yapılan dönemleri gösteren bir tabloyu yıllık beyannamelerine eklemeleri gerekli ve yeterlidir.

Yıllık beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden ilgili hesap dönemine ilişkin geçici vergi

dönemlerinde ödenen geçici vergi mahsup edilir. Mahsup işleminin yapılabilmesi için, tahakkuk ettirilmiş geçici verginin ödenmiş olması gerekmektedir.

Tahakkuk ettirilmiş ancak ödenmemiş olması dolayısıyla yıllık beyanname üzerinden hesaplanan

vergiden mahsup imkanı bulunmayan geçici vergi tutarları terkin edilir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 33. maddesinde yapılan düzenlemeye göre;

Yurt dışında elde edilerek Türkiye’de vergilendirilecek kazançlar için daha önce mahallinde ödenen

vergiler, Türkiye’de bu kazançlar nedeniyle hesaplanacak kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.

Mahsup edilebilecek yurt dışında ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergiler, hiçbir surette yurt

dışında elde edilen kazançlara % 20 kurumlar vergisi oranının uygulanmasıyla bulunacak tutardan fazla olamayacaktır.

Yurt dışında elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmiş olması halinde, bu kazançlar

üzerinden yurt dışında ödenen vergiler yurt içinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmeyecektir.

Gelir ve kurumlar vergisi iade talepleri ile ilgili olarak iade islemlerine hiz kazandirilmasi, iade islemleri

açisindan asgarî bir standart getirilmesi ve uygulama birliginin saglanmasi amaciyla hazirlanan Gelir ve

Kurumlar Vergisi Standart Iade Sistemi ile mükelleflerin elektronik ortamda gönderecekleri bilgi ve belgeler esas alinarak Gelir-Kurumlar Vergisi iadelerine yönelik kontrol ve analizler elektronik ortamda yapilarak özet

bir rapor halinde iadeyi yapacak birime ve mükellefe sunulacaktir.

Bu itibarla, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri 2015 ve izleyen vergilendirme dönemlerine yönelik iade taleplerini bahse konu Sistemi kullanmak suretiyle yapacaklardir.

3.a. Kapsam

3.a.1. Islemler Bakimindan

193 sayili Gelir Vergisi Kanununun;

- Mükerrer 120 nci maddesi kapsaminda iadesi gereken geçici vergilerden ve

- 121 inci maddesi kapsaminda, Kanunun 94 üncü ve geçici 67 nci maddeleri uyarinca tevkif edilmis

vergilerden kaynaklanan gelir vergisi iade talepleri ile

5520 sayili Kurumlar Vergisi Kanununun;

- 32 nci maddesi kapsaminda Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerine göre ödenen geçici vergilere iliskin

iade taleplerinde ve

- 34 üncü maddesi kapsaminda Kanunun 15 ve 30 uncu maddeleri ile Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci

maddesi uyarinca tevkif edilmis vergilerden kaynaklanan kurumlar vergisi iade taleplerinde

3) GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞINCA 21.03.2016 TARİHİNDE GELİR/KURUMLAR VERGİSİ STANDART İADE SİSTEMİ (GEKSİS) 2015 DÖNEMİNE AİT OLMAK ÜZERE HAYATA GEÇTİ

UYGULAMA SIRASI

Page 4: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

4

söz konusu maddelerde yer alan yetki çerçevesinde Maliye Bakanligi tarafindan gerekli görülen bilgi ve belgeler elektronik ortamda alinacaktir.

3.b). Mükellefler Bakimindan

Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri yukarida belirtilen iade taleplerini bu uygulama kapsaminda yapacaklardir.

3.c) Diger Hususlar

Iade talebine iliskin olarak elektronik ortamda alinmasi uygun görülen liste ve/veya tablolar disinda kalan diger belgelerin önceden oldugu gibi vergi dairesine intikal ettirilmesi gerekmektedir.

Vergi daireleri mükelleflerin iade taleplerini, sistem tarafindan üretilecek Gelir ve Kurumlar Vergisi Iadesi

Kontrol Raporu çerçevesinde degerlendirerek ilgili Gelir Vergisi Genel Tebliglerinde ve Sirkülerlerinde

belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde sonuçlandiracaktir.

Mükelleflerin iade taleplerinin, 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliginde belirtilen esas ve süreler itibariyla geçerlilik kazanacagi tabiidir.

Mükellefler talep ettikleri iadenin konusuna ve beyan ettikleri kazanç türlerine göre Maliye Bakanliginin uygun görecegi liste ve tablolari asagidaki esaslara uygun olarak elektronik ortamda göndereceklerdir:

a) Her bir tevsik edici belge, fatura düzenleme limitinin altinda kalsa dahi, bu liste ve tablolara ayri ayri

girilecektir.

b) Ayni mükelleften yapilan alimlar, bu liste ve tablolara belge bazinda ayri ayri girilecektir.

Liste ve tablolarin doldurulmasinda uyulacak kurallara internet vergi dairesinden ulasilmasi mümkündür.

Elektronik ortamda alinan belgelerin ayrica kâgit ortaminda verilmesine gerek bulunmamaktadir.

İlgili Mevzuat

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 9'uncu maddesinin birinci fıkrasında kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarların ayrı ayrı gösterilmesi halinde beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla

geçmiş yılların beyannamelerinde gösterilen zararların indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır.

“(1) Kurumlar vergisi matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı

gösterilmek şartıyla aşağıda belirtilen zararlar indirim konusu yapılır:

a) Beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararlar.

1) Son beş yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanunî süresinde verilmiş olması.

İlgili hükümlerin incelenmesinden de görüleceği üzere, geçmiş yıl zararlarının kurum kazancından mahsup

edilebilmesi için her yılın zararının beyannamede ayrı ayrı gösterilmesi gerekmektedir

4) GEÇMİŞ YIL MALİ ZARARLARININ DÖNEM MALİ KARINDAN MAHSUBU

Page 5: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

5

Buna göre, mükelleflerce kurumlar vergisi beyannamelerinde indirim konusu yapabilecekleri geçmiş yıl

zararları bulunmasına rağmen ilgili hesap dönemi için kâr beyan ederek geçmiş yıl zararlarının indirim konusu yapılmaması durumunda, bu dönemi izleyen yıllarda indirim konusu yapma hakkı bulunduğu halde kâr beyan

edilmesi nedeniyle kullanılmayan geçmiş yıl zararlarının mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca,

ilgili dönemde söz konusu kâr beyanı nedeniyle indirim konusu yapılabilecek geçmiş yıl zararları haklarından vazgeçtiklerinin kabul edilerek, kâr beyan edilen dönemin düzeltilmesi de söz konusu olmayacaktır.

4.a) Önceki Dönemlerden Devreden Mali Zararların Mahsubu

KV Beyannamesinin 4 no.lu tablosunda gösterilecek olan geçmiş yıl zararlarının , zarar olsa dahi indirilecek istisna ve indirimler yapıldıktan sonra kalan tutarla sınırlı olarak mahsuba konu edilmelidir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 9. maddesine göre, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek şartıyla, geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan mali zararlar indirim konusu

yapılmaktadır.

Geçmiş yılların beyannamelerinde olduğu gibi 2015 yılı beyannamesinde de istisnalardan kaynaklanan geçmiş

yıllar zararları ile diğer zararlar için ayrı satırlar açılmıştır. Bu kapsamda istisnalardan kaynaklanan geçmiş yıllar zararları ile diğer zararlar ayırımını yapıp ilgili kutucukta gösterilmesi gerekir.

Mevzaute göre geçmiş yıl mali zararlarının mahsubu için;

Zararın beş yıldan fazla nakledilmemiş olması şartı kapsamında 2015 beyannamesinde

2010–2014 yılları zararları mahsup edilebilecektir,

Mahsubun yapılacağı beyannamede her yılın zarar tutarının ayrı ayrı gösterilmiş olması,

Mahsup edilecek geçmiş yıl zararının ilgili olduğu dönemin beyannamesinde yer alması,

gerekmektedir.

“Geçmiş Yıl Zararları” tablosunun tamamının, bu tabloda yer alan zarar tutarları söz konusu beyannamede mahsup edilmese dahi doldurulması unutulmamalıdır.

Mali Zarar mahsubu yapılmayan dönem beyannamesinde de geçmiş yıllar

zararlarının ayrı ayrı gösterilmesi gerekir.

Kazanç olmasına rağmen geçmiş yıl mali zararını mahsup etmeyerek mahsup

hakkından vazgeçen mükellefin, söz konusu zararı izleyen yıllarda mahsup

olanağının bulunmamaktadır.

Kazanç beyan edilen dönemde geçmiş yıllar mali zararlarını mahsup etmeyerek

bu hakkından vazgeçen mükelleflerin, kazanç beyan edilen dönem

beyannamesini düzeltmelerinin ve geçmiş yıl zararlarını indirim konusu

yapmaları mümkün değildir.

İlgili dönem beyannamesinde zarar tutarı gösterilmemişse, söz konusu zararın

sonraki yıllarda mahsup edilemez. Zarar edilen dönem beyannamesinin

düzeltilerek zarar tutarının gösterilmesinin de izleyen yıllarda zarar mahsubuna

olanak sağlamayacağı konusunda idarenin görüşü vardır.

Page 6: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

6

Zararın yasal defterlerde ve mali tablolarda gösterilmemesi durumunda mahsup

Zarar mahsubu için, geçmiş yıllar zararlarının yasal defterlerde veya mali tablolarda

gösterilmesini zorunluluğu bulunmamaktadır. Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde,

sermaye azaltımı yapılarak veya başka bir şekilde geçmiş yıl ticari zararlarının kapatılması

halinde, mali zararların mahsup olanağı mümkündür. Beyanname üzerinde yıllar itibariyle ayrı ayrı gösterilmesi şartıyla geçmiş yıl mali zararları mahsup edilebilir.

4.b) Devir ve bölünme durumunda zarar mahsubu

Devir veya tam bölünme hallerinde, varlıkları devralan kurumlar, devralınan veya bölünen kurumların zararlarını aşağıda belirtilen sınırlamalar çerçevesinde mahsup imkanına sahiptirler.

Buna göre devralan kurumlar, kendi bünyelerinde oluşan zararların yanı sıra;

Devir halinde devralınan kurumların devir tarihi itibarıyla öz sermaye tutarını geçmeyen zararları ile

Tam bölünme işlemi sonucu bölünen kurumun öz sermaye tutarını geçmeyen zararlarını

kazançlarından indirebileceklerdir.

Devir ve bölünme hallerinde devreden zarar tutarları, devralınan veya bölünen kurumun öz sermayesi ile sınırlıdır. Tam bölünme işleminde, bölünen kurumun zararlarından, söz konusu kurumun öz sermayesinin

devralınan tutarını geçmeyen ve devralınan kıymetle orantılı zarar kısmı mahsup edilebilecektir.

4.b.1). Öz sermaye tutarı

Öz sermaye, kurumun Vergi Usul Kanunu uyarınca devir veya bölünme tarihi itibarıyla tespit edilmiş olan öz

sermayesidir. Vergi Usul Kanununun 192 nci maddesi uyarınca, aktif toplamı ile borçlar arasındaki fark öz sermayeyi teşkil etmektedir. Öz sermaye hesabında bu Tebliğin (12.1.5) bölümünde yapılan açıklamalar

dikkate alınacaktır.

Devralınan veya bölünen kurumun öz sermaye tutarının sıfır veya negatif olması halinde bu kurumların

zararlarının mahsubu mümkün değildir.

4.b.2) Devir ve bölünme halinde zarar mahsubu yapılabilmesinin şartları

Devir ve bölünme halinde zarar mahsubunun yapılabilmesi için;

Devralınan veya bölünen kurumların son 5 yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanuni

süresinde verilmiş olması, Devir veya bölünme neticesinde zarar mahsubu yapacak kurumun, aynı faaliyete devir veya

bölünmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az 5 yıl süreyle devam etmesi

gerekmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 9 uncu maddesi ile devir ve bölünme işlemlerinde zarar mahsubu yapılabilmesi için “aynı faaliyete devam” şartı getirilmiştir. Bu şart, mülga 5422 sayılı Kanunun mükerrer 14 üncü

maddesinde yer alan “aynı sektörde faaliyet gösterme” şartından daha dar kapsamlı bir şart olup devralan kurumların devir veya bölünmenin meydana geldiği tarihten itibaren en az 5 yıl süreyle, devralınan veya

bölünen kurumların faaliyetlerini devam ettirme zorunluluğu bulunmaktadır.

Page 7: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

7

Vergiden kaçınma amacına yönelik olarak ekonomiye kazandırılması mümkün olmayan kurumların devir veya

bölünme suretiyle devralınması ya da devralınan veya bölünen kurumların faaliyetinin 5 yıllık süre içinde arızi hale getirilerek kısmen durdurulması veya sona erdirilmesi gibi ekonomik olmayan sebeplerle devir ve

bölünme işleminin yapılması halinde zarar mahsubu mümkün değildir.

Şartların ihlali halinde zarar mahsubu olanağı ortadan kalkacağından, gerekli düzeltme işlemi yapılacak; yersiz

zarar mahsubu nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler için vergi ziyaı doğmuş sayılacaktır.

4.b.3) Devir ve bölünme halinde zarar mahsubunun sırası ve mahsup edilemeyen zarar tutarları

Devralınan zararlar, devreden veya bölünen kurumda doğduğu dönemden itibaren beş yıllık süre içinde

mahsup edilebilecektir.

Devir ve bölünme halinde mahsup edilebilecek zararlar, hangi hesap dönemine ait olduğu devralan kurumların

beyannameleri ekinde ayrıca bildirilmek şartıyla, mükelleflerce serbestçe belirlenebilecektir. Öz sermaye sınırlamasını aşan zarar tutarları ise iptal edilecektir.

4.c.) Yurt dışı zararların mahsubu

Kurumların yurt dışı faaliyetlerinden zarar doğması halinde, maddede belirtilen koşullar dahilinde yurt dışı zararların kurum kazancından indirilebilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, kazançları Türkiye’de kurumlar

vergisinden istisna edilen faaliyetlere ilişkin yurt dışı zararların mahsup imkanı yoktur.

Buna göre, yurt dışı inşaat ve onarım işlerinden elde edilen kazançlar Kanunun 5 inci maddesinin birinci

fıkrasının (h) bendine göre Türkiye’de kurumlar vergisinden istisna edilmiş olduğundan, bu faaliyetlerden zarar

doğması halinde, bu zararlar diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlardan indirim konusu yapılamaz.

Türkiye’de indirim konusu yapılan yurt dışı zararların ilgili ülkede mahsup edilmesi veya gider yazılması halinde, Türkiye’de beyannameye dahil edilecek yurt dışı kazanç, mahsup ya da gider yazılmadan önceki tutar

olacaktır.

4.c.1) Yurt dışı zararların tevsiki

Kurumların yurt dışı faaliyetlerinden doğan zararlarını, Türkiye’de beyan ettikleri kazançlardan indirebilmeleri

için faaliyette bulundukları ülkenin vergi kanunlarına göre beyan ettikleri vergi matrahlarını (zarar dahil), her

yıl o ülke mevzuatına göre denetim yetkisini haiz kuruluşlara incelettirip rapora bağlatmaları ve bu raporun aslı ile birlikte tercüme edilmiş bir örneğini Türkiye’deki ilgili vergi dairesine vermeleri şarttır. Ayrıca, söz

konusu denetim kuruluşlarınca hazırlanan rapor ekinde yer alacak vergi beyanları ile bilanço ve gelir tablosunun, yabancı ülkedeki yetkili makamlara onaylatılması zorunludur.

Faaliyette bulunulan yabancı ülkede denetim yetkisini haiz bir denetim kuruluşunun olmaması halinde, her yıla ait vergi beyannamesi ve eki bilanço ile gelir tablosunun, yabancı ülkenin yetkili makamlarından alınacak veya

onaylatılacak birer örneğinin, mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı mahiyetteki temsilcilerine onaylatılarak, aslının ve tercüme edilmiş bir örneğinin ilgili

vergi dairesine verilmesi gereklidir.

4.c.2) Denetim yaptırma zorunluluğu

Yurt dışı zararlarını Türkiye’de beyan ettikleri kazançlarından indirmek isteyen kurumların yurt dışı faaliyet

sonuçlarını yukarıdaki esaslara göre tevsik etmeleri şarttır. Mükelleflerin yurt dışı zararlarını mahsup

edebilmeleri için maddede belirtilen esaslara göre hazırlanmış son beş yıla ilişkin raporlarını ilgili vergi dairesine ibraz etmiş olmaları gerekmektedir.

Page 8: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

8

4.c.3) Yurt dışında zarar mahsubu

Türkiye’de indirim konusu yapılan yurt dışı zararın, ilgili ülkede de mahsup edilmesi veya gider yazılması halinde, Türkiye’deki beyannameye dahil edilecek yurt dışı kazanç, mahsup veya gider yazılmadan önceki

tutardır.

4.c.4) Geçmiş yıl faaliyet sonuçları

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan yurt dışı

zararların mahsubuna ilişkin hüküm, mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda da yer aldığından, kurumların geçmiş yıllara ilişkin yurt dışı faaliyet zararlarını yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde tevsik

etmeleri zorunludur.

4.c.5) Faaliyet sonuçlarının genel sonuç hesaplarına intikal ettirilme zamanı

Yurt dışı faaliyet sonuçlarının Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi zamanı konusunda Tebliğin

(5.9) bölümünde yapılan açıklamalar geçerli olacaktır. Yurt dışı faaliyetlerden doğan kârlar, Türkiye’de genel

sonuç hesaplarına hangi para cinsinden intikal ettirilmişse, zararların da aynı para cinsinden intikal ettirilmesi gerekmektedir.

6009 sayılı Kanun’la Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 69. maddesine eklenen, yatırım indirimini kazancın % 25’i ile sınırlayan hüküm, Anayasa Mahkemesinin 09.02.2012 tarihli kararıyla iptal edilmiş, hükmün karar Resmi Gazetede yayımlanacağı güne kadar yürürlüğü durdurulmuş ve bu kararlar Mahkeme tarafından kamu oyuna 17.02.2012 tarihinde duyurulmuştur. Anayasa Mahkemesinin yürürlüğü durdurma kararı, 18.02.2012 tarih ve 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Anayasa Mahkemesi kararları sonrasında, 2015 yılı kurumlar vergisi beyannamesinin hazırlanmasında, % 25 sınırlamasına bakılmaksızın yatırım indiriminden yararlanılmasının önünde hukuksal bir engel kalmamıştır. Gelir İdaresi Başkanlığı, internet sitesinden yaptığı duyuruyla bu konuyu aynı paralelde netleştirmiştir.

2015 yılı için yararlanılabilecek yatırım indirimi istisnası tutarı şu şekilde yapılacaktır.

31.12.2005 tarihi itibariyle mevcut olup, kazancın yetersiz olması nedeniyle indirilemeyen yatırım indirimi tutarı.

24.04.2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında, Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga ek 1-6. maddeler çerçevesinde başlanan yatırımlar için, belge kapsamında 01.01.2006 tarihinden sonra yapılan yatırımlar nedeniyle hak kazanılan ancak kazancın yetersiz olması nedeniyle daha önce indirilemeyen yatırım indirimi tutarı.

Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga 19. maddesi kapsamında 01.01.2006 tarihinden önce başlanan yatırımlarla ilgili olarak, yatırımla iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edip bu tarihten sonra yapılan yatırımlar nedeniyle hak kazanılan ve kazancın yetersiz olması nedeniyle daha önce indirilemeyen yatırım indirimi tutarı.

Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga 19. maddesi kapsamında 01.01.2006-08.04.2006 döneminde yapılan yatırım harcamaları nedeniyle hak kazanılan ve kazancın yetersiz olması nedeniyle daha önce indirilemeyen yatırım indirimi tutarı.

5) YATIRIM İNDİRİMİ :

ÖNCEKİ DÖNEMLERDEN DEVREDEN YATIRIM İNDİRİMİ İSTİSNASINDAN 2015 YILI VE TAKİP EDEN YILLARIN KAZANÇLARINDAN VERGİ MATRAHLARININ TESPİTİNDE İSTİSNA

OLARAK İNDİRİM KONUSU YAPILABİLECEKTİR.

Page 9: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

9

Gelir Vergisi Kanunu’nun yürürlükten kaldırılan ancak 31.12.2005 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan;

Ek 1-6. maddeler çerçevesinde yararlanılan indirim tutarı yeniden değerleme oranında,

19. maddesi çerçevesinde yararlanılan indirim tutarı ise ÜFE artışı oranında,

artırılarak dikkate alınmaktadır.

2015 yılı için yararlanılabilecek yatırım indirimi istisnası tutarı bulunan kurumlar için, 2014 - 2015 hesap dönemleri için dikkate alınacak yeniden değerleme ve ÜFE artış oranlarına aşağıda yer verilmiştir:

GVK mülga 1-6. maddeler

kapsamında yatırım indirimi

uygulaması

GVK mülga 19. madde

kapsamında yatırım indirimi

uygulaması

Endeksleme ölçüsü Yeniden değerleme oranı ÜFE artış oranı

2014 hesap dönemi

endeksleme oranı % 10,11 % 6,36

2015 hesap dönemi

endeksleme oranı % 5,58 % 5,71

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının;

(a) bendiyle kurumların, tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılmaları nedeniyle

elde ettikleri kazançlar, (b) bendiyle de kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki

şirketlere iştirak eden kurumların bu iştirakleri nedeniyle elde ettikleri bentte sayılan koşulları taşıyan iştirak

kazançları,

kurumlar vergisinden müstesna tutulmuştur.

Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının

uygulamasında, 5520 sayılı Kurumla Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinde belirtilen şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kâr payı sayılmaktadır.

Benzer şekilde, örtülü sermaye üzerinden hesaplanan faiz ve benzerleri, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının uygulamasında, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının

gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kar payı sayılmaktadır.

Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz ve benzeri gelirler ile transfer fiyatlandırması yoluyla

örtülü olarak dağıtılan kazançlar dolayısıyla elde edilen ve diğer koşulları da taşıması nedeniyle iştirak kazancı sayılan ve iştirak kazançları istisnası kapsamına giren kazançlar için beyannamede ayrı bir satır

bulunmamaktadır. Bu kazançların da iştirak kazançları satırına yazılarak istisnanın uygulanması gerekir.

6) İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI

Page 10: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

10

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının;

(b) bendinde yer alan düzenlemeyle;

o Yurt dışı iştirakin anonim veya limited şirket olması, o En az % 10 sahiplik,

o En az 1 yıl süre kesintisiz elde tutma, o İştirak kazancının en az % 15 fiili vergi yükü taşıması (bazı faaliyetlerde % 20),

o Kazancın 26.04.2016 tarihine kadar Türkiye’ye getirilmesi,

koşullarıyla, 2015 yılında elde edilen yurt dışı iştirak kazançları,

(c) bendinde yer alan düzenlemeyle;

o Yurt dışı iştirakin anonim veya limited şirket olması, o İştirak sahibinin tam mükellef anonim şirket olması,

o Kazancın elde edildiği tarih itibariyle, en az bir yıl süreyle, nakit hariç aktif toplamının en az % 75’inin yurt dışı iştirak hisselerinden oluşması,

o Yurt dışı iştiraklerin her birinin sermayesine en az % 10 oranında iştirak edilmesi,

o Hisselerin en az iki yıl aktifte tutulması,

koşullarıyla, yurt dışı iştirak satış kazançları,

(g) bendinde yer alan düzenlemeyle;

o Kazancının en az % 15 vergi yükü taşıması (bazı faaliyetlerde % 20)

o Kazancın 26.04.2016 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmesi,

koşullarıyla, 2015 yılında elde edilen yurt dışı şube kazançları,

kurumlar vergisinden müstesna tutulmuştur.

Öte yandan, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 33. maddesinde yurt dışında ödenen vergilerin kurumlar

vergisinden mahsubu düzenlenmiştir. Yukarıda açıklanan istisnalardan yararlanılamaması durumunda, yurt

dışında elde edilen bazı kazançlar için 33. maddede yer alan koşullar çerçevesinde vergi mahsubu yapılması olanaklıdır. Yukarıda açıklanan koşullar çerçevesinde istisnadan yararlanılmasının mümkün olduğu durumda

istisnanın uygulanması, istisnadan yararlanılamaması durumunda ise vergi mahsubu olanağına bakılması gerekmektedir.

7) YURT DIŞI İŞTİRAK, ŞUBE VE İŞTİRAK SATIŞ KAZANÇLARI İSTİSNASI

Page 11: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

11

Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı

süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan

kazançların % 75'lik kısmı (6111 Sayılı Kanunla eklenen parantez içi hüküm Yürürlük;

25.02.2011) ((6495 Sayılı Kanunla değişen parantez içi hüküm Yürürlük;

02.08.2013)Taşınmazların; kaynak kuruluşlarca, kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama

şirketlerine satışı ile 21/11/2012tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman

Şirketleri Kanunu kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla,

finansal kiralama şirketlerine satışı ve varlık kiralama ile finansal kiralama şirketlerince taşınmazın

devralındığı kuruma satışından doğan kazançlar için bu oran %100 olarak uygulanır ve bu

taşınmazlar için en az iki tam yıl süreyle aktifte bulunma şartı aranmaz. Ancak söz konusu

taşınmazların; kaynak kuruluş, kiracı veya sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine

getirilememesi hâli hariç olmak üzere, varlık kiralama veya finansal kiralama şirketi tarafından

üçüncü kişi ve kurumlara satılması durumunda, bu taşınmazların kaynak kuruluşta veya kiracıdaki

varlık kiralama veya finansal kiralama şirketine devirden önceki kayıtlı değeri ile anılan kurumlarda

ayrılan toplam amortisman tutarı dikkate alınarak satışı gerçekleştiren kurum nezdinde

vergilendirme yapılır.).

Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı

satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak

satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır.

İstisna uygulamasında;

İstisna uygulamasına konu olacak kıymetlerin en az iki tam yıl (730 gün) süreyle kurumun aktifinde

yer alması gerekmektedir.

Rüçhan hakkı dolayısıyla itibari değeriyle yeni iktisap edilen hisse senetleri açısından iktisap tarihi, eski

hisse senetleri ya da iştirak hissesinin iktisap tarihidir.

Rüçhan hakkı dolayısıyla itibari değerinden farklı bir değerle hisse senedi iktisap edilmesi halinde, bu

hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak, eski hisse senetlerinin iktisap tarihinden bağımsız olarak fiilen kurumun

aktifine girdikleri tarih esas alınır.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 ve 20. maddeleri kapsamında gerçekleştirilen devir, tam ve kısmi

bölünme hallerinde, devir veya bölünme suretiyle devralınan kapsamdaki kıymetlerin iktisap tarihi olarak, devir alınan veya bölünen kurumdaki iktisap tarihi esas alınır.

Satış işleminin peşin veya vadeli olmasına bakılmaksızın istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır.

Satıştan elde edilen kazancın istisnadan yararlanan kısmının, pasifte özel bir fon hesabına alınması ve

satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar fon hesabında tutulması gerekir.

Fon hesabına alınma işleminin, kazancın beyan edildiği döneme ait kurumlar vergisi beyannamesinin

verildiği tarihe kadar yapılması gerekir. İstisna kapsamındaki kazanç tutarı, satışın yapıldığı dönemin genel

sonuç hesaplarına yansıtılır, kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle de istisnadan yararlanılır.

8. ) TAŞINMAZ VE İŞTİRAK SATIŞ KAZANÇLARI

Page 12: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

12

Fon hesabına alınan kazanç tutarı sermayeye ilave edilebilir.

Fon hesabına alınan kazanç tutarının sermayeye ilave dışında, beş yıl içinde başka bir hesaba

nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılması ya da kurumun

tasfiyesi halinde, istisna uygulanması nedeniyle zamanında tahakkuk etmeyen vergilerin, vergi ziyaı cezası ve

gecikme faizi ile birlikte ödenmesi gerekir.

Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.

İki Tam Yıl Süreyle Sahip Olunan İştirak Hisseleri ve Taşınmazların Satışında 3065 sayılı Kanunun (17/4-r) maddesi uyarınca yapılan teslimlerle ilgili alış ve giderlere ait KDV’nin indiriminde ise aşağıdaki şekilde

hareket edilir:

- İşlemin yapıldığı tarihe kadar indirim yoluyla telafi edilen kısım için herhangi bir düzeltme yapılması

gerekmez.

- Satış tarihine kadar indirilemeyen kısım ise indirilecek KDV hesaplarından çıkarılarak “İlave Edilecek

KDV” olarak beyan edilir ve teslimin yapıldığı hesap dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi matrahının

tespitinde gider veya maliyet olarak dikkate alınır.

Finansal Kiralama Şirketlerince Taşınmazların Bizzat Kiracıdan Satın Alınması, Satan Kişilere

Kiralanması ve Kiralayana Satılması (Sat-Kirala-Geri Al) İşleminde söz konusu istisna kısmi istisna kapsamında

olup, finansal kiralama şirketine satılan taşınmazların iktisabında yüklenilen KDV’nin,3065 sayılı Kanunun (30/a) maddesine göre düzeltilmesi gerekir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına aktarılan

kazançlar, herhangi bir koşula bağlanmaksızın kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, kurumların yurt dışında bulunan

işyerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri kazançlar, maddede belirtilen tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olmak ve en az %15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergi yükü taşımak koşuluyla

vergiden istisna edilmiştir.

Benzer şekilde, anılan fıkranın (h) bendi ile de yurt dışında bulunan işyerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla

yapılan ve yurt dışında vergilendirilen inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların (vergi yükü oranına bakılmaksızın), ayrıca yurt içinde de vergilendirilmesinin önüne geçilmesi

amacıyla bu kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Teknik hizmetlerden elde edilen kazançların da anılan istisnadan yararlanabilmesi için bu işlerin yurt dışında

bulunan işyerleri veya daimi temsilciler aracılığıyla yapılması; yurt dışında ayrıca bir işyeri veya daimi temsilci olmadan yapılan teknik hizmetlerin, hizmet ihracatı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, teknik

hizmetlerin yurt dışındaki inşaat, onarım ve montaj işlerine bağlı olarak yapılma şartı bulunmamaktadır.

9- YURT DIŞI İNŞAAT VE ONARMA İŞLERİNDEN SAĞLANAN KAZANÇLAR

Page 13: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

13

İnşaat, onarım ve montaj işlerinin yurt dışında gerçekleştirilmesi için bir işyeri bulunması gerekirken, bu işlere

bağlı teknik hizmetlerin yurt dışında herhangi bir işyeri olmaksızın Türkiye’den gerçekleştirilebilmesi de mümkün olabilmektedir. Proje hazırlanması gibi teknik hizmetler, inşaat ve onarma işinin tamamlayıcı bir

unsuru olmasına karşın; kurumların yurt dışında devam eden bir inşaat ve onarma işi olmadığı ya da ayrıca bir

işyeri veya daimi temsilci bulundurulmadığı durumlarda, bu faaliyetin ihracat olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup yurt dışındaki inşaat işine bağlı olarak Türkiye’de yapılan teknik hizmetlerden sağlanan

kazançların bu istisnadan yararlandırılması mümkün bulunmamaktadır.

Dolayısıyla, kurumların yurt dışında bir inşaat ve onarım işi varsa, buna bağlı teknik hizmetler ister Türkiye’de

isterse yurt dışında yapılsın, elde edilen kazançlar istisnadan yararlanabilecektir. Kurumların yurt dışında yaptıkları bir inşaat ve onarım işinin bulunmaması halinde ise ancak yurt dışında bir işyeri veya daimi temsilci

aracılığıyla yaptıkları teknik hizmetlerden elde edilen kazançlar istisnadan yararlanılabilecektir.

Bu istisnanın uygulanması açısından, yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden

sağlanan kazançların Türkiye’ye getirilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Söz konusu kazançların Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi istisnadan yararlanılması için yeterlidir.

Öte yandan, yurt dışındaki şubelerden elde edilen kazançların genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesinde,

faaliyette bulunulan yabancı ülkenin mevzuatına göre hesap döneminin kapandığı tarih itibarıyla ilgili ülke

mevzuatına göre tespit edilen faaliyet sonucu, Türkiye’de de aynı tarih itibarıyla genel sonuç hesaplarına kaydedilecektir. Bu hususun Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesinde, kazancın kambiyo

mevzuatına göre fiilen Türkiye’ye getirilmesinin herhangi bir etkisi olmayacaktır. Faaliyette bulunulan yabancı ülkede kazanca tasarruf edilebilmesi yeterlidir.

Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazanç, hesaplara intikal ettirilmesi gereken tarihte T.C. Merkez Bankasının o gün için tespit ve ilan ettiği döviz alış kurlarıyla değerlendirilecektir. T.C. Merkez

Bankasınca tespit ve ilan olunmayan yabancı paralarda ise Maliye Bakanlığının Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tespit ve ilan ettiği kurlar dikkate alınacaktır.

Serbest Bölgeler Kanunu’nun vergi teşviklerini düzenleyen geçici 3. maddesinin birinci fıkrasında yer alan düzenlemeye göre;

06.02.2004 tarihi itibariyle faaliyet ruhsatı almış olanların, bölgede gerçekleştirdikleri faaliyetleri

dolayısıyla elde ettikleri kazançları, bu tarih itibariyle faaliyet ruhsatlarında belirtilen sürenin sonuna kadar, Bölgede üretim yapanların ürettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, faaliyet ruhsatlarının

tarihine bakılmaksızın,

kurumlar vergisinden müstesnadır.

Buna göre imalatçı olmayıp 06.02.2004 tarihi itibariyle ruhsat almış olanların, faaliyet ruhsatlarında yer alan süre 2015 yılı içinde bitenler için kurumlar vergisi istisnası, faaliyet ruhsat süresinin sonu itibariyle bitmiştir.

Faaliyet ruhsat süresinin uzatımı istisna süresini uzatmamakta olup, istisna kazanç tutarının istisna süresi sonu

itibariyle hesaplanması gerekmektedir.

10. SERBEST BÖLGELERDEN ELDE EDİLEN KAZANÇLAR

Page 14: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

14

Düzenlemeden de anlaşıldığı üzere, 06.02.2004 tarihinden önce ruhsat alanlar, imalatçı olup olmadıklarına

bakılmaksızın, bu tarih itibariyle faaliyet ruhsatında yer alan sürenin sonuna kadar kurumlar vergisi istisnasından yararlanabilmektedirler. Bu tarihten önce ruhsat alan imalatçılar ise söz konusu sürenin sonuna

kadar bu kapsamda istisnadan yararlanabilmekte, süre bitiminden sonra ise sadece üretilen ürünlerin

satışından elde edilen kazançlarla sınırlı olarak istisnadan yararlanabilmektedirler.

Benzer şekilde, 06.02.2004 tarihinden önce faaliyet ruhsatı almış olup, 2015 sonu itibariyle de ruhsat süresi dolmamış imalatçıların, 2015 yılında imalatçı sıfatıyla sadece ürettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri

kazançla sınırlı değil, bütün faaliyet gelirleri için istisnadan yararlanmaları gerekir.

Üretim faaliyetinde bulunanların yararlanabilecekleri istisna koşullu bir istisna ve kapsamı da daha dar

olduğundan, 06.02.2004 tarihinden önce ruhsat alıp, bu tarih itibariyle faaliyet ruhsatlarında yer alan faaliyet süresi 2015 yılı içinde dolan imalatçıların, bütün faaliyetleri üretim faaliyeti, bütün kazançları da üretilen

malların satışından doğmuş olsa dahi;

06.02.2004 tarihi itibariyle faaliyet ruhsatlarında yer alan sürenin sonuna kadar geçici 3. maddenin

birinci fıkrasında düzenlenen geniş kapsamlı istisnadan yararlanmaları,

Uzatılan faaliyet ruhsatının yeni döneminde ise aynı maddenin ikinci fıkrasında yer alan imalatçılar için

düzenlenmiş olan yasal çerçevede teşvikten yararlanmaları, Gerekir.

Serbest bölgede faaliyette bulunanların elde ettikleri bazı özellikli gelirler itibariyle yararlanacakları istisnanın

kapsamına da değinilecek olursa, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamaya göre,

Serbest bölgelerde yürütülen faaliyetlerden doğan alacaklara ilişkin kur farkı ve vade farkı gelirleri

istisna kapsamında değerlendirilmekte,

Serbest bölgelerde yürütülen faaliyetler çerçevesinde elde edilen hâsılatın, serbest bölgelerde

yürütülen faaliyetler çerçevesinde yapılacak ödemelerde kullanılıncaya kadar geçici olarak serbest bölgelerde mevduat hesaplarında veya repo işlemlerinde değerlendirilmesi sonucu elde edilen gelirler de söz konusu

istisnadan yararlanabilmekte, Bunun dışında, serbest bölgelerde elde edilmiş olsa dahi faiz, repo ve benzeri faaliyet dışı gelirler

istisna kapsamında değerlendirilmemektedir.

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’na göre, teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren kurumların,

münhasıran bu bölgedeki yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden 2015 yılında elde ettikleri kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır.

İstisna ile ilgili olarak dikkat edilecek konulardan bazıları aşağıda özetlenmiştir:

Bölge dışında gerçekleştirilen faaliyetlerinden elde edilen kazançlar, yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden

elde edilmiş olsa dahi istisna kapsamında değildir.

Bölgede üretilen ürünlerin seri üretime tabi tutarak pazarlanması halinde, ürünlerin pazarlanmasından

elde edilen kazançların lisans, patent gibi gayrimaddi haklara isabet eden kısmı, istisna kapsamındadır. Üretim ve pazarlama organizasyonu nedeniyle doğan kazancın diğer kısmı ise istisna kapsamında kabul

edilmemektedir. Faaliyetin zararla sonuçlanması halinde, bu zararların istisna kapsamında olmayan diğer faaliyetlere

ilişkin kazançlardan indirilmesi mümkün değildir.

11-TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİNDE ELDE EDİLEN KAZANÇLAR

Page 15: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

15

4691 sayılı Kanun kapsamı dışındaki ticari işlemlerden elde edilen gelirler ile olağandışı gelirler istisna

kapsamında değerlendirilmemektedir. Bu kapsamda, nakitlerin değerlendirilmesi sonucu oluşan faiz gelirleri,

yabancı para cinsinden aktifler dolayısıyla oluşan kur farkları ve iktisadi kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan gelirler istisna kapsamında değildir.

Bölgede faaliyet gösteren kurumlara TÜBİTAK tarafından sağlanan karşılıksız destekler kazanca ve

istisna tutarına dahil edilir.

İstisna kapsamına giren ve girmeyen faaliyetlerin birlikte yapılması halinde; müşterek genel giderlerin,

her bir faaliyetin maliyet tutarları, müştereken kullanılan kıymetlerin amortismanlarının ise bunların her bir işte kullanıldıkları gün sayısı dikkate alınarak dağıtılması gerekir.

19.02.2014 tarihli ve 6518 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun

Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair

Kanun’la Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen 5/B maddesiyle, Türkiye'de gerçekleştirilen araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetleri ile yazılım faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan buluşlardan 01.01.2015 tarihinden itibaren

elde edilen kazanç ve iratlara yönelik istisna düzenlemesi yapılmıştır.

Buna göre kurumlar vergisi mükellefleri tarafından Türkiye'de gerçekleştirilen araştırma, geliştirme ve yenilik

faaliyetleri ile yazılım faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan buluşların;

- Kiralanması neticesinde elde edilen kazanç ve iratların, - Devri veya satışı neticesinde elde edilen kazançların,

- Türkiye'de seri üretime tabi tutularak pazarlanmaları halinde elde edilen kazançların, - Türkiye'de gerçekleştirilen üretim sürecinde kullanılması sonucu üretilen ürünlerin satışından elde edilen

kazançların patentli veya faydalı model belgeli buluşa atfedilen kısmının

%50'si maddede belirtilen şartların yerine getirilmesi halinde, 01.01.2015 tarihinden itibaren kurumlar

vergisinden müstesnadır.

Düzenlemeyle ilgili ayrıntılı açıklamalar, 21.04.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel tebliğinde yapılmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinde sporla ilgili sponsorluk harcamaları ile bazı bağış ve yardımların, belli sınırlamalar ve şartlar çerçevesinde kurum kazancından indirilmesi öngörülmüştür.

Kurum kazancının belli bir yüzdesiyle sınırlı olan bağışlarda hesaplamaya esas olacak kurum kazancı

[Ticari Bilanço Karı – (İştirak Kazançları + Geçmiş Yıl Zararları)] formülüyle hesaplanacaktır.

Kurum kazancının belli bir oranı ile sınırlandırılmayan bağış ve yardımların indiriminde de bir sınır

bulunmakta olup, bu sınır bağış ve yardımın yapıldığı yılın kurum kazancıdır. Bu tutarı geçen bağış ve yardımlar sonraki yıllara devretmez.

Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ile kamuya yararlı derneklere yapılan bağışlar, kurum kazancının % 5’i ile sınırlı olarak kurum kazancından indirilebilmektedir.. Bakanlar Kurulunca

vergi muafiyeti tanınan vakıfların listesine www.gib.gov.tr, kamuya yararlı derneklerin listesine ise www.dernekler.gov.tr internet adreslerinden görülebilir olup bu listede yer almayan vakıf ve

derneklere yapılan bağışlar ise kurum kazancından indirilememektedir

13) BAĞIŞ VE YARDIMLAR

12- SINAİ MÜLKİYET HAKLARINDA İSTİSNA

Page 16: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

16

BAĞIŞ VE YARDIMIN İNDİRİLMESİNİN ŞARTLARI :

Bağış ve yardım yukarıda sayılan kurum ve kuruluşlara yapılmalıdır.

Bağış ve yardım makbuz karşılığı olmalıdır.

Bağış ve yardımın karşılıksız yapılması gerekmektedir.

Bağış ve yardımın sadece ilgili dönem kazancından indirilmesi mümkündür.

Kazanç yetersizliği nedeniyle indirilemeyen kısım sonraki yıla devredilemez.

Bağış ve yardım ayrıca beyannamede gösterilmelidir.

Faaliyet döneminin zararla kapanması durumunda bağış ve yardım indirimi yapılamaz.

Bağış ve Yardımların Beyannamede Gösterilmesi

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 10'uncu maddesinde sayılan bağış ve yardımlar, kurumlar vergisi

matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilebilmektedir Yapılan bağış ve yardımların gider yazılması yerine, yıllık gelir veya kurumlar vergisi

beyannamesinde beyan edilen gelirden indirilmesi esası getirilmiştir.

Buna göre yapılan bağış ve yardımların tamamı önce kanunen kabul edilmeyen gider olarak beyanname üzerinde kazanca eklenmeli ve daha sonra gelirden indirilecek bağış ve yardımların indirim konusu yapılacak

kısmı hesaplanarak beyannamede ayrıca gösterilmek suretiyle diğer indirimlerde kazançtan indirilmelidir.

KURUM KAZANCINDAN İNDİRİLEN BAĞIŞ VE YARDIMLARA İLİŞKİN TABLO

Bağışın Yapıldığı Kurum veya Kuruluş Kanunun Adı / Maddesi Bağışın

Şekli

Oransal

Sınır

Maktu

Sınır

Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler ve köyler

Kurumlar Vergisi Kanunu (Md. 10/1-c) Nakdi ve Ayni

% 5 YOK

Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler ve köyler. (Okul,

sağlık tesisi, yurt, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon

merkezi yapımı ve onarımı için yapılan bağışlar veya yapılan harcamalarla sınırlı )

Kurumlar Vergisi Kanunu (Md. 10/1-ç) Nakdi ve Ayni

YOK YOK

Kamu yararına çalışan dernekler Kurumlar Vergisi Kanunu (Md. 10/1-c) Nakdi ve Ayni

% 5 YOK

Diğer dernekler - - - -

Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan

vakıflar Kurumlar Vergisi Kanunu (Md. 10/1-c)

Nakdi ve

Ayni % 5 YOK

Diğer vakıflar - - - -

Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel

idareleri, belediyeler, köyler, kamu yararına çalışan dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi

muafiyeti tanınan vakıflar (kültürel, sanatsal ve tarihi eserlerin korunması

amacıyla maddede sayılan faaliyetlerle

sınırlı olarak)

Kurumlar Vergisi Kanunu (Md. 10/1-d) Nakdi ve Ayni

YOK YOK

Umumi hayata müessir afetlere maruz

kalanlara yapılan harcamaları karşılamak üzere fona verilmek üzere

Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle

Yapılacak Yardımlara Dair Kn. (Md. 45)

— Bağış toplayan kurum ve kuruluşlar

Nakdi YOK YOK

Page 17: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

17

— Milli ve mahalli yardım komiteleri

Nakdi ve Ayni

YOK YOK

Üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri Yüksek Öğretim Kanunu (Md.56) Nakdi ve

Ayni YOK YOK

İlköğretim kurumları İlk Öğretim ve Eğitim Kanunu (Md.76) Nakdi YOK YOK

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu ve

Vakıfları

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı

Teşvik Kanunu (Md.9)

Nakdi ve

Ayni YOK YOK

TÜBİTAK TÜBİTAK Kanunu (Md.13) Nakdi YOK YOK

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

Kurumu

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

Kurumu Kanunu(Md.20/b) Nakdi YOK YOK

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve bağlı kuruluşları

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Kanunu (Md.101)

Nakdi ve Ayni

YOK YOK

Türkiye Kızılay Derneği (İktisadi işletmeleri

hariç) Kurumlar Vergisi Kanunu (Md. 10/1-f) Nakdi YOK YOK

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme

Vakfı Kanunu (Md.3)

Nakdi ve

Ayni YOK YOK

Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu çerçevesinde yapılan

harcamalar

Milli Ağaçlandırma ve Erozyon

Kontrolü Seferberlik Kanunu (Md.12)

Nakdi ve

Ayni YOK YOK

Türkiye Kızılay Derneği Kurumlar Vergisi Kanunu (Md. 10/1-f) Nakdi ve

Ayni YOK

YOK

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile işletme bünyesinde

gerçekleştirilen Ar-Ge harcamalarının % 100’ü oranında hesaplanacak Ar-Ge indiriminin, beyanname üzerinden hesaplanan kurum kazancından indirilmesi öngörülmüştür.

Ayrıca , 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’la; teknoloji merkezi

işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, Ar-Ge projelerinde ve rekabet öncesi işbirliği projelerinde yapılan

harcamalar ile teknogirişim sermaye desteklerinden yararlananlarca gerçekleştirilen harcamalar için % 100 “Ar-Ge indirimi” getirilmiştir.

5746 sayılı Kanun’un 4. maddesinin beşinci fıkrasına göre, bu Kanun kapsamındaki indirimden yararlananların,

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinde yer alan indirimden yararlanmaları mümkün değildir.

Dolayısıyla, bu Kanunlarda düzenlenen Ar-Ge indiriminden birinin tercih edilerek uygulamanın bu çerçevede yapılması gerekmektedir.

5520 ve 5746 sayılı Kanun’larda düzenlenen teşvikin ismi ve oranı aynı olmakla birlikte, temelde bazı

farklılıklar vardır. Ar-Ge indiriminden yararlanırken hangi Kanun kapsamında kalınacağına dikkat edilmelidir.

Aşağıda her iki Kanun düzenlemesi arasındaki farklar:

14. AR-GE İNDİRİMİ

Page 18: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

18

Teşvikten yararlanmaya başlama zamanları farklıdır. 5520 sayılı Kanun’a göre, TÜBİTAK tarafından

incelenerek desteklenmesi daha önce uygun bulunmuş Ar-Ge projeleri hariç, indirimin uygulanmaya başlanacağı döneme ait geçici vergi beyannamesinin verileceği tarihe kadar Gelir İdaresi Başkanlığına

başvurulması gerekmektedir. 5746 sayılı Kanun’a göre indirimden ise karar destek yazısının düzenlendiği veya Ar-Ge Merkezi Belgesinin düzenlendiği tarihten itibaren yararlanılabilmektedir.

Harcamaların kapsamı farklıdır.

- 5746 sayılı Kanun kısmen Ar-Ge faaliyetlerinde kullanılan sabit kıymetlerin amortismanlarının, bu faaliyette geçen süreye isabet eden kısmını Ar-Ge harcaması kabul ederken; 5520 sayılı Kanun, Ar-Ge faaliyetleri dışında

da kullanılan sabit kıymetlerin amortismanını hiçbir şekilde Ar-Ge harcaması olarak kabul etmemektedir.

- 5746 sayılı Kanun kısmen Ar-Ge faaliyetlerinde çalışan personelin ücretlerinin, bu faaliyette geçen süreye

isabet eden kısmını Ar-Ge harcaması kabul etmekte, sınırlı olarak destek personeli ücretlerini de Ar-Ge harcaması olarak nitelendirmektedir. Oysa 5520 sayılı Kanun, Ar-Ge faaliyetleri dışında da çalıştırılan

personelin ücretleriyle destek personelinin ücretlerini hiçbir şekilde Ar-Ge harcaması olarak kabul etmemektedir.

- 5746 sayılı Kanunda yer alan düzenlemelere göre, danışmanlık hizmeti ve diğer hizmet alımlarına ilişkin harcamalar Ar-Ge ve yenilik harcaması kapsamında gerçekleştirilen harcama tutarının % 20’sini

geçememektedir. 5520 sayılı Kanun’da ise bu şekilde bir oransal sınırlama bulunmamakta; ortak kullanılan Ar-Ge departmanında yapılan harcamalar, kamu kurum ve kuruluşlarına ait Ar-Ge merkezleriyle üniversiteler

bünyesinde yapılan Ar-Ge harcamaları ve proje bazında yerli ve yabancı teknik personelden mesleki ve teknik destek alınması veya bazı analizlerin dışarıda yaptırılması halinde bunlarla ilgili olarak yapılan ödemeler hariç

sadece işletme bünyesinde yapılan harcamalar Ar-Ge harcaması olarak kabul edilmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesi kapsamında yapılan gayrimaddi hakka yönelik araştırma ve

geliştirme harcamalarının tamamını aktifleştirilmesi, gayrimaddi hakka yönelik olmayan ve Vergi Usul Kanunu

hükümleri çerçevesinde aktifleştirilmesi gerekmeyen harcamaların ise doğrudan gider yazılması gerekmektedir. 5746 sayılı Kanun kapsamında yapılan harcamaların ise aktifleştirilerek amortisman yoluyla itfa

edilmesi, projenin başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle iktisadi kıymet oluşmaması halinde, aktifleştirilen

tutarın doğrudan gider kaydedilmesi gerekmektedir.

İlgili hesap dönemi kazancının yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde yararlanılamayan Kurumlar

Vergisi Kanunu’nun 10. maddesi kapsamında yapılan Ar-Ge harcaması tutarı nominal bedeli ile sonraki yıllara

devredilirken, 5746 sayılı Kanun kapsamında yapılan harcamalar yeniden değerleme oranında artırılarak devredilmektedir.

Yukarıda yapılan açıklamalar 5520 ve 5746 sayılı Kanun kapsamında yapılan harcamaların izlenmesini ve kurumlar vergisi beyannamesinde de ilgili oldukları satırlara yazılmasını gerektirmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda, ve 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi

Hakkında Kanun’da, bu iki Kanun’da yer alan Ar-Ge indiriminden biri kapsamında uygulama yaparken diğerine

geçişi ile ilgili bir hüküm yer almadığından hesap dönemi itibariyle ilk geçici vergi döneminde yapılan tercih değiştirilmeden nihai kurumlar vergisinin düzenlenmesi gerekmektedir.

Page 19: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

19

07 Nisan 2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6637 sayılı “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde

Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”la Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesine eklenen hükümle, nakit sermaye artışında faiz indirimi sistemi getirilmiştir.

Faiz indirimi uygulaması 01.07.2015 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir.

Faiz indirimi uygulamasına ilişkin olarak 30.06.2015 tarihli Resmi Gazetede 26.06.2015 tarih ve 2015/7910 sayılı Kararname yayımlanmış, bu kararnamede indirim oranları belirlenmiştir.

04.03.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Genel Tebliğnde konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.

15.a) Kapsam

Kapsama giren kurumlar

Faiz indirimi uygulamasından, 01.07.2015 tarihinden itibaren ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya

çıkarılmış sermaye tutarlarında nakdi sermaye artışı yapan veya bu tarihten itibaren yeni kurulan sermaye şirketleri yararlanabilmektedir.

Kapsama giren sermaye artışları

İndirime konu edilecek tutarın hesaplanmasında;

- Mevcut sermaye şirketlerinde ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları, - Yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı,

dikkate alınmaktadır.

Sermayenin nakit olarak karşılanmayan kısmı ile aşağıda sayılacak sermaye artırımları için indirim uygulaması

yapılmamaktadır.

15.b) Kapsam dışı kurum ve işlemler

Kapsama girmeyen kurumlar

Düzenlemeye göre indirimden;

- Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile

- Kamu iktisadi teşebbüsleri yararlanamamaktadır.

Kapsam dışı işlemler

Yayımlanan Tebliğde, aşağıdaki sermaye artışlarının kapsam dışı olduğu belirtilmiştir:

- Sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklanan sermaye artışları

- Sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından kaynaklanan sermaye

artışları

- Öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan sermaye artışları

15) NAKİT SERMAYE ARTIRIMINDA FAİZ İNDİRİMİ

Page 20: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

20

- Ortaklarca veya ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen

sermaye artışları

- Şirkete nakdi sermaye dışında hisse senedi, tahvil veya bono gibi kıymetlerin konulması suretiyle

gerçekleştirilen sermaye artışları

- Bilanço içi kalemlerin birbiri içinde mahsubu şeklinde gerçekleştirilen sermaye artışları.

15.c) İndirimde kullanılacak faiz oranı

İndirimde, TCMB tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca Açılan Kredilere

Uygulanan Ağırlıklı Ortalama Faiz Oranları”ndan “Ticari Krediler (TL Üzerinden Açılan) (Tüzel Kişi KMH ve Kurumsal Kredi Kartları Hariç)” faiz oranı uygulanacaktır.

15.e) Faizin hesaplanacağı süre

Tebliğde faiz hesaplamasında süre, ticaret siciline tescil edilen sermaye artırımının nakit olarak karşılanan kısmının şirketin banka hesabına yatırıldığı tarihin içinde bulunduğu (Nakden taahhüt edilen sermayenin,

sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği tarihten önce şirketin banka hesabına yatırılan kısmı için tescil tarihinin içinde bulunduğu) aydan hesap döneminin sonuna kadar olan ay sayısının 12 aya

olan oranı olarak ifade edilmiştir.

Sürenin hesaplanmasında, nakden taahhüt edilen sermayenin;

- Sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği tarihten önce şirketin banka hesabına yatırılan kısmı için tescil tarihi,

- Tescil tarihinden sonra şirketin banka hesabına yatırılan tutarlar için ise şirketin banka hesabına yatırılma tarihi

esas alınarak bu indirimden yararlanılabilecektir.

İndirim uygulamasında, artırılan sermayenin hesap dönemi içerisinde ortaklarca nakit olarak ödendiği ay kesri

tam ay sayılmakta, yılın kalan süresi için kıst dönem esasına göre indirim tutarı hesaplanmaktadır.

15.f) İndirim konusu yapılacak tutarın hesaplanması

Kurum kazancından indirilecek fazi tutarı şu formülle hesaplanacaktır:

Kurum kazancından indirilebilecek tutar = Nakdi sermaye artışı x Ticari krediler faiz oranı x İndirim oranı x Süre

15.g) Kazançtan indirilemeyen kısmın devri

İndirim konusu yapılacak faiz tutarının kazanç yetersizliği nedeniyle ilgili olduğu hesap dönemine ait matrahın

tespitinde indirim konusu yapılamaması halinde indirim, herhangi bir endekslemeye tabi tutulmaksızın izleyen

hesap dönemlerine ilişkin matrahın tespitinde dikkate alınabilir.

15.h) Sermaye azaltımı halinde uygulama

Tebliğde; - Faiz indiriminden yararlanan sermaye şirketlerinin daha sonra sermaye azaltımı yapmaları halinde, nakdi

sermaye artışının azaltılan sermaye tutarı kadarlık kısmı için sermaye azaltımına ilişkin kararın ticaret siciline

tescil edildiği ayı izleyen aydan itibaren bu indirimden yararlanmaları mümkün bulunmadığı,

- Nakdi sermaye artışı yapılmadan önce sermaye şirketlerinin sermaye azaltımına gitmiş olmaları halinde, bu indirimin hesaplanmasında azaltılan sermaye tutarı kadarlık kısmın dikkate alınmayacağı, Belirtilmiştir

Page 21: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

21

15.i) İndirim oranları

Faiz indiriminde indirim oranları aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

ÖZET TABLO

İndirim

oranı (%)

Genel olarak 50

Payları borsada işlem gören halka açık sermaye şirketlerinden, indirimin uygulanacağı yılın son

günü itibariyle, halka açıklık oranı % 50’den az olanlar 75

Payları borsada işlem gören halka açık sermaye şirketlerinden, indirimin uygulanacağı yılın son günü itibariyle, halka açıklık oranı % 50’nin üzerinde olanlar

100

Nakit artırılan sermayenin, yatırım teşvik belgeli üretim ve sanayi tesisleri ile bu tesislere ait

makine ve teçhizat yatırımlarında ve/veya bu yatırımların inşasına tahsisedilen arsa ve arazi yatırımlarında kullanılması durumunda (Teşvik belgesinde yer alan sabit yatırım tutarıla sınırlı

olmak üzere)

75

Gelirlerinin % 25 veya fazlası, faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşan sermaye şirketleri

0

Aktif toplamının % 50 veya daha fazlası bağlı menkul kıymetler, bağlı ortaklıklar ve iştirak

paylarndan oluşan sermaye şirketleri 0

Artırılan nakdi sermayenin başka şirketlere sermaye olarak konulan veya kredi olarak kullandırılan kısmı

0

Arsa ve arazi yatırımı yapan sermaye şirketlerinde arsa ve arazi yatırımına tekabül eden kısım 0

Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri

0

Nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklananlar dahil olmak üzere, birleşme, devir ve bölünme

işlemlerinden kaynaklanan sermaye artışları 0

Ortaklar veya ortaklarla ilişkili kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artırımları

0

09.03.2015 tarihinden 01.07.2015 tarihine kadar olan dönemde sermaye azaltımına gidilmiş

olması halinde, artırılan sermaye tutarının azaltılan sermaye tutarına tekabül eden kısmı. 0

.

2015 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde, bu yılda işletmeden çekilen enflasyon düzeltme farklarının ve bu

farklar üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinin yazılacağı bir (kağıt ortamında doldurulan beyannamede iki) satır bulunmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298 ve geçici 25. maddelerinde yer alan düzenlemelere göre, pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden

çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulması gerekmektedir. Ancak özsermaye kalemlerine ait enflasyon düzeltme farkları, düzeltme sonucu

oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilmekte veya sermayeye ilave edilebilmekte, bu işlemler de kar

dağıtımı sayılmamaktadır.

16. İŞLETMEDEN ÇEKİLEN ENFLASYON DÜZELTME FARKLARI

Page 22: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

22

Yukarıda bahsedilen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298 ve geçici 25. maddelerinde yer alan

düzenlemelere göre işletmeden çekilen enflasyon düzeltme farkları, dönem kazancından bağımsız olarak, dönemin zararla kapanmış olması veya geçmiş yıl zararları ya da indirim ve istisnalar nedeniyle kurumlar

vergisi matrahı doğmasa dahi vergilenecektir.

Hem faaliyetine devam eden şirketler hem de tasfiyeye girecek şirketlerin bu konuya dikkat etmeleri ve ileride

herhangi bir problemle karşılaşmamak için özsermaye kalemlerine ait enflasyon düzeltme farkları, düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilmekte veya sermayeye ilave edilebilme yönünde tercihin

kullanılmasında yarar vardır.

2015 yılı kurum kazançlarının vergilendirilmesinde;

Geçmiş yıl zararlarının mahsubunun beş yılla sınırlı olması,

Yatırım indirimi ve Ar-Ge indiriminin ise belirli bir yılla sınırlı olmaksızın tamamen indirilinceye kadar

devredebilmesi olanağının bulunması,

bu indirim ve istisnaların uygulama sırasını oldukça önemli hale getirmiştir.

Ancak Türk Ticaret kanunu hükümleri ile kar dağıtım tablosunun düzenlenme standardı kapsamında kurumlar vergisi beyannamesinin şekli göz önüne alındığında kurumlar vergisi matrahının tespitinde öncelikle geçmiş

yıllar zararları dikkate alınır. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu uygulamasıyla ilgili 1 sıra no.lu Tebliğde de

mahsup ve indirimlerin önceliğiyle ilgili bir açıklamaya yer verilmemiştir. 5422 sayılı eski Kurumlar Vergisi Kanunu uygulamasıyla ilgili olarak yayımlanan ve şu an itibariyle yürürlükte bulunmayan 86 seri no.lu

Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde, Ar-Ge indiriminden yararlanan kurumların, aynı zamanda yatırım indiriminden yararlanması halinde, öncelikle Ar-Ge indiriminin, daha sonra da yatırım indiriminin uygulanması

gerektiği belirtilmiştir.

Yapılan açıklamalar çerçevesinde, açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, kurumlar vergisi beyannamesinin

mevcut formatının öncelikle zarar mahsubu, sonra Ar-Ge indirimi, daha sonra da yatırım indirimi istisnası uygulamasına göre yapılmış olduğu da dikkate alınarak bu sıraya uyulabilir.

5838 sayılı Kanun’la Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen 32/A maddesiyle, teşvik belgesine bağlanan

yatırımlardan elde edilen kazançlar için indirimli kurumlar vergisi oranı uygulaması getirilmiştir.

a) İndirimli Kurumlar Vergisi Oranları

İndirimli kurumlar vergisi oranı yoluyla yararlanılacak teşvik tutarı, Bakanlar Kurulunca belirlenen yatırıma katkı tutarı ve yatırıma katkı oranı ile indirimli kurumlar vergisi oranına bağlı bulunmaktadır.

Teşvikten yararlanan kurumların yeni yatırımlardan elde edecekleri kazançlar, her bir bölge için Bakanlar

Kurulunca belirlenen yatırıma katkı oranına ulaşıncaya kadar (yatırıma katkı tutarı, indirimli kurumlar vergisi

uygulanmak suretiyle tahsilinden vazgeçilen vergi yoluyla yatırımların Devletçe karşılanacak tutarıdır) yine Bakanlar Kurulunca belirlenen indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır.

17. GEÇMİŞ YIL ZARARLARI / AR-GE İNDİRİMİ / YATIRIM İNDİRİMİ İSTİSNASI

UYGULAMA SIRASI

18). İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ

UYGULAMA SIRASI

Page 23: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

23

Yatırıma katkı oranı ve kurumlar vergisi indirim oranı en son 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla belirlenmiştir.

Söz konusu Karar sonrasında halen uygulanan oranlar aşağıdaki tablolarda yer almaktadır:

31.12.2015 tarihine kadar başlanan yatırımlar için

Bölge

Bölgesel Uygulama Büyük Ölçekli Yatırımlar

Yat. Katkı Oranı

(%)

KV İnd. Oranı

(%)

Uyg. KV Oranı

(%)

Yat. Katkı Oranı

(%)

KV İnd. Oranı

(%)

Uyg. KV Oranı

(%)

1 15 50 10 25 50 10

2 20 55 9 30 55 9

3 25 60 8 35 60 8

4 30 70 6 40 70 6

5 40 80 4 50 80 4

6 50 90 2 60 90 2

01.01.2016 tarihinden sonra başlanan yatırımlar için

Bölge

Bölgesel Uygulama Büyük Ölçekli Yatırımlar

Yat. Katkı Oranı (%)

KV İnd. Oranı (%)

Uyg. KV Oranı (%)

Yat. Katkı Oranı (%)

KV İnd. Oranı (%)

Uyg. KV Oranı (%)

1 10 30 14 20 30 14

2 15 40 12 25 40 12

3 20 50 10 30 50 10

4 25 60 8 35 60 8

5 30 70 6 40 70 6

6 35 90 2 45 90 2

Kararnameye göre;

- Stratejik yatırımlar için bütün bölgelerde vergi indirimi oranı % 90, yatırıma katkı oranı % 50’dir.

- Öncelikli yatırım olarak tanımlanmış yatırımlarda beşinci bölgede uygulanan teşvikler uygulanır.

- Büyük ölçekli yatırımlar ile bölgesel teşvik uygulamaları kapsamında desteklenen yatırımların OSB’de

yapılması durumunda, bulunduğu bölgenin bir alt bölgesinde sağlanan oranda vergi indirimi uygulanır.

Yatırıma başlamanın tanımı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin 2012/1

sayılı Tebliğin 24. maddesinde yapılmıştır.

Tebliğde yapılan düzenlemeye göre;

- Teşvik belgesinde öngörülen yatırıma başlama tarihi kural olarak teşvik belgesi için Müsteşarlığa veya ilgili

yerel birime müracaat tarihidir.

- Yatırıma başlanıldığının kabul edilebilmesi için, yatırım başlangıç tarihinden sonra arazi-arsa, altyapı, bina-inşaat, makine ve teçhizat ile diğer yatırım harcamalarına yönelik olarak belgenin düzenlendiği tarihteki sabit

yatırım tutarı esas alınmak üzere, sabit yatırım tutarının en az % 10’u oranında, sabit yatırım tutarı 50 milyon liranın üzerinde ise en az 5 milyon Türk Lirası harcama yapılması gerekir.

Page 24: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

24

b) İndirimli Kurumlar Vergisi Oranının Uygulanacağı Kazanç

İndirimli kurumlar vergisi oranı kural olarak sadece, yapılan yatırımdan elde edilen kazançlara

uygulanmaktadır.

Kural bu şekilde olmakla birlikte, yatırıma başlanan tarihten itibaren, yatırıma katkı tutarına mahsuben, belli

ölçüde yatırım döneminde yatırımcının diğer faaliyetlerden elde edilen kazancına indirimli oran uygulama olanağı bulunmaktadır.

Düzenlemeye göre, yatırıma katkı tutarına mahsuben, gerçekleştirilen yatırım harcaması tutarını aşmamak ve toplam yatırıma katkı tutarının;

- Büyük ölçekli yatırımlar ve bölgesel teşvik uygulamaları kapsamındaki yatırımlarda; 2. bölgede yüzde onunu,

3. bölgede yüzde yirmisini, 4. bölgede yüzde otuzunu, 5. bölgede yüzde ellisini ve 6. bölgede yüzde seksenini,

- Stratejik yatırımlarda; 6. bölgede yüzde seksenini, diğer bölgelerde yüzde ellisini,

geçmemek üzere yatırım döneminde yatırımcının diğer faaliyetlerinden elde edilen kazançlarına indirimli gelir

veya kurumlar vergisi uygulanabilir.

Öte yandan, 16.03.2015 tarih ve 2015/7496 sayılı Kararın 6. maddesiyle 2012/3305 sayılı Karara eklenen

geçici 5. maddeyle, 2015-2016 yıllarında yapılacak yatırım harcamaları için yatırım döneminde diğer gelirlere uygulanacak indirimli oranla sağlanacak vergi tasarrufunun sınırları artırılmıştır.

Düzenlemeyle ayrıca, 1. Bölgede bu yıllarda yapılacak yatırımlar nedeniyle, diğer gelirlere indirimli oranın

uygulanabilmesine olanak sağlanmıştır.

Yeni Karar çerçevesinde, 2015-2016 yılları yatırım harcamaları için indirimli gelir veya kurumlar vergisi oranı,

gerçekleşen yatırım harcaması tutarını aşmayacak şekilde, yatırım döneminde aşağıdaki tabloda yer alan sınırlar içinde, diğer gelirlere uygulanabilecektir.

Yatırım Döneminde Uygulanacak Yatırıma Katkı Oranı (%)

Büyük ölçekli yatırımlar ve bölgesel yatırımlarda (%) Stratejik yatırımlarda (%)

1. Bölge 50 70

2. Bölge 55 70

3. Bölge 60 70

4. Bölge 65 70

5. Bölge 70 70

6. Bölge 80 80

İndirimli oranın kural olarak sadece yeni yatırımdan elde edilecek kazanca uygulanması, yeni yatırımdan elde

edilen kazancın diğer kazançlardan ayrı olarak hesaplanmasını gerektirmektedir

Maddenin dördüncü fıkrasında yapılan düzenlemeye göre;

- Tevsi yatırımlarda, elde edilen kazancın işletme bütünlüğü çerçevesinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespit edilebilmesi halinde, indirimli oran bu kazanca uygulanacak,

- Kazancın ayrı bir şekilde tespit edilememesi halinde ise indirimli oran uygulanacak kazanç, yapılan tevsi

yatırım tutarının, dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına oranlanması yoluyla bulunacaktır.

Page 25: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

25

Yapılan düzenlemeyi formüle edecek olursak;

İndirimli oran uygulanacak kazanç tutarı = (Yapılan tevsi yatırım tutarı / Toplam sabit kıymet

tutarı ) x Toplam kazanç tutarı

olmaktadır.

c) İndirimli Kurumlar Vergisi Oranı Uygulamasına Başlama Tarihi

Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen 32/A maddesi hükmüne göre, indirimli kurumlar vergisi oranı uygulamasına, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren

başlanacaktır.

Buna göre, teşvikten yararlanmaya başlamak için yatırımın tamamlanması veya tamamlama vizesinin yapılmış olması koşulu bulunmamaktadır.

Kurumlar vergisi beyannamesinin Ekler bölümüne “Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler” adlı bir bölüm

eklendiğini biliyoruz

Beyannamenin ilgili bölümde kanunen kabul edilmeyen giderlerin aşağıdaki şekilde detaylı beyanı istenmektedir:

KVK Madde 11 hükümlerine göre kabul edilmeyen giderler,

VUK hükümlerine aykırı olarak ayrılan karşılıklar,

VUK hükümlerine aykırı olarak ayrılan reeskontlar, VUK hükümlerine aykırı olarak ayrılan amortismanlar,

5510 sayılı kanun madde 88 kapsamında kanunen kabul edilmeyen giderler, 6111 sayılı kanun (özel kanunlar uyarınca) yazılan kanunen kabul edilmeyen giderler,

Bağış ve yardımlar,

GVK Madde 75 uyarınca yönetim kurulu üyelerine ödenen kâr payları, KDV Madde 30/d uyarınca indirilemeyen KDV tutarı,

6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu uyarınca gider yazılan özel iletişim vergisi, MTV Kanunu Madde 14 uyarınca gider kaydedilen MTV’ler,

İstisna faaliyetlerden/işlemlerden doğan zararlar, Diğer.

KVK’nun 11. maddesinde “Kabul edilmeyen indirimler” başlığı altında, kurum kazancının tespitine yönelik KVK özelinde kanunen kabul edilmeyen giderler 11 bent halinde düzenlenmektedir.

Bazı işletmeler faaliyet alanları gereği uymak zorunda oldukları özel bazı kanuni düzenlemeler kapsamında

(BDDK vb) ya da Bağımsız Denetime tabi olan veya mensup oldukları uluslararası şirketler topluluğunun tabi

olduğu finansal raporlama standartları çerçevesinde muhasebe kayıtlarında VUK hükümlerinde belirtilen değerleme hükümlerinden farklı olacak şekilde karşılık, reeskont ve amortisman ayırabilmektedir.

Bu tutarların vergiye tabi kurum kazancının tespiti sırasında KKEG olarak dikkate alınması gerekmektedir.

19. KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER (KKEG) KAPSAMI

VE KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİNDE GÖSTERİLME ŞEKLİ

UYGULAMA SIRASI

Page 26: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

26

Tabii ki defter kayıtları ile gerekli tablo ve raporların bu ayırımı tespit edebilmeye elverişli bir şekilde tutulması,

hazırlanması zorunluluktur. Kurumlar vergisi beyannamesinde yapılan yeni düzenleme ile,

VUK hükümlerine aykırı olarak ayrılan karşılıklar,

VUK hükümlerine aykırı olarak ayrılan reeskontlar, VUK hükümlerine aykırı olarak ayrılan amortismanların

beyanname ekinde ayrıca beyan edilmesi gerekmektedir.

Daha önceki versiyonda sadece tek satır olarak yer alan Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler , 15.versiyondan itibaren ayrı bir tablo olarak detaylandırılması gerekecektir.

Söz konusu tabloda yer alan satırlar konusunda aşağıda bilgi verilmiştir;

19.1- KVK 11.madde hükümlerine göre kabul edilmeyen giderler

15.1.a) Öz sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler. 15.1b) Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderler.

15.1.c) Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlar. 15.1.ç) Her ne şekilde ve ne isimle olursa olsun ayrılan yedek akçeler

15.1.d) Bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları,

21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen

gecikme faizleri.

19.1.e) Kanunlarla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak tespit edilen hadler saklı kalmak

kaydıyla, menkul kıymetlerin itibarî değerlerinin altında ihracından doğan zararlar ile bu menkul kıymetlere ilişkin olarak ödenen komisyonlar ve benzeri her türlü giderler.

19.1.f) Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan; yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi

motorlu deniz taşıtları ile uçak, helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ve amortismanları.

19.1.g) Sözleşmelerde ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddî ve manevî zarar tazminat

giderleri.

19.1.h) Basın yoluyla işlenen fiillerden veya radyo ve televizyon yayınlarından doğacak maddî ve

manevî zararlardan dolayı ödenen tazminat giderleri.

19.1.ı) Her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin % 50'si. Bakanlar Kurulu bu oranı % 100'e kadar artırmaya veya sıfıra kadar indirmeye yetkilidir.

19.1.i) Kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın

maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr

payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10'unu aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan kısmı

19.2.- VUK hükümlerine aykırı olarak ayrılan karşılıklar

- Fiilen ödenmediği halde ayrılan Kıdem tazminatı karşılıkları , Garanti Gider karşılıkları gibi karşılıklar.

- İlgili dönemde yasal takibi olmayan Şüpheli Ticari Alacak karşılıkları - Vergi usul kanunu değerleme hükümlerine göre ayrılmayan Stok değer düşüklüğü karşılıkları,

- Vergi usul kanununda olmadığı halde ayrılan diğer karşılıklar.

Page 27: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

27

19.3- VUK hükümlerine aykırı olarak ayrılan reeskontlar

- Vergi usul kanunu değerleme hükümlerinde yer almayan Senetsiz borç ve alacaklar için ayrılan reeskontlar

ve diğer benzeri aktif varlıklar için ayrılan reeskontlar bu satırda gösterilecektir.

19.4- VUK hükümlerine aykırı olarak ayrılan amortismanlar

- Özellikle halka açık şirketlerde SPK / TMS standartlarına göre faydalı ömrü farklı alınan veya kıst amortisman

sistemine göre amortisman hesaplanmasından kaynaklanan amortisman farkları bu satıra yazılacaktır.

- Ayrıca önceki yıllarda amortisman ayrılmamasından kaynaklanan ve ilgili yılda yapılan düzeltme kayıtlarından kaynaklanan amortisman farkları da buraya yazılacaktır.

19.5)- 5510 sayılı Kanun m.88 kapsamındaki kanunen kabul edilmeyen giderler

Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları, gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamaz. Dolayısıyla ödenmemiş SGK primleri bu satıra yazılacaktır.

19.6)- 6111 sayılı Kanun (özel kanunlar uyarınca) yazılan kanunen kabul edilmeyen giderler

6111 sayılı kanun kapsamında özellikle matrah artırımı ve stok artırımı sebebi ile ilave yapılan beyanların taksit ödemeleri bu satırda yazılacaktır

19. 7- Bağış ve Yardımlar

Kurumlar Vergisi Kanunu madde 10 ve Gelir Vergisi Madde 89’a göre , Bağış ve yardımların indirim konusu yapılabilmesi yasal şartları sağlasa bile mutlaka önce KKEG olarak gösterilip daha sonra beyannamenin ilgili

İndirim satırında ayrıca gösterilmek suretiyle indirim yapılması gerekmektedir.

19.8- GVK m. 75 uyarınca yönetim kurulu üyelerine ödenen kâr payları

Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesi uyarınca, idare meclisi başkan ve üyelerine ödenen kâr payları

menkul sermaye iradı sayılmıştır. Bu itibarla, söz konusu ödemelerin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün_bulunmamaktadır.

Öte yandan, kurum personeline ödenen temettü ikramiyeleri Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesine göre

ücret sayıldığından bu ödemeler kurum kazancının tespitinde ücret gideri olarak dikkate alınmaya devam

edilecektir. Söz konusu temettü ikramiyelerinin bilanço günü itibarıyla ödenecek toplam tutarı kesinleştiğinden, çalışanlara o yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresinin sonuna kadar

ödenecek temettü ikramiyeleri, ilgili olduğu yılın kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.

19.9- KDV kanunu m. 30/d uyarınca indirilemeyen KDV tutarı

Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi bu satıra yazılacaktır.

19.10)- 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu uyarınca gider yazılan özel iletişim vergisi

6802 sayılı kanunun 39.maddesine göre, bu vergi, katma değer vergisi matrahına dahil edilmez, gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider kaydedilmez ve hiçbir vergiden mahsup edilmez. Telekomünikasyon

faturalarında yer alan Özel iletişim vergileri bu satıra yazılacaktır.

Page 28: 2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ …panel.consulta.com.tr/Content/Kurumlar_Vergisi_Beyanname...2015 YILINA AİT KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DÜZENLEME EL KİTAPÇIĞI ÖNEMLİ

28

19.11- MTV kanunu m. 14 uyarınca gider kaydedilen MTV’ler

Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunun 14.maddesine göre (I) sayılı tarife (Otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve

benzerleri, Motosikletler) ve (IV) sayılı tarifede (Uçak ve helikopterler) yer alan taşıtlardan (Ticari maksatla

kullanılan uçak ve helikopterler ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtlar hariç) alınan vergi ve cezalar ile gecikme zamları gelir ve kurumlar vergilerinin matrahlarının tespitinde

gider olarak kabul edilmez.

19.12)- İstisna faaliyetlerden / işlemlerden doğan zararlar

Kurumlar vergisi kanunu madde 5 de yer alan istisna ve işlemler sebebi ile zarar doğması halinde söz konusu

zarar indirim konusu yapılamaz.

19.13- Diğer

Yukarıda yer alan sınıflamalara dahil edilemeyen , yuvarlama farkları , belgesiz giderler , önceki dönem

giderleri gibi işlemler