2009 08 kasim

65

Upload: malotof

Post on 29-Nov-2015

70 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

Page 1: 2009 08 Kasim
Page 2: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 1

KAPAK

YAZILARIYLA

DO�U PER�NÇEK 2 � EMCET OLCAYTU 24

H�KMET Ç�ÇEK 28 � YILDIRIM KOÇ 39

ARSLAN BA�ER KAFAO�LU 43 � F�KRET OTYAM 54

�ULE PER�NÇEK 62 � ÖNEY OLCAYTU 63

İÇİNDEKİLER

AKP ‘AÇILIMI’NA HALKIN 10 KASIM CEVABI�hanet Meclis’te! Millet An�tkabir’de! 4�ZM�R, �SKENDERUN, KAYSER�, MAN�SA, DEN�ZL�, KÜTAHYA…Aç�l�mlara kar�� yüz binler alanlarda 8FORUM / BÜLENT SER�M Atatürk’ün gençli�e sesleni�i 11TÜRKİYEKÜRT AYDINLAR ‘AÇILIM’I DE�ERLEND�RD�Anayasal de�i�iklik ve toprak reformu �art 12KADIKÖY’DE M�LL� ÇÖZÜM PANEL�NE 1500 K��� KATILDICumhuriyet köyü muhtar�: ‘��çi Partisi, bizi terörist olmaktan kurtard�’ 14BOP E�BA�KANI DAVAYI KAYBETT�Erdo�an’�n Perinçek’e açt��� ‘e�ba�kanl�k’ davas� reddedildi 16‘HODR� MEYDAN REMZ� GÜR! GERÇEKLER ORTAYA ÇIKSIN’�P Genel Ba�kan Yard�mc�s� Erkan Önsel: Dava aç�ls�n!Nedir bu 20-25 i�i anla��ls�n! 17DÜ�MANLIK VE ÇATI�MA TOHUMLARI ATILIYOR Davuto�lu: Aliyev iktidar�, Rus komplosu! 18YARSAV BA�KANI ÖMER FARUK EM�NA�AO�LUKar��la�t���m�z bask�lar Mussolini dönemindeki gibi 20TARAF GAZETES�, ANDIÇ �HBARCISININ ADRES�N� VERD�: ABD‘Islak imza’ propagandac�lar�n�n foyas� meydana ç�kt� 22E. ADL� TIP KURUMU BA�KANI PROF. KOLUSAYIN’IN B�L�MSEL MÜTALAASI:Behçet Oktay’�n ölümü intihar de�il! 25PENTAGON’UN TSK POL�T�KALARI AÇISINDAN D�KKAT ÇEK�C� ATAMAAmerikan-Türk Konseyi’ne eli sopal� ba�kan 26CHP �STANBUL M�LLETVEK�L� ÇET�N SOYSAL’IN HESABI‘Projeler, Ajans’�n kabul etti�i bütçenin alt�da birine mal olur’ 32PARALAR �NG�LTERE VE TESEV’DEN, DESTEK ERDO�AN’DAN‘Sivilci’ tayfa ‘Türkiye küçük millet meclisi’ ad�yla piyasada 33‘SAVCI TAL�MATIYLA D�NLEME’YE TAKILAN KONU�MADevletin de�il, AKP’nin Valisi: ‘Bitlis’te iyiyiz, Tatvan’� kaybettik’ 34HUKUKTA GEL��MELER 35EKONOMİ / EMEK ALMAN BASININDA OBAMA HABERLER�‘BushBama’ kredisini tüketti! 40

GENERAL MOTORS OPEL’� SATMAKTAN CAYDIABD, Almanya’yla anla�may� bozdu 42BANKALAR, “R�SKL� BÖLGE” ESNAFINA KAN KUSTURUYOR!‘Faizsiz kredi’ Diyarbak�r’da �arta ba�land� 44DÜNYAHONDURAS’DA DA TAR�H GER�YE DÖNDÜRÜLEMEYECEK.Tüm oyalamaya ra�men Zelaya zafere yürüyor! 46Devrim da�� Mao Zedung’a Çin’de da�larca an�t! 47TOPLUMTÜRK�YE’N�N GDO’LARA �HT�YACI YOKABD bast�rd� GDO yönetmeli�i ç�kt� 50ZMO GENEL BA�KANI GÖKHAN GÜNAYDIN:‘GDO’lu 2,5 milyon ton soya 1,5 milyon ton m�s�r giriyor’ 51ÇOCUKLARDA NARKOT�K SUÇ B�R YILDA YÜZDE 29 ARTTI Hedefi olan çocuk suça bula�m�yor 52DOMUZ GR�B�NE KAR�I EN KOLAY KORUNMA YÖNTEM�Su ve sabun mucizesi! 53KÜLTÜR / SANAT ROMAN YAZARI �RFAN YALÇIN:‘Dü�ünsellikten uzak bir roman edebiyat� olu�uyor’ 56BÖLÜCÜLÜ�ÜN SANATI OLUR MU? YAPMI�LAR!�stanbul Bienali: Aç�l�mlar�n ‘sanatsal’ aya�� 58POLONYALI YÖNETMEN �STANBUL’DA ANILDIGrotowski gökten inmedi 6086. YILDA, CUMHUR�YET’� �N�AA EDEN KENTE B�R BAKI� Bir dönemin tan���: “Kara Kalpakl� Kent: Ankara” 61SPOR / PERDE ARKASI Çetin Sümer’in koltu�u tehlikede 64

Ay d›n l›k Yerel Haftal›k Haber Yorum Dergisi 8 KASIM 2009 Say›: 1164

Sahibi: GÜNEY REKLAMCILIK YAYINCILIK MATBAACILIK ORGAN�ZASYON SANAY� ve T�CARET L�M�TED ��RKET�

Sorumlu Müdür: Z. Ruhsar �eno�luGenel Yay�n Yönetmeni: Deniz Y�ld�r�mYaz�i�leri Müdürü: Özlem Konur UstaHaber Ara�t�rma: Hikmet Çiçek Ankara Temsilcisi: Fikret Akf�rat ��çi-Sendika: Esin Ergenç Turhan Ekonomi: Z. Ruhsar �eno�luD�� Haberler: Merve Aksuna Yurt Haberler: Emine DölekAr�iv : Ercan Dolapç� Foto�raf : Alpay Tu�luDa��t�m-Abone: Ergin Onay Sayfa Tasar�m: Melih Y�ld�r�m - Mahmut �enTeknik Sorumlu: Mutlu Selçuk

BÜROLAR�stanbul: Gizem Ertu�rul Koç, Ufuk Akkaya, Serkan Koç, Meral Akkaya, Veli Sivasl�, Sare Bako�lu, Seza Özdemir,Önder Öztürk, Hakan Eröz, Naci Eri�, Didem Öztürk, Can Karadut, An�l TanercanAnkara: Levent Ak, Umut Albayrak, Can Özçelik, Bülent Akbu�a, Sabri Kara, Murat Karabulut, Didem Özder �zmir: Teoman Alver, Hayati Özcan, Ali Kar��layan, Belma Yücel, �enol Car�kAdana: Erkan �im�ek Antalya: Devrim A�k�n Karasoy Burdur: Fatih Özcan Çanakkale: Zuhat Yoku� Hatay: Hüseyin Güler, Mansur Erk Isparta: Bora Tüfekli Kayseri: Ekrem Demir

Kahramanmara�: Cafer Sincer K�r�kkale: Hasan �ensesMersin: Yusuf Çelik Mu�: Cevat Dani� Ordu: Nam�k Canik Samsun: S�rr� Turan Siirt: Haydar Evin Sivas: Hakan SertanTokat: Ali Yönel Zonguldak: Naz�m Ayaro�lu Avrupa: Ali Mercan

ADRES VE TELEFONLARYönetim Yeri: Alemdar Mah. Divanyolu Caddesi Erçevik ��han� No: 54/311Sultanahmet, Eminönü-�STANBUL Tel: (0212) 520 04 94E-posta:[email protected] http://www.aydinlik.com.trOFSET HAZIRLIK VE DA�ITIM ORGAN�ZASYON Toros Yay�nc�l�k Yap�mc�l�k Matbaac�l�k Reklamc�l�k ve Turizm Organizasyon Sanayi ve Ticaret Ltd. �ti. Tel ve Faks: (0212) 251 51 22�stiklal Caddesi, Deva Ç�kmaz� 7/3 Beyo�lu- �stanbulAnkara: Tel: (0312) 229 52 52 Faks: (0312) 229 15 20�zmir: Tel: (0232) 445 27 26 Faks: (0232) 445 46 64Mersin: Kuvayi Milliye Cad. Akel ��merkezi K.4 No: 63 (0324) 3364550Adana: Fevzi Ç�nar Tel: (0532) 467 43 27Almanya: Eylem Demirel Boral-Frankenallee 39, 60327-Frankfurt/MTel: 0049-69736253 Faks: 0049-6975009310Cep: 0049-1788547974 e-posta: [email protected]�ngiltere: Musa Ball�kaya Tel: 0044 2085213525 Faks: 0044 2085093069 Cep: 0044 7961953300Azerbaycan: Agil Alesger Tel: 0099 412 409 66 65Bas�ld��� Yer: Rotamat Bas�n Yay�n Limited �irketiTurgut Özal Cad. No: 117/B Çelik-Yenal Endüstri Merkezi �kitelli-�STANBUL

DA �I TIM: Turkuvaz Da��t�m Pazarlama A�

ABONE KO�ULLARI

Yurtd��� abone:

Almanya; A. Aslando�an, Postbank Essen 837 839 437, BLZ: 36010043

Hollanda; Av. Mahir Önel

Tel: 0031640184484

�sviçre; Gülay S�nac� Tel: 0041 32 724 58 54

Cep Tel: 0041 76 302 39 51

e-posta: [email protected], [email protected]

Banque cantonale neuchâteloise, compte no 1003.00.73.3

ABONE BEDEL�

6 Ayl�k Y�ll�k

TÜRK�YE 90 180 TL

AVRUPA 70 125 Euro

�SV�ÇRE 120 230 Fr.

ABD VE UZAKDO�U 75 150 Euro

AVRUPA SATI� F�YATI: Avrupa 2.5 Euro, �sviçre 5 Fr.

Ayd�nl�k’ta yay�mlanan yaz�lar�n iktibas hakk� sakl�d�r.

ISSN 1301-6579 Ay d›n l›k Ba s›n Mes lek ‹l ke le ri ne uy may› taah hüt eder

�leti�im/Abone Tel-faks: (0212) 251 51 22 e-posta: [email protected]

Page 3: 2009 08 Kasim

2 � Ayd›nl›k� 8 KASIM 2009

ATATÜRKÇÜLÜK BİR “DÜŞÜNCESİSTEMİ” Mİ YOKSA DEVRİMCİ PRATİK Mİ

Org. Özkök döneminden beri komu-tanlar, Atatürkçülük veya Kemalizm yeri-ne “Atatürkçü Düşünce Sistemi” kavra-mını kullanıyorlar.

Bu kavramlaştırma, Kemalizmin ta-nımının bile özgün kaynaklara dayana-rak incelenmediğini gösteriyor.

Atatürk zamanında konu tartışılmış ve Kemalizm bir “düşün-ce sistemi” değil, fakat “Türk Devrimi’nin gerçekleştirdiği işler”olarak tanımlanmıştır. CHP programlarına üç kez böyle kaydedil-miştir. Hem de Atatürk’ün elyazısıyla; 1931’de, 1935’te ve1937’de.

ATATÜRK’ÜN CHP PROGAMLARINDAKİ KEMALİZM TANIMI

1931 CHP 3. Büyük Kurultayı’nda şöyle: “İnkılâbımızınbaşlangıcından bugüne kadarki fiiliyat ve tatbikat.”

1935 CHP 4. Büyük Kurultayı’nda, Kemaliz-min adı konarak aynı tanım, daha temiz birTürkçeyle yinelenmiştir: “Türk Devrimi’ninbaşlangıcından bugüne kadar yapılmış olanişler.”

Atatürk, 1937 yılında 5. Büyük Kurultay içinyaptığı program çalışmalarında, aynı tanımıkendi elyazısıyla bir kez daha kayda geçirmiştir.

Bütün bu Kemalizm tanımlarını elyazılı bel-geleri ve açıklamalarıyla Kemalist Devrim-6Atatürk’ün CHP Programları ve Tüzükleri adlıkitabımdan inceleyebilirsiniz (Kaynak Yayınları,s. 126, 171, 200 vd.).

RASGELE BİR TANIMLAMA MI

Görüldüğü gibi, Kemalizmin bir fiiliyat, birtatbikat veya işler olarak tanımlanmasında birkararlılık var. Çünkü Kemalizm nedir konusu,devrimin önderleri arasında uzun uzun gö-rüşülmüş. Bu tartışmalar kamuoyu önünde deyapılmış, yazılara ve kitaplara geçmiş. Atatürkbaşta olmak üzere, devrimin Mahmut EsatBozkurt, Recep Peker, Sadri Ethem (Ertem), Şeref Aykut, Tekinalpgibi düşünürlerinin katıldığı bu tartışmaları da Kemalist Devrim-5Kemalizmin Felsefesi ve Kaynakları adlı kitabımda özetledim (Kay-nak Yayınları, s.13 vd.).

CHP Programı’na yazılmadan önce ele alınan sorunun özüşudur: Kemalizm bir düşünce sistemi midir, yoksa devriminpratiği midir? Özellikle Atatürk’ün ısrarlarıyla, Kemalizmin bir“devrimci tatbikat ve fiiliyat” olduğu tanımında karar kılın-mıştır.

Kuşkusuz her devrimin tatbikat ve fiiliyatının arkasında biröğreti vardır. Ya da yapılan işlerin elbette teorisi de üretilir. Sistemdenilen de, işte o pratik ile teori arasındaki birliktir. Sistem den-diği zaman, öncelik düşüncede değil, pratiktedir. Atatürk ve ar-kadaşları, Kemalizmin felsefede Materyalist, hatta Tarihsel Mater-yalist olduğunu vurguladıkları için, önceliği fiiliyata vermişlerdir.Bu, bir felsefi tutumdur ve çok önemlidir.

Peki bu “düşünce sistemi” tanımı nereden çıktı?

ATLANTİK DÖNEMİNİN ÇARPITMALARI VE UYDURMALARI

Atatürk’ten çok söz ediliyor ama Kemalist Devrim’in uygula-maları da öğretisi de incelenmiyor. Yapılan çalışmalar daha çokAtlantik döneminde imal edilen çarpıtmaları ve hatta uydurmala-rı üzerindendir. Genelkurmay’ın 60 yıldır yaptığı yayınlara bakın-ca bu açıkça görülüyor. Atatürk adına, Ergenekon tertibindekigibi kâğıt parçaları üretilmiştir. Bunların uydurma olduğu gösteril-miştir, ama hâlâ dolaşımdadır.

“İZM”LER KARŞISINDAKİ YÜKSÜNME

Bu da bir NATO görevi olsa gerek, asker “izm”ler karşısında biryüksünme içine sokulmuştur. Özellikle sosyalizme karşı bir “izm”üretme kaygısı, bu “düşünce sistemi” buluşlarına yol açmıştır. OysaBatı dillerindeki “izm”, “düşünce sistemi” değildir; uygulama iledüşünce arasındaki birliği ifade eder. Bir sistem olabilmesi için, öncehayatın kendisinde o sistemin pratiği vardır; teori de o hayattan üre-tilmiştir. Feodalizmin, kapitalizmin ve sosyalizmin incelenmesi bunuortaya koyar.

Daha önemlisi, Kemalizm hem uygulamada, hem de öğretisiylesosyalizme karşı mevzilenerek oluşturulmamıştır.Atatürk, Büyük Fransız Devrimi ve Sovyet Devrimiörneklerini de vererek, önderlik ettiği devriminkaynaklarının demokratik devrimler ve sosyalistdevrimler olduğunu hep vurgulamıştır. Altı Ok, buçağdaş devrimlerin Türkiye zemini üzerinde üreti-len bir sentezidir. Kemalist Devrim önderliğininresmi olarak benimsediği ve ders kitaplarına yaz-dığı Halkçılık, Devlet Sosyalizmi gibi isimlendirme-ler de, Kemalizmin sosyalizmle itişip kakışarakdeğil, sosyalizmden beslenerek geliştiğini ortayakoyar.

Atatürk, daha 1904 yılında genç bir subayken,not defterine “Evvelâ sosyalist olmalı, maddeyi an-lamalı” diye yazmıştır (Atatürk’ün Bütün Eserleri,c.1, s. 15). Peki, bu tanımı Genelkurmay’ın ATASEarşivlerinde Atlantik dönemi boyunca 60 yıl gizle-mek, “Atatürkçü Düşünce Sistemi”nin bir gereğimidir?

Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nın ateşi içinde Hâ-kimiyeti Milliye gazetesine imzasız yazdığı başyazı-ları bu milletten saklamak, yine “Atatürkçü Düşün-

ce Sistemi”nin bir başarısı mıdır? O başyazılarda “Biz Bolşeviklerdenemir almayız, Türkiye Komünistleriyiz” türünden duruşların ortayakonmasının bilinmesinde hangi NATO sakıncaları görülmüştür? (Bkz.Kurtuluş Savaşı’nın İdeolojisi-Hâkimiyeti Milliye Yazıları- Kaynak Ya-yınları).

Atatürk’ün kendisinin hazırladığı Halkçılık Programı’nın ürünüolan, 20 Ocak 1921 tarihli ilk anayasamız, niçin bir Cumhuriyet ayıbıolarak görülmüştür? “Şûralar Anayasası” olduğu için mi? Atatürk,Şûralar sözcüğünün Sovyetler anlamına geldiğini birkaç kez vurgula-yarak, “Atatürkçü Düşünce Sistemi”ne ihanet mi etmiştir? (Doğu Pe-rinçek, Kemalizmin Felsefesi ve Kaynakları, s. 87 vd.).

Bu tutum, Kurtuluş Savaşı sonrasında da devam etmiştir. Atatürk, 1928 yılında Taksim Cumhuriyet Anıtı’na kendi omuz-

larının arkasına Sovyet devrimcisi Aralov’un kasketli heykelini de yer-leştirtti. Gelecek kuşaklar görsün ve bilsinler diye.

1930’lı yıllarda, Cumhuriyet Devrimi kuşaklarına, Türk Devrimi ileSovyet Devrimi arasındaki bağ, Lise Tarih kitaplarında şöyle öğretili-

Atatürk’e 10 Kasım’dan sonraki suikastlar

BAŞYAZI

DOĞU PERİNÇEK

� Atatürk’e 1945’ten beri

kurulan pusular, s�k�lan

kur�unlar ve içirilen

zehirler yan�nda �zmir

suikast� nedir ki? Özal’lar,

Çiller’ler ve Tayyip-Gül

ikilisi Atatürk Devrimi’ni

ABD fermanlar�yla

bo�azlarken, onlar�n

önünde esas duru�ta

olmak, nas�l bir

Atatürkçülüktür? �

Page 4: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k� 3

yordu:“Anadolu’da ortaya çıkan silahlı

ayaklanma hareketi, siyasi konum ve he-deflerde Sovyet Rusya’yla tam benzerlikarz ediyordu.” (Lise Tarih IV, 1932 ve1934 basımları ve tıpkıbasım, Kaynak Ya-yınları, s. 59).

Atatürk ölmeden önce BaşbakanCelal Bayar, Dışişleri Bakanı Tevfik RüştüAras, arkadaşı Kılıç Ali’ye, ayrıca son gö-rüşmelerinde İsmet Paşa ve Ali FuatPaşa’ya, tek vasiyet olarak; “Önümüzde-ki dönem Sovyet dostluğunda ısrar ede-ceksiniz” talimatını bıraktı (Belgeler içinbkz. Mehmet Perinçek, Atatürk’ün Sov-yetler’le Görüşmeleri, Kaynak Yayınları).Bu altın öğüdü terk eden Türkiye, Atlan-tik dolduruşlarıyla ABD güdümüne yuvar-landı ve devrimini yitirdi.

KEMALİZM VE ATLANTİK TEKERLEMELERİ

“Küçük Amerika” sürecinde Kemaliz-min yıkıma uğratılması, askere de yansıtıl-mıştır. Yıkmak için, öncelikle Atatürk’ündevrimci pratiğinin ve öğretisinin örtbasedilmesi gerekmiştir. O kadar ki, Kema-lizm adı altında bugün Atlantik tekerle-melerinin seslendirildiğine, ne yazık ki sıksık tanık oluyoruz. Hem de Ordu’nun do-ruğundaki komutanların ağzından.Meğerse Kemalizm, “Demokratik, laik,sosyal, hukuk devleti” imiş. Oysa Kema-lizmin tarihinde böyle bir tanıma hiç amahiç rastlanmıyor. Bizim Milliyetçiliğimiz,Halkçılığımız, Laikliğimiz ve Devrimci-liğimiz bir Atlantik yapımı değil; fakatMazlum Milletlere örnek olan Türk Dev-rimciliğinin kendi pratiğinde oluşturduğubir öğretidir. Mazlum Millet Devrimci-liğinin yerine emperyalizmin 20. yüzyıl ya-lanları konmaktadır.

ÖLMEYEN ATATÜRKÇÜLÜK: “ARASIZDEVRİMLER”

Büyük Devrimci Atatürk’ün 10 Kasım1938 günü ölmediğini ve hiçbir zamanölmeyeceğini hep inanarak söyleriz. Onu

ölümsüz kılan, Türk Devrimi’nin, kendideyişiyle “arasız devrimler”le devam ede-ceği yolundaki bilimsel kanaatidir. Büyükdevrimciler, yaptıkları devrimle ve yapıla-cak devrimlerle yaşar. Gerisi boş laftır.

Atatürk’ü öldüren, 60 yıldıryaşadığımız karşıdevrimdir. Türkiye At-lantik emperyalistlerinin denetimi altınagirdikten sonra Atatürk, sivili ve askeriyleTürkiye’nin Batıcı hâkim güçleri tarafın-dan sürekli vurulmakta ve kırılmaktadır.

ATATÜRK’E SUİKASTLAR

1926 İzmir suikastı çok konuşulur.Oysa 1945’ten beri kurulan pusular, örü-len tuzaklar, sıkılan kurşunlar ve içirilenzehirler yanında İzmir suikastı nedir ki?

Atatürk’e özellikle 12 Eylül 1980’denberi, Paul Henze’nin tanımlamasıyla “CIAçocukları”nın yaptıkları suikastlar yeterin-ce araştırılmamış ve işlenmemiştir.Özal’lar, Çiller’ler ve Tayyip-Gül ikilisi Ata-türk Devrimi’ni ABD fermanlarıyla boğaz-larken, onların önünde esas duruştaolmak nasıl bir Atatürkçülüktür? Bu türAtatürkçüler hakkında, Büyük Nutuk’tanasıl bir değerlendirme yapılmaktadır?

DEVRİMCİ OLMAK

Kemalist Devrim’i en çok anlamasıgereken “solcu”larımız bile, Neoliberaliz-min çürümüş öğretileriyle zehirlenmiştir.Ama insanı umutlandıran güzellikler devar. Teori dergisinin yeni çıkan Kasım2009 tarihli 238. sayısında, Adviye Meralimzalı “Sosyalistler Kemalist Devrim’iNasıl Değerlendirmeli” başlıklı yazı, yan-sıttığı birikimle, olgunluğuyla ve dilindekiiçtenlikle herkes için aydınlatıcıdır. Kendi-sini tanıyamadım, ancak Adviye Meral,Türkiye aydınına güvenimizi güçlendir-miştir ve Türkiye’nin düşünce hayatı içinbir kazançtır.

Atatürk’ün Atlantik’te boğulmak is-tendiği şu günlerde, Kemalist Devrimbaşlıklı altı kitapta özetlediğim çalışmala-rımı Türkiye aydınının inceleme ve tar-tışmasına sunuyorum. Özellikle en sonTürk Ordusu’nda Strateji Sorunu başlıklıkitabımın “Atatürk Devrimciliğini Tarihinİçinde Anlamak ve Uygulamak” başlıklıbölümünü aydınlarımızın ve askerlerimi-zin okumasını ve eleştirmesini dilerim.

Devrimcilik, yalnız 1920’ler ve1930’larda değil, her zaman görevdi.1937 yılında Anayasaya stratejik bir ilkeolarak bu nedenle konmuştu.

Atatürkçü olmak, devrimci olmaktır.Hele bugün!�

www.doguperincek.infowww.doguperincek.com.tr

10 Kasım’a meydanokuyanlar, aynı günyıkılı�larını ilanederler!

Emperyalist dayatmalarla projeleri çizi-len, adına ‘açılım’ dedikleri teslim sürecininmeclis görü�melerini, 10 Kasım günündemeydan okurcasına gündeme getirecekolan iktidar, halkın büyük cevabıyla ta-nı�maya hazırlanıyor.

Meclis Atatürk’ün Meclisi olmayıncaonun ölüm yıldönümünde, kurdu�u vata-nın ve Cumhuriyet’in yok edilmesi gö-rü�meleri de �u an o koltukları i�gal eden-ler için ola�an bir durum olu�turuyor? Bugörü�meler Meclis’te10 Kasım’da yapılabi-lecek mi? Büyük tartı�maların içinde bunuhep beraber görece�iz… Ancak görü�mekararı bile halkın büyük öfkesi için yeterlioldu.

Kurtulu� mücadelesinin ve Türk Devri-mi`nin kahraman lideri, Cumhuriyetin Ku-rucusu büyük önder Mustafa Kemal Ata-türk’ü ölümünün 71. yılında sevgi, saygı veözlemle anıyoruz.

Okurlarımızı bayi denetimineçağırıyoruz

Dergimizin Türkiye genelindeki da�ıtı-mında ciddi sorunlar ya�ıyoruz. Dergimizbazı bölge ve bayilerde bulunamıyor. Bu daciddi satı� kaybına ve okuyucularımızın za-manında dergimize ula�amamalarınaneden oluyor. Bu engellemelere kar�ı okur-larımızdan bulundukları bölgelerdeki, Tur-kuvaz da�ıtım bayilerini belirleyerek Ay-dınlık’ın bulunmadı�ı bayilerin bayiliknumarası ve bayi ismini 0212 2515122nolu telefon numarasından Ergin Onay’abildirmelerini rica ediyoruz.

Zahit Akman ifade verecek

Deniz Feneri davasında “asıl failler”arasında gösterilen RTÜK üyesi ZahidAkman, 12 Kasım’da Hâkim kar�ısına çı-kacak. Akman, RTÜK uzman denetçisiCengiz Özdiker’in, görevi kötüye kullanmasuçundan açtı�ı dava için ifade verecek.Akman hakkında “görevi kötüye kullanmave yargı kararlarını uygulamama” suçun-dan 5 yıl hapis istemiyle dava açılmı�tı.

Yazarlarımız Hüseyin Macit Yusuf veMecit Ünal yazılarına bir hafta ara verdiler.

Aydınlık bir hafta dile�iyle…

AYDINLIKTAN

� Devrimcilik, yaln�z 1920’ler

ve 1930’larda de�il, her zaman

görevdi.

1937 y�l�nda Anayasaya

stratejik bir ilke olarak bu

nedenle konmu�tu.

Atatürkçü olmak,

devrimci olmakt�r.

Hele bugün! �

Page 5: 2009 08 Kasim

4 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

CAN ÖZÇEL�K

AKP açılımlarına kar�ı Türkmilleti tek yürek oldu. Tep-kiler PKK’lıların Türki-

ye’ye geçi�i sırasında meydanokurcasına düzenlenen töreninardından arttı. �ehit aileleri, kitleörgütleri, sendikalar, siyasi parti-ler düzenledikleri mitingler, ey-lemler, basın açıklamaları, panel-ler ve konferanslarla AKP açılım-larının Türkiye’yi parçaladı�ınıvurguladılar.

Sözde açılım süreci AKP oyla-rında da ciddi dü�ü�lere nedenoldu. Türkiye’nin önde gelenanket �irketlerinin ara�tırmalarıAKP’nin oldukça puan kaybetti-�ini ortaya koydu.

�nternette ve payla�ım sitele-rinde dola�an yazılarda açılımınTBMM’ye geldi�i tarihte Susur-luk kazasından sonra yapılan“bir dakika karanlık” eylemleri-nin yeniden ba�latılması için ça�-rılar yapılmaya ba�landı.

Tüm eylemler yurtsever ay-dınların “10 Kasım’da Anıtka-bir’e” ça�rısıyla birle�ti. Hükü-met 10 Kasım’da TBMM’de açı-lımı konu�urken Türkiye Anıtka-bir’de olacak.

Aydınlık’a konu�an kitle ör-gütü liderleri ve milletvekilleriAtatürk’ün ölüm yıldönümündemilleti parçalama projesininTBMM’ye ta�ınmasının, Cum-huriyet ve Atatürk ile hesapla�-ma amacıyla yapıldı�ını söyledi-

ler. Ortak ça�rı �u: “10 Kasım’daaçılımlara kar�ı Anıtkabir’de bu-lu�uyoruz”

Mehmet Bedri Gültekin (�P GENEL BA�KAN VEK�L�)

İhanet açılımlarınahayır! 10 Kasım’daAnıtkabir’deyiz

10 Kasım’da yurtta�larımızıAnıtkabir’e ça�ırıyoruz. ��çi Par-tisi olarak, bir grup de�erli aydı-nımızın yaptı�ı 10 Kasım’daAnıtkabir’de toplanma ça�rısınıdestekliyoruz. 10 Kasım’da bizde tüm gücümüzle Anıtkabir’deolaca�ız. Hükümetin “Kürt açılı-mı”nı TBMM’de görü�meküzere, ba�ka bir gün kalmamı�gibi, 10 Kasım’ı belirlemesi kasıt-lı ve anlamlıdır. Atatürk’e mey-dan okumadır. Cumhuriyet’emeydan okumadır. Yurtta�lar dabuna cevabı Anıtkabir’de topla-narak verecektir. �hanetTBMM’deyse millet de Anıtka-bir’de olacaktır. Tüm yurtta�ları-

AKP’N�N ‘AÇILIMI’NA HALKIN 10 KASIM CEVABI

İhanet Meclis’te! Millet Anıtkabir’de!AKP’nin aç�l�m� görü�mek için belirledi�i 10 Kas�m tarihi halkta infialyaratt�. Siyasi partiler ve kitle örgütleri, bölünme projesi olarakniteledikleri aç�l�mlar�n TBMM’de konu�ulaca�� gün An�tkabir’ebulu�ma ça�r�s� yapt�. Türkiye Gençlik Birli�i, Meclis önünde“aç�l�m”�n 10 Kas�m’da görü�ülmesini saat 12:00’de bas�naç�klamas�yla protesto edeceklerini aç�klad�.

KAPAK

Page 6: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 5

mızı 10 Kasım’da saat 12.00’deAnıtkabir’de olmaya ça�ırıyoruz.

Rahmi Güner (CHP ORDU M�LLETVEK�L�)

VatandaşlarAtatürk’e bağlılığınıgöstermeli

AKP açılımlarıyla yurtta�larıtahrik etti. Bu açılımlar ABD’dehazırlanmı� AKP-DTP-�mralı ta-rafından yürütülen bir parçalan-ma projesidir. AKP’nin amacıCumhuriyet ve Atatürk ile hesap-la�maktır. Vatanda�larımız Ata-türk’e ba�lılı�ını her yerde göste-rerek bu bölünme projelerinekar�ı tek yürek olmalıdırlar.

�ahin Mengü (CHP MAN�SA M�LLETVEK�L�)

Herkes Anıtkabir’eAçılım tartı�malarını bu özel

günlere getirerek Atatürk veCumhuriyet’ten rövan� almak is-tiyorlar. Bunlara kar�ı 10 Ka-sım’da herkes Anıtkabir’de ol-malı.

Malik Ecder Özdemir (CHP S�VAS M�LLETVEK�L�)

10 Kasım’da ben deAnıtkabir’deyim!

AKP açılımı ulusal birli�imiziparçalamaya yönelik bir plandırve bunun 10 Kasım’daTBMM’ye getirilmesi de kasıtlı-dır. Bu bir mesajdır AKP’ninCumhuriyet ile hesapla�masıdır.Açılımlara kar�ı ben de 10 Ka-sım’da Anıtkabir’de olaca�ım.

Hasan Macit (DSP �STANBUL M�LLETVEK�L�)

Tüm ulusalcı güçlerbirlikte hareket etmeli

AKP’nin açılımı görü�mekiçin Türkiye ile alay edercesine10 Kasım’ı seçmesi kaygı verici.Sevr’i ça�rı�tıran bir projeninAtatürk’ün ölüm yıldönümündegörü�ülmesi Atatürk ve Cumhu-riyet’ten rövan� alma hesabıdır.AKP’ye kar�ı tüm ulusalcı güçle-rin birlikte hareket etmesi gere-

kir. Bunun için 10 Kasım’daAnıtkabir’de olmalıyız.

Hüseyin Pazarc� (DSP BALIKES�R M�LLETVEK�L�)

10 Kasım’da Anıtk-abir’de olmalıyız

Açılımın 10 Kasım’daTBMM’ye gelmesi talihsizliktir.Tüm yurtta�larımız 10 Kasım’daAnıtkabir’de olmalı

Ay�e Jale A��rba� (DSP �STANBUL M�LLETVEK�L�)

10 Kasım’da DSP olarak Anıtkabir’deyiz

AKP büyük bir yanlı� içinde.Maske dü�mü�tür. Türk halkıgerçekleri görmü�tür. Parti ola-rak 10 Kasım’da Anıtkabir’deolaca�ız. Tüm yurtta�ları daAnıtkabir’e bekliyoruz.

Tayfun �çli (ESK��EH�RBA�IMSIZ M�LLETVEK�L�)

10 Kasım’da Anıtkabir’deyim

AKP açılım Sevr dayatmaları-nın tekrarıdır. Emperyalizmin is-teklerini 10 Kasım’da TBMM’yegetirecekler. Bunu kaygı ve acıy-la izliyorum. Bende tüm yurtta�-

larımız gibi 10 Kasım’da Anıtka-bir’de olaca�ım.

Recai Birgün (�ZM�R BA�IMSIZ M�LLETVEK�L�)

AKP yine psikolojikharekât yaptı

AKP, TBMM’de açılımlarınkonu�ulmasını 10 Kasım’a ala-rak yine psikolojik bir harekatyapmı�tır. Açılımların içeri�i ye-rine �imdi tarihi konu�ulmakta-dır ve dikkatler ba�ka yöne çekil-mektedir.

Hasan Kütük (B�RLE��K KAMU �� KONFEDERASYONUGENEL BA�KANI)

Bu günleri seçmektesadüf mü?

PKK’lı terörsitlerin Türki-ye’ye geçi�i sırasında Habur Sınırkapısında yapılan “kar�ılama tö-reni” �ehit olan askerlerimizinyakınlarının kapatmaya çalı�tı�ıyaraların tekrar kanamasına veiçine gömdü�ü acıların tekrar ya-�anmasına neden olmu�tur. Av-rupa’dan Türkiye’ye giri� yapa-cak teröristlerin geli� tarihi ola-rak 28 Ekim’i seçmeleri ardındanda açılımların TBMM’de konu-�ulması için 10 Kasım gibi ulusu-muz için anlamlı bir güne denkgelmesi tesadüf mü? Ça�da�,

Page 7: 2009 08 Kasim

laik, demokratik Türkiye Cum-huriyeti’nin bir yurtta�ı olarak,merak ediyorum.

Haydar �ahindokuyucu(B�RLE��K BÜRO �� GENEL BA�KANI)

Tüm sendikalar vekitle örgütleri bir-likte hareket etmeli

Türk bayra�ının yarıya indi�igün özellikle seçilmi�tir. AKPAtatürk ve Cumhuriyet dü�man-lı�ını bir kez daha ilan etmi�tir.Okyanus ötesinden gelen tali-matlara yapılan açılımlara kar�ı,Birle�ik Büro �� olarak Anıtka-bir’de olaca�ız. Tüm sendikalarıve kitle örgütlerini de birlikte ha-reket etmeye davet ediyorum.

Fazl� Zoro�lu (B�RLE��K SA�LIK�� GENEL BA�KANI)

Açılımlara karşıAnıtkabir’de olmakhaklı bir tepki

AKP açılımının TBMM’dekonu�ulmasının 10 Kasım’a gel-

mesinin açılımın amacını ortayaçıkarıyor. Bir dayatma olarakönümüze getirilen bu açılımlarsüreci Türkiye’yi bölme planıdır.10 Kasım’da açılımlara kar�ıAnıtkabir ziyareti haklı ve an-lamlı bir tepkidir.

�enal Sar�han (CUMHUR�YET KADINLARIDARNE�� GENEL BA�KANI)

Beraberliğimizinsembolu Anıtkabir’de buluşalım

10 Kasım’da Cumhuriyet Ka-dınları Derne�i olarak bütün gü-cümüzle Anıtkabir’de olaca�ız.TBMM’de parçalanma projesigörü�ülürken tüm yurtta�larımızıbirlik ve bütünlü�ümüzün sem-bolü olan Anıtkabir’de olmayadavet ediyoruz.

Prof. Dr. Alpaslan I��kl� (TÜM Ö�RET�M ÜYELER�DERNE�� GENEL BA�KANI)

10 Kasım’da Anıtkabir’deyiz

Büyük önderi sonsuzlu�au�urladı�ımız 10 Kasım’da tar-tı�malı bir konu olan açılımlarıgündeme getirmek en hafif deyi-miyle anla�ılması güç bir durumortaya çıkarmı�tır. 10 Kasım’daben de Anıtkabir’de olaca�ım veyüce önderin manevi huzurundabir kez daha saygıyla e�ilece�im.

Prof. Dr. Recep Akdur (ULUSAL HEK�M B�RL��� GENEL BA�KANI)

Ellerimizde Türk bayraklarıyla10 Kasım’da Anıtkabir’deyiz

Tüm açılımların ulusumuzunönemli saydı�ı günlere denk geti-rilmesi tesadüf de�ildir. Domuzgribi bahanesiyle 29 Ekim’detüm okullar tatil edilmi� ve okul-larda bayram kutlanmamı�tır. 10Kasım’da da bu açılımınTBMM’ye gelmesi basit tesadüfde�ildir. 10 Kasım’da UlusalHekim Birli�i olarak ellerimizde

Türk bayraklarıyla Anıtkabir’deolaca�ız.

Yüksel Ad�belli (E��T�M �� GENEL BA�KANI)

AKP Cumhuriyet değerlerini aşındırmaya çalışıyor

Hükümet Cumhuriyet içinönemli günlerde böyle �eyler ya-pıyor, Daha önce de KutluDo�um Haftasını, 23 Nisan’dakutlamı�tı. AKP Cumhuriyetinlaik demokratik yapısını a�ındır-maya çalı�ıyor. TBMM’dekitemsilcilerimize CHP ve MHP’yebüyük i�ler dü�üyor.

Prof. Dr. Semih Koray (B�L�M VE ÜTOPYAKOOPERAT�F� BA�KANI)

İhanet açılımlarına karşıAnıtkabir’deyiz

Açılımlar ABD’nin Ortado-�u’daki hedefleri do�rultusundaTürkiye’nin kullanılmasınıamaçlamaktadır. Bu amacın üs-tünü örtmek için kullanılan hiç-bir örtü bu görevi yerine getirme-mektedir, amaçları ortaya çık-mı�tır. Bu ihanet açılımlarınakar�ı bütün yurtta�larımızı 10Kasım’da Anıtkabir’e davet edi-yoruz.

Refik Saydam (MÜZ�K E��T�MC�LER� DERNE��GENEL BA�KANI)

10 Kasım’da açılımkonuşulması TBMM’ye saygısızlıktır

AKP açılımı, dı�arıdan daya-tılan bir programdır. Hükümetinbunu 10 Kasım gibi bir gündeTBMM’ye getirmesi Atatürk’e veTBMM’ye büyük saygısızlıktır.Tüm vatanda�larımızı açılımlarakar�ı vatanın bütünlü�üne sahipçıkmaya davet ediyoruz bizdeMÜZED olarak 10 Kasım’daAnıtkabir’de olaca�ız.

6 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

Page 8: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 7

Öner Tan�k (ADD GENÇL�KKOLLARI GENEL BA�KANI)

Açılımlara karşı tüm gücümüzle mücadele edeceğiz

Bu ihanet açılımı, AKP veDTP eliyle yürütülen ABD’ninBOP projesi uygulamasıdır. Buayrı�tırma projesini birle�ti�imizgünlere denk getirilmesi de tesa-düf de�ildir, Türk milletininsabrı denenmektedir. ADDGençlik Kolları olarak 10 Ka-sım’da Anıtkabir’de olaca�ız.Türkiye’yi bölmeye yönelik çalı�-malara kar�ı bundan sonra dabütün gücümüzle mücadele ede-ce�iz.

Osman Y�lmaz (TÜRK�YE GENÇL�K B�RL���GENEL BA�KANI)

10 Kasım’da tüm gücümüzleAnıtkabir’deyiz

Türkiye’yi parçalamaya yöne-lik açılımların 10 Kasım’daTBMM’ye getirilmesini manidar-dır ve AKP’nin niyetini ortaya çı-karmı�tır. 10 Kasım yas günüde�il tehditlere kar�ı mücadelegünü olmalıdır. Bizde 10 Ka-sım’da tüm gücümüzle Anıtka-bir’de olaca�ız.

Seyit Tosun (DSP GENÇL�KKOLLARI TEMS�LC�S�)

Açılımın amacı milletimizi ikiyebölmektir

Etnik temelde yapılan bu açı-lımlar milletimizi ikiye bölmekte-

dir. Bu açılımı 10 Kasım’daTBMM gündemine getirmektelaikli�imize ve birli�imize mey-dan okumaktır. Türk gençli�iba�ta olmak üzere tüm yurtta�la-rımız bu ayrı�maya izin vermeye-cektir.

Tunç Akkoç (��Ç� PART�S� ÖNCÜGENÇL�K GENEL BA�KANI)

10 Kasım mücadele azmimizigüçlendiren bir günolacaktır

Atatürk’ün ölüm yıldönümüolan 10 Kasım’ı Cumhuriyet’inde cenazesini kaldıracakları birgüne çevirmek istiyorlar. Oysatarihi bir yanılgı içindeler. 10 Ka-sımlar Türk milletinin AKP’ninbatıcı ve bölücü politikalarınakar�ı �ahlandı�ı ve mücadele az-mini güçlendirdi�i günler olacak-tır. Biz de Öncü Gençlik olarak10 Kasım’da tüm gücümüzleAnıtkabir’de olaca�ız.

Serdar Ho� (YEN� PART�GENÇL�K KONSEY� BA�KANI)

Açılım, dış kaynaklıçıkar gruplarınıngörüşleri

Gündemimizdeki açılım tar-tı�maları dı� ve iç kaynaklı çıkargruplarının görü�leri do�rultu-sunda �ekillenmekte ve budurum halkımıza karde�lik pro-jesi yalanıyla sunulmaktadır. De-mokratik açılımı Atatürk halkev-lerini açarak yapmı�tır. Dahasonraki süreçte bu geli�meyi KöyEnstitüleri izleyerek etnik ayrım-cılı�a de�il, etnik kimliklerin bir-li�ine ve beraberli�ine dayanan

bir yapı olu�turmayı hedeflemi�-tir. Söz konusu açılım sürecindekavramlar deformasyona u�ratıl-mı� ve bu sakat kavramlarlaaksak, topal bir süreç ba�latıl-mı�tır. Biz Yeni Parti GençlikKonseyi olarak demokratik açılı-mın hedefi olan toplumsal barı�ortamının sa�lanması için etnikmerkezli de�il insan merkezli elealınması gerekti�ini dü�ünmekte-yiz.

�lhan Tezel (ÇAYYOLUPLATFORMU BA�KANI)

10 Kasım açılımgünü değil,Atatürk’ü anmagünüdür

AKP’nin 10 Kasım’da açılım-larını TBMM’ye getirmesi abeslei�tigaldir. 10 Kasım açılımlargünü de�il Atatürk’ü anma gü-nüdür. 10 Kasım’da bize dü�engörev Atatürk’e gitmektir, biz deÇayyolu Platformu olarak Anıt-kabir’de olaca�ız. �

Birdakikakaranl�k:

�nternette yüzbinlerce ki�inin

payla�t��� “10Kas�m’dan

itibaren herak�am

20:00’da Birdakika

lambalar�m�z�karart�yoruz”

ça�r�s�

Page 9: 2009 08 Kasim

8 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

Yurtta�lar, AKP’nin açılımı-na ve Habur gösterisinekar�ı 7 Kasım’da �skende-

run’da, 8 Kasım’da da �zmir’detepkilerini dile getiriyorlar. �z-mir’de Gündo�du Meydanı’ndayapılacak olan mitinge 40 kuru-lu� destek veriyor. Gündo�dumitingine Cumhuriyet Halk Par-tisi, Demokratik Sol Parti, ��çiPartisi, Yeni Parti, Ba�ımsızCumhuriyet Partisi’nin de katıla-ca�ı açıklandı. �skenderun’dakimitinge ise CHP, MHP, DSP, �P,BBP ve çok sayıda kitle örgütü-nün katılaca�ı açıklandı.

Habur gösterisine kar�ı pro-testolar hafta boyunca devametti. Türkiye Harp Malulü Gazi-ler �ehit, Dul ve Yetimleri Derne-�i öncülü�ünde yurt çapındakieylemlere önderlik etti.

İZMİR’DE 40 KURULUŞ BİR ARADA

Dergimizin baskıya girdi�i sa-atlerde hazırlıkları süren “�hanetaçılımlarına hayır! Millete birlikvatana bütünlük mitingi” 8 Ka-sım’da saat 14.00’te �zmir Gün-do�du Meydanı’nda yapılıyor.Cumhuriyet �çin Güç Birli�i Plat-formu’nun düzenledi�i mitingearalarında �zmir Barosu, �zmirTabip Odası ve �zmir EczacılarOdası’nın da bulundu�u yakla�ık40 kurulu� destek veriyor. AyrıcaTürk-�� Ege Bölge temsilcili�i deTürk-��’e ba�lı 29 sendika �ube-sine ça�rı metni gönderdi.

Saat 13.00’te Alsancak Lima-nı önünde toplanacak olan yurt-ta�lar buradan Gündo�du Mey-danı’na kadar yürüyecek. Saygıduru�u ve �stiklal Mar�ı’nınokunmasının ardından konu�-

malara geçilecek. Mitingin ko-nu�macıları arasında, Cumhuri-yet �çin Güçbirli�i Dönem Sözcü-sü Av. Erdo�an Özer, �zmir Ba-rosu Ba�kanı Av. Özdemir Sök-men, Tabip Odası Ba�kanı Dr.Suat Kaptaner, Türk-�� EgeBölge Temsilcili�i adına EskiYol-i� 1 No.lu �ube Ba�kanı Bü-lent Zenginobuz, Tüm Ö�retimÜyeleri Derne�i Genel Ba�kanıProf. Dr. Alpaslan I�ıklı, �ehitbabası Em. Komiser AhmetAydın, Türkiye Gençlik Birli�iGenel Yönetim Kurulu ÜyesiHacı Bekta� Önal yer alıyor.

Mitingi düzenleyen Cumhuri-yet �çin Güçbirli�i dönem sözcü-sü Av. Erdo�an Özer, 5 Ka-sım’da yaptı�ı basın toplantısın-da mitingin içeri�i ve çalı�malar-la ilgili bilgi verdi. “Cumhuriyetmitinglerine siyasi partileri dedavet ettiklerini söyleyen Özer,mitinge Cumhuriyet Halk Parti-si, Demokratik Sol Parti, ��çi Par-tisi, Yeni Parti, Ba�ımsız Cumhu-riyet Partisi gibi partilerin de ka-tılaca�ını söyledi.

Mitingi Aydınlık için de�er-

�ZM�R, �SKENDERUN, KAYSER�, MAN�SA, DEN�ZL�, KÜTAHYA…

Açılımlara karşı yüz binler alanlardaHabur gösterisine yurdun dört bir yan�nda yurtta�lar alanlardayd�.�zmir’de Gündo�du Meydan�’nda yap�lan mitinge 40 kurulu� destekverdi. Mitingin düzenleyicisi Cumhuriyet �çin Güç Birli�iPlatformu’nun Sözcüsü Erdo�an Özer CHP, DSP, �P, YP, BCP’nin demitinge kat�laca��n� aç�klad�. �skenderun’da da be� siyasi partimeydandayd�.

Page 10: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 9

lendiren �zmir Tabip Odası Ba�-kanı Dr. Suat Kaptaner, AKP açı-lımlarının ABD ve AB emperya-lizminin BOP kapsamında yürüt-tü�ü faaliyetin bir parçası oldu-�unu söyledi. Cumhuriyet Ka-dınları Derne�i �zmir �ube Ba�-kanı Zuhal Of ise bu açılımlarıntamamen dı� baskılarla yapıldı�ı-nı ve Türk kadını olarak, Türkmilleti olarak böyle bir �eyikabul etmediklerini belirtti.E��T-DER �zmir �ube Ba�kanıMustafa Dündar’ın sözleri isemitingi özetler nitelikteydi: “Mil-lete birlik vatana bütünlük için,ihanet açılımlarına hayır demekiçin ben bayra�ımı alıp 8 Ka-sım’da Gündo�du Meydanı’nagidiyorum.”

İSKENDERUN’DA BEŞ SİYASİ PARTİ VE

KİTLE ÖRGÜTLERİ

Habur gösterisi ve AKP’ninaçılımına kar�ı bir protesto mi-tingi de Aydınlık baskıya girdi�isırada, 7 Kasım Cumartesi günü�skenderun’da yapılıyor. Mitingearalarında CHP, MHP, DSP, �P,BBP’nin de bulundu�u partilerinyanı sıra ADD, Türk-E�itim-Sen,Türk Kadınlar Derne�i, TürkEmekli-Sen, �skenderun Gazete-ciler Cemiyeti ve kitle örgütlerikatılıyor. Tertip Komitesi adınakonu�an �skenderun Köy ve Bel-deleri Yardımla�ma Derne�iTemsilcisi Ya�ar Bilgin, “Ha-bur’daki kar�ılama tüm yurtta�-larımızı derinden yaralamı�tır”dedi. Bilgin Aydınlık’a yaptı�ıaçıklamada �skenderunluları, 7Kasım Cumartesi günü saat13.00’te Pac Meydanı’nda yapı-lacak mitinge katılmaya ça�ırdı.

GÜL’ÜN MEMLEKETİNDE 50 BİN KİŞİ

MEYDANDAYDI

Abdullah Gül’ün memleketiKayseri’de 1 Kasım’da yapılan‘Türk Milleti �ehidiyle Bulu�u-yor’ mitingine 50 bin yurtta� ka-tıldı. Mitinge CHP, DSP, �P,MHP ve DP ile Kayseri TicaretOdası, Türk Kadınlar Birli�i, Da-dalo�lu Derne�i, Türk E�itimSen ve Kamu Sen de destek verdi.�ehit Aytekin Demir’in kızıGamze Demir tarafından okunantertip komitesinin bildirisinde�öyle denildi: “Mobil mahkeme-ler kurulmu�, devlet görevlilerive güvenlik güçleri bölücü ba�ı-nın posterleri altında yürümeyemecbur bırakılmı�tır. Ne acıdırki bütün bu olanlar devletin enüst makamları tarafından özle-nen tablo olarak nitelendirilmi�-tir.” Ardından “Ne mutlu Tür-küm diyene”, “Mustafa Ke-mal’in askerleriyiz”, “�ehitlerölmez vatan bölünmez”, “Meh-metçik yatmadı, vatanını satma-dı” sloganlarıyla Kartal �ehitli-

�i’ne yüründü.

ŞEHİT ANNELERİ VE

GAZİLER EN ÖNDE

Açılıma kar�ı 31 Ekim’deManisa, Denizli, Kütahya’da daeylem vardı. “Manisa �ehidineve Gazine Sahip Çık” sloganıylaManisa’da düzenlenen eylemebe� binin üzerinde yurtta� katıl-dı. Eylem Türk bayraklarıyla,Ö�retmen evi kav�a�ından Cum-huriyet Meydanı’na yürünmesiy-le ba�ladı. �ehit anneleri ve gazi-lerin en önde yürüdü�ü eylemde

Ankara’da �ehit aileleri vegazilere polis müdahalesi

Türkiye’nin dört bir tarafından gelen �ehit aile-leri ve gaziler AKP’nin açılımına ve Habur sınır ka-pısında ya�ananlara tepki göstermek için 31 Ekimgünü Ankara’da toplandı. Sıhhiye Abdi �pekçi Par-kı’ndaki, “Vatana Sevgi, �ehit ve Gaziye Saygı”mitingine katılan �ehit yakınları ve gazilerTBMM’ye yürümek isteyince polis müdahalesiylekar�ıla�tı. Yürüyü�e izin vermeyen güvenlik güçleri�ehit yakınlarını engelledi. Yürüyü�e katılan ço-cuklar, ezilme tehlikesi geçirdi. Takviye polis kuv-vetinin gelmesinin ardından �ehit yakınları, Neca-tibey Caddesi istikametine yönlendirildi. Yürüyü�sırasında, çevredeki vatanda�lar eyleme alkı�larladestek verdi. Abdi �pekçi parkında düzenlenen mi-tingde sık sık “hükümet istifa” “Kahrolsun PKK,i�birlikçi AKP” sloganları atıldı.” Mitinge ��çi Par-tisi, Büyük Birlik Partisi, Kamu-Sen’e ba�lı sendi-kalar, Denetde ve Türkiye Gençlik Birli�i de destekverdi. Mitingde konu�an �ehit Aileleri Federasyo-nu Ba�kanı Hamit Köse, AKP’nin okyanus ötesin-den aldı�ı talimatlarla hareket etti�ini belirtti. Köse�öyle konu�tu: “Açılım zeminini hazırlayan sözdesiyasetçiler ihanet içindeler. Habur’da bir tek kır-mızı halı serip madalya vermeleri eksik kaldı. Ma-dalyalarımızı verelim, teröristlere taksınlar.”

� Kayseri’de 50bin ki�i “Ne

mutlu Türkümdiyene”,

“MustafaKemal’in

askerleriyiz”,“Mehmetçik

yatmad�, vatan�n�satmad�”

sloganlar�n� att�.

Manisa’da �ehit anneleri ve gaziler en önde yürüdü.

Page 11: 2009 08 Kasim

sık sık “Kahrolsun PKK, ��birlik-çi AKP’ sloganı atıldı. TürkiyeHarp Malulü Gaziler �ehit, Dulve Yetimleri Manisa �ubesi Ba�-kanı Ümit Tayda� ABD’nin Tür-kiye halkı arasına nifak sokmayaçalı�tı�ını belirterek, konu�ması-na �öyle devam etti: “Biz etnikkökene bakmaksızın, yıllardırtek çatı altında Türk Milleti ola-rak ya�adık. Bizleri ayrı�tırmayaçalı�anlar; Kandil da�ından veMahmur kampından gelenlerikahraman gibi kar�ılayıp, Türki-ye Cumhuriyeti’ne meydan oku-yanlardır.” Mitingde, GaziAdnan Kaya da övünç madalya-sını kırarak attı.

Kütahya’daki protestonunadresi Zafer Meydanı’ydı.Kamu-Sen Kütahya �l TemsilcisiMehmet Karabekir, açılım adı al-tında Türkiye’nin temellerinindinamitlendi�ini söyledi.

Denizli’de de �ehit aileleriyo�un ya�mura ra�men eylem-deydi. Delikliçınar Meydanı’ndayapılan eylemde konu�an Türki-ye Harp Malülü Gaziler, �ehitDul ve Yetimleri Derne�i Denizli�ube Ba�kanı Mehmet Emin Öz-türk, Habur’daki kar�ılamayı

ele�tirdi.

DENİZLİ’YE MERSİN DESTEĞİ

Öte yandan ADD Mersin �u-besi de, Denizli’de ADD üyeleri-nin Valilik kararıyla CumhuriyetBayramı kortejine alınmamasınıve polis tarafından tartaklanma-larını protesto etti. ADD Mersin�ube Ba�kanı Tomris Yılmaz,Denizli Valili�inin tutumununkabul edilemez oldu�unu belirte-rek, “Cumhuriyet Bayramınıkutlamak isteyen yurtta�lara,Habur’daki kadar ho�görü gös-terilmemi�tir” dedi. ADD Silifke�ubesi önünde yapılan açıklama-ya CHP, �P ve ÇYDD de destekverdi.

CHP Gaziantep MilletvekiliYa�ar A�yüz de, Denizli’de ya�a-nan olayla ilgili �çi�leri BakanıBe�ir Atalay’ın cevaplandırmasıistemiyle soru önergesi verdi.A�yüz, 2 Kasım günü verdi�iönergede “Denizli’de bu engelle-meyi yapan ba�ta Vali ve Emni-yet Müdürü bu davranı�larını birtalimatla ve genel gözda�ı ver-mek için mi yapmı�lardır?” soru-suna da yer verdi.

Yazılı bir açıklama yapan �PDenizli �l Ba�kanı Mustafa GüleçDenizli Valisini, Denizli halkın-dan ve ba�ta oraya katılan partiil ba�kanları, kitle örgütü ba�-kanları ve üyelerinden, tören ala-nında tartaklanan vatanda�lar-dan özür dilemeye ça�ırdı.Güleç, 5 Kasım’da yaptı�ı açıkla-mada bu uygulamayla Türki-ye’nin parçalanma projesindeDenizli’nin model olarak seçildi-�ini belirtti. Güleç, “Ba�ta �Polmak üzere Denizlili yurtsever-

ler bu model açılımınıza müsaa-de etmeyecektir” dedi.

URLA’DA 16 KURULUŞ

Urla’da 16 siyasi parti ve de-mokratik kitle örgütü 31Ekim’de bir araya gelerek yürü-yü� ve ardından basın açıklamasıyaptı. “Topra�ın Meta, Açılımın�hanet oldu�u zor günlerde bay-ra�ına, vatanına, namusunasahip çıkmak için bayra�ını al dagel” sloganıyla Urla JandarmaKav�a�ı’ndan ba�layan yürüyü�Cumhuriyet Meydanı’ndaki Ata-türk Anıtı önünde son buldu.Atatürkçü Dü�ünce Derne�i,Türk Kadınlar Birli�i, Cumhuri-yet Kadınları Derne�i, BosnaSancak Derne�i, Ziraat OdasıUrla �ubesi, �ehit Aileleri �zmir�ubesi, Biz Kaç Ki�iyiz Derne�i,Çe�mealtı Güzelle�tirme Derne-�i, Türkiye Gençlik Birli�i, Ana-vatan Partisi, Demokrat Parti,Halkın Yükseli�i Partisi, ��çi Par-tisi ve Yeni Parti’nin temsilcileri-nin i�birli�i ile yapılan basınaçıklamasında “Amaç, Türkkimli�ini, Kemalizmi, ulusal bü-tünlü�ü yoketmek ve Müslüman kimli�ini önplana çıkararak Osmanlıcılı�ıcanlandırmaktır” denildi.

Kayseri Ticaret Odası Ba�ka-nı Hasan Ali Kilci de AKP açılı-mını ele�tirdi. KTO Ola�anMeclis toplantısında konu�anKilci, açılımın Barack Oba-ma’dan alınan talimatlar do�-rultusunda gerçekle�tirildi�inibelirterek, “Türk olan ve vicdansahibi olan hiç kimsenin böylebir �eyi kabul etmesi mümkünde�ildir” dedi. �

� ADD Mersin�ube Ba�kan�Tomris Y�lmaz,“CumhuriyetBayram�n�kutlamak isteyenyurtta�lara,Habur’daki kadarho�görügösterilmemi�tir”dedi.

� Urla’da 16siyasi parti vedemokratik kitleörgütü 31Ekim’de bir arayagelerek yürüyü�ve ard�ndan bas�naç�klamas� yapt�.

10 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

Page 12: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 11

BÜLENT SER�M (YÖK Eski Üyesi)

Yüce Önderimiz Atatürk’ün gençlere ses-lenişinin 82. yıldönümü, Atatürkçü DüşünceDerneği ve Çankaya Belediyesi’nin birlikte dü-zenlediği bir etkinlikle kutlandı. Bilindiği gibiYüce Önder, altı gün süren Büyük Nutuk’unokumasını 20 Ekim 1927 günü bitirmiş; Nu-tuk’un sonunu Türk gençliğine ayırmış; “EyTürk Gençliği!” seslenişiyle, gençliğe Cumhu-riyet’i koruma görevi vermiş ve bu konudaonlara sorumluluk yüklemiştir. Bu günün ilkkez özel olarak kutlanması çok sevindirici ol-muştur. Çünkü bu sesleniş, aynı zamanda çokderin anlam içeren bir buyruktur.

Kutlama kadar sevindirici olan bir başkakonu, etkinlik nedeniyle düzenlenen panele(abc sırasıyla) Atatürkçü Düşünce Derneği,Cumhuriyet Halk Partisi, Demokratik SolParti, İşçi Partisi ve Yeni Parti gençlik örgütütemsilcilerinin “birlikte olmak” iletisi vererekkatılmaları olmuştur. Gençlerin, AtatürkçüDüşünce Sistemi ortak paydasında buluşma-ları, birlikte “edilgenlikten eylemselliğe”dönme kararı almaları, yürekli ve bilinçli ko-nuşmaları, gelecek için umutlu olmaları veçözümün merkezine Atatürk Devrimleri’niyerleştirmeleri, katılımcıları son derece mutluetmiştir. Bu tablo, aynı zamanda ülkenin vetoplumun kurtarılması için siyasal yapılanma-da kadın ve gençlik örgütlerinin önemini birkez daha gözler önüne sermiştir.

Gençlerin toplumsal sorunlara duyarlı veyürekli yaklaşımları, 1968 ve 1978 kuşağıgençlerin anımsanmasına neden olmuştur.Aşırı uçlar dışında solcusu ve sağcısıyla o ku-şaklar, yurtsever, sorumluluk duygusu yük-sek, tam bağımsızlık ilkesini kendine yol gös-terici edinmiş, ilkeli, ilkeleri için can vermek-ten çekinmeyen, toplumsal sorunları ve ulu-sal çıkarları bireysel sorunları ve çıkarlarındanüstün tutan, özverili, hakları ödenemeyecekgençlerden oluşuyordu. Sonra 12 Eylül dö-nemi başlamış; 1980’li yılları kapsayan budönemde, gençlerin sorumluluk bilinçlerinintörpülenmesi için her şey yapılmıştır. Örgüt-lenme özgürlüğü kısıtlanmış, örgütler siyasalarenadan uzak tutulmuş, söz hakkı tanınma-mış, yönetime katılımları engellenmiş, konu-lan sınırları aşanlar cezalandırılmıştır. Kısacasivil toplum silinmiş, gençlik yıldırılıp edilgenduruma getirilmiştir. Böylece meydan cema-at ve tarikatlara kalmış, laik Cumhuriyet’ekarşı eylem ve çalışmalar hız kazanmıştır. Bu“depolitizasyon” dönemi sonunda bencil,bireyci, kazanç hırsı yüksek bir gençlik yara-tılmış; para tek değer olarak gösterilmiş, öğ-retilmiştir.

GENÇLİĞİN VAROLMA NEDENİ

Oysa Atatürk’ün gençliğe seslenişindeözlediği, aradığı, istediği gençlik bu değildir.Yüce Önder Türk Gençliği’ne, “Türk istiklali-ni” ve “Türk Cumhuriyeti’ni” sonsuza kadar“muhafaza ve müdafaa” etmeyi birincilgörev olarak verirken; Cumhuriyet’i ve de-ğerlerini izleme ve tehlikeye düşmesi duru-munda koruma ve savunma sorumluluğunuda yüklemiştir. Üstelik Cumhuriyet’in Kuru-cusu, bu görevi gençliğin VAROLMA nedenisaymıştır. Ne demektir varolma nedeni? Türkgencinin varlığı, Atatürk’ün kurduğu Cum-huriyet’le eşdeğerdedir. Türk genci laikCumhuriyet varsa vardır. Laik Cumhuriyet’inyokluğunda, Türk gencinin varlığından sözedilemez; o artık “Türk genci” değildir. YaniTürk Gençliği, “Türk istiklal ve Cumhuriye-ti’ni” canı pahasına korumak zorundadır.Böyle bir görev ve sorumluluk üstlenen TürkGençliği’nin, iç ve dış siyasanın, toplumsalsorun ve olayların dışında durması olanaksız-dır ve gençliği buna zorlayanlar Yüce Ön-der’in öngörülerini özde kavrayamayanlar-dır.

1980’li yıllarda, gençlerin politika-dan uzak tutulmalarının ötesinde, siyasalpartilerle birlikte çağdaş demokrasilerin vaz-geçilmez öğeleri olan sivil toplum örgütleri-nin dayanışmaları, ülke sorunlarıyla ilgilen-meleri de yasaklanmıştır. Bu yasakçı zihniyet,fırsat buldukça ve belli bir siyasal grubun çı-karı söz konusu olduğunda, günümüzde dekendini göstermektedir. CumhurbaşkanlığıDevlet Denetleme Kurulu raporunda, Anaya-sa’nın 135. maddesi uyarınca kurulan kamukurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınınsosyal ve siyasal konularla uğraşmamalarıgerektiğinin vurgulanması, bunun son örne-ğini oluşturmuştur. Dernekler için bile buyasak kaldırılmışken, anayasal kuruluşlar içinbunun düşünülüp raporlaştırılması özel çabagerektirmektedir. Tüm siyasal iktidar karşıtla-rının susturulması kapsamında görülebilecekbu olay son derece düşündürücüdür.

Çünkü, örgütlenmenin temelinde top-lumsal sorunlarla ilgilenmek yatmaktadır.Toplumsal sorunlar kavramı, siyasal iktidarıntopluma yaklaşımından bireylerin gönenci veinsan onuruna uygun yaşam koşullarına ka-vuşmasına, küreselleşmenin toplum üzerin-deki olumsuz etkilerine kadar tüm konu vealanları kapsamaktadır. Kısaca, geniş anlam-da politika da, bu konu ve alanlar içinde yeralmaktadır. Bu nedenledir ki, Anayasa’nın33. maddesi 2001 yılında yeniden düzenle-nerek, örgütlenmede en küçük birim olanderneklerin “siyasal amaç güdemeyecekleri,

siyasal etkinlikte bulunamayacakları, siyasalpartilere destek veremeyecekleri”ne ilişkinyasaklayıcı kural Anayasa’dan çıkarılmıştır.

Demokratik kitle örgütlerinin, ülke so-runları ile ilgili çözüm üretip toplumsal so-rumluluklarını yerine getirirken politik konu-lara girmemeleri olanaksızdır. Üstelik, “ikti-dar olmak” gibi bir erekleri ve bu yüzden“seçmene şirin görünme” gibi bir çabalarıolmayan bu örgütlerin, sağlıklı, toplumsal veulusal çıkarları koruma yönünde uygun çö-zümler üretme olasılığı daha yüksektir. Bunedenle, toplumların örgütlenme düzeyleri,çağdaşlaşmanın en önemli göstergelerdenbiridir. Demokrasilerin çoğulcu ve katılımcıözelliği, örgütlenmeyi zorunlu kılmaktadır.Ayrıca, güç birlikten doğmakta, örgütlenmebirlik olmayı sağlamaktadır. Toplumsal birvarlık olması nedeniyle insanın temel haklarıiçinde görülen örgütlenme özgürlüğü ulus-lararası belgelerde de yerini almıştır.

ÖRGÜTLENME ÖNKOŞULDUR

Atatürk’ün verdiği buyruk doğrultusun-da görevlerini yerine getirebilmeleri için gen-çliğin örgütlenmeleri koşuldur. Unutulma-malıdır ki, örgütsüz toplumlar edilginliktenkurtulamazlar ve örgütlü azınlık her zamanörgütsüz çoğunluğa egemen olur. TürkiyeCumhuriyeti’nin adım adım götürülmekteolduğu laiklik dışı siyasal sistem, gençlerinbirlikteliğini ve örgütlenmelerini çok önemlikılmaktadır.

Yüce Önder, gençliğe seslenirken, ba-ğımsızlığı ve Cumhuriyet’i gençliğin en de-ğerli hazinesi olarak göstermekte ve iç ya dadış güçlerin ya da her ikisinin birlikte bu ha-zineye kastedebileceği uyarısını yapmakta-dır. Kuşkusuz, sözü edilen Cumhuriyet, ha-muru Atatürk ilke ve devrimleriyle yoğrulmuşAtatürkçü laik Cumhuriyet’tir. Gençliğe veri-len görev, bu siyasal sistemin korunup kol-lanmasıdır. Bugün, Atatürkçü laik Cumhuri-yet rejiminin tehlikede olmadığını söylemekolanaklı değildir. Üstelik rejimi değiştirmekiçin yapılanlar demokrasi kılıfına sarılaraktopluma yutturulmaya çalışılmaktadır. Yurt-taşların, demokrasi yutturmacasının ayırdınavarabilmeleri için, bunları, demokrasiyi“amaç değil araç” olarak görenlerin, “de-mokrasi tramvayından yeri geldiğinde ine-ceklerini” söyleyenlerin yaptıklarını anımsa-maları gerekmektedir.

Son sözü Yüce Atatürk’e bırakıyorum:“Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval veşerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklal veCumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç oldu-ğun kudret, damarlarındaki asil kanda mev-cuttur!”�

Atatürk’ün gençliğe seslenişiFORUM

Page 13: 2009 08 Kasim

12 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

ÖNDER ÖZTÜRK

AAKP’nin açılımına Kürt ay-dınlar nasıl yakla�ıyor? Ar-kasında ne olursa olsun bu

süreç Kürtler açısından olumlubir geli�me midir? Bu süreçteAmerika’nın rolü nedir? Çözümiçin hangi adımları atmak lazım?Toprak reformu �art mıdır?

��te bu sorulara yanıt bulmakiçin Kürt aydınlarla görü�tük veçözüm önerilerini konu�tuk. Buhafta Devrimci Do�u Kültür Oca�ı(DDKO)’nın kurucularından Av.Hikmet Bozçalı’yla yaptı�ımız gö-rü�meyi yayımlıyoruz. Önümüzde-ki haftalarda faklı isimlerle bu tar-tı�mayı sürdürece�iz.

“BU ÜLKEYİ BİRLİKTE KURDUK”

Aydınlık: AKP’nin açılımını

nasıl de�erlendiriyorsunuz?Hikmet Bozçalı: Ben bu konu-

ya girmeden önce bir noktanın al-tını çizmek istiyorum. Osmanlı�mparatorlu�u’nun da�ılma süre-cinde bütün milletler ayrılarakkendi devletlerini kurdular amaKürtler hiçbir zaman Türklerdenve Osmanlıdan ayrılmadı. Kürtlerizorla ayırdılar. Pers �mparatorlu�uile Osmanlı arasındaki sava�tansonra 1639 Kasrı�irin Antla�ma-sı’yla oradaki bir kısım Kürtleri�ran’a ba�ladılar. Onun dı�ındakiKürtler Osmanlı �mparatorlu�uiçinde kaldı. Yine 1. Dünya Sava-�ı’nda �ngilizlerin zoruyla Kürtle-rin bir kısmı Osmanlı’dan koparıl-dı. Bazıları Irak’a, az bir kısmı daSuriye’ye ba�landı.

Kürtler hiçbir zaman ayrılmayanlısı olmadı. Çanakkale Sava-

�ı’nda Mustafa Kemal’in yanındayer aldılar. Sarıkamı�’ta 110 binki�inin içinde binlerce Kürt �ehitoldu. Benim annemin iki öz dayı-sı orada �ehit dü�tü. MustafaKemal, Erzurum ve Sivas Kon-grelerinde oradaki Kürt a�aların-dan, Kürt beylerinden destekgördü. Kurtulu� Sava�ı’na bizzatkatıldılar. Antep’te Fransızlarakur�unu ilk atan Kürt Re�it’tir.Yani Kurtulu� Sava�ı’nda bu ül-keyi birlikte kurdular.

“TÜRKLE KÜRT AYRILAMAZ”

Aydınlık: Birlikteli�in temel-leri nedir?

Bozçalı: Örf ve âdette de çokbüyük ayrılıklar yok. Türki-ye’deki Kürtler Irak, �ran ve Suri-ye’dekilerden farklıdır. Türk nü-fusunun yo�un oldu�u Anado-lu’daki ve Trakya’daki büyük �e-hirlere göç ettiler. Uyum sa�ladı-lar. Ekonomik çıkarları oldu, i�kurdular, �irketler kurdular, hertarafa da�ıldılar ve oraları yurtedindiler. Yani Türkiye’deki

KÜRT AYDINLAR ‘AÇILIM’I DE�ERLEND�RD�

Anayasal değişiklik ve toprak reformu şartEski T�P Genel Ba�kan� Mehmet Ali Aslan ve Eski DDKO Ba�kan�Hikmet Bozçal� ile Kürt sorununu ve çözümü konu�tuk. Aslan,ço�ulculuk ve kat�l�mc�l���n önemini vurgularken Bozçal� da, Anayasalde�i�iklik ve toprak reformu üzerinde durdu.

TÜRKİYE

Av. Hikmet Bozçal� - �stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. 68 hareketiiçinde yer ald�, DEV-GENÇ bölge yönetiminde görev yapt�. DDKO’nun kuruculu�unuve 1970’lerin ortalar�ndan itibaren �stanbul ba�kanl���n� yürüttü.

Kürtler hiçbir zaman

ayr�lma yanl�s� olmad�.

Çanakkale Sava��’nda

Mustafa Kemal’in yan�nda

yer ald�lar. Sar�kam��’ta

110 bin ki�inin içinde

binlerce Kürt �ehit oldu.

Benim annemin iki öz day�s�

orada �ehit dü�tü. Mustafa

Kemal, Erzurum ve Sivas

Kongrelerinde oradaki Kürt

a�alar�ndan, Kürt

beylerinden destek gördü.

Kurtulu� Sava��’na bizzat

kat�ld�lar.

Page 14: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 13

Kürtlerin Türkiye’den ayrılması,daha do�rusu Türkiye’nin bölün-mesi çok zordur. Belki de imkân-sızdır. Çünkü en azından bir mil-yona yakın evlilik var. E�er bunuhesaba katarsanız, yüzde 50’ninüzerindeki bir nüfus birbirininakrabasıdır. Ama bu anlattıkla-rım, Kürtlerin haklarından vaz-geçmesi gerekti�i anlamına gel-miyor tabii.

“AÇILIM OLUMLU AMA ÇÖZÜM

GETİRMEZ”

Aydınlık: AKP’nin açılımı buhakların verilmesini sa�layacakbir süreç mi olacak sizce?

Bozçalı: Demokratik açılım,gerçek anlamda bir çözüm de�ilama geçici bir çözüm bile olsaben sempatiyle yakla�ıyorum. Enazından insanlar yargılanmaya-cak. “Ben Kürdüm” dedi�i içinceza almayacak.

Bu mücadelede özellikle2000’e Do�ru dergisinin çokbüyük hizmetlerini gördük. �na-nın ben o zaman böyle görü�lerisavunamazdım. 12 Eylül zama-nında çıkan o 2000’e Do�rudergisi, cesurca bir adımdı.Kimse “Gık” diyemiyordu. Ozamanlar ba�ta Do�u Perinçekolmak üzere birçok ki�i orda ya-zılar yazdı. Ama bugün göremi-yoruz.

Aydınlık: Açılımın içeri�indene oldu�unu bile bilmiyoruz.Bunu nasıl ele alıyorsunuz?

Bozçalı: Do�ru, bilmiyoruz.O yüzden bazı soru i�aretlerimizvar. Ama i�in içinde oyun da olsaKürtlerin demokratik özlem vetaleplerinin yerine getirilmesi açı-sından önemli. Tabii bunlar tekba�ına yeterli de�il. Altyapıda veekonomik yönde de çözüm olma-sı lazım. Mesele ülkenin demo-kratikle�mesi, zenginle�mesi, ba-�ımsız olması ve üretimin artma-sıdır. 82 Anayasası ve o Anaya-sa’dan sonra olu�turulan kanun-lar, TCK, Dernekler Yasası, Siya-si Partiler Yasası, Seçim Yasasıvs. de�i�meden demokratik birortam olu�turulamaz.

“ABD SEMPATİ YARATIYOR”

Aydınlık: Amerika’nın rolü-nü nasıl de�erlendiriyorsunuz?

Bozçalı: Amerika’nın deste�iKürtler tarafından sempatiyle

kar�ılanıyor ama bu demek de�ilki Amerika’ya teslim olalım.Amerika’nın emperyalist ve kapi-talist bir ülke oldu�unu unuta-lım. Sürecin arkasında Ameri-ka’nın olması elbette tedirginlikyaratıyor. Çünkü temel hedefleribütün ülkeleri sömürmek, oranınyeraltı kaynaklarından istifadeetmektir. Bu do�al bir �ey amaTürkiye’de bir barı� ortamınındo�ması, Amerika destekli deolsa Türkiye’deki herkesin çıka-rınadır.

“YEREL YÖNETİMLER

GÜÇLENDİRİLMELİ”

Aydınlık: Peki bu taleplernasıl sa�lanacak?

Bozçalı: DDKO dönemindenbu yana ademi merkeziyet (ye-rinde yönetim) sisteminin uygu-lanması ve yerel yönetimleringüçlendirilmesi gerekti�ini savu-nuyoruz. Ordu, savunma, vergive adalet merkezi devlete ba�lıkalmalı. Onun dı�ında nüfus,sa�lık, e�itim vb. il yönetimleri-ne verilmeli. Davulu ben ta�ıyor-sam, tokma�ı da ben vurmalı-yım. Kendi kendimi yönetebil-meliyim.

Ulusların kendi kaderinitayin hakkı da bu �ekilde elealınmalı. Yani devletin çatısı,üniter yapısı bozulmadan dayerel yönetimler güçlendirilebi-lir. Federatif bir sistem de�il bu,özerklik de de�il. Ben Türkiye’yeba�lıyım, Türkiye vatanda�ıyım,Türk bayra�ı benim bayra�ım,Türk vatanı benim vatanım,Türkiye Cumhuriyeti benimülkem.

“TOPRAK REFORMU ŞART”

Aydınlık: Yoksul köylününtopraklandırılması, bu taleplerinyerine getirilmesi açısındanönemli bir adım olmaz mı?

Bozçalı: Kesinlikle önemli biradım. Ben toprak reformundan ya-nayım. Biz yıllarca a�alı�a, �eyhli-�e, beyli�e kar�ı mücadele etmi�insanlarız. Türkiye’de Türklerin veKürtlerin, özellikle Do�u ve Gü-neydo�u bölgesindeki insanlarımı-zın özgürle�mesi için toprak refor-mu �arttır. A�alı�ın ve �eyhli�inkaldırılması, a�iretlerin çözülmesilazım. Bunu ben canı gönülden is-tiyorum.�

Eski T�P Genel Ba�kan� Mehmet Ali Aslan:

‘Federasyon çözüm de�ilkatılımcılık sa�lanmalı’

1969 yılında Türkiye ��çi Partisi Genel Ba�kanıolarak görev yapan Mehmet Ali Aslan, T�P içindefarklı kademelerde de görev yapmı�tı.

Mehmet Ali Aslan, Kemal Burkay, MehdiZana, Naci Kutlay, Tarık Ziya Ekinci ve CanipYıldırım T�P’in önde gelen do�ulularıydı. T�P için-deki bu grubun, Do�u’nun geri kalmı�lı�ına ve kül-türel haklarının verilmesine ili�kin talepleri vardı.A�alık düzenine kar�ı çıkıyorlardı.

Eski T�P Genel Ba�kanı Aslan, Kürt sorununuve çözümü �u cümleler de�erlendirdi:

“Demokrasinin tam manasıyla kurulması vederinle�tirilmesi lazım. Bunun da iki unsuru var.Birincisi ço�ulculuktur, yani her alanda kimliklerinkabulü. �kincisi de katılımcılıktır, yani insanlarınkendileriyle ilgili kararlara katılımıdır. Yerelde demerkezde de. Ama federasyona kar�ı oldu�umuben hep söylerim. Çünkü siz federasyon olarakTürkiye’yi ayırdı�ınız zaman (bir tarafta ço�unluk-ta olan Kürtler, öbür tarafta ço�unlukta olanTürkler) bir süre sonra bir bakarsınız oradaki bir-takım menfaat grupları Türklere baskı yapmı�,di�er tarafta Kürtlere baskı yapılmı�. Türkiye’debüyük bir deprem olur. Örne�in Diyarbakır mer-kezli bir federasyon yönetiminde olan bir A�rı yada I�dır herhalde daha mutsuz olur.

“Peki, çözüm nedir? Çözüm, idari taksimatadayalı ademi merkeziyetçiliktir. Katı merkeziyetçi-lik anlayı�ını a�mak lazım. Bunun için de illere, il-çelere bir takım imkânlar sa�lanmalı. E�itim vesa�lık gibi yetkiler verilmeli. O zaman insanlarkendi kaderlerine sahip çıkarlar. Ama adalet gibikurumlar Ankara’da olmalı, üniter devlet korun-malı. Çünkü üniter devletin bir anlamı da, TürkiyeCumhuriyeti kanunlarının her yerde aynı �ekildeuygulanmasıdır. Mesele Kürtlerin Kürtler tarafın-dan yönetilmesi de�il, Kürtlerin Türklerle birliktekendini yönetmesidir. A�rı’da neyse Edirne’de de,Trabzon’da da, Adana’da veya Hakkari’de de aynıolacaktır. Orada artık etnik bazda olmadı�ı için deTürkler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler, Azeriler, Tür-kiye’deki bütün gruplar birlikte ya�amanın �artla-rını olu�tururlar. Çünkü böyle bir tecrübeleri devardır. Türkiye’de mezhepsel anlamda bir takımçatı�malar olmu� ama etnik bakımdan böyle halkkar�ı kar�ıya gelmemi�tir.”

Page 15: 2009 08 Kasim

14 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

NAC� ER��

��çi Partisi’nin 1 Kasım’da Ka-dıköy’de düzenledi�i“AKP’nin Açılımı ve Milli

Çözüm” paneli, yo�un ilgigördü. Toplumun farklı kesimle-rinden yurtta�lar, bin 300 ki�iliksalonu, panel ba�lamadan saat-ler önce doldurdu. Çok sayıdayurtta�, paneli ayakta izledi.

Panelin konu�macıları ��çiPartisi Genel Ba�kanvekili Meh-met Bedri Gültekin, Prof. Dr.Yalçın Küçük, ODTÜ Ö�retimGörevlisi Yıldırım Koç, YazarNihat Genç ve Cumhuriyet (Ars-lano�lu) köyü muhtarı MehmetTanrıkulu’ydu. Paneli, Ata-türk’ün Bütün Eserleri Genel

Yayın Yönetmeni �ule Perinçekyönetti. Panelin ba�langıcında,Cumhuriyet köylülerinin a�alı�akar�ı verdikleri mücadeleyi anla-tan belgesel izletildi.

BİR FINDIĞIN YARISI…

Panelin açılı� konu�masınıyapan ��çi Partisi Kadıköy �lçeBa�kanı Ceyhun �lsever, tümyurtseverlere ‘Milli Hükümet’tebirle�elim’ diye seslendi. �ule Pe-rinçek’in panelistleri kürsüye da-veti sırasında, adı sırayla okunankonu�macılar uzun süre alkı�lan-dılar. �ule Perinçek, 2000’eDo�ru dergisinde birlikte çalı�tı-�ı Kürt kökenli bir arkada�ıylaanısını anlattı:

“Bir gece dergiyi yayına ha-zırlıyorduk. Elimde bir tane fın-

dık vardı. Arkada�ım bendenfındık istedi. O fındı�ın yarısınıbölüp ona verdim. Bizler bir fın-dı�ın yarısını bölüp payla�mı�insanlarız. Biz o zamanlar Kürthakları için mücadele ederken,bugünküler kar�ımıza dikliyor-du.”

KÖYÜN GENÇLERİ

DAĞA ÇIKACAKTI Kİ…

Perinçek ilk sözü, Cumhuri-yet köyü muhtarı Mehmet Tan-rıkulu’na verdi. Tanrıkulu a�alı-�a kar�ı verdikleri mücadeledeyıllardır neler ya�adıklarını an-lattı.

“Bizler orada a�alı�a kar�ımücadele veriyoruz. Toprakları-mızı gasp eden a�aya kar�ı sava-�ıyoruz. Bugün oradaki insanla-rın sorunu i�tir, a�tır.

“50 bin dönüm arazisi olana�a, 3 bin dönüm devlet arazisi-ni de adeta gasp etti. Topraklarıalabilmek için dava açtık. A�abize baskı uygulamaya ba�ladı. 3aile a�anın baskısına dayanama-

Nihat Genç,Mehmet BedriGültekin, Yalç�nKüçük, �ulePerinçek, MehmetTanr�kulu, Y�ld�r�mKoç (soldan sa�a).��çi Partisi’nindüzenledi�ipanelde AKP’ninaç�l�m�na kar��,karde�lik formülüanlat�ld�.

KADIKÖY’DE M�LL� ÇÖZÜM PANEL�NE 1500 K��� KATILDI

Cumhuriyet köyü muhtarı: ‘İşçi Partisi bizi terörist olmaktan kurtardı’��çi Partisi Kad�köy �lçe Örgütü’nün düzenledi�i Milli Çözüm panelineilgi büyüktü. Üç saat süren paneli çok say�da yurtta� ayakta izlemekzorunda kald�. Cumhuriyet köyü muhtar� Mehmet Tanr�kulu,Güneydo�u gerçe�ini ve Bismil modelini anlatt�. Bir izleyici muhtara�öyle diyordu: Türkiye’nin bütünle�mesi sizin mücadelenizle olacak…

TÜRKİYE

Page 16: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 15

yıp köyü terk etti. Biz ise diren-dik.

“A�a 40-50 ki�ilik bir gruplaköyü basıp 2 köylümüzü öldür-dü. Bir ülkede hukuk yoksa neyapılabilir ki?

“Köyün gençleri karar aldı-lar, ‘Da�a çıkaca�ız’ dediler.Tam bu sırada ��çi Partisi imda-dımıza yeti�ti. ��çi Partisi bizi te-rörist olmaktan kurtardı.

“O sırada imdadımıza hızırgibi yeti�en avukatlarımız Nus-ret Senem ve Veli Devecio�lu,bizim adımıza hukuk mücadelesiverdi. Ancak �imdi NusretSenem Ergenekon tertibiyle tu-tuklu”

“Fakirlerin hakkını, hukuku-nu savunmak suç mu! E�er onlarErgenekoncuysa hepimiz Erge-nekoncuyuz!”

Tanrıkulu konu�masını bitir-di�inde, uzun süre alkı�landı.

ÇÖZÜMÜN OLMAZSA OLMAZI

Tanrıkulu’nun ardından sözalan ��çi Partisi Genel Ba�kanve-kili Mehmet Bedri Gültekin, ko-nu�masına Genel Ba�kan Do�uPerinçek’in selamını ileterek ba�-ladı. Konu�ması sık sık alkı�larladesteklenen Gültekin, Kürt soru-nunun çözümünde olmazsaolmaz �artın, feodalizmin tasfi-yesi oldu�unu söyledi.

Türkiye’nin önündeki enbüyük engellerden birinin Avru-pa Birli�i oldu�unu belirten Gül-tekin, “Türkiye AB kapısındanayrılmadı�ı sürece, iki ayrı millet

ve iki ayrı devlet olma sürecidevam eder” dedi.

Prof. Dr. Yalçın Küçük deTürkiye ��çi Partisi’nin 1970 ka-rarlarından bahsetti. O dönemdeKürt haklarından bahsedenT�P’lilerin 15’er yıl hapis cezası-na çarptırıldı�ını hatırlatanKüçük, “Bugün Kürtlerin liderli-�ine soyunan Ahmet Türk, ozaman ‘Kürt diye bir �ey yoktur’diyerek bize engel olmu�tu”dedi.

EMPERYALİZM İŞÇİ SINIFINI ETNİK

TABANDA BÖLMEYE ÇALIŞIYOR

ODTÜ Ö�retim GörevlisiYıldırım Koç ise sendikalar ara-sıda ya�anan bölünmeyi anlattı.Etnik kökene göre örgütlenensendikalar ortaya çıktı�ını ifadeeden Koç, “Emperyalizm i�çi sı-nıfını etnik tabanda bölmeye ça-lı�ıyor” dedi.

Yazar Nihat Genç de 19. yüz-yılın sonunda imparatorluklarınyıkılıp ulus devletlerin kuruldu-�unu, bu yüzyılda ise ‘hami’ dev-letlerin kurulmaya çalı�ıldı�ınısöyledi.

Panele ara verildi�inde, ya-zarlar paneli izleyen okurları içinkitaplarını imzaladılar. Kitapmasalarının önünde uzun kuy-ruklar olu�tu. Bu arada izleyici-ler, konu�macılarla sohbet etmefırsatı da buldular. Bu sohbetler-den bazılarına biz de ortakolduk. Bir bayan Cumhuriyetköyü muhtarı Tanrıkulu’na�öyle diyordu: “Türkiye sizin

mücadelenizi izliyor. Türki-ye’nin bütünle�mesi sizin müca-delenizle olacak…”

Bir ba�ka izleyici ise YalçınKüçük’e sesleniyordu: “O sizinyumru�unuz yok mu? Ben onahayranım…”�

Yeni Parti’denulusalcılarabirlik mesajı

Yeni Parti Genel Ba�kanve-kili Ru�en Özmen, partisininaçılı�ı için gitti�i Antalya’da,Habur gösterisini ve Ergene-kon tertibini de�erlendirdi.“Bir yanda, Silopi’den giri�yapan 34 PKK’lı bir tiyatrogibi serbest bırakılıyor; biryanda da Ergenekon’da davaedilen insanlar terör örgütüneyamanmaya çalı�ılıyor.

Bu durumu trajik buluyo-ruz.” Özmen, PKK’lıların ge-li�inden sonra ‘ho� �eyler ol-du�unu’ söyleyen Tayyip Er-do�an’ın, halkın tepkisi üzeri-ne çark etti�ini belirtti.

“Tüm ulusalcıların biraraya gelmesi, emperyalizminTürkiye’deki kâbusudur”diyen Ru�en Özmen, Siliv-ri’deki yurtsever aydınların öz-gürlüklerine kavu�acaklarınıve Kemalist Devrimi tamamla-yacak yapının olu�turulaca�ınısöyledi.

� Toplumun farkl�kesimlerindenyurtta�lar, bin 300ki�ilik salonu, panelba�lamadan saatlerönce doldurdu. Çoksay�da yurtta�,paneli ayakta izledi.

Page 17: 2009 08 Kasim

16 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

Tayyip Erdo�an’ın Büyük Ortado�uProjesi’nin E�ba�kanı oldu�unu veDiyarbakır’ı bu projenin merkezi

yapaca�ını açıklaması üzerine, ��çi PartisiGenel Ba�kanı Do�u Perinçek, BüyükOrtado�u Projesi’nin, bir Amerikanprojesi oldu�unu, Ortado�u ülkeleriniparçalamayı amaçladı�ını, ba�ımsız birdevletin ba�bakanı bir yana, herhangi birmemurunun bile ba�ka bir devletin gö-revlisi olamayaca�ını belirtmi� ve TayipErdo�an’ı istifaya davet etmi�ti.

Bu ele�tirilere kar�ı Tayyip Erdo-�an, 8 Kasım 2007 tarihinde, ki�ilik

haklarına saldırıldı�ı gerekçesiylePerinçek aleyhinde tazminat davasıaçtı ve 10 bin lira manevi tazminattalep etti.

DAMAT FERİT GİBİ

Perinçek’in avukatları MehmetCengiz ve Ayhan Sarıhan, davayaverdikleri yanıtta, bir ba�bakanın,yabancı bir ülkenin kendi ülkesiniparçalama projesinde görev alması-nın tarihte iki örne�i oldu�unu,bunun birinci örne�inin DamatFerit, ikincinin ise Recep Tayyip Er-

do�an oldu�unu belirttiler. Aradakibenzerli�i gösterebilmek için DamatFerit’in �ngiltere’nin Büyük Ortado-�u Projesi’nde üstlendi�i E�ba�kanlı-�ın içeri�ini özetlediler.

Av. Cengiz ve Av. Sarıhan sa-vunmalarında �unları söylediler:“Damat Ferit, 1919’da �ngilte-re’nin Osmanlı Devleti’ni parçala-ma projesinde görev almı�, �ngilte-re’nin saltanatı himaye etmesininkar�ılı�ı olarak Bo�azlar’ı �ngilte-re’ye vermeyi, ba�ımsız bir Kürdis-tan kurulmasına göz yummayı, �n-giltere’nin El Cezire ve Suriye üze-rindeki egemenli�ini tanımayı ta-ahhüt etmi�ti. Bu parçalama proje-si ve kirli i�birli�i, Kurtulu� Sava�ıile sona erdirilmi�, �ngiltere’ninBOP haritaları bu sava� sonundaçöpe atılmı�tı. �imdi Amerika onuyeni E�ba�kanla yeniden gündemeta�ıdı. Bu tutumu ele�tirmek veona kar�ı çıkmak, her yurtta�ın endo�al hakkı ve görevidir.”

Ankara 3’üncü Asliye HukukMahkemesi, bir yıllık yargılama-dan sonra 3 Kasım 2009 tarihindeverdi�i kararla davayı reddederek,Büyük Ortado�u Projesi’nde E�-ba�kanlık görevi üstlenilmesinekar�ı çıkmanın ki�ilik haklarınasaldırı olu�turmadı�ını hükmeba�lamı� oldu.�

Perinçek’inavukatlar�: “birba�bakan�n,yabanc� bir ülkeninkendi ülkesiniparçalamaprojesinde görevalmas�n� ele�tirmekve ona kar��ç�kmak, heryurtta��n en do�alhakk� ve görevidir.”

BOP E�BA�KANI DAVAYI KAYBETT�

Erdoğan’ın Perinçek’e açtığı‘eşbaşkanlık’ davası reddedildi�P Genel Ba�kan� Do�u Perinçek, Ulusal Kanal’da yay�nlanan Ç�k��Yolu program�nda Tayyip Erdo�an’�n BOP E�ba�kan� oldu�unu veErdo�an ile Gül’ün Cumhuriyet’i y�kmak istediklerini belirtmi�ti. Bununüzerine Erdo�an, Perinçek aleyhine tazminat davas� açt�. Ankara3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi, Erdo�an’�n açt��� davay� reddetti.

Aydınlık dergisinin kapak haberleriy-le kamuoyuna açıkladı�ı Tayyip Erdo-�an’ın KKTC Cumhurba�kanı MehmetAli Talat, i�adamı Remzi Gür ve �stanbulBüyük�ehir Belediye Ba�kanı Kadir Top-ba�’la ayrı ayrı yaptı�ı telefon görü�mele-ri yargıya ta�ındı. ��çi Partisi, Erdo�an,Gür ve Topba� hakkında soru�turma açı-lıp cezalandırılmaları istemiyle 2 Kasımgünü Ankara Cumhuriyet Ba�savcılı�ı’nasuç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu-nu yapan ��çi Partisi Genel Ba�kan Yar-dımcısı Av. Mehmet Cengiz, ses kayıtla-rıyla saptanan görü�melerin suç kanıtları

oldu�unu belirterek, “Cumhuriyet savcı-larını göreve ça�ırıyoruz” dedi.

Cengiz, Tayyip Erdo�an’ın MehmetAli Talat’la yaptı�ı telefon görü�mesindeKKTC’nin varlı�ına son vermek ve döne-min KKTC Cumhurba�kanı Rauf Denk-ta�’ın ‘bitirilmesi’ için planlar yapıldı�ınınanla�ıldı�ını kaydetti. Cengiz, bu görü�-menin ‘devletin güvenli�i veya iç ve dı�yararları’ ile ba�da�madı�ını belirterekTürk Ceza Kanunu’na göre suç i�lendi�i-ni vurguladı.

Cengiz, Erdo�an’ın çocuklarınınyurtdı�ındaki ö�renim masraflarını

kar�ıladı�ı açıklanan Remzi Gür’ünTayyip Erdo�an’ın “gizli kasası” ol-du�unun ortaya çıktı�ını, bu nedenleErdo�an’ın “görevinin sa�ladı�ı nü-fuzu kötüye kullanmak suretiyle” “ir-tikâp” suçu” nedeniyle yargılanmasıgerekti�ini kaydetti. Erdo�an’ınKadir Topba� ile yaptı�ı telefon gö-rü�mesinden Do�an medya grubuüzerindeki siyasi baskının uzunzaman öncesinden beri planlandı�ı-nın anla�ıldı�ını kaydeden Cengiz,“görevi kötüye kullanma” suçununi�lendi�ini belirtti.

AYDINLIK’IN HABERLER� YARGIYA TA�INDI

�P’den Erdo�an, Gür ve Topba� hakkında suç duyurusu

Page 18: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 17

�P Genel Ba�kan Yardımcısı ErkanÖnsel, Hürriyet yazarı AhmetHakan’ın 5 Kasım 2009 günü

kö�e yazısında; ��çi Partisi tarafındankamuoyuna duyurulan ses kaydı veAydınlık dergisinin kapak haberineili�kin Remzi Gür adına gelen açık-lama üzerine bir basın toplantısı dü-zenledi. Önsel basın toplantısındasöyle konu�tu: “Açıklamada önce-likle önemli bir çeli�ki hemen gözeçarpıyor; Hem deniyor ki; ‘Yazıdayer alan telefon görü�mesi, yapılanhaber, yorum ve de�erlendirmeler dedo�ru de�ildir.’ Hem de ‘Yapıldı�ıvarsayılan telefon görü�mesini kaydaalan, buna yardımcı olan, yayımla-yan, yorumlayan (siz dahil) herkessuç i�lemektedir.’ Di�er yandan‘Alıntı yaptı�ınız haber ve yazı ile il-gili olarak yazınızdan önce ilgilimahkemeler nezdinde sorumlularhakkında tazminat davamız açılmı�ve C. Savcılı�ına suç duyusu yapıl-mı�tır.” deniyor. Bu konuyla ilgili ne��çi Partisi’ne, ne de Aydınlık dergisi-ne ula�mı� herhangi bir tebligat yok-tur. Remzi Gür adına gönderilen birtekzip de yoktur.”

MERAKLA MAHKEMENİN AÇILMASINI

BEKLİYORUZ

Önsel basın açıklamasının de-vamında �unları söyledi:

“Diyoruz ki hodri meydanRemzi Gür! Merakla mahkemeninaçılmasını bekliyoruz. Gerçeklerortaya çıksın. Nedir bu 20-25 i�ianla�ılsın.

Ne demi�tik açıklamamızda:1. Remzi Gür Tayyip Erdo-

�an’ın gizli kasasıdır. Telefon kaydı Erdo�an’ın

Remzi Gür ile olan ili�kisinin e�i-tim giderlerinin kar�ılanmasınınçok ötesinde, farklı bir boyutta ol-

du�unu gösteriyor. Ba�bakan, kızıSümeyye için Remzi Gür’e “20-25gibi gitmesi lazım” diyor. Gür deona “Olur efendim. Hallederim.Sizin istedi�iniz gibi.” diyor.Bunun neresinde burs ili�kisi var?Bu açıkça kasadan para çekmei�ine benziyor. Ki�isel ödemeler bukasadan talimatla yapılıyor.

2. Ramsey AKP iktidarı zen-ginlerindendir.

Gür’ün sıfır sermayeyle girdi�i-ni iddia etti�i tekstil sektöründeözellikle AKP iktidarı dönemindehızla büyümesi dikkatlerden kaç-madı. Sermayesiz küçük bir �irke-tin Tayyip Erdo�an iktidarıyla bir-likte dev bir boyut kazanması akıl-lara bunun kayna�ının ne oldu�usorusunu getiriyor. Rahmi Koç 5A�ustos 2001 günü Erdo�an’ın birmilyar doları var demi�ti.

3. Erdo�an’ın usussüz mal be-yanı belgelendi.

Tayyip Erdo�an, “haksız ka-zanç elde etti�i ve usulsüz mal be-yanında bulundu�u” gerekçesiyle2002 Temmuz ayında yargılandı.Mahkeme, aynı dönemde RemziGür’ün sahibi oldu�u RamseyTekstil A�’nin Erdo�an’ın çocuk-larına “ne için burs verdi�inin” so-rulmasına da karar vermi�ti. Mil-letvekili olmasıyla dokunulmazlık-tan dolayı dava durdu.

4. AKP, Remzi Gür’e 117 mil-yon dolarlık kıyak çekti

Remzi Gür son olarak i�adamıHalis Toprak’a ait olan ve “devle-te olan borcu gerekçe gösterilerekTMSF tarafından satı�a sunulanAslanlı Kö�k’ü de�erinin çok altın-da almı�tı.

5. Remzi Gür’ün, Gül adınarü�vetten 10 ay hapis cezası var

��adamı Remzi Gür, Cumhur-

ba�kanlı�ı seçimi öncesinde eskiCHP Milletvekili Mehmet Yıldı-rım’a Abdullah Gül lehine oy ver-mesi için “rü�vet vermeye te�ebbüsetti�i” iddiasıyla yargılandı�ı da-vada Ankara 10. A�ır Ceza Mah-kemesi tarafından 10 ay hapis ce-zasına çarptırılmı�tı.

AÇIKLAMA BEKLİYORUZ!

�imdi Remzi Gür, açıklamala-rımıza yönelik tek kelime edemez-ken, i�i oldubittiye getirip sıyrıla-maz. Kamuoyuna duyurdu�umuzses kaydının içeri�iyle ilgili biraçıklama yapamayanlar, aynı za-manda Ahmet Hakan’ı da hedefalarak ba�ka yollardan basın öz-gürlü�ünü engelleme pe�indeler.Ortaya koydu�umuz gerçeklerciddi suçlardır. Ba�bakan Erdo�anadına ‘görevi kötüye’ kullanma su-çudur. Remzi Gür ise bu suça i�ti-rak etmi�tir.

Di�er yandan, ki�isel özgürlükadına telefon dinlemeleri ve haber-leriyle ilgili “çifte standart” kabuledilemez. ��lerine gelen ses kaydınıgünlerce dillerine dolamak serbest,i�ine gelmeyenler suç. Gönderilensözüm ona açıklamada yanda� ba-sının “bu çifte standart uygulama-sı” onaylanmaktadır.” �

� �P GenelBa�kan Yard�mc�s�

Erkan Önsel

“�imdi Remzi Gür, bu aç�klamalar�m�za yönelik tek kelime edemezken,i�i oldubittiye getirip s�yr�lamaz. Ortaya koydu�umuz gerçekler ciddisuçlard�r. Ba�bakan Tayyip Erdo�an ad�na ‘görevi kötüye’ kullanmasuçudur. Remzi Gür ise bu suça i�tirak etmi�tir.

‘��Ç� PART�S� GENEL BA�KAN YARDIMCISI ERKAN ÖNSEL:

‘Hodri meydan Remzi Gür!Gerçekler ortaya çıksın’

Page 19: 2009 08 Kasim

18 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

HASAN BÖGÜN

Azerbaycan Cumhurba�kanı�lham Aliyev’in dı� politi-kasının bile�enleri �öyle ta-

nımlanabilir: 1. Batı yönünde biradım atılacaksa, mutlaka Rusyayönünde bir adımla birlikte atıl-malıdır. 2. Türkiye ile Azerbay-can “tek millet iki devlettir.”2007 yılında kabul edilen Milli

Güvenlik Stratejisi de bu sacaya-�ı üzerine oturuyor.

Azerbaycan’a kaos co�rafya-sında görece ba�ımsız hareketetme olana�ı sa�layan bu çizgi-nin son çarpıcı uygulaması,geçen Haziran’da kayda geçti.Azerbaycan NABUCCO projesi-ne katılırken, Azeri devlet petrol�irketi SOCAR, 29 Haziran’daAliyev ve Rusya FederasyonuBa�kanı Dimitri Medvedev’in gö-zetiminde, Rus petrol �irketiGAZPROM’a yılda 500 milyonmetreküp do�algaz satma anla�-masını imzaladı.

Azerbaycan, Sovyetler Birli�ida�ıldıktan sonra ba�ımsız olandevletler içinde en �iddetli istik-rarsızlık ya�ayan ve en a�ır ka-yıplar veren ülkelerin ba�ında ge-liyor. Topraklarının be�te biriErmenistan tarafından i�gal edil-di. 30 bin ki�i kayıp verdi, 800bin ki�i yerlerinden yurtlarındanoldu. Haydar Aliyev, yukarıdatanımladı�ımız dengeli dı� siyasihattı o ko�ullarda çizdi. RusyaFederasyonu’nun ba�ını çekti�iBa�ımsız Devletler Toplulu�u’nakatılmak da, NATO ile Barı� �çin��birli�i (B�O) kapsamında ili�kikurmak da bu hattın gere�iydi.Ama örne�in NATO ile ili�ki,bugüne kadar B�O çerçevesininötesine geçmedi.

Azerbaycan, bu siyasi hat sa-yesinde, 15 yılı bulan istikrarlıbir dönem geçirdi. Ermenistan’la“ne sava� ne barı�” durumu bileAzerbaycan’ı de�il Ermenistan’ıistikrarsızla�tırdı.

KAFKASYA’DA SINIRLAR KALKACAK

AKP hükümetinin “Ermeniaçılımı” bu durumu tersine çevir-

di; Haydar Aliyev’in maharetlekurdu�u dengeyi bozdu. AçılımAzerbaycan’ı ve Kafkasya’yı is-tikrarsızla�tıracak bir unsuroldu. Açılımın “mimarı” Dı�i�le-ri Bakanı Ahmet Davuto�lu dabu durumu teyit ediyor. FatihÇekirge’ye yaptı�ı açıklamada,“Attı�ımız bu adım Kafkasya’yagetirmek istedi�imiz yeni düze-nin adıdır. Bu düzen içerisinde sı-nırların kalktı�ı, ekonomik ili�ki-lerin yo�unla�tı�ı, kar�ılıklı ba�-lılıkların arttı�ı bir vizyon var-dır” dedi.

Davuto�lu’nun bu açıklama-sı, ABD eski Dı�i�leri BakanıCondoleezza Rice’ın “BOP ile 24ülkenin sınırlarını de�i�tirece�iz”sözlerine ne kadar da benziyor!

Davuto�lu, kar�ılıklı ya�ananbayrak bunalımından sonraAzerbaycan yönetimini “Türkiyeile Azerbaycan arasına nifak sok-makla” suçladı. Azerbaycan’ı is-tikrarsızla�tırma siyasetini teh-ditlerle açı�a vurdu: “Güvencele-re ra�men böyle nifak sokma ça-baları ortaya çıkarsa buna endo�ru cevabı Azerbaycanlı kar-de�lerimizin, kaderda�larımızın,tarihda�larımızın, soyda�larımı-zın verece�inden eminiz. Bu ko-nuda tereddüdümüz yok ve bukonudaki çabalarımız da bundansonra daha da artarak devamedecektir.”

DAVUTOĞLU-BRYZA EL ELE

Davuto�lu, Stratejik Derinlikba�lıklı kitabında, Balkanlar’daArnavutluk’un, Kafkasya’daAzerbaycan’ın Türkiye için vaz-geçilemez oldu�unu yazıyor(Küre Yayınları, 31. baskı).Madem Azerbaycan Türkiye içinvazgeçilmezdir, öyleyse AKP veDavuto�lu neden Azerbaycan’ınistikrarını bozucu bir siyaset izli-yorlar?

Davuto�lu, “Politbüro üyesi”Haydar Aliyev’in, Ermenistan’ınDa�lık Karaba�’ı i�gal etmesini

DÜ�MANLIK VE ÇATI�MA TOHUMLARI ATILIYOR

Davutoğlu: Aliyev iktidarı Rus komplosu!AKP’nin “Ermeni alç�m�” ile üstlendi�i ABD ta�eronlu�u çok yönlüdür.Bu sürecin devam�nda Azerbaycan’�n iç istikrar� bozulacak veAzerbaycan ile Ermenistan NATO’ya dahil edilecek. Bu ise, Rusya ve�ran’�n hakl� olarak “dü�manca” diye alg�layaca�� ve kar�� önlemleralaca�� bir mevzilenmenin ba�lang�c�d�r.

Davuto�lu, Rusya’n�n iç çeli�kilerini kullanmaktan aç�k aç�k sözediyor, Türkiye’nin savunmas�n� kuzeyde Grozni’den ba�lat�yor. (5 Haziran 2009-ABD D��i�leri Bakanl���)

Page 20: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 19

de kapsayan bir Rus komplosusonucunda Azerbaycan cumhur-ba�kanı oldu�u görü�ünde. Kita-bında yazdı�ına göre, Ermenis-tan’ın i�galiyle birlikte Azerbay-can’ın Rusya kar�ıtı “seçilmi�cumhurba�kanı” Ebulfeyz Elçi-bey’in tasfiye süreci ba�lamı�,Suret Hüseyinov darbesiyle Elçi-bey devrilmi�tir. Arkasından olu-�an bo�lukta Aliyev cumhurba�-kanı yapılmı�tır. Bu görü�, TansuÇiller’in Haydar Aliyev’e kar�ıbir darbe tezgâhlamasının dafikri temeliydi. Çiller’in darbesinibizzat Cumhurba�kanı SüleymanDemirel, Aliyev’e haber vererekba�arısızlı�a u�ratmı�tı.

Davuto�lu’nun “Ermeni açılı-mı,” Haydar Aliyev’i cumhur-ba�kanı olmaya götüren sürecitersinden i�letmeyi amaçlıyor.Mademki Haydar Aliyev Erme-nistan’ın Da�lık Karaba�’ı veçevresindeki yedi bölgeyi i�gal et-mesiyle iktidara geldi, �lham Ali-yev de Ermenistan’ın i�gal altın-da tuttu�u toprakların tamamın-dan de�ilse bile be� bölgeden çe-kilmesiyle gidecek. Bir kez Erme-nistan’ın be� bölgeden çekilmesisa�lanırsa, AKP’nin de deste�iyleSorosçular vs. harekete geçirile-cek ve bir “turuncu devrim” ger-çekle�tirilerek, Azerbaycan’ınNATO’ya girmesine onay verenbir Amerikancı iktidar kurula-cak. ��te AKP’ye göre Azerbay-can’ın Türkiye için vazgeçilmezolmasının anlamı bu. Yanda� ka-lem�orlara göre, halk tabanı ol-mayan Aliyev diktatörlü�ü altın-da Azerbaycan Türkiye içinzaten kayıp. Açılım, TurgutÖzal’ın George Bush ile birlikteIrak “diktatörü” Saddam Hüse-yin’i devirmek için çevirdi�i sinsimanevralara benziyor.

Ermenistan’ın be� bölgedençekilece�ini ABD Dı�i�leri BakanYardımcısı Matthew Bryza açık-ladı. AG�T Minsk Grubu e�ba�-kanı olan Bryza, Ermenistan’ınKaraba�’daki be� bölgeyi derhal,iki bölgeyi ise be� sene gibi birzaman dilimi içerisinde Azerbay-can’a vermesi gerekti�ini söyledi.Bryza’nın açıkladı�ı plana göre,özel bir idari statüye kavu�turu-lacak bölgeye uluslararası barı�gücü yerle�tirilecek. Bryza’nınaçıklamaları, Davuto�lu’nun

“Ermeni açılımı”nın bir ABDprojesi oldu�unu kanıtlıyor.

NERDEN ÇIKTI BU AÇILIM?

Rusya 2008 yazında Gürcis-tan harekâtıyla NATO’nun do-�uya do�ru geni�lemesinin veABD’nin Orta Asya’ya Kafkas-ya’dan koridor açarak hem Rus-ya’yı hem �ran’ı ku�atmasınınyolunu tıkamı�tı. Bu harekâttansonra Azerbaycan’da NATO’yayönelik isteksizlik daha da yük-seldi. Büsbütün çöken ve ba�ım-sızlı�ını ilan etti�i 1991’den buyana nüfusu bir milyon azalanErmenistan, tamamen Rusya’yamahkûm oldu. Türkiye’de ve 4milyon Türkün ya�adı�ı Avru-pa’da Talat Pa�a Komitesi’nin“Ermeni soykırımı emperyalistyalandır” kampanyası geni�yankı buldu. Bu zemin, �ran’ın1994 yılında ortaya attı�ı bölge-sel çözüm planının yeniden gün-deme gelmesini ve destek bulma-sını sa�layabilirdi. �ran, ABD veFransa gibi emperyalist devletler-le bu devletlerin etkin oldu�uMinsk Grubu vb. örgütleri devredı�ı bırakan 3+3 formülünü orta-ya atmı�tı. Yani Türkiye, Rusyave �ran ile Azerbaycan, Ermenis-tan ve Gürcistan bir araya gele-rek, bölgesel bütün sorunlaraherkesin ortak yararına çözümlerbulmalıydı. Böylesi bir olay Tür-kiye, �ran ve Rusya’yı birbirinedaha yakla�tıracaktı ve Avras-ya’nın batısında bir ortak irade-nin yolunu açardı. Böyle bir ge-li�me, ABD için stratejik önemarz eden bir yenilgi olurdu;Rusya ile �ran’ı ku�atma ve OrtaAsya’ya koridor açma hesaplarıçıkmaza girerdi. ABD Ba�kanıBarack Hüseyin Obama, Nisanayındaki Türkiye ziyaretinde“Ermeni soykırımı”nı kabuletme sopasını sallayarak,ABD’nin ayak sürümeye taham-mülü olmadı�ını bildirdi. Davu-to�lu ve amirleri, daha önce ba�-lattıkları “açılım” programınıhızlandırdılar.

60 YIL ÖNCEKİ KOMPLO

TEKRARLANIYOR

AKP’nin “Ermeni alçımı” ileüstlendi�i ABD ta�eronlu�u çokyönlüdür. Bu sürecin devamında,Türkiye içinde millici kuvvetlere

daha a�ır baskı uygulamaya veyeni bir bölücü fay olu�turmayaek olarak, Azerbaycan’ın iç istik-rarı bozulacak ve Azerbaycan ileErmenistan NATO’ya dahil edi-lecek. Bu ise, Rusya ve �ran’ınhaklı olarak “dü�manca” diye al-gılayaca�ı ve kar�ı önlemler ala-ca�ı bir mevzilenmenin ba�langı-cıdır. Zaten Davuto�lu, Rus-ya’nın iç çeli�kilerini kullanmak-tan, “Kuzey Kafkas cumhuriyet-lerinin Rusya Federasyonu için-deki statülerini kademeli bir �e-kilde güçlendirmekten” açıkaçık söz ediyor, Türkiye’nin sa-vunmasını kuzeyde Grozni’denba�latıyor.

Kısacası, “Ermeni açılımı,”�kinci Dünya Sava�ı’ndan sonraAmerikan muhipleri tarafındanuydurulan “Sovyetler Birli�i Tür-kiye’den Kars, Ardahan ve Bo-�azları istedi” yalanına benzerbir komplodur. Rusya’da güçle-nen Avrasyacılık ve Türkiye’demilli kuvvetler üzerinden hızla-nan Türk-Rus yakınla�ması bo-zulmalı ve iki ülke yeniden dü�-man konumlara sürüklenmek is-tenmektedir. Komplo bu kez�ran’ı da kapsıyor.

O komplo nasıl “Küçük Ame-rika” sürecini ba�latmı�sa, �imdi-ki komplonun mafya-tarikat reji-mini tam anlamıyla kurumla�tır-ması umuluyor. Ancak dü�ü�tekiAKP’nin nefesi buna yetmeye-cek.�

(Not: Hasan Bögün’ün konu-ya ili�kin “Davuto�lu’nun Cum-huriyeti yıkma programı” ba�lık-lı kapsamlı yazısı, Teori dergisi-nin Kasım 2009 tarihli sayısındayayımlandı.)

Ermenistan dini lideri:Tazminat istemenin zamanıgeldi!

AKP hükümetinin “Ermeni Açılımı” meyveleri-ni veriyor. Ermenistan �imdi de tazminatı günde-me getiriyor. “Adana’daki Ermeni katliamlarının100. yıldönümü” adıyla Lübnan’da düzenlenenkonferansta konu�an Ermenistan’ın dini lideri 1.Aram “Ermeni milletinin tazminat konusunu gün-deme getirmesi zamanının geldi�ini” söyledi.Aram, ayrıca, sözde Ermeni soykırımının tanınma-sına yönelik mücadelenin de sürdürülmesi gerek-ti�ini savundu.

Page 21: 2009 08 Kasim

20 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

UMUT ALBAYRAK

Yargıçlar ve Savcılar Birli�i(YARSAV) �kinci Ola�an GenelKurulu, dergimizin baskıya girdi-�i 7 Kasım günü toplanıyordu.Genel Kurul, yeterli ço�unluksa�lanamazsa, ço�unluk aran-maksızın 15 Kasım günü yapıla-cak. Genel Kurul dolayısıylaYARSAV Ba�kanı Ömer FarukEmina�ao�lu ile YARSAV’ı veyargı ba�ımsızlı�ını konu�tuk.

Aydınlık- Ömer Faruk Emi-na�ao�lu kimdir? Bize hukukiözgeçmi�inizi kısaca anlatır mısı-

nız? Ömer Faruk Eminağaoğlu-

1988 yılında Ankara ÜniversitesiHukuk Fakültesi’ni bitirdim.Yargıçlık sınavlarına girdim veBandırma Cumhuriyet Savcısıolarak göreve ba�ladım. Dahasonra Kırıkkale Delice ilçesindebir süre savcı, daha sonra yargıçolarak çalı�tım. Yargıtay tetkikhâkimli�i olarak isimlendirilenYargıtay yargıçlı�ı görevinde bu-lundum. 2001’den itibaren deYargıtay Cumhuriyet Savcısı ola-rak görev yapıyorum.

SADECE ADLİ YIL TÖRENLERİNDE

KONUŞARAK SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ

Aydınlık- YARSAV’ın temelfelsefesini ve kurulu� amacınıbiraz açabilir misiniz?

Eminağaoğlu- Türkiye’deyargı hiçbir zaman olması gere-ken düzeye çıkamamı�. 1961Anayasası’nda yargı belirli gü-vencelere kavu�uyor ancakhemen sonrasında 12 Mart döne-minde yargı ba�ımsızlı�ı çokbüyük bir darbe alıyor. Dahasonra 12 Eylül’de, 12 Mart’tanda geriye giden bir yargı tablo-suyla kar�ı kar�ıya kalıyoruz.Yargı, olması gerekeni takip ede-miyor. Bunun mücadelesini vere-miyor. Böyle bir örgütleri yok.Hakkını arayamıyor yargı. Bunoktada yargıda örgütlenmeningereklili�i ortaya çıkıyor. Sadeceadli yıl açılı� töreninde konu�-makla, o gün kamuoyuna mesajvermekle bu sorunlar hiçbirzaman çözülmez. Ertesi yılki tö-rende yine aynı �eyler konu�ulur.��te YARSAV yargıyı uluslarara-sı standartlara çıkarmak, yargı

ba�ımsızlı�ı, yargıç güvencesikonusundaki geriye gidi�i engel-lemek, yargıç ve savcıların mesle-ki sorunlarını çözmek, hukukdevletini etkin kılmak amacıylayargıç ve cumhuriyet savcılarınınmeslek örgütü olarak kuruldu.

YARGIDA KADROLAŞMANIN ÖNÜNE

GEÇİLMELİ

Aydınlık- YARSAV kuruldu-�u günden bu yana önemli etkin-likler gerçekle�tirdi. Gerek açtı�ıdavalar, gerekse düzenledi�i top-lantılar, konferanslar, paneller.Bunlardan önemli gördükleriniziaktarabilir misiniz?

Eminağaoğlu- Yargıç ve sav-cıların siyasi iradenin etkisi altın-da kalmadan göreve ba�latılma-ları ve bu sayının artırılması ge-rekti�i yönünde faaliyetlerimizvar. Siyasi iktidar sınavları artır-dı, artırırken de objektif birtakım ölçütler kullanmadan busınavları gerçekle�tirme yolunagiderek yargıda kadrola�ma id-diası daha da tartı�ılır oldu.2000’li yılların ba�ında 6 binyargıç ve savcı varken bugün busayı 12 bine yakla�mı� durumda.Yargı ayrı bir erk. Bu sınavlarıHâkimler ve Savcılar Yüksek Ku-rulu yapmalı. Burada kamuoyuduyarlılı�ı yaratmayı amaçladık.Buna yönelik davalar açtık. Dü-�ünebiliyor musunuz, Adalet Ba-kanlı�ı adayları belirliyor, mesle-�e kabulleri HSYK yapıyor. Da-nı�tay, “denetlenebilir bir müla-kat yapacaksınız, kayda alacak-sınız” gibi birçok karar verdiama Adalet Bakanlı�ı bu kararla-rı uygulamadı. Denetimi müm-kün olmayacak mülakatlar yapa-rak yargıda yargıç ve savcı alım-larına devam ediyor. Bizim enönemli faaliyetimiz bu sürecidurdurmak, objektif boyutlarata�ımak. Yargıda kadrola�matartı�malarının ya�anmamasınısa�lamak. En çok da üzerimizegelindi�i ve engellendi�imiz konu

YARSAV BA�KANI ÖMER FARUK EM�NA�AO�LU

Karşılaştığımız baskılar Mussolini dönemindeki gibi YARSAV, 2006 y�l�nda kurulan Türkiye‘nin ilk yarg�ç ve savc� örgütü. 501yarg�ç ve savc� taraf�ndan kurulan YARSAV’�n bugün Türkiye’nin çe�itliillerinde görev yapan yüksek mahkeme ba�kanlar�ndan yarg�ç adaylar�nakadar yüzlerce üyesi bulunuyor. YARSAV Ba�kan� Ömer FarukEmina�ao�lu YARSAV’�n kurulu� amac�n�, önemli etkinliklerini, hedeflerinive kar��la�t�klar� bask�lar� Ayd�nl�k’a anlatt�.

Page 22: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 21

da bu noktada ortaya çıktı. �kinci konu, Türkiye günde-

mine giren 70 milyon ki�inin din-lenmesi, izlenmesi konusu. Üste-lik bunun bir yargı kararıyla ol-du�u ortaya çıktı. Yasal olarakböyle bir �eyin olması söz konu-su de�il. 70 milyonu izlemekdemek, 70 milyondan terör ku�-kusu duymak veya kendi ulusu-nuza terörist bir ulus gibi bak-mak demek. Birçok ba�vuru ya-parak bu konuyu yargıya ta�ıdık.Adalet Bakanlı�ı’na, Telekomü-nikasyon Kurumu’na ba�vurularyaptık. Bu kararlar hiçbir �ekildeyargıya ta�ınmadı. Bu kararlarıyargıya ta�ımayan Adalet Bakan-lı�ı bürokratları hakkında suçduyurusu yaptık. �zin verilmeyin-ce idari yargıda davalar açtık. �n-celeme ve dinlemelerin tespitedilmesi için çe�itli suç duyurula-rımız oldu. �u anda bunlardevam ediyor. Bunun gibi örnek-leri artırabiliriz.

YARSAV’A YAPILAN BASKILAR

ASKERİ REJİMLERDE YAŞANDI

Aydınlık- YARSAV’ın hedefalınmasını neye ba�lıyorsunuz?

Eminağaoğlu- Kimler hedefalıyor? Özgürlükler konusunda‘açılım’ sloganlarını kullanan,Türkiye artık bir �eyleri a�malı-dır diyen basın veya siyasi irade,her nedense konu YARSAV ol-du�u zaman tam aksi bir tutumsergiliyor. Oysa yargı alanında1982 yılından bu yana gelirseken önemli adım yargının örgüt-lenme hakkını kullanabilmesidir.Siyasi irade 2004 yılında bir yasade�i�ikli�iyle bunun mümkün ol-masını sa�ladı. Ama bu hakkıkullandı�ımız anda da hemenbizim kar�ımıza geçerek bize birtakım engeller çıkarmaya ba�la-dı. Siyasi iradenin beklentileriyleörtü�müyorsa sizin hak ve özgür-lükleriniz görmezden geliniyor.Bu açılımlar, demokratik hakla-rın geni�letilmesi de kendi alanla-rını geni�letmek olarak ortaya çı-kıyor. YARSAV bu mücadeleyiverdi�i için, siyasi irade o inisiya-tifini istedi�i gibi kullanamaya-ca�ını anladı�ı için hemen YAR-SAV’ın kar�ısına geçti. YAR-SAV’ın kar�ıla�tı�ı baskıları sıra-ladı�ımız zaman siyasi tarihimiz-de bu baskılar sadece askeri re-

jimlerde kar�ıla�ılan baskılar.501 ki�iyle kurulduk, 493 kuru-cu üyemiz veto edildi. Geçmi�ebakıyoruz bu örne�i KenanEvren döneminde görüyoruz. Si-yasi partilerin kurucuları vetoediliyordu.

AB NEDEN YARSAV’I HEDEF ALIYOR?

Aydınlık- 2009 �lerleme Ra-poru’nda YARSAV’a yönelikele�tiriler var...

Eminağaoğlu- Söyledi�imizsözler ‘yargı üzerinde tarafsızkalma noktasında sorun yaratı-yor’ diyerek bizi ele�tiriyorlar.Biz ne demi�tik de AB bizi ele�ti-riyor? Biz demi�tik ki, gözaltınaalınma kurallarındaki standart-lar ve yasadaki ilkeler �unlardır;kaçmayacak, delilleri karartma-yacak bir kimseyi davetiyeyle ça-�ırmadan gözaltına alınması �ek-lindeki uygulama insan hakkı ih-lalidir. “Ki�ileri aç, susuz, yor-gun bırakarak ifade alamazsınız;alırsanız bu bir kötü muamele-dir; aldı�ınız bu ifadeyi kullana-mazsınız” dedik. Söylemlerimizhep bu �ekilde. �imdi biz “bunla-rı niye söylediniz” diye ele�tirili-yoruz.

Aydınlık- YARSAV DünyaYargıçlar Birli�i’ne üye oldu.Bunun önemi nedir?

Eminağaoğlu- Dünya Yar-

gıçlar Birli�i’ne Ekim 2009’daüye olarak Avrupa YargıçlarBirli�i’ne de üye olmu� olduk.Türkiye’yi temsilen oraya üyeoluyorsunuz ve bir ba�ka örgütde oraya üye olamıyor. YarınTürkiye’de yargıda bir ba�kaörgüt kurulsa da, artık ülkeseltemsil yetkisi YARSAV’ın. Tür-kiye’deki sorunların oraya yan-sıtılması ve çözülmesi için çalı�-malar var. Siyasi irade YAR-SAV’ın öne çıkmasından pekho�nut kalmadı. Kurulduktansonra oraya üye olmamız nokta-sında belli engellemelerle kar�ı-la�tık ancak ba�arılı olamadılar.

Aydınlık- YARSAV’ın bun-dan sonraki hedefleri nelerdir?

Eminağaoğlu- Hukuk devle-tinin, siyasi iradenin istedi�i bi-çimde de�il olması gereken bi-çimde üstün, etkin, hukukun ege-men olması için yapılması gere-kenleri yapmaktır. YARSAV’ınkar�ıla�tı�ı baskılar Türkiye’dehukuk devleti anlamında nasılbir hukuk devleti istendi�ini deortaya koymaktadır. Mussoliniiktidara geldi�inde ilk yaptı�ıyargıç ve savcıların sivil örgütle-rini kapatmak oluyor. BugünTürkiye’de de bunlar yapılıyor.Türkiye’de bunlar yapılmasınara�men biz diyoruz ki yargı yar-gıya bırakılsın.�

Page 23: 2009 08 Kasim

22 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

Islak imza tertibinin adresi,Taraf gazetesinde itirafedildi. 12 Eylül’ün sıkıyö-

netim savcılarından ve ANAPmilletvekillerinden Faik Ta-rımcıo�lu, Ne�e Düzel’e terti-bin kayna�ını ele veren �uaçıklamayı yaptı: “Cuntanınistihbaratını Hükümet’e veyaM�T’e ABD vermi� olabilir.Çünkü Irak ve Afganistan’daçırpınan ABD’ye istikrarlı birTürkiye lazım.”

Tarımcıo�lu’unun “istik-rar”dan kastetti�i �eyin,ABD’ye teslimiyet oldu�unuanlamak için kâhin olmayagerek yok. Tarımcıo�lu, ABD

ile ili�kiler konusunda tecrübelibir “savcı” olarak, 12 Eylül’densonra ANAP milletvekilli�i ileödüllendirilmi�ti. “PKK’ya af”fikrinin savunucularından Ta-rımcıo�lu son günlerde Fethul-lahçı medyanın popüler“uzman”ı olarak boy gösteri-yor.

İKİ İHBAR MEKTUBU DA

MERKEZİ ELE VERİYOR

Albay Dursun Çiçek’e ait ol-du�u iddia edilen kâ�ıt parça-sıyla ilgili ba�layan tartı�ma,Tayyip Erdo�an’ın 3 Kasım’dayaptı�ı grup konu�masıyla yenibir noktaya ula�tı. Erdo�an,

konu�masında Genelkurmay’a“tutuculuk yapmayın, sorumlu-ları teslim edin” diye seslendi.Erdo�an’ın açıklamasının ar-dından ilginç bir geli�me ya�an-dı. Ak�am saatlerinde Ergene-kon savcılarından Fikret Seçen,Albay Dursun Çiçek’in ifadeyeça�rılmadı�ını açıkladı.

4 Kasım günü ise gazetelerinman�etlerini ikinci bir ihbarmektubu süsledi. �ddiaya göre,birinci ihbar mektubunu yazansubay, kamuoyundaki tartı�maüzerine ikinci bir ihbar mektu-bu göndermi�ti. Ertesi gün Er-genekon soru�turmasından so-rumlu Ba�savcı Vekili TuranÇolakkadı, Savcılı�a böyle birihbar mektubunun ula�madı�ı-nı açıkladı.

Gazetelerin man�etini süsle-yen ve Ergenekon savcılarının“Bize ula�madı” dedi�i ikincimektup da en az ilki kadar çe-li�kilerle dolu. �kinci mektuphem ilk mektubu yalanlıyor,hem de hangi merkez tarafın-dan hazırlandı�ını itiraf ediyor.Örne�in, ikinci mektubun ekin-de Genelkurmay’ca hazırlandı�ıiddia edilen bir “internet sitele-ri listesi” var. Oysa o liste aylarönce, tertibi yürüten merkez ta-rafından yine “orduya kar�ıpsikolojik sava� yürütmek”amacıyla malum medyaya ser-vis edilmi�ti. Taraf gazetesi,ihbar mektubuyla ilgili haberin-de bunu itiraf bile etmi�. Taraf,kendi ar�ivine do�ru düzgünbakmayı bile becerememi� as-lında. Bahse konu liste 4 �ubat2009 tarihli Taraf’ta haber ya-pılmı�. Ergenekon operasyonla-rı sonrası Ataman Yıldırım’danele geçirildi�i iddia edilen liste-yi Taraf, sayfalarına ta�ımı�.

YALANIN İTİRAFI

�lk ihbar mektubu diye piya-saya sürülen kâ�ıt parçasında

� FaikTar�mc�o�lu, ABD ile ili�kilerkonusundatecrübeli bir“savc�” olarak, 12 Eylül’den sonraANAPmilletvekilli�i ileödüllendirilmi�ti.

TARAF �HBARCININ ADRES�N� �T�RAF ETT�: ABD

‘Islak imza’cıların foyası meydana çıktıIslak imzal� kâ��t parças�n� bir ihbar mektubuyla Ergenekon savc�lar�nagönderdi�i iddia edilen ihbarc�n�n, ikinci. bir ihbar mektubu dahagönderdi�i öne sürüldü. �hbar mektubu gazetelerin man�etlerinisüsledi. �kinci ihbar mektubu, birinci mektubunun hangi merkeztaraf�ndan kaleme al�nd���n� ve servis edildi�ini ele veriyor.

Page 24: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 23

“ihbarcı” belgenin Genelkur-may �kinci Ba�kanı OrgeneralErgun Saygun’un özel sekreteriU�ur Berksun’un nezaretindeimha edildi�ini iddia etmi�ti.Ancak, iddia edildi�i gibi imhatarihinde Saygun’un görev yap-tı�ı yer �stanbul’daki BirinciOrdu Komutanlı�ı’ydı. Yani,mektup diye piyasaya sürülen�eyin içindeki tüm iddialarındayana�ını olu�turan bu bilgi-nin de gerçek dı�ı oldu�u orta-ya çıktı. �hbarı hazırlayan mer-kez, akıllarınca, yanlı�ını düzel-tiyor. �hbar mektubu diye piya-saya sürülen yazıda �öyle den-mi�ti: “Belgenin hazırlanmasın-da kullanılan tüm bilgisayarlartemizlenmi� ve ilgili evraklarimha edilerek, kamuoyuna Ge-nelkurmay Ba�kanlı�ı tarafın-dan böyle bir çalı�manın olma-dı�ı yönünde bir açıklama ya-pılmı�tır.”

��te, tertip merkezinin, ikin-ci ihbar mektubu diye piyasayaservis etti�i e-postada, bahsekonu imha i�leminin �rticaylaMücadele Eylem Planı içinde�il, Bilgi Destek Planı (Lahi-ka) isimli belge için yapıldı�ıileri sürülüyor. Öte yandan,yeni mektupta geçen hafta ifa-deleri alınan askeri personelinde konuyla ilgisi olmadı�ı belir-tiliyor.

ZAMANLAMAYA DİKKAT

�kinci ihbar e-postasınınzamanlaması da oldukça dikkatçekici. Adli Tıp raporu ve heye-tinin ku�kulu oldu�u iddiasıylaAKP Milletvekili Dengir MirMehmet Fırat’ın “2006’da par-timize gelen ihbar mektubuylaaynı elden gibi” açıklaması üze-rine piyasaya sürülmesi anlamlı.“�rticayla Mücadele EylemPlanı” adlı dokümandaki ıslakimzanın “Albay Dursun Çi-çek’in eli ürünü” oldu�unuiddia eden Adli Tıp raporunuveren heyetteki 2 üye, ihbardanbir hafta önce Adli Tıp Kuru-mu’na atandı. Islak �mzalı kâ�ıtparçasını inceleyen heyet, tea-müllere aykırı olarak, kura ile

de�il yukarıdan atamayla görev-lendirildiler. Bu iki olgu hemAdli Tıp Kurumu’nun raporuylahem de ihbar mektubuyla ilgiliku�kuları arttırdı. AKP Millet-vekili Dengir Mir Mehmet Fıratda ihbar mektubuyla ilgili çarpı-cı bir açıklama yaptı. AKP’liFırat, “�simsiz ihbar mektubu ilebizlere birkaç yıl önce Sarıkız veAyı�ı�ı darbelerini ihbar ama-cıyla gönderilen mektup nere-deyse aynı elden çıkmı� kadarbenzer. Bu çok �a�ırtıcı” dedi.AKP’li Dengir Mir Mehmet Fı-rat’ın bu benzerli�e dikkat çek-mesi, 2006 yılındaki ihbar mek-tubuyla ilk ihbar mektubununda aynı merkezden yazıldı�ınıgösteren bir ba�ka olgu oldu.�

� Taraf gazetesi (2 Kas�m 2009)

�kinci Ergenekon Davasındailk olarak ifade veren emekliAlbay Hasan Atilla U�ur, “E�erbenim bir istihbarat görevlisiolmam, kamu hizmetinin gere�iolarak hiyerar�ik yapı içerisindebulunmam, örgüt üyeli�i veyaörgüt yöneticili�ine gerekçe gös-terilecekse; Jandarma Genel Ko-mutanlı�ı’nın, dolayısıyla TürkSilahlı Kuvvetleri’nin de, örgütüolu�turması ve mensuplarının daüye veya yöneticileri olması ge-rekir. Yani örgüt varsa, Jandar-ma Genel Komutanlı�ı ve TürkSilahlı Kuvvetleri mensuplarınıntamamı üyelik ve yöneticiliktenyargılanmalıdır“ dedi.

2. Ergenekon Davasının 14.

duru�masında savunmasınıyapan Albay U�ur, AbdullahÖcalan’ı �mralı’da arkada�larıy-la beraber kendisinin sorguladı-�ını hatırlattı. Daha sonra ö�-rendi ki, Öcalan avukatlarına‘beni sorgulayan kim, adını ö�-renin’ talimatı vermi�. AlbayU�ur, kimli�ini 10 yıl boyuncagizli tutmayı ba�ardıklarını be-lirtti; taa ki Ergenekon tertibinekadar!

“SIRA DIŞI YAŞADIM, ‘ÖRGÜTSEL

GİZLİLİK’ DİYE SUÇLANDIM”

U�ur, 1993 yılında KızıltepeJandarma Komutanlı�ına atan-dı�ını belirttikten sonra �öylekonu�tu: “Kızıltepe halkının

deste�i ile bölücü terör örgütünekısa zamanda büyük darbelervurdum. Geçti�im yollara ma-yınlar dö�ediler, pusular kurdu-lar. Oturdu�um lojmanı basıproketlediler, e�imi ve çocu�umubanyo koridoruna yatırarakkurtardım. Terör örgütü, sözdeGap eyaletini la�vetmek zorun-da kaldı… Sürekli ölüm tehdidialtında ya�ayan bir ki�i olaraksık sık telefon ve yer de�i�tir-mem, gizlili�e önem vermem ta-mamen güvenlikle ilgilidir. Ya-�antımın yıllardır bu �ekilde sıradı�ı cereyan etmesi, iddianame-de maalesef ‘örgütsel gizlilik’ bi-çiminde yorumlanıp, lanse edil-mi�tir.“

Atilla U�ur: Ben örgüt üyesiysem tüm TSK personeli de üye demektir

Page 25: 2009 08 Kasim

24 � Ayd›nl›k� 8 KASIM 2009

Son yirmi günün en dikkat çeken olayı,“Ergenekon” savcılarına gönderilen mek-tuplar. Herkes bunu konuşuyor. Kimisi“mektubun üslubu” üzerinden tahminleryapıyor. Kimisi de “işte gerçek bu!” edebi-yatıyla mektuplarla birlikte gönderilen “bel-geler”i öne çıkartarak, mektupçuyu arkaplana atıyor. Bendeniz de, Şamil Tayyar’ınbu konuda niçin öne atılmadığını merakediyorum. Çünkü günümüzün mektupçu-sunu bundan tam iki yıl önce o keşfetmişve Operasyon Ergenekon isimli kitabında,

“ilk mektup”a geniş yer vermişti.

“BU SİZE İLK MEKTUBUM, SAKLANMAYA MECBURUM”

Şamil Tayyar, elbette bu cümleyi makaslamıştı. Belki de bu mektu-bu Şamil T.’ye veren BOP Eşbaşkanı, “bu size ilk mektubum, mecbu-rum” cümlesini çizerek vermişti. Burası karanlık, ama o ilk mektup, bu-günkü mektuplardan daha etraflıydı. Merak edenler, kitapta 12 sayfa-lık yer kaplayan mektubun tamamını okuyabilir. Burada bir-iki para-graflık bölümünü aktaracağım. Okuyalım: “Böyle bir yazıyı kaleme al-madan önce, çok tereddüt ettim. Fakat TSK içindeki bu şebekenin de-şifresinin nasıl ülke ve TSK’ni korumak olduğuna inanıyorsam, gelece-ğimizi karanlık günlere sürükleyecek oyunlara mensubu bulunduğumkurumun alet olmaması için, her ne kadar içime sinmese de bu husus-ta bir şeyler yapmak iktidarına sahip olduğunuz için sizleri bilgilendir-memin en uygun çözüm olacağına karar verdim. Eğer gerçekten gör-evinizin bilincinde ve ülkesini seven biriyseniz, sizden daha dikkatli veuyanık olmanızı, TSK içindeki bu ayrık otlarının temizlenerek kurumunizzet ve onurunun korunması için, gelişebilecek olumsuzlukları zama-nında fark ederek gerektiğinde ön almanızı temenni ediyorum.”

Şamil T., bu mektubun 2006 yılında başbakanlığa ulaştığını, gön-derenin üst rütbeli subay olduğunu, imza bulunmadığı için ciddiyealınmak istenmediğini (!) söyleyerek, mektubun ilk satırlarını şöyle nak-lediyordu:

“Çekirdek kadrosunu bir kısım Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu-nun oluşturduğu, emekli askeri personel ile bazı sivil şahısları da kap-sayan ve etki alanları oldukça geniş organizasyon tarafından özellik-le son dönemde 59. hükümet üyeleri ve icraatları aleyhinde yürütü-len psikolojik harekât kapsamında, sistematik biçimde yıpratıcı ve yı-kıcı çalışmalar başlatılmaktadır. (…) Bu sayede ülkede kriz ortamıoluşturularak, mevcut rejim için öncelikli tehdit kabul ettikleri ve irti-canın temsilcisi olarak gördükleri AKP hükümetini etkisiz hale getir-meyi amaçlamaktadırlar.”

“MEDYUM MEMİŞ!” DİYENLER YANILDI

Dikkatli okuyucular fark etmiştir: Bu mektup, 2008 yılı başındaŞamil Tayyar tarafından açıklandı ama yazılışı, daha doğrusu BOP Eş-başkanına gönderilişi 2006 yılı… Günümüzden yaklaşık dört yıl önce-ye rastlıyor. Üstelik mektubu yazan da epeyce tereddüt ettiğini söylü-yor. Üç gün mü? Üç ay mı? Yoksa “tereddüt” üç yıl mı sürdü? Burasıbelirsiz. Mesela Şemdinli olayı ve Ferhat Sarıkaya’nın savcılıktan defe-dilmesinden söz edilmediğine göre, mektup 2005 Kasımı’ndan bileönce yazılmış olmalı. Peki, Şemdinli’den önce ne vardı? Ha! FethullahGülen’in “ulusalcı dalgayı aşacağız” fetvası vardı. Başka ne vardı? Artıko kadarını hatırlamıyorum.

Bu durumda ne oluyor?Demek ki, ilk mektubu yazan kişi 4-5 yıl öncesinden bu günleri gö-

rebiliyormuş. Sanki mektubu yazan, Medyum Memiş! Bir de Memiş’incanlı yayında dövdüğü Keto vardı. Ne var ki, bu tahmin doğru değil.Çünkü böyle “şerefli” bir işe kimse sahip çıkmıyor. Oysa acayip reklam

olacak. Haksız mıyım?

BÖYLE “İLERİ GÖRÜŞLÜ” SEÇKİN ŞAHSİYET KİM…

Bu kişi çok mütevazı ve “alçak” gönüllü biri olmalı. Böbürlenmek-ten hoşlanmıyor. Reklam yapmaktan da hoşlanmıyor. Demek ki kişiselihtiraslardan arınmış. Mevki, makam, ikbal peşinde koşmayan biri. Buarada, “vaktiyle” TSK mensubu olduğunu da her “mektupta” tekrarediyor. Hay Allah! Elimizde bu kadar veri varken, bu kişiyi niçin bula-mıyoruz?

BOP Eşbaşkanının devrinde, ortalık hortumcudan, vurguncudan,hırsızdan geçilmezken böyle ileri görüşlü, erdemli kaç kişi var ki? Gelinbiraz saksıyı çalıştıralım. Mutlaka bu seçkin vatanseveri buluruz. Önce“tersinden” düşünelim: Bu kişi kim olamaz? Mesela, “Deniz Feneri”çevresinden olamaz. Yalaka ve yandaş medyada erdemli kişi zatenyok! Fethullahçılar desem, orada da erdemli kişi barınamıyor. Liboş,dönek tayfası desem, onlar burunlarının ucunu bile göremiyor. Erge-nekon savcıları olabilir mi? Hani, “her şeyi biliyorlar” ya! Hayır! Ola-maz! Çünkü Türkçeleri bozuk! İmlâ filan nanay! Aylarca uğraşıp yaz-dıkları iddianamelere bakınca, on iki sayfalık mektup yazıp, Türkçe ha-tası yapmamaları imkânsız! Daha de/da takısını bile nasıl yazacaklarınıöğrenmiş değiller.

VALLAHA “EVRAKA”

Şu anda “Silivri”de olmasam, Arşimet gibi sokağa fırlayıp “evraka-evraka” diye bağırabilirdim. Çünkü “olmayana ergi” yöntemiyle mek-tupların yazarlarını buldum. Bakalım siz ne diyeceksiniz?

YA HİLMİ ÖZKÖK YA DA YAŞAR BÜYÜKANIT

Önce Hilmi Özkök’ü değerlendirelim: Hilmi Özkök’ün geçmişi veerdemleri malum! Üst rütbeli subay mı? Evet! İleri görüşlü mü? Tabii!(Yemekleri evden sefertası ile getirdiğini unuttunuz mu?) Mevlâna gibierdemli mi? Evet! (“Bir adama bakarım, adam mı diye? Bir de söyledi-ğine bakarım, laf mı diye?” söylemini hatırlayın.) Demokrat mı? Nedemek? Hem de gelmiş geçmiş en demokrat Genelkurmay Başkanıdeğil mi? (“Hükümetle şiir gibiyiz” cümlesi biraz bozuk Türkçe, amademokratlığın kanıtı sayılmıştı ya!) Hoşgörülü mü? Evet! (Çuval hadi-sesinde, ABD elçisine hiçbir şey hissettirmemişti.) Yazmaya meraklı mı?Evet! (1 Mart tezkeresi sırasında, cebinden yazılı kâğıtlar çıkarıp oku-duğunu ben bile hatırlıyorum.) Bütün bu kanıtlardan sonra, Genelkur-may’daki bütün belgelere ulaşabilecek “tek” kişi olduğunu ayrıca söy-lememe gerek yok herhalde.

Bir de Büyükanıt’a bakalım: 29 Ekim’de Dolmabahçe Sarayı’ndakidavette, Zekeriya Öz’ü görünce ağzından bir laf kaçırdı. (Bazı müna-fıklar, “Beni almaya mı geldiniz” demesine kızdı ama) işin aslı şöyleolsa gerek: Büyükanıt mektubu yazıp postaya verdi. Eh! 29 Ekim’ekadar Zekeriya Öz’ün eline geçtiğini hesaplayabilir elbette! İşte bu yüz-den savcı ile göz göze gelince, mektupla ilgili ifadesinin alınacağını dü-şünerek, “ben hazırım” mesajı verdi. Yoksa Genelkurmay Başkanlı-ğı’na yükselmiş birisi “saraydan emekli subay kaçırma” mevzuunun,ancak müzik bahsinde söz konusu olabileceğini takdir eder. Kaldı kiDolmabahçe, Beşiktaş’ın yanı başında sayılır. Hazır oraya kadar gel-mişken, “işi bitirelim” demek istedi. Savcı (alkol almadığı halde) bunuanlayamadı. Zaten, mektupta gönderenin ismi olduğu halde, onu dagöremediler. Mektup ortada… Mektup nasıl başlıyor? “Sayın sav-cım”… İşte, Y harfi “sayın” kelimesinin üçüncü harfi… A harfi ondanönce… Ş harfi, dördüncü satırda… “Şerefli TSK” diyor ya! Bu şekildesavcılar bütün harfleri bulabilirdi. Nitekim, Ergenekon sanıklarını daböyle belirlediler. İşte bu şekilde ad, soyad… her şey ortada. Yeter kineyi, nerede arayacağınızı bilin.

İkisinden biri… Özkök mü? Büyükanıt mı? Siz karar verin. Bendenbu kadar.�

Savcılığa mektup yazanı buldum

KRAL GÖZÜ

EMCET OLCAYTU

Page 26: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 25

UFUK [email protected]

Özel Harekât Dairesi Ba�-kanı Behçet Oktay öldü-rüldü mü? Oktay ailesi ilk

günden beri ısrarla Behçet Ok-tay’ın intihar etmedi�ini vurgula-dı. Ekim ayında ortaya çıkanAdli Tıp ve Emniyet raporlarıÖzel Harekât Dairesi Ba�kanıBehçet Oktay’ın ölüm sebebininintihar olmadı�ı görü�lerini degüçlendirdi. �üpheli noktalarınizini süren Oktay Ailesi, BehçetOktay’ın 25 �ubat’ta yapılanOtopsi Raporu’nu Adli Tıp Ku-rumu’nun eski Ba�kanı Prof. Dr.Özdemir Kolusayı’a inceletti.

ESKİ ADLİ TIP KURUMU BAŞKANI

BİLİMSEL MÜTALAA VERDİ

Eski Adli Tıp Kurumu Ba�ka-nı Prof. Dr. Özdemir Kolusayın,Ankara Cumhuriyet Ba�savcılı-�ı’nın takipsizlik kararı verdi�idosyadaki raporları adli tıp yö-nünden tek tek inceledi. Halen�stanbul Üniversitesi Cerrahpa�aTıp Fakültesi Adli Tıp Ana BilimDalı Ö�retim Üyeli�i yapan Prof.Dr. Özdemir Kolusayın, BehçetOktay’ın ölümü ile ilgili bir “bi-limsel mütalaa” verdi.

ÖLÜMÜN İNTİHAR OLDUĞUNU

KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL

Eski Adli Tıp Kurumu Ba�ka-nı Prof. Dr. Kolusayın, Özel Ha-rekât Dairesi Ba�kanı Behçet Ok-tay’ın ölümünün intihar olarakkabul edilmesinin mümkün ol-mayaca�ını mütalaasında belirt-ti. Behçet Oktay’ın vücudundamorluklar bulunuyor. “BilimselMütalaa”da öncelikle “olayın in-tihar olması halinde vücudundatravma belirtilerinin olmamasıgerekir” saptaması yapılıyor.

Eski Adli Tıp Kurumu Ba�ka-nı Prof. Dr. Özdemir Kolusa-yın’ın verdi�i 5 maddelik “bilim-sel mütalaa”sındaki sonuç bölü-mü �öyle: “Behçet Oktay’ın ba�,gö�üs, el ve ayaklarında travma-tik belirtilerin bulunması, olayanında ölenin yanında bulunan�ahsın elinde barut izi kalması,ölüm anında kandaki alkol mik-tarının ki�inin direncini yok ede-cek derecede çok yüksek olmasınedeniyle Behçet Oktay’ın ölü-münün intihar olarak kabul edil-mesinin pek mümkün olmadı�ıkanaatini bildirir...”

ADLİ TIP BAŞKANI AYDINLIK’A

KONUŞTU

Aydınlık, “bilimsel müta-laa”nın sahibi Eski Adli Tıp Ku-rumu Ba�kanı Prof. Dr. ÖzdemirKolusayın ile görü�tü. Prof. Dr.Kolusayın, kaburga kemiklerin-deki kırıkların Behçet Oktay ya-�arken meydana geldi�inin altınıçizdi. Behçet Oktay’ın kaburga-

sındaki kırıkların dü�me sonucuolmasının dü�ük oldu�unu belir-ten Eski Adli Tıp Kurumu Ba�ka-nı Prof. Dr. Özdemir Kolusayın,“kırıklarda travmatik belirtilerbulunuyor, hedefli darbeyle ka-burgadaki kırıkların olma olasılı-�ı çok güçlüdür” dedi.

Eski Adli Tıp Kurumu Ba�ka-nı Prof. Dr. Kolusayın bilimselmütalaasında, Özel HarekâtçıBehçet Oktay’ın ölümü sırasındayanında bulunan Halil Kesiciadlı ki�inin elinde barut izi oldu-�una da dikkat çekti. “BilimselMütalaa”da görgü tanı�ının elin-de barut izine rastlanmasıyla ilgi-li “Halil Kesici’nin ölüme yolaçan ate�li silahı tuttu�unun yada dokundu�unun kesin delili-dir” ifadesi kullanıldı.

Bilimsel mütalaa”da Prof.Dr. Özdemir Kolusayın bir di�ertespiti �u: “Vücutta sa� göz dı�kö�esinde 1,5X2 cm’lik morrenkli ekimoz, sa� el sırtında 1cm çapında mor renkli iki adetekimoz, sa� bacak üst dı� yandabir cm’lik sıyrık, sol bacak 1/3orta ön kısmında 0,3 cm çapın-da sıyrık tespit edildi�i, ekimoz-ların rengi belirtilerek eski veyayeni, yani ya�ı belirtilmemi�-tir.”�

� Belçet Oktay’�nölümüne ili�kinsoru�turman�nyeniden aç�lmas�için aile avukat�Ankara CumhuriyetBa�savcl���’naba�vurdu.Dilekçede Oktay’�nölümünün intiharolmad���na ili�kin12 bulgu sunuldu.

E. ADL� TIP KURUMU BA�KANI PROF. KOLUSAYIN’IN ‘B�L�MSEL MÜTALAA’SI:

Behçet Oktay’ın ölümü intihar değil!Adli T�p Kurumu Eski Ba�kanlar�ndan Prof. Dr. Özdemir Kolusay�n,Behçet Oktay’�n ölümü üzerine “bilimsel mütalaa” verdi. Mütalaa’da“Behçet Oktay’�n ölümünün intihar olarak kabul edilmesinin mümkünolmad���” belirtildi. Ayd�nl�k’a konu�an Kolusay�n, “kaburgadakik�r�klar ancak hedefli bir darbeyle olabilir” dedi.

Page 27: 2009 08 Kasim

26� Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

Amerikan Savunma Ba-kanlı�ı Pentagon’unTürkiye ve özellikle

Türk Silahlı Kuvvetleri’yleili�kilerinde önemli bir kanalolan Amerikan-Türk Konseyi(American-Turkish Council-ATC)’nin ba�kanı de�i�ti.Amerikan-Türk Konseyi Ba�-kanlı�ı’na Richard Lee Armi-tage getirildi. Armitage, Pen-tagon-CIA karması özel harp-çi Amerikan derin devlet eki-binin kıdemli görevlilerinden.Armitage, Vietnam’da direni-�i destekleyen sivilleri yok

etmek üzere kurgulanan özelharp tekni�i Phoenix Prog-ram’ın yürütücülerindendi.1980’de Reagan yönetimindedı� politika danı�manı olarakçalı�an Armitage, daha sonraSavunma Bakanlı�ı’nda Do�uAsya ve Pasifik’ten sorumluMüste�ar Yardımcılı�ı görevi-ne getirildi. Amerikan-Çingüvenlik ili�kileri konusundaçalı�an Armitage, Körfez Sa-va�ı döneminde daha sonraOrtado�u ile ilgili görevlendi-rildi. 1998’de Clinton’a yolla-nan Yeni Amerikan Yüzyılı

Projesi metninin imzalayanekip içinde yer alan Armitage,2001 yılında Dı�i�leri BakanYardımcılı�ı görevine getiril-di. Irak i�gali planlarının ha-zırlayan ekip içinde yer aldı.

PENTAGON’UN TSK POLİTİKALARI

AÇISINDAN IŞIK TUTUCU

ATC’nin Ba�kanlı�ı’nı 2000yılından bu yana General BrentScowcroft yürütüyordu.Bush’un dı�politika danı�maikebui içinde yer alan Scowc-roft, Obama yönetiminde dedanı�manlık görevini sürdürü-yor.

Armitage, geçmi� görevleridolayısıyla TSK’yı yakından ta-nıyor. Öte yandan Armitage’inneo-con özel harpçi çizgisi TSKile ili�kileri açısından da belirle-yici önem ta�ıyor. Arimtage’inIrak’ın kuzeyindeki Kukla Dev-let ve “Türkiye himayesindeKürdistan” planın savunan çiz-gisi, TSK ile ili�kilerde “eli so-palı” bir çizginin hakim olmasıanlamına da geliyor.

BUSH DÖNEMİNİN DEVAMI

Amerikan-Türk Konseyi 2yılda bir yapılan toplantılardaTürk ve Amerikalı üst düzeyyöneticiler ile eski yöneticileribiraraya getiriyor. Toplantılar,Amerikan devletinin Türkiye’yedayattı�ı çe�itli taleplerin gayrıresmi müzakere alanı olma i�l-evi ta�ıyor. Bu toplantılardagündeme getirilen konular,daha sonra Türkiye’de gündemibelirleyen politikalar haline ge-liyor. Her toplantıda temel birkonu belirleniyor ve o konuhakkında Türk yöneticiler“ikna” ediliyor. Son yıllardakitoplantılar, Afganistan sava�ı,Irak i�galine Türkiye’nin katkı-sı, Irak’ın kuzeyindeki durum,Türkiye’nin savunma sanayisiekseninde yo�unla�ıyor.�

� Pentagon-TSKili�kilerinde gayr�resmi kanal�nba��na “özelharpçi” ba�kan.

PENTAGON’UN TSK POL�T�KALARI AÇISINDAN D�KKAT ÇEK�C� ATAMA

Amerikan-Türk Konseyi’ne eli sopalı başkanPentagon’un TSK ile ili�kilerinde önemli bir kanal rolü oynayanAmerikan-Türk Konseyi’nin Ba�kanl���’na eski Savunma ve D��i�leriBakan Yard�mc�lar�ndan Richard Armitage getirildi. Armitage, Irak’�nkuzeyindeki Kukla Devlet’in önemli destekçisi ve “Türkiye himayesindeKürdistan” projesinin �srarl� savunucusu.

Amerikan Savunma

Bakanl��� Pentagon’un

Türkiye ve özellikle Türk

Silahl� Kuvvetleri’yle

ili�kilerinde önemli bir

kanal olan Amerikan-Türk

Konseyi Ba�kanl���’na

Richard Lee Armitage

getirildi. Armitage,

Pentagon-CIA karmas� özel

harpçi Amerikan derin

devlet ekibinin k�demli

görevlilerinden. Armitage,

Vietnam’da direni�i

destekleyen sivilleri yok

etmek üzere kurgulanan

özel harp tekni�i Phoenix

Program’�n

yürütücülerindendi.

Page 28: 2009 08 Kasim

PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA CUMARTESİ PAZAR

07:00 Yurttan Haberler 07:00 Yurttan Haberler 07:00 Yurttan Haberler 07:00 Yurttan Haberler 07:00 Yurttan Haberler 07:00 Yurttan Haberler 07:30 Müzik

08:00 Televizyon Gazetesi 08:00 Televizyon Gazetesi 08:00 Televizyon Gazetesi 08:00 Televizyon Gazetesi 08:00 Televizyon Gazetesi 08:00 Belgesel 08:30 Çizgi Film

09:45 Kurtuluş Savaşı Ö. 10:00 Haberler 10:00 Haberler 10:00 Haberler 10:00 Haberler 09:00 Çizgi Film 09:30 Charles Chaplin

10:00 Haberler 10:10 Satırbaşı 10:10 Satırbaşı 10:10 Satırbaşı 10:10 Emek Dünyası 10:00 Gazeteci 10:00 Ulusal’da Gündem

10:10 Satırbaşı 11:00 Haberler 11:00 Haberler 11:00 Haberler 11:00 Haberler 11:00 Haberler 11:00 Haberler

11:00 Haberler 11:15 Nilgünce 11:15 Halkçı İktisat 11:10 Geçim ve Tutum 11:10 Emak Dünyası 11:20 Bilim ve Toplum 11:10 Söyleşi

11:15 Merhaba Sağlık 12:00 Haberler 12:00 Haberler 12:00 Haberler 12:00 Haberler 13:00 Haberler 12:00 Çok Sesli

12:00 Haberler 12:15 Nilgünce 12:10 Beni de Alın 12:10 Sınıf Gözüyle 12:10 Beni de Alın 13:15 Atletizm Dünyası 13:00 Haberler

12:10 Merhaba Sağlık 13:00 13. Saat 13:00 13. Saat 13:00 13. Saat 13:00 13. Saat 15:00 Sanat Hayatı 13:15 Büyüteç

13:00 13. Saat 14:00 Neler Oluyor? 14:00 Neler Oluyor? 14:00 Neler Oluyor? 14:00 Neler Oluyor 16:00 Haberler 14:00 Eğitimcinin Gözüyle

14:00 Neler Oluyor? 15:00 Haberler 15:00 Haberler 15:00 Haberler 15:00 Haberler 16:30 İki Saz İki Söz 15:00 Merhaba Sağlık

15:00 Haberler 15:15 Derin Deprem 15:15 Tarihten Güncele 15:15 Belgesel 18:10 Ata’yı bugün okumak 18:00 Dik Duruş 17:00 Sanat Hayatı

15:10 Atletizm Dünyası 16:00 Haberler 16:00 Haberler 16:00 Haberler 16:00 Haberler 19:00 Ana Haber 18:00 Sınıf Gözüyle

16:00 Haberler 16:10 Derin Deprem 16:10 Tarihten Güncele 17:00 Yurttan Haberler 16:10 Sahne Sanatları 19:45 Sendikacılık Okulu 19:00 Ana Haber

16:10 Sahne Sanatları 17:00 Yurttan Haberler 17:00 Yurttan Haberler 18:00 Haber Başlıkları 17:00 Yurttan Haberler 20:00 Ulusal Gönüllüleri 20:00 Edebiyat Cephesi

17:00 Yurttan Haberler 18:00 Haber Başlıkları 18:00 Haber Başlıkları 19:00 Ana Haber 18:00 Haber Başlıkları 21:00 Avrasya Seçeneği 21:00 Köyden Köye

18:00 Haber Başlıkları 18:10 Avrupa’daki Türkiye 18:10 Ata’yı bugün okumak 20:00 Haber Artı 19:00 Ana Haber 22:00 Ozan Telinden 22:00 Yöre Yöre Türküler

18:05 Hatırla 19:00 Ana Haber 19:00 Ana Haber 20:30 Dik Duruş 20:00 Haber Artı 23:00 Haberler 23:00 Haberler

19:00 Ana Haber 20:00 Haber Artı 20:00 Haber Artı 21:30 Emek Dünyası 20:30 Edebiyat Sohbetleri 23:45 Çıkış Yolu 24:00 Büyüteç

20:00 Haber Artı 20:30 Halkçı İktisat 21:05 Geçim ve Tutum 23:00 Haber Masası 21:00 Ufuk Ötesi

21:30 Sesli Gazete 21:30 Tarihten Güncele 22:00 Haftaya Bakış 23:00 Haber Masası

23:00 Haber Masası 23:00 Haber Masası 23:00 Haber Masası 24:00 Neler Oluyor

08:00 TV GAZETESİ

13:0013. SAAT

19:00ANA HABER

14:00NELER OLUYOR

17:00YURT HABERLER

23:00HABER MASASI

Pazartesi 21:30 Cuma 20:30 Pazar 20:00Pazar 11:15

Halil Nebiler’in konu�u Prof. Dr. Yalç�n Küçükgündemi de�erlendiriyor

Osman �ahin’le Edebiyat SohbetleriÜmit Zileli’yle Sesli Gazete

Hüseyin Haydar’laEdebiyat Cephesi

ULUSALK A N A L

HAFTALIK YAYIN AKIŞIWWW.ulusalkanal.com.tr

(internetten 24 saat canlı yayın)

Türksat 2A ve D-Smart 131. Kanaldayız Tel: 0212 251 50 90

Page 29: 2009 08 Kasim

Şu isimlere bakar mısınız: FehmiKoru, Ertuğrul Kürkçü, Mümtaz’er Tür-köne, Murat Belge, Yasin Aktay, TuğrulEryılmaz.

Bu liberali, dincisi, eski solcusu biraraya gelmişler, “danışmanlık” yapıyor-lar. Show TV’nin yeni dizisi “Bu kalp seniunutur mu”nun siyasi ve ideolojik çizgisi-ni yukarıdaki danışmanlar belirliyor. “Ha-tırla Sevgili”de Amerikancı 12 Mart dar-besini “Ergenekon”a yaptıran Tomris Gi-

ritlioğlu da dizinin yapımcısı. Bu kez 12 Eylül ve sonrası işleniyor.1980’den 2002’ye kadar (neden 2002!) Türkiye’nin çok yakın tari-hini bu adamların gözünden izleyeceğiz.

ONLARI KÜRESELLEŞME BİRLEŞTİRDİ

Bu tayfayı buluşturan sadece para olamaz. Sistem onları yeterin-ce besledi zaten. Bir kesimi Helsinki Yurttaşlar Derneği’nden BİA’yakadar “sivil” örgütler kurarak doğrudan Batı’dan, bir kesimi de AKPiktidarı tarafından veya Fethullahçı medyadan nasiplendiler.

Koru’yu, Kürkçü’yü, Belge’yi birleştiren “küreselleşme”dir. Em-peryalizmin ideolojik hakimiyetine girdin mi ne din, iman kalıyor, nede solculuk!

Dizinin 4. bölümünde (3 Kasım 2009) 12 Eylül döneminde Di-yarbakır Cezaevi’nde yaşananlar anlatılıyor. (Siz hiç 20’li yaşlarda,solcu, hiç Türkçe bilmeyen bir Kürt genciyle karşılaştınız mı? Geçe-lim bunu.) Cezaevinde işkence ve vahşet çarpıcı görüntülerle anlatı-lıyor. (Taraf’ın da en çok işkence sahneleri hoşuna gitmiş. “işkenceve hücre sahneleri ise TV dizi tarihine geçecek kadar başarılı” diyeyazmışlardı, 17 Ekim 2009’da)

Doğrudur. 12 Eylül’de yalnızca Diyarbakır değil bütün Türkiyehalkı o baskı ve terörü yaşamıştır.

ONLARI 12 EYLÜL YARATTI!

Fakat bir başka gerçek dahavar!

Bu “danışman” tayfasını yara-tan da işte o vahşettir. Bu danış-manlar 12 Eylül’ün çocuklarıdır!

12 Eylül darbesiyle ABD reçe-teleri ile belirlenen bir kültür, birideoloji Türkiye halkına dayatılmış-tır. Tarikatları canlandıran, Fethul-lahçılara yol veren, bugünkü ikti-darın önün açan da o kültür ol-muştur.

Aynı reçetelere bağlı olarak“dünya ekonomisiyle bütünleş-me” adı altında uygulanan prog-ram, toplumu hücrelerine kadar zehirleyen küresel ideoloji de 12 Ey-lül’ün eseridir. Türkiye tarihinin en kanlı tertipler ve cinayetler döne-mi, şimdi bu danışmanların savunduğu iktidarın yolunu açmıştır.Tayyip Erdoğan’ın kendisini Turgut Özal’ın devamı olarak görmeside bundandır.

BUNLAR “HİZADAN ÇIKAN” ORDUYA KARŞILAR!

Dizide her şey var ama o baskı ve işkencelerin arkasındaki“büyük müttefik” yok! Mesele de burada. Bu ve benzeri diziler,Pentagon ile TSK cephe cepheye gelmeden önce yapılmıyordu. Tamtersine “hizadan çıkan” ordu hedef alınıyor. Mümtaz’er Türköne vebenzerleri boşuna “yeni ordu” istemiyor.

“Bu kalp seni unutur mu” Türk ordusunun başına geçirilen çu-valın sonucudur. O çuval hiç çıkmasın diye yapılmaktadır. Bu yüzden“Ergenekon demek TSK demektir.”

28 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

HAFTANIN NOTLARI

HİKMET ÇİÇEK

Bu millet de sizi unutmaz!

“Nefes”le ilgili bu sütunlarda iki kez yazdım. Gösterimdeolduğu üçüncü haftada 1,5 milyon kişinin izlediği filme yöne-lik eleştiri ve övgülerin tümünü okumaya çalıştım. Filmi izle-

yenlerin fikirlerini aldım. Filmdekikarakolu, komutanı yüzbaşıyı “psi-kopat” olarak değerlendiren DenizSom’u (Cumhuriyet, 28 Ekim 2009),filmde “sıkıntıdan patlayan” HıncalUluç’u da (Sabah, 4 Kasım 2009)okudum. Nefes’e yönelik eleştirilerindaha çok neoliberal çevrelerden

(Nadire Mater, Sabah, 29Ekim 2009, Nermin Yıldı-rım, Radikal İki, 1 Kasım2009) gelmesi de dikkati-mi çekti.

Filme gösterilen buyoğun ilginin arkasında(Nefes’in en yakın takipçisiÇağan Irmak’ın “Karanlık-

takiler” dördüncü hafta sonunda 115 bin seyirci toplamış.)Habur’da yapılan PKK gösterisine halkın gösterdiği öfke vetepkinin olduğunu düşünüyorum.

Ama elbette herkesin benim gibi düşünmesini bekleye-mem. Nefes’i tartışalım diyorum.

Nitekim bir Aydınlık okurumuz filme yönelik eleştirileriniiletti. Aydınlık’ın Nefes’le ilgili bir tartışma başlatmasını öneri-yor. Okurumuz Erkan Ildız’ın mektubu şöyle:

“Bu filmin AKP’nin ‘Kürt Açılımı’ projesinin bir parçası ol-duğu o kadar açık ki, filmden çıkan hiçbir Cumhuriyetçinin,Kemalistin güzel duygularla dolu olması mümkün değil. FilmTSK’nın aczi/PKK’nın gücü üzerine kurgulanmış, seyircilerdekesin bir moral bozukluğu ve kafa karışıklığı yaratıyor. Zatenfilmin hedef kitlesi de solcu ve Kemalist güçler; film vizyonagirmeden önce yapılan yoğun propagandayla bu kesimin si-nema salonuna çekilmek istenmesindeki örtülü amaç, ancakfilmi seyredince anlaşılıyor. Silivri zindanları ve diğer araçlarlayaratılan korku imparatorluğuna direnen inatçı, zinde güçlerbu film ile ‘sol gösterip sağ vurarak’ nakavt edilmek isteniyor.Amaç ‘Kürt açılımı’na direnen hiçbir gücün kalmaması.”

‘Nefes’i tartı�alım

Page 30: 2009 08 Kasim

8 KASIM � Ayd›nl›k � 29

HAFTANIN NOTLARI

Eğer olağan dışı bir gelişme olmazsa birinciErgenekon davasında bu hafta Danıştay saldır-ganı ve Ergenekon sanığı Osman Yıldırım’ınsorgusu yapılacak.

Danıştay saldırısının bir nolu sanığı AlparslanArslan’ın çarpıcı açıklamalarından sonra tertip-çilerin en güvendikleri tanık/sanık Yıldırım ya-lanlarıyla baş başa kaldı.

Osman Yıldırım, saldırıdan bir gün sonra (18 Mayıs 2006) yakala-nıyor. İlk sorgusu 20 Mayıs 2006 günü Ankara TEM şubede yapılıyor.

Yıldırım’ın 20 Mayıs 2006 günü saat 22.25’te başlayan ve 21Mayıs 2006 günü saat 06.00’da sona eren 17 sayfalık ifadesinde neVeli Küçük, ne Muzaffer Tekin ve ne de diğer “Ergenekoncular”vardır! Çünkü tertip henüz sahneye konmamıştır. İfade bütünüylekendini kurtarmaya, suçu Alparslan Arslan’ın üzerine yıkmaya yö-neliktir. Yıldırım sadece Cumhuriyet’e atılan fakat patlamayan ey-lemlerde vardır! Yıldırım’ın 21 Mayıs 2006 günü yapılan savcılık sor-gusu da emniyet ifadesinin benzeridir.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi 13 Şubat 2008 günü Danış-tay Saldırısı ve Cumhuriyet’in bombalanmasına ilişkin kararını vere-

ne kadar Yıldırım’ın tutumu böyle.

OSMAN “OSMANIM” OLUYOR

12-13 Mart 2008 günlerinde Ankara Sincan 2 Nolu F tipi ceza-evine gelen Ergenekon savcılarından Zekeriya Öz ve Mehmet AliPekgüzel, Yıldırım’ın toplam yedi sayfa ifadesini aldılar.

Bu geçen süre içinde Ergenekon operasyonu başlamış, dalgalarpeşpeşe yapılmış, Oktay Yıldırım (12 Haziran 2007), Muzaffer Tekin(15 Haziran 2007) ve Veli Küçük (22 Ocak 2008) ve diğer kişiler göz-altına alınıp tutuklanmıştır. Osman Yıldırım’ın ifadesi bu sürece bağlıolarak tamamen değişmiştir.

Artık Veli Küçük’ü 1993 yılından beri “tanıyor”, Cumhuriyet’eatılan bombaları 500 bin dolar vaadiyle Muzaffer Tekin’den “alan”,Necip Hablemitoğlu suikastında kendisine 1 milyon dolar teklif edi-len ama kabul etmeyen, Danıştay saldırısını “Ergenekon yapılanma-sı”nın yaptığını öne süren, 5 milyon dolar nakit ödeyerek “atv’yegayri resmi olarak ortak” olan, Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Zekeri-ya Öztürk, Fikri Karadağ, Kuddusi Okkır ve Oktay Yıldırım’la “İstan-bul Ataşehir’de bir evde” karşılaşan, Ergenekon savcılarının “Osma-nım” diye seslendikleri bir kişi vardır. Osman Yıldırım işte bu!

Sıra ‘Osmanım’a geldi!

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra eski TKP’nin öndegelen liderlerinin yeni Amerika nizamının en sefil savunucuları hali-ne nasıl geldiklerini şu yakın tarihte biliyoruz. En hayasız ABD ve ABhayranlığında başı onlar çekti. Geçmişte doğrudan Sovyet devleti ta-rafından besleniyorlardı. Şimdi ise “istihkaklarını” Soros’dan alıyor-lar. Ergenekon tertibine en sıkı desteğin bu kesimden gelmesi de şa-şırtıcı değil.

Eski bir TKP militanı, Özdemir İnce’ye gönderdiği mektupta (Hür-riyet, 31 Ekim 2009) bakın neler diyor:

“İllegal denilen TKP’nin üyesiydim. Şimdi geriye dönüp bakıyo-rum ve şunu düşünüyorum: (…) Nabi Yağcı, Zülfü Dicleli türü opor-

tünistler bir kemirgen gibi partiyiyedi, bitirdi… Şimdi ‘Eski efendiöldü yaşasın yeni efendi’ diyorlar.Eski efendi Sovyetler’di, yeni efen-di ABD. Eskiden Marx vardı, şimdiFukuyama var. Eskiden raporverip istihkak sağladıkları Sovyet-ler Türkler masası vardı, şimdiSoros var… Onlar için önemli olanekmek kapılarının kapanmaması-dır.”

Eski TKP’lilerin mektubu

Abdülhamit’in hal fetvasını Mehmet Akif yazmı�

Akademisyen-yazar Dr. Nuri Sağlam, İstiklâl Marşı’nın şairi Mehmet Akif Er-soy’un hiç bilinmeyen ve tartışma yaratacak özelliklerini ortaya çıkarıyor.

Dr. Sağlam, Sultan Hamit’i tahttan indiren ünlü fetvayı kaleme alanın MehmetAkif olduğunu ancak fetvanın altına doğal olarak Şeyhülislam Ziyaeddin Efendi’ninimzasının atıldığını söylüyor.

Akif’i “özüyle, sözüyle, tuttuğu yoluyla dopdoğrubir adam” olarak niteleyen Dr. Sağlam’a göre Akif ile İt-tihatçıların ilişkisi 1908 Devrimi ile değil, çok daha ön-cesinden başlıyor.

“İttihatçılarla işbirliği yaptığı, hem de bu işbirliğininII. Meşrutiyet öncesine dayandığı ortaya çıkıyor. Niyeyapmış o halde? Tabii ki milleti, memleketi için… Os-manlı’nın fiilen bittiğini ilan eden belgeyi yazan Akif, yıl-lar sonra bu sefer Cumhuriyet’in istiklalini ilan eden birbaşka belge daha yazıyor.” Dr. Sağlam, Mehmet Akif’inbiyografisinin yeniden yazılması gerektiğini savunuyor.(Zaman, Pazar eki, 1 Kasım 2009) Ercan Akyol, Çiziyorum, Milliyet, 30 Ekim 2009

Page 31: 2009 08 Kasim

30 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

HAFTANIN NOTLARI

Arslan,Kaplan,Sırtlan,Yılan,Ceylan.Bu isimlerin hepsi “–lan” hecesiyle bitiyor.Niçin diye hiç merak ettiniz mi?Merak etmiş, ancak nedenini bulamamıştım. Rastlantı so-

nucu bir iz yakaladım gibi.Çincede loan, canavar anlamına geliyor.Ars-lan, arz canavarı, yani yer canavarı olmasın?Kap-lan, kapan, yani aniden ısırıp koparan canavar.Sırt-lan, gerçekten de avının sırtına yöneliyor.Yı-lan, neyin canavarı peki? Yı kökünün anlamını bilen

varsa, bizlere de öğretsin, mektuplarını bekleriz.Cey-lan’a gelince, bizim canavar teorisi, burada o güzel

gözlüye çarpıyor. Ama ceylan isminin oluşumunun da kuşku-suz bir macerası vardır. Türkçemizde ceren ve cegeren de de-niyor. Ceren, zamanla uyaklı (kafiyeli) olsun diye ceylana mıdönüştü?

Canavar anlamındaki loan, Türkçeden mi Çinceye gitti,yoksa Çinceden mi Türkçeye geldi, bu da bir soru?

Ama ikinci bir lan var, o da oğlan anlamındaki lan. İşte bu ikinci lan’ın Türkçeden Çinceye gittiği kesin.Lan, Çinceye ve Farsçaya Türkçeden gitmiş, güle güle git-

sin, o dillerde prens anlamına yerleşmiş. Yani imparatorun vebeylerin oğulları için kullanılıyor.

Oğlan sözcüğü ise, Türkçenin temel sözcüklerinden.Og veya ok kökü, Türkçede kan bağını ifade ediyor. Ok,

Orhun Yazıtları’nda boy anlamında. Üç Ok= Üç Boy, On Ok=On Boy demek. Oğuz, geçen hafta z çoğul eki bahsinde ko-nuştuk, oklar, yani boylar anlamında.

Oğul, oğlan, oğlak, oğuş, hatta uğur (eskiden ogur) hepbu ok kökünden türetilmiş sözcüklerimiz.

Sözün kısası, oğlan ve lan sözcüklerinin kökü Türkçede.Yalnız Çince ve Farsçaya değil, Rusça ve Bulgarcadan Yunan-caya kadar o kadar çok dile gitmiş ki. Merak edenler Prof. Dr.Günay Karaağaç’ın Türkçe Verintiler Sözlüğüne bakabilirler.

TAYYİP ERDOĞAN HUKUK VE YARGI KAVRAMLARINI

KARIŞTIRMAYA DEVAM EDİYOR

Bu sayfada, Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün hukuk veyargı sözcüklerini birbirine karıştırdıklarını yazmıştık. Kendile-riyle iftihar ediyoruz; karıştırmaya devam ediyorlar. 3 Kasım2009 günü Tayyip Erdoğan, “Hukuk işliyor”, “Suçlular huku-ka teslim edilmeli” dedi. Hukuk ne demek, yargı ne demek,Aydınlık’ın 6 Eylül 2009 tarihli sayısında yazmıştık (s.42).

Hukuk işlemez, yargı işler. Suçlular hukuka teslim edilmez,yargıya teslim edilir. Nitekim konuşmasının sonunda düzeltti,“yargıya teslim edilmeli” dedi. Danışmanları, Tayyip Erdo-ğan’a sıkı tembih etmeliler, önündeki beyazcamın dışına çık-maması için. Kafadan konuşunca, bilgisizlik ve Türkçe katlia-mı başlıyor.

GÜZEL TÜRKÇEMİZ

Arslan, Kaplan, Sırtlan, Yılan ve Ceylan’daki ‘-lan’

Chappatte, Herald Tribune, aktaran Radikal, 4 Kas�m 2009

‘Hâ�a Huzurdan Demokrasi Geldi’

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş’ınyeni kitabı çıktı.

Vural Savaş’ın son bir yıl içinde çeşitli gazete ve dergi-lere yazdığı yazılardan oluşan “Hâşa huzurdan demokrasigeldi”de özellikle Ergenekon üzerine yazılanlar dikkat çe-kiyor.

Savaş, Ergenekon davasının hâkim ve savcılarına adetabir hukuk dersi veriyor. Ergenekon soruşturması ve ko-vuşturmasındaki hukuksuzlukları bir bir ele alıyor, inceliyor.“Evrensel hukuk” yaygarası koparanları açığa çıkarıyor.

“Bir ‘kovuşturma’ ya da ‘soruşturma’da hukuka uygunbir şekilde elde edilmemiş, başka deyişle ‘yasak deliller’kullanılıyorsa; o devletin savcı ve hâkimleri, bir hukuk dev-letinin hâkim ve savcıları olarak kabul edilemez” diyor,Vural Savaş.

Ankaragücü’nü ne hale getirdiler

Yalnızca Ankara’nın değil Türkiye’nin en eski takımların-dan. Daha geçenlerde 100 yaşını kutladı.

Ne olduysa Melih Gökçek’in bu seçkin kulübe göz dikme-siyle başladı. Belediye’nin taraftarsız takımı Ankaraspor’la kıyı-lan zoraki nikah fiyaskoyla sonuçlandı. Ankaraspor kümedüştü. Ankaragücü ise geleceği belirsiz bir rotaya sokuldu.

Gökçek ailesinin elinde Ankaragücü’nün yaşadıklarını,Akşam’dan Volkan Yanardağ şöyle yazdı: (31 Ekim 2009)

“Takım yıllardır idman yaptığı Beştepe’den ayrıldı. Beledi-ye Başkanı Gökçek’in Saray tesislerine transfer oldu. Futbol-cuların bir kısmı Beştepe’de bırakıldı. Beştepe şimdiden öden-meyen elektrik ve telefon faturaları nedeniyle icra tehdidiylekarşı karşıya kaldı.

“Takım Saray’a yerleşirken sağlıkçıdan, malzemecisinekadar herkes değişti… Taraftarın sezon başında en az 100TL’ye aldığı kombine bilet elinde patladı…

“Ankaragücüme gidiyor böyle yaşamak.”

Page 32: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 31

EĞRİYE EĞRİ / DOĞRUYA DOĞRU

Mehmet Barlas

“Sol” deyince!Ben “Gerçek sol güncel konularda ne dü�ünüyor” diye

ara�tırdı�ımda önce Nabi Ya�cı’ya bakarım.

Sabah, 29 Ekim 2009Hüseyin Gülerce

Cuntacılar…Cuntacılar, elli senedir hesap vermiyor ve yaptıkları

yanlarına kâr kalıyor. Artık onlar için yolun sonuna ge-lindi.

Zaman, 30 Ekim 2009Yiğit Bulut

Büyük şans!Yeni Dünya Düzeni, “Türkiye’ye büyük bir �ans” ve

“Türk halkına yerle�iklerden kurtulma” �ansı veriyor.

Habertürk, 31 Ekim 2009Halil Berktay

En büyük bayram!Nihayet, Cumhuriyet’in demilitarizasyonu ba�ladı.

Evet en büyük bayram. Kutluyorum.

Taraf, 31 Ekim 2009Cengiz Çandar

“Kuzay Irak” TSK ve yönlendirdi�i çevreler, artık Kuzey Irak bile

demiyor. ‘Irak’ın Kuzeyi’ sözcüklerini tercih ediyorlar.

Radikal, 1 Kasım 2009

Önder Aytaç

Akyürek’e ağıt!Cerrah’ın vali yapılıp ödüllendirildi�i bir yerde; Akyü-

rek’in görevden alınması ne yaman çeli�ki.

Taraf, 2 Kasım 2009

Aslı Aydıntaşbaş

Türkler ve Iraklı KürtlerOnlar Nabucco gazını ve PKK konusunda yardım et-

meyi, biz ise ileride Irak parçalanırsa Kürtlerin hamisi ol-mayı teklif ediyoruz.

Milliyet, 3 Kasım 2009

Yasemin Çongar

İkinci BaşkanÇevik Bir, I�ık Ko�aner, Ergin Saygun, Hasan I�sız…

siz de bütün bu belgelerin Genelkurmay ikinci Ba�kanla-rının talimatıyla hazırlandı�ı yönünde güçlü bir kanaatedineceksiniz.

Taraf, 3 Kasım 2009

Nagehan Alçı

Taraf’a övgüTaraf bu ülkede çok önemli i�lere imza attı. Hatta bir

dönemin kapanmasına bizzat öncülük etti.

Akşam, 4 Kasım 2009

Fatih Altaylı

ZevzeklikYa�ar Büyükanıt, Zekeriya Öz’e “kendince espri” yapı-

yor. Ben buna espri demem, zevzeklik derim.

Habertürk, 31 Ekim 2009

Onur Kumbaracıbaşı

Planın püf noktasıAKP iktidarı içeri�ini söyleyemedi�i bu “açılıma” ve TSK

odaklı plana yatmı�tır. Ancak TSK direniyor.

Vatan, 31 Temmuz 2009

Kadri Yamaç

Huntington’un izindeLiberal bir kanat ve solun bir kesimi dincilerle birlikte

Huntington’un projeleri do�rultusunda çaba içindeler.

Sözcü, 2 Kasım 2009

Can Ataklı

Yakıştı mı koca paşaya?Büyükanıt emekli oldu�u günden beri sürekli irtifa kay-

bediyor… �tibar gördü�ü tek yer galiba Fenerbahçe tribünü.

Vatan, 3 Kasım 2009

Fikret Bila

Musul harabeMusul’da sava� bitmemi�. Bu ABD askerlerinin halinden

belli oluyor… Burunlarını bile çıkaramıyorlar.

Milliyet, 3 Kasım 2009

Burhan Ayeri

Muzaffer TekinMuzaffer Tekin’le ilgili sorulara net cevap verece�iz;

“�nancımız, gerçek vatansever oldu�u yönünde.”

Akşam, 4 Kasım 2009

Özdemir İnce

Pasif laiklikLaikli�in önüne hiçbir sıfat konulamaz. O, siyasi, felsefi,

sosyolojik bir olu�umdur.

Hürriyet, 4 Kasım 2009

Nail Güreli

Yeni ÇernobilGDO �irketleri darphaneden daha çok para basıyor…

Amerikan �irketlerinin, milletvekillerini davet edip beyin yı-kadıklarını da göz ardı etmeyin.

Milliyet, 4 Kasım 2009

Mustafa Mutlu

Atlantik KonseyiBu kez sessiz sedasız �stanbul’da toplandı… David Phil-

lips’in organizatörlü�ünde.

Vatan, 4 Kasım 2009

Page 33: 2009 08 Kasim

32 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

2010 Avrupa Kültür Ba�kentiAjansı’yla ilgili yolsuzluk iddia-larını gündeme ta�ıyan CHP �s-tanbul Milletvekili Çetin Soysal,Aydınlık’a yaptı�ı açıklamadaajansın 27 Ekim günü gelir kay-nakları ile ilgili yaptı�ı açıklama-ya yanıt verdi. Soysal, fahi� be-delle bütçelendirildi�ini belirtti�ibir projenin, kendi hesabına görealtıda birine yapılabilece�ini söy-ledi.

AJANS AYNI PROJE İÇİN İKİ FARKLI

BÜTÇE KABUL ETMİŞ

Çetin Soysal, 2010 AvrupaKültür Ba�kenti Ajansı’nın açık-

lamasına “Avrupa Gençlik Parla-mentosu �stanbul 2010 Uluslar-arası Konferansı” adlı projeyiörnek göstererek yanıt verdi.

Proje, Avrupa’dan gelen 100gencin, üç gün boyunca �stan-bul’da a�ırlanmasını öngörüyor.Projenin sahibi Elektrik �leti�imve Organizasyon Hizmetleri Ltd.�ti., proje için 953 bin lira bütçeteklif etmi�. Ajans Genel Sekre-terli�i tarafından Yürütme Kuru-lu’na 13 Mart’ta sunulan karar-da, projeye 901 bin 130 lire des-tek verilmesi uygun görülmü�.Bu rakam, teklif edilen bütçeninyüzde 94,49’una denk dü�üyor.

Aynı tarihli bir ba�ka karar-da, aynı projenin sahibi tarafın-dan teklif edilen bütçe 928 bin849 lira olarak geçiyor. Bu büt-çenin ise tamamına destek veril-mesi kararla�tırılmı�.

Yalnızca bu durum bile ba�lıba�ına bir çeli�ki olarak kar�ımı-za çıkıyor.

LÜKS MEKÂNLARDA BİLE

AĞIRLANSALAR MALİYET ALTI’DA

BİRİ

Çetin Soysal, ara�tırma eki-biyle birlikte, gayet basit birhesap yapmı�. Ki�i ba�ına ula�ımgideri 500 Avro (bin 105 lira),konaklama gideri de geceli�i 100Dolar (148 bin lira) kabul edilir-se, 100 ö�rencinin �stanbul’da 3gün a�ırlanması 154.900 TL’yemal oluyor. Yani ajansın kabuletti�i bütçenin yakla�ık altıdabiri!

Çetin Soysal, Avrupa’dan ge-lecek gençleri �stanbul’un lüksmekanlarında a�ırladıklarını farzederek bu maliyet hesabını yapı-

yor ve ortaya çıkın sonucu söylede�erlendiriyor: “Bu bir sö�ü�le-me anlayı�ıdır.”

“AKARYAKITTAN PAY ALMADIM

DİYORSA CAHİLDİR”

Ajansın 27 Ekim’de bütçesiy-le ilgili yaptı�ı açıklamada �öyledenilmi�ti: “Ba�ta akaryakıtolmak üzere kullanımımız içinayrıldı�ı iddia edilen paylar, hiçbir zaman bize aktarılmadı. Büt-çemiz ilgili Bakanlıkların, �stan-bul Ticaret ve Sanayi Odalarının,�stanbul �l Özel �daresi’nin ve �s-tanbul Büyük�ehir Belediyesi’ninpaylarından olu�uyor.”

Soysal’a ajansın bu iddiasınıda sorduk. Soysal, �u yanıtıverdi: “Bu konuda gerçekten al-madı�ını iddia ediyorsa bilgisiyok, cahildir. Yok, ‘Ben bunu sırfkamuoyunu yanıltmak için söy-lüyorum’ diyorsa o daha davahim bir olaydır. Elbette akar-yakıt istasyonunun kendisine ge-lecek bir hali yok, Maliye Bakan-lı�ı’nın kasasına gidiyor. Yasadageçmi� bu. Yasada geçen bir �eyMaliye Bakanlı�ı’na gider, Mali-ye Bakanlı�ı buranın ödenekleri-ni ayrılan bütçe, pay ne ise onauygun bir �ekilde ihtiyaç halindeaktarır.”

Konuyla ilgili yargı yolununda açık olaca�ını belirten Soysal,“Önümüzdeki günlerde bunu gö-rece�iz!” dedi.

AJANS’TAN YANIT YOK

2010 Avrupa Kültür Ba�kentiAjansı’na yönelik tüm iddialarıkonu�mak üzere ajansın Yürüt-me Kurulu Ba�kanı �ekib Avda-giç’ten bir röportaj talep etmi�-tik. Avdagiç, 27 Ekim günü Çıra-�an Sarayı’nda yapılan basıntoplantısında Aydınlık’a özel rö-portaj sözü vermi�ti. Ancak ogünden bu yana aramaya devametti�imiz Avgadiç telefonlara çık-mıyor.�

� Çetin Soysal.“Ajans akaryattanpay almad�mdiyorsa ya cahildir,ya da kamuoyunuyan�lt�yordur. O daha da vahim.”

CHP �STANBUL M�LLETVEK�L� ÇET�N SOYSAL’IN HESABI

‘Projeler, Ajans’ın kabul ettiğibütçenin altıda birine mal olur’ 2010 Avrupa Kültür Ba�kenti Ajans�’nda yolsuzluk yap�ld��� iddialar�n�gündeme getiren CHP �stanbul Milletvekili Çetin Soysal, Ayd�nl�k’akonu�tu. 2010 Avrupa Kültür Ba�kenti Ajans�’n�n, iddialarla ilgiliaç�klamas�na yan�t veren Soysal, ajans�n �effafl�ktan uzak oldu�unuvurgulad�.

Page 34: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 33

UMUT ALBAYRAK

“Ortak Çalı�ma Grupları”adıyla Ekim 2007’de çalı�ma yü-rüten, ba�ını �anar Yurdatapan’ınçekti�i grup; TESEV, Norveç ve�ngiltere’den aldıkları paralarla“Türkiye küçük millet meclisi”(TkMM) adıyla yeniden piyasayaçıktı. TkMM, geçen hafta 31 ilde“açılım”ı konu�mak için “küçükmeclis” toplantıları yaptı. Toplan-tı duyuruları “‘Kürt Açılımı’TBMM’den önce TkMM’lerde elealınıyor” �eklinde yapıldı. Toplan-tılarda AKP’den açılımlarla ilgilicesur adımlar atılması istendi.TkMM önümüzdeki günlerde“sivil anayasa” toplantıları yap-mayı da planlıyor. Yapılan toplan-tılarda ileri sürülen görü�ler TE-SEV’in katkısıyla rapor olarak ha-zırlanacak, 25 veya 26 Kasım2009’da TBMM’de yapılacakbasın toplantısıyla açıklanacak.

“AZINLIK YOK ÇEKİNCESİ KALKMALI”

TkMM’nin öne sürdü�ü ve

gerçekle�mesini istedi�i görü�ler-den bazıları �unlar: “Türkiye, Av-rupa Konseyi Azınlıkların Korun-ması Çerçeve Sözle�mesi’ni imza-lamalı ve onaylamalı; uluslararasısözle�melere azınlıklarla ilgili ola-rak koydu�u, ‘Ermeni, Rum veYahudiler dı�ında azınlık bulun-madı�ı’ �eklindeki çekinceleri kal-dırmalı; “sivil” Anayasa kabuledilmeli; karar alma süreçlerindesivil toplum kurulu�ları da yer al-malı; Tevhid-i Tedrisat yasası vemantı�ı kaldırılmalı.”

ERDOĞAN TAM DESTEK VERDİ

Türkiye küçük millet meclis-leri çalı�masına Tayyip Erdo-�an’dan tam destek geldi. 3 Ka-sım’da Türkiye küçük milletmeclisleri ba�kanı �anar Yurda-tapan’ı TBMM’deki odasındakabul eden Erdo�an, yapılanma-nın internet sitesindeki haberegöre bu çalı�maların “olumlu bu-lundu�unun ve desteklendi�inin”duyurulmasını istedi. Erdo�anayrıca AKP örgütünün ve AKP’li

belediyelerin bu çalı�mayı kendiolanaklarıyla desteklemelerini,Ankara’daki aylık merkeziForum toplantısına uzman mil-letvekili görevlendireceklerinisöyledi.

DTP Genel Ba�kanı AhmetTürk’ün de kendilerine destekverdi�ini söyleyen Yurdatapan,Erdo�an’la yaptı�ı görü�me son-rası �unları kaydetti: “DTP veAKP’nin ciddi katılımı, TkMMçalı�malarının ba�arısı için hiçku�kusuz çok önemli bir zeminolu�turuyor.”

“SİVİL ANAYASACI” VE

“AÇILIMCI”LAR BURADA

TkMM’yi destekleyenler ara-sında Cumhuriyet’in temel nite-liklerini tartı�maya açan ki�i vekurumlar da yer alıyor.

Taraf gazetesi yazarlarıMurat Belge, Mithat Sancar,Etyen Mahçupyan gibi; Vakit ya-zarları Abdurrahman Dilipak,Sibel Eraslan; Anayasa Mahke-mesi raportörü Osman Can, Bas-kın Oran, Fikri Sa�lar, Hak-��Ba�kanı Salim Uslu, TTB Ba�ka-nı Gencay Gürsoy, Akın Birdal,Baskın Oran, Fikri Sa�lar, �nsanHakları Derne�i ve Mazlum-Derdesteklediklerini açıklayanlardanbazıları. �

�anarYurdatapan’�n(solda) TkMM’siTayyip Erdo�an’dantam destek ald�.

PARALAR �NG�LTERE VE TESEV’DEN, DESTEK ERDO�AN’DAN

‘Sivilci’ tayfa ‘Türkiye küçük milletmeclisi’ adıyla piyasada�ngiltere’den ald��� paralarla piyasaya ç�kan Türkiye küçük milletmeclisi yap�lanmas�, Cumhuriyet’in temel niteliklerini tart��mayaaç�yor. Tayyip Erdo�an’�n parti olarak destekleyeceklerini söyledi�igrup, “aç�l�m” ve “sivil anayasa” toplant�lar� düzenliyor. Grubun içindeTaraf yazarlar�ndan Mazlum-Der’e kadar uzanan kadro var.

Page 35: 2009 08 Kasim

34 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

LEVENT AK

CHP Kırklareli MilletvekiliTurgut Dibek, 4 Kasım’daTBMM Genel Kurulu’nda

Borçlar Kanunu Tasarısı görü�melerisırasında, Erzincan Savcısı’nın tari-katları soru�tururken elde etti�iönemli bir telefon konu�masının tu-tanaklarını kamuoyuna açıkladı.

Tutana�a geçen telefon görü�-mesi, Yeni�afak gazetesinin sahibiAhmet Albayrak ile Bitlis ValisiNurettin Yılmaz arasında geçiyor.

Konu�manın yapıldı�ı tarih 29Mart 2009. Yerel seçimlerin yapıl-dı�ı günün ak�amı. Saat 19.00. Se-çimler bitmi�, oylar sayılıyor.

“TRABZON TAMAMDIR İNŞALAH”

Ahmet Albayrak, Vali NurettinYılmaz’ı arıyor. Vali Yılmaz“efendim” diye cevap veriyor.Sonra sıra, hâl hatır sorma i�inegeliyor. Ne vali Yılmaz, ne de Al-

bayrak’ın konu�manın ba�ındakendilerini tanıtmaması, birbirleri-nin telefon numaralarını bildikleri-ni dü�ündürüyor.

Hal hatır sorma i�i bittiktensonra Ahmet Albayrak asıl konu-ya geliyor. ��te görü�menin o bölü-mü:

Ahmet Albayrak- Ne oldu Bit-lis’teki son durum?

Bitlis Valisi Yılmaz- Merkezialıyorlar da bu Tatvan’ı sol partialıyor, DTP alıyor, orada Saadetmahvetti ortalı�ı.

Ahmet Albayrak- Öyle mi? Bitlis Valisi Yılmaz: 500 oy

fark var AKP ile DTP arasında. Ahmet Albayrak- Ha.Bitlis Valisi Yılmaz: Saadet 5

bine yakın oy aldı. Ahmet Albayrak- Peki, Bitlis’te

ne kadar ilerdeyiz. Bitlis Valisi Yılmaz: Bitlis’te

iyiyiz �u an. Bana göre bir sorunçıkmaz, bana öyle geliyor.

Ahmet Albayrak- Öyle mi?Bitlis Valisi Yılmaz- Ha ha,

yüzde 45’i, yüzde 33 gibi bir �ey.Burada Saadet fazla oy alamadı.Tatvan’a önem veriyorduk, ora gi-diyor.

Ahmet Albayrak- Neyse, sa�lıkolsun.

Bitlis Valisi Yılmaz: Trabzoniyi herhâlde?

Ahmet Albayrak- Trabzon’ualdık, orası tamamdır in�allah.

Bitlis Valisi Yılmaz- �n�allah,hayırlısı olsun.

Bitlis valisiyle yanda� bir gaze-tenin patronu arasındaki bu ilginçgörü�me vedala�maların ardındansona eriyor.

Yasal yollarla yapılan bu dinle-me sonrası, savcı suç duyurusu ya-pıyor. Ancak ne suç duyurusu birsonuç veriyor ne de �çi�leri Bakan-lı�ı o vali için bir i�lem yapıyor!

BU SORUŞTURMANIN FATURASI O

SAVCIYA KESİLDİ

Bu konu�ma, Erzincan Cum-huriyet Ba�savcısı �lhan Ciha-ner’in, �smaila�a Cemaati ve ce-maat lideri Mahmut Ustaosma-no�lu’nun kirli ili�kilerini sapta-yabilmek için ba�lattı�ı soru�tur-ma sürecinde dinlemeye takılı-yor. Ba�savcı’nın yürüttü�ü kap-samlı soru�turma AKP’lilerekadar uzanmı�tı. CemaatleAKP’li yöneticiler arasındaki ili�-kiler bir bir ortaya çıkınca, ba�-savcıya operasyon yapıldı. Ba�-savcı Cihaner’e tehditler savrul-du, telefonları dinlendi, ba�taYeni�afak gazetesi olmak üzeremedya Cihaner’i ‘Ergenekoncu’ilan etti, bakanlık ba�savcı hak-kında soru�turma ba�lattı. Bubaskılara ra�men Cihaner soru�-turmayı sürdürünce; dosya onunelinden alınarak Erzurum’a gön-derildi. Erzurum’daki Özel Yet-kili Savcılık da, �üpheli sayısını235’ten 13’e dü�ürerek dosyayıbir anlamda kapattı.�

� Telefonun birucunda, yanda� biryay�n kurulu�ununpatronu, di�eryan�nda ise Bitlis’invalisi. (sa�da)

‘SAVCI TAL�MATIYLA D�NLEME’YE TAKILAN KONU�MA

Devletin değil, AKP’nin Valisi:‘Bitlis’te iyiyiz, Tatvan’ı kaybettik’Erzincan Savc�s� tarikatlar� soru�tururken, Yeni �afak gazetesininimtiyaz sahibi Ahmet Albayrak da dinlemeye tak�ld�. Üstelik devletinvalisiyle yapt��� konu�mayla. Albayrak, yerel seçimlerin oldu�u günsaat 19.00’da Bitlis Valisi Y�lmaz’� arayarak, AKP’nin durumunusoruyor. Vali’nin yan�t�yla AKP’nin il temsilcisini aratm�yor.

Page 36: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 35

HUKUKTA GELİŞMELER... HUKUKTA GELİŞMELER... HUKUKTA GELİŞMELER... HUKUKTA GE

Telekomünikasyon �leti�im Ba�kanlı-�ı’nda (T�B) 6 Kasım günü telekulak incele-mesi yapıldı. Sincan 1’inci A�ır Ceza Mahke-mesi’nin kararı do�rultusunda bir hâkim veüç bilirki�iden olu�an heyet usulsüz dinlemeyapılıp yapılmadı�ını ara�tırmak için dinlemekayıtlarını inceledi. YARSAV Ba�kanı ÖmerFaruk Emina�ao�lu, 24 Nisan günü AnkaraCumhuriyet Ba�savcılı�ı’na suç duyurusuyapmı�tı. Emina�ao�lu ba�vurusunda, dinle-nip dinlenmedi�inin belirlenmesini, ayrıca ya-saya aykırı dinleme isteyen Emniyet GenelMüdürlü�ü ve M�T yetkilileri ile bu kararıuygulayan T�B görevlileri hakkında i�lem ya-pılmasını istemi�ti. Ba�savcılı�ın takipsizlikkararı vermesinin ardından Emina�ao�lu’nunitirazı üzerine dosya Sincan 1’inci A�ır CezaMahkemesi’ne gitti. Mahkeme, takipsizlik ka-rarının iptali için yapılan ba�vuruyu kararaba�lamadan önce telefonların hukuka aykırıolarak dinlenip dinlenmedi�i yönünde tespityapılmasına karar verdi. Bu karar üzerine Tele-komünikasyon �leti�im Ba�kanlı�ı’nın �imdiyekadar izleme ya da dinleme yaptı�ı telefon ka-yıtları incelemeye alındı. �ncelemede yasaya ay-kırılık tespit edilirse, telefonlarının dinlenmesi-ni isteyen Emniyet ve M�T yetkilileri ile bu ka-rarı uygulayan Telekomünikasyon �leti�im Ba�-kanlı�ı görevlilerinin yargılanmalarının yoluaçılacak.

Gölcük Donanma Ko-mutanlı�ında ba�latılanoperasyon kapsamında 4Kasım günü 2 te�men göz-altına alındı. Deniz te�-menler, Be�ikta�’taki �s-tanbul Adliyesi’nde savcıSüleyman Pehlivan’a yak-la�ık 2 saat ifade verdi.�fadenin ardından te�men-ler serbest bırakıldı.

Adliye çıkı�ında basınmensuplarının sorularınıyanıtlayan te�menlerinavukatı Erol Memi�, mü-vekkillerinin Temmuzayında �stanbul ve Göl-cük’te düzenlenen operas-yonlara ili�kin yürütülensoru�turma kapsamındagözaltına alındı�ını ifadeetti.

Avukatlarının açıkla-masına göre te�menlereoperasyon kapsamında

Gölcük’te arama yapılan evlerde ele geçirildi�i iddia edilen TNT kalıplarıve uyu�turucu maddeye ili�kin sorular soruldu. Ancak “amirallere sui-kast” iddialarıyla ilgili soru sorulmadı.

�zmit’in Gölcük ilçesi ve �stanbul’da gerçekle�tirilen operasyonlarda,de�i�ik zamanlarda gözaltına alınan ki�ilerden 7 te�men, Cumhuriyet Sav-cısı Süleyman Pehlivan’ın yürüttü�ü soru�turma sonucu tutuklanarak ce-zaevine gönderilmi�ti.

Bursa �l Jandarma Komutanlı�ı ekipleri, Karacabey ilçe-sindeki kum oca�ı yolsuzlu�uyla ilgili olarak kapsamlı biroperasyon ba�lattı. Bursa �l Jandarma Komutanlı�ı’na ba�lıekipler, Yeni �afak Gazetesi Sahibi Ahmet Albayrak’ın Üs-küdar’daki evine sabah 05.00’da baskın yaptı. Baskın anındaevde bulunmayan Albayrak hakkında arama ba�latıldı.

Aynı operasyon kapsamında �stanbul’da 10, Bursa’da ise15 ki�inin arandı�ı ve 18 ki�inin gözaltına alındı�ı ö�renildi.Operasyonda gözaltına alınanlardan 5 ki�i, 5 Kasım’da

hâkim kar�ısı-na çıkarıldı vetutuklanarakcezaevine ko-nuldu.

Gözaltınaalınanlar ara-sında Bursa �lÖzel �daresiGenel Sekre-teri KemalDemirel veÇevre Sa�lı�ı

Daire Ba�kanı Ya�ar Dursun Ay da bulunuyor.

AHMET ALBAYRAK KAYIP

Yeni �afak Gazetesi Sahibi Ahmet Albayrak, operasyo-nun ba�ından beri kayıp. Albayrak’ın Avukatı Ömer Cerrahise, 5 Kasım’da yaptı�ı açıklamada, aranan ki�iyle Albayrakarasında sadece isim benzerli�i oldu�unu ileri sürdü. Cer-rah, aranan ki�iyle Ahmet Albayrak’ın do�um tarihi vebaba adlarının tutmadı�ını iddia etti. Albayrak’ın karde�iM.A.’nın korumalarıyla birlikte Bursa Adliyesi’ne gelerekdavayı takip etmesi dikkatlerden kaçmadı.

KUM OCAĞI YOLSUZLUĞU

Baskınlara neden olan yolsuzluk iddiası, jandarmanınyakla�ık 5 ay önceki operasyonuna dayanıyor. Bu operas-yonda, Bursa �l Özel �daresi Gelirler Genel Müdür Yardım-cısı F.A. ile kum oca�ı sahibi ve Ahmet Albayrak’ın ortak-larından R.A., “rü�vetle usulsüz ruhsat alındı�ı” ve “ihale-ye fesat karı�tırmak” iddiasıyla tutuklanarak cezaevine ko-nuldu. Yolsuzlu�un içeri�inin bölgedeki kum ve madenocaklarına yasalara aykırı �ekilde ruhsat alınması oldu�uifade ediliyor.

2 Te�men serbest bırakıldı ‘Dinleme Karargâh’ınabaskın

Yeni �afak’ın sahibi Ahmet Albayrak aranıyor

Page 37: 2009 08 Kasim

36 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

SEYİR DEFTERİ

Do�algazda ‘yüzde 50-70 fiyat artı�ı’ yalan!

Otomatik fiyatlandırma sistemi nedeniyleocak ayında do�algazda fiyat ayarlaması yapı-lacak. Üç ayda bir yapılan fiyat ayarlamasın-da, geride kalan üç ayın ham petrol varil fi-yatlarındaki de�i�im ve dolar kurundaki farkesas alınıyor.

Yanda� Zaman gazetesi, 3 Kasım günüBOTA�’ın, do�algaza yüzde 50, hatta yüzde70 zam yapaca�ını yazdı. Gazete, zam oranı-nın, Azerbaycan’la yürütülecek pazarlıklar so-nucu kesinle�ece�ini öne sürdü.

Hükümet, Enerji Piyasası Düzenleme Ku-rulu’na ekim ayında fiyat ayarlaması yaptır-madı. Azerbaycan’la süren fiyat görü�meleri,ertelemeye gerekçe gösterildi. Yeni fiyat, 6aylık petrol fiyatlarıyla dolar kurundakide�i�ime göre belirlenecek. Petrol fiyatlarıyladolar kurunu inceleyen uzmanlar, zam oranı-nın yüzde 50’yi bulmayaca�ını belirtiyorlar.

Fahi� zam haberleri, klasik ölümü gösteripsıtmaya razı etme takti�i. Bir ba�ka amaç,Azerbaycan’ı zam konusunda günah keçisiyapmak. Oysa Azerbaycan’dan aldı�ımız gaz,toplam gaz ithalatımızın sadece yüzde 13’ü.

Öte yandan BOTA�, 1 metreküp do�algazı40 kuru�a alıyor, vatanda�a 92 kuru�a satıyor.

Cumhuriyet’e atılan bombalarınimhasına ret kararı

Ankara 11. A�ır Ceza Mahkemesi’nin Cumhuriyet gazetesine atılan elbombalarının imha edilmesine izin vermedi�i ortaya çıktı. Özel yetkili sav-cılık, 14 Eylül 2006 tarihinde Mahkeme’den bombaların imha edilmesi yö-nünde karar vermesini istedi. Mahkeme, aynı gün, bombaların ilerde yeni-den incelenmesi ihtimalini göz önüne alarak savcılı�ın isteminin reddetti.Mahkeme, “söz konusu patlayıcı maddelerle ilgili olarak ileride yeniden in-celeme yapılması ihtimaline binaen, Jandarma Birlik Komutanlı�ınca KaraKuvvetleri Komutanlı�ı ordonat ve mühimmat depolarına teslim edilmesi-ne” karar verdi.

Dava dosyasının 14. delil klasöründe, 480’inci sayfada bulunan buörnek karar, “Peki o zaman Ümraniye bombaları neden imha edildi?” so-rusunu gündeme getirdi. Bu sorunun yanıtı, Ergenekon tertibine dayanakyapılan bombaların Ümraniye Asayi� �ube Bürosu’nda yapılan kamera kay-dında yatıyor. Ümraniye operasyonunda yer alan polis �eflerinin, soru�tur-manın Ergenekon operasyonuna dönü�ece�ini ortada daha Ergenekon adıbile yokken bildikleri, �stanbul 13. A�ır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen ka-yıtla ortaya çıkmı�tı. Kayıtta sesi duyulan polis �efi, tertibi ortaya çıkaran�u sözleri söylüyordu: “Soru�turma Ergenekon oldu�u zaman s..erim hâki-mi, savcıyı…” Ümraniye bombaları, �stanbul 10. A�ır Ceza Mahkemesi nö-betçi hâkimli�inin, CMK’nın “�leti�im tespitini ve dinlemelere ili�kin kayıt-ların yok edilmesini” düzenleyen 137. maddesine dayanarak verdi�i karar-la, kanunsuz biçimde imha edilmi�ti.

RTÜK’ten yabancılara, medyada e�it ortaklık fırsatı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) hazırladı�ı yeni yasa tas-la�ıyla yabancı �irketlerin Türkiye’de medya sektörünü kontrol altına alma-sı kolayla�tırılıyor. RTÜK Ba�kanı Davut Dursun’un 3 Kasım’da TBMMPlan ve Bütçe Komisyonu’nda açıkladı�ı tasla�a göre, özel televizyonlardayabancı sermaye oranı, yüzde 25’ten yüzde 50’ye yükselecek. Taslakta ayrı-ca televizyonlardan alınan reklam payının yüzde 5’ten yüzde 3’e dü�ürülme-si de var.

Ümraniye’de bulundu�u iddia edilen bombalar.

Page 38: 2009 08 Kasim

SEYİR DEFTERİ

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 37

Cindoruk: Silivri kampındakihaksızlık, devletin ayıbı

Demokrat Parti ile Anavatan Partisi, 31 Ekim’de DP çatısı altındabirle�ti. “Türkiye birle�iyor” sloganıyla yapılan kongrede, her ikiparti delegeleri de birle�meyi oybirli�i ile kabul etti. DP Genel Ba�ka-nı Hüsamettin Cindoruk, kongrede yaptı�ı konu�mada AKP’nin açı-lımlarını ve Ergenekon tertibini ele�tirerek �unları söyledi: “BugünBa�bakan Silivri’de savcı, vergi hukukunda yargıç haline gelmi�tir. BuTürkiye’ye yakı�ıyor mu? Silivri kampında tutuklu bulananlar içinüzülüyorum. Onlara yapılan haksızlık, devletimizin ayıbıdır. O kam-pın çabucak bo�altılmasını diliyor ve bekliyorum.”

Kongre sonrası hükümete yakın bazı gazeteler, birle�meye tepkileroldu�uni iddia etti. DP Genel Ba�kan Yardımcısı Aytun Çıray, Ay-dınlık’a yaptı�ı açıklamada birle�menin hükümette korku yarattı�ınıbelirterek, “Asılsız haberlerin nedeni, bu korku” dedi.

Osman Özbek: �ktidarın iki kâbusu var

�sviçre Türk Dernekleri Birli�i ve ADD BernTemsilcili�i, Cumhuriyetin kurulu�unun 86. yılıdolayısıyla 31 Ekim’de Bern’de panel düzenledi.Panele konu�macı olarak katılan E. GeneralOsman Özbek, AKP hükümetinin ‘açılım’larını‘vatan hainli�i’ olarak niteledi. Silopi’de kurulançadır mahkemelerine de�inen Özbek, “Türkiyebölme planları, yurtta�lara ‘demokrasi’ diye yuttu-rulmaya çalı�ılıyor” dedi. Özbek, �öyle devam etti:“Bugün AKP iktidarının iki korkulu rüyası vardır.Birincisi Türkiye’nin bir ‘merkez parti’sinin olma-sıdır, di�eri de Silivri’deki aydınların dı�arı çıkma-sıdır. Ancak Silivri’dekiler çıkacak ve bir merkezdebirle�ip Türkiye’nin yönetiminde görev alacaklar.O zaman Silivri’ye, oraya layık olanlar gönderile-cektir.”

Ye�im Demirta� / �sviçre

CHP’lilerden Sa�lık Bakanlı�ı’na ‘Saylan’ teklifi

�stanbul �l Genel Meclisi’nin CHP’li 116 üyesi, Bakırköy LepraHastanesi’ne ‘Prof. Dr. Türkan Say-lan’ adı verilmesi için 4 Kasım’daSa�lık Bakanlı�ı’na dilekçe gönder-di. CHP’li üyeler aynı gün dilekçeyigöndermeden önce, �l Genel Mecli-si’nde basın açıklaması yaparak ta-leplerini kamuoyuna da duyurdu-lar. Açıklamada, Saylan’ın lepra(cüzam) hastalı�ına kar�ı birçok gö-revde hazır bulundu�u hatırlatıla-rak, “Bakırköy Lepra Hastanesi’neTürkan Saylan adının verilmesi birlütuf de�il, bir hakkın teslimi ola-caktır” denildi.

Daha önce CHP’li Zeynel Avcıkonuyu �l Genel Meclisi’nin günde-mine getirmi�; teklif, hastane adları-nın de�i�tirilmesinin Sa�lık Bakan-lı�ı’nın yetkisinde oldu�u gerekçegösterilerek reddedilmi�ti.

Page 39: 2009 08 Kasim

38 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

SEYİR DEFTERİ

‘Organ ba�ı�ına daha ilgiliolmalıyız’

Organ Nakli Haftası etkinlikleri kapsamında, 5 Kasım’daGençlik Parkı konferans salonunda düzenlenen konferanstagörü�tü�ümüz Organ Nakli Ankara Bölge Koordinatörü Dr.Eyüp Kahveci, Aydınlık’ın sorularını yanıtladı. Türkiye’deorgan ba�ı�ına yeterli ilgi gösterilmedi�ini belirten Kahveci,Türkiye’de böbrek nakli için 55 bin, karaci�er ve kalp nakliiçin de yakla�ık 50 bin hastanın sırada bekledi�ini söyledi. 90ya�ındaki insanların ba�ı�larının dahi hastaları hayata dön-dürdü�ünü anlatan Kahveci, ileri ya�lardaki insanların daba�ı� yapabileceklerine dikkat çekti. Dr. Eyüp Kahveci, nakilsonuçlarının ço�unlukla olumlu oldu�unu vurgulayarak her-kesi daha duyarlı olmaya davet etti. 18 ya�ını doldurmu�olan herkes hastanelere, sa�lık ocaklarına ya da sa�lık mü-dürlüklerine ba�vurarak organ ba�ı� kartı alabiliyor.

Ö�renci Konseyi seçimlerine cemaat müdahalesi ba�arıyaula�amadı

2 Kasım 2009’da �stanbul Üniversitesi �ktisat Fakülte-si’nde yapılan Ö�renci Temsilcili�i seçimlerinde ya�ananlarAKP’nin üniversite yönetimlerinde ki kadrola�masının et-kisini bir kez daha ortaya koydu. Yapılan seçimlerde birçokbölümde “cemaate” ba�lı adaylar tarafından kurallarçi�nendi. Birinin, ba�ka bir ö�rencinin yerine gelip oy kul-lanması, sandıklara bir ki�inin birden fazla oy atması vedaha birçok hileye ba�vuruldu. �ngilizce Aydınlık’a ula�anbilgilere göre �ngilizce �ktisat Bölümü’nde yapılan seçimde120 ö�renci oy kullanmasına ra�men sandıktan 130 oyçıktı. Maliye Bölümü’nde yapılan seçimde sürenin bitmesineyarım saat kala görevli ö�retim üyeleri tarafından “kuralla-rın çi�nenmesi” sebebiyle sandık götürüldü ve “seçim tek-rarlanacak” dendi. �ktisat Fakültesi Dekanı, Rektör YunusSöylet’in de talimatıyla tüm kuralları ve yönetmelikleriçi�neyerek seçimleri onaylamı�tır. Ancak seçimlerde usuleaykırı uygulamaların oldu�unu savunan ö�renciler, mevcutÖ�renci Konseyi Ba�kanı’na durumu aktardılar. Ö�renciKonseyi Ba�kanı ve onlarca ö�rencinin rektörlü�e verdi�i di-lekçelerle okul yönetiminden seçimlerin tekrarı istendi. Okulyönetimi, ö�rencilerin kuralların uygulanması konusundakiısrarı kar�ısında seçimlerin tekrarını kabul etmek zorundakaldı. 9-10 Kasım tarihlerinde �ktisat Fakültesi seçimlerinintekrar yapılması kararı alındı.

Karadeniz sahil yolu Danı�tay’a takıldı

Danı�tay 9. Dairesi, Karadeniz Sahil Yolu projesi kapsa-mında Rize Fındıklı’ya ba�lı Aksu Mahallesi’nde yapılan sahilyolu ve dolgu imar planlarını iptal etti. Karar gerekçesindeyolun “�ehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararı-na ve mevzuata uyarlık bulunmadı�ı” belirtildi. Aksu Mahal-lesi Muhtarı, davacı Musa Kazım Özçiçek, 3 Kasım’da yaptı�ıaçıklamada, Aksu sahilinin koruma çalı�maları nedeniyle2005’te katledilen Av. Cihan Eren’in e�i ve çocuklarıyla birlik-te açtıkları davanın 4 yıl sonra sonuçlandı�ını belirterek, “Yolhemen ula�ıma kapanmalıdır. Artık yok hükmünde olan imarplanlarını uygulamak suçtur. Karayolları idaresini ve FındıklıBelediye Ba�kanlı�ı’nı mahkeme kararının gere�ini yerine ge-tirmeye ça�ırıyorum” dedi.

Nazmi Günay / Rize

Page 40: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k� 39

TBMM Genel Kurulu’na inmeyibekleyen bir kanun tasarısı varken,bir anda 21 Ekim 2009 günü yeni birSendikalar Yasa Taslağı ve TopluSözleşme Yasası Taslağı ortaya çıktı.İnsan ister istemez “hayırdır!”diyor. Ancak “hayır” değil, “şer.”

Yeni Sendikalar Yasa Tasarısı,emperyalizmin

Kürt açılımı ile birebir ilişkili. Bu işiplanlayanlar iyi çalışıyor. Bazı sendika-cılar ve sendika uzmanları ise, oynananoyunu görmeyip, bu tasarının “demo-kratikleşme” olduğunu bile ileri sürebi-liyorlar.

Bizim tartışmalarımız sürerken, Ça-lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iyiceyeni bir taslak hazırladı. 21 Ekim 2009taslağında bazı değişiklikler yaptı.Neler oluyor?

BÖLÜCÜ ÖRGÜTÜN GİZLİ KİTLEYAPILANMASI

Emperyalist güçler ve onların Türki-ye’deki kuklası bölücü terör örgütü,işçi sınıfına yönelik politikalarında sonyıllarda bir değişiklik yaptı. 2005 yılın-da oluşturdukları yeni yapılanma içindeillegal bir kitle örgütlenmesine gittiler.Demokratik Emek Konfederasyonu adıverilen gizli kitle yapılanması, adını ka-muoyuna ilk kez 2007 yılındaki bir ga-zete ilanında duyurmuştu. Şimdi yapı-lan, emperyalizmin Kürt açılımıyla,Kürt milliyetçilerinin doğrudan kontro-lü altında yeni sendikalar oluşturmak,işçi sınıfını etnik kökenlere göre ayrış-tırmak. Emperyalizmin yeni Kürt açılı-mı, bu nedenle, hem ulusumuzu, hemde anti-emperyalist mücadelenin enkitlesel gücü olan işçi sınıfımızı etnikkökenlere göre bölmek, birbirine kır-dırmak peşinde.

KENDİ SENDİKALARINI KURACAKLAR

Bunun ilk işareti, Diyarbakır Belediyesi’nde çalışan 600işçinin, emperyalizmin Kürt açılımına destek vermediği ge-rekçesiyle Türk-İş’e bağlı Belediye-İş Sendikası’ndan ayrıl-ması ve DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’na geçmesi (Cum-huriyet Gazetesi, 24.9.2009). Bu tavır ırkçılıktır. Kürt milli-yetçiliği ırkçılık temelinde gelişmektedir. Yeni SendikalarYasası Tasarısı kanunlaşırsa, bu belediye işçileri artık kendisendikalarını da kuracaklar.

Yeni tasarı, işyeri sendikacılığına olanak sağlıyor. Bunagöre, artık Diyarbakır Belediyesi İşçileri Sendikası kurmak

olanaklı olacak. Bölücülüğün birinci adımı bu. Günümüzdebu nitelikte sendikaların kurulması mümkün değil. Buyasak, sendikal hakların ihlalidir. Ancak işçi sınıfını bölme-ye yönelik bir adımı demokratikleşme adına savunmak damümkün değil.

KAYNAKLARINI KURUTUP, EMPERYALİSTLERİN “YEMLEMESİ” YAPACAKLAR

Yeni tasarının ikinci önemli noktası,yabancı kurum ve kuruluşlardan, yal-nızca Bakanlar Kurulu’na bildirimdebulunarak, sınırsız miktarda para vemal desteği alınabilmesidir. Kurulacaketnik temelli işyeri sendikalarına em-peryalist güçler doğrudan veya işbirlik-çileri sendikaları aracılığıyla önemlimiktarlarda kaynak aktaracaklardır.Böylece işçi sınıfının bir kesimi emper-yalizme iyice teslim edilecektir.

Tasarıda, sendika aidatlarının eldentoplanması öngörülüyordu. Bu da sen-dikaları zayıflatacak ve emperyalistlerinyemlemesine muhtaç duruma getire-cekti. 21 Ekim tasarısındaki bu hükmünyeni tasarıda değiştirildiği belirtiliyor.Ancak tasarıyı görmeden bu konudabir değerlendirme yapmak olanaklıdeğil.

Tasarıda sendikaları maddi açıdanzayıflatacak ve emperyalistlere bağımlıkılacak diğer bir düzenleme de, nakitvarlıklarının yüzde 25’ini üyelerinekredi olarak verebilmesiydi. Bu da sen-dikaların kaynaklarını tüketecek, sendi-kaları emperyalistlerin yemlemesineiyice muhtaç hale getirecektir.

EN TEHLİKELİ ZEHİR, TATLI OLANDIR

Tasarıda toplu sözleşme ehliyetinekavuşabilmek için gerekli olan işkolubarajı yüzde 10’dan yüzde 2’ye indiril-mekteydi. Yeni tasarıda bu oran yüzde1’e düşürülmektedir. Bu düzenleme de

etnik kökene dayalı sendikacılığın önünü açacaktır.En tehlikeli zehir, tatlı olandır. Sendikalar alandaki yeni tasarılar ve en yeni tasarılar,

emperyalizmin Kürt açılımının unsurlarıdır; demokratikleş-me olarak algılanamaz. Emperyalizmin Kürt açılımı nasıl“demokratikleşme” olarak sunulup, gerçekte bağımsızlığı-mızı tehlikeye atmakta ve böylece demokrasiye büyükzarar vermekteyse, bu açılımın sendikal alandaki yansıma-ları da aynı sonuçları doğuracaktır.

Tasarılar “demokratikleşme” değil, “bağımlılaştırma”ve bölücü besleme sendikalar yaratma girişiminin unsurla-rıdır. Bu nedenle de aldanmamak ve kesinlikle karşı çıkıl-ması gerekir.�

Emperyalizmin Kürt açılımı ve Sendikalar Yasası Taslağı

SINIF GÖZLÜĞÜ

YILDIRIM KOÇ

� Bakanl�k, 21 Ekim 2009

tasla��nda baz� de�i�iklikler

yapt�. Tasar�lar

“demokratikle�me” de�il,

“ba��ml�la�t�rma” ve bölücü

besleme sendikalar yaratma

giri�iminin unsurlar�d�r.

1- ��yeri sendikac�l���na olanak

sa�l�yor.

2- Sendikalar, yabanc� kurum

ve kurulu�lardan s�n�rs�z

miktarda para ve mal deste�i

alabilecektir.

3- Sendikalar� mali aç�dan

zay�flatacak ve muhtaç hale

getirecek hükümler

getirilmektedir.

4- ��kolu baraj�n�n yüzde 1’e

dü�ürülmesinde amaç, etnik

kökene dayal� sendikalar�n

önünü açmakt�r. �

Page 41: 2009 08 Kasim

40 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

AL� MERCAN- Frankfurt

“Bir yıl önce umut ı�ı�ı ola-rak Amerika ba�kanlı�ına seçilenBarrak Obama, seçmenlerindebüyük hayal kırıklı�ı yarattı.” 2Kasım tarihli Frankfurter Runsc-hau (FR) gazetesi, krizin Ameri-kan halkına nasıl yansıdı�ına ili�-kin iki sayfalık ara�tırma yazısınıbu ba�lıkla yayımladı. Waynes-boro’dan yazan Dietmar Oster-mann, bir i�çinin gözüyleABD’nin ekonomik gidi�ini �öyleyansıtıyor. “Freddie Klark herzamanki gibi vaktinde i�e geldi.Vardiya birazdan ba�lıyor, amaayakları gitmiyor. Kızarmı� göz-leriyle yere bakıyor. Yeni duydu-�u geli�meyi herkese anlatıyor:Hristiyan dünyasının en kutsalbayramı olan Noel tatilinden birhafta önce, 18 Aralık’ta i�e sonolarak gelecek. Fabrikaları kapa-nıyor.”

Eski endüstri bölgelerindei�siz kalan kitleler Obama tara-fından unutulduklarını dü�ünü-yorlar. ��çiler “Bir �eyler olaca�ı-

nı biliyorduk ama bu kadar kö-tüsünü beklemiyorduk” diye ya-kınıyorlar. FR’den Dave Saun-ders haberinde �u soruyu soru-yor: “Bir yıl içinde Amerikaneden Obama kar�ıtı bir ülke ha-line geldi?” Ve yanıt: “Milyarlar-ca devlet yardımı büyük banka-lara ve parababalarına yönlendi-rildi. Bobo hastalık sigortasınıkaybetmekten çok, açlıktan kor-kuyor. Bobo i� istiyor. Hükümetsa�lık reformu üzerine fırtına ko-parıyor.”

Obama’nın “sa�lık reformu”adı altında i�siz kalanların sigor-tasını ortadan kaldıran yasa tasa-rısına kar�ı, Amerika’da isyanavaran kitle hareketleri olmu�tu.

EVLER BOŞ, MİLYONLARCA KİŞİ EVSİZ

Virjinya gibi Obama’ya oyveren bir çok eyalette pi�manlıkhüküm sürüyor. Son kısmi yerelseçimlerde Obama’nın partisininkaybetmesi bu durumu açıkçagösteriyor.

��ten atılan Joe Farmer reji-min fa�izm oldu�unu söylüyor ve“devletin krizi daha dayanılmaz

hale getirdi�ini” ifade ediyor.�ki yıl önceki büyük emlak

krizinden sonra Freddie’nin ça-lı�tı�ı halı fabrikası gibi bir çoki�yeri kapanıyor. Sayıları dahaönce 600’den 120’ye dü�en i�çi-ler, Aralık’ta 8 milyonu geçen i�-sizler ordusuna katılacaklar. �kiayda bir yeni i�ten atma dalgala-rı geliyor. Sonrası belirsiz.

��siz kalanlar araba ve ev tak-sitlerini ödeyemiyorlar; kendile-rini sokakta buluyorlar. Yeni i�bulmak hemen hemen olanaksız.�ki yıl önceki emlak krizinde ev-leri ipotekli olan milyonlarcaAmerikalının evleri, ellerindenalındı. Evler bo�, milyonlarca

� Barack ObamaHitler’e, ucubeyarat�kFrankestein’a veAmerikanBa�kanlar�ndanso�uk sava��nmimar� AbrahamLincoln’abenzetilerekresmediliyor.

ALMAN BASININDA OBAMA HABERLER�

‘BushBama’ kredisini tüketti!“BushBama Komutanl���” tan�m� Amerikan Vatanda� Haklar� Birli�i(ACLU) sözcüsü Jameel Jaffer’e ait... Alman Frankfurter Runschaugazetesi ad�na Amerika’ya gidip halkla görü�meler yapan DietmarOstermann haberini �öyle ba�l�yor: “Art�k kimse Obama’n�n verdi�isözlere inanm�yor. Bush devri katlanarak devam ediyor.”

EKONOMİ / EMEK

Christa Gale Aral�k’ta i�iyle

birlikte sa�l�k sigortas�n�

da kaybedecek. Ocak’tan

itibiren ayl�k olarak

alabilece�i 600 dolar

i�sizlik paras�n�n da üstü

çizilmi� durumda.

“Hükümetin ay�rd��� paralar

nereye gitti? Bankac�lar

milyonlarla emekli

oluyorlar, bize hiç bir �ey

dü�müyor.”

Page 42: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 41

ki�i evsiz.

AÇ KALMA KORKUSU!

Eylül 2009 rakamlarına göreABD’de i�sizlik yüzde 9,8. Sonçeyrek yüzyılın rekoru. Waynes-boro gibi bir çok eyalet ve yerle-�im biriminde i�sizlik oranı çifthaneli. Washington’dan krizinhafifledi�ine dair olumlu haber-ler yayılsa da, i� piyasasında birumut ı�ı�ı görünmüyor.

Christa Gale, “Obama birye�il boynuzludur” diyerek ba�lı-yor konu�masına; “durum iyiyegitmeyecek, oysa biraz de�i�iklikummu�tum. Hükümetin ayırdı�ıparalar nereye gitti? Bankacılarmilyonlarla emekli oluyorlar,bize hiç bir �ey dü�müyor.”

Christa Gale Aralık’ta i�iylebirlikte sa�lık sigortasını da kay-bedecek. Ocak’tan itibiren aylıkolarak alabilece�i 600 dolar i�-sizlik parasının da üstü çizilmi�

durumda. Gale “Bu ülkede ortasınıf kayboluyor. Kısa bir süresonra sadece devletin destek ver-di�i milyonerler olacak ve gerikalanlar da yoksullar” diyor .

��siz kalacak olanlar sa�lık si-gortasını kaybetmekten çok aç-lıktan korkuyorlar.

CIT, BİR MİLYON FİRMAYI FİNANSE

EDİYORDU

Orta gelirli kesime kredi sa�-layan en büyük finans kurulu�uCIT, 1 Kasım’da iflasını açıkladı.Bir yıl önce iflas eden LehmannBrothers’tan sonra ABD’nin enönemli mali kurulu�u CIT, birmilyondan fazla küçük ve ortaölçekli firmayı finanse ediyordu.

Yine geçen hafta sonu; Arizo-na, Kaliforniya, �llinois ve Tek-sas’ta dokuz bankanın daha ifla-sı açıklandı. Yıl ba�ından buyana iflası açıklanan banka sayı-sı 115’e çıktı.

FDIC (Yatırım GarantisiFonu)’nun elinde 416 bölgeselbankanın ölüm listesi bulunuyor.Zayıflar temizlenirken, güçlümali kurulu�ların yeri geni�liyor!

JP Morgan üçüncü çeyrekte(Temmuz, A�ustos, Eylül 2009)3,4 milyar dolar kazandı. Krizinetkili oldu�u geçen yılın aynı dö-nemine göre yedi misli dahafazla! Devlet kredisi kullandı,krizi fırsat bilip zor durumdaolanların paylarını satın aldı...Buna kar�ılık klasik bankalar,do�rudan i� piyasasıyla, krediyleve ipotekle ba�lantılı olan ban-

kalar zor durumda. Amerika’da i�ten atılma dal-

gaları halkın alım gücünü dü�ü-rüyor ve bankalara olan taksitle-rini ödeyemeyen yı�ınları büyü-tüyor. Ekonomide canlanma özeli�letmelerle ilgili. Commerzbankara�tırmasına göre i� piyasasın-daki kötü gidi� ve i�sizli�in yük-selmesi, tüketim mallarındaki sa-tı�ları geri çekecektir...

ABD’de kamuoyunda etkiliyorumcular ve ele�tirmenlerObama’nın çizgisinin Bush döne-minin itaatkar bir devamı oldu�ufikrinde birle�iyorlar. “BushBa-ma Komutanlı�ı” tanımı Ameri-kan Vatanda� Hakları Birli�i(ACLU) sözcüsü Jameel Jaffer’eait.

FR’den, Amerikan halkınınnabzını tutarak krizi de�erlendi-ren Dietmar Ostermann haberini�öyle ba�lıyor: “Artık kimseObama’nın verdi�i sözlere inan-mıyor. Bush devri katlanarakdevam ediyor.”�

Alman Jungewelt Gazetesi31 Ekim tarihli baskısı yukarda-ki man�etle yayımlandı. Haber-de, “Nobel Barı� ödüllü BarrakObama rekor düzeydeki askeriharcamalar bütçesini onayladı”deniyor ve �u görü�lere yer veri-liyordu:

Obama’nın göreve geldi�in-de kapataca�ını açıkladı�ı Gu-antanamo toplama kampının ve‘terör zanlılarının’ gizli duru�-malarının devamı için ye�il ı�ıkyakıldı. �nsanlar ifadeleri alın-madan, mahkeme huzuruna çı-karılmadan aylarca-yıllarca top-lama kamplarında tutulacaklar.

Obama’nın 28 Ekim günüonayladı�ı 2010 yılı resmi sa-vunma bütçesi 680 milyar dolar.Bu miktarın 160 milyar dolarıIrak ve Afganistan sava�ına ay-rılmı�. Geri kalan büyük mebla�ise ABD’nin ‘di�er savunma gi-derleri’ kalemlerini olu�turuyor.Obama’lı Amerika bu bütçeyle,sava�çı tarihinde yeni bir rekorkırdı.

Bütçenin önemli bir bölü-mü, nasıl uygulanaca�ı bilin-memekle birlikte, Taliban ta-raftarlarının saf de�i�tirmesiiçin harcanacak. Afganistaniçin 40 bin ek asker ihtiyacı da

Obama’yı kıvrandırıyor.Obama bu takviyeyi kısmen deolsa müttefiklerin sırtına yık-mak istiyor ama buna pek ya-na�an yok.

Almanya Ba�banı AngelaMerkel’den, Afganistan’dakiAlman askeri sayısını 4 binden 7bin 500’e çıkarması talep edil-mi�ti. Almanya ise fazladanasker göndermeyi reddediyor.Afganistan’daki askerlerin geriçekilmesi yönünde Alman ka-muoyunun büyük baskısı var.Hükümet mevcut askerlerin sa-dece e�itim, alt yapı gibi hizmet-lerde de�erlendirilmesini istiyor.

‘Bütün sinyaller sava�ı gösteriyor’

��siz kalanlar araba ve ev

taksitlerini ödeyemiyorlar;

kendilerini sokakta

buluyorlar. Yeni i� bulmak

hemen hemen olanaks�z.

�ki y�l önceki emlak

krizinde evleri

ipotekli olan milyonlarca

Amerikal�n�n evleri,

ellerinden al�nd�.

Page 43: 2009 08 Kasim

42 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

Otomotiv devi General Mo-tors’un caydı�ı anla�ma,yakla�ık bir yıl devam

eden, ABD ve Almanya’dan siya-si çevrelerin de katıldı�ı pazarlık-lar sonucu yapılmı�tı. Taraflar,Opel’in yüzde 55’inin KanadalıMagna’ya satılmasını kabuletmi�, böylece ba�ta Almanyaolmak üzere Avrupa’da 55 i�çi-nin çalı�tı�ı Opel fabrikaları ka-panmaktan kurtulmu�tu.

“GREVLERİ TÜM AVRUPA’YA

YAYACAĞIZ”

Krizde kamula�tırılarakyüzde 60’ı ABD hükümeti tara-fından satın alınan General Mo-tors’un anla�madan cayması, Al-manya’yı aya�a kaldırdı. Almansendikaları ve i�çi temsilcileri,

haberin duyulması üzerine grevça�rısı yaptılar. Opel fabrikaları-nın bulundu�u Rüsselsheim, Kai-serslautern, Eisenach ve Bochumkentlerinde binlerce i�çi, 5 Ekimgünü sokaklara döküldü. Sendi-ka Ba�kanı Klaus Franz, grevle-rin Almanya’da ba�layaca�ını vetüm Avrupa’ya yayacaklarını be-lirtti.

Opel’in Avrupa’daki fabrika-larında Rusya dahil 55 bin i�çiçalı�ıyor. Bunların 25 bini Al-manya’da bulunuyor.

“UTANMAZLIK”

Anla�madan önce GM, kriznedeniyle 47 bin i�çiyi çıkaraca-�ını açıklamı�tı. ��çiler kurtuldukderken, satı� kararından vazge-çilmesiyle tekrar ba�a dönülmü�oldu.

Almanya Ekonomi BakanıRainer Brüderle kararın duyul-ması üzerine, “General Mo-tors’un Almanya’ya kar�ı davra-nı�ı kabul edilemez” dedi. SosyaDemokrat Parti Grup Ba�kanı vebir önceki Almanya Dı�i�leri Ba-kanı Walter Steinmeier durumu“utanmazlık” olarak niteledi.

MERKEL’İN ABD ZİYARETİNDE...

GM’nin anla�madan caymakararını, Alman Ba�bakanı Mer-kel’in ABD ziyareti sırasında ver-

mesi de dikkat çekti. Angela Merkel, Obama’yla

görü�mesi sırasında II. Dünya sa-va�ından sonra Almanya’ya ha-milik yaptı�ı için ABD’ye te�ek-kür ediyor. Federal Almanya’nınilk Ba�bakanı olarak Amerika’yagiderek te�ekkürelerini sunanAdenauer’e göndermeler yapı-yor...

Obama’nın Merkel’i kabu-lünden hemen sonra GM yöne-tim kurulunun toplandı�ı sonra-dan anla�ılıyor. 4 Kasım günügünü Amerika saatiyle 14’te, songörü�meler sırasında ve samimibir yemek ortamında karar Mer-kel’e iletiliyor...

Merkel Almanya’ya dönerkenuçaktan GM yetkililerini arıyorve açıklama istiyor, sadece“üzüntülerini” bildiren bir cevapalıyor.

“MERKEL PUTİN’LE OPEL’İ KONUŞTU”

GM kararının, ABD’nin su-yundan gitmek istemeyen Al-manya’ya bir ders verme niteli�ita�ıdı�ı belirtiliyor. Kararda birba�ka etken, ABD’nin korkulurüyası Rusya-Avrupa ittifakınınönünü tıkamak.

Merkel’in ABD ziyaretindenönce 30 Ekim 2009 tarihliFrankfurter Allgemeine Zeitung(FAZ)’ta çıkan bir makalede�öyle deniyordu: Yeni hükümet,Rusya ve Birle�ik Devletlere e�itmesafede duraca�ını vızıldıyor.Almanya’nın yeri Avrupa Birli�ive Atlantik toplulu�unun tam or-tasındadır!” FAZ, 5 Kasımgünkü sayısında ise �u bilgiyiverdi: Merkel Amerika’ya hare-ketinden kısa bir süre önce Pu-tin’le Opel üzerine telefonda gör-ü�tü. Opel’in satı�ından vazgeçil-di�ini duyan Putin, Rusya-Ame-rika ili�kilerinde güven sorunudo�du�unu belirterek hayal kı-rıklı�ını açı�a vurdu.

GM tepe yöneticisi Bob Lutz,karar toplantısında �öyle konu�-mu�: “Yüksek teknoloji bilgileriRusya’ya gidebilir. Bu önlenmeli-dir!” �

� Merkel veObama. GM’ninanla�madan caymakarar�n�, AlmanBa�bakan�Merkel’in ABDziyareti s�ras�ndavermesi de dikkatçekti.

GENERAL MOTORS OPEL’� SATMAKTAN CAYDI

ABD, Almanya’yla anlaşmayı bozduAmerikan otomotiv devi General Motors, Avrupal� ortakl��� Opel veVauxhall’� satmaktan vazgeçti. GM karar�n�n, ABD’nin suyundan gitmekistemeyen Almanya’ya bir ders verme amac� ta��d��� belirtiliyor.Karar�n bir ba�ka hedefi, ABD’nin korkulu rüyas� Rusya-Avrupaittifak�n�n önünü t�kamak...

“Merkel, Putin’le Opel

üzerine telefonda görü�tü.

Opel’in sat���ndan

vazgeçildi�ini duyan Putin,

Rusya-Amerika ili�kilerinde

güven sorunu do�du�unu

belirterek hayal k�r�kl���n�

aç��a vurdu.”

Page 44: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k� 43

Dünyada 170’e yakın ülkede, 2008yılından bu yana kriz var. Her ülkedekikrizin, o ülkeye verdiği hasar değişik;her ülkenin yaşadığı çeyrek yıla göreölçülmekte. Birinci çeyreği Ocak-Şubat-Mart ayları oluşturuyor. Bu çey-rekte Türkiye en büyük hasara uğrayanülkelerden. Uluslararası ölçülerle buçeyrekte yüzde 21 küsur hasar gör-müş. Gerçi başbakanımız “kriz bizeteğet geçti” demiş, ama krizden görü-len zararda Türkiye eksiksiz fazlasız

ÜÇÜNCÜ idi. 2009 yılının ikinci çeyreğinde (Yani Nisan-Mayıs-Haziran aylarında) üçüncülüğü kazanamadık ama görülen ha-sarda milli gelirin yüzde 7,1’ini yakaladık. Böylece 170 ülkearasından yedinciliği yakalamakta kusur etmedik.

2009’un son çeyreğini yaşıyoruz. Üçüncü çeyreğin sonucu-nu bazı ülkeler hesaba döktü. Bizimkiler sonucu biliyorlar amailan etmiyorlar. Yalnız IMF gibi önemli kurumlar, üçüncü çey-rekte de bize üçüncülüğü biçiyorlar.

BÖYLE BİTİRİŞ OLMAZ!

Çin, Hindistan, Brezilya dışında, “2009’da krizi bitireceğizve 2010’da ilerlemeye çalışacağız” diyen ülke henüz yok. ABD,üçüncü ve dördüncü çeyrekleri iyimser tahminlerle geçirip2009’da “bu işi bitirdik” ilanını verdi. Ancak başta ünlü eko-nomist Roubini olmak üzere, birçok büyük ekonomist buna

inanmıyor. Hele bütçesi böyle perişan durumdayken; böyle bi-tiriş olmaz.

Ekonomistler, iki çeşit krizi bitiriş anlatırlar. Birincisi hasarınbirinci yıl sona erip ikinci yıl normal ilerlemeye geçilmesi. Yanikonjonktürün tam bir L çizmesi. İkincisi, birinci ve ikinci yıldahasarı sıfırda bitirip tekrar krize girmek; yani tam bir W çizenbir konjonktür ile durumu devam ettirmek…

HÜKÜMET BİZİ MAHCUP ETMEDİ

Roubini başta olmak üzere, birçok ünlü Amerikalı ekono-mist ABD için W bitiriş ve AB için de L bitiriş tahmin ediyorlar.Ben Türkiye için, bütün kriz süresi olarak en az iki yıl, bir L çizim süreci düşünüyorum. Asgari süre 2009 ve 2010. Ağır-ca hasarlar da unutulmamalı. Bu denli karanlık öngörümünnedeni, Maliye Bakanı’nın komisyonda sunduğu bütçe tasarı-sının son derece berbat oluşu.

AKP iktidara geldiğinden bu yana, hep başarılı bir ekono-mik politika izlediği söylenirdi. Oysa bu parti, bu dergiyi oku-yanlar bilir, son derece mükemmel dünya koşulları içinde Türkinsanının yarattığı büyük üretimi, yabancı ülke insanlarına, odeğilse ülke zenginlerine boca etmiştir. AKP hükümeti dışarı-dan borç almadan, milli değerleri satıp savmadan veya yurtzenginlerine ya da yabancılara devretmeden ülkeyi yönete-mezdi. Böyle bir kriz içindeydi. Dünyadaki zengin konjonktürbitince, böyle bir krizden başka bir dünya krizine geçince, bizenasıl bir bocalama göstereceğini merak etmiştik. Bizi mahcupetmedi…�

L mi? V mi? Sona erdi mi?

EMEK DÜNYASI

ARSLAN BAŞERKAFAOĞLU

BAŞSAĞLIĞI

1968’den beri, Erzincan’a her gidişimizde,

bizleri yedirip – içiren, üstümüzü başımızı yıkayan,

öz annemiz gibi her devrimciye kanat geren,başarımız için devamlı dua eden

41 yıllık yol arkadaşım Daşar Karadağ’ın annesi Elif Karadağ’ı

kaybettik. Dost, akraba ve yakınlarına başsağlığı dilerim.

Musa Tanrıkulu

BAŞSAĞLIĞI

Yönetim Kurulu Üyemiz Daşar Karadağ’ın annesi

Elif Karadağ’ı kaybettik.

Ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.

Ulusal Kanal

BAŞSAĞLIĞI

Değerli arkadaşımız Daşar Karadağ’ın annesi

Elif Karadağ’ı kaybettik.

Ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.

Aydınlık Dergisi Çalışanları

BAŞSAĞLIĞI

Arkadaşımız Daşar Karadağ’ın annesi ve İl Yöneticimiz

Nurcan Karadağ’ın kayınvalidesi Elif Karadağ’ı

kaybettik. Acılarını paylaşır başsağlığı dileriz.

İşçi PartisiMaltepe – Kartal

Pendik İlçe Örgütleri

Page 45: 2009 08 Kasim

44 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

Diyarbakır’da iki yıl içinde54 bin 600 esnaftan 3 binsekiz yüzü kepenk kapattı.

Ancak bu kez kepenkler açılma-mak üzere kapandı. DiyarbakırEsnaf ve Sanatkarlar Odaları Bir-li�i Ba�kanı Alican Ebedino�lu,bankaların kredi konusunda Di-yarbakır esnafına çıkardı�ı zor-lukların, kepenk kapatmadaönemli payı oldu�unu açıkladı.Ebedino�lu, sicil affına ra�menbankaların esnafı sabıkalı gibigördü�ünü ve kefil �artı getirdi-�ini belirtti.

Bölgede ya�anan çatı�ma or-tamı, son yıllarda süper ve hiper-market sayısındaki artı� ile eko-nomik kriz birle�ince, esnaf zorduruma dü�tü. Ebedino�lu,bunun üzerine bir de bankalarınkredi konusunda esnafa çıkar-dıkları zorlukların eklendi�ini

anlattı.

“FAZLADAN KEFİL İSTİYORLAR”

Bankalar, �imdi de KOSGEBtarafından verilen 30 bin liralıkfaizsiz kredi deste�ine aracılıkediyorlar.

KOSGEB �u ana kadar sadeceKOB�’lere destek veriyordu. Busene çıkan bir yasayla, KOS-GEB’in kredi verdi�i kesimküçük esnaf ve sanatkar ile hiz-met sektörünü de kapsayacak �e-kilde geni�letildi. Ve iki haftaönce bu kararın uygulanması içinDiyarbakır pilot il seçildi.

KOSGEB tarafından verilenbu kredinin faizinin yüzde 50’sihazine tarafından kar�ılanıyor.Amaç esnafa destek olmak.Ancak…

Diyarbakır Esnaf ve Sanat-karlar Odaları Birli�i Ba�kanıAlican Ebedino�lu, bankaların,Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefa-let Kooperatifi’nin kefilli�ini ye-terli görmedi�ini belirtiyor. Ban-kalar esnaftan iki-üç devlet me-muru veya üç-dört i�çiyi daha

kefil göstermesini talep ediyor-lar.

“SİCİL AFFI İŞLEMİYOR”

Hükümet son 5 yıl içinde ikikez, çek ve senedi protesto edilenesnaf için sicil affı çıkardı. Ebedi-no�lu, buna ra�men söz konusuesnafın bankalarca sabıkalı gö-rüldüklerini söyledi. “Bankalarsicil affını göz önünde bulundur-muyorlar. Geçmi�te zor durumadü�en bu esnaf ve sanatkarın �uanda sunulan kredilerden fayda-lanmamaları için ellerinden gele-ni yapıyorlar. Esnaf dosya hazır-lıyor, bankaya gidiyor ve eli bo�dönüyor”.

Bankalar KOSGEB tarafın-dan verilen 30 bin liralık faizsizkredi için esnaftan bir ila 1.5 mil-yar arasında dosya masrafı talepediyor. Ebedino�lu “Bankalarburada tüccar kafasıyla hareketediyor. Ancak �u nokta göz ardıediliyor, bu para piyasaya girer-se, piyasaya canlılık gelir” dedi.

“BOYKOT EDERİZ”

Aslında sicilli-sicilsiz bütünDiyarbakır esnafından gayrimen-kul ipote�i ile kefil ve bilanço is-tendi�ini söyleyen Ebedino�lu,“Bankalar �u anda esnafa kankusturuyor. Sadece para kazan-ma pe�indeler. Verdikleri krediyisa�lama almak istiyorlar. Tabisa�lam olsun; ama zaten parasıolan, gayrimenkulü olan esnafınbu krediye ihtiyacı yok ki! Bukredinin verili� amacı bu sıkıntı-ları ya�ayan esnafın ayakta dur-masıdır. Bu nokta maalesef gözardı ediliyor” dedi.

Bankalar bu tavrını sürdürür-se kaçınılmaz olarak kapanan 3bin 800 i�yerine yenilerinin ekle-nece�ini söyleyen Ebedino�lu,kefil �artı kaldırılmazsa, bankaisimlerini de�ifre ederek Diyarba-kır genelinde boykot ça�rısı ya-pacaklarını söyledi.�

BANKALAR, “R�SKL� BÖLGE” ESNAFINA KAN KUSTURUYOR!

‘Faizsiz’ kredi Diyarbakır’da şarta bağlandıBankalar esnaftan 50 bin liral�k kredi kar��l���nda 100 bin liral�kgayrimenkul ipote�i talep ediyor. KOSGEB taraf�ndan verilen 30 binliral�k faizsiz kredi için ise bir ila 1.5 milyar aras�nda dosya masraf�al�n�yor. Gerekçe: riskli bölge! Peki, Diyarbak�r esnaf� faizsiz kredidenyararlanamayacak m�?

Diyarbak�r Esnaf ve

Sanatkarlar Odalar� Birli�i

Ba�kan� Alican Ebedino�lu.

“Kefil �art� kald�r�lmazsa

banka isimlerini de�ifre

ederek Diyarbak�r

genelinde boykot ça�r�s�

yapaca��z.”

Page 46: 2009 08 Kasim

VARDİYA

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 45

TGS: Gazetecilik için aya�a kalk!Türkiye Gazeteciler Sendikası, üç büyük �ehirde, sendika

üyesi oldukları için i�ten çıkarılan gazetecileri ziyaret etti.‘Gazetecilik �çin Aya�a Kalk’ ça�rısıyla 5 Kasım’da �stan-bul’da ATV ve Sabah, Ankara’da Halk TV ve Bursa’da OlayTV önünde e� zamanlı basın açıklamaları yapılarak basınemekçilerine destek verildi.

TGS’nin açıklamasında �öyle deniyordu: “Gazetecilik sek-töründe tekelle�me ve sermaye yo�unla�masına kar�ı mücade-le etmek, medya-siyaset-ticaret ili�kisi sonucu ortaya çıkanyozla�malara dikkati çekmek, her türlü sansür ve oto sansüruygulamalarına kar�ı çıkmak için i�yerleri önünde bir arayageldik. Gazetecilik için aya�a kalkarak, sendikal hak ve öz-gürlük mücadelemizi sabır ve kararlılıkla sürdürece�iz!”

Kamu-Sen’den Erdo�an’a mektupKamu-Sen üyeleri 5 Kasım’da �stanbul Sirkeci’deki Büyük

Postane önünde toplanarak Erdo�an’a mektup gönderdiler.Postaya vermeden önce mektubu okuyan Kamu-Sen �stanbul�l Ba�kanı Hanefi Bostan �öyle konu�tu: “Memura, i�çiye,emekliye yapılan dü�ük oranlardaki maa� artı�larının enflas-yon hedeflenmesi ile ilgili bir tarafı varsa; elektri�e, suya ben-zine yaptı�ınız zammın da mantıklı bir açıklamasını beklemehakkımız vardır.”

Nema Makine’de sendika mücadelesi

Düzce’de kurulu bulunan, Alman Vıessmann kombi or-taklı Nema Makine Tekstil’de çalı�an 32 i�çi, Birle�ikMetal-�� Sendikası’na üye olduktan sonra, 2 Kasım’da i�tençıkarıldılar. Birle�ik Metal-�� Sendikası’ndan 3 Kasım’dayapılan açıklamada, sendikaya üye olan i�çilerin önce sen-dikadan istifalarının istendi�i, bunu kabul etmeyen i�çiler-den 32’sinin i�ine son verildi�i bildirildi. Sendikanın açık-lamasında �öyle denildi: “Bizler sendikalı olma hakkını dü-zenleyen, kimsenin sendikalı olması nedeniyle baskı altınaalınamayaca�ını belirleyen Anayasa ve yasaları hatırlat-maktan bıktık. Ancak i�verenler; Türkiye Cumhuriyeti’ninAnayasasına, yasalarına ve bu sebeple açtı�ımız davalarıkazanmamıza ra�men aynı hukuk dı�ı tavırlarını sürdür-mekten bıkmadılar.

Okmeydanı direni�i, ikinci ayında…

Okmeydanı E�itim ve Ara�tırma Hastanesi önünde 18ta�eron i�çi... Senede 11 ta�eron �irketin de�i�ti�i hastane-de asgari ücretle çalı�tırılıyorlardı, sosyal güvenceleriyoktu. �ki buçuk ay boyunca maa�larını alamayınca DevSa�lık-�� Sendikası’nda örgütlenme yolunu seçtiler, 34 günönce i�ten atıldılar. ��ten çıkarılma nedenleri gösterilmedi�iiçin, ��kur’dan i�sizlik maa�ı dahi alamıyorlar. Kimisi i�tenatıldı�ını çocuklarından gizliyor. Kimisi çocu�unu okulagönderememi�.

Atiye Mısırlı, annesinin devletten aldı�ı 290 lira ile ge-çinmeye çalı�ıyor. �ki çocu�u var. Kira olan evde 4 bo�az…

Dursun �entürk de, “AKP kömür göndermi�, onunlaısınırız artık” diyerek sitem ediyor. Nermin Yi�it, kızınınliseye kaydını yaptıramamı�. “Çok hevesli okumaya” diyorama, maddi durumu ortada. Okmeydanı hastanesi çevrebölümünde 2 buçuk senedir çalı�an Erol Duras ise TayipErdo�an’a sesleniyor: “Çocuklarımıza ne verebiliriz artık,ne a� götürebiliriz. Biz nasıl ya�ayaca�ız �imdi. Ba�bakanbize kulak versin…”

CHP Grup Ba�kanvekili Kemal K�l�çdaro�lu, CHP milletvekilleri Hulusi Güven, �evket Köse, Akif Ekici veCHP Grup Müdürü Mustafa Gül, Birle�ik Kamu ��Konfederasyonu’nu ziyaret etti.

Page 47: 2009 08 Kasim

46 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

MESUT AKIN

Honduras’ta 28 Haziran’daAmerikan Okulu çıkı�lı ko-mutanların komutasındaki

ordu darbesiyle i�ba�ına getirilenRoberto Micheletti yönetiminedaha ba�ından itibaren DarbeyeKar�ı Direni� Cephesi etrafındamücadele eden i�çi, yoksul köylü,yerli ve di�er tüm muhalif kesimlerkesintisiz eylemlerde bulundular.Polis ve asker saldırılarında on ikiyia�kın ölü ve binlerce tutukluya ra�-men mücadeleye devam ettiler.

Çünkü Zelaya ile birlikte ülke-nin yüz yılı a�kın bir zamandır sür-mekte olan elitler ayrıcalı�ının,yani oligar�isinin sarsıldı�ını gör-düler.

Zelaya kendi saflarından uzak-la�maya ba�layıp (Zelaya da Oli-gar�inin Liberal Parti kanadındanseçilmi�ti) Latin Amerika yoksul-larının sesi haline gelen Alba Ülke-leriyle birlikte tutum almasına oli-gar�i tahammül edemedi. Zela-ya’nın Cumhurba�kanlı�ı’nın ikin-ci bir dönem seçilebilmesi için ka-muoyunun görü�ünün almaküzere tasarladı�ı halk oylamasıfikri de barda�ı ta�ıran son damlaoldu. Aslında Darbecilerin Hükü-meti kurmak için göreve getirdi�iRoberto Micheletti daha ba�ında‘Zelaya, Chavez’i reddederse ma-kamına geri gelebilir’ açıklamasıy-la ne dü�ündü�ünü açıkça söyle-mi�ti.

DARBECİLERİN OYALAMA TAKTİĞİ

Eylül ortalarında devrik Cum-hurba�kanı Zelaya’nın ülkeye giz-lice girip ba�kent Tegucigalpa’dakiBrezilya büyükelçili�inde ortaya

çıkması darbeye kar�ı mücadeleyeyeni bir ivme kazandırdı. HergünBrezilya elçili�i önünde toplanan‘Darbeye kar�ı direni� cephesi ey-lemlerinin öldürülmeler, yaralan-malar, kadınlara tecavüz ve her türi�kenceye kar�ı sürdürüken 30Ekim de 6 maddelik bir anla�may-la Zelaya’nın en geç 5 Kasımdagörevine ba�layabilece�inin duyul-ması yeni bir co�kuya yol açtı. Bukez anla�ma görü�melerini ABDDı�i�leri Bakan Yardımcısı ve Batıyarıküresinden sorumlu ThomasShannon yürütüyordu. Dı�i�leriBakanı Hilary Clinton ‘demokra-tik cumhurba�kanının görevininba�ına dönece�i’ haberini verirkengeçen salı CNN’in �spanyol dün-yasına yönelik yayınında konu�anShannon’un ‘Zelaya dönse de,dönmese de artık 29 Kasımdakiseçimler gerçekle�tirilecek veABD’de seçim sonuçlarını destek-leyecek’ açıklamasıyla sürece yenibir boyuta getiriyordu. Brezilyabüyükelçili�ine atanması beklenenShannon, bu açıklamasıyla biryandan Clinton’la çeli�irken di�eryandan da darbecilerin oyalamataktiklerine güç kazandırmı� olu-yordu.

ZELAYA BİR GÜN BİLE

MAKAMINA GEÇSE…

Haberi duyar duymaz Zelayaderhal Dı�i�leri Bakanı Clinton’amektup yazıp ABD temsilcilerin-den resmi açıklama beklerkendurum aciliyetini koruyordu. HemABD hem de

Oligar�inin sözcülerinin iste-dikleri neydi? Anla�ma yapılmı�tıama Zelaya neden yerine geçemi-yordu? Aslında durum son derece

netti. Zelaya’nın bir gün bile olsamakamına geçmesi:

1. Darbecilerin ve onları des-tekleyen Oligar�inin izledikleriyolun ba�arısız oldu�unun görül-mesi �eklinde algılanacak.

2. Eskiden komünizm kar�ıtlı�ı�eklinde görülen, sol ya da Chavezdü�manlı�ı bayra�ı altında destektoplama giri�imlerinin ba�arısızlık-la sonuçlanacak.

3. Özellikle Venezuela ve Bre-zilya olmak üzere tüm Latin Ame-rika’da bir araya gelmekte olan ile-rici yönetimlerin siyasi etkilerininkabul edilmesi anlamına gelecek.

4. Latin Amerika Solu’na kar�ısertlik yanlısı Güney Carolina se-natörü Jim Demmit ve Otto Reichgibi Cumhuriyetçilerin temsil etti�içizgiyi geriletmek için önemli biradım olacaktır.

5. Obama yönetiminin LatinAmerikada istese de istemese deçe�itli sol yönetimlerle çalı�mak dı-�ında ba�ka bir demokrat seçenek-lerinin olmadı�ını gösterecek.

ABD destekli askeri darbe mo-dellerinin ömürlerinin giderek kı-sala�tı�ı ve ya�ayamayacakları tes-cillenmi� olacak. Chavez’e yönelikdarbenin ancak 2 gün sürmesininardından Zelaya’ya kar�ı darbeci-lerin dört aydır yönetimi i�gal et-meleri darbeciler açısından bir ba-�arı olarak dü�ünülüyor. AncakReagan döneminde ABD zulmü-nün bölgede uygulama merkeziolarak seçilen, ordunun son elliyıldır hep Amerikan Okulu mezu-nu subaylarca yönlendirildi�i vesol gelene�in çok zayıf oldu�uHonduras’ın durumu göz önünealınırsa bunun bir ba�arı sayılama-yaca�ı ortada.�

Hergün Brezilya elçili�i önünde toplanan ‘Darbeye kar�� direni�cephesi eylemlerinin öldürülmeler, yaralanmalar, kad�nlara tecavüz veher tür i�kenceye kar�� sürdürüken 30 Ekim de 6 maddelik biranla�mayla Zelaya’n�n en geç 5 Kas�mda görevine ba�layabilece�ininduyulmas� yeni bir co�kuya yol açt�.

DÜNYA

HONDURAS’DA DA TAR�H GER�YE DÖNDÜRÜLEMEYECEK.

Tüm oyalamaya rağmen Zelaya zafere yürüyor!

Page 48: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 47

Çinliler, Çin devriminin lideriMao Zedung’un heykelini da�la-ra, ta�lara dikiyor! Foto�rafta gör-dü�ünüz heykel, Hunan Bölge-si’ndeki Changsha’da in�a edili-yor. Hunan, Mao’nun eyaleti.Changsha eyaletin ba�kenti.Mao’nun ö�retmenlik yaptı�ı vedevrimcili�i benimsedi�i �ehir.

Mao, ya�arken heykellerininyapılmamasını istemi�ti ve yapıl-madı.

KAPİTALİZM YIKILIRKEN…

32 metre yüksekli�indeki hey-kel, Çin Komünist Partisi(ÇKP)’nin ve Çin Halk Cumhuri-yeti’nin kurucusu Mao Zedung’ungençlik halini gösteriyor.

Haberi 4 Kasım 2009 tarihlisayısında foto�rafıyla veren Tarafgazetesi, Mao heykeliyle Ameri-kan ba�kanlarının heykellerinikar�ıla�tırıyor. ABD’nin 1936’dayaptı�ı, dört ABD ba�kanını göste-ren anıt, 18-20 metre yüksekli�in-de. Rushmore Da�ı Anıtı’ndaABD ba�kanları George Washing-ton, Thomas Jefferson, TheodoreRoosevelt ve Abraham Lincoln’ünkabartma heykelleri bulunuyor.

Kapitalizmin yükseli� yılların-da Amerikan ba�kanlarının hey-kelleri yapılmı�tı, sosyalizm yükse-

lirken Çin devriminin lideri MaoZedung’un heykelleri dikiliyor!

21. YÜZYIL, SOSYALİZM ÇAĞI!

Emperyalizm ça�ı olarak daadlandırılan 20. yüzyıl; Lenin,Mustafa Kemal ve Mao’nun sap-tadı�ı gibi ya�anmı�tı… 21. yüzyıl,sosyalizm ça�ı olacak! Mao’nun“ka�ıttan kaplan” dedi�i kapita-lizm, büyük çıkmazda. SosyalistÇin, 60 yıllık kesintisiz yükseli�ini,dünyayı sarsan krize ra�menbugün de devam ettiriyor; dünya-nın en büyük ekonomisi haline ge-liyor. Daha da ötesi, kapitalistdevletler krizden çıkı� için Çin’esarılıyor…

Uygarlık da Atlantik’ten As-ya’ya kayıyor. Emperyalist devlet-lerin parçalama hamlesine giri�ti�iAsya, saldırıların kar�ısında kayagibi dikiliyor.

Tıpkı Mao’nun heykeli gibi!

MAO’NUN SOSYALİZMİ SÜRDÜRME

TEORİSİ DOĞRU ÇIKTI!

Çin devrimi, bilimsel sosyaliz-mi zenginle�tiren, bugüne kadarkibütün prati�iyle sosyalizminönünü açan, onu zenginle�tirenbüyük bir deney.

Mao’nun geri dönü� tehlikesi-ne kar�ı sınıf mücadelesini sürdür-

me ve sosyalizmi kurma teorisi,Rusya ve Do�u Avrupa’daki sos-yalizm deneyimlerinde do�rulandı:

“Sosyalizmi kurmak uzun birsüreçtir. Bu süreç boyunca ikisınıf, iki çizgi, iki yol arasındakimücadele devam eder. Yani prole-tarya ile burjuvazi, Marksizm ileRevizyonizm, Sosyalizm ile kapita-lizm arasındaki mücadele mülki-yet araçlarının esas olarak kolek-tifle�tirilmesinden sonra bile kapi-talizme geri dönü� tehlikesi hâlâvardır. Geri dönü� tehdidi, devletve parti içindeki kapitalist yolcularsınıfından gelir. Emekçi iktidarı al-tında devrimi sürdürmek zorunlu-dur.”�

� Yap�lan an�t�nbitmi� halininfoto�raf�.

DEVR�M DA�I MAO ZEDUNG’A

Çin’de dağlarca anıt!

Page 49: 2009 08 Kasim

48 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

BEŞ KITADAN

�talyan hâkim CIA ajanlarınıadam kaçırmaktan suçlu buldu

�talyan mahkemesi, Mısırlı bir Müslüman din adamınıkaçırmaktan dolayı 4 Kasım’da 23 CIA ajanını mahkûm etti.�talyan mahkeme, CIA ajanlarına 5 ile 8 yıl arasında de�i�enhapis cezalarına çarptırdı; Ebu Ömer’e 1 milyon, e�ine de500 bin Avro tazminat ödenmesine karar verdi. Mahkemeayrıca CIA mensuplarıyla i�birli�i yaptıkları tespit edilen iki�talyan istihbaratçıya da 3 yıl ceza verdi. Ebu Ömer olarakbilinen Hasan Mustafa Usame Nasır adlı Mısırlı din adamı,2003 yılında Milano’da gündüz sokakta yürürken kaçırılmı�ve önce sorgulanmak üzere Almanya’ya, oradan da Mısır’agötürülmü�tü. Ebu Ömer, �nsan Hakları Örgütü’ne verdi�iifadede, kendisine kar�ı herhangi bir suçlama olmadan,2007 yılına kadar tutuklu kaldı�ını ve i�kenceye u�radı�ını,sonradan da yargılanmadan serbest kaldı�ını belirtti. �talyanmahkemenin bu kararı, Bush yönetimi tarafından 11 Eylülsaldırılarının ardından uygulamaya konulan “ola�anüstü ic-raat programı”na kar�ı atılmı� ilk büyük adım olarak görü-lüyor. Programa göre, dünyanın her tarafında “terör zanlı-ları”, o ülkenin otoriteleri çi�nenerek sorgulanıyor ve ope-rasyon yapılan ülkelerin polisinden gizli olarak kaçırılıphapsediliyor.

Karzai devlet ba�kanı ilan edildiancak tartı�malar bitmedi

Afganistan’da seçim hilelerinin gölgesinde gerçekle�tirilenbirinci tur seçimlerin ardından 7 Kasım’da yapılması planla-nan ikinci tur seçimleri iptal edildi. Hamid Karzai’nin rakibiAbdullah Abdullah’ın adaylıktan çekilmesinin ardından dev-let ba�kanlı�ı seçiminin ikinci turunun iptal edildi�ini açıkla-yan Afganistan seçim komisyonu, Hamid Karzai’nin yenidendevlet ba�kanı ilan edildi�ini duyurdu. Devlet Ba�kanı Kar-zai’nin Sözcüsü Siyamak Heravi de, Karzai’nin yeni hüküme-ti 3 hafta içinde kuraca�ını belirtti. Birle�mi� Milletler HamidKarzai’nin ba�kanlı�ını tanıdı�ını açıklasa da Karzai yöneti-minin me�rulu�u tartı�maları sürüyor. Seçim Komisyonu’nunKarzai’yi seçimin galibi olarak ilan etmesi kararının yasal birdayana�ı olmadı�ını savunan Abdullah, böyle bir komisyo-nun kararına dayanarak iktidarı ele alan bir hükümetinme�ruiyetinin olamayaca�ını söyledi.

Seçimlerin birinci turunda Taliban’ın ça�rısı üzerineAfgan halkının sade-ce yüzde 38’i sandıkba�ına giderken, hal-kın yüzde 62’si seçim-leri boykot etmi�ti.Yüzde 38’lik oy kul-lanma oranı gözönüne alındı�ındaKarzai, Afgan halkı-nın yakla�ık yüzde20’sinin oyunu ola-rak devlet ba�kanı se-çilmi� oldu.

AB ülkelerindeki uyu�turucukullanımı giderek yükseliyor

Avrupa Uyu�turucu ve Uyu�turucu Ba�ımlılı�ı �zlemeMerkezi’nin (EMCDDA) 5 Kasım’da yayınladı�ı yıllık rapo-ra göre Avrupa’da kokain ve eroin kullanımı devamlı yükse-liyor. Raporda, özellikle eroin kullanımının yükseldi�i veBatı Avrupa’dan büyük bir oranda di�er AB ülkelerine ya-yıldı�ı belirtiliyor. AB’ye katıldıktan sonra uyu�turucu kul-lanımının iyice arttı�ı Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Bulga-ristan gibi eski Do�u Bloku ülkeleri ise, bu konuda özellikleHollanda, Danimarka ve Belçika gibi Batı Avrupa ülkelerinisorumlu tutuyor. 1990-2006 yılları arasındaki dönemde,Avrupa’da, uyu�turucu kullanımı sonucu yılda 6400 ila8500 arası ölüm gerçekle�ti�i rapor edildi.

HAZIRLAYAN: Ahu Yalç�n / �afak Terzi

Page 50: 2009 08 Kasim

BEŞ KITADAN

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 49

ABD üssünü travma geçiren kendi askeri vurdu

Dünyanın en büyük ABD askeri üssü olarak bilinen, ABD’nin Tek-sas eyaletindeki 65 bin askeri barındıran Fort Hood askeri üssüne 5Kasım günü büyük bir saldırı gerçekle�ti. Travma sonrası stres bozuk-lu�u rahatsızlı�ı ya�ayan, ço�unlukla Afganistan ve Irak i�galindegörev almı� askerlerin toplandı�ı üste gerçekle�en saldırıda az 12 Ame-rikan askerinin öldü�ü ve 33 ki�inin yaralandı�ı açıklandı. Askeri yet-kililer, ola�anüstü hal ilan edilen bölgede, çevreye ate� açan bir ki�ininvuruldu�unu, iki �üphelinin de gözaltına alındı�ını açıkladı. Bu ki�ile-rin asker oldu�u haberi verildi. ABD Ba�kanı Obama’nın,”ABD’ninkendi topraklarında böylesine bir saldırıya u�ramı� olması deh�et veri-ci bir olaydır” �eklindeki açıklaması, Amerika’nın güvenlik konusunda11 Eylül olaylarından sonra bir kez daha küçük dü�tü�ü yorumlarınayol açtı. Askeri sözcü Tu�general Bob Cone, saldırının, göreve gidecekaskerlerin son sa�lık kontrollerinden geçirildi�i bir merkezde meydanageldi�ini söyledi.

Çin uzay silahları geli�tiriyorÇin Hava Kuvvetleri Komutanı �u Kiliang 3 Kasım tarihinde yap-

tı�ı açıklamada, Çin Halk Cumhuriyeti’nin uzay silahları geli�tirdi�inibelirtti. �u’nun Çin Halkın Kurtulu� Ordusu gazetesine, 11 Kasım’daÇin Hava Kuvvetleri’nin 60. yılı öncesinde verdi�i demeçte, Çin’in“uzay silahı geli�tirmeye mecbur oldu�unu” bildirdi. Çinli komutan budurumu “tarihi olarak kaçınılmazdır, çünkü dünyadaki askeri güçlerinrekabeti uzayın derinliklerine do�ru ilerliyor. Barı�ı ancak askeri güçsa�layabilir” �eklinde de�erlendirdi. Hava Kuvvetleri Komutanı �u, si-lahlarla ilgili ayrıntılı bilgiye girmeden, Çin Ordusu’ndaki silahlarınkapasitesinin kısa zamanda, uzun mesafeli hedefleri kusursuz bir kesin-likte vurabilecek roketlere sahip olarak artırılaca�ını bildirdi. Çin Or-dusu yetkilileri, Ekim ayı ba�ında yaptı�ı açıklamada, bütçedeki önce-li�in önümüzdeki dönemde Deniz Kuvvetleri’nde ve Hava Kuvvetle-ri’nde olaca�ını açıklamı�tı.

Mikro etnik bölünmelerTEOMAN AL�L�

Yugoslavya sava�ı ba�ladıktan sonra etnikayrı�ma o kadar derinle�ti ki aynı kökene ba�lıinsanlar arasında bile farklılıklar öne çıkarıldı.Makedonya’da, Makedonlar birbirlerini nere-deyse bölgesel tanımlamalar içinde ayrı tutma-ya ba�ladılar. Hepsi Ortodoks ve Slav kökenliolmasına ra�men ya�adıkları bölgede Make-donlar ayrı�tı. Slav Makedonları, Bulgar Make-donları, Ege Makedonları (Rum kökenli olan-lar) ve Osmanlı döneminde Müslüman olanMakedonlar arasında bile gerginlikler ya�andı.Slav Makedonları Balkanlar’da ya�ayan ve ken-dilerine esas Makedonyalı olarak tanımlayan-lardı. Bunlar tarihi önderler olarak Büyük �s-kender’i ve Osmanlı döneminde �ttihatçılarlabir dönem ittifak yapmı� olan Marksist JaneSandavski’yi seçmi�lerdi. Bulgar Makedonlarıise Osmanlı döneminden ayrı�tıklarını söylüyorve kökenlerinin Osmanlı’yla i�birli�i yapande�il Osmanlı’nın her gücüne kar�ı sava�anHristov’lara dayandı�ını öne sürüyorlardı.Bunlar Kriva Palanka, Türkçe adıyla DeveBayır bölgesinde yo�un olarak ya�ayanlardı.Rum Makedonları ise Büyük �skender’in aslın-da Rumların kökeni oldu�unu iddia ediyor vedo�al olarak Yunanistan yanlısı davranıyorlar-dı. Gevgelija bölgesi onların merkeziydi. Müs-lüman Makedonlar ise kendilerini Türk olaraktanımladılar. Arnavutlarda da durum farklıde�ildi. Toska ve Gega Arnavutları bibirine peksıcak yakla�mıyorlardı. Ancak aralarında Ma-kedonlar kadar derin ayrılıklar yoktu.

Bo�naklar ise daha çok köken tartı�masıya�ıyorlardı. Bir grup kendilerini Peçeneklerindevamı gibi tanımlarken di�er bir grup zaman-lı Müslümanlı�ı kabul etmi� Slavlar olduklarınısöylüyordu. Sırplar da a�ırlık olarak ideolojikbir ayrım göze çarpıyordu. Ancak bu ideolojikayrımı bile Sırplar etnik bir temele ba�lamayaçalı�ıyordu. Karada�’da ya�ayanlar has Sırplardaha do�rusu Balkan Sırplarıyız derken Sırbis-tan’dakiler de kendilerine Balkan Sırbı demele-rine ra�men Karada�lılar ve Karada� kökenli-ler tarafından Rusla�mı� hatta Türk kökenlerialmı� Sırplar olmakla de�erlendiriyordu. ZatenYugoslavya’nın son federatif hali olan Sırbis-tan-Karada� gev�ek federasyonu da bu yapıyagöre olu�mu�tu. Görüldü�ü gibi aslında bölün-menin sonu yoktu. Etnik ayrı�ma ülke deya�ayan insanları mikro ölçeklerde etnik grup-lara ayırmı�tı.

Yugoslavya dersleri

Page 51: 2009 08 Kasim

50 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

AL� �AYLI�

Dünyadaki Geneti�i De�i�tiril-mi� Organizma üretimininyüzde 99’u ABD, Arjantin,

Kanada ve Çin’de gerçekle�iyor. Buürünleri dünyaya pazarlayan firma-ların ba�ında ABD’li Monsanto geli-yor. Monsanto gitti�i ülkelerdeekimi, hasadı ve ticareti kontrol altı-na alıyor. Bu firma, yerel i�letmelerlebirliktelik kurarak çe�itli ürünlerigıda pazarlarına sokuyor.

ABD’nin, birçok ülkeyeGDO’lu tohum ve ürün satmakamacıyla baskı yaptı�ına dikkatçeken uzmanlar, Zambiya’da ya-�ananları buna örnek olarak göste-riyor. Zambiya, ABD’nin“GDO’lu ürün al” baskılarına di-rendi�i için, ABD’nin AIDS a�ısıambargosuna u�ruyor.

26 Ekim’de Resmi Gazete’deyayımlanan Gıda Ve Yem AmaçlıGenetik Yapısı De�i�tirilmi� Orga-nizmalar Ve Ürünlerinin �thalatı,��lenmesi, �hracatı, Kontrol Ve De-netimine Dair Yönetmelik tartı�-

maları ve birçok soruyu da bera-berinde getirdi.

KAÇAK TOHUM EKİMİNİN ÖNÜNÜ

AÇIYOR

Tarım ve Köyi�leri BakanıMehdi Eker, tartı�maların alevlen-mesi üzerine kameralar kar�ısınageçmek ve yönetmeli�ini savun-mak zorunda kaldı. Eker, yönet-melikle GDO’lu ürünlerin ülkeyegiri�inin kısıtlandı�ını söyledi.

Ancak uzmanlar bu yönetmeli-�in çeli�kiler yuma�ı oldu�u görü-�ünde.

Biyologlar Derne�i AnkaraEski �ube Ba�kanı Uzman BiyologMustafa Koçkaya, yönetmeli�inGDO’yu üreten firmaların baskıla-rı sonucu olu�tu�unu söyledi. Koç-kaya, yönetmelikte önemli eksik-liklerin göze çarptı�ına dikkatçekti.

Gıda ve yem ürünleri yönetme-lik kapsamında. Ancak yönetme-likte tohumlukların durumu belir-lenmiyor. Koçkaya, bu durumunyönetmeli�i eksik hale getirerek,

kaçak tohum ekiminin önünü açtı-�ını söyledi.

KENDİ KENDİNİ İSPİYON MADDESİ

Yönetmeli�in 5. Maddesi’ndeithal edilen, üretilen ya da da�ıtımıyapılan Yönetmelik, GDO’lu gıdaveya yemin sa�lı�a zararı tespitedildi�inde bakanlı�ı bilgilendirmegörevini i�letmeciye veriyor. “Bui�letmecinin kendi kendini ispiyon-laması demek” diyen MustafaKoçkaya, bu hükmün gerçekle�-mesinin hayalperestlik olaca�ınısöyledi.

GDO’suz ürünlerin üzerinebunun yazılmasını yasaklayanhükmü ise “yöneltmelik, tüketici-nin seçim hakkını ihlal ediyor”sözleriyle ele�tiren Koçkaya,“GDO’lu ürünlerin izin verilenamaçların dı�ında kullanılmayaca-�ı hükmünün anla�ılmadı�ını” be-lirtti.

PROF. DR. AKÇELİK: “YENİ VE CİDDİ

SORUNLAR YARATACAK”

Ankara Üniversitesi Fen Fakül-tesi Biyoloji Bölümü BiyoteknolojiAna Bilim Dalı Ba�kanı Prof. Dr.Mustafa Akçelik de, bütün kont-rollerin Tarım ve Köy ��leri Ba-kanlı�ı’nca yapılacak olmasınıele�tirdi.

�thalat edilecek ürünler içinanaliz yapılmasını öngören yönet-melik hükmünde, hangi analizlerinyapılaca�ının belirtilmedi�ine dik-kat çeken Akçelik, Türkiye’de ana-lizleri yapabilecek yeterli teknikbir alt yapının olmadı�ına da dik-kat çekti.

Türkiye’nin GDO’lu ürünlereihtiyacı olmadı�ına özellikle vurguyapan uzmanlar, gıda egemenli�i-nin ulusal egemenli�in bir parçasıoldu�una dikkat çekiyorlar. Tür-kiye’nin tür sayısı bakımından ol-dukça zengin oldu�unu, 12 binbitki türünden 4 bin kadarının,ba�ka hiçbir yerde bulunmadı�ıhatırlatılıyor. Uzmanlar, Türki-ye’deki endemik bitki türü çe�itli-�inin, Avrupa ortalamasının 3 katıoldu�una da dikkat çekiyorlar.�

� BiyologlarDerne�i AnkaraEski �ube Ba�kan�Uzman BiyologMustafa Koçkaya,Ankara ÜniversitesiFen FakültesiBiyoloji BölümüBiyoteknoloji AnaBilim Dal� Ba�kan�Prof. Dr. MustafaAkçelik. (sa�da)

TÜRK�YE’N�N GDO’LARA �HT�YACI YOK

ABD bastırdı GDO yönetmeliği çıktıUzmanlara göre yönetmeli�in as�l sahibi ABD. GDO’lu ürünleridünyaya pazarlayan firmalar�n ba��nda ABD’li Monsanto �irketigeliyor. Monsanto gitti�i ülkelerde ekimi, hasad� ve ticareti kontrolalt�na al�yor. Uzmanlar, Türkiye’de GDO’lu ürünlerin önünü açanyönetmeli�in çeli�kiler yuma�� oldu�u görü�ünde.

TOPLUM

Page 52: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 51

BELMA YÜCEL – EMRAH TA�TAN

Geneti�i De�i�tirilmi� Orga-nizmalar yönetmeli�ineZiraat Mühendisleri Oda-

sı’ndan da (ZMO) tepkiler geldi.GDO’ya Hayır Platformu bile-�enlerinden olan ZMO GenelBa�kanı Gökhan Günaydın, �z-mir’de bir açıklama yaparak,“2002’de iktidara gelen AKP,2002’den 2009’a kadar bu soru-nu görmezden geldi ve her yıl2–2,5 milyon ton soya 500 binton ile l.5 milyon ton arasındamısır geneti�i de�i�mi� haldeTürkiye’ye girdi” dedi.

SOFRALARIMIZDA

800 ÇEŞİT GDO’LU ÜRÜN

800’den fazla GDO’lu ürü-nün sofralara girdi�ini de ifadeeden Gökhan Günaydın, �unlarısöyledi: “Bu ürünler alerjik reak-siyona neden oluyor. Canlılardaantibiyotik direnci yaratmalarıönemli bir di�er nokta. Farelerüzerinde yapılan deneylerde;üçüncü nesilde do�um anemileri,dü�ük tartılı do�umlar ve kısırlıkyarattı�ı biliniyor. Kanser yapıpyapmadı�ı tartı�ılıyor.”

Günaydın’ın verilerini bilim-sel ara�tırmalar da do�ruluyor.

RAKAMLAR GÜNAYDIN’I

DOĞRULUYOR

Çukurova Üniversitesi Tarım-sal Yayım, Haberle�me, Ara�tır-ma ve Uygulama Merkezi Müdü-rü Prof. Dr. Ya�ar Gürgen’inara�tırmasında payla�tı�ı rakam-lar Ziraat Mühendisleri OdasıGenel Ba�kanı Gökhan Günay-

dın’ın rakamlarını do�rular nite-likte. Ara�tırmada “Son zaman-larda Türkiye’de mısır tüketimi,yakla�ık 3 milyon tonu bulmu�ve buna kar�ılık üretimimizdeyıllara göre de�i�mekle beraber 2milyon ton civarında seyretmek-tedir. Bu nedenle son yıllardayakla�ık 700 bin ile 1 milyon toncivarında bir mısır açı�ımız olu�-maktadır. Bu açı�ı kapatmak içinya üretim alanlarını geni�letmekveya birim alandan elde edilenverimi arttırmak gerekecektir”deniliyor.

“YÖNETMELİK ULUSLARARASI

TEKELLERİN ÇIKARINA”

Yönetmeli�e bir tepki de ZiraatMühendisleri Odası �stanbul �ubeBa�kanı Ahmet Atalık’tan geldi.Atalık, �stanbul oda binasında Ay-dınlık’a yaptı�ı açıklamada yönet-meli�in yabancı dilden çeviri oldu-�unu belirtti. Atalık, “Yönetmelik-te gıdalara ‘GDO içermemektedir’yazmak ABD’de oldu�u gibi yasak-lanmı�. Bu durum yönetmeli�inTürkiye’de yapılmadı�ını kanıtlı-yor” dedi. Biyogüvenlik Yasası çı-karılmadan yönetmelik çıkarılma-sını ele�tiren Ahmet Atalık, “Yö-netmelik’te, Gıda Yasası ve YemYasası’na atıfta bulunuluyor,ancak bu yasalarda GDO’lu ürün-lerle ilgili bir hüküm söz konusude�il. Bu durum önemli bir yasalbo�luk do�uruyor” diye konu�tu.

GDO’LARLA İLGİLİ BİLİMSEL

ÇALIŞMALAR ŞİRKETLERİN

TEKELİNDE

Yönetmelik’te GDO’lu ürün-leri bebeklerin kullanmasının ya-

saklandı�ını hatırlatarak, ZiraatMühendisleri Odası olarak yap-tıkları ara�tırmalarda Türkiye’desatılan bazı bebek mamalarındaGDO’ya rastladıklarını ifade etti.

GDO’lu ürünlerle ilgili bilim-sel ara�tırmalara da de�inenAhmet Atalık, dünyadaGDO’larla ilgili ara�tırmalarınbirço�unun dünya tarım tekelle-rinin elinde oldu�unu kaydetti.Atalık, tekellerin Fikri MülkiyetHakkı’na dayanarak, GDO’larlailgili ba�ımsız ara�tırmaların ya-pılması ve yayınlanmasının en-gellendi�ini bildirdi.

GDO’lu ürünlerin Türkiye’yegirmesiyle milyonlarca çiftçinin,birkaç uluslararası tarım tekelineba�lı kalaca�ını söyleyen Atalık,tüm vatanda�ları GDO’lu ürün-lere kar�ı mücadeleye ça�ırdı.�

� ZiraatMühendisleri Odas��stanbul �ubeBa�kan� AhmetAtal�k.

ZMO GENEL BA�KANI GÖKHAN GÜNAYDIN:

‘GDO’lu 2,5 milyon ton soya 1,5 milyon ton mısır giriyor’Ziraat Mühendisleri Odas� Ba�kan� Gökhan Günayd�n, GDO’lu ürünlerinülkemize 2002’den beri girdi�ini belirtti. 1998’den bu yana GDO’lu ürünlerekar�� mücadele ettiklerini anlatan Günayd�n, GDO’lu ürünlerin ülkeyegiri�inin AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte milyon tonlar� buldu�unuaç�klad�. Günayd�n’a göre sofram�za 800’e yak�n GDO’lu g�da giriyor.

Page 53: 2009 08 Kasim

52 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

NAC� ER��

Narkotik suçlara bula�ançocuk sayısı son bir yıldayüzde 29 arttı. Ya� ise

17’den 14’e dü�tü. Uzmanlar ço-cuklar arasında narkotik suçlarınartmasında en önemli etkenin ar-kada� çevresi oldu�unu söylüyor.Peki emniyet bu konuda ne gibiönlemler alıyor? �stanbul Emni-yet Müdürlü�ü Çocuk �ubesiMüdürü Sedat Erco�kun, Üskü-dar’daki Çocuk �ube Müdürlü-�ü’nde sorularımızı yanıtladı.

Aydınlık- �stanbul’da çocuk-ların karı�tı�ı narkotik suç oranısayısı kaç?

Sedat Ercoşkun- 2008 yılı-nın ilk 9 ayında narkotik suçlarabula�an çocuk sayısı 453 iken2009 yılının aynı döneminde bu

sayı 584 oldu. Son bir yıldayüzde 29 artı� gösterdi.

ÇOCUKLAR MADDE SATIŞINDA

KULLANILIYOR

Aydınlık- Çocukların narko-tik suçlara gittikçe daha çok bu-la�masını neye ba�lıyorsunuz?

Ercoşkun- Bu konuda arka-da� çevresi çok önemli. Çocuklarnarkotik maddelere daha kolayula�abiliyor. Özellikle çocuklar,daha az �üphe çekti�i için, nar-kotik maddelerin satı�ında kulla-nılıyorlar. Bu da sayıda artı�aneden oluyor.

Aydınlık- Çocuk polisi ola-rak ne gibi önlemler alıyorsunuz?

Ercoşkun- Risk bölgelerineayrılmı� olan �ehirde devriyegezen ekiplerimiz var. Bu suçla-rın ço�unlu�u okulda ya da okulçevresinde ya�andı�ı için güven-lik önlemlerini okullarda yo�un-la�tırdık. Polis bölgesindeki 2300okulu güvenlik önlemlerine göre‘Risk Bölgelerine’ ayırdık. Örne-�in tam donanımlı güvenlik siste-mi (güvenlik kameraları, özel gü-venlik elemanları) olan bir okul3. derece risk bölgesi kabul edi-yoruz. Daha az güvenlik olanokullar 2. derece, adli vakalarınsıklıkla ya�andı�ı ve güvenli�i ol-mayan okullar 1. derece risk böl-gesi. Risk derecesine göre buokullara düzenli ziyaretler yapı-yoruz. Okul dı�ında da derslerinba�langıç ve biti� saatlerinderesmi kıyafetli polis ekipleri bu-lunuyor. Ayrıca haftada ikiokula giderek seminerler düzenli-yoruz. Aileler ve ö�retmenlerikonu hakkında bilgilendiriyoruz.

SANATA VE SPORA

YÖNLENDİRİYORUZ

Aydınlık- Peki aileler yeterin-

ce bilgili mi?Ercoşkun- Tam olarak diye-

meyiz. Zaten suç oranının artma-sındaki en önemli etkenlerden bi-risi de bu.

Aydınlık- Aile çocu�ununuyu�turucu madde kullandı�ınınasıl anlar?

Ercoşkun- Çocu�un maddihalinde, yani fiziki yapısında de-�i�im olur. Burnu akabilir, gözle-rinin altı çökebilir. Sürekli ba�a�rısı olabilir. Çocuk eskisindenfazla para harcar, daha içine ka-panık olur.

Aydınlık- Güvenlik önlemialmak yeterli mi?

Ercoşkun- Tabi ki de�il. Ço-cukları uyu�turucuya bula�ma-dan önce engellemek gerekiyor.Bunun için onlara bir hedef gös-termeliyiz.

Biz bazı devlet sanatçılarıylaortak hareket ederek koro kur-maya çalı�ıyoruz. Aynı zaman-da �zcilik Federasyonu, TürkiyeFutbol Federasyonu ve büyükkulüplerimizle görü�melerimizvar. Çocuklarımızı sanata vespora yönlendirmeye çalı�ıyo-ruz.

BEDEN EĞİTİMİ DERSLERİNİN

KALDIRILMASI DOĞRU DEĞİL

Aydınlık- Siz spor ve sanatayönlendiriyorsunuz, ancakokullarda Beden E�itimi veResim derslerinin sayısı azaltıl-dı…

Ercoşkun- Milli E�itim Ba-kanlı�ı bu uygulamayı nedenyapı bilmiyorum ancak do�ru ol-du�unu söyleyemem. Bu dersle-rin çocukların geli�imi içinönemli dersler oldu�unu dü�ünü-yorum.

Aydınlık- Medyanın rolününasıl de�erlendiriyorsunuz?

Ercoşkun- Medyanın önemiçok büyük. Toplumu çok çabuketkiliyor. Televizyonda gördü�üçizgi filme özenen bir çocu�unpencereden atladı�ına bile �ahitolduk. Ancak yine de medyanınbize yardımcı oldu�unu söyleye-mem.�

� �stanbulEmniyetMüdürlü�ü Çocuk�ubesi MüdürüSedat Erco�kunbizi Üsküdar’dakiÇocuk �ubesi’ndekonuk etti

ÇOCUKLARDA NARKOT�K SUÇ B�R YILDA YÜZDE 29 ARTTI

Hedefi olan çocuk suça bulaşmıyorNarkotik suçlara bula�ma ya�� 17’den 14’e dü�tü. Uzmanlar suçabula�mada arkada� çevresi ve ailenin iki önemli etken oldu�unusöylüyorlar. Peki emniyet bu konuda ne önlem al�yor? Çocuklaruyu�turucuya bula�madan önce ne gibi önlemler al�nmal�? �stanbulEmniyet Müdürlü�ü Çocuk �ube Müdürü Sedat Erco�kun sorular�m�z�yan�tlad�.

Page 54: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 53

ÖZLEM KONUR USTA

Enfeksiyon hastalıklarında virüs-lere kar�ı etkili ve herkesin enkolay �ekilde ula�abilece�i yön-

tem, su ve sabunla elleri sık sık yıka-mak. Domuz gribiyle ilgili toplumiçindeki panik havası artarken ecza-nelerde alkol içerikli jeller, manavlardada sarmısak satı�ları tavan yaptı. Yurt-ta�lar �a�kın. Kimi “Allah’ın izniylebize hiçbir �ey olmaz” diyor. Kimi ise“çolu�u çocu�u deterjanla, çama�ır su-yuyla yıkadı�ını” söylüyor. Oysadomuz gribi virüsünü etkisiz hale getir-mek için çama�ır suyu ya da alkol içe-rikli jellere gerek yok. Uzmanlar su ve

sabunun virüsü etkisiz hale getirmekteyeterli oldu�unu vurguluyorlar.

20 SANİYEDE VİRÜSÜ ÖLDÜRÜYOR

Gripten korunma yollarınıTürk Klinik Mikrobiyoloji ve �n-feksiyon Hastalıkları Derne�iGenel Sekreteri Uzman Doktor Ser-vet Alan’la konu�tuk.

Alan, virüsün ellerle kolaylıklaetrafa bula�abildi�ini söyledi.“Hap�ırma, öksürme durumundaelin a�za götürülmesiyle eller kirle-nir. Ki�i telefon ahizesi, kapı kolu,musluk gibi yüzeylere dokundu-�unda bir ba�ka ki�inin buralaratemas etmesi ve elini a�zına, burnu-na gözüne sürmesiyle ikinci ki�iyevirüs bula�abilir.”

Domuz gribi virüsünün çokgüçlü olmadı�ını söyleyen Dr. Ser-vet Alan, “Su ve sabun, virüsün öl-mesinde etkilidir. Elin bilekler dahiltüm yüzeylerinin sabun ve suyla yı-kanması etkili olacaktır” diyor.Bunun için gerekli olan süre yalnız-ca 20 saniye.

Uzmanlar hasta ki�ilerin top-lumda virüsün yaygınla�masını ön-lemek için evlerinde kalmaları ge-rekti�ini, zorunlu hallerde masketakmalarının uygun oldu�unu söy-lüyorlar.

Alan, maskenin yanlı� kullanı-mı konusunda uyardı: “Hastaolanlar çevresini korumak amacıy-

la maske takabilir. Ancak, hasta ol-mayanların maske takmalarınınçok önemli bir katkısının olmadı�ısaptandı.”

“İYİ BESLENEN GRİP OLMAZ” FORMÜLÜ

YANLIŞ

Basın yayın organlarında sarmı-sak, maydanoz, limon, et ürünleri-nin tüketimi de öneriliyor. Uzman-lar beslenmeye bu kadar vurgu ya-pılmasından rahatsız. Peki beslen-menin buradaki yeri ne?

Uzman Dr. Servet Alan, “bes-lenme önemli” diyor, “Ancak iyibeslenen herkes hastalıktan kurtu-luyor formülü yanlı�”. Dr. ServetAlan, iyi beslenmenin vücudun sa-vunma sistemini güçlü tutaca�ınısöylüyor: “Vitaminler, proteinler,karbonhidratlar gibi gerekli besinmaddelerini almak faydalı olur.Fakat iyi besleniyor olmanız, mev-simsel grip, domuz gribi ya daba�ka bir hastalı�a yakalanmaya-ca�ınız anlamına gelmez. Ellerin sıksık sabunla yıkanması, hasta ki�ile-rin maske kullanması ve risk grup-larının a�ılanması gerekiyor.”�

DOMUZ GR�B�NE KAR�I EN KOLAY KORUNMA YÖNTEM�

Su ve sabun mucizesi!Alkol içerikli jeller, maskeler ya da yiyece�imiz sarm�saklardan önceen etkili yol, ellerin su ve sabunla y�kanmas�. Eller virüsün en çokkulland��� ta��y�c�lar. Ellerin d�� yüzeyle temas eden bölgelerinin 20 saniye y�kanmas� virüsün etkisiz hale gelmesi için yeterli. Uzman Dr. Servet Alan gripten korunma yollar�n� anlatt�.

Tayyip Erdo�an, 3 Kasım günüpartisinin grup toplantısında “a�ı ol-mayaca�ım” dedi; kararını “otoritelerbu konuda de�i�ik de�i�ik kanaatleraçıklıyor” diyerek gerekçelendirdi. Er-do�an bu sözleriyle, uzmanların ba�ın-dan beri i�aret etti�i yönetim bo�lu�u-nu, bizzat sergilemi� oldu. �stanbulTabip Odası Genel Sekreteri Hüseyin

Demirdizen 23 Ekim’de yaptı�ı açıkla-mada, a�ı konusundaki güvensizli�inSa�lık Bakanlı�ı’nın politikalarındankaynaklandı�ını söylüyor, “Yüklümiktarlarda a�ı getirtilmesi, a�ı hak-kında kamuoyu gündemine dü�en spe-külasyonlara anında ve tatminkâr ya-nıtlar verilememesi ku�kular do�ması-na neden oldu” diyordu.

Türk Tabipler Birli�i Merkez Kon-seyi Genel Sekreteri Eri� Bilalo�lu daSa�lık Bakanlı�ı’ndaki yönetim bo�lu-�una dikkat çekiyor: “Ba�bakan’ınikna edilememi� olması, bakanlı�ınotoritesini tümüyle ortadan kaldırmı�-tır. Vatanda� ya bakana itibar edecekya ba�bakana itibar edecek. Bu, so-rumlulu�u alınacak bir �ey de�ildir.”

Erdo�an’ın tutumu, yönetim bo�lu�unun kanıtı

“Hap��rma, öksürme

durumunda elin a�za

götürülmesiyle eller

kirlenir. Ki�i telefon

ahizesi, kap� kolu, musluk

gibi yüzeylere

dokundu�unda bir ba�ka

ki�inin buralara temas

etmesi ve elini a�z�na,

burnuna gözüne sürmesiyle

ikinci ki�iye virüs

bula�abilir.”

Page 55: 2009 08 Kasim

54 � Ayd›nl›k� 8 KASIM 20090

…ULAN DEDİM(KENDİ KENDİME),PASTADAN DANSÖZÇIKAR EYVALLAH,

AMA ATATÜRK ÇIKARMI/ ÇIKARILIR MI EY MİL-

LET? AZİZ ATATÜRK’Ü YEME/TIKINMA ŞİMDİ DE PASTAYADÖNÜŞTÜ! GEÇİN ÖTEKİLE-

Rİ, PEKİ O PAŞALARA NE DEME-Lİ, “BİZ ATATÜRK’Ü YEDİRME-

YİZ” DİYEMEDİLER Mİ, YIKILDIM!…TAKSİM ALANINA KOCAMAN

İKİ KAZAN MUHALLEBİ KONULSAYDI,BİRİSİNDEN İSTANBUL VALİSİ ÖBÜRÜNDEN BÜ-YÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI ÇIKSAYDI DAHADOĞRU OLMAZ MIYDI?

…GEÇEN HAFTA “NEDEN.. NEDEN..NEDEN?” DİYE HAYKIRMIŞTIM! YANITI AYDIN-LIK’TAN GELDİ:

“DOĞU PERİNÇEK YAZDI…ISLAK İMZALI KÂĞIT PARÇASI İRTİCAYI KURTARMA EYLEM PLANI”(Aydınlık/ 1Kasım 2009/ Sayı: 1163) YAZININ “ARA BAŞLIKLARI” BİLE ATATÜRK

CUMHURİYETİ’NİN NE HALLERE DÜŞTÜĞÜNÜ/DÜŞÜRÜLDÜĞÜNÜ ORTAYA KOYUYOR.. YAZI-NIN SONUNA GELDİĞİNİZDE ONLARIN NEDENMAHPUS DAMINDA TUTULDUKLARINI APAÇIKGÖRÜYORSUNUZ. HER AYDINLIK OKURUNUNBU YAZIYI EN GENİŞ BİÇİMDE YURTTAŞLARAYAYMASI BİR VATAN BORCUDUR. EĞER BUNUYAZAN MAHPUS DAMINDA OLMASAYDI TÜMÜLKEYİ DOLAŞIP ANLATACAKTI YAZDIKLARINIVE ANLATMASIN DİYE YANDAŞLARIYLA BERA-BER “ÇIKILAMAZ” AYNI ÇATI ALTINDA!

EVET, O GENİŞ/ GERÇEK ACI YAZININ ARABAŞLIKLARI YAZIMDA OLSUN İSTEDİM:

1- ISLAK İMZALI KÂĞIT PARÇASI. 2- TÜRKORDUSU’NUN İRTİCAYA KARŞI EYLEM PLAN-LARI KUŞKUSUZ VAR. 3- YALANLAR GERÇEK-LERLE HARMANLANIYOR. 4- HEDEFTE GENEL-KURMAY BAŞKANLIĞI VAR. 5- “SEKİZİNCİDARBE”NİN LİDERİNİN ORG. BAŞBUĞ OLDUĞUBİR BUÇUK YIL ÖNCE İLAN EDİLMİŞTİ. 6- “ER-GENEKON DEMEK TSK DEMEKTİR” AŞAMASI-

NA GELMİŞ BULUNUYORUZ. 7- İRTİCAYI KUR-TARMA PLANI. 8- STRATEJİK AMAÇ CUMHURİ-YET DEVRİMİ’NE SON VE KESİN DARBENİN İN-DİRİLMESİDİR. 9- OPERASYONUN BAŞINDADOĞRUDAN ABD BULUNUYOR. 10. BOP EŞ-BAŞKANLIĞI “DELİĞE SÜPÜRME” TEHDİDİYLEESİR ALINMIŞTIR. 11- GENELKURMAY, ABDOPERASYONUNU SAPTAMAKTAN KAÇINIYOR.12- BİR ORDUYA KENDİ ÜLKESİNDE YABANCIDEVLETLER TARAFINDAN OPERASYON YAPILA-MAZ. 13-ORDU’YA YERİNDE UYARILAR. 14-NATO KONSEPTİNE ESİR OLURSAK “HUKUKDEVLETİ”NİN YALANCI TANIĞI OLURUZ.15-BOP EŞBAŞKANLIĞININ KURULMASIYLA TÜRKDEVLETİ DAĞILMAYA BAŞLAMIŞTIR. 16-HUKUK DEVLETİNDE YARGI DÜKALIKLARI KU-RULAMAZ VE ÇADIR YARGILAMASI YAPILA-MAZ. 17- BAĞIMSIZ MİLLİ DEVLET OLMAZSAHUKUK DEVLETİ HİÇ OLMAZ. 18- HUKUK DEV-LETİ YOK ANCAK “HUKUK DEVLETİ”NİN YA-LANCI TANIKLARI VAR. 19- HUKUK DEVLETİNİBU OPERASYONLARA BOYUN EĞEREK DEĞİL,KEMALİST DEVRİMİ TAMAMLAYARAK KURA-CAĞIZ.”

Ve bu başlığın son cümlesi de şöyle: “BUNU BAŞARMAMIZ İÇİN, TÜRKİYE’NİN Sİ-

LAHLI GÜCÜNÜ DİRİ TUTMAK EN ÖNEMLİ GÖ-REVDİR.” … EY KARAOĞLAN OBAMA!

En mutlu tarihimiz 29 Ekim’de memleketine istediğin Baş-bakanımız “ülkenizden akıl almaz dolarlarla aldığı uçağınaEminanımla atladığı gibi…” yanına gelmesi, yoğun tepkilernedeniyle gerçekleşmedi. 7 Aralık’ta ne haliniz varsa görün,nasıl olsa er geç bizler de öğreneceğiz! Çok yerinde ve haklıtepkiler üzerine Obamagillere gidemeyen Başbakan, Cumhuri-yet Bayramı’nda Genelkurmay Başkanı Başbuğ ile rakamla 80,yazıyla seksen dakika baş başa konuşmuşlar. Ne mi konuş-muşlar, ne bileyim yahu,” imam bayıldı sizin orada nasıl pişiri-lir”i konuşmadılar elbette. Başbakan ile Genelkurmay Başkan-larının başbaşaları, gidenle de olduğu gibi devlet sırrıdır seksenmilyonu ilgilendirmez! Erdoğan’ın 29 Ekim’de ABD’ye gide-mediği inşallah hayırlara vesile olmuştur vesselam!

…BİR DELİ!

Şaibeli bir belgeye işeyip ıslatmış, bin akıllı kurutamamış, iyimi?

ADI: TÜRKİYE

Soyadı: CUMHURİYET... Üç yaş büyüğüm aziz, sevgili ağa-beyim.. 0, hani inanmış yandaşlarıyla GAZİ MUSTAFA KEMALATATÜRK’ün kurduğu lâik Türkiye Cumhuriyeti.

FİKRET OTYAM

Page 56: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k� 55

86 yaşına bastı çok şükür!86 yıldır iç ve dış “hayınların” yıkmak istediği ama yıkama-

dıkları Türkiye Cumhuriyeti!.Bu “mutlu, onurlu” günün ertesinde, okuduğum aşağıda-

ki yazıyı da “yazarı başım gözüm üstüne” deyip sizlerle pay-laşmak istedim:

“ŞEREF TRİBÜNÜCumhuriyet Bayramı kutlandı. Şeref tribününe bakıyorum...Cumhurbaşkanımızın, memlekete zararlı olduğu için iki

defa partisi kapatıldı, son partisi laiklik karşıtı fiillerin odağı ilanedildi, kendisinin kayıp trilyon davasından yargılanıp yargılan-mayacağı tartışılıyor... Başbakanımızın, memlekete zararlı ol-duğu için iki defa partisi kapatıldı, kendisi hapse atıldı, siyasetyasağı getirildi, en son kurduğu partisi laiklik karşıtı fiillerinodağı ilan edildi, hazine yardımı geri alındı... GenelkurmayBaşkanımızın, darbeci olup olmadığı tartışılıyor... CHP liderimi-zin, memlekete zararlı olduğu için partisi kapatıldı, kendisi Zin-cirbozan’a kondu, son partisi için hazine yardımında yolsuzlukyaptığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu, başbakanımıztarafından mahkemeye verildi... MHP liderimiz, memlekete za-rarlı olduğu için partisi kapatıldı, hükümetimizin yıkım projesiuyguladığını söylediği için başbakanımız tarafından mahkeme-

ye verildi... DTP’lilerimizin, memlekete zararlı olduğu için sayı-sını unuttuğum defa partileri kapatıldı, şu anda hemen hepsihakkında fezleke var, bazıları hakkında hapis cezası çıktı, sonpartilerinin kapatma davası devam ediyor... TBMM Başkanımı-zın, memlekete zararlı olduğu için iki defa partisi kapatıldı, sonpartisinin laiklik karşıtı fiillerin odağı olduğu açıklandı... Ana-yasa Mahkemesi Başkanımız, iktidar partimizin laiklik karşıtı fi-illerin odağı olduğunu ilan etti, hazine yardımını kesti,CHP’miz hakkında suç duyurusunda bulundu, DTP’mizin ka-patılıp kapatılmayacağı davasına bakıyor, üstelik kendisi hu-kukçu değil... Anayasa Mahkemesi Başkanvekilimizin eşi, Er-genekon’dan yargılanıyor... Yargıtay Cumhuriyet Başsavcımızdesen, iktidar partimizin ve DTP’mizin memlekete zararlı oldu-ğu iddiasıyla dava açtı... Danıştay Başkanımız, kendisini vurdu-lar, arkadaşları öldürüldü... 550 milletvekilimiz var, 409 tanedokunulmazlığı kaldırılsın dosyası var, biri Adalet Bakanımız...Söz konusu protokolün iştirak ettiği tören, Ankara’da yapıldı,Belediye Başkanımız çeşitli sebeplerden yargıya intikal etmişvaziyette.

Bu yazıyı bitirince Cumhuriyet meyhanesine gideceğim kut-lama için...

Hadi şeref’inize!”(Yılmaz Özdil, Hürriyet, 30 Ekim 2009)

Page 57: 2009 08 Kasim

56� Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

Türk edebiyatının toplumcukalemlerinden �rfan Yalçın;son romanı “Yorgun

Sevda” ile bu yılın Cevdet KudretEdebiyat Ödülü’nü sahibi oldu.“Dili kullanı�ındaki �iirselli�i veyetkinli�i, romanının çarpıcı ko-nusu, kurgudaki ba�arısı, günde-lik gerçekli�i bütün boyutları vesertli�iyle sanki gerçekdı�ıymı�gibi aktarma hüneri” nedeniyleTüyap �stanbul Kitap Fuarı’nda31 Ekim’de yapılan törende ödü-lünü alan �rfan Yalçın’la romanı,günümüz edebiyatı ve okurlar

üzerine konu�tuk. �rfan Yalçın’asoruları, muhabirimiz Seza Öz-demir yöneltti.

“HEM HÜZNÜ, HEM SEVİNCİ

ANDIRAN BİR DUYGU”

Aydınlık- “Yorgun Sevda” ilebu yıl roman dalında CevdetKudret Edebiyat Ödülü’nü aldı-�ınızda neler hissettiniz? Bu ödülsizin için ne ifade ediyor?

İrfan Yalçın- Bilmem niye,hem hüznü, hem sevinci andıranbir duygu. En önemli yanı, özen-dirmek olsa da ödüllerin, benimiçin bu söz konusu olamaz.

Aydınlık- Romanın kahra-manı Canım’ın öyküsü küçük birkentten büyük kente okumayagiden bir kızın kendi içinden dı-�arıya, dı�arıdan kendi içine yap-tı�ı bir yolculuk gibi. Öyleyse ro-manın adı neden “YorgunSevda”?

İrfan Yalçın- Ya�amımızınbelli bir parçasını çok sevmek,sevdalanırcasına sevmek ve onuher an yitirmekten korkmak diyebir �ey var ku�kusuz. Romanınadı, romanın ba�ki�isinin a�zın-dan çıkan bir sözün içinde;“…Yorgun bir sevda gibi ya�adı-�ım Lunapark günlerinin köpü-�ünü döküyorum ak kâ�ıda.”

TİPLEŞTİRİLMİŞ BİREYSEL

ALINYAZISINDAN TOPLUMSAL

İMGEYE

Aydınlık- “Yorgun Sevda”,okuru bireyin öyküsünden top-lumsal olana götürmesi açısın-dan dikkat çekiyor. Dikkat çeki-yor çünkü bugünün edebiyatındabireyin sorunlarında toplumsal

olanı görmek çok zor hale geldi.Bu açıdan bugünün edebiyatınınasıl de�erlendiriyorsunuz?

İrfan Yalçın- Roman, yazın-sal bir tür olarak bir dönemi eleveren “tiple�tirilmi�” bireysel biralınyazısının, bozulmu� bir ya�a-mın izini sürer. Bunu yaparkende, söz konusu toplumu imgeleryoluyla yansıtır, açıklar ve yo-rumlar. 12 Eylül’den sonra yazı-lan romanların ço�unda, roman-cının, daha çok kendisini ilgilen-diren özgül sorunlarını evrenselsorunlar gibi ele almasından,yani kendini evrenin merkezi gibigörmesinden kaynaklanan bo�-luklar, yapaylıklar görüyor, ger-çekle yazın arasındaki “mesa-fe”nin büyüdü�üne tanık oluyo-ruz. Böylece, bu dönemde, yo�undü�ünsellikten ve yo�un duyarlı-lıktan uzak bir roman edebiyatıolu�uyor ve alabildi�ine ticarile-�iyor. Öyle ki, televizyon reklam-ları aracılı�ıyla, Türkçeyi biledo�ru dürüst yazamayan amaTürkiye’ ye ve Türk tarihine karaçalan “büyük” romancılar yara-tılıyor!

� �rfan Yalç�n.“Okuyucunun tavr�ve dü�üncesiilgilendirmiyorbeni. Yani benim,okuyucununho�lanaca�� kitapyazmak gibi birdü�üncem yok.”

ROMAN YAZARI �RFAN YALÇIN:

‘Düşünsellikten uzak bir roman edebiyatı oluşuyor’Türk edebiyat�n�n özgün kalemlerinden �rfan Yalç�n, 12 Eylül’den sonrayaz�lan romanlar�n ço�unda, “gerçekle yaz�n aras�ndaki mesafeninbüyüdü�ü” tespitini yap�yor. Ancak o, çizgisinden hiç sapm�yor. �rfanYalç�n okurlar�na bir de müjde verelim. Yazar, üzerinde çal��t���kurgusal-belgesel roman� bitirmek üzere…

KÜLTÜR / SANAT

12 Eylül’den sonra yaz�lan

romanlar�n ço�unda,

romanc�n�n kendini evrenin

merkezi gibi görmesinden

kaynaklanan bo�luklar,

yapayl�klar görüyor,

gerçekle yaz�n aras�ndaki

“mesafe”nin büyüdü�üne

tan�k oluyoruz. Böylece, bu

dönemde, yo�un

dü�ünsellikten ve yo�un

duyarl�l�ktan uzak bir roman

edebiyat� olu�uyor ve

alabildi�ine ticarile�iyor.

Page 58: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 57

“KURGUSAL-BELGESEL ROMANIMI

BİTİRMEK ÜZEREYİM”

Aydınlık- “Yorgun Sevda”,devrik cümleye dayanan anlatımdiliyle de “�rfan Yalçın döndümü?” dedirtiyor. Edebiyat dün-yasının �rfan Yalçın’dan uzakkalmayaca�ı yeni yapıtlar yoldamı?

İrfan Yalçın- Düz yazıdakigeleneksel söz diziminden uzak-la�ıp devrik tümce kullanma ça-bası de�il benim yaptı�ım. Benimyaptı�ım, daha do�rusu yapma-ya çalı�tı�ım, �iirsel dilin ses de-�erlerini göz önünde bulundura-rak yazmak. Sorunuzun ikincibölümüne yanıtım �u; evet var.Bitirmek üzere oldu�um kurgu-sal-belgesel bir roman üstündeçalı�ıyorum. �kinci Dünya Sava�ıyıllarında Zonguldak’ta, çokgenç ya�ta veremden ölen üç �ai-rinin ya�amöyküleri; MuzafferTayyip Uslu, Rü�tü Onur, KemalUluser.

Aydınlık- 1990’lı yıllarda ya-yınlanan yapıtlarınızdan sonrasizin kurgusal anlatılarınıza uzakkalmı�tık. Bir ara verdiniz sanki.Neden?

İrfan Yalçın- Katılmıyorumbu yargınıza. 1990’lı yıllarda, ikiromanım yayımlandı; “Annem,Babam ve Ben”, “Uzun Bir Yal-nızlı�ın Tarihçesi”. Dahası, üçoyunum oynandı Devlet Tiyatro-ları’nda. Milliyet Yayınları’ndaniki çevirim çıktı. Kısa öyküleryazdım.

“DÜŞÜNCE FAHİŞESİ” AYDINLAR (!)

Aydınlık- Bir aydın olarakgünümüz aydınının duru�ununasıl de�erlendiriyorsunuz? Bu-günün aydınına dü�en görevnedir?

İrfan Yalçın- Aydın, içindeya�adı�ı toplumu ve ça�ını bilen,ele�tiren, dahası, tavır koyup ge-rekti�inde ölümü bile göze alabi-len ki�i bence. Ama günümüzde,liberal aydın diye öyle bir aydınkitlesi ortaya çıktı ki, dolar ya daöroyla çalı�an bir tür dü�ünce“fahi�e”si sanki(!); daha önce sa-vunduklarını pi�kin pi�kin yadsı-yor, sırıtarak yalan söylüyor, iç-eri�i bo� demokrasi sözcü�ünesı�ınıp emperyalizmin bütün al-çaklıklarına göz yumabiliyor.Böylesine aydın de�il, kar�ıt-aydın denir tabi.

“70 SANTİMLİK KİTAP PAKETLER

MİSİNİZ?”

Aydınlık- Edebiyatın birmeta haline getirildi�i bir yayınsektörü var �u anda. �nsanlarınkitapları süpermarket sepetinedoldurur gibi aldı�ına ama oku-madı�ına tanık oluyoruz. Nasılde�erlendiriyorsunuz bunu?

İrfan Yalçın- Edebiyat metade�il ama kitap bir meta; öbürtüketim maddeleri gibi alınıp sa-tılıyor. �nsanlar kitapları ke�kesüpermarket sepetine doldururgibi alsalar da okusalar! Aldı�ıkitapları okuyanlar da vardırelbet. Ama ço�u gösteri� için, ev-lerine gelen konuklara ne kadarkültürlü, okumaya meraklı ki�i-ler olduklarını göstermek içinkitap alıyorlar bence de. Yıllarönce, Taksim’deki kitabevimegelen bir mü�teri, “Kitaplı�ımda-ki yetmi� santimlik bir bo�lu�udoldurmak için ciltli, oldukçakalın güzel kitaplar istiyorum”demi�ti. Yardımcım bayan, mü�-terinin dedi�i kitapları bulup yanyana dizdi, cetvelle ölçtü ve

“Evet, yetmi� santim tam” dedi.�nanmamı� olacak ki, mü�teri,cetveli alıp kendi de ölçtü,“Do�ru, evet, yetmi� santim,”diye onayladı, “paketler misi-niz?”

Aydınlık- Okurlarınızın Yor-gun Sevda, Ölümün A�zı, Gene-levde Yas, Pansiyon Huzur vedi�er yapıtlarınıza yakla�ımınınasıl de�erlendirirsiniz? Edebiyatokuru ‘kitap okumak’ ve ‘kitaptüketmek’ arasında nasıl birsüreç geçiriyor sizce?

İrfan Yalçın- Okuyucununtavrı ve dü�üncesi ilgilendirmiyorbeni. Yani benim, okuyucununho�lanaca�ı kitap yazmak gibibir dü�üncem yok. Sorunuzunikinci bölümünü �öyle yanıtlaya-bilirim; ekonomik bir sözcükolan “tüketmek” sözcü�ünü birmeta olarak kitap almak amaokumamak anlamında kullanı-yorsanız, bunu bile olumlu bulu-rum; günün birinde, kitap oku-yaca�ı tutabilir o ki�inin ya dabir ba�kaları okur. Nedeni neolursa olsun, kitap satın almanınkendine göre �iirsel bir güzelli�ivar!�

Ayd�n, içinde ya�ad���

toplumu ve ça��n� bilen,

ele�tiren, dahas�, tav�r

koyup gerekti�inde ölümü

bile göze alabilen ki�i

bence. Ama günümüzde,

liberal ayd�n diye öyle bir

ayd�n kitlesi ortaya ç�kt� ki,

dolar ya da öroyla çal��an

bir tür dü�ünce “fahi�e”si

sanki! Daha önce

savunduklar�n� pi�kin pi�kin

yads�yor, s�r�tarak yalan

söylüyor, içeri�i bo�

demokrasi sözcü�üne

s���n�p emperyalizmin bütün

alçakl�klar�na göz

yumabiliyor. Böylesine

ayd�n de�il, kar��t-ayd�n

denir tabi..

� �rfan Yalç�n; sonroman� “YorgunSevda” ile bu y�l�nCevdet KudretEdebiyat Ödülü’nüsahibi oldu.

Page 59: 2009 08 Kasim

58 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

ALPAY TU�LU

�stanbul Kültür Sanat Vak-fı’nın (�KSV) ‘�nsan ne içinya�ar?’ sloganıyla düzenledi�i

11. Uluslararası �stanbul Bienali,8 Kasım’da sona erdi. Bienal,adeta hükümetin yürüttü�ü ‘açı-lım’ politikalarının, ‘sanatsal’aya�ını olu�turuyordu. Sanatsalkaygıların bir kenara itildi�i bie-nalde, Musul-Kerkük’ü kapsayıpKars’ı Ermenistan sınırlarındagösteren haritalardan, Ata-türk’ün ‘Ne mutlu Türk’üm diye-ne!’ sözünü etnik baskı aracı gibigösteren filmlere kadar, yüzüa�kın ‘eser’ sergilendi.

�ki milyon Avro bütçeli bie-nalin ana sponsorlu�unu KoçHolding, öncü sponsorlu�unu daEczacıba�ı üstlenmi�ti. Bienalindüzenleyicisi �KSV’nin yönetimkurulu ise, �akir Eczacıba�ı ba�-

kanlı�ında, Ethem Sancak, NuriÇolako�lu, Kadir Topba�,Ahmet Misbah Demircan, Gen-cay Gürün, Oya Eczacıba�ı veSuzan Sabancı Dinçer’den olu�u-yordu.

BİENAL ASYA, AFRİKA VE LATİN

AMERİKA’YA KAPALI

Bienal, üç ayrı mekânda me-raklısıyla bulu�tu; Tophane’dekiüç numaralı antrepo ve eskitütün deposu ile �i�li’deki eskiFeriköy Rum Okulu. 12 Ekim’deba�layan Bienal kapsamında ay-rıca, 150’ye yakın sanat merke-zinde sergiler ve tartı�ma toplan-tıları düzenlendi. Etkinliklerinhiçbirinde Türk sanatçılarınarastlayamadık. Bienal için 40 ül-keden 70 sanatçının 141 yapıtıseçilmi�ti. Sergilerde ço�unluklaAvrupa ülkeleri, kısmen de Orta-do�u, Kafkasya ve Kuzey Ameri-

ka’dan ‘eser’ler yer aldı. LatinAmerika, Asya ve Afrikalı sanat-çıların eserleri küratörler tarafın-dan tercih edilmemi�. Avrupalısanatçıların eserlerinde büyükoranda Sovyetler Birli�i ele�tirisikendini gösteriyordu.

“ETNİK BASKI”YA GÖNDERME!

3 numaralı Antrepo’daki ser-gide, Erkan Özgen’in �spanya’daçekti�i ‘Köken’ adlı kısa film gös-terildi. Be� dakikalık film boyun-ca, bir grup kaçak, yoksul Afri-kalı, parkta uygun adım yürüye-rek �ngilizce slogan atıyorlar.‘How fortunate is the one whosays I am Turkish!’ Türkçesi, ‘Nemutlu Türk’üm diyene!’

Yakınlardaki rehbere,“Neden bu sloganı atıyorlar?”diye sorduk. Yanıtı, gayet açıktı:“�spanya’da ayrılıkçı gruplarvar. Onlarda da kökenlerinizorla kabul ettirme dü�üncesivar. Bu sloganı attırarak Türki-ye’de yapılan etnik baskıya gön-derme yapılıyor.”

AY-YILDIZ’IN ÇEKİŞMESİ!

�nci Furni’nin “Ruh” adlı ça-lı�ması... Pamuk üzerine yaptı�ı30’a yakın küçük resimden olu-�uyor. Aralarında en dikkat çe-keni siyah zemin üzerindekibeyaz ay-yıldız. Türk bayra�ı,

� Merkezi Paris’teolan ‘socie-te-Realizm’ adl�kooperatifin,‘Mimarl�kBakanl���: KültürDevletleri’ isimliçal��mas�. Musul,Erbil ve Kerkük’üTürkiye s�n�rlar�ndagösteren haritada,Trabzon, Rize, Karsve Van illeriErmenistan s�n�rlar�içinde gösteriliyor.

BÖLÜCÜLÜ�ÜN SANATI OLUR MU? YAPMI�LAR!

İstanbul Bienali: Açılımların ‘sanatsal’ ayağı �nci Furni’nin “Ruh” adl� çal��mas�... Pamuk üzerine yapt��� 30’a yak�nküçük resimden olu�uyor. Aralar�nda en dikkat çekeni, siyah zeminüzerindeki beyaz ay-y�ld�z. Türk bayra��, adeta karikatürize edilmi�. Ayve y�ld�z birbirine pamuk ipli�iyle ba�l�. Birbirlerini çeki�tire çeki�tireoranlar� bozulmu� görünüyor. Böyle bir sanatsal özgürlük olabilir mi!

Bienalin bas�n

sponsorlar�: Ak�am,

Bir Gün, Cumhuriyet,

Hürriyet, Milliyet,

Radikal, Sabah, Taraf,

Vatan, Kanal 24,

CNBCN-e, HaberTürk,

National Geographic

Channel, NTV,

TRT, TV 8 ve Digitürk.

Page 60: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 59

adeta karikatürize edilmi�. Ay veyıldız birbirine pamuk ipli�iyleba�lı. Birbirlerini çeki�tire çeki�-tire oranları bozulmu� görünü-yor. Böyle bir sanatsal özgürlükolabilir mi!

EGE KITA SAHANLIĞI’NDA SAVAŞ

GEMİLERİ

Aynı salonun ba�ka bir bölü-münde, Yunanistanlı VangelisVlahos’un ‘Gri Bölgeler (2009)’adlı foto�raf sergisi var. Sava�gemisi foto�raflarının yan yanakonmasından ibaret gibi görünenbu serginin anlamını, elimizdekikitapçıktan ö�reniyoruz:

“Gri Bölgeler (2009) adı,Türk yetkililerin Ege Denizi’nde,Yunanistan’la Türkiye arasındadefalarca siyasi ve askeri gergin-li�e yol açan tartı�malı bölgeleritanımlamakta kullandıkları teri-me gönderme yapıyor.”

SÖZDE TÜRKİYE VE ERMENİSTAN

HARİTALARI

�i�li’deki Feriköy Rum Oku-lu’nda sergilenen eserler de pekfarklı de�ildi. Karanlık bir sınıftadokuz harita sergileniyordu. Ha-ritalar, Merkezi Paris’te olan‘socie-te-Realizm’ adlı kooperati-fin, ‘Mimarlık Bakanlı�ı: KültürDevletleri’ isimli çalı�ması. Hari-

talardan birinde Türkiye sınırlarıhemen göze çarpıyordu. Musul,Erbil ve Kerkük’ü Türkiye sınır-larında gösteren haritada, Trab-zon, Rize, Kars ve Van illeri Er-menistan sınırları içinde gösteri-liyordu!

Alimjan Jorbaev’in siyah-beyaz foto�raf sergisi ise Türki-ye’de kamusal alandaki kısıtla-malara gönderme yapıyor. Fo-to�raflarda, Bi�kek Meydanı’ndatopluca namaz kılan insanlar gö-rünüyor.

REKLAM DEĞİL, SANAT ESERİ!

Önce reklam-promosyon san-dı�ımız, ardından oraya ‘sanateseri’ olarak ‘yerle�tirildi�ini’ an-ladı�ımız bir manzara da Topha-ne’deki tütün deposundan. Siyahbir perde üzerine yapı�tırılmı� ikigazete sayfası. Birinin altında �n-gilizce, di�erinin altında Türkçeolarak ‘alabilirsiniz’ yazıyor. Ya-zıların hizalarında, yerde dedemet halinde iki ayrı gazete du-ruyor. Daily News ve Radikal!Bu pek ‘yaratıcı eser’in sahibi I�ılE�ri Kavuk.

POSTMODERNİST SANATA

REHBER HİZMETİ

Bienalde eserlerin bütününebir anla�ılmazlık hâkimdi. Post-

modernist anlayı�la yapılmı�eserler için açıklayıcı kitapçıklarhazırlanmı�, ayrıca rehberlere ih-tiyaç duyulmu�. Üç ayrı mekan-da da izleyicilere eserlerden neanladıklarını sorduk. Aldı�ımızyanıtların hepsi birbirine benzi-yordu. “Pek bir �ey anlamadık.”,“Bazılarını rehberler ve kitapçıksayesinde anlayabildik.”

Öte yandan bienale �stanbul-lulardan ziyade yabancı turistle-rin ilgi göstermesi de dikkat çeki-ciydi. Üç mekânda da görevlilere,sergiyi yakla�ık kaç ki�inin gezdi-�ini sorduk, yanıt alamadık.�

Sergiyi gezen gençler. “Pek bir �ey anlamad�k.”

Türk bayra��, adeta karikatürize edilmi�. Ay ve y�ld�z birbirinepamuk ipli�i ile ba�l�. Birbirlerini çeki�tire çeki�tire oranlar�bozulmu�.

� Önce reklam-promosyonsand���m�z,ard�ndan oraya‘sanat eseri’ olarak‘yerle�tirildi�ini’anlad���m�z birmanzara daTophane’deki tütündeposundan.

Page 61: 2009 08 Kasim

60 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

HAYAT� ASILYAZICI

Jerzy Grotowski, dünyanınbütün kültür merkezlerindeinanılmaz bir üne sahip ol-

mu�tur. Genel olarak Yoksul Ti-yatro’nun kurucusu, yönetmen,kuramcı olarak bilinmektedir.Polonya’daki tiyatrosu, �imdiler-de eski i�levini yitirmekle birlik-te, Laboratuvar Tiyatrosu olaraktarihsel i�levini yerine getirmi�tir.

Grotowski’nin popüler tiyatroinsanı oldu�unu, ülkemizde de çoktanınmakta oldu�unu belirtmeli-yim. Özellikle �stanbul’da çok ta-nınma sının bir nedeni de, BeklanAlgan-Ayla Algan’ın kurup yönet-tikleri Tiyat ro Ara�tırmaları Labo-ratuvarı (TAL)’nın Grotowski ti-yatrosu üzerinde, örneklemeli ça-lı�malar yapmasıdır. Özelliklevücut e�itimi, beden çalı�maları

ko nusunda TAL, çok etkin çalı�-maları, uzmanlarını ça�ırarak sür-dürmü�tür. Bu açıdan bakıldı�ın-da, Türk Tiyatrosu’nda Grotows-ki yönteminin etkisi var dır.

Bu satırların yazarı PolonyaTiyatrosu üzerine yerinde ara�tı-rarak çok sayıda inceleme yazısıyazdı. Grotowski ve LaboratuvarTiyatrosu hakkında Türkiye’dekiilk yazıları, 1970’lerden 1987’yekadar kesintisiz denebilecek ara-lıklarla yayımlandı.

İSTANBUL’DA ANILDI

Grotowski (1933-1999), 2Kasım günü Garaj �stanbul’daanıldı. Top lantıda Grotowski uz-manları Leszek Kolankiewicz veLudwik Flaszen konu�tu. Flas-zen, Grotowski’nin edebiyat-dra-maturg ve yöneti ci arkada�ı ola-rak, Laboratuvar Tiyatrosu’ndasürekli birlikte oldu�u yazar veyöneticiydi. Toplantının ikincisi,3 Kasım’da Yeditepe Üniversi -tesi’nde film gösterisi ve panellegerçekle�tirildi. �ki Polonyalı ti-yatro sanatçısını Türkiye’yedavet eden, a�ırlayan, Po lonyaBa�konsoloslu�uydu. Ba�konso-los Miroslaw Stawski, diplomat-lı�ının üstün niteliklerini ta�ıyankültürlü bir insandır. Olayınöne mini bildi�i için sözkonusutoplantının sponsorlu�unu da ye-rine ge tirmi�tir.

Ancak sanatçı, �stanbul’dakitoplantılarda çok öznel olarakele alındı. Grotowski, PolonyaTiyatrosu ile özde�le�tirilerek elealı nıp incelenmelidir.

RASTLANTI DEĞİL

Jerzy Grotowski, öznel olarakele alınsa bile, onun yeti�ti�i or-tamı göz ardı edemeyiz. ÇünküGrotowski, Polonya Tiyatro-su’nun yeti�tirdi�i bir tiyatro in-

sanıdır; çok yönlü bir sanatçıdır.Benzersizli�i, geli�tirdi�i tiyatroyönteminde görülmektedir. Sos-yalist toplumun sanatçısı olarakyeti�mesine kar�ın, Batı’ya gitti-�inde sadece Grotowski’yi be-nimsiyorlardı ve görkemli Polon-ya Tiyatrosu’nu görmezden geli-yorlardı. Oysa gökten inmemi�tiGrotowski; Polonya toplumununiçinden çıkmı�, ülkesinde aldı�ıe�itimlerden sonra Grotowski ol-mu�tu.

Polonya’da köklü bir tiyatrogelene�i vardır. Polonya halkınınya�amında, tiyatro bir özgürlüksanatıdır. Bütün sava�ımlarındatiyatro olgusu vardır. II. DünyaSava�ı’ndan sonra, Batı’dakibütün tiyatroların önüne geçmi�,deney sel (eksperimental) tiyatroile ça�da� tiyatro olayı, ülkeyisarıp sarmalamı�tır. Bu nedenleGrotowski, rastlantısal biçimdeortaya çıkmadı.

TİYATRO TARİHİNDE SÜREKLİ

KALACAK

Ça� da� Polonya Tiyatrosu,Polonya’yı bir tiyatro cumhuri-yetine çevirmi�ti.

Klasik yazarlar, yeni yorum-lanı�larıyla ilgi oda�ı olmayaba�lamı�tı. Witkiewiç’ten Mro-zek’e, Rujewiç’e uzanan yazarla-rın afi�lerdeki sürekli görüntüle-ri, yazar-seyirci-tiyatro ili�kileri-nin seçkin örnekleriydiler. Berli-ner Ensamble’da oynanamayanBrecht’in tüm yapıtları, PolonyaTiyatrosu’nda sahneye konuldu.Grotowski, Szajna, Kantor de-neysel tiyatronun hâlâ eri�ileme-yen yaratıcı rejisörlerdir. Her üçtiyatro insanının yaratıları, Po-lonya tiyatrosu tarihine nak�edil-mi�tir. Grotowski, Polonya’dayeti�mi�, orada tiyatrosunu dün-yaya duyurmu�, da ha sonra ders-lerini Batı’da sürdürmü�tür.Daha Batı’ya gitmeden, Rusya’yıve Çin’i harmanlamı�tır. Oyun-cunun beden e�itimindeki refor-mu, tiyatro ta rihinde sürekli ka-lacaktır.�

� JerzyGrotowski. PolonyaTiyatrosu’nunyeti�tirdi�i çokyönlü bir sanatç�.

POLONYALI T�YATRO YÖNETMEN� �STANBUL’DA ANILDI

Grotowski gökten inmediUNESCO’ya ba�l� ül keler, 2009’un “Grotowski Y�l�” ilan edilmesinedeniyle, Polonya’n�n dünyaca ünlü tiyatro sanatç�s�n� an�yor.Grotowski �stanbul’daki toplant�larda çok öznel olarak ele al�nd�. Oysa gökten inmemi�ti Grotowski; Polonya toplumunun içindenç�km��, ülkesinde ald��� e�itimlerden sonra Grotowski olmu�tur.

Page 62: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 61

SEZA ÖZDEM�R

Kara Kalpaklı Kent: Anka-ra… Cumhuriyet’le birlikteyeni bir toplumun in�asının

bir kentin mimarisinden gündelikhayatına nasıl yansıdı�ını gör-mek için illa ki ar�ivlere girmeni-ze gerek yok. “Ankara: Kara Kal-paklı Kent 1923 – 1938” sergisi;Cumhuriyet’in Ankarasını, ken-tin Atatürk’ün ki�ili�inde ve çev-resinde �ekillenen mimarisini,sosyal ya�amını ve modernle�ençehresini siyah beyaz foto�raflarve dönemin e�yalarının tanıklı-�ıyla anlatıyor. �stanbul Ara�tır-maları Enstitüsü’nde 29 Ekimgünü açılan serginin düzenleme-sini Ekrem I�ın, danı�manlı�ınıTuran Tanyer yaptı.

KUVAYİ MİLLİYE RUHUNUN

ANKARASI

Sergi, merkezi “Meclis” olanbir Cumhuriyet imgesi ve ulusdü�üncesinin örnek bir ya�amamekânı olarak ba�kent Anka-ra’yı sunuyor. Serginin düzenle-yicisi Ekrem I�ın; “Neden KaraKalpaklı Kent?” sorumuzu �öyleyanıtlıyor: “Erken dönem Cum-huriyet’in sergisidir bu. 1923’ten1938’e kadar gelir. Erken dönemCumhuriyet ve erken dönemAnkarası diyelim. Bu daha çokKuvayi Milliye ruhunun ya�andı-�ı bir dönem. Dolayısıyla onunsembolü olmu� ‘kara kalpak’ dabir çe�it isim oldu sergiye.” Veekliyor “Cumhuriyet bozkırdado�du. Siyasi otoritenin ba�kentseçti�i Ankara, bu sonsuzlukco�rafyası üzerinde idealler vehayallerin in�aa etti�i bir uygar-lık kurgusudur.”

GÖSTERİŞTEN UZAK BİR BAŞKENTTE

GÜNDELİK HAYAT

Kara “Kalpaklı Kent: Anka-ra” sergisi, kentin mimarisininyanı sıra dönemin gündelik ha-yatına da genel bir bakı�ı içeri-yor. Cumhuriyet Balosu daveti-yeleri, Ankara Palas’ta GaziMustafa Kemal ile geçirilmi�zamana tanıklık eden foto�rafve menüler, Cumhuriyet kadın-larının �apkaları, titrek el yazı-sıyla kaleme alınmı� Latin harf-

li mektuplar, Çiftlik ve Barajotobüslerinin sararmı� biletleri,üzerinde Zafer Anıtı ve BüyükMillet Meclisi resimlerinin bu-lundu�u �ekerleme ve çikolatakutuları, Kızılay mendilleri veGarip �airlerinin ilk �iirlerinibasan dergiler...

Sergide meraklılarının ilgisi-ne sunulan tüm bu parçalar;gösteri�ten uzak bir anlayı�ınhâkim oldu�u bir ba�kentinsessiz tanıkları aslında.

Atatürk’ün iste�iyle Rus Yö-netmen Sergei Yutkeviç’in çekti�i“Türkiye’nin Kalbi Ankara” bel-geselinin de gösterildi�i “KaraKalpaklı Kent: Ankara1923–1938” sergisi 28 Mart’aadar gezilebilir. �

Hakimiyet-i MilliyeMeydan�’na do�ruBankalar Caddesi

Hakimiyet-i MilliyeMeydan� yenidendüzenlenirken-1928

86. YILDA, CUMHUR�YET’� �N�AA EDEN KENTE B�R BAKI�

Bir dönemin tanığı ‘Kara Kalpaklı Kent: Ankara’ �stanbul Ara�t�rmalar� Enstitüsü’nde 29 Ekim’de aç�lan “Kara Kalpakl�Kent: Ankara 1923–1938” sergisi, Cumhuriyet Devrimi’nin bir kenteyans�mas�n� sunuyor. “Cumhuriyet bozk�rda do�du. Ankara, busonsuzluk co�rafyas� üzerinde idealler ve hayallerin in�a etti�i biruygarl�k kurgusu” diyor serginin düzenleyicisi Ekrem I��n.

Page 63: 2009 08 Kasim

62 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

ŞULE PERİNÇEK

[email protected]

RÜZGARGÜLÜ

Bir de gülüp duruyor!Dı�i�leri Bakanı Ahmet Davuto�lu ve Devlet Bakanı Zafer Ça�la-

yan Erbil’e gittiler. Erbil’de kukla devletin bayraklarıyla kar�ılandı-lar.

Fazla dikkat çekmesin diye öncesinde birkaç saatli�ine de Bas-ra’ya u�radılar. “Erbil’de ne i�iniz var” diye soran olursa “Basra’yada gittik, özel olarak Erbil’e gitmedik” demek için.

Hani ne derler, “millet yerse”...“Türkiye himayesinde Kürdistan”Amerika’nın 25 yıllık projesi..Zaten Davuto�lu “Stratejik Derinlik” kitabında, “Kürtler bölge-

de denizle ba�ı olan bir aktörle birle�melidir” anlamında dü�üncele-ri dile getirmiyor muydu?

Amerika neden ona “yürü ya kulum” demi�ti acaba?Geç ba�a da, açıp saçıver için mi acaba?

Kadın eli sıkmayan genel müdür ve ahlaksız arılar

29 Ekim’de Çankaya Kö�kü’ndekidavete konuklar sıra sıra geliyor. �çimsızlayarak izliyorum. Abdullah Gül’ünelini sıkan bazı konuklar HayrünnisaHanım’ın elini havada bırakıp ba�la-rıyla selam verip geçiyorlar.

Bunlardan biri de TRT Genel Mü-dürü.

TRT 1’de hafta içi her gün saat10’da yayımlanan “Sabiha Akdemir’leGünbegün” programının konu�u Ce-malnur Sargut’un söylediklerini duyunca nedense yadırgamıyorum.

Böyle ba�a, böyle program, böyle dü�ünce...“Arılar, çiçek özlerini içerler, alkol alırlar belli ölçüde, vücutları-

nın ihtiyacı oldu�u kadar. Fazlasını alıp sarho� olan arıyı, iki tanebekçi arı vardır, asla bal yapmak için içeri sokmaz. Onu ahlaksızbulup dı�arı atar. �imdi arılar içki içeni ahlaksız buluyorsa, biz bura-da neyiz?”

Türk bayra�ıBirilerinin ortalı�a sürdü�ü gençler, �stanbul’un bir semtinde Apo

lehine sloganlar atarak geçiyorlar. Zafer i�aretleri yapıyorlar.Yol kenarındaki bir esnaf Türk bayra�ını eline almı� gösteriyor.Yürüyenlerden bazıları saldırmaya kalkıyor.Yanda� kanallarda haber �öyle veriliyor:- Tek a�ır tahrik buydu... Türk bayra�ını gösterdi.Tek bayrak, tek milletten nerelere gidiyoruz...

Neden a�ı olmuyor?-Erdo�an neden domuz gribi a�ısı olmuyor?-Hastalı�ı nedeniyle...-Yok, yok. O da olabilir, ama gerçek neden o�lu ya da damadı

a�ıyı getiren firmada çalı�mıyor da ondan.

O�luna bak, babasını anlaTürkiye’de birçok çevre tarafından “CIA’nın

yayın organı” olarak de�erlendirilen “Taraf” gaze-tesinin iki önemli ismi, CNN TÜRK televizyonundaa�ırlandı. Ahmet Altan ve Yasemin Çongar Türk Si-lahlı Kuvvetleri ile ilgili yayınladıkları belgelerinkendilerine Genelkurmay’dan geldi�ini ileri sürdü-ler.

Gazetecilikte bir ilke vardır. Kayna�ı belirsiz birbilgi geldi�inde ilk sorulacak �udur:

Bu haberi yayımlarsak kimin lehine, kimin aley-hine olur?

Kaynak pat diye çıkıverir kar�ınıza.Genelkurmay’da insanlar arasında güvensizlik

yaratmak, ordu mensupları arasına nifak sokmak,TSK’yı yıpratmak, elini kolunu ba�lamak…

Kimin i�ine yarar?Programı sunan ve katılan konuklara da bir ba-

kalım isterseniz.Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Ahmet Altan,

Yasemin ÇongarProgramın adı:“Tecrübe konu�uyor”Kenarına bak, mendili tanı!

Page 64: 2009 08 Kasim

8 KASIM 2009 � Ayd›nl›k � 63

RÜZGARGÜLÜ

Charles H. Sherrill, 1933 yılında Türkiye’debir yıl ABD büyükelçili�i görevinde bulunmu� veAtatürk’le birçok kez görü�erek onun ya�am öy-küsünü yazmı�. Harf devrimine ili�kin bölümde�öyle soruyor okuyucusuna, “siz hiç bir devrimekatıldınız mı ya�amınızda?”

Gelin devrim görün diye ça�ırıyor. Türkçe al-fabenin Latin alfabesi kullananlara yabancı olma-dı�ını ancak çok daha üstün oldu�u dü�üncesin-de. Ç, �, �, ö, ı ve ü harflerinin dilde ve yazımdanasıl bir kolaylık ve demokrasiye yol açtı�ını, “Qve W harfleri olmadı�ını ama �ngilizce ö�renenyabancılara her zaman zorluk yaratan bu sesleriba�ka türlü çıkardıklarını vurguluyor. Bilimselyöntem kullanılarak üretilen bu yazım �ekliyleTürklerin yabancı kelimeleri yabancıların bizzatkendinden bile çok daha kolay ve daha iyi bir bi-çimde türettiklerini söylüyor. “Örne�in” diyor,“Fransızca Monsieur kelimesini Mösyö olarakyazmak okuyucu için çok daha uygundur. Anadi-li �ngilizce olanlar bu dilin konu�uldu�u bir ülke-de do�mu� olduklarına �ükretmeliler, çünkü �ngi-lizce yazımı ö�renmeye kalkan bir yabancınınTanrı yardımcısı olsun.” Sonra bir sözcü�ün �ngi-lizcede nasıl yazıldı�ından çok farklı okundu�u,do�ru okunmadı�ı zaman nasıl de�i�ik anlamagelece�i konusunda çarpıcı örnekler veriyor.

“Ama” diyor, “Türkler yeni alfabeleri saye-sinde genç ya da ya�lı olsun, ö�renci ya da e�itimgörmü� entelektüel olsun, böyle çatalçıkmaz veeziyetten kurtulmu�lardır.” Ayrıca bu sesçil (fo-netik) sistemin Türklere yabancı ba�ka bir dilinsöyleni�ini ö�renirken nasıl kolaylık sa�ladı�ınıda vurguluyor.

Bunu devrim de de�il, devrimden öte; bir kül-türden ba�ka bir kültüre geçi�; cehaletle sava�;e�itim ve ö�retimin esaretten kurtulu�u; bilim vegeli�menin yollarının açılı�ı olarak niteliyor. Hay-ran olmamak elde de�il diyor. Bütün Türkiye’nincamilerden kahvelere, saraylara kadar bütün köy-lerin, kentlerin okullara dönü�türüldü�ünü biranlatması var. Vay diyorsunuz, biz neymi�iz.Devrimlerimiz, Türkçe alfabemiz me�er neymi�de kıymetini bilmiyoruz.

Kaynak: Charles H. Sherrill, A Years EmbassyTo Mustafa Kemal, Charles Scribner’s Sons- NewYork, London, 1934, USA, s. 186-188; GaziMustafa Kemal Nezdinde Bir Yıl Elçilik, çev.Ahmet Ekrem, Muallim Ahmet Halit Kitaphane-si, �stanbul, 1934, s. 79-80.

VAY ANASINA!

Türk alfabesi İngilizce ve Fransızca için de çok daha uygundur

2=2Türk ve Kürt birdir. 2=2 gibi.2+2=42-2=0Sıfır kocaman bir dairedir içi bo�. �çinden rahatça geçebilece�iniz.Matemati�i emperyalistler de biliyor.Biz tarihimizden, daha iyi biliyoruz.“Türk ve Kürt tekmil millet” ba�ımsızlık için birle�tik; emperya-

listlere kar�ı “milli mücadeleye” katıldık ve ba�ardık.Yine yaparız!Yapmalıyız!

BOP’un ba�arısı!- DTP’liler kar�ılama törenini bu kadar abartarak hata yaptılar.Hata de�il, bu BOP’un ba�arısı. Mutlaka ayrıntısıyla belli merkez-

lerde, Atlantik ötesinde adım adım planlanmı�tır. Bebekleri öldürttü-ler, ba�aramadılar; toplu katliam yaptırttılar, ba�aramadılar; her köyebir cenaze yolladılar, ba�aramadılar. Türk’ü Kürt’e, Kürt’ü Türk’e is-tedikleri gibi kı�kırtamadılar. Ama �imdi...

Gelin sizinle birlikte internetteki 3-4 ki�i arasında kar�ılıklı bir ya-zı�maya konuk olalım. Vatanda�larımızı ne duruma dü�ürdüler, tehli-kenin boyutlarını lütfen görün.

- Hoca Fetto� da Kürt asıllıdır...- Aynı �eyh Sait gibi... - Hepsi aynı b...n soyu, netice fark etmiyor.- Soyla sopla u�ra�mayın bence… Onların arasında iyi insanlar da

vardır… Bu ülkeye gönülden ba�lı vatansever Kürtler de vardır... Ozaman biz ayrımcılık yapmı� oluruz…

- Ben gerçekten Türkiye Cumhuriyeti’ni sevenini tanımadım. Tanı-yan var mı?????

-Ben Diyarbakırlıyım, soyumda Kürtlük de, Türklük de var… He-pimiz Türk milletiyiz… Atatürk’ün Türk milleti tarifini okursanızbunu daha iyi anlarsınız… �ırnak’ta Irak sınırında askerlik yaptım.Birli�imdeki silah arkada�larımın yarısından fazlası Kürt kökenliydive hepsi sapına kadar vatansever çocuklardı… Tıpkı dedeleri gibi…Fetto� Türk olsa ne olacak yani, öpüp ba�ımıza mı koyaca�ız…

-Evet ya�anan �eyler soyundan da sopundan da tiksindirdi. “yaırkçı derlerse” diye diye yıllarca yutkunduk. Bu ırkçılık de�il, belki deartık “kral çıplak” demek…(Yerim kalmadı. Esas ilginç olan ikinci bölümü için haftayı bekleye-ceksiniz...)

Page 65: 2009 08 Kasim

64 � Ayd›nl›k � 8 KASIM 2009

Çetin Sümer’in koltuğu tehlikede PERDE ARKASI Haz�rlayan: F�rat Kayra

Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer’in son bir ay içinde iki kez ligden çekilece-ğiz açıklaması boşa değildi. Ancak, yapılan açıklamalar ve sonrasında gelişen olay-lar, Sümer’in ciddiyetini sorgular hale getirdi. Son Gaziantepspor maçı sonrası yap-tığı çıkış ve Galatasaray maçına çıkmayacağız açıklaması acemice ve aceleyle veril-miş bir karardı. Kararın destekçisi olmadığı gibi Sümer açıklamasında yapayalnızkaldı. Yönetimde yar alan birçok isim ve Teknik Direktör Ziya Doğan, Sümer’in açık-lamasına karşılık rest çektiler. Bu takım, maçlarına çıkmalı ve yoluna devam etme-li diye. Aslında Doğan ve birçok yönetici Sümer’in kararına karşı çıkarak ciddi kriz-leri ve belki de çatışmayı önlediler.

Diyarbakır cephesinde konuşulan en önemli konulardan biri Çetin Sümer’in ge-leceği. Genel kanaat Sümer’in artık Diyarbakırspor başkanlık koltuğunda oturma-sının zor olduğu şeklinde.

Dönem dönem haklı isyanı dile getiren Sümer, son çıkışıyla büyük puan kay-betti. “Galatasaray maçına çıkmayacağız” açıklamasını hemen maçtan sonra vekimseye danışmadan yaptı. Bu açıklamasının “blöf” olduğu şeklindeki görüşlerağırlık kazandı. Bununla birlikte kamuoyu desteğini kaybediyor. Türkiye Futbol Fe-derasyonu, Gaziantepspor maçı sonrası Sümer’i yalanlayacak somut deliller ortayakoydu. Çetin Sümer’in koltuğunu tehlikeye atan ve desteği kaybettiren temel ne-denler bunlar. Ancak temel sorun Sümer’in koltuğunda oturup oturmaması değil,Diyarbakırspor üzerinden yapılan hesapların ve planların ortadan kaldırılması. YaniDiyarbakırspor’un kullanılmasına izin verilmemesi. Tam bu noktada Sümer’in ilk çı-kışları doğru ama son dönemdekilerin bir o kadar yanlış olduğu kamuoyuna yansı-dı.

Üç haftada bir yapılan “ligden çekiliriz” şeklindeki açıklamalar sonraki haftalarda da gelmeye devam edecek mi? Bu konu-da Diyarbakırspor üzerinden yapılan hesapların engellenmesi hem Türkiye Futbol Federasyonu’na, hem de Diyarbakırspor Ku-lübü Yönetimi’ne düşüyor.

Bu arada Diyarbakırspor A2 takımının Gaziantepspor maçına çıkmadığını hatırlatalım.

Beşiktaş’ta Ocak ayında yapılacak Genel Kurul öncesi, baş-kan adayı Murat Aksu, AKP ve Cumhurbaşkanı’nın desteğiiçin yoğu çaba sarf ediyor. Zira Cumhurbaşkanı AbdullahGül’ün Beşiktaşlı olması ve öncesinde Ertuğrul Sağlam’ın Be-şiktaş’a gelişinde etkili olması, Gül’ün seçimlerde aktif rol oy-nayacağına yönelik ciddi bir işaret. Abdulkadir Aksu’nun oğlu

Murat Aksu, seçimleri kazanmak için ilk iş CumhurbaşkanıGül’ü ikna etmeye, yanına çekmeye çalışıyor. Gelen haberleregöre Aksu bunu başarmış ve geçtiğimiz haftalarda Gül ileAksu görüştüler. Aksu yarın “futbola siyaset sokmam” derseşaşırmayın. Çünkü genel bir tarz olarak önce işin içine siyasetsokup sonra “yok” diyorlar.

Tam bunokta da son dönemlerin ilginç ve farklı internet si-telerinden odatv.com geçtiğimiz günlerde ilginç bir haberanalize imza attı. İşte haberle örtüşen o haber analizi:

BU PANKARTIN ANLAMI NE?

Beşiktaş ile Ankaragücü arasında dün oynanan maçı Beşik-taş 1-0 kazandı. Ancak izleyenlerin akıllarında oynanan oyun-dan çok Beşiktaş’ın sahaya çıkarken taşıdığı pankart kaldı.Pankartta “Cumhuriyetin Bekçileriyiz” yazıyordu.

Maçta acılan bu pankartın Cumhuriyet Bayramı ile aynıgünlere denk gelse de, Beşiktaş ile ilgili özel bir anlamı var. Be-şiktaş Kulübü yakında kongreye hazırlanıyor. Kongrede Demi-rören’in karşısına çıkacak adaylardan en önemlisi Murat Aksu.Murat Aksu, AKP’li Abdulkadir Aksu’nun oğlu. Aksu’yu kulüpiçindeki muhafazakâr çevreler ve cemaat yoğun olarak des-tekliyor. Beşiktaş Kulübü Kongresi’nin geri planında bu ne-denle bir başka tartışma var.

Beşiktaş Futbol Takımı’nın dün sahaya çıkarken taşıdığıpankart, Demirören’in başkanlık seçiminde seçim hattını cum-huriyet-cemaat çatışması üzerine kuracağını gösteriyor.

Aksu zirveyi kolluyor!