1. baski...2 kuran-i kerİm mealİ hakkinda bazi bİlgİler hangi din, dil, ırk, renk, tarih ve...

35
Toplumun Kur’andan uzaklaştırıldığı Günümüzde Allah azze ve cellenin bize verdiği değeri anlamak için gönderdiği Kur’an-ı Kerim’i anlamaya çalışalım. 1. BASKI

Upload: others

Post on 29-Dec-2019

12 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • Toplumun Kur’andan uzaklaştırıldığı

    Günümüzde Allah azze ve cellenin bize

    verdiği değeri anlamak için gönderdiği

    Kur’an-ı Kerim’i anlamaya çalışalım.

    1. BASKI

  • 1

  • 2

    KUR’AN-I KERİM MEALİ HAKKINDA BAZI BİLGİLER

    Hangi din, dil, ırk, renk, tarih ve medeniyete sahip olursa olsun, Kur’an-ı Kerim, bütün insanları Allah’ın tevhid dinine, yani İslam’a çağırmaktadır. Bunun da ilk yolu Kuran’ı okumak, hükümlerini öğrenmek, Allah’ın ayetleri üzerinde düşünmek ve hayata geçirmektir. Bütün insanlar Kuran’ın ilk indirildiği dili, yani Arapçayı öğrenme imkânlarına sahip olamayacaklarına göre, bilen ve öğrenenlerin Kuran’ı kendi dillerine aktarmaları gerekmektedir. İşte başından bugüne kadar Meal çalışmasına yönelme zarureti bundan doğmuştur.

    Kur’an-ı Kerim yalnız manasıyla değil, lafzıyla da Kur’an’dır. Yani her iki yönden ilahidir. Onu anlamak için mealen tercümesi yapılır. Ayeti Celilelerin mana ve ilahi işaretlerinin, insan aklının imkânı ölçüsünde yapılan tercümelerine meal adı verilir. Fakat hiçbir zaman Kuran’ın tercümesi Kur’an değildir.

    İşte Allah-u Teala’nın neler buyurduğunu bilmek istiyor ve onu asli dilinde anlayamıyorsak, mealini okumamız gerekir .İslam bilginleri, Kur’an-ı Kerim’in Arapçadan bir başka dile aktarılması işine ancak “genel anlamda tercüme” denilebileceği görüşündedirler. Çünkü herhangi bir dil Kuran’daki sayısız incelikleri tamamen karşılamaya elverişli değildir. Bundan dolayıdır ki Türkçede güzel bir gelenek olarak “Kuran’ı Kerim tercümesi” denmemiş, yakın ve tefsiri anlam şeklinde “Meal” denmiştir.

    Bu temel gerçek göz önünde bulundurulduğunda aşağıdaki üç temel noktayı da her zaman akılda tutmak gerekecektir:

    1. Meallerden bir hüküm çıkarılamaz, 2. İbadet dili olarak kullanılamaz 3. Meale bizzat Kur’an veya Allah’ın kelamı gözüyle bakılamaz.

    Mealin oldukça önemli, hatta hayatî bazı fonksiyonları vardır; insan meal

    okumakla: 1. İslâm’ın genel dünya görüşünü, tevhidin yapısını anlar, zihnini ve inanç hayatını

    Kuran’a göre düzene koyar, 2. Açık olan hüküm, emir ve yasakları, geçmiş toplumların başından geçenleri,

    evren, insan ve olaylar hakkında gerçek bilgileri öğrenir, 3. Tebliğini ve irşadı Kuran’ın genel çerçevesi içinde yapar, kendini ilahi iradeye

    teslim eder, sayısız hatadan korunur, 4. Arapçayı öğrenmeye ve İslamî ilimlere ihtiyaç duyar 5. İslam davetçilerinin delilleriyle konuşmasına yarar sağlar, 6. Kuran’ın çağlar üstü hareket metodunu öğrenir ve hatalı yollara sapmaz.

  • 3

    Ayrıca meal tercihimizde de aşağıdaki nedenlerden dolayı dikkatli davranmamız gerekecektir:

    1. Her tercüme yapan kişinin isabetli bir tercümeye gücü yetmeyebilir 2. İsteyerek olmasa da hataya düşebileceği göz önünde tutulur 3. Bir takım müsteşriklerin veya din düşmanlarının yaptığı gibi kasıtlı ekleme,

    değiştirme, bozmalarda bulunabilir 4. En önemlisi de kendi kültürünü, dünya görüşünü, din ve mezhep anlayışını,

    daha da kötüsü çağının sınırlı bilgi birikiminin etkisini mealine yansıtabilir.

    Meal okumak, insana uzman bilgi seviyesinde hüküm çıkarmaya ve ictihad yapmaya yetmez, ama İslamı din olarak seçmeye, kendini İslam dışı etki ve belirtilerden temizlemeye, tevhidi anlamaya ve bir beşer olarak Allah’ın karşısında sorumluluk yüklenmeye rahatlıkla yeter. Hatta böyle bir kişiden İslami bir düşünce geliştirme, bilimsel ve kültürel faaliyetlere katılma da beklenebilir. Çünkü Allah, Kitabını açık (mübîn) ve insanlara bir hidayet rehberi olarak göndermiştir...

    İslam’ın ilk yıllarına baktığımızda; İranlıların, Selman-ı Farisi’den “Fatiha” suresini

    Farsça olarak yazmasını istediğini, onun da yazıp gönderdiğini, Peygamberimizin de buna engel olmamak suretiyle tasvip ettiğini görürüz. Esasında Hz. Peygamberin yabancı devlet adamlarını İslam’a davet etmek için kendilerine verilmek üzere elçilere verdiği mektuplarda ayet yazdırmış ve bu ayetler tercümanlar kanalıyla o ülke devlet başkanının diline çevrilmiştir.

    Bugün Meal hazırlama çalışmaları hemen hemen dünyanın bütün dillerinde

    yapılmaktadır. Kur’an, çeşitli dünya dillerinde yayınlandıkça Müslümanlaşma hareketleri de artmakta, sayısız bilim adamı, aydın ve geniş kitleler arasında İslamiyet yayılmaktadır...

    Biz bu çalışmayı yaparken bütün delilleri sunmayı amaçlamadık. Daha çok temel

    meselelerdeki deliller ile günümüzdeki sapmalara yönelik delilleri istifadenize sunduk. İstedik ki kendi kitabını okumayan ve tanımayanların sayısını azaltalım.

  • 4

    İMAN BÖLÜMÜ ( EZBER)

    I. İMANIN İLKELERİ

    ُكلٌّ ٰاَمَن ِِبّللِٰٰ َوَملَِٰٓئَكِت۪ه وَُكُتِب۪ه وَ ُرُسِل۪هَۜ ٰاَمَن الرَُّسوُل بََِٓا اُْنِزَل ِالَْيِه ِمْن رَبِٰ۪ه َواْلُمْؤِمُنوَنَۜ

    “Peygamber, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü; Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine inandı…” (Bakara, 2/285)

    َرَاَهاَۜ مََٓا َاَصاَب ِمْن ُم۪صيَبٍة ِف اْْلَْرِض َوَْل ِفَ۪ٓ اَنْ ُفِسُكْم ِاْلَّ ِ۪ف ِكَتاٍب ِمْن قَ ْبِل اَ ْن نَ ب ْ “Yeryüzünde olan ve nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın…” 1 (Hadid, 57/22)

    1- ALLAH’A İMAN

    َفُع النَّاَس َومََٓا ِانَّ ِ۪ف َخْلِق السَّٰمَواِت َواْْلَْرِض َواْخِتََلِف الَّْيِل وَ الن ََّهاِر َواْلُفْلِك الَّ۪۪ت ََتْ۪ري ِف اْلَبْحِر ِبَا يَ ن ْاِء ِمْن مََٓاٍء فََاْحَيا ِبِه اْْلَْرَض بَ ْعَد َمْوِِتَا َوَبثَّ ۪فيَها ِمْن ُكلِٰ دََٓابَّةٍٍۖ ُ ِمَن السَّمََٓ َوَتْص۪ريِف الٰرََِيِح اَنْ َزَل اّللٰٰ

    اِء َواْْلَْرِض َْلََٰيٍت ِلَقْوٍم يَ ْعِقُلونَ َوالسََّحاِب اْلُمَسخَّ ِر بَ ْْيَ السَّمََٓ❖ Allah’ın Varlığı’nın Delili: “Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece

    ile gündüzün ard arda gelişinde, insanların faydasına olan şeyleri denizde taşıyıp giden gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgârları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.” 2 (Bakara, 2/164)

    ُ َلَفَسَدَتا ا ٰاِِلٌَة ِاْلَّ اّللٰٰ َلْو َكاَن ۪فيِهمََٓ❖ Allah’ın Birliği’nin Delili: “Eğer her ikisinde (gökte ve yerde) Allah'ın dışında

    ilahlar olsaydı, elbette ikisi de bozulup gitmişti…” (Enbiya, 21/22)

    1 Kadere iman konusu ayetlerde ki işaretlerden daha ziyade Cibril hadisi ile sabittir. Efendimiz (s.a.v) Cibril(a.s.)’ın ‘İman nedir?’ sorusuna’ Âllah’a, Allah'ın meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve ahiret gününe inanman, bir de kadere, hayrına şerrine inanmandır" buyurdu. (Müslim, Îmân 1, 5. Ayrıca bk. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16; Nesâi, Mevâkît 6.) 2 Etrafına ibret nazarıyla bakan, gözleri önünde gece gündüz işleyip duran büyük kâinat sistemini

    akıllıca bir gözleme tâbi tutan ve önyargılarla, inatçılıkla körelmemiş bir kimse hakikate işaret eden

    birçok ayetler görebilir. Böyle bir kimse, evrenin Mutlak Kâdir ve Mutlak Hâkim olan tek bir Varlık

    tarafından yönetildiğini görecektir. Bunun yanı sıra, Allah'ın evrenin tek ilâhı olduğunu ve hiçbir eş ve

    ortağa yer bulunmadığını, çünkü hiç kimsenin nitelik, güç ve otorite bakımından ilâhlıkta ortaklık iddia

    etmeye gücünün yetmeyeceğini anlayacaktır.

  • 5

    َوَما َكاَن َمَعُه ِمْن ِاٰلٍه ِاذاً َلَذَهَب ُكلُّ ِاٰلٍه ِبَا َخَلَق َوَلَعََل بَ ْعُضُهْم َعٰلى بَ ْعضٍَۜ ❖ Allah’ın Uluhiyeti’nin Delili : “… O’nunla birlikte hiç bir ilah yoktur; eğer

    olsaydı, her bir ilah elbette kendi yarattığını sevk ve idare eder ve (ilahların) bir kısmı bir kısmına karşı üstünlük sağlardı.”3 (Mü’minun, 23/91)

    نَ ُهَما َربُّ السَّٰمَواِت َواْْلَْرِض َوَما بَ ي ْ❖ Allah’ın Rububiyeti’nin Delili:“(O), göklerin, yerin ve ikisi arasında

    bulunanların Rabbidir..” 4 (Saffat,37/5)

    ُ َعَلْيِهمْ َوَمنْ َ َوالرَُّسوَل فَاُ۬ولَِٰٓئَك َمَع الَّ۪ذيَن اَنْ َعَم اّللٰٰ يُِط ِع اّللَْٰٰيا اِء َوالصَّاِِل۪ ي۪قَْي َوالشَُّهدََٓ دٰ۪ َ َوالصِٰ ِمَن النَِّبْيٰ۪

    ❖ Allah’a İtaat: “Kim Allah'a ve Resul'e itaat ederse, işte onlar Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraberlerdir…” (Nisa, 4/69)

    َوَمْن ُيْسِلْم َوْجَههَُٓ ِاََل اّللِٰٰ َوُهَو ُُمِْسٌن فَ َقِد اْسَتْمَسَك ِِبْلُعْرَوِة اْلُوثْ ٰقىَۜ ❖ Allaha Karşı Teslimiyet: “Kim iyilik yaparak yüzünü (kendini) Allah'a teslim

    ederse, artık gerçekten o kopmayan bir kulpa yapışmıştır...” (Lokman, 31/22)

    َِۜ وََكٰفى ِِبّللِٰٰ وَ۪كيَلً َوتَ وَكَّْل َعَلى اّللٰٰ❖ Allaha Tevekkül: “Allah'a tevekkül et; vekil olarak Allah yeter.”

    (Ahzab, 33/3)

    ّللِٰٰ فَ َقِد اْسَتْمَسَك ِِبْلُعْرَوِة اْلُوثْ ٰقۗى َْل اْنِفَصاَم َِلَاَۜ َفَمْن َيْكُفْر ِِبلطَّاُغوِت َويُ ْؤِمْن ِبِ ❖ Tağutu Reddetmek İmanın Gereğidir: “… Kim Tağut'u inkar edip Allah'a

    iman ederse en sağlam kulpa yapışmış olur...” 5 (Bakara, 2/256)

    NEDEN ALLAH HÜKMETMELİ ?

    َخَلَقَۜ َاَْل يَ ْعَلُم َمْن 1) Yarattıklarını, En İyi Tanıyan O’dur: “O, yarattığını hiç bilmez mi? … “

    (Mülk, 67/14)

    5 Arapça "Teğa" kökünden türetilmiş olup kelimenin masdarı olan "Tuğyan" Allahu Teâlâ'ya isyan etmek anlamına gelmektedir. Azgın, sapık, kötülük, sapıklık önderi, zorba, şeytan, put, kâhin, sihirbaz manalarına gelmektedir. Allah’ın indirdiği hükümlere muhalif olan ve onların yerine yeni hükümler koyan kişi ve kuruluşların tümüne Tağut denir.

  • 6

    َُۜ ُقْل َءاَنْ ُتْم َاْعَلُم اَِم اّللٰٰ2) Her Şeyi Bilen O’dur: “…De ki: 'Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?...”

    (Bakara, 2/140)

    اِء َواْْلَْرِض اَمَّْن ََيِْلُك السَّْمَع َواْْلَْبَصاَر َوَمْن ُُيْرُِج اِْلَيَّ ِمَن اْلَميِِٰت ُقْل َمْن يَ ْرزُ ُقُكْم ِمَن السَّمََُٓا فَ ُقْل َاَفََل تَ ت َُّقونَ َفَسيَ ُقوُلوَن اّللٰٰ

    َوُُيْرُِج اْلَميَِٰت ِمَن اِْلَيِٰ َوَمْن يَُدبُِٰر اْْلَْمَرَۜ3) Her Şeyin Rızkını Veren O’dur: “De ki: "Sizi gökten ve yerden rızıklandıran

    kimdir? Yahut kulaklara ve gözlere sahip olan kimdir? Ölüden diriyi, diriden de ölüyü çıkaran kimdir? İşleri düzene koyan kimdir? "Allah" diyecekler. De ki: "Öyleyse sakınmıyor musunuz?" (Yunus, 10/31)

    َاْلََٓ ِانَّ ّلِلِٰٰ َما ِف السَّٰمَواِت َواْْلَْرضَِۜ 4) Her Şeyin Sahibi O’dur: “Dikkat edin! Göklerde ve yerde olanların hepsi

    Allah'ındır...” (Nur, 24/64)

    ُ الَّ۪ذي َرَفَع السَّٰمَواِت بَِغْْيِ َعَمٍد تَ َرْونَ َها ُثَّ اْستَ ٰوى َعَلى اْلَعْرشِ َوَسخََّر الشَّْمَس َواْلَقَمَرَۜ َاّللٰٰ ُكلٌّ ََيْ۪ري ِْلََجٍل ُمَسمًّىَۜ يَُدبُِٰر اْْلَْمَر يُ َفصُِٰل اْْلََٰيتِ

    5) Her Şeyi İdare Eden O’dur: “ Allah, gördüğünüz gökleri direksiz yükseltendir. Sonra arşa egemenliğini kurdu. Güneş ve aya boyun eğdirdi. Onların her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Allah her işi düzenler ve ayetleri birer birer açıklamaktadır...” (Rad, 13/2)

    ُ يَ ْق۪ضي ِِبِْلَٰقَِۜ َوالَّ۪ذيَن َيْدُعوَن ِمْن ُدونِ۪ه َْل يَ ْقُضوَن ِبَشْيءٍَۜ َواّللٰٰ6) Gerçek Adaleti Sağlayabilen O’dur: “Allah hak ile hükmeder. Oysa O'nu

    bırakıp taptıkları hiç bir şeye hükmedemezler...” (Mü’min, 40/20)

    َ َغِِنٌّ َعْنُكمْ ِاْن َتْكُفُروا فَِانَّ اّللٰٰ7) İnsanları İdarede Menfaati Olmayan O’dur: “Eğer inkâr edecek olursanız,

    artık şüphesiz Allah size karşı hiç bir ihtiyacı olmayandır…” (Zümer, 39/7)

    ا ِاْلَّ ُهَوَۜ َوِعْنَدُه َمَفاتِ ُح اْلغَْيِب َْل يَ ْعَلُمهََٓ8) Gaybı (Geleceği) Bilen O’dur: “Gaybın anahtarları O'nun katındadır, Gaybı

    Allahtan başkası bilemez.” (En’am, 6/59)

    ْنَساُن َرَك ُسًدىَۜ َاََيَْسُب اْْلِ َاْن يُ ت ْ9) İnsanı Özgür Bırakmadığı için Hükmetmelidir: “İnsan başıboş bırakıldığını mı

    zannediyor?” (Kıyamet, 75/36)

  • 7

    2- MELEKLERE İMAN

    يَ ْعَلُموَن َما تَ ْفَعُلونَ *ِكَراماً َكاتِ۪بَْين *َوِانَّ َعَلْيُكْم َِلَاِف۪ظَْين ❖ Melekler Her Şeyi Kaydederler : “ Yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi

    gözetlemektedirler.” (İnfitar, 82/10-12)

    *َوَلُه َمْن ِف السَّٰمَواِت َواْْلَْرضَِۜ َوَمْن ِعْنَدُه َْل َيْسَتْكِِبُوَن َعْن ِعَباَدتِ۪ه َوَْل َيْسَتْحِسُروَنا تُ ُرونَ ُيَسبُِٰحوَن الَّْيَل َوالن ََّهاَر َْل يَ فْ

    ❖ Melekler Devamlı Zikrederler: “Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. O’nun yanında olanlar O'na kulluk etmekten çekinmezler ve usanmazlar. Gece ve gündüz, bıkmadan tesbih ederler.” (Enbiya, 21/19,20)

    3- KİTAPLARA İMAN

    َُۜ ِاَّنََّٓ اَنْ َزلْ نََٓا ِالَْيكَ اْلِكَتاَب ِِبِْلَقِٰ لَِتْحُكَم بَ ْْيَ النَّاِس بََِٓا َاٰريَك اّللٰٰ❖ Kuran’ın İndiriliş Gayesi: ‘Şüphesiz, Allah’ın sana gösterdiği gibi insanlar

    arasında hükmetmen için biz sana Kitabı hak olarak indirdik…” (Nisa, 4/105)

    َِۜ َلْو اَنْ َزْلَنا ٰهَذا اْلقُ ْرٰاَن َعٰلى َجَبٍل َلَراَيْ َتُه َخاِشعاً ُمَتَصدِٰعاً ِمْن َخْشَيِة اّللٰٰ❖ Kur’an-ı Kerimin Değeri: “Şayet biz bu Kur’an’ı bir dağın üzerine indirmiş

    olsaydık, and olsun onu Allah korkusundan saygı ile baş eğmiş, paramparça olmuş görürdün…” (Haşr, 59/21)

    ُهَو الَّ۪ذي يُ نَ زُِٰل َعٰلى َعْبِدهَ۪ٓ ٰاََيٍت بَ يَِٰناٍت لُِيْخرَِجُكْم ِمَن الظُُّلَماِت ِاََل النُّورَِۜ ❖ Kur’an Huzur Verir: “Sizi karanlıklardan nura çıkarması için kuluna apaçık

    ayetler indiren O'dur…” (Hadid, 57/9)

    تَ َباَرَك الَّ۪ذي نَ زََّل اْلُفرْ ن قَاَن َعٰلى َعْبِد۪ه لَِيُكوَن لِْلَعاَل۪مَْي نَ۪ذيرًا

    ❖ Kur’an Bütün Âlemlere Gönderilmiştir: “Âlemlere uyarıcı olsun diye, kuluna hak ile batılı ayıran (Furkan’ı) indiren (Allah) ne yücedir.” (Furkan, 25/1)

    Kitabı İnkar Etmek;

    ُبوَن اْلِكَتاَب ِِبَْي۪ديِهْم ُثَّ يَ ُقوُلوَن ٰهَذا ِمْن ِعْنِد اّللِٰٰ لَِيْشتَ ُروا بِ۪ه ََثَناً قَ۪ليًَلَۜ فَ َوْيٌل لِلَّ۪ذيَن َيْكت ُ ❖ Bazen Tahrif Ederek Olmuştur: “Kitabı kendi elleriyle yazıp, daha sonra az

    bir değer karşılığında satmak için “Bu Allah katındandır” diyenlere yazıklar olsun…” (Bakara, 2/79)

    َهاَۜ َفَمْن َاْظَلُم ِمَّْن َكذََّب ِبََِٰيِت اّللِٰٰ َوَصَدَف َعن ْ ِبَا َكانُوا َيْصِدُفونَ َسَنْجِزي الَّ۪ذيَن َيْصِدُفوَن َعْن ٰاََيتَِنا سَُٓوَء اْلَعَذاِب

  • 8

    ❖ Bazen Yalanlayarak Olmuştur: “…Allah’ın ayetlerini yalanlayan ve onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir. Ayetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmelerinden dolayı azabın en kötüsüyle cezalandıracağız.” (En’am, 6/157)

    ي َّنَّاُه لِلنَّاِس ِف اْلِكَتابِن ِانَّ الَّ۪ذيَن َيْكُتُموَن مََٓا اَنْ َزْلَنا ِمَن اْلبَ يَِٰناِت َواِْلُٰدى ِمْن بَ ْعِد َما ب َ ِعُنوَنن ُ َويَ ْلَعنُ ُهُم الَلَّ ُا۬ولَِٰٓئَك يَ ْلَعنُ ُهُم اّللٰٰ

    ❖ Bazen de Ayetleri Gizleyerek Olmuştur: “İndirdiğimiz açık delilleri ve kitapta insanlara apaçık gösterdiğimiz ayetleri gizleyenlere hem Allah hem de bütün lanet ediciler lanet eder.”(Bakara, 2/159)

    َُذوا ٰهَذا اْلُقْرٰاَن َمْهُجوراً َوقَاَل الرَُّسوُل ََي َربِٰ ِانَّ قَ ْوِمي اَّتَّ❖ Kur’anı İhmal Edenlerde Olmuştur: “Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim

    bu Kur’an-ı büsbütün terk etti.” (Furkan, 25/30)

    فَِانَّ َلُه َم۪عيَشًة َضْنكاً َرَض َعْن ِذْك۪ريَوَمْن َاعْ ❖ Kur’anı İhmal Edenlerin Cezası: “Kim benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz

    çevirirse, mutlaka onun için sıkıntılı bir hayat vardır...”(Taha, 20/124)

    KUR’AN-I KERİMİN, ALLAH KELAMI OLDUĞUNUN DELİLLERİDEN BAZILARI:

    ِاَّنَّ ََنُْن نَ زَّْلَنا الذِْٰكَر َوِاَّنَّ َلُه َِلَاِفظُونَ 1. Allah Tarafından Korunmuş Olması: “Hiç şüphesiz, zikri (Kur'an'ı) Biz indirdik,

    onun koruyucusu da ancak biziz” (Hicr, 15/9)

    ُتْم ِ۪ف رَْيٍب ِمَّا نَ زَّْلَنا َعٰلى َعْبِدََّن فَأْ ُتوا ِبُسورٍَة ِمْن ِمْثِل۪هٍۖ َوِاْن ُكن ُْتْم َصاِد۪قْيَ اءَُكْم ِمْن ُدوِن اّللِٰٰ ِاْن ُكن ْ َواْدُعوا ُشَهدََٓ

    2. Benzerinin Olmaması: Eğer kulumuza indirdiğimiz (Kur'an)'den şüphedeyseniz, bu durumda, siz de bunun benzeri bir sûre getirin. Ve eğer doğru sözlüyseniz, Allah'tan başka güvendiklerinizi çağırın. (Bakara, 2/23)

    َاَفََل يَ َتَدب َُّروَن اْلُقْرٰاَنَۜ َوَلْو َكاَن ِمْن ِعْنِد َغْْيِ اّللِٰٰ َلَوَجُدوا ۪فيِه اْخِتََلفاً َك۪ثْياً 3. İçinde Zıtlıkların Olmaması: Onlar hâlâ Kuran’ı gereği gibi düşünmeyecekler

    mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından (gönderilmiş) olsaydı, kuşkusuz içinde birçok çelişkiler bulacaklardı. (Nisa, 4/82)

    ُغِلَبتِ *الََٓٓم َغَلِبِهمْ بَ ْعدِ ِمنْ َوُهمْ اْْلَْرضِ َاْدنَ ِفَ۪ٓ *الرُّوُمن

    ِس۪نَْيَۜ ِبْضعِ ِ۪ف *َسيَ ْغِلُبوَنن

  • 9

    4. Gayb’den Haber Vermesi: Rum (orduları) en yakın bir yerde yenilgiye uğradı. Ama onlar, yenilgilerinden sonra birkaç (3-9) yıl içinde onları yeneceklerdir… 6 (Rum, 30/1-4)

    5. Kuran’da Var Olan Bilimsel Ayetler de Allah Kelamı Olduğunun Delillerindendir. Bu Bilimsel Ayetlerden Bazıları:

    ِلُمْستَ َقرٍٰ ََتْ۪ري َوالشَّْمسُ َِلَاَۜ

    a) Güneşin Gitmesi(Hareket Halinde Olması): “Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir…” 7 (Yasin, 36/38)

    نَ ُهَما ب َ َوَجَعَل بَ ي ْ ْرزَخاً َوِحْجراً َُمُْجوراً َوُهَو الَّ۪ذي َمَرَج اْلَبْحَرْيِن ٰهَذا َعْذٌب فُ َراٌت َوٰهَذا ِمْلٌح ُاَجاٌجا

    b) Denizlerin Birbirine Karışmaması: “O, birinin suyu tatlı ve içmeye elverişli ve diğerinin ki acı ve tuzlu olan iki denizi birbirine saldı, fakat bu iki tür suyun birbirine karışmasını önleyen bir engel, aşılmaz bir set koydu.” (Furkan, 25/53)

    4- PEYGAMBERLERE İMAN

    َوَمْن َيْكُفْر ِِبّللِٰٰ َوَملَِٰٓئَكِت۪ه وَُكُتِب۪ه َوُرُسِل۪ه َواْليَ ْوِم اْْلِٰخِر فَ َقْد َضلَّ َضََلًْل بَ۪عيداً ❖ … “Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkâr

    ederse, şüphesiz uzak bir sapıklıkla sapıtmıştır.” (Nisa, 4/136)

    َِۜ ِبِِْذنِ لُِيطَاعَ ِاْلَّ َرُسولٍ ِمنْ اَْرَسْلَنا َومََٓا اّللٰٰ❖ Peygambere İtaat: “Biz elçileri Allah'ın izniyle ancak kendilerine itaat

    edilsin diye gönderdik...” (Nisa, 4/64)

    ينِ َعَلى لُِيْظِهَرهُ اِْلَقِٰ َو۪دينِ ِْلُٰدىِبِ َرُسوَلهُ اَْرَسلَ الَّ ذَ۪ٓي ُهوَ ِِبّللِٰٰ وََكٰفى ُكلِٰ۪هَۜ الدَٰ۪ۜ َش۪هيدًا

    ❖ Peygamber Hidayet İçin Gelmiştir: “O, peygamberini diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için hidayetle ve hak din ile gönderdi.” (Fetih, 48/28)

    الطَّاُغوَتا َواْجَتِنُبوا اّللَٰٰ اْعُبُدوا َانِ َرُسوْلً اُمَّةٍ ُكلِٰ ِ۪ف ابَ َعثْ نَ َوَلَقدْ ❖ Peygamberler Tağuttan Nehyederler: “And olsun biz, her ümmete,

    “Allah’a kulluk edin, tağuttan kaçının” diye peygamber gönderdik” (Nahl, 16/36)

    فَاْعُبُدونِ َاَّنَ۬ ِاْلََّٓ ِاٰلهَ ْلََٓ اَنَّهُ ِالَْيهِ نُوحَ۪ٓي ِاْلَّ َرُسولٍ ِمنْ قَ ْبِلكَ ِمنْ اَْرَسْلَنا َومََٓا❖ Peygamberler Tevhide Davet Ederler: “Senden önce hiç bir elçi

    göndermedik ki, ona şunu vahyetmiş olmayalım: 'Benden başka ilah yoktur, öyleyse bana ibadet edin.” (Enbiya, 21/25)

    6 613-616 yılları arasında İranlılar Rumları yenmişlerdi. İlk ayetler 3-9 yıl içinde Rumların yeneceğini bildirdi. 624 yılında Romalılar İran’ı yendiler. 7 Güneş saatte 700.000 km’den daha büyük bir hızla Vega Yıldızı’na doğru hareket etmektedir

  • 10

    5- AHİRETE İMAN

    يُوِقُنوَنَۜ ُهمْ َوِِبْْلِٰخَرةِ “….Ve onlar, ahirete kesin bir bilgiyle inanırlar” (Bakara, 2/4)

    َنا ُثَّ اْلَمْوتِ ذََٓائَِقةُ نَ ْفسٍ ُكلُّ تُ ْرَجُعونَ ِالَي ْ❖ Ölüm Haktır: “Her nefis ölümü tadacaktır ve sonra bize döndürüleceksiniz.”

    (Ankebut, 29/57)

    َها يُ ْعَرُضونَ اَلنَّارُ ُغُدواًّ َعَلي ْا تَ ُقومُ َويَ ْومَ َوَعِشياًّ

    م اْلَعَذابِ َاَشدَّ ِفْرَعْونَ ٰالَ َاْدِخلَُٓوا السَّاَعُة

    ❖ Kabir Azabı: Ateş; sabah akşam, ona sunulurlar. Kıyamet-saatinin kopacağı gün de: "Firavun çevresini, azabın en şiddetli olanına sokun" (denecek). 8 (Mümin, 40/46)

    ٍۖۖ الشَّْمسُ ِاَذا * َوِاَذا النُُّجومُ * َوِاَذاُك وَِٰرْتن ٍۖۖ * َوِاَذا اْْلَِبالُ اْنَكَدَرْتن ٍۖۖ َْتن * اْلِعَشارُ ُسْيٍِٰۖۖ ُعطَِٰلْتن

    * َوِاَذا اْلُوُحوشُ َوِاَذا ٍۖۖ * َوِاَذا اْلِبَحارُ ُحِشَرْتن ٍۖۖ َرْتن ٍۖۖ الن ُُّفوسُ ُسجِٰ ُزوَِٰجْتن❖ Kıyamet Olayları: “Güneş, dürüldüğü zaman, yıldızlar düşüp, söndüğü

    zaman, dağlar, yürütüldüğü zaman, gebe develer salıverildiği zaman, yabani hayvanlar bir araya toplatıldığı zaman, denizler kaynatıldığı zaman ruhlar (bedenlerle) birleştirildiğinde (Kıyamet kopacaktır)”(Tekvir, 81/1-7)

    ُعوثُونَ َءِاَّنَّ َورُفَاتً ِعظَاماً ُكنَّا َءِاَذا َوقَالَُٓوا * َاوْ َاوْ ِحَجارَةً ُكونُوا َج۪ديدًا* ُقلْ َخْلقاً َلَمب ْن َح۪ديدًا

    َفَسيُ ْنِغُضونَ َمرَّةٍا َاوَّلَ َفَطرَُكمْ الَّ۪ذي ُقلِ ََّنَۜ يُ۪عيدُ َمنْ َفَسيَ ُقوُلونَ ُصُدورُِكْما ِ۪ف َيْكبُ رُ ِمَّا َخْلقاً َسُهمْ ِالَْيكَ

    ُ۫ َق۪ريباً َيُكونَ َانْ َعسَٰٓى ُقلْ ُهَوَۜ َمٰت َويَ ُقوُلونَ ُرُؤ

    ❖ Ba’s ve Haşr: “Dediler ki: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra , gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" De ki: "İster taş olun, ister demir."İster de gönlünüzde büyüyen yaratık. Bizi kim (hayata) geri çevirebilir" diyecekler. De ki: "Sizi ilk defa yaratan." Bu durumda sana başlarını alaylıca sallayacaklar ve diyecekler ki: "Ne zamanmış o?" De ki: "Umulur ki pek yakında” (İsra, 17/49-51)

    8 Kabir azabı asıl hadisle sabittir. İbni Abbas r.a şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v) iki kabrin üzerine

    uğradı ve dedi ki: Bu iki kabrin içerisindekiler muhakkak ki azab olunuyorlar. Hâlbuki büyük bir şeyden

    dolayı da azab olunmuyorlar,dedi. Sonra da : Bunlardan birisi koğuculuk ederdi, diğeri de idrarından

    sakınmazdı, buyurdu. (Buhari-Müslim)

    Ayrıca ayette kıyametten önce bir azaptan bahsedilmesi kabir azabının delilidir. Çünkü insan için

    ölümden sonra ve kıyametten önceki aşama kabir aşamasıdır. Kabir azabını reddedenler bu ayeti

    cehennemdeki azab olarak yorumlarlar. Oysaki cehennemde sabah-akşam kavramı yoktur ve bu da

    kabir azabına işarettir.

  • 11

    ِتَ َمنْ َوَامَّا َتِ۪ن َيَ فَ يَ ُقولُ ِبِشَماِله۪ ِكَتابَهُ ُاوُ۫ تَ لَْ لَي ْ * َولَْ ُاوُ۫ ِحَسابَِيْها َما اَْدرِ ِكَتابَِيْها

    ❖ Amel Defterleri: “Kitabı sağ eline verilen kişi, der ki: "Alın, kitabımı okuyun. Kitabı sol eline verilen de, der ki: "Keşke bana kitabım verilmeseydi ve hesabımı da bilmeseydim.” (Hakka, 69/25,26)

    ❖ Cennetin Güzelliği:

    َذَهبٍ ِمنْ َاَساِورَ ِمنْ ۪فيَها َُيَلَّْونَ يَْدُخُلونَ َها َعْدنٍ َجنَّاتُ اا َح۪ريرٌ ۪فيَها ُهمْ َولَِباسُ َوُلْؤُلًؤ۬

    1) Onlara Adn cennetleri vardır. Onlar oraya gireceklerdir. Orada altın bilezikler ve incilerle süsleneceklerdir. Orada elbiseleri de ipektir. (Fatır, 35/33)

    اْْلَْعُْيُا َوتَ َلذُّ اْْلَنْ ُفسُ َتْشَت۪هيهِ َما َو۪فيَها َواَْكَوابٍا َذَهبٍ ِمنْ ِبِصَحافٍ َعَلْيِهمْ يُطَافُ 2) Onların etrafında yiyecek ve içecekler altın tepsiler ve kadehlerle

    dolaştırılır. Orada canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı her şey vardır... (Zuhruf, 43/71)

    ❖ Cehennem Azabı:

    َها َمَكاَّنً َضيِٰ َوِاذََٓ َدَعْوا ُهَناِلَك ُمَقرَّ۪نْيَ قاً ا اُْلُقوا ِمن َْۜ * ثُ ُبورًا

    َك۪ثْياً ثُ ُبوراً َواْدُعوا َواِحداً ثُ ُبوراً اْليَ ْومَ َتْدُعوا َْل 1) “Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman da,

    oracıkta yok olmayı isterler. (Kendilerine) “Bugün bir kere yok olmayı istemeyin, birçok kere yok olmayı isteyin denir.” (Furkan, 25/13,14)

    ْلَناُهمْ ُجُلوُدُهمْ َنِضَجتْ ُكلََّما َرَها ُجُلوداً بَدَّ لَِيُذوُقوا َغي ْ اْلَعَذاَبَۜ

    2) “...Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz...” (Nisa, 4/ 56)

    ُهمُ ُُيَفَّفُ َْل ُهمْ َوَْل اْلَعَذابُ َعن ْ يُ ْنَظُروَنن

    3) “...Kendilerinden ne bu azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.” (Al-i İmran, 3/88)

    6- KAZA VE KADERE İMAN

    تَ ْق۪ديراً فَ َقدَّرَهُ َشْيءٍ ُكلَّ َوَخَلقَ ✓ “...Allah her şeyi yaratmış ve her birine belirli bir nizam vererek, onun kaderini

    tayin ve takdir etmiştir.” (Furkan, 25/2)

  • 12

    II. İMAN İLE İLGİLİ DİĞER KONULAR

    A. İMANI BOZUP ORTADAN KALDIRAN HALLER

    جََٓ َلمَّا ِِبِْلَقِٰ َكذَّبَ َاوْ َكِذِبً اّللِٰٰ َعَلى افْ تَ ٰرى ِمَّنِ َاْظَلمُ َوَمنْ اَءُهَۜ

    لِْلَكاِف۪رينَ َمثْ ًوى َجَهنَّمَ ِ۪ف اَلَْيسَ ❖ Küfür: “Allah hakkında yalan uydurup iftira edenlerden veya kendisine hak geldiği zaman onu yalan sayandan daha zalim kimdir? İnkâr edenlere cehennem içinde bir konaklama yeri mi yok?” (Ankebut, 29/68)

    نْ َيا ِف َاْعَماُِلُمْ َحِبَطتْ فَاُ۬ولَِٰٓئكَ َكاِفرٌ َوُهوَ فَ َيُمتْ ۪ديِنه۪ َعنْ ِمْنُكمْ يَ ْرَتِددْ َوَمنْ َواْْلِٰخَرةِا الدُّ َخ اِلُدونَ ۪فيَها ُهمْ النَّارِا َاْصَحابُ َوُا۬ولَِٰٓئكَ

    ❖ İrtidat: “….Sizden kim dininden geri döner ve kâfir olarak ölürse, artık onların bütün işledikleri (amelleri) dünyada da, ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır, onda süresiz kalacaklardır.” (Bakara, 2/217)

    ِبُْؤِم۪نَْين ُهمْ َوَما اْْلِٰخرِ َوِِبْليَ ْومِ ِِبّللِٰٰ ٰاَمنَّا يَ ُقولُ َمنْ النَّاسِ َوِمنَ ❖ Nifak (Münafıklık): “İnsanlardan öyle kimseler vardır ki “Biz Allah'a ve ahiret gününe inandık” derler; Oysa inanmış değillerdir.”(Bakara, 2/8)

    َا اثْ نَ ْْيِا ِاِٰلَْْيِ تَ تَِّخذَُٓوا َْل اّللُٰٰ َوقَالَ ِاٰلهٌ ُهوَ ِاَّنَّيَ َواِحٌدا * فَاْرَهُبونِ فَِاَيَّ

    ينُ َوَلهُ َواْْلَْرضِ السَّٰمَواتِ ِف َما هُ َولَ الدَٰ۪ۜرَ َواِصبًا تَ ت َُّقونَ اّللِٰٰ اَفَ َغي ْ

    ❖ Şirk: Allah dedi ki: "İki ilah edinmeyin: O, ancak tek bir ilahtır. Öyleyse benden, yalnızca benden korkun. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. Böyleyken Allah'tan başkasından mı korkup sakınıyorsunuz?” (Nahl, 16/51,52)

    ْركَ ِانَّ َع۪ظيمٌ َلظُْلمٌ الشِٰ• Şirkin Kötülüğü: “...Şirk, büyük bir zulümdür.” (Lokman, 31/13)

    َوَمْأٰويهُ اْْلَنَّةَ َعَلْيهِ اّللُٰٰ َحرَّمَ فَ َقدْ ِِبّللِٰٰ ُيْشِركْ َمنْ ِانَّهُ اَْنَصارٍ ِمنْ ِللظَّاِل۪مْيَ اَومَ النَّاُرَۜ

    • Şirkin Cezası: “...Çünkü O Allah, kendisine ortak koşana şüphesiz cenneti haram kılmıştır, onun barınma yeri ateştir. Zulmedenlere yardımcı yoktur.” (Maide, 5/72)

    َيشََٓاُءا ِلَمنْ ٰذِلكَ ُدونَ َما َويَ ْغِفرُ بِه۪ ُيْشَركَ َانْ يَ ْغِفرُ َْل اّللَٰٰ ِانَّ • Şirk Hariç Günahlar Affedilebilir: “Hiç şüphesiz, Allah, kendisine şirk

    koşanları bağışlamaz. Bunun dışında kalanlar ise, (onlardan) dilediğini bağışlar..” (Nisa, 4/48)

  • 13

    • Allah’a Ortak Koşulanlar:

    وا اْبنَ َواْلَم۪سيحَ اّللِٰٰ ُدونِ ِمنْ اَْرَِبِبً َورُْهَبانَ ُهمْ ُهمْ َاْحَبارَ ِاَّتََّذَُٓا ِاِٰلاً لِيَ ْعُبدَُٓوا ِاْلَّ اُِمرَُٓوا َومََٓا َمْرَيَ

    ا ُيْشرُِكونَ َعمَّا ُسْبَحانَهُ ُهَوَۜ ِاْلَّ ِاٰلهَ ْلََٓ َواِحدًا

    1) “Onlar, Allah'ı bırakıp bilginlerini (reislerini) ve rahiplerini rabler (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar, tek olan bir ilaha ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O'ndan başka ilah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden yücedir.”9 (Tevbe, 9/31)

    َذَ َمنِ َارَاَْيتَ َهٰويُهَۜ هُ ِاِلَٰ اَّتَّ2) “Kendi istek ve arzularını (nefsini) ilah edineni gördün mü?” (Furkan, 25/43)

    ُتمْ ِانْ َلُكمْ فَ ْلَيْسَت۪جيُبوا فَاْدُعوُهمْ َاْمثَاُلُكمْ ِعَبادٌ اّللِٰٰ ُدونِ ِمنْ َتْدُعونَ الَّ۪ذينَ ِانَّ َصاِد۪قْيَ ُكن ْ3) “Allah'tan başka taptıklarınız sizler gibi kullardır. Eğer doğru iseniz, hemen

    onları çağırın da size icabet etsinler.” (Araf, 7/194)

    َءَّنَ َوَجْدَّنََٓ ِاَّنَّ ُمْقَتُدونَ ٰاََثرِِهمْ َعلَٰٓى َوِاَّنَّ اُمَّةٍ َعلَٰٓى ٰاِبََٓ4) “…..Hayır! “Biz atalarımızı belli bir inanç üzerinde bulduk ve ancak onların

    izinden giderek doğru yolu buluyoruz” derler” (Zuhruf, 43/23)

    B. İMANİ KONULARDA SAPMALARA REDDİYE

    اءِ ِاََل َكفَّْيهِ َكَباِسطِ ِاْلَّ ِبَشْيءٍ َِلُمْ َيْسَت۪جيُبونَ َْل ُدونِه۪ ِمنْ يَْدُعونَ َوالَّ۪ذينَ اِْلَٰقَِۜ َدْعَوةُ َلهُ اْلمََُٓلغَ ُهوَ َوَما فَاهُ لِيَ ب ْ

    َضََللٍ ِ۪ف ِاْلَّ اْلَكاِف۪رينَ ُدعََٓاءُ َوَما بَِباِلِغ۪هَۜ❖ Allahtan Başkasından Yardım İstemeye Reddiye: “Hak olan çağrı (dua,

    ibadet) yalnızca O'na (olan)dır. Onların Allah'tan başka çağırdıkları ise, onlara hiçbir şeyle cevap veremezler. (Onların durumu) yalnızca, ağzına gelsin diye, iki avucunu suya uzatan(ın boşuna beklemesi) gibidir. Oysa ona gelmez.” (Ra’d, 13/14)

    9 Daha önceleri Hristiyan olan Adiy b. Hatim, Hz. Peygamber'e (sav) şöyle dedi: "Bu ayet bizi,

    alimlerimizi ve rahiplerimizi Rabler edinmekle suçluyor. Zira biz onları kendimize Rabler edinmeyiz"

    dedi. Hz. Peygamber (sav) cevaben, ona karşı bir soru yönelttiler: "Siz onların haram dediklerini haram,

    helal dediklerini helal olarak kabul etmiyor muydunuz?" Adiy, "Evet böyledir" diye tasdik etti. Hz.

    Peygamber (s.a) , "İşte bu sizin onları kendinize rabler edinmenizdir" buyurdu. Dolayısıyla bu hadis-i

    şerif, Allah'ın kitabına yetki tanımaksızın helal ve haramın sınırlarını belirleme yetkisini kendisinde

    görenlerin nefislerini ilah ve rab kabul ettiklerini ve onlara kanun koyma yetkisi tanıyanların da onları

    rabler edindiklerini göstermiş olmaktır. (Tefhimul Kur’an )

  • 14

    َصاِِلَْْيِ ِعَباِدَّنَ ِمنْ َعْبَدْينِ ََتْتَ َكانَ َتا ُلوطٍَۜ َواْمَرَاتَ نُوحٍ اْمَرَاتَ َكَفُروا لِلَّ۪ذينَ َمَثَلً اّللُٰٰ َضَربَ ُهَما يُ ْغِنَيا فَ َلمْ َفَخانَ َتاُُهَا الدَّاِخ۪لْيَ َمعَ النَّارَ اْدُخََل َو۪قيلَ َشْئ اً اّللِٰٰ ِمنَ َعن ْ

    ❖ Başkası Sayesinde Kurtuluş Anlayışına Reddiye10: “Allah, inkâr edenlere, Nuh'un eşini ve Lut'un eşini örnek verdi. İkisi de, salih olan iki kulumuzun nikahları altındaydı; ancak onlara ihanet ettiler. Bundan dolayı, (kocaları) kendilerine Allah'tan gelen hiç bir şeyle yarar sağlamadılar. İkisine de: 'Ateşe diğer girenlerle birlikte girin' denildi.” (Tahrim, 66/10)

    فَ تَ بَ ي َُّنوا اّللِٰٰ َس۪بيلِ ِ۪ف َضَربْ ُتمْ ِاَذا ٰاَمنَُٓوا الَّ۪ذينَ اَي َُّها َيََٓ َلْستَ السَََّلمَ ِالَْيُكمُ اَْلقَٰٓى ِلَمنْ تَ ُقوُلوا َوَْل

    اتَ ُغونَ ُمْؤِمنًا اِْلَٰيوةِ َعَرضَ تَ ب ْ

    نْ َيا الدُّ❖ Tekfircilik Anlayışına Reddiye: “Ey iman edenler, Allah yolunda adım attığınız

    (savaşa çıktığınız) zaman gerekli araştırmayı yapın ve size (İslam geleneğine göre) selam verene, dünya hayatının geçiciliğine istekli çıkarak: "Sen mü'min değilsin." demeyin.” 11 (Nisa, 4/ 94)

    نَ ُهَماا فََاْصِلُحوا اقْ تَ تَ ُلوا اْلُمْؤِم۪نْيَ ِمنَ طََٓائَِفَتانِ َوِانْ بَ ي ْ❖ Büyük Günah İşleyen Kimsenin Kâfir Olduğuna Reddiye: “Mü’minlerden iki

    topluluk çarpışacak olursa, aralarını bulup düzeltin.”12 (Hucurat, 49/9)

    ❖ Peygamberimizin Hüküm Koyma Yetkisini Kabul Etmeyenlere Reddiye:

    اَْمرِِهْمَۜ ِمنْ اْْلِيَ َرةُ َِلُمُ َيُكونَ َانْ اَْمراً َوَرُسولُهَُٓ اّللُٰٰ َقَضى ِاَذا ُمْؤِمَنةٍ َوَْل ِلُمْؤِمنٍ َكانَ َوَما ُم۪بيناً َضََلْلً َضلَّ فَ َقدْ َوَرُسوَلهُ اّللَٰٰ يَ ْعصِ َوَمنْ

    1) “Allah ve Resulü, bir işe hükmettiği zaman, mümin bir erkek ve mümin bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulune isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır” (Ahzab, 33/36)

    اْْلَبََٓاِئثَ َعَلْيِهمُ َوَُيَٰرِمُ الطَّيَِٰباتِ َِلُمُ َوَيُِلُّ 2) “…Peygamber onlara temiz ve hoş şeyleri helal, kötü ve çirkin şeyleri haram

    kılar...” (Araf, 7/157)

    10 Günümüzde atalarının; şeyh, hacı olduklarını yada peygamber soyundan geldiklerini söyleyerek kurtulacakları fikrine sahip olanlara, Allah (a.c) Peygamberin eşi bile olsan kurtuluşu sadece kendisinin sağlayabileceğini söyleyerek, bu fikirde olanların yanlışta olduğunu söylemiştir. 11 Teslim olup sizinle savaşmayan ve müslüman olduğunu söyleyen kişiye "Sen mümin değilsin" demeyin. Siz görünüşe göre amel etmek zorundasınız. İç durumunu Allah Teâlâ daha iyi bilir. 12 Savaş günahına girmesine rağmen Rabbimizin iki topluluğa mü’min diye hitap etmesinden günahın

    kişiyi kâfir yapmadığını anlıyoruz.

  • 15

    ََۜ َوات َُّقوا فَانْ تَ ُهواا َعْنهُ نَ ٰهيُكمْ َوَما َفُخُذوهُ الرَُّسولُ ٰاٰتيُكمُ َومََٓا اْلِعَقابِن َش۪ديدُ اّللَٰٰ ِانَّ اّللٰٰ3) “Peygamber size ne verirse artık onu alın, size neyi yasakladıysa artık ondan

    kaçının ve Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, cezası pek şiddetli olandır” (Haşr, 59/7)

    ❖ Tarihselcilik Anlayışına Reddiye 13 :

    ِصْدقاً رَبِٰكَ َكِلَمتُ َوَتَّتْ َۜ ِلَكِلَماتِ۪ها لَ ُمَبدِٰ َْل َوَعْدًْل

    1) “Rabbinin sözü (Kur’an) hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. Onun sözlerini değiştirebilecek kimse yoktur” (En’am, 6/ 115)

    ِحيَ َوَمنْ بِه۪ ِْلُْنِذرَُكمْ اْلُقْرٰانُ ٰهَذا ِاَلَّ َوُاوُ۫ بَ َلَغَۜ

    2) “Bu Kur’an sizi ve onun ulaştığı kimseleri uyarmam için bana vahyedildi.’’ (En’am, 6/19)

    افَّةً ِاْلَّ اَْرَسْلَناكَ َومََٓا يَ ْعَلُمونَ َْل النَّاسِ اَْكثَ رَ َوٰلِكنَّ َونَ۪ذيراً َب۪شْياً لِلنَّاسِ كََٓ3) "Ey Muhammed, biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak

    göndermişizdir.” (Sebe, 34/28)

    َحْوَِلَاَۜ َوَمنْ اْلُقٰرى اُمَّ َولِتُ ْنِذرَ يََدْيهِ بَ ْْيَ الَّ۪ذي ُمَصدِٰقُ ُمَباَركٌ اَنْ َزْلَناهُ ِكَتابٌ َوٰهَذا4) “Bu indirdiğimiz (Kur’an), kendinden önceki kitapları doğrulayan,

    Mekke’yi ve çevresini uyaran mübarek kitapdır.” (En’am, 6/92)

    C. İDEOLOJİLERE REDDİYELER

    LAİKLİK 14

    َِۜ ِاْلَّ اِْلُْكمُ ِانِ ّلِلٰٰ1) “…Hüküm, yalnızca Allah'ındır…” (Yusuf, 12/40)

    َواْْلَْمُرَۜ اْْلَْلقُ َلهُ َاَْل 2) “…Dikkat edin! Yaratmak da, hükmetmekte ancak Allah’a aittir...”

    (Araf, 7/54)

    َاَحداً ُحْكِمهَ۪ٓ ِ۪ف ُيْشِركُ َوَْل 3) “….Allah kendi hükmünde hiç kimseyi ortak yapmaz.” (Kehf, 18/26)

    13 Kur’an-ı Kerim sadece belli bir zamana veya belli bir döneme inmemiştir. Hükümleri Kıyamete kadar bütün insanlara ve ülkelere hitap etmektedir. 14 Laiklik: Fransızca ’da lügat manası, “Ruhban dışı sınıf” demektir. Istılah manası; Din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması demektir.

  • 16

    ا َِلُمْ َامْ ُ۬ؤ ينِ ِمنَ َِلُمْ َشَرُعوا ُشرَكَٰٓ َُۜ بِهِ َذنْ يَْ لَْ َما الدٰ۪ اّللٰٰ

    4) “Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği şeyleri kendilerine yasa olarak belirleyen ortakları mı var… ?” (Şura, 42/21)

    DEMOKRASİ 15

    َِۜ َس۪بيلِ َعنْ ُيِضلُّوكَ اْْلَْرضِ ِف َمنْ اَْكثَ رَ ُتِط عْ َوِانْ َُيُْرُصونَ ِاْلَّ ُهمْ َوِانْ الظَّنَّ ِاْلَّ يَ تَِّبُعونَ ِانْ اّللٰٰ1) “Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan

    şaşırtıp-saptırırlar.Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak zan ve tahminle yalan söylerler” (En’am, 6/116)

    اْْلَاِهِليَّةِ َاَفُحْكمَ ُغوَنَۜ ِلَقْومٍ ُحْكماً اّللِٰٰ ِمنَ َاْحَسنُ َوَمنْ يَ ب ْ

    يُوِقُنوَن 2) “Onlar hâlâ cahiliye hükmünü mü istiyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk

    için, Allah'tan daha güzel kanun koyan kimdir?” (Maide, 5/50)

    اَءكَ الَّ۪ذي بَ ْعدَ َاْهوََٓاَءُهمْ ات َّبَ ْعتَ َولَِئنِ َن۪صْيٍ َوَْل َوِلٍٰ ِمنْ اّللِٰٰ ِمنَ َلكَ َما اْلِعْلمِن ِمنَ جََٓ3) “…Sana ulaşan bu ilimden sonra onların arzularına uyarsan, Allah'tan sana ne

    bir dost, ne de bir yardımcı vardır.” (Bakara, 2/120)

    ََتُْكُموا َانْ النَّاسِ بَ ْْيَ َحَكْمُتمْ َوِاَذا َاْهِلَهان ِاَلَٰٓ اْْلََماََّنتِ تُ َؤدُّوا َانْ يَُْمرُُكمْ اّللَٰٰ ِانَّ ِِبْلَعْدلَِۜ

    4) “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.” 16 (Nisa, 4/58)

    ATEİZM 17

    َْل َبلْ َواْْلَْرَضا السَّٰمَواتِ َخَلُقوا اَمْ * اْْلَاِلُقوَنَۜ ُهمُ اَمْ َشْيءٍ َغْْيِ ِمنْ ُخِلُقوا َامْ يُوِقُنوَنَۜ

    1) “Yoksa onlar, hiç bir şey olmaksızın mı yaratıldılar? Yoksa yaratıcılar kendileri mi? Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır; onlar, kesin bir bilgiyle inanmıyorlar.” (Tur, 52/35,36)

    نْ َيا َحَياتُ َنا ْلَّ اِ ِهيَ َما َوقَاُلوا ِاْلَّ يُ ْهِلُكنََٓا َوَما َوََنَْيا ََّنُوتُ الدُّْهُرا الدَّ

    َيظُنُّونَ ِاْلَّ ُهمْ ِانْ ِعْلمٍا ِمنْ ِبٰذِلكَ َِلُمْ َوَما2) “Dediler ki: “Dünya hayatımızdan başka hayat yoktur. Ölürüz ve yaşarız. Bizi

    ancak zaman yok eder.” Bu hususta onların bir bilgisi yoktur. Onlar sadece zanda bulunuyorlar” (Casiye, 45/24)

    15 Demokrasi kısaca Hakimiyetin halka ait olduğu yönetim biçimidir. 16 Demokrasi sistemlerinde, yönetim hakkına sahip olacak kişiler için; Liyakat, ehliyet, tecrübe, vb. şartlar aranmadığı gibi aksine zenginlik ve menfaat göz önünde bulundurulmaktadır. 17 Ateizm, tüm tanrılara ve ruhsal varlıklara olan metafizik inançları ve dinleri reddeden; doğruluğuna inanılan gerçekliği inanç yoluyla açıklamayı kabul etmeyen bir felsefi düşünce akımıdır.

  • 17

    FAŞİZM (IRKÇILIK) 18

    لِتَ َعارَُفواَۜ َوقَ بََٓاِئلَ ُشُعوِبً َوَجَعْلَناُكمْ َواُنْ ٰثى ذََكرٍ ِمنْ َخَلْقَناُكمْ ِاَّنَّ النَّاسُ اَي َُّها َيََٓ اَتْ ٰقيُكْمَۜ اّللِٰٰ ِعْندَ اَْكَرَمُكمْ ِانَّ

    1) “Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve 'birbirinizi tanımanız ve tanışmanız' için sizi ırklara ve kabilelere böldük. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün olanınız, (ırk, renk, soy ve servetçe değil) takvaca en ileride olanınızdır...” (Hucurat, 49/13)

    KAPİTALİZM 19

    ِمْنُكْمَۜ اْْلَْغِنيََٓاءِ بَ ْْيَ ُدوَلةً َيُكونَ َْل َكيْ 1) “O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dönüp dolaşan bir servet haline

    gelmesin.” (Haşr, 59/7)

    َوَحرَّمَ اْلبَ ْيعَ اّللُٰٰ َوَاَحلَّ الٰرِٰبواَۜ

    2) “…Allah, alışverişi helal, faizi haram kılmıştır...” (Bakara, 2/275)

    KOMÜNİZM 20

    نَ ُهمْ َقَسْمَنا ََنْنُ نْ َيا اِْلَٰيوةِ ِف َم۪عيَشتَ ُهمْ بَ ي ْ الدُّ بَ ْعضاً بَ ْعُضُهمْ لِيَ تَِّخذَ َدرََجاتٍ بَ ْعضٍ فَ ْوقَ ْعَضُهمْ ب َ َوَرفَ ْعَنا

    َۜ ُسْخرَيًّ

    1) Sınıf Ayrımı : “….Biz onların dünya hayatındaki geçimliklerini taksim ettik ve

    bir kısmının diğerlerine iş gördürebilmesi için, bir kısmını bir kısmından

    derecelerle üstün kıldık….” (Zuhruf, 43/32)

    َنُكمْ اَْمَواَلُكمْ ََتُْكلَُٓوا َوَْل ِِبْلَباِطلِ بَ ي ْ2) Şahsi Mülkiyet : “Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin…”

    (Bakara, 2/188)

    18Faşist teorinin, felsefesi, milliyetçilik; uygulaması devletçilik; dış politikası ise savaştır. Faşizm sosyalizme ve özellikle Marksizm’e bir tepki olarak doğmuştur 19 Üretim araçlarının özel kişilere ait olabileceği bir rejim kabul edilmiştir. Başlıca özelliği; serbest, sınırsız, kayıtsız, şartsız, mutlak kazanç fikridir. 20 Komünizm; özel mülkiyeti, devleti, sınıfsal farklılığı reddeden ve bütün malların, topluma ait olup bunları herkesin ortaklaşa kullanabileceği anlayışına sahip olan toplum düzeni.

  • 18

    الزَّٰكوةَ َوٰاتَ ُوا الصَّٰلوةَ اَقَاُموا اْْلَْرضِ ِف َمكَّنَّاُهمْ ِانْ الَّ۪ذينَ اْْلُُمورِ َعاِقَبةُ َوّلِلِٰٰ اْلُمْنَكرَِۜ َعنِ َونَ َهْوا ِِبْلَمْعُروفِ َوَاَمُروا

    3) Devletin Varlığı : “Onlar (o müminler) ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar

    verirsek namazı kılar, zekâtı verirler, iyiliği emreder ve kötülükten

    nehyederler. İşlerin sonu Allah'a varır.” (Hac, 22/41)

  • 19

    İMAN BÖLÜMÜ ( OKUMA)

    I. İMANIN İLKELERİ

    1) ALLAH’A İMAN

    ❖ Esmaul Hüsna: “En güzel isimler Allah'ındır. O halde Allah'a o güzel isimleriyle dua edin...” (Araf, 7/180)

    ❖ Esmaul Hüsnadan Bazıları: “O, Allah'tır ki O'ndan başka ilah yoktur. O, gizli olanı da açık olanı da bilendir. O Rahmandır, Rahîmdir. O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. Melik'tir; Kudüs’tür; Selam'dır; Mümin’dir; Müheymin'dir; Aziz'dir; Cebbar'dır; Mütekebbir'dir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir. O Allah ki, yaratandır, en güzel bir biçimde şekil ve suret verendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Azizdir, Hakimdir”. ( Haşr, 59/22-24) (Huvallahullezi)

    ALLAH’U TEALANIN BAZI SIFATLARI:

    1. İlim Sıfatı: “Allah sizi topraktan yarattı, sonra bir damla sudan. Sonra sizi çift çift kıldı. O'nun bilgisi olmaksızın, hiç bir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz da. Ömür sürene, ömür verilmesi ve onun ömründen kısaltılması da mutlaka bir kitapta (yazılı) dır…” (Fatır, 35/11)

    2. Hayat Sıfatı: “Şüphesiz Allah, taneyi ve çekirdeği yarıp filizlendirendir. Ölüden diriyi çıkarır. Diriden de ölüyü çıkarandır. İşte Allah budur!...” (En’am, 6/95)

    3. Görme ve İşitme Sıfatları: “O, Gaybı da, görülen âlemi de bilendir. Çok büyüktür, çok yücedir. O’na göre içinizden sözü gizleyende birdir, açığa vuran da, geceleyin gizlenen de, gündüz ortaya çıkan da.” (Rad, 13/9,10)

    4. Kudret Sıfatı: “Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak Ol! Demektir. O da hemen oluverir.” (Yasin Suresi, 36/82)

    5. Kelam Sıfatı : “De ki: 'Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini (bir o kadarını) dahi getirsek, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükenirdi.” (Kehf, 18/109)

  • 20

    ❖ Allah İçin Sevmek ve Allah İçin Buğzetmek:

    1. “Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun; babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa, Allah'a ve Rasulüne düşman olanlarla, dostluk ettiğini göremezsin...” (Mücadele, 58/22)

    2. “… Mü’minler, kâfirlere karşı çok şiddetlidirler…” (Fetih, 48/29)

    ❖ Allah’ın Rahmetinden Ümit Kesmemek: “… Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden ümit kesmez." (Yusuf, 12/87)

    ❖ Allah’ın Mühlet Vermesi: Eğer Allah insanları yaptıkları günahlar yüzünden

    hemen cezalandırsaydı yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat Allah onların cezalarını belirlenmiş bir zamana kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman (gereğini yapar). (Fatır, 35/45)

    ❖ Allah İnsanlara Zulmetmez: Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir şeyle zulmetmez. Ancak insanlar, kendi nefislerine zulmediyorlar. (Yunus, 10/44)

    2) MELEKLERE İMAN ❖ “(Şeytan) beni ateşten yarattın.” (Sad, 38/76) ❖ “Şeytan Cinlerdendi.”21 (Kehf, 18/50)

    ❖ Kur’an’da Bahsedilen Meleklerden Bazıları:

    1. “Her kim Allah'a, meleklerine, elçilerine, Cebrail’e ve Mikail'e düşman ise, artık şüphesiz Allah da kâfirlerin düşmanıdır.” (Bakara, 2/98)

    2. “De ki: 'Size vekil kılınan ölüm meleği ( Azrail ), hayatınıza son verecek, sonra

    Rabbinize döndürülmüş olacaksınız” (Secde, 32/11)

    21 Melekler nurdan, cinler saf ateşten, Âdem de topraktan yaratılmıştır. (Müslim, Zühd 60 No:2996, Ahmet b. Hanbel, Müsned VI 153,168) Toplumumuzda bilinen ‘şeytanda önceden melekti’ anlayışının yanlış olduğunu, meleklerin ve şeytanın

    yaratılışlarının farklı olduklarını ayetler ve hadis ışığında açıkladık.

  • 21

    3. “O gün hiçbir tarafa sapmaksızın o çağırıcıya (İsrâfîl’e) uyarlar; Rahmânın heybetinden dolayı sesler kısılmıştır. Sen ancak bir fısıltı duyabilirsin.”

    (Taha, 20/108)

    4. “Hem O, kullarının üstünde mutlak galiptir ve üzerinize (amellerinizi) muhafaza edici (Kirâmen ve Kâtibîn denilen yazıcı) melekler gönderir…” (En’am, 6/61)

    ❖ Melekler, İman Edenlerin Dostlarıdırlar: “Şüphesiz: 'Rabbimiz Allah'tır' deyip

    sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); onların üzerine melekler iner (ve der ki:) 'Korkmayın ve üzülmeyin, size vaat edilen “cennetle sevinin. Biz, dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınınız. Orda nefislerinizin arzuladığı her şey sizindir…” (Fussilet, 41/30,31)

    ❖ Melekler, İman Edenlere Yardım Ederler: “And olsun, siz güçsüz iken Allah size Bedir'de yardımıyla zafer verdi. Şu halde Allah'tan sakının, O'na şükredebilesiniz. Sen mü'minlere: 'Rabbinizin size meleklerden indirilmiş üç bin kişiyle yardım iletmesi size yetmez mi?' diyordun. Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin kişiyle yardım ulaştıracaktır. Allah bunu (yardımı) size ancak bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla tatmin bulsun diye yaptı. 'Yardım ve zafer ancak üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'ın katındandır.” (Ali İmran, 3/123-126)

    3) KİTAPLARA İMAN

    ✓ “…Allah, sözün en güzelini bir kitap halinde indirmiştir. Rablerine karşı içleri titreyerek korkanların O’ndan derileri ürperir. Sonra onların derileri ve kalpleri Allah’ın zikrine (karşı) yumuşar yatışır. İşte bu, Allah’ın yol göstermesidir, onunla dilediğini hidayete erdirir.” (Zümer, 39/23)

    ✓ “Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan nura çıkarır; inkâr edenlerin dostları ise Tağut'tur. Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar, ateşin halkıdırlar, orada süresiz kalacaklardır.” (Bakara, 2/257)

    ❖ Kur’an-ı Kerim’in Hakemliği: “Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, peygambere ve sizden olan yöneticilere itaat edin. Bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz, Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız onu Allah'a ve Peygamber'e götürün. Bu daha hayırlı ve sonuç bakımından da daha güzeldir.” (Nisa, 4/59)

  • 22

    ❖ Kur’andan Muhkem ve Müteşabih 22 : “Sana Kitabı indiren O'dur. O'ndan, Kitabın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkemdir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun yorumunu Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: "Biz ona inandık, tümü Rabbimizin katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp düşünmez” (Al-i İmran, 3/7) KUR’AN’DAN BİLİMSEL AYETLERDEN BAZILARI:

    ❖ Rüzgârın Aşılaması: “Ve aşılayıcılar olarak rüzgârları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık…” (Hicr, 15/22) ❖ Göğün Genişlemesi: “Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz,

    (onu) genişleticiyiz.” 23 (Zariyat, 51/47) ❖ İnsanın Yaratılışı: “ And olsun, biz insanı, süzme bir çamurdan yarattık. Sonra

    onu sperm damlası halinde sağlam bir yere yerleştirdik. Sonra spermden bir kan pıhtısı yaptık, kan pıhtısını da bir parça et haline soktuk, derken etten kemikler yarattık ve kemiklere et giydirdik, sonra da onu yepyeni bir yaratık olarak meydana getirdik. Öyleyse yaratanların en iyisi, en güzeli olan Allah ne yücedir.” (Mü’minun, 23/12-14) ❖ Dağların Hareket Etmesi: “Dağları görür, onları yerinde durur zannedersin.

    Hâlbuki onlar bulutların yürümesi gibi yürümektedirler…”24 (Neml, 27/28) ÖNCEKİ KİTAPLAR

    1. Tevrat : “Biz Tevrat’ı, içinde bir hidayet ve nur olarak indirdik” (Maide, 5/44) 2. Zebur : “Davud'a da Zebur verdik” (Nisa, 4/163) 3. İncil : “Onların (peygamberleri) ardından yanlarındaki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak

    Meryem oğlu İsa'yı gönderdik ve ona içinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat'ı doğrulayan ve muttakiler için yol gösterici ve öğüt olan İncil'i verdik” (Maide, 4/46)

    22 Muhkem: Sözlükte "sağlam, esaslı ve dayanıklı" anlamına gelen muhkem, terim olarak, manası kolaylıkla anlaşılan, ne anlama geldiği ve ne anlatmak istediği ilk bakışta anlaşılan, Kur'ân'ın sarih lafızlarına ve âyetlerine denir. Müteşabih: Manası kolaylıkla anlaşılmayan, farklı manalara gelen, Kur'ân'ın sarih lafızlarına ve âyetlerine denir. 23 Rus fizikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı evren bilimci Georges Lemaitre, bu yüzyılın başlarında evrenin sürekli hareket halinde olduğunu ve genişlediğini teorik olarak hesapladılar. 24 Allah, dağların hareketini ayette "sürüklenme" olarak bildirmiştir. Bilim adamlarının bugün bu hareket için kullandıkları İngilizce terim de "continental drift" yani "kıtasal sürüklenme"dir.

  • 23

    KİTABA UYMAYANLARIN DURUMU

    ✓ “Onlara kendisine ayetlerimizi verdiğimiz kişinin haberini anlat. O, bundan sıyrılıp-uzaklaşmış, şeytan onu peşine takmıştı. O da sonunda azgınlardan olmuştu. Eğer biz dileseydik, onu bununla yükseltirdik. Ama o yere saplandı, hevasına uydu. Onun durumu, üstüne varsan dilini sarkıtıp soluyan, kendi başına bıraksan dilini sarkıtıp soluyan köpeğin durumu gibidir. İşte ayetlerimizi yalanlayan topluluğun durumu böyledir. Artık gerçek haberi onlara aktar ki düşünsünler.” (Araf, 7/175,176)

    ✓ “Kendilerine Tevrat öğretilen, sonra da uymayanların hali, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah'ın ayetlerini yalanlayan kavmin durumu ne kötüdür. Allah, zalim bir kavmi hidayete erdirmez.” (Cuma, 62/5)

    ✓ “Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, kâfirlerdir.” (Maide, 5/44) ✓ “Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, zalimlerdir.” (Maide, 5/45) ✓ “Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, fasıklardır” (Maide, 5/47) 25

    4) PEYGAMBERLERE İMAN ❖ Peygambere Saygı: “Ey iman edenler, Allah'ın Resûlü'nün önüne geçmeyin ve

    Allah'tan sakının. Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir. Ey iman edenler, seslerinizi peygamberin sesi üstünde yükseltmeyin ve birbirinize bağırdığınız gibi, ona sözle bağırıp söylemeyin; yoksa siz şuurunda değilken, amelleriniz boşa gider…. “ (Hucurat, 49/1,2)

    ❖ Peygambere Karşı Olan Disiplin: “Allah'a ve Peygamberine inanan Müminler, Peygamberle beraber bir işe karar vermek için toplandıklarında, ondan izin almaksızın gitmezlerdi..” (Nur, 24/62)

    25 Allah’ın hükmetmemesi ameli aynı olmasına rağmen kişilerin durumuyla ilgili 3 faklı sonuç olduğunu ayetlerden öğreniyoruz. Allah’ın hükmünün bu çağa uygun olmadığını söyleyip reddeden kişi Kafir olur. Ancak, Allah’ın hükümleri kabul ediyor fakat uygulamıyor ise zalim veya günahkar olur. Aynı konuda üç farklı ayetin olması kişilerin durumunun aynı olmadığının ispatıdır.

  • 24

    KUR’AN’DA ADI GEÇEN PEYGAMBERLER 26

    “And olsun, biz senden önce elçiler gönderdik; onlardan kimini sana aktarıp anlattık ve kimini anlatmadık” (Mümin, 40/78)

    1) “Derken Âdem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. Bunun üzerine (Allah da) tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.” (Bakara, 2/37)

    2) “ İsmail, İdris ve Zülkifl, hepsi sabredenlerdendi.” (Enbiya, 21/85) 3) “Andolsun, biz Nuh'u kavmine gönderdik. (Onlara:) "Ben sizin için ancak apaçık

    bir uyarıp korkutucuyum." "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin. Ben size (gelecek olan) acı bir günün azabından korkarım" (dedi).” (Hud, 11/25,26)

    4) “Ad (halkına da) kardeşleri Hud'u (gönderdik). Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a ibadet edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. Siz yalan olarak (tanrılar) düzenlerden başkası değilsiniz” (Hud, 11/50)

    5) “Semud (halkına da) kardeşleri Salih'i (gönderdik). Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a ibadet edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattı ve onda ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O'ndan bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz benim Rabbim, yakın olandır, (duaları) kabul edendir. (Hud, 11/61)

    6) Kitap'ta İbrahim'i de zikret. Gerçekten o, doğruyu söyleyen bir peygamberdi.” (Meryem, 19/41)

    7) “Ve ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik, hepsini hidayete (Peygamberliğe) eriştirdik; bundan önce de Nuh'u ve onun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete (Peygamberliğe) ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.” (Enam, 6/84)

    8) “Medyen (halkına da) kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik). Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a ibadet edin, O'ndan başka ilahınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın; gerçekten sizi bir 'bolluk ve refah (hayır)' içinde görüyorum. Doğrusu sizi çepeçevre kuşatacak olan bir günün azabından korkuyorum." (Hud, 11/84)

    9) “Zekeriya'yı, Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı da (hidayete-Peygamberliğe- eriştirdik.) Onların hepsi salihlerdendir.” (Enam, 6/85)

    10) “İsmail'i, Elyasa'yı, Yunus'u ve Lut'u da (hidayete-peygamberliğe- eriştirdik). Onların hepsini âlemlere üstün kıldık” (Enam, 6/86)

    11) ” Muhammed Allah'ın Peygamberidir” (Fetih, 48/29)

    26 Zikredilen 25 Peygamberin dışında, Kur’an-ı Kerimde adları geçen Üzeyr, Lokman ve Zülkarneyn isimli üç zat daha vardır ki, bunların peygamber veya veli oldukları ihtilaflıdır.

  • 25

    5) AHİRETE İMAN

    ✓ “İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmüyor mu? Şimdi o, apaçık bir düşman kesilmiştir. Kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek verdi; dedi ki: 'Çürümüşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş? De ki: 'Onları, ilk defa yaratıp inşa eden diriltecek…” (Yasin, 36/77-79)

    ❖ Dünya Hayatında, Ahirete Dair Örnekler 27 : “Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki: "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki: "Ne kadar kaldın?" O: "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona:) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl bir araya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?" dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki: "(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, her şeye güç yetirendir." (Bakara, 2/259)

    ❖ Sura Üfürülmesi: “Sur'a üfürüleceği gün, Allah'ın dilediği kimseler dışında, göklerde ve yerde olan herkes artık korkuya kapılmıştır ve her biri 'boyun bükmüş' olarak O'na gelmişlerdir.” (Neml, 27/87)

    ❖ İnsanların O Gün Durumları: Kişi o gün, kendi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar, O gün, onlardan her birisinin kendine yetecek bir işi vardır. (Abese, 80/34-37)

    ❖ Mizan: Kimin amelleri ağır gelir se, işte o mutlu bir hayat içinde olur. Kiminde amelleri hafif gelirse onun kucaklayacak olan (Cehennem) Haviyedir. (Karia, 101/6-9)

    ❖ Kıyamet: 1. Kıyamet gününe yemin ederim. 2. Kendini kınayan (pişmanlık duyan) nefse yemin ederim (diriltilip hesaba

    çekileceksiniz). 3. İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanır? 4. Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz

    yeter. 5. Fakat insan önündekini (kıyameti) yalanlamak ister. 6. Kıyamet günü ne zamanmış? diye sorar.

    27 Ayrıca bknz. (Kehf 18/ 18-19 ) ( Bakara 2 / 260)

  • 26

    7, 8, 9. İşte, göz kamaştığı, ay tutulduğu, güneşle ay bir araya getirildiği zaman! 10. O gün insan, «Kaçacak yer neresi!» diyecektir. 11. Hayır, hayır! (Kaçıp) sığınacak yer yoktur! 12. O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur. 13. O gün insana, ileri götürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir. 14. Artık insan, kendi kendinin şahididir. (Kıyamet, 75/1-14)

    ❖ Organların şahitliği: “Kendi derilerine dediler ki: "Niye aleyhimizde şahitlik ettiniz?" Dediler ki: "Her şeye nutku verip-konuşturan Allah, bizi konuşturdu. Sizi ilk defa O yarattı ve O'na döndürülüyorsunuz. Siz, işitme, görme (duyularınız) ve derileriniz aleyhinize şahitlik eder diye sakınmıyordunuz. Aksine, yaptıklarınızın birçoğunu Allah'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz." (Fussilet, 41/21,22)

    ❖ Amel Defteri ve Hesaplaşma: 1. “Kim bir iyilikle gelirse, kendisine bunun on katı vardır, kim bir kötülükle

    gelirse, onun mislinden başkasıyla cezalandırılmaz ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.” (Enam, 6/160)

    2. “Biz, her insanın (yaptıklarını) kendi boynuna doladık, kıyamet gününde onun için açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız. 'Kendi kitabını oku; bugün nefsin hesap sorucu olarak sana yeter.” (İsra, 17/13,14 )

    3. “(Önlerine) Kitap konulmuştur; artık suçlu-günahkârların, onda olanlardan dolayı dehşetle-korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki: "Eyvahlar bize, bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bırakmayıp her şeyi sayıp döküyor?" Yapıp ettiklerini (önlerinde) hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez.” (Kehf, 18/49)

    ❖ O Gün Hiçbir Şekilde Kurtuluş Yolu Yoktur: “Şüphesiz küfredip kâfir olarak

    ölenler, bunların hiç birisinden, yeryüzü dolusu altını olsa bunu fidye olarak verse de kesin olarak kabul edilmez. Onlar için acı bir azap vardır ve onların yardımcıları da yoktur.” (Ali İmran, 3/91)

    ❖ Cennette Allah’ın Görüleceğinin Müjdesi: “Yüzler var ki o gün ışıl ışıl parlar. Rabbine bakar.” 28 (Kıyamet, 75/22,23)

    28 Peygamber efendimiz, ayın on dördüncü gecesi, parlayan dolunaya bakıp buyurdu ki: Gökteki şu ayı nasıl net görüyorsanız, Rabbinizi de böyle açıkça Cennette göreceksiniz. [Buhari, Müslim, İbni Mace, Tirmizi, Ebu Davud, Nesai, İ. Ahmed, İbni Huzeyme, İbni Hibban]

  • 27

    ❖ Cennet ve Cehennemin Ebediliği: ✓ Allah, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara içinde ebedi kalmak üzere,

    altlarından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vaad etmiştir. Allah'tan olan hoşnutluk ise en büyüktür. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur. (Tevbe, 9/72)

    ✓ Gerçekten Allah, kâfirleri lanetlemiş ve onlar için 'çılgın bir ateş' hazırlamıştır. Orda ebedi olarak kalıcıdırlar. Onlar ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır. (Ahzap, 33/64,65)

    İNSAN CEHENNEMDE BİLE SORUMLULUKTAN KAÇMAK İSTEYECEKTİR.

    ✓ Şeytanı Suçlayacaklar : “İş hükme bağlanıp bitince, şeytan der ki: 'Doğrusu, Allah, size gerçek bir vaadde bulunmuştu , ben de size bir söz verdim ama yalancı çıktım. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana uydunuz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaracak değilim, siz de beni kurtaracak değilsiniz. Doğrusu daha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acı bir azap vardır.” (İbrahim, 14/22)

    ✓ Reislerini Suçlayacaklar: “Ve dediler ki: 'Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize

    ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular. Rabbimiz, onlara azaptan iki katını ver ve büyük bir lanet ile lanet et.” (Ahzab, 33/67,68)

    ✓ Birbirlerini Suçlayacaklar: “İnkâr edenler dedi ki: 'Biz kesin olarak, ne bu Kur'an'a inanırız, ne de ondan önceki (indirile)ne. Sen o zulmedenleri, Rableri huzurunda tutuklanmış olarak görsen; sözü (suçlamaları) birbirlerine karşı evirip çevirir (birbirlerine yöneltirler), zayıf olanlar büyüklük taslayanlara derler ki: 'Eğer sizler olmasaydınız, gerçekten bizler mü'min (kimse) ler olurduk. Büyüklük taslayanlar, zayıf olanlara dediler ki: 'Size hidayet geldikten sonra, sizi biz mi ondan alıkoyduk? Hayır, siz (zaten) günahkârdınız. Zayıf olanlarda büyüklük taslayanlara: 'Hayır, siz gece ve gündüz hileli düzenler (kurup) bizim Allah'ı inkâr etmemizi ve O'na eşler koşmamızı bize emrediyordunuz' dediler. Azabı gördüklerinde pişmanlıklarını saklarlar; biz de inkâr edenlerin boyunlarına halkalar geçirdik. Onlar, yaptıklarından başkasıyla mı cezalandırılacaklardı?” (Sebe, 34/31-33)

  • 28

    CEHENNEMDEKİLER İLE BEKÇİLER ARASINDA Kİ KONUŞMA: ✓ Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü dönüş yeridir o. İçine

    atıldıkları zaman, kaynayıp feveran ederken onun korkunç homurtusunu işitirler. Öfkesinin şiddetinden neredeyse patlayıp parçalanacak. Her bir grup içine atıldığında, bekçileri onlara sorar: 'Size bir uyarıcı gelmedi mi? Onlar: 'Evet' derler. 'Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve: “Allah hiç bir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik. Ve: 'Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık derler. Böylece kendi günahlarını itiraf ettiler. Çılgınca yanan ateşin halkına (Allah'ın rahmetinden) uzaklık olsun. ( Mülk, 67/6-11)

    CENNETEKİLER İLE CEHENNEMDEKİLER ARASINDA Kİ KONUŞMALAR: ✓ “Sizi şu cehenneme sürükleyip iten nedir? Onlar: 'Biz namaz kılanlardan değildik'

    dediler. 'Yoksula yedirmezdik. Boş ve anlamsız şeylere dalıp gidenlerle biz de dalar giderdik. Ve ahiret gününü de yalanlardık.” (Müddesir, 74/42-46)

    ✓ “Cennet halkı, ateş halkına (şöyle) seslenecekler: "Bize Rabbimizin vadettiğini gerçek buldunuz mu?" Onlar da: "Evet" derler. Bundan sonra içlerinden seslenen biri (şöyle) seslenecektir: "Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun." (Araf, 7/44)

    CENNETTEKİLERİN KONUŞMASI: “ Rablerinden korkup sakınanlar da, cennete bölük bölük sevk edildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (cennetin) bekçileri dedi ki: "Selam üzerinize olsun, hoş ve temiz geldiniz. Ebedi kalıcılar olarak ona girin. (Onlar da) Dediler ki: "Bize olan vaadinde sadık kalan ve bizi bu yere mirasçı kılan Allah'a hamd olsun ki, cennetten dilediğimiz yerde konaklayabiliriz. (Salih) Amellerde bulunanların ödülü ne güzeldir”. (Zümer, 39/73,74)

  • 29

    6) KAZA VE KADERE İMAN

    ✓ “… Onlar sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar. Diyorlar ki: “Bu işte bize fayda olsaydı, burada öldürülmezdik.” De ki: “Evlerinizde dahi olsaydınız, yine üzerine öldürülmesi yazılmış olanlar, mutlaka vurulup yatacakları yeri boylardı. Allah, kalplerinizin içindekini denemek ve yüreklerinizdekini temizlemek için yaptı. Allah, göğüslerin içinde olanı bilir.” (Ali İmran, 3/154)

    ✓ “Her ümmetin dünyada kalacağı müddet için takdir edilmiş bir ömrü vardır. Süreleri biten ümmet ne bir an geri kalır, ne de bir an ileri gidebilir” (Araf, 7/34)

    ✓ “Eğer Allah onlara sürgünü yazmamış olsaydı, elbette onları dünyada başka şekilde cezalandıracaktı.” (Haşr, 59/3)

    II. İMAN İLE İLGİLİ DİĞER KONULAR

    A. İMANİ KONULARDA SAPMALARA REDDİYE

    ✓ Fıtratta Allah İnancının Varlığının Delili: “Öyle ki siz gemide bulunduğunuz zaman, onlar da güzel bir rüzgârla onu yüzdürürlerken ve (tam) bununla sevinmektelerken, ona çılgınca bir rüzgar gelip çatar ve her yandan dalgalar onları kuşatıverir; onlar artık bu (dalgalarla) gerçekten kuşatıldıklarını sanmışlarken, dinde O'na 'gönülden katıksız bağlılar (muhlisler) olarak Allah'a dua etmeye başlarlar: "Andolsun eğer bundan bizi kurtaracak olursan, muhakkak sana şükredenlerden olacağız. ‘Ama (Allah) onları kurtarınca, hemen haksız yere, yeryüzünde taşkınlığa koyulurlar...” (Yunus, 10/22,23) ❖ Gayri Metluv Vahyi Kabul Etmeyenlere Reddiye: “(Resulüm vahyin gelmesi

    için) yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz. Şimdi seni elbette hoşlanacağın bir kıbleye çeviriyoruz. Artık (namazda) yüzünü mescidi haram (Kâbe) tarafına çevir. Nerede olursanız olun yüzlerinizi o yöne çeviriniz. Şüphe yok ki kendilerine kitap verilenler, bunun Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu pekâlâ bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir.” 29 (Bakara, 2/144)

    29 Bu ayetle kıble Mescidi Aksa’dan Mescidi Haram’a çevrilmiştir. Kıblenin başta Mescidi Aksa’ya çevrilmesiyle ilgili ise bir ayet bulunmamaktadır. Demek ki Peygamber (sav)’e Kur’an dışında bir vahiyle bildirilmişti.

  • 30

    ❖ Peygamberimizin Kur’an’dan Başka Mucizesi Yoktur Diyenlere Reddiye: “Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescidi Haramdan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescidi Aksaya götüren O (Allah) yücedir. Gerçekten o işitendir görendir.” (İsra, 17/1)

    ❖ Kerameti İnkâr Edenlere Bir Örnekle Reddiye: “…Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi.” (Ali İmran, 3/37)

    ❖ Şefaati İnkar Edenlere Reddiye: “ O gün, Rahman (olan Allah)'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaati bir yarar sağlamaz.” (Taha, 20/109)

    ❖ Reenkarnasyon(Bir İnsanın, İkinci Bir Ruhta Dirileceğine Reddiye): “Sonunda, onlardan birine ölüm geldiği zaman, der ki: "Rabbim, beni geri çevirin." Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde bulunayım." Asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi söylemektedir. Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir engel (berzah) vardır.” (Mü’minun, 23/99,100) B. DİNLER ARASI DİYALOG

    DİNLER ARASI DİYALOGU REDDEDEN AYETLERDEN BAZILARI: ❖ Kâfirlerle Dostluğun Yasaklanması: “Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri

    dost edinmesinler. Kim böyle bir şey yapacak olursa Allah ile arasında bir dostluk kalmaz…” (Ali İmran, 3/28)

    ❖ Ehli Kitapla Dostluğun Yasaklanması: “Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır…” (Maide, 5/51)

  • 31

    DİNLER ARASI DİYALOGUN YASAKLANMASININ BAZI NEDENLERİ: 1. Bizden Kesinlikle Hoşnut Olmamaları: “Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi

    ve Hıristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir…” (Bakara, 2/120)

    2. Hristiyanların Küfre Düşmüş Olmaları:” And olsun, "Şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler küfre düşmüştür. Oysa Mesih'in dediği (şudur:) "Ey İsrail oğulları, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Çünkü O, kendisine ortak koşana şüphesiz cenneti haram kılmıştır, onun barınma yeri ateştir. Zulmedenlere yardımcı yoktur. “And olsun, "Allah üçün üçüncüsüdür" diyenler küfre düşmüştür.” (Maide, 5/72,73)

    3. Hz. İsa’yı İlah Kabul Ederek Şirke Düşmüş Olmaları: “Allah: "Ey Meryem oğlu İsa,

    insanlara, beni ve annemi Allah'ı bırakarak iki ilah edinin, diye sen mi söyledin?" dediğinde: "Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer bunu söylediysem mutlaka sen onu bilirsin. Sen bende olanı bilirsin, ama ben Sen'de olanı bilmem...” (Maide, 5/116)

    4. Peygamberimizi Tanımalarına Rağmen Yalanlamaları: “Bizim kendilerine Kitap

    verdiklerimiz, onu (Hz. Muhammed’i), çocuklarını tanır gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana uğratanlar; işte onlar inanmayanlardır.” (En’am, 6/20)

    ❖ Hristiyanların Hz. İsa’yı İlah Edinmelerine Reddiye: “Şüphesiz, Allah katında

    İsa'nın durumu, Âdem’in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona 'ol' demesiyle o da hemen oluverdi.”30 (Al-i İmran, 3/59) “Meryem oğlu Mesih, sadece bir peygamberdir. O'ndan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Annesi de, dosdoğru iffetli bir kadındı. İkisi de, diğer ölümlü insanlar gibi yer ve içerlerdi.” 31 (Maide, 5/75)

    ❖ Kuran’ın Ehli Kitaba Çağrısı: “De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda ortak (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiç bir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim." Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahid olun, biz gerçekten müslümanlarız." (Ali İmran, 3/64)

    30 Hz. İsa babasız dünyaya geldiği için onu ilah olarak kabul etmelerine rağmen Hz. Âdem’i ise peygamber olarak kabul ediyorlar. Allah (a.c) Hz. Âdem’i misal vererek onun ne annesi vardı ne de babası diyerek anlayışlarının yanlışlığını söylemiştir. 31 Allah (a.c) edebi bir üslup kullanarak Hz. İsa’nın ilah anlayışının mümkün olmadığını söylemiştir. Bir kadından doğan kişi ilah olabilir mi? Hiç ilah yiyip içer mi? Yemek yiyip içen kişinin tuvalet ihtiyacı olur. İlah olan birisi tuvalete gider mi?

  • 32

    ❖ Ehli Kitap Müslümanları Hak Yoldan Saptırmak İster: “Kitap Ehlinden bir grup, sizi şaşırtıp saptırmayı arzuladı; fakat onlar ancak kendi nefislerini şaşırtıp saptırırlar da şuuruna varmazlar” (Al-i İmran, 3/69) “Kitap Ehlinden bir bölümü, dedi ki: 'İman edenlere indirilene gündüzün başlangıcında inanın, sonunda da inkâr edin. Belki onlar da dönerler.” (Al-i İmran, 3/72)

    ❖ Onlar Bizim Kıblemize Dönecek Değildir: “And olsun, kendilerine kitap verilenlere her ayeti (delili) getirsen, yine onlar senin kıblene uymaz; sen de onların kıblelerine uyacak değilsin. Onlardan bir kısmı, bir kısmının kıblesine (bile) uymaz…” (Bakara, 2/145)

    ❖ Onlar Kendilerinden Başkasını Cennetlik Görmezler: “Dediler ki: "Yahudi veya

    Hıristiyan olmayan hiç kimse kesin olarak cennete giremez." Bu, onların kendi kuruntularıdır. De ki: "Eğer doğru sözlüyseniz, kesin kanıtınızı getirin.” (Bakara, 2/111)

    ❖ Onlar Birbirlerini de Beğenmezler: “Yahudiler dediler ki: "Hristiyanlar bir şey

    (herhangi bir temel) üzere değillerdir; Hristiyanlar da: "Yahudiler bir şey üzere değillerdir" dediler. Oysa onlar, Kitabı okuyorlar. Bilmeyenler (bilgisizler) de, onların söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Artık Allah, kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri şeyde aralarında hüküm verecektir.” (Bakara, 2/113)

    ❖ Yahudilere Allah’ın Laneti: “İsrail oğullarından inkâr edenlere, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lanet edilmiştir. Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları nedeniyledir. Onlar, yaptıkları kötü bir işten vazgeçmezlerdi.” (Maide, 5/78,79) “…Biz de onların(Yahudilerin) arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik...”( Maide, 5/64)

    ❖ Hristiyanlara Allah’ın Gazabı: “Ve: 'Biz Hristiyanlarız diyenlerden kesin söz

    almıştık. Sonunda onlar kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. Böylece biz de, kıyamete kadar aralarında kin ve düşmanlık saldık. Allah, yapageldikleri şeyi onlara haber verecektir.” (Maide, 5/14)

    ❖ Hz. İsa Hakkındaki İnançlarına Reddiye: “Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah'a karşı gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah'ın elçisi ve kelimesidir. Onu Meryem'e yöneltmiştir ve O'ndan bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve elçisine inanınız; "üçtür" demeyiniz. (Bundan) kaçının, sizin için hayırlıdır. Allah, ancak bir tek İlah'tır. O, çocuk sahibi olmaktan Yücedir...”(Nisa, 4/171)

  • 33

  • 34

    MEAL SERTİFİKASI HAKKINDA GENEL BİLGİLER

    ❖ Meal Sertifikası 5 Bölümden Oluşmaktadır.

    1-İman 2-İbadet 3-Ahlak 4-Cihad 5- Ahkâm

    ❖ Her bölüm, Okuma ve Ezber Olmak Üzere 2 Aşamadan Oluşmaktadır.

    ❖ Belirlenen konularla ilgili ayetler arasından, birkaç tanesini

    seçip konu ile ilgili olan kısımlarını aldık.

    ❖ Ayetlerin başında veya sonunda yer alan “…” İşareti, ayetin

    öncesinin veya devamının olduğunu gösterir.

    ❖ Sınavlar için Meal Sertifikasının son baskısından sorumlu

    olacaksınız.

    ❖ 5 Bölümü başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra Sertifika

    almaya hak kazanabilirsiniz.

    ❖ Çalışmamızın daha da faydalı olmasını istiyorsanız,

    eklememizi veya çıkarmamızı istediğiniz ayetler için iletişime

    geçebilirsiniz.

    SINAV HAKKINDA BİLGİ

    ✓ Ezber bölümü soruları ; Klasik + Test olarak gelecektir.

    ✓ Okuma Bölümü, Önsöz ve Dipnot bölümü soruları;

    Test olarak gelecektir.

    ✓ Geçme Notu; 75 Puandır.

    ✓ Ezber bölümündeki Sure isimlerini ve ayet numaralarını

    bilmeniz gerekmektedir.

    Erkek İletişim: 0538 958 16 89 Bayan İletişim: 0536 820 83 14

    w w w . f u r k a n v a k f i . n e t